SÖZLERİ ŞEYH GÂLİB E, BESTELERİ HACI ÂRİF BEY VE SADEDDİN KAYNAK A AİT OLAN ŞARKI FORMUNDA İKİ ESERİN KARŞILAŞTIRMALI MÜZİKAL ANALİZİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "SÖZLERİ ŞEYH GÂLİB E, BESTELERİ HACI ÂRİF BEY VE SADEDDİN KAYNAK A AİT OLAN ŞARKI FORMUNDA İKİ ESERİN KARŞILAŞTIRMALI MÜZİKAL ANALİZİ"

Transkript

1 The Journal of Academic Social Science Studies International Journal of Social Science Doi number: Number: 65, p , Spring I 2018 Araştırma Makalesi / Research Article Yayın Süreci / Publication Process Yayın Geliş Tarihi / Article Arrival Date - Yayınlanma Tarihi / The Published Date SÖZLERİ ŞEYH GÂLİB E, BESTELERİ HACI ÂRİF BEY VE SADEDDİN KAYNAK A AİT OLAN ŞARKI FORMUNDA İKİ ESERİN KARŞILAŞTIRMALI MÜZİKAL ANALİZİ COMPARATIVE MUSICAL ANALYSIS OF TWO WORKS IN THE SONG FORM BELONGING TO COMPOSITIONS HACI ARIF BEY AND SAADETTIN KAYNAK, LYRICS SEYH GALIB Doç. Dr. Özgür Sadık Karataş ORCID ID: Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bilimleri Bölümü Semih Okcu ORCID ID: Öz Cumhuriyet dönemi öncesi ve sonrası olmak üzere Klasik Türk Mûsikîsi Din dışı Formlarından en yaygın şekilde kullanılmış olan Şarkı formunda bestelenmiş, sözleri aynı ancak besteleri farklı kişilere ait ve aynı zamanda makamları da farklı iki eserin müzikal özelliklerinin analiz edildiği bu çalışmada, öncelikle Şeyh Gâlib Dede, Hacı Arif Bey ve Saadettin Kaynak ın hayatı ve eserlerine değinilerek Türk Mûsikîsinde Formlar, Usûller, Arûz vezni ve Klasik Türk mûsikîsiyle ilişkisi hakkında genelden özele doğru olacak şekilde bilgiler verilmiştir. Söz konusu çalışmada, sözleri Şeyh Gâlib Dede ye, bestesi Hacı Arif Bey e ait Kürdî li Hicazkâr makamında Geçti zahm-i tir i hicrin adlı eserle beraber yine sözleri Şeyh Gâlib e, bestesi ise Sadettin Kaynak a ait olan Isfahan makamında Fariğ olmam eylesen yüz bin cefa adlı eserler örneklem durumundadır. Çalışmada; söz konusu eserlerin güfte, form, makam ve usûl analizleri yapılarak, eserlerin ne gibi benzerlikler ve farklılıklar taşıdığı tesbit edilmiştir. Elde edilen bulgular neticesinde Şeyh Gâlib Dede nin adı geçen şiirlerinin aynı vezinle yazılmış ve aynı form yapısına sahip olduğu görülmektedir. Hacı Arif Bey, klasik geleneği sürdüren ve aynı zamanda şarkı formunun mucidi sayılan Cumhuriyet dönemi öncesi 19. yüzyıl bestekârımızdır. Hafız Sadettin Kaynak ise Cumhuriyet dönemi bestekârlarından ve aynı klasik geleneği koruyan bestekârlar arasında gösterilmektedir. İncelediğimiz eserlerde iki bestekârımızın da eserler içinde usûl değişikliğine giderek şarkı formunun klasik geleneğe ait formatını kullanarak, klasik

2 242 Özgür Sadık Karataş & Semih Okcu ekole bağlılıklarını görmekteyiz. Tüm bu sonuçlar akabinde çalışmamızın, hem klasik tavır hem de sanatsal eserlerin devamı açısından bizlere ışık tutacağı ve yeni eserler oluşmasına katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Şeyh Gâlib, Hacı Arif Bey, Sâdeddin Kaynak, Şarkı Formu, Kürdî li-hicazkâr Makamı, Isfahân Makamı, Makam, Güfte, Arûz Abstract In this study; musical qualities of two different works of different composers with the same lyrics but different makams(tunes), that were composed in Song form the most commonly used form of non-religious Classical Turkish Music including the period before and after the Republic are analyzed and mentioning the life and the works of Şeyh Gâlib Dede, Hacı Arif Bey and Saadettin Kaynak primarily, their relation with Form,Usûl, Arûz wezni in Turkish Music and Classical Turkish Music is covered from general to specific. The work named Geçti zahm-i tir i hicrin, written by Şeyh Gâlib Dede and composed by Hacı Arif Bey in Kürdî li Hicazkâr makam(tune), and the work named Fariğ olmam eylesen yüz bin cefa, written by Şeyh Galip and composed by Sadettin Kaynak in Isfahan makam(tune), are the samples of this study. In this study; the works have been analyzed in terms of lyrics, form, makam(tune) and usul(tempo), and their similarities and differences are discussed. As a result of the findings, it is seen that the mentioned poems of Şeyh Gâlib Dede were written in the same vezin(meter) and they are in the same form. Hacı Arif Bey is one of our 19th century composers who sustain Classical tradition and considered to be the inventor of Şarkı form. Hafız Saadettin Kaynak is one of our Republic era composers and he is seen as one of the composers who sustain the same Classical tradition. In the works we examine, we see that both of the composers comply with the Classical tradition by changing usûl(tempo), using the classical traditional format of Şarkı form and depending on classical traditional. Considering all the results, our study is thought to offer an insight to both the Classical manner and the continuation of artistic works and will contribute to the creation of new works. Keywords: Şeyh Gâlib, Hacı Arif Bey, Sâdeddin Kaynak, Song Form, Makam (Tune), Lyric, Arûz (Prosody) GİRİŞ Aristo nun en büyük öğrencilerinden, en yakın dostu ve müzik dalında kıymetli eserler vermiş olan Theofrastes e göre müzik, mantıkla bir fazilet olup anlaşılması nefse güç gelir ve nefs onun sırrını açığa çıkarmada eksik kalarak onu nağmeler şeklinde ortaya çıkartır ve onunla kederleri harekete geçirerek özüne türlü sanatlar gizler (Muhammed bin Abdülkerim eş-şehristani, 2014: 351). Müziğin ahengini bizlere yansıtmaya yarayan birçok âlem vardır ve bu âlemler garp mûsikîsinde ton, şark mûsikîsinde ise makam olarak adlandırılır. Ancak bu âlemleri bizlere belli düzen halinde sunmaya yarayan ise form ve usûllerdir. Dünyanın her çeşit edebiyatında, Doğu da olsun, Batı da olsun, nasıl, zaman içinde oluşmuş, yazar veya şairlerin kurallarına uymak durumunda bulundukları edebî kalıplar varsa, çeşitli müziklerde de yine zaman içinde oluşmuş, bestecilerin ilhamlarını ses sanatına dökerken uymak durumunda bulundukları beste kalıpları vardır. Bu kalıpların adına Fransızcadan aldığımız bir terimle form diyoruz (Tanrıkorur, 2003: 47). Müziğin tarihi gelişimi ve bu gelişimi belgeleyen kaynaklar bakımından, dini tören ve uygulamaların içinden çıkıp dindışı alanda da geliştiğini göz önüne alarak, form sınıfla-

3 Sözleri Şeyh Gâlib e, Besteleri Hacı Ârif Bey ve Sadeddin Kaynak a Ait Olan Şarkıcı Formunda İki Eserin Kar 243 mamızı; Dini Mûsikî Formları, Dindışı Mûsikî Formları olarak ele alacağız (Tanrıkorur, 2003: 48). Dindışı Mûsikî Formları; Askeri, Klasik, Halk (folklor) Mûsikî Formları olarak üçe ayrılmaktadır. Şarkı formunu da içerisinde barındıran Klasik Mûsikî Formu ise kendi içinde Söz ve Saz Mûsikîsi olarak ikiye ayrılmaktadır (Tanrıkorur, 2003: 49). Şarkı formu söz mûsikîsi içerisinde olan bir formdur. Şarkı formu Halk tarzı fasıllarda Ağırsemâi ile Yürüksemâi arasında okunur. Özelliği: 18. Yüzyıldan sonra yaygınlaşan edebi şekline uygun olarak aa-ba kafiye düzeninde dört (nadiren beş yada daha fazla) mısralı ve çoğunlukla aruzun Hezec, Remel veya Recez bahirlerine ait vezinlerde yazılmış güftelerin, başta Aksak (9/8) ve Curcuna (10/16) olmak üzere hemen bütün küçük usûllerle, âdeten Terennümsüz ve melodik olarak abcb şemasında ( yani 2. ve 4. mısraların hem söz, hem melodi olarak aynen ) bestelenmesi ve mısraların normal olarak ikişer defa okunmasıdır. 4. Mısra (nakarat) güftesi ikinciden farklı olan şarkılar olduğu gibi, küçük terennümlü olan şarkılar da vardır (Tanrıkorur, 2003: 50). Divan Edebiyatının büyük şairlerinden, sahasında son temsilci ve aynı zamanda mutasavvıf Şeyh Gâlib, şarkı formunda bestelenmiş eserlere güfteleriyle öncülük ettiğini söyleyemesek de gerek kendi döneminde, gerek Cumhuriyet sonrası dönemde söz konusu form haricinde diğer sözlü formlarda da manzumeleri güfte olarak değerlendirilmiştir. 1. Konu Dâhilinde Genel Bilgiler Bu bölümde araştırma konusu dâhilinde genel bilgiler verilmiştir. Bu bağlamda; söz konusu şahsiyetler ve konuya ilişkin nazari bilgiler yer almaktadır Şeyh Gâlib in Hayatı ve Eserleri Mehmet Es ad (Gâlib) 1171/ yılında İstanbul da Yenikapı Mevlevîhanesi yakınlarındaki bir evde doğmuştur. Babası Mustafa Reşîd Efendi dir. Gâlib münâsebetiyle Mustafa Reşîd Efendi den bahseden bütün kaynaklar onu Mevlevî olarak kayd ederler. Annesi hakkında fazla bilgimiz yoktur. İlk tahsilini babasından almıştır. Esrâr Dede; Hazret-i Gâlib Dede Efendimiz isti dâd-ı hâriku l-âdesi iânetiyle ulûm ve fünûn-ı mütemeddiden vâye-gîr idi. Hâlbuki babasından yalnız, Şâhidî Dede manzume-i lugaviyesinden başka Fârisiyye ve ilm-i şi re âid kimseden bir şey taallüm eylememişdi. Demek suretiyle şairin babası Mustafa Reşîd Efendi den ilk tahsilini aldığını zikrediyor. Şâirimize Es ad mahlasını veren, ayrıca babası Mustafa Reşîd Efendi den almış olduğu şiir zevkini kuvvetlendiren ve ona bu yolda öncülük eden diğer bir üstâdı da Hoca Neş et dir. Hoca Neş et e intisab ederek ondan Mesnevî okumaya bir müddet sonra da büyük bir hevesle şiir yazmağa başlamıştır. Gâlib, babasından ve Hoca Neş et ten tahsil etmekle kalmamış, ayrıca o devirlerde edebiyat, mûsikî ve tasavvuf mektebi mâhiyetinde olan mevlevihânelerde, Mevlevî büyüklerinin sohbetlerinden de faydalanmıştır. Türk Edebiyatı nın büyük üstâdlarından başka, İran ın büyük şâirlerini de iyice tanıyan, tasavvuf edebiyatını layıkıyla öğrenmeye başlayan Gâlib, Buhâralı Sâib in şiirlerini çok beğeniyordu. Bütün bunların ve bilhassa Mevlânâ nın Mesnevîsi nin onun düşünce hayatının gelişmesinde çok büyük bir yeri vardır. Şâir, eski ve yeni birçok şâir tarafından kullanıldığından, isim karşılığını önlemek için ilk mahlası olan Es ad ı bırakarak Gâlib mahlasını seçti. Şiirlerinde bu yeni mahlası kullanmaya başladı. Es âd mahlasını da birdenbire terk etmedi. Fakat sonraları şiirlerini sadece Gâlib mahlasıyla yazdı. Bu büyük istidâd, genç yaşta inkişâf gösterince 1195/1780 tarihinde yirmi dört yaşında iken dîvân tertip etti. Bundan iki sene sonra da 1197/ te mesnevî tarzındaki büyük eseri, Hüsn ü Aşk ı meydana getirdi. Hüsn ü Aşk adlı mesnevîsini yazdıktan sonra (1198/1783) Gâlib in ânî bir kararla Konya ya gittiğini ve Mevlânâ dergâhında çileye soyunduğunu görüyoruz. Gâlib, babası Mustafa

4 244 Özgür Sadık Karataş & Semih Okcu Reşîd in devamlı ısrarları ve Konya Çelebisi nin ihtarları üzerine, çilesinin geri kalan kısmını İstanbul da tamamlamak üzere dönmüş, büyük Yenikapı Mevlevîhânesi meşîhâtında bulunan Ali Nutkî Dede nin zamanında çilesini üç sene zarfında, Esrar Dede ye göre de, Mevlevî tabiriyle Bin bir gün de tamamlamış, Dede ve Hücrenişîn olmuş, daha sonra şeyhi olan Ali Nutkî Dede Efendi den hilâfet almıştır. Çilesi boyunca Gâlib, şiirle uğraşmamıştır. Fakat çilesini bitirdikten sonra, tekrar şiir yazmağa başladığı gibi ayrıca tasavvufa ait eserler de vücûda getirmiştir. Mevlevî derviş ve şâir Yûsuf Sineçâk ın Cezîre-i Mesnevî sine bir şerh yazmıştır. Ondan evvel de Trabzonlu Köse Ahmed Dede nin Es-Sohbetü s Sâfiye sine bir hâşiye yazmıştır. Artık haklı bir şöhret kazanmış; gerek Mevlevîlerin yanında, gerek o devir şâirleri arasında mümtâz bir mevki sahibi olmuştu. Bilhassa, Mevlevîliği çok seven, şiire, mûsikîye karşı büyük bir alâka gösteren üçüncü Selîm in (1203/1789) tahta çıkması, Gâlib için çok mes ud bir hadise oldu. Zamanın tanınmış bir şâiri olan Gâlib Dede, yeni hükümdarın teveccüh ve himâyesini kolaylıkla temin etti. Pâdişâh, artık Gâlib i takdir ediyordu (Okcu, 2010: 9-13). Konya Mevlevî âsitânesi şeyhi olan Hacı Mehmet Emin Çelebi, Gâlib i yakından tanıyordu. Derhal bir emirle onu, Galata Mevlevîhânesi şeyhliğine tayin etti (Okcu, 2010: 13). Esasen Mevlevîlere daima teveccüh gösteren III. Selim, Gâlib e karşı ayrıca beslediği güven ve sevgi neticesi olarak ona zaman zaman bazı vazifeler veriyordu. Bu çerçevede Mesnevîhanlıkların inhâsı hakkı şâire verilmişti (Ergün, 1936: 38 den Akt. Okcu, 2010: 13). Şeyh Gâlib, III. Selim için 11 Kâside, 24 Tarih, 1 Tercî i-bend, 1 şarkı, 2 Mesnevî ve 6 Beyit kaleme almıştır. Gâlib, yeni yetişen gençler arasında devrinin en büyük şâiri sayılıyor, şiirlerine nâzireler yazılyordu. İşte bu parlak, debdebeli hayat içinde Gâlib i müteessir eden başlıca hadiseler 1209 H/ de annesi Emine Hanım ın, iki sene sonra da çok sevgili arkadaşı ve dervişi Esrâr Dede nin ölümü oldu. Nihayet Kendisi de hastalandı ve 26 Recep 1213/3 Ocak 1799 Çarşamba sabahı vefat etti. Şâirin cenazesi kandile tesadüf eden Perşembe günü büyük bir merâsimle kaldırılmış, Galata Mevlevîhânesi türbesinde Mesnevî şârihi İsmail Rusûhî-i Ankaravî nin ayakucuna defnedilmiştir. (Okcu, 2010: 13-16) 1.2. Hacı Ârif Bey Türk mûsikîsi bestekârı, hanende yılı sonlarında İstanbul Eyüp te doğdu. Asıl adı Mehmed Arif olup Eyüp Sert Mahkemesi başkâtiplerinden Ebûbekir Efendi nin oğludur. Daha sıbyan mektebinde iken sesinin güzelliğiyle dikkati çekti ve mektebin ilâhicibaşısı oldu. Mûsikîye olan kabiliyetinin, komşusu bestekâr Şâhinbeyzâde Mehmed Bey tarafından anlaşılmasıüzerine ondan ilk mûsikî derslerini almaya başladı. Bu arada yine komşusu olan Hafız Mehmed Zekâî Efendi den bazı eserler meşketti. Mûsikîde ilerleme kaydedince hocası Mehmed Bey onu Hammâmîzâde İsrnâil Dede ile tanıştırdı. Ârif i çok beğenen İsmail Dede kendisine bir müddet ders verdi. Mehmed Bey tarafından Muzıka-i Hümâyun un Türk mûsikîsi kısmına kaydettirilen Ârif Bey, aynı zamanda Bâb-ı Seraskerî Kalemi nde kâtip yardımcısı olarak göreve başladı (1844). Muzıka-i Hümâyun da Mehmed Bey in meşklerine, ayrıca Hâşim Bey in derslerine katıldı. Sarayda Sultan Abdülmecid den yakınlık gördü ve yirmi yaşlarında ona mabeyinci oldu. Bir müddet sonra Harem-i Hümâyun daki cariyelere meşk hocası tayin edildi. Burada tanıdığı Çeşmidilber adlı cariyeye âşık olunca onunla evlendirildi ve saraydan uzaklaştırıldı. Ancak hanımının kendisini terketmesi üzerine tekrar saraya alındı ve yine cariyelere meşk hocası olarak görevlendirildi. Onun bu sıralarda kürdîlihicazkâr makamında bestelediği, Niçin terkeyleyip gittin a zâlim mısraı ile başlayan

5 Sözleri Şeyh Gâlib e, Besteleri Hacı Ârif Bey ve Sadeddin Kaynak a Ait Olan Şarkıcı Formunda İki Eserin Kar 245 şarkısı bu ayrılıktan duyduğu üzüntüyü dile getirmektedir. Hacı Arif Bey in bu görevi de âşık olduğu Zülfinigâr adlı câriye ile evlenmesi ve tekrar saraydan ayrılması ile son buldu. Yeni hanımı da bir yıl sonra veremden ölünce bu defa hissiyatını segâh makamındaki, Olmaz ilâç sîne-i sad-pâreme ve hicaz makamındaki Kamer-çehre perî-rû tende canım mısraları ile başlayan şarkıları ile ifade etti. Sultan Abdülaziz in tahta çıkmasıyla (1861) tekrar Harem-i Hümâyun daki serhânendelik ve meşk hocalığı görevine getirilen Hacı Ârif Bey, on yıl sürdürdüğü bu görevi sırasında da Pertevniyal Valide Sultan ın nedimelerinden Nigârnîk adlı kıza âşık olunca valide sultan onları evlendirdi. İrâde-i seniyye ile ve 40 altın maaşla saraydan çıkarılan Ârif Bey, 1876 yılına kadar beş yıl süreyle Şûrâ-yı Devlet te kâtiplik ve Beykoz da maliye müdürlüğü görevlerinde bulundu. II. Abdülhamid tahta çıktığı zaman Zincirlikuyu daki çiftliğinde münzevi bir hayat yaşamaktaydı. İran ın İstanbul büyükelçisi Mareşal Muhsin Han, II. Abdülhamid i bir ziyareti esnasında İran şahının Ârif Bey i çok beğendiğini, daha önce şahın İstanbul u ziyaretinde huzurunda Ârif Bey in okuduğu Hâfız a ait Farsça bir gazelin bestesini unutamadığını, şu sırada Osmanlı sarayında bir görevi bulunmadığından onu Tahran sarayına davet etmek istediğini ifade etti. Ancak II. Abdülhamid, Hacı Ârif Bey i tekrar Muzıka-i Hümâyun a alacağını söyleyerek buna izin vermedi. Vefatından bir yıl kadar önce kalp hastalığına yakalandı. Kürdîli-hicazkâr makamındaki, Gurûb etti güneş dünyâ karardı mısraı ile başlayan şarkısını besteledikten kısa bir süre sonra 28 Haziran 1885 tarihinde Muzıka-i Hümâyun daki odasında vefat etti ve Beşiktaş ta Yahya Efendi Dergâhı nın hazîresine defnedildi. Rauf Yekta Bey ise onun Kuruçeşme de bir arkadaşının yalısında vefat ettiğini kaydeder. Ârif Bey in ne zaman hacca gittiğine dair bir kayda rastlanmamıştır. İbnülemin Mahmud Kemal bestekârın seyyid olduğunu ileri sürer. Hacı Ârif Bey hiçbir sazı çalmasını, hatta nota yazısını dahi öğrenmediği halde bestekârlık dehası ile zamanının musikişinasları arasında müstesna bir yere sahip olmuştur. Hammâmîzâde İsmail Dede den sonra XIX. yüzyılın en büyük bestekârı ve özellikle şarkı formunda Türk mûsikîsinin en önde gelen sanatkârı kabul edilmiştir. Şarkılarının çoğunun güftesi Mehmed Sadî Bey e ait olan Ârif Bey velûd bir sanatkârdır. Süratle beste yaptığı, hatta bir gecede sekiz şarkı bestelediği söylenir. Sultan Abdülaziz in verdiği bir güfteye yedi ayrı makamda beste yapması da bu alandaki gücünün bir delilidir. Kuvvetli bir hafızaya sahip olduğundan ezberinde binlerce eser bulunan Hacı Ârif Bey, aynı zamanda Türk mûsikîsi tarihinin sayılı hanendeleri arasında yer alır. Sesinin güzelliği üstün mûsikî kabiliyeti ve sanat anlayışı ile birleşince ortaya müstesna bir icra üslûbu çıkmıştır. Okuyuşundaki güzel tavrı hocası Hâşim Bey den aldığı söylenir. Hacı Ârif Bey, terkip ettiği kürdîli-hicazkâr makamı ve düzenlediği müsemmen usûlüyle mûsikî nazariyatı sahasında da söz sahibi olduğunu ortaya koymuş, ayrıca Mecmûa-i Ârifîn(İstanbul 1290) adlı bir de güfte mecmuası tertip etmiştir. Kendisine ait güftelerin de yer aldığı bu kitapta ellinin üzerinde makamdan 1000 den fazla eserin güftesini toplamıştır. Hacı Ârif Bey, Türk mûsikîsinde neoklasik ve romantik denilen sanat akımının kurucusudur. Kendisinden önce neoklasik tarzda III. Selim, Hammâmîzâde İsmail Dede, Şâkir Ağa gibi bestekârlar şarkı bestelemişse de Hacı Ârif Bey bu alanda çığır açmıştır. Ritim çeşitliliği, melodi renkliliği ve zenginliğiyle dikkati çeken şarkı bestekârlığındaki üstün seviyesiyle Hacı Ârif Bey, bu formun gerçek anlamda ihya edicisi kabul edilmelidir. Fasl-ı atik ve fasl-ı cedîd olarak ikiye ayrılan Muzıka-i Hümâyun un fasıl takımındaki fasl-ı atîk kadrosunda yer alan ve saraydan ayrı kaldığı yıllarda da bu çalışmalarını devam ettiren Ârif Bey in tesirinde kalmayan şarkı bestekârı yok gibidir. Bunlar arasında, aynı zamanda talebesi olan ve sanat anlayışının en güçlü

6 246 Özgür Sadık Karataş & Semih Okcu temsilcisi kabul edilen Şevki Bey in farklı bir yeri vardır. Ayrıca Kanunî Mehmed Bey, Mustafa Servet Efendi, Santûrî Edhem Efendi, Leon Hancıyan, Giriftzen Âsım Bey ve Lemi Atlı gibi musikişinaslar da onun meşhur talebelerindendir. Şiirle de uğraşan ve bir kısım bestelerinin güftesini bizzat yazmış olan Ârif Bey, 1000 i aşkın şarkı ile 100 den fazla ilâhi ve diğer formlarda eser bestelemiş, ancak bunlardan yaklaşık üçte ikisi notasızlık yüzünden unutulmuştur (Sezgin, 1996: ). Ölümünden önce yapmış olduğu, sözleri Hikmet Bey e ait olan Kürdî li Hicazkâr şarkı, formunun şaheserlerinden olup adeta veda mesajını verdiği bir eserdir Gurûb etti güneş dünya karadı Gül-i bağ-ı emel soldu sarardı Felek de böyle matemler arardı Gül-i bağ-ı emel solsu sarardı (Salgar, 2011: 37) Sâdeddin Kaynak 15 Nisan 1895 te İstanbul Fatih te Sarıgüzel semtindeki Lutfi Paşa mahallesinde doğdu. Hacıoğulları diye tanınan bir ailedendir. Babası 1862 de okumak için Rize den İstanbul a gelen ve Fâtih Camii dersiâmlığı, huzûr-ı hümâyun hocalığı ve Tedkîkāt-ı Şer iyye Ahkâm-ı Şahsiyye (Temyiz Mahkemesi) üyeliği yapan müderris Ali Alâeddin Efendi, annesi Havva Hanım dır. Alâeddin Efendi nin hastalığı sebebiyle bir ara Rize ye dönen aile, onun 1905 te vefatı üzerine tekrar İstanbul a gelerek Küçükpazar semtine yerleşti. Sâdeddin ilk ve orta öğrenimini civardaki okullarda sürdürürken dokuz yaşında Kur an ı ezberledi. Mercan İdâdîsi ni bitirdikten sonra Balkan Harbi sıralarında Dârülfünun İlâhiyat Fakültesi ne girdi. I. Dünya Savaşı nda öğrenim çağındaki gençlerin de askere çağrılması üzerine 1917 de fakülteyi bitiremeden askere alındı ve ihtiyat zâbiti olarak Diyarbekir e gönderildi. Mardin, Elazığ ve Harput ta bulundu. Cumhuriyet in ardından Odesa ya sefer yapan gemilerde bir müddet kâtip olarak çalıştı ve asıl arzu ettiği mesleğine Yavuz Sultan Camii imamlığı ile başladı de aynı caminin başimamı oldu. Bestekâr ve icracı kimliğinin zaman zaman ön plana çıkması onu bir tercihle karşı karşıya bıraktı ve imamlık görevinden istifa etti. Daha sonra kendini tamamen mûsiki çalışmalarına verdi yılında Sultan Ahmed Camii nin ikinci imamlığına getirildi. Bu görevde iken yürüttüğü Yavuz Sultan Selim Ağlıyor filminin müzik çalışmaları sırasında felç oldu. 14 Ağustos 1954 te yapılan jübilesinin ardından Kadıköy Koşuyolu ndaki evine çekildi. 3 Şubat 1961 de Haydarpaşa Numune Hastahanesi nde üreden öldü ve ertesi gün vasiyeti üzerine Nuruosmaniye Camii nde kılınan cenaze namazından sonra Merkezefendi deki aile kabristanına defnedildi. Cumhuriyet dönemi mûsiki tarihinin en önemli simalarından biri olan Sâdeddin Kaynak hânendeliğinin yanı sıra bestekârlığıyla da tanınmıştır. Küçük yaşta sesinin güzelliğiyle dikkati çekmesi üzerine on yaşlarında iken Hâfız Melek Efendi den ilk mûsiki derslerini almaya başladı. Ardından çalışmalarını Kasımpaşa da Küçük Piyâle Paşa Camii imamı Şeyh Cemâleddin Efendi ile devam ettirdi. Kemal Batanay vasıtasıyla başladığı bu derslerde dört fasıl, birçok durak ve ilâhi meşketti. Cemâleddin Efendi den geçtiği ilk eser Tab î Mustafa Efendi nin Çıkmaz derûn-i dilden efendim muhabbetin mısraı ile başlayan bayatî ağır semâidir. Askerliği sırasında Doğu illerinde görev yaparken folklorik unsurları ve özellikle halk mûsikisinin bölgesel motiflerini inceleme fırsatı buldu. Bu motifler, onun ilerideki bestecilik çalışmalarında ustaca yoğrularak şarkı ve türkü arası özellik taşıyan eserlerinin şekillenmesinde önemli rol oynamıştır. Askerlik dönüşü mûsiki çalışmalarını 1920 li yıllarda Mehmet Emin Dede (Yazıcı) ve Kâzım Bey den (Uz) dersler alarak sürdürdü. Birçok Mevlevî âyini, ilâhi ve mi râciyenin ilk kısımlarını öğrendiği Emin Dede den meşkettiği ilk eser Kazasker Mustafa İzzet Efendi nin Ey habîb-i kibriyâ ve y matla -ı nûr-i hüdâ mıs-

7 Sözleri Şeyh Gâlib e, Besteleri Hacı Ârif Bey ve Sadeddin Kaynak a Ait Olan Şarkıcı Formunda İki Eserin Kar 247 raıyla başlayan hüzzam durağıdır. Kâzım Bey den (Uz) Zekâi Dede nin sabâ kâr-ı nâtıkını öğrenerek başladığı meşk çalışmalarının yanı sıra onunla birlikte İbnülemin Mahmud Kemal in Beyazıt taki konağında düzenlenen mûsiki toplantılarına katıldı; dönemin ünlü edebiyat, sanat ve mûsiki çevreleriyle tanışma imkânı buldu. Sâdeddin Kaynak bestekârlığa, 1926 yılında plak doldurmak için Berlin e giderken, Hicrân-ı elem sîne-i pürhûnumu dağlar mısraıyla başlayan bir şiiri hüzzam makamında besteleyerek başladı. Eserlerinde geçmişi bugüne ve geleceğe bağlayan bir bestekâr olarak dikkati çekti. Klasik formlarda şahsî üslûbunu ortaya koyan dinî ve din dışı eserlerinin yanı sıra geleneksel şarkı formunun dışında bestelediği fantezi nitelikli eserlerinde erişilmesi güç başarılara ulaştı. Usûl, ritim, tempo değişiklikleri ve makam geçkileri yönünden zengin örnekler ortaya koydu. Kendine has bir tarzda bestelediği eserlerinde amaç sadece usûl ve makamın tanımı değil aynı zamanda mûsikinin üstün ifade gücü olmuştur. Mûsikinin çeşitli unsurları bu amaç doğrultusunda kullanılan etkin birer vasıta haline gelmiş, şiirin lafzı kadar anlamını da terennüm eden ve yansıtan bir özellik kazanmıştır. Herhangi bir enstrüman çalmadığı halde Sâdeddin Kaynak ın eserlerinde son derece parlak ve orijinal enstrümantal giriş ve bağlantı bölümleri dikkat çekmektedir. Bestelerinde saz unsuru satır aralarındaki küçük bağlantı parçası olmaktan çıkmış, gerektiğinde kelime aralarına girebilen, başta, ortada, sonda söz unsurlarıyla yarışan, onlarla eşdeğer bir nitelik kazanmıştır. Eserleri tabiat tasvirlerinden (Enginde yavaş yavaş günün minesi soldu / hicaz şarkı) hamâsî destanlara (Yanık Ömer / hüseynî şarkı), lirik fantezilerden (Gönlüm özledikçe görürdüm hele / muhayyer kürdî şarkı) halk türkülerine (İncecikten bir kar yağar / segâh şarkı; Gemim geliyor baştan / uşşak şarkı), ilâhilerden (Doğmazdı kalbe îman / rast ilâhi) revü müziklerine (Alabanda revüsü) kadar içinde resitatiflerin de yer alabildiği rahat anlaşılabilecek sadelikteki güftelere yer verilmiş, ses ve saz unsurlarının ayrılmaz bir bütün halinde kaynaştırıldığı kompozisyonlardır. Klasik mûsiki eğitimiyle yetişmiş olmasına rağmen halk sanatındaki gücü keşfetmiş ve halk mûsikisinin geleneksel şekillerini kendine özgü tavrıyla bestelerinde yorumlamıştır. Sâdeddin Kaynak eserlerinde, klasik ve folklorik müzik alanları arasındaki kültürel köprüyü nitelik zaafına düşmeden ustalıkla kurabilmiş ender sanatçılardandır. İlk defa Tanbûrî Cemil Bey in dehasıyla klasik Türk mûsikisinin anlatım araçları arasına sokulan folklor müziğinin içine bu derece duygu ve cesaretle girebilen, klasik mûsiki eğitimiyle yetişmiş ilk söz müziği bestecisidir. Türkü tarzı eserlerinde daha çok Erzurumlu Emrah, Âşık Ömer ve Karacaoğlan gibi Türk halk edebiyatı şairlerinin manzumelerini tercih etmiştir. Sâdeddin Kaynak ın bir besteci olarak üstün başarılarının görüldüğü diğer bir alan film müziği bestekârlığıdır yılından itibaren Türkiye ye girmeye başlayan Mısır ağırlıklı yabancı filmler yanında bir müddet sonra bunların yerini alan yerli filmlerin müziğinin yapımı konusunda dönemin ünlü bestekârlarından yararlanma yoluna gidilmişti. Bu şekilde Münir Nurettin Selçuk, Artaki Candan, Şerif İçli, Sadi Işılay, Şükrü Tunar, Kadri Şençalar, Selâhattin Pınar ve Sâdeddin Kaynak film müziği çalışmalarına yönelmişlerdir. Bu besteciler içinde çalışmalarını en uzun ve en başarılı biçimde sürdüren sanatkâr Sâdeddin Kaynak olmuştur. Sâdeddin Kaynak ın müziğini yaptığı filmlerden bazıları şunlardır: Leylâ ile Mecnun, Allah ın Cenneti, Vicdan Borcu, Binbir Gece, Meçhul Gazi, Beyaz Zambak, Selâhaddin Eyyûbî, Çanakkale Geçilmez, Düğün Gecesi, Endülüs Geceleri, Yayla Kartalı, Hârûnürreşîd in Gözdesi, Arzu ile Kamber, Ferhad ile Şîrin, Yavuz Sultan Selim Ağlıyor. Kendi ifadesine göre 1000 in üzerinde eser besteleyen Sâdeddin Kaynak beste çalış-

8 248 Özgür Sadık Karataş & Semih Okcu malarını ölümünden iki yıl öncesine kadar sürdürmüştür. Bazılarının güftesi kendisine ait olan eserlerinde daha çok Vecdi Bingöl ün manzumelerini tercih etmiştir. Besteleri halk tarafından çok beğenilen sanatkârın eserleri arasında, Beklerim her gün bu sâhillerde mahzun böyle ben ; Gönlüm seher yeli gibi daldan dala essem diyor ve Çıkar yücelerden haber sorarım mısralarıyla başlayan hüzzam fantezileri; Batan gün kana benziyor, yaralı cana benziyor mısraıyla başlayan muhayyer şarkısı; Bahar bitti, güz bitti, artık bülbül ötmüyor mısraıyla başlayan Nihâvend fantezisi; Ağlarım çağlar gibi mısraıyla başlayan hüseynî türküsü; Muhabbet bağına girdim bu gece ve Yeşil gözlerini ufkuma ger ki mısralarıyla başlayan hicaz şarkıları; Hoy deniz Karadeniz ; Gül derler bana gül derler mısralarıyla başlayan uşşak türküleri ve Gördüm seni bir gün yeni açmış güle döndüm mısraıyla başlayan uşşak şarkısı; Ben güzele güzel demem ve Hoş geldin evimize mısralarıyla başlayan mâhur türküleri; Derman kâr eylemez, ferman dinlemez ; Leylâ bir özge candır ve Dertliyim, rûhuma hicranımı sardım da yine mısralarıyla başlayan segâh şarkıları, Yâd eller aldı beni mısraıyla başlayan uzzâl türküsü sayılabilir. Ayrıca, Ey âşık-ı sâdıklar gelin Allah diyelim mısraıyla başlayan hicaz, Alma tenden cânımı mısraıyla başlayan hüzzam ilâhileriyle, Yâ sâhibe l-cemâl ve yâ seyyide l-beşer mısraıyla başlayan hüzzam şuğulü de çok tanınmış dinî eserlerindendir. İstiklâl Marşı nı besteleyenler arasında bulunan Kaynak ın yukarıda zikredilen formlar dışında klasik formda iki bestesi bulunmaktadır. Onun bestelerinden 267 adedinin listesi Yılmaz Öztuna nın ansiklopedisinde yer almaktadır. Onun bir diğer özelliği de hâfız / hânende kuşağının son ve en başarılı temsilcilerinden olmasıdır. Bir ses sanatçısı olarak yıllarında doldurduğu taş plaklar koleksiyonların en değerli eserleri arasında yer alır yıllarında önce Dârütta lîm-i Mûsikî heyetiyle Pathé, ardından tek başına, ayrıca Hâfız Kemal ile birlikte Odeon ve Columbia firmaları için pek çok plak doldurmuştur. Plağa okuduğu ilk eser Kazasker Mustafa İzzet Efendi nin, Ben dost hevâsına düştüm gayri hevâ neme gerek mısraıyla başlayan bayâtî durağıdır. Plaklarında kendisine daha çok ûdî Yorgo Bacanos ile kemençeci Aleko Bacanos eşlik etmiştir. Kaynak, Berlin den başka çeşitli tarihlerde plak doldurmak üzere gittiği Viyana ve Milano da Batı müziğini inceleme imkânı bulmuş ve Paris te bir konser vermiştir. Onun besteci olarak tanınıp sevilmesi okuyuculuğu bıraktığı yıllardan sonrasına rastlar. Hazırlamakta olduğu müzik tarihine dair çalışmasını bitiremeyen Kaynak ın beş defterden oluşan ve bizzat kendi kaleminden çıkmış olan geniş bir nota koleksiyonu bugün Alâeddin Yavaşça da bulunmaktadır. Sanatçının ayrıca bir hâtıra kaleme aldığı söylenmekteyse de bu esere henüz ulaşılamamıştır. Sâdeddin Kaynak, Atatürk ün 1932 yılında başlattığı ibadet dilinin Türkçeleştirilmesi uygulamasına bizzat onun direktifiyle hazırlık safhasından itibaren katılmıştır. Ezan ve kāmetin Türkçe ye çevrilmesi için oluşturulan komisyonda yer aldığı gibi (DİA, XII, 39) bu uygulamanın İstanbul camilerindeki tatbikatında, Kur an meâlinin cemaat huzurunda aşır olarak okunmasında, namazın bu meâlin tilâvetiyle Türkçe kıldırılmasında, sarık ve cübbe giymeden Süleymaniye Camii minberine çıkarak cuma hutbesinin bütün dualarıyla birlikte Türkçe irat edilmesi (a.g.e., XVIII, 428) uygulamalarında devrin diğer hâfızlarıyla birlikte yer almıştır (Özcan & Günaydın, 2002: 85-87) Türk Mûsikîsinde Şarkı Formu Tanrıkorur (2003) a göre, şarkı formu Halk tarzı fasıllarda Ağırsemâî ile Yürüksemâî arasında okunur. Özelliği: 18. Yüzyıldan sonra yaygınlaşan edebi şekline uygun olarak aa-ba kafiye düzeninde dört (nadiren

9 Sözleri Şeyh Gâlib e, Besteleri Hacı Ârif Bey ve Sadeddin Kaynak a Ait Olan Şarkıcı Formunda İki Eserin Kar 249 beş yada daha fazla) mısralı ve çoğunlukla âruzun Hezec, Remel veya Recez bahirlerine ait vezinlerde yazılmış güftelerin, başta Aksak (9/8) ve Curcuna (10/16) olmak üzere hemen bütün küçük usûllerle, âdeten terennümsüz ve melodik olarak abcb şemasında ( yani 2. ve 4. mısraların hem söz, hem melodi olarak aynen ) bestelenmesi ve mısraların normal olarak ikişer defa okunmasıdır. 4. mısra (nakarat) güftesi ikinciden farklı olan şarkılar olduğu gibi, küçük terennümlü olan şarkılarda vardır (s: 50) Özkan (2013) a göre, şarkı formu 4 mısralı (murabba), 5 mısralı (muhammes), 6 mısralı (müseddes), 7 mısralı (müsebbâ), 8 mısralı (müsemmen), 9 mısralı (mütessâ), 10 mısralı (muaşşer), 12 mısralı (isnâaşer) kıtaların bestelenmesiyle meydana gelmiş terennümsüz bir formdur (Bazılarının başında veya arada bir Of terennümü yer alabilir). Şarkılar pek çok şekillerde kullanılmışlarsa da yapı bakımından en çok 1.mısra A (Zemin), 2.mısra B (Nakarat), 3. mısra C (Miyan), 4. mısra B (Nakarat) yani A+B+C+B şeklinde tutulmuştur.2 mısralı olan Müsennâ ve 3 mısralı olan Müselles şarkılar çok azınlıktadır ve bunlar daha çok Türkü karakteri taşırlar. Bazı şarkılarda her mısra ayrı ayrı iki defa bestelenmiş veya her mısrâın sonundaki bir kısmı tekrar edilmiş, keza gerekli ve elverişli yerlere çok küçük bir terennüm ilâve edilmiş de olabilir. Şarkının en başında veya en sonunda bir ara nağme bulunabilir. 5. mısrâda usûl geçkisi yapılabilir. Bu durumda son mısrâ ile tekrar ilk usûle dönülür. Türk Mûsikîsinde şarkı formu Hacı Ârif Bey tarafından kullanılmıştır(s: ). Beste şekilleri bir hayli geniş olan bu formun güfteleri birçok konuyu işlemektedir. Sözlerin bir kısmında aşk, matem, ızdırap, ümit, sevinç gibi temalar ele alındığı gibi bir kısmında da rint, kalender, tevekkül gibi konuların işlendiği görülmektedir (Özalp, 2000: 143) Türk Mûsikîsinde Usûller Hakkında Genel Bilgiler Usûl, zaman içinde uygunluk demektir. Usûlün vurulan her parçasına darp denir. Bir usûlün meydana gelebilmesi için mutlaka bir kuvvetli ve bir de zayıf zamana gerek vardır. Bu bakımdan bir zamanlı usûl olmaz. Her müzik eserinin en başında anahtar ve donanımdan sonra üst üste yazılmış bir takım rakamlar bulunur. Bunlara usûl rakamları denir. Bu rakamlardan üstteki usûlün kaç zamanlı olduğunu, alttaki ise alınan birimi gösterir. Ölçü, portede dikine çekilmiş çizgilere denir ve iki ölçü çizgisi arasına, usûl rakamlarının gösterdiği kıymetin tümü girer. Üstteki rakam, yani usûlün zamanı hiç değişmediği halde, usûlün ağırlık ve yürüklüğüne göre birim değişebilir. (3/8 lik, 3/4 lük, 3/2 lik gibi). Türk mûsikîsinde usûller, sağ ve sol elleri sağ ve sol dizlere vurmakla uygulanır. Bu vuruşlar birtakım kelimelerle ifade edilirler. Bunlar, düm, tek, te, ke, tek-kâ, tâ-hek kelimelerinden ibarettir. Bunlardan düm ve te darbleri sağ elle sağ dize, tek, kâ ve ke darbleri sol elle sol dize vurulur. Düm kuvvetli, tek ise sakin anlamında kullanılan Türkçe kelimelerdir. Çok eskiden düm, tek, te-ke, tek-kâ, tâ-hek gibi heceler yerine ten-nen, te, ne, ni, tâ gibi heceler kullanılırdı. Ten, nen, tâ heceleri uzun, te, ne, ni heceleri ise kısa zamanları ifade etmekteydi. Usûller basit ve mürekkeb (bileşik) oluşları bakımından ikiye ayrılırlar. Basit usûller iki zamanlı nîmsofyan usûlü ile üç zamanlı semâî usûlünden oluşur ve bu iki basit usûl, diğer tüm usûllerin bileşimine girerler. Mürekkeb usûller ise iki veya daha fazla usûllerin karıştığı usûllerdir ki, 4 zamanlı sofyan usûlünden başlayarak tüm usûller bileşik usûllerdir. Usûllerimiz küçük veya büyük oluşlarına göre de ikiye ayrılırlar. Küçük usûller 2 zamanlıdan 15 zamanlıya kadar, büyük usûller 16 zamanlıdan başlayarak büyüğe doğru giden diğer bütün usûller büyük usûllerdir (Özkan, 2013: ). Usûller zamanlarına göre; A- Küçük Usûller:

10 250 Özgür Sadık Karataş & Semih Okcu 2 zamanlı usûl (NîmSofyan), 3 zamanlı (Semâî), 4 zamanlı (Sofyân), 5 zamanlı (Türk Aksağı), 6 zamanlı (MürekkebNîmSofyan, Yürük (Sengîn) Semâî), 7 zamanlı (Devr-i Hindi, Devr-i Turan), 8 zamanlı (Düyek, Müsemmen), 9 zamanlı (Aksak, Evfer, Oynak, Raks Aksağı, MürekkebSemâî), 10 zamanlı (Aksak Semâî (Ağır Aksak Semâî), Lenk Fahte, Ceng-i Harbî, 11 zamanlı (Tek vuruş), 12 zamanlı (Frenkçîn, NîmÇenber, İkiz Aksak, Bileşik Sofyan), 13 zamanlı NîmEvsat, Şarkı Devr-i Revânı, Bektaşî Devr-i Revanı), 14 zamanlı (ÂyinDevr-i Revânı (Devr-i Revân; Mevlevî Devri Revânı), 15 zamanlı (Birinci çeşit Raksân, ikinci çeşit (Bektaşî) Raksânıusûlüdür(Özkan, 2013: ). B- Büyük Usûller: 16 zamanlı usûl (Çifte Düyek, Fer, Nim Berefşân, Nîm Hafif), 17 zamanlı (Türkî Darb (Darb-ı Türkî), Nîm Devir), 20 zamanlı (Fâhte), 21 zamanlı (Durak Evferi), 22 zamanlı (Hezeç), 24 zamanlı (Çenber, NîmSakîl), 26 zamanlı (Evsat, Beste Devr-i Revân), 28 zamanlı (Frengî Fer, Devr-i Kebîr, Remel), 32 zamanlı (Muhammes, Hafif Berefşan), 38 zamanlı (Darb-ı Hüner), 48 zamanlı (Sakîl), 60 zamanlı (NîmZencîr), 64 zamanlı (Hâvî), 88 zamanlı (Dârb-ı Fetih) usûlüdür (Özkan, 2013: 612). C- Dizi Usûller: 60 zamanlı usûl (NîmZencir), 120 zamanlı (Zencir), 124 zamanlı (Çehâr) usûlüdür. Darbeyn usûlleri de, bazı büyük usûllerden iki tanesi, birer veya ikişer defa arka arkaya getirilerek 8 şekilde ve 48, 56, 60, 88, 116, 118, 120 zamanlı olarak kullanılmışlardır (Özkan, 2013: 612) Kürdî li Hicazkâr Makamı Kürdî li Hicazkâr makamını bir Şed, bir de Mürekkeb (Bileşik) olarak ikiye ayırıp ele almak gerekir. Çünkü Kürdî li Hicazkâr makamı hem Kürdî dizisinin Rast perdesindeki basit şeddi olarak kullanılmış, hem de yine aynı perdede Kürdî dizisi esas olmak üzere bünyesine başka dizileri ve çeşnileri de alarak mürekkebleşmiştir. Bu diziler ve çeşniler Mürekkeb veya Bileşik Kürdî li Hicazkâr makamı diye yeniden adlandırdığımız makamda geçki tarzında değil, makamın kendi öz çeşnileri halinde kullanılmıştır. Dolayısıyla böyle bol ve devamlı olarak aynen kullanılan çeşnilerle Kürdî li Hicazkâr makamı aynı zamanda mürekkeb bir hale gelmiştir. Şimdi inceleyeceğimiz Basit Şed olan Kürdî li Hicazkâr makamıdır. Bunun hemen ardından Mürekkeb (Bileşik) Kürdî li Hicazkâr makamını inceleyeceğiz. Kürdî li Hicazkâr makamı Hanende Hacı Ârif Bey'in buluşu olan bir makamdır. a-durağı: Rast perdesidir. b-seyri: İnicidir. c-dizisi: Kürdî makamı dizisinin Rast perdesi üzerindeki inici şeddidir. Yani Rast perdesi üzerinde bir Kürdî dörtlüsüne Çargâh perdesi üzerinde bir Buselik beşlisinin eklenmesinden meydana gelmiştir (Kürdî dörtlüsü + 4. Derecede Buselik beşlisi). Ancak Kürdî li Hicazkâr, inici bir makam olduğu için güçlüsü tiz durak perdesidir. Bu perde üzerinde yarım karar yapacaktır. Bu sebeple tiz durak üzerinde bir bölgeye gerek vardır. Bu da diğer inici makamlarda olduğu gibi, durak perdesi üzerindeki Kürdî dörtlüsü simetrik olarak tiz durak üzerine göçürülmekle elde edilir. d-güçlüsü: İnici bir makam olduğu için birinci mertebe güçlü tiz durak Gerdaniye perdesidir. Üzerinde Kürdî çeşnisi ile yarım karar yapılır. İkinci mertebe güçlü ana dizinin ek indeki Çargâh perdesidir. Bu perde üzerinde Buselik çeşnisi ile asma karar yapılır. e-asma Karar Perdeleri: Asma karar perdesi olarak en önemli perde ana dizinin ek yerindeki Çargâh perdesidir. Yukarıda da belirtildiği gibi bu perde üzerinde Buselik çeşnisiyle asma karar yapılır. Neva perdesi de önemli asma karar perdelerinden biridir. Neva perdesi üzerinde Kürdî çeşnisiyle önemli asma kararlar yapılır. Bunlardan başka durağın 1 T (bir ta-

11 Sözleri Şeyh Gâlib e, Besteleri Hacı Ârif Bey ve Sadeddin Kaynak a Ait Olan Şarkıcı Formunda İki Eserin Kar 251 nini) altında bulunan Acem Aşîrân perdesi, hem yeden, hem de asma karar perdesi olarak kullanılır. Acem Aşîrân perdesinde Bûselik çeşnisiyle asma karar yapılır. Kürdî de de Çargâh lı kalınabilir. f-donanımı: Si, mi, lâ. için küçük mücenneb bemolü donanıma yazılır. g-perdelerin T.M. deki isimleri: Pestten tize doğru çıkıcı olarak Rast, Nim Zîrgüle, Kürdî, Çargâh, Nevâ, Nim Hisar, Acem, Gerdaniye'dir. Tiz tarafta; Gerdaniye, Nim- Şehnâz, Sünbüle ve TizÇargâh'dır. h-yeden'i: l. aralıktaki fa Acem Aşîrân perdesidir. ı-genişlemesi: Başta incelendiği gibi, durak üzerindeki çeşni tiz durak üzerine simetrik olarak göçürülür. i-seyir: Tiz durak Gerdaniye civarından seyre başlanır. Bu perdenin iki tarafındaki çeşnilerde karışık gezinildikten sonra, Gerdaniye perdesinde Kürdî çeşnisiyle yarım karar yapılır. Sonra bütün dizide gerekli asma kararları da göstererek, karışık gezinildikten sonra Rast perdesinde Kürdî çeşnisiyle ekseriyetle yedenli tam karar yapılır. Not: Yukarıda incelenen Kürdî dizisinin Rast perdesindeki şeddi olan Şed Kürdî li Hicazkâr güzel ve beğenilmiş bir makamdır.bu basit şed hali ile de kullanılmıştır. Bunun hemen ardından inceleyeceğimiz Mürekkeb Kürdî'li Hicazkâr makamı çok daha renklidir. Bugüne kadar o da şed olarak ele alınmıştır. Fakat bu kadar çok çeşniyi içine alan bir makamı aynı zamanda bir mürekkeb şekil olarak kabul etmek en doğru yoldur. Bu ayırımı yapmak ilmi tariflere uyması bakımından da gereklidir (Özkan, 2013: ) Mürekkeb(Birleşik) Kürdî li Hicazkâr makamı a-durağı: Rast perdesidir. b-seyri: İnicidir. c-dizisi: Mürekkeb Kürdî li Hicazkâr makamı iki şekilde kullanılmıştır. 1-Hicazkâr makamı dizisinin tiz ve orta bölgelerine, Rast perdesindeki Kürdî dizisinin (inici) eklenmesinden meydana gelmiştir ki, makamın ismi de bunu ifade etmektedir. Hicazkâr makamının orta bölgesinde Nevâ perdesinde Hicaz dörtlüsü, tiz bölgesinde de Gerdâniye perdesinde hem Hicaz, hem Buselik çeşnileri vardır. Bu birinci şekilde seyre, bunlarla başlanır. Sonradan Rast perdesindeki Kürdî dizisine geçilir. Başlangıçtaki Hicazkâr makamı dolayısıyla Nevâ perdesi ikinci güçlü durumuna gelmiş ve Çargâh perdesi önemini kaybetmiştir. Çünkü Hicazkâr makamının orta seyirdeki dizisi, Nevâ perdesi üzerindedir. Hicazkâr makamının tiz tarafında genişlemeden meydana gelen iki çeşni bulunur. Bunlardan biri Gerdâniye de Hicaz beşlisi, diğeri yine Gerdâniye'de Buselik beşlisidir. Bu birinci şekildeki Mürekkeb Kürdî'li Hicazkâr makamı sey-rine tiz tarafı iki çeşit olan Hicazkâr makamından biri ile başlanır ve birinden diğerine geçilebilir. Yine Gerdâniye perdesinde ya Buselik veya Hicaz çeşnileriyle yarım karar yapılabilir. İstenirse bu yarım karar Kürdî çeşnisi ile de olur. Sonra Rast perdesindeki inici Kürdî dizisine geçilir ve onunla karara gidilir. Bu tarz Kürdî li Hicazkâr'a HicazkârKürdî veya Hicazkâr-î Kürdî adları da verilmiştir. 2- İkinci şekil Mürekkeb (Bileşik) Kürdî li Hicazkâr makamı, Nevâ perdesi üzerindeki inici Beyati-Uşşak dizisine (ki Arazbar makamının orta ve tiz bölgesi demektir) Rast perdesindeki inici Kürdî dizisinin eklenmesinden meydana gelmiştir. Buna zaman zaman Gerdâniye perdesinde Uşşak dörtlüsü veya Hüseyni beşlisi eklenir. Nevâ perdesindeki Uşşak dörtlüsünün 1 T (bir tanini) altında, yani Çargâh perdesinde de Rast beşlisi kendiliğinden teşekküleder. Ancak bu diziye eklenen Gerdâniye de Uşşak dörtlüsü veya Hüseyni beşlisinde ısrar edilirse makam, Rast perdesine göçürülmüş Muhayyer Kürdî makamı haline gelebilir. Bu yüzden Gerdâniye de Uşşak ve Hüseyni ancak gerektikçe ve pek az kullanılmalıdır.

12 252 Özgür Sadık Karataş & Semih Okcu Bu çeşit Kürdî li Hicazkâr makamının başlangıç seyrinde yer alan Arazbar dizisi sebebiyle Nevâ perdesi yine ikinci mertebe güçlü duruma gelmiş ve Çargâh perdesi önemini kaybetmiştir. Çünkü Arazbar makamı dizilerinin bu türlü Kürdî li Hicazkâr makamlarında kullanılan bölümü Neva perdesi üzerindedir (Neva'da Uşşak- Beyati dizisi). Yukarıda sözü edilen iki çeşit Mürekkeb Kürdî li Hicazkâr makamı dizilerinin karışık olarak kullanılması ile üçüncü bir şekil meydana gelir, diyebiliriz. Gerek yalnızca Şed olan Kürdî li Hicazkâr ve gerekse Mürekkeb Kürdî li Hicazkâr makamlarının iki şekli, yani üç şekil birden bir eser içinde ustalıklı geçkilerle karışık olarak kullanılabilir ve kullanılmıştır. Ayrıca, her biri başlı başına da kullanılabilir. Bütün bu şekilleri karıştırıp kullanmak şüphesiz ki çok daha zenginlik ve renklilikdir. Zaten bazı çeşniler dörtlü veya beşli halinde üç şekil arasında ortak olarak bulunur. Herhangi bir asma karar sırasında oradaki çeşniyi tesbit etmek çok kolaydır. Fakat bu kalışın hangi şekle ait olduğu çoğunlukla kesin olarak anlaşılmaz. Çünkü aynı kalış her üç şekilde de olabilir. Aslında bu ortaklık geçkiyi de kolaylaştırır. Böylece bu kadar değişik şekillerde ve bol şekillerle kullanılan Kürdî li Hicazkâr makamını da Mürekkeb olarak kabul etmek zarureti vardır. Ancak daha evvel incelediğimiz basit Şed şekli de çokça kullanılmıştır. d-güçlüsü: Tiz durak Gerdâniye perdesidir. Mürekkeb Kürdî li Hicazkâr makamının her iki şekli için bu perde üzerinde Kürdî li, Bûselik'li, Hicaz'lı, Uşşak'lı yarım karar yapılabilir. Ancak şunu hemen ilave edelim ki, yarım karar hangi çeşni ile yapılmışsa, Gerdâniye üzerindeki öteki kararlar asma karar olarak kullanılır. Nevâ perdesi de ikinci güçlü durumuna gelmiştir. Çünkü Hicazkâr ve Arazbar'da ikinci güçlü Nevâ perdesidir. Çargâh perdesinin önemi azalmıştır e-asma Karar Perdeleri: Şekil Mürekkeb Kürdî li Hicazkâr Makamının Asma Karar Perdeleri

13 Sözleri Şeyh Gâlib e, Besteleri Hacı Ârif Bey ve Sadeddin Kaynak a Ait Olan Şarkıcı Formunda İki Eserin Kar 253 f-donanımı: Si, mi, lâ için küçük mücenneb bemolü donanıma yazılır. Gerekli değişiklikler eser içinde gösterilir. h-yeden'i: 1. Aralıktaki fa Acem Aşîran perdesidir. ı-genişlemesi: Makamı meydana getiren diziler esasen genişlemiş olarak kullanıldığından, ayrıca genişlemeye gerek yoktur. i-seyir: Hangi şekille olursa olsun makam inici olduğu için tiz durak Gerdâniye civarından seyre başlanır. Diziyi meydana getiren çeşnilerde karışık gezinildikten sonra, güçlü Gerdâniye perdesinde yarım karar yapılır. Yine eğer istenirse diğer çeşniler de kullanılarak gezinilip, ikinci mertebe güçlü olan Nevâ perdesinde asma karar yapılır. Bu arada gerekli yerlerde gereken asma kararlar da gösterilir. Sonunda mutlaka Rast perdesindeki Kürdî dizisine veya beşlisine geçilip, Rast perdesinde Kürdî çeşnisiyle tam karar yapılır (Özkan, 2003: ) Isfahân Makamı Basit Isfahân makamı her bakımdan Uşşâk veya Beyâti makamına benzer. Uşşâk makamından ayrılan tarafı seyrinin inici-çıkıcı oluşudur. Genişlemesi de hiçbir zaman durağın altından yapılmaz, Beyâti makamındaki gibi güçlü üzerindeki Bûselik beşlisinin dizi halinde uzatılması ile yapılır. Beyâti makamındaki Nevâ da Hicaz, Çargâh da Nikrîz geçkileri Basit Isfahân da yapılmaz. Basit Isfahân makamının en karakteristik tarafları, Segâh ve Acem perdeleri arasında fazlaca gezinmesi ve Segâh perdesinde Uşşâk ve Beyâti den daha çok ve kendine özgü bir kişilikle kalmasıdır. Kısaca Basit Isfahân makamı Uşşâk ve Beyâti makamları arasında, onlardan bazı küçük ayrılıkları olan bir makamdır (Özkan, 2003:155) Mürekkep(Birleşik) Isfahân Makamı a-durağı: Dügah perdesidir. b-seyri:inici-çıkıcıdır. c-dizisi: Basit Isfahân makamı dizisine Dügâh perdesinde bir Rast dörtlüsünün zaman zaman katılmasından meydana gelmiştir. Basit Isfahân makamı dizisinin, Uşşak veya Beyâtî makamı dizisinden başka birşey olmadığını önceden belirtmiştik. Şimdi Mürekkeb Isfahân makamında da diziye zaman zaman Dügâh perdesinde bir Rast dörtlüsü katılacaktır. Bu hale göre, Mürekkeb Isfahân makamı dizisini meydana getiren çeşnileri gözden geçirelim: Uşşâk veya Beyâtî dizisi, yerinde Uşşâk dörtlüsüne 4. derece Nevâ perdesinde bir Buselik beşlisinin eklenmesinden meydana gelmiştir. Bu diziye Dügâh perdesinde bir Rast dörtlüsünün zaman zaman karıştırılmasıyla Mürekkeb Isfahân makamı meydana gelir (Bu makamdaki eserlerde sıkça rastlanan Nevâ da Rast beşlisi, Nevâ makamına geçkiden ibarettir). Basit İsfahan'a sık sık geçkiler yapılacaktır. Not: Bileşik Isfahan seyri sırasında, Dügâhtaki Rast çeşnisinin 2. derecesinden yukarı doğru bir Nişabur çeşnisi yer alır. Dügâhtaki Rast dörtlüsü gösterilirken, Dügâha kadar inilmeyip Buselikten dönülür veya bu perdede durulur ise Nişabur çeşnisi, hatta dizisinin bir bölümü bile zaman zaman seyre katılır. d-güçlüsü: Basit Isfahân da da olduğu gibi Nevâ perdesi Mürekkeb Isfahân makamının da güçlüsüdür. Üzerinde Buselik çeşnisiyle yarım karar yapılır. Mürekkeb Isfahân makamı diğer bütün özellikleri bakımından Basit Isfahân makamının aynıdır. Tek fark, aradaki Rast dörtlüsüdür. Bu Rast dörtlüsü seyre zaman zaman karışır. Fakat karar esnasında Mürekkeb Isfahân makamı yine Beyati dizisi ile karar verir. Yani tam karar Basit Isfahân makamı ile yapılır. Yine Basit Isfahân makamında olduğu gibi, bu makamda

14 254 Özgür Sadık Karataş & Semih Okcu da, Beyati makamındaki Nevâ da Hicaz, Çargâh da Nikriz çeşnileri pek gösterilmez. Mürekkeb Isfahân makamının genişlemesi de, Basit Isfahân makamının genişlemesi gibidir. Nevâ perdesi üzerinde bulunan Buselik beşlisi Muhayyer perdesine bir Kürdî dörtlüsü ilavesiyle Nevâ perdesinde Buselik dizisi olarak uzatılır. i-seyir: Beyati dizisi ile veya Dügâh perdesindeki Rast dörtlüsü ile güçlü Nevâ perdesi civarından seyre başlanır. Zaman zaman Dügâh perdesindeki Rast çeşnisi gösterilerek Beyati dizisinde dolaşılır. Daha doğrusu Basit ve Mürekkeb Isfahân makamları birbirine durmadan geçkiler yapar. Nevâ perdesinde Buselik çeşnisiyle yarım karar yapıldıktan sonra gereken yerlerde gerekli asma kararlar da gösterilerek Uşşak Beyâti dizisine geçilir. Ve mutlaka bu Basit Isfahan dizisiyle Dügâh perdesinde Uşşak çeşnili tam karar yapılır (Özkan, 2003: ) Arûz Vezni ve Klasik Türk Mûsikîsiyle İlişkisi En eski iki büyük Türk şâir ve edîbi olan Ali Şîr Nevaî ile ( ) Bâbur Şâh ın ( ) Paris Milli Kütüphânesi Türkçe yazmaları arasında bulunan, Çağatay Türkçesiyle yazılmış Mizânü l-evzân ve Risâle-i Âruz adlı eserlerini inceleyenler, Tuyug, Koşuk, Türkü, Muhabbetnâme, Müstezâd, Çine, Azadvarî ve Öleng gibi beste şekillerini belirli arûz kalıplarını kullanarak bestelediğinden söz edildiğini belirler. Ama bu kadar uzağa gitmeksizin, son 2,5 asır içinde klâsik Türk mûsıkîsi formları içinde bestelenmiş söz eserlerine şöyle bir göz gezdirmek dahi, bestelenmiş şiirlerin vezni ile bunların bestelenmesinde kullanılmış mûsikî usûlleri arasında dikkat çekici bir ilişkinin varlığı tâ Abdulkâdir Merâgi ( ) zamanından beri bilinmiştir (Tanrıkorur, 2003: 85). Arûz un Remel bahrine giren Fâilatün ( ) / Feilâtün ( ) ve Recez bahrine giren Müstef ilün ( ) / Müstef ilâtün ( ) ailesi kalıplarıyla yazılmış güftelerin en fazla Ağır Aksak, Aksak ve daha az Devrihindî, Curcuna, Müsemmen usûlleri kullanılarak; Arûz un Hezec bahrine giren Mef ûlü ( ) veya Mefâilün/Mefâilün( / ) ve Müctess bahrine giren Mefâilün/Feilâtün ( / ) ailesi kalıplarıyla yazılmış güftelerin en çok Sengin Semâî, Semâî ve daha az Aksak ve Türk Aksağı usûlleri kullanılarak, daha az güfte yazılmış olan Müzâri, Münserîh vd. bahireleri şiirlerin de yine belirli usûller kullanılarak bestelendiği anlaşılmaktadır(tanrıkorur, 2003: 85-86). <Arûz, İslamî kültür dairesine bağlı milletlerin ortak şiir ölçüsüdür. Arapçada çadırın orta direği demek olan Arûz kelimesi Arapçanın, uzun ve kısa vurguların nöbetleşmesine dayalı kendi iç mûsikîsinden doğmuş, Hicretin 2. yılında Mekkeli dilbilimci İmam Halil tarafından ilim haline getirilmiş, önce İran şiirini, daha sonra Afgan, Pakistan, Türk ve kısmen Hind şiirlerini etkileyerek bu dillerinde klasik şiir vezni haline gelmiştir. < (Tanrıkorur, 2003: 87). <Arûz un Türk şiirine girmesi Türklerin müslüman olmasından sonradır. Ondan önce Türk metriği vurgulu hece sayısı na dayalıydı. İslam dolayısıyla ilim dili olarak Arapçayı öğrenen Türkler, yeni İran edebiyatının Horasan ve Maveraünnehr deki parlak inkişafıyla karşılaşınca edebiyat dili olarak da Farsçayı öğrendiler. Bu suretle, müslüman İranlılar nasıl Arap Arûz unu iktibasla Sâsânî şiirinden tümüyle değişik esaslara dayalı yeni bir İran şiiri meydana getirdilerse, Türkler de 2-3 asır sonra Acem Arûz'unu iktibas ederek, İran örneklerinin taklidinden hareket eden yeni bir Türk şiiri yarattılar. Bu tecrübenin ilk büyük edebi ürünü, ilk müslüman Türk devleti olan Karahanlılar zamanında, 1069'da Kâşgar da Balasagunlu Yusuf Has Hâcib tarafından Fa'ulüın Fa'ülün Fa'ül( / / ) vezninde yazılan Kutadgu Bilig (Mutluluk Bilgisi) adlı 7000 beyitlik manzumedir. Bununla beraber, en eski milli Türk şiir ölçü-

15 Sözleri Şeyh Gâlib e, Besteleri Hacı Ârif Bey ve Sadeddin Kaynak a Ait Olan Şarkıcı Formunda İki Eserin Kar 255 sü olan Hece vezni, bilhassa halk şairlerinin türkü ve destanlarında yaşamağa devam ederek bugüne kadar geldi. Ancak her iki tür de birbirine tarih boyu tesir ederek, özellikle âşık edebiyatında, Acem şiirinde bulunmayan mûsikîye bağlı yeni vezinlerin ortaya çıkmasına yol açtı. Özetle, Acem Arûz unun 26 vezninden en çok 12 si Türk şiirinde kullanılırken, Türk mûsikîsi usûllerinden kaynaklanan ve Acem şiirinde bulunmayan bazı yeni vezinler de Türkçenin yapısına uygun olarak son yıldır şâirlerimizce icad edilmiş, ancak bestekârlar bu yeni vezinlerde yazılan şiirlere pek fazla rağbet etmemişlerdir< (Tanrıkorur, 2003: 89). 2.YÖNTEM Bilimsel araştırmalar, olayı olduğu gibi araştırmaya ve var olan durumu belirlemeye çalışan araştırmalardır. Bu tür araştırmalarda ele alınan olaylar ve durumlar ayrıntılı bir şekilde araştırılmakta, daha önceki olaylar ve durumlar ve durumlarla ilişkisi incelenerek, ne oldukları betimlenmeye çalışılmaktadır (Karakaya, 2009: 59). Bu araştırma, yaklaşık iki yüz yıl kadar önce sanat hayatımıza giren ve girdikten sonra Türk Mûsikîsinin diğer formlarının birçoğunu geride bırakan Klasik Türk Mûsikîsi Din dışı Formlarından olan Şarkı formunun, Cumhuriyet dönemi öncesi ve sonrasında bestelenmiş eserler arasında ne gibi farklar doğurduğunu ortaya koymayı hedeflemektedir. Ayrıca bu araştırma; şarkı formunun mûsikîmize neler getirdiğini incelemek ve aynı form yapısındaki eserlerin farklı bestekârlar tarafından nasıl yorumlandığını görmek açısından önem arz etmektedir. Araştırmanın yürütülmesinde uygulanan survey (tarama) modeli ve literatür tarama yöntemleri ile çalışmaya temel olan bilgiler sunulmuştur. Verilerin Analizi Bu araştırmanın evrenini, Şeyh Gâlib e ait eserler, örneklemini ise güfteleri Şeyh Gâlib e ait olan, bestesi Hacı Ârif Beye ait Kürdîli Hicazkâr makamında Geçti zahmi tir-i hicrin ve bestesi Sâdeddin Kaynak a ait Isfahan makamında Fariğ olmam eylesen yüz bin cefâ adlı eserler oluşturmaktadır. Belge ve literatür taramasından elde edilen veriler doğrultusunda araştırmamızın bulgular bölümünde konu bağlamında analizlere yer verilmiştir. 3. BULGULAR VE YORUM Çalışmamızın bu bölümünde, çalışmanın örneklemini oluşturan güfteleri Şeyh Gâlib e ait olan, bestesi Hacı Ârif Bey e ait Kürdîli Hicazkâr makamında Geçti zahm-i tir-i hicrin ve bestesi Sâdeddin Kaynak a ait Isfahan makamında Fariğ olmam eylesen yüz bin cefâ adlı eserlerin müzikal analizleri yapılmış, gerekli açıklamaların detayı, ilgili analizler başlığı altında ayrıca verilmiştir Usûl Analizi ve Usûl-Vezin Şeması Bu bölümde, çalışmanın örneklemini oluşturan eserlerin usûl analizi yapılmış, usûlvezin şeması oluşturulmuştur. Yine bu bölümde söz konusu şema oluşturulurken, mısraların daha net görülmesi açısından şema dahilinde yer alan darpların altına tef ilelere ek olarak mısralara ait heceler de yerleştirilmiştir Geçti zahm-ī tîr-i hicrin adlı eserin usûl analizi Eserin usûlü 9/4 lük Ağır Aksak tır. Eser içerisinde 12. ölçüyle beraber 5. mısradan itibaren 5/8 lik Türk Aksağı usûlüne geçiş yapılmıştır. Eserin vezni Fâ ilâtün Fâ ilâtün Fâ ilâtün Fâ ilün şeklindedir. Geçti zahm-ī/ tîr-i hicrin/, tâ dil-i nâ- /şâdıma (1. mısra) / / / Fâ ilâtün Fâ ilâtün Fâ ilâtün Fâ ilün

16 256 Özgür Sadık Karataş & Semih Okcu Geçti zahm-ī tîr-i hicrin adlı eserin usûl-vezin şeması Şekil 3.1. Geçti zahm-ī tîr-i hicrin adlı eserin usûl vezin şeması Fariğ olmam eylesen yüzbin cefâ adlı eserin usûl analizi Eserin usûlü 8/8 lik Düyek tir. Eser içersinde 26. ölçüyle beraber 5.mısradan itibaren 7/8 lik Devr-i Hindi usûlüne geçiş yapılmıştır. Eserin vezni Fâ ilâtün Fâ ilâtün Fâ ilâtün Fe ilün şeklindedir. Fâriğ olmam/ eylesen yüz/ bin cefâ, sev/dim seni / / / Fâ ilâtün Fâ ilâtün Fâ ilâtün Fâ ilün Fariğ olmam eylesen yüzbin cefâ adlı eserin usûl-vezin şeması

17 Sözleri Şeyh Gâlib e, Besteleri Hacı Ârif Bey ve Sadeddin Kaynak a Ait Olan Şarkıcı Formunda İki Eserin Kar 257 Şekil 3.2. Fariğ olmam eylesen yüzbin cefâ adlı eserin usûl vezin şeması 3.2. Güfte Analizi Çalışılan eserlerin güfteleri Arûz un Remel bahrine giren Fâilâtün/ Fâilâtün/ Fâilâtün/ Fâilün kalıbıyla yazılmış olduğu görülmekte, çalıştığımız eserin, öncelikle imâle, zihaf ve vasl (ulama) yapılmış olan kısımları incelenmiş ve gerekli işaretlerle gösterilmiş, ardından beyitler günümüz Türkçesine göre sadeleştirilmiş ancak şerh dediğimiz yorumlama yapılmamış, son olarak da bilinmeyen kelimeler ve terkipler verilmiştir. Arûz Vezninde Kullanılan İşaretler 1. Kalıp içerisinde imâle varsa ki bunlar Arapça ve Farsça da Med haflerinde harfin telaffuzunu uzatan harflerde olabilir, i harfi için ^ işaretiyle î şeklinde 2. a, e, u ve ı harflerine denk gelen imâle için ise harflerine üzerine düz çizgi konularak,,, şeklinde 3. Vasl (ulama) var ise o da ( ) iki kelimeyi arasında bağa benzer işareti ile gösterilmiştir Geçti zahm-ī tîr-i hicrin adlı eserin güfte analizi Geçti zahm-ī tîr-i hicrin, tâ dil-i nâ-şâdıma, Merhamet ey gamze-i câdû, yetiş imdâdıma Öyle bîhûş eyledin âzâr il kim tâb ımı, Gelmez oldu bir dahî lûtf-i kelâmın yâdıma Meclis-i ehl-i sühand yek kalemdir bū gazel Es ad a söz var mı hüsn-i tâb-ı isti dâdıma Geçti zahm-ī tîr-i hicrin adlı eserin günümüz Türkçesine Sadeleştirilmesi, İçinde Geçen Kelimeler ve Terkipler Derin ayrılık acın geçti üzgün gönlüme Büyülü bakışlı gel acı, yetiş yardıma Öyle çok sarsıldım ki yıkıldım ben azarla Bir tatlı sözün bile gelmez oldu aklıma Şâirler arasında biriciktir ki bu gazel Daha mutlu söz var mı benim güzel huyuma (Ersönmez, 2013:173) zahm-ī tîr-i hicr: ayrılık okunun yarası tîr: ok nâ-şâd: üzgün, tasalı gamze-i câdû: büyüleyen süzgün bakışlı lûtf: hoşluk, güzellik kelâm: söz, söyleyiş, dil yâd: anma, hatıra getirme meclis-i ehl-i sühan: sözünü bilenlerin yeri, şâirler meclisi yek kalem: bir tane es ad: daha saadetli, en mutlu hüsn: güzellik hüsn-i tâb: huy güzelliği hüsn-i tâb-ı isti dâd: yaradılıştan gelen zevk güzelliği istidâd: eğilim, yetenek bîhûş: şaşkın, kendinden geçmiş âzâr: incitme tab : tabiat, huy, yaradılış

18 258 Özgür Sadık Karataş & Semih Okcu Fariğ olmam eylesen yüzbin cefâ adlı eserin güfte analizi Fâriğ olmam eylesen yüz bin cefâ, sevdim seni Böyle yazmış alnıma kilk-i kazâ, sevdim seni Ben bu sözden dönmezem devr eyledikç nüh felek Şâhid olsun aşkım, arz ü semâ, sevdim seni Gâlib-i dîvâneyim Ferhâd ü mecnûn â salâ Yüz çevirmem olsa dünyâ bir yan, ben bir yana Şem'in pervâneyim, pervâ ne lâzımdır bana Anlasın bîgâne, duysun âşinâ, sevdim seni Fariğ olmam eylesen yüzbin cefâ adlı eserin günümüz Türkçesine Sadeleştirilmesi, İçinde Geçen Kelimeler ve Terkipler Yüz bin kere üzsen beni ayrılamam, sevdim seni Böyle yazmış ahıma yazgı kalemi, sevdim seni Ben bu sözümden dönemem dokuz katlı gök döndükçe Yerde gökyüzü aşkıma tanık olsun, sevdim seni Çılgın âşık Gâlib im Ferhad ve Mecnûn inadına Hiç yüz çevirmem, ben bir yana dünya olsa bir yana Aydın yüzüne pervaneyim korku nedir ki bana Eller anlasın tanıyanlar bilsin ki, sevdim seni (Ersönmez, 2013: 158) fâriğ: vazgeçmiş, çekilmiş cefâ: ayrılıkta bırakma kilk-i kazâ: başa gelecekleri yazan kalem devreyledikçe nüh felek: dokuz kat gökler döndükçe arz ü semâ: yeryüzü ve gökyüzü divâne: kaçık, çılgın salâ: meydan okuma şem : mum pervâ: korku, çekinme pervane: ışığa kapılan küçük kelebek bîgâne: yabancı, tanımaz, eller âşinâ: tanıdık, bildik, yakın 3.3. Form Analizi Bestelenmiş eser; cümlelerden oluşmakta, cümlelerin oluşum şekli ise eserin form yapısını oluşturmaktadır. Yapacağımız analizde büyük ve küçük harf kullanacak, büyük harflerle ana cümleleri, küçük harflerle ana cümle içerisindeki mısra tekrarları veya ufak değişikliklerle bestelenmiş tekrarını belirtmiş olacağız. Daha önce şarkı formunun Zemin(A)+Nakarat(B)+Miyan(C)+Nakarat(B) şekliyle oluşturulduğunu beyan etmiştik. Analizlerini gerçekleştireceğimiz eserler usûl değişikliği yaparak ilave cümle ve mısralar kullanmıştır. İlave her cümleyi büyük harfle ve varsa küçük harfle göstereceğiz Geçti zahm-ī tîr-i hicrin adlı eserin form analizi A+B(a+b+c)+C+D(d+e)+E+B(c) İlk mısra, ve 4. ölçü içerisinde bulunmaktadır ve A harfiyle gösterilmiş olup form yapısının Zemin kısmını oluşturmaktadır ve 6. mısra, ve ölçü içerisinde bulunmaktadır ve B harfiyle gösterilmiş olup form yapısının Nakarat bölümünü oluşturmaktadır. 2. mısra a, 4. mısra b ve 6. mısra c ile gösterilmektedir. 3. mısra, ve 12. ölçü içerisinde bulunmaktadır ve C harfiyle gösterilmiş olup form yapısının Miyan kısmını oluşturmaktadır. 5. mısra, ölçü içersinde kullanılmış olup bu ölçüler çerçevesinde d harfiyle gösterilmekte, röpriz dönüşüyle 25. ölçüyü kullanarak e har-

19 Sözleri Şeyh Gâlib e, Besteleri Hacı Ârif Bey ve Sadeddin Kaynak a Ait Olan Şarkıcı Formunda İki Eserin Kar 259 fiyle gösterilmektedir. Bu iki cümlecik d+e olarak D cümlesini oluşturmaktadır. 5. mısrada usûl geçkisi yapılmıştır. 6. mısra ölçü içerisinde kullanılmış olup E harfiyle gösterilmiştir ardından yine son mısra ile ilk usûle dönüş yapılmıştır Fariğ olmam eylesen yüzbin cefâ adlı eserin form analizi A(a+b)+B(c+d+e)+C(f+g)+D(h+ı+i+j)+B( e) İlk mısra ve 8. ölçüsü içerisinde kullanılmış olup bu ölçüler çerçevesinde a harfiyle gösterilmekte, röpriz dönüşüyle 9. ölçüyü kullanarak b harfiyle gösterilmektedir. Bu iki cümlecik a+b olarak A harfiyle gösterilmiş olup form yapısının Zemin kısmını oluşturmaktadır ve 8. mısra ölçü içerisinde bulunmaktadır ve B harfiyle gösterilmiş olup form yapısının Nakarat bölümünü oluşturmaktadır. 2. mısra c, 4. mısra d ve 8. mısra ile gösterilmektedir. 3. mısra ölçü içerisinde f harfiyle gösterilmekte, röpriz dönüşüyle 27. ölçüyü kullanarak g harfiyle gösterilmektedir. Bu iki cümlecik f+g olarak ve C harfiyle gösterilmiş olup form yapısının Miyan kısmını oluşturmaktadır. 5. mısra ölçü içerisinde olup h harfiyle, 6. mısra ölçüler içerisinde olup ı harfiyle, ölçüler içerisine lâfzî terennüm eklenmiş olup i harfiyle.7. mısra ölçüler içerisinde olup j harfiyle gösterilmiştir. h+ı+i+j cümlecikleri yeni bir cümle oluşturmuş ve D harfiyle gösterilmiştir, ardından son mısraya geçilerek ilk usûle dönüş yapılmıştır Makam Analizi Çalışılan eserler, makamlarını oluşturdukları çeşni ve kalışları ölçüler halinde ele alınarak analiz edilmiştir Geçti zahm-ī tîr-i hicrin adlı eserin makam analizi Eserin 1. ölçüsü mürekkep kürdîli hicâzkâr makamı gereği tiz bölgede hicazkâr kullanımı sebebiyle gerdaniyede hicâzlı başlamış ardından çargâhta rast çeşniyle devam etmiştir. 2. ölçüde yerinde Kürdî 4 lü, 3. ölçüde gerdaniyede buselik çeşni kullanarak ardından çargâhta rast 5 li, 4. ölçüde gerdaniyede hicâz 5 li kullanarak ardından nim hisârda çargâh 5 li, 5., 13. ve 33. ölçüde dik hisârda hüzzâm 5 li, 6., 14. ve 34.ölçüde Kürdîde çargâh 4 lü kullanarak ardından rastta Kürdî 5 li, 7., 15. ve 35.ölçüde acem aşîranda buselik 5 li kullanarak ardından çargâhta buselik 4 lü, 8., 16. ve 36.ölçüde rastta Kürdî 5 li, 9. ölçü gerdaniyede hicâz çeşni yaparak ardından nevâda hicâz 5 li, 10. ölçüde nevâda Kürdî 4 lü, 11.ölçüde nevâda Kürdî 5 li, dik hisarda segâh çeşni ardından çargâhta buselik 5 li, 17. ölçüde acemde buselik çeşni, 18. ve 19. ölçüde Kürdî de çargâh 5 li, 20. ve 30. ölçüde rastta Kürdî çeşni,21. ölçüde nevâda Uşşâk çeşni, 23. ölçüde nevâda Uşşâk 4 lü, 24. ölçüde rastta Kürdî 5 li, 25. ölçüde çargâhta rast 5 li, 27. ölçüde çargâhta buselik 4 lü, 28. ve 31. ölçüde çargâhta buselik 5 li, 29. ölçüde Kürdîde çargâh çeşni,32. ölçüde rastta Kürdî 4 lü kullanılarak 33. ölçü ile ilk usûle dönülmüş 36. ölçüde rastta Kürdî 5 li gösterilerek karar yapılmıştır Fariğ olmam eylesen yüzbin cefâ adlı eserin makam analizi Eserin 1.ölçüsünde mürekkep Isfahân makamı gereği dûgâhta rast 4 ve ardından nevâda rast çeşnisi kullanılmıştır. 2. ölçüde nevâda rast çeşni ardından dûgâhta rast 4 lü, 3. ölçüde nişâbur çeşni ardından nevâda rast çeşni, 4. ölçüde segâh yedeni olan Kürdî perdesi gösterilerek segâh çeşni, 5. ölçüde nişabur çeşni, 6. ölçüde nim hisârda Kürdî 4 lü, 7. ölçüde nim hicâzda Kürdî 5 li, 8. ölçüde nevâda çargâh 5 li, 8. ölçüde dûgâhta rast 4 lü, 9. ölçüde nevâda rast 5 li, 10. ve 53. ölçüde pençgâh 5 li, 11. ve 54. ölçüde segâhta ferahnâk 5 li ardından hüseynide Kürdî 4 lü, 12.

20 260 Özgür Sadık Karataş & Semih Okcu ve 55. ölçüde segâhta eksik ferahnak 5 li, 13. ve 56. ölçüde segâhta segâh çeşni, 14. ve 57. ölçüde segâhta ferahnâk 5 li, 15. ve 58. ölçüde segâhta eksik ferahnâk 5 li, 16.ve 59. ölçüde rastta rast 4 lü, 17. ve 60.ölçüde yerinde ve hüseynide Uşşâk 4 lü, 18. ve 61.ölçüde yerinde Uşşâk 4 lü ardından eviçte yeden göstererek segâh geçki,19.,20., 21., 24.ölçüde eviçte yeden göstererek segâh geçki, 22. ölçüde evcârâ geçki, 23. ölçüde segâhta ferahnâk 5 li, 25. ölçüde eviçte Kürdî 5 li, 26. ölçüde eviçte yeden göstererek segâh geçki, 27. ölçüde eviçte Kürdî çeşni, 28. ölçüde yerinde Uşşâk 4 lü ve hüseynide Kürdî 4 lü, 30. ölçüde hüseynide Kürdî 4 lü, 31. ölçüde yerinde çargâh 4 lü, 32. ölçüde nevâda buselik çeşni, 33. ölçüde hüseynide Kürdî 4 lü, 34. ölçüde nevâda buselik çeşni, 35. ölçüde nevâda Kürdî 4 lü, 36. ölçüde yerinde çargâh 4 lü, 37. ölçüde hüseynide Kürdî 4 lü, 38. ölçüde yerinde çargâh çeşni, 39. ölçüde segâhta eksik ferahnâk 5 li, 40. ölçüde yerinde çargâh çeşni, 41. ölçüde nevâda Uşşâk çeşni, 42. ölçüde nevâda hicâz 4 lü, 43. ölçüde yerinde hüseyni 5 li, 44. ölüde yerinde Uşşâk 4 lü, 45. ve 46. ölçüde hicâz geçki, 47. ölçüde yerinde hicâz 4 lü ve nevâda buselik çeşni, 48. ölçüde yerinde hicâz çeşni, 50. ve 51. ölçüde yerinde hicâz 5 li, 52. ölçüde yerinde Uşşâk 4 lü ve nevâda rast 5 li göstererek ardından son mısrayla beraber ilk usûle dönüş yapıp 61. ölçüde yerinde Uşşâk 4 lüyle karar yapılmıştır. 4. SONUÇ VE ÖNERİLER Sözleri Şeyh Gâlib Dede ye besteleri Hacı Ârif Bey ve Sâdeddin Kaynak a ait olan şarkı formundaki iki eserin karşılaştırılmalı müzikal analizi adlı bu çalışmada elde edilen bulgular doğrultusunda, aşağıdaki sonuçlara ulaşmak mümkün olmuştur. Şeyh Gâlib Dede ye ait Kürdîli Hicazkâr makamında Hacı Ârif Bey tarafından şarkı formunda bestelenmiş Geçti zahm-i tiri hicrin ve yine şarkı formunda bestelenmiş Şeyh Gâlib Dede ye ait Isfahân makamında Sâdeddin Kaynak ın Fariğ olmam eylesen yüzbin cefâ adlı eserlerin güfte analizinde, adı geçen eserlerin ikisinin de Arûzun Remel bahrine giren Fâ ilâtün fâ ilâtün fâ ilâtün fâ ilün kalıbıyla yazıldığı sonucuna ulaşılmıştır. Adı geçen eserlerin kelimeleri ayrı ayrı incelenmiş ve mana olarak lügat anlamında kullanıldıkları sonucuna ulaşılmıştır. Şeyh Gâlib Dede ye ait adı geçen eserlerin form yapısı incelendiğinde iki eserde de bestekârlarımız şarkı formunu kullanmış, ancak her ikisi de şarkı formunun asıl yapısı olan A(Zemin)+B(Nakarat)+C(Miyan)+B(Nakarat) şekli yerine sondan bir önceki mısrada usûl geçkisi yaparak ardından son mısra ile beraber tekrar ana usûle dönüş yaptıkları arûz vezninde ve klasik tavırda olan A(Zemin)+B(Nakarat)+C(Miyan)+D ve E yapısını kullanmış oldukları sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca Sâdeddin Kaynak eserin son mısraına çok küçük bir terennüm ilâve etmiştir. Şeyh Gâlib Dede ye ait adı geçen eserlerin makam analizi yapıldığında, her iki bestekârın da Mürekkep makam tercih ettiği, Hacı Ârif Bey in adı geçen eserinde kullanmış olduğu makamın temel geçki ve asma kalışlarına yer verdiği, Sâdeddin Kaynak ın ise adı geçen eserinde kullanmış olduğu makamın temel geçkileri ve asma kalışlarının dışında ayrıca Hicâz geçki yapmış olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Şeyh Gâlib Dede ye ait adı geçen eserlerin usûl analizi yapıldığında; Hacı Ârif Bey in Arûz un Remel bahrine giren Fâilatün/Feilâtün ailesi kalıbıyla yazılmış güfteyi, Ağır Aksak ve Türk Aksağı usûlünde, Sâdeddin Kaynak ise yine Arûz un Remel bahrine giren Fâilatün/Feilâtün ailesi kalıbıyla yazılmış güfteyi, Düyek ve Devri Hindi usûlünde kullanmış olduğu sonucuna ulaşılmıştır. İncelemiş olduğumuz Şeyh Gâlib Dede nin adı geçen şiirlerinin aynı vezinle yazılmış ve aynı form yapısına sahip olduğu görülmektedir. Hacı Ârif Bey, Şeyh Gâlib

21 Sözleri Şeyh Gâlib e, Besteleri Hacı Ârif Bey ve Sadeddin Kaynak a Ait Olan Şarkıcı Formunda İki Eserin Kar 261 Dede ile Osmanlı döneminde yaşamış ve aynı zamanda şarkı formunun mucidi sayılan Cumhuriyet dönemi öncesi 19. yüzyıl bestekârımızdır. Hafız Sâdeddin Kaynak ise Cumhuriyet dönemi bestekârlarından ve aynı klasik geleneği koruyan bestekârlar arasında gösterilmektedir. Bunu da incelediğimiz bestesinde, form yapısından ve form yapısındaki aynı Hacı Ârif Bey gibi usûl değişikliğine gitmesinden çıkarmaktayız. İncelediğimiz eserler çerçevesinde, gerek arûz gerekse hece ölçüsüyle yazılmış olsun bestelenen güftelerin, terennümlerle desteklenerek mûsikîmizin klasik tavrının korunmasının mümkün olacağı kanaatine tarafımızca varılmıştır. Aksi takdirde diğer form yapılarından kolay olması hasebiyle Cumhuriyet dönemi sonrası daha da yaygın bir hal alan ve oldukça sevilen şarkı formu, diğer formların yok olmasına sebebiyet verebilme potansiyeli taşımaktadır. Ancak mûsikîmizin zaten zor süreçlerden geçtiği düşünülürse, elbette şarkı formu müziğimizin korunması açısından çok önemli bir rol oynamaktadır. Dolayısıyla bu form yapısı üzerinde yapılan her türlü çalışma, kaybolmaya yüz tutmuş olan bu ve benzeri form yapısında bestelenmiş eserleri gün yüzüne çıkarmaya yardımcı olacaktır. Ayrıca bu tip karşılaştırmalı çalışmalar, uslûp ve tavır farklılıklarıyla yeni öğrenimleri bizlere sunacaktır. Aynı zamanda bu çalışmalar sanatsal eserlerin devamı açısından yeni eserler oluşmasına katkı sağlayacaktır. KAYNAKÇA Develioğlu, F. (2013). Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat, Ankara: Aydın Kitabevi Yayınları. Ersönmez, M. (2013) Güftelerin Dili, İzmir: Birleşik Matbaacılık. Günaydın, R. & Özcan, N. (2002) Sâdeddin Kaynak, Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi (s ), İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı. Karakaya, İ. (2009). Bilimsel Araştırma Yöntemleri, (Editör: A. Tanrıöğen) Bilimsel Araştırma Yöntemleri (ss. 59), Ankara: Anı Yayıncılık. Muhammed bin Abdülkerim Eş-Şehristani. (2014) Dinler ve Mezhepler Tarihi el- Milel ve n Nihal (Çeviren: M. Tan), Ankara: Kabalcı Yayıncılık. Okcu, N. (2011). Şeyh Gâlib Dîvanî, Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı. Özalp, M. N. (2000). Türk Mûsikîsi Tarihi I-II, İstanbul: Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları. Özkan, İ. H. (2013). Türk Mûsikîsi Nazariyatı ve Usûlleri, İstanbul: Yaylacılık Matbaası. Salgar, M. F. (2011). Hacı Arif Bey Hayatı Sanatı Eserleri, İstanbul: Yaylacılık Matbaası. Sezgin, B. S. (1996). Hacı Arif Bey, Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, (s ), İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı. Tanrıkorur, C. (2011). Osmanlı Dönemi Türk Mûsikîsi, İstanbul: Dergâh Yayınları.

22 262 Özgür Sadık Karataş & Semih Okcu EKLER Ek 1.

23 Sözleri Şeyh Gâlib e, Besteleri Hacı Ârif Bey ve Sadeddin Kaynak a Ait Olan Şarkıcı Formunda İki Eserin Kar 263

24 264 Özgür Sadık Karataş & Semih Okcu

25 Sözleri Şeyh Gâlib e, Besteleri Hacı Ârif Bey ve Sadeddin Kaynak a Ait Olan Şarkıcı Formunda İki Eserin Kar 265 Karataş, Ö. S. ve Okcu, S. (2018). Sözleri Şeyh Gâlib e, Besteleri Hacı Ârif Bey ve Sadeddin Kaynak a Ait Olan Şarkıcı Formunda İki Eserin Karşılaştırmalı Müzikal Analizi, Jass Studies- The Journal of Academic Social Science Studies, Doi number: Number: 65, Spring I 2018, p

Türk MüzIğInde. Makamlar /Usûller. ve Seyir ÖrneklerI. M. Fatih Salgar

Türk MüzIğInde. Makamlar /Usûller. ve Seyir ÖrneklerI. M. Fatih Salgar Türk MüzIğInde Makamlar /Usûller ve Seyir ÖrneklerI M. Fatih Salgar M. FATİH SALGAR (22 Şubat 1954); Adana da doğdu. 1972 yılında başladığı İstanbul Belediye Konservatuvarı ndan, Nevzad Atlığ, Süheylâ

Detaylı

GİRİFTZEN ASIM BEY İN HİCAZ MAKAMINDAKİ BESTELERİNİN MAKAM AÇISINDAN İNCELENMESİ Cevahir Korhan Işıldak 1 Dr. Gamze Köprülü 2

GİRİFTZEN ASIM BEY İN HİCAZ MAKAMINDAKİ BESTELERİNİN MAKAM AÇISINDAN İNCELENMESİ Cevahir Korhan Işıldak 1 Dr. Gamze Köprülü 2 RAST MÜZİKOLOJİ DERGİSİ Uluslararası Müzikoloji Dergisi www.rastmd.com 10.12975/rastmd.2017.05.02.000107 GİRİFTZEN ASIM BEY İN HİCAZ MAKAMINDAKİ BESTELERİNİN MAKAM AÇISINDAN İNCELENMESİ Cevahir Korhan

Detaylı

TÜRK SANAT MÜZİĞİ TEORİ VE UYGULAMASI DERSİ

TÜRK SANAT MÜZİĞİ TEORİ VE UYGULAMASI DERSİ T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Ortaöğretim Genel Müdürlüğü GÜZEL SANATLAR LİSESİ TÜRK SANAT MÜZİĞİ TEORİ VE UYGULAMASI DERSİ 9.SINIF İÇİNDEKİLER ÜNİTE 1 9.1. Perde, Aralık, Dörtlü ve Beşliler 9.1.1. Perde

Detaylı

Zeki Arif Ataergin'in Dilkeşhaveran Makamında Bestelemiş Olduğu 2 Eserin Makam, Usûl ve Ezgisel Yönden İncelenmesi

Zeki Arif Ataergin'in Dilkeşhaveran Makamında Bestelemiş Olduğu 2 Eserin Makam, Usûl ve Ezgisel Yönden İncelenmesi TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ 401 Zeki Arif Ataergin'in Dilkeşhaveran Makamında Bestelemiş Olduğu 2 Eserin Makam, Usûl ve Ezgisel Yönden İncelenmesi An Investigation of Two Musical Pieces Composed in

Detaylı

RÂKIM ELKUTLU YA AİT RAST TEVŞÎH İN MAKÂM VE GEÇKİ BAKIMINDAN İNCELENMESİ

RÂKIM ELKUTLU YA AİT RAST TEVŞÎH İN MAKÂM VE GEÇKİ BAKIMINDAN İNCELENMESİ DOI: 10.7816 sed-06-02-01 sed, 2018, Cilt 6, Sayı 2, Volume 6, Issue 2 RÂKIM ELKUTLU YA AİT RAST TEVŞÎH İN MAKÂM VE GEÇKİ BAKIMINDAN İNCELENMESİ Alper AKDENİZ 1 ÖZ Râkım Elkutlu; Mevlevî Âyîn-i Şerîfi,

Detaylı

HACI ARİF BEY ( )

HACI ARİF BEY ( ) HACI ARİF BEY (1831-1885) Asıl adı Mehmet Arif olan Hacı Arif Bey 1831 yılında İstanbul un Eyüp sultan semtinde doğdu.ilkokul çağlarında sesinin güzelliği çevresinin dikkatini çekmiş,o zamanlar pek genç

Detaylı

MUSİQİ DÜNYASI 4 (73), 2017 PEŞREVLERDE TESLİM

MUSİQİ DÜNYASI 4 (73), 2017 PEŞREVLERDE TESLİM Ata Bahri ÇAĞLAYAN 1 PEŞREVLERDE TESLİM GİRİŞ: Önde giden manasına gelen Peşrev kelimesi taksimden sonra icra edilmektedir (Ezgi, 1953). Tarihi kaynaklardan anlaşıldığı kadarıyla Peşrev biçimi Farabi ye

Detaylı

Selânikli Necib Dede nin Sûzinâk Âyini nin Birinci Selâmının Makam ve Geçki Bakımından Analizi

Selânikli Necib Dede nin Sûzinâk Âyini nin Birinci Selâmının Makam ve Geçki Bakımından Analizi Mukaddime, 2016, 7(2), 393-406 doi: 10.19059/mukaddime.26907 Selânikli Necib Dede nin Sûzinâk Âyini nin Birinci Selâmının Makam ve Geçki Bakımından Analizi Nihat Ozan KÖROĞLU i, Gamze Nevra KÖROĞLU ii

Detaylı

Fikri Soysal Dicle Üniversitesi, Devlet Konservatuvarı, Ses Eğitimi Bölümü Türkiye e-mail: fikrisoysall@gmail.com

Fikri Soysal Dicle Üniversitesi, Devlet Konservatuvarı, Ses Eğitimi Bölümü Türkiye e-mail: fikrisoysall@gmail.com Fikri Soysal Dicle Üniversitesi, Devlet Konservatuvarı, Ses Eğitimi Bölümü Türkiye e-mail: fikrisoysall@gmail.com Mustafa Saltı Dicle Üniversitesi, Fen Fakültesi, Fizik Bölümü, Türkiye UŞŞAK MAKÂMI İÇİNDE

Detaylı

DOI: /sed sed, 2019, Cilt 7, Sayı 1, Volume 7, Issue 1

DOI: /sed sed, 2019, Cilt 7, Sayı 1, Volume 7, Issue 1 DOI: 10.7816/sed-07-01-02 sed, 2019, Cilt 7, Sayı 1, Volume 7, Issue 1 KANİ KARACA ÖRNEĞİNE GÖRE YERİNDE RAST ÇEŞNİSİ İLE KARAR VEREN MAKAMLARIN TÜRK MÜZİĞİ EĞİTİMİNDE KULLANILAN AREL-EZGİ- UZDİLEK TEORİSİNE

Detaylı

Hoca Abdülkadir e Atfedilen Terkipler Erol BAŞARA *

Hoca Abdülkadir e Atfedilen Terkipler Erol BAŞARA * C.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi XII/2-2008, 253-260 Hoca Abdülkadir e Atfedilen Terkipler Erol BAŞARA * Özet Bu çalışmada, Türk Müziğinin elyazması kaynaklarından, müstensihi ve yazarı belli olmayan, Yapı-Kredi

Detaylı

TÜRK MUSİKİSİNDE NAZARİYATÇILARA VE BESTEKARLARA GÖRE BUSELİK MAKAMININ KARŞILAŞTIRILMASI

TÜRK MUSİKİSİNDE NAZARİYATÇILARA VE BESTEKARLARA GÖRE BUSELİK MAKAMININ KARŞILAŞTIRILMASI Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi Sayı 28, Sayfa 17-29, 2009 TÜRK MUSİKİSİNDE NAZARİYATÇILARA VE BESTEKARLARA GÖRE BUSELİK MAKAMININ KARŞILAŞTIRILMASI H. Serdar Çakırer¹, Sühan

Detaylı

AHMED AVNİ KONUK ( )

AHMED AVNİ KONUK ( ) Galata Mevlevihanesi Mevlana Rumi Mevlevi Musiki ve Sema Topluluğu Eğitim Kültür ve Yardımlaşma AHMED AVNİ KONUK (1868-19.3.1938) Kadı Alî-zâde İbrâhim Efendi nin oğlu balmumu taciri Mûsâ Kâzım Efendi

Detaylı

Standard List of Musical Terms. Prepared by Prof. Dr. Mehmet Kalpaklı and Assoc. Prof. Dr. Cenk Güray

Standard List of Musical Terms. Prepared by Prof. Dr. Mehmet Kalpaklı and Assoc. Prof. Dr. Cenk Güray Prepared by Prof. Dr. Mehmet Kalpaklı and Assoc. Prof. Dr. Cenk Güray Ankara January 2016 About the standard list of musical terms The transliteration of Ottoman musical terms shows a great variety, not

Detaylı

TÜRK MÛSĐKÎSĐ NĐN GELENEKSEL SES ve ÂHENK SĐSTEMĐ. Dr. Timuçin Çevikoğlu

TÜRK MÛSĐKÎSĐ NĐN GELENEKSEL SES ve ÂHENK SĐSTEMĐ. Dr. Timuçin Çevikoğlu TÜRK MÛSĐKÎSĐ NĐN GELENEKSEL SES ve ÂHENK SĐSTEMĐ Dr. Timuçin Çevikoğlu Türk Mûsikîsi nin Geleneksel Âhenk Sistemi nden bahsederken öncelikle yüzyılımızın başlarına kadar 700 yıldır anlatılagelen, bugün

Detaylı

Hacı Ârif Bey ( )

Hacı Ârif Bey ( ) Hacı Ârif Bey (1831-1885) Talip Mert Marmara Üniversitesi Hacı Ârif Bey 1831 yılı sonlarında İstanbul Eyüp te doğdu. Asıl adı Mehmed Ârif olup Eyüp Şer î Mahkemesi başkâtiplerinden Ebû Bekir Efendi nin

Detaylı

INVESTIGATION OF SEKERCI UDI HAFIZ CEMIL EFENDI S UD IMPROVISATION IN TERMS OF TUNE AND OVERAGE

INVESTIGATION OF SEKERCI UDI HAFIZ CEMIL EFENDI S UD IMPROVISATION IN TERMS OF TUNE AND OVERAGE ŞEKERCİ UDİ HÂFIZ CEMİL EFENDİ NİN UD TAKSİMLERİ NİN MAKÂM VE GEÇKİ BAKIMINDAN İNCELENMESİ Alper AKDENİZ Anahtar kelimeler: Şekerci Udi Hâfız Cemil Efendi, Taksim, Türk Müziği Eğitimi Keywords: Şekerci

Detaylı

Muaşşer Usûlü. C.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi XIII/1-2009, Erol BAŞARA *

Muaşşer Usûlü. C.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi XIII/1-2009, Erol BAŞARA * C.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi XIII/1-2009, 133-138 Muaşşer Usûlü Erol BAŞARA * Özet Bu çalışmada, TRT Türk Sanat Müziği repertuvarına girmiş bir eserimdeki, tarafımdan oluşturulmuş Muaşşer usûlü müzik

Detaylı

GELENEKSEL TÜRK SANAT MÜZİĞİNDEKİ BAZI MÜREKKEP MAKAMLARDA ORTA ÜÇLÜ ARALIĞIN GÜÇLÜ PERDELERİ BELİRLEYİCİLİĞİ ÜZERİNE BİR İNCELEME

GELENEKSEL TÜRK SANAT MÜZİĞİNDEKİ BAZI MÜREKKEP MAKAMLARDA ORTA ÜÇLÜ ARALIĞIN GÜÇLÜ PERDELERİ BELİRLEYİCİLİĞİ ÜZERİNE BİR İNCELEME GELENEKSEL TÜRK SANAT MÜZİĞİNDEKİ BAZI MÜREKKEP MAKAMLARDA ORTA ÜÇLÜ ARALIĞIN GÜÇLÜ PERDELERİ BELİRLEYİCİLİĞİ ÜZERİNE BİR İNCELEME Erol BAŞARA * Özet: Bu çalışmada Geleneksel Türk Sanat Müziği nde mevcut

Detaylı

TANBURÎ CEMİL BEY İN TAKSîM İCRALARI VE HÜSEYİN SADETTİN AREL İN NAZARİYATINDAKİ HÜSEYNî MAKAMI UYGULAMALARININ KARŞILAŞTIRILMASI

TANBURÎ CEMİL BEY İN TAKSîM İCRALARI VE HÜSEYİN SADETTİN AREL İN NAZARİYATINDAKİ HÜSEYNî MAKAMI UYGULAMALARININ KARŞILAŞTIRILMASI RAST MÜZİKOLOJİ DERGİSİ Uluslararası Müzikoloji Dergisi www.rastmd.com Doi:10.12975/rastmd.2015.03.02.00057 TANBURÎ CEMİL BEY İN TAKSîM İCRALARI VE HÜSEYİN SADETTİN AREL İN NAZARİYATINDAKİ HÜSEYNî MAKAMI

Detaylı

YOZGAT MÜZİK KÜLTÜRÜ VE GELENEKSEL DÎNÎ MÛSİKÎ KÜLTÜRÜMÜZ (MUKAYESELİ BİR DEĞERLENDİRME)

YOZGAT MÜZİK KÜLTÜRÜ VE GELENEKSEL DÎNÎ MÛSİKÎ KÜLTÜRÜMÜZ (MUKAYESELİ BİR DEĞERLENDİRME) YOZGAT MÜZİK KÜLTÜRÜ VE GELENEKSEL DÎNÎ MÛSİKÎ KÜLTÜRÜMÜZ (MUKAYESELİ BİR DEĞERLENDİRME) Ahmet Hakkı TURABİ 1 Özet Müzik, ait olduğu toplumun dînî ve içtimâî değerlerinden ayırdedilemeyen ilmî bir sanattır.

Detaylı

MÜZİK YAZISININ NESİLLER ARASI YOLCULUĞU: NAYÎ OSMAN DEDE VE ABDÜLBAKİ NASIR DEDE

MÜZİK YAZISININ NESİLLER ARASI YOLCULUĞU: NAYÎ OSMAN DEDE VE ABDÜLBAKİ NASIR DEDE 227 MÜZİK YAZISININ NESİLLER ARASI YOLCULUĞU: NAYÎ OSMAN DEDE VE ABDÜLBAKİ NASIR DEDE DOĞRUSÖZ, Nilgün TÜRKİYE/ТУРЦИЯ ÖZET Yazılı müzik malzemelerinin korunması, yaşatılıp notaya alınarak arşivde yerini

Detaylı

İnci. Hoca DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ II (BENTLERLE KURULANLAR)

İnci. Hoca DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ II (BENTLERLE KURULANLAR) DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ II (BENTLERLE KURULANLAR) BENTLERLE KURULAN NAZIM BİÇİMLERİ A. BENT SAYISI TEK OLANLAR (TEK DÖRTLÜKTEN OLUŞANLAR) RUBAİ Edebiyatımıza İran edebiyatından gelmiştir. Dört

Detaylı

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi AKTS Türk Sanat Müziği Tür ve Biçim Bilgisi MÜZS012 V Ön koşul Dersler - Dersin Dili

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi AKTS Türk Sanat Müziği Tür ve Biçim Bilgisi MÜZS012 V Ön koşul Dersler - Dersin Dili Dersin Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi AKTS Türk Sanat Müziği Tür ve Biçim Bilgisi MÜZS012 V 2+0 2 4 Ön koşul Dersler - Dersin Dili Türkçe Dersin Türü Zorunlu Dersin Koordinatörü - Dersi Veren Dersin Yardımcıları

Detaylı

GELENEKSEL TÜRK SANAT MÜZİĞİNDE MAKAM GEÇKİLERİ

GELENEKSEL TÜRK SANAT MÜZİĞİNDE MAKAM GEÇKİLERİ EKOD / 2018 (12): 1-11 GELENEKSEL TÜRK SANAT MÜZİĞİNDE MAKAM GEÇKİLERİ Maqam Modulations in Traditional Turkish Art Music Halil ALTINKÖPRÜ * ÖZ Geçmişten günümüze gelen makam ve usul zenginlikleriyle Türk

Detaylı

TRT REPERTUVARINDA BULUNAN VE

TRT REPERTUVARINDA BULUNAN VE C.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi 2012, Cilt: XVI, Sayı: 1 Sayfa: 335-351 TRT REPERTUVARINDA BULUNAN VE 17. 19. YÜZYILLAR ARA- SINDA BESTELENMİŞ BÛSELİK MAKAMINDAKİ SÖZLÜ ESERLE- RİN BESTECİ, FORM VE USÛLLERİ

Detaylı

Yorgo Bacanos un Ud İcrasındaki Aralıklar ve Arel Ezgi- Uzdilek Ses Sistemi ne Göre Bir Karşılaştırma

Yorgo Bacanos un Ud İcrasındaki Aralıklar ve Arel Ezgi- Uzdilek Ses Sistemi ne Göre Bir Karşılaştırma G.Ü. Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi Cilt 22, Sayı 2 (2002) 155-161 Yorgo Bacanos un Ud İcrasındaki Aralıklar ve Arel Ezgi- Uzdilek Ses Sistemi ne Göre Bir Karşılaştırma The Intervals in the Ud performance

Detaylı

Eğitim ve Öğretim Araştırmaları Dergisi Journal of Research in Education and Teaching Ağustos 2017 Cilt: 6 Sayı: 3 Makale No: 36 ISSN:

Eğitim ve Öğretim Araştırmaları Dergisi Journal of Research in Education and Teaching Ağustos 2017 Cilt: 6 Sayı: 3 Makale No: 36 ISSN: Journal o Research in Education and Teaching MAKAMLARIN KANUN İLE İCRASINDA KULLANILAN MANDAL SAYILARININ CİNUÇEN TANRIKORUR UN BESTELEDİĞİ SEYR-İ NÂTIK İLE BELİRLENMESİ Öğr. Gör. Murat Can Necmettin Erbakan

Detaylı

SULTAN III. SELİM HÂN IN TERKÎB ETTİĞİ TÜRK MÛSIKÎSİ MAKAMLARININ İNCELENMESİ

SULTAN III. SELİM HÂN IN TERKÎB ETTİĞİ TÜRK MÛSIKÎSİ MAKAMLARININ İNCELENMESİ Ankyra: Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2011, 2(2) DOI: 10.1501/sbeder_0000000035 SULTAN III. SELİM HÂN IN TERKÎB ETTİĞİ TÜRK MÛSIKÎSİ MAKAMLARININ İNCELENMESİ Ferdi KOÇ Ankara Üniversitesi

Detaylı

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır.

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır. Edebiyatı Sanatçıları Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. ı vardır. MEVLANA: XIII.yüzyılda yaşamıştır. Birkaç

Detaylı

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım İLETİŞİM, DİL VE KÜLTÜR 1. İletişim 2. İnsan, İletişim ve Dil 3. Dil Kültür İlişkisi DİLLERİN SINIFLANDIRILMASI VE TÜRKÇENİN DÜNYA DİLLERİ ARASINDAKİ YERİ 1. Dillerin Sınıflandırılması

Detaylı

Giriş Geleneksel Türk Sanat Müziğinde her makam belli bir perdede tasarlanmış, adlandırılmış ve başka perdelere göçürülmesine de

Giriş Geleneksel Türk Sanat Müziğinde her makam belli bir perdede tasarlanmış, adlandırılmış ve başka perdelere göçürülmesine de C.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi XII/2-2008, 261-267 Saz Ve Söz Dergisinde Yayınlanan İsmail Hakkı Bey in Kur a Marşı Ve Nevâ da Rast Makamı Erol BAŞARA Özet Bu çalışmada, Osmanlıca yazılmış Saz ve Söz

Detaylı

TÜRK EDEBİYATI 10. SINIFLAR 17 Nisan 2015

TÜRK EDEBİYATI 10. SINIFLAR 17 Nisan 2015 ADI : SOYADI:. SINIF : NU.:.. TÜRK EDEBİYATI 10. SINIFLAR 17 Nisan 2015 KAHTA FEN LİSESİ 2014 2015 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI II. DÖNEM I. YAZILI. 1. SORU 2. SORU 3. SORU 4. SORU 5. SORU 6. SORU 7. SORU 8. SORU

Detaylı

İSLÂM TARİHİ VE SANATLARI BÖLÜMÜ. Doç. Dr. HÜSEYİN AKPINAR Türk Din Mûsikîsi Anabilim Dalı

İSLÂM TARİHİ VE SANATLARI BÖLÜMÜ. Doç. Dr. HÜSEYİN AKPINAR Türk Din Mûsikîsi Anabilim Dalı İSLÂM TARİHİ VE SANATLARI BÖLÜMÜ Doç. Dr. HÜSEYİN AKPINAR Türk Din Mûsikîsi Anabilim Dalı Eposta: hakpinar@harran.edu.tr ; akpinar64@hotmail.com Telefon: 0414 318 (1003), (1707); 552 216 36 12 ÖĞRENİM

Detaylı

Necdet Yaşar 1953 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ni bitirdi.

Necdet Yaşar 1953 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ni bitirdi. Necdet Yaşar Müzik Yaşamı Necdet Yaşar 1953 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ni bitirdi. Müziğe bağlama çalarak başladı. Mesut Cemil'in tambur çalışını dinledikten sonra, 20 yaşında tanbura

Detaylı

SULTÂN III. SELÎM İN BESTE FORMUNDAKİ ESERLERİNİN USÛL - ARÛZ VEZNİ İLİŞKİSİ YÖNÜNDEN İNCELENMESİ

SULTÂN III. SELÎM İN BESTE FORMUNDAKİ ESERLERİNİN USÛL - ARÛZ VEZNİ İLİŞKİSİ YÖNÜNDEN İNCELENMESİ I T. C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MÜZİK ANABİLİM DALI TÜRK SANAT MÜZİĞİ BİLİM DALI SULTÂN III. SELÎM İN BESTE FORMUNDAKİ ESERLERİNİN USÛL - ARÛZ VEZNİ İLİŞKİSİ YÖNÜNDEN İNCELENMESİ

Detaylı

T.C. İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ DEVLET KONSERVATUVARI MÜZİK BÖLÜMÜ TÜRK HALK MÜZİĞİ ANASANAT DALI DERS İÇERİKLERİ

T.C. İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ DEVLET KONSERVATUVARI MÜZİK BÖLÜMÜ TÜRK HALK MÜZİĞİ ANASANAT DALI DERS İÇERİKLERİ T.C. İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ DEVLET KONSERVATUVARI MÜZİK BÖLÜMÜ TÜRK HALK MÜZİĞİ ANASANAT DALI DERS İÇERİKLERİ LİSANS I Türk Müziği Nazariyatı I-II (2+0) Kredi: 2 Genel müzik bilgileri. Türk ve Batı Müziği

Detaylı

AREL-EZGİ-UZDİLEK KURAMINDA ARTIK İKİLİ ARALIĞI VE ÇEŞİTLİ MAKAMLARA GÖRE UYGULAMADAKİ YANSIMALARI

AREL-EZGİ-UZDİLEK KURAMINDA ARTIK İKİLİ ARALIĞI VE ÇEŞİTLİ MAKAMLARA GÖRE UYGULAMADAKİ YANSIMALARI AREL-EZGİ-UZDİLEK KURAMINDA ARTIK İKİLİ ARALIĞI VE ÇEŞİTLİ MAKAMLARA GÖRE UYGULAMADAKİ YANSIMALARI Doç. Dr. Gülçin YAHYA KAÇAR Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Bölümü Müzik Eğitimi Anabilim

Detaylı

Y. Lisans Türk Müziği İst. Teknik Üniv. 1989. Sanatta Yeterlilik Türk Müziği İst. Teknik Üniv. 1994

Y. Lisans Türk Müziği İst. Teknik Üniv. 1989. Sanatta Yeterlilik Türk Müziği İst. Teknik Üniv. 1994 Adı Soyadı: Güldeniz EKMEN AGİŞ Doğum Tarihi: 01.08.1958 Unvanı: Yardımcı Doçent Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı İst. Teknik Üniv. 1979 Y. Lisans Türk Müziği İst.

Detaylı

Türk Musikisinde Nazariyatçılara ve Bestekârlara Göre Çargâh Makamının Karşılaştırılması

Türk Musikisinde Nazariyatçılara ve Bestekârlara Göre Çargâh Makamının Karşılaştırılması TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ 419 Türk Musikisinde Nazariyatçılara ve Bestekârlara Göre Çargâh Makamının Karşılaştırılması The Comparation of the Çargâh Makam in Turkish Music between Theorests and Composers

Detaylı

50 MİMARİ I TAHİR AĞA TEKKESİ TAHİR AĞA TEKKESİ. Yazı ve Fotoğraf: İsmail Büyükseçgin /

50 MİMARİ I TAHİR AĞA TEKKESİ TAHİR AĞA TEKKESİ. Yazı ve Fotoğraf: İsmail Büyükseçgin / 50 MİMARİ I TAHİR AĞA TEKKESİ TAHİR AĞA TEKKESİ Yazı ve Fotoğraf: İsmail Büyükseçgin / seckinmimarlik@ttmail.com Yazı ve Fotoğraf: İsmail Büyükseçgin / seckinmimarlik@ttmail.com MİMARİ I TAHİR AĞA TEKKESİ

Detaylı

NECDET YAŞAR IN GEÇİŞ TAKSİMLERİNİN MAKAMSAL VE TEKNİK YAPI YÖNÜNDEN İNCELENMESİ

NECDET YAŞAR IN GEÇİŞ TAKSİMLERİNİN MAKAMSAL VE TEKNİK YAPI YÖNÜNDEN İNCELENMESİ The Journal of Academic Social Science Studies International Journal of Social Science Doi number:http://dx.doi.org/10.9761/jasss2257 Number: 26, p. 231-245, Summer II 2014 NECDET YAŞAR IN GEÇİŞ TAKSİMLERİNİN

Detaylı

Niyazi Karasar. (2007). Bilimsel Araştırma Yöntemi. Nobel Yayın Dağıtım, Ankara, s.77 3

Niyazi Karasar. (2007). Bilimsel Araştırma Yöntemi. Nobel Yayın Dağıtım, Ankara, s.77 3 Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Cilt: 8 Sayı: 39 Volume: 8 Issue: 39 Ağustos 2015 August 2015 www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581 İSTANBUL YAHUDİ

Detaylı

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ a. 14.Yüzyıl Orta Asya Sahası Türk Edebiyatı ( Harezm Sahası ve Kıpçak Sahası ) b. 14.Yüzyılda Doğu Türkçesi ile Yazılmış Yazarı Bilinmeyen Eserler c.

Detaylı

HAMMÂMÎZÂDE İSMÂİL DEDE EFENDİ NİN MEVLEVÎ ÂYÎNLERİNDEKİ MAKAM VE FORM ANLAYIŞININ TÜRK DİN MÛSİKÎSİNE ETKİLERİ

HAMMÂMÎZÂDE İSMÂİL DEDE EFENDİ NİN MEVLEVÎ ÂYÎNLERİNDEKİ MAKAM VE FORM ANLAYIŞININ TÜRK DİN MÛSİKÎSİNE ETKİLERİ DOI: 10.7816/idil-01-04-05 HAMMÂMÎZÂDE İSMÂİL DEDE EFENDİ NİN MEVLEVÎ ÂYÎNLERİNDEKİ MAKAM VE FORM ANLAYIŞININ TÜRK DİN MÛSİKÎSİNE ETKİLERİ Dr. Sühan İRDEN 1 ÖZET Bu araştırma; Hammâmîzâde İsmâil Dede Efendi

Detaylı

EROL DERAN IN ACEMKÜRDİ MAKAMINDAKİ KANUN TAKSİMİNİN MAKAMSAL YAPI BAKIMINDAN İNCELENMESİ*

EROL DERAN IN ACEMKÜRDİ MAKAMINDAKİ KANUN TAKSİMİNİN MAKAMSAL YAPI BAKIMINDAN İNCELENMESİ* EROL DERAN IN ACEMKÜRDİ MAKAMINDAKİ KANUN TAKSİMİNİN MAKAMSAL YAPI BAKIMINDAN İNCELENMESİ* A STUDY ON EROL DERAN S ACEMKURDI KANUN IMPROVISATION IN TERMS OF KANUN MODAL STRUCTURE Emre Erdoğan Erciyes Üniversitesi,

Detaylı

RAST MÜZİKOLOJİ DERGİSİ Uluslararası Müzikoloji Dergisi www.rastmd.com. Doi:http://dx.doi.org/10.12975/rastmd.2015.03.02.00038

RAST MÜZİKOLOJİ DERGİSİ Uluslararası Müzikoloji Dergisi www.rastmd.com. Doi:http://dx.doi.org/10.12975/rastmd.2015.03.02.00038 RAST MÜZİKOLOJİ DERGİSİ Uluslararası Müzikoloji Dergisi www.rastmd.com Doi:http://dx.doi.org/10.12975/rastmd.2015.03.02.00038 BİLEŞİK MAKÂM BÛSELİK Dr. Sühan İRDEN 1 ÖZET Bu araştırmanın amacı Türk mûsikîsi

Detaylı

Prof. Dr. ÂMİL ÇELEBİOĞLU HATIRA DOSYASI

Prof. Dr. ÂMİL ÇELEBİOĞLU HATIRA DOSYASI Prof. Dr. ÂMİL ÇELEBİOĞLU HATIRA DOSYASI Divan Edebiyatı Araştırmaları Dergisi 10, İstanbul 2013, 1-4. Âmil Çelebioğlu nun Hayatı SEBAHAT DENİZ * Âmil Çelebioğlu, 20 Nisan 1934 tarihinde Konya nın Karaman

Detaylı

CEMİL BEY İN KEMENÇE İCRASINDA KULLANMIŞ OLDUĞU SÜSLEMELER

CEMİL BEY İN KEMENÇE İCRASINDA KULLANMIŞ OLDUĞU SÜSLEMELER CEMİL BEY İN KEMENÇE İCRASINDA KULLANMIŞ OLDUĞU SÜSLEMELER Öz Vasfi HATİPOĞLU Bu çalışmada, büyük kemençe virtüozu Cemil Bey in Traditional Crossrouads tarafından 1995 yılında yayınlanmış olan Vol. II&III

Detaylı

10.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

10.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ EKİM AY HAFTA DERS SAATİ KONU ADI KAZANIMLAR TEST NO TEST ADI 1 EDEBİYAT TARİHİ / TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERE AYRILMASINDAKİ ÖLÇÜTLER 1.Edebiyat tarihinin uygarlık tarihi içindeki yerini.edebiyat tarihinin

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü SİVAS Doktora Tezi: İslam Tarihi ve Medeniyetinde Salâ ve Salâvatlar

ÖZGEÇMİŞ Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü SİVAS Doktora Tezi: İslam Tarihi ve Medeniyetinde Salâ ve Salâvatlar ÖZGEÇMİŞ Doğum Tarihi ve Yeri: 1971 - Amasya EĞİTİM BİLGİLERİ 2013 Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü SİVAS Doktora Tezi: İslam Tarihi ve Medeniyetinde Salâ ve Salâvatlar 2004 Ankara Üniversitesi

Detaylı

YAHYA KEMAL BEYATLI (1884-1958)

YAHYA KEMAL BEYATLI (1884-1958) YAHYA KEMAL BEYATLI (1884-1958) Yahya Kemal Beyatlı 2 Aralık 1884 tarihinde bugün Makedonya sınırları içerisinde bulunan Üsküp te dünyaya geldi. Asıl adı Ahmet Agâh tır. Şehsuvar Paşa torunlarından olduğu

Detaylı

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim Yusuf Yeşilkaya www.yusufyesilkaya.com yusufyesilkaya@gmail.com 26 Mayıs 1904 tarihinde İstanbul Çemberlitaş ta dünyaya gelen Necip Fazıl, hem kültürlü hem de varlıklı bir ailenin çocuğudur. Dört-beş yaşında

Detaylı

TÜRK MÛSĐKÎSĐNDE NOTANIN TARĐHÇESĐ. Dr. Timuçin ÇEVĐKOĞLU

TÜRK MÛSĐKÎSĐNDE NOTANIN TARĐHÇESĐ. Dr. Timuçin ÇEVĐKOĞLU TÜRK MÛSĐKÎSĐNDE NOTANIN TARĐHÇESĐ Dr. Timuçin ÇEVĐKOĞLU Türk Mûsikîsi'nin öğretim ve aktarımında yüzyıllar boyunca adına "meşk" denilen bir sistem kullanılmıştır. Çeşitli avantajlarının yanında önemli

Detaylı

TANBURİ CEMİL BEY İCRASININ ANALİZİ VE KURAMSAL DEĞERLER İLE KARŞILAŞTIRILMASI. Öğr. Gör. Eren Özek *

TANBURİ CEMİL BEY İCRASININ ANALİZİ VE KURAMSAL DEĞERLER İLE KARŞILAŞTIRILMASI. Öğr. Gör. Eren Özek * TANBURİ CEMİL BEY İCRASININ ANALİZİ VE KURAMSAL DEĞERLER İLE KARŞILAŞTIRILMASI Öğr. Gör. Eren Özek * ÖZ Türk Müziği tarihinde kuramsal çalışmaların en önemlilerinin başında 13.yy da yaşamış olan Safiyüddin

Detaylı

Prof. Dr. Osman HORATA TDE 472 Eski Türk Edebiyatı Ders Notları

Prof. Dr. Osman HORATA TDE 472 Eski Türk Edebiyatı Ders Notları KLASİK ÜSLUP Günlük konuşma diline ait unsurların yoğun bir şekilde kullanıldığı folklorik üslup, klasik estetiğin derinlik ve zarafetinden yoksun olması sebebiyle basit bulunmuş, folklorik üslubun yüzeyselliğine

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : GELENEKSEL TÜRK SANAT MÜZİĞİ Ders No : 0310330206 : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 3 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili

Detaylı

Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 5, Sayı: 44, Nisan 2017, s

Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 5, Sayı: 44, Nisan 2017, s Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 5, Sayı: 44, Nisan 2017, s. 10-22 Yayın Geliş Tarihi / Article Arrival Date Yayınlanma Tarihi / The Publication Date 26.02.2017 13.04.2017 Öğr. Gör. Elif Bilge

Detaylı

SULTAN VELED DİVANI (ÇEV. PROF. DR. VEYİS DEĞİRMENÇAY) ŞEYDA ARISOY

SULTAN VELED DİVANI (ÇEV. PROF. DR. VEYİS DEĞİRMENÇAY) ŞEYDA ARISOY SULTAN VELED DİVANI (ÇEV. PROF. DR. VEYİS DEĞİRMENÇAY) ŞEYDA ARISOY Divan yazma Anadolu da 13. ve 19. yüzyıllar arasında görülen şairlerin değişik nazım türlerinde kaleme alınmış şiirlerini bir araya topladıkları

Detaylı

GELENEKSEL ELAZIĞ-HARPUT MÜZİĞİNDE KULLANILAN MAKAMLAR *

GELENEKSEL ELAZIĞ-HARPUT MÜZİĞİNDE KULLANILAN MAKAMLAR * GELENEKSEL ELAZIĞ-HARPUT MÜZİĞİNDE KULLANILAN MAKAMLAR * THE MAQAMS USED IN TRADITIONAL HARPUT S MUSIC МЕЛОДИИ, ИСПОЛЬЗОВАННЫЕ В ТРАДИЦИОННОЙ МУЗЫКЕ ЭЛАЗЫГА Savaş EKİCİ ** Özet Harput müziği; anonim Türk

Detaylı

XVII. YÜZYIL ÜÇ BESTEKÂRININ ALTI ÂYİN-İ ŞERÎFİNİN MÜZİKÂL ANALİZİ MUSICAL ANALYSIS OF SIX ÂYÎN-I ŞERÎF OF THE THREE COMPOSERS OF XVII.

XVII. YÜZYIL ÜÇ BESTEKÂRININ ALTI ÂYİN-İ ŞERÎFİNİN MÜZİKÂL ANALİZİ MUSICAL ANALYSIS OF SIX ÂYÎN-I ŞERÎF OF THE THREE COMPOSERS OF XVII. Cilt-Volume: 3 Sayı-Issue: 1 Sayfa-Page: 79-90 Bahar-Spring Yıl-Year: 2018 IBD, 2018; 3(1):79-90 Geliş tarihi/first received: 26.10.2017 Kabul tarihi/ccepted: 08.12.2017 XVII. YÜZYIL ÜÇ BESTEKÂRININ LTI

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : ORKESTRA / ODA MÜZİĞİ II Ders No : 03103304 Teorik : 1 Pratik : Kredi : ECTS : 3 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili Öğretim

Detaylı

TÜRK MÜZİĞİ SERTİFİKA EĞİTİM PROGRAMI

TÜRK MÜZİĞİ SERTİFİKA EĞİTİM PROGRAMI 1 İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ TÜRK MÜZİĞİ SERTİFİKA EĞİTİM PROGRAMI I.KUR PROGRAMI 2 MÜZİK NEDİR! Duygularımızı, düşüncelerimizi veya olayları anlatmak amacıyla ölçülü ve düzenli seslerin sanat düşünceleri içerisinde

Detaylı

C. Ü. İlah/yat. Fakültesi Dergisi. Saz Ve SÖz Dergisinde Yayınlanan İsmail Hakkı Bey'in Kur'a. Erol BAŞARA"

C. Ü. İlah/yat. Fakültesi Dergisi. Saz Ve SÖz Dergisinde Yayınlanan İsmail Hakkı Bey'in Kur'a. Erol BAŞARA C. Ü. İlah/yat Fakültesi Dergisi XII/2-20D_8, 261-267 Saz Ve SÖz Dergisinde Yayınlanan İsmail Hakkı Bey'in Kur'a Marşı Ve Neva'da Rast Makamı Erol BAŞARA" Özet Bu çalışmada, Osmanlıca yazılmış "Saz ve

Detaylı

This article was checked by ithenticate.

This article was checked by ithenticate. Social Sciences, p. 737-748 DOI Number: http://dx.doi.org/10.7827/turkishstudies.13697 ISSN: 1308-2140, ANKARA-TURKEY Research Article / Araştırma Makalesi Article Info/Makale Bilgisi Received/Geliş: Haziran

Detaylı

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Ortaöğretim Genel Müdürlüğü GÜZEL SANATLAR LİSESİ. ÇALGI EĞİTİMİ NEY DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI 9, 10, 11 ve 12.

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Ortaöğretim Genel Müdürlüğü GÜZEL SANATLAR LİSESİ. ÇALGI EĞİTİMİ NEY DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI 9, 10, 11 ve 12. T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Ortaöğretim Genel Müdürlüğü GÜZEL SANATLAR LİSESİ ÇALGI EĞİTİMİ NEY DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI 9, 10, 11 ve 12. Sınıflar Ankara 2016 İÇİNDEKİLER GİRİŞ...3 NEY DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI

Detaylı

Muallim İsmail Hakkı Bey in Bestecilik Yönü ve Ferahfeza Peşrevinin İncelenmesi İrfan KARADUMAN *

Muallim İsmail Hakkı Bey in Bestecilik Yönü ve Ferahfeza Peşrevinin İncelenmesi İrfan KARADUMAN * C.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi XIV/1-2010, 345-354 Muallim İsmail Hakkı Bey in Bestecilik Yönü ve Ferahfeza Peşrevinin İncelenmesi İrfan KARADUMAN * Özet: Türk mûsıkîsinin yapı taşlarından birisi makamsal

Detaylı

2011 2012 KUBBEALTI SOHBETLERİ

2011 2012 KUBBEALTI SOHBETLERİ 2011 2012 KUBBEALTI SOHBETLERİ 1.Sohbet Fuzûlî ve Bestelenmiş Şiirleri (Sohbet ve Mûsıkî Programı) Konuşmacı: Özcan Ergiydiren Konu: Fuzûlî ve Bestelenmiş Şiirleri (Sohbet ve Mûsıkî Programı) Tarih: 1

Detaylı

17 Eylül 2016 Devlet Sanatçısı Prof. Dr. Alâeddin Yavaşca Özel Konseri. Hazırlayan ve Yöneten Halil İbrahim Yüksel. Sunum Metni Bilge Sumer

17 Eylül 2016 Devlet Sanatçısı Prof. Dr. Alâeddin Yavaşca Özel Konseri. Hazırlayan ve Yöneten Halil İbrahim Yüksel. Sunum Metni Bilge Sumer 17 Eylül 2016 Devlet Sanatçısı Prof. Dr. Alâeddin Yavaşca Özel Konseri Hazırlayan ve Yöneten Halil İbrahim Yüksel Sunum Metni Bilge Sumer BÖLÜM : I Ahmet Hamdi Tanpınar, Beş Şehir adlı eserinin İstanbul

Detaylı

Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science

Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science ISSN: 2149-0821 Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science Yıl: 5, Sayı: 20, ġubat 2018, s. 1-17 Prof.Dr. Gözde ÇOLAKOĞLU SARI İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Müzikoloji Bölümü, gozde.colakoglu@gmail.com

Detaylı

Tablo 1: Müelliflerin doğum/ölüm ve kitap telif tarihleri Yazar Hangi Tarihler arasında yaşadı Eser Telif Tarihi

Tablo 1: Müelliflerin doğum/ölüm ve kitap telif tarihleri Yazar Hangi Tarihler arasında yaşadı Eser Telif Tarihi Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Cilt: 10 Sayı: 50 Volume: 10 Issue: 50 Haziran 2017 June 2017 www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581 NÂYÎ OSMAN

Detaylı

GİRİŞ. Çalışmada kaynak; nota arşivleri, yerli tarihi kaynaklar ve daha önce yapılmış araştırmalar ile sınırlıdır.

GİRİŞ. Çalışmada kaynak; nota arşivleri, yerli tarihi kaynaklar ve daha önce yapılmış araştırmalar ile sınırlıdır. 1 GİRİŞ Türk Mûsikîsi Klâsik Dönem bestekârlarının, son temsilcisi olarak kabul edilen Hoca Mehmet Zekâi Dede, kendisinden sonra gelen kuşaklara yol göstermiştir. Çalışmada, Zekâi Dede Efendi nin Hicazkâr

Detaylı

Müşterek Şiirler Divanı

Müşterek Şiirler Divanı Müşterek Şiirler Divanı Yazar İ. Hakkı Aksoyak ISBN: 978-605-9247-54-2 1. Baskı Nisan, 2017 / Ankara 1000 Adet Yayınları Yayın No: 228 Web: grafikeryayin.com Kapak ve Sayfa Tasarımı Baskı ve Cilt Grafik-Ofset

Detaylı

PROF. DR. MESERRET DĐRĐÖZ

PROF. DR. MESERRET DĐRĐÖZ 2 Meserret DĐRĐÖZ PROF. DR. MESERRET DĐRĐÖZ ÖZGEÇMĐŞĐ: Enis Alapaytaç ve Hafize Hanım ın kızları olarak 1923 te Tarsus ta doğdu. Đlkokul ve ortaokulu Tarsus ta, liseyi de Đstanbul da Kandilli Kız Lisesi

Detaylı

ZEKÂİ DEDE NİN HAYATI VE HİCAZKÂR TAKIMI İÇERİSİNDE YER ALAN ESERLERİNİN ANALİZİ. Aslı SÜSLÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ

ZEKÂİ DEDE NİN HAYATI VE HİCAZKÂR TAKIMI İÇERİSİNDE YER ALAN ESERLERİNİN ANALİZİ. Aslı SÜSLÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ ZEKÂİ DEDE NİN HAYATI VE HİCAZKÂR TAKIMI İÇERİSİNDE YER ALAN ESERLERİNİN ANALİZİ Aslı SÜSLÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ Müzik Anabilim Dalı Danışman : Doç. Dr. Nikolay DUMSEV Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal

Detaylı

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ BU HAFTA ÜNLÜ ŞAİRİMİZ MEHMET AKİF ERSOY A AYDIN BAKIŞLAR KONFERANS DİZİSİNİN İKİNCİ OTURUMUNU GERİDE BIRAKTI.

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ BU HAFTA ÜNLÜ ŞAİRİMİZ MEHMET AKİF ERSOY A AYDIN BAKIŞLAR KONFERANS DİZİSİNİN İKİNCİ OTURUMUNU GERİDE BIRAKTI. İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ BU HAFTA ÜNLÜ ŞAİRİMİZ MEHMET AKİF ERSOY A AYDIN BAKIŞLAR KONFERANS DİZİSİNİN İKİNCİ OTURUMUNU GERİDE BIRAKTI. İstanbul Aydın Üniversitesi Türkiye Araştırmaları Merkezi nin

Detaylı

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ/GÜZEL SANATLAR EĞİTİMİ (DR)

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ/GÜZEL SANATLAR EĞİTİMİ (DR) SİBEL KARAMAN DOKTOR ÖĞRETİM ÜYESİ E-Posta Adresi skaraman71@hotmail.com Telefon (İş) Telefon (Cep) Faks Adres 2348280-8507 5323518707 Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Yerleşkesi 45140 Yunusemre/Manisa Öğrenim

Detaylı

Şerif Kocadon için mevlit

Şerif Kocadon için mevlit Şerif Kocadon için mevlit 85 yaşında aramızdan ayrılan Bekir Şerif Kocadon için evinde mevlit okundu. Bodrum eşrafından merhum Mehmet Kocadon un oğlu, Fatma Kocadon un eşi; Bodrum Belediye Başkanı Mehmet

Detaylı

HATİP ZÂKİRÎ HASAN EFENDİ NİN NÜHÜFT MAKAMINDAKİ İMAM HÜSEYİN MERSİYESİ

HATİP ZÂKİRÎ HASAN EFENDİ NİN NÜHÜFT MAKAMINDAKİ İMAM HÜSEYİN MERSİYESİ HATİP ZÂKİRÎ HASAN EFENDİ NİN NÜHÜFT MAKAMINDAKİ İMAM HÜSEYİN MERSİYESİ Özet Gülçin YAHYA KAÇAR * Bu çalışmada, XV. yüzyılın ilk yarısında yaşamış büyük alim, şeyh ve mutasavvıf Yazıcıoğlu Mehmet Efendi

Detaylı

OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik

OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik OSMANLI YAPILARINDA İZNİK ÇİNİLERİ Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik Çinileri, KültK ltür r Bakanlığı Osmanlı Eserleri, Ankara 1999 Adana Ramazanoğlu Camii Caminin kitabelerinden yapımına 16. yy da Ramazanoğlu

Detaylı

NEY METODU SAYFA 066 NEY METHOD PAGE 066. Resim no:0037/a Picture no: 0037/A

NEY METODU SAYFA 066 NEY METHOD PAGE 066. Resim no:0037/a Picture no: 0037/A NEY METODU SAYFA 066 NEY METHOD PAGE 066 ÜÇÜNCÜ DEVRE SESLERİ THIRD DEGREE SOUNDS Öğreneceğimiz NEVÂ, HÜSEYNÎ, ACEM, EVC, GERDÂNİYE, NÎM ŞEHNÂZ ve MUHAYYER seslerinin tümünü üflerken, aşîrân perdesinin

Detaylı

Bin Yıllık Musiki Kültürümüze Katkı Sunuyoruz. 14 Ocak 2014 Kürdilihicazkâr Faslı Beraber ve Solo Şarkılar Konseri

Bin Yıllık Musiki Kültürümüze Katkı Sunuyoruz. 14 Ocak 2014 Kürdilihicazkâr Faslı Beraber ve Solo Şarkılar Konseri Bin Yıllık Musiki Kültürümüze Katkı Sunuyoruz 14 Ocak 2014 Kürdilihicazkâr Faslı Beraber ve Solo Şarkılar Konseri Müdürlüğümüz bünyesinde faaliyet gösteren AKM Klasik Türk Sanat Müziği Korosunun Şef Mitat

Detaylı

GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ GAZĠ EĞĠTĠM FAKÜLTESĠ GÜZEL SANATLAR EĞĠTĠMĠ BÖLÜMÜ MÜZĠK ÖĞRETMENLĠĞĠ LĠSANS PROGRAMI DERS ĠÇERĠKLERĠ

GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ GAZĠ EĞĠTĠM FAKÜLTESĠ GÜZEL SANATLAR EĞĠTĠMĠ BÖLÜMÜ MÜZĠK ÖĞRETMENLĠĞĠ LĠSANS PROGRAMI DERS ĠÇERĠKLERĠ GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ GAZĠ EĞĠTĠM FAKÜLTESĠ GÜZEL SANATLAR EĞĠTĠMĠ BÖLÜMÜ MÜZĠK ÖĞRETMENLĠĞĠ LĠSANS PROGRAMI DERS ĠÇERĠKLERĠ 3.SINIF VI. YARIYIL MZ302A - Müziksel Ġşitme Okuma Yazma VI (2-0-2) Akts Kredisi:

Detaylı

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler OLAY ÇEVRESINDE GELIŞEN EDEBI METINLER Oğuz Türkçesinin Anadolu daki ilk ürünleri Anadolu Selçuklu Devleti

Detaylı

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 12. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 12. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ AY HAFTA DERS SAATİ KONU ADI KAZANIMLAR TEST NO TEST ADI 1 2 EDEBİ BİLGİLER (ŞİİR BİLGİSİ) 1. İncelediği şiirden hareketle metnin oluşmasına imkân sağlayan zihniyeti 2. Şiirin yapısını çözümler. 3. Şiirin

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 KISALTMALAR GİRİŞ İran ve Türk Edebiyatlarında Husrev ü Şirin Hikâyesi BİRİNCİ BÖLÜM Âzerî nin Biyografisi...

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 KISALTMALAR GİRİŞ İran ve Türk Edebiyatlarında Husrev ü Şirin Hikâyesi BİRİNCİ BÖLÜM Âzerî nin Biyografisi... İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 KISALTMALAR...11 GİRİŞ İran ve Türk Edebiyatlarında Husrev ü Şirin Hikâyesi...13 BİRİNCİ BÖLÜM Âzerî nin Biyografisi...27 5 İKİNCİ BÖLÜM Husrev ü Şirin Mesnevisinin İncelenmesi...57

Detaylı

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ Kur an-ı Kerim : Allah tarafından vahiy meleği Cebrail aracılığıyla, son Peygamber Hz. Muhammed e indirilen ilahi bir mesajdır. Kur an kelime olarak okumak, toplamak, bir araya

Detaylı

Türk Din Mûsikîsi El Kitabı

Türk Din Mûsikîsi El Kitabı Türk Din Mûsikîsi El Kitabı Genel Editör ve Proje Yürütücüsü Prof. Dr. Eyüp Baş Editör Prof. Dr. Ahmet Hakkı Turabi Yazarlar Prof. Dr. Ahmet Hakkı Turabi Prof. Dr. M. Safa Yeprem Prof. Dr. Fazlı Arslan

Detaylı

NECDET YAŞAR IN TANBUR TAKSİMLERİNİN MAKAMSAL VE TEKNİK ANALİZİ

NECDET YAŞAR IN TANBUR TAKSİMLERİNİN MAKAMSAL VE TEKNİK ANALİZİ T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MÜZİK ANABİLİM DALI TÜRK SANAT MÜZİĞİ BİLİM DALI NECDET YAŞAR IN TANBUR TAKSİMLERİNİN MAKAMSAL VE TEKNİK ANALİZİ YÜKSEK LİSANS TEZİ DANIŞMAN Yrd. Doç.

Detaylı

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ DİLEK SABANCI DEVLET KONSERVATUVARI GELENEKSEL TÜRK MÜZİĞİ BÖLÜMÜ TÜRK SANAT MÜZİĞİ ANASANAT DALI SES SANAT DALI

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ DİLEK SABANCI DEVLET KONSERVATUVARI GELENEKSEL TÜRK MÜZİĞİ BÖLÜMÜ TÜRK SANAT MÜZİĞİ ANASANAT DALI SES SANAT DALI T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ DİLEK SABANCI DEVLET KONSERVATUVARI GELENEKSEL TÜRK MÜZİĞİ BÖLÜMÜ TÜRK SANAT MÜZİĞİ ANASANAT DALI SES SANAT DALI DERS İÇERİKLERİ HAZIRLIK SINIFI 1802111 Türk Müziği Solfej ve Teorisi-H

Detaylı

TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ

TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı Sözlü Dönem Yazılı Dönem İslamî Dönem Türk Edebiyatı Geçiş Dönemi Divan Edebiyatı Halk Edebiyatı Batı etkisinde Gelişen Türk Edebiyatı Tanzimat

Detaylı

TÜRK MÜZİĞİ ÇALGI TOPLULUKLARI

TÜRK MÜZİĞİ ÇALGI TOPLULUKLARI GÜZEL SANATLAR VE SPOR LİSELERİ TÜRK MÜZİĞİ ÇALGI TOPLULUKLARI 12 DERS KİTABI YAZARLAR Ayşe AKAR KOPARİPEK Hakan Cumhur KAHRAMAN DEVLET KİTAPLARI İKİNCİ BASKI..., 2015 MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI..:

Detaylı

MÜZİK VE GÖSTERİ SANATLARI UD EĞİTİMİ MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

MÜZİK VE GÖSTERİ SANATLARI UD EĞİTİMİ MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI) T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü MÜZİK VE GÖSTERİ SANATLARI UD EĞİTİMİ ER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI) 2012 ANKARA ÖN SÖZ Günümüzde mesleklerin değişim ile karşı karşıya olması

Detaylı

GÜZEL SANATLAR LİSESİ. ÖĞRETİM PROGRAMI 11 ve 12. Sınıflar

GÜZEL SANATLAR LİSESİ. ÖĞRETİM PROGRAMI 11 ve 12. Sınıflar T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Ortaöğretim Genel Müdürlüğü GÜZEL SANATLAR LİSESİ TÜRK HALK MÜZİĞİ TEORİ VE UYGULAMASI DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI 11 ve 12. Sınıflar Ankara 2016 İÇİNDEKİLER GİRİŞ...3 TÜRK HALK

Detaylı

Dede Efendi nin Yürük Semâîlerinin Usûl-Arûz Vezni İlişkisi Yönünden İncelenmesi

Dede Efendi nin Yürük Semâîlerinin Usûl-Arûz Vezni İlişkisi Yönünden İncelenmesi TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ 485 Dede Efendi nin Yürük Semâîlerinin Usûl-Arûz Vezni İlişkisi Yönünden İncelenmesi The Analysis Of The Works Written In Yuruk Semai Form Of Dede Efendi In The Aspect Of

Detaylı

Geleneksel Türk Sanat Müziğinde Arel-Ezgi-Uzdilek Ses Sistemi ve Uygulamada Kullanılmayan Bazı Perdeler

Geleneksel Türk Sanat Müziğinde Arel-Ezgi-Uzdilek Ses Sistemi ve Uygulamada Kullanılmayan Bazı Perdeler G.Ü. Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi Cilt 22, Sayı 1 (2002) 175-181 Geleneksel Türk Sanat Müziğinde Arel-Ezgi-Uzdilek Ses Sistemi ve Uygulamada Kullanılmayan Bazı Perdeler In Practice Disused Keys of Arel-Ezgi-Uzdilek

Detaylı

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ DİLEK SABANCI DEVLET KONSERVATUVARI GELENEKSEL TÜRK MÜZİĞİ BÖLÜMÜ TÜRK SANAT MÜZİĞİ ANASANAT DALI SAZ SANAT DALI

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ DİLEK SABANCI DEVLET KONSERVATUVARI GELENEKSEL TÜRK MÜZİĞİ BÖLÜMÜ TÜRK SANAT MÜZİĞİ ANASANAT DALI SAZ SANAT DALI T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ DİLEK SABANCI DEVLET KONSERVATUVARI GELENEKSEL TÜRK MÜZİĞİ BÖLÜMÜ TÜRK SANAT MÜZİĞİ ANASANAT DALI SAZ SANAT DALI DERS İÇERİKLERİ HAZIRLIK SINIFI 1802111 Türk Müziği Solfej ve Teorisi-H

Detaylı

TSM ÇOCUK KOROSU KONSER PROGRAMI

TSM ÇOCUK KOROSU KONSER PROGRAMI ESKİŞEHİR ODUNPAZARI MESERRET İNEL İLKOKULU ODUNPAZARI HALK EĞİTİM MERKEZİ TÜRK SANAT MÜZİĞİ KOROSU DESTEĞİYLE GURURLA SUNAR TSM ÇOCUK KOROSU KONSER PROGRAMI KORO ŞEFİ Tülây TÜRKMEN SANAT DANIŞMANI Hüseyin

Detaylı

Şeyh Gâlib in Bestelenmiş Şiirlerinde Usûl-Vezin İlişkisi

Şeyh Gâlib in Bestelenmiş Şiirlerinde Usûl-Vezin İlişkisi TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ 211 Şeyh Gâlib in Bestelenmiş Şiirlerinde Usûl-Vezin İlişkisi The Usul-Vezin Relationship In Şeyh Galib s Composed Poems Serda TÜRKEL OTER * Ali YILDIRIM ** ÖZET Bu çalışmada,

Detaylı

HARUN YAHUDİ'NİN "HÜSEYNİ KÜLLİ KÜLLİYAT-I MAKAMAT" ADLI ESERİ THE WORK NAMED "HÜSEYNİ KÜLLİ KÜLLİYAT-I MAKAMAT" OF HARUN YAHUDİ

HARUN YAHUDİ'NİN HÜSEYNİ KÜLLİ KÜLLİYAT-I MAKAMAT ADLI ESERİ THE WORK NAMED HÜSEYNİ KÜLLİ KÜLLİYAT-I MAKAMAT OF HARUN YAHUDİ / Nisan 2018 April 2018 www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581 http://dx.doi.org/10.17719/jisr.20185639082 HARUN YAHUDİ'NİN "HÜSEYNİ KÜLLİ KÜLLİYAT-I MAKAMAT" ADLI ESERİ THE WORK NAMED "HÜSEYNİ KÜLLİ

Detaylı