Dişler basit veya komplekstir.



Benzer belgeler
Prof. Dr. Gökhan AKSOY

SİNDİRİM SİSTEMİ HASTALIKLARI

11. SINIF KONU ANLATIMI 42 SİNDİRİM SİSTEMİ 1 SİNDİRİM SİSTEMİ ORGANLARI

Sığırda Dişe Bakarak Yaş Tahmini

Yrd. Doç. Dr. Sibel Koçak

Günümüzde diş ve diş eti hastalıkları bütün dünyada yaygın ve önemli bir sorundur. Çünkü ağız ve diş sağlığı genel sağlığımızla yakından ilişkilidir.

Organizmanın en sert dokusudur. Kemik dokusunun hücreler arası maddesinin içinde kollajen teller ve inorganik elemanlar bulunur. İnorganik elemanlar

HİSTOLOJİ. DrYasemin Sezgin

Periodontoloji nedir?

Örtü Epiteli Tipleri:

İSKELET YAPISI VE FONKSİYONLARI

DOKU. Dicle Aras. Doku ve doku türleri

Mine dokusunun yapısı, organik ve inorganik yapı bileşenleri

11. SINIF KONU ANLATIMI 32 DUYU ORGANLARI 1 DOKUNMA DUYUSU

Periodontoloji nedir?

ADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI

SİNÜS - AĞRI, BASINÇ, AKINTI

Bağ doku. Mezodermden köken alır. En Yaygın bulunan dokudur ( Epitel, Kas, Kemik sinir)

2) Deri ve epidermal oluşumların meydana gelişi :

FİZYOTERAPİDE KLİNİK KAVRAMLAR. Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ

Epidermal bazal hücrelerden veya kıl folikülünün dış kök kılıfından köken alan malin deri tm

II.Hayvansal Dokular. b.bez Epiteli 1.Tek hücreli bez- Goblet hücresi 2.Çok hücreli kanallı bez 3.Çok hücreli kanalsız bez

Öğr. Gör. Dr. İlker BÜYÜK, Botanik, 3. Hafta: Bitkisel Dokular KOLONİ VE DOKULAŞMA

KAN DOKUSU. Prof. Dr. Levent ERGÜN

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger

Radyolüsent Görüntü Veren Odontojenik Tümörler Dr.Zuhal Tuğsel

Sıklık oranlarına göre çenelerde gömülü kalma sıralaması

FLEP OPERASYONU ve YARA İYİLEŞMESİ. Prof.Dr.Yaşar Aykaç

Başlıca uygulama alanları şu şekilde özetlenebilir:

Dişlerin Ark İçerisindeki ve Karşılıklı İlişkileri. Prof. Dr. Mutahhar Ulusoy

Şekil 1. Mitoz bölünmenin profaz evresi.

Hücre canlının en küçük yapı birimidir.

SERT DOKUNUN SULU (KĠSTĠK) LEZYONU. Dr Arzu AVCI ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ TIBBİ PATOLOJİ KLİNİĞİ 17 Kasım 2011

Epitel hücreleri glikokaliks denen glikoprotein örtüsü ile çevrilidir. Epitel hücrelerinin birbirine yapışmasını sağlar. Epitel hücrelerinin üzerine

13 HÜCRESEL SOLUNUM LAKTİK ASİT FERMANTASYONU

Doç. Dr. Alev Gürol BAYRAKTAROĞLU

YARA VE YARA ÇEŞİTLERİ. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL

CANLILARIN YAPISINDA BULUNAN TEMEL BİLEŞENLER

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ

KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK

VÜCUDUMUZDA SISTEMLER. Destek ve Hareket

CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ Beslenme Boşaltım Üreme Büyüme Uyarıları algılama ve cevap verme Hareket Solunum Hücreli yapı

Etkin Madde Klorheksidin glukonat (%1)tır. Yardımcı madde olarak; Kuş üzümü aroması, Kiraz aroması ve Nane esansı içerir.

TEKNOLOJİK ARAŞTIRMALAR

İDRARDA SİLENDİR NEDİR, NEYİ GÖSTERİR?

TABAN ÜLSERİ --- ULCUS SOLEA VEYSEL TAHİROĞLU

ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI

Pektin, metil grupları içeren galakturonik asit polimeridir. Mikrobiyal yıkım ile, pektik asit, metanol, d- galakturonik asit e çevrilir.

12. SINIF KONU ANLATIMI 9 BİTKİSEL DOKULAR MERİSTEM

Doç. Dr. Alev Gürol BAYRAKTAROĞLU

AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir

LENFOİD SİSTEM DR GÖKSAL KESKİN ARALIK-2014

KRANİYOFASİYAL YAPININ BÜTÜN OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ. Prof. Dr. Hatice Gökalp

Hücreler arası Bağlantılar ve Sıkı bağlantı. İlhan Onaran

DEJENERATİF RETİNA HASTALIKLARI. Dr Alparslan ŞAHİN

BÖBREK HASTALIKLARI. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Böbrekler ne işe yarar?

DİŞ KÖK GELİŞİMİNİN CİNSİYET TAYİNİNDE KULLANILABİLİRLİĞİ

BİTKİ BİYOLOJİSİ #1 BİTKİSEL DOKULAR MERİSTEM SELİN HOCA

Canlılarda mitoz, amitoz ve mayoz olmak üzere üç çeşit bölünme görülür.

MAĞARA OLUŞUMLARI Soda Tüpü Sarkıt Dikit Sütun

KEMİK VE DİŞ ETİ SORUNLARI İÇİN EN GÜVENİLİR VE EN ETKİLİ ÇÖZÜM

BEYAZ ÇİZGİ HASTALIĞI VEYSEL TAHİROĞLU

Kas Dokusunun Gelişimi. Doç.Dr. E.Elif Güzel

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy

ADIM ADIM YGS-LYS 55. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-15 VİRÜSLER

DEJENERATİF RETİNA HASTALIKLARI Dr Alparslan ŞAHİN Periferik retina dejenerasyonları Dejeneratif miyopi Yaşa bağlı maküla dejenerasyonu

Spondilolistezis. Prof. Dr. Önder Aydıngöz

PROKARYOT VE ÖKARYOT HÜCRELER

Hedefe Spesifik Beslenme Katkıları

KANALİZASYONLARDA HİDROJEN SÜLFÜR GAZI OLUŞUMU SAĞLIK ÜZERİNE ETKİLERİ

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın

HAYVANSAL HÜCRELER VE İŞLEVLERİ. YRD. DOÇ. DR. ASLI SADE MEMİŞOĞLU RESİM İŞ ZEMİN KAT ODA: 111

Solunum, genel anlamda canlı organizmada gaz değişimini ifade etmek için kullanılır.

Demans ve Alzheimer Nedir?

ORTOPEDİK PROTEZ ENFEKSİYONLARINDA SONİKASYON DENEYİMİ

Prof.Dr.Engin Ersöz 2.sınıf ders notları

Özofagus Mide Histolojisi

Deri, vücudun sa lam ve koruyucu dı örtüsüdür. Salgı bezleri, tırnaklar,tüyler ile deri bir organ ve sistemdir. En geni organdır (Yakla ık 1.

BAŞ BOYUN PATOLOJİSİ SLAYT SEMİNERİ. Dr. Sezer Kulaçoğlu Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi

AMPHİOXUS TA ZİGOT TAN SONRAKİ GELİŞMELER

GIDA KAYNAKLI HASTALIKLAR. Gıda orijinli hastalıklar gıda zehirlenmesi gıda enfeksiyonu olarak 2 ana gruba ayrılır.

KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK

(ANEVRİZMA) Dr. Dağıstan ALTUĞ

Buzağı İshalleri ve Koruma Yöntemleri. Dengeli ve Ekonomik Besleme

Anormal Kolposkopik Bulgular-1 (IFCPC, 2011)

Prof. Dr. Necmi İŞLER M.K.Ü. Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü

solunum >solunum gazlarının vücut sıvısı ile hücreler arasındaki değişimidir.

VAN-KARAGÜNDÜZ POPULASYONUNUN DİŞLERİNİN VE ÇENELERİNİN PALEOPATOLOJİK AÇIDAN İNCELENMESİ

Göz Fonksiyonel & Klinik Anatomisi ve Fizyolojisi

Kalın Barsak Mukoza. Villi yoktur Kıvrımlar yoktur. Distal bölümde (Rectal) vardır DR. OKTAY ARDA

DUYU ORGANLARININ MEYDANA GELİŞİ

*Canlıların canlılık özelliği gösteren en küçük yapı birimine hücre denir.

AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞIMIZ ELİMİZDE

HÜCRE. Yrd.Doç.Dr. Mehtap ÖZÇELİK Fırat Üniversitesi

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #13

GENEL VETERİNER KLİNİĞİ PRENSİPLERİ VE EKİPMAN BİLGİSİ VEYSEL TAHİROĞLU

CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ

YGS ANAHTAR SORULAR #3

Transkript:

Hayvanlarda diş muayeneleri yaş tayini hariç ekseriya yüzeysel olarak yapılır ama diş hastalıkları yaygındır ve özellikle koyunlarda olmak üzere yararlı bir hayat süresini sıklıkla sınırlayan bir faktördür. Dişler oral ektodermde dental lamina olarak adlanan at nalı şeklinde kalınlaşmalardan gelişir. Sublaminal neural bant hücreleri Diş tomurcukları (germinativum) Enamel organlar odontoblastlar Dentin Dental lamina kalıcı dişlerin tomurcuklarını meydana getirir getirmez dejenere olur. Epitel kalıntıları gingiva ve çenelerde epitel incileri veya adaları halinde kalırlar. Bu kalıntılarda tümörleri ve kistleri doğurabilir. Dişler basit veya komplekstir.

Dişler basit veya komplekstir.

Brahidont (basit dişler): Çıktıktan sonra büyümeye devam etmeyen dişlerdir Belirgin bir taç, boyun ve kök kısımlarına bölünebilir. İnsan, karnivor ve domuzlardaki dişler bu tiptedir.

Hipsodont (kompleks dişler): Devamlı çıkan, büyüyen dişlerdir Bu dişler belirgin bir taç, boyun ve köke sahip değildir. Bunlar daha ziyade kökten ibaret olarak kabul edilirler. Ruminantların (yanak molar dişleri cheek teeth), atların bütün, kemiricilerin kesici (incisive) dişleri ile domuzların köpek dişlerini kapsar.

Dişlerde dentin, mine ve sementun olmak üzere 3 sert doku vardır.

Dentin : Açık sarıdır ve dişin büyük kısmını oluşturur,%35 i organik % 65 i mineral maddedir. Bu şekliyle yapısı kemiğin benzeridir ve kemikte olduğu gibi Tip 1 kollajen kapsar. Dentin odontoblast denilen, dental papillanın mezenşiminden farklılaşan bazal nükleuslu silindirik (columnal) hücrelerden üretilirler. Başlangıçta mineralize olmamıştır (predentin) ama sonra mineralize olur. Mine (Enemal): %5 organik,%95 mineral maddedir. Prizmalar ve çubuklar halinde üretilen mine, bir matriks tarafından bir araya yapıştırılır. Katı, yoğun, kırılgan, geçirgen şeffaf ve beyazdır. Ameloblastlar tarafından üretilir. Metabolik stres sırasında normalde bulunan çizgiler belirginleşirler. Daha şiddetli tahribat, fluorosiste veya bazı virüsler ile enfeksiyonda olduğu gibi, minenin fokal hipoplazisini veya aplazisini doğurabilir. Sementum: Avasküler kemik benzeri bir maddedir. Cementoblastlar tarafından üretilir. %55 i organik ve %45 i inorganik madde kapsar. Genelde brahidont dişlerin dentini nerede mine ile kaplanmamışsa sementun ile kaplanmıştır. Alveolar kemikten gelen Sharpey in iplikleri sementun içine gömülmüştür. Sementum rezorpsiyona kemikten daha dayanıklıdır ve yine kemikten farklı olarak rezorbe olmaz ve yaşla yenilenmez, bunun yerine eski katın üzerine yeni sementum katı çökelir. Bazı patolojik durumlarda sementun resorbe edilir. Takiben sellüler ve asellüler sementun çökerek defekti az veya çok tamir eder.

Periodontal Ligament: Dental keseden gelişen oldukça hücresel ve iyi vaskülarize olmuş bağ dokudur. Periodontinum= periodontal liagment+gingival lamina propria+sementum+alveolar kemikten ibarettir. Ligament dişi destekler ve büyümesi sırasında onun hareketlerini düzenler. Sinir ve lenfatikler ile iyi kuşandırılmıştır. Lenfatikler alveoler kemik içine iyi direne olur. Periodontal ligament hastalıklar sırasında sementum da olmak üzere, alveoler kemiği yeniden şekillendiren hücrelerin kaynağıdır. Ligamentte bulunan Malessez in epitel hücreleri, periodontal yangılarda çoğalarak kistik yapılar geliştirebilirler. Periodontium pek çok tümörün orijinini de oluşturur.

Pulpa: Müköz bir bağ doku özelliğindedir; fibrosit, histiyosit, indiferensiye bağ doku hücreleri, kan damarları, sinir tellerinden oluşur. Gingiva: Müköz membran, fibröz doku ile desteklenir. Çıkmammış dişlerde, dişin taç kısmını, erupsiyona uğrayanlarda ise boyun bölgesini çevreler. Alveolar, areolar, buccal, free gum margin, interdental, labial, lingual, marginal kısımlara ayrılır.

Anomaliler/ Gelişim Bozuklukları Anadontia, dişlerin yokluğu, buzağılarda kalıtsaldır. Erkelerde cinsiyet-bağıntılı (x-linked) recessive karakterdedir ve deri defektleri ile ilişkilidir. Oligodontia, dişlerin normalden daha az olmasıdır. Sporadik olarak at, kedi ve köpeklerde görülür, köpeklerde de kalıtsal bir karakterdir. Pseudooligodontia ve Pseudoandontia, dişlerin hatalı çıkması sonucudur. Bazı köpek ırklarında görülür. Polyodontia, dişler aşırıdır, brachycephalic köpeklerde bulunur. Kesiciler etkilenmiştir ve defekt muhtemelen geniş merme elde etmek için yapılan çiftleştirmelerin sonucudur. Polyodontia atlar ve kedilerde de görülür, insisive ve pre-postmolar (cheek theef) dişleri kapsar.

Pseudopolyodontia, desidual dişlerin permanent dişlerin çıkmasından sonra kalmasıdır. Atlar, kediler ve özellikle minyatür ırk köpeklerde görülür. Heterotopik Polyodontia, dental arkın dışında bir diş veya dişlerdir. En iyi bilinen örnek atların kulak dişidir. Embriyonal dönemde brahial yarığın kapanmamasından veya hücresel kalıntıların bu bölgeye dâhil olmasından köken alırlar. Kistler çok katlı mükoz veya kutan epitelyum ile kaplıdırlar, bir veya birkaç diş kapsayabilirler. Dişler kist duvarına ya gevşekçe ilişmiştir veya temporal kemiğe derince gömülmüştürler kistler parotid bölgede gelişir ve dışa fistülleşebilir. Bunlar ara sıra bilateraldir, nadiren diş deri ile sarılı saplı bir kitle şekillendirebilir ve bir sapçık ile kafanın derisine bağlanabilir. Heterotopik polyodontia sığır, köpek, domuz ve koyunlarda da görülebilir. Odontogenic kistler, çeşitli türlerde görülen, epitel döşeli kistlerdir. Dentigerous kistler, isminden anlaşılacağı üzere, çoğunlukla malforme-hatalı şekillenmiş dişin bir parçasını veya tüm dişi kapsayan kistlerdir. Hayvanlarda odontogenic dentigerous cystlerin en yaygın şekli özellikle aygırlar olmak üzere atların kurt dişi olarak anılan 1. premolar ve vertigeal köpek dişlerini kapsayandır. İnsanlarda bu kistler iskeletin en sık görülen benign tahrip edici lezyonu olarak kabul edilirler.

Pigmentasyon Dişlerin ve Dental Dokunun Dejeneratif Durumları Normal enamel (mine tabakası) beyaz ve parlak, Normal sementun grimsi-beyaz, açık-sarı, Normal dentin ise koyu sarıya yakın renktedir. Normal enamel in rengi hiç değişmez. Kronik flor zehirlenmesinde (kronik fluorosis) hypoplastik enamel sarı-kahve renkte hatta siyah olabilir. Brahidont dişlerin renk değiştirmeleri dentin tabakasının pigmentasyonu sonucu veya diş kökü sementun tabakasının pigmentasyonuna bağlıdır. Renk değişikliği yarı geçirgen (şeffaf) olan enamel tabakasından fark edilebilir. Dentin tabakası diş özünün (pulpa) hemoraji veya yangılarına (pulputis) bağlı olarak kırmızı-kahve ye irinli pulpitis te geri-yeşile ve ikterusta sarıya renk değiştirir. Buzağı, kedi ve domuzların kongenital porfiriya larında (porphyria) dentin gençlerde kırmızıya (pembe-diş), ergin hayvanlarda koyu kahveye boyanır. [porphyria: porfirin, metabolizmasındaki bozukluktur. Profirin lerin veya porfirini doğuran maddelerin (precursos) şekillenmesi veya dışa atılmasındaki artış ile karakterize olan bir bozukluktur Tetrasiklin antibiyotiğinin mineralize olan dentin, enamel ve muhtemelen sementun tabakasında virikmesi sonucu, dişte bütün hayvan türlerinde ultra viole ışıkta parlak-sarı floresans veren renk oluşturur.

Dişlerin Sürtünmeye Bağlı Aşınması Ergin hayvandaki diş yapısı büyük ölçüde büyüme ve aşınmaya, diş tipine bağlı olarak aşınmanın derecesine, hayvan türüne ve çiğnenen maddeye bağlı olarak ortaya çıkan bir sonuçtur. Aşınma otçullarda çok belirgindir ve bu türlerde aşınmada ortaya çıkan düzensizliklere, anormaliklere sık rastlanır. Genel olarak, normal aşınma ve çiğnemeyle dişin ekstra-alveoler kısmında kısalma olmaz. Diş türe bağlı olan gelişme süresiyle büyür, uzunluğu artar, sonra diş kökü sementununun hipertrofisi ve alveoler kemiğin proliferasyonu ile dışa doğru itilir ve nihayet alveollerde yaşlılığa bağlı atrofi gelişir. Sığır ve atlarda molar dişlerdeki normal aşınma dişlerin çiğneme yüzeylerinin düzleşmesine yol açar. Enamel deki aşınma dentin tabakasına ulaşır ulaşmaz, daha yumuşak olan bu tabaka çok daha süratle aşınır, diş özünü koruyabilmek için sekonder tabiattaki dentin birikir. Zamanla sekonder dentin diş özü boşluğunu doldurarak dişin ölümüne yol açar. Herbivorlarda aşınma anomalileri çok yaygındır. Normalin altında aşınmış dişlere, bu dişe karşı gelen dişim kaybında, oligodontia da, komşu dişlerin anormal dizilmesinde, edinsel diş kayıplarında rastlanır. Diş anormal derecede uzar. Uzamış dişler karşı taraftaki diş etine, eğer eğilmişse yanak ve dudak gibi komşu yumuşak dokulara doğru büyüyerek travmalara neden olur

Diş ve Peridont un infeksiyöz ve yangısal Hastalıkları Diş enameli ışık geçirgen bir pellicle (film) ile örtülüdür, bu tabaka tükürük içindeki maddelerin seçici adsorptionu ile oluşur. Bu tabaka üzerine, yapışma kabiliyetinde olan organizmalar tutunarak, tükürük akışı ile uzaklaşmayan, mineralize olmamış DENTAL PLAKLARI oluşturur. Plaklar içindeki bakteriler ekseriya Gr (+) tir. Çoğunluğu streptococci ve Actinomyces spp. Bunlar diş yüzeyinde düzenli gruplar oluşturur. Plak metabolik olarak aktifedir. Besin içindeki karbonhidratları yapıştırıcı polimerleri oluşturmak için, enerji kaynağı olarak, çeşitli enzimleri ve yangının mediatorlerini sağlamak ve üretmek için kullanılır. Dental plaklar diş çürüklerinin ve peridontal hastalıklarını gelişmesini başlattıkları için önemlidir. DENTAL CALCULUS (tartar), mineralize olmuş plaktır. Mineral başlıca tükürükten gelir. Atlarda tartar başlıca CaCO3, köpeklerde CaPO3 tır. Atların tebeşirimsi diş taşları kolaylıkla uzaklaştırılırken köpeklerdeki set ve sıkı yapışıktır. Kalkuluslar, çoğunlukla yaşlı köpek ve kedilerde, arasıda atlar ve koyunlarda ve nadiren diğer türlerde bulunurlar.

Dental Caries (Diş Çürüğü) : Dişlerin sert dokusunun bir hastalığıdır. İnorganik kısım demineralize olması organik matriks in enzimatik degradasyonu ile karakterizedir. Diş çürükleri atlar ve koyunlarda yaygın, köpek ve kedilerde ise nadirdir. İki tip caries vardır; Çukur veya fissure çürükleri ve düzgün yüzey çürükleri. Birinci tip, genellikle bakteri veya besinlerin tutulduğu girinti ve çıkıntıların olduğu düzensiz çiğneme yüzlerinde gelişir. Plaque (plak) bu tip çürüklerin gelişimi için gerekli değildir. Düzgün yüzey çürükleri genellikle proksimal (bitişik) diş yüzlerinde, tipik olarak temas yüzlerinin tam altında veya diş boynunun etrafında görülür ve başlaması için Dental Plaklar gereklidir.

Demineralizasyonu başlatan organik asitler (başlıca laktik asit), besin içindeki karbonhidratların bakteriyel fermantasyonu ile oluşturulur. Düzgün yüzey çürüklerinde plak asidi üretilir ve diş yüzeyinde düşük Ph oluşmasını sağlar. Lezyonların ilerlemesi çeşitli faktörlere bağlıdır. Örneğin; tükürüğün Ph sı ve enamalin sertliği ile demineralizasyona direnci gibi. Organik matriks i lyse (lizis erime) eden enzimler, plak tarafından üretilebildiği gibi lökositlerdende türeyebilir. Plak lökositler için kemotaktik özelliktedir. Çürüğün geliştiği dişte, enamel parkalığını kaybeder, mat-beyaz ve lekeli görünümdedir. Dentin tabakası ortaya çıktığı zaman, kahve veya siyah renkte görünür. Dentin daha yumuşaktır, enamelden daha kolay demineralize olur ve enameldeki iğne başı büyüklüğündeki bir lezyon, çürük, dentine ulaştığı zaman geniş bir lezyona neden olabilir.

Pulpitis Dental pulpa dental papilladan gelişir. Damar ve sinirlerin geçtiği apikal delik hariç, odontoblastlar ve dentin ile çevrilidir. Pulpa dişin tek vasküler dokusudur. Peridontium ile birlikte klasik yangının tek yerleşim yeridir. Pulpitis, daima enfeksiyon ile, kırıklardan giren bakteriler veya onların ürünleriyle; çürük perforantion ları (özellikle enamel defektli dişlerdeki) ; anormal aşınmadan dolayı perforasyonlar; periodontitis ve hematojen olarak giren enfeksiyonlar ile ilişkilidir. Pulpadaki yangı peridontium a ve çenelere kadar uzanabilir. Peridontal Hastalık Peridontal hastalık insanların sık görülen kronik tabiatlı bir hastalıktır. Koyun ve köpeklerde en yaygın olarak görülen bu diş hastalığı at, ruminant ve kedilerde de önemli bir diş problemi oluşturur. Genellikle plak ilişkili bir hastalık olarak başlar, diş etlerinin çekilmesi, alveolar kemiğin kaybından, kronik peridontitise ve dişlerin dökülmesine kadar ilerleyebilir.

Klinik gingivitis ekseriya plağın gingival oluk veya yarıkta birikimiyle başlatılır. Dişler arasına gıdaların özellikle çekirdeklerin sıkışmasıyla ilişkili olabilir. Gingivitis başlangıçta gingival yarıkta lökositlerin ve yangısal sıvıların karakterizedir. Sonra marginal eksudatif yangı ve plazma hücreleri, lenfositler, makrofajlar ve nötrofiller ile belirlenir. Bir- iki gün içindeki belirgin kollajen kaybı nötrofil lizozomların veya muhtemelen plaktan gelen enzimlerin aktivitesi nedeniyledir. Makroskopik olarak gingiva kırmızıdır. Yangının devamı ve hızlanması apikal diş-gingiva yapışmasının çekilmesine ve alveoler kemiğin resorpsiyonuna neden olabilir. Köpeklerde gingivitis ekseriya proliferatiftir. Koyunlarda periodontal hastalık bütün dişleri kapsayabilir ama etkilenme en şiddetli olarak kesicilerde görülür ve periodontal hastalık premature diş dökülmesinin ana nedenidir.

Dental Dokunun Tümörleri Dental dokunun tümörleri doğurucu özelliğe sahip veya etkisiz epitelyal tümörler ve mezodermal tümörler olarak sınıflandırılır. Dişin gelişimi epitel ve mezenşimal ilişkilerin klasik örneğidir ve belirli mix tümörlerde doğurucu etkiler genellikle kabul edilir. Mezodermal tümörler hayvanlarda oldukça nadirdir. Epitelyal olanların bazıları tümördür diğerleri muhtemelen malformasyonlardır. Diş dokularının çoğu tümörleri nadir nonmalignant, infiltrative ve genişleyicidir. Bunlarla beraber, yerleşimleri kemiğin tahribine neden olduğu için tehlikelidir ve uzaklaştırılmaları güçtür.