DOLAŞIM FİZYOLOJİSİ
KALP (POMPA) TOPLAR DAMARLAR ATARDAMARLAR KAPİLLER
Kalbin Yüzysel Anatomisi Figure 20.3a
Kalbin Yüzysel Anatomisi Figure 20.3b, c
Koroner Sirkülasyon
Kalp Kapakları Figure 20.8b
Kalbin Kesitsel Anatomisi
DOLAŞIM SİSTEMİNİN BÖLÜMLERİ Dolaşım sistemi iki bölümden oluşur% A- Aort dolaşımı veya büyük dolaşım:% Kalbin sol ventrikülünden başlar, bütün organizmayı dolaştıktan sonra sağ atriyumda biter. B- Pulmoner dolaşım veya küçük dolaşım:% Sağ ventrikülden başlar, akciğerleri dolaştıktan sonra sol atriyumda sonlanır.
Küçük Dolaşım Büyük Dolaşım
KALP KASI FİZYOLOJİSİ Kalp 3 tabakadan yapılmıştır% Endokardium Miyokardium Perikardium Kalp kası, iskelet kası gibi çizgili kas olmakla birlikte önemli farklılıkları mevcuttur% Kalp kası interkale disklere sahiptir. Bu yapılar fibrillerin bifurkasyon (çatallanma) noktalarında bulunan hücre zarlarıdır. İmpulsların bir hücreden diğerine kolaylıkla yayılmasını sağlar. Kalp kası mitokondri açısından en zengin kastır.
Kalp kası 4 temel fizyolojik özellik gösterir Uyarılabilme Kasılabilme Otonomi veya otoritmisite İletilebilme
Uyarılabilme:% Kalp kası mekanik, elektriksel, ısı veya kimyasal uyaranlarla uyarılabilir. Bu özelliğe bathmotrop özellik denir. Kasılabilme:% Miyokardın bir uyaran karşısında gösterdiği kasılma yeteneğine inotrop özellik denir. Otonomi:% Miyokardın otonomi özelliğine kronotrop özellik denir. İletebilme:% Miyokardın kendine gelen bir impulsu iletebilme özelliğine dromotrop özellik denir.
Hep veya hiç kanunu Miyokard eşik altı uyaranlar hiç yanıt vermez. Fakat eşik ve eşik üstü bütün uyaranlar karşısında daima aynı büyüklükte kasılma gösterir. Bu duruma hep veya hiç kanunu denir. Bunun nedeni kalp kası liflerin fonksiyonel bir sinsisyum oluşturmalarıdır. Bu sinsisyumun herhangi bir yerine yapılan uyarı derhal her tarafa yayılır
Kalbin İleti Sistemi Sinoatriyal düğüm (SA) (Keith- Flack): SA düğüm kalbin normal otomatik hareketlerinin kaynağı yani nomotop eksitasyon merkezidir. Normal kalp ritmi sinüzal ritm olup, 70-80/ dakikadır. Atriyoventriküler düğüm (AV) (Aschoff-Tawara): Sinüs düğümünden ileti alamayınca çalışmaya başlar. AV düğümden kalkan uyaranlar atrium ve ventriküllere dağılacağından atriyum ve ventriküller aynı anda çalışır. Bu ritme nodal ritm denir, 40-60/ dakika atım sağlar. His hüzmesi ve Purkinje lifleri: Purkinje lifleri, AV demeti içinde AV düğümden ventriküllere uzanırlar. Bunlar normal kas liflerinden bile büyük lifler olup ileti hızları yüksektir: (1.5-4.0 m/ sn). Purkinje liflerindeki hızlı iletiden dolayı sinüs düğümünden kalkan ve AV düğümden geçen uyaranlar hızla ventrikül sistemine dağılırlar. Bazen His hüzmesi görevini yapamaz, bu durumda atriyumlar sinüs ritmiyle (70-80/ dk); ventriküller ise Purkinje liflerinden çıkan uyarılarla çalışır (20-40/ dk). Buna idiyo-ventriküler ritm adı verilir
Elektrokardiyogram (EKG) Kalbin aksiyon akımları komşu dokulara, vücut yüzeyine kadar yayılabilir. Vücut burada homojen iletken bir rol oynar. Bir elektrot + tarafa diğeri tarafa konursa iki bölge arasındaki toplam potansiyel farkı alınabilir. Bu metoda elektrokardiyografi denir.
EKG Kayıt Cihazları
Derivasyonlar İki elektrodun pozisyonuna derivasyon adı verilir. Elektrotların tatbik şekli ve yerine göre şu derivasyonlar vardır. Standart ekstremite derivasyonları (bipolar derivasyonlar) Ünipolar ekstremite derivasyonları Ünipolar prekordiyal derivasyonlar
Standart ekstremite derivasyonları: 3 kombinasyonu mevcuttur.% (-) elektrod sağ kolda, (+) elektrod sol kolda bulunursa buna I. Derivasyon veya D 1 denir. (-) elektrod sağ kolda ve (+) elektrod sol bacakta bulunursa buna II. Derivasyon veya D 2 denir. (-) elektrod sol kolda ve (+) elektrod sol bacakta bulunursa buna III. Derivasyon veya D 3 denir.
Unipolar derivasyonlar: Unipolar derivasyonlarda da 2 elektrod olmakla birlikte araya konan dirençlerle bir elektroddaki potansiyel ihmal edilebilir. Bu şekilde diğer elektroddan potansiyel maksimal bir şekilde alınır. Ekstremite ve göğüs (prekordiyal) olmak üzere 2 tiptir. Ünipolar ekstremite derivasyonları:% Araştırıcı ekeltrod sağ kolda ise derivasyon VR, sol kolda ise VL ve sol bacakta ise VF ile sembolize edilir. Güçlendirilmiş derivasyonlar ise sembollerin önüne a harfi konularak ifade edilir (avr, avf, avl) Ünipolar prekordiyal derivasyonlar:% İndifferan elektrod ekstremite derivasyonlarındaki gibi uygulanır, fakat araştırıcı elektrod prekordiyal bölgeye yerleştirilir. Bunlara Wilson derivasyonları da denir. V 1, V 2, V 3, V 4, V 5, V 6 gösterilir
Normal EKG incelemesi Bir kalp dönemine ait bu potansiyel değişimleri soldan sağa doğru P, Q, R, S, T harfleri ile belirtilen dalgaları oluşturur. P dalgası: Stimulusun atriyuma dağılışını temsil eder. PQ aralığı: SA düğümden çıkan uyaranın ventriküle kadar ulaşma süresini verir. Q dalgası: Septumun uyarılmasını gösterir. Bulunmaması veya küçük olması patolojik değildir, QRS kompleksi: Uyaranın ventriküllerde yayılmasını gösterir. T dalgası: Ventriküllerin repolarizasyonunu gösterir.
Kalp çalışmasının düzenlenmesi Kalp dinlenme halindeki bir kişide dakikada 4-6 litre kan pompalar. Ağır bir egzersiz sırasında bu miktar 4-7 kat artar. Kalbin ihtiyaç karşısında dakika volümünü normalin üzerine çıkarabilme kapasitesine kardiyak rezerv (yedek) adı verilir. Kalbin pompaladığı hacmin düzenlenmesi başlıca 2 yolla olur: İç kaynaklı (intrensek) düzenleme Sinirsel düzenleme
İntrensek düzenleme (Starling kanunu): Fizyolojik sınırlar içersinde kalp, venlerde normalden fazla kan birikmesine izin vermeyecek şekilde kendisine gelen kanın tamamını pompalar. Buna Starling kanunu denir. Ventriküllere normalden fazla kan akımı olunca, kalp kası daha çok gerilir. Bu durum kalp kasının daha çok kasılmasına neden olur. Ventrikül, pompalama kuvvetini artırdığı için normalin üzerindeki kanı kendiliğinden arterlere pompalar.
Sinirsel düzenleme: Kalbin sempatik sinirlerle uyarılması: Kuvvetli sempatik uyaranlar kalbin atımını 180-200 /dakikaya kadar çıkarırlar. Ayrıca kasılma gücünü de artırarak pompalanan kanın hacmini ve fırlatma basıncını da artırır. Kardiyo akselatör etki β adrenerjik reseptörler üzerinden adrenalin (epinefrin) ve noradrenalin (norepinefrin) ile ortaya çıkar Kalbin parasempatik sinirlerle (vagus) uyarılması: Kuvvetli vagus uyarıları kalbi birkaç saniye durdurabilir, sonrasında kalp 20-40/ dk atmaya başlar. Vagus uyarısı kalbin kasılma kuvvetini % 20-30 oranında azaltır. Kardiyo inhibitör etki N. vagustan salınan asetil kolin aracılığı ile ortaya çıkar
Kalp çalışmasına iyonların etkisi: Sodyum: Kalp kasının uyarıması ve kasılabilmesi için gereklidir. İzole kalp kasında perfüzyon sıvısında Na + azlığı kalbin yavaşlamasına, uyarılabilirliğin azalmasına ve iletim hızının azalmasına neden olur. Potasyum: Kalp kasında gevşemeye yol açar ve diyastol süresini uzatır. Perfüzyon sıvısında K + bulunmadığı zaman kalp diyastolde durur. Kalsiyum: Fizyolojik koşullarda sistolü kolaylaştırır ve kasılmaları güçlendirir. Perfüzyon sıvısında Ca 2+ düzeyi yüksek olduğunda kalp sistolde durabilir.
Kalp Döngüsü Bir kalp atımının başlangıcından bir sonraki kalp atımının başlangıcına kadar gerçekleşen kalp olaylarına kalp döngüsü (kardiyak siklus) denir. Kalp döngüsü, kalbin kan ile dolduğu, diyastol adı verilen bir gevşeme döneminden ve bunu izleyen, sistol adı verilen bir kasılma döneminden meydana gelir.
KALP DÖNGÜSÜ KALBİN DURUMU ELEKTROKARDİYOGRAM DİYASTOL SİSTOL DİYASTOL Yavaş Dolum Presistol İzovolümetrik Kontraksiyon Ejeksiyon İzovolümetrik Relaksasyon Hızlı Dolum Yavaş Dolum
Kalp Sesleri Kalp çalışmasına eşlik eden seslere kalp sesleri denir. Bir kalp döneminde, stetoskop ile kolayca dinlenen 2 ses vardır. III. ve IV. Sesler daha zor duyulur. I.ses ile II.ses arasındaki sürede (kısa) sistol, II.ses ile I.ses arsındaki sürede (uzun) ise diyastol dönemi yer alır.
I.kalp sesi:% Sistolün başında duyulur. 0.18 sn sürer. II.sese oranla daha yumuşak, daha düşük perdeli ve uzun sürelidir. Bu sesi yaratan en önemli faktör atriyoventriküler kapakların kapanmasıdır. En iyi mitral ve triküspid odaklardan dinlenir. Mitral odak; sol meme çizgisinin 5. İnterkostal aralığı kestiği noktadır. Triküspid odak ise sol 4. Kostanın sternumla birleştiği noktadır II. Kalp sesi:% Sistolün sonu ve diyastolün başında duyulur. 0.10 sn süreli, sert ve tizdir. Bu sesi yaratan en önemli faktör, semilunar kapakların (aort ve pulmoner arter kapakları) kapanmasıdır. En iyi aort ve pulmoner odaktan dinlenir. Aort odağı; sağda 2. Kostanın sternumu kestiği noktadır. Pulmoner odak ise solda 2. Kostanın sternumu kestiği noktadır
Kalp atım volümü:% Her sistolde bir ventrikülden atılan kan miktarıdır. 60-70 cc kadardır. Kardiyak debi:% Dakika volümü olup kalbin 1 dakikada attığı kan miktarıdır. Normalde 4-6 litre kadardır. Kardiyak debi= Atım volümü X Atım hızı
KAN DAMARLARININ YAPISI Arter ve venlerin çeperleri 3 tabakadan yapılmıştır.% En içte kalbin iç yüzünü örten endokartla devam eden endotel tabakasında hücreler sürekli ve kaygan bir yüzey oluştururlar. Bu tabaka, dışındaki esnek liflerle birlikte tunica intimayı yapar. Orta tabaka ise sirküler düz kas liflerinden oluşmuş olup tunica media adını alır. Damarların dış yüzünü bağ dokusundan yapılmış olan tunica adventitia kaplar Venlerin çeperleri aynı çaptaki arterlerden çok daha ince olduğundan lumenleri dah ageniştir. Kan basıncı arttığı zaman kolaylıkla genişleme özellikleri nedeniyle büyük miktarda kanı içlerinde tutabildiğinden dolaşım sisteminde depo görevi görürler. Kapillerler dolaşım sistemi ile doku hücreleri arasında alış verişi sağlarlar.
KAN BASINCI Damarlar içinde dolaşan kanın damar çeperine yapmış olduğu lateral basınca kan basıncı denir. Genç erişkin bir insanda, aort ve brakial arter gibi büyük arterlerde basınç, her kalp döngüsü içinde yaklaşık 120 mmhg olan bir tepe değeriyle (sistolik basınç) yaklaşık 70 mmhg olan en düşük değer (diastolik basınç) arasında değişir. Arteriyel kan basıncı denince oturan bir şahıstaki a. brachialis kan basıncı anlaşılır. Yetişkinde sistolik 90-150 mmhg, diastolik 60-90mmHg normal kabul edilir (ortalama 120/ 80 mmhg). Hipertansiyon: Kan basıncının sürekli olarak 90/ 150 mmhg nin üzerinde bulunmasıdır. Hipotansiyon: Kan basıncının sürekli olarak normal değerlerinin altında bulunmasıdır. Nabız basıncı: Sistolik ve diastolik basınçlar arasındaki fark olup normalde 50 mmhg kadardır. Ortalama basınç: Sistolik ve diastolik basıçların ortalaması olmayıp bir kalp devrimi esnasında değişen bütün basınçların ortalamasıdır.
Kan basıncı ölçme yöntemleri: Direkt metod: Arter içine girilerek tayin edilir. Uygulanabilirliği oldukça zordur, rutinde kullanılmaz. İndirekt metod: İnsanda sfingomanometri yöntemiyle tayin edilir. Kullanılan alete sfingomanometre adı verlir. Palpatuar ve oskültatuvar yöntemle ölçüm yapılabilir
NABIZ Her kalp atımı ile oluşan genişleme dalgasının periferde hissedilmesidir.% Nabızın özellikleri Dolgunluğu:% Nabız basıncının büyüklüğüne bağlıdır. Nabız basıncı ne kadar büyük olursa ve arter çeperi ne kadar genişlerse nabız o kadar dolgun olur. Eşitliği:% Her nabız dalgasının dolgunluk bakımından birbirine eşit olmasıdır. Düzenli olması:% İki atım arası bekleme süresinin eşit olması. Gerginliği:% Nabız dalgasını yok etmek için parmağın arter üzerine yapacağı basınç kuvvetiyle tayin edilir. Hipertansiyonda gergin, hipotansiyonda yumuşak nabız mevcuttur. Sayısı:% Normal nabız sayısı 60-80/ dakikadır. Genellikle 100 ün üstüne çıkmasına taşikardi, 60 ın altına inmesine bradikardi denir.
KILCAL DAMAR DOLAŞIMI Kapiller bir sıra endotel ve ince bir bağ dokusu tabakasından oluşmuştur. Çapları 80 µm dir. Duvarlarında 70 A çapında delikler vardır. Küçük moleküller bu deliklerden geçebilir. Büyük moleküller (serum proteinleri ve şekilli elemanlar) geçemez. Hidrostatik basınçlar suyu damar dışına çıkmaya zorlarken osmotik basınçlar suyu damar içinde tutmaya çalışır. Yani hidrostatik basınç itici, osmotik basınçlar tutucudur.
KARDİYOVASKÜLER DÜZENLEYİCİ MEKANİZMALAR Yerel düzenleyici mekanizmalar% Otoregülasyon: Dokuların kendi kan akımını düzenleme yeteneğine denir. Böbrek, iskelet kası, beyin, karaciğer ve kalp kasında iyi gelişmiştir. Basınç yükselirken kan damarları gerilmekte ve damarları çevreleyen damar düz kas lifleri kasılmaktadır. Endotel tarafından salınan maddeler: Endotel hücreleri prostaglandin, tromboksan, endotelin ve nitrik oksit gibi vazoaktif maddeleri salgılarlar. Hormonlarla sistemik düzenleme% Dolaşımdaki Atriyonatriüretik peptid(anp), Vazointestinal peptid (VIP) ve kininler vazodilatör iken; vazopressin, noradrenalin, adrenalin ve anjiotensin II vazokonstriktör hormonlardır.
Sinir sistemi tarafından sistemik düzenleme% Kardiyovasküler sistemin faaliyetleri otonom sinir sisteminin etkisi altındadır. Noradrenerjik lifler damar daraltıcı (Vazokonstriktör) işleve sahiptir. Kolinerjik lifler ise damar genişletici (vazodilatör) etki gösterirler. Noradrenerjik ve kolinerjik lifler arteriyollerin çevresinde bir sinir ağı oluşturur. Kan basıncının esas denetimi medulla oblangatada olmaktadır. Buraya vazomotor merkez denir. Kan damarları ve kalp duvarlarında gerilmeye duyarlı baroreseptörler bulunmaktadır. Karotid sinüs ve aort yayındaki reseptörler arter dolaşımını izler
Sempatik Stimülasyon% Vagal İnhibisyon Perfüzyon gereksinimine kalbin adaptasyon mekanizması Vagus Lifleri Sempatik Kardiyak Lifler S-A Nodu Kalp Hızında Artış Koroner Dilatasyon (Artmış O2 desteği, Metabolik atıkların uzaklaştırılması) Kardiyak Output Artışı Artmış Miyokardiyal" Metabolizma Kasılma Gücünde Artış Adrenal Medulla Frank-Starling Etkisi Artmış Venöz Dönüş Miyokard Kontraksiyonu Üzerine İstirahat Gerimi, Koroner Kan Akımı ve Norepinefrinin etkileri: Sol Ventriküler Gerim Kontraksiyon İstirahat İstirahat Geriminde Artış Koroner Perfüzyon Artışı İstirahat Geriminde Azalma Norepinefrin Perfüzyonu