HAZÎNEDEN PARA YARDIMI YAPILMAK SURETÎLE YİYECEK FİYATLARININ DÜŞÜRÜLMESİ (*)



Benzer belgeler
Türkiye: 1936 yılında maden istihsalâtımız umumiyet üzere artmıştır. Bu yılın istihsal adetlerini bir öncesi ile karşılaştıralım:


34 NOLU SÖZLEŞME ÜCRETLİ İŞ BULMA BÜROLARININ KAPATILMASI HAKKINDA SÖZLEŞME

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÎLE FEDERAL ALMANYA CUMHURİYETİ ARASINDA 16 ŞU BAT 1952 TARİHÎNDE ANKARA'DA AKDEDİLMİŞ OLAN TİCARET ANLAŞMASINA EK PROTOKOL

KONUT SEKTÖRÜNÜN VERGİ YÜKÜ VE ÖNERİLER

TÜRKİYE HÜKÜMETİ İLE MİLLETLER ARASI ÇALIŞMA TEŞKİLATI

Türkiye Linyit Yataklarının İstihlâk Esasına Göre incelenmesi

Sirküler Rapor Mevzuat /130-2 VERGİDEN İSTİSNA KIDEM TAZMİNATI, ÇOCUK YARDIMI VE AİLE YARDIMI İÇİN YAPILAN ÖDEMELERDE İSTİSNA SINIRI

Dr. İsmet Turanlı. Köln

T Ü R M O B TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ SİRKÜLER RAPOR MEVZUAT

VERGİDEN İSTİSNA KIDEM TAZMİNATI, ÇOCUK YARDIMI VE AİLE YARDIMI İÇİN YAPILAN ÖDEMELERDE İSTİSNA SINIRI

VERGİDEN İSTİSNA KIDEM TAZMİNATI, ÇOCUK YARDIMI VE AİLE YARDIMI İÇİN YAPILAN ÖDEMELERDEN İSTİSNA SINIRI

Sirküler Rapor / YILINDA VERGİDEN İSTİSNA KIDEM TAZMİNATI, ÇOCUK YARDIMI VE AİLE YARDIMI İÇİN YAPILAN ÖDEMELERDE İSTİSNA SINIRI

YENİ TEŞVİK YASASININ AVANTAJLARINDAN DAHA YÜKSEK ORANLARDA YARARLANMAK İÇİN SON GÜN

PERSONELE YAPILAN AVANS ÖDEMELERİNİN VERGİ, İŞ VE SOSYAL GÜVENLİK MEVZUATI KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ

Ekler: Nakit Kredi Taahhütnamesi Sözleşme Öncesi Bilgi Formu (4 sayfa) Nakit Kredi Uygulama Esasları Hakkında Prosedür

T Ü R M O B TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ SİRKÜLER RAPOR MEVZUAT

İHRACAT BEDELLERİNİN YURDA GETİRİLME MECBURİYETİ KALDIRILMIŞTIR

Yaklaşım Dergisinin 252 Sayısında Yayınlanmıştır.

2. Aşağıda yazılıkooperatiflerin ortaklarıiçin hesapladıklarıristurnlardan;

/ 77 TÜRK PARASI KIYMETİNİ KORUMA HAKKINDA 32 SAYILI KARARDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

T.C. SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü GENELGE NO: 2007/02....VALİLİĞİNE (Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü)

AKTAY TURİZM YATIRIMLARI VE İŞLETMELERİ A.Ş. ANASÖZLEŞME TADİL TASARISI

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 72

VERGİDEN İSTİSNA KIDEM TAZMİNATI, ÇOCUK YARDIMI VE AİLE YARDIMI İÇİN YAPILAN ÖDEMELERDE İSTİSNA SINIRI

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü. Sayı : KDV /07/2014

Bu bağlamda, sigorta primine tabi olan kazançlardan;

GÖRÜŞ BİLDİRME FORMU

Sayı : B.13.2.SGK /300 7/5/2010 Konu : Fazlaya ilişkin hacizler GENELGE 2010/60

İlgili Kanun / Madde 506.S.SSK/61 YAŞLILIK AYLIĞININ HESAPLANMA YÖNTEMİ

Kıdem tazminatında gelecek prim oranına bağlı - 21 Eylül 2011

tarihinden itibaren sağlık yardımından istifade yönünden kamu personeli de Genel Sağlık Sigortası kapsamına alınmıştı.

TEŞKİLATLANMA VE KOLLEKTİF MÜZAKERE HAKKI PRENSİPLERİNİN UYGULANMASINA MÜTEALLİK SÖZLEŞME

HANEHALKI GELİR VE TÜKETİM ANKETİ

Üçüncü Demir ve Çelik Fabrikalarının Kuruluş Yeri Seçiminde Uygulanan Usûl Ve Alınan Sonuç

Tarife Dışı Politika Araçları

KARS ŞEKER FABRİKASI RAPORU

Asgari Ücret Artırımın Etkileri Nelerdir?

ESNAF, ÇİFTÇİ, SANAYİCİ, TÜCCAR VE ŞİRKET ORTAĞI GİBİ BAĞIMSIZ ÇALIŞANLARIN SGK DAN RAPOR PARASI ALMA HAKLARININ AÇIKLANMASI

AVUKATLIK ÜCRET TARİFESİ 1941

Kanun No Kabul Tarihi :

VERGİDEN İSTİSNA KIDEM TAZMİNATI, ÇOCUK YARDIMI VE AİLE YARDIMI İÇİN YAPILAN ÖDEMELERDE İSTİSNA SINIRI

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Orman Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun (5192 sayılı, numaralı, nolu yasası)

İlgili Kanun / Madde 1475.S.İşK/ S.İşK/57 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ. Esas No. 2009/17310 Karar No. 2011/19792 Tarihi:

VERGİDEN İSTİSNA KIDEM TAZMİNATI, ÇOCUK YARDIMI VE AİLE YARDIMI İÇİN YAPILAN ÖDEMELERDE İSTİSNA SINIRI

5510 sayılı SSGSS Kanunuyla getirilen sistem bağlanacak emekli aylıklarını düşürecek.

Vergi incelemesinden maksat, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamaktır.

3. HAFTA MÜHENDİSLİK EKONOMİSİ. Nakit Yönetimi Para-Zaman İlişkisi Basit-Bileşik Faiz Ekonomik Eşdeğerlilik. Yrd. Doç. Dr.

Kreş Yardımı ve İkale Ödemelerinde Gelir Vergisi İstisnası ile İlave Asgari Ücret İndirimine İlişkin Tebliğ

VERGİDEN İSTİSNA KIDEM TAZMİNATI, ÇOCUK YARDIMI VE AİLE YARDIMI İÇİN YAPILAN ÖDEMELERDE İSTİSNA SINIRI

SİRKÜLER NO: POZ-2013 / 80 İST, GELİR VERGİSİ KANUNU TASARISINDAKİ TAŞINMAZ VE İŞTİRAK (ORTAKLIK) PAYLARI SATIŞ KAZANCI İLE İLGİLİ HÜKÜMLER

Avni KÖSEMATOĞLU SERAMİK SANAYİİ VE MÜŞTEREK PAZAR I ÖNSÖZ:

YURT DIŞI REKLAMASYON GİDERLERİNİN VE GİDER OLARAK KABULÜ

Ekonomi II. 21.Enflasyon. Doç.Dr.Tufan BAL. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından

/ YILI EMLAK VERGİSİ BİRİNCİ TAKSİDİ ÖDEME SÜRESİ 31 MAYIS 2006 DA BİTİYOR

DESTEK DOKÜMANI. Yapılan bu değişiklikten sonra vergiden müstesna olarak ödenebilecek aylık çocuk zammı tutarı;

YÜZDE USULÜ İLE ÜCRET KARŞILIĞINDA ÇALIŞMA

Zonguldak ve Kilimli kömürlerinin Devlet Demiryolları lokomotiflerinde yapılan mukayeseli tecrübeleri

GİDER VERGİLERİ KANUNU 1, 2

NAKLİYE SİGORTALARI DAHİLDE İŞLEME REJİMİ HARİÇTE İŞLEME REJİMİ

10SORUDA AİLE SİGORTASI

KREDÝLÝ MENKUL KIYMET ÝÞLEMLERÝ ÇERÇEVE SÖZLEÞMESÝ

önce, ekonomik olmıyan iki faktör üzerinde duralım : 1. Askerî amaçlar, 2. Prestij. Kısa vadeli plânlama Basil BROWN

ÖĞRETİM TEST USULÜ SINAVLARLA İLGİLİ BİR DENEME

2013 Yılında Geçerli Olacak Ücret Bordrosu Parametreleri

VERGİDEN İSTİSNA KIDEM TAZMİNATI, ÇOCUK YARDIMI VE AİLE YARDIMI İÇİN YAPILAN ÖDEMELERDE İSTİSNA SINIRI

ELAZIĞ VALİLİĞİNE (Defterdarlık) tarihli ve /12154 sayılı yazınız

DEMİRBAŞ VE AMORTİSMAN SINIRI (VUK 313) Doğrudan Gider Yazılacak Demirbaş, Özel Maliyet ve Araç Gereç ( Tarihinden itibaren) 800,00

GİBİŞ 1 BİRİNCİ BÖLÜM : TİCARİ HESAP A. YÜZDE HESAPLARI 3

Tablo 1 Ham Demirin, Cevherlerin, Kok ve Eriticinin Terkibi. MgO. AlıOj. CaO

86 SERİ NO'LU GİDER VERGİLERİ GENEL TEBLİĞ TASLAĞI

5. İşçi fazlasını, işveren fazlasını ve iş fazlasını şekil yardımıyla gösteriniz.

BALIKESİR TABİP ODASI AĞUSTOS 2016 ÇALIŞMA RAPORU

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Mart 2012, No: 26

Varant nedir? Varantların dayanak varlığı ne olacak? İlk uygulamada borsa endeksleri ve dolar/tl olacak.

-~-~ ~ \1 j \ ~ J j \ \J r~ J ;..\ ;::: rj J' ıj j \ \1 ;::: J..r.l :_)..r.l J :J. :.J --.1 J.l J..r.l J _.

-412- (Resmi Gazete ile yayımı: Sayı: 23777)

YÜKLENİLEN KDV YE AİT FATURANIN GEÇ DÜZENLENMESİ HALİNDE KDV İADESİ YAPILABİL

ALMANYA DA 2012 ARALIK AYI İTİBARİYLE ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK ALANINDA MEYDANA GELEN ÖNEMLİ GELİŞMELER

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO HBYS Programı. Mali Hukuk Bilgisi Dersleri

14 Türk mevzuatında ticari senetler Bibliyografya... 1 Ehemmiveti... IV. POLİÇE (Genel olarak) ' 65

KONUT VE İŞYERİ KİRA GELİRLERİNİN VERGİLENDİRİLMESİ

Sayı: 2009/18 Tarih: Aileler krize borçlu yakalandı; sorunu işsizlik katladı

Sayı: Nisan 2007

İŞVERENİN VAZİFE MALULLÜĞÜNÜ BİLDİRME YÜKÜMLÜLÜĞÜ 5510 S.K. MD. 47

VERGİDEN İSTİSNA KIDEM TAZMİNATI, ÇOCUK YARDIMI VE AİLE YARDIMI İÇİN YAPILAN ÖDEMELERDE İSTİSNA SINIRI

Kurumlarda kar dağıtımını yönlendiren başlıca düzenlemeler;

KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAMESİNİN SON VERSİYONUNDA DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR

Türkiye ile Avusturya arasında imzalanan Tiaret ve Ödeme Anlaşmaları ile Mödüs vivendinin onanması hakkında Kanun

SAĞLIK SEKTÖRÜNE YÖNELİK FAALİYETLERİMİZ ARALIK 2018

221 Türkiye ile Danimarka arasında imzalanan Ticaret ve Ödeme Anlaşmalariyle eklerinin onanması hakkında Kanun

DERS NOTU 09 DIŞLAMA ETKİSİ UYUMLU MALİYE VE PARA POLİTİKALARI PARA ARZI TANIMLARI KLASİK PARA VE FAİZ TEORİLERİ

TÜRKİYE İŞ KURUMU GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

96 NOLU SÖZLEŞME ÜCRETLİ İŞ BULMA BÜROLARI HAKKINDA SÖZLEŞME (1949 TADİLİ) ILO Kabul Tarihi: 8 Haziran 1949

7161 SAYILI KANUN İLE VERGİ KANUNLARI VE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMIŞTIR

CİRO PRİMLERİNİN KDV KARŞISINDAKİ DURUMUNA İLİŞKİN SORUNLAR DEVAM EDİYOR

TÜRK PARASI KIYMETİNİ YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: )

Transkript:

HAZÎNEDEN PARA YARDIMI YAPILMAK SURETÎLE YİYECEK FİYATLARININ DÜŞÜRÜLMESİ (*) Yazan: Çeviren: A. C. PIGOU Tahir AKTAN King's College, Ekonomi Asistanı, Cambridge Ankara Üniversitesi Harbe hemen tekaddüm eden yıllar içerisinde, ingiliz çiftçilerine, Devlet, birçok mühim gıda maddesi için, yılda 11,5 milyon sterline yaklaşan para yardımlarında (İstihsal Primi) bulunuyordu. (1) Bu para yardımlarından gaye, yabancı rekabetin sebep olduğu düşük fiyatlar karşısında çiftçilerin makul bir kâr elde etmesini ve makul miktarda bir istihsali idame eylemelerini temindi. Biz, bu Devlet yardımları ile burada meşgul olmıyacağız. Aynı zamanda, o yıllar zarfında, müstehlikler yardımı (İstihlâk Primi) diyebileceğimiz bazı yardımlar da yapılıyordu; bunlardan maksat, yardım mevzuu olan maddelerin bedelinin bir kısmını Hazineden karşılamak, ve bu suretle, müstehlikler için fiyatları düşük bir seviyede tutmaktı. Bunlar arasında, mesken yardımları ve ilk tahsilin tamamıyle parasız yapılmasını mümkün kılan yardım da, vardı. Normal zamanlarda, bu çeşit Devlet yardımları, umumî olarak, şu bir veya iki mülâhaza ile yapılabilir ve müdafaa edilebilir. Evvelâ, yardımlardan faydalanan kimselerle bu yardımları ödeyenler aynı zenginlikte oldukları halini ele alalım: bu takdirde dahi umumî iktisadî refah bakımından onları; muayyen bir satın alma gücü içinden (yardımlardan kendi paylarına düşenler de dahil olduğu halde), satın aldıkları türlü şeyler arasında kendi hallerine bırakıldıkları takdirde satın alabilecekleri şeylerden biraz farklı şeylere sarfiyat yaptırmaya teşvik etmek, arzuya şayan olabilir. İnsanların istedikleri şeyler ile, istemeleri gereken şeyler arasında fark vardır. İlk bakışta, lüks meyhanelerden alınan vergilerle müzeler ve kon- (*) THE FOOD SUBSİDIES The Economic Journal. No. 230, June 1948, Vol. LVIII. (1) Agricultural Register, 1938-39, s. 50.

HAZİNENİN YARDIMİYLE FİYATLARIN DÜŞÜRÜLMESİ 237 ser salonlarına yapılacak yardımlar, içtimaî refahı artırabilir. Üstelik, baaa faaliyetler onları idare edenlerin hesaba kattıkları gelir ve masrafların fevkinde bir fayda husule getirebileceği gibi, diğer bazı faaliyetler de zarar doğurabilir. Orman yetiştirme iklimi ıslâh etmek suretiyle bu neviden bir fayda husule getirebileceği gibi, alkollü içkiler satışı ise fazla polis istihdamını lüzumlu kılmakla bu çeşit bir zarar doğurabilir. Gerçekten, hangi faaliyetleri yardımlarla teşvik etmek gerektiği ve hele bunlara ne nisbetlerde yardımlarda bulunmak icabettiğini karşılaştırmak işi, pek büyük güçlükler doğurur. Ve iktidarda bulunan hükümetlerin kudretlerinin bu güçlükleri yenmeğe yetip yetmiyeceği meselesi, bizi, haklı olarak, tereddüde düşürebilir. Fakat, prensip meydandadır. İkinci olarak, daha ziyade fakir halkın istihlâk ettiği maddelere yapılan ve bilhassa varlıklı kimselerin verdiği vergiler hâsılatından ödenen Devlet yardımlarım ele alalım: bunlar, satın alma gücünü varlıklı kimselerden fakirlere nakil hususunda bir vasıta olarak kullanılabilir. 3 Mayıs 1947 tarihli The Economist dergisinde neşredilen bir hesaba göre bugün esas gıda maddelerine sarfedilen her 5 s. 3 d. e Devlet para yardımları vasıtasiyle haftada bu şekilde 2s. 3d. ilâve edilmektedir; bunu karşılayacak para da mükellefleri tarafından ödemekte oldukları vergi ile mütenasip olarak temin edilmektedir. Şüphesiz bu para yardımları, varlıklı olanlardan varlıksız kimselere bir gelir nakli husule getirmektedir; geri kalan ise, Maliye Bakanının kontrolü altında, ayni kimselerin sağ ceplerinden sol ceplerine bir aktarmadan başka birşey değildir. Bu iki tip ameliyeden herbirine düşen miktar ile onlarla ilgili diğer istatistik tafsilâtım bilmek meraklı birşey olurdu; fakat biz şimdilik bunları bilmiyoruz. Harbin ilk safhalarında, gündelikle çalışanların satın alabilecekleri malla ifade edilen hakikî ücretleri düşecek olursa ciddî iş ihtilâfları doğacağından, ve bu sebepten, harp gayretlerine zarar vereceğinden korkuluyordu. Devlet masraflarının artması ile beraber, gıda fiyatları da dahil olmak üzere, bütün fiyatlar yükselmeğe başladı, bu suretla işçilerin hakikî ücretleri de tehlikeye düşüyordu. Başlıca gıda maddelerimizin büyük-bir kısmı dışarıdan getirildiği için, sırf kanunla azamî fiyatları tesbit etmek suretiyle fiyatların yükselmesinin önüne geçmek imkânı yoktu; çünkü bu, gıda maddelerinin ithâline engel olacaktı. Bundan dolayı, eğer fiyatlar aşağı tutulmak isteniyorsa, mecburî olarak, bunun Devlet yardımları ile yapılması gerekiyordu. Bu yardımlar olmasa idi işçilerin hakikî ücretlerini idame etmek ancak nakdî ücretlerin artırılması yoluyla mümkün olurdu. Harp bütün şiddetiyle devam ettiği sırada hemen hemen bütün iş görebilecek kimselerin iş bulacakları muhakkak

238 TAHİR ÂKTAN olduğu cihetle, ilk bakışta, Devlet Hazinesinden para yardımı yapılması usulü ile nakdî ücretlerin artırılması usulü, hakikî ücretleri idame hususunda aralarından biri seçilmesi gereken iki yol teşkil ediyordu. Ya nakdî ücretleri bir miktar artırmak veya Devletçe ücretlilerin satın aldıkları eşyanın bedelinin bir kısmını karşılamak üzere aynı miktarda para ödemek icabediyordu. Mamafih, bu iki hal tarzı gerçekte aynı kıymeti haiz değildir. Devlet yardımı usulünde yardım harici yiyecek fiyatlarındaki muayyen bir artma karşısında her sene x sterlinlik sabit bir para yardımı kâfi gelecekti. Fakat diğer ikinci tarzda, yani nakdî ücretler artırıldığı takdirde, bu, bütün fiyatların da yükselmesine sebep olacaktı, bundan dolayı da hakikî ücre hadlerini bir kararda tutabilmek için nakdî ücretlerin de tekrar yükseltilmesi zarurî olacaktı; ve hâdise aynı suretle tekerrür edeceğinden fasit bir daireye girilecek, hakikî ücretleri muhafaza etmek bir türlü mümkün olmıyacaktı. Şurası açıktır ki, gerek Devlet yardımlarında gerek nakdî ücretlere yapılan ilâvelerde yeniden para çıkarılması icabetmekle beraber, yardım usulünde para çıkarılması zarureti, öteki usuldekinden daha azdır. Devlet yardımı usulü tercih edildiği takdirde para olarak ifade edilen gelirler, daha az genişliyecektir. Devlet yardımı ne kadar artarsa enflasyon o kadar azalacaktır. Şüphesiz ki, eğer Devlet yardımları nakdî ücretleri artırma taleplerini tahdide muvaffak olamazsa ve bu gibi artmalara bir çare değil bir ilâve haline gelirse, enflasyona karşı bir tedbir olarak, tesirleri, zayıflar ve hattâ tamamiyle ortadan kalkabilir. Mamafih, bunun olmıyacağı zannedilmiş ve bu ümitle Devlet yardımları ihdas edilmişti. Bu yardımlar, yardım görmiyen mühim gıda maddelerinin fiyatlarına maakûsen mütenasip olarak değişecek, böylece, bu maddelerin fiyatları müstehlikler için hemen hemen müstekar kalacaktı. Sonradan da görüldüğü üzere, gıda fiyatları, muvaffakiyetle sabit tutulabildi. 1940 da 1938 vasatisinden % 20 kadar yükselmiş olan geçim endeksindeki yiyecek masrafları, o zamandan beri, hemen hemen tamamiyle sabit kalmıştır ve geçen Haziranda endeks terkedilinceye kadar değişmemiştir. Bu değişmezliği mümkün kılan yardımların miktarı şimdi yılda 400 milyon sterline yaklaşıyor, bu da, gelir vergisi hasılatının aşağı yukarı beşte ikisine muadildir. Bununla beraber, nakdî ücret hadleri sabit kalmamıştır. Bunlar 1938 seviyesine nisbetle 1940 da % 12 kadar, 1947 Haziranında ise % 75 e kadar yükselmiştir. Görünüşe nazaran bu pek de iyi bir netice değildir. Çünkü para yardımları nakdî ücretlerin yükselmesine mâni olamamıştır. Bununla beraber, ücretlerin yükselmesini ve enflasyon fasit dairesini mahdut bir ölçüde alıkoymuştur. M I.-.».I l I > I. i:>.«<»< ILt.,l,

HAZİNENİN YARDIMİYLE FİYATLARIN DÜŞÜRÜLMESİ 239 Bunu ne dereceye kadar yapabilmişlerdir, kesin olarak tayin etmek imkânsızdır. Fakat aşağıdaki hâdiseler durumu aydınlatmaktadır. Gerçi Birinci Dünya Harbinde buğdaya mühimce bir prim verilmiş (bu prim 1920 yılı sonunda kaldırıldı), ve harp bittikten sonra yarı tesadüfi bir surette şekere de önemli bir prim tatbik edilmiş ise de (2), geçim masraflarım müstekar kılacak hiçbir ciddî teşebbüs yapılmamıştı. 1919 sonunda nakdî ücretler 1913 yılındakine nisbetle % 128, geçmiş endeksindeki yiyecek unsuru ise % 130 yükselmişti; 1920 nin sonunda bu rakamlar, % 179 ve % 171 e çıkmışlardı. Enflasyon hareketi, o zaman, bu seferkine nisbetle, çok daha geniş idi. Diğer taraftan, hakikî ücretler (kinakdî ücretlerin geçim endeksine taksimi ile bulunur) bu sefer % 45 yükseldiği halde, geçen harpte hemen hemen hiç değişmemiştir. O halde Devlet yardımlarının enflasyon hareketini ehemmiyetli bir surette kösteklediği ve aynı zamanda hakikî ücretlerin artışında bir âmil olduğu neticesini çıkarabilir miyiz? Mamafih, bütün bunlar, şimdi bu yardımlar için ne yapmamız gerektiği meselesini halletmek için ancak bir hazırlık teşkil eder. Bana kalırsa, bugün, normal barış zamanlarında esas gıda maddelerine Devlet tarafından genel olarak prim verilmesinin - buraya kısmî Devlet yardımlarını, meselâ mektep talebelerine verilen süte prim tatbik olunmasını dahil etmiyorum - arzuya şayan olmadığı hakkında fikir birliği vardır. Bu umumî primler iki sebepten dolayı arzu edilmiyorlar. Evvelâ, eğer nişbeten zengin halktan, nisbeten fakir halka meselâ şu miktar bir paranın nakline karar verilecek olursa, bu paranın, alıcılar arasında satın aldıkları esas gıda maddeleri nisbetinde taksim edilmesi, son derece israfil olur. Çünkü satın alman esas gıda maddeleri miktarı onların nisbî ihtiyaçlarını iyice göstermez. Eğer bu para meselâ çocuk yardımlarının artırılmasına, ihtiyarlık tekaüdiyesine zamlar yapılmasına, hastalara yardım ödeneklerine ilâvelerde bulunulmasına tahsis edilse, çok daha faydah olabilir, ikinci olarak, normal şartlar altında, bütün esas gıda maddeleri oldukça bol ve vesika usulü de ortada yok iken, bu yiyecek maddelerine Devletçe prim verilmesi; istihsal kuvvetini, zarurî olarak, bu maddelerin istihsaline doğru sevkedecektir. Bu götürme, ferde yukarıda sözü geçen nakilden sonraki satın alma kudretini serbestçe kullanma hakkı verildiği takdirde (yani Devletin iki türlü masraf arasında bitaraf kalması halinde) hasıl olacak istihsal kuvveti naklinden daha fazla olacaktır; halbuki bu çeşit bir istihsal kuvveti naklinin sosyal (2) Karşılaştırınız: Beyeridge, British Food Control, s. 229 ve 301.

' " '» Ml*«ı»*!t«IMl«n«llft.mı<ıı 240 TAH1R AKTAN bakımdan arzu edilir birşey olduğunu düşünmek için ortada bir sebep yoktur. Mademki esas gıda maddelerinin büyük bir kısmı memlekete dışarıdan ithal edilmektedir ve belki de gittikçe daha pahalıya malolmaktadır, o halde istihsal kuvvetlerinin aksi istikamete sevkedilmesi bile müdafaa edilebilir. Bu mülâhazalar kesindir. Normal zamanlarda, başlıca gıda maddelerinin müstehliklere maliyetten aşağı bir fiyatla satılabilmesi için Hazineden para yardımı yapılmamalıdır. Bu hususta ciddi hiçbir şüphe ileri sürülemez. Fakat, normal zamanlarda yaşamıyoruz ve bugün fiilen harbin mirası olarak büyük miktarda gıda yardımları yapılmaktadır. Bunların normal zamanlar için elverişli olmadığını söylemek kolaydır; fakat, şimdi onları ne yapmamız gerektiğini kararlaştırmak çok güçtür. Mamafih, gerçekte bir durum meseleyi biraz kolaylaştırıyor. Yukarıda gördüğümüz gibi, normal şartlar altında, Devlet yardımları, satın alma kudretini bir kısım halktan diğer kısım halka nakletmekle kalmayıp, aynı zamanda, üzerinde Devlet yardımı olan bir takım maddelere imtiyazlı bir durum veriyor; ve bu suretle bir adam (yardımlar dolayısiyle kendisine verilen de dahil olmak üzere), muayyen bir satın alma kuvveti toplamından bu hususî maddelere parasını daha fazla harcamıya, ve bu yüzden, onlardan daha çok satın almaya, teşvik ediliyor. Bununla beraber, bugün, yardım mevzuu olan başlıca gıda maddeleri, gayet sıkı bir vesika usulüne tâbidir. Bu hususta istatistiklere dayanan bir delil mevcut olmamakla beraber, umumî bir kanaata göre, hemen hemen herkes, kendisine vesika ile satın alma müsaadesi verilen miktarın tamamını satın almaktadır. Vesika ile verilen miktarlar da pek az olduğuna göre, Devlet yardımları kaldırıldığı takdirde husule gelmesi muhtemel büyük bir fiyat yükselişi bile, halkı, bunu yapmaktan menedemiyecektir. Sonra, böyle bir fiyat artışı ancak onları başka türlü masraflardan tasarruf etmeye sevkedecektir. Binaenaleyh, vesika sistemi şimdiki gibi büyük ölçüde devam ettiği müddetçe, türlü istihlâk şekilleri a- rasında Devlet yardımlarının bazı istihlâk nevileri lehine ihdas ettiği ayırıcı tesir, ihtimal ki pek ehemmiyetsiz olacaktır. Bu itibarla, para yardımları, satın alma gücünü bir kısım insanlardan diğer bir kısım insanlara nakleden bir kanaldan başka birşey telâkki edilmemelidir. Eğer bunlar kaldırılacak olursa, evvelce yardım gören esaslı gıda maddelerinin fiyatları yardımın kaldırıldığı sırada düşmediği takdirde, aile efradı çok olan fakir insanların veya yaşlıların çok ızdırap çekeceği aşikârdır. Bunun için, onlara, meselâ çocuk yardımları, yaşhlık tekaüdiyeleri mevzularında tazminat vermek lüzumunda herkes müttefiktir.

HAZİNENİN YARDIMlYLE FİYATLARIN DÜŞÜRÜLMESİ 241 Aynr zamanda, Devlet yardımlaruun birden değil, tedricen kaldırılmaları da gerekir. Bu anlaşıldığı ve nazarı itibare alındığı takdirde, kaldırmanın leh ve aleyhine şimdi ne söyliyebiliriz? Bu meseleyi hallederken karşılaşılacak başlıca müşkül, yardımlar kaldırıldıktan sonra görülecek olan, siyasî veya diğer mahiyette reaksiyonlardır. Reaksiyonlar önceden kat'î olarak kestirilemiyeceği için, bunların alacakları şekle göre para yardımını kaldırmak arzuya şayan olabilir veya olmıyabilir. Binaenaleyh, meseleyi her iki faraziyeye göre incelemeliyiz; ve işi sıkı tutarsak birçok diğer şıklar hesaba katılmalıdır. Mamafih, ben; veri (muta) olarak iki hususu ele alacağım: (a) Mühim gıda maddelerinden müsaade edilmiş miktarları artırmak, daha bir müddet için, mümkün olmıyacaktır, (3) (b) dolar-sterlin kambiyo rayici bugünkü seviyede tutulacaktır. Bu esaslar üzerine istinaden, aşağıdaki şekilde devam edeceğim: ilkin, eğer gıda maddeleri üzerindeki yardımlar kaldırılacak olursa vergi gelirinin bugünkü seviyede kalmayıp hemen hemen, kaldırılacak para yardımlarına muadil miktarda tenzil edileceğini farzedeceğim. Bu faraziyeye dayanarak, yardımların kaldırılması lehine: 1 Yardımların kesilmesine karşı bir reaksiyon olarak nakdî ücret hadlerinin artırılmayacağı faraziyesi üzerine, 2 Kesintileri telâfi etmek için nakdî ücretlerin artırılması faraziyesi üzerine, ileri sürülen mütalâaları tetkik edeceğim. Sonra, yardımların kesilmesi halinde vergi hasılatının bugünkü seviyesinde muhafaza edilerek bu suretle yardımlarda yapılan tasarrufların bütçe gelir fazlasına ilâve edildiğini farzedeceğim; ve bu faraziye üzerine ben demin ayırdettiğimiz iki hipotezin ne gibi neticeler doğuracağını gözden geçireceğim. İlkin, farzedelim ki, gıda maddeleri için Devlet yardımları kaldırılacak olursa, tasarruf edilen paralar, vergileri hafifletmeye tahsis edilecektir. Bu takdirde hakikî ücretlerin üzerinde bunun tesiri görülmeyeceğini kabul ederek, para yardımlarından kurtulma lehine ne söyliyebiliriz? Satın alma gücünün hâli-vakti yerinde olanlardan iyi olmıyanlara nakli, ilk bakışta, âdilânedir; zira, zengin bir adamdan 1 sterlinin a- lmması kendisine pek dokunmadığı halde, fakir bir adamın gelirine 1 (3) Umumî durum kötüleşip, bugün herkese vesika ile verilen esas gıdalara yetecek miktarda dışarıdan mal satm alamıyacak bir hale gelirsek, bu miktarların azaltılması zarureti hasıl olacaktır. Miktarın aynı bırakılıp, neticede hasıl olacak eksikliğin, fakir halkı fiyatların yüksekliği yüzünden hisselerine düşen miktardan daha az satın almıya zorlamak suretiyle telâfi edilmesi gerektiğini, kimse iddia edecek değildir.

242 TAH1R AKTAN sterlin ilâvesi onun için daha tatmin edicidir. Bundan dolayı, naklin bir neticesi olarak, hakikî gelir toplamı zarar görmediği takdirde, ihtimal ki netice iyi olacaktır. Fakat buradaki zarar görmediği takdirde kaydı pek mühimdir. Çünkü bu sefer büyük gelir kaynaklarına olan mühim ihtiyaç karşısında çalışmaya ve teşebbüse kuvvetli engeller yaratmıyacak vergiler bulunması çok güçleşecektir. Gerek orta gerek yüksek gelirlere tatbik olunan şiddetli müterakki bir gelir vergisinin çalışmaya ve teşebbüse engel olduğunu düşünenler çoktur. Hali-vakti yerinde olanlardan olmayanlara satın alma gücü nakletmek için para bulma işi, ihtimal ki, bugünkü şartlar altında, dolayısiyle daha müsavi şekilde dağıtmaya çalıştığımız millî gelirin miktarını, oldukça küçültecektir. Üstelik, bu çeşit tesir, gittikçe artabilir. Çünkü millî gelir azaldıkça primler vasıtasiyle eskisi kadar paranın zenginlerden alınıp fakirlere verilmesi takdirinde millî gelirin gittikçe daha büyük bir yüzdesinin vergi olarak alınması neticesi hâsıl olabilir, ki bu da çalışmayı ve teşebbüsü daha fazla körletir. Bu düşünceler, nakillerin bugünkü seviyesini idame lehinde ilk bakışta verilecek hükmü, geniş ölçüde, ortadan kaldırmaya kâfidir. Birinci Dünya Harbinde, ve onun hemen akabinde, hakikî ücret hadleri ortalama olarak hemen tamamiyle aynı kaldığı halde, bu sefer (istatistikler hakikatlerin bariz bir tablosunu veriyorsa), 1938 e nisbetle, en a- sağı % 45 yükselmiş olması keyfiyetini de ayrıca belirtmek gerektir. Bu rakam, şüphesiz, birçok maddelerin kalitesinin bozulmuş olmasını, vesika ile dağıtma sisteminin mucip olduğu rahatsızlıkları, mağaza önlerinde sıra beklemeleri vesaireyi hesaba katmamaktadır. Bununla beraber, umumiyetle, ücret alan kimselerin ve ihtimal ki fakir sınıfların durumlarını ortalama bir hesapla ve mutlak mânada düzelttiklerini gösterir; fakat, bilhassa vergiler gözönönüde bulundurulduğu zaman, daha zengin olanlarla kıyaslandıkları takdirde, bunların durumlarını nisbî olarak son derece eyileştirdiklerinde hiçbir şüphe yoktur. Harp-zamanında elde e- dilen bu pay artışı, geniş ölçüde, Amerikan Ödünç Verme ve Kiralama Kanunu sayesinde mümkün olduğu cihetle, bugünkü güç şartlar altında, mantıkan, dokunulamaz telâkki olunamazlar. Esas gıda maddeleri üzerine müstehlik yardımlarının normal şartlara uygun olmadığına karar vermiştik. Bundan dolayı, onları kaldırma işine mutlaka birgün başlanmalıdır. Bu gıda maddelerinin ithâl fiyatları yükselmekte devam edecek olurlarsa, sadece yardımı artırmaktan içtinap etmekle kalmayıp, aynı zamanda, bunları derhal mutedil bir şekilde azaltmağa başlamak, daha akıllıca bir hareket olmıyacak mıdır? Biz, bunu, eğer yardımlarda bir kısma yapılırsa nakdî ücretlerin de

HAZİNENİN YARDIMÎYLE FİYATLARIN DÜŞÜRÜLMESİ 243 buna karşılık: olarak yükseltilmeyeceği faraziyesine dayanarak söylüyoruz. O halde, ya nakdî ücretler yükseltilecek olurlarsa? Bu takdirde, yardımların kaldırılması gene de vergilerin azaltılmasına ve onların çalışmaya ve teşebbüse engel olma tesirlerini hafifletecek şekilde tâdiline imkân verecektir. Fakat bu faydasına karşı, bugünkü şartlar altında, pek mühim olan bir mahzuru da olacaktır. Çünkü nakdî ücretlerdeki her yükseliş (istihsalde onunla beraber giden bir yükseliş olmadıkça) memleket dahilinde istihsal edilen malların fiyatlarını yükseltecektir; ve bunun neticesi olarak meydana gelecek ikinci derecede ücret artışları, şu veya bu şekilde önlenecek olsalar bile, fiyat yükselişi, dolar-sterlin kambiyo nisbetleri sabit kalmak şartiyle, ihracatımızı mutlaka engelliyecektir; bu suretle de ticaret muvazenemizde aleyhimize olan boşluğu kapama işini daha ziyade güçleştirecektir. Bu düşünce, ithalât ve ihracat farkını kapatmak için yaptığımız gayret ve mücadele devam ettiği müddetçe Devlet yardımlarının olduğu gibi kalması lehine kuvvetli bir delil teşkil eder. Fakat bir ihtimali henüz tetkik etmedik: bu da Devlet yardımlarının kaldırılmasiyle elde edilecek tasarrufların vergileri hafifletmek için kullanılacak yerde, bir bütçe fazlası yaratmak gayesiyle kullanılması hâlidir. Nakdî ücretlerin Devlet yardımlarında yapılacak indirmeyi karşılayacak şekilde yükselmediğini farzedersek, bu siyaset, vergi sisteminin çalışmayı ve teşebbüsü engelleyici tesirini azaltmamakla beraber, hiç şüphesiz, enflasyonu oldukça hafifletici bir tesir yapacaktır. Gıda maddeleri satın almak için daha fazla para harcayacak olan halkın elinde, futbolda bahse tutuşma vesaire gibi memleket içindeki istihlâkler için, daha az para kalacaktır. Bundan dolayı, bu şeyleri temin için çalışmaya daha az teşvik olacak ve bu iş gücü ihracat için çalışan sanayiye daha kolaylıkla akacaktır. Bu mahrumiyete katlanma gayretlerinin neticesi, hiç olmazsa kısa bir müddet nazarı itibare alındığı takdirde, Devlet yardımlarını kesip yapılacak tasarrufları vergiden hafifletmekte kullanmaktan daha iyi olabilir. Fakat, eğer nakdî ücretler, kesintilere karşı bir reaksiyon olarak yükselecek olurlarsa, enflâsyonu azaltıcı bir tesir olmıyacak ve hiçbir fayda da elde edilmiyecektir; bilâkis, evvelce izahına çalıştığımız, gündeliklerle fiyatların birbiri üzerine olan mütezayit tesirleri, gözönünde tutulacak olurlarsa, belki de bazı kayıplara uğranılacaktır. Demek oluyor ki, yardımları kesmekten hâsıl olacak tasarruflar ister bütçe fazlasını artırmakta, ister çalışma ve teşebbüse engeller çıkaran vergileri indirmek ve tâdil etmekte kullanılsınlar, para yardımlarını kaldırmak veya kaldırmamak hususunda verilecek karar, bu tedbirin bu-

244 TAHÎR AKTAN gün için nakdî ücretler üzerinde ne çeşit bir reaksiyon hasıl edeceği keyfiyetine bağlıdır. Burada, siyaset ile iktisat, biribiriyle çok yakından alâkalıdır. Sendikalar hükümetle bir anlaşmaya varıp gıda maddelerine yapılan yardımlarda kabul edilecek indirmelerin nakdî ücretleri artırma taleplerini intaç etmiyeceği hususunda mutabık kalmazlarsa, hemen hemen hiç şüphe yoktur ki, onlar bu artırmayı isteyecekler ve geniş ölçüde elde edeceklerdir. Ödeme muvazenemizin doğurduğu güçlüklerin baskısı altında, ihtimal, bu çeşit bir anlaşma yapılabilir. Fakat henüz bu hususta bir işaret görülmüyor. Gaye, bu olmalıdır. Bu anlaşmayı yapabilirsek, hemen Devlet yardımlarını kesmeye başhyalım; yapamazsak, şimdilik onları oldukları gibi bırakalım. i " M n* ıaıw»lim,(,«.«<