DUYGULARI ANLAMA BECERİLERİ FARKLI DÜZEYDEKİ ÇOCUKLARIN (60-72 AY) AKRANLARINA KARŞI GÖSTERDİKLERİ DUYGUSAL VE DAVRANIŞSAL TEPKİLERİNİN İNCELENMESİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "DUYGULARI ANLAMA BECERİLERİ FARKLI DÜZEYDEKİ ÇOCUKLARIN (60-72 AY) AKRANLARINA KARŞI GÖSTERDİKLERİ DUYGUSAL VE DAVRANIŞSAL TEPKİLERİNİN İNCELENMESİ"

Transkript

1 T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ÇOCUK GELİŞİMİ VE EV YÖNETİMİ EĞİTİMİ ANABİLİM DALI ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ BİLİM DALI DUYGULARI ANLAMA BECERİLERİ FARKLI DÜZEYDEKİ ÇOCUKLARIN (60-72 AY) AKRANLARINA KARŞI GÖSTERDİKLERİ DUYGUSAL VE DAVRANIŞSAL TEPKİLERİNİN İNCELENMESİ YASEMİN KUYUCU YÜKSEK LİSANS TEZİ DANIŞMAN Yrd. Doç. Dr. Kezban TEPELİ KONYA-2012

2

3

4 ÖNSÖZ Bu araştırmanın amacı farklı duygu anlama beceri düzeyine sahip çocukların (60-72 ay) akranlarına karşı duygusal ve davranışsal tepkilerin incelenmesidir. Bu çalışma pek çok değerli kişinin katkısı ve desteği sayesinde gerçekleştirilmiştir. Öncelikle engin bilgi birikiminden yararlandığım, ilgi ve sabrını hiç esirgemeyen, her zaman bana destek olan değerli danışmanım Yrd. Doç. Dr. Kezban TEPELİ ye sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Bu çalışma sizin önemli ve etkili yönlendirmelerinizle tamamlanmıştır. Tez çalışmam öncesinde ve tüm süreçte yol gösteren, destek veren bölüm başkanım Prof. Dr. Ramazan ARI ya teşekkürlerimi sunuyorum. Bana sabır gösteren ve çalışma sürecimde her daim yanımda olan sevgili arkadaşım Elif YILMAZ a teşekkür ediyorum. Ayrıca George Mason Üniversitesi öğretim üyelerinden Dr. Susanne A. Denham a ölçek kullanım izni verdiği için teşekkür ediyorum. Bana sevgiyi, sabrı, çalışmayı öğreten sevgili babacığım, anneciğim, kardeşlerim ve Erenalp, maddi manevi destekleriniz için binlerce teşekkürler. Bu çalışma sizlere ithaftır. Yasemin KUYUCU Temmuz, 2012

5 Öğrencinin T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü Adı Soyadı YASEMİN KUYUCU Numarası Ana Bilim / Bilim Dalı Çocuk Gelişimi ve Ev Yönetimi Eğitimi / Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora Tez Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Kezban TEPELİ Tezin Adı Duyguları Anlama Becerileri Farklı Düzeydeki Çocukların (60-72 Ay) Akranlarına Karşı Gösterdikleri Duygusal ve Davranışsal Tepkilerinin İncelenmesi. ÖZET Bu çalışma, çocukların duygu anlama beceri düzeylerinin akranlarına karşı gösterdikleri duygusal davranışsal tepkilere etkisini ve akranlarına karşı gösterdikleri duygusal davranışsal tepkileri çeşitli değişkenler açısından incelemek amacıyla yapılmıştır. Bu değişkenler; okul öncesi eğitim kurumuna devam süresi, kardeş sayısı, cinsiyet, anne öğrenim düzeyi, baba öğrenim düzeyi ve gelirdir. Araştırma Konya ilinde okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden 359 çocuk (60-72 ay) ile yürütülmüştür. Çocukların duygu anlama beceri düzeylerini belirleyebilmek için Denham Duygu Anlama Testi (DDAT) kullanılmıştır ayrıca akranlarına karşı gösterdikleri duygusal davranışsal tepkileri değerlendirebilmek için ise Akran Tepki Testi (ATT) kullanılmıştır. Araştırmada toplanan veriler SPSS kullanılarak analiz edilmiştir. Analizler için ki kare (X 2 ) testi kullanılmıştır. Çocukların akranlarına karşı gösterdikleri tepkiler duygusal tepkiler ve davranışsal tepkiler olmak üzere iki alanda incelenmiştir. Araştırma sonucunda çocukların akranlarına karşı gösterdikleri duygusal ve davranışsal tepkilerin duygu anlama beceri düzeyi, okul öncesi eğitim kurumuna devam süresi, cinsiyet, kardeş sayısı, anne öğrenim düzeyi, baba öğrenim düzeyi ve ailenin gelirine göre farklılaştığı belirlenmiştir. Anahtar kelimeler: Akran ilişkileri, Saldırganlık, Tepki, Okul Öncesi, Duyguları Anlama IV

6 Öğrencinin T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü Adı Soyadı YASEMİN KUYUCU Numarası Ana Bilim / Bilim Dalı Çocuk Gelişimi ve Ev Yönetimi Eğitimi / Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora Tez Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Kezban TEPELİ Tezin İngilizce Adı Studying Emotional and Behavioral Responses of Children (60-72 months) with Different Level of Emotion Understanding Skills against Their Peers SUMMARY This research was conducted in order to study effect of children s emotion understanding skills on their emotional behavioral reactions against peers and to examine their emotional behavioral responses in terms of different variables. These variables were period of attending pre-school educational institution, number of siblings, gender, mother's educational level, father's educational level and family's total monthly income. The research was conducted with months old children attending pre-school education institutions in Konya. Denham s Affect Knowledge Test was used to determine the children's level of emotion understanding skills while Challenging Situation Task was used in order to assess their emotional behavioral reactions against their peers. The data collected in this study were analyzed by using SPSS. Chi-square (X 2 ) test was used for the analysis. Children s responses against their peers were studied in two areas as being emotional reactions and behavioral reactions. At the result of the research children s emotional and behavioral responses against their peers were found to differ according to level of emotion understanding skill levels, period of attending preschool education institution, gender, number of siblings, mother's educational level, father's educational level and family's total monthly income. Key Words: Peer Relationship, Agressiveness, Responce, Pre-school, Emotion Understanding V

7 İÇİNDEKİLER Bilimsel Etik Sayfası... I Yüksek Lisans Tez Kabul Formu... II Önsöz... III Özet... IV Summary... V İçindekiler... VI Tablolar Listesi... IX Kısaltmalar... XII Bölüm I 1.Giriş Problem Amaç Alt Amaçlar Araştırmanın Önemi Sınırlılıklar Tanımlar... 6 Bölüm II 2.İlgili Kuramsal Temeller ve Araştırmalar Duygusal Gelişim Duygu Nedir? Yüz İfadeleri ve Duygu İlişkisi Duygusal Gelişim ve Önemi Sosyal Gelişim Sosyal Gelişimin Önemi Beş - Altı Yaşta Sosyal Gelişim Sosyal Beceri Sosyal Gelişim ve Duygusal Gelişim Arasındaki İlişki Okul Öncesi Eğitimin Sosyal Duygusal Davranışlar Üzerindeki Etkileri VI

8 Bölüm III 2.3. Okul Öncesi Dönemde Akran İlişkileri Okul Öncesi Dönemde Akranlarla Yaşanan Sosyal İlişki Akran İlişkisinin Çocuk Üzerinde Etkileri Çocukta Davranış ve Davranış Sorunları Okul Öncesi Dönem Çocuklarının Akranlarına Gösterdikleri Olumlu ve Olumsuz Davranış Türleri Saldırganlık Çekingenlik (İçe Kapanıklık) Prososyal ve İşbirlikçi Davranış İlgili Araştırmalar Türkiye de Yapılan Araştırmalar Yurtdışında Yapılan Araştırmalar Yöntem Araştırma Modeli Çalışma Grubu Veri Toplama Araçları Denham Duygu Anlama Testi Denham Duygu Anlama Testi nin Güvenirliği Denham Duygu Anlama Testi nin Geçerliği Akran Tepki Testi Akran Tepki Testi nin Geçerliği Verilerin Toplanması Verilerin Analizi Bölüm IV 4. Bulgular Bölüm V 5. Tartışma ve Yorum VII

9 Bölüm VI 5. Sonuç ve Öneriler Eğitimcilere ve Ebeveynlere Öneriler Araştırmacılara Öneriler Kaynakça Ekler Ek.1. Denham Duygu Anlama Testi Örneği Ek.2. Denham Duygu Anlama Testi Ebeveyn Formu Örneği Ek.3. Akran Tepki Testi Olay Örneği Ek.4. Akran Tepki Testi Duygusal Tepki Örneği Ek.5. Akran Tepki Testi Davranışsal Tepki Örneği Ek.4. Özgeçmiş VIII

10 TABLOLAR LİSTESİ Tablo 3.1 Cinsiyet Değişkeni İçin Frekans ve Yüzde Dağılımı Tablo 3.2. Kardeş Sayısı Değişkeni İçin Frekans ve Yüzde Dağılımı Tablo 3.3. Okul Öncesi Eğitim Kurumuna Devam Süresi Değişkeni İçin Frekans ve Yüzde Dağılımı Tablo 3.4. Ailenin Aylık Gelir Durumu Değişkeni İçin Frekans ve Yüzde Dağılımı Tablo 3.5. Anne Öğrenim Düzeyi Değişkeni İçin Frekans ve Yüzde Dağılımı Tablo 3.6. Baba Öğrenim Düzeyi Değişkeni İçin Frekans ve Yüzde Dağılımı Tablo 3.7. Duygu Anlama Beceri Düzeyi Değişkeni İçin Frekans ve Yüzde Dağılımı Tablo 3.8 Çocukların Yaşlarının Frekans ve Yüzde Dağılımı Tablo 3.9. Denham Duygu Anlama Testi nin Test Tekrar Test Güvenirliği Tablo Denham Duygu Anlama Testi Madde Ayırt Ediciliği Tablo Denham Duygu Anlama Testi Açımlayıcı Faktör Analizi Sonuçları Tablo Akran Tepki Testi nde Yer Alan 1., 2., ve 3. Olaya İlişkin Duygusal ve Davranışsal Tepki Tercihleri Arasındaki İlişki Katsayıları Tablo Alt ve Üst Uç Gruplarda Yer Alan Çocukların Duygusal Tepki Tercihlerine Ait Ki-Kare (X 2 ) Analizi Sonuçları Tablo Alt ve Üst Uç Gruplarda Yer Alan Çocukların Davranışsal Tepki Tercihlerine Ait Ki-Kare (X 2 ) Analizi Sonuçları Tablo 3.15: Öğretmenlere Göre Çocukların Gösterecekleri Duygusal Davranışsal Tepkiler İle Çocukların Duygusal ve Davranışsal Tepki Tercihleri Arasındaki İlişki Katsayıları Tablo Denham Duygu Anlama Testi Puanlarına İlişkin En Düşük-En Yüksek, n, X ve S Değerleri IX

11 Tablo 3.17 Denham Duygu Anlama Testi Puanları Tablo 4.1. Çocukların Duygusal Tepkilerinin Frekans ve Yüzde Dağılımı Tablo4.2. Çocukların Davranışsal Tepkilerinin Frekans ve Yüzde Dağılımı Tablo 4.3. Farklı Düzeyde Duygu Anlama Becerisine Sahip Çocukların Duygusal Tepkilerinin Frekans ve Yüzde Dağılımı Tablo 4.4. Farklı Düzeyde Duygu Anlama Becerisine Sahip Çocukların Davranışsal Tepkilerinin Frekans ve Yüzde Dağılımı Tablo 4.5. Cinsiyet Değişkenine Göre Çocukların Gösterdiği Duygusal Tepkilerin Frekans ve Yüzde Dağılımı Tablo 4.6. Cinsiyet Değişkenine Göre Çocukların Gösterdiği Davranışsal Tepkilerin Frekans ve Yüzde Dağılımı Tablo 4.7. Kardeş Sayısı Değişkenine Göre Çocukların Gösterdiği Duygusal Tepkilerin Frekans ve Yüzde Dağılımı Tablo 4.8. Kardeş Sayısı Değişkenine Göre Çocukların Tercih Ettikleri Davranışsal Tepkilerin Frekans ve Yüzde Dağılımı Tablo 4.9. Okul Öncesi Kuruma Devam Süresi Değişkenine Göre Çocukların Tercih Ettikleri Duygusal Tepkilerin Frekans ve Yüzde Dağılımı Tablo Okul Öncesi Kuruma Devam Süresi Değişkenine Göre Çocukların Gösterdiği Davranışsal Tepkilerin Frekans ve Yüzde Dağılımı Tablo Anne Öğrenim Durumu Değişkenine Göre Çocukların Tercih Ettikleri Duygusal Tepkilerin Frekans ve Yüzde Dağılımı Tablo Anne Öğrenim Durumu Değişkenine Göre Çocukların Tercih Ettikleri Davranışsal Tepkilerin Frekans ve Yüzde Dağılımı Tablo Baba Öğrenim Durumu Değişkenine Göre Çocukların Tercih Ettiği Duygusal Tepkilerin Frekans ve Yüzde Dağılımı Tablo Baba Öğrenim Durumu Değişkenine Göre Çocukların Tercih Ettiği Davranışsal Tepkilerin Frekans ve Yüzde Dağılımı X

12 Tablo Ailenin Aylık Toplam Geliri Değişkenine Göre Çocukların Tercih Ettikleri Duygusal Tepkilerin Frekans ve Yüzde Dağılımı Tablo Ailenin Toplam Aylık Geliri Değişkenine Göre Çocukların Tercih Ettikleri Davranışsal Tepkilerin Frekans ve Yüzde Dağılımı XI

13 KISALTMALAR ATT: Akran Tepki Testi. DDAT: Denham Duygu Anlama Testi. XII

14 BÖLÜM I 1. GĠRĠġ 1.1. Problem Çocukların, yetiģkinlerle ve akranlarıyla olumlu sosyal iliģkiler kurmaları ve duygularını düzenleyip ortamın koģullarına göre ifade etmeleri, okul öncesi dönemde sosyal-duygusal geliģimin en önemli unsurları arasında yer alır. Bu sosyal ve duygusal becerilerin, çocuğun ailesine ve sosyal çevresine olan uyumunu kolaylaģtırdığı, okul baģarısına katkıda bulunduğu ve ilerideki sosyal yetkinliğini yordadığı gösterilmiģtir (Denham 1998, Fox ve Calkins 2003, Rubin, Bukowski ve Parker, 2006, Thompson 1994, Akt. Çorapçı, Aksan, Yalçın ve Yağmurlu, 2010). Zembat ve Unutkan(2001) a göre çocuk, dünyaya geldiği andan itibaren çevresiyle girdiği etkileģim sonucunda bedensel, zihinsel, sosyal ve duygusal yönlerden hızlı bir geliģim içine girer. 0-6 yaģ kiģiliğin temellerinin atıldığı ve çocuğun yakın çevresinden en çok etkilendiği, her türlü öğrenmeye açık olduğu bir dönem olup, insan hayatındaki kritik dönemlerden biridir (Elibol, Gültekin, 2008). Öğrenme süreçlerinin sadece biliģsel olarak algılanması ve tanımlanmasının yanı sıra duyuģsal ve sosyal değiģkenler de dikkate alınmalıdır. Bazı psikolojik çalıģmalar göstermektedir ki öğrenme performansında duygular da önem arz etmektedir (Pintrich, Marx and Boyle, 1993, Akt. Randler, 2009). Duygu, bireyin iç ve dıģ dünyadan etkilenmesi ve uyarılması olarak hoģlanma ya da acı duyma biçiminde oluģan tepkilerdir. Duyguları, bireyin temel gereksinimlerinin ne kadar karģılandığı ile doğrudan ilgilidir. Örneğin; uyku, açlık, susuzluk gibi fizyolojik, sevilme, ait olma, güvenlik gibi psikolojik ihtiyaçların karģılanması çocuklarda haz, karģılanmaması elem doğrultusunda duygular oluģturur. Ġnsanın çevresiyle sürekli olarak etkileģimi nedeniyle duyguları ve davranıģları yönlenir. Bireyin duyguları onun kiģiliğinin bir parçasıdır ve davranıģlarını etkiler. Bebeklik dönemiyle birlikte duygular oluģmaya baģlar ve bireyin kiģiliğinin bir parçası haline gelir (Argun, 2005). 1

15 Duygusal ve sosyal geliģim birbirinden ayırt edilmeyecek kadar birbirine bağımlıdır (BaĢal, 2004). Sosyal geliģme, KiĢinin sosyal uyarıcıya, özellikle grup yaģamının baskı ve zorunluluklarına karģı duyarlılık geliģtirmesi, grubunda ya da kültüründe baģkalarıyla geçinebilmesi, onlar gibi davranabilmesi olarak tanımlandığı gibi çocuğun zihinsel geliģimi sırasında, içinde yaģadığı çevrenin ideallerine, inançlarına, geleneklerine uygun olarak iletiģim dil ve kültürle toplumla bütünleģmesi olarak da tanımlanabilir (BaĢal, 2004). BaĢkalarının duygularını anlamak; çocukların sosyal becerilerini, okul yıllarında ve hayatı boyunca baģkaları ile olumlu sosyal iliģkiler kurmak ve sürdürmek için gerekli yeteneklerine etki ettiği göz önünde bulundurulduğunda çocukların duygusal geliģimini araģtırma isteği ĢaĢırtıcı değildir. Özelikle araģtırmacılar çocukların duyguları daha iyi anlayan ve tanıyan çocukların daha yüksek düzeyde olumlu sosyal davranıģlar gösterdiklerini ve akranları arasında daha popüler olduklarını ortaya koymuģlardır ( Downs ve Strand, 2008). Riggio (1986), sosyal beceriyi duygusal ifade, duygusal duyarlılık, duygusal denetim, sosyal ifade, sosyal duyarlılık, sosyal denetim ve sosyal manipülasyon olarak yedi boyuta ayırmıģtır. Duygusal ifade: Sözel olmayan mesajları, duygusal durumları algılayarak duyguları uygun bir Ģekilde ifade etme becerisidir. Duygusal duyarlılık: BaĢkalarından gelen sözel olmayan mesajları alabilme ve çözümleyebilme becerisidir. Duygusal denetim: Duygusal göstergeleri ve sözel olmayan mesajları denetleyebilme ve düzenleyebilme becerisidir. Sosyal ifade: BaĢkalarıyla iletiģimde sözel ifade ve sosyal etkileģimde bulunabilme becerisidir. Sosyal duyarlılık: Uygun sosyal davranıģ normları bilgilerine sahip olmayı ve sözel mesajları anlamayı içerir. Soysal denetim (kontrol): Kendini sosyal olarak ortaya koyma ve ifade etme becerisidir. 2

16 Sosyal manipülasyon: Beceri ve tutum olarak ele alınabilir. Sosyal manipülasyon becerisi olan bireyler sosyal iliģkilerinde zaman zaman baģkalarını manipüle etmek gerektiğine inanırlar. Yukarıdaki tanımları özetleyerek sosyal becerinin tanımını yapılacak olursa sosyal beceri bireyin toplumdaki kiģilerle etkili iletiģimini sağlayan, sosyal kabul edilebilir davranıģları sergileme, sosyal kabul görmeyen davranıģlardan kaçınma ve hem kendine hem de topluma yararlı davranıģları sergileme becerileridir denilebilir (Akt. Dereli, 2008). Duygusal yeterlik, çocukların diğer insanlarla etkileģim kurmasını sağlayacak bir kazanımdır. Duygusal yeterlik, sosyal etkileģimler sırasında duyguları düzenleme, tanımlayabilme ve yönetebilmedir. Duygusal yeterliği oluģturan üç beceri vardır; duygusal farkındalık, duygusal anlatımcılık, duygusal düzen. (Akt. Gülay, 2010) Çocukların baģka kiģilerin yaģadığı durumlar içerisindeki duygularını tanımlama becerilerini incelemek önemlidir. Çünkü bazı duyguların tanımlamak daha zordur ve iletiģimsel değeri yüksektir (Denham ve Couchoud, 1987). KarmaĢık yapıya sahip olan sosyal beceriler, çocukların akranlarıyla olan sosyal etkileģimlerinde çok büyük önem taģımaktadır. Sosyal becerilerin bu karmaģıklığından dolayı, bazı çocuklar sosyal becerilerde yeterince gelimse gösterememektedirler. Bu durum da, çocukların akranları ile etkileģimlerini azaltmaktadır. Yani, çocukların akranları ile etkileģimleri daha az ve kısa süreli olabilmektedir (Avcıoğlu, 2007). Sosyal yaģamın gereklerinden biri duyguların doğru Ģekilde ve dozda ifade edilmesidir. Çocuklar büyüdükçe duygularını uygun yerde, uygun zamanda ve uygun Ģekilde ifade etmeyi öğrenirler. Ancak bu süreçte çocukların sosyal çevreden etkilendiği unutulmamalıdır. Anne babasının kızgınlık ve düģmanca duygularını dizginleyemediği çocuklar da bu duygularıyla baģ etmede zorluk çekebilirler (San Bayhan ve Artan, 2007). Provokasyonlara karģı çocukların tepkilerinin analizi, çocukların sosyal algı süreçlerini, duygusal düzenleme ve beklenmeyen olumsuz bir durum için stratejik 3

17 adaptasyonlarını incelemek adına faydalı bir araç sağlayacaktır (Baumgartner ve Strayer, 2008). Sosyal ve duygusal geliģimin birbirinden ayrı düģünülemez oluģu pek çok araģtırmayla ispat edilmiģtir. Bu bağlamda duyguların davranıģlarımıza etkisi söz konusudur. Bu araģtırmayla çocukların duygu tanıma becerilerinin akranlarına gösterdikleri davranıģsal duygusal geliģimlerine etkisi araģtırılacaktır. Yapılan literatür araģtırmalarında çocukların duygu tanıma becerilerinin akranlarına gösterdikleri davranıģsal duygusal tepkileri inceleyen baģka bir araģtırmaya rastlanmamıģtır Amaçlar, Bu araģtırmayla Duyguları anlama becerileri farklı çocukların (60-72 ay) akranlarına karģı duygusal ve davranıģsal tepkileri farklılaģmakta mıdır? sorusuna cevap aranmıģtır. Bu amaçla cevaplandırılacak sorular Ģunlardır; 1. Çocuklar akranlarının problem davranıģlarına karģı hangi duygusal (mutlu, üzgün, kızgın ve nötr) tepkileri göstermeyi tercih etmektedirler? 2. Çocuklar akranlarının problem davranıģlarına karģı hangi davranıģsal(prososyal, saldırgan, manipülatif ve kaçınmacı) tepkileri kullanmayı tercih etmektedirler? 3. Çocukların duyguları anlama becerileri akranlarına gösterdikleri duygusal tepki tercihlerini etkilemekte midir? 4. Çocukların duyguları anlama becerileri akranlarına gösterdikleri davranıģsal tepki tercihlerini etkilemekte midir? 5. Çocukların cinsiyeti, akranlarına karģı gösterdikleri duygusal tepki tercihlerini etkilemekte midir? 6. Çocukların cinsiyeti, akranlarına karģı gösterdikleri davranıģsal tepki tercihlerini etkilemekte midir? 7. Çocukların kardeģ sayısı, akranlarına karģı gösterdikleri duygusal tepki tercihlerini etkilemekte midir? 8. Çocukların kardeģ sayısı, akranlarına karģı gösterdikleri davranıģsal tepki tercihlerini etkilemekte midir? 4

18 9. Çocukların okul öncesi kuruma devam süresi, akranlarına karģı gösterdikleri duygusal tepkilerini etkilemekte midir? 10. Çocukların okul öncesi kuruma devam süresi, akranlarına karģı gösterdikleri davranıģsal tepkilerini etkilemekte midir? 11. Çocukların annelerinin eğitim durumu, akranlarına gösterdikleri duygusal tepki tercihlerini etkilemekte midir? 12. Çocukların annelerinin eğitim durumu, akranlarına gösterdikleri davranıģsal tepki tercihlerini etkilemekte midir? 13. Çocukların babalarının eğitim durumu, akranlarına karģı gösterdikleri duygusal tepkilerini etkilemekte midir? 14. Çocukların babalarının eğitim durumu, akranlarına karģı gösterdikleri davranıģsal tepkilerini etkilemekte midir? 15. Ailenin aylık toplam geliri, çocukların akranlarına gösterdikleri duygusal tepki tercihlerini etkilemekte midir? 16. Ailenin aylık toplam geliri, çocukların akranlarına gösterdikleri davranıģsal tepki tercihlerini etkilemekte midir? 1.3. AraĢtırmanın Önemi Sosyal ve duygusal geliģimin birbirinden ayrı düģünülemez oluģu pek çok araģtırmayla ispat edilmiģtir. Bu bağlamda duyguların davranıģlarımıza etkisi söz konusudur. Bu araģtırma çocuklarının duyguları anlama becerilerinin akranlarına karģı gösterdikleri duygusal davranıģsal tepkilere etkisi olup olmadığı konusunda bilgi verecektir. Ayrıca akranlarına karģı gösterilen duygusal davranıģsal tepkileri cinsiyet, kardeģ sayısı, ailenin aylık geliri, okul öncesi eğitim kurumuna devam süresi ve anne baba eğitim seviyesinin etkileyip etkilemediği hususunda bilgi vermektedir. Yapılan literatür incelemesinde, duygusal geliģimin ve duygu anlama becerilerinin akranlara karģı gösterilen duygusal ve davranıģsal tepkilere etkisine yönelik bir araģtırma olmadığı sonucuna varılmıģtır. Bu araģtırmanın alandaki önemli bir boģluğu dolduracağı düģünülmektedir. Ayrıca duygu anlama becerilerin akranlarına karģı duygusal ve davranıģsal tepkilere etkisi kanıtlanması durumunda okul öncesi programının duygu anlama becerileri kazandırma yönünden zenginleģtirilmesi için bir dayanak olacaktır. 5

19 AraĢtırma sonucunda, elde edilecek bilgilerin okul öncesi kurumlarında görev yapan öğretmenlere ıģık tutacağı, bu konuda yapılacak benzer araģtırmalara kaynak oluģturacağı ve alanyazına katkı sağlayacağı düģünülmektedir. SINIRLILIKLAR AraĢtırma, öğretim yılında Konya merkez ilçelerinden Selçuklu, Meram ve Karatay daki okul öncesi eğitim kurumlarından tesadüfî olarak seçilen bağımsız anaokulları ve ilköğretime bağlı anasınıflarında eğitim gören çocuklardan (60-72 ay) alınan verilerle sınırlıdır. AraĢtırmanın verileri, çalıģmaya katılan çocukların (60-72) Denham Duygu Anlama Testi ve Akran Tepki Testi nin ölçtüğü sonuçlar ile sınırlıdır. TANIMLAR Akran: Aynı yaģta ya da geliģim, olgunluk düzeyinde olan, benzer geçmiģ, değer, yaģantı, yaģam tarzı ve sosyal bağlamı paylaģan kiģileri ifade etmektedir (Gülay, 2010). Duygu: Herhangi bir zihin, his, tutku çalkantısı ya da devinimi; herhangi bir Ģiddetli ya da uyarılmıģ zihinsel durum ( Oxfort Ġngilizce Sözlüğü, Akt. Deniztekin, 2000; 359). Duyguları Anlama Becerisi: BaĢkasının ne hissettiğini sezebilmenin anahtarı, ses tonu, mimikler, jestler, yüz ifadesi ve benzeri türden sözsüz ifadeleri okuyabilmektir (Goleman, 2011). Duyguları Tanıma Becerisi: Gülümseme, kaģlarını çatma, ĢaĢırma, ses tonu vb. mesajlar ile verilen duyguların tanınması ve anlamlarının ortaya çıkarılması yeteneğidir (Elksnin ve Elksinn, 2003: Akt. Saltalı, 2010). Manipülasyon: Ġnsanları kendi bilgileri dıģında veya istemedikleri hâlde etkileme veya yönlendirme ( Nötr: Tepkisizlik, etkisizlik. 6

20 Prososyal DavranıĢ: Olumlu kiģiler arası iliģkilerin yanı sıra probleme karģı yapıcı yaklaģım olarak tanımlanabilir. Saldırgan DavranıĢ: Genel anlamıyla, bir kiģinin baģka bir kiģiye zarar vermek amacıyla yaptığı davranıģtır (Ġlkinönü, 2009) Kaçınmacı DavranıĢ: KiĢiler arası iliģkilerden kaçınma, amaçlı olarak problemleri görmezden gelme ve hoģa gitmeyen (itici) uyaranla karģılaģma ihtimaline karģı yapılan bir davranıģ biçimi. Manipülatif DavranıĢ: Problemlere yapıcı çözümler getirmekten ziyade kendi beklentileri yönünde baģkaları etkileme, onları harekete geçirme davranıģı. Tepki: Herhangi bir etkiye cevap olarak doğan söz veya davranıģtır (Deniz ve Erözkan, 2008). Duygusal Tepki: Herhangi bir etkiye karģı duygusal boyutta hissedilen his, duygu. DavranıĢsal Tepki: Herhangi bir etki durumunda bireyin gösterdiği tutum, davranım muamele. 7

21 BÖLÜM II 2.1. DUYGUSAL GELĠġĠM Duygu sözcüğü bireyin yaģamında bir canlanma, hareketlenme anlamına gelmektedir. Çocuklar devamlı bir arayıģ ve her Ģeyi deneme çabası içerisindedirler ve çevrenin isteklerine yüzünü buruģturarak, gülerek, ağlayarak tepki gösterirler. Bu tepkiler duygunun göstergesidir. Çocukların iç ve dıģ dünyalarından gelen etkiler ve herhangi bir olayın ona hoģ gelip gelmeme hali, duygusal geliģimdir (Aral, 2001 Akt: Karaaslan, 2012). Duygusal geliģim, dil geliģimi ile belirlenir ve desteklenir. Çocuklar, ancak 2-6 yaģlarda kendilerinin ve baģkalarının duygularını anlamaya yönelik becerilerini geliģtirirler. Duygularını sözel ya da sözel olmayan yollarla ifade ederler (Berk, 1998). Bir duygusal tepki ortaya çıkmadan önce, duygusal tepkiye yol açan durumun algılanması, bu durumun kiģide duygusal ve davranıģsal açıdan değiģime neden olması gerekir (Case, 1992, Akt: Atay, 2011). BaĢarılı bir öğrenci için sağlıklı duygusal geliģim yaģamsal önemdedir. Çocukların duygularını keģfetme, açıklama ve paylaģmalarına yardım ederek hem kendilerini hem de baģkalarını daha iyi anlamaları sağlanabilir (Öztürk Samur, 2011). Erken çocukluk döneminde genellikle akademik becerilerin ve zekânın artırılmasına odaklanılması gerektiğine inanılır ve bu nedenle sosyal duygusal öğrenme göz ardı edilir. Oysaki sosyal ve duygusal olarak uyumlu çocuklar daha baģarılıdır, kendilerine güvenleri yüksektir, iyi iliģkileri ve iyi iletiģimleri vardır. Bu çocuklar, zorlayıcı görevleri üstlenirler ve sürdürürler. Okul ortamı sosyal duygusal geliģimi artırmak için ideal bir ortamdır (Pahl ve Barrett, 2007, Akt: Öztürk Samur, 2011). Okul öncesi dönemde çocukların özellikle kelime haznelerinin kısıtlılığından dolayı duygular çok önemli sosyal iģaretler anlamına gelir. Bu yüzden eğitimcilerin sosyal becerilerin geliģimi için duygusal becerilerin geliģiminin ne kadar önemli olduğunun farkında olmaları ve eğitim programlarında duygusal becerileri geliģtirici etkinliklere yer vermeleri gerekmektedir. Çocuğun duygusal geliģimi onun uzun dönemde okul uyumu, akran iliģkileri ve okul baģarısı üzerinde çeģitli etkilere sahiptir. 8

22 Özellikle ilk ve orta çocukluk döneminde görülen davranıģ problemlerinin temelinde duygusal becerilerin kazanılmasındaki eksikliklerrol oynamaktadır (Cichetti, Ganiban ve Barnett, 1991; Denham, 1998, Akt: Saltalı, 2010) DUYGU NEDĠR? Psikolojide duygu sözcüğünün ilk planda zihinlerde uyandırdığı çağrıģımlara bakılınca, onlara belirli anlamlar içinde kümelendiğini söylemek oldukça güçtür. Böyle olunca duygu ya da duyguları tanımlamanın zor bir iģ olduğu kendiliğinden ortaya çıkar. Hatta duygunun ne olduğu sorusu tartıģmalı bir konudur. Çünkü çeģitli duygu durumlarını belirten pek çok kavramlar vardır. Bunlara sevgi, korku, sevinç, gurur, elem, keder, nefret, öfke, hiddet, kin, haset, hoģlantı (Sympathie), hoģlanmama (Antipathie), kıskançlık, acıma, heyecan, hasret, saygı, utanma, alçak gönüllülük, düģ kırıklığı v.b. gibi kavramlarını örnek olarak verebiliriz. Ġstenirse bu örneklerin sayısı rahatça çoğaltılabilir. ġu halde duygular çok çeģitli ve karmaģıktır. Özellikle onların geliģmeleri, derinlik dereceleri, süreklilik ve değiģkenlikleri, türlü ve farklı oluģları dikkate alınacak olursa, duyguları tek bir kavram altında toplamak ya da karakterize etmek oldukça güçtür. Sonra, bireysel duyuģ ve farklılıkların çok zengin ve çok değiģken olması psikolojinin duygular üzerindeki araģtırmalarını daha da güçleģtirmektedir. Böyle olunca biz daha duygunun ne olduğu konusunda güçlüklerle karģılaģtığımızı söylemeliyiz. Ancak burada çeģitli psikologların duyguyu nasıl anladıklarını gösteren tariflere bir göz gezdirecek olursak, duygu konusunda bize belirli ölçüde de olsa bir fikir verebileceği gibi belirli bir ufuk kazandıracağına da inanıyoruz. Duygu ruhsal bir olaydır. O aynı zamanda ruhsal bir faaliyettir. O insanın ruhunun derinliklerine rahatça inebilen bir güce sahiptir. Duygu, psikolojide dört temel faktörden biri sayılır. F. Krueger ise duyguyu ruhta tecrübe edilen Ģeylerin ve onların en verimli beslenme yerlerinin ana kaynağı olarak görür. H. Rohracher e göre duygular Ģuurun etkisi olmadan ve dıģ olaylara bir tepki (reaktion) olarak beliren ve ekseriya dil ile anlatılması güç olan hoģ ya da hoģ olmayan ruhsal olgulardır. B. Ewert ise duyguyu insan ruhunda cereyan eden belli bir süre içinde karakteristik bir geliģme gösteren ve yaģanmakta olan çevreye ya da çevrede yaģanılan çeģitli durumlara karģı yönelmeyi ve 9

23 sakınmayı gerektiren olumlu ya da olumsuz özel iç yaģayıģlar olarak tanımlamaktadır. C. Schwarz a insan ruhunda kendini ilk hissettiren duygudur. Bu bütün hayat boyunca ruhun temeli olarak kalır. ġu halde duygu, ferdin genel anlamda içinde geçen eğilimlerini, ilgilerini ve iç hallerini belirten iç yaģayıģlardır. Bununla birlikte bazı psikologlar insanın içinde türlü eğilimlere ve fiillere ait durumların doğrudan doğruya farkına varılması olayına da duygu demiģlerdir. Bütün bunlar bize gösteriyor ki duygunun ferdin hem ruhsal yaģayıģının akıģında hem de onun içyapısında önemli yeri vardır. Zira duygu ferdi yaģayıģın bütününe ve içerde yaģanan her ruhsal olaya yön verecek güçtedir. Böyle olunca onun ferdin çevresine ve çevre Ģartlarına uymayı sağlayan faaliyetlerde itici güç görevini yürüttüğünü söyleyebiliriz. Bu da bizde duygunun insanın hem davranıģlarının ayarlanmasında hem de fiillerinin ortaya çıkmasında önemli bir etken olduğunu gösterir. DavranıĢ ekolüne bağlı psikologların ise duyguyu etki- tepki çerçevesi içinde açıklamaya çalıģtıklarını görüyoruz. KiĢi etki-tepki haline getirilecek olursa onda pek çok duygusal reaksiyonlar doğabilir. Bunlar içinde en çok göze batan korku, sevgi, öfke, nefret gibi tepkilerdir (Yavuz, 1998). Campos, Mumme, Kermoian ve Campos (1994) duyguları, birey ile çevresi arasında iliģki kurmak, iliģkileri değiģtirmek ve iliģkileri ortadan kaldırmak için bir çaba olarak görmektedir ( Akt. Ergin, 2003). Korkmaz (2000) e göre duygu, belli bir durumla buna yanıt arasındaki iliģkidir; dolayısıyla bir niteliktir. Mevcut durum bir algıdır, geçmiģ durum bir bellektir ve duruma yanıtın içeriği duygu içeriğidir. Duygu, organizmanın temel ve/veya o andaki ilgileriyle iliģkili olarak dıģsal ve içsel uyaranın değerlendirilmesiyle açığa çıkan bir yanıttır (Akt. Ergin, 2003). Duygu, bireyin iç ve dıģ dünyadan etkilenmesi ve uyarılması olarak hoģlanma ya da acı duyma biçiminde oluģan tepkilerdir. Duyguları, bireyin temel gereksinimlerinin ne kadar karģılandığı ile doğrudan ilgilidir. Örneğin; uyku, açlık, susuzluk gibi fizyolojik, sevilme, ait olma, güvenlik gibi psikolojik ihtiyaçların karģılanması çocuklarda haz, karģılanmaması elem doğrultusunda duygular oluģturur. 10

24 Ġnsanın çevresiyle sürekli olarak etkileģimi nedeniyle duyguları ve davranıģları yönlenir. Bireyin duyguları onun kiģiliğinin bir parçasıdır ve davranıģlarını etkiler. Bebeklik dönemiyle birlikte duygular oluģmaya baslar ve bireyin kiģiliğinin bir parçası haline gelir (Argun, 2005;11). Tomkins e göre belirli duygular kiģinin belirli zamanlarda ya da kısıtlı zamanlarda oluģan bilgi üretimi planlarıyla oluģur. Birbiri ardına gelen planlar arasında uyuģmazlık ve ayrılık tüm geliģim alanlarını etkilemektedir. Beklenmeyen, yersiz ya da yeni durumların ürkme, korku, dehģet gibi duyguları artırdığı, uyuģmazlık azaldığında dahi ilginin arttığı vurgulanmaktadır. Tomkins uyuģmazlığın kiģiyi araģtırmaya ve öğrenmeye ittiği görüģündedir (Singer ve Singer, Akt. Yıldız ve ġener, 2003). AraĢtırmacılar tam olarak hangi duyguların birincil olarak nitelendirilebileceği, yani tüm duygu karıģımlarını meydana getiren asal duyguların hangileri olduğu, hatta birincil duyguların var olup olmadığı hakkında tartıģıyorlar. Herkes aynı düģüncede olmasa da, bazı kuramcılar temel duygu kümeleri olduğunu öne sürüyor. Bu kümelerin baģlıca adayları ve bazı üyeleri Ģöyledir; Öfke: Hiddet, hakaret, içerleme, gazap, tükenme, kızma, sinirlenme, hınç, kin, rahatsızlık, alınganlık, düģmanlık ve belki de en uç noktada, patolojik nefret ve Ģiddet Üzüntü: Acı, keder, neģesizlik, kasvet, melankoli, kendine acıma, yalnızlık, can sıkıntısı, umutsuzluk ve patolojik olduğunda Ģiddetli depresyon Korku: Kaygı, kuruntu, sinirlilik, tasa, hayret, Ģüphe, uyanıklık, vicdan azabı, huzursuzluk, çekinme, ürkme, dehģet ve patolojik olduğunda ise fobi ve panik Zevk: Mutluluk, coģku, rahatlama, tatmin, haz, sevinç, eğlenme, gurur, tensel sevk, heyecan, vecd hali, hoģnutluk, kendinden geçme, aģırı zindelik, kapris ve en uç noktada mani. Sevgi: Kabul görme, dostluk, güven, iyilik, yakın ilgi, sadakat, hayranlık, aģırı tutkunluk, muhabbet. 11

25 ġaģkınlık: ġok, hayret, afallama, merak. Ġğrenme: Hor görme, aģağılama, küçümseme, tiksinme, nefret etme, hoģlanmama, itici bulma Utanç: Suçluluk, mahcubiyet, hayal kırıklığı, piģmanlık, küçük düģme, üzülme, çile ve nedamet (Goleman, 2000) YÜZ ĠFADELERĠ VE DUYGU ĠLĠġKĠSĠ Milller (1981) e göre, yüz ifadeleri, kiģisel duyguların iletiminde kelimelerden sonra gelen ilk iletiģim kanalıdır. Miller, Yüz ifadelerinin bilinçli olarak veya istenmeden, kolayca izlenebileceğini belirtmektedir. Kolaylıkla izlenebilen yüz ifadeleri, genellikle bilinçli olarak GerçekleĢir. Bir mesaj göndermek veya gerçek duyguları gizlemek amacı ile kullanılır. Bilinçsiz yüz ifadeleri, genellikle korku, kızgınlık, mutluluk ve hayret gibi duyguların Ģiddetli olarak hissedilmesi ile ortaya çıkar ve kısa sürelidir (Akt. Ergin, 2003). Bundan 2000 yıl önce Cicero, Yüz, ruhun yansımasıdır demiģtir. Ondan yüzyıllar sonra Darwin (1872), yüz ifadelerinin sadece iletiģimde önemli rol oynamadığını, ayrıca bazı duygusal ifadelerin doğuģtan var olduğunu ve bu yüzden bütün dünyada aynı anlamda algılandığını söylemiģtir. Son 30 yılda gerçekleģtirilen araģtırmalar Darwin in bu tezini destekler sonuçlar vermiģtir (Ekman, Akt. KağıtçıbaĢı, 2004). Örneğin farklı kültürlerden insanlar, belli duyguları yaģarken aynı yüz ifadelerini takınmıģlardır. Ġnsanların nereli olurlarsa olsunlar, insan fotoğraflarına bakarak 6 temel duyguyu doğru bir biçimde ayırt edebilecekleri gözlenmiģtir. Bu duygular; mutluluk, saldırganlık, kızgınlık, üzüntü, korku ve tiksinmedir (Buck, 1984 ve Matsumoto, Akt. KağıtçıbaĢı, 2004). Darwin e göre duyguların yüzümüzdeki ifadelerinin doğru anlaģılmasının yaģamsal önemi vardır. Ġnsanların yüz ifadelerini anlamak, onların bize korkuyla mı, mutlulukla mı, üzüntüyle mi yaklaģtığını kestirmemiz açısından önem taģır ve kiģi hakkındaki düģüncelerimizi, beklentilerimizi Ģekillendirir. Kızgınlık ifadesi taģıyan bir yüz görünce kaygı düzeyimiz artar ve kendimizi korumaya alırız. Yani, yüz ifadelerini doğru algılamak iģlevseldir. Bu iģlevsel teze göre, insan bütün ifadelere eģit Ģekilde dikkat etmezler; yaģamlarını sürdürebilmeleri için en çok, tehlike bildiren yüz 12

26 ifadelerini fark etmeleri gerekir. Bu tezin doğruluğu araģtırmalarla saptanmıģtır. Örneğin Hansen ve Hansen (1998), deneklere kalabalık bir grup insanın yüzlerini göstermiģler ve en çok hangi yüz ifadesinin algılandığına bakmıģlar. Bazı resimlerde, bütün yüzler aynı ifadeyi taģırken, bazılarında sadece bir yüzde farklı bir ifade vardır. Bu farklı ifade bazı resimler mutlu, bazılarında kızgın bir ifadeydi. Darwin in öne sürdüğü gibi, resimlerde farklı olan kızgın yüz ifadesi, mutlu yüz ifadesinden daha çabuk fark edilmiģtir. Kızgın ifadelerinin yanında, insanlar korku ifadelerine de oldukça duyarlıdır (Akt. KağıtçıbaĢı, 2004). BaĢkalarının duygularını anlamak; çocukların sosyal becerilerini, okul yıllarında ve hayatı boyunca baģkaları ile olumlu sosyal iliģkiler kurmak ve sürdürmek için gerekli yeteneklerine etki ettiği göz önünde bulundurulduğunda çocukların duygusal geliģimini araģtırma isteği ĢaĢırtıcı değildir. Özelikle araģtırmacılar çocukların duyguları daha iyi anlayan ve tanıyan çocukların daha yüksek düzeyde olumlu soysa davranıģlar gösterdiklerini ve akranları arasında daha popüler olduklarını ortaya koymuģlardır (Akt. Downs ve Strand, 2008). Çocukların baģka kiģilerin yaģadığı durumlar içerisindeki duygularını tanımlama becerilerini incelemek önemlidir. Çünkü bazı duyguların tanımlamak daha zordur ve iletiģimsel değeri yüksektir (Denham ve Couchoud, 1987) DUYGUSAL GELĠġĠMĠN ÖNEMĠ Ġnsanın günlük hayatında duyguların önemli bir yeri vardır. Ġnsan dünyaya gelirken çok çeģitli duyguları tecrübe edecek çeģitli ruhsal imkânlarla gelir. Özellikle ilk çocukluk döneminin ayrı bir değeri olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü bu dönem geliģmenin temeli sayılır. Böyle olunca çocuğun duygularının geliģmesi de bu dönem öteki dönemlere oranla daha belirgin çizgiler gösterir (Yavuz, 1998). Duygusal GeliĢim, insanın kalıtımla getirdiği duygulanma gizilgücünün çevresiyle etkileģmesi sonunda, haz ve elem yönünde duygular kazanmasıdır. Duygulanmaya yatkınlığımız kalıtsaldır. Duygulanma yeteneğimiz, yaģantılarımızla kazandığımız duygularla, duygulanma yeterliğine dönüģür. Duygulanma yeterliği bizim önemli bir gücümüzdür. Duygusal gücümüz, devimsel ve biliģsel gücümüzle birleģerek toplam üretim gücümüzü oluģturur. Ġnsanlar arası iliģkilerimizde devimsel ve biliģsel güçlere bakarak, duygusal gücümüz daha önemlidir. Dostluklar ya da düģmanlıklar daha 13

27 çok duygularımızın ürünüdür. Duygusal büyüme, güzel duygulara dayanır. Ġnsan güzel duygular edine edine duygusal olgunluğa ulaģır (BaĢaran, 2005, Akt. Kibar, 2008). OlgunlaĢma süreci içinde zihinsel geliģim duyusal geliģimi etkilemektedir. Örneğin, hayal gücü, hatırlama, unutma gibi zihinsel iģlevlerin geliģimi duygusal tepkileri etkiler. Yine iç salgı bezlerindeki geliģim duygusal davranıģın temelini oluģturur. Duygusal geliģimde olgunlaģmayla birlikte öğrenmenin de etkisi büyüktür. Özellikle deneme, yanılma, taklit, özdeģleģme, koģullanma gibi öğrenme biçimleri duygusal geliģimde etkin rol oynar (Yavuzer, Demir ve Koç, 2006, Akt. Kibar, 2008) Bireyin duygusal geliģimi beyin geliģimiyle de paralellik gösterir ve insan hayatının bütün evreleri üzerinde duyguların ve duyguların davranıģlara yansımasının çok önemli bir yeri vardır (Denham, 1998). Duyguların kontrolü, düzenlenmesi bebeklikte baģlayan ve merkezi sinir sisteminin olgunlaģması, biliģsel geliģim, dil geliģimi ve duyarlı ebeveynliğin yardımıyla desteklenen bir süreçtir. Yeni doğan bebeğin neler hissettiği konusu ele alındığında bu konuda doğrudan doğruya kesin bilgi edinmeye imkân yoktur. Fakat çocuğun hareketlerini incelediğimizde bazı sonuçlara varabiliriz. Çocuk, hayatının ilk günlerinde onu rahatsız eden, sağlığını tehdit eden herhangi bir durum karģısında öfkelenirse öfkesini Ģiddetli bir Ģekilde gösterir. Büyüklerle karģılaģtırıldığında, çocuğun duygu hayatının çok daha Ģiddetli bir Ģekilde belirdiğini ve çok daha istikrarsız olduğunu görürüz (Koser, 1999 Akt. Kibar, 2008) Normal geliģim gösteren tüm insanlar aynı temel duygulara sahiptirler. Duyguların yaģama uygum sağlama fonksiyonları vardır. Duygular, değiģik durumlar ve deneyimlere tepki olarak ortaya çıkar ve her insan belli durum karģısında farklı Ģeyler hissedebilir ve tepkisini farklı bir Ģekilde ortaya koyabilir. Örneğin: bir ölüm karģısında kimi çok Ģiddetle ağlarken baģka biri daha serinkanlı davranabilir. Biri milli bir maçı çok duygulanarak izlerken baģka biri duygulanmayabilir. Ağlamanın güçlü bir duygusal tepki olduğu kabul edilmektedir. Ancak ağlama bazen mutluluk bazen mutsuzluk belirtisi olabilir. Aynı kiģi bir bebeğin doğumuna ağlayabildiği gibi bir sevdiğinin ölümüne de ağlayabilir. Bu örnekler duygusal tepkilerin ne kadar geniģ bir sınır içinde yer aldığını göstermektedir. (Bayhan ve Artan, 2005). Duyguların hem yaratıcılığa 14

28 katkıları büyüktür hem de yeni becerileri uyum sağlama özelliklerini artırır (Yıldız ve ġener, 2003). 18 aydan 3 yaģa kadar çocuklar çok çeģitli duygularını ifade edebilirler. Toplumsal yerlerde duygusal patlamalarında olduğu gibi duygularını açıkça ifade edebilirler. Bu dönemde çocukların duyguları hoģnutluktan nefrete dönüģebilir. Çocuk bir uçta olumsuz tavırlarla yetiģkinin sabrını denerken diğer uçta karģısındakinin ne düģünüp hissettiğini anlama becerisini geliģtirir. 3 yaģ inat yaģıdır. Bu dönem bazı çocuklarda oldukça Ģiddetli geçerken bazı çocukların bu dönemi hiç geçirmediği ya da hafif geçirdiği görülmektedir. 4 yaģ çocuğu değiģken bir yapıdadır. Duygularını resimlerinde ifade ederken özel olarak plan yapmaz ve önüne çıkan her Ģeyi kullanır. BaĢladığı bir iģi yarım bıraktığında rahatsızlık duymaz. 5 yaģ çocuğu yaģıtlarıyla ve yetiģkinlerle sözlü olarak kolayca anlaģılır. Hem bedeniyle hem de sözle saldırganlık yapabilir. Toplum içinde bazen olumsuz davranır. Diğer çocuklarla oldukça baģarılı bir biçimde oynayabilen beģ yaģ çocuğu yetiģkinlerle iliģkilerinde de baģarılı ve mutludur. Zaman zaman tedirginlik ve küskünlük gösterirse de bu tür davranıģlar daha çok çocuk yorgun, uykusuz veya hasta olduğunda ortaya çıkar. 6 yaģ fırtınalı ve duygusal bir yaģtır. Bencil ve kavgacı olabilir. Bir Ģeye kızdığı zaman onun sorumlusu olarak annesini görür ve hıncını ondan almaya çalıģır. 6 yaģ çocuğu pek çok Ģeyden korkmaz ama hayali durumlardan beģ yaģında olduğundan daha fazla endiģe duyar. 6 yaģında çocuklar masalların da etkisiyle imgelere dayanan nesnelerden korkarlar. Kızgınlık, mutluluk, sevgi gibi duygularını belli eder, baģkalarının duygularını anlar. Duygusal durumunu ifade etmede dramatik oyunu ve çeģitli araçları kullanır (Polat Unutkan, 2003) SOSYAL GELĠġĠM 15

29 Çimen (2000) e göre; çocuğun geliģiminde en önemli süreçlerden biri olan sosyal geliģim süreci doğumdan hemen sonra baģlayıp, insanın yaģamı boyunca sürmesine rağmen etkilediği davranıģların birçoğu özellikle ilk çocukluk döneminde belirli hale gelmektedir. Bu geliģim bireyle çevrenin karģılıklı etkileģimi sonucunda meydana geldiğinden Psiko - Sosyal GeliĢimi olarak da adlandırılmaktadır. Akın ve Çakmaklı (1991) a göre Psiko-sosyal geliģim; bireyin kendi iç dünyası ile dıģ dünyası (sosyal çevresi) arasında baģarılı bir uyum sağlayabilmesi, yaģama sevinci duyabilmesi, kendisiyle olduğu kadar diğer insanlarla da iyi iliģkiler kurabilmesi, onlar tarafından kabul edilmesi ve baģarılı bir iletiģim sağlayabilmesidir (Akt. GüleĢ, 2004) Sosyal etkileģim, insan yaģamının vazgeçilmez bir parçasıdır. YaĢamını iliģkiler ağı içerisinde sürdüren insanın uyumunda ve mutlu olmasında sağlıklı sosyal etkileģimin büyük payı vardır. Çocuğun sosyal davranıģı, etkileģimde bulunduğu iki önemli grubu n, ailenin ve akranların tepkileri bağlamında ele alınmaktadır. Çocuklar ilk iliģkilerini kurdukları yetiģkinlere bağımlı ve onlara göre daha güçsüzdürler. Yani çocuk- yetiģkin iliģkisi bir çeģit eģitsizliğe dayanır. Ġlerleyen yaģlarda ise çocukların akranlarıyla olan iliģkileri giderek önem kazanır (Grusec ve Lytton, Akt. Seven, 2006 ). Gander ve Gardiner a (1998) göre, sosyal geliģim, bireyin içinde yasadığı toplumsal uyaranlarına, grup yaģamının kural ve zorunluluklarına karsı duyarlılık geliģtirmesi; bunun sonucunda da yasadığı kültürde bulunan diğer kiģilerle uyum içinde olma sürecidir. Bu süreç içinde bireyler yaģamları boyunca bir grubun iģlevsel üyeleri olmalarını sağlayan değerleri, davranıģları ve inançları öğrenirler (Akt. Ekinci Vural, 2006). BaĢal a (1998) göre bireyin sosyalleģmesi baslıca üç sosyolojik ilkeye dayanmaktadır: Birey sosyal davranıģı, toplumun bireyleriyle etkileģim halinde öğrenir. Bireyin ne öğreneceğini, içinde yasadığı toplumun kültürü belirler. 16

30 Bireyin öğrenimi, bir sosyal organizasyona, ancak etkin bir biçimde katılması ile tamamlanır (Akt. Ekinci Vural, 2006) SOSYAL GELĠġĠMĠN ÖNEMĠ Sağlıklı toplum, sağlıklı bireyler yetiģirse ancak verimli bir Ģekilde oluģabilir. Bir bireyin sağlıklı bir geliģim gösterebilmesi için fizyolojik ihtiyaçlarının karģılanmasının yanı sıra sosyal ihtiyaçlarının da karģılanması gerekmektedir. Bu yüzden sosyal yönden geliģimini tamamlamıģ, kendini gerçekleģtirebilmiģ, etrafında olanların farkında olan ve bunlara uyum gösteren bireylerdir. Bireylerin sosyal geliģimleri son yıllarda önemini daha da artırarak insan geliģiminin en önemli konularından biri olmaya devam etmektedir. (BüyükıĢık, 2009) Ġnsanın içinde bulunduğu fiziksel ve sosyal çevreye uyum sağlayabilmesi sağlıklı, mutlu ve baģarılı bir hayat sürebilmesi için oldukça önemlidir Bu nedenle sosyal geliģim, insan hayatında büyük bir önem taģımaktadır. Sosyal yönden geliģmiģ bir kiģi her yaģta çevresindeki diğer insanlarla sorun yaratmadan, çatıģmasız olarak yaģamasını bilir. Ġçinde yaģadığı grubun lideri durumuna gelir, toplumda büyük bir inandırma gücü gösterir (BinbaĢıoğlu, 1992). Ġçinde bulunduğu toplumun normlarına ve beklentilerine uygun davranıģlar gösterir. Kendisinin ihtiyaç ve istekleri ile toplumun istekleri arasında dengeyi sağlayabilir. Birlikte yaģadığı insanlarla yardımlaģmayı, paylaģmayı, iģbirliği içinde çalıģmayı baģarabilir. Duygularını ve düģüncelerini içinde yaģadığı kültüre uygun bir biçimde ifade edebilir. BaĢkaları ile iyi iliģkiler kurarak mutlu ve baģarılı bir yaģam sürer (ÇağdaĢ ve Seçer, 2002). Çocuğun sosyal yönden iyi geliģmesi, onun yetiģkinlik yıllarındaki sosyal yaģantısını da etkiler. Bu nedenle çocukluk yıllarından itibaren çocuklara sosyal yönden geliģmelerine imkân sağlayan uygun bir ortam sağlanmalıdır (ÇağdaĢ ve Seçer, 2005). 17

31 BEġ - ALTI YAġTA SOSYAL GELĠġĠM BeĢ yaģ çocuğun ilginç dönemlerinden biridir. Çocuğun çevresine iliģkin keģiflerde bulunduğu, çevresinin her geçen gün daha çok geniģlediği önceki yıllara göre yetiģkin desteğine daha az ihtiyaç duyduğu, bazı sorumlulukları almaya baģladığı bir yaģtır. Bu yaģta çocuk oldukça canlı ve neģelidir. DavranıĢlarının kendine güvenli dostça olduğunu gözlemlemek mümkündür. YetiĢkinleri memnun etmekten hoģlanır (Oktay, 1999, Akt. ÇağdaĢ ve Seçer, 2002). BeĢ yaģ çocuğu sosyal ve duygusal yönden daha dengelidir. Çevresindeki kiģilere güvenir ve onlarla daha iyi dostluk iliģkileri içindedir. Kendisinden küçük ya da zayıf olan arkadaģlarını, kardeģlerine karģı koruyucu davranır. Saldırgan ve kavgacı davranıģları oldukça azalmıģtır (Oğuzkan ve Oral, 1983; Gürün, 1984, Akt. ÇağdaĢ ve Seçer, 2002). Altı yaģ, okul öncesi dönemin sonu, ilköğretim döneminin baģlangıcı ve geliģimin kritik dönemlerinden biridir. BeĢ yaģında daha rahat, uyumlu ve sakin görünen çocuk, altıncı yaģın ortalarına doğru değiģmeye, hareketli ve uyumsuz bir duruma gelir. Altı yaģ çocuğu son derece meraklı olup, çevresindeki her Ģeye ilgi duyar. Çocuğun ilgi ve merakı bazı durumlarda anne-babanın Ģikâyet ve yakınmalarına neden olabilecek düzeye gelebilir. Yeni giriģimlerde ve deneyimlerde bulunmaktan hoģlanır. DüĢünce açısından realisttir, sık sık doğru mu? sorusunu sorar. Kendisine yasaklar ve uyması istenen kurallar için neden sorusunu sorar. Mantıklı, meraklı ilgili olduğu için okulda verilen sorumluluk ve görevlerden hoģlanır (Oktay, 1999, Akt. ÇağdaĢ ve Seçer, 2002). Kandır (2004), bu yaģ çocukları küçük gruplarla oyun kurar. Oyunun kurallarına uyar. Zaman zaman kendisi de kurallar koyar. Çevresindekileri taklit eder. Kendi haklarını savunur. BaĢkalarının haklarına daha saygılı davranmaya çalıģır. Toplumsal kuralları öğrenir. Grupta lider olmaktan çok hoģlanır. ÇağdaĢ (2002), beģ yaģ çocuğu, günlük iģlerinde kendi kendine yeter duruma gelir ve bağımsızlığı artar. Bu neden ile yetiģkin desteğine daha az ihtiyaç duyar. 18

32 Özerklik döneminin inatçı ve olumsuzluğunun yerini söz dinlerlik alır. BaĢkaları ile etkileģiminde "ben diyen çocukta biz "kavramı geliģir. Saldırgan ve kavgacı davranıģları oldukça azalır. BaĢkalarına yardım etmekten hoģlanır. Yavuzer (1997), 5 YaĢ Çocuğu bilgin ve olgun bir birey görünümündedir. En belirgin özelliği yeterli ve dengeli oluģudur.5 yaģındaki çocuk yeteneklerinden en iyi Ģekilde yararlanmak ister. YaĢadığı kültür çevresine uyum göstermesini baģarılı bir kontrolle gerçekleģtirir DurmuĢ (2005), Bu dönemde çocuk arkadaģlarını taklit ederek çeģitli davranıģ kalıplarını öğrenir. BaĢarma zevkini yaģayan çocuğun kendine özgüveni geliģir. Oktay (2004), yetiģkinin büyük izleyicisi ve tatbikçisi olan beģ yaģ çocuğu, oyunlarında genellikle yetiģkinin ciddi uğraģlarını konu alır. Oyunlarda otobüs Ģoförü, öğretmen, anne-baba, bakkal ya da doktor olur. ArkadaĢları ile birlikte olmak, beģ yaģ çocuğu için son derece önemlidir. Grup oyunlarında, gerçek beraberlik daha uzundur. Oyunun kuralları grup üyeleri tarafından konulur ve kurallara herkesin uymasına özen gösterilir. Yavuzer (1997), 6 yaģ çocuğunun ev dıģı çevrelerindeki arkadaģ ve diğer eriģkinlerle olan iliģkileri olumlu ve doyum verici biçimde ise bu tür sosyal iletiģimden memnun kalır. Memnun kalmazlarsa ailelerine geri dönerler. Oktay (2002), 6 yaģ çocuğu yalnız oynamaktan hoģlanmaz, oyun oynadığı gruplar geniģlemiģtir. Kızlarla erkeklerin oynadığı oyunlar arasında farklılıklar görülmeye baģlar. Altı yaģ çocuklarında baģkaları ile iyi iliģkiler kurma, paylaģma, iģbirliği, dostluk, sempati gibi davranıģların yanı sıra rekabet, kavga, ağız dalaģı gibi davranıģlarda gözlenebilir ( ÇağdaĢ ve Seçer, 2005) SOSYAL BECERĠ Sosyal beceri kavramına girmeden önce, sosyal yeterlik ya da yetkinlik terimine açıklık getirmek yararlı olacaktır. Literatürde sosyal yeterliğin ortak tanımına rastlamak güçtür. Farklı araģtırmacıların getirdiği farklı tanımların bazıları Ģunlardır: 19

33 Sosyal baģarı, Farklı durumlarda amaçlanan sosyal amaçlara ulaģma, Uygun yollar kullanarak olumlu sonuçlar elde etme, Bireyin karģılaģtığı sorunlarla baģ etmedeki etkinliği, BaĢarılı sosyal iģlevi yansıtan davranıģlar, Kültürel olarak kabul gören davranıģları sergileme becerisi, Olumlu etkileģimi zaman içinde ve farklı durumlarda sürdürürken kiģisel amaçları gerçekleģtirme becerisi (Akt. Çetin, Bilbay ve Kaymak, 2003). Sosyal beceri için de birçok farklı tanım getirilmiģtir. Bunlardan en sık kullanılanı, sosyal yeterliğin belli bir ortamda toplumsal olarak kabul görecek ve hem kiģinin kendisi, hem de karģısındaki için yararlı olacak Ģekilde davranabilme becerisi olduğudur. Bu tanımda üzerinde durulan nokta, kiģilerin sağladığı karģılıklı yarardır (Akt. Çetin, Bilbay ve Kaymak, 2003). Trower e (1982) göre sosyal beceri bir hedefe yönelik, becerikli davranıģın ortaya konması sürecidir. Sevinç e (2005) göre, sosyal beceriler günlük yaģam etkileģimlerimizde kullandığımız sözel ve sözel olmayan tüm davranıģlarımızdır. Yüksel e (1997) göre BaĢkalarından olumlu tepkiler getirecek ve olumsuz tepkilerin gelmesini önleyecek, baģkalarıyla iletiģimi mümkün kılan, sosyal açıdan kabul edilebilir, çevrede etki bırakan, hedefe yönelik, sosyal içeriğe göre değiģen, hem belirli gözlenebilir hem de gözlenemeyen biliģsel ve duyuģsal öğeleri içeren ve öğrenilebilir davranıģlardır olarak tanımlamaktadır. Bates, Harvey e (1979) göre sosyal beceriler; bireyin kiģiler arası iliģkilerinde hem olumlu hem de olumsuz duygularını, sosyal ödül kaybetme endiģesi çekmeksizin ifade edebilme becerisi olarak tanımlanmaktadır. Cartledge ve Milburn (1988) tarafından, kiģilerin baģkaları ile beraberken kullandıkları, olumlu tepkiler aldıkları, olumsuz tepkilerden kaçınmalarına yarayan ve 21 yaptıklarında sosyal olarak kabul gördükleri, öğrenilmiģ davranıģlar olarak tanımlanmaktadır. 20

TEMAKTĠK YAKLAġIMDA FĠZĠKSEL ÇEVRE. Yrd. Doç. Dr. ġermin METĠN Hasan Kalyoncu Üniversitesi

TEMAKTĠK YAKLAġIMDA FĠZĠKSEL ÇEVRE. Yrd. Doç. Dr. ġermin METĠN Hasan Kalyoncu Üniversitesi TEMAKTĠK YAKLAġIMDA FĠZĠKSEL ÇEVRE Yrd. Doç. Dr. ġermin METĠN Hasan Kalyoncu Üniversitesi ÇOCUK ÇEVRE ĠLIġKISI Ġnsanı saran her Ģey olarak tanımlanan çevre insanı etkilerken, insanda çevreyi etkilemektedir.

Detaylı

60-72 AYLIK ÇOCUKLARIN DUYGULARI ANLAMA BECERİLERİNİN SOSYAL PROBLEM ÇÖZME BECERİLERİNE ETKİSİNİN İNCELENMESİ

60-72 AYLIK ÇOCUKLARIN DUYGULARI ANLAMA BECERİLERİNİN SOSYAL PROBLEM ÇÖZME BECERİLERİNE ETKİSİNİN İNCELENMESİ T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ÇOCUK GELİŞİMİ VE EV YÖNETİMİ EĞİTİMİ ANABİLİM DALI ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ BİLİM DALI 60-72 AYLIK ÇOCUKLARIN DUYGULARI ANLAMA BECERİLERİNİN SOSYAL

Detaylı

OYUN VE ÇOCUK. -Çocuğun iç dünyasını anlayabilmek. -Çocuğun olayları anlamasına yardım etmek. -Çocuğa olaylarla baş etme becerileri kazandırmak

OYUN VE ÇOCUK. -Çocuğun iç dünyasını anlayabilmek. -Çocuğun olayları anlamasına yardım etmek. -Çocuğa olaylarla baş etme becerileri kazandırmak OYUN VE ÇOCUK Oyun oynamak çocukluk çağına özgü psikolojik, fizyolojik ve sosyal içerikli bir olgudur. Oyun hem zihinsel gelişimin aynası olan hem sosyal becerilerin öğrenildiği hem de duygusal boşalımın

Detaylı

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve III TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi Bilim Dalı öğrencisi Canan ULUDAĞ tarafından hazırlanan Bağımsız Anaokullarında

Detaylı

Erişkin yaşamda sağlıklı ve mutlu bir yaşantı ancak içinde bulunduğunuz ve ergenlik olarak tanımlanan bu değişim döneminde yeterli bilgi, beceri,

Erişkin yaşamda sağlıklı ve mutlu bir yaşantı ancak içinde bulunduğunuz ve ergenlik olarak tanımlanan bu değişim döneminde yeterli bilgi, beceri, Erişkin yaşamda sağlıklı ve mutlu bir yaşantı ancak içinde bulunduğunuz ve ergenlik olarak tanımlanan bu değişim döneminde yeterli bilgi, beceri, uygun tutum ve değerlerin kazanılması ile sağlanabiliyor.

Detaylı

TEKNOLOJİ VE TASARIM DERSİ

TEKNOLOJİ VE TASARIM DERSİ TEKNOLOJİ VE TASARIM DERSİ FELSEFESİ,TEMEL İLKELERİ,VİZYONU MEHMET NURİ KAYNAR TÜRKIYE NIN GELECEK VIZYONU TÜRKĠYE NĠN GELECEK VĠZYONU GELECEĞIN MIMARLARı ÖĞRETMENLER Öğretmen, bugünle gelecek arasında

Detaylı

TOPLUMSAL CĠNSĠYETLE ĠLGĠLĠ KURAMLAR. İlknur M. Gönenç

TOPLUMSAL CĠNSĠYETLE ĠLGĠLĠ KURAMLAR. İlknur M. Gönenç TOPLUMSAL CĠNSĠYETLE ĠLGĠLĠ KURAMLAR İlknur M. Gönenç Erkek diģi sorulmaz, muhabbetin dilinde, Hak kın yarattığı her Ģey yerli yerinde. Bizim nazarımızda, kadın erkek farkı yok, Noksanlıkla eksiklik, senin

Detaylı

Örgütler bu karmaģada artık daha esnek bir hiyerarģiye sahiptir.

Örgütler bu karmaģada artık daha esnek bir hiyerarģiye sahiptir. Durumsallık YaklaĢımı (KoĢulbağımlılık Kuramı) Durumsallık (KoĢulbağımlılık) Kuramının DoğuĢu KoĢul bağımlılık bir Ģeyin diğerine bağımlı olmasıdır. Eğer örgütün etkili olması isteniyorsa, örgütün yapısı

Detaylı

5 YAġ ARILAR SINIFI OCAK AYI BÜLTEN

5 YAġ ARILAR SINIFI OCAK AYI BÜLTEN 5 YAġ ARILAR SINIFI OCAK AYI BÜLTEN ġġġrler: KIġ BABA, YAĞMUR,MEVSĠMLER,MASAL KAHRAMANLARI, ELEKTRĠK BĠLMECELER GAZETE, DERGĠ,KĠTAP,KAPI,KULAK,BURUN,YÜZ,DĠL,KAR ġarkilar AAA KIġ BABA,SAYILAR, ENERJĠ TASARRUFU,UZAYLILAR

Detaylı

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI AİLE İÇİ ŞİDDET

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI AİLE İÇİ ŞİDDET k İl u ok l ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI AİLE İÇİ ŞİDDET PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ - NİSAN 2014 AİLE İÇİ ŞİDDET Çocuğun sağlıklı bir gelişim göstermesi ve sağlam bir kişilik kazanması için

Detaylı

İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU PDR BÖLÜMÜ 2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI

İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU PDR BÖLÜMÜ 2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU PDR BÖLÜMÜ 2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU Yaş Dönem Özellikleri BÜYÜME VE GELİŞME Gelişme kavramı düzenli, sürekli ve uyumlu bir ilerlemeyi dile

Detaylı

İNFERTİL ÇİFTLERDE, İNFERTİLİTE TEDAVİSİ ESNASINDA ERKEKLERDEKİ PSİKOSOSYAL DURUMUN İNCELENMESİ

İNFERTİL ÇİFTLERDE, İNFERTİLİTE TEDAVİSİ ESNASINDA ERKEKLERDEKİ PSİKOSOSYAL DURUMUN İNCELENMESİ T.C AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ İNFERTİL ÇİFTLERDE, İNFERTİLİTE TEDAVİSİ ESNASINDA ERKEKLERDEKİ PSİKOSOSYAL DURUMUN İNCELENMESİ Nilüfer TOK KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM HEMŞİRELİĞİ

Detaylı

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ A u ok na lu ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ - MART 2014 ANAOKULLARI BÜLTENİ ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ Okul öncesi dönem, gelişimin hızlı olması ve

Detaylı

ANNE-BABA TUTUMLARI VE ÇOCUĞUN KiŞiLiK GELiŞiMiNE ETKiLERi

ANNE-BABA TUTUMLARI VE ÇOCUĞUN KiŞiLiK GELiŞiMiNE ETKiLERi ANNE-BABA TUTUMLARI VE ÇOCUĞUN KiŞiLiK GELiŞiMiNE ETKiLERi Çocuğunuzun Nasıl Birey Olmasını İstersiniz? ANNE-BABA-ÇOCUK İLİŞKİSİ Anne-baba-çocuk iliģkisi, temelde anne ve babanın tutumlarına bağlıdır.

Detaylı

OKULLARDA GELİŞİMSEL ve ÖNLEYİCİ PDR-3. Prof. Dr. Serap NAZLI Ankara Üniversitesi

OKULLARDA GELİŞİMSEL ve ÖNLEYİCİ PDR-3. Prof. Dr. Serap NAZLI Ankara Üniversitesi OKULLARDA GELİŞİMSEL ve ÖNLEYİCİ PDR-3 Prof. Dr. Serap NAZLI Ankara Üniversitesi KGRP de 5 Ana Müdahale Doğrudan müdahaleler: 1. Psikolojik danıģma 2. Sınıf rehberliği Dolaylı müdahaleler: 3. Konsültasyon

Detaylı

GeliĢimsel Rehberlikte 5 Ana Müdahale. Prof. Dr. Serap NAZLI

GeliĢimsel Rehberlikte 5 Ana Müdahale. Prof. Dr. Serap NAZLI GeliĢimsel Rehberlikte 5 Ana Müdahale Prof. Dr. Serap NAZLI Okul psikolojik danışmanları okullarda hangi PDR etkinliklerini uygular? PDR etkinliklerinin genel amacı nedir? Doğrudan-Dolaylı Müdahaleler

Detaylı

DUYGUSAL ZEKA. Birbirinden tamamen farklı bu iki kavrama tarzı, zihinsel yaşantımızı oluşturmak için etkileşim halindedirler.

DUYGUSAL ZEKA. Birbirinden tamamen farklı bu iki kavrama tarzı, zihinsel yaşantımızı oluşturmak için etkileşim halindedirler. 0212 542 80 29 Uz. Psk. SEMRA EVRİM 0533 552 94 82 DUYGUSAL ZEKA Son yıllarda yapılan pek çok çalışma zeka tanımının genişletilmesi ve klasik olarak kabul edilen IQ yani entelektüel zekanın yanı sıra EQ

Detaylı

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi Bilim Dalı öğrencisi Ahmet ÖZKAN tarafından hazırlanan Ġlkokul ve Ortaokul Yöneticilerinin

Detaylı

Yaşam Boyu Sosyalleşme

Yaşam Boyu Sosyalleşme Yaşam Boyu Sosyalleşme Lütfi Sunar Sosyolojiye Giriş / 5. Ders Kültür, Toplum ve Çocuk Sosyalleşmesi Sosyalleşme Nedir? Çocuklar başkalarıyla temasla giderek kendilerinin farkına varırlar ve insanlar hakkında

Detaylı

UZ. DR. GÖNÜL ERDAL DAĞISTANLI

UZ. DR. GÖNÜL ERDAL DAĞISTANLI GÜRÜLTÜ = HOŞA GİTMEYEN SES GÜRÜLTÜNÜN SÜRESİ ŞİDDETİ ZAMANI TÜRÜ GÜRÜLTÜ FİZYOLOJİK TEPKİLER RUHSAL TEPKİLER FİZYOLOJİK TEPKİLER ANĠ GÜRÜLTÜDE KAS GERĠLMELERĠ BAġ DÖNMESĠ YORGUNLUK ĠġĠTME KAYIPLARI METOBALĠZMA

Detaylı

SINIF ÖĞRETMENLĠĞĠ SOSYAL BĠLGĠLER ÖĞRETĠM PROGRAMI ÖMER MURAT PAMUK REHBER ÖĞRETMEN REHBER ÖĞRETMEN

SINIF ÖĞRETMENLĠĞĠ SOSYAL BĠLGĠLER ÖĞRETĠM PROGRAMI ÖMER MURAT PAMUK REHBER ÖĞRETMEN REHBER ÖĞRETMEN SINIF ÖĞRETMENLĠĞĠ SOSYAL BĠLGĠLER ÖĞRETĠM PROGRAMI 1 BECERĠLER 2 Beceri Nedir? ġimdiye kadar bilgi edinme, yaģam ve okulun temel amacı olarak görülmüģtür. Günümüzde ise bilgiye bakıģ değiģmiģtir. Bilgi;

Detaylı

PROSTAT KANSERİ HASTALARA BİYOPSİKOSOSYAL YAKLAŞIM GAZĠANTEP ÜNĠVERSĠTESĠ SAĞLIK HĠZMETLERĠ M.Y.O. ÖĞR. GÖR. ADĠLE NEġE (ÇAPARUġAĞI)

PROSTAT KANSERİ HASTALARA BİYOPSİKOSOSYAL YAKLAŞIM GAZĠANTEP ÜNĠVERSĠTESĠ SAĞLIK HĠZMETLERĠ M.Y.O. ÖĞR. GÖR. ADĠLE NEġE (ÇAPARUġAĞI) PROSTAT KANSERİ HASTALARA BİYOPSİKOSOSYAL YAKLAŞIM GAZĠANTEP ÜNĠVERSĠTESĠ SAĞLIK HĠZMETLERĠ M.Y.O ÖĞR. GÖR. ADĠLE NEġE (ÇAPARUġAĞI) Kanser hastalığının yol açtığı strese verilen yanıt, sergilenen uyum

Detaylı

T.C ALİAĞA KAYMAKAMLIĞI REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Hizmetleri Bölümü BÜLTEN. Ayın Konusu

T.C ALİAĞA KAYMAKAMLIĞI REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Hizmetleri Bölümü BÜLTEN. Ayın Konusu T.C ALİAĞA KAYMAKAMLIĞI REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Hizmetleri Bölümü NİSAN Ayın Konusu FARKLILIKLARLA YAŞAMAK İÇİNDEKİLER 1. FARKLILIKLARA SAYGI DUYMA 2. EMPATĠ

Detaylı

Psikomotor Gelişim ve Oyun

Psikomotor Gelişim ve Oyun Psikomotor Gelişim ve Oyun Oyun? Çocuğun, kendini, diğer insanları, doğayı ve nesneleri tanıma etkinliğidir. Çocuğun kendi deneyimleriyle öğrenme yoludur. Düşünülmeden, eğlence amacıyla yapılan hareketlerdir.

Detaylı

T.C ADALET BAKANLIĞI Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü

T.C ADALET BAKANLIĞI Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü T.C ADALET BAKANLIĞI Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü Ceza Ġnfaz Kurumlarında Madde Bağımlılığı Tedavi Hizmetleri Serap GÖRÜCÜ Psikolog YetiĢkin ĠyileĢtirme Bürosu Madde bağımlılığını kontrol altında

Detaylı

T.C. BĠNGÖL ÜNĠVERSĠTESĠ REKTÖRLÜĞÜ Strateji GeliĢtirme Dairesi BaĢkanlığı. ÇALIġANLARIN MEMNUNĠYETĠNĠ ÖLÇÜM ANKET FORMU (KAPSAM ĠÇĠ ÇALIġANLAR ĠÇĠN)

T.C. BĠNGÖL ÜNĠVERSĠTESĠ REKTÖRLÜĞÜ Strateji GeliĢtirme Dairesi BaĢkanlığı. ÇALIġANLARIN MEMNUNĠYETĠNĠ ÖLÇÜM ANKET FORMU (KAPSAM ĠÇĠ ÇALIġANLAR ĠÇĠN) ÇALIġANLARIN MEMNUNĠYETĠNĠ ÖLÇÜM ANKET FORMU (KAPSAM ĠÇĠ ÇALIġANLAR ĠÇĠN) Düzenleme Tarihi: Bingöl Üniversitesi(BÜ) Ġç Kontrol Sistemi Kurulması çalıģmaları kapsamında, Ġç Kontrol Sistemi Proje Ekibimiz

Detaylı

: ARİF ÖZUTKU PSİKOLOJİK DANIŞMAN

: ARİF ÖZUTKU PSİKOLOJİK DANIŞMAN ,. Hazırlayan : ARİF ÖZUTKU PSİKOLOJİK DANIŞMAN Dünyada ergen olmaktan daha zor bir şey varsa o da ergenlik çağındaki bir gencin anne - babası olmaktır. ERGENLİK NEDİR? Ergenlik dönemi, biyolojik, psikolojik,

Detaylı

GEBELİĞİN PSİKO-SOSYAL VE KÜLTÜREL BOYUTU

GEBELİĞİN PSİKO-SOSYAL VE KÜLTÜREL BOYUTU GEBELİĞİN PSİKO-SOSYAL VE KÜLTÜREL BOYUTU A R A Ş. G Ö R. Z E Y N E P K I R I K K A L E L İ Gebelik dönemi fizyolojik olduğu kadar kalıcı psikolojik değişikliklere de neden olmaktadır. Anne karnında gelişen

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Kezban TEPELİ

Yrd. Doç. Dr. Kezban TEPELİ 60-72 AYLIK ÇOCUKLARIN SOSYAL PROBLEM ÇÖZME BECERİLERİNİN DUYGULARI. 60-72 AYLIK ÇOCUKLARIN SOSYAL PROBLEM ÇÖZME BECERİLERİNİN DUYGULARI ANLAMA BECERİLERİ AÇISINDAN İNCELENMESİ Yrd. Doç. Dr. Kezban TEPELİ

Detaylı

İLKÖĞRETİM BİRİNCİ SINIFA DEVAM EDEN ÇOCUKLARIN SOSYAL UYUM VE BECERİLERİNİN İNCELENMESİ

İLKÖĞRETİM BİRİNCİ SINIFA DEVAM EDEN ÇOCUKLARIN SOSYAL UYUM VE BECERİLERİNİN İNCELENMESİ T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ÇOCUK GELİŞİMİ VE EV YÖNETİMİ ANA BİLİM DALI ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ BİLİM DALI İLKÖĞRETİM BİRİNCİ SINIFA DEVAM EDEN ÇOCUKLARIN SOSYAL UYUM VE BECERİLERİNİN

Detaylı

Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Sayı 36 Nisan 2013

Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Sayı 36 Nisan 2013 60-72 AYLIK ÇOCUKLARIN AKRANLARINA KARŞI GÖSTERDİKLERİ DUYGUSAL VE DAVRANIŞSAL TEPKİLERİNİN DUYGULARI ANLAMA BECERİLERİ AÇISINDAN İNCELENMESİ 1 Yasemin KUYUCU Uzman, Milli Eğitim Bakanlığı, yasemin.kuyucu@hotmail.com

Detaylı

1. ÜNİTE İÇİNDEKİLER EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1

1. ÜNİTE İÇİNDEKİLER EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... iii YAZARLAR HAKKINDA... iv 1. ÜNİTE EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1 Giriş... 2 Eğitim Psikolojisi ve Öğretmen... 3 Eğitim Psikolojisi... 3 Bilim... 6 Psikoloji... 8 Davranış... 9 Eğitim...

Detaylı

ÜNİTE PSİKOLOJİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I

ÜNİTE PSİKOLOJİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I HEDEFLER İÇİNDEKİLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I Gelişim Psikolojisinin Alanı Gelişim Psikolojisinin Temel Kavramları Gelişimi Etkileyen Faktörler Gelişimin Temel İlkeleri Fiziksel Gelişim Alanı PSİKOLOJİ Bu

Detaylı

YAŞAM ÖYKÜSÜ. Doğum yeri: Doğum Tarihi: 1. Aile Bilgileri Baba: Adı: YaĢı:

YAŞAM ÖYKÜSÜ. Doğum yeri: Doğum Tarihi: 1. Aile Bilgileri Baba: Adı: YaĢı: YAŞAM ÖYKÜSÜ ADI: TARĠH: Doğum yeri: Doğum Tarihi: 1. Aile Bilgileri Baba: Adı: YaĢı: Mesleği: Sağlığı: Eğer vefat etmiģse ölüm yaģı: O zaman siz kaç yaģındaydınız: Ölüm Nedeni: Anne: Adı: YaĢı: Mesleği:

Detaylı

OYUN TEMELLİ BİLİŞSEL GELİŞİM PROGRAMININ 60-72 AYLIK ÇOCUKLARIN BİLİŞSEL GELİŞİMİNE ETKİSİ

OYUN TEMELLİ BİLİŞSEL GELİŞİM PROGRAMININ 60-72 AYLIK ÇOCUKLARIN BİLİŞSEL GELİŞİMİNE ETKİSİ T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ÇOCUK GELİŞİMİ VE EV YÖNETİMİ EĞİTİMİ ANABİLİM DALI ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ BİLİM DALI OYUN TEMELLİ BİLİŞSEL GELİŞİM PROGRAMININ 60-72 AYLIK ÇOCUKLARIN

Detaylı

Hani annemin en büyük yardımcısı olacaktım? Hani birlikte çok eğlenecektik? Kardeşime dokunmama bile izin vermiyor. Kucağıma almak da yasak.

Hani annemin en büyük yardımcısı olacaktım? Hani birlikte çok eğlenecektik? Kardeşime dokunmama bile izin vermiyor. Kucağıma almak da yasak. Bu ayki rehberlik bülteni konumuz Kardeş Kıskançlığı hakkındadır. Sizlere çocuğunuza bu süreçte nasıl yardımcı olabileceğiniz ile ilgili önerilerimiz olacaktır. KARDEŞ KISKANÇLIĞI Neler olduğunu hiç anlamıyorum!

Detaylı

Okul Dönemi Çocuklarda

Okul Dönemi Çocuklarda Okul Dönemi Çocuklarda Fiziksel ve motor gelişim Bilişsel açıdan gelişim Psikososyal gelişim Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül Hasan Kalyoncu Üniversitesi Okul Dönemi Çocuklarda (7-11 yaş) Gelişimin Görevleri

Detaylı

Her aile çocukları olacağını öğrendiğinde, hatta bundan önceki süreçlerde de doğacak çocuklarının mükemmel olması temelinde hayaller kurar. Bu doğal süreç içerisinde problemli bir çocuğun doğması fikri

Detaylı

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem. KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem. Onkoloji Okulu İstanbul /2014 SAĞLIK NEDİR? Sağlık insan vücudunda; Fiziksel, Ruhsal, Sosyal

Detaylı

İletişim Programlarına Özgü Öğretim Çıktıları

İletişim Programlarına Özgü Öğretim Çıktıları İletişim Programlarına Özgü Öğretim Çıktıları Lisans düzeyindeki bir iletiģim programının değerlendirilmesi için baģvuruda bulunan yükseköğretim kurumu, söz konusu programının bu belgede yer alan ĠLETĠġĠM

Detaylı

Öğr. Gör. Özlem BAĞCI

Öğr. Gör. Özlem BAĞCI Öğr. Gör. Özlem BAĞCI Çocuğun kas gelişimini sağlayan, enerjisinin boşalmasına yol açan oyun, arkadaşları ile iletişimi ve işbirliğini de sağlayarak onun dünyasını biçimlendirir. Piaget e göre oyun, çocuğun

Detaylı

İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU PDR BÖLÜMÜ 2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI

İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU PDR BÖLÜMÜ 2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU PDR BÖLÜMÜ 2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU YAŞ DÖNEM ÖZELLİKLERİ 5-8 YAŞ GRUBU YAŞ DÖNEM ÖZELLİKLERİ Bilişsel Gelişim Dil Gelişimi Fiziksel Gelişim

Detaylı

Tematik Yaklaşımla Çocuklarda Sosyal Becerilerin Kazandırılması

Tematik Yaklaşımla Çocuklarda Sosyal Becerilerin Kazandırılması Tematik Yaklaşımla Çocuklarda Sosyal Becerilerin Kazandırılması Prof. Dr. Esra ÖMEROĞLU Arş. Gör. Osman BASĠT Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Okul Öncesi Eğitimi A.B.D Tematik Yaklaşım Tematik

Detaylı

OKULÖNCESĠNDE TEMATĠK YAKLAġIM ve ETKĠN ÖĞRENME. Prof. Dr. Nilüfer DARICA Hasan Kalyoncu Üniversitesi

OKULÖNCESĠNDE TEMATĠK YAKLAġIM ve ETKĠN ÖĞRENME. Prof. Dr. Nilüfer DARICA Hasan Kalyoncu Üniversitesi OKULÖNCESĠNDE TEMATĠK YAKLAġIM ve ETKĠN ÖĞRENME Prof. Dr. Nilüfer DARICA Hasan Kalyoncu Üniversitesi Uzun yıllar öğretimde en kabul edilir görüģ, bilginin hiç bozulmadan öğretenin zihninden öğrenenin zihnine

Detaylı

EĞİTSEL DEĞERLENDİRME SÜRECİ

EĞİTSEL DEĞERLENDİRME SÜRECİ EĞİTSEL SÜRECİ EĞİTSEL NEDİR? Özel Eğitimde Değerlendirme, genel olarak çocukla ilgili sorunların (Akademik, davranışsal ya da fiziksel) belirlenip incelenmesi ve bireyle ilgili eğitimsel kararlar alınması

Detaylı

ERGENLERDE İNTERNET BAĞIMLILIĞI

ERGENLERDE İNTERNET BAĞIMLILIĞI ERGENLERDE İNTERNET BAĞIMLILIĞI Bilgisayar ve internet kullanımı teknoloji çağı olarak adlandırabileceğimiz bu dönemde, artık hayatın önemli gereçleri haline gelmiştir. Bilgiye kolay, hızlı, ucuz ve güvenli

Detaylı

BÖLÜM I GELİŞİM İÇİNDEKİLER 1. ÜNİTE 2. ÜNİTE. ÖNSÖZ... v YAZARLAR HAKKINDA... vii

BÖLÜM I GELİŞİM İÇİNDEKİLER 1. ÜNİTE 2. ÜNİTE. ÖNSÖZ... v YAZARLAR HAKKINDA... vii İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... v YAZARLAR HAKKINDA... vii BÖLÜM I GELİŞİM 1. ÜNİTE GELİŞİMLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR, GELİŞİMİN TEMEL İLKELERİ VE GELİŞİMİ ETKİLEYEN ETMENLER... 1 GELİŞİM İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR...

Detaylı

Kasım Rehberlik Bülteni VELİ EĞİTİM REHBERİ. Okul Öncesi Dönemde Cinsel Gelişim

Kasım Rehberlik Bülteni VELİ EĞİTİM REHBERİ. Okul Öncesi Dönemde Cinsel Gelişim Kasım 2016 Rehberlik Bülteni VELİ EĞİTİM REHBERİ Okul Öncesi Dönemde Cinsel Gelişim OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE CİNSEL GELİŞİM Küçük çocuklar, kendi bedenleriyle çok ilgilidirler. Okul öncesi çocuk, çevredeki

Detaylı

Ailenin çocuk yetiştirmedeki tutumunu ve çocuk yetiştirmeyle ilgili sorunlarını anlamak için aile tutum modeli ni bilmek yararlı bir yaklaşımdır.

Ailenin çocuk yetiştirmedeki tutumunu ve çocuk yetiştirmeyle ilgili sorunlarını anlamak için aile tutum modeli ni bilmek yararlı bir yaklaşımdır. AİLE TUTUMLARI Eğitimciler olarak bizler çocukların gelecekte uyumlu ve başarılı olabilmeleri için en sağlıklı eğitim yollarının geliştirilmesi çabası içindeyiz. Öğrenci eğitiminde ve çocuğa karşı doğru

Detaylı

OKULA HAZIR MISINIZ? VELİ BÜLTENİ EYLÜL - 2012 ATA KOLEJİ REHBERLİK SERVİSİ

OKULA HAZIR MISINIZ? VELİ BÜLTENİ EYLÜL - 2012 ATA KOLEJİ REHBERLİK SERVİSİ OKULA HAZIR MISINIZ? VELİ BÜLTENİ EYLÜL - 2012 ATA KOLEJİ REHBERLİK SERVİSİ OKULA HAZIR MISINIZ? ÇOCUĞUNUZU KOLLARINIZA ALDIĞINIZ AN SANKİ DÜN GİBİ AKLINIZDAYKEN, MİNİK BEBEĞİNİZ BÜYÜDÜ VE BEBEĞİNİZİN

Detaylı

T.C. ANKARA ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ FELSEFE-DĠN BĠLĠMLERĠ (DĠN EĞĠTĠMĠ) ANABĠLĠM DALI

T.C. ANKARA ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ FELSEFE-DĠN BĠLĠMLERĠ (DĠN EĞĠTĠMĠ) ANABĠLĠM DALI T.C. ANKARA ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ FELSEFE-DĠN BĠLĠMLERĠ (DĠN EĞĠTĠMĠ) ANABĠLĠM DALI ORTAÖĞRETĠM DĠN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BĠLGĠSĠ ÖĞRETĠM PROGRAMLARINDA ÖĞRENCĠ KAZANIMLARININ GERÇEKLEġME DÜZEYLERĠ

Detaylı

T.C. SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ. ÇOCUK GELĠġĠMĠ VE EV YÖNETĠMĠ EĞĠTĠMĠ ANABĠLĠM DALI. ÇOCUK GELĠġĠMĠ VE EĞĠTĠMĠ BĠLĠM DALI

T.C. SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ. ÇOCUK GELĠġĠMĠ VE EV YÖNETĠMĠ EĞĠTĠMĠ ANABĠLĠM DALI. ÇOCUK GELĠġĠMĠ VE EĞĠTĠMĠ BĠLĠM DALI T.C. SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ ÇOCUK GELĠġĠMĠ VE EV YÖNETĠMĠ EĞĠTĠMĠ ANABĠLĠM DALI ÇOCUK GELĠġĠMĠ VE EĞĠTĠMĠ BĠLĠM DALI OKUL ÖNCESĠ EĞĠTĠM KURUMLARINA DEVAM EDEN ÇOCUKLARIN ANNE-BABALARIYLA

Detaylı

İZMİR YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ

İZMİR YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ İZMİR YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Hizmetleri MADDE BAĞIMLILIĞI BAĞIMLILIK Bağımlılık, bireyin kendi ruhsal ve bedensel sağlığına

Detaylı

ÜMRANİYE REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

ÜMRANİYE REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ ÜMRANİYE REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ 1 Düşüncelerini, duygularını rahat ifade edebilen, Çevresiyle olumlu ilişkiler kurabilen, Kendine güvenen, Öğrenmeye istekli, Mutlu, başarılı çocuklar yetiştirelim.

Detaylı

PSĠKOLOJĠK DANIġMANLAR ĠÇĠN ETĠK VE YASAL KONULAR

PSĠKOLOJĠK DANIġMANLAR ĠÇĠN ETĠK VE YASAL KONULAR PSĠKOLOJĠK DANIġMANLAR ĠÇĠN ETĠK VE YASAL KONULAR Prof.Dr. Binnur Yeşilyaprak Ankara Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Fakültesi Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği Başkanı SUNU PLANI Toplumsal YaĢamı

Detaylı

İçerik. Duygunun Tanımı Bileşenleri Sınıflandırması Duyguların ifadesi Duygular ve psikosomatik bozukluklar Duygusal Zeka testi

İçerik. Duygunun Tanımı Bileşenleri Sınıflandırması Duyguların ifadesi Duygular ve psikosomatik bozukluklar Duygusal Zeka testi DUYGULAR İçerik Duygunun Tanımı Bileşenleri Sınıflandırması Duyguların ifadesi Duygular ve psikosomatik bozukluklar Duygusal Zeka testi Duygu Nedir? Kişiye göre deneyimleme Öznel ifade biçimi Karmaşık

Detaylı

4-6 YAŞ ÇOCUĞUNUN GELİŞİM ÖZELLİKLERİ GELİŞİM ALANLARI 1- PSİKOMOTOR GELİŞİM 2- SOSYAL-DUYGUSAL GELİŞİM 3-ZİHİNSEL ALAN VE DİL GELİŞİMİ

4-6 YAŞ ÇOCUĞUNUN GELİŞİM ÖZELLİKLERİ GELİŞİM ALANLARI 1- PSİKOMOTOR GELİŞİM 2- SOSYAL-DUYGUSAL GELİŞİM 3-ZİHİNSEL ALAN VE DİL GELİŞİMİ 4-6 YAŞ ÇOCUĞUNUN GELİŞİM ÖZELLİKLERİ GELİŞİM ALANLARI 1- PSİKOMOTOR GELİŞİM 2-3-ZİHİNSEL ALAN VE DİL GELİŞİMİ 4-4 YAŞINDAKİ ÇOCUĞUNUZ NELER YAPABİLİR? PSİKOMOTOR GELİŞİM Top oyunlarında iyice ustalaşmıştır..

Detaylı

Doç.Dr. Hacer HARLAK ADÜ- FEF- Psikoloji Bölümü 1

Doç.Dr. Hacer HARLAK ADÜ- FEF- Psikoloji Bölümü 1 Ġnsanın beyni ile davranıģları arasında nasıl bir iliģki vardır? Rüyalar ne anlama gelir? Maymunlar iģaret dili öğrenebilir mi? Bir sınavdan önce niçin bazı kiģilerin elleri terler? Kendine zarar verici

Detaylı

GeliĢimsel Rehberlikte 5 Ana Müdahale. Prof. Dr. Serap NAZLI

GeliĢimsel Rehberlikte 5 Ana Müdahale. Prof. Dr. Serap NAZLI GeliĢimsel Rehberlikte 5 Ana Müdahale Doğrudan-Dolaylı Müdahaleler Doğrudan müdahaleler: 1. Psikolojik danıģma 2. Sınıf rehberliği Dolaylı müdahaleler: 3. Konsültasyon (müģavirlik) 4. Koordinasyon 5. Akran

Detaylı

GELİŞİM, KALITIM ÇEVRE ETKİLEŞİMİNİN BİR ÜRÜNÜDÜR.

GELİŞİM, KALITIM ÇEVRE ETKİLEŞİMİNİN BİR ÜRÜNÜDÜR. GELİŞİM İLKELERİ GELİŞİM, KALITIM ÇEVRE ETKİLEŞİMİNİN BİR ÜRÜNÜDÜR. Kalıtım bireyin anne babasından getirdiği gizil güçleri anlatır. Bu gizil güçlerin üst düzeyi kalıtsal olarak belirlenir. Bu düzeye ulaşma

Detaylı

SAĞLIK ORTAMINDA ÇALIġANLARDA GÜVENLĠĞĠ TEHDĠT EDEN STRES ETKENLERĠ VE BAġ ETME YÖNTEMLERĠ. MANĠSA ĠL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ HEMġĠRE AYLĠN AY

SAĞLIK ORTAMINDA ÇALIġANLARDA GÜVENLĠĞĠ TEHDĠT EDEN STRES ETKENLERĠ VE BAġ ETME YÖNTEMLERĠ. MANĠSA ĠL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ HEMġĠRE AYLĠN AY SAĞLIK ORTAMINDA ÇALIġANLARDA GÜVENLĠĞĠ TEHDĠT EDEN STRES ETKENLERĠ VE BAġ ETME YÖNTEMLERĠ MANĠSA ĠL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ HEMġĠRE AYLĠN AY GİRİŞ ÇalıĢmak yaģamın bir parçasıdır. YaĢamak nasıl bir insan hakkı

Detaylı

ÖĞRETMEN ADAYLARININ PROBLEM ÇÖZME BECERİLERİ

ÖĞRETMEN ADAYLARININ PROBLEM ÇÖZME BECERİLERİ ÖĞRETMEN ADAYLARININ PROBLEM ÇÖZME BECERİLERİ Doç. Dr. Deniz Beste Çevik Balıkesir Üniversitesi Necatibey Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Eğitimi Anabilim Dalı beste@balikesir.edu.tr

Detaylı

22. Baskı İçin... TEŞEKKÜR ve BİRKAÇ SÖZ

22. Baskı İçin... TEŞEKKÜR ve BİRKAÇ SÖZ 22. Baskı İçin... TEŞEKKÜR ve BİRKAÇ SÖZ Eğitimde Rehberlik Hizmetleri kitabına gösterilen ilgi, akademik yaşamımda bana psikolojik doyumların en büyüğünü yaşattı. 2000 yılının Eylül ayında umut ve heyecanla

Detaylı

T. C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJESİ KESİN RAPORU

T. C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJESİ KESİN RAPORU T. C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJESİ KESİN RAPORU Öğretmenlerin Ve Anne-Babaların Öz-Yetkinlik İnançları, Tükenmişlik Algıları Ve Çocukların Problem Davranışları Proje Yürütücüsü: Prof.

Detaylı

SINIFTA ÖĞRETĠM LĠDERLĠĞĠ

SINIFTA ÖĞRETĠM LĠDERLĠĞĠ SINIFTA ÖĞRETĠM LĠDERLĠĞĠ Doç. Dr. Yücel GELĠġLĠ G.Ü.MEF. EĞĠTĠM BĠLĠMLERĠ BÖLÜMÜ Öğretimde Liderlik 1 Liderlik kavramı Liderlik kavramı yöneticiyle eģ tutulan kavram olmakla beraber aralarında ciddi fark

Detaylı

ANKARA ÇOCUK DOSTU ġehġr PROJESĠ UYGULAMA, GÖREV VE ÇALIġMA YÖNERGESĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM AMAÇ, KAPSAM, DAYANAK VE TANIMLAR

ANKARA ÇOCUK DOSTU ġehġr PROJESĠ UYGULAMA, GÖREV VE ÇALIġMA YÖNERGESĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM AMAÇ, KAPSAM, DAYANAK VE TANIMLAR Amaç ANKARA ÇOCUK DOSTU ġehġr PROJESĠ UYGULAMA, GÖREV VE ÇALIġMA YÖNERGESĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM AMAÇ, KAPSAM, DAYANAK VE TANIMLAR Madde 1- Ankara Çocuk Dostu ġehir Projesinin amacı Ankara yı; Çocuk Hakları SözleĢmesini

Detaylı

Ek-1. Tablo 1. TYYÇ nin OluĢturulma AĢamaları ve Tamamlanma Tarihleri. 1 Süreci baģlatmak için karar alınması Nisan 2006

Ek-1. Tablo 1. TYYÇ nin OluĢturulma AĢamaları ve Tamamlanma Tarihleri. 1 Süreci baģlatmak için karar alınması Nisan 2006 Ek-1 Tablo 1. TYYÇ nin OluĢturulma AĢamaları ve Tamamlanma Tarihleri TYYÇ OluĢturma AĢamaları Tamamlama Tarihi 1 Süreci baģlatmak için karar alınması Nisan 2006 2 ÇalıĢma takviminin oluģturulması 2006

Detaylı

Psikolog Seda BİLGEN IŞIK İÇİNDEKİLER: 1. TIRNAK YEME 2. ÇOCUKLARDA BİLGİSAYAR KULLANIMI 3. SINAV KAYGISI 4. KAYNAKÇA

Psikolog Seda BİLGEN IŞIK İÇİNDEKİLER: 1. TIRNAK YEME 2. ÇOCUKLARDA BİLGİSAYAR KULLANIMI 3. SINAV KAYGISI 4. KAYNAKÇA Psikolog Seda BİLGEN IŞIK İÇİNDEKİLER: 1. TIRNAK YEME 2. ÇOCUKLARDA BİLGİSAYAR KULLANIMI 3. SINAV KAYGISI 4. KAYNAKÇA 1. TIRNAK YEME Tırnak yeme, her yaşta ve her iki cinste de görülebilen, zaman içinde

Detaylı

Anadolu Üniversitesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik Merkezi SOSYAL FOBĐ

Anadolu Üniversitesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik Merkezi SOSYAL FOBĐ Anadolu Üniversitesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik Merkezi SOSYAL FOBĐ Sosyal fobi, bireyin sosyal ortamlarda herhangi bir eylem yaparken utanç duyacağı duruma düşeceğini düşünerek nedensiz kızarma,

Detaylı

Toplumsal Cinsiyet Kalıp Yargıları ve Cinsiyet Ayrımcılığı. Ġlknur M. Gönenç

Toplumsal Cinsiyet Kalıp Yargıları ve Cinsiyet Ayrımcılığı. Ġlknur M. Gönenç Toplumsal Cinsiyet Kalıp Yargıları ve Cinsiyet Ayrımcılığı Ġlknur M. Gönenç BİR PRENSES HAYAL EDELİM. SİZCE HANGİ MESLEK? KALIP YARGILAR Kalıpyargılar bir gruba iliģkin bilgi, inanç ve beklentilerimizi

Detaylı

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ Psikoloji RPD 101 Not III Uz. Gizem ÖNERİ UZUN Kişilik Gelişimi Kişilik Nedir? *Kişilik, bireyin iç ve dış çevresiyle kurduğu, diğer bireylerden ayırt edici,

Detaylı

www.binnuryesilyaprak.com

www.binnuryesilyaprak.com ÇOCUKLA VE ERGENLE ĠLETĠġĠM (Anababa eğitim semineri) Prof. Dr. Binnur YEġĠLYAPRAK Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği Onursal Başkanı

Detaylı

İstek Özel Kemal Atatürk Anaokulu. 2015 2016 Eğitim Öğretim Yılı. Ocak Ayı Bülteni ÜNİTE BAŞLIĞI: Kendimizi İfade Etme Yollarımız (PYP) 4A 4B

İstek Özel Kemal Atatürk Anaokulu. 2015 2016 Eğitim Öğretim Yılı. Ocak Ayı Bülteni ÜNİTE BAŞLIĞI: Kendimizi İfade Etme Yollarımız (PYP) 4A 4B İstek Özel Kemal Atatürk Anaokulu 2015 2016 Eğitim Öğretim Yılı Ocak Ayı Bülteni ÜNİTE BAŞLIĞI: Kendimizi İfade Etme Yollarımız (PYP) 4A 4B Martılar-Leylekler Sınıfı İSTEK KEMAL ATATÜRK ANAOKULU Aralık

Detaylı

SOSYAL BİLGİLER DERSİ ( SINIFLAR) ÖĞRETİM PROGRAMI ÖMER MURAT PAMUK REHBER ÖĞRETMEN REHBER ÖĞRETMEN

SOSYAL BİLGİLER DERSİ ( SINIFLAR) ÖĞRETİM PROGRAMI ÖMER MURAT PAMUK REHBER ÖĞRETMEN REHBER ÖĞRETMEN SOSYAL BİLGİLER DERSİ (4.5.6.7 SINIFLAR) ÖĞRETİM PROGRAMI 1 DERS AKIŞI 1.ÜNİTE: SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETİM PROGRAMININ GENEL YAPISI, ARADİSİPLİN, TEMATİK YAKLAŞIM 2. ÜNİTE: ÖĞRENME ALANLARI 3. ÜNİTE: BECERİLER

Detaylı

ÖĞRENCİ TANIMA FORMU KİMLİK BİLGİLERİ I. ÇOCUĞUN ADI-SOYADI : DOĞUM YERĠ VE TARĠHĠ : CĠNSĠYETĠ : UYRUĞU : KAÇINCI ÇOCUK OLDUĞU : KAN GRUBU :

ÖĞRENCİ TANIMA FORMU KİMLİK BİLGİLERİ I. ÇOCUĞUN ADI-SOYADI : DOĞUM YERĠ VE TARĠHĠ : CĠNSĠYETĠ : UYRUĞU : KAÇINCI ÇOCUK OLDUĞU : KAN GRUBU : ÖĞRENCİ TANIMA FORMU KİMLİK BİLGİLERİ I. ÇOCUĞUN ADI-SOYADI : DOĞUM YERĠ VE TARĠHĠ : CĠNSĠYETĠ : UYRUĞU : KAÇINCI ÇOCUK OLDUĞU : KAN GRUBU : II. ANNENİN ADI-SOYADI : DOĞUM YERĠ VE TARĠHĠ : UYRUĞU : MEDENĠ

Detaylı

GELİŞİM DÖNEMİ VE ÖZELLİKLERİ

GELİŞİM DÖNEMİ VE ÖZELLİKLERİ GELİŞİM DÖNEMİ VE ÖZELLİKLERİ 3-6 yaş arasını kapsayan ve okul öncesi dönem adını verdiğimiz süreç çocukların gelişimi açısından oldukça önemlidir. Okul öncesi dönem çocukta büyümenin ve gelişimin en hızlı

Detaylı

DUYGULARI TANIMA VE İFADE ETME

DUYGULARI TANIMA VE İFADE ETME DUYGULARI TANIMA VE İFADE ETME Amaç: Kendi duygularını ifade etmek, başkalarının duygularını fark etmek, ifade etme Düzey : 1. sınıf ve üstü Materyal: Yazı tahtası, kağıt, kalem,uygulama 2 için uygulama

Detaylı

DEHB GÜNLÜK YAŞAM KAOS HALİNE GELDİĞİNDE

DEHB GÜNLÜK YAŞAM KAOS HALİNE GELDİĞİNDE Tiedot turkiksi DEHB GÜNLÜK YAŞAM KAOS HALİNE GELDİĞİNDE Çocukların oturup konsantre olmakta ve dürtülerini kontrol etmekte zorlanmaları normaldir. Ancak DEHB li (Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu)

Detaylı

OYUN ETKİNLİKLERİ. Çocukların kendilerini, duygu ve düġüncelerini rahatça ifade edebildikleri oyun

OYUN ETKİNLİKLERİ. Çocukların kendilerini, duygu ve düġüncelerini rahatça ifade edebildikleri oyun OYUN ETKİNLİKLERİ Çocukların kendilerini, duygu ve düġüncelerini rahatça ifade edebildikleri oyun etkinliklerine yer verildi. Eğitici oyuncak merkezi, evcilik merkezi, kukla merkezi, blok merkezi, müzik

Detaylı

MEDİNE BİLGE KESKİN ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ ÖĞRETMENİ DUYGUSAL GELİŞİM

MEDİNE BİLGE KESKİN ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ ÖĞRETMENİ DUYGUSAL GELİŞİM MEDİNE BİLGE KESKİN ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ ÖĞRETMENİ DUYGUSAL GELİŞİM 1. DUYGUSAL GELİŞİM 1. Tanımı ve Önemi Duygu; Belirli nesne, olay ya da kişilerin bireyin iç dünyasında uyandırdığı izlenimler olarak

Detaylı

ERGENİM BEN!!! Nereden Çıktı Bu Sınav?

ERGENİM BEN!!! Nereden Çıktı Bu Sınav? Uzm Psk. Nuray ÖZBEN AVŞAR ERGENİM BEN!!! Nereden Çıktı Bu Sınav? Çocuklar hızla büyüyor, çocukluk dönemini bitirip ilk erişkinlik olan ergenlik dönemine adımlarını atıyorlar. Ergenlik çağında fiziksel

Detaylı

ĠNFERTĠL ÇĠFTLERĠN GEREKSĠNĠMLERĠ

ĠNFERTĠL ÇĠFTLERĠN GEREKSĠNĠMLERĠ ĠNFERTĠL ÇĠFTLERĠN GEREKSĠNĠMLERĠ BAKIM GEREKSĠNĠMĠ Bakım vericiler, tıbbi bilgileri doğrultusunda çiftlerin gereksinimlerini bütüncül bir yaklaşımla değerlendirerek, sorunları saptar, planlar, uygular

Detaylı

REHBERLİK SERVİSİ. Anne-Babalar Okula Hazır Mıyız?

REHBERLİK SERVİSİ. Anne-Babalar Okula Hazır Mıyız? REHBERLİK SERVİSİ Anne-Babalar Okula Hazır Mıyız? OKULA GİTTİĞİNİZ İLK GÜNÜ HATIRLIYOR MUSUNUZ? Hayatınızda yeni bir sayfa açılıyor. Bu başlangıç hem onun hem de sizlerin hayatında yepyeni bir dönemin

Detaylı

Aile; anne-baba ve çocuklardan oluşan en küçük sosyal birim. ÇOCUK/LAR

Aile; anne-baba ve çocuklardan oluşan en küçük sosyal birim. ÇOCUK/LAR ANNE BABA TUTUMLARI Aile; anne-baba ve çocuklardan oluşan en küçük sosyal birim. ÇOCUK/LAR ANNE BABA EĞİTİM Bireyin davranışlarının istenilen yönde değiştirilmesi sürecidir. İç içe geçmiş basamaklar birikimi

Detaylı

5 YAŞ ANASINIFI ARALIK AYI BÜLTENİ

5 YAŞ ANASINIFI ARALIK AYI BÜLTENİ 5 YAŞ ANASINIFI ARALIK AYI BÜLTENİ FEN VE DOĞA ETKİNLİĞİ DRAMA Araştırma ve problem çözme becerilerini Arkadaş ilişkilerini geliştirmek,akıcı geliştirmek konuşmalarını kendine güvenmelerini - Öğrenmeyi

Detaylı

Özgüven Nedir? Özgüven Eksikliği Nedir?

Özgüven Nedir? Özgüven Eksikliği Nedir? Özgüven Nedir? Özgüven; kendimiz ve yeteneklerimiz hakkında pozitif ve gerçekçi bir anlayışa sahip olduğumuz anlamına gelmektedir. Diğer taraftan, özgüven eksikliği ise; kendinden şüphe duymak, pasiflik,

Detaylı

Ericson a Göre Psikososyal Gelişim ve Evreleri

Ericson a Göre Psikososyal Gelişim ve Evreleri E. Ericson, yaşam boyu gelişim ilkesini ortaya atan ilk psikologlardan biridir. Yaşam boyu gelişim kavramı, Erikson un psikoloji bilimine en önemli katkılarından biridir. Erikson, psikososyal gelişim kuramını

Detaylı

ÖZEL ÇEKMEKÖY NEŞELİ ANAOKULU. PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK ve REHBERLİK BÜLTENİ ÇOCUKLARDA DAVRANIŞ GELİŞİMİ

ÖZEL ÇEKMEKÖY NEŞELİ ANAOKULU. PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK ve REHBERLİK BÜLTENİ ÇOCUKLARDA DAVRANIŞ GELİŞİMİ ÖZEL ÇEKMEKÖY NEŞELİ ANAOKULU PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK ve REHBERLİK BÜLTENİ ÇOCUKLARDA DAVRANIŞ GELİŞİMİ Erken çocukluk dönemi fiziksel, duygusal, zihinsel, davranışsal ve iletişimsel temel becerilerin ve

Detaylı

KAVRAMLAR TUTUMLAR BECERİLER

KAVRAMLAR TUTUMLAR BECERİLER SAYI: 1 ANASINIFI I. PYP SORGULAMA ÜNİTESİ VELİ BÜLTENİ DİSİPLİNLERÜSTÜ TEMA: Kim Olduğumuz SÜRE: 22.09.2014-31.10.2014 ANA FİKİR: Fiziksel özelliklerimi ve ilgi alanlarımı bilmek kendimi tanımamı sağlar.

Detaylı

ÜSTÜN YETENEKLİ ÇOCUKLARI ANLAMAK

ÜSTÜN YETENEKLİ ÇOCUKLARI ANLAMAK ÜSTÜN YETENEKLİ ÇOCUKLARI ANLAMAK Yrd.Doç.Dr. Faruk Levent Marmara Üniversitesi 19 Şubat 2016 3.Marmara Pediatri Kongresi Hilton Kozyatağı, İstanbul ÜSTÜN YETENEKLİ ÇOCUK ve ÜSTÜN YETENEKLİLİK KAVRAMI

Detaylı

Ç O C U K L U K T A A R K A D A Ş İLİŞ K İLERİ

Ç O C U K L U K T A A R K A D A Ş İLİŞ K İLERİ Ç O C U K L U K T A A R K A D A Ş İLİŞ K İLERİ Dr. Sirâl ÜLKÜ Çocuklar Arkadaşlığı Nasıl Tanımlıyorlar? Günümüzde, özellikle rehberlik gibi psikolojik hizmet alan- 'arında, hizmet götürülen bireylerin

Detaylı

Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi Aile Bülteni. Çocuk ve Cinsellik

Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi Aile Bülteni. Çocuk ve Cinsellik Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi Aile Bülteni Çocuk ve Cinsellik Cinsel kimlik kişinin ait olduğu cinsi bilme hissidir. Cinsel kimlik gelişimi, doğumla başlayan ve yetişkinliğe kadar devam eden

Detaylı

The Study of Relationship Between the Variables Influencing The Success of the Students of Music Educational Department

The Study of Relationship Between the Variables Influencing The Success of the Students of Music Educational Department 71 Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, Yıl 9, Sayı 17, Haziran 2009, 71-76 Müzik Eğitimi Anabilim Dalı Öğrencilerinin Başarılarına Etki Eden Değişkenler Arasındaki İlişkinin İncelenmesi

Detaylı

T.C. ĠNÖNÜ ÜNĠVERSĠTESĠ EĞĠTĠM BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ ĠLKÖĞRETĠM ANA BĠLĠM DALI OKUL ÖNCESĠ ÖĞRETMENLĠĞĠ BĠLĠM DALI

T.C. ĠNÖNÜ ÜNĠVERSĠTESĠ EĞĠTĠM BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ ĠLKÖĞRETĠM ANA BĠLĠM DALI OKUL ÖNCESĠ ÖĞRETMENLĠĞĠ BĠLĠM DALI T.C. ĠNÖNÜ ÜNĠVERSĠTESĠ EĞĠTĠM BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ ĠLKÖĞRETĠM ANA BĠLĠM DALI OKUL ÖNCESĠ ÖĞRETMENLĠĞĠ BĠLĠM DALI OKUL ÖNCESĠ EĞĠTĠM KURUMUNA DEVAM EDEN BEġ-ALTI YAġ ÇOCUKLARDAKĠ SOSYAL BECERĠLERĠN BAZI

Detaylı

Hamileliğe başlangıç koşulları

Hamileliğe başlangıç koşulları Zeka aslında tek bir kavram değildir. Zekayı oluşturan alt yeteneklere bakıldığında bu yeteneklerin doğuştan getirilen yeteneklerin yanı sıra sonradan kazanılmış, gerek çocuğun kendi çabasıyla edindiği,

Detaylı

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi III TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi Bilim Dalı öğrencisi Taşkın Osman YILDIZ tarafından hazırlanan Lise Öğrencilerinin

Detaylı

OYUN VE ÇOCUK. Oyunun Aşamaları:

OYUN VE ÇOCUK. Oyunun Aşamaları: OYUN VE ÇOCUK Çocuklar oyunla dünyayı keşfederler, diğer kişilerle kuracakları ilişkileri öğrenirler, kendi yeteneklerini ve güçlerini test ederler, yeni fikirleri denerler ve farklı aktiviteleri deneyecek

Detaylı

ÖZEL GELĠġĠM KOLEJĠ REHBERLĠK BĠRĠMĠ

ÖZEL GELĠġĠM KOLEJĠ REHBERLĠK BĠRĠMĠ ÖZEL GELĠġĠM KOLEJĠ REHBERLĠK BĠRĠMĠ ASLINDA NEREDEYĠM? Hayatımız boyunca sorular sorarız. Çoğunun cevabını da biliyoruzdur aslında. Kimi zaman rahatça cevap verirken,kimi zaman da tadımız kaçar. NELER

Detaylı

G Ü Ç L E N İ N! Technical Assistance for Supporting Social Inclusion through Sports Education

G Ü Ç L E N İ N! Technical Assistance for Supporting Social Inclusion through Sports Education Technical Assistance for Supporting Social Inclusion through Sports Education Bu proje Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından ortak finanse edilmektedir. Spor Eğitimi Yoluyla Sosyal Katılımın

Detaylı

NİTELİKLİ EBEVEYN-ÇOCUK ETKİLEŞİMİ

NİTELİKLİ EBEVEYN-ÇOCUK ETKİLEŞİMİ NİTELİKLİ EBEVEYN-ÇOCUK ETKİLEŞİMİ Doç. Dr. İbrahim H. Diken Anadolu Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Özel Eğitim Bölümü Easy ICT Konferansı 1 Ekim 2009, Dumlupınar Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Konferans

Detaylı