GÖÇ VE SAĞLIK. Sevcan TOPÇU *, Ayşe BEŞER **



Benzer belgeler
GÖÇ EDEN VE GÖÇ ETMEYEN KADINLARIN SAĞLIĞI GELİŞTİRME DAVRANIŞLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

HAFTA 6 SOSYAL ANTROPOLOJĠ GÖÇ. HEDEFLER Bu üniteyi çalıştıktan sonra;

15 49 Yaş Grubu Kadınlarda Sağlığı Geliştirme Davranışları ve Etkileyen Faktörler

SAY 211 SAĞLIK EKONOMİSİ

TOPLUM TANILAMA SÜRECİ. Prof. Dr. Ayfer TEZEL

YOĞUN BAKIM HEMŞİRELERİNİN İŞ YÜKÜNÜN BELİRLENMESİ. Gülay Göçmen*, Murat Çiftçi**, Şenel Sürücü***, Serpil Türker****

Sağlık Nedir? Sağlık Tanımı Sağlık Hizmetleri Türk Sağlık Sistemi. Sağlık tipleri. Sağlık Nedir? Tıbbi Model. Sağlık Modelleri 19/11/2015

SAĞLIK YÖNETİMİ SAĞLIK HİZMETLERİNİN ÖZELLİKLERİ, SINIFLANDIRILMASI VE FONKSİYONLARI

TÜRKİYE DE GÖÇ BOYUTU, NEDENLERİ ve GÖÇÜN SAĞLIKLA İLİŞKİSİ

VERİLERLE TÜRKİYE ve DÜNYADA DİYABET. YARD.DOÇ.DR. GÜLHAN COŞANSU İstanbul Üniversitesi Diyabet Hemşireliği Derneği

Kentte Ruh Sağlığımız Doç.Dr.Timuçin Oral

Ana fikir: Oyun ile duygularımızı ve düşüncelerimizi farklı şekilde ifade edebiliriz.

Sağlıkta Eşitsizlikler. Prof. Dr. Ayfer TEZEL

Meslekte Ruh Sağlığı. A.Tamer Aker İstanbul Bilgi Üniversitesi Travma ve Afet Ruh Sağlığı AD

FETAL HAYATTAN ÇOCUKLUĞA ĠLK 1000 GÜNDE BESLENME VE AĠLE HEKĠMLĠĞĠ SĠSTEMĠNDE HEMŞĠRENĠN ROLÜ

Halk Sağlığı. YDÜ Tıp Fakültesi Yrd. Doç. Dr. Aslı AYKAÇ

İŞYERİNDE SAĞLIĞI GELİŞTİRME ve PROGRAM PLANLAMA. Prof.Dr.Ayşe Beşer Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi

MERVE SAYIŞ TUĞBA ÇINAR SEVİM KORKUT MERVE ALTUN

Çalışma Yaşamında Sağlığın Geliştirilmesi

SAĞLIKLI YAŞAM VE EGZERSĐZ. Prof. Dr. Erdal ZORBA

DERS X Küresel Sağlık Sorunları

GERİATRİK HASTAYA YAKLAŞIM

GÖÇMEN/MÜLTECİLERLE ÇALIŞMAK

PROBLEME DAYALI ÖĞRENİM MODELİNİN HEMŞİRELİK ÖĞRENCİLERİN SAĞLIĞI GELİŞTİRME DAVRANIŞLARINA ETKİSİ

DÖNEM I MED 115: Temel Bilimler I Ders Kurulu Hafta/ 73 saat

KADIN DOSTU AKDENİZ PROJESİ

1844 te kimlik belgesi vermek amacıyla sayım yapılmıştır. Bu dönemde Anadolu da nüfus yaklaşık 10 milyondur.

İLK 1000 GÜNDE UYGULANAN BESLENME POLİTİKALARI VE GELECEK NESİLLERE ETKİSİ

ÖZEL EGEBERK ANAOKULU Sorgulama Programı. Kendimizi ifade etme yollarımız

HEMŞİRELERİN HASTALARA VERDİKLERİ EĞİTİMLERİN ETKİNLİĞİNİN BELİRLENMESİ

TIBBA MERHABA DĠLĠMĠ HALK SAĞLIĞI ANABĠLĠM DALI

İkinci Öğretim. Küreselleşme ve Yoksulluk

HIV/AIDS KÜRESEL ÖZET 2013

6.1. Yüksek Lisans Tezi: 1-Hemşirelerde Rol Çatışmasını Belirleyen Örgütsel Etmenler Üzerine Sektörel Bir Çalışma, Yüksek Lisans Tezi, 1994

Sağlığın Korunması, Yükseltilmesi ve Sağlık Politikaları

TOPLUMU TANIMA VE EKİP ÇALIŞMASI YARD. DOÇ. DR. NALAN AKIŞ

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

KRONOLOJİK YAŞ NEDİR?

SAĞLIK NEDİR? Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ);

Türkiye de Sağlık Örgütlenmesi

Yrd.Doç. Dr. Selma KAHRAMAN, Yrd. Doç. Dr. Fatma ERSİN Dersin Amacı

SAĞLIĞI GELİŞTİRME KAVRAMI

ICN Değişimde Kilit Nokta HEMŞİRELER. Hemşireler: Değişim İçin Bir Güç Sağlık İçin Hayati Bir Kaynak

DÖNEM I MED 115: Temel Bilimler I Ders kurulu Hafta/ 73 saat

T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK YÜKSEK LİSANS PROGRAMI EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS İÇERİKLERİ

Yrd.Doç.Dr. AYLA TUZCU

DÖNEM I Temel Bilimler I Ders Kurulu

EĞİTİMİN SOSYAL TEMELLERİ TEMEL KAVRAMLAR. Doç. Dr. Adnan BOYACI

Erken Yaşlardaki Evlilikler ve Gebelikler

SAVAŞ, GÖÇ VE SAĞLIK. 18 Mayıs 2015 İstanbul Şeyhmus GÖKALP

Türkiye de Doğurganlık Tercihleri

Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri

HASTA VE AİLE EĞİTİMİNİN ETKİNLİĞİNİ BELİRLEME İLKAY AKSOY GÜLHANE ASKERİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM HASTANESİ

HEM501 (3,0)3 Sağlık Tanılaması

HIV/AIDS epidemisinde neler değişti?

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ

SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ. SAĞLIK HİZMETLERİ VE SAĞLIK YÖNETİMİ Yrd. Doç. Dr. Perihan ŞENEL TEKİN

Ayşe Devrim Başterzi. Son iki senedir ilaç endüstrisi ve STO ile araştırmacı, danışman ya da konuşmacı olarak herhangi bir çıkar çatışmam yoktur.

M2 S1. Üreme Sağlığı. Tanım, Üreme Hakları, Bütüncül Yaklaşım. Doç. Dr. Günay SAKA 12 Mayıs 2011

HEMŞİRELERDE ÇALIŞMA ORTAMI UZM. HEM. HANDAN ALAN HEMŞİRELİKTE YÖNETİM AD DOKTORA ÖĞRENCİSİ

AÜTF HALK SAĞLIĞI ANABİLİM DALI TIPTA UZMANLIK EĞİTİMİ PROGRAMI /

Çevremizdeki Sağlık Kuruluşları VE Sağlık Hizmetleri

Halk Sağlığı-Ders 6 Aşırı Doğurganlığın Kontrolü ve İlaçla Koruma

Sanayi Devriminin Toplumsal Etkileri

Türkiye de Kadın İşgücünün Durumu: Kocaeli Örneği

ADLİ VAKA SÜRECİNDE HASTA ve AİLE İLE İLETİŞİM

Doç. Dr. Naile BİLGİLİ Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi

TRB2 BÖLGESİ MEVCUT DURUM ANALİZİ SAĞLIK SEKTÖRÜ

SKY 329 KARŞILAŞTIRMALI SAĞLIK SİSTEMLERİ. 10. Hafta

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK KURUMLARI İŞLETMECİLİĞİ VE YÖNETİMİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI (TEZLİ) 8.2. Ders İçerikleri

Eğitim Tarihleri: 5-6/ 11 /2016 ve / 11 /2016 (2 hafta Cumartesi ve Pazar toplam: 32 saat) Eğitim Ücreti: 400 TL + KDV (Öğrencilere %25 indirim

Dünya Sağlık Örgütü nün tanımına göre sağlık fiziksel, zihinsel ve sosyal açılardan tam bir iyilik halidir.

Yaşadığımız çağa göre; duygusal, ruhsal, zihinsel (entelektüel), toplumsal mesleki ve fiziksel olarak sağlıklı olma hali olarak açıklanabilir.

Göçün Psikososyal Boyutu

YETİŞKİNLERDE MADDE BAĞIMLILIĞI DOÇ. DR. ARTUNER DEVECİ

KADINLAR AÇISINDAN SAVUNMASIZLIK/ÖRSELENEBİLİRLİK. Prof. Dr. Şevkat BAHAR ÖZVARIŞ

TIPTA HALK SAĞLIĞI UZMANLIĞI ve GELECEK SEÇENEKLERİ/BEKLENTİLERİ/ÖNGÖRÜLERİ

Acil Durum ve Afet Yönetiminde İlk Yardımın Önemine İlişkin Küresel Yaklaşım

Hemşireliğin Kayıtlara Yansıyan Yüzü

NÜFUS SAYIMLARI NÜFUS VE SAĞLIK Birleşmiş Milletlerin Tanımına Göre Demografi (Nüfusbilim)

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ MESLEKİ TEHLİKE ve RİSKLERİ. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL

BİR YOĞUN BAKIM ÜNİTESİNDE HASTANE ENFEKSİYONU MALİYETİ OLGU-KONTROL ÇALIŞMASI

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ

YAŞLI GRUPLARLA SOSYAL HİZMET UYGULAMASI

Dersin Tanıtımı: TEORİ + DERS ADI DERS KODU YARIYIL. (Saat) Sağlık ve Hemşirelik I HSH DERSİN DÜZEYİ

Erkan KÜÇÜKKILINÇ SAĞLIK HİZMETLERİNDE ÇALIŞAN GÜVENLİĞİ NİN SAĞLANMASINDA, KESİCİ DELİCİ ALET YARALANMASINA KARŞI ÖNLEM ALMANIN ÖNEMİ

Kırsal Alan ve Özellikleri, Kırsal Kalkınmanın Tanımı ve Önemi. Doç.Dr.Tufan BAL

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ

SANAYİDE ÇALIŞAN GENÇ ERİŞKİN ERKEKLERİN YAŞAM KALİTESİ VE RİSKLİ DAVRANIŞLARININ BELİRLENMESİ

ÇALIŞMAYAN KADINLARIN SAĞLIKLI YAŞAM BİÇİMİ DAVRANIŞLARI, SOSYAL GÖRÜNÜŞ KAYGISI VE FİZİKSEL AKTİVİTEYE KATILIMLARINI ENGELLEYEN FAKTÖRLER Zekai

Çalışma Ortamında Sağlığın Korunması ve Geliştirilmesi

yukarıda olduğu psikolojik bir durumdur.

Dr. Aytuğ Balcıoğlu Çankaya Belediyesi Sosyal Yardım İşleri Müdürü

ÜNİTE:1. Sosyolojiye Giriş ve Yöntemi ÜNİTE:2. Sosyolojinin Tarihsel Gelişimi ve Kuramsal Yaklaşımlar ÜNİTE:3. Kültür ve Kültürel Değişme ÜNİTE:4

ÜNİTE 1 ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI İÇİNDEKİLER HEDEFLER SAĞLIKLI ÇOCUĞU TANIMAK-I. Yrd. Doç. Dr. Sibel KÜÇÜKOĞLU

Mirbad Kent Toplum Bilim Ve Tarih Araştırmaları Enstitüsü. Kadına Şiddet Raporu

T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK DOKTORA PROGRAMI EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS İÇERİKLERİ

Dr. Şükrü Keleş, PhD Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı 3 Mayıs 2017 Çarşamba

GENEL SOSYOEKONOMİK GÖRÜNÜM

Transkript:

C.Ü. Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi 2006, 10(3) GÖÇ VE SAĞLIK Sevcan TOPÇU *, Ayşe BEŞER ** ÖZ Göç, sosyal yapı içindeki birey ve grupların ekonomik, kültürel nedenlerden dolayı bir yerden başka bir yere gitmeleridir. Türkiye için önemli bir olgu olan göç bir çok problemin nedenini oluşturmakla birlikte sağlık sorularına da yol açmaktadır. Göç alan bölgelerde yeterli sağlık kuruluşunun olmaması, göç edenlerin gelir düzeyinin düşük olması, sağlık sigortasına sahip olmamaları gibi faktörler bireylerin sağlık koşullarını olumsuz yönde etkilemektedir. Bu nedenle göç olayı birinci basamak sağlık hizmetlerinde görev yapan hemşirelerin de ilgi alanına girmektedir. Göç eden bireylerin sağlıklarının korunması, geliştirilmesi için sağlıkları üzerine etkili olan değişkenler, yaşam şekilleri, sağlık davranışları hemşireler tarafından değerlendirilmelidir. Anahtar Sözcüker: Göç, hemşirelik, sağlığı geliştirme ABSTRACT Migration and Health Migration is the moving of the individuals or groups from a social structure from one place to another due to social, economic and cultural reasons. Besides the fact that migrating is a very significant event and constitutes the reason of many problems in Turkey, it also causes some health problems. Inadequate health institutes in the areas where people most migrate, low income they get, nutritional deficiencies, not having health insurance all negatively contribute to the health conditions of the migrants. Therefore, the migration phenomenon interests nurses, who work in primary health care. In order to protect and develop health of the people who migrate, variables, life styles, health behaviours that have impact on the well-being of migrated people should be evaluated by nurses. Key Words: Migration, nursing, health promotion GİRİŞ Göç, kişilerin gelecek yaşantılarının tamamını veya bir kısmını geçirmek üzere, sürekli ya da geçici bir süre için bir iskan ünitesinden bir başkasına yerleşmek amacıyla yaptıkları coğrafi yer değiştirme olayıdır (Demir 1996, IOM 2004a, Mutluer 2003). Başka bir tanımlamaya göre göç; ekonomik, toplumsal veya siyasal nedenlerle bireylerin veya toplulukların bir yerden başka bir yere giderek ikamet etmeleridir (Gündüz ve Yetim 1996). Genel olarak göç tanımları incelendiğinde göç kavramının çok boyutlu ve karmaşık bir yapısının olduğu görülmektedir. Bu durum göç kavramının tanımlanması, ölçülmesi, çözümlenmesi ve yorumlanmasında problemler yaşanmasına neden olmaktadır (Gün 2002). Göç ile ilgili çalışmalar, başlangıçta fonksiyonalist ve çatışma olmak üzere iki temel kuramsal yaklaşımla ortaya konulmuştur. Daha sonra bu yaklaşımların sentezi olan sistem kuramı geliştirilmiştir (Türkaslan 1996). Türkaslan (1996) ın bildirdiğine göre Gitmez (1983) fonksiyonalist kuramda bireyin, kendisine sunulan seçenekler arasında bir değerlendirme yaparak göçe karar verdiğini belirtmektedir. Bu bağlamda göç göç eden kimse, göç alan ülke ve göç veren ülke açısından yararlar doğurmaktadır. Kongar a (1981) göre fonksiyonalist görüşün karşısında duran çatışma kuramı genel olarak göçü şartların zorlaması sonucu doğan bir coğrafi hareketlilik olarak ele almakta ve göçü belirleyen temel öğelerin ekonomik, toplumsal ve siyasi etmenlerin etkileşimi olduğunu ileri sürmektedir. İnsan yaşamında çok önemli bir yere sahip olan göç, tüm toplumsal olaylarda olduğu gibi ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasal birçok faktör tarafından etkilenmektedir. Bu durum göçün tüm insanları kapsayabilecek genişlikte olması, toplumlara göre farklı biçim ve içerikte gerçekleşmesi ve zamana bağlı olarak yoğunluğu ve yönünde meydana gelen değişmelerden * Yüksek Lisans Öğrencisi, Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, İzmir ** Yrd. Doç. Dr., Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, İzmir 37

Topçu, Beşer kaynaklanmaktadır (Mutluer 2003). Böylelikle göçün isteğe bağlı göç, zoraki göç, devamlı ya da geçici göç, transit göç, illegal göç, aşamalı-aşamasız göç, zincirleme göç gibi bir çok türünden söz etmek mümkün hale gelmektedir (IOM 2004a, İpekyüz 1996, Mutluer 2003). Farklı ölçütler temel alınarak yapılan bu göç sınıflandırmaları içinde en sık kullanılan gruplamaya göre göç, iç göç (internal migration) ve dış göç (eksternal migration) olarak ikiye ayrılmaktadır. İç göç ülke sınırları içinde gerçekleşen göçleri tanımlamak için kullanılmakla birlikte kendi içinde yerleşim yerleri arasında göç (il merkezi, ilçe merkezi, bucak ve köy) ve iller arasında göç şeklinde sınıflandırılmaktadır. Dış göç terimi ise ülke sınırlarını aşan nüfus hareketleri için kullanılmaktadır (DİE Göç İstatistikleri 2004, Mutluer 2003). Dünyada küreselleşmenin doğrudan ya da dolaylı etkileri, bölgesel çatışmalar, yoksulluk, teknoloji ve buna bağlı olarak ulaşım ve iletişim olanaklarının gelişmesinden dolayı göç edenlerin sayısı da giderek artmaktadır. Dünyanın belirli bölgelerinin gelişmiş olması (Batı Avrupa, Kuzey Amerika- ABD, Kanada) diğer bölgelerin gelişmemiş kalması yani bölgeler arası gelir uçurumunun çok büyümüş olması, Batı yı ve kuzey yarım küreyi diğer alanlar için çekim merkezi haline getirmektedir. Günümüzde dünyadaki göç hareketlerinin yönü doğudan batıya ve kuzeyden güneye doğru olmaktadır (Mutluer 2003). İki bin yılı verilerine göre dünyada 175 milyon göçmen yer almaktadır (IOM 2005, Mutluer 2003). Göçün nedenleri tüm toplumlarda benzerlik göstermekle birlikte aynı değildir. Toplumların kendine özgü koşulları veya kültürel değerleri nedeniyle göçün nedenleri de farklı olabilmektedir (Kızılçelik 1996). Ülkemizde sanayileşme ve tarımda makineleşme sürecinden kaynaklanan sosyo-ekonomik yapıdaki önemli gelişmeler 1950 lerden itibaren iç göçe ve 1960 yılının ortalarından itibaren de dış göçe neden olmuştur (Kocaman, Beyazıt 1993). İç göçlerin yönü incelendiğinde ise yoğunlukla kırdan kente, kentten kente yada az gelişmiş bölgelerden, gelişmiş bölgelere doğru olduğu görülmektedir (Bayhan 1996). Ülkemizde 2000 yılı Genel Nüfus Sayımı nda ilk kez derlenen kişilerin göç etme nedenlerine ilişkin verilere göre; iller arası göç eden nüfusun %20 si iş arama-bulma, %13.2 si tayin ve atama nedeniyle, %26 sı hanedeki fertlerden birine bağımlı olarak, %11.6 sı eğitim nedeniyle, %17 lik nüfus ise diğer nedenlerle göç etmektedir. Genel Nüfus Sayımı sonuçlarına göre 1995-2000 döneminde göç eden her 100 kişiden 11 i yerleşim yerleri arasında, sekizi ise iller arasında göç etmiştir. Bu dönemde bir önceki döneme göre göç eden nüfusun oranında önemli bir değişiklik gözlenmemekle birlikte, göç eden nüfus büyüklüğü son 25 yılda yaklaşık iki kat artmıştır (DİE Göç İstatistikleri 2004). Bu verilerden de anlaşıldığı gibi Türkiye için göç önemli bir toplumsal olgudur, aynı zamanda yaşanılan bir çok problemin kaynağını ve nedenini oluşturduğu da kabul edilmektedir. Özellikle metropollere yönelen ve aşırı ölçüde nüfus birikimine yol açan göçün, bu merkezlerde işsizlik, yerleşim, konut, çevre, altyapı, ulaşım, eğitim ve asayiş sorunları ile birlikte önemli sağlık sorunlarına da yol açtığı yadsınamaz bir gerçektir (Bayhan 1996, Ertem 1999, Göktürk 2001, Gün 2002). GÖÇ EDEN BİREYLERİN KARŞILAŞTIKLARI SAĞLIK SORUNLARI ve HEMŞİRELİK Bilindiği gibi sağlık sadece hastalık ve sakatlığın olmayışı değil fiziksel, sosyal ve ruhsal yönden tam bir iyilik halidir ve günümüzde geleneksel kuramların aksine sağlığın biyo-psiko-sosyal bir yaklaşımla ele alındığı bütüncül bir sağlık görüşü benimsenmektedir. Ayrıca insanın biyolojik, fiziksel ve sosyal bir çevre içinde ve bu ortamlardaki çeşitli etmenlerin karşılıklı etkileşimi sonucu gelişerek varlığını sürdürdüğü de bir gerçektir (Velioğlu 1999, WHO 1978). Göç ise insanın içine doğduğu çevreyi bırakıp yeni bir çevreye gitmesidir (Gün, 2002). Bu nedenle ani ve hızlı bir çevre değişimi yaratan, böylece sosyal, kültürel ve fiziksel olarak toplumu ve bireyleri etkileyen göç sağlık ve sağlık değişkenleri üzerinde de çok önemli etkilere sahiptir. Göç alan bölgelerde yeterli sağlık kuruluşu ve sağlık insan gücünün olmaması, göç edenlerin gelir düzeyinin düşük olması, ekonomik yönden sürekli sıkıntı içinde olmaları, yetersiz beslenmeleri, dil engeli ile karşılaşmaları, sağlık sigortasına sahip olmamaları, geleneksel yaşam kalıplarına sahip olmaları, sosyal ve psikolojik stres gibi faktörler göç edenlerin sağlık koşullarını olumsuz yönde etkilemektedir. Eğitim düzeylerinin de düşük olmasının etkisiyle göç edenlerin sağlık, hastalık konularında yeterli derecede duyarlı ve bilinçli olmadıkları, göç ettikleri yerlerde iş sahibi olma, toplumun bir parçası olabilme, gelecekte daha iyi yaşam koşullarına sahip olma gibi konuları sağlık davranışlarından daha önemli olarak kabul ettikleri 38

C.Ü. Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi 2006, 10(3) bilinmektedir (Kızılçelik 1996, Fuller ve Ballantyne 2000, Ertem 1999, IOM 2005). Dünyada ve ülkemizde göç ve sağlık ilişkisinin ele alındığı çeşitli çalışmalar bulunmaktadır. Hyman ve Gruge (2002) tarafından yapılan çalışmada göç sürecinin uzun vadede sağlığın temel belirleyicilerini (sosyal ve fiziksel çevre, sağlık davranışları, iş ve gelir durumu vb) olumsuz yönde etkileyebildiği, sigara ve alkol tüketimi, yüksek kalorili diet gibi sağlık açısından riskli davranışların göç eden gruplarda yoğun bir şekilde görüldüğü ifade edilmektedir. Uluslararası Göç Örgütü (IOM) tarafından hazırlanan raporda ise göç edenlerin sağlık gereksinimleri olarak, infeksiyon hastalıklarının kontrolü, acil gereksinimlerin karşılanması, zihinsel ve fiziksel sağlık, kronik hastalıklar, kültür ve sağlık inançlarının algılanması ve sağlıkları üzerine etkili olan faktörlerin ortadan kaldırılması olarak ifade edilmektedir. Göç sonucu dünyada artan sağlık sorunlarına ise tüberkülozun tekrar ortaya çıkması, AIDS in yayılması ve SARS virüsü örnek olarak verilmektedir (IOM 2004b). Göç, bu süreci yaşayan herkes için (yetişkin, genç, çocuk, kadın, erkek) sarsıcı bir deneyim olma riskini taşımakta ve tüm bireyler farklı düzeylerde ve farklı yönlerde de olsa bu süreçten etkilenmektedir (Gün, 2002). Sağlık açısından incelendiğinde göç süreci içerisinde göç eden bireyler birçok stresörle karşı karşıya kalmakta, stresin sağlık üzerindeki negatif etkisine ve stresle başa çıkma mekanizmalarının yetersizliğine bağlı olarak fizyolojik ve psikolojik kökenli birçok sağlık problemi ile karşılaşmaktadırlar (Farley ve ark. 2005, Thurston 2003). Misra ve ark (2000) ve Topçu (2006) tarafından yapılan çalışmalarda da göç eden kadınların stresle başetme konusunda diğer bireylere göre daha yetersiz oldukları saptanmıştır. Göç eden bireylerin sağlıklarını olumsuz yönde etkileyen bir çok etken yanında en sık gözlenen ve ölümlere neden olan sağlık sorununun bulaşıcı hastalıklar olduğu ve göç eden bireylerde salgınlar yaparak ölümlere yol açtığı bilinmektedir. Kızamık, ishalli hastalıklar, akut solunum yolu enfeksiyonları, tüberküloz gibi bulaşıcı hastalıklar göç edenlerde daha yaygın olarak görülmekte ve ekonomik koşulların yetersiz olması, beslenme bozukluğu, kötü hijyen ve yetersiz alt yapı olanakları, göç edenlerin bulaşıcı hastalıklara yakalanmalarını kolaylaştırmaktadır (Ertem 1999). Güneydoğu da göç merkezlerinden biri haline gelen Diyarbakır da yapılan bir çalışmada, bölgede alt yapı hizmetlerinin ve temiz içme-kullanma suyunun yetersizliğine bağlı olarak sindirim sistemi hastalıklarının (parazitoz, ishal, tifo, amipli dizanteri vb.), vektörlerle mücadelenin yapılmamasına bağlı olarak sıtmanın, Türkiye nin diğer yerlerine göre daha fazla görüldüğü saptanmıştır. Bu hastalıklar bilindiği gibi iyi tedavi edilseler bile belirli bir oranda taşıyıcı bırakmaktadırlar. Ancak göç eden bireyler sağlık güvencesine sahip olmama, yeterli maddi imkanlarının olmaması gibi nedenlerle ilaç alımında büyük sorunlar yaşamakta, tam olarak tedavi olamadıkları içinde taşıyıcı olarak kalmaktadırlar. Bu durumda bu bölgelerde bir taşıyıcı havuzunun oluşmasına yol açarak salgın riskini sürekli gündemde tutmaktadırlar (İpekyüz 1996). Temel sağlık hizmetinin bir parçası olan anaçocuk sağlığı ve aile planlaması hizmetlerinin alımı açısından değerlendirildiğinde göç eden bireylerin bu hizmetlerden de yeterince yararlanmadığı görülmektedir. Göç eden kadınlarda, geleneksel kültüre bağlı olarak çocuk doğurmak, sahip oldukları statünün devamı açısından oldukça önemli olarak kabul edilmekte ve inançları nedeniyle aile planlaması hizmetlerinden yararlanma düşük olmaktadır (Özen 1996). Bu nedenle göç eden kadınlar arasında özellikle eğitim seviyesi düşük olan kadınların daha çok çocuk sahibi olduğu, aile planlaması yöntemleri konusunda yeterli bilgiye sahip olmadıkları ve buna paralel olarak çocuk aldırma oranının yüksek olduğu bilinmektedir (Güler 1996). Göç eden bireylerin yaşadığı bölgelerde yapılan çalışmalarda göç eden kadınların doğum öncesi bakım hizmetlerinden yeterince yararlanamadıkları; ekonomik durum, çevre, korku, tanıdık olma gibi sosyo-kültürel ve psikolojik temelli faktörler nedeniyle hastanede doğum yapma oranlarının düşük, evde sağlık personeli olmaksızın yapılan doğum oranlarının ise yüksek olduğu görülmektedir (Güler 1996, İpekyüz 1996 Özen 1996). Sağlıksız koşullarda ve yetkin olmayan kişilerle yapılan doğumların ana çocuk sağlığını etkilediği ve ölüm oranlarını yükselttiği bilinen bir gerçektir. Göç eden bireylerin yaşadığı bir bölgede kadınların aile planlaması ile ilgili tutumlarının değerlendirildiği çalışmada 462 kadından 110 unun çocuğunun öldüğü, 25-34 yaşları arasındaki kadınların ise %75-80 inin en az bir çocuğunun öldüğü saptanmıştır (Kızılçelik 1996). Göç eden bireylerin beslenme alışkanlıkları değerlendirildiğinde, yeterli ve dengeli beslenmedikleri, ekonomik koşullara ve alışkanlıklarına bağlı olarak daha çok yağ ve karbonhidrat ağırlıklı beslendikleri saptanmıştır. Göç eden bireylerin göçle birlikte fiziksel 39

Topçu, Beşer aktivitelerinin azaldığı, beden kitle indeksinin kadınlarda erkeklere göre daha yüksek olduğu bulunmuştur (Choudry 1998, Özen 1996). Çocuklarda beslenme yetersizliğine bağlı olarak gelişen malnütrisyon, sonu ölümlere varan ciddi sonuçlara neden olan bir sağlık sorunudur. Yapılan çalışmalarda göç eden bireylerin çocuklarının boy-kilo oranlarının olumsuz etkilendiği ve persantil değerlerinin düşük olduğu saptanmıştır (Ertem 1999, İpekyüz 1996). Göç eden kadınların sağlığı geliştirme davranışlarının değerlendirilmesi amacıyla hemşireler tarafından yapılan çalışmalarda da göç eden bireylerin beslenme davranışlarının yetersiz olduğu belirtilmektedir (Ahijevych ve Bernhard, 1994, Duffy ve ark. 1996, Johnson 2005). Göç eden bireylerde fiziksel rahatsızlıkların yanı sıra psikolojik rahatsızlıkların da görüldüğü bilinmektedir. Bu ruhsal çöküntüden en fazla kadınlar ve çocuklar etkilenmektedir. Kadınlar post travmatik stres bozukluğu, kültürel çatışma, aile rollerinde değişim, aile içi şiddet gibi nedenlerle birçok ruhsal sorunla karşı karşıya kalmaktadır. Ayrıca kadınlarda düzensiz adet kanamaları ve kendiliğinden olan düşükler gibi sağlık sorunları sık görülmektedir. Çocuklarda ise korku, içe kapanıklık gibi şikayetlere sık rastlanmaktadır (Çobanoğlu 1996, Ertem 1999, İpekyüz 1996). Göç eden bireylerin sağlığını olumsuz etkileyen bu faktörlerin yanında yerleştikleri bölgelerde sağlık hizmetlerinin yetersiz olması ve var olan hizmetlerin kullanımının düşük olması da sağlık sorunlarının giderek artmasına neden olmaktadır. Yapılan çalışmalarda sağlık ocaklarının sayıca yetersiz olduğu, hizmet verdiği nüfusun düzenli kayıtlarını tutamadığı, risk altındaki nüfusun sorunlarını saptamakta yetersiz kaldığı, koruyucu sağlık hizmetleri vermesi gerekirken daha çok poliklinik hizmeti sunmaya başladığı ve aşılama oranlarının giderek düştüğü görülmektedir. Bu durum, göç eden bireylerin temel sağlık hizmetlerinden yeterince yararlanamamalarına ve sonuçta önlenebilir sağlık riskleriyle karşılaşmalarına yol açmaktadır (Çobanoğlu 1996, Fuller ve Ballantyne 2000, Özen 1996). Sağlık hizmetlerinin yetersizliği yanında ekonomik koşullar, sağlık güvencesine sahip olmama, yerel hizmetlerin gereksinimlere cevap verememesi, yabancılık, yasalar, ekonomik nedenler, ulaşım, çalışan kadınlar için çocuklara bakacak kimse olmaması, çalışma saatleri, dil engeli gibi nedenlerden dolayı da göç eden bireylerin sağlık hizmetlerinden yeterince yararlanmadıkları bilinen bir gerçektir (Ertem 1999, Özen 1996, Sohng ve ark. 2002). Bu verilerden de anlaşıldığı gibi göç eden bireyler sağlık hizmetinin çekirdeğini oluşturan temel sağlık hizmetlerinden bile yeterince yararlanamamakta, sosyal eşitlik gereği toplumdaki herkese eşit olarak götürülmesi gereken bu hizmetler göç eden bireylere yeterince ulaştırılamamaktadır. Günümüzde temel sağlık hizmetleri felsefesine göre hastalıkların tedavisinden çok sağlığın korunmasının ve geliştirilmesinin etkili bir strateji olduğunun anlaşılmasıyla birlikte sağlığı geliştirme davranışlarına ve sağlıklı yaşam şekline verilen önem gittikçe artmaktadır (Velioğlu 1994). Sağlığın geliştirilmesi; doğrudan birey, aile, toplum ve toplum gruplarının sağlık potansiyelinin gelişmesine, iyilik düzeyinin artmasına yönelik faaliyetleri ve bireyin var olan sağlık davranışını en üst düzeye çıkarmasını ifade etmektedir (Pender 1987). Pender tarafından ilk kez tanımlanan sağlığın geliştirilmesi kavramı, bugün yaşadığımız 21. yüzyılda tüm dünya uluslarında hastalıkların önlenmesi ve sağlığın geliştirilmesi stratejilerinin odak noktasında yer almaktadır (Al Ma aitah ve Haddad 1999). Dünya Sağlık Örgütü, Dünya Bankası ve Uluslararası Göç Örgütü (IOM) için de göç eden bireylerin sağlığının korunması ve geliştirilmesi öncelikli konular arasında yer almaktadır (IOM 2005). Göç eden bireylerin sağlık koşullarının geliştirilerek sürdürülmesinde ise birinci basamak sağlık hizmetlerine ve bu hizmetin önemli bir parçası olan hemşirelere çok önemli roller düşmektedir. Çünkü göç olayı sağlığın korunması ve geliştirilmesi için hemşireler tarafından değerlendirilmesi gereken ve sağlık üzerinde çok önemli etkileri olan biyolojik, çevresel, sosyo-kültürel değişkenleri, yaşam şekillerini, sağlık davranışlarını ve inançlarını etkilemektedir (Smith ve Maurer, 2000). Hemşireler toplumun tüm üyelerini olduğu gibi göç eden bireyleri de öncelikli grup olarak kabul etmeli, sağlıklarının korunması ve geliştirilmesi için öncelikle sağlığı geliştirme davranışlarını değerlendirmelidir. Hemşireler tarafından göç eden kadınların sağlığının geliştirilmesine yönelik gereksinim duyulan alanlar belirlenmeli ve bunlara yönelik girişimlerin başlatılması gerekmektedir. Göç edenlerin davranış, dil, beslenme gibi alanlarda yeni kültüre uyum sağlayıp sağlamaması, ayrımcılığa maruz kalması gibi göçle ilişkili olan kültürel faktörler sağlık hastalık kavramlarının biçimlendirilmesinde ve değerlendirilmesinde çok önemli rol oynamaktadır (Özen 1994, Smith ve Maurer 2000). Bu nedenle bu girişimleri planlarken hemşirelerin başta kültürel farklılıkları dikkate almaları ve göç süreci 40

C.Ü. Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi 2006, 10(3) tarafından etkilenen, sağlık üzerine direkt etkileri olan sosyal ve ekonomik değişkenleri, yaşam biçimlerini, inanç ve değerler sistemini değerlendirmeleri önerilmektedir (Ahijevych ve Bernhard 1994, Choudry 1998, Özen 1994, Smith ve Maurer, 2000, Sohng ve ark. 2002). Sağlığın geliştirilmesindeki beş yaklaşımdan biri olan ve tüm bireyler için geçerli olan destekleyici bir çevre yaratılması yaklaşımı, göç eden bireyler için de uygulanmalıdır. Göç eden bireylerin sağlıklarının geliştirilmesi için çevreleri daha sağlıklı hale getirilmeli, diğer bireylerle iletişim kurmaları sağlanarak karşılaştıkları önyargılar giderilmeye çalışılmalı ve ekonomik olarak çevreleri üzerinde daha fazla kontrole sahip olmaları sağlanmalıdır (Ahijevych ve Bernhard 1994, Ertem 1999, Sohng ve ark. 2002). Sağlık hizmetlerinin daha kolay ulaşılabilir ve daha az maliyetli hale getirilmesinin de göç eden bireylerin sağlıklarının geliştirilmesinde etkili bir strateji olacağı ifade edilmektedir (Johnson 2005). Sonuç olarak karşı karşıya kaldıkları risk faktörleri nedeniyle göç eden bireyler özellikle de kadınlar ve çocuklar sağlık açısından diğer gruplara göre daha fazla risk altındadır. Göç eden bireylerin ve özellikle kadınların sağlığı geliştirme davranışlarının hemşireler tarafından değerlendirilmesi, göç eden kadınların ve ailelerinin sağlıklarının korunması ve sürdürülmesi açısından önemli olduğu kadar bu gruba yönelik verilecek sağlık hizmetlerinin planlanması açısından da oldukça önemlidir. Bu nedenle birinci basamak sağlık hizmetlerinde çalışan hemşirelere, mevcut ve potansiyel sağlık risklerinin belirlenerek göç eden bireylerin sağlıklarının geliştirilmesinde önemli roller düşmektedir. KAYNAKLAR Ahijevych K, Benhard L (1994) Health promoting behaviours of African American women: Nursing Research, 43 (2): 86-89 Al Ma Aitah, R., Haddad L. (1999). Health promotion behaviors of Jordanian women. Health Care for Women İnternational, 20 (6): 533-539 Bayhan V (1996) Türkiye de iç göçler ve anomik kentleşme. ΙΙ. Ulusal Sosyoloji Kongresi Kitabı. Ankara. Devlet İstatistik Enstitüsü. 178-193 Choudry U K (1998) Health promotion among immigrant women from India living in Canada: Journal of Nursing Scholarship, 30(3): 269-274 Çobanoğlu N (1996) Tıp etiği açısından göç ve sağlık. ΙΙ. Ulusal Sosyoloji Kongresi Kitabı. Ankara. Devlet İstatistik Enstitüsü. 667-670 Demir G (1996). Göç nedenleri ve göç edenlerin beklentilerindeki gerçekleşme durumu. ΙΙ. Ulusal Sosyoloji Kongresi Kitabı. Ankara. Devlet İstatistik Enstitüsü. 85-93 Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) Göç İstatistikleri (2004) 2000 Genel Nüfus Sayımı Göç İstatistikleri. 52: 1-5 Duffy M, Rossow R, Hernandez M (1996) Correlates of health promotion activities in emloyed Mexican American women: Nursing Research, 45(1): 18-24 Ertem M (1999). Göç ve bulaşıcı hastalıklar: Toplum ve Hekim, 14(3): 225-228 Farley T, Galves A L, Dickinson M, Perez M J (2005) Stres, coping and health: a comparison of Mexican Immigrants, Mexican-Americans and Non-Hispanic Whites: Journal Of Immigrant Health, 7(3): 213-219 Fuller J, Ballantyne A (2000) Immigrants and equitable health-care delivery in rural areas: Australian Journal of Rural Health, 8: 189-193 Göktürk A (2001) Diyarbakır ile Mersin e zorunlu göç: Toplum ve Hekim, 14(4): 281-289 Güler M (1996) Kente göç eden kadınların aile planlaması ile ilgili tutumları. ΙΙ. Ulusal Sosyoloji Kongresi Kitabı. Ankara. Devlet İstatistik Enstitüsü, 629-655 Gün, Z (2002) Ergen ruh sağlığı ve göç. Yüksek Lisans Tezi, İzmir, Ege Üniversitesi Gündüz M, Yetim N (1996) Terör ve göç. ΙΙ. Ulusal Sosyoloji Kongresi Kitabı. Ankara. Devlet İstatistik Enstitüsü.109-115 Hyman I, Gruge S (2002) A review of theory and health promotion strategies for new ımmigrant women: Canadian Journal of Public Health, 93(3): 183-187 International Organization for Migration (IOM) (2004a). Glossary on migration http://www.iom.int/jahia/jahia/ enginename/search/pid/6?matrix=1152793852045 International Organization for Migration (2004b). Health and migration seminar report of meeting http://www.iom.int/jahia/page8. International Organization for Migration (2005). World Migration İpekyüz N (1996) Güneydoğu da iç göç tartışmaları ve sağlık boyutu: Toplum ve Hekim, 11(74): 56-60 Johnson L R (2005) Gender differences in health-promoting lifestyles of African Americans: Public Health Nursing, 22(2): 130-137 41

Topçu, Beşer Kızılçelik S (1996). Mersin e göç etmiş insanların sağlık koşulları üzerine bir çalışma. ΙΙ. Ulusal Sosyoloji Kongresi Kitabı. Ankara. Devlet İstatistik Enstitüsü. 657-665 Kocaman T, Bayazıt S (1993) Türkiyede İç Göçler ve Göç Edenlerin Sosyo-Ekonomik Nitelikleri, Ankara, DPT Yayınları Misra R, Patel T G, Davies D, Russo T (2000) Health promotion behaviors of Gujurati Asian İndian ımmigrants in the United States: Journal of Immigrant Health, 2(4): 223-230 Mutluer M (2003). Uluslararası Göçler ve Türkiye. İstanbul, Çantay Kitabevi Özen S (1996). Kentleşme sürecinde sağlık problemleri ve politikaları. ΙΙ. Ulusal Sosyoloji Kongresi Kitabı, Ankara. Devlet İstatistik Enstitüsü. 623-628 Pender N J (1987). Health promotion in nursing practice. Second Edition, USA. Smith C, Maurer F (2000). Community Health Nursing Theory And Practice. Philadelphia, Second Edition, WB Saunders Company. Sohng Y K, Sohng S, Yeom H A (2002) Health-Promoting behaviors of Elderly Korean ımmigrants in the United States: Public Health Nursing, 19(4): 294-300 Thurston W (2003). Gendered expectations: migration and stress among women. Topçu S (2006). Göç Eden ve Göç Etmeyen Kadınların Sağlığı Geliştirme Davranışlarının Değerlendirilmesi. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İzmir, Dokuz Eylül Üniversitesi Türkaslan N (1996) Bursa da meskun Bulgaristan göçmenlerinin ekonomik durumları üzerine bir inceleme. ΙΙ. Ulusal Sosyoloji Kongresi Kitabı. Ankara. Devlet İstatistik Enstitüsü. 206-209 Velioğlu P (1994). Hemşireliğin Düşünsel Temelleri, Alaş Ofset, İstanbul. Velioğlu P ( 1999) Hemşirelikte Kavram ve Kuramlar. İstanbul, Alaş Ofset World Health Organization (1978) Alma Ata Bildirisi http://www.iom.int/jahia/jahia/cache/bypass/pid/8?entryid=9 32 http://www.europaforum.or.at/site/homepagemetropolis2003/ en/ws-09-2.htm 42