STRES ÜRİNER İNKONTİNANS TEDAVİSİNDE TENSİON-FREE VAGİNAL TAPE OPERASYONU VE UZUN DÖNEM TAKİP SONUÇLARI



Benzer belgeler
ALT ÜRİNER SİSTEM VE PELVİK TABAN FONKSİYONEL ANATOMİSİ

DİSFONKSİYONEL İŞEME (İŞEME FONKSİYON BOZUKLUĞU) NEDİR?

KADINLARDA İDRAR KAÇIRMA NEDİR VE NASIL TEDAVİ EDİLİR? İdrar kaçırma nedir- nasıl tanımlanır? Bu bir hastalık mıdır?

Prof. Dr. M. İhsan Karaman. Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi 2. Üroloji Kliniği

ÜRODĠNAMĠK DEĞERLENDĠRME

İDRAR KAÇIRMA Dr. Bülent Çetinel. idrar kaçırma(üriner inkontinans) idrar tutamama hali

Kadın İdrar İnkontinansı. Dr. M.NURİ BODAKÇİ

ÜRİNER İNKONTİNANS. Doç Dr Haluk EMİR. Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı

Video-ürodinamik çalışmalar

PELVİK RELAKSASYON VE İNKONTİNANS DA HASTA DEĞERLENDİRMESİ. Prof. Dr. Haldun Güner

İyi Ürodinami Pratiği

Rektovaginal fistül perianal fistül kategorisinde ele alınan bir hastalıktır ve barsak içeriğinin vagenden gelmesi ile karakterizedir.

Artefaktların Yorumlanması Ürodinami Esnasındaki Problemler ve Sorunların Giderilmesi. Dr.Ömer Gülpınar Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji A.

STRES ÜRİNER İNKONTİNANS HASTALARINDA TRANSOBTURATOR TAPE (TOT) OPERASYONU BAŞARISININ KİNG s SAĞLIK ANKETİ VE PERİNEAL ULTRASONOGRAFİ İLE

Üriner kontinans değerlendirme formu

STRES ÜRİNER İNKONTİNAS TEDAVİSİNDE TRASOBTURATOR TAPE (TOT) OPERASYONUNUN ETKİNLİĞİNİN ÜRODİNAMİ VE ANKET FORMLARIYLA DEĞERLENDİRİLMESİ

ÇOCUK NEFROLOJİ BİLİM DALI

İŞEME FİZYOLOJİSİ. Doç.Dr. Ömer Bayrak Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı

ÜRİNER İNKONTİNANS TEDAVİSİNDE PELVİK TABAN EGZERSİZLERİ NÖROMODÜLASYON-BİOFEEDBACK İÇİN EVDE EGZERSİZ EĞİTİM UYGULAMASI KISA DÖNEM SONUÇLARI

(Uzmanlık Tezi) Dr. Mevlüt Akın Azman

Cerrahi ne zaman gerekli. Mini-slingler Periuretral enjeksiyonlar. Mini-slingler. Mid-slingler. MiniArc MUS yerleştirme. MiniArc MUS yerleştirme

HEMŞİ RMELİ ELMAS SÜRMELS. İbn-i i Sina Hastanesi Üroloji Anabilim Dalı

Derin İnfiltratif Endometriozis. Prof.Dr.Ahmet Göçmen Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi

İdrar kaçırma hastalığına boyun eğmeyin.

Pelvik taban kaslarının 4 önemli görevi vardır:

STRES ÜRİNER İNKONTİNANSLI OLGULARDA ENDOVAJİNAL VE DİNAMİK PELVİK MR GÖRÜNTÜLEME

Ürodinamide Teknik Sorunlar ve Artefaktlar. Dr.Ömer Gülpınar Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji A.D

DİRENÇLİ AAM TEDAVİSİNDE BOTULİNUM TOKSİNİ. Dr. Abdullah Demirtaş Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Kayseri

Çocuklarda Mesane Disfonksiyonunda Tanısal Yaklaşım ve Tedavi

Çocuklarda kontinans cerrahisi. Dr.Orhan Ziylan İTF Üroloji Anabilim Dalı Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı

BİRİNCİ BASAMAKTA ÜRİNER İNKONTİNANSA YAKLAŞIM

ROBOT YARDIMI İLE PROSTAT KANSERİ AMELİYATINDA HASTA EĞİTİMİ

PELVİS KIRIKLARI. Prof. Dr. Mehmet Aşık

ÇOCUKLARDA MESANE BARSAK DİSFONKSİYONU ÇOCUK ÜROLOJİSİ BAKIŞI. Dr. Selami Sözübir Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İstanbul

Hasta Adı Dosya No Tarih / Saat

BİRİNCİ BASAMAKTA ÜRİNER İNKONTİNANSA YAKLAŞIM

ÇOCUKLUK ÇAĞI İŞEME BOZUKLUKLARI. Prof. Dr. Şaban SARIKAYA

Başarısız MÜS Cerrahisi Ne Yapılmalı? M.Levent Emir

SAKRAL NÖROMODÜLASYON

Üriner inkontinans terimleri sözlüğü

OLGU SUNUMU. Doç.Dr. Egemen Eroğlu Çocuk Cerrahisi ABD

KADIN HASTALIKLARI ÜROJİNEKOLOJİK CERRAHİ GİRİŞİMLER HASTA ONAM FORMU

ÜRİNER İNKONTİNANS VE PELVİK ORGAN PROLAPSUSU: TANI VE TEDAVİ SEÇİMİ. Konu Yazarı Prof. Dr. Önay YALÇIN Dr. Hande DELİER

İşeme disfonksiyonu external üretral sfinkter veya pelvik taban kaslarının istemli işeme sırasında aktivitelerindeki artış olarak tanımlanabilir.

Aktif Yaşamınızın Kontrolünü Yeniden Kazanın İnkontinans ve Pelvik Organ Sarkmasında Tedavi Seçenekleri

DOĞURGAN ÇAĞDA KADINLARDA GÖRÜLEN ÜRİNER İNKONTİNANSIN SAĞLIK, SOSYAL, SEKSÜEL VE YAŞAM KALİTESİ ÜZERİNE ETKİSİNİN İNCELENMESİ YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hasar Kontrol Cerrahisi yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır.

tedavisinde Minimal İnvazif Yaklaşı şımlar Doç.. Dr. Rahmi Onur Fırat Üroloji AD-Elaz Elazığ

Aşırı aktif mesanede tedavi. Dr. Hakan Vuruşkan Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı

AAM de ikinci düzey tedavi

PROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ

STRES ÜRİNER İNKONTİNANS TEDAVİSİNDE TENSİON FREE VAGİNAL TAPE AMELİYATININ KISA DÖNEM SONUÇLARININ BURCH AMELİYATI SONUÇLARIYLA KARŞILAŞTIRILMASI

TÜRK ÜROLOJİ AKADEMİSİ

Spor yaralanmaları sportif aktivite sırasında meydana gelen yaralanmaların genel adıdır. Normal yaşamda yaralanmalar sıklıkla dış etkilerle

TavsiyeEdiyorum.com Makale Kütüphanesi

DR. NUMAN BAYDİLLİ. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Ana Bilim Dalı

Çocuk Ürolojisinde Tanı Yöntemleri. Doç Dr Haluk EMİR Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı

Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü. Prof.Dr.Mitat KOZ

Alt Üriner Sistem Anatomi ve Fizyolojisi SİNHARİB ÇİTGEZ

Üriner İnkontinansın Kadın Cinselliği Üzerine Olan Etkisi. Prof Dr Ercan Aygen Erciyes Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD


Amerika Birleşik Devletleri nde her yıl yaklaşık yeni spinal kord yaralanması (SKY) meydana gelmektedir.

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

VARİS TEDAVİSİNDE KONFORUN YENİ ADI. Endovenöz Radyofrekans Ablasyon

hasta EĞİTİMİ Bel fıtığını anlamak ve Anüler Kapama için Barricaid Protezi

Ambulatuar Ürodinami. Dr. İlker Şen

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR!

PROSTAT ANATOMİSİ PROSTAT FİZYOLOJİSİ AMELİYAT TÜRLERİ

ERKEK AÜSS OLGU SUNUMLARI DR.CÜNEYD ÖZKÜRKCÜGİL DR.EMRE AKKUŞ DR.ABDULLAH GEDİK DR.FATİH TARHAN

OLGU TARTIŞMALARI. Moderatör: Dr. Asıf Yıldırım. Panelistler: Dr. Hakan Koyuncu, Dr. Cenk Gürbüz, Dr. Bilal Eryıldırım, Dr.

Üriner Diversiyonlar ve Seçim Kriterleri. Dr. Gökhan Toktaş İstanbul Eğt. ve Arş. Hastanesi Üroloji Kl.

İçindekiler. X. İdrar transport, depoloma ve boşaltma

DİABETLİ HASTALARDA CİNSEL SAĞLIK

Genellikle 50 yaş üstünde görülür ancak seyrekte olsa gençler de de görülme olasılığı vardır.

İŞEME DİSFONKSİYONUNUN PATOFİZYOLOJİSİ

Omurga-Omurilik Cerrahisi

GÜRDAL M., TEKİN A., KİREÇÇİ S., YÜCEBAŞ E., ŞENGÖR F. Sağlık Bakanlığı Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi 1. Üroloji Kliniği, İSTANBUL

4. SINIF KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJ PROGRAMI (Grup 3)

ÜRİNER SİSTEM ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

İŞEME DİSFONKSİYONUNUN PATOFİZYOLOJİSİ

VEZİKOÜRETERAL REFLÜ KİME ÜRODİNAMİ YAPIYORUM? Dr.A.Rüknettin ASLAN Haydarpaşa Numune EAH 1.Üroloji Kliniği

T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ÜRİNER İNKONTİNANSI OLAN ROMATOİD ARTRİTLİ KADINLARDA EĞİTİMİN ETKİNLİĞİNİN İNCELENMESİ.

Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi

HİBRİD VASKULER CERRAHİDE ANESTEZİ DENEYİMLERİMİZ

PROF. DR. FULYA DÖKMECİ

Ders Yılı Dönem-V Üroloji Staj Programı

ÇOCUKLUK ÇAĞI İŞEME BOZUKLUĞU: BULGULAR VE TEDAVİ ALGORİTMASI

İnmede Tedavisi BR.HLİ.102

Üriner enfeksiyon ve Vezikoüreteral reflü

Kalp Kapak Hastalıkları

Terminoloji Ve Ürodinamik Değerlendirmede Sınıflandırma

GÖZ HIRSIZI GLOK M (=GÖZ TANSİYONU)

TENSİON-FREE VAGİNAL TAPE OPERASYONUNUN POSTMİKSİONEL REZİDÜEL İDRAR VOLUMU ÜZERİNE ETKİSİ

ÜRİNER İNKONTİNANSLI KADINLARIN TEDAVİSİNDE TOLTERODİNE VE TROSPİUM CHLORİDE TEDAVİLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI. (Uzmanlık Tezi) DR.

İdrar veya Gaita İnkontinansına Neden Olan Primer Tanı Listesi Sıra No ICD-10 Kodu Tanı 1 C72 Spinal Kord Tümörleri 2 E80 Porfiria (Diğer,) 3 F01

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Polikliniği Olgu Sunumu 10 Ağustos 2018 Cuma

4. SINIF KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJ PROGRAMI

ÜROJİNEKOLOJİK AMELİYATLAR İÇİN AYDINLATILMIŞ HASTA ONAM FORMU

ÇOCUKLARDA. idrar KAÇIRMA

Transkript:

TC. SAĞLIK BAKANLIĞI İSTANBUL EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ ÜROLOJİ KLİNİĞİ STRES ÜRİNER İNKONTİNANS TEDAVİSİNDE TENSİON-FREE VAGİNAL TAPE OPERASYONU VE UZUN DÖNEM TAKİP SONUÇLARI ( UZMANLIK TEZİ ) DR. YILMAZ FIRINCIOĞULLARI KLİNİK ŞEFİ: DOÇ.DR. ERDİNÇ ÜNLÜER İSTANBUL-2006 1

TEŞEKKÜR Uzmanlık eğitimim boyunca değerli bilgi ve deneyimlerinden yararlanma olanağı bulduğum, her konuda desteğini bizlerden esirgemeyen, medikal ve sosyal açılardan çok şey öğrendiğim, klinik şefimiz Sayın Doç.Dr. Erdinç Ünlüer e teşekkür ederim. İhtisas sürem boyunca bilgi ve birikimlerini benimle paylaşan, yetişmemde emeği geçen klinik şef yardımcısı Op.Dr.Gökhan Toktaş ve Kliniğimiz uzmanlarından; Op.Dr.Fikret Barutçu, Op.Dr.Cemalettin Erbilir, Op.Dr.Dengiz Salman, Op.Dr.Vural Saçak, Op.Dr.Suat Özkan, Op.Dr.Haluk Kulaksızoğlu, Op.Dr.Cemalettin Murat, Op.Dr.Bedi Süner, Op.Dr.Cabbar Sarı, Op.Dr.Emin Coşkun a teşekkürlerimi sunarım Yine ihtisas sürem boyunca beraber çalışmaktan büyük zevk aldığım kliniğimiz doktorlarından Dr.E. Kemal Küçük, Dr. Levent Türk, Dr. Umut Karslı, Dr. Anıl Atalay, Dr.Ramazan Kocaaslan, Dr.M.Emin Özyalvaçlı, Dr. Çağrı Öktem, Dr.Murat Demiray, Dr.Salim Küçükpolat, Dr.Aziz Toker e ayrıca teşekkür ederim Asistanlığımda, rahat ve huzurlu bir çalışma ortamı sağlamaya çalışan başhekimimiz Sayın Op.Dr. Özgür Yiğit e teşekkürlerimi sunarım. Ayrıca İhtisas sürem boyunca yardım ve güleryüzlerini esirgemeyen servis, ameliyathane ve polikilinik hemşire ve personeline teşekkür ederim. Yaşamım boyunca sevgi ve yardımlarını esirgemeyen aileme en içten teşekürlerimi sunarım. Dr.Yılmaz Fırıncıoğulları Ocak 2006 İstanbul 2

GİRİŞ VE AMAÇ Uluslararası Kontinans Derneğinin (ICS) tanımına göre üriner inkontinans sosyal ve hijyenik sorunlara yol açan ve objektif olarak gösterilebilen istemsiz olarak idrar kaçırma olarak tanımlanmıştır. 1 İnkontinans tiplerinden biri olan stres inkontinas ise ICS tarafından detrussor aktivite artmaksızın, intravezikal basıncın üretra basıncını aşmasıyla ortaya çıkan idrar kaçırma şekli olarak tanımlanır. Erişkin populasyonun % 10-35 ini etkileyen üriner inkontinansın devamlı ıslaklık ve irritasyondan kaynaklanan rahatsızlığa bağlı olarak depresyona kadar varan emosyonel sorunlara neden olduğu bilinmektedir. 2 Bunun yanında hastaların seksüel, günlük, sosyal ve iş yaşamlarının etkilendiği, bu durumları önlemek için bir çok sosyal ve fiziksel aktivitenin hatta sıvı alımının bile kısıtlandığı gözlenmektedir. İnkontinans tipleri arasında stres inkontinans, tedavi seçenekleri arasında cerrahiden en çok yarar görecek hasta grubudur. Cerrahi tedavide farklı teknikler olmasına karşın hangi hastada hangi tür cerrahi girişimin etkili ve uygun olduğu hakkında görüş birliği yoktur. Stres üriner inkontinas cerrahi tedavisinde günübirlik hastalara uygulanabilen TVT (Tension Free Vaginal Tape) 1995 de Ulmsten ve Petros tarafından tanımlanmıştır. 3 TVT, gerektiğinde günübirlik ve lokal anesteziyle de uygulanabilen, morbiditesi düşük, basit ve kolay anlaşılabilir bir tekniktir. Biz bu çalışmamızda stres inkontinanstan yakınan hasta grubuna TVT operasyon tekniğini uyguladık. Bu çalışmada TVT tekniğinin uygulanmasını, komplikasyon ve uzun dönem takip sonuçlarını değerlendirdik 3

GENEL BİLGİLER PELVİK TABAN ANATOMİSİ Kemik pelvis, pelvis içindeki destekleyici yapıların kendisinden kaynaklandığı ve tüm pelvik yapıların üzerine bağlandığı bir yapı oluşturur. Pelvik anatominin bileşenleri arasındaki uyum ve denge pelvik desteği ve kontinansı sağlamakta önemlidir. Günümüzde klinik, ürodinamik, radyolojik ve endoskopik degerlendirmeler ve cerrahi operasyonlar stres inkontinans patofizyolojinin daha iyi anlaşılmasına olanak sağlamıştır. Cerrahi diseksiyonla elde edilen bulgular kadın pelvisinden elde edilen magnetik rezonans görüntüleme teknikleriyle korele edilerek, kadın pelvisi, paraüretral, mesane boynu stres inkontinanslı ve normal hastalarda karşılaştırılmıştır. Ani intrabdominal basıncın artımına karşı istemsiz olarak idrar kaçırma olarak tarif edilen stres inkontinans üriner kontrol sistemdeki yetersizliğe bağlıdır. Bu sistemdeki yetersizlik intra abdominal artmış basıncın üretral kapanma basıncını aşmasına neden olmaktadır. Normal kontinans birkaç hassas dengeyle oluşmaktadır ki bunlar üretral kapanma basıncı, fonksiyonel ve anatomik üretra, abdominal artan basınç karşısında üretral basıncı artırabilen pelvik taban ve uygun anotomik pozisyondaki sfinkterdir. Anatomik desteği sağlanmış mesane boynu ve proksimal üretra artan intraabdominal basıncı bu bölgeye de yansıtarak kontinansı sağlar. Stres anında mukosal koaptasyon ile intakt intrinsik üretra ve refleks pelvik kontraksiyon sayesinde kontinans sağlanır. Bu yapılardan birinde oluşan yetmezlik her zaman stres inkontinansla sonuçlanmayabilir. Burada kompansatuar etkiye sahip diğer faktörlerde etkilidir. Bundan dolayıdır ki distal üretral eksisyon veya insizyon yapılan kısa üretralı hastalarda mesane boynu ve üretra iyi anatomik desteği sağlanmışsa kontinan kalmaktadırlar. Pelvik diafram Pelvik organların ve endopelvik fasyanın hemen altında pelvik diafram adı verilen ve abdominopelvik kaviteye primer destek görevi gören çizgili kas tabakası yer alır. 4

Pelvik diafram ; levatör ani ve koksigeal kaslar olarak ayrılır. Levatör ani kası ;pubokoksigeal, ileokoksigeal ve iskiokoksigel kaslardan oluşmaktadır. Üretra, vajen ve rektumun inferior desteğini sağlayan en önemli yapıdır. Üretra, vagina ve rektum levatör aninin ortasındaki aperturadan geçerler, bunların hepsine birden levatör hiatus denir. Levatör kasları pelvik organları bir hamak gibi tutar, pelvik desteğin horizontal tabanını oluşturur. Mesane, proksimal vagina ve intrapelvik rektum levatör zemini üzerinde yatar ve bu levatör zemin artmış karın içi basıncına karşı gelir, bu şekilde stabiliteyi sağlayarak üriner ve fekal kontinansın sağlanmasına yardımcı olur 4. Levatör kasının hamak şeklindeki ön parçası olan pubokoksigeus kası üretra, vajen ve rektumun levatör hiatustan pelvis dışına çıkmasını engeller. Pubovisseral kas kontrakte olduğu zaman rektum, vajina ve üretrayı ön tarafa çekerek pelvik organların lümeninde daralma oluşturur. Kasın bu kontraktil özelliği kontinansın sağlanmasında ve genital organlara destek olunmasında esas mekanizmayı oluşturur. Pubovisseral kasın hızlı kasılan lifleri, intraabdominal basınç artışına karşı hızlı cevap vererek üretral kapanmayı sağlamaktadır. Levatör kası konnektif bağ dokusu ile çevrilidir. Buna endopelvik fasya denir. Üretra ve mesane boynu çevresinde puboüretral, üreteropelvik, puboservikal ve kardinal ligamen bulunur. Puboüretral ligament Pubis kemiğinin üretraya bağlantısı olan levatör fasyasının yoğunlaşmış bir parçasıdır. Üretraya bağlanma noktasına göre üretrayı üç fonksyonel bölgeye ayırır. Proksimal, mid ve distal üretra olarak. Mid üretra tüm üretranın % 40 nı oluşturur. Midüretra ayrıca çizgili üretral sfinkter kası ve üretropelvik ligamenti içerir. Eksternel üretral sfinkterin çizgili kas lifleri bu ligamentlerin hemen distalinde yerleştiği için bu mid üretral alan aktif veya istemli kontinanstan sorumludur. Distal üretra kanal fonksiyonu görür. Buranın hasarı genelde kontinansta önemli bir değişiklik yaratmaz. Puboüretral ligamentlere ek olarak üretranın orta kısmındaki fasyal destek lateral olarak her tarafa, pubise tutunum yerlerinin hemen altında levatör fasya segmentlerince sağlanır. Levatör fasyanın bu alanları daha proksimal üreteropelvik ligamentlerle devamlıdır. Puboüretral ligamentler ve midüretranın lateral levatör fasya desteğine birlikte midüretral komplex denir. 5

Üretropelvik ligament Üretra ve mesane boynunun lateral pelvik duvara uzanım gösterdiği önemli fonksiyonel yapıya sahip muskulofasyal yapıdır. Endopelvik fasya periüretral fasyaya doğru uzanır ve üretrayı arkus tendineusa uzanacak şekilde bir çift kanat gibi destekler. Bu fasya kompleksi mesane boynunu ve üretrayı destekleyen majör oluşumdur ve üretropelvik ligaman olarak adlandırılır. Bu ligamanın abdominal kısmına endopelvik fasya vaginal tarafta kalana periüretral fasya denmektedir. Levator kası üretra ve mesane boynunu direk olarak desteklemez fakat indirek yoldan üretropelvik ligamanla yakın ilişkiden dolayı destekler. Periüretral fasyanın diseksiyonu avaskulerdir. Vajen duvarından çok zayıf bir bağla bağlı olduğundan kolaylıkla ayrılabilir. Vajen ve üretra arasında belirgin bir boşluk veya alan yoktur. Normal kadın anatomisinde vajen duvarı laterale ve süperiora yükselir ve üretropelvik fasyaya lateral pelvik taban içerisine karakteristik H şeklini verecek şekilde zayıf bir şekilde bağlanır. Üretropelvik fasya intrinsik sfinkteri kapsar. Üretranın hemen lateralinde endopelvik fasyayla kavuşur ve her ikisi de arkus tendineusta sonlanır. Levator veya obturatuar kastaki kontraksiyon üretropelvik ligamandaki gerilimi artıracak ve kontinansı sağlayacaktır. Levator kasta ve üretropelvik ligamandaki zayıflık üretral ve mesane boynu hipermobilitesine neden olacaktır ki bu da proksimal üretradaki etkinliği azaltacaktır.( Şekil ;1,2) Şekil 1,2; Üretral destek yapıları ve prolaps 6

Şekil 2; Üretral destek yapılar oblik kesit Vezikopelvik fasya Mesane seviyesinde vajende laterale diseksiyon yapıldığında vajinal duvarın altında karşımıza çıkan yapıdır. Üretropelvik ligaman gibi abdominal (endopelvik) ve vajinal (pubosevikal) olmak üzere iki kısmı vardır. Doğum travması, hormonal yetmezlik, pelvik taban relaksasyonu:santral, lateral ve her ikisi. olmak üzere üç tip anomaliye sebep olabilir. Santral arazda mesane orta hattan fıtıklaşır, lateral arazda mesanenin lateral duvara olan bağlantısında araz vardır ve mesane ve puboservikal fasyanın sliding tip hernisi olur. Kardinal Ligaman; Uterusun desteğinde önemli olan bu yapı ayrıca mesane desteği, inkontinans, mesane prolapsusu ve vajinal rekonstriktif cerrahide de önemi vardır. Kardinal ligaman uterusun isthmusundan lateral pelvik duvara kadar uzanır. Ligaman kalın ve triangular şekilde olup uterin arteri barındırır. Posteriorunda sakrouterin ligamana uzanır. Superiorunda endopelvik fasya ile birleşir. Kardinal ligamanın anterior uzanımı puboservikal fasyadır. Periüretral, puboservikal ve kardinal ligaman bir üçgen şeklinde mesanenin desteklenmesinden sorumludur ve kardinal ligaman bu üçgenin tabanını oluşturur. Bu ligamanın histerektomi veya uterin prolaps gibi nedenlerden dolayı gevşemesi sonucu üçgenin tabanı genişleyecek, puboservikal fasya tarafının ayrılması mesanenin herniye olabileceği geniş bir açıklığa neden olacaktır. ( Şekil 3) 7

Şekil 3; Mesane destek yapıları ve prolaps Sistosel Mesane tabanının hem istirahat hemde gerilme sırasında simfizis pubis inferior ramusunun altına aşağıya doğru hareket etmesine sistosel denir. Pek çok kadında mesane boynu hipermobilitesinden kaynaklanan stres üriner inkontinansa sistosel eşlik eder. Sistosel derecelendirilmesi Grade 1 :Mesane tabanının ıkınmayla introitusa doğru inmesi Grade 2 : Mesane tabanının ıkınmayla introitus seviyesine inmesi Grade 3 : Mesane tabanını ıkınmayla introitus dışına çıkması Grade 4 : Ikınma olmadan dinlenme halinde mesane tabanının introitus dışında olması Üretra Kadın üretrası, mesane boynunda çok katlı değişici epitel ve dış orifise yakın kısımlarda çok katlı yassı epitel ile kaplıdır. Üretra trigonal müsküler yapıyla devamlılık içindeki düz kas ve sirküler olarak kısmen orta 1/3 e yönelen çizgili kası içeren dış muskularisten oluşan 4-5 cm uzunluğunda 8-9 mm çapında bir tüptür. Üretra epiteli, zengin vasküler süngerimsi bir doku ile kuşatılmış olup etrafı düz kas ve fibroelastik doku tabakasıyla sarılmıştır. Düz kas yğınları boyunca dağılmış ve gevşek örülmüş olan bağ dokusundan oluşan submukoza kontinans mekanizmasında gerekli olan kompresif etkiyi sağlar 5. Düz kas tabakasının bütünlüğü bu mekanizmayı içe doğru sumukozal genişleyici basınçları yöneterek sürdürür. Sağlıklı bir kadında normal düz kas kılıfı ve venöz spongioz doku birlikte üretranın kapalı olmasında ve pasif üriner kontinansta önemli bir rol oynar. Ayrıca ürogenital diafram seviyesindeki ekstrensek çizgili kas lifleri 8

üretraya refleks ve istemli sfinkter aktivite sağlar ve primer olarak aktif kontinansa yardım eder. Üretral sfinkter eksternal ve internal olarak iki bölümde incelenir. İnternal sfinkter tam olarak üretrovezikal birleşim yerinde yer alır ve buradaki kas liflerini, detrusor liflerinin devamının oluşturduğu kabul edilmektedir. Üretranın orta 1/3 bölümünü saran, istemli olarak çalışan, çizgili kas yapısında eksternal sfinkter yapısı mevcuttur. Eksternal sfinkter üç farklı yapı içermektedir. Proksimal kısımda sirküler band yapısındaki kas, bunun distal kısmında kasın vaginal duvara bağlandığı üretrovaginal sfinkter ve en distal kısımda perineal membrana bağlanan kompresor üretradır. Pelvik Taban Bozukluklarının Fizyopatolojisi Normal üriner kontinans mekanizmasında santral ve periferik sinir sistemi fonksiyonunun, mesane duvarının, detrosur kasının, üretranın, pelvis tabanının ve bağ dokusunun normal olması gereklidir.bunların herhangi birindeki disfonksiyon, alt üriner sistem fonksiyonları olan idrarın depolanması ve toplanan idrarın üretra yoluyla uygun zamanda boşaltılması aşamalarında aksamalara neden olacaktır. Kadınlarda gerek istirahat gerekse karın içi basıncını artıran stres durumlarında üriner kontinansı sağlamak için üretra içi basıncın mesane içi basınçtan yüksek olması gereklidir 6.yapılan çalışmalarda üriner kontinan kadınlarda gülme sırasında mesane içi basınç pikinden önce daha yüksek değerde üretra basınç pikinin oluştuğu tesbit edilmiştir. Pelvik taban anatomisi ve üriner kontinans konusunda yapılan çalışmalarda, karın içi basıncın artmasına neden olan stres durumlarında üriner kontinansın sağlanması için mesane boyunun ve proksimal üretranın destek sistemiyle retropubik pozisyonda olması gerekir 7.Pelvik taban yetmezliği patofizyolojisinde nörolojik komponent önemli yer tutar.primer obstetrik hasar, pelvik taban kaslarını inerve eden sinirlere özellikle de pudental sinire olmaktadır. Pudental sinirin hasar görmesi levator aninin özellikle medial bölümünü ve perine çizgili kaslarının atrofisine neden olur 8. Ciddi pelvik yetmezliğin en sık nedeni çocuk doğumu ve histerektomi travmasıdır. Stres üriner inkontinans pelvik desteğin tehlikeye girdiği obstetrik veya jinekolojik travmadan daha fazla menapoz sırasında veya menapozdan kısa bir süre sonra görülmektedir 9. 9

Kadınlarda Çıkış Direncini oluşturan mekanizmalar Kadınlarda mesane çıkış direnci istirahat ve stres sırasında çeşitli faktörlerce sağlanır. Bu faktörler dört gruptan oluşur. 1. Anatomik ve Fonksiyonel Üretral Uzunluk: Anatomik üretral uzunluk internal ve eksternal meatus arasındaki mesafe olarak tanımlanır. Üretranın bir bölümünün kaybı ile sunuçlanan konjenital anomaliler ve travmatik hasarlar inkontinansa neden olabilir.fonksiyonel üretral uzunluk üretral basıncın mesane basıncını geçtiği üretral basınç profilometri yoluyla ölçülen üretranın toplam uzunluğuna karşılık gelir 10. Kadın üretrasının distal 1/3 ünün rezeksiyonu inkontinansa sebep olmaz. Asemptomatik nullipar kadınların %20 sinde istirahat sırasında yapılan transvajinal ultrasonografilerinde mesane boynunun açık olduğu görülmüştür. Bunun yanında, kötü koaptasyonlu üretranın cerrahi olarak uzatılmasıyla da kontinans sağlanmaz. Bunların sonucu olarak, pasif ve stres sırasında kontinansı sağlamak için belirli kritik uzunlukta, sağlıklı ve fonksiyonel bir üretra gerekmektedir 7. 2. Üretranın Kapayıcı Kuvvetleri: Kadınlarda normal üretrayı saran sağlıklı üretral mukoza ve süngerimsi vasküler doku ince müskülofasyal zarla çevrelenmiş olup etkili bir kapayıcı kuvvet sağlar. Üretrayı saran üretropelvik ligament ve indirekt levator kasının gerici kuvvetleri proksimal ve mid üretrada kompresyon sağlar. Ek olarak üretranın orta 1/3 kısmındaki çizgili kas yapısının bazal tonusu üretraya daha fazla kapayıcı kuvvet sağlar. Üretranın etkin bir şekilde kapanmasında, üretranın pelvisteki pozisyonundan ziyade subüretral tabakanın stabilitesi daha önemlidir. Ayrıca, mesane boynu ve üretral destek dokularının sağlıklı olduğu durumda, stres anında etkin refleks kas kontraksiyonuyla kontinansın sağlanması mümkündür 7. 3. Stres Srasında Pelvik Tabanın Kas Aktivitesi: Abdominal basınçtaki ani yükselme nörolojik açıdan sağlam kadınlarda hem levator grubu hemde ürogenital diafram kasları refleks kaslar oluşturarak midüretral basıncı yükseltirler. Levator ve obturator kasların istemli veya refleks kasılması da üretropelvik ligamentler üzerindeki gerilmeyi arttırır, bu durum hızla proksimal üretrayı yukarı kaldırır ve komprese eder 9. 10

4. Çıkışın Pozisyon ve Anatomik Desteği: Gerçek valvüler etki mesane boynuyla ilişkili mesane tabanının ve üretranın yüksek retropubik fiksasyonuyla sağlanır.stres sırasında iyi destekli üretraya karşı mesane tabanının sınırlı posterior rotasyonu mesane boynunun valvüler etkisini arttırır. Menapozal hormonal değişiklikler, nöromüsküler fonksiyon bozukluğu, cerrahi hasar, travma ve radyasyon tedavisine sekonder üretral fonksiyon bozulabilir. Zayıflamış levator kası stres srasında yeterli midüretral basıncı sağlayamaz. İntrensek üretral direncin kaybı veya pelvik taban kas aktivitesinde kayıp, kontinansı olumsuz etkilese de kadınlarda çıkış direncini bozan en sık neden mesane boynu ve üretranın anatomik desteğinin kaybıdır. Pelvik tabanın zayıflaması, üretropelvik ligamentlerin ve mid üretral kompleksin zayıflaması üretra ve mesane boynunun posterioinferiora doğru önemli rotasyonuna yol açar.intraabdominal basınçtaki ani yükselme zayıf destekli mesane çıkışının açılmasını ve kaçağı kolaylaştırır 4. ÜRİNER İNKONTİNANS PATOFİZYOLOJİSİ Alt üriner sistemin iki fonksiyonu vardır; Depolama ve idrarı boşaltma. Mesane böbrekten gelen idrarla dolar ve işeme hissi oluşur sosyal durum göz önüne alınarak miksiyon geciktirilebilir. Miksiyon başlatılacaksa sfinkter gevşer mesane kontraksiyonunu takiben miksiyon başlatılır. Ponsta yerleşmiş olan miksiyon merkezi tarafından kontrol edilen miksiyon, istemli kontrol altındadır. Sakral parasempatik ve somatik sinirlerin, torakolomber yerleşimli sempatik sinirlerin modulasyonu ve integrasyonu miksiyon refleksi için gereklidir. 11 Üriner inkontinans kadınlarda yaygın olup nadiren ciddi medikal durumlar sonucunda ortaya çıkarken aksine erkeklerde de görülen bu durumda sıklıkla altta yatan daha önce geçirilmiş cerrahi ve ya da yaralanma öyküsü vardır. Klinik yönden bakıldığında inkontinans semptom, bulgu ve durum olarak ele alınır. 12 Semptom idrarın istemsiz kaçırılması, bulgu objektif olarak idrar kaçırmanın gözlenmesi, durum altta yatan patofizyolojinin klinik ve veya ürodinamik acıdan saptanması olarak. Buna göre yedi tip inkontinans tarif edilmiştir. 1-) Urge İnkontinans; Ani işeme isteğiyle istemsiz olarak idrar kaçırma 2-) Stres inkontinans; Fiziksel aktiviteyle idrar kaçırma. 3-) Bilinçsiz idrar kaçırma; hasta idrar kaçırdığının farkına varmaz 4-) Sürekli idrar kaçırma; Hasta gün içerinde sürekli ıslak kalmaktadır 5) Enuresis Nokturna; Uyku esnasında idrar kaçırma 11

6) Post void damlama; İşeme sonrası damla damla idrar gelmesi 7) Taşma İnkontinansı; üriner retansiyonla beraber hastanın idrar kaçırması Semptom Durum Etyoloji Urge inkontinans Detrusor overaktivitesi İdiyopatik Norojenik Üriner enfeksiyon Mesane kanseri Çıkım obstriksiyonu Stres İnkontinans Sfinkter hipermobilite Norojenik Sfinkter yetmezliği Geçirilmiş cerrahi Pelvik taban yetm. Bilinçsiz İnkontinans Detrusor overaktivitesi İdiyopatik Sfinkter abnormaliteleri Norojenik Üretra dışı inkontinans Geçirilmiş cerrahi Ektopik üreter Üretrovajinal fistül Veziko uterin fistül Sürekli İnkontinans Sfinkter abnormaliteleri Norojenik Bozulmuş detrusor Geçirilmiş cerrahi kontraktilitesi Ektopik üreter Üretra dışı inkontinans Üriner veya vajinal fistül Gece İnkontinans Sfinkter abnormaliteleri İdiyopatik Detrusor overaktivitesi Norojenik Çıkım obstriksiyonu Postvoid damlama Postsfinkterik idrar İdiyopatik kolleksiyonu Üretral divertikül Üretra dışı İnkontinans Vesiko utero-üretrovaginal Travma fistül Konjenital Ektopik üreter 12

İnkontinans üretral veya üretra dışı sebeplerden ileri gelebilir. Üretral inkontinans nedenleri mesane kaynaklı ve/veya sfinkterik kaynaklı olanlardır. 13 ÜRETRAL İNKONTİNANS Mesane Abnormaliteleri Sfinkter Abnormaliteleri Detrusor Overaktivite Detrusor İnstabilitesi Düşük Mesane Kompliansı Üriner Fistül Üretral Hipermobilite İntrinsik Sfinkter Yetmezliği Detrusor overaktivitesi detrusor kasındaki istemsiz olarak kasılmalara verilen genel addır altta yatan nörojenik bir sebep varsa bu duruma detrusor hiperrefleksi yoksa detrusor instabilitesi denmektedir. Düşük mesane kompliansı; Artan volüm karşısında mesane içi basıncın yüksek cevabı olarak verilen addır. Sfinkterik abnormaliteler kasında fonksiyonel ve ya anatomik kaynaklı olarak sınıflandırılırken erkekte sıklıkla anatomik kökenli olup radikal prostatektomi gibi geçirilmiş bir operasyona bağlıdır. Üretral hipermobilite pelvik taban kaslarındaki zayıflıktan ileri gelmektedir. Artan intra abdominal basınç karşısında bu zayıflıktan dolayı mesane boynu ve proksimal üretrada rotasyonal desensus olur eğer eş zamanlı olarak Üretra açılırsa inkontinans olur. Bununla beraber her üretral hipermobilite inkontinansla sonuçlanmaz. İntrinsik sfinkter yetmezliği mesane boynu açıklığı ve düşük valsalva kaçırma basıncıyla karakterizedir. Üretral hipermobilite ve sfinkter yetmezliği aynı anda da bulunabilir. SFINKTER YETMEZLİĞİ NEDENLERİ Daha önceki cerrahiler Norolojik durumlar Antiinkontinans cerrahi Myelodisplasi Üretral divertikülektomi Anterior spinal arter sendromu Radikal histerektomi Lumbosakral patolojiler Abdominoperineal rectum rezeksiyonu Shy Drager sendromu Üretrektomi Mesane boynu insizyon veya rezeksiyonu Yaşlanma/hipoestrojenizm Anatomik stres inkontinans sınıflandırılması Blavias tarafından yapılmıştır. 14 Buna göre; Tip 0: Hasta tipik olarak stres inkontinanstan yakınır fakat klinik veya ürodinamik olarak inkontinans saptanamaz. Video-ürodinamik incelemede mesane boynu ve 13

proksimal üretra istirahat sırasında kapalıdır ve symphisis pubisin alt kenarı seviyesinde veya bu seviyenin üstünde bulunur.stres sırasında mesane boynu ve proksimal üretra aşağı iner ve açılır. İnkontinansın belirlenememesinin sebebi, inceleme sırasında eksternel üretral sfinkterin çok kısa süreli istemli kontraksyonu olabilir. Tip 1: Mesane boynu istirahat anında kapalı ve simpisis pubisin üzerindedir. Stres sırasında mesane boynu ve proksimal üretra açılır ve inkontinans gözlenir.sistosel yoktur yada küçük bir sistosel vardır. Tip 2A : İstirahatte mesane boynu kapalı fakat simpisis pubis altında yer alır. Stres sırasında, mesane boynu ve proksimal üretra açılır ve dönerek aşağıya iner. Bu sistoüretroselin karakteristik özelliğidir. Abdominal basınç artışlarında üriner inkontinans görülür. Tip 2 B : Mesane boynu istirahatte kapalıdır ve symphihsis pubis seviyesinde veya Altında lokalizedir. Stres sırasında aşağıya daha fazla inebilir veya inmeyebilir. Fakat Proksimal üretra açılır ve inkontinans oluşur Tip 3 İstirahat anında mesane boynu ve proksimal üretra açıktır. Proksimal üretra artık bir sfinkter görevi göremez. Raz ın yaptığı sınıflandırmada ise ; Anatomik inkontinans ; İntakt sfinkterin malposizyonuna bağlı İntrensek sfinkter yetmezliği; Sfinkterin intakt değil,hipermobilite var ya da yok KONTİNANSIN FİZYOLOJİ Mesane dolum esnasında detrusor akomodasyon özelliğinden dolayı neredeyse sabit basınçta kalır. 15 Akomodasyon bozulduğunda düşük mesane kompliansı meydana gelir. Komplians artan hacme karşın değişen detrusor basıncı için kullanılan terimdir. Düşük komplians mesanenin elastik ve/veya viskoelastik yapısının bozulmasından ileri gelir. Elastik ve viskoelastik abnormaliteler ekstraselluler matriksteki değişikliklerden ötürüdür. Ekstraselluler matriksin kollajen, elastin, proteoglikan, glikoprotein olmak üzere dört makromolekuler komponenti vardır. Kollajen ve elastin destek yapıdan sorumludur. Kollajen içeriğindeki artma kompliansın azalmasında temel patoloji olarak düşünülmektedir. 16 Mesane boynu ve proksimal üretra her iki cinsiyette de fonksiyonel sfinkter görevi görür. Anatomik yönden tanımlanmış bir sfinkter yoktur. Çizgili ve düz kas komponenti, intraselluler matriks, mukosal faktörler sfinkter yapının fonksiyonel kısmı olarak hesaba alınır. Sfinkterin fonksiyonel olarak görev yapmasını sağlayan faktörler ;Üretral lümenin watertigth apposizyonu, lümen etrafındaki duvarın kompresyon etkisi, artan basınç sırasında proksimal 14

üretrayı tutan destek yapı, basınç transmisyonu, noronal kontrol olarak beş faktörü içermektedir. KONTİNANSI SAĞLAYAN MESANE VE SFİNKTER MEKANİZMALARI Mesane Akomodasyon Komplians Kapasite Noronal Kontrol Sfinkter Koaptasyon Mukosal yapışma İç duvarın etkisi Kompresyon Ekstraselluler matriks Kollajen Elastin Üretral cizgili kas yapı Üretral düz kas yapı Anatomik Destek Abdominal Basıncın transmisyonu Noronal Kontrol Kadınlarda Üriner İnkontinansın Epidemiyoloji ve Sosyal Etkisi İstemsiz olarak idrar kaçırma bir çok kadını ilgilendiren sorundur. Gerek sosyal gerekse de hijyenik sorunlara yol açan bu problemin ne derecede yaygın ve tedavi gerektirdiğinin bilinmesi konuya olan ilgiyi artıracaktır. Kadınlarda üriner inkontinansın gerçek prevelansını saptamak zordur. Bunun nedenleri hastaların çekinme, utanma, üriner inkontinansı yaşlılığın doğal bir sonucu olarak algılaması ve üriner inkontinanslarda tıbbi tedavinin iyi sonuç vermediği şeklinde ön yargılı olmalarıdır. 17 Ashe ve arkadaşlarının yaptığı 43 829 hedeflik nufusta 35-74 yaşlarında randomize seçilen 1050 kadına posta yoluyla üriner inkontinansın prevalansını saptamak için posta yoluyla hazırlanan sorgu formlarını değerlendirdiği çalışmada bu yaş grubunu ped kullanımını gerektiren üriner inkontinansı %12 olarak saptamıştır. 18 ABD de yaşlılarda üriner inkontinans hakkındaki en kapsamlı çalışmalardan biri olan Diokno ve arkadaşları tarafından yapılan çalışmada; 60 yaş ve üstündeki tüm kadınlarda saptanan prevelans oranı %37.6 dır. Bu çalışmada üriner inkontinansı olan kadınların %26.7 sinde stres inkontinans, % 9.1 inde urge inkontinans, %55.3 ünde miks tip inkontinas saptanmıştı 19. Bengston ve arkadaşları üriner inkontinansın yaşam kalitesi üzerine olan etkisini araştırmışlar. İnkontinan kadınların kontinanlara göre daha kötü yaşam kalitesi olmakla 15

beraber miks inkontinanların stres inkontinanlara göre daha kötü yaşam kalitelerini gözlemlemişler. Yaşın artmasıyla %3 lerden %32 lere kadar çıkan üriner inkontinans prevalansında yaşın artmasıyla urge tip inkontinansın daha sıklıkla gözlemlendiğini saptamıştır. Yaygın olarak toplumda görülen üriner inkontinansa rağmen ki yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen bu duruma rağmen sadece küçük bir kısım tedavi arayışı içine girmektedir. 20 Sağlık durumu inkontinansla yakından ilişkilidir. Fiziksel mobilite kısıtlılığı, norolojik sorunlar, alt üriner sistem semptomları, respiratuar sorunlar, genital cerrahi öyküsü olanlarda inkontinans daha sıklıkla rastlanılmıştır. Diğer etmenlerse geriatrik inkontinans, aile öyküsü, hamilelik ve postpartum dönemde inkontinans, hormon kullanımı ve vajinal infeksiyonlarla ilişkili olanlardır. 21 Üriner inkontinansın sosyal ve psikolojik etkileri iyi bilinmektedir. Hastalar bu durumu oldukça utanç verici bir hadise olarak tanımlamaktadır. Diğer bir etkisi de sosyal aktiviteler yönünden kısıtlanmış olma durumudur. Norton inkontinan hastaların fiziksel aktivitelere katılmaktan çekindiklerini Breakwell inkontinan ev bağımlıların kontinanlara göre daha az sosyal aktivite de bulunduklarını saptamıştır. 22 Buna ilaveten seksüel ilişki üzerine de olumsuz etki etmektedir. Norton inkontinans tedavisi için araştırılan %40 hastanın seksüel ilişkiden kaçındıklarını saptamıştır. Sonuç olarak üriner inkontinans prevalansı yüksek olup, bütün yaş gruplarındaki kadınları etkileyebilmektedir. Üriner inkontinans medikal hikayeyle yakından ilgilidir. Kişinin sosyal ve psikolojik durumunu negatif olarak etkileyebilmektedir. ÜRİNER İNKONTİNANSTA DEĞERLENDİRME Değerlendirmede amaç stres inkontinansın ayırıcı tanısı yapılması ve diğer inkontinans tiplerinin değerlendirilmesi ve dışlanmasıdır. Üriner inkontinansın tanısal değerlendirilmesinde tam bir öykü alma, fizik muayene, tam idrar tahlili, idrar kültürü ve böbrek fonksiyon testleri de içeren rutin labaratuar tetkikleri ile başlar. En kesin tanı inkontinansın muayene eden hekim tarafından görülmesidir. Hikaye Hastanın semptomları detaylı bir şekilde sorgulanmalıdır. Birden fazla semptom varsa hangisinin daha ağırlıklı olduğu belirtilmelidir. Hikayede şu sorulara cevap alınmalıdır Gece ve gündüz işeme sıklığı 16

İki işeme arasında geçen zaman Sık tuvalete gitme ihtiyacı ani idrar hissiyle mi yoksa idrar kaçırma endişesiyle mi oluyor İnkontinansın şiddeti ( Bir kaç damla veya iç çamaşırı değiştirecek kadar) Korunma için kullanılan ped sayısı İnkontinans halinin farkında mı? ani idrar hissi sonrası fiziksel aktivite sonrası mı inkontinan oluyor yoksa habersiz kendini ıslatmış mı buluyor Ani tuvalete gitme ihtiyacı oluyor mu oluyorsa hangi sıklıkta ve idrar hissi ani geldiğinde ne kadar süreyle bunu erteleyebiliyor. İdrarı başlatmada zorluk çekiyor mu idrar akımında zayıflama var mı? İşeme sonrası damlama tarzında idrar kaçırma hali İdrar retansiyonu olmuş mu Geçmiş tıbbi Öykü Mesane ve sfinkteri etkileyebileceği bilinen nörolojik öykü sorgulanmalıdır ( Multipl sklerosis, Spinal kord travması, diabetus mellutus, parkinson, inme, myelodisplazi gibi) Cerrahi öykü; Geçirilmiş vajinal cerrahi, anti inkontinans cerrahiler, abdomino perineal rezeksiyon, histerektomi mesane kapasitesini etkileyebilecek radyoterapi görüp görmediği kayıd edilmelidir. Medikal öykü; İnkontinansa yol açabilecek sempatolitikler, retansiyona yol açabilecek sempatomimetikler veya trisiklik antidepresanlar. İşeme günlüğü 24 saat işeme günlüğü semptomların şiddetini ve inkontinansın tipinin değerlendirilmesinde yararlı olacaktır. İnkontinans yakınması olan hastalardan 24 saat boyunca sıkışma hissiyle idrar yapma zamanı, işenen idrar miktarı, inkontinans tipi( stres, urge, bilinç dışı) ve kaçırmanın miktarını kaydetmesi istenir. Ped testi Ped testi semiobjektif bir değerlendirme yöntemidir. Kötü retest validitasyonundan dolayı yaygın kullanım alanı bulmamıştır. 23 Hasta penozopiridin alırken her altı saatte bir değiştirdiği peddeki boyanma miktarı tahmini olarak inkontinansın şiddeti hakkında bilgi verecektir. Alternatif olarak ped ağırlığı 17

ölçülerek ve bunlar kayıd edilerek kuru petin ağırlığından çıkartılarak bulunan değer 24 saatlik idrar kaçırma miktarını verir. Fizik Muayene Nörolojik muayene hastanın gözlemlenmesiyle başlar. Abdominal muayene yapılmalıdır. Sakral dermatomlar anal sfinkter kontrolü, perineal his duyusu, bulbokavernoz reflekse bakılarak değerlendirilir. Anal sfinkterin zayıf olması veya kontraksiyonu başlatamaması nörolojik bir bozukluğa işaret etse de bazı hastalar kaslarını tanımlamakta zorluktan veya utanma duygusundan dolayı bu kası uygun olarak kullanamamaktadır. Bulbokavernoz refleks klitorisin sıkılmasını takiben anal sfinkterin veya perineal kasların kontraksiyonun gözlenmesiyle kontrol edilir. Refleksin olmayışı patolojikken nörolojik durumların %30 unda bu refleks pozitif olarak kalabilmektedir. Litotomi pozisyonunda yapılan vajinal muayenede hasta ıkındırılarak ve ya öksürtülerek karın içi basıncı arttırılır ve inkontinans olup olmadığı saptanır, pelvik organlar muayene edilir. Metal spekulum kullanılacaksa spekulumumun soğuk olmaması önerilir. Sistosel varlığında sistosel redükte edilerek inkontinans varlığı saptanmaya çalışılır. Anterior vajinal duvarın muayenesinden sonra posterior vajinal duvar rektosel veya enterosel varlığı açısından muayene edilir. İnkontinans litotomi pozisyonunda gösterilemiyorsa muayene ayakta tekrar edilir. Pelvik taban kaslarının kuvvetini değerlendirmek ve belki de daha sonra hastaya uygulaması gerekli egzersizleri tarif etmek açısından parmak vajen içerinde ve ya rektumdayken hastaya sıkmasını söyleyerek muayene tamamlanır. Marshall testi Stress inkontinans hastalarının muayenesinde marshall(bonney) testinin önemli bir yeri vardır. Bu testin amacı, mesane tabanını interoitustan umblikusa doğru geçici olarak eleve edilince inkontinans üzerine düzeltici etkisini gözlemektir. Litotomi pozisyonunda üretral kateterizasyonu takiben hastanın mesanesi, dolduğunu hissedecek ancak aşırı rahatsız olmayacağı volüme kadar (200-300ml ) vücut ısısında serum fizyolojik ile doldurulur. Kateter çekildikten sonra hastanın inkontinansı provake eden öksürme ve ıkınması istenir. Eksternal üretral mea dan idrar kaçağının gözlenmesi halinde, mesane tabanı transvaginal olarak 18

parmakla eleve edildiğinde idrar kaçırma olmuyorsa test (+) olarak değerlendirilir. Litotomi pozisyonunda idrar kaçağı tespit edilmese işlem ayakta tekrarlanmalıdır Q tip test Üretral hipermobilitenin derecesini belirlemede kullanılır. Steril pamuklu lubrike edilmiş çubuk üretradan mesane içerisine itilir ve direnç oluştuğu noktaya kadar geri çekilir ki burası mesane boynuna denk gelmektedir. Hasta ıkındırılır ve çubuktaki açılanma ölçülür eğer 30 derecenin üzerinde bir açılanma varsa hipermobil üretra lehine değerlendirilir. Üroflovmetri Detrusor kası tarafından üretilen basınca karşı üretra tarafından resistans gelişir aradaki fark üriner akımın hızını verir. Üroflovmetride bu akım hızı ölçümünü yapar üroflovmetride esas olan işeme paternin ve maksimum akım hızını saptanmasıdır. ( Şekil 4) Ofis şartlarında hasta konforunu bozmadan yapılacak bu tetkik klinisyene bir takım ipuçları verir. Düşük üriner akım hızı mesane çıkım obstriksiyonu veya detrusor kontraktilite bozukluğunun göstergesi olabilir. 24 Detrusor üretral direnci yenebilecek kadar yükseklikte basınç üretebilirse çıkım obstriksiyonu olsa dahi normal üriner akım hızı gözlenebilir. Şekil 4; Üroflovmetri 19

Ürodinamik Değerlendirme Üroflovmetri, sistometri, üretral basınç çalışmaları, basınç akım çalışması, sfinkter elektromyelografi ve video ürodinamik kısımları olan ürodinamik inceleme alt üriner sistemin dinamik olarak incelenmesini sağlayan bir tetkiktir. Ürodinami yapılmasındaki amaç; İnkontiansın etyolojisini saptamak Detrusor fonksiyonunu değerlendirmek ve tedavi sonrası gelişebilecek işeme disfonksiyonlarını tahmin edebilmek Üst üriner sistemi olumsuz yönde etkileyebilecek ürodinamik risk faktörlerinin tayini ( detrusor sfinkter disinerjisi,düşük komplians, vesikoüreteral reflu) Pelvik taban prolapsının tayini ve anatomik abnormalitelerin düzeltilmesine ihtiyaç duyulup duyulmayacağının saptanması Ne zaman ürodinamik tetkik istenmeli ; Bu konuda tartışmalar devam etmektedir 1- Stres inkontinansla birlikte urge inkontinans yada belirgin urgency varlığı 2- Şiddetli inkontinans olması; ürodinamik inceleme ile öntanının değişme olasılığı 3- Daha önceden uygulanan medikal tedavi yada geçirilmiş cerrahi işleme rağmen semptomların devam etmesi 4- İleri derecede prolapsus varlığı 5- Radyoterapi yada geçirilmiş radikal pelvik cerrahi 6- Boşaltım fazına ait semptomların yoğun olması Sonuç olarak, stres inkontinansta ürodinamik inceleme ile ilgili tartışmalar devam etmektedir. Yapılması yada yapılmaması konusunda farklı görüşler vardır. En doğru yaklaşım,hekim ile hastanın ortak kararıdır. Sistometri Mesane içi basıncın grafiksel olarak dökümentasyonudur. Detrusor aktivitesi, sensasyon, kapasite ve komplians hakkında bilgi verir. 25 20