HIRKA DAÐI YÜRÜYÜÞÜ VE KUTSAL ARDIÇ I ZÝYARET



Benzer belgeler
mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz... nisan 2005/sayý 83

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler *1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve

Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ

ALPER YILMAZ KIZILCAÞAR MAHALLESÝ MUHTAR ADAYI

Fiskomar. Baþarý Hikayesi

ERHAN KAMIŞLI H.Ö. SABANCI HOLDİNG ÇİMENTO GRUP BAŞKANI OLDU.

Dövize Endeksli Kredilerde KKDF

Faaliyet Raporu. Banvit Bandýrma Vitaminli Yem San. A.Þ. 01 Ocak - 30 Eylül 2010 Dönemi

SSK Affý. Ýstanbul, 21 Temmuz 2008 Sirküler Numarasý : Elit /75. Sirküler

.:: TÇÝD - Tüm Çeviri Ýþletmeleri Derneði ::.

ünite 3. Ýlkokullarla ilgili aþaðýdakilerden hangisi yapýlýr? Vatan ve ulus sevgisinin yerdir. 1. Okulun açýlýþ töreninde aþaðýdakilerden

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum


ÝÞÇÝ SAÐLIÐI VE ÝÞ GÜVENLÝÐÝ PROJESÝ

SENDÝKAMIZDAN HABERLER

BASIN AÇIKLAMALARI TMMOB EMO ADANA ÞUBESÝ 12. DÖNEM ÇALIÞMA RAPORU BASIN AÇIKLAMALARI

Yükseköðretimin Finansmaný ve Finansman Yöntemlerinin Algýlanan Adalet Düzeyi: Sakarya Üniversitesi Paydaþ Görüþleri..64 Doç.Dr.

Barodan Haberler. Edinilmiþ Mallara Katýlma Semineri (Akþehir) Anayasa Mahkemesine Bireysel Baþvuru Semineri. Türk Borçlar Kanunu Semineri

ünite1 3. Burcu yla çocuk hangi oyunu oynayacaklarmýþ? A. saklambaç B. körebe C. evcilik (1, 2 ve 3. sorularý parçaya göre yanýtlayýn.

GRUP TOPLU ÝÞ SÖZLEÞMESÝ GÖRÜÞMELERÝNDE UYUÞMAZLIK


ünite1 Kendimi Tanıyorum Sosyal Bilgiler 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez?

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler 1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve


Ücretlerin Bankalardan Ödenmesi Zorunlu Hale Getirilmiþtir

01 Kasým 2018

Dar Mükellef Kurumlara Yapýlan Ödemelerdeki Kurumlar Vergisi Kesintisi

Gelir Vergisi Kesintisi


2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor


ünite1 Sosyal Bilgiler

ÝNSAN KAYNAKLARI VE EÐÝTÝM DAÝRE BAÞKANLIÐI

5. 2x 2 4x + 16 ifadesinde kaç terim vardýr? 6. 4y 3 16y + 18 ifadesinin terimlerin katsayýlarý


Sunuþ. Türk Tabipleri Birliði Merkez Konseyi

DOÐALGAZ ÝÇ TESÝSAT MÜHENDÝS YETKÝLENDÝRME KURSU DÜZENLENDÝ

Ne-Ka. Grouptechnic ... /... / Sayýn Makina Üreticisi,

ADIYAMAN ÜNÝVERSÝTESÝ KURUMSAL KÝMLÝK KILAVUZU ADIYAMAN ÜNÝVERSÝTESÝ 2006


OKUL ÖNCESÝ EÐÝTÝM KURUMLARI YÖNETMELÝÐÝNDE DEÐÝÞÝKLÝK YAPILMASINA D YÖNETMELÝK Çarþamba, 10 Eylül 2008

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor

Ýstanbul hastanelerinde GREV!

BÝMY 16 - TBD Kamu-BÝB XI Bütünleþik Etkinliði

Ovacýk Altýn Madeni'ne dava öncesi yargýsýz infaz!


T.C YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ Esas No : 2005 / Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI

BÝRÝNCÝ BASAMAK SAÐLIK HÝZMETLERÝ: Sorun mu? Çözüm mü?



1. Böleni 13 olan bir bölme iþleminde kalanlarýn

YAZI ÝÞLERÝ KARARLAR VE TUTANAKLAR DAÝRE BAÞKANLIÐI

DONALD JOHNSTON OECD GENEL SEKRETERÝ INTERVIEW DONALD JOHNSTON OECD GENERAL SECRETARY

Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler. Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung. Freie Hansestadt Bremen.


Saðlýk çalýþanlarý GöREV'de


STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

2 - Konuþmayý Yazýya Dökme

ÇALIùMA HAYATINA øløùkøn ANAYASA DEöøùøKLøKLERø "Türkiye Cumhuriyeti Anayasasýnýn Bazý Maddelerinin Deðiþtirilmesi Hakkýnda Kanun" Av.

MALÝYE DERGÝSÝ ULAKBÝM ISSN

TEST. 8 Ünite Sonu Testi m/s kaç km/h'tir? A) 72 B) 144 C) 216 D) 288 K 25 6 L 30 5 M 20 7

7. ÝTHÝB KUMAÞ TASARIM YARIÞMASI 2012

Konular 5. Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23. Örnek Çalýþtay Gündemi 29. Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10

Simge Özer Pýnarbaþý

mmo bülteni mart 2005/sayý

Kýsa Çalýþma ve Kýsa Çalýþma Ödeneði

BASIN DUYURUSU ( ) 2002 Öðrenci Seçme Sýnavý (ÖSS) Yerleþtirme Sonuçlarý

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz Basýnda Odamýz eylül 2005/sayý 88 Aðustos 2005 Aðustos 2005 Aðustos

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi Açýldý TOHAV'ýn mülteci ve sýðýnmacýlara yönelik devam ettirdiði çalýþmalar kapsamýnda açtýðý SURUÇ MÜLTECÝ DANIÞM

Bolkar Daðlarý. AKD054 Acil Gerileme (-1)

Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý

Programýmýz, Deneyimimiz, Çaðdaþ Demokrat Ekibimiz ve Çaða Uygun Vizyonumuz ile Yeniden

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz aralýk 2005/sayý 91 Kasým

ASKÝ 2015 YILI KURUMSAL DURUM VE MALÝ BEKLENTÝLER RAPORU

Gelir Vergisi Kanununda Yer Alan Hadler


DENEME Bu testte 40 soru bulunmaktadýr. 2. Bu testteki sorular matematiksel iliþkilerden yararlanma gücünü ölçmeye yöneliktir.


Vergi Usul Kanunu Ceza Hadleri

Yat, Kotra Ve Her Türlü Motorlu Özel Tekneler Ýçin Geçerli Olan KDV Ve ÖTV Ora

konularýnda servis hizmeti sunan Sosyal Hizmetler Dairesi bir devlet kuruluºu olup, bu kuruluº ülkede yaºayan herkese ücretsiz hizmet vermektedir.

Kanguru Matematik Türkiye 2017


Kanguru Matematik Türkiye 2017

Güvenliðe Açýlan Sosyal Pencere Projesi ODAK TOPLANTISI SONUÇ RAPORU


DOÐA KOLEJÝ 2019 BURSLULUK SINAVI VELÝ BÝLGÝLENDÝRME KÝTAPÇIÐI

FÝYATLAR A. FÝYATLARDAKÝ GENEL GÖRÜNÜM

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3

www. adana.smmmo.org.tr

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Kanguru Matematik Türkiye 2017

KAMU MALÝYESÝ. Konsolide bütçenin uygulama sonuçlarýna iliþkin bilgiler aþaðýdaki bölümlerde yer almýþtýr. KONSOLÝDE BÜTÇE ÝLE ÝLGÝLÝ ORANLAR (Yüzde)

Corporate Stars, Türkiye nin en iyi markalarını bir araya getiren sosyal bir iş platformudur.

O baþý baðlý milletvekili Merve Kavakçý veo refahlý iki meczup milletvekili þimdi nerededirler?

Transkript:

Zonguldak Çaycuma da dün çöken köprü AKP belediyeciliði hakkýnda bilgiler veriyor. AKP li belediye baþkaný, köprü çökmeseydi köprüyü boyayacaklarýný söyledi Zonguldak ýn Çaycuma Ýlçesi nde dün (6 Nisan) 61 yýllýk köprü çöktü. Ýki otomobil, bir minibüs ve yayalar Filyos Çayý na uçtu. Olaya hemen müdahale eden itfaiye ekipleri kýyýya yakýn yerde bulunan bir otomobili ve içindeki dört kiþiyi kurtardý. Öbür otomobilde bulunan Suat Özcan ve Seyfi Þener kendi imkanlarýyla kurtulmayý baþarýrken kaybolan 15 kiþiyi arama çalýþmalarý sürüyor. Olayýn ardýndan kayýplarýn yakýnlarý arama kurtarma çalýþmalarýnýn baþlamamasýna tepki gösterdi. Kurtarma çalýþmalarý gece baþlayabildi. Çökmek üzere olan köprüye boyama çalýþmasý Köprünün çökmesinin ardýndan babasý da minibüs içinde olduðu öðrenilen Çaycuma Belediye Baþkaný AKP li Mithat Gülþen fenalýk geçirdi. Gülþen in anlattýklarý köprünün çökeceðinin tahmin edildiðini ortaya koydu. HIRKA DAÐI YÜRÜYÜÞÜ VE KUTSAL ARDIÇ I ZÝYARET Velayetname de anlatýldýðý gibi, Hacý Bektaþ Veli nin altýnda hýrkasýný yakarak ýsýndýðý Kutsal Ardýç ý ziyaret edip HIRKA Daðý zirvesine týrmanmayý, sonrada, orada piknik yapmayý, SEMAH dönüp deyiþ dinlemeyi düþlediniz mi hiç Düþlemiþseniz eðer, O düþ gerçek oluyor iþte Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneði yaþlýsý ve genci, kadýný ve de erkeði ile herkesi, ama herkesi, bu anlamlý etkinlikte birlikte olmaya, birlikte yürümeye çaðýrýyor Kutsal ARDIÇ altýnda Semah dönüp deyiþ söyleme hoþ ve de kutsal bir duygu olmalý Gelin bu güzelliði ve de kutsallýðý birlikte taçlandýralým O heyecaný birlikte yaþayalým HIRKA Daðý zirvesinden doðayý seyretmek, yüzyýllardýr varlýðýný yalnýz baþýna sürdüren ARDIÇ ý görmek istiyorsanýz eðer, 12.Mayýs Cumartesi günü gelin, birlikte olalým 8 DE Sayýn Baþbakan a cevabýmýzdýr. Biz bir Kur an okuruz, bir Kur an a benzemez. (Nesimi) Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan, Kuran-ý Kerim in okullarda öðretilmesinin önünün açýlmasýnýn ardýndan Alevilerin seçmeli ders talebinde bulunmasýný eleþtirerek, Ya Kuran sizin de kitabýnýz deðil mi? dedi. Bu durumda Sayýn Baþbakan ýn sorusunu cevapsýz býrakmamak gerekir. Aleviler in Kur an anlayýsý, algýlayýsý, yorumu ve uygulamasý ne Sünni ne de þii Ýslam anlayýþýna benzer. Her ikisinden de farklýdýr. Aleviliðin Ýslami mezheptarikat ve yorumlardan çok farklý olmasýnýn nedeni de budur. Alevilerin büyük bir çoðunluðu kendisini Ýslam olarak görür. Fakat bu Ýslam nasýl bir islamdýr. Süniliðin ve Þiiliðin kabul ettiði islamla uzaktan yakýndan benzerliði yoktur. Türkiye nin peribacalarý, kaya kiliseleri ve yer altý kent yerleþimleri ile en önemli kültür turizm merkezlerinden biri olan Kapadokya bölgesindeki tarihi ve turistik merkezleri, bu yýlýn ilk üç aylýk döneminde 262 bin 290 turistin ziyaret ettiði bildirildi. Elektrik Mühendisleri Odasý (EMO) Ankara Þubesi, elektriðe yapýlan yüzde 9.26'lýk zam ile doðalgaza yapýlan yüzde 18.72'lik zammý protesto etmek için bugün saat 13.00'te Yüksel Caddesi'nde bir basýn açýklamasý düzenledi. ABD ve Ýspanya dan sonra dünyanýn 3. büyük narenciye gen merkezi olan Adana Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Narenciye Gen Bahçesi, adýna "bilim ve teknoloji" (!) denilen bir üniversite için yok edilmek istenmektedir. Birçok özel tür ve çeþidin geriye dönüþü olmaksýzýn kaybolmasýna yol açacak bu karara direnen öðretim üyeleri, öðrenciler ve ODA`mýz yöneticileri ise kolluk kuvvetlerinin saldýrýsýna uðramýþ ve darp edilmiþlerdir. ODA`mýz saldýrýyý þiddetle kýnarken, sorumlular hakkýnda gereðinin yapýlmasýný beklemektedir. Adana`da 1976 yýlýndan itibaren oluþturulmaya baþlanan Türkiye`nin en büyük Narenciye Gen Bahçesi`nde bugün 21 farklý ülkeden getirilen 900`ün üzerinde farklý tür ve çeþit bulunmaktadýr.

12 Eylül 1980 askeri faþist darbesi bu ülke topraklarýnýn gördüðü birçok benzer faþist, gerici darbeden birisidir. Cumhuriyetten sonra ülkemizde toplumsal mücadeledeki emek ve demokrasi güçlerine karþý her fýrsatta komprador kapitalistler büyüttükleri, önleyemedikleri ekonomik krizleri ve ülke bütünlüðünü, milletin can güvenliðini bahane ederek halk muhalefetini bastýrmayý seçmiþlerdir. Bu bastýrma iþini de faþist ve gerici güçleri devreye sokarak bir dizi polisiye tedbirle; bu baský ve tedbirlerin yetmediði durumlarda askeri müdahaleler ve darbelerle gerçekleþtirmiþlerdir. 12 Eylül darbesi de bunlardan bir tanesidir. Daha önce 12 Mart 1971 faþist darbesi, bazý farklýlýklarý içinde barýndýrmýþ olmasýna raðmen 1960 darbesi de hep geliþmekte olan iþçi sýnýfý mücadelesine, özgürlükler mücadelesine karþý gerçekleþtirilmiþtir. Ankara da baþlayan 12 Eylülle hesaplaþma davasýna çeþitli siyasal yapýlar, kimi partiler, hatta faþist darbenin tetikçiliðini yapan piyon katilleri bile müdahil olmak için baþvurdular. Bu müdahillik baþvurusunda bulunanlarýn önemli bir kýsmý bizzat 12 Eylül darbesi öncesi, sýrasý ve sonrasýnda çeþitli baský, hak mahrumiyeti ve haksýzlýklara uðrayanlardan oluþuyor. Diðer yandan 12 Eylüle þakþakçýlýk yapan, yaðcýlýk yapan, 12 Eylülden ve benzeri darbelerden beslenen, palazlanan kimi kesimlerin davaya müdahil olmalarý ise tam bir komedidir. AKP hükümeti de 12 Eylül darbecilerinin yargýlama sürecine müdahil olmuþtur. Bu müdahil olma asla inandýrýcý deðildir, olsa olsa bugüne kadar baþarýyla sürdürdükleri takiyyeci karakterlerinin bir kez daha gözler önüne serilmesidir. Zira AKP iktidarýnýn on yýllýk icraatlarý faþist 1982 Anayasasýnýn uygulamalarýyla birebir örtüþmektedir. Faþist Kenan Evren i özel statüyle Marmaris te yaþatan, koruyan, kollayan ve hatta deneyimlerinden faydalanmak üzere kendisini bizzat ziyaret eden Baþbakan Recep Tayip Erdoðan dan baþkasý deðildir. Sadece R.T.E. deðil, Cumhurbaþkaný Abdullah Gül, Baþbakan Yardýmcýsý Bülent Arýnç da þuan güya yargýlanmasýný istedikleri Kenan Evren i çeþitli zamanlarda ziyaret etmiþ ve deneyimlerinden faydalanma yolunu seçmiþlerdir. Güya yargýlamak istedikleri Kenan Evren darbecisinin avukatlýðýný yapan kiþi de TBMM Adalet Komisyonu Baþkaný AKP li Ahmet Ýyimaya'dýr. AKP nin hazýrladýðý yeni anayasa bir aldatmacadan öteye geçmemektedir. 1982 Anayasasýndaki hiçbir anti-demokratik hükmün kaldýrýlmasý sözkonusu deðildir. AKP nin Anayasasýnda da, antidemokratik seçim barajý devam edecek; yolsuzluklar, hak ihlalleri vb suçlarý iþleyen milletvekilleri ve üst düzey kamu görevlilerinin dokunulmazlýklarýna dokunulmamakta; 12 Eylül ün en önemli bilim düþmaný kurumlarýndan YÖK muhafaza edilmekte; memurlarýn toplu sözleþme haklarý, öðrencilerin örgütlenmeleri önündeki tüm yasal engeller aynen devam etmektedir. Birçok yerde halen faþist Kenan Evren ve diðer generallerin isimleriyle anýlan yerlerin deðiþtirilmesi talepleri yine AKP li ve MHP li Belediye baþkan ve Bel.Meclis üyeleri tarafýndan reddedilerek aynen devam ettirilmektedir. Ýçiþleri bakanlýðýnýn emriyle Doðu ve Güneydoðu Anadolu da binlerce köy isminin deðiþtirildiði bir ülkede, tarihin büyük katilleri Yavuz un, Kuyucu Murat larýn, Topal Osman ýn, Sabiha Gökçen, Kenan Evren ve baþkaca birçok katilin ismi havaalanlarýna, okullara, alanlara, caddelere, bulvarlara ve sokaklara verilmektedir. 12 Eylül 1980 darbesi sonucu gözaltýna alýnan 650.000 kiþi, fiþlenen 1 milyon 683 bin kiþi, açýlan 210 bin dava, istenen 7 bin idam, verilen 517 idam, idam edilen 50 kiþi, TCK nin 141, 142 ve 163. maddelerine göre yargýlanan 71 bin kiþi, iþkencede 171 ve ayrýca kuþkulu þekilde öldürülen yüzlerce, sakat kalan binlerce insan, doðduðu ülkeyi terk edip mülteci koþullarýnda yaþamak zorunda býrakýlan 30 binden fazla insan, imha edilen binlerce dergi ve kitap, yakýlan filmler ve kapatýlan gazeteler Ýþte bu büyük acýlarý yaþatanlar 1982 Anayasasýnda geçici 15. madde ile dokunulmaz kýlýnmýþtýr. AKP tarafýndan deðiþtirilen 15.madde ise sadece bir kandýrmacadýr. AKP Anayasasý faþist darbecilerin ve çeþitli katliamlarý gerçekleþtiren katillerin avukatlýðýný yapanlarca ve tamamen kendi çýkarlarýna uygun yapýlmaktadýr. Anayasayý kendileri için hazýrlayanlarýn yargýlamalarý da, davaya müdahil olmalarý da göstermeliktir. Gerçek bir yargýlama sadece 12 Eylül askeri faþist darbesini yapan iki generalin sözde yargýlama süreciyle geçiþtirilemez. Yapýlmasý gereken 12 Eylül 1980 öncesi uluslararasý sermayeyle komprador kapitalistlere, gericilere hizmet eden, Maraþ, Çorum, Sivas katliamlarý sorumlularýný koruyan sadece iki darbeci generali deðil, darbe yapan, destekleyen, susan ve onaylayan zihniyeti yargýlamaktýr. Bu gün Ankara da devam eden davada darbeciler sözde yargýlanmakta, adeta bir komedi tiyatro oyunu sahnelenmektedir. Gerçek yargýlama, dönemin tüm sorumlularýnýn ve bu insanlýk düþmaný zihniyetin yargýlanmasý, 1980 Anayasasýnýn dayattýðý tüm anti demokratik yasalarýn ve uygulamalarýn kaldýrýlmasý ile olur. Kaldý ki, adaletli bir yargýlamayý 12 Eylül ürünü partiler ve kurumlar yapamaz. Darbeci zihniyeti ancak halk yargýlar. 6 Nisan 2012 Zonguldak Çaycuma da dün çöken köprü AKP belediyeciliði hakkýnda bilgiler veriyor. AKP li belediye baþkaný, köprü çökmeseydi köprüyü boyayacaklarýný söyledi Zonguldak ýn Çaycuma Ýlçesi nde dün (6 Nisan) 61 yýllýk köprü çöktü. Ýki otomobil, bir minibüs ve yayalar Filyos Çayý na uçtu. Olaya hemen müdahale eden itfaiye ekipleri kýyýya yakýn yerde bulunan bir otomobili ve içindeki dört kiþiyi kurtardý. Öbür otomobilde bulunan Suat Özcan ve Seyfi Þener kendi imkanlarýyla kurtulmayý baþarýrken kaybolan 15 kiþiyi arama çalýþmalarý sürüyor. Olayýn ardýndan kayýplarýn yakýnlarý arama kurtarma çalýþmalarýnýn baþlamamasýna tepki gösterdi. Kurtarma çalýþmalarý gece baþlayabildi. Çökmek üzere olan köprüye boyama çalýþmasý Köprünün çökmesinin ardýndan babasý da minibüs içinde olduðu öðrenilen Çaycuma Belediye Baþkaný AKP li Mithat Gülþen fenalýk Serhat KORKMAZ Elektrik Mühendisleri Odasý (EMO) Ankara Þubesi, elektriðe yapýlan yüzde 9.26'lýk zam ile doðalgaza yapýlan yüzde 18.72'lik zammý protesto etmek için bugün saat 13.00'te Yüksel Caddesi'nde bir basýn açýklamasý düzenledi. "AKP dikkat, faturada yüksek gerilim", "Zamlar Geri alýnsýn, 'Gaz'ýklandýk","Sermayeye uþak, halka Kasýmpaþalý" yazýlý dövizler taþýyan protestocular adýna basýn açýklamasýný okuyan Ebru Akgün Yalçýn yapýlan son zamlarýn emekçilerin hayat koþullarýný daha da kötüleþtirdiðini söyledi: "Asgari ücret artýþýnda, iþçi ve emekçilerine yapýlacak zam konusunda kaþýkla verme politikasý güden AKP hükümeti, insanlarýn en temel ihtiyacý olan elektrik, doðalgaz, benzinde halktan kepçe ile almakta; emekçilerden verginin vergisini alarak iktisat teorilerini alt üst edebilmektedir." "Plansýz ve dýþa baðýmlý enerji politikasýný reddediyoruz" diyen Yalçýn, hükümetin enerji politikasýnýn tüketicilere yansýmalarýna þöyle geçirdi. Gülþen in anlattýklarý köprünün çökeceðinin tahmin edildiðini ortaya koydu. Gülþen in ifadeleri AKP belediyeciliði hakkýnda ipuçlarý da verdi. Gülþen, çökme tehlikesi bulunan köprüye onarým çalýþmasý yerine boyama çalýþmasý yapýlacaðýný da söyledi. Gülþen in ifadeleri þu þekilde: "Bir kaç gün önce arkadaþlara, 'Köprüyü boyayalým' demiþtim. Çizgileri yapýlacaktý. Sipariþleri verildi. Ama 'her an her dakika burasý göçebilir' diye aklýma da geldi. Çünkü çayda sel vardý. Kayýplarýn isimleri belli oldu Minibüs sürücüsü Ýsmail Örenbaþ. Minibüsteki yolcular; Mehmet Baþören, Meryem Baþören, Tahir Özkafa, Kadýn Saraç, Serdar Saraç, Aziz Gülþen, Kemal Gülþen, Sezgin Gülþen, Alim Baþören. Yayalar; Hayriye Güner, Nazife Kabuk, Veli Kaya, Necati Azaklýoðlu, Ali Rýza Kaya. Sendika.Org 07 Nisan 2012 sýraladý: *Tüketicilerden sayaç okuma bedeli adý altýnda, bedelini ödeyerek satýn aldýðý enerji için ayrýca bedel ödetiliyor. *Mevcut kayýplarýn en aza indirilmesi daðýtým þirketlerinin sorumluluðunda iken kayý/kaçak bedeli adý altýnda tüketicilerden ayrýca para alýnýyor. *Kaçak elektrik kullanýmý sadece bir enerji hýrsýzlýðý olarak deðerlendiriliyor. *Ýnsanlarýn yaþamalarý için gerekli enerji miktarý sosyal devlet marifetiyle karþýlanmýyor. *"Kaçak elektrik kullanýmý" algýsýnýn sadece konutlarda olabileceði düþünülüyor. Büyük sanayi kuruluþlarýnýn payý görmezden geliniyor. *Baðlama bedeli, kesme-baðlama bedeli ve güvence bedeli adý altýnda vatandaþtan fazla ücret alýnýyor. Basýn açýklamasý Yüksel Caddesi'nde bulunan Ýnsan Haklarý Anýtýna ampul konmasýyla son buldu. (SK/ÇT) Ankara - BÝA Haber Merkezi 07 Nisan 2012

Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ Cuma Onur ÞAHÝN Enerjide "kendi elektriðini kendin üret" dönemi baþladý. Yeni düzenlemeyle isteyen herkes, lisans almadan 500 kilovata kadar elektrik üretebilecek. Ýhtiyaç fazlasý elektrik ise satýlabilecek. Daha ucuza elektrik kullanmak ister misiniz? Enerji Piyasasý Düzenleme Kurumu'nun 10 Mart'ta yürürlüðe giren tebliðiyle bu mümkün. Artýk, gerçek ya da tüzel kiþiler, þirket kurmadan yenilenebilir enerji kaynaklarýyla kendi elektriðini üretebilecek. Yrd. Doç Numan Çetin "Hedefimiz þu, yerinde üretim, yerinde tüketim. Böyle olduðu zaman hem kayýp, kaçaklarýmýz azalýyor, hem de yerli kaynaklarýmýzý kullanmýþ oluyoruz." dedi. Elektrik üretimi için kurulan rüzgar türbini ya da güneþ paneli sistemi en fazla 10 yýl içinde kendini amorti ediyor. 5 kilovatlýk bir sistem, bir evin ihtiyacýný görebilecek seviyede. Bu sistemin de ortalama maliyeti 15-20 bin lira civarýna mal oluyor. 150 dairelik bir sitedeki yatýrýmýn amorti süresi ise 3 yýla kadar düþüyor. Düzenlemeden yararlanmak için bir yýllýk elektrik faturasýyla, elektrik daðýtým þirketine baþvurmak yeterli. Bulunduðunuz yerin koordinatlarýna göre rüzgar ve güneþ açýsýndan deðerlendirme yapýlýyor. Tüketim deðerlerinize karþýlýk gelen elektrik enerjisi deðerini üretebilecek rüzgar tribününü belirleniyor. Uygulama, üretilen fazla elektriðin, daðýtým þirketine satýþýna imkan veriyor. HIRKA DAÐI YÜRÜYÜÞÜ VE KUTSAL ARDIÇ I ZÝYARET Velayetname de anlatýldýðý gibi, Hacý Bektaþ Veli nin altýnda hýrkasýný yakarak ýsýndýðý Kutsal Ardýç ý ziyaret edip HIRKA Daðý zirvesine týrmanmayý, sonrada, orada piknik yapmayý, SEMAH dönüp deyiþ dinlemeyi düþlediniz mi hiç Düþlemiþseniz eðer, O düþ gerçek oluyor iþte HACI BEKTAÞ VELÝ KÜLTÜR DERNEÐÝ yaþlýsý ve genci, kadýný ve de erkeði ile herkesi, ama herkesi, bu anlamlý etkinlikte birlikte olmaya, birlikte yürümeye çaðýrýyor Kutsal ARDIÇ altýnda Semah dönüp deyiþ söyleme hoþ ve de kutsal bir duygu olmalý Gelin bu güzelliði ve de kutsallýðý birlikte taçlandýralým O heyecaný birlikte yaþayalým HIRKA Daðý zirvesinden doðayý seyretmek, yüzyýllardýr varlýðýný yalnýz baþýna sürdüren ARDIÇ ý görmek istiyorsanýz eðer, 12.Mayýs Cumartesi günü gelin, birlikte olalým HIRKA DAÐI YÜRÜYÜÞÜ VE KUSAL ARDIÇ ziyareti bundan böyle derneðimizce her yýl geleneksel olarak sürdürülecek Etkinlikle ilgili ayrýntýlý açýklama daha sonra derneðimizce yapýlacak Saygýlarýmýzla HACI BEKTAÞ VELÝ KÜLTÜR DERNEÐÝ Sulucakarahöyük/NEVÞEHÝR Hüseyin KÝAM Nevþehir de Kanser Haftasý nedeniyle Ýl Saðlýk Müdürlüðü tarafýndan çeþitli etkinlikler düzenleniyor. Nevþehir Ýl Saðlýk Müdürlüðü tarafýndan Kanser Haftasý dolayýsý ile Nevþehir il merkezinde bulunan liselerde öðrencilere ve merkez ilçeye baðlý köylerde vatandaþlar için bilgilendirme toplantýlarý düzenleniyor. Toplantýlarda katýlýmcýlara, Kanser nedir, Kanser Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri, Erken Teþhiþsin Önemi, Beslenme Kanser Ýliþkisi konularýnda bilgiler veriliyor. Eðitim programýna Saðlýk Ýl Müdürlüðü Eðitim Þube Müdürlüðü personelleri Saðlýk Memuru Sezayi Kýlýç, Hemþire Bahar Þahin, Ebe Zeynep Daðdeviren ve Ebe Tuðba Yalçýn katýlýyor. Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ Güneþ KAÝM Pancar Pezik Deðil Mi türküsü ile tanýnan Hacýbektaþlý Halk Ozaný Veli Kangal 6 Nisan 2012 Cuma gecesi rahatsýzlýðý nedeniyle hakka yürüdü. Aþýk Veli Kangal, Kýrþehir in Kaman ilçesinden 6 Nisan 2012 Cuma gecesi Hacýbektaþ a getirilirken Kýrþehir yakýnlarýnda saat 23.33 sýralarýnda hakka yürüdü. Aþýk Veli Kangal, memleketi Hacýbektaþ Engel Köyü nde 7 Nisan 2012 Cumartesi günü Aile efradý, yakýnlarý ve sevenleri tarafýndan topraða verildi. XX yy Türk Halk Þairleri Antolojisi nde, 1924 yýlýnda Mucur da doðdu. Eðitim görmedi. Hemþerisi Burunsuz Hacý dan saz dersleri aldý. Önceleri usta mali satan ve çevre türkülerini söyleyen aþýk yirmi yaþýndan sonra özgün deyiþleriyle kiþiliðini buldu. Kendi þiirlerini besteleyip, çalýp, söyleyerek tanýndý. Bazý türküleri plaklara, bantlara okundu. Halen Hacýbektaþ ta oturan aþýk, geçimini sazý ile saðlamaktadýr. Diye bilgi verilmektedir.

Sedat YILMAZ AKP hükümeti tarafýndan alelacele hazýrlanarak Meclis gündemine getirilen ve eðitim sisteminde köklü deðiþikliklere neden olacak olan 4+4+4 þeklinde formüle edilen eðitim yasasýný Kamu Emekçileri Sendikalarý Konfederasyonu (KESK) Genel Baþkaný Lami Özgen deðerlendirdi. Uzun yýllar eðitmenlik yapan Özgen, sistemin asimilasyoncu ruhunun sürdüðüne dikkat çekti. Türkiye de eðitim sistemi neredeyse her yýl bir revizyondan geçiriliyor. Sistem neden sürekli deðiþtiriliyor? Türkiye deki eðitim sorununa yönelik deðerlendirme yapýlýrken öncelikle Türk eðitim sistemi ve eðitim modeline bakmak lazým. Bu modelin açýk bir programatik yapýsý vardýr, bir de örtük eðitim programý vardýr. Asýl örtük eðitim programýna ve sisteminin teþkilatlanmasýna bakmak lazým. Örtük eðitimi biraz açar mýsýnýz, ne var içinde? Türkiye eðitim sistemi dediðimiz sistem cumhuriyet sonrasý resmi devlet ideolojisi çerçevesinde þekillenmiþ tekçi sistemdir. Yani merkezden yönetilen ve o günün koþullarýnda hareketle resmi devlet modeline uygun insan yetiþtirme sistemidir. Tabii o dönemin kapitalist üretim iliþkileri içinde þekillenmektedir. Bunlarý bir araya getirdiðimizde ulus devlet modeli içinde doðal olarak tekçi, belli oranda otoriter, bütün ötekileri yok sayan ve ayný paralelde de asimilasyoncu bir karaktere sahip bir eðitim modelidir. O halde bahsettiðiniz tekçi ve ötekileþtiren uygulamalarda stratejik olarak bir deðiþiklik yok, sadece günün koþullarýna uyarlama mý var? Þu an deðiþiyor denilen eðitim sistemi 20 li ve 30 lu yýllarda süregelen sistemin kendisidir. Kimi dönemlerde sistemde kýsmi deðiþiklikler yapýlmýþtýr. Yapýlan deðiþiklikler de dönemin özgün ihtiyaçlarýna göre yapýlýyor. Asýl özü itibariyle, Türkiye eðitim sisteminin temel felsefesi, ideolojik yapýsý ve programatik yapýsý hep devam etmektedir. Özü itibariyle en az deðiþen bir eðitim sistemidir. Bu haliyle Türkiye deki eðitim sistemi yamalý bohçaya döndü. Bu deðiþiklikler de doðal olarak hem eðitim alanýnda bulunan emekçileri, hem velileri hem de eðitim hakkýna sahip öðrencileri doðrudan ilgilendiriyor. Nereden icap etti bu deðiþiklik? Eðitim sistemi elbette deðiþmelidir. Bugün Türkiye deki bütün eðitim bilim uzmanlarý, üniversiteler de bunu ifade ediyor. Ancak AKP nin buna sýðýnarak öne çýkardýðý bu deðiþiklik aslýnda köklü ve bütünlüklü sistem arayýþý deðildir. AKP nin mevcut programýna baktýðýmýzda eðitim sisteminde köklü deðiþiklik isteði yoktur. AKP nin dört tane grup baþkan vekili demek ki kendi aralarýnda oturup bir karar aldýlar. Bütün toplumu ilgilendiren bir konuyu, 4 kiþi kendi arasýnda bir kanun tasarý haline getirerek önümüze koyuyorlar. Toplumun haberi yok, sendikalarýn, derneklerin, yurttaþýn, öðrencinin haberi yok, velinin haberi yok... Benim kiþisel görüþüm; AKP kendi geleceðini garanti olarak görmediði için, giderayak kendi ihtiyaçlarý çerçevesinde bu sisteme yönelik deðiþiklikleri yapma ihtiyacýný gördü. Siz nasýl bir deðiþiklik öneriyorsunuz? Bu ülkede yaþayan bütün farklý kesimlerin eðitim ihtiyacý, talep ettikleri eðitim sistemi geliþtirilmeli. Temel insan hakký olan eðitim hakký herkese devlet tarafýndan ücretsiz verilmelidir. Ayný zamanda eðitim kamusal nitelikte olmalý ve insanlar kesintisiz olarak belli bir yaþa kadar toplumun ihtiyaçlarýna göre kendi anadillerinde eðitim görmelidir. Toplumun bu eðitim sistemi talebini görmezden gelerek tamamen kendi partisinin içindeki bir ekibin ihtiyaçlarýna göre öne çýkarýlmýþ bir durum var ortada. Sözüm ona 28 Þubat süreciyle hesaplaþma doðrultusunda kamufle ederek tepkileri nötrlemeye çalýþýyor ki bu da doðru deðildir. Þu an yürütülen eðitim politikalarýnýn tümü 12 Eylül sonrasý generallerin biçimlendirdiði eðitim sistemidir. Bahsettiðiniz süreçte gerçek anlamda dindar olan insanlar maðdur olmadý mý? Elbette 28 Þubat dönemi belli oranda gerçek anlamda dindar dediðimiz belli kesimleri maðdur etmiþtir, onlara yönelik bazý uygulamalarý hayata geçirmiþtir. O dönemde Eðitim Sen ve KESK olarak biz darbe karþýtý duruþumuzu öne çýkararak bunu net ifade ettik. Ancak AKP ve iktidarda olanlar bundan kendilerine fayda saðlýyor, halka deðil. Büyük bir kesim bu deðiþiklikten memnun gözüküyor, ya da medya üzerinden böyle gösteriliyor. Saðlýk konusunda da böyle bir memnuniyet vardý. Ama saðlýk politikasý 1 Ocak itibari ile iflas etti. 2007 seçim sürecinde parasýz saðlýk propagandasýný yaptýlar, yurttaþ inandý buna. Ancak þimdi, katký payý, ilaç katký payý, reçete katký payý doruða ulaþtý. Genel Saðlýk Sigortasý yla yoksul, saðlýða eriþemez olan yurttaþlarýn bir nevi saðlýk hakkýný elinden aldý. Belli bir süre sonra yurttaþ, her gittiði saðlýk ocaðý ile hastanede, her ilaç kalemine göre katký payý ödediðinde ve geliri olmadýðý halde saðlýktan yaralanamadýðý zaman bu saðlýk politikasýnýn iflas ettiðini görecek. Þimdi ayný þey eðitim politikasý için de geçerlidir. Yurttaþýn eðitim hakký mý elinden alýnýyor? Eðitim temel insan hakkýdýr. Uluslararasý sözleþmelerde de böyledir. Her devlet kendi yurttaþýna belli bir süre kesintisiz olarak ve kamusal düzeyde ücretsiz bu eðitimi vermek zorundadýr. Ayný zamanda toplumlarýn farklýlýklarýný da gözeterek anadilde olmasý gerekir. Pedagojik olarak düþünce sistematiðinin ve yeteneklerin geliþeceði bir yaþ seviyesi vardýr ve o yaþ seviyesine uygun bir süre eðitim almasý gerekir. Biz buna kesintisiz eðitim diyoruz. Bu kesintisiz eðitim kimi ülkelerde 8 yýldýr, kimi ülkelerde 10 yýldýr, kimi ülkelerde ise 11 yýldýr. Mevcut süreçte öne çýkarýlan modelin adý 4+4+4 deðil, ne olursa olsun eskiden farklý olmayacak. Eðitim hakký kesintiye uðratýlýyor. 4 yýl zorunlu oluyor; 4. sýnýftan sonra yurttaþ çocuðunu okula göndermeyebilir, ama bu olmaz. Uluslararasý sözleþmelerde olmaz. Hükümet bunu önlediðini söylüyor Bilimsel olarak bir çocuðun yeteneklerinin ortaya çýkmasý için temel eðitimi olmalýdýr. Kesintili eðitim ile ayný zamanda örgün eðitim dýþýna çýkmanýn önü açýlýyor. Örgün eðitim dýþýna çýkan çocuk evde oturmayacak. O çocuk genelde aðýrlýklý olarak dar gelirli, yoksul, fakir kesimlerin çocuklarý olacaktýr. Yani eðitimde dezavantajlý dediðimiz gruplarýn çocuklarý olacaktýr. Bu çocuklar doðal olarak aileleri tarafýndan sanayi kesimine yönlendirecektir. Diðer bir deyiþle ucuz iþ gücü olacaktýr ve böylece çocuk yaþta uluslararasý sözleþmelere aykýrý bir þekilde sermaye kesimine ucuz iþ gücü saðlamýþ olacaktýr. Yani ücret ve sigorta açýsýndan, çalýþma koþullarý ve saðlýk koþullarý açýsýndan tamamen þu an Türkiye nin mevzuatýnýn dýþýnda kalan kocaman bir iþ gücüdür bu. Ayný þekilde bu modelin cinsiyetçi ayrýmcý bir modeli vardýr. 4 yýldan sonra eðitim dýþýna çýkan kýz çocuklarý, özellikle kýrsal kesimde halen var olan çocuk gelinler in kat kat artmasýna sebep olacaktýr. Milyonlarca iþsiz varken neden çocuk iþçiliðine ihtiyaç duyulsun ki? Toplumun etnik, mezhepsel, dil ve bölgesel anlamda eþitsizlikleri vardýr. Buna paralel üniversite mezunu birçok iþsiz var. Fakat bu modelde, 4. sýnýftan sonra özellikle çocuk iþçiliðinin geliþimi klasik anlamda bizim çýrak dediðimiz sistem ile iþverenlerin ya da sanayicilerin iþini kolaylaþtýrýyor. Yetiþkin ve pahalý bir iþsiz çalýþtýracaðýna 15 tane çocuk çalýþtýrmak onlarýn lehinedir. Daha avantajlýdýr. Ayrýca 4. sýnýftan sonra özellikle Ýmam Hatip Liseleri ne eski klasik ortaokul sýnýfý düzeyinde öðrenci akýþýný saðlamak diðer temel etkenlerden biridir. AKP hükümeti muhafazakar gençliði eksik ve yetersiz görüyor ki çocuk yaþta akýþý daha da arttýrmak istiyor. AKP muhafazakar kesimin beklentilerini, ihtiyaçlarýný karþýlarken kendisini dýþlamýþ, farklý ve öteki hisseden kesime cevap olabiliyor mu? Yýllardýr bu ülkede özellikle Alevi toplumunun zorunlu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersine karþý bir duruþu var. Bu ülkede sosyal demokrat, laik, devrimci, sosyalist yurtseverlerin de bir eðitim talebi var. Ayný çerçevede bu ülkede farklý etnik kimlikler ve etnik gruplar vardýr. Baþta Lozan a göre eðitim hakký olan azýnlýk gruplarý, mevcut eðitim sistemi içinde kendi okullarýnda, kendi dillerinde, kendi kültürlerinde yeterince eðitim gerçekleþtiremezken, özelikle Kürtlerin ve diðer haklarýn anadilde eðitim talebi ortada iken, AKP, toplumun geniþ bir kesimi istiyor diyerek böyle bir sistemi öne çýkardýðý zaman bu ülkenin bütün kimlikleri ne olacak diye sormak lazým. Kürt yok, Çerkes yok, Laz yok, Arap yok, bütün azýnlýklar yok, Aleviler yok, daha deðiþik toplumsal grup ve katmanlar yok... Bu, tekçi, otoriter, baskýcý, asimilasyoncu ve özü itibari ile anti-demokratik olan eðitim modelinin farklý versiyonudur. Dini anlamda daha otoriter, baskýcý, ayrýmcýdýr. Kürtler, Lazlar, Çerkesler, Aleviler, Ermeniler, Rumlar, Süryaniler, bu eðitim sistemi içinde yoktur. Bu insanlarýn dün eðitim sisteminde yeri yoktu, bugün de yok sayýlacaklar. Öteki olarak görülecek, rencide edilecekler, hakarete uðrayacaklar ve özellikle asimile edilmeye devam edilecekler. Milli Eðitim Bakaný nýn Kürtçe seçmeli ders olabilir, zorunlu din dersi kaldýrýlabilir þeklinde ifadeleri var Tek kelimeyle alay ediliyor. Kürtlerle ve bütün etnik kimliklerle alay edilmektedir. Pedagojik olarak her birey en iyi eðitimi kendi anadilinde alýr, kendi anadilinde geliþir ve kendi anadilinde aldýðý eðitim ile bütün ilgi ve yeteneklerini açýða çýkarýr. Sormak lazým, seçmeli Kürtçe dersi ile Kürt çocuklarý Kürtçe mi öðrenecekler yoksa Kürtçe eðitim alarak, kendi ilgi ve yeteneklerini geliþtirerek akademik düzeylerini mi geliþtirecekler? Örneðin Kürtlerin talebi net ve açýktýr. Uzun yýllardýr ifade ettikleri, anadilde eðitim talebidir. Yani mevcut eðitim sisteminin anadilde eðitim yapýlacak þekilde düzenlenmesidir. Kürtlerin buna tepki göstereceðini düþünüyorum. Çünkü seçmeli ders demek baþka bir þeydir, anadilde eðitim demek baþka bir þeydir. Bakan belli oranda tepkileri manipüle etmek ya da belli kesimlerin kafasýný bulandýrmaya yönelik bir tutum içindedir. Bu, Alavere dalavere Kürt Mehmet nöbete söyleminin baþka bir versiyonudur. Artýk Kürtler kanmýyor ve bu mantýk AKP ye bir þey kazandýrmaz. TRT 6 bunun en bariz örneðidir. Son zamanlarda KESK in birçok üyesi ve yöneticisi tutuklandý. Son olarak bu konu hakkýnda neler söyleyeceksiniz? AKP hükümeti geçmiþteki bütün hükümetler gibi sisteme muhalif olan, eylemini hayata geçiren, Türkiye deki emek ve demokrasi güçlerini bir araya getiren KESK e karþý alabildiðine bilinçli, keyfi, sistematik þekilde baský ve sindirme politikalarý devam ettiriyor. Özellikle son 3 yýldýr çok sistemli bir þekilde bütün sendikal eylem ve etkinliklerimize, terörle mücadele yasasý bahane edilerek gözaltý ve tutuklama yapýlmýþtýr. KESK gibi muhalif olan, meþru bir mücadele geleneði olan bir sendikaya karþý onun verdiði mücadeleyi engellemek, kamuoyu nezdinde kriminalize ederek geriletmeyi hedefliyor. Ancak KESK i var eden bütün dinamikler, ortak bir duruþla bunu boþa çýkarýyorlar. Kimse bizi Memur-Sen e mahkum edemez Biraz da 4688-2821 -2822 sayýlý yasalardan konuþmak istiyoruz. Ýþçi ve memurlarý ilgilendiren bu yasalar þu an Meclis te. Bunlara iliþkin neler söyleyeceksiniz? AKP hükümeti toplumun bütün kesimlerini dizayn ederken, ayný zamanda çalýþma yaþamýný da dizayn ederek geçmiþten bugüne hem iþçi sendikalarý baðlamýnda hem de kamu emekçileri sendikalarý baðlamýnda sisteme karþý hak arama mücadelesiyle öne çýkan, direnen, mücadele eden sendikalarý budamaya yönelik bir baský süreci iþletti. Bunun somut örneði, 4688 sayýlý kamu çalýþanlarý yasasýdýr. Sendikalar yasasý grevsiz ve toplu sözleþmesiz olduðu için, örgütlenme özgürlüðünün önünü kestiði için ILO Türkiye yi kara listeye aldý. Hükümet ILO ya yasalarý deðiþtireceðine dair söz verdi ancak gerçek bir toplu sözleþme sistemi getirmiyor. Daraltýlmýþ, mali ve sosyal haklarla sýnýrlandýrýlmýþ bir toplu sözleþme sistemidir bu. Ýkincisi tüm yetkileri tek taraflý olarak yandaþ olan bir sendikaya veriyor. Üçüncü taraf olan diðer konfederasyonlar toplu sözleþme sürecinde taraf olarak kabul ediliyor ama itiraz haklarý yok. Böylece sadece gelsinler, katýlsýnlar taleplerini söylesinler ama hiçbir yetkiye sahip olmasýnlar diyor. En vahim olaný toplu sözleþmeyi konfederasyonla sýnýrlandýrarak sendikal alanda iþ kolu sendikacýlýðýný iþlevsiz hale getiriyor. O konfederasyonundan 10 kiþi toplu görüþmeye katýlacak ancak genel baþkan imzaladý mý o toplu sözleþme geçerli olacak. Bu dünyanýn hiçbir yerinde yok. Þu anda bütün kamu emekçilerinin geleceði Memur- Sen Genel Baþkaný na baðlýdýr. Böyle bir sistem olur mu? Bunu asla kabul etmiyoruz, etmeyeceðiz. Bizim için bu yasa yok hükmündedir. (Bu yazý 30.03.2012 tarihli Günlük Gazetesi'nden alýnmýþtýr.)

Ýtalya'nýn 60'lý yýllarýn sonundan 80'li yýllarýn baþýna kadar süren ve sekiz büyük katliamýn yaþandýðý "Kurþunlu Yýllar"ýnýn bir kesiti anlatan "Bir Katliamýn Romaný", Ýtalyan halkýnýn bugünkü apolitik hale nasýl geldiýinin ipuçlarýný veriyor. Rosalino LEVANTÝNO Planlý ve gizli operasyonlarla bir grubun, bir bölgenin ya da bütün bir ülkenin psikolojik, sosyal ve siyasi anlamda destabilize edilmesine bir dönem Ýtalya'da Gerginlik Stratejisi adý verilmiþti. Geçen hafta çizmenin 208 sinema salonunda gösterime giren "Bir Katliamýn Romaný" (Romanzo di una Strage) adlý filmde 1969 yýlýnda Milano'nun Fontana meydanýndaki patlamanýn sorumluluðu mevzubahis gizli güçlere yükleniyor. Kapitalizme teslim olmuþ Katolik Ýtalya halkýnýn günümüzde geldiði apolitik seviye gözönüne alýnýrsa özellikle 70'li yýllarda aktif olan Gladio'nun amacýna ulaþtýðý rahatlýkla söylenebilir. Gerginlik stratejisi 60'lý yýllarýn sonundan 80'li yýllarýn baþýna kadar süren, çeþitli þiddet olaylarýnýn resmigeçidi olarak algýlanabilecek ve Ýtalya'da "Kurþunlu Yýllar" olarak bilinen dönemde sekiz katliam yaþanmýþtý. Sinema yönetmeni Margaret Von Trotta'nýn 1981 tarihli "Anni di Piombo" (Kurþunlu Yýllar) adlý filminden adýný alan ve memleketin binbir türlü vesileyle karartýlmak istenen atmosferinde Pier Paolo Pasolini dahil çeþitli muhalif seslerin susturulmasý da kullanýlan yöntemlerdendi. Gerginliði artýrmak için suikast, adam öldürme, adam kaçýrma, askeri niteliði olan ama orduya baðlý olmayan, yani paramiliter operasyonlar, psikolojik mücadele, zorlayýcý ekonomik tedbirler gibi vasýtalarýn kullanýmýnda devlet fazlasýyla hoyrat davrandý. Mevzubahis araçlara çatýþmayý destekleme, tahrik etme ve þiddetsiz çeliþmeleri ajan provokatörler aracýlýðýyla þiddete çevirmenin de dahil edildiði herkesçe malum. Sorumluluðu baþkasýna yüklenerek yürütülen bu operasyonlarýn faturasý baþkalarýna kesilir, bu sayede düþmanýn ismi kötüye çýkarýlmýþ olur, filmimizde de zaten günah keçiliði anarþistlere düþer. "Dünyayý kitaplarla deðiþtirmek, haksýzlýklara karþý kitaplarla mücadele etmek" þiarýyla hareket eden Feltrinelli Yayýnevi de payýna düþeni alacaktýr. Ýstikrarsýzlaþtýrmaya yönelik bu strateji birçok kaynaða göre ABD tarafýndan kurgulanmýþ, rejimin çökme tehlikesiyle karþý karþýya kaldýðý Ýtalya, hatta Türkiye gibi ülkelerde panik havasýný tüm topluma yaymaya ve diktatörlüðe razý edilen halklarýn iktidara kayýtsýz baðlýlýklarýný saðlamaya yönelik olarak yürütülmüþtü. Tabii Ýtalya'da çeþitli askeri darbe teþebbüslerinden bahsedilse de "Bir Katliamýn Romaný" adlý filmde ifþa edilen Gladio ve arka plandaki NATO'nun gizli eli, amaçlarýna neo-liberalist politikalarýn sermaye realizmi aracýlýðýyla ulaþtýlar, geliþmenin yegâne kriteri olarak iktisadi rekabet yüceleþtirilerek günümüzün kibirli ama yorgun Ýtalya'sýna da böylece ulaþýlmýþ olundu. Bir katliamýn romaný Paolo Cucchiarelli'nin bir kitabýndan uyarlanan film Ýtalya'da bir zamanlar ifade edilemeyen bazý gerçekleri ortaya saçarak geniþ çaplý tartýþmalara sebep oldu. 12 Aralýk 1969' Milano'nun Fontana Meydaný'ndaki Banca Nazionale dell'agricoltura, yani Milli Tarým Bankasý'nýn þubesinde yaþanan patlamada 17 kiþi ölmüþ, 88 kiþi yaralanmýþtý. Sorumlularý halen tam olarak bilinmeyen olayý 70'li yýllarda ülkenin muhtelif noktalarýnda birçok patlama takip edecek, 1980'de Bologna tren istasyonunda yaþanan trajedide 85 kiþi ölecek, 200 kiþi yaralanacaktý. Romanzo di una Strage'nin yönetmeni Marco Tullio Giordana sosyal ve politik konulara aðýrlýk veren bir sinemacý olarak tanýnýyor. Giordana 1995 yýlýnda namusunu korumaya çalýþan eþcinsel bir jigoloya yüklenmek istenen Pasolini cinayetiyle ilgili filmi bir yana, 2005 yýlýnda göçmenliðe eðilerek Ýtalyanlarýn ýrkçýlýklarýný yüzlerine vurmayý baþarmýþtý. Son olarak Monica Bellucci'nin faþist dönemde Mussolini'ye hizmet eden dejenere bir aktrisi oynadýðý "Sanguepazzo" (Delikan) 2008 Cannes Film Festivali'nde gösterilmiþ, Ýtalya'da çeþitli ödüller kazanmýþtý. 2012 yapýmý "Romanzo di una Strage" (Bir katliamýn Romaný) ise her ne kadar uluslararasý bir seyirciye seslenmiyor olsa da saðlam senaryosu ve sürükleyici temposuyla günümüzde hafýzalarýný yitirmiþe benzeyen gezegenimiz halklarýndan Ýtalyanlar'a mazilerini hatýrlatacak gibi. Memleketin geçmiþinde þiddet barýndýran her türlü saldýrýyý Kýzýl Tugaylar'a yüklemeye alýþkýn, saðcý devlet ve medyanýn kurbaný genç nesillere yönelik basit bir film çekmeye çalýþtýðýný söyleyen Giordana oyuncu yönetiminde de gayet baþarýlý. Son dönemin aðýrbaþlý jönlerinden Valerio Mastandrea hem olay öncesi hem sonrasýnda anarþist gruplara iliþkin soruþturmalarýn baþýndaki polis komiseri rolünde. Geçtiðimiz haftalarda A.C.A.B. All Cops are bastards filminde dayakçý çevik kuvvet polisini oynayan Pierfrancesco Favino ise bu defa Devlet Demiryolu Ýþletmesi'nde çalýþan ve kesinlikle þiddetten hoþlanmayan bir anarþist kýlýðýnda. Sebep olduðu kýyýmýn korkunçluðu film tarafýndan etkin biçimde yansýtýlan Fontana meydanýndaki patlama zýt saflardan olmalarýna raðmen o ana kadar seviyeli bir iletiþim içinde bulunan kahramanlarýmýzý da karþý karþýya getirecektir. Anarþist Giuseppe Pinelli sorgulamalar sýrasýnda Komiserliðin penceresinden düþüp ölecek, her ne kadar olay sýrasýnda orada olmadýðýný ifade etse de komiser Luigi Calabresi, Lotta Continua (Kesintisiz Mücadele) tarafýndan 1972 yýlýnda sokakta baþýna sýkýlan bir kurþunla öldürülecektir. Taviani kardeþlerin Padre Padrone, La notte di San Lorenzo, Kaos gibi filmlerinin yýldýzý Omero Antonutti ise filmde Ýtalya'nýn o dönemdeki Cumhurbaþkaný Giuseppe Saragat rolüyle parlýyor. Geçtiðimiz yýllarda ÝKSV'nin davetlisi olarak Ýstanbul'u da ziyaret etmiþ olan Antonutti, Saragat'ý canlandýrýrken ülkenin ilk sosyalist kökenli Cumhurbaþkaný olmasýna raðmen Ýtalya'nýn Nato'ya girmesine ve Marshall yardýmýný kabul etmesine evet diyen teslimiyetçi duruþunu baþarýyla seyirciye aktarýyor. Emniyet, Ýstihbarat, Ýçiþleri, Adalet ve Savunma Bakanlýðý, Genelkurmay Baþkanlýðý ile devletin birçok organý iþin içine batmýþ olduðundan gerçeklerin sonuna kadar gizlenmesi gerekecektir. Yalnýz sosyal demokrasinin deðil, Aldo Moro'nun solcu eðilimlerine raðmen Kiliseyle varmaya çalýþtýðý uzlaþmanýn da maalesef memlekete faydasý olmayacak, Ýtalya'yý ketenpereye getiren Hýristiyan Demokratlar'ýn yýllar süren hipnotik düzeni Berlusconi'nin sömürüsüyle taçlandýrýlacaktýr. Yönetilmeyi seven Ýtalyanlar Memleketteki ifade özgürlüðünü kýsýtlayan önlemler cinsel fantezilerle gündeme oturan baþbakanýn tekelcilik döneminde özellikle artýrýldýysa da "Bir Katliamýn Romaný" adlý filmin prodüksiyonunda RAI'nin de adý geçiyor. Ama devlet radyo-televizyon kurumunun ve çalýþanlarýnýn icraatlarý bununla bitmiyor: Devletin kültür seviyesi en yüksek medya organý olarak algýlanan üçüncü kanalýnda yýllardýr programlarýný sürdüren gazeteci, yazar ve siyasetçi Corrado Augias geçenlerde yayýmlanan son kitabýnda Ýtalyanlar'ý hürriyetlerinden adeta rahatsýzlýk duyan, geçmiþlerinde de yönetilmekten gocunmayan bir millet olarak tarif ediyor. Usta gazeteci, Benito Mussolini'nin halkýndan göbeði içeride, göðsü dýþarýda atletik yapýlý, riski seven cesur bir millet yaratmaya giriþtiðini, Silvio Berlusconi'ninse onlarý kendisine benzeterek tüm kusurlarýyla barýþýk yaþamaya yüreklendirdiðini, dolayýsýyla liderleri kýyaslarken dikkatli olmamýz gerektiðini, ancak ikisinin de demokrasinin bazý icaplarýndan aþikâr biçimde rahatsýz olduklarýný ifade ediyor. Muhalif ve rakiplerine karþý tahammülsüzlüklerini dýþa vururken onlarý suçlayýcý tavýrlara girerek, her þeyin yolunda gittiðini, yollarýna dümdüz devam ettiklerini, olumsuzluklarýn karþý taraflarýn uydurmasý olduðunu baðýrarak duyururlarmýþ. Bu sayede üzerlerindeki her türlü sorumluluðu taþýmaktan yorulmuþ olan halkýn büyük bir kesimi ilahi gücün temsilci olarak görülen liderlerine yaslanarak her türlü sosyal yükümlülüðü taþýmaktan kurtuluyormuþ. Halkýn hizmetkârlýk içgüdüleri depreþip hürriyetlerinden taviz verdikten sonra þahsi karar gücünü kurban etmesi, çoðunluðun yaptýðý gibi bir lidere itaat etmeye baþlamasý gayet normalmiþ çünkü günbegün bilinçli bir seçim yapmanýn zorluðu güven veren siyasi veya dini bir otoriteye havale edilirmiþ. Ýleri seviyedeki Batý ülkelerinde görülmemiþ bir sivil hamlýk örneði olarak açýklanan bu durum, Ýtalya'nýn saygýn yayýnevlerinden Rizzoli'nin yayýmladýðý "Il Disagio Della Liberta: Perche' agli Italiani Piace Avere un Padrone" (Özgürlük Rahatsýzlýðý: Ýtalyanlar Neden Patron Sever" adlý kitapta afiþe ediliyor. Ýtalyanlar'ýn neden bir patrona sahip olmaktan hoþlandýklarýnýn kökleri Macchiavelli'nin 1500'lerde ifade ettiði gibi Katolik Kilisesi'ne biçilen rol yüzünden derebeyliðe saplanýp kalmalarýna baðlanýyor. Diðer Avrupa ülkelerinde ulusal devlet deðerleri yükselirken dinin baskýsýndan kurtulamayan çizmenin halklarý Vatikan'ýn aðýrlýðý yüzünden halen demokrasi konusunda olgunlaþma sancýlarý çekiyor. Corrado Augias'ýn altýný çizdiði diðer bir husus memleketin þu anda girdiði kapitalizm krizinin Ýtalyanlar'ý genel bunalýmlarýndan çýkarmasýna vesile olabileceði. Her ne kadar 20 sene öncesinin Savcýsý Di Pietro'nun baþrolde olduðu Temiz Eller Operasyonu neredeyse unutulup, çürümüþlük devletin her yanýný fazlasýyla kaplamýþ olsa da, Augias, bu durumu suistimal eden ve vatandaþ haklarýndan feragat ettiði sürece sayýlarý ve güçleri artacak oluþumlara isyan ederek artýk yeter denebileceðine inanmak istiyor. Uygulamaya koymak için özellikle sendikalarla çetin bir mücadeleye giriþtiði iþ yasasý yüzünden Ýngiltere'nin Demir Lady'si Margaret Thatcher'a benzetilen ve Ýtalya'yý kurtarmakla görevlendirilen AB destekli yeni Baþbakan Mario Monti'ye kolay gelsin... (RL/HK) BÝA Haber Merkezi 07 Nisan 2012, Cumartesi

Sulucakarahöyük/NEVÞEHÝR Cuma Onur ÞAHÝN Türkiye nin peribacalarý, kaya kiliseleri ve yer altý kent yerleþimleri ile en önemli kültür turizm merkezlerinden biri olan Kapadokya bölgesindeki tarihi ve turistik merkezleri, bu yýlýn ilk üç aylýk döneminde 262 bin 290 turistin ziyaret ettiði bildirildi. Nevþehir Valiliði'nden yapýlan açýklamaya göre, Kapadokya bölgesinde Kültür ve Turizm Bakanlýðý tarafýndan turizme açýk bulundurulan Göreme Açýk Hava Müzesi baþta olmak üzere Zelve, Açýksaray ve Mustafapaþa örenyeri, Nevþehir,Ürgüp, Hacýbektaþ Arkeoloji ve Etnoðrafya ve Hacýbektaþ Veli Müzesi, Hacýbektaþ Atatürk Evi, Çavuþin, Gülþehir St.Jean, Mustafapaþa Constantin-Eleni, Karanlýk ve El Nazar Kiliseleri ile Özkonak, Tatlarin, Kaymaklý ve Derinkuyu yeraltý kentlerini bu yýlýn ilk üç aylýk döneminde 262 bin 290 yerli ve yabancý turistin ziyaret ettiði bildirildi. Kapadokya bölgesini geçen yýlýn ayný döneminde 388 bin 82 turistin ziyaret etmiþti. Nevþehir Valiliði'nden yapýlan açýklamaya göre, Kapadokya bölgesinde Kültür ve Turizm Bakanlýðý tarafýndan turizme açýk bulundurulan Göreme Açýk Hava Müzesi baþta olmak üzere Zelve, Açýksaray ve Mustafapaþa örenyeri, Nevþehir,Ürgüp, Hacýbektaþ Arkeoloji ve Etnoðrafya ve Hacýbektaþ Veli Müzesi, Hacýbektaþ Atatürk Evi, Çavuþin, Gülþehir St.Jean, Mustafapaþa Constantin- Eleni, Karanlýk ve El Nazar Kiliseleri ile Özkonak, Tatlarin, Kaymaklý ve Derinkuyu yeraltý kentlerini bu yýlýn ilk üç aylýk döneminde 262 bin 290 yerli ve yabancý turistin ziyaret ettiði bildirildi. Kapadokya bölgesini geçen yýlýn ayný döneminde 388 bin 82 turistin ziyaret etmiþti. Sulucakarahöyük/NEVÞEHÝR Hasan KANKAL Türkiye Basketbol Federasyonu tarafýndan Aksaray da düzenlenen Küçük Erkekler Basketbol Bölge Þampiyonasý nda ODTÜ Koleji, yarýfinale yükselerek Niðde adýna önemli bir baþarý elde etti. 28 Mart-1 Nisan tarihleri arasýnda Merkez Güney grubunda 11 il þampiyonu takým arasýnda grup lideri olan ODTÜ Koleji basketbol takýmý yarýfinale çýkma baþarýsý gösterdi. Okul Müdürü Aydýn Akbaþ konu ile ilgili yaptýðý yazýlý açýklamada, "Aksaray da düzenlenen þampiyonada merkez güney grubunda Gaziantep, Kayseri, Mersin, Konya, Kilis, Karaman, KKTC, Niðde, Aksaray, Hatay, Kahramanmaraþ birincilerinden oluþan 11 takým yer aldý. Üç grupta devam eden mücadelede okul takýmýmýz C grubu birincisi olarak yarýfinale yükseldi. Grup maçlarýnda Hatay Güney Sporu 90-25, Kahramanmaraþ Gençlik Spor Kulübünü 97-28 yenen basketbol takýmýmýz grup lideri olmuþ ve yarý finale adýný yazdýrmýþtýr. Yarýfinalde KKTC temsilcisi ile eþleþen takýmýmýz 72-52 yenilerek turnuvaya yarýfinalde veda etmiþtir" dedi. Akbaþ, "Geçtiðimiz yýl yine il birincisi olarak Nevþehir de katýldýðýmýz bölge þampiyonasýnda 4 takým içerisinde grup ikincisi olmuþ ancak yarý finale yükselememiþtik. Bu yýl Kayseri, Mersin, Konya, Hatay, Kahramanmaraþ gibi büyük þehirlerden gelen il birincisi 11 takým arasýndan ilk 4 e kalmayý baþardýk. Gruptan lider olarak gruptan çýktýk ve geçen yýlki baþarýmýzý bir adým öteye taþýmýþ olduk. Önümüzdeki yýl bölge þampiyonasýnda finale çýkarak bölge birinciliðini kazanmak için çalýþmalarýmýzý sürdüreceðiz. Spor faaliyetlerimizde takýmlarýmýza destek olan baþta il müdürümüz Metin Kaplan, þube müdürümüz Yaþar Erdem ve il temsilcimiz Þeref Ciniviz e teþekkür eder, bu baþarýda emeði geçen antrenörümüz Galip Baysal ý, öðretmen ve öðrencilerimizi tebrik ederim" diye konuþtu. Sulucakarahöyük/NEVÞEHÝR Güneþ KAÝM Nevþehir'de turist taþýyan minibüs ile otomobilin çarpýþmasý sonucu 11'i turist 13 kiþi yaralandý. Alýnan bilgiye göre, Uçhisar-Nevþehir karayolundan Nevþehir yönüne gitmekte olan Avustralya ve Kanada uyruklu turistleri taþýyan Ahmet Durmuþ (49) yönetimindeki 50 AN 678 plakalý minibüs, ayný yöne giden Süleyman Çorak'ýn (55) kullandýðý otomobile arkadan çarptý. Sürücü Süleyman Çorak ile eþi Münire Çorak'ýn (50) aðýr yaralandýðý kazayý, minibüste bulunan 7'si kadýn 11 Avustralya uyruklu turist hafif atlattý. Turistlerin, balon turundan döndükleri öðrenildi. Sulucakarahöyük/NEVÞEHÝR Hüseyin KAÝM Nevþehir Gýda, Tarým ve Hayvancýlýk Ýl Müdürlüðü Toplantý salonunda 2012 yýlýnýn ilk "Bilgi Alýþ Veriþ Toplantýsý" 05 Nisan 2012 tarihinde yapýldý. Konu hakkýnda Nevþehir Gýda, Tarým ve Hayvancýlýk Ýl Müdür Vekili Okan YILMAZ yaptýðý açýklamada þunlarý söyledi: Bakanlýðýmýz,Ýl/Ýlçe Müdürlükleri arasýnda gerekli koordinasyon ve bilgi akýþýnýn hýzlý ve etkin bir þekilde saðlanabilmesi amacýyla, 2012 yýlýnýn ilk "BÝLGÝ ALIÞ VERÝÞ TOPLANTISI" Ýl Müdürlüðümüz hizmet binasýnda Ýl Müdürü Vekili Okan YILMAZ baþkanlýðýnda,ýl Müdür Yardýmcýsý Kenan ÞAHÝN, Koordinasyon ve Tarýmsal Veriler Þube Müdürü Recep EROÐLU, Ýlçe Müdürleri ve konu sorumlusu Ýl/Ýlçe Müdürlüðü teknik personellerinin katýlýmýyla 05 Nisan 2012 tarihinde yapýldý. Toplantýnýn Gündemi; Demonstrasyon, Anýz Yangýný,GPRS Kullanýmý, Meyvecilik ve Özel Ýdare bütçeli Fidanlarýn Daðýtýmý,Yeþilkart hesaplamasýnda kullanýlacak formlarýn belirlenmesi,tikas,ýstatistiki veriler ve Ürgüp Ýlçesinde daðýtýmý yapýlacak olan Arýlý Kovanlar ve diðer konular ele alýndý.

Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ Bu gün Zafer Pasajýnýn önünde bir araya gelenler içinde bir okyanus içinde damla olan ben bir þey gördüm eksiklikleri, yanlýþlarý, çoklarý azlarýyla biz bir dönemi kapatýyorduk veya yeni baþlatýyorduk. Bu süreci bütün kirlenmiþliðe raðmen ufak, tefek eksikliklerle geçirenler mazi ve gelecek arasýnda düþünceliydi. Mazim ve eðer yaþayacaðým yýllar kaldý ise geleceðim. Acýttý resimler, anýlar yaþanmamýþ yýllar, giden sevgililer, yaþanmamýþ, yarým kalmýþ aþklar, elimizin içinden yavaþ yavaþ kayýp giden yoldaþlar hepsi vardý meydanda ama ne yazýk ki o günleri yaþamasýna raðmen unutmak isteyen, kendiyle yüzleþemeyen çoktu herhalde çünkü böyle bir katliamda yer yerinden oynamasý gerekirken gelenler çok azdý. 12 Eylül Cuntasýnýn bugünkü siyasi iktidarý taþýyýp tepeye oturttuðundan çok daha önemliydi. 12 Eylülden sonra korkanlarýn, dönenlerin, yok olanlarýn kafalarýný kuma gömüp kimliðim ortaya çýkmasýn diye bekleyenlerin sayýsý çoktu. Bu katil 12 Eylül süreci en deðerlimizi en önemli özelliðimizi yok etmiþti büyük ölçüde Dayanýþma Ruhu yok olmuþtu. Zafer Meydanýndan yürüyüp Adliye önüne vardýðýmýzda anlayamadýk ne istediðimizi, kimin aðladýðýný, kimin yarýþtýðýný, kimin çok u kovaladýðýný bilemedik. Alanlarda kendi örgütleri için yürürken bu sürecin yok etmeye çalýþtýðý deðerlerin isimlerini söyleyenler yoktu, sosyalizm diyerek baðýran örgütlerin büyük bir bölümü yoktu, ortalarda bulunup bunlar olmasýn, bunlar yanlý diyen bazý kendini bilmezler dün konuþtuklarý meydanda geçmiþ bu acý günleri anlatýrken bugün bu meydanda yoklardý. Üzüldüm mü, acýdý mý içim, yanýp kavruldum mu neden yoklar? diye. Asla inanmayanlar inanmadan konuþanlar, konuþtuðunu uygulamayanlar, hep ben dürüsttüm, ben doðruyum diyenler sadece çoðunluða göre hareket edip kendilerini ölçüp biçim þekillendirirlerdi ya inanmýþlýk ne kadar farklýydý bu durumdan. Yola çýkmaktý hiç kimseye sormadan danýþmadan ha iþte bu benim tercihim demekti gideceði yolun ne sonunu, ne ne getireceðini düþünmeden gitmekti inanmýþlýk. Yaþadýðýn zorluklarý önemsememekti, her þeyi halletme azmiydi en önemlisi yola baþ koymaktý inanmak. Tamda bundan 40 yýl önce kimse demeden, kimseye sormadan, sonunu hesaplamadan çýktým bu yola. Bu böyle olmalý diye kararýmý verdim ve kararýmý yaþattým geldim bu güne bilemedim açýkçasý yaþayacaðým acýnýn bu kadar derin ve geçmez bir acý olacaðýný. Of ne kadar sancýlýydý, ne kadar yakýcýydý, ne kadar yalnýzlýktý ne kadar gözyaþýydý bu kararlýlýk. Kolun acýdý, elimi attým koluma zaten yoktu, gözüm görmedi neden az görüyorum diye gittim doktora zaten gözlerim gitmiþti, neden geldin dedi, diþlerim, sesim belki de her þeyim bitmiþti ama ya yürek yüreðim nasýlda duruyordu doðduðum günü saflýðý ve sýcaklýðýyla yüreðim nasýl da duruyordu yýllarýn inanmýþlýðýyla. Ah meydanlarýn aslan görünen þövalyeleri, gürleyip de yerlerinde oturanlar, her konuþmada her fýrsatta 12 Eylül þunu yaptý, bu güne getirdi, diyenler ne oldu sizlere neden aðzýnýzýn içinden hep konuþuyorsunuz, neden bölgeye, havaya göre esiyorsunuz. Anýmsarým, 1 Mayýs meydanýnda ki konuþmalarý, anýmsarým 2 Temmuz u anýmsarým alanlarda 12 Eylül ile baþlayan konuþmalarý. Anýmsarým bilen bilmeyen, yaþayan yaþamayan herkesin anlattýðý bu süreci bu anayasayý, faþist darbecileri bize yani bildiklerimizi bize anlatanlarý. Sanmayýn sizin anlattýklarýnýzý bilmediðimiz için dinlediðimizi, sanmayýn o dönemlerde nasibimizi almayýp sizi dinleyince o dönemi anlayacaðýmýzý biz o dönemin yaþayanlarýyýz yoksa sizlerde mi bizi faþist cuntanýn katil generalleri gibi öldü zannettiniz yok biz 1 Mayýs 77 de üzerinden panzer geçirerek öldürdüðünüzü zannettiðiniz bir canýz sizden de hesap sormaya geldik. Siz ey 12 Eylül ün faþist generalleri; ben Maraþ ta karnýndaki bebeði ile öldürdüðünüzü zannettiðiniz kadýným, iþte buradayým sizden hesap sormaya geldim, Siz katil generaller ben iki gündür Necdet tim, Deniz im, Hüseyin im, Erdal ým, ben iþkence odalarýnda tecavüz ettiðiniz kadýným bugün, ben ellerimin içinden kopararak aldýðýnýz hayallerini öldürdüðünüz gençlerin anasýyým, gelinlik giymeden topraða sarýlan, halay baþý olup elinde mendiliyle yaþamdan kopardýðýnýzý zannettiðiniz herkesim ben bugün. Hadi beni yine öldürün. 05.04.2012 Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneði'nin Baþkaný Ali Kenanoðlunun basýn açýklamasýný aynen yayýnlýyoruz. Sayýn Baþbakan a cevabýmýzdýr. Biz bir Kur an okuruz, bir Kur an a benzemez. (Nesimi) Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan, Kuraný Kerim in okullarda öðretilmesinin önünün açýlmasýnýn ardýndan Alevilerin seçmeli ders talebinde bulunmasýný eleþtirerek, Ya Kuran sizin de kitabýnýz deðil mi? dedi. Bu durumda Sayýn Baþbakan ýn sorusunu cevapsýz býrakmamak gerekir. Aleviler in Kur an anlayýsý, algýlayýsý, yorumu ve uygulamasý ne Sünni ne de þii Ýslam anlayýþýna benzer. Her ikisinden de farklýdýr. Aleviliðin Ýslami mezhep-tarikat ve yorumlardan çok farklý olmasýnýn nedeni de budur. Alevilerin büyük bir çoðunluðu kendisini Ýslam olarak görür. Fakat bu Ýslam nasýl bir islamdýr. Süniliðin ve Þiiliðin kabul ettiði islamla uzaktan yakýndan benzerliði yoktur. Alevilere göre Ýslam ve onun kutsal kitabý kuran Hz. Muhammed in hakka yürümesinden sonra müdahalelere uðramýþ ve aslýnýn dýþýna çýkartýlarak deðiþtirilmiþtir. Kuran; Ömer, Osman ve Özellikle de Maviye ile Yezit zamanýnda deðiþtirilmiþ, birçok ayeti, sayfalarý yakýlmýþ, yok edilmiþtir. Böyle inanmaktadýr Alevi toplumu. Bu nedenle de bizim kuranýmýz Telli Kuran ve Kuraný Natýk demektedirler. Ozanlarýn, pirlerin deyiþleri, duvaz imamlarý, sözlerini kuranýn ayetleri olarak kabul etmektedirler. Ulu ozanlarýmýzdan Nesimi bunu þu sözlerle özetlemiþtir; Biz bir Kur an okuruz, bir Kur an a benzemez Aleviler; Camiyi ve mescidi deðil, Cemevi ve Dergâhlarý Tekkeleri kendisine ait ibadethane olarak görmektedirler. Þekli anlamda bilinen ve Camilerde eda edilen Namazý deðil, cem evlerinde ve dergâhlarýnda yaptýðý cemi ibadet olarak kabul etmektedirler. Ramazan Orucunu deðil, Hýzýr ve Muharrem Orucunu oruç olarak kabul etmektedirler. Kâbe yi, kýbleyi Ýnsanýn cemali olarak gören ve bu sebeple de Ýbadetinde yönünü Ýnsana dönen, yaradýlýþtan, ölüme kadar bütün yaþam ve uygulamalarýnda Sünni anlayýþýnýn belirlediði ve olmazsa olmazlarýný ret eden bir toplumdur Aleviler. Müziði ret eden bir Ýslam anlayýþýkarþýsýnda, baðlamayý ve kemaný ibadetin içine sokmuþtur. Resimi kabul etmeyen, hele hele ibadet edilen yerde resime ve heykele kesinlikle yasak koyan bir uygulamaya karþý tüm ibadethanelerin icinde kendince kutsal saydýðý deðerlerin resimlerini asmýþtýr duvarlarýna, heykellerini yaptýrmýþ koymuþtur. Kadýnlý erkekli ibadeti esas saymýþtýr. Ýçkiyi býrakýn Ýbadetinde, günlük yaþamda bile haram kýlan bir inancýn aksine, Dolu ve Dem diye nitelediði içkisini duralayarak içmektedir Alevi toplumu. Kimi bölgelerde Cem Ýbadeti esnasýnda da dem olarak alýnmaktadýr. Peki, Dünya genelinde bilinen Türkiye de de Devletin Resmi Dini Kurumu (Diyanet) tarafýndan da kabul edilip uygulanan bu Ýslam ý Ýslam ýn 5 þartýný ve onun þekli ibadetini ve ibadethanelerini (Cami, mescit) kabul etmeyen bu Alevi toplumu nasýl bir Ýslam ýn içindedir. Aleviler Nasýl bir Ýslam a Ýnanmaktadýrlar: Alevilerin büyük çoðunluðu Ýslam ýn özünü taþýdýklarýný ve yansýttýklarýna inanmaktadýrlar. Kýrklar Ceminde Kadýnlarla erkeklerin birlikte can olduklarýna ve ilk semahý, üzüm tanesinin ezilip engür eylenmesiyle oluþan Dem i alan Hz. Muhammet Mustafa nýn döndüðüne inanmaktadýr. Aleviler Ýslam ý Hak Muhammet Ali inancý olarak görmektedirler. Bu Ýslam da Ýbadethane Cemevi ve Dergâhlar ve Tekkelerdir. Yeryüzündeki her mekândýr. Her alandýr. Toplu Ýbadet Cem dir. Alevilerin Ýslam ýn da; Erkek diþi sorulmaz, muhabbetin dilinde Hakkýn yarattýðý her þey yerli yerinde Noksanlýkta, eksiklikte senin görüþlerinde Diyen Hace Bektaþ Velinin dediði gibi görmektedir. Bu Ýslam da Kadýnýný ve erkeðini günlük yaþamýnda yanýndan ayýrmayan Alevi toplumu ibadetinde de yanýndan ayýrmamaktadýr. Onunla Can olmaktadýr. Enel Hak Felsefesiyle, ölüm yoktur Hakka yürümek, Hak katýna ulaþmak vardýr inancýyla, Cennet cennet dedikleri, birkaç köþkle birkaç huri, sen isteyene ver onu, bana seni gerek seni deyiþinde Yunusun dediði gibi, öbür dünya ya bakan bir Ýslam dýr Alevilerin içinde olduðuýslam. Alevi Kimliðini oluþturanýnançsal yapý bunlardýr. Bu topluluðun bu þekilde inanýyor olmasýndan kaynaklýolarak yüzyýllardýr bu topraklarda katliamlara uðramýþlar, dýþlanmýþlar, baskýaltýnda tutulmuþlardýr. Sayýn Baþbakan ýn merakýný giderdiðimizi umut ediyoruz.þimdi bu Kur an dersleri bizim kur an anlayýþýmýza göre mi verilecek, Sünni þii anlayýþa göre mi verilecek. Sünni þii anlayýþa göre verilecekse bizim çocuklar asimilasyona uðramýþ olmayacaklar mý? Bizim talebimiz ne Aleviliðin, ne Sünniliðin ne de Kuran ýn okullarda okutulmasýdýr. Okullarýn bilim yuvasý olmasý, Devletin, inanç ve ibadet organizasyonlarýndan elini çekmesidir. Dinininancýn eðitiminin, öðretiminin ve organizasyonlarýnýn üzerindeki yasaklarýn kaldýrýlarak, tamamen sivil hayata býrakýlmasýdýr. Sayýn Baþbakan daha þimdiden Ya Kuran sizin de kitabýnýz deðil mi? diyerek Alevi çocuklarý ve aileleri üzerinde bir idari baskýoluþturmaktadýr. Bu ve benzeri baskýlar nedeniyle Alevi çocuklarýnýn bu dersi seçmeme tercihinin önü kesilmektedir. Alevilere yeni bir Kuran dayatýlmaktadýr. Yezit Hz. Hüseyin e ve Ýslam alemine kendi Ýslam anlayýþýný dayattýðý zaman Hz. Hüseyin þunu söylemiþtir. Artýk Ýslam la vedalaþmak gerekir; çünkü ümmet Yezit gibi bir yöneticiye duçar olmuþtur Kamuoyuna saygýlarýmýzla

Ahmet ATALIK* Avrupa ya ihraç edilen tarým ürünlerimizde pestisit (tarým ilacý) kalýntýsý tespit edilmesi konusunda son zamanlarda yaþanan tartýþmalar üzerine Þubemiz ülkemizin 2012 yýlý ilk üç aylýk ihracat sürecini analiz etmiþ ve aþaðýdaki sonuçlara ulaþmýþtýr. Ýhraç edilen bazý tarým ürünlerimiz bu süreçte 138 kez AB sýnýrýndan geri çevrilmiþtir. Yaþanan olumsuzluklardan sadece bir tanesini pestisit kalýntýsý oluþturmaktadýr. Bu çerçevede domates, biber ve limonlarýmýz geri çevrilmiþtir. Bu ürünlerin taþýdýðý pestisit kalýntýsý miktarýna baktýðýmýzda, limon hariç, ülkemizde izin verilen limitlerin çok altýnda ve hatta neredeyse yok düzeyinde olduðunu görüyoruz. Yaþanan sorunlarýn asýl nedeni kalýntý düzeyi deðildir. AB nin Saðlýk ve Tüketici Genel Müdürlüðü nün hazýrladýðý Gýda ve Yem için Hýzlý Uyarý Sistemi Yýllýk Raporu 2010 da Formetanate tarým ilacý aktif maddesinin AB de bazý ürünlerde kullanýlmasýna karþýn biberde kullanýlmasýnýn yasak olduðu, ancak Türkiye den gelen biberlerde bu maddenin tespit edildiði, Procymidone aktif maddesinin AB de kullanýmýnýn yasak olmasýna karþýn Türkiye den gelen ürünlerde bu maddeye rastlandýðý belirtilmektedir. Yapýlan hatalarýn baþýnda AB nin tamamen ya da en azýndan gönderdiðimiz bazý ürünlerde kullanýmýný yasakladýðý aktif maddelerin ülkemizde hala kullanýlmasý gelmektedir. Aktif madde konusundaki yasaklamalar ülkemizde AB ile eþzamanlý olmakla birlikte uygulamada pestisitlerin raf ömrünün dikkate alýnmasý bu tür hatalara zemin oluþturmaktadýr. Ürünlerimizin diðer reddedilme nedenleri arasýnda kimyon tohumu, çam fýstýðý, kurutulmuþ adaçayý ve kekik, keklik otu ve dondurulmuþ sosiste salmonella (gýda zehirlenmesi); incir ezmesi, kurutulmuþ incir, fýndýk ve fýstýkta aflatoksin (karaciðer kanseri ve baðlantýlý hastalýklar) gibi bulaþýklýklar ile kayýsý çekirdeði ve kuru kayýsýda çok yüksek düzeyde tespit edilen ve AB de onaylý olmayan bir gýda katký maddesi yer almaktadýr. Ayrýca gönderdiðimiz bozuk istiridye ile salamura zeytinleri de AB geri çevirmiþtir. Türkiye, AB ye olan tarým ürünleri ihracatýnda aldýðý uyarý sayýsýnda Çin den sonra ikinci sýrada gelmektedir. Gýda güvenliðinin saðlanabilmesi için tarýmýn gerçek anlamda desteklenmesi, çiftçinin mühendislik hizmeti alabilecek seviyeye yükseltilmesi, gýda denetimleri ve denetimci sayýlarýnýn artýrýlmasý, gýda iþletmelerinde ziraat, gýda, kimya mühendislerinin istihdamýnýn zorunlu hale getirilmesi, yaþanan olumsuzluklarýn giderilmesi noktasýnda ihracatçýlarýn eðitime tabi tutulmalarý gerekmektedir. Çok basit önlemler alýnmadýðý için ürünlerimiz geri dönmekte, ülkemiz ve üreticimiz itibarýný yitirmekte, halkýmýzýn saðlýðý riske edilmektedir. *Ziraat Mühendisleri Odasý Ýstanbul Þube Baþkaný Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ Ziraat Mühendisleri Odasý, Adana Çukurova Üniversitesi Narenciye Gen Bahçesi`nin deðiþtirilerek birçok özel tür ve çeþidin yok olmasýna neden olacak karara iliþkin 6 Nisan 2012 tarihinde bir basýn açýklamasý yaptý. BÝLÝM` (!) ADINA GEN KATLÝAMINA HAYIR!.. NARENCÝYE GEN BAHÇESÝ YAPILAÞMAYA AÇILAMAZ ABD ve Ýspanya dan sonra dünyanýn 3. büyük narenciye gen merkezi olan Adana Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Narenciye Gen Bahçesi, adýna "bilim ve teknoloji" (!) denilen bir üniversite için yok edilmek istenmektedir. Birçok özel tür ve çeþidin geriye dönüþü olmaksýzýn kaybolmasýna yol açacak bu karara direnen öðretim üyeleri, öðrenciler ve ODA`mýz yöneticileri ise kolluk kuvvetlerinin saldýrýsýna uðramýþ ve darp edilmiþlerdir. ODA`mýz saldýrýyý þiddetle kýnarken, sorumlular hakkýnda gereðinin yapýlmasýný beklemektedir. Adana`da 1976 yýlýndan itibaren oluþturulmaya baþlanan Türkiye`nin en büyük Narenciye Gen Bahçesi`nde bugün 21 farklý ülkeden getirilen 900`ün üzerinde farklý tür ve çeþit bulunmaktadýr. Bu özelliðiyle adeta bir narenciye hazinesini barýndýran bahçe, Türkiye turunçgil tarýmý için büyük önem taþýmaktadýr. Kentleþme ile birlikte kaybolan birçok genotipin son örnekleri de Narenciye Gen Bahçesi`nde muhafaza edilmektedir. Gen Bahçesi, eðitim-öðretim ve bilimsel araþtýrmalar ile üreticilere bilgi aktarýlmasýnda önemli katkýlar saðlamaktadýr. Bu özellikleri nedeniyle sürekli korunmasý ve sahip çýkýlmasý gereken bahçe bugün ne yazýk ki adýna "bilim ve teknoloji" denilen bir üniversite için yok edilmek istenmektedir. Ç.Ü. kampus alaný içinde görünen, ancak bir bölümü Maliye Bakanlýðý na ait olduðu belirtilen Narenciye Gen Bahçesi nin 1.758 dönümü; Maliye Bakanlýðý, Kalkýnma Bakanlýðý, Milli Eðitim Bakanlýðý, Yüksek Öðretim Kurulu Baþkanlýðý, Yüksek Öðrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüðü, Adana Büyükþehir Belediyesi, Adana Valiliði ve Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Rektörlüðü`nün yaptýðý ortak protokolle Bilim ve Teknoloji Üniversitesi ne kampus alaný olarak gösterilmiþtir. Bu kararýn ardýndan bahçede kepçe ve sondaj makineleri ile zemin etüt çalýþmalarý baþlatýlmýþtýr. Bu çalýþmalara tepki gösteren ODA`mýz Adana Þube Baþkaný Þahin YETER, önceki Dönem Þube Baþkanýmýz ve Ç.Ü. Ziraat Fakültesi Öðretim Üyesi Prof. Dr. Haydar ÞENGÜL, Oda üyelerimiz, Ç.Ü. Rektörü Prof. Dr. Alper AKINOÐLU ve Prof. Dr. Ýbrahim ORTAÞ`ýn da aralarýnda bulunduðu öðretim üyeleriyle, öðrenciler Gen Bahçesine zarar verecek çalýþmalarýn yapýlmamasý için 5 Nisan 2012 Perþembe günü iþ makinelerinin önüne geçmiþlerdir. Bunun üzerine kolluk kuvvetleri tarafýndan gruba sert bir þekilde müdahale edilmiþtir. Hukuka aykýrý biçimde darp edilen ve tartaklanan grup, sorumlular hakkýnda suç duyurusunda bulunacaktýr. Ç.Ü. nün Zeytin Gen Bahçesi de bir süre önce fen lisesi inþaatý için yapýlaþmaya açýlmýþtý. ODA`mýzýn büyük bir mücadele vermesine karþý önüne geçemediði karar sonrasýnda, 386 çeþitten oluþan 773 zeytin aðacýnýn bulunduðu bahçedeki 58 aðaç sökülmüþtü. Narenciye Gen Bahçesi`nde birçok özel türün geriye dönüþü olmaksýzýn kaybolmasýna yol açacak, telafisi imkânsýz bu yapýlaþma kararý kabul edilebilir deðildir. Bilim ve Teknoloji Üniversitesi için alternatif bir alan bulunmalý ve Narenciye Gen Bahçesi korunarak gelecek kuþaklara aktarýlmalýdýr. Baský politikalarý ve saldýrýlar bizi yýldýramayacaktýr. TMMOB Ziraat Mühendisleri Odasý olarak Þube Baþkanýmýz, öðretim üyeleri ve öðrencilere yapýlan saldýrýyý kýnarken, ülkemiz doðal varlýklarýnýn korunmasýna yönelik mücadelemizden asla vazgeçmeyeceðimizi bir kez daha kamuoyunun bilgisine sunarýz. Saygýlarýmýzla Dr. Turhan TUNCER Ziraat Mühendisleri Odasý Yönetim Kurulu Baþkaný