Sürekli Devrim Üzerine. Geçiş Sorunu ve Geçiş Programı. Aralık Ocak Ocak marksist.com e-broşür dizisi: 18

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Sürekli Devrim Üzerine. Geçiş Sorunu ve Geçiş Programı. Aralık Ocak Ocak marksist.com e-broşür dizisi: 18"

Transkript

1 1

2 Sürekli Devrim Üzerine Aralık Ocak 2010 Geçiş Sorunu ve Geçiş Programı Ocak 2006 marksist.com e-broşür dizisi: 18

3 Sürekli Devrim Üzerine Günümüz dünyasında insanlık çürüyen kapitalist düzenin pençesinde adeta can çekişiyor. Bu durumdan kurtuluşun tek bir yolu var. O da, işçi-emekçi kitlelerin bağrından kopup gelen bir devrimle bu düzene son vermektir. Yaşadığımız tarihsel döneme damgasını basan bu yakıcı gerçeklik, dünya ölçeğinde cereyan edecek bir toplumsal devrime, işçi sınıfının sürekli devrimine duyulan ihtiyacı ve böyle bir devrimin önemini inanılmaz boyutlarda artırmış bulunuyor. Kapitalizmi yeryüzünden silip atacak bir sürekli devrim perspektifi, yıllar öncesinde Marx ve Engels tarafından devrimci işçi hareketinin gündemine sokulmuş bir konudur. Ancak bu konu, işçi sınıfının devrimci mücadelesinin gelişimine bağlı olarak zamanla daha da önem kazanmış ve özellikle Rus devrim pratiği içindeki siyasal saflaşmalara damgasını vurup ete kemiğe bürünmüştür. Devrim ve devrimci program anlayışı temelinde, Marksist hareketin tarihi içinde yaşanmış olan siyasal yaklaşım farklılıkları geçmişte kalmış konulardan ibaret değildir. Söz konusu saflaşmaların günümüze dek uzanan son derece önemli siyasal boyutları mevcuttur. Örneğin uzun yıllar boyunca dünya komünist hareketinin resmi temsilcisi olarak saltanat sürmüş bulunan Stalinizm, aslında Marksist sürekli devrim anlayışının inkârı üzerinde yükselen bir karaktere sahiptir. Bu bakımdan geçmişte Rus devrim sürecinde yaşanmış olan programatik ayrılıkların, bugünün benzer sorunlarına ışık tutan yönleriyle hatırlanmasında büyük yarar vardır. Marx döneminde temelleri atılan sürekli devrim perspektifi, proleter devrimler çağı içinde esas olarak Troçki tarafından geliştirilmiş ve işçi sınıfının devrim stratejisini aydınlatan bir kapsama kavuşturulmuştur. Rus devrim sürecinin eğitici ateşlerinin ortasında, 1917 Nisanında ortaya koyduğu tarihsel 1

4 tezlerle Lenin de işçi sınıfının devrimci program ve iktidar sorununda sürekli devrim anlayışını destekleyen bir netlik noktasına ulaşmıştır. Nihayet, sürekli devrim teorisi 1917 Büyük Ekim Devriminin pratiğiyle de birleşerek, işçi sınıfının devrimci geleneğinin temel harcı olacak derin bir boyut kazanacaktır. İşçi sınıfının devrimci mücadele programı açısından sağlanan ilerleme bu noktada da durmayacak ve Ekim Devriminin itici gücü sayesinde örgütlenen Komünist Enternasyonal düzeyine de yansıyacaktır. Fakat ne yazık ki, Lenin in ölümünden sonra Bolşevik Partiye ve sovyetlere karşı içten yürüyen bir bürokratik karşı-devrimi gerçekleştiren Stalinist bürokrasi bu tarihsel yükselişi durdurmuştur. Ekim Devriminin kazanımları egemen bürokrasi eliyle birer birer tasfiye edilirken, devrimci proletaryanın sürekli devrim anlayışı da gerek Rusya gerekse dünya ölçeğinde büyük yara almıştır. İşçi sınıfının sürekli devrim anlayışı Troçkizm diye etiketlenip lanetlenmiş ve dünya komünist hareketi nezdinde ıskartaya çıkarılmıştır. Stalinizm, yok ettiği sürekli devrim anlayışının yerine II. Enternasyonal in aşamacı program anlayışını ikame etmiştir. Bu durum kesinlikle Marksizmin kurucularının devrimci mirasının red didir. Lenin önderliğinde yaratılmış bulunan devrimci Bolşevik çizgiden esaslı bir kopuştur ve Ekim Devriminin ateşleri içinde yaratılmış bulunan enternasyonalist komünist geleneğin açıkça inkârıdır. Bugün dünyada ya da Türkiye dahil çeşitli ülkelerde, pek çok sol çevrede Stalinizmin içyüzü hakkındaki yanılsamaların hâlâ şu ya da bu ölçüde sürmesi nedeniyle kabul edilmek istenmese de gerçeklik budur! Günümüzde işçi sınıfının devrimci gelenek sorununda doğru ve net bir tutum geliştirme ihtiyacı, bu yakıcı soruna doğrudan bağlı bulunan ve yıllardır da tamamen haksız suçlamalarla gölgelenen sürekli devrim konusu üzerinde özenle durmayı gerekli kılıyor. Marx ve Engels in sürekli devrim çağrısı Avrupa nın çeşitli ülkelerini birbiri ardı sıra sarsacak 1848 devrimlerinin şafağında dünyaya gözlerini açan Komünist Manifesto, Marx ve Engels tarafından kurulan Komünist Birlik adlı uluslararası işçi sınıfı örgütünün programıydı. Manifesto da Almanya gibi burjuva devrimini gerçekleştirmemiş ülkelerde devrimin ilk planda burjuvaziyi iktidara getireceği öngörülüyorsa da, devrimci süreç bütünsel olarak değerlendiriliyordu. Burjuva demokratik devrim ve sosyalist devrim birbirinden kopuk ve uzak iki ayrı tarihsel aşama değil, 2

5 kesintisiz bir devrim sürecinin iki tarihsel momenti olacaktı. Bu bakımdan, burjuva demokratik devrim proleter devrimin başlangıcını oluşturacaktı. Avrupa nın çeşitli ülkelerinde art arda gerçekleşen 1848 devrimleri, Marx ve Engels tarafından ateşli bir biçimde proleter devrimin başlaması olarak değerlendirildiler. Ne var ki 1848 devrimleri yenilgiyle sonuçlandı ve bu süreç hem Marx hem de Engels açısından, devrimci strateji ve program sorunu bağlamında son derece önemli sonuçların çıkartılacağı bir tarihsel deneyim dönemi oldu. Avrupa da yaşanan 1848 devrim deneyimleri, küçük-burjuva önderliklerin yol açabileceği tehlikeler konusunda dönemin ünlü devrimcisi Blanqui ye de bir uyarı yerine geçmiş ve Blanqui nihai zafere dek devrimin sürdürülmesi görüşüne dayanan bir sürekli devrim konumunu savunmaya başlamıştı. Marx da 1850 yılı içinde kaleme aldığı çeşitli makalelerden oluşan Fransa da Sınıf Mücadeleleri adlı çalışmasında Blanqui ye atıfta bulunarak sürekli devrim kavramını kullanacaktı. Marx ın Avrupa da yaşanan deneyimlerden çıkarmış olduğu iki önemli sonuç, devrimin sürekliliğine ve proletarya diktatörlüğüne duyulacak mutlak ihtiyaç idi. O dönemde işçilerin, gitgide devrimci sosyalizmin, bizzat burjuvazinin Blanqui adını taktığı komünizmin çevresinde toplanmaya başladığını vurgulayan Marx, Bu sosyalizm genel olarak, sınıf farklılıklarının ortadan kaldırılması, sınıf farklılıklarının dayandıkları bütün üretim ilişkilerinin ortadan kaldırılması, bu üretim ilişkilerine uygun düşen bütün toplumsal bağıntıların ortadan kaldırılması, bu toplumsal bağıntılardan doğan bütün düşüncelerin altüst edilmesine varmak üzere, devrimin sürekliliğinin ilânıdır, zorunlu bir geçiş noktası olarak proletaryanın sınıf diktatörlüğüdür diyordu. (Marx-Engels, Seçme Yapıtlar, c.1, Sol Yay, Birinci Baskı, s.341) Marx ve Engels in Avrupa nın bu devrimci döneminin içinde kaleme aldıkları 1 Mart 1850 tarihli ünlü Çağrı metninde ise, proletaryanın sürekli devrim perspektifi çok daha belirtik biçimde ifadesini buldu. Merkez Komitesinin Komünist Birliğe Çağrısı olarak kaleme alınan bu sirkülerde öncelikle vurgulanan husus, yeniden yaklaşan devrimde demokratik küçük-burjuvazinin oynayacağı role dair bir uyarı idi. Marx ve Engels, 1848 de Alman liberal burjuvazisinin halka karşı oynadığı haince rolün aynısını, bu kez demokratik küçük-burjuvazinin üstleneceği konusunda işçileri uyanık olmaya davet ediyorlardı. Devrimci işçi partisi küçük-burjuva demokratların sallantılı konu- 3

6 muna taviz vermeksizin mutlaka kendi bağımsız mücadele yolundan yürümeliydi. Küçük-burjuvazinin devrimi olabildiğince çabuk sonuçlandırmayı arzulamasına karşılık, işçi sınıfının savaş narası devrimin sürekliliği olmalıydı. Sürekli devrim perspektifi Çağrı metninde şu sözlerle dile getirilmişti: Azçok mülk sahibi tüm sınıflar egemen konumlarından uzaklaştırılıncaya dek, proletarya devlet gücünü ele geçirinceye ve yalnızca bir tek ülkedeki değil, dünyanın tüm önde gelen ülkelerindeki proleterlerin birliğinin, bu ülkelerin proleterleri arasındaki rekabetin ortadan kalkmış olduğu ve hiç değilse bellibaşlı üretici güçlerin proleterlerin ellerinde toplanmış bulunduğu noktaya ulaşıncaya dek, devrimi sürekli kılmak bizim sorunumuz ve bizim görevimizdir. Bizim için sorun özel mülkiyetin herhangi bir değişikliğe uğratılması değil, olsa olsa yokedilmesidir; sınıf karşıtlıklarının üzerinin örtülmesi değil, sınıfların ortadan kaldırılmasıdır; mevcut toplumun iyileştirilmesi değil, yeni bir toplumun kurulmasıdır. (age, s.218) Böylece Marx ve Engels, Troçki nin deyişiyle her yeni aşaması bir öncekinden köklenen ve ancak sınıflı toplumun yok edilmesiyle tamamlanabilecek olan işçi devrimi stratejisini ortaya koymuş oluyorlardı. Bu strateji, o dönemdeki devrim deneyimlerinin yenilgisine rağmen doğruydu ve o nedenle de yıllara meydan okuyarak günümüze uzanacak bir geçerliliğe sahip bulunuyordu. Marx ve Engels in yaşadıkları dönem açısından hatırlanması gereken diğer bir önemli husus da Almanya örneğine ilişkindir sirkülerini ele aldıkları dönemde Almanya koşullarında beklenen, iktidarın köylülük tarafından desteklenen kent küçük-burjuva radikallerince ele geçirilebileceği yolundadır. Ama yaşanan olaylar bunun gerçekleşmesinin mümkün olmadığını, küçükburjuva demokrasisinin bağımsız bir devrim aşaması yürütmekten aciz bulunduğunu gözler önüne sermiştir devrim deneyiminin verdiği dersler temelinde bu gerçekliği kavrayan Marx, artık burjuva demokratik devrimin sorunlarının da köylü savaşı tarafından desteklenen bir işçi devrimiyle çözümlenebileceği görüşünü geliştirecektir. Nitekim 16 Nisan 1856 da Engels e mektubunda, çıktığı bu sonucu şu sözlerle ifade etmektedir: Almanya da her şey, proletarya devriminin, Köylü Savaşı nın bir tür ikinci baskısıyla desteklenmesi olasılığına bağlı bulunmaktadır. Ondan sonra işler daha iyi olacak. (Marx-Engels, Seçme Yazışmalar, c.1, Sol Yay, Birinci Baskı, s.104) Marksizmin kurucuları ilerleyen yıllar içinde 1848 sürecini yeniden analiz 4

7 ederek kendilerinin o dönemde işçi sınıfından bekledikleri devrimci atılım konusunda yanılmış olduklarını açıkça itiraf ettiler. Ancak onların yanılgısı, aslen devrimci heyecanla oluşmuş erken beklentilerin sonucu olan bir yanılgı idi. Bunun ötesinde, kapitalizm çağında proletaryanın oynayacağı devrimci rol konusunda yanılmış değillerdi. Marx ve Engels in çeşitli değerlendirmeleri, modern çağda toplumsal devrimlerin ancak proletarya öncülüğünde ilerleyebilecek bir süreklilik niteliği taşıdığını açıkça ortaya koymaktadır. Ne var ki Marx ve Engels tarafından savunulan sürekli devrim anlayışı, onların ölümünden sonra oportünist ve reformist bir rotaya giren II. Enternasyonal tarafından dışlanacaktır yılında Bernstein, Marx ve Engels in Çağrı metninde proletaryanın savaş narası olarak ilan ettikleri sürekli devrim anlayışını Blankizmin olumsuz bir etkisi olarak yorumlar. Böylece giderek II. Enternasyonal partilerine, işçi sınıfının asgari program hedefleriyle azami program hedeflerini birbirinden kopartan ve aslen devrimci iktidar sorununu yadsıyan bir anlayış egemen olur. O dönemin Enternasyonal örgütünün etkisiyle gelenekselleşen bu anlayış, Rus devrim sürecinde Menşeviklerin program anlayışında da yansımasını bulacaktır. Rus devrim sürecinde farklı yaklaşımlar 1900 lerdeki Rus devrim sürecinde Marksist hareket içinde yer alan başlıca siyasal yaklaşımlar arasındaki temel farklılıkları kavramak bugün için de önem taşır. Bunun için öncelikle bir hususa dikkat çekmek yerinde olacaktır. Devrimin ürünü olacak iktidar yapısı ile devrimin tarihsel karakteri aynı şey demek değildir ve özellikle bazı örneklerde bu ayrıma titizlikle riayet etmek gerekir. Örneğin Rusya gibi, burjuva demokratik devrim açısından gecikmiş ülkelerde devrim, tarihsel karakteri bakımından burjuva demokratik bir devrim niteliği taşımıştır. Oysa böylesi tarihsel gecikme durumlarında, devrimin gerek demokratik gerek sosyalist görevlerinin üstesinden gelebilecek iktidar ise proletarya diktatörlüğü olabilmektedir. İşte bu noktalardan hareketle vaktiyle Çarlık Rusya sındaki gerçeklik ifade edilecek olursa, tarihsel karakteri bakımından burjuva olan devrimin iktidar yapısı açısından proleter olması gerektiği net olarak kavranabilir. Sürekli devrim ve devrimci program sorununa ışık tutması nedeniyle, biraz gerilere uzanıp Rus sosyal demokratları arasında yürümüş olan önemli tartış- 5

8 malardan bazı kesitleri hatırlayalım. Çarlık Rusya sında Marksistler arasında devrimin tarihsel karakterine dair genel bir mutabakat vardı. Lenin, Troçki gibi devrimci Marksistlerin yanı sıra Menşevik siyasetçiler de, yaklaşmakta olan devrimin acil tarihsel görevleri bakımından burjuva nitelikte bir devrim olduğunu kabul ediyorlardı. Fakat bunun ötesinde görüş ayrılıkları başlıyordu ve Rusya da 1905 ten 1917 ye ilerleyen devrimci süreçte sosyal demokrat hareket içinde devrim stratejisi bakımından üç farklı yaklaşım yer alıyordu. Rus Sosyal Demokrat İşçi Partisi içinde bu farklılaşma kapsamında belirginleşen Menşevik ve Bolşevik çizginin dışında, bir de Troçki nin sürekli devrim anlayışını yansıtan çizgisi mevcuttu. Rus devrim sürecindeki programatik yaklaşımlar, genel çerçevesi itibarıyla büyük ölçüde dönemin enternasyonal örgütü II. Enternasyonal in etkisi altında biçimlenmişti. Rosa Luxemburg gibi istisnalar bir yana bırakılacak olursa, esasen II. Enternasyonal e, demokrasi ve sosyalizm istemlerini birbirlerinden geniş bir zaman aralığı ile ayrılan iki ayrı iktidar aşamasına havale eden bir anlayış hâkimdi. Rus devrimci hareketinin gelişimi içinde uzun bir dönem boyunca Marksizmin otoritesi olarak kabul görmüş Plehanov un program anlayışı da bu egemen görüşlerin etkisi altında oluşmuş bulunuyordu. Rusya da işçi iktidarının, burjuva demokratik devrimin ürünü olacak bir burjuva iktidar döneminin ayrı bir tarihsel evre olarak yaşanıp tüketilmesinden sonra gelebileceğini savunan değerlendirmeler geliştirmişti Plehanov. Bu genel yaklaşım yalnızca o dönemin Menşeviklerini etkilemekle kalmamış, Rus sosyal demokrat hareketinin Bolşevik kanadı da dahil olmak üzere geniş bir etki alanı yaratmıştı. Martov ve Akselrod gibi o dönemin önde gelen bazı Rus sosyal demokratları tarafından temsil olunan Menşevik eğilim, Çarlık rejimini devirecek devrimin burjuva demokratik karakterde olduğu noktasından hareketle liberal burjuvazi ile uzlaşmaya ve reformizme savruldu. Menşevizm, demokratik devrimde öncülüğü liberal burjuvaziye terk eden bir siyasal çizgi geliştirdi. Menşeviklere göre, Çarlığın devrilmesinden sonra iktidar burjuvaziye terk edilmeli ve işçi sınıfının devrimci partisi tüm bu tarihsel evre boyunca demokrasi cephesinin muhalif sol kanadını oluşturma göreviyle yetinmeliydi. Açık ki, Menşeviklerin Rusya gibi tarihsel açıdan gecikmiş bir ülkede burjuva devriminden anladıkları da esasen liberal bir anayasal reformdan ibaretti devrimi öncesinden beri, yaklaşan devrimin burjuva karakterini vurgu- 6

9 layan Lenin ise Menşevik yaklaşımdan tamamen farklı olarak, devrimci süreçte işçi iktidarının önünü açacak bir arayış içinde idi teki yazılarında, burjuva devrimin Rusya da kapitalizmin Avrupa tarzında gelişiminin yolunu döşeyeceğini belirtiyordu. Fakat burjuva devrimin toprak reformu gibi uygulamalarının örnek oluşturacağı endişesiyle, Rus burjuvazisi mülksüzleştirilme korkusu içinde kıvranmaktaydı. Bu nedenle de monarşi ile Prusya tipi bir uzlaşma arayacaktı. Bu yüzden Lenin, Plehanov un ve Menşeviklerin burjuvazi ile ittifak anlayışının kesinlikle karşısında yer aldı ve onların anayasal reformlar çizgisini kıyasıya eleştirerek işçilerin köylülerle ittifakını savundu. Ancak kuşkusuz proletarya, köylü hareketini yalnızca demokratik bir hareket olduğu sürece desteklemeliydi. Bunun ötesinde proletarya esas müttefiklerini kırın yoksul yarı-proleter öğelerinde ve Avrupa ülkelerinin işçi sınıfında aramalıydı. Burjuva devrimin önder gücünün burjuvazi olması gerektiği görüşüne varan Menşevikler, devrimci süreçteki siyasal taktiklerini de buna göre belirlemişlerdi. Oysa Lenin bu noktada tamamen farklı ve devrimci bir çizgi geliştirip savundu devrim sürecinde kaleme aldığı İki Taktik çalışmasında açıkça görüldüğü üzere, Rusya da devrimin başarısı liberal burjuvazinin tecrit edilmesine ve işçi sınıfının köylülüğü yanına çekerek devrime önderlik edebilmesine bağlı olacaktı. Lenin İki Taktik te, Bolşeviklerin demokratik ve sosyalist devrimdeki taktiğini sırasıyla şu şekilde ifade ediyordu: Proletarya, otokrasinin direnmesini zora başvurarak ezmek ve burjuvazinin tutarsızlığını zararsız hale getirebilmek için köylü yığınıyla ittifak kurarak, demokratik devrimi sonuna kadar gerçekleştirmelidir. Proletarya, burjuvazinin direnmesini zora başvurarak ezmek ve köylülerin ve küçük-burjuvazinin tutarsızlığını zararsız hale getirmek için yarı-proleter unsurlar yığınını yanına alarak sosyalist devrimi yapmalıdır. (Lenin, İki Taktik, Sol Yay., İkinci Baskı, s.117) Menşeviklerin liberal burjuvaziyle uzlaşan ve devrimi boğan taktiklerine karşı böylesi devrimci taktikler oluşturması, Lenin in Marksizmin devrimci köklerini bütünüyle sahiplenmesi anlamına geliyordu. Bu nedenle Lenin in devrim stratejisi, hatalı bir formülasyon içeriyor olsa da, temelde devrimin demokratik ve sosyalist evreleri arasında aşılmaz bir duvar olmaması gerektiğini savunan bir kesintisizlik özelliğine sahipti. Lenin devrimin bu iki tarihsel aşamasının arasına bir çeşit Çin Seddi çekmeye kalkmanın, ikisi arasına proletaryanın hazırlık ve köylülerle birleşme derecesinden başka bir sınır 7

10 koymanın, Marksizmi iyice tahrif etmek, onu işe yaramaz hale getirmek ve yerine liberalizmi koymak anlamına geleceğini önemle vurgulamaktaydı. Ne var ki tüm bu doğru açılımlara karşın, Lenin in 1905 Rus devrim sürecinde biçimlendirdiği ve 1917 Nisan Tezleri ne dek savunduğu işçilerin köylülerin devrimci demokratik diktatörlüğü (İKDDD) formülü çözümlemelerine bulanık bir yön katmıştır. Fakat yine de üzerinden atlanmaması gerekir ki, Lenin bu hatalı formülünü bile işçi sınıfının hegemonyası temelinde biçimlendirmeye çalışmıştır. Nitekim İki Taktik te, dikkatleri öncelikle hegemonya sorununa çeken ve devrimin kesintisizlik özelliğini vurgulayan pek çok değinme mevcuttur. Yine de Lenin in İKDDD formülünün doğru olmadığı ve düzeltilmediği takdirde devrimci iktidar sorununda kavrayış bozukluğuna yol açan bir özellik taşıdığı görmezden gelinemez. Neyse ki Lenin Şubat devriminin dersleri ışığında, devrimin gerek demokratik gerekse sosyalist görevlerinin üstesinden ancak proletarya diktatörlüğünün gelebileceği gerçeğini görmüş ve İKDDD formülünün artık eskidiğini ifade etmiştir. Onun Nisan Tezleri nde yaptığı, daha önce savunduğu bu bulanık formülasyonu ortadan kaldırmak ve Bolşevik devrim stratejisini işçi iktidarı altında ilerleyecek kesintisiz bir devrim süreci temelinde netleştirmek olmuştur. Sonuç olarak, Lenin in 1905 İki Taktik ten 1917 Nisan Tezleri ne dek devrim stratejisi ve taktikleri bağlamında savunduğu siyasal çizgi, uç noktalara savrulmadan titizlikle değerlendirilmelidir. Lenin i bu dönem boyunca işçi sınıfı hegemonyası savunusundan ya da kesintisiz devrim anlayışından tamamen uzak biri gibi yorumlamak tamamen yanlış ve haksız bir tutum olacaktır. Ama diğer yandan Lenin in Nisan Tezleri öncesinden beri devrimci iktidar sorunu bağlamında tam ve net görüşler geliştirmiş olduğu iddiası da doğru değildir. O nedenle birinci uca savrulan kimi Troçkist yaklaşımlara katılmak mümkün olmadığı gibi, ikinci uçta tutum almakta ısrar eden Stalinist görüşlerin yarattığı kafa karışıklığının da üzerinden atlanamaz. Bu tür görüş sahipleri, vaktiyle bizzat Lenin in yapmış olduğu düzeltmenin anlamını derinden kavramaya çalışacak yerde, Stalinist bürokrasinin tahrifat çizgisini ısrarla ve inatla sürdürmektedirler. Bu tutumun bir uzantısı olarak Stalinist saflarda çok yerleşik ve yaygın biçimde savunulan yanlış bir görüşü de burada geçerken hatırlamak yararlı olacaktır. Şubat devriminin bir işçi köylü devrimci demokratik diktatörlüğü yaratarak Lenin in İki Taktik teki öngörüsünü tam anlamıyla haklı çıkardığı şek- 8

11 lindeki yorumlar doğru değildir. Yazımızın ilerleyen bölümlerinde değineceğimizden şimdilik şu kadarını belirtelim ki, Lenin Nisan Tezleri döneminde söz konusu formülün artık aşılması gerektiği vurgusunu yaparken, bunun ayrı bir iktidar aşaması olmadığını ve bununla bir iktidar biçimini değil bir toplumsal bloğu kastetmiş olduğunu zihinlere kazımaya çalışmıştır. Bu yüzden, İKDDD formülünün fevkalâde orijinal bir biçimde, çok önemli birçok değişikliklerle ve önceden görebildiğimizden başka şekilde gerçekleştiğini belirten Lenin, deneyim sayesinde aşılan yanlış formülün artık eski Bolşeviklerin arşivlerine kaldırılması gerektiğini söylemiştir. Troçki nin ise, daha baştan beri İKDDD formülüne karşı çıktığı ve işçi-köylü devrimci diktatörlüğü biçiminde ayrı bir demokratik diktatörlük aşamasının olanaksızlığını kanıtlamaya çalıştığı açıktır. Zira köylülüğün kendine ait bağımsız bir siyasal çizgi ve bunun ifadesi olacak bir devrimci parti yaratması olanaksızdır. Eskilerde küçük-burjuvazinin alt kesimlerinin devrimci diktatörlükler kurabildiği dönemler olmuştur. Ancak bu dönemler, proletaryanın henüz küçük-burjuvaziden tamamen ayrışmadığı bir geçmişte kalmıştır. Oysa modern kapitalizm çağında küçük-burjuvazinin artık geri kalmış bir ülkede bile bağımsız bir siyasal mücadele çizgisi geliştirmesi olanaksızdır. Rus deneyimi, köylülüğün devrimci süreçte ne denli büyük bir rol oynayacak olursa olsun, bağımsız bir rol oynayamayacağını gözler önüne serer. Çeşitli ülkelerin tarihi de, köylü kitlelerin son tahlilde ya işçi sınıfını ya da burjuvaziyi izlediğini ortaya koyar. Troçki işte bu yüzden Lenin in formülünün yanlış yönüne işaret etmiş ve işçi-köylü devrimci ittifakının iktidar düzlemine İKDDD şeklinde yansıyamayacağını belirtmiştir. İşçi-köylü ittifakı ancak, köylü kitlelerine önderlik eden proletaryanın diktatörlüğü olarak mümkün olabilecektir. Nitekim 1917 Şubat devrimi ile ortaya çıkan ikili iktidar (yani ikili iktidarsızlık ) dönemi, devrimin kaderinin proletarya diktatörlüğünün kuruluşuna bağlı olduğunu ispatlamıştır. İktidarın proletarya tarafından ele geçirilmemesi halinde devrimin tehlikede olduğu açıktır. Troçki ilerleyen aylarda, Ya sürekli devrim ya da sürekli katliam! Sonucu insanlığın kaderi olacak kavga işte budur! diye haykırmaktadır (Troçki, 1917 Yılı, Köz Yay., Birinci Baskı, s.78). Rus devrim sürecinde yaşananlar Troçki nin bu konulardaki haklılığını kanıtlayacaktır. Devrim kitleler için olduğu kadar devrimci önderler için de çok eğiticidir. Rusya da 1917 Şubatından Ekim Devrimine ilerleyen dönem bu gerçeği çar- 9

12 pıcı biçimde gözler önüne serer. Lenin sahip olduğu devrimci özellikler sayesinde, bu önemli süreçte programatik açılımlarındaki hatalı yönlerini görmüş ve düzeltmeye çalışmıştır. Onun bu çabası, İkinci Enternasyonal in asgari-azami program ayrımının izini taşıyan eski Bolşevik yaklaşımın terk edilmesini mümkün kılmış ve işçi iktidarının kuruluşuna giden yolu açabilmiştir. Rus devriminin, iktidarın işçi sınıfı tarafından fethiyle taçlandırılması noktasına ilerletilebilmesinde böyle bir liderin varlığı ve oynadığı tarihsel rol tartışmasız bir öneme sahiptir. Nitekim Troçki de bir değerlendirmesinde, Bolşevik Partinin Lenin gibi bir lidere sahip olmasının, devrimin akıbeti bakımından büyük bir şans anlamına geldiğini ifade etmiştir. Troçki aslında daha 1909 yılında, geleceği belirleyecek o hassas noktaya dikkat çeker. Rus devriminin yaratacağı iktidar yapılanması bakımından, Menşevik ve Bolşevik fraksiyonların ne gibi yanlış noktalara savrulduklarını veya savrulabileceklerini göstermeye çalışır. Menşevikler devrimin burjuva olduğu soyutlamasından hareketle, proletaryanın tüm taktiğini liberal burjuvazinin iktidar olacağı bir aşamaya bağımlı kılmaktadırlar. Bolşevikler ise, iktidarı köylülük ile birlikte ele geçirecek proletaryanın bir demokratik diktatörlük aşaması boyunca kendisini burjuva-demokratik görevlerin çözümlenmesi ile sınırlı tutması gerektiği görüşüne varmaktadırlar. Bu nedenle Menşevizmin karşı-devrimci yanlarının bütün açıklığı ile ortada olmasına rağmen, Bolşevizmin karşı-devrimci yanları ancak devrimin zaferi halinde ortaya çıkıp büyük bir tehlike arz edebilecektir. Troçki 1922 yılında kaleme aldığı bir yazısında, neyse ki böyle bir tehlikenin gerçekleşmediğini belirtir ve bu olumlu sonucu Lenin gibi bir önderin varlığına bağlar. Bolşevizm Lenin in liderliği altında yürüyen bir iç mücadele sayesinde, daha 1917 baharında, iktidar sorununa ilişkin görüşlerini yenileyebilmiştir. Buna rağmen, Ekim Devrimi sırasında Bolşeviklerin bütün Eski Muhafızlar diye adlandırılan kesimi proleter diktatörlüğe karşı demokratik diktatörlüğü açıktan açığa ileri sürmüş ve savunmuştur. Kısacası Lenin İKDDD formülünün yanlışlığını görüp gereken düzeltmeyi yaparken, onun en yakın takipçileri bu formülasyondan tamamen metafizik bir anlayış türetmişlerdir. Ve bunu devrimin gerçek gelişiminin karşısına dikmişlerdir. Bu nedenle Troçki, eğer önder Lenin zamanında yetişmeseydi, Rusya daki Bolşevik yönetimin en ciddi tarihsel dönemeç noktasında devrimi kurban edebileceğini belirtirken tamamen haklıdır. 10

13 Troçki ve sürekli devrim teorisi Troçki nin devrimci iktidar bağlamında savunduğu görüşler, 1905 yılından başlayarak geliştireceği sürekli devrim anlayışında ifadesini bulur. Onun 1906 yılında Peter Paul kalesinde hapisteyken kaleme aldığı Sonuçlar ve Olasılıklar-Devrimin İtici Güçleri adlı broşürü bunun bir ilk yansımasıdır. Troçki, tarihsel karakteri bakımından burjuva olan devrimin, itici güçleri ve perspektifi açısından burjuva olmadığı noktasından hareket eder. Söz konusu broşüründe, Rus devrimi öyle koşullar yaratacaktır ki demektedir, liberal burjuva politikacıları hükümet etme yeteneklerini sonuna kadar ortaya koyma fırsatını bulamadan önce, iktidar işçilerin eline geçebilecektir ve devrimin zaferi isteniyorsa mutlaka geçmelidir. (Troçki, Rusya da Sürekli Devrim, Sonuçlar ve Olasılıklar, Kardelen Yay, 1990, s.48) Troçki Rus devriminin kavranışı konusundaki tavrını ifade ederken, dolaysız görevleri bakımından burjuva kapsamda başlayacak devrimin kısa bir süre içinde güçlü sınıf çatışmalarına yol açacağını ve bu nedenle ancak iktidarın işçi sınıfına geçmesiyle zafere ulaşabileceğini belirtir. İşçi sınıfının ise, bir kez iktidara geçtikten sonra kendini yalnızca bir burjuva demokratik programla sınırlayamayacağı açıktır. Siyasal iktidar sosyalist çoğunluğa sahip bir devrimci hükümetin eline geçer geçmez, işçi sınıfının asgari ve azami programları arasına konmak istenen sınır çizgisi silinecektir. Devrimci proletarya, kapatılan fabrikalara el koymak, buralardaki üretimi toplumsallaştırılmış bir temel üzerinde yeniden örgütlemek gibi sosyalist önlemleri gündeme sokmak zorunda kalacaktır. Ne var ki, Rus devriminin ancak Avrupa proleter devrimine dönüşmesi halinde yaşatılıp ilerletilebileceği daha baştan bellidir. Avrupa nın hareketsiz kalması halinde, burjuva karşı-devrim, devrimci Rusya yı ulaştığı noktadan çok gerilere fırlatacaktır. İşte tüm bu nedenlerle, aslında proletarya zafere ulaşabilmek için sürekli devrim taktiklerini benimsemekle yükümlüdür. Troçki Sonuçlar ve Olasılıklar dan itibaren ortaya koymaya başladığı görüşlerini aradan yıllar geçtikten sonra yeniden ele alıp geliştirir. Stalin tarafından mahkûm edildiği Alma Ata daki sürgün günleri, hem 1917 Ekim Devrimi deneyimini hem de yenilgiye uğrayan 1927 Çin devrimini sürekli devrim teorisi açısından kapsamlı biçimde değerlendirme dönemi olur. Bu çalışmasının ürünü ise, 1928 yılı tarihini taşıyan ünlü Sürekli Devrim kitabı olacaktır. 11

14 İşçi sınıfının Marx ve Engels ten başlayarak, Lenin ve Troçki gibi devrimci önderlere uzanan devrimci stratejisinin en temel yapı taşı, işçi devriminin sürekli (aynı anlama gelmek üzere kesintisiz) bir devrim olması gereğidir. Troçki Sürekli Devrim kitabına Büyükada da yazdığı 1929 tarihli önsözde, sürekli kavramının burjuva aşamadan sosyalist aşamaya doğrudan doğruya geçen kesintisiz bir devrim anlayışını dile getirdiğini vurgulamış ve bu noktada Lenin e atıfta bulunmuştur. Vaktiyle Lenin de devrimin kesintisizlik olgusunu belirtebilmek için, burjuva devrimin sosyalist devrime dönüşmesi şeklindeki o güzel ifadeyi kullanmıştır ve bu açılım sürekli devrim perspektifine işaret etmektedir. Sürekli devrim teorisini içerdiği farklı özellikler itibarıyla inceleyebilmek için, Troçki nin yaptığı gibi üç ayrı yönden ele almak uygun olacaktır. Birinci yönüyle sürekli devrim teorisi, geri kalmış ülkelerde burjuva demokratik devrimin üstesinden gelebilmenin yolunu gösterir. Modern çağda bu devrimin görevleri de, lâyıkıyla artık ancak proletarya diktatörlüğü sayesinde gerçekleştirilebilir. Bu boyutuyla işçi iktidarı, tarihsel açıdan gecikmiş burjuva devrimin görevlerinin çözülmesinin de bir aracıdır. Diğer yandan ise, proletarya bir kez iktidarı ele geçirdiğinde, genel olarak özel mülkiyet ilişkilerinin üzerine yürümek, yani sosyalist uygulamalar yoluna girmek zorunda kalacaktır. Bir başka deyişle, proletarya diktatörlüğünün tesisi kaçınılmaz olarak devrimin sosyalist görevlerini gündeme getirecektir. Böylece devrimin demokratik görevleriyle sosyalist görevleri arasında, proletarya diktatörlüğü altında kurulan bir süreklilik yer alır. Troçki nin vurguladığı gibi, sürekli devrim teorisinin ana fikri bu noktada aranmalıdır. Zira bu kavrayış, II. Enternasyonal in, geri kalmış ülkelerde proletarya diktatörlüğünün ancak uzun bir burjuva demokrasisi döneminden sonra gelebileceğini savunan aşamacı iktidar siyasetinin karşısında yer alan devrimci program anlayışını oluşturur. Böylece sürekli devrim teorisi, II. Enternasyonal den başlayıp Menşevizmle devam eden ve asıl olarak da Stalinizmin egemenliği altında dünya komünist hareketine taşınan, farklı iktidar aşamalarına parçalanmış bir asgari-azami program anlayışının aşılmasını mümkün kılar. Sürekli devrim teorisinin ikinci yönü, sosyalist devrimin kendi iç dönüşüm süreci ile ilgilidir. Şurası açıktır ki, siyasal iktidarın proletarya tarafından fethi devrimi sonuçlandırmaz; yalnızca başlatır. Tüm toplumsal ilişkiler, bütün bir tarihsel devrim süreci boyunca sürekli iç mücadeleler temelinde dönü- 12

15 şüm geçirirler. Toplumsal değişimin her bir aşaması dolaysız olarak bir önceki aşamadan köklenir. Değişim halindeki toplum statik bir denge durumundan uzakta, çeşitli grupların çatışmaları temelinde ilerler ve gelişir. Sosyalist devrim ekonomiden tekniğe, bilimden günlük hayata dek karmaşık ilişkilerin değişime uğradığı bir sürekli devrim süreci niteliği taşır. Nihayet sürekli devrim teorisinin üçüncü yönü ise, ifadesini devrimin uluslararası niteliğinde bulur. Troçki nin sözleriyle, Sosyalist devrim ulusal sınırlar içinde başlar, fakat bu sınırlar içinde tamamlanamaz. Proleter devrimin, SB deneyiminin de gösterdiği gibi uzun bir süre için dahi olsa, ulusal sınırlar içinde kalması ancak geçici bir durum olabilir. Tecrit edilmiş bir proletarya diktatörlüğünde, ulaşılan başarıların yanı sıra kaçınılmaz olarak iç ve dış çelişkiler de gelişir. Tecrit edilmişlik durumunun devam etmesi halinde proleter devleti en sonunda bu çelişkilerin kurbanı olur. Buradan tek kurtuluş yolu, gelişmiş ülkelerin proletaryalarının iktidarı ellerine geçirmesidir. Bu açıdan bakıldığında ulusal devrim kendi kendine yeterli bir bütün değildir; o, uluslararası zincirin yalnızca bir halkasıdır. Geçici alçalış ve yükselişlerine rağmen uluslararası devrim sürekli bir süreç oluşturur. (Troçki, Sürekli Devrim, Yazın Yay, 1995, s.15) Marksist teori, bir ülkede proletarya diktatörlüğünün kurulma olasılığıyla üretici güçlerin gelişme düzeyi arasında doğrudan bir ilişki kurulamayacağını açıklığa kavuşturmuştur. Bu, sürekli devrim teorisinin üzerinde yükseldiği temel gerçeklerden biridir ve üzerinden atlanmaması gereken önemli bir konudur. Kapitalizm çeşitli düzeylerde eşitsiz gelişme özelliği taşır ve ekonomik alanla siyasal alanın olgunlaşma düzeyi devrimci mücadele açısından eşitlik arz etmez. Bu yüzden siyasal sıkışma ve patlamalar, daha az gelişmiş kapitalist ülkelerde gelişmiş kapitalist ülkelere nazaran çok daha ciddi boyutlarda cereyan etmektedir. O bakımdan proleter devrimin kapitalizmin merkezinden önce çevresinde yer alan ülkelerde patlak vermesi kuvvetli bir olasılıktır. Günümüz somutunda ifade edecek olursak, işçi sınıfı güçlü emperyalist ülkeleri beklemeksizin, örneğin daha alt emperyalist ülkelerde ya da orta gelişkinlik düzeyindeki kapitalist ülkelerde iktidarı fethedebilir. Ayrıca bu noktada asla ihmal edilmemesi gereken bir başka yasa yer alır. İktidarın ele geçirilmesi imkânı üretici güçlerin gelişme düzeyinin basit bir türevi değildir. Siyasal alandaki gelişmeler birebir nesnel ekonomik faktörler tarafından belirlenmez. O nedenle bir ülkede işçi iktidarının kurulması olasılığı, ülke içinde 13

16 sınıf mücadelesinin seyri, uluslararası güçler ilişkisi ve işçi sınıfının devrimci bilinç ve savaşkanlık düzeyi gibi öznel etkenlerce belirlenir. O halde, tarihin proletarya diktatörlüğü açısından öne fırlattığı ülkeler ayrımıyla, sosyalist inşa olanağı bakımından önde gelen ülkeler ayrımını birbiriyle karıştırmamak gerekir. Sürekli devrim teorisinin temelinde yer alan ikinci bir husus ise, kapitalizmin bir dünya sistemi oluşturduğu gerçeğidir. Kapitalist ülkeler bu sistem içinde çeşitli ekonomik ve politik bağlarla, birbirlerine eşitsiz düzeyde karşılıklı olarak bağlanmışlardır. O yüzden, kapitalist ülkeler tarafından kuşatılmış geri bir ülkede kurulan proletarya diktatörlüğü yaşama şansını ancak ve ancak dünya devrimi arenasında bulabilecektir. Ayrıca, farklı gelişkinlik düzeyindeki ülkelerde kurulacak işçi iktidarlarını sosyalist inşa bakımından bekleyen görevlerin eşitsiz olacağı da açık bir gerçektir. Son olarak ve en önemlisi, hiçbir ülkede işçi iktidarının yalıtık biçimde uzun süre yaşama şansı yoktur. Sosyalist inşa ancak işçi devrimlerinin dünya ölçeğinde yol alması ve dünya üzerinde işçi iktidarının kurulması sayesinde ilerletilebilir. Bu bakımdan proleter devrim ulusal bir devrim değildir; enternasyonal düzeyde tamamlanacak bir dünya devrimidir. Başarılı bir devrim neticesinde proletaryanın iktidarı ele geçirdiği bir ülkede, bu iktidarın akıbeti ve sosyalist inşanın temposu ya da tarihsel kazanımların kalıcılığı gibi fevkalâde önemli olgular da ulusal faktörlere değil, tamamen dünya devriminin seyrine bağlı olacaktır Ekim Devrimiyle kurulan işçi iktidarının başına gelenler temelinde kanıtlanan bu gerçekler bütünü, öneminden hiçbir şey yitirmeksizin günümüzde de devrimci işçi mücadelesinin yolunu aydınlatmaya devam ediyor. Lenin i çarpıtan epigonlar Lenin in ölümü, büyük Ekim Devriminin ürünü olan Sovyet işçi iktidarının ve Bolşevik Parti nin kaderi bakımından tarihsel önemde ve son derece kritik bir dönemeç noktası oluşturur. Bunun en çarpıcı ve somut göstergesi, Stalin ve şürekâsının, Lenin in temsil ettiği devrimci Bolşevik çizgiye karşı çok yönlü ve temposu giderek yükselen bir saldırıya geçmesi olmuştur. O dönemde Lenin in devrimci mirasının savunusuyla birlikte sürekli devrim anlayışına da azimle sahip çıkan Troçki, bu saldırı dalgalarından fazlasıyla nasibini almıştır. Stalinist bürokrasi 1924 sonrasında kendi icadı olan tek ülkede sosya- 14

17 lizm anlayışını resmi komünist hareketin alâmeti farikasına dönüştürürken, Marksist sürekli devrim teorisi de çeşitli yönlerden karalanıp gözden düşürülmüştür. Stalinist anlayış, Lenin döneminde inşa edilen devrimci Bolşevik geleneğin pek çok noktada tahrifine ve inkârına dayanır. Bu anlayış, Rus devrim sürecinde devrimci iktidar sorununda Lenin ve Troçki arasında belirmiş olan farklılıkları da alabildiğine abartarak ve çarpıtarak gündeme taşımıştır. Epigonlar (sözde takipçiler), Lenin in işçilerin köylülerin devrimci demokratik diktatörlüğü (İKDDD) formülüne Troçki nin yönelttiği haklı eleştirilerin ötesine geçmiş ve Troçki yi Lenin e tamamen yersiz suçlamalar yöneltmiş biri olarak göstermeye çalışmışlardır. Bu bağlamda ilk planda akla gelen örneklerden biri de, güya Troçki nin Lenin i, devrimde proletaryanın öncü rolünü kavramadığı için eleştirdiği iddiasıdır. Oysa Troçki, proletaryanın öncü rolü konusunda Lenin le arasındaki ayrılığın önemsiz olduğunu çeşitli vesilelerle açıkça dile getirmiştir. Örneğin Sürekli Devrim de şöyle der: Lenin, her zaman proletaryanın öncü rolünden hareket ederek, işçi ve köylülerin devrimci demokratik işbirliği gereğini vurgular ve geliştirirken ve bunu hepimize öğretirken ben, değişmez bir biçimde bu işbirliğinden hareket ederek, yalnızca cephe içinde değil, fakat aynı zamanda bu cephenin başına geçecek hükümet içinde de proletaryanın önderliği gereğini vurguladım. Bunun dışında bir ayrılık yoktur. (Troçki, Sürekli Devrim, Yazın Yay., 1995, s.79) Vaktiyle Troçki nin ifade etmiş olduğu bu önemli husus, kimi örneklerine günümüzde de rastlandığı üzere, Lenin le Troçki nin siyasal tutumları arasında fazladan karşıtlıklar icat etmeye çalışanlara verilmiş çarpıcı yanıtlardan biridir. Stalinist epigonların 1924 dönemecinde devrimci Marksist eğilime karşı yürüttükleri saldırı kampanyasına eşlik eden adımlardan biri de, vaktiyle Lenin tarafından yanlışlığı kavranıp terk edilen İKDDD formülüne yeniden geri dönüş yapmak oldu. Egemen bürokrasinin bundan muradı, Lenin in ardına sığınarak kendi aşamalı iktidar anlayışlarını partide yeniden hâkim kılabilmek ve aynı zamanda dünya komünist hareketine de empoze edebilmekti. Stalinist bürokrasi bu uğurda hiçbir tahrifattan çekinmedi; Lenin in devrimci süreçten çıkarmış olduğu önemli dersler yok sayıldı ya da çarpıtıldı. Stalin ve şürekâsı, aslında Lenin in İKDDD formülünün yanlışlığından söz etmediğini, yalnızca bu iktidar aşaması 1917 Şubat devrimi döneminde ya- 15

18 şanıp aşıldığı için onu terk ettiğini iddia ettiler. Böylece aşamacılar, henüz bu süreçlerin yaşanmadığı ülkelerde İKDDD formülünün hâlâ geçerli olduğu gerekçesiyle, proletarya diktatörlüğünün önüne ne idüğü belirsiz bir demokratik diktatörlük aşaması diktiler. Oysa onların İKDDD dönemi yaşandı dedikleri 1917 Şubat devrimi günleri, bir ikili iktidar görünümü altında tam bir iktidarsızlık dönemi olmuştu. Troçki nin haklı olarak dikkat çektiği üzere, o dönemde hükümet Menşeviklerin ve Sosyalist-Devrimcilerin burjuvazi ile kurmuş oldukları ve köylüye toprak vermeyi reddeden, Bolşevikleri zindanlara atan bir koalisyondan ibaretti. Böyle bir iktidar döneminin, söz konusu Bolşevik sloganın gerçekleşmesi olduğunu iddia etmek ise insanın aklını yitirmesi gibi bir şeydi. İKDDD formülünün yanlış olmadığını ve bu mahiyetteki bir demokratik diktatörlüğün Şubat devriminde ikili iktidar biçiminde gerçekleştiğini iddia edenlerden biri de Radek ti. Radek bu iddiasını, Lenin in 1917 Şubat sonrasındaki bazı oturmamış ifadelerine dayandırıyordu. Lenin in iktidar sorununda netliğe ulaşan yorumlarını hiçe sayan bu tür yaklaşımlara karşı Troçki nin uyarıcı tutumu çok aydınlatıcı oldu. İlerleyen devrimin pratiği sayesinde, Lenin, demokratik bir işçi-köylü koalisyonunun aslında iktidarı ele geçiremeyen olgunlaşmamış bir iktidar biçiminde ortaya çıkabildiğini görmüş ve bu gerçeği ifade etmişti. O bu tür önemli yeniden değerlendirmeleri, ikili iktidarın acıklı başarısızlığı dışında herhangi bir demokratik diktatörlüğün bulunmadığı ve bulunamayacağı gerçeğini gözler önüne sermek için yapmıştı. Troçki nin bir yerde isabetli biçimde ifade ettiği gibi, iktidar ikiliği gerçekte Sovyetlerin inme hastalığıydı. Lenin de 1917 Nisanındaki bir makalesinde, ikili iktidarın uzun süre devam edemeyeceği gerçeğine işaret ediyordu. Şubat devriminin yarattığı ve onun özgün yönünü oluşturan ikili iktidar, daha önce Bolşeviklerin düşünmediği bir durumdu. Ancak bu karışıklık durumu uzun zaman süremezdi; bir devlette ikili iktidar olamazdı ve neticede ikisinden biri yok olmaya mahkûmdu. İktidar ikiliği, devrimin gelişmesinin geçici bir dönemi olabilirdi ancak. Bu kararsız geçiş döneminin sınıfsal anlamı ise, devrimin proletaryayı ve yanı sıra küçük-burjuvaziyi harekete geçirmesi, fakat korkunç bir küçük-burjuva dalganın her şeyi bastırması ve bilinçli proletaryayı ezmesi demekti. Diğer yandan bu özgün durum, eski Bolşevik formüllerin hatalı yönlerini düzeltmeyi de kesinlikle gerekli kılmıştı. İktidar ikiliği, burjuva geçici hükümetin yanında henüz güçsüz ve tohum du- 16

19 rumunda olan ama öte yandan da geleceğe yönelik büyüme potansiyeli taşıyan işçi ve asker vekilleri sovyetlerinin varlığına dayanıyordu. Fakat nasıl ki burjuvazi tek bir iktidardan yanaysa, proletaryanın devrimci öncüsünün de tek bir iktidardan yana olması devrimin akıbeti bakımından yaşamsal önemdeydi. Bu nedenle mevcut ikili iktidar durumuna son verilmeliydi. Bilinçli işçiler, kitleleri kendi yanlarına kazandığı zaman geçici hükümet mutlaka devrilmeliydi. İşte Lenin, Şubat devriminin verdiği bu çarpıcı dersler nedeniyle 1917 Nisanında Bolşevik Partinin her açıdan yeniden silahlandırılmasını gerekli görmüş ve İKDDD formülünün değiştirilmesi yolunda da harekete geçmişti. Lenin 1917 yılında yurtdışından Rusya ya döndükten bir gün sonra, 4 Nisan 1917 tarihinde Tauride Sarayı nda okuduğu ünlü Nisan Tezleri nde pek çok önemli hususa dikkat çekti. Başlıca on maddeden oluşan bu tarihsel önemdeki tezler arasında, konumuz bakımından belirtik biçimde öne çıkanları mevcuttu. Bunlardan biri, işçi sınıfının devrimci misyonunu gerçekleştirebilmesi için yeni bir Enternasyonal yaratmanın zorunluluğunu ilan ediyordu. Diğeri ise, o dönemde Rusya da oluşan durumun niteliğine ilişkindi. Dönemin özgünlüğünü, iktidarı burjuvaziye vermiş olan devrimin birinci aşamasından, iktidarı proletaryaya ve yoksul köylülere devredecek olan ikinci aşamasına geçiş oluşturuyordu. Lenin Nisan Tezleri nde, işçi vekilleri sovyetlerinin mümkün olan biricik devrimci hükümet olabileceğini açıkladı. Böylece Bolşevik saflarda, devrimi demokratik ve sosyalist görevleri bakımından iki ayrı iktidar aşamasına bölen o eski Bolşevik anlayışın terk edilmesi imkânı da yaratılmış oldu. Fakat Lenin in, o dönemde başka tellerden çalan ve Menşeviklerle birleşme konusunu gündeme getiren Kamanev i, Stalin i ve Bolşevik Merkez Komitesinin daha pek çok üyesini ikna edebilmesi kolay olmayacaktı. Örneğin Kamanev eski iktidar formülünün (yani İKDDD nin) terk edilmesi gerektiği görüşüne katılmadı. Kamanev, Bolşevik Parti yayın organı Pravda da Lenin i açıkça eleştirdi. Lenin in Nisan Tezleri ile devrimin derhal sosyalist devrime dönüştürülmesi gerektiği görüşüne savrulduğundan dem vuruyor ve hâlâ demokratik devrimin tamamlanması gereğinden söz ediyordu. Lenin son derece haklı olarak, Kamanev ve benzerlerine, sorunu burjuva devrim tamamlandı mı, tamamlanmadı mı biçiminde koymanın artık küçük-burjuva devrimciliğine teslim 17

20 olmak anlamına geldiğini hatırlattı. Ancak Lenin parti çoğunluğunu kendi görüşlerine, Nisan Tezleri nin üzerinden ancak bir aya yakın bir süre geçtikten sonra kazanabilecekti. Nisan ayının ilerleyişi içinde kaleme aldığı Taktik Üzerine Mektuplar da, son derece önemli bir gerçekliğin altını çizdi Lenin. Aslında kendisi İKDDD formülü ile somut bir siyasal kurumu kastetmemiş, yalnızca devrim içinde sınıflar arasındaki ilişkiyi öngörmeye çalışmıştı. Şimdi konu titizlikle değerlendirilecek olursa önemli bir gerçeklik görülüp kavranacaktı. Şöyle ki, 1917 Şubat devrimi sürecinde işçi ve asker vekilleri sovyetlerinin oluşumu, aslında sınıflar arasındaki ilişkinin bir evresinin yaşanıp tüketilmesi anlamına gelmekteydi. Bu bakımdan eski iktidar formülü (İKDDD) artık kesinlikle terk edilmeliydi. Değişen koşullara rağmen hâlâ eski formülde ısrar etmek, canlı Marksizmin ölü metinlere feda edilmesi anlamına gelecekti. Lenin in ifadesiyle, bu formül artık ölmüş bir formüldü. Onu yeniden diriltmek boşunaydı. (Bkz. Lenin, Nisan Tezleri ve Ekim Devrimi, Sol Yay., 1979, s.31) Ne var ki, Lenin in tabiriyle kimi eski-bolşevikler hâlâ küçük burjuvazinin (köylülerin) iktidara gelebileceğini, böylece burjuva demokratik devrimin tamamlanacağını savunmayı sürdürdüler. Oysa devrimin ateşleri ortasında fiilen ikinci bir iktidar odağı oluşturan ve işçi-köylü işbirliğini somutlayan Sovyetler, siyasal iktidarı ne yazık ki kendi rızasıyla geçici hükümete bırakmıştı. Sovyetlerin yönetiminde ağırlığın küçük-burjuva politik eğilimli partilere ait olduğu hatırlanacak olursa, bu durum aslında köylülerin burjuvaziyle uzlaşması demekti. Yaşamın ortaya çıkardığı bu gerçeklere rağmen, hâlâ geçmiş dönemlerde yapıldığı gibi burjuva devrimini tamamlama sorununu ortaya atmak, küçük-burjuvazinin burjuvazi karşısında bağımsız olabileceğine kefil olmak demekti. Oysa gündemde artık, sovyetlerin bağrında proleter unsurlar ile burjuvaziyi ve burjuva hükümeti desteklemekten yana olanlar arasında bölünme yaratılması hedefi yer almalıydı. Söz konusu bölünme ise, sovyetlerin içinde yer alan proleter ve küçük-burjuva unsurların politik temsilcileri arasında gerçekleşecek bir ayrılıkla somutlanacaktı. Hegemonya kimde olacak? Lenin 1917 Nisanından Ekime ilerleyen süreçte, kendi deyimiyle derhal sosyalizm anlamına gelmeyen fakat sosyalist devrimi yakınlaştıran bazı geçişsel önlemleri gündeme getirmiştir. O dönemde durum, devrimin kaderi bakı- 18

21 mından son derece hassastır. Çünkü 1917 Şubat devrimi Rusya daki Çarlık rejimini devirmiş, ancak kurulan burjuva geçici hükümet demokratik dönüşümleri bile gerçekleştirememiştir. Sovyetlerde hegemonya henüz devrimci proletaryanın eline geçmiş değildir. Gericilik, devrimin ilerleyişini durdurmak için güç toplamakta ve Kornilov gibi Çarcı generallerin saldırıya geçmesine hazırlanmaktadır. Devrimi ancak yeni bir işçi ayaklanmasının kurtarabileceği çok açıktır. Ve Rus devriminin demokratik görevlerini de, böyle bir ayaklanmanın sonucunda kurulacak olan işçi iktidarı üstlenecektir. İşte 1917 devriminin ilerleyişi içinde Lenin tarafından formüle edilip gündeme getirilen geçişsel önlemler, devrimci bir işçi iktidarının kurulması amacıyla Bolşeviklerin kitleleri kendi devrimci hedeflerine kazanabilmelerine yöneliktir Ekim Devrimi Lenin in öngörülerini doğrular ve bu devrim işçi sınıfını iktidara getirir. Ancak halkın çoğunluğunu köylülerin oluşturduğu Rusya da iktidara gelen hükümet, köylüler tarafından desteklenen bir işçi hükümeti olmuştur. Ekim Devriminin bu şekilde zaferle sonuçlanabilmesi, sovyetler içinde hegemonyanın işçi sınıfının devrimci temsilcilerine geçmesi sayesindedir. Yine aynı nedenle devrimin hem demokratik hem de sosyalist görevleri yeni Sovyet iktidarının gündemine girebilmiştir. Tam da bu noktada, Rus devriminin karakteri konusunda yürümüş olan tartışmaların sonucunu aydınlatacak önemli bir özelliğin altını çizmek gerekir. Lenin in de belirteceği üzere, Rusya da demokratik devrim ayrıca yaşanıp tüketilen bir iktidar aşaması olarak değil, fakat tarihsel bir olgu olarak Ekim Devriminin ilk döneminde gerçekleşmiştir. Bir zamanlar Marx ın Alman devrimi bağlamında öngördüğü üzere, Rus devrim sürecinde cereyan eden köylü savaşı proletaryanın diktatörlüğünü desteklemiştir. Bu bakımdan Lenin, Ekim Devriminin ilk aşamasını demokratik devrimin asıl gerçekleşişi olarak kabul eder. Bu önemli husus 1919 Martında toplanan RKP (B) 8. Kongresinde de vurgulanır. Kongredeki konuşmasında Lenin, Ekim Devriminin kırsal kesimde başlıca iki aşamadan geçtiğini söyler: 1917 Ekiminde, biz, iktidarı bütün köylülükle birlikte ele geçirdik. Sınıf mücadelesinin köylerde henüz gelişmemiş bulunması ölçüsünde bu, bir burjuva devrimiydi. Daha önce söylediğim gibi, gerçek proletarya devrimi, köylerde ancak 1918 yazında başladı. Eğer bu sonuncu devrimi başlatmasaydık, yaptığımız iş eksik kalmış olacaktı. İlk aşama, kentte iktidarı ele almaktan, iktidarın Sovyet biçimi örgütlenmesinden 19

22 ibaretti. İkinci aşama, bütün sosyalistlerin esas saydıkları, bu olmayınca sosyalistlerin artık sosyalist olamayacağı şeydi: köylerde proleterlerle yarı-proleterlerin ayrılması, bunların köylerde burjuvaziye karşı mücadele etmek için kent proletaryasıyla ittifakı. Bu aşama da, özünde, tamamlanmıştır. (Lenin, İşçi ve Köylü İttifakı, Sol Yay., İkinci Baskı, s.163) Kısacası somut devrim deneyimi, Lenin ve Troçki gibi devrimci önderlerin iktidar sorunundaki devrimci yaklaşımlarını doğrulamış ve muzaffer Ekim Devrimiyle kurulan proletarya diktatörlüğü kendisini hem demokratik hem de sosyalist görevlerin çözümüyle yükümlü bulmuştur. Troçki nin son derece doğru ve haklı bir şekilde vurguladığı üzere, Ekim den sonraki ilk dönemde bir işçi-köylü koalisyonu halinde gerçekleşen demokratik devrim, ayrı bir devrimci demokratik diktatörlük evresine yol açmamış ve bir proletarya diktatörlüğü altında yaşam bulmuştur. Yaşamın ortaya koyduğu bu olgu, Troçki nin sürekli devrim teorisinin önemli bir bileşenini de bütünüyle doğrular. Rusya gibi bir ülkede burjuva devrimin görevleri de ancak proletarya diktatörlüğü altında gerçekleştirilebilir. Bu önemli husus, Rus devrim sürecinden son derece önemli dersler çıkartan Lenin tarafından da açıkça dile getirilmiştir. Lenin 15 Nisan 1919 tarihli bir makalesinde, Marx ı okuyan ve kapitalist toplumda her ağır durumda, her ciddi sınıf çatışmasında, seçeneğin ya burjuvazinin diktatörlüğü ya da proletaryanın diktatörlüğü olduğunu anlayamayan birinin, Marx ın iktisadi ve siyasal öğretilerinden hiçbir şey anlamadığını belirtir yılında kaleme aldığı bir başka yazısında ise, burjuva demokratik devrimin görevlerini, esas faaliyetin yani sosyalist faaliyetin bir yan ürünü olarak çözdüklerini dile getirir. Özetle, birincisi gelişerek ikincisine dönüşür; ikincisi de geçerken birincisinin sorunlarını çözer. Böylece Ekim Devrimi, burjuva demokratik reformların bile aslında proleter sosyalist devrimin bir yan ürünü olduğunu fiilen kanıtlar. Ne var ki, Lenin in ölümünden sonra Bolşevik Parti de ve Sovyetler de egemenlik kuran Stalinist bürokrasi bir yandan Ekim Devriminin kazanımlarını tırpanlayacak, diğer yandan da devrimci Marksizme saldırılarını sürdürecektir. Bu sistematik saldırılar neticesinde dünden bugüne nice devrimcinin kafası, savunulması gereken devrimci geleneğin hangisi olduğu konusunda iyice karışmıştır. Kendisine sanki Lenin in açılımlarından destek alırmış süsünü veren Stalinist bürokrasi, dünya komünist hareketine, etkileri günümüze dek 20

23 uzanan koyu bir Troçki ve sürekli devrim düşmanlığı aşılamıştır. Bu nedenle Rus devriminin Lenin ve Troçki gibi önderlerinin çabaları sayesinde ulaşılan teorik netlik bozulmuş ve Nisan Tezleri sayesinde aşılan İKDDD formülasyonu da yeniden dolaşıma sokulmuştur. Stalinizmin İKDDD formülünü yeniden dolaşıma sokmasına eşlik eden faktörlerden biri de, Troçki nin köylülüğü küçümsediği iddiası olmuştur. Oysa Troçki, Rusya gibi bir ülkede köylülüğün sosyal ağırlığını ve bunun yaratacağı sorunları göz ardı etmiş biri değildir. Onun haklı olarak kanıtlamaya çalıştığı olgu, proletarya ve köylülüğün demokratik diktatörlüğü gibi bir iktidar biçiminin olanaksızlığıdır. Troçki, tarihsel gelişme düzeyi bakımından Rusya benzeri ülkelerde köylülüğün toplumsal ve devrimci ağırlığına rağmen bağımsız bir parti yaratamayacağı ve bağımsız bir rol oynayamayacağı görüşünü savunur. Köylülükten beklenebilecek en ileri rol, burjuva demokratik dönüşümlerin gerçekleşmesi bağlamında devrimci bir işçi iktidarının kurulmasına destek vermesinden ibaret olabilir. Bu nedenle işçilerin köylülerin devrimci demokratik diktatörlüğü formülü yanlıştır; doğru formül köylülük tarafından desteklenen proletarya diktatörlüğü olmalıdır. Öte yandan işçi-köylü ittifakı, ancak liberal burjuvazinin köylü kitleleri üzerindeki etkisine karşı devrimci proletarya önderliğinde verilecek uzlaşmaz bir mücadele sayesinde gerçekleşebilir. Troçki daha 1906 da (Sonuçlar ve Olasılıklar da), proletarya açısından iktidar sorununun can alıcı noktasını ifade eder. Bu, hegemonya sorunudur. Troçki bu doğru kavrayışı nedeniyle, devrimci süreçte ortaya çıkacak olan hükümete katılma veya devrimci diktatörlük sorununu kararlı biçimde hep proletaryanın hegemonyası açısından çözümlemeye çalışır. Örneğin proletarya diktatörlüğünün bir işçi-köylü koalisyonu olarak belirmesinde bir sorun yoktur, fakat temel sorun hep aynıdır: Hegemonya hangi sınıfta olacaktır? İktidar sorunu gerçekten de hegemonya sorunu demektir. Eğer proletarya köylülük üzerinde hegemonyasını kuramamışsa hayat boşluk tanımaz ve iktidar burjuvazinin elinde kalır. Böyle bir durum, proletaryanın asgari programatik taleplerinin bile gerçekleşememesi demektir. Öte yandan, küçük-burjuvazi proletaryanın olaylara damgasını basan gücünü görmedikçe burjuvaziyi izler. Devrimin burjuvazinin iktidarından öteye götürülebilmesi ise, proletaryanın yakasını, burjuvazinin kuyruğundaki küçük-burjuva dalgasından kurtarmasıyla mümkündür. Fakat bu da kuşkusuz bir yeterlilik, bilinç ve ör- 21

Sürekli Devrim Üzerine Aralık Ocak Geçiş Sorunu ve Geçiş Programı Ocak marksist.com e-broşür dizisi: 18

Sürekli Devrim Üzerine Aralık Ocak Geçiş Sorunu ve Geçiş Programı Ocak marksist.com e-broşür dizisi: 18 1 Sürekli Devrim Üzerine Aralık 2009 - Ocak 2010 Geçiş Sorunu ve Geçiş Programı Ocak 2006 marksist.com e-broşür dizisi: 18 nıfsız topluma geçiş, sosyalizm ve komünizm gibi önemli konularda sağlam ve tatmin

Detaylı

Fidel ve Che : Birbirinden farklı iki politika

Fidel ve Che : Birbirinden farklı iki politika Fidel ve Che : Birbirinden farklı iki politika Fidel in ölümü, onun hayatı ve politik mirasına kadar birçok konuda her çeşit yorumun, burjuva medya organlarında ve mücadeleci militanlar arasında yeniden

Detaylı

Mahir Çayan Son Gençlik Hareketleri Üzerine SON GENÇLİK HAREKETLERİ ÜZERİNE (*)

Mahir Çayan Son Gençlik Hareketleri Üzerine SON GENÇLİK HAREKETLERİ ÜZERİNE (*) Mahir Çayan Son Gençlik Hareketleri Üzerine SON GENÇLİK HAREKETLERİ ÜZERİNE (*) SON GENÇLİK HAREKETLERİ ÜZERİNE (*) İçinde Bulunduğumuz Evre Ve Gençliğin Durumu Türkiye gibi yarı sömürge ve az gelişmiş

Detaylı

KOR KİTAP STRATEJi ve TAKTiK - J. V. STALiN. ÇEVİREN A. FIRAT KAPAK ve İÇ TASARIM DEVRİM KOÇLAN

KOR KİTAP STRATEJi ve TAKTiK - J. V. STALiN. ÇEVİREN A. FIRAT KAPAK ve İÇ TASARIM DEVRİM KOÇLAN 1 KOR KİTAP - 20 CEPhane - 2 STRATEJi ve TAKTiK - J. V. STALiN ÇEVİREN A. FIRAT KAPAK ve İÇ TASARIM DEVRİM KOÇLAN ISBN 978-605-2283-02-8 Birinci Basım Kasım 2017 Ginko Kitap Ltd. Şti. 2017 BASKI: Ezgi

Detaylı

DEVRÝM ÝÇÝN SAVAÞMAYANA SOSYALÝST DENMEZ!

DEVRÝM ÝÇÝN SAVAÞMAYANA SOSYALÝST DENMEZ! DEVRÝM ÝÇÝN SAVAÞMAYANA SOSYALÝST DENMEZ! Silahlý Propaganda ve Gerilla Savaþý Nikaragua da Devrim ve Seçim Proletarya ve Sosyalist Siyasal Bilinç Demokratik Muhalefette Demokrat! Türkiye Devriminde Kürt

Detaylı

Karl Heinrich MARX Doç. Dr. Yasemin Esen

Karl Heinrich MARX Doç. Dr. Yasemin Esen Karl Heinrich MARX 1818-1883 Eserleri Kutsal Aile (1845) Felsefenin Sefaleti (1847) Komünist Manifesto (1848) Fransa'da Sınıf Kavgaları (1850) Ekonominin Eleştirisi (1859) Kapital (Das Kapital-1867-1894).

Detaylı

Yeni bir dönem açılıyor: Mali çöküş, depresyon, sınıf mücadelesi

Yeni bir dönem açılıyor: Mali çöküş, depresyon, sınıf mücadelesi Yeni bir dönem açılıyor: Mali çöküş, depresyon, sınıf mücadelesi Devrimci Marksizm Yayın Kurulu Uzun vadede bu felâket konusunda suçun nasýl daðýtýlacaðý çok þeyi belirleyecektir. Ýþte bu, önemli bir entelektüel

Detaylı

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER Modern Siyaset Teorisi Dersin Kodu SBU 601 Siyaset, iktidar, otorite, meşruiyet, siyaset sosyolojisi, modernizm,

Detaylı

TÜRKİYE EKONOMİSİ Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü

TÜRKİYE EKONOMİSİ Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü TÜRKİYE EKONOMİSİ Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü 1 Ekonomik düzen nedir? Ekonomik düzen, toplumların çeşitli gereksinimlerini karşılamak üzere yaptıkları

Detaylı

Sınıf mücadelesi karşısında ilan edilmemiş ittifak: Esad- Merkel-Chavez Cephesi

Sınıf mücadelesi karşısında ilan edilmemiş ittifak: Esad- Merkel-Chavez Cephesi Sınıf mücadelesi karşısında ilan edilmemiş ittifak: Esad- Merkel-Chavez Cephesi Bugünlerde bu üç adı bir araya getiren ortak özellik, her birinin uluslararası sınıflar mücadelesinde bölgesel etkilere yol

Detaylı

CHP İLÇE BAŞKANI RECAİ SEYMEN TEKRAR ADAY

CHP İLÇE BAŞKANI RECAİ SEYMEN TEKRAR ADAY CHP İLÇE BAŞKANI RECAİ SEYMEN TEKRAR ADAY CHP Bodrum İlçe Başkanı Recai Seymen, 29 Kasım Pazar günü yapılacak olan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İlçe Kongresinde ilçe başkanlığına tekrar aday olduğunu

Detaylı

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ Mehmet Uçum 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri a. Tartışmanın Arka Planı Ülkemizde, hükümet biçimi olarak başkanlık sistemi tartışması yeni

Detaylı

bilgilerle feminizm hakkında kesin yargılara varıp, yanlış fikirler üretmişlerdir. Feminizm ya da

bilgilerle feminizm hakkında kesin yargılara varıp, yanlış fikirler üretmişlerdir. Feminizm ya da YANLIŞ ALGILANAN FİKİR HAREKETİ: FEMİNİZM Feminizm kelimesi, insanlarda farklı algıların oluşmasına sebep olmuştur. Kelimenin anlamını tam olarak bilmeyen, merak edip araştırmayan günümüzün insanları,

Detaylı

ÜNİTE:1. Sanayi Sonrası Toplum: Daniel Bell ÜNİTE:2. Alain Touraine: Modernlik ve Demokrasi ÜNİTE:3. Postmodern Sosyal Teori ÜNİTE:4

ÜNİTE:1. Sanayi Sonrası Toplum: Daniel Bell ÜNİTE:2. Alain Touraine: Modernlik ve Demokrasi ÜNİTE:3. Postmodern Sosyal Teori ÜNİTE:4 ÜNİTE:1 Sanayi Sonrası Toplum: Daniel Bell ÜNİTE:2 Alain Touraine: Modernlik ve Demokrasi ÜNİTE:3 Postmodern Sosyal Teori ÜNİTE:4 Zygmunt Bauman: Modernlik ve Postmodernlik ÜNİTE:5 Tüketim Toplumu, Simülasyon

Detaylı

İKTİSADÎ DÜŞÜNCENİN EVRİMİ (Başlangıcından Neoklasiklere) (İktisada Giriş I dersi için yardımcı kısa notlar)

İKTİSADÎ DÜŞÜNCENİN EVRİMİ (Başlangıcından Neoklasiklere) (İktisada Giriş I dersi için yardımcı kısa notlar) İKTİSADÎ DÜŞÜNCENİN EVRİMİ (Başlangıcından Neoklasiklere) (İktisada Giriş I dersi için yardımcı kısa notlar) Merkantilizm: 15. ve 16. yüzyıllardaki coğrafî keşiflerde birlikte Avrupa ülkeleri dünyaya açılmaya

Detaylı

İKV DEĞERLENDİRME NOTU

İKV DEĞERLENDİRME NOTU 136 Temmuz 2015 İKV DEĞERLENDİRME NOTU YUNANİSTAN REFERANDUMU: YUNANİSTAN HALKI KEMER SIKMA PAKETİNE HAYIR DEDİ Büşra ÇATIR, İKV Uzman Yardımcısı 0 İKTİSADİ KALKINMA VAKFI www.ikv.org.tr YUNANİSTAN REFERANDUMU:

Detaylı

Cezayir'den yükselen bir ses: Yalnızca İslam hükmedecek!

Cezayir'den yükselen bir ses: Yalnızca İslam hükmedecek! Cezayir'den yükselen bir ses: Yalnızca İslam hükmedecek! Cezayir'de 1990'lı yıllardaki duvar yazıları, İslamcılığın yükseldiği döneme yönelik yakın bir tanıklık niteliğinde. 10.07.2017 / 18:00 Doksanlı

Detaylı

TÜRKİYE PROLETARYASININ SOSYALİST VE DEMOKRATİK PLATFORMU

TÜRKİYE PROLETARYASININ SOSYALİST VE DEMOKRATİK PLATFORMU TÜRKİYE PROLETARYASININ SOSYALİST VE DEMOKRATİK PLATFORMU Türkiye proletaryası, ekonomik, toplumsal ve politik kurtuluşu için bütün dünyada mücadele eden dünya proletaryasının bir kolu olarak, Türkiye'de

Detaylı

Kitap Eleştirisi Üretken Emek, Üretken Olmayan Emek ve İşçi Sınıfı:Poulantzas Kitabı 1 Üzerine Düşünceler

Kitap Eleştirisi Üretken Emek, Üretken Olmayan Emek ve İşçi Sınıfı:Poulantzas Kitabı 1 Üzerine Düşünceler Kitap Eleştirisi: Üretken Emek, Üretken Olmayan Emek ve İşçi Sınıfı: Poulantzas Kitabı Üzerine Düşünceler 67 Kitap Eleştirisi Üretken Emek, Üretken Olmayan Emek ve İşçi Sınıfı:Poulantzas Kitabı 1 Üzerine

Detaylı

Siyasi Parti. Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir.

Siyasi Parti. Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir. SİYASAL PARTİLER Siyasi Parti Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir. Siyasi partileri öteki toplumsal örgütlerden ayıran

Detaylı

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum Piyasalarda Öne Çıkanlar ALTIN USDTRY BRENT PETROL EURUSD GBPUSD Cumhurbaşkanı Erdoğan Faiz Lobisine Halkım Artık Prim Vermemeli Cumhurbaşkanı Recep

Detaylı

İ Ç İ N D E K İ L E R

İ Ç İ N D E K İ L E R İ Ç İ N D E K İ L E R ÖN SÖZ.V İÇİNDEKİLER....IX I. YURTTAŞLIK A. YURTTAŞLIĞI YENİDEN GÜNDEME GETİREN GELİŞMELER 3 B. ANTİK YUNAN-KENT DEVLETİ YURTTAŞLIK İDEALİ..12 C. MODERN YURTTAŞLIK İDEALİ..15 1. Yurttaşlık

Detaylı

Vekiller Heyeti Kararı, Sıkıyönetim Komutanlığı ve Milli Güvenlik Konseyi'nce Kapatılan Siyasi Partiler

Vekiller Heyeti Kararı, Sıkıyönetim Komutanlığı ve Milli Güvenlik Konseyi'nce Kapatılan Siyasi Partiler Vekiller Heyeti Kararı, Sıkıyönetim Komutanlığı ve Milli Güvenlik Konseyi'nce Kapatılan Siyasi Partiler Açılış Tarihi Kapanış Tarihi Sona Eriş Nedeni 1 Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası 17.11.1924 05.06.1925

Detaylı

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları PA 101 Kamu Yönetimine Giriş (3,0,0,3,5) Kamu yönetimine ilişkin kavramsal altyapı, yönetim alanında geliştirilmiş teori ve uygulamaların analiz edilmesi, yönetim biliminin

Detaylı

6. Uluslararası Sosyal Güvenlik Sempozyumu İzmir de Başladı

6. Uluslararası Sosyal Güvenlik Sempozyumu İzmir de Başladı 6. Uluslararası Sosyal Güvenlik Sempozyumu İzmir de Başladı Sosyal Güvenlik Kurumu(SGK) ve Uluslararası Sosyal Güvenlik Teşkilatı(ISSA) işbirliği ile Stratejik İnsan Kaynakları Politikaları ve İyi Yönetişim

Detaylı

Dr. Serdar GÜLENER TÜRKİYE DE ANAYASA YARGISININ DEMOKRATİK MEŞRULUĞU

Dr. Serdar GÜLENER TÜRKİYE DE ANAYASA YARGISININ DEMOKRATİK MEŞRULUĞU Dr. Serdar GÜLENER TÜRKİYE DE ANAYASA YARGISININ DEMOKRATİK MEŞRULUĞU İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER...IX KISALTMALAR... XVII TABLOLAR LİSTESİ... XIX ŞEKİLLER LİSTESİ...XXIII GİRİŞ...1 Birinci Bölüm

Detaylı

2013 ABD Hükümeti Bütçe Krizi

2013 ABD Hükümeti Bütçe Krizi 2013 ABD Hükümeti Bütçe Krizi 1 Ekim 2013 tarihinde ABD Temsilciler Meclisi, Obamacare olarak bilinen sağlık reformunun bir yıl ertelenmesini içeren tasarıyı kabul etti. Tasarının meclisten geçmesinin

Detaylı

SAÐLIKTA ÖZELLEÞTÝRME

SAÐLIKTA ÖZELLEÞTÝRME Doç. Dr. Ýlker BELEK Akdeniz Üniversitesi Týp Fakültesi Halk Saðlýðý Anabilim Dalý Öðretim Üyesi SAÐLIKTA ÖZELLEÞTÝRME Burjuva Sýnýf Saldýrýsýnýn Tepe Noktasý Yukarýda tanýmlanan saðlýk sistemi yapýsý

Detaylı

ÖN SÖZ... XI KISALTMALAR... XIII KAYNAKLAR VE ARAŞTIRMALAR... XV GİRİŞ... 1 I. ARNAVUTLUK ADININ ANLAM VE KÖKENİ...

ÖN SÖZ... XI KISALTMALAR... XIII KAYNAKLAR VE ARAŞTIRMALAR... XV GİRİŞ... 1 I. ARNAVUTLUK ADININ ANLAM VE KÖKENİ... İçindekiler ÖN SÖZ... XI KISALTMALAR... XIII KAYNAKLAR VE ARAŞTIRMALAR... XV GİRİŞ... 1 I. ARNAVUTLUK ADININ ANLAM VE KÖKENİ... 5 I.1. Arnavutluk Adının Anlamı... 5 I.2. Arnavutluk Adının Kökeni... 7 I.3.

Detaylı

SSCB'DE SOVYET TOPLUMUNUN VE İKTİDARININ ZAFERİ - GÖSTERGELER (100. YILINDA BÜYÜK SOSYALİST EKİM DEVRİMİ) (2. Makale) İbrahim Okçuoğlu

SSCB'DE SOVYET TOPLUMUNUN VE İKTİDARININ ZAFERİ - GÖSTERGELER (100. YILINDA BÜYÜK SOSYALİST EKİM DEVRİMİ) (2. Makale) İbrahim Okçuoğlu SSCB'DE SOVYET TOPLUMUNUN VE İKTİDARININ ZAFERİ - GÖSTERGELER (100. YILINDA BÜYÜK SOSYALİST EKİM DEVRİMİ) (2. Makale) İbrahim Okçuoğlu Bu makalede giriş olarak Marksist-Leninist politik ekonomi, hangi

Detaylı

Özet. Gelişen küresel ekonomide uluslararası yatırım politikaları. G-20 OECD Uluslararası Yatırım Küresel Forumu 2015

Özet. Gelişen küresel ekonomide uluslararası yatırım politikaları. G-20 OECD Uluslararası Yatırım Küresel Forumu 2015 G-20 OECD Uluslararası Yatırım Küresel Forumu 2015 Gelişen küresel ekonomide uluslararası yatırım politikaları Ekonomi Bakanligi Ev Sahipliginde Özet 5 Ekim 2015 Hilton Istanbul Bosphorus Hotel İstanbul,

Detaylı

DEVLET TEŞKİLATINA TEORİK YAKLAŞIMLAR PROF. DR. TURGUT GÖKSU VE PROF. DR. HASAN HÜSEYIN ÇEVIK

DEVLET TEŞKİLATINA TEORİK YAKLAŞIMLAR PROF. DR. TURGUT GÖKSU VE PROF. DR. HASAN HÜSEYIN ÇEVIK DEVLET TEŞKİLATINA TEORİK YAKLAŞIMLAR PROF. DR. TURGUT GÖKSU VE PROF. DR. HASAN HÜSEYIN ÇEVIK 2 Takdim Planı Modernleşme Süreci Açısından Devlet Devlet-Toplum İlişkileri Açısından Devlet Teşkilatlanma

Detaylı

Tek Ülkede Sosyalizm İddiası Sosyalizmin İnkârıdır. 1 Eylül marksist.com e-broşür dizisi: 19

Tek Ülkede Sosyalizm İddiası Sosyalizmin İnkârıdır. 1 Eylül marksist.com e-broşür dizisi: 19 1 Tek Ülkede Sosyalizm İddiası Sosyalizmin İnkârıdır 1 Eylül 2006 marksist.com e-broşür dizisi: 19 Tek Ülkede Sosyalizm İddiası Sosyalizmin İnkârıdır I Marksizmin kurucuları, dünya işçi devriminin gelişkin

Detaylı

Holz, Hans Heinz (2010), Sosyalizmin Yenilgisi ve Geleceği (Çev. Yener Orkunoğlu) (İstanbul: Yordam Kitap, 160 s.).

Holz, Hans Heinz (2010), Sosyalizmin Yenilgisi ve Geleceği (Çev. Yener Orkunoğlu) (İstanbul: Yordam Kitap, 160 s.). KİTAP İNCELEMESİ Holz, Hans Heinz (2010), Sosyalizmin Yenilgisi ve Geleceği (Çev. Yener Orkunoğlu) (İstanbul: Yordam Kitap, 160 s.). Uzun yıllar Hollanda da Marburg ve Groningen Üniversitelerinde akademisyenlik

Detaylı

Devrim Öncesinde Yemen

Devrim Öncesinde Yemen Yemen Devrimi Devrim Öncesinde Yemen Kuzey de Zeydiliğe mensup Husiler hiçbir zaman Yemen içinde entegre olamaması Yemen bütünlüğü için ciddi bir sorun olmuştur. Buna ilaveten 2009 yılında El-Kaide örgütünün

Detaylı

1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim

1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim 1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim Türkiye de 2007 genel milletvekili seçimlerine ilişkin değerlendirme yaparken seçim sistemine değinmeden bir çözümleme yapmak pek olanaklı değil. Türkiye nin

Detaylı

Prof. Dr. OKTAY UYGUN Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi DEMOKRASİ. Tarihsel, Siyasal ve Felsefi Boyutlar

Prof. Dr. OKTAY UYGUN Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi DEMOKRASİ. Tarihsel, Siyasal ve Felsefi Boyutlar Prof. Dr. OKTAY UYGUN Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi DEMOKRASİ Tarihsel, Siyasal ve Felsefi Boyutlar İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER...v GİRİŞ... 1 Birinci Bölüm Antik Demokrasi I. ANTİK DEMOKRASİNİN

Detaylı

Afganistan şimdi Trump'ın savaşı haline geldi

Afganistan şimdi Trump'ın savaşı haline geldi Afganistan şimdi Trump'ın savaşı haline geldi Afganistan'ın işgalinden 16 yıl sonra, Amerika Birleşik Devletleri'nin en uzun savaşı olan bu ülkedeki çatışmaların sonu pek yakın görünmüyor. 23.08.2017 /

Detaylı

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SEÇİM SİSTEMLERİNİN SEÇMEN İRADESİNE ETKİSİ

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SEÇİM SİSTEMLERİNİN SEÇMEN İRADESİNE ETKİSİ ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SEÇİM SİSTEMLERİNİN SEÇMEN İRADESİNE ETKİSİ Metin ÖZ Samsun, 2017 S E Ç İ M S İ S T E M L E R İ N İ N S E Ç M E N İ R A

Detaylı

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Kapitalist Sömürü Sistemini Yıkmak için Örgütlenme ve Mücadelenin adıdır!

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Kapitalist Sömürü Sistemini Yıkmak için Örgütlenme ve Mücadelenin adıdır! 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Kapitalist Sömürü Sistemini Yıkmak için Örgütlenme ve Mücadelenin adıdır! Clara Zetkin haklı olarak Kadının özgürlüğünün, tüm insanoğlunun özgürlüğü gibi, emeğin sermayenin

Detaylı

GENÇLİK: BİR KELİMENİN TELAKKİSİ

GENÇLİK: BİR KELİMENİN TELAKKİSİ GENÇLİK: BİR KELİMENİN TELAKKİSİ Kasım, 2006 GENÇLİK: BİR KELİMENİN TELAKKİSİ Ne ekersen onu biçersin sözü; Türk toplumunun sosyal yaşantısında yerleşik bir hüviyet kazanan tümce biçiminde tezahür etmiştir.

Detaylı

ULUSLARARASI ÖRGÜTLER

ULUSLARARASI ÖRGÜTLER DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. ULUSLARARASI ÖRGÜTLER KISA ÖZET KOLAYAOF

Detaylı

V.Đ. LENĐN SOVYET ĐKTĐDARI VE KADININ DURUMU

V.Đ. LENĐN SOVYET ĐKTĐDARI VE KADININ DURUMU SOVYET ĐKTĐDARI VE KADININ DURUMU Sovyet iktidarının ikinci yıldönümü, bu sürede ulaşılanlara bir gözatmamıza ve gerçekleştirilmiş olan devrimin anlamını ve amaçlarını gözönüne getirmemize vesile oluyor.

Detaylı

SİYASETİN BAĞIMLILIĞI VE GÖRECE ÖZERKLİĞİ

SİYASETİN BAĞIMLILIĞI VE GÖRECE ÖZERKLİĞİ SİYASETİN BAĞIMLILIĞI VE GÖRECE ÖZERKLİĞİ Siyaset Toplumsal Alt Yapıya Bağımlı Bir Kurum mudur Yoksa Özerk Bir Olgu Mu? Marx, toplum alt yapı ve üst yapı öğelerinden kurulmuş bir bütündür. Alt yapı toplumun

Detaylı

TÜRKİYE SOL HAREKETİNDE İKTİDAR STRATEJİSİ TARTIŞMALARI:

TÜRKİYE SOL HAREKETİNDE İKTİDAR STRATEJİSİ TARTIŞMALARI: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU YÖNETİMİ VE SİYASET BİLİMİ (SİYASET BİLİMİ) ANABİLİM DALI TÜRKİYE SOL HAREKETİNDE İKTİDAR STRATEJİSİ TARTIŞMALARI: 1961 1971 Doktora Tezi Mustafa

Detaylı

Teorik Bakış. Tarihte Bireyin Rolü Üzerine. Kapital'i Topraktan Çıkaranlar

Teorik Bakış. Tarihte Bireyin Rolü Üzerine. Kapital'i Topraktan Çıkaranlar Teorik Bakış Tarihte Bireyin Rolü Üzerine Tarihte Bireyin Rolü Üzerine, tarihi rollerini arayanlar için yazılmış bir makaledir. Devrimciler için yazılmıştır. Makalenin her cümlesinde mutlak bir doğruluk,

Detaylı

KÜÇÜK-BURJUVAZİ İLE SOSYALİST DEVRİM GÖRÜŞÜ REVİZYONİST NİTELİKTEDİR

KÜÇÜK-BURJUVAZİ İLE SOSYALİST DEVRİM GÖRÜŞÜ REVİZYONİST NİTELİKTEDİR KÜÇÜK-BURJUVAZİ İLE SOSYALİST DEVRİM GÖRÜŞÜ REVİZYONİST NİTELİKTEDİR Giriş Yenilgi dönemi, birçok kötü sonuca yol açmasının yanı sıra, Türkiye komünist hareketi bakımından tartışılacak olursa, ideolojik

Detaylı

Yirmi Birinci Yüzyıl İçin Sosyalizm. Giriş

Yirmi Birinci Yüzyıl İçin Sosyalizm. Giriş 11 Giriş Marx, bir keresinde, kapitalizmin doğası kriz sırasında su yüzüne çıkar, demişti. Kriz ortamında, gizlenmiş olan bazı şeyleri tüm sistemin insan ihtiyaçlarının değil kârın etrafında döndüğünü

Detaylı

İÇİNDEKİLER KAPİTALİST ÜRETİM TARZI 41 I TEKEL-ÖNCESİ KAPİTALİZM 42

İÇİNDEKİLER KAPİTALİST ÜRETİM TARZI 41 I TEKEL-ÖNCESİ KAPİTALİZM 42 İÇİNDEKİLER 15 Ekonomi Politiğin Konusu 16 Toplum Yaşamının Temeli Olan Maddi Malların Üretimi 17 Üretici Güçler ve Üretim İlişkileri 23 Toplumun Gelişmesinin Ekonomik Yasaları 26 Ekonomi Politiğin Tanımı

Detaylı

TÜRKİYE DE KADINLARIN SİYASAL HAYATA KATILIM MÜCADELESİ VE POZİTİF AYRIMCILIK

TÜRKİYE DE KADINLARIN SİYASAL HAYATA KATILIM MÜCADELESİ VE POZİTİF AYRIMCILIK TÜRKİYE DE KADINLARIN SİYASAL HAYATA KATILIM MÜCADELESİ VE POZİTİF AYRIMCILIK TürkİYE KADIN DERNEKLERİ FEDERASYONU Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu 1976 Yılında kurulmuş ülke genelinde 50.500 üyesi

Detaylı

İşten Atılan Asil Çelik İşçilerinin okuduğu basın açıklaması: 15/03/2012

İşten Atılan Asil Çelik İşçilerinin okuduğu basın açıklaması: 15/03/2012 15 Mart 2012 Perşembe günü işlerinden atılan Asilçelik işçileri Bursa nın Orhangazi ilçesi cumhuriyet meydanında basın açıklamasıyla İşimizi İstiyoruz talebini dile getirdikleri ve işlerine geri dönene

Detaylı

ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ DERSİ I.DÖNEM MÜFREDAT PROGRAMI

ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ DERSİ I.DÖNEM MÜFREDAT PROGRAMI HAFTALAR KONULAR 1. Hafta TÜRK DEVRİMİNE KAVRAMSAL YAKLAŞIM A-) Devlet (Toprak, İnsan Egemenlik) B-) Monarşi C-) Oligarşi D-) Cumhuriyet E-) Demokrasi F-) İhtilal G-) Devrim H-) Islahat 2. Hafta DEĞİŞEN

Detaylı

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem NEDEN Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem YERLi VE MiLLi BiR SiSTEM Türkiye, artık daha büyük. Dünyada söz söyleyen ülkeler arasında. Milletinin refahını artırmaya başladı. Dünyanın en büyük altyapı

Detaylı

Marksizm Nedir? Karl Marx

Marksizm Nedir? Karl Marx ÝÇÝNDEKÝLER Birinci Bölüm: MARKSÝZM NEDÝR? Giriþ Marksizmin sýnýf temeli Marksizmin bilimselliði Pratikten teoriye -Marksizmin birliði Ýkinci Bölüm: MARKSÝZMÝN REVÝZYONLARI Giriþ Kautskyizm Stalnizm Üçüncü

Detaylı

Teröre karşı mücadele cephesi!

Teröre karşı mücadele cephesi! Teröre karşı mücadele cephesi! Türkiye, teröre karşı mücadele adı altında, birlik ve beraberlik içinde emekçilere yönelik bir terör rejimine sürüklenmek isteniyor. Bu nedenle milli seferberlik dahi ilan

Detaylı

Cem Somel in Türkiye de Küreselleşmeye Tepkiler

Cem Somel in Türkiye de Küreselleşmeye Tepkiler Praksis 7 Sayfa:57-62 Cem Somel in Yaz s Üzerine K sa Bir Not Mehmet Türkay Cem Somel in Türkiye de Küreselleşmeye Tepkiler Üzerine yazısında küreselleşme karşıtlarını kategorize ederken liberal sol a

Detaylı

Perinçek'in KDHC'deki tarihi konuşması

Perinçek'in KDHC'deki tarihi konuşması Perinçek'in KDHC'deki tarihi konuşması Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti'ni ziyaret eden ilk Türk siyasi lider olan Perinçek, onurlarına verilen yemek sırasında bir konuşma gerçekleştirdi. ABD'nin savaş

Detaylı

Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256)

Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256) T.C. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256) 12. Hafta Ders Notları - 03/05/2017 Arş. Gör. Dr. Görkem

Detaylı

YÖNETİŞİM NEDİR? Yönetişim en basit ve en kısa tanımıyla; resmî ve özel kuruluşlarda idari, ekonomik, politik otoritenin ortak kullanımıdır.

YÖNETİŞİM NEDİR? Yönetişim en basit ve en kısa tanımıyla; resmî ve özel kuruluşlarda idari, ekonomik, politik otoritenin ortak kullanımıdır. YÖNETİŞİM NEDİR? Yönetişim en basit ve en kısa tanımıyla; resmî ve özel kuruluşlarda idari, ekonomik, politik otoritenin ortak kullanımıdır. Ortak yönetim- birlikte yönetmek anlamına gelir ve içinde yönetimden

Detaylı

Doç. Dr. SERDAR GÜLENER TÜRKİYE DE ANAYASA YARGISININ DEMOKRATİK MEŞRULUĞU

Doç. Dr. SERDAR GÜLENER TÜRKİYE DE ANAYASA YARGISININ DEMOKRATİK MEŞRULUĞU Doç. Dr. SERDAR GÜLENER TÜRKİYE DE ANAYASA YARGISININ DEMOKRATİK MEŞRULUĞU İÇİNDEKİLER İKİNCİ BASKIYA ÖNSÖZ...VII BİRİNCİ BASKIYA ÖNSÖZ...IX İÇİNDEKİLER... XIII KISALTMALAR... XIX TABLO LİSTESİ... XXI

Detaylı

1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim AKP

1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim AKP 1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim AKP VERİ ARAŞTIRMA A.Ş. Bu çalışma, Radikal Gazetesinin isteği üzerine seçim istatistiklerinden yararlanılarak VERİ ARAŞTIRMA A.Ş. tarafından RADİKAL Gazetesi

Detaylı

Bursa Yakın Çevresi Deprem Tehlikesi ve Kentsel Dönüşüm

Bursa Yakın Çevresi Deprem Tehlikesi ve Kentsel Dönüşüm Bursa Yakın Çevresi Deprem Tehlikesi ve Kentsel Dönüşüm Oğuz Gündoğdu ACİL DURUMLAR PANELİ KalDer Bursa Şubesi Çevre ve İş Güvenliği Kalite Uzmanlık Grubu 27 Mayıs 2015 Ülkemizde çağdaş anlamda Afet Yönetimi

Detaylı

KAMU YÖNETİMİ PROGRAMI

KAMU YÖNETİMİ PROGRAMI İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ KAMU YÖNETİMİ PROGRAMI SİYASAL DÜŞÜNCELER TARİHİ YARD. DOÇ. DR. MUSTAFA GÖRKEM DOĞAN 7. ERKEN MODEN DÖNEMDE SİYASAL DÜŞÜNCE 7 ERKEN MODEN DÖNEMDE

Detaylı

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve Milletlerarası Ticaret Odası Değişen Küresel Ekonomi ve Türkiye Toplantısı 7 Mart 2014, İstanbul

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve Milletlerarası Ticaret Odası Değişen Küresel Ekonomi ve Türkiye Toplantısı 7 Mart 2014, İstanbul Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve Milletlerarası Ticaret Odası Değişen Küresel Ekonomi ve Türkiye Toplantısı 7 Mart 2014, İstanbul Saygıdeğer Konuklar, Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Öncelikle, Sayın

Detaylı

ÖĞRENEN LİDER ÖĞRETMEN EĞİTİM PROGRAMI 2014 YILI ÖLÇME DEĞERLENDİRME RAPORU

ÖĞRENEN LİDER ÖĞRETMEN EĞİTİM PROGRAMI 2014 YILI ÖLÇME DEĞERLENDİRME RAPORU ÖĞRENEN LİDER ÖĞRETMEN EĞİTİM PROGRAMI 2014 YILI ÖLÇME DEĞERLENDİRME RAPORU Öğretmen Akademisi Vakfı, Öğrenen Lider Öğretmen (ÖLÖ) eğitimi ile ilk ve ortaokul düzeyindeki öğretmenlere iletişim becerileri,

Detaylı

Tek Ülkede Sosyalizm İddiası Sosyalizmin İnkârıdır 1 Eylül 2006

Tek Ülkede Sosyalizm İddiası Sosyalizmin İnkârıdır 1 Eylül 2006 1 olanağı kapıya dayanmış, devrimci mücadele eliyle gerçekliğe dönüşmeyi bekliyor. İnsan soyunun çıkarları adına yalansız dolansız ve göğsümüzü gererek söyleyebiliriz ki, sosyalizm sayesinde yeryüzündeki

Detaylı

9. Hafta YENİ SAĞ. 9. Hafta

9. Hafta YENİ SAĞ. 9. Hafta YENİ SAĞ İDEOLOJİLER III Yrd. Doç. Dr. A. Sait SÖNMEZ 1970 li yıllardaki bazı gelişmeler (bretton woods sabit kur sisteminin çökmesi, petrol krizleri vb) sonucunda iktisatçı Keynes tarafından geliştirilen

Detaylı

Halk devriminin düşmanları: diktatör rejim ve karşıdevrimci gerici güçler

Halk devriminin düşmanları: diktatör rejim ve karşıdevrimci gerici güçler Halk devriminin düşmanları: diktatör rejim ve karşıdevrimci gerici güçler Geçtiğimiz ay Suriye de Irak Şam İslam Devleti ve diğer muhalif güçler arasında yaşanan çatışmaya ilişkin, Suriye Devrimci Sol

Detaylı

SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457)

SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457) T.C. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457) 1. Hafta Ders Notları - 18/09/2017 Araş. Gör. Dr. Görkem

Detaylı

ZUBRÝTSKÝ, MÝTROPOLSKÝ, KEROV KAPÝTALÝST TOPLUM ERÝÞ YAYINLARI. Kapitalist Toplum

ZUBRÝTSKÝ, MÝTROPOLSKÝ, KEROV KAPÝTALÝST TOPLUM ERÝÞ YAYINLARI. Kapitalist Toplum ZUBRÝTSKÝ, MÝTROPOLSKÝ, KEROV KAPÝTALÝST TOPLUM ERÝÞ YAYINLARI 1 2 SEKÝZÝNCÝ BASKI KAPÝTALÝST TOPLUM ZUBRITSKI, MITROPOLSKI, KEROV, KUZNETSOV, GRETSKI, LOZOVSKl, KOLOSSOV 3 Y. Kuznetsov [Birinci ve Üçüncü

Detaylı

Abdi İpekçi Caddesi No : 57, Reasürans Han, E Blok 7.Kat Harbiye İstanbul Tel : +90 (212)

Abdi İpekçi Caddesi No : 57, Reasürans Han, E Blok 7.Kat Harbiye İstanbul Tel : +90 (212) DESTEK PİVOT DİRENÇ EURUSD 1.2640 1.2681 1.2721 1.2614 1.2741 1.2573 1.2790 ALTIN 1230.90 1233.68 1236.46 1229.18 1238.18 1226.40 124.96 USDTRY 2.2672 2.2746 2.2818 2.2627 2.2863 2.2554 2.2936 USDJPY 106.79

Detaylı

12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017)

12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017) 12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017) ÜNİTE: 2-KLASİK MANTIK Kıyas Çeşitleri ÜNİTE:3-MANTIK VE DİL A.MANTIK VE DİL Dilin Farklı Görevleri

Detaylı

Bilgi Toplumunda Sürekli Eğitim ve Yenilikçi Eğitimci Eğitimi

Bilgi Toplumunda Sürekli Eğitim ve Yenilikçi Eğitimci Eğitimi Bilgi Toplumunda Sürekli Eğitim ve Yenilikçi Eğitimci Eğitimi Bilgi toplumunda, bilgi ve iletişim teknolojilerinin yarattığı hız ve etkileşim ağı içinde, rekabet ve kalite anlayışının değiştiği bir kültür

Detaylı

29 Eylül 2010 Çarşamba (Canlı) DÜŞÜNCE KERVANI NDA FAŞİZM ÜZERİNE TARTIŞMALAR. CUMARTESİ SU TV. SAAT: (Tekrar)

29 Eylül 2010 Çarşamba (Canlı) DÜŞÜNCE KERVANI NDA FAŞİZM ÜZERİNE TARTIŞMALAR. CUMARTESİ SU TV. SAAT: (Tekrar) 29 Eylül 2010 Çarşamba (Canlı) DÜŞÜNCE KERVANI NDA FAŞİZM ÜZERİNE TARTIŞMALAR CUMARTESİ SU TV. SAAT: 23.00 (Tekrar) Faşizm, burjuvazinin en kanlı yönetim biçimlerinden birisi olarak sosyal yaşama damgasını

Detaylı

SSCB - KADIN DEVRİMİ ÜLKESİ TEMEL GÖSTERGELER (100. YILINDA BÜYÜK SOSYALİST EKİM DEVRİMİ) 7. Makale

SSCB - KADIN DEVRİMİ ÜLKESİ TEMEL GÖSTERGELER (100. YILINDA BÜYÜK SOSYALİST EKİM DEVRİMİ) 7. Makale SSCB - KADIN DEVRİMİ ÜLKESİ TEMEL GÖSTERGELER (100. YILINDA BÜYÜK SOSYALİST EKİM DEVRİMİ) İBRAHİM OKÇUOĞLU 7. Makale Kadının toplumda eşit haklara sahip olmaması bütün dünyada ilerici insanların tepkisine

Detaylı

1. Hafta: Giriş ve İletişim, Teknoloji ve Toplum İlişkisine Dair Temel Yaklaşımlar

1. Hafta: Giriş ve İletişim, Teknoloji ve Toplum İlişkisine Dair Temel Yaklaşımlar İletişim Teknolojileri ve Toplum Dersin Adı İletişim Teknolojileri ve Toplum Düzeyi Lisans Öğretim Elemanı Doçent Dr. Funda Başaran Özdemir Dersin Amaçları Teknolojik gelişmenin getirdiği, başta internet

Detaylı

Baskı: Estet Ajans Matbaacılık Merkezefendi Mah. Fazılpaşa Cad. 4. Zer San. Sit. No: 16/26 Topkapı / İstanbul Tel:

Baskı: Estet Ajans Matbaacılık Merkezefendi Mah. Fazılpaşa Cad. 4. Zer San. Sit. No: 16/26 Topkapı / İstanbul Tel: Devrimin GEZMİŞ Önsözü DENİZ 1 Yeni Evre Kitaplığı: 2 Kitabın Adı: Devrimin Önsözü Deniz Gezmiş Yayına Hazırlayan: Agit Cihan Birinci Basım: Mayıs 2010 İSBN: 978-605-61008-5-7 Yayın Sertifika No:15814

Detaylı

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi Sayı : Tarih : 1.1.216 Diploma Program Adı : SOSYOLOJİ, LİSANS PROGRAMI, (AÇIKÖĞRETİM) Akademik Yıl : 21-216 Yarıyıl

Detaylı

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 ( TASLAK STRATEJİK VİZYON BELGESİ ) TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 Yeni Dönem Türkiye - Polonya İlişkileri; Fırsatlar ve Riskler ( 2016 ) Türkiye; 75 milyonluk nüfusu, gelişerek büyüyen

Detaylı

TOPLAM KALİTE LİDERLİĞİ ZTM 433 KALİTE KONTROL VE STANDARDİZASYON PROF. DR. AHMET ÇOLAK

TOPLAM KALİTE LİDERLİĞİ ZTM 433 KALİTE KONTROL VE STANDARDİZASYON PROF. DR. AHMET ÇOLAK TOPLAM KALİTE LİDERLİĞİ ZTM 433 KALİTE KONTROL VE STANDARDİZASYON PROF. DR. AHMET ÇOLAK TOPLAM KALİTE LİDERLİĞİ Drucker, liderliği, ne tam karizma, ne de kişilik olarak tanımlamaktadır.lider, liderliği

Detaylı

KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK?

KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK? KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK? Dünyada mal ve hizmet hareketlerinin uluslararası dolaşımına ve üretimin uluslararasılaşmasına imkan veren düzenlemeler (Dünya Ticaret Örgütü, Uluslararası

Detaylı

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni SANAT FELSEFESİ Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni Estetik güzel üzerine düşünme, onun ne olduğunu araştırma sanatıdır. A.G. Baumgarten SANATA FELSEFE İLE BAKMAK ESTETİK Estetik; güzelin ne olduğunu sorgulayan

Detaylı

ALİ ARTUN Sanatın İktidarı

ALİ ARTUN Sanatın İktidarı ALİ ARTUN Sanatın İktidarı ALİ ARTUN 1972 de Ortadoğu Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü nden mezun oldu. Mimarlar Odası nda bilim ve teknoloji konuları ile mimar ve mühendislerin toplumsal konumları

Detaylı

KAMU YÖNETİMİNDE ÇAĞDAŞ YAKLAŞIMLAR

KAMU YÖNETİMİNDE ÇAĞDAŞ YAKLAŞIMLAR DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. KAMU YÖNETİMİNDE ÇAĞDAŞ YAKLAŞIMLAR

Detaylı

İŞLETME 2020 MANİFESTOSU AVRUPA DA İHTİYACIMIZ OLAN GELECEK

İŞLETME 2020 MANİFESTOSU AVRUPA DA İHTİYACIMIZ OLAN GELECEK İŞLETME 2020 MANİFESTOSU AVRUPA DA İHTİYACIMIZ OLAN GELECEK Daha kapsayıcı bir toplum için sözlerini eyleme dökerek çalışan iş dünyası ve hükümetler AVRUPA DA İHTİYACIMIZ OLAN GELECEK Avrupa da önümüzdeki

Detaylı

A Framework for an Emancipatory Social Science

A Framework for an Emancipatory Social Science Lecture 1 A Framework for an Emancipatory Social Science Erik Olin Wright University of Wisconsin - Madison November, 2007 Çerçeveeve I. Ö Özgürleştirici Sosyal Bilim nedir? II. Üç Vazife III. Sosyalizm'in

Detaylı

CODE DE CONDUITE DU GROUPE GROUPAMA GROUPAMA GRUBU ETİK ŞARTLARI

CODE DE CONDUITE DU GROUPE GROUPAMA GROUPAMA GRUBU ETİK ŞARTLARI CODE DE CONDUITE DU GROUPE GROUPAMA GROUPAMA GRUBU ETİK ŞARTLARI 1 ÖZET GENEL MÜDÜR MESAJI 03 GRUBUN DEĞER VE TAAHHÜTLERİ 04-05 Çalışanlar, üyeler, müşteriler ve iş ortaklarına karşı taahhütler Değerler

Detaylı

Zirve Takvimi

Zirve Takvimi 2016-2017 Zirve Takvimi İK profesyonellerinin buluşma noktası... 2016-2017 Zirve Takvimi 13. Seçme Yerleştirme & Yetenek Yönetimi Zirvesi 5-6 Ekim 2016, İstanbul Marriott Hotel Asia Performans, Ücret ve

Detaylı

ÖRGÜTSEL DAVRANIŞTA GRUP SÜRECİ: TAKIM ÇALIŞMASI Doç. Dr. Cevat ELMA

ÖRGÜTSEL DAVRANIŞTA GRUP SÜRECİ: TAKIM ÇALIŞMASI Doç. Dr. Cevat ELMA Ünite 7 ÖRGÜTSEL DAVRANIŞTA GRUP SÜRECİ: TAKIM ÇALIŞMASI Doç. Dr. Cevat ELMA TAKIM ÇALIŞMASI Takım çalışması, belirli sayıda işgörenin, belirli amaçlarla ve belirli sürelerle bir araya gelip sorunların

Detaylı

YAŞ ta bedelliye olumlu bakıldı

YAŞ ta bedelliye olumlu bakıldı YAŞ ta bedelliye olumlu bakıldı Aralık 05, 2014-3:06:00 Başbakan Davutoğlu, bedelli askerlik konusunun Yüksek Askeri Şura'da (YAŞ) görüşüldüğünü ve olumlu kanaatlerin ifade edildiğini söyledi. Başbakan

Detaylı

UIT-CI bildirisi: Kobane de Kürt halkının direnişiyle dayanışmaya!

UIT-CI bildirisi: Kobane de Kürt halkının direnişiyle dayanışmaya! UIT-CI bildirisi: Kobane de Kürt halkının direnişiyle dayanışmaya! Nüfusunun çoğunluğunu Kürtlerin oluşturduğu Suriye nin kuzeyindeki Kobane kenti, Beşar Esad diktatörlüğüne karşı 2011 de başlayan halk

Detaylı

Üçüncü Cephe üzerine. Savaş sırasında cepheler

Üçüncü Cephe üzerine. Savaş sırasında cepheler Üçüncü Cephe üzerine Toplumsal ve politik kutuplaşmanın şiddetlendiği zamanlarda genellikle radikal solda, özellikle de kendini Troçkist olarak adlandıran kimi çevrelerde derhal bir üçüncü cephe söylemi

Detaylı

1 MAYIS 2013 BİRLİK MÜCADELE DAYANIŞMA!

1 MAYIS 2013 BİRLİK MÜCADELE DAYANIŞMA! 1 MAYIS 2013 BİRLİK MÜCADELE DAYANIŞMA! İşçilerin burjuvaziye ve egemen sınıfa karşı mücadelesi sürdükçe, bütün talepleri karşılanana dek 1 Mayıs, bu taleplerin her yıl dile getirildiği gün olacaktır.

Detaylı

21 Kasım 2018 Çarşamba GÜNE BAKIŞ FX EMTIA

21 Kasım 2018 Çarşamba GÜNE BAKIŞ FX EMTIA Güne Başlarken ABD ticaret savaşlarında Çin in fikri mülkiyet hırsızlığı yaptığını iddia ettiği 53 sayfalık bir rapor hazırlarken, endişelerin küresel büyümeye negatif yansımasıyla hisse senedi piyasalarında

Detaylı

SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457)

SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457) T.C. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457) 3. Hafta Ders Notları - 02/10/2017 Araş. Gör. Dr. Görkem

Detaylı

Siyasal Partiler: Kurumsallaşma, Demokrasi ve Reform. Ersin Kalaycıoğlu Sabancı Üniversitesi

Siyasal Partiler: Kurumsallaşma, Demokrasi ve Reform. Ersin Kalaycıoğlu Sabancı Üniversitesi Siyasal Partiler: Kurumsallaşma, Demokrasi ve Reform Ersin Kalaycıoğlu Sabancı Üniversitesi : Kurumsallaşma ve Liderlik Siyasal parti: Halkın desteği sayesinde siyasal iktidarı kullanarak kamu hayatını

Detaylı

Devrimci Marksizm. Bu sayı

Devrimci Marksizm. Bu sayı Bu sayı 1 Mayıs 2008 tarihe sadece AKP nin, kimilerince pek yüceltilmiş olan demokratlık maskesinin düşmesi ve işçi düşmanı yüzünün ortaya çıkması olarak geçmeyecek. Aynı zamanda sınıf mücadelelerinde

Detaylı

ESNAF VE SANATKAR KAVRAMINDA EMEK VE SERMAYE UNSURLARININ ÖNEMİ

ESNAF VE SANATKAR KAVRAMINDA EMEK VE SERMAYE UNSURLARININ ÖNEMİ ESNAF VE SANATKAR KAVRAMINDA EMEK VE SERMAYE UNSURLARININ ÖNEMİ Ersen Yavuz Esnaf ve Sanatkârlar, genelde küçük işletmeler kategorisinde yer alan ve işveren ana başlığı altında incelenen sosyal bir kesimdir.

Detaylı

4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU

4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU 4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU Yeni Dönem Türkiye - AB Perspektifi Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı: Fırsatlar ve Riskler ( 21-22 Kasım 2013, İstanbul ) SONUÇ DEKLARASYONU ( GEÇİCİ ) 1-4. Türkiye

Detaylı