JEOLOJİK SENTEZ: BURDUR GÖLÜ ÇEVRESİ



Benzer belgeler
GÖLLER BÖLGESİNDE YERALTISUYU VE KARŞILAŞILAN SORUNLAR

Temel Kayaçları ESKİŞEHİR-ALPU KÖMÜR HAVZASININ JEOLOJİSİ VE STRATİGRAFİSİ GİRİŞ ÇALIŞMA ALANININ JEOLOJİSİ VE STRATİGRAFİSİ

KONYA DA DEPREM RİSKİ

KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 1177 KAHRAMANMARAŞ DOLAYINDAKİ OFİYOLİTİK KAYAÇLARIN JEOLOJİK AÇIDAN ÖNEMİ VE KROM İÇERİKLERİ

EĞNER-AKÖREN (ADANA) CİVARI JEOLOJİSİ

AFYONKARAHİSAR DİNAR DOMBAYOVA LİNYİT SAHASI

Şekil 6. Kuzeydoğu Doğrultulu SON-B4 Sondaj Kuyusu Litolojisi

Akdeniz in Pleyistosen Deniz Düzeyi Değişimlerini Karakterize Eden, Çok Dönemli-Çok Kökenli Bir Mağara: Gilindire Mağarası (Aydıncık-İçel)

HAZIRLAYANLAR. Doç. Dr. M. Serkan AKKİRAZ ve Arş. Gör. S. Duygu ÜÇBAŞ

Jean François DUMONT. Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü, Ankara

Karasu Nehri Vadisinin Morfotektonik Gelişiminde Tiltlenme Etkisi

AKSARAY YÖRESĠNĠN JEOLOJĠK ĠNCELEMESĠ

SENOZOYİK TEKTONİK.

DENİZ BİYOLOJİSİ Prof. Dr. Ahmet ALTINDAĞ Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı

Potansiyel. Alan Verileri İle. Hammadde Arama. Endüstriyel. Makale

Jeolojik Birim Adlamaları-Mertebeleri, İlişkileri, Yaş ve Ortam Yorumlarındaki Karışıklıklar: Isparta ve Hekimhan (Malatya) Örnekleri

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ

Sedimanter kayaçlar: Yer kabuğunda farklı koşullar altında oluşmuş magmatik, metamorfik ve sedimanter kayaçların genel olarak fiziksel ve kimyasal

BÖLÜM 16 YERYÜZÜ ŞEKİLLERİNİN GELİŞMESİ

DEMRE VE ÇEVRESİNİ ETKİLEYEN TARİHSEL DEPREMLER

HAYMANA-POLATLI HAVZASINDAKİ ÇALDAĞ KİREÇTAŞININ YAŞ KONAĞI AGE OF THE ÇALDAĞ LİMESTONE OF THE HAYMANA - POLATLI BASIN

Sarıçam (Adana, Güney Türkiye) Jeositi: İdeal Kaliş Profili. Meryem Yeşilot Kaplan, Muhsin Eren, Selahattin Kadir, Selim Kapur

ACIGÖL GRABEN HAVZASI VE DOLGUSUNUN FASİYES ÖZELLİKLERİ

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ

Doç.Dr. Gültekin Kavuşan

4. BÖLÜM ANTALYA NIN JEOLOJİSİ VE DEPREMSELLİĞİ

MENDERES GRABENİNDE JEOFİZİK REZİSTİVİTE YÖNTEMİYLE JEOTERMAL ENERJİ ARAMALARI

17 EKİM 2005 SIĞACIK (İZMİR) DEPREMLERİ ÖN DEĞERLENDİRME RAPORU

BÖLÜM BEŞ LEVHA SINIRLARI

Rüzgarlar kum çakıl gibi gevşek maddeleri havalandırarak taşımak, zemine çarparak aşındırmak ve biriktirmek suretiyle yeryüzünü şekillendirirler.

KONYA NIN JEOLOJĐSĐ, NEO-TEKTONĐK YAPISI VE DEPREMSELLĐĞĐ

T.C. BAŞBAKANLIK AFET VE ACİL DURUM YÖNETİMİ BAŞKANLIĞI DEPREM DAİRESİ BAŞKANLIĞI AYLIK DEPREM RAPORU

EVAPORİTLER (EVAPORITES)

Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü

Bursa İl Sınırları İçerisinde Kalan Alanların Zemin Sınıflaması ve Sismik Değerlendirme Projesi

MEKANSAL BIR SENTEZ: TÜRKIYE. Türkiye nin İklim Elemanları Türkiye de İklim Çeşitleri

P R O G R A M. 12. PALEONTOLOJİ - STRATİGRAFİ ÇALIŞTAY PROGRAMI 30 Eylül -02 Ekim 2011 MUĞLA ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ (AKM) D SALONU

Kemaliye nin (Eğin) Tarihçesi

B) GEÇİŞ (=LİTORAL/KIYI) ORTAMLARI:

SEDİMANTER KAYAÇLAR (1) Prof.Dr. Atike NAZİK, Çukurova Üniversitesi J 103 Genel Jeoloji I

GİRİŞ. Faylar ve Kıvrımlar. Volkanlar

TOPRAK ANA MADDESİ KAYAÇLAR. Oluşumlarına göre üç gruba ayrılırlar 1. Tortul Kayaçlar 2.Magmatik Kayaçlar 3.Metamorfik (başkalaşım) Kayaçlar

ERGENE (TRAKYA) HAVZASININ JEOLOJİSİ ve KÖMÜR POTANSİYELİ. bulunmaktadır. Trakya Alt Bölgesi, Marmara Bölgesi nden Avrupa ya geçiş alanında, doğuda

Alkali Volkanitler Yönünden Zengin Olan Isparta-Çünür Tepesinde Doğal Radyoaktivite Tayini

ABANT GÖLÜ CİVARININ TEKTONİK VE YAPISAL JEOLOJİSİNİN HAVA FOTOĞRAFLARI İLE KIYMETLENDİRİLMESİ GİRİŞ

TOPOÐRAFYA ve KAYAÇLAR

Yapısal jeoloji. 3. Bölüm: Normal faylar ve genişlemeli tektonik. Güz 2005

İMAR PLANINA ESAS JEOLOJİK-JEOTEKNİK ETÜT RAPORU

DOĞU KARADENİZ BÖLGESİ VE CİVARININ DEPREMSELLİĞİ

Veysel Işık Türkiye deki Tektonik Birlikler

Süleyman Demirel Üniversitesi, Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, Jeofizik Mühendisliği Bölümü, ISPARTA

BURDUR-YASSIGÜME KÖYÜNÜN, FİZİKİ COĞRAFYA AÇISINDAN, ÇEVRE SORUNLARI

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır.

SEDİMANTOLOJİ FİNAL SORULARI

Doğal Su Ekosistemleri. Yapay Su Ekosistemleri

NEOTEKTONİK ORTA ANADOLU OVA REJİMİ. Doç.Dr. Yaşar EREN

Ters ve Bindirme Fayları

Türkiye'nin Güneybatısındaki Bey Dağları ve Susuz Dağ Masiflerinde Miyosen yaşlı kırıntılı tortulların stratigrafisi

KONYA ĐLĐ JEOTERMAL ENERJĐ POTANSĐYELĐ

KONYA BÖLGESİNİN DEPREMSELLİĞİ. THE SEISMIC FEATURES of the KONYA REGION. Yaşar EREN 1

P R O G R A M. 11. PALEONTOLOJİ - STRATİGRAFİ ÇALIŞTAY PROGRAMI Ekim 2010, ADIYAMAN. 29 Ekim, Cuma

TABAKALI YAPILAR, KIVRIMLAR, FAYLAR. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü

SENOZOYİK TEKTONİK.

Bilimsel Yazı Yazmak... Kaynak Kullanımı ve Gösterim Şekilleri

BELEK, PATARA VE KEKOVA ÖZEL ÇEVRE KORUMA BÖLGELERİNDE SU KİRLİLİĞİ İZLEME PROJESİ KESİN RAPOR

TÜRKİYE NİN DÜNYA ÜZERİNDEKİ YERİ

V. KORELASYON. Tarif ve genel bilgiler

Atoller (mercan adaları) ve Resifler

Ö:1/ /02/2015. Küçüksu Mah.Tekçam Cad.Söğütlü İş Mrk.No:4/7 ALTINOLUK TEL:

VOLKANOKLASTİKLER (PİROKLASTİKLER)

ULUABAT MANYAS GÖLLERİ VE YAKIN ÇEVRESİNİN JEOMORFOLOJİK GELİŞİM MODELLEMESİ

2. MİKRO İNCELEME ( PETROGRAFİK-POLARİZAN MİKROSKOP İNCELEMESİ)

DENİZ BİYOLOJİSİ Prof. Dr. Ahmet ALTINDAĞ Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı

HARİTA, TOPOGRAFİK HARİTA, JEOLOJİK HARİTA. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü

TABAKALI YAPILAR, KIVRIMLAR, FAYLAR. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü

SEDİMANTER KAYAÇLAR (1) Prof.Dr. Atike NAZİK, Çukurova Üniversitesi J 103 Genel Jeoloji I

EN BÜYÜK OLASILIK YÖNTEMİ KULLANILARAK BATI ANADOLU NUN FARKLI BÖLGELERİNDE ALETSEL DÖNEM İÇİN DEPREM TEHLİKE ANALİZİ

Deniz ve kıyı jeolojisi:

TÜRKİYENİN JEOMORFOLOJİK ÖZELLİKLERİ. Türkiye'nin jeomorfolojik Gelişimi (Yer şekillerinin Ana Hatları)

GÜNEYDOĞU EGE DENİZİ-GÖKOVA KÖRFEZİ NDE YER ALAN ÖREN DELTASI NIN YAPISI VE DEPREMSELLİĞİ ÖZET

Eosen lokaliteleri. Florissant Formasyonu: Kolorado da Kayalı Dağlarındadır. Fosil böceklerin olağanüstü korunduğu lokalitelerden biridir.

MEVZİİ İMAR PLANINA ESAS JEOLOJİK-JEOTEKNİK ETÜT RAPORU

KÖMÜR ARAMA. Arama yapılacak alanın ruhsat durumunu yürürlükteki maden yasasına göre kontrol edilmelidir.

FAYLAR FAY ÇEŞİTLERİ:

Türkiye de bir ilk: Mersin ilinde omurgalı fosili Metaxytherium (Deniz İneği) bulgusu

Murat TÜRKEŞ ve Telat KOÇ Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü, Çanakkale

FAYLARI ARAZİDE TANIMA KRİTERLER TERLERİ TEKTONİK IV-V. V. DERS. Doç.. Dr. Sabah YILMAZ ŞAHİN

BURSA ĠLĠ ĠÇĠN ZEMĠN SINIFLAMASI VE SĠSMĠK TEHLĠKE DEĞERLENDĠRMESĠ PROJESĠ

7. Türkiye nin Sismotektoniği SİSMOTEKTONİK DERSİ (JFM 439)

MÜHENDİSLİK JEOLOJİ. Prof. Dr. Şükrü ERSOY SAATİ : KREDİ : 3

COĞRAFYA ARAZİ KULLANIMI VE ETKİLERİ ASLIHAN TORUK 11/F-1701

Normal Faylar. Genişlemeli tektonik rejimlerde (extensional tectonic regime) oluşan önemli yapılar olup bu rejimlerin genel bir göstergesi sayılırlar.

2010 DARFIELD VE 2011 CHRISTCHURCH DEPREMLERİ VE SONUÇLARI

TUFA ve TRAVERTEN-III

VIII. FAYLAR (FAULTS)

JEO156 JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ

T.C. AKSARAY ÜNĠVERSĠTESĠ MÜHENDĠSLĠK FAKÜLTESĠ JEOLOJĠ MÜHENDĠSLĠĞĠ BÖLÜMÜ Eğitim-Öğretim Döneminden Ġtibaren Uygulanacak

Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü. Öğr. Gör. Kayhan ALADOĞAN

Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) Projeleri. TÜBİTAK Projeleri

BAŞLICA TOPRAK TİPLERİ

Transkript:

558 JEOLOJİK SENTEZ: BURDUR GÖLÜ ÇEVRESİ Muhittin GÖRMÜŞ * Fuzuli YAĞMURLU ** Murat ŞENTÜRK *** Kubilay UYSAL **** Burdur Gölü çevresi, jeolojik tarihçesi ve depremselliği ile GB-Anadolu nun en ilginç ve en önemli yörelerinden birini oluşturmaktadır. Yöredeki son yüzyıl içerisindeki sismik etkinlik, dolayısıyla yerleşim yerlerinin güvenilirlilik değerlendirilmesi ve Burdur un bölgeler arası geçiş yerinde bulunması Burdur ve çevresinin hem jeolojik hem de jeopolitik anlamda konumunu ön plana çıkarmıştır. Bu çalışmada jeoloji ile ilgili önceki araştırmalar yeniden irdelenmiş olup, özellikle güncel çökeller ile depremsellik üzerinde durulmuştur. Bu kapsamda çalışmaya saha gözlemleri ve 1987 ile 2002 yıllarına ait uydu görüntülerinin (Landsat TM) değerlendirmeleri de eklenmişir. Burdur çevresindeki jeolojik birimler; tutturulmuş, tutturulmamış tortullar ile mağmatik kayalardan oluşur. Tutturulmuş çökel ve mağmatik kayalar, yerinde ve taşınmış kütleler olarak ayrılır. Yerinde oluşmuş kaya kütlelerden temel kayaları, günümüzden yaklaşık 225-65 milyon yılları arasında çökelmiş genellikle sığ denizel özellikli Beydağı karbonat kayaları oluşturur. İnsuyu mağarası ve çevresi bu temel kayaların gözlendiği en güzel yerlerden birisidir. Üste doğru denizel derinleşmeyi dağ oluşumları izlemiş ve bu temel kayaları, taşınmış okyanusal özellikte kayalar bindirmeli bir şekilde üzerlemiştir. 65-5 milyon yılları arasında farklı zamanlarda çökelmiş kırıntılı az oranda karbonat özellikte çökel kayalar yine denizel özellikte gelişmiş tutturulmuş çökel kayalardır. Pekleşmiş çökel kayalardan çamurtaşı-kumtaşı ardalanmalı Burdur Formasyonu, günümüzden yaklaşık 1.5-4 milyon yıl öncesine ait çökel kayalar olarak bilinir. Travertenler, Gölcük volkanizması ürünü olan volkanitler ve volkanik kırıntılı kayalar ise tutturulmuş en genç göl ve kara çökelleridir. Özellikle yerleşim yerlerinin bulunduğu alanlarda eski Burdur Gölü ne ait plaj ve gölsel tortullar ile farklı çökel alanlarda oluşmuş gevşek tortullar ise jeolojik anlamda son bir milyon yıl içerisinde gelişmiş tortullardır. Taşınmış jeolojik birimler denizel ve okyanusal kökenli magmatik ve sedimanter kaya karışımlarını içermekte olup, farklı zamanlarda Akdeniz in atası olan Tetis Okyanusu içerisinde Akdeniz yada İzmir-Ankara kuşağında oluşmuş ve itilmelerle bölgeye yerleşmişlerdir. Bir graben (çöküntü) gölü olarak bilinen Burdur Gölü çevresindeki güncel çökeller; dağ eteği, göl, vadi, göle geçiş ve ova çökel alanlarında oluşmuşlardır. Dağ eteği çökelleri, yükseltilerin düz ovalarla birleştikleri noktalarda, dağ yamaçlarında gelişen kırıntılı tortulları içermekte olup, alüvyal yelpaze, dağ eteği yelpazesi ve yamaç döküntüleri olarak ayrılmıştır. Burdur Gölü ne ait göl çökelleri, günümüz (1) ve eski göl çökelleri (2) ni içermektedir. Burdur şehir merkezi güneyinde Antalya yolu üzerinde gözlenenler Burdur Gölü nün en eski göl çökelleridir. Senirce çevresinde yüzeylenmelerine rastlanılan eski göl çökelleri şu anki göl etkinliliği ile bağdaştırılamayan tortulları içermekte olup, bunlar eski göl çökelleri-i, Burdur Şehir merkezinde ve bazı göl kenarlarında bulunan çökeller ise eski göl çökelleri-ii olarak adlanmıştır. Göl tortulları farklı alt çökel alanlarına ait çökeller içerirler, örneğin kumsal (kumlu plaj), çakıllı plaj ve göl düzlüğü gibi. Günümüz göl çökelleri terimi ise, şu anki aktif göl seviyesi ile ilişkilendirilebilen tortulları kapsar. Burdur Gölü içerisindeki ve birkaç metre kenarındaki göl tortulları da su etkisi altında olanlar ve su etkisi altında olmayan çökeller olarak değerlendirilmiştir. Ova çökelleri de çalışma alanında düzlük alanlardaki çökelleri kapsar. Genellikle günümüzde Burdur, Keçiborlu ve Senirce düzlük alanlarında gözlenen rüzgar çökelleri ve bitkisel toprak oluşumları da ova çökelleri içerisinde kabullenilmiştir. Ayrıca, güncel tortullar içerisindeki depremsellik bulguları ve çöküntü * Prof.Dr., Süleyman Demirel Üniversitesi, Müh-Mim. Fak. Jeoloji Müh. Bölümü, muhittin@mmf.sdu.edu.tr. ** Prof.Dr., Süleyman Demirel Üniversitesi, Müh-Mim. Fak. Jeoloji Müh. Bölümü, yağmurlu@mmf.sdu.edu.tr *** Arş.Gör., Süleyman Demirel Üniversitesi, Müh-Mim. Fak. Jeoloji Müh. Bölümü, msenturk@mmf.sdu.edu.tr **** Arş.Gör., Süleyman Demirel Üniversitesi, Müh-Mim. Fak. Jeoloji Müh. Bölümü, kubilay@mmf.sdu.edu.tr

559 oluşum tarihçesi de tartışılmıştır. Yerleşim yerlerinin seçiminde kaya birimlerinin haritalanmasının ve gevşek zeminlerde daha ayrıntılı çalışmaların gerekliliği ortaya çıkar. Özellikle deprem etkinliği altındaki şehrin sağlam zemine kaydırılmasının uygun olacağı düşünülmektedir. Eğer gevşek zeminlerde yapılaşma olacaksa çok katlılıktan uzaklaşılması, zorunlu yapılacaksa zemin çalışmalarına önem verilmesi önerilir. GİRİŞ Burdur un da içinde yer aldığı Göller yöresi üçgeni, önceki çalışmalarda Isparta açısı, Isparta üçgeni, Isparta büklümü gibi değişik terimlerle tanımlanmıştır (Poisson, 1977; Gutnic vd. 1979; Poisson vd. 1984; Koçyiğit, 1981, 1984). Bu alan, son yüzyıl içerisinde yıkıcı depremler etkisi altında kalması nedeni ile dikkat çekicidir (Şentürk ve Yağmurlu, 2003). Keza, son 30-40 yılda meydana gelen Burdur ve Dinar depremleri; bu yöredeki kaya türlerinin neler olduğunun ortaya konmasını, ilişkilerinin ne olduğunun öğrenilmesi gerekliliğini ortaya koyduğu gibi, özellikle yapılaşmanın olduğu güncel tuturulmamış çökel alan ayrıntılarının bilinmesi gerekliliğini de zorunlu hale getirmiştir. Başlangıçta Fransızların, daha sonra İngiliz araştırıcıların (Brunn vd., 1971; Marcoux vd., 1975; Monod, 1976; Gutnic, 1977; Poisson, 1977; Gutnic vd., 1979; Hayward, 1982; Hayward ve Robertson, 1982; Poisson vd., 1984; Collins ve Robertson, 1999; Robertson, 1993; 2000; Poisson et. al., 2003) ve Türk araştırıcıların (örneğin: Koçyiğit, 1981, 1983, 1984; Günay vd., 1982; Şenel, 1984, 1997; Sarıiz, 1985; Yalçınkaya vd., 1986; Bilgin vd., 1988; Kazancı ve Karaman, 1988; Yalçınkaya, 1989; Karaman, 1988; 1990; 1994; Karaman vd., 1986a,b; 1989-1990; Yıldız ve Toker, 1991; Görmüş ve Karaman, 1992; Yalçın, 1993; Görmüş ve Özkul, 1995; Görmüş, 1996; Hançer, 1996; Özkan, 1996-1997; Yağmurlu vd., 1997; Yağmurlu, 2000; Şentürk, 2003; Şentürk ve Yağmurlu, 2003) yaptıkları çalışmalardan sahanın karmaşık bir jeolojik yapıya sahip olduğu anlaşılmaktadır. Tüm bu değinilen çalışma ve araştırmalarda kaya istiflenmeleri (stratigrafi) ve kaya konumları, ilişkileri, şekil bozuklukları (tektonik) üzerindeki yorumlarda farklılıklar gözükmektedir. Bununla birlikte, genellikle sahada taşınmış ve yerinde oluşmuş kaya kütlelerinin varlığı belirtilmiştir. Bu sentezin ve çalışmanın amacı, sahadaki kaya kütlelerinin ne olduklarını basit bir şekilde özetlemek ve özellikle de yapılaşma için önemsenmesi gereken güncel sedimanları sınıflandırarak arazi bilgileri sunmaktır. Değinilen amaç doğrultusunda, önceki çalışmaların sentezi, saha gözlemleri ve 1987 ve 2002 yıllarına ait Landsat TM uydu görüntülerinin değerlendirmeleri gerçekleştirilmiştir. KAYA BİRİMLERİ VE JEOLOJİK ÖYKÜ Kayalaşmış ve kayalaşmamış çökeller ve taşlar; yapılaşmalar açısından son derece önemlidir. Son yıllarda kaya ve çökeller, sağlam ve sağlam olmayan zeminler gibi sınıflandırılmaktadır. Milyon yıllar içerisinde katılaşmış kayalar ile son birkaç yüz bin yıl içerisinde henüz tam katılaşmamış çökel ayırımları ve bunların dağılım yerleri, özellikleri, kalınlıkları, kısacası geçmiş tarihi ve şu andaki izlenimleri gelecek için ipuçları vermektedir. Bu nedenle, Burdur ve çevresinde ne tür kayalar bulunmaktadır, bunların kabaca özellikleri nelerdir, öyküsü nasıl gelişmiştir? Bu soruların cevapları, bilimsel bulgularla verilmeye çalışılmıştır. Bu kısımda sert kayaların gözlendikleri yerlere, özelliklerine ve öyküsüne değinilmiş olup, bu bölümü izleyen kısımda ise tutturulmamış ya da düz, etek kesimlerinde gözlenen çökeller ile gölün öyküsü konu edinilmiştir. Burdur Gölü çevresindeki kaya kütleleri gölün güneydoğu ve kuzeybatı kenarlarında farklı istiflenmelerle tanımlanmıştır. Bununla birlikte, genelleştirilmiş bir görünüm ve jeolojik öykü şu şekilde özetlenebilir: En altta, 225-65 milyon yılları arasında denizel karbonatlar yer alır. Bunlar, Beydağları Kireçtaşları olarak bilinmektedir. İnsuyu ve çevresindeki dağ kütlelerinde bu karbonatlarına aittir. Genellikle masif karbonatların üzerindeki killi karbonatlar, denizin derinleşmesi ile ilişkilidir. Mikron mertebesindeki mikrofosilleri killi karbonatlar içerisinde mikroskop altında görmek mümkündür. Değinilen karbonat kütlelerini, Akdenizin atası olarak bilinen Tetis Okyanusu nda meydana gelmiş daha yaşlı yeşil, kırmızı renkli kayalar bindirmeli bir şekilde örtmüştür. Antalya napları olarak adlanan bu kütlelerin güneyden geldiği yorumu yapılmıştır. 65-40 milyon yılları arasında yine denizel karakter özelliği gösteren kırıntılı gerecin çok olduğu çökel kayaları ise Taşkapı Köyü çevresi ile Çanaklı Ovası kenarlarında gözlenmiştir. Isparta Formasyonu olarak isimlendirilen bu kayalar içerisinde gözle görülebilecek şekilde bulunan para şekilli fosillere rastlanılmıştır. Benzer fosiller, Dinar çevresindeki karbonat kayaları içerisinde kayanın tamamını oluşturacak şekilde bulunmaktadır. 40-25 milyon yılları arasında bir dağ oluşumu süresinde tekrar yeşil kayalar bölgeye yerleşmişlerdir. Bunu bir deniz ilerlemesi izlemiştir. 25-10 milyon yıllarına ait bu denize ait kayalar, yine Çanaklı Ovası kenarındaki dağlarda Ağlasun ve Bucak çevresinde gözlenmiştir. Bu kayalar içerisinde gözle görülebilecek büyüklükte midye kavkılarına (sert kısımlarına), alg ve mercan fosillerine rastlanıldığı gibi mikroskop altında görülebilecek mikrofosillere de rastlanılmıştır. 10-5 milyon yılları arasındaki yükselme hareketleri ile yine kaya kütlelerinin kilometrelerce uzaklıktan taşınıp bölgeye yerleştikleri belirtilmektedir. Sagalassus Antik Kenti ile Isparta şehri arasındaki Akdağ kütlelerinin ve bu kütleler altındaki yeşil kayaların bu zamanda yerleşmiş kütleler olduğuna değinilir. Gölcük Volkanizma etkinliği ile deniz bağlantısı kesilmiş,

560 bölgede dağlar arası düzlüklerde göller kalmıştır. Neotektonik (son 10 milyon yıl içerisinde meydana gelen deprem aktiviteleri) denilen hareketlerle ova, göl kesimlerinde çökmeler, dağlarda yükselmeler oluşmuştur. Erozyon gibi dış etkilerle de aşınmalar başlamış, vadi gelişimleri olmuş ve böylece karasal etkiler ile günümüz topoğrafyası şekillendirilmiştir. Şekil 1. Isparta Büklümü nün basitleştirilmiş jeoloji haritası. 1. Paleozoyik metamorfikleri (400?-225 milyon yıl öncesi başkalaşmış kayalar), 2. Mesozoyik karbonat kayaları (225-65 milyon yıl öncesi karbonatlı kayalar), 3. Antalya napları (65 milyon yıl önce taşınmış kütleler), 4. Lisiyen napları (35-40 ve 10-15 milyon yıl öncesi taşınmış kütleler-batı kanatta), 5. Beyşehir-Hoyran napları (35-40 milyon yıl öncesi taşınmış kütleler, doğu kanatta), 6.Tersiyer denizel kırıntılı kayalar (50-15 milyon yılları arası), 7. Neojen karasal çökelleri (birkaç milyon yıl öncesi), 8. Neojen karasal volkanikleri (birkaç milyon ve yüzbin yıllar arası), 9. Antalya travertenleri, 10. Normal faylar, 11. Bindirmeler (Glover & Robertson, 1998a-b; Şentürk, 2003)

561 Şekil 2. Burdur-Isparta arası kayaların genelleştirilmiş tektono-stratigrafik (taşınmış ve yerinde oluşmuş kaya ilişkilerini gösterir) kesiti (haritadaki daha yaşlı kayaçlar gösterilmemiş olup, şeklin sağ tarafındaki dikme kesit güncel çökel ayırımlarını göstermektedir).

562 GÜNCEL SEDİMANLAR Özellikle son yıllardaki yöredeki güncel sediman (Kazancı, 1988, 1990; Görmüş vd. 2003, 2005) çalışmaları ve güncel sediman önemini vurgulayan özler (Kazancı vd. 2000a,b) konunun ayrıntıda dikkate alınması gerekliği üzerinde durmaktadırlar. Keza, Burdur çevresinde zemin ve su araştırmaları üzerine yoğunlaşan (Irlayıcı, 1998; Ertunç vd. 2001; Şener vd. 2005) çalışmalar da göl ve çevresindeki yapılaşmalar ve su incelemeleri için önemlidir. Kaya ünitelerini haritalamada çoğunlukla ova çökeli olarak geçirilen birçok yerin farklı çökel ve alt çökel alanlarında oluştuğu görülür. Özellikle de Burdur kesimindeki yapılaşmalar bu alanlarda gerçekleşmiştir. Bu nedenle tutturulmamış ya da az tutturulmuş sağlam olmayan zemin olarak bilinen güncel çökel haritalamalarında sınıflama ve ayrıntılarının ortaya konmasının önemi büyüktür. Şehir merkezinin yerleştiği yerde ya da köy, kasaba yerleşim yerlerindeki sağlam olmayan bu tip zeminlerin neler olabileceğini düşünmek açısından bu bölüme ağırlık verilmiştir. Bir çöküntü gölü olan Burdur Gölü çevresindeki güncel sedimanlar Çizelge 1 ve 2 de sınıflandırılmıştır: Çökel alanı Alt çökel alanı Simge Etek Aluviyal yelpaze (yukarı-orta-dış yelpaze) Qea Dağ eteği yelpazesi (yukarı-orta-dış yelpaze) Qed Yamaç döküntüsü Qey Dere-Vadi (taraça ve günümüz dere çökelleri) Qd Geçiş Yelpaze-Delta Qf Göl Günümüz göl çökelleri (bataklık, plaj-düzlük, sedde) Qg Su altındakiler (son birkaç yıl) Qgs Su kenarındakiler (son elli yıl) Qgk Eski Göl Çökelleri-II (son onbin (?) yıl ile elli yıl öncesi arası göl) plqg2 Ova Eski Göl Çökelleri-I (insanlık tarihi öncesi yada başlangıcı ) Çok Eski Göl Çökelleri (Eski Jeoloji tarihi gölü, birkaç milyon yıl öncesi) plqg1 Çizelge 1: Burdur-Isparta çevresindeki Pliyo-Kuvaterner (son birkaç milyon ve günümüz) çökellerinin sınıflaması Etek çökelleri: Dağların eteğinde farklı geometrik ve litolojik (kırıntı türü) özelliklerde gelişirler. Alüvyal yelpaze, dağ eteği yelpazesi ve yamaç döküntüsü şeklinde ayrılabilmektedir. Çökel özellikleri ve ayrıntıları Görmüş vd. (2003) den sağlanabilir. Dere-vadi çökelleri: Ayrıntıları henüz çalışılmamış olup, eski ve günümüz dere çökelleri şeklinde ayırımlar yapılabilir. Bu çökellerin yayılım alanları ve çökel yapıları gibi birçok özellikleri ortaya konabilir. Geçiş çökelleri: Etek ile göl kıyısı arasında gelişen bu çökeller Kocadere ve Soğanlı çevrelerinde Kazancı (1988, 1990) tarafından ayrıntılı çalışılmış olup, Burdur doğu kenarındakiler ayrıntılı çalışılmamıştır. Göl çökelleri: Burdur Gölü çevresinde milyon yıllar öncesinden başlayıp günümüze kadar gelen bir göl öyküsünde farklı özelliklerde çökeller gelişmiş olup, bunların yayıldıkları yerler, özellikleri Çizelge 2 de özetlenmeye çalışılmıştır. Saha verilerine göre büyük bir göl kalıntısı olan Burdur Gölü nün halen çökmekte olması ve bu çökmenin milyon yıl öncesinde başlaması farklı yüksekliklerde farklı özelliklerde çökellerin gelişmesine neden olmuştur. Dolayısı ile tek bir gölden bahsettiğimiz halde böyle bir sınıflamanın yapılmasının farklı zamanlara ait olmalarındandır. Göl çökelleri, günümüz (1) ve eski göl çökelleri (2) ni içerir. Eski göl çökelleri de kendi içerisinde çok eski, eski-i, eski-ii göl çökelleri şeklinde sınıflandırılmıştır. Çok eski göl çökelleri günümüzden birkaç milyon yıl öncesine aittir ve Burdur-İnsuyu arasında gözlenirler. Burdur Formasyonu olarak bilinen formasyon katılaşmış kayalarla temsil edilirler. Çamurtaşları egemendir. Yaklaşık 1000 metre kalınlıktaki bu kayalar, daha yaşlı kayaları uyumsuz bir şekilde örterler (Şekil 4). Eski göl çökelleri, insanlık tarihi öncesi ile son elli yıl arasındaki yarı tutturulmuş yada tutturulmamış kırıntılı çökellerle belirlenir. Kendi içerisinde ikiye ayrılarak incelenmiştir. İlki Senirce Köyü ve çevresinde gözlenen yarı tutturulmuş ve çoğunlukla plaj çakıl ve kumlarından oluşan çökeller ile belirgindir. plg Qa

563 TİPİK ÖZELLİKLER Gözlendiği Yerler Çok Eski Göl Çökelleri (Üst Miyosen?- Pliyosen-Eski Jeoloji tarihi gölü, birkaç milyon yıl öncesi) Burdur-İnsuyu arası, Katılaşmış kayalar Eski Göl Çökelleri-I (Pliyo-Kuvaterner, insanlık tarihi öncesi yada başlangıcındaki göl, yüzbin yada onbin(?) yıl öncesi) Senirce Köyü içi, Bozanönü Garı, (SDU Kampus yakınları), aztutturulmuş çökeller Eski Göl Çökelleri-II Son onbin (?) yıl ile elli yıl öncesi arası göl) Burdur şehir merkezi Gölbaşı Tutturulmamış çökeller Günümüz Göl Çökelleri Su kenarındakiler Su altındakiler (son elli yıl içindeki) (son birkaç yıl) Burdur Gölü kenarları, Isparta Havalanı çevresi,havalanı, göl arası Tutturulmamış çökeller Yükseklik >1000m 930 m 900 m 870 m 853 Kaynak alanlar ve kırıntı bileşenleri/ Belirgin Özelliği Fasiyes Sedimenter (çökel) yapı Fauna/Flora (organizma) Mesozoyik karbonatlar,tersiyer kırıntılıları,ofiyolitler, volkanikler, (200-5 milyon yıl öncesi sağlam kayalar), göle ait çamurtaşları egemen, üste doğru volkan etkinliği ve traverten oluşumu Göl tabanı, farklı göl derinliklerine bağlı çökeller Çapraz tabakalanma, derecelenme Bitki kırıntıları Söbüdağ ve çevresi, çoğunlukla karbonat çakıllı, üst düzeylerde cm kalınlıkta pomza seviyeleri var (Gölcük etkinliğini gösteren), iri taneli çakil ve kumlar egemen, bazen göl düzlüklerine ait çamurlar bulunmakta Plaj, plaj önü, göl düzlükleri Metre, santimetre ölçeğinde çapraz tabakalanma, derecelenme, fosiller ile çapraz tabakalanma. Dreissena, bivalv, gastrapod, Ostracod kavkıları Burdur güneydoğusund aki tüm kayalar, kumlar, çakıllar, çamurlar ardaşıklı gözükmektedir Plaj, plaj önü, göl düzlükleri Metre, santimerte ölçeğinde çapraz tabakalanma, derecelenme. Dreissena, bivalv, gastrapod Göl çevresindeki tüm Kayalar ve çökeller Bataklık çökelleri, sülfat içerikli Açık sığ göl düzlüğü (birkaç metre derinlikte) Bataklık bitkileri Burdur Gölü içi Tutturulmamış çökeller Göl çevresindeki tüm Kayalar ve çökeller Plaj kumları, bataklık çökelleri Derecelenmeler, ripillar Biyoloji bilgilerine bakınız Burdur girişi (Antalya yolu), KD ya bakış Senirce Köyü içi, mezarlık kesimi, batıya bakış Burdur şehir çıkışı (Korkuteli yolu), kuzeye bakış Isparta Havaalanı- Burdur Gölü arası, kuzeye bakış Çizelge 2: Burdur-Isparta çevresindeki göl sedimanlarının sınıflaması Burdur Gölü ve kenarı, KB ya bakış Eski Göl-II çökelleri Burdur şehir merkezi çevresinde gözlenen ve son elli yıldan önce bulunan göle ait çökeller olarak düşünülmüştür. Günümüz göl çökelleri ise 1987, 2002 uydu görüntülerinde belirlenen alanları kapsar (Şekil 4). Göl jeoloji tarihi: Burdur Gölü nün çok eski çökelleri Burdur fay hattı ile yukarıya yükselen dağlar üzerinde kalmışlardır. Yaklaşık 300 metrelik bir yükselmenin ne kadar bir sürede gerçekleştiği tartışılabilir. Bu kayalar üste doğru traverten ve volkanik malzemelerle ardışıklı gelişmiştir. Travertenlerin fazlalığı, karasallaşma ve su kaynakları ile ilgili gelişimi göstermektedir. Volkanik malzemeler de önce göle dolmuş, daha sonra kara ortamında püskürmelerle sahaya yerleşmişlerdir. Çok eski göl alanının başlangıçta küçük (Burdur çevresinde), daha sonra daha geniş bir alanda (Burdur, Isparta ovaları) bulunma olasılığı fazladır. Şöyle ki Burdur Formasyonu çökelleri sınırlı bir alanda gözlenmesi ve Gölcük volkanikleri ile bağlantısının üst düzeylerde gözükmesi bunun kanıtı olarak düşünülebilir. Volkanik malzemenin yayılım gösterdiği Eğirdir-Gölcük Gölü arasındaki göl alanlarının ise çok daha geniş alanları içerdiği varsayılabilir. Çünkü çok geniş bir ova çevresindeki volkanik püskürme etkinliğinin bir göle püskürme şeklinde olma olasılığı geometrik yayılım ve litolojik bulgularla desteklenebilir niteliktedir. Bununla beraber, saha ve taşlara ait laboratuar verilerinin ayrıntılı çalışmaları Burdur Formasyonu nu ve Gölcük volkanizma etkinliği gelişimini ortaya koyacaktır.

564 İnsanlık tarihi öncesi ile tarih başlangıcına ait göl çökelleri Senirce çevresinde bol gastropod ve Dreissena fosilleri içerir. Eski Göl-I in yayılım alanının şimdiki gölden daha geniş olduğu düşünülür. Eski Göl- I den önceki göl devamı ise daha geniş olabilir. Eski Göl-I in son zamanlarına doğru volkanizma etkinliği ile tüm düzlükler ile göl alanlarına volkanik malzeme gelişi söz konusudur. Bu da Senirce Köyü çevresindeki göl çökellerinin üst düzeylerindeki pomza seviyeleri ve volkanik malzeme içermesi ile çok belirgindir. Eski Göl-II çökelleri içerisindeki faylanmalar dikkate alındığında (1914, 1971 depremleri) bu kırılmadan önce bu çökellerin gelişmesi gerekir. Bu nedenle en az kırk elli yıl öncesinde göl etkinliğinin buralarda olabileceği varsayılır. Ayrıca bitki örtüsü gelişimi gibi parametreler de göz önüne alındığında, tabii ağaçlıklı olan kesimlerin altındaki bu tip çökeller Eski Göl çökelleri-ii olarak ayrılması uygun bulunmuştur. Günümüz göl çökelleri ise tabii bitki örtüsünün gözlenmediği alanlardaki çökeller olarak ele alınmıştır. Bu kesimlerde bitki örtüsünün gözlenmeme nedeni Gökçebağ a yakın kesimlerde sülfat gelişimlerinin fazlalığı ve arsenik cevherleşmelerinin varlığı olabilir (Kuşcu, 1995). Çok sığ bataklık şeklinde gelişen göl bu alanlarda bataklık çamurları ile belirgindir. Çamurlar üzerindeki beyazımsı birikimler sülfatlı sulardan kaynaklanmaktadır. Senirce Köyü çevresindeki Eski göl-i çökelleri ile Burdur şehir merkezi ve havaalanı çevresindeki Eski Göl-II çökellerinin kesin tarihini açıklamak zor görünmektedir. Şöyle ki, son yirmi-otuz yılda 10 metrelik bir düşüş uydu fotoğraflarının ve topoğrafik haritaların karşılaştırmalarından kolaylıkla anlaşılmaktadır (Şekil 4). Keza, Şener vd. (2005) göldeki su seviye değişimi ile % 27 lik bir hacim kaybının söz konusu olduğuna değinmektedirler. Su çekilmesi olan yerlerin bataklık alanları içerdiği, sülfatça zengin bitkisiz bir arazi görünümü aldığı görünmektedir. Oransal olarak eğer koşulların aynı olduğu kabullenilirse son yüzyıl içerisinde suyun 880 metrelerde, biraz daha eskiye gidilirse belki de insanlık tarihi içerisinde 900-930 metrelere kadar ulaştığı söylenebilir. Bu da Eski göl-i olarak tanımlanan kesimlerin de suların etkisinde olduğunu düşündürtebilir. Fakat Eski göl-i çökellerinin üzerindeki volkanik pomza seviyeleri ve yarı pekleşmişlik özelliği, bu çökellerin daha eski olabileceğini, göl etkisinin bir müddet etkisini kaybettikten sonra ova ve bataklık çökelleri tarafından uyumsuz örtüldüğünü göstermektedir. Tüm bunlara rağmen, göl çökelleri içerisindeki organizma kavkıları ile pomza düzeylerindeki araştırmalar kesin yaşlandırma konusunda fikir verebilirler. Volkanik malzeme ile yaşlandırmalar Gölcük volkanizmasının 4.6 milyon (Le ferve vd. 1983) yıl önce başlayıp, 1.38 milyon yıl önceye kadar devam ettiği (Kazancı, 1993, 1995; Nemec vd. 1998; Nemec ve Kazancı, 1999) yorumları düşünülürse Eski göl-i çökelleri üstündeki volkanik malzemenin yaşlı olabileceği varsayılabilir. Fakat bu kesimdeki volkanik malzemenin daha genç olduğu belki de insanlık tarihine yakın bir tarihe kadar zamanın çekilebileceği araştırılmalıdır. Ayrıca, iklimsel değişimler, sismik etkinlik gibi birçok parametrenin birlikte değerlendirilme zorunluluğu da ortaya çıkmaktadır. Burdur Gölü ne paralel uzanan fay hatları (çökme sonrası) ile birkaç metrelik düşüşler, kurak mevsim gelişimleri, gölü besleyen kaynakların azalması daha geniş alanlarda yayılım gösteren Burdur Gölü nün küçülmesine neden olmuştur. Kısacası, geçmiş kısa bir göl tarihini açıklamak, gölün gelecek tarihini açıklamaya ışık tutacaktır. Şekil 3. Burdur Gölü geçmişi ile ilgili basitleştirilmiş tahmini haritalar (Acıgöl ve Burdur Gölü nün kapalı göl karakterinde olmaları, su seviyelerinin yaklaşık aynı yükseklikte bulunmaları ve çöküntü havzası şeklinde gelişmeleri bağlantı nedenleri olarak düşünülmüştür).

565 A C B D E G F H I J Şekil 4. Burdur çevresindeki eski göl çökellerinden görünümler, A) Çok eski göl çökelleri, B) Çok eski göl çökellerinin üst seviyelerinde gözlenen traverten oluşumları, C) Gözenekli, bitki fosilli travertenlerin yakın görünümü, D) Eski göl çökelleri-i in yayılım alanı olarak düşünüldüğü yerler, E) Eski Göl çökelleri-i in bulundukları yerler, Senirce Köyü içi ve Bozanönü garı çevresi, F) Eski göl çökelleri-ii den görünümler, G) Eski göl çökelleri-ii nin çamurları ve çamurlar içerisindeki Dreissena kavkılarının görünümü, H) Eski Göl çökelleri- II de gözlenen fay hattı, I) Burdur Gölü ve çevresinin 1987 uydu görüntüsü, J) 2002 uydu görüntüsü DEPREMSELLİK

566 Burdur ve çevresinin son yüzyıl içerisindeki deprem aktivitesi incelendiğinde 1914, 1957 ve 1971 yıllarında Burdur-Fethiye arasında büyüklükleri 6.2 ile 7.1 arasında değişen üç önemli deprem kaydına rastlanılmaktadır (Şentürk ve Yağmurlu, 2003). Bu depremlerin Burdur-Fethiye arasında uzanım gösteren ve Burdur Fayı olarak bilinen kırık hattından kaynaklandığı açıktır (Şekil 5-6). Keza, 1995 yılında meydana gelen Dinar Fayı üzerindeki kırık hattı da bölgenin son yüzyıl içerisinde ne kadar aktif bir bölge olduğunu ortaya koyar. Şekil 5 : Acıgöl ve Burdur Gölü çöküntü havzalarını gösteren jeolojik enine kesit (Koçyiğit, 1984 den değiştirilerek alınmıştır). Şekil 6: Acıgöl ve Burdur Gölü arasındaki bölgede son yüzyılda meydana gelen 4 ve daha büyük olan depremlerin episantırları (www.iris.washington.edu) Dolayısıyla, Burdur ili şehir merkezinin tümüyle Burdur fay zonu üzerinde kurulmuş olması ve aktif diğer fay hatları ile ilişkili bulunması, Burdur şehrindeki yapılaşmalara daha fazla dikkat edilmesi gerekliliğini göstermektedir. Keza, küçük deprem etkinliği açısından da bakıldığı zaman bölgenin deprem etkinliğinin fazla olduğu görülür (Şekil 6 ). SONUÇLAR Sahanın batısında ve doğusunda milyon seneler öncesindeki denizlere ait kayalar, Burdur şehir merkezinin yerleştiği zeminden daha sağlam özellik taşımaktadır. Son yıllarda deprem, çamur akması gibi doğal afetlerin özellikle güncel çökeller ile ilişkili olarak daha fazla hasara neden olması, güncel sediman ayırımlarının önemini ortaya koyar. Bu nedenle haritalamada bunların dikkate alınması gerekliliği anlaşılmaktadır. Farklı çökel alanı ve alt çökel alanlarının ayırımları, özelliklerinin belirlenmesi geçmiş tarihi açıklamak ve şu anki görünümü ortaya koymak açısından önemlidir. Son birkaç milyon yıllık dönemle ilişkili Burdur Gölü ne ait göl gelişiminin farklı zamanlarda, farklı yayılıma sahip çökellerle temsil edildiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle göl sediman ayırımlarında (Çok eski göl sedimanları, eski göl sedimanları, günümüz göl sedimanları gibi) bazı terimler önerilmiştir. Özellikle son yıllara ait göl kıyı kenar çizgisi ve güncel sediman gelişimi gibi önemli konuların ayrıntıda ortaya konmasında hava fotoğrafı ve uydu verilerinin belirli aralıklarla karşılaştırmalı bir şekilde yapılması gerekliliği de ortaya çıkmaktadır. Sonuçta, Burdur un aktif deprem bölgesinde yer alması ve zemin sıvılaşması gibi problemlere sahip olması nedeni ile yapılaşmanın çok katlılıktan, az katlılığa ve özellikle sağlam kayaların olduğu yerlere yönlendirilmesinin faydalı olacağı ve ancak zemin özelliklerinin araştırılarak çok katlılığa müsaade edilebileceği açıkça görülmektedir. Çok katlı yapılaşmalarda tabiattaki bitki ve dağ kökleri gibi örneklerin dikkate alınması, ilgili tüm mühendislik birimlerinin onayladığı bir etüdle planlı ve programlı yapılaşmaların yapılması önerilir. Kaynaklar

567 Brunn, J. H., Dumont, J. F.,Graciansky, P. C. Gutnic, M., Juteau, T., Marcaoux, J., Monod, O. and Poisson, P. 1971. Outline of the Geology of the Western Taurides. In: Geology and History of Turkey. (Cambell A.S., ed.),: Petrol. Explor. Soc. Libya, Tripoli, 225-252. Bilgin, A., Köseoğlu, M. ve Özkan, G., 1988. Isparta Gölcük yöresi kayaçlarının mineralojisi, petrografisi ve jeokimyası. Tübitak Doğa Derg. 14, 343-360, Ankara. Collins, A.S. and Robertson, A.H.F. 1999. Evolution of the Lycian allochthon, western Turkey, as a north-facing Late Palaeozoic to Mesozoic rift and passive continental margin. Geological Journal, 34, 107-138. Ertunç, A., Karagüzel, R., Yağmurlu, F., Türker, E. ve Keskin, N. 2001. Burdur Belediyesi kent merkezi ve yakın çevresinin depremselliği ve yerleşime uygunluk açısından incelenmesi Müh.Mim.Fak. Araştırma projesi (yayımlanmamış). Glover, C. and Robertson, A.H.F. 1998a. Role of regional extensional processes and uplift in the Plio-Quaternary sedimenta ry and tectonic evolution of the Aksu Basin, south west Turkey. Journal of the Geological Society London,155, 335-365. Glover, C. and Robertson, A.H.F. 1998b. Neogene intersection of the Aegean and Cyprus arcs: extensional and strike-slip faulting in the Isparta Angle, SW Turkey. Tectonophysics, 298, 103-132. Görmüş, M. 1996. Foraminiferler ile Fosilleşme Analizine Bir Örnek: Isparta Dolayları Kretase-Tersiyer İstifleri. Geosound, Çukurova Üniversitesi, 28, 103-124, Adana. Görmüş, M. and Karaman, E. 1992. Facies Changes and New Stratigraphical-Paleontological Data in the Cretaceous-Tertiary Boundary Around Söbüdağ (Çünür-Isparta). Geosound, Çukurova Universitesi, 21, 43-57, Adana. Görmüş, M. & Özkul, M. 1995. Gönen-Atabey (Isparta) ve Ağlasun (Burdur) Arasındaki Bölgenin Stratigrafisi. SDÜ Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi, 1, 43-64, Isparta. Görmüş, M., Caran, Ş., Başayiğit, L., Çoban, H., Hilal, H., Uysal, K. ve Şenol, H., 2003. Eğirdir-Senirkent-Senirce (Isparta) arasındaki Pliyo-Kuvaterner sedimanları ve Landsat7 ETM+ görüntülerinde yorumu. SDÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi, 7(2), 57-72. Görmüş, M., Çoban, H., Caran, Ş., Uysal, K., Bircan, C. ve Tunç, İ.O., 2005. Eğirdir Gölü Batısı Pliyo-Kuvaterner Sedimanları. Türkiye Kuvaterner Sempozyumu-V. 02-03 Haziran 2005, İTÜ/Aybe, 205-218. Günay, Y., Bölükbaşı, S. and Yoldemir, O. 1982. Beydağlarının stratigrafisi ve yapısı. Türkiye altıncı petrol kongresi, Nisan 1982, 91-101. Gutnic, M. 1977. Geologie du Taurus Pisidien au nord d ' Isparta, Turkuie. Principaux resultats, exraits des notes de. M. Gutnic entre 1964 et 1971 par O. Monod, Universite du Paris - sud Orsay, 130. Gutnic, M., Monod, O., Poisson, A. and Dumont, J.F. 1979. Geologie des Taurides occidentales (Turquie). Memoires Société geoloque de France, 137, 1-112. Hançer, M. 1996. Isparta güneyi Ağlasun-Bucak dolayının jeolojik ve tektonik özellikleri. SDÜ Fen Bilimleri Enstitüsü Doktora tezi, 245s. (yayınlanmamış). Hayward, A.B. 1982. Türkiye nin güneybatısındaki Bey Dağları ve Susuz Dağ masiflerinde Miyosen yaşlı kırıntılı tortulların stratigrafisi. Türkiye Jeoloji Kurumu Bülteni, 25 (2), 81-90. Hayward, A.B. and Robertson, A. H. F. 1982. Direction of ophiolite emplacement inferred from Tertiary and Cretaceous sediments of an adjacent autochthon, the Beydağları, SW Turkey. Bulletin of Geological Society of America, 93, 68-75. IRIS, 2003. http://www.iris.washington.edu. Irlayıcı, A., 1998. Eğirdir-Burdur Gölleri Arasının Hidrojeoloji İncelemesi. S. D. Ü. Fen Bilimleri Enst. Doktora tezi, Isparta. Karaman, M. E., 1986a. Burdur dolayının genel stratigrafisi. Akd.Üniv. Isp.Müh.Fak. Derg. 2, 23-35. Karaman, M. E., 1986b. Burdur İli çevresindeki yerleşim alanlarının depremselliği, Müh.Jeolojisi Türk Milli Komitesi Bült., 8, 23-30. Karaman, M. E. 1990. Isparta güneyinin temel jeolojik özellikleri. Türkiye Jeoloji Bülteni, 33, 57-67. Karaman, M. E. 1994. Isparta-Burdur arasının jeolojisi ve tektonik özellikleri. Türkiye Jeoloji Bülteni, 37 (2), 119-134. Karaman, M. E., Meriç, E. ve Tansel, İ. 1988. Çünür (Isparta) dolaylarında Kretase-Tersiyer geçişi. Akdeniz Üniversitesi, Isparta Mühendislik Fakültesi Dergisi, 4, 80-100. Karaman, M. E., Meriç, E. ve Tansel, İ. 1989/1990. Gönen-Atabey arasındaki bölgenin jeolojisi. Cumhuriyet Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi Dergisi, Sivas, 6-7 (1-2), 129-143. Kazancı, N, 1988. Repetitive deposition of alluvialfan and fan-delta wedges at a fault-controlled margin of the Pleistocene Holocene Burdur Lake graben,southwestern Anatolia,Turkey; Fan Deltas: Sedimentology and tectonics Settings Eds. W. Nemec and R.J. Steel,1988 Blackie and Son. Kazancı, N, 1990. Fan-Delta sequences in the Pleistocene and Holocene Burdur Basin, Turkey: the role of basinmargin configuration in sediment entrapment and differential facies development, Spec.Publs int. Ass. Sediment. 10, 185-198 Kazancı, N., 1993. Eğirdir Gölü çanağının oluşum zamanına ilişkin bir gözlem. Jeoloji Mühendisliği, 42; 50-51, Ankara. Kazancı, N., 1995. Eğirdir Gölü çanağının oluşum zamanına ilişkin gözlem II. Jeoloji Mühendisliği, 47; 32-33, Ankara. Kazancı, N. ve Karaman, M. E., 1988. Gölcük (Isparta) Pliyosen volkanoklastiklerinin sedimenter özellikleri ve depolanma mekanizmaları. Akd. Üniv. Isp. Müh. Fak. Derg. 4, 16-35, Isparta. Kazancı, N., Emre, Ö., Keçer, M. ve Özdoğan, M., 2000 a. Jeoloji raporları için güncel çökellerin haritalanması:öneri ve örnek, 53. Türkiye Jeoloji Kurultayı, özetler kitabı, s. 237.

568 Kazancı, N., Alçiçek, M.C., Emre,Ö., Erkal, T., Erdem, B.,Tuncel, K., Baba, K. ve Mısırlı, A. 2000 b.biga ve Gönen deltalarının kumsal tortulları:taneboyu-enerji ilişkisi hakkında durum araştırması, 53. Türkiye Jeoloji Kurultayı, özetler kitabı, s. 366. Koçyiğit, A. 1981. Isparta Büklümünde (Batı Toroslar) Toros karbonat platformunun evrimi. Türkiye Jeoloji Kurumu Bülteni, 24 (2), 15-23. Koçyiğit, A. 1983. Hoyran Gölü (Isparta Büklümü) dolayının tektoniği. Türkiye Jeoloji Kurumu Bülteni, 26 (1), 1-10. Koçyiğit, A. 1984. Tectono-stratigraphic characteristics of Hoyran Lake region (Isparta Bend). In: Geology of Taurus Belt Proceed. Int. Symposium (Tekeli, O & Göncüoğlu, M.C., eds.), 53-67. Kuşçu, M.,1995, Gölbaşı(Isparta) epitermal arsenik mineralizasyonunun jeolojik özellikleri, Türkiye Jeoloji Kurumu Bülteni Türkiye Jeoloji Kurumu Bülteni, c.38/2 43-52. Lefevre, C., Bellon, H., and Poisson, A., 1983. Presence de leucitites dans le volcanism Pliocene de la region d Isparta (Taurides occidentales, Turquie). C. R. Acad. Sc. Paris, 297, 367-372. Marcoux, J., Poisson, A. and Dumont, J.F. 1975. Le domaine d ' Antalya, temoin de la fracturation de la plateforme africaine au cours du Trias. Bulletin société geoloque de France, 16, 116-127. Monod, O. 1976. La "courbure d ' Isparta" : une mosaique de blocs autochtones surmontes de nappes composites a la jonction de l'arc hellenique et de l'arc taurique. Bulletin société geoloque de France, 18, 521-532. Nemec, W., Kazancı, N. and Mitchell, G. 1998. Pleistocene explosions and pyroclastic currents in west-central Anatolia. Boreas, 27, 311-332 Oslo. Nemec, W. and Kazancı, N. 1999. Quaternary colluvium in west-central Anatolia: sedimentary facies and palaeoclimatic significance. Sedimantology, 46, 139-170. Özkan, T. 1996-1997. Göltaş-Senirce-Çünür (Isparta) dolayında Kretase-Tersiyer geçişi. İstanbul Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Yerbilimleri Dergisi, 10, 29-37. Poisson, A. 1977. Recherches geologues dans les Taurides occidentales (Turque). These Doc. Sci., Univ. Paris-Sud, Orsay, 1-795. Poisson, A., Akay, E. Dumont, J. F. and Uysal, Ş. 1984. The Isparta Angle: A Mesozoic palaeorift in the Western Taurides. In: Geology of Taurus Belt Proceed. Int. Symposium (Tekeli, O. & Göncüoğlu, M.C. eds.), 1-27. Poisson, A., Yağmurlu, F., Bozcu, M. and Şentürk, M., 2003, New insights on the tectonic setting and evolution around the apex of the Isparta Angle (SW Turkey): Geol. J. 38: 257-282. Robertson, A.H.F., 1993. Mesozoic - Tertiary sedimentary and tectonic evolution of Neotethyan carbonate platforms, margins and small ocean basins in the Antalya Complex, southwest Turkey. Special Publication, Int. Ass.. Sediment., 20, 415-465. Robertson, A.H.F. 2000. Mesozoic-Tertiary tectonic-sedimentary evolution of a south Tethyan oceanic basin and its margins in the southern Turkey. In: Tectonics and magmatism in Turkey and surrounding area, (Bozkurt, E., Winchester, J.A. & Piper, J.D.A., eds), Geological Society, London, special publications, 173, 97-138. Sarıiz, K., 1985. Keçiborlu kükürt yataklarının oluşumu ve yörenin jeolojisi. Anadolu Üniv. yayın., 91, Doktora tezi, Eskişehir. Şenel, M. 1984. Discussion on the Antalya nappes. In: Geology of Taurus Belt Proceed. Int. Symposium (Tekeli, O. & Göncüoğlu, M.C., eds.), 41-51. Şenel, M. 1997. 1:250.000 ölçekli Türkiye jeoloji haritaları No: 4, Isparta paftası. MTA Genel Müdürlüğü, Jeoloji etüdleri dairesi, Ankara, 47s. Şener, E., Davraz, A. ve İsmailov, T., 2005. Burdur Gölü seviye değişimlerinin çok zamanlı uydu görüntüleri ile izlenmesi. Türkiye Kuvaterner Sempozyumu-V. 02-03 Haziran 2005, 148-156. Şentürk, M., 2003. Acıgöl ve Burdur Gölleri arasındaki bölgenin sismotektonik özellikleri. S. Demirel Üniversitesi Fen Bilimleri Ens. Y.Lisans Tezi, 83s. Şentürk, M. ve Yağmurlu, F., 2003. Acıgöl ve Burdur Gölü arasındaki bölgenin jeolojik ve sismotektonik özellikleri. SDÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi, Özel Sayı 7(2), 11-24. Yağmurlu F. 1994. Isparta güneyinde yer alan Tersiyer yaşlı türbiditik birimlerin fasiyes özellikleri. Geosound, Adana, 24, 17-28. Yağmurlu, F. 2000. Burdur fayının sismotektonik özellikleri : Batı Anadolu nun Depremselliği Sempozyumu, Bildiriler, 143-152, İzmir. Yağmurlu, F., Savaşcın, Y. and Ergun, M. 1997. Relation of alkaline volcanism and active tectonism within the evolution of the Isparta Angle, SW Turkey. The journal of geology, 15, 717-728. Yalçın, A. 1993. Yukarı Aksu (Isparta) havzası mühendislik jeolojisi incelemesi. Süleyman Demirel Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü Doktora tezi, 283s. Yalçınkaya, S. 1989. Isparta-Ağlasun (Burdur) dolaylarının jeolojisi. İstanbul Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Doktora tezi, 176s. (yayınlanmamış). Yalçınkaya, S., Ergin, A. ve Afşar, Ö.P. 1986. Batı Torosların jeolojisi, Isparta projesi raporu. Maden Tetkik Arama Enstitüsü Genel Müdürlüğü raporları, Ankara (yayınlanmamış). Yıldız, A. ve Toker, V. 1991. Çünür Köyü yöresindeki (Isparta kuzeyi) Üst Kretase-Eosen yaşlı birimlerin planktik foraminiferler ile biyostratigrafik incelemesi. Türkiye Jeoloji Bülteni, 34, 43-58.