MUSTAFA SÂTl BEY'E GÖRE ÖĞRETMENLİK MESLEGİ



Benzer belgeler
DİN EĞİTİMİ - 7. Yrd. Doç. Dr. M. İsmail BAĞDATLI.

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ

3/7/2010. ÇAĞDAŞ EĞİTİMDE ÖĞRENCİ KİŞİLİK HİZMETLERİNİN YERİ ve ÖNEMİ EĞİTİM EĞİTİM ANLAYIŞLARI EĞİTİM

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ

Eğitim Fakülteleri ve İlköğretim Öğretmenleri için Matematik Öğretimi

İÇİNDEKİLER BÖLÜM-I. Doç. Dr. Günseli GİRGİN

AKTIF (ETKİN) ÖĞRENME

Eğitim Durumlarının Düzenlenmesi

İlkokuma Yazma Öğretimi

VERİMLİ DERS ÇALIŞMA YÖNTEMLERİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI EĞİTİM PROGRAMLARI VE ÖĞRETİM BİLİM DALI TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI EĞİTİM ÖĞRETİM PLANI

TANZİMAT VE MEŞRUTİYET DÖNEMLERİNİN PEDAGOJİK FORMASYON ANLAYIŞI

İÇİNDEKİLER. Bölüm I GİRİŞ. Bölüm II EĞİTİMİN KELİME ANLAMLARI VE FARKLI AÇILARDAN GÖRÜNÜŞÜ

Öğretmen Yetiştirme ve Eğitimi Genel Müdürlüğü

İlköğretim Fen ve Teknoloji Öğretim Programı. Fen ve Teknoloji Program ve Planlama Dersi

ÖZEL ATACAN EĞİTİM KURUMLARI

İNGİLİZCE ÖĞRETMENLİĞİ PROGRAM BİLGİLERİ

Bilgisayar Destekli Fen Öğretimi

Ders Kodu: FIZ 234 Ders Adı: Klasik Mekanik Dersin Dönemi: Bahar Dönemi Dersi Veren Öğretim Üyesi: Yrd. Doç. Dr.

Ders Kodu: FIZ 306 Ders Adı: Katıhal Fiziği-İntibak Dersin Dönemi: Güz Dönemi Dersi Veren Öğretim Üyesi: Yrd. Doç. Dr.

BİLGİSAYAR DESTEKLİ ÖĞRETİM. TemplatesWise.com

Sosyal Bilgiler Öğretiminde Eğitim Teknolojileri ve Materyal Tasarımı

5 (%) 1 Bu ders ile ilgili temel kavramları, yasaları ve bunlar arasındaki ilişkileri

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH BÖLÜMÜ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERS BİLGİ PAKETİ

İlköğretim 2. Kademe ve Ortaöğretim Öğrencilerinin Derslerdeki Başarısızlık Nedenleri (Malatya İli Örneği)

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... III ŞEKİLLER LİSTESİ. VIII ÇİZELGELER LİSTESİ.. IX EKLER LİSTESİ... IX BÖLÜM I. ÖĞRENCİ KİŞİLİK HİZMETLERİ VE REHBERLİK..

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T + U Kredisi AKTS Çocuk Edebiyatı SNFS Ön Koşul Dersler

Bahar Dönemi Fizik Bölümü Fizik II Dersi Çıktılarının Gerçekleşme Derecesi Program Çıktılarının Ders Kazanımlarına Katkısı Anketi

Müze Profesyonelleri için Eğitim Modülü. Prof. Dr. Ayşe Çakır İlhan*

1. Çocukları Tanıma Çocukların fiziksel özelliklerini tanıma Çocukların sosyo-ekonomik özelliklerini tanıma

ÖĞRETMEN ADAYLARININ MESLEK BİLGİSİ DERSLERİ ÜZERİNE BAKIŞ AÇILARI

ÖZEL SEYMEN EĞİTİM KURUMLARI EĞİTİM ÖĞRETİM YILI REHBERLİK BÜLTENİ MESLEK SEÇİMİNİN ÖNEMİ

ÖN SÖZ I ÖN SÖZ II ÖN SÖZ II BÖLÜM: ÖĞRENCİ KİŞİLİK HİZMETLERİ VE REHBERLİK

ÖZEL ARI ANADOLU LİSESİ VE ÖZEL ARI FEN LİSESİ 2018 TEMEL YETERLİLİK TESTİ (TYT) ZÜMRELERE AİT DEĞERLENDİRME RAPORU

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS. Rehberlik MB

*Öğrenme, öğrencilerin fikri katılımını ve uygulamasını gerektirir. *Kendi başına açıklama ve gösterim, Uzun süreli öğrenmeyi sağlamaz.

ZfWT Vol 10, No. 2 (2018) 281-

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

EĞİTİMLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

Rehberlik bir süreçtir. Bir anda olup biten bir iş değildir. Etkili sonuçlar alabilmek için belli bir süre gereklidir.

ÖZEL ÖĞRETİM YÖNTEMLERİ II

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KLİNİK PSİKOLOJİ TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERS BİLGİ PAKETİ

Kamusal Akıl Stüdyosu VI (KAM 346) Ders Detayları

Tarih Öğretmeninin Meslekî Bilgi ve Becerilerini Şekillendiren Unsurlar

Ders Kodu: FIZ 131 Ders Adı: FİZİK I Dersin Dönemi: Güz Dönemi

alan Lawrance Hall of Science adlı bir fen merkezi tarafından oluşturulmuş, sürekli gelişen bir programdır.

Öğrenme nedir? Büyüme ve yaşa atfedilmeyecek yaşantılar sonucunda davranış ve tutumlarda meydana gelen nispeten kalıcı etkisi uzun süre

Temel Yüzme Eğitimi III

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

EBELİKTE BİLGİNİN UYGULAMAYA DÖNÜŞÜMÜ

ADEM TOLUNAY ANADOLU LİSESİ REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMA SERVİSİ ÖĞRENME VE BAŞARI

11/26/2010 BİLİM TARİHİ. Giriş. Giriş. Giriş. Giriş. Bilim Tarihi Dersinin Bileşenleri. Bilim nedir? Ve Bilim tarihini öğrenmek neden önemlidir?

YENİ İLKÖĞRETİM TÜRKÇE PROGRAMININ GETİRDİKLERİ Hasan Basri DURSUN > hbdursun@gmail.com

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ BİLGİSAYAR VE ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ ÖĞRETMENLİĞİ BÖLÜMÜ. Androgoji ve Pedagoji Ödevi

Öğrenme ve Öğretim İlkeleri

Güz Dönemi Fizik Bölümü Maddenin Manyetik ve Dielektrik Özellikleri Dersi Çıktılarının Gerçekleşme Derecesi

Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetlerinin Amacı Nedir?

çocuk ve çocuk resminin gelişim aşamalarını öğrenir.

BÖLÜM 1 GİRİŞ. Bu bölümde araştırmanın problemi, amacı, önemi, kısaltmalar ve tanımlardan bahsedilmektedir.

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü SERAMİK VE CAM TEKNOLOJİSİ ALANI

T.C. SAKARYA ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ MATEMATİK BÖLÜMÜ DIŞ PAYDAŞ ANKET FORMU Google Formlar

İLKÖĞRETİM MATEMATİK ÖĞRETMENLİĞİ PROGRAMI

BİLİM VE SANAT MERKEZLERİNİN PROGRAMI. Page 3

BÖLÜM III ÖĞRETİMİN TEMEL ESASLARI

İŞTİP TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜNDE TÜRKÇE ÖĞRETİMİNDE UYGULAMADA OLAN TÜRKÇE - MAKEDONCA MATERYALLER. 1.Giriş

Çıraklık ve Mesleki Eğitiminin Amacı; zorunlu temel eğitimini tamamlayan 15 yaş ve üzerindeki vatandaşlarımızın,

HASAN KALYONCU ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ SINIF ÖĞRETMENLİĞİ ANABİLİM DALI DERSİN TANIMI VE UYGULAMASI

O Drama, temel kuralları önceden belirlenmiş, bir grupta yaşanan, yetişkin bir lider (örneğin bir öğretmen) tarafından yönlendirilen ya da en azından

İÇİNDEKİLER. 3. BÖLÜM BİLİM OLARAK EĞİTİMİN TEMELLERİ 3.1. Psikoloji Sosyoloji Felsefe...51

MODELLERDEN ÖĞRENME Enver CANER

Öğretim içeriğinin seçimi ve düzenlenmesi

MENTAL ARİTMETİK, PARİTMETİK VE SOROBON EĞİTİM /KURS ÖNERİ FORMU

Psikomotor Gelişim ve Oyun

Türkiye nin Siyasi Yapısı I (KAM 205) Ders Detayları

Çeviri I (ELIT 205) Ders Detayları

Matematik Öğretimi. Ne? 1

T.C. DUMLUPINAR ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ANABİLİMDALI İLKÖĞRETİM PROGRAM SINIF ÖĞRETMENLİĞİ TÜRKÇE ÖĞRETİMİNDE YENİ YAKLAŞIMLAR

Arş. Gör. Togay Seçkin BİRBUDAK

AKTS ÖZEL ÖĞRETİM YÖNTEMLERİ-I MB-

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KLİNİK PSİKOLOJİ TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERS BİLGİ PAKETİ

BEDEN EĞİTİMİ VE SPORDA ÖZEL ÖĞRETİM YÖNTEMLERİ

I. GİRİŞ II. UZAK HEDEFLER

1 Öğretmenlere Öneriler ÖĞRETMENLERE ÖNERĠLER

wertyuiopgüasdfghjklsizxcvbnmöçq wertyuiopgüasdfghjklsizxcvbnmöçq SERVİSİ

TEMEL İSLAM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS DERSLERİ DERSİN KODU VE ADI TEZ 5000 Yüksek Lisans Tezi TİB 5010 Seminer UAD 8000 Uzmanlık Alan

PROGRAM BİLGİLERİ. Amaç:

KARADENİZ MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİNİN AB PROJESİ ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ ALANI NIN ENTEGRASYON UYGULAMALARINA DÖNÜK ÇALIŞMALARI TAMAMLANDI

ÖZGEÇMİŞ. : Eğitim Fakültesi

Ders Adı : SEÇ.III: TÜRK EĞİTİM TARİHİ I Ders No : Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 6. Ders Bilgileri.

İÇİNDEKİLER OKUL ÖNCESİ DÖNEMDEKİ ÇOCUKLARIN GELİŞİM ALANLARINA GÖRE ÖZELLİKLERİ. Kazanımlar... 1 İçindekiler... 2

KKTC MİLLİ EĞİTİM VE KÜLTÜR BAKANLIĞI

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Program Öğrenme Çıktıları/Yeterlilikleri:

R E H B E R L İ K B Ü L T E N İ - 1

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

MATEMATİK DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI. Programın Temel Yapısı

İÇİNDEKİLER GİRİŞ... 1

ÖGRET E İ T M İ M A RACI IO LA L RAK BİL İ G L İS İ A S Y A A Y RLA L R (BDE)

2014 LYS-3 TESTLERİNE YÖNELİK STRATEJİLERİ

Transkript:

MUSTAFA SÂTl BEY'E GÖRE ÖĞRETMENLİK MESLEGİ Yrd. Doç. Dr. Mustafa ŞANAL Erciyes Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Öğretim Üyesi, KAYSERİ e-mail: sanalm@erciyes.edu.tr Doç. Dr. Mustafa ÇELİKTEN Erciyes Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi, KAYSERİ e-mail: celikten@erciyes.edu.tr Özet II Meşrutiyet döneminde yapmış olduğu öğretim ve yönetim görevleriyle Türk eğitim tarihi sayfalarında eşsiz bir yer edinen Mustafa Sâtı Bey, yazmış olduğu eserlerde ve makalelerde eğitimci yönü gereği öğretmenlik mesleğinin nitelikleri ve bir öğretmende bulunması gereken temel özelliklerin neler olması yönündeki fikirlere geniş ölçüde yer vermeye çalışmıştır. Bu çalışmada da Mustafa Sâtı Bey'in öğretmenlik mesleğine ilişkin görüşlerine yer verilmeye çalışılmıştır. Mustafa Sâtı Bey'in öğretmenlik mesleğinin özelliklerine ilişkin fikirlerinin bir kısmının günümüz eğitim sisteminde de hala geçerli olduğu gözlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Mustafa Sâtı Bey, öğretmen, öğretmenlik mesleği, öğretmenlik mesleğinin özellikleri TEACHING PROFESSION ACCORDING TO MUSTAFA SÂTI Abstract In this study Mustafa Sati Bey 's ideas on teaching profession were analyzed. Mustafa Sati Bey, who has a unique position in the Turkish education history due to his teaching and administration struggles during the II Constitutional Period, dealt largely with the issues such as the characteristics of teaching profession and the qualities a teacher should have.in analyzing Mustafa Sati Bey's ideas on teaching profession, It is observed that some of his ideas on this issue are still! relevant for today 's education system. Key Words: Mustafa Sati, teacher, teaching profession, characteristics of on teaching profession 1. Giriş Eğitim sistemlerinin temel amacı o ülkenin nitelikli insan gücünü yetiştirmek ve yurttaşlarına vatandaşlık eğitimini vermektir. Bunu gerçekleştirebilmek

için her eğitim sistemi, yetiştireceği insan modelini, sahip olduğu eğitim felsefesi ve insan gücü politikası ışığında saptayarak eğitim etkinliklerini bu amaca göre düzenlemektedir (Karagözoğlu, 2003,10-12). Temel toplumsal kurumlardan birisi olan eğitim, bütün toplumların temel sorunlarının başında yer almaktadır (Çelikten, Şanal, 2005,208). Bu temel sorunun ana öznesi de hiç kuşkusuz öğretmenlerdir (Battal, 2003, 13-14). Bu açıdan bakıldığında öğretmenlerin eğitim sistemimizin en temel taşlarından birisi olduğu görülecektir. Bir ülkenin kalkındırılmasında, nitelikli insan gücünün yetiştirilmesinde, toplumdaki huzur ve sosyal barışın sağlanmasında, bireylerin sosyalleştirilmesi ve toplumsal hayata hazırlanmasında, toplumun kültür ve değerlerinin genç kuşaklara aktarılmasında öğretmenler önemli görevler üstlenmişlerdir. Öğretmenler toplumların gerçek mimarları ve insan kişiliğini şekillendiren sanatkârlardır. Bu sebeplerden dolayıdır ki öğretmenlik mesleği çok eskiden beri kutsal bir meslek olarak görülmüş, toplumda hep saygın bir yere sahip olmuştur (Özden (Editör),2002,9). Öğretmenin ve öğretmenlik mesleğinin toplumdaki yerinin önemine inanan ve bu amaçla Osmanlı İmparatorluğu'nda Batı kökenli pedagoji anlayışının temellerinin atılmasında önemli roller üstlenen Mustafa Sâtı Bey (Şana1, 2002,60-67;Altın, 2005,271-287), Osmanlı eğitiminin çağdaşlaşmasında, hem öğretim, yönetim görevleriyle hem de yazmış olduğu eserleri ve fikirleriyle önemli bir yer tutan şahısların başında gelmiştir (Şanal,2003,14-20;Başar, 2001,1-150). İşte bu çalışmada Mustafa Sâtı Bey'in öğretmen ve öğretmenlik mesleğine ilişkin görüşlerine yer verilmeye çalışılmıştır. 2. Sâtı Bey'e Göre Bir Öğretmenlerde Bulunması Gereken Özellikler Sâtı Bey'e göre öğretmenler mutlaka öğrenci merkezli bir öğretim faaliyetinde bulunmalıdırlar. Öğrencilerine öğretmeye çalıştıkları konuların onların öğrenme düzeylerine ve öğrenme kapasitelerine uygun olmasına dikkat etmelidirler. Bunu yapabilmeleri için de öğretmenlerin, öğrencilerini her yönü ile tanımaları şarttır. Öğretmenlerin öğrencilerinin öğrenme düzeyleri ve kapasiteleri hakkında yeterli derecede bilgi' sahibi olabilmeleri için öncelikle Psikoloji, İlm-i Ahlak, İlm-i Hayat gibi ilimlerin eğitim ile olan ilişkileri ve eğitim ile ilgili bulguları hakkında yeterli bilgi birikimine sahip olmaları gerekmektedir. Bu üç ilmin öğretmenlere sağlayacağı faydaları Sâtı Bey, şu şekilde dile getirmiştir: "İlm-i hayat, mürebbilere, bedenin ve kuvvetlerinin hâl-i tabiinin ne gibi surette tenemmî ve tecelli etmekte olduğunu, bu hal-i tabiinin ne gibi esbâb tesiriyle tebeddül ettiğini ve edebileceğini öğretir; bu sebeple bedenin ne sûrette terbiye edilebileceğinin tayinine medâr olur. İlm-i ruh, mürebbilere, ahvâl-i ruhiyenin-kâbiliyet-ı fikrîye, hissiye ve ahlâkiyenin hal-i tabiide ne suretle tecelli ve tenemmî etmekte olduğunu ve bu hal-i tabiinin ne gibi esbab tesiriyle tebeddül ettiğini ve edebileceğini öğretir. Bu sebeple, fikrin ve ahlakın ne su- 340

retle terbiye edilebileceğinin tayinine medar olur. ilm-i ahlâk, mürebbilere, hayır ve şerrin neden ibaret olduğunu, gaye-i hayatın neden ibaret olmak lazım geldiğini öğretir; bu suretle hangi ahvâl ve temâyülât-ı rûhaniyenin tâdil ve itfâsı hangi ahvâl ve temâyülât-ı rûhaniyenin takviye ve tenmiyesi lazım olduğunu daha kısa bir tabir ile terbiyede nasıl bir gâye takip edilmek iktizâ ettiğini tayin ve irâeye medâr olur. Hülâsa bu üç ilim, fenn-i terbiye için pek kıymetkâr ve pek zarûrî birer esas, birer mehâz teşkil eder(sâtı, 1325, 18-19)." Sâtı Bey öğretmenlerin Psikoloji ilmini bilmenin önemini bilmelerine daha çok önem vermiştir. Psikoloji bilen bir öğretmenin öğrencilerini tanıması daha kolay olacaktır. Bu özellik, bir öğretmenin, öğrencilerinin farklı durumlarda ne tür tepkilerde bulunabileceklerini, bir konuyu hangi süreçlerinden geçerek öğrenmeye çalıştıklarını anlamasına imkân vermektedir. Bu nedenle aynı terbiye usulünün farklı çocuklar üzerinde ve muhtelif zamanlarda başka başka tesirler yapabileceği, bundan dolayı da öğretmenlerin eğitim-öğretim faaliyetleri esnasında başarılı olabilmeleri için her çocuğun ahvâl-i rûhiyesi hakkında bilgi sahibi olmaları gerektiği sorunu, öğretmenlerin zihinlerinde devamlı olarak kendisine yer edinmelidir (Sâtı, 1325, 19-20). Günümüz eğitim anlayışı açısından bakıldığında öğrencileri tanımak demenin, her öğrenci hakkında olanaklar ölçüsünde bilişsel, sosyal, duygusal vb. alanlarda oldukça kapsamlı bilgi edinmek demek olduğu anlaşılacaktır. Öğretimde her bir öğrenciyi tanımak, öğrencilerin benzer davranışlarının gerisindeki nedenlerin anlaşılması açısından da önemlidir(alıcıgüzel, 1979, 48-49). Eğitim amacıyla öğrenciyi tanımada şu iki yola başvurulmaktadır: a- Öğrencinin içinde bulunduğu çağın psikolojik özelliklerini bilmek, b- Öğrencinin kişisel özellikleri hakkında bilgi sahibi olmak. Günümüzde öğretmenler, öğrencilerinin kişisel özellikleri hakkında bilgi sahibi olabilmek amacıyla birtakım yöntem ve tekniklere başvurmaktadırlar. Gözlem, Problem Tarama Listesi, Vaka Kaydı ve Vaka İncelemesi, Soru Listesi, Ev Ziyaretleri, Sosyometri, Kimdir Bu Tekniği gibi bir takım teknik ve yöntemler bunların başında gelmektedir. Bu yöntem ve teknikler günümüzde rehber uzmanlar tarafından oldukça sık olarak kullanılmaktadır. Sâtı Bey gibi öğretmenlerin Psikoloji ilmi konusunda bilgi sahibi olmaları gerektiği konusunda görüş ileri süren bir diğer eğitimci ve yazar da Halide Edib Adıvar dır (Şanal,Güçlü,2005,148). Halide Edib Adıvar, Türk okuru için milli edebiyat akımı içinde iyi bilinen bir yazar ve Türk Kurtuluş Savaşı'nın Halide Onbaşısı'dır (Durakbaşı, 2000,148). Halide Edib'e göre bir öğretmenin Psikoloji bilmesi, o öğretmene şu faydaları sağlamaktadır: sağlar, a- Öğretmene bilgisini tatbik edeceği sahayı daha iyi tanımasına fırsat b- Öğretmenin kendisine olan özgüveninin daha da artmasını sağlar, 341

c- Öğretmenin ilmı açıdan gelişiminin olumlu yönde olmasını sağlar(halide Edib, 1327,44). Sâtı Bey, öğretmenlerden her öğrencinin öğrenme düzeylerinin birbirlerinden farklı olduğu için, bu özelliğin öğretim faaliyeti esnasında mutlaka dikkate alınmasını talep etmiştir. Birinin kolay bir biçimde öğrendiği bir şeyi diğeri öğrenmekte zorlanabilmektedir(sâtı,1325,140-141). Bunun için öğretmenler, derslerini anlatırlarken bir veya birkaç öğrencinin öğrenme düzeyine göre değil genelin öğrenme düzeyine hitap edecek bir tarzda derslerini anlatmalıdırlar. Yani her öğrencinin kendilerine anlatılan meseleleri en azami düzeyde anlamalarına çalışmalıdırlar. Öğretmenlerin eğitim-öğretim faaliyetlerinde bu husus ile ilgili olarak nelere dikkat etmeleri ve bazı derslerin öğretiminde nasıl bir yöntem takip etmeleri gerektiği ile ilgili olarak Sâtı Bey'in kendi ifadesi şu şekildedir: "Dersin zihne tesirini çoğaltmak ve bu suretle hıfzını kolaylatmak için ayani olmasını temine çalışmalı-yani o derse aid şeyleri tarif ile iktifâ etmeyerek aynen irâe etmeli-; çocuklara merak vermeye onların nazar-ı dikkatlerini celbeylemeye cihet eylemeli; zihinde hıfzedilmesi istenen isimleri, kelimeleri, kâideleri söylerken-nazar-ı dikkati celbedecek bir surettetekrar etmeli; her derste geçen dersi hulâsaten tekrar etmeli, arada sırada umumi bir tekrar dahi yapmalı; ezberlenecek şeyleri iyice anlatarak onların aksâm-ı muhtelifesini birbirine ve heyet-i umûmiyesini zihindeki malumata rabta çalışmalı; lisan dersinde kuru kuruya bir silsile-i kelimât, coğrafya dersinde rabıtasız bir cümle-i esâmi ezberletmeye çalışmak usullerini terk etmeli; kelimeleri ezberletmek için cümleler teşkil edip onları malum kelimelere bağlamak, coğrafya isimlerini ezberletmek için de mufassal ve müessîr tasvirler yapıp bunları zihnin malumat-ı sabıkasına rabtetmek suretiyle hıfzı teshîl etmeli; elifbada hece teşkil etmek için bütün harflerin ezberlenmesini beklememeli, her birkaç harfi öğrettikçe onlarla heceler teşkil eylemelidir. Her dersin mebâhis-i muhtelifesini hıfzı teshil edecek bir tarzda tertib ve tanzim etmeli; muhtelif derslerin bile birbirine irtibat ve muavenetini temin etmeli, birindeki malumatın diğerindeki bazı malumatı tekrar veya ihtar etmesini-ve derslerin mürtebîten (bağlantılı) ve müteâvinen (ilgili) ilerlemesini-bu esası mühim olarak kabul ve takip eylemeli; dersleri çok uzatmamalı, havanın tecdidine fevkalade itina etmeli; velhasıl çocuklara ders belletmek için yalnız nasihat, mücazat ve mükafat gibi vesaite müracaatla iktifa etmeyip teshil-i hıfz vesaitini de hazırlamalıdır (Sâtı:1325,144 145)." Ayrıca öğretmenler, öğrencilerine yeni şeyler öğretirken onların geçmiş yaşantılarından, tecrübelerinden, çevrelerinde olup biten olaylardan da yararlanmalıdırlar. Çünkü çocuklar yeni öğrendikleri mevzuları eski öğrendikleri ile bağ- 342

lantı kurarak ve eski öğrenmiş oldukları mevzuların üzerine bina ederek öğrenmeye yatkındırlar. Kısacası öğretmenler, öğrencilerinin yeni öğrendikleri bilgi ve becerilerle geçmişte öğrenmiş oldukları bilgi ve beceriler arasında bir bağlantı kurarak bunu yeni yaşantılara ve öğrenmelere transfer edebilmelerine yardımcı olmalıdırlar (Sâtı,1325,158 159). Çocuklara her ne öğretilecekse, önce onun bildiği şeylerden başlanılması gerekir" düşüncesi günümüz eğitimcileri tarafından da kabul edilen genel geçer bir düşünce olmuştur. Çünkü çocuk yeni öğrendiği konular eski öğrendiği konularla ilişkilendirerek, bunları birbirine bağlayarak öğrenir, fazla kuramsal açıklamalardan hoşlanmaz. Bu nedenle çocuklara öğretilecek şeyler, bilinenlerden bilinmeyenlere doğru düzenli bir sıra izlenerek bir merdivenin basamaklarından çıkar gibi, basamak basamak öğretilmelidir. Yine çocukların ilgisi yakından-uzağa doğrudur. Bu nedenle çocuklara öğretilecek her konuda "yakından-uzağa" doğru gidilmelidir. Böyle yapılacak bir öğretim daha sağlam ve etkili olacaktır (Binbaşıoğlu, 1994,23). Sâtı Bey e göre öğretmenlerin, çocukların günlük yaşamda aşina oldukları ve daha önceden bildikleri şeyleri rahatlıkla ve kolayca öğrendiklerini bilmeleri gerekmektedir. Çok işitilen ve yaşamda çok kullanılan şeylerin öğrenilmesi kolay olduğu gibi unutulması da zordur. Uzun müddet kullanılmayan bilgilerin zamanla unutulması daha kolaydır. Manaca ve şekilce birbirine benzeyen materyallerin ve şekillerin çocuklar tarafından öğrenilmesi kolay olacağı gibi bunların uzun süre zihinde tutulması da kolay olacaktır (Sâtı,1325,143-144). Sâtı Bey, çocukların hangi durumlarda öğrenme güçlükleri yaşayacaklarını şu sözleri ile dile getirmiştir: "Sabahleyin zihnin müsterih olduğu zaman hıfz, akşamleyin zihnin yorulduğu zamandakine nispetle daha kolaydır; ders haddinden ziyade uzadığı-ve bu sebeple zihnin yorulup dikkatin azaldığı-vakit, çocuklar söylenen şeyleri anlamakta da hıfzetmekte de daha ziyade müşkülât çekerler. Tütün ve meşrubât-ı külliye, inhimâkât-i nefsâniye dahî hafızayı azaltır; nihayet, havanın bozulması, hâmiz-i karbonla meşbû bir hale gelmesi o hava içinde yaşamakta olanların kâbiliyet-i hıfzıyesini tenkîs eder(sâtı,1325,144)." Sâtı Bey e göre öğretmenlerin çocukların öğrenme yeteneklerinin ve becerilerinin gelişiminde dikkat etmeleri gereken diğer bir husus da, öğrencilerin öğrenmiş oldukları şeyleri ne derecede ve nasıl öğrendiklerinin tespit edilmesi meselesidir. Bunun için öğretmenler, öğrencilerini bir mevzu üzerine etraflıca düşünmeye alıştırmalıdırlar. Daha sonra o konu ile ilgili olarak her bir öğrencinin neler düşündüğünü yüksek sesle anlatmalarını istemelidirler. Diğer bir yol ise derste öğrenilecek konuları doğrudan doğruya kendilerinin anlatması yerine soru-cevap yöntemi gibi çeşitli öğretim yöntemlerini kullanarak bizzat öğrencilerin kendilerine buldurulması yoludur. Bu sayede öğretmenler, hem öğrencilerin aktif bir şekilde derslere birden fazla duyu organları ile katılımını sağlamış olacaklar hem de öğrencilerin neyi öğrenirlerken zorlandıklarını neyi kolay öğrendiklerini gözleme fırsatını da elde edeceklerdir(sâtı,1328,207-208). Günümüz eğitim anlayışının bir gereği 343

olarak da öğrencilerin derse etkin katılımı sağlamak için öğretmenin katılımcı öğretim yöntem ve tekniklerini iyi bilmesi, sınıfta öğrencileri düşünmeye, öğrenmeye teşvik edecek sorular sorabilmesi gerekmektedir (Erden, 1999,46). Eğer anlatılacak bir konu özelliği gereği anlatım yöntemini ya da öğretmenin daha etkin olmasını gerektiren başka yöntemleri gerektirse de öğretmen, bir şekilde öğrencilerin derse aktif olarak katılımını sağlamaya çalışmalıdır. Çünkü öğrencilerin katılımının sağlandığı öğretim yöntemlerinde başarının arttığı eğitimciler tarafından genel olarak kabul edilen bir uygulamadır. Kuşkusuz bazı öğrenciler bireysel farklılıklardan, yetişme tarzlarından ya da o bölgede hâkim olan kültürleri gereği pek konuşmak, derse katılmak istemeyebilirler. Bu durumda öğretmen öğrencileri rencide etmeden, arkadaşları arasında küçük düşürmeden derse katılımını sağlamalıdır. Ayrıca öğretmen, derse katılımı olan öğrencileri de sözle, notla vb. şekillerde ödüllendirmelidir. Sâtı Bey 'in öğretmenlerden bir dersin öğretimi esnasında yararlanmalarını istediği soru-cevap metodu, eğitim tarihi süreci içerisinde en çok kullanılan öğretim metotlarından birisi olma niteliğini de taşımaktadır. Eğitim kavramında meydana gelen değişmelere rağmen bu öğretim metodunun önemini günümüzde de koruduğu bilinen bir gerçektir. Çünkü soru-cevap metodu, hem öğrencileri kontrolde hem de öğrenmenin gerçekleşmesinde iyi bir araç rolünü üstlenmektedir. Soru-cevap metodundan, öğretim faaliyetlerinde özellikle şu yönlerden yararlanılmaktadır: 1- Yeni bir bilginin öğretilmesinde, 2- Herhangi bir kimsenin bir konudaki bilgisini yoklamada ve değerlendirmede, 3- Düşünme yeteneğini geliştirmede, 4- Öğrenciyi öğrenmeye güdülemede, 5- Alıştırma ve uygulamalar sırasında, 6- Öğrencilerin konuları yorumlamasına yardım etmede, 7- Dikkati toplamada ve önemli noktalara dikkat çekmede, 8- Sebep-sonuç arasındaki ilişkiyi göstermede, 9- Öğrencilerin ilgilerini tanımada, 10- Özetlemeye yer vermede, 11- İfade gücünün geliştirilmesinde, l2- Öğrencinin düşünce tarzını anlamada, 13- Uyuşma ve uyuşmazlığı göstermede, l4- Teşhiste, l5- Öğrencilerin konularını planlamalarına yardımda, l6- Öğrencilerle ilişki kurmada. Sâtı Bey'e göre öğrencilere ders faaliyeti esnasında öğretilecek olan bilgilerin onların öğrenme ve anlama düzeylerine uygun olması meselesi bir öğretmenin eğitim-öğretim faaliyeti esnasında dikkat etmesi gereken önemli unsurlardan bir tanesidir. Öğretimin ilk kademesinden itibaren öğretmenler, kolaydan-zora 344

doğru giden bir öğretim metodu ile anlatacakları konuları basitten karmaşığa, somuttan-soyuta doğru bir çizgide anlatmalıdırlar. Nasıl ki bir çocuğun çıkabileceği merdivenlerin basamakları onun bacağının kuvvetine ve boyuna göre değişirse, eğitim-öğretim faaliyeti esnasında kendisine öğretilmeye çalışılan mevzuları anlaması da, zihinsel gelişim düzeyi ile öğrenme düzeyine uygunluğu derecesine bağlıdır (Sâtı,1326,200). Bu nedenle öğretmenler ders esnasında çocuklarca henüz anlamı tam olarak bilinmeyen kelimeleri kullanmamaya dikkat etmelidirler. Eğer bu tür kelime veya kelimeler kullanmak zorunda kalırlarsa, öncelikle bu kelimelerin anlamını açıklamalı daha sonra kullanmalıdırlar. Sâtı Bey, yukarıda anlatılmaya çalışılan görüşlerini, şu mizahi örneği vererek açıklamıştır: "Herkes bazı yemeklerin çocuklar tarafından hazım ve temsîl edilemeyeceğini bilir. Onun için hiç kimse çocukları büyükler gibi beslemeye çalışmaz. Çocuklara verilecek derslerde-fikrî gıdalarda dahi böyle yapmak lazım gelir. Bu esasen dişi çıkmamış bir çocuğa pirzola yedirmeye benzer (Sâtı,1326,200)". Sâtı Bey e göre öğretmenlerin eğitim-öğretim faaliyetlerinde dikkat edecekleri diğer bir husus ise çocuklarda muhakeme yeteneğinin geliştirilmesidir. Bu yeteneğin geliştirilmesi için öğretmenler, öğrencilerini çeşitli konular üzerinde düşündürmeli ve o konu ile ilgili olarak neler düşündüklerini yüksek sesle anlatmalarını istemelidirler. Derste anlatacakları konuları doğrudan kendileri anlatmaları yerine soru-cevap yöntemini kullanarak öğrencilerin kendilerine buldurmaya çalışmalıdırlar. Öğretmen tarafından anlatılan konuların öğrenciler tarafından pasif bir şekilde dinlenilmesi ve bir kitapta yazılı şeylerin sadece okuyarak öğrenilmesi çabası, muhakemenin gelişimi üzerinde etkili olmamaktadır. Öğrencinin pasif bir dinleyici olarak katıldığı dersler, onları kendi kendilerine düşünmeye sevk etmez, sadece öğretmenin o anda anlatmaya çalıştığı hususları anlamaya, öğretmenin anlattıklarını taklit ve tekrar etmeye sevk etmektedir. Bu durum aynı yürümeyi yeni öğrenen bir çocuğa kucakta taşınarak yürümenin öğretilmeye çalışılmasına benzemektedir (Şanal,2003,20). Sadece kitaptan öğrenilen bilgiler ile yetinmek de muhakeme yapabilme yeteneğinin gelişmesine pek fazla tesir yapamaz. Burada önemli olan şey, öğrenilen her bilginin mümkün olduğu kadar pratikte uygulanması ve yapılan uygulamaların eksik ve fazla yönleri hakkında yapılan yorumların dinlenilmesi gereği (Sâtı,1328,207-208) ile dersin öğrencilerin ilgi ve merakını uyandıracak bir biçimde işlenmesine dikkat edilmesi gereğidir (Sâtı,1328, 238-241). Bu ifadelerden de anlaşılacağı gibi bireylerde muhakeme yeteneğinin gelişmesi ile birlikte onlarda, gördüklerini, incelediklerini, yaşadıklarını, duyduklarını zihinlerinde canlandırdıklarını, okuduklarını ve düşündüklerini söz veya yazı ile doğru, amaca uygun ve güzel bir biçimde anlatma yeteneği de gelişmektedir (Kemertaş,1997,53). Sâtı Bey, "öğretmenleri "ordu "ya benzetmiş ve bu fikri ile de eğitim tarihimizin sayfalarında bir ilk olmayı başarmıştır (Akyüz, 1999,264).Sâtı Bey'in öğretmenleri orduya benzetmesi ve bu düşüncesini her fırsatta öğrencilerine hatırlat- 345

ması; öğretmenleri dayanışma halinde ve topluca hareket eder görme isteğinden ileri gelmekteydi (Akyüz, 1978,80). Sâtı Bey, bu konudaki düşüncesini şu sözleri ile ifade etmiştir: "...Bu itibâr ile vazifeniz bir ordunun vazifesine benzer; harici ve maddi düşmanlara değil dahili ve manevi düşmanlara karşı harp ile mükellef!..bir ordu ki düşmanların en kavi en muhaliki (öldürücü) olan "cehalet"i imha ile muvazzaf!... Askeri ordularımız, mazide büyük muvaffakiyetler, muzafferiyetler istihsal elde ettiler; son iki sene zarfında kişver-i hürriyet meşrutiyeti feth ettiler. Şimdi artık muzafferiyet ve fütûhat sırası muallimler ordusuna gelmiştir (Sâtı, 1326-B, 193)..." 3. Sonuç Meşrutiyet döneminde Batı Pedagojisinin temellerine dayanan ilmî nitelikli yeni eğitim anlayışının Türkiye'de yerleşmesinde rolü olan eğitimcilerin başında gelen Mustafa Sâtı Bey, yazmış olduğu eserlerde öğretmenlik mesleğinin temel özellikleri hakkında fikirler ile sürmüştür. Bu fikirleri ile günümüz eğitim anlayışında da temel geçerliliğini koruyan uygulamalarının fikri mimarlarından birisi olmayı başarmış, günümüzde öğretmenlik mesleğinin profesyonel bir meslek dalı haline gelmesinde önemli roller üstlenmiştir. Öğretmenlerden öğrenci merkezli bir eğitim anlayışına sahip olmalarını istemiş, bu amaçla da öğrencileri bütün yönleri ile tanımalarının gerekliliği üzerinde durmuştur. Öğretmenlerin eğitim-öğretim faaliyetlerinde başarılı olabilmeleri için Psikoloji ilmi hakkında yeterli donanıma sahip olmalarını şart koşmuş, Psikoloji bilmeyen bir kimsenin öğretmenlik mesleğini layıkıyla yapamayacağını savunmuştur. Öğretmenlerden öğretim faaliyeti esnasında anlatacakları konuları bilinenden-bilinmeyene, yakından uzağa, somuttansoyuta öğretim ilkelerine uygun gelecek bir biçimde anlatmalarını isteyerek günümüz eğitim anlayışında da geçerli olan bir öğretim ilkesinin önemini vurgulamaya çalışmıştır. Onun öğretmenlik mesleğinin özellikleri ile ilgili olarak ileri sürmüş olduğu fikirlerin günümüzde de genel geçerliliğini koruduğu dikkate değer bir durumdur. 346

KAYNAKLAR Alıcıgüzel, İ.( 1979). İlk ve Orta Dereceli Okul/arda Öğretim, İnkılâp ve Aka Kitapevleri, İstanbul. Altın, H.(2005). "Osmanlı Eğitimcisi Mustafa Sâtı Bey ve Öğretmen Yetiştirme Hakkındaki Görüş ve Faaliyetleri", Türk Kültürü, Sayı:509-510, Yıl: XLIII, s.271-287. Akyüz,Y.(1999). Türk Eğitim Tarihi (Başlangıçtan 1999'a), Alfa yayınları, 7.Baskı, İstanbul, Mart. Akyüz, Y.(1978). Türkiye'de Öğretmenlerin Toplumsal Değişmedeki Etkileri (1848-1940), Ankara. Battal, N. (2003). Cumhuriyet Üniversitesi'nin Açılışında Yaptığı Konuşma, Eğitimde Yansımalar: VII Çağdaş Eğitim Sistemlerinde Öğretmen Yetiştirme Sempozyumu, Cumhuriyet Üniversitesi Kültür Merkezi Sivas, 13-14. Başar, H.(2001). Sâtı Bey in Eğitim İle İlgili Görüşleri(Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Marmara Üniversitesi, Sos.Bil.Enst., Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı, İstanbul. Binbaşıoğlu, C.(1994).Genel Öğretim Bilgisi, Kadıoğlu Matbaası,Ankara. Çelikten, M.-Şanal M.(2005). "Öğretmenlik Mesleği ve Özellikleri", Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 19, 207-238. Durakbaşı, A.(2000). Halide Edib, Türk Modernleşmesi ve Feminizm, İletişim yayınları, I. Baskı, İstanbul Erden, M. (1999). Öğretmenlik Mesleğine Giriş, Ankara: Alkım Yayınları. Halide Edib (1327). Usul-i Tâlim ve Terbiye, Tanin Matbaası, İstanbul. Karagözoğlu, G. (2003). "Eğitim Sistemimizde Öğretmen Yetiştirme Politikamıza Genel Bir Bakış", Eğitimde Yansımalar: VII Çağdaş Eğitim Sistemlerinde Öğretmen Yetiştirme Sempozyumu, Cumhuriyet Üniversitesi Kültür Merkezi, 10-12. Kemertaş, İ.( 1997). Uygulamalı Genel Öğretim Yöntemleri, Birsen yayınevi, İstanbul. Özden, Y. (Editör) (2002). Eğitim, Öğretim ve Öğretmenlik Mesleği, PegemA yayıncılık, Ankara 2002. Sâtı (1325). Fenn-i Terbiye,Birinci Cilt, Kitaphane-i Askeri, İstanbul Sâtı (1328). Fenn-i Terbiye, İkinci Cilt, Kitaphane-i Askeri, İstanbul Sâtı(1326). "Usûl-i Tedrisin Kâvâid-i Esasiyesi", Tedrisat-ı İbtidâiye Mecmuası, 6, 198207. 347

Sâtı(1326-B). "Dârülmuallimin Mesleği ", Tedrisat-ı İbtidâiye Mecmuası, 6, 193. Şanal, M.,Güçlü,M.(2005). "Yenileşme Dönemi Eğitimcilerinin Öğretmenlik Mesleğine Bakışları", Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 18, 137-154. Şanal,M.(2002). "Mustafa Sâtı Bey (Sâtı EI-Husri) (1880-1968), Hayatı ve Türk Eğitim Tarihi İçersindeki Yeri", Milli Eğitim, 153-154,60-67 Şanal,M.(2003). "Mustafa Sâtı Bey'in Bazı Derslerin Özel Öğretim Yöntemlerine İlişkin Görüşleri", Çağdaş Eğitim, 301, 14-20. 348