CREUTZFELDT-JAKOB HASTALIĞI: OTOPSİ SUNUMU VE LİTERATÜRÜN GÖZDEN GEÇİRİLMESİ*
|
|
- Aydin Koç
- 7 yıl önce
- İzleme sayısı:
Transkript
1 CREUTZFELDT-JAKOB HASTALIĞI: OTOPSİ SUNUMU VE LİTERATÜRÜN GÖZDEN GEÇİRİLMESİ* Büge ÖZ, Gökhan ERSOY, Cuyan DEMİRKESEN Giriş Olgu Tartışma Özet Kaynaklar Background.- Creutzfeldt-Jakob disease (CJD) is a very rare untreatable progressive neurodegenerative disorder. Its incidence is one in 1 million per year in European countries, which is rarer in Turkey. It is associated with the presence of a protein in the brain, incompletely defined transmissible agent, called as prion. Observation.- An autopsy case of 64 years old man was presented. Grossly there was a severe cortical atrophy in the brain especially in the frontal and temporal lobes. Histopathological sections showed spongiform changes and neuronal loss in the gray matter. Immunohistochemical examination revealed synaptic and plaque like prion protein (PrP) accumulation in the cortex and severe reactive astrogliosis which was positive for GFAP. Öz B, Ersoy G, Demirkesen C. Creutzfeldt-Jakob disease. CerrahpaĢa J Med 2000; 31 (1): GİRİŞ İnsan prion hastalıkları, "nörodejeneratif hastalıklar" arasında etyoloji ve patogenezi iyi anlaşılamamış bir gruptur. 1 Sporadik ve kalıtımsal tipleri bildirilmiştir. Bugün için "bulaşıcı spongioform ensefalopatiler " -transmissible spongioform encephalopathy- (TSE) başlığı altında incelediğimiz tüm bu hastalıklar, farklı etyolojik sebepler ve farklı klinik tablolarla seyredebilen, hepsinin histopatolojik tablosu birbirine benzeyen birkaç hastalığın oluşturduğu geniş bir ailedir: 2 Kuru, 3 Gerstman-Straussler Sendromu (GSS), 4 Creutzfeldt-Jakob Hastalığı (CJH), 1 fatal familial insomnia (FFI). 1,5 Son zamanlarda Creutzfeldt- Jakob hastalığının yeni bir varyantı tanımlanmış olup (V-CJH); bu hastalık da TSE grubuna dahil edilmiştir. 6-8 CJH insanlarda en sık görülen TSE etkeni olup yıllık görülme sıklığı 1 milyonda 1 kadardır. 6 Genellikle 60 yaşları civarında görülür ve belirtiler bir kez ortaya çıktıktan sonra ortalama yaşam süresi 1 yıl kadardır. Başlıca klinik bulguları ataksi, myoklonus, duyusal bozukluklar ve hızlı ilerleyen bunamadır. 1,5,6 Benzer bulgularla Cerrahpaşa Tıp Fakültesinde ilk olarak CJH tanısı alan ve otopsi için gönderilen bir olgu (Ot. 82/97) literatürdeki bulgular eşliğinde değerlendirdi.
2 OLGU Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalına 3 haftadır belirginleşmiş korku, unutkanlık atakları ve yer, zaman, oryantasyon bozukluğu şikayetleriyle gelen 64 yaşındaki erkek hastanın psikiyatrik açıdan değerlendirilmesinde yakın hafıza yetersizliği, görsel algılama bozuklukları, konfabulasyonlar ve yer, zaman, şahıs oryantasyonunda bozukluklar tesbit edilmişti. Nörolojik muayene bulguları ataksi ve sol elde pozitif "grasping" refleksinden ibaretti. Hastanın tüm metabolik ve serolojik kan testleri normal sınırlardaydı. EEG'de yaklaşık 2 aylık izleme süresi içinde her iki hemisferi tutan diffuz, orta derece organizasyon bozukluğu bulgularından, trifazik dalgalara kadar ilerleyen bozukluklar görüldü. Kranyal tomografi normalken, kranyal MR'da beyin sulkuslarında genişleme, ventrikül etrafı derin beyaz maddede iskemik odaklar, kısmen "boş sella" görünümü mevcuttu. Mini mental durum inceleme skoru bir hafta içinde 25'ten 13'e düşmüştü. 1-2 mg/gün klorozepam ve 20 mg/gün haloperidol uygulamasıyla klinikte takip edilen hasta daha sonra Creutzfeldt-Jakob Hastalığı teşhisiyle infeksiyon hastalıkları kliniğine sevk edildi ve bir müddet sonra vefat etti. Otopsi Bulguları: Haricen kaşeksi dışında herhangi bir patoloji gözlenmeyen olguda sistemlerin makroskopik incelenmesinde santral sinir sisteminde beyin ön bölümü atrofik görünümde olup (Şekil 1) frontal ve temporal loblarda daha belirgin olmak üzere gyruslarda küçülme, sulkuslarda, yan ve 3. ventriküllerde genişleme ve kortekste incelme saptandı. Koronal kesitlerde kortekste de incelme mevcuttu (Şekil 2). Ayrıca sağ akciğerde yaygın pnömonik infiltrasyon izlenirken kalpte sol ventrikül hipertrofisi, damarlarda yaygın ateroskleroz gözlendi. Böbrekler eskiyen infarkt alanını yansıtan nedbeler içeriyordu. Toraks ve abdominal boşluklardaki derin lenf düğümlerinde yaygın lenfadenomegali mevcuttu. Şekil 1. Beynin frontalden makroskobik görünümü. Özellikle frontal loblarda simetrik kortikal giruslarda küçülme, sulkuslarda genişleme görülmektedir Şekil 2. Frontal loblardan koronal kesit. Kortikal gri cevherde incelme, derin beyaz cevhere oranla daha koyu, gliozise bağlı olarak (okla işaretli) gri pembe renk almış görünüm
3 Mikroskopik Bulgular: Beyinde gri ve beyaz cevherde frontal ve temporal loblarda daha fazla olmak üzere vakuoler degenerasyonla karakterize spongioformik değişiklikler izlendi (Şekil 3). Ayrıca reaktif astrosit artışı ile kendini gösteren şiddetli gliozis (Şekil 4) ve gri cevherde nöron kaybı mevcuttu. Korteksteki gliozis özellikle "Tabaka I" belirgindi. Kortikal tabakalarda spongioform dejenerasyonu yansıtan ve beyaz cevherde damarlar etrafındaki boşluklarda genişlemeyle belirgin spongioform özellikler izlenmekteydi. Şekil 3 (A,B). Kortaksta laminasyonun seçilemediği yaygın ve belirgin vakuoler "spongioform" dejenerasyon, nöronlarda sayısal azalma (H+E xa100, B200) Şekil 4. Kortekste nöron kaybı ve belirgin reaktif gliozis. Reaktif astrositlerin saçaklı sitoplazmik uzantıları kuvvetli GFAP pozitifliği göstermekte (Ihk - GFAP x100) Serebellumda fokal Purkinje hücre kaybı, Bergman gliozisi, granüler tabakasında nöronlarda seyrelme, spongioform değişiklik ve beyaz cevherde gliozis görülmekteydi. Akciğerlerde bronş ve bronşiol duvarlarını tutan, alveoller içinde nötrofil polimorfların da eşlik ettiği lobüler pnömoni, reaktif lenfositik infiltrasyon, atelektazi ve amfizem alanları gözlendi. Böbreklerde fokal glomerül sklerozu, skar alanları, damar duvarlarında eozinofilik kalınlaşma izlenirken, karaciğerde seyrek tek hücre nekrozu ve rejenerasyon bulguları saptandı. Bunun dışında lenforetiküler sisteme ait organlarda yaygın reaktif hiperplazi bulguları mevcuttu. Ġmmunhistokimyasal Bulgular: Beyine ait kesitler varolan gliozisi göstermek için "Glial fibriler asidik protein "(GFAP)"le ve prion varlığını göstermek içinde "Prion protenilerine karşı antikor (3F4 ve MAB1562) ile immunhistokimyasal olarak boyandı. GFAP uygulanması ile reaktif geniş sitoplazmalı astrositler net olarak izlenip gliozisin varlığı ispatlandı (Şekil 4). Prion proteinlerine karşı antikorlarla immunhistokimyasal olarak boyanan kesitlerde, serebral kortekste özellikle perivasküler alanlarda plak formasyonunu (Şekil 5) düşündüren fokal boyanmaların
4 yanısıra yaygın granüler-sinaptik-paternde (Şekil 6) boyanmalar görüldü. Aynı difuz granüler boyanma serebellumun moleküler ve granüler tabakasında da izlendi. Şekil 5. Kortekste nöronlar arasında ortasında amorf madde bulunan (amiloid +) ve çevrede speküler granüler tarzda prion pozitifliği (Ihk - Prp x400) Şekil 6. Kortekste nöronal hücreler çevresinde sinaptik tarzda granüler Prp birikimi (Ihk - Prp x100) Gri cevhere benzer bir biçimde hem beyin, hem de beyinciğin beyaz cevherinde seyrek plak tarzı prion protein pozitifliği izlendi. Plak tarzında prion protein pozitifliği saptanan alanlar aynı zamanda kongo boyası ile zayıf amiloid pozitifliği gösterdi. Olgu, bahsedilen bulgular doğrultusunda "Bulaşıcı prion hastalığı; Creutzfeldt-Jakob hastalığı" olarak rapor edildi. TARTIŞMA Bahsedilen hastalıklar, her ne kadar "Bulaşıcı spongioform ensefalopati" adı altında incelense de GSS, FFİ ve ailesel CİD formlarında otozomal dominant, kalıtımsal bir geçişin varlığı söz konusudur. Ailesel CİH olguları, tüm CJH vakalarının %10-15'i gibi bir oranını kapsarken, olguların %80-85'i sporadik CJH olarak tanımlanmış olgulardan oluşur. 1,5,6 TSE için etkenin iatrojenik bulaştığı olgular dışında hastaya nasıl bulaştığı tam açıklık kazanmış değildir. İatrojenik CJH, bir takım tıbbi uygulamalar esnasında hastalığın bulaşmış olmasıdır. Bu uygulamalara örnek olarak, kontamine stereotaksik EEG elektrotlarının kullanımı, dura mater homogreftleri, kornea transplantasyonları ve büyüme hormonu preparatlarının kullanılması verilebilir İatrojenik geçişin bir başka sakıncası da tıp çalışanlarında hastalığın görülme riskinin artmasıdır. Patolog, 12 beyin
5 cerrahı, 13 patoloji teknisyeni 14 gibi örnekleri görülmüştür. Daha önce değindiğimiz gibi CJH'nın yeni tanımlanmış bir formu da daha genç hastalarda görülen (ortalama 27 yaş), ekstremite ağrıları ve EEG bulgularının yokluğu ile kendini gösteren "varyant-cjh" dır. 6-8 Bu formun halk arasında "deli dana hastalığı" olarak bilinen "bovine spongioform encephalopathy"li sığırların etlerinin yenmesiyle bulaşabileceğine dair şüpheler vardır. 15,16 KENDĠNE ÖZGÜ BĠR PATOJEN: PRĠON: TSE'lerde prion adı verilen bir patojen rol oynar. 1,5 Patojenin yapısı tam olarak aydınlatılamamıştır. Deneysel pasajlar esnasında ionizan radyasyon gibi fiziksel ajanlara maruz bırakılan patojenin etkinliğinde hiçbir değişme olmaması, etkenin nükleik asid içermeyen, saf protein yapısında bir patojen olduğunu düşündürmüştür. 17 Bir miktar nükleik asid içerdiğini öne sürenler de bulunmakla birlikte 18 şu an için birinci görüş popülerliğini korumaktadır. Prion konak hücrelerinde bulunan "proteaz resistant protein" (PrP) ile etkileşime girmektedir. Normalde vücuttaki fonksiyonu pek bilinmeyen, ama sinyal iletimin de görev yaptığı düşünülen 19 normal, hücresel PrP (PrPc) 20.kromozomun kısa kolundaki bir gen tarafından kodlanır. 1,5 Kalıtımsal geçişli TSE vakalarında bu gende mutasyon olduğu izlenmektedir. PrPc ile etkileşime giren prion onun yapısal olarak değişmesine neden olup hastalıklı PrP'yi oluşturur (PrPCJD) PrPCJD bir çok canlı türünde ve bir çok TSE alt grubunda birbirine benzer yapıda olup amiloid fibrillerini andıran bir şekle sahiptir. 20 PrPcJD, PrPc'ye göre proteolize daha da dirençlidir 21 ve amiloide benzer yapısı, immunhistokimyada izlenen plakvari boyanmalardan sorumludur. PrP ilk olarak nöronlarda saptanmış, 22 daha sonra dalak ve lenfoid dokuda da elde edilebilmiştir. 23 Özellikle tonsilde saptanması V- CJH'nda tonsil biopsilerini tanı yöntemi olarak gündeme getirmiştir. 24 PATOLOJĠK DEĞĠġĠKLĠKLER: Saptanan tüm patolojik değişiklikler sinir dokusunda olur. Karakteristik olarak iltihabi infiltrasyonun eşlik etmediği spongioform dejenerasyon adı verilen vakuollü görünüm, gri cevherde nöron kaybı ve GFAP ile gösterilebilen astrositik proliferasyondan oluşan bulguları kendi olgumuzda da gözlendi. Bulgular daha öncede değinildiği gibi tüm TSE'lerde ortaktır. Burada bahsedilen spongioform dejenerasyonu bilinen "status spongiozus" durumlarından ayırdetmek "subakut spongioform ensefalopati" tanısı için gereklidir. 25 Status spongiozusta nöropil varlığını korumakta, sağlam nöropil izlenen zeminde spongioformik vakuoller görülmekte iken, TSE'de nöropilde oluşan düzensiz kaviter boşluklara özellikle geç dönemde şiddetli gliozis eşlik etmektedir. Bizim olgumuzda da spongioform değişikliklerle beraber şiddetli gliozis GFAP yardımıyla gösterilmiştir.
6 TSE grubu hastalıkların önemli histopatolojik bulgularından biri de kuru "hastalığında yaygın görülmüş olmasından dolayı bu adı alan "kuru tipinde" amiloid plaklardır. Bunlar Periodik-asid-Schiff reaksiyonu (PAS) veren ya da kongo-kırmızısı boyaları ile boyanabilen ortası yoğun, çevresi saçaklı granüler boyanmalardır. 1,26,27 Kuru hastalığında %75 çıkan görülme oranı, CJH'lı hastaların beyinciklerinde %5'e kadar düşmektedir. Buna rağmen beyincikte bu tip bir boyanmanın görülmesi CJH için tanı koydurucudur. 1 PAS ya da kongo-kırmızısı ile görülemeyebilen plaklar çoğu zaman immunhistokimyasal yöntemlerle ortaya çıkarılabilmektedir. 26,27 Burada kullanılan PrPCJD'ye karşı antikor ile iki tip boyanma paterni ortaya çıkmaktadır: 1 a) Gri maddede sinaptofizinin gerçekleştirdiği boyama paternine benzer bir biçimde granüler boyanma şeklinde izlenen "diffuz" sinaptik patern b) Özellikle nöropildeki vakuollerin etrafına iyi gözlenen plak benzeri boyanma. Konvansiyonel yöntemlerle kuru tipi amiloid plaklar gösterilemese bile "anti-prpcjd" nın görülmesi prion hastalığı için tanı koydurucudur. Sunulan olguda her iki tipde de (prp) boyanma paterni izlenmiştir. CJH için konuşursak bu hastaların beyin ve beyinciklerinde sinaptik paternde yaygın boyanma izlenmektedir. DeArmond ve Prusiner'in bir çalışmasında 10 CJH'lı hastanın 9'unda bu tip boyanma bildirilmiş, yine aynı çalışmada plak tarzı boyanmanın yalnızca 2 hastada izlendiği söylenmiştir. 1 Gerçekten de plak tarzı boyanma varyant-cjh ve GSS 'ye oranla sporadik CJH'da daha az oranda görülmektedir. Sunduğumuz olguda da hem beyin, hem beyincikte yaygın sinaptik paternde boyanma izleniş, plak tarzı boyanma ise gri ve beyaz cevherlerin her ikisinde de sinaptik paterne oranla daha zayıf olarak görülmüştür. Beyin ve beyinciğin gri maddesindeki- beyinciğin granüler ve moleküler tabakalarını tutan-boyanma olgumuzda CJH için tanı koydurucudur. Yaşlılık ve Alzheimer hastalığında da görülebilen beyin korteksi yerleşimli amiloid plaklar, PrPCJD için boyanmaması gerektiğinden ayırıcı tanı açısından güçlük yaratmayacaktır. 26 Tanı skalası içine alınması gereken asıl hastalıklar doğal olarak TSE grubunun diğer üyeleridir. GSS herediter geçişli bir hastalıktır. 4 PrP pozitif Amiloid plakları bu hastaların beyinlerinde çok yaygın olarak bulunur. 5 Daha belirgin serebellar ataksi ve geç dönemde gelişen bunama ile kendini gösterir. 5 EEG de yalnızca yavaşlama bulguları vardır. 6 Beyin sapı tutulumu olduğundan hastalarda" olivopontoserebellar dejenerasyon mevcuttur. Olgumuzda serebellumda tutulumun daha az oluşu, aile hikayesinin olmayışı, EEG
7 bulgularının ve klinik prezentasyonun farklılığı ile GSS'yi kolaylıkla dışlamaktadır. CJH'nın yeni bir türü olan varyant-cjh'da genç yaş grubunda görülmekte ve hiçbir periyodik EEG değişikliği göstermeden seyretmektedir. 5 Kuru bir zamanlar insan eti yiyen kabilelerde yaygın olarak tanımlanmış bir hastalıktır. Özellikle kadınları ve çocuktan yaşlılara kadar geniş bir yaş grubunu etkiler. 6 Yamyamlıktan başka etyoloji gösterilememiş ve bu alışkanlığın ortadan kalkması ile birlikte hastalık görülmez olmuştur. Hastalık myoklonus benzeri belirtiler, korea, ataksi bulgularıyla ilerleyip geç dönemde bunama ile sonlanır. Ailesel CJH, pozitif aile anamnezi, erken hastalık yaşı ve uzun hastalık süresi bulgularıyla sporadik CJH'den ayrılır. 2 Tüm TSE grubu hastalıkların histopatolojik bulguları benzer nitelikte olduğundan ayırıcı tanılar hastaların özgeçmişleri, klinikleri ve EEG'yi de içeren laboratuar bulguları ile yapılır. Olgumuzun klinik ve laboratuar bulguları CJH'nın tipik özelliklerine büyük oranda uymaktaydı. CJH'lı hastalarda görülen fokal, tek yada çift taraflı eş zamanlı dalga değişiklikleri 5,28 vakamızın EEG'sinde disorganize bifazik ve daha sonra trifazik dalgalar şeklinde izlendi. Manyetik rezonans görüntülemesinde sulkus genişlemesi gibi kortikal atrofi ile uyumlu bulgular görüldü. CJH'da kan biokimyasında bir anormallik görülmediğinden daha önce bahsedilmişti. 5 Bununla uyumlu olarak, serolojik ve metabolik herhangi bir anormalliğin izlenmediği bir tablo mevcuttu. Son yıllarda, beyin omurilik sıvısında (BOS) çok az bulunması gereken " protein" isimli bir maddenin CJH'lı hastaların BOS'larında arttığı ve yine bu hastalarda S-100 serum düzeylerinde artış 30 izlenmiş olmasına karşı bu tetkikleri yapma imkanı bulamadığımızdan tanımızı bu açıdan destekleyemedik. TEDAVĠ VE KORUNMA: CJH'nın ya da diğer TSE'lerin günümüzde bir tedavisi bulunmuş değildir. Bu durum hastalığa karşı korunma önlemlerinin önemini açığa çıkarmaktadır. Patoloji teknisyeni, patolog, beyin cerrahı gibi tıbbi personelde hastalığın görülmüş olması, tıbbi personelin risk altında olmadığını bildiren aksi yöndeki raporları 31 sarsacak niteliktedir. Etken ajan suda kaynatmaya, formaline, %70 lik alkole ve ionizan radyasyona, ultravioleye dirençlidir. 22 Otoklavla; hipoklorid, permanganat, fenol gibi dezenfektanlarla inaktive olduğu bilinmekte, 31 hasta ya da salgılarıyla temas durumunda çamaşır suyu, sabunla yıkanma iyi bir korunma yolu olarak görülmektedir. 32 Patolojideki doku takibi esnasında da 48'er saatlik iki formalin banyosunun arasında 1 saatlik formik asid tatbikinin infektiviteyi yok ettiği bildirilmiştir. 33 Sonuç olarak CJH nadir görülen bir hastalık olup bir çok bilinmezi hala bünyesinde taşımaktadır. Olgumuz klinik özellikleri, patolojik olarak gösterdiği spongioform beyin değişikliği, gliozis, nöron kaybı ve korteks atrofisi ile ve en az bunlar kadar önemli immunhistokimyasal anti-prp pozitifliği ile tipik ve sporadik bir CJH
8 olarak teşhis edilmiştir. Nadir de olsa yaşamı tehdit eden bir hastalık olduğundan şüpheli bir olgu ile karşılaşıldığında kliniklerde ve patoloji laboratuvarlarında bahsedilen koruyucu önlemlerin tam olarak alınması gerektiği bir kez daha vurgulamak istenmiştir. ÖZET Creutzfeldt-Jakob Hastalığı oldukça nadir görülen, ilerleyici, tedavisi mümkün olmayan nörodegeneratif hastalıklar arasındadır. Avrupa ülkelerinde insidansı yılda bir milyonda bir olarak verilmekte iken, Türkiyede oldukça nadir sporadik vakalar bildirilmektedir. Cerrahpaşa Tıp Fakültesinde tanı alan, ilk CJD olgusu olduğundan bu otopsi olgusu literatür bilgisi ışığında sunulmaya uygun görülmüştür. 64 yaşında bir erkek hastaya ait otopsi değerlendirilmesinde frontal ve temporal loblarda daha belirgin kortikal atrofi saptandı. Işık mikroskobik değerlendirmede ise gri cevherde yaygın spongioform degenerasyon, nöronal hücrelerde kayıp ve ağır reaktif gliozis izlendi. İmmunhistokimyasal olarak korteksde plak tarzında veya sinaptik prion-protein (PrP) birikimi belirlendi. KAYNAKLAR 1. DeArmond SJ, Prusiner SB. Etiology and pathogenesis of prion disease. Am J Pathol 1995; 146: Brown P, Gibbs CJ, Johnson PR, et al. Human spongioform encephalopathy of experimentally transmitted disease. Ann Neurol 1994; 35: Gajdusek DC, Gibbs CJ Jr, Alpers M. Experimental transmission of a kurulike syndrome in chimppanzees. Nature 1966; 209: Masters CL, Gajdusek DC, Gibbs CJ Jr. Creutzfeldt-Jakob disease virus isolation from the Gerstmann-Straussler syndrome, with an analysis of the varrous forms of amyloid deposition in the virus-induced spongioform encephalopaties. Brain 1981; 104: Asher DM. Transmissible spongroform encephalopaties. In Gorbach SL, Bartlet JG, Black NR.Infectious Disease. Philadelphia. WB Saunders Company 1998; Jubelt B, Miller JR. Viral infections in Rowland LP: Merrit's Textbook of Neurology. Williams and Wilkins 1995; Zeidler M, Johnstone EC, Bamber RWK, et al. New variant Creutzfeldtjacob disease: psychiatric features. Lancet 1997; 350: Zeidler M, Stewart GE, Barraclough CR, et al. New variant Creutzfeldt- Jakob disease: neurological features and diagnostic tests. Lancet 1997; 350: Brown P, Cervenakova L, Goldfarb LG, et al. Iatrogenic Creutzfeldt-Jakob disease: An example of the interplay between ancient genes and modern medicine. Neurology. 1994; 44: Billete de villemeur T, Dslys JP, Pradel A, et al. Creutzfeldt-Jakob disease from contaminated growth hormone extracts France. Neurology 1996; 47: Brown P, Preece MA, Will RG. "Friendly fire" in medicine: Hormones homografts, and Creutzfeldt-jakob disease. Lancet 1992; 340: Gorman DG, Benson DF, Vegel DG, et al. Creutzfeldt-Jakob disease in a pathologist. Neurology 1992; 42: Berger JR, David NJ. Creutzfeldt-Jakob disease in a physicran. A review of
9 the disorder in health care workers. Neurology 1993; 43: Miller D. Creutzfeldt-Jakob disease in histopathology technicrans. N Engl J Med 1988; 318: Brown P. The risk of bovine spongioform encephalopathy (mad cow disease) to human health. JAMA 1997, 278: Counsens SN, Zeidler M, Esmonde TF, et al. Sporadic creutzfeldt-jakob disease in the United Kingdom: analysis of epidermiological surveillance data for BMJ 1997; 315: Prusiner SB. Novel proteinaceous infectious particles cause scrapie. Science 1984; 216: Rohwer RG. Estimation of scrapie nucleic acid MW from standart curves for virus sensitivity ot ionizing radiation. Nature 1986; 320: Collinge J, Whittington MA, Sidle KCL, et al. Prion protein is necessary for normal synaptic function. Nature 1994; 370: Bockman JM, Kingsbury DT, McKinley MP, et al. Creutzfeldt-Jakob disease prion proteins in human brains N Eng J Med 1985; 312: Meyer RK, McKinley MP, Bowman KA, et al. Seperation and properties of cellular and scrapre proteins. Proc Natl Acad Sci USA 1986; 83: Kretzschmar HA, Prousiner SB, Stowring LE, et al. Scrapie prion proteins are synthesized in neurons. Am J Pathol 1986; 122: Doi S, Ito M, Shinagawa M, et al. Western blot detection of scrapieassociated fibril protein in tissues outside the central neroous system from precliclinical scrapie-infected mice. J Gen Virol 1988; 69: Collinge J, Rossor MN, Thomas D, et al. Tonsil biopsy helps diagnose new variant Creutzfeldt-Jakob disease BMJ 1998; 317: Masters CL, Richardson EBJ. Subacute spongiform encephalopathy (Creutzfeldt-Jakob disease). The nature and progression of spangioform change. Brain 1978; 101: Piccardo P, Safar J, Ceroni M, et al. Immunohistochemical localization of piron protein in spongioform encephalopathies and normal brain tissue. Neurology 1990; 40: Kitamoto T, Tateishi J. İmmunohistochemical conformation of creutzfeldt- Jakob disease with a long clinical course with amyloid plaque core antibodies Am J Pathol 1988; 131: Roos R, Gajdusek DC, Gibbs CJJR. The clinical characteristics of transmissible creutzfeldt-jakob disease. Brain 1973; 96: Hsich G, Kenney K, Gibbs CJ, et al. The brain protein in cerebrospinal fluid as a marker for transmissible spongiofrom encephalopathies. New Eng J Med 1996; 335: Mc Conville JP, Craig JJ. Diagnosis of Creutzfeldt-Jakob disease by measurement of S-100 protein in serum. Appropriate study populations must be used. BMJ 1998; 317: Gajdusek DC, Gibbs CJ Jr, Asher DM, et al. Precautions in medical case of and in handling materials from patients with transmisible virus dementia (Creutzfeldt-Jakob disease). N Eng J Med 1977; 297: Gajdusek DC, Gibbs CFJ. Survival of Creutzfeldt-Jakob disease virus in formal-fixed brain tissue. N Eng J Med 1976; 294: Brown P, Wolf A, Gajdusek DC. A simple and effective method for inactivating virus infectivity in formalin fixed tissue samples from patients with Creutzfeldt-Jakob disease Neurology 1990; 40: Anahtar Kelimeler: Creutzfeldt Jakob hastalığı, Prion protein, PrP, Patoloji; Key words: Creutzfeldt-Jakob Disease, Prion protein, PrP, Pathology; Alındığı Tarih: 11 Ekim 1999; Doç. Dr. Büge Öz, Uzm. Dr. Gökhan Ersoy, Doç. Dr. Cuyan Demirkesen: İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı; YazıĢma Adresi (Address): Dr. B. Öz, İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı, 34303, İstanbul.
10
YAVAŞ VİRUS ENFEKSİYONLARI ve PRİON HASTALIKLARI
YAVAŞ VİRUS ENFEKSİYONLARI ve PRİON HASTALIKLARI Doç. Dr. Koray Ergünay Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Viroloji Ünitesi Özellikler Uzun inkübasyon
BULAŞICI SÜNGERİMSİ ENSEFALOPATİLER, DELİ DANA HASTALIĞI VE YENİ VARYANT CREUTZFELDT-JAKOB HASTALIĞI
BULAŞICI SÜNGERİMSİ ENSEFALOPATİLER, DELİ DANA HASTALIĞI VE YENİ VARYANT CREUTZFELDT-JAKOB HASTALIĞI Firdevs Aktaş Prof. Dr., Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi,Klinik Bakteriyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları
Lafora hastalığı, Unverricht Lundborg hastalığı, Nöronal Seroid Lipofuksinoz ve Sialidozlar en sık izlenen PME'lerdir. Progresif miyoklonik
LAFORA HASTALIĞI Progressif Myoklonik Epilepsiler (PME) nadir olarak görülen, sıklıkla otozomal resessif olarak geçiş gösteren heterojen bir hastalık grubudur. Klinik olarak değişik tipte nöbetler ve progressif
Demansta görüntülemenin rolü Dr.Ercan Karaarslan Acıbadem Üniversitesi
Demansta görüntülemenin rolü Dr.Ercan Karaarslan Acıbadem Üniversitesi Ana başlıklar Demans nedenleri Normal yaşlanma bulguları Radyolojik görüntüleme yöntemleri Demansta radyolojik belirleyici bulgular
V. B - YAVAŞ VİRUS ENSEFALİTLERİ
V. B - YAVAŞ VİRUS ENSEFALİTLERİ Yavaş virus enfeksiyonları primer olarak SSS ni tutan, uzun kuluçka dönemi ve progressif fatal seyir ile karakterize hastalıklardır. Creutzfeldt Jacob hastalığı ( CJH ),
FİBRİNOJEN DEPO HASTALIĞI. Yrd.Doç.Dr. Güldal YILMAZ Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı Ankara
FİBRİNOJEN DEPO HASTALIĞI Yrd.Doç.Dr. Güldal YILMAZ Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı Ankara H. K., 5 yaşında, Kız çocuğu Şikayet: Karında şişlik Özgeçmiş: 8 aylıkken karında
Demans ve Alzheimer Nedir?
DEMANS Halk arasında 'bunama' dedigimiz durumdur. Kişinin yaşından beklenen beyin performansını gösterememesidir. Özellikle etkilenen bölgeler; hafıza, dikkat, dil ve problem çözme alanlarıdır. Durumun
Motor Nöron ve Kas Hastalıkları. Uzm Dr Pınar Gelener
Motor Nöron ve Kas Hastalıkları Uzm Dr Pınar Gelener Genel Bilgiler Vücudun herhangi bir bölümünde kas kuvveti azalması: parezi Tam kaybı (felç) : paralizi / pleji Vücudun yarısını tutarsa (kol+bacak)
Journal of Neurological Sciences [Turkish] 24:(2)# 11; , Derleme
Journal of Neurological Sciences [Turkish] 24:(2)# 11;182-189, 2007 http://www.jns.dergisi.org/text.php3?id=161 Derleme Özet İnsan Prion Hastalığı: Creutzfeldt-Jakob Hastalığı Özlem ÖZEN Başkent Üniversitesi
25.03.2015. Mikroorganizmalar; nükleus özelliklerine göre prokaryot ve ökaryot olmak üzere iki grupta incelenir.
BAKTERİLERİN DİĞER MİKROORGANİZMALARLA KARŞILAŞTIRILMASI BAKTERİLERİN DİĞER MİKROORGANİZMALARLA KARŞILAŞTIRILMASI Mikroorganizmalar; nükleus özelliklerine göre prokaryot ve ökaryot olmak üzere iki grupta
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi / Patoloji A:B:D
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi / Patoloji A:B:D Arş gör. Dr Cansu ABAYLI Çöliak hastalığı; Buğday, arpa ve yulaf gibi tahıllı gıdalarda bulunan, gluten proteinleri ile oluşan, toplumun %1 inden fazlasının
Amiloidozis Patolojisi. Dr. Yıldırım Karslıoğlu GATA Patoloji Anabilim Dalı
Amiloidozis Patolojisi Dr. Yıldırım Karslıoğlu GATA Patoloji Anabilim Dalı Tanım Amiloid = Latince amylum (nişasta, amiloz) benzeri Anormal ekstrasellüler protein depozisyonu Fizyolojik eliminasyon mekanizmaları
ENDOMETRİAL KARSİNOM SPORADİK Mİ? HEREDİTER Mİ? Dr Ş.Funda Tanay Eren Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı
ENDOMETRİAL KARSİNOM SPORADİK Mİ? HEREDİTER Mİ? Dr Ş.Funda Tanay Eren Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı 26.ULUSALPATOLOJİ KONGRESİ ANTALYA 2016 Kalıtsal kanser sendromlarının tespit
YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy
YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR Prof. Dr. Mehmet Ersoy DEMANSA NEDEN OLAN HASTALIKLAR AMAÇ Demansın nedenleri ve gelişim sürecinin öğretmek Yaşlı bireyde demansa bağlı oluşabilecek problemleri öğretmek
Dr. Can CELİLOĞLU Adana Numune E.A.H. Çocuk Sağ.ve Hast. Kliniği
Dr. Can CELİLOĞLU Adana Numune E.A.H. Çocuk Sağ.ve Hast. Kliniği Olgu-1 Olgu-1 12 yaşında, kız Hasta alt bezi raporu için kliniğimize yönlendirilmiş. Değişik 3. basamak merkezler ve üniversite hastanelerinde
LENFOSİTİK VASKÜLİT PATERNİ LUPUS ERİTEMATOSUS İÇİN UYARICI MI?
LENFOSİTİK VASKÜLİT PATERNİ LUPUS ERİTEMATOSUS İÇİN UYARICI MI? Sümeyye Ekmekci, Özge Çokbankir, Banu Lebe Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı 1 GİRİŞ 1 Lupus eritematosus etyolojisi
MİDE KANSERİNDE APOPİTOZİSİN BİYOLOJİK BELİRTEÇLERİNİN PROGNOSTİK ÖNEMİ
MİDE KANSERİNDE APOPİTOZİSİN BİYOLOJİK BELİRTEÇLERİNİN PROGNOSTİK ÖNEMİ Cem Sezer 1, Mustafa Yıldırım 2, Mustafa Yıldız 2, Arsenal Sezgin Alikanoğlu 1,Utku Dönem Dilli 1, Sevil Göktaş 1, Nurullah Bülbüller
Nefropatolojide Sınıflandırmalar. Amiloidoz Sınıflandırması. Banu Sarsık Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi
Nefropatolojide Sınıflandırmalar Amiloidoz Sınıflandırması Banu Sarsık Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Amiloidoz Doku ve organlarda aşırı miktarda amiloid fibrili birikimi ile karakterli bir grup hastalık
Böbrekte AA Amiloidozis in Histopatolojik Bulguları ve Klinik Korelasyon
Böbrekte AA Amiloidozis in Histopatolojik Bulguları ve Klinik Korelasyon Zeynep Kendi Çelebi 1, Saba Kiremitçi 2, Bengi Öztürk 3, Serkan Aktürk 1, Şiyar Erdoğmuş 1, Neval Duman 1, Kenan Ateş 1, Şehsuvar
Creutzfeldt-Jakob disease presented with dizziness, weakness and neuropsychiatric symptoms: 2 Case Reports
Gaziantep Medical Journal Case Report Creutzfeldt-Jakob disease presented with dizziness, weakness and neuropsychiatric symptoms: 2 Case Reports Baş dönmesi, halsizlik ve nöropsikiyatrik semptomlar ile
Sistinozis ve Herediter Multiple Ekzositoz Birlikteliği
Sistinozis ve Herediter Multiple Ekzositoz Birlikteliği Aysun Karabay Bayazıt, Bahriye Atmış, Deniz Kör, Neslihan Önenli Mungan, Ali Anarat Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Nefroloji ve Çocuk
Küçük Damar Hastalığı; Semptomatoloji. Kürşad Kutluk Dokuz Eylül Üniversitesi 27 Mayıs 2017, İzmir
Küçük Damar Hastalığı; Semptomatoloji Kürşad Kutluk Dokuz Eylül Üniversitesi 27 Mayıs 2017, İzmir KÜÇÜK DAMAR HASTALIĞINDA KLİNİK BULGULAR Yok Özel fokal nöroloik semptomlar Sinsi gelişen global nörolojik
MEME KANSERİ TARAMASI
MEME KANSERİ TARAMASI Meme Kanseri Taramanızı Yaptırdınız Mı? MEME KANSERİ TARAMASI NE DEMEKTİR? Kadınlarda görülen kanserlerin %33 ü ve kansere bağlı ölümlerin de %20 si meme kanserine bağlıdır. Meme
Majör Depresyon Hastalarında Klinik Değişkenlerin Oküler Koherans Tomografi ile İlişkisi
Majör Depresyon Hastalarında Klinik Değişkenlerin Oküler Koherans Tomografi ile İlişkisi Mesut YILDIZ, Sait ALİM, Sedat BATMAZ, Selim DEMİR, Emrah SONGUR Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı
HODGKIN DIŞI LENFOMA
HODGKIN DIŞI LENFOMA HODGKIN DIŞI LENFOMA NEDİR? Hodgkin dışı lenfoma (HDL) veya Non-Hodgkin lenfoma (NHL), vücudun savunma sistemini sağlayan lenf bezlerinden kaynaklanan kötü huylu bir hastalıktır. Lenf
Fizyoloji PSİ 123 Hafta Haft 8 a
Fizyoloji PSİ 123 Hafta 8 Sinir Sisteminin Organizasyonu Sinir Sistemi Merkezi Sinir Sistemi Beyin Omurilik Periferik Sinir Sistemi Merkezi Sinir Sistemi (MSS) Oluşturan Hücreler Ara nöronlar ve motor
Dev Karaciğer Metastazlı Gastrointestinal Stromal Tümör Olgusu ve Cerrahi Tedavi Serüveni
Dev Karaciğer Metastazlı Gastrointestinal Stromal Tümör Olgusu ve Cerrahi Tedavi Serüveni Dr. Koray TOPGÜL Medical Park Samsun Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü/ SAMSUN 35 yaşında erkek hasta, İlk kez 2007
Demansta görüntülemenin rolü. Dr.Ercan Karaarslan Acıbadem Üniversitesi
Demansta görüntülemenin rolü Dr.Ercan Karaarslan Acıbadem Üniversitesi Konular Demansta görüntülemenin rolü Dejeneratif hastalıklarda atrofi paterni ve klinik pratikte ölçüm yöntemleri Dejeneratif hastalıklarda
Nörofibromatozis Tip 1 Tanılı Olguların Değerlendirilmesi: Tek Merkez Deneyimi
Nörofibromatozis Tip 1 Tanılı Olguların Değerlendirilmesi: Tek Merkez Deneyimi Nurşah Eker, Ayşe Gülnur Tokuç, Burcu Tufan Taş, Berkin Berk, Emel Şenay, Barış Yılmaz Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim
Akdeniz Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Radyoloji Ana Bilim Dalı, Antalya. Demans, bilişsel (kognitif) kapasitenin edinsel ve ilerleyici kaybı şeklinde
1 Demans ve Nörodejeneratif süreçler Prof. Dr. Kamil Karaali Akdeniz Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Radyoloji Ana Bilim Dalı, Antalya Demans, bilişsel (kognitif) kapasitenin edinsel ve ilerleyici kaybı şeklinde
Prion hastalıkları, insan ve hayvanlarda infeksiyöz
Yeni Prion Hastalıkları Muhan ERKUŞ*, Fügen ÇOKÇA** * Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi, Patoloji Anabilim Dalı, AYDIN ** Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Klinik Bakteriyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları
MENOPOZ. Menopoz nedir?
MENOPOZ Hayatınızı kabusa çeviren, unutkanlık, uykusuzluk, depresyon, sinirlilik, halsizlik şikayetlerinin en büyük sebeplerinden biri menopozdur. İleri dönemde idrar kaçırma, kemik erimesi, hipertansiyona
İNVAZİF ASPERGİLLOZ Radyolojik Tanı. Dr. Recep SAVAŞ Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir
İNVAZİF ASPERGİLLOZ Radyolojik Tanı Dr. Recep SAVAŞ Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir AMAÇ Radyolojik olarak algoritm Tanı ve bulgular Tedavi sonrası takip İnvazif Asperjilloz Akciğer
Anti-HIV Pozitif Bulunan Hastada Kesin Tanı Algoritması. Doç. Dr. Kenan Midilli İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı
Anti-HIV Pozitif Bulunan Hastada Kesin Tanı Algoritması Doç. Dr. Kenan Midilli İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Testler farklı amaçlarla uygulanabilir: - Tanı, tarama, doğrulama,
Meme Kanseri Cerrahisinde İntraoperatif Değerlendirme Ne kadar güvenebiliriz?
Meme Kanseri Cerrahisinde İntraoperatif Değerlendirme Ne kadar güvenebiliriz? Prof. Dr. Banu Bilezikçi Ankara Güven Hastanesi, Patoloji Bölümü Ankara Meme Hastalıkları Derneğinin III. Toplantısı 24 Kasım
Travmalı hastaya müdahale eden sağlık çalışanları, hasta kanı ve diğer vücut salgıları ile çalışma ortamında karşılaşma riski bulunan diğer sağlık
Doç. Dr. Onur POLAT Travmalı hastaya müdahale eden sağlık çalışanları, hasta kanı ve diğer vücut salgıları ile çalışma ortamında karşılaşma riski bulunan diğer sağlık personeli gibi hastalardan bulaşabilecek
Omurga-Omurilik Cerrahisi
Omurga-Omurilik Cerrahisi BR.HLİ.017 Omurga cerrahisi, omurilik ve sinir kökleri ile bu hassas sinir dokusunu saran/koruyan omurga üzerinde yapılan ameliyatları ve çeşitli girişimleri içerir. Omurga ve
DERLEME / REVIEW Kafkas J Med Sci 2011; 1(1):34 40 doi: 10.5505/kjms.2011.98608
DERLEME / REVIEW Kafkas J Med Sci 2011; 1(1):34 40 doi: 10.5505/kjms.2011.98608 Bulașıcı Süngerimsi Ensefalopatiler: Halk Sağlığı Açısından Güncel bir Bakıș Transmissible Spongiform Encephalopathies: a
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 9 Ağustos 2016 Salı
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 9 Ağustos 2016 Salı Yandal Ar. Gör. Uzm. Dr. Kübra Öztürk Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi
NAZOFARENKS KARSİNOMUNDA CLAUDIN 1, 4 VE 7 EKSPRESYON PATERNİ VE PROGNOSTİK ÖNEMİ
NAZOFARENKS KARSİNOMUNDA CLAUDIN 1, 4 VE 7 EKSPRESYON PATERNİ VE PROGNOSTİK ÖNEMİ Dinç Süren 1, Mustafa Yıldırım 2, Vildan Kaya 3, Ruksan Elal 1, Ömer Tarık Selçuk 4, Üstün Osma 4, Mustafa Yıldız 5, Cem
SARS (SEVERE ACUTE RESPİRATORY SYNDROME) CİDDİ AKUT SOLUNUM YETMEZLİĞİ SENDROMU
SARS (SEVERE ACUTE RESPİRATORY SYNDROME) CİDDİ AKUT SOLUNUM YETMEZLİĞİ SENDROMU Coronavirus lar, Coronaviridae ailesinde yer alan zarflı RNA virüsleridir. İnsan ve hayvanlarda solunum yolu ve gastrointestinal
Tiroidin en sık görülen benign tümörleri foliküler adenomlardır.
GİRİŞ: Tiroidin en sık görülen benign tümörleri foliküler adenomlardır. Foliküler adenomlar iyi sınırlı tek lezyon şeklinde olup, genellikle adenomu normal tiroid dokusundan ayıran kapsülleri vardır. Sıklıkla
Hasta kişi ile cinsel temas, Gebelerde anneden bebeğe geçiş ( konjenital Sifilis ), Kan teması ile bulaşır.
SİFİLİS Frengi; Lues; Sifilis cinsel yolla bulaşan bulaşıcı mikrobik enfeksiyon hastalığıdır. Tedavi edilmez ise beyin, sinir, göz ve iç organlarda ciddi hasarlar yaparak ölüme neden olur. Sifilis Treponema
SİNİR SİSTEMİ Sinir sistemi vücutta, kas kontraksiyonlarını, hızlı değişen viseral olayları ve bazı endokrin bezlerin sekresyon hızlarını kontrol eder
SİNİR SİSTEMİ SİNİR SİSTEMİ Sinir sistemi vücutta, kas kontraksiyonlarını, hızlı değişen viseral olayları ve bazı endokrin bezlerin sekresyon hızlarını kontrol eder. Çeşitli duyu organlarından milyonlarca
VIII. FAKTÖR XII EKSİKLİĞİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU BÖLÜM ULUSAL TANI VE TEDAVİ KILAVUZU 2013
ULUSAL TANI VE TEDAVİ KILAVUZU 2013 FAKTÖR XII EKSİKLİĞİ VIII. BÖLÜM TANI VE TEDAVİ KILAVUZU KALITSAL FAKTÖR XII EKSİKLİĞİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU FAKTÖR XII EKSİKLİĞİ Dr. M. Cem Ar ve THD Hemofili Bilimsel
BİR OLGU NEDENİYLE CLEIDOCRANIAL DYSOSTOSIS
G.Ü. Dişhek. Fak. Der. Cilt II, Sayı 1, Sayfa 205-211, 1985 BİR OLGU NEDENİYLE CLEIDOCRANIAL DYSOSTOSIS Yıldız BATIRBAYGİL* Alparslan GÖKALP** Cleidocranial Dysostosis veya «Marie and Sainton» Sendromu
28.02.2015. Sarkoidoz. MSS granülomatozları. Sarkoidoz. Sarkoidoz. Granülom / Granülomatoz reaksiyon
Granülom / Granülomatoz reaksiyon Non-enfektif granülomatozlar: Sinir sistemi tutulumu ve görüntüleme Küçük nodül Bağışıklık sisteminin, elimine edemediği yabancı patojenlere karşı geliştirdiği ve izole
Parkinson Hastalığı ile α-sinüklein Geni Polimorfizmlerinin İlişkisinin Araştırılması
İ.Ü. CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TIBBİ BİYOLOJİ ANABİLİM DALI Parkinson Hastalığı ile α-sinüklein Geni Polimorfizmlerinin İlişkisinin Araştırılması Araş.Gör. Yener KURMAN İSTANBUL
Küçük Hücreli Dışı Akciğer Karsinomlarının EGFR Mutasyon Analizinde Real-Time PCR Yöntemi ile Mutasyona Spesifik İmmünohistokimyanın Karşılaştırılması
Küçük Hücreli Dışı Akciğer Karsinomlarının EGFR Mutasyon Analizinde Real-Time PCR Yöntemi ile Mutasyona Spesifik nın Karşılaştırılması Dr.M.Çisel Aydın, Doç.Dr.Sevgen Önder, Prof.Dr.Gaye Güler Tezel Hacettepe
İSTATİSTİK, ANALİZ VE RAPORLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI
RAPOR BÜLTENİ İSTATİSTİK, ANALİZ VE RAPORLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI Tarih: 18/09/2015 Sayı : 11 Dünya Alzheimer Farkındalık Günü 21 Eylül 2015 Hazırlayan Ezel ÖZTÜRK Alzheimer Hastalığı ilerleyici nörodejeneratif
Akciğer Karsinomlarının Histopatolojisi
Akciğer Karsinomlarının Histopatolojisi Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Akciğer karsinomlarının gelişiminde preinvaziv epitelyal lezyonlar; Akciğer karsinomlarının gelişiminde
TÜBERKÜLOZ. Verem; TB; TBC; Tüberküloz nasıl yayılır? Tüberküloz şikayetleri nelerdir?
TÜBERKÜLOZ Verem; TB; TBC; Hava yoluyla yayılan bulaşıcı akciğer hastalığıdır. Akciğer dışında kemik, lenf bezleri, böbrek, beyin zarları gibi diğer organları da tutabilir. Tüberküloz bakterisi Mycobacterium
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı Yandal Ar. Gör. Uzm. Dr. Kübra Öztürk Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi
NÖROMUSKÜLER HASTALIKLAR TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI
NÖROMUSKÜLER HASTALIKLAR TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI Dersin Kodu ve Adı NMH 501 Musküler Distrofiler Dersin ECTS Kredisi 5 Prof.Dr.Haluk Topaloğlu Musküler distrofilerin sınıflaması, çocukluk çağında
Mehmet Sait Doğan, Selim Doğanay, Gonca Koç, Süreyya Burcu Görkem, Abdulhakim Coşkun
Mehmet Sait Doğan, Selim Doğanay, Gonca Koç, Süreyya Burcu Görkem, Abdulhakim Coşkun Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Radyoloji BD, Kayseri İntrauterin dönemde hidrosefali ve korpus kallozum
Uyku Fizyolojisi Uyku Hijyeni Obstrüktif Uyku-Apne Sendromu
Uyku Fizyolojisi Uyku Hijyeni Obstrüktif Uyku-Apne Sendromu Prof. Dr. Hakan Kaynak Uykum Uyku Bozuklukları Merkezi Normal Uyku Uykunun Dönemleri Nasıl Uyuyoruz? Richardson GS: The human circadian system
Referans: e-tus İpucu Serisi K.Stajlar Ders Notları Sayfa:353
23. Aşağıdakilerden hangisi akne patogenezinde rol oynayan faktörlerden biri değildir? A) İnflamasyon B) Foliküler hiperproliferasyon C) Bakteriyal proliferasyon D) Aşırı sebum üretimi E) Retinoik asit
MS, gen yetişkinlerin en yaygın nörolojik hastalıklarından birisidir de Sir August D Este tarafından ilk kez tanımlanmıştır.
Fzt. Damla DUMAN MS, gen yetişkinlerin en yaygın nörolojik hastalıklarından birisidir. 1822 de Sir August D Este tarafından ilk kez tanımlanmıştır. Kuvvetsizlik, spastisite, duyusal problemler, ataksi
YÜKSEK KORTİKAL FONKSIYONLAR. Yrd.Doç.Dr.Adalet ARIKANOĞLU D.Ü.T.F.Nöroloji A.B.D
YÜKSEK KORTİKAL FONKSIYONLAR Yrd.Doç.Dr.Adalet ARIKANOĞLU D.Ü.T.F.Nöroloji A.B.D DAVRANIŞ NÖROLOJİSİ TANIM:İnsanda yüksek serebral fonksiyonların anatomik ve fonksiyonel özellikleri ile bu fonksiyonların
Ayrıca sinirler arasındaki iletişimi sağlayan beyindeki bazı kimyasal maddelerin üretimi de azalır.
Alzheimer hastalığı nedir, neden olur? Alzheimer hastalığı, yaşlılıkla beraber ortaya çıkan ve başta unutkanlık olmak üzere çeşitli zihinsel ve davranışsal bozukluklara yol açan ilerleyici bir beyin hastalığıdır.
MEME HAMA}lTOMU ÖZET SUMMARY. histopathologicala features of this lesion are evaluated and compared with the literature.
MEME HAMA}lTOMU (LENFANGİOMİYOM) R., İlhan('"), F., Kabukçuoğlu (*), A. İplikçi("'), O., İplikçi(") ÖZET 984-988 yılları arasında İstanbul Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Datı biyopsi materyeli içerisinde
Gazlı Gangren ve CJD: Perioperatif Önlemler ve Atıklarda ve Tekrar Kullanılabilir Gereçlerde Yapılması Gerekenler
Gazlı Gangren ve CJD: Perioperatif Önlemler ve Atıklarda ve Tekrar Kullanılabilir Gereçlerde Yapılması Gerekenler Yrd. Doç. Dr. Tansu YAMAZHAN Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi, İnfeksiyon Hastalıkları ve
Dr. Özlem Erdem Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji AD 22. ULUSAL PATOLOJİ KONGRESİ
Dr. Özlem Erdem Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji AD 22. ULUSAL PATOLOJİ KONGRESİ OLGU 45 yaşında erkek hasta Yaklaşık 1,5 yıldan beri devam eden alt ekstremite ve gövde alt kısımlarında daha
Dr. A. Nimet Karadayı. Hastanesi, Patoloji Kliniği
Dr. A. Nimet Karadayı Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Patoloji Kliniği MEME TÜMÖRLERİNDE PATOLOJİ RAPORLARINDA STANDARDİZASYON Amaç, hasta
Ölümcül proteinler: prionlar
Imagecourtesyofspooh/iStockphoto Ölümcül proteinler: prionlar 1980 ve 90 larda deli dana hastalığı nın yayılmasından ve bu hastalığın insanlardaki varyantı olan Creutuzfeld-Jacob (vcjd) hastalığının ortaya
Beyin tümörü, beyni oluşturan üç bölgeden birinden -beyin, beyincik ve beyin sapıkaynaklanabilir.
BEYİN TÜMÖRÜ BEYİN TÜMÖRÜ NEDİR? Beyin tümörü beyinde anormal hücrelerin çoğalması sonucu gelişen bir kitledir. Bazı beyin tümörleri iyi huylu (örneğin meningiom), bazıları ise kötü huylu kitlelerdir.
DEMANS ya da BUNAMA olarak bilinen hastalık
DEMANS ya da BUNAMA olarak bilinen hastalık yaşlılığın doğal bir sonucu değildir.. Demansın en sık nedeni ALZHEİMER HASTALIĞI DIR. Yaşla gelen unutkanlık ALZHEİMER HASTALIĞI nın habercisi olabilir!!! ALZHEİMER
Serebral Kortikal malformasyonlar
Serebral Kortikal malformasyonlar Nöronal Migrasyon Anomalileri Dr. Cem Calli Ege University Medical Faculty Dept. of Radiology Neuroradiology Section SINIFLAMA Nöronal proliferasyon Nöronal migrasyon
VİRUS HASTALIKLARINDA TANI YÖNTEMLERİ
VİRUS HASTALIKLARINDA TANI YÖNTEMLERİ Doç. Dr. Koray Ergünay MD PhD Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Viroloji Ünitesi Viral Enfeksiyonlar... Klinik
FİZYOTERAPİ VE REHABİLİTASYON YÜKSEK LİSANS PROGRAMI
FİZYOTERAPİ VE REHABİLİTASYON YÜKSEK LİSANS PROGRAMI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI NA GİRİŞ KOŞULLARI : Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksekokullarının veya Yüksekokul ve Fakültelerin Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon
Multipl Myeloma da PET/BT. Dr. N. Özlem Küçük Ankara Üniv. Tıp Fak. Nükleer Tıp ABD
Multipl Myeloma da PET/BT Dr. N. Özlem Küçük Ankara Üniv. Tıp Fak. Nükleer Tıp ABD İskelet sisteminin en sık görülen primer neoplazmı Radyolojik olarak iskelette çok sayıda destrüktif lezyon ve yaygın
Beyin Omurlik Damarlarının Cerrahi Tedavisi
Beyin Omurlik Damarlarının Cerrahi Tedavisi (Nörovasküler Cerrahi) BR.HLİ.015 Sinir sisteminin damar hastalıkları ve bunların cerrahi tedavisi beyin ve sinir cerrahisinin spesifik ve zorlu bir alanını
HPV Moleküler Tanısında Güncel Durum. DNA bazlı Testler KORAY ERGÜNAY 1.ULUSAL KLİNİK MİKROBİYOLOJİ KONGRESİ
1.ULUSAL KLİNİK MİKROBİYOLOJİ KONGRESİ HPV Moleküler Tanısında Güncel Durum DNA bazlı Testler KORAY ERGÜNAY Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji AD Viroloji Ünitesi HPV tanısı... Sitolojik/Patolojik
AKCİĞER KANSERİ TANISI KONULDUKTAN SONRA NE YAPILIR HASTA NASIL TAKİP VE İDARE EDİLİR
AKCİĞER KANSERİ TANISI KONULDUKTAN SONRA NE YAPILIR HASTA NASIL TAKİP VE İDARE EDİLİR Akciğer kanseri olmak her şeyin sonu değildir. Bu hastalığı yenmek için mutlaka azimli, inançlı ve sabırlı olmanız
LENFATİK VE İMMÜN SİSTEM HANGİ ORGANLARDAN OLUŞUR?
LENFOMA NEDİR? Lenfoma, diğer grup onkolojik hastalıklar içinde yaşamın uzatılması ve daha kaliteli yaşam sağlanması ve hastaların kurtarılmaları açısından daha fazla başarı elde edilmiş bir hastalıktır.
MULTİPL SKLEROZ(MS) Multipl Skleroz (MS) genç erişkinleri etkileyerek özürlülüğe en sık yolaçan nörolojik hastalık
MULTİPL SKLEROZ(MS) Multipl Skleroz (MS) genç erişkinleri etkileyerek özürlülüğe en sık yolaçan nörolojik hastalık MS Hasta Okulu 28.05.2013 Multipl skleroz (MS) hastalığını basitçe, merkezi sinir sistemine
Göğüs Cerrahisi Sedat Gürkok. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine
Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Soliter Pulmoner Nodül Tanım: Genel bir tanımı olmasa da 3 cm den küçük, akciğer parankimi ile çevrili, beraberinde herhangi patolojinin eşlik
MEME PATOLOJİSİ Slayt Semineri Oturum Başkanları: Dr. Osman ZEKİOĞLU - Dr. Gülnur GÜLER
MEME PATOLOJİSİ Slayt Semineri Oturum Başkanları: Dr. Osman ZEKİOĞLU - Dr. Gülnur GÜLER OLGU SUNUMU Dr Tülin Öztürk İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı 25. Ulusal Patoloji Kongresi 14-17
MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ RADYASYON ONKOLOJİSİ ABD. Dr.Rashad Rzazade
MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ RADYASYON ONKOLOJİSİ ABD. Dr.Rashad Rzazade Vaka sunumu (İA) 43 yaş erkek hasta 2/2016 da göğüs ağrısı PAAC: Sol akciğerde kitle Toraks BT (25.02.2016) Sol akciğer üst lob apikoposterior
Çocukluk çağı özofajitleri: Eozinofilik Özofajit...? Reflü Özofajit...?
Çocukluk çağı özofajitleri: Eozinofilik Özofajit...? Reflü Özofajit...? Yasemin Yuyucu Karabulut 1, Berna Savaş 2, Arzu Ensari 2, Aydan Kansu 3 1 Çankırı Devlet Hastanesi Patoloji 2 Ankara Üniversitesi
mm3, periferik yaymasında lenfosit hakimiyeti vardı. GİRİŞ hastalığın farklı şekillerde isimlendirilmesine neden Olgu 2 Olgu 3
24 P. I. AĞRAS ve Ark. GİRİŞ Ürtikeryal vaskülit histolojik olarak vaskülit bulgularını gösteren, klinikte persistan ürtikeryal döküntülerle karakterize olan bir klinikopatolojik durumdur (1). Klinikte
Arka Beyin Medulla Omuriliğin beyne bağlandığı bölge kalp atışı, nefes, kan basıncı Serebellum (beyincik) Kan faaliyetleri, denge Pons (köprü)
SİNİR SİSTEMİ BEYİN Belirli alanlar belirli davranış ve özelliklerden sorumlu. 3 kısım Arka beyin (oksipital lob) Orta beyin (parietal ve temporal lob) Ön beyin (frontal lob) Arka Beyin Medulla Omuriliğin
Göğüs Cerrahisi Hakan Şimşek. Journal of Clinical and Analytical Medicine
Journal of Clinical and Analytical Medicine Yetişkinde Gergin Omurilik Sendromu ve Eşlik Eden Toraks Deformitesi Gergin omurilik, klinik bir durumdur ve zemininde sebep olarak omuriliğin gerilmesi sonucu
Herediter Meme Over Kanseri Sendromunda. Prof.Dr.Mehmet Ali Ergün Gazi Üniversitesi Tı p Fakültesi T ı bbi Genetik Anabilim Dalı
Herediter Meme Over Kanseri Sendromunda Prof.Dr.Mehmet Ali Ergün Gazi Üniversitesi Tı p Fakültesi T ı bbi Genetik Anabilim Dalı Herediter Meme Over Kanseri (HBOC) %5-10 arası kalıtsaldır Erken başlama
OLGU SUNUMU. DOÇ. DR. VUSLAT KEÇİK BOŞNAK Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD.
OLGU SUNUMU DOÇ. DR. VUSLAT KEÇİK BOŞNAK Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD. GAZİANTEP MO; 44 yaşında sağlık çalışanı erkek hasta Şikayeti: Gün içerisinde
MEME KANSERİNDE GÖRÜNTÜLEME YÖNTEMLERİ
MEME KANSERİNDE GÖRÜNTÜLEME YÖNTEMLERİ Dr. Filiz Yenicesu Düzen Laboratuvarı Görüntüleme Birimi Meme Kanserinde Tanı Yöntemleri 1. Fizik muayene 2. Serolojik Testler 3. Görüntüleme 4. Biyopsi Patolojik
OLGU 3 (39 yaşında erkek)
Yakınma OLGU 3 (39 yaşında erkek) Yaklaşık dört aydır öksürük, Kanlı balgam çıkarma, Göğüs ağrısı ve halsizlik yakınmaları Özgeçmiş Beş yıl önce çekilen akciğer radyogramında sağ üst ve alt zonda tespit
Dr Ahmet Midi Maltepe Üniversitesi Patoloji
Dr Ahmet Midi Maltepe Üniversitesi Patoloji Genel bilgiler Tümör hücreleri, Subkapsüler sinüzoid İntraparankimal sinüzoid Histiositlerde burada bulunur Genel bilgiler Kanser hücreleri genellikle grup oluşturur
SAĞ VE SOL KOLON YERLEŞİMLİ TÜMÖRLER: AYNI ORGANDA FARKLI PATOLOJİK BULGULAR VE MİKROSATELLİT İNSTABİLİTE DURUMU
SAĞ VE SOL KOLON YERLEŞİMLİ TÜMÖRLER: AYNI ORGANDA FARKLI PATOLOJİK BULGULAR VE MİKROSATELLİT İNSTABİLİTE DURUMU Ezgi Işıl Turhan 1, Nesrin Uğraş 1, Ömer Yerci 1, Seçil Ak 2, Berrin Tunca 2, Ersin Öztürk
Kan Kanserleri (Lösemiler)
Lösemi Nedir? Lösemi bir kanser türüdür. Kanser, sayısı 100'den fazla olan bir hastalık grubunun ortak adıdır. Kanserde iki önemli özellik bulunur. İlk önce bedendeki bazı hücreler anormalleşir. İkinci
KOLOREKTAL KANSERLERİN MOLEKÜLER SINIFLAMASI. Doç.Dr.Aytekin AKYOL Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı 23 Mart 2014
KOLOREKTAL KANSERLERİN MOLEKÜLER SINIFLAMASI Doç.Dr.Aytekin AKYOL Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı 23 Mart 2014 Kolorektal Kanserler; Sunum Planı Genel bilgiler Moleküler
Astım hastalığı, kronik yani süreklilik gösteren ve ataklar halinde seyir gösteren bir hava yolu
Bölüm 21 Astımla Karışan Hastalıklar Dr. Alpaslan TANOĞLU ve Dr. Mustafa DİNÇ Astım hastalığı, kronik yani süreklilik gösteren ve ataklar halinde seyir gösteren bir hava yolu hastalığıdır. Hastalığın en
KEMOTERAPİNİN SİNİR SİSTEMİ VE PSİKOLOJİK GEÇ YAN ETKİLERİ DR. FİLİZ ÇAY ŞENLER A.Ü.T.F. TIBBİ ONKOLOJİ B.D.
KEMOTERAPİNİN SİNİR SİSTEMİ VE PSİKOLOJİK GEÇ YAN ETKİLERİ DR. FİLİZ ÇAY ŞENLER A.Ü.T.F. TIBBİ ONKOLOJİ B.D. PLAN Kemoterapiye bağlı geç gelişen ya da kronik nöropsikiyatrik toksisiteleri tanımlamak Ayırıcı
Dr. Figen Söylemezoğlu
Dr. Figen Söylemezoğlu Konsültasyon Tanıya ulaşmada zorluk Klinik ile uyumsuzluk Tedavinin bir başka kurumda devam etmesi Hasta ya da klinisyenin ikinci bir görüş istemesi durumunda Konsültasyon Bu uygulamanın
Hepatik Ensefalopati. Prof. Dr. Ömer Şentürk
Hepatik Ensefalopati Prof. Dr. Ömer Şentürk Hepatik Ensefalopati : Terminoloji Tip A Akut karaciğer yetmezliği ile birlikte Tip B Porto-sistemik Bypass ile birlikte (intrensek hepatosellüler yetmezlik
SOLİT ORGAN TRANSPLANTASYONU ve BK VİRUS ENFEKSİYONLARI Doç. Dr. Derya Mutlu Güçlü immunsupresifler Akut, Kronik rejeksiyon Graft yaşam süresi? Eskiden bilinen veya yeni tanımlanan enfeksiyon etkenleri:
Dehidroepiandrosteron- sülfat; DHEA-sülfat testi;
DHEA-s Dehidroepiandrosteron- sülfat; DHEA-sülfat testi; DHEA sülfat böbrek üstü bezi tarafından üretilen zayıf bir erkeklik hormonudur ( androjen ). DHEA- sülfat hem kadın hem erkeklerde üretilir. Kadınlarda
Hepatit B Virüs Testleri: Hepatit serolojisi, Hepatit markırları
HEPATİT B TESTLERİ Hepatit B Virüs Testleri: Hepatit serolojisi, Hepatit markırları Hepatit B virüs enfeksiyonu insandan insana kan, semen, vücut salgıları ile kolay bulaşan yaygın görülen ve ülkemizde
KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ HASTALIĞI (KKKA) VE KARADENİZ BÖLGESİ NDEKİ DURUMU
KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ HASTALIĞI (KKKA) VE KARADENİZ BÖLGESİ NDEKİ DURUMU Hamza KADI Veteriner Hekim Samsun Veteriner Kontrol Enstitüsü Viroloji Laboratuvarı Tarihçe 12. yy da bugünkü Tacikistan bölgesinde
SİNİR SİSTEMİ. Duyusal olarak elde edilen bilgiler beyne (yada tam tersi) nasıl gider?
SİNİR SİSTEMİ SİNİR SİSTEMİ Descartes- İnsan vücudu bilimsel olarak (doğal yasalarla) açıklanabilecek bir hayvan makinesidir Bu makineyi araştıran, beyin ve davranış arasındaki ilişkiyi inceleyen bilim