EKONOMİK YAKLAŞlM DERGiSİNİN DÜZENLEDİGİ KONULU KONGRE. 8-9 Mayıs 2003
|
|
- Elmas Ayral
- 8 yıl önce
- İzleme sayısı:
Transkript
1 GAZi ÜNİVERSİTESİ İKTİSAD İ VE İD ARİ B İLİMLER FAKÜL TESİ İKTİSAT BÖLÜMÜ YAYlN ORGANI, EKONOMİK YAKLAŞlM DERGiSİNİN DÜZENLEDİGİ "YENİ DÜNYA DÜZENİ VE KALKlNMA" KONULU KONGRE (Kongreler Dizisi III) 8-9 Mayıs 2003 AÇlLlŞ KONUŞMASI PROF. DR. GÜLTEN KAZGAN- Efendim, herkese merhaba, günaydın. Şimdi size bu gün açılış konuşmasını yapma durumunda olduğum konu, ilk bakışta dahi birbiriyle epeyce çelişik gözüken iki kavramın üzerine oturuyor; bunun bir ayağı kalkınma, diğer ayağı yeni dünya düzeni. İsterseniz bu çelişkiyi açıklamazdan önce kalkınmanın iktisat kuramında ve iktisat politikasında dünya düzeyinde yeri nasıldı; kısaca ona değineyim. Efendim, iktisat kuramında iktisadi büyüme olayı önce klasik iktisatta Ricardo ile gündeme geldi, fakat sonra bunu Marksizm aldı. Buna karşılık neoklasik iktisat büyüme üzerinde hiç durmadı. İktisadi kalkınma diye bir olay söz konusu dahi olmadı; çünkü, o zamanın az gelişmiş ülkeleri, imparatorlukların denizaşırı toprakları ya da yakınlarındaki toprakları olarak bulunuyordu. İktisadi kalkınma kurumsal olarak ele alınmaya 1930'lu yıllarda başladı büyük dünya depresyonu içinde. Bildiğiniz gibi, o dönemde iki olgu bir aradaydı. Birinci Dünya Savaşından sonra imparatorluklar yavaş yavaş dağılmaya başlamıştı; işte çarlık Rusyası, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, Osmanlı İmparatorluğu gibi bir yandan imparatorluklar dağılıyordu, bir yandan da neoklasik iktisat büyük dünya depresyonu dolayısıyla gündem dışı kalmıştı. Doğu Avrupa ülkelerinde kurarnlar
2 1 ı J 2 1 EKONOMiK YAKLAŞlM geliştirilmeye başladı iktisadi kalkınma üzerine ve geri kalkış ülkelerin, ki kendilerini o durumda sayıyorlardı, geri kalmış ülkelerin iktisadi yapılarının farklılıkları üzerine. Ama bu kuramsal düzeyde kaldı, politika düzeyine önemli ölçüde yansımadı. İkinci Dünya Savaşından sonra soğuk savaşla birlikte iki olay gündeme geldi: Birincisi, Amerika Birleşik Devletleri, dönemin Avrupa ülkelerinin metropollerini oluşturduğu imparatorlukları dağıtmaya girişti, olaylar da onu destekledi ve İkinci Dünya Savaşı sonrasında birden yeryüzündeki ülke sayısı artmaya başladı. Düşününüz, Birleşmiş Milletler ilk kurulduğu zaman ülke sayısı, dünyada bağımsız ülke sayısı 54 adet. Fakat, imparatorlukların dağılmasıyla birlikte bu sayı artmaya başladı. Biliyorsunuz bugün 200'e dayandık. Hatta tartışma da var, acaba 195 mi, 205 mi? Tam sayıları da belli değil. Ama, inanılmaz bir sayı artışı ortaya çıktı; bir. İkincisi, onların ortaya dökülmesiyle birlikte bağımsız ülkeler olarak, müthiş bir yoksulluk olayı, farklılık olayı da dünya gündemine oturdu. Aynı zamanda soğuk savaşla birlikte, iki kutuplu dünyada kutuplar arasında bir de çekişme konusu ortaya çıktı. Her kutup kendi alanını genişletmek için bu ülkeleri giderek daha fazla sayıda kendisine çekmek istiyordu; çekmek için de cazibe noktası olarak, işte bizim kalkınma hızımız, büyüme hızımız daha yüksek ve bu ülkelere destekler, yardımlar vaat ederek gelişmenin daha dinamik olduğu kendi kampına davet ediyorlardı. İşte bu çekişmeli ortamda iktisadi kalkınma dünya gündemine oturdu. 50'li yılların ortaları, belki de başlarından itibaren ve 1970'li yılların ortasına kadar da gündemin o odağında bulunma noktası olarak bulundu iktisadi kalkınma konusu. İktisadi kalkınınayla bağlantılı kurarnlar oluşturuldu, politikalar geliştirildi. Gelişmekte olan ülkeler kendi politikalarını oluşturmakta özgün bırakıldı. Düşününüz ki, GATT kuruldu belirli kurallarla. GATT' a üye olduk; ama GATT'ın kurallarını, o serbest ticaret falan, hiç uygulamadık, kimse de bizden böyle bir şey talep etmedi. Aksine, bizlerin, her iki kamp da kendi alanındaki gelişmekte olan ülkelerin kalkınmasına dönük olarak bir sürü iktisat politikalarını uygulamalarında da serbest bıraktı. İktisadi planlama geldi, hesaplı kitaplı kalkınma planları yapılmaya başlandı. Dış ticaret koruması bizim gibi ülkeler için olağan sayıldı. Mali destekler yatırımlar bağlamında gündeme getirildi ve bu olay sürdü. İktisadi kalkınma bizlerin baş konusu olarak gündemde kaldı, okullarımıza dersler koyduk, kitaplar yazdık, bu iş böyle devam etti. Fakat, ne zaman ki birkaç olay üst üste gelmeye başladı; birincisi, soğuk savaş eski soğukluğunu kaybetmeye başladı, özellikle 80'li yılların başından itibaren Sovyet Bloku havlu atmaya başladı, çünkü elektronik devrimi izleyemediği için kendisi geri kalmaktaydı ve bunun da bilincindeydi, hele o "yıldız savaşları" projesiyle Ronald Reagan'ın iyice Gorbaçov'un ürkütüsü ortaya döküldü ve tam anlamıyla havlu attı; bir boyutu olayın bu. Yani, fiilen Doğu Bloku ortadan kalkınazdan önce, epeyce önce
3 EKONOMiK YAKLAŞlM 1 3 Doğu Bloku zaten bir güç merkezi olarak sayılır olmaktan çıkmıştı; bir nokta bu oldu. İkincisi, Amerika Birleşik Devletleri 70'li yıllarda birçok bakımdan kendisini geri kalır gördü. Japonya'ya oranla verimlilik itibarıyla geri kalıyordu. Almanya bir sanayi devi olarak ortaya çıkıyordu ve kendisine bir tehdit olarak görüyordu. Ayrıca da, dünün yeni yetme çocukları, bir sürü kalkınmakta olan ülke kendisine kafa tutmaya başlamıştı, işte petrol krizi onun bir örneğiydi, Vietnam Savaşı bir diğer örneğiydi, Birleşmiş Milletlerdeki 77'ler Hareketi bir diğer örnekti. Bütün bunlar üst üste bindi ve 1980'li yılların başından itibaren, ne zaman ki Ronald Reagan, Margarita Thatcher'la beraber bir işbirliği içinde ortaya bir yeni düzen geliyor, bunun ismi deregülasyon diye çıktı, işte yeni dünya düzeni o noktada başladı. Ve o noktadan itibaren de kalkınma olayını gündem dışına düşürecek politikalar, olaylar peş peşe gelmeye başladı. Efendim, yeni dünya düzeni diye hemen çıkmadı ortaya. Hedef, nihai hedef çok dinamik bir seyir izledi. Deregülasyon, kuraldan arındn ma diye başladı yeni dünya düzeni, giderek konvertibilite, dış ticaret serbestliği, işte Dünya Ticaret Örgütünün GATT'ın yerini alması ve getirdiği politikaların bütünüyelere zorunlu olması, böyle bir ivme ortaya çıktı. Artı, IMF ve Dünya Bankası yeni bir işlev üstlendi. Geri kalmış, gelişmekte olan ülkelerin krizlerinde baş kredi veren, ama aynı zamanda krediyi verdiği zaman da onların politikalarını şekillendiren kurumlar olarak devreye girdi. Ve Dünya Ticaret Örgütünde herhangi bir geri kalmış, gelişmekte olan ülke bir noktayı kabul etmediyse, -gördük ki, Türkiye'nin başına çok geliyor bu olay, onun içinvurguluyorum-imf ya da Dünya Bankası tavsiyelerinde tırnak içinde, mutlaka o Türkiye'nin reddettiği olay yer alıyor ve Türkiye onu uygulamak zorunda kalıyor, reddetme durumu söz konusu olmuyor. Yani böyle bir dinamik biçimde şekillenen hedefler ortaya çıkmaya başladı yeni dünya düzenine ilişkin. Şimdi, bu hedeflerin adım adım izlediği seyir boyunca bir diğer olay, efendim, kafa karışıklığı ortaya çıktı. Kafa karışıklığını şöyle söyleyeyim Türkiye örnekleri y le: 1980'li yılların başında bize dendi ki, sen hep ithal ikamesiyle büyüdün, yüzde 6 bilmem ne, bu tıkandı, işte bak krize girdin, 78'deki kriz, krize girdin, bu tıkandı, şimdi ihracata döneceksin, ama bak, Uzak Doğu'da ülkeler var, onlar serbest piyasa ekonomisiyle ihracata dönük büyüdeler, sen de serbest piyasa ekonomisine geç, çünkü başka türlü ihracata dönük büyüme olmaz. Önce biz ihracata dönük büyüme. istikrar programıyla birlikte ihracata dönük büyüme diye yola çıktık. Derken, ınal] piyasaların serbestleşmesi adım adım devreye girmeye başladı. Ondan sonra OECD bize dedi ki, paranız konvertibil olacak, OECD kuralıdır. Ama nasıl konvertibil olacak? Mali piyasalar artık serbest oluyor. Konvertibilitenin tanımı değiştirildi; ınal! piyasa serbestliği buna eklendi öncesi dönemde konvertibiliteye çevrilınemiş-
4 4 1 EKONOMiK YAKLAŞlM tl '! ıl ~\ ~ 1 'i ti mali piyasaların serbestliği. Nitekim Margarita Thatcher iktidara geldiği zaman İngiltere çift döviz kuru uyguluyordu; biri mal ticaretine ilişkin, ikincisi sermaye hareketine ilişkin. Sermaye hareketlerini, çok sermaye çıkıyordu İngiltere'den, bunu duraksatmak için sterlini daha düşük kurdan hesaplıyordu dışarı giden sermaye için. Yani, çift kurlu sistemle konvertibilite geçerli oluyordu. Londra her zaman dünya mali piyasalarının merkeziydi, merkezlerinden biriydi. Konvertibilitenin tanımı değişti. Ayrıca zamanla IMF, Dünya Bankası, Dünya Ticaret Örgütü yeni işlevlerle piyasada yer almaya başladılar özellikle bizim gibi ülkeler bağlamında. Şimdi, bu süreçte Türkiye'nin ya da bizim gibi ülkelerin daha önce sahip oldukları hedefler bir şaşırtma oyunuyla gölgede kaldı, şöyle: İktisadi kalkınma öncelikli hedef iken, kalkınma planları bildiğiniz gibi önce gayrisafi milll hasıla artışı hedefiyle başlıyordu, işte beş yıllık plan, yılda yüzde 6 oranında artış olacak, derken bu hedefe ulaşmanın stratejisi geliyordu; iç tasarruf ne olacak, iç yatırım ne olacak, bunun finansmanı için ne kadar dış kredi gerekiyor, ne kadar bir sektörel büyüme gerekli; bunlar geliyordu ve bunlar için gerekli iktisat politikaları geliyordu. Şimdi, bu yeni ortama 1980'li yıllarda girilıneyle birlikte yeni dünya düzeni doğup, bebeklik evrelerini geçirirken bizim hedeflerimiz başkalaştı. Ne oldu hedeflerimiz? Serbest piyasaya geçiş, kotaları kaldırma, onları önce gümrük vergileri, sonra gümrük vergileri de olmadan götürme, derken mali piyasaları serbestleştirmezden önce ona geçiş adımı, döviz tevdiat hesaplarını serbest bırakma, özelleştirmeye geçme, ama adım adım özelleştirme yapma, devletin piyasadan elini çekmesi falan, hedefler başkalaştı, kalkınma geride kaldı. Ama, 80'li yıllardı yine de Türkiye'nin o borç ödeyebilir olmasını desteklemek üzere sahip olduğu kapasiteler devreye sokulduğu için, bu hedeflerin başkalaşma süreci daha olanca ağırlığıyla hissedilmezden önce biz epeyi de bir büyüme kaydettik, arasındaki dönemde yeni alanlar gelişti, işte turizm gibi, giyim sanayii gibi; Türkiye'nin ihracatında yapısal dönüşüm oldu falan, böyle bir değişime de girdik. Ama, 1990'lı yıllarda bütün dünya değişirken biz de bundan etkilendik. Dünya şöyle değişti: Bildiğiniz gibi, 89' da Doğu Bloku dağıldı, 91 'de Sovyetler Birliği dağılma sürecine girdi ve bu ikisi üst üste geldiğinde dünya tek kutuplu dünya olunca fiilen, yeni dünya düzeninin boyutlan da değişıneye başladı. Yani gelen dünya düzeninde, küreselleşme diye geliyor, bir kere bütün pazarlar açılacak dışarıdaki sermayeye hem mali fon biçiminde, hem doğrudan yatırımlar olarak ve pazarların açılmasıyla birlikte serbest piyasa kuralları geçerli olduğu gibi, dışarıdan gelen sermaye ile içerideki sermaye arasındaki fark diye bir olay olmayacak, aynı kurallara tabi olacaklar. Eğer siz bu kuralların dışına çıkarsanız, işte onların da merkezleri var, hakemleri var, oralarda yargılanırsınız, onun da kuralları şudur diye yeni kurallar devreye girmeye başladı.
5 EKONOMiK YAKLAŞlM 1 5 Şunu belirtmek gerekiyor ki; bu kadar sıkı kurallara tabi tutulan az gelişmişlik statüsündeki ülkeler arasında yeni yükselen pazarlar, "Emerging markets" diye bir grup ülke, ki bunun sayısı 20 civarında, Türkiye de buraya dahil edildi, bu emerging markets denen ülkeler zannediyorum en fazla darbe alan ülkeler oldu. Çünkü, bunlar Batıyla aynı statüye sokuldular. Bunlar belirli bir düzeye kadar sanayileşmiş olan ülkelerdi, gelişmiş olan ülkelerdi, orta düzeyde gelir sahibiydiler ve bu ülkelerin statüsü, geri kalan az gelişmiş ülkelerden de biraz daha farklı oldu. Sanki gelişmiş ülkelermiş gibi aynı statüde ele alınır oldular. Ve bu bahsettiğim mali piyasa serbestliğine tam sokulanlar da onlar oldu. Türkiye de bu arada o 20'ye yakın ülke arasında yer aldı. Şimdi, mali piyasaların serbestleşmesi, dolaysız yatırımların tam serbestleşmesi yanında pazarlar dış dünyaya açıldı. Bu da Dünya Ticaret Örgütünün getirdiği yeni kurallarla oldu. Özellikle tarım alanında GATT-Uruguay Anlaşmasıyla varılan sonuçlar hepimize dayatıldı ve tarım politikalan da tam serbest piyasa düzenine sokuldu. Bunun mantığı belli. Genetik devrim gelmiş, tarımda verim defalarca artabiliyor, yeni ürünler, yeni çeşitler yaratılabiliyor; böyle bir ortamda pazarlan ne kadar büyük tutarsanız tabii birim maliyetiniz araştırma başına o kadar düşük olacaktır. Dolayısıyla tarım pazarları da açılsın diye İkinci Dünya Savaşı sonrasında ilk kez oldu bu. Çünkü GATT anlaşması tarımı içermemişti ve bu GATT tasfiye oluncayakadar böyle gitti. Ama, Uruguay görüşmeleri sırasında Amerika Birleşik Dev!etleri, A vrupa, Japonya arasındaki kavgalar, onlar koruma uyguluyor, Amerika, uygulamasınlar diye bastırıyor, sonunda Amerika önemli ölçüde galip geldi. Ama, zaten öbür taraf da Amerika'nın kurallarını dinlemedi, yine onlar bildiklerini okuyorlar. Fakat, o alan da böylece açıldı. Şimdi dünya, küreselleşmenin temel olgusunu bu bazda yaşamaya başladı. Yani hedefkalkınma olmaktan çıktı, serbestleşme, özelleştirme, kapıları dünya sermayesine açma olarak belirlendi. Tabii, bir hedef gündemden düşer, onun yerini başka hedefler alırsa, o yer alan yeni hedefler kaçınılmaz biçimde öncelik sahibi oluyorlar. Bakınız, bugün Türkiye'nin gelişmesi şöyle, gelişmesi böyle ikinci derecede bir olay. Telekom özelleştirilecek, Türk Hava Yolları özelleştirilecek, gündemde esas olan olaylar onlar. Böyle bir hedef saptırması yaşadık. İkincisi yani hedef saptırmasıyla kalkınmanın ikinci, belki de üçüncü düzeye indirilmiş olması. İkinci önemli olay, kalkınma sürecini yaratan ortamın yok edilmesi oldu. Efendim, "iktisadi kalkınma" terimi büyüme teriminden şöyle bir farklık gösterir diye kabul ediliyordu: Farklılık şu noktadaydı: Büyüme ülkelerin kendi iç dinamiğiyle yatırımları, teknolojik değişmeleri gerçekleştirip, piyasanın koşulları içinde büyümesi; kalkınma dendiği zaman, orada bir kavramsal farklılık vardı, kurumsal,
6 6 1 EKONOMIK YAKLAŞlM yapısal bir dönüşüm ve aynı zamanda politikalarla güdülenme olgusu. Çünkü, geri kalmış ülkeler, isimlerinden belli, kendi içsel dürtüleriyle büyüyemiyorlardı ki, onca yıl geri kalmış kaldılar. Bunları büyüme ra yına sokabilmek için kalkınma kavramı çerçevesinde politikalar üretilmesi gerekiyordu. İşte kalkınma o ortamda gerçekleşti. Türkiye yüzde 6 ortalama kalkınma hızına birtakım ekonomi politikalarını düzenleyerek girdi. Nitekim o politikalar gündemden düşünce kalkınma hızı da yüzde 6 olmaktan çıktı. Bir yıl yüzde 6 olsa, ertesi yıl eksi bilmem kaç oluyor. Ortalama, sürekli bir yıl süreyle böyle bir yüksek hızı götürme olayı mümkün olmaktan çıktı. Şimdi, farklılık yalnız serbestleşmeden ileri gelmedi; en büyük farklılık zannediyorum ki, bizim gibi, bu emerging markets denen ülkelerin sık sık içine düştükleri krizlerden oldu. Çünkü, krizler çok olumsuz etkileri birlikte götürüyor. Bir yandan sermaye kaçarken, birlikte giren sermayeden yüzde 30'la yüzde 50 fazlasını dışarı götürüyor. Türkiye için yapılan hesaplara, Emerging markets olarak gözde olmasına neden olan olay, sık sık dolar üzerinden yüzde 50 getiri sağlaması. Bu giren fonların çıkarken, yüksek getiriyle fonlar birlikte dışarı çıktıklarında tabii bir kere ekonomide çöküş yaratıyor; bir. İkincisi, geldikleri tahviller, bonolar, Hazine tahvilleri bonoları, artı sermaye piyasasında hisse senetleri, onları satıp gittikleri için şiddetli bir düşüş yaşıyor. Bu şiddetli düşüş, peşinden firmaların değerlerinin düşmesini, karlannın düşmesini ve finansal darboğazda, tabii aynı zamanda faiz hadleri de fırladığı için finansal darboğaz da satışa geçmelerini getiriyor. Dolayısıyla, devalüasyon ortaya çıkmış, yerli para dibe vurmuşken bir de borsa dibe vurmuşken, sıkıntı içinde yapılan satışlarda bankalar, şirketler üç kuruşa satılıyorlar ve yabancılara geçiyorlar. Bakınız, 94 krizinde Türkiye gıda sanayiinin önemli bölümü yabancılara gitti. Bu son 98 'den bu yana süren krizde gıda sanayii el değiştirmesi sürdü, artı turizm firmaları el değiştirmeye başladı. Oteller, tur şirketleri el değiştiriyor. Yani, Türkiye'nin altın noktaları Türkiye'nin elinden çıkıp gidiyor. Tabii, bu yeni tarım politikalarıyla 90'lı yılların başından bu yana tarımda üretiminde nüfus artışını dahi karşılayamadığı, Türkiye'nin sürekli ithalat eder duruma girdiği eklenmesi gereken bir olay. Şimdi, kalkınma ortamını bozan bu krizler yaşanırken aynı zamanda faiz hadlerinin göklere tırmanması, devletin iç borç yükünün artmasına da neden oluyor. Çünkü, finansal serbestlikte devalüasyonu, daha doğrusu döviz piyasasındaki paniği durdurma bağlamında devletin elinde bir tek alet var, o da, reel faiz hadlerini göklere fırlatmak. Bunu nasıl yapacak? Bunu yapmanın yolu belli. İşte Hazine bonolarını inanılmaz faiz hadlerinde satacak, böylece cazip hale getirecek ve fonların o alana kayıp, döviz piyasasını terk etmesini sağlayacak. Bu krizler peşlerinden böylece iç borçlardaki büyürneyi ve reel faizlerdeki eskalasyonu, yani tırman ma yı da getirdi
7 r 1 EKONOMiK YAKLAŞlM 1 7 ve kalkınma ortamını bozan bir diğer öğe oldu. Ayrıca, ortaya çıkıyor ki, Türkiye'de ya da benzer ülkelerde bir sanayisizleşme süreci de başladı. Çünkü, rekabete bu kadar açık olan bir pazar, aynı zamanda çok yüksek rizikolu bir pazarsa, siz oraya uzun vadeli yatırım yapmak istemiyorsunuz. Çünkü, uzun vadeli yatırım yapmanın getirisi düşük, rizikosu fazla ve ayrıca da uğraşı var. Nedir daha kolay olan? İşte reel faiz getiren kağıtlara yatırım yapabilirsiniz, döviz borsasında oyunlar çevirebilirsiniz. Şimdi Merkez Bankası o kağıtların da pazarlarının açılmasını sağladı. Böylece yeni oyun alanları da çıktı. Oralardan para kazanmaya çalışırsınız. Efendim, finansal oyunlarla para kazanmak ile sanayi üretiminde para kazanmanın arasında çok fark var. Siz sanayi üretimi yaparsanız, aynı zamanda çok sayıda işçi çalıştırıyorsunuz, dolayısiyla sizin kazancının bir kere genişçe bir dağılıyor. Ayrıca ürettiğiniz mal, insanların refahının yükselmesine de yol açıyor. Daha fazla kravat takıyorsunuz, daha fazla ayakkabı giyiyorsunuz, daha iyi besleniyorsunuz falan. Ama finansal oyunlar öyle değil. Finansal oyun, bir kişi, bir telefon, bir sekreterle yürüyor. Dolayısıyla, istihdam etkisi sıfır. Çok büyük "turnover"lar, el değiştirmeler çok küçük bir kadroyla gerçekleştirilebiliyor; bir olay bu. İkincisi, yaratılan bir gelir yok bu finansal oyun sonucunda. Gelir olmadığı için, sizin elde ettiğiniz büyük kazanç kaçınılmaz olarak birilerinin cebindeiı. alınan kazanç oluyor. Dolayısıyla, sizin kazancınız, gelir bölüşümünün sizin lehinize dönmesi sonucu oluyor. Halbuki sanayicinin elde ettiği kar, yarattığı gelirinin bir parçasıdır. O geliri işçiyle de paylaşmıştır. Refahı artar. Tüketici de, teknoloji değiştikçe falan bunlar kazanır. Ama, finansal oyunlardaki kar öyle değil. Siz onu bir sekreterinizle paylaşmazsınız da, kimseyle paylaşmazsınız. O sizindir ve birinin cebinden alınmıştır. Çünkü, onun karşılığında ortaya sunulan bir hizmet yoktur, bir mal yoktur, herhangi bir refah artışı yoktur, bir şey yoktur. Şimdi, böylece kalkınma ortamı bozuluyor. Kalkınmanın, çünkü gerisinde artan mallar, hizmetler ve bunları tüketen genişçe bir kitle var. Daha bozulmaya yol açan nedenler var ama, galiba benim zamanım tükeniyor. Dolayısıyla, daha uzatmadan bunu bir diğer aşamasına geçeyim. Efendim, ortam bozulduğu gibi, kalkınma için gereken kaynaklar da eş anlı olarak daralıyor. Bu biraz önce anlattığım olay daralmanın nedenini gösteriyor. Eğer siz, bilmem, devlete havadan bir iş için borç vererek çok yüksek reel faiz alıyorsanız ya da finansal oyunlarda para kazanıyorsanız ya da döviz spekülasyonunda para kazanıyorsanız, sizin sabit yatırım yapma isteğiniz ortadan kalkıyor. Çünkü, öbür tarafta getiri fonlarınız için daha yüksek. Dolayısıyla, üretime giden kaynaklar bir bu alanlar kuruyor. İkincisi, kurma alanı kamu katından çıkıyor. Bugün devlet bütçesine bakarsanız, yarısı faize gidiyor. Dolayısıyla, bu faiz olarak elde edenler yatırım yapan kesim olmadığı ölçüde devletin de yatırım yapma gücü ortadan kalkıyor. Kalkınma bu bağlamda da bir darbe yemiş oluyor.
8 8 1 EKONOMiK YAKLAŞlM Şimdi efendim, biz bu darbeleri böyle aşama aşama yerken, eş anlı olarak bu yeni dünya düzeni çok yeni bir evreye girdi. Biraz ona da değineyim, öyle konuşmamı bırakayım. Bu yeni evrede, buraya kadar olan evrede olay ekonomi düzleminde, piyasa düzleminde sürüp gidiyordu. Şimdi, bu yeni evrede ulus devletin gücünü yok edecek politikalar devreye girmeye başladı. Zaten bu kadar borçlanan ulus devletin piyasa katında hiçbir saygınlığı da kalmıyor, gücü de kalmıyor; olayın bir boyutu bu. Ama, daha önemli olan boyutu, bu yeni gelenler, bir kere, eskiden beri adalet, devletlerin, ulus devletlerin temel işlevleri arasındadır. Adam Sirnit de piyasayı göklere çıkarırken yine de adaleti devlete bırakmıştır. Şimdi bakınız, adalet mekanizmasını da aşama aşama terk ediyoruz. Tahkim geliyor, Anayasaya giriyor. Böylece Danıştay, danışma organına dönüşüyor, bir karar organı olmaktan çıkıyor; olayın bir boyutu bu. İkinci boyutu, şimdi gündemde, Yerel Yönetim Kanunu olarak gelecek, fakat bir çeşit eyalet sistemi getiriyor. Merkezi devletin karar gücünü öyle dağıtıyor ki, merkezi devlet merkezde karar alıp, bütün bir ülke çapında uygulayama yacak. Karar gücünü dağıtıyor, aşağı yukarı iller, eyaletler yetkisine kavuşuyor ve böylece, bir eyalet sistemi içinde merkezi devletin gücü gidiyor. Bu arada tabii birtakım devletin gücünü sağlayan, en uç noktalara kadar giden, işte Toprak Su İşleri gibi, Orman Bakanlığı gibi, böyle Devlet Su İşleri gibi devlet teşkilatı var, ki Anadolu'nun en ücra köşelerine kadar gider ya da İller Bankası gibi oraya bir şeyler götürür, şimdi bunlar devleti küçültme bağlamında küçültülüyor. Ve gördüğünüz gibi, yeni dünya düzeni aşama aşama ekonomiden başlayıp siyasal boyuta geldi ve bu arada biz de hedefi şaşırmış, hedefin nerede olduğunu bilmeyen, tabiri mazur görün, şaşkın tavuklar gibi her gelene hoş geldin dedik ve hoş geldin dediğimiz her şeyi de baş tacı edip uyguladık. Yeni dünya düzeni böyle geldi ve bizi böyle götürdü. Kalkınma ise, galiba pek fazla da bahsedilir olmak durumunda değil artık. Yine 80'li yıllarda biraz konu ediliyordu ama, 90'lı yıllarda zaten devlet katındaki yolsuzluklar, bilmem ne, o kadar öncelik aldı ki, kalkınmada geri plana itti. Zaten dediğim gibi, kalkınma ortamı da kalktı, kavram da artık bugünün dünyasına ait değilmiş gibi bir durum ortaya çıktı. Zannediyorum ki, şimdi bu durumda ciddi biçimde durup düşünmek gerekiyor. O da şu: Türkiye gibi bir ülkenin getirilen bu düzene hayır deme gücü nedir, bu gücü nasıl kullanabilir, eğer gücü yoksa, hayır demeden neler yapabilir? En azından bunun bir stratejik planı yapılmalı. Bu biçimde bir beyin fırtınası gerekiyor. Umarım toplantının diğer oturumlarında bu beyin fırtınaları yapılacaktır. Bir yandan, gücümüz nedir, ne kadar düşündüğümüzü yapabiliriz; ikincisi, gücümüz olmasa da yapabileceğimiz nedir, bunları nasıl bir stratejinin içine oturtabiliriz? Çünkü efendim, Türkiye, 2000'li yılların başında geldiği noktada çok zor bir
9 EKONOMiK YAKLAŞlM 1 9 r durumda. Düşününüz ki, 90'lı yıllarda kişi başına gelirde artış olmadı; 92'de neyse 2002'de de oydu. Gelir artmadığı halde dış borcumuz 49 milyar dolardı, bir 100 milyar dolara yakın artış gösterdi; bu dış borç. İç borç 80'li yılların ortasına kadar namevcuttu, şimdi bugün, biliyorsunuz, gayrisafi milll hasılaya, yarısını aştı, 3/4'üne yakın bir de iç borç var. B u iki borç üst üste bindiğinde, Türki ye' de hareket kabiliyetini azaltan etkiler yaratıyor ve aynı zamanda bizim başımızda sürekli kamçıyla, "hayır öyle yapamazsın" diyen birilerinin bulunmasını getiriyor. O itibarla iş zor. Ve yalnız akademisyen düzeyinde düşünme değil, ama bu tür platformları, iş yapanlar işadamları çünkü, işadamlarıyla birlikte, TOBB 'la birlikte oturup örneğin, merkezi burada, beyin fırtınaları yapmak lazım. Ne yapılabilir, Anadolu'ya ne götürülebilir, merkezlerde neler yapılabilir, bir de, bu Eyaletler Kanununa, nasıl olmalı ki geçmesin? Yoksa, merkezi devlet o kadar yok olur noktaya gelecek ki, oradan Türkiye Cumhuriyeti belki Türkiye Eyaletler Federasyonu falan gibi bir şey olacak. Bütün bunlar ne yazık ki düşünmeyle çözümlerrecek işler de değil, ancak yapınayla çözümlerrecek işler. O itibarla, yapabilecek durumda olanlarla birlikte beyin fırtınaları, çözümler üretme öncelikli konumuz olarak önümüzde duruyor. Efendim, dinlediniz, çok teşekkür ederim, iyi günler.
10
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de
Detaylı1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ
İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III Bölüm 1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ 13 1.1.Türkiye Ekonomisine Tarihsel Bakış Açısı ve Nedenleri 14 1.2.Tarım Devriminden Sanayi Devrimine
Detaylı109 MİLYAR DOLARLIK YABANCI PORTFÖYÜ VAR
-1- 109 MİLYAR DOLARLIK YABANCI PORTFÖYÜ VAR Yabancıların, 8 Haziran itibariyle Türkiye de 53 milyar 130 milyon dolarlık hisse senedi, 38 milyar 398 milyon dolar devlet iç borçlanma senedi (DİBS) ve 407
DetaylıEkonomi Bülteni. 17 Ağustos 2015, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı
Ekonomi Bülteni 17 Ağustos 2015, Sayı: 23 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya İnci Şengül
DetaylıFİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4
FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4 Prof. Dr. Yıldırım Beyazıt ÖNAL 6. HAFTA 4. GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE ULUSLAR ARASI FON HAREKETLERİ Gelişmekte olan ülkeler, son 25 yılda ekonomik olarak oldukça
DetaylıAta. Fonu ( Fonun BaşlangıcındB Performans. 4 Aralık 2012 : %44.93 : %9.41 : %34.79 : 2.7 ATYADEG TI)
Ata Portföy Yönetimi A.Ş 4 Aralık 2012 Ata Büyüme Hisse Fonu ( 2012 Yıl Başından Beri Performans (30 Aralık 2011 3 Aralık 2012) Ata A Tipi Değişken Fon : %54.34 IMKB 100 Endeksi : %44.93 Nispi Getiri :
DetaylıEkonomi Bülteni. 22 Haziran 2015, Sayı: 16. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı
Ekonomi Bülteni, Sayı: 16 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya İnci Şengül 1 DenizBank
DetaylıProf. Dr. Ekrem Pakdemirli
Prof. Dr. Ekrem Pakdemirli www.ekrempakdemirli.com 21.05.2014 1923 sonlarında Cumhuriyet Kurulduğunda Savaşlardan yorgun Eğitim-öğrenim seviyesi oldukça düşük bir toplum Savaşlar sonrası ülke harap ve
DetaylıZORLUKLAR, FIRSATLAR VE STRATEJĐLER
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası FĐNANSAL EĞĐTĐM VE FĐNANSAL FARKINDALIK: ZORLUKLAR, FIRSATLAR VE STRATEJĐLER Durmuş YILMAZ Başkan Mart 2011 Đstanbul Sayın Bakanım, Saygıdeğer Katılımcılar, Değerli Konuklar
DetaylıGARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. ALTIN EMEKLİLİK YATIRIM FONU 2013 YILI 6 AYLIK FAALİYET RAPORU 1-Ekonominin Genel durumu Dünya ekonomisi 2013 ü genel olarak bir toparlanma dönemi olarak geride bıraktı.
Detaylıİktisat Tarihi
İktisat Tarihi 7.5.18 SAVAŞLAR VE EKONOMİK PERFORMANS Savaş 10 milyon askerin ölümüne, 20 milyonunun yaralanmasına neden oldu. Ekonomik açıdan uzun dönemde fizik yıkımdan daha zararlı olan normal ekonomik
DetaylıEkonomi Bülteni. 14 Kasım 2016, Sayı: 44. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı
Ekonomi Bülteni, Sayı: 44 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya Deniz Bayram 1 DenizBank
DetaylıBİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ...
İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ... 1-20 1.1. Temel Makro Ekonomik Göstergelere Göre Türkiye nin Mevcut Durumu ve Dünyadaki Yeri... 1 1.2. Ekonominin Artıları Eksileri; Temel
DetaylıTürk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık
İÇİNDEKİLER FİNANS, BANKACILIK VE KALKINMA 2023 ANA TEMA SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA: FİNANS VE BANKACILIK ALT TEMALAR Türkiye Ekonomisinde Kalkınma ve Finans Sektörü İlişkisi AB Uyum Sürecinde Finans ve Bankacılık
DetaylıPAZAR BÜYÜKLÜĞÜ YATIRIM MALĐYETLERĐ AÇIKLIK EKO OMĐK VE POLĐTĐK ĐSTĐKRAR FĐ A SAL ĐSTĐKRAR
FDI doğrudan yabancı yatırım, bir ülke borsasında işlem gören şirketlerin hisselerinin bir diğer ülke veya ülkelerin kuruluşları tarafından satın alınmasını ifade eden portföy yatırımları dışında kalan
DetaylıSORU SETİ 11 MİKTAR TEORİSİ TOPLAM ARZ VE TALEP ENFLASYON KLASİK VE KEYNEZYEN YAKLAŞIMLAR PARA
SORU SETİ 11 MİKTAR TEORİSİ TOPLAM ARZ VE TALEP ENFLASYON KLASİK VE KEYNEZYEN YAKLAŞIMLAR PARA Problem 1 (KMS-2001) Kısa dönem toplam arz eğrisinin pozitif eğimli olmasının nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
DetaylıTürkiye de Dünya Bankası: Öncelikler ve Programlar
Türkiye de Dünya Bankası: Öncelikler ve Programlar Dünya Bankası Grubu Hakkında Dünya Bankası nedir? 1944 te kurulan Banka, kalkınma desteği konusunda dünyanın en büyük kaynağıdır 184 üye ülke sahibidir
DetaylıEkonomi Bülteni. 21 Kasım 2016, Sayı: 45. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı
Ekonomi Bülteni, Sayı: 45 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya Deniz Bayram 1 DenizBank
DetaylıTÜRKİYE SERMAYE PİYASASI. 23 Kasım 2011
TÜRKİYE SERMAYE PİYASASI 23 Kasım 2011 Almanya Sermaye Piyasası Kurumları Bankacılık Sermaye Piyasaları Sigortacılık BankacılıkDüzenlemeve Denetleme Kurulu (BDDK) Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Hazine Müsteşarlığı
DetaylıDünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler
Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler Risk Yönetimi ve Kontrol Genel Müdürlüğü Ekonomik Analiz ve Değerlendirme Dairesi Küresel Ekonomik Görünüm OECD 6 Mayıs ta yaptığı değerlendirmede 2014 yılı için yaptığı
DetaylıMakro İktisat II Örnek Sorular. 1. Tüketim fonksiyonu ise otonom vergi çarpanı nedir? (718 78) 2. GSYİH=120
Makro İktisat II Örnek Sorular 1. Tüketim fonksiyonu ise otonom vergi çarpanı nedir? (718 78) 2. GSYİH=120 Tüketim harcamaları = 85 İhracat = 6 İthalat = 4 Hükümet harcamaları = 14 Dolaylı vergiler = 12
DetaylıEkonomi Bülteni. 29 Ağustos 2016, Sayı: 34. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı
Ekonomi Bülteni, Sayı: 34 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya 1 DenizBank Ekonomi Bülteni
Detaylı7.36% 2.9% 17.9% 9.7% % Temmuz 18 Nisan 18 Temmuz 18 Ağustos 18
ÖZET GÖSTERGELER Piyasalar USD/TRY 6.56 Altın (USD) 1,202 Ağustos 18 EUR/TRY 7.65 Petrol (Brent) 77.4 BİST - 100 92,723 Gösterge Faiz 24.5 Büyüme Sanayi Üretimi Enflasyon İşsizlik 7.36% 2.9% 17.9% 9.7%
DetaylıEkonomi Bülteni. 14 Aralık 2015, Sayı: 39. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı
Ekonomi Bülteni 14 Aralık 2015, Sayı: 39 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya İnci Şengül
DetaylıKüresel Kriz Sonrası Türkiye de Finansal Sistem Bankacılık Sektörü
Küresel Kriz Sonrası Türkiye de Finansal Sistem Bankacılık Sektörü Ekrem Keskin Mayıs 2010 Sunum Uluslararası gelişmeler Türkiye deki gelişmeler Bankacılık sektörüne yansıma Sonuç 2 Yapılanlar Ortak çaba:
DetaylıMaliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni
GSO-TOBB-TEPAV Girişimcilik Merkezinin Açılışı Kredi Garanti Fonu Gaziantep Şubesi nin Açılışı Proje Değerlendirme ve Eğitim Merkezi nin Açılışı Dünya Bankası Gaziantep Bilgi Merkezi Açılışı 23 Temmuz
Detaylı5.21% -11.0% 25.2% 10.8% % Eylül 18 Ağustos 18 Eylül 18 Ekim 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar
ÖZET GÖSTERGELER Piyasalar USD/TRY 5.50 Altın (USD) 1,225 Ekim 18 EUR/TRY 6.24 Petrol (Brent) 76.2 BİST - 100 90,201 Gösterge Faiz 24.4 Büyüme Sanayi Üretimi Enflasyon İşsizlik 5.21% -11.0% 25.2% 10.8%
DetaylıMarmara Üniversitesi Finans Sektöründe Yabancı Sermaye Sempozyumu
Marmara Üniversitesi Finans Sektöründe Yabancı Sermaye Sempozyumu (14 Aralık 2007, İstanbul) Nevzat Öztangut Başkan, Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliği Değerli konuklar, Aracı Kuruluşlar
DetaylıTÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ?
TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ? Dr. Fatih Macit, Süleyman Şah Üniversitesi Öğretim Üyesi, HASEN Bilim ve Uzmanlar Kurulu Üyesi Giriş Türk Konseyi nin temelleri 3 Ekim 2009 da imzalanan Nahçivan
Detaylıİhracat azaldı, Merkez Bankası faiz indirdi
AYLIK RAPOR İhracat azaldı, Merkez Bankası faiz indirdi Ocak ayında başlıca pazarlara ihracat geriledi, enflasyonda gerileme beklentisi ile Merkez Bankası politika faizini indirdi. EKONOMİK VE SEKTÖREL
DetaylıSizleri şahsım ve TOBB adına saygıyla selamlıyorum. Biliyorsunuz başkasına gönderilen selam kişinin üzerine emanettir.
Sayın Sizleri şahsım ve TOBB adına saygıyla selamlıyorum. Biliyorsunuz başkasına gönderilen selam kişinin üzerine emanettir. Başkanımız Rifat Hisarcıklıoğlu TUSAF yönetimi başta olmak üzere, kongremizin
DetaylıBasın Bülteni Release
Basın Bülteni Release BASF, 2013 yılının ilk yarısındaki zorlu ortamda iyi bir ticari performans sergiledi 26.07.2013 2013 yılı ikinci çeyreği - Satışlar 18.4 milyar Avro (%3 artış) - Özel kalemler öncesi
DetaylıPolitika Notu Nisan ve 2008 Krizlerinin Karşılaştırması. Müge Adalet Sumru Altuğ
nokta dikkati çekiyor. Birincisi, kriz öncesi döneme bakıldığında, 21 krizinde zirveye daha hızlı ulaşıldığını, bir başka deyişle, büyümenin daha keskin olduğunu görüyoruz. Bununla birlikte, zirveden inişte,
DetaylıHAFTALIK EKONOMİ RAPORU
Strateji Geliştirme Başkanlığı Ekonomik ve Sektörel Analiz Dairesi HAFTALIK EKONOMİ RAPORU TÜRKİYE EKONOMİSİ IMKB 100 Endeksi haftanın ilk yüzde 0,4 oranında değer kazandı. Geçtiğimiz hafta İMKB 100 Endeksi,
Detaylıtepav Mart2011 N201139 POLİTİKANOTU Cari Açığın Sebebini Merak Eden Bütçeye Baksın Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı
POLİTİKANOTU Mart2011 N201139 tepav Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Sarp Kalkan 1 Politika Analisti, Ekonomi Etütleri Cari Açığın Sebebini Merak Eden Bütçeye Baksın Cari açık, uzun yıllardan
DetaylıKRİZ ÖNCESİNİN TEK İYİ HABERİ
KRİZ ÖNCESİNİN TEK İYİ HABERİ Necmi Gürsakal 1 I. GİRİŞ Bursa Ticaret ve Sanayi Odası, Bursa daki 250 Büyük Firma Araştırması nın 2000 yılı sonuçlarını yayınladı. 1997 yılından başlayarak 2000 yılına kadar
DetaylıReel Sektör Risk Yönetimi
Temel Analiz 2009 Aralık ayında vadeli piyasalarda 1230.0 dolar/ons seviyesine kadar yükselen altın fiyatları sonrasında yaklaşık % 15 düşüş ile Şubat ayı başında 1045.0 dolar/ons seviyesine geriledi.
DetaylıYurtdışına kâr transferi 8 yılda 54 milyar doları aştı
Tarih: 16.01.2011 Sayı: 2011/01 Yurtdışına kâr transferi 8 yılda 54 milyar doları aştı 2003-2010 yıllarını kapsayan 8 yılda, şirketlerin kâr aktarımı, faiz ödemeleri ve portföy yatırımları aracılığıyla,
DetaylıANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR
ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR Bu rapor ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş. Gelir Amaçlı Esnek Emeklilik Yatırım Fonu nun 01.01.2008-31.12.2008 dönemine ilişkin
DetaylıFinansal Piyasalar ve Bankalar
Finansal Piyasalar ve Bankalar Genel Olarak Finansal Piyasalar Piyasa neresidir? Finansal Piyasaların Ekonomi İçindeki Yeri Finansal Sistemi Oluşturan Piyasalar Finansal Piyasalar Para Piyasaları Sermaye
DetaylıPİYASAYA BAKIŞ 24 Temmuz 2013
PİYASAYA BAKIŞ 24 Temmuz 2013 RİSKİN İŞTAHI KAÇARSA Bernanke nin Mayıs ayı içerisinde yaptığı açıklama ile başlayan riskten kaçınma eğilimi 19 20 Haziran FED toplantısı ile doruğa ulaştı. FED in 85 milyar
DetaylıEKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Ağustos 2012, No: 38
EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Ağustos 2012, No: 38 i Bu sayıda; Haziran Ayı Ödemeler Dengesi Verileri, Haziran Ayı Kısa Vadeli Dış Borç Stoku Verileri değerlendirilmiştir. i 1 Cari açığı
DetaylıKURUMLAR KISA ÖZET KOLAYAOF
DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. FİNANSAL KURUMLAR KISA ÖZET KOLAYAOF
Detaylı1.56% -4.1% 20.3% 11.4% % Kasım 18 Ekim 18 Kasım 18 Aralık 18
ÖZET GÖSTERGELER Piyasalar USD/TRY 5.29 Altın (USD) 1,258 Aralık 18 EUR/TRY 6.05 Petrol (Brent) 51.9 BİST - 100 91,527 Gösterge Faiz 20.9 Büyüme Sanayi Üretimi Enflasyon İşsizlik 1.56% -4.1% 20.3% 11.4%
DetaylıEkonomi Bülteni. 18 Temmuz 2016, Sayı: 28. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı
Ekonomi Bülteni, Sayı: 28 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya 1 DenizBank Ekonomi Bülteni
DetaylıORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014
ORTA VADELİ PROGRAM (2015-201) 8 Ekim 2014 DÜNYA EKONOMİSİ 2 2005 2006 200 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 T 2015 T Küresel Büyüme (%) Küresel büyüme oranı kriz öncesi seviyelerin altında seyretmektedir.
Detaylıizlenmiştir. Çin Halk Cumhuriyeti 1949 yılında kurulmuştur. IMF'ye bağlıbirimler: Guvernörler Konseyi, İcra Kurulu, Geçici Kurul, Kalkınma Kurulu
DÜNYA EKONOMİSİ Teknoloji, nüfus ve fikir hareketlerini içeren itici güce birinci derecede itici güç denir. Global işbirliği ağıgünümüzde küreselleşmişyeni ekonomik yapının belirleyicisidir. ASEAN ekonomik
DetaylıDeğerli Okuyucularımız,
1 / 19 15 Nisan 2016 Değerli Okuyucularımız, Borsa Trendleri Raporu nun Ocak-Mart 2016 dönemini kapsayan 16. sayısı ile karşınızdayız. Raporumuz halka arzlar, endeks bazında piyasa değerleri, halka açıklık
DetaylıTemiz üretimin altı çizilmeli ve algılanması sağlanmalıdır
KSS Söyleşileri Temiz üretimin altı çizilmeli ve algılanması sağlanmalıdır Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV) Çevre Projeleri Koordinatörü Ferda Ulutaş ile Vakfın faaliyetleri, kurumsal sosyal sorumluluk
Detaylı1930 DÜNYA BUHRANI DÂHİL, TÜRKİYE BU KADAR AĞIR KRİZ YAŞAMADI.
ESFENDER KORKMAZ CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ 30 HAZİRAN 2009 BASIN BİLDİRİSİ 1930 DÜNYA BUHRANI DÂHİL, TÜRKİYE BU KADAR AĞIR KRİZ YAŞAMADI. Türkiye 2009 un (Ocak- Şubat-Mart aylarında) ilk çeyreğinde tüm
DetaylıEkonomide Hızlı Büyüme ve Balon. Hızla Şişmeye Başlayan Balon ve Zincirleme Krizler
KÜRESEL VE BÖLGESEL ÇALIŞMALAR DÜNYA EKONOMİSİ-FİNAL ÖDEVİ Ekonomide Hızlı Büyüme ve Balon Hızla Şişmeye Başlayan Balon ve Zincirleme Krizler Dünya ekonomisinin 1990 ların ikinci yarısındaki gelişiminin
DetaylıGüncellenmiş Faiz Dersi
Güncellenmiş Faiz Dersi Faiz Nedir Nasıl Hesaplanır? Faiz Nedir? Piyasa açısından bakarsak faizi, tasarruf sahibinin, tasarrufunu, ihtiyacı olana belirli süre için kullandırmasının karşılığı olarak aldığı
DetaylıEKONOMİ DEKİ SON GELİŞMELER Y M M O D A S I P R O F. D R. M U S T A F A A. A Y S A N
1 EKONOMİ DEKİ SON GELİŞMELER 1 3 M A R T 2 0 1 4, P E R Ş E M B E Y M M O D A S I P R O F. D R. M U S T A F A A. A Y S A N 1948 DEKİ EKONOMİK DURUM 2 TABLO I Ülke ABD Doları Danimarka 689 Fransa 482 İtalya
DetaylıSERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN KAMU ALTYAPI YATIRIMLARININ SERMAYE PİYASALARI ARACILIĞIYLA FİNANSMANI KONULU
SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN KAMU ALTYAPI YATIRIMLARININ SERMAYE PİYASALARI ARACILIĞIYLA FİNANSMANI KONULU SPK 7. ARAMA KONFERANSI NDA YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 ARALIK
DetaylıDERS NOTU 09 DIŞLAMA ETKİSİ UYUMLU MALİYE VE PARA POLİTİKALARI PARA ARZI TANIMLARI KLASİK PARA VE FAİZ TEORİLERİ
DERS NOTU 09 DIŞLAMA ETKİSİ UYUMLU MALİYE VE PARA POLİTİKALARI PARA ARZI TANIMLARI KLASİK PARA VE FAİZ TEORİLERİ Bugünki dersin içeriği: 1. MALİYE POLİTİKASI VE DIŞLAMA ETKİSİ... 1 2. UYUMLU MALİYE VE
DetaylıEkonomi Bülteni. 08 Haziran 2015, Sayı: 14. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı
Ekonomi Bülteni, Sayı: 14 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya Çağlar Kuzlukluoğlu 1
DetaylıIMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ
IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ Hazırlayan: Sıla Özsümer AB ve Uluslararası Organizasyonlar Şefliği Uzman Yardımcısı IMF Küresel Ekonomik Görünümü IMF düzenli olarak hazırladığı Küresel Ekonomi Görünümü
DetaylıMartta, ilk iki ayın toplamından daha fazla döviz geldi. (Milyon Dolar) Ocak Şubat Mart Ocak- Ocakvar.
TÜRKİYE NİN GÖSTERGELERİ > > HABER Hazırlayan: Alaattin AKTAŞ ala.aktas@gmail.com PROJEKSİYON CARİ AÇIK: İlk çeyrekte ithalat 56, ihracat 32, cari açık 22 milyar dolar olarak gerçekleşti. Merkez Bankası
DetaylıPlan Ödemeler Dengesi, tanım, kapsamı Ana Hesap Grupları Cari Denge, Sermaye Hesabı Dengesi Farklı Ödemeler Dengesi Tanımları Otonom ve Denkleştirici
Ödemeler Dengesi Doç. Dr. Dilek Seymen Araş. Gör. Aslı Seda Bilman 1 Plan Ödemeler Dengesi, tanım, kapsamı Ana Hesap Grupları Cari Denge, Sermaye Hesabı Dengesi Farklı Ödemeler Dengesi Tanımları Otonom
DetaylıBÖLÜM I MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ
İÇİNDEKİLER BÖLÜM I MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ Giriş... 1 1. Makroekonomi Kuramı... 1 2. Makroekonomi Politikası... 2 2.1. Makroekonomi Politikasının Amaçları... 2 2.1.1. Yüksek Üretim ve Çalışma Düzeyi...
DetaylıENERJİ GÜNDEMİ SAYI 57 MART Enervis, 10. Enerji Verimliliği Forum ve Fuarı'nın iki farklı etkinliğinde konuşmacı olarak yer alıyor
SAYI 57 MART 2019 ENERJİ GÜNDEMİ 2 4 Enervis 6. İstanbul Karbon Zirvesi nde Mart Ayında Elektrik Üretimi ve Tüketimi Azaldı 5 6 Enerji depolama maliyetleri hızla düşüyor Küresel Karbondioksit Emisyonu
DetaylıMakro Veri. TÜİK tarafından açıklanan verilere göre -5,6 puan olan dış ticaretin büyümeye katkısını daha yüksek olarak hesaplamamızdan kaynaklandı.
Makro Veri Büyüme ve Dış Ticaret: Türkiye ekonomisi için yüksek büyüme=yüksek dış ticaret açığı İbrahim Aksoy Ekonomist Tel: +90 212 334 91 04 E-mail: iaksoy@sekeryatirim.com.tr TÜİK tarafından bugün açıklanan
DetaylıDış Ticaret Politikası. Temel İki Politika. Dış Ticaret Politikası Araçları Korumacılık / İthal İkameciliği
Dış Ticaret Politikası Temel İki Politika Korumacılık / İthal İkameciliği Genel olarak yurt dışından ithal edilen nihai tüketim mallarının yurt içinde üretilmesini; böylece dışa bağımlılığın azaltılmasını
DetaylıKOBİ ler Nefes alacak / Ankara. TOBB, Ziraat Bankası, Denizbank ve Kredi Garanti Fonu (KGF) ortaklığında hayata
02.12.2016 / Ankara TOBB, Ziraat Bankası, Denizbank ve Kredi Garanti Fonu (KGF) ortaklığında hayata 1/6 geçirilecek olan KOBİ lere Nefes Kredisi için imzalar, Başbakanlık Çankaya Köşkü nde düzenlenen lansman
Detaylı11.12.2013 CARİ İŞLEMLER DENGESİ
11.12.2013 CARİ İŞLEMLER DENGESİ Ekim ayı cari işlemler açığı piyasa beklentisi 2,9 Milyar dolar eksiyken, veri beklentilere paralel 2,89 milyar dolar açık olarak geldi. Ocak-Ekim arasındaki 2013 cari
DetaylıEkonomi Bülteni. 8 Ağustos 2016, Sayı: 31. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı
Ekonomi Bülteni, Sayı: 31 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya 1 DenizBank Ekonomi Bülteni
DetaylıEkonomi Bülteni. 01 Aralık 2014, Sayı: 48. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı
Ekonomi Bülteni, Sayı: 48 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ercan Ergüzel Ezgi Gülbaş Ali Can Duran 1 DenizBank
DetaylıCari işlemler açığında neler oluyor? Bu defa farklı mı, yoksa aynı mı? Sarp Kalkan Ekonomi Politikaları Analisti
Cari işlemler açığında neler oluyor? Bu defa farklı mı, yoksa aynı mı? Sarp Kalkan Ekonomi Politikaları Analisti TEPAV Değerlendirme Notu Şubat 2011 Cari işlemler açığında neler oluyor? Ekonomide gözlemlenen
Detaylıhttps://www.garantiemeklilik.com.tr/fon-ile-ilgili-duyurular.aspx internet adreslerinden
GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. ALTERNATİF STANDART EMEKLİLİK YATIRIM FONU 2013 YILI 6 AYLIK FAALİYET RAPORU 1- Ekonominin Genel durumu Dünya ekonomisi 2013 ü genel olarak bir toparlanma dönemi olarak
DetaylıPARA POLİTİKASI AMAÇLARI VE ARAÇLARI TÜRKİYE UYGULAMASI
1 PARA POLİTİKASI AMAÇLARI VE ARAÇLARI TÜRKİYE UYGULAMASI Para Politikasının Amaçları 2 1. Fiyat İstikrarı: Enflasyonu yıllık yüzde 1-2 seviyelerinde devam ettirmek. TCMB nin şu an izlediği politika enflasyon
DetaylıKAMU FİNANSMANI VE BORÇ GÖSTERGELERİ
KAMU FİNANSMANI VE BORÇ GÖSTERGELERİ HAZIRLAYAN 21.05.2014 RAPOR Doç. Dr. Binhan Elif YILMAZ Araş.Gör. Sinan ATAER 1. KAMU FİNANSMANI Merkezi Yönetim Bütçe Dengesi, 2013 yılı sonunda 18.849 milyon TL açık
DetaylıEkonomi Bülteni. 17 Ekim 2016, Sayı: 40. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı
Ekonomi Bülteni, Sayı: 40 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya Deniz Bayram 1 DenizBank
DetaylıTürkiye de Özelleştirme: Ekonomik ve Sosyal Etkileri. Dr. Orkun ÖZBEK. Tanım ve Amaçlar
2007 ARALIK -EKONOMİ Türkiye de Özelleştirme: Ekonomik ve Sosyal Etkileri Dr. Orkun ÖZBEK Tanım ve Amaçlar Genel bir tanımla kamu mülkiyetinin kısmen ya da tamamen özel sektöre devri anlamını taşıyan özelleştirme,
DetaylıBasın Bülteni Release
Basın Bülteni Release BASF, ikinci çeyrekte satış hacmini artırdı 26 Temmuz 2014 BASF, 2014 yılı ikinci çeyreğinde satışlarını yüzde 1 artırarak 18,5 milyar avroya çıkardı. Şirketin faiz ve vergi öncesi
DetaylıAraştırma Notu 13/156
Araştırma Notu 13/156 01 Kasım 2013 ALTIN HARİÇ CARi AÇIK DÜŞÜYOR Zümrüt İmamoglu, Barış Soybilgen ** Yönetici Özeti 2011-2013 yılları arasında altın ithalat ve ihracatında görülen yüksek iniş-çıkışlar
DetaylıErkan ERDİL Bilim ve Teknoloji Politikaları Araştırma Merkezi ODTÜ-TEKPOL
Erkan ERDİL Bilim ve Teknoloji Politikaları Araştırma Merkezi ODTÜ-TEKPOL Brezilya: Ülkeler arası gelir grubu sınıflandırmasına göre yüksek orta gelir grubunda yer almaktadır. 1960 ve 1970 lerdeki korumacı
DetaylıKüresel gelişmeler, Türkiye ekonomisi ve bankacılık sektörü. 21 Ocak 2015
Küresel gelişmeler, Türkiye ekonomisi ve bankacılık sektörü 21 Ocak 2015 Sunum Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Aydın ın değerlendirmesi Küresel ekonomi Türkiye ekonomisi Bankacılık sektörü 2 Değerlendirme
DetaylıTÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ www.tisk.org.tr
TİSK AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ- MART 2016 (SAYI: 85) GENEL DEĞERLENDİRME 31.03.2016 Ekonomi ve İşgücü Piyasası Reformlarına Öncelik Verilmeli Gelişmiş ülkelerin çoğunda ve yükselen ekonomilerde büyüme sorunu
DetaylıANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR
ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR Bu rapor ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş Gruplara Yönelik Gelir Amaçlı Kamu Borçlanma Araçları
DetaylıTürkiye Odalar ve Borsalar Birliği. Dünya da ve Türkiye de Ekonomik Görünüm
Dünya da ve Türkiye de Ekonomik Görünüm M. Rifat Hisarcıklıoğlu Kartepe, 12 Nisan 2014 Dünya 2013 Yeni Küresel Trendler 1. Finans haritası değişiyor 2. Ticaretin kuralları değişiyor 3. Enerji haritası
DetaylıCİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU'NA AİT PERFORMANS SUNUM RAPORU A
CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU'NA AİT PERFORMANS SUNUM RAPORU A. TANITICI BİLGİLER PORTFÖYE BAKIŞ Halka Arz Tarihi : 26/03/2012
DetaylıEkonomik Rapor 2011 I. MAKRO BÜYÜKLÜKLER AÇISINDAN DÜNYA EKONOMİSİNE GENEL BAKIŞ 67. genel kurul Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği / www.tobb.org.
Ekonomik Rapor 2011 I. MAKRO BÜYÜKLÜKLER AÇISINDAN DÜNYA EKONOMİSİNE GENEL BAKIŞ 67. genel kurul 5 6 1. MAKRO BÜYÜKLÜKLER AÇISINDAN DÜNYA EKONOMİSİNE GENEL BAKIŞ Küresel ekonomiyi derinden etkileyen 2008
DetaylıSAYIN BAKANIM SAYIN BAŞKAN OTOMOTİV SANAYİİ DERNEĞİ NİN SAYGIDEĞER TEMSİLCİLERİ DEĞERLİ MİSAFİRLER VE KIYMETLİ BASIN MENSUPLARI
SAYIN BAKANIM SAYIN BAŞKAN OTOMOTİV SANAYİİ DERNEĞİ NİN SAYGIDEĞER TEMSİLCİLERİ DEĞERLİ MİSAFİRLER VE KIYMETLİ BASIN MENSUPLARI KONUŞMAMA BAŞLARKEN, BAŞTA SAYIN BAKANIMIZ OLMAK ÜZERE SİZLERİ SAYGI VE SEVGİYLE
DetaylıINTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015
INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015 Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer AB ve Uluslararası Organizasyonlar Şefliği Uzman Yardımcısı IMF Küresel Ekonomik
DetaylıTÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN İŞ DÜNYASI BAKIŞ AÇISIYLA TÜRKİYE DE YOLSUZLUK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI
TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN İŞ DÜNYASI BAKIŞ AÇISIYLA TÜRKİYE DE YOLSUZLUK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI 26 Kasım 2014 İstanbul, Sabancı Center TÜSİAD İş Dünyası Bakış Açısıyla Türkiye de
Detaylıİktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri
İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri 1. Yıl - Güz 1. Yarıyıl Ders Planı Mikroekonomik Analiz I IKT751 1 3 + 0 8 Piyasa, Bütçe, Tercihler, Fayda, Tercih,
DetaylıMESS MERCEK- EKİM 2010 / MAKRO EKONOMİK POLİTİKALARIN İSTİHDAM ÜZERİNDEKİ ETKİSİ Pazartesi, 01 Kasım :29
İSTİHDAM YARATACAK YENİ BİR EKONOMİK MODELE GEÇMELİYİZ Gelişmekte olan ülkelerin Gelişmesini tamamlaması için yalnızca büyüme yetmiyor. Ayrıca büyüme yanında, eğitim, verimlilik, sosyal yapıda iyileşme
DetaylıEKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Aralık 2011, No:16
EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Aralık 2011, No:16 Bu sayıda; 2011 yılı III. Çeyrek Büyüme Verileri Değerlendirilmiştir. i Hükümetin yılsonu büyüme tahmini şimdiden rafa kalktı 2011
DetaylıEkonomik Görünüm ve Tahminler: Nisan 2015
Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Nisan 215 BÜYÜME DÜŞMEYE DEVAM EDİYOR Zümrüt İmamoğlu* ve Barış Soybilgen ** 13 Nisan 215 Yönetici Özeti Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış Sanayi Üretim Endeksi (SÜE)
Detaylı7.26% 9.9% 10.8% 10.8% % Mart 18 Şubat 18 Mart 18 Nisan 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar
ÖZET GÖSTERGELER Piyasalar USD/TRY 4.04 Altın (USD) 1,313 Nisan 18 EUR/TRY 4.90 Petrol (Brent) 75.9 BİST - 100 104,283 Gösterge Faiz 14.4 Büyüme Sanayi Üretimi Enflasyon İşsizlik 7.26% 9.9% 10.8% 10.8%
DetaylıAta Portföy Yönetimi A.Ş 3 Ocak 2014
Ayın Yatırım Sözü: Çoğunluk iyimser iken menkul kıymet fiyatları getiriden ziyade risk içerir; Çoğunluk kötümser iken ise menkul kıymet fiyatları içerdiği riskten daha fazla getiri potansiyeli sunar. Horawd
DetaylıEkonomi Bülteni. 22 Ağustos 2016, Sayı: 33. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı
Ekonomi Bülteni, Sayı: 33 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya 1 DenizBank Ekonomi Bülteni
DetaylıAyın Yatırım Sözü: Vasatın üstünde getirinin yolu, sıradışı ve rahat olmayan yatırımdan geçer. -- Howard Marks (Oaktree)
Ayın Yatırım Sözü: Vasatın üstünde getirinin yolu, sıradışı ve rahat olmayan yatırımdan geçer. -- Howard Marks (Oaktree) Ata Büyüme Hisse Fonu (Ata A Değişken) Performans Verisi Yılbaşından Beri Performans
DetaylıFinansal Piyasa Dinamikleri. Yekta NAZLI ynazli@yahoo.com
Finansal Piyasa Dinamikleri Yekta NAZLI ynazli@yahoo.com Neleri İşleyeceğiz? Finansal Sistemin Resmi Makro Göstergeler ve Yorumlanması Para ve Maliye Politikaları Merkez Bankası ve Piyasalar Finansal Piyasalardaki
DetaylıTÜRKİYE DIŞ TİCARETİNDEN İZMİR İN ALDIĞI PAYIN ANALİZİ
2013 ARALIK EKONOMİ TÜRKİYE DIŞ TİCARETİNDEN İZMİR İN ALDIĞI PAYIN ANALİZİ Erdem ALPTEKİN Giriş İzmir, 8.500 yıllık tarihsel geçmişe sahip, birçok medeniyetin birlikte hoşgörüyle yaşadığı, oldukça zengin
Detaylı2015 2017 Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi
2015 2017 Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İktisadi ve Mali Analiz Yüksek Lisansı Bütçe Uygulamaları ve Mali Mevzuat Dersi Kıvanç
DetaylıEkonomi Bülteni. 15 Haziran 2015, Sayı: 15. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı
Ekonomi Bülteni, Sayı: 15 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya Çağlar Kuzlukluoğlu İnci
DetaylıEnerji Yatırımları ve Belirsizliklerin Önemi
Enerji Yatırımları ve Belirsizliklerin Önemi R. Hakan ÖZYILDIZ Hazine ( E ) Müst. Yrd. DEK TMK Ekim 2009 - İZMİR İşsizlik ve yatırımlar Türkiye ekonomisinin en önemli sorunu işsizliktir. Her dört genç
DetaylıDünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler
Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler Risk Yönetimi ve Kontrol Genel Müdürlüğü Ekonomik Analiz ve Değerlendirme Dairesi Küresel Ekonomik Görünüm Çin Ekonomisi Nisan-Haziran döneminde bir önceki yılın aynı
DetaylıMALİYE BAKANI SAYIN MEHMET ŞİMŞEK İN MAKROEKONOMİK GELİŞMELER İLE 2010 YILI OCAK- HAZİRAN DÖNEMİ MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİNİ
MALİYE BAKANI SAYIN MEHMET ŞİMŞEK İN MAKROEKONOMİK GELİŞMELER İLE 2010 YILI OCAK- HAZİRAN DÖNEMİ MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİNİ DEĞERLENDİRMEK ÜZERE DÜZENLEDİĞİ BASIN TOPLANTISI KONUŞMA METNİ
Detaylı