DİRENÇLİ EPİLEPSİ OLGULARINDA YAŞAM KALİTESİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "DİRENÇLİ EPİLEPSİ OLGULARINDA YAŞAM KALİTESİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER"

Transkript

1 T.C. TRAKYA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ NÖROLOJİ ANABİLİM DALI Tez Yöneticisi Doç.Dr.Babürhan GÜLDİKEN DİRENÇLİ EPİLEPSİ OLGULARINDA YAŞAM KALİTESİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER (Uzmanlık Tezi) Dr.Vedat AKDEMİR EDİRNE

2 TEŞEKKÜR Uzmanlık eğitimim süresince mesleki bilgi ve deneyimlerinden faydalandığım, yetişmemde çok emeği olan değerli hocam sayın Prof.Dr.Ufuk UTKU ya, tezimin planlanması ve yürütülmesi sırasında olduğu kadar eğitimimde de büyük katkısı olan tez ve eğitim danışmanım değerli hocam sayın Doç.Dr.Babürhan GÜLDİKEN e, uzmanlık eğitimim boyunca bilgi ve yardımlarını esirgemeyen değerli hocalarım sayın Prof.Dr.Yahya ÇELİK e, Yrd.Doç.Dr.Aslan TEKATAŞ a ve Yrd.Doç.Dr.Sibel GÜLER e, tezimin istatistik değerlendirmesinde yardımları olan Prof.Dr.Necdet SÜT e, birlikte çalışmaktan mutluluk duyduğum Nöroloji Anabilim Dalı araştırma görevlisi arkadaşlarım ve diğer tüm çalışanlarına teşekkür ederim. 2

3 İÇİNDEKİLER GİRİŞ VE AMAÇ... 1 GENEL BİLGİLER... 3 EPİLEPSİ... 3 SEMPTOMATİK PARSİYEL EPİLEPSİLER İDİOPATİK JENERALİZE EPİLEPSİLER EPİLEPSİ TEDAVİSİ GEREÇ VE YÖNTEMLER BULGULAR TARTIŞMA SONUÇLAR ÖZET SUMMARY KAYNAKLAR EKLER 3

4 SİMGE VE KISALTMALAR AEİ : Antiepileptik ilaç BDÖ : Beck depresyon ölçeği BPN : Basit parsiyel nöbet DSÖ : Dünya Sağlık Örgütü EEG : Elektroensefalografi FLE : Frontal lob epilepsi ILAE : International League Against Epilepsy (Uluslararası Epilepsi ile Savaş Derneği) JME : Juvenil miyoklonik epilepsi JTKN : Jeneralize tonik klonik nöbet JTKNE : Jeneralize tonik klonik nöbetli epilepsi KPN : Kompleks parsiyel nöbet MTLE : Meziyal temporal lob epilepsi QOLIE-89 : Quality of Life in Epilepsy Inventory-89(Yaşam Kalitesi Ölçeği) SSQ : Seizure Severity Questionnaire(Nöbet şiddeti anketi) TLE : Temporal lob epilepsi 4

5 GİRİŞ VE AMAÇ Epilepsi dünyada görülen en sık nörolojik hastalıklardan birisidir. Tüm dünyada yaklaşık 50 milyon epilepsi hastası bulunduğu tahmin edilmektedir (1). Türkiye de epilepsi görülme sıklığı 10/1000 dur (2). Türkiye de yaklaşık civarında epilepsi hastası olduğu tahmin edilmektedir. Epilepsi, sık görülen bir nörolojik hastalık olmanın yanında, hastaların yaşamını son derece olumsuz yönde etkileyen, toplumun hastalığa bakış açısındaki olumsuz tutumlar nedeniyle sosyal ayrımcılığa neden olabilen ciddi bir sorundur. Epilepsi hastalarının yaşam kaliteleri epileptik nöbetler, anti-epileptik ilaçların yan etkileri, sosyal önyargılar ve bunlara bağlı ortaya çıkan kısıtlamalar nedeniyle etkilenmektedir. Bu faktörler hastanın eğitimini, iş hayatını, aile kurmasını, araba kullanmasını, sosyal ilişkiler geliştirmesini engelleyebilir. Aile ve birey açısından oldukça sıkıntı yaratan bu kronik hastalığın birey üzerindeki etkisini anlayabilmek için hastanın fiziksel, psikolojik ve sosyal iyilik halini yani hastanın yaşam kalitesini değerlendirmek gerekir. Son yıllarda epilepsi hastalarının yaşam kalitesi üzerine çalışmalara sıkça rastlanmaktadır. Epilepsinin önemli düzeyde fiziksel, psikolojik ve sosyal sonuçları olabilmektedir ve kişinin yaşam kalitesi üzerine etkisi, diğer bazı kronik hastalıklardan daha fazla olabilir. Bunun sonucunda epilepsi hastalarının kendine olan güvenleri azalabilmekte ve depresyon ve intihar riskleri artmaktadır. Epilepsi hastalarının birçoğu tekrarlayan nöbet geçirmekten korkmaktadırlar. Bunun nedeni nöbetlerin öngörülemez olması ve toplum içinde yaşanacak bir olumsuzluğun yol açacağı sosyal ayrımcılık gibi birçok faktörü kapsamaktadır. Epilepsi bireyden bireye farklılık göstermekte olup nöbetlerin şiddeti ve sıklığı da bireyler arası farklılık göstermektedir. 1

6 Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından hazırlanan bir raporda, sakatlığa bağlı kaybedilen yaşam yılı hesaplandığında, beyin ve zihin ile ilgili bozukluklarının %10 luk global yükünü epilepsinin oluşturduğu belirtilmiştir. Bu hesaplama, sakatlıktan kaynaklanan erken ölümleri ve sağlıklı bir yaşamın kaybedilmesini kapsamaktadır. DSÖ, bu rakamların anlamlı olmasına rağmen, damgalanma ve sosyal dışlanmışlık ya da epilepsi hastalarının aile içerisinde gördükleri tepkileri kapsamadığını da belirtmiştir. Epilepsi, bir durum olarak genellikle yanlış anlaşılmakta ve bu da korkuya, hastalığın saklanmasına, hastaların damgalanmasına ve sosyal ayrımcılık riskine yol açmaktadır. Bazı hastalarda, toplumsal damgalanma ve hastalığın yaşam kalitesi üzerindeki etkisi hastalığın klinik şiddetinden daha büyük bir sorun teşkil edebilir(3). Epilepsinin başarılı şekilde tedavi edilmesi ile ilişkilendirilen yaşam kalitesini değerlendiren araştırmalar, kanser, diyabet ve kardiyovasküler hastalıklar gibi diğer kronik durumlara ilişkin araştırmaların oldukça gerisinde kalmaktadır. Bununla birlikte,uluslararası Epilepsi ile Savaş Derneği, uygun tedavi ile epilepsi hastalarınındörtte üçünden fazlasının nöbet geçirmeden normal hayatlar yaşayabileceğine inanmaktadır (4). Yayınlanan uluslararası çalışmalarda, tedaviye dirençli epilepsisi olan bireylerde yaşam kalitesini etkileyen faktörlerin nöbetler ile birlikte ilaç yan etkileri ve depresif semptomlar olduğu gösterilmiştir. Yaşam kalitesini artırmak için nöbetsizlik sağlanamadığında, depresif semptomlar ve antiepileptik ilaç toksik yükünün azaltmanın nöbet sıklığını azaltmaya yönelik müdahalelerden çok daha yararlı olduğu belirtilmiştir (5). Bir başka çalışmada, nöbet şiddetinin nöbet sıklığından bağımsız olarak yaşam kalitesi ile ilgili olduğu belirtilmiştir. Ağır ve uzun süreli nöbetler hastayı fiziksel ve psikolojik olarak daha fazla etkilemektedir (6). Etkin epilepsi tedavisi için, nöbet kontrolüne ek olarak psikolojik bozukluk ve komorbidite riski yüksek olan hastaların erken teşhisi ve tedavisi gereklidir(7). Daha önce yapılan birçok çalışmada epilepsi hastalarının yaşam kalitesi düşük saptanmıştır. Bu çalışmada, uygun tedavi altında tedaviye yanıtlı ve dirençli hastaların yaşam kalitesinin ve yaşam kalitesine etki eden faktörlerin belirlenmesi amaçlanmaktadır.epilepsili hastalarda yaşam kalitesine etki eden faktörler ve bunlar arasında hangisinin ne derece etkide bulunduğunun tespit edilmesi hastanın yaşam kalitesini artırma adına nelerle mücadele edilmesi gerektiği hakkında bilgi verecektir. Medikal tedavi yanında bireysel, ailesel ve sosyal şartların düzeltilmesi hastanın yaşam kalitesinin en üst düzeye taşınmasına katkı sağlayacaktır. 2

7 GENEL BİLGİLER EPİLEPSİ Epileptik nöbet, santral sinir sisteminde belirli bir fonksiyona sahip nöron grubunun ani olarak ortaya çıkan, anormal ve hipersenkron deşarjı olarak tanımlanır. Ayrıca daha geniş anlamda artmış nöronal hipereksitabilite sonucunda somatik, psişik, motor, duysal veya otonomik semptomların eşlik ettiği beyin fonksiyonlarındaki geçici ve yineleyici bozukluklar olarak da ifade edilir (8). Klinik tanımlama olarak ise epilepsi, ani başlangıçlı, kendiliğinden sonlanabilen, tekrarlayan, paroksismal ve geçici beyin fonksiyon bozukluğudur (9). Tarihçe Epilepsi kelimesi Yunanca epi (üstünden) ve lepsia (tutmak, tutup yakalamak) sözcüklerinden türeyen yakalamak, ele geçirmek, kavramak anlamına gelmektedir. İngilizce de nöbet kelimesinin karşılığı olarak kullanılan seizure kelimesi ise tutmak, yakalamak, ele geçirmek anlamındaki to seize fiilinden gelişmiştir(10). Epilepsi, ilk çağlardan bu yana bilinen bir hastalıktır. M.Ö. 460 yılında doğan Hipokrat epilepsi ile ilgili ilk monograf olan On the sacred disease (Kutsal hastalık hakkında) adlı kitabında ilk kez hastalığın beyin yerleşimli olduğunu belirtmiş ve epilepsiye mal caduque adını vermiştir (10,11). Epilepsinin ilk modern tanımı 19.yy sonlarında Huglings Jackson tarafından sinir dokusunun ara sıra, aşırı, düzensiz deşarjı şeklinde yapılmıştır (12). 3

8 Epidemiyoloji Epilepsi, sık görülen bir nörolojik hastalıktır. Epilepsi insidansı gelişmişülkelerde 20-70/ olup, gelişmekte olan ülkelerde / oranındadır (13). Prevelansı ise gelişmiş ülkelerde 6/1000 olup, gelişmekte olan ülkelerde 18.5/1000 civarında bildirilmiştir (14). Hayatın ilk 20 yılında ve 65 yaşından sonra iki kez pik yapar. En yüksek insidans ise 10 yaş altında izlenir(13). Epilepsi insidansı ve prevelansı epilepsiye neden olan faktörlerden dolayı gelişmekte olan ülkelerde daha yüksektir. Kafa travması, doğum travması, enfeksiyon önlenebilir nedenlerin başında gelir ve gelişmekte olan ülkelerde insidansı artırırlar (14).Epilepsi erkeklerde kadınlardan 1,0-2,4 kat daha sık görülür. Ailede epilepsi öyküsü olması epilepsi riskini artırır (15). Etiyoloji Epilepsi hastalarının yaklaşık %50 sinde nöbetlerin sebebini açıklayacak nörolojik bir bozukluk saptanmaz. Epileptik nöbetler etyolojilerine göre idiopatik, kriptojenik ve semptomatik olarak sınıflandırılabilir. Merkezi sinir sisteminde herhangi bir patoloji bulunmayan olası genetik yatkınlık gösteren epilepsiler idiopatik/primer epilepsi olarak adlandırılır. Klinik ve laboratuar bulgularıyla saptanabilen altta yatan bir patoloji varlığında semptomatik/sekonder epilepsi olarak tanımlanır. Kritojenik epilepsiler ise edinsel bir patoloji olduğu varsayılan fakat nedeni açıkça ortaya konamayan gruptur(16). Tüm yaş gruplarındaki etiyolojik dağılım şu şekilde sıralanabilir: idiyopatik ve/veya kriptojenik %65,5, vasküler %10,9, konjenital %8, travma %5,5, neoplastik %4,1, dejeneratif %3,5, enfeksiyon %2,5(17). Patofizyoloji Epilepsi patofizyolojisini açıklamaya yönelik yapılan çalışmalarda nöbet veya epileptik deşarj sırasında kortikal nöronların membran potansiyellerinde ve ateşlenme şekillerinde bazı karakteristik bozuklukların ortaya çıktığı görülmüştür. Bu duruma paroksismal depolarizasyon kayması denir ve böylece nöronlar gruplar halinde ateşlenir ve çevresindeki nöronları da benzer mekanizmayla ateşlenebilir duruma getirirler. Eksitatör nörotransmitterler olan glutamat ve aspartat ile inhibitör nörotransmitter olan GABA (gama amino bütirik asit) arasındaki dengesizlik sonucu depolarizasyon kaymasının ortaya çıktığı düşünülmektedir (16,18). 4

9 Sınıflama Epilepsi sınıflandırma çalışmaları ortak bir terminoloji oluşturarak iletişimi kolaylaştırmak amacıyla ilk kez 1964 yılında epilepsi uzmanlarının bir araya gelmesiyle başlamıştır. Uzun yıllar süren çalışmalar sonucunda Uluslararası Epilepsi ile Savaş Derneği (International League Against Epilepsy) (ILAE) nin hazırladığı 1981 Epileptik Nöbetlerin Klinik ve Elektroensefalografik Sınıflaması yayınlanmıştır(tablo 1).1981 sınıflaması, anatomik lokalizasyon ve patofizyolojik mekanizmalar göz ardı edilerek, nöbetin klinik ve EEG bulguları dikkate alınarak hazırlanmıştır. Buna göre epileptik nöbetler, jeneralize nöbetler ve parsiyel nöbetler olarak gruplanmıştır. Serebral korteksin tümünü tutan eşzamanlı ve simetrik nöronal depolarizasyon sonucu oluşan nöbetler jeneralize, korteksin belirli bir bölgesinden kaynaklanan nöbetler ise parsiyel nöbet olarak adlandırılmıştır. Zaman içerisinde epilepsilerde klinik seyir, prognoz, etyoloji ve dolayısıyla tedavi yaklaşımının çok farklı özellikler sergileyebileceği göz önüne alındığında yalnızca nöbetlerin sınıflandırılması yetersiz hale gelmiştir. Bu nedenle ILAE tarafından 1989 yılında Epilepsiler ve Epileptik Sendromların Sınıflaması yapılmıştır(tablo 2). Bu sınıflama nöbetlerin başlama yaşı, nöbet tipi, şiddeti, etyolojisi, anatomisi, ortaya çıkarıcı etmenler, tekrarlama sıklığı ve prognozgibi veriler dikkate alınarak düzenlenmiştir(19) sınıflaması 2 temel eksen üzerinde tanımlanmıştır. Birinci eksen; semptomatoloji ile ilişkilidir. Belirli bir kortikal alandan kaynaklanan lokalizasyon ile ilişkili epilepsiler, her iki beyin hemisferinin tutulduğu jeneralize epilepsiler veya hem fokal hem jeneralize nöbetlerin ve EEG bulgularının olduğu fokal veya jeneralize olduğu belirsiz epilepsiler şeklinde sınıflandırılmıştır. İkinci eksen ise etyopatogenetik mekanizmalar ile ilişkilidir. Altta yatan patolojik bir mekanizmanın saptanmadığı yalnızca genetik yatkınlığın bulunduğu idiopatik epilepsiler, klinik, laboratuvar ve radyolojik bulgular ile ortaya konan bir neden bulunan semptomatik epilepsiler ve altta yatan edinsel bir sebebi olması gerektiği düşünülen fakat sebebi bulunamayan kriptojenik epilepsiler olarak sınıflandırılmıştır (20). 5

10 Tablo 1. Epileptik Nöbetlerin Klinik Sınıflaması (ILAE 1981) I. Parsiyel Nöbetlerin Sınıflaması A. Basit parsiyel nöbetler (bilinç kaybı yok) 1. Motor belirtilerle giden a. Fokal motor nöbetler b. Yayılan motor nöbetler (Jacksonien) c. Versif d. Postürel e. Fonatuvar (vokalizasyon veya konuşmanın durması) 2. Somatosensoriyel veya özel duysal belirtilerle giden a. Somatosensoriyel b. Görsel c. işitsel d. Koku e. Tat f. Vertijinöz 3. Otonomik belirti ve bulgularla giden ( epigastrik his, solukluk, terleme, kızarıklık, piloereksiyon, pupilla dilatasyonu) 4. Psişik belirtilerle giden a. Disfazik b. Dismnezik (deja vu, jema vu) c. Bilişsel d. Afektif e. illüzyonlar f. Yapılanmış halüsinasyonlar B. Kompleks parsiyel nöbetler 1. Basit parsiyel başlangıç sonrasında bilincin kaybolması a. Basit parsiyel özellikleri takiben bilinç kaybı b. Otomatizmalarla birlikte 2. Başlangıçta bilinç kaybının olması a. Sadece bilinç kaybının varlıgı b. Otomatizmalarla birlikte C. Sekonder jeneralize nöbetlere dönüşen parsiyel nöbetler 1. Basit parsiyel nöbetlerin jeneralize nöbetlere dönüşmesi 2. Kompleks parsiyel nöbetlerin jeneralize nöbetlere dönüşmesi 3. Basit parsiyel nöbetin kompleks parsiyel nöbete daha sonra jeneralize nöbete dönüşmesi II. Jeneralize Nöbetlerin Sınıflaması A. Absans nöbetler 1. Tipik absans nöbetler 2. Atipik absans nöbetler B. Miyoklonik nöbetler C. Klonik nöbetler D. Tonik nöbetler E. Tonik-klonik nöbetler F. Atonik (astatik) nöbetler III. Sınıflandırılamayan Nöbetler 6

11 Tablo 2. Epilepsi ve Epileptik Sendrom Sınıflaması (ILAE 1989) I. Lokalizasyona baglı (fokal, lokal, parsiyel) epilepsiler ve sendromlar A. İdiopatik (yaşa baglı başlangıç) 1. Sentrotemporal dikenli selim çocukluk çagı epilepsisi 2. Oksipital paroksizmli çocukluk çagı epilepsisi 3. Primer okuma epilepsisi B. Semptomatik 1. Çoçukluk çagının kronik progresif epilepsia parsiyalis kontinuası (Kojewnikow Sendromu) 2. Temporal lob epilepsi 3. Frontal lob epilepsi 4. Parietal lob epilepsi 5. Oksipital lop epilepsi 6. Spesifik faktörlerle uyarılan nöbetlerle karakterize sendromlar C. Kriptojenik II.Jeneralizeepilepsilervesendromlar D. idiopatik (yaşa baglı başlangıç) 1. Selim ailesel yenidogan konvülzüyonları 2. Süt çocuklugunun selim miyoklonik epilepsisi 3. Çocukluk çagı absans epilepsi (piknolepsi) 4. Jüvenil absans epilepsi 5. Jüvenil miyoklonik epilepsi (impulsif petit mal) 6. Uyanırken gelen grand mal nöbetleri epilepsi 7. Diger jeneralize idiopatik epilepsiler 8. Belirli aktivasyon yöntemleriyle uyarılan epilepsiler E. Kriptojenik veya semptomatik 1. West sendromu (infantil spazmlar, Blitz-Nick-Salaam Kraempfe) 2. Lennox-Gastaut sendromu 3. Miyoklonik astatik nöbetli epilepsi 4. Miyoklonik absanslı epilepsi F. Semptomatik 1. Nonspesifik etyoloji a. Erken miyoklonik ensefalopati b. Erken infantil epileptik ensefalopati (supression-burst ile) c. Diger semptomatik jeneralize epilepsiler 2. Spesifik sendromlar III. Fokal veya jeneralize oldukları belirlenemeyen epilepsiler G. Hem jeneralize ve hem de fokal konvülzüyonlu epilepsiler 1. Yenidogan konvülzüyonları 2. Süt çocugunun agır miyoklonik epilepsisi 3. Yavaş dalga uykusu sırasında devamlı diken-dalgalı epilepsi 4. Edinsel epileptik afazi (Landau-Kleffner sendromu) 5. Diger belirlenemeyen epilepsiler H. Net jeneralize veya fokal konvülzüyon özelligi olmayanlar IV. Özel sendromlar i. Duruma baglı nöbetler (Gelegenheitsanfaelle) 1. Febril konvülzüyonlar 2. izole nöbet veya izole status epileptikus 3. Akut metabolik veya toksik nedenlere baglı nöbetler (alkol, ilaçlar, eklempsi, nonketotik hiperglisemi) 7

12 Yeni gelişmeler ışığında nöbet fenomeninin anatomik temellerinin anlaşılması, video EEG nin yaygın kullanılması ve klinik iktal semiyoloji ile iktal/interiktal EEG bulguları arasında her zaman uygunluk olmaması yalnızca iktal semiyolojiye dayanan bir nöbet sınıflamasını gündeme getirmiştir yılında H.Lüders ve ark. (21)tarafından semiyolojik nöbet sınıflaması önerilmiştir. Bu öneride genellikle bilinen nörolojik terimler kullanılmış olmakla birlikte birkaç yeni terim (diyaleptik, otomotor, hipermotor) kullanılmıştır. Nöbet semiyolojisinin ayrıntılı olarak tanımlanması ile görüntüleme yöntemleri ve EEG bulgular eşliğinde epileptojenik bölgenin tespiti kolaylaştırmak amaçlanmıştır. Son yıllarda nörolojik görüntüleme, genetik ve moleküler biyoloji alanlarındaki gelişmeler ve video EEG nin yaygın kullanımına bağlı yeni bilgi birikimi nedeniyle 1981 ve 1989 epilepsi sınıflamaları yetersiz kalmıştır. Bu sebeple ILAE komisyonu güncellenmiş bilgiler doğrultusunda 2001,2006 ve 2010 yılında yeni öneriler getirmiştir.2010 yılında son olarak Epilepsilerin ve elektroklinik sendromların sınıflamasını yayınlamıştır (Tablo 3) (20,22). 8

13 Tablo 3. Semiyolojik nöbet sınıflaması (ILAE 2010) I. Aura Somatosensoryel aura (a) İşitsel aura (a) Koku aurası Görsel aura (a) Gustatuar aura Otonomik aura (a) Abdominal aura Psişik aura II. Otonom bulgulu nöbet (a) III. Dialeptik nöbet (b) IV. Motor nöbet (a) Basit motornöbet (a) Myokloniknöbet (a) Epileptikspazm (a) Tonik-kloniknöbet Toniknöbet (a) Klonik nöbet (a) Versifnöbet (a) Kompleks motor nöbet (b) Hipermotor nöbet (b) Otomotor nöbet (b) Jelastik nöbet V. Özel Nöbetler Atoniknöbet (a) Hipomotor nöbet (b) Negatif myoklonik nöbet (a) Astatiknöbet Akinetik nöbet (a) Afazik nöbet (b) VI. Paroksismalolay (a): Sol/ Sağ/ Aksiyel/ Jeneralize/ Bilateral asimetrik. (b): Sol hemisfer/ Sağ hemisfer. 9

14 SEMPTOMATİK PARSİYEL EPİLEPSİLER Temporal Lob Epilepsi (TLE) Temporal lob epilepsi genel olarak temporal lobdan kaynaklanan basit parsiyel nöbet (BPN), kompleks parsiyel nöbet (KPN) veya sekonder jeneralize tonik klonik nöbetler (JTKN) veya bu nöbet tiplerinin hepsinin birlikteliği ile karakterize epilepsiler olarak tanımlanabilir. Parsiyel nöbetlerin yarısından çoğunu temporal lob epilepsiler oluşturur ve erişkinlerdeki en sık epilepsi sendromudur. Çoğu olguda epileptik bölge özellikle hipokampus, amigdala, ve parahipokampal girus olmak üzere mezial temporal yapılarını içerir. Ateşli nöbet öyküsü ve pozitif aile öyküsü sıktır. Auralar sıktır, hemen hemen tüm hastalarda kompleks parsiyel nöbetler görülür ve bunların bazen sekonder jeneralizeye dönüştüğü gözlenir (23). Temporal lobun bellek, konuşma, tat, koku, işitme, emosyon, otonomik ve motor fonksiyonlar gibi çok çeşitli fonksiyonları olması nedeniyle nöbet semptomatolojisi de çok çeşitli ve ilginç klinik özellikler gösterir. Bu özellikli durumu nedeniyle parsiyel epilepsiler arasında üzerinde en çok araştırma yapılan gruptur sınıflamasında lokalizasyon ile ilişkili epilepsiler ve sendromlar başlığı altında 2 ana grupta ele alınmıştır. 1) Meziyel temporal yapılardan kaynaklanan temporal lob epilepsisi (MTLE): 2) Lateral (neokortikal) temporal yapılardan kaynaklanan temporal lob epilepsisi: Neokortikal yapılardan kaynaklanan nöronal deşarjlar mezial bölgeye yayılmaya eğilimli olması nedeniyle çoğu zaman nöbetlerin klinik olarak ayırımı oldukça zordur. Temporal lob epilepsisinde görülen başlıca nöbet semptomları şunlardır: TLE de auralar sık görülür. Nöbet öncesi en son hatırlanan duyumdur, bilinç kaybı olmazsa basit parsiyel nöbet olarak da değerlendirilir. En sık rastlanan aura epigastrik yükselme hissidir, sağ TLE li olgularda daha çok bildirilmiştir. Deja vu, jamais vu, korku hissi, depersonalizasyon gibi psişik auralar görülür, daha çok MTLE de izlenir. Tad ve olfaktor halüsinasyonları MTLE de daha sık izlenir ancak tad duyusu halüsinasyonları temporal loba spesifik değildir. İşitsel halüsinasyonlar da daha çok parietal loba özgü olmakla birlikte neokortikal temporal lob kaynaklı görülebilir. Vizüel halüsinasyonlar posterior temporal neokortikal alandan ve vizüel asosiasyon alanlarından kaynaklanabilir(24,25). TLE li hastaların birçoğunda oroalimenter ve el otomatizmaları görülür. Genelde bilinç kaybı ile birlikte olmasına rağmen bazen oroalimenter otomatizmalar bilinç kaybı olmaksızın gerçekleşebilir. Oroalimenter otomatizmalar ağız şapırdatma, yutkunma, dil ve 10

15 dudak hareketleri, çiğneme hareketi şeklinde olabilir. El otomatizmaları ise arama, yakalama, çekiştirme şeklinde tek veya iki taraflı olabilir. MTLE de el ve ağız otomatizmleri sık görülür. Tek taraflı el otomatizmaları genellikle ipsilateral TLE kaynaklı olduğunu düşündürür. Baş ve göz deviasyonları nöbet başlangıcında ya da ortasında görülebilir. TLE de baş ve göz deviasyonlarının lateralizasyon değeri olduğu düşünülmektedir. Nöbet başlangıcında görülen deviasyon nöbet kaynağı ile ipsilateral yönde olabilirken, nöbetin geç döneminde sekonder jeneralizasyon öncesi ortaya çıkan deviasyonhemen daima kontrlateraldir (24,26,27). İnteriktal EEG lerde genellikle anterior temporal bölgelerde epileptiform keskin ya da diken dalgalar ve fokal temporal yavaşlamalar görülebilir. Anti-epileptik tedavi ile sekonder jeneralize nöbetler baskılanabilmekle beraber çoğu hasta parsiyel nöbetlerle yaşamaya devam ederler. Bu hastalarda dirençli nöbetler devam ettiği takdirde temporal lob rezeksiyonu tercih edilecek tedavidir. Başarılı temporal lob rezeksiyonu yapılan hastaların %80 i ilk bir yıl nöbetsizlik sağlanabilmektedir (28). Frontal Lob Epilepsi (FLE) Birçok frontal lob nöbetinin paterni nöbet deşarjının köken aldığı spesifik yerleşime ve daha sonraki yayılmada yer alan yollara bağlıdır (28). Frontal lob nöbetlerinin lokalizasyon değeri TLE kadar anlaşılamamıştır. Frontal lob nöbetlerinin birtakım özellikleri nöbetlerin frontal lobdan çıktığını düşündürebilir. Frontal lob nöbetleri genellikle kısa sürelidir. Aura genelde yoktur ya da belirsizdir. Somatosensoriyel, emosyonel, otonom ve bilişsel auralar olabilir. Nöbetler kümeler halide gelir ve sık tekrarlar. Postiktal konfüzyon nadirdir ya da kısa sürelidir. Tonik ve postür alabilen nöbetler sıktır (%50-60). Özellikle bilinç kaybı olmaksızın tonik baş deviasyonu tipiktir. Hızlıca sekonder jeneralize olurlar. Nöbetler nokturnal ağırlıklıdır (29). Başlangıçta kompleks otomatizmalar (pedal çevirme, kalça çevirme, koşma, tekme atma v.b.) sık görülür. Bu nöbetler hipermotor nöbet olarak da isimlendirilir. Bilateral epileptik boşalımlarda sıklıkla düşme olur. Nöbet sonrası Todd paralizisi sık görülür. Vokalizasyonlar ve konuşmanın durması görülebilir. Bazen frontal lob nöbetlerinin klinik özellikleri psödonöbeti andırabilir (30). Frontal lob nöbetlerinde bilinç etkilenmesi değişkendir. Bilincin korunmasına rağmen iletişim kaybı olması, bilincin değişen derecelerde kapanması ya da bilinç etkilenmesine rağmen iletişimin belli derecede devam etmesi olasıdır. Frontal lob nöbetleri semiyoloji ve EEG bulgularına dayanarak anatomik alanlara bölünme şeklinde sınıflandırılmıştır (31). 11

16 Frontal lob epilepsilerinde EEG ler %40-60 oranında normaldir. Orbitofrontal kökenli ve mezial yüzeyden kaynaklanan nöbetlerde skalp EEG yetersiz kalabilmekte ve normal bulunmaktadır. Bazı frontal lob epilepsilerde sekonder bilateral senkroni izlenebilir, ancak genelde asimetriktir. FLE de iktal EEG sıklıkla klinik nöbetin yoğun motor hareketlerle başlaması nedeniyle bilgi verici olamamaktadır (32). Parietal Lob Epilepsi Parietal lon epilepside basit parsiyel, kompleks parsiyel ve sekonder jeneralize tonik klonik nöbetler gözlenir. Parietal loba özgü auralar vardır. Klinik görünüm genel olarak kontralateral hemisfer kaynaklı somatosensoryel nöbetlerle karakterizedir. Buna somatik illüzyon, görsel ve vertijinöz illüzyonlar ile kompleks görsel halüsinasyonlar, lisan bozuklukları eklenebilir(32). En sık görülen nöbet semptomları somatosensoryel parestezilerdir. Karıncalanma, iğnelenme ve elektriklenme gibi pozitif fenomenler Jacksonian tipte olabilir. Negatif duysal belirtiler (örneğin; hissizlik) de izlenebilir. İktal ağrı ya da termal algı şeklinde nöbetler olabilir. Motor belirtiler nöbetin yayılımına bağlı olarak ortaya çıkar. Postüral, tonik, klonik ve hipermotor nöbetler izlenebilir. Temporal lob yayılımı olursa tipik otomatizmalı temporal nöbeti ortaya çıkabilir. İnteriktal EEG normal olabilir. Nonspesifik fokal yavaşlamalar görülebilir(30). Oksipital Lob Epilepsi Oksipital nöbetler için görsel aura oldukça tipiktir. Genellikle görsel negatif (iktal körlük, skotom, hemianopsi) veya pozitif (ışıklar, renkler v.b.) elementer veya kompleks olabilen belirtilerle giden nöbetlerdir. Bu belirtiler tek taraflı olduğunda odağın kontralateralde olduğunu gösterir. Elementer görsel halüsinasyonlar ve kompleks görsel halüsinasyonlar çok çeşitli şekillerde nöbet semptomu olarak görülebilir. Epileptik orijinli olduklarında genellikle kısa sürelidir ve hasta bunların gerçek olmadığının bilincindedir. Görsel halüsinasyonlar sıklıkla kontralateral görme alanında olur ve karşı tarafa geçiş izlenebilir. Görsel semptomların hatırlanabilmesi nöbetin kalkarin fissür civarında başlayabileceğinin göstergesidir. Görme alanı defektleri, illüzyonlar, skotomlar izlenebilir. Palinopsi ve iktal amorozis bildirilmiştir. Bazen pozitif görsel halüsinasyonlarla birlikte 12

17 görme kaybı izlenebilir. Kompleks halüsinasyonlar ise oksipitalden temporale yayılım sonucu temporooksipital bileşke nöbetlerinde izlenebilir. İşitsel ve vertijinöz halüsinasyonlar oksipital nöbetlerin öne yayılımı ile gecikmiş aura olarak ortaya çıkabilirler. Oksipital nöbetlerin en sık gözlenen motor semptomu gözlerin tonik deviasyonudur. Nistagmus veya okuloklonik hareketler, hızlı göz kırpmaları diğer okulomotor belirtilerdir. Bunlar erken evrede ortaya çıkarsa oksipital orijini düşündürür. Genellikle nöbet semptomları aurayı takiben yayılım ile ilişkilidir. Yayılımın hızlı gerçekleştiği durumlarda oksipital semptom gözlenmeksizin temporal ya da frontal lob semptomları izlenebilir. Bu olgular frontal ya da temporal orijinli olarak tanı alabilir. Suprasilviyan yayılım ile motor korteks aktivasyonu ile motor nöbetler oluşabilir, sekonder jeneralizasyon sıktır. Oksipital nöbetler sonrasında baş ağrısı oldukça dikkat çekicidir. Diğer epileptik nöbetler sonrası baş ağrısından vasküler karakterde olması ile ayrılır(33). İDİOPATİK JENERALİZE EPİLEPSİLER Juvenil Miyoklonik Epilepsi (JME) Juvenil miyoklonik epilepsi ilk kez1957 yılında Janz ve Christian tarafından bir sendrom olarak tanımlanmıştır. JME adını 1975 yılında ilk kez Lund ve arkadaşlarıkullanmıştır. Busendrom 1989 yılında ILAE nin epilepsiler ve epileptik sendromlarsınıflamasında idiopatik generalize epilepsilerin arasında yer almıştır. Bu sınıflamadakikesin tanımı şu şekilde yapılmıştır: Juvenil miyoklonik epilepsi,en sık yaşlarında ortaya çıkan, daha çok üst ekstremitelerde gözlenen,bilateral, aritmik, tekli veya tekrarlayan, düzensiz miyoklonik atımlar şeklinde tanımlanmıştır. Genetik geçişliolabilir ve cinsiyet farkı gözlenmez. Jeneralize tonik klonik nöbetler(jtkn) daha sıklıkla olmakla birlite absanslar da nadir olarak eşlik eder. Nöbetler genellikle uyandıktan hemen sonra olur ve uyku deprivasyonu ile artar. İktal ve interiktal EEG lerde jeneralize, hızlı, sıklıkla düzensiz diken-dalga ve çoklu diken-dalga aktiviteleri izlenir. Hastalar sıklıkla fotosensitiftirve ilaç tedavisine iyi yanıt verir(20). Juvenil miyoklonik epilepsigenellikle 8-26 yaşları arasında ortaya çıkan yaş ile bağlantılı bir sendromdur. Hastaların %75 inden çoğunda ilk nöbet yaş arasında, ortalama 14 yaş civarında gözlenir. Miyoklonik sıçramalar erkeklerde biraz daha geç yaşlarda (14-16 yaş ) başlarken kızlarda daha erken yaşlarda (12-14 yaş) başlamaktadır. Hormonal 13

18 gelişimin kızlarda daha erken başlamasının bu duruma neden olduğu düşünülmektedir. JTKN ler miyoklonik sıçramalardan daha sonra (ortalama 16 yaşında) başlamaktadır. Absans nöbet eğer varsa genellikle ilk ortaya çıkan nöbet tipidir, ortalama 10 yaşlarında başlamakta olup 5-15 yaşları arasında değişir.nadir olarak tüm nöbet tipleri aynı dönemde başlayabilir veya önce JTKN, sonra miyokloni veya absans görülebilir (34). İlk JTKN sonrasıjme sendromunun kesin tanısının konulabilmesi zordur. Hastaların miyoklonik sıçramaları tam olarak tarif edememesi veya tanımlanan tek taraflı, asimetrik miyoklonik sıçramaların adversif başlangıçlı JTKN olarak tanımlanması ve asimetrik EEG bulgularının fokal epilepsi olarak yorumlanması bunun nedenleri arasında sayılabilir. JME hastalarında EEG'nin genellikle normal olması da tanıyı geciktiren sebepler arasında sayılabilir (35). Juvenil miyoklonik epilepsideki absans nöbetler, basit absans şeklindedir, kısa süreli ve seyrektir. Genelde bilincin kısmen etkilendiği, kısa süreli bir konsantrasyon kaybı şeklindedir. Ancak bazen konuşmanın kısmen bozulduğu veya otomatizmaların eşlik ettiği absanslar dagözlenebilir (34). Jeneralize Tonik Klonik Nöbetlerle Birlikte İdiopatik Jeneralize Epilepsi Yalnızca jeneralize tonik klonik nöbetler ile karakterize olan 2001 yılında ILAE tarafından öngörülen yeni bir tanımlamadır. Daha önce bilinen uyanma sırasında JTKN sendromunu da içine alan tüm uyku-uyanıklık dönemini kapsayan JTKN dışında başka bir nöbet tipinin görülmediği yeni birsendrom olarak tanımlanmıştır (36). Uyanma sırasında JTKN sendromunda JTKN ile birlikte absans ve miyoklonik nöbetler de gözlenebilirken ILAE nin tanımladığı jeneralize tonik klonik nöbetli epilepsi (JTKNE) sendromunda JTKN dışı nöbet eşlik etmediği belirtilmiştir. Ancak bu konu tartışmalıdır. Ayrıntılı öykü ve video EEG kayıtlarında absans nöbetler saptanmıştır (37). Nöbetler günün herhangi bir saatinde görülebilir. Nöbetler 5-50 yaş arası başlayabilirken en sık 2. on yılın sonuna doğru görülür. Erkeklerde daha fazla görülürken alkol, uykusuzluk ve fotik stimülasyon ile tetiklenebilir(33). Tedavide öncelikleri tetik faktörlerden kaçınılması önerilir. Monoterapide valproik asit ya da lamotrijin önerilir. Ayrıca topiramat, levatirasetam ve zonisamid diğer verilebilecek seçeneklerdir. Jeneralize tonik klonik nöbetli epilepsi sendromunda prognoz fokal epilepsilere ve sekonder jeneralize nöbetlere göre daha iyidir. Ancak diğer idiopatik jeneralize epilepsilerde olduğu gibi yaşam boyu devam eden bir durumdur. Antiepileptik ilaçların kesilmesi ile 14

19 nöbetlerin tekrarladığı görülmüştür. Tanı konduktan sonra ilk dönemde nöbetlerin sıklığı remisyon hakkında bilgi verir. Hastalığın başlangıcından 2 yıl sonra remisyonun olmaması uzun dönemde remisyon şansının daha az olduğunu gösterir(38). EPİLEPSİ TEDAVİSİ Epilepsi tedavisinde ilk basamak tanının doğru konması ve tedaviye gerekli olup olmadığının belirlenmesidir. Epilepsi uzun yıllar ve hastaların büyük bir bölümünde ömür boyu sürecek tedavi gerektiren bir hastalık olduğu için tedavi başlanmasına karar verildiğinde etiyolojiye göre uygun anti-epileptik ilacın seçilmesi önem taşımaktadır. Uygun olmayan ilaç seçimi takiplerde olgunun yanlış olarak dirençli epilepsi olarak değerlendirilmesine neden olabilir. Epilepside uygun antiepileptik tedavide ilk antiepileptik ilaçla %65-75 nöbet kontrolü sağlanabilmektedir. Antiepileptik ilaçları kabaca kullanıma giriş tarihlerine göre konvansiyonel ve yeni antiepileptikler olarak ikiye ayrılmaktadır (39). Epilepsi tedavisinde 3 ana hedef vardır. Bunlar nöbetlerin sıklığını mümkün olduğunca azaltmak ya da tamamen ortadan kaldırmak, uzun dönem tedaviye bağlı oluşabilecek yan etkileri en aza indirgemek ve hastanın normal psikososyal yaşamını, iş-çevre uyumunu korumak ya da yeniden sağlamaktır. Şu an kullanılmakta olan mevcut tedavilerin epileptogeneze etki ederek epilepsiyi ortadan kaldırıcı veya kalıcı remisyon sağlayıcı özellikleri yoktur.. Diğer yandan ilaç tedavisi de başlangıçtan itibaren %30 a varan yan etki riski taşımaktadır. Çocuklukta başlanan antiepileptik tedavinin uzun yıllar kullanımı sonucunda beyin gelişimi, davranış ve öğrenme üzerinde bilinmeyen etkileri ek sorunlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Temel kural olarak antiepileptik tedavinin potansiyel yararları ilaca bağlı muhtemel yan etkilerden daha fazla ise tedavi ancak o zaman başlanmalıdır(28). Antiepileptik İlaç Seçimi Antiepileptik ilaçlar (AEİ) epilepside tedavinin temelini oluşturur. Ancak altta yatan etiolojik nedeni ortadan kaldırmaz. Bu ilaçların amacı yan etkilerini en az düzeyde tutarak hastaların tekrarlayan nöbetler geçirmesini engellemek ve yaşam kalitesini mümkün olan en üst düzeyde tutmaktır. Antiepileptik ilaç seçimi öncesi epilepsi tanısının doğruluğundan emin olunması gereklidir. Ve ilk kez nöbet geçiren hastaların nöbet tekrarına neden olabilecek risk faktörlerinin gözden geçirilmesi gerekir. İlk nöbet sonrası ilaç başlama konusunda henüz bir görüş birliği yoktur (40). 15

20 Epilepsi tedavisinde hastaya uygun olarak verilen ilkantiepileptik ilaçla % civarında nöbet kontrolü sağlanır. Tedavi altında 2 yıl nöbetsiz olmaoranı % 74.7 olarak bildirilmiştir. İlaç tedavisine cevapsızlık düşünülerek epilepsi cerrahisi planlanan olguların dahi %15-45 kadarının video-monitorizasyon incelemeleri sonunda psödonöbet tanısı aldığı görülmüştür ve doğru tanının önemini vurgulamak açısından anlamlıdır. Antiepileptik ilaç seçimi için öncelikle hastanın nöbetlerinin ve epilepsi tipinin sınıflanırılması gerekir. Nöbet türüne göre ilaç seçimi yapılırken etkinlik, düşük yan etki profili ve maliyet de göz önünde bulundurulmalıdır. Bu faktörler göz önüne alındığında günümüzde ilk basamak tedavi seçenekleri şu şekildedir. İdiopatik jeneralize epilepside ilk seçenek valproik asit ve izleyerek lamotrijin, topiramat, levetirasetam veya zonisamiddir. Parsiyel epilepside ise karbamazepin ve okskarbazepin ilk seçenektir. Levatirasetam ve lamotrijinde parsiyel epilepside kullanılabilir. Sadece absans nöbet öyküsü olanlarda etosüksimid kullanılabilir. Valproat ve fenitoin hızlı yükleme avantajı dolayısıyla status epileptikus ve statusa yatkınlık durumlarında kullanılabilir. Miyokloni ve absans tip nöbetlerle seyreden sendromlarda ilk seçenek valproattır, fenitoin, karbamazepin ve bazen lamotrijin kullanımının bu nöbetleri artırdığı bilinmektedir. Okskarbazepin, pregabalin vigabatrin, gabapentin gibi bazı ilaçlar sadece parsiyel nöbetlerde kullanılmaktadır.levetirasetam, topiramat, lamotrijin, zonisamid, ve felbamat gibi ilaçlar ise hem jeneralize hem de parsiyel nöbetlerde etkinlik göstermektedir. İnfantil spazmlarda vigabatrinin üstün etkinliği olduğu bildirilmiştir.(39). Antiepileptik İlaçların Yan Etkileri Antiepileptik ilaçları hemen hepsi istenmeyen etkiler yapabilir. Kişiler arası değişkenlik olmakla birlikte genelde dozla ilişkili yan etkiler görülür. Birçoğunn tedavi başlangıcında olmakla birlikte nerdeyse tüm antiepileptik ilaçlarda ortaktır. Bunlar mental küntleşme, sedasyon, konsantrasyon ve bellekte bozulma, gastrointestinal rahatsızlık, başdönmesi ve duygu-durum değişikilikleri olabilir. İlaca özgü yan etki sıklığı ve şiddeti değişkendir.(tablo 4)(28). 16

21 Tablo 4. Yerleşmiş ve yeni antiepileptik ilaçların bazı ciddi ve diğer yan etkileri İlaç Ciddi yan etki Diğer yan etki Karbamazepin Aplastik anemi, hepatotoksisite, Steven Johnson sendromu, lupus benzeri tablo, ilaç hipersensitivite sendromu Etosüksimid Felbamat Gabapentin Lamotrijin Levetirasetam Okskarbazepin Fenobarbital Fenitoin Kemik iliği depresyonu, hepatotoksisite, lupus, psikoz, Steven- Johnson sendromu Aplastik anemi, hepatik yetersizlik, Steven-Johnson sendromu Bilinmiyor Steven-Johnson sendromu ya da toksik epidermal nekroz, akut hepatik yetmezlik /multiorgan yetmezliği Bilinmiyor Döküntü Hepatotoksisite, bağ dokusu ve kemik iliği bozukluğu, Steven-Johnson sendromu, ilaç hipersensitivite send. Aplastik anemi, hepatik yetersizlik, Steven-Johnson sendromu, lupus benzeri tablo, psödolenfoma, retroperitoneal fibroz, serebellar atrofi, ilaç hipersensitivite sendromu 17 Sersemlik, ataksi, diplopi, bulantı, yorgunluk hissi, lökopeni, döküntü, trombositopeni, hiponatremi, davranış bozukluğu, tikler Bulantı, gastrik iritasyon, başağrısı, döküntü Anoreksi, kusma, insomni, başağrısı, somnolans Somnolans, sersemlik, ataksi, yorgunluk hissi, nistagmus, kilo artışı, çocuklarda davranış bozukluğu, ödem Sersemlik, ataksi, insomni, başağrısı, diplopi, görme bulanıklığı, bulantı, kusma, döküntü, ajitasyon Bulantı, baş ağrısı, sersemlik, yorgunluk, somnolans, davranış değişikliği Bulantı, baş ağrısı, sersemlik, yorgunluk, hiponatremi Sedasyon, ataksi, nistagmus, döküntü, depresyon, çocuklarda hiperaktivite, öğrenme güçlüğü Dişeti hipertrofisi, hirsutizm, ataksi, nistagmus, diplopi, döküntü, anoreksi, bulantı, makrositoz, periferik nöropati, osteoporoz Tiagabin Bulantı, başağrısı, sersemlik, Stupor, nonkonvülzif status yorgunluk, güçsüzlük Topiramat Bulantı, başağrısı, sersemlik, Böbrek taşı, dar açılı glokom yorgunluk, kognitif yavaşlama, kelime bulma güçlüğü, parestezi, kilo kaybı, terleme azalması Valproat Hepatotoksisite (<2 yaş çocukta ve polifarmaside belirgin), hiperamonyemi, lökopeni, trombositopeni, pankreatit Bulantı, kusma, saç dökülmesi, tremor, amenore, kilo artışı, konstipasyon, polikistik over sendromu Zonisamid Bulantı, başağrısı, sersemlik, Böbrek taşı, aplastik anemi yorgunluk, parestezi, döküntü, konuşma bozukluğu terleme azalması (özellikle çocuklarda), zayıflama Vigabatrin Kalıcı görme alanı defekti Kilo artışı, ödem, halsizlik, psikoz Pregabalin Karaciğer enzimlerinde geçici hafif Bilinmiyor yükselme uyuklama, yorgunluk hali, baş dönmesi ve kilo artışı Lakosamid Bilinmiyor Uyuklama, hareketlerde yavaşlama

22 Dirençli Epilepsi Epilepsi tüm dünyada yaygın görülen önemli bir hastalık olup en sık nörolojik problemlerden birisidir. Bu hastaların büyük bir kısmında tek AEİ ile, daha az bir kısmında çok AEİ ile nöbet kontrolü sağlanırken bazı hastalarda ise çok antiepileptik kullanımına rağmen nöbetler kontrol altına alınamamaktadır. Çok AEİkullanımına rağmen nöbet kontrolü sağlanamayan vakalar dirençli epilepsi grubunu oluşturmaktadır. Uygun antiepileptik tedavi altında olmasına rağmen epilepsi hastalarının %25-30 da nöbetler kontrol altına alınamamaktadır. Kabul edilmiş kesin bir dirençli epilepsi tanımı olmamakla birlikte bu gruba ilaç tedavisine dirençli epilepsi denir. Daha önce yapılan çeşitli çalışmalarda farklı dirençli epilepsi kriterleri sunulmuştur : 1) İki yıl boyunca en az 3 AEİ nin tek tek veya birlikte kullanımına rağmen ayda 1 den fazla nöbet olması 2) Son 1 yıl boyunca 3 veya daha fazla AEİ kullanımına rağmen ayda 1 den fazla nöbet olması 3) Son 1 yılda 2 veya daha fazla AEİ kullanımına rağmen ayda 1 den fazla nöbet olması (AEİ birisi fenitoin, karbamazepin veya valproat olmalı) (39) Epilepside Cerrahi Tedavi Çok AEİ ye rağmen yaşam kalitesini bozacak düzeyde nöbetleri olmaya devam eden hastalar epilepsi cerrahisi açısından değerlendirilir. Son yıllarda epilepsi cerrahisi ile uğraşan epilepsi merkezlerinin sayısı giderek artmaktadır. Ülkemizde de bu alanda çalışmalar sürdürülmektedir. Epilepsi cerrahi açısından aday olan kişiler arasından uygun hastayı seçmek önemlidir. Her hastanın sahip olduğu özelliklerin farklılığı nedeniyle uygunluk açsından kesin kriterler tanımlanamamıştır. Epilepsinin türü, epileptojen odağın olup olmaması, yaş ve eşlik eden hastalıklar bireye özgü değişkenlik gösteren faktörlerdir (28). Epilepsi cerrahisine uygun hastayı belirlemede öykü çok önemli yer tutar. Öncelikle nöbet semiyolojisini ayrıntılı değerlendirmek gerekir. Dirençli epilepsi olarak düşünülen olguların fokal, idiopatik olmayan nöbetleri olmalıdır. İlaca direnç kriterlerinin en az biri olmalıdır. Kişinin taşıdığı ek riskler (eşlik eden nörolojik ve nöropsikolojik defektler, hastalıklar) de cerrahi adayı olup olamayacağı açısından önemli faktörlerdir. Deneyimli merkezlerde morbidite ve mortalite oranı düşüktür. Risk ve yarar değerlendirilmesi yapılırken kontrol altına alınamayan nöbetlerin neden olabileceği yaralanma, boğulma, intihar girişimi risklerde göz önüne alınmalıdır. Cerrahi komplikasyonların otuz beş yaş sonrası daha riskli 18

23 olduğu bilinmektedir. Kardiak sorunlar, hematolojik sorunlar, ek ilaç kullanımı, psikiyatrik bozukluklar gibi cerrahi sırasında ve sonrasında morbidite ve mortaliteyi etkileyebilecek faktörler preoperatfi dönemde dikkatli bir şekilde değerlendirilmelidir. Hasta ve aileye mevcut risk ve yararlar ayrıntılı bir şekilde anlatılarak bilgi verilmelidir. Epilepsi cerrahisi açısından birtakım mutlak kontrendikasyon mevcuttur. Bunlar idiopatik yaşa bağlı epilepsi sendromları, epilepsiye neden olan sistemik hastalık varlığı, hastanın incelemelere uyum sağlamaması ve işbirliği kuramaması şeklindedir(39). Yaşam Kalitesi Yaşam kalitesi, dünya sağlık örgütü tarafından hedefleri, beklentileri, standartları, ilgileri ile bağlantılı olarak, bireylerin yaşadıkları kültür ve değer dizgelerinin bütünü içinde durumlarını nasıl algıladıkları şeklinde tanımlanmaktadır(41).sağlıkla ilgili yaşam kalitesi ise hasta tarafından hastalığın ve tedavisinin yarattığı etkilerin algılanışı olarak tanımlanmaktadır(42). Bir hastanın yaşam kalitesi ile ilgili algısının bilinmesi, hastaların hastalıkları ile ilgili en çok hangi yönden etkilendiklerinin bilinmesi hekimlerin tedavilerini yönlendirmelerine, tedavi protokollerinde değişiklik yapmalarına, hasta-hekim ilişkisinin güçlenmesine ve hastaya uygulanan girişimlerin yaşam kalitesini ne yönde etkilediğinin görülmesine olanak sağlamaktadır(43). Epilepsi hastalarında nöbetlerin tipi, sıklığı ve şiddeti, önceden kestirilememesi, tedavi, ilaç yan etkileri ve tedaviye uyum, psikolojik sorunlar, depresyon, anksiyete, iş, bağımlılık, sosyal problemler, bilişsel durum ve benlik saygısı yaşam kalitesini etkileyen faktörler olarak ön plana çıkmaktadır(44). Daha önce yapılan epilepsili hastaların yaşam kalitelerinin değerlendirildiği çalışmalarda yaşam kalitesini etkileyen faktörlerin farklılıklar gösterdiği görülmektedir. Baker in yaptığı bir çalışmada(45) nöbet sıklığının yaşam kalitesinde en önemli etken olduğu, Mollaoğlu ve ark yaptığı bir çalışmada (46) ise nöbet sıklığı ve hastalık süresinin yaşam kalitesini en fazla etkileyen faktörler olduğu bildirilmiştir. Hastaların mümkün olduğunca kaliteli bir yaşam sürmesi amacıyla, yani meslek sahibi olma, evlenme, normal bir sosyal hayat sürdürmesi amacıyla toplum bilgilendirilmeli ve bu hastalara uygulanan sosyal izolasyonun kaldırılması sağlanmalıdır. 19

24 GEREÇ VE YÖNTEM Bu çalışma, Trakya Ünversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Etik Kurulu ndan 04/04/2012 tarih ve 10/05 karar no ile onay alınarak yapılmıştır (Ek 1). Çalışma hakkında hastalara sözlü ve yazılı olarak bilgi verilerek bilgilendirilmiş onam formu alınmıştır. Çalışmaya, Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Nöroloji polikliniğine 01/05/2012 ile 31/10/2013 tarihleri arasında başvuran, düzenli takipleri yapılan klinik, elektrofizyolojik ve radyolojik bulgular eşliğinde epilepsi tanısı kesinleşmiş olgular dahil edildi. Anamnez, klinik bulgular ve elektrofizyolojik özellikler değerlendirilerek epilepsi sınıflaması yapıldı. Epilepsi sınıflaması göz önüne alınarak tedaviye yanıtlı ve dirençli olmak üzere iki gruba ayrıldı. Etkin doz ve sürede, tek veya çok, nöbet tipine uygun antiepileptik ilaç kullanımına rağmen son 6 ay içerisinde epileptik nöbeti olanlar tedaviye dirençli, antiepileptik tedavi altında son altı ayda nöbet geçirmemiş olanlar ise tedaviye yanıtlı olarak değerlendirildi. Olguların Çalışmaya Alınma Kriterleri 1) Hastaların 16 yaşından büyük olması 2) Epilepsi tanısının klinik bulgular, kranial MR ve EEG bulguları ile en az 6 aydan beri kesinleşmişolması 3) Uygun antiepileptik tedavi altında olması 4) Mental retardasyon olmaması Olguların Çalışma Dışı Bırakılma Kriterleri 1) Hastaların 16 yaşından küçük olması 20

25 2) Hastaların zeka seviyesinin klinik gözlemle anlama ve kavrama zorluğuna neden olabilecek düzeyde ve sağlıklı iletişim kurulamayacak düzeyde düşük olması. Tedaviye dirençli 46 hasta ve tedaviye yanıtlı 42 hasta olmak üzere toplam 88 hasta çalışmaya dahil edildi. Çalışmaya dahil edilen tüm olguların yaş, cinsiyet, antiepileptik tedaviye yanıtı, meslek, eğitim durumu, medeni hali, sağlık güvencesi, ehliyet ve aile desteğinin olup olmadığı, eşlik eden hastalıklar, ilaç yan etkileri, tek ya da çok antiepileptik tedavi öyküsü, nöbet sıklığı, son JTKN zamanı, uykuda nöbetinin olup olmadığı, hekime başvuru sıklığı, nöbet başlangıç yaşı sorgulandı ve kaydedildi. Hastanın yaşı ile nöbet başlangıç yaşı arasındaki fark hesaplanarak, epilepsi hastalığı ile geçirilmiş yaşam süresi epilepsi yaşı olarak tanımlandı. Tüm olguların nöbet tipleri ILAE 1981, 1989 ve semiyolojik nöbet sınıflaması kriterlerine göre ayrı ayrı sınıflandırıldı. Çalışmaya alınan tüm olgulara epilepside yaşam kalitesini değerlendirme ölçeği olarak QOLIE-89 (Quality of Life in Epilepsy Inventory-89) uygulandı (Ek 3). Epilepsi hastaları arasında tedaviye dirençli olgularda depresif semptomları değerlendirmek, derecelendirmek ve tedaviye yanıtlı olgularla karşılaştırmak amacıyla tüm olgulara Beck Depresyon Ölçeği (BDÖ) uygulandı (Ek 4). Ayrıca epilepsi hastalarında yaşam kalitesini önemli derecede etkilediği düşünülen nöbet şiddetini değerlendirmek amacıyla Nöbet Şiddeti Anketi (SSQ=Seizure Severity Questionnaire) uygulandı. Elde edilen veriler eşliğinde farklı tedavi yanıtı olan hasta gruplarında yaşam kalitesine etki eden faktörler değerlendirildi. Yaşam Kalitesi Ölçeği (QOLIE-89) Epilepsi olgularında yaşam kalitesi ve yaşam kalitesini etkileyen faktörleri değerlendirmek amacıyla epilepsi hastaları için özel olarak tasarlanan QOLIE-89 (Quality of Life in Epilepsy Inventory-89) ölçeği kullanıldı. Bu ölçek 1993 yılında Dünya Hekimleri iletişim Grubu (Physicians World Communications Group), Mezuniyet sonrası Profesyonel Hizmetler (Professional Postgraduate Services) ve Devinsky ve arkadaşlarından oluşan QOLIE Geliştirme Grubu (QOLIE-89 Developmental Group) tarafından geliştirilmiştir(47).birçok hasta üzerinde sensivitesi olduğu gösterilmiş olan QOLIE-89 un Türkiye deki epilepsili hastalarda kullanılabilir olduğu Mollaoğlu ve arkadaşları tarafından gösterilmiştir (46). Dünyada da birçok dile çevrilerek kullanılmış bir ölçektir. QOLIE-89, 17 yaş ve üzerindeki bireylerin kendi kendilerine uyguladıkları bir ankettir. Ayrıca konu 21

26 hakkında bilgilendirilmiş bir yakını yardımıyla veya telefon aracılığıyla bile uygulanabilecek şekilde hazırlanmıştır. Ancak bizim çalışmamıza dahil ettiğimiz tüm hastalarla yüz yüze görüşülerek uygulanmıştır. Uygulama süresi dakika arasına olduğu gözlenmiştir. QOLIE-89 ölçeği 89 ifade içermekte olup, aşağıdaki sağlık kavramlarını içeren 17 alt başlıktan ve 89 sorudan oluşmaktadır. Bu alt başlıklar; total yaşam kalitesi (2 soru), emosyonel iyilik (5 soru), emosyonel sorunlar nedeniyle gelişen rol sınırlılıkları (5 soru), sosyal destek (4 soru), sosyal izolasyon (2 soru), enerji-yorgunluk (4 soru), nöbete ilişkin kaygılar (5 soru), ilaçların etkileri (3 soru), sağlıkla ilgili cesaretin kırılması (2 soru), meslek yaşantısı/araba kullanma/sosyal fonksiyonlar (11 soru), dikkat-konsantrasyon (9 soru), konuşma (5 soru), hafıza (6 soru), fiziksel fonksiyon (10 soru), ağrı (2 soru), fiziksel sorunlar nedeniyle gelişen rol sınırlılıkları (5 soru) ve sağlığı algılama ( 6 soru) boyutlarını içermektedir. Ölçekte bunlara ek olarak genel sağlık, cinsel doyum ve bir önceki yıla göre bireyin sağlık durumundaki değişiklikler ile ilgili birer soru bulunmakta olup toplam 89 sorudan oluşmaktadır(tablo 5). Tablo 5. QOLIE-89 Yaşam Kalitesi Ölçeği Değerlendirme Skalası Soru Sorular Sayısı 1) Total Yaşam Kalitesi (2) ) Emosyonel İyilik (5) ) Emosyonel Sorunlar Nedeniyle Gelişen Rol (5) Sınırlılıkları 4) Sosyal Destek (4) ) Sosyal İzolasyon (2) ) Enerji-Yorgunluk (4) ) Nöbete İlişkin Kaygı (5) ) İlaç Etkileri (3) ) Sağlıkla İlgili Cesaretin Kırılması (2) ) Meslek Yaşantısı/Araba Kullanma/Sosyal (11) Fonksiyonlar ) Dikkat-Konsantrasyon (9) ) Konuşma (5) ) Hafıza (6) ) Fiziksel Fonksiyon (10) ) Ağrı (2) ) Fiziksel Sınırlılıklara Bağlı Gelişen Rol (5) Sınırlılıkları 17) Sağlığı Algılama (6) * Genel Sağlık (1) 89 * Cinsel Doyum (1) 84 * Önceki yıla göre sağlık durumunda değişiklik (1) 3 22

27 QOLIE-89 ölçeğinin toplam puanı, farklı soru sayısı içeren 17 alt başlığın puanlarının ağırlıklı ortalaması alınarak elde edilmektedir. Her bir soru 100 puan üzerinden değerlendirilir. 89 soruluk bu ölçekte bazı sorularda yüksek değerler yüksek yaşam kalitesini gösterirken bazı sorularda ise düşük değerler yüksek yaşam kalitesini göstermektedir. Her koşulda yüksek yaşam kalitesine 100 puan vermek koşuluyla ölçekteki tüm sorular 0 ile 100 arasında puanlandırılır. Daha sonra farklı soru sayısı içeren her bir alt başlığın subtotal puanı hesaplanır ve subtotal puan alt başlıktaki soru sayısına bölünerek sonuç puanı elde edilir. Böylece her bir alt başlığın sonuç puanı 0 dan 100 e doğru sıralanır. Sonuç olarak, daha düşük puan daha düşük yaşam kalitesini, daha yüksek puan da daha yüksek yaşam kalitesini, gösterecektir. Beck Depresyon Ölçeği (BDÖ) Beck Depresyon Envanteri olarak da tanımlanan ölçek depresyon yönünden riski belirlemeyi ve depresif belirtilerin derecesini ve şiddet değişimini ölçmeyi sağlayan kendini değerlendirme ölçeğidir. Ölçek depresyon tanısı koyma amacı ile değil depresif belirtilerin düzeyini objektif olarak belirlemek için kullanılır yılında Beck ve arkadaşları tarafından depresyonlu hastalarda en sık görülen bilişsel, somatik, duygusal ve motivasyona dayalı belirtilere yer vererek geliştirilmiştir. Beck depresyon ölçeği somatik belirtilere az değinen daha çok duygusal ve bilişsel belirtilerine ağırlık veren bir ölçektir. Bu sebeple bedensel hastalığı olan bireylerde depresyonun taranması için uygun bir ölçektir. BDÖ toplam 21 maddeden oluşan kendini değerlendirme ölçeğidir. Hastalar kendi başlarına doldururlar ve doldururken kendi durumlarını en iyi ifade eden şıkkı işaretlemeleri belirtilir. Ölçekte her bir madde 0 ile 3 arasında derecelendirilmiştir. Toplam puan 21 maddenin puanlarının toplaması ile elde edilir. En yüksek puan 63 olup toplam puan 0-63 arasında değişir. Ölçeğin yorumlaması ise şu şekildedir; 0-10 puan: depresyon yok puan: hafif siddetli depresyon puan: orta siddetli depresyon 24 ve üstü puan: siddetli depresyon Türkiye için güvenilirlik ve geçerlilik değerlendirmesinde sınır değerin 17 puan olduğu belirtilmiştir(48).beck Depresyon Ölçeğinde alınan toplam puan artması kişinin depresyon belirtilerinin derecesinin arttığı anlamına gelir. 23

Konvülsiyon tanımı ve sınıflandırması Epilepsi tanım ve sınıflandırması İlk afebril nöbet ile başvuran çocuğa yaklaşım Epileptik sendrom kavramı

Konvülsiyon tanımı ve sınıflandırması Epilepsi tanım ve sınıflandırması İlk afebril nöbet ile başvuran çocuğa yaklaşım Epileptik sendrom kavramı Konvülsiyon tanımı ve sınıflandırması Epilepsi tanım ve sınıflandırması İlk afebril nöbet ile başvuran çocuğa yaklaşım Epileptik sendrom kavramı Beyinde bir grup nöronun anormal deşarjına bağlı olarak

Detaylı

Konvülsiyon tanımı ve sınıflandırması Epilepsi tanım ve sınıflandırması İlk afebril nöbet ile başvuran çocuk Epileptik sendrom kavramı ve West

Konvülsiyon tanımı ve sınıflandırması Epilepsi tanım ve sınıflandırması İlk afebril nöbet ile başvuran çocuk Epileptik sendrom kavramı ve West Konvülsiyon tanımı ve sınıflandırması Epilepsi tanım ve sınıflandırması İlk afebril nöbet ile başvuran çocuk Epileptik sendrom kavramı ve West sendromu Beyinde bir grup nöronun anormal deşarjına bağlı

Detaylı

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün; Epilepsi bir kişinin tekrar tekrar epileptik nöbetler geçirmesi ile niteli bir klinik durum yada sendromdur. Epileptik nöbet beyinde zaman zaman ortaya çıkan anormal elektriksel boşalımların sonucu olarak

Detaylı

Antiepileptik İlaç Başlama İlkeleri. Prof. Dr. Dilşad TÜRKDOĞAN

Antiepileptik İlaç Başlama İlkeleri. Prof. Dr. Dilşad TÜRKDOĞAN Antiepileptik İlaç Başlama İlkeleri Prof. Dr. Dilşad TÜRKDOĞAN Akış 1-Ġlk nöbette tedavi kararı 2-Ġyi huylu epilepsilerde tedavi kararı: Rolandik Epilepsi 3-Ġlaç tedavisinin düzenlenmesı İlk Nöbet - Tanım:

Detaylı

İYİ HUYLU SÜT ÇOCUĞU NÖBETLERİ. Doç. Dr. Uluç Yiş DEÜTF Çocuk Nöroloji İzmir

İYİ HUYLU SÜT ÇOCUĞU NÖBETLERİ. Doç. Dr. Uluç Yiş DEÜTF Çocuk Nöroloji İzmir İYİ HUYLU SÜT ÇOCUĞU NÖBETLERİ Doç. Dr. Uluç Yiş DEÜTF Çocuk Nöroloji İzmir ulyis@yahoo.com SÜT ÇOCUĞU NÖBETLERİ *NON-EPİLEPTİK PAROKSİSMAL OLAYLAR İYİ HUYLU NÖBETLER EPİLEPTİK ENSEFALOPATİLER Bu gerçekten

Detaylı

Epilepsi ayırıcı tanısında parasomniler. Dr. Hikmet YILMAZ CBÜ Tıp Fakültesi Nöroloji AD, Manisa

Epilepsi ayırıcı tanısında parasomniler. Dr. Hikmet YILMAZ CBÜ Tıp Fakültesi Nöroloji AD, Manisa Epilepsi ayırıcı tanısında parasomniler Dr. Hikmet YILMAZ CBÜ Tıp Fakültesi Nöroloji AD, Manisa Nokturnal paroksismal olaylar Jeneralize & parsiyel epileptik nöbetler Parasomniler Normal uyku varyantları

Detaylı

EPİLEPTİK HASTALARDA DİŞ PROBLEMLERİNİN KULLANDIĞI İLAÇLAR VE NÖBET TİPİYLE İLİŞKİSİNİ ARAŞTIRAN ANKET ÇALIŞMASI BİTİRME TEZİ

EPİLEPTİK HASTALARDA DİŞ PROBLEMLERİNİN KULLANDIĞI İLAÇLAR VE NÖBET TİPİYLE İLİŞKİSİNİ ARAŞTIRAN ANKET ÇALIŞMASI BİTİRME TEZİ T.C. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı EPİLEPTİK HASTALARDA DİŞ PROBLEMLERİNİN KULLANDIĞI İLAÇLAR VE NÖBET TİPİYLE İLİŞKİSİNİ ARAŞTIRAN ANKET ÇALIŞMASI BİTİRME TEZİ Stj. Diş Hekimi

Detaylı

Temelde akılda tutulması gereken nöbetlerin iki çeşit olduğudur parsiyel (yani beyinde bir bölgeye sınırlı başlayan nöbetler jeneralize (beyinde

Temelde akılda tutulması gereken nöbetlerin iki çeşit olduğudur parsiyel (yani beyinde bir bölgeye sınırlı başlayan nöbetler jeneralize (beyinde EPİLEPSİ Basitleştirilmiş şekliyle epilepsi nöbeti kısa süreli beyin fonksiyon bozukluğuna bağlıdır, ve beyin hücrelerinde geçici anormal deşarjlar sonucu ortaya çıkar. Epilepsi nöbetlerinin çok değişik

Detaylı

T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EPİLEPTİK ÇOCUKLARDA SEMİYOLOJİK NÖBET SINIFLAMASINDA MODÜLER EĞİTİM.

T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EPİLEPTİK ÇOCUKLARDA SEMİYOLOJİK NÖBET SINIFLAMASINDA MODÜLER EĞİTİM. T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EPİLEPTİK ÇOCUKLARDA SEMİYOLOJİK NÖBET SINIFLAMASINDA MODÜLER EĞİTİM Doktora Tezi Arş.Gör. Ayşegül İŞLER DANIŞMAN Doç.Dr. Zümrüt BAŞBAKKAL İZMİR 2006 T.C.

Detaylı

FEBRİL NÖBETLER. Doç Dr. Sema Saltık

FEBRİL NÖBETLER. Doç Dr. Sema Saltık FEBRİL NÖBETLER Doç Dr. Sema Saltık FEBRİL NÖBETLER (FN)- TANIM FEBRİL NÖBET (FN): 6 ay- 5 yaş arası çocuklarda, santral sinir sistemi enfeksiyonu veya başka bir etken bulunmaması koşuluyla ateşle birlikte

Detaylı

KONVÜLSİYON (NÖBET) GEÇİREN ÇOCUK. Dr.Ayşe SERDAROĞLU Gazi ÜTF Çocuk Nöroloji

KONVÜLSİYON (NÖBET) GEÇİREN ÇOCUK. Dr.Ayşe SERDAROĞLU Gazi ÜTF Çocuk Nöroloji KONVÜLSİYON (NÖBET) GEÇİREN ÇOCUK Dr.Ayşe SERDAROĞLU Gazi ÜTF Çocuk Nöroloji Nöbet? Bilinç bozukluğu ve Motor fenomenler içeren olay. Nöbet... Van Gogh Epileptik nöbet neden olur? İnhibisyon Eksitasyon

Detaylı

ANKSİYETE BOZUKLUKLARINDA ANTİEPİLEPTİKLERİN KULLANIMI

ANKSİYETE BOZUKLUKLARINDA ANTİEPİLEPTİKLERİN KULLANIMI ANKSİYETE BOZUKLUKLARINDA ANTİEPİLEPTİKLERİN KULLANIMI Prof. Dr. Aylin Ertekin Yazıcı Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD ANTİEPİLEPTİKLER Karbamezepin Okskarbazepin Lamotrijin Riluzol Valproik

Detaylı

Epilepsi Tedavisinde Güncel Yaklaşımlar

Epilepsi Tedavisinde Güncel Yaklaşımlar Epilepsi Tedavisinde Güncel Yaklaşımlar Ebru Nur VANLI YAVUZ, Betül BAYKAN İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi, Nöroloji Anabilim Dalı, İstanbul Epilepsi tedavisinde ilk basamak, tanının doğru

Detaylı

Lafora hastalığı, Unverricht Lundborg hastalığı, Nöronal Seroid Lipofuksinoz ve Sialidozlar en sık izlenen PME'lerdir. Progresif miyoklonik

Lafora hastalığı, Unverricht Lundborg hastalığı, Nöronal Seroid Lipofuksinoz ve Sialidozlar en sık izlenen PME'lerdir. Progresif miyoklonik LAFORA HASTALIĞI Progressif Myoklonik Epilepsiler (PME) nadir olarak görülen, sıklıkla otozomal resessif olarak geçiş gösteren heterojen bir hastalık grubudur. Klinik olarak değişik tipte nöbetler ve progressif

Detaylı

Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi

Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği, Prediyaliz Eğitim Hemşiresi Giriş: Kronik Böbrek Hastalığı (KBH); popülasyonun

Detaylı

Yaşlılarda Dirençli Anksiyete Bozukluklarının Tanı ve Tedavisi

Yaşlılarda Dirençli Anksiyete Bozukluklarının Tanı ve Tedavisi Yaşlılarda Dirençli Anksiyete Bozukluklarının Tanı ve Tedavisi Dr. Berker Duman Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Psikiyatri AD, Konsültasyon-Liyezon Psikiyatrisi BD Ankara Üniversitesi Beyin Araştırmaları

Detaylı

ÇOCUKLARDA DİRENÇLİ EPİLEPSİ. Prof. Dr. YÜKSEL YILMAZ Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nörolojisi BD

ÇOCUKLARDA DİRENÇLİ EPİLEPSİ. Prof. Dr. YÜKSEL YILMAZ Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nörolojisi BD ÇOCUKLARDA DİRENÇLİ EPİLEPSİ Prof. Dr. YÜKSEL YILMAZ Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nörolojisi BD Prognoz açısından Epilepsiler ve Epileptik sendromlar 1) Çok iyi prognoz: %20-30 2) İyi prognoz:

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Polikliniği Olgu Sunumu. 21 Ekim 2016 Cuma

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Polikliniği Olgu Sunumu. 21 Ekim 2016 Cuma Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Polikliniği Olgu Sunumu 21 Ekim 2016 Cuma İnt. Dr. Nurdan Baydoğan Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı

Detaylı

İnsomni. Dr. Selda KORKMAZ

İnsomni. Dr. Selda KORKMAZ İnsomni Dr. Selda KORKMAZ Uykuya başlama zorluğu Uykuyu sürdürme zorluğu Çok erken uyanma Kronik şekilde dinlendirici olmayan uyku yakınması Kötü kalitede uyku yakınması Genel populasyonda en sık görülen

Detaylı

Konvülsiyon Geçiren Çocuk; Ateşli ve Ateşsiz. Doç.Dr. Gülşen KÖSE Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Konvülsiyon Geçiren Çocuk; Ateşli ve Ateşsiz. Doç.Dr. Gülşen KÖSE Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Konvülsiyon Geçiren Çocuk; Ateşli ve Ateşsiz Doç.Dr. Gülşen KÖSE Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Konuşma akışı Konvülsiyon tanımı ve nedenleri Akut semptomatik konvülsiyonlar Febril

Detaylı

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011 Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri Sena Aydın 0341110011 PATOFİZYOLOJİ Fizyoloji, hücre ve organların normal işleyişini incelerken patoloji ise bunların normalden sapmasını

Detaylı

Kronik Böbrek Hastalarında Eğitim Durumu ve Yaşam Kalitesi. Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği, Prediyaliz Eğitim Hemşiresi

Kronik Böbrek Hastalarında Eğitim Durumu ve Yaşam Kalitesi. Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği, Prediyaliz Eğitim Hemşiresi Kronik Böbrek Hastalarında Eğitim Durumu ve Yaşam Kalitesi Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği, Prediyaliz Eğitim Hemşiresi Giriş: Kaliteli yaşam; kişinin temel ihtiyaçlarını karşıladığı,

Detaylı

Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri

Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri Hastalıkların tedavisinde kat edilen yol, bulaşıcı hastalıklarla başarılı mücadele, yaşam koşullarında düzelme gibi

Detaylı

Şizofreni tanılı hastada antipsikotiklerletetiklenen nonkonvulsif statusepileptikus olgusu

Şizofreni tanılı hastada antipsikotiklerletetiklenen nonkonvulsif statusepileptikus olgusu Şizofreni tanılı hastada antipsikotiklerletetiklenen nonkonvulsif statusepileptikus olgusu Ass. Dr. Toygun Tok İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Psikiyatri Kliniği

Detaylı

FEBRİL KONVÜLSİYON: Tedavi Edilmeli? / Edilmemeli? Prof. Dr. Hasan Tekgül E.Ü.T.F. Çocuk Nörolojisi Bilim Dalı

FEBRİL KONVÜLSİYON: Tedavi Edilmeli? / Edilmemeli? Prof. Dr. Hasan Tekgül E.Ü.T.F. Çocuk Nörolojisi Bilim Dalı FEBRİL KONVÜLSİYON: Tedavi Edilmeli? / Edilmemeli? Prof. Dr. Hasan Tekgül E.Ü.T.F. Çocuk Nörolojisi Bilim Dalı FK: Hedefler 1. Basit ve Komplike FK ları tanımlamak 2. Etyopatogenetik değerlendirmeyi yapmak

Detaylı

BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD

BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD Çalışmalarda birinci basamak sağlık kurumlarına başvuran hastalardaki psikiyatrik hastalık sıklığı, gerek değerlendirme ölçekleri kullanılarak

Detaylı

Pediatrik epilepsi cerrahisinde güncel tedavi yaklaşımları. Dr. Nejat Akalan

Pediatrik epilepsi cerrahisinde güncel tedavi yaklaşımları. Dr. Nejat Akalan Pediatrik epilepsi cerrahisinde güncel tedavi yaklaşımları Dr. Nejat Akalan Nöbet Beyinde oluşan anormal, yüksek amplitüdlü ve senkron nöronal aktivite sonucu geçici belirti ve bulgularla çıkan nörolojik

Detaylı

PARKİNSON HASTALIĞI. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

PARKİNSON HASTALIĞI. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak PARKİNSON HASTALIĞI Yayın Yönetmeni Prof. Dr. Rana Karabudak TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü Türk Nöroloji Derneği (TND) 2014 Beyin Yılı Aktiviteleri çerçevesinde hazırlanmıştır. Tüm hakları TND

Detaylı

Konvülziyonlu Hastaya Yaklaşım

Konvülziyonlu Hastaya Yaklaşım Konvülziyonlu Hastaya Yaklaşım Konvülziyon (nöbet): Beyindeki nöronların anormal elektriksel deşarjı sonucu oluşan nörolojik fonksiyonel epizottur. Bilinç kaybı, anormal motor aktivite, davranışsal ve

Detaylı

AKUT LENFOBLASTİK LÖSEMİ TANILI ÇOCUKLARIN İDAME TEDAVİSİNDE VE SONRASINDA YAŞAM KALİTELERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. Emine Zengin 4 mayıs 2018

AKUT LENFOBLASTİK LÖSEMİ TANILI ÇOCUKLARIN İDAME TEDAVİSİNDE VE SONRASINDA YAŞAM KALİTELERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. Emine Zengin 4 mayıs 2018 AKUT LENFOBLASTİK LÖSEMİ TANILI ÇOCUKLARIN İDAME TEDAVİSİNDE VE SONRASINDA YAŞAM KALİTELERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Dr. Emine Zengin 4 mayıs 2018 Lösemiye bağlı Psikososyal Geç Etkiler Fiziksel Görünüm (Saç

Detaylı

EPİLEPSİ VE ANKSİYETE Dr. Demet Gülpek İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi

EPİLEPSİ VE ANKSİYETE Dr. Demet Gülpek İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi EPİLEPSİ VE ANKSİYETE Dr. Demet Gülpek İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Prevalans Çalışmaları Temporal lob epilepsili olgularda anksiyete bozuklukları nokta prevalansı %19 depresif bozukluk

Detaylı

Hepatik Ensefalopati. Prof. Dr. Ömer Şentürk

Hepatik Ensefalopati. Prof. Dr. Ömer Şentürk Hepatik Ensefalopati Prof. Dr. Ömer Şentürk Hepatik Ensefalopati : Terminoloji Tip A Akut karaciğer yetmezliği ile birlikte Tip B Porto-sistemik Bypass ile birlikte (intrensek hepatosellüler yetmezlik

Detaylı

EPİLEPTİK ERİŞKİNLERDE ANTİEPİLEPTİK TEDAVİNİN KALP HIZI DEĞİŞKENLİĞİ ÜZERİNE OLAN ETKİSİ

EPİLEPTİK ERİŞKİNLERDE ANTİEPİLEPTİK TEDAVİNİN KALP HIZI DEĞİŞKENLİĞİ ÜZERİNE OLAN ETKİSİ T. C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ MERAM TIP FAKÜLTESİ NÖROLOJİ ANABİLİM DALI Prof. Dr. Süleyman İLHAN Anabilim Dalı Başkanı EPİLEPTİK ERİŞKİNLERDE ANTİEPİLEPTİK TEDAVİNİN KALP HIZI DEĞİŞKENLİĞİ ÜZERİNE OLAN ETKİSİ

Detaylı

Vestibüler Sistem ve Vertigo Prof. Dr. Onur Çelik

Vestibüler Sistem ve Vertigo Prof. Dr. Onur Çelik Vestibüler Sistem ve Vertigo Prof. Dr. Onur Çelik www.onurcelik.com Vestibuler sistem Periferik Otolitik yapılar Utrikulus Sakkulus Semisirküler kanallar Vestibüler ganglion Vestibüler sinir Vestibuler

Detaylı

ÇOCUKLUK ÇAĞINDA EPİLEPTİK NÖBETLER. Doç. Dr. Sema SALTIK

ÇOCUKLUK ÇAĞINDA EPİLEPTİK NÖBETLER. Doç. Dr. Sema SALTIK ÇOCUKLUK ÇAĞINDA EPİLEPTİK NÖBETLER Doç. Dr. Sema SALTIK NÖBET Bir grup kortikal nöronun aşırı ve senkronize deşarjına bağlı olarak ortaya çıkan ve klinikte gelip geçici motor, duysal, duyumsal, duygusal,

Detaylı

KOMPLEKS PARSİYEL EPİLEPSİLİ HASTALARDA KLİNİK VE PSİKOSOSYAL PROGNOZ

KOMPLEKS PARSİYEL EPİLEPSİLİ HASTALARDA KLİNİK VE PSİKOSOSYAL PROGNOZ T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI ANABİLİM DALI KOMPLEKS PARSİYEL EPİLEPSİLİ HASTALARDA KLİNİK VE PSİKOSOSYAL PROGNOZ Dr. Fatih ERBEY UZMANLIK TEZİ TEZ DANIŞMANI Prof.

Detaylı

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HASTALIK ALGISI ÖLÇEĞİNİN KLİNİK SONUÇLAR İLE İLİŞKİSİ

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HASTALIK ALGISI ÖLÇEĞİNİN KLİNİK SONUÇLAR İLE İLİŞKİSİ HEMODİYALİZ HASTALARINDA HASTALIK ALGISI ÖLÇEĞİNİN KLİNİK SONUÇLAR İLE İLİŞKİSİ DERYA DUMAN EMRE ERDEM Prof.Dr. TEVFİK ECDER DİAVERUM GENEL MERKEZ ÖZEL MERZİFON DİYALİZ MERKEZİ GİRİŞ Son yıllarda önem

Detaylı

ENGELLI ATAMASI EKPSS SONUÇLARI 03072014H29

ENGELLI ATAMASI EKPSS SONUÇLARI 03072014H29 Portal Adres ENGELLI ATAMASI EKPSS SONUÇLARI 03072014H29 : www.haberahval.com İçeriği : Gündem Tarih : 05.08.2014 : http://www.haberahval.com/engelli-atamasi-suba-03082014.html 1/9 ENGELLI ATAMASI EKPSS

Detaylı

Nörofibromatozis Tip 1 de Epilepsi Sorunu. Dr. Dilek Yalnızoğlu Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Nöroloji Bilim Dalı

Nörofibromatozis Tip 1 de Epilepsi Sorunu. Dr. Dilek Yalnızoğlu Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Nöroloji Bilim Dalı Nörofibromatozis Tip 1 de Epilepsi Sorunu Dr. Dilek Yalnızoğlu Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Nöroloji Bilim Dalı Nörofibromatozis tip 1 de Epilepsi Sorunu Toplumda epilepsi 1%, ~%25 ilaca

Detaylı

LOKOMOTOR SİSTEM SEMİYOLOJİSİ

LOKOMOTOR SİSTEM SEMİYOLOJİSİ LOKOMOTOR SİSTEM SEMİYOLOJİSİ Prof.Dr.Ayşe Kılıç draysekilic@gmeil.com AMAÇ Lokomotor sistemin temel yapılarını ve çocuklarda görülen yakınmalarını, öykü, fizik muayene ve basit tanı yöntemlerini öğrenmek

Detaylı

Çocukluk Dönemi Paroksismal Hastalıklar

Çocukluk Dönemi Paroksismal Hastalıklar DR. İLKNUR EROL Çocukluk Dönemi Paroksismal Hastalıklar Migren (epilepsiden 10 kat fazla) Nöbetler Senkop, presenkop Paroksismal dizkineziler Uyku bozuklukları Hiperventilasyon sendromu Çocukluk Dönemi

Detaylı

ICSD3: Parasomniler. Farklar & Yenilikler. Dr. Hikmet YILMAZ CBÜ Nöroloji AD, Manisa

ICSD3: Parasomniler. Farklar & Yenilikler. Dr. Hikmet YILMAZ CBÜ Nöroloji AD, Manisa ICSD3: Parasomniler Farklar & Yenilikler Dr. Hikmet YILMAZ CBÜ Nöroloji AD, Manisa Uyku bozuklukları sınıflaması Ortak bilimsel dil kullanmak Standart tanı ve tedavi yaklaşımları için uygun zemin Hastalık

Detaylı

YENİ TANI ALMIŞ EPİLEPTİK ÇOCUKLARDA İNTERİKTAL EEG VE UYKU DEPRİVASYONLU KISA SÜRELİ VİDEO EEG MONİTÖRİZASYONUNUN TANISAL DEĞERİ

YENİ TANI ALMIŞ EPİLEPTİK ÇOCUKLARDA İNTERİKTAL EEG VE UYKU DEPRİVASYONLU KISA SÜRELİ VİDEO EEG MONİTÖRİZASYONUNUN TANISAL DEĞERİ TC ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI ANABİLİM DALI YENİ TANI ALMIŞ EPİLEPTİK ÇOCUKLARDA İNTERİKTAL EEG VE UYKU DEPRİVASYONLU KISA SÜRELİ VİDEO EEG MONİTÖRİZASYONUNUN TANISAL

Detaylı

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak İNME Yayın Yönetmeni Prof. Dr. Rana Karabudak TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü Türk Nöroloji Derneği (TND) 2014 Beyin Yılı Aktiviteleri çerçevesinde hazırlanmıştır. Tüm hakları TND ye aittir. Kaynak

Detaylı

TANIM. Nöbetlerin tekrarlayarak kronikleşmesine epilepsi denir.

TANIM. Nöbetlerin tekrarlayarak kronikleşmesine epilepsi denir. EPİLEPSİ TANIM Serebral kortikal veya subkortikal nöronların periodik ve aşırı elektriksel deşarjlarına bağlı olarak ortaya çıkan, şuur kaybı, çeşitli hareket, duyu, otonomik ve psişik bozukluklardan oluşan

Detaylı

HİPOGLİSEMİNİN KOMPLİKASYONLARI

HİPOGLİSEMİNİN KOMPLİKASYONLARI HİPOGLİSEMİNİN KOMPLİKASYONLARI Prof. Dr. Reyhan ERSOY Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı HİPOGLİSEMİ VE DİYABETES MELLİTUS Hipoglisemi Diyabetes

Detaylı

YÜKSEK KORTİKAL FONKSIYONLAR. Yrd.Doç.Dr.Adalet ARIKANOĞLU D.Ü.T.F.Nöroloji A.B.D

YÜKSEK KORTİKAL FONKSIYONLAR. Yrd.Doç.Dr.Adalet ARIKANOĞLU D.Ü.T.F.Nöroloji A.B.D YÜKSEK KORTİKAL FONKSIYONLAR Yrd.Doç.Dr.Adalet ARIKANOĞLU D.Ü.T.F.Nöroloji A.B.D DAVRANIŞ NÖROLOJİSİ TANIM:İnsanda yüksek serebral fonksiyonların anatomik ve fonksiyonel özellikleri ile bu fonksiyonların

Detaylı

Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı. Doç.Dr.Vesile Altınyazar

Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı. Doç.Dr.Vesile Altınyazar Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı Doç.Dr.Vesile Altınyazar Tüm dünyada ilaç harcamalarının toplam sağlık harcamaları içindekipayı ortalama %24,9 Ülkemizde bu oran 2000 yılı için %33,5 Akılcı İlaç Kullanımı;

Detaylı

Gündüz Aşırı Uykululuğun Psikiyatrik Nedenleri ve Tedavileri

Gündüz Aşırı Uykululuğun Psikiyatrik Nedenleri ve Tedavileri Gündüz Aşırı Uykululuğun Psikiyatrik Nedenleri ve Tedavileri Dr. Hasan KARADAĞ Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatri Kliniği Gündüz aşırı uykululukta genel popülasyonun % 4-6

Detaylı

KEMOTERAPİNİN SİNİR SİSTEMİ VE PSİKOLOJİK GEÇ YAN ETKİLERİ DR. FİLİZ ÇAY ŞENLER A.Ü.T.F. TIBBİ ONKOLOJİ B.D.

KEMOTERAPİNİN SİNİR SİSTEMİ VE PSİKOLOJİK GEÇ YAN ETKİLERİ DR. FİLİZ ÇAY ŞENLER A.Ü.T.F. TIBBİ ONKOLOJİ B.D. KEMOTERAPİNİN SİNİR SİSTEMİ VE PSİKOLOJİK GEÇ YAN ETKİLERİ DR. FİLİZ ÇAY ŞENLER A.Ü.T.F. TIBBİ ONKOLOJİ B.D. PLAN Kemoterapiye bağlı geç gelişen ya da kronik nöropsikiyatrik toksisiteleri tanımlamak Ayırıcı

Detaylı

GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TÜRKÇE TIP FAKÜLTESİ DÖNEM 3 DERSLERİ

GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TÜRKÇE TIP FAKÜLTESİ DÖNEM 3 DERSLERİ GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TÜRKÇE TIP FAKÜLTESİ DÖNEM 3 DERSLERİ Konu: Nörolojik bilimlere giriş Amaç: Merkezi ve Periferik Sinir Sistemi nin çalışma prensiplerini ve ilgili klinik durumları anlamak. Serebrum,serebellum,

Detaylı

HAFİF TRAVMATİK BEYİN HASARI (mtbi) ve GENEL TEDAVİ İLKELERİ

HAFİF TRAVMATİK BEYİN HASARI (mtbi) ve GENEL TEDAVİ İLKELERİ HAFİF TRAVMATİK BEYİN HASARI (mtbi) ve GENEL TEDAVİ İLKELERİ Doç.Dr. Cemil ÇELİK Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Gülhane Tıp Fakültesi, Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Sunumun Hedefleri Genel Bilgiler mtbi

Detaylı

Pediatrik Uyku Evrelemesi Ve Yetişkinle Karşılaştırması

Pediatrik Uyku Evrelemesi Ve Yetişkinle Karşılaştırması Pediatrik Uyku Evrelemesi Ve Yetişkinle Karşılaştırması Doç.Dr.Nalan Kayrak Nöroloji ve Klinik Nörofizyoloji İstanbul Cerrahi Hastanesi Çocuklarda Uyku Yapısı Erişkinlerdekinden Farklıdır REM süresi daha

Detaylı

DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU. Dahili Servisler

DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU. Dahili Servisler DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU Dahili Servisler Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHP) Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), her 10 çocuktan birinde görülmesi, ruhsal, sosyal

Detaylı

Baş ağrısı, başta ve bâzen de boyun veya sırtın üst kısmında gerçekleşen ağrılara verilen ortak isimdir. Yaygın ağrı şikâyetlerinden biridir ve hemen

Baş ağrısı, başta ve bâzen de boyun veya sırtın üst kısmında gerçekleşen ağrılara verilen ortak isimdir. Yaygın ağrı şikâyetlerinden biridir ve hemen Baş ağrısı, başta ve bâzen de boyun veya sırtın üst kısmında gerçekleşen ağrılara verilen ortak isimdir. Yaygın ağrı şikâyetlerinden biridir ve hemen hemen tüm insanlar değişik nedenlerle baş ağrısından

Detaylı

MULTİPL SKLEROZ(MS) Multipl Skleroz (MS) genç erişkinleri etkileyerek özürlülüğe en sık yolaçan nörolojik hastalık

MULTİPL SKLEROZ(MS) Multipl Skleroz (MS) genç erişkinleri etkileyerek özürlülüğe en sık yolaçan nörolojik hastalık MULTİPL SKLEROZ(MS) Multipl Skleroz (MS) genç erişkinleri etkileyerek özürlülüğe en sık yolaçan nörolojik hastalık MS Hasta Okulu 28.05.2013 Multipl skleroz (MS) hastalığını basitçe, merkezi sinir sistemine

Detaylı

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR Prof. Dr. Mehmet Ersoy DEMANSA NEDEN OLAN HASTALIKLAR AMAÇ Demansın nedenleri ve gelişim sürecinin öğretmek Yaşlı bireyde demansa bağlı oluşabilecek problemleri öğretmek

Detaylı

Yasemin ELİTOK. Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi. Pediatrik Hematoloji-Onkoloji BD, Erzurum

Yasemin ELİTOK. Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi. Pediatrik Hematoloji-Onkoloji BD, Erzurum Yasemin ELİTOK Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Hematoloji-Onkoloji BD, Erzurum Tanı olanaklarının gelişmesi ve sağlık kuruluşlarından yararlanma olanaklarının artması, Toplumun bilgi seviyesinin

Detaylı

Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı. Doç.Dr.Vesile Altınyazar

Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı. Doç.Dr.Vesile Altınyazar Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı Doç.Dr.Vesile Altınyazar Tüm dünyada ilaç harcamalarının toplam sağlık harcamaları içindeki payı ortalama %24,9 Ülkemizde bu oran 2000 yılı için %33,5 DSÖ tahminlerine

Detaylı

Beyin Omurilik ve Sinir Tümörlerinin Cerrahisi. (Nöro-Onkolojik Cerrahi)

Beyin Omurilik ve Sinir Tümörlerinin Cerrahisi. (Nöro-Onkolojik Cerrahi) Beyin Omurilik ve Sinir Tümörlerinin Cerrahisi (Nöro-Onkolojik Cerrahi) BR.HLİ.018 Sinir sisteminin (Beyin, omurilik ve sinirlerin) tümörleri, sinir dokusunda bulunan çeşitli hücrelerden kaynaklanan ya

Detaylı

Son 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır.

Son 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır. Son 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır. Lohusalık döneminde ruhsal hastalıklar: risk etkenleri ve klinik gidiş Doç.Dr. Leyla Gülseren 25 Eylül 2013 49. Ulusal

Detaylı

Psikofarmakolojik Tedavilerin Bilişsel İşlevler Üzerinde Etkisi

Psikofarmakolojik Tedavilerin Bilişsel İşlevler Üzerinde Etkisi Psikofarmakolojik Tedavilerin Bilişsel İşlevler Üzerinde Etkisi Yavuz Ayhan, Ayşe Elif Anıl Yağcıoğlu Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD Araştırmacı Danışman Konuşmacı

Detaylı

Çiğdem Özkara İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Nöroloji Anabilim Dalı

Çiğdem Özkara İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Nöroloji Anabilim Dalı Çiğdem Özkara İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Nöroloji Anabilim Dalı Beyindeki bir grup nöronun aşırı deşarjı sonunda ortaya çıkan ve klinikte gelip geçici, motor, duysal, duygusal, bilişsel,

Detaylı

ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği

ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği SUNU PLANI Tanım ve Epidemiyoloji Adrenal bez anatomi Etiyoloji Tanı Klinik Tedavi TANIM-EPİDEMİYOLOJİ Adrenal

Detaylı

LENFATİK VE İMMÜN SİSTEM HANGİ ORGANLARDAN OLUŞUR?

LENFATİK VE İMMÜN SİSTEM HANGİ ORGANLARDAN OLUŞUR? LENFOMA NEDİR? Lenfoma, diğer grup onkolojik hastalıklar içinde yaşamın uzatılması ve daha kaliteli yaşam sağlanması ve hastaların kurtarılmaları açısından daha fazla başarı elde edilmiş bir hastalıktır.

Detaylı

NÖBET TANISI KOYMA VE NÖBET-EPĠLEPSĠ SINIFLAMASINDA KISA SÜRELĠ VĠDEO-EEG MONĠTORĠZASYONUN YERĠ

NÖBET TANISI KOYMA VE NÖBET-EPĠLEPSĠ SINIFLAMASINDA KISA SÜRELĠ VĠDEO-EEG MONĠTORĠZASYONUN YERĠ T.C ÇUKUROVA ÜNÜVERSĠTESĠ TIP FAKÜLTESĠ ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI ANABĠLĠMDALI NÖBET TANISI KOYMA VE NÖBET-EPĠLEPSĠ SINIFLAMASINDA KISA SÜRELĠ VĠDEO-EEG MONĠTORĠZASYONUN YERĠ Dr. Mustafa KURTHAN MERT

Detaylı

ANTİEPİLEPTİK İLAÇLAR. Prof.Dr.A.Tanju ÖZÇELİKAY

ANTİEPİLEPTİK İLAÇLAR. Prof.Dr.A.Tanju ÖZÇELİKAY ANTİEPİLEPTİK İLAÇLAR Prof.Dr.A.Tanju ÖZÇELİKAY Epilepsi: Beynin elektriksel fonksiyonundaki değişimler sonucu, Ani olarak başlayan, kısa süren ve kendiliğinden geçen, genellikle bilinç kaybına neden olan

Detaylı

YÜKSEK KORTİKAL FONKSIYONLAR. Dr.Adalet ARIKANOĞLU DAVRANIŞ NÖROLOJİSİ

YÜKSEK KORTİKAL FONKSIYONLAR. Dr.Adalet ARIKANOĞLU DAVRANIŞ NÖROLOJİSİ YÜKSEK KORTİKAL FONKSIYONLAR Dr.Adalet ARIKANOĞLU DAVRANIŞ NÖROLOJİSİ TANIM:İnsanda yüksek serebral fonksiyonların anatomik ve fonksiyonel özellikleri ile bu fonksiyonların çeşitli beyin hastalıkları sonucu

Detaylı

HEMODİYALİZ HASTALARININ GÜNLÜK YAŞAM AKTİVİTELERİ, YETİ YİTİMİ, DEPRESYON VE KOMORBİDİTE YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ

HEMODİYALİZ HASTALARININ GÜNLÜK YAŞAM AKTİVİTELERİ, YETİ YİTİMİ, DEPRESYON VE KOMORBİDİTE YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ HEMODİYALİZ HASTALARININ GÜNLÜK YAŞAM AKTİVİTELERİ, YETİ YİTİMİ, DEPRESYON VE KOMORBİDİTE YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ 22.10.2016 Gülay Turgay 1, Emre Tutal 2, Siren Sezer 3 1 Başkent Üniversitesi Sağlık

Detaylı

Uyku Bozukluklarına Bağlı Oluşan Metabolik ve Kronik Hastalıklar. Dr. Kemal HAMAMCIOĞLU

Uyku Bozukluklarına Bağlı Oluşan Metabolik ve Kronik Hastalıklar. Dr. Kemal HAMAMCIOĞLU Uyku Bozukluklarına Bağlı Oluşan Metabolik ve Kronik Hastalıklar Dr. Kemal HAMAMCIOĞLU OSAS ve kardiyovasküler hastalıklar OSAS ve serebrovasküler hastalıklar OSAS ve hipertansiyon OSAS ve şeker metabolizması

Detaylı

T.C. ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMLARI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL ZORUNLU DERSLER

T.C. ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMLARI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL ZORUNLU DERSLER T.C. ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMLARI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL ZORUNLU DERSLER PSH 501 - Ruh Sağlığı ve Psikiyatri Hemşireliği Temelleri

Detaylı

Zeka Gerilikleri Zeka Geriliği nedir? Sıklık Nedenleri

Zeka Gerilikleri Zeka Geriliği nedir? Sıklık Nedenleri Zeka Geriliği nedir? Zeka geriliğinin kişinin yaşına ve konumuna uygun işlevselliği gösterememesiyle belirlidir. Bunun yanı sıra motor gelişimi, dili kullanma yeteneği bozuk, anlama ve kavrama yaşıtlarından

Detaylı

HEMORAJİK İNME. Yrd. Doç. Dr. Aysel MİLANLIOĞLU Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji ABD

HEMORAJİK İNME. Yrd. Doç. Dr. Aysel MİLANLIOĞLU Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji ABD HEMORAJİK İNME Yrd. Doç. Dr. Aysel MİLANLIOĞLU Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji ABD İntraserebral kanamalar inmelerin %10-15 ini oluşturmaktadır. İntraparenkimal, subaraknoid, subdural ve

Detaylı

Açıklama 2008 2010. Araştırmacı, danışman, konuşmacı: Herhangi bir maddi ilişki yoktur.

Açıklama 2008 2010. Araştırmacı, danışman, konuşmacı: Herhangi bir maddi ilişki yoktur. Açıklama 2008 2010 Araştırmacı, danışman, konuşmacı: Herhangi bir maddi ilişki yoktur. Gençlerde DEHB nin Öğrenim Hayatı Üzerine Etkileri Dr Aytül Karabekiroğlu Samsun Mehmet Aydın Eğitim ve Araştırma

Detaylı

GÖĞÜS AĞRISI ŞİKAYETİ İLE BAŞVURAN ÇOCUKLARIN KLİNİK İZLEMİ

GÖĞÜS AĞRISI ŞİKAYETİ İLE BAŞVURAN ÇOCUKLARIN KLİNİK İZLEMİ GÖĞÜS AĞRISI ŞİKAYETİ İLE BAŞVURAN ÇOCUKLARIN KLİNİK İZLEMİ Erhan Çalışıcı, Birgül Varan, Mahmut Gökdemir, Nimet Cındık, Özge Orbay Başkent Üniversitesi Çocuk Sağ.Has.ABD Göğüs ağrısı, çocukluk ve adölesan

Detaylı

Nöropatik Ağrı Tedavi Algoritması

Nöropatik Ağrı Tedavi Algoritması 6. ULUDAĞ NÖROLOJİ GÜNLERİ Mart 2011 - BURSA Nöropatik Ağrı Tedavi Algoritması Dr. Aslı Tuncer Kurne Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Nöropatik Ağrı -Tanım Somatosensorial sistemi

Detaylı

SEREBRAL TROMBOZLU ÇOCUKLARDA KLİNİK BULGULAR VE TROMBOTİK RİSK FAKTÖRLERİ

SEREBRAL TROMBOZLU ÇOCUKLARDA KLİNİK BULGULAR VE TROMBOTİK RİSK FAKTÖRLERİ SEREBRAL TROMBOZLU ÇOCUKLARDA KLİNİK BULGULAR VE TROMBOTİK RİSK FAKTÖRLERİ Ankara Çocuk Sağlığı Hastalıkları Hemotoloji Onkoloji Eğitim Araştırma Hastanesi 2 Amaç Klinik bulguların özellikleri Kalıtsal

Detaylı

ÇOCUKLUK ÇAĞI EPİLEPSİLERİ VE FEBRİL KONVÜLSİYON

ÇOCUKLUK ÇAĞI EPİLEPSİLERİ VE FEBRİL KONVÜLSİYON ÇOCUKLUK ÇAĞI EPİLEPSİLERİ VE FEBRİL KONVÜLSİYON Araş. Gör. Dr. Feyzanur ÇELİK Ktü Aile Hek. AD 18.12.2018 SUNUMUN AMACI Çocukluk çağı epilepsileri ve febril konvülzüyon hakkında bilgi vermek. SUNUMUN

Detaylı

PRİMER BAŞAĞRILARI Semptomdan tanıya gidiş Migren ve Gerilim Başağrıları

PRİMER BAŞAĞRILARI Semptomdan tanıya gidiş Migren ve Gerilim Başağrıları PRİMER BAŞAĞRILARI Semptomdan tanıya gidiş Migren ve Gerilim Başağrıları Dr. Aksel Siva Nöroloji Anabilim Dalı ve Baş Ağrısı Kliniği İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Istanbul GÜNCEL TIP AKADEMİSİ 17 19 Nisan

Detaylı

Nöroloji alanında güncel gelişmelerin olduğu konularda seminer Nöroloji Uzmanlık Öğrencileri tarafından sunulur.

Nöroloji alanında güncel gelişmelerin olduğu konularda seminer Nöroloji Uzmanlık Öğrencileri tarafından sunulur. NÖR 23 NÖROLOJİ Dr. Ali Kemal ERDEMOĞLU /1 Dr. Ersel DAĞ /2 Dr. Yakup TÜRKEL /3 KOD DERS ADI ÖÜ T P KREDİ AKTS NOR 7001 MAKALE SAATİ Nöroloji alanında yabancı dergilerde güncel gelişmelere yönelik yayınlanan

Detaylı

ÖĞRENİM HEDEFLERİ Öğrenciler 3. sınıfın sonunda;

ÖĞRENİM HEDEFLERİ Öğrenciler 3. sınıfın sonunda; 3. SINIF VE Bu sınıfta öğrencilere, yaşamın evreleri içinde ve organ sistemleri temelinde hastalık oluşumunun genel özellikleri, nedenleri, temel mekanizmaları, patolojik bulguları, laboratuvar ve görüntüleme

Detaylı

Böbrek Hastalıklarında Yaşanan Ruhsal Sıkıntılar; Yaşamı Nasıl Güzelleştirebiliriz? Prof.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu Üsküdar Üniversitesi

Böbrek Hastalıklarında Yaşanan Ruhsal Sıkıntılar; Yaşamı Nasıl Güzelleştirebiliriz? Prof.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu Üsküdar Üniversitesi Böbrek Hastalıklarında Yaşanan Ruhsal Sıkıntılar; Yaşamı Nasıl Güzelleştirebiliriz? Prof.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu Üsküdar Üniversitesi Hangi Böbrek Hastalarına Ruhsal Destek Verilebilir? Çocukluktan yaşlılığa

Detaylı

Histeri. Histeri, Konversiyonun kelime anlamı döndürmedir.

Histeri. Histeri, Konversiyonun kelime anlamı döndürmedir. Histeri, Konversiyonun kelime anlamı döndürmedir. Konversiyon bozukluğu, altta yatan organik bir neden bulunmaksızın ortaya çıkan, bayılma, felç olma ve duyu kaybı gibi nörolojik belirtilerdir. Hastalar

Detaylı

Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi

Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi Beyin Tümörleri Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi Sizde mi Diş Sıkıyorsunuz? Diş sıkma ve gıcırdatma, gece ve/veya gündüz oluşabilen istemsiz bir aktivitedir.

Detaylı

MS, gen yetişkinlerin en yaygın nörolojik hastalıklarından birisidir de Sir August D Este tarafından ilk kez tanımlanmıştır.

MS, gen yetişkinlerin en yaygın nörolojik hastalıklarından birisidir de Sir August D Este tarafından ilk kez tanımlanmıştır. Fzt. Damla DUMAN MS, gen yetişkinlerin en yaygın nörolojik hastalıklarından birisidir. 1822 de Sir August D Este tarafından ilk kez tanımlanmıştır. Kuvvetsizlik, spastisite, duyusal problemler, ataksi

Detaylı

Bölüm: 11 Manik Depresyona Özel İlaç Fikri

Bölüm: 11 Manik Depresyona Özel İlaç Fikri Bölüm: 11 Manik Depresyona Özel İlaç Fikri Lityum psikiyatri 1950 1980lerde lityum bazı antikonvülzanlara benzer etki Ayrı ayrı ve yineleyen nöbetler şeklinde ortaya çıkan manik depresyon ve epilepsi Böylece

Detaylı

REM UYKU ĠLĠġKĠLĠ PARASOMNĠLER. Dr Selda KORKMAZ 25-26 Ģubat 2012

REM UYKU ĠLĠġKĠLĠ PARASOMNĠLER. Dr Selda KORKMAZ 25-26 Ģubat 2012 REM UYKU ĠLĠġKĠLĠ PARASOMNĠLER Dr Selda KORKMAZ 25-26 Ģubat 2012 REM uyku iliģkili parasomniler; REM uyku davranıģ bozukluğu Tekrarlayan izole uyku paralizisi Kabus bozukluğu REM UYKU DAVRANIġ BOZUKLUĞU

Detaylı

Kan Kanserleri (Lösemiler)

Kan Kanserleri (Lösemiler) Lösemi Nedir? Lösemi bir kanser türüdür. Kanser, sayısı 100'den fazla olan bir hastalık grubunun ortak adıdır. Kanserde iki önemli özellik bulunur. İlk önce bedendeki bazı hücreler anormalleşir. İkinci

Detaylı

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HUZURSUZ BACAK SENDROMU, UYKU KALİTESİ VE YORGUNLUK ( )

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HUZURSUZ BACAK SENDROMU, UYKU KALİTESİ VE YORGUNLUK ( ) HEMODİYALİZ HASTALARINDA HUZURSUZ BACAK SENDROMU, UYKU KALİTESİ VE YORGUNLUK (2.0.20) Gülay Turgay, Emre Tutal 2, Siren Sezer Başkent Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu, Diyaliz Programı

Detaylı

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR!

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR! LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR! Lenfödem, lenf sıvısının dolaşımındaki yetersizlik yüzünden dokular arasında proteinden zengin sıvı birikimine bağlı olarak şişlik ve ilerleyen

Detaylı

Motor Nöron ve Kas Hastalıkları. Uzm Dr Pınar Gelener

Motor Nöron ve Kas Hastalıkları. Uzm Dr Pınar Gelener Motor Nöron ve Kas Hastalıkları Uzm Dr Pınar Gelener Genel Bilgiler Vücudun herhangi bir bölümünde kas kuvveti azalması: parezi Tam kaybı (felç) : paralizi / pleji Vücudun yarısını tutarsa (kol+bacak)

Detaylı

Açıklama 2008-2010. Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK

Açıklama 2008-2010. Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK Açıklama 20082010 Araştırmacı: YOK Danışman: YOK Konuşmacı: YOK TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU VE UYKU Hypnos (Uyku Tanrısı) Nyks (Gece Tanrısı) Hypnos (uyku tanrısı) ve Thanatos (ölüm tanrısı) Morpheus

Detaylı

BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ

BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ Suna ve İnan Kıraç Vakfı Nörodejenerasyon Araştırma Laboratuvarı Tel/ Fax: 0212 359 72 98 www.alsturkiye.org HASTA BİLGİLERİ Hasta adı-soyadı : Cinsiyeti : Kadın Erkek Doğum tarihi

Detaylı

Yetişkin Psikopatolojisi. Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy Ege Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Bornova İZMİR

Yetişkin Psikopatolojisi. Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy Ege Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Bornova İZMİR Yetişkin Psikopatolojisi Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy Ege Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Bornova İZMİR Yetişkin psikopatolojisi içerik: Sınıflandırma sistemleri Duygudurum bozuklukları Anksiyete bozuklukları

Detaylı

Patogenez Bronşektazi gelişiminde iki temel mekanizma rol oynar

Patogenez Bronşektazi gelişiminde iki temel mekanizma rol oynar Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Bronşektazi Giriş Subsegmental solunum yollarının anormal ve kalıcı dilatasyonu şeklinde tanımlanır Hastalık olmaktan çok çeşitli patolojik süreçlerin

Detaylı

Fizyoloji PSİ 123 Hafta Haft 8 a

Fizyoloji PSİ 123 Hafta Haft 8 a Fizyoloji PSİ 123 Hafta 8 Sinir Sisteminin Organizasyonu Sinir Sistemi Merkezi Sinir Sistemi Beyin Omurilik Periferik Sinir Sistemi Merkezi Sinir Sistemi (MSS) Oluşturan Hücreler Ara nöronlar ve motor

Detaylı

HASTAYA YAKLAŞIM. Dr. Mustafa SEVER Acil Tıp T p Uzmanı Acil Tıp T p AD Mart 2007

HASTAYA YAKLAŞIM. Dr. Mustafa SEVER Acil Tıp T p Uzmanı Acil Tıp T p AD Mart 2007 NÖBET GEÇİREN HASTAYA YAKLAŞIM Dr. Mustafa SEVER Acil Tıp T p Uzmanı HrÜTF Acil Tıp T p AD Mart 2007 Konvülsiyon Tanım: Beyindeki nöronlarn ronların n anormal elektriksel deşarj arjı sonucu oluşan nörolojik

Detaylı

Omurga-Omurilik Cerrahisi

Omurga-Omurilik Cerrahisi Omurga-Omurilik Cerrahisi BR.HLİ.017 Omurga cerrahisi, omurilik ve sinir kökleri ile bu hassas sinir dokusunu saran/koruyan omurga üzerinde yapılan ameliyatları ve çeşitli girişimleri içerir. Omurga ve

Detaylı

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem. KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem. Onkoloji Okulu İstanbul /2014 SAĞLIK NEDİR? Sağlık insan vücudunda; Fiziksel, Ruhsal, Sosyal

Detaylı

Özgün Problem Çözme Becerileri

Özgün Problem Çözme Becerileri Özgün Problem Çözme Becerileri Research Agenda for General Practice / Family Medicine and Primary Health Care in Europe; Specific Problem Solving Skills ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ AİLE HEKİMLİĞİ

Detaylı