KONAKLAMA İŞLETMELERİNDE ETİK İKLİM VE İŞ TATMİNİ İLİŞKİSİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "KONAKLAMA İŞLETMELERİNDE ETİK İKLİM VE İŞ TATMİNİ İLİŞKİSİ"

Transkript

1 274 Mersin Üniversitesi Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu KONAKLAMA İŞLETMELERİNDE ETİK İKLİM VE İŞ TATMİNİ İLİŞKİSİ Yrd.Doç.Dr. Aydın ÇEVİRGEN Arş.Gör. Engin ÜNGÜREN Akdeniz Üniversitesi Akdeniz Üniversitesi Alanya İşletme Fakültesi Alanya İşletme Fakültesi ÖZET Etik anlayışı, örgüt kültürünün bir parçası olarak kurumsallaştırmayı başaramayan işletmelerin uzun dönemde varlıklarını sürdürme şansları bulunmamaktadır. Emek yoğun bir hizmetin verildiği konaklama işletmelerinde, insan unsurunun ön plana çıkması nedeniyle etik davranışlar önem kazanmaktadır. Yöneticiler, işgörenler ve aynı zamanda müşteriler arasındaki yoğun ilişkiler içinde ortaya çıkabilecek etik olmayan davranışlar, işletme içinde stresli bir ortamın oluşmasına neden olabilmekte ve bu durum işgörenlerin iş tatminini olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Bu çalışmada, otel işletmelerindeki örgütsel etik iklimin, çalışanların iş tatmini üzerindeki etkileri incelenmiştir. Anket yöntemi uygulanarak gerçekleştirilen araştırmada, işgörenlerin etik iklim algılamaları ile iş tatmini arasında pozitif yönlü bir ilişki olduğu belirlenmiştir. Ayrıca uygulanan t testi ve anova analizi sonuçlarında; işgörenlerin etik iklime yönelik tutumlarının ve iş tatmin durumlarının cinsiyete, yaşa, çalışılan bölüme, çalışılan pozisyona ve mesleki deneyim sürelerine göre istatistiksel anlamda farklılaşmadığı görülmüştür. Anahtar Kelimeler: Örgütsel etik iklim, iş tatmini, konaklama işletmeleri, Alanya GİRİŞ İş etiğini işletmelere taşıyan unsur, işin yönetsel çerçevesi içinde yer alan insandır. Özellikle bir hizmet endüstrisi olan turizm işletmelerinde, gerek yönetim ve gerekse işgören kademelerinde insan unsurunun yoğun olması nedeniyle, etik yön ağır basmaktadır. Turizm işletmelerinde iş etiğine aykırı davranışlar; işletmeye karşı olan güvenin yitirilmesine, ekip çalışmalarının etkinliğinin kaybedilmesine, iletişimin zarar görmesine, işletmelerde bağlılık duygusunun yok olmasına ve işletme imajının zarar görmesine neden olmaktadır (Uçkun, Uçkun ve Latif, 2004:37-39). Dürüst, tutarlı ve ahlaka uygun davranış, organizasyonun çalışanları ve müşterileri karşısında güvenilirliğini ve saygınlığını artırır. Bunun sonucu olarak, müşteriler ve çalışanlar tarafından daha fazla tercih edilen bir organizasyon niteliğini kazanır. Etik değerlere sahip olmak, bir organizasyonun tüm paydaşları; ortakları, müşterileri, çalışanları, tedarikçileri arasında karşılıklı güveni, saygıyı ve anlayışı, dürüst ve açık iletişimi ve ilişkileri kolaylaştıran bir kültürdür (Barutçugil, 2004:223). İşletme içinde etik iklimin oluşturulmasında yöneticilerin önemli rolü vardır. İşletme yöneticileri kararlarının etik boyutunu sorgulamak zorundadırlar. İşgörenler ile ilişkilerin düzgün şekilde yürütülmesi ve işletmelerin en önemli kaynağı olarak görülen çalışanların işletme için gerçek anlamda değer yaratmasının sağlanabilmesi, yönetim kararlarının etik ilkelere uygun olup olmamasına bağlıdır (Yılmaz, 2009:375). İşletmedeki etiksel ortam, çalışanların tutum ve performansını etkilediği gibi, işe yeni girenlerin tutumlarını da etkilemektedir. İşletmede etiksel bir ortam yoksa, çalışanların iş arkadaşlarına ve işletmeye sadakati az olmaktadır. (Ural,2003:74). İşletme ve işgörenler arasındaki iş etiğine uygun olmayan ilişkiler, işgörenleri stres altında bırakmakta, işgörenlerin zamanlarının önemli bir bölümünü kendilerini korumaya ve geçmişte verdikleri kararların doğruluğunu ispat etmeye harcamalarına, dolayısıyla da, verimlilik ve performans sorunları yaşamalarına neden olmaktadır (Sonnenberg,1994:189; akt. Aydemir, 2007: 850). Örgütsel etik sadece işletmenin finansal performansı ve kamuoyundaki imajı üzerinde değil aynı zamanda işgörenlerin tutumları üzerinde de pozitif bir etki yaratabilir. Bu çalışmada, otel işletmelerinde algılanan örgütsel etik iklimin, çalışanların iş tatmini üzerindeki etkisinin belirlenmesi amaçlanmıştır. ÖRGÜTSEL ETİK İKLİM VE İŞ TATMİNİ Etik kavramı, insanların kurduğu bireysel ve toplumsal ilişkilerin temelini oluşturan değerleri ve kuralları doğru-yanlış ya da iyi-kötü gibi ahlaki açıdan araştıran bir felsefe disiplini olarak tanımlanabilir. İş etiği ise, iş dünyasındaki davranışları yönlendiren, onlara rehberlik eden etik prensipler ve standartların toplamıdır (Özkalp ve Kırel, 2005:576). Bir işletmede, iş etiğinden söz edebilmek için, öncelikle organizasyondaki yöneticiler ve işgörenler tarafından olumlu olarak algılanan bir etik iklimin varlığı gereklidir. Etik iklim bir oganizasyonda, ahlaki açıdan tartışma yaratabilecek konuların nasıl çözümlenmesi gerektiği ve etik olarak doğru davranışın ne olduğu ile ilgili paylaşılan algıdır (Deshpande, 1996:655). Bazı işletmeler yasalara uygun davrandıklarını, dolayısıyla etik davranış sergilediklerini ifade edebilirler. Oysa, etik değerler çerçevesinde davranış, salt yasalara uygun davranmak değildir. Bu değerlere gönüllü olarak kendini adamayı ifade eden bir kurum kültürü oluşturmaktır (Barutçugil, 2004:224). Diğer bir ifadeyle etiği kurumsallaştırmaktır. Kurumsallaşmış etik, işletmenin dış politikalarında, üst düzey yönetiminde ve çalışanların tüm iş faaliyetlerinde, günlük karar almalarında etiği içermesidir. (Ural, 2003:41). Konaklama işletmelerinin emek yoğun olma özelliği, üretim ve tüketimin eşzamanlı gerçekleştirilmesi, bu işletmelerdeki yöneticilerin, işgörenlerin ve müşterilerin birbirleriyle yakın ve sürekli bir ilişki içinde olmasını gerekli

2 10.. ULUSAL TURİZM KONGRESİ Ekim 2009, Mersin Mersin Üniversitesi Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu kılmaktadır. Bu nedenle konaklama işletmelerinin başarılı olmasında, etik ilkelerin oluşturulması ve hem yöneticilerin hem de işgörenlerin bu etik kurallar çerçevesinde davranmaları önem taşımaktadır. Fakat, etik iklimin oluşturulmasında sadece etik ilkelerin varlığı yeterli olmayacaktır. Bu ilkelerin hayata geçirilebilmesi ve işgörenler tarafından kabul görebilmesi için bizzat yöneticiler tarafından uygulanması gerekmektedir (Varinli, 2003:45). İşgörenlerin etik konusunu içselleştirebilmeleri; yöneticilerin bu konuda gösterecekleri ciddiyet ve kararlılığa (Gül ve Gökçe, 2008: 378) ve tüm üst yönetimin davranışları ile çalışanlarına model olmasına bağlıdır (İslamoğlu, 2007:98). Üst yönetimin desteği yanında, etik iklimin oluşturulmasında diğer bir gereklilik de, etik ilkelere bağlı kalınmaması durumunda uygulanacak yaptırımların belirlenmesi ve gerektiğinde bu yaptırımların gerçekten uygulandığının herkese gösterilmesidir (Akan,2007:18; İslamoğlu, 2007:109). Ayrıca, yaptırımların yanında, gerekli hallerde etik davranışlar ödül sistemi ile desteklenmelidir. Örgütlerinin etik olduğunu algılayan işgörenler, büyük olasılıkla örgütlerinin kendilerine karşı da adil olacağı algısına sahip olurlar. Bu durum, muhtemelen onların iş tatminini arttıracaktır (Koh ve Boo, 2001:311). İş tatmini bireyin işine karşı olan genel davranışları olarak tanımlanır. Eğer bireyin işine karşı tutumları olumlu ise işgörenlerin tatmin düzeylerinin yüksek, eğer olumsuz ise düşük olduğu görülür (Özkalp ve Kırel, 2005:140). İş etiği ile ilgili olarak işgörenlerde kişisel tatmin iki şekilde ortaya çıkar. Birincisi etik bir firmada çalışmanın verdiği tatmin, diğeri ise etik uygulamaların varlığı ya da işletme faaliyetlerinde etik uygulamaların görülmesinin yarattığı tatmindir (Schroeder, 2002:265). Böyle bir örgütsel iklimde kişiler daha güvende ve rahat hareket etme ve iletişim kurma özgüvenine sahip olurlar (Saylı ve Kızıldağ, 2007:249). Üst yönetimin yaptığı işlerde ahlaklı davrandığını algılayan çalışanlar işlerinden daha tatmin olacaklardır. Eğer, kurum içinde yönetimin uygulamaları çalışanlar tarafından kabul görmezse, çalışanın kuruma güveni azalacak ve güvensizlik artacaktır (İslamoğlu, 2007:91) Örgütlerinde etik iklimin oluşturulmasında üst yönetimin desteğini gören işgörenlerin, iş tatmininin olumlu yönde etkilendiğini gösteren çalışmalar mevcuttur. Bir araştırmada, iş etiği bağlamında, işgörenlerin örgütsel desteğin olduğuna yönelik algılamaları ile iş tatminleri arasında pozitif yönlü bir ilişkinin olduğu tespit edilmiştir (Valentine, Greller ve Richtermeyer, 2006). Ayrıca, işletme içinde etik davranışlar üst yönetimce desteklendiğinde, iş tatminin arttığını gösteren başka çalışmalar da bulunmaktadır (Koh ve Boo, 2004; Vitell ve Davis, 1990). Diğer bazı çalışmalarda ise, işgörenlerin ve yöneticilerin pozitif etik iklim algılamalarının, onların iş tatminlerini arttırdığı belirlenmiştir (Schwepker,2001; Koh ve Boo, 2001; Conine ve Rowden, 2006; Okpara ve Wynn, 2008). Örgütte etik iklimin iş tatmini üzerindeki etkilerini inceleyen yukarıdaki çalışmalarla birlikte, yapılan literatür taramasında konaklama işletmelerine yönelik gerçekleştirilmiş sadece bir çalışmaya rastlanabilmiştir (Schwepker ve Hartline,2005). Zincir otel işletmeleri çalışanları üzerinde gerçekleştirilen bu çalışmada; etik ilkelerin içselleştirilmesi ve etik olmayan davranışların cezalandırılmasının işgörenlerin etik iklim algılamalarını arttırdığı ve bu şekilde örgüt içinde ortaya çıkan pozitif etik iklim algılamalarının da işgörenlerin iş tatminini yükselttiği belirlenmiştir. ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ VE ÖRNEKLEMİ Araştırma anket tekniği kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Anketin ilk bölümünde katılımcıların demografik özellikleri ve işleriyle ilgili bazı bilgilerin edinilmesine yönelik sorular yer almaktadır. Diğer bölüm, örgütsel etik iklimi ve iş tatminini ölçmeye yönelik sorulardan oluşmuştur. Ögütsel etik iklimi ölçmek için Schwepker (2001) ın kullandığı ankette yer alan etik iklimi ile ilgili önermelerden ve bu anketi temel alıp, Türkçeye çevirerek kendi çalışmasına uyarlayan Biçer (2005) in anket sorularından yararlanılmıştır. Bu şekilde örgütsel etik iklimi ölçmek için; örgüt içinde etik ilkelerin ve politikaların varlığı, bunların uygulanması ve üst yönetimin etik davranışlara yönelik desteği ile ilgili toplam 7 soru oluşturulmuştur. Genel iş tatmini ise, 3 sorudan oluşan Michigan Örgütsel Değerlendirme Anketi İş Tatmini Alt Ölçeği kullanılarak ölçülmüştür. Bu ölçek kullanılarak daha önce yapılmış olan araştırmalarda ölçeğin iç tutarlılık güvenilirliğinin yüksek olduğu belirlenmiş olup (Spector, 1997:19), en son Bowling ve Hammond (2008) ölçeğin yapısal geçerliliğini kanıtlayan bir çalışma gerçekleştirmişlerdir. Bu çalışmada, hem etik iklimi hem de iş tatminini ölçmek için hazırlanan soruların değerlendirilmesi için 5 li likert tipi ölçek kullanılmıştır (1=Hiç Katılmıyorum ve 5 = Tamamen Katılıyorum şeklinde kodlanmıştır). Araştırmanın evrenini Alanya da bulunan beş yıldızlı otel işletmeleri oluşturmaktadır. Büyük ölçekli bu işletmeler, güçlü ve kurumsal bir örgüt yapısına sahip olabileceği, örgüt kültürünün yerleşmiş olacağı düşünülerek ve diğer yıldızlı otel işletmelerine göre daha fazla çalışan sayısına sahip olmaları nedeniyle, araştırmanın evreni olarak seçilmiştir. Araştırma kapsamındaki otel işletmeleri ALTİD (Alanya Turistik İşletmeciler Derneği) verileri temel alınarak tespit edilmiştir. ALTİD verileri kapsamında yer alan toplam 21 adet beş yıldızlı otel işletmesinden tesadüfü yöntemle 10 otel işletmesi belirlenmiştir. Araştırma

3 10.. ULUSAL TURİZM KONGRESİ Ekim 2009, Mersin Mersin Üniversitesi Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu 2009 yılı yaz döneminde gerçekleştirilmiş olup, belirlenen otel işletmelerine toplam 250 anket formu insan kaynakları yöneticileri tarafından dağıtılmıştır. İki hafta içinde ilgili otel işletmelerine gidilip toplam 122 anket geri toplanmıştır. Yapılan incelemelerde 5 ankette bazı soruların boş bırakıldığı ve çift işaretlediği görülmüş ve ilgili anketler değerlendirme dışında bırakılmıştır. Araştırmanın sadece Alanya daki beş yıldızlı otel işletmeleri ile sınırlı tutulması nedeniyle, bu araştırmanın sonuçları yalnızca temsil ettiği örnek için geçerli olup, genellenmesi söz konusu değildir. DEĞERLENDİRME Elde edilen tüm veriler SPSS analiz programında değerlendirilmiştir. Demografik değişkenlere ilişkin verilerin yorumlanmasında frekans ve yüzde analizinden yararlanılmıştır. Otel çalışanlarının etik iklimi ile ilgili tutumlarının hangi boyutlardan oluştuğunu belirleyebilmek amacı ile ölçekte yer alan önermeler faktör analizine tabi tutulmuştur. Örgütsel etik iklim ile iş tatmini arasındaki ilişkiyi belirlemek için korelasyon analizi uygulanmıştır. Çalışanların, etik iklime yönelik tutumlarının ve iş tatmin durumlarının demografik ve işle ilgili bazı özelliklerine göre farklılık gösterip göstermediğini belirlemek amacı ile t testi ile ANOVA analizlerden yararlanılmıştır. Tablo 1: Demografik ve İşle İlgili Özellikler Cinsiyet n % Yaş Aralığı n % Kadın Erkek 33 % 28,4 83 % 71, yaş yaş yaş Çalışılan Bölüm n % yaş 23 %20,2 41 %36,0 36 %31,6 12 %10,5 Yiyecek&İçecek Bölümü 27 %23, yaş 2 %1,8 Odalar Bölümü 58 %50,0 Mesleki Tecrübe Süresi n % BULGULAR Araştırma kapsamında yer alan otel işletmelerindeki işgörenlerin demografik ve işle ilgili özelliklerine yönelik bilgiler Tablo 1 de verilmiştir. Araştırma kapsamında yer alan otel işletmelerinde çalışanların büyük bir çoğunluğunu (%71,6) erkek çalışanlar oluşturmaktadır. Çalışanlar yaş gruplarına göre incelendiğinde, %88 inin 39 yaşın altında olması, genç çalışanların yoğunlukta olduğunu göstermektedir. Mesleki tecrübe sürelerine göre %22,4 lük oranla ilk sırada 4-6 yıl çalışanlar, ikici sırada % 19 luk oranla 13 yıl ve üzeri çalışanlar, bunları takiben % 17,2 lik oranla 1 yıldan az çalışanlar yer almaktadır. Çalışanların %50 sini odalar bölümü çalışanları, % 23,3 ünü yiyecek ve içecek bölümü çalışanları oluştururken % 26,7 sini farklı departman çalışanları oluşturmaktadır. Araştırmaya katılanların büyük bir çoğunluğu (%72,8) departman çalışanlarından, %27,2 si ise yönetim kademesinde çalışanlardan oluşmaktadır. Tablo 2: Örgütsel Etik İklimi Faktör Analizi Sonuçları Faktör Örgütsel Etik İklimi Faktör Yükleri İşletmemizde, formal, yazılı etik kurallar vardır,805 4,03 0,99 Etik kurallar tavizsiz uygulanmaktadır,834 3,78 1,14 Etik ilkelerle ilgili politikalar vardır,803 3,80 1,12 Etik ilkelerle ilgili politikalar tavizsiz uygulanmaktadır,859 3,55 1,23 Üst yönetim etik dışı davranışların hiçbir koşulda hoş görülmeyeceğini açıkça belirtir,780 4,00,96 Üst yönetim şu andaki mevcut etik standartlardan daha yüksek etik standartlara sahip olmalıdır,464 2,49 1,13 Eğer bir işgören, kişisel çıkarını işletme çıkarlarının önünde tutan etik dışı davranışlarda bulunduğu fark edilirse derhal cezalandırılır,629 4,00 1,05 Özdeğer 3,80 Toplam Varyansı Açıklam Oranı 54,279 KMO (Kaiser-Meyer-Olkin Measure of Sampling Adequacy),821 x ss. Diğer 31 %26,7 1 yıldan az 20 %17,2 Bartlett s Test of Sphericity 332,232, p=, yıl 13 %11,2 Cronbah Alfa (Güvenirlilik Katsayısı),841 Çalışılan Pozisyon n % 4-6 yıl 26 %22,4 Bölüm Müdürü 7-9 yıl 3 %2,6 18 %15,5 Bölüm Müdür Yrd./Şef 28 %24, yıl 17 %14,7 Bölüm Çalışanı 13 ve üzeri 83 %72,8 22 %19,0 *Toplam frekansların farklı olması, cevaplayıcıların bazı soruları boş bırakmalarından kaynaklanmaktadır. Örgütsel etik iklim ölçeğinin güvenirliği için iç tutarlık katsayısı (Cronbach Alpha) hesaplanmış ve geçerliliği için ise keşfedici faktör analizi uygulanmıştır. Faktör analizinin yorumlanabilir olduğuna KMO ve Bartlett Testi sonuçlarına bakılarak karar verilmiştir. Yedi önermeden oluşan ölçeğe uygulanan güvenirlilik testi sonucunda iç tutarlılık/güvenirlik katsayısı alpha α=0.841 olarak bulunmuştur. Elde edilen Cronbach alpha güvenirlilik katsayısının

4 10.. ULUSAL TURİZM KONGRESİ Ekim 2009, Mersin Mersin Üniversitesi Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu istatistiksel anlamda yeterli düzeyde olduğu ve ölçeğin tutarlı ve güvenilir bir ölçek olduğu anlaşılmaktadır. Kaiser-Meyer- Olkin (KMO), örneklem uygunluğunun ölçüsü olarak kabul edilir ve 0,6 dan büyük olması istenir. Dolayısıyla eldeki veri grubunun faktör analizi için oldukça iyi olduğu söylenebilir. Araştırma verilerinden anlamlı faktörler veya değişkenler çıkarılabileceğini gösteren küresellik derecesinin de (Bartlett s Test of Sphericity) istatistiksel olarak anlamlı olduğu görülmüştür. Uygulanan keşifsel faktör analizi sonucunda tüm önermelerin tek faktör altında toplandığı saptanmıştır. Bu yedi önerme işletmedeki örgütsel etik iklimi ölçmektedir. Tablo 2 de, önermelerin aritmetik ortalamaları incelendiğinde; ilgili otel işletmelerinde etik kuralların bulunduğu, bunların yazılı hale getirilerek politikalar oluşturulduğu, etik kuralların tavizsiz bir şekilde uygulandığı, üst yönetimin etik kuralların uygulamasına destek verdiği görülmektedir. Örgütsel etik iklim ve iş tatminine yönelik olarak yapılan faktör analizlerinden sonra, uygulanan t testi ve anova analizi sonuçlarında; işgörenlerin etik iklime yönelik tutumlarının ve iş tatmin durumlarının cinsiyete, yaşa, çalışılan bölüme, çalışılan pozisyona ve mesleki deneyim sürelerine göre istatistiksel anlamda farklılaşmadığı görülmüştür. Tablo 4: Kolerasyon Analizi Tablo 3: İş Tatmini Faktör Analizi Sonuçları Faktör İş Tatmini Faktör Yükleri x ss. Her yönüyle işimden memnunum,826 3,82 1,05 Genel olarak işimden hoşlanmam,646 1,97 1,01 Genel olarak burada çalışmaktan hoşlanırım,866 4,05,734 Özdeğer 1,851 Toplam Varyansı Açıklam Oranı 61,685 KMO (Kaiser-Meyer-Olkin Measure of Sampling Adequacy),598 Bartlett s Test of Sphericity 69017, p=,000 Cronbah Alfa (Güvenirlilik Katsayısı),656 İş tatmini ile ilgili üç önermeden oluşan ölçeğe uygulanan güvenirlilik testi sonucunda iç tutarlılık/güvenirlik katsayısı alpha α=0.656 olarak bulunmuştur. Elde edilen bu sonuç ölçeğin güvenilir olduğunu göstermektedir (Özdamar 2002:665). Bartlett Testi (Bartlett Test of Sphericity) sonucunda elde edilen rakamın istatistiksel düzeyde anlamlı olması faktör analizinin değişkenlere uygulanabilirliğini göstermektedir. KMO değerinin (0,598) >,50 olması örneklemin yeterli olduğunu göstermektedir (Karagöz ve Kösterelioğlu, 2008: 87). Uygulanan keşifsel faktör analizi sonucunda tüm önermelerin tek faktör altında toplandığı saptanmıştır. Bu üç önerme işgörenlerin genel iş tatminini ölçmektedir. İş tatmini ile ilgili önermelerin aritmetik ortalamaları incelendiğinde, çalışanların hem yapmış oldukları işten hem de çalıştıkları kurumdan tatminkar oldukları görülmektedir (Tablo 3). Korelasyon analiziyle örgütsel etik iklim ile iş tatmini arasında ilişkinin olup olmadığı test edilmiştir. Sosyal bilimler açısından korelasyon katsayısının 1 e yaklaşmasının ilişkinin mükemmelliğini; 0 a yaklaşması ise zayıflığını göstermektedir. Tablo 4 teki korelasyon analizi sonuçlarında, örgütsel etik iklim ile iş tatmini arasında pozitif yönlü bir ilişkinin olduğu görülmektedir. İşletmede etik ile ilgili yazılı kuralların olması ve bu kuralların üst yönetim tarafından desteklenerek yürütülmesiyle genel iş tatmini arasında da pozitif bir ilişki bulunmuştur. Başka bir ifadeyle işletmede örgütsel etik kuralların bulunması ve yönetim tarafından tavizsiz uygulanması işgörenlerin genel iş tatminini arttırmaktadır. SONUÇ VE ÖNERİLER Konaklama işletmelerinde etik iklim ile iş tatmini arasındaki ilişki üzerine odaklanılan bu çalışmanın ana sonuçlarından biri, etik iklim ile işgörenlerin iş tatmini arasında pozitif yönlü bir ilişki olduğunun saptanmış olmasıdır. İşgörenlerin algıladıkları pozitif etik iklimin, onların genel iş tatminlerini arttırdığı istatistiksel olarak belirlenmiştir. Bu sonuç, literatür taramasında otel

5 10.. ULUSAL TURİZM KONGRESİ Ekim 2009, Mersin Mersin Üniversitesi Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu işletmelerinde daha önce işgörenler üzerinde gerçekleştirilmiş tek çalışma olduğu görülen, Swepker ve Hartline (2005) ın araştırma sonucunu teyit etmektedir. Bununla birlikte, bu sonuç daha önce değişik sektörlerde yapılan çalışmalardaki sonuçları da desteklemektedir. Çalışanların etik iklim algılamaları göz önünde bulundurulduğunda, uygulama yapılan işletmelerdeki işgörenlerin, etik ve etik olmayan uygulamaların farkında oldukları söylenebilir. Ayrıca bu işletmelerdeki çalışanlar genel olarak yaptıkları işten ve çalıştıkları kurumdan memnundurlar. İşletmelerin yazılı etik kurallara sahip olması, bu konuda politikalar üretmesi, etik davranışlara uymayanlar için yaptırımlar getirmesi ve üst yönetimin taviz vermeden, kararlı bir şekilde bu ilkeleri uygulaması, işgörenlerin iş tatmini üzerinde olumlu bir etki yaratmaktadır. Çalışmanın diğer önemli bir sonucu, işgörenlerin etik iklime yönelik algılamalarının ve iş tatmin düzeylerinin çalışılan bölüme ve çalışılan pozisyona göre istatistiksel anlamda faklılaşmamasıdır. Bu durum, etik iklim açısından, farklı departmanlarda da olsa çalışanların birbirlerine yakın ve olumlu bir etik iklim algılamasına sahip olduğunu göstermektedir. Bu algılama düzeyi, departman çalışanları ve orta kademe yöneticileri için de söz konusudur. Bu bulgular ışığında, işletmelerin etik iklimini kurumsallaştırma ve çalışanların etik davranışları benimsemelerine verdiği destek anlamında başarılı olduğu söylenebilir. Üst yönetimlerin etik iklimini oluşturmalarındaki bu başarısının, aynı şekilde işletme genelinde çalışanların iş tatminine de olumlu yansıdığı görülmüştür. Konaklama işletmelerinde hizmetin üretimi ve sunumu sürecinde işgörenler ve yöneticiler birbirleriyle yakın ve sürekli ilişki içindedir. Bunun yanında, bu işletmelerde hizmetin üretilmesi ve sunulması eş zamanlı olduğundan müşteriler de üretim süreci içinde yer almaktadır. Dolayısıyla bu ilişki yumağı daha da genişlemektedir. Böyle bir çalışma ortamında, konaklama işletmelerinin başarısı açısından etik davranışların kurumsallaştırılması son derece önem kazanmaktadır. Bu nedenle işletme üst yönetimleri etik kuralları belirlemeli, bu kuralların yöneticiler ve işgörenler tarafından benimsenmesi ve kararlı bir şekilde uygulanabilmesi için gerekli ödül ve yaptırımlarla desteğini açık bir şekilde göstermelidir. Bu çalışmanın bulguları temsil ettiği örneklemle sınırlı olduğundan, bu sonuçların tüm konaklama tesisleri için genellenmesi söz konusu değildir. Bununla birlikte, genelde turizm işletmeleri ve özelde konaklama işletmeleri olmak üzere, bu konuda yapılan çalışma sayısının çok yetersiz olduğu göz önüne alındığında, bu araştırma bundan sonra gerçekleştirilecek çalışmalara ışık tutması bakımından önem taşımaktadır. KAYNAKÇA Akan, P. (2007). Uygulama Açısından İş Etiği Kuralları ve Evrensel Turizm Etiği İlkeleri. Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi, 18(1), Aydemir, M. (2007). Örgütlerdeki Etik İklimin İş Tatmini Üzerindeki Etkileri, 15. Ulusal Yönetim ve Organizasyon Kongresi Bildiriler Kitabı, Sakarya. Barutçugil, İ. (2004). Stratejik İnsan Kaynakları Yönetimi. 1. Baskı, İstanbul: Kariyer Yayıncılık. Biçer, M. (2005). Satış Elemanlarının İş Tatmini, Örgüt Bağlılığı ve İşten Ayrılma Niyetinin Etik İklim İle İlişkisi: Sigorta ve İlaç Sektörlerinde Bir Araştırma, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Bowling, N.A. and Hammond, G.D. (2008). A meta-analytic examination of the construct validity of the Michigan Organizational Assessment Questionnaire Job Satisfaction Subscale. Journal of Vocational Behavior, 73, Conine, C.T. Jr. and Rowden, R.W. (2006). Ethical climate and job satisfaction in small business. Journalof Business and Entrepreneurship, 18 (2), Deshpande, S.P. (1996). The Impact of Ethical Climate Types on Facets of Job Satisfaction: An Empirical Investigation. Journal of Business Ethics, 15, Gül, H. ve Gökçe, H. (2008). Örgütsel Etik ve Bileşenleri. Süleyman Demirel Üniversitesi İİBF Dergisi, 13(1), İslamoğlu, G. (2007), Etik ve Güven, İçinde S. Tevrüz (Ed.) İş Hayatında Etik (83-118). İstanbul: Beta Basım Yayım Dağıtım A.Ş. Karagöz, Y. ve Kösterelioğlu, İ. (2008). İletişim Becerileri Değerlendirme Ölçeğinin Faktör Analizi Metodu İle Geliştirilmesi. Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 21, Koh, H.C. and Boo, E.H.Y. (2001). The Link Between Organizational Ethics and Job Satisfaction: A Study of Managers in Singapore. Journal of Business Ethics, 29, Koh, H.C. and Boo, E.H.Y. (2004). Organisational ethics and employee satisfaction and commitment. Management Decision, 42(5), Okpara, J.O. and Wynn, P. (2008). The impact of ethical climate on job satisfaction, and commitment in Nigeria. Journal of Management Development, 27 (9), Özdamar, K. (2002). Paket Programlar ile İstatistik Veri Analizi. 4. Baskı, Eskisehir: Kaan Kitabevi. Özkalp, E. ve Kırel, Ç. (2005). Örgütsel Davranış. Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Yayınları. Saylı, H. Ve Kızıldağ, D. (2007). Yönetsel Etik ve Yönetsel Etiğin Oluşmasında İnsan Kaynakları Yönetiminin Rolünü Belirlemeye Yönelik Bir Analiz, Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 9(1), Schroeder, D. (2002). Ethics from the top: top management and ethical business. Business Ethics: A European Review, 11 (3), Schwepker, C.H.Jr. (2001). Ethical climate s relationship to job satisfaction, organizational commitment, and turnover intention in the salesforce. Journal of Business Research, 54,

6 10.. ULUSAL TURİZM KONGRESİ Ekim 2009, Mersin 283 Schwepker, C.H.Jr. and Hartline, M.D. (2005). Managing the Ethical Climate of Customer-Contact Service Employees. Journal of Service Research, 7(4), Sonnenberg, F. K. (1994). Managing With A Conscience. McGraw-Hill, Inc. Spector, P.E. (1997). Job Satisfaction: Application, Assessment, Causes, and Consequences. Thousand Oaks, CA: Sage. Uçkun, C.G., Uçkun, S. ve Latif, H. (2004). Turizmde Etik. Sakarya: Sakarya Kitabevi. Ural, T. (2003). İşletme ve Pazarlama Etiği. Ankara: Detay Yayıncılık. Valentine, S., Greller, M.M. and Richtermeyer, S.B. (2006). Employee Job Response as a Function of Ethical Context and Perceived Organization Support. Journal of Business Research, 59, Varinli, İ. (2003). Hizmet İşletmelerinde Çalışanların Etik Olmayan Davranışlara İlişkin Değerlendirmeleri Otel İşletmelerinde Bir Uygulama. Ege Akademik Bakış, 4 (1-2), Vitell, S.J. and Davis, J.L. (1990). The Relationship Between Ethics and Job Satisfaction: An Empirical Investigation. Journal of Business Ethics, 9, Yılmaz, B.S. (2009). Turizm İşletmelerinde Etik, İçinde Z. Sabuncuoğlu (Ed.) Turizm İşletmelerinde Örgütsel Davranış ( ). Bursa: MKM Yayınları.

7 Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 20, Sayı 3, 2011, Sayfa OTEL İŞLETMELERİNDE ÖNBÜRO ÇALIŞANLARININ ETİK ALGILAMALARINA YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA Yrd. Doç. Dr. Aydın YILMAZER Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Öğr. Gör. İsmet BAHADIR Sakarya Üniversitesi Öğretim Görevlisi ÖZET Tarih boyunca insanlar arası ilişkileri düzenlemede ve bu ilişkileri toplumsal normlar haline getirmede önemli bir özeliğe sahip olan etik, turizm sektörü gibi insan ilişkilerinin yoğun olduğu bir sektörde önemli bir konudur. Otel işletmeleri turizm sektörünün ve dolayısıyla hizmet sektörünün bir parçası olması, bu işletmelerde insan ilişkilerinin önemini ortaya koymaktadır. Bu kapsamda çalışmanın amacı, Otel işletmelerinde Önbüro çalışanlarının etik algılamalarını ve görüşlerini ortaya çıkarmaktır. Araştırma yöntemi olarak yerli ve yabancı akademik yazın taraması yapıldıktan sonra anket uygulaması ve yüz yüze görüşme yöntemi kullanılmıştır. Üç bölümden oluşan anket sorularında, birinci bölümde demografik bilgiler ikinci ve üçüncü bölümde ise kişilerin etik algıları ile ilgili beşli Likert türü ölçek kullanılmıştır. Çalışma sonunda ortaya çıkan veriler değerlendirilerek konaklama işletmelerinde Önbüro çalışanlarının etik anlayışına bir açıklama getirmeye çalışılmıştır. Yapılan araştırma sonucunda; konaklama işletmelerindeki çalışanların etik algılama düzeylerinin genelde kabul edilebilir düzeyde olduğu, işletme yönetici ve patronlarının emir ve görüşlerinden etkilendiği, bununla beraber etik algı düzeyinde çalışanların kişiliğinin önemli bir yeri olduğu ortaya çıkmıştır. Anahtar Kelimeler: Etik, Turizm Etiği, Etik Kurallar, İş Etiği A STUDY ON FRONT OFFICE EMPLOYEES PERCEPTIONS OF ETHICS IN HOTEL ESTABLISHMENTS ABSTRACT Ethics which is crucial arranging human relationships and constituting the social norms through the ages holds a place as an important subject in Tourism sector that has intensive and complex human relations. Because of being part of both Tourism sector and Service sector requires Hotel Establishments to be more sensitive and responsible about human relationships. This study therefore, aims at discovering Front Office employees perceptions and viewpoints of ethics in Hotel Establishments. As a research method, after broad range of literature review, a questionnaire application and face to face interviews have been used. First, participants demographic data were inquired and then Likert Scale questions were asked in order to reveal the employees perceptions of ethics. Finally, by analysing the findings obtained from the research, it is tried to explain the employees understanding of ethics. Considering the results, it is emerged that employees levels of perception of ethics are acceptable, but they are affected by managers directives and opinions in the Hotels. Besides these, it can be clearly said that the employees character and personality have a great deal of importance on their 21

8 Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 20, Sayı 3, 2011, Sayfa evel of perception of ethics. Key Words: Ethics, Ethics in Tourism, Code of Ethics, Busines Ethics GİRİŞ Etik terimi dilimizde iki anlama sahiptir. Birincisi, insanların toplum içinde uyması gereken kural ve ilkeleri belirtirken, ikincisi ise ahlak felsefesini belirtmektedir. Etik, belirli bir dönemde belli insan topluluklarınca benimsenmiş olan, bireylerin birbirleriyle ilişkilerini düzenleyen töre davranış kurallarının, yasaların ve ilkelerinin toplamıdır (Brinkmann, 2002). Yine bir başka tanıma göre etik, insanların eylemlerini özel bir problem alanı olarak araştırıp bu alanın varlık nitelikleri ile bu alanı yöneten insanların eylemlerinin bağımlı ya da bağımsız olduklarını inceleyen disipline denilmektedir (Stevens, 2000). Turizm işletmelerinin hizmet üretiminde sosyal sorumluluk anlayışı ile etik anlayış arasında sıkı bir ilişki vardır. Turizm işletmelerinin sosyal başarısı, bir organizasyonun sosyal sorunlara ilişkin programları yönetmek ve çevresel değerlendirme sürecini geliştirmeye yönelik sosyal sorumluluk alanları ile özdeşleşmesi olarak ifade edilebilir. Toplumun gözünde değer kaybetmeyi göze almak istemeyen otel işletmeleri, gelecekte telafi edilemeyecek sonuçlara maruz kalmamak ve riskleri ortadan kaldırmak adına; son yıllarda kendi işletmelerine özgü iş etiği kuralları benimsemiş, bu ilkeleri yazılı halde tanımlamış ve işletme içinde bu ilkelere uyulması zorunluluğu getirmişlerdir. Bu konuda dikkat çeken önemli noktalardan biri de sunulan hizmetlerin üretimi ile ilgili hususlardır. İş etiği kurallarına aykırı davranışların, mutlaka bir bedeli vardır. Hatta bu bedel bazen oldukça ağır olmaktadır. Turizm işletmelerinde açıklık ilkesine dayalı ilkelerin yerine getirilmemesi halinde güvenin yitirilmesi, grup çalışmalarının etkinliğini kaybetmesi, ilişkilerin zarar görmesi, yönetici ve çalışanlarda öz saygının kaybolması, örgütsel bağlılık duygusunun yok olması, işletme imajının zarar görmesi ve istifa gibi olumsuzluklar meydana gelebilir. Bu çalışma dört bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde konuyla ilgili bir giriş yapıldıktan sonra, ikinci bölümde yerli ve yabancı yazın incelenerek genel anlamda etik ve iş etiği tanımı, türleri, etik kuralları, önemi ve standartları incelenmiştir. Üçüncü bölümde İstanbul da Beş Yıldızlı Otellerde çalışan Önbüro personellerinin etik algılamaları değerlendirilmiştir. Bu bağlamda Çalışmanın amacı, sınırlılığı ve yöntemi ile çalışma evreni ortaya konulduktan sonra genel değerlendirme ve sonucun yer aldığı dördüncü bölümle sonuçlandırılmaktadır. 1.KAVRAMSAL ÇERÇEVE 1.1.Etik Kavramı ve Kuralları Yakın geçmişte sık sık üzerinde durulan etik kavramı, aslında insanların asırlar boyunca yaşamlarını şekillendiren ilkeleri, değerleri ve yargıları inceleyen bir felsefenin bir dalıdır. Ural a göre (2003) etik, insanlar arasındaki ilişkilerde iyi veya kötü, doğru veya 22

9 Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 20, Sayı 3, 2011, Sayfa yanlış kavramlarının temelini araştıran felsefi bir anlayıştır (Brinkmann, 2002,s.159). Etik davranış doğru ile yanlışı ayırarak doğruyu seçme ve ahlaklı davranma yoludur. Ayrıca etik davranış bireylerin toplum tarafından iyi güzel ve doğru kabul ettikleri bir takım kurallara uygun davranmaktadır. Etik her şeyden önce istenilecek bir yaşamın araştırılması ve anlaşılmasıdır. Daha geniş bir bakış açısı ile bütün etkinlik ve amaçların yerli yerine konulması neyin yapılacağı ya da yapılamayacağının; neyin isteneceği ya da istenemeyeceğinin neye sahip olunacağı ya da olunamayacağının bilinmesidir (Pehlivan, 2001). Etik (Ethics) Yunanca karakter anlamına gelen ethos ahlak (morality) Latince adet gelenek anlamına gelen moralis ve terbiye-üslup anlamına gelen manners kavramlarından gelmektedir. Etik kavramı daha çok bireylerin karakterlerine yönelik olarak algılanırken ahlakilik (morality) insanların birbirleriyle olan ilişkilerine dikkat çekmektedir (Thiroux, 1998). Etik bir ahlaki eylem kuramıdır ama bunu öncelikle bilgi adına değil eylem adına gerçekleştirir. Bu nedenle etik salt kuram oluşturma amacıyla geliştirilmiş bir kuram; salt entelektüel bir doyuma hizmet eden zihinsel bir çalışma değil en başta düşünce ve eylem ilişkisidir (Pieper, 1999). Değişik meslek gruplarında farkı etik değerler ön plana çıkarılıyor olsa da, genel etik değerler ve kurallar aşağıdaki gibi sıralanabilir (Smith, 1995, s. 85; Akarsu, 1998); Yetkinlik (Yeterlilik-Ehliyet) Açısından Etik Kurallar: Hizmetlerini en üst düzeyde yeterlilikte yürütmeyi amaçlarlar. Uzmanlık alanlarının yetkinlik sınırlarını bilirler. Dürüstlük Açısından Etik Kurallar: Kişilerarası ilişkilerde bilimsel ve mesleki çalışmalarda özellikle hizmet sürecinde dürüstlüğü doğruluğu gerçekçiliği ön plana alır. Duyarlılık ve Hoşgörü Açısından Etik Kurallar: Meslek ilişkilerinde özellikle de müşteriye karşı duyarlı ve kabul edicidirler. İnsan ilişkilerinde anlayışın her kapıyı açan bir anahtar olduğunu bilirler. Mesleki ve Bilimsel Sorumluluk Açısından Etik Kurallar: Etik davranış standartlarına bağlı olmayı görev ve rollerini iyice kavrayıp bunlara uygun davranma sorumluluğunu yüklenmişlerdir. Danışmanlar meslektaşlarının bilimsel ve mesleki etik kural ve standartlara uygun davranıp davranmamaları ile de ilgilenirler. Genel Ahlaki Kurallar Açısından Etik: Etik, iyi olanı değil, bir şeyin iyi olduğu hükmüne nasıl varıldığını söyler. Etik ahlâk üretmez, ahlâk üzerine konuşur. Ahlâki yargılar ve ahlâki yargılara ilişkin önermeler, farklı dil ve nesne düzeylerinde ikili bir durumu yansıtır. 23

10 Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 20, Sayı 3, 2011, Sayfa Etik Türleri ve İş Etiği Bilindiği üzere her geçen gün kendisini daha yoğun bir şekilde hissettiren küreselleşme sürecinin baskın olduğu bir dünyada yaşamaktayız. Böylesi bir ortamda küreselleşme, ülkeler arası uyumun üst düzeylere çekilmesi, gerek ekonomik gerek siyasi ve gerekse güvenlik alanlarında etkin bir işbirliği sağlaması açısından önemi giderek artan bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Avrupa Birliğine girmeyi ve Avrupa ya ortak olmayı hedefleyen Türkiye, gerekli uyum yasalarını çıkararak ve bu konudaki çalışmalara hız kazandırarak kararlılığını açık bir şekilde göstermeye devam etmektedir. İnsanlar arası iyi ilişki ve eylemlerin küresel ölçekte gerçekleştirilebilmesi için üzerinde asgari müştereklerde uzlaştırabilecek normatif bir zeminin kurulması gerekmektedir. Evrensel meslek etiği değerlerinin oluşabilmesi için en büyük görev etik değerlere sahip profesyonel bir anlayış içinde çalışan meslek mensuplarına düşmektedir. Mesleki etik, bütün ilişkilerde dürüstlük, sözünde durmak, doğaya ve insanlara saygılı olmak, hakça davranmak ve haksızlara karşı çıkmayı gerektirir. Dolayısıyla etik bu anlayış üzerine kuruludur. Bundan dolayıdır ki 21.yy ilk çeyreğinde etik sözcüğü her alanda daha çok duyulmaya başlamıştır. Başta toplumsal etik, tıp etiği olmak üzere çevre sorunlarının insana ya da insanlığın geleceğine olası etkilerini konu edinen çevre etiği, en geniş anlamıyla iş ya da ticaret yaşamında ortaya çıkan etik sorunları ele alan işletme etiği siyaset ve kamu yönetimi alanında karşılaşılan etik sorunları ele alan siyaset etiği dir. Ayrıca, yönetim etiği, basın etiği, meslek etiği gibi günümüzde kendilerinden en fazla söz edilen mesleki etik türleri olmaktadır ( Aydın, 2002). Öte yandan, günümüzde etik, insan hareketlerinin neyin doğru neyin yanlış, neyin iyi neyin kötü, neyin faydalı neyin zararlı neyin kabul edilebilir neyin kabul edilemez olduğunu tanımlayan standartlardır (Velasquez, 2002). İş etiği ise genel etik kurallarından farklı olmayan, etik kuralların iş hayatına uyarlanmasıdır (Frederic ve diğ, 1988,s.52). Diğer taraftan, McNamara (2005) iş etiğini, iş yerinde doğru ve yanlış olanı ayırt ederek, doğru olanı yapmak üzere oluşturulan kurallar ve prensipler bütünü olarak tanımlamaktadır. Başka bir ifadeyle iş etiği, kişisel ahlak normlarının ticari yatırım, hedef ve aktivitelerde nasıl uygulanacağının araştırılması olarak tanımlanabilir. Etiğin tüm sosyal hayatta olduğu gibi iş hayatında da önemli bir yeri olduğu söylenebilir. İş hayatında karlılık tek amaç olmamalıdır. Karlılığın yanında sosyal sorumlulukların da aynı önemde kabul edilmelidir. İş dünyasının etik davranışlarının azalmasının sebepleri olarak şunlar gösterilebilir (Woods, 2003); Menfaate yönelmek, Ne olursa olsun maksimum kar etme, Bazı sektörlerdeki kanun boşluklar, Etik dışı davranışları önemsemeyen işletme sayısındaki artış, 24

11 Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 20, Sayı 3, 2011, Sayfa Bireyciliğin artması, Önemli mevkide etik liderlik eksikliğidir. 1.3.Turizm Sektöründe Etik Turizm disiplinler arası bir konu olarak, birçok toplum ve doğa bilimi ile yakın bir ilişki içindedir. Turizmde, birçok konu ve sorun etik uygulamalar ile ilgilidir (Payne ve Dimanche,1996). Turizm sektöründe farklı çıkarlar peşinde koşan birçok paydaş bulunmaktadır. Turizmin sosyo-kültürel, ekonomik ve çevresel boyutları birçok karmaşık etkiye neden olabilmektedir. Tüm bu özel durumlar, turizmin etik olarak incelenmesini gerekli kılmaktadır (Fennell ve Przeclawski, 2003). Ayrıca, işletmeler tarafından etik değerlerden yararlanmanın önemli bir geçmişe sahip olması, bu alanda çalışmalarını yürüten araştırmacılara da geniş olanaklar sağlamaktadır. Ancak, hizmet sektörünün önemli bir parçası olan turizm işletmelerinde ikili ilişkilerde yaşanan sıkıntıları ortadan kaldıracak etik değerlerin oluşturulması, personele benimsetilmesi ve uygulanması üzerine yapılan çok sayıda yabancı yazına karşın Türkiye de yapılan araştırmalar oldukça sınırlıdır. Son yıllarda etik ve uygulaması konusunda literatüre kazandırılan yeni çalışmalarla birlikte bu alanda önemli gelişmelerin olduğu dikkat çekmektedir. Fennell ve Malloy un (1999) belirttikleri gibi, turizm endüstrisi hızla genişleyen sosyo-kültürel bir olaydır ve bu geniş çaplı büyüme ve gelişme beraberinde turizm endüstrisindeki etik davranış ve uygulamalara olan ilgiyi de artırmaktadır. Özellikle uluslararası norm ve niteliklere sahip olmasıyla dikkat çeken bu sektörde, uluslararası, ulusal, bölgesel ve kurumsal etik değerler oluşturma çaba ve çalışmaları da her geçen gün hız kazanmaktadır. Öte yandan, turizm sektöründe karşılaşılan en önemli etik sorunların; çıkar çatışmaları, çalışanların karakterleri, maaş ve ödüllendirme, ticari sırların dışarıya açıklanması gibi konular üzerinde yoğunlaştığı saptanmıştır (Sarıışık ve diğ, 2006). Ayrıca, turizm işletmelerinin önemli bir kısmının etik kodlara sahip olduğu ya da hazırlık aşamasında oldukları ama uygulamaların diğer sektörlere göre son derece düşük olduğunun altı çizilmektedir. Etik yaklaşıma ilişkin tarihsel süreç, teleolojik ve deontolojik olmak üzere başlıca iki yaklaşımın öne çıktığını göstermektedir. Teleolojik yaklaşıma göre bir davranışın doğru ya da yanlış olduğuna o davranışın sonuçlarına bakarak karar verilirken, deontolojik yaklaşım, sorumlulukların sonuçlarından bağımsız olduğunu savunmaktadır. İşletme etiği alanında yapılan çalışmalarda her iki yaklaşım da kullanılmaktadır. Günümüzde iş hayatında etik konusu, ikincil derecede önemli bir konu ve/veya sorun kaynağı olarak görülemeyecek kadar fazla önem taşımaktadır ve bu önemin yansıması olarak içinde bulunduğumuz dönem, etik çağı diye nitelenebilmektedir (Smith, 1995,s. 85). 25

12 Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 20, Sayı 3, 2011, Sayfa Genel Olarak Turizmde Etik Kurallar Genel olarak araştırmacıların değişik tasnifleri incelendiğinde, turizm işletmelerinde etik kurallar aşağıdaki gibi sıralanabilir (Haynes, 2002); İnsanlara saygı-dürüstlük, tarafsızlık, İyi olmak, adalet-eşitlik, özgürlük Zarar vermemek, zarar verme riskine girmemek Zararı önlemek onarım, zararı ortadan kaldırmak Gizlilik, mahremiyet, mülkiyet hakları Yaşamın kutsallığı, yaşamın değeri Sözünde durmak-bağlılık, etkililik Sorumluluk hesap verebilirlik Gizlilik resmi sırlara saygıdır Dünya Turizm Örgütünün Etik Standartları Uluslararası turizmin önümüzdeki 20 yıl içinde yaklaşık üç kat büyüyeceğini öngören turizm profesyonelleri, bu büyük endüstrinin çevre ve kültürel miras üzerindeki olumsuz etkilerini en aza indirmek ve turizmden elde edilecek faydayı maksimum düzeye çıkarmak üzere uluslararası bağlayıcılığı olan bazı ilkeler üzerinde çalışmaya başlamışlardır. İlk kez 1997 yılında Dünya Turizm Örgütü nün (WTO) İstanbul da yapılan Genel Kurul toplantısında Küresel Turizm Etiği İlkeleri nin belirlenmesi çağrısı yapılmıştır. Hemen ardından oluşturulan bir komite konuyla ilgili taslak metni hazırlamıştır Nisan ında New York ta toplanan Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Gelişme Komisyonu bu girişimi destekleyerek, WTO dan bu taslak metni özel sektör, sivil toplum ve işçi örgütlerine de sunarak, katkılarını almasını istemiştir. 10 maddelik Küresel Turizm Etiği İlkeleri WTO nun 1999 Ekim inde Santiago da gerçekleştirdiği Genel Kurul toplantısında kabul edilmiştir. Bu maddeler şunlardır; (Yazıcıoğlu ve Boylu 2003); Turizmin halk ve toplumlar arasında karşılıklı saygı ve anlayış ilişkilerine katkıları, Bireysel ve kollektif bir tatmin aracı olarak turizm, Sürekli bir gelişme faktörü olarak turizm, 26

13 Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 20, Sayı 3, 2011, Sayfa İnsanlığın ortak kültürel mirasından yararlanan ve onu zenginleştiren bir etkinlik olarak turizm, Ev sahibi ülkeler ve toplumlar için fayda üretici bir etkinlik olarak turizm, Yatırımcıların turizmin gelişmesindeki yükümlülükleri, Turizm hakkı, Turistik hareket özgürlüğü, Turizm çalışanları ve girişimcilerinin hakları, Global etik maddelerinin turizme uygulanabilirliğidir. 2. BEŞ YILDIZLI OTEL İŞLETMELERİNDE ARAŞTIRMA 2.1. Araştırmanın Amacı Araştırmanın amacı, Otel işletmelerinde Önbüro çalışanlarının etik algılamalarına yönelik değerlendirmenin yapılmasıdır. Bunun yanında, konaklama işletmeleri için önemli bir kalite göstergesi olan müşteri memnuiyetinin üst düzeye çıkarılabilmesi için özellikle Önbüro departmanında uygulanan ve etik kuralların uygulanmasındaki algılanış biçimlerini belirleyerek bu departmanla ilgili bilimsel veriler oluşturulması ikincil amaç olarak ifade edilebilir Araştırmanın Önemi Etik ve/veya ahlakın tüm sosyal hayatta olduğu gibi iş hayatında da önemli bir yeri vardır. İş etiğinin turizm işletmeleri ile ilgili boyutlarına bakıldığında, kar amacı güden turizm işletmeleri arasında, iş etiğine uyulmaması birtakım sorunları da beraberinde getirmektedir. Örneğin, etik anlayışı olmayan işgörenler, kişisel çıkarları için çalışabilir ve bencil davranabilirler. Ayrıca, işletmeye ve topluma zarar veren bu düşünce anlayışına sahip olabilirler Araştırmanın Kapsamı ve Sınırlılığı Araştırmanın evreni, uygulama kolaylığı, zaman ve maliyet unsurları da dikkate alınarak, çalışmanın kapsamı daraltılmış ve İstanbul ili ile sınırlandırılmıştır. Bu kapsamda İstanbul ilinde faaliyet gösteren toplam 33 adet 5 yıldızlı otel araştırma evreni olarak belirlenmiştir. Otellerin tamamına anket formu gönderilmiş ve 27 otelden 207 önbüro otel çalışanlarından sağlanmıştır. Turizm işletmelerinde çalışanları ilgilendiren etik uygulamalar iki farklı perspektifte incelenebilir. Bunlardan ilki yöneticilerin 27

14 Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 20, Sayı 3, 2011, Sayfa çalışanlarına yönelik uygulaması gereken etik ilkeler, diğeri ise çalışanların müşterilere yönelik uygulaması gereken etik ilkelerdir. 2.4.Araştırma Yöntemi Bu araştırma ilişkisel tarama yöntemiyle gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın yöntemiyle belirlenmeye çalışılan olgu bir başka deyişle bağımlı değişken etik kurallara uyma düzeyi ve daha sonra Konaklama İşletmelerinde çalışanların (Önbüro personeli) etik kuralları algı düzeyleri cinsiyet, yaş, çalışma süresi ve eğitim düzeyi durumuna göre nasıl değiştiğini belirlemek olduğundan, ilişkisel tarama yöntemi kullanılmıştır. Araştırma anket tekniğinden yararlanılarak gerçekleştirilmiştir Ekim-Kasım aylarında anket uygulaması yapılmıştır. Anket sorularını oluştururken Coşkun ve Karamustafa nın (1999) İşletme Öğrencilerinin Etik algıları Üzerine Ampirik Bir Çalışma ve Gül ve Ergün nün (2004) Muhasebe Mesleği Etik Kuralları ve Bu Kuralların Meslek Mensuplarınca Algılanışı adlı çalışmalarında kullandıkları anket formları ve çalışmamızdaki temel araştırma soruları da dikkate alınarak hazırlanmıştır. Ayrıca, güvenirlik çalışmaları kapsamında iç tutarlılık hesaplamaları yapılmıştır. Bilindiği gibi bölünmüş test çözümlemeleri yoluyla yapılan iç tutarlılık katsayıları güvenilirliğin belirlenmesinde kullanılan yöntemlerden biridir Bu çalışmada da cronbach α iç tutarlılık katsayısı hesaplanmış ve 0,88 olarak bulunmuştur. Araştırmada elde edilen verilerin aşağıdaki özellikleri taşıdığı varsayılmıştır. Araştırma örnekleminin evreni tam temsil ettiği düşünülmektedir. Araştırmaya katılan konaklama işletmesi çalışanlarının verdikleri bilgilerin doğru ve samimi olduğu varsayılmaktadır. Araştırma sonuçlarına katılımcıların ve uygulama ortamına kontrol dışı faktörlerin düşük düzeyde de olsa etki etmiş olabileceği kabul edilmektedir. Araştırmada kullanılan veri toplama araçlarının ölçülmek istenen özellikleri doğru olarak ölçebileceği kabul edilmiştir. 28

15 Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 20, Sayı 3, 2011, Sayfa ARAŞTIRMA BULGULARI VE İRDELENMESİ 3.1. Demografik Bulgular: Tablo 1.Ön Büro çalışanlarının cinsiyet, eğitim düzeyi, işletmede çalışma süresi, personel statüsünün değerlendirilmesi Bağımsız değişkenler Frekans Yüzde Frekans Yüzde Bağımsız değişkenler (n) (%) (n) (%) İşletmede Çalışma Cinsiyet Süresi 1 3 yıl arası 53 (25,0) Kadın 66 (32,0) 4 6 yıl arası 55 (27,0) Erkek 141 (68,0) 7 10 yıl arası 58 (28,0 Toplam 207 (100) 11 yıl ve yukarısı 41 (20,0) Eğitim durumu Toplam 207 (100) İlköğretim 49 (24,0) Personel Statüsü Yönetici 46 (23,0) Lise 48 (23,0) Ara Yönetici 69 (33,0) Ön lisans 41 (20,0) Personel 92 (44,0) Lisans 69 (33,0) Toplam 207 (100) Toplam 207 (100) Beş yıldızlı otel işletmelerinde Tablo 1. de de görüldüğü gibi örneklemi oluşturan önbüro çalışanlarının %53 e yakın kısmı üniversite eğitimi almıştır. Bunun yanında çalışanların %23 ü lise mezunudur. %24 lük kısmı ilköğretim eğitimi almışlardır. Yapılan araştırmaya katılan personellerin %56 sı işyerinde orta düzey yönetici olarak çalışmaktalar bunu %33 lük pay ile ara yönetici ve %44 lük payla da normal personel izlemektedir. Araştırma bulgularına bakıldığında örneklemimizi oluşturan yöneticilerin %68 i erkek, %32 si de kadındır. Otelde çalışma sürelerine bakıldığın da ise, %80 ninin 10 yılını doldurmayan personel olduğu görülmektedir. Bu durum, otel işletmelerinde personel devir oranının ne kadar yüksek olduğunu göstermektedir. 3.2.Araştırma Örneklemini Oluşturan Personelin Tüm Sorulara Verdiği Cevaplar Tablo2:Personelini etik dışı davranışa yönelten sebeplere ilişkin görüşlerin dağılımı Personelinin Etik Dışı Davranışa Yönelten Sebeplere İlişkin Görüşler N % Yöneticiler 80 (38,6) Müşteriler 50 (24,2) Diğer 30 (14,5) Çalışma Arkadaşları 26 (12,6) Toplumun Değer Yargıları 15 (7,2) Yasalar 6 (2,9) TOPLAM 207 (100) 29

16 Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 20, Sayı 3, 2011, Sayfa Tablo 2 de Önbüro Personelini etik dışı davranışa yönelten sebeplere ilişkin sıralama sorulmuştur. Soruyu cevaplayanlardan % 38,6 sı en önemli etkenin yöneticiler olduğunu belirtmiştir. İkinci olarak % 24,2 si ile de müşteriler diyenler gelmektedir. Bu veri Önbüro personelini etik dışı algılamaya iten en önemli iki unsurun yöneticiler ve müşteriler olduğunu göstermektedir. Tablo 3. Önbüro personelinin etik davranışa yönelten sebeplere ilişkin görüşlerin dağılımı Davranış Sebepleri N % Tecrübe 46 (22,2) Kişilik 46 (22,2) Hizmet içi eğitim 37 (17,9) Örgün eğitim 25 (12,1) İşletme sahip ve yöneticileri 23 (11,1) Toplumsal değer yargıları ve kültür 18 (8,7) Diğer 12 (5,8) T O P L A M 207 (100) Tablo 3 den de anlaşılacağı gibi Önbüro personelini etik davranmaya iten nedenlerin başında % 22, 2 ile kişilik ve mesleki tecrübe gelmektedir. Bunun yanında hizmet içi eğitim ve örgün öğretimde önemli birer neden olarak görülmektedir. Bu verilerden de anlaşılacağı gibi etik kurallara algılamada, etik kuralların bağlayıcılığından çok kişisel özellikler ön plana çıkmaktadır. 30

17 Her Konuda Çoğu Konuda Bazı Konuda Çok Az konuda Hiçbir Konuda Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 20, Sayı 3, 2011, Sayfa Tablo 4: İşletmelerde etik kuralların algılanışına ilişkin görüşlerin frekans dağılımları Durumlar N % N % N % N % N % Yasal Olmayan İşlere , ,3 7 3,4 5 2,4 - - Karışma Dürüstlük , ,1 4 1, Şeffaflık , , ,1 5 2,4 Müşteri Memnuniyeti , ,9 17 8,2 2 1,0 16 7,7 Güvenilirlik , , , Mesleki Dayanışma , , ,5 5 2,4 - - Sır Saklama , ,6 15 7,2 7 3,4 3 1,4 Tarafsızlık 94 45, , İtibar ve Ahlak 92 44, ,4 12 5,8 7 3,4 2 1,0 Sadakat 86 41, ,9 18 8,7 10 4,8 - - Tablo 4 de İsletmelerin etik kurallara algılanış düzeyine Önbüro personelinin verdiği yanıtlara göre, genelde otel işletmeleri etik kurallara uymaktadır. En yüksek yüzdeliği olan yasal olmayan işler %73,9, dürüstlük % 71,0, Şeffaflık % 67,6 ve müşteri memnuniyeti % 66,2 almaktadır. Bu tabloya göre en yüksek yasal kurallara uyma konusunda tam bir uyum varken Sır saklama, Mesleki dayanışma ve şeffaflık konusunda zaman zaman etik dışı uygulamalar görülmektedir. Ayrıca, otel işletmelerinde Çalışan Önbüro Personeline etik kurallarının öncelikli sıralaması sorulduğunda, 41 frekans ve 4.19 ağırlıklı ortalama ile dürüstlüğü birinci derecede, etik kuralı olarak gördüklerini belirtmişlerdir. Bunu 35 frekans ve 4.02 ağırlıklı ortalama ile mesleki bilgi ve yeterliliği ikinci derecede, 25 frekans ve 3.76 ağırlıklı ortalama ile de güvenilirliği üçüncü derecede, 24 frekans ve 3.56 ile tarafsızlığı etik kurallar olarak gördükleri ortaya çıkmaktadır Tablo 5. Önbüro personelinin işletmelerdeki etik uygulamalara yönelik algılama frekans ve yüzdeliklerin dağılımı Etik Uygulamaların Düzeyi N % Orta 160 (77,3) Yetersiz 30 (14,5) Yeterli 17 (8,2) Toplam 207 (100) 31

18 Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 20, Sayı 3, 2011, Sayfa Tablo 5 te ki verilere bakarak anket uygulaması yapılan işletmelerdeki Önbüro personelinin % 77,3 oranında etik konusunda ortalama bir bilgiye sahip olduğu görülmektedir. Bu veriye göre işletmeler etik kurallar konusunda % 14,5 lik dilimdeki bilgisi yetersiz grubun bilgilendirilmesi gerektiği ortaya çıkmaktadır Tablo 6. Kadın ve erkek önbüro çalışanlarının işletmelerdeki uygulamaların etik algılama frekans ve yüzdeliklerin dağılım Cinsiyet Yetersiz Orta Yeterli Toplam Erkek N % (16,3) (77,3) (6,4) 100 Kadın N % (10,6) (77,3) (12,1) 100 Toplam N % (14,5) (77,3) (8,2) (100) X 2 = 2,81 sd=2 P>,05 Tablo 6 ya göre kadın ve erkek Önbüro çalışanlarının etik algılamaları düzeyi kadınlara oranla erkekler daha yüksek olduğu görülmektedir. Bu tabloda da personelin genelde orta düzeyde etik algılama düzeyinin olduğu görülmektedir. Ayrıca, (X 2 = 2,81,sd=2,P>,05) değerlerine göre erkek ve kadın Önbüro çalışanları arasında etik algılama düzeyleri arasında anlamlı bir fark yoktur. Tablo 7. Öğrenim durumuna göre önbüro çalışanlarının işletmelerdeki uygulamaların etik algılama frekans ve yüzdeliklerin dağılımı Öğrenim Durumu Yetersiz Orta Yeterli Toplam İlköğretim N % (8,2) (81,6) (10,2) (100) Lise N % (104) (64,6) (25,0) (100) Ön lisans N % (19,5) (80,5) 0 (100) Lisans N % (18,8) (81,2) 0 (100) Toplam N % (14,5) (77,3) (8,2) (100) X 2 = 3,57 sd=6 P>,05 Tablo 7 ye göre üniversite eğitimi alanların almayanlara göre etik kuralları algılama düzeyinin düşük olduğu görülmektedir. Üniversite eğitimi alanların hiçbirinde etik algılama oranları yeterli değildir. Ancak, (X 2 = 3,57, sd=6,p>,05) değerlerine göre 32

19 Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 20, Sayı 3, 2011, Sayfa öğrenim düzeyine göre çalışanların işletmedeki uygulamaların etik algılamaları arasında anlamlı bir fark olmadığı saptanmıştır. Tablo 8. Önbüro Çalışanlarının Turizm Eğitimi Alıp Almama Durumuna Göre İşletmelerdeki Uygulamaların Etik Algılama Frekans ve Yüzdeliklerine İlişkin Bulgular Turizm Eğitimi Alma Yetersiz Orta Yeterli Toplam Evet N % (16,7) (77,5) (5,8) (100) Hayır N % (10,1) (76,8) (13,0) (100) Toplam N % (14,5) (77,3) (8,2) (100) X 2 =4,29 sd=2 P>,05 Bu tabloya göre Turizm eğitimi alanların almayanlara göre etik algılama düzeylerinin daha yüksek olduğu görülmektedir. Bu tabloda da daha önce tekrarlanan hem turizm eğitimi almış hem da almamış Önbüro personelinde etik algılama düzeyin orta seviyede olduğu görülmektedir. Ayrıca, (X 2 =4,29,sd=2,P>,05) değerlerine göre, çalışanların turizm eğitimi alıp almama durumuna göre farklı bir algılama saptanmamıştır. Tablo 9: Çalışanların çalışma sürelerine göre işletmelerdeki uygulamaların etik algılama frekans ve yüzdeliklerine ilişkin Bulguların Dağılımı İşletmede Çalışma Yetersiz Orta Yeterli Toplam Süresi 1 3 Yıl N % (22,6) (77,4) 0 (100) 4 5 Yıl N % (10,9) (76,4) (12,7) (100 ) 6 10 Yıl N % (14,6) (70,8) (14,6) (100) + 11 N % (14,6) (75,6) (9,8) (100) Toplam N % (14,5) (77,3) (8,2) (100) X 2 =3,68 sd=4 P>,05 33

20 Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 20, Sayı 3, 2011, Sayfa Tablo 9 a göre Önbüro çalışanlarının çalışma sürelerine göre işletmelerdeki uygulamaların etik algılama düzeylerine bakıldığında işe yeni grenlerin eskilere oranla etik algılarının daha yetersiz olduğu görülmektedir. Çalışma süreleri 3 yılı aşkın personelin ise algı yeterlilik düzeyinin daha yüksek olduğu görülmektedir. Buna karşın 11 ve daha uzun süre çalışan personelin ise algı düzeyleri 3 10 yıl arası çalışanlara göre daha düşüktür. Öte yandan, (X 2 =3,68,sd=4,P>,05) değerleri incelendiğinde çalışma süreleri bakımından ankete katılanlar arasında etik algılama farklılığı yoktur. Tablo10. Önbüro işletmesinin kapasitesine göre işletmelerdeki uygulamaların etik algılama frekans ve yüzdeliklerin Dağılımı Otelin Kapasitesi Yetersiz Orta Yeterli Toplam Kişi N % (37,1) (57,1) (5,7) (100) Kişi N % (11,6) (80,2) (8,1) (100) Kişi N % (8,1) (82,6) (9,3) (100) Toplam N % (14,5) (77,3) (8,2) (100) X 2 =3,28 sd=3 P>,05 Tablo 10 a göre işletme kapasitesi arttıkça Önbüro personelinin etik algılama yeterlilik düzeyi artmaktadır. Bunun sebebi, kapasite arttıkça daha profesyonel bir yönetim anlayışı kurumsallaşmayla gelen etik uygulamalar ve kalite standartlarının uygulanması olabilir. Ayrıca, (X 2 =3,28,sd=3,P>,05) değerlerine bakıldığında Önbüro işletmesinin kapasitesine göre işletmelerdeki uygulamaların etik algılamalarına yönelik anlamlı bir fark yoktur. 34

21 Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 20, Sayı 3, 2011, Sayfa Tablo 11. Çalışanların statülerine göre işletmelerdeki uygulamaların etik algılama frekans ve yüzdeliklerin dağılımı Personel Statüsü Yetersiz Orta Yeterli Toplam Yönetici N % (10,9) (89,1) 0 (100) Ara Yönetici N % (14,5) (78,3) (7,2) (100) Normal Personel N % (16,3) (70,7) (13,0) (100 ) Toplam N % (14,5) (77,3) (8,2) (100) X 2 =4,28 sd=2 P>,05 Tablo 11 den de anlaşılacağı gibi Önbüro personelinin yönetim seviyesindeki konumu yükseldikçe etik algılamalardaki yeterlilik düzeyi artmaktadır. Bu da yöneticilerin hizmet kalitesi ve etik standartlara uymanın işletme menfaatleri için ne kadar önemli olduğunun farkında olduklarını göstermesi açısından önemlidir. Ayrıca, (X 2 =4,28,sd=2,P>,05) değerlerleri personel statüsüne göre etik algılamasında anlamlı bir fark bulanamamıştır. Tablo.12. İşletme türüne göre önbüro çalışanlarının işletmelerdeki uygulamaların etik algılama frekans ve yüzdeliklerine ilişkin bulguların dağılımı İşletmede Yönetim Şekli Yetersiz Orta Yeterli Toplam Uluslararası Zincir N % (7,5) (90,0) (2,5) (100) Ulusal Zincir N % (26,0) (56,0) (18,0) (100) Bağımsız Ortaklık N % (6,1) (85,7) (8,2) (100) Aile İşletmesi N % (16,2) (79,4) (4,4) (100) Toplam N % (14,5) (77,3) (8,2) (100 ) X 2 =3,57 sd=4 P>,05 Tablo 12 deki veriler ışığında işletme şekline göre Önbüro çalışanlarının etik algıları değişmektedir. Buna göre Uluslararası zincir işletmeleri(% 18) ile yeterli etik algılama 35

22 Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 20, Sayı 3, 2011, Sayfa düzeyinde ilk sıradadır. Buna karşı aile işletmeleri etik algılama düzeyi sıralamasında % 16,2 ile yeterlik bakımından en düşük sıradadır. Bu veriye göre aile işletmelerinin kurumsallaşmakta zorlandığı, sık sık yönetim kararlarında aile üyelerinin işletme etik kurallarına baskın çıktığı anlaşılmaktadır. Ancak, (X 2 =3,57,sd=4,P>,05) İşletme şekline göre Önbüro çalışanlarının işletmelerdeki uygulamaların etik algılamaları arasında anlamlı bir fark saptanmamıştır. SONUÇ VE ÖNERİLER Konaklama İşletmelerinde Çalışan Önbüro Personellerine yönelik yapılan araştırmadaki bulgular analiz edildiğinde, en önemli görülen etik kurallarından birincisi dürüstlüğü; müşteri ve işletme çıkarlarını eşit şekilde korumak, ilkeli olmak, mesleki saygınlığı korumak ve güven vermek olarak algıladıkları ortaya çıkmıştır. İkinci derecede önemli etik kural olarak görülen mesleki bilgi ve yeterliliğin ise; kendini yenilemek ve geliştirmek ile mesleki bilgileri takip etmek olarak algılandığı ortaya çıkmıştır. Konaklama İşletmelerinde Çalışan Önbüro Personelinin arasında üçüncü derecede önemli etik kural olarak görülen güvenilirlik ile ilgili algılamanın da; müşterinin Önbüro personeline, meslek mensubunun kendine ve mesleki bilgisine güvenmesi ile karşılıklı güven üzerinde yoğunlaştığı görülmüştür. Yasalara bağlılık konusundaki düşünceler; yasalara uymak, yasal yetkileri aşmamak, hukukun üstünlüğüne bağlı kalmak ve yurttaşlık bilincine sahip olmak üzerinde yoğunlaşmaktadır. Araştırma bulgularının da ortaya koyduğu gibi, Konaklama İşletmelerinde Çalışan Önbüro Personelinin önemli bir kısmının meslek etiği kuralları hakkında bilgi eksikliği içinde oldukları anlaşılmaktadır. Ayrıca, meslek etiği kurallarının algılanması ve tanımlanmasındaki sorunlar da ciddi boyutlardadır. Yapılan araştırmada Önbüro personelini etik dışı davranmaya iten nedenlerin başında yöneticiler ve işletme sahiplerinin geldiği görülmüştür. Bu durum genelde işletme menfaatleri ve müşteri menfaatleri çatıştığında ortaya çıkmaktadır. Kusurlu bir hizmetin telafi edilmesi, fazla rezervasyon alma, eksik personelle çalışma, yönetici ve patronlara tanınan ayrıcalıklar gibi. İkinci sırada mesai arkadaşları gelmektedir. Arkadaşının yaptığı bir hatadan dolayı etik kuralların ihlal edilmesi sıkça karşılaşılan bir durumdur. Müşteri geldiğinde odanın hazır olmayışı, rezervasyon esnasında taahhüt edilenlerin verilememesi, müşteri hesaplarında yapılan hatalar bunlara örnektir. Önbüro personelinin etik kurallara uymasını olumlu yönde etkileyen unsurların başında personelin kişiliği ve tecrübesi gelmektedir. Olumlu özelliklere sahip kişiler davranışlarında etik kurallara daha duyarlı olmaktadır. Müşteri hesaplarıyla oynama, fazla para tahsil etme, müşteriyi ve yöneticiyi yanlış bilgilendirme, işini aksatma, işe geç gelme kişilik ile ilgili davranışlardır. Bununla beraber tecrübe de etik kurallara uymada önemli bir etkendir yaptıkları hareketlerin sonuçlarını bilen ya da tahmin edebilen bir personeli davranışlarında etik kurallara uyma konusunda daha fazla çaba gösterecektir. Aksi halde hem kendisi, hem mesai arkadaşları hem de çalıştığı işletme 36

23 Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 20, Sayı 3, 2011, Sayfa bu yanlışın bedelini ödeyecektir. Ayrıca hizmet içi eğitimlerde etik konulara ağırlık verilmesi, toplumsal değerler ve işletme yöneticilerinin etik davranış örnekleri de Önbüro personelinin etik davranmasını olumlu etkileyen unsurlardır.. Araştırma sonucunda Önbüro çalışanlarının gözüyle işletmelerin etik uygulamaları değerlendirildiğinde şu bulgulara rastlanmıştır. İşletmeler için imaj ve ahlak önemlidir. Pazarlamaya önemli bir etkisi olan pozitif imajın korunması ancak etik davranışlarla sürekli hale getirilebilir. Yasal olmayan işlere karışma, müşteri sadakati ve müşteri memnuniyeti de işletmelerin yüksek oranda önemsediği konulardandır. Önbüro konum olarak otel işletmesiyle müşteri arasında en önemli iletişim noktasıdır. Bu nedenle davranışlarında etik kurallara dikkat etmesi hizmet kalitesi açışında önem arz etmektedir. Fakat Önbüro departmanı en fazla etik ihlallerinin ortaya çıktığı yerdir. Bu ihlallerin oda arızasının tamir edilmemesi, yemeklerin ve servisin kötü oluşu gibi diğer departmanlardan kaynaklanıyor olabilir; fakat müşteri için muhatap önbürodur. Araştırmada Önbüro personelinin etik algılama düzeyi genelde orta seviyede olduğu tespit edilmiştir. Yapılan araştırmada; davranışlarında etik değerlere önem göstermede bayanların erkeklerden, daha fazla dikkat ettiği saptanmıştır. Buna ilave olarak, Turizm eğitimi alanların almayanlardan, aynı işletmede üç yıldan fazla çalışanların daha az çalışanlardan, ara yönetici ve yöneticilerin elemanlardan, uluslar arası zincir işletmelerinin diğer işletme türlerinden ve büyük otel işletmelerinin personelinin küçük otel personelinden daha fazla dikkat etiği yapılan çalışmada tespit edilmiştir. Ayrıca, bu çalışma, İstanbul ilinde faaliyet gösteren toplam otuzüç adet beş yıldızlı oteli kapsamakta dolayısıyla araştırma sonuçları genel sonuç beyan edilmemektedir. Fakat bu çıkan sonuçların sonraki çalışmalara katkı sağlayacağı ve otel yöneticilerine yönetsel düzlemde ışık tutacağı düşünülmektedir. 37

24 Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 20, Sayı 3, 2011, Sayfa KAYNAKÇA Akarsu, B. (1998), Mutluluk Ahlakı (Ahlak Öğretileri-1). İnkılap Yayınları, İstanbul. Aydın, İ.P. (2002), Yönetsel Mesleki ve Örgütsel Etik. Ankara: Pegem A Yayınevi. Brinkmann, J. (2002), Business and Marketing Ethics: Concepts, Approaches and Typologies, Journal of Business Ethics, Cilt 41, Sayı 1/2, ss Coşkun, R. ve Karamustafa, O., (1999), İşletme Öğrencilerinin Etik Algıları Üzerine Ampirik Bir Çalışma, Bilgi: Sosyal Bilimler Dergisi, Fennel, D.A ve Malloy, D.C. (1999), Measuring the Ethical Nature of Tourism Operators, Annals of Tourism Research, 26(4): Fennell, D. A. ve Przeclawski, K. (2003), Generating Goodwill in Tourism Through Ethical Stakeholder Interactions. (İçinde) D.J. Singh ve R.K.S. Timothy Tourism and Host Communities (Der.) ss Dowling: Cabi Publishing Frederick, W.C., Davis, K., ve Post, J.E.. (1988), Business and Society: Corporate Strategy, Public Policy, Ethics, Altıncı Baskı, New York, McGraw-Hill Publishing Company. GüL, K. ve Ergün, H. (2004), muhasebe mesleğinde etik, TURMOB, Muhasebe ve Denetime Bakış, Dergisi, (11), Haynes, F. (2002). Eğitimde etik (Cev. S. K. Akbaş). İstanbul: Ayrıntı Yayınları Jersey. Mcnamara, C. (2005) Complete Guide to Ethics Management: An Ethics Toolkit for Managers, 1H1146/Files/ ethicsmanagement. pdf.erişim tarihi: Sarıışık, M., Akova, O., Çontu, M., (2006), Otel Yöneticilerinin Etik Politika ve Yöntemlere Yaklaşımları, Üzerine Ampirik Bir Araştırma, Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi, Cilt 17, Sayı 1, Bahar: Payne, D. Dimanche, F. (1996), An ethics model. Journal of Business Ethics, 15 (9), ss Pehlivan, İ., (1998), Yönetsel Mesleki Örgütsel Etik, Pegem Ankara. Pieper, A. (1999), Etiğe Giriş Çeviren: V. Ataymen-G. Sezer. Ayrıntı Yayınları İstanbul. 38

25 Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 20, Sayı 3, 2011, Sayfa Smith, N.C. (1995), Marketing Strategies for The Ethics Era, Long Range Planning, Volume,28, Number 6. Stevens, B. ve Brownell, J., (2000), Ethics: Communicating Standarts and Influencing Behavior, Cornell Hotel and Restaurant Administration Quarterly. Thiroux, J., (1998), Ethics Theory and Practise R.R. Donneley& Sons Company New Ural, T., (2003), İşletme ve Pazarlama Etiği,Detay Yayınları, Ankara. Velasquez, M.G. (2002), Business Ethics: Cocept and Cases:New Jersey:Prentice Hall Woods, R.H. (2003), Human Resources Management, USA, Educational Institute of The American Hotel & Motel Association. Yazıcıoğlu, İ. ve Boylu, Y. (2003), Dünya Turizm Örgütünün Belirlediği Etik Kodları ve Bu Kodların Türkiye de Uygulanmasına İlişkin Bir Araştırma, Turizm Akademik, 2:

26 Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 20, Sayı 3, 2011, Sayfa

27 Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi, Cilt 18, Sayı 1, Bahar: 33-44, 2007, Copyright 2007 anatolia Bütün hakları saklıdır ISSN: ( ) Profesyonel Turist Rehberliğinde Mesleki Etik Üzerine Kavramsal Bir Değerlendirme A Conceptual Evaluation of Code of Ethics for Professional Tourist Guides Şükrü YARCAN Boğaziçi Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu ÖZ Profesyonel turist rehberi, mesleğinin konumu açısından, çok sayıda ve değişik işletme, kuruluş, kurum ve kişi ile ilişkide bulunur. Rehber çok farklı kesimlerle ve bireylerle karşı karşıya kalır. Bu koşullarda rehberin ilişkilerini bir dengede tutabilmesi oldukça zordur. Rehberler mesleklerini uygularken çeşitli güçlüklerle karşılaşır. Bazı meslek dallarında etik ilkeler oluşturulmaktadır. Turizm endüstrisinde de uygulanması ve uyulması önerilen etik ilkeler vardır. Profesyonel turist rehberliği meslek ilkelerinin oluşturulması için rehberlik meslek örgütleri çalışmaktadır. Rehberlik meslek etik ilkelerinin ve uygulama kurallarının oluşturulması için ilgili tarafların ve paydaşların belirlenmesi, rehberin kişi ve kuruluşlarla ilişkilerinde karşılaştığı sorunların saptanması gerekir. Çalışmanın amacı profesyonel turist rehberliği mesleğinin uygulanmasında karşılaşılan zorlukları saptamak, meslek ilkeleri konusunu tartışmak ve kavramsal bir değerlendirmeyle meslek etik ilkelerinin geliştirilmesi için bir çerçeve oluşturmaktır. Rehberlik meslek etiği ilkelerinin ahlak, etik ve meslek etiği kapsamında oluşturulması ve uygulanması gerekir. İlkelerin Turist Rehberleri Birliği Meslek Yasası önerisine ana hatlarıyla dahil edilmesi, kurallara uyulmadığında yaptırımların ne olduğunun belirtilmesi, yasanın gücünü ve örgütlenen rehber kitlesinin ilkelere ilişkin duyarlılığını artırır. Anahtar sözcükler: Profesyonel turist rehberi, rehberlik, meslek örgütleri, meslek etiği, etik ilkeler. ABSTRACT The characteristics of the profession necessitates that a professional tourist guide interacts within quite a number of different establishments, institutions and people. The guides face with different establishments and people. Under such circumstances, it is very difficult for a guide to keep a balance in these relationships. The guides face with different problems while performing the job. Business ethics codes are developed for some professions. There are also ethic codes in tourism that are proposed to be adhered and applied. The guides associations aim and work to develop professsional codes of ethics. In order to develop professional ethic codes and implement guiding codes of practice, the related parties and partners should be identified. Identification of the problems faced in dealing with people and organizations is also necessary. The aim of the article is to identify the problems faced in conducting the guiding profession, to discuss the topic of professional ethic codes within a conceptual approach and to propose a framework within which professional ethic codes can be developed. Guiding codes should be developed and applied within the scope of morals, ethics and business ethics. The framework of the codes and the sanctions to be applied in case of violation of the codes should be included in the Tourist Guides Association Law proposition. Only then the proposed law would be more stronger and the body of organized guides would be more sensitive to the codes. Key words: Professional tourist guide, guiding, professional organizations, business ethics, ethics codes. GİRİŞ Turizm işletme düzeyinde hizmet ağırlıklı bir çalışma alanıdır. Rehberlik de hizmet ağırlıklı bir meslektir. Profesyonel turist rehberliği, insan ilişkilerinin çok yoğun olduğu, meslek getirisi ve iş doyumu yüksek bir çalışma alanıdır. İşine bağlı, mesleki gelişimine önem veren, mesleğini severek yapan ve kendisini geliştirmek isteyen bir birey için rehberlik zevkli bir meslektir 1. 1) Makale, İstanbul da ve İzmir de düzenlenen bir dizi Profesyonel Turist Rehberliğinde Mesleki Etik Panelleri nde yazar tarafından not edilen, gruplanan, genişletilen ve referanslarla desteklenen görüşlere dayanmaktadır. Panellerde tartışılan konular TUREB Yayını Rehber Dünyası nda Haziran 2004 de yayınlanmıştır. (Bkz. Yarcan 2004). Ahlak, bir kişinin, bir grubun, bir halkın, bir toplumsal sınıfın, bir ulusun, bir kültür çevresinin vd. belli bir tarihsel dönemde yaşamına giren ve eylemlerini yönlendiren inanç, değer, norm, buyruk, yasak ve tasarımlar topluluğu ve ağıdır (Özlem 2004). Ahlak tan belirli bir grupta belirli bir zamanda geçerli olan değer yargıları sistemi, iyidir, kötüdür, anlaşılır. Meslek ahlakı bağlamındaki ahlak tan kastedilen, belirli bir meslekte, - özellikle doğrudan doğruya insanla ilgili bir meslekte -, uyulması gereken davranış kuralları anlaşılır. Bu kurallara da, dünyanın neresinde olursa olsun (yani belirli bir çevreye bağlı olmaksızın), bu mesleği yapan herkesin uyması istenir (Kuçuradi 1997). İş hayatında ahlak kavramı yerine etik, meslek etik Cilt 18 n Sayı 1 n Bahar 2007 n 33

28 Profesyonel Turist Rehberliğinde Mesleki Etik Üzerine Kavramsal Bir Değerlendirme ilkeleri veya kuralları terimleri kullanılmaktadır. Etik yasalar ile ilişkili olup, ahlak ilkelerine ve toplum kurallarına dayanan hukuk ile doğrudan bağlantılıdır. Yasalar ahlak ve toplum kurallarına dayandığından etik ilkelerle hukuk kuralları kısmen örtüşür. Adalet, ödev, yükümlülük, hak gibi kavramlar hem ahlak hem hukuk alanında yer alır (Davran 2000). Hukuk, temelde toplumsal yaşam kurallarının, insan yaşamının kutsallığının, bireysel bütünlüğün dokunulmazlığının ve mülkiyetin siyasal yetkenin tecavüzüne karşı korunmasını içerir (Davran 2000). Etik davranış yalnızca yasal sorumluluklarla ilgili değildir. Yasal açıdan suç olmayan bir konu etik olmayabilir. Etik bir konu da yasalarda yer almayabilir. Etik uluslararası hukukta ve Birleşmiş Milletlerde de yer alır ( Herkesin işini ve görevini insanlığın yararı doğrultusunda en iyi şekilde, doğru ve tam olarak yapması ve kimseye zarar vermemesi etiğin temel alanıdır. Etik, insanın yaptıklarından ve edimlerinden vicdani bir sorumluluk alması ve kendisini içsel olarak mutlu hissetmesidir. Etik kavramı, bir grup insanın belirli amaçlarla oluşturduğu norm bütünleri, değeri bilinen ve ortaklaşa oluşturulmuş ölçütler ve değerler, anlamında da kullanılır (Kuçuradi 1999b). Normlar, etik değerleri koruyucu kararların alınmasında ve eylemde bulunulmasında yeterli olmayabilir; çünkü her durum eşsizdir ve tekdir (Tepe 2000). Bir norma uygun olarak davranırken, koşullara bağlı olarak, etik davranılmıyor olabilir. Etik değerlerin felsefi bilgisine sahip olunursa, kişi etik eylem olanağına sahip olabilir (Kuçuradi 1999a) ve mesleğini etik değerleri koruyarak yerine getirebilir (Kuçuradi 1999b). Etik değerler birbirleriyle tutarlı olmalıdır (Coughlan 2001). Sorumluluk etiği, yapılması gereken eylemi, davranışı ve tutumu durumun kendisine özgü koşulları ve davranışın sonuçları açısından tanımlamaktır. Sorumluluk etiği, durumsal etik olarak da adlandırılır. Durumsal etik, belirgin olmayan koşullarda, duruma göre tutum ve davranış biçiminin değişmesidir (Keskin 1999). Etik davranışta yararcılık ilkesi vardır. Bu ilke, temel ve tüm dünyada geçerli ideallerin olmaması ancak, çoğunluk için iyi olanın yapılmasıdır. Doğru eylemde bulunmak için neyi yapmak durumunda olunulduğu felsefe ile bağlantılı değildir; çözüme yönelik bir davranış biçimidir (Kuçuradi 1999b). Etik, insanların ilişkilerinde değerlendirme ve tutumlarını belirleyen değer ölçütleridir. Dolayısıyla, etik aynı zamanda, felsefi bir yaklaşımdır ve bir felsefe dalıdır. Felsefi etikte, günlük yaşamda belirli durumlarda insan onuruna zarar vermeden, ya da en az zarar vererek eylemde bulunabilmek ana koşuldur (Kuçuradi 1999b). Etik ilkeler bireyleri belirli bir durumda kabul edilebilir ve kabul edilemez, (doğru ve yanlış) davranışlar hakkında bilgilendirmek için biçimlendirilir (Malloy ve Fennell 1998). Bireyin belirli bir durumda nasıl doğru ve uygun davranabileceği etikin konusudur. Belirli bir koşulda uygun davranışın gerçekleşmesi için yalnızca etik ilkeleri yazmak yeterli değildir. Bir meslek dalı için geliştirilen iş etiği kurallarının etkili olabilmesinin önkoşulu, kurallara tüm paydaşlarca gereksinim duyulmasıdır. İlkelerin anlaşılabilir ve paydaşlar tarafından kabul edilebilir olması, ilkelerin oluşturulma sürecine ilgili tarafların dahil edilmesine bağlıdır. İlke ve kuralların tarafsız, adil ve kapsamlı bir biçimde, herkesin yararına olacak düzenlemeleri içereceği konusunda ortak bir görüşün olması gerekir (Akan 2007). Bu nedenle, öncelikle ilgili meslek dalında paydaşların, etik ilkelerin oluşma sürecine dahil edilmesi gerekir. Etik, iyi insanlar yetiştirilmesine katkıda bulunmak için kimi bilgiler ortaya koymak biçiminde de tanımlanır. Etik davranış, insanın kimseyi kandırmamasını, başkalarına zarar vermemesini, mesleğini kötüye kullanmamasını, insana insan gibi davranmasını ve davranışlarının sorumluluğunu benliğinde hissetmesini içerir. Çevre etiği, işletme etiği, yönetim etiği, siyaset etiği, basın etiği, halkla ilişkiler ve reklamcılık etiği üzerinde durulan başlıca meslek etikleridir. Bireylerarası ilişkileri içerdiğinden meslek etikleri birbirine benzer, kesişir ve çakışır (Tepe 2000). Mesleğin en doğru ve iyi biçimde yapılabilmesi için etik her iş dalı için gereklidir. Meslek etiği belirli değer ölçütleriyle belirlenir. Ölçütler (normlar), dünya görüşünden, kültürden, ideolojiden ve dinden bağımsız değerlerdir (Kuçuradi 1999b). Kültür ve Turizm Bakanlığı profesyonel turist rehberini, Yönetmelikte belirlenen usul ve esaslara uygun olarak rehberlik mesleğini icra etme yetkisini kazanmış olup, yerli veya yabancı turistlere, turistlerin gezi öncesinde seçmiş oldukları dil ile uyumlu olmak üzere, rehberlik kimlik kartlarında belirtilen dillerde rehberlik eden, onlara tanıttıkları bölgenin kültürel ve doğal mirasını aktaran, gezi programının; tur operatörü veya seyahat işletmesinin yazılı belgelerinde tanımlandığı ve tüketiciye satıldığı şekilde yürütülmesini sağlayan ve gezi programını seyahat işletmesi adına yöneten kişi, olarak tanımlar 2. Tanıma göre rehberin temel işlevi tur programını seyahat işletmesi adına uygulamak ve turistlere bilgi vermektir. Gerçekten rehberler 2) Profesyonel Turist Rehberliği Yönetmeliği, Resmi Gazete, Tarihi: , Sayı: n Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi

29 Şükrü Yarcan geniş bilgi sahibi olmayı ve doğru bilgi vermeyi görevlerinin profesyonelliği için bir önkoşul olarak görmektedir (Holloway 1981). Turistler de başarılı rehberlerin gezilen yerler ve çekim öğeleri hakkında geniş bilgi sahibi olduklarına inanır (Yu, Weiler ve Ham 2001). Rehberlik mesleği ilgili yönetmelikte belirtilenlerden daha geniş görevleri içerir. Turistlere gezileri süresince yardımcı olma özelliği, karşılaşılan her türlü sorunu çözümleme görevini rehbere vermektedir. Sorunların çözümlenememesinin hizmetin bütününe verdiği zararı en aza indirmek, hizmetin düzeltilmesi ve geliştirilmesi için çaba göstermek rehberin görevidir (Yenen 2002). Düzenlenmiş paket tura katılan turist gruplarına veya birey turiste eşlik eden, yardımcı olan, yol gösteren, bilgi veren ve seyahat işletmesi adına çalışanlara çeşitli isimler verilmektedir. Tur eşlikçisi, tur lideri ve tur yöneticisi (Holloway 1981), tur temsilcisi, transfer elemanı, enformasyon memuru bunlardan başlıcalarıdır. Belirtilen seyahat sektörü meslek elemanlarının görevleri ve işleri birbirlerinden farklıdır. Bu mesleklerden profesyonel turist rehberliği turistlere bilgi vermeyi, gezileri süresince destinasyonda eşlik etmeyi ve tur liderliği yapmayı içerir. Rehber, tur eşlikçisi, tur lideri, tur yöneticisi veya tur temsilcisi olarak çalışabileceği gibi, turistlerin destinasyona varışları ve ayrılışları sırasında transfer elemanı olarak da görev yapabilir. Rehber, yerli ve yabancı ziyaretçilere, grup veya bireysel olarak, ziyaretçinin seçtiği dilde müze ve ören yerlerini gezdiren, gezi yerlerini ve anıtları yorumlayan, doğal ve kültürel çevreyi ve kalıtları zevkli bir biçimde tanıtan ve gezilerinde ziyaretçilere eşlik eden profesyonel turizm çalışanıdır. Rehber aynı zamanda dramaturjik bir gösteri ile (Pearce 1984), turistin seyahat deneyimini olumlu biçimde yaşamasına katkıda bulunur; turistleri eğlendirir ve gezi süresince ortaya çıkan sorunları seyahat işletmesi adına çözer. Rehber, konuksever bir elçi, konuğa rahat bir ortam sağlayan, gezilen yerlerin turist tarafından anlaşılmasına yardımcı olan ve görevlerini birbirleriyle bağdaştırabilen bir çalışan, olarak da tanımlanır (Dahles 2002; Pond 1993). Rehber temelde seyahat işletmesi adına çalışır ve çekim ülkesinde sunulan turizm hizmetlerinin tüketiminde vazgeçilmez bir aracıdır (Dahles 2002). Destinasyon hakkında olumlu veya olumsuz bir izlenimin ve imgenin oluşumundan, ülkenin ve ülke halkının imgesinin oluşmasından birinci derecede sorumludur; bu konuda belirleyici bir rolü vardır (Ap ve Wong 2001; Kuşluvan ve Çeşmeci 2002). Rehber aynı zamanda yerel kültürü yorumlayan bir kültür köprüsüdür. İmge oluşturma ve kültür köprüsü rolü rehberin turiste seyahat deneyimini en iyi biçimde yaşatmasıyla ilgilidir. Rehber, kültür turlarında güvenilir bir kılavuz (Cohen 1985); kültür yorumcusu (Nettekoven 1979; Urry 1990); kültür aracısı (de Kadt 1979; Holloway 1981; Ap ve Wong 2001) ve turistin birçok konuda başvurduğu bir danışmandır. Rehber bilgi sahibi ve bilgi veren, eğitici ve öğretmen, turisti güdüleyen ve tatil deneyimini yaşatan, misyon sahibi, ülkesinin elçisi, (Yu,Weiler ve Ham 2001), temsil rolü olan, eğlendiren, grup üyelerini bir arada tutan, kendine güvenli, disiplinli bir grup lideridir (Holloway 1981). Rehberin bilgi vermesi yeterli değildir; bilgi doğru, ilginç, zevkli ve içten bir biçimde iletilmelidir. Belirtilen roller birbirini tamamlar. Roller arasında çelişkiler de, örneğin eğlendiren ve disiplin sahibi gibi, vardır (Holloway 1981). Bir aracı ve kültür köprüsü olan rehber, anadilini, ülkesinin kültürünü, tarihini, arkeolojik, insan yapısı ve doğal kaynaklarını, iyi bildiği ve tanıdığı kadar, rehberlik ettiği yabancı turistlerin de dilini, kültürünü ve tarihini iyi bilmesi gerekir. Bilgilerini sunmasındaki başarısı turistin veya turist grubunun eğitim düzeyine, ilgisine, geçmişte seyahat etme sıklığına, daha önce örgütlenmiş ve rehberli geziye katılmış veya katılmamış olmasına, destinasyon hakkında, örneğin Türkiye veya İstanbul üzerine önceki bilgi düzeyine ve tura ilgisine bağlıdır. Turist grubunun büyüklüğü, turun türü, içeriği ve içerdiği hizmetlerin özellikleri, niteliği, tur süresi, günlük şehir turu, gemi turu veya Anadolu turu olması, turistin beklentisi, beklentilerinin gerçekleşmesi, rehberin turistin beklentilerine uygun davranması, eğitim ve bilgi düzeyi (Değirmencioğlu 2001), bilgi iletme becerisi ve yabancı dildeki yetkinliği rehberin başarısını etkiler. Aynı etkenler turun başarısını ve müşterinin tatmin düzeyini belirler; etkenler arasında etkileşimsel bağlantılar vardır. Turist rehberliğinde profesyonellik şu konuları içerir: Turistin güzel bir seyahat ve tatil deneyimi yaşamasına yardımcı olmak, Ülke hakkında olumlu ve iyi bir imaj oluşmasına katkıda bulunmak, Turistin beklentisini seyahat işletmesinin hizmetleri doğrultusunda karşılamak, Bilgisini doğru, anında ve ilginç bir biçimde sunmak, Bilgiyi anlaşılabilir şekilde ve yorum yaparak aktarmak, Ülkeyi, turiste sunulan ürünü, turu ve hizmetin özelliklerini iyi tanımak, Cilt 18 n Sayı 1 n Bahar 2007 n 35

30 Profesyonel Turist Rehberliğinde Mesleki Etik Üzerine Kavramsal Bir Değerlendirme Turistin ve sunulan hizmetin özelliklerine göre davranmak, Bireylerarası iletişim becerilerinde yetkin olmak, Sürekli kendisini yenilemek, bilgi, kültür ve deneyimini artırmak, Meslek sırlarını başkalarıyla paylaşmamak, Dürüst, doğru, adil ve tutarlı olmak, Sorumluluk sahibi ve disiplinli olmak, Liderlik nitelikleri taşımak. Makalenin amacı, profesyonel turist rehberlerinin sorunlarını saptamak, mesleğin tartışılan zorluklarını ve sorunlarını ortaya koymak, mesleğin kalitesinin yükseltilmesi konusunda önerilerde bulunmak ve meslek etiği ilkelerinin geliştirilmesi için bir çerçeve oluşturmaktır. Turist rehberliği meslek etiği akademik açıdan daha önce incelenmemiştir. Turizmde etik konusunun incelenmesi ve akademik bir çalışma olması da yeni bir konudur. Genel olarak turizmde etik konusu, (Hultsman 1995; Payne ve Dimanche 1996; Malloy ve Fennell 1998; Macbeth 2005; Akan 2007), otelcilikte etik konusu (Coughlan 2001; Sarıışık, Akova ve Çontu 2006), çalışılmıştır. Etik anlayış ve tutum turistlerin tatile karar verme süreçlerinin bir parçasıdır (Goodwin ve Francis 2003). Turizm, birbirinden farklı alanları kapsayan bir endüstri olduğundan tek bir etik ilkeler dizgesinin tüm endüstride geçerliliği ve uygulanabilirliği yoktur. Konu ile ilgili turizm işletmelerinin, kurumların ve kuruluşların kendi çalışma alanlarıyla ilgili meslek etik ilkelerini oluşturması gerekir. Seyahat sektörüne ilişkin etik çalışmaları yapılmıştır (Fennel ve Malloy 1996; Ross 1997; Weeden 2001; Yaman ve Gürel 2006). Bu makale, henüz üzerinde çalışılmamış olan profesyonel turist rehberliği meslek etik ilkeleri konusundadır ve rehberlik mesleği uygulama kurallarının geliştirilebilmesi için bir çerçeve sunmaktadır. PROFESYONEL TURİST REHBERLİĞİNDE MESLEKİ ETİK Turistin gezisi süresince yerel halk ile buluşacağı, kaynaşacağı ve onları tanıyacağı görüşü yaygındır. Oysaki, seyahat işletmesince düzenlenen örgütlü rehberli turlarda ve paket tatillerde beklenen iletişim gerçekleşmez. Turist tatili süresince çoğunlukla turizm endüstrisinin çalışanları ile karşılaşır. Rehber, turistlerin çekim ülkesinde uzun süre ilişkide bulundukları insandır (Salazar 2005). Turist ve rehber arasındaki yakın ve uzun süreli ilişki nedeniyle, rehberin ziyaret edilen yerin anlam kazanmasında önemli bir işlevi vardır (Pond 1993). Turizm endüstrisinde çalışmaya eğilimli bireyler, mesleğin etik boyutuna önem vermektedir (Ross 1997). Profesyonel turist rehberleri için meslek etik ilkelerinin geliştirilmesi, mesleğe yarar sağlar; rehber ve rehberlik imgesini yükseltir ve profesyonel çalışmayı özendirir. Meslek etiğini belirlerken, mesleğin uygulanmasından ve işin gereğinin yapılmasından kimlerin etkilendiği saptanmalıdır. Türkiye de çeşitli çalışma alanlarında mesleğin uygulanması ile ilgili kurallar oluşturulmuştur. Etik ilkeler oluşturmuş başlıca turizm kuruluşları, Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü, BMDTÖ, Turizm Ahlak İlkeleri, (Kültür ve Turizm Bakanlığı 2002), Türkiye Seyahat Acentaları Birliği, TÜRSAB, Genel Meslek Kuralları (1995) ( Dünya Turist Rehberleri Birlikleri Federasyonu, (World Federation of Tourist Guide Associations, WFTGA), Rehberlik Uygulama İlkeleri ( ve Avrupa Turist Rehberleri Federasyonu, (European Federation of Tourist Guides, FEG), Kalite Anlaşma sıdır. ( Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü nün, (BMDTÖ) Turizm Ahlak İlkeleri nin oluşturulmasına üye ülkelerin katılımıyla 1997 yılında başlanmış ve ilkeler 2001 yılında kabul edilmiştir (Kültür ve Turizm Bakanlığı 2002). Türkiye BMDTÖ üyesi olarak ilkelere uymak konusunda taraftır. Seyahat Acentalığı Genel Meslek Kuralları, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği, TÜRSAB tarafından 1995 yılında kabul edilmiştir. Turist Rehberleri Birliği Derneği, TUREB, üyesi olduğu WFTGA nın benimsediği rehberlik uygulama ilkelerine ve yine üyesi olduğu FEG in benimsediği rehberlik kalite anlaşmasının kurallarına taraftır. Ayrıca, Amerikan Seyahat Acenteleri Birliği, (The American Society of Travel Agents, ASTA), İngiliz Seyahat Acenteleri Birliği, (Association of British Travel Agents, ABTA), Bağımsız Tur Operatörleri Birliği, (The Association of Independent Tour Operators, AITO) ve Turizm Avrupa Ekümenik Ağı, (Tourism European Ecumenical Network, TEN) ile Üçüncü Dünya Turizmi Ekümenik Koalisyonu, (Ecumenical Coalition on Third World Tourism ECTWT), vb. birlik ve sivil toplum kuruluşlarının oluşturdukları turistlerle, sürdürülebilir turizmle ilgili, mesleki ve adıgeçen örgütlerin kendi çalışma alanlarında uygulanmasını önerdiği ilkeler vardır. TEN ve ECTWT kuruluşları turizmin ve özellikle yabancı turistlerin yerel halk üzerindeki etkilerine önem vermektedir. Yerel halk, yerli ve yabancı turistlerin davranışlarından 36 n Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi

31 Şükrü Yarcan ve turizm gelişmelerinden etkilenir. Turistin bir yeri ziyareti ve kalışı ekonomik, sosyal ve kültürel etkilere neden olur. Turizmin sosyal, kültürel ve ekonomik etkileri, öncelikle turizmde çalışanlarda gözlenir. Bu tür etkiler Türkiye de bölgesel bazda incelenmiştir (Bal 1995; Toros 1997; Tuna 2002). Etki ekonomik açıdan makro düzeydedir. Örneğin, turizmin getirdiği gönenç nasıl dağılmaktadır sorusu yanıtlanmalıdır. Turizmin sosyal, kültürel ve ekonomik maliyetlerini üstlenenler kimlerdir ve kimler olmalı, turizmin olumsuzluklarından kimler etkileniyor, çıkar çatışmaları var mı, turizmin yararlarından kimler ve nasıl faydalanıyor soruları etik sorulardır. Kamu sektörü de turizmden etkilenmektedir. Kültür ve Turizm Bakanlığı turizmi gerek doğrudan etkilemekte, gerekse de etkilenmektedir. Meslek etiği, belirli bir işi yaparken genel olarak ne yapılması veya ne yapılmaması gerektiğine ilişkin etik değerlerle ilgilidir. Profesyonel turist rehberliği mesleğinin uygulanmasından etkilenen en önemli kesim yerli ve yabancı turistlerdir. Kurumsal açıdan en fazla etkilenen ve aynı zamanda mesleği etkileyen taraflar, başta seyahat işletmeleri olmak üzere konaklama kesimi ve turizm hizmeti sunan işletmeler ile bu şirketlerde çalışanlardır. Rehberlik mesleğinin yerine getirilmesinden etkilenen başlıca taraflar, çalışan rehberler ve rehber adayları, üniversitelerin rehberlik bölümlerinde öğrenim görenler, turistler; yerli ve yabancı gezginler, seyahat işletmeleri, yerli ve yabancı tur operatörleri, turiste hizmet sunan şirketler; lokantalar, ulaştırma şirketleri, müze ve ören yerleri ile alışveriş işletmeleridir. Bir rehberin mesleki davranışlarından öteki rehberler doğrudan etkilenir. Bir kişi yeteneği doğrultusunda doğru değerlendirme yapabilir ve etik davranabilir. Etik ilkeler meslek sahibine bir olayı veya durumu doğru değerlendirme yolunu gösterebilir ve birey uygun eylemde bulunabilir. Meslek etik ilkelerinin oluşturulması, mesleğin yapılmasında kullanılacak ortak bir değer arayışıdır (Kuçuradi 2000). Etik, iyi insanlar yetiştirilmesine katkıda bulunmak için kimi bilgiler ortaya koymak ise (Tepe 2000), rehberlik etiği de, iyi rehberlerin yetişmesi için etik değerler oluşturmak ve uygulamaktır. Örneğin bir rehber, mesleğini amacına uygun biçimde yapmak için doğru bir değerlendirmede bulunamıyorsa ve belirli bir durumda nasıl davranacağına karar veremiyorsa, meslek kuralları kendisine yararlı olabilir (Tepe 2000). Gerçekte, bir profesyonel turist rehberi mesleğini uygularken kendi anlayışı doğrultusunda ve karşılaştığı zor durumlarda ilkeli davranmaktadır. Ancak, rehber, işinin amacına uygun davranmakta güçlükle karşılaşabilir ve doğru değerlendirme yapamayabilir. Profesyonel turist rehberliği etik ilkeleri, bu tür durumlarda nasıl davranılması gerektiğine ilişkin yol gösterebilir. Meslek ilkeleri ve etik eğitimi her durumda ya da belirli bir koşulda ne yapılması gerektiğini belirtmez. Yaşanan olay, durum, kimi olaylar arasında ortak yanlar olsa da, tektir ve bir kereliktir (Tepe 2000). Bir eylemin anlaşılabilmesi ve doğru değerlendirilebilmesi için, bunun kimin ve ne koşullarda yaptığının bilinmesi şarttır (Kuçuradi 2003). Rehberin karşılaştığı etik sorunlarda ve çözümünde meslek kuralları katkıda bulunabilir. Yoksa her durum için ne yapılabileceğinin saptanması ve önerilmesi etik ilkelerden beklenemez (Tepe 2000). İzleyen bölümde mesleğin yerine getirilmesinden doğrudan etkilenen kesimlerle, işin uygulamasını ve böylece rehberleri etkileyen kuruluşların rehberlerle ilişkileri ve uygulamada karşılaşılan zorluklar belirtilmektedir. Meslekte karşılaşılan güçlüklerin bir bölümü yasal ve yönetsel düzenlemelerle çözülebilir, ancak hukuki dayanakların yokluğunda sorunların saptanması, etik konusuna yaklaşım için bir başlangıç noktasıdır. Konaklama İşletmeleri ile Rehberler Arasında Mesleki Etik Açısından İlişkiler Konaklama işletmecileri ile rehberler arasında yakın bir ilişki vardır. İşbirliği içindeki iki kesim arasında önemli bir zorluk yoktur. Otel yöneticisinin rehberden beklediği, tur öncesinde, tur sırasında ve sonrasında otel görevlileriyle yakın ilişkide bulunulmasıdır. Konuklara, otelle ilgili bilgilerin önceden veya otele giriş yapıldığında rehber tarafından verilmesi, bilgi verme işlevinin resepsiyon görevlilerine bırakılmaması otelcilerce uygun görülmektedir. Seyahat işletmesi ile konaklama işletmesi arasında temsilcilik görevi üstlenen rehberin, konaklama sırasında çıkabilecek sorunların çözümünde otel yönetimiyle işbirliği yapması beklenmektedir. Son anda ortaya çıkan sorunlar, örneğin rezervasyonların konaklama biriminin kapasitesinin üstünde olması gibi, rehber ve otel yönetiminin işbirliğiyle çözüme kavuşturulmalıdır. Konaklama işletmesinde çıkabilecek sorunlar olabildiğince konuklara yansıtılmadan çözümlenmelidir. Bireysel rehberlik hizmetlerinde rehber otel ile işbirliği yapmalı ve konukların gereksinimlerine göre tur gerçekleştirmelidir. Rehberin meslek ilkelerini tek başına ve tek yanlı uygulamasının yararı sınırlıdır; ilişki içindeki tarafların karşılıklı yükümlülükleri vardır. Konakla- Cilt 18 n Sayı 1 n Bahar 2007 n 37

32 Profesyonel Turist Rehberliğinde Mesleki Etik Üzerine Kavramsal Bir Değerlendirme ma işletmecileri de rehberlerle ilişkilerinde iş etiğine uymakta titiz davranmalı ve meslek ilkelerine bağlı olmalıdır. Rehber, otel yönetimi tarafından turizmde çalışan bir meslektaş kadar konuk olarak da görülmek, konuklarla eş tutulmak ve güler yüzle karşılanmak beklentisindedir. Seyahat İşletmeleri ile Rehberler Arasında Mesleki Etik Açısından İlişkiler Yakın işbirliği içinde olması gereken seyahat işletmeleri ile rehberler arasında birçok tartışma konusu vardır. Seyahat işletmecisi için rehber işgören, işletmesi de işverendir. Bu konuda taraflar arasında görüşbirliği yoktur. Rehberlik taban ücretlerinin uygulanmaması ve ödenmemesi önemli bir sorundur. Rehberlik ücreti tur maliyetinin bir öğesidir. Rehberin rehberlik taban ücretinin altında çalışmaması gerekir; ancak, piyasa koşullarının geçerliliği nedeniyle, bazı seyahat işletmeleri tur taban ücretini ödememektedir. Rehberlik ücretinin hiç ödenmediği durumlar da vardır. Turistlerin alışverişlerinden kazanılan gelir seyahat işletmesinin asıl gelirlerinden olmamalıdır. Komisyon kazancı beklentisi haksız rekabet yaratmaktadır. Bazı seyahat işletmeleri varlıklarını ve işleyişlerini kazandıkları komisyon gelirine dayandırmaktadır (Ap ve Wong 2001). Komisyon geliri seyahat işletmeciliğinde sağlıksız bir yapının ve haksız rekabetin başlıca nedenidir. Komisyon kazanılmasındaki tutum, rehberlik mesleğinin ve rehberin imgesini zedelemekte, hatta, ülke imgesine zarar vermektedir. Turlardan kazanılan ek gelir başka ülkelerde olduğu gibi (Noronha 1979: Ap ve Wong 2001), rehber, tur lideri, seyahat işletmesi ve yabancı tur operatörü arasında paylaşılmaktadır. Kabul edilemez düzeydeki komisyon oranları, turist ile birebir ilişkideki ve alışverişte aracı konumundaki, rehberi zorda bırakmaktadır. Görevi karşılığında yeterli ücret ödenmeli ve rehber alışverişe zorlanmamalıdır. Seyahat işletmesi ile rehber ilişkisinde en önemli etkenlerden biri güvendir; rehberin seyahat işletmesine ve konuklara güven vermesi beklenir. Rehber, birey ve meslek profesyoneli olarak güvenilir nitelikte ve kişilikte olmalıdır. Seyahat işletmesi rehberli turlarda müşteri memnuniyetini önemser ve müşterilerinin hoşnutluk düzeyini gösteren anket sonuçlarını gerçekleştirilen tur programının kalitesini ölçmek için kullanır (Geva ve Goldman 1991). Seyahat işletmesiyle rehber arasında tur öncesinde, tur süresince ve sonrasında kesintisiz bilgi akışı olmalıdır. Tur bitiminde, alınan hizmetler ve nitelikleri, müşteri memnuniyeti ve şikayetleri ile turdaki önemli olaylar hakkında rehber sözlü ve yazılı geri bildirimde bulunmalıdır. Bir turistin katıldığı turdan hoşnut olması tura eşlik eden rehberin başarısıyla ilgilidir. Rehber ülke ve destinasyon imgesini, ürün imajını ve dolayısıyla, turu düzenleyen seyahat işletmesinin kurumsal imajını (Geva ve Goldman 1991), oluşturur. Rehberler turun planlanması sürecine dahil edilmemektedir (Karamustafa ve Çeşmeci 2006). Bu durum seyahat işletmesinin meslek sırlarını saklaması açısından doğal bir durumdur. Ancak, seyahat işletmesi, hizmet satın alınan işletmelerle rehberin ilişkilerini kolaylaştırmalı ve kendisini olası sorunlar hakkında önceden bilgilendirmelidir. Turun başarısı rehberin yeteneklerine bağlıdır (Ap ve Wong 2001). Özellikle kültür turu, arkeolojik tur, dini tur, özel ilgi turu düzenlemelerinde seyahat işletmesiyle rehber arasındaki işbirliği turun başarısını etkiler. Seyahat işletmesi her turda, ilgili grup ve / veya birey konuk hakkında rehberi bilgilendirmelidir. Tur güzergahı, geziler, müze ve ören yerleri ile hizmet satın alınan işletmeler konularında seyahat işletmecisi ve rehber birlikte hazırlanmalıdır. Rehber mesleğini uygularken, adına çalıştığı seyahat işletmesi, tur operatörü, oteller ve öteki turizm işletmeleri ile konuklar hakkında edindiği meslek sırlarını saklamalıdır. Meslek sırlarını saklamak temel etik değerlerdendir. Rehber, seyahat işletmesi ve müşteri ilişkisinde çok taraflı bir konumdadır. Turu uygularken birçok farklı işletme, şirket, kuruluş, kurum ve birey ile, (otelci, otobüs şoförü, lokantacı, müze ve ören yeri bekçisi gibi) karşılaşır. Rehber içinde bulunduğu bu ilişkileri dengede sürdürmek zorundadır. İlişkilerin dengede tutulabilmesi oldukça zor bir görevdir. Rehber davranış, eğitim, kültür, bilgi ve entellektüel birikim konularında donanımlı olmalıdır. Rehberin donanımı, bilgisi ve öyküsel anlatım biçimi bir destinasyonu yerelleştirir ve turistin gözünde folklorik, etnik ve egzotik özellikler (Salazar 2005), kazanmasına neden olur. Profesyonel Turist Rehberlerinin Sorunları Doğrudan rehberleri ilgilendiren başlıca tartışma konuları daha çok seyahat işletmeleriyle bağlantılıdır. İlişkilerdeki en önemli güçlük rehberlik taban ücretinin uygulanmamasıdır. Rehberlik hizmeti ve ücretinin ödenmesi bir sözleşmeyi gerektirir. Seyahat işletmesi ile rehber arasında yazılı bir iş sözleşmesi olmalı ve bu sözleşme istisna niteliğinde 38 n Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi

33 Şükrü Yarcan olmamalıdır. Taban ücretin altında ödeme yapan seyahat işletmesi ile düşük ücreti kabul eden rehber, gerek seyahat işletmeleri, gerekse de rehberler arasında, haksız rekabet yaratmaktadır. Rehber bir temsilcidir; ülkesini, ulusunu, adına çalıştığı seyahat işletmesini, üyesi olduğu meslek dalını ve kendisini temsil eder; temsil yeteneğine ve yetkisine sahiptir. Temsilci niteliğindeki rehber, adına çalıştığı şirketin ve konukların haklarını korumalıdır. Turistin seyahat deneyiminden hoşnut olmasında turist ile rehber arasındaki ilişki, rehberin becerisi ve iletişimdeki başarısı etkilidir (Cohen 1985; Geva ve Goldman 1991; Pearce 1984, Leclerc ve Martin 2004). Seyahat işletmesi turun içerdiği hizmetlerin turist tarafından tüketilmesindeki etkisi nedeniyle, rehbere bağımlıdır (Geva ve Goldman 1991). Turların gerçekleştirilmesinde aracı olmakla birlikte, çıkan sorunlarda rehber konukla karşı karşıya kalır ve konuğa karşı sorumludur. Sorunların çözümünde aracılık eden rehber, turizm hizmeti sunan şirketler, seyahat işletmesi ve turistler arasında belli bir güç dengesi (Dahles 2002), içinde çalışır ve başarısı seyahat işletmesinin başarısıdır. Rehber bir halkla ilişkiler uzmanı konumundadır (Pond 1993); ülkesinin yararını gözetmeli, tarafsızlık ilkesine bağlı olmalıdır. Din ve politika konularında bağımsız görüş ve tarafsızlık temel alınmalıdır. Yerli ve yabancı turistlere verilen bilgiler doğru ve güvenilir olmalı; bilginin aktarılmasında konuklarla kurulan iletişime, insan etkenine ve konuk özelliklerine önem verilmelidir. Sadece yalın bilgi verilmemeli, destinasyon hakkında yalnızca kuru gerçekler ve rakamlar (Dahles 2002; Salazar 2005), aktarılmamalıdır. Kültürlerarası ilişkilerde rehberin özel bir köprü görevi vardır. Rehberin iletişim becerisi, kültür donanımı, ülke kültürünü yorumlama yeteneği, turistlerle yerel kültür arasındaki ilişkiyi de (Leclerc ve Martin 2004), belirler. Kültür aracısı ve yorumlayıcısı olarak rehber, yerel halk ile turist arasında bir iletişimcidir (Cohen 1985; Holloway 1981; Pearce 1984). Rehber bir kültür yorumcusudur; tur otobüsünün dışındaki sessiz görüntülere anlatımıyla ve yorumlarıyla bir metin oluşturur (Leclerc ve Martin 2004). Örgütlü paket turlarda turist olayları rehberin gözünden görür, rehberin anlatım biçiminden, yorumlarından, olayları canlandırmasından ve açıklamalarından (Dahles 2002), etkilenir. Rehberin bilgi birikimi, bilgilerini iletme ve sunuş biçimi, kültürü, entellektüel donanımı, rehberlikteki tutumu, davranışı ve turu yönetmekteki başarısı sonucunda turist ziyaret ettiği yer hakkında yeni bir imgeye sahip olur; daha önce varolan destinasyon ve ülke imgesi değişir. Kültür turları Türk turizmi için önemlidir. Seyahat işletmesi rehberin kültür turlarının gerçekleştirilmesindeki işlevini önemsemelidir. Turist önceden hayalini kurduğu, değişik, olağan dışı, öyküsel ve gizemli bir seyahat deneyimi kazanmak ister. Seyahat işletmesi de dinlencesi için turiste güzel bir tatil hayali söz verir. Tatil hayali, söz verilen hizmetlerin seyahat işletmesi tarafından bir bütün olarak turiste sunulması ve tükettirilmesiyle, gerçekleşir (Reimer 1990; Dann 1996). Türkiye ye yönelik toplam yabancı turist talebi içindeki payı göreli azalan örgütlü kültür turları, aslında yabancı turistlerin tatil beklentilerine yanıt verecek özelliktedir. Kültür turlarında rehber bir kültür aracısı ve köprüsü konumundadır. Ancak, Türkiye yi ziyaret eden konuk profili değişmiş ve yabancı turistlerin çoğunluğu dinlence ve eğlence amaçlı kitle turizmi ürünü tüketicilerine dönüşmüştür. Son yıllarda Türkiye nin kültür çekim ülkesi özelliği azalmış ve ülke kitle turizmine hizmet veren bir tatil çekim merkezine dönüşmüştür. Tatil alışkanlıkları farklı olan kitle turistleri kültür turu talep etmez. Talep azlığı ve yabancı konuk profilindeki kaçınılmaz değişim, profesyonel turist rehberlerine olumsuz yansımıştır. Kitle turistleri kültür turlarına katılmadığından, seyahat işletmelerinin artışına ve rehber sayısının fazlasıyla artmasına karşın, rehberlik hizmetine talep aynı ölçüde artmamıştır. Ana konu, kültür turları talebinin göreli azalmasıdır. Kültür turları talebinin düşmesiyle rehberler işsiz kalmıştır. Turizm endüstrisinin yapısındaki hızlı değişim rehberliğin meslek konumunu değiştirmiştir. Seyahat sektöründe çalışan tur temsilcisi, tur lideri, tur yöneticisi, tur eskortu - tur eşlikçisi gibi farklı meslek sahipleri vardır (Holloway 1981; Pond 1993). Kendisini rehber olarak tanımlayan yetkisiz bir kişiyle profesyonel turist rehberi arasındaki fark bilinmemektedir. Türkiye de kamunun uyguladığı turizm politikalarının sonucunda ortaya çıkan kitle turizmindeki hızlı gelişme ve değişim (Korzay 1994; Göymen 2000), ile yabancı tur operatörlerinin uygulamaları, rehberlik mesleğini olumsuz biçimde etkilemiştir. Yabancı tur operatörleri tatil köylerinde, kıyı otellerinde hatta, şehir otellerinde müşterilerine verdikleri hizmetler için yabancı tur temsilcisi çalıştırmaktadır. Sonuçta, profesyonel turist rehberleri işsiz kalmakta, ülke yanlış tanıtılmakta ve mesleğin asıl sahipleri zarar görmektedir. İş Güvencesi ve Haksız Rekabet Sorunları Rehberlik mesleği turizmin öteki sektörlerindeki işler gibi dönemsel özelliktedir. Rehberlerin büyük bölümü serbest ve sosyal sigortasız, bir bölümü de Cilt 18 n Sayı 1 n Bahar 2007 n 39

34 Profesyonel Turist Rehberliğinde Mesleki Etik Üzerine Kavramsal Bir Değerlendirme yarı zamanlı çalışmaktadır (TUREB 2003). Rehberler etkili ve yararlı bir sosyal sigorta sisteminin üyesi değildir ve ayrıca iş güvenceleri yoktur. Doğrudan rehberlerle ilgili olmayan bu özellikler, turizm endüstrisinin işleyiş koşullarından kaynaklanmaktadır. Kaçak rehberlik nitelikli rehberlerin meslekten ayrılmalarına ve işsizliğe neden olmaktadır. Kaçak çalışan yerli ve yabancı tur liderleri ile tur temsilcileri rehberlik mesleğinin imgesini olumsuzlaştırmaktadır. Kaçak rehberlik sonucunda ücretler düşmekte ve rehberlik mesleği toplum tarafından yanlış algılanmaktadır. Yaygın bilinen dillerde rehber sayısının çok olması uygunsuz çalışma koşullarını özendirdirdiği için, meslek imajı aşınmaktadır. Profesyonel turist rehberlerinin, kurumsal örgütlenme güçlüğü dışında, karşılaştıkları en önemli iki sorun kokartsız kaçak rehberlerin çalıştırılması ile rehberlik ücretlerinin düşüklüğüdür. Belirtilen iki sorun birbiriyle bağlantılıdır. Yerli ve yabancı tur operatörlerinin ve seyahat işletmelerinin kaçak eleman çalıştırmalarının önüne geçilmesi konusundaki girişimler ve meslek örgütlerinin denetim yetkisi çalışmaları rehberlerce desteklenmelidir. Kaçak rehber çalıştıran seyahat işletmeleri ve tur operatörleri ile yetkisiz çalışanlar en yakın rehber odasına veya derneğine ve Kültür ve Turizm Bakanlığı, İl Müdürlüğü ne şikayet edilmelidir. Profesyonel turist rehberleri, mesleklerini kendilerini rehber olarak tanımlayan kaçak çalışanlara karşı korumakta duyarlı olmalı ve mesleklerini uygularken kokartlarını takmalıdır. Kaçak rehberlik ve düşük ücret uygulamaları öncelikle mücadele edilmesi gereken sorunlardır. Rehber ile seyahat işletmesi arasında yazılı bir iş sözleşmesi yapılarak yürürlüğe konulmalıdır. Serbest çalışan profesyonel turist rehberi seyahat işletmesinin bordrolu ve kadrolu çalışanı değildir; seyahat işletmesiyle arasında sigortalı olmadıkça bir işveren - işgören ilişkisi yoktur. Rehberin şirket çalışanı biçiminde nitelenmesi için rehberin adına çalıştığı işletmenin bordrosunda kayıtlı olması gerekir. Kültür ve Turizm Bakanlığı rehberlerin eğitimi, denetimi ve taban ücretlerinin saptanmasında yetkilidir ancak, bir işveren değildir. Geçici olarak emeğini satan serbest rehber ile seyahat işletmesi arasında yazılı, tur veya çalışma dönemi temelinde, bir sözleşme imzalanmalıdır. Profesyonel turist rehberleri konusunda yapılan araştırmalar (Değirmencioğlu 2001; TUREB 2003), yıllar itibariyle, rehberlerin eğitim düzeyinin ülke ortalamasının üstünde olduğunu göstermektedir. Oysaki, kazanılan ücret rehberlerin yüksek eğitim nitelikleriyle uyuşmamaktadır. Taban ücret, seyahat işletmelerince bir rekabet ve pazarlık aracı olarak kullanılmaktadır. Rehberlik taban ücretleri meslek örgütlerince saptanmalıdır. Oda yapısında örgütlenmiş başka meslek dallarında, odaların belirlediği hizmet ücretleri uygulanmaktadır. Mesleğin niteliğinin korunması için tur taban ücretlerinin altında çalışılmamalıdır. Oysaki, rehberlik hizmeti karşılığında bazen hiç ücret ödenmemektedir. Tüm rehberlik hizmetleri karşılığında resmi belge imzalanmalı, mükellef olanlar fatura kesmelidir. Rehberler, kendi aralarında güç birliği yaparak, örneğin çalışılan dillere göre, dayanışma içinde haklarını korumalıdır. Komisyon geliri kazanmak için turist zorla alışverişe yönlendirilmemelidir. Komisyon geliri beklentisiyle turlar maliyet altı fiyatla satılmaktadır. Turistlerin alışverişlerinden komisyon alınması genel bir uygulama olup Uzakdoğu ülkelerinde yaygındır (Ap ve Wong 2001; Dahles 2002; Salazar 2005). Rehber alışveriş sırasında kendisine yüklenen aracılık görevini yaparken seyahat işletmesi, turist ve alışveriş işletmesi arasında kalmaktadır. Alışveriş yapılacağı bilgisi tur broşüründe ve programında yer almalı ve turiste önceden bildirilmelidir. Rehber turu yönetme ve uygulama görevini seyahat işletmesinin gezi programı uyarınca ve şirketin istekleri doğrultusunda yerine getirir. Alışveriş konusunda başka ülkelerde de güçlüklerle karşılaşılmaktadır; rehberin başarısı alışveriş sırasındaki becerisiyle değerlendirilmektedir (Ap ve Wong 2001). Komisyon gelirleri yasallaşmalı, fatura karşılığında ödenmelidir. Komisyon gelirlerinin yasallaşması için Bakanlık ile görüşülmektedir. Ücretlerin yükseltilmesi ve rehberin öteki kaynaklardan sağlanacak geçici gelirlerden bağımsızlaşması en uygun çözüm yoludur. TÜRSAB ve üyesi olan seyahat işletmelerinin rehberlik meslek örgütleriyle ilişkilerinde ve seyahat işletmelerinin de rehberlerle ilişkilerinde, Seyahat Acentalığı Genel Meslek Kuralları egemen olmalıdır. Rehber ile seyahat işletmesi arasında yazılı bir iş sözleşmesinin yapılması, tarafların karşılıklı hak, görev ve sorumluluklarının belirlenmesi için rehber oda ve derneklerinin TÜRSAB ile işbirliği en uygun çözümdür. Seyahat işletmesi hizmet satın aldığı turizm işletmeleriyle yazılı sözleşme imzalar. Rehberlerle de yazılı iş sözleşmesi yapılmalıdır. Taraflar arasında, yazılı sözleşme olmasa bile, bir turun verilme ve alınma sözüne uyulmalıdır. Rehberlik Mesleğinin Nitelik Sorunları TÜRSAB, üyeleri arasında haksız rekabete neden olan tutum ve davranışları önleyici yaptırım uy- 40 n Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi

35 Şükrü Yarcan gulamamaktadır. Haksız rekabete ve aynı zamanda rehber niteliğinin düşmesine neden olan taban düzeyin altındaki ücret önerisi ve ödemesi birçok sorunun temel kaynağıdır. Paket tur fiyatları içinde rehberlik hizmetinin maliyeti öteki maliyet öğeleri ile karşılaştırıldığında yüksek değildir. Tur fiyatlarını düşürmek için, rehberlik tur taban ücreti rekabetin öğesine dönüştürülmektedir. TÜRSAB ın Genel Meslek Kuralları na uymayan bazı seyahat işletmeleri, maliyet altı fiyatla tur satarak Türk turizmine zarar vermektedir. Profesyonel turist rehberliği mesleğinin kurumsal açıdan, en önemli sorunu örgütlenememedir. Rehberlerin eğitim kökenleri, düzeyleri ve üye oldukları kurumsal yapılar birbirlerinden farklıdır. Meslek örgütlerinin bazıları oda, bazıları da dernektir. Meslek örgütü yapılanmasında ortaklık yoktur. Büyük bir kitle olmasına karşın, oda ve dernek üyesi rehberlerin azlığı odaların ve derneklerin gücünü sınırlamaktadır. Örgütlenme konusundaki güçlük ancak Turist Rehberleri Birliği Meslek Yasası nın çıkmasıyla çözülebilir 3. Deneyimli yetkin profesyoneller turizmde kriz, kültür turlarına talebin azalması, işsizlik gibi sorunlar nedeniyle meslekten ayrıldığı için nitelikli rehber sayısı azalmaktadır. Rehberlik kursları plansız, programsız açılmamalı ve üniversitede verilen rehberlik eğitimi dört yıllık lisans derecesi düzeyinde olmalıdır. Mesleklerini uygularken kokartlarını takmak zorunda olan rehberler, iç denetim aygıtları geliştirmelidir. Profesyonel turist rehberi bilincinin ve kimliğinin yerleştirilmesine çalışılmasıyla mesleğin niteliği ve imgesi yükseltilebilir. Profesyonel turist rehberi, tur lideri, tur eşlikçisi, tur temsilcisi ve transfer elemanı birbirlerinden ayırdedilmelidir. Ülke ve turizm için tanıtım elçisi konumundaki rehberin Türkiye nin tanıtılmasındaki deneyimi ve rolü önemsenmelidir. Özellikle kültür turlarının gerçekleştirilmesinde rehberin bilgi birikimi, kültür düzeyi, deneyimi, becerisi (Cohen 1985; Dahles 2002; Holloway 1981) ve entellektüel donanımı en gerekli meslek özellikleridir. Yurtdışına düzenlenen turlarda çalışanların yetkin rehberlerden oluşması için uzmanlık eğitimine gerek vardır. REHBERLİK MESLEK ÖRGÜTLERİNİN ETİK KONUSUNDAKİ ROLÜ 3) Dünya da Turist Rehberliği Mesleği: Önemi, Rehberlerin Bakanlık ve Sektöre Karşı Sorumlulukları ve İlişkileri, Hizmet İçi Eğitim Seminerinde TUREB başkanı sayın Şerif Yenen in sunumu ve seminer konuşması (1 Kasım 2006). Günümüz koşullarında maliyet altı tur satışı, düşük rehberlik ücreti, yaygın kaçak rehberlik, yabancı tur temsilcisi ve eleman çalıştırılması, kültür turizmi talebindeki azalma, turizmde kriz ve sonucunda ortaya çıkan işsizlik sorunları rehberin etik davranmasını güçleştirmiştir. Temel olan, mesleği olumsuzluklara karşı korumak olduğundan, belirtilen zor koşullarda etik değerler daha da önemlidir. Etik tutum ilgili tüm paydaşların etik davranmasıyla olasıdır. Rehberin ücretini tam istemesi mesleğin saygınlığını, rehberin ve meslek örgütlerinin gücünü artırır. Rehberin meslek kurallarına uyması gereklidir ancak, yeterli değildir. Rehbere karşı görev ve sorumlulukları olan seyahat işletmesi ve tur operatörü de etik davranmalıdır. Rehber de meslek kurallarına uyan ve profesyonelce davranan şirketlerle çalışmalıdır. Etik konusunun tartışılması ve meslek ilkelerinin rehberlerin oluşturduğu bir tartışma zemininde geliştirilmesi için, meslekdaşlar arasında görüş alışverişi yapılmalıdır. Turist Rehberleri Birliği Meslek Yasası nın çıkması ve etik konusunun yasada yer alması uygulamada karşılaşılan başlıca sorunları çözecektir. Rehberin görev, yetki ve sorumluluklarını tanımlayan, çalıştığı işletmelerle ilişkilerini düzenleyen yasa önerisi meslek haklarını korumak için rehberlerce desteklenmesi gereken önemli bir belgedir. Rehberlikte etik konusunun hizmet içi eğitim seminerlerine dahil edilmesiyle buyurgan olmayan bir yapıda ve tartışma ortamında meslek uygulama kurallarının oluşturulması hedeflenmektedir. Etik panelleri, meslek etik ilkelerinin tartışılması için bir başlangıçtır. Rehberlikte etik, turizm genelindeki etik konularıyla yakından bağlantılıdır. Tüm işletmelerce ve turizm çalışanlarınca bir bütün olarak etik kurallar içerisinde davranılması, yerli ve yabancı turistlerin mutluluğunu artırır ve ülke imgesini iyileştirir. Turist, etik ilkelere bağlı seyahat işletmelerini tercih edebileceği ve etik nitelikli paket turlara daha fazla ücret ödemekte istekli olabileceği gibi (Tearfund 2001; Goodwin ve Francis 2003), tur operatörleri de etik davranışı bir kalite standardı olarak değerlendirmektedir (Tourism- Concern 2000). Rehberlik etik değerlerini, ilkelerini oluşturmak ve korumak meslek örgütlerinin görevlerindendir. TUREB, rehber odaları ve dernekleri TÜRSAB ile ilişkilerini geliştirmektedir. Meslekdaş dayanışmasına önem veren rehberlik kuruluşları örgütlü bir rehber kitlesi yaratmaya çalışmaktadır. Güç birliği, ancak meslek örgütlerini desteklemekle, oluşturulabilir. Meslek örgütlerinin iletişim kanalları, rehberlerin kendi aralarındaki bağların ve meslek örgütleriyle ilişkilerinin geliştirilmesine inanan tüm rehberlere açıktır. Cilt 18 n Sayı 1 n Bahar 2007 n 41

36 Profesyonel Turist Rehberliğinde Mesleki Etik Üzerine Kavramsal Bir Değerlendirme Kültür ve Turizm Bakanlığı ile meslek örgütleri arasındaki iyi ilişkiler, sorunların çözümünü kolaylaştırır. Bakanlık, profesyonel turist rehberlerini denetlemektedir. Denetim konusunda meslek örgütlerine daha açık yetki verilmesi gerekirken bu konudaki hukuki düzenlemeler eksiktir. Meslek imgesi oldukça aşınmıştır, odalar ve dernekler profesyonel turist rehberi imgesinin yükseltilmesine çalışmaktadır. Rehberlikte deneyim, bilgi birikimi ve kültür düzeyi önemlidir. Değişik düzeyde eğitim almış, bilgi birikimi ve deneyimi oldukça değişik rehberlerin varlığı kalite farklılığı yaratmaktadır. Hizmetin ve rehber niteliğinin artırılması için hizmet içi mesleki eğitim seminerleri gereklidir. Ancak, uygulanma biçimiyle, seminerler sınırlı yarar sağlamaktadır. Meslek örgütlerinin hizmet içi mesleki eğitim seminerlerinin düzenlenmesindeki tutumları rehberlerin yararınadır. Geçmiş yıllarda düzenlenen kurslar rehber fazlası yaratmıştır. Rehberlik kurslarının açılmasında ilgili rehber odasının veya derneğinin olumlu görüşü alınmalıdır. Üniversitelerde profesyonel turist rehberliği eğitimi dört yıllık lisans bölümlerinde verilmelidir. Kültür turları rehberliğine talep süreç içinde göreli azalmıştır. Rehberlik örgütlerince düzenlenen uzmanlık kursları farklı alanlarda sürdürülmeli ve rehberlerin iş alanları çeşitlendirilmelidir. SONUÇ VE ÖNERİLER Rekabetçi yapıdaki seyahat sektöründe müşteri tatmini için profesyonel turist rehberinin işlevi önemlidir. Bu nedenle, seyahat işletmeleri bildikleri, tanıdıkları, daha önce ilişkide oldukları ve güvendikleri rehberlerle çalışır. Turistler ve tur gruplarının liderleri de tanıdıkları ve daha önce rehberliğinde gezdikleri bir profesyoneli tercih ederler. Rehber tur programını uygular, çıkan sorunları müşteri ve seyahat işletmesi adına çözer ve turun başarısından doğrudan sorumludur. Turistin seyahat deneyimi algısını, tatil ve ülke imgesini (Dahles 2002), büyük ölçüde rehber belirler. Profesyonel turist rehberliği mesleğinin ilgili taraflarca bilinen güçlükleri vardır. Etik ilkeler mesleğin ve meslek kurallarına uyan rehberlerin haklarının korunması için gereklidir. Meslek ilkelerinin oluşturulması gereğinden bağımsız olarak, rehberlik mesleğinin iyileştirilmesi için geliştirilen öneriler aşağıda sıralanmaktadır. Rehberlik bir meslek olarak tanımlanmalı ve tanınmalıdır, Profesyonel turist rehberliği hizmetlerinin niteliği artırılmalıdır, Meslek imgesi sunulan hizmetin kalitesinin yüksekliğiyle bağlantılıdır, Rehberin toplum ve turizm endüstrisi içindeki imgesinin olumlu olması için çalışılmalıdır, İmaj çalışmaları yapılmalı, mesleğin toplumda bilinirliği artırılmalıdr, Ücret, iş koşulları ve sürekli eğitim alanlarında profesyonellik egemen olmalıdır, Eğitim seminerlerine gönüllü katılım için bir özendirme yöntemi yaratılmalıdır, Uzmanlık alanlarında seminerler düzenlenmeli, katılanlara sertifika verilmelidir, Maliyet altı tur satışlarının önlenmesi için çalışmalar yapılmalıdır, Rehberlik taban ücretlerinin altında çalışılmamalıdır, Rehberlerin ve seyahat işletmelerinin varlıkları komisyonlara bağlı olmamalıdır, Profesyonellliği sağlamak için meslek uygulma kuralları ve etik ilkeleri geliştirilmelidir, Meslek örgütleri, ilkelerin oluşumunda sorumluluk üstlenmelidir, Rehberler etik ilkelerin oluşturulma ve geliştirilme sürecinde yer almalıdır. Rehberlik mesleğinin bazı sorunları turizm endüstrisine özgü işleyiş ve çalışma koşullarından kaynaklanmaktadır. Karşılaşılan güçlükler başka ülkelerdekiyle benzerdir. Meslek dalında profesyonelliğin ilk adımı turist rehberliği etik ilkelerinin ve meslek uygulama kurallarının oluşturulmasıdır. Meslek etik ilkelerini meslek örgütleri oluşturacaktır. Rehberler ilkelerin oluşturulmasına etkin biçimde katılmalı ve gelişimine katkıda bulunmalıdır. Sivil toplum kuruluşlarının toplumsal değerlere dayandırılmış bir misyonu vardır. Bunların başlıcaları açıklık, şeffaflık ve tutarlılık, ayrımcılık yapmamak, farklı dinsel, etnik, cinsel kökenleri olan insanlar arasında eşitliğe özen göstermek ve çıkar çatımalarına izin vermemektir (Keskin 1999). Ayrıca siyasetten bağımsızlık, kar amacı gütmemek ve gönüllülük temelinde çalışmak da bu tür değerlerdendir. Rehberlik meslek kuruluşları geliştirmek istedikleri ilkelerin ve rehberlik uygulama kurallarının gerekli olduğunun bilincindedir. Rehberlik meslek etik ilkelerini ve rehberlik uygulama kurallarını oluşturmak yeterli değildir. Yalnızca, anlaşılabilir, taraflarca önceden tartışılmış, benimsenmiş, kabul edilmiş ve onaylanmış ilkeler uygulanabilir. Rehber, oluşumuna katıldığı ve benimsediği ilkelere taraf olacak, uyacak ve uygulayacaktır. Bu çer- 42 n Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi

37 Şükrü Yarcan çevede, yaratılan tartışma ortamında rehberlerin, rehber derneklerinin ve odalarının ilke önerileri alınabilir ve önerilen ilkeler geliştirilebilir 4. Rehberlik meslek etiği ilkeleri, genel olarak ahlak, etik ve iş etiği kapsamında ele alınarak (Akan 2007), oluşturulmalı, geliştirilmeli ve uygulanmalıdır. Turist Rehberleri Birliği Meslek Yasası önerisinin, meslek ilke ve kurallarını ana hatlarıyla içermesi ve uyulmaması durumunda geçerli yaptırımların önerilen metinde yer alması yasayı güçlendirir, örgütlenen rehberlerin ilkeler konusundaki duyarlılığını artırır. KAYNAKÇA Akan, P. (2007). Uygulama Açısından İş Etiği Kuralları ve Evrensel Turizm Etiği İlkeleri, Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi, 18 (1): Ap, J. ve Wong, K. K. F. (2001). Case Study on Tour Guiding: Professionalism, Issues and Problems, Tourism Management, 22(5): Bal, H. (1995). Turizmin Kırsal Toplumda Aile İçi İlişkilere Etkisi. İstanbul: Doğa-İnsan Yayınları. Cohen, E. (1985). The Tourist Guide: The Origins, Structure and Dynamics of a Role, Annals of Tourism Research, 12(1): Coughlan, R. (2001). An Analysis of Professional Codes of Ethics in the Hospitality Industry, International Journal of Hospitality Management, 20(1): Dahles, H. (2002). The Politics of Tour Guiding; Image Management in Indonesia, Annals of Tourism Research, 29(3): Dann, G. (1996). The Language of Tourism: A Sociolinguistic Perspective. Oxford: CAB International. Davran, Z. (2000). Hukuk Kurallarının Etik Temelleri. İçinde Tepe, H. (Editör). Etik ve Meslek Etikleri (ss ). Ankara: Türkiye Felsefe Kurumu Yayınları. Değirmencioğlu, Ö. (2001). Türkiye de Turizm Rehberliği Eğitimi Üzerine Bir Araştırma, Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi, 12(2): de Kadt, E. (1979). The Encounter: Changing Values and Attittudes. İçinde de Kadt, E. (Editör), Tourism Passport to Development? (ss.50-67), New York: Oxford University Press. Fennell, D. A. ve Malloy, F. (1996). Measuring the Ethical Nature of Tourism Operators, Annals of Tourism Research, 26(4): Geva, A. ve Goldman, A. (1991). Satisfaction Measurement in Guided Tours, Annals of Tourism Research, 18(2): ) Meslek etik ilkeleri ve uygulama kuralları oluşturmuş bazı rehberlik örgütleri ile çalıştıkları rehberlerin uymalarını istediği iş kurallarını belirlemiş seyahat kuruluşlarının bilgilerine ulaşılabilenler Alison s Tours, Institute of Tourist Guiding, The Association of Approved Tour Guides of Ireland, European Federation of Tourist Guides, Gauteng Guides Association, The Guild of Professional Tour Guides of Washington, DC., Legends of Puerto Rico, Inc. Tour Guiding, Malta Tourist Guides Association, The National Federation of Tourist Guide Associations, San Francisco Tour Guide Guild, Sco ish Tourist Guides Association, Tour Guides Association of Greater New Orleans, Travel Industry Council of Hong Kong: Tourist Guides, World Federation of Tourist Guide Associations dır. Goodwin, H. ve Francis, J. (2003). Ethical and Responsible Tourism: Consumer Trends in the UK, Journal of Vacation Marketing, 9(3): Göymen, K. (2000). Tourism and Governance in Turkey, Annals of Tourism Research, 32(2): Holloway, J. C. (1981). The Guided Tour, A Sociological Approach, Annals of Tourism Research, 8(3): Hultsman, J. (1995). Just Tourism, An Ethical Framework, Annals of Tourism Research, 22(3): Karamustafa, K. ve Çeşmeci, N. (2006). Paket Tur Operasyonunda Turist Rehberlerinin Karşılaştıkları Yönetsel Sorunlar Üzerine Bir Araştırma, Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi, 17(1): Keskin, F. (1999). Sivil Toplum Kuruluşlarında Etik. İçinde Etik Deprem İşliği Konuşmaları, Sivil Tolum Kuruluşları ve Etik, 1-2 Temmuz, 1999, (ss ). İstanbul: Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı. Korzay, M. (1994). Turkish Tourism Development. İçinde Seaton, A. V. vd. (Editörler). Tourism: The State of the Art (ss.85-99). Chichester: Wiley. Kuçuradi, İ. (1997). Uludağ Konuşmaları, Özgürlük, Ahlak, Kültür Kavramları. Ankara: Türkiye Felsefe Kurumu Yayınları. Kuçuradi, İ. (1999a). Etik. Ankara: Türkiye Felsefe Kurumu Yayınları. Kuçuradi, İ.(1999b). Etik ve Etikler. İçinde Etik Deprem İşliği Konuşmaları, Sivil Toplum Kuruluşları ve Yasalar-Etik-Deprem, 1-2 Temmuz, 1999, (ss ). İstanbul: Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı. Kuçuradi, İ. (2000). Felsefi Etik ve Meslek Etikleri. İçinde Tepe, H. (Editör), Etik ve Meslek Etikleri (ss.17-32). Ankara: Türkiye Felsefe Kurumu Yayınları. Kuçuradi, İ. (2003). İnsan ve Değerleri. Ankara: Türkiye Felsefe Kurumu Yayınları. Kuşluvan, S. ve Çeşmeci, N. (2002). Türkiye de Turist Rehberliği Eğitiminin Sorunları ve Yeniden Yapılandırılması. İçinde; Turizm Eğitimi Konferansı, Aralık, 2002, (ss ). Ankara: Turizm Bakanlığı Turizm Eğitimi Genel Müdürlüğü Yayını. Kültür ve Turizm Bakanlığı. (2002). Turizm Ahlak İlkeleri. Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayını. Leclerc, D. ve Martin. J. N. (2004). Tour Guide Communication Competence: French, German and American Tourists Perceptions, International Journal of Intercultural Relations, 28(3-4): Macbeth, J. (2005). Towards an Ethics Platform for Tourism, Annals of Tourism Research, 32(4): Malloy, D. C. ve Fennell, D. A. (1998). Codes of Ethics and Tourism: An Exploratory Content Analysis, Tourism Management, 19(5): Nettekoven, L. (1979). Mechanisms of Intercultural Interactions. İçinde de Kadt, E. (Editör). Tourism Passport to Development? (ss ), New York: Oxford University Press. Noronha, R. (1979). Paradise Reviewed: Tourism in Bali. İçinde de Kadt, E. (Editör), Tourism, Passport to Development? (ss ), New York: Oxford University Press. Özlem, D. (2004). Etik - Ahlak Felsefesi. İstanbul: İnkılap Kitabevi. Payne, D. ve Dimanche, F. (1996). Towards a Code of Conduct for The Tourism Industry: An Ethics Model, Journal of Business Ethics, 15(9): Pearce, P. H. (1984). Tourist - Guide Interaction, Annals of Tourism Research, 11(1): Cilt 18 n Sayı 1 n Bahar 2007 n 43

38 Profesyonel Turist Rehberliğinde Mesleki Etik Üzerine Kavramsal Bir Değerlendirme Pond, K. L. (1993). The Professional Guide, Dynamics of Tour Guiding. New York: John Wiley and Sons, Inc. Reimer, G. D. (1990). Packaging Dreams, Canadian Tour Operators at Work, Annals of Tourism Research, 17(4): Ross, G. F. (1997). Travel Agency Employment Perceptions, Tourism Management, 18(1): Salazar, N. B. (2005). Tourism and Glocalization: Local Tour Guiding, Annals of Tourism Research, 32(3): Sarıışık, M., Akova, O. ve Çontu, M. (2006). Otel Yöneticilerinin Etik Politika ve Yöntemlere Yaklaşımları Üzerine Ampirik Bir Araştırma, Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi, 17(1): Tarih Vakfı. (1999). Sivil Tolum Kuruluşları Arası İlişkiler Atölyesi Sonuçları. İçinde Sivil Toplum Kuruluşları ve Yasalar Etik - Deprem, 1-2 Temmuz, 1999, (ss ). İstanbul: Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı. Tearfund. (2001). Tourism, Putting Ethics into Practice. Middlesex: Tearfund, Christian Action for the World s Poor. Tepe, H. (2000). Basın Etiği ya da Basında Etik Sorunlar. İçinde Tepe, H. (Editör). Etik ve Meslek Etikleri, (ss ). Ankara: Türkiye Felsefe Kurumu Yayınları. Toros, A. (1997). (Editör). Turizmin Sosyal Çevreye Etkisi, (Kemer Alanya, 1995). Ankara: Turizm Bakanlığı, Yatırımlar Genel Müdürlüğü, Araştırma ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı, Yayın No. 1997/1. TourismConcern. (2000). Fair Trade in Tourism. Bulletin, (Autumn). London: Tourism Concern. Tuna, M. (2002). Marmaris Kentinde Turizm, Çevre ve Toplumsal Eğilimler Araştırması. Marmaris: MARTAV Marmaris, Kültür, Turizm ve Tanıtma Vakfı. TUREB. (2003). Türkiye nin Turist Rehberi Profili. İstanbul: TU- REB ( (Erişim Tarihi: ). Recep Özbay ın Türkiye İktisat Kongresi Turizm Çalışma Grubu na sunduğu Türkiye de Profesyonel Turist Rehberliği raporunun eki. Urry, J. (1990). The Tourist Gaze: Leisure and Travel in Contemporary Societies. London: Sage. Weeden, C. (2001). Ethical Tourism: An Opportunity for Competitive Advantage, Journal of Vacation Marketing, 8(2): Yaman. H. R. ve Gürel, E. (2006). Ethical Ideologies of Tourism Marketers, Annals of Tourism Research, 33(2): Yarcan, Ş. (2004). Profesyonel Turist Rehberliğinde Mesleki Etik Panelleri, Rehber Dünyası, 36, (Haziran): Yenen, Ş. (2002). Turizm Rehberliği Eğitiminde Niteliksel ve Niceliksel Planlamada Turizm Bakanlığı, Yüksek Öğretim Kurumu ve Meslek Kuruluşu Arasındaki İşbirliğinin Önemi. İçinde; Turizm Eğitimi Konferansı, Aralık, 2002, (ss ). Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı, Turizm Eğitimi Genel Müdürlüğü Yayını. Yu, X., Weiler, B. ve Ham, S. (2001). Intercultural Communication and Mediation: A Framework for Analysing the Intercultural Competence of Chinese Tour Guides, Journal of Vacation Marketing, 8(1): İNTERNET KAYNAKÇASI 1. European Federation of Tourist Guides, Quality Charter, FEG. (Erişim tarihi: 18/12/2006) 2. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi. (Erişim tarihi: 29/06/2006) 3. Türkiye nin Turist Rehberi Profili, TUREB. (Erişim Tarihi: ). Sayın Recep Özbay ın Türkiye İktisat Kongresi Turizm Çalışma Grubu na sunduğu Türkiye de Profesyonel Turist Rehberliği raporunun eki BIRLIKMEV/Ilkeler.asp; Türkiye Seyahat Acentaları Birliği, TÜRSAB, Genel Meslek Kuralları. (Erişim tarihi: 29/06/ 2006) 5. World Federation of Tourist Guide Associations, The Code of Guiding Practice, WFTGA. (Erişim tarihi: 29/06/2006) TEŞEKKÜR Makalenin ilk şeklini okuyarak yararlı önerilerde bulunan Dr. Perran Akan a ve anonim iki hakeme eleştiri ve önerileri için teşekkür ederim. Gönderilme tarihi : 17 Temmuz 2006 Birinci düzeltme : 21 Aralık 2006 İkinci düzeltme : 04 Ocak 2007 Üçüncü düzeltme : 09 Ocak 2007 Kabul : 11 Ocak 2007 Doç. Dr. Şükrü Yarcan, Boğaziçi Üniversitesi, Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu, Turizm İşletmeciliği Bölümü, Hisar Kampüs, 34342, Bebek, İstanbul E-posta: yarcan@boun.edu.tr 44 n Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi

39 Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt:27, Sayı:1, Yıl:2012, ss Turistik Ürün Tercihinde Sosyal Medyanın Rolü ve Etik İlişkisi Sibel SÜ ERÖZ 1 Murat DOĞDUBAY 2 Özet Teknolojinin gelişmesi ve yaygınlaşması ile birlikte ülkemizde ve dünyada internet kullanım oranı büyük bir hızla artmaktadır. Tüketicilerin de mal ve hizmet alımlarında pazarlamanın bu yeni pazarlama kanalından etkilendikleri görülmektedir. İnternet kullanımı ve sosyal medya turizm işletmeleri açısından da turistik ürün tercihinde son derece önemli bir araç olarak ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla turistik ürün tercihinde sosyal medyanın rolünün incelenmesi ve bu platformların etik açıdan da değerlendirilmeleri gereklilik göstermektedir. Yapılan literatür taramasında turizm işletmeleri açısından böyle bir çalışmanın yapılmadığı gözlemlenmiştir. Bu da çalışmanın gerekliliğini ortaya koymaktadır. Bu bağlamda; çalışmanın ana amacı, turizm işletmelerinde sosyal medyanın pazarlama etiği kapsamında fonksiyonunu açıklamaktır. Anahtar Kelimeler: Sosyal Medya, Turistik Ürün, Etik JEL Sınıflandırma Kodları: M31 The Role Of Social Media In The Choice Of Tourist Products And Ethical Relationship Abstract Internet usage rate increases rapidly with the development and spread of technology not only in our country but also in the world. It has been seen that consumers are affected by these marketing channels in the purchases of goods and services, as well. Internet usage and social media has been appeared out as an important channel in the choice of tourist products in terms of tourism businesses as well. So it has been shown the necessity that social media s role must be analyze in the choice of tourist product and this platforms must be evaluate in the aspects of ethic. The literature review found that there isn t a study in terms of tourism businesses. This study 1 Yrd. Doç. Dr, Kırklareli Üniversitesi, Turizm Fakültesi, Turizm İşletmeciliği Bölümü, sibeleroz@hotmail.com. 2 Yrd.Doç.Dr, Balıkesir Üniversitesi, Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksek Okulu, dogdubay@balikesir.edu.tr

40 Eröz-Doğdubay/Turistik Ürün also demonstrated the need. In this context, the main purpose of the study, explain the function of social media in tourism enterprises within the scope of marketing ethics. Keywords: Social Media, Tourist Product, Ethic, Tourism JEL Classification Codes: M31 Giriş Günümüzde teknoloji ve iletişim alanında gerçekleşen hızlı değişimler dünyada ticari sınırların ortadan kalkmasını diğer bir deyişle küreselleşmeyi beraberinde getirmiştir. Zaman ve mekan kavramlarını manipüle eden internet, bu süreçte küreselleşmeye büyük ölçüde hizmet etmektedir (Erol, 2009: 34). Ayrıca küreselleşme faaliyetleri, pazarlama faaliyetleri açısından da sadece ulusal değil uluslararası arenada da rekabet ortamının oluşmasına sebep olmuştur. Oluşan bu rekabet ortamında ise internetin ve sosyal medya olarak adlandırılan interaktif araçların sadece dünyada değil ülkemizde de pazarlama açısından kullanımı yaygınlaşmaktadır. Sosyal medyayı; kullanıcıların bilgilerini, görgülerini, ilgi alanlarını internet ya da mobil sistem aracılığı ile paylaştıkları sosyal platformlar olarak tanımlamak mümkündür. Bu sosyal platformlar genel olarak; sohbet odaları, tartışma forumları, lokasyona dayalı hizmetler, sosyal ağ hizmetleri, sosyal rehberler, sosyal imleme, sosyal itibar ağları, webloglar, bloglar, podcastler, videocastler, wikiler, facebook, tweeter gibi uygulamaları kapsamaktadır. Günümüzde ulusal ve uluslararası işletmeler, bu alanları kullanarak daha fazla rekabet gücü elde etmek yoluna gitmektedirler. Aynı zamanda istatistiklere bakıldığında tüketicilerin de ürün tercihlerinde ve satın alımlarında gittikçe artan bir büyüme oranıyla interneti ve sosyal medyayı kullandıkları gözlemlenmektedir. Söz konusu durum da etik ve güvenilirlik açısından değerlendirilmelerinin gerekliliğini ortaya koymaktadır. Bu bulgular ışığında sosyal medyanın turizm işletmeleri açısından da öneminin giderek artacağı söylenebilir. Turizm işletmeleri, sosyal medya vasıtasıyla daha fazla kişiye daha hızlı ulaşabilmektedirler. Bunun yanı sıra mevcut gelişme, turistik ürün kullanıcılarının olumlu ve olumsuz tüm deneyimlerini paylaşmalarından dolayı turizm işletmeleri için fırsatları ve tehlikeleri de beraberinde getirmektedir. Sosyal medyayı etik açıdan doğru kullanan turizm işletmeleri hiç şüphesiz uzun dönemde kazançlı çıkacaklardır. Çalışmada; sosyal medya ve sosyal medya uygulama ortamları hakkında bilgi verilmekte, turizmde internet ve sosyal medya araçlarının kullanımı ile ilgili teorik bilgiler yer almakta ve sosyal medya ile etik arasındaki ilişki; pazarlama etiği açısından ortaya konmaya çalışılmaktadır. Bu yaklaşımdan 134

41 Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt:27, Sayı:1, Yıl:2012, ss hareketle öncelikli olarak sosyal medya kavramının tanımlanması doğru olacaktır. 1. Sosyal Medya Bilindiği üzere; günümüz bilgi, iletişim ve teknoloji çağıdır ve bu alandaki yenilikler ve bunların etkileri de ilgili bilim dallarının çalışma konusunu oluşturmaktadır. Sosyal medya; bu üç olguyu da içerisinde barındırmaktadır. Sosyal medya ile ilgili tanımlar incelendiğinde, sosyal medyanın en basit ifadeyle; hedef kitlenin katılımının olduğu, geliştirilebilir, etkileşimli, içinde toplulukları barındıran ve toplulukları birbirine bağlayan çevrim içi iletişim kanalları olarak tanımlandığı görülmektedir (Kalafatoğlu, 2010: 17). Bu tanımın yanı sıra Weber e göre; ortak ilgi alanı olan insanların düşüncelerini, yorumlarını ve fikirlerini paylaştıkları çevrim içi yerler (Weber, 2009: 4), Goeldner ve Ritchie e göre; profesyonel yazar ya da gazetecilerden ziyade internet kullanıcıları tarafından oluşturulan ve interaktif teknoloji vasıtasıyla diğer kullanıcılara ulaşılabilen çevrim içi (on-line) içerik (Goeldner ve Ritchie, 2009), Hatipoğlu na göre ise; insanların yazılar, resimler, videolar ve ses dosyaları yardımıyla iletişime geçtiği internet platformları olarak tanımlandığı görülmektedir. Söz konusu kavramın temelinde iletişim ve paylaşım yatmaktadır (Hatipoğlu, 2009: 72). Sosyal medyada iletişim, bir kişiden diğer bir kişiye olabileceği gibi bir kişiden yüzlerce kişiye, yüzlerce kişiden milyonlarca kişiye biçiminde gerçekleşmektedir. Toplumsal iletişim sınıfına dahil edilebilecek olan iletişimin bu türünde; kişi, grup ve örgüt gibi toplumsal birimler arasındaki bilgi alışverişi söz konusu olmaktadır (Sabuncuoğlu ve Gümüş, 2008: 9). Business Wire da yayımlanan bir araştırmadaki rakamlar incelendiğinde; 2007 yılında 373 milyon kişi seviyesinde bulunan sosyal medyayı kullanan internet kullanıcı sayısının, 2009 yılında 600 milyon kişiyi aştığı görülmektedir. Bu rakam toplam internet nüfusunun kabaca üçte birine denk gelmektedir. Çalışmaya göre, sosyal medya global kullanıcı sayısının 2012 yılında 1 milyar kullanıcı seviyesini aşacağı öngörülmektedir (Odabaşı ve Odabaşı, 2010: 179). Gerek ulusal gerekse uluslararası turizm pazarından pay elde edebilmek için; pazarlamanın sadece gazete, radyo, televizyon, telefon, katalog, broşür gibi geleneksel araçlarından değil gelişen teknoloji ile birlikte; e-posta, sms, internet, sosyal medya gibi modern tüm iletişim ve pazarlama araçlarından faydalanılması kaçınılmaz bir gereklilik olmuştur.bütünleşik pazarlama iletişimi olarak ifade edilen; müşteriler ve diğer taraflara gönderilen tüm 135

42 Eröz-Doğdubay/Turistik Ürün mesajları stratejik olarak denetim altında tutma veya etkileme ve müşterilerle verilere dayanan, amaçlı bir diyaloğu teşvik ederek karlı ilişkiler kurarak bunları beslemeye yönelik çapraz işlevli süreçte (Ayhan, 2006: 19) sosyal medya; kullanılan en önemli iletişim aracı olarak ortaya çıkmaktadır. Sosyal medyanın; düşük maliyetli olması, bilginin hızlı yayılması ve güncel olması, samimiyetin esas olduğu bir ortamda gerçekleşmesi, hedef kitleyi tanıma imkanı vermesi, ölçme ve değerlendirmenin yapılabilmesi, aracısız direk iletişim sağlayarak kişiler arası yakınlık sağlaması, referans yoluyla alınan bilgilerin güvenilirliğinin olması onu güçlü kılan unsurlarıdır. Bunun yanı sıra; Symantec in bir araştırma şirketi olan Applied Research ile birlikte sosyal medyanın yanlış kullanımı sonucunda firmaların uğrayabileceği zararlara ilişkin hazırlamış olduğu rapor incelendiğinde; sosyal medya kullanımının ne kadar ciddi ve önemli bir iş olduğu açıkça ortaya konmaktadır. Sosyal medyanın yanlış kullanımı bir yıl içerisinde ortalama 4 milyon doları aşkın bir zarara neden olabilmektedir. Firmalar sosyal medya kullanımının taşıdığı en büyük riskleri şu şekilde ifade etmektedirler; Çalışanların çok fazla bilgi paylaşıyor olması (%46), Şirket içi gizli bilgilerin kaybedilmesi/açığa çıkarılması (%41), Marka imajının zedelenmesi (%40), Artan davalara maruz kalma (%37), Kötü amaçlı yazılım (%37), Düzenleyici kuralların ihlal edilmesi (%36), Ayrıca, rapora göre firmaların %28 i sosyal medyanın marka imajı ve müşteri güvenine hasar verebileceğini düşünmektedir. Marka itibarının zedelenmesinin yıllık ortalama maliyeti dolar olarak belirlenmiş, firmaların %27 si ise sosyal medya nedeniyle organizasyon, müşteri ya da çalışan kaybettiklerini, %25 lik bir kesim ise sosyal medyanın doğrudan gelir kaybına neden olduğunu belirtmiştir ve bu kayıp dolar olarak belirlenmiştir. Sosyal medyanın sebep olduğu dava giderlerinin ortalaması ise dolardır (Symantac, 2011: 7-9, ). Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere sosyal medyanın işletmeler üzerinde olumlu olduğu kadar olumsuz yansımaları da mevcuttur. Olumsuz yansımalara bakıldığında ise; temelinde etik kavramının olduğu görülmektedir. 136

43 Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt:27, Sayı:1, Yıl:2012, ss Sosyal Medya Uygulama Ortamları 2004 yılında kullanılmaya başlayan bir sözcük olan Web2.0; ikinci nesil internet hizmetlerini- toplumsal iletişim sitelerini, wikileri, iletişim araçlarını, folksonomileri- yani internet kullanıcılarının ortaklaşa ve paylaşarak yarattığı sistemi tanımlamaktadır (Sayımer, 2008: 28). Web 2.0 kavramı ile insanoğlunun hayatına giren ve günümüzde ağırlıklı olarak kullanılan sosyal medya araçları ile ilgili aşağıdaki örnekler verilebilir ( Sosyal Network Siteleri (Myspace, Facebook, Faceparty) Yaratıcı Çalışmaların Paylaşıldığı Siteler Video paylaşım siteleri (Youtube) Resim paylaşım siteleri (Flickr) Müzik paylaşım siteleri (Jamendo, Last.fm) İçerik paylaşım siteleri (Piczo) Kullanıcı sponsorlu siteler (The Unofficial Apple Weblog, Cnet.com) Şirket sponsorlu siteler/bloglar (Apple.com, P&G e ait Vocalpoint) Şirket sponsorlu vaka/yardım siteleri (Dove un Real Beauty Kampanyası) Davet bazlı kullanımlı siteler (AsmallWorld.net) İş dünyasındaki networking siteleri (Linkedin) İşbirliği siteleri (Wikipedia) Sanal dünyalar (Second Life) Ticari Topluluklar (Ebay, Amazon, Istockphoto, Threadless.com) Haber ileten siteler (Current TV) Eğitim materyalleri paylaşım siteleri (MIT OpenCourseWare, MERLOT) Açık Kaynak Software Toplulukları (Mozilla nın speradfirefox.com sitesi, Linux.org) 137

44 Eröz-Doğdubay/Turistik Ürün Kullanıcıların on-line haber, hikaye, müzik, video vb. tavsiye edebilmelerini sağlamak için Sosyal Bookmark Siteleri (Digg.com, Del.icio.us, Newsvine, Mixx it, Reddit) Pazarlama açısından sosyal medya kavramına bakıldığında, Ekim 2007 tarihli, Nielsen tarafından yapılmış olan Trust in Advertising / Reklam Güven Araştırması kişilerin %78 inin başka kişilerin tavsiyelerine ve değerlendirmelerine göre hareket ettiğini ortaya koymaktadır (Hatipoğlu, 2009: 73). Dolayısıyla sosyal medya; pazarlama açısından önemli bir iletişim aracıdır ve turizm açısından da incelenmelidir. 2.Turizmde İnternet Kullanımı ve Sosyal Medya Emek yoğun bir sektör olan turizm sektöründe sürekli değişen ve önemi artan iki önemli unsur; insan ve teknolojidir (Uygur Meydan, 2007: 411).Teknolojik alanda yaşanan gelişmeler, internetin turizm sektöründe de kullanımının yaygınlaşmasını sağlamakta, tüketiciyi bilinçlendirmekte ve tüketici taleplerini etkilemektedir. Günümüzde turizm endüstrisinde internet, yeni bir iletişim kanalı ve alternatif bir dağıtım kanalı olarak seyahat edenlerle seyahat ürün ve hizmet tedarikçilerine hizmet etmektedir (Law vd., 2004: 100). Turizm pazarlamasında internet, günümüzde en yaygın olarak kullanılan araçtır ve turizm endüstrisinde pazarlama karmasının (direkt e- mail pazarlaması, reklam, müşteri hizmetleri, pazarlama ilişkileri, bilgi sağlama, dağıtım ile satış ve internet vasıtasıyla sunulan bütün faaliyetlerin araştırılması vb.) pek çok alanında etkilidir (Goeldner ve Ritchie, 2009). Bilindiği üzere; turizmde sadece ulusal değil uluslararası rekabet te söz konusudur. Küresel rekabet sonucu işletmeler ve müşteriler satın almak, satmak ya da başka ticari işlemler nedeniyle geleneksel sınırları aştıkça, ulusal pazarların sınırları ortadan kalkmakta ya da belirsizleşmektedir. Yeni küresel vizyon, işletmelerin tek bir ülke yerine dünya çapında faaliyet göstermelerini ve bunun içinde, çekirdek yeteneklerini ve bilgiyi etkin biçimde kullanmalarını öngörmektedir (Demirci ve Aydemir, 2008: 9). Bilginin etkin bir biçimde kullanılmasında sosyal medya özellikle turizm işletmeleri açısından da son derece önemli bir araç olarak ortaya çıkmaktadır. Dünyada internet kullanımına bakıldığında Tablo 1'deki sonuçlar görülmektedir; 138

45 Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt:27, Sayı:1, Yıl:2012, ss Tablo 1. Dünyada İnternet Kullanımı Ve Nüfus İstatistikleri (31mart 2011) Dünyadaki Bölgeler Nüfus ( 2011.) İnternet Kullanıcı Sayısı İnternet Kullanıcı Sayısı Penetrasyon (% Nüfus) Büyüme Afrika 1,037,524,058 4,514, ,609,620 % 11.4 % 2,527.4 Asya 3,879,740, ,304, ,329,554 % 23.8 % Avrupa 816,426, ,096, ,213,935 % 58.3 % Orta Doğu 216,258,843 3,284,800 68,553,666 % 31.7 % 1,987.0 Kuzey Amerika Latin ABD / Carib. Oceania / Avustralya 347,394, ,096, ,066,000 % 78.3 % ,283,165 18,068, ,939,400 % 36.2 % 1, ,426,995 7,620,480 21,293,830 % % 79.4 TOPLAM 6,930,055, ,985,492 2,095,006,005 % 30.2 % Kaynak: Internet World Stats- Dünyada internet kullanımının nüfusa göre büyüme oranı da ortaya konulmaktadır; özellikle yılları arasında internet kullanımının çok yüksek bir oranda arttığı gözlenebilmektedir. Tablo 2. Türkiye de İnternet Kullanımı (31 Mart 2011) Nüfus ( 2011) Son Verilere Göre İnternet Kullanıcı Sayısı Penetrasyon (% Nüfus) Kullanıcı Büyüme Oranı ( ) Türkiye 78,785,548 35,000,000 % 44.4 % 1,650.0 Kaynak: Internet World Stats- Ülkemizde internet kullanımının nüfusa göre büyüme oranına bakıldığında ise; % 1,650,0 oranı ile çok hızlı bir büyüme potansiyeline sahip olduğu görülmektedir. Türkiye de internet kullanımı ile ilgili elde edilen sonuç Tablo 2 de gösterilmektedir. Bu verilerin ışığında, ortaya çıkan sonuç ile internetin yaşamın her alanında daha etkin bir şekilde kullanıldığı, ayrıca kullanım alanlarının da artan sayı ile birlikte çeşitlilik göstereceği yargısına varılabilir. Konuya turizm açısından bakıldığında da; internet kullanım oranı büyüme hızının önemi ön plana çıkmaktadır. 139

46 Eröz-Doğdubay/Turistik Ürün Türkiye genel olarak turist gönderen ülkeden ziyade turist ağırlayan ülke konumundadır. Bu yaklaşımdan hareketle Türkiye ye 2010 yılı itibarı ile giriş yapan ziyaretçi sayılarına bakıldığında; Almanya kişi, Fransa kişi, Hollanda kişi, İngiltere kişi, İtalya kişi, Bulgaristan kişi, Rusya kişi, Ukrayna kişi olarak görülmekte (tüik turizm istatistikleri 2010, ve bu sonuçlardan da özellikle Avrupalı turistlerin sayıca daha büyük bir oranda olduğu anlaşılmaktadır. Söz konusu ülkelerin internet kullanımına bakıldığında 31 Mart 2011 itibarı ile Tablo 3'teki sonuçlarla karşılaşılmaktadır. Tablo 3. Türkiye ye Giriş Yapan Yabancı Ziyaretçilerin Milliyetlerine Göre İnternet Kullanımı AVRUPA Nüfus ( 2011 ) Son Verilere Göre İnternet Kullanıcıları Penetrasyon (% Nüfus) Büyüme Oranı ( ) Almanya 81,471,834 65,125,000 % 79.9 % Fransa 65,102,719 45,262,000 % 69.5 % Hollanda 16,847,007 14,872,200 % 88.3 % İngiltere 62,698,362 51,442,100 % 82.0 % İtalya 61,016,804 30,026,400 % 49.2 % Bulgaristan 7,093,635 3,395,000 % 47.9 % Rusya 138,739,892 59,700,000 % 43.0 %1,825.8 Ukrayna 45,134,707 15,300,000 % 33.9 % 7,550.0 Kaynak: tüik turizm istatistikleri 2010, Elde edilen verilerden de görüleceği üzere Türkiye ye turist yollayan ülkelerin internet kullanım oranları da son derece yüksektir. Tüketicilerin internetten satın alma davranışlarına pazarlama açısından bakıldığında ise Şekil 1 deki sonuçlarla karşılaşılmaktadır. 140

47 Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt:27, Sayı:1, Yıl:2012, ss Şekil 1. Pazar Yeri ve Sanal Pazarlarda Tüketici Pazarlama Değerleri -Pazaryeri- -Sanal pazar- Tüketici Değerleri İhtiyacın farkına varma Problemi tanıma Problemi belirtme Pazarlama Değerleri Tüketicileri tanıma Problemin farkına varma Araştırmaya ilgiyi arttırma İhtiyacın Farkına Varma (Problem Tespiti) Pazarlama Değerleri Tüketici veri tabanı oluşturma İstek ve ihtiyaçları tahmin etme Problemlere yanıt verme Bilgi kaynakları Bilginin erişimi Bilginin güvenilirliği Bilginin karşılaştırılabilirliği Bilginin inanılırlık ve güvenilirliği Anlaşma süreçleri İşlem süreçleri Satış sonrası destek İlişki desteği Araştırıcıyı etkileme Bilgi sağlama Satın alma kriterlerini etkileme Test etme/numune fırsatlarını destekleme Marka tercihi oluşturma Değişim sürecini yönetme Tedarik Yönetimi Satış sonrası hizmet desteği Sorunları düzeltme İlişki yönetimi Bilgi Araştırma Alternatifleri Değerlendirme Seçim/Satın alma Satın Alma Sonrası Davranışlar Pazarlarda medyada reklam Başka sitelere bağlantılar Bilgi kalitesi İtme teknolojileri Sanal topluluklar ve kullanıcı grupları Simulasyon ve test fırsatları Kolay sipariş ve teslimatödeme, güvenlik koşulları Online destek, tüketicilerle, sanal gruplarla ve kullanıcı grupları ile ilişki Kaynak: Peppard ve Butler, 1998: 604. Tüketicinin turizmde satın alma davranışlarına bakıldığında özellikle bilgi araştırma, alternatifleri değerlendirme, seçim/satın alma ve satın alma sonrası davranışlar aşamasında büyük oranda internetten ve sosyal medyadan faydalandığı görülmektedir. Hangi ürün ya da hizmetlerin internet ortamında daha çok satıldığı ile ilgili Mediascope Europe tarafından yayınlanan Online Alışveriş Araştırmasına göre 10 Avrupa ülkesinde, 7008 kişi ile gerçekleştirilen çalışmaya göre en popüler ürün, araştırmaya katılanların %54 ü tarafından internetten satın alındığı söylenen seyahat biletleri olmuştur. Onu %42 ile tatil paketleri izlemektedir. Aynı araştırmada, hangi kategoride, internet ortamında araştırma yaptıktan sonra, almayı düşündüğünüz ürün markasını değiştirebilirsiniz sorusuna %59 ile elektrikli ürünler yanıtı verilmiş, onu %43 ile tatil sektörü izlemiştir (Odabaşı ve Odabaşı, 2010: 38-39). İnternet ve sosyal medya diğer bir deyişle on-line hizmetler genel olarak potansiyel müşterilere üç yarar sağlamaktadır. Bunlar (Meydan Uygur, 2007: 414); 141

48 Eröz-Doğdubay/Turistik Ürün Kolaylık: Müşteriler, nerede olurlarsa olsunlar, günün 24 saati sipariş verebilir veya rezervasyon yapabilirler. Müşteriler, satış elemanlarıyla yüz yüze gelmedikleri için ikna edilmeye çalışılmaz veya duygusal baskı altında kalmazlar Ayrıca; sıra beklemek zorunluluğu da olmamaktadır. Bilgi: Tüketiciler; evlerinde veya ofislerinde, istedikleri her yerde, işletmeler, ürünler, rakipler ve fiyatlar hakkında karşılaştırmalı birçok bilgi bulabilmektedirler. Bu bilgilerle satın alma süreçlerini kendileri kontrol edebilmektedirler. Fiyat: Müşteriler internet üzerinden daha iyi bir fiyat elde edebileceklerini hissederler. Örneğin; müşterilerine internetten daha düşük fiyattan teklif sunan havaalanı rezervasyon hizmetleri bunu doğrulamaktadır. Bunun yanında;fiyat karşılaştırması da kolaylıkla yapılabilmektedir. Mevcut on-line teknoloji, çok sayıda pazarlama olanağı sağlamaktadır. Bu nedenle litaretürde turizmde de e-pazarlamayla ilgili teknikleri tanımlayan terimler daha ayrıntılı olarak bulunabilmektedir. Aşağıda güncel olanlardan bir kısmı gösterilmektedir (Ruzıć vd., 2010: ); Anında Mesajlaşma İnternette Düzenlenen Sohbet (Chat Odaları) Internet Tartışma Forumları (Bülten Tahtaları) Lokasyona Dayalı Hizmetler (Mobil Telefon ve Gps İlişkili) Sosyal Ağ Hizmetleri (MySpace.com, Facebook.com) Sosyal Rehberler (TripAdvisor.com) Sosyal İmleme (Del.icio.us, Google Notebook) Sosyal İtibar Ağları (ebay.com) Webloglar, Bloglar, Podcastler, Videocastler, Mikro-bloglar Sosyal Atıflar (Citeulike.org) Eşlerarası Sosyal Ağlar (dosya paylaşımı) Sanal Varlık (GoToMeeting.com) Sanal Dünyalar & Kitlesel Çok Oyunculu On-line Oyunlar (MMOGs; World of Warcraft, Second Life) Internet Telefonculuğu (VOIP; Skype.com, GizmoProject.com) 142

49 Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt:27, Sayı:1, Yıl:2012, ss Wikiler & İşbirlikli Yazma / Düzenleme (Google Docs & Spreadsheets, Wikipedia) Konu sosyal medya açısından ele alındığında; Massachusetts Dartmouth Üniversitesi Pazarlama Araştırmaları Merkezi tarafından 500 firma ile yapılan araştırmada sosyal medyanın iş dünyasında beklenenden daha hızlı bir büyüme gösterdiği ortaya konmuştur. Yapılan araştırma sonucunda deneklerin; bloglar, podcastler, on-line videolar, sosyal ağlar, mesaj panoları ve wikileri daha iyi bildikleri ortaya çıkmıştır (Goeldner ve Ritchie, 2009). Yine E-marketer da yayınlanan ve ABD de şirketlerin yılları arasında sosyal medya kullanımlarının incelendiği araştırmada özellikle 2009 yılında sosyal ağ sitelerinin kullanımında çok büyük bir artış ile %80 gibi oldukça büyük bir rakam görünmektedir. Burada facebook birinci sırayı alırken, ilk kez listeye giren Tweeter ikinci sırayı, blog kullanımı da üçüncü sırayı almaktadır (Odabaşı ve Odabaşı, 2010: 183). Turizm firmaları da özellikle bloglar, on-line videolar ve podcastler olmak üzere sosyal medya teknolojilerinden son yıllarda oldukça etkin bir şekilde faydalanmaya başlamışlardır (Goeldner ve Ritchie, 2009). Bunun yanı sıra facebook, tweeter gibi sosyal ağlar da turizmcilerin pazarlamada kullandığı etkin sosyal ağ kaynaklarındandır. Sosyal medyanın oteller için önemine bakıldığında; markanın bilinirliğini arttırdığı görülmektedir. Taraflar arasında eş zamanlı ve çift yönlü iletişimin sağlaması ortaya çıkan bir diğer avantajıdır. Sosyal medyada zaman ve mekan sınırlamasının olmaması ve etkileşimin çift yönlü olması turizm sektörünün özelliklerine de uygun bir yapı oluşturmaktadır. Otel işletmeleri açısından; sosyal medya pazarlama tekniklerinin başlıca amaçları otele ilgi yaratmak, promosyonları tanıtmak, misafirler ile samimi bir ortamda buluşmak, misafirleri otelde mutlu ve mutsuz eden unsurları takip etmek, markaya olan ilgiyi arttırmak, basının ilgisini çekmek, marka bilinirliği yaratmak veya arttırmak ve en önemlisi misafirler ile samimi bir ortamda iletişim kurmaktır (Bozatlı, 2011) Turizmde Sosyal Medya Araçlarının Kullanımı Bilindiği üzere; turizm bir hizmet endüstrisidir. Dolayısıyla turizm ürünleri fiziksel ürünlerden farklı niteliklere sahiptirler. Bu anlamda farklı kişilerin deneyimlerinden ve tavsiyelerinden etkilenilmesi oldukça fazla olmaktadır. Ayrıca turizmde prestij amaçlı tüketim de oldukça yaygındır. Bu durum da 143

50 Eröz-Doğdubay/Turistik Ürün turizm tüketiminde sosyal medyadan etkilenilmesinin bir başka boyutunu göstermektedir. Ayrıca turistik ürünler duygulara hitap etmekte ve subjektif değerlendirmeye tabi olmaktadır. Dolayısıyla; kullanıcılar tarafından deneyimlerin paylaşılması ve başkalarınca da tavsiye edilmesi tüketiciler tarafından daha güvenilir bulunmaktadır. Turizm endüstrisinde yer alan işletmeler tarafından hazırlanan olumlu özellikleri üzerinde odaklanan web siteleri ya da tanıtım broşürlerinden ziyade, ürünleri kullanmış olan diğer kişilerin yorum ve değerlendirmeleri turistik ürünü satın alacak potansiyel tüketiciler üzerinde daha etkili olmaktadır. Diğer bir deyişle; geleneksel medyada ürünün tanıtımı profesyoneller tarafından gerçekleştirilirken, sosyal medyada aynı ilgi alanına sahip farklı kullanıcıların oluşturduğu ağlar sayesinde daha doğru bilgi edinildiğinden hareketle sosyal medya turizm tüketicileri açısından daha tercih edilir bir yöntem olmaktadır. Turizm Gazetecileri ve Yazarları ve Derneği nin (TUYED), araştırmalarına göre; 2011 de sağlık, kültür turizmi gibi turizm çeşitleri yanında sosyal medya ile birlikte tanışılan ve Türkçe ye Kanka Önerisi olarak çevrilebilen Friendformation ın tatil seçimini etkileyeceği kankam öneriyor turizmi nin öne çıkacağı ifade edilmektedir. Özellikle gençlerin yaşamında önemli bir yer tutmaya başlayan sosyal medyada edinilen arkadaşların tatil seçiminde etkili olacağı, sosyal medyada yer alan arkadaşların paylaştığı bilgilerin ciddiye alınacağı ve tatil tercihlerinin buna göre yapılacağı belirtilmektedir ( Analizlerin çoğu, turist davranışlarının değerlendirilmesinde, Travel 2.0 (Web 2.0 ın turistik versiyonu) ın kullanımı ve etkileri ve işletmelerin, organizasyonların, destinasyonların imajını nasıl etkiledikleri konusunda önemli bir araçtır. Ayrıca bu araçların benimsenmesi turizm web sitelerinin durumunun geliştirilmesi için oldukça önemlidir (Milano vd., 2011: 2). PhoCusWright a göre; siber seyehat eden on kişiden dokuzu, turizm ürünleri ve hizmetleri (otel, restaurant ve destinasyonlar) hakkında online görüşleri okumakta ve bunlara inanmaktadırlar. Bu seyahat deneyimi oluşum süreci üç evrede incelenmektedir (Milano vd., 2011: 4); Ön deneyim; seyahat etmeden önce diğer insanların seyahat hikayeleri üzerine kurulu olan deneyim, 144

51 Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt:27, Sayı:1, Yıl:2012, ss Seyahat veya konaklama sırasında deneyim; günümüzde mobil uygulamalar vasıtasıyla giderek artan bir şekilde gerçek zamanlı paylaşılan deneyim, Deneyim sonrası; yorum, değerlendirme, duyguları yayma şeklinde ortaya çıkan sonuç. Turizm deneyimlerinin paylaşıldığı sosyal medya siteleri incelendiğinde; Martin Verdon-Roe ye göre tripadvisor, şu an dünyanın en büyük kullanıcı kitlesi tarafından oluşturulmuş, seyahat içeriğine sahip içerik ve satış sitesidir. Tripadvisor un 35.3 milyon tekil ziyaretçisi vardır. Ziyaretçilerin tripadvisor u kullanmaktaki temel amacı ilham almaktır. Kitlelerin bilgeliğini kullanmak üzere ziyaretçiler seyahatleri konusunda başkalarından ilham almak için siteyi ziyaret edip bu şekilde nereye gideceklerine karar vermektedirler. Bir başka istatistiğe göre; nereye gitmek istediğini belirlemiş olan ve o yer hakkında bilgi almak için tripadvisor ı ziyaret eden kişilerin %47 si araştırdığı yerden vazgeçip, başka bir yere gitmeye karar verebilmektedir. Kullanıcıların nereye gitsek? sorusundan sonra cevap aradıkları diğer sorular ise sırasıyla; oraya nasıl gidilir?, nerede kalınır? ve orada ne yapsak? sorularıdır. Turizm sektöründe sosyal medya kullanımının en etkili örneklerinden biri Tripadvisor Cities I ve Visited facebook uygulamasıdır ( Dünya turizm sektörünün sosyal nabzını elinde tutan Tripadvisor ın yanı sıra; Expedia, Yahoo Travel Planner, Tripit, Brightkite, Yelp (Bozatlı, 2011), WAYN, Tripwolf, Travelblog, Trivago (Milanoa vd.,2011: 4), TravelMuse, Uptake, Triporati, NileGuide, Bonvoy, Gogobot, Wanderfly, GoPlanit, Voyavo (Buhler, 2011: 2), hotelkritiken, holidaycheck ve hotelbewertungen gibi siteler de bulunmaktadır. Oteller, hava yolu firmaları ve milyar dolarlık seyahat endüstrisinin diğer segmentleri sosyal medyayı gittikçe daha çok kullanıp, markalarının bilinirliğini artırmak için Facebook ve Twitter gibi siteleri kullanmaktadırlar. Hava yolu firmaları, Youtube da tanıtım filmleri yayınlayıp Loopt gibi sosyal paylaşım ağlarında cazip uçuş teklifleri sunmaktadırlar. Sosyal medya artık bir seyahatin her noktasında kullanılabilmektedir. Artık seyahat eden bir kişi rezervasyon yaptırmaktan, yemek yiyeceği restorana kadar internet üzerinden her şeyi planlayabilmektedir. Örneğin; Delta Hava Yolları nın biletleri Facebook üzerinden alınabilmektedir. Marriott Zincir Otelleri müşterilerini bilgilendirmek için Marriott Courtyard Facebook sayfası oluşturmuştur. Hyatt, Hilton gibi beş yıldızlı otellerin Twitter daki takipçi sayısı her geçen gün artmaktadır. Washington daki The Ritz-Carlton otelinin mutfağındaki bir şef, 145

52 Eröz-Doğdubay/Turistik Ürün müşterilerle iletişimi Twitter üzerinden kurmakta, onlara bu mevsim menüde neler istediklerini sormakta ya da o güne ait özel yemeklerden bahsetmektedir. Hatta yarışmalar düzenleyip kazanana bedava akşam yemeği dahi sunmaktadır ( Sosyal medya mecralarının turizm sektöründe kullanımlarına verilebilecek bir diğer örnek ise; Morgan Hotel dir. Otel; Twitter ve Facebook kullanıcılarını müşteri olarak kazanmak, müşterisi olan kullanıcıları elinde tutmak ve satışlarını arttırmak için Foursquare ı kullanmaktadır. Foursquare üzerinden otellerin bulunduğu şehirlerdeki hava limanlarına check-in yapan kullanıcılara son dakika fırsatlarını göndererek onları otelde konaklamaya davet etmektedir ( Örneklerden de görüldüğü üzere; turizm sektörünün tüm paydaşları sosyal medyayı gittikçe daha çok kullanmakta özellikle Facebook ve Tweeter'dan oldukça etkin bir biçimde faydalanmaktadırlar. Facebook un dünyadaki bölgelere göre 2010 ve 2011 tarihleri arasındaki kullanımı ve büyüme oranı Tablo 4 de gösterilmektedir; Tablo 4. Dünyadaki Coğrafi Bölgelere Göre Facebook Kullanımı ve Facebook Penetrasyonu Dünyadaki Coğrafik Bölgeler Nüfus ( 2011) FB Kullanıcıları (31 Ağustos 2010) FB Kullanıcıları (30 Haziran 2011) FB Büyümesi (10 aylık) Facebook Penetrasyo nu Asya 3,879,740,877 93,584, ,957,480 59,372, % Afrika 1,037,524,058 17,607,440 30,665,460 13,058, % Avrupa 816,426, ,104, ,907,040 46,802, % Latin ABD 555,856,161 68,189, ,288,940 47,099, % Kuzey ABD 347,394, ,054, ,999,540 18,945, % Orta Doğu 216,258,843 11,698,120 16,125,180 4,240, % Caribbean 41,427,004 3,925,060 5,903,520 1,978, % Avustralya 35,426,995 11,596,660 12,881,560 1,284, % Toplam 6,930,055, ,760, ,728, ,968, % Kaynak: Türkiye deki Facebook kullanımına ve penetrasyonuna bakıldığında 2011 tarihine göre nüfusun olduğu ve Facebook kullanıcısı olduğu bulgulanmış ve penetrasyon oranı % 37.4 olarak belirlenmiştir. Bu 146

53 Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt:27, Sayı:1, Yıl:2012, ss konuda Amerika'da ise Mart 2010 tarihinde en çok kullanılan sosyal medya sitelerine bakıldığında Tablo 5 deki sonuçlar görülmektedir; Tablo 5. Amerika da En Çok Kullanılan Sosyal Medya Siteleri (Mart 2010) facebook Myspace.com Twitter.com Linkedin.com Kaynak: Gelişen teknoloji ile birlikte tüketiciler gittikçe artan bir şekilde zamanlarını sosyal medya sitelerinde geçirmektedirler. Nielsen Şirketi'nin yaptığı bir araştırmaya göre; 2008 yılında sosyal ağlarda geçirilen zaman, kişi başına 2:13:24 iken bu sayı 2009 da 3:32:49, 2010 da ise 6:00:25 olarak artış göstermektedir ( Turizmde sosyal medyada kullanılan bir diğer araç ta bloglardır. Sosyal medyanın erken formunu temsil eden bloglar, genellikle tersine kronolojik sırada tarih damgalı girişleri gösteren özel tip web siteleridir. Bloglar sosyal medyaya eşdeğer şahsi web siteleridir ve yazarın hayatını anlatan kişisel günlüklerden belirli bir içerik alanında ilgili tüm bilgilerin özetlerine birçok farklı varyasyonların yığını haline gelebilmektedir. Genellikle; sadece bir kişi tarafından yönetilir, fakat yorumların eklenmesi ile başkaları ile etkileşim imkanı da sağlamaktadır (Kaplan ve Haenlein, 2010: 63). Turizm açısından incelendiğinde bloglarda dört ana sınıflandırma görülmektedir; Bunlar; bireysel bloglar, işbirlikçi bloglar, kurumsal bloglar ve geleneksel medya bloglarıdır (Thevenot, 2007: ). Bireysel Bloglar: Bireysel bloglar ya da kişisel bloglar olarak da nitelendirilen fikir on-line (çevrimiçi) günlüklerden çıkmaktadır ve on-line olarak yayımlanan kişisel web siteleri/dergiler bu tür blogları oluşturmaktadır. 147

54 Eröz-Doğdubay/Turistik Ürün ve bireysel bloglara örnek olarak verilebilir. İşbirlikçi Bloglar: İşbirlikçi bloglarda ziyaretçiler, diğer seyahat ve turizm hizmet linklerinden erişim sağlamaktadırlar. Örneğin; oteller, yurtlar, uçuşlar, arabalar, tatiller için, ve gibi siteler bu kategori altındaki örnekler olarak verilebilir. Kurumsal Bloglar: kurumsal bloglara örnek olarak verilebilir. Uluslararası Marriott otellerinin CEO su ve başkanı Bill JW Marriott tarafından marka konusu ile ilgili yorumlar düzenli olarak bu blogta güncelleştirilmektedir. Özellikli Postalar ile ziyaretçilerin yorumlarına cevaplar da verilmektedir. Geleneksel Medya Blogları: Geleneksel medya bloglarına örnek olarak The Caterer Blog, Hotel Hotsheet ve The Cruise Log verilebilir. The Caterer Blog ( toplam onun üzerinde blogerdan ve onların düzenli olarak yolladığı bilgilerden oluşan kaynak niteliğindedir. Yiyecek, yiyecek eleştirileri, TV şefleri vb. hakkındaki kategorilerden oluşması blogun özelliklerindendir. Hotel Hotsheet ( USA Today in dünyadaki otel trendleri hakkında konuşulan bloglarından birisidir. USA Today ın odaklandığı diğer bir blog da kruvaziyer (Cruise) endüstrisi ile ilgili olan The Cruise Log ( dur. Blogların tatil amaçlı kullanımı ile ilgili istatistiklere bakıldığında özellikle yaz dönemlerinde otel ve seyahat terimleri ile bloglarda aramanın arttığı görülmektedir. Tablo 6 ve Tablo 7 bu durumu göstermektedir. 148

55 Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt:27, Sayı:1, Yıl:2012, ss Tablo 6. Blogların Tıklanmasına Göre Eğilim Araştırması (Otel) 2011 (Nielsen Şirketi Verileri) Kaynak: c54b-1cec-44c9-aa97-1de8824cbb4e%40sessionmgr14&vid=2&hid=2 Tablo 7. Blogların Tıklanmasına Göre Eğilim Araştırması (Seyahat) 2011 (Nielsen Şirketi Verileri) Kaynak: query2=&label2=&query3=&label3=&days=180&x=52&y=9 Ülkemizde de internet üzerinden satış ve sosyal medya kullanımının önemi anlaşılmaya başlanmış ve işletmeler tarafından etkin bir şekilde kullanılan yöntemlerin başında gelir olmuştur. Tatil.com, 1998 yılından bu yana faaliyet 149

56 Eröz-Doğdubay/Turistik Ürün gösteren Met Global Group tarafından hayata geçirilen, 190 ülkede, destinasyonda ve otelde Tatil.com a özel ödeme seçenekleriyle online rezervasyon imkanı sağlayan Türkiye nin ilk online tur operatörüdür ( Verde Group a ait Rhyton Turizm Seyahat Acentası 3 yıllık çalışma sonucu uluslararası on-line otel pazarına ile giriş yapmıştır. 116 ülke ve 11 bin destinasyonda 123 bin otel bulunan portaldan isteyenler on-line rezervasyon yapabilmektedir (Resort Turizm ve Seyahat Endüstrisi Dergisi, Temmuz 2011:85). OtelReferans; 5219 kayıtlı otel, referans, resim, 351 video ve 1202 harita ile tatilcilerin tatilini riske atmasını engelleme amacıyla; interaktif ortamda hem otel işletmeleri, hem de onların misafirleri arasında tarafsız bir bağ oluşturarak, turizm bilinci ve kalitesini artırmak amacı ile oluşturulmuş sosyal medya mecralarından birisidir ( Ayrıca; tatilklavuzu.com, otelsikayet.com vb. siteler tatil planları yapanların kullandığı otel şikayet tavsiye ve yorumların yer aldığı sosyal medya sitelerindendir. Gezikolik.com isimli site Türkiye de bir ilki başarmış Seyahat 2.0 web sitesidir. Gezikolik.com kullanıcıları seyahatlerini, tatil deneyimlerini ya da konakladıkları otellerle ile ilgili tecrübelerini, fotoğraflarını, videolarını ve yorumlarını diğer kullanıcılar ile paylaşıp, oluşan bu interaktif platformda tüm içeriği oylama ve puanlama imkanlarına sahiptirler. Bu site sayesinde internette araştırma yapan kullanıcılar, dünyanın neresi olursa olsun gidecekleri yerde ne yapılır, ne yenilir içilir, neler alınır, görmeden dönmemeleri gereken yerler nedir gibi bilgilere o tecrübeyi yaşamış diğer kullanıcıların paylaştıkları bilgiler sayesinde kolay yoldan ulaşabilmektedirler. Gezisitesi.com da Twitter ve Facebook gibi sosyal mecralarda takip eden kullanıcılar promosyon ve fırsatlardan anında haberdar olup, bu yolla avantajlı alışverişler yapabilmektedirler. Kullanıcılarına her an her yerde hizmet verebilmek amacı ile Haziran ayında Gezisitesi.com Iphone uygulamasını kullanıma sunacaktır (Özkan; 2010). Bunun yanı sıra gezinotlari.net, gezi-yorum.net, gezialemi.com vb. pek çok interaktif sosyal medya aracı da seyahat edenlere kılavuzluk etmektedir. Görüldüğü üzere küreselleşme ve teknolojinin hızla gelişmesi turizm endüstrisindeki tüketicilerin satın alma davranışlarında da değişikliklere neden olmakta ve sosyal medya ayrıca bu alım davranışlarında etkileyici bir faktör olarak ortaya çıkmaktadır. 3. Sosyal Medyanın Turizm Açısından Etik Değerlendirilmesi Literatürde etik ile ilgili birçok tanımlama mevcuttur. Etik genel olarak, ahlaki yargılar, insan davranışlarının standartları ve kurallarını ifade etmektedir. 150

57 Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt:27, Sayı:1, Yıl:2012, ss Aynı zamanda, insan davranışlarının felsefesi üzerine doğru ve yanlışın belirlenmesi üzerine vurgu yapar. İş etiği tanımlarının çoğu kurallar, standartlar ve doğru ile yanlışın ne olduğu ile ilgili ahlaki kurallarla ilgilidir (Ferrell ve Fraedrich, 2008: 7). İş etiği bir başka tanımda da benzer şekilde iş bağlamında; insan davranışlarında doğru ve yanlış ya da iyi ve kötüyü neyin oluşturduğu ile ilgili çalışmalar olarak tanımlanmaktadır (Shaw, 2010: 8). Turizm işletmelerinde etik konusu çok sayıda çalışmanın konusu olmuştur. Turizm endüstrisinde; doğal çevreye, sosyokültürel çevreye, turistlere ve çalışanlara etik olarak yaklaşılmalıdır. Aslında, turizm endüstrisinin bu dört unsur ile olan ilişkisinin, turizmin gelişmesi ve ekonomik katkılar sağlaması ile bağlantılı olduğu da söylenebilir. Bu dört unsura yönelik davranışlar etik olmadığında, turizmin sürdürülebilirliğinden ve ekonomik faydasından söz edilemeyecektir (Aslan ve Kozak, 2006: 52). Bu araştırmada daha çok turizm işletmelerinde pazarlama etiği üzerinde durulacaktır. Pazarlama etiği, pazarlama uygulamalarında başvurulan ahlaki yargı ve davranış standartları veya pazarlama alanı içerisindeki ahlaki bir kod ya da sistem olarak tanımlanabilir (Gaski, 1999: 316). Bir diğer tanımlamaya göre de pazarlama etiği; pazarlamacılar tarafından takip edilen davranış standartları, değerleri ve ilkeleridir (Özdemir, 2009: 122). Etiğin yarattığı toplumsal kazanımlar; karlılık, verimlilik, kurumsal güven, inandırıcılık, en iyi çalışanları kazanmak, marka değerini, çalışanların bağlılığını ve hissedarların güvenini artırmak, oluşan hataları daha kolay telafi etmek, tüketicilerle ve rakiplerle iş birlikleri oluşturmak, kredi olanaklarını artırmak gibi avantajlar olarak, işletmelere katlanarak geri dönmektedir (Altuntuğ, 2008: 37). Pazarlama etiği; ürün, fiyatlama, dağıtım, tutundurma olarak adlandırılan pazarlamanın 4 temel P si esas alınarak incelenmektedir. Sosyal medyada yer alan etik dışı davranışlar incelendiğinde başlıca etik dışı davranışların şunlar olduğu görülmektedir (Mavnacıoğlu, 2009: 64-65). Kişisel verileri izinsiz kopyalamak ve dağıtmak, Kişisel verilerde tahrifat yapmak, Ticari firmaların sırlarını ifşa etmek, Sahte içerik hazırlayarak kullanıcıları yanıltmak, Reklam ve sponsorluk almak için manipüle edici içerik yayımlamak, Telif haklarının göz ardı edilmesi, 151

58 Eröz-Doğdubay/Turistik Ürün Genel ahlaka aykırı içerik oluşturmak ve yaymak, Firmalara zarar vermek için firmanın sahte blogunu oluşturmak, Kaynak göstermeden içerik kullanmak, Kişilerin gerçek kimliklerini gizleyerek sahte profiller oluşturmaları, Kurumların tüketicilerini yanıltmak için ücret ödeyerek yanlı içerik hazırlatmaları, Spam Blog oluşturmak. Sosyal medyada turizm pazarlaması açısından etik olmayan davranış kodları olarak özellikle yanıltıcı bilgi verme ve doğru olmayan reklam içerikleri gösterilebilir. Özellikle sosyal paylaşım sitelerinde yer alan yanlı olarak işletmelerden para alınarak yapılan yorumlar ve destinasyonun, işletmenin ürün ve hizmetleri konusunda aldatıcı, abartılı ve yanlı bilgilerin sunulması turizm pazarlamasında sosyal medyadan yararlanılması sırasında en çok rastlanabilecek etik olmayan davranış kodlarındandır. Çok geniş bir inceleme alanı olan bu konuda işletmenin yapması gereken hususların başında ürün güvenliği gelmektedir (Göksel, 1999: 68). Bu bağlamda turizm açısından bakıldığında; ürün tanıtımı ve tüketiciyi bilgilendirme süreçleri turistik ürünün satın alma sonrası davranışlara olan etkisi nedeniyle de oldukça önemlidir. Turizm işletmelerinde sübjektif değerlendirmenin söz konusu olması, algılanan hizmetin kalitesinin kişiden kişiye değişiyor olması sosyal medya sitelerinde paylaşılan bilgiler doğrultusunda seyahat edilmesinin sakıncalarını ortaya koymaktadır. Ayrıca turistler kendilerine sunulan mal ve hizmetten memnun olmadığı takdirde işletmeye şikayetlerini nasıl bildirecektir? Bu şikayetlere karşı işletme nasıl bir duyarlılık gösterecektir? vb. konuları da tüketici hakları kapsamında önem kazanmaktadır. Turizm işletmelerinde müşteri memnuniyeti esastır ve söz konusu etik dışı uygulamalar işletmelere telafisi mümkün olmayan çok büyük zararlar vermektedir. Bu zararları; tüketicinin güveninin yitirilmesi, işletme imajının zedelenmesi, sadık müşteriler yaratılamaması, müşterilerin rakip işletmelere kaptırılması ve tüm bunların sonucunda işletmelerin birincil amacı olan karlılık ve büyümenin sürdürülebilir bir biçimde sağlanamaması ve dolayısıyla işletmenin pazardan çekilmek zorunda kalması olarak sıralamak mümkündür. 152

59 Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt:27, Sayı:1, Yıl:2012, ss Sosyal medyada turizm işletmeleri açısından göz ardı edilmemesi gereken en önemli unsur, mevcut müşterilerin ve potansiyel müşterilerin her türlü bilgi alışverişinde bulunuyor olmalarıdır. Sosyal medyanın turizm açısından kontrol edilemiyor oluşu da pazarlamada etik yaklaşımlar açısından oldukça sıkıntı yaratan bir konudur. Seyahat ve turizm sektöründe yüksek rekabet avantajı elde etmek işletmeler tarafından kalite standartları kadar etik uygulamalarında sunulmasıyla mümkündür (Beeton, 2006). Dolayısıyla bir iletişim ve dağıtım kanalı olarak kullanılan sosyal medyada etik davranış kodlarına sahip olmak sektörde yer alan işletmeler açısından hayati öneme sahiptir. Bu uygulamalar için belirlenecek olan etik kodlar sektördeki tüm işletmeler tarafından en üst yönetim kademesinden en alt çalışana kadar benimsenmeli ve işlerlik kazandırılmalıdır. Her şeyden önce turizm işletmeleri ve paydaşları tarafından bu etik kodların içselleştirilmesi ve bir yönetim biçimi haline getirilmesi önemlidir. Bunun yanı sıra tüketiciler de sosyal medyayı kullanırken bilginin ve kaynağın doğruluğunu sorgulamalı ve ona göre davranışlarına yön vermelidirler. 4. Sonuç İşletmelerde pazarlama fonksiyonu müşterilerle işletmeler arasında köprü görevi üstlenmektedir. Turizmde turist olarak adlandırılan tüketicilerin ihtiyaç ve beklentilerinin önceden tahmin edilmesinde, bu beklentilere uygun ürünler oluşturulmasında ve ürünün gerek sunumu gerekse satın alma sonrası davranışlarında önemli bir rol üstlenmektedir. Gelişen teknoloji ile birlikte internette Web 2.0 gibi uygulamalar ile ortaya çıkan sosyal medya kavramı, turizm işletmelerince de özellikle işletmelerin pazarlanması alanında etkin bir şekilde faydalanılan bir platform olarak ortaya çıkmaktadır. İşletmelerce pazarlama açısından etik kodlara göre politikalar izlemek ve bu amaçla sosyal medyayı etkin bir şekilde kullanmak turizm işletmeleri açısından son derece önemlidir. Aksi takdirde turizm işletmeleri açısından telafisi mümkün olmayan kayıpların olması mümkün olabilecektir. Bu bağlamda da sosyal medya, turizm ve etik arasındaki ilişki önem kazanmaktadır. Yapılan bu çalışmada; daha önce yapılmış ve turizm sektörünü doğrudan ve/veya dolaylı olarak ilgilendiren sektörde sosyal medya kullanılması olgusu araştırılmaya çalışılmıştır. Yapılan çalışmanın; bundan sonraki sektörün dinamiklerini oluşturan otel işletmeleri, seyahat işletmeleri veya yiyecekişletmeleri ile bunlarda sosyal medyanın pazarlama faaliyetlerinde kullanılma 153

60 Eröz-Doğdubay/Turistik Ürün eğilimleri arasındaki ilişkilerin araştırılması gibi konuları temel teşkil etmesi hedeflenmektedir. KAYNAKLAR Altuntuğ N., Sürdürülebilir Pazarlama Bağlamında Işletmelerin Sosyal ve Etiksel Sorumluluklarının Rolü, 13. Ulusal Pazarlama Kongresi Sürdürülebilirlik & Pazarlama. 30 Ekim 1 Kasım 2008, Çukurova Üniversitesi IIBF Dergisi. Adana. 2008, Aslan A., M. Kozak, Turizmde Gelişme Ve Etik Sorunları: Üniversite Öğrencileri Üzerine Bir Araştırma, Ege Akademik Bakış Dergisi, c.6 s.1., 2006, Avcıkurt C. (2010), Turizmde Tanıtma ve Satış Geliştirme, Değişim Yayınları, Üçüncü Basım, Ankara. Beeton S. (2006), Community Development Through Tourism, Landlinks Press, Australia. Bozatlı N. Z. (2011), Sosyal Medya Furyası!, , ( ) Buhler J, (2011), Social Media in Travel Planning, PhoCusWright Inc. ABD. Demirci K. (2008), Aydemir Muzaffer, İşletmelerin Küreselleşme Stratejileri, Detay Yayıncılık, Ankara. Erdoğan H. (1995), Uluslararası Turizm, Uludağ Üniversitesi Yayını, Yayın No: , Bursa. Erol, G. (2009), Medya Ve Etik: İnternet Haberciliğinde Nesnellik, Etik İlkelerın İçeriği, Uygulamadaki Sorunlar Ve Televizyon Haberciliği İle Karşılaştırılması, Fırat Üniversitesi Medya ve Etik Sempozyumu, Ekim, Elazığ. Ferrell O.C. ve J. Fraedrich (2008), Business Ethics, Ethical Decision Making And Cases, Houghton Miffly Company, Eight Edition. 154

61 Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt:27, Sayı:1, Yıl:2012, ss Gaski J. F., (1999), Does Marketing Ethics Really Have Anything to Say? A Critical Inventory of The Literature, Journal of Business Ethics. Goeldner C., Ritchie J, ve Brent, R. (2011), Tourism: Principles, Practices, Philosophies, John Wiley&Sons, Inc, New Jersey. Göksel T. (1999), İşletmelerde Pazarlamanın Ahlaki (Etiksel) Yönlü Sorumlulukları, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Afyon Kocatepe Üniversitesi S.B.E. Güz F. O. (2010), Bir Halkla İlişkiler Uygulama Alanı Olarak Sosyal Medya Kullanımı: Sivil Toplum Örgütleri Üzerine Bir İnceleme, Sayı:31. Hatipoğlu H. Burak, Sosyal Medya ve Ticaret Hayatına Etkileri, , ( ) Kalafatoğlu Y. (2011), Sosyal Medya ve E-Pazarlama İlişkisi, , ( ) Kaplan A. M. ve H. Michael (2010), Users of the world, unite! The challenges and opportunities of Social Media, Business Horizons. Law R., K. Leung, ve J. Wong (2004), The Impact of the Internet on Travel Agencies, International Journal of Contemporary Hospitality Management, 16(2), Mavnacıoğlu K. (2009), İnternette Kullanıcıların Oluşturduğu Ve Dağıttığı İçeriklerin Etik Açıdan İncelenmesi: Sosyal Medya Örnekleri, Fırat Üniversitesi Medya ve Etik Sempozyumu, Ekim, Elazığ. Milano R., Baggio R. ve Piattelli R., (2011), The Effects Of Online Social Media On Tourism Websites, 18th International Conference on Information Technology and Travel & Tourism, Austria. Odabaşı A. K. ve K. Odabaşı (2010), İnternette Pazarlama ve Sosyal Medya Stratejileri, Cinius Yayınları, İstanbul. Özdemir E. (2003), Liderlik ve Etik, Uludağ Üniversitesi I.I.B.F. Dergisi, Cilt:22, Sayı: 2, Özkan Deniz, (2010), ( ) Peppard J. ve P. Butler (1998), Consumer Purchasing On The Internet: Processes And Prospects, European Management Journal, Vol.16, No

62 Eröz-Doğdubay/Turistik Ürün Ruzıć D. ve A. Bılos (2010), Social Media In Destination Marketing Organisations (Dmos), Tourism & Hospitality Management, Sabuncuoğlu Z. ve M. Gümüş (2008), Örgütlerde İletişim, Arıkan Basım Yayım Dağıtım. Ankara. Sayımer İ. (2008), Sanal Ortamda Halkla İlişkiler, Beta Basım Yayım Dağıtım, İstanbul. Shaw W. H. (2010), Business Ethics, Wandsworth Cengage Learning, seventh Edition, Chargo. Symantec (2011), Social Media Protection Flash Poll Global Results, 21 July, ( ) Thevenot G. (2007), Blogging As A Social Media, 6th etourism Futures Forum, School of Management, University of Surrey, Guildford, 7th June, Uygur, M. S. (2007), Turizm Pazarlaması, Nobel Yayın Dağıtım, İsanbul. Vural Z., B. Akıncı, ve M. Bat (2010), Yeni Bir İletişim Ortamı Olarak Sosyal Medya: Ege Üniversitesi İletişim Fakültesine Yönelik Bir Araştırma, Journal of Yaşar University, 20 (5). Weber, M. (2009), Marketing To The Social Web: How Digital Customer Communities Build Your Business, Second Edition John Willey&Sons Inc, New Jersey, <http1> 1cec-44c9-aa97-1 <http2> <http3> &label2=&query3=&label3=&days=180&x=52&y=9de8824cbb4e%40session mgr14&vid=2&hid=2 <http4> <http5> <http6> <http7> 156

63 Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt:27, Sayı:1, Yıl:2012, ss <http8> <http9> <http10> <http11> <http12> <http13> <http14> 157

64 Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi Y.2011, C.16, S.1 s Suleyman Demirel University The Journal of Faculty of Economics and Administrative Sciences Y.2011, Vol.16, No.1 pp TURİZM İŞLETMELERİNİN İŞ ETİĞİNE YÖNELİK UYGULAMALARININ ÇALIŞMA YERİ TERCİHİNDEKİ ÖNEMİ: TURİZM ÖĞRENCİLERİ ÜZERİNDE BİR ARAŞTIRMA THE IMPORTANCE OF PRACTICES REGARDING BUSINESS ETHICS OF TOURISM ENTERPRISES ON WORKPLACE CHOICE: A STUDY ON TOURISM STUDENT Yrd.Doç.Dr. Elbeyi PELİT 1 Dr.Yalçın ARSLANTÜRK 2 ÖZET Bu araştırmanın amacı, turizm sektöründeki işletmelerin iş etiğine ilişkin uygulamalarının, üniversite düzeyinde turizm eğitimi alan öğrencilerin çalışacakları işletme tercihlerindeki önem derecesini belirleyebilmektir. Bu kapsamda, Türkiye de lisans düzeyinde turizm eğitimi programlarına kayıtlı 1088 öğrenciye anket uygulanmıştır. Elde edilen veriler, frekans, yüzde, aritmetik ortalama, standart sapma, faktör analizi, bağımsız örneklemler için t testi, ANOVA, ve Tukey testleri kullanılarak çözümlenmiştir. Araştırma sonuçlarına göre, işletmelerin iş etiğine ilişkin uygulamalarının, öğrencilerin çalışmak için tercih edecekleri işletmeleri seçmede çok/tamamen önemli olduğu ve bu önem düzeyinin, öğrencilerin, cinsiyetleri, sektör tecrübelerinin olup olmama durumu ve devam etmekte oldukları sınıflara göre de farklılıklar gösterdiği belirlenmiştir. ABSTRACT This study sets out to examine the importance of the ethical consideration given by tourism estbalishments and the students perception of the consideration over the choice of workplace. As a means of data collection, questionnaire method was employed and it was administered to 1088 students at university level and receiving tourism education. Data collected were analyzed through frequency, percentage, artihmetic average, standart deviation, factor analysis, t-test, ANOVA and Tukey. The results of the study suggest that ethical applications do matter in the students choice of work place and this differs by age, gender, employment experience and their grades. Etik, iş etiği, turzm işletmeleri, turizm öğrencileri. Ethics, business ethics, tourism business, tourism student. 1 Afyon Kocatepe Üniversitesi Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu

65 PELİT ASLANTÜRK GİRİŞ Hizmet sektöründe faaliyet gösteren turizm işletmelerinde, etik kuralların uygulanması ve çalışanlar arasında kabul görebilmesinin en önemli önemli etmenlerinden biri, neyin doğru neyin yanlış olduğuna ilişkin kuralların yöneticiler tarafından çalışanlara açıklanması ve uygulanmasıdır (Stevens ve Fleckenstein, 1999). Fakat yapılan araştırmalar, sektördeki yöneticilerin, genelde bir problemin çözümünde olayın etik yönlerini dikkate almadıklarını ortaya koymuştur (Whitney, 1990). Konuyla ilgili olarak yapılan bir araştırmada, turizm işletme türleri içerisinde önemli işletme türü olan otellerin, yazılı etik standartlarına sahip olmadığı, etik standartların otel çalışanlarınca net anlaşılmadığı sonucuna ulaşılmıştır (Jazsay, 2002). Kwansa ve Farrar (1992) ın yaptıkları bir araştırmada, etik uygulamalar için eğitim ve etik kodların üzerinde yoğunlaşan çalışmalara rastlanmasına rağmen, hizmet sektöründe etik eğitimine yeteri kadar önem verilmediği gözlenmiştir. Fennell ve Malloy (1999), turizm işletmelerinin etik ikilemleri aşmada kullandıkları görecelik, hakkaniyet ve deontolojiyi içeren değişik yönelimlerden faydalandıklarının üzerinde durmakla birlikte, endüstriye has bazı değişkenlerin, diğer birçok konuda olduğu gibi etik uygulamalarda da diğer endüstrilere göre farklılık oluşturduğunu ve bunun da olumsuz etikler ortaya çıkardığını vurgulamaktadırlar. Özellikle turizme özgü yüksek personel devri hızı bu kapsamda değerlendirilebilir. Bu doğrultuda, turizm işletmelerinde oluşturulan etik kodların ve bu konuya ilişkin uygulamaların içeriği önemli bir husus olarak ele alınabilir (Pearson, 1995). Diğer taraftan, iş ve çalışma hayatındaki değişim ve gelişmeler, çalışma koşulları, iş yeri iletişimi vb. konular gerek kişisel düzeyde insanların iş seçimlerinde, gerekse toplumsal düzeydeki ilişki biçimlerinde önemli etkilere sahiptir. Bu yüzden çalışma hayatı ile ilgili araştırmalar toplum ve sosyal hayatta önemli bir yer tutmaktadır (Uçkun vd., 2004). İnsanın yaşamında vereceği kararların en önemlilerinden biri de çeşitli faktörler itibarı ile seçeceği iş yaşamındaki mesleki kararıdır. Söz konusu bu karar verme zamanı, genellikle bireyin en kritik dönemlerine rastlamaktadır. Genel olarak, insanın tüm yaşamını etkileyecek bir kararı özellikle gençlik çağında vermek durumunda kalması ise yanılma endişesini de ortaya çıkarabilmektedir. Buna ek olarak, insanın, tüm yaşamını etkileyecek söz konusu bu seçimi, son anda üzerinde yeterince düşünmeden ve seçenekleri iyice araştırmadan yapması, belki de hayatı boyunca yapacağı yanlışların temelini oluşturacak ve bu durumda, kişinin ileride mensubu olacağı işletme ve/veya mesleğine karşı geliştireceği tutuma da olumsuz yansıyacaktır. Bu bakımdan bir mesleği seçerken özellikle bu seçimde etkili olan faktörlerin iyi analiz edilmesi gerekmektedir. Bu faktörlerin başında, okul, kendini geliştirme, ailenin tutumu, kişilik ve sosyal çevre önemli yer tutmakla birlikte (Telman, 2000), özellikle çalışmak için düşünülen işletmenin maddi ve diğer olanakları etkili olabilmektedir. İşletmeye ilişkin bu olanaklar içerisinde, çalışılacak pozisyon, sosyal olanaklar, sosyal güvenlik olanakları vb. gibi faktörler önemli ölçüde etkili olmakla birlikte, özellikle işletmenin gerek yönetim yapısı ve bu kapsamında çalışanlarına karşı tutumlarında, gerekse gerçekleştirdiği faaliyetlerdeki etik ölçütleri 164

66 C.16, S.1 Turizm İşletmelerinin İş Etiğine Yönelik Uygulamalarının Çalışma dikkate alıp almaması da kişi açısından oldukça önemli olabilmektedir. Söz konusu bu faktörler kişi için, o işletmeyi tercih noktasında etkili olabilecek faktörlerdendir. Bu araştırmada, lisans düzeyinde turizm eğitimi alan ve ileride turizm işletmelerinde çalışması muhtemel olan kişilerin, iş etiği değerlerine yönelik uygulamaların, çalışılacak işletme tercihinde kendileri açısından ne kadar önemli olduğuna ilişkin Türkiye nin çeşitli üniversitelerinde lisans düzeyinde turizm eğitimi almakta olan 1088 öğrenci üzerinde bir araştırma gerçekleştirilmiş, sonuçlar araştırmanın amacına uygun analiz edilerek yorumlanmış ve konuyla ilgili öneriler geliştirilmiştir. Çalışmada, söz konusu araştırma sonuçları sunulmadan önce, konuyla ilgili kavramsal çerçeve ve araştırma hipotezlerine yer verilmiştir. 2. İŞ ETİĞİ KAVRAMI VE İŞLETMELER AÇISINDAN ÖNEMİ Genel olarak etik kavramı; yarar, iyi, kötü, doğru ve yanlış gibi kavramları inceleyen, bireysel ve grupsal davranış ilişkilerinde neyin iyi neyin kötü olduğunu belirleyen ahlaki ilkeler, değerler, kurallar ve standartlar sistemi olarak tanımlanmaktadır (Hatcher, 2004). Bu çerçevede, iş etiği de genel etik kurallarının iş hayatına uyarlanması şeklinde ifade edilmektedir (Frederick vd., 1988). Diğer taraftan McNamara (2005), iş etiğini, iş yerinde doğru ve yanlış olanı ayırt ederek, doğru olanı yapmak üzere oluşturulan kurallar ve ilkeler bütünü olarak tanımlamaktadır. Benzer şekilde Ferrel ve Fraedrich (1991), iş etiğinin iş dünyasındaki davranışlara rehberlik eden ahlaki ilkeler ve standartları içermesi gerektiğinin üzerinde durmaktadırlar. Etik değerler, doğru davranış standartlarını çağrıştırmaktadır. Fakat hangi davranışın ya da değerin etik olduğu noktasında bir uyumu gerçekleştirmek çoğu zaman güç olmaktadır (Hartley, 1993:3). Organizasyonlarda çoğu zaman etik değerler ile kurallar arasında benzerlik kurulmaya çalışılır. Kabul edilen değerler yasalara uygun ise etik olduğu noktasında da bireyler arasında uzlaşı olmaktadır. Etik değerler öncelikle, bireyler arasında var olan ilişkilerdeki dürüstlük ya da adalet olgularına dayanmaktadır. Etik değerlerin düzgün bir şekilde uygulanması da bu değerlerin hayata geçirilmesi ile mümkündür. Bu noktada, herhangi bir organizasyonda da bu değerlerin tüm karar süreçlerinde etkili olabilmesi için; üst düzey yöneticiler, insan kaynakları yöneticileri ve organizasyondaki tüm çalışanlar karar ve hareketlerinde bu etik değerleri göz önünde bulundurmalıdır (Howard ve Wilson, 1982). 21. yüzyıl organizasyonlarında iş etiği konusu önemli bir öncelik olarak değerlendirilmektedir. İş etiği kavramının işletmeler açısından böylesine önemli bir konu olarak değerlendirilmesinde şüphesiz birçok faktörün etkisi olmuştur. Son yıllarda organizayonları büyük ölçüde etkileyen ve skandal boyutunda değerlendirilen iş yaşamında hile ve aldatmaca içeren bazı olaylar iş etiğinin ve ortak sorumluluk bilincinin yerleşmesini gerekli kılmıştır (Ferrell ve Friedrich, 2005:4). İşletmelerde karşılaşılan etik konularını; müşteriler, işverenler, hissedarlar, toplum ve işgörenlere yönelik etik değerler şeklinde sınıflandıran Travino ve Nelson (2004: ), 165

67 PELİT ASLANTÜRK 2011 özellikle çalışanlarına güvenli bir iş ortamı sağlamış, haklı nedenler olmaksızın çalışanlarının işine son vermemiş işletmelerin başarılı ve sektöründe önemli bir konuma gelmiş olarak değerlendirildiğine vurgu yapmaktadırlar. Diğer taraftan Pardue (2002), özellikle etik davranışın organizasyonun bütününe nüfuz etmesi gerektiğini belirtmekte ve etik değerlere tüm insan kaynakları uygulamalarında yer verilmesinin gerekliliği üzerinde durmaktadır. Çünkü işletmelerde etik sorunlar insan kaynakları yönetimi ile ilgili konularda sıkça ortaya çıkmaktadır. Bu bağlamda organizasyonlar, çalışanların güvenini ve istikrarını garanti altına alabilmek için yönetim felsefesi, tarz ve temel değerler sistemini gözden geçirmek durumundadır (Bratton ve Gold, 2000:26). Nitekim konuyla ilgili olarak Koonnmee vd. (2010), son yıllarda, işletmelerin başarısı ve bu doğrultuda sürdürülebilirliliğinde etik ilkelerin önemli rolü olduğunun üzerinde durmaktadır. 3. İŞLETMELERDE İŞ ETİĞİNE İLİŞKİN SORUN VE TUTUMLAR Toplumların firmaların saygınlığı ile ilgili hassasiyet, etik konuların ve denetimlerin gerekliliğini ortaya koymuştur (Demir, 2010:7). Özellikle küresel çapta faaliyette bulunan işletmeler, ilişki içerisinde oldukları diğer işletmelerden etik konusunda güvence isteme ihtiyacı duymaya başlamıştır. Bu talebi karşılamak üzere ISO (Internatıonal Standards Organization) serisinin devamı olarak Social Accountability 8000 (SA 8000) standartları geliştirilmiştir. Bu standartlar Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), Birleşmiş Milletler Çoçuk Hakları Komisyonu ve İnsan Hakları Bildirgesi çerçevesinde hazırlanmıştır. SA 8000; çocuk işçi, zorla çalıştırma, işyerinde sağlık ve güvenlik, örgütlenme özgürlüğü ve toplu sözleşme hakkı, ayırımcılık, disiplin uygulamaları, çalışma saatleri ve ücretlendirme konularındaki sorunlara düzenlemeler getirmektedir (Aşçıgil, 2001:19). İşletmelerde etik sorunlar, insan kaynakları yönetimi ile ilgili konularda da sıkça ortaya çıkmaktadır. Örneğin; eşit çalışma olanakları, şirketin eleman seçme kararlarında adil ve dürüstçe uygulanıyor mu? Bir grup içindeki bir birime ikramiye vererek diğer birimleri göz ardı etmek etik midir? Terfi ve ödüllendirme sistemlerinin tek bir yetkilinin tekelinde bırakılması doğru bir uygulama mıdır? Yıllardır yapılan çalışan anketlerinden elde edilen bilgiler gösteriyor ki; çalışanların büyük çoğunluğu bir organizasyondaki statüleri ve maaşları ile performans değerleri arasında bir ilişki göremiyor (Bratton ve Gold, 2000: 25-27). Diğer taraftan, insan kaynakları yönetimi açısından organizasyon içinde etik değerlerin oluşmasını ve yerleşmesini sağlayacak bir dizi önlemden söz edilebilir. Söz konusu bu önlemleri genel başlıklar halinde şu şekilde belirtmek olasıdır (Barutçugil, 2004: ): - Öncelikle eleman seçme ve yerleştirme sürecinde adayların etik değerlere bağlılığını değerlendirmelidir. Başvuru, mülakat, referans değerlendirme aşamalarında adayın etik değerlerinin neler 166

68 C.16, S.1 Turizm İşletmelerinin İş Etiğine Yönelik Uygulamalarının Çalışma olduğuna ve kurum kültürüne uyum sağlayıp sağlayamayacağına bakılmalıdır, - Kariyer planlamasında belirli basamaklara ulaşmanın ön koşulu olarak etik değerlere bağlılık ve kanıtlanmış etik davranışlar görülmelidir. Bu kriter, tüm çalışanlar tarafından açıkça bilinmelidir, - Eğitim ve geliştirme etkinliklerinde etik değerler sürekli vurgulanmalıdır. Bilgi ve beceri eğitimlerinin yanı sıra etik değerleri öne çıkaran tutum geliştirme eğitimlerine de yer verilmelidir, - Organizasyon içinde her türlü iletişim araçları ile çalışanlara etik kurallara uygun davranmanın, açıklık ve dürüstlüğün yararlarını vurgulayan mesajlar verilmelidir. - İnsan Kaynakları Yönetimi de işe alma, terfi, ödüllendirme, ücretlendirme, performans ölçme, eğitim gibi kararlarında ve uygulamalarında etik kurallara uygun davranmalıdır. - Tüm yöneticilerin ve çalışanların özel hayatlarına, kişisel haklarına, özgürlüklerine, kişiliklerine saygılı davranmalıdır. Bu anlayışı tüm organizasyon çapında yerleştirmelidir. - Organizasyonda etik olmayan davranışların belirlenmesi, nedenlerinin ortaya çıkarılması, sorumlularının bulunması ve neden olduğu sorunlarla ilgilenilmesi konusunda sorumluluk üstlenilmelidir. - Performans yönetimi sürecinde, hedeflerin, performans standartlarının, yetkinliklerin ve değerleme kriterlerinin etik değerler içermesini sağlamalıdır. İşletmelerde etik değerleri oluşturup uygulamanın birçok yararının olduğuna inanılmasına rağmen, bazı yöneticiler toplumun sorumlu bir üyesi olarak sadece bazı davranışlarında etik davranma kararı alabilmektedir ve böylece bütüncül bir yaklaşımdan uzak kalabilmektedirler (Joseph, 2000). Oysaki konuya bütüncül bir bakış açısıyla yaklaşmak işletmelerin devamlılığına da katkı sağlayacaktır. Özellikle bu durum, faaliyetelerinin büyük bir bölümünün insan emeğine dayalı olduğu hizmet işletmelerinde daha da önemlidir. Çünkü bu tür işletmelerde diğer üretim işletmelerine oranla daha fazla işgören çalıştığından söz konusu bu işgörenlerin yazılı olmayan bazı haklarının teslimi, işgörenin gerek gerçekleştirdiği işe, gerekse işletmeye karşı geliştirdiği tutuma etki edecektir. Nitekim, turizm işletmelerinde etik kuralların yerine getirilmesinin, çalışanların iş doyumunu ve verimliliklerini olumlu etkilediği ve bunun sonucunda da müşteri tatmininde olumlu sonuçlar ortaya çıkardığı konuyla ilgili gerçekleştirilen çalışmalarda (Singhapakdi vd., 1996; Fleckenstein ve Huebsch, 1999; Schwepker, 2001; Stevens, 2001; Weeden, 2001; Goodwin ve Francis, 200;. Macbeth, 2005; Töre, 2006; Lansing ve Vries, 2007; Hudson, 2007; Kampaxi, 2008) üzerinde durulan hususlardandır. Diğer taraftan ilgili litaratürde; turizm sektöründeki yöneticilerin genelde bir problemin etik yönlerini dikkate almadıklarını ortaya koyan çalışma sonuçlarına da 167

69 PELİT ASLANTÜRK 2011 rastlanmaktadır (Whitney, 1990). Konuyla ilgili olarak otel işletmelerinde gerçekleştirilen bir çalışmada, ilgili işletmelerin yazılı etik standartlarına sahip olmadığı, etik standartların otel çalışanlarınca net anlaşılmadığı sonucuna ulaşılmıştır (Jazsay, 2002). Kwansa ve Farrar (1992) ın yaptıkları bir araştırmada ise, etik uygulamalar için eğitim ve etik kodların üzerinde yoğunlaşan çalışmalara rastlanmasına rağmen, hizmet sektöründe etik eğitime yeteri kadar önem verilmediği gözlenmiştir. Pearson (1995), turizm sektöründeki işgörenlerin yüksek orandaki işsizlik nedeniyle güçsüzleştiğine ve işgörenlerin değersiz bir takım kişiler gibi görüldüğüne, sendikal haklarının göz ardı edildiğine, iş akitlerinin tek taraflı olarak düzenlendiğine vurgu yapmaktadır. Bu durum turizm çalışanlarını önemli ölçüde olumsuz etkilemektedir. Bunun yanında oluşturulan etik kodların ve bu konuya ilişkin uygulamaların içeriği de önemlidir. Pearson (1995), gerçekten uygulanan etik kodlar oluşturmuş işletmelerle, oluşturduğu etik kuralları bir vitrin süsü gibi sergileyen işletmeleri ve bunu bir pazarlama avantajı sağlama olayı için ortaya koyan işletmeleri ayırmaktadır (1995:27). Öte yandan, iş hayatında sosyal sorumluluk sahibi ve etik değerlere bağlı bir şekilde hareket etmek günlük faaliyetlerin başarısını ve etkinliğini de artıracaktır. Bu bağlamda, çalışanlar arasında yüksek bağlılık, yatırımcıların yatırım yapmada daha istekli davranması ve müşteri memnuniyetinin artması gibi hususlar işletmenin finansal performansının artmasına da katkı sağlayacaktır. İş dünyasındaki gelişmeler günümüz işletmelerini; topluma olan sorumlulukları ile ekonomik performans stratejilerini birlikte oluşturmaya zorlamaktadır (Hosmer, 1994). Öte yandan çoğu yönetici sosyal çevredeki bu gelişmeleri göremediği için işletme stratejisi ile toplumsal (sosyal) sorumluluğu birleştirmenin tehlikeli bir yaklaşım olacağından endişelenmektedir (Ay ve Erçen, 2005). Oysaki gerçekleştirdiği tüm faaliyetlerde etik hassasiyet gösteren ve bu doğrultuda sorumluluk üstlenen işletmeler, gerek içerisinde bulunduğu toplum ve bireyler tarafından, gerekse çalışanlarının sadakati bakımından avantaj sağlamış olacaktır (Ertuğrul, 2008; Saylı vd., 2009). Bu durum, özellikle işletmeyi kariyer alanı olarak seçecek kişilerin, işletmeyi tercih etmedeki tutumlarına da yansıyacağı muhtemeldir. Bahsedilen bu değerlere önem veren bir işletmenin doğal olarak toplum nezdindeki imajı ve genel kabul görülürlüğü yüksek olacaktır. Bu durum da o işletmeye karşı olan ilgiyi diğer alanlarda (o işletmenin ürünlerinin tercihi, ağızdan ağza reklam vb.) olduğu gibi çalışmak için tercih etmede de kişilerin (iş arayanların) öncelik sırasına yerleştirecek etkenlerden olacaktır. 4. ARAŞTIRMANIN AMACI VE HİPOTEZLER Turizm eğitimi alan öğrenciler üzerinde gerçekleştirilen çalışmalarda (Pavesic ve Brymer, 1990; Pizam, 1999; Kuşluvan ve Kuşluvan, 2000; Boella, 2000; Kozak ve Kızılırmak, 2001; Jenkins, 2001; Baum, 2002; Brien, 2004; Aksu ve Köksal, 2005; Barron vd., 2007; Ehtiyar ve 168

70 C.16, S.1 Turizm İşletmelerinin İş Etiğine Yönelik Uygulamalarının Çalışma Üngören, 2008; Richardson, 2009), öğrencilerin turizm sektöründe çeşitli nedenlerden dolayı (düzensiz çalışma saatleri, ücret yetersizliği, çalışma koşulları, sosyal haklar vb.) kariyer yapmaya pek de olumlu bakmadıkları ve bu olumsuzluk özellikle öğrencilerin devam etmekte oldukları sınıflar ilerledikçe ve buna bağlı olarak sektörde deneyim kazanıldıkça artmakta olduğuna vurgu yapılmaktadır. Bu husus, turizm eğitimi alan ve mezuniyet aşamasına gelmiş öğrencileri doğal olarak çalışmak için başka alanlara yönelten etkenlerden olmaktadır (Airey ve Frontistis, 1997; Rimmington, 1999). Özellikle sektördeki işletmelerin, yönetim anlayışlarından kaynaklanan etik sorunlar da söz konusu bu işletmeleri tercih edecek kişiler tarafından izlenmekte ve çalışma yeri tercihinde etkili olabilmektedir. Etik ve ilgili olduğu tüm konular çalışanları yakından ilgilendirdiği gibi özellikle çalışmak için ilgili işletmeyi tercih edecek kişilerin de yoğunlaştığı konular arasındadır. Çünkü, güvenli bir çalışma ortamının oluşturulması ve bunun sürekliliğinin sağlanması, işletmedeki ayrımcılık, taciz, iş kazası, ast üst arasındaki iletişim biçimi, adil ücret sistemi vb. gibi konular bu işletmede çalışan veya çalışacak tüm kişilerin ilgilendiği konular arasındadır ki, etik ilke ve uygulamalar nihayetinde bu hususları da içermektedir. Nitekim çalışanlara sağlanan olanaklar, ayrımcılık konusundaki uygulamalar, toplumsal ve çevresel duyarlılık gibi konular işletmelerin çalışılacak yer seçiminde muhtemel personel olarak öğrenciler tarafından takip edilen alanlar olarak ön plana çıkmaktadır. Sektörde faaliyette bulunan işletmelerin, alanında eğitim görmüş ve kalifiye kişilerle çalışmak istiyorsa doğal olarak belirtilen bu hususları dikkate almak durumundadır. Çünkü kalifiye personel doğal olarak çalışacağı işletmede bir takım olanakların bulunmasını talep edebilmektedir. Özellikle alanıyla ilgili yeterli bilgi ve birikime sahip ve kendine güvenen personel adayı, işletmedeki çalışma alanıyla ilgili olarak yukarıda belirtilen olanakların mevcut durumu veya sağlanması hakkında işletmeye başvuru sırasında belirli koşullar ileri sürebilecektir. Öğrenciler açısından çalışılacak işletme tercihinde, yukarıda belirtilen faktörlere ilave olarak etkili olabilecek birçok faktörden (ücret, terfi olanakları, sosyal imkanşlar vb) söz etmek olası olmakla birlikte (Pelit, 2008), bu çalışma sadece işletmelerin etik uygulamaları çerçevesindeki faaliyetlerini kapsamaktadır. Bu doğrultuda bu araştırma ile turzim eğitimi alan öğrencilerin ileride çalışılacak işletme tercihinde, turizm işletmelerinin iş etiğine yönelik uygulamalarının önemli olup/olmadığının öğrenci görüşleri doğrultusunda belirlenmesi amaçlanmaktadır. Bu amaç doğrultusunda araştırma hipotezleri aşağıdaki gibi oluşturulmuştur: H1 0 : Turizm işletmelerinin iş etiğine yönelik uygulamaları, öğrencilerin turizm işletmelerini tercihlerinde önemli değildir. H2 0 : Turizm işletmelerinin iş etiğine yönelik uygulamalarının öğrencilerin turizm işletmelerini tercihindeki önem düzeyi öğrencilerin cinsiyetlerine gore önemli bir farklılık göstermemektedir. 169

71 PELİT ASLANTÜRK 2011 H3 0 : Turizm işletmelerinin iş etiğine yönelik uygulamalarının öğrencilerin turizm işletmelerini tercihindeki önem düzeyi öğrencilerin sektör tecrübesine gore önemli bir farklılık göstermemektedir. H4 0 : Turizm işletmelerinin iş etiğine yönelik uygulamalarının öğrencilerin turizm işletmelerini tercihindeki önem düzeyi öğrencilerin öğrenim gördükleri sınıflara gore önemli bir farklılık göstermemektedir. 5. ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ 5.1. Verilerin Toplanması, Evren ve Örneklem Araştırmada veri toplama yöntemi olarak anket tekniğinden yararlanılmış olup, konuyla ilgili olarak hazırlanan anket, lisans düzeyinde Türkiye de turizm eğitimi verilmekte olan programlarda okuyan öğrencilere uygulanmıştır. Araştırmanın evreninin geniş olması, örneklem üzerinden çalışılmasını gerekli kılmıştır. Araştırmada; evren hacminin büyüklüğü (N> veya N<10.000), değişkenlerin türü (nitel veya nicel) ve güven düzeyinin (1-α) göz önünde bulundurulup bulundurulmayacağı gibi belirleyiciler dikkate alınarak örneklem belirlemede Özdamar, (2001) ın; n = s. Z / H önerdiği a formülünden yararlanılmıştır. Bu doğrultuda, Türkiye de lisans düzeyinde eğitim verilmekte olan bölümlerde toplam öğrenci sayısı olup (ÖSYM, 2009), bu sayı üzerinden yukarıda verilen formül doğrultusunda örneklem alınma yoluna gidilmiştir. Araştırmada küme ve tesadüfi örneklem yöntemleri kullanılarak veriler toplanmıştır. Bu doğrultuda Türkiye de lisans düzeyinde turizm eğitimi verilen programların bulunduğu bölgelerdeki okullar (en az bir okul olmak üzere) küme olarak ele alınmıştır. Söz konusu bu kümeler belirlenirken özellikle Türkiye nin coğrafi bölgelerinde turizm alanında eğitim verilen okul sayıları esas alınmış ve bölgelerdeki okul sayısına bağlı olarak bazı kümelerden birden fazla okul araştırma kapsamına dahil edilmiştir. Bu bilgiler dikkate alınarak bu araştırmada, evren ve örneklem ortalaması arasında izin verilebilir hata değeri (H) ±0.10 olarak alınmış ve yapılan analizler, anlamlılık düzeyi (α) 0.05 alınarak değerlendirilmiştir. Formüldeki parametrelerden standart sapma σ değeri ise; lisans düzeyinde turizm eğitimi almakta olan (Afyon Kocatepe Üniversitesi) 55 öğrenci üzerinde yapılan ön uygulama sonucu belirlenmiştir. Buna göre örneklem büyüklüğü; ve σ=1; H=0.10 ve α=0.05 anlamlılık düzeyine karşılık gelen teorik değer z 0.05=1.96 olarak alınmış ve yukarıda verilen formül aracılığı ile minimum örneklem genişliği; n=384 olarak hesap edilmiştir. Bu sonuçlar doğrultusunda araştırmada; hata payı, güvenirlik düzeyi ve geri dönmeyecek yada eksik kodlama vb. gibi değerlendirmeye alınmayacak derecede eksik ve hatalı veriler içeren anketlerin olabileceği ve aynı zamanda araştırmacıların hedef kitleye ulaşma olanakları da dikkate alınarak, örneklemin daha üst düzeyde evreni temsil edebilmesini sağlayabilmek için sınır değeri olan 384 sayısının üzerine çıkılmıştır. Bu doğrultuda, küme olarak belirlenen ve turizm alanında lisans düzeyinde 170

72 C.16, S.1 Turizm İşletmelerinin İş Etiğine Yönelik Uygulamalarının Çalışma eğitim vermekte olan 10 okul içerisinden (Afyon Kocatepe Üniversitesi, Akdeniz Üniversitesi, Balıkesir Üniversitesi, Düzce Üniversitesi,, Dokuz Eylül Üniversitesi, Gazi Üniversitesi, Gaziosman Paşa Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Nevşehir Üniversitesi, Sakarya Üniversitesi) tesadüfü olarak seçilen toplam 1100 öğrenciye anket uygulanmış, fakat yukarıda belirtilen nedenlerden dolayı (eksik kodlama vb.) 1088 anket değerlendirmeye alınmıştır. Araştırmada anket uygulanan öğrencilerin %42 si (n=457) kadın ve %58 i (n=631) erkek olup, %72.1 i (n=784) daha önce herhangi bir turizm işletmesinde çalışmış ve % 27,9 u ise (n=304) çalışmamıştır. Araştırmaya katılan öğrencilerin %37 4 ü birinci sınıfta, %27.3 ü ikinci sınıfta, %14.9 u üçüncü sınıfta ve %20.4 ü ise dördüncü sınıfta okumaktadırlar. Örneklem gruba uygulanan ankette, işletmelerin iş etiğiyle ilgili olarak uygulamalarının öğrencilerin söz konusu işletmeleri tercih etmelerinde ne kadar önemli olduğu sorgulanmıştır. Anket, daha önce konuyla ilgili yapılmış çalışmalardan (Beltrami vd., 1984; Whitney, 1989; Enghagen, 1990; Galbraith ve Stephenson, 1993; Cleek ve Leonard, 1998; Stevens ve Fleckenstein, 1999; Yüksel ve Tunç, 2001; Cohen vd., 2001; Sökmen ve Boylu, 2001; Bradburn, 2001; Kozak ve Karakaş, 2002; Sarıışık vd., 200; Pelit ve Güçer, 2007). yararlanmak suretiyle oluşturulmuş ve ayrıca anketin oluşturulma sürecinde konuyla ilgili çalışma yapmış akademisyen görüşlerine de başvurulmuştur. Buna ilave olarak ilgili anketin hedef kitleye uygulanmadan önce özellikle anlaşılırlık açısından bir grup turizm öğrencisine de (Afyon Kocatepe Üniversiteasi Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu nda okuyan 55 öğrenci) uygulanmış olup, anketin anlaşılırlığı konusundaki tereddütler de giderilmiştir. İlgili ankette, işletmelerdeki iş etiği uygulamalarının öğrencilerin söz konusu işletmeyi seçmelerinde/tercihlerinde önemli olup olmadığı sorgulanmıştır. Toplam 25 madde içeren anketteki ifadeler beşli Likert tipi ölçek ile derecelendirilmiştir Verilerin Analizi Araştrımada elde edilen verilerin analizinde, faktör, yüzde, frekans, bağımsız örnmeklemler için t testi, tek faktörlü varyans analizi (Anova) ve Tukey testi kullanılmıştır. Bu doğrultuda, araştırmadan elde edilen anket sonuçları öncelikle faktör analizine tabi tutulmuş ve kullanılan ankete ilişkin güvenirlik analizi de yapılmıştır (Tablo 1). Araştırmanın hipotezlerinin testinde, yüzde frekans, bağımsız örneklemler için t testi ve tek faktörlü varyans analizi (ANOVA) uygulanarak sonuçlar araştırmanın amacı doğrultusunda yorumlanarak öneriler geliştirilmiştir. Varyans analizi sonucunda farklılık bulunan grupların ikili karşılaştırılmasında çoklu karşılaştırma testlerinden Tukey testi kullanılmıştır. Verilerin analizinde kullanılan söz konusu bu parametrik testler, verilerin parametrik test koşulları olan; örneklemi oluşturan birimlerin evrenden yansız olarak seçilmesi, örneklem büyüklüğünün 10 dan az olmaması, varyansların homojen olması, verilerin nicel özellik taşıması ve normal dağılım göstermesi (Ural ve Kılıç, 2006: 201) gibi varsayımların sağlamasından dolayı tercih edilmiştir. Bununla birlikte, araştırmada uygulanan Kolmogorov-Smirnow testi 171

73 PELİT ASLANTÜRK 2011 sonucunda, her bir faktör veya boyutlara ilişkin değerlerin normal dağılım gösterdiği belirlenmiştir (p=0.123; p>0.05). 6. BULGULAR VE TARTIŞMA Katılımcılara uygulanan ankete ilişkin gerçekleştirilen faktör ve güvenirlik analizi sonuçları Tablo 1 de sunulmuştur. Araştırmada elde edilen verilerin, faktör analizi uygulamaya uygun olup olmadığı araştırılmış ve Kaiser-Meyer-Olkin (KMO) testi yapılmıştır. KMO bulunan değeri 1 e yaklaştıkça mükemmel, 0.50 nin altında ise kabul edilemez (0.90 larda mükemmel, 0.80 lerde çok iyi, 0.70 lerde iyi, 0.60 larda vasat ve 0.50 lerde kötü) olduğunu belirtmektedir. Araştırmadaki verilere ilişkin KMO değeri 0.73 Barlett s testi anlamlılık değeri de sig=0.000 olarak bulunmuştur. Bu iki sonuç verinin faktör analizi için uygun olduğunu göstermektedir. Faktör analizi sonucunda anketi oluşturan ifadeler üç faktör altında toplanmış olup, söz konusu bu üç faktör toplam varyansın % ü açıklamaktadır. Tablo 1 incelendiğinde, birinci faktörün öz değerinin ve varyansı açıklama oranının % olduğu görülmektedir. Söz konusu bu faktör altında daha çok işletmedeki çalışma koşulları ve çalışanların sosyal güvenlik hakları ile ilgili ifadeler yer aldığından bu faktör; çalışma koşulları ve sosyal haklar şeklinde adlandırılmıştır. Tablo 1: Faktör ve Güvenilirlik Analizi Sonuçları (n=) İfadeler Faktör1* Faktör 3* Faktör 2* İş kazalarına yönelik önlem alma faaliyetleri.572 Çalışanların sosyal güvenlik haklarının korunmasına yönelik.697 faaliyetleri Çalışanların özlük haklarının korunmasına yönelik faaliyetleri.667 Çalışanların sendikal faaliyetlere katılmalarına ilişkin.767 faaliyetleri Çalışanların özel hayatlarına müdahalede bulunulmamasına.464 yönelik faaliyetleri Çalışanlarla yöneticiler arasındaki iletişim biçiminin şeffaf.555 olmasına yönelik faaliyetleri Çalışanların performanslarını adil olarak değerlendirmesine.681 yönelik faaliyetleri Çalışanların görüşlerinin açıklanmasına fırsat vermesine.796 yönelik faaliyetleri Çalışanlara yönelik onur kırıcı davranışlara fırsat.665 vermemesine yönelik faaliyetleri Çalışanların sağlık sorunlarının çözümlenmesine yönelik.594 faaliyetleri Çalışanlara terfi konusunda sağlanan fırsatın adil olmasına.692 yönelik faaliyetleri Çalışanlar arasında eşit işe eşit ücret prensibine yönelik.623 faaliyetleri Cinsel taciz olaylarına fırsat vermemesine yönelik faaliyetleri.546 Psikolojik şiddet olaylarına fırsat vermemesine yönelik.589 faaliyetleri Çalışanların siyasal tercihlerine göre ayrımcılık.722 yapılmamasına yönelik faaliyetleri 172

74 C.16, S.1 Turizm İşletmelerinin İş Etiğine Yönelik Uygulamalarının Çalışma İfadeler Faktör1* Faktör 3* Faktör 2* Çalışanların dini tercihlerine göre ayrımcılık yapılmamasına.778 yönelik faaliyetleri Çalışanların ırklarına göre ayrımcılık yapılmamasına yönelik.808 faaliyetleri Çalışanların cinsiyetlerine göre ayrımcılık yapılmamasına.651 yönelik faaliyetleri Topluma yönelik sosyal sorumluluk faaliyetleri.635 Çevrenin korunmasına yönelik faaliyetleri.732 Kusurlu Ürün (mal ve hizmet) üretimi ve sunumuna meydan.694 vermemesine yönelik faaliyetleri Devlete karşı görevlerini (vergi. yasa-yönetmelikler vb.).716 yerine getirmesine yönelik faaliyetleri Rakipleriyle olan ilişkilerinde haksız rekabetten kaçınmaya.755 yönelik faaliyetleri Halka yönelik aldatıcı reklamlara yer vermemesine yönelik.730 faaliyetleri Hissedarlarına yönelik yükümlülüklerini yerine getirme.680 faaliyetleri Cronbach s Alpha Öz değer Varyans % Birikimli (Kümülatif) Varyans % *: 1.Faktör: Çalışma koşulları ve sosyal haklar, 2.Faktör: İlgili taraflara (paydaşlara) karşı sorumluluk 3.Faktör: Ayrımcılık Özdeğeri 1.894, varyansı açıklama oranı % olan ve ikinci faktör grubuna giren ifadeler daha çok işletmenin paydaşları (toplum, hissedarlar, devlet vb.) ile ilgili etik sorumluluklarla ilgili olduğu için bu faktör; ilgili taraflara karşı sorumluluklar olarak adlandırılmıştır. Üçüncü faktörün öz değeri ve varyansı açıklama oranı ise % olarak bulunmuş ve bu faktördeki ifadeler daha çok ayrımcılıkla (din, cinsiyet, milliyet vb.) ilgili ifadeleri kapsadığından; ayrımcılık şeklinde adlandırılmıştır. Tablo 2: Betimsel İstatistikler (Çalışma Koşulları) (n=1088) İfadeler f % f % f % f % f % s.d. İş kazalarına yönelik önlem alma faaliyetleri Çalışanların sosyal güvenlik haklarının korunmasına yönelik faaliyetleri Çalışanların özlük haklarının korunmasına yönelik faaliyetleri Çalışanların sendikal faaliyetlere katılmalarına ilişkin faaliyetleri Çalışanların özel hayatlarına müdahalede bulunulmamasına yönelik faaliyetleri Çalışanlarla yöneticiler arasındaki iletişim biçiminin şeffaf olmasına yönelik faaliyetleri 173

75 PELİT ASLANTÜRK İfadeler f % f % f % f % f % s.d. Çalışanların performanslarını adil olarak değerlendirmesine yönelik faaliyetleri Çalışanların görüşlerinin açıklanmasına fırsat vermesine yönelik faaliyetleri Çalışanlara yönelik onur kırıcı davranışlara fırsat vermemesine yönelik faaliyetleri Çalışanların sağlık sorunlarının çözümlenmesine yönelik faaliyetleri Çalışanlara terfi konusunda sağlanan fırsatın adil olmasına yönelik faaliyetleri Çalışanlar arasında eşit işe eşit ücret prensibine yönelik faaliyetleri Faktör (Boyuta) ilişkin aritmetik ortalama ve standart sapma değeri: : Hiç önemli değil, 2: Önemli değil, 3: Az önemli, 4, Çok önemli 5:Tamamen önemli Araştırmada kullanılan anketin güvenirlik düzeyine ilişkin Cronbach Alpha katsayıları, faktör bazında sırasıyla;.920,.890 ve.884 olup, ilgili sonuçlar anketin güvenirliği konusunda ipucu vermektedir. Çünkü, araştırmalarda Cronbach Alpha katsayısı kullanılarak temel alınan güvenirlik analizlerinde, söz konusu bu katsayıların, ölçek türünden türüne göre değişse de, sosyal bilimlerde 0,60 ın üzerinde olması, kullanılan ölçeğin güvenilirliğine ilişkin bir kanıt sayılmaktadır (Akgül ve Çevik, Morgan, 2004). Bu kapsamda, araştırmada kullanılan ölçeğin her bir boyutuna ilişkin güvenirlik katsayılarının;.884 ile.920 arasında olması ölçeğin güvenilir olduğu (Büyüköztürk, 2003; Sekaran, 2003; Şencan, 2005) şeklinde değerlendirilebilir. Tablo 2, Tablo 3 ve Tablo 4 de araştırmaya katılan turizm öğrencilerinin, ileride çalışmak için tercih edecekleri işletmelerin etik ilkelere yönelik uygulamalarının kendileri açısından ne derecede önemli olduğunu belirlemeye yönelik gerçekleştirilen anket çalışması sonuçlarına ilişkin betimsel istatistikler yer almaktadır. Buna gore, öğrencilere uygulanan ölçekte, işletmelerin etik uygulamalarıyla ilgili ilk boyutu oluşturan, çalışma koşulları ve sosyal haklar bağlamındaki işletme uygulamaları (Tablo 2), öğrenciler açısından işletmeyi çalışma yeri olarak seçmede önemli bulunmuştur. Nitekim Tablo 2 deki öğrenci görüşleri incelendiğinde, verilen tüm ifadelerdeki uygulamaların gerçekleşmesine ilişkin öğrencilerin belirttikleri önem düzeylerinin aritmetik ortalama aralıkları 4 ile 5 (çok önemli, tamamen önemli) arasındadır. Bu kapsamda bu sonuçları, araştırmaya katılan turizm öğrencilerinin, ileride muhtemel personeli olacakları işletmelerin çalışma koşulları ve çalışanların sosyal haklarının teslimi gibi konulardaki etik uygulamalarına, söz konusu bu işletmeleri tercih etmede önem verdikleri şeklinde yorumlamak mümkündür. 174

76 C.16, S.1 Turizm İşletmelerinin İş Etiğine Yönelik Uygulamalarının Çalışma Tablo 3: Betimsel İstatistikler (İlgili Taraflar) (n=1088) Hiç Önemli Çok Tamamen önemli Az önemli değil önemli önemli s.d. değil İfadeler f % f % f % f % f % Topluma yönelik sosyal sorumluluk faaliyetleri Çevrenin korunmasına yönelik faaliyetleri Kusurlu Ürün (mal ve hizmet) üretimi ve sunumuna meydan vermemesine yönelik faaliyetleri Devlete karşı görevlerini (vergi. yasa-yönetmelikler vb.) yerine getirmesine yönelik faaliyetleri Rakipleriyle olan ilişkilerinde haksız rekabetten kaçınmaya yönelik faaliyetleri Halka yönelik aldatıcı reklamlara yer vermemesine yönelik faaliyetleri Hissedarlarına yönelik yükümlülüklerini yerine getirme faaliyetleri Faktör (Boyuta) ilişkin aritmetik ortalama ve standart sapma değeri: Tablo 3 de yer alan, işletmelerin ilişki içerisinde olduğu kişi ve kuruluşlar ile çevreye karşı etik uygulamaları konusundaki ifadeler, turizm alanında eğitim almakta olan öğrencilerin ileride çalışma yeri olarak seçecekleri işletme tercihlerinde önemli bulunmuştur. İlgili tablodan da görüleceği üzere, söz konusu falliyetlere ilişkin verilen her bir ifadenin ortalaması 4 ün (çok önemli) üzerindedir. Ankete katılan öğrenciler, işletmelerin etik uygulamaları ile ilgili ayrımcılık boyutundaki ifadeleri de (Tablo 4) önemsediklerini belirtmişlerdir. Bu boyutta da öğrencilerin her bir ifadeye ilişkin görüşlerinin aritmetik ortalaması 4 (çok önemli) ile 5 (tamamen önemli) arasında gerçekleşmiştir. Bu doğrultuda işletmelerin, cinsiyet, din, dil, ırk, siyasal tercih gibi ayrımcılıkla ilgili uygulamaları, işletmeleri çalışma yeri seçmede öğrenciler tarafından çok önemli bulunmuştur. 175

77 PELİT ASLANTÜRK 2011 İfadeler Tablo 4: Betimsel İstatistikler (Ayrımcılık) (n=1088) Hiç önemli değil Önemli değil Az önemli Çok önemli Tamamen önemli f % f % f % F % f % Cinsel taciz olaylarına fırsat vermemesine yönelik faaliyetleri Psikolojik şiddet olaylarına fırsat vermemesine yönelik faaliyetleri Çalışanların siyasal tercihlerine göre ayrımcılık 28 yapılmamasına yönelik faaliyetleri Çalışanların dini tercihlerine göre ayrımcılık 20 yapılmamasına yönelik faaliyetleri Çalışanların ırklarına göre ayrımcılık yapılmamasına yönelik faaliyetleri Çalışanların cinsiyetlerine göre ayrımcılık yapılmamasına yönelik faaliyetleri Faktör (Boyuta) ilişkin aritmetik ortalama ve standart sapma değeri: Tablo 2, Tablo 3 ve Tablo 4 de, turizm alanında öğrenim görmekte olan öğrencilerin ileride çalışacakları turizm işletmelerinin etik ilke ve uygulamalara yönelik yaklaşımlarının, kendileri açısından çalışılacak işletme tercihinde ne kadar önemli olduğuna ilişkin sunulan görüşlerine ilişkin Tablo 1 deki belirlenen faktörlere gore her bir faktörün aritmetik genel ortalama ve satandart sapma değereri de sunulmuştur. Bu doğrultuda her bir faktöre ilişkin aritmetik ortalamalar incelendiğinde, 4.16 ile 4.41 aralığında olduğu, yani işletmelerde belirtilen hususlarda etik ilkelere uyulmasının öğrencilerin iş için işletmeyi tercihinde çok önemli ile tamamen önemli seçeneğinde yoğunlaştığı görülmektedir. Söz konusu bu bulgular doğrultusunda araştırmada H1 0 hipotezi reddedilmiştir. Özellikle öğrencilerin çalışacakları işletme tercihlerinde işletmelerin çalışma koşulları (4.41) ve ayrımcılıkla (4.41) ilgili uygulamalarının, işletmelerin paydaşlarına karşı etik uygulamalarından (4.16) daha fazla düzeyde önemsendiği ilgili faktörlere ilişkin hesaplanan aritmetik ortalamalardan anlaşılmaktadır. Tablo 5 de turizm işletmelerin iş etiğine yönelik uygulamalarının öğrencilerin turizm işletmelerini tercihindeki önem düzeylerinin öğrencilerin, cinsiyetleri, devam etmekte oldukları sınıflara ve sektör tecrübelerinin olup olmamasına göre karşılaştırılmasına ilişkin gerçekleştirilen t testi ve varyans (ANOVA) analizi sonuçları yer almaktadır. Buna göre, öğrencilerin çalışma yeri olarak seçecekleri işletmelerdeki koşullar ve haklar, ilgili taraflara karşı sorumluluklar ve sosyal haklar ile ayrımcılık boyutlarındaki algılamalarına ilişkin önem düzeyleri cinsiyetlere göre farklılıklar göstermektedir (p<.05). Bu durumda araştırmaya ilişkin H2 0 red edilmiştir. Söz konusu bu sonuçlara göre, gerek çalışma koşulları ve sosyal haklar gerekse ayrımcılık boyutlarında bayan öğrenciler turizm işletmelerinin iş etiğine yönelik uygulamalarını, çalışalıcak işletme tercihinde daha önemli bulmaktadırlar. s.d. 176

78 C.16, S.1 Turizm İşletmelerinin İş Etiğine Yönelik Uygulamalarının Çalışma Söz konusu bu durum özellikle, bayanların erkeklere oranla, duygusal ve kurallara uyan bir karekteri temsil etme ve etik duyarlılık noktasında daha fazla hassas olmalarından kaynaklanabilmektedir ki konuyla ilgili çalışmalarda da (Whipple ve Swords, 1992; Ford ve Richardson, 1994; Lane, 1995; Glover vd., 2002; Ay, 2003) benzer sonuçlara ulaşılmıştır. Faktörler (Boyutlar) Tablo 5. İş etiğine yönelik faktörlerin öğrencilerin bazı özelliklerine gore karşılaştırılması Değişkenler Cinsiyet Gruplar n C s.d. t/f p Çalışma koşullari ve Bayan haklar Erkek İlgili taraflara karşi Bayan sorumluluk Erkek Ayrımcılık Bayan Erkek Çalışma koşullari ve Var haklar Yok İlgili taraflara karşi Var sorumluluk Yok Ayrımcılık Var Yok sınıf a.52 Çalışma koşulları ve 2.sınıf b.68 haklar 3.sınıf c sınıf d.72 1.sınıf a.71 İlgili taraflara karşı 2.sınıf a.80 sorumluluk 3.sınıf b sınıf b.78 1.sınıf a.64 Ayrımcılık 2.sınıf b.72 3.sınıf c sınıf d.88 a,b,c,d: Tukey testi sonuçlarına gore farklı harfleri içeren gruplar arasındaki farklar önemlidir. Sektör tecrübesi Devam edilen sınıf Tablo 5 deki sonuçlara gore öğrencilerin sektör tecrübelerinin olup olmaması, işletmelerin iş etiğine yönelik uygulamalarının öğrencilerin turizm işletmelerini tercihindeki önem taşımakta ve genelde sektör tecrübesine sahip olmayan öğrenciler tarafından, işletmelerin tüm boyutlardaki etik uygulamaları, sektor tecrübesi olanlara gore daha yüksek gerçekleşmiştir (H3 0 red). Bu durum sektörde çalışan öğrencilerin, sektördeki mevcut uygulamaları görüp, özellikle işletme faaliyetlerinin yapılışına ilişkin alışkanlıklardan ve bu doğrultuda süreçteki aksaklıkları artık sorun olarak algılamama noktasına gelmekten kaynaklanabileceği gibi, özellikle bu husuları sorun olarak algılayıp işsiz kalma çekincesinden kaynaklanıyor olabilmektedir. Turizm işletmelerin iş etiğine yönelik uygulamalarının öğrencilerin turizm işletmelerini tercihindeki önem düzeyleri, öğrencilerin devam etmekte oldukları sınıflara göre de farklılaşmaktadır. Bu durumda araştırmada H4 0 red edilmiştir. Tablo 5 deki her bir gruba ait aritmetik ortalamadan da anlaşılacağı üzere, öğrencilerin sınıfları ilerledikçe, işletmelerin verilen tüm 177

79 PELİT ASLANTÜRK 2011 boyutlardaki etik uygulamalarının çalışılacak işletme tercihindeki öneminin azaldığı görülmektedir. Bu sonuç, öğrencilerin sektör tecrübelerininin olup olmadığıyla ilgili sonuçlarla da örtüşmektedir. Nitekim, öğrencilerin sınıfları ilerledikçe, turizm alanında eğitim aldıkları için genelde okul dışı zamanlarda ve tatillerde staj veya kendi imkanlarıyla çalışma olanakları arttığı için, sektördeki işletme uygulamalarını yerinde görmeleri ve bu hususu çok da önemsemenin, gelecekte iş bulma bakımından sorun yaratabileceği çekincesinden kaynaklanabilmektedir. 7. SONUÇ VE ÖNERİLER Mesleki eğitim almakta olan kişiler için, mezun olunca eğitim aldığı alandaki bir iş kolunda çalışma düşüncesi, gerek ilgili sektördeki kalifiye işgücünün kullanılması ve bu doğrultuda kalitenin artırılması, gerekse kaynakların etkin ve verimli kullanılması bakımından önemlidir. Bu kapsamda, gelecekte alanıyla ilgili bir işkolunda/işletmede çalışmak isteyen bir kişi de doğal olarak üyesi olacağı sektör/işletmedeki birtakım olanakların bulunmasını arzulamaktadır. Özellikle çalışma şartları, ayrımcılık, işletmelerin çevreye, topluma karşı duyarlılığı, ücret düzeyi sosyal güvenlik olanakları gibi uygulamaları, çalışılacak işletme tercihi açısından mesleki alanda eğitim almakta olan öğrenciler tarafından dikkate alınan faktörlerdendir. Bu çerçevede, turizm alanında faaliyette bulunan işletlemelerin, gerçekleştirdikleri faaliyetler kapsamındaki etik uygulamalarının, bu alanda eğitim almakta olan ve ileride bu sektörde çalışması muhtemel olan üniversite öğrencileri (lisans düzeyinde) açısından ne kadar önemli olduğunun araştırıldığı bu çalışma sonuçlarına göre, öğrenciler ileride çalışacakları işletmeleri tercih ederken etik uygulamalar kaspamındaki işletme uygulamalarını önemsediklerini, diğer bir anlatımla iş için bu işletmeleri seçmede dikkate alacaklarını belirtmişlerdir. Ayrıca söz konusu bu önem düzeyi öğrencilerin, cinsiyetleri, sektör tecrübelerinin olup olmama durumu ve devam etmekte oldukları sınıflara göre de farklılılar taşımaktadır. Bu doğrultuda bayan öğrenciler; işletmelerdeki etik uygulamaları ileride çalışılacak işletmeyi tercih ederken, erkek öğrencilere oranla daha fazla önemsemektedirler. Öğrencilerin, sınıfları ilerledikçe ve sektör tecrübesi kazandıkça çalışılacak işletme tercihinde işletmelerin etik uygulamalarını önemseme düzeyleri düşmektedir. Bu durum öğrencilerin, sınıflarının ilerlemesi veya staj olanaklarıyla işletmelerde çalışma deneyimi kazanmaları ve konuya ilişkin işletmelerdeki mevcut şartları yerinde görmelerinden dolayı bu hususu çok önemsemenin ileride iş seçeneklerini sınırlandırabileceğine ilişkin bir yaklaşım geliştirme ihtimallerinden kaynaklanabileceği gibi yine de daha sağlıklı yorum yapabilmek açısından bu konuya yönelik de araştırmaların yapılması önerilebilir. Gelecek yaşamını etkileyecek bir karar olan mesleğe başladığı işletmeyi seçmek, özellikle genç yaşta olan kişiler açısından karmaşık bir sorun grubunu oluşturmaktadır. Öyleki, bireyin gelecek tüm yaşamında etkili 178

80 C.16, S.1 Turizm İşletmelerinin İş Etiğine Yönelik Uygulamalarının Çalışma olacak bu kararında birçok baskın grup (okul, aile, kişilik, sosyal çevre vb) rol oynamakla birlikte, çalışılacak olan işletme koşulları da önemlidir. Nitekim bu çalışmada işletmelerin çalışma koşulları ve çalışanlara sosyal hakların teslimi, ayrımcılık ve ilgili taraflara karşiı etik uygulamaları da öğrencilerin çalışılacak işletme tercihinde önemli bir kriter olarak karşımıza çıkmıştır. Unutulmamalıdırki, üniversitelerin işletmecilik ile programları, işletmelerin profesyonel çalışan temin etme sürecinde öncelikle başvurdukları kurumlardır. Üniversite mezunları aynı zamanda işletmenin etik standartlarını geliştirilmesinde de önemli bir rol üstlenmektedirler (Sankaran ve Bui, 2003). Özellikle, hizmet üreten işletmelerin, yürüttüğü faaliyetler itibariyle etik ihlal ve sorunlarla sıklıkla karşılaşıldığı göz önüne alındığında (Whitney, 1990; Jazsay, 2002; Altuğ ve Güler, 2003) bu alanda faaliyet gösteren işletme yöneticileri, ileride eğitimli/kalifiye işgörenlerle çalışmak istiyorlarsa bu sonuçları dikkate almak durumundadırlar. Kişinin gelecek yaşamını etkileyecek bir karar olan mesleğe başladığı işletmeyi seçmede etkili olan diğer faktörlerin neler olduğunu belirlemeye ve söz konusu bu faktörler üzerinde araştırmalar yapılması gerek işletmelerin konuya ilişkin uygulamalarını gözden geçirmeleri ve muhtemel personel adaylarının beklentilerini karşılanmasına yönelik faaliyetlerinin geliştirilmesine, gerekse kaynakların etkin kullanılmasına katkı yapacağı muhakkaktır. Bu doğrultuda, sektörde faliyette bulunan işletme yöneticileri, işverenler ve konuyla ilgili meslek kuruluşları, gelecekte işletmelerinde çalışması muhtemel olan kişilerin beklentilerini dikkate almalı ve bu yönde çaba harcamalıdırlar. KAYNAKÇA 1. Airey, D. ve Frontistis, A. (1997). Attitudes to Careers in Tourism: An Anglo Greek Comparasion. Tourism Management, 18(3)pp Akgül, A. ve Çevik, O. (2003). İstatistiksel Analiz Teknikleri, "SPSS'te İşletme Yönetimi Uygulamaları". Ankara: Emek Ofset Ltd. Şti. 3. Aksu, A. ve Köksal, C.D. (2005). Perceptions and Attitudes of Tourism Students in Turkey. International Journal of Contemporary Hospitality Management, 17(5) pp Altuğ, N. ve Güler, E.G. (2003). Pazarlama Etiği: Hizmet Pazarlamasında Karşılaşılan Etik Sorunlar ve Malların Pazarlanmasından Farklılıkları, I.Türkiye Uluslararası İş ve Meslek Ahlakı Kongresi Bildirileri, Ankara: Hacettepe Üniversitesi İşletmecilik Meslek Etiği Uygulama ve Araştırma Merkezi, Eylül, ss Aşçıgil, S. (2001). İş Etiği: Eski Sorunlar. Yeni Kavramlar. Yeni Yaklaşımlar. Friedrich Ebetrt Stiftung Ekonomi Forumu. İstanbul: Çözüm Reklam. 179

81 PELİT ASLANTÜRK Ay, Ü. ve Erçen, Y. (2005). Öğrencilerin ve Yöneticilerin İşletme Sosyal Sorumluluğu ve Etik Yönetim Algılamaları, 2. Siyasette ve Yönetimde Etik Sempozyumu, Sakarya: Sakarya Üniversitesi İİBF Kasım.ss Barron, P.E., Maxwell, G.A., Broadbridge, A. and Ogden, S. (2007). The Experiences. Perceptions and Expectations of Careers in the Hospitality Industry: Views from Generation Y. The Journal of Hospitality and Tourism Management, 14(2), pp Barutçugil, İ. (2004). Stratejik İnsan Kaynakları Yönetimi. Kariyer Yayınları. İstanbul. 9. Baum, T. (2002). "Skills Training in the Hospitality Sector: A Review of Issues". Journal of Vocational Education & Training, 54(3), pp Beltrami, R.F., Peterson, R.A. and Kozmersky, G. (1984). Concerns of College Students Regarding Business Ethics. Joumal of Business Ethics, 3, pp Boella, M.J. (2000). Human Resource Management in the Hospitality Industry. Cheltenham, Stanley Thornes. 12. Bradburn, R. (2001). Understanding Business Ethics. Thomson Learning, New York. 13. Bratton, J. and Gold. J. (2000). Human Resource Management. Theory and Practice. Macmillan. 14. Brien, A. (2004). Do I want a Job in Hospitality? Only Till I Get a Real Job!. in: K.A. Smith and C. Schott. Editors. Proceedings of the New Zealand Tourism and Hospitality Research Conference. Wellington. NZ. 15. Büyüköztürk, Ş. (2003). Sosyal Bilimler İçin Veri Analizi El Kitabı. Ankara: PegemA Yayıncılık. 16. Cleek, M.A. and Leonard, S.L. (1998). Can Corporate Codes of Ethics Influence Behaviour?. Joumal of Business Ethics, 17(6), pp Cohen, J.R., Pant, L.W. and Sharp, D.J. (2001). An Examination of Differences in Ethical Decision-Making Between Canadian Business Students and Accounting Professionals. JoMwa/ of Business Ethics, 30(4), pp Ehtiyar, R. ve Üngören, E. (2008). Turizm Eğitimi Alan Öğrencilerin Umutsuzluk ve Kaygı Seviyeleri ile Eğitime Yönelik Tutumları Arasındaki İlişkinin Belirlenmesine Yönelik Bir Araştırma. Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 1(4), s Enghagen, L.K. (1990). Ethics in Hospitality/Tourism Education: A Survey. Hospitality Research Journal, 14(2), pp Fennel, D.A. and Malloy, D.C. (1999). Measuring the Ethical Nature of Tourism Operators. Annals of Tourism Research, 26(4), pp

82 C.16, S.1 Turizm İşletmelerinin İş Etiğine Yönelik Uygulamalarının Çalışma 21. Demir, Y. (2010). İş Etiği Kavramı ve İşletmeler Açısından Önemi paribus.tr.googlepages.com/y_demir2.doc (Erişim tarihi: ) 22. Ertuğrul, F. (2008). Paydaş Teorisi ve İşletmelerin Paydaşlarıyla İlişkilerinin Yönetimi, Erciyes Üniversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakültesi Dergisi, 31(2), ss Ferrel, O.C. and Fraedrich, J. (1991). Business Ethics. Ethical Decision Making and Cases. Houghton Mifflin Company. Boston. 24. Ferrell, O.C. and Friedrich J. (2005). Business Ethics. Boston. New York: Hougton Miffin Company, Fleckenstein, M. P. and Huebsch P. (1999). Ethics in Tourism- Reality or Hallucination Journal of Business Ethics, 19, pp Ford, R.C. and Richardson, W.D. (1994). Ethical decision-making: a review of the empirical literature. Journal of Business Ethics, 13, pp Frederick, W.C., Davis, K. and Post, J.E. (1988). Business and Society: Corporate Strategy. Public Policy Ethics. New York. McGraw-Hill Publishing Company. 28. Galbraith, S. and Stephenson, H.B. (1993). Decision Rules Used by Male and Female Business Students in Making Ethical Judgments: Another Look. Joumal of Business Ethics, 12, pp Goodwin, H. and Francis, J. (2003). Ethical and Responsible Tourism: Consumer Trends in the UK. Journal of Vacation Marketing, 9(3), pp Glover, S.H., Bumpus, M.A., Sharp, G.F. and Munchus, G.A. (2002). Gender differences in ethical decision making. Women in Management Review, 17(5), pp Hartley, R. (1993). Business Ethics Violations of the Public Trust. New York:Wiley. 32. Hatcher, T. (2004). Environmental Ethics As An Alternative For Evaluation Theory in For Profit Business Context. Evaluation and Program Planning, 27, pp Hosmer, L. R, (1994). Strategic Planning as if Ethics Mattered, Strategic Management Journal, 15, pp Howard, A. and Wilson, J. (1982). Leadership in a Declining Work Ethic. California Management Rewiev, 24(4), pp Hudson, S. (2007). To Go or Not To Go? Ethical Perspectives on Tourism in an Outpost of Tyranny. Journal of Business Ethics, 76, pp Jaszay, C. (2002). An Integrated Research Review of Ethics Articles in Hospitality Journals 1990 to Northern Arizona University. (Erişim Tarihi: ). 181

83 PELİT ASLANTÜRK Jenkins, A.K. (2001). Making a Career of it? Hospitality Students Future Perspectives: An Anglo-Dutch Study. International Journal of Contemporary Hospitality Management, 13(1), pp Joseph. J. (2000) National Business Ethics Survey. /2000 -national-business-ethics-surveynbes. (Erişim: ). 39. Kampaxi, O. (2008). Codes of Ethics in Tourism: Practice. Theory. Synthesis. Annals of Tourism Research, 35(2), pp Kline, R. (1998). Principles and practice of structural equation modeling. New York: Guilford Press. 41. Koonmee, K., Singhapakdi, A., Virakul, B. and Lee, D.J. (2010). Ethics Institutionalization. Quality of Work Life and Employee Job-Related Outcomes: A Survey of Human Resource Managers in Thailand. Journal of Business Research, 41, pp Kozak, M. ve Karakaş, G. (2003). Otel İşletmelerinde Çalışan Servis Personelinin Etik Davranışları Üzerine Bir Araştırma. Turizm Akademik Dergisi, 2, ss Kozak, M.A. ve Kızılırmak, İ. (2001). Türkiye de Meslek Yüksekokulu Turizm Otelcilik Programı Öğrencilerinin Turizm Sektörüne Yönelik Tutumlarının Demografik Değişkenlere Göre Değişimi: Anadolu. Akdeniz ve Karedeniz Teknik Üniversitesi Öğrencileri Üzerine Bir Uygulama. Anatolia Turizm Araştırmaları Dergisi, Bahar, ss Kuşluvan, S. and Kuşluvan, Z. (2000). Perceptions and Attitudes of Undergraduate Tourism Students Towards Working in the Tourism Industry in Turkey. Tourism Management, 21, pp Kwansa, F.A. and Farrar, A.L. (1992). A Conceptual Framework For Devoloping a Hospitality Educators Code of Ethics. Hospitality Research Journal, 15(3), pp Lansing, P. and Vries, P.D. (2007). Sustainable Tourism: Ethical Alternative or Marketing Ploy?. Journal of Business Ethics 72, pp Macbeth, J. (2005). Towards An Ethics Platform for Tourism. Annals of Tourism Research, 32(4), pp McNamara, C. (2005). Complete Guide to Ethics Management: An Ethics Toolkit for Managers. Files/ethicsmanage ment.pdf. (Erişim Tarihi: ) 49. Morgan, G. (2004). SPSS for Introductory Statistics: Use and Interpretation. U.S.A: Lawrence Erlbaum Associates. 50. ÖSYM. (2009) ÖSYM Yükseköğretim İstatistikler. Ankara. (Erişim: ). 51. Özdamar, K. (2001). Paket Programlar ve İstatistiksel Veri Analizi (Çok Değişkenli Analizler), (4. Baskı), Eskişehir: Kaan Yayınları. 182

84 C.16, S.1 Turizm İşletmelerinin İş Etiğine Yönelik Uygulamalarının Çalışma 52. Pardue, H. (2002). İnsan Kaynaklarına Farklı Bir Bakış; Etik Değerler. Human Resources. İnsan Kaynakları ve Yönetim Dergisi, 9, ss Pavesic, D. ve Breymer, R. (1990). Job Satisfaction: What is Happening to The Young Managers. Cornell Hotel and Restaurant Administration Quarterly, 31(1), pp Pearson, G. (1995). Integrity in Organizations: An Alternative Business Ethic. Singapore: McGraw-Hill Book Company. 55. Pelit, E. (2008). İşletmelerde İşgören Güçlendirmenin İşgörenlerin İşdoyumlarına Atkisi: Otel İşletmelerinde Bir Araştırma (Yayınlanmamış Doktora Tezi). Ankara: Gazi Üniğversitesi Eğitim Bilimler Enstitüsü. 56. Pelit, E. ve Güçer, E. (2007). İşletme Yöneticilerinin Çalışanlara Karşı Davranışlarının İş Etiği Kapsamında Değerlendirilmesine İlişkin Bir Araştırma. Seyahat ve Turizm Araştırmaları Dergisi, 1, ss Pizam, A. (1999). The State of Travel and Tourism Human Resources in Latin America. Tourism Management, 20(5), pp Richardson, S. (2009). Undergraduates Perceptions of Tourism and Hospitality as a Career Choice. International Journal of Hospitality Management, 28(3), pp Rimmington, M. (1999). Vocational Education: Challenges for Hospitality Management in the New Millennium. International Journal of Contemporary Hospitality Management, 11(4), pp Sekeran, U. (2003). Research Methods for Business, New York: John Wiley. 61. Sarıışık. M., Akova, O. ve Çontu, M. (2006). Otel Yöneticilerinin Etik Politika ve Yöntemlere Yaklaşımları Üzerine Amprik Bir Araştırma. Anatolia Turizm Araştırmaları Dergisi, 17(1), ss Sankaran, S. and Tung, B. (2003). Relationship between Student Characteristics and Ethics: Implications for Educators. Journal of Instructional Psychology, 30(3), pp Saylı, H., Ağca, V., Kızıldağ, D. Ve Uğurlu Y. (2009). Etik, Kurumsal İtibar ve Kurumsal Performans İlişkisinin Belirlemeye Yönelik 500 İşletme İçinde Yapılmış Bir Araştırma, Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 14(2), s s Schwepker, C.H. (2001). Ethical Climate s Relationship to Job Satisfaction. Organizational Commitment and Turnover Intention in the Salesforce. Journal of Business Research, 54, pp Singapakdi A., Rao, C.P. and Vitell, S.C. (1996). Ethical Decison Making: An Investigation of Services Marketing Professionals. Journal of Business Ethics, 15, pp

85 PELİT ASLANTÜRK Sökmen, A. ve Boylu, Y. (2001). Otel İşletmeleri Yöneticileri Açısından Etik Kavramı ve Uygulamaları: Ankara 'da Amprik Bir Araştırma. Gazi Üniversitesi Ticaret ve Turizm Eğitim Fakültesi Dergisi, 3(5). ss Stevens, B. (2001). Hospitality Ethics: Responses from Human Resource Directors and Students to Seven Ethical Scenarios. Journal of Business Ethics, 30, pp Stevens, B. and Fleckenstein, A. (1999). Comparative Ethics: How Students and Human-resources Directors React to Real-life Situations. Cornell Hotel and Restaurant Administration Quarterly, 40(2), pp Şencan, H. (2005). Sosyal ve Davranışsal Ölçümlerde Güvenirlik ve Geçerlik. Ankara: Seçkin Yayıncılık. 70. Telman, C. (2000). Başarıya Giden Yolda Meslek Seçimi. İstanbul: Epsilon Yayınları. 71. Travino, L. and Nelson, K. (2004). Managing Business Ethics. New York: Wiley. 72. Uçkun, G., Latif, H., Uçkun, S. ve Pelit, E. (2004). Otel Organizasyonundaki İşlerin Yaratıcı ve Tutucu Kişilik Boyutunda Değerlendirilmesine İlişkin Bir Uygulama, Dumlupınar üniversitesi, Sosyal Bilimler Dergisi, 10, ss Weeden, C. (2001). Ethical Tourism: An Opportunity for Competitive Advantage. Journal of Vacation Marketing, 8(2), pp Whitney, D.L. (1989). The Ethical Orientations of Hotel Managers and Hospitality Students: Imphcations for Industry. Education. and Youthful Careers. Hospitality Education and Research Journal, 13(3), pp Whitney, D.L. (1990). Ethics in the Hospitality Industry: With A Focus Hotel Managers. International Journal of Hospitality Management, 9(1), pp Whipple, T.W. and Swords, D.F. (1992). Business ethics judgment: a crosscultural comparison. Journal of Business Ethics, 11, pp Yüksel, Ö. ve Tunç, A. (2001). Turizm İşletmeleri Yöneticilerinin İş Etiğine Yaklaşımları (Ankara İlinde Uygulamalı Bir Araştırma). Gazi Üniversitesi Ticaret ve Turizm Eğitim Fakültesi Dergisi, 3(5) ss:

86 TURİZMDE GELİŞME VE ETİK SORUNLARI: ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA Araş. Gör. Alper ASLAN Dokuz Eylül Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Doç. Dr. Metin KOZAK Muğla Üniversitesi, Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu ÖZET Turizm endüstrisinin daha etik bir platforma taşınması gerektiği belirtilmektedir. Gelecekte bu sektörde aktif bir şekilde görev alacak günümüzün turizm bölümü öğrencilerinin çalışma yaşamlarında karşılaşabilecekleri durumlara ilişkin etik değerlendirmelerini belirlemeye amaçlayan bu araştırma, öğrencilerin karşılaşabilecekleri durumları dört senaryo altında incelemektedir: turizm doğal çevre ilişkisi, turizm sosyo-kültürel çevre ilişkisi, turizm pazarlaması ve turizm endüstrisinde çalışan ilişkileri ile ilgilidir. Turizm öğrencileri ile diğer bölüm öğrencilerinin ilgili senaryoları değerlendirme farkını ortaya koymak için, turizm eğitimi gören ve görmeyen öğrencilerden 420 adet kullanılabilir anket elde edilmiştir. İki öğrenci grubunun karşılaştırılması sonucunda, tek fark turizmin sosyo-kültürel değerlerini konu edinen senaryoda ortaya çıkmıştır. ABSTRACT There is a consensus that the tourism industry should be carried to a more ethical platform. In this direction, this study aimed to determine the ethical jugdments of students registered with the depatment of tourism at a public university, who are potential employees of the tourism industry, about the situations they may encounter with. The situations that students might face were investigated under four scenarios: the relation of tourism with the natural environment; with the socio-cultural environment; tourism marketing, and the employee relationships in the tourism industry. 420 usable questionnaires were obtained from students both registered in a tourism department and other several departments to explore if any differences exist between these two groups. The only difference was emerged for the scenario of the relationship between tourism and socio-cultural environment. The study also provides both theoretical and practical implications. GİRİŞ 2004 yılında, uluslararası turizm hareketlerine katılan 763 milyon kişi ziyaret ettikleri ülkelerde en az bir geceleme yapmışlardır. Bu sayının, 2020 yılında 1,5 milyarı geçeceği tahmin edilmektedir (WTO, 2005). Turizm, kitlesel nitelik kazanması ile bazı olumsuz çevresel, sosyo-kültürel ve ekonomik etkilerini de beraberinde getirmektedir (Wheeler, 2003; Sharpley, 2002; Pforr, 2001; Mowforth ve Munt, 1998). Bu gibi etkiler özellikle gelişmekte olan ülkelerde kolayca görülebilmektedir (Mason, 2004:27 28). Turizm hareketlerinin belirli yerlerde yoğunlaşması olumsuz çevresel ve sosyokültürel yıkımlara neden olabilmektedir (Coccossis, 1996). Yapılan bazı araştırmalarda, turizmin uluslararası güçlü kuruluşlardan (tur operatörleri, zincir oteller vb.) bağımsız bir 49

87 ekonomik gelişmeyi sağlayamadığı da dile getirilmektedir (Hitchcock, 1997). Turizmden elde edilen gelirin büyük bir bölümünün yurt dışına sızdığı, kalanının ise adaletli bir şekilde paylaşılmadığı (Liu, 2003), yerel halkın ise sadece maddi olarak değil, aynı zamanda kültür ve kaynak bakımından da yoksullaştıkları yönünde önemli ipuçları bulunmaktadır (Cleverdon ve Kalisch, 2000). Tüm bu olumsuzluklardan dolayı, Dünya genelinde, ekonomik amaçlar için turizm gelişmesinin özendirilmesi kuşkuyla karşılanmaya ve sorgulanmaya başlanmıştır. Turizmin çevre ile daha uyumlu olması, yerel halkın sosyo-kültürel değerlerine saygı duyması, elde edilen gelirlerin yerel halk tarafından paylaşılması için, yeni çözüm yolları aranmakta (Gunn ve Var, 2002: 97), çeşitli platformlarda daha sürdürülebilir turizm şekilleri alternatif olarak ortaya sürülmektedir. Sürdürülebilir bir turizm gelişmesi doğal çevre ile uyumlu, yerel halkın sosyo-kültürel değerlerine önem veren ve turizm gelirlerinin yerel halk tarafından da adaletli bir şekilde paylaşılmasını amaçlamaktadır (Mowforth ve Munt, 1998). Sürdürülebilir turizmin sağlanmasında turizmdeki tüm tarafların (Turistler, karar alıcılar, turizm işletmeleri, turizm çalışanları, yerel halk) birtakım etik sorumlulukları olmaktadır (Fennell ve Przeclawski, 2003). Bu gelişmeler yönünde, turizm araştırmacılarının etik ve turizmi birbirleri ile bağdaştırmaya başladıkları görülmektedir (Fennell, 2000). Bunun sonucunda da son yıllarda özellikle kitle turizmin üçüncü dünya ülkelerindeki etiği konusundaki çalışmalarda (Singh vd., 2003; D sa, 1999; Fennell, 1999; Lea, 1993) bir artış gözlemlenmektedir. Bununla birlikte, alan yazında yapılan diğer bazı çalışmalar şunlardır. Örneğin: Wheeler (1995), turizm pazarlamasında etik; Walle, (1995) ve Yaman, (2003) turizm eğitiminde etik; Malloy ve Fennell, (1998) turizmde etik ilkeleri; Holden, (2005) turizmde çevresel etik; Fennell, (2000), Fennell ve Przeclawski, (2003) turizm etik modellerini; Ross, (2004a, 2004b), turizm öğrencilerinin etik değerlerini incelemişlerdir. Bu derece önemli olan bir endüstri için, gelecekte turizm politikalarına yön verecek, turizm eğitimi alan gençlerinin, mesleki yaşamlarında karşılaşabilecekleri etik konulara yaklaşımlarının belirlenmesini amaçlayan araştırmanın ilk kısmında genel anlamıyla etik ve etik teorilerinden bahsedilmiş, daha sonra da turizm endüstrisinde etik, turizm işletmeleri 50 açısından değerlendirilmiştir. Araştırmanın son kısmında ise, turizm işletmelerinin etik konusunda karşılaşabilecekleri konular dört senaryo altında ele alınmıştır. İki grup öğrencinin etik algılamaları arasında herhangi bir fark olup olmadığının belirlenmesi için anket, turizm eğitimi alan ve almayan öğrencilere ayrı ayrı uygulanmıştır. ETİK KAVRAMI Bir görüşe göre etik, doğru ve yanlışın ahlaki ilkeler ve değerler doğrultusunda düşünülmesidir (Angelo ve Vladamir, 1991). Diğer bir görüşe göre de etik; doğru ve yanlışın, iyi ve kötünün, erdem ve erdemsizliğin sistematik olarak incelendiği bir disiplindir (Brinkmann, 2002:159). Etik kavramı; iyi ile kötünün, doğru ile yanlışın arasında fark olduğunu, bu farklılıkları ayırt ederek, elimizden gelenin en iyisini ve her zaman doğru olanı yapmamız gerektiğini ifade eder (Barnett ve Cameron). Etik yazınında, deontoloji ve teleoloji olmak üzere, iki ekole odaklanma eğilimi görülmektedir. Buna karşın, davranışlarımızın etik değerlendirilmesinin tam olarak anlaşılabilmesi için, diğer ekolleri de bilmek gerektiği düşüncesinden, etik ile ilgili beş ekol aşağıda kısaca açıklanmaktadır (Fennell ve Malloy, 1999: ). Deontoloji Deontolojiye göre, insanların yapmak zorunda oldukları bazı görevleri olmalıdır (Reidenbach ve Robin, 1990). Deontolojik değerlendirme, bir eylemin kendi içindeki etiğine bakar. Karşıt teori olan teleoloji gibi, eylemin sonucuna bakmaz (Cole vd., 2000). Deontolojide, eylemin ortaya çıkardığı sonuç ikinci planda olup (Malloy ve Fennel, 1998), eylemin kendisinin doğru olup olmadığı önemlidir. Deontolojiye göre, borçlarımızı ödememiz, çocuklarımıza bakmamız, gerçekleri yansıtmamız bizim görevlerimizdir. Çünkü bunlar, yapılması doğru olan uygulamalar arasında yer alır (Reidenbach ve Robin, 1990:651). Bu nedenle, etik olan bir eylem, farklı kültürler için de etik olacaktır. Örneğin; Belize de ekoturizm ile ilgilenen bir tur operatörü için etik olan bir davranış, aynı şekilde Meksika da kitle turizmi ile uğraşan başka bir tur operatörü için de etik olacaktır (Fennel ve Malloy, 1999:930). Adalet Teorisi Aristoteles, eşit olanların eşit şekilde, eşit olmayanların da eşit olmayan bir şekilde ele

88 alınması gerektiğini vurgulayan temel adalet ilkesini geliştirmiştir. Bu temel adalet ilkesi, eşitliğin nasıl belirleneceğini açıklamamıştır. Bununla birlikte, filozoflar, insanların ya da performanslarının eşit olmadıkları zaman, adalet dağıtımında kişinin gereksinimi, kişisel çabası, toplumsal çabası gibi bazı ilkelere başvurulması gerektiğini belirtirler. Bu ilkelere eklemeler yapılabileceği de belirtilmektedir (Reidenbach ve Robin, 1990:650). Bu bağlamda, adalet dağıtımının kişisel çabası ile ilgili ilke göz önüne alındığında; hassas bir dengeye sahip bir turizm bölgesinin turizme açılması, yerel topluma katkı sağlayan bir tur operatörü tarafından gerçekleştirildiğinde etik, yerel topluma katkı sağlamayan bir tur operatörü tarafından gerçekleştirildiğinde ise etik değildir şeklinde değerlendirilebilecektir. Adalet teorisi, deontolojik düşünceyle bağdaşmakla birlikte, genel anlamda kuralcıdır (Fennel ve Malloy, 1999:930). Görecelik (Rölativizm) Göreceliğin temel noktası, tüm normatif düşüncelerin bireyin ya da kültürün bir işlevi olduğu ile ilgilidir. Bu nedenle, herkes için geçerli olabilecek hiç bir evrensel etik kuralı yoktur (Reidenbach ve Robin, 1990:651). Bir yerde doğru olan bir şey, başka bir yerde yanlış olabilir. Çünkü bir eylemin doğru olup olmadığı ile ilgili tek etik standart eylemin görüldüğü topluluğun ahlak sistemidir (Shaw, 2001). Göreceliğe göre, Belize deki tur operatörü için etik olan bir davranış, başka bir ülkedeki tur operatörü hatta Belize deki diğer tur operatörleri için etik olmayabilir. Teleolojik Teoriler: Hazcılık ve Faydacılık Teleolojik teoriler; bir eylemin etik olup olmadığını, eylemin sonucuna göre değerlendirirler. Modern felsefede, genellikle tartışılan iki teleolojik teori, eylemlerin sonuçlarının sadece bireyler üzerindeki mi, yoksa toplum üzerindeki sonuçları mı değerlendirilmelidir? sorusuyla açıklanabilir. Bu soruya birey yanıtını veren etik teori hazcılıktır. Soruyu, toplum şeklinde yanıtlayan teori ise faydacılıktır (Reidenbach ve Robin, 1990:652). Deontolojinin karşıtı olan teleoloji, eylemlerin sonuçlarıyla ilgilenir. Eylemin sonucunda, bireyler ya da toplumlar fayda sağlıyorlarsa, eylem etiktir. Eylemin nasıl gerçekleştirildiği, ikinci plandadır (Fennel ve Malloy, 1999). Bu bağlamda, av turizmine katılan turistlerin hazcı olduklarını söylemek mümkündür. Çünkü bu turistler için avlanmak, 51 hayvanların öldürülmesine karşın, kendilerine haz vermektedir. Faydacı turistler ise, kültürel ya da ekoturizmi diğer turizm türlerine göre daha fazla tercih edeceklerdir (Fennel ve Malloy, 1999). TURİZM ENDÜSTRİSİNDE ETİK Turizm disiplinler arası bir konu olarak, birçok toplum ve doğa bilimi ile yakın bir ilişki içindedir. Turizmde, birçok konu ve sorun etik uygulamalar ile ilgilidir (Payne ve Dimanche, 1996). Turizm endüstrisinde farklı çıkarlar peşinde koşan birçok taraf bulunmaktadır. Turizmin sosyo-kültürel, ekonomik ve çevresel boyutları birçok karmaşık etkiye neden olabilmektedir. Tüm bu özel durumlar, turizmin etik olarak incelenmesini gerekli kılmaktadır (Fennell ve Przeclawski, 2003). Bu derece hassas dengelere sahip turizm endüstrisine, küresel bir yaklaşımla yön verecek ve işleyişini sağlayacak olan Küresel Etik İlkelerinin (Global Code of Ethics) ilk adımları Türkiye de atılmıştır yılında, İstanbul da yapılan Dünya Turizm Örgütü genel kurulunda, etik ilkelerin hazırlaması için bir komite oluşturulmuştur yılında, turizm etik ilkeleri hazırlanmış ve 24 Eylül 1 Ekim 1999 tarihlerinde Şili nin Santiago şehrinde yapılan toplantıda küresel etik ilkeleri onaylanmıştır (Ülger, 2004:85). Toplam on maddeden oluşan Küresel Turizm Etik İlkeler i kısaca şu konulara değinmiştir (Global Code of Ethics for Tourism. Erişim: ). Birinci maddede, turizmin insanlar ve toplumlar arasındaki karşılıklı anlayışa olan katkısı; ikinci maddede turizmin bireysel ve kolektif bir tatmin aracı olmasının önemi; üçüncü maddede, turizmde sürdürülebilirliğin önemi; dördüncü maddede, turizmin kültürel mirası koruması gerektiği; beşinci maddede, turizmin yerel toplumlara ekonomik, sosyo-kültürel faydalar sağlaması gerektiği; altıncı maddede, yatırımcıların/işletmelerin turizm gelişmesi ile ilgili yükümlülükleri; yedinci maddede, herkesin turizm etkinliklerine katılma hakkı; sekizinci maddede, turistik hareket özgürlüğü; dokuzuncu maddede, turizm çalışanları ve girişimcilerin hakları üzerinde durulmuştur. Onuncu maddede ise, bu belirtilen dokuz maddenin uygulanması gerektiği belirtilmiştir.

89 Küresel turizm etik ilkelerinin, onuncu maddesi, belirtilen dokuz maddenin uygulanması ile ilgilidir. Bu maddelerden, yedinci ve sekizinci maddeler daha çok turist - devlet ilişkileri ile ilgilidir. Geriye kalan yedi madde ise, ana hatlarıyla turizm endüstrisinin/işletmelerinin dört unsur ile olan ilişkisini şekillendirmeye çalışmaktadır. Bunlar, turizm işletmeleri doğal çevre ilişkisi, turizm işletmeleri yerel toplum/kültür ilişkisi, turizm işletmeleri turist ilişkisi (turizm pazarlaması) ve turizm işletmeleri turizm endüstrisinde çalışanlar ilişkisidir. Turizm endüstrisinin/işletmelerinin bu dört konuya etik yaklaşmaları gerektiği daha önceden, Payne ve Dimance (1996) tarafından da kaleme alınmıştır. Turizm endüstrisinde; doğal çevreye, sosyokültürel çevreye, turistlere ve çalışanlara etik olarak yaklaşılmalıdır (Payne ve Dimanche, 1996). Aslında, turizm endüstrisinin bu dört unsur ile olan ilişkisinin, turizmin gelişmesi ve ekonomik katkılar sağlaması ile bağlantılı olduğu da söylenebilir. Bu dört unsura yönelik davranışlar etik olmadığında, turizmin sürdürülebilirliğinden ve ekonomik faydasından söz edilemeyecektir. Bu bağlamda da, çalışmanın başında belirtilen, gelişmekte olan ülkelerin ekonomik olarak kitle turizmden tam olarak faydalanamamalarının nedeni de kitle turizminin bu dört temel unsur ile olan zayıf ilişkisi gösterilebilir. ARAŞTIRMA YÖNTEMİ Yukarıda sözü edilen dört ilişki üzerine kurulan bu araştırmada, Reidenbach ve Robin (1988, 1990) tarafından geliştirilen ve Fennel ve Malloy (1999) tarafından turizm işletmelerine uyarlanan Çok Boyutlu Etik Ölçeği inden (Multidimensional Ethics Scale) yararlanılmıştır. Fennel ve Malloy (1990) un turizm işletmeleri için uyarladıkları ölçekte üç senaryo bulunmaktadır. Bu senaryolardan birincisi, turizm işletmeleri ile turist ilişkilerinin (turizm pazarlaması); ikincisi, turizm işletmeleri ile yerel toplum ilişkilerinin, (sosyo-kültürel ilişkiler); üçüncü ise, turizm işletmeleri ile doğal çevre ilişkilerinin etik boyutlarını değerlendirmeye yöneliktir. Bu çalışmada, araştırmacılar söz konusu üç senaryodan turizm işletmelerinin doğal çevre ve sosyo-kültürel ilişkilerini değerlendirmeye yönelik olanlarını olduğu gibi kullanırken, turizm işletmeleri ile turist ilişkilerini değerlendiren senaryoda ise küçük çaplı değişiklik yapmışlardır. Ayrıca araştırmacılar, kişisel gözlemler ve daha önceki 52 yıllarda yapılan araştırma sonuçları ışığında, turizm endüstrisinin bir sorunu haline gelen, turizm işletmeleri ile turizm endüstrisinde çalışanlar arasındaki ilişkilerinin değerlendirilmesi amacıyla dördüncü bir senaryo oluşturmuşlardır. Küçük bir öğrenci grubu üzerinde test edildikten sonra senaryolara son hali verilmiştir. Her bir senaryoda yer alan ve etik açısından değerlendirilmesi istenen davranışlar aşağıda kısaca açıklanmaktadır. SENARYO I Uluslararası bir tatil merkezi geliştirme firması, daha önce yüksek ölçüde/oranda turistik gelişmeyle karşılaşmamış azgelişmiş küçük bir ada ülkesinde, büyük bir tatil bölgesi oluşturmuştur. Turizm bölgesinin gelişimdeki şartlardan birisi; tatil bölgesinin, adanın diğer yerlerinde yaşayan ve çalışan yerli halkın yaşam tarzlarına olumsuz bir etkide bulunmasına ve adanın beklenen şekilde hızla gelişmesine izin vermemektir. Başlangıçtaki kontrollere karşın, özellikle incik boncuk ve hatıra eşyalarının satıldığı yerel pazarlarda olmak üzere, adanın tümünde, turistler ile yerel halk arasında büyük oranda temas söz konusudur. Tatil bölgesinin yöneticisi, durumun farkında olmasına karşın, hem olumlu hem de olumsuz sonuçlar doğuran bu gidişi (turistler ile yerel halk arasındaki artan temas) yavaşlatmak için hiçbir şey yapmamıştır. Bu durumda yöneticinin davranışı tartışmaya açılmıştır. SENARYO II Kendi topraklarında, olağanüstü güzellikteki koruma altındaki dağlık alanını işleten bir toplumsal kuruluşun, dağlık alanı korumak ve alana kabul edilebilir ölçüde ziyaretçi gelişine izin vermek gibi iki görevi söz konusudur. Son yıllarda, topluluk alanlarına olan ziyaretçilerin artışını görmektedirler. Koruma altındaki dağlık alana ulaşımdaki ana sorunlardan birisi, yolun uzun, engebeli ve toprak kaplama olmasıdır. Bunun için de, kuruluş alana daha iyi ulaşım sağlamak için alana giden yola kaldırım döşemeyi planlamakta ve gelecek yıllar için bu hassas ekosistemdeki turizm faaliyetlerinin büyük oranda artmasını beklemektedir. Şu anda bile alanın çok fazla kalabalık olduğuna dair endişesinin olmasına karşın kuruluş, artan turizm ile sağlanacak ekonomik yararın; patikalar, araçgereçler, çalışanlar ve turistler için tüm şartların kalitesinin yükseltilmesi konusunda daha fazla para sağlayacağını inanmaktadır. Kuruluş, planını (kaldırım döşeyerek, ziyaretçi sayısını arttırmak

90 ve daha fazla para kazanmak) uygulama kararı almıştır. Bu durumda; kuruluşun davranışı tartışmaya açılmıştır. SENARYO III A otel işletmesi, 2005 sezonu hazırlıkları kapsamında yeni bir ekip kurmayı planlamaktadır. Temel öncelik, departman yöneticilerini ve personelini yeniden gözden geçirmektir. Bu amaçla, her bir departman için gazeteye ilan verilmiştir. Önbüro Departmanı için toplam 15 aday başvuruda bulunmuştur. Bunların içerisinde değişik otel işletmelerinde deneyim sahibi adaylar bulunmaktadır. En göze çarpan iki adaydan birisi (X), başka bir şehirden başvuruda bulunmuş olup, mesleğinde yükselmek için oldukça isteklidir. Diğeri de (Y), yine otelcilik deneyimine sahip olup, işinde başarılıdır ve yükselme eğilimindedir. Karar verme aşamasında, başka bir otel işletmesinde yönetici olan Z araya girerek yakın akrabası olan Y nin işe alınmasını ister. Ön büro Müdürü, kararını Y den yana verir. Otelin genel müdürü, durumun farkında olmasına karşın, sessiz kalmayı tercih etmiştir. Bu durumda; yöneticinin davranışı tartışmaya açılmıştır. SENARYO IV X öğrencisi yaz dönemini değerlendirme amacıyla Y bölgesinde faaliyet gösteren Z işletmesine başvurmuş; yapılan değerlendirmeler sonucunda X öğrencisi işe kabul edilmiştir. X öğrencisinin görevi, yoldan geçen müşterilere yaklaşarak onları işletmeye çekmek ve bu şekilde satış gelirlerini arttırmaya katkıda bulunmaktır. X öğrencisi, ilk 2-3 hafta içinde fazla bir performans gösterememiş ve işletmeye fazla müşteri çekememiştir. Bunu gören işletme sahibi, bu kişiyi teşvik etmek amacıyla bir öneride bulunmuştur. Buna göre, yoldan çağırdığı müşterilerin işletmede alışveriş yapmaları durumunda kendisine satış üzerinden %10 komisyon verilecektir. X öğrencisi, bu fırsattan yararlanabilmek için yoldan geçen her müşteriyi ikna etme konusunda çaba harcayarak ve abartılı bilgi vererek aylık kazancını arttırmakla birlikte, diğer yandan da bu durumdan rahatsız olan müşterilerden gelen şikâyetler giderek artmaktadır. İşletme sahibi, durumun farkında olmasına karşın, uygulamayı iptal etmek için hiçbir şey yapmamıştır. Bu durumda; işletme sahibinin davranışı tartışmaya açılmıştır. Öğrencilerden, her bir senaryonun altında belirtilen davranışı, Tablo 1 de yer alan yedi ölçek doğrultusunda değerlendirmeleri istenmiştir. Fennel ve Malloy (1999) un çalışmalarında, her senaryonun altında, sekiz ölçek yer almaktadır. Bu çalışmada, sekiz ölçekten altısı olduğu gibi kullanılmıştır. Bu ölçek maddelerinden, dürüsttür dürüst değildir ve adildir adil değildir ölçekleri adalet teorisini ifade etmektedir (Reidenbach ve Robin, 1990: 645). Ahlaki olarak doğrudur ahlaki olarak doğru değildir ölçeği ise deontolojik teoriyi ifade etmektedir (Reidenbach ve Robin, 1990; 645). Geleneksel olarak kabul edilebilir geleneksel olarak kabul edilemez ile kültürel olarak kabul edilebilir kültürel olarak kabul edilemez ise görecelik teorisini ifade etmektedir (s. 646). Reidenbach ve Robin, 1990 in deontolojik teorisini ifade eden orijinal iki ölçeği, Türkçe ye çevrilmelerinde anlam karmaşasına yol açtıklarından dolayı, araştırmacılar bu iki ölçeği kullanmamışlardır. Bu iki ölçeğin yerine, başka bir ülkede kabul edilebilir başka bir ülkede kabul edilemez ölçeğinin kullanılmasının uygun olacağı düşünülmüştür. Araştırmacılar tarafından konulan ölçeğin, görecelik teorisine ait olduğu açıktır. Özetle her bir senaryonun altındaki yedi ölçekten ikisi adalet teorisi, biri deontolojik teori, dördü ise görecelik teorisi ile ilgilidir. Tablo 1. Kullanılan Ölçek Dürüsttür Dürüst değildir Adildir Adil değildir Ahlaki olarak doğrudur Ahlaki olarak doğru değildir Ailem tarafından kabul edilebilir Ailem tarafından kabul edilemez Geleneksel olarak kabul edilebilir Geleneksel olarak kabul edilemez Kültürel olarak kabul edilebilir Kültürel olarak kabul edilemez Başka bir ülkede kabul edilebilir Başka bir ülkede kabul edilemez 53

91 Turizm işletmelerinin turistler (turizm pazarlaması), yerel toplum (sosyo-kültürel ilişkiler), doğal çevre ve çalışanlar ile olan ilişkilerinin turizm eğitimi alan öğrenciler tarafından etik olarak nasıl değerlendirildiklerinin belirlenmesi için, yukarıda belirtilen araştırmalardan yararlanarak oluşturulan anket, Muğla Üniversitesi Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu nda öğrenim gören öğrencilerin yanı sıra Sosyoloji, Eğitim Bilimleri ve İşletme gibi diğer bazı bölümlerde öğrenim gören öğrencilere de uygulanmıştır. Araştırmada örneklem miktarının belirlenmesinde herhangi bir yöntem kullanılmamış olup, amaç veri analizi için gerekli olan anket sayısını olabildiğince arttırmak olmuştur. Anket, araştırmacılar tarafından, öğrencilerin toplu halde sınıfta oldukları sırada, derslerin ilk 20 dakikasında ilgili öğretim elemanından izin alınarak uygulanmıştır. İlk beş dakikada, araştırmanın amacı, kim tarafından yürütüldüğü ve anketin nasıl doldurulacağı konusunda açıklamalarda bulunulmuş, her bir senaryonun altındaki yedi ölçek arasındaki yedi sayının ne anlama geldiği şu şekilde bildirilmiştir. Örneğin, dürüsttür dürüst değildir ölçeği için seçeneklerin dağılımı tamamen dürüsttür (1), dürüsttür (2), kısmen dürüsttür (3), ne dürüsttür ne dürüst değildir (4), kısmen dürüst değildir (5), dürüst değildir (6), hiç dürüst değildir (7) şeklindedir. Benzer uygulama, diğer ölçekler için de geçerlidir. BULGULARIN DEĞERLENDİRİLMESİ Araştırma sonucunda, toplam 420 adet kullanılabilir anket toplanmıştır. Değerlendirme kapsamına alınan katılımcıların genel profilleri Tablo 2 de gösterilmektedir. Katılımcıların çoğunluğu yaş grubunda yer almakta olup, erkektir. Turizm ve otelcilik liseleri dışında kalan diğer liselerden mezun olanların payı oldukça yüksektir (%80). Katılımcıların yaklaşık %60 ı turizm endüstrisinde daha önce hiç çalışmazken, %22,3 ü 1 3 sezon arası, %17,1 i ise dört ve üzeri sezon mesleki deneyime sahiptirler. Katılımcıların yarıdan biraz fazlası (%53) üniversitenin bir turizm bölümünde, kalan kısmı da diğer bölümlerde öğrenim görmektedirler. Katılımcıların yaklaşık yarısı hazırlık sınıfında öğrenim görmekte iken, yaklaşık 1/3 lük kısmı da üçüncü ve dördüncü sınıfta öğrenimlerine devam etmektedir. Ailelerin gelir durumuna bakıldığında ise, yarıdan fazlasının alt gelir grubunda yer aldığını söylemek gerekir ( YTL arası). Her bir senaryoda yer alan soruların aynı grup içinde yer alıp almayacağı konusunun test edilmesi için faktör analizi yapılmıştır. Beklendiği gibi, değişkenlerin toplam dört faktör başlığı altında yer aldığı görülmektedir (bkz. Tablo 4). Her bir değişken ile her bir faktör grubuna ait aritmetik ortalama değerleri Tablo 3 de gösterilmektedir. Etik bakımından faktörlerin sıralamasına bakıldığında, turizmin doğal çevre üzerindeki etkilerini konu edinen senaryonun etik algılamasının en yüksek olduğu, bunu turizmin sosyo-kültürel çevre üzerindeki etkisi, turizm pazarlaması, insan kaynakları yönetimi ile ilgili senaryoların izlediği görülmektedir. Buradan yola çıkarak, katılımcıların turizmin ana çekicilik kaynakları olan doğal çevre ve sosyokültürel değerlerin bilinçsizce kullanılmasının, uzun dönemde bu kaynakların yok olmasına yol açabileceğini düşündükleri, ancak turizm endüstrisinin bu olumsuzluktan zarar görebileceği konusunda pek bilinçli olmadıkları sonucuna ulaşılabilir. Kültürel değişim sonucu, kültürün ticarileşmesi ve hassas çevresel dengelerdeki alanların yok olmaları, uzun dönemde kısa dönemde elde edilen kazançları yok edecektir. Bu bağlamda da, turizmde sürdürülebilirlik ilkesinin öğrenciler tarafından tam olarak benimsenmediği sonucuna varılabilir. Tablo 2. Katılımcıların Profili Değişkenler Dağılım n Yüzde ,9 Yaş , ,5 Toplam Erkek Cinsiyet Kadın ,1 Toplam

92 Değişkenler Dağılım n Yüzde Turizm lisesi 85 20,6 Mezun olunan lise Diğer liseler ,4 Toplam Hiç çalışmayanlar ,6 Çalışılan sezon sayısı 1 3 sezon 93 22, ,1 Toplam Turizm ,4 Bölüm Diğer bölümler ,6 Toplam Hazırlık ,5 Birinci sınıf 24 5,9 Sınıf İkinci sınıf 51 12,4 Üçüncü sınıf ,7 Dördüncü sınıf 10 2,5 Toplam , ,9 Gelir , Toplam Soru formunda yer alan değişkenlerin güvenilirlik derecesi.82 olarak hesaplanmış olup, kaynaklara göre geçerli bir orandır (Hair vd., 1998) Tablo 3. Değişkenlerin Güvenilirlik Analizi Değişken Ortalama Standart sapma Faktör I: Çevre 4.03 Alpha değeri Dürüsttür-dürüst değildir Adildir-Adil değildir Ahlaki olarak doğrudur-ahlaki olarak doğru değildir Ailem tarafından kabul edilebilir-ailem tarafından kabul edilemez Geleneksel olarak kabul edilebilir-geleneksel olarak kabul edilemez Kültürel olarak kabul edilebilir-kültürel olarak kabul edilemez Başka bir ülkede kabul edilebilir-başka bir ülkede kabul edilemez Faktör II: İnsan kaynakları yönetimi Dürüsttür-dürüst değildir Adildir-Adil değildir Ahlaki olarak doğrudur-ahlaki olarak doğru değildir Ailem tarafından kabul edilebilir-ailem tarafından kabul edilemez

93 Değişken Ortalama Standart sapma Geleneksel olarak kabul edilebilir-geleneksel olarak kabul edilemez Alpha değeri Kültürel olarak kabul edilebilir-kültürel olarak kabul edilemez Başka bir ülkede kabul edilebilir-başka bir ülkede kabul edilemez Faktör III: Pazarlama Dürüsttür-dürüst değildir Adildir-Adil değildir Ahlaki olarak doğrudur-ahlaki olarak doğru değildir Ailem tarafından kabul edilebilir-ailem tarafından kabul edilemez Geleneksel olarak kabul edilebilir-geleneksel olarak kabul edilemez Kültürel olarak kabul edilebilir-kültürel olarak kabul edilemez Başka bir ülkede kabul edilebilir-başka bir ülkede kabul edilemez Faktör IV: Sosyo-kültürel Dürüsttür-dürüst değildir Adildir-Adil değildir Ahlaki olarak doğrudur-ahlaki olarak doğru değildir Ailem tarafından kabul edilebilir-ailem tarafından kabul edilemez Geleneksel olarak kabul edilebilir-geleneksel olarak kabul edilemez Kültürel olarak kabul edilebilir-kültürel olarak kabul edilemez Başka bir ülkede kabul edilebilir-başka bir ülkede kabul edilemez Turizm işletmeleri ile çalışanları arasındaki ilişkileri konu edinen senaryo, turizm işletmelerinin işe alım süreçlerinden bir örnek olayla ilgilidir. Bu senaryoda, otel işletmesi, iki adaydan belki de hak edeni işe almıştır. Çünkü bu iki aday arasında önemli bir fark belirtilmemiştir. Kaldı ki, işe alınan aday için deneyimli, başarılı ve yükselme eğiliminde olduğundan bahsedilmekle birlikte, bu kişinin akraba yoluyla işe alınması etik bulunmamıştır. Öğrenciler bu senaryoda belki de, duygudaşlık (empati) yaparak, kendilerini işe alınmayan aday yerine koymuş olabilirler. Kendilerinin de benzer bir olayla karşılaşabileceği düşüncesi, öğrencilerin bu davranışı etik olmaz şeklinde değerlendirmeleri sonucunu doğurmuş olabileceği de göz ardı edilmemelidir. Son senaryo ise turizm işletmelerinin turistler ile olan ilişkisini konu edinmektedir. Burada, çalışan kendi ekonomik kazancı için turistlere abartılı bilgiler vermekte ve daha fazla turist çekmektedir, dolayısıyla bu durumdan işletme de kazanç sağlamaktadır. Bu durumda ise, işletme sahibinin olayı durdurmaması genel olarak etik olmadığı şeklinde değerlendirilmiştir. Öğrencilerin çoğunluğunun gelir durumu iyi olmasa da, ilgili senaryoda çalışanın abartılı bilgiler vererek para kazanmasına işletme sahibinin göz yummasını, 56

94 etik olmayan bir davranış olarak değerlendirmeleri sevindiricidir. Önemli olan, ileride turizm endüstrisinde görev alacak Tablo 4. Faktör Analizi Sonuçları Faktörler Faktör I: Doğal çevre (Senaryo 2) Ahlaki olarak doğrudur-ahlaki olarak doğru değildir Adildir-Adil değildir Ailem tarafından kabul edilebilir-ailem tarafından kabul edilemez Kültürel olarak kabul edilebilir-kültürel olarak kabul edilemez Dürüsttür-dürüst değildir Geleneksel olarak kabul edilebilir-geleneksel olarak kabuledilemez Başka bir ülkede kabul edilebilir-başka bir ülkede kabul edilemez Faktör II: İnsan Kaynakları Yönetimi (Senaryo 3) Adildir-Adil değildir Ahlaki olarak doğrudur-ahlaki olarak doğru değildir Dürüsttür-dürüst değildir Ailem tarafından kabul edilebilir-ailem tarafından kabul edilemez Kültürel olarak kabul edilebilir-kültürel olarak kabul edilemez Geleneksel olarak kabul edilebilir-geleneksel olarak kabul edilemez Başka bir ülkede kabul edilebilir-başka bir ülkede kabul edilemez Faktör III: Turizm pazarlaması (Senaryo 4) Ailem tarafından kabul edilebilir-ailem tarafından kabul edilemez Ahlaki olarak doğrudur-ahlaki olarak doğru değildir Kültürel olarak kabul edilebilir-kültürel olarak kabul edilemez Dürüsttür-dürüst değildir Adildir-Adil değildir Geleneksel olarak kabul edilebilir-geleneksel olarak kabul edilemez Başka bir ülkede kabul edilebilir-başka bir ülkede kabul edilemez Faktör IV: Sosyo-kültürel (Senaryo 1) Ahlaki olarak doğrudur-ahlaki olarak doğru değildir Adildir-Adil değildir Ailem tarafından kabul edilebilir-ailem tarafından kabul edilemez Dürüsttür-dürüst değildir Geleneksel olarak kabul edilebilir-geleneksel olarak kabul edilemez Kültürel olarak kabul edilebilir-kültürel olarak kabul edilemez Başka bir ülkede kabul edilebilir-başka bir ülkede kabul edilemez öğrencilerin, bu uygulama ile ilgili olarak düşüncelerini - kısa dönemli kazançları dikkate almayarak - ortaya koyabilmeleridir. Faktör Yükleme Değerleri

95 Sonuçta her senaryoda bir ikilem söz konusudur. İlk iki senaryoda, turizm endüstrisinin doğal çevreye ve yerel halkın sosyo-kültürel değerlerine zarar vermesine karşın, topluma ekonomik kazanç sağlaması, bu senaryoların diğerlerine göre daha etik değerlendirilmesi sonucunu doğurmuştur. Buradan da, öğrencilerin etik olmayarak geliştirilen turizmin uzun dönemde bu kaynaklara vereceği olumsuz etkiler konusunda pek bilinçli olmadıkları sonucuna varılabilinir. Son iki senaryonun ise, diğerlerine göre daha az etik olarak değerlendirilmeleri, bu senaryolarda turizmin barındırdığı ikilemin topluma yarar sağlamamasıdır. Son iki senaryoda, bireyler etik olmayan davranışlardan yarar sağlamaktadırlar. Aslında bu ölçeklerde teleolojik düşüncelerle ilgili değerlendirmeler yer almasa da, çıkan sonuçlardan, öğrencilerin; davranışları etik olarak değerlendirirlerken, davranışların sonuçlarını göz önüne aldıklarının ve hazcıdan (bireye yarar) çok, faydacı (topluma yarar) olduklarının da bir göstergesidir. Tablo 5 den de görüleceği gibi, turizm bölümü öğrencileriyle, diğer bölüm öğrencileri arasındaki anlamlı tek fark sosyo-kültürel faktörde ortaya çıkmıştır. Bu senaryoyu, diğer bölüm öğrencileri, turizm öğrencilerine göre, daha az etik bulmuşlardır. Doğal çevre, insan kaynakları ve turizm pazarlaması senaryoları için, iki grup öğrencileri arasında herhangi bir fark belirmemiştir. Turizmin sosyo-kültürel ilişkileri, kendine özgü yapısından dolayı, diğer endüstrilerde aynı şekilde ortaya çıkmayabilir. Turizm, sosyo-kültürel kaynaklara büyük oranda bağımlıdır ve turizmin gelişebilmesini bu kaynaklar belirler. Turizm öğrencilerinin turizmin olumsuz sosyo-kültürel etkilerine karşı, diğer öğrencilere göre, daha duyarlı olmamalarının nedeni, turizm öğrencilerinin, algıda seçicilik yaparak, turizmin olumlu etkilerini göz önüne alarak ilgili senaryoyu değerlendirmeleri gösterilebilir. Teorilere göre bir değerlendirme yapıldığında ise, ahlaki doğruluğu içeren deontolojik teorinin en yüksek ortalama puanla ilk sırada yer alırken, bunu dürüstlüğü ve adil olmayı işaret eden adalet teorisi ile kültürel ve geleneksel kabul edilebilirliği gösteren görecelik teorisinin izlediği görülmektedir (Tablo 6). Buradan, öğrencilerin dürüstlük ve adil davranma konusundaki bağlılıklarının geleneksel kültürel yapıya bağlılıklarından çok daha güçlü olduğunu söylemek mümkündür. Örneğin; işe almada yapılan haksız bir davranış geleneksel olarak olumlu görülebilirken, kişiler bunun dürüst ve adil bir davranış olmayacağını düşünebilirler. Diğer yandan, turizm gelişmesinin sosyo-kültürel ve doğal çevreye etkileri ile ilgili etik algılamaların bütün teoriler için oldukça düşük çıkması, insanların bu konularda göreceli olarak daha duyarsız olduklarını göstermektedir Tablo 7 den görüleceği üzere, yapılan analiz sonucunda gelir bağımsız değişkeni ile ilgili senaryolar arasında herhangi bir ilişki ortaya çıkmamıştır. Bu durumda, öğrenci ailelerinin gelir durumunun, senaryolar arasında ortaya çıkabilecek farkları açıklamada etkili bir değişken olmadığı söylenebilir Tablo 5. Bölümlere Göre Karşılaştırma Faktörler Bölümlere Göre Karşılaştırma Turizm Öğrencileri Diğer Bölüm Öğrencileri t değeri Anlamlılık Düzeyi Çevre İnsan kaynakları yönetimi Turizm pazarlaması Sosyo-kültürel

96 Tablo 6. Teorilere Göre Karşılaştırma Teori Senaryo 1 Senaryo 2 Senaryo 3 Senaryo 4 Adalet teorisi Dürüst olmak -Adil olmak Deontolojik teori Ahlaki olarak doğruluk Rölativizm teorisi -Ailem tarafından kabul edilebilirlik -Geleneksel olarak kabul edilebilirlik -Kültürel olarak kabul edilebilirlik -Başka bir ülkede kabul edilebilirlik Tablo 7. Gelir İle Faktörler Arasındaki İlişki Faktörler F değeri Anlamlılık Düzeyi Çevre İnsan kaynakları yönetimi Turizm pazarlaması Sosyo kültürel Tablo 8: Turizm Sektöründe Çalışanlar ile Çalışmayanlar Arasındaki Fark Faktörler Turizm sezonunda çalışıp çalışmamaya göre karşılaştırma t değeri Anlamlılık Düzeyi Turizm çalışmayanlar sektöründe Turizm çalışanlar sektöründe Çevre İnsan kaynakları yönetimi Turizm pazarlaması Sosyo-kültürel

97 Ek olarak, Tablo 8 da gösterildiği gibi, turizm sektöründe daha önce deneyimi olanlar ile olmayan öğrenciler arasında yapılan analizde, tek farkın insan kaynakları ile ilgili senaryoda ortaya çıktığı görülmektedir. Bu senaryoyu, turizm sektöründe çalışmayan öğrenciler, çalışanlara göre, daha az etik değerlendirmişlerdir. Bunun nedeni ise, sektör deneyimi sahibi öğrencilerin senaryoda belirtilen benzer durum ile karşılaşmış olabilmelerinin ilgili senaryodaki davranışı daha olağan görmelerine yol açması olabilir. SONUÇ VE ÖNERİLER Araştırmadaki öğrencilerin, çevre ve sosyo-kültürel ilişkileri konu edinen senaryoları, pazarlama ve çalışan ilişkilerini konu edinen senaryolara göre daha etik değerlendirmeleri, çevre ve sosyo-kültürel ilişkileri konu edinen senaryolardaki davranışların aynı zamanda topluma da yarar sağlamaları olabilir. Daha az etik bulunan senaryolar ise, bireylere fayda sağlamaktadır. Bu bağlamda da, kişiler etik değerlendirmelerinde, uygulamaların bireyden çok topluma yarar sağlamasını göz önüne almaktadırlar. Yalnız bu durumu, kişilerin faydayı sağlayanın kendileri olması durumunda, farklı değerlendirilebilecekleri de unutulmamalıdır. Turizm biliminin daha sürdürülebilir ve etik bir platforma taşınabilmesi gerekmektedir (Macbeth, 2005). Bu yönde de öğrencilerin, mesleki yaşamlarında etik olmayan uygulamalarının sonuçlarını tecrübe edinmeden etik konulara daha duyarlı yaklaşabilmeleri için, turizm okullarında verilen eğitim çok önemlidir. Bu bağlamda da, turizm öğrencilerinin, mesleki yaşantılarında karşılaşacakları ikilemlerin çözümünde, mantıklı ve etik bir şekilde davranmalarının sağlanması yolunda eğitimciler tarafından gerekli bilgi, beceri, güven ve saygı ile donatılmaları gerektiği önerilmektedir (Ross, 2004a). Bu bağlamda öncelikli olarak turizm öğrencilerinin sektörde karşılaşabilecekleri etik ikilemleri nasıl değerlendirdiklerinin bilinmesi gerekmektedir. Bunu amaçlayan bu araştırmanın sadece bir üniversitede yapılmış olması, bir kısıtlama olmakla birlikte, gelecek benzer araştırmalar, diğer üniversite öğrencilerine de uygulanabilecektir. Ayrıca, turizm bölümü öğrencileri ile farklı bölümdeki öğrencilerin karşılaştırılmasında farklı bölümler birleştirilerek diğer bölümler olarak ele alınmıştır, gelecek araştırmalarda bölümlerler arası daha sağlıklı karşılaştırmaların yapılabilmesi için, spesifik bölümler seçilebilecek ve bunlar ile turizm bölümü öğrencileri arasında birebir karşılaştırmalar yapılabilecektir. Örneğin, işletme bölümü öğrencileri - turizm bölümü öğrencileri; ya da teknik bölüm öğrencileri - turizm bölümü öğrencileri gibi. 60 Son olarak, araştırma bulgularının sektöre dönük yararları konusunda bazı açıklamalarda bulunmak yerinde olacaktır. Turizm endüstrisinin etik ilkelere bağlı olarak yönetilmesi, turizmden elde edilecek tüm faydaları maksimize edecektir. Etik ilkeler doğrultusunda yönetilmemesi durumunda ise, turizmin oluşabilmesi için gerekli olan doğal kaynaklar, kültürel değerler zarar görecektir. Bu kaynakların değerini kaybetmesi ise, bir turistik bölgenin çekiciliğini azaltacak, dolayısıyla turistler bölgeye gelmeyecektir. Turistlere yalan yanlış bilgilerin verilmesi turistlerin tatminsizliklerine neden olacaktır. Benzer şekilde, çalışanlara etik davranılmaması sonucunda çalışanlar da turistlere etik davranmayacaklar ve sonucunda yine turistler tatmin olamayacaklardır. Buradan da, etik olmayan turizm uygulamalarının zincirleme etkiler yaparak, turizm endüstrisine zarar vereceği unutulmamalıdır. KAYNAKÇA Angelo, R. M. ve Vladamir A. N. (1991): Hospitality Today-An Introduction, Educational Institute of the American Hotel and Motel Association. Barnett, C. ve Cameron, D. Ethics and the Hospitality Industry-Towards A Model for Creating an Ethical Culture within a Hospitality Organisation. Yayınlanmamış Çalışma. Brinkmann, J. (2002): Business and Marketing Ethics: Concepts, Approaches and Typologies, Journal of Business Ethics, Cilt 41, Sayı 1/2, ss Cleverdon, R. ve Kalisch, A. (2000). Fair Trade in Tourism, International Journal of Tourism Research, Cilt 2, Sayı 3, ss Coccossis, H. (1996): Sustainable tourism? European experience (İçinde). Priestley, G. K. ve Edwards, J. A. (Der.) Tourism and Sustainability: Perspectives and Implications. Guildford UK, CAB International. Cole, D.; Sing, M.J. ve Bird, M.M. (2000): How Do Managers Make Teleological Evaluations in Ethical Dilemmas? Testing Part of and Extending The Hunt-Vitell Model, Journal of Business Ethics, Cilt, 26, Sayı 3, ss D sa, Eddie (1999): Wanted:Tourists with a Social Conscience, International Journal of Contemporary Hospitality Management, Cilt 11, Sayı. (2/3). Fennell, David A. (1999): Ecotourism: An Introduction. London, UK: Routledge. Fennell, D. A. (2000): Tourism and Applied Ethics, Tourism Recreation Research, Cilt 25, Sayı 1, ss

98 Fennel, A. ve Malloy, D. C. (1999): Measuring the Ethical Nature of Tourism Operators, Annals of Tourism Research, Cilt 26, Sayı (4), ss Fennell, D. A. ve Przeclawski, K. (2003): Generating Goodwill in Tourism Through Ethical Stakeholder Interactions. (İçinde) D.J. Singh ve R.K.S. Timothy Tourism and Host Communities (Der.) ss Dowling: Cabi Publishing. Gunn, Clare A. ve Var, Turgut (2002) Tourism Planning: Basics, Concepts, Cases, New York and London, Routledge. Global Code of Ethics for Tourism. Erişim: Hitchcock, Robert K. (1997): Cultural, Economic, and Environmental Impacts of Tourism Among Kalahari Bushmen. (Der.) Erve Chambers. Tourism and Culture: An Applied Perspective, New York, State University of New York Press. Holden, A. (2005): Tourism CPRS and Environmental Ethics, Annals of Tourism Research, Cilt 32, Sayı 3, ss Lea, J.P. (1993): Tourism Development Ethics in the Third World, Annals of Tourism Research, Cilt 20, ss Liu, Z. (2003): Sustainable Tourism Development: a Critique, Journal of Sustainable Tourism, Cilt 11, Sayı 6, ss Macbeth, J. (2005): Towards an Ethics Platform for Tourism, Annals of Tourism Research, Cilt 32, Sayı 4, ss Malloy, D. C. ve Fennell D. A.. (1998): Code of Ethics and Tourism: an Exploratory Content Analysis, Tourism Management, Cilt 19, Sayı 5, ss Mason, Peter (2004): Tourism Impacts, Planning and Managemnet, Oxford, Elsevier-Butterworth- Heinemann. Mowforth, Martin ve Munt, Ian (1998): Tourism and Sustainability, London, Routledge. Payne, D. ve Dimanche, F. (1996). An ethics model. Journal of Business Ethics, 15 (9), ss Pforr, C. (2001): Concepts of Sustainable Development, Sustainable Tourism, and Ecotourism: Definitions, Principles, and Linkages, Scandinavian Journal of Hospitality and Tourism, Cilt 1, Sayı 1, ss Reidenbach R. E. ve Robin, D. P. (1988): Some Initial Steps toward Improving the Measurement of Ethical Evaluations of Marketing Activities, Journal of Business Ethics, Cilt 7, Sayı 11, ss Reidenbach R. E. ve Robin, D. P. (1990): Toward the Development of a Multidimensional Scale for Improving Evaluations of Business Ethics, Journal of Business Ethics, Cilt 9, Sayı 8, ss Ross, G. (2004a): Ethics, Motivation and Rainforest Tourguide Business Interest, Tourism Recreation Research, Cilt 29, Sayı 1, ss Ross, G. (2004b): Ethics, Trust and Expectations Regarding the Treatment of Disabled Staff within a Tourism/Hosptality Industry Context, Hospitality Management, Cilt 23, ss Sharpley, R. (2002): The Consumption of Tourism. Tourism and Development: Concepts and Issues. Richard Sharpley and David J. Telfer (Der) ss Clevedon, Cahnnel View Publications. Shaw, W. H. (2001): Relativism and Objectivity in Ethics. (der.). Geirsson, H. ve Hamgren M. R. Ethical Theory A Concise Anthology, Broadview Pres, Mississauga Canada. Sing, S; Timothy, D.J. and Dowling R.K. (2003): Tourism and Destination Communities. Tourism and Host Communities. Sing, S; Timothy, D.J. ve Dowling R.K. (Der.) Cambridge, Cabi Publishing. Ülger, G. (2004): Turizm sektöründe Standard Oluşturma Çabaları ve Küresel Turizmde Etik İlkeleri, Standard, Cilt 43, Sayı 514, ss Walle, A.H. (1995): Business Ethics and Tourism: from Micro to Macro Perspectives, Tourism Management, Cilt 16, Sayı 4, Wheeler, Brian (2003): Alternative tourism a Deceptive Ploy. (İçinde) Chris Cooper; Michael Hall ve Dallen Timothy. (Der) Classic Reviews In Tourism ( ) Clevedon, Channel View Publications. Wheeler, M. (1995): Tourism Marketing Ethics: An Introduction, International Marketing Review, Cilt 12, Sayı 4, ss WTO (2005). Tourism Highlights: 2005 edition. http//: Erişim: Yaman, H. R. (2003): Skinner s Naturalism as a Paradigm for teaching Business Ethics: a Discuss from Tourism, Teaching Business Ethics, Cilt 7, Sayı 2, ss

99 T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI ARAŞTIRMA VE EĞİTİM GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TURİZMDE GLOBAL ETİK İLKELERİN İŞ ETİĞİ AÇISINDAN İNCELENMESİ UZMANLIK TEZİ Semih Sait YILMAZ EKİM 2010 ANKARA

100

101 T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI ARAŞTIRMA VE EĞİTİM GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TURİZMDE GLOBAL ETİK İLKELERİN İŞ ETİĞİ AÇISINDAN İNCELENMESİ UZMANLIK TEZİ Semih Sait YILMAZ Tez Danışmanı Bakanlık Müşaviri Dr. Şeyda ODABAŞI EKİM 2010 ANKARA

102

103 Semih Sait YILMAZ tarafından hazırlanan TURİZMDE GLOBAL ETİK İLKELERİN İŞ ETİĞİ AÇISINDAN İNCELENMESİ adlı bu tezin Uzmanlık Tezi olarak uygun olduğunu onaylarım. Dr. Şeyda ODABAŞI (Danışman) Bu çalışma, jürimiz tarafından oy birliği / oy çokluğu ile Kültür ve Turizm Uzmanı Tezi olarak kabul edilmiştir. Adı ve Soyadı İmzası Başkan :... Üye :... Üye :... Üye :... Üye :... Tarih :.../ /2010 Bu tez, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür ve Turizm Uzman Yardımcılarının Uzmanlık Tezlerini Hazırlarken Uyacakları Yazım Kuralları Yönergesiyle belirlenen tez yazım kurallarına uygundur.

104 KÜLTÜR VE TURİZM UZMANLIK TEZİNİN ÇOĞALTILMASI VE YAYIMI İÇİN İZİN BELGESİ Tezi Hazırlayanın Adı Soyadı : Semih Sait YILMAZ Tez Konusu : Turizmde Global Etik İlkelerin İş Etiği Açısından İncelenmesi Tez Danışmanı :Dr. Şeyda ODABAŞI Kültür ve Turizm Uzmanlık Tez çalışmamın, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yayımlanarak Milli Kütüphane ve İhtisas Kütüphanesinde her türlü elektronik formatta arşivlenmesini ve kullanıma sunulmasını kabul ediyorum.../10/2010

105 SINAV YETERLİK KOMİSYONUNA BEYAN Bu belge ile bu uzmanlık tezindeki bütün bilgilerin akademik kurallara ve etik davranış ilkelerine uygun olarak toplayıp sunduğumu; ayrıca, bu kural ve ilkelerin gereği olarak, çalışmada bana ait olmayan tüm veri, düşünce ve sonuçları andığımı ve kaynağını gösterdiğimi beyan ederim../10/2010 Semih Sait YILMAZ Kültür ve Turizm Uzman Yardımcısı

106 ÖNSÖZ Turizm, müşterilerinin çoğu zaman üretim süreçlerine dahil oldukları deneyimsel ürünler sunan, bireyler arası etkileşimin üst düzeyde olduğu, dinamik fakat dış etkenlere karşı dayanıksız hizmet sektörlerinin karmaşık bir bileşimidir. Etkinlik alanlarının genişliği ve çeşitliliği, etkilerinin ekonomik, sosyokültürel ve politik boyutu, yaşadığı sorunları da kendine özgü kılmış, Turizm Etiği uygulamalı etiğin bir alt dalı olarak belirmiştir. Özel işletmelerin domine ettiği, standardizasyon ve kontrolü güç olan bu endüstride, etkinliklere yön vermesi, etik ikilemlerde yol gösterici bir rol üstlenmesi beklenen etik kodların yeri tartışıladursun, Dünya Turizm Örgütü Turizmde Global Etik İlkelerini yayınlamış, birçok sektör/işletme kendi kodlarını yürürlüğe koymuştur. Mevsimsellik, ürünlerinin stoklanamazlığı gibi evrensel bir takım kısıtların yanı sıra mesleki uzmanlaşma eksikliği, düzensiz çalışma koşulları ve ucuz ülke konumlanması gibi ülkeye özel kısıtların varlığı, Türkiye deki konaklama işletmelerinin durumunun, etik çerçevede diğer sektörlerden ayrı ele alınmasını gerekli kılan nedenlerdendir. En temel insan davranışından işletmelerin uzun vadeli stratejik kararlarına, iç ve dış tüm paydaşlarla olan etkileşimlere, etik hassasiyetlere ve olası ikilemlere yönelik aydınlatıcı, çözümleyici önermelerden oluşan ulusal bir etik kod, konaklama sektörünün çalışma koşullarının iyileştirilmesi, hizmetin kalite standardizasyonunun sağlanması ve öngörülemeyen dışsallıklara karşı direncin artırılmasında atılacak önemli bir adımdır. Bu çalışma, Dünya Turizm Örgütü nün, sektörel etik kodların hazırlanmasında kılavuz kaynak niteliği taşıması amacıyla oluşturduğu Turizmde Global Etik İlkelerini incelemeyi, bu ilkelerin temelinde yatan yalnızca haklar ve adaletten oluşan etik usu değil, ilişkisellik ve iyi niyetten doğan etik duyguyu da bulmayı ve bulguları ülkedeki mevcut örneklerle karşılaştırmayı amaçlamaktadır. Elbette ki, söz konusu ilkelerin etik vurgularının saptanması ancak i

107 doğru uygulama ve denetim düzeneklerinin kurulması, etik eğitimin örgün ve yaygın eğitim sistemlerinin bir parçası haline gelmesi ve tüm sektör paydaşları için etik tartışmanın canlı tutulması ile anlamlıdır. Bu çalışma boyunca bilgi, birikim ve vaktini esirgemeyen; yönlendirişi, içten desteği ve sabrı sayesinde tezimi tamamlayabildiğim Dr. Şeyda ODABAŞI na, gereken çalışma şartlarının oluşumunda büyük katkıları bulunan Araştırma ve Eğitim Genel Müdürü Sayın Mahmut EVKURAN ve Yaygın Eğitim Dairesi Başkanı Sayın Müjdat ÖZBAHÇIVANOĞLU na, manevi desteklerini esirgemeyen çalışma arkadaşlarıma teşekkür ederim. Hayatımın her evresinde yanımda olan, sevgi ve desteklerini bu tez çalışmam da eksiksiz hissettiğim anneme, babama, kız kardeşime, arkadaşıma ve ailesine de çok teşekkür ederim. ii

108 İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER... iii iii

109 BİRİNCİ BÖLÜM 1. GİRİŞ 1.1. Araştırma Problemi İş hayatı; üretici, tüketici, çalışan, işveren, aracı ve hissedar gibi farklı rollerin sürekli etkileşim halinde olduğu karmaşık bir insani ilişkiler yumağıdır. İşletmeler veya kuruluşlar insanlık tarihi boyunca farklı biçimlerde var olmuş, toplumların ekonomik yapısının temel taşlarını oluşturmuştur. Kaynak ve zaman gibi kısıtlamalar altında ve geleneksel olarak kâr amacıyla faaliyet gösteren işletmeler -ya da daha geniş anlamıyla iş dünyası- toplumlarda zaman zaman olumsuz çağrışımlarla varolmuş olsa da yalnızca ekonomik değil sosyal ve kültürel yaşamı da etkilemesi sonucu modern dünyanın ayrılmaz parçalarıdır. İnsan ilişkilerinin yoğunluğu ve çok boyutluluğu uygulamalı etiğin mesleki hayatı ayrı bir çalışma sahası olarak incelemesine neden olmuştur. Uygulamalı etiğin bir alt dalı olarak mesleki etik (ya da iş etiği) profesyonel ortamlardaki örgütsel ve bireysel davranışlara yönelik etik prensipleri inceler. Gelişen teknoloji, değişen değerler ve küreselleşme gibi birçok etken, mesleki yaşamda doğru ve yanlışın, iyi ve kötünün ayrımını güçleştirmekte; yeni gri alanlar ortaya çıkarmaktadır. Bireyin kendi değerleri ile şirketin aktardığı kurumsal değerlerin çakışması bu alanların dar ölçekte belirgin olduğu yerlere örnektir. Etik kodlar (ilkeler), işletmelerde pratiğe yön vermesi ve mesleki ilişkilere rehberlik etmesi amacıyla uygulanmaya başlamıştır. İlk izleri antik çağlarda bile görülen etik kodlar, çağdaş anlamda 20. yüzyılda Amerika da yaygınlaşarak dünyaya yayılmıştır. Özellikle 1970 lerde, işletmelerin ulusal ve uluslar arası etik ihlallerinin (haksız rekabet ve arbitraj yaratıcı gri pazarların oluşması, ülkeler arası çalışma yasaları farklarının suistimal edilmesi)

110 zararları hakkında kamuoyunun bilinçlenmesi ile etik kodların benimsenmesi ivme kazanmıştır (Mathews, 1990). Etik Kodlarla (ilkeler) ile ilgili olarak aşağıdaki hedeflerden söz edilebilir: Yasal zorunluluklara uyumun kolaylaştırılması Faaliyetlerde standardizasyonun sağlanması Riskin asgariye indirilmesi ve rekabetin düzenlenmesi Müşteriler dahil tüm paydaşların güvenini artırarak kalite olgusuna katkıda bulunulması (McDonald, 2009: ). Karar alma süreçlerinden, denetime, günlük pratiklerden, uzun dönemli planlamalara kadar mesleki yaşamın hemen her türlü etabında karşılaşılabilecek etik ikilem fırtınalarında, etik kodların aydınlatıcı rol üstlenmesi, iş etiği ve mesleki etiğin eleştiricileri tarafından şüphe ile yaklaşılan bir konudur. Etik göreciler, kültürel görecelik ışığında doğru ve yanlışın toplum ve kültür normlarına göre değişeceğini savunmakta, etik değerlerin evrenselliğine karşı çıkmaktadır. Etik öznelciler ise değerlerin göreliliğinin yalnızca kültürlerin kıyasında değil, örneğin, aynı şirkette çalışan ve farklı geçmişlerden gelen bireylerin kıyasında da söz konusu olduğunu ve aynı faaliyette bulunan meslektaşların bile ortak etik ilkelere bağlı kalmasının beklenmesinin gerçek dışı olduğunu savunmaktadır. İş dünyası içinde turizm endüstrisi özeline inildiğinde; toplumda önemli ekonomik, sosyal ve kültürel etkileri bulunan insan merkezli bir endüstri olarak, özellikle de sürdürülebilirlik kavramı çerçevesinde etiğin önemli ama problematik bir çalışma odağı olduğu görülmektedir. Turizm etikte önemli bir çalışma alanıdır, çünkü çeşitli alt dalları ile çok çeşitli insan etkileşimine, hatta kültürel ve sosyolojik yansımalara neden olmakta; iyi pratikler kültürler arası diyaloga, toleransa katkı sağladığı gibi yanlış pratikler destinasyonda suç oranın artmasına bile yol açmaktadır. Bununla birlikte turizm ile ilgili hemen her sektör birer hizmet sektörü 2

111 olduğu ve söz konusu sektörlerde standartlaşma üretim sektörüne kıyasla daha zor olduğu için turizmin, etik çerçevesinde ele alınması problematiktir. Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (BMDTÖ) 2001 yılında evrensel nitelikteki Turizmde Global Etik İlkeleri ni, turizmin çevreye ve kültürel mirasa olan yan etkilerini asgariye indirirken yerli halka turizmin sağladığı faydaları azamiye çıkarabilme vizyonuyla kabul etmiştir. On temel maddelik bir kod olan bu ilkeler dizisi, kültürler arası diyalog, sürdürülebilirlik, çevre ve turizm çalışanlarının hakları gibi konularda rehber önermeler içermektedir. BMDTÖ Turizmde Global Etik İlkeleri, turizmi, seyahat, konaklama, yemeiçme gibi tüm bileşenleri ile bir bütün olarak ele almaktadır. Söz konusu kod, bu yaklaşımından dolayı da eleştiri odağı olmuştur, çünkü turizm günümüzde yalnızca konaklama, ulaşım kuruluşları ve seyahat acenteciliğini değil; hastanelerden döviz büroları ve bankalara, eğitim kurumlarından ibadet yerlerine birçok alanı kapsamaktadır (Fleckenstein & Huebsch, 1999). Anılan alanlara uyacak bir etik kod yazmak güç olmasına rağmen, kitle turizmi ile bir zamanlar alternatif olarak adlandırılan eko turizm, spor turizmi vb. turizm çeşitleri arasındaki hacim farkının gün geçtikçe kapandığı, bilinmeyenle dolu yeni turizm türlerinin (örn. uzay turizmi) gündemde olduğu günümüzde, etik kodlar önemli referans kaynaklarıdır. Turizm çatısında ağırlama sektörü, özellikle de konaklama işletmeleri önemli aktörler olarak, mesleki etik ve etik kodların tartışılıp uygulandığı, akademik çalışmalara konu olduğu alt alanlardan birini oluşturmaktadır ve bir kısmının kendi bireysel yazılı ve yazılı olmayan etik / davranış ilkeleri belirleyip uyguladıkları fakat etik kodların kronik sorunlarından olan belirsizliğin giderilmesi için etik kodların yazılması yönünde bir eğilim olduğu bilinmektedir. 3

112 Türkiye deki konaklama işletmelerine özgü etik kodlar oluşturulurken, mevsimsellik, inşaat sektörünün güdümünde olması, her şey dahil uygulaması ve ucuz ülke konumlanmasının getirdiği kısıtlamalar, yabancı tur operatörlerinin baskısı, yasalar önünde mesleki tanınmazlık ve çalışanlar arası uzmanlaşma eksikliği, göz önünde bulundurulması gereken sektöre özgü sorunlar arasında sayılabilir. Ancak, ağırlama veya konaklama sektörünün, faaliyetlerine ve mesleki ilişkilerine etik açıdan rehberlik edecek yazılı uluslar arası ya da ulusal bir etik kod bulunmaktadır. Bu çalışma, öncelikle Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü Turizmde Global Etik İlkelerini uygulamalı etiğin bir alt dalı olan iş etiğinde, sıklıkla etik uslamlama (ing. ethical reasoning) yöntemleri olarak kullanılan etik standart kaynakları ışığında incelemektedir. İş etiğinde var olan etik standart kaynakları arasında haklar, adalet, yararcılık, ilgi etiği, erdem etiği ve çevre etiği değerlendirilmiştir. İnceleme sonucu elde edilen bulgular, Ankara daki zincir otellerin etik kodları ile karşılaştırılmış, farklılıklar ve benzerlikler ortaya konularak, önerilerde bulunulmuştur. Böylece, konaklama işletmelerine yönelik ileride oluşturulabilecek ulusal bir etik kodda değinilmesi gereken temel unsurlar tanımlanmaya çalışılmıştır. Elbette ki bir etik kodun tüm etik ihlalleri giderecek sihirli bir değnek olması beklenemez, ancak çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve insan hakları ihlallerinin azaltılması açısından önemi de yadsınamaz. Bu bağlamda, Mathews, 1986 da yaptığı deneysel çalışmada, yılları arasında Amerika da etik kodlar ile şirket suçları arasında yalnızca minimal bir bağlantı bulmasına rağmen Kimilerine etik kodlar dış boyama olarak görünebilir. Öte yandan potansiyel bir öz denetim formu olan etik kodların önemi küçük görülemez. Davranış şablonlarını değiştirmek kurumsal kültürü değiştirmeyi gerektirir ve etik kodlar bu yönde atılan bir adımdır (Mathews, 1990: 119) sonucuna varmıştır. 4

113 1.2. Araştırmanın Amacı Bu çalışmada, Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü Turizmde Global Etik İlkelerin temelindeki savların belirlenmesi ve turizmin önemli aktörleri olan konaklama işletmelerinin etik kodlarının Türkiye deki temsiliyet durumunun incelenmesi amaçlanmıştır Araştırmanın Önemi ve Kapsamı Turizm bireyler arası iletişim ve temasın üst düzeyde olduğu, çok çeşitli hizmet birimlerinin bir araya geldiği, kendine özgü çalışma alanları ve etik ikilemleri olan bir alandır. Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü Turizmde Global Etik İlkeleri, turizmin tüm paydaşlarının kendi etik rotalarını çizmelerinde yardımcı olacak bir kılavuz niteliğindedir. Turizmin önemli aktörlerinden olan konaklama işletmelerinin iş etiği açısından kendine özgü konumuna dikkat çekilerek, işletmelerin faaliyetlerine ve paydaşlarının arasındaki ilişkilere yön verecek ulusal bir etik standardın oluşması önemlidir. Bu çalışma ile işletmelerin kurumsal politikalarını belirlemede ve kendi etik kodlarını yazılı hale dönüştürmelerinde, teşvik edici bir referans kaynağı oluşturulmasına katkı sağlanabilir Araştırmanın Yöntemi ve Sınırlılıkları Tezin amacı, konusu ve problematiği ışığında, betimsel bir çalışma yapılmıştır. İş ve turizm etiği ile ilgili yerli ve yabancı kaynaklar ile basılı yayınlardan yararlanarak teorik altyapı oluşturulmuştur. Turizmde Global Etik İlkeler, iş etiğine kaynak olan etik standartlar ışığında incelenmiş ve bu etik kodların kaynağında yatan savlar belirlenmiştir. Belirlenen savlar sektörden derlenen etik kodlarla karşılaştırılmış ve çalışmada yalnızca konaklama işletmelerinin etik kodlarına odaklanılmıştır. Çalışmayı desteklemek amacıyla Ankara daki dört ve beş 5

114 yıldızlı sekiz zincir otelden etik kodları istenmiş ve beş otel etik kodlarını yollamıştır. Bu nedenle araştırmada Ankara daki beş otelin etik kodları değerlendirilebilmiştir. 6

115 İKİNCİ BÖLÜM 2. ETİK 2.1. Etik Tanımı Kökeni Yunancada alışkanlık, örf anlamından zamanla ahlaki karakter anlamına da gelecek şekilde evrilmiş ethos kelimesinden gelen etik, dilimizde hem töre bilimi ya da çeşitli meslek kolları arasında tarafların uyması veya kaçınması gereken davranışlar bütünü anlamında bir isim, hem de ahlaki, ahlakla ilgili anlamında bir sıfat olarak kullanılmaktadır (tdk.gov.tr). Kişisel ahlaki prensipler anlamını 1650 lerde kazanan etik, antik çağlardan beri felsefenin ahlakla, yani neyin iyi, neyin kötü olduğu soruları ile ilgilenen dalıdır (etymonline.com). Etik, güncel yaşamda çoğu kez ahlak kelimesiyle eş anlamda kullanılsa da, kimilerine göre, etik ve ahlak arasında belirleyici farklar bulunduğunu savunanlar vardır. Ahlak doğru ve yanlışlarla ilgili bir değerler, kurallar bütünü, insan davranışının sonuçlarına yargı getiren toplumsal bir olgu iken, etik bu değer ve yargıların temellendiği nedenleri, kaynakları araştıran disiplindir. Ahlak, etik için bir çalışma konusu niteliği taşıdığından iki kavram birbirinden kopuk değil, son derece ilintilidir ve çoğu zaman aynı sorunları tartışmaktadır Aristo ve Etik Etiği teorik bir alan olarak diğer teorik bilimlerden ayrı ele alıp çalışan ilk filozof Aristo dur. Aristo nun eserleri üzerine birçok çalışma gerçekleştirilmiştir. Ancak, bu bölümde, Aristo nun etiği Kraut un çalışmaları üzerinden ele alınıp değerlendirilmektedir. 7

116 Kraut, Aristo ya göre etiğin çalışılmasındaki nedenin, insan hayatının iyileştirilmesi olduğunu, dolayısı ile ana amacın, insan refahının doğasını keşfetmek olduğunu söylemektedir. Sokrates ve Platon gibi daha önceki filozofların etkilerini bu arayışta görmek mümkündür, çünkü iyi yaşanmış bir hayatın merkezi erdemlerdir, fakat erdemleri ve mutluluk, onur gibi diğer iyi leri takdir etme anlayışını her bir duruma ayrı ayrı uyarlayabilme kurallar ile değil, ancak yaşayarak pratik ile öğrenilebilir. Aristo nun etik hakkındaki önemli görüşlerinden biri, etiğin, neyin iyi olduğunu yalnızca bilgi edinmek için öğrenmeye çalışan teorik bir disiplin olmaktan çok, yaşamda iyiye nasıl ulaşılacağının öğrenmeye çalışıldığı pratiğe dönük bir disiplin olduğudur. Aristo ya göre neyin iyi olduğu, cevabı belli olan bir sorudur, çünkü dostluk, cesaret, sağlık, onur gibi kavramlar çoğunluk tarafından zaten iyi olarak kabul edilir. Zor olan soru, bir iyinin diğerine kıyası, en iyinin ne olduğudur. Aristo, en iyinin üç mantıksal özelliği olduğuna inanmıştır: Kendi başına bir arzu konusu olmalı, başka bir iyiye ulaşmak için arzu edilmemeli ve diğer bütün iyiler ona ulaşmak için olmalıdır. İşte eudaimonia mutluluk ya da eu zên iyi yaşam böyle bir iyidir. Kimse başka bir iyiye ulaşmak için iyi yaşam, mutluluk istemez ve sağlık, zenginlik ve diğer kaynaklar gibi diğer bütün iyiler onun içindir. Ama mutluluğu oluşturan iyi veya iyileri bilmek gerekmektedir. Bu noktada Aristo, İnsanın ergonu (işlevi, görevi) ne? sorusunu sorar. Aristo ya göre ergon, erdemle uyum içinde ruhun rasyonel tarafının işlerini yapmaktır, çünkü us insanı diğer canlı türlerinden ayıran bir özelliktir ve insanın iyiliği de bu özellikle ilgili olmalıdır. Başka bir deyişle, erdem ve mükemmellikle ahenk içinde us (rasyonel ruh) merkezli işler yapmak ile ilgili olmalıdır. Her ne kadar görüşleri kendinden öncekileri yansıtsa da mutluluğun doğasıyla ilgili çıkarımlar yapan ilk kişi olması, Aristo nun etik alanındaki önemini ortaya koymaktadır. Öte yandan Aristo nun işaret ettiği farklı ve önemli bir nokta, 8

117 mutluluğun bir erdem değil, erdemli bir faaliyet olduğudur. Diğer bir deyişle, iyi yaşam, bir durumda olmak değil, bir şey yapmaktır. Aristo erdem kavramını, etik çalışmasının merkezine yerleştirirken Neden adalet, cömertlik, cesaret birer erdem olarak kabul edilmektedir? gibi önemli bir soruya açık olarak cevap vermemektedir: Bu erdemlerin neden erdem olduğuna, yani insanlar için diğer başka kavramlara hatta karşıtlarına tercih edilebilir olacaklarından şüphe eden septiklere verilen bir cevap yoktur. Aristo için söz konusu erdemlerden zevk alarak, onları takdir ederek büyümüş olmak önemlidir, çünkü bu erdemlerin iyiliği, her ne kadar faydaları ortaya konulabilse de ispatlanacak değil, büyürken öğrenilecek şeylerdir. Öte yandan erdemlerin iyiliğinin kabulü, diğer bilimlerde de olduğu gibi etiğin çalışılabilmesi, üzerine inşa edilebilmesi için gerekli sayıltılardır (Kraut, 2010) Modern Etik Etiğin felsefi düşüncedeki serüveni Aristo ile başlamasa da o, etiğin felsefenin münferit bir disiplini olarak gelişmesinde bir mihenk taşı olmuştur. Etik, günümüze değin, yaklaşık 26 yüzyıl boyunca, doğası, prensipleri ve uygulaması bağlamlarında ahlak felsefecileri ve etikçilerin araştırmalarına ve çalışmalarına odak olmuştur. Fakat, bu sürece bakmadan önce, bir pratik uslamlama (akıl yürütme) çeşidi olarak, ahlaki uslamlamayı anlamakta yarar vardır. Yargılar arasında düzgüsel (normatif) ve düzgüsel olmayan (pozitif) diye bir sınıflandırma yapılır ise düzgüsel yargılar iyi veya kötü, doğru veya yanlış, güzel veya çirkin, gibi değer ifade etmektedirler (Frankena, 1973). Performansa dayalı değerlendirme en adil değerlendirmedir. düzgüsel yargılara bir örnektir. Değer belirtmesi itibarıyla bir yön gösterme, insan davranışının nasıl olmasına dair bir imada bulunulmaktadır. Örneğin performans temelli değerlendirme en adil olanı ise kuruluşlar çalışanlarını performanslarına göre değerlendirmeli, ödüllendirme düzeneklerini de performansa dayalı bir değerlendirmeye uygun kurmalıdır. Ancak, herhangi bir değer belirtmeyen, 9

118 belli durum veya durumları iyi ya da kötü, doğru ya da yanlış çıkarımı yapmadan ortaya koyan yargılar, pozitif yargılardır. Performansa dayalı değerlendirme, değerlendirme çeşitlerinden biridir. gibi bir önerme böyle yargılara örnektir. Sonuç olarak düzgüsel yargılar kural koyucu, pozitif yargılar betimleyicidir denilebilir (Velasquez, 1988). Ahlaki yargılar ise, düzgüsel yargıların bir alt kümesi olarak, iyi ve kötü, doğru ve yanlış değerleri üzerine kuruludur. Bu değerler kültür, toplum ya da inanç kaynaklı bir takım ahlaki standartları (ölçünleri) ya da daha genele hitap eden ahlaki ilkeleri başvuru kaynağı almaktadır. Bir davranışı, uygulama ya da durumu ahlaki standartlar veya ilkeler ışığında değerlendirip ahlaki bir yargıya varma süreci ahlaki uslamlama (ing. moral reasoning) olarak adlandırılmaktadır. Aşağıda ahlaki uslamlamaya bir örnek verilmektedir: İşe alımlarda yaş ayırımcılığı yapmak adil değildir XYZ Kuruluşunun son 5 yılda işe aldıklarının %80 i 35 yaşının altındadır. XYZ Kuruluşu adil bir kuruluş değildir. Ahlaki Standart Gerçeklere Dayalı Bilgi Ahlaki Yargı (Velasquez, 1988) Uslamlama sürecinin, eldeki durumun ahlaki potansiyel taşıyan kısımlarının tespiti, hangilerinin en önemli olduğu hangi ahlaki ilkelerin ışığında yol alınması gerektiği gibi sürece dahil birçok noktası bulunmaktadır ve burada Ahlaki ilkeler genel geçer midir? Ahlaki ilkelerin belirlenmesinde ne rol oynar, ya da kişinin nitelikleri ne kadar önemlidir? gibi etiğin önemli sorularıyla karşılaşılır. Bu soruları yanıtlarken ahlaki kuşkuculuk, ahlaki görecilik ve ahlaki saltçılık arasındaki farkı ortaya koymak gerekmektedir. Ahlaki kuşkucular, başvuru kaynağı 10

119 olabilecek herhangi bir ahlaki doğrunun var olup olmadığından bile şüphe ederler. Bu bağlamda ahlaki göreciler herkesin kendi ahlaki inanış ve doğrularının olacağını, kimsenin ahlaki doğrusunun bir diğerine tercih edilemeyeceğine inanırlar. Ahlaki saltçılar ise zaman ve mekândan bağımsız yol gösterici bir takım ahlaki değerlerin var olduğuna inanmaktadır. Peki böyle değerler var ise bu değerler nelerdir; nasıl belirlenmekte ve davranışlarımızı nasıl yönlendirmektedir? (Kessler, 1995). Etiğin sınıflandırılması bölümünde bu sorular tartışılmıştır Etiğin Sınıflandırılması Sordukları sorular ve çalışma alanlarına göre etik geleneksel olarak üç ana başlıkta incelenmektedir: Ahlakın kökenini araştıran Metaetik Ahlaki doğruları ve yanlışları araştıran Normatif (Düzgüsel) Etik Etiğin günlük hayattaki uygulamalarına odaklanan Uygulamalı Etik Metaetik Etiğin diğer çalışma alanlarına kıyasla sınırları en belirsiz olan metaetik (Fieser, 2009), ahlakın kökeni, özü, doğası ve anlamı üzerinde durmaktadır. Ahlak gerçek midir yoksa sanal mıdır? Kültürlere göre değişir mi yoksa insan varlığından bağımsız mıdır? gibi sorulara yanıt aramaktadır. Hemen her sorusu soyut olarak nitelendirilen metaetik (Sayre-McCord, 2008), ahlaki yargıların kökenindeki varsayımlar ve bağlılıkların haklı çıkarılıp çıkarılamayacağı konusuna vurgu yapmaktadır. Ahlakın kökenine ilişkin savundukları itibarıyla metaetikçiler öbür dünyacılar ve bu dünyacılar diye ayrılabilir. Öbür dünyacılar, Plato nun idealar dünyası gibi daha mükemmel tinsel bir âlemin ahlakın kökeni olduğunu, ya da ahlakın ilahi bir varlığın Tanrı nın iradesi ve isteğinin bir ürünü olduğunu 11

120 savunanları kapsamaktadır. Ortaçağ filozoflarından William Ockham, ahlakın Tanrı isteği sonucu oluştuğunu ve bunun sonucu olarak hem insanın sezgilerinde yer bulduğunu hem de kutsal yazıtlarda yer aldığını söylemektedir (Fieser, 2009). El Gazali ise insan aklının ahlaki yargılamada sessiz kaldığını, ahlaki değer ile çıkarı karıştırma eğiliminde olduğunu savunmaktadır. Hourani (1976) ve Marmura ( ) Gazali ye göre insana her yarar sağlayanın değil, öteki yaşamda ödüllendirilecek olanın iyi ve bu bilginin de tek kaynağının vahiy olduğunu belirtmişlerdir (aktaran, Griffel, 2008). İlk izleri M.Ö. 2. yy. da yaşamış Sextus Empricus ta görülebilen bu dünyacılar ise ahlakın kökenini doğada, toplumda ya da bireyde aramaktadır. Her türlü yargıyı olduğu gibi ahlaki değerleri de göreli gören kuşkucular, günümüzde ahlaki kuşkuculuk olarak da bilinen akıma da öncülük etmişlerdir. Bu dünyacılara göre, ahlaki yargılar vardır ama insan ürünüdür. Bireysel göreciler kişiden kişiye bu değerlerin değişeceğini savunur. Nietzsche ye göre, üstün insanın kurtuluşu dayatılan yanlış ahlaki yargıları reddedip kendi ahlaki gerçekliğini oluşturmasıdır. Sextus Empricus ve Ortaçağ düşünürü Montaigne gibi kültürel göreciler ise ahlakın bireysel seçimlerin değil daha çok toplumsal kabul görmenin bir sonucu olduğunu belirtmektedirler (Fieser, 2009). Metaetik kuramlarına ilişkin başka bir ayrım ise etik (ya da ahlaki) tümelcilik ve etik (ya da ahlaki) tikelciliktir. Etik tümelciler, ahlaki yargıların genel geçer ahlaki ilkelere dayanması gerektiğine inanırken, etik tikelciler savunulabilir etik ilkelerin varlığına, ya da en azından ahlaki düşüncede gerekli olduklarına inanmamaktadır. Etik tikelcilere göre bazı ahlaki ilkeler var olsa dahi, ahlaki açıdan duyarlı bir bireyin ahlaki yargısında nihai rolü oynamazlar, çünkü böyle bir bireyin teorik öğretinin ötesinde, doğru ahlaki algılara ve buna uygun bir eğitime ihtiyacı vardır (Dancy, 2009). Metaetik, insanların neden ahlaklı olmak istedikleri konusuna psikolojik açıdan da cevap vermeye çalışır. 12

121 Normatif (Düzgüsel) Etik Düzgüsel etik, ahlak kavramının nereden geldiğinden çok neyin ahlaki açıdan doğru ya da yanlış olduğunu araştırmaktadır. Etikçiler, düzgüsel etik çerçevesinde, insan davranışına rehberlik edecek etik ilkelerin neler olması gerektiği ile bu ilkelerin sonuç odaklı mı yoksa ödev odaklı mı olması gerektiğine yanıt bulmaya çalışmaktadırlar. Adından da anlaşılacağı üzere düzgüsel etik, edimleri/faaliyetleri yargılarken referans olacak kuralları oluşturmaya çalışır ve ahlaki doğruluğu atfettiği yere göre genellikle üçe ayrılır: Ahlaki doğruluğun bir işin sonuçlarına bağlı olduğunu savunan Teleolojik (Erekbilimsel) Etik ya da Sonuççuluk, Ahlaki doğruluğun işin sonuçlarına değil kendisine bağlı olduğuna inanan Deontolojik Etik ya da Ödev Etiği, Ahlakı, erdemli bir karaktere bağlayan Erdem Etiği Teleolojik Etik Teleolojik etik, neyin ahlaklı olduğuna ve etik teorilerin nasıl çerçevelenmesi gerektiği sorusuna yanıt olarak, sonuçları göstermektedir. Diğer bir deyişle ahlaki olarak neyin doğru neyin yanlış olduğuna ölçüt olarak bir işin ya da davranışın sonuçlarına bakma yöntemidir. Daha somut bir dille, Sonuççuluk olarak adlandırılan bu yaklaşımda, sonuç, yöntemi haklı çıkarır. Ancak, sonuççuluk özünde ne tür sonuçların iyi olduğunu söylemez (Haines, 2006). Neyin iyi sonuç neyin kötü sonuç olduğuna ise tarih boyunca farklı cevaplar verilmiştir. Teleolojik etik tartışmalarının ilk örneklerini Antik Yunan daki Hazcılık (Hedonizm) ve Epikurosçuluk ta görmek mümkündür. Hayattan alınan haz üzerine kurulan hazcılık, hazzı en yükseğe çıkaran ve yaşanılan acıyı en aza indirgeyen 13

122 davranış ve işleri ahlaki açıdan en doğru sayar. Epikuros, her hazzın insana yararlı olmadığını ve bazı anlık hazların ileride büyük acılara sebep olacağını da düşünerek, uzun vadede en fazla sayıda insana gerçek hazzı ve mutluluğu sağlayacak olanın en doğru olduğunu savunur. Modern çağlara yaklaşıldığında, sonuççuluğun önemli bir çeşidi olan yararcılık (ütiliteryanizm), ahlaki açıdan en doğru olanı, en fazla insana en fazla yararı sağlayan olarak ifade etmektedirler. Klasik yararcılardan olan Jeremy Bentham, John Stuart Mill ve Henry Sidgwick, ahlaki doğruluğun sonuçlar dışında başka bir yerde aranamayacağına, fakat bu sonuç tan anlaşılanın yalnızca bir işin bitiminden sonra meydana gelenler değil, işin kendisi de olduğuna inanmaktadırlar. Klasik yararcılar, yararlı sonuçları hazla ilişkilendirmeleri nedeniyle ahlaki değerler açısından hazcı bulunmaktadırlar, fakat Eski Yunan daki hazcılardan en önemli farkları hazzı bireysel düzeyde değil, toplumsal düzeyde ele alıyor olmalarıdır (Sinnott-Armstrong, 2008; Haines, 2006). Klasik yararcı düşünceleri, bakış açılarındaki farklılıklara göre Walter Sinnott-Armstrong aşağıdaki gibi sıralamıştır: Edimsel Sonuççuluk: Bir davranışın ahlaki doğruluğunun öngörülen, kastedilen ya da olası sonuçlarından çok edimsel (aktüel) sonuçlarına dayanmasıdır. Doğrudan Sonuççuluk: Bir davranışın ahlaki doğruluğunun davranışı gerçekleştirenin niyetinin sonuçları ya da benzer durumları kapsayan bir kural veya uygulamanın sonuçlarından çok salt o davranışın sonuçlarına dayanmasıdır. Değerlendirmeci Sonuççuluk: Bir davranışın ahlaki doğruluğunun sonuçların diğer özelliklerinden çok yalnızca değerine dayanmasıdır. Hazcılık: Sonuçların değerinin özgürlük, bilgi, yaşam, vb. iyilerden çok yalnızca haz ve acı üzerinden belirlenmesidir. 14

123 En Çokçu Sonuççuluk: Ahlaki doğruluğun, sonuçların tatmin edici veya güncel durumu iyileştirici özelliklerinden çok yalnızca en iyi olanı üzerinden değerlendirilmesidir. Toplamacı Sonuççuluk: Sonuçların en iyi olma özelliğinin, evrendeki sonuçlar arası karşılaştırmadan çok sonucu oluşturan parçaların değerleri üzerinden belirlenmesidir. Toplam Sonuççuluk: Ahlaki doğruluğun ortalama iyilikten çok sonuçların toplam net iyiliğine dayanmasıdır. Evrensel Sonuççuluk: Bir işin ahlaki doğruluğunun belli bir birey ya da gruptan çok tüm insanlık için sonuçlarına dayanmasıdır. Eşitlikçi Değerlendirme: Ahlaki doğrulukla ilgili her bir tarafa sağlanan faydanın eşit görülmesidir. Fail Yansızlığı: Bazı sonuçların diğerlerine göre daha iyi olmasının, bu sonuçların failin bakış açısından değerlendirilmeye bağlı olmamasıdır. (Sinnott-Armstrong, 2008) Deontolojik Etik (Ödev Etiği) Sonuççulara karşın deontolojik (deon = ödev) etikçiler bir işin ahlaki doğruluğunun o işin özünde yattığına, sonuçlarına bağlı olmadığına inanmaktadır. Örneğin, yalan söylemek bir sonuççu için yaratacağı sonuç kötü olursa (örn. yanlış bilgilenmeye, kazalara, kayıplara sebep olursa) ahlaki olarak yanlıştır. Bir deontolojik etikçi ise yalan söylemenin özünde ahlaki bir yanlış olduğuna baştan inanarak, kötü değil iyi olsa dahi sonuçların bu yanlışı değiştiremeyeceğini savunmaktadır. Immanuel Kant, etik felsefesi açısından en önemli deontolojik etik savunucularındandır. Kant a göre, kayıtsız şartsız ve sonuçlarından bağımsız tek iyi, 15

124 iyi niyettir. Ayrıca Kant için, ahlaki doğruluk açısından nasıl davranılacağını Koşulsuz Buyruk (Kategorik Emperatif) belirler. Koşulsuz buyruk, söz konusu davranışın evrensel bir yasa olup olamayacağı yönündeki şu soruya dayanmaktadır: Yalan söylemek her koşulda ve zamanda herkesçe uyulması gereken bir yasa olabilir mi? Kant, koşulsuz buyruk anlayışında herhangi ek bir şartı veya önkoşulu kabul etmediği için ve ona göre yalan söylemek bu buyruğa uymayacağı için ahlaki açıdan yanlıştır (Alexander & Moore, 2008; Kessler, 1995; Feiser, 2009) Erdem Etiği Kökeni Aristo ya dayandırabilecek olan Erdem Etiği, ahlakın kurallara ya da sonuçlara bağlılığından çok erdemlere yani ahlaklı bir karaktere bağlı olduğunu öne sürmektedir (Hursthouse, 2009). Erdem etiği, ahlaklı bir karakterin oluşmasında gereken erdemleri ve bu erdemler ışığında faaliyetlerin yargılanmasını araştırmaktadır. Aristo, Plato gibi düşünürlerin vurguladığı bilgelik, cesaret ve adalet kavramlarından ortaçağdaki Hıristiyan Skolastik düşüncenin vurguladığı iman, umut ve sevgi gibi kavramlara kadar erdem etikçileri, hangi özelliklerin erdem kabul edilmesi gerektiği üzerine durmuştur. Söz konusu erdemler kişinin karakterini oluşturan yapı taşları olduktan sonra her bir edime ilişkin sorulması gereken temel soru: Erdemli bir insan bu edimde bulunur muydu? şeklindedir. Aşağıda, Sonuççuluk, Deontoloji ve Erdem Etiğinin bakış açıları, İşyerinde rüşvet almak ya da vermek örneği üzerinden karşılaştırılmaktadır: Deontolojik bakış açısına göre: Rüşvet almak ya da vermek özünde kötü bir davranış olması sebebiyle yanlıştır. Hiçbir sonuç rüşveti haklı çıkaramaz. Çünkü, Kantçılığa göre de rüşvet, herkesin uygulaması gereken bir kural olsaydı, dünya kaotik bir ortam olurdu. 16

125 Sonuççu bakış açısına göre: Rüşveti yargılamadan önce sonuçlarına bakmak gerekmektedir. Verdiği rüşvet sonucu gerekli bilişsel kapasiteye veya yeteneğe sahip olmadığı bir yere gelecek olan bir birey, daha çok insanın refahını kötü yönde etkileyecek ise rüşvet yanlıştır. Böyle bir durumda deontolojik etik ve teleolojik etik, rüşvet için aynı ahlaki yargıda bulunabilir. Fakat bir sonuççu için, yozlaşmış, rüşvetin sıradan bir pratik halini aldığı bir sistemde, rüşvet vermek bir insanın hayatını kurtarmakla birlikte, diğer insanların hayatında hiçbir değişikliğe neden olmayacak ise ahlaki açıdan yanlış değildir. Erdem etiğinin bakış açısına göre: Rüşvet, ilgili erdemler önünde yargılanır ve rüşvet vermek, elbette ki günümüzde erdem kabul edilen, dürüstlük, adalet, hakkaniyet, eşitlikçilik, vb. gibi kavramlara terstir. Dolayısıyla ahlaki açıdan yanlış olarak görülebilir. Ancak rüşvet vermenin ardında başka önemli bir erdem yatıyor olabilir. Örneğin rüşveti kişinin kendisi için değil de başka birisinin hayatının kurtulması için vermesi yani yardımseverlik durumunda hangi erdemin diğerine göre daha önemli olduğu sorusu sorulmalıdır Uygulamalı Etik Uygulamalı etik, felsefenin yaşamın pratikleri ile buluştuğu önemli çalışma alanlarından birisidir. Doğru-yanlış, iyi-kötü sorularını, ahlaki ikilemleri belirginleşmiş, kamu yaşamının parçası unsurlara yöneltir. Ötenaziden, reklamcılığa, askeri yaşamdan, iş yaşamına, insan haklarından insan-çevre etkileşimine kadar güncel yaşamdaki birçok konu, ahlaki tartışmalara sahne olmaktadır. Bazı konular üzerinde toplumda fikir birliği sağlanabilirken bazı konuların ahlaki yönü belirsiz kalmıştır. 17

126 Uygulamalı etiğin konusu olan alanlar aşağıda örneklendirilmiştir: Hayvan Hakları Biyoetik İş Etiği Bilgisayar/Bilişim Etiği Eğitim Etiği Çevre Etiği Devlet Etiği Ağırlama Etiği İnsan Hakları (örn. cinsiyet etiği, idam) Pazarlama etiği Tıbbi etik Askeri etik Araştırma Etiği Uygulamalı etik metafizik ve düzgüsel etikten farklı olarak, ahlakın kökenlerini veya iyi ile kötünün ne olduğuna işaret edecek ahlaki referansları keşfetmekten çok, bu referansları kullanarak yaşamın ahlaki önem taşıyan sorunlarına ışık tutmaya çalışmakta ve bu nedenle geleneksel olarak düzgüsel etiğin çalışma yöntemlerini kullanmaktadır. Diğer bir deyişle yararcılık, deontolojik etik ve erdem etiği, uygulamalı etiğin savlarını geliştirirken kullandığı başlıca araçlardır. Uygulamalı etik tartışmalarında gündeme gelen ve ahlaki yargılara varılmasında önemli rol oynayan ilkeler, aşağıdaki gibi sıralanabilir: 18

127 Kişisel yarar: Bir işin kişiye sağlayacağı yararlı sonuçlarının kapsamının tanınmasıdır. Sosyal yarar: Bir işin topluma sağlayacağı yararlı sonuçlarının kapsamının tanınmasıdır. İyi huyluluk ilkesi: Gereksinimde olanlara yardım edilmesidir. Babacılık ilkesi: Kendileri için iyi olanı yapmaya çalışırken başarılı olamayanlara başarmalarında yardım etmektir. Zararsızlık ilkesi: Diğerlerine zarar vermemektir. Dürüstlük ilkesi: Diğerlerini aldatmamaktır. Yasallık ilkesi: Yasaları çiğnememektir. Özerklik ilkesi: Kişinin işleri ve fiziksel bedeni üzerindeki özgürlüğünün tanınmasıdır. Adalet ilkesi: Kişinin yasalara başvurma, zarar için tazminat ve her türlü yararın adil dağılımı hakkının tanınmasıdır. Haklar: Kişinin yaşam, bilgilendirme, özel yaşam, özgür ifade ve güvenlik haklarının tanınmasıdır (Fieser, 2009) İş etiği Uygulamalı etiğin önemli bir alanı olan iş etiği, ticari hayatın ve profesyonel ortamların ahlaki özelliklerini vurgulamaktadır. Solomon iş etiğini incelenmesi ve tartışmaları bakımından üç farklı düzeyde ele alınmaktadır: Birey ilişkilerini inceleyen mikro düzey, 19

128 Toplumda ticaretin ve iş dünyasının rolünü inceleyen makro düzey, İş hayatının temel birimi olan işletme yi inceleyen molar (kitlesel) düzey. (Solomon, 1991: ) İş hayatı; üretici, tüketici, çalışan, işveren, aracı ve hissedar gibi farklı rollerin sürekli etkileşim halinde olduğu karmaşık bir insani ilişkiler yumağıdır. İşletmeler veya kuruluşlar insanlık tarihi boyunca farklı biçimlerde var olmuş, toplumların ekonomik yapısının temel taşlarını oluşturmuştur. Kaynak ve zaman gibi kısıtlamalar altında ve geleneksel olarak kar amacıyla faaliyet gösteren işletmeler -ya da daha geniş anlamıyla iş dünyası- toplumlarda zaman zaman olumsuz çağrışımlarla da varolmuştur. İsa İncil de tapınaktan tefecileri kovmuş, İslam faizi yasaklamış ve Osmanlı da ticaret çoğunlukla gayrimüslimlere bırakılmış, Konfüçyüs de Üstün adam neyin doğru olduğunu, alçak insan neyin satacağını bilir demiştir (Jones, 2005: 11). Bu olumsuz çağrışım, günümüze değin etkilerini göstermiş, örneğin 20. yüzyıl sinemasında kötü karakterlerin %30 unun işadamları olmasını Fortune dergisi Kötü işadamının Prime Time da yükselişi olarak tanımlamıştır (Treviño ve Nelson, 2007: 4). İnsan ilişkilerinin yoğunluğu ve çok boyutluluğu uygulamalı etiğin meslek hayatını ayrı bir çalışma alanı olarak incelemesine neden olmuştur ve uygulamalı etiğin bir alt dalı olarak iş etiği ve mesleki etik, profesyonel ortamlardaki örgütsel ve bireysel davranışlara yönelik etik prensipleri incelemektedir. Gelişen teknoloji, değişen değerler ve küreselleşme gibi birçok etken, mesleki yaşamda doğru ve yanlışın, iyi ve kötünün ayrımını güçleştirmekte, yeni gri alanlar ortaya çıkarmaktadır. İmajı hizmet kalitesi üzerine konumlanmış bir şirketin çalışanının, hizmetin aksaması halinde müşteriye karşı dürüst olmak ile şirket politikasına uygun hareket etmek için eksik ve yanlış nedenler gösterme arasında kalması, ya da arkadaşlık geçmişi olan meslektaşlarının çalışma düzensizliklerini üst makamlara rapor etmesinin beklenmesi gibi durumlar, bireyin kendi değerleri ile şirketin aktardığı kurumsal değerlerin çakıştığı, diğer bir deyişle dar ölçekte doğru ile 20

129 yanlışın belirsizleştiği durumlara örnektir. Ayrıca, dar ölçekte etik bir ikilem olarak görülmese de, geniş ölçekte belirginleşen gri alanlar da mevcuttur. Bölgeye kayda değer istihdam ve altyapı getirme potansiyeli bulunan bir fabrikanın, aynı zamanda ekosisteme ciddi olumsuz etkilerinin söz konusu olması; sendikal hakların tanınması sonucu, belli bir endüstriyel alanda bariyerlerin oluşması ve işe alımlarda kaçınılmaz düşüşlerin yaşanması ihtimali, geniş ölçekteki söz konusu durumlara örnek olarak verilebilir. Durum irdelendiğinde, işletme bilimindeki çağdaş yaklaşımları izlemek adına bir şirketin izlediği politikalar, temel bazı insani veya kurumsal değerlerle çelişen sonuçlar doğurabilir. Bu duruma, yatay, anti-hiyerarşik bir kurum kültürünü cesaretlendirmek isteyen bir şirketin emsal değerlendirme (ing. peer evaluation) tekniklerini kullanması sonucu, çalışanlar arası rekabetin değerlendirmelere olumsuz yansıması, yetkilendirme programları kapsamında çalışanlarına cep telefonu tahsis eden bir şirketin arama kayıtlarına da erişim hakkına sahip olması örnek olarak verilebilir. Etik kodlar, iş ortamında yaşanılması olası olarak örneklendirilen durumlarda yol gösterici olacak ve şirketin veya bir kuruluşun ahlaki standartlarını belirginleştirecek bir ilkeler bildirgesi olarak ortaya çıkmıştır Etik Kodlar Etik kodlar (ilkeler) işletmelerde ya da kuruluşlarda pratiğe yön verilmesi ve mesleki ilişkilere rehberlik edilmesi amacıyla uygulanmaya başlanılmıştır. Kodlar, kuruluşun gerçekleştirdiği faaliyetleri, çalışanlar ve diğer iç paydaşlar arası ilişkileri, içinde bulunduğu piyasa/sektör/çevre dahil dış paydaşlar ile olan ilişkileri vb. konularda hedeflediği ve uyguladığı ahlaki standartları ortaya koyar. İlk izleri antik çağlarda bile görülebilen etik kodlar, çağdaş anlamda 20. yüzyılda, Amerika da yaygınlaşmış ve dünyaya yayılmıştır. Özellikle 1970 lerde işletmelerin ulusal ve uluslar arası etik ihlallerinin (haksız rekabet ve arbitraj yaratıcı gri pazarların oluşması, ülkeler arası çalışma yasaları farklarının suistimal edilmesi) 21

130 büyük ölçekli zararları hakkında kamuoyunun bilinçlenmesi, etik kodların benimsenmesine ivme kazandırmıştır (Mathews, 1990). Etik Kodlar (ilkeler) ile hedeflenenler arasında yasal zorunluluklara uyumun kolaylaştırılması, faaliyetlerde standardizasyonun sağlanması, riskin asgariye indirilmesi ve rekabetin düzenlenmesi ve müşteriler dahil tüm paydaşların güvenini artırarak kalite olgusuna katkıda bulunulması sayılabilir (McDonald, 2009: ). Karar alma süreçlerinden denetime, günlük pratiklerden uzun dönemli planlamalara kadar, mesleki yaşamın hemen her evresinde karşılaşılabilecek etik ikilemlerde, etik kodlar, aydınlatıcı rol üstlenmektedir. Ancak, giderek yaygınlaşsa da, iş etiğine de şüphe ile yaklaşanlar ve eleştirenler bulunmaktadır. Etik göreciler, kültürel görecelik ışığında doğru ve yanlışın toplum ve kültür normlarına göre değişeceğini savunmakta etik değerlerin evrenselliğine karşı çıkmaktadır. Etik öznelciler ise değerlerin göreceliliğinin yalnızca kültürlerin kıyasında değil, söz gelimi, aynı şirkette çalışan ve farklı geçmişlerden gelen bireylerin kıyasında da söz konusu olduğunu ve aynı faaliyette bulunan meslektaşların bile ortak etik ilkelere bağlı kalmasının beklenmesinin gerçek dışı olduğunu savunmaktadır. İş etiğinin ve dolayısıyla etik kodların eleştiricileri arasında İşletmelerin amoral (ahlakdışı) olması ve yalnızca faaliyet amaçları (örn. kar etmek) doğrultusunda hareket etmesi gerektiğini, böylelikle şirketin zaten topluma en fazla faydayı sağlayacağını savunanlar, İş etiğinin kendi içinde bir paradoks olduğunu, mesleki etik çalışmalarının ve etik kodların işletmenin empoze edici kontrol mekanizmasının ürünü olmak dışında anlamsız olduğunu savunan kinikler, bulunmaktadır. Etik evrenselciler ise insanlığın ortak unsurları (genetik, tarih, evrim, vb.) üzerinden ve toplumlardaki ortak değerlerin (yaşam, bilgi, akıl) (Finnis, 1980) 22

131 ışığında etik ilkelerin şekillenebileceğine inanmaktadır. Petrinovich ve diğerlerinin 1993 te farklı inanışlara mensup Amerikan ve Tayvanlı öğrenciler ile çeşitli etik boyutlarda ahlaki sezgilere yönelik yaptığı çalışma, öğrenciler arasında benzer şablonlar olduğunu ortaya koyarak etik evrenselci bakış açısını doğrular niteliktedir. Aspen Enstitüsü nün 2001 yılında dünyanın önde gelen 13 işletme okulunun MBA bölümünden mezun olan 2000 öğrenciyle yaptığı araştırma, iş etiği ve etik kodların çalışılmasının önemini vurgulamaktadır. Araştırmada, öğrencilerin üçte ikisi güçlü bir etik kodun varlığını, iyi işleyen bir şirketin işareti olarak görürken, sadece %10 u etik standartları iş tercihi sırasında önemli bir etmen olarak değerlendireceklerini belirtmiştir (Petrinovich, L., O'neilla, P. & Jorgensen, M., 1993). 23

132 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM 3. TURİZM VE ETİK 3.1. Turizm ve Etik İlişkisi İnsanoğlunun bir yerden diğerine seyahati, tarih kadar eskidir. Göçler, savaşlar ve keşifler insan hareketinin en eski örnekleri arasında gösterilebilirken, turizm daha özel bir çerçeveden bakılan bir kavram olmuş ve geleneksel olarak zorunluluk dışı kısa yer değiştirmeleri tanımlamıştır. Başlarda daha çok eğlence ya da dinlence amaçlı olarak kabul edilmiş fakat tanımı yıllar boyunca evrimleşerek günümüzde daha kapsayıcı bir hal almış olan turizmi Przeclawski ziyaret edilen doğal, kültürel ve(ya) sosyal ortamla kişisel bir teması da içeren gönüllü ve geçici yer, yaşam ritmi ve çevre değişimi ile ilgili bir uzamsal hareketlilik olayı olarak tanımlamaktadır (Przeclawski, 1997: 105). Kaynağı milattan öncesine, ritüel seyahatlere, keşif gezilerine kadar inebilecek turizm, küresel patlamasını II. Dünya Savaşı sonrasında yaşamıştır. II. Dünya Savaşı na kadar masraflı ve belirli tabakalara özel kalmış olan turizm, özellikle uçağın taşımacılıkta kullanımının artması, sınırlar arası ulaşımın kolaylaşması, harcanabilir gelir artışı, tatil haklarının tanınması ve yaşam standartlarındaki genel yükselişin sonucu olarak popülerleşerek geniş kitlelere yayılmış, turist olmak modern olmanın tanımlayıcı niteliklerinden biri olmuştur (Rojek & Urry, 1997). Değişik türleri ve ölçekleri ile birçok endüstriyi doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyen turizm, tek bir endüstri değil, birçok endüstriden oluşan bir alaşım olarak da görülebilir (Kanada İstatistik Kurumu, 1999). Turizm türleri seyahat etme güdüsüne göre, önceleri dinlence ve eğlenceye indirgenmiş olsa da günümüzde kültür turizminden, doğa sporları turizmine, gastronomi turizminden medikal turizme kadar birçok başlıktan oluşmaktadır. Ayrıca turizm hareketinin yönüne göre de iç veya uluslar arası, incoming ya da outgoing 24

133 veya turizm hareketinin ölçeğine bağlı olarak kitle turizmi ve niş turizm olarak adlandırılabilmektedir. Turizmin bu çok-türlülüğü ve çok-ölçekliliği, sosyal, kültürel, ekonomik ve politik etkileri zamanla göz ardı edilemez boyutlara taşımış, olumlu etkilerin cesaretlendirilmesi, olumsuzların da önlenmesi konuları gündeme gelmiştir. Gonzalez Bernaldez turizmin toplumsal ve çevresel yarar ve zararlarını aşağıdaki gibi sıralamıştır: Turizmin Yararları Mali geliri artırır, Tesisleri ve altyapıyı geliştirir, Doğal ve kültürel varlıkların korunmasına yönelik yatırımları artırır, Yerel nüfusun dışa göçünü engeller ya da durdurur, Çevresel, kültürel ve toplumsal değerlerin korunmasının gerekliliği hakkında turistleri ve yerel nüfusu bilinçlendirir, Yerel nüfusun sosyokültürel düzeyini yükseltir, Yerel ürünlerin ticaretine ve kalite artışına katkıda bulunur, Fikir, gelenek ve yaşam tarzlarının alışverişine izin verir. Turizmin Zararları Kaynakların tüketimini artırır hatta kitle turizmi durumunda kaynakların tamamen tükenmesine neden olabilir, Yer işgal eder, yeni altyapı ve binaların inşası ile sayfiye alanlarını yok eder, Atık ve çöpü artırır, Doğal ekosistemleri bozar, yabancıl hayvan ve bitkileri bölgeye getirir, Nüfus hareketini turist yoğunluğunun olduğu yerlere yönlendirir, 25

134 Nadir bulunan doğal unsurlar da olabilen hediyelik eşya satışını cesaretlendirir, Geleneksel değerlerin kaybolmasına ve kültürlerin tektürleşmesine neden olur, Fiyatları artırır ve yerel nüfusun arsa, ev, ticaret ve hizmet mülkiyetini kaybetmesine neden olur. (Gonzalez Bernaldez, 1994; aktaran Fennell, 2006: 6) Turizmin özellikle kitlesel ölçekteki türleri (çoğunlukla deniz-kum-güneş güdülü paket turlar) zararların belirginleştiği türler olmuş ve turizmin ahlaki yönünü tartışmaya açmıştır. Turizm alanında birçok konunun ahlaki anlamlar kazanması, diğer bir deyişle, yoğun moralizasyonu sonucu, kitle turizmine daha küçük ölçekte bir alternatif olarak, sorumluluk duygusu yüksek alternatif turizm kavramı gelişmiştir. Turizmi büyük şirket (tur operatörleri, zincir oteller, vb.) hegemonyasından bir ölçüde kurtarmak ve yerel halkın turizmden sağladığı doğrudan yararı daha yükseğe çekmek adına geliştirilen bu alternatif, 1980 lerin sonuna doğru sürdürülebilir kalkınma ekseninde doğal çevrenin kalkınması, fakirliğin giderilmesi ve bağımsız büyümenin sağlanması üzerinde durmuştur. Turizmde sürdürülebilirliğin sağlanması; 1) Paydaşlar arası gerilimin azaltılması 2) Kaynakların uzun ömürlülüğü ve kalitesi 3) Büyüme kısıtları 4) Kalkınmada turizmin taşıdığı değer 5) Ziyaretçi memnuniyeti gibi hususların ele alınmasıyla mümkün görülmüştür (Bramwell & Lane, 1993, aktaran Fennell, 2006: 5). 26

135 Turizm, insan odaklı bir hizmet endüstrisidir ve oteller, yiyecek içecek işletmeleri, seyahat acenteleri gibi doğrudan veya sigorta şirketleri, eğlence sektörleri, inşaat sektörü gibi dolaylı etkilediği sektörler düşünüldüğünde, hedef ülke ve kaynak ülke açısından önemli bir ekonomik faaliyet alanıdır. Ayrıca, kültürel ve sosyal etkileşim boyutunun kitleselliği, toplumsal ve politik etkilerini de önemli kılmaktadır. Turizm alanında etkileşime giren tarafları ve bu etkileşimlerin yönlerini açıklaması itibarıyla Fennell & Przeclawski nin aşağıdaki şeması aydınlatıcıdır: (Fennell & Przeclawski, 2003: 141) 27

136 Turizmin Fennell ve Przeclawski tarafından şematize edilen insan temelli, üçayaklı etkileşim sistemindeki sorunlar ve ahlaki tartışmalar, turizm endüstrilerinde genel bir etik uyanışa neden olmuştur lerden beri turizm sınırlarında süregelen ve etik tartışmalara odak olmuş başlıca hususlar aşağıda özetlenmektedir: Kültürün metalaşması, Eğitim ve insan kaynaklarının yönetimi, Yerli halkın turizmdeki rolü, Kültürel görecilik, Doğal çevrenin tahribatı, Cinsel istismar, İş etiği, Pazarlama pratikleri, Davranış ve pratik ilkeleri, Paydaş yönetimi. (Hall & Brown, 2006: 8) Turizmde etiğin yerini anlamak için paydaşlarının bilinmesi gereklidir çünkü birçok araştırmacıya göre etik, bu paydaşların etkileşimleri ile ödev ve sorumlulukları üzerinden incelenmelidir. Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü ne (BMDTÖ) göre turizmin paydaşları: Ulusal, bölgesel ve yerel yönetimler, İşletmeler ve mesleki birlikler, Sektör çalışanları, Sivil Toplum Kuruluşları (STK), Turizm endüstrisine ait her türlü birim, organ, kuruluş, Yerel topluluklar, 28

137 Medya, Turistlerdir. (UNWTO, 2001; aktaran Hall & Brown, 2006: 14) BMDTÖ ye göre, turizmin gelişmesinde her bir paydaşın farklı sorumlulukları mevcuttur. Sorumluluklar üzerinden tasarlanan yukarıdaki paydaş listesine ek olarak, temel etkilenenler niteliğinde çoğu zaman temsiliyet sorunu çeken doğal çevreyi, somut ve hatta somut olmayan kültürel miras öğelerini de eklemekte yarar vardır. Araştırmacılar, turizm etiği alanında çalışılırken göz önünde bulundurulması gereken endüstriye özel yönleri özellikle belirtmişlerdir. McKercher, sürdürülebilir turizm adımlarının atılmasında unutulmaması gereken temel gerçekleri aşağıdaki gibi sıralamaktadır: 1. Endüstriyel bir faaliyet olarak turizm kaynakları kullanır, atık oluşturur ve bazı altyapı gereksinimleri vardır. 2. Kaynak tüketicisi olarak aşırı tüketime açıktır. 3. Hayatta kalabilmek için diğer kaynak kullanıcıları ile rekabet içindedir. 4. Turizm özel sektör yoğunluklu bir endüstridir. 5. Kontrolü neredeyse imkânsız çok boyutlu bir endüstridir. 6. Turistler antropolog değil tüketicidir. 7. Turizm bir eğlence çeşididir. 8. Diğer endüstriyel faaliyetlerin aksine turizm, mallarını ihraç etmekten çok müşterisini ithal ederek gelir yaratır. (McKercher, 1993; aktaran Mason, 2003) 29

138 D Sa, turizmin özel sektör yoğunluğundan doğan kâr odaklılığının, üçüncü dünya kitlelerinin aleyhine bir eşitsizlik ve dolayısıyla adaletsizlik doğurduğunu, Kuzey in Güney i domine ettiğini, ırkçılığın tırmandığını ve etik erozyonun meydana geldiğini söylemekte, çözüm için devletlerin, kiliselerin ve turistlerin çevreyi ve yerel toplulukları koruması ve bu topluluklarla dayanışma geliştirmesini önermektedir (D Sa, 1999). Hall ve Brown, Fennell in McKercher in eleştirilerini turizmin ve turistlerin olumsuz yönlerini ve adil dağılım eksikliğini vurgulayarak genişletmesine yanıt olarak, turistlerin de dahil olduğu tüketici kesiminin giderek etik bilincinin geliştiğini, hakların sorumluluklarla dengelenebilir olduğunu, kültürel ve sosyal faydaların, ekonomik faydaların altına gizlenmemesi gerektiğini, turizmin diğer ekonomik endüstrilerden farklı algılanmaması gerektiğini ve dolayısıyla eşitlikçi dağılımın doğal ama arzu edilir olmadığını, kültürel ve çevresel sorumluluğu, sorumlu seyahat kavramı altında değerlendirerek uygulamak gerektiğini söylemektedir (Hall & Brown, 2006). Turizm, bir çok bölge için kurtarıcı olarak gözükse de BM uzmanları dahil bir çok uzmana göre, yerli halkın yer değiştirmek zorunda kalması, adil olmayan çalışma koşulları, kültürün yozlaşması ve kültüre yönelik saygının azalması, insan hakları ihlalleri ve çevre kirliliği gibi konular yönünden başarısız olmuştur. Oteller yeraltındaki suyu çektiği için Hindistan da kadınların kilometrelerce yol yürümek zorunda kalması, Burma da insanların turizm yatırımları yüzünden yaşadıkları yerlerden çıkartılması, insan hakları ihlallerine örnek olarak verilebilir. Artan uluslar arası turizm ile birlikte, küreselleşmenin bir sonucu olarak, toplulukların kültürel bütünlüklerini kaybetmelerine sebep olması da gerçekleşen hak ihlalleri kapsamda değerlendirilebilir, fakat kötü etkilerden söz ederken yalnızca uç bölgeler değil daha merkezi yerler de dâhil edilmelidir. Kanada da çekçek kullanımı 30

139 için yabancı turistlerden fahiş fiyatlar istenirken çekçeklerin regülâsyonun zorluğu, tamamen yasaklanmasının ise yasal veya etik dışı olması, gelişmiş bir ülkenin merkezinde yaşanan etik bir çelişkiye örnektir (Fennell, 2006). Etik açıdan sorgulanabilecek başka güncel bir örnek Nisan 2010 da İzlanda da faal duruma geçen volkanın havayolu ulaşımını felç etmesi sonucu yolda kalan insanlara sunulan araba kiralama ve konaklama fiyatlarındaki astronomik artıştır. Bloomberg Businessweek in haberine göre, otel fiyatlarının bir gün içinde üç katından fazlasına çıktığı örnekler olmuştur. Volkanın beklenmedik patlaması, önceki yıllarda düşen doluluk oranları ve fiyatlar yüzünden finansal zorluk yaşayan oteller için beklenmedik bir finansal can simidi olurken, birçok turistin düştükleri zor durum suistimal edilmiştir ( Türkiye de etik çelişki doğuran bir başka örnek ise hanutçuluk adı altında bazı rehberlerin belirli işletmelerle önceden anlaşıp, gruplarını çoğu zaman normalden daha fazla fiyatla satış yapan bu işletmelere yönlendirmeleridir Turizm Etiği ve Turizmde Etik Kod Turizm araştırmaları 1990 lı yılların başına kadar etik konusuna pek fazla değinmemiş, 90 larda ise turizmde etik araştırmalarının odağı daha çok az gelişmiş ülkelerin sorunları olmuştur. Fennell, turizmde etik araştırmaların gelişmesinde, iki olayı tetikleyici olarak göstermektedir: yılında Paris te gerçekleştirilen AIEST (Association Internationale d Experts Scientifique du Tourism Uluslar arası Bilimsel Turizm Uzmanları Birliği) toplantısıdır. Toplantıda turizmdeki etik sorunlarla ilgilenmek üzere bir komisyon kurulması önerilmiştir. 31

140 de, Rio Dünya Zirvesi nde, çevresel sebepler ve sürdürülebilir kalkınmayla ilgili olarak tüm işletme ve endüstrilerin etik kodlar geliştirmesi ve bu konuda raporlama yapılması konusunda kararlar alınmıştır. (Fennell, 2006) Yapılan çalışmalar kapsamında mercek altına alınan turizm türlerinden birisi de ekoturizmdir ve bir bakıma etik turizm ile eşanlamlı olarak doğal kaynaklar ve çevreye olan hassasiyeti ile katılımcı, aydınlatıcı ve eğitici doğası vurgulanmıştır (Wight, 1993; aktaran Fennell, 2006). Bazılarına göre ise ekoturizm, yararlarının yalnızca belirli kesimlerle sınırlı kalması, yararcı bakış açısına göre zararlarının (kirlilik, kültürel kayıplar, vb.) daha fazla olması nedeni ile de etik olmamakla suçlanmaktadır (Karwacki & Boyd, 1995; aktaran Fennell, 2006). Fennell ve Malloy Turizm Etik Kodları adlı kitaplarında, Dünya Doğayı Koruma Vakfı nın 1990 ların ortalarındaki çalışmalarının bir ayağı olan ve 1996 da Norveç te gerçekleşen konferansı ile gündeme gelen kutup turizmine yönelik ilkeleri turizm faaliyetlerine yönelik genel etik kod çalışmalarının ilk örnekleri arasında göstermektedir (Fennell & Malloy, 2007). Turizm-doğa/çevre ilişkisi, bunun gibi birçok etik kod araştırmalarına konu olmuşsa da (Stefanoviç, 1997; aktaran Fennell & Malloy, 2007), turizmin diğer yönlerini ve ilgili diğer paydaşları da kapsayıcı çalışmalar da mevcuttur. Turizm pazarlaması, seyahat acentelerinin faaliyetleri, konaklama işletmelerinin hizmet kalitesi, çalışan ve turistlere yönelik sorumluluklar gibi konular turizm etiği çalışmalarında gündeme getirilen konular arasındadır. Hultsman, 1995 teki çalışmasında, turizm araştırmalarının yoğunlaştığı konular arasında ekolojik etkilerin yanı sıra, pazarlama, sürdürülebilir kalkınma, insani ve sosyal sorunlar ile eğitimi göstermektedir (Hultsman, 1995). Wheeler, turizm pazarlamasında etiği doğru bilgi aktarımı ve yeşil turizme katkıları açısından değerlendirirken (Wheeler, 1995), Fleckenstein ve Huebsch ise toplum temelli bir endüstri olarak turizmin sosyokültürel etkilerine dikkat çekmiş; turizm aktörlerinin, turist ve çalışanlara yönelik sorumluluklarını gündeme getirmiştir. Anılan yazarlar, 32

141 turizmde etik kodların yerini sorgularken, birçok iş kolunu içermesi sebebiyle iş etiği üzerinden savlarını geliştirmişler ve turizm endüstrileri içinde bulunan her bir sektörün kendi etik kodlarını geliştirmelerini önermişlerdir (Fleckenstein & Huebsch, 1999). 21. yüzyılın eşiğine gelindiğinde, uluslararası hacmi hiç olmadığı kadar artan turizm hareketi ile birlikte, doğal ve kültürel çevrenin maruz kaldığı göz ardı edilemez tehditler, Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü nün (BMDTÖ) daha sorumlu bir turizm için evrensel ilkeler oluşturma yolunda adımlar atmasına neden olmuştur. BMDTÖ nün, turizmin olumsuz etkilerini azaltmak, kültürel ve doğal mirasın korunması yolunda farkındalığı artırmak amacıyla çok paydaşlı hazırladığı Turizmde Global Etik İlkeler, turizm endüstrisi paydaşlarının, etik inisiyatiflerinde referans kaynağı olacak temel bir metin talebinin sonucu olarak doğmuştur (Guttman, 1999). Bazı yazarlar etik kodların turizmin sosyal maliyetine eğilmede yetersiz kalacağına (D Sa, 1999), bu konudaki evrensel girişimlerin kültürlerin farklılığı gerçekliği ile çelişeceğine inansa da (Fennell & Malloy, 2007), turizm işletmelerinin, kamuoyundaki sürdürülebilir ve sorumlu turizm tartışmalarına ve Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Komisyonu 1987 Yılı Raporu gibi (D Amore, 1993) uluslar arası arenada ses bulmuş gelişmelere tepkisiz kalmamaları (bkz. s. 35) ve Turizmde Global Etik İlkelerin sonuç olarak turizm sektörlerinin sorun ve taleplerini yansıtıyor olması, söz konusu evrensel kodların, her bir sektörünün kendi etik rotasını çizmesindeki tetikleyici rolü yadsınmamalıdır Turizmde İşletmelerin Etik Rolü Turizmin ve paydaşlarının etik yönü ile ilgili Tearfund aşağıdaki çıkarımları ve soruları dile getirmektedir: Turizm yalnızca ekonomik bir alışveriş, günlük yaşamdan ya da insanlar üzerindeki etkilerinden soyutlanabilir bir etkinlikler dizisi değildir. Yalnızca farklı 33

142 bir kültüre seyahat etmek ve oradaki insanlarla doğrudan etkileşime girmek bile önemli etik soruları akla getirmektedir. Yerli halk turistlerin ziyaretinden hoşnut mudur? Turizm endüstrisindeki çalışma koşulları nasıldır? Aile ilişkileri ve değerler açısından turizm nasıl bir etki yapar? Para nereye gider Kim karlı çıkar? Seyahatin çevresel sonuçları nelerdir? Belirli bir bölgeye yapılan ziyaret, oradaki demokrasi ve insan haklarına katkı mı sağlar yoksa zarar mı verir? (Tearfund, 2000; aktaran Fennell, 2006: 13) Turizmin moralizasyonu, turistleri olduğu kadar turizm endüstrisinde faaliyet gösteren işletmeleri ve etkinliklerini de doğrudan ilgilendirmektedir. Dolayısıyla turizm etiği konaklama işletmelerinde çalışanların davranışlarından turizm pazarlaması yapan reklam şirketlerinin faaliyetlerine, rehberlik faaliyetlerinden uluslar arası turizm hareketlerinde yönlendirici etkiye sahip tur operatörlerinin stratejilerine kadar geniş bir kapsamda değerlendirilmektedir. Diğer bir deyişle, turizm alanında yapılan araştırmalarla gündeme gelen, tartışılan konuların ve varılan sonuçların gerçek yaşama yansımaları turizm aktörlerinin etik algı ve tutumlarına bağlıdır. Turizm işletmeleri diğer işletmeler gibi ekonomik faaliyette bulunan kuruluşlardır ve bu nedenle faaliyetleri iş etiği ilkeleri çerçevesinde değerlendirilebilir. Mikro ve Makro Perspektifte İş Etiği ve Turizm adlı çalışmasında Walle, turizmin işletme disiplininin alt kolları ile paralellikleri göz önüne alındığında iş etiği ilkelerinin turizme yön gösterici olabileceğinden bahsetmektedir (Walle, 1995). Payne ve Dimanche, turizmde küresel uygulama ilkelerinin gerekliliği üzerine yaptıkları araştırmada, turizm işletmelerinin sorunlarını iş etiği ilkeleri kapsamında ele almıştır (Payne ve Dimance, 1996). Turizm endüstrileri içindeki işletme ve kuruluşların etik rolünü, gündemdeki etik sorunların işletmelerin faaliyetleri üzerindeki yansımalarını ortaya koyan 34

143 çalışmalar da mevcuttur. D Amore un 1993 yılındaki Sosyal ve Çevresel Açıdan Sorumlu Bir Turizm için Etik Kod ve Politikalar adlı çalışmasında, Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Komisyonu nun, çevresel sorunlara ve sürdürülebilir kalkınmaya yönelik olarak hazırladığı 1987 Yılı Raporu nun, dünya turizm ve seyahat sektörlerinin çevresel bilincini artırmadaki etkisi kısaca özetlenmektedir. Bu çalışmaya göre, havayolları yakıt verimliliği ve emilim kontrolü sağlayıcı önlemler almış, oteller ve restoranlar atık yönetimi ve geri dönüşüm programlarını benimsemiş, seyahat birlikleri, çevresel sorunlara dikkat çekici ve sektörü yönlendirici komiteler kurmuşlardır (D Amore, 1993). Konaklama işletmelerini de kapsayan ağırlama sektörlerinin yaşadığı etik sorunlara ve çözüm yollarına odaklanan çalışmalara bakıldığında, bu konuda yazılmış kaynaklardan olan Ethics in Hospitality Management, Kâr marjı ve çalışan ücretlerinin düşük olduğu yeme-içme sektöründe iş yükü ve bahşişte nasıl bir adalet sağlanmalıdır? Kat hizmetleri personeli misafir güvenliği ve mahremiyet konularında nasıl davranmalıdır ve otel yatırımlarının değerlendirilmesinde dürüstlük neleri kapsar? gibi sorulara yanıt aramakta ve ağırlama sektörlerinin misafir, çalışan ve yöneticiler açısından etik ikilemler doğurabilecek alanlarına dikkat çekmektedir (Hall, 1992). Sektörde algılanan etik sorunlarla ilgili olarak ise Yeung, Hong Kong otelleri personeli ile yaptığı çalışma sonucu, en önemli beş sorun olarak şirket mallarının çalışanlar tarafından çalınması, çalışma sırasında cinsel taciz, zararlı atıklar, çalışanların rüşvet ve hediye kabulü ile kaliteli ürün/hizmet sağlama konularını göstermekte, bu konuların da Amerika da yapılan araştırmaların (Enghagen ve Holt, 1992, Weaver et al., 1997) sonuçları ile benzerlik gösterdiğini söylemektedir (Yeung, 2004: 260). Ülkemizde yapılan çalışmalar arasında, 2004 yılında yayınlanan ve Nevşehir bölgesinde faaliyet gösteren üç ve dört yıldızlı otellerin çalışanlarının etik algısına yönelik bir çalışma, müşteriye dönük etik ihlalleri ve işletmenin mallarını kötüye kullanmanın yoğunlukla etik olmayan davranışlar arasında görüldüğünü kaydetmiştir (Varinli, 2004). Aslan ve Kozak ın, üniversite öğrencilerinin etik değerlendirmeleri üzerine yaptığı çalışma, öğrencilerin etik değerlendirmede uygulamaların bireyden 35

144 çok topluma yarar sağlamasını göz önüne aldığını ortaya koymaktadır (Aslan ve Kozak, 2006: 60). Turizmin sosyokültürel ve hatta politik boyutları, onu diğer endüstrilerden ayrı bir yere koysa da, turizm ve konaklama işletmeleri gibi turizm işletmelerinin etik boyutunu daha iyi anlamak için işletmenin etik kimliği ve etik tartışmalarda ele alındığı noktalarının da incelemesi gereklidir İşletmenin Ahlaki Kimliği Türk Dil Kurumu tarafından tecimsel ve yapımsal çalışmaları amaca uygun bir düzeyde verimli bir niteliğe ulaştıran kuruluş olarak ifade edilen işletme günümüz işletme anlayışıyla paralel olarak üretim ve ticarete vurgu yapsa da işletmenin asıl amacı konusunda belirsizlik taşımaktadır (tdkterim.gov.tr). İşletmeleri daha çok faaliyetleri üzerinden ve örnekleme yoluyla tanımlayan Türk Ticaret Kanunun 11. ve 12. maddeleri de aynı belirsizliğe sahiptir (mevzuat.adalet.gov.tr). Günlük kullanımda şirket, firma, kuruluş, vb. diğer sözcüklerle dönüşümlü olarak kullanıldığı gözlemlenen işletmenin, maliyetlerinin üstünde belli bir kazanç sağlamak amacıyla kurulmuş bir kuruluş olduğu yaygın bir kabuldür ve Güncel Türkçe Sözlük işletmeyi Tarım, sanayi, ticaret, bankacılık vb. iş alanlarında, kâr amacıyla bir sermaye yatırılarak kurulan kurum olarak tanımlamaktadır (tdk.gov.tr). Öte yandan, ekonomi ve işletme bilimi çevreleri, para kazanma, kâr etme, ya da kâr maksimizasyonunun işletmenin hedefleri ve faaliyetlerinin sürekliliği için gerekli birer unsur olduğunu yadsımasa da (Field, 2002; Khurana ve Gintis, 2008), günümüzde toplumun ayrılmaz bir parçası olarak görülen işletmelerin nihai amacını tanımlamada kâr yetersiz kalmaktadır. Lawrence ve Weber, işletmenin yalnızca sahiplerine, ya da hissedarlarına ait olduğu ve amacının faaliyetleri ile bu hissedarlara en fazla geliri sağlamak olduğunu 36

145 savunan mülkiyet teorisi (ing. ownership theory) ile işletmenin toplum için değer yaratması gerektiğini, diğer bir deyişle, faaliyetlerinden etkilenen çalışan-müşteriçevre, vb. tüm paydaşların çıkarlarını içeren karmaşık bir sorumluluğa sahip olduğunu savunan paydaş teorisi (ing. shareholder theory) arasındaki farkı ortaya koymaktadır. Yazarlar, yasal zorunlulukların artmasından (örn. tüketici ve çalışan hakları) öte, hem uzun vadede kârlılığa olumlu etkileri ve yararları hem de yöneticilerin birçok paydaşı göz önünde bulunduran edimsel faaliyetleri yüzünden, işletmelerin amaçlarını tanımlamada paydaş teorisini daha gerçekçi bulmaktadır (Lawrence ve Weber, 2008). Günümüz yasaları karşısında, tüzel kişilik olarak kabul edilen kuruluşlarla ilgili Türk Medeni Kanunu nun 47. maddesi aşağıdaki tanımı yapmaktadır: Başlı başına bir varlığı olmak üzere örgütlenmiş kişi toplulukları ve belirli amaca özgülenmiş olan bağımsız mal toplulukları, kendileri ile ilgili özel hükümler uyarınca tüzel kişilik kazanırlar. Amacı hukuka veya ahlâka aykırı olan kişi ve mal toplulukları tüzel kişilik kazanamaz (tbmm.gov.tr). Ahlaka aykırı olan kişi ve mal topluluklarının tüzel kişilik kazanamaması, işletmeleri oluşturan parçaların (örn. birey) ahlaki durumuna gönderme yaparken, madde, tüzel kişiliğe sahip bir işletmenin kendi başına ahlaki bir rolünün olduğuna dair bir önerme içermemektedir. Çünkü, işletmenin kendi başına ahlaki bir rolünün olup olmadığı etik savunucuları tarafından tartışılmış, bazı savunucular (French, 1979, 1984, 1995), işletmelerin iç karar alma mekanizmalarının kendi ahlaki kimliklerinin oluşması için yeterli olduğunu savunurken, bazıları (Velasquez, 1983) da ahlaki kimliğin yalnızca işletmeyi oluşturan gerçek kişiliklere atfedilmesi gerektiğini belirtmişlerdir (aktaran Marcoux, 2008). 37

146 Etiğin kazanç sağladığı görüşü, kökeni Plato ya dayanan bir görüştür ve iş etikçilerinin bu görüşü savunmalarındaki başlıca neden genellikle hissedarlara karşı duyulan ekonomik baskının bir sonucudur. Hosmer a göre işletmelerin adil ve doğru davranmaları, şirketin uzun süreli rekabet başarısı için vazgeçilmezdir, çünkü bu şekilde paydaşlarının güvenini kazanan bir işletme, onların bağlılığını ve gayretini de tetikler ve kurumsal başarıya ulaşır (Hosmer, 1994; aktaran Corvino, 2006). Diğer bir deyişle, etik olmak işletme bilimi açısından olumlu bir anlama sahiptir, ama bu her koşulda neden ahlaklı olmalı? sorusuna cevap mıdır? Etik olmak şirketin rekabet başarısı için vazgeçilmez olabilir ancak yeterli olmayabilir: Piyasa şartları ve diğer rekabet avantajları gibi durumlar elverişli olmadığı takdirde etik olmak, şirket başarısı için yeterli olmayabilir. Öte yandan etik olmamanın kazanç sağladığı örneklerin varlığı, etiğin her zaman gerekli olduğu kanısına da gölge düşürebilir (Corvino, 2006). Müşterileri tüm seçenekler hakkında bilgilendirmek yerine yalnızca en pahalı seçenekleri sunmak, ucuz ama çevreye zararı daha yüksek malzeme kullanmak gibi turizmde de gayri etik olmanın kâr getirdiği durumlar söz konusu olabilir. Ancak, tüketim, çevre ve istihdam alanındaki yasal düzenlemeler ve kamuoyunun bilinçlenmesi giderek daha fazla konunun moralizasyonunu, etik görünürlülüğünü artırmakta dolayısıyla işletmeler üzerindeki etik yükü ağırlaştırmaktadır. İnternet satışları gibi gündemdeki etik boşluklar yeni düzenlemelerle kapanmakta ve işletmelerin bu boşluklardan yararlanarak kâr sağlaması giderek güçlenmektedir. Sonuç olarak, bazı gayri etik uygulamalar, işletmeler için halen kısa vadeli kazanç sağlıyor olsa da olumsuz toplumsal yankılarının ve yasal yaptırımların giderek daha etkili olduğu günümüzde, bu tip uygulamaların sürdürülebilir bir temelde olduğunu söylemek zordur. 38

147 Kâr ettiği için etik olmak, etik midir? sorusunu soran Corvino ya göre edim temelli bir ahlaki bakış açısı, kârı veya uzun süreli kazancı, bir yarar olarak değerlendireceğinden failin amacı önemsenmeyebilir. Dolayısıyla, kâr etmek, sözgelimi yararcılık açısından, etik davranışın kendisini etik kılabilir. Örneğin, bir otelin atık yönetimi ve çevresel duyarlılık programları çerçevesinde odalardaki tekstili gün aşırı değiştirmesi, su, elektrik ve temizlik malzemeleri gibi kaynakların daha az kullanımından doğan bir maliyet azalması sağlayacaktır. Ahlaki doğrulukta edimi temel alan bakış açısına göre, bu yolla edilecek kâr, çevresel atığın azalması ve doğal kaynakların üzerindeki baskının azaltılmasına ek bir yarar olarak görülebilir ve etik bir çelişki yaratmaz, fakat ahlaki doğrulukta faili temel alan bakış açısına göre, failin niyetinin belirleyiciliği yüzünden etik özelliğini kaybeder (Corvino, 2006) İş Etiğinde Etik Değerlendirme Ölçütleri Uygulanabilir etiğin çalışma alanına giren işletmeler ve iş hayatında etik, geleneksel olarak Yararcılık, Haklar ve Adalet etik kavramlarına dayalı geliştirilen etik uslamlama (ing. ethical reasoning) yöntemleri üzerinden tartışılmaktadır. Zaman içinde diğer etik uslamlama türleri de iş etiği tartışmalarında başvuru kaynağı olarak önerilmiş ve bu türler arasından turizm ile ilişkilendirilmesinin daha kolay olduğu düşünülen üç tanesi ilgi etiği, erdem etiği ve çevre etiği bu bölümde incelenmektedir İşletme Faaliyetleri ve Yararcılık Etiği İlişkisi Daha önce de söz edildiği üzere, yararcılık, bir davranışı ya da kararı diğer bir davranışa ya da davranışlara tercih ederken sonucunun sağladığı yarara odaklanan bakış açısıdır. Diğer bir deyişle, etik olan kararlardan en fazla yarar sağlayacak olanı seçmektir. İşletmelerin, daha spesifik olarak yöneticilerin, verdiği kararlarda, bu bakış açısının izdüşümünü yarar-maliyet yaklaşımında görmek mümkündür. Bu 39

148 maliyetler ya da yararlar, yıllık kâr, zarar, giderler gibi özünde ekonomik, geniş çerçevede topluma olan etkiler açısından sosyal ya da psikolojik olabilir (Lawrence & Weber, 2008). İşletmelerin hacimleri, faaliyet gösterdikleri alanlar ve kullandıkları teknolojiler de göz önüne alındığında, günümüz anlayışında bu yarar ve maliyet eksenini; doğal yaşama, ekolojik dengeye olan etkileri bakımından çevresel, iş ve iş adamlarına yönelik kültürel algılama üzerindeki etkiler kapsamında kültürel ve hatta işletmelerin, faaliyetlerinin ideolojik temeli ve politik sisteme olan etkileri üzerinden sorgulanması açısından politik boyutları da içine alacak şekilde genişletmek mümkündür. Elbette ki bu yararların hangilerinin anlamlı ve ne düzeyde önemli olduğu yine yararcılık bakış açısına sahip failin duruşuna, zaman ve ölçüt gibi diğer anlayışlarına bağlıdır. Örneğin, edimsel yararcı bir bakış açısına sahip bir otel işletmecisi, yalnızca kısa vadeli kazancı anlamlı bir yarar olarak görebilir ve kalite olgusuna odaklanmaktansa, her şey dahil sisteminin uygulanması gibi o anki rekabet gücünü artıracak bir karar almayı etik görebilir. Bununla birlikte, günümüzde işletmeler, bazı tahmin ve öngörü yöntemleri kullanarak giderek daha çok gelecekteki yararları da göz önüne alacak şekilde karar almaya çalışmaktadırlar. Örnek olarak, bir konaklama işletmesinin farklı bir yerde yeni bir tesis açma kararını gelecek yıllardaki maliyetlerinin ve getirilerinin, faiz oranları ve olası riskler/fırsatları değerlendirerek Net Bugünkü Değer (ing. Net Present Value) yöntemiyle karşılaştırarak vermesi gösterilebilir. Bir otelin müşteri memnuniyetini artırmak için bedava internet hizmeti sunması, marka imajını iyileştirme adına kültürel faaliyetlere sponsorluk için ayırdığı bütçeyi artırması, yararcılık bakış açısına göre etik bulunabilecek edimler arasındadır. Yararın öznesinin kim olduğu, önemli bir diğer sorudur. Yararcılık, etik bencilik (yalnızca fail için olan yararın anlamlı olması) ve etik özgecilik (yalnızca diğerleri için olan yararın anlamlı olması) arasında eşitlikçi bir duruş sergiler, yarar açısından işletmenin kendisi ve toplumun diğer üyeleri arasında ayrım yapmaz. Örneğin, müşterilerinin memnuniyeti için bir plajı kamu kullanımına kapatan ve bu yüzden en az müşterilerinin sayısı kadar diğer insanların plajdan alacağı hazzı engelleyen bir tatil köyü, etik olmayan bir seçim yapmış olur. 40

149 Günümüzde hem bilinçlenen toplumun baskısı hem de yasal çerçeveler edimsel yerine tüm tarafları ve gelecekteki sonuçları da kayda alan daha evrenselci ve eşitlikçi yararcılık türlerini cesaretlendirmektedir. Böylelikle yararcılık, turizm dahil bir çok endüstride faaliyet gösteren işletmelerin seçimlerinde, etik bir yol gösterici olabilir. Yararcı etik açısından bakıldığında, kurumsal ve yasal sonuçları yüzünden yalan beyan, sahtecilik, hırsızlık, insan istismarı vb. birçok davranışın gayri etik oluşu daha belirgindir. Ancak, etikçilerin yararcılığa dönük en büyük eleştirileri, özellikle yarar-maliyet hesaplamalarında karşılaştırılan öğelerin nesnel değerlendirilebilmelerinin güçlüğüdür. Yeni açılacak bir tesisin yaratacağı istihdam potansiyeli ve sağlayacağı gelirler parasal anlamda oluşacak giderler ile karşılaştırılabilirken, müşteri memnuniyeti, çalışan ve toplum refahı gibi soyut kavramları aynı düzlemde karşılaştırmak kolay olmadığı gibi zamana ve bakış açılarına göre görecilik içerir. Yeni bir tesisin yaratacağı istihdamdan doğan refah, kaybedilen kamusal alandan dolayı düşen toplumsal refahtan çok mudur? Ya da söz konusu tarihi bir yapının tahsisi ise bu refah kültürel tahribatı haklı çıkarabilir mi? Yararcılık karşılaştırmalar için ortak bir düzlem bulmaya çalışsa da bu düzlemin her türlü koşul ve zamana uyum göstermesi beklenemez İşletme Faaliyetleri ve Haklar Etiği İlişkisi Yararcılığın tek başına yanıt bulmada zorlandığı konularda deontolojik etik kapsamındaki hak kavramı önemli bir rol oynamaktadır. Yararcılıkla açıklanması güç bir durum bazen, hak kavramının yön göstericiliği ile açıklanabilir. Aşağıdaki varsayım bu duruma bir örnektir: Bir işletmenin müşterilerine, daha az gelişmiş bir ülkeden, para karşılığında, ömür boyu her türlü işlerinde kullanabilecekleri insanlar getirmektedir. Müşterilerin hizmetlerinde kullanabilecekleri insan sahibi olmalarının maddi ve manevi memnuniyetinin yanı sıra, kendi rızaları ile ithal edilen bu insanlar da bulundukları ülkede normal şartlarda açlık sınırının altında yaşadıkları için yeni 41

150 sahip lerinin sağladığı barınma ve yiyecek olanakları yüzünden gerçekten mutludurlar. Kimsenin mutluluğu ya da kazandığı yararda bir azalma gözlemlenilmeyen yukarıdaki varsayımın aslında kölelik olduğu ve yasa dışılığı bilinse de etik sorgulamanın özünde yatan haklar kavramıdır. Hak, bir bireyin herhangi bir şeye sahip olma ya da kullanmaya yetkili olması durumudur. Bu yetki yasal bir sistemden kaynaklanıyorsa yasal bir haktır (Velasquez, 1988). Ülkemizde ve birçok ülke de yasal haklar anayasayla belirlenmiştir. Ahlaki standartlardan kaynaklanan haklar ise ahlaki haklardır ve kimi zaman insan hakları olarak adlandırılırlar. Velasquez, ahlaki hakların yasal hakların aksine belli bir coğrafya ile sınırlı kalmadığını, kabul gören bir ahlaki hakkın örneğin işkenceye maruz kalmama hakkı hangi ulustan olursa olsun tüm insanları kapsadığını söylemektedir. Yukarıdaki örnekten hareketle özgürlük, yasal düzenlemelerle de güvence altına alınmış temel bir ahlaki hak olduğundan bu hakkı tüm tarafların rızası dahilinde bile olsa ihlal etmek etik dışıdır. Ayrıca, Velasquez, hakların kaçınılmaz ödevsel yönünü vurgulayarak bir bireyin sahip olduğu bir hakkın, diğerlerine ödevler yüklediğini söylemektedir. Örneğin, bireyin sahip olduğu dilediği şekilde ibadet edebilme hakkı başka insanlara o bireyin ibadetine karışmama ödevini doğurur (Velasquez, 1988). Bu uslamlama ile Velasquez, deontolojik etiğin iş etiğinde uygulanabilirliği için bir sav oluşturmaktadır. Deontolojik etik, sonuç odaklılığın kararları ve faaliyetleri tanımladığı iş hayatındaki etik tartışmalarda yine sonuç odaklı teleolojik etik karşısında zaman içinde güçsüzleşmiştir. Fakat, Micewski & Troy Business Ethics - Deontologically Revisited adlı makalelerinde, sonuç odaklı bir etik anlayışının sonuca giderken seçilen yolların etik niteliğini gölgede bırakma riski bulunduğunu söylemektedir. Özünde doğru ya da iyi olduğu için değil, sonuçlarının getireceği yarar nedeniyle faaliyetlerde bulunmak, çelişki durumlarında kişisel çıkarlar doğrultusunda ve öngörüsüz kararlar vermeye neden olabilir. Frank ve Bowie, örneğin kârda olduğu gibi salt sonuçları için etik olmanın bir paradoks yaratacağını, etik faaliyetlerin yaratması arzu edilen güven, saygı, adanma, motivasyon gibi duyguları yaratamayacağını, dolayısıyla kâra neden olmayacağını yazmaktadır. Deontolojik sav, Kant ın Koşulsuz Buyruk ilkesini işletmelerin ve iş adamlarının 42

151 attıkları adımlarda bir ölçüt olabileceğini savunur, öyle ki tüm iş dünyası için genellenebilecek her türlü karar etik, genellenemeyecek olan ise etik değildir (Micewski & Troy, 2007) İşletme Faaliyetleri ve Adalet Etiği İlişkisi Etik uslamlama yöntemlerinden bir diğeri adalettir. Adalet, bir edimden kaynaklanan yarar ve maliyetlerin toplumda adil dağılması demektir. Adil dağılma, mutlaka eşit dağılım anlamına gelmemekle birlikte, daha çok edimden etkilenen her bir bireyin hak ettiği paya sahip olması anlamındadır (Lawrence ve Weber, 2008). Yararcılık ve haklar kavramları kapsamında bir restoranda çalışan garsonun sarf ettiği çaba sonucu maaş alması gerektiği sonucuna ulaşılabilir, fakat adalet kavramı, işletmenin kazancı ve harcanan emek karşılığında bu maaşın ne düzeyde olması gerektiğini belirler. Velasquez, adalet ve hakkaniyet ile ilgili soruların genellikle üç kategoride toplanabileceğini söyler. Dağıtıcı adalet kategorisi, daha çok yarar ve yüklerin toplumda adil dağıtılması üzerine yoğunlaşır. Yanlış eylemlerde bulunanların adil yargılanması ve adil olan cezaya çarptırılması ile cezalandırıcı adalet ilgilenirken, denkleştirici adalet, bireylerin kayıplarının adil tazminatı konusunu araştırır. Adalet kavramı yoğun ekonomik, politik ve sosyolojik içeriği nedeniyle eşitlikçilik (egaliteryanizm), kapitalizm (anamalcılık), sosyalizm (toplumculuk) ve özgürlükçülüğün (liberteryenizm) odağında olan kavramlar olmuş, her biri adaletle ilgili kendi ölçütlerini koymuşlardır. Her ne kadar her düşüncenin kendi içinde alt gruplaşmaları ve farklılaşması mevcutsa da, genel çizgilerle eşitlikçilik, yararmaliyet dağılımının insanlar arası hiçbir fark gözetmeden, kapitalizm ise topluma yapılan katkı oranında belirlenmesi gerektiğini savunmaktadır. Sosyalizm dağılımın gereksinim ve yetenekler üzerine temellenmesi gerektiğini söylerken, özgürlükçü dağılımda bireysel/özgür seçimler esastır (Velasquez, 1988). 43

152 İşletme Faaliyetleri ve İlgi Etiği İlişkisi Haklar ve adalet kavramı, iş dünyasının yararcı eğiliminde önemli özdenetim düzenekleri olarak görülebilse de, akılcı ve biçimsel çerçevesi açısından, bireyi toplumun bir parçası olarak görmekten çok, soyutlaştırıcı ve idealize edici yaklaşımı eleştiri konusu olmuştur. Önceleri feminist düşüncenin etik düzlemdeki izdüşümü olarak doğan ilgi etiği, özellikle egemen haklar ve adalet kavramlarının geleneksel olarak erkeğe ithaf edilen akılcılık ve bağımsızlıktan çok ilişkileri, sorumlulukları, bireylerin karşılıklı bağlılık ve dayanışmasını vurgular. Tronto, haklar ve adalet temelli ahlak kavramı ile ilgi etiği arasındaki üç önemli farkı aşağıdaki gibi açıklamaktadır: İlk olarak, ilgi etiği Kohlberg in adalet etiğinden farklı ahlaki kavramlar üzerinde durur; bunlar haklar ve kurallar yerine sorumluluk ve ilişkilerdir. İkinci olarak, bu ahlak kavramı biçimsel ve soyut şartlardan çok somut şartlarla ilintilidir. Son olarak bu ahlak, bir ilkeler dizisi halinde değil bir eylem, ilgi eylemi şeklinde kendini gösterir. Gilligian ın farklı deyimiyle ahlak, evrensel, soyut ilkelerle değil, gerçek insanların günlük yaşamlarındaki deneyimleri ve ahlaki sorunları üzerine temellenir (Tronto, 1993, aktaran Reiter 1997: 300). Günümüz toplumunda, bireysellik ve bireysel başarı önem kazanırken, diğerlerinin ihtiyaçlarına ilgi ve özen gösterme rolleri giderek silinmektedir. Erkeğe ve kadına yüklenen geleneksel roller (örn. akılcılık ve yargılayıcılığa karşın sezgisellik ve empati/duygudaşlık) haklar ve adalet etiğinde de kendini göstermektedir, fakat batı medeniyetinin temellerini oluşturan ve geleneksel olarak yüklenen bu rollerin, birleştirmekten çok ayırıcı özellikleri olduğu belirtilmekte ve eleştirilmektedir. Reiter, doğa ve insan davranışı ile ilgili olarak, geleneksel haklar ve adalet kavramının kökeni olarak görülen ayırıcı model ile ilgi etiğinin ilişkilendirildiği bağlayıcı modeli aşağıdaki şekilde özetlemektedir: 44

153 Ayırıcı Model Bağlayıcı Model Doğa; Hiyerarşiktir Dengededir Kullanılmalıdır Nedenseldir Basittir Çoğulcudur Sürekli değişir Korunmalıdır Rastlantısaldır Karmaşıktır İnsanın değer verdiği/ vermesi gerektiği; Bireylerdir Soyutlamadır Usçu, ekonomik adamdır Özerkliktir Bireysel çıkar arayışıdır Tekleştirmedir Ustur Toplumdur Somutluktur Tüm insanlardır Birleşmişliktir Karşılıklılıktır Etkileşimdir Bedendir (Reiter, 1997: 302) Baier in zorunluluk kategorilerinin terk edilmeyip insani bağlar ve dostluğu içeren bir sevgi ve güven etiği (Baier, 1985; aktaran Beauchamp & Childress, 2001) olarak nitelediği ilgi etiğini, hizmet endüstrilerinde, özellikle de konaklama işletmeleri gibi ağırlama sektörü aktörlerinin etik çelişkilerinde rol gösterici rol oynayabileceğini aşağıdaki çıkarımlar destekleyebilir: Ağırlama sektörleri insan odaklı sektörler olup, çalışan-müşteri, çalışançalışan etkileşiminin yüksek düzeyde ve çok çeşitli çerçeveler içinde gerçekleştiği ortamlardır. Örneğin, bir otelde müşteri giriş ve çıkış işlemleri için resepsiyon, oda ile ilgili hizmetler için kat hizmetleri, yiyecek içecek hizmetleri için otel restoranı ve barı, organizasyonlar için banket servisi ve konaklama dışı bilgilendirme hizmetleri için ise konsiyerj ile iletişime geçer. 45

154 Aynı şekilde farklı etkinlikler içinde olan bu bölümlerin çalışanları gün içinde birçok kez kendi içlerinde etkileşime geçer. İnsan etkileşiminin yoğun olduğu diğer sektörlerde de olduğu gibi davranış ve faaliyetlerde standartlaşmanın zorluğu, yararcılık, haklar ya da adalet etiğinin kuralcılığının yaşanan çelişkilerde muğlâk kalmasına ya da arzu edilen bir takım davranışları (örn. ikramda bulunma, güler yüzlülük) cesaretlendirememesine neden olabilir. İlgi etiği, ilişkilere, karşılıklı sorumluluklara, ihtiyaçlara gösterilmesi gereken ilgiye, dostane, saygılı bir ortamın oluşmasına yaptığı vurguyla, gün içinde karşılaşılabilecek etik sorunlara ışık tutabilir. İlgi etiğinin temelindeki sözde eril dişil özellikler ayrımı, batı toplumlarının, özellikle de Anglo-Sakson bakış açısını yansıtmaktadır. Bu bakış açısına göre hırs, rekabetçilik, ben-merkezcilik, güç, maddi zenginlik ve başarı, Hofstede nin 64 ülkede ulusal kültür ve iş ortamına yansımaları üzerine yaptığı araştırmasına göre eril özellikler kabul edilmiş, öte yandan tevazu, ilişkilere ve diğerlerine ilgi gösterme ile yaşamda miktardan çok kaliteye önem verme gibi özellikler ise dişil özellikler olarak adlandırılmıştır. Bu özellikler üzerinden puanlanan ülkeler arasında, örneğin İngiltere, ABD gibi ülkeler daha eril özellikler sergilerken, İsveç, Norveç gibi ülkeler daha dişil bir kültüre sahiptir. Hofstede nin metodolojisi ile eleştiri çekmiş olsa da kapsamı oldukça geniş olan çalışmasında dikkat edilecek bir husus Türkiye de de, ilişkilere verilen önem ve diğerlerine karşı gösterilen ilginin yoğun olmasıdır. Öte yandan, çalışmada Türkiye nin bireyciden çok ortaklaşacı (kolektivist) bir toplum olarak gözükmesi yine ilişkilerin ve grup aidiyetinin önemine işaret etmektedir (Hofstede & Hofstede, 2005; geerthofstede.nl; clearlycultural.com). Tüm bunlar ilgi etiğinin vurguladığı noktalardır. Diğer endüstrilere oranla turizm endüstrisinde kadınların istihdam şansı daha yüksektir. Bu durum, dişil kökenlere dayandırılan ilgi etiği ilkelerinin 46

155 etkinliğinin artması açısından turizmin elverişliliğini artırmaktadır. Avrupa Komisyonu İstatistik Bürosunun (Eurostat) 2007 yılı istatistikleri, Avrupa turizm istihdam istatistiklerinde kadın çalışanların oranını %56, konaklama sektöründe çalışan kadınların oranını ise %60 olarak göstermektedir. Bu oran, tüm sektörlerde kadınların sahip olduğu %45 lik orandan fazla olması nedeniyle kadınlar için elverişli bir tablo ortaya koymaktadır. Fakat Türkiye bu oranın altında gösterilmiştir. Türkiye genelinde çalışan kadınların oranı %26, otel ve restoranlarda çalışan kadınların oranı ise %14 tür. Öte yandan, turizmde çalışan kadınlar arasında tam zamanlı kayıtlı olanların yüzdesi %95 ile Türkiye genelinde tam zamanlı kadın çalışanların yüzdesinden (%80) yüksektir (epp.eurostat.ec.europa.eu). Türkiye İstatistik Kurumu 2009 yılı istatistiklerinde, hizmet sektörünün %40 ını oluşturan kadınlar, otel ve restoranlarda kayıtlı istihdamın %18 ini oluşturmaktadır (tuik.gov.tr). Turizm Araştırmaları Derneği nin (TURAD) Temmuz 2009 araştırmasına göre ise turizm sektörlerinde çalışan kadınların toplam oranı %25 olarak verilmiştir (turad.org) İşletme Faaliyetleri ve Erdem Etiği İlişkisi Erdem etiği, sonuççu ya da deontolojik bakış açısından farklı olarak erdem kabul edilen bireysel özelliklerin geliştirilmesi üzerinden benci bir yaklaşıma sahiptir. Shaw ve Corvino, erdem etiğinin iş dünyasında yol gösterici olabileceğini aşağıdaki üç özelliğe bağlar: Kişisel karakter gelişimi yapılan vurgu ile birey yıllar içinde kendi kendini eğitir ve alışkanlıklar oluşturur, böylelikle ahlak (etik) dışı davranışlara karşı bir direnç oluşturur Ahlak (ya da etik) bir kurallar silsilesi olmaktan çıkarak kişisel doygunluk göstergesi olur 47

156 Kurumsal başarı daha geniş bir kavram olur; mali kazancı kapsasa da kişisel çıkarı toplumsal çıkardan soyutlamaz (Shaw & Corvino 1996). Turizm alanında turistlerin ve turizm profesyonellerinin etik yönlendirilmesinde, erdem etiği; açık fikirli, kültürlere saygılı, tüketimde ölçülü ve hoşgörülü turist karakterinin oluşmasında, turizm profesyonelleri için yaptığı işte en kaliteli olma, iyi bir üne sahip olma, dürüstlük, yardımseverlik gibi kurum kimliğine atfettirilebilecek ve turistlerin algılarında konumlanabilecek erdemlerin oluşması yönünde anlam kazanabilir İşletme Faaliyetleri ve Çevre Etiği İlişkisi Geleneksel etik uslamlama yöntemlerinin ortak bir noktası antroposantrik (insaniçinci - insan merkezli) olmalarıdır. Yararcılar, yalnızca ussal yetileri olanların yararını düşünür; haklar, insan haklarıdır ve adalet, özünde insanlar arasında oluşan bir kavramdır. Üç semavi dinin doğayı insana tabi kılması ve etik savların bu görüşü yansıtması, doğaya verilen önemi araçsal; içsel önem taşıyan insana yararı dokunması nedeniyle değerli kılar. Örneğin, ormanı korumak iyidir, çünkü böylelikle insanın soluyacağı havanın temizlenmesine katkıda bulunulur larda şekillenmeye başlayan çevre etiği, sürdürülebilir çevre gereksiniminin yalnızca insan gereksinimi için mi olduğunu yoksa çevrenin ve tüm insan dışı üyelerinin kendi içsel değerlere sahip olup olmadığı sorusunu gündeme getirmiştir (Brennan ve Lo, 2009). Singer, yararcı bakış açısının bilinci olan (hazzı ve acıyı hissedebilen) tüm varlıkları kapsaması gerektiğini söylerken (Singer, 1993), kimileri de doğanın ve insan dışı üyelerinin içsel bir değer taşıdığını ve haklar kavramı çerçevesinde içsel değer taşıyan insanlara olduğu kadar bu unsurlara karşı da ahlaki bir sorumluluk bulunduğunu belirtmektedir. Modern etik savları etkilemiş olan çevre etiğinin pratik amacı ise kimilerine göre, insaniçinciliğini terk etmeyen fakat daha aydınlanmış bakış açısı ile de açıklanabilir, çünkü bu bakış açısına göre insanın doğal çevreye 48

157 yönelik taşıdığı ahlaki ödevler, o çevrenin bir parçası olan insanlara karşı olan doğrudan ödevlerin bir sonucudur (Brennan ve Lo, 2009). 49

158 DÖRDÜNCÜ BÖLÜM 4. TURİZMDE GLOBAL ETİK İLKELER VE İŞ ETİĞİ İLİŞKİSİ 4.1. Turizmde Global Etik İlkelerin İş Etiği Açısından Değerlendirilmesi Dünya Turizm Örgütü Turizmde Global Etik İlkeleri (TGEİ) ile sürdürülebilirlik, sosyo-ekonomik kalkınma ve dünya barışına ulaşmada önemli bir araç olarak görülen turizm etkinliklerine ve turizm kalkınmasına yön verecek bir referans kaynağı oluşturulması hedeflenmektedir. Çok paydaşlı ve çok boyutlu turizm endüstrisindeki etkinliklere yönelik bir şemsiye etik kod olma özelliği taşıyan söz konusu ilkeler dizisi, elbette ki her bir sektörün kendine özel karakterini ve bu karakterden doğan hassasiyetleri yansıtamamaktadır, fakat insan gücüyle yürüyen turizmin aktörlerinin sundukları hizmetlerin deneyim odaklı doğası, etkileşimleri, bu aktörlerin oluşturdukları değer zincirleri ve her bir aktörün temelde insan davranışı/hareketi ile desteklenmesi, turizmin alt sektörlerini birbirine bağlayan önemli bağlardır. Global Turizm Etik İlkeleri, turist ya da yerli halk olarak adlandırılsın, turizmin başrol oyuncuları olan insan toplulukları arasında refahın ve karşılıklı anlayışın gelişmesi için benimsenmesi gereken tutumları ve yerine getirilmesi gereken davranışlara yönelik bir kod niteliğindedir. Bu bölümde Dünya Turizm Örgütü nün Turizmde Global Etik İlkeleri, daha önce tanımlanan ve iş etiğindeki tartışmalarda kaynak olarak kullanılan Haklar Etiği, Adalet Etiği, Yararcılık Etiği, İlgi Etiği, Erdem Etiği ve Çevre Etiği gibi etik uslamlama (ing. ethical reasoning) ölçütleri üzerinden değerlendirilmektedir. 50

159 Madde 1: Turizmin Toplumlararası Karşılıklı Anlayışa Katkısı 1. Felsefi ve ahlaki değerler ile kültürel ve dini değerlerin çeşitliliğini kavramak ve bunlara saygı göstermek, sorumlu turizmin temeli ve sonucudur. Turizmin gelişmesinde etkili olan taraflar ve bizatihi turistler, ulusal azınlıklar ve yerli halk da dahil tüm insanların sosyal ve kültürel değerlerine önem vermelidir. 2. Turizm faaliyetleri, ev sahibi bölge ve ülkenin özellik ve gelenekleriyle uyum içinde, alışkanlık ve yasalarına saygı gösterilerek gerçekleştirilmelidir. 3. Ev sahibi topluluk ve yerel profesyoneller, bölgelerine gelecek turistlerin yaşam şekli, beklentileri ve damak zevklerine saygı göstermelidir. 4. Turist ve beraberindeki eşyanın güvenliğinden kamu görevlileri sorumludur. Turistin her türlü zarardan korunması için kamu görevlileri gerekli önlemleri almalıdır. Turistik tesislerin ve kültürel / doğal mirasın korunması milli yasalarla güvence altına alınmalıdır. 5. Başka yöreleri ziyaret eden turistler, her türlü suç, yanlış davranış ya da yerel halkı incitici veya küçük düşürücü davranışlardan kaçınmalıdır. 6. Turist, hangi destinasyonu ziyaret ediyorsa orayla ilgili sağlık, güvenlik başta olmak üzere asgari bilgileri edinmekle yükümlüdür. Turizmin Toplumlar arası Karşılıklı Anlayışa Katkısı maddesi, öncelikle yerel halkın doğal haklar olarak bilinen ahlaki haklar ile kültürel ve sosyal haklarına dikkat çekmektedir. Daha önce de bahsedildiği gibi haklar etiği, bireylerin, yararcılık ya da diğer ahlaki standartların yadsıyamayacağı sahipliklerini, yetkilerini kapsar. Bireyin bu yetkileri kullanma hakkı, aynı şekilde toplumun diğer üyelerinin de bireyin hakkını kullanmasına engel olmama yükümlülüğünü getirir. Dolayısıyla, yerel halkın ilgili haklarını kullanmasına turist veya turistik etkinlikler engel olmamalıdır. Karşılıklı olarak, yerel halklar da kendi mahalleri dışında çıkmış olsalar dahi turistlerin yaşayışları ile ilgili yadsınamayacak (ahlaki haklarının yanısıra korunma, güvenlik, vb.) haklarını engellememelidir. Ayrıca devletin bu hakların 51

160 güvence altına alınmasında üzerine düşen görevler, yararların ve zararların toplumda adil dağılımının sağlanması açısından adalet çerçevesinde değerlendirilebilir. Yukarıda belirtilen madde, yararcılık temelinde açıklayabileceğimiz önermeler de içermektedir. Turistlerin gittikleri destinasyonda yasalara ve kurallara uygun davranmaları, suçtan ve kırıcı davranıştan sakınmalarının yanı sıra güvenlik ve sağlık koşulları ile ilgili ön bilgiye sahip olmaları, bunun aksine oranla daha az toplam zarara neden olacaktır. Doğru davranış daha çok yarar sağlayan olacağından etik davranıştır. Devletin kültürel ve doğal miras gibi diğer insan-dışı unsurları koruması, sürdürülebilirlik kapsamında düşünüldüğünde, yararcı etiğe daha uygundur, çünkü bu unsurların korunması gelecekte de yarar sağlamalarına (yerel halkın hazzı, cazibe yaratması, vb.) olanak sağlayacaktır. Ulusal azınlıklar ve yerli halk da dahil tüm insanların sosyal ve kültürel değerlerine önem verilmesi önermesi ve turistlerle yerli halkın karşılıklı saygılarına yapılan vurgu, yararcı, hakçı ya da adaletçi bakış açılarının asgari gerektirdiklerinin ötesinde davranışları, tutumları özendirmektedir. Sorumlu turizm adı altında turistlerden yerli halkın değerlerine hasar vermemekten öte önem verilmesi, yerel paydaşların da turistlerin seyahat haklarını engellememenin ötesinde kişisel beklenti ve zevklerine saygı göstermeleri, karşılıklı ilişkilerde sorumluluk ve özene vurgu yapan ilgi etiğini akla getirmektedir. Maddenin başlığının da Turizmin Toplumlararası Karşılıklı Anlayışa Katkısı olması, maddenin içeriğinin temel haklara saygıdan öte olumlu ilişkilerin kurulması ve kültürel duyarlılığa işaret etmektedir. Bu yönleriyle ilgi etiğinin ilişkiler, karşılıklı sorumluluk, toplumculuk odaklarını yansıtmaktadır. Madde 2: Turizmin Bireysel ve Kolektif Yönleri 1. Genelde dinlenme, spor ve kültürle ilgili bir faaliyet olan turizm, bireysel ve kolektif organizasyonun bir unsuru olarak açık görüşlülükle 52

161 gerçekleştirildiğinde, kendini eğitme ve toplum / kültürler arası farkları öğrenmek açısından önemli fırsattır. 2. Turizm faaliyeti insan haklarının, özellikle de çocuk, yaşlı, engelli, etnik azınlıklar gibi daha savunmasız grupların bireysel haklarının gelişmesine katkı sağlamalıdır. 3. Hangi şekilde olursa olsun insan sömürüsü, özellikle cinsel açıdan ve çocuklara uygulandığında, turizmin temel amaçlarına karşıdır ve bu turizmin bir eksikliğidir. Tüm ülkeler tarafından gerekli yasal önlemler alınarak, yasaklanmalı ve cezalandırılmalıdır. 4. Din, sağlık, eğitim, kültür, dil öğrenme amaçlı seyahatler, turizmin yararlı türleridir ve teşvik edilmelidir. 5. Turizmin ekonomik, sosyal, kültürel faydalarının ve getirdiği risklerin ülkelerin eğitim programlarına alınması desteklenmelidir. Maddenin başlığı Türkçede Turizmin Bireysel ve Kolektif Yönleri olarak çevrilmişse de resmi İngilizce metinde Tourism as a vehicle for individual and collective fulfilment (Bireysel ve toplu doygunluk aracı olarak turizm), Fransızca metinde ise Le tourisme, vecteur d épanouissement individuel et collectif (Bireysel ve toplu gelişim aracı turizm) olarak geçmektedir. Bu başlıklar, açık görüşlü olma, kendini eğitme, toplumsal ve kültürel öğrenmeye dayalı öz gelişimsel önermelerle uyumludur. Turizm yalnızca haz amaçlı bir etkinlik değil, kişinin kendisini geliştirmesi için de bir fırsattır. Dolayısıyla buradaki doygunluk, kişinin gizil gücüne ulaşmasından doğan doygunluk, gelişimden doğan doyumdur. Bu yönleriyle maddenin erdem etiği ilkelerini çağrıştırdığı söylenebilir. Turizm, bireyin erdem kabul edilen açık görüşlülük, dünya görmüşlük ve hoşgörü gibi özelliklerinin geliştirmesine uygun bir ortamdır ve turistik etkinlik de bu erdemleri geliştirdiği sürece etik bir etkinliktir. 53

162 Turizmin, ahlaki haklar olarak da bilinen insan haklarına yaptığı vurgu yararcı ya da diğer ahlaki uslamlamalar farklı çıkarımlar yapsa da bir takım hakların yadsınamayacağıdır (rıza ile olsa bile köleliğin ahlak dışı olduğu önceki örnekteki gibi). Daha da ötesi, cinsel sömürü, çocukların sömürüsü gibi örnekleri verilen insan sömürüsüne dayalı hak ihlalleri yalnızca kötü turizm örnekleri ya da turizmin kötü etkileri olarak değil, turizmin bertaraf edilmesi (İng. negation, Fra. négation), yokumsanması olarak tanımlanmaktadır. Çünkü, bu tür eylemler turizmin asli amaçlarıyla çelişmektedir. Bu önermelerin önemi, turizmin ahlaki bir değerinin olduğuna, diğer bir deyişle turizmin etik bir etkinlik olduğuna işaret etmesidir. Etik doğası, ilkelerin genelinde bahsedilen yerel ekonomiye, sürdürülebilirliğe katkısı, toplumsal ve kültürel diyalogu güçlendirmesi, hatta erdemli yönünden geliyor olabilir. Özetle, turizmin kendisi etik bir eylemdir; etik olmayan bir turizm türü, zaten turizm olmadığı çıkarımı yapılabilir. Turizmin özellikle de çocuk, yaşlı, engelli, etnik azınlıklar gibi daha savunmasız grupların bireysel haklarının gelişmesine katkı sağlaması ve insan sömürüsünün tüm ülkeler tarafından gerekli yasal önlemler alınarak, yasaklanması ve cezalandırılması önermeleri adalet kavramına işaret etmektedir. Özellikle savunmasız, ya da kimilerine göre dezavantajlı bu grupların haklarını geliştirme, denkleştirici adalet çerçevesinde değerlendirilebilir. Bu çerçevede günümüzde olumlayıcı eylem (affirmative action) örneklerini görmek mümkündür. Ailelerin çocukların turistik etkinliklere dahil etmelerini kolaylaştıracak (konaklama, ulaşım, yeme-içme tesislerinde) indirimlerin uygulanması bu örneklerden biridir. Aynı şekilde engelli ve yaşlıların turizm etkinliklerine katılımları ve aldıkları yararın artırılması için dünyada ve Türkiye de engelsiz turizm (ing. accessible tourism) girişimlerinde bulunulmaktadır. Avrupa Konseyi Parlementer Meclisi Üyeleri tarafından 2009 da Yaşlılar için Turizm başlıklı bir önerge yayınlanmış, bu önergede turizmin yaşlılar için bir toplumsal içerilme yolu olması için gerekli turistik programların hazırlanması çağrısında bulunulmuştur (Council of Europe, 2009). Türkiye de engellilerin yaşam standartlarının yükseltilmesi için çalışan Alternatif Yaşam Derneği (AYDER) engelsiz turizmin yaygınlaşması için çaba 54

163 göstermektedir. Bu çabaların bir sonucu olarak TÜRSAB ile işbirliğinde 2006 yılında, engellilerin turizm etkinliklerinde varlığının ilerletme yollarını arayan Engelsiz Turizm Komitesi kurulmuştur (tursab.org.tr). Konaklama işletmelerinin ve cazibe alanlarının engelli ve yaşlı turistlerin erişimini kolaylaştıracak altyapı ve hizmetlerle donanması gibi etkinlikler içeren engelsiz turizm ile ilgili atılan somut adımlar arasında, İzmir Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü nün Efes ve Bergama Ören Yerlerini engellilerin ziyareti için elverişli hale getirme çalışmaları ile Çeşme de yapılan engelsiz plaj hazırlıkları verilebilir (turkiyeturizm.com). Metin, insan sömürüsü suçlarına, gerçekleştiği ülkeler ve suçluların uyruklu oldukları ülkelerce ciddi cezalar verilmesinin üzerinde durmaktadır. Cezalandırıcı adalet kapsamına giren bu önermeler, adalet sorumluluğunu ilgili tüm ülkelere yüklemektedir. Eğitimin BM İnsan Hakları Bildirgesi nde bir insan hakkı olarak belirtilmesinin yanı sıra, doğru ve tam bilgilendirmenin, bilgisizlikten doğacak yanlışlıkları ve zararları önlemesi açısından yararcı çerçevede de etik olduğunu söyleyebiliriz. Turizmin ekonomik ve kültürel yararlarının yanı sıra riskleri ile ilgili doğru ve tam bilginin eğitim programlarına dahil edilmesi, uzun vadede turizmin arzulanan sonuçlarını doğurmasına da olanak sağlayacaktır. Madde nin resmi versiyonunda (ing.) din, sağlık, eğitim, kültür, dil öğrenme amaçlı seyahatlerin, turizmin bilhassa yararlı türleri olduğu ve teşvik edilmesi gerektiği söylenilmektedir. Buradaki yararcı bakış açısı nı haklı çıkaracak unsurları, insan sağlığı, eğitimi, kültürler ve dinler arası diyaloga olan olumlu katkılarda görmek mümkündür. Öte yandan bu unsurlar, BM İnsan Hakları Bildirgesi nin işaret ettiği haklar dahilindedir ve bu unsurlar üzerinden şekillenen turizm türleri, söz konusu hakların edimini kolaylaştırır. Sağlık turizmi kapsamında, diğer bir deyişle bireylerin yurt içi ya da yurt dışındaki daha düşük fiyatlı ya da daha gelişmiş sağlık hizmetlerinden yararlanmak için seyahat edebilmesi, bireylerin sağlık ve refahı için yeterli yaşam koşullarının sağlanması için gereken tıbbi bakım hakkı; eğitim turizmi 55

164 ile örneğin yüksek eğitimin istihkak temelli olarak herkese açık olması haklarının edimine olumlu katkı söz konusudur. Din turizmi ise (örn. hac ziyaretleri, tinsel seyahatlar) BM İnsan Hakları Bildirgesi nin düşünce, vicdan ve din özgürlüğü dahilinde bireylerin din ya da inançların özgürce yaşayabilme, pratik edebilme haklarının bir uzantısı olarak görülebilir (un.org). Madde 3: Sürdürülebilir Gelişmenin Unsuru Olarak Turizm 1. Turizmin gelişmesinde bütün taraflar, sağlam, sürekli ve sürdürülebilir ekonomik büyüme perspektifinde doğal çevreyi korumakla yükümlüdür. İhtiyaçların giderilmesinde gelecek nesiller dikkate alınmalıdır. 2. Kaynak tasarrufu, özellikle de su ve enerji tasarrufu sağlayan ve atık azaltan yöntemlere öncelik tanıyan turizm türleri, ulusal / bölgesel / yerel kamu yetkililerince teşvik edilmelidir. 3. Okul tatilleri gibi turist akışının arttığı dönemler, turizmin çevre üzerindeki etkisini azaltacak şekilde düzenlenmelidir. 4. Turizm altyapısı ve faaliyetleri, ekosistem, biyoçeşitlilik ve vahşi yaşamın korunmasını sağlayacak şekilde hazırlanmalıdır. 5. Doğa turizmi ve ekoturizm, turizmin gelişmesi ve zenginleşmesinde rol oynayan temel unsurlar olarak kabul edilmelidir. Doğal çevrenin korunması, zararların asgariye indirilmesine yönelik önlemlerin alınması yolu ile turizmde sürdürülebilir gelişimin sağlanmasına yönelik olan söz konusu madde genelde, çevrenin içsel değerleri olduğuna ve bu yüzden insanlığa sorumluluk düştüğünden ziyade, gelecek nesiller ve kaynakların kısıtlılığı düşünüldüğünde sağlanan toplam yararın daha çok olacağı üzerinden bir etik sav geliştirmektedir. Dolayısıyla sürdürülebilir turizm gelişmesinin kökeninde yatan etik değer, yararcı bir etiktir. Turizm etkinliklerinin doğaya muhtemel zararlarını asgariye 56

165 indirecek turizm türlerinin teşviki ayrıca adalet kavramı kapsamında da değerlendirilebilir, çünkü turistlerin belli bir süre için bulundukları ve haz, doygunluk, dinlenme gibi yarar sağladıkları destinasyonlara yapılan zararı asıl hisseden gruplar, çoğu zaman orada sürekli ikamet eden yerli halktır. Özellikle de turistlerin faydalandıkları kadar faydalanamamalarına rağmen turizmden kaynaklanan zararın büyük kısmını yüklenmeleri, adaletsizlik olarak görülebilir. Dolayısıyla yerel otoritelerin turizmin çevreye olan zararlarını azaltacak yöntemleri ve turizm türlerini teşvik etmesi, toplumdaki yarar-zarar dağılımını olumlu etkileyecektir. Turizm altyapılarının ve turizm etkinliklerinin, ekosistem, biyoçeşitlilik ve özellikle nesli tükenme tehlikesinde olan vahşi yaşam türlerini koruyacak şekilde hazırlanmasının gerekliliğinin, yararcılığın ötesinde bu yaşam türlerine içsel bir değer atfetmekten kaynaklandığı ileri sürülebilir. Yine de bu tutumu, aydınlanmış insaniçinci/antroposantrik bakış açısı ile de açıklamak mümkündür: insanın doğal çevreyi koruması, bu çevrenin bir parçası olan insanlığa karşı doğal bir sorumluluktur. Bu sorumluluk sonucu zaten etik olan gerekli düzenlemelerin, uygulamaların hayata geçirilmesidir. Zira ekosistem, biyoçeşitlilik ve sayısı en az vahşi yaşam türlerinin korunması uzun vadede doğal dengeden ya da dengesizlikten etkilenecek olan insanlığın biyolojik ve ekonomik yararınadır. Bu unsurlar üzerinden yapılan ekoturizm, biyoturizm vb. turizm türlerini düşündüğümüzde de bu etkinliklerin gelecekte sürdürülebilmesi açısından koruma tedbirleri önemlidir. Madde 4: Kültürel Mirası Kullanan ve Zenginleştiren Unsur Olarak Turizm 1. Turizm eserleri, insanoğlunun ortak mirasıdır. 57

166 2. Turizm politikası ve turizm faaliyetleri, sanatsal / arkeolojik / kültürel mirasa saygı içinde gelecek nesiller dikkate alınarak yürütülmelidir. Müzeler, anıtlar, tarihi kalıntılar özel korumaya alınmalıdır. Özel mülke ait kültürel mirasın halka açılması, sahiplerinin izniyle, desteklenmelidir. 3. Kültürel alanların ziyaretinden elde edilen gelirin en azından bir bölümü, bu alanların korunması ve geliştirilmesi için kullanılmalıdır. 4. Turizm faaliyetleri, geleneksel kültürel ürünlerin bozulması ya da standardize edilmesi yerine, yaşaması ve gelişmesine olanak verecek şekilde programlanmalıdır. Kültürel, tarihi ya da arkeolojik miras unsurlarının kime ait olduğu uzun süredir tartışılan bir konudur. Seedan gibi yazarlar arkeolojik mirasın o ülkede yaşayan ve geçmiş yaşamların, etkinliklerin ve yaratıcılığın arkeolojik kalıntıları içinde görünür ve görünmez tarihsel bir mirasla çevrelenmiş olan halka ait olduğunu söylese de UNESCO, özünde tüm kültürel mirasın aslında tüm insanlığa ait olduğunu savunmaktadır (Seedan, 1994). Madde de, turizme kaynak olan tüm mirasın insanlığın ortak mirası olduğunu fakat içinde bulunduğu ülkenin bir takım özel haklara ve sorumluluklara sahip olduğunu söylemektedir. Eğer bu unsurlar tüm insanlığa ait ise üzerlerinde tüm insanlığın hakları bulunmaktadır. Bu haklar gerek yerele gerekse ziyaretçilere, diğerlerinin de bu sahiplik haklarından yararlanabilmelerini engellememe ödevini yükler. Kültürel alanların genel ziyarete açılmasının gerekliliği buradan gelmektedir. Bu ödevin kapsamı yalnızca günümüzdeki diğerlerine değil gelecektekilere de uzanır. Zira UNESCO 1997 yılında kabul ettiği Günümüz Kuşaklarının Gelecek Kuşaklara Karşı Sorumlulukları Bildirgesi nde somut ve somut olmayan kültürel mirasın günümüz kuşaklarınca korunup gelecek kuşaklara aktarılması sorumluluğunu yükler (portal.unesco.org). Bu şekilde adalet kavramı da geleceğe taşınmış olur. İnsanlığın şu anki yararlarının gelecektekiler için daha fazla zarar yaratması adaletsizliktir ve etik değildir. Dolayısıyla yararların, örneğin mali yararların bir kısmı, kültürel unsurların bakımı, korunması için harcanmalı böylelikle olası zararların asgariye indirilmesi 58

167 sağlanmalıdır. Çünkü yine UNESCO, sürdürülebilir turizmi, kültürel değerlerin korunmasında en önemli kaynaklardan biri olarak görmektedir (whc.unesco.org, portal.unesco.org). Çevre kavramında olduğu gibi, kültürel unsurlar ile akla gelecek bir soru da estetik, kültürel, vb. içsel değerleri olduğu için onlara karşı da sorumluluğumuz olabileceğidir. Kültürel miras unsurları ziyaretler sırasında ziyaretçilere yarar sağlarken kendileri yıpranmakta, zarar görmektedir. İnsaniçinci/antroposantrik olmayan bir bakış açısı, ziyaretlerden edinilen mali kazancın bir kısmının bu unsurların korunması ve geliştirilmesi için harcanmasını, hakları olduğu ileri sürülebilecek bu unsurlara yönelik adaletin tam olarak yerine gelebilmesi için gerekli görecektir. Dünya da kültürel varlıkların salt içsel değerlerinden dolayı korunduğuna işaret edebilecek örnekler bulunmaktadır. İngiltere deki Stonehenge in ziyaret edilebilirliği, ziyaretçiler ve unsur arasına belirli bir mesafe konulması ile kısıtlanmıştır (english-heritage.org.uk). Mekke de bulunan Kabe nin içine ise özel konukların ziyareti ya da temizlik dışında girilmesi yasaklanmıştır (brillonline.nl). Son olarak somut olmayan kültürel miras öğelerinin korunması, yozlaşma ve standartlaşmayı önleyecek şekilde yaşatılması ve geliştirilmesinin gerekliliği bu unsurların ilgili toplulukların kültürel hakları ile birebir ilintili olmasından gelmektedir, çünkü UNESCO somut olmayan kültürel miras ile ilgili olarak Somut olmayan kültürel mirasın önemi, kültürel ifadelerin kendisi değil daha çok bir kuşaktan diğerine aktarılan bilgi ve beceri zenginliğidir. Bu bilgi aktarımının toplumsal ve ekonomik değeri bir ülkedeki azınlık ve çoğunluk gruplar bir anlam taşımaktadır ve gelişmiş ülkeler için olduğu kadar gelişmekte olan ülkeler için de önemlidir (unesco.org). demektedir. Örneğin yöresel el yapımı heykelcikler, gördüğü ilgi üzerine seri üretimle büyük ölçeklerde yapılıp kolay ulaşılır ve ucuz bir şekilde turistlerce temin 59

168 edilmesi, heykelciğin küçük ölçekli üretimine göre daha çok toplam yarar yaratabilir fakat bu yarar ilgili grubun ne kadar küçük ya da azınlıkta olursa olsun kültürel bir hakkını ihlal ediyor olabilir. Bu durum etik bir ihlal anlamına da gelmektedir. Madde 5: Ülke ve Toplumların Refahını Artıran Bir Faaliyet Olarak Turizm 1. Yerel nüfus, turizm faaliyetlerinin ekonomik, sosyal ve kültürel faydalarından, özellikle de turizmin yarattığı doğrudan ve dolaylı istihdamdan yararlanmalıdır. 2. Turizm politikaları, ziyaret edilen bölgedeki yaşam standardının yükseltilmesine katkıda bulunacak şekilde uygulanmalıdır. Turizm tesislerinin planlanması, mimarisi ve işletilmesi yerel ekonomik ve sosyal dokuya entegre olacak şekilde yürütülmelidir. Yetenekler eşit olduğunda, yerel işgücü tercih edilmelidir. 3. Sorunlu kıyı bölgeleri, adalar, kırsal alanlar gibi ekonomik faaliyetlerin yeterince gelişmediği bölgelerde turizm, refah yaratan bir araç olarak dikkate alınmalıdır. 4. Turizm yöneticileri, özellikle yatırımcılar, gerçekleştirecekleri projelerin çevre ve doğal yaşama etkisini inceleyen araştırmalar yapmalıdırlar. Şeffaflık ve nesnellik içinde, yapmayı planladıklarını yerel halkla paylaşmalı, projelerin olası sonuçları hakkında halkı bilgilendirmelidirler. Bu maddenin temelinde adalet, daha spesifik olarak dağıtıcı adalet kavramı yatmaktadır. Turizm etkinliklerinin en çok maruz kaldığı eleştirilerden biri, daha çok gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ya da az gelişmiş ülkelere doğru gerçekleşen turizm hareketinde, düşük fiyatlı hizmetler gibi yararların çoğunluğu ziyaretçilerin olurken, yerel halkın yarardaki payı küçük, zarardaki payı ise kirlilik, doğal ve kültürel çevrenin tahribatı ve pahalılık gibi sonuçlardan dolayı yüksektir. Etik müdahaleler, yerel yaşam standartlarını yükseltici turizm politikalarının izlenmesi, 60

169 yalnızca üst yapıların değil genel altyapının iyileştirilmesi, yerel ekonomiye doğrudan girdileri artırıcı yatırımların yapılması ve yerel istihdamın artırılması gibi yarar-zarar dağılımının eşitlenebilmesi yolunda yapılacak olanlardır. Madde ekonomik ve istihdam ile ilgili yarar adaletsizliği önlemek için olumlayıcı eylem önerisinde de bulunmaktadır. Bir konaklama işletmesinin personel alımında yeteneklerin eşit olması durumunda yerli turizm okulları mezunlarını tercih etmesi, malzeme gereksinimlerini yerel kaynakları kullanarak gidermesi böylesi olumlayıcı eylemlere örnek olarak verilebilir. Bunların yanı sıra turizmin, az gelişmiş bölgelerde ekonomik bir katalizör olarak cesaretlendirilmesi, turizm profesyonellerinin yatırım ve uzun süreli planları ve bu planların olası etkileri ile ilgili yerel nüfusla daha saydam ve nesnel bir iletişim içinde olması gibi önermeler ilgi etiğinin toplumcul odağını, çevreden soyutlanma yerine onun bir parçası olarak hareket etme eğilimi ile örtüşmektedir. Çünkü olası adaletsizliklerin topluma yararı dokunan ya da zararı azaltan fakat turizm etkinliklerini yine de toplumdan soyutlayan denkleştirici eylemlerle giderilmesi mümkündür. Bu duruma bir otelin neden olduğu çevre kirliliğini gidermek üzere atık arıtma yatırımları yapması ya da havayolu şirketlerinin bölgede ağaçlandırma yapması örnek olarak verilebilir. Her ne kadar sosyal sorumluluk projeleri olarak görülebilecek bu eylemlerin yararları yadsınamayacaksa da yerelin gerçekleşen turizm eylemleri ile bütünleşmesi, yerel üreticiler ile değer zincirlerinin, iş kümelerinin oluşturulması, kısacası yerel nüfusun turizm etkinliklerinde birincil yararlanıcı olması, ancak bu nüfusa duyulan ilgi ve sorumluluk duygusunun bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Madde 6: Turizmin Geliştirilmesinde Tarafların Yükümlülükleri 1. Turizm yöneticileri, turistlere gidecekleri yer, seyahat koşulları, konaklama tesisi hakkında gerçekçi bilgiler sağlamakla yükümlüdür. Kontratta taahhüt edilen doğa, fiyat ve hizmet kalitesiyle ilgili herhangi bir ihlal durumunda, ödenecek tazminatla ilgili açık ve anlaşılır hükümler bulunmalıdır. 61

170 2. Turizm yöneticileri, kamu görevlileriyle işbirliği yaparak, turistlerin güvenliği ve sağlığını güvence altına almakla yükümlüdür. Bu amaçla bir sigorta ve acil yardım sistemi kurulmasına ihtiyaç vardır ve bu konulardaki eksiklikler maddi tazminat ödenmesini gerektirir. 3. Turizm yöneticileri, turistlerin kültürel ve dini vecibelerini yerini getirmesine yardımcı olmalıdırlar. 4. Turist gönderen ve ağırlayan ülkelerin kamu görevlileri, turizm yöneticileri ve onların üye oldukları organizasyonlarla işbirliği içinde, tur düzenleyen firmanın iflası durumunda turistlerin ülkelerine dönmelerini sağlamalıdır. 5. Hükümetler, vatandaşlarını dünyanın değişik bölgelerinde meydana gelen olaylar hakkında bilgilendirmek, uyarmak hakkına / görevine sahiptir. Ancak, bu bilgilendirme önyargı ve abartmadan uzak olmalı, destinasyon ülkelerine ya da kendi tur operatörlerine zarar verecek nitelik taşımamalıdır. Seyahat danışmanları ilgili ülkenin yetkilileriyle görüşerek, bir tehlike söz konusu ise gerçek boyutları hakkında uyarılarda bulunmalı veya normal şartlara dönüldüğü açıklanmalıdır. 6. Basın, özellikle de turizm basını, dünyadaki turizm hareketlerini değiştirecek olaylar hakkında doğru ve dengeli bilgi vermelidir. Sürekli gelişen iletişim teknolojisi ve elektronik ticaret de bu doğruluk ve güvenilirlik ilkesine sadık olmalıdır. Turizm yöneticilerinin doğru bilgilendirme ve yapılan sözleşmelere uyma zorunlulukları birçok ülkede yasalarla güvence altına alınmış durumlardır. Yasal zorunluluklar dışında, doğru bilgilendirme, ihlaller durumunda tazminat ödenmesi, temel güvenlik, vb. şartlar, daha önce de sözü geçen turistlerin haklarının edimi ve adaletin sağlanmasına yönelik etik standartlardır. Dürüstlük, sözleşmelere sadık kalma, deontolojik etik çerçevesinde özünde doğru olan davranışlardır ve hiçbir koşul aksini haklı çıkaramaz. Bu şartların yerine getirilmemesinden kaynaklanacak zararlar göz önünde bulundurulduğunda, yararcı bakış açısının da, paralel etik çıkarımlarda bulunabileceğini varsayabiliriz. Öte yandan turizm profesyonellerinin 62

171 turistlerin gereksinimlerini gidermede ve ibadet edebilme gibi ahlaki haklarını yerine getirmelerinde genel olarak ilgili ve yol gösterici olmaları, kamu otoritelerinin ve medyanın turistlerin ya da vatandaşların bilgilendirilmelerinde/uyarılmalarında gösterilmesi istenen özen ve hassasiyet, ilgili tarafların yasal gereksinimlerin ötesinde bir duyarlılık ile hareket etmeleri gerektiğine işaret etmektedir. Dolayısıyla ilgi etiği ilkelerinin devletin ve medyanın davranışlarına da ışık tutması söz konusudur. Madde 7: Turizme Katılma Hakkı 1. Dünyanın sahip olduğu değerler, tüm insanlara açıktır. Yerel ve uluslararası turizm hareketine katılmak boş zaman değerlendirmesinin en iyi şekli olarak görülmeli ve her türlü engelleyici unsur ortadan kaldırılmalıdır. 2. Turizm hareketine katılmak, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi nde belirtilen dinlenme, çalışma saatlerinin sınırlandırılması ve ücretli izin hakkının bir sonucu olarak değerlendirilmelidir. 3. Sosyal turizm, özellikle de gruplar halinde yapılan turizm, kamu görevlilerinin desteğiyle geliştirilmelidir. 4. Aile, gençlik, öğrenci, 3. yaş ve özürlülerin turizm hareketine katılması kolaylaştırılmalı ve teşvik edilmelidir. Turizme Katılma Hakkı maddesi, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi nin ile Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme de geçen dinlenme, çalışma saatlerinin sınırlandırılması ve ücretli izin hakkının doğal bir sonucu olarak turizm hakkını ileri sürmektedir (un.org, ohchr.org). Turizm hakkının bir insanlık hakkı olarak tanımlanması ise her bir bireye bu hakkı başkaları için engellememe ödevini, kamu kuruluşları dahil birçok yerel, ulusal ve uluslar arası etkinlik gösteren tüzel ve gerçek kişilere de bu hakkı kullanma yolları üretme ya da mevcut yolları kolaylaştırma sorumluluğunu yükler. Sosyal turizm bu hakkın 63

172 toplumun geneline yayılabilmesi ve turizmin toplumla bütünleşik bir şekilde, ekonomik büyümede, refahın artırılmasında önemli rolü olan bir endüstri olarak şekillenmesi için odaklanan çabalar bütünüdür. Uluslar arası platformda BM Dünya Turizm Örgütü, ulusal anlamda Fransa daki Ulusal Açık Hava Turizm Birliği (UNAT) gibi kuruluşlar bu konuda işbirlikleri kuran ve çalışan örgütlere örnektir (humaniteinenglish.com). Sosyal turizm kapsamında ülkemizde de gerçekleşen birçok girişimi değerlendirmek mümkündür. Maddi olanaksızlıklar yüzünden turizm etkinliklerine arzu edilen ölçüde katılamayan yerli halkı desteklemek amacıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı, TÜRSAB ve TUROFED in öncülüğünde sürdürülen Erken Rezervasyon Kampanyası ile yerli turistlere indirimlerden yararlanma, uygun faizli tatil kredisi kullanabilme olanakları yaratılmaktadır (turizmgazetesi.com). Ayrıca, BMDTÖ ve Kültür ve Turizm Bakanlığı ile ortaklaşa yürütülen Doğu Anadolu da Kültür Turizmi için İttifaklar Projesi ile Kars ın ekonomik, sosyal ve kültürel gelişiminde turizmin rolünü belirginleştirme yolunda yürütülen çalışmalar, sosyal turizm girişimlerine bölgesel bir örnektir (undp.org.tr). Elbette ki, toplumcul ve dayanışmacı yönü ile sosyal turizm kavramının kökeninde, haklar kavramının ötesinde bir ilgi etiği görmek mümkündür. Aile, gençlik, öğrenci, yaşlı ve engelli turizm türlerinin teşviki ise olumlayıcı eylemlere örnek olarak verilebilir. Madde 8: Turizm Hareketinde Özgürlük 1. Turist, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi uyarınca kendi ülkelerinde ya da ülkelerarası seyahat etme özgürlüğüne sahiptir. Transit geçiş, konaklama ve kültürel alanları ziyaret sırasında gereksiz formalite ve farklı muamele görmemeleri gerekir. 64

173 2. Turist, yerel ya da uluslararası iletişim kurma, idari, adli, sağlık hizmetlerinden yararlanma, diplomatik kurallar gereği kendi ülkesinin dış temsilcilikleriyle bağlantı kurma haklarına sahiptir. 3. Turiste, ziyaret ettiği ülkede, kendisiyle ilgili özel bilgilerin gizliliği konusunda güvence verilmelidir. 4. Sınır geçişlerinde uygulanan vize, sağlık, gümrük işlemleri, uluslararası anlaşmalar dikkate alınarak mümkün olduğunca basitleştirilmeli; bu konuda ülkeler arasında ortak bir yöntem geliştirilmelidir. Turizm, sektördeki rekabeti baltalayan vergi ve harçlardan arındırılmalıdır. 5. Turist, uluslararası konvertibiliteye sahip para birimini kullanma hakkına sahip olmalıdır. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi nin 13. Maddesi: 1. Herkes herhangi bir devletin sınırları dahilinde serbestçe dolaşma ve yerleşme hakkına haizdir. 2. Herkes, kendi memleketi de dahil, herhangi bir memleketi terketmek ve memleketine dönmek hakkına haizdir. (un.org) önermelerini içermektedir. Global etik ilkelerinin öne sürdüğü turizme katılım hakkı ile uyumlu olarak görülebilecek, bildirgenin bu maddesinin bir sonucu olarak, ilgili otoritelere yerli ya da yabancı turistlerin turizm hareketleri ve ziyaretlerinin kolaylaştırılması ödevi yüklenmiştir. Bu görev, ulaşım, güvenlik, sigorta, idari ve sağlık hizmetler ile gümrük işlemlerini kapsamaktadır. Madde turizm amaçlı sınır geçişlerinin kolaylaştırılmasına ayrıca vurgu yapmaktadır. Mevcut turist vizeleri ile ilgili uygulamaları göz önünde bulundurursak, turist vizelerinin diğer vizelere oranla (çalışma vizesi, uzun süreli ikamet vizesi, vb.) daha kolay onaylandığını ve özellikle grupların ya da seyahat acenteleriyle seyahat eden bireylerin işlemlerinin kıyasla daha az formalite gerektirdiğini söyleyebiliriz. Dahası bazı ülkeler belirli bir süreyi 65

174 geçmeyen ziyaretlerde karşılıklı turist vizesini kaldırmıştır. Bu tür davranışlar, turizm hakkının edimini kolaylaştırması bakımından etik olarak değerlendirilebilir. Gelişmiş olan ülkelerden gelişmekte olan ya da az gelişmiş ülkelere yapılan seyahatlerdeki sınır geçişleri ile tersi yöndeki geçişler arasında halen bir adaletsizlik söz konusudur. Vize işlemlerinin süresi, formaliteleri ve ücretleri açısından gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerin dezavantajlı oldukları söylenebilir. Bu durum söz konusu ülkelerden uluslar arası turizme katılmak isteyen bireylerin turizm hakkının ihlali, aynı durumun diğer ülkeler için söz konusu olmaması durumunda da adaletsizlik anlamına gelmektedir. Gelişmiş ülkelerin bu konudaki savları genellikle güvenlik ile yasadışı çalışma ve göç gibi ziyaretlerin diğer amaçlar doğrultusunda kötüye kullanılması yönündeki risklerdir. Güvenlik ve yasal düzenlemeler, o ülkenin vatandaşlarının sahip olduğu diğer hakları ve devletin bu konudaki sorumluluklarını kapsamaktadır. Hak kıyaslamalarında ülke vatandaşlarının güvenlik hakkı pek tabi ki turizm hakkı karşısında önceliklidir. Yine de bu durumun yarattığı adaletsizlik göz ardı edilmemekte, bazı ülkeler bu durumda karşılıklılık politikası yürütmektedir. Örneğin Brezilya, vatandaşlarına A.B.D. nin uyguladığı vize uygulamalarının aynısını Amerikan turistlere uygulamaktadır. Karşılıklılık ilkesi, formalitelerin azaltılması yönünde uygulandığı zaman hem adalete hem de haklarının kolay edimine katkı sağlarken, formalitelerin artırılmasına neden olursa turizm hakkına aykırı olduğu unutulmamalıdır. Uzun vadede, fırsat eşitliği yaratılması, kitlelerin turizm hakkını kullanabilmesinin sağlanması ve sonuç olarak oluşan turizm hareketinden etkilenen tüm bölgelerin ve yerel halkaların yararına olması, yararcı, hakçı ve adaletçi etiğe uygun bir düzen oluşturacaktır. Türkiye nin 2010 Haziran ayında geçtiği Avrupa Birliği standartlarına uyumlu pasaport sistemi gibi ülkelerin gümrük ve sınır işlemlerini birbirine uyumlu hale getirici önlemler alması, kredi kartı, uçuş milleri gibi bölgesel ya da uluslar arası ortaklıkların kurulması, ödeme olanakları ve para transferlerinin kolaylaşması bu alanda atılan olumlu adımlara örnektir. 66

175 Thomson ve Posner gibi ahlak felsefecileri, gizliliğin tanımının belirsiz olmasının yanı sıra gizlilik hakkı nın aslında mülkiyet hakları ya da özlük haklarının bir karması olduğunu, ya da ekonomik açıdan verimsiz bir hak türü olduğunu söylese de, gizlilik hakkı günümüzde birçok ülkede ve uluslar arası platformda tanınan ve korunan bir haktır (Thomson, 1995, Posner, 1981; aktaran DeCew, 2008). İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi gizlilik ile ilgili aşağıdaki maddeyi içerir: Hiç kimse özel hayatı, ailesi, meskeni veya yazışması hususlarında keyfi karışmalara, şeref ve şöhretine karşı tecavüzlere maruz bırakılamaz. Herkesin bu karışma ve tecavüzlere karşı kanun ile korunmaya hakkı vardır (un.org). T.C. Anayasası, Özel hayatın gizliliği ve korunması ile ilgili olarak; Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz (Madde 20) Herkes, haberleşme hürriyetine sahiptir. Haberleşmenin gizliliği esastır (Madde 22) (anayasa.gov.tr) maddelerini içerir. Bu yasalar ile çerçevesi belirlenmiş olan bu hakla ilgili olarak Global Etik İlkeler yerli halkın olduğu kadar turistlerin de bu haklarının korunmasını vurgulamaktadır. Elektronik ortamdaki veri alışverişinin kolaylığı ve giderek artması gizliliğin ihlaline yol açabilecek durumları da çoğaltırken, özellikle turizm bireylerin gizliliğinin savunmasızlaştığı bir faaliyettir. Ulaşım ve konaklama faaliyetleri sırasında profesyonellerin gizlilik ihlali konusunda daha duyarlı olması etik bir tutum olacaktır. 67

176 Madde 9: Turizm Sektöründe Çalışanların ve Girişimcilerin Hakları 1. Turizm sektöründe ücretli veya kendi adına çalışanların temel hakları, sektörün mevsimsel, esnek ve uluslararası olma özellikleri de dikkate alınarak, yerel ve ulusal yönetim birimlerinin gözetiminde garanti altına alınmalıdır. 2. Turizmde ücretli ve kendi adına çalışanlar, eğitim, sosyal güvenlik, iş güvencesi, yaşam koşullarını iyileştirme gibi haklara sahip olmalıdır. 3. Gerekli yetenek ve donanıma sahip kişiler, ulusal yasal çerçeve dahilinde profesyonel anlamda turizmde faaliyet gösterme hakkına sahiptirler. Özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerin sektöre girişinde yasal ve idari sınırlamalar asgariye indirilmelidir. 4. Turizmde çalışanlar arasında bilgi / deneyim alışverişi, sektörün gelişmesine katkıda bulunmaktadır. Ulusal ve uluslararası yasa ve anlaşmalarla söz konusu alışveriş kolaylaştırılmalı ve yaygınlaştırılmalıdır. 5. Turizmde faaliyet gösteren çok uluslu şirketlerin sektörü kontrol etmesi önlenmeli, bu şirketlerin bölgesel turizmin kalkınmasına yönelik yatırımlara yönelmeleri sağlanmalıdır. 6. Turist gönderen ve alan ülkelerde faaliyet gösteren firmaların ortaklıkları veya dengeli ilişkileri, sektörün sürdürülebilir gelişimine ve kazancın hakça dağılımına önemli katkı sağlamaktadır. BM İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ile Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme gibi uluslar arası sözleşmelerle ilan edilmiş ve ülkelerin yasaları belirlenmiş ve güvence altına alınmış çalışan hakları doğal olarak turizm çalışanlarını da kapsamaktadır (un.org, ohchr.org). Bu haklardan doğan ödevler ilgili kamu kurum ve kuruluşları, turizm tesisleri ve sivil toplum örgütlerinin yerine getirmeleri gereken etik yükümlülüklerdir ve aksi davranışlar temel hak ihlaline yol açıcı, deontolojik etik açısından da etik dışıdır. 68

177 Turizm Sektöründe Çalışanların ve Girişimcilerin Hakları maddesi, turizmin bazı karakteristik özellikleri yüzünden diğer sektörlerden ayrı tutulmasını ve çalışanlarının durumu göz önüne alınarak denkleştirici bazı edimlerde bulunulmasını önermektedir. Turizm endüstrisi, çok çeşitli hizmetleri bazen aynı çatı altında bulunduran sektörlerden ve işletmelerden oluşmaktadır ve hizmetlerin doğası gereği otomasyonun sınırlı olduğu ve insan bağımlı hizmetlerdir, ayrıca benzer hizmet sektörlerinde de olduğu gibi turizmde üretim, yoğun çalışan-müşteri etkileşimi ni ve üretim süreçlerine dahil olan müşteri tanımını içermektedir. Bu durum ile birlikte turizm ürünlerinin stoklanabilir olmaması, çalışan performansı üzerinde baskı unsurlarıdır, ayrıca turizm sektörünün belirgin mevsimsel özelliği, çalışma koşulları üzerinde diğer sektörlerde çok rastlanılmayan olumsuz etkiler bırakmaktadır. Yukarıda belirtilen tüm bu koşullar birlikte düşünüldüğünde; turizm, stres oranı yüksek, çalışma koşulları talepkar, fakat istihdam olanakları sınırlı bir endüstri olarak belirmektedir. Koşulları nedeniyle kendine özgü dezavantajları bulunan turizm çalışanlarının, etik ilkelerin bu maddesinde de işaret edildiği üzere denkleştirici bir adalet içinde ele alınması gerekmektedir. Turizm çalışanlarının, turizmin daha önce sözü geçen kültürel diyalog, toplumlar arası karşılıklı anlayış, hoşgörü ve barış, sosyokültürel ve ekonomik kalkınmaya katkı gibi yararlarının gerçekleşmesinde merkezi bir rolü vardır. Ulaşım hizmetlerinde çalışanlardan konaklama tesisleri personeline, turist rehberlerinden, yeme-içme ve eğlence sektörleri mensuplarına kadar turizm çalışanları kültürel ve promosyonel bir misyon yüklenmiştir. Performans ve tutumlarının turist algısındaki ülke imajına etkileri geniş bir kapsama sahiptir ve bu durum çalışma hakları, sosyal güvenceleri ve statüleri özel olarak ele alınıp denkleştirilen turizm çalışanları sayesinde elde edilecek toplam yararın da kapsamını geniş tutmakta, yarar etiği açısından da bir sav oluşturmaktadır. Söz konusu denkleştirici önlemlerin alınmasında kamu kuruluşlarına olduğu kadar turizm işletmelerine de ödevler düşmektedir, çünkü turizm işletmelerinin söz 69

178 konusu iyileştirmelerin gerçekleşmesinde etkin olmaması turizmin uzun vadeli yararlarını olumsuz yönde etkileyecektir. Çalışanlarının ücret ve eğitim koşulllarını iyileştirmeyen bir konaklama işletmesi, hizmet kalitesinin düşmesinin ötesinde hale etkisi ve sonralık etkileri nin yoğun hissedildiği turizm sektöründe turistlerin tüm diğer hizmetlerden de oluşan deneyiminin algısını olumsuz etkileyebilir. Sonuçlar, ülkenin/tesisisin ucuz algılanması konumlanması gibi istenmeyen konumlanma ve ucuz konumlanma yüzünden ekonomik girdilerin az olması ve büyümeyi engellemesi gibi kısır döngüler yaratabilir. Turizm alanında profesyonel anlamda çalışabilme hakkı Turizm Sektöründe Çalışanların ve Girişimcilerin Hakları maddesinde sözü geçen diğer bir haktır ve İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi nin aşağıda belirtilen 23. maddesinin doğal bir sonucu olarak görülebilir: Herkesin çalışma, işini serbestçe seçme, adaletli ve elverişli koşullarda çalışma ve işsizliğe karşı korunma hakkı vardır (un.org). Ulusal etkinlik gösteren dev örgütlerin, yerli topluluklarda hegemonya kurmalarının engellenmesi, ilgi etiği ışığında sosyal turizmin gelişmesi için gereklidir. Ev sahibi toplulukların turizmin yararlarından doğrudan ve adil payı alabilmeleri yönünde, ulusal örgütler gerekli ilgiyi göstermeli ve işbirliğinde bulunmalıdır. Küçük ve orta ölçekli şirketlerin sektöre giriş bariyerlerinin asgaride tutulması, Turizm Sektöründe Çalışanların ve Girişimcilerin Hakları maddesinin önerdiği ve bu yolda yerel girişimcilerin teşviki için alınacak önlemler arasında gösterilebilir. Madde 10: Turizmde Global Etik İlkelerin Uygulanması 1. Etik ilkelerin uygulanmasında kamu ve özel sektör işbirliği içinde olmalıdır. 70

179 2. Turizm sektöründeki tüm tarafların, turizmin geliştirilmesi, insan hakları, çevre, sağlık gibi konularda, uluslararası hukukun prensipleri dahilinde, başta Dünya Turizm Örgütü olmak üzere, uluslararası örgütleri ve sivil toplum kuruluşlarını tanımaları ve izlemeleri gerekir. 3. Aynı taraflar, Turizmde Global Etik İlkelerin yorumlanması ve uygulanmasında ortaya çıkacak sorunların giderilmesinde bağımsız bir organ olan Turizmde Etik İlkeler Dünya Komitesi ni tanımalıdır. Oluşturulan söz konusu etik kodun uygulanması ve yaygınlaştırılması için kamu ve özel kuruluşların ortak çabaları ile toplumdaki turizm etiği bilincini oluşturması, ilgili tüm tüzel ve gerçek kişilerin etik ikilemlerinde olumlu bir yön gösterici rolü oynaması bakımından, kendi içinde de hem deontolojik hem de yararcı bakış açısına göre etik bir tutum olacaktır. 71

180 BEŞİNCİ BÖLÜM 5. BİRLEŞMİŞ MİLLETLER DÜNYA TURİZM ÖRGÜTÜ NÜN TURİZMDE GLOBAL ETİK İLKELERİNİN OTELLERİN ETİK KODLARI İLE KARŞILAŞTIRILMASI Evrensel bir nitelik taşıyan Global Turizm Etik İlkeleri, tüm turizm aktörlerinin faaliyetlerine ışık tutacağı gibi, insangücü odaklı konaklama işletmelerinin kendi etik kodlarını oluşturmalarında da önemli bir rehberdir. Konaklama işletmeleri, deneyimsel ve stoklanamaz ürünlerinin standardizasyonu ve kontrolünün güçlüğüne rağmen, insan odaklı olmaları nedeniyle etik kaygıları yüksek ve turizmin diğer alt sektörlerindeki gibi etik ihlallerinin yüksek maliyetler doğurmaya eğilimli olduğu sektör oyuncularıdır. Pazar araştırmaları, bir olumsuz ağızdan ağza reklamın 3 ila 10 olumluyu nötrleştirdiğini, otellerde iyi deneyim yaşayanlar arasında %80 civarında bir tavsiye etme oranı bulunurken bu oranın kötü deneyim yaşayanlarda %30 larda olduğunu ortaya koymaktadır (Barsky & Nash, 2007). Bu bölümde beş zincir otelin (Crowne Plaza, Hilton, Radisson, Rixos ve Swissotel) Ankara da faaliyet gösteren şubelerinden alınan etik kodlar, dördüncü bölümde irdelenen Turizmde Global Etik İlkelerdeki gözlemlenen etik vurgular ile karşılaştırılmış ve Haklar Etiği, Adalet Etiği, Yararcılık Etiği, Erdem Etiği, İlgi Etiği ve Çevre Etiği kapsamında belirlenen söz konusu vurguların otellerin etik kodlarında belirgin olup olmadığı anlaşılmaya çalışılmıştır. 72

181 5.1. Global Etik İlkeler Haklar Etiği Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü nün Turizmde Global Etik İlkeleri nde yer alan konulardan Haklar Etiği kapsamında yer aldığı düşünülen noktalar aşağıda belirtilmektedir. Turistlerin ve yerli halkın mekândan bağımsız, hiçbir şekilde yadsınamayacak insan hakları ve ahlaki hakları (yaşam, özgürlük, güvenlik, sağlık, eğitim, gizlilik, dini, felsefi, vb.) korunmalıdır, engellenmemelidir ve bu hakların edimi kolaylaştırılmalıdır. Turistlerin ve yerli halkın kültürel hakları korunmalıdır. Bir ülkenin yasaları ile belirlenen haklar korunmalıdır. Doğal, kültürel ve tarihi mirasın üzerinde tüm insanlığın sahiplik hakkı bulunmaktadır. Bu sahiplik hakkı gelecek kuşakları da kapsamaktadır. Yasalar ve uluslar arası sözleşmelerle belirlenen temel çalışan hakları korunmalıdır. Turizm bir haktır. Çalışma kapsamına alınan beş otelin tümünün etik kodlarında, turistlerin yadsınamaz ahlaki haklarının olduğuna ve hizmetin bu haklara saygı duyularak gerçekleştirilmesi gerektiğine işaret eden önermeler vardır. Turistlerin ve çalışanların gizlilik hakkından özellikle söz eden üç otel bulunmaktadır ve bu otellerin kodlarında turist bilgilerinin gizliliği gibi gizlilik hakkının korunmasında kuruma düşen ödevler belirtilmektedir. Ayrıca, araştırma kapsamındaki beş otelden yalnızca biri spesifik olarak sunulan hizmetten yararlanmayı misafirin hakkı olarak nitelemiş ve böylece turizmin bir hak olduğunu ima etmiştir. 73

182 Çalışma kapsamındaki otellerin dördü, iş güvenliği, işçi sağlığı ve çalışan bilgilerinin gizliliği gibi çalışan haklarına da vurgu yapmış ve kurumun bu hakların korunmasındaki sorumluluğunu belirtmişlerdir. Ayrıca, bir otelin etik kodu içerisinde çalışanların etik uyum sürecinde tanık oldukları etik ihlalleri bildirebildikleri, iş güvencesi sağlanmış bir şikayet hakkı nın olduğuna ilişkin önermeler mevcuttur. Dört otelin etik kodunda; yasal hakların tanınması, yasalara uyum ve yasal yükümlülüklerinin yerine getirilmesine değinilmiş ve böylece dolaylı da olsa yasal haklar belirtilmiştir. Otellerin ya da bağlı bulundukları kuruluşların birer tüzel kişiliğinin olması sonucu sahip olduğu hakların korunması yönünde üç otelin etik kodunda önermeler bulunmaktadır. Bu önermeler arasında, işletmenin mülkiyetinin kişisel amaçlar için ya da kötüye kullanılmaması, işletmenin gizlilik haklarının korunması gibi, çalışanların uyması gereken ödevlere de yer verilmiştir Çalışma kapsamındaki tüm otellerin etik kodlarında, turistlerin ve çalışanların yasal ve ahlaki haklarının tanınması yönünde vurgular içerilirken, kültürel haklara, özellikle yerli toplumun kültürel aidiyetlerinin, sahipliklerinin korunması, geliştirilmesi yönünde önermelere yer verilmemektedir Global Etik İlkeler Adalet Etiği Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü nün Turizmde Global Etik İlkeleri nde yer alan konulardan Adalet Etiği kapsamında yer aldığı düşünülen noktalar aşağıda belirtilmektedir. 74

183 Turistlere verilen hizmette herhangi bir ayrımcılık (din, dil, ırk, cinsiyet, vb.) söz konusu olmamalıdır. Ayrıca, dezavantajlı olarak adlandırılabilecek gruplara (engelli, yaşlı, çocuk, etnik azınlık) yönelik olumlayıcı eylemler (örn. pozitif ayrımcılık) cesaretlendirilmelidir. İşe alım ve ödüllendirme gibi turizm sektöründe çalışanlara yönelik hiçbir işlemde (din, dil, ırk, cinsiyet, vb.) ayrımcılık yapılmamalıdır. Ayrıca, turizmin doğası ve diğer sektörlere kıyasla kısıtları (mevsimsellik, stoklanamazlık, insan gücü bağımlılığı, etkilerin küresel boyutu) göz önüne alındığında işverenler, devletler ve ilgili kurum/kuruluşlar denkleştirici önlemler almalıdır. Turizmin yarar-maliyet dağılımında hem yerel halkın hem de gelecek kuşakların adil payı alabilmesi için gerekli tedbirler (sürdürülebilirlik, çevreye duyarlılık, vb.) alınmalıdır. Turizm etkinliklerinden ilgili tüm ülkelerin ve iç paydaşlarının eşit yararı alabilmesine yönelik politikalar izlenmeli, uluslar arası kurum ve kuruluşlar pazardaki pozisyonlarını adaletsizlik yaratacak şekilde kullanmamalıdır. Turizm etkinlikleri içindeki turistlere ya da çalışanlara yönelik her türlü saldırı, tehdit, insan sömürüsü örnekleri ile kültürel ve doğal unsurlara bilerek zarar verme gibi suçlar ciddi cezalara çarptırılmalıdır. Turist ayrımcılığının yapılmaması yönündeki önermeler çalışma kapsamındaki beş otelin dördünün etik kodunda açık bir dille ifade edilmektedir. Ancak, yalnızca bir otelin etik kodu, sunulan hizmetlerde dezavantajlı olarak adlandırılabilecek gruplara (örn. engelli, yaşlı) öncelik tanınmasına yönelik önermeler içermektedir. Beş otelin tümünün etik kodlarında çalışan ayrımcılığına karşı olunduğu belirtilmektedir. Bunun yanı sıra iki etik kod, ayrımcılık yapılamayacak temeller arasına yaş, medeni durum, cinsel yönelim ve engellilik unsurlarını da ekleyerek bu 75

184 kavramı genişletmişlerdir. Üç otel, çalışan ayrımcılığının yapılamayacağı ilkesini çalışma etkinliklerinin tümünü kapsadığına işaret ederken, iki otel ayrımcılık kavramını yalnızca işe alım kapsamında ele almış ve adil işe alım ölçütünü işe uygunluk olarak tanımlanmıştır. Bununla birlikte, çalışanlar arasında ödüllendirme, yükselme gibi durumlarda hangi sistemlerin uygulandığına (örn. liyakat) yönelik önermeler hiçbir otelin kodunda yer almamıştır. Çalışanların karşı karşıya kalabileceği çıkar çatışması konusu iki otelin etik kodunda ayrı birer madde olarak incelenmiş ve alınması gereken önlemler belirtilmiştir. Çevreye duyarlılık ve bu konuda alınan önlemler dört otelin etik kodunda yer almıştır ve önlemler arasında zararlı atıkların azaltılması, atık yönetimi ve enerji tasarrufu gibi konular söz konusudur. Dört otelin etik kodlarının üçü içerdikleri önermeler ve aldıkları önlemler kapsamında sürdürülebilirlik kavramını daha belirgin bir şekilde yansıtmakta, işbirliği içinde oldukları diğer kurum ve kuruluşları da bu konularda önlemler almaya teşvik etmektedirler. Ek olarak, bir etik kod da, çevreye duyarlılık ve sürdürülebilirlik kavramlarını, gelecek kuşaklara olan sorumluluk bilinci ile ilişkilendiren önermeler içermektedir. Ülkeler ve iç paydaşları arasında adil dağılıma katkı konusunda, üç otelin etik kodu belirgin ifadeler içermektedir. Bir otel, şubelerinin bulunduğu tüm ülkelerde gerçekleşen hizmet alımlarında çeşitlilik ilkesinin izlenmesini ve böylelikle uluslar arası pozisyonlarının kötüye kullanılmamasını önerirken, diğer iki otelin etik kodu iş ortaklarıyla adil bir ilişki içinde olma, kamu görevlilerini de kapsayan hediye alıp verme konusunda hassas olmayı ve pazarda adil bir rekabet sürülmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Ayrıca iki otelin etik kodu, kurumun ve çalışanların kurumu temsil edici etkinliklerinde politik yönden tarafsız olmalarını istemektedir. 76

185 Cezalandırıcı adalet kapsamında, dört otelin etik kodu yasalara uyumun gerekliliği ve karşı hareketlerin doğuracağı sonuçlar gibi önermeler içermektedir ve cezai yönü özellikle vurgulanan davranışlar arasında; cinsel taciz, çocuk sömürüsü, insan hakları ve çalışanlara yönelik işlenen suçlar, hile, sahtekârlık ile yanlış bilgilendirme bulunmaktadır. Çalışma kapsamındaki tüm otellerin kodları yerel halkın zarar dağılımından aldığı payın azaltılması yönünde sürdürülebilirlik ya da çevreye duyarlılık gibi konulara değinmiştir, ancak, yararın eşit dağılımı konusunda da dezavantajlı olabileceği daha önce tartışılan yerel halkın bu durumunu olumlayıcı eylemler (yerel halka işe alımlarda öncelik tanınması, yerel üreticiler ile işbirlikleri kurma, vb.) konusunda bir ifadeye rastlanılmamıştır Global Etik İlkeler Yararcılık Etiği Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü nün Turizmde Global Etik İlkeleri nde yer alan konulardan Yararcılık Etiği kapsamında yer aldığı düşünülen noktalar aşağıda belirtilmektedir. Turizmden alınan yararın sürdürülebilir olması amacıyla çevreye karşı duyarlı olunmalı, kaynaklar verimli kullanılmalı, turizme konu olan tüm kültürel ve doğal miras için koruma-kullanma mekanizmaları oluşturulmalıdır. Turizm bilincinin yaygınlaşması, sunulan hizmetin kalitesinin artması ve turizmin sosyoekonomik kalkınmaya katkısının çoğalması amacıyla turizm eğitimi ve turizm çalışanlarının gelişimi teşvik edilmelidir. Turizmden alınan yararlar yalnızca belli bir kesimi değil tüm insanlığı kapsayan (evrensel) bir yararcılık anlayışıyla değerlendirilmelidir. 77

186 Turizmin arzu edilir yararlarını çoğaltıcı ve zararlarını azaltıcı turizm türleri (örn. kültür turizmi, sağlık turizmi, din turizmi, eğitim turizmi, vb.) teşvik edilmelidir. Turizm etkinliklerinin arzu edilir yararları sağlaması yolunda gerekli yasal düzenlemeler yapılamalı ve uygulanmalıdır. Dört otelin etik kodunda yer alan çevreye duyarlılık, yalnızca bir otelin etik kodunda geleceğe yapılan yatırım olarak nitelendirilmiş turizmden alınan yararların da sürdürülebilirliği ima edilmiştir. Kaynakların verimli kullanılmasına yönelik ilkeler üç otelin etik kodunda bulunmakla birlikte, şirketin karlılığına ve geniş anlamda kaynaklar üzerindeki baskının azaltılmasına olumlu etkileri nedeniyle yararcı etiğe uygun olarak yorumlanabilir. Öte yandan bir etik kodun müşteri memnuniyeti nin kârdan önce gelmesi ve tüm hizmetlerde temel yol gösterici olması gerektiğine yaptığı vurgu, hizmet kalitesinin artırılmasını, böylelikle uzun vadede daha önemli bir kurumsal başarının elde edilmesini sağlaması itibarıyla yararcı etiğe dönük bir vurgu olarak tanımlanabilir. Etik kodlarda turizm eğitimine ilişkin özel bir ilke bulunmazken, çalışanların gelişimi yönünde yalnızca bir etik kod çalışan güçlendirilmesi (ing. employee empowerment) olarak görülebilecek özgüven aşılama, başarı paylaşımı, takım odaklılık vb. noktalara değinmiştir. Turizmin yararlarının evrenselci değerlendirilmesi kapsamında bir otelin etik kodu, yararların tüm topluma yayılması yönünde hem çalışanlarını hem de iş ortaklarını teşvik etmekte, diğer bir etik kod ise sosyal sorumluluk projelerine destek verilmesi, organik atıkların hayvan barınaklarına bağışlanması, eğitim kurumlarına araç-gereç, Kızılay a kan bağışının yapılması gibi önermeler içermektedir. 78

187 Deontolojik açıdan ahlaki doğruluğu ortaya koyulabilen yasalara uyum (dört etik kodda) ile işletme bilgi ve kaynaklarının kişisel çıkarlar için kullanılmaması (iki etik kodda) gibi ilkeler, yararcı bakış açısıyla da doğrulanabilir. Çünkü, ilgili yasaları takip etmeme ve uyum sürecinde bulunmama ya da işletmenin gizli bilgiler dahil varlıklarını kişisel çıkarlar için kullanmanın, kısa vadede sağlayacağı kısıtlı yarara rağmen uzun vadede bu yararı aşan zararlar doğurması yüksek bir olasılıktır Global Etik İlkeler İlgi Etiği Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü nün Turizmde Global Etik İlkeleri nde yer alan konulardan İlgi Etiği kapsamında yer aldığı düşünülen noktalar aşağıda belirtilmektedir. Turistler ve yerli halk arasında karşılıklı öğrenme ve ilgiye dayalı bir ilişki teşvik edilmelidir. Sorumlu turizm çerçevesinde, turistler yerli halkın yaşayışına, kültürel değerlerine karşı ilgi göstermeli, saygılı ve özenli davranmalıdır. Yerli halk da turistlerin olası kültürel farklılıklarının bilincinde olmalı, anlayış göstermelidir. Turizm profesyonelleri turistlerin gereksinimlerine ve isteklerine karşı ilgili ve özenli olmalıdır. Turizmin kültürel diyaloga ve insanlığın refahına sağladığı katkıyı artırma yolunda, özellikle yararı olan eğitim, din, sağlık, kültür ve dil öğrenme amaçlı turizm türleri teşvik edilmelidir. Sosyal turizm teşvik edilmeli; turizm profesyonelleri ve yetkeler, yerel toplumun turizm etkinliklerinde birincil yararlanıcı olması ve turizmin sosyoekonomik kalkınmada önemli bir araç haline gelmesi için gereken girişimlerde bulunmalıdır. 79

188 İlgi etiği kapsamında üç otelin etik kodlarında, haklar, adalet ve yararcılık kavramlarının ötesinde bir toplumculluk görülmektedir ve etik kodlardan ikisi, işletmenin parçası olduğu topluma karşı sorumluluklara dikkat çekmektedir. Bu sorumluluklar arasında sosyal sorumluluk projelerine destek, hayır kurumlarına yardım ve işbirliğinde içinde bulunulan diğer işletmelerin de topluma değer katan katkılarda bulunulması yönündeki teşvikleri sayılabilir. Bir otelin, etik kodunda, tüm uluslar arası şubelerinde, çeşitlilik ilkesinin aktif bir şekilde gözetilmesi, etkinliklerine (örn. hizmet alımları) temel oluşturmasına yönelik önermeler içermesi, yine yararcılığın ötesinde toplumculluğun göstergesi olarak da yorumlanabilir. Turist-çalışan ve çalışan-çalışan arasındaki karşılıklı sorumluluk ve ilgiye bir otel, tüm insanlara değer vermek ve saygılı olmak ilkesi ile dolaylı olarak değinirken, başka bir otel daha doğrudan bir dil kullanarak, çalışan-misafir ilişkilerinde ilgi ve özeni etik kodun merkezine almaktadır. Misafirlerin gereksinim ve isteklerine azami ilginin gösterilmesini söyleyen söz konusu etik kod, çalışanlarını arzu edilen misafir memnuniyetine ulaşmaları için cesaretlendirmekte ve güçlendirmektedir. Kod ayrıca dezavantajı olabilecek grupları (çocuk, engelli, yaşlı) kollamaya ve hizmet önceliğini onlara vermeyi izlenmesi gereken bir ilke olarak belirtmekte, çalışanlar arası bağı güçlendirmek adına, karşılıklı yardımı, dayanışmayı, takım ruhunu hatta güler yüzlülüğü teşvik etmektedir. Çalışma kapsamına alınan beş otelin hiçbiri etik kodunda, işletmenin, parçası olduğu topluma doğrudan katkıları ile yerel nüfusun turizm etkinliklerinden birincil yararlanıcı olmaları yönünde bir önermede bulunmamaktadır. 80

189 5.5. Global Etik İlkeler - Erdem Etiği Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü nün Turizmde Global Etik İlkeleri nde yer alan konulardan Erdem Etiği kapsamında yer aldığı düşünülen noktalar aşağıda belirtilmektedir. Turizm, ilgili tüm bireyler için kültürel çeşitlilik bilincine varma, hoşgörülü ve açık fikirli olabilme gibi konularda önemli bir öz gelişim aracı olarak görülmelidir. Erdem etiğinin, bireyin davranış ve tutumlarına erdemli karakterini geliştirecek şekilde yön vermesi üzerine kurulu ben merkezli yaklaşımının izini, dört otelin etik kodunda görmek mümkün olmakla birlikte bu kodlardan üçü erdem etiğine göndermeleri yalnızca giriş bölümünde yapmaktadır. Etik kodlar ile amaçlanan etik davranışın kurumun kalbinde yattığı, yüksek standartlara, dürüstlüğe, bütünlüğe, sorumluluğa sahip olmanın arzu edilir erdemler olduğu ima edilmektedir. Bu kodlara göre sözü geçen erdemlere ulaşma yolunda, etik davranışların sürekliliği esastır. Fakat kodların içindeki önermelere bakıldığında bir etik kod dışında, erdemlere yapılan bir vurgu görülmemektedir. Bir etik kod, çoğunlukla çalışanlar arasında erdemliliği cesaretlendirmek adına çalışan davranışlarının, hizmette mükemmellik, verilen sözü yerine getirme, yenilikçilik, dinamiklik, liderlik, kararlılık, başarı, sorumluluk, dürüstlük, bir alışkanlık olarak nezaket ve kendine güven gibi bireysel erdemler etrafında şekillenmesini önermektedir. Sözü geçen erdemler, hemen her türlü iş ortamına uygun olarak yorumlanabilir. Gelişimi için turizm etkinliklerinin özellikle uygun ortamlar teşkil ettiği; kültürel bilinç, açık fikirlilik, hoşgörü, sağduyu ve benzeri erdemlere doğrudan bir gönderme yapılmamakta, turistlerin bu anlamdaki öz gelişimlerine katkı sağlayıcı deneyimlere teşvik edilmesine yönelik önermeler bulunmamaktadır. 81

190 5.6. Global Etik İlkeler - Çevre Etiği Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü nün Turizmde Global Etik İlkeleri nde yer alan konulardan Çevre Etiği kapsamında yer aldığı düşünülen noktalar aşağıda belirtilmektedir. Turizm kalkınmasında ilgili tüm paydaşlar ekosistemler, biyoçeşitlilik ve nesli tükenen yaşam türlerin korunmasına özen göstermeli, bu konuda gerekli önlemleri almalıdır. Turizm etkinlikeri kültürel miras unsurları taşıdıkları içsel değerleri göz önüne alarak şekillenmelidir. Dört otelin etik kodunda geçen ve çevresel olarak adlandırabileceğimiz önermeler, daha önce söz edildiği üzere, çoğunlukla insaniçinci/antroposantrik olup, yararcılık ya da ilgi etiği ile açıklanmıştır. Öte yandan, doğal çevreyi oluşturan insan dışı canlı ya da cansız varlıkların ve yine bu kapsamda değerlendirilebilecek somut kültürel miras unsurlarının (örn. tarihi kalıntılar) da içsel değerlere sahip olabilecekleri yönünde çevreci bir bakış açısına yalnızca iki etik kodda, bazı önermeler ile dolaylı olarak işaret edildiği söylenebilir. Bu etik kodlardan biri, çevreye duyarlılık konusunda ortakları ve ilgili diğer tüm paydaşları teşvik etmeyi ve çevre dostu ürünleri tercih etmeyi önermektedir. Yararcılık ilkesi ile tamamen açıklanamayacak olan bu önermeler (örn. çevre dostu ürünlerin kullanılmasının yasal bir zorunluluk olmadığı ve ekonomik maliyetin fazla olduğu durumlarda) çevre etiği bilinci çerçevesinde yorumlanabilir. Aynı şekilde diğer etik kodun, atıkların ayrıştırılması ve organik atıkların hayvan barınaklarına bağışlanması önermeleri, yasal zorunluluklarla açıklanmayan ama çevre etiği kapsamında değerlendirilebilecek ifadelerdir. 82

191 SONUÇ VE ÖNERİLER Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü, uluslar arası anlayış, barış ve refahın yanı sıra sosyo-ekonomik kalkınmaya katkıda önemli bir rolü olduğuna inandığı turizmin doğal ve kültürel miras üzerindeki olumsuz etkilerini asgariye indirirken sürdürülebilir kalkınmaya katkılarını en yükseğe çıkarmada Turizmde Global Etik İlkelerinin üye ülkelerdeki ilgili tüm paydaşlarca benimsenmesini ve yaygınlaştırılmasını teşvik etmektedir. Bu bağlamda bu çalışma, Türkiye deki otel İşletmelerinin Global Etik İlkelerdeki etik savları içerip içermediğini anlamak için yapılmıştır. Öncelikle iş etiği ile ilintili bulunan etik uslamlamalar ışığında (haklar/deontolojik etik, adalet, yararcılık/teleolojik etik, ilgi etiği, erdem etiği, çevre etiği) Global Etik İlkeleri incelenmiş, daha sonra beş zincir otelin Ankara daki şubelerinden alınan etik kodlar ile karşılaştırılıp, örtüşen noktalar ve farklılıklar açıklanmaya çalışılmıştır. BMDTÖ Turizmde Global Etik İlkeler Birçok noktada BM İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ni temel aldığı görülen Turizmde Global Etik İlkeler (TGEİ), hak ve özgürlük kavramları üzerinde yoğunlukla durmaktadır. Yasalarla belirlenen hakların yanı sıra turistler, yerli halk ve turizm çalışanlarının insani-ahlaki-kültürel hakları; turizm ile ilgili kurumsal ya da bireysel tüm paydaşlara bu hakları tanıma ve engellememe ödevini yüklemektedir ve bu haklar yalnızca günümüzdekileri değil gelecek kuşakları da kapsamaktadır. TGEİ ayrıca seyahat edebilme özgürlüğü üzerinden turizmin de bir hak olduğunu savunmaktadır. Adalet kavramı kapsamında, TGEİ turistlerin veya çalışanların hiçbir şekilde ayrımcılığa maruz kalmamaları gerektiğini, yalnızca olumlayıcı birer eylem olarak dezavantajlı sayılabilecek gruplara yönelik denkleştirici pozitif ayrımcılığın 83

192 yapılabileceğini söylemektedir. TGEİ, turizm kaynaklı yarar-maliyet dağılımında yerel halkı ve gelecek kuşakları taraf olarak görmekle kalmayıp ülkeler arası dengeyi de gündeme getirmektedir. TGEİ, sürdürülebilirlik, çevresel duyarlılık ve eğitime yönelik yatırımlarının etik doğasını yararcılık ışığında açıklamakta, turizm profesyonellerinin yanı sıra devlet kuruluşlarına da önermelerde bulunmaktadır. Yararcılık, haklar ya da adalet kavramlarının kesin çizgilerinin ötesinde, turist, yerli halk ve turizm profesyonellerinin karşılıklı sorumluluk, ilgi ve özenine işaret eden önermeler ilgi etiği ilkelerinin paralelindedir. İlgi etiğinin daha önce söz edilen bağlayıcılığı, olumlu turizm türleri ile sosyal turizmin teşvik edilmesi yönündeki ifadelerde kendini göstermektedir. TGEİ nin bireysel gelişime verdiği önem ve sorumlu turist anlayışı ile paydaşları erdem etiği ilkeleri de gütmeye teşvik etmektedir. TGEİ, ayrıca, çevreye duyarlılık kavramını, insan dışı varlıkların içsel değerlerini de kapsayacak şekilde genişletmektedir. Etik Kodların Değerlendirilmesi ve Öneriler Araştırmaya konu olan beş otelin tümünün, turistlerin hakları konusuna etik kodlarında yer vermeleri olumlu bir noktadır. Turizmin bir hak olduğu her ne kadar tüm kodlarda açıkça belirtilmemiş olsa da, turistlerin ahlaki ve insani haklarının tanınmasının gerekliliği ve işletmeye yüklediği ödevlere yönelik önermeler mevcuttur. Çalışan hakları, yasal zorunluluklara uyum ve güvenlik hakları kapsamında ele alınmakta, dolayısıyla kısıtlı bir çerçevede algılanmaktadır. Oteller özellikle çalışanların eğitim hakları konusunda sessiz kalmaktadır. 84

193 Yasal hakların bazıları evrensel haklardan daha kapsamlı olabilirken evrensel hakları ihlal edici de olabilir. Böyle durumlarda turizm işletmeleri yasalarla karşı karşıya kalmadıkça insan haklarını tanıyan bir tutum ve faaliyet içinde olmalıdır. Mevcut standartlar daha azını gerektirse de asgari olarak evrensel standartlara sadık kalınmalı, hakları ve özgürlükleri maksimum seviyeye çıkarıcı şekilde hareket edilmelidir. Örneğin, bazı ülke yasaları bilgi edinme hakkını, tüketici haklarını, kadın haklarını yasal birer hak olarak tanımamış olabilir, fakat bunlar aslında evrensel olarak tanınan haklar arasındadır ve işletmeler hizmet verdikleri turistler ve çalıştıkları personel ile ilişkilerinde asgari olarak evrensel insan haklarını sağlamalıdır. Yerel halkların hakları konusunda etik kodlar herhangi bir ifade içermemektedir. Oysa ki, yerel halkın insani, ahlaki ve kültürel haklarının korunmasına yönelik, o yöredeki otellere de diğer tüm paydaşlara olduğu gibi ödevler düşmektedir. Gerçekleştirilen etkinliklerin yöredeki halkın haklarını ihlal edici olmaması yönünde tedbirler alınmalıdır. Bu tedbirler arasında otelin yerel halkın yaşamsal haklarını engelleyici bir şekilde inşa edilmemesinden, sunulan animasyon hizmetlerinin kültürel hakları kısıtlayıcı ya da yozlaştırıcı (örn. Hawai de Hula dansının metalaştırılması, Türkiye de sema ve semah ritüellerinin ticarileştirilmesi) olmamasına özen gösterilmesine kadar birçok konu sayılabilir. Turist ve çalışanlar arasında adaletin sağlanması ile ilgili önermeler etik kodlara eklenmiş maddeler arasındadır. Turistlerin hizmet alımlarında negatif bir ayrımcılığa maruz kalmamaları konusunu tüm oteller etik kodlarında belirtirken, dezavantajlı gruplara (örn. yaşlı, engelli, çocuk) hizmet önceliğinin tanınması ya da bu grupların turizm etkinliklerine katılımının kolaylaştırılması yönündeki ifadeler azınlıktadır. TGEİ nin böyle gruplar için teşvik ettiği pozitif ayrımcılık tedbirleri, öncelikle turizmin bir hak olmasının sonucu olarak görülmelidir. Oteller bu hakkın turist toplulukları arasında eşit şekilde kullanılabilmesi için engellilere uygun alt yapının oluşturulması, yaşlı hizmetlerinin eklenmesi gibi gerekli önlemleri almalıdır. 85

194 Çalışanlar arası adalet sağlanması adına ayrımcılık kavramının yalnızca işe alımları değil, işte yükselme ve ücretlendirme gibi diğer işlemleri kapsaması, bu süreçlerin adil sistemler üzerine kurulmasını gerekmektedir. Bunun ötesinde, turizm etkinliklerinin çok ulusluluğu ve çok kültürlülüğü göz önünde bulundurulduğunda, henüz evrensel bir kabul edilirlik kazanmamış olsa da, bazı ülkelerce kabul edilmiş, diğer evrensel haklar ve adalet kavramları doğrultusunda görülebilecek, yasalarla çelişmeyen ayrımcılık-karşıtı tutumlar teşvik edilmelidir. İki otelin etik kodunun ayrımcılığın yapılamayacağı temeller arasına yaş, medeni durum, cinsel yönelim ve engellilik gibi ülkemizde çalışma alanında henüz uygulamada olmayan konuları da kapsaması bu duruma verilebilecek bir örnektir. Etik kodlarda yerel halk ve gelecek kuşakları kapsayan bir çevre duyarlılığı yer bulmasına karşın, turizmin yararlarının özellikle yerel halk ve sektörler arasında adil dağılımı konusunda alınacak önlemler yetersiz kalmaktadır. Yerel halkın ve gelecek kuşakların adalet kapsamında paydaşlığı yadsınmamalı, kodlar bu konuda istihdam, altyapı ve üstyapının geliştirilmesi, çevre düzenlemesi, yerel iş kümelerinin oluşturulması ya da bunlara dahil olunması gibi yerel paydaşlara yararlarının daha doğrudan sağlandığı uygulamaları teşvik edici ifadeler içermelidir. Uluslar arası faaliyet gösteren işletmelerin ise adalet anlayışını ülkeler arasında da gözetmesi, hizmet alış-verişlerini, işbirlik ve ortaklıklarını bu şekilde düzenlemeleri gerekmektedir. Hakların ve adaletin ihlalini oluşturacak durumların mümkün olduğu en kapsamlı ve özellikle hassas konularda (örn. cinsel istismar, hediye alış-verişi, vb.) belirsizliğe olanak vermeyecek şekilde ve sonucunda uygulanacak cezalarla birlikte etik kodlarda tanımlanması, hak ve adaletin sağlanması yolunda işletmenin adanmışlığının bir göstergesi olarak görülmelidir. 86

195 Çevreye duyarlılık, sürdürülebilirlik, yasalara uyum gibi kavramları yararcılık etiği ile ilişkilendiren maddeler araştırma kapsamındaki tüm otellerin etik kodlarında bulunmaktadır. Öte yandan, kodlar, hizmet kalitesi, müşteri memnuniyeti, sosyal sorumluluk projeleri, çalışanların gelişimi gibi işletmelerin rekabet gücüne, finansal başarısına ve marka imajlarına olumlu katkı sağlayan tüm konuların, yararcı yanlarını ortaya koyan teşvik edici önermeler içermelidir. Ayrıca yararlar ele alınırken, kurum içi ve kurum dışı tüm paydaşların yararlarını göz önünde bulunduran evrenselci bir bakış açısı geliştirilmelidir. Turizm endüstrisi insan gücü odaklı ve bireyler arası iletişimin hayati rol oynadığı çalışma alanlarıdır. Haklar, adalet ve yararcılık etiği ilkelerinin kural koyucu ve sınırlayıcı doğaları, turizmin ilişkisel boyutunu göz ardı edebilmektedir. Oysa ki, turizm endüstrisi, karşılıklı ilişki, sorumluluk, ilgi, özen ve ihtiyaçlara cevap verebilmesi ile toplumculluk ilkeleri üzerine kurulu ilgi etiğinin benimsenmesi ve uygulanmasına elverişli alanlar olarak görülmelidir. Bu endüstri içinde özellikle ağırlama sektörleri, çalışanlar ve müşteriler arasındaki etkileşimin çok çeşitli olduğu, dolayısıyla iletişim becerilerinin önemli rol oynadığı sektörlerdir. İlgi etiği etik kodlarda mikro düzeyde, çalışan-müşteri, çalışan-çalışan ilişkilerinde yön gösterici, uzlaştırıcı, dayanışmacı ve ilerletici bir unsur olarak belirmelidir. Molar/kitlesel düzeyde ise işletmenin toplumun bir parçası olarak üzerine düşen sorumluluklara değinmelidir. İlgi etiği, işletme ve yerel halk arasındaki ilişkiye de ışık tutmalı, yararcılığın edimselliğinin ötesinde, daha sosyal adımların (örn. sosyal turizm) atılmasına yönelik önermeler içermelidir. Turistler ve yerel halk arasındaki bağın kurulmasında işletmeler yönlendirici olmalı, topluma olumlu katkı sağlayan turistik etkinlik türlerinin hayata geçirilmesi için üzerlerine düşen görevlerin bilincinde olmalıdır. 87

196 Erdem etiği kapsamında etik kodlarda turizm sektörüne özel, kültürel bilinç, açık fikirlilik, hoşgörü, sorumluluk, sağduyu gibi arzu edilir erdemler ön plana çıkarılmalı, cesaretlendirilmelidir. Çünkü, kültürel algıların oluşması ve karşılıklı diyalogların gelişmesine etkileri nedeniyle, gayriresmi bir diplomasi hareketi olarak görülebilecek turizmde, turistlerin-yerel halkın-çalışanların temsil rolü, çalışma alanlarının dışına taşmakta, kültürel bir boyut kazanmaktadır. Ayrıca etik kodlar, doğal ve kültürel çevrenin insan dışı unsurlarının öz değerlerini (ing. intrinsic value) göz önünde bulundurmalı, bu varlıkların üzerinde bulunan güncel ve gelecekteki tüm insanlığın sahiplik haklarının yanı sıra, sadece öz değere sahip olmaktan doğan kendi varoluş haklarını da tanımalıdır. Çalışma, iş etiği araştırmalarında etik standart kaynakları olarak kullanılan uslamlama yöntemleri ışığında TGEİ yi incelemiş, inceleme sonucunda etik vurgular belirlenmiş ve söz konusu vurguların otellerin etik kodların da mevcut olup olmadığı araştırılmıştır. Çalışma, sınırlılıkları itibarı ile turizm alanında faaliyet gösteren özel işletmeler olan otellerin, etik sorunlarının tümünü elbette ki kapsamamaktadır. İşletmelerin günlük faaliyetlerinden, stratejik planlamalarına, çalışan koşullarından, dış çevre baskılarına kadar birçok konuda kendilerine özgü sorunları bulunmaktadır. Çalışma kapsamına alınan otellerin kodlarında, TGEİ nin vurguları dışında çıkar çatışması, otel işletmelerinin tüzel kişilik hakları, tedarikçilerle olan ilişkiler gibi özel durumlara işaret eden önermeler de bulunmaktadır. Otellerin kendilerine özgü etik kodlarında bulunması gereken yukarıdaki noktalara ek olarak; çalışanların etik ikilemlerde doğru kararı verebilmeleri için yetkilerinin genişletilmesi şeklinde tanımlanabilecek etik yetkilendirme ve yine çalışanların etik bilincini geliştirmek ve güncel konuları tartışmaya açmak amacıyla izlenen etik eğitim politikaları da oluşturulacak etik kodlarda üzerinde önemle durulması gereken konulardır. 88

197 Dünya Turizm Örgütü turizmin kendisini etik bir eylem olarak gördüğünden, Turizmde Global Etik İlkeler, yönü belirsiz bir insan hareketine yön vermeye, ne yapılması gerektiğini dışarıdan bir ses olarak dikte etmeye çalışan değil, özünde insanlığın haklarını, adaleti, toplumsal yararı ve iyi niyeti barındıran turizmin, gerçek doğasını betimleyen bir metin olarak görülmeli ve konaklama işletmeleri, etik kodlarını oluştururken ve uygularken, turizmin bu doğasının her türlü faaliyetlerinde görünür olmasını sağlamalıdır. Çünkü, Aristo nun da işaret ettiği gibi en büyük erdem olan iyi yaşam dan kasıt, bir durum değil eylemlerdir. 89

198 KAYNAKÇA ALEXANDER, L., & MOORE, (2008). M., Deontological Ethics. The Stanford Encyclopedia of Philosophy (2008 Sonbahar Baskısı), E. N. Zalta (der.), URL: ASLAN, A. & KOZAK, M. (2006). Turizmde Gelişme ve Etik Sorunlari: Üniversite Öğrencileri Üzerine Bir Araştirma. Ege Akademik Bakış, 6(1), BAIER, A. C. (1985). What do Women want in a Moral Theory?. Noûs, 19(1), BARSKY J. & NASH L. (2 Nisan 2007). Word-of-mouth should be top-of-mind for hotel operators. URL: =research1&s=research BEAUCHAMP, T. L. & CHILDRESS J. F. (2001). Principles of Biomedical Ethics (5. Baskı). New York, NY: Oxford University Express. URL: BRAMWELL, W. & LANE, B. (1993). Sustainable Tourism: An Evolving Global Approach. Journal of Sustainable Tourism, 1(1). BRENNAN, A. & LO, Y. (2009). Environmental Ethics. The Stanford Encyclopedia of Philosophy (Kış 2009 Baskısı), E. N. Zalta (der.), URL: CORVINO, J. (2006). Reframing "Morality Pays": Toward a Better Answer to "Why Be Moral?" in Business. Journal of Business Ethics, 67(1), doi: /sl

199 COUNCIL OF EUROPE (2009). Tourism for elderly people. Motion for a resolution. Doc , URL: /WorkingDocs/Doc09/EDOC11817.pdf D'AMORE, L. J. (1993). A Code of Ethics and Guidelines for Socially and Environmentally Responsible Tourism. Journal of Travel Research, 31, doi: / DANCY, J. (2009). Moral Particularism. The Stanford Encyclopedia of Philosophy (İlkbahar 2009 Baskısı), E. N. Zalta (der.), URL: DECEW, J. (2008). Privacy. The Stanford Encyclopedia of Philosophy (Sonbahar 2008 Baskısı), E. N. Zalta (der.), URL: D SA, E. (1999). Wanted: tourists with a social conscience. International Journal of Contemporary Hospitality Management, 11(2/3), ENGHAGEN, L.K. & HOTT, D.D. (1992). Students perceptions of ethical issues in the hospitality and tourism industry. Hospitality Research Journal, 15(2), FEISER, J. (2009). Ethics. Internet Encyclopedia of Philosophy, URL: FENNELL, D.A. (2006). Tourism ethics. Clevedon, England; Buffalo, New York: Channel View Publications. FENNELL, D. A. & PRZECLAWSKI, K. (2003). Generating Goodwill in Tourism through Ethical Stakeholder Interaction. (içinde) S. Singh, D. J. Timothy, & R. K. Dowling (der.) Tourism in Destination Communities. s Cambridge: Cabi Publishing. 91

200 FENNELL, D. & MALLOY, D. (2007). Codes of Ethics in Tourism: Practice, Theory, Synthesis. Clevedon: Channel View Publications. FIELD, R. (1 Kasım 2002). What is the purpose of business? URL: FINNIS, J., (1980). Natural Law and Natural Rights. Oxford: Clarendon Press. FLECKENSTEIN, M. P. & HUEBSCH, P. (1999). Ethics in tourism-reality or hallucination. Journal of Business Ethics, 19(1), FRANKENA, W. K., (1973). Ethics (2. Baskı). Englewood Cliffs, NJ: Prentice-Hall. FRENCH, P. A. (1984). Collective and Corporate Responsibility. New York: Columbia University Press. FRENCH, P. A. (1995). Corporate Ethics. Fort Worth: Harcourt Brace. FRENCH, P. A. (1979). The Corporation as a Moral Person. American Philosophical Quarterly, 16, FRENCH, P. A. (1984). Collective and Corporate Responsibility. New York: Columbia University Press. FRENCH, P. A. (1995). Corporate Ethics. Fort Worth: Harcourt Brace. GONZALEZ BERNALDEZ, F. (1994). Tourism and The Environment. All Of Us, 15. GRIFFEL, F. (2008). Al-Ghazali The Stanford Encyclopedia of Philosophy (Sonbahar 2008 Baskısı), E. N. Zalta (der.), URL: 92

201 GUTTMAN, C. (1999). Towards an Ethics of Tourism. UNESCO Courier, July/August HAINES W. (2006). Consequentialism. Internet Encyclopedia of Philosophy, URL: HALL, D.R. & BROWN, F. (2006). Tourism and Welfare: Ethics, Responsibility and Sustained Well-being. Wallingford, UK: CABI Pub. HALL, S. S. J. (der.) (1992). Ethics in Hospitality Management: A Book of Readings. East Lansing, Mich.: Educational Institute of the American Hotel & Motel Assoc. HOFSTEDE, G. & HOFSTEDE, G. J. (2005). Cultures and Organizations: Software of the Mind (2. Baskı), New York, NY: McGraw-Hill. HOSMER, L. T. (1994). Why be Moral? A Different Rationale for Managers, Business Ethics Quarterly, 4(2), HOURANI, G.F. (1976), Ghazâlî on the Ethics of Action. Journal of the American Oriental Society, 96, Yeniden basım: Hourani 1985, HULTSMAN, J. (1995). Just Tourism: An Ethical Framework. Annals of Tourism Research, 22(3), HURSTHOUSE, R. (2009). Virtue Ethics. The Stanford Encyclopedia of Philosophy (İlkbahar 2009 Baskısı), E. N. Zalta (der.), URL: JONES, C., PARKER M. & BOS, R.T. (2005). For business ethics. London; New York: Routledge. 93

202 KANADA İSTATİSTİK KURUMU (Statistics Canada), (1999), Tourism Statistical Digest Catalogue. No XIE. KARWACKI, J. & BOYD, C (1995). Ethics and Ecotourism Business Ethics. A European Review, 4(4), KESSLER, G. E. (1995). Voices of Wisdom: A Multicultural Philosophy Reader (2. baskı). Belmont, CA: Wadsworth, Inc. KHURANA R. & GINTIS H. (2008). What Is the Purpose of Business?. BizEd. URL: _bized.pdf KRAUT, R. (2010). Aristotle's Ethics. The Stanford Encyclopedia of Philosophy (Yaz 2010 Baskısı), E. N. Zalta (der.), URL: LAWRENCE, A. T. & WEBER, J. (2008). Business & Society: Stakeholders, Ethics, Public Policy (12. Baskı). New York: McGraw-Hill MARCOUX, A., (2008). Business Ethics. The Stanford Encyclopedia of Philosophy (Sonbahar 2008 Baskısı), E. N. Zalta (der.), URL: MARMURA, M.E. ( ). Ghazâlî on Ethical Premises. The Philosophical Forum, 4, Tekrar basım: Marmura 2005, MASON, P. (2003). Tourism Impacts, Planning and Management. Oxford; Burlington, MA: Butterworth-Heinemann MATHEWS, M. C. (1990). Code of Ethics: Organizational Behavior and Misbehavior. (içinde) W. C. Frederick & L. E. Preston (der.), Business Ethics: Research Issues and Empirical Studies. s , Greenwich: JAI Press. 94

203 MCDONALD, G. M., (2009). An anthology of codes of ethics. European Business Review, 21(4), doi: / MCKERCHER, B. (1993). Some Fundamental Truths About Tourism: Understanding Tourism's Social and Environmental Impacts. Journal of Sustainable Tourism, 1(1), MİCEWSKI, E. R. & TROY, C. (2007). Business Ethics Deontologically Revisited. Journal of Business Ethics, 72, doi: /s z. PAYNE, D. & DIMANCHE, F. (1996). Towards a Code of Conduct for the Tourism Industry: An Ethics Model. Journal of Business Ethics, 15, PETRINOVICH, L., O'NEILLA, P. & JORGENSEN, M. (1993). An Empirical Study of Moral Intuitions: Toward an Evolutionary Ethics. Journal of Personality and Social Psychology, 64(3), POSNER, R. (1981). The Economics of Justice. Cambridge: Harvard University Press PRZECLAWSKI, K. (1997). Deontology of Tourism. (içinde) C. Cooper, S. Wanhill, (der.). Tourism Development: Environmental and Community Issues, s John Wiley & Sons: Chichester. REITER, S. (1997). The ethics of care and new paradigms for accounting practice. Accounting, Auditing & Accountability Journal, 10(3), ROJEK, C., URRY, J. (1997). Transformations of Travel and Theory. (içinde) C. Rojek,, J. Urry, (der.). Touring cultures: transformations of travel and theory, s New York, NY: Routledge. 95

204 SAYRE-MCCORD, G. (2008). Metaethics. The Stanford Encyclopedia of Philosophy (Sonbahar 2008 Baskısı), E. N. Zalta (der.), URL: SEEDEN, H. (1994). Archaeology and the Public in Lebanon: Developments since (içinde) P. G. Stone, & B. L. Molyneaux, (der.) The Presented Past. Heritage, Museums and Education. New York: Routledge. SHAW, B. & CORVİNO, J. (1996). Hosmer and the 'Why be Moral?' Question. Business Ethics Quarterly, 6(3), SINGER, P. (1993). Practical Ethics (2. Baskı). New York, NY: Cambridge University Press. SINNOTT-ARMSTRONG, W. (2008). Consequentialism. The Stanford Encyclopedia of Philosophy (Sonbahar 2008 Baskısı), E. N. Zalta (der.), URL: SOLOMON, R. (1991). Business ethics. (içinde) P. Singer (der.), A Companion to Ethics, s Malden, MA: Blackwell. STEFANOVIC, I. L. (1997). A Code of Ethics for Short Hill Parks. (içinde) A. Wellington, A. Grenbaum & W. Cragg (der.), Canadian Issues in Environmental Ethics, s Toronto: Broadview Press. TEARFUND (2000). Tourism - An Ethical Issue. Market Research Report, Belfast THOMSON, J. (1975). The Right to Privacy. Philosophy and Public Affairs, 4, TREVIÑO L. K., NELSON K. A. (2007). Managing Business Ethics: Straight Talk About How To Do It Right (4. Baskı). New Jersey: John Wiley & Sons, Inc.. 96

205 TRONTO, J. C. (1993). Moral Boundaries. New York, NY: Routledge. UNWTO (2001). Global Code of Ethics for Tourism. Resolution adopted by the General Assembly, A/RES/56/212 URL: _Etico_Ing.pdf VARİNLİ, İ. (2004). Hizmet İşletmelerinde Çalişanlarin Etik Olmayan Davranişlara İlişkin Değerlendirmeleri Otel İşletmelerinde Bir Uygulama. Ege Akademik Bakiş, 4(1), VELASQUEZ, M. (1983). Why Corporations Are Not Morally Responsible For Anything They Do. Business & Professional Ethics Journal, 2, 1-18 VELASQUEZ, M. G. (1988). Business Ethics: Concepts and Cases (2. Baskı). Englewood Cliffs, NJ: Prentice Hall. WALLE, A. H. (1995). Business Ethics and Tourism: From Micro to Macro Perspectives. Tourism Management, 16(4), WEAVER, P., CHOI, J. & KAUFMAN, T. (1997). Question wording and response bias: students perceptions of ethical issues in the hospitality and tourism industry. Journal of Hospitality and Tourism Education, 9(2), WHEELER. M. (1995) Tourism marketing ethics: an introduction. International Marketing Review, 12(4), WIGHT, P. (1993). Sustainable ecotourism: balancing economic, environmental and social goals within an ethical framework. Journal of Tourism Studies, 4(2), YEUNG, S. (2004). Hospitality ethics curriculum: an industry perspective. International Journal of Contemporary Hospitality Management, 16(4),

206 Erişim tarihi: Erişim Tarihi: Erişim tarihi: Erişim tarihi: Erişim tarihi: Erişim tarihi: Erişim Tarihi: Erişim tarihi: Erişim tarihi: Erişim tarihi: Erişim tarihi: URL_ID=13178&URL_DO=DO_PRINTPAGE&URL_SECTION=201.html Erişim tarihi:

207 Erişim tarihi: Erişim tarihi: Erişim tarihi: Erişim tarihi: Erişim tarihi: Erişim tarihi: Erişim tarihi: URL_ID=6014&URL_DO=DO_TOPIC&URL_SECTION=201.html Erişim tarihi: Erişim tarihi: Erişim tarihi: Erişim tarihi:

208 ÖZET Tüm dünyada çeşitliliği ve hacmi gün geçtikçe artan turizm hareketi, toplumda ekonomik, sosyal ve kültürel etkileri bulunan insan merkezli birçok sektörü içinde bulundurmakta ve bu nedenle son yıllarda uygulamalı etiğin önemli çalışma odaklarından biri haline gelmektedir. Çok çeşitli insan etkileşimine sahne olan turizm faaliyetleri ödev, sonuç ve erdem temelli etik tartışmaların merkezine alınmakta, turizm sektörlerinin ve işletmelerin, turizmin doğal ve kültürel çevre üzerindeki etkilerinde oynadıkları etik roller belirginleşmeye başlamaktadır. Bununla birlikte, Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (BMDTÖ), turizmin çevreye ve kültürel mirasa olumsuz etkilerini azaltırken kültürler arası diyaloga, hoşgörüye ve yerel kalkınmaya olumlu etkilerini artırmak amacıyla Turizmde Global Etik İlkelerini kabul etmiştir. Bu bağlamda BMDTÖ, söz konusu ilkelerin, turizm sektörlerinin kendi etik kodlarını oluşturmalarında bir referans kaynağı olmasını teşvik etmektedir. Henüz kendine özgü ulusal ya da uluslar arası bir etik kodu bulunmayan konaklama işletmelerine yönelik olarak, Turizmde Global Etik İlkelerin temelinde yatan iş etiği vurgularının belirlenmesi adına, bu çalışmada, öncelikle etik ve iş etiği ile turizm ve etik ilişkisi irdelenerek kavramsal bir çerçeve oluşturulmuştur. Tanımlanan iş etiği değerlendirme ölçütleri (haklar, adalet, yararcılık, ilgi etiği, erdem etiği, çevre etiği) ışığında Turizmde Global Etik İlkeler incelenmiş ve söz konusu ilkelerin kaynağındaki etik savlar belirlenmiştir. Son olarak bu savlar, Ankara daki 5 zincir otelin etik kodlarıyla karşılaştırılmış, benzerlik ve farklılıklar ortaya konmuş, ileride konaklama işletmelerine dönük oluşturulabilecek etik kodlara yönelik önerilerde bulunulmuştur. Anahtar Kelime: Etik, Turizm Etiği, İş Etiği, Etik Kod, Etik İlkeler, Turizmde Global Etik İlkeler, Dünya Turizm Örgütü, Konaklama İşletmeleri 100

209 ABSTRACT Tourism is continuing to grow in size and diversity, expanding the scope of its economic, social and cultural effects on society as a human-centered industry. Therefore, in recent years, it has become a more noticeable focus of applied ethics, where tourism activities are evaluated teleologically, deontologically or based on virtue, bringing to the surface more and more the ethical role of each actor in tourism s both positive and negative effects on its environment. With the objective of minimizing the negative impact of tourism on environment and on cultural heritage while maximizing the benefits of tourism in promoting sustainable development, inter-cultural dialogue and tolerance United Nations World Tourism Organization has accepted the Global Code of Ethics for Tourism, which it hopes will be a reference for tourism sectors in developing their own codes of ethics. In this study, first, the literature within the domains of ethics, business ethics and tourism ethics is reviewed in order to determine the ethical emphases in the Global Code of Ethics for Tourism. This is done in relation to accommodation facilities -key actors of the hospitality industry- who currently have no national or international codes of ethics specific to their sector. In the light of the identified ethical evaluation criteria (rights, justice, utilitarianism, ethics of care, virtue ethics, environmental ethics), ethical arguments are extracted from the Global Code of Ethics. Lastly these arguments are compared and contrasted with the codes of five branches of hotel chains in Ankara, and suggestions are made as to what to focus on in future sector-specific codes of ethics. Keywords: Ethics, Tourism Ethics, Business Ethics, Code of Ethics, Global Code of Ethics, World Tourism Organization, Accommodation Facilities 101

210 ÖZGEÇMİŞ Semih Sait Yılmaz tarihinde Sakarya da doğdu. Orta ve lise öğrenimini Kadıköy Anadolu Lisesi nde bitiren Yılmaz, lisans eğitimini Boğaziçi Üniversitesi Turizm İşletmeciliği, yüksek lisans eğitimini de Bilkent Üniversitesi İşletme Yüksek Lisans Programı nda tamamladı. Yılmaz, 2007 yılından bu yana Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü nde Kültür ve Turizm Uzman Yardımcısı olarak görev yapmaktadır. Yılmaz, iyi derecede İngilizce ve orta derecede Fransızca bilmektedir. 102

211 Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Cilt: 8 Sayı: 37 Volume: 8 Issue: 37 Nisan 2015 April Issn: TURZM LETMELERNDE YÖNETC VE GÖREN ETK DAVRANILARININ KARILATIRILMASI ÜZERNE BR ARATIRMA A STUDY ON COMPARISON OF ETHICAL CONDUCTS BETWEEN EXECUTIVES AND EMPLOYEES IN TOURISM BUSINESSES Atınç OLCAY Metin SÜRME Öz Felsefi bir disiplin olan etik, insan eylemlerini konu alır. Meslek etii ise insanların mesleklerini icra ederken onların davranılarına yön veren, rehberlik eden kurallar, standartlar ilkeler bütünü olarak tanımlanmaktadır. Dolayısıyla hizmet unsurunun ön plana çıktıı turizm faaliyetlerinde etik kavramı temel bir konudur. Ayrıca turizm iletmelerinin etkin ve verimli olabilmesi için yönetici ve igörenlerin görev ve davranılarını etik ilkeler dorultusunda düzenlemeleri esastır. Bu kapsamda aratırmanın amacı, turizm iletmelerinde yönetici ve igören etik davranılarının, stajyer örenci gözüyle deerlendirilmesi olarak belirlenmitir. Bu amacın gerçekleebilmesi için tarihleri arası Gaziantep te Turizm ve Otelcilik Meslek Yüksekokulu ile Gaziantep Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları bölümüne kayıtlı 308 örenciye anket uygulanmıtır. Sonuç olarak ise stajyer örencilerin gözüyle, yönetici ve igören etik davranılarının, istatiksel olarak anlamlı bir farklılık gösterdii tespit edilmitir. Anahtar Kelimeler: Turizm letmeleri, Turizm Etii, Yönetici ve gören Etik Davranıları. Abstract Ethics as a philosophical discipline, subjects human behaviours. As for occupational ethic, it is decribed as a combination of rules, standards, principles which direct mankind as they profess. Thus ethics is a main topic in service oriented tourism industry. Besides, executives and employees need to adjust their tasks and behaviours in keeping with ethic principles. n this context, the aim of this study is to evaluate the ethical behaviours of executives from the viewpoint of interns. To fulfill this aim, questionnaire are conducted from to to 308 students consisted from both two years college and gastronomy and culinary arts. t is concluded that executives and employees differ significiantly in terms of ethical behaviours from the viewpoint of interns Keywords: Tourism Businesses, Tourism Ethics, Executıve And Employee Ethical Behavior. 1.Giri Etik tartımalarının temel konusu, insan eylemlerini deerli ya da deersiz kılan davranıların ne olduu ile ilgilidir (Tekerek ve Tekerek, 2008: 59). Etik ve ahlak bazı kaynaklarda birbirinin yerine kullanılsalar da birbirinden farklı kavramlardır. Etik ahlak felsefesidir ve kiinin belirli bir durumda ifade etmek istedii deerlerle ilgilidir. Dier bir deyile Cevizci (2002: 1), etik kavramını, Belli bir yaama idealini hayata geçirebilmek için mücadele eden, üyesi olduu toplumun yaayıını eletiren, hatta mahkûm eden, mevcut deerler silsilesi yerine alternatif deerleri koyan, yaama kurallarını açık seçik tanımlayan, kısaca hayata anlam katan ahlaki ilkeler teorisi ve felsefe disiplini olarak tanımlamaktadır. Ahlak ise bireyin dier toplumsal düzen kurallarının etkisi olmadan kendini denetlemesidir (Usta, 2011: 42). Bununla birlikte TDK, ahlak kavramını, Belli bir dönemde belli insan topluluklarınca benimsenmi olan, bireylerin birbirleriyle ilikilerini düzenleyen törel davranı kurallarının, yasalarının, ilkelerinin toplamı olarak tanımlamıtır. Yrd. Doç. Dr. Gaziantep Üniversitesi, Turizm letmecilii Yüksekokulu olcay@gantep.edu.tr Gaziantep Üniversitesi, Turizm letmecilii Ana Bilim Dalı

212 Genel anlamda etiin bir bölümünü oluturan meslek etii ise kendi içinde bölümlere ayrılmaktadır. cra edilen meslein türüne göre; tıp etii, bilim etii, basın etii, ticaret etei, yargı etii, eitim etii, medya etii, çevre etii, sanat etii, polis etii vb. gruplandırılabilir (Öncel, 2010: 21). Etik kurallar meslek sahiplerinin çalıma hayatlarının gelitirilmesine ve iyiletirilmesine katkı salamaktadır. Bununla birlikte önceden belirlenmi kuralların var olması birlik ve düzenin kurulmasını salamaktadır (güden ve Çabuk, 2006: 64). Bu balamda turizmin; toplumsal, fiziki, ekonomik, sosyokültürel vb. olumsuz etkilerini azaltmak amacıyla Dünya Turizm Örgütü, 1 Ekim 1999 tarihinde, 10 maddeden oluan Turizmde Küresel Etik lkeler Bildirgesi ni kabul etmitir (Dolmacı ve Bulgan, 2013:4854). Turizm iletmeleri bazı özelliklerinden dolayı dier meslek gruplarından farklı bir takım etik sorunlar yaadıı çeitli aratırmalarla ortaya konmutur (Walle, 1995; Wheeler, 1995; Ünlüönen ve Olcay, 2003; Mkono, 2010; Pelit ve Arslantürk, 2011; Karatepe ve Agbaim, 2012; Mathange, 2013; Knani, 2014). Bu sorunların artmasını hızlandıran faktörler ise üretim ve tüketimin e zamanda gerçeklemesi, hizmetin soyut bir yapıda olması, ürünün daha önceden denenememesi, müteri profilindeki deime ve çalıanların moral düzeylerinin hizmet kalitesinde etkili olması ve turizm iletmelerinin 7 gün 24 saat faaliyet gösteriyor olması eklinde sıralanabilir (Akolan Kozak ve Güçlü, 2006: 10). Turizm sektörü, konaklama iletmeleri, seyahat acentaları, yiyecek-içecek iletmeleri, ulatırma iletmeleri gibi çeitli alanlarda mesleki olanaklar sunmaktadır (Türkseven, 2012: 10). Dolayısıyla turizm sektörünün her bir alanında farklı etik sorunlar söz konusu olmaktadır (Stevens, 1997; Akolan Kozak ve Güçlü, 2006; Pelit ve Güçer, 2007). Turizm sektörünün en önemli bölümünü oluturan konaklama iletmelerinde ikili ilikilerde etik sorunlar youn olarak yaanmaktadır. Konaklama iletmelerinde yaanan etik sorunlardan bazıları; müteri ve personele taciz, ii savsaklama, emirleri dinlememe, iyerinde alkol ve uyuturucu madde kullanmadır (Stevens, 1997; Sarııık vd., 2006; Akolan Kozak ve Güçlü, 2006; Yılmaz, 2010; Yeh, 2012). Etik sorunların youn olarak yaandıı kat hizmetlerinde ise; müteri eyalarının izinsiz kullanması, odalara usulsüz girilmesi, odaların dinlenmesi, odalarda ses veya görüntü kaydının yapılması bu alanda yaanan etik sorunlar arasındadır (Akolan Kozak ve Güçlü, 2006: 89). Konaklama iletmeleri bünyesinde hizmet verdii gibi baımsız iletmeler olarak hizmet veren yiyecek-içecek iletmelerinde de birtakım etik sorunlar yaanmaktadır. Bunlardan bazıları konaklama iletmelerinde yaanan sorunlarla aynı olmakla beraber yiyecek-içecek iletmeleri kendine özgü etik sorunlar da yaamaktadır (Wong ve Chung, 2003; Akolan Kozak ve Güçlü, 2006). Endüstriyel yiyecekiçecek iletmelerinde çalıanların hazırladıkları gıdalar dorudan müterinin salıını etkileyecektir. Dolayısıyla etik deerler, yiyecek-içecek iletmeleri için hayati deer taımaktadır (Jung, vd., 2010: 538). Yiyecek-içecek iletmelerinde yaanan temel etik sorunlar; hijyen koullarına uyulmaması, salıksız gıda maddeleri kullanma, malzemeden çalma ve mönülerde ilan edilen miktar ve fiyata sadık kalınmamasıdır (Akolan Kozak ve Güçlü, 2006; Jung, vd., 2010; ahin, 2011). Turizm iletmelerinin önemli bir bölümünü oluturan seyahat iletmelerinde yaanan etik sorunlar ise; turistlere kötü ve önyargılı davranılması, satı yapılırken din, dil, ırk ayrımı yapılması, rehberin doru ve güvenilir bilgi vermemesi, kokartsız rehber çalıtırma, turistlerin alıveriinden haksız kazanç salanması olarak sıralanabilir (Pelit ve Güçer, 2007; Meneke, 2008; ahin, 2011; Nebiolu, 2013). 2. Turizm letmelerinde Yönetici ve görenlerin Etik Sorumlulukları Turizm sektöründe etik sorunlar farklı balıklar halinde incelenebilir. Çünkü sorunların kaynaı iletmeler, çalıanlar, yerel halk, toplumsal yapı, yasalar ve yönetimler gibi farklı çevreler olabilmektedir (ahin, 2011: 266). Ancak iletmelerde oluturulacak etik deerler konusunda en önemli görev yöneticilere ve igörenlere dümektedir. Bu balamda yönetici ve igörenlerin etik sorumlulukları aaıda detaylı olarak açıklanmıtır. 2.1.Turizm letmelerinde Yöneticilerin Etik Sorumluluu Yönetsel etik, 1970 li yıllardan sonra önem kazanmıtır. lgili yazınlar incelendiinde, özellikle 1990 lı yıllarda yapılan aratırmaların içerik olarak zenginletii görülmektedir. (Saylı ve Kızılda, 2007: 232). Yönetsel etik, hem yöneticilerinin etik dıı davranılarda bulunmamaları ile ilgilenmekte, hemde yöneticilerin karılatıkları etik ikilemlerin çözümünde onlara yardımcı olmaktadır (Özutku ve Cevriolu, 2005; Kutvan, 2011). Baka bir ifadeyle yönetsel etik, yöneticinin davranılarına rehberlik eden ilkeler ve kurallardır (Karaka, 2008: 11). Özellikle bir hizmet endüstrisi olan turizm iletmelerinde, insan unsurunun youn olması nedeniyle etik kuralların uygulanması sürecinde yöneticilerin önemli rolü vardır (Wong, 1998; Saylı ve Kızılda, 2007; Park ve Levy, 2014). Bu balamda, iletmelerin en önemli kaynaı olarak görülen igörenler ile ilikilerin

213 düzgün bir ekilde yürütülmesi, yönetim kararlarının etik ilkelere uygun olup olmamasına balıdır (Çevirgen ve Üngören, 2009: 274). Yöneticilerin, etik dıı davranılar sergilemeleri durumunda ise iletme imajı zarar görecek ve iletme ekonomik kayıplara urayacaktır (Sökmen ve Ekmekçiolu, 2013: 89). Dolayısıyla yönetsel etik anlayıının tam olarak uygulanmadıı yönetsel sistemlere karı iletmeye olan güven de azalacaktır. Bu nedenle etik davranıların benimsenmesi üst düzey yönetimde balamalı, buradan orta düzey yöneticilere, oradan tüm örgüte yayılmalıdır (Tarakçıolu, 2003: 7). Otomasyonun az, denetimin ise zor olduu turizm iletmelerinde yöneticilerin bir takım ahlaki sorumlulukları bulunmaktadır. Bu sorumluluklar aaıda gösterildii gibi sıralanmaktadır (imek, 1999: 69-85): Çalıma hakkına saygı gösterme sorumluluu Adil ücret ödeme sorumluluu Çalıanların özgür konuma hakkını salama sorumluluu çilerin dernek/sendika kurma ve grev yapma hakkına engel olmama sorumluluu Özel hayatın gizlilii hakkına saygılı olma sorumluluu Güvenli ve salıklı koullar oluturma ve çalıma hayatının kalitesini yükseltme sorumluluu Çalıanlar arasında ayırımcılık yapmama ve cinsel tacizden sakınma sorumluluu Çalıanların kararlara katılma hakkını salama sorumluluu. 2.2.Turizm letmelerinde görenlerin Etik Sorumluluu Turizm sektörünün gelitirilmesi bakımından insan unsuru büyük önem taımaktadır. letmelerde etik ortamın salanması, igörenlerin etik davranılar göstermeleri bakımından önem arz etmektedir. Çünkü igörenlerin iletme içindeki bireysel etik davranıları, kendilerine yöneltilen etik davranılarla bütünleerek oluabilmektedir. Dolayısıyla iletme içindeki etik iklim, igörenlerin etik davranılarda bulunmalarını salamaktadır. Bu konuda yapılan aratırmalar böyle bir bütünlemenin olduunu dorulamaktadır (Doan ve Karata, 2011: 11). Bununla birlikte turizm iletmelerinde verimlilik artıının dorudan doruya igörenlerin sorumluluunda olduu göz önüne alındıında verimlilikle i etiini birbirinden ayrı düünmek olanaksızlamaktadır (lhan, 2005: 263). Dolayısıyla iletme ve igörenler arasındaki etik dıı davranılar, igörenlerin verimlilik ve performans sorunları yaamalarına neden olmaktadır (Çevirgen ve Üngören, 2009: 274) Turizm iletmelerinde üretim ve tüketim ezamanlı gerçeklemektedir. Bu durum ise igörenlerin ve müterilerin sürekli bir iliki içinde olmasını gerekli kılmaktadır. Bu nedenle turizm iletmelerinin baarılı olmasında, etik ilkelerin oluturulması ve igörenlerin bu etik kurallara uygun davranmaları önemlidir. Ancak etik kuralların uygulanmasında sadece etik kuralların varlıı yeterli deildir. Bu kuralların igörenler tarafından kabul edilebilmesi için öncelikle yöneticilerin etik kurallara uygun davranı sergilemesiyle mümkün olabilmektedir (Varinli, 2004: 45). Dolayısıyla igörenlerin etik konusunu benimseyebilmeleri; yöneticilerin bu konuda gösterecekleri kararlılıa balıdır (Çevirgen ve Üngören, 2009: 275) Turizm iletmelerinde çalıan igörenler, kiiliini ve davranılarını denetleyemedii neyin doru neyin yanlı olduu konusunda salıklı karar veremedii durumda, bata kendisi olmak üzere iletmeye de zarar verecektir (Uçkun, vd., 2004: 12). Turizm endüstrisinin çok yönlü ve karmaık yapısının yanı sıra sürekli olarak igücünün tüketiciyle diyalog halinde olması turizm igörenlerine bir takım sorumluluklar yüklemektedir. Bu sorumluluklar ise aaıda belirtilmitir (Uçkun, vd., 2004:7): Müteriye karı sorumluluk Meslektalarına karı sorumluluk letmeye ait olan bina, araç ve gereçlerin düzgün kullanımı ile ilgili sorumluluk Topluma karı duyulan sorumluluk Fiziksel çevreye karı sorumluluk Ülke turizminin gelimesine karı sorumluluk Hukuki çevreye karı sorumluluk Tüketilebilir kaynaklara karı sorumluluk lgili Aratırmalar nsanlar arası ilikileri düzenlemede önemli bir özelie sahip olan etik, turizm sektörü gibi insan ilikilerinin youn olduu bir sektörde temel bir konudur (Yılmazer ve Bahadır, 2011: 21). Genel olarak turizm iletmelerinde i etii üzerine yapılan aratımalar, yönetici veya igören etik davranılarını incelemilerdir. (Yeung, vd., 2002; Ross, 2002; Yeung ve Pine, 2003; Hudson ve Miller, 2005; Aslan ve Kozak, 2006; Pelit ve Güçer, 2007;Meneke, 2008; Akova ve Çalık, 2008; Pelit ve Arslantürk, 2011; Eren vd., 2013; Lee ve Tsang, 2013; Ma vd., 2013; Körolu ve Gezen, 2014). Bu konular; müteri hakları, cinsel taciz, sözlü taciz,

214 eit söz hakkına sahip olma, dürüstlük deerleri olarak belirlenmitir. Söz konusu bu çalımaların ana hatları ise aaıda gösterilmitir. Buna göre turizm iletmelerinde igörenlerin etik görülerini belirlemek amacıyla gerçekletirilen aratırmaların ana hatları aaıda özetlenmitir: Knani (2014), turizm sektöründe çalıanların etik algılamaları ve uygulamaları üzerine akademik çalımaların yetersiz olduunu eletirmitir. Bu kapsamda turizm sektöründe çalıanların etik algılamaları ile ilgili yapılmı literatürleri incelemitir. Aratırma sonucunda turizm etii ile ilgili yapılan aratırmaların son 20 yılda artı gösterdiini ve ancak akademik çalımaların sınırlı olduu sonucuna varmıtır. Bu kapsamda önbüro, yiyecek-içecek, pazarlama, muhasebe departmanlarında otel çalıanlarının etik tutum ve davranılarını inceleyen çalımalar yapılmasını önermitir. Ayrıca turizm destinasyonu olarak kabul edilen bölgelerde Atina, stanbul, Paris, Londra, Maurıtius bölgelerine odaklanmak gerektiinin altını çizmitir. Körolu ve Gezen (2014), turizm örencilerinin i deerlerini belirlemek amacıyla Türkiye de 314 örenci üzerinde aratırma gerçekletirmitir. Aratırma sonucunda i deerlerini oluturan 15 faktör belirlenmi ve bunlar arasında güvenlik, baarı, çalıma ortamı faktörleri turizm örencileri için daha önemli bulunmutur. Ayrıca ya, cinsiyet, çalıtıkları departman ile i deerleri arasında farklılıklar tespit edilmitir. Lee ve Tsang (2013), turizm örencilerinin etik algılarını belirlemek amacıyla Hong Kong ta 370 örenci üzerinde aratırma gerçekletirmitir. Aratırma sonucunda lisans örencilerinin yüksek lisans ve ön lisans örencilerine kıyasla etik olmayan davranıları daha yüksek oranda kabul ettikleri sonucu tespit edilmitir. Ancak örencilerin etik standartları bilme düzeyleri yüksek oranda tespit edilmitir. Ayrıca etik algılamalarının tecrübe ile örenildiinin altını çizmilerdir. Ma vd. (2013), stajyer örencilerin i etii ile ilgili algılarını belirlemek amacıyla Çin de 126 örenci üzerinde aratırma gerçekletirmitir. Aratırma sonucunda erkek örencilerin kız örencilere kıyasla etik deerlere daha az uyduunu tespit etmitir. Cheng vd. (2013), etik deerler ve i tatmini arasındaki ilikiyi aratırmak amacıyla Tayvan lı otel çalıanları üzerinde aratırma gerçekletirmitir. Aratırma sonucunda kurumsal etik deerlerin çalıanları motive ettii sonucunda varılmıtır. Bahadır (2010), konaklama iletmelerinde önbüro personellerinin etik davranıları algılama düzeylerini tespit etmek amacıyla 207 önbüro çalıanı üzerinde aratırma gerçekletirmitir. Aratırma sonucunda önbüro personelini etik dıı davranmaya iten nedenlerin baında yöneticiler ve iletme sahiplerinin geldii görülmütür. kinci sırada mesai arkadaları gelmekte sonucu tespit edilmitir. Jung vd. (2010), yiyecek içecek iletmelerinde igörenlerin etik deerleri nasıl algıladıklarını incelemek amacıyla Kore de 788 igören üzerinde aratırma gerçekletirmitir. Aratırma sonucunda igörenleri i etii algıları ile iletmeye uyumu arasında pozitif bir iliki tespit edilmitir. Meneke (2008), seyahat acentalarında igörenlerin etik davranıları algılama düzeylerini tespit etmek amacıyla Ankara da 232 igören üzerinde aratırma gerçekletirmilerdir. Aratırma sonucunda; cinsiyetin, alınan eitim durumunun ve mesleki eitimin etik kavramını algılamada anlamlı farklılıklar oluturan faktörler olduu sonucu tespit edilmitir. Varinli (2004), otel iletmelerinde igörenlerin etik algılarını belirlemek amacıyla Kapadokya Bölgesi nde faaliyet gösteren üç ve dört yıldızlı otel çalıanları üzerinde aratırma gerçekletirmitir. Aratırma sonucunda etik olmayan davranıların igörenler tarafından tasvip edilmedii sonucu ortaya konulmutur. Ünlüönen ve Olcay (2003), otel iletmelerinde görev yapan igörenlerin eitim düzeyleri ile ahlaki sorumluluk bilinçleri arasındaki ilikiyi ortaya koymak adına Ankara da otel iletmeleri çalıanları üzerinde aratırma gerçekletirmilerdir. Aratırma sonucunda otel iletmelerinde igörenlerin eitim düzeyleri ile ahlaki sorumlulukları arasında iliki tespit etmilerdir. Fox (2000), otel iletmelerinde çalıan igörenlerin etik davranılara tutumlarını belirlemek amacıyla Hırvatistan da 632 igören üzerinde aratırma gerçekletirmitir. Aratırma sonucunda igörenler yöneticilerin tutum ve davranılarını çounlukla Egoist olarak tanımlamıtır. Chen vd. (2000), turizm eitimi alan örencilerin i deerlerini aratırmak amacıyla Tayvan da dört farklı üniversitede 311 örenci üzerinde aratırma gerçekletirmitir. Aratırma sonucunda aratırmaya katılan örencilerin cinsiyet özelliklerine göre i deerlerini algılama düzeyleri arasında farklılıklar gözlenmitir. Buna göre erkek örencilerin en önemli i deeri ekonomik getiri olarak tespit edilmitir

215 Wong (1998), otel igörenlerinin etik kuralları algılama düzeylerini tespit etmek amacıyla Honk Kong da yıldızlı 30 otel iletmesinde toplam 299 kii üzerinde aratırma gerçekletirmitir. Aratırma sonucunda ya aralıında bulunan çalıanların daha yalı olan ya grubuna kıyasla etik olmayan davranılar konusunda daha esnek olduu tespit edilmitir. Bununla birlikte daha yüksek eitim düzeyine sahip igörenler daha az eitim düzeyine sahip igörenlere kıyasla daha fazla etik kurallara uyduunu tespit etmitir. Turizm iletmelerinde yöneticilerin etik görülerini belirlemek amacıyla gerçekletirilen aratırmaların ana hatları ise aaıdaki gibidir: Yeh (2012), konaklama iletmelerinde etik kavramının önemini kavrayabilmek amacıyla ABD de otel yöneticilerinin i etii konusunda algılarını belirlemek amacıyla 106 otel genel müdürü üzerinde aratırma yapmıtır. Aratırma sonucunda etik kodların iletme için önemli olduu ve i ahlakı konusuna daha fazla odaklanmak gerektiinin altı çizilmitir. Ayrıca dürüstlük, saygı ve adalet en önemli unsur olarak tespit edilmitir. Chen ve Choi (2008), otel iletmelerinde etik deerleri gelitirmek ve üç farklı ya grubu arasında etik algılamaların farklılıklarını ortaya koymak amacıyla ABD de 398 otel yöneticisi üzerinde aratırma gerçekletirmitir. Aratırma sonucunda konfor ve güvenlik, mesleki geliim, kiisel geliim ve i ortamı deerleri konusunda ya grupları arasında farklı görüler tespit edilmitir. Bekta (2008), otel yöneticilerinin etik kodları algılama düzeyini belirlemek amacıyla, Mula ilinde bulunan 4 ve 5 yıldızlı 72 üst düzey otel yöneticisi üzerinde aratırma gerçekletirmitir. Aratırma sonucunda eitim, unvan ve deneyime özelliklerine göre etik kodların çalıma hayatına katkısının bir farklılık göstermedii sonucu tespit edilmitir. Beck vd. (2007), otel pazarlama yöneticilerinin etik deerlere ilikin algılamalarını belirlemek amacıyla 100 otel pazarlama yöneticisi üzerinde aratırma gerçekletirmitir. Aratırma sonucunda otel pazarlama yöneticilerinin karılatıkları benzersiz durumlar için etik kurallara uymanın bir gereklilik olduu ortaya çıkmıtır. Yaman ve Gürel (2006), farklı kültürlerden gelen turizm yöneticilerinin etik karar almalarında farklılık olup olmadıını aratırmak amacıyla Avustralya ve Türkiye de görev yapan yöneticiler üzerinde aratırma gerçekletirmitir. Aratırma sonucunda Türk yöneticilerin etik davranıları algılamasında Avustralyalı yöneticilere kıyasla daha yüksek oranda gerçekletii sonucu tespit edilmitir. Yeung (2004), otel iletmelerinde etik kodların önemini belirlemek amacıyla 308 yönetici üzerinde aratırma gerçekletirmitir. Aratırma sonucunda 8 faktör belirlenmi ve en önemli etik sorunlar cinsel taciz ve iletme ürünlerini çalınması olarak tespit edilmitir. Wong ve Chung (2003), yiyecek-içecek iletmeleri yöneticilerinin i deerlerini tespit etmek amacıyla Hong Kong otellerinde 152 yiyecek-içecek iletmesi yöneticisi üzerinde aratırma gerçekletirmitir. Aratırma sonucunda 5 faktör tespit edilmi olup yöneticiler tarafından verilen cevaplara göre i deerlerini etkileyen en önemli faktör çalıma arzusu olarak tespit edilmitir. Aynı zamanda yöneticiler güvenli istihdam, fiziksel olarak iyi çalıma koulları, yüksek kazanç ve i birlii hususlarını önemli bulmutur. Coughlan (2001), otelcilik sektöründe profesyonel kodların incelenmesi amacıyla aratırma gerçekletirmitir. Aratırma sonucunda otelcilik sektörü satı temsilcileri kendi güvenirlilii ve profesyonellii için en büyük engelin yetki sorunu olduunu belirtmilerdir. Dier taraftan otelcilik sektöründe etik kodların gelitirilmesi amacıyla sertifika programlarının profesyonel birliklerle birletirilerek mevcut etik kodların gelitirilmesinin önemi belirtilmitir. 3.METODOLOJ Turizm iletmelerinde yönetici ve igörenlerin ahlaki yeterlilik düzeyinin üst düzeyde olması, hizmet sunumunda yaanabilecek olası hizmet hatalarını da bertaraf edebilmektedir. Bu nedenle yönetici ve igörenlerin sahip olduu ahlaki yeterlilik düzeyinin müteri memnuniyetine ve dolayısıyla turizm iletmelerinin kârlılık oranlarına önemli etkisi bulunmaktadır. Dolayısıyla turizm sektörü için etik ve ahlaki deerlere balılık, turizm iletmelerinin varlıklarını devam ettirmesi, turizm yöneticileri ve igörenlerin ahlaki bir çalıma ortamına kavuturulması açısından önem arz etmektedir. Bu bölüm, aratırmanın amacı ve önemi, evren ve örneklem, anket formunun içerii ve veri çözümleme yöntemi, pilot uygulama ve ölçümün güvenirlilii, asıl uygulama ve ölçümün güvenirlilii ve aratırmanın bulguları balıkları olmak üzere 6 balık altında ele alınmıtır Aratırmanın Amacı ve Önemi

216 Bir turizm iletmesinde yönetici ve igören davranılarının ahlaki olması turizm iletme faaliyetlerinin odak noktasını oluturmaktadır. Bu kapsamda aratırmanın amacı, turizm iletmelerinde yönetici ve igören etik davranılarının, stajyer örenci gözüyle deerlendirilmesi olarak belirlenmitir. Bu amaç kapsamında aratırmanın hipotezi aaıdaki gibi belirlenmitir: H1: Turizm iletmelerinde yönetici ve igörenlerin etik davranıları, stajyer örenci gözüyle istatiksel olarak anlamlı bir farklılık göstermektedir. Bir iletmede bir teorinin etkin bir ekilde uygulanabilmesi, onun ilgili alanyazın ve yapılan aratırmalar tarafından güçlü bir ekilde tanımlanıp kabul edilmesine balıdır (Altunıık vd., 2007). Turizm iletmelerinde etik kavramı, ilgili alan yazında oldukça yaygın olarak incelenen bir kavram olmasıyla birlikte yönetici ve igören etik davranılarını turizm iletmelerinde staj eitimi alan örencilerin bakı açısına göre deerlendirmeleri konusu ise ilgili yazında oldukça sınırlı kalmı; hatta yönetici ve igören etik davranılarını karılatıran herhangi bir aratırma ise henüz yapılmamıtır. Yapılan bu aratırma, turizm iletmelerinde yönetici ve igören etik davranılarını, stajyer örencilerin gözüyle ortaya koyması ve ilgili literatürde eksik olan konuya odaklanması sebebiyle önem arz etmektedir. Aynı zamanda gelecein turizm yöneticileri olan stajyer örencilerin etik davranılara yönelik algı düzeylerinin detaylı bir ekilde ortaya konulması, bu çalımanın ilgili yazına sunabilecei dier bir katkıdır. Ayrıca elde edilen bulgularla geçmi literatür çalımaları kıyaslanarak turizm yöneticilerine ve turizm igörenlerine ahlaki ve toplumsal deerlerin iyiletirilmesi konusunda katkı salayacaktır Aratırmanın Evreni ve Örneklemi Yapılan bu aratırmanın evrenini, Gaziantep Üniversitesi Turizm ve Otelcilik Meslek Yüksek Okulu örencileri ile Gaziantep Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları örencileri oluturmaktadır. Bu kapsamda Gaziantep Üniversitesi Örenci Daire Bakanlıı ile görüülmü ve Gaziantep Üniversitesi Turizm ve Otelcilik Meslek Yüksek Okuluna kayıtlı aktif örenci sayısı 918, Gaziantep Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatlarına kayıtlı aktif örenci sayısı ise 180 dir. Aratırmanın bu iki programa kayıtlı örenciler üzerinde gerçekletirilecek olmasından dolayı aratırma evreni 1098 olarak belirlenmitir. Sosyal bilimler alanında gerçekletirilen aratırmaların çounda, aratırma verileri örneklem üzerinde yapılarak elde edilen sonuçlar ilgili evrene genellenmektedir. Örneklem almanın belli ve bilinen kuralları vardır. Ancak o zaman, alınan örneklemin evreni temsil edebilecei kabul edilebilir. Bu aratırmada ise amaçlı örnekleme kullanılmıtır. Amaçlı örneklemede aratırmacı kimlerin seçilecei konusunda kendi yargısını kullanır ve aratırmanın amacına en uygun olanları örnekleme alır (Balcı, 2007: 90). Bundan dolayı sadece turizm iletmelerinde staj eitimi alan örenciler aratırmaya dâhil edilmemi aynı zamanda aratırmanın amacına uygun bir biçimde henüz staj eitimine balamamı ancak turizm iletmelerinde i tecrübesine sahip 1. sınıf örencileri de aratırmaya dâhil edilmitir. Bu aratırmanın örneklemini ise Gaziantep Üniversitesi Turizm ve Otelcilik Meslek Yüksek Okulu ve Gaziantep Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları örencileri olup turizm iletmelerinde staj eitimi almı/çalımı 308 örenci oluturmaktadır. Aratırma kapsamında evren büyüklüklerinin ortaya konulmasından sonra önemli olan dier bir konu ise, evreni temsil edebilecek örneklem sayısının tespit edilmesidir. Altunıık vd. (2007:127) tarafından ortaya konulan ve ilgili yazında çok sayıda aratırmacı tarafından göz önüne alınan evren büyüklüklerine göre bu aratırmada belirlenen evreni temsil etme yeteneine sahip örneklem büyüklüü 285 tir. Dolayısıyla bu çalımada elde edilen örneklem sayısının aratırma evrenini temsil etme yeteneine sahip olduu söylenebilir Anket Formunun çerii ve Veri Çözümleme Yöntemi Turizm iletmelerinde yönetici ve igören etik davranılarının, stajyer örenci gözüyle deerlendirilmesi amacıyla yapılan bu aratırmada anket yöntemi kullanılmıtır. Bu aratırma kapsamında oluturulan anket formu iki bölümden olumaktadır. Birinci bölümde yönetici-stajyer örenci arasındaki etik davranıları deerlendirmek üzere 25 adet soru hazırlanmı, daha sonra oluturulan ikinci bölümde ise hazırlanan bu 25 soru igören-stajyer örenci ilikilerinde etik davranıları ölçmek üzere uyarlanmıtır. Anket formu, daha önce bu konuyla ilgili yapılan aratırmalardan faydalanarak oluturulmutur (Yeung ve Pine, 2003; Varinli, 2004; Pelit ve Güçer, 2007; Pelit ve Arslantürk, 2011; Lee ve Tsang, 2013; Körolu ve Gezen, 2014). Ayrıca aratırmada betimsel analiz teknii kullanılarak, etik davranılar; Mesleki Geliime Fırsat Salama Sorumluluu, Eit davranma sorumluluu, Tacizden Sakınma Sorumluluu, Çalıma Hayatının Kalitesini Yükseltme Sorumluluu, Özel Hayatın Gizlilii Hakkına Saygılı Olma

217 Sorumluluu, Topluma ve Stajyerlere Örnek Olma Sorumluluu olmak üzere 6 balık altında gruplandırılmıtır. Betimsel analiz tekniinin kullanılmasının amacı ham haldeki verilerin okuyucuların anlayabilecei ve isterlerse kullanabilecei bir ekle sokulmasıdır. Bu amaçla elde edilen veriler önce mantıki bir sıraya konulur. Daha sonra yapılan bu betimlemeler (sınıflandırmalar) yorumlanır (Altunıık, vd., 2007: 268). Anket sorularının ikinci bölümünü oluturan yönetici ve igören etik davranılarını deerlendirmeye yönelik kodlamalar ; 1: Hiçbir zaman 2: Nadiren, 3: Ara sıra, 4: Çounlukla, 5: Her zaman olmak üzere 5 li Likert eklindedir. Bu aratırma, 2014 yılının Ekim, Kasım ve Aralık aylarında Gaziantep Üniversitesi nde gerçekletirilmitir. Aratırma sonucu elde edilen veriler SPSS 16.0 paket programı kullanılarak analiz edilmitir Pilot Uygulama ve Ölçümün Güvenirlilii Asıl uygulamaya geçmeden önce anket formunun anlaılabilirliini ve uygulanabilirliini ölçmek amacıyla evreni temsil yeteneine sahip 100 kii üzerinde pilot uygulama gerçekletirilmitir. Bu uygulama 2014 yılı Ekim ayında aratırmacılar tarafından gerçekletirilmitir. Pilot uygulamada ölçümün güvenirliliini tespit etmek amacıyla Cronbach s Alpha Katsayısı hesaplanmı bu katsayının 0,875olduu görülmütür. Akbulut (2010) a göre bu sonuç yüksek derecede güvenilirdir (0,80 < 1,00). Ayrıca bununla yetinilmeyip 50 sorudan oluan anket formu iki ye bölünmü, ilk 25 soru için Cronbach s Alpha Katsayısı 0,797 geriye kalan 25 soru için ise Cronbach s Alpha Katsayısı 0,783 olarak hesaplanmıtır. Elde edilen bu sonuçların Akbulut (2010) a göre oldukça güvenilir olduu görülmektedir (0,60 < 0,80). Bu analiz sonuçlarından yola çıkılarak veri toplama aracına son ekli verilmi ve asıl uygulamaya geçilmitir Asıl Uygulama ve Ölçümün Güvenirlilii Pilot uygulamanın güvenilirlik analizlerinden sonra anketin asıl uygulamasına geçilmitir. Bu uygulama, 2014 yılı Kasım ve Aralık aylarında aratırmacılar tarafından gerçekletirilmitir. Ölçümün güvenirliliini ölçmek amacıyla Cronbach s Alpha testi uygulanmıtır. Cronbach s Alpha Katsayısı 0,858 olarak hesaplanmıtır. Akbulut (2010) a göre bu sonuç yüksek derecede güvenilirdir (0,80 < 1,00). Daha sonra anket soruları 2 ye bölünerek Cronbach s Alpha Katsayısı hesaplanmıtır. lk 25 soru için Cronbach s Alpha Katsayısı 0,760 geriye kalan 25 soru için ise Cronbach s Alpha Katsayısı 0,766 olarak hesaplanmıtır. Akbulut (2010) a göre ise elde edilen bu sonuçlar oldukça güvenilirdir (0,60 < 0,80) BULGULAR Aratırmanın bulgular kısmı iki balıkta ele alınmıtır. Buna göre birinci balıkta, aratırmaya katılan müterilerin demografik özellikleri ortaya konulmutur. kinci bölümde ise yönetici ve igören etik davranılarının, stajyer örenci gözüyle deerlendirilmesine yönelik sorulan 50 sorunun bulgularına yer verilmitir. Ayrıca aratırmanın amacı balıı altında belirtilen hipotezi test etmek amacıyla, verilerin normal daılım gösterip göstermediine bakılmıtır. Verilerin normallik daılımı (n>30) olduu için Kolmogorov- Smirnov Testi ile hesaplanmı ve verilerin normal daılım göstermedii tespit edilmitir (p<0,05). Bununla yetinilmeyip verilerin Skewness katsayısı 0,201±0,139 eklinde hesaplanmıtır. Dolayısıyla verilerin daılımının saa (pozitif) çarpık olduunu söylemek mümkündür. Kurtosis katsayısı 2,782±0,277 eklinde hesaplanmı dolayısıyla verilerin sivri bir daılıma sahip olduunu söylemek mümkündür. Buna göre veriler saa çarpık ve sivridir. Akbulut (2010), verilerin normal daılım salamadıı durumlarda verilerin belirli teknikler kullanarak dönütürülmesi gerektiini savunmaktadır. Bundan dolayı deikenlerin karesi, ve LOG10 dönüümü alınarak dönütürme ilemi denenmitir. Ancak sonucun deimedii, yani verilerin hiçbir ekilde normal daılım göstermedii gözlemlenmitir. Veriler, parametrik testler için hiçbir ekilde varsayımları karılamadıı için eletirilmi/ baımlı örneklem T testinin parametrik olmayan karılıı Wilcoxon aretli Sıralar Testi ile analizi edilmitir (Akbulut, 2010: 174) Örencilerin Demografik Özelliklerine likin Bulgular Örencilerin; cinsiyet, mezun olduu lise, devam etmekte olduu eitim düzeyi ve staj eitimi aldıı iletme türüne yönelik demografik özelliklerini belirlemeye yönelik 4 adet soru yöneltilmitir. Bu sorulardan elde verilerin frekans ve yüzde deerleri hesaplanmı ve elde edilen sonuçlar Tablo 1 de gösterilmitir. Tablo 1: Örencilerin Demografik Özelliklerine likin Bulgular

218 Cinsiyet Frekans (n) Yüzde (%) Devam Edilen Eitim Düzeyi Frekans (n) Yüzde (%) Kız ,9 Önlisans ,1 Erkek ,1 Lisans ,9 TOPLAM ,0 TOPLAM ,0 Mezun Olduu Lise Türü Frekans (n) Yüzde (%) Staj Görülen letmenin Türü Frekans (n) Yüzde (%) Genel Lise ,7 Konaklama ,6 Anadolu Lisesi 35 11,4 Yiyecek-çecek ,4 Anadolu Otelcilik ve Turizm 67 21,8 Seyahat 29 9,4 Meslek Lisesi Kız Teknik ve Meslek Lisesi 56 18,2 Ulatırma 2 0,6 TOPLAM ,0 TOPLAM ,0 Tablo 1 e göre örencilerin %57,1 i erkek, %42,9 u ise kızdır. Örencilerin %48,7 si genel lise mezunu, %11,4 ü Anadolu Lisesi mezunu, %21,8 i Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi mezunu, %18,2 si ise Kız Teknik ve Meslek Lisesi mezunudur. Örencilerin %58,1 i önlisans, %41,9 u lisans düzeyinde turizm eitim almaya devam etmektedirler. Örencilerin staj eitimi gördükleri iletme türüne bakıldıında %53,6 sı konaklama, %36,4 ü yiyecek-içecek, %9,4 ü seyahat ve %0,6 sı ulatırma iletmelerinde staj yapmıtır Yönetici ve gören Etik Davranılarına Yönelik Bulgular Bu bölümde etik davranılar Mesleki Geliime Fırsat Salama Sorumluluu, Eit davranma sorumluluu, Tacizden Sakınma Sorumluluu, Çalıma Hayatının Kalitesini Yükseltme Sorumluluu, Özel Hayatın Gizlilii Hakkına Saygılı Olma Sorumluluu ile Topluma ve Stajyerlere Örnek Olma Sorumluluu olmak üzere 6 balık altında sınıflandırılmıtır. Yöneticilerin ve igörenlerin etik davranıları, stajyer örenci gözüyle istatiksel olarak anlamlı farklılık gösterip göstermediini tespit etmek amacıyla yapılan Wilcoxon aretli Sıralar Testi her bir ifade için ayrı ayrı uygulanmıtır. Bununla yetinilmeyip sonuç bölümünde yöneticiler lehine mi? yoksa igörenler lehine mi? anlamlı bir farklılık olduu gösterilmitir. Tablo 2: Mesleki Geliime Fırsat Salama Sorumluluuna Göre Aritmetik Ortalama, Standart Sapma Deerleri ve Aritmetik Ortalamaların Wilcoxon aretli Sıralar Testi le Karılatırılması Yönetici gören Wilcoxon aretli Sıralar Testi 1.Mesleki Geliime Fırsat Salama Sorumluluu Staj eitimi sürecinde yöneticiler/igörenler rotasyon ve adaptasyon konusunda gerekli hassasiyeti gösterdi. Art. Ort. x S.S Art. Ort. x S.S. Art. Ort.Far kı (Y-) 3,05 1,37 3,36 1,27-0, a Negatif sıra Pozitif sıra Balı sıra N 75 b 120 c Sig(p) SONUÇ 0,001 görenler lehine anlamlı bir farklılık vardır Staj eitimi sürecinde yöneticiler/igörenler bize verdii görevleri tam olarak açıkladı. 3,78 1,34 3,48 1,44 0,3 73 a 108 b 127 c 0,002 Yöneticiler lehine anlamlı bir farklılık vardır. Staj eitimi sürecinde yöneticiler/igörenler bizlerin geliimi için çaba harcadı. 3,29 1,4 3,42 1,26-0, a 97 b 108 c 0,109 Anlamlı bir farklılık yoktur. Staj eitimi sürecinde yöneticiler/igörenler meslek sırlarını sakladı. 3,11 1,51 3,21 1,42-0,1 84 a 77 b 147 c 0,319 Anlamlı bir farklılık yoktur

219 Staj eitimi sürecinde yöneticiler/igörenler meslekle ilgili hizmet içi eitim konusuna gerekli hassasiyeti gösterdi. 3,4 1,4 3,37 1,38 0,03 77 a 90 b 141 c 0,797 Anlamlı bir farklılık yoktur. Staj eitimi sürecinde yöneticiler/igörenler meslekle ilgili yayınları ve teknolojik gelimeleri takip etmemize fırsat sundu. 3,33 1,44 3,18 1,45 0,15 82 a 95 b 131 c 0,163 Anlamlı bir farklılık yoktur. Staj eitimi sürecinde yöneticiler/igörenler duygu ve düüncelerimize deer verdi. 3,45 1,29 3,59 1,31-0, a 78 b 130 c 0,096 Anlamlı bir farklılık yoktur. a.yönetici etik davranıları<gören etik davranıları; b. Yönetici etik davranıları>gören etik davranıları; c. Yönetici etik davranıları=gören etik davranıları Tablo 2 ye göre Staj eitimi sürecinde yöneticiler/igörenlerrotasyon ve adaptasyon konusunda gerekli hassasiyeti gösterdi ifadesinde yönetici davranılarının igören davranılarından daha düük olduu sıraların sayısı 113 (negatif sıra), yönetici davranılarının igören davranılarından daha yüksek olduu sıraların sayısı 75 (pozitif sıra), balı sıra sayısı ise 120 olarak hesaplanırken; bu soru için yönetici ve igören davranılarının aritmetik ortalama farkı x= -0,31 eklinde hesaplanmıtır. Buna göre yönetici ve igören etik davranıları arasında istatiksel olarak anlamlı bir farklılık tespit edilmitir (p<0,05). Wilcoxon aretli Sıralar Testi analizinden yola çıkarak, bu soru için igörenler lehine anlamlı bir farklılık olduu görülmütür. Dolayısıyla rotasyon ve adaptasyon konusunda, yöneticilerin igörenlere kıyasla daha az hassasiyet gösterdiklerini söylemek mümkündür. Staj eitimi sürecinde yöneticiler/igörenlerbize verdii görevleri tam olarak açıkladı sorusunda yönetici davranılarının igören davranılarından daha düük olduu sıraların sayısı 73 (negatif sıra), yönetici davranılarının igören davranılarından daha yüksek olduu sıraların sayısı 108(pozitif sıra), balı sıra sayısı ise 127 olarak hesaplanırken; bu soru için yönetici ve igören davranıları aritmetik ortalamaları farkı x= 0,3 eklinde hesaplanmıtır. Buna göre yönetici ve igören etik davranıları arasında istatiksel olarak anlamlı bir farklılık tespit edilmitir (p<0,05). Wilcoxon aretli Sıralar Testi analizinden yola çıkarak, bu soru için yöneticiler lehine anlamlı bir farklılık olduu görülmütür. Dolayısıyla bize verdii görevleri tam olarak açıkladı ifadesinde igörenlerin yöneticilere kıyasla daha az duyarlı olduklarını söylemek mümkündür. Geriye kalan 5 soru için ise anlamlı bir farklılık tespit edilememitir (p>0,05). 2.Eit Davranma Sorumluluu Tablo 3: Eit Davranma Sorumluluu Balıının Aritmetik Ortalama, Standart Sapma Deerleri ve Aritmetik Ortalamaların Wilcoxon aretli Sıralar Testi le Karılatırılması Yönetici gören Wilcoxon aretli Sıralar Testi Art. Ort. x S.S rt. Ort. x S.S. Art. OrtFarkı (Y- ) Negatif sıra Pozitif sıra Balı sıra N p) Art. Ort. Sig( UÇ SON 1 Staj eitimi sürecinde yöneticiler/igörenler müterinin verdii bahiin eit paylaılması konusunda adil davrandı.,93 1,63,23,55-0,3 98 a 67 b 143 c,002 0 görenl er lehine anlamlı bir farklılık vardır. Staj eitimi sürecinde yöneticiler/igörenler dier i görenlerle bize eit söz hakkı verdi.,13 1,29,3,35-0, a 83 b 116 c,052 0 Anlamlı bir farklılık yoktur

220 Staj eitimi sürecinde yöneticiler/igörenler gereinden fazla i yükü yükledi.,34 1,39,21,32 0,13 82 a 110 b 116 c,156 0 Anlamlı bir farklılık yoktur. Staj eitimi sürecinde yöneticiler/igörenler cinsiyet ayrımcılıı yaptı.,64 1,53,63,47 0,01 81 a 80 b 147 c,977 0 Anlamlı bir farklılık yoktur. a.yönetici etik davranıları<gören etik davranıları; b. Yönetici etik davranıları>gören etik davranıları; c. Yönetici etik davranıları=gören etik davranıları Tablo 3 e göre Staj eitimi sürecinde yöneticiler/igörenlermüterinin verdii bahiin eit paylaılması konusunda adil davrandı ifadesinde yönetici davranılarının igören davranılarından daha düük olduu sıraların sayısı 98 (negatif sıra), yönetici davranılarının igören davranılarından daha yüksek olduu sıraların sayısı 67 (pozitif sıra), balı sıra sayısı ise 143 olarak hesaplanırken; bu soru için yönetici ve igören davranıları aritmetik ortalamaları farkı x= -0,3 eklinde hesaplanmıtır. Buna göre yönetici ve igören etik davranıları arasında istatiksel olarak anlamlı bir farklılık tespit edilmitir (p<0,05). Wilcoxon aretli Sıralar Testi analizinden yola çıkarak, bu soru için igörenler lehine anlamlı bir farklılık olduu görülmütür. Dolayısıyla müterinin verdii bahiin eit paylaılması konusunda adil davrandı ifadesinde yöneticilerin igörenlere kıyasla daha az duyarlı olduklarını söylemek mümkündür. Geriye kalan 3 soru için ise anlamlı bir farklılık tespit edilememitir (p>0,05). Tablo 4: Tacizden Sakınma Sorumluluu Balıının Aritmetik Ortalama, Standart Sapma Deerleri ve Aritmetik Ortalamaların Wilcoxon aretli Sıralar Testi le Karılatırılması Yöneti ci 3.Tacizden Sakınma Sorumluluu Staj eitimi sürecinde yöneticiler/igörenler kendi özel ilerindebizleri kullandı. rt. Ort. A.S x 2,22,33 rt. Ort. x,55 göre n A 2.S.,46 S 1 rt. Ort. Farkı (Y-) 0,33 A - Wilcoxon aretli Sıralar Testi Negatif sıra Pozitif sıra Balı sıra N 103 a 68 b 137 c A rt. Ort. ig(p),001 S 0 SONUÇ görenler lehine anlamlı bir farklılık vardır. Staj eitimi sürecinde yöneticiler/igörenler sözlü tacizde bulundu. 2,15,42,26 2,37 1 0,11-87 a 69 b 152 c,137 0 Anlamlı bir farklılık yoktur. Staj eitimi sürecinde yöneticiler/igörenler onur kırıcı davranılarda bulundu. 2,4,4,44 2,36 1 0,04-89 a 81 b 138 c,664 0 Anlamlı bir farklılık yoktur. Staj eitimi sürecinde yöneticiler/igörenler baarısızlıımızdan dolayı bizi küçük düürdü. 2,31,32,46 2,37 1 0, a 80 b 123 c,089 0 Anlamlı bir farklılık yoktur. a.yönetici etik davranıları<gören etik davranıları; b. Yönetici etik davranıları>gören etik davranıları; c. Yönetici etik davranıları=gören etik davranıları Tablo 4 e göre Staj eitimi sürecinde yöneticiler/igörenlerkendi özel ilerindebizleri kullandı sorusunda yönetici davranılarının igören davranılarından daha düük olduu sıraların sayısı 103 (negatif sıra), yönetici davranılarının igören davranılarından daha yüksek olduu sıraların sayısı 68 (pozitif sıra), balı sıra sayısı ise 137 olarak hesaplanırken; bu soru için yönetici ve igören davranıları aritmetik ortalamaları farkı x = -0,33 eklinde hesaplanmıtır. Buna ve yönetici ve igören etik davranıları arasında istatiksel olarak anlamlı bir farklılık tespit edilmitir (p<0,05). Wilcoxon aretli Sıralar Testi analizinden yola çıkarak, bu soru için igörenler lehine anlamlı bir farklılık olduu görülmütür. Dolayısıyla kendi özel ilerinde bizleri kullandı ifadesinde yöneticilerin igörenlere kıyasla daha az duyarlı olduklarını söylemek mümkündür. Geriye kalan 3 soru için ise anlamlı bir farklılık tespit edilememitir (p>0,05)

221 Tablo 5: Çalıma Hayatının Kalitesini Yükseltme Sorumluluu Balıının Aritmetik Ortalama, Standart Sapma Deerleri ve Aritmetik Ortalamaların Wilcoxon aretli Sıralar Testi le Karılatırılması Yöneti göre Wilcoxon aretli Sıralar Testi ci n 4.Çalıma Hayatının Kalitesini Yükseltme Sorumluluu Staj eitimi sürecinde yöneticiler/igörenler i güvenlii konusunda gerekli önlemleri aldı. Staj eitimi sürecinde yöneticiler/igörenler bizlerin ekonomik çıkarlarını korudu. Staj eitimi sürecinde yöneticiler/igörenler güvenli ve salıklı ortamlarda çalımamıza yardımcı oldu. Staj eitimi sürecinde yöneticiler/igörenler sosyal güvenlik haklarının korunmasına yönelik gerekli hassasiyeti gösterdi. Staj eitimi sürecinde yöneticiler/igörenler izin haklarını düzenli kullanmamızı saladı. rt. Ort. x,67,09,41,3,47.s,27,54,34,34,5 S rt. Ort. A.S x 1 3,36, ,39,39 3,38,3 3,45,26 3,55,32 Art. OrtFarkı (Y- ) Negatif sıra Pozitif sıra Balı sıra S N ig(p) 0, a, b 1 35 c -0, a, b 1 31 c 0, a 9 b c -0, a 5 b c -0, a 3 b 38 c 8 1,701,143, SONUÇ Yöneticiler lehine anlamlı bir farklılık vardır. görenler lehine anlamlı bir farklılık vardır. Anlamlı bir farklılık yoktur. Anlamlı bir farklılık yoktur. Anlamlı bir farklılık yoktur. a.yönetici etik davranıları<gören etik davranıları; b. Yönetici etik davranıları>gören etik davranıları; c. Yönetici etik davranıları=gören etik davranıları Tablo 5 e göre Staj eitimi sürecinde yöneticiler/igörenleri güvenlii konusunda gerekli önlemleri aldı ifadesinde yönetici davranılarının igören davranılarından düük olduu sıraların sayısı 68 (negatif sıra), yönetici davranılarının igören davranılarından daha yüksek olduu sıraların sayısı 105 (pozitif sıra), balı sıra sayısı ise 135 olarak hesaplanırken; yönetici ve igören davranıları aritmetik ortalamaları farkı x = 0,31 eklinde hesaplanmıtır. Buna göre yönetici ve igören etik davranıları arasında istatiksel olarak anlamlı bir farklılık tespit edilmitir (p<0,05). Wilcoxon aretli Sıralar Testi analizinden yola çıkarak, bu soru için yöneticiler lehine anlamlı bir farklılık olduu görülmütür. Dolayısıyla i güvenlii konusunda gerekli önlemleri aldı ifadesinde igörenlerin yöneticilere kıyasla daha az duyarlı olduklarını söylemek mümkündür. Staj eitimi sürecinde yöneticiler/igörenlerbizlerin ekonomik çıkarlarını korudu ifadesinde yönetici davranılarının igören davranılarından daha düük olduu sıraların sayısı 107 (negatif sıra), yönetici davranılarının igören davranılarından daha yüksek olduu sıraların sayısı 70 (pozitif sıra), balı sıra sayısı ise 131 olarak hesaplanırken; bu ifade için yönetici ve igören davranıları aritmetik ortalamaları farkı x = -0,3 eklinde hesaplanmıtır. Buna göre yönetici ve igören etik davranıları arasında istatiksel olarak anlamlı bir farklılık tespit edilmitir (p<0,05). Wilcoxon aretli Sıralar Testi analizinden yola çıkarak, bu ifade için igörenler lehine anlamlı bir farklılık olduu sonucu tespit edilmitir. Dolayısıyla bizlerin ekonomik çıkarlarını korudu ifadesinde yöneticilerin igörenlere kıyasla daha az duyarlı olduklarını söylemek mümkündür. Geriye kalan 3 ifade için anlamlı bir farklılık tespit edilememitir (p>0,05). Tablo 6: Özel Hayatın Gizlilii Hakkına Saygılı Olma Sorumluluu Balıının Aritmetik Ortalama, Standart Sapma Deerleri ve Aritmetik Ortalamaların Wilcoxon aretli Sıralar Testi le Karılatırılması, Yönetici gören Wilcoxon aretli Sıralar Testi

222 5.Özel Hayatın Gizlilii Hakkına Saygılı Olma Sorumluluu Staj eitimi sürecinde yöneticiler/igörenler dini inançlarımıza saygı gösterdi. Staj eitimi sürecinde yöneticiler/igörenler özel hayatlarımıza müdahalede bulundu. t. Ort. Ar.S x 4, 09,24 2, 29,4 A rt. Ort..S x,98,45 3 2,29,4 S Art.Or t. Farkı(Y-) 1 1 Negatif sıra Pozitif sıra Balı sıra N 0,11 74 a b 0 c , a b 2 c ig(p),18,13 S 0 0 NUÇ SO Anl amlı bir farklılık yoktur. Anl amlı bir farklılık yoktur. a.yönetici etik davranıları<gören etik davranıları; b. Yönetici etik davranıları>gören etik davranıları; c. Yönetici etik davranıları=gören etik davranıları Tablo 6 ya göre Özel Hayatın Gizlilii Hakkına Saygılı Olma Sorumluluu balıı altında yer alan Staj eitimi sürecinde yöneticiler/igörenlerdini inançlarımıza saygı gösterdi ve Staj eitimi sürecinde yönetici/igören özel hayatlarımıza müdahalede bulundu ifadeleri için istatiksel olarak anlamlı bir farklılık tespit edilememitir (p>0,05). Tablo 7: Topluma ve Stajyerlere Örnek Olma Sorumluluu Balıının Aritmetik Ortalama, Standart Sapma ve Aritmetik Ortalamaların Wilcoxon aretli Sıralar Testi le Karılatırılması 6.Topluma ve Stajyerlere Örnek Olma Sorumluluu Staj eitimi sürecinde yöneticiler/igörenler müteri istek ve ikâyetleri ile ilgilendi. Yönetici gören Wilcoxon aretli Sıralar Testi Art. Ort. S.S Art. Ort. S.S Art. Ort. Farkı (Y-) Negatif sıra Pozitif sıra Balı sıra x x N Sig(p) 3,85 1,28 3,55 1,33 0,3 62 a 106 b 140 c SONUÇ 0,001 Yöneticiler lehine anlamlı bir farklılık vardır. Staj eitimi sürecinde yöneticiler/igörenlerinsan salıına zararlı malların satıını yapmamızı istedi. 2,14 1,38 2,11 1,36 0,03 70 a 81 b 157 c 0,67 Anlamlı bir farklılık yoktur. Staj eitimi sürecinde yöneticiler/igörenleri yerinde alkol veya uyuturucu madde kullandı. 1,86 1,3 1,8 1,25 0,06 58 a 63 b 187 c 0,41 Anlamlı bir farklılık yoktur. a.yönetici etik davranıları<gören etik davranıları; b. Yönetici etik davranıları>gören etik davranıları; c. Yönetici etik davranıları=gören etik davranıları Tablo 7 ye göre Staj eitimi sürecinde yöneticiler/igörenlermüteri istek ve ikâyetleri ile ilgilendi ifadesinde yönetici davranılarının igören davranılarından daha düük olduu sıraların sayısı 62 (negatif sıra), yönetici davranılarının igören davranılarından daha yüksek olduu sıraların sayısı 106 (pozitif sıra), balı sıra sayısı ise 140 olarak hesaplanırken; bu ifade için yönetici ve igören davranıları aritmetik ortalamaları farkı x = 0,3 eklinde hesaplanmıtır. Buna göre yönetici ve igören etik davranıları arasında istatiksel olarak anlamlı bir fark tespit edilmitir (p<0,05). Wilcoxon aretli Sıralar Testi analizinden yola çıkarak, bu ifade için yöneticiler lehine anlamlı bir fark olduu sonucu görülmütür. Dolayısıyla müteri istek ve ikâyetleri ile ilgilendi ifadesinde igörenlerin yöneticilere kıyasla daha az duyarlı olduklarını söylemek mümkündür. Geriye kalan iki ifade için ise anlamlı bir farklılık tespit edilememitir (p>0,05). Aratırma bulguları genel olarak deerlendirildiinde yönetici ve igören etik davranıları arasında toplam 7 ifadede anlamlı bir farklılık tespit edilmitir. Buna göre yönetici ve igören etik davranıları arasındaki farklılıın büyüklüünün belirlenebilmesi için etki büyüklüü ölçümü gerçekletirilmi ve bu ifadelerin eta ( ) ile eta kare ( 2 ) deerlerine bakılmıtır. Etki büyüklüü deerleri Staj eitimi sürecinde yöneticiler/igörenlerrotasyon ve adaptasyon konusunda gerekli hassasiyeti gösterdi ifadesi için =0,251 ve 2 =0,063; Staj eitimi sürecinde yöneticiler/igörenlerbize verdii görevleri tam olarak açıkladı ifadesi için =0,335 ve 2 =0,112; Staj eitimi sürecinde yöneticiler/igörenlerkendi özel ilerindebizleri kullandı

223 ifadesi için =0,345 ve 2 =0,119; Staj eitimi sürecinde yöneticiler/igörenlermüteri istek ve ikâyetleri ile ilgilendi ifadesi için =0,324 ve 2 =0,105; Staj eitimi sürecinde yöneticiler/igörenlerbizlerin ekonomik çıkarlarını korudu ifadesi için =0,327 ve 2 =0,107; eklinde hesaplanmıtır. Bu etki büyüklüünün Cohen e göre orta düzeyde (0,06< 2 <0,14) olduu tespit edilmitir (Akbulut, 2010:114). Dier taraftan Staj eitimi sürecinde yöneticiler/igörenlermüterinin verdii bahiin eit paylaılması konusunda adil davrandı ifadesi için =0,450 ve 2 =0,202; Staj eitimi sürecinde yöneticiler/igörenleri güvenlii konusunda gerekli önlemleri aldı ifadesi için =0,390 ve 2 =0,152 eklinde hesaplanmıtır. Bu etki büyüklüünün Cohen e göre geni düzeyde 0,14 ve üzeri olduu tespit edilmitir (Akbulut, 2010:114). SONUÇ VE TARTIMA nsanolu var oldukça insan ilikileri ve eylemlerde hep var olacaktır. Dolayısıyla insanın eylemlerini etkileyen etik sorunlarda var olmaya devam edecektir. Gerçekletirilen bu aratırmada turizm iletmelerinde, yönetici ve igörenlerden kaynaklı etik sorunlar stajyer örencilerin gözüyle deerlendirilmitir. Aratırma kapsamında etik davranılar Mesleki Geliime Fırsat Salama Sorumluluu, Eit davranma sorumluluu, Tacizden Sakınma Sorumluluu, Çalıma Hayatının Kalitesini Yükseltme Sorumluluu, Özel Hayatın Gizlilii Hakkına Saygılı Olma Sorumluluu ve Topluma ve Stajyerlere Örnek Olma Sorumluluu olmak üzere 6 balık altında sınıflandırılmıtır.bu çalımadan elde edilen bulgular göz önünde bulundurulduunda aaıdaki sonuçlar ortaya çıkmıtır. Öncelikle stajyer örenci gözüyle, yönetici ve igören etik davranılarının, istatiksel olarak anlamlı bir farklılık gösterip göstermedii Wilcoxon aretli Sıralar Testi ile analiz edilmitir. lgili literatürde yönetici ve igören etik davranılarını bu ifadeler açısından karılatıran bir çalımaya rastlanmamıtır. Dolayısıyla bu aratırmayı dier aratırmalardan farklı kılan özellii yönetici ve igören etik davranılarının karılatırılmasıdır. lgili aratırmalar bölümünde de belirtildii üzere daha önce gerçekletirilen aratırmalar, balı baına yönetici etik davranıları veya balı baına igören etik davranılarına odaklanmıtır. Bunu konu üzerine aratırma yapan aratırmacılar daha çok etik davranıların demografik özelliklere göre farklılık gösterip göstermediine odaklanmılardır (bkz. Sayfa ). Dolayısıyla aratırma konusu ile ilgili literatürde eksiklik olduunu söylemek mümkündür. Bu yüzden aratırma bulguları daha önce yapılan aratırma sonuçlarıyla kapsamlı bir ekilde karılatırılamamıtır. Dolayısıyla balı baına yönetici davranılarını veya balı baına igören davranılarını inceleyen aratırma sonuçları ile bu aratırmanın bulguları karılatırma yoluna gidilmitir. Gerçekletirilen bu aratırmaların bulguları deerlendirildiinde, aratırma sonuçlarının kısmen örtümekte olduu sonucunu söylemek mümkündür (Körolu ve Gezen, 2014; Tuna ve Yeilta, 2013; Lee ve Tsang, 2013; Yılmazer ve Bahadır, 2011; Yeh, 2012; Meneke, 2008; Bekta, 2008; Beck vd., 2007; Pelit ve Güçer, 2007; Sarııık vd., 2006; Varinli, 2004; Yeung, 2004; Coughlan, 2001). Genel olarak 6 balık altında bulunan etik davranılar deerlendirildiinde; stajyer örencilerin gözüyle yönetici ve igören etik davranıları istatiksel olarak anlamlı bir farklılık göstermektedir. Dolayısıyla H1 hipotezi kabul edilmitir. Aritmetik ortalamalar arasındaki farka bakılarak toplamda 6 balık altında bulunan etik davranılarda, igörenlerin daha duyarlı olduu sonucu yöneticilerin ise daha esnek bir tutum ve davranı sergilediklerini söylemek mümkündür. Mesleki geliime fırsat salama sorumluluu balıı deerlendirildiinde sadece 2 ifadede anlamlı farklılık tespit edilmitir. Bu balık altında anlamlı farklılık tespit edilen ifadelerden ilki Staj eitimi sürecinde yöneticiler/igörenler rotasyon ve adaptasyon konusunda gerekli hassasiyeti gösterdi olmu ve igörenler lehine anlamlı farklılık tespit edilmitir (p<0,05). Dolayısıyla rotasyon ve adaptasyon konusunda igörenlerin yöneticilere kıyasla daha duyarlı olduunu söylemek mümkündür. Benzer ekilde konuyla ilgili dier çalımalar incelendiinde yöneticilerin genel olarak rotasyon ve adaptasyon konusunda duyarlı olmadıkları sonucu görülmütür (Christou, 1999; Çetin, 2005). Bu balık altında anlamlı farklılık tespit edilen dier ifade ise Staj eitimi sürecinde yöneticiler/igörenler bize verdii görevleri tam olarak açıkladı olmu ve yöneticiler lehine anlamlı farklılık tespit edilmitir (p<0,05). Buna göre verilen görevleri tam olarak açıklama hususunda yöneticilerin igörenlere kıyasla daha duyarlı olduunu söylemek mümkündür. Bu balıkta geriye kalan 5 ifade için anlamlı farklılık tespit edilememitir (p>0,05).bu bulguların yanı sıra bu balıkta turizm iletmelerinde staj eitimi alan örencilerin, yönetici etik davranıını deerlendirmesine yönelik en yüksek aritmetik ortalama Staj eitimi sürecinde yöneticiler bize verdii görevleri tam olarak açıkladı (x= 3,78); en düük aritmetik ortalama ise Staj eitimi sürecinde yöneticiler rotasyon ve adaptasyon konusunda gerekli hassasiyeti gösterdi ( x= 3,05) eklinde gerçeklemitir. Öte yandan Kozak (2012) ye göre stajyer örencinin uygulama yapma ve deneyim sahibi olma beklentisi dikkate

224 alındıında, ilk olarak, stajın iletmeye adaptasyon ile balaması ve sonrasında çeitli departmanları kapsayan rotasyonla devam etmesi gerekmektedir. Ancak bu aratırma bulguları, bunun çok az yönetici tarafından uygulandıını ortaya koymaktadır. Benzer ekilde Fox (2000), otel iletmelerinde gerçekletirdii aratırmada igörenler, yöneticilerin bu tarz tutum ve davranılarını Egoist olarak tanımlamıtır. Turizm iletmelerinde staj eitimi alan örencilerin, igören etik davranıını deerlendirmesine yönelik en yüksek aritmetik ortalama Staj eitimi sürecinde igörenler duygu ve düüncelerimize deer verdi ( x= 3,59) en düük aritmetik ortalama ise Staj eitimi sürecinde igörenler meslekle ilgili yayınları ve teknolojik gelimeleri takip etmemize fırsat sundu ( x= 3,18) eklinde ölçülmütür. Bu aratırma bulguları ise stajyer örencilerin meslekle ilgili yayınları ve teknolojik gelimeleri takip etmelerine fırsat sunulmadıını söylemek mümkündür. Eit davranma sorumluluu balıı deerlendirildiinde sadece Staj eitimi sürecinde yöneticiler/igörenler Müterinin verdii bahiin eit paylaılması konusunda adil davrandı ifadesi için igörenler lehine anlamlı farklılık tespit edilmitir (p<0,05). Dolayısıyla bahiin eit paylaılması hususunda igörenlerin yöneticilere kıyasla daha duyarlı olduunu söylemek mümkündür. Bu sonuçla ilgili olarak nce (2008:67), bahiin, i hayatında igörenleri ücretten sonra motive eden ve onların tatmin düzeyini direk etkileyen ikinci unsur olduunu ve yöneticilerin bu anlayıla igörenlere yaklaması gerektiini belirtmitir. Öte yandan Yılmaz (2010), ise çalıanlar arası eitliin salanması adına çalıanlar arası bütün i süreçlerinde adil sistemler kurulması gerektiinin önemini belirtmitir. Bu balık altında geriye kalan 3 soru için anlamlı bir farklılık tespit edilememitir (p>0,05).bu bulguların yanı sıra bu balıkta turizm iletmelerinde staj eitimi alan örencilerin, yönetici etik davranıını deerlendirmesine yönelik en yüksek aritmetik ortalama Staj eitimi sürecinde yöneticiler gereinden fazla i yükü yükledi (x=3,34) en düük aritmetik ortalama ise Staj eitimi sürecinde yöneticiler cinsiyet ayrımcılıı yaptı ( x=2,64) eklinde tespit edilmitir. Bu sonuçlar ııında yöneticilerin stajyerlere karı bir cinsiyet ayrımcılıı yapmadıını söylemek mümkündür. Turizm iletmelerinde staj eitimi alan örencilerin, igören etik davranıını deerlendirmesine yönelik en yüksek aritmetik ortalama Staj eitimi sürecinde igörenler müterinin verdii bahiin eit paylaılması konusunda adil davrandı ( x=3,23) en düük aritmetik ortalama ise Staj eitimi sürecinde igörenler cinsiyet ayrımcılıı yaptı (x=2,63) ifadelerinde gerçeklemitir. Öte yandan Leymann (1990), cinsiyet ayrımının bir mobing ve suç unsuru olduunu belirtmektedir. Bu bilgiler ııında, hem yöneticilerin hem de igörenlerin cinsiyet ayrımcılıına fırsat vermemesi olumlu bir gelime olarak görülmektedir. Tacizden Sakınma Sorumluluu balıı altında sadece Staj eitimi sürecinde yöneticiler/igörenlerkendi özel ilerindebizleri kullandı ifadesi için igörenler lehine anlamlı farklılık tespit edilmitir (p<0,05). Dolayısıyla kendi özel ilerinde bizleri kullandı ifadesi için igörenlerin yöneticilere kıyasla daha duyarlı olduklarını söylemek mümkündür. Bu balık altında geriye kalan 3 ifade için ise anlamlı bir farklılık tespit edilememitir (p>0,05).bu bulguların yanı sıra bu balıkta turizm iletmelerinde staj eitimi alan örencilerin, yönetici etik davranıını deerlendirmesine yönelik en yüksek aritmetik ortalama Staj eitimi sürecinde yöneticiler onur kırıcı davranıta bulundu (x =2,4) en düük aritmetik ortalama ise Staj eitimi sürecinde yöneticiler sözlü tacizde bulundu (x =2,15) eklinde ölçülmütür. Dolayısıyla yöneticilerin onur kırıcı davranıta bulunmadıkları sonucunu söylemek mümkündür. Benzer ekilde Pelit ve Güçer (2007), yöneticilerin onur kırıcı davranıta bulunmaktan kaçındıkları sonucunu tespit etmilerdir. Dolayısıyla bu bulgu Pelit ve Güçer (2007), aratırma sonuçlarıyla örtümektedir. Dier taraftan Yeung (2004), ise 39 etik sorunu inceledikleri aratırmalarında özellikle taciz konusunun etik dıı konularda ön plana çıkan husus olduunu belirtmitir. Turizm iletmelerinde staj eitimi alan örencilerin, igören etik davranıını deerlendirmesine yönelik en yüksek aritmetik ortalama Staj eitimi sürecinde igörenler kendi özel ilerinde bizleri kullandı ( x =2,55) en düük aritmetik ortalama ise Staj eitimi sürecinde igörenler sözlü tacizde bulundu (x =2,26) eklinde ölçülmütür. Öte yandan Ergün (2009), ise taciz ister sözlü, ister psikolojik ya da fiziksel nitelikte olsun, bireyin çalıma hayatını ciddi ekilde sıkıntıya sokacak ve baarısını düürecek etik dıı davranı olarak belirtmitir. Çalıma Hayatının Kalitesini Yükseltme Sorumluluu balıı deerlendirildiinde Staj eitimi sürecinde yöneticiler/igörenler bizlerin ekonomik çıkarlarını korudu ifadesi için igörenler lehine anlamlı bir farklılık tespit edilmitir (p<0,05). Dolayısıyla bizlerin ekonomik çıkarlarını korudu ifadesinde, igörenlerin yöneticilere kıyasla daha duyarlı olduklarını söylemek mümkündür. Öte yandan Yenipınar (2005), turizm iletmelerinin içinde bulunduu ekonomik koullar nedeniyle düük olan ücret düzeylerini yükseltecek önlemler alınması gerektiini belirtmektedir. Bu balık altında geriye kalan 4 ifade için ise anlamlı bir farklılık tespit edilememitir (p>0,05). Dier taraftan imek (1999), çalıma hayatının kalitesinin yükseltilmesi sorumluluunun özellikle yöneticilerin hassasiyet göstermesi gerektiini belirtmitir. Bu bulguların yanı sıra bu balıkta turizm iletmelerinde staj eitimi alan örencilerin, yönetici etik davranıını

225 deerlendirmesine yönelik en yüksek aritmetik ortalama; Staj eitimi süresinde yöneticiler i güvenlii konusunda gerekli önlemleri aldı (x =3,67) en düük aritmetik ortalama ise Staj eitimi sürecinde yöneticiler bizlerin ekonomik çıkarlarını korudu (x=3,09) eklinde hesaplanmıtır. Dolayısıyla yöneticilerin i güvenlii konusunda gerekli önlemleri aldıını söylemek mümkündür. Bu sonuca tezat bir biçimde Pelit ve Güçer (2007), i etii kapsamında yöneticilerin i güvenlii konusunda gerekli önlemleri almadıklarını sosyal güvenlik ve sosyal hakların tesliminde duyarlı olmadıkları sonucunu tespit etmitir. Turizm iletmelerinde staj eitimi alan örencilerin igören etik davranıını deerlendirmesine yönelik en yüksek aritmetik ortalama Staj eitimi sürecinde igörenler izin haklarını düzenli kullanmamızı saladı (x =3,55 en düük aritmetik ortalama ise Staj eitimi sürecinde igörenler i güvenlii konusunda gerekli önlemleri aldı (x =3,36) eklinde ölçülmütür. Dolayısıyla, igörenler izin haklarının düzenli kullanılmasını saladı, ifadesine katılımın fazla olduunu söylemek mümkündür. Özel Hayatın Gizlilii Hakkına Saygılı Olma Sorumluluu balıında deerlendirildiinde Staj eitimi sürecinde yöneticiler özel hayatlarımıza müdahalede bulundu ve Staj eitimi sürecinde yöneticiler dini inançlarımıza saygı gösterdi sorularında anlamlı bir farklılık tespit edilememitir (p>0,05). Öte yandan imek (1999), yöneticilerin, çalıanları hakkında bilgi sahibi olmak istemelerinin doal olduunu ancak bunun sınırlarının iyi belirlenmi olması ve kiilik haklarına tecavüz edilmemesi gerektiinin altını çizmitir. Salihpaaolu (2013), ise özel hayatın dünya çapında büyük önem arz eden bir mesele olduunu ve Anayasa hukuku açısından, özel hayatın temel bir hak olduunu belirtmitir. Bu bulguların yanı sıra bu balıkta turizm iletmelerinde staj eitimi alan örencilerin, yönetici etik davranıını deerlendirmesine yönelik en yüksek aritmetik ortalama Staj eitimi sürecinde yöneticiler dini inançlarımıza saygı gösterdi (x =4,09) en düük aritmetik ortalama ise Staj eitimi sürecinde yöneticiler özel hayatlarımıza müdahalede bulundu x =2,29 eklinde tespit edilmitir. Dolayısıyla yöneticilerin dini inançlara saygı gösterdiini söylemek mümkündür. Benzer ekilde Pelit ve Güçer (2007), gerçekletirdii aratırma sonucunda iletmelerde dini ayrımcılıın yapılmadıını tespit etmilerdir.turizm iletmelerinde staj eitimi alan örencilerin, igören etik davranıını deerlendirmesine yönelik en yüksek aritmetik ortalama Staj eitimi sürecinde yöneticiler dini inançlarımıza saygı gösterdi (x =3,98) en düük aritmetik ortalama ise Staj eitimi sürecinde yöneticiler özel hayatlarımıza müdahalede bulundu (x =2,45) eklinde tespit edilmitir. Bu bulgular ııında igörenlerin dini inançlara saygı gösterdii görülmütür. Bu balık altında dier dikkat çekici husus ise hem yöneticilerin hem de igörenlerin dini inançlara saygı göstermesi olmutur. Topluma ve Stajyerlere Örnek Olma Sorumluluu balıı deerlendirildiinde Staj eitimi sürecinde yöneticiler/igörenlermüteri istek ve ikâyetleri ile ilgilendi ifadesi için yöneticiler lehine anlamlı bir farklılık tespit edilmitir (p<0,05). Dolayısıyla müteri istek ve ikâyetleri ile yöneticilerin igörenlere kıyasla daha duyarlı olduklarını söylemek mümkündür. Öte yandan Bu balıkta geriye kalan 2 soru için ise anlamlı bir farklılık tespit edilememitir (p>0,05). Bu bulguların yanı sıra bu balıkta turizm iletmelerinde staj eitimi alan örencilerin, yönetici etik davranıını deerlendirmesine yönelik en yüksek aritmetik ortalama Staj eitimi sürecinde yöneticiler müteri istek ve ikâyetleri ile ilgilendi (x=3,85) en düük aritmetik ortalama ise Staj eitimi sürecinde yöneticiler i yerinde alkol ve uyuturucu madde kullandı (x =1,86) eklinde tespit edilmitir. Turizm iletmelerinde staj eitimi alan örencilerin, igören etik davranıını deerlendirmesine yönelik en yüksek aritmetik ortalama Staj eitimi sürecinde yöneticiler müteri istek ve ikâyetleri ile ilgilendi (x=3,55) en düük aritmetik ortalama ise Staj eitimi sürecinde igörenler i yerinde alkol ve uyuturucu madde kullandı (x =1,8) eklinde tespit edilmitir. Dier taraftan Akolan Kozak ve Güçlü (2006), turizm iletmelerinde memnuniyetin artırılması hususunda yapılacak iyiletirmeler ve eitim çalımaları, müteri ikâyetlerinde bir azalma salayabilecei gibi, etik kurallara uygun verilecek hizmetlerle olumlu iletme imajına yardım edeceini belirtmitir ÖNERLER Aratırma bulgularından hareketle turizm yöneticilerine, igörenlerine ve konu ile ilgili aratırmalar yapacak kiilere sunulacak öneriler aaıda gösterilmitir: Stajyerlerin adaptasyon konusunda zorluk çekmemeleri açısından ortak çalıma zeminleri oluturulmalıdır. Stajyer çalıanlara ait özel bilgiler ve onlar hakkında her türlü bilgi ve belge saklı tutulmalıdır. Stajyerlere yönelik uygulamalarda yasalar ve artların gerektirdii seviyede salıklı ve güvenli çalıma artları oluturmalıdır. Stajyerlerin mesleki geliimine ilikin faaliyet yürütmek hem yöneticilerin hem de igörenlerin görevleri arasındadır. Bu kapsamda onlara turizm ürünleri ile ilgili yayınları takip

226 etme, turizm ürünleri ile ilgili gelimeleri izleme ve örendii bilgileri iinde uygulama fırsatı sunulmalıdır. Turizm iletmelerinde stajyerlere karı gerçekleen yanlı bir davranıta onlara bilgileri ve yetenekleri dıında görev ve sorumluluklar verilir. Yönetici ve igörenler bu davranılarından vazgeçmeli, onların bilgi ve tecrübesine göre görev ve sorumluluklarını vermelidir. Yöneticilerin stajyerlerle kuracakları güven ilikisi çok önemlidir. Açık kapı sisteminin uygulanması, informel iletiim kanallarının güçlendirilmesi, adil ve etik bir yönetici olunması, yönetici ve stajyerler arasındaki güven duygusunu gelitirmeye yardımcı olacaktır. Turizm yöneticileri stajyer profilini önemsemelidirler. e yeni balamı personele, iletme kültürünü öretmek, meslek standartları, meslein inceliklerini öretmek, misafir beklentileri ve farklı psikolojiye sahip misafirlere hizmet verebilme sanatını öretmeyi ciddiye almalıdırlar. Örnein; bir otel iletmesinde mutfak departmanında staj eitimi alan kiiye yemek reçetelerini anlatmak ve öretmek hem yöneticilere hem de o departmanda çalıan igörenlerin birincil görevi olmalıdır. Benzer konuda çalıacak aratırmacılara ise aaıda belirtilen öneriler sunulacaktır: Örencilerden veri toplamak güç olmaktadır. Benzer çalımalar yapacak aratırmacılar bu hususu göz önünde bulundurmalıdır. Turizm iletmelerinde ileride yapılacak aratırmalar için örneklemi daha geni tutulmu farklı dillere odaklanmı ve belirli zaman aralıkları ile yapılacak çalımalar önerilebilir. Etik davranıları deerlendirmek her ne kadar farklı deikenlerden etkilense de bu tip çalımaların turizmin gelecei için önemli ve tekrarlanması gerektii düünülmektedir. Gelitirilen bu ölçekle; staj eitimi öncesi, stajyer örencilerin etik davranıları konusunda beklentileri ve staj eitimi sonrasında gerçekleen etik görüleri karılatırılabilir. KAYNAKÇA AKBULUT, Yavuz. (2010). Sosyal Bilimlerde SPSS Uygulamaları, stanbul: deal Kültür Yayıncılık. AKOLAN KOZAK, Meryem, ve NERGS, Güçlü Hatice. (2006). Turizmde Etik Kavramları lkeler, Standartlar. Ankara: Detay Yayıncılık. AKOVA, Orhan ve ÇALIK, smail. (2008). Turizm Eitimi Alan Örencilerin Etik Algılamaları Üzerine Bir Aratırma. Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı.1, ALTUNIIK, Remzi; COKUN Recai; BAYRAKTAROLU, Serkan Ve YILDIRIM Engin (2007). Sosyal Bilimlerde Aratırma Yöntemleri: SPSS Uygulamalı, stanbul: Sakarya Yayıncılık. ASLAN, Alper ve KOZAK, Metin. (2006). Turizmde Gelime ve Etik Sorunları: Üniversite Örencileri Üzerine Bir Aratırma. Ege Akademik Bakı Ekonomi, letme, Uluslararası likiler ve Siyaset Bilimi Dergisi, 6(1), BAHADIR, smet. (2010). Be Yıldızlı Otel letmelerinde Etik Uygulamaları: stanbul Örnei. Sakarya, Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi. BALCI, Ali. (2007). Sosyal Bilimlerde Aratırma Yöntem, Teknik ve lkeler. Ankara, Pegem A Yayıncılık. BECK, A.Jeffrey;LAZER, William; SCHMDGALL, Raymond. (2007).Hotel Marketing Managers' Responses to Ethical Dilemmas.International Journal of Hospitality & Tourism Administration,8(3), BEKTA, Çetin. (2008). Etik Kodların Otel Endüstrisine Katkıları ve Bir Alan Aratırması. Gazi Üniversitesi Ticaret ve Turizm Eitim Fakültesi Dergisi, 1, CEVZC, Ahmet (2002), Etie Giri, stanbul: Paradigma Yayınları. CHEN, S. Joseph; CHU, K. Hei-Lin ve WU, Wu-Chung. (2000). Tourism Students Perceptions of Work Values: A Case of Taiwanese Universities, International Journal of Contemporary Hospitality Management, 12(6), CHEN, Po-Ju ve CHO, Youngsoo (2008), Generational Differences n Work Values: a Study of Hospitality Management. nternational Journal of Contemporary Hospitality Management, 20(6), CHENG, Pi-Yueh; YANG, Jen-Te; WAN, Chin Sheng; CHU, Mei-Chin. (2013). Ethical Contexts and Employee Job Responses in The Hotel ndustry: The Roles of Work Values and Perceived Organizational Support. nternational Journal of Hospitality Management, 34, CHRSTOU, S. Evangelos. (1999). Hospitality Management Education In Greece: An Exploratory Study. Tourism Management, 20(6), COUGHLAN, Richard. (2001). An Analysis of Professional Codes of Ethics in The Hospitality ndustry. nternational Journal of Hospitality Management, 20(2), ÇETN, ule. (2005). Örenci Stajlarında Yararlanılan Dersler Üzerine Ampirik Bir Deerlendirme: Mersin Turizm letmecilii ve Otelcilik Yüksekokulu Örnei. Anatolia: Turizm Aratırmaları Dergisi. 16(2), , ÇEVRGEN, Aydın ve ÜNGÖREN, Engin. (2009). Konaklama letmelerinde Etik klim ve Tatmini likisi. Mersin, 10. Ulusal Turizm Kongresi DOAN, Selen ve KARATA, Abdullah. (2011). Örgütsel Etiin Çalıan Memnuniyetine Etkisi Üzerine Bir Aratırma. Erciyes Üniversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakültesi Dergisi, 37, DOLMACI, Nilgün ve BULGAN, Gülay. (2013). Turizm Etii Kapsamında Çevresel Duyarlılık, Journal of Yasar University, 29(9), EREN, Duygu; ÖZGÜL, Eda ve KAYGISIZ ÇULLU, Nee. (2013). Lisans Düzeyinde Turizm Eitimi Alan Örencilerin Eitim Memnuniyetlerinin Belirlenmesi: Nevehir Üniversitesi Örnei. Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2, ERGÜN, Nalan. (2009). Örgütlerde Etik Dıı Davranıların Nedenleri ve Çalıanlara Yönelik Etik Dıı Davranıların Havayolu Taımacılıı Sektörü Açısından ncelenmesi., Güç Endüstri likileri ve nsan Kaynakları Dergisi, 11(3),

227 FOX, John. (2000). Approaching Managerial Ethical Standards in Croatia's Hotel ndustry. International Journal of Contemporary Hospitality Management, 12(1), HUDSON, Simon ve MLLER, Graham. (2005). Ethical Orientation and Awareness of Tourism Students. Journal of Business Ethics, 62, LHAN, Süleyman. (2005). Ahlakı Kuramsal Bir Yaklaım. Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 7(2), NCE, Cemal. (2008). Toplam Kalite Yönetimi ve Otel letmelerinde gören Tatminine Etkileri. Anatolia: Turizm Aratırmaları Dergisi, 19(1), GÜDEN, Burcu ve Adem ÇABUK. (2006). Meslek Etii ve Meslek Etiinin Meslek Yaamı Üzerindeki Etkileri. Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 16, JUNG, S. Hyo; NAMKUNG, Young; YOON, H. Hye. (2010). The Effects of Employees Busıness Ethical Value on Person-Organizatıon Fit and Turnover ntent n The Foodservice ndustry. nternational Journal of Hospitality Management, 29(3), KARATEPE, Osman ve AGBAM, M. Ifeanyi. (2012). Perceived Ethical Climate and Hotel Employee Outcomes: An Empirical Investigation in Nigeria. Journal of Qualıty Assurance in Hospitality & Tourısm, 13(4), KARAKA, H. Göze. (2008).Satı Yönetiminde Etik; Satıçıların Etik Algılamalarının Demografik Faktörleri ile likisini Ölçmeye Yönelik laç Sektöründe Bir Uygulama. Adana, Çukuova Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü letme Ana Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi. KOZAK, Nazmi (2012). STAJ DOSYASI (I): ÖRENCLERN YAADIKLARI SORUNLAR (Eriim Tarihi: ) adresinden alınmıtır. KÖROLU, Özlem ve GEZEN, Tuba. (2014). An Investigation To Determine The Work Values Of Tourism Students. Procedia - Social and Behavioral Sciences, 131, KUTVAN, B. Ali. (2011). Türk Basın letmelerinde Yönetsel Etik Uygulamaları Üzerine Bir Aratırma. Marmara letiim Dergisi, 18, KNAN, Mouna. (2014). Ethics in the Hospitality Industry: Review and Research Agenda. International Journal of Business and Management, 9(3), 1-8. LEE, Yee-Sum Lousia ve TSANG, K.F. Nelson. (2013). Perceptıons of Tourısm and Hotel Management Students on Ethics in the Workplace. Journal of Teaching in Travel & Tourısm, 13(3), LEYMANN, Heinz; (1990). Mobbing and Psychological Terror at Workplaces. Violence and Victims, 5(2), MA, C. Fangying; MA, S. Wei; WU, Liyun; MA MA, Ming. (2013). Influence of Empirical Work on the Job-Related Ethics of Hotel Interns: A Case Study of Students in Mainland China. Journal of Hospitality & Tourism Education, 25(2), MATHANGE, G. Donatus. (2013). Responsible Tourısm and Hotel Management: An Empirical Analysis of the Ethical Dimensions in Tourism and Hospitality Industry in Kenya. American International Journal of Contemporary Research, 3(6), MENEKE, Ramazan. (2008). Ankara da Faaliyet Gösteren A Grubu Seyahat Acentalarında Çalımakta Olan Personelin Tüketiciye Karı Etik Davranılarını Algılama Düzeyleri Üzerine Ampirik Bir Aratırma. Ekonomik ve Sosyal Aratırmalar Dergisi, 4(1), MKONO, Muchazondida. (2010). Zimbabwean Hospitality Students Experiences of Sexual Harassment in The Hotel ndustry. nternational Journal of Hospitality Management, 29, NEBOLU, G. Kamil. (2013). Meslek Etii: Turist Rehberleri Üzerine Aratırma. Gazi Üniversitesi Eitim Bilimleri Enstitüsü Turizm letmecilii Eitimi Ana Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi. ÖNCEL, Ahmet. (2010). Turistik Bölgelerde Hava Limanlarında Görevli Güvenlik Personelinin Etik Kuralları Algılama Biçimlerinin Deerlendirilmesi (stanbul Ve Antalya Örnei). T.C. Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Doktora Tezi. ÖZUTKU, Hatice ve CEVROLU, Esin. (2005). Yönetim ve Etik: Özel ve Kamu Banka ube Yöneticileri Üzerine Bir Alan Aratırması. Gazi Üniversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakültesi Dergisi 7(3), PARK, Sun-Young; LEVY, E.Stuart. (2014). Corporate Social Responsibility: Perspectives of Hotel Frontline Employees. International Journal of Contemporary Hospitality Management, 26(3), PELT, Elbeyi ve GÜÇER, Evren, (2007). letme Yöneticilerinin Çalıanlara Karı Davranılarının Etii Kapsamında Deerlendirilmesine likin Bir Aratırma. Seyahat ve Turizm Aratırmaları Dergisi, 2007/Bahar. Eriim Tarihi: ( ) adresinden alınmıtır. PELT, Elbeyi; ARSLANTÜRK, Yalçın. (2011). Turizm letmelerinin Etiine Yönelik Uygulamalarının Çalıma Yeri Tercihindeki Önemi: Turizm Örencileri Üzerinde Bir Aratırma. Süleyman Demirel Üniversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakültesi Dergisi, 16(1), ROSS, F. Glenn. (2002). Ethıcal Ideals And Expectatıons Regardıng Vısıtor, Staff, and Management Among Potentıal Tourıst Industry Employees. Tourısm Analysıs An Interdısciplinary Journal, 8(2), SALHPAAOLU, Yaar. (2013). Özel Hayatın Kapsamı: Avrupa nsan Hakları Mahkemesi çtihatları Iıında Bir Deerlendirme. Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 17(3), SAYLI, Halil ve KIZILDA, Duygu. (2007). Yönetsel Etik ve Yönetsel Etiin Olumasında nsan Kaynakları Yönetiminin Rolünü Belirlemeye Yönelik Bir Analiz. Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 9(1), SARIIIK, Mehmet; AKOVA, Orhan; ÇONTU, Mehmet. (2006). Otel Yöneticilerinin Etik Politika ve Yöntemlere Yaklaımları Üzerine Ampirik Bir Çalıma. Anatolia: Turizm Aratırmaları Dergisi, 17(1), SÖKMEN, Alptekin ve EKMEKÇOLU, E. Burak. (2013). Yönetici Etik Davranılarının Sınır Birim Çalıanlarının Motivasyon ve Tatmini Üzerindeki Etkisi: Adana da Bir Aratırma. letme Aratırmaları Dergisi, 5(4), STEVENS, Betsy. (1997). Hotel Ethical Codes: A Content Analysis. International Journal of Hospitality Management, 16(3), AHN, Bayram. (2011). Seyahat Acentalarında Pazarlama Faaliyetlerinde Etik Karar Verme Süreci: stanbul Örnei. Balıkesir: Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Turizm letmecilii ve Otelcilik Ana Bilim Dalı Doktora Tezi. MEK, Birgül. (1999). Yöneticilerin Çalıanlara Karı Etik Etik Sorumlulukları. Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 1(3), TARAKÇIOLU, Serdar. (2003). Yönetici Etik Davranılarının Deerlendirilmesinde Cinsiyet Faktörü: Ankara daki Otel letmelerinin Sınır Depermanlarında Ampirik Bir Aratırma. Gazi Üniversitesi Ticaret Ve Turizm Eitim Fakültesi Dergisi, Sayı. 2, TEKEREK, Nurhan; TEKEREK, smet. (2008). Aristoteles te Poetik ve Etik Bütünlük Örneklerle Eylem, Karakter ve Erdem. Tiyatro Aratırmaları Dergisi, 26, TUNA, Muharrem ve Yeilta, Murat. (2013). Liderliin Etik Boyutu: Etik Liderliin Otel letmelerindeki görenler Tarafından Algılanması. letme Aratırmaları Dergisi, 5(3), Türk Dil Kurumu. (1969). Güncel Türkçe Sözlük, Ankara: TDK. (Eriim Tarihi: ) adresinden alınmıtır

228 TÜRKSEVEN, Erkan. (2012). Turizm Eitiminde Yaanan Staj Sorunları: Lisans Örencilerinin Görülerine Yönelik Bir Aratırma. Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi. UÇKUN, Gazi; UÇKUN, Seher; LATF, Hasan. (2004). Turizmde Etik. Sakarya: Sakarya Kitapevi. USTA, Aydın. (2011). Kuramdan Uygulamaya Kamu Yönetiminde Etik ve Ahlâk. Kahramanmara Sütçü mam Üniversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakültesi Dergisi, ÜNLÜÖNEN, Kurban; OLCAY, Atınç. (2003). Otel letmelerinde Çalıan görenlerin Ahlaki Sorumluluklarını Yerine Getirebilmesinde Eitim Düzeyinin Önemi Üzerine Bir Aratırma, Gazi Üniversitesi Ticaret Ve Turizm Eitim Fakültesi Dergisi, 2, VARNL, nci (2004). Hizmet letmelerinde Çalıanların Etik Olmayan Davranılara likin Deerlendirmeleri: Otel letmelerinde Bir Uygulama. Ege Akademik Bakı Dergisi, Cilt:4, Sayı:1-2, YAMAN, H. Ruhi ve GÜREL, Eda. (2006). Ethical Ideologies of Tourism Marketers. Annals of Tourism Research, 33(2), YEH, Ronnie. (2012). Hotel General Managers Perceptions of Business Ethics Education: Implications for Hospitality Educators, Professionals, and Students. Journal of Human Resources in Hospitality & Tourısm, 11(1), YENPINAR, Uysal. (2005). Otel letmelerinde Ücretlendirme: zmir li 4-5 Yıldızlı Otel letmelerinde Bir Analiz. Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 7(3), YEUNG, Sylvester. (2004), Hospitality Ethics Curriculum: An Industry Perspective, International Journal of Contemporary Hospitality Management, 16(4), YEUNG, Sylvester ve PNE, Ray. (2003). Designing a Hospitality Ethics Course Content from the Students Perspective. Journal of Teaching in Travel & Tourısm, 3(2), YILMAZ, S. Semih. (2010). Turizmde Global Etik lkelerin Etii Açısından ncelenmesi. Kültür ve Turizm Bakanlıı Aratırma ve Eitim Genel Müdürlüü, Uzmanlık Tezi. YILMAZER, Aydın ve BAHADIR, smet. (2011). Otel letmelerinde Önbüro Çalıanlarının Etik Algılamalarına Yönelik Bir Aratırma. Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 20(3), WALLE, H Alf. (1995). Business Ethics and Tourism: From Micro to Macro Perspectives, Tourısm Management, 16(4), WHEELER, Marion. (1995). Tourism Marketing Ethics: An ntroduction, International Marketing Review, 12(4), WONG, S. Chak-Keung ve CHUNG, M. Kam-Ho. (2003). Work Values of Chinese Food Service Managers. International Journal of Contemporary Hospitality Management, 15(2), WONG, K. C. Simon. (1998). Staff JobRelated Ethics of Hotel Employees in Hong Kong. International Journal of Contemporary Hospitality Management, 10(3),

229 See discussions, stats, and author profiles for this publication at: TURİZM YAZININDA ETİK: PROBLEMLERİN TESPİTİ VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ ÜZERİNE PİLOT BİR ARAŞTIRMA / ETHICS IN THE TOURISM LITERATURE: A PILOT STUDY ON DETERMINATION OF PROBLEMS AND SOLUTI... Article May 2016 CITATIONS 0 READS 71 2 authors: Eray Polat Balikesir University 12 PUBLICATIONS 1 CITATION Bayram Şahin Balıkesir University 5 PUBLICATIONS 0 CITATIONS SEE PROFILE SEE PROFILE All in-text references underlined in blue are linked to publications on ResearchGate, letting you access and read them immediately. Available from: Eray Polat Retrieved on: 23 October 2016

230 AKADEMİK BAKIŞ DERGİSİ Sayı: 55 Mayıs - Haziran 2016 Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi ISSN: X İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi, Türk Dünyası Kırgız Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü, Celalabat KIRGIZİSTAN TURİZM YAZININDA ETİK: PROBLEMLERİN TESPİTİ VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ ÜZERİNE PİLOT BİR ARAŞTIRMA Eray POLAT * Bayram ŞAHİN ** ÖZ Günümüzde insan ve toplum yapısındaki olumsuz değişimlere ve bozulmalara bağlı olarak bilim dünyasında etik dışı davranışlar görülebilmektedir. Bu nedenle etik değerler önem kazanmış ve birçok farklı mecrada tartışma konusu haline gelmiştir. Bu noktadan hareketle yürütülen çalışmanın amacı turizm yazınında yaşanmış olan etik sorunları tespit etmektir. Bu kapsamda Balıkesir Üniversitesi ve Bandırma 17 Eylül Üniversitesi bünyesindeki turizm eğitimi veren kurumlarda görevli öğretim elemanlarından anket tekniği ile veri toplanmıştır. Anket uygulaması yüz yüze görüşme yöntemi ya da aracılığıyla yapılmış; elde edilen veriler betimsel istatistiki yöntemlerle analiz edilmiştir. Çalışmadan elde edilen bulgulara göre etik ihlallerin ortaya çıkmasındaki en önemli nedenler akademik ilerlemenin yayın odaklı olması ve bilimsel yayınlardaki yazar sıralamasının katkıya göre yapılmamasıdır. Etik ihlallerin neden olacağı en önemli olumsuzluk ise bilimsel düşüncedeki kalitenin düşmesi ve özgünlüğün yok olması olarak belirlenmiştir. Araştırmanın sonuçlarına göre, bunun önlenebilmesi için etik ihlallerin denetlenmesi ve caydırıcı yaptırımlar uygulanması gerekmektedir. Anahtar Kelimeler: Turizm Yazını, Etik, Bilimsel Etik, Bilimsel Çalışma, Öğretim Elemanı. ETHICS IN THE TOURISM LITERATURE: A PILOT STUDY ON DETERMINATION OF PROBLEMS AND SOLUTIONS ABSTRACT Nowadays, unethical behaviors can be seen in the scientific world depending on negative alteration and deterioration in the society and people. Therefore, ethical values have been an important subject and become a matter of debate at different platform. From this point of view, the purpose of this study is to identify potential ethical problems that have been experienced in tourism literature. In this context, the data was collected by questionnaire technique from instructors who work for institutions providing tourism education within Balikesir University and Bandirma 17 September University. The data was collected through face to face interviews and e- mail surveys. The obtained data was analyzed by descriptive statistical methods. According to the findings obtained from the study, the most important reasons for the emergence of ethical violations were determined. The first reason is publication oriented academic progress and the latter is that authors are not ranked in proportion to their contributions in scientific publications. The most important drawback that ethical violations cause was determined as the quality decline in scientific thinking and the lost originality. According to the results of the study, it is necessary that ethical violations should be inspected and some deterrent sanctions should be imposed. Keywords: Tourism Literature, Ethics, Scientific Ethics, Scientific Study, Instructor. * Arş. Gör., Balıkesir Üniversitesi, Turizm Fakültesi, erpolat@yahoo.com ** Yrd. Doç. Dr., Balıkesir Üniversitesi, Turizm Fakültesi, bsahin@balikesir.edu.tr 604

231 AKADEMİK BAKIŞ DERGİSİ Sayı: 55 Mayıs - Haziran 2016 Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi ISSN: X İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi, Türk Dünyası Kırgız Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü, Celalabat KIRGIZİSTAN GİRİŞ Son yıllarda, küreselleşmenin ve bilgi toplumu olma yolunda atılan adımların etkisi ile insan ve toplum yapısında çok ciddi değişimler görülmektedir (Yıldız vd. 2013: 282). Bu değişimlerin birçok olumlu etkiye sahip olduğu söylenebilir. Ancak diğer taraftan her bir fert ve toplumun geneli bu değişimlere ayak uydurabilmek ya da bu değişimlerden pay alabilmek gibi amaçlarla ahlaki kuralları ve etik ilkeleri göz ardı edilebilmektedir. Bu nedenle günümüzde, daha önceki yıllara nazaran ahlaki kurallara ve etik ilkelere çok daha fazla ihtiyaç duyulduğu ifade edilebilir. Etik, tanımlanmasında ve içeriğinin belirlenmesinde zorluklar yaşanan ve yazında sıkça tartışılan bir konudur (Şahin, 2011: 22). Bir görüşe göre etik, doğru ve yanlışın ahlaki ilkeler ve değerler doğrultusunda düşünülmesi (Aslan ve Kozak, 2006: 50) iken, diğer bir görüşe göre; doğru ve yanlışın, iyi ve kötünün, ahlak ve ahlaksızlığın sistematik olarak incelendiği bir disiplindir (Brinkmann, 2002: 159; Hatcher, 2004: 357; Fennell, 2006, 55). Denilebilir ki etik, iyinin ne olduğunu söylemez, iyi bir şeyin iyi olduğu hükmüne nasıl varıldığını söyler. Bu bakımdan etik, ahlak üretmez, ahlak üzerine konuşur (Pieper, 2012: 29). Bilimsel etik ise başta üniversiteler olmak üzere bütün eğitim ve bilim kuruluşlarında yürütülen faaliyetlerin genel ahlak felsefesine ve mesleki etiğe uygun yapılması olarak (Büken, 2006, 167) tanımlanabilir. Bilimsel etik, bilim dünyası için temel değerlerden biri olması gerekirken (Topal, 2003: 23; Büken, 2006: 165), günümüzde bilimsel yanıltmaların ve etik ihlallerin yaşanabildiği görülebilmektedir (Resnik vd. 2009: 255). Bu olumsuzlukların görülmesinin çok çeşitli nedenler vardır. Bu nedenlerden birisi, günümüzde yapılan bilimsel çalışmaların bir ekip halinde yürütülmesinin gerekliliği olabilir. Esasında bir ekip halinde çalışmak, birbirinden farklı bakış açılarının sağladığı fikirler ile bilgiye ulaşmada ya da bilginin yeniden ele alınmasında büyük avantajlar sunmaktadır. Ayrıca bazı alanlarda araştırmanın tek kişi tarafından yürütülmesinin oldukça zahmetli ve zaman isteyen bir hale gelmesi de bir ekip halinde çalışmayı zorunluluk haline getirmiştir. Ancak bu avantajlı durum, araştırmanın en başından itibaren yazarlara ait sorumluluklar belirlenmezse etik ihlallerin yaşanabilmesi yönüyle (Al, 2005, 37) dezavantajlı bir duruma da dönüşebilmektedir. Kimi zaman, yönetim, organizasyon, muhasebe, finans, pazarlama, iktisat ve sosyoloji gibi birçok disiplin ile birlikte hareket etmeyi gerektirebilen (Leiper, 2000: 805; Fennell, 2006, 12) ve zor bir alan olarak değerlendirilen turizm disiplininde de (Yüksel, 2002: 139, Ryan, 2005: 10) bir ekip halinde çalışmak gerekebilmektedir. Bu gereklilik ve çalışmada değinileceği üzere diğer bazı etkenler turizm akademisyenleri arasında etik ihlalleri ortaya çıkarabilmektedir. Bu noktadan hareketle yapılan çalışmada öncelikle bilimsel araştırmalarda karşılaşılabilecek etik ihlaller detaylı şekilde açıklanmaya çalışılmıştır. Ardından turizm yazının gelişimi incelenmiş ve genel manada turizm yazınında etik ihlallere yol açabilecek nedenlere değinilmiştir. Turizm yazınının incelenmesinin temel nedeni, yıllar içerisinde turizm yazınının nasıl bir gelişim gösterdiğini ortaya koymak ve bu gelişim içerisinde çok yazarlılık durumunun seyrini görebilmektir. Bu bölümün akabinde konu ile ilgili çalışmalar özetlenmiş; son kısımda ise Balıkesir Üniversitesi ve Bandırma 17 Eylül Üniversitesi nde turizm eğitimine sahip kurumlarda görevli öğretim elemanları ile yapılan anket çalışmasından elde edilen bulgular değerlendirilmiştir. 605

232 AKADEMİK BAKIŞ DERGİSİ Sayı: 55 Mayıs - Haziran 2016 Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi ISSN: X İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi, Türk Dünyası Kırgız Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü, Celalabat KIRGIZİSTAN BİLİMSEL ARAŞTIRMALARDA KARŞILAŞILAN ETİK DIŞI DAVRANIŞLAR Bilimsel araştırma; bilim insanının bilimsel yöntemleri kullanarak belli bir sorunun çözümüne yanıt arama süreci olarak tanımlanmaktadır (Uzbay, 2006: 20). Bu süreç problemin tanımlanarak çözüme yönelik yöntemlerin uygulanmasını kapsamakta ve sonunda bilimsel bilgi üretilmektedir (Neuman, 2006: 11). Bu süreçte etik ilkelere uygun davranılması, bilimsel olmanın bir gereği (Aydın, 2006: 71) iken, etik olmayan davranışlar görülebilmektedir (Köklü, 2003: 139). Nitekim Yıldız vd. (2013: 289) nin İstanbul ilindeki üniversitelerde görevli 100 akademisyen ile yapmış olduğu araştırmanın sonuçları da etik dışı davranış gösterme oranının oldukça yüksek (%78,7) olduğunu ortaya koymaktadır. Günümüzde en sık karşılaşılan bilimsel etik dışı davranışlar bilgilerin uydurulması, değiştirilmesi ya da çarpıtılması olarak göze çarpmaktadır (Benos vd. 2005: 59). Bununla birlikte, bilim dünyasında çok çeşitli etik dışı davranışlar sergilenebilmektedir. Bunlar aşağıda detaylı bir şekilde açıklanmıştır. İntihal/Bilimsel Hırsızlık (Plagiarism): Başka bir yazarın bir yayınının tümünü veya bir kısmını kaynak göstermeden alarak kendi yayını gibi yeniden yayınlamak olan bu yanıltma biçimi (Cronin, 2003: 6; Cronin, 2007: 244) en ciddi bilimsel etik sapmalardan birini oluşturmaktadır (Gunnarsson vd. 2014: 213). Ayrıca kaynak gösterilse bile, bire bir kopyalanmış metni tırnak içinde yazmayarak, metnin özgünlüğünü ve yorumunu kendine mal etme davranışı da intihal kapsamında değerlendirilmektedir (Sert, 2015: 135). İntihal niyeti olmadan yapılan davranışlar da bu suçu hafifletmemekte, kelimelerin tekrar yeni bir düzene sokularak yazılması da bu suç kapsamında değerlendirilmektedir (Cameron, 2012: 2). Uydurma (Fabrication): Masa başı araştırma da denilen bu durumda, olmayan bir araştırma varmış gibi gösterilmekte, araştırmada bulunmayan veriler yayımlanmaktadır (Uçak, 2010: 3). Çarpıtma (Falsification): Çalışmada daha iyi sonuçlar elde edildiğini göstermek amacıyla araştırmanın araçları, aşamaları ve analiz sonuçlarının manipüle edilmesi sonucunda ortaya çıkan etik ihlaldir (Akbulut vd. 2008: 464). Yinelenen Yayın (Duplication): Genelde yayın sayısını çoğaltma amacı taşıyan bu yanıltma biçimi, ilk kez yayınlanan özgün bir çalışmanın birden fazla yerde yayınlanması şeklinde ortaya çıkmaktadır. Basılan bir makalenin bir başka dergide izinsiz olarak yayını, aynı zamanda bir telif hakkı ihlalidir (Ongun, 2011: 92). Taraflı Yayın/Çıkar Çatışması (Conflict interest): Günümüzde araştırmacılar bilimsel çalışmaları yürütebilmek için ekonomik ve teknolojik desteklere ihtiyaç duyabilmektedirler. Bunun yanında bazı araştırmacıların da başlı başına bir laboratuvar ortamı ya da laboratuvar ekipmanları gibi gereksinimleri olabilmektedir. Bu bakımdan araştırmacıların farklı kurum/kuruluşlardan fon ya da ekonomik destekler sağlaması gerekebilmektedir. Bu durumun karşılıklı çıkar ilişkilerini gündeme getirmesiyle araştırmalardaki bulgular, yeterli kanıt olmasa da o kurum/kuruluşun ürünlerini ve 606

233 AKADEMİK BAKIŞ DERGİSİ Sayı: 55 Mayıs - Haziran 2016 Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi ISSN: X İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi, Türk Dünyası Kırgız Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü, Celalabat KIRGIZİSTAN uygulamalarını destekleyecek tarzda sunulmakta ya da sonuçlar bu yönde değiştirilebilmektedir (Toplu, 2012: 671). Bölerek Yayınlama/Dilimleme (Salami-slicing): Bir araştırmayı, bütünlüğünü bozmadan tek bir makale olarak yayınlamak yerine parçalara ayırarak birden fazla sayıda yayın haline getirmektir (Kasapçopur, 2007: 163). Kaynakların Taraflı Seçilmesi: Araştırmacıların bilerek ya da bilmeyerek yaptıkları hatalardan birisidir. Eğer yazar(lar) sadece kendi sonuçlarını destekleyen çalışmaları gösterir, kendi sonuçları ile uyuşmayan çalışmaları kaynak olarak göstermezse bu taraflı bir sunuş olur (Ürker ve Çobanoğlu, 2011: 64). Disiplinsiz Araştırma (Sloppy Research): Araştırmanın, planlanma, metot seçimi, seçilen metodun uygulanması ya da sonuçların analiz edilerek yorumlanmasını bilmemek şeklinde beliren bu durumda araştırmacıların iyi niyetli olmalarına rağmen yanlışların farkında olmadıkları ve güvenilir sonuç üretemedikleri görülmektedir (Polat, 1996: 53). Bir makalede yazar olabilmek için; çalışmanın planlanması, tasarımı, içeriğinin oluşturulması, verilerin toplanması, analiz ve yorumlanmasında katkı yapmak gerekmektedir (Evcik, 2009: 71). Ancak gerçek hayatta; yazarlığı hak eden bazı kişilerin yazar listesinde yer almadığı, yazar olmayı hak etmeyen başka kişilerin yazar olarak sıralandığı ya da yazar sıralamasının emek oranları göz ardı edilerek yapıldığı görülmektedir (Erdem, 2006: 359). Türkiye de, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) da bilim dünyasında etik ihlallerin artış göstermesine bağlı olarak Yükseköğretim Kurumları Etik Davranış İlkeleri adı altında bir metin yayınlamıştır. Yükseköğretim kurumları mensuplarının uymaları gereken etik değer ve ilkeleri içeren çalışma, bilim dünyasında görülebilecek etik ihlallerin tanımlarını yaparak öğretim elemanlarının kimlere karşı hangi sorumlulukları taşıdığını irdelemektedir. Bununla birlikte, bilimsel araştırma, yayın ve değerlendirme, eğitim-öğretim, hizmet ve akademik etik konularını da detaylı bir şekilde açıklamaktadır (bkz. Yükseköğretim Kurumları Etik Davranış İlkeleri). TURİZM YAZINININ GELİŞİMİ ve YAZINDA GÖRÜLEN ETİK SORUNLAR Dünya genelinde ve Türkiye de, sosyal bilimlerin bir alt dalı olarak kabul gören turizm disiplininde ilk temel bilgiler Avrupa da üretilmiş ve yayılmış olsa da 1970 li yıllar ile birlikte ABD belirleyici olmaya başlamıştır (Kozak, 2000: 16). Türkiye de ise turizm endüstrisinin 1990 lı yıllardan itibaren çok ciddi şekilde büyümesi ile üniversitelerdeki turizm programlarının ve akademisyenlerin sayısı artmıştır. Bu durum turizm disiplinindeki bilimsel yayınların sayıca artışını ve turizm yazınının gelişimini beraberinde getirmiştir (Evren ve Kozak, 2014: 62). Günümüzde de devam eden (Güçlü Nergiz, 2014: 212) bu gelişim, lisansüstü tez çalışmaları ve makale çalışmaları olarak iki ayrı kısımda incelenirse aşağıdaki sonuçlar görülmektedir. Kozak (1999: 86), yılları arasında turizmle ilgili hazırlanan tezleri, yüksek lisans/doktora tezi olarak bir sınıflandırmadan niceliksel olarak incelemiştir. Buna göre; 607

234 AKADEMİK BAKIŞ DERGİSİ Sayı: 55 Mayıs - Haziran 2016 Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi ISSN: X İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi, Türk Dünyası Kırgız Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü, Celalabat KIRGIZİSTAN Türkiye de turizmle ilgili ilk tez, 1952 yılında hazırlanırken, döneminde 33; döneminde 106; döneminde 481 tez hazırlandığı görülmektedir. Turan (2014: 10) ise yüksek lisans tezlerini incelediği çalışmasında; döneminde 531; yılları arasında 1035 tez hazırlandığını ortaya koymuştur. Güçlü Nergiz (2014: 231) ise turizm alanında hazırlanan doktora tezlerini incelemiş ve döneminde 45, döneminde 163, döneminde 170, döneminde 195, döneminde ise 210 doktora tezi hazırlandığını tespit etmiştir. Makale çalışmaları bağlamında ise 1979 yılında ilk sayısı yayımlanan Turizm İşletmeciliği Dergisi ile turizm yazınının gelişim göstermeye başladığı görülmektedir. Bu dergi ile birlikte, turizm alanında yayımlanan makale sayısında önemli artışlar kaydedilmeye başlanmıştır (Kozak, 2000: 23). Kozak (1995: 68) ın bu gelişimi ortaya koyduğu çalışmasına göre; döneminde 83 makale, döneminde 115 makale, döneminde ise 294 makale olmak üzere toplamda 492 makale yayınlanmıştır. Evren ve Kozak (2014) ise yılları arasında turizm alanında yayınlanan 1217 makale tespit etmiştir. Verilerden de görüldüğü üzere; turizm yazınında gerek lisansüstü tez çalışması olarak gerekse de makale olarak çok ciddi bir gelişim görülmektedir. Turizm alanındaki makaleler çok yazarlılık durumuna göre analiz edildiğinde ise çok yazarlılığın gittikçe yaygınlaştığı görülmektedir (Tablo 1). Tablo 1: Çok yazarlılık durumunun yıllara göre değişimi Yıl Toplam n % n % n % n % n % n , ,4 2 2,9 2 2, , ,5 7 8, , ,1 7 8, , , ,6 2 1, , ,7 7 6,5 5 4,8 2 1, , , ,4 1 0, , , , ,7 1 0, , , ,6 1 0,6 2 1, , , ,6 2 1,6 1 1,2 127 Toplam , , ,4 14 1,1 6 7, Kaynak: Evren ve Kozak (2014: 73). Tabloda da görüldüğü gibi tek yazarlılık oranının 2000 yılından 2010 yılına gelindiğinde %73,9 oranından %26,7 oranına gerilediği, iki yazarlılık oranının %20,4 iken %54,3 e, üç yazarlılığın %2,9 dan %16,6 oranına yükseldiği görülmektedir. Dört ve beş 608

235 AKADEMİK BAKIŞ DERGİSİ Sayı: 55 Mayıs - Haziran 2016 Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi ISSN: X İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi, Türk Dünyası Kırgız Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü, Celalabat KIRGIZİSTAN yazarlılık oranlarında ise ciddi bir değişim olmadığı görülmektedir. Ayrıca toplam oranlar incelendiğinde, tek yazarlık durumunun %42,6 olarak gerçekleştiği, çok yazarlılık durumunun %57,4 oranına sahip olduğu anlaşılmaktadır. Çok yazarlılık konusunda Leung ve Law (2007), Zhao ve Ritchie (2007) ve Hu ve Racherla (2008) da benzer sonuçlara ulaşmıştır. Leung ve Law (2007); yılları arasında bazı dergilerdeki makale üzerinde yaptığı inceleme sonucunda, makalelerin %90 ının üç veya dört yazarlı olduğunu tespit etmiştir. Zhao ve Ritchie (2007); (bazı dergilerde bu aralık değişebilmektedir) dönemindeki 928 makaleyi 2 analiz ettiği çalışmasında, tek yazarlı makalelerin %30, iki yazarlı makalelerin %44, üç yazarlı makalelerin ise %21 oranında hazırlandığını tespit etmiştir. Hu ve Racherla (2008) ise dönemini temel alarak ele aldığı 331 makalenin 3 %72 oranında çok yazarlı olduğunu tespit etmiştir. Son yıllarda, turizm disiplininde yapılan akademik çalışmaların sayısının ciddi şekilde arttığı Tablo 1 den ve diğer verilerden rahatlıkla izlenebilmektedir. Aynı zamanda bu çalışmaların tek yazarlı olarak hazırlanmasından ziyade çok yazarlı olarak hazırlanması yönünde de bir eğilim gözlenebilmektedir. Denilebilir ki, bu çalışmaların en başından en sonuna kadar, yazarların ne tür sorumluluklar alacağı, araştırmanın hangi metotla yapılacağı, verilerin nasıl toplanacağı, yazar sıralamasının nasıl yapılacağı gibi hususlar netleştirilmezse, yazarlar arasında anlaşmazlıklar yaşanabilir ve etik ihlaller ortaya çıkabilir. Diğer taraftan, yazının gelişmesi için çok önemli bir süreç olan (Mckercher, 2002: 856) hakemlik sisteminden kaynaklanan etik sorunlar da görülebilmektedir. Hakemlik sisteminin ideolojik bağnazlık ve yanlılık gibi sorunlar nedeniyle tam olarak işletilememesi, hakemlerin inceledikleri konuda yeterince bilgi sahibi olmaması, araştırmayı değerlendirebilmek için gereken bilimsel metodolojiyi bilmemesi/yanlış bilmesi, hiçbir olumlu/olumsuz eleştiri sunmadan keyfi olarak makaleyi reddetmesi (Erdoğan, 2001: 120) ya da incelediği makale gereken bilimsel yeterliliğe sahip olmasına rağmen kendi kişisel görüşüne ters düştüğü için reddetmesi (Mckercher, 2002: 857) gibi durumlar, görülen etik ihlallere örnek teşkil etmektedir. Daha kötüsü hakemlerin bir çalışmayı değerlendirebilmek için gereken sürelerden haberdar dahi olmaması (Mckercher, 2002: 856) da etik sorunlara yol açmaktadır. Seaton (1996: 398) ise turizm disiplini ile ilgili özgün denilebilecek çalışmalarda bile sürekli aynı bilgilerin tekrar edilmesi ve pilot araştırmalardaki gibi sınırlı örneklemler üzerinde yapılan uygulama sonuçlarının evrene genellenmesi gibi sorunlara değinmektedir. Bununla birlikte çalışmaların literatür incelemesi, metodoloji ve tartışma bölümlerindeki 1 Bu dergiler Annals of Tourism Research, Journal of Tourism Research, Tourism Management, International Journal of Hospitality Management, Cornell Hotel and Restaurant Administration Quarterly, Journal of Hospitality and Tourism Research dergileridir. 2 Araştırmacılar tarafından incelenen dergiler şu şekildedir: Annals of Tourism Research, Journal of Tourism Research, Tourism Management, Tourism and Recreation Research, Journal of Travel and Tourism Marketing, Journal of Tourism Studies, Journal of Sustainable Tourism, Tourism Analysis. 3 Bu makalelerin yayımlandığı dergiler, International Journal for Hospitality Management, Cornell Hotel and Restaurant Administration Quarterly, Journal of Hospitality and Tourism Research ve International Journal of Contemporary Hospitality Management şeklindedir. 609

236 AKADEMİK BAKIŞ DERGİSİ Sayı: 55 Mayıs - Haziran 2016 Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi ISSN: X İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi, Türk Dünyası Kırgız Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü, Celalabat KIRGIZİSTAN eksikliklere parmak basılmadan hakemlik sürecinin olumlu şekilde sonuçlandığını da belirtmektedir. Bu noktada yazar, turizm yazınında eski tutuculuklara devam eden bir akademik mafya nın var olduğunu ifade etmekte ve bu oluşumun hangi çalışmanın yayınlanıp yayınlanmayacağı konusunda ciddi bir etkisinin olduğunu belirtmektedir. Her ne kadar, doğrudan turizm yazınında yaşanmamış olsa da, hakemlik sisteminden kaynaklanan etik sorunlara dair çarpıcı bir örnek 1985 yılında Kaliforniya Üniversitesi nde yaşanan Slutsky olayı verilebilir. Bu olayda doçentlik değerlendirmesi için yayınları incelenen Robert Slutsky nin iki araştırmasının sonuçlarının birebir aynı olduğu ortaya çıkmış ve böylelikle diğer tüm yayınları inceleme altına alınmıştır. İnceleme sonucunda yazarın yedi yılda yayınladığı 137 makalenin çok büyük bir kısmında fabrikasyon, hak edilmemiş yazarlık, istatistiksel hata gibi birçok farklı sorun olduğu görülmüştür. Yedi yıllık sürede bu kadar etik sorunun nasıl gözden kaçırıldığı merak edildiğinde ise Slutsky'nin makalelerinde ortak yazar olarak tanınmış kişilere yer verdiği ve tanınmış kişilerin makalelerinin ciddi bir hakem değerlendirilmesinden geçmediği anlaşılmıştır (Aydın ve Yüksel, 2013: 5). Hakemlik sisteminden kaynaklanan etik sorunların ortaya çıkmasında tartışma yaratan bir diğer konu, hakemin cinsiyetinin değerlendirme kararları üzerinde etkili olmasıdır. Bu konuda yapılmış olan bir çalışma hakem grubunda bulunan kadın değerlendiricilerin cinsiyetle ilgili çalışmaları değerlendirmede konu ile ilgili kendi kişisel görüşlerine büyük oranda bağlı kalarak değerlendirme yaptıklarını göstermektedir (Aydın ve Yüksel, 2013: 5). Hakemlik sisteminin yanı sıra dergi editörlerinden kaynaklanan etik sorunlar da görülebilmektedir. Editörlerin bazen taraflı davranarak istediği sonucun çıkacağı hakemleri seçmesi (Yuksel, 2003: 438) etik sorunlara neden olabilecek bir durumdur. Bunun yanında bir çalışmanın dergiye önerildiği andan itibaren yaşanan iletişim problemleri, editörün ilgisizliği nedeniyle çalışmanın değerlendirilme sürecinin gereğinden fazla uzaması, çalışmanın olumlu hakem ve editör raporu almasına rağmen ilerleyen aşamalarda dergiye uygun olmadığının belirtilmesi ve ücret konusunda sergilenen tutarsız tavırlar (Sop, 2014: ) nedeniyle de etik sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Tüm bu sayılan nedenlerin yanında, diğer disiplinlerde etik dışı davranışlara yol açan nedenlerin, turizm disiplini için de geçerli olabileceği genel manada söylenebilir. Bu nedenler ise yukarıdaki kısımda geniş bir şekilde ele alındığından burada tekrar edilmeyecektedir. ÖNCEKİ ARAŞTIRMALAR İnsan ve toplum yapısındaki olumsuz değişimlere ve bozulmalara bağlı olarak bilim dünyasında etik ihlaller görülebilmektedir (Birinci, 2006: 78). Etik dışı davranışların nedenleri şu şekilde sıralanabilir: Daha fazla makale yönündeki akademik baskı (Ruacan, 2005: 149), İntihal dışındaki hiçbir davranışın suç sayılmaması (Günal, 2010: 54-55), Yazarlığın, kariyer ve tanınma (Kıraç, 2011: 175); güç ve ekonomik yarar sağlaması (Sheikh, 2000: 422), Bilim insanları üzerinde siyasi baskıların olması (Ecevit, 2006: 84), Etik kurulların yok denecek kadar az olması (Ecevit, 2006: 84), 610

237 AKADEMİK BAKIŞ DERGİSİ Sayı: 55 Mayıs - Haziran 2016 Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi ISSN: X İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi, Türk Dünyası Kırgız Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü, Celalabat KIRGIZİSTAN Bilim ve iş dünyasının artan etkileşiminden dolayı bilimsel faaliyetlerin mali boyutunun ortaya çıkması ve bu fonların kötüye kullanılması (Konuk ve Bayram, 2010: 28-29; Uluç, 2012: 183), Dikkatsizlik (Aydın, 2006: 77). Bilimsel dürüstlüğün dışına çıkılmasının en önemli nedeni bazı yazarlarca (Kansu ve Ruacan, 2002: 764; Aydın, 2006: 78; Ülman, 2006: 60; Antes vd. 2009: 380) akademisyenlerin yeterli araştırma eğitimi almamış olmaları olarak belirtilmiştir. Ayrıca internetin yaygın olarak kullanılmaya başlanması da bilimsel yayınların güvenilirliği ve bilimsel sürecin işleyişi konusundaki etik ihlalleri arttırmıştır (Park, 2003: 481; Akbulut vd. 2008: 464). Bunun yanında, askeri akademilerde yapılan çalışmalarda isim sıralamasının bölüm başkanı komutan tarafından belirlenmesi; tıp fakültelerinde doçentlik sınavına girecek adayın, o klinikte yapılan çalışmalarda ilk isim olması gibi etik ihlaller de yaşanabilmektedir (Demirci, 2014: 151). Tüm bu sorunlar bilimsel yayınların güvenilirliğini azaltmış ve bilimsel sürecin işleyişindeki aksaklıkları artırmıştır (Uçak ve Birinci, 2008: 189). Ayrıca yaşanan bu etik ihlallerin hem kişisel hem de topyekûn bilim camiası açısından zararlarının ortaya çıkması kaçınılmazdır. Kamuoyu, geçmiş yıllarda yapmış oldukları etik ihlaller nedeniyle unvanları elinden alınmış ya da işinden uzaklaştırılmış öğretim üyelerine şahit olmuştur (Kozak, 2015: 209). Son yıllarda ülkemizden uluslararası forumlara yansıyan bilimsel yanıltma örneklerinin çıkması ve bu nedenle de ülkemiz merkezli çalışmalara karşı dergi editörleri, okurlar ve bilim insanları arasında olumsuz bir imajın oluşması da (Ruacan, 2005: 149) ulusal ölçekte bilim camiasına zarar verecek bir konudur. Tüm bunlara ek olarak diyebiliriz ki, bilimsel yayınlardaki etik ihlaller ve içerdikleri yanıltıcı sonuçlar ile zaman ve para kaynağı da israf edilmekte, araştırmanın hatalı sonuçları ile toplum yanıltılmakta ve bir ölçüde bilimin ilerlemesi için önemli bir engel ortaya çıkmaktadır (Emiroğlu, 2005: 9; Ruacan, 2005: 147). Alanyazında, turizm disiplini ile ilgili olarak yapılan bilimsel araştırmalardaki etik ihlaller kapsamında Erdoğan (2001) ve Sert (2015) in çalışmasına rastlanmıştır. Erdoğan (2001) turizm yazınındaki bilimsel yayınlarda, başlık, amaç, yöntem ve istatistiki analizlerin bilimsel makale yazım kuralları yönünden yeterli olup olmadığı konusu üzerine bir inceleme yapmış ve eksikliklere dikkat çekmiştir. Sert (2015) ise turizm alanında kabul edilen lisansüstü tezlerde, dolaylı alıntıymış gibi gösterilen atıflardaki durumu incelemiştir. Yazarın yılları arasında kabul edilen 191 tezdeki 576 atıf üzerinde yaptığı inceleme sonucunda, dolaylı alıntı gibi verilen atıfların %65,45 inin özgün metinle birebir aynı olduğu ve bu durumun yüksek lisans tezlerinde daha fazla olduğu ortaya çıkmıştır. Turizm yazınında etiği, turizm eğitimi ile ilişkilendiren çalışmalar da bulunmaktadır. Bunlardan Hultsman (1995), turizm eğitiminde etik ile ilgili konuların, genel işletme konularından öğretildiğini ve bu durumun turizm ile ilgili özel durumların gözden kaçırıldığını ifade ederek turizm etiğinin nasıl daha derinlemesine incelenebileceğini tartışmıştır. Walle (1995) de benzer bir tartışmayı yapmış ve turizm etiğinin genel iş etiği konuları ile benzerlik gösterse de farklı olarak ele alınması gerektiğini ifade etmiştir. Turizm yazınında etik konusu ile ilgili sektörel çalışmalar daha çok dikkat çekmektedir. Konaklama işletmelerinde yürütülmüş çalışmalardan Sarıışık vd. (2006), otel yöneticilerinin etik politika ve yöntemlere yaklaşımları üzerine; Çevirgen ve Üngüren (2009), 611

238 AKADEMİK BAKIŞ DERGİSİ Sayı: 55 Mayıs - Haziran 2016 Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi ISSN: X İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi, Türk Dünyası Kırgız Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü, Celalabat KIRGIZİSTAN konaklama işletmelerinde, etik iklim ve iş tatmini ilişkisi üzerine; Tuna ve Yeşiltaş (2014) etik iklimin işten ayrılma niyeti üzerine araştırmalar yapmışlardır. Dolmacı ve Bulgan (2013) ise konaklama işletmelerinden beklenen çevresel duyarlılık ve almaları gereken çevre koruyucu önlemleri turizm etiği kapsamında incelemiştir. Seyahat acentaları işgörenleri ile yürütülmüş çalışmalardan Menekşe (2008) işgörenlerin etik davranışları algılama düzeyini ortaya koyarken; Şahin (2011) işgörenlerin etik karar verme sürecini incelemiştir. Eröz ve Doğdubay (2012) ise bunlardan farklı olarak turistik ürün tercihinde sosyal medyanın rolünü etik açıdan değerlendirmiştir. Malloy ve Fennell (1998), turizm sektörü için bir etik kod sınıflaması yapmış ve 40 temel etik koda ulaşmıştır. Akan (2007), Turizm Etiği Evrensel İlkeleri metninin turizm işletmeleri tarafından nasıl benimsenip ve uygulanacağı üzerine değerlendirmeler yapmıştır. Macbeth (2005) turizm etiğini planlama ve politika, kalkınma ve yönetim konuları özelinde ve çevresel etik ve küresel ekonomi açısından incelemiştir. Aslan ve Kozak (2006), turizm bölümü öğrencilerinin çalışma yaşamlarında karşılaşabilecekleri durumları, turizm doğal çevre ilişkisi, turizm sosyo-kültürel çevre ilişkisi, turizm pazarlaması ve turizm endüstrisinde çalışan ilişkileri temaları altında senaryolandırmış ve bu kapsamda etik değerlendirmelerini belirlemeye çalışmıştır. Pelit ve Arslantürk (2013) de lisans düzeyinde turizm eğitimi alan öğrencilerin, çalışacakları işletmeyi seçerken turizm işletmelerinin iş etiğine ilişkin uygulamalarının ne derece önemli olduğunu belirlemiştir. Köklü (2003), Erdemir vd. (2004), Erdem (2006) ve Özder vd. (2014) ise akademisyenlerin bilimsel etik konusunda görüşlerini tespit etmeye yönelik benzer çalışmalar yürütmüşlerdir. Erdem (2006) in ulaştığı sonuçlara göre, öğretim üyelerinin sadece %22 lik kesimi yazarlar ve sıralanışı konusunda etik kurallara dikkat edildiğine inanırken; %75 i çok yazarlı bilimsel çalışmalarda etik ihlallere tanık olmuştur. Ayrıca araştırma sonucunda en önemli etik sorun, hiç katkısı olmayan kişilerin çalışmaya isimlerinin yazılması olarak tespit edilmiştir. Özder vd. (2014) nin yaptığı araştırmanın sonuçları ise akademisyenlerin çok büyük bir kısmının bir makaleyi birden çok dergide yayınlamak davranışını etik bulmadığına işaret etmektedir. Ayrıca Özder vd. (2014), bir makale çalışmasında başkasının fikrinden veya verilerinden esinlenilerek geçerli ve etkili bir hipotez oluşturup kendine aitmiş gibi ortaya koymak ifadesinin etik dışı davranış olarak bilinmediği ancak onaylanmadığını belirlerken, Köklü (2003) nün yapmış olduğu araştırmada aynı davranış en fazla oranda (%63,2) etik bulunan davranış olarak tespit edilmiştir. Erdemir vd. (2004) nin yaptığı araştırmada ise en fazla oranda siyasal görüş benzerliği, akrabalık, hemşerilik vb. nedenlerden dolayı belirli öğrencilere imtiyazlı davranma davranışı etik dışı bulunmuştur. İntihal gibi çok ciddi bir bilimsel sapmanın görülmesine neden olan önemli eksikliklerden birisini, intihalin tanımının tam olarak ortaya konmaması olarak ifade eden Sarlauskiene ve Stabingis (2014: 638), Litvanya da lisans öğrencileri üzerinde bir çalışma yürütmüştür. Çalışmada öğrencilerin emin bir şekilde intihalin tanımını yaptıkları ifade edilirken, öğrenciler arasında intihalin farklı şekillerde algılandığına parmak basılmıştır. Benzer şekilde Park (2003) da öğrencilerin intihali nasıl algıladıkları, neden ve nasıl intihal yaptıkları konuları üzerine eğilmiş ve öğrencilerin adının geçtiği intihal olaylarında en büyük rolü internetin oynadığını belirtmiştir. 612

239 AKADEMİK BAKIŞ DERGİSİ Sayı: 55 Mayıs - Haziran 2016 Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi ISSN: X İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi, Türk Dünyası Kırgız Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü, Celalabat KIRGIZİSTAN Wet (2010); literatürde sosyal bilimler ve etik düşüncenin birbiri ile uyuşmadığı ve sosyal bilimlerde yapılan araştırmalarda etik prensiplere yer verilmediği düşüncesinin yer aldığını vurgulamaktadır. Bu kapsamda bir üniversitedeki bölüm başkanları ve etik komitesi üyeleri ile yapmış olduğu araştırmada, sosyal bilimlerde yürütülen araştırmalarda hangi etik ilkelerin göz önüne alınması gerektiği ve bunun neden önemli olduğu gibi sorulara cevap aramıştır. Ayrıca çalışmada ideal bir etik komitesinin hangi formda (kaç üye, ne sıklıkta toplantı yapılması gerektiği gibi) olması gerektiğine de cevap aranmıştır. Alanyazında; lisans ve lisansüstü öğrencilerinin bilimsel çalışmalarda yapmış oldukları etik dışı davranışları belirlemeye yönelik yapılmış araştırmalar da bulunmaktadır. Köklü (2000) kaynakçanın abartılması, kaynağa ulaşmadan ulaşmış gibi gösterme, grup çalışmasında çalışmadığı halde çalışmış görünme ve bireysel olarak yapılması gereken bir projede başkaları ile çalışma gibi davranışlar; Günbayı vd. (2013) izinsiz sahiplenme, bilimsel araştırmalarını başkasına yaptırma, bilginin doğruluğunu araştırmama ve kadın kimliğinin kullanılması gibi davranışlar; Kurtulmuş ve Ardıç (2013) verilerle oynama, aykırı sonuçları göz ardı etme, katkı sağlamadan yazarlık hakkı elde etme gibi davranışlar tespit etmiştir. Özden ve Ergin (2013) ise bu araştırmalardan farklı olarak lisansüstü öğrencilerinin bilimsel çalışmalarda etik kurallara uygun davrandıklarını tespit etmiştir. Bayar vd. (2013) lisansüstü öğrencilerinin etik dışı davranışları onaylama durumunu tespit etmek amacıyla yapmış olduğu çalışmasında; tartışmalarda ortaya çıkan fikirleri kendi araştırmasında temel alma davranışı etik bulunmuş; gizliliğe ilişkin verilen sözleri ihlal etme ve araştırma sonuçlarını çarpıtarak verme davranışları etik bulunmamıştır. Uzun vd. (2007) öğrencilerin etik dışı davranışlara başvurma nedenlerini araştırmıştır. Buna göre öğrenciler, en fazla ödevler için yeterli zamanları olmadığında ve dersten geçmenin mutlak bir not almaya bağlı olmasından dolayı etik dışı davranışlara başvurmaktadırlar. Ersoy (2014) ise intihal yapan öğrencilerde hangi faktörlerin intihal yapmayı etkilediğini araştırmıştır. Bu araştırma sonucunda öğrencilerin kişisel özellikleri, akran ilişkileri, öğretim elamanının rolü ve teknoloji kullanım kültürü gibi nedenler öğrencilerde intihal yapma davranışına etki etmektedir. YÖNTEM Amaç ve Önem Çalışmanın temel amacı, turizm alanında ortaya konulan bilimsel yayınlarda yaşanan etik ihlaller hakkında öğretim üyelerinin düşüncelerini incelemektir. Araştırmanın temel amacı doğrultusunda aşağıdaki sorulara yanıt aranmıştır: Sizce turizm yazınındaki çok yazarlı bilimsel çalışmalarda etik ihlallerin yaşanma nedeni nedir? Turizm yazınındaki çok yazarlı bilimsel çalışmalarda yazarlık ve sıralaması konusunda yaşanan en önemli problemler nelerdir? İnsanların katkı yapmadığı bir çalışmaya isim yazdırma nedeni sizce ne olabilir? Danışman-öğrenci ilişkileri bağlamında lisansüstü çalışmalardan üretilen bilimsel yayınlarda ne tür etik sorunlar yaşanmaktadır? 613

240 AKADEMİK BAKIŞ DERGİSİ Sayı: 55 Mayıs - Haziran 2016 Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi ISSN: X İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi, Türk Dünyası Kırgız Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü, Celalabat KIRGIZİSTAN Bilimsel çalışmalarda etik ihlallerin yaşanması bilim camiası açısından ne tür sonuçları doğuracaktır? Turizm yazınındaki bilimsel çalışmalarda etik ihlallerin önüne geçebilmek için neler yapılması gerekmektedir? Uluslararası yayın yapan nitelikli dergilerde, bilimsel yayınlarda kimlerin yer alması gerektiği ve yazarlık sıralamasının nasıl yapılacağı konularına ilişkin standartlar getirme çabalarına rastlanmaktadır (Erdem, 2006: 360). Turizm disiplini kapsamında yapılan akademik yayınlarda da etik ihlallerin önlenmesi konusunda çalışmalar yapma gerekliliğinin bulunduğu düşünülmektedir (Fennell, 2006: 12). Bu bağlamda çalışmada, bilimsel bir yayın sürecinde ortaya çıkan etik sorunlar tartışılmakta, böylelikle çalışmanın turizm disiplini ile ilgili eksikliklerin giderilmesi amacına hizmet etmesi beklenmektedir. Evren - Örneklem ve Veri Toplama Yöntemi Araştırma evrenini Balıkesir Üniversitesi ve Bandırma 17 Eylül Üniversitesi nde turizm eğitimine sahip kurumlarda görevli öğretim elemanları oluşturmaktadır. Tablo 2 de evren ve araştırmaya katılan öğretim elemanları nicelik olarak görülebilmektedir. Tablo 2: Araştırmanın Evreni ve Örneklemi Üniversite Görev Yapılan Kurum N n Turizm Fakültesi Burhaniye Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu 6 6 Balıkesir Balıkesir MYO 4 3 Üniversitesi Burhaniye MYO 5 5 Sındırgı MYO 3 3 Ayvalık MYO 2 1 Bandırma 17 Eylül Üniversitesi Erdek MYO 3 3 Gönen MYO 2 2 Toplam Tablo 2 de görüldüğü üzere her iki üniversitede toplam 58 öğretim elemanı evreni temsil etmektedir. Evrenin ulaşılabilir büyüklükte olması nedeniyle ayrı bir örneklem yönteminin kullanılmasına gerek duyulmamış ve tam sayım yöntemi kullanılmıştır. Ancak anketin uygulanması sürecinde bütün öğretim elemanlarına ulaşılamamış ve bu nedenle evrenin %94,8 ine (n:55) ulaşılabilmiştir. Verilerin toplanmasında anket tekniğinden yararlanılmıştır. Anket formu iki bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde ankete katılan öğretim elemanlarının demografik özelliklerini 614

241 AKADEMİK BAKIŞ DERGİSİ Sayı: 55 Mayıs - Haziran 2016 Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi ISSN: X İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi, Türk Dünyası Kırgız Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü, Celalabat KIRGIZİSTAN tespit etmeye yönelik sorular bulunurken; Erdem (2006) in çalışmasından uyarlanana ikinci bölümde, bilimsel çalışmalarda görülebilecek etik sorunlara yönelik kapalı uçlu ve çoktan seçmeli altı adet soru bulunmaktadır. Bu bölümde katılımcılara bir sınırlama getirilmeden seçenekleri işaretlemeleri istenmiştir. Anket formu yüz yüze görüşme yöntemiyle ya da e- posta aracılığıyla uygulanmıştır. BULGULAR ve TARTIŞMA Tanımlayıcı Bulgular Araştırmada ilk olarak katılımcıların demografik özellikleri ve turizm eğitimi ile etik eğitimi alıp almadıkları incelenmiştir (Tablo 3). Tablo 3: Katılımcıların Demografik Özellikleri Frekans (n) Yüzde (%) Frekans (n) Yüzde (%) Cinsiyet Yaş Kadın 38 30, ,7 Erkek 17 69, ,9 Kurum Turizm Fakültesi , ,4 51 ve üzeri 7 12,7 BUBYO 5 9,1 Unvan Balıkesir MYO 5 9,1 Prof. Dr. 3 5,5 Burhaniye MYO 5 9,1 Doç. Dr. 7 12,7 Ayvalık MYO 1 1,8 Yrd. Doç. Dr ,1 Sındırgı MYO 3 5,5 Öğr. Gör. Dr 3 5,5 Erdek MYO 3 5,5 Öğr. Gör Gönen MYO 2 3,6 Arş. Gör ,3 Önlisans, Lisans ya da Lisansüstü Düzeyde Turizm Eğitimi Aldınız mı? Önlisans, Lisans ya da Lisansüstü Düzeyde Etik Eğitimi Aldınız mı? Evet 48 87,3 Hayır 7 12,7 Evet 27 49,1 Hayır 28 50,9 615

242 AKADEMİK BAKIŞ DERGİSİ Sayı: 55 Mayıs - Haziran 2016 Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi ISSN: X İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi, Türk Dünyası Kırgız Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü, Celalabat KIRGIZİSTAN Araştırmaya katılanların %69,1 u erkek, %30,9 u kadındır. Yaş aralığı bakımından yaş (%32,7) ve yaş (%30,9) aralığı öne çıkarken, katılımcıların yarıdan fazlası (%56,4) turizm fakültesinde görev yapmaktadır. Yrd. Doç. Dr. unvanı (%29,1) ile Arş. Gör. unvanına (%27,3) sahip katılımcılar da ağırlıklı kitleyi oluşturmaktadır. Tabloda katılımcıların turizm eğitimi ve etik konusunda önlisans, lisans ya da lisansüstü düzeyde eğitim alıp almadıkları sorusuna verdikleri cevapların dağılımı da görülmektedir. Buna göre araştırmaya katılan öğretim elemanlarının çok büyük bir kısmının (%87,3) turizm eğitimi aldığı tespit edilirken, etik eğitimi konusunda benzer durum söz konusu değildir. Zira katılımcıların etik eğitimi alma oranı %49,1 dir. Tablo 4: Turizm yazınında bir çalışmaya katılma, etik ihlallere tanık olma ve etik ihlale maruz kalma durumları Şimdiye kadar turizm yazınında iki veya daha fazla yazarlı bir çalışmaya katıldınız mı? Turizm yazınındaki bilimsel yayınlarda yazarlık açısından herhangi bir etik ihlale tanık oldunuz mu? Yaptığınız ortak çalışmalarda yazarlık ve sıralama konusunda size hiç haksızlık yapıldı mı? n % Evet 49 89,1 Hayır 6 10,9 Evet 34 61,8 Hayır 21 38,2 Evet 19 34,5 Hayır 36 65,5 Tablo 4, katılımcıların çok büyük bir kısmının (%89,1) turizm yazınına katkı sağladığını göstermektedir. Bunun yanında katılımcıların büyük denilebilecek bir kısmı (%61,8) bir etik ihlale tanık olmuştur. Bu oran diğer bazı disiplinlerde olduğu gibi (Birinci, 2006) turizm yazınında da etik ihlallerin yoğun bir şekilde yaşandığını ortaya koymaktadır. Ayrıca katılımcıların %34,5 i de bu etik ihlallere bizzat maruz kalmıştır. Etik İhlallere İlişkin Bulgular Bu bölümde katılımcılara sorulan altı adet soruya verdikleri cevaplardan elde edilen bulgular yer almaktadır. Bu sorulardan ilkinde katılımcılara çok yazarlı bilimsel çalışmalarda neden etik ihlallerin yaşandığı konusundaki düşünceleri sorulmuştur. Sonuçlar Tablo 5 de görülmektedir. 616

243 AKADEMİK BAKIŞ DERGİSİ Sayı: 55 Mayıs - Haziran 2016 Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi ISSN: X İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi, Türk Dünyası Kırgız Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü, Celalabat KIRGIZİSTAN Tablo 5: Sizce turizm yazınındaki çok yazarlı bilimsel çalışmalarda etik ihlallerin yaşanma nedeni nedir? sorusuna yönelik ortaya çıkan düşüncelerin dağılımı Frekans Yüzde (%) (n) Akademik ilerlemenin yayın odaklı olması 38 25,7 Bilimsel kişiliğin zayıf olması 30 20,3 Etik anlayışın eksikliği 27 18,2 Akademik yükselme hırsı 18 12,1 Akademik hiyerarşinin akademisyenlerin geleceği 16 10,8 üzerinde etkili olması Tembellik, kolaycılık 11 7,4 Etik dışı uygulamaların kontrolsüz ve cezasız kalması 6 4 Konuya ilişkin kuralların eksikliği/bilinmemesi 3 2 Toplam Çok yazarlı bilimsel çalışmalarda etik ihlallerin yaşanma nedeni konusunda en fazla oranda (%25,7) akademik ilerlemenin yayın odaklı olması düşüncesi kabul görmüştür. Erdem (2006) in çalışmasında da bu görüş en fazla oranda kabul görürken; Erdemir vd. (2004: 73) nin çalışmasında akademik yükselmenin objektif şartlara değil üst kademedeki akademisyenlerle ilişkiye dayalı olması görüşü ağırlık kazanmıştır. Ülkemizde akademik yükselme konusunda yayın dışındaki başarıların kabul görmemesi ve bu süreçte kimi zaman kişisel ilişkilerin daha önemli hale gelmesi bu sonucu doğurmaktadır. Bu ilişkilerin daha önemli hale gelmesi bilimsel kişiliğin zayıf olması nedeniyle de vuku bulabilir. Nitekim araştırma sonucunda bilimsel kişiliğin zayıf olması seçeneği (%20,3) ağırlık kazanan ikinci görüş olarak ortaya çıkmıştır. Etik anlayışın eksikliği de öne çıkan (%18,2) bir diğer düşünce olarak tespit edilmiştir. Tablo 5 deki sonuçlar bilimsel çalışmalardaki yazarlık ve sıralama konusunun daha derinlemesine incelenmesini gerekli kılmaktadır. Çünkü etik ihlaller yazarlık ve sıralama konusu üzerinde sık sık yaşanabilmektedir. Tablo 6 da katılımcıların turizm yazınındaki çok yazarlı bilimsel çalışmalarda, yazarlık ve sıralaması konusunda yaşanan en önemli etik problemlerin tespitine yönelik sorulan soruya verdikleri cevaplar görülmektedir. Tablo 6: Turizm yazınındaki çok yazarlı bilimsel çalışmalarda yazarlık ve sıralaması konusunda yaşanan en önemli problemler nelerdir? sorusuna yönelik ortaya çıkan düşüncelerin dağılımı Frekans Yüzde (%) (n) Katkıya göre sıralama yapılmaması 66 32,8 Hiç katkısı olmayan kişilerin isimlerinin yazılması 42 20,8 Sen beni yaz, ben de seni yazayım düşüncesi 20 9,9 Çalışmada yazarları unvan/kıdem derecesine göre sıralama 19 9,4 617

244 AKADEMİK BAKIŞ DERGİSİ Sayı: 55 Mayıs - Haziran 2016 Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi ISSN: X İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi, Türk Dünyası Kırgız Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü, Celalabat KIRGIZİSTAN Kıyak olsun diye katkısı olmayan hocaların/danışmanların 19 9,4 yazılması Yazar sıralamasının tüm yazarların onayı alınmadan 9 4,5 yapılması Çalışmaya katkı yapanların isimlerinin yazılmaması 8 3,9 Unvan ve yetkiyi etik olmayacak şekilde kullanarak 8 3,9 sıralamaya müdahale etme Az bir katkı ile yayına isim yazdırma 7 3,5 Atama ve yükselmelerde puana ihtiyacı olana öncelik 4 1,9 verme Toplam Turizm yazınındaki çalışmalarda yazarlık ve sıralaması konusunda yaşanan en önemli etik ihlal türü katkıya göre sıralama yapılmaması dır (%32,8). Oğuz (1999: 154) yazar listesinde birinci sıranın, üzerinde çalışılacak soruyu ortaya koyana; ikinci sıranın hipotezi kurana; üçüncü sıranın ise ortaya konan hipotezin nasıl sınanabileceği sorununu çözene ait olduğunu; sonraki isimlerin ise çalışmaya yaptıkları katkı oranında yerleştirilmesi gerektiğini ifade etmektedir. Ancak burada çıkan sonuç turizm yazınında, yazar sıralaması yapılırken bu şekle uygun davranılmadığını çağrıştırmaktadır. Yazarlık ve sıralama konusunda ikinci en ciddi problem, hiç katkısı olmayan kişilerin isimlerinin yazılmasıdır (%20,8). Erdem (2006: 361) bu çalışmadan farklı sonuçlara ulaşmıştır. Zira Erdem, hiç katkısı olmayan kişilerin isimlerinin yazılması düşüncesinin en önemli etik ihlal olarak algılandığını tespit etmiştir. Oğuz (1999: 154), yazarların gündelik ve sıradan uygulamalarının dahi yazarlık hakkı getirmediğinin altını çizmektedir. Malone (1998: 283) ise bir çalışmada yazar olabilmek için, a)araştırmanın planlanma, tasarım, analiz veya yorumlama aşamalarında katkıda bulunmak, b)yayına hazırlanmak ya da önemli oranda düşünsel katkı yaparak revize etmek, c)yayınlanacak son biçime onay vermek, olmak üzere üç koşulun da yerine getirilmesi gerekli olduğunu ifade etmektedir. Ancak sonuçlar bu aşamaların görmezden gelinerek ve çok ciddi bir etik ihlali gündeme getirerek, çalışmalarda katkısı olmayan kişilerin yazarlık hakkı elde ettiğini ortaya koymaktadır. Yazarlık ve sıralama konusunda en az karşılaşılan etik ihlal türü ise atama ve yükselmelerde puana ihtiyacı olana öncelik verme seçeneği olmuştur. Özelikle askeri akademilerde ve tıp fakültelerinde daha sık görülen (Demirci, 2014: 151) bu etik ihlal türü turizm yazınında az rastlanan etik ihlal türü olması bakımından farklılık oluşturmaktadır. Bu noktada bireylerin katkısı olmadığı çalışmaya neden isim yazdırdığı ya da neden böyle bir ihtiyaç duyduğu konusu merak uyandırmaktadır. Bu konuya yönelik olarak katılımcıların düşünceleri Tablo 7 de görülmektedir. 618

245 AKADEMİK BAKIŞ DERGİSİ Sayı: 55 Mayıs - Haziran 2016 Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi ISSN: X İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi, Türk Dünyası Kırgız Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü, Celalabat KIRGIZİSTAN Tablo 7: İnsanların katkı yapmadığı bir çalışmaya isim yazdırma nedeni sizce ne olabilir? sorusuna yönelik ortaya çıkan düşüncelerin dağılımı Frekans Yüzde (%) (n) Kolay yoldan yayın sayısını artırarak puan toplamak 62 36,7 Akademik yükselme ve kariyer hırsı 30 17,7 Bilimsel ahlâk eksikliği 18 10,6 Bedavacılık, başkalarının sırtından geçinme hastalığı 12 7,1 Üniversitelerin atanma ve yükselme kriterleri 12 7,1 Karşılıklı çıkar ilişkileri 11 6,5 Bilimsel yetersizlik 8 4,8 Unvan almanın yayının niteliğine değil sayısına bağlı 8 4,8 olması Kişisel egosunu tatmin, tanınma/popülarite arzusu 7 4,1 Kişilik Bozukluğu 1 0,6 Toplam Katkı yapılmayan bir çalışmaya isim yazdırma konusunda %36,7 oranında kolay yoldan yayın sayısını artırarak puan toplamak arzusunun yol açtığı düşünülmektedir. Erdem (2006: 361) in çalışmasında en fazla oranda kabul gören akademik yükselme ve kariyer hırsı seçeneği ise burada ikinci olarak (%17,7) öne çıkmaktadır. Çalışmanın önceki kısımlarında ifade edildiği üzere turizm yazını her geçen gün gelişmektedir. Bu gelişimin görülmesinde lisansüstü tez sayısının artması önemli bir etkiye sahiptir. Lisansüstü tezlerin yazımı sürecinde önemli bir danışman-öğrenci etkileşimi meydana gelmesi beklenir. Ancak bu süreçte ve özellikle de tez sürecinin tamamlanmasının ardından, tez çalışmasından bir bilimsel yayın oluşturulması sırasında etik ihlaller görülebilmektedir. Bunun tespitine yönelik sorulan soruya alınan cevaplar Tablo 8 de görülmektedir. Tablo 8: Danışman-öğrenci ilişkileri bağlamında lisansüstü çalışmalardan üretilen bilimsel yayınlarda ne tür etik sorunlar yaşanmaktadır? soruya yönelik ortaya çıkan düşüncelerin dağılımı Frekans (n) Yüzde (%) Yazar sıralaması yapılırken danışmanın her şekilde ilk isim olması 28 20,4 Öğrencinin bağımsız yayın yapmasına danışmanın müdahale etmesi Katkısı olmayan üçüncü kişilerin dahil edilmesi 20 14,6 Hiç katkı yapmayan danışmanların adlarının yazılması 16 11,7 Öğrencinin ucuz işçi gibi görülmesi 14 10,2 Danışmanlık hizmetlerinin savsaklanması 14 10,2 619

246 AKADEMİK BAKIŞ DERGİSİ Sayı: 55 Mayıs - Haziran 2016 Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi ISSN: X İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi, Türk Dünyası Kırgız Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü, Celalabat KIRGIZİSTAN Danışmanın emeği gözardı edilerek tezden üretilen 12 8,8 yayınlara adının eklenmemesi Öğrencinin tezinden öğrencinin adı hiç yazılmadan yayın 6 4,4 yapılması Öğrencinin yetersizliğini danışmanın gidermesi 5 3,7 Toplam Yazar sıralaması yapılırken danışmanın her şekilde ilk isim olması, yani öğrencinin katkısı fazla olsa bile danışmanın ilk isim olarak yazılması, Erdem (2006: 362) in çalışmasında olduğu gibi, en sık görülen etik ihlaldir (%20,4). En az görülen etik ihlal türü ise öğrencinin yetersizliğini danışmanın doldurulması (%3,7) olarak tespit edilmiştir. Arabacı ve Akıllı (2013: 128) nın yaptığı araştırmada ise iletişim yetersizliği ve rehberlik/yardım eksikliği, danışmanlar ile ilgili en çok şikayet edilen iki konuyu oluşturmaktadır. Buraya kadar ortaya çıkan bulgularda turizm yazınında etik ihlallerin görülebildiği ortaya konmuştur. Peki, bu etik ihlaller gelecekte ne gibi olumsuzluklara gebedir? Bunun tespit edilmesi amacıyla katılımcılara yöneltilen soruya verilen cevaplar Tablo 9 da görülmektedir. Tablo 9: Bilimsel çalışmalarda etik ihlallerin yaşanması bilim camiası açısından ne tür sonuçları doğuracaktır? sorusuna yönelik ortaya çıkan düşüncelerin dağılımı Frekans Yüzde (%) (n) Bilimsel düşüncedeki kalitenin düşmesi/özgünlüğün yok 35 22,7 olması Liyakatsizliğin ve yozlaşmanın yaygınlaşması 30 19,5 Hak etmeyen kişilerin ön plana çıkması Ulusal ölçekte turizm bilim dalının saygınlığının ve 21 13,6 güvenilirliğinin kaybolması Hakkı yenenlerde motivasyon bozukluğu Topluma yararı olmayan yayınların çoğalması 15 9,7 Genç kuşaklara kötü örnek olma 10 6,5 Toplam Etik ihlallerin oluşturabileceği en önemli olumsuz sonuç, bilimsel düşüncedeki kalitenin düşmesi/özgünlüğün yok olması şeklindedir. Erdem (2006: 363) in çalışmasında ise oluşabilecek en önemli olumsuzluk ulusal ölçekte bilim camiasının zarar görmesi olarak tespit etmiştir. Bu araştırmada en az ortaya çıkabilecek olumsuzluk ise genç kuşaklara kötü örnek olma (%6,5) olarak düşünülmektedir. Her ne şekilde olursa olsun etik ihlallerin yaşanması ve devam etmesi mutlak manada olumsuz sonuçlar doğuracaktır. Bu nedenle etik ihlallerin önlenmesi/azaltılması gereklidir. Bir sonraki soruda da bunun için neler yapılması gerektiği araştırılmıştır (Tablo 10). 620

247 AKADEMİK BAKIŞ DERGİSİ Sayı: 55 Mayıs - Haziran 2016 Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi ISSN: X İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi, Türk Dünyası Kırgız Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü, Celalabat KIRGIZİSTAN Tablo 10: Turizm yazınındaki bilimsel çalışmalarda etik ihlallerin önüne geçebilmek için neler yapılması gerekmektedir sorusuna yönelik ortaya çıkan düşüncelerin dağılımı Frekans Yüzde (%) (n) Etik ihlallerin denetlenmesi ve caydırıcı yaptırımlar 33 19,7 uygulanması Bilim insanlarına etik bilincin kazandırılması/bu yönde faaliyetler (eğitim, seminer vb.) düzenlenmesi 31 18,4 Atama ve yükselme yönetmeliklerinin yeniden 25 14,9 düzenlenmesi Çalışmaya başlarken kimin ne iş yapacağı ve hangi sırada 24 14,3 olacağının belirlenmesi Yayınlarda niceliğin değil niteliğin ön plana çıkarılması 20 11,9 Üniversitelerdeki etik kurulların fonksiyonel hale 19 11,3 getirilmesi / kurulların herkese objektif yaklaşması Sorumluluk duygusuna sahip dürüst/ahlâklı insanların 16 9,5 yetiştirilmesi Toplam Tablo 10 daki sonuçlara göre, atılması gereken en önemli adım, etik ihlallerin denetlenmesi ve caydırıcı yaptırımlar uygulanması dır (%19,7). Katılımcılardan biri bu sistemde hiçbir şey değişmez diyerek gayet karamsar bir duruş sergilese de, etik ihlallerin denetlenerek gerekli durumlarda caydırıcı yaptırımların uygulanması çözüme katkı sağlayacaktır. En az öne çıkan seçenek ise sorumluluk duygusuna sahip dürüst/ahlâklı insanların yetiştirilmesi dir. Ayrıca Erdem (2006: 363) in yaptığı çalışmada bilim insanlarına etik bilincin kazandırılması/bu yönde faaliyetler (eğitim, seminer vb.) düzenlenmesi seçeneği öne çıkmıştır. SONUÇ VE ÖNERİLER Son yıllarda toplumda yoğun bir şekilde hissedilmeye başlanan ahlaki yozlaşma, bilim insanlarına da sirayet etmiş durumdadır. Ahlaki yozlaşmanın ve diğer bazı sebeplerin etkisi ile bilim insanları, bilimsel etik dışı davranışlara yönelmiş ve bu durumdan bir kazanım elde etme telaşına düşmüşlerdir. Bu bakımdan bilim insanlarının etik konusu ile ilgili olarak düşüncelerinin tespit edilmesi ve devamında bilgilendirilerek bu davranışlardan vazgeçirilmeleri oldukça önemlidir. Bu çalışmada turizm yazınında yaşanmış olan etik ihlalleri tespit etmek amaçlanmıştır. Bu kapsamda Balıkesir Üniversitesi ve Bandırma 17 Eylül Üniversitesi nde turizm eğitimine sahip kurumlarda görev yapan 55 öğretim elemanına ulaşılışmış ve görüşleri tespit edilmeye çalışılmıştır. 621

248 AKADEMİK BAKIŞ DERGİSİ Sayı: 55 Mayıs - Haziran 2016 Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi ISSN: X İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi, Türk Dünyası Kırgız Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü, Celalabat KIRGIZİSTAN Büyük bir oranı (%89,1) turizm yazınına katkı sağlamış olan öğretim elemanlarının, yüksek bir oranda bir etik ihlale tanık olması ve önemli bir oranının buna bizzat maruz kalması, etik konusunu turizm yazınında da önemli hale getirmektedir. Araştırmaya katılan öğretim elemanlarının yaklaşık yarısının etik konusunda herhangi bir eğitim almamış olmaları önemli bir eksiklik olarak görülebilir. Buradan etik sorunların ortaya çıkmasının bir nedeni olarak etik konusundaki eğitim eksikliği gerekçe olarak ileri sürülebilir. Her ne kadar belli bir bilinç ve farkındalık seviyesine sahip olan öğretim elemanlarının neyin etik davranış, neyin etik dışı davranış olduğu konusunda bir eğitim almamış dahi olsa bilgi sahibi olacakları ileri sürülebilir. Ancak literatürde de birçok yazar tarafından dile getirildiği üzere, etik dışı davranış göstermenin en büyük nedenlerinden birinin eğitim eksikliği olduğu unutulmamalıdır. O halde iyi tertiplenmiş eğitim faaliyetleri ile öğretim elemanlarının bilimsel etik ilkeler konusunda eğitim almaları sağlanabilir. Buna yönelik olarak geleceğin öğretim elemanları olarak lisans ve lisansüstü öğrencilerinin etik konusunda zorunlu dersler almaları faydalı olacaktır. Şu an görevli olan öğretim elemanlarının ise seminer, panel vb. faaliyetler ile bilgilendirilmesi sağlanabilir. Bu faaliyetler arasında, tüm turizm akademisyenlerine birarada toplanma imkanı tanıyan ulusal turizm kongrelerinde konu, uzmanlık alan toplantıları ile detaylı bir şekilde anlatılabilir. Turizm yazınında etik ihlallerin öne çıkması ile ilgili olarak akademik ilerlemenin yayın odaklı olması düşüncesi en çok kabul gören düşünce olmuştur. Esasında bilimsel araştırmaların doğal sonucu olan yayınların, yeniliklerin ve değişimlerin yayılması, fikir ve önerilerin dünya çapında tartışılması için anahtar bir rolde olması gerekirken, etik ihlallere konu olması söz konusudur. Bu bakımdan akademik ilerleme kıstasları belirlenirken niceliğe değil niteliğe odaklanılmalı ve akademisyenler üzerindeki yayın baskısı azaltılmalıdır. Hâlihazırda bu konu, etik ihlallerin önlenebilmesi için yapılması gerekenler konusunda katılımcılar tarafından dile getirilen bir düşünce olarak da karşımıza çıkmıştır. Diğer taraftan bilimsel yayınlardaki yazarlık ve sıralama konusu literatürde sıkça dile getirilen bir konu olmasının yanında çeşitli ortamlarda tartışmalara da yol açmaktadır. Küçük katkılar yazarlık getirir mi, yoksa bu kimselere sadece teşekkür etmek yeterli midir? Esasında bu sorulara literatürde cevap verilmiştir. Ancak araştırmanın sonuçları göstermiştir ki, turizm yazınındaki yazarlar arasında bu konu tam anlamıyla bilinmemekte ya da bilinmesine rağmen uygulanmamaktadır. Zira katkıya göre sıralama yapılmaması ve hiç katkısı olmayan kişilerin isimlerinin yazılması yazarlık ve sıralama ile ilgili etik ihlallerin yarıdan fazlasını oluşturmaktadır. Bu etik ihlalin yaşanmasına neden olan faktör ise daha çok kolay yoldan puan toplayarak yayın sayısını artırma arzusudur. Yani denilebilir ki, etik ihlallere neden olarak en çok öne çıkan akademik ilerlemenin yayın odaklı olması düşüncesi, kolay yoldan yayın sayısını artırma arzusu ile birleşince yazarlık ve sıralama konusundaki etik ihlaller de kaçınılmaz olmaktadır. Turizm yazını gün geçtikçe büyüyen ve gelişen bir yazındır. Bu gelişime lisansüstü tezlerin önemli bir katkısı vardır. Ancak bu süreçte de etik ihlallerin yaşandığı ortaya çıkmıştır. Katılımcılarından biri hocaların çoğu tezlerden habersiz diyerek yaşanan olumsuzlukları danışman yönüyle ifade etmektedir. Literatürde yer alan farklı çalışmalar da bu ifadeyi desteklemektedir. Bu nedenle tez danışmanlığı yapan öğretim elemanlarının tez sürecinde öğrencileri ile iletişimi kesintiye uğratmamaları, gereken rehberliği ve yardımı göstermeleri, bir başka ifadeyle tezden haberdar olmaları hem sorunların azaltılması hem 622

249 AKADEMİK BAKIŞ DERGİSİ Sayı: 55 Mayıs - Haziran 2016 Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi ISSN: X İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi, Türk Dünyası Kırgız Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü, Celalabat KIRGIZİSTAN de tezin kalitesinin artırılması bakımından önemlidir. Bunun yanında öğrenci kaynaklı etik sorunlar da göze çarpmaktadır. Her ne kadar, oldukça cüzi bir durumda olduğu tespit edilse de, öğrencinin yetersiz olması nedeniyle boşluğu danışmanın doldurması gibi sorun da söz konusudur. Bu sorunun ortadan kaldırılabilmesi için de lisansüstü mülakat sınavlarında jürinin daha seçici davranması ve gereken yeterliliği sağlayamayan hiçbir adayın, sırf kontenjan doldurmak maksadıyla bile olsa, kabul edilmemesi gerekmektedir. Araştırma sonuçlarına göre etik ihlallerin yaşanmaması için her şeyden önce etik ihlallerin denetlenmesi ve caydırıcı yaptırımlar uygulanması gerekmektedir. Bu konuda YÖK ün 2014 yılında yayınlamış olduğu Yükseköğretim Kurumları Etik Davranış İlkeleri isimli çalışma önemli bir adımdır. Ayrıca üyesi bulunduğumuz Avrupa Bilimsel Dürüstlük ve Doğruluk Komitesi nin (Kansu ve Ruacan, 2002: 766) belirlediği esaslar da yol göstericidir. Üniversitelerde oluşturulmaya başlanan etik komiteleri ise etik ihlallerin soruşturulması bakımından önemli görevler alabilir. Açılacak soruşturmalar sonucunda da suçlu bulunan öğretim elemanlarının lisans ve lisansüstü derslerinden uzaklaştırılması, hiçbir idari görev verilmemesi, bilimsel toplantılara katılımlarının engellenmesi gibi yaptırımlara maruz bırakılması caydırıcı yaptırımlar olarak uygulanabilir. Bu araştırmanın bazı sınırlılıkları bulunmaktadır. Anket uygulamasının Balıkesir Üniversitesi ve Bandırma 17 Eylül Üniversitesi ile sınırlandırılarak yapılması en büyük sınırlılık olarak belirtilebilir. Bu bakımdan sonuçların genellenmesi noktasında dikkatli davranmak gerekmektedir. Sonraki araştırmaların daha büyük bir kitleyi kapsayacak şekilde yapılması sonuçların daha rahat bir şekilde genellenebilmesine olanak tanıyacaktır. Bir başka sınırlılık ise çalışmada etik ihlaller konusundaki algılamaların ölçülmemesi ve unvan, meslek deneyimi, görev yapılan kurum, yaş, cinsiyet gibi değişkenler ile ilişkisinin incelenmemesidir. Sonraki çalışmalarda bu konu üzerine de araştırmalar yapılabilir. KAYNAKÇA Akan, P. (2007). Uygulama Açısından İş Etiği Kuralları ve Evrensel Turizm Etiği İlkeleri. Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi, 18(1), Akbulut, Y., Şendağ, S., Birinci, G., Kılıçer, K., Şahin, M.C. ve Odabaşı, H.F. (2008). Exploring the Types and Reasons of Internet-Triggered Academic Dishonesty Among Turkish Undergraduate Students: Development of Internet-Triggered Academic Dishonesty Scale (ITADS). Computers & Education, 51: Al, U. (2005). Çok Yazarlılığın Bilimsel İletişimdeki Yeri. Prof. Dr. Nilüfer Tuncer'e Armağan içinde (s ). Yay. haz. M.E. Küçük. Ankara: Türk Kütüphaneciler Derneği Yayınları. Antes, A.L., Murphy, S.T., Waples, E.P., Mumford, M.D., Brown, R.P., Connelly, S. ve Devenport, L.D. (2009). A Meta-Analysis of Ethics Instruction Effectiveness in the Sciences. Ethics & Behavior, 19(5):

250 AKADEMİK BAKIŞ DERGİSİ Sayı: 55 Mayıs - Haziran 2016 Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi ISSN: X İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi, Türk Dünyası Kırgız Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü, Celalabat KIRGIZİSTAN Arabacı, B. ve Akıllı, C. (2013). Lisansüstü Öğretimde Öğrenci Sorunları. VI. Ulusal Lisansüstü Eğitim Sempozyumu Bildiriler Kitabı. (ss ), Sakarya Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Sakarya. Aslan, A. ve Kozak, M. (2006). Turizmde Gelişme ve Etik Sorunları: Üniversite Öğrencileri Üzerine Bir Araştırma. Ege Akademik Bakış, 6(1): Aydın, İ. (2006). Sosyal Bilimlerde Araştırmadan Yayına Etik Değerler. Sosyal Bilimlerde Süreli Yayıncılık I. Ulusal Kurultay Bildirileri, (ss.71-81). 2 Kasım, Ankara. Aydın, R. ve Yüksel, A. (2013). Bilimsel Dergilerde Değerlendirme: Hakemler Neden Görev Alır? Tralleis Elektronik Dergisi, 1(1): Bayar, S.A., Kayır, G., Eğmir, E., Ödemiş, İ.S. ve Bayar, V. (2013). Lisansüstü Öğrenim Gören Öğrencilerin Araştırma Etiği Hakkındaki Görüşleri. VI. Ulusal Lisansüstü Eğitim Sempozyumu Bildiriler Kitabı. (ss ), Sakarya Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Sakarya. Benos, D.J., Fabres, J., Farmer, J., Gutlerrez, J.P., Hennessy, K., Kosek, D., Lee, J.H., Olteanu, D., Tara, R., Shaikh, F. ve Wang, K. (2005). Ethics and scientific publication. Advances in Physiology Education, 29: Birinci, A. (2006). Tarihçilikte Meslek Ahlakı veya Ahlaksızlığın Tarihçiliği Meselesi. Muhafazakar Düşünce, 2(7): Brinkmann, J. (2002). Business and Marketing Ethics: Concepts, Approaches and Typologies. Journal of Business Ethics, 41(1/2): Büken, N.Ö. (2006). Türkiye Örneğinde Akademik Dünya ve Akademik Etik. Hacettepe Tıp Dergisi, 37: Cameron, C., Zhao, H. ve McHugh, M. (2012). Publication Ethics and the Emerging Scientific Workforce: Understanding Plagiarism in a Global Context. Acad Med. 87(1): 1-6. Cronin, S. N. (2003). The Problem of Plagiarism. Dimensions of Critical Care Nursing. 22(6): Cronin, S. N. (2007). The Problem of Plagiarism. Dimensions of Critical Care Nursing. 26(6): Çevirgen, A. ve Üngüren, E. (2009). Konaklama İşletmelerinde Etik İklim ve İş Tatmini İlişkisi. 10. Ulusal Turizm Kongresi Bildiriler Kitabı, ss Ekim, Mersin. Wet, K. (2010). The Importance of Ethical Appraisal in Social Science Research: Reviewing a Faculty of Humanities Research Ethics Committee. J Acad Ethics, 8: Demirci, M. Y. (2014). İdari Yargı Kararları Çerçevesinde Bilimsel Yayın Etiği Soruşturmaları. Ankara Barosu Dergisi, 1:

251 AKADEMİK BAKIŞ DERGİSİ Sayı: 55 Mayıs - Haziran 2016 Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi ISSN: X İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi, Türk Dünyası Kırgız Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü, Celalabat KIRGIZİSTAN Dolmacı, N. ve Bulgan, G. (2013). Turizm Etiği Kapsamında Çevresel Duyarlılık. Journal of Yasar University, 29(9), Ecevit, M. C. (2006). Bilimsel Pratikte Etik Sorunların Toplumsal Birkaç Yönü. Sosyal Bilimlerde Süreli Yayıncılık I. Ulusal Kurultay Bildirileri, (ss.81-89). 2 Kasım, Ankara. Emiroğlu, O. N. (2005). Bilim Etiği ve Sorumluluklar. Hemşirelikte Araştırma Geliştirme Dergisi, 1(2): Erdem, R. (2006). Çok Yazarlı Bilimsel Çalışmalarda Yaşanan Etik Problemler. II. Uygulamalı Etik Kongresi, ss , Ekim, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Ankara. Erdemir, N.K., Öz, M ve Güleç, S. (2004). Akademisyenlerin Bilimsel Ahlaka Yönelik Tutumlarının Analizi: Selçuk Üniversitesi Karaman Yunus Emre Kampusunda Ampirik Bir Çalışma. 3. Ulusal Bilgi, Ekonomi ve Yönetim Kongresi, Kasım, Eskişehir, ss Erdoğan, İ. (2001). Sosyal Bilimlerde Pozitivist-Ampirik Akademik Araştırmaların Tasarım ve Yöntem Sorunları. Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi. 12(1), Eröz, S.S. ve Doğdubay, M. (2012). Turistik Ürün Tercihinde Sosyal Medyanın Rolü ve Etik İlişkisi. Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 27(1), Ersoy, A. (2014). İnternet Kaynaklarından İntihal Yaptığımın Farkında Değildim: Bir Olgubilim Araştırması. Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 35(1): Evren, S. ve Kozak, N. (2014). Bibliometric analysis of tourism and hospitality related articles published in Turkey. Anatolia: An International Journal of Tourism and Hospitality Research, 25(1): Fennell, D. A. (2006). Tourism Ethics. UK: Channel View Publications. Gunnarsson, J., Kulesza, W.J. ve Pettersson, A. (2014). Teaching International Students How to Avoid Plagiarism: Librarians and Faculty in Collaboration. The Journal of Academic Librarianship, 40, Güçlü Nergiz, H. (2014). Türkiye de Lisansüstü Turizm Tezlerinin Bibliyometrik Profili ( ). VII. Lisansüstü Turizm Öğrencileri Araştırma Kongresi Bildiriler Kitabı, ss Nisan, Kuşadası, Aydın. Günal, İ. (2010). Yayın Etiği ve Sorunları. Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Elektronik Dergisi, 3 (1): Günbayı, İ., Kasalak, G. ve Özçetin, S. (2013). Bilimsel Araştırmalarda Etik Dışı Davranışlar: Bir Durum Çalışması. Yükseköğretim Dergisi, 3(2): Hatcher, T. (2004). Environmental Ethics as an Alternative for Evaluation Theory in For- Profit Business Contexts. Evaluation and Program Planning, 27:

252 AKADEMİK BAKIŞ DERGİSİ Sayı: 55 Mayıs - Haziran 2016 Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi ISSN: X İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi, Türk Dünyası Kırgız Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü, Celalabat KIRGIZİSTAN Hu, C. ve Racherla, P. (2008). Visual representation of knowledge networks: A social network analysis of hospitality research domain. International Journal of Hospitality Management, 27: Hultsman, J. (1995). Just Tourism - An Ethical Framework. Annals of Tourism Research, 22(3), Kansu, E. ve Ruacan, Ş. (2002). Bilimsel Yanıltmanın Günümüzdeki Durumu: Türleri, Nedenleri, Önlenmesi ve Cezalandırılması. Türk Kardiyoloji Derneği Araştırmaları Dergisi, 30: Kasapçopur, Ö. (2007). Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği. Cerrahpaşa Tıp Dergisi, 38: Kıraç, F.S. (2011). Bilimsel Yanıltma: Tekrar Yayınların Tanımı, Çeşitleri ve Olası Sonuçları. Anadolu Kardiyoloji Dergisi, 1: Konuk, O. ve Bayram, A.K. (2010). Sosyal Bilim, Etik ve Yöntem: Bilginin Parçalanması ve Etik Arayışlar. (ss.27-47). İçinde Sosyal Bilim, Etik ve Yöntem, Editörler: Konuk, O. ve Bayram, A.K. Ankara: Adres Yayınları. Kozak, M. (2015). Bilimsel Araştırma: Tasarım, Yazım ve Yayım Teknikleri. (2.Baskı) Ankara: Detay Yayıncılık. Kozak, N. (1995). Türkiye de Yayımlanan Turizm Konulu Makaleler Üzerine Bir İnceleme. Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi, 6(1): Kozak, N. (1999), Türkiye de Turizm Araştırmalarının Gelişimi: Üniversitelerin Bünyesinde Lisans Sonrasında Hazırlanmış Tezlerle İlgili Bazı Gözlemler. Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi, 10(1): Kozak, N. (2000). Türkiye'de akademik turizm literatürünün gelişim süreci üzerine bir inceleme. DAÜ: Turizm Araştırmaları Dergisi, 1(1): Köklü, N. (2000). Lisans ve Lisansüstü Öğrencilerinin Görüşlerine Göre Araştırma Sürecine Yönelik Etik Olmayan Davranışların Gösterilme Sıklığı ve Nedenleri. Kuram ve Uygulamada Eğitim Yönetimi, 24: Köklü, N. (2003). Akademisyenlerin Araştırma Etiği Konusundaki Görüşleri. Eğitim Bilimleri ve Uygulama, 2(4): Kurtulmuş, M. ve Ardıç, T. (2013). Lisansüstü Öğrencilerin Bilimsel Araştırma Sürecine İlişkin Gözlemledikleri Etik Dışı Davranışlar. Turkish Studies, 8(12): Leiper, N. (2000). An Emerging Discipline. Annals of Tourism Research, 27(3): Leung, R. ve Law, R. (2007). Analyzing research collaborations of ınformation technology publications in leading hospitality and tourism journals: Information and Communication Technologies in Tourism,

253 AKADEMİK BAKIŞ DERGİSİ Sayı: 55 Mayıs - Haziran 2016 Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi ISSN: X İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi, Türk Dünyası Kırgız Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü, Celalabat KIRGIZİSTAN Macbeth, J. (2005). Towards an Ethics Platform for Tourism. Annals of Tourism Research, 32(4), Malone, R.E. (1998). Ethical issues in publication of research. Journal of Emergency Nursing, 24(3), Malloy, D.C. ve Fennell, D.A. (1998). Codes of ethics and tourism: An exploratory content analysis. Tourism Management, 19(5), Mckercher, B. (2002). The Privileges and Responsibilities of Being a Referee. Annals of Tourism Research, 29(3): Menekşe, R. (2008). Ankara da Faaliyet Gösteren A Grubu Seyahat Acentalarında Çalışmakta Olan Personelin Tüketiciye Karşı Etik Davranışlarını Algılama Düzeyleri Üzerine Ampirik Bir Araştırma. Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Dergisi, 4(1), Neuman, W. L. (2006). Toplumsal Araştırma Yöntemleri Nitel ve Nicel Yaklaşımlar. (Çev: S. Özge), Ankara: YayınOdası. Oğuz, N.Y. (1999). Bilimsel Yayın Etiği. Klinik Psikiyatri, 2, Ongun, T. (2011). Araştırma ve Yayın Etiği. Sosyal Bilimlerde Süreli Yayıncılık I. Ulusal Kurultay Bildirileri, (ss ). 2 Kasım, Ankara. Özden, M. ve Ergin, B. (2013). Lisansüstü Öğrencilerinin Bilimsel Araştırmalarda Uygulanan Etik Kurallara Yönelik Düşüncelerinin Belirlenmesi. Mustafa Kemal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 10(22): Özder, H., Işıktaş, S. ve Erdoğan, F. (2014). Öğretim Elemanlarının Akademik Etik Kurallardan Haberdar Olma ve Onaylama Dereceleri. International Journal of New Trends in Arts, Sports & Science Education, 3(1): Park, C. (2003). In Other (People's) Words: Plagiarism by university students--literature and lessons. Assessment & Evaluation in Higher Education, 28(5), Pelit, E. ve Arslantürk, Y. (2013). Turizm İşletmelerinin İş Etiğine Yönelik Uygulamalarının Çalışma Yeri Tercihindeki Önemi: Turizm Öğrencileri Üzerinde Bir Araştırma. Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 16(1), Pieper, A. (2012). Etiğe Giriş. (Çev. Veysel Atayman, Gönül Sezer). (2. Baskı). İstanbul: Ayrıntı Yayıncılık. Polat, O. (1996). Herkes Doçent Olamaz. Adli Tıp Bülteni, 1(2): Resnik, D.B., Peddada, S. ve Brunson, W. (2009) Research Misconduct Policies of Scientific Journals. Accountability in Research: Policies and Quality Assurance, 16(5): Ruacan, Ş. (2005). Bilimsel Araştırma ve Yayınlarda Etik İlkeler. Gazi Tıp Dergisi, 16(4):

254 AKADEMİK BAKIŞ DERGİSİ Sayı: 55 Mayıs - Haziran 2016 Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi ISSN: X İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi, Türk Dünyası Kırgız Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü, Celalabat KIRGIZİSTAN Ryan, C. (2005). Ethics in Tourism Research: Objectivities and Personal Perspectives. In Tourism Research Methods Integrating Theory with Practice, (Eds, B.W. Ritchie, P. Burns, C. Palmer). UK: Cabi Publishing. Sarıışık, M., Akova, O. ve Çontu, M. (2006). Otel Yöneticilerinin Etik Politika ve Yöntemlere Yaklaşımları Üzerine Ampirik Bir Araştırma. Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi, 17(1), Sarlauskiene, L. ve Stabingis, L. (2014). Understanding of plagiarism by the students in HEIs of Lithuania. Procedia - Social and Behavioral Sciences, 110, Seaton, A. V. (1996). Blowing the whistle on tourism referees. Tourism Management, 17(6): Sert, S. (2015). Turizmin Disipliner Gelişiminde İntihal Engeli: Turizm Alanındaki Lisansüstü Tezlerde ( ) Yapılan Atıflar Üzerine Bir Araştırma. 15. Ulusal Turizm Kongresi Bildiriler Kitabı, ss Ankara. Sheikh, A. (2000). Publication ethics and the research assessment exercise: reflections on the troubled question of authorship. Journal of Medical Ethics, 26: Sop, S. A. (2014). Bir Makale Yayım Sürecinin Yayın Etiği Açısından Değerlendirilmesi. VII. Lisansüstü Turizm Öğrencileri Araştırma Kongresi, 4-5 Nisan, Kuşadası, Aydın. ss Şahin, B. (2011). Seyahat Acentalarının Pazarlama Faaliyetlerinde Etik Karar Verme Süreci: İstanbul Örneği. Yayınlanmamış Doktora Tezi, Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Balıkesir. Topal, Ş. (2003). Etik Değerler mi, Yitik Değerler mi? Türkiye Mühendislik Haberleri, 423: Toplu, M. (2012). Bilim Etiği: İnternetin Bilim Etiği Üzerine Etkileri. Türk Kütüphaneciliği 26(4): Tuna, M. ve Yeşiltaş, M. (2014). Etik İklim, İşe Yabancılaşma ve Örgütsel Özdeşleşmenin İşten Ayrılma Niyeti Üzerindeki Etkisi: Otel İşletmelerinde Bir Araştırma. Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi, 25(1), Turan, A. (2014). Turizm Konulu Yüksek Lisans Tezlerinin Bibliyometrik Özellikleri ( ). VII. Lisansüstü Turizm Öğrencileri Araştırma Kongresi, (ss.3-15). 4-5 Nisan, Kuşadası, Aydın. Uçak, N.Ö. (2010). Bilimsel İletişim ve İntihal. 5. Ulusal Sosyal Bilimlerde Süreli Yayıncılık Kurultayı, (ss.1-11). 26 Kasım, Ankara. Uçak, N.Ö. ve Birinci, H.G. (2008). Bilimsel etik ve intihal. Türk Kütüphaneciliği 22(2): Uluç, Ö. (2012). Bilimsel Araştırmalarda Etik. Toplum Bilimleri Dergisi, 6 (12) :

255 AKADEMİK BAKIŞ DERGİSİ Sayı: 55 Mayıs - Haziran 2016 Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi ISSN: X İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi, Türk Dünyası Kırgız Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü, Celalabat KIRGIZİSTAN Uzbay, T. (2006). Bilimsel Araştırma Etiği. Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık 4.Ulusal Sempozyumu. (ss.19-26). 17 Kasım, Ankara. Uzun, E., Karakuş, T. Kurşun, E. ve Karaaslan, H. (2007). Öğrenci Gözüyle Aşırma (İntihal): Neden ve Çözüm Önerileri. Akademik Bilişim - IX. Akademik Bilişim Konferansı Bildirileri, (ss ), 31 Ocak - 2 Şubat, Dumlupınar Üniversitesi, Kütahya. Ülman, Y.I. (2006). Bilimsel Yayın Etiği (Örneklerle Bilimsel Yanıltma Türleri). İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Sürekli Tıp Eğitimi Etkinlikleri Araştırmalar ve Etik Sempozyum Dizisi, 50: Ürker, O. ve Çobanoğlu, N. (2011). Yaşam Bilimlerinde Araştırma ve Yayın Etiği. Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık - 9.Ulusal Sempozyum Editörler Toplantısı Bildirileri, 24 Aralık, Ankara. Walle, A. H. (1995). Business ethics and tourism: from micro to macro perspectives. Tourism Management, 16(4), Yıldız, M.L., İçli, G.E. ve Gegez, A.E. (2013). Perceived Academic Code of Ethics:A Research on Turkish Academics. Procedia - Social and Behavioral Sciences 99: Yuksel, A. (2003). Writing publishable papers. Tourism Management, 24: Yükseköğretim Kurumları Etik Davranış İlkeleri. (Erişim Tarihi: ). Yüksel, A. (2002). Turizm Alanındaki Dergilerde Akademik İçerikli Makale Değerlendirmede Hakemlerce Gözetilen Ölçütler. Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi, 13 (2): Zhao, W. ve Ritchie, J.R.B. (2007). An investigation of academic leadership in tourism research: Tourism Management, 28:

KONAKLAMA İŞLETMELERİNDE ETİK İKLİM VE İŞ TATMİNİ İLİŞKİSİ

KONAKLAMA İŞLETMELERİNDE ETİK İKLİM VE İŞ TATMİNİ İLİŞKİSİ 274 KONAKLAMA İŞLETMELERİNDE ETİK İKLİM VE İŞ TATMİNİ İLİŞKİSİ Yrd.Doç.Dr. Aydın ÇEVİRGEN Arş.Gör. Engin ÜNGÜREN Akdeniz Üniversitesi Akdeniz Üniversitesi Alanya İşletme Fakültesi Alanya İşletme Fakültesi

Detaylı

Buse Erturan Gökhan Doğruyürür Ömer Faruk Gök Pınar Akyol Doç. Dr. Altan Doğan

Buse Erturan Gökhan Doğruyürür Ömer Faruk Gök Pınar Akyol Doç. Dr. Altan Doğan Buse Erturan Gökhan Doğruyürür Ömer Faruk Gök Pınar Akyol Doç. Dr. Altan Doğan Psikososyal Güvenlik İklimi Psikososyal güvenlik iklimi, örgütsel iklimin spesifik bir boyutu olup, çalışanların psikolojik

Detaylı

İSMAİL VATANSEVER ETİK VE BİYOETİK KAVRAMLARININ KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK PROJELERİ İLE İLİŞKİSİ

İSMAİL VATANSEVER ETİK VE BİYOETİK KAVRAMLARININ KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK PROJELERİ İLE İLİŞKİSİ İSMAİL VATANSEVER ETİK VE BİYOETİK KAVRAMLARININ KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK PROJELERİ İLE İLİŞKİSİ 1 ETİK NEDİR? ETİK NEDİR? Etik terimi Yunanca ethos yani "töre" sözcüğünden türemiştir. Değerler felsefesinin

Detaylı

MESLEĞE VE ÖRGÜTE BAĞLILIĞIN ÇOK YÖNLÜ İNCELENMESİNDE MEYER-ALLEN MODELİ

MESLEĞE VE ÖRGÜTE BAĞLILIĞIN ÇOK YÖNLÜ İNCELENMESİNDE MEYER-ALLEN MODELİ İ.Ü. İşletme Fakültesi Dergisi, C: 28, S: 1/Nisan 1999, s; 7-İS MESLEĞE VE ÖRGÜTE BAĞLILIĞIN ÇOK YÖNLÜ İNCELENMESİNDE MEYER-ALLEN MODELİ Prof.Dr.Ayşe Can BAYSAL ve Prof.Dr.Mahmut PAKSOY İstanbul Üniversitesi

Detaylı

The International New Issues In SOcial Sciences

The International New Issues In SOcial Sciences Number: 4 pp: 89-95 Winter 2017 SINIRSIZ İYİLEŞMENİN ÖRGÜT PERFORMANSINA ETKİSİ: BİR UYGULAMA Okan AY 1 Giyesiddin NUROV 2 ÖZET Sınırsız iyileşme örgütsel süreçlerin hiç durmaksızın örgüt içi ve örgüt

Detaylı

T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ STRATEJİ GELİŞTİRME DAİRE BAŞKANLIĞI Yılı Çalışan Memnuniyeti Anket Raporu

T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ STRATEJİ GELİŞTİRME DAİRE BAŞKANLIĞI Yılı Çalışan Memnuniyeti Anket Raporu T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ STRATEJİ GELİŞTİRME DAİRE BAŞKANLIĞI 2013 Yılı Çalışan Memnuniyeti Anket Raporu OCAK 2014 1.1 Araştırmanın Amacı Araştırmada, Dokuz Eylül Üniversitesi Strateji Geliştirme

Detaylı

Bilimsel Araştırma Yöntemleri I

Bilimsel Araştırma Yöntemleri I İnsan Kaynakları Yönetimi Bilim Dalı Tezli Yüksek Lisans Programları Bilimsel Yöntemleri I Dr. M. Volkan TÜRKER 8 Bilimsel Süreci* 1. Gözlem alanının belirlenmesi 2. Ön Bilgi Toplama Yazın Taraması 3.

Detaylı

T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ STRATEJİ GELİŞTİRME DAİRE BAŞKANLIĞI. 2011 Yılı Çalışan Memnuniyeti Anket Raporu

T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ STRATEJİ GELİŞTİRME DAİRE BAŞKANLIĞI. 2011 Yılı Çalışan Memnuniyeti Anket Raporu T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ STRATEJİ GELİŞTİRME DAİRE BAŞKANLIĞI 2011 Yılı Çalışan Memnuniyeti Anket Raporu ARALIK 2011 1.1 Araştırmanın Amacı Araştırmada, Dokuz Eylül Üniversitesi Strateji Geliştirme

Detaylı

T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ STRATEJİ GELİŞTİRME DAİRE BAŞKANLIĞI. 2012 Yılı Çalışan Memnuniyeti Anket Raporu

T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ STRATEJİ GELİŞTİRME DAİRE BAŞKANLIĞI. 2012 Yılı Çalışan Memnuniyeti Anket Raporu T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ STRATEJİ GELİŞTİRME DAİRE BAŞKANLIĞI 2012 Yılı Çalışan Memnuniyeti Anket Raporu OCAK 2013 1.1 Araştırmanın Amacı Araştırmada, Dokuz Eylül Üniversitesi Strateji Geliştirme

Detaylı

2016 YILI ÇALIŞAN MEMNUNİYET ANKET RAPORU

2016 YILI ÇALIŞAN MEMNUNİYET ANKET RAPORU 206 YILI ÇALIŞAN MEMNUNİYET ANKET RAPORU TEMMUZ 206 .. Araştırmanın Amacı Araştırmada, na bağlı olarak hizmet vermekte olan;. Bütçe ve Performans Şube Müdürlüğü 2. Stratejik Planlama Şube Müdürlüğü 3.

Detaylı

Bilgisayar ve İnternet Tutumunun E-Belediyecilik Güvenliği Algısına Etkilerinin İncelenmesi

Bilgisayar ve İnternet Tutumunun E-Belediyecilik Güvenliği Algısına Etkilerinin İncelenmesi Bilgisayar ve İnternet Tutumunun E-Belediyecilik Güvenliği Algısına Etkilerinin İncelenmesi Tuna USLU Gedik Üniversitesi İş Sağlığı ve Güvenliği Programı Özel Gebze Doğa Hastanesi Sağlık Hizmetleri A.Ş.

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA VE ONARIM BÖLÜMÜ KVK101 KORUMA-ONARIM KAVRAM VE İLKELERİ DERS 5 Doç. Dr. Cengiz ÇETİN KORUMA ALANINDAKİ ULUSLARARASI KURULUŞLAR II.

Detaylı

İÇİNDEKİLER GİRİŞ...1 BİRİNCİ BÖLÜM

İÇİNDEKİLER GİRİŞ...1 BİRİNCİ BÖLÜM İÇİNDEKİLER GİRİŞ...1 BİRİNCİ BÖLÜM 1. YETENEK KAVRAMI...3 1.1. Yeteneğin Tanımı...3 1.2. Yetenek Kavramının Tarihsel Gelişimi...7 1.3. Yetenek Kavramının İş Yaşamına Girmesi...8 1.3.1. Küreselleşme Olgusu...8

Detaylı

Kelimenin en dar anlamıyla,neyin doğru veya yanlış sayıldığı (sayılması gerektiği) ile ilgilenir.

Kelimenin en dar anlamıyla,neyin doğru veya yanlış sayıldığı (sayılması gerektiği) ile ilgilenir. Çağrı ÖZGAN Kelimenin en dar anlamıyla,neyin doğru veya yanlış sayıldığı (sayılması gerektiği) ile ilgilenir. Terim genellikle kültürel, dinî,seküler ve felsefi topluluklar tarafından, insanların çeşitli

Detaylı

ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ

ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ , Sayfa / Pages: 58-61 DEMOGRAFİK DEĞİŞKENLERİN İŞ DOYUMUNA ETKİSİ: KIRŞEHİR İLİNDE BİR ARAŞTIRMA Doç. Dr. Hakan Vahit ERKUTLU 1 Öğr. Gör. Dr. Halil Özcan ÖZDEMİR 2 Öğr. Gör. Bedirhan ELDEN 3 ÖZET Emeğin

Detaylı

DEMİRYOLU YAPIM VE İŞLETİM PERSONELİNİN KURUMA YÖNELİK AİDİYET VE İŞ MEMNUNİYETİ DEĞERLENDİRME RAPORU

DEMİRYOLU YAPIM VE İŞLETİM PERSONELİNİN KURUMA YÖNELİK AİDİYET VE İŞ MEMNUNİYETİ DEĞERLENDİRME RAPORU DEMİRYOLU YAPIM VE İŞLETİM PERSONELİNİN KURUMA YÖNELİK AİDİYET VE İŞ MEMNUNİYETİ DEĞERLENDİRME RAPORU Hazırlayanlar: Yrd. Doç. Dr. M. Deniz Giray Yrd. Doç. Dr. Duygu Güngör İzmir Üniversitesi Fen-Edebiyat

Detaylı

Siirt Üniversitesi Eğitim Fakültesi. Halil Coşkun ÇELİK

Siirt Üniversitesi Eğitim Fakültesi. Halil Coşkun ÇELİK Siirt Üniversitesi Eğitim Fakültesi Halil Coşkun ÇELİK 15 Mayıs 2008 Hemen hemen her bilim alanındaki gelişmeler, yapılmış sistematik araştırmaların katkılarına bağlıdır. Bu yüzden genel olarak araştırma,

Detaylı

Öğretmenlik Meslek Etiği. Sunu-2

Öğretmenlik Meslek Etiği. Sunu-2 Öğretmenlik Meslek Etiği Sunu-2 Tanım: Etik Etik; İnsanların kurduğu bireysel ve toplumsal ilişkilerin temelini oluşturan değerleri, normları, kuralları, doğru-yanlış ya da iyi-kötü gibi ahlaksal açıdan

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ. Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Turizm İşletmeciliği ve Uludağ Üniversitesi 1989

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ. Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Turizm İşletmeciliği ve Uludağ Üniversitesi 1989 ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ ÖZGEÇMİŞ Adı Soyadı: Kamil UNUR Doğum Tarihi: 01 02 1967 Öğrenim Durumu: Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Turizm İşletmeciliği ve Uludağ Üniversitesi 1989 Otelcilik Y. Turizm

Detaylı

Alanya Ticaret ve Sanayi Odası (ALTSO) tarafından yürütülen bu projenin genel amacını şu konular oluşturmaktadır.

Alanya Ticaret ve Sanayi Odası (ALTSO) tarafından yürütülen bu projenin genel amacını şu konular oluşturmaktadır. Değerli Sektör Yöneticileri; Alanya Ticaret ve Sanayi Odası (ALTSO) tarafından yürütülen bu projenin genel amacını şu konular oluşturmaktadır. Otelcilik sektöründe çalışanların niteliklerini ve uzmanlaşmalarını

Detaylı

TEMEL EĞİTİMDEN ORTAÖĞRETİME GEÇİŞ ORTAK SINAV BAŞARISININ ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ

TEMEL EĞİTİMDEN ORTAÖĞRETİME GEÇİŞ ORTAK SINAV BAŞARISININ ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ VERİ ANALİZİ, İZLEME VE DEĞERLENDİRME DAİRE BAŞKANLIĞI TEMEL EĞİTİMDEN ORTAÖĞRETİME GEÇİŞ ORTAK SINAV BAŞARISININ ÇEŞİTLİ

Detaylı

MAREŞAL FEVZİ ÇAKMAK İLKOKULU ETİK KOMİSYONU FAALİYET PROGRAMI

MAREŞAL FEVZİ ÇAKMAK İLKOKULU ETİK KOMİSYONU FAALİYET PROGRAMI MAREŞAL FEVZİ ÇAKMAK İLKOKULU ETİK KOMİSYONU FAALİYET PROGRAMI ETİK Etik, Latince ethica kelimesinden Batı dillerine geçmiştir. Ahlaksal olanın özünü ve temellerini araştıran bilim, insanın kişisel ve

Detaylı

GÜVENLİK İKLİMİNİN BİREYSEL, ÖRGÜTSEL VE ORTAM ETMENLERİNİN BÜYÜK ÖLÇEKLİ MAKİNE, KİMYA VE MADEN İŞLETMELERİNDE İNCELENMESİ

GÜVENLİK İKLİMİNİN BİREYSEL, ÖRGÜTSEL VE ORTAM ETMENLERİNİN BÜYÜK ÖLÇEKLİ MAKİNE, KİMYA VE MADEN İŞLETMELERİNDE İNCELENMESİ GÜVENLİK İKLİMİNİN BİREYSEL, ÖRGÜTSEL VE ORTAM ETMENLERİNİN BÜYÜK ÖLÇEKLİ MAKİNE, KİMYA VE MADEN İŞLETMELERİNDE İNCELENMESİ Doç. Dr. Yakup KARA Ertuğrul YOZGAT (A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı) (İş Müfettişi

Detaylı

ÖĞRETMEN ADAYLARININ PROBLEM ÇÖZME BECERİLERİ

ÖĞRETMEN ADAYLARININ PROBLEM ÇÖZME BECERİLERİ ÖĞRETMEN ADAYLARININ PROBLEM ÇÖZME BECERİLERİ Doç. Dr. Deniz Beste Çevik Balıkesir Üniversitesi Necatibey Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Eğitimi Anabilim Dalı beste@balikesir.edu.tr

Detaylı

Toros Üniversitesi Sağlık Bilimleri Yüksekokulu Sağlık Yönetimi - 2. sınıf

Toros Üniversitesi Sağlık Bilimleri Yüksekokulu Sağlık Yönetimi - 2. sınıf Toros Üniversitesi Sağlık Bilimleri Yüksekokulu Sağlık Yönetimi - 2. sınıf SAĞLIK YÖNETİMİ II AKTS Kredisi 5 Hasta hakları, sorumlulukları, Sağlık İşletmelerinde Pazarlama Yönetimi Hasta ve Çalışan Güvenliği

Detaylı

Prof.Dr.Muhittin TAYFUR Başkent Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü

Prof.Dr.Muhittin TAYFUR Başkent Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü Prof.Dr.Muhittin TAYFUR Başkent Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü İyi ve kötü, yanlış ve doğru kavramlarını tanımlar, Etik bilincini geliştirmeye ve insanları aydınlatmaya

Detaylı

SPOR BİLİMLERİ FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNİN BİLGİ OKUR- YAZARLIĞI DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ

SPOR BİLİMLERİ FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNİN BİLGİ OKUR- YAZARLIĞI DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ Uluslararası 9. Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Kongresi SPOR BİLİMLERİ FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNİN BİLGİ OKUR- YAZARLIĞI DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ Yalçın UYAR - Hakan SUNAY yuyar@ankara.edu.tr- hsunay@ankara.edu.tr

Detaylı

Çalışma Hayatında Psikolojik Sorunlar. Doç. Dr. Ersin KAVİ

Çalışma Hayatında Psikolojik Sorunlar. Doç. Dr. Ersin KAVİ Çalışma Hayatında Psikolojik Sorunlar Doç. Dr. Ersin KAVİ Davranış Nedir? İnsan hem içten,hem dıştan gelen uyarıcıların karmaşık etkisi (güdü) ile faaliyete geçer ve birtakım hareketlerde (tepki) bulunur.

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. 9. İş Deneyimleri

ÖZGEÇMİŞ. 9. İş Deneyimleri ÖZGEÇMİŞ 1. Adı Soyadı : Ergün KARA 2. Ünvanı : Yrd. Doç. Dr. 3. Öğrenim Durumu : Doktora 4. Çalıştığı Kurum : Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi 5. Yabancı Dil : İngilizce / İyi Düzeyde 6. Telefon(Dahili)

Detaylı

TÜRKİYE DE MÜKELLEF HAKLARININ GELİŞTİRİLMESİ TÜBİTAK 112K505 NOLU PROJE

TÜRKİYE DE MÜKELLEF HAKLARININ GELİŞTİRİLMESİ TÜBİTAK 112K505 NOLU PROJE TÜRKİYE DE MÜKELLEF HAKLARININ GELİŞTİRİLMESİ TÜBİTAK 112K505 NOLU PROJE Prof. Dr. Adnan GERÇEK Uludağ Üniversitesi İ.İ.B.F. Maliye Bölümü 1 PROJENİN AMAÇLARI 1. Türkiye genelinde ilk defa mükellef hakları

Detaylı

Bilimsel Araştırma Yöntemleri I

Bilimsel Araştırma Yöntemleri I İnsan Kaynakları Yönetimi Bilim Dalı Tezli Yüksek Lisans Programları Bilimsel Araştırma Yöntemleri I Dr. M. Volkan TÜRKER 7 Bilimsel Araştırma Süreci* 1. Gözlem Araştırma alanının belirlenmesi 2. Ön Bilgi

Detaylı

DERS KODU DERS ADI İÇERİK BİLİM DALI T+U+KR AKTS

DERS KODU DERS ADI İÇERİK BİLİM DALI T+U+KR AKTS DERS KODU DERS ADI İÇERİK BİLİM DALI T+U+KR AKTS 345000000000506 Çokuluslu Şirket Stratejileri Dersin amacı, katılımcılarla çokuluslu şirketlerin küresel YÖNETİM 3+0+3 6 rekabetlerle üstünlük sağlayabilecekleri

Detaylı

2016 YILI PAYDAŞ MEMNUNİYET ANKET RAPORU

2016 YILI PAYDAŞ MEMNUNİYET ANKET RAPORU 206 YILI PAYDAŞ MEMNUNİYET ANKET RAPORU TEMMUZ 206 .. Araştırmanın Amacı Araştırmada, na bağlı olarak hizmet vermekte olan;. Bütçe ve Performans Şube Müdürlüğü 2. Stratejik Planlama Şube Müdürlüğü 3. Muhasebe

Detaylı

Mesleki Sorumluluk ve Etik-Ders 8 İşletme Organizasyonunda Etik Kavramı

Mesleki Sorumluluk ve Etik-Ders 8 İşletme Organizasyonunda Etik Kavramı Mesleki Sorumluluk ve Etik-Ders 8 İşletme Organizasyonunda Etik Kavramı Öğr. Gör. Hüseyin ARI 1 Organizasyon Kavramı İnsanların bir takım ortak amaçlar ve değerler uğruna ortaya koydukları bir anlaşmayı

Detaylı

EĞİTİMDE YEŞİL İNSAN TÜKETİMDE YEŞİL ÜRÜN: NAZİLLİ İİBF VE NAZİLLİ MYO ÖĞRENCİLERİNE YÖNELİK BİR DUYARLILIK ANALİZİ ÇALIŞMASI

EĞİTİMDE YEŞİL İNSAN TÜKETİMDE YEŞİL ÜRÜN: NAZİLLİ İİBF VE NAZİLLİ MYO ÖĞRENCİLERİNE YÖNELİK BİR DUYARLILIK ANALİZİ ÇALIŞMASI EĞİTİMDE YEŞİL İNSAN TÜKETİMDE YEŞİL ÜRÜN: NAZİLLİ İİBF VE NAZİLLİ MYO ÖĞRENCİLERİNE YÖNELİK BİR DUYARLILIK ANALİZİ ÇALIŞMASI Hulusi DOĞAN Adnan Menderes Üniversitesi Doç. Dr. Nazilli İİBF Fakültesi hulusidogan@gmail.com

Detaylı

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ DÖRDÜNCÜ SINIF ÖĞRENCİLERİNİN ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNE KARŞI TUTUMLARI

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ DÖRDÜNCÜ SINIF ÖĞRENCİLERİNİN ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNE KARŞI TUTUMLARI SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ DÖRDÜNCÜ SINIF ÖĞRENCİLERİNİN ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNE KARŞI TUTUMLARI Arş.Gör. Duygu GÜR ERDOĞAN Sakarya Üniversitesi Eğitim Fakültesi dgur@sakarya.edu.tr Arş.Gör. Demet

Detaylı

MÜHENDİSLİK ETİĞİ Emin Direkçi

MÜHENDİSLİK ETİĞİ Emin Direkçi MÜHENDİSLİK ETİĞİ 12.10.2016 Emin Direkçi 1962-Ankara Metalurji Y.Müh. 1979-1988 Üretim Koord. 1989-1992 Üretim Müdürü 1992-1997 Genel Müdür 1997-2000 Genel Müdür 2001-2006 Genel Müdür 2007-2011 Kurucu

Detaylı

THOMAS TÜRKİYE PPA Güvenilirlik, Geçerlilik ve Standardizasyon Çalışmaları Özet Rapor

THOMAS TÜRKİYE PPA Güvenilirlik, Geçerlilik ve Standardizasyon Çalışmaları Özet Rapor THOMAS TÜRKİYE PPA Güvenilirlik, Geçerlilik ve Standardizasyon Çalışmaları Özet Rapor Amaç Aşamalar Örneklem Analizler PPA Güvenilirlik, Geçerlilik ve Standardizasyon Çalışmaları nın amacı, yeni örneklemler

Detaylı

Yard. Doç. Dr. Mine Afacan Fındıklı. İş Değerleri ve Çalışma Hayatına Yansımaları

Yard. Doç. Dr. Mine Afacan Fındıklı. İş Değerleri ve Çalışma Hayatına Yansımaları Yard. Doç. Dr. Mine Afacan Fındıklı İş Değerleri ve Çalışma Hayatına Yansımaları İstanbul - 2013 Yayın No : 2918 İşletme-Ekonomi Dizisi : 590 1. Baskı Haziran 2013 İSTANBUL ISBN 978-605 - 377-943 - 8 Copyright

Detaylı

FARKLI BRANŞTAKİ ÖĞRETMENLERİN PSİKOLOJİK DAYANIKLILIK DÜZEYLERİNİN BAZI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ. Abdulkadir EKİN, Yunus Emre YARAYAN

FARKLI BRANŞTAKİ ÖĞRETMENLERİN PSİKOLOJİK DAYANIKLILIK DÜZEYLERİNİN BAZI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ. Abdulkadir EKİN, Yunus Emre YARAYAN FARKLI BRANŞTAKİ ÖĞRETMENLERİN PSİKOLOJİK DAYANIKLILIK DÜZEYLERİNİN BAZI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ Abdulkadir EKİN, Yunus Emre YARAYAN Kuramsal Çerçeve GİRİŞ Psikolojik dayanıklılık üzerine yapılan

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl Lisans

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl Lisans 1. Adı Soyadı: Ayşe Begüm Ötken ÖZGEÇMİŞ 2. Doğum Tarihi: 08.08.1977 3. Ünvanı: Yrd. Doç. Dr. 4. Öğrenim Durumu: Derece Alan Üniversite Yıl Y. Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkiler Y. Human Resource

Detaylı

ETİK.

ETİK. ETİK Etik nedir? Doğruyla yanlışı, haklı ile haksızı, iyi ile kötüyü, adil ile adil olmayanı ayırt etmek, doğru, haklı, iyi ve adil olduğuna inandığımız şeyleri yapmaktır. sokrates(ks).pps Etik, neyin

Detaylı

OTEL İŞLETMELERİNDE ÖNBÜRO ÇALIŞANLARININ ETİK ALGILAMALARINA YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA

OTEL İŞLETMELERİNDE ÖNBÜRO ÇALIŞANLARININ ETİK ALGILAMALARINA YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA OTEL İŞLETMELERİNDE ÖNBÜRO ÇALIŞANLARININ ETİK ALGILAMALARINA YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA Yrd. Doç. Dr. Aydın YILMAZER Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Öğr. Gör. İsmet BAHADIR Sakarya Üniversitesi Öğretim

Detaylı

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ... v BİRİNCİ BÖLÜM TURİZMDE TEMEL KAVRAMLAR

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ... v BİRİNCİ BÖLÜM TURİZMDE TEMEL KAVRAMLAR İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... v BİRİNCİ BÖLÜM TURİZMDE TEMEL KAVRAMLAR 1.1. Turizm Sistemi...1 1.2. Turizm ve Bilimler...5 1.2.1. Turizm ve Ekonomi...5 1.2.2. Turizm ve Coğrafya...6 1.2.3. Turizm ve İşletme...6

Detaylı

HALKLA İLİŞKİLERİN AMAÇLARI

HALKLA İLİŞKİLERİN AMAÇLARI HALKLA İLİŞKİLERİN AMAÇLARI Genel olarak belirli bir amaç için çalışan kişiler topluluğu olarak tanımlayabileceğimiz organizasyonun, halkla ilişkiler açısından hedefi, ürün veya hizmetini kullanacak kişilerin

Detaylı

ÖĞRENEN LİDER ÖĞRETMEN EĞİTİM PROGRAMI 2014 YILI ÖLÇME DEĞERLENDİRME RAPORU

ÖĞRENEN LİDER ÖĞRETMEN EĞİTİM PROGRAMI 2014 YILI ÖLÇME DEĞERLENDİRME RAPORU ÖĞRENEN LİDER ÖĞRETMEN EĞİTİM PROGRAMI 2014 YILI ÖLÇME DEĞERLENDİRME RAPORU Öğretmen Akademisi Vakfı, Öğrenen Lider Öğretmen (ÖLÖ) eğitimi ile ilk ve ortaokul düzeyindeki öğretmenlere iletişim becerileri,

Detaylı

STRATEJİK PLANI DIŞ PAYDAŞ ANKETİ. Mezun ( ) Veli ( ) Şirket ( ) STK ( ) Üniversite ( ) Kamu Kuruluşu ( ) Diğer ( )

STRATEJİK PLANI DIŞ PAYDAŞ ANKETİ. Mezun ( ) Veli ( ) Şirket ( ) STK ( ) Üniversite ( ) Kamu Kuruluşu ( ) Diğer ( ) 2018-2022 STRATEJİK PLANI DIŞ PAYDAŞ ANKETİ Bu anket Üniversitemiz 2018-2022 Stratejik Planına temel olacak durum analiz raporunda kullanılmak üzere hazırlanmıştır. Üniversitemiz 2018-2022 stratejik planının

Detaylı

SKY 302 İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ 9. Hafta

SKY 302 İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ 9. Hafta SKY 302 İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ 9. Hafta PERSONEL GELİŞTİRME Örgütsel Sosyalizasyon ve Kariyerler Personel Başarı Değerlendirmesi Hizmet içi Eğitim 2 Örgütsel Sosyalizasyon ve Kariyerler 3 Örgütsel Sosyalizasyon

Detaylı

Geçmişten Günümüze Kastamonu Üniversitesi Dergisi: Yayımlanan Çalışmalar Üzerine Bir Araştırma 1

Geçmişten Günümüze Kastamonu Üniversitesi Dergisi: Yayımlanan Çalışmalar Üzerine Bir Araştırma 1 Mart 2017 Cilt:25 No:2 Kastamonu Eğitim Dergisi xii-xxi Geçmişten Günümüze Kastamonu Üniversitesi Dergisi: Yayımlanan Çalışmalar Üzerine Bir Araştırma 1 Lütfi İNCİKABI, Samet KORKMAZ, Perihan AYANOĞLU,

Detaylı

MCI - YÖNETİM YETKİNLİKLERİ ENVANTERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

MCI - YÖNETİM YETKİNLİKLERİ ENVANTERİ DEĞERLENDİRME RAPORU DEĞERLENDİRME RAPORU ADI, SOYADI: KURUMU: GÖREVİ: Örnek Kişi ABC Yönetici ÖLÇÜM TARİHİ: 01.01.2015 İnönü Cad. Üçler Apt. 12/5 Gümüşsuyu Taksim 34437 İstanbul Tel: (212) 293 83 45 Fax: (212) 243 07 38 www.pmetrica.com

Detaylı

kişinin örgütte kendini anlamlandırmasına fırsat veren ve onun inanış, düşünüş ve davranış biçimini belirleyen normlar ve değerler

kişinin örgütte kendini anlamlandırmasına fırsat veren ve onun inanış, düşünüş ve davranış biçimini belirleyen normlar ve değerler 1 Örgüt Kültürü Örgüt Kültürü kişinin örgütte kendini anlamlandırmasına fırsat veren ve onun inanış, düşünüş ve davranış biçimini belirleyen normlar ve değerler bütünüdür. 2 Örgüt kültürü, temel grupsal

Detaylı

T.C. ÇANKIRI KARATEKİN ÜNİVERSİTESİ

T.C. ÇANKIRI KARATEKİN ÜNİVERSİTESİ T.C. ÇANKIRI KARATEKİN ÜNİVERSİTESİ İÇ KONTROL SİSTEMİ EĞİTİMİ DEĞERLEMESİ RAPORU Mart 2010 1 ÖNSÖZ İç kontrol sistemi eğitiminin değerlendirmesi amacıyla Ç.K.Ü. de 253 yanıtlayıcıya uygulanan anket çalışması,

Detaylı

Tedarik Zinciri Performans Ölçümü

Tedarik Zinciri Performans Ölçümü Tedarik Zinciri Performans Ölçümü Arş.Gör. Duran GÜLER Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü Tedarik Zinciri Yönetim Etkinliğinin Artırılmasında Kullanılan Performans Ölçüleri 1. Maliyet

Detaylı

SCA Davranış Kuralları

SCA Davranış Kuralları SCA Davranış Kuralları SCA Davranış Kuralları SCA paydaşları ile değer yaratmaya, çalışanları, müşterileri, tüketicileri, hissedarları ve diğer iş ortaklarıyla saygı, sorumluluk ve mükemmelliğe dayanan

Detaylı

PERFORMANS YÖNETİM SÜRECİ

PERFORMANS YÖNETİM SÜRECİ PERFORMANS YÖNETİM SÜRECİ Performans yönetimi hangi yöntem ya da yaklaşımı içerirse içersin aşağıdaki evrelerden oluşur: Değerlendirmenin ilk evresi yöneticilerin bireyin performansını ölçmek için gerek

Detaylı

YÖNETİCİ YETİŞTİRME VE GELİŞTİRME EĞİTİM PROGRAMI İÇERİĞİ

YÖNETİCİ YETİŞTİRME VE GELİŞTİRME EĞİTİM PROGRAMI İÇERİĞİ YÖNETİCİ YETİŞTİRME VE GELİŞTİRME EĞİTİM PROGRAMI İÇERİĞİ 2017 HEDEF KİTLE: Yöneticilik görevine yeni başlayanlar Yönetim pozisyonunda bulunanlar Şirket içi potansiyel yönetici adayları YÖNETİM DAVRANIŞI

Detaylı

T.C. DİCLE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ELEKTRONİK DERGİSİ (DÜSBED) ISSN :

T.C. DİCLE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ELEKTRONİK DERGİSİ (DÜSBED) ISSN : KONAKLAMA İŞLETMELERİNDE ÇALIŞANLARIN DEMOGRAFİK DEĞİŞKENLERİNİN İŞ TATMİNİNE ETKİLERİNİN SAPTANMASI YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA THE EFFECTS OF DEMOGRAPHIC FACTORS ON JOB SATISFACTION WHO WORKS ON ACCOMMODATION

Detaylı

BÖLÜM 5 DENEYSEL TASARIMLAR

BÖLÜM 5 DENEYSEL TASARIMLAR BÖLÜM 5 DENEYSEL TASARIMLAR Temel ve Uygulamalı Araştırmalar için Araştırma Süreci 1.Gözlem Genel araştırma alanı 3.Sorunun Belirlenmesi Sorun taslağının hazırlanması 4.Kuramsal Çatı Değişkenlerin açıkça

Detaylı

ETİK VE MÜHENDİSLİK ETİĞİ

ETİK VE MÜHENDİSLİK ETİĞİ ETİK VE MÜHENDİSLİK ETİĞİ Etik Kavramı Etik kelimesi köken olarak eski Yunan a kadar gider. Anlamı ahlak, ahlakla ilgili demektir. Etik, felsefenin bir konusu olup insanların ne şekilde davranmaları gerektiğiyle

Detaylı

III. PwC Çözüm Ortaklığı Platformu Şirketlerde İç Kontrol ve İç Denetim Fonksiyonu* 22 Aralık 2004

III. PwC Çözüm Ortaklığı Platformu Şirketlerde İç Kontrol ve İç Denetim Fonksiyonu* 22 Aralık 2004 III. PwC Çözüm Ortaklığı Platformu Şirketlerde İç Kontrol ve İç Denetim Fonksiyonu* *connectedthinking PwC İçerik İç kontroller İç kontrol yapısının oluşturulmasında COSO nun yeri İç denetim İç denetimi

Detaylı

TİCARİ LİMANLARDA HESAPVEREBİLİRLİK VE LOJİSTİK PERFORMANSA ETKİLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

TİCARİ LİMANLARDA HESAPVEREBİLİRLİK VE LOJİSTİK PERFORMANSA ETKİLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA TİCARİ LİMANLARDA HESAPVEREBİLİRLİK VE LOJİSTİK PERFORMANSA ETKİLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA Prof. Dr. Ramazan KAYNAK Gebze Teknik Üniversitesi, İşletme Fakültesi Şükrü SATILMIŞ Kocaeli Üniversitesi, Karamürsel

Detaylı

Temel ve Uygulamalı Araştırmalar için Araştırma Süreci

Temel ve Uygulamalı Araştırmalar için Araştırma Süreci BÖLÜM 8 ÖRNEKLEME Temel ve Uygulamalı Araştırmalar için Araştırma Süreci 1.Gözlem Genel araştırma alanı 3.Sorunun Belirlenmesi Sorun taslağının hazırlanması 4.Kuramsal Çatı Değişkenlerin açıkça saptanması

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ ve ESERLER LİSTESİ ÖZGEÇMİŞ

ÖZGEÇMİŞ ve ESERLER LİSTESİ ÖZGEÇMİŞ ÖZGEÇMİŞ ve ESERLER LİSTESİ Dr. Yasin KELEŞ Öğretim Görevlisi, Giresun Üniversitesi Bulancak Kadir Karabaş Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Bölümü KİŞİSEL BİLGİLER ÖZGEÇMİŞ

Detaylı

İŞ GÜVENLİĞİ KÜLTÜRÜ

İŞ GÜVENLİĞİ KÜLTÜRÜ Dr. Salih DURSUN İŞ GÜVENLİĞİ KÜLTÜRÜ KAVRAM MODELLER UYGULAMA Beta Yay n No : 2668 İşletme - Ekonomi : 558 1. Baskı Mart 2012 - İSTANBUL ISBN 978-605 - 377-692 - 5 Copyright Bu kitab n bu bas s n n Türkiye

Detaylı

KUYUMCULUK VE TAKI TASARIMI PROGRAMI ÖĞRENCĐLERĐNĐN OKULDAN BEKLENTĐLERĐ VE MESLEKĐ GELECEKLERĐNĐN DEĞERLENDĐRĐLMESĐ

KUYUMCULUK VE TAKI TASARIMI PROGRAMI ÖĞRENCĐLERĐNĐN OKULDAN BEKLENTĐLERĐ VE MESLEKĐ GELECEKLERĐNĐN DEĞERLENDĐRĐLMESĐ MYO-ÖS 2010- Ulusal Meslek Yüksekokulları Öğrenci Sempozyumu 21-22 EKĐM 2010-DÜZCE KUYUMCULUK VE TAKI TASARIMI PROGRAMI ÖĞRENCĐLERĐNĐN OKULDAN BEKLENTĐLERĐ VE MESLEKĐ GELECEKLERĐNĐN DEĞERLENDĐRĐLMESĐ Pınar

Detaylı

SANAYİDE ÇALIŞAN GENÇ ERİŞKİN ERKEKLERİN YAŞAM KALİTESİ VE RİSKLİ DAVRANIŞLARININ BELİRLENMESİ

SANAYİDE ÇALIŞAN GENÇ ERİŞKİN ERKEKLERİN YAŞAM KALİTESİ VE RİSKLİ DAVRANIŞLARININ BELİRLENMESİ SANAYİDE ÇALIŞAN GENÇ ERİŞKİN ERKEKLERİN YAŞAM KALİTESİ VE RİSKLİ DAVRANIŞLARININ BELİRLENMESİ Yrd. Doç. Dr. Tahsin Gökhan TELATAR Sinop Üniversitesi SYO İş Sağlığı ve Güvenliği Bölümü 28.03.2017 Uluslararası

Detaylı

Ortaokul Öğrencilerinin Sanal Zorbalık Farkındalıkları ile Sanal Zorbalık Yapma ve Mağdur Olma Durumlarının İncelenmesi

Ortaokul Öğrencilerinin Sanal Zorbalık Farkındalıkları ile Sanal Zorbalık Yapma ve Mağdur Olma Durumlarının İncelenmesi Ortaokul Öğrencilerinin Sanal Zorbalık Farkındalıkları ile Sanal Zorbalık Yapma ve Mağdur Olma Durumlarının İncelenmesi Fatma GÖLPEK SARI Prof. Dr. Süleyman Sadi SEFEROĞLU Hacettepe Üniversitesi, Eğitim

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl Lisans İşletme Abant İzzet Baysal Üniversitesi 2004 İ.İ.B.F. Lisansüstü İşletme Yönetimi İstanbul Üniversitesi

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl Lisans İşletme Abant İzzet Baysal Üniversitesi 2004 İ.İ.B.F. Lisansüstü İşletme Yönetimi İstanbul Üniversitesi ÖZGEÇMİŞ 1. Adı Soyadı : Zeynep HATİPOĞLU 2. Doğum tarihi : 25.06.1982 3. Unvanı : Yardımcı Doçent 4. Öğrenim Durumu : Doktora Derece Alan Üniversite Yıl Lisans İşletme Abant İzzet Baysal Üniversitesi

Detaylı

Yerli ve / veya yabancı şirket evlilikleri ve beraberinde farklı kültürlere uyum süreci,

Yerli ve / veya yabancı şirket evlilikleri ve beraberinde farklı kültürlere uyum süreci, Hafta 1: İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ VE UYGULAMALARI 1 1 İnsan Kaynakları Yönetiminin Tanımı, Önemi ve Amacı İnsan kaynakları yönetimi, en üst düzey yöneticiden en alta, tedarik ve satın almadan satış sonrası

Detaylı

Doç. Dr. Demet ÜNALAN Doç. Dr. Mehmet S. İLKAY Uzman Tülin FİLİK ERCİYES ÜNİVERSİTESİ

Doç. Dr. Demet ÜNALAN Doç. Dr. Mehmet S. İLKAY Uzman Tülin FİLİK ERCİYES ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ ÇALIŞANLARININ ÖRGÜTSEL BAĞLILIK DÜZEYLERİNİN ÖLÇÜLMESİ: ERCİYES ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ ÇALIŞANLARI ÜZERİNDE BİR UYGULAMA Doç. Dr. Demet ÜNALAN Doç. Dr. Mehmet

Detaylı

Bir çalışmanın yazılı bir planıdır. Araştırmacının yapmayı plandıklarını ayrıntılı olarak ifade etmesini sağlar. Araştırmacıya yapılması gerekenleri

Bir çalışmanın yazılı bir planıdır. Araştırmacının yapmayı plandıklarını ayrıntılı olarak ifade etmesini sağlar. Araştırmacıya yapılması gerekenleri Bir çalışmanın yazılı bir planıdır. Araştırmacının yapmayı plandıklarını ayrıntılı olarak ifade etmesini sağlar. Araştırmacıya yapılması gerekenleri açıklamak ve istenmeyen sorunları önlemek için yardımcı

Detaylı

Anahtar Kelimeler: Tatmin, Öğrenci Tatmini, Öğrenci Başarısı.

Anahtar Kelimeler: Tatmin, Öğrenci Tatmini, Öğrenci Başarısı. ÖĞRENCİ TATMİN DÜZEYİ İLE BAŞARI ORTALAMALARI ARASINDAKİ İLİŞKİ: ERBAA MYO ÖRNEĞİ Tülay ÇELİK Gazi Osmanpaşa Üniversitesi Erbaa Meslek Yüksekokulu Öğretim Görevlisi tlycelik@hotmail.com Hüriye ÇINAR Gazi

Detaylı

Bölüm 4. İşletme Analizi, İşletmenin içinde bulunduğu mevcut durumu, sahip olduğu varlıkları ve yetenekleri belirleme sürecidir.

Bölüm 4. İşletme Analizi, İşletmenin içinde bulunduğu mevcut durumu, sahip olduğu varlıkları ve yetenekleri belirleme sürecidir. Bölüm 4 İşletme Analizi İşletme Analizi, İşletmenin içinde bulunduğu mevcut durumu, sahip olduğu varlıkları ve yetenekleri belirleme sürecidir. İşletmenin ne durumda olduğu ve nelere sahip olduğu bu analizde

Detaylı

EĞİTİM İŞ ANNE BABALARIN ÖSS SINAVI SONRASI BEKLENTİ VE KAYGILARININ TESPİT EDİLMESİ ARAŞTIRMA NO:2 GENEL EĞİTİM SEKRETERLİĞİ 14.06.

EĞİTİM İŞ ANNE BABALARIN ÖSS SINAVI SONRASI BEKLENTİ VE KAYGILARININ TESPİT EDİLMESİ ARAŞTIRMA NO:2 GENEL EĞİTİM SEKRETERLİĞİ 14.06. 2009 EĞİTİM İŞ EĞİTİM VE BİLİM İŞGÖRENLERİ SENDİKASI ANNE BABALARIN ÖSS SINAVI SONRASI BEKLENTİ VE KAYGILARININ TESPİT EDİLMESİ ARAŞTIRMA NO:2 GENEL EĞİTİM SEKRETERLİĞİ 14.06.2009 ARAŞTIRMANIN AMACI Araştırmanın

Detaylı

Nitel Araştırmada Geçerlik ve Güvenirlik

Nitel Araştırmada Geçerlik ve Güvenirlik Nitel Araştırmada Geçerlik ve Bilimsel araştırmanın en önemli ölçütlerinden biri olarak kabul edilen geçerlik ve güvenirlik araştırmalarda en yaygın olarak kullanılan iki en önemli ölçüttür. Araştırmalarda

Detaylı

T.C. MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

T.C. MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ T.C. MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TEZ ÖNERİSİ HAZIRLAMA KILAVUZU MART, 2017 MUĞLA T.C. MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ.... ANABİLİM DALI.... BİLİM

Detaylı

Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl

Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ ÖZGEÇMİŞ Adı Soyadı: Levent KOŞAN Doğum Tarihi: 13.05.1976 Öğrenim Durumu: Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Lisans Y. Lisans Doktora Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu

Detaylı

YÖNETİCİ HEMŞİRELERİN LİDERLİK DAVRANIŞ BOYUTLARININ İNCELENMESİ

YÖNETİCİ HEMŞİRELERİN LİDERLİK DAVRANIŞ BOYUTLARININ İNCELENMESİ YÖNETİCİ HEMŞİRELERİN LİDERLİK DAVRANIŞ BOYUTLARININ İNCELENMESİ Sevcan VELİOĞLU *, Fahriye VATAN ** Görev ve sorumlulukları gereği grupları doğru hedeflere, etkili biçimde yönlendirebilmeleri, hemşirelerin

Detaylı

Özel ve Kamu Hastanelerinde Çalışan Hemodiyaliz Hemşirelerinde Örgütsel Sessizlik Üzerine Araştırma

Özel ve Kamu Hastanelerinde Çalışan Hemodiyaliz Hemşirelerinde Örgütsel Sessizlik Üzerine Araştırma Özel ve Kamu Hastanelerinde Çalışan Hemodiyaliz Hemşirelerinde Örgütsel Sessizlik Üzerine Araştırma Öğretim Görevlisi Emine DANE Acıbadem Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Sunu Akışı Giriş

Detaylı

DÜZCE ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ İYİLEŞTİRME KOORDİNATÖRLÜĞÜ

DÜZCE ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ İYİLEŞTİRME KOORDİNATÖRLÜĞÜ 2016 MEZUN MEMNUNİYET ANKETİ DEĞERLENDİRME RAPORU DÜZCE ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ İYİLEŞTİRME KOORDİNATÖRLÜĞÜ TAKDİM 2006 yılında kurulan ve değer üreten üniversite sloganıyla yeni kurulan üniversiteler arasında

Detaylı

SANAYİ İŞÇİLERİNİN DİNİ YÖNELİMLERİ VE ÇALIŞMA TUTUMLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ - ÇORUM ÖRNEĞİ

SANAYİ İŞÇİLERİNİN DİNİ YÖNELİMLERİ VE ÇALIŞMA TUTUMLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ - ÇORUM ÖRNEĞİ , ss. 51-75. SANAYİ İŞÇİLERİNİN DİNİ YÖNELİMLERİ VE ÇALIŞMA TUTUMLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ - ÇORUM ÖRNEĞİ Sefer YAVUZ * Özet Sanayi İşçilerinin Dini Yönelimleri ve Çalışma Tutumları Arasındaki İlişki - Çorum

Detaylı

Bilişim Etiği ve Hukuku

Bilişim Etiği ve Hukuku Bilişim Etiği ve Hukuku Giriş Prof. Dr. Eşref ADALI 1 Bilişim Sistemlerinin Sağladığı Olanaklar Yer ve zaman kısıtlaması olmadan: Dünyada olan olayları anında öğrenebilme, Yeni Etik ve Dünyanın her yerindeki

Detaylı

Rekabet Avantajının Kaynağı: Satış

Rekabet Avantajının Kaynağı: Satış Rekabet Avantajının Kaynağı: Satış Satıcılar Hizmetlerini Nasıl Farklılaştırırlar? Wilson Learning in beş farklı kuruluşla yaptığı araştırmanın amacı, satıcıların farklılık ve rekabet avantajı yaratmadaki

Detaylı

AKADEMİK PERSONEL MEMNUNİYET ANKETİ DEĞERLENDİRME RAPORU

AKADEMİK PERSONEL MEMNUNİYET ANKETİ DEĞERLENDİRME RAPORU AKADEMİK PERSONEL MEMNUNİYET ANKETİ DEĞERLENDİRME RAPORU 2016 DÜZCE ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ İYİLEŞTİRME KOORDİNATÖRLÜĞÜ TAKDİM 2006 yılında kurulan ve değer üreten üniversite sloganıyla yeni kurulan üniversiteler

Detaylı

İNOVİTA. İstanbul Yaşam Bilimleri Platformu için Gözden Geçirilmiş Sürüm

İNOVİTA. İstanbul Yaşam Bilimleri Platformu için Gözden Geçirilmiş Sürüm Yenileşim-İnovasyon ve Ticarileştirme 2010 McKinsey Tarafından Yapılan Küresel Araştırma Sonuçları İNOVİTA İstanbul Yaşam Bilimleri Platformu için Gözden Geçirilmiş Sürüm 2 Aralık 2011 ABD merkezli McKinsey

Detaylı

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK POLİTİKASI. Sürdürülebilirlik vizyonumuz

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK POLİTİKASI. Sürdürülebilirlik vizyonumuz SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK POLİTİKASI Sürdürülebilirlik vizyonumuz 150 yıllık bir süreçte inşa ettiğimiz rakipsiz deneyim ve bilgi birikimimizi; ekonomiye, çevreye, topluma katkı sağlamak üzere kullanmak, paydaşlarımız

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Turizm İşletmeciliği ve Uludağ Üniversitesi 1993

ÖZGEÇMİŞ. Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Turizm İşletmeciliği ve Uludağ Üniversitesi 1993 ÖZGEÇMİŞ Adı Soyadı: Aydın ÇEVİRGEN Doğum Yeri: Eskişehir Öğrenim Durumu: Derece Bölüm/Program Üniversite Lisans Turizm İşletmeciliği ve Uludağ Üniversitesi 1993 Otelcilik Y. Lisans Turizm İşletmeciliği

Detaylı

Doç.Dr. Yavuz CABBAR Dr. Mustafa Kemal TOPCU

Doç.Dr. Yavuz CABBAR Dr. Mustafa Kemal TOPCU Çalışanların Beklenti ve Yükümlülüklerinin İşgücü Verimliliğine Etkilerinin Psikolojik Sözleşme Kuramı Bağlamında Değerlendirilmesi: Ankara Sanayi Odası Üyeleri Örnekleminde Bir Araştırma Doç.Dr. Yavuz

Detaylı

1. İLİŞKİLERİN İNCELENMESİNE YÖNELİK ANALİZLER. 1.1. Sosyal Bilimlerde Nedensel Açıklamalar

1. İLİŞKİLERİN İNCELENMESİNE YÖNELİK ANALİZLER. 1.1. Sosyal Bilimlerde Nedensel Açıklamalar 1. İLİŞKİLERİN İNCELENMESİNE YÖNELİK ANALİZLER Daha önceki derslerimizde anlatıldığı bilimsel araştırmalar soruyla başlamaktadır. Ancak sosyal bilimlerde bu soruların cevaplarını genel geçerli sonuçlar

Detaylı

T.C. ADIYAMAN ÜNİVERSİTESİ STRATEJİ GELİŞTİRME DAİRE BAŞKANLIĞI 2014 YILI ÇALIŞAN MEMNUNİYET ANKET RAPORU

T.C. ADIYAMAN ÜNİVERSİTESİ STRATEJİ GELİŞTİRME DAİRE BAŞKANLIĞI 2014 YILI ÇALIŞAN MEMNUNİYET ANKET RAPORU T.C. ADIYAMAN ÜNİVERSİTESİ STRATEJİ GELİŞTİRME DAİRE BAŞKANLIĞI 2014 YILI ÇALIŞAN MEMNUNİYET ANKET RAPORU OCAK 2015 1.1. Araştırmanın Amacı Araştırmada, na bağlı olarak hizmet vermekte olan; 1. Bütçe ve

Detaylı

E-DEVLET UYGULAMALARINI KULLANANLARLA KULLANMAYANLAR ARASINDAKİ FARKLARIN VE ETKİLERİN İNCELENMESİ

E-DEVLET UYGULAMALARINI KULLANANLARLA KULLANMAYANLAR ARASINDAKİ FARKLARIN VE ETKİLERİN İNCELENMESİ E-DEVLET UYGULAMALARINI KULLANANLARLA KULLANMAYANLAR ARASINDAKİ FARKLARIN VE ETKİLERİN İNCELENMESİ Dr. Tuna USLU Gedik Üniversitesi İş Sağlığı ve Güvenliği Programı Özel Gebze Doğa Hastanesi Sağlık Hizmetleri

Detaylı

ÇIKAR ÇATIŞMASI POLİTİKALARI v1

ÇIKAR ÇATIŞMASI POLİTİKALARI v1 İŞ YATIRIM MENKUL DEĞERLER A.Ş. ÇIKAR ÇATIŞMASI POLİTİKALARI 02.12.2014 149.v1 Mevzuat Uygunluk Müdürlüğü Onaylayan: Yönetim Kurulu İçindekiler 1. Amaç... 2 2. Dayanak... 2 3. Kapsam... 2 4. Tanımlar Ve

Detaylı

ÇALIŞAN ETİK KURALLARI

ÇALIŞAN ETİK KURALLARI DÖKSAN BASINÇLI DÖKÜM VE MAK. SAN. TİC. LTD. ŞTİ ÇALIŞAN ETİK KURALLARI NOT: Bu el kitabı Döksan Basınçlı Döküm çalışanlarının bilmesi gereken önemli politikaları, standartları ve kuralları içermektedir.

Detaylı

T.C. ADIYAMAN ÜNİVERSİTESİ STRATEJİ GELİŞTİRME DAİRE BAŞKANLIĞI 2014 YILI SUNULAN HİZMETİ DEĞERLENDİRME ANKET RAPORU

T.C. ADIYAMAN ÜNİVERSİTESİ STRATEJİ GELİŞTİRME DAİRE BAŞKANLIĞI 2014 YILI SUNULAN HİZMETİ DEĞERLENDİRME ANKET RAPORU T.C. ADIYAMAN ÜNİVERSİTESİ STRATEJİ GELİŞTİRME DAİRE BAŞKANLIĞI 2014 YILI SUNULAN HİZMETİ DEĞERLENDİRME ANKET RAPORU OCAK 2015 1.1. Araştırmanın Amacı Araştırmada, na bağlı olarak hizmet vermekte olan;

Detaylı

2013 YILI İÇ PAYDAŞ ANALİZ RAPORU

2013 YILI İÇ PAYDAŞ ANALİZ RAPORU 2013 YILI İÇ PAYDAŞ ANALİZ RAPORU Burcu GENÇ ARALIK 2013 Çanakkale Ticaret Borsasına kayıtlı 55 şahıs ve 15 şirket olmak üzere toplam 70 üye ile yüz yüze anket yapılmıştır. Anket verileri 2013 kapsamaktadır.

Detaylı

T.C. Ankara Üniversitesi. Elmadağ Meslek Yüksek Okulu. Bilgisayar Programcılığı Programı

T.C. Ankara Üniversitesi. Elmadağ Meslek Yüksek Okulu. Bilgisayar Programcılığı Programı T.C. Ankara Üniversitesi Elmadağ Meslek Yüksek Okulu Bilgisayar Programcılığı Programı Ankara Üniversitesi Elmadağ Meslek Yüksek Okulu Öğrencileri Neden Facebook, Twitter Tarzı Sosyal Paylaşım Sitelerine

Detaylı

Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi (UN Global Compact)

Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi (UN Global Compact) ETİK KURALLAR VE KURUMSAL SORUMLULUK Doğuş Otomotiv Etik Kuralları, imzalamış olduğu Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi (UN Global Compact), kurumsal sosyal sorumluluk politikaları ve şirket

Detaylı

Eğitim Yönetimi ve Denetimi Tezsiz Yüksek Lisans Programı (5 Zorunlu Ders+ 6 Seçmeli Ders)

Eğitim Yönetimi ve Denetimi Tezsiz Yüksek Lisans Programı (5 Zorunlu Ders+ 6 Seçmeli Ders) Eğitim Yönetimi ve Denetimi Tezsiz Yüksek Lisans Programı (5 Zorunlu Ders+ 6 Seçmeli Ders) Eğitim Yönetimi ve Denetimi Tezsiz Yüksek Lisans Programı Dersin Kodu Dersin Adı T U/L Kredi ECTS EYD-504 Eğitim

Detaylı