! " 29
5. SU KAYNAKLARININ YÖNETM Anayasamıza ve Medeni Kanuna göre tabii servetler ve kaynaklar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Tabii bir kaynak olan su, Türk Hukukunda kamusal bir varlık olarak görülmütür. Ayrıca 1981 yılında yayımlanan 2560 sayılı SK Kanunu nun 2. madde (a) bendinde içme, kullanma ve endüstri suyu ihtiyaçlarının her türlü yer altı ve yer üstü kaynaklarından salanması ve ihtiyaç sahiplerine daıtılması... ve ehrin yararlandıı su kaynaklarının korunmasına ilikin hizmetler, Büyükehir Belediyesi sınırlarının dıında da olsa bu görev su ve kanalizasyon genel müdürlükleri tarafından yürütülür demektedir. 2560 sayılı Kanun sadece içme suları tedariki ile ilgili deil su havzalarının korunmasını da kapsamaktadır. 03/07/2003 tarih, 4916 sayılı Çeitli Kanunlarda ve Maliye Bakanlıının Tekilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Deiiklik Yapılması Hakkında Kanunun 22. Maddesinde, 16/12/1960 tarih, 167 sayılı Yer Altı Suları Hakkında Kanunun 4. Maddesinin 3. fıkrasının sonuna ekleme yapılarak, 21. Maddesinde, 22/03/1971 tarih 1380 sayılı Su Ürünleri Kanununun 4. Maddesi deitirilerek 20. Maddesinde, 08/09/1983 tarih, 2886 sayılı Devlet hale Kanununun 51. Maddesinin 1. fıkrasının (h) bendi deitirilerek Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdeki suların kiraya verilmesi yetkisi l Özel darelerine verilmitir. l Özel daresi ancak atıl durumda kalan ekonomik deerleri, yani ilgili birimlerin olumlu görülerini aldıktan sonra, bu kaynakları deerlendirebilir, iletebilir ve gelir getirici faaliyetlere izin verebilir. Su kaynakları ve su havzaları üzerinde dorudan idari ilemle ilgili su ve kanalizasyon idareleri yetkilidir. l Özel daresi, dorudan bir idari ilemi tesis edemez. Ancak, bazı kamu kaynaklarının ekonomiye kazandırılması ve özelletirilmesi kapsamında bazı taınmazların satıının salanması veya tahsislerinin kaldırılmasına yönelik ilemleri yapar. Baka bir deyile Büyükehir Belediyesi sınırları içinde toplumun ihtiyaç duyduu su kaynaklarının kiraya verilmesi, ancak ihtiyaç fazlası ise mümkündür. Bu olgunun tespitini yapan merci, o muhitte yetkili ve sorumlu olan su ve kanalizasyon idaresi dir. Su ve kanalizasyon idarelerinin projeleri ve master planları dahilinde bu ihtiyaç belirlenir ve ondan sonra l Özel darelerine olumlu görülerini bildirdikten sonra l Özel dareleri bu kaynakları kiraya verebilir. 5216 sayılı Büyükehir Belediyesi Kanununun yürürlüe girmesinden sonra, sulama, kullanma ve ilenerek veya doal haliyle içme suyu olarak satılmak üzere çıkarılan yer altı suları, hazinenin özel mülkiyetinde veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdeki kaynak sularının kiralama yetkisinin l Özel darelerine mi, yoksa lgili Belediyelere mi ait olduu konusunda 2005 yılında ç leri Bakanlıına görü sorulmu verilen cevapta; 30
167 sayılı yer altı suları hakkındaki kanunun 4. maddesine 4916 sayılı Kanunla eklenen cümlelerde; kuyu açan kimse bulunan suyun ancak kendi faydalı ihtiyaçlarına yetecek miktarını kullanmaya yetkilidir. (Ek cümleler: 03.07.2003-4916 /22 md.) Bu miktarı aan sular ile sulama, kullanma ve ilenerek veya doal haliyle içme suyu olarak satılmak üzere çıkarılan yer altı suları, hazinenin özel mülkiyetinde veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdeki kaynak suları (mazbut vakıflara ait sular hariç), 2886 sayılı Kanun hükümlerine uyularak l Özel darelerince kiraya verilir. Tahsil edilen kira bedelinden; yer altı veya kaynak suyunun çıktıı yer, köy sınırları içersinde ise o yerdeki köy tüzel kiiliine %15, belediye sınırları, içinde ise ilgili belediye %25 oranında pay verilir hükmüne yer verildii, 5216 sayılı Kanunun 7. maddesinin 1. fıkrasının (r )bendinde yer alan ifadenin genel bir düzenleme olarak kabul edilebilecei, 167 sayılı kanunun ise, konu ile dorudan ilgili olup özel bir kanun niteliinde olduu, ayrıca, 5216 sayılı kanunda, 167 sayılı kanunda yer alan hükümlerin uygulanmayacaına dair bir hükmün de yer almadıı tespit edilmitir. Bu tespitlerin ııında, Mahalli dareler Genel Müdürlüünün görüleri dorultusunda 167 sayılı Yer Altı Suları Hakkında Kanunun 7. maddesindeki hüküm de dikkate alındıında, kuyu açanların ihtiyacından fazla olan yer altı suları ile, sulama, kullanma ve ilenerek veya doal haliyle içme suyu olarak satılmak üzere çıkarılan yer altı suları ve hazinenin özel mülkiyetinde veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdeki kaynak sularının, mazbut vakıflara ait olanlar hariç l Özel darelerince kiraya verilecei eklinde deerlendirilmektedir. 6.ÇÖZÜM ÖNERLER Su Kaynaklarının Yönetimi: Tüm bu bilgileri göz önünde bulundurduumuzda Uluda da gerek hukuki gerek idari anlamda yetki kargaasının olduu muhakkaktır. Söz konusu kargaaya çözüm bulunmaz ise; Uluda daki güzelliklerin ve doal kaynakların (özellikle otellerin kirlettii su kaynaklarının) yok olmasını elbirlii ile seyretmi olacaız. Böylesine güzide bir mekanın salıklı bir ekilde planlanabilmesi için öncelikle yetki sınırlarının kesinletirilmesi, buna balı olarak altyapı çalımalarının hızlandırılması ve mevcut doa dokusunun (su kaynakları, bitki örtüsü, hayvanlar v.b) korunması gerekmektedir. Bata ilgili kamu kurum ve kuruluları olmak üzere, yerel yönetimler ve sivil toplum örgütleri bir araya gelerek sorunları paylamalı, çözüm yollarını oluturup karar organlarına bildirilmelidir. Milli Park Sınırlarının Daraltılması: Sebebi ne olursa olsun bir ülkede, hele ki esiz ama bir o kadar korunmaya muhtaç doası olan bizim ülkemizde, Milli Parkların sınırlarının daraltılması kabul edilemez. 31
Kaldı ki Milli Parklar kanununda Milli Parkların sınırlarının deitirilmesi ya da daraltılmasına ilikin hüküm bulunmamakta, ancak Milli Parkların tanımları ve özellikleri belirtilerek bir bölgenin nasıl Milli Park ilan edileceine ilikin hükümler bulunmaktadır. dare böyle bir durumda Uluda milli parkını yok sayarak sıfırdan yeni Milli Park ilan ediyormu gibi sınırları daraltmıtır. Bu hukuken de incelenmesi gereken bir konudur. Bölgenin Milli Park a zarar verdii dorudur ama Milli Park dıına çıkınca bu zararlar azalmayacaktır. Aksine Milli Parklar Genel Müdürlüü bu alanı kendi denetiminden çıkararak bölgede yaanacak olumsuzluklar hakkında yetkisini kendi eliyle baka kurumlara devretmi durumdadır. Uluda oteller bölgesinin idaresi konusunda geçmite bir çok balılık olduu dorudur, ancak bu çok balılık bölgenin Milli Park olması ve korunması gereken bir bölge olma özelliinden kaynaklanmaktadır. Milli Parklar Kanununda belirtilen esaslar dıında yeni prosedürler hiçbir zaman oluturulmamıtır. Kanımızca bölgede 2002 yılında yapılması ilke kararına balanan 4. revizyon planının aaıda belirtilen, planlamada dikkat edilecek unsurları deerlendirerek onaylanması sorunun en kolay çözümüdür. Ve belki bu plan revizyonundan sonra bölge planla islah edildikten gerekli arıtmalar kurulduktan, çevre zararları en aza indirildikten sonra Turizm Bölgesi ilanı Bursa kamuoyu ve Meslek odaları tarafından tartıılmalı Uluda için en uygun karar alınmalıdır. Bölgenin Turizm Merkezi ilan edilmesi ile ilgili görüümüz. Öncelikle kanunların çıkarılı amaçlarına göre uygulanması gerekmektedir. Milli Park Özellii olan bölgeler, Milli Parklar Kanununa göre Milli park ilan edilir ve düzenlenir, bu kriterler bu kanunda yazılıdır. Turizm merkezi olan bölgeler ise Turizm Tevik Kanununa göre belirlenerek düzenlenir. Gerçi Uluda ın ansı ya da anssızlıı bu iki durumu da içinde barındırıyor olmasıdır. Oteller bölgesi ve Uluda yamaçları bitki örtüsü ve ormanlarıyla Milli parklar Kanununda belirtilen (Milli park; bilimsel ve estetik bakımından, milli ve milletlerarası ender bulunan tabii ve kültürel kaynak deerleri ile koruma, dinlenme ve turizm alanlarına sahip tabiat parçaları) kriterleri taımaktadır. Oteller bölgesi ve Uluda yamaçları Kayak ve konaklama tesisleri, esiz doası ile de Turizm Merkezi özellii taımaktadır. Turizm Bakanlıının Turizm bölgelerindeki yetki genilii, Uluda bölgesinde denetlenemeyen geri dönülemez sonuçlar douracaı korkusu bizi ürkütmektedir. Çok balılıktan kurtulalım derken elde edilecek dövizler uruna Uluda ı yamalatamayız. Soruna; yerelde Bursa halkı genelde tüm Türkiye 32
halkının çıkarı açısından baktıımızda; her ne kadar Milli Park sınırlarının daraltılmasına temelden karı olsak da, mevcut otellerin ortadan kaldırılamayacaı ve yukarıda belgelenen ekilde etrafı kirleterek faaliyetlerini sürdürecekleri gerçei göz önüne alındıında; bölgenin kamu kurum ve kuruluları ile tüm sivil toplum örgütlerinin katkısıyla hazırlanacak Çevre ve Arıtma konusunda duyarlı yeni bir revizyon imar planı ile, bölgeye özel kurallar net ve keskinletirildikten sonra Turizm Bölgesi ilan edilmesi tartıılmalıdır. Bildiimiz kadarıyla bu çalıma Bakanlıklar arası yapılan(kültür ve Turizm- Çevre ve Orman) yukarıda anılan protokolle balatılmı, ancak sivil toplum örgütlerinin katkısının dikkate alınmadıı bir anlayıla yürümedii görülmektedir. Katkısı ve katılımı salanmayan TMMOB Meslek örgütlerinin planın ve kararın herhangi bir yerinde bu raporda konu edilen haklı çekinceler ya da bir takım eksiklikler saptayarak konuyu yargıya taıması kaçınılmazdır. Bu sorunu daha da çıkmaza sokacaktır. Uluda ın yerli ve yabancı spor kamp turizmine açılması konusunda odamızın itirazı yoktur ama uyarıları vardır. Bakacak-Wolfram maden yolu kavaından kuzeyi ve kuzey-dou, Donbay Çukuru- Bakacak yolu arasında kalmaktadır. Bu bölgede büyük aaç türlerinin bulunduu kısım ile Wolfram maden yolu arasında spor (futbol, basketbol, voleybol, atletizm v.b) tesisi yapmaya uygun yerler bulmak mümkün görünmektedir. Gerek toporafik yapı gerek bitki örtü tabakası yönünden spor kompleksi için uygun bulunabilecek bu bölge ile ilgili, Ziraat ve Orman Mühendislerinin görüü alınmadan bir karar oluturulmamalı, ayrıca spor uzmanları ve iletme uzmanları görüleri de deerlendirilmelidir. Spor sahalarının sayısı 8 gibi telaffuz edilmektedir, bu yaklaık 200 dönüm arazi demektir. 2. bölgenin kuzeyinde düünülen bu sahalarla ilgili Öncelikle etaplama yapılmalı, tesislerin ve iletmelerin Spor-Kamp turizmine uyumu izlenmelidir. 3 adet sahayla inaata balanmalı talebe göre sayı artırılmalıdır. Yer seçiminide bitki örtüsü ile yer altı su kaynakları dikkate alınmalı bu konuda akademik görüler ayrıca istenip sonuçları deerlendirilmelidir. Uluda ın kongre turizmine açılması mevcut tesislerin yazın da verimli çalıması açısından olumludur. Ancak mevcut otellerin böyle bir hizmet için yeterlilii aratırılmalı, bu konuda destek olunmalıdır. 1. Bölgede yeni otel yapılması varolan bina younluunu daha da artıracaından uygun görülmemektedir. 2. bölgede yeterince otel ve otel yapılacak tahsisli bo arsa vardır ilave tesisler su kaynaklarını tehdit edecektir. Bu konuda daha önce alınmı mahkeme kararları mevcuttur. Bu nedenle 2. bölgeye de tahsisi yapılmı mevcut parsellerinin dıında ilave tesis kabul edilmezdir. 33
Sorunun çözümünde yerel dinamikler göz ardı edilmemelidir. TMMOB a balı meslek odaları geçmiten günümüze Uluda sorunu konusunda yeteri kadar bilgi birimi sahibidirler. Bu bilgiden istifade edilmelidir. Var olan deerlerimizi korumayı amaç edinen Anıtlar kurulunun koruma refleksleri dikkate alınmalıdır. Anıtlar kurulu üyelerinin profili gözlendiinde yerel bir yapıya sahiptir. Bu durum alınan kararların yerinden yönetim, yerelleme ve koruyarak gelitirme anlamında deerlendirilmelidir. Bu anlamda alınan sit kararı bölgede planlamaya engel olmayıp ancak planla atanacak yapılama artlarının Kurul süzgecinden geçmesi bölgenin korunması gereken kimliiyle barıık bir yaklaımdır. Bölgeden istifade edemeyen orta ve alt gelir grubuna yönelik cazip imkanlar sunulmalı ucuz, günübirlik hizmetler Belediye ya da Milli Parklar Müdürlüü tarafından salanmalıdır. Büyükehir belediyesinin kurduu yeni teleferik hattıyla birlikte bölgeye ulaım kolaylaacaından gün geçtikçe daha fazla insan bu güzelliklerden istifade edecektir bu yüzden günübirlikçilerin ihtiyaç duyacaı hizmetleri veren ünitelerin sayısı artırılmalıdır(wc, Büfe, Kafeterya, Çay Bahçesi Seyir yerleri vs). Güzelliklerden faydalanmayan insanların güzellikleri koruma becerisi gelimeyecektir. Uluda Oteller bölgesinde yapılacak imar planı çalımalarında, yapı izni alınabilmesi için birinci art olarak aaıdaki tespitler dorultusunda plan notu yazılmalıdır. 1. Kaplıkaya deresine inen memba lara otellerin atık sularını dearj ettikleri çıplak gözle görülebilmektedir. Bu durum Bursa halkı tarafından tüketilen içme sularının kirlenmesine neden olmaktadır. Mevcut otellerin atıksu uzaklatırma projesi (bu konuda 5216 Sayılı Kanun ve 2560 Sayılı Kanun ile yetili ve sorumlu kılınan kurum BUSK ile ibirlii yapılarak bulunacak çözüme Otel sahipleri de ortak olmak durumundadırlar) hazırlanıp, inaat ileri bir an önce tamamlanmalı ve devreye alınmalıdır. (Örnein balangıçta, yaptırım olarak atıksu uzaklatırma projesi iine katılmayan otellerin iletme ruhsatları geçici olarak iptal edilmelidir.) 2. Hazırlanacak mar Planı Bölgede bulunan su kaynaklarının korunmasına yönelik tedbirleri içermelidir. 3. Mülkiyet deerlendirme konusunda, hukuki ve teknik altyapı kurulmu bir yapı oluturulmalıdır. 4. Tesislerin iletimi ile ilgili yöntemler daha planlama sürecinde ele alınmalı, kamu yararı, sivil giriimlerin de yararlanmasına açılması yönleri tanımlanmalıdır. 5. Flora fauna göz ardı edilmeden, planlama ve iletme kriterleri saptanmalıdır. 34