ÜLKEMİZDE SULU TARIM ALTYAPISI GERÇEKLEŞTİRMEDE FİNANSMAN SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ



Benzer belgeler
TÜRKİYE DE SU KAYNAKLARI GELİŞTİRME POLİTİKALARINA YÖNELİK TESPİTLER VE ÖNERİLER

AB Bütçesi ve Ortak Tarım Politikası

ENERJİ VERİMLİLİĞİ MÜCAHİT COŞKUN

2023 VİZYONU ÇERÇEVESİNDE TARIM POLİTİKALARININ GELECEĞİ

Savurganlık Ekonomisi KAYNAKLARIMIZI VERİMSİZ KULLANIYORUZ (*)

DİYARBAKIR TİCARET VE SANAYİ ODASI YENİ TEŞVİK MEVZUATI HAKKINDA EKONOMİ BAKANINA HAZIRLANAN RAPOR 2012

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ...

KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ DEVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ

GÜNEYDOĞU ANADOLU PROJESİ (GAP) EYLEM PLANI İLE SAĞLANAN GELİŞMELER

Tablo 1. Seçilen Ülkeler için Yıllar İtibariyle Hizmetler Sektörü İthalat ve İhracatı (cari fiyatlarla Toplam Hizmetler, cari döviz kuru milyon $)

1844 te kimlik belgesi vermek amacıyla sayım yapılmıştır. Bu dönemde Anadolu da nüfus yaklaşık 10 milyondur.

BÜTÜNLEŞİK SU YÖNETİMİ İÇİN YEREL ÇERÇEVENİN PLANLANMASI PAYDAŞLAR ÇALIŞTAYI. GAP Tarımsal Sorunlar, Çözüm Önerileri ve GAP TEYAP

T.C. Kalkınma Bakanlığı

Polonya ve Çek Cumhuriyeti nde Tahıl ve Un Pazarı

MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ

AB Ülkelerinin Temel Ekonomik Göstergeleri Üye ve Aday Ülkeler

TÜRKİYE DE TARIM ve HAYVANCILIK: SORUNLAR VE ÖNERİLER DOÇ.DR.BERRİN FİLİZÖZ

Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi

GÜNEYDOĞU ANADOLU PROJESİ NEDEN VE NASIL ACİLEN GERÇEKLEŞTİRİLMELİ

Kuraklıkta Son Durum. Esin ERTEK TSKB Ekonomik Araştırmalar

Sürdürülebilir Tarım Yöntemleri Prof.Dr.Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi

Tarımsal Gelir Politikası/Amaç

2002 HANEHALKI BÜTÇE ANKETİ: GELİR DAĞILIMI VE TÜKETİM HARCAMALARINA İLİŞKİN SONUÇLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ

ALAN ARAŞTIRMASI II. Oda Raporu

GAP BÖLGESİNDE YER ALAN İLLERİN YATIRIM FAALİYETLERİ BÖLGESEL TOPLANTISI

GAP ta 'BAŞARI DESTEĞE BAĞLI'

2nci Ulusal Pamuk Zirvesi Türkiye de pamuk Üretiminin Geleceği Mart 2012, Şanlıurfa SONUÇ BİLDİRGESİ

KAMU FİNANSMANI VE BORÇ GÖSTERGELERİ

Hidroelektrik Enerji. Enerji Kaynakları

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

TÜRKİYE DE TARIMIN GELECEĞİ ve AVANTAJLAR

ÇİMENTO SEKTÖRÜ

DR. BEŞİR KOÇ KALKINMA

BÖLGE VE NÜFUSUN GENEL DURUMU. Doç.Dr.Tufan BAL

BAKLİYAT DOSYASI. 4 TÜRKİYE ABD 240 Kaynak: FAO

TÜRKİYE DE TARIM FİNANSMANI KONFERANSI

GIDA GÜVENLİĞİ VE YENİ TARIM POLİTİKASINA İLİŞKİN ÖNERİLER

C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002.

TARSUS TİCARET BORSASI

KARS ŞEKER FABRİKASI RAPORU

2007 Yılı Ocak Eylül Dönemi Karşılaştırmalı Finansal Sonuçları

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

Mali İzleme Raporu Eylül 2005 Ön Değerlendirme

TÜRKİYE KALKINMA BANKASI A.Ş. KOBİ LERE VE GİRİŞİMCİLERE SAĞLANAN DESTEK VE KREDİLER

Sağlık Sektörünün Olmazsa Olmazı: Tıbbi Malzeme Alt Sektörü

inşaat SEKTÖRÜ 2015 YILI ÖNGÖRÜLERİ

Dünyadaki toplam su potansiyeli. Dünyadaki toplam su miktarı : 1,4 milyar km 3 3/31

TÜRKIYE NİN MEVCUT ENERJİ DURUMU

TÜRKİYE DE MESLEKİ EĞİTİM

AB Ülkelerinin Temel Ekonomik Göstergeleri Üye ve Aday Ülkeler

TÜRK PERAKENDE SEKTÖRÜ VE BEKLENTİLERİMİZ

Dünya Bankası KOBİ & İhracat Finansmanı Aracılık Kredileri. Alper Oguz Finansal Sektor Uzmani Dunya Bankasi Ankara Ofisi

Elektrik Mühendisleri Odası Ankara Şubesi Nevşehir-Aksaray-Ş.Koçhisar Enerji Formu

İspanya ve Portekiz de Tahıl ve Un Pazarı

Türkiye Ekonomisi 2000 li yıllar

Ortak Tarım Politikasında Korumacılık

DÜNYADA ve TÜRKİYE DE YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLER TARIMI

Diyarbakır Ticaret Borsası Laboratuar Rapor No:002-08

TORBALI TİCARET ODASI MOBİLYA SEKTÖR ANALİZİ

VOB la Gelecek ece Yönetimi

1- TÜSİAD Gıda, Tarım ve Hayvancılık konusunu ele aldı - TÜSİAD

YATIRIMLAR Yatırımların Sektörel Dağılımı a) Mevcut Durum

Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası YENİ TEŞVİK MEVZUATI DESTEKLERİ İÇİN NİHAİ ÖNERİLERİMİZ RAPORU 2012

Tablo : Türkiye Su Kaynakları potansiyeli. Ortalama (aritmetik) Yıllık yağış 642,6 mm Ortalama yıllık yağış miktarı 501,0 km3

İŞBİRLİĞİ YAPILACAK KURUM/KURULUŞ. Hazine Müstaşarlığı Kalkınma Bakanlığı Maliye Bakanlığı Sosyal Taraflar

PAMUK RAPORU Şekil-1 Pamuk ve Kullanım Alanları (Kaynak;

Tarım Tarihi ve Deontolojisi Dersi 14.Hafta SÜRDÜRÜLEBİLİR TARIM VE GİRDİ KULLANIMI. Dr. Osman Orkan Özer

ÜLKELERİN 2015 YILI BÜYÜME ORANLARI (%)

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

Enerji ve İklim Haritası

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN KAMU ALTYAPI YATIRIMLARININ SERMAYE PİYASALARI ARACILIĞIYLA FİNANSMANI KONULU

Biyosistem Mühendisliğine Giriş

5 Ekim 2017 PERŞEMBE Resmî Gazete Sayı : GENELGE

TARIM POLİTİKASI. Prof. Dr. Emine Olhan. A.Ü.Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü

BASIN TANITIMI TÜRKİYE DE BÜYÜMENİN KISITLARI: BİR ÖNCELİKLENDİRME ÇALIŞMASI

GAP EYLEM PLANI (EKİM 2010)

HOLLANDA ÜLKE RAPORU

BÖLGENİN YENİ İTİCİ GÜCÜ: KOP BÖLGE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI Makbule TERZݹ

GAP EYLEM PLANI. (14 Mart 2008)

SULAMA VE ÇEVRE. Küresel Su Bütçesi. PDF created with pdffactory trial version Yrd. Doç. Dr. Hakan BÜYÜKCANGAZ

5.1. Ulusal Yenilik Sistemi 2023 Yılı Hedefleri [2011/101]

Dış Ticaret Politikası. Temel İki Politika. Dış Ticaret Politikası Araçları Korumacılık / İthal İkameciliği

Dünya Mısır Pazarı ve Türkiye

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti. Ülkesel Fizik Planı. Bölüm III. Vizyon, Amaç ve Hedefler (Tasarı)

İŞBİRLİĞİ YAPILACAK KURUM/KURULUŞ. Hazine Müstaşarlığı Kalkınma Bakanlığı Maliye Bakanlığı Sosyal Taraflar

2010 YILI OCAK-MART DÖNEMİ TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

YENİ TEŞVİK SİSTEMİ VE DİYARBAKIR

KONUYA GİRİŞ İnsanların toprağı işleyerek ekme ve dikme yoluyla ondan ürün elde etmesi faaliyetine tarım denir. BÖLGELERE GÖRE TOPRAKLARDAN YARARLANMA

AR&GE BÜLTEN. İl nüfusunun % 17 si aile olarak ifade edildiğinde ise 151 bin aile geçimini tarım sektöründen sağlamaktadır.

HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI EKONOMİK ARAŞTIRMALAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

ĠKLĠM DEĞĠġĠKLĠĞĠ ve TARIM VE GIDA GÜVENCESĠ

ENERJİ YATIRIMLARI VE TEŞVİK TEDBİRLERİ

Çevresel Altyapı Projelerine Finansman Sağlanmas. lanması

T.C. ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ

Gıda Piyasalarının Değişen Dinamikleri. Türkiye Tarım/Gıda Sanayii nin Rekabet Gücü

Kamu Finansmanı ve Borç Göstergeleri

ULUSAL HUBUBAT KONSEYİ 2018 ÜLKESEL HUBUBAT REKOLTE DEĞERLENDİRME RAPORU

2018/1. Dönem Deneme Sınavı.

Transkript:

ÜLKEMİZDE SULU TARIM ALTYAPISI GERÇEKLEŞTİRMEDE FİNANSMAN SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ Bahadır Boz İnşaat Yüksek Mühendisi DSİ Genel Müdürlüğü Proje ve İnşaat Dairesi Başkanlığı Ankara Faruk Volkan İnşaat ve Sulama Yüksek Mühendisi DSİ Genel Müdürlüğü Etüd ve Plan Dairesi Başkanlığı Ankara ÖZET Tarım sektörü Türkiye nin sosyo-ekonomik yapısında önemli bir yer tutmaktadır ve tutmaya da devam edecektir. Gerek istihdamın artması, gerek ihracatın gelişmesi ve gerekse GSMH nın büyümesinde tarım sektöründeki büyüme doğrudan etkili olmakta ve diğer sektörleri de olumlu olarak geliştirmektedir. Ülkemizin sosyo-ekonomik yapısı bakımından gerçekleştirilmesi zorunlu olan sulama sektörü yatırımlarının en büyük darboğazı finansman sorunudur. Ülke ekonomisinin içinde bulunduğu durum ve enflasyonla mücadele programı gereği önümüzdeki yıllarda tarım sektörü yatırımlarına ayrılacak ödeneğin de talep edilen miktara ulaşamayacağı tahmin edilmektedir. DSİ nin 2030 yılı hedeflerine ulaşabilmesi için önceki senelerde başarıyla uygulanan finans modellerine tekrar geçerlilik kazandırılmalı, yeni alternatif modeller geliştirilmelidir. Anahtar kelimeler: Türkiye de tarım sektörü, Türkiye de sulu tarım altyapısı, Türkiye de sulu tarım altyapısını gerçekleştirmede darboğaz ve çözüm yolları: finansman yetersizliği, çözüm önerileri. 1. Amaç Tarım sektörünün ekonomideki önemi, bu sektörden yerine getirilmesi beklenen işlevlerden kaynaklanmaktadır. Bu işlevlerin en önemlileri insanoğlunun besinsel gereksinimlerini karşılaması ve diğer ihtiyaçlarını karşılayacak olan endüstriyel ürünlerin bir kısmına hammadde sunması, bir diğeri de kalkınmanın finansmanını sağlamasıdır. Ekonomik kalkınmada tarım ve sanayi sektörleri, karşılıklı ilişki içinde olma durumundadır. Tarım sektörü Türkiye nin sosyo-ekonomik yapısında önemli bir yer tutmaktadır ve tutmaya da devam edecektir. Cumhuriyetimizin kuruluşundan itibaren makro ekonomik göstergelerde, tarım belirleyici rol oynamıştır. Gerek istihdamın artması, gerek ihracatın gelişmesi ve gerekse GSMH nın büyümesinde tarım sektöründeki büyüme doğrudan etkili olmakta ve diğer sektörleri de olumlu olarak geliştirmektedir. Ancak; gelişmiş bir sulama altyapısı olmaması tarımda iklim koşullarına bağımlılığı sürekli kılmaktadır. Bir başka deyişle gerek aylar, gerekse - 403 -

yıllar itibarı ile düzensiz bir yağış rejimine sahip olan ülkemizde, tarım sektörünün iklim koşullarına bağımlılığı ancak sulama yapılan alanların artmasıyla azaltılabilir. Yapılan etütlere göre ülkemizde, potansiyel yer altı ve yerüstü su kaynakları ile toprak kaynakları dikkate alındığında, ekonomik olarak sulanabilecek alan 8,5 milyon hektardır. Söz konusu alanın halen ancak yarısı sulanabilmekte, modern sulama tekniklerine sahip alan ise 3 milyon hektar civarında tahmin edilmektedir. Ülkemizin sosyo-ekonomik yapısı bakımından gerçekleştirilmesi zorunlu olan sulama sektörü yatırımlarının en büyük darboğazı finansman sorunudur. Bu bildiride bu darboğazın çözümü için öneriler getirilmeye çalışılmaktadır. 2. Giriş Tarih boyunca yeryüzündeki su miktarının yaklaşık olarak aynı kalmasına rağmen, hızlı nüfus artışı, sulu tarımın yaygınlaşması, sanayinin gelişmesi ve düzensiz kentleşme, bir yandan kaynakların tükenmesine, diğer yandan da kirlenmesine neden olmaktadır. Gelecekte su kaynaklarının kullanımı ve kalitesini etkileyecek en önemli faktör nüfustur. Toplam dünya nüfusu 2000 yılında 6 milyarı aşmış olup, 2025 de ise 8,3 milyara ulaşacağı tahmin edilmektedir. Bir başka deyişle, 1990 yılındaki dünya nüfusu, 2025 yılına gelindiğinde %65 oranında artmış olacaktır. Günümüzde Dünya daki toplam yıllık gıda maddeleri üretimi, Dünya tüketimini karşılayabilecek düzeydedir. Ancak, çeşitli bölgeler arasında kişi başına düşen üretim miktarı yönünden farklılıklar vardır. Nüfusunun ortalama %7 si tarım sektöründe faaliyette bulunan sanayileşmiş ülkelerde, bir çiftçi ailesi, kendisine ilave olarak tarım dışı sektörlerde faaliyette bulunan 50 kişinin gıda ihtiyacını karşılayabilmektedir. Nüfusunun %60 ı tarım sektöründe faaliyette bulunan gelişmekte olan ülkelerde ise, bu değer 2 kişi ile sınırlı kalmaktadır. Tarım sektörünün bir diğer işlevi ise kalkınmanın finansmanını sağlamasıdır. Ekonomik kalkınmada sanayi sektörüne öncelik verilmesi ve böylece gelişen sanayi sektörünün tarım sektörünü de geliştirmesi görüşü, sanayinin gelişmesi için gerekli fonun diğerleri yanısıra tarım sektörünün yarattığı kaynaklardan sağlanabileceği için, tam olarak doğru ve gerçekçi değildir. Öte yandan kalkınmada tarıma öncelik verilmesi ve bu sektörden elde edilen kaynakların sanayileşme için kullanılması halinde kalkınmanın daha hızlı gerçekleşmesi de, tarımın gelişmesi için ithal edilecek girdilerin karşılanması ve tarımın gelişmesiyle ortaya çıkacak işgücü fazlasının istihdam güçlüğü nedeniyle mümkün olamayacaktır. Ancak, her iki görüşün ortak noktası ekonomik kalkınmanın sanayileşme ile özdeş olduğudur. O halde, ekonomik kalkınma için sanayileşmeye, sanayileşmeyi sağlamak için de tarım sektörüne gereksinim olduğuna göre, ekonomik kalkınmada tarım ve sanayi sektörleri karşılıklı ilişki içinde olma durumundadır. Gelişen tarım, tarım dışı sektörlerde üretilen girdileri ve tüketim mallarını talep ederek tarım dışı sektörlerin daha da gelişmesini sağlarken, tarım dışı sektör de tarımdaki fazla işgücüne istihdam alanları sağlayarak ve aynı zamanda tarımsal ürünleri talep ederek, tarımın gelişmesini sağlayacaktır. Dolayısıyla tarım ve sanayi sektörleri karşılıklı olarak sürekli ilişki içinde olan ve birbirlerini karşılıklı olarak besleyen iki pazar durumundadır. Ekonomik kalkınma hamlesinde her ikisinin de ihmal edilmemesi gerekmektedir. 3. Türkiye Tarımının Ülke Ekonomisindeki Yeri Türkiye, dünya tarımı içinde önemli bir paya sahiptir. Dünya baklagiller üretiminde ülkemiz önemli üretici ülkeler arasında yer almaktadır. 1980 li yıllardan sonra Türkiye nin bakliyat (özellikle mercimek ve nohut) üretimi önemli ölçüde artış göstermiştir. Bu artışlar nedeniyle - 404 -

Türkiye dünya mercimek üretiminde %20 nin üzerindeki payı ile ilk sırayı alırken, nohut üretiminde ise yaklaşık %10 luk payı ile Hindistan ın ardından ikinci sırada yer almaktadır. Türkiye 35 milyon ton düzeyine ulaşan yaş meyve ve sebze üretimi ile dünyanın önemli üretici ülkelerinden birisi konumundadır. Ülkemiz, dünyada üretilen incirin yaklaşık %27'sini, kayısının %17'sini, kavunun %12'sini, karpuzun %11'ni, yeşil fasulyenin %13,7'sini, biberin %9,6'sını, patlıcanın %9'unu, domatesin %8'ini, kirazın %9'unu, turunçgil meyvelerinin %13'ünü ve üzümün %6,1'ini karşılamaktadır. (İhracatı Geliştirme Merkezi-İGEME, 1999). Tarım sektörü Türkiye ekonomisinde önemli bir yer tutmaktadır. Cumhuriyetimizin kuruluşundan itibaren makro ekonomik göstergelerde, tarım belirleyici rol oynamıştır. Gerek istihdamın artması, gerek ihracatın gelişmesi ve gerekse GSMH nın büyümesinde tarım sektöründeki büyüme doğrudan etkili olmakta ve diğer sektörleri de olumlu olarak geliştirmektedir. Türkiye'de tarımsal üretimin gayri safi milli hasıla içindeki payı % 14'tür. Buna rağmen tarım, istihdam bakımından % 42 ile en yüksek payı almaktadır. Ancak, tarım büyük oranda iklim koşullarına bağımlı kalmıştır. 1950-1953 yılları arasında iklim koşullarına bağlı olarak tarım sektöründe meydana gelen hızlı büyüme GSMH nın ortalama %10 gibi yüksek bir büyüme hızına ulaşmasına neden olurken, 1973, 1989 ve 1994 yıllarında yaşanan kuraklık tarım sektörünün negatif büyümesine dolayısıyla GSMH nın düşmesine neden olmuştur. Öte yandan Dünya da gıda üretimi yılda ortalama %3,3 lük bir hızla artarken, Türkiye de %2,1 olarak gerçekleşmektedir. Gıda üretimi artış hızı açısından, Dünya ortalamasının altında olan ülkemiz, tarımda çalışan başına yaratılan katma değer cinsinden ölçülen tarımsal verimlilik açısından da, gelişmiş ülkeler ortalamasının altındadır. Örneğin tarımda çalışan başına yaratılan katma değer, Danimarka da 47 000, Hollanda da 44 000, Fransa da 35 000 ABD Doları iken ülkemizde ancak 2000 ABD Dolarına yaklaşmaktadır. Bu tarımsal verimlilik farkının en önemli nedeni olarak sulanan alanların azlığı olduğu söylenebilir. Sulama, dünya gıda üretiminde etkili bir tarımsal girdidir. Dünya gıda ihtiyacının 1/3'ü, sulanan alanların %17'sinden elde edilmektedir. Ülkemiz, hem artan nüfusunu beslemek, hem de dış satımını yükseltmek için tarımsal üretimini arttırmak zorundadır. Türkiye gibi tarımın ülke ekonomisindeki yerinin önemli olduğu ülkelerde, toprak ve su kaynaklarını geliştirme çabaları, sulama tesislerinin işletilmesi ve devamlılıklarının sağlanması büyük önem taşır. Gelişmiş bir sulama altyapısı olmaması, tarımda iklim koşullarına bağımlılığı sürekli kılmaktadır. Bir başka deyişle gerek aylar itibarıyla, gerekse yıllar itibarıyla düzensiz bir yağış rejimine sahip ülkemizde, tarım sektörünün iklim koşullarına bağımlılığı ancak sulanan alanların artmasıyla azaltılabilir. Hızlı nüfus artışı ile birlikte artan gıda ihtiyacı ve artan kentsel ve endüstriyel su talebiyle suyun kıt kaynak hale gelmesi bu önemi daha da arttırmaktadır. 4. Türkiye nin Toprak Ve Su Kaynakları Potansiyeli Su kaynakları gelişiminin 2030 yılında tamamlanması hedeflenmiştir. Nihai durumda, yıllık 110 milyar m 3 olan su potansiyelinin %65'inin sulamalarda, % 23'ünün içme-kullanma amaçlı olarak ve % 12'sinin endüstride kullanılacağı planlanmaktadır. Halihazırda tarıma ayrılan su, toplam tüketilen suyun %74'ü iken 2030 yılında %65'i olacaktır. - 405 -

Türkiye'nin yüzölçümü 78 milyon hektar olup tarım arazileri bu alanın yaklaşık üçte biri, yani 28 milyon hektar mertebesindedir. Türkiye'de tarım arazilerinin %93'ünde optimum verim için sulama gereklidir. Diğer bir deyişle, Doğu Karadeniz kıyı şeridi hariç, diğer bölgelerde sulama yapılması şarttır. Yapılan etütlere göre potansiyel yer altı ve yerüstü su kaynakları dikkate alındığında ekonomik olarak sulanabilecek alan 8,5 milyon hektardır. Türkiye'de sulama çalışmaları Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü'nün 1954 yılında kurulmasından sonra hız kazanmıştır. Ekonomik olarak sulanabilir 8,5 milyon hektar arazinin 6,5 milyon hektarı DSİ sulamaları kapsamında kalacaktır. DSİ sorumluluğunda geliştirilecek 6,5 milyon hektarın 2,9 milyon hektarı geliştirilmiştir. Ülkemizde beslenme ihtiyacımızın karşılanması, endüstrimizin ihtiyacı olan tarımsal ürünlerin dengeli ve sürekli üretilebilmesi, tarım kesiminde çalışan nüfusun işsizlik sorununun çözülmesi ve hayat seviyesinin yükseltilmesi için geri kalan yaklaşık 4 milyon hektarın da 2030 yılına kadar sulanması ve bunun için gereken sulama tesislerinin bir an önce inşa edilmesi özel bir önem taşımaktadır. 5. Türkiye de Tarım Sektörü ve Yatırım Bütçeleri Ülkemizde Cumhuriyet in ilk yıllarında ve takip eden zor süreçte, tarımda teknoloji ve verimlilik düşük, altyapı ve kamu hizmetleri yetersiz olmuştur. Tarımda gelir düzeyinin düşüklüğü, sermaye ve teknoloji kullanımının yetersizliği gibi sorunların giderilebilmesi, tarımsal yapıda dönüşümün gerçekleştirilmesine bağlıdır. Tarımsal yapının iyileştirilmesi ile üreticilerin gelir düzeyleri iyileştirilebilecek, gelir dağılımındaki dengesizlikler azaltılabilecek, üreticiler kendilerine sağlanan olanaklardan eşit bir şekilde yararlanabilecektir. Tarımsal yapıda dönüşümü sağlayacak yatırımlardan en önemlisi ise, sulanabilir alanların modern sulama şebekelerine kavuşturulmasıdır. Türkiye'de su ve toprak kaynaklarının geliştirilmesine, planlı kalkınma dönemlerinde ağırlık verilmiştir. I. Plan döneminde (1963-1967) yaklaşık 400 bin hektar olan sulama alanı, 1980 yılında 1 milyon hektara ulaşmıştır. Günümüzde ise 2,9 milyon hektar alan modern sulama şebekesine sahiptir. Ancak tarımın toplam sabit sermaye yatırımları içindeki payı zamanla azalma eğilimine girmiş ve bu kapsamda diğer sektörlere oranla tarım kesimine, göreli olarak daha düşük yatırım fonu ayrılmıştır. 1963 yılında tarımın toplam sabit sermaye yatırımları içindeki payı %12, 1970 yılında %9,3, 1980'de %6,7, 1990'da 6,3 ve 2000'de %5 mertebesinde olmuştur. Sulama yatırımlarının Devlet yatırım bütçesi içindeki payı da 1963-67 döneminde %30'larda iken zamanla %10 ve daha altına düşmüştür. Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik zorluklar nedeniyle yatırıma ayrılan pay sürekli olarak azalmış ve sulama sektöründe en etkin kuruluş olan DSİ de bundan etkilenmiştir. DSİ, 90'lı yılların başında Devlet Yatırım Bütçesinin %35'ini kullanırken günümüzde bu oran %20 ler mertebesindedir. Tarım, enerji ve içme-kullanma ve endüstri suyu temini sektörlerinde hizmet veren DSİ, 90'lı yılların başında kendi yatırım bütçesinin yaklaşık yarısını tarım sektörüne ayırırken, günümüzde enerji darboğazı ve artan içme-kullanma suyu talepleri nedeniyle ancak 1/3'ünü tarım sektörüne ayırabilir durumdadır. - 406 -

7. Türkiye de Sulu Tarım Altyapısı Gerçekleştirmede Finansman Sorunları ve Çözüm Önerileri DSİ Genel Müdürlüğü, 6200 sayılı Kuruluş Kanunu uyarınca katma bütçeli bir kuruluş statüsündedir. Ancak, 50 yıllık icraatı süresince ağırlıklı olarak Konsolide Devlet Bütçesi nden sağlanan finansmanla yatırımlarını gerçekleştirmiş ve katma bütçe uygulama oranı toplam bütçesinin % 2,5 inin üzerine çıkarılamamıştır. Ağırlıklı olarak Hazineden sağlanan finansman ve DSİ yatırım harcamalarının kendine özgü miktar ve zamanlama karakterine uyarlanmasında yaşanan zorluklar, uygulama programlarının gerçekleştirilmesinde önemli darboğazlar oluşturmuştur. Gösterilen tüm gayretlere rağmen su kaynaklarının ancak üçte biri geliştirilmiştir. DSİ Genel Müdürlüğü nün 2006 yılı için yapmış olduğu, yaklaşık 8,3 milyar YTL lik talebe karşılık sadece 2,6 milyar YTL lik bir ödenek ayrılabilmiştir. Bu, ihtiyacın üçte birinden azdır (%31). Bu durum, projelerin öngörülenden uzun sürede gerçekleştirilmesi zorunluluğunu ortaya çıkarmaktadır ki bu durum, bütün fizibilite görüşlerini değiştirmektedir. Planlanan faydayı elde etmek ve amaca ulaşabilmek için finansmanda ortaya çıkan bu dengesizliği kesinlikle değiştirmek gerekmektedir. Finansman darboğazı nedeniyle DSİ enerji yatırımlarının 12 yılda, tarım yatırımlarının 28 yılda, hizmet sektörü yatırımlarının da 13 yılda, tümünün ortalama olarak 18 yılda bitirilmesi mümkün olabilecektir. Tarım, enerji ve hizmet sektörlerinde DSİ projelerinin yarattığı imkanlar ile asgari 1,5 milyon kişi doğrudan çalışmaktadır. Dolaylı çalışanları da ilave edecek olursak, ülke nüfusunun önemli bir bölümü bu projelerden geçimini sağlamaktadır. Bu projelerle gayri safi milli hasılanın yaklaşık dörtte biri oluşturulmaktadır. İçme, kullanma ve endüstri suyu teminine yönelik hizmet sektörü önceliği ve ivediliği bakımından, enerji sektöründe yer alan hidroelektrik enerji ise, bir serbest piyasa ekonomisi içinde son yıllarda diğer alternatiflerle mücadele ettiği için, kamuoyunda fazla yer almakta; tarım ise hemen hemen unutulmuş bir sektör gibi görülmektedir. Halbuki tarım sektörü, lokomotif sektördür. Türkiye, 2005 yılı itibariyle 4,9 milyon hektar araziyi sulamakta olan bir ülkedir ve 25 yıl sonra, 2030 yılında 8,5 milyon hektar arazinin sulanması hedeflenmektedir. Bu hedefe ulaşmak ihtiyacın yüzde 10 u-15 i oaranındaki ödeneklerle mümkün görülmemektedir. Tarımda şimdiye kadar yapılan yatırımların toplamı, yaklaşık 15 milyar dolardır. Buna karşın, bu yatırımlar sonucu yaklaşık 30 milyar dolar gelir sağlanmıştır. Tarımın en önemli özelliği ise, yaklaşık nüfusun yüzde 40'ı oranındaki bir kitleyi ilgilendirmesinden kaynaklanmaktadır. Tarım sektöründe DSİ nin gerçekleştirdiği projeler, yaklaşık 7-8 milyon kişiyi doğrudan doğruya ilgilendirecek projeler niteliğindedir. GAP projelerinin gerçekleştirilmesi halinde ise, yine yaklaşık yarım milyon kişiye doğrudan iş bulma olanağı sağlanacaktır. Tarım sektörünün de enerji ve hizmetler sektörü gibi ve onlardan daha fazla etkilendiği en önemli sorun, finansmandır. Temel sorun mali kaynak yetersizliğidir. Ülke ekonomisinin içinde bulunduğu durum ve enflasyonla mücadele programı gereği önümüzdeki yıllarda tarım sektörü yatırımlarına ayrılacak ödeneğin de ihtiyaç duyulan miktara ulaşamayacağı tahmin edilmektedir. Kısıtlı yatırım bütçeleriyle tarım sektörü hedeflerine ulaşılabilmenin mümkün olmadığı açıkça görülmüştür. - 407 -

DSİ, tarım sektöründe, üzerine düşen görev için belirlediği hedefini gerçekleştirebilmek üzere 25 yıllık dönemde yaklaşık 30 milyar ABD dolarına ihtiyacı olduğunu saptamıştır. Bu eylem planının ilk 10 yılı için yaklaşık 15 milyar ABD doları gibi yoğun bir finansmana ihtiyaç duyulmaktadır. Ancak Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik zorluklar nedeniyle yatırıma ayrılan paylar sürekli olarak azalmıştır. DSİ, 90'lı yılların başında Devlet Yatırım Bütçesinin %35'ini kullanırken günümüzde bu oran %20 mertebesine düşmüştür. Ayrıca tarım, enerji ve içme-kullanma ve endüstri suyu temini sektörlerinde de hizmet veren DSİ, 90'lı yılların başında kendi yatırım bütçesinin yaklaşık yarısını tarım sektörüne ayırırken, günümüzde enerji darboğazı ve artan içme-kullanma suyu talepleri nedeniyle ancak 1/3'ünü tarım sektörüne ayırabilir durumdadır. Görüldüğü gibi temel sorun mali kaynak yetersizliğidir. Diğer taraftan, 2004 yılında toplanan Tarım Şurası nda, Türkiye de sulu tarımın modern sistemlerle yapılmasına daha fazla ağırlık verilmesi için gerekli tedbir ve teşviklerin alt yapısının sağlanması istenmiştir. Bu nedenlerle, belirlenen hedeflere ulaşılabilmesi için ilave yatırım kaynaklarına yönelmek gerekmektedir. DSİ, yatırımlarının finansmanında kullanılabilecek bir dizi finansman alternatifi üzerinde çalışmştır. Bunlar: 1. İlave özkaynak (ek ödenek temini) 2. Kamu-Özel Sektör Ortaklığı (KÖO-PPP) 3. Ziraat Bankası Çiftçi Katılımı Modeli 4. YİD/Yİ Modeli 5. Doğrudan Gelir Desteği Modeli 6. Gelir Ortaklığı Senedi 7. DSİ nin alacaklarının tahsili ile bunların yatırımlara kaydırılması 8. Kullanılmayan gayrimenkullerin satışından elde edilen gelirlerin yatırımlara tahsisi 9. Hazine bonosu vb. karşılığı yatırım 10. Kredi (Dış+İç) temini ile yatırımların hızlandırılması 11. Leasing ile malzeme temini 12. Taahhüde bağlı proje (fiziki gerçekleşmesi ileri aşamada olan projelerin müteahhidin imkanları ile bitirilmesi, ödemenin ileriki yıllarda yapılması) Sulama projelerinin gerçekleştirilmesinde gecikme meydana gelmemesi ve projelerden beklenen faydanın sağlanabilmesi amacıyla finansman darboğazını aşmak için önerilen ve yukarıda bahsedilen alternatiflerden, dış kredi sağlanması yöntemi, şu an için program tekniği ve zaman kaybını önlemek bakımından en önemli ve etkin ilave yatırım kaynağı seçeneğini oluşturmaktadır. Dış kredi sağlanması; hükümetlerarası ikili işbirliği çerçevesinde uluslararası kredi, Avrupa Konseyi Kalkınma Bankası, Avrupa Yatırım Bankası, Dünya Bankası, İslam Bankası gibi kuruluşlardan sağlanacak fon ve krediler ve ticari kredi şeklinde olmaktadır. Söz konusu milli bütçe yetersizlikleri ve GAP için Dünya Bankası, Avrupa Yatırım Bankası veya Avrupa Konseyi Kalkınma Bankası gibi kuruluşlardan da kredi temin edilmesinin mümkün olmaması nedeniyle, DSİ Genel Müdürlüğü GAP kapsamında bulunan sulama - 408 -

projelerini hükümetlerarası ikili işbirliği çerçevesinde uluslararası kredi sağlamak suretiyle gerçekleştirme yoluna gitmiştir. GAP kapsamında gerçekleştirilen ve 2005 yılında tamamlanması programlanan Yaylak Ovası Sulaması ve Bozova Pompaj Sulaması 1. Kısım inşaatları Hükümetlerarası İkili İşbirliği ne başarılı örnekler oluşturmuşlardır. Bu çerçevede su kaynağı hazır olan yaklaşık 400 bin hektarlık öncelikli sulama projesi belirlenmiştir. Söz konusu bu projeler belirlenirken teknik açıdan uygunluk ve gereklilikleri gözönüne alınmıştır. Hepsinin su kaynağı (Atatürk Barajı ve Kralkızı-Dicle Barajları) tamamlanmıştır. Toplam 400 bin hektarlık bu proje demeti içinden seçilen yaklaşık 300 bin hektar tarım arazisinin sulanmasına yönelik 10 adet projenin "Hükümetlerarası İkili İşbirliği çerçevesinde uluslararası kredi sağlamak suretiyle" ihale edilmesi düşünülmüştür. Ancak teknik ve mali müzakereler devam etmekte iken Yüksek Planlama Kurulu nun 24 Ocak 2003 tarih ve 25003 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan tebliğinin 19 (c) maddesinde «Yatırım programında yer alarak halen kredi arayışı sürdürülen projeleri yatırım programında iz ödenek tahsisi suretiyle durdurulacaktır.» denildiğinden anılan projelere ait kredi görüşmeleri durdurulmuştur. Aynı dönemde ayrıca, Avrupa Konseyi Kalkınma Bankası tarafından kısmi finansmanı sağlanan 9 adet projeye (75 000 ha)ilave olarak 8 adet projenin (66 000 ha); Avrupa Yatırım Bankası nca belirlenen 13 adet aday projenin (100 000 ha); ticari kredi temin edilen 2 adet projeye ilaveten 17 adet devam eden projenin (230 000 ha) görüşmeleri de yapılmıştır. Yukarıda bahsedilen ve toplam sulama hizmet alanı yaklaşık 800 000 hektar olan bu projelerden; hükümetlerarası ikili işbirliği ile gerçekleştirilecek toplam on adet projeden sadece Kralkızı-Dicle P3 Pompaj Sulaması Proje Yapımı İşi ve Suruç Ovası Pompaj Sulaması Proje Yapımı İşi, 2005 yılı yatırım programına alınabilmiştir. DSİ nin 2030 yılı hedeflerine ulaşabilmesi için bahsedilen finans modellerine tekrar geçerlilik kazandırılmalıdır. Son yıllarda tarım sektörü için talep edilen ve tahsis edilen ödenek miktarları arasında büyük farklılık sözkonusu olmuştur. Ülke ekonomisinin içinde bulunduğu durum ve enflasyonla mücadele programı gereği önümüzdeki yıllarda tarım sektörü yatırımlarına ayrılacak ödeneğin de talep edilen miktara ulaşamayacağı tahmin edilmektedir. Ancak yine de, tarım sektörü yatırımlarındaki gecikmenin ve bu gecikmenin getireceği sosyal huzursuzluğun ilgili kurumlara (Hükümet, Bakanlık, DPT Müsteşarlığı, Hazine Müsteşarlığı gibi) etkin bir şekilde açıklanarak önümüzdeki yıllarda tarım sektörü yatırım ödeneklerinin önceki yıllarda öngörülmüş oranlardan daha fazla olmasına çalışılmalıdır. Ayrıca, tarım sektörü ödeneklerinin işlere dağılımında optimizasyon sağlanmalıdır. Bu optimizasyonun amaç fonksiyonu, her yıl işletmeye açılacak sulama alanının maksimizasyonu şeklinde olmalıdır. En önemli kısıtlama ise 2030 yılı hedefine uygun olarak her yıl en az 160 bin hektar alanın işetmeye açılmasıdır. Özet olarak; tarım sektöründe hükümetlerarası ikili işbirliği kapsamında protokolleri mevcut veya öngörüşmeleri yapılmış yaklaşık 400 000 ha, öngörüşmeleri yapılmış AKKB ve AYB kredileri yaklaşık yüzer bin ha ve bir kısmı kullandırılmakta fakat bir kısmı henüz hayata geçmemiş olan ticari krediler vasıtasıyla yaklaşık 200 000 ha olmak üzere toplam 800 000 ha sulama tesisi 4-5 yıl gibi kısa bir sürede tamamlanabilir. Unutulmamalıdır ki; şimdiye kadar gerçekleştirilen DSİ yatırımları sayesinde GSMH nın yaklaşık dörtte biri sağlanmaktadır. Bu projeler yaklaşık 5 milyon kişiyi doğrudan ilgilendiren, büyük istihdam yaratan projelerdir. - 409 -

8. Sonuç Günümüzde bireylerin gelirlerini arttıran yalın kalkınma modeli yeterli ve yetkin hedef olmaktan çıkmıştır. Kalkınma, üretim ve gelir artışını sürdürülebilir kılmak zorundadır, bunun için de sadece üretim artışı yerine, insan hedefli ve çevre kaygılı bir sürdürülebilir kalkınmayı hedeflemesi gerekmektedir. Sürdürülebilir tarımsal kalkınma ise, toprak ve su kaynaklarının sürekli olarak üretken kalacak şekilde geliştirilmesi, çevreye zarar vermeden kullanılması ve korunması koşullarını içermektedir. Toprak-su-bitki ve iklim faktörlerini birbirinin aleyhine olacak tarzda üretim artışı sağlanıyorsa, sürdürülebilir tarımsal kalkınmadan söz edilemez. Tarım sektöründe sulama altyapısı daha verimli, daha kaliteli ve yüksek gelir getirici bitki üretimini sağlayarak sosyo-ekonomik gelişmeyi yaratacak bir vasıta dır. Bu altyapının arazi toplulaştırması (veya düzenlemesi), tarla içi hizmetler gibi diğer altyapı hizmetleriyle ve çiftçi eğitimi ve teşkilatlandırılması gibi üstyapı hizmetleri (sulama birlikleri, çiftçi bilgi bankası, bankacılık hizmetleri vd.) ile paralel bir şekilde devamının ve sürekliliğinin sağlanması gerekmektedir. Özetlenen amaca ulaşmak için, tüm ülkemizde sulu tarım hedefine yönelik alt ve üstyapı iyileştirmeleri ve bunun için gerekli yasal düzenlemeler bir an önce gerçekleştirilmeli ve böylece ülkemiz insanlarının mevcut doğal kaynaklardan gereçekçi ve sürdürülebilir bir şekilde faydalanma hakkı en kısa zamanda sağlanmalıdır. Ancak; ülkemizde çalışan nüfusun %40 ının tarım sektöründe yer aldığı ve bu sektördeki gelişmenin ekonomi içindeki payının inkar edilemez olduğu sosyo ekonomik gerçeğine karşılık tarım sektöründeki kalkınmanın sulama altyapısı ile başlamasına rağmen ancak potansiyelin 1/3 ünün modern sulama şebekelerine sahip olduğu ülkemiz koşullarında, insan hedefli kalkınmayı yaratmak üzere gerçekleştirilmesi zorunlu olan sulu tarım altyapısı eksiğinin tamamlanması işleminin, yukarıda özetlenen kaygı ve değerleri de gözönünde bulundurarak gerçekleştirilmesi çalışmaları sürecinde ortaya çıkan finansman sorunlarını aşmak en önemli öncelik ve ivedi sorun olarak karşımıza çıkmakta olup, bu zorluğu aşmanın yolları ve yöntemi bu bildiride özetlenmeye çalışılmıştır. KAYNAKLAR 1. DPT, VIII. Beş Yıllık Kalkınma Planı 2. DSİ, 2004 Üretim Sonuçları Raporu, 2005. 3. DSİ, DSİ Yatırımlarında Kredi Kullanımı Hakkında Bilgi Notu, 2004. - 410 -