Acil Hipertansiyon: Tanı, Fizyopatoloji ve Tedavi



Benzer belgeler
Acil Serviste Hipertansif Hastaya Yaklaşım

Acil Hipertansif Durumlar ve Gestasyonel Hipertansiyonun Tedavisi. Doç. Dr. Cemil GÜRGÜN EÜTF Kardiyoloji AD

Bugün Neredeyiz? Dr. Yunus Erdem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI

Hipertansiyon ve akut hipertansif atakta ne yapmalı? Prof. Dr. Zeki Öngen İ.Ü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı

Gebelikte yeni gelişen Proteinüri ve Böbrek fonksiyon bozukluğu

İntrapartum veya Postpartum Şiddetli Hipertansiyon Tedavisinde Başlangıç Olarak LABETOLOL Kullanılan Yönetim Algoritması

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ

HİPERTANSİYON. Dr.Erhan Arıkan KEAH Acil Tıp Kliniği

JNC 7.5 ACİL SERVİSTE HİPERTANSİYON TEDAVİSİ. Doç.Dr.Çağdaş Özdöl Ankara Üniversitesi Tıp fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı

Perioperatif süreçte kan basıncı yükselmesinin olumsuzlukları nelerdir?

Kronik Hipotansif Diyabetik Hemodiyaliz Hastalarında Midodrin Tedavisinin Etkinliği

Dr.M.Tuğrul Sezer SDÜ Isparta

Acil Serviste Hipertansif Hasta Yönetimi. Doç.Dr. Evvah Karakılıç MD, PhD Ankara Numune E&A Hastanesi Acil Tıp Kliniği

HİPERTANSİF ACİLLER ve TEDAVİSİ. Dr. Şehsuvar Ertürk Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı

Tedavisi. Dr. Betül Kalender. Nefroloji Bilim Dalı

Gebelik,Hipertansiyon. Dr. Rahmi YILMAZ

Bir ARB Olarak Olmesartan. Prof. Dr. Tevfik Ecder İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı

Derlemeler/Reviews. Hipertansif Aciller. Doç. Dr. Adnan ABACI

Hipertansif Hasta Gebe Kalınca Ne Yapalım?

Acil Serviste Hipertansif Hastaya Yaklaşım. Uzm. Dr. Şükrü Gürbüz Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Tıp Kliniği

Acil Serviste Hipertansif Hasta. kları AD Yoğun Bakım BD

Kalp Yetersizliğinde Güncel Tedavi Doç. Dr. Bülent Özdemir

DR.NALAN METİN AKSU HÜTF ACİL TIP AD. Acil Tıp Uzmanları Derneği

46 I15.9 Sekonder hipertansiyon, tanımlanmamış 72 I20 Angina pektoris 101 I20-I25 İskemik kalp hastalıkları 102 I20.0 Unstable angina 85 I20.

Akut İskemik İnme. İskemik İnme (%85) Hemorajik inme (%15)

PERİFERİK ARTER HASTALIĞI. Dr Sim Kutlay

Göğüs Ağrısı Olan Hasta. Dr. Ö.Faruk AYDIN /

Ciddi Hipertansif Yoğun Bakım Ünitesi Hastalarında Tedavi Yaklaşımı

KARDİYOJENİK ŞOK ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KARDİYOLOJİ ANABİLİM DALI

ÇOCUKLARDA ACİL HİPERTANSİYON Kimi, Ne Zaman, Nasıl Tedavi Etmeliyiz? Dr. Aytül NOYAN

MENOPOZ VE ANTİHİPERTANSİF TEDAVİ

HİZMETE ÖZEL. T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu DOSYA

KAN VE SIVI RESÜSİTASYO N -1 AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI Dr.İlker GÜNDÜZ

KORONER ARTER HASTALIĞINDA BETA BLOKERLER GÖZDEN DÜŞÜYOR MU?

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

17.Kas İskemik Kalp Hastalıklarının Patolojisi

Konjestif Kalp Yetmezliğinde Solunum Desteği. Uzm. Dr. Nil ÖZYÜNCÜ Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı

ACİL HİPERTANSİYON TEDAVİSİ

Ani Kardiyak Ölüm: Önleyebilir miyiz? Doç. Dr. Yakup Ekmekçi Özel Ankara Güven Hastanesi

Serbest Çalışma / Akademik Danışma Görüşme Elektrokardiyografi Çekim Tekniği ve uygulama Nilüfer Ekşi Duran

Acilde Hipertansiyon

Çocuklarda Hipertansiyon Tedavisi

Eskimeyen Yeniler: Nabız Hızı ve Nabız Basıncı

β Bloker ve Kalsiyum Kanal Bloker Zehirlenmeleri Uzm. Dr. Yusuf Ali Altuncı Ege Ünv. Tıp Fak. Acil Tıp Ad

Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü. Prof.Dr.Mitat KOZ

Karotis ve Serebrovasküler Girişimlerde Komplikasyonlar ve Önlenmesi. Doç Dr Mehmet Ergelen

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

Yatan ve Poliklinik Takipli Kanserli Hastalarda İlaç Etkileşimlerinin Sıklığı ve Ciddiyetinin Değerlendirilmesi

KVC YOĞUN BAKIMDA HİPOTANSİF VE KANAMALI HASTAYA YAKLAŞIM HEM. ASLI AKBULUT KVC YOĞUN BAKIM

Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL

DOLAŞIM SİSTEMİ TERİMLERİ. Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Nefroloji BD Olgu Sunumu 24 Ekim 2017 Salı

NEFROTİK SENDROM. INTERN DR. H.RUMEYSA DAĞ Eylül 2013

81. Aşağıdaki antipsikotik ilaçlardan hangisinin ekstrapiramidal yan etkisi en azdır?

KALP YETMEZLİĞİ TEDAVİSİ;

YAŞA GÖRE HEDEF VE İLAÇ SEÇİMİ DEĞİŞMELİ Mİ?

Antihipertansif ilaçlar sabah alınmalı

NEREYE KOŞUYOR. Doç. Dr. İbrahim İKİZCELİ. İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı

RENAL ARTER DARLIĞI VE HİPERTANSİYON TEDAVİSİ Medikal tedavi daha iyi

Hipertansiyon yönetiminde yapılan hatalar Nurol Arık

II. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR:

Hipertansif aciller (hypertensive emergency) ya

Levosimendanın farmakolojisi

Hangi İlaç Renin Anjiyotensin Aldosteron Sistemini Daha İyi Bloke Eder?

TIPTA UZMANLIK EĞİTİMİ GİRİŞ SINAVI (TUS) (İlkbahar Dönemi) KLİNİK TIP BİLİMLERİ TESTİ 10 NİSAN 2016 PAZAR ÖĞLEDEN SONRA

Kombinasyon tedavisi. Prof.Dr.Çetin Erol AÜTF Kardiyoloji ABD

Düşüğe Neden Olan Bir Hipertansif Fibromusküler Displazi Vakası. A Case of Hypertensive Fibromuscular Dysplasia Leading To Abortus

GEBELİKTE HİPERTANSİYON PREEKLAMPSİ TANI VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ İNT.DR. GÖZDE ÖZTÜRK

PULMONER HİPERTANSİYONUN. Prof Dr Sait Karakurt Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ve Yoğun Bakım Ana Bilim Dalı

Takiplerde hastalarda hangi özelliklere dikkat edilmesi gerektiğini

Olgular. Kan Gazı Değerlendirilmesi Sunum planı. AKG Endikasyonları

EREKTİL DİSFONKSİYONDA ORAL FARMAKOTERAPİ

HİPERTANSİYONUN GÜNCEL TEDAVİSİ. Prof Dr Sümeyye GÜLLÜLÜ Uludağ Üniversitesi Tıp Fak. Kardiyoloji AD Tabipler Odası

sık ölçümler alınmalı, başağrısı, konvülsiyon, göğüs ağrısı, nefes darlığı, ödem gibi nörolojik, kardiyovasküler veya renal semptomlar sorgulanmalıdır

KAN BASINCI KONTROLÜNÜ İYİLEŞTİRMENİN YOLLARI. Doç. Dr. Başol Canbakan Etlik İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Yoğun Bakımda Nörolojik Resüsitasyon

Nabızsız Arrest. TYD Algoritması: Yardım çağır KPR başla O2 ver Monitöre veya defibrilatöre bağla. Ritim kontrolü

RENAL PREOPERATİF DEĞERLENDİRME. Dr. Mürvet YILMAZ SBÜ. Bakırköy Dr. Sadi Konuk SUAM

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı

Hemodiyaliz Hastalarında Atriyal Fibrilasyon Sıklığı ve Tromboembolik İnmeden Koruma Yönelimleri

ANTİHİPERTANSİF İLACIMI NE ZAMAN ALMALIYIM? AKŞAM. Dr. Sedat Üstündağ Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nefroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi

Engraftman Dönemi Komplikasyonlarda Hemşirelik İzlemi. Nevin ÇETİN Hacettepe Üniversitesi Pediatrik KİTÜ

Acil Serviste Sedasyon ve Analjezi

ACS de yeni biyolojik markırlar MEHMET KOŞARGELİR HNH 2014-DEDEMAN

HEMORAJİK İNME. Yrd. Doç. Dr. Aysel MİLANLIOĞLU Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji ABD

Diyabetes Mellitus. Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV

AKUT BATIN da ANALJEZİ. Dr Mustafa ÇALIK GOP Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi

ECMO TAKİP. Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Perfüzyonist Birol AK

Hipertansif Aciller. Doç. Dr. Deniz Kumbasar. Epidemiyoloji

PREEKLAMPSİ. Dr. Sadettin Güngör. Yeni ACOG Önerileri. Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Perinatal Merkezi İstanbul

DİYABET TEDAVİSİNDE HEDEF KAN BASINCI:

HEMODİYALİZDE SIK KARŞILAŞILAN KOMPLİKASYONLAR ve YÖNETİMİ. Dr. Lale Sever

Multi-Attribute Utility Analysis (MAUA) (Endikasyona Yönelik İlaç Seçimi/Çok Yönlü Optimizasyon Analizi)

Gebe ve Emziren Kadında Antihipertansif Tedavi. Prof Dr Serhan Tuğlular MÜTF Nefroloji Bilim Dalı

JNC 8; HiPERTANSİF HASTANIN AKILCI YÖNETİMİ

Diyaliz hastalarında serebrovasküler olay:önleme ve tedavi. Nurol Arık

Diyaliz Hastalarında Antihipertansif İlaç Seçimi ve Pratik Öneriler

Hipertansiyonda Güncel Tedaviler

Transkript:

Acil Hipertansiyon: Tanı, Fizyopatoloji ve Tedavi Tamer SAYIN* * Ankara Üniversitesi Kalp Merkezi, Kardiyoloji Anabilim Dalı, ANKARA Hipertansif acil, kontrolsüz kan basıncı yüksekliği ile birlikte hedef (uç) organ hasarını tanımlar. Hipertansif acil tablosunda başvuran hastaların çoğunda kronik hipertansiyon bulunmakla birlikte daha önceden normotansif olduğu bilinen özellikle preeklampsi veya akut glomerülonefritli hastalarda da hipertansif kriz görülebilir. Akut hipertansif endotelyal yetersizliğe yol açan mekanizmalar kompleks ve iyi anlaşılmamış olmakla beraber renin anjiyotensin aldosteron mekanizmasında bozukluklar, endojen vazodilatör mekanizmalarda kusurlar, proinflamatuvar mediatörlerin upregülasyonu, endotelin gibi lokal vazokonstrüktör ajanların salınımının rol alması muhtemeldir. Genel olarak terapötik yaklaşım hastaya ve mevcut hedef organ komplikasyonuna göre belirlenir. Sıklıkla parenteral tedavi tercih edilmelidir. Uygun seçenekler sodyum nitroprusid, beta-blokerler, labetolol, kalsiyum kanal blokerleri olabilir. Eklampside magnezyum tedavisi uygulanmalı, konvülsif nöbetlerin eşlik ettiği hipertansif ensefalopatide kısa dönem parenteral antikonvülsif ilaçlar uygulanan tedaviye eklenmelidir. Hypertensive Emergency: Diagnosis, Physiopathology and Treatment Key Words: Hypertensive emergency, Hypertensive encephalopathy, Treatment. Anahtar Kelimeler: Acil hipertansiyon, Hipertansif ensefalopati, Tedavi. Acil hipertansiyon hedef organ hasarını engellemek veya sınırlamak amacıyla kan basıncının süratle düşürülmesi gereken durumları tanımlar. Acil hipertansiyon tedavisinde amaç kan basıncının normal sınırlara çekilmesi değildir. Hipertansif yarı-acil durumlar ise kan basıncının birkaç saat içerisinde düşürülmesi gereken durumları tanımlar [1]. Acil ve yarı-acil hipertansiyonun tanınması tedavi yaklaşımını değiştireceğinden önemlidir. Hipertansif ensefalopati veya aort diseksiyonu gibi hedef organ hasarı olan hastalarda kan basıncı, invaziv monitörizasyon (intraarteryel kan basıncı takibi) yöntemleri de kullanılarak intravenöz (IV) antihipertansif ajanlarla acil olarak düşürülmelidir. Hipertansiyon konusunda uzmanlaşmış hekimlerin tanımlamalarına göre [Joint National Committee, Sixth Report (JNC 6)] yüksek kan Yazışma Adresi: Doç. Dr. Tamer SAYIN Ankara Üniversitesi Kalp Merkezi, Kardiyoloji Anabilim Dalı, Cebeci-ANKARA Makalenin Geliş Tarihi: 26.02.2003 Makalenin Kabul Tarihi: 05.03.2003 251

basıncı değerleri ile birlikte acil hipertansiyona örnek teşkil edebilecek durumlar; hipertansif ensefalopati, intrakranial hemoraji, kararsız angina pektoris, akut miyokard infarktüsü, akut sol ventrikül yetersizliğine bağlı pulmoner ödem ve eklampsidir. Hipertansif yarı-acillere örnek teşkil edebilecek durumlar ise evre 3 hipertansiyonun yüksek değerleri, hipertansiyon ve optik disk ödemi, progresif hedef organ hasarı ve ciddi perioperatif hipertansiyondur (Tablo 1). Önemli ölçüde kan basıncı yüksekliği ile başvuran ancak hedef organ hasarı olmayan hastalarda acil tedaviden ziyade yarı-acil tedavi gereklidir. Parenteral tedavi ve yoğun bakım monitörizasyon koşulları gerekmez. EPİDEMİYOLOJİ Gelişmiş toplumlarda erişkin nüfusun %20-30 u hipertansiftir. Pek çok toplumda kan basıncı yaşla birlikte artma meylindedir ve erkeklerde hipertansiyon biraz daha sık görülür. Değişik organizasyonlar hipertansiyon tanı ve tedavisi için farklı tanımlamalar ve tavsiyelerde bulunmuşlardır [2,3]. Hipertansiyon tedavisi için geliştirilen rehberlerin çoğu konuyu uzun dönemde kronik hedef organ hasarını önleme felsefesiyle ele almış, spesifik olarak akut hipertansif komplikasyonların önlenmesini tartışmamışlardır. Bununla birlikte kronik hipertansiyonun iyi tedavisi, iyi kontrolünün acil hipertansiyon insidansını azaltacağı varsayımı mantıklı görünmektedir. Toplumda genel olarak hipertansiyonlu hastaların tanınmalarının ve tedavi edilmelerinin yeterli derecede olmamasından dolayı, pek çok hipertansif hasta acil hipertansiyon veya hipertansiyonun kronik komplikasyonlarının gelişmesi yönünden risk altındadır. Tablo 1. JNC 6 ya göre 18 yaş ve üzeri erişkinlerde kan basıncı sınıflaması.* Kategori Sistolik (mmhg) Diyastolik (mmhg) Optimal < 120 ve < 80 Normal < 130 ve < 85 Yüksek normal 130-139 veya 85-89 Evre 1 140-159 veya 90-99 Evre 2 160-179 veya 100-109 Evre 3 180 ve üzeri veya 110 ve üzeri * Antihipertansif tedavi almayan hastalar için, sistolik veya diyastolik değerler farklı evrelere düşüyorsa üst basamakta olan kabul edilir. PATOFİZYOLOJİ Hipertansif acil ve yarı-acillere yol açabilecek durumlar Tablo 2 de özetlenmiştir [4]. Hipertansiyona sebep olabilecek herhangi bir hastalık hali hipertansif acillere sebep olabilir. Acil hipertansiyon tablosunun gelişmesinde kan basıncı artış hızı önemli görünmektedir [5]. Daha önceden var olan kronik hipertansiyon (belli sınırlar içinde olmak üzere) adaptif vasküler değişiklikler sayesinde hastayı hipertansif acil gelişimine karşı koruyabilir. Daha önceden kronik hipertansiyonu olmayan hastalarda ise (örneğin; akut glomerülonefrit veya preek- Tablo 2. Hipertansif acillere yol açabilecek hastalıklar. Esansiyel hipertansiyon Renal parankimal hastalık Akut glomerülonefrit Vaskülit Hemolitik üremik sendrom Trombotik trombositopenik purpura Renovasküler hastalık Renal arter stenozu (ateromatöz veya fibromusküler) Gebelik Preeklampsi Endokrin hastalıklar Feokromasitoma Cushing sendromu Renin salgılayan tümörler Mineralokortikoid hipertansiyon (nadiren acil hipertansiyona yol açar) İlaçlar Kokain, sempatomimetikler, eritropoetin, siklosporin Antihipertansif medikasyonun kullanılmaması Monoamino oksidaz inhibitörleriyle etkileşim (tiramin) Amfetaminler Kurşun zehirlenmesi Otonom hiperreaktivite Guillain-Barre sendromu Akut intermittan porfiri Santral sinir sistemi hastalıkları Kafa travması Serebral infarkt/kanama Beyin tümörleri 252

lampsi zemininde hipertansif olan hastalar) daha düşük kan basıncı değerleri ile acil hipertansiyon tablosu ortaya çıkabilir [4,5]. Endotel, kan basıncı regülasyonunda nitrik oksit (NO) ve prostasiklin gibi vazodilatör maddeler salgılamak aracılığıyla anahtar rol üstlenmektedir. NO salınımı asetil kolin, norepinefrin ve substans P gibi endotelyal agonistlerin varlığında artar. NO salınımı ayrıca shear stress gibi mekanik etkilerin varlığında da artış gösterir [4-7]. Hipertansif acillerin patofizyolojisi tam olarak anlaşılamamışsa da vasküler rezistansta ani bir artışın olaylar kaskadını başlatmak için gerekli olduğu görülmektedir [4]. Vazoreaktivitedeki artmış hassasiyet anjiyotensin-ii (A-II) ve nörepinefrin gibi vazokonstrüktör maddelerin salınımı veya rölatif hipovolemi sonucu meydana gelebilir. Renin-anjiyotensin-aldosteron sistemi (RAAS) aktivasyonu ciddi hipertansiyon patofizyolojisinde önemli görünmektedir. Hayvan deneyleri ciddi hipertansiyonda RAAS nin önemini desteklemektedir [8,9]. A-II nin damar duvarı üzerinde direkt sitotoksik etkilerinin bulunduğuna dair deliller mevcuttur [10,11]. A-II nin bu etkilerinden bir kısmının proinflamatuvar sitokinlerin sentezinden sorumlu genlerin ekspresyonunu arttırarak olduğu gösterilmiştir [10,11]. Kan basıncındaki artışın erken dönemlerinde, endotel, artmış vasküler rezistansı vazodilatör otokrin/parakrin mekanizmalarla (NO salınımında artış gibi) dengelemeye çalışır. Kan basıncı yüksekliğinin kalıcı veya şiddetli olması halinde endotelyal kompensatuar vazodilatör cevap yetersiz kalabilir, endotelyal dekompensasyon ve daha fazla kan basıncı yükselmesi ve endotelyal hasar meydana gelebilir. Endotel fonksiyon kaybının hücresel mekanizmaları kesin olarak bilinmemekle beraber, rolü olduğu düşünülen muhtemel olaylar; mekanik gerilmeye bağlı proinflamatuvar yanıt (örneğin; sitokin salınımı ve monosit kemotaktik protein 1 salınımı), endotel hücre içi sitozolik kalsiyum konsantrasyonunda artış, vazokonstrüktör endotelin 1 salınımı, endotel adezyon moleküllerini sentez eden genlerin upregülasyonudur. Özetlenen mekanizmalar neticesinde endotelyal hücrelerde lokal inflamasyon meydana gelmekte ve nihai olarak endotel hücresi geçirgenliği artmakta, endotelyal fibrinolitik aktivite azalmakta ve koagülasyon kaskadı aktive olmaktadır. Hasarlı endotel üzerinde trombosit agregasyonu ve degranülasyonu inflamasyon, trombozis, vazokonstrüksiyon kısır döngüsünü daha belirgin hale getirebilir [4,12-14]. Klinik Değerlendirme Hikaye ve fizik muayene bulguları hastalığın doğal seyri, ciddiyeti ve tedavinin nasıl yönlendirileceği konusunda önemli ipuçları verir. Hikayede daha önceden muhtemelen bulunacak olan hipertansiyonun süresi ve ciddiyeti, varsa daha önceden tespit edilmiş uç organ hasarı (özellikle renal ve serebrovasküler hastalık) özellikle sorgulanmalıdır. Antihipertansif tedavi detayları, kan basıncının ne kadar kontrollü seyrettiği, reçete edilmeden kullanılabilen preparatlar (sempatomimetikler gibi), illegal ilaç kullanımı (kokain gibi) süratle sorgulanmalıdır. Ayrıca, hekim hedef organ hasarı düşündüren spesifik semptomlar yönünden hastayı sorgulamalıdır: Göğüs ağrısı (miyokard iskemisi, infarktüsü, aort diseksiyonu), sırt ağrısı (aort diseksiyonu), dispne (pulmoner ödem veya konjestif kalp yetmezliği), nörolojik semptomlar, epileptik nöbet, şuur durumu değişiklikleri (hipertansif ensefalopati) gibi. Fizik muayene hedef organ hasarını araştıracak şekilde yapılmalıdır. Kan basıncı hem yatar hem oturur pozisyonda (şayet mümkünse, hipovolemiyi göstermek amacıyla), her iki koldan ölçülmelidir (önemli farklar aort diseksiyonunu destekler). Fundoskopik inceleme gerçek bir hipertansif acil ile yarı-acil tablonun ayrılmasında özellikle yardımcı olabilir (yeni hemoraji, eksüda, papil ödemi acil hipertansiyon telkin eder). Kardiyovasküler inceleme kalp yetmezliğinin olup olmadığını aydınlatmaya yönelik olmalıdır (juguler venöz basınçda artma, raller, S3). Nörolojik inceleme şuur durumuna, meningeal irritasyon bulgularına, görme alanına, fokal nörolojik bulgulara odaklanmalıdır. Süratle yapılacak laboratuvar incelemeleri üre, elektrolitler, serum kreatinin, tam kan sayımı (periferik yayma ile birlikte; hemoliz yönünden şistositleri görmek amacıyla), elektrokardiyografi, PA akciğer grafisi olmalıdır. Sıklıkla diyastolik kan basıncının ısrarla 130 mmhg üzerinde olması acil parenteral ilaç tedavisi gerektirebilecektir. Ancak klinik tablonun gelişmesinde daha önce de belirtildiği gibi mutlak kan basıncı değerinden ziyade bu değere çıkış hızı daha fazla önem taşımaktadır. 253

Dolayısıyla kimi hastalar daha düşük kan basıncı değerleriyle hipertansif kriz yaşarken, bazı hastalar da daha yüksek kan basıncı değerleriyle daha stabil olabileceklerdir. Hipertansif Ensefalopati Serebral kan akımı belli kan basıncı değerleri arasında otoregülasyon aracılığıyla sabittir. Normotansif bireylerde serebral kan akımı ortalama kan basıncının 60-120 mmhg aralığında sabittir. Ortalama kan basıncı arttıkça serebral vazokonstrüksiyon serebral hiperperfüzyon olmasını engeller. Ortalama kan basıncının 180 mmhg ya çıkması halinde otoregülasyon mekanizmaları yetersiz kalır, serebral vazodilatasyon ve serebral ödem meydana gelir. Daha önceden normotansif olan bireylerde 160/100 mmhg değerleri ile ensefalopati tablosu ortaya çıkabilirken, uzun süredir hipertansiyonu olan bireylerde 220/110 mmhg veya daha yüksek değerlerle dahi ensefalopati tablosu sıklıkla görülmeyebilir. Hipertansif ensefalopati serebral vasküler otoregülasyonun yetersizliği sonucu ortaya çıkan akut organik beyin sendromu (akut ensefalopati veya deliryum) olarak tanımlanabilir. Kişiden kişiye ve aynı kişide farklı zamanlarda eşlik edebilecek morbiditelerden dolayı serebral vasküler otoregülasyon bozukluğuna yol açabilecek sınır değer değişkenlik gösterebilecektir. Klinik olarak hipertansif ensefalopati akut veya subakut gelişen letarji, konfüzyon, baş ağrıları, görme bozuklukları (körlük) ve epileptik nöbetlerle seyreder. Epileptik nöbet başvuru şikayeti olabilir, fokal veya jeneralize olabilir. Uygun şekilde tedavi edilmezse hipertansif ensefalopati serebral kanamaya, koma ve ölüme yol açabilir. Hipertansif ensefalopati sıklıkla tedavi edilmemiş veya yetersiz tedavi edilmiş hipertansif hastalarda veya ciddi hipertansiyona yol açabilen renal hastalık, immünsüpresif tedavi, eritropoetin tedavisi, trombotik trombositopenik purpura gibi durumlara eşlik edebilir [15-17]. Preeklampsi ve eklampside de hipertansif ensefalopati görülebilir. Trombotik trombositopenik purpura, preeklampsi ve eklampsiye eşlik edebilen hemoliz, karaciğer enzim yüksekliği ve düşük trombosit sayısı ile seyreden özel bir sendromda trombositopeni intraserebral hemorajiye predispozisyon oluşturabilir. Hipertansif ensefalopatinin patogenezi tam olarak anlaşılamamıştır. Patogenezde düşünülen mekanizmalar hipertansif serebrovasküler endotel disfonksiyonu, artmış permeabilite ile kan beyin bariyerinin hasarlanması, serebral ödem ve mikrohemorajilerdir. Klinik prezentasyonla paralel olarak manyetik rezonans incelemeleri ağırlıklı olarak pariyeto-oksipital beyaz cevheri tutan karakteristik bir posterior lökoensefalopati görüntüsüne yol açar. Hipertansif ensefalopati kliniği ve buna sekonder izlenen radyolojik görünüm zamanında ve uygun tedavi ile potansiyel olarak tamamen geri dönüşümlü bir tablodur. TEDAVİ Genel Prensipler Hipertansif aciller için optimum tedaviyi araştıran büyük randomize çalışmalar yoktur. Tedavi konusundaki tavsiyeler genellikle uzman görüşlerinden oluşur [4]. Tedavi her hasta için ayrı ayrı planlanmalı ve sadece mutlak kan basıncı değerine göre değil uç organ hasarının bulunup bulunmamasına göre de davranılmalıdır. Hipertansif yarı-acil durumlar oral antihipertansiflerle tedavi edilebilir. Kısa bir süre monitörizasyon sonrası bu hastalara yakın poliklinik takibi altında tedavi ayarlanmasına izin verilebilir. Bu hastaların ideal olarak biriki gün içerisinde poliklinik şartlarında tekrar görülmesi uygun olur. Hipertansif acil tablosunda başvuran bir hastanın yoğun bakım ünitesine yatırılması, kan basıncının yakın ve doğru takibi için intraarteryel bir yol açılması ve bu yolla kan basıncı monitörizasyonu gereklidir. Süratle ve genellikle intravenöz antihipertansifler başlanır. Hastalar bazen bir veya daha fazla uç organ hasarı ile başvurabilirler. Bu durumda farklı hedef organ hasarı varlığına göre bazı tedaviler avantajlı veya dezavantajlı olabilir (Tablo 3). Genellikle ekstraserebral hedef organ hasarlarının çoğu kan basıncının süratle düşürülmesinden istifade eder. Kan basıncı düşürülmesinde tavsiye edilen hedefler ortalama kan basıncı değerlerinde dakikalar-iki saat tedavi aralığında %20-25 i aşmayacak şekilde düşme veya diyastolik kan basıncının dakikalar saatler içinde 100-110 mmhg aralığına çekilmesi olarak özetlenebilir. Daha hızlı kan basıncı düşmesi önlenmelidir, çünkü hedef organ fonksiyonları bozulabilir. 254

Tablo 3. Hipertansif acillerde hedef organ hasarına göre tedavi seçimi. Hedef organ Komplikasyon Terapötik yaklaşım Beyin Hipertansif ensefalopati Santral etkili antihipertansif kullanılmamalı (klonidine) Serebral infarkt/hemoraji Santral etkili antihipertansif kullanılmamalı, kan basıncında hızlı düşmelere izin verilmemeli Aorta Aort diseksiyonu Beta-bloker, labetolol (dp/dt düşürülmeli, sodyum nitroprusid ve beta-bloker, vazodilatörler tek başlarına kullanılmamalı Kalp Miyokard iskemisi, miyokard İntravenöz gliseril trinitrat (perlinganit), beta-bloker infarktüsü, kalp yetmezliği Diüretik ve ACE inhibitörleri, beta-blokerler dikkatli kullanılmalı Böbrek Böbrek yetmezliği Diüretikler dikkatli kullanılmalı, kalsiyum kanal blokerleri faydalı olabilir Plasenta Eklampsi Hidralazin, labetolol, kalsiyum antagonistleri. Sodyum nitroprusid kullanılmamalı dp/dt: Zaman bazında basınç değişimi. Spesifik İlaç Tedavisi Hipertansif acil tablosuyla başvuran hastada ilaç tedavisinin amacı kan basıncını kontrollü, öngörülebilir, güvenilir bir şekilde düşürmektedir. Farklı parenteral ilaçlar kullanılabilir (Tablo 4). Hedef organ hasarına göre belli bir tedavi stratejisini tercih etmek gerekebilir. Pek çok durumda sodyum nitroprusid güvenle kullanılabilir. Sodyum nitroprusid kısa etkili bir arteryel ve venöz dilatör ilaçtır, devamlı IV infüzyon şeklinde verilir ve tedavi esnasında intraarteryel kan basıncı takibi yapılmalıdır. Tedavi esnasında gelişebilecek hipotansiyon tedavinin kesilmesiyle süratle düzelir. Diğer komplikasyonlar uzun süreli kullanımlar esnasında (günler) ortaya çıkabilen siyanat ve tiyosiyanat toksisitesi olup, özellikle sırasıyla hepatik veya renal disfonksiyonu olan hastalarda görülür. Hipertansif acillerin çoğunda sodyum nitroprusid tedavisi kullanılabilir. Diğer sıkça kullanılabilecek ilaçlar IV labetolol (alfa ve beta-bloker) ve IV kalsiyum kanal blokerleridir. Labetololün beta-bloker etkisi propranalolün 1/5 i kadardır ve yan tesirleri bulantı, kusma, flushing, bradikardi, atriyoventriküler blok, kalp yetmezliği agrevasyonudur. Fenoldopam mesilat acil hipertansiyon tedavisinde kullanılan periferal dopamin-1-reseptör agonisti ilaçtır. Antihipertansif etkisi direkt vazodilatasyon ve renal arter dilatasyonu ve diürezis etkisi kombinasyonu ile olmaktadır. Yan tesiri baş ağrısı, flushing (al basması) ve intraoküler basınçta artmadır. Acil hipertansiyon tedavisinde fenoldopam ve nitroprusid eşit derecede etkindir. Anjiyotensin dönüştürücü enzim (ACE) inhibitörleri ve hidralazin bazı durumlarda fay- Tablo 4. Sık kullanılan parenteral antihipertansif ilaçlar. İlaç Doz Etkinin başlaması Etki süresi Yan tesir Sodyum 0.25-10 µg/kg/dakika Hemen 1-2 dakika Hipotansiyon, bulantı, kusma nitroprusid siyanat toksisitesi Labetolol 20-80 mg bolus (10 dakikada bir) 5-10 dakika 2-6 saat Bulantı, kusma AV blok, ve 2 mg/dakika infüzyon bronkospazm Hidralazin 10-20 mg bolus 10 dakika 2-6 saat Refleks taşikardi Fenoldopam 0.1-0.6 µg/kg/dakika 5-10 dakika 10-15 dakika Hipotansiyon, baş ağrısı Gliseril trinitrat 5-100 µg/kg/dakika 1-3 dakika 5-15 dakika Baş ağrısı, kusma Fentolamin 5-10 mg/dakika 1-2 dakika 3-5 dakika Refleks taşikardi Enalaprilat 1.25-5 mg bolus 15 dakika 4-6 saat Hipotansiyon, renal yetmezlik Nikardipin 2-10 mg/saat 5-10 dakika 2-4 saat Refleks taşikardi, flushing 255

dalı olabilir. Ancak akut durumlarda ACE inhibitörleri dikkatli kullanılmalıdır. Özellikle hipovolemik veya renal arter stenozu olan hastalarda aşırı kan basıncı düşmesine sebep olabilir. Dolayısıyla ACE inhibitörü tedavisi renal arter stenozu olan olgularda kontrendikedir. Diüretikler hipertansif acillerde aşikar volüm yükü veya pulmoner ödem eşlik etmedikçe kullanılmamalıdır, çünkü hipertansif acil tablosunda başvuran pek çok hastada muhtemelen pressure-induced natriuresis e sekonder hipovolemi vardır veya gelişebilir. Dahası, ciddi hipertansiyon ve hipovolemi ile başvuran hastalarda sıvı replasman tedavisinin hem kan basıncını hem de böbrek fonksiyonlarını düzelttiği gösterilmiştir. Özel Durumlar Hipertansif ensefalopatinin tedavisi, tanının erken konmasını, varsa agreve eden faktörlerin eliminasyonunu (eritropoetin tedavisi gibi), duruma uygun ilacın seçilmesini ve şayet varsa epileptik nöbetlerin antikonvülzan ilaçlarla tedavisini içerir. Kanıta dayalı olmamasına rağmen epileptik nöbet geçiren hastanın antikonvülzan ilaçlarla tedavisi makul bir yaklaşım olarak görünmektedir ve nöbetin engellenmesi tansiyonun düşmesine yardım edecektir. Hipertansif ensefalopati ile başvuran hastada hedef ilk saat içinde ortalama kan basıncını %20 düşürmek veya diyastolik kan basıncını 100 mmhg ya çekmek olmalıdır (hangi değer daha yüksekse ona ulaşılmaya çalışılmalı). Özellikle önceden hipertansif olan yaşlı bireylerde gereğinden agresif kan basıncı düşürülmesi klinik durumda daha kötüleşmeye ve hatta inmeye sebep olabilir. Hipertansif ensefalopati için uygun ilaç tedavileri sodyum nitroprusid, labetolol, enalapril ve hidralazindir. Klonidinden santral sinir sistemi depresan etkisinden dolayı sakınılmalıdır. İskemik serebral sendromlarda antihipertansif kullanımı hipertansif ensefalopatinin tersine tartışmalıdır. Akut iskemik inmesi olan pek çok hastada kan basıncı yükselmiştir. Ayrıca, inme sonrası özellikle serebral infarkt ve bunu çevreleyen iskemik sahada daha belirgin olmak üzere serebral otoregülasyon bozulabilir. Böylece bu bölge kan basıncı düşürülmesi ile hipoperfüzyona daha meyilli olacaktır. Dahası, akut inmeli hastalarda kan basıncı daha yüksek seyredenlerin daha iyi klinik seyir gösterdiğine dair deliller mevcuttur. Bu nedenlerden dolayı inme ve hipertansiyonu olan hastalarda antihipertansif tedavi rutin olarak önerilmemektedir. İntraserebral veya subaraknoid kanaması olan ve ciddi derecede kan basıncı yüksekliği olan hastalarda (diyastolik kan basıncı > 130 mmhg) dikkatli ve kademeli kan basıncı düşürülmesi faydalı olabilir. Preeklampsinin eklampsiye (epileptik nöbetlerin eklenmesi ve ensefalopatinin kötüleşmesi) ilerlemesinin önlenmesinde gebeliğin sonlandırılmasından başka parenteral magnezyum seçkin tedavidir. Bunların dışında parenteral antihipertansif olarak en uygun ajanlar hidralazin ve labetololdür. Hidralazin refleks taşikardiye yol açabilir ve beraberinde betabloker tedavisi gerekebilir. ACE inhibitörleri ve anjiyotensin reseptör blokerlerinin gebelikte kullanımı kontrendikedir. Tıkayıcı koroner arter hastalığı olmadan da kan basıncında önemli derecede yükselme olan hastalarda, sol ventrikül duvar geriliminin ve miyokardiyal oksijen ihtiyacının artmasına sekonder miyokardiyal iskemi görülebilir. Bu durumda IV nitratlar seçkin tedavi ajanıdırlar; koroner perfüzyonu düzeltirler, sol ventrikül preload unu azaltırlar, orta derecede hipotansif etkileri vardır. IV beta-blokerler de kalp hızı ve kan basıncını düşürerek benzer şekilde miyokard oksijen ihtiyacını azaltırlar. Refleks taşikardi yapıcı özelliklerinden dolayı saf arteryel vazodilatörler kullanılmamalıdır. Sol ventrikül yetmezliğinin varlığı süratle kan basıncının düşürülmesini gerektirir. IV gliseril trinitrat (perlinganit, nitrogliserin) ve sodyum nitroprusid uygun tedavi ajanlarıdır. Kan basıncı kontrolü ve kalp yetmezliği semptomları gerileyene kadar doz artışına devam edilmelidir. Bu ilaçlarla loop diüretikleri kombine olarak kullanılabilir. Ciddi hipertansiyonun en fatal komplikasyonu aort diseksiyonudur. Sistolik kan basıncı mümkün olan en kısa sürede 100-110 mmhg veya altına çekilmelidir. Seçkin tedavi betabloker sodyum nitroprusid kombinasyonudur. Akut aort diseksiyonu tedavisinde amaç aorta üzerindeki duvar stresini azaltmaktır. Bunda da zamana karşı basınç artış hızını temsil eden dp/dt değerini düşürmek esastır. Bunun için beta-bloker kullanımı gereklidir ve sodyum nitroprusid tedavisinden önce başlanmalıdır. 256

Böbrek yetmezliği hipertansif acil tablonun nedeni veya sonucu olabilir. Özellikle diyalize girmekte olup, eritropoetin tedavisi almakta olan hastalar hipertansif acil gelişimi için adaydırlar. Siklosporin ve kortikosteroid tedavisi almakta olan renal transplantasyon hastaları da hipertansif acil gelişimi yönünden risk altındadırlar. Tedavide renal kan akımını koruyan kalsiyum kanal blokerleri ve alfa-adrenerjik bloker ajanlar tercih edilmelidir. Tedaviye yanıt alınamazsa sodyum nitroprusid, fenoldopam, hidralazin gibi diğer vazodilatörler denenebilir. Ciddi hipertansiyonu ve böbrek yetmezliği olan hastada, diüretik kullanımı, hastanın volüm durumuna bağlı olarak faydalı veya zararlı olabilir. Diüretik tedavisi yapılacaksa hastanın volüm durumu dikkatle gözden geçirilmelidir. KAYNAKLAR 1. Joint National Committee on Prevention, Detection, Evaluation and Treatment of High Blood Pressure. Sixth Report. Arch Intern Med 1997;157:2413-46. 2. Guidelines Subcommittee. 1999 WHO-International Society of Hypertension Guidelines for the management of hypertension. J Hypertens 1999;17: 151-83. 3. Ramsay LE, Williams B, JohnstonDG, et al. Guidelines for the management of hypertension: Report of the third working party of the British Hypertension Society. J Hum Hypertens 1999;13:569-92. 4. Vaughan CJ, Delanty N. Hypertensive emergencies. Lancet 2000;356:411-7. 5. Finnerty FA. Hypertensive encephalopathy. Am J Med 1972;52:672-8. 6. Furchgott RF, Zawadzky JV. The obligatory roles of the endothelial cells in the relaxation of arterial smooth muscle by acetylcholine. Nature 1980;288: 373-6. 7. Kuchan MJ, Jo H, Frangos JA. Role of G proteins in shear stress-mediated nitric oxide production by endothelial cells. Am J Physiol 1994;267:753-8. 8. Mullins JJ, Peters J, Ganten D. Fulminant hypertension in transgenic rats harboring the mouse Ren- 2 gene. Nature 1990;344:541-4. 9. Ganten D, Wagner J, Zeh K, et al. Species specificity of renin kinetics in transgenic rats harboring the human renin and angiotensinogen genes. Proc Natl Acad Sci USA 1992;89:7806-10. 10. Funakoshi Y, Ichiki T, Ito K, Takeshita A. Induction of interleukin 6 expression by angiotensin II in rat vascular smooth muscle cells. Hypertension 1999; 34:118-25. 11. Muller DN, Dechend R, Mervaala EM, et al. NF-κB inhibition ameliorates angiotensin II induced inflammatory damage in rats. Hypertension 2000;35: 193-201. 12. Wung BS, Cheng JJ, Chao YJ, et al. Cyclic strain increases monocyte chemotactic protein-1 secretion in human endothelial cells. Am J Physiol 1996;270: 1462-68. 13. Touyz RM, Milne FJ. Alterations in intracellular cations and cell membrane ATPase activity in patients with malignant hypertension. J Hypertens 1995;13:867-74. 14. MacArthur H, Warner TD, Wood EG, Corder R, Vane JR. Endothelin-1 release from endothelial cells in culture is elevated both acutely and chronically by short periods of mechanical stretch. Biochem Biophys Res Commun 1994;200:395-400. 15. Hinchey J, Chaves C, Appignani B, et al. A reversible posterior leukoencephalopathy syndrome. N Engl J Med 1996;334:494-500. 16. Delanty N, Vaughan C, Frucht S, Stubgen P. Erythropoietin associated hypertensive posterior leukoencephalopathy. Neurology 1997;49:686-9. 17. Bakshi R, Shaikh ZA, Bates VE, Kinkel PR. Thrombotic trombositopenic purpura: Brain CT and MRI findings in 12 patients. Neurology 1999;52:1285-8. 257