CÜCELER N ARMA ANI Bir terzi ile bir demirci arkadafl oldular. Bulunduklar kentte bir süre çal flt lar. fllerinin d fl nda her saat birlikte oldular. Birlikte yiyip içtiler, gezip e lendiler. Günün birinde kentten ç k p bir süre dolaflmaya, memleket memleket gezmeye karar verdiler. Haz rl klar n tamamlay p yola ç kt lar. Günlerce yol ald lar. Kimi geceler kasabalarda, köylerde, kimi geceler de ormanda, k rda konaklad lar. Bir akflam gün batarken uzaktan nefleli sesler duydular. fiark söyleyenlerin neflesi onlar da etkiledi. Yorgunluklar n unuttular. fiark söyleyenlerle birlikte olabilmek için, seslerin geldi i yana ilerlediler. Bir tepenin üstünde bu nefleli grubu buldular. Hepsi cüceydi. El ele verip bir halka yapm fllard. Hem flark söylüyorlar hem de dans ediyorlard. Halkan n ortas nda di erlerinden biraz daha boylu, uzun, beyaz sakall bir cüce vard. ki arkadafl cücelere iyice yaklafl p, orada bir yere oturdular. Sonra bu oyunu sessizce izlemeye bafllad lar. Ortadaki cüce eli ile iflaret ederek yan na gelmelerini istedi. 42 43
ki arkadafl halkaya yaklaflt lar. Oradaki cüceler ellerini birbirinden ay rarak onlara yol verdiler. Demirci ile terzi halkan n ortas nda, beyaz sakall cücenin yan nda durdular. Cüce eliyle iflaret vererek kendisine daha da yaklaflmalar n istedi. Demirci hemen yaklaflt. Asl nda korkusuz bir adamd. E er s rt ndaki kamburu olmasayd kral n ordusuna subay olarak girebilece ini söylerdi hep. Cüceler flark lar n ve oyunlar n sürdürürlerken yafll cüce kemerinden bir ustura ç kard. Küçük bir tafla sürterek iyice biledi. Önce demircinin sonra da terzinin saçlar n, sakallar n güzelce t rafl etti. Cüce t rafl bitince ikisinin de omuzlar n okflad. Böylelikle kendisine uyarak t rafl etmesine izin verdikleri için onlara teflekkür ediyordu. Onlar da cüceyi bafllar yla selâmlad lar. Onlar da teflekkür ettiler. O zaman cüce parma ile az ilerideki bir y n iflaret ederek, oradan ceplerini doldurabileceklerini anlatt. ki arkadafl y n n yan na var nca bunun bir kömür y n oldu unu gördüler. Cücelere ay p olmas n diye ceplerini bu kömürlerle doldurdular. Her ikisi de bunu yaparlarken, cep dolusu kömürün hiçbir ifllerine yaramayaca n düflünüyorlard. Oradan ayr l p gece bar nacaklar uygun bir yer aramaya bafllad lar. Az sonra da iri bir a ac n dibinde yat p uyudular. Yorgunluktan ceplerindeki kömürü ç karmay ak l edemediler. Bu nedenle de çok rahats z oldular. K sa bir süre sonra uyand lar. flte o zaman ceplerindeki kömürleri boflalt p daha rahat uyumay ak l ettiler. Ellerini ceplerine at nca orada kömür yerine çil çil alt nlar buldular. Buna çok sevindiler. Ayn zamanda cücenin t rafl etti i saçlar da, sakallar da yeniden ç km fl, bir gün önceki durumuna gelmiflti. ki arkadafl bu olanlar n kendilerini görüp gözeten bir iyilik perisinin bir arma an oldu unu kabul ettiler. Birbirlerini kutlad lar. Art k bu alt nlarla daha rahat, daha zengin bir yaflamlar olacakt. Aç gözlü kambur demirci, arkadafl na bir öneride bulundu: Haydi arkadafl, flu cüceleri gördü ümüz yere gidelim, dedi. Oradan alabildi imiz kadar çok kömür alal m. Böylelikle adamak ll zengin oluruz. Terzi tok gözlüydü. Azla yetinmeyi bilen biriydi. Arkadafl na olumsuz yan t verdi: Benim alt n m bana yeter, dedi. stersen sen git, gel. Ben seni yar na kadar burada beklerim. 44 45
Ertesi akflam kambur demirci yan na bofl bir torba alarak cücelerin bulundu u tepeye ç kt. Cüceler, geçen akflam oldu u gibi yine el ele tutuflmufllar, flark söyleyip dans ediyorlard. Sakall cüce onu yan na ça rd. Usturas n ç kard. Güzelce biledikten sonra saç n ve sakal n t rafl etti. Sonra da eliyle iflaret ederek y ndan istedi i kadar kömür almas n bildirdi. Adam sevinç içinde kömür y n n n yan na vard. Ceplerini, koynunu ve getirdi i torbay a z na kadar kömürle doldurdu. Kendi kendine sevinç içinde flark lar m r ldand. Bir yandan da fiimdi dünya dolusu alt n m oldu. Art k kimse benim yan ma yanaflamaz. diye düflündü. H zl h zl yürüyüp arkadafl n n kendini beklemekte oldu u yere vard. Yorgunluktan çuval bir yana att. Cebindeki ve koynundaki kömürleri de d flar ya ç kar p bir y n yapt. Sonra otlar n üzerine uzand. Derin bir uykuya dald. Sabaha karfl uyand. lk ifli torbaya bakmak oldu. Orada simsiyah kömürden baflka bir fley yoktu. Gece yatmadan önce koynundan ve cebinden ç kard kömürler de torban n yan nda, simsiyah duruyordu. Bunlar da bildi imiz kömürden baflka bir fley de ildi. Dahas, bir gece önceki çil çil alt nlar da simsiyah kömür kesilmiflti. Demirci çok üzüldü. Kömürle simsiyah olan elleriyle saç n ve sakal n yoklad. Cücenin t rafl etti i gibiydi. Daha da kötüsü, s rt ndaki kamburun bir benzeri de gö sünde oluflmufltu. Zavall demirci, aç gözlülü ü yüzünden bafl na gelen bu felâkete a lamaya bafllad. Hem elindeki alt ndan olmufltu, hem saç sakal gitmiflti. Hem de ikinci bir kamburu olmufltu. Adam öyle yüksek sesle h çk rd, a lad ki az ilerde yatan arkadafl bu seslere uyand. Hemen onun yan na var p neler oldu unu sordu. Arkadafl da olanlar bir bir anlatt. O zaman terzi arkadafl n avuttu. Ona: Üzülme arkadafl, dedi. Biz arkadafl de il miyiz? Bunca zamand r birbirimize destek olduk, öyle yaflad k. Bundan sonra da öyle yapar z. Bendeki alt n ikimize de yeter. Rahatça yaflat r ikimizi. O günden sonra aç gözlü demirci iki kamburu ile birlikte yaflad. Kel kafas n da hep bir külâhla gizledi. yi kalpli terzi ise arkadafl ndan bir an bile ayr lmad. Alt nlar onunla birlikte harcad. Ömür boyu birlikte yaflad lar. _ 46 47
ÜÇ TAL HL M RASÇI htiyar ve fakir bir adam, hasta döfle inde yat - yordu. Uzun süredir tüm ilâçlara, tütsülere, yap lan büyülere karfl n bir türlü iyileflemiyordu. Üç o lunu yan na ça rd. Onlara k s k sesiyle son sözlerini söyledi: Evlâtlar m, ben art k ölüyorum. Fakir do dum, fakir yaflad m, fakir ölüyorum. Ama sizler, verece- im fleyleri iyi kullanabilirseniz belki de zengin olabilirsiniz. Her biriniz size verdiklerimi al p buradan ayr - l n. Onlar hiç tan mayan ülkeler bulun. Böylelikle bol paraya satabilir, zengin olursunuz. 48 49
Adam bu sözleri söyledikten sonra küçük o luna bir kedi, ortancaya bir orak, büyük o luna da bir horoz verdi. Önce büyük o lan horozu al p yola ç kt. Di er iki kardefl evde kal p babas n n bafl nda beklediler. Çocuk uzun süre yol ald. Horozun ne oldu unu bilmeyen bir ülke arad. Ama çabas boflunayd. Çünkü her yerde horozdan bol bir fley yoktu. Horozu herkes tan yordu. En sonunda bir adaya vard. Burada tavuk ve horoz yoktu. Hiç kimse de o güne kadar ne bir horoz görmüfl ne de horozun sözünü duymufltu. Bu nedenle delikanl n n elindeki bu tuhaf yarat a ilgiyle bakt lar. Onu uzun uzun gözlediler. Nas l bir yarat k oldu u konusunda sorular sordular. Çocuk dilinin döndü ü kadar horozu onlara tan tmaya çal flt. Di er yandan adada saat nedir bilinmiyordu. Köylüler vakitlerini saptamakta çok zorluk çekiyorlard. Delikanl bunu da ö rendi inde horozunun de- erini yükseltmek için çeflitli sözler ediyordu. Adal lar çevresine toplay p horozu övmeye bafll yordu: Bak n z, bu çok de erli bir hayvand r. Tepesine bak n. K rm z yakuttan bir tac var horozun. Gördünüz mü? Köylüler horozun k rm z ibi ine hayretle bakt lar. Bir a zdan: Gördük Gördük, dediler. Delikanl övünmesini sürdürdü: Ya flu ayaklar ndaki mahmuzlar gördünüz mü? Adamlar horozun ayaklar na bakt lar. Hep birden: Gördük Gördük, dediler. Çocuk yaratt ilgiyle böbürleniyordu. Her hâlde flu horozu pek çok para karfl l satabilecekti. Kendini dinleyenlere anlatmaya devam etti: Bu horoz, dedi, her gece ayn zamanda üç kez öter. Üçüncü ötüflünde günefl do mak üzeredir. Bunu duyunca hemen kalkarsan z, tarlaya vaktinde yetiflirsiniz. Gündüz öttü ünde de kimi zaman havan n bozaca n haber verir size. Bu sözleri dinleyen ço u kifli geceleri uyumadan beklemeye, horozun ötüflünü duymaya çal flt lar. Gerçekten horoz belirli aral klarla Kokorikooo! diye öterek zaman belirliyordu. Üçüncü ötüflünden çok az sonra da günefl do uyordu. 50 51
Bir gece ki gece Her gece böyle oluyordu. Adan n en zengin adam herkesten ayn sözleri duydu. Ayn övgüleri dinledi. Bunun üzerine çocu- u yan na ça rd. Ona bir torba dolusu alt n verdi. Horozu sat n ald. Büyük kardefl alt nlar al nca kuflkusuz çok sevindi. Hemen adadan ayr ld. Evine döndü. _ A abeyinin bol parayla döndü ünü gören ortanca kardefl gayrete geldi. Ora n ald. Yola ç kt. E er orak nedir bilmeyen bir ülke bulursa ora n büyük bir para karfl l satabilece ini düflünüyordu. Bu umutla günlerce, aylarca yol ald. Ama nereye gitse orada herkes ora biliyor, tan yor, ekin biçme ifllerinde kullan yorlard. Günün birinde flans yüzüne güldü. Öyle bir ülkeye geldi ki orada hiç kimse orak nedir bilmiyordu. O güne kadar ne bir orak görmüfller ne de orak diye bir fley duymufllard. Peki ekinlerini ne ile biçiyorlard? Delikanl bunu sorunca adamlar onun yüzüne hayretle bakt lar. Sonra ekinlerini nas l kald rd klar n anlatt lar. Çocuk onlar büyük bir flaflk nl kla dinledi. Bu ülkede ekinler biçilecek duruma geldi inde tarlalar top atefline tutuyorlard. Ama tarlaya düflen gülleler ço u yerde yarardan çok zarar veriyordu. Saplar n yan s ra taneler de ezilip topra a kar fl yordu. Genç adam bunlar dinledikten sonra köylülere: Gelin benimle tarlaya gidelim de flu ora n neler yapt n sizlere göstereyim, dedi. Hep birlikte tarlalar n oldu u yere gittiler. Ekinler iyiden iyiye olgunlaflm fl, biçilmeye haz r bekliyordu. Köylülere kalsa bir hafta sonra gülle at fllar yla sözüm ona ürün kald racaklard. Çocuk kollar n s vad. Ora eline ald. Ekinleri biçmeye bafllad. K sa bir süre çal flt. Biçti i ekini tepeleme y d. Köylüler bu ifle flafl r p kald lar. Böylesine h zl ve böylesine zarar vermeden ürün elde edildi ini o güne kadar görmemifllerdi hiç. 52 53
Köyün zengini, çocu a bir torba alt n verdi. Ora- sat n ald. Bir torba da haz r ekinleri biçmesi için verdi. Çocuk gece demeden, gündüz demeden tüm ekinleri biçti. Sonunda köylülerle vedalaflt. ki torba alt n al p oradan uzaklaflt. Evine döndü. _ Küçük çocuk ortanca kardeflin de bol para ile döndü ünü görünce biraz umutland. Ama dünyada kedinin bulunmad bir ülke oldu unu düflünemiyordu hiç. Bu nedenle kedisini yan na al p yola ç kt nda çok umutsuzdu. O ülke senin, bu ülke benim aylarca dolaflt durdu. Her gitti i yerde kediden çok bir fley yoktu. Kentte, köyde, her yerde kedi vard. Yol üstündeki y k k duvarlar n üstünde bile üçü befli bir arada miyavlay p duruyorlard. Sonunda flans onun da yüzüne güldü. Kedi nedir bilinmeyen bir ülkeye geldi. Orada yaflayanlar, o güne kadar ne bir kedi görmüfllerdi ne de böyle bir hayvan n var oldu unu duymufllard. Adamlar çocu un çevresini sard lar. Ona bu hayvan n ad n sordular. Ne yedi ini, ne içti ini sordular. Bu hayvan n ne ifle yarad n sordular. O zaman çocuk adamlara sordu: Sizin burada fare var m d r? Oho, dediler. Bizde fareden bol bir fley yoktur. Onlarla hiçbir yöntemle bafla ç kam yoruz. Fareler bizim her fleyimize ortakt r. flte bu kedi, dedi çocuk, farelerin kökünü kurutur. Nas l olur, diye hayretle hayk rd adamlar. Farelerle biz bafla ç kamad k, bu küçücük fley nas l bafla ç kar ki! Eh, dedi çocuk. Denemesi bedava. fiu kediyi bir eve b rakal m. ki gün sonra olanlar hep birlikte görelim. Kentin en zengini çocu u evine ça rd. Kendisine konuk olmas n rica etti. Çocuk kedisini ald, adam n arkas ndan eve gitti. Orada gördüklerine öyle flafl rd, öyle flafl rd ki ne söyleyece ini bilemedi. 54 55
Evin her yan nda fareler, sözün tam anlam yla cirit at yorlard. Masalar n üstünde, koltuklarda, yataklarda, yerlerde, pencere içlerinde Her yerde y nla fare vard. Fareler, kedi eve girdikten sonra onun kokusunu duydular. Büyük bir durgunluk oldu. Sonra yavafl yavafl ortal ktan çekilmeye bafllad lar. Evdekiler bu de iflikli e çok flafl rd lar. Farelerin ortal kta görünmez oldu una bir türlü inanamad lar. Alt nlar ald. Do ruca evin yolunu tuttu. Kardeflleri onu sevinçle karfl lad lar. Bu arada babalar iyileflmifl, oldukça toparlanm flt. Zaman zaman yataktan ç k p oda içinde dolaflabiliyordu. Buna üç kardefl de çok sevindiler kuflkusuz. Babalar n n ak l vermesiyle kazand klar paralar ak ll ca kulland lar. Bu arada ülkenin en ünlü hekimlerini getirerek babalar n n hastal na çare arad lar. Hep birlikte zengin ve mutlu bir yaflam sürdüler. Çocuk onlara: Hele kediyi serbest b rakay m, o zaman görürsünüz siz, dedi. _ Sonra kediyi yere b rakt. Evde iki gün kald. ki günün sonunda kedi köfle bucak, delik deflik her yeri araflt rd. Evi son fareden de temizledi. Zengin adam durumu görünce gözlerine inanamad. Çocu a teflekkür etti. Tüm kenti farelerden temizlemek için kediyi sat n almak istedi ini söyledi. Uzun bir pazarl ktan sonra çocuk kedisini üç torba alt na satmaya raz oldu. 56 57
S H RL K SANDIK Ak ll ve becerikli bir terzi ç ra vard. Her gün sabah erkenden gelip dükkân açar, ortal temizlerdi. Sonra bir köflede oturur, ustas n n verdi i dikiflleri bafl n bir an bile kald rmadan, sab rla dikerdi. Günün birinde iflinden ayr ld. Biraz gezmek, ülkeleri, insanlar tan mak için yola ç kt. Bir gün büyük bir ormandan geçerken yolunu flafl rd. Sa a sola gitti. Bir türlü ormandan ç kamad. Bu s rada ortal k karard. Genç çocuk kurtlar n, yabanî hayvanlar n sald r lar ndan korunmak için kendine bir yer aramaya bafllad. Bunun için yüksek bir a aca ç kt. Çevresine bak nd. Epeyce uzakta bir fl k görünce çok sevindi. Hemen a açtan indi. O fl a do ru ilerlemeye bafllad. Sonunda sazlardan örülmüfl basit bir kulübenin önünde durdu. Kap ya vurdu. K sa bir süre sonra ak sakal yerlere kadar uzayan ihtiyar bir adam kap y açt. Ona: Ne istiyorsun delikanl, diye sordu. Ormanda yolumu kaybettim efendim, dedi terzi çocuk. Bu gece için beni Tanr misafiri olarak kabul edebilir misiniz acaba? 58 59
Bunlar dinleyen sakall adam, çocu u içeri ald. Karn n doyurmas için yiyecek ç kard. Sonra yatmas için bir yatak gösterdi. Küçük terzi çok yorgun oldu u için yatar yatmaz uykuya dald. Sabahleyin daha ortal k ayd nlanmadan duydu u korkunç seslerle gözlerini açt. Pek yak ndan ac ac hayvan ba rt lar, kükremeler, hayk r fllar duyuluyordu. Yata ndan kalk p d flar ya ç kt. Kulübenin önünde iri, siyah bir bo a ile bir geyi in ölümcül bir kavgaya tutuflmufl olduklar n gördü. Geyik tüm gücüyle ileri at l p boynuzlar n n sivri uçlar yla bo aya vuruyordu. Bo a giderek azalan gücüyle onu yere y kmaya çabal yor ama bunu baflaram yordu. Sonunda bo a yere serildi. Geyik, bafl n e erek boynuzlar ile ona birkaç kez daha vurdu. Bo an n her yan ndan kanlar f flk rd. Genç terzi gördü ü bu kanl savafltan hem korkmufl hem de çok flafl rm flt. Ne yapaca n düflünürken geyik kofltu, yan na geldi. Onu bir anda s rt na bindirdi. Sonra büyük bir h zla orman n içine do ru koflmaya bafllad. Terzi, yere düflmemek için hayvan n boynuzlar - na tutundu. Bu iflin nereye varaca n düflündü. Bir süre sonra geyik bir kayan n üzerinde durdu. Genç adam s rt ndan indirdi. Sonra, az ilerde görülen bir demir kap y boynuzlar ile iterek açt. Ayn anda kap n n ard ndan d flar ya koyu bir duman yay ld. Geyik bu duman içinde görünmez oldu. Genç çocuk ne yapaca n düflünüyordu. Acaba flu kap dan içeri girip ne oldu unu görmeli miydi? Yoksa geri dönüp kulübeyi bulmal, olanlar n ne anlama geldi ini anlatmas için uzun sakall ihtiyara m baflvurmal yd? flte genç terzi bunlar düflünürken çok derinden bir ses duydu: Kap dan içeri gir. Hiç korkma. Sana bir kötülük gelmez. Bunlar duyan delikanl düflünmeyi bir yana b - rakt. Kap ya do ru ilerledi. Birkaç ad m att ktan sonra içeriye girdi. Buras uzunca bir geçitti. Hiç kimse görünmüyordu. Terzi, büyük bir merak içinde ilerlemeye bafllad. Geçidin sonunda genifl bir salon belirdi. Bu salona girdi. Gördüklerine hayretle bakt. 60 61
Salonun tavan, yerler, duvarlar, her yer dört köfle cilâl tafllarla döflenmiflti. Her bir tafl n üzerinde birbirine benzemeyen tuhaf flekiller çizilmiflti. Delikanl bunlar n ne anlama geldi ini anlayabilmek için bir süre düflündü. Ama bir sonuç alamad. Böyle, çevresine bak na bak na salondan d flar ç karken sesler duydu: Salonun ortas ndaki tafl n üzerine ç k. K smetini orada bulacaks n. Terzi o ana kadar görmedi i tafla bakt. Bu, salonun tam ortas nda duran bir masa büyüklü ünde genifl, yayvan bir mermerdi. Ona do ru ilerlerken, neden bu tafl daha önce görmedi ini düflündü. Sonra kendi kendine söylendi: Asl nda sabahtan beri olanlar n hepsi birbirinden tuhaf. Birinin ne anlama geldi ini bilsen, birinin nedenini çözümlesen bu kez di erleri ç k yor karfl - na. En iyisi hiç kafan yorma. fiu gizemli sesler ne diyorlarsa onu yap. Bakal m sonu neye varacak? Delikanl böyle söyleyerek büyük mermerin üzerine ç kt. Ayn anda tafl ortadan ikiye ayr ld. Aç lan boflluktan afla ya kaymaya bafllad. K sa bir süre böyle kayd ktan sonra ayaklar yere bast. O zaman do ruldu. Çevresine bak nd. Bu kez daha büyük bir salondayd. Duvarlar bafltan bafla gömme dolaplarla doluydu. çlerinde a zlar kapal, çeflitli boylarda flifleler vard. fiiflelerin içinde ise k m ldan p duran mavi dumanlar dikkati çekiyordu. Salonun ortas nda üzerleri cam kapakl iki büyük sand k vard. Bunlardan birine yaklafl p içinde neler oldu una bakt. Gördükleriyle çok flafl rd. Çünkü sand n içinde bir flato vard. Kuleleri, çevresindeki su hende i, aç - l p kapanan köprüsü, ah rlar, avlusu Her fleyi ile tam bir flato. Ne var ki flato sand a s acak kadar küçültülmüfltü. Genç adam daha sonra di er sand n yan na vard. E ilip bakt. Bu kez flaflk nl daha da büyük oldu. Gözlerine inanamad. Çünkü sand n içinde güzeller güzeli bir k z uyumaktayd. Sar saçlar beline kadar uzan yordu. Gözleri, dudaklar, kafllar, burnu, kulaklar Her fleyiyle güzeller güzeli bir k zd bu. 62 63
Genç adam bu güzel yüzü, kendinden geçmifl gibi büyük bir heyecanla izlerken cam kapa n alt nda bir hareket görüldü. K z gözlerini açt. P r l p r l ayd nl k bak fllarla terziye bakt. Ona: Beni kurtarmaya m geldin, diye sordu. Terzi bu sesi duyunca o güne kadar duymad hofl, tatl bir müzi in salona yay ld n sand. Kalbi heyecanla çarpmaya bafllad. Sand n kapa n kald rd. Ellerini uzatt. K z n ellerini tuttu. Onu d flar ya ç kard. K z ona teflekkür etti: Sizin bu iyili inizi asla unutmayaca m delikanl, dedi. fiu büyük dertten tümüyle kurtuldu um gün size yaflam m boyu tam bir ba l l kla ba lanaca- m. Sizin sad k efliniz olaca m. Ah, beni mutlu ettiniz, diye kekeledi terzi. Sizin efliniz olmak bana mutluluk ve fleref verir. Ancak bana biraz kendinizi tan t r m s n z? fiu olanlar n anlam - n aç klar m s n z? Bunun üzerine orada bir yere oturdular. K z bir müzik parças gibi uyumlu sesiyle anlatmaya bafllad. K z zengin bir ailenin k z yd. Ailesiyle birlikte bir flatoda kal yorlard. Günün birinde annesi ile babas ölünce bu flatoda a abeyi ile yaln z kalm fllard. ki kardefl birbirlerini çok seviyorlar ve ayr lmay düflünmüyorlard. Bu arada eskiden oldu u gibi flatoya gelip gidenler oluyordu. ki kardefl her zamanki yaflamlar n sürdürüyorlard. Terzi, k z n anlatt klar n dinlerken gözlerini ondan ay ram yordu. Bir yandan iflin sonunu merak ediyor bir yandan da tüm bu olaylara egemen olan gizemli gücün ne olabilece ini düflünüp duruyordu. Bir akflam geç vakit bir adam geldi flatomuza, diye konuflmas n sürdürdü k z. Adam o güne kadar hiç görmemifltik. Tan m yorduk da. Bu yak nlardan geçerken yolunu kaybetti ini söyledi. Ertesi sabaha kadar kendisini konuk etmemizi rica etti bizden. A abeyim ve ben, adam o gece konuk ettik. Birlikte yemek yedik. fiuradan, buradan söz ettik. A abeyim ondan çok hoflland. Ertesi gün de bizde kalmas n rica etti. Bunun üzerine adam birkaç gün daha flatoda kald. 64 65
Genç k z sustu. Olanlar daha derli toplu anlatmak için bir an düflündü. Sonra anlatmas n sürdürdü: Bir gece uykumun aras nda insan n içine iflleyen çok hofl, bafl döndürücü bir müzikle uyand m. Bu dokunakl, bu etkili seslerin nereden geldi ini anlayamad m. Bitiflik odada yatan hizmetçimi yan ma ça rmak istedim. Ama gö sümün üstüne sanki büyük bir a rl k çökmüfltü. Yerimden k - m ldayamad m. Sesim solu um ç kmad. O s rada duvarda oynaflan gölgeler gördüm. Bafl m o yana çevirdim. Gece lâmbas n n titrek fl nda konu umuz olan o adam n gölgesini gördüm. Yan - ma geldi. Benimle evlenmek istedi ini söyledi. Elimi tutmak istedi. A z m aç p tek ses ç karam yordum ama elimi oynatabildim. Adam n elini fliddetle ittim. Adam benim bu davran fl ma çok k zd. Baz sözler homurdanarak odadan ç kt. Üzerimde a rl k giderek artt. Çok geçmedi, gözlerim kapand. O güne kadar uyumad m derin bir uykuya dald m. Eee Ertesi sabah uyan nca ne yapt n z, diye heyecanla sordu terzi. Do ruca kardeflimin odas na gittim. Ama geç kalm flt m. A abeyim konu umuzla birlikte ava gitmiflti. Hiç düflünmeden giyindim. Yan ma uflaklar mdan birini alarak at ma atlad m. Kardeflimin avlanmak için s k s k gitti i yere do ru at m sürdüm. Yolda ufla m n at tökezledi. Düfltü. Aya k r ld. Adam geri gönderdim. Ben tek bafl ma yoluma devam ettim. Sonra buldunuz mu onlar? Yani hem o yabanc y hem de kardeflinizi? Ah, ne yaz k, ne yaz k, diye h çk rd genç k z. Ah, lütfen üzülmeyin, diye k z n gözyafllar n sildi terzi. Ne olur üzülmeden anlat n bana. Az sonra o hain adam karfl mda gördüm, dedi k z. Yan nda bir geyik vard. Boynuna bir ip geçirmifl nefle içinde bana do ru geliyordu. Adama kardeflimin nerede oldu unu, gözlerinden yafllar akan flu geyi i nereden buldu unu sordum. Ne yan t verdi size, diye sordu terzi. Hiçbir fley söylemedi. Kötü kötü bakt bana. Sonra pis pis güldü. O zaman dayanamad m. Tabancam çektim, adam n tam gö süne atefl ettim. 66 67
Yoksa vurdunuz mu onu, diye merakla sordu terzi. Evet tam gö sünden vurdum. Ama ayn anda benim at m da durup dururken yere y k ld. Kendimi adam n yan bafl nda buldum. H r lt l bir sesle baz sözcükler m r ldand. O zaman bu hain adam n bir büyücü oldu unu anlad m. Ama ifl iflten geçmiflti. Kendimden geçtim. Derin bir uykuya dald m. Gözlerimi açt mda kendimi flu sand n içinde buldum. Hain adam burada da bana göründü. Öldürmemifl miydiniz onu? Dedim ya, hain bir büyücü bu! Yan ma geldi. Kardeflimi geyik yapt n söyledi. fiatomuzu da tüm ayr nt lar yla küçülterek bir baflka sand a koydu- unu anlatt. fiatoda çal flanlar n tümünü de cam flifleler içine koyup hepsini mavi duman yapt n söyledi. E er kendisiyle evlenmeye raz olursam hepsini eski durumuna getirece ini söyledi. Sonra çekip gitti. Do rusu ya çok ilginç fleyler geçmifl bafl n zdan, diye düflüncesini aç klad terzi. Peki benim gelece imi biliyor muydunuz? Bir düfl gördüm, dedi. Bu düflte hain büyücünün kara bir bo a oldu unu gördüm. Kardeflim uzun boynuzlar yla onu öldürdü. Sonra sana yol gösterip buraya gelmeni sa lad. flte tam bu s rada sen geldin ve gözlerimi aç nca seni gördüm. Tanr ya flükürler olsun düflüm gerçekleflti. fiimdi senin yapaca n fley, di er sand yerinden kald - r p flu tafl n üzerine koymakt r. Terzi hemen yerinden kalkt. Sand oldu u yerden kald rd. Ortada duran tafl n üzerine koydu. Sonra k z da tafl n üzerine ç kard. K z sand n üzerindeki cam kapa kald r r kald rmaz flato büyümeye bafllad. Büyüdü Büyüdü Tüm görkemiyle gerçek yerini ald. ki genç kendilerini flatonun önünde buldular. Biraz sonra geri dönüp duvarlar dolaplarla kapl salona girdiler. Oradaki raflarda duran flifleleri toplad lar. Hepsini tafl n üzerine koydular. Genç k z fliflelerin t palar n ç kard. Ayn anda fliflelerin içlerindeki mavi dumanlar ortal a yay ld. Havada uçtuklar n hissettiler. Göz aç p kapayana kadar kendilerini flatoda buldular. fiiflelere kapat lan tüm görevliler de onlarla birlikte flatoya dönmüfllerdi. 68 69
K sa bir süre sonra da kara bo ay öldüren geyik ormandan ç kageldi. fiatonun kap s ndan girer girmez eski durumunu ald. Yak fl kl bir genç olarak ortaya ç kt. Herkes büyük bir nefleyle doldu. fiatonun salonlar nda, koridorlar nda, avlular nda sevinçli ç l klar duyuldu. Her yerden nefleli flark lar yükseldi. Ç NDEK LER Terzi ile genç k z evlendiler. O iki cam sand da kötü günlerin an s olarak flatonun bir salonunda saklad lar. _ S H RL NE.......................... 5 ALTI KAHRAMAN..................... 19 CÜCELER N ARMA ANI...............43 ÜÇ TAL HL M RASÇI...................49 S H RL K SANDIK.....................59 70 71
72