KİTABÜ'L-MUÂMELE. (ELDE EDİLECEK MAHSÛLÜN BİR KISMI KARŞILIĞINDA ÇALIŞMAK) 1- MUÂMELE'NİN MÂNÂSI, ŞARTLARI VE HÜKÜMLERİ. Muamele Ne Demektir:

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "KİTABÜ'L-MUÂMELE. (ELDE EDİLECEK MAHSÛLÜN BİR KISMI KARŞILIĞINDA ÇALIŞMAK) 1- MUÂMELE'NİN MÂNÂSI, ŞARTLARI VE HÜKÜMLERİ. Muamele Ne Demektir:"

Transkript

1 KİTABÜ'L-MUÂMELE. (ELDE EDİLECEK MAHSÛLÜN BİR KISMI KARŞILIĞINDA ÇALIŞMAK) 1- MUÂMELE'NİN MÂNÂSI, ŞARTLARI VE HÜKÜMLERİ Muamele Ne Demektir: Muamelenin Sıhhatinin Şartları Akdin Bozuk Olmasının Şartları Muamelenin Sahih Olmasının Hükmü. Fâsid Olan Muamelenin Hükmü. Muameleyi Feshe Sebep Olan Özürler 2- MUAMELE HUSUSUNDA ÇEŞİTLİ MESELELER.. KİTABÜ'L-MUÂMELE (ELDE EDİLECEK MAHSÛLÜN BİR KISMI KARŞILIĞINDA ÇALIŞMAK) 1 / 29

2 1- MUÂMELE'NİN MÂNÂSI, ŞARTLARI VE HÜKÜMLERİ Muamele Ne Demektir: Muamele: Bir taraftan ağaçlar, diğer taraftan ise bakım, sulama ve koruma olmak üzere ve hâsıl olan meyve ve semerenin aralarında, bir nisbet dâhilinde taksim edilmesi şartı ile kurulan bir nevi şirkettir. Muameleye müsâkât da denir. Buna, muâmele-i fi'1-esmâr da denilir.[1] Muamelenin Sıhhatinin Şartları 1-) Âkidlerin (= sözleşme yapanların) ikisinin de akıllı olması. Aklı olmayan kimse ile yapılan akid, akid olmaz. Muamele akdinde bulûğ ve hürriyet şart değildir. 2-) Bu akdi yapanların ikisi de İmâm Ebû Hanîfe (R.A.)'nin kıyası na göre, mürted olmamalıdır. 2 / 29

3 Hatta onlardan birisi mürted olur ve muamele de vuku bulur; bu durumda da mürted olan yeri veren şahıs olursa; yeniden müslüman ol ması hâlinde, çıkacak olan mahsûlü aralarında, şartlarmca taksim ederler. Eğer öldürülür, veya ölür yahut dâr-i harbe giderse; çıkacak mah sûlün tamamı, tarlayı verenin olur. Çünkü, o tohum onun mülkünde, nümâ buldu, çoğaldı; diğerine, çalıştı ise ecr-i misil verilir. İmlmeyn'e göre ise, çıkan mahsûl, müslüman ile mürtedin vârisleri arasında, şartlarınca taksim edilir. İki rnüslümanın öldüğü hâl gibi.. Eğer, âmil mürted olur ve tekrar müslüman olursa; bi'1-icma şart larına göre, aralarında taksimlerini yaparlar. Bu muamele, bir müslüman ile bir mürtct arasında yapıldığı zaman böyledir. Fakat, bu akid iki müslüman arasında yapılır da, sonradan birisi veya ikisi birden mürted olursa; bu durumda, çıkacak olan mahsûl şartlarına göre taksim edilir. Murtedde (= irtidat eden kadın) ile, bir defa muamele caizdir. Bi'1-icma böyledir. 3-) üzerinde meyve bulunan ağaçlarda, muamele (= çalışma, iş yap ma) sebebiyle meyvenin artması. Şayet verilen ağaçların meyvelerinin meydana çıkmış olması hâlin de, büyüme hâli devam ederse (hurma keruğu, kızarır muamele caiz olur. Şayet büyüme hâli sona ermişse, ortaklık muamelesi fasid olur ve hurmaların tamamı, yer sahibinin olur. 4-) Çıkacak mahsulün, her ikisine ait olması. Şayet birine ait olursa, muamele yine fasid'dir. 3 / 29

4 5-) O yerden çıkacak olan mahsûlün belirli bir miktarda.olması. Belirsiz olursa, muamele yine fasid'dir. 6-)Yer sahibinin, âmile, o yeri boş olarak vermesi Muamelenin müddetinin beyanı şart değildir. Fakat, müddet belir-tilirse daha güzel olur. Bu durum, beldelere göre değişir. Müddeti söylenmemişse, mahsûlün çıkma zamanına kadar beklenir. [2] Akdin Bozuk Olmasının Şartları 1-) Çıkacak mahsûlün tamamının, birine ait olması. 2-) Çıkacak mahsûlün birine, belirli bir miktarın diğerine verilmesi. 3-) Çalışmanin yer sahibine ait olması. 4-) Çıkacak, mahsûlü taksim ettikten sonra, birinin korumasını şart koşmak. 4 / 29

5 5-) Mahsûlün sapının âmile ait olmasını şart koşmak. 6-) Muâmele bitdikten sonra da, menfaatin baki kalması. Oraya ağaç dikmek veya benzeri şeyler yapmak gibi..çünkü bun lar, anlaşmanın içinde yoktur. 7-) Muâmele ortaklığında, bir hurmalık, iki kişi arasında, belirli bir mütdette çıkacak olan hurmanın, üçte birli veya üçte ikili taksim edileceği şeklinde yapılırsa; bu nisbetteki hisselerin ait olduğunu söylememek. Şayet, şart koşarlarken, çıkacak mahsûlün kaçta kaçının hangisi nin olacağını açıklanırsa, bu caiz olur. [3] Muamelenin Sahih Olmasının Hükmü Muamelenin sahih olmasının, hükmünün bir kaçnevi vardır: 1-) İhtiyaç olan işi yapmak. Ağacı aşılamak, kanalı kazmak, tarlayı sürmek, meyveyi toplamak ve benzerleri gibi.. 2-) Aralarında şartın bulunması yani çıkacak olan mahsûlden, ki min ne kadar hisse alacağının belirlenmesi. 5 / 29

6 3-) Ağaçlardan bir şey hasıl olmaz ise, hiç birine bir hak olmaması. 4-) Akdin iki taraftan yapılması ve özür hariç birinin izni ol madan, diğerinin o akdi bozmaması. 5-) Özür olmadıkça, iş yaptırmak için zor kullanma selâhiyetinin olması. 6-) Çıkacak olan mahsûlden şarta göre artırıp, eksiltmek, tki yer de, eksiltme yapmak caizdir. Muamele olarak verdiği hurmalıktan çı kan hurmaların büyümeyip, değersiz kalması halinde. Şayet hurmanın çağlası büyük olur ve hurmalık sahibi, amilin his sesini artırırsa bu caiz olmaz. Fakat âmil hurmalık sahibinin hissesini artırırsa, bu caiz olur. 7-) Âmilin, o yeri başka birine, muâmele olarak verme hakkına mâlik olmaması. Ancak, mal sahibi: "Re'ynüe muamele yap." derse; o zaman, bu âmil, o yeri, başka birine muâmeleten verebilir. [4] Fâsid Olan Muamelenin Hükmü 1-) Âmilin (- iş gören şahsın) cebredilmemesi. 6 / 29

7 2-) Çıkacak olan mahsûlün tamamının mülk sahibinin olması ve onun da tasadduk edilmemesi. 3-) Ağaçlardan bir şey çıkmadığı zaman, ecr-i mislin vacip olması. 4 ) İmam Ebû YÛsnf (R.A.)'a göre, ecr-i mislin, söylenilenden fazla olmaması. 5-) İmim Muhammed (R.A.)'e göre, her birinin hissesinin, sözleş meye göre olmaması. [5] Muameleyi Feshe Sebep Olan Özürler Muameleyi bozmanın özür sebepleri şunlardır: 1-) Âmilin maruf bir hırsız olduğunun bilinmesi ve onun meyve yi çalmasından korkulması sözleşmenin bozulma sebeplerinden birisidir. 2-) Yapüan akid, diğer bir sebeple de sona erebilir. Bedâi'de de böyledir. 3-) Akdin bozulma sebeplerinden biri de âmilin hasta olması, iş göremez hale gelmesidir. Tebyin'de de böyledir. Şayet âmilin çalışma imkânı varsa, akdi bozması sahih olmaz. En doğrusunu, ancak Allahu Teâlâ bilir. [6] 7 / 29

8 2- MUAMELE HUSUSUNDA ÇEŞİTLİ MESELELER Üzüm bağı ve meyve ağaçlarının meyvelerinin bir parçası karşılı ğında yapılan muamele, İmim Ebû Hatife (R.A.)'ye göre fâsiddir. İmameyn'e göre ise, müddet belirli olursa caizdir. Fetva ise, "müddet belirtilmese bile, bu muamelenin caiz olduğu" şeklindedir. Sırâciyye'de de böyledir. Bir adam, diğerine hurmalık, bağ ve bahçe ağaçlarını, muamelesi için, belirli aylar içinde verdiğinde, adam "o aylarda, meyvelerin yetişmeyeceğini" iyice bilirse; işte bu muamele fâsiddir. Şayet meyvelerin o müddet içinde olup olmama ihtimali varsa, bu muamele bekletilir; o müddet içinde yetişirse, muamele şahindir. Şayet o müddette meyve olgunlaşmaz ise muamele fâsiddir. Bu durum, o müddet içinde meyvenin yetişeceğine rağbet edildiği zaman böyledir; yoksa caiz olmaz. Rağbet edilmeyen şeyin varlığı ile yokluğu aynıdır. Anlaşma yapılan müddet içinde, hurmalıktan bir şey çıkmayacak-sa, bakılır: Eğer o müddet çıktıktan sonra çıkacaksa, muamele fâsiddir. 8 / 29

9 O sene hurma, bir illetten dolayı çıkmamışsa, muamele caizdir. Hu-lâsa'da da böyledir. Bir adam, bir yerini, yüzelli seneliğine muamele için verirse, bu muamele fâsiddir; caiz değildir. Şayet yüz seneyi şart koşar ve bu adam yirmi yaşında olursa, mua mele caizdir. Yirmi yaşından fazla ise caiz değildir. TiUıfciniyye'de de böyledir. Bir adam, hurmalığını, muamele olarak meyvesine yarı yarıya ortak olmak üzere birine verdiğinde; bu hurmalık o müddet içinde nü-ma bulup artarsa, caizdir. Gerçekten ağaçların ne zaman nümâ buldu ğu, yetiştiği bilinir. Zehıyre'de de böyledir. Bir adam, içinde ki meyve ağaçları ile birlikte bağını birisine, mu amele olarak verdiğinde, bu bağ sadece muhafazadan başka, bir şeye muhtaç olmazsa; Âlimler:'*Eğer, muhafaza edilmemesi hâliride, mey velerinin zayi olacağı bilinirse, muamele caizdir. Bu durumda muhafa za, onun nümâsı (= artması) için olmuş bulunur. Şayet, bu meyvelere korunmadan da bir şey olmayacağı bilinirse, o zaman muamele caiz de ğildir. Ve, âmil için bir şey yoktur, "demişlerdir. Bir adam, muamele (= bakım) için ceviz ağacını birisine verir se; Şeyhû'1-İmâm Ebn Bekir Mnhammed bin Fadl:"Bu veriş caizdir. Âmile, ondan hisse vardır. Çünkü, o da sulamaya ve muhafazaya muhtaçtır. Şayet bu ağaç hiç birine muhtaç değilse, bu muamele caiz değildir."de miştir. Fetâvâ'yı Kâdihân'da da böyledir. Hâher-Zâde, Muhtasar'da şöyle zikretmiştir. Bir adam, hurmalığını muamele olarak, birine altıda bir, diğerine yarısı olmak üzere iki şahsa verir ve bu hurmalık sahibi üçte birini ala cak olursa; işte bu caizdir. Tatarhâniyye'de de böyledir. 9 / 29

10 Bir adam, hurmalığını iki kişiye muamele olarak verir ve onla rın, birlikte aşı yapıp, bakmalarını, mahsûlünü de üçte birli taksim et melerini şart koşarsa; işte bu da caizdir. Taraflar, muamele ortaklığında, mahsûlün üçte birini hurmalık sahibi alacak; iki amilden belirli birisi, üçte ikisini alacak diğeri de üçte iki alacak olan âmilden yüz dirhem alacak diye şart koşarlarsa, bu muamele fâsiddir. Muamele fâsid olunca, çıkan mahsulün tamamı, hurmalık sahibinin olur. Üçte ikisini alacak olan âmile, ecr-i misil verilir. Ancak, bu ecr-i misil, müsemmâyı geçmeyecektir. Üçte ikisi ken disinin alacak olan âmil, hurmalık sahibine müracaat ederek, diğerinin ecr-i mislini de alır. Hurmalık sahibi, âmile karşı, yapacağı bazı işleri söyleyerek şart koşar; bazı işler hakkında ise sükût eder ve şayet, sulama işini söyleme miş olursa; bu durumda, sükût edilip söylenilmeyen işler çıkacak mah sûlü elde etmek için zaruri olan cinsten ise, (Meselâ: Sulamaymca elbet-teki meyve olmayacaktır, veya olsa bile rağbete değer olmayacaktır ve ya tamamen kuruyacaktır) bu durumlar karşısında, muamele fâsiddir. Fakat, hakkında susulan şey, olmasada olur cinsten olur ve çıka cak olan mahsûle te'siri olmaz ise, muamele caizdir. Şayet hurmalık sahibi, sulama işini kendi üzerine alır ve sulama nın mahsûle tesir etmiyeceğini bilirse; bu durumda muamele caiz olur. Fakat, sulamanın, mahsûle müessir olacağını bilirse, ister kökü iyileşsin, ister kendi tazelensin o takdirde muamele fâsiddir. Eğer, su lama işinin, çıkacak mahsûle te'sir edip etmiyeceğini bilmezse, o zaman da muamele fâsid olur. 10 / 29

11 Yer sahibi, sulama işini kendi üzerine alır; başka işleri de âmile şart koşarsa; bu hâlde, sulama işini şart koşup diğerlerin de susması ile aynıdır.o yerin muhafazaya ihtiyacı yok iken, onu yer sahibi üzerine alırsa, (Şöyle ki: Hurmalığın etrafı, mazbut duvarla çevrilmiş olur ve kimse giremezse) bunda da cevap, sulama cevabının aynıdır. Eğer sula ma köküne te'sirediyor ise, muamele fâsiddir. Muhsyt'te de böyledir. Bir adam, hurmalığını, muamele olarak çıkacak olan mahsûle yarı yarıya ortak olmak ve âmilin de filan adamı çalışması ve yüz dirhe me icarlamasını şart koşarak verirse; bu da fâsiddir. Bu, şunun hilafmadır: Yer sahibi, ücret tayin etmeksiniz, "ister sen ücretli çalıştır." derse; işte bu caizdir. Zehiyre'de de böyledir. Bir hurmalığa ortak bulunan iki kişi, o yeri, üçte bir hisse ile bu. sene çıkacak mahsûle ortak olmak üzere, bir âmile verirler veya yarısı âmilin olacak; kalanın üçte ikisi birinin, üçte biri de diğerinin olacak; yahut bunun aksisi olacak derlerse bu sözleşmelerin (= akidlerin) ta mamı caizdir. Şayet, üçte ikisini alacak olan şahıs onun üçte ikisini âmile vere cektir; üçte birini de diğeri alacaktır diye şart koşarlarsa; bu şart fâsid dir. Seniha'nın Muhiytı'nde de böyledir. İki kişinin ortak bulunduğu bir hurmalığı, belirli bir müddetle, bir adama, "çıkacağın yansı onun olacak; geride kalanı da sahibleri yan yarıya taksim edeceklerdir." diye muameleye verirlerse; işte bu caizdir. Eğer "çıkacağın yarısı, onlardan birisinin olacak, ondan hiç nok san olmayacak, geride kalanın üçte biri birinin, üçte ikisi de diğerinin olmak üzere diğer ortak ile âmil arasında paylaşılacak" diye şart koşar larsa; bu fâsiddir. Muhıyt'te de böyledir. Aralarında, "çıkacağın yansı âmilin; kalan yarı hissenin üçte biri, birini üçte ikisi de diğerinin 11 / 29

12 olacaktır." diye şart koşarlarsa, bu da fâ siddir. Mebsûi'ta da böyledir. Bir adam, hurmalığını, iki kişiye "ona bakmaları ve bu şahıslar dan belirli birinin, çıkacak olan mahsûlün yansım alması; diğerinin ise, altıda birini alması; hurmalık sahibinin de üçte birini alması" şartıyle verirse; bu caizdir. Çünkü, bu durumda hurma sahibi, onları o şekilde icarlamış oluyor. Şayet, hurma sahibi, o iki âmilden birine yüz dirhem verecek; diğerine de üçte birini verecek, üçte ikisini ise kendisi alacaktır." diye şart koşulsa idi, bu da caiz olurdu. Çünkü, onları o şekilde icarlamış olurdu; ücretleri ayrı a/ndir. Eğer, hurma sahibine üçte biri, iki âmilden belirli birisine üçte ikisi verilecek; diğer amile de üçte ikiyi alandan yüz dirhem verilecek tir." diye şart koşarlarsa; bu fâsiddir. Çünkü, böyle akid olmaz. Zira muamele, hurmalık sahibi tarafından şarta bağlanacaktır. Serahsî'nin Mu-hiyt'ınde de böyledir. Bir hurmalığın yarısını muameleye vermek caiz değildir. Bir adam, hurmalığını, diğerine, "hurmalık da çıkacak olan mah-sûl'de yan yarıya olacaktır." Şartı ile muameleye verirse, bu da caiz olmaz. Bu muamele ile bir başkasına, bir yerini, içinde ekili ekin var iken; bakliyat olan bu ekini sulamak, bakmak üzere, yüce Allah'ın vereceği rızka razıcıyız. Diyerek vermek arasında fark vardır. Tatarhâniyye'de de böyledir. Bir adam, boş bir yerini, ağaç dikmek ve o ağaçlara ve meyvele rine ortak olmak üzere başka birine verirse; bu da caizdir. Eğer, ağaçlar birinin olacak; meyveleri de diğerinin ola:;;k Jiye?art koşarlarsa; bu caiz olmaz. Çünkü, bu şart ortaklığı kesiyor. Ağaçlar mey ve vermeyebilir; o zaman, meyveleri olacak olanın 12 / 29

13 eline hiç bir şey geçmez. Eğer, "meyvesi aralarında yarı yarıya olacak; fakat ağaçlar biri sinin olacak" diye şart koşarlarsa işte bu şart caizdir. Ancak kıyâsa göre, bu da caiz değildir. Bu İmâm Ebû Yûsuf (R.A.)'dan rivayet edilmiştir ve Nevâdir'de yazılıdır. "Meyve ortak olacaktır." diye şart koştuktan sonra susarlarsa; o zaman, ağaçlan kim dikerse, onlar onun oiur. Zehiyre'de de böyledir. Bir adam, boş bir yerini, belirli bir müddetle, içinde hurmalık, bahçe, bağ yapmak ve Allahu Teâla'nın vereceği, bağdan, bahçeden hur malıktan, hasıl olan mahsûle yarı yarıya ortak olmak şartı ile verir ve "o yerin de, yarı yarıya ortak olacağını" söylerse; işte bu da fâsiddir. Muamele fâsid olduğu zaman, âmil, o yere hurma üzüm diker veya meyve ağaçları diker ve çok miktarda meyve meydana gelirse, onun tamamı, yer sahibinin olur. Bu durumda âmile, ecr-i misil ile, o ağaçların kıy meti verilir* Keza, yer sahibi için bir şart koşmazlar, fakat, o diğerine: "Ağaç dik; hurmalık yap; bağ yap; çıkacak olan ve Yüce Allah'ın vereceği ka dar mahsûle yarıcıyız. Ve sana da yüz dirhem var. (veya bir kür buğday var. Yahut o yere benzer bir yerin yarısı var." derse; bunların tamamı fâsiddir. Şayet, yer sahibinin yanında, birisi oraya ağaç diker ve "bunun meyvesine ortağız" diye şart koşup, "âmile de, yüz dirhem verilecek tir." derse; bu da fâsiddir. Bu durumda, yine de dikerse meyvesine ortak olurlar. 13 / 29

14 Ağaç dikimi, âmil tarafından yapılır ve'"çıkacağa ortak olacak larını ve yer sahibinin de, âmile yüz dirhem vermesini" şart koşarlarsa; bu fâsiddir. Bu durumda, çıkan mahsûlün tamamı âmilin olur ve yer sahibine ecr-i misil verilir. Ağaç dikimi ve ziraatın tohumu yer sahibinden olursa; mes'ele hali üzredir. Ve muamele fâsiddir. Bu durumda çıkacağın tamamı, amel sahibinindir. Yer sahibine, ecr-i misil verilir. Tohumunun bedeli, ağa cının kıymeti ve tarlasının ecr-i misli verilir. Keza, yer sahibi, ağaç diken şahsa, yüz ağaç dikmesi için, buğ day veya hayvan yahut belirli başka bir şey vermeyi şart koşarsa; bun ların tamamın da ortaklık akdi fâsid olur ve âmile ecr-i misil verilir. Meb-sût'ta da böyledir. Fetâvâyi Attâbiyye'de şöyle zikredilmiştir: Bir kimse, meyvesi çıktıktan sonra, hurmalığını bir başkasına mu amele için verdiğinde, şayet o, meyveyi artırır ve iyi bakarsa ortak ola caklarım şart koşarsa bu caizdir. Eğer oraya başka biri sahip çıkarsa, âmil, ecr-i misli için, kendisi ne önce vermiş olan şahsa müracaat eder. Sahib çikan olmaz ise, bir şey gerekmez. Talarhâniyye'de de böyledir. Bir adam, diğerine, ağaç dikmesi veya bağ yapması için bir yer verir; onların fidesi de mal sahibinden olur, ancak, bu işi bir vakitle ka yıtlamazlar ve âmil ağaçlan diker; üzümler yetişir ve ağaçlar büyür ve bu âmil, bu durumda, o yeri sahibinden her sene için belirli bir ücretle icarlar sonra da o yerin sahibi, bahar vaktinde, orayı, bu âmilin yıl başı gelmeden önce alarak ağaçlan, söküp kaldırırsa; âlimlerimiz: Mey ve vermeden önce almaya hakkı vardır. Çünkü, âmil, ağaçların sökül mesi ile fazla bir zarara uğramamıştır. Bana göre, sene tamam olmadan önce olunca, müs'tecir ağaçların sökülmesine razı olmazsa, ona cevredilmez. Fetâviyi ÎÜcfihia'da da böyledir. 14 / 29

15 Bir adam, bir yerini, ağaç dikmesi için oğluna verir ve bir vakit de belirtmez; "çıkacak olan mahsûle de yan yanya ortak olacaklarını" söyler; oğlu da oraya ağaç diker; sonra da babası ölür ve yerine oğlu ile diğer vârisler kahr ve onlar, ağaç diken oğula, "o yeri taksim etmek için, ağaçlan sökmesini söylerse; o yer, o halde takisine elverişli ise, tak sim ederler. Dikenin hissesine düşen yere, o ağaçları ile birlikte sahip olur. Diğerlerinin hissesine gelince, eğer aralarında anlaşamazlarsa, o ağaçlan söker ve yerlerini doldurur. Şayet o yer, o hâlde taksime elverişli değilse, tamamını sökmesi teklif edilir. Ancak, aralarında anlaşma yapt'klan yerlerdeki ağaçlar müstesnadır. Bir adam, diğerine, ağaç dikmek üzre bir yer verip, "çıkacak olan meyveye ortak olacaklarını" söyler; müddet de tamam olursa; bu du rumda yer sahibi muhayyerdir: İsterse ağaçların yarı kıymetini ödeyip, onlara sahip olur; isterse onları söktürür. Muhıyt'te de böyledir. Çiftçi, tarla sahibinin izniyle, o tarlaya, ağaç fidesi diktiğinde, şayet fidesi, tarla sahibinin ise, onun olur. Eğer, fide çiftçinin ise, mal sahibi, "onu sökmesini" teklif eder. Şayet, tarla sahibi: "Ağaç dik, ortağız." derse; bu caiz olur. Şayet fide çiftçinin olur ve yer sahibi de ona: "Onu dik." derse; bunlar dikenin olur. Yer sahibi istediği zaman, onlan söktürür. Kerde-ri'nin Vedm'nde de.böyledir. Bir adam, diğerine ağaç dikmesi için bir yer verip, fidelerini de kendisi verse; o adam da diktikten sonra, yer sahibi: "Ben, onlan sana benim için dik; diye verdim." der; diken zat da: "Sen, o fideleri çaldın. Onları, ben kendi fidemden benim için diktim." derse; âlimler: "Budurumda, yer sahibinin sözü geçerlidir. Çünkü, ağaçlar onun mülkine mut tasıldır. Diken zatın: "Sen, fideleri çaldın." sözü kendine aittir. Taz minat da gerekmez. Çünkü ö, emin bir kimsedir, demişlerdir. Bir adam, bir yerini, diğerine, bağ yapmak Üzere ve çıkan her mahsûlün yer sahibinin olması, diken şahsa da çalıştığının karşılığının ecr-i misil olarak verilmesi şartıyle verirse bu caiz olur. Cevâhörü'l- Fgîâ-vâ'da da böyledir. 15 / 29

16 Bir kimse, bağını muamelesiz birine verdiğinde, o adam, onun üzerinde, bir hayli iş görüp, sonra da bırakır; daha sonra da gelerek meyve isterse; eğer o yeri sahibine verirken, meyvesi çıkmış idiyse, oftakhklan önceki şart üzere duruyor demektir. Şayet onu, meyvenin çıkmasından önce veya sonra geri verdiyse onun bir kıymeti yoktur; ona ortak değildir. Bir adam, yeşermiş yaş mezrüatım, diğerine muamele olarak yer diğinde, âmil onu sulayıp bakar; yetişince de Allahu Teâla'nın verdiğini, aralarında yarı yarıya taksim ederlerse; bu, istihsânen her ne kadar vakit ta'yuı eylememiş olsalar bile caizdir. Yaş iken, mahsûlü aralarında taksim etmeyi şart koşarlarsa; bu muamele fâsid olur. Zahîriyye'de de böyledir. Bir adam bağını, bahçesini ve hurmalığını; meyveleri yok iken, bir başkasına ortağa verir; o da bakıp, sularsa, belirli seneyi şart koş madıklarından bu muamele fâsid olur. Çünkü, bunların ne zaman mahsûl vereceği bilinmez. Zira bağ, bah çe, hurmalık ayrı ayrı şeylerdendir. Bir kısmı önce, bir kısmı ise seneler sonra meyve verirler. Yerleri de değişiktir onun için, akid zamanı, yerlerini, müddetleri ni, hisselerini, çok açık şekilde beyan etmeleri gerekir. O zaman, ortak lıkları caiz olur. Bir kimse, hurmalığını muamele ortaklığına verdiğinde, âmil, ora ya yeni yeni ağaçlar dikmek isteyip, hurmalığın boş yerlerine ağaç di kerse caizdir. Bu âdet bağlarda da böyledir. Bağın çubuğunu kesip boş yerlerine dikmek âdeti vardır. Bu âdet, bizim diyarımızda da câridir. Fetva da bunun üzerindir. Zehiyre'de de böyledir. 16 / 29

17 Çiftçi, tarla sahibinin emri olmadan, onun tarlasına ağaç diker; o ağaç da büyür ve o hususta da'vâlaşırlarsa; eğer yer sahibi, "ağacı kendi malına çiftçinin diktiğim" ikrar ederse; o ağaç, çiftçinin olur. Fakat, diyâneten helâl olmaz. Şayet izinsiz dikti ise kendisi ile Allahu Te-âla arasındadır. Eğer izinli diktiği hâme, ortaklık şartı koşmadılarsa, onun için he lâl olur. Fetâvâyi KöbrTda da böyledir. Bir adam, diğerine fide vererek, "bunları, köy ehlinin kanalının kenarına dikmesini" söyler; o da diker, ağaç yetişir; fidanı (= dikmeyi) veren şahıs, diken şahsa: "Sen, benim işçim iken, ben sana, bunları benim için dik; diye vermiştim. Bu ağaçlar benimdir." derse, âiimler: "Şayet dikmelerin, dikene âid olduğu bilinirse; o ağaçlar onundur." Şayet dikmeler, verenin olur ve diken şahıs da, o adamın ehli lyâ-linden böyle işleri yapan birisi olursa; bu ağaçlar, onların fidanını ve ren şahsındır. Artık, buna diyecek bir şey yoktuf. Eğer, o şahıs, bu işi yapan cinsten birisi değilse ve onları da o adamın söylemisiyle dikme-misse; bu takdirde, ağaçlar dikenin olur; fidanların kıymetini, o adama öder. Keza, bir adam, diğerinin yerinden bir ağaç söküp, getirir, di kerse; o ağaç diken şahsın olur. Bu şahıs, o dikmenin (fidanın) söktüğü zamanki kıymetini de, yer sahibine Öder. Fetâvâyi Kâdîhân'da da böyledir. Bir adam, bağım, muamele ortaklığına birisine verdiğinde, bu bağ meyve verir ve bu bağın sahibi ve efradı ailesi bağa girerek, her gün hem yerler, hem de alıp evlerine götürürler; âmil ise, böyle yapmazsa; eğer bağ sahibinin ehli bağ sahibinin izni olmadan giriyorlar, yiyorlar ve alıp götürüyorlar ise yalnız bağ sahibi hariç diğerleri yediğinin ve götürdüğünün parasını aynen yabancı bir kimse imiş gibi tazmin ederler (= öderler.) 17 / 29

18 Eğer, onun izniyle yapıyorlar ve onlar da nafakası kendi üzerine vacip olan kimselerse, işte o takdirde, bağ sahibi, âmilin hissesini taz min eder. Bizzat kendisi alarak onlara verirse, yine böyledir. Şayet, bağa girenler, nafakası ona vacip olmayan kimseler ise, ona tazminat gerekmez. Çünkü, onunla ilgisi yoktur. Ve bir yabancının di ğerinin malım itlaf etmesi gibidir. Fetâvâyi Kübrâ'da da böyledir. Bir adam, hurmalığını, muamele ortaklığına bir başkasına verir, o âmil, oraya bakacak, budayacak aşılayacak, sulayacak ve Yüce Allah' ın vereceğine ortak olacaklar. Âmil, denilenleri yapar; hurma çağla olur; sonra da yer sahibi Ölürse; kıyâsda bu muamele bozulur. O çağla, vâ risler ile âmil arasında taksim edilir. Çünkü yer sahibi, âmil çıkacak olanın bir kısmı karşılığında icarlamıştı. Şayet, onu dirhemler karşılığında icarlamış olsaydı, her hangi bir taraf Ölünce icâre bozulurdu. Keza, çıkacak olan mahsûlün bir kısmı karşılığında icarlamış olur; sonra da birisinin ölümü sebebiyle, bu icâre muamelesini bozarlarsa; bu bozuş, sağlıklarında bi'1-ittifak bozmaları gibi olur. Şayet, akid, hurma çağla halinde iken bozuldu ise, yarı yarıya tak sim ederler. Fakat güzel olanı, âmile: "Sen, bakıcılığına hurmalar olgunlaşana kadar devam et." demektir. Vârisler bundan hoşlanmazlar ve "yer sa hibinin ölmesiyle, hemen, yetişmeden toplanmasını teklif ederlerse" bunda âmile zarar olsa bile caizdir. Ve bu, zararı def için, akdi bozmak gibidir... Bu akdin ibkası da zarar etmemesi için caizdir. 18 / 29

19 Zararı def, önceki yoldur. Şayet âmil: "Ben, çağlanın yansını alırım." derse; bu durumda akid, zaten bozulmuştur. Fakat, onun vârislere zarar vermesi de güzel bir ş"ey değildir. Bu durumda vârisler için muhayyerlik vardır; Dilerlerse, ko ruğu (= çağlayı) toplayıp yarı yarıya taksim ederler; dilerlerse, o koru ğun yarı değerini âmile verirler ve bu çağlanın tamamı kendilerinin olur; isterlerse, koruk olgunlaşana kadar, masrafını yaparlar ve masrafları nın yansı için âmilin hissesine müracaat ederler. Şayet ölen, âmil olursa; onun vârisleri onun yerinde olurlar. Bu durumdan yer sahibi hoşlanmaz ise, vârisler de: "Biz çağlayı toplamak isteriz." derlerse; bu durumda yer sahibi önceki durumda söylediğimiz şekilde muhayyerdir. Eğer ikisi de ölürse, âmilin vârisleri muhayyerdirler. Çünkü onlar, âmilin m a kanundadır lar; onun sağlığında olduğu gibi... Yer sahibi öldükten sonra, onun vârisleri de aynıdırlar. Dilerlerse, hurmanın y^.işme vaktine kadar bekletirler. Şayet bakmaktan kalınırlar razı olmazlarsa, bu defa da mal sahi binin vârisleri muhayyerdir. Ve bu, önceki durumda vasfeylediğimiz gibidir. Şayet, onlardan ikisi de ölmez, fakat muamelenin müddeti bitmiş olduğu hâlde hurmalık yeşil çağla hâlinde olursa; bu durumda mu hayyerlik, önce âmildedir: O, eğer isterse, hurma olgunlaşana kadar va zifesine devam eder; sonra da çıkanı aralarında pay ederler. Yok, eğer âmil bırakmak isterse, o zaman, ecr-i mislinin yarısını alır. Mebsût'ta da böyledir. Bir adam, bağını, birisine muamele ortağı olarak verdiğinde, bu âmil, o sene ölürse; bağ 19 / 29

20 sahibinin, bu durumda hâkimin emri olmaksı zın o yere harcama yapması hâlinde, bu bir teberru olmaz. Meyve çıktı ğı zaman, masrafını içinden alır. Âmilin, o masrafı vermedikçe, o ba ğın gelirinde hakkı olmaz. Ziraatta böyledir ve mes'ele hâli üzeredir. Sİrikciyye'de de böyledir. Hür bir adam, hurmalığını, izinsiz bir köleye, o sene için mu amele ortağı olarak verir ve âmil, sulayacak, budayacak, bakacak olur; çıkan mahsûlü de aralarında taksim edecek bulunurlar ve bu âmil deni leni aynen yaparsa, mahsûlü yarı yarıya taksim ederler. Bir kimse, bir yerini, iş görecek durumda olan sabiye ve köleye muamele ortaklığı için verilebilir. Âmil bir köle olur ve hurmaları toplayıp, sahibine teslim ederse; hurma sahibi de o kölenin Ücretini efendisine verir. Âmil sabî olur ve o, iş yüzünden Ölürse, onun diyetini akilesi alır. Mıluyt'te de böyledir. Bir adam, hurmalığım, bir köleye veya bir sabiye, muamele or taklığına verir, o da men edilinciye kadar hiç bir iş yapmazsa, akid bo zulmuş olmaz. Çünkü muamele, iki taraftan yapılmıştır. Hatta köle bir iş yapmasa bile kendi başına muameleyi bozamaz. Onun mahcur olması müessir değildir. SoıU'nin Muhıyt'inde de böyledir. Şayet köle ve sabî mahcur iseler (= izinden men edilmiş iseler) onlarda kendilerine verilen hurmalığı bir başkasına ortağa vermiş olur larsa; bu durumda, çıkan mahsûlün tamamı, hurmalık sahibinin olur. Âmile ecir de lâzım gelmez. Eğer, o yeri veren sabî ise, o hâlde de, ikinci hâlde de ecir gerekmez. 20 / 29

21 Eğer o yeri veren köle ise, hâlde ecr-i misil verdiği için, sorumlu olmaz, Azâd olduğu zaman, verilen o ecr-i misil ondan alınır. Mıluyt'te de böyledir. Bir, çiftçi, köy ağasının tarlasına ağaç diktiğinde, muamele müd deti biterse; o ağacı ağa için dikmiş olması hâlinde, işte o bir teberru olur. Şayet ağa, muamele müddeti bitince, âmile: "O yeri ağacı ile bir likte sat." demiş olursa; hepsi de ağanın olur. Eğer o ağacı, çiftçi, ağanın izniyle, kendisi için dikti ise, o zaman, ağacın parası çiftçinin olur. Bir muallim, köyün çocuklarını okutur ve, köylüler de topladık ları tohumu, bu hoca için ekerlerse; çıkacak olan mahsûl tohum sahip lerinin olur. Çünkü onlar, tohumu hocaya teslim etmediler. Kerderî'nin Vecîri'nde de böyledir. îki şahsın ortak bulunduğu bir kanalın kenarında, ağaçlar dikil miş olduğunda; onlardan her biri; "Bu ağaçlar benim." diye iddia eder lerse; âlimler: "Eğer diken şahıs biliniyorsa, ağaçlar onundur. Şayet bi linmiyorsa, ağaçlar hangisinin tarafında dikili ise, o onundur. Ortak oldukları yerde dikili ise, ona ortaktırlar. Fetâvâyi Kâdîhân'da da böyledir. Bir bağı, uzun süreri olarak icarlayan şahıs, o bağdaki ağaçları ve üzüm çubuklarını satın alır ve sonra da, onları muamele ortaklığına verirse; işte bu caizdir. Zehiyre'de de böyledir. Zirâatci, sarımsak eker ve bunların bir kısmını söker, bir kısmı ise yerinde kain- ve belirlenen müddet içinde, yerde kalanlar onun su laması sebebiyle tekrar biterse; bunlar, önceki şartlarına göre ona da ortaktırlar. 21 / 29

22 Yerinde kalan sarımsaklar sulanmadan biterlerse, uygun olam, yi ne aralarında taksim etmeleridir. Muhiyl'te de böyledir. Bir köyün havuzunun etrafına ağaçlar dikilir; sonra da onlar sö külür ve ondan sonra, bunların yerlerinden (yâni köklerinden) tekrar ağaçlar çıkarsa; işte o biten de önceki ağacı dikenindir. Çünkü o, mül künün fer'idir. Kerdeif nin Vecîri'nde de böyledir. Nevazil'de şöyle zikredilmiştir: Karpuz, kavun tarlasında, onlar toplandıktan sonra, yerinde kalan olur ve onu almakta bir sakınca olmadığını insanlar biliycrsa; al-makda bir beis yoktur. Ekin biçildikten sonra, yerinde kalan başaklan toplamak da böy ledir. Huttst'da da böyledir. Âmilin, kendi nefsini haramdan koruması vâcibdir. Onun için, âmilin, ağaçlan kesip yemek pişirmek için yakması; hay-ma yapmak için kesmesi caiz olmaz. Üzüm çubuklarını evine götürmesi de caiz olmaz. Yoncanın yaşı olsun, kurusu olsun alıp götürmesi de helâl olmaz. Amilin, yaş üzümden veya diğer meyvelerden bir şey çıkarması he lâl olmaz. Misafiri için olsa bile böyledir, ancak ortağının izni olursa helâl olur. Fetâvâyi Kadîhan'da da böyledir. Hasta bir adam, hurmalığım muamele ortağı olarak, yarı yarıya olmak üzere, birisine verir ve 22 / 29

23 *'buraya âmil bakacak, aşılayacak, buda-yacak, sulayacak." der; âmil de öyle yapar; hurmalık meyvesini verir ve yer sahibi ölür; o hurmalıktan ve meyvesinden başka da, hiç bir malı bulunmazsa; o zaman yan hurmaların durumuna bakılır: Onun kıyme ti, âmilin ecr-i misline yetişiyor veya az oluyorsa; âmil meyvelerin yan sını alır. Bu kıymet ^-taksim edilince ecr-i misilden çok oluyorsa, âmile hissesi verilir. Geride kalandan da üçte biri varsa vasiyeti için çıka rılır; yoksa, kalan vârislerin olur. Şayet ölen adamın borcu bütün malını kuşatıyor ve hurmalık çi çek açtığı vakit, kıymetinin yarısı ecr-i misli kadarsa; bu durumda, ala caklılar, alacaklannın nisbetine göre, bu alacaklannı meyvenin yansın dan alırlar. Eğer, yansı ecr-i mesünden fazla ise, terekesi hakkında vasiyeti müm kün olsun diye, ecr-i mislinin kıymetini alacaklıları alırlar. Sağlam bir adam, hasta bir adamı, "çıkacak olan mahsûlden yüz de bir vermek üzere" muamele ortağı yapar; o hasta da gücü nisbetinde sular, bakar, budar ve aşılar; meyve meydana çıkınca da ölür ve başka da hiç malı olmadığı gibi, borçlu da olur; hurmalık sahibi de onu, vâ rislerinden alır ve o adamın ecr-i misli, hissesinden fazla olursa, ona şart koşulandan fazlası verilmez. Çünkü, hasta o yerde tasarrufda bulun muştur; orda alacaklısının veya vârislerinin hakkı yoktur. Mebs&t'ta da böyledir. Kanalın kenarında bir topluluğa ait ağaçlar bulunur» bu kanalın geçtiği sokakta bulunan topluluğun içinden bazıları, "bu ağaçların, ken dilerine ait olduğunu" iddia ederek "onları, filan dikti; ben de onun vârisiyin derler; diğerleri de onu inkâr eder ve iddia sahibi beyyine is ter; diğerinin de beyyinesi bulunmazsa, bu ağaçlara o topluluk ortak olur. Eğer diken bilinmiyor ve fidan sahibi tanınmıyorsa, bu böyledir. Fetâvâyi Kübrâ'da da böyledir. Ebû'l- Leys'in Fetvâlsn'nda şöyle zikredilmiştir: Bir adamın yerinde, diğer adamın ağacının kökünden bir sürgün çıkıp, bir ağaç bittiğinde, eğer ona, o yer sahibi bakıyor, soluyor ise, bu durumda o ağaç, yer sahibinindir. 23 / 29

24 Şayet yer sahibi, "onun diğer adamın ağacının kökünden bittiğini'* doğrularsa; bu durumda o, ağaç sahibinin olur. Şayet, yalanlarsa, onun sözü geçerli olur. Fetâvâyi Kâdthâa'da da böyledir. Bir adamın çekirdeğini, rüzgar diğer birinin bağına getirir; bu çe kirdek de orda bitip, ağaç olursa; işte o ağaç, yer sahibinin olur. Çünkü çekirdek kıymet taşıyan bir şey değildir. Keza, bir adamın yerine, bir şeftali düşerek, orda bitip ağaç ol sa, o ağaç yer sahibinin olur. Zira, o çekirdeğin üzerindeki eti gittikten ve o çekirdek haline dönüştükten sonra bitmiştür. tşte bu, bir önceki meselenin aynısıdır. Fetâvâyi Kibri'da da böyledir. Hurmalıkta, meyveler meydana çıkınca, onlara bir sahip gelir se* tamamı bu hak sahibinin olur. Âmil ise, o yeri kendisine veren şah sa müracaat ederek, ecr-i mislini ister. Şayet o yerden, o sene hiç bir şey çıkmaz ise, âmile de hiç bir şey verilmez. Attâbİyye'de de böyledir. Bir adamın, ağcımın kökü, bir başkasının mülküne geçer ve or da fidanlar meydana gelir; o ağacın sahibi de o fidanları, o yerin sahibine hediye edorse; o ağacın kesilmesi hâlinde, o fidanlar kuruyacak olur sa; bu hîbe caiz olmaz. Eğer kurumaz iseler, hîbe caiz olur. Fetâvâyi Kübrâ'da da böyledir. Bir âmil, ağanın bağına, muamelesinin müddeti içinde ağaç dik tikten sonra, muamele müddeti sona ererse, bakılır: Eğer ağa için dik mişse, o bir beberru olur ve ağaç ağanın olur. Ve, ağa ağaçları satın al masını söylemişse, ağanın olur ve ağa âmile, onun, o ağaçlar için verdi ği dirhemleri öder. 24 / 29

25 Şayet âmil o ağaçları kendi nefsi için dikmiş ve buna ağa izin ver-mişse, o zaman, ağaçlar çiftçinin olur. Ağa da ona, "onları sökmesini emreder. TaUrhâniyye'de de böyledir. Âmil, bağ sahibinin izni olmadan-, bağda dut yaprağını satarsa; duruma bakılır; yapraklar yerinde iken, sahibi ona izin vermişse; para sı onun olur. Eğer müşteri, o yapraklan zayi ettikten sonra, bağ sahibi satışına rızâ göstermiş veya göstermemişse, bu durumlarda, âmile bir para (= bedel) ödenmez. Bağ sahibi için muhayyerlik vardır: İsterse âmile öde tir; isterse, müşteriye ödetir. Zehiyre'de de böyledir. Bağını (- bahçesini) muamele ortağına veren bir kimse, o bağ henüz meyve vermeden, ağaçlarını satarsa; işte bu satış fâsid olur. Çünkü onun bir kısmınının çıkaracağını icara vermişti. Daha hiç bir şey çık mamış olursa, âmilin hakkı taalluk etmeyeceği için bu durumdaki sa tış sahih olur. Her ne kadar, sulamış, korumuş ve bakmış olsa bile, bir şey gerekmez. Çünkü nefsi için çalışmıştır; çıkacak olanda hakkı vardır ve o da henüz çıkmamıştır Kerderî'nin Vedzi'nde de böyledir. Bir adam, diğerini, hurmalığın, çıkacak olan mahsûlünü bizzat alması için, vekil tâyin ettiğinde, bu vekil onu, halkın aldanmış saymı-yacağı şekilde alırsa; bu,, hurmalık sahibi için, sahih olur. Ve onun his sesi alınmış olur. Şayet halkın aldanmış sayacağı şekilde ve âmilin nasibinden az al mışsa; bu durumda âmile bir şey gerekmez. Ancak, hissesinin ne oldu ğunu biliyorsa, hissesi söylenen şeyden ibaret olur. Mebsût'ta da böyledir. Bir adam, diğerine, hurmalığını vererek, "o şahsı, bu hurmalı ğa 0 sene jçin muamele ortakhğma vermeye de" vekil eder; o adam da orayı halkın aldanmış sayacağı şekilde muameleye verir; bu âmil ça lışır ve mahsûlü çıkarırsa; çıkanın tamamı hurmalık sahibinin olur. Âmil, vekilden ecr-i mislini alır. 25 / 29

26 Bu müzâraa da olsa, şartlarına göre âmil ile vekil ortak olurlar. Tt-tarhâniyye'de de böyledir. Bir adam, bahçesinin ağaçlarını birisine vererek, "onları buda masını, gerekeni bir şeye bağlamasını" söyler; âmil de onu te'hir eder ve isabet eden soğuk, rüzgar yüzünden ağaçlar zarar görürse; bu âmil onları tazmin eder, Fetivâyİ Kibrâ'da da böyledir. Bir adam, diğerini hurmalık hakkında vekil tayin ettiğinde, bu vekili âmil tarafından tayin edilmişse, âmilin masrafını alır mı? Bu hususta, çeşitli rivayetler vardır. Bu vekil, hurmalık sahibi tarafından tayin edilmişse, yine çeşitli ri vayetler vardır. Âmil tarafından tayin edilen vekil, yapılan masrafı alır. Hurmalık sahibi tarafından tayin edilmiş olan vekil ise, alamaz. Vekâlet kitabında ise: "O da alır denilmiştir". Bir âmil, muamele suretiyle aldığı bir yere, sahibinin izni ile üzüm ve meyve ağaçlan diker; onlar büyüyüp yetişir ve meyve verirse; bu mey velerde dikenin de hakkı olur. Eğer, sonra onları sökerse, hak sahibine yerinin noksanlığım taz min eder. Bu İmâm Ebû Huife (R.A.)'ye göre beyledir. Sonra da tazminatta bulunan bu şahıs (yani onları diken şahıs) hurmalık sahibine müracaat eder. Ve ona, o noksanlığın bedelini ödetir. Bu İmâm Ebû Yûsuf (R.A.)'un sonraki kavlidir. 26 / 29

27 Diğer iki imamımıza göre ise, hak sahibi, yapılan noksanlığın ta mamını, onu veren vekile tazmin eder; iade eder. İmâm Mahunmed (R.A.): "Gâsıb tazmin eder." buyurmuştur. Gas-bettiği şeyi telef eden şahıs gibi... İmâm Ebû Hamtc (R.A.) ile İmim Ebû Yûsuf (R.A.) ise: "Tazminat gas-bedene değil, o yerin sahibine aittir." buyurmuşlardır. Sonra da onu diken şahıs, o yeri kendisine verene müracaat eder ve kendisi muamelede aldatıldığı için ücretini ondan alır. Mebşût'ta da böyledir. Bir adama, muamele ortaklığı için, çıkacak mahsûle yan yarıya ortak olmak üzere, bir hurmalık verilir ve ona: "Reyinle amel et." de nilmez; o da, o yeri bir başkasına, muamele ortaklığına verir; o da çalı şıp, mahsûlü çıkarırsa; bu mahsûlün tamamı, asıl hurmalık sahibinin olur. önceki âmile hiç bir şey verilmez. Bu kavil, İmâm Mahımmed (R.A.)'e ulaşır. Fakat İmim Ebû Hanîfe (R.A.) ile İmim Ebû Yûsuf (R.A.)'a göre, ona, söylenilenden fazlası ve rilmez. Muhıyt'te de böyledir. Şayet, mahsûlün bedeli, ikinci âmilin elinde, kendi sun'u olmak sızın, zayi olursa; onlardan hiç birine tazminat gerekmez. O hurmalık, sahibine aittir. Şayet kendi ameliyle zayi etmiş ve her hangi bir işine harcamışsa; ' bu durumda hurmalık sahibi muhayyerdir: Bu iki amilden, hangisine isterse ona ödetir. Şayet öncekine ödetirse, o hiç bir şey için ikinciye müracaat edemez. 27 / 29

28 Eğer ikinciye ödetirse, o, birinciye müracaat eder. Bu, hurmalık sahibi birinci âmile verirken: "Bildiğin gibi yap." de mediği zaman böyledir. Eğer, ona: "bildiğini yap." dedi ve yansını şart koştu ise, o zaman, çıkan mahsûlün üçte birisini ona vermesi caiz olur. Ve çıkan mahsûlün yarısı, hurmalık sahibinin olur. Altıda biri de önceki amilin olur. Üçte biri de kinci âmilin olur. İmâm Muhammed (R.A.), el-astda bu hususta şöyle buyurmuştur. "Re'yinle hareket eyle." demediği, hâlde, belirli bir şart koştu ise, öncekinin şartı ikincisinin aynısı olsa bile, bu fâsiddir. Bu durumda, ön ceki adama da tazminat gerekmez. Bedâic'de de böyledir. En doğrusunu Allahu Teâla bilir. [7] [1] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 11/411. [2] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 11/ [3] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 11/ [4] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 11/ / 29

29 [5] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 11/ [6] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 11/414. [7] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 11/ / 29

Gücü yeten kimsenin, sahibinden kaçan bir köleyi yakalaması, evlâ ve efdâldır. Siraciyye'de de böyledir.

Gücü yeten kimsenin, sahibinden kaçan bir köleyi yakalaması, evlâ ve efdâldır. Siraciyye'de de böyledir. KİTÂBÜ'L-İBÂK (SAHİBİNDEN KAÇAN KÖLELER) Sahibinden Kaçan Köle. Kölenin Sahibi Ortaya Çıkarsa. KİTÂBÜ'L-İBÂK (SAHİBİNDEN KAÇAN KÖLELER) Sahibinden Kaçan Köle Gücü yeten kimsenin, sahibinden kaçan bir köleyi

Detaylı

3- MALININ BİR KISMINI, MÜDARABE OLARAK VERİP, DİĞER BİR KISMINI VERMEYEN KİMSENİN DURUMU.. 4- MÜDÂRlBİN HARCAMA YÖNÜNDEN SAHİP OLUP OLMADIĞI YETKİLER

3- MALININ BİR KISMINI, MÜDARABE OLARAK VERİP, DİĞER BİR KISMINI VERMEYEN KİMSENİN DURUMU.. 4- MÜDÂRlBİN HARCAMA YÖNÜNDEN SAHİP OLUP OLMADIĞI YETKİLER KİTABÜ'L-MUDARABE. (SERMÂYE + EMEK ORTAKLIĞI) 1- MÜDÂREBE'NİN MÂNÂSI, RÜKNÜ, ŞARTLARI VE HÜKMÜ.. Müdârabe Ne Demektir Mudârabe'nin Rüknü. Müdârabe'nin Sahih Olmasının Şartları 3- MALININ BİR KISMINI, MÜDARABE

Detaylı

Soru: Kimlerin fitre vermesi gerekir? Hangi ürünlerden verilebilir?

Soru: Kimlerin fitre vermesi gerekir? Hangi ürünlerden verilebilir? Fitre/Fıtra Fıtrayı kimler verir Soru: Kimlerin fitre vermesi gerekir? Hangi ürünlerden verilebilir? İhtiyacı olan eşyadan ve borçlarından fazla olarak, zekât nisabı kadar malı, parası bulunan Müslümanın

Detaylı

Gü ven ce He sa b Mü dü rü

Gü ven ce He sa b Mü dü rü Güvence Hesabı nın dünü, bugünü, yarını A. Ka di r KÜ ÇÜK Gü ven ce He sa b Mü dü rü on za man lar da bi lin me ye, ta nın ma ya S baş la yan Gü ven ce He sa bı as lın da ye - ni bir ku ru luş de ğil.

Detaylı

STAJ ARA DÖNEM DEĞERLENDİRMESİ AYRINTILI SINAV KONULARI

STAJ ARA DÖNEM DEĞERLENDİRMESİ AYRINTILI SINAV KONULARI 22 STAJ ARA DÖNEM DEĞERLENDİRMESİ AYRINTILI SINAV KONULARI 406 A GRUBU STAJ ARA DÖNEM DEĞERLENDİRMESİ AYRINTILI SINAV KONULARI 22 A GRU BU STAJ ARA DÖ NEM DE ER LEN D R ME S AY RIN TI LI SI NAV KO NU LA

Detaylı

Yazar Ali Kara Pazartesi, 11 Ağustos :22 - Son Güncelleme Pazartesi, 11 Ağustos :29

Yazar Ali Kara Pazartesi, 11 Ağustos :22 - Son Güncelleme Pazartesi, 11 Ağustos :29 Her kim bir şeyi görmeden satın alsa, caizdir. Müşterinin, onu gördüğü vakitte muhayyerliği iptal eden bir şey olmadıkça, görmeden evvel razı olursa da geri verme hakkı vardır. Görmeden satan kişinin muhayyerliği

Detaylı

Murabaha Nedir? Murabahalı Satış Ne Demek?

Murabaha Nedir? Murabahalı Satış Ne Demek? Murabaha Nedir? Murabahalı Satış Ne Demek? Murabaha Nedir sorusuna lügâvi manasında cevap çok kısa olabilir ama burada daha çok günümüzdeki fiilî durumunu ele almak faydalı olacak. Bahse konu yöntemden,

Detaylı

mer can or ma nı için de do laş mak tay dı. Ka ya la rın ara sın da ki ya rık lar da on la rın yu va la rıy dı. Ha nos de lik ler den bi ri ne bil gi

mer can or ma nı için de do laş mak tay dı. Ka ya la rın ara sın da ki ya rık lar da on la rın yu va la rıy dı. Ha nos de lik ler den bi ri ne bil gi mer can or ma nı için de do laş mak tay dı. Ka ya la rın ara sın da ki ya rık lar da on la rın yu va la rıy dı. Ha nos de lik ler den bi ri ne bil gi al mak için ka fası nı sok tu. Ama içer de ki za rif

Detaylı

ya kın ol ma yı is ter dim. Gü neş le ısı nan top rak üze rinde ki çat lak la rı da ha net gö rür düm o za man. Bel ki de ka rın ca la rı hat ta yağ

ya kın ol ma yı is ter dim. Gü neş le ısı nan top rak üze rinde ki çat lak la rı da ha net gö rür düm o za man. Bel ki de ka rın ca la rı hat ta yağ SAKARKÖY Uzun boy lu bir can lı ol ma yı ben is te me dim. Ben, doğ du ğum da da böy ley dim. Za man la da ha da uzadım üs te lik. Bü yü düm. Ben bü yü dük çe di ğer can lılar kı sal dı lar, kü çül dü

Detaylı

TEST 1. Hareketlilerin yere göre hızları; V L. = 4 m/s olarak veriliyor. K koşucusunun X aracına göre hızı; = 6 m/s V X.

TEST 1. Hareketlilerin yere göre hızları; V L. = 4 m/s olarak veriliyor. K koşucusunun X aracına göre hızı; = 6 m/s V X. TEST 1 ÇÖZÜER BAĞI HAREET 1 40m a =3m/s 4m/s 3 1m/s 6m/s 4m/s ere göre yüzücünün hızı: = 5 m/s olur I yargı doğrudur a =3m/s y =4m/s + Hareketlilerin yere göre hızları; = 1 m/s = 6 m/s = 4 m/s olarak veriliyor

Detaylı

DÜZLEM AYNALAR BÖLÜM 25

DÜZLEM AYNALAR BÖLÜM 25 DÜZE AAAR BÖÜ 5 DE SRU 1 DE SRUAR ÇÖZÜER 4 1 A B C D E F ışık ışını B noktasından geçer ışık ışını E noktasından geçer 5 ESE AAR ışını ve düzlem aynalarında yansıdığında, n = 3 ve n = 1 olur Bu durumda

Detaylı

İSLÂM DA CEZA SİSTEMİ HATA İLE ÖLDÜRME

İSLÂM DA CEZA SİSTEMİ HATA İLE ÖLDÜRME 190 HATA İLE ÖLDÜRME Hata ile öldürme iki kısma ayrılır: 1- Öldürülen kimsenin isabet alması istenmemesine rağmen ona isabet etmesi ve onu öldürmesidir. Bir ava atış yapılırken bir insana isabet etmesi

Detaylı

Gök ler. Uçak lar la gi di lir an cak ora la ra. İn san gök ler de do la şa bil se. Bir ak şa müs tü, ar ka daş la rıyla. Bel ki ora la ra uçak lar

Gök ler. Uçak lar la gi di lir an cak ora la ra. İn san gök ler de do la şa bil se. Bir ak şa müs tü, ar ka daş la rıyla. Bel ki ora la ra uçak lar Gök ler. Uçak lar la gi di lir an cak ora la ra. İn san gök ler de do la şa bil se. Bir ak şa müs tü, ar ka daş la rıyla. Bel ki ora la ra uçak lar la da gi di le mez. Çün kü uçak lar çok ya kın dan geçi

Detaylı

-gi de ra yak- se ve bi lir sin... Öl mek öz gür lü ğü de ya şa mak öz gür lü ğü de önem li dir. Be yoğ lu nda ge zer sin... Şöy le di yor du ken di

-gi de ra yak- se ve bi lir sin... Öl mek öz gür lü ğü de ya şa mak öz gür lü ğü de önem li dir. Be yoğ lu nda ge zer sin... Şöy le di yor du ken di -gi de ra yak- se ve bi lir sin... Öl mek öz gür lü ğü de ya şa mak öz gür lü ğü de önem li dir. Be yoğ lu nda ge zer sin... Şöy le di yor du ken di ne: Sen gü neş li so kak lar da do laşı yor sun, is

Detaylı

10. SINIF KONU ANLATIMLI. 2. ÜNİTE: ELEKTRİK VE MANYETİZMA 4. Konu MANYETİZMA ETKİNLİK ve TEST ÇÖZÜMLERİ

10. SINIF KONU ANLATIMLI. 2. ÜNİTE: ELEKTRİK VE MANYETİZMA 4. Konu MANYETİZMA ETKİNLİK ve TEST ÇÖZÜMLERİ 10. IIF KOU ALATIMLI 2. ÜİTE: ELEKTRİK VE MAYETİZMA 4. Konu MAYETİZMA ETKİLİK ve TET ÇÖZÜMLERİ 2 Ünite 2 Elektrik ve Manyetizma 2. Ünite 4. Konu (Manyetizma) A nın Çözümleri 3. 1. Man ye tik kuv vet ler,

Detaylı

Solem Organik / Ürün Kullanımı

Solem Organik / Ürün Kullanımı Solem Organik / Ürün Kullanımı Bitki Türü Gübre Uygulama zamanı Dozlama / saf gübre Arpa, Buğday, Yulaf, Çavdar, Darı, Süpürge Darısı, Kara Buğday Uygulama Metodları K Ekim Öncesi, Yılda 1 defa 20-200

Detaylı

7. Sınıf MATEMATİK TAM SAYILARLA ÇARPMA VE BÖLME İŞLEMLERİ 1. I. ( 15) ( 1) 5. ( 125) : ( 25) 5 6. (+ 9) = (+ 14)

7. Sınıf MATEMATİK TAM SAYILARLA ÇARPMA VE BÖLME İŞLEMLERİ 1. I. ( 15) ( 1) 5. ( 125) : ( 25) 5 6. (+ 9) = (+ 14) 7. Sınıf MATEMATİK TAM SAYILARLA ÇARPMA VE BÖLME İŞLEMLERİ TEST 1 1. I. (15) (1) II. (1) (6) III. (+8) (1) IV. (10) (1) Yukarıda verilen işlemlerden kaç tanesinin sonucu pozitiftir? A) 4 B) 3 C) 2 D) 1

Detaylı

KİTÂBÜ'L-VELA.. Velâ Ne Demektir: Velâ'nın Çeşitleri: Velâyi Ataka: Velâyi Müvâlat: 1- VELÂYİ ATAKA (= AZÂD ETME VELÂSI)

KİTÂBÜ'L-VELA.. Velâ Ne Demektir: Velâ'nın Çeşitleri: Velâyi Ataka: Velâyi Müvâlat: 1- VELÂYİ ATAKA (= AZÂD ETME VELÂSI) KİTÂBÜ'L-VELA.. Velâ Ne Demektir: Velâ'nın Çeşitleri: Velâyi Ataka: Velâyi Müvâlat: 1- VELÂYİ ATAKA (= AZÂD ETME VELÂSI) 1- Velânın Sebebi, Şartları, Şekli Ve Hükmü. Velânın Şartları: Velânın Şekli: Velâ'nın

Detaylı

BAĞIL HAREKET. 4. kuzey. Şekilde görüldüğü gibi, K aracındaki gözlemci L yi doğuya, M yi güneye, N yi güneybatıya doğru gidiyormuş gibi görür.

BAĞIL HAREKET. 4. kuzey. Şekilde görüldüğü gibi, K aracındaki gözlemci L yi doğuya, M yi güneye, N yi güneybatıya doğru gidiyormuş gibi görür. AIŞTIRAAR BÖÜ BAĞI HAREET ÇÖZÜER BAĞI HAREET 1 4 N N =v =0 Şekilde görüldüğü gibi, aracındaki gözlemci yi doğuya, yi e, N yi batıya doğru gidiyormuş gibi görür = = = 0 olur ( aracı duruyor) =v = aracı

Detaylı

BAĞIL HAREKET BÖLÜM 2. Alıştırmalar. Bağıl Hareket ÇÖZÜMLER. 4. kuzey

BAĞIL HAREKET BÖLÜM 2. Alıştırmalar. Bağıl Hareket ÇÖZÜMLER. 4. kuzey BAĞI HAREET BÖÜ Alıştırmalar ÇÖZÜER Bağıl Hareket 1 4 batı =v =0 doğu Şekilde görüldüğü gibi, aracındaki gözlemci yi doğuya, yi e, yi batıya doğru gidiyormuş gibi görür = = = 0 olur ( aracı duruyor) aracı

Detaylı

LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI)

LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI) Livata Haddi 71 LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI) Livatanın cezası zina cezasından farklıdır. Her ikisinin vakıası birbirinden ayrıdır, birbirinden daha farklı durumları vardır. Livata,

Detaylı

Gerçek şudur ki bu konu doğru dürüst anlaşılmamıştır; hakkında hiç derin derin düşünülmemiştir. Ali-İmran suresinde Allah (c.c.) şöyle buyurur; [3]

Gerçek şudur ki bu konu doğru dürüst anlaşılmamıştır; hakkında hiç derin derin düşünülmemiştir. Ali-İmran suresinde Allah (c.c.) şöyle buyurur; [3] Şimdi de hızlıca Müteşabihat hakkında bir iki şey söylemek istiyorum. Deniliyor ki Kur ân da hem Muhkemat hem Müteşabihatlar vardır. Bu durumda Kur ân a nasıl güvenebiliriz? Gerçek şudur ki bu konu doğru

Detaylı

İsra ve Miraç olayının, Mekke de artık çok yorulmuş olan Resulüllah için bir teselli ve ümitlendirme olduğunda da şüphe yoktur.

İsra ve Miraç olayının, Mekke de artık çok yorulmuş olan Resulüllah için bir teselli ve ümitlendirme olduğunda da şüphe yoktur. Alıntı; FarukBeşer İsra Suresi hicretten bir yıl önce indirilmiş. Yani Hicret yakındır ve artık Medine de Yahudilerle temas başlayacaktır. Sure sanki her iki tarafı da buna hazırlıyor gibidir. Mescid-i

Detaylı

Fakat bazı şeyleri yeyip içmek, insanlara zararlı, hikmet ve ihtiyaca aykırı olduğu için İslam dininde haramdır.

Fakat bazı şeyleri yeyip içmek, insanlara zararlı, hikmet ve ihtiyaca aykırı olduğu için İslam dininde haramdır. Eşyada yenip içilme bakımından asıl olan mubah olmaktır. Bütün eşya, aslında insanların yararlanmaları için yaratılmıştır. Onun için aslında temiz olan, akla ve sağlığa zararlı olmayan bir kısım hayvan

Detaylı

Efendim, öğrendiklerimin ikincisi; çok kimseyi, nefsin şehvetleri peşinde koşuyor gördüm. Şu âyet-i kerimenin mealini düşündüm:

Efendim, öğrendiklerimin ikincisi; çok kimseyi, nefsin şehvetleri peşinde koşuyor gördüm. Şu âyet-i kerimenin mealini düşündüm: Hatim-i Esam hazretleri, hocası Şakik-i Belhi hazretlerinin yanında 33 sene kalır, ilim tahsil eder. Hocası, bu zaman içinde ne öğrendiğini sorduğu zaman, sekiz şey öğrendiğini söyler ve bunları hocasına

Detaylı

TÜRK STANDARDLARI ENSTİTÜSÜ

TÜRK STANDARDLARI ENSTİTÜSÜ TÜRK STANDARDLARI ENSTİTÜSÜ BELGELENDİRME MERKEZİ BAŞKANLIĞI YENİ DÜNYANIN YENİ YÖNETİM SİSTEMLERİ TSE İZMİR BELGELENDİRME MÜDÜRLÜĞÜ 1 TÜRK STANDARDLARI ENSTİTÜSÜ 13.03.2014 TSE İZMİR BELGELENDİRME MÜDÜRLÜĞÜ

Detaylı

Haccı mı edâ etmesi yoksa oğlunu mu evlendirmesi gerekir?

Haccı mı edâ etmesi yoksa oğlunu mu evlendirmesi gerekir? Haccı mı edâ etmesi yoksa oğlunu mu evlendirmesi gerekir? ] ريك Turkish [ Türkçe Muhammed b. Salih el-useymîn 0Terceme: 0TMuhammed Şahin Tetkik: Ali Rıza Şahin 20-432 ماذا ب عليه: حلج أم تزو ج ابنه» اللغة

Detaylı

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205) Zikir, hatırlayıp yâd etmek demektir. İbâdet olan zikir de Yüce Allah ı çok hatırlamaktan ibârettir. Kul, Rabbini diliyle, kalbiyle ve bedeniyle hatırlar ve zikreder. Diliyle Kur ân-ı Kerim okur, duâ eder,

Detaylı

30 MALİ BORÇLAR *** En çok bir yıl içinde ödenmesi gereken ve ödenmeleri dönen varlıklarla gerçekleştirilecek

30 MALİ BORÇLAR *** En çok bir yıl içinde ödenmesi gereken ve ödenmeleri dönen varlıklarla gerçekleştirilecek 30 MALİ BORÇLAR *** 3.. KISA VADELİ YABANCI KAYNAKLAR En çok bir yıl içinde ödenmesi gereken ve ödenmeleri dönen varlıklarla gerçekleştirilecek olan borçlardır. 30 Mali Borçlar 14 32 Ticari Borçlar 33

Detaylı

FONKSİYONLAR FONKSİYONLAR... 179 198. Sayfa No. y=f(x) Fonksiyonlar Konu Özeti... 179. Konu Testleri (1 8)... 182. Yazılıya Hazırlık Soruları...

FONKSİYONLAR FONKSİYONLAR... 179 198. Sayfa No. y=f(x) Fonksiyonlar Konu Özeti... 179. Konu Testleri (1 8)... 182. Yazılıya Hazırlık Soruları... ÜNİTE Safa No............................................................ 79 98 Fonksionlar Konu Özeti...................................................... 79 Konu Testleri ( 8)...........................................................

Detaylı

M VE NAZARDAN KORUNMA VE KURTULMA YOLLARI. lar aha beteri. dir veya 7 2. Y. 4. a bakarak " " dersek h 6. olarak sadaka verme.

M VE NAZARDAN KORUNMA VE KURTULMA YOLLARI. lar aha beteri. dir veya 7 2. Y. 4. a bakarak   dersek h 6. olarak sadaka verme. M VE NAZARDAN KORUNMA VE KURTULMA YOLLARI lar aha beteri dir... 1. -3-5 veya 7 2. Y 3. : me sem. 1 (B bir olmaz) 4. a bakarak " " 5. sek, dersek h 6. olarak sadaka verme. 2 3 k, iyilik yapmak, anaya -

Detaylı

4- EMANETİN ZAYİ OLMASI HALİNDE EMANET BIRAKILAN ŞAHSIN. BUNU ÖDEYİP ÖDEMİYECEĞİ

4- EMANETİN ZAYİ OLMASI HALİNDE EMANET BIRAKILAN ŞAHSIN. BUNU ÖDEYİP ÖDEMİYECEĞİ KİTABÜ'L-VEDÎ'A.. (EMÂNETLER) 1- EMÂNET BIRAKMA VE VEDÎA'NIN MÂNASI, RÜKNÜ, ŞARTLARI VE HÜKMÜ Emânet (=Vedîa) Ne Demektir Vedîa'nın Rüknü. Delâleten Emanet Emânetin Şartları Emânetin Hükmü. 2- EMÂNETİ

Detaylı

İmam Humeyni'nin vasiyetini okurken güzel ve ince bir noktayı gördüm ve o, Hz. Fatıma

İmam Humeyni'nin vasiyetini okurken güzel ve ince bir noktayı gördüm ve o, Hz. Fatıma Question İmam Humeyni'nin vasiyetini okurken güzel ve ince bir noktayı gördüm ve o, Hz. Fatıma (s.a)'nın mushafı hakkındaki sözleri idi. Allah-u Teâlâ tarafından Hz. Fatıma Zehra (s.a)'ya ilham edilen

Detaylı

Veda Hutbesi. "Ey insanlar! " Sözümü iyi dinleyiniz! Biliyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım.

Veda Hutbesi. Ey insanlar!  Sözümü iyi dinleyiniz! Biliyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım. Veda Hutbesi Peygamberimiz Vedâ Hutbesinde buyurdular ki: Hamd, Allahü Teâlâya mahsûstur. O'na hamd eder, O'ndan yarlığanmak diler ve O'na tövbe ederiz. Nefislerimizin şerlerinden ve amellerimizin günahlarından

Detaylı

Bir selam ile selamlandığınızda ondan daha iyisiyle veya aynısıyla selamı alın (Nisa 86)

Bir selam ile selamlandığınızda ondan daha iyisiyle veya aynısıyla selamı alın (Nisa 86) 1) Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor: Bir selam ile selamlandığınızda ondan daha iyisiyle veya aynısıyla selamı alın (Nisa 86) 2) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: Müslüman ın Müslüman üzerindeki hakkı

Detaylı

Soru 1719: Borcu ödemek için haram mal vermenin hükmü nedir? Cevap: Başkasının malını vermekle borç ödenmez ve bununla borçlunun sorumluluğu kalkmaz.

Soru 1719: Borcu ödemek için haram mal vermenin hükmü nedir? Cevap: Başkasının malını vermekle borç ödenmez ve bununla borçlunun sorumluluğu kalkmaz. Sorular ve Fetvalar / BORÇ BORÇ Soru 1716: Bir fabrika sahibi ham madde satın almak için benden borç olarak bir miktar para aldı. Bir süre sonra bu parayı bir miktar fazlasıyla bana geri ödedi. O bu fazlalığı

Detaylı

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ Bu Beldede İlim Ölmüştür Rivayet edildiğine göre Süfyan es-sevrî (k.s) Askalan şehrine gelir, orada üç gün ikamet ettiği halde, kendisine hiç kimse gelip de ilmî bir mesele hakkında

Detaylı

VAKIFLAR İÇİN FİNANS KAYNAĞI OLARAK İCÂRETEYN. Doç. Dr. Süleyman Kaya

VAKIFLAR İÇİN FİNANS KAYNAĞI OLARAK İCÂRETEYN. Doç. Dr. Süleyman Kaya VAKIFLAR İÇİN FİNANS KAYNAĞI OLARAK İCÂRETEYN Doç. Dr. Süleyman Kaya İCÂRETEYN KAVRAMI Arapça icâre kelimesinin tesniyesi olan icâreteyn kavramı çift kira anlamına gelip kira sözleşmesinde kira bedelinin

Detaylı

4. - 5. sınıflar için. Öğrenci El Kitabı

4. - 5. sınıflar için. Öğrenci El Kitabı 4. - 5. sınıflar için Öğrenci El Kitabı Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı nın 28.08.2006 tarih ve B.08.0.TTK.0.01.03.03.611/9036 sayılı yazısı ile Denizler Yaşamalı Programı nın*

Detaylı

MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ

MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ 5 BÖÜ RENER 1 2 ODE SORU - 1 DEİ SORUARIN ÇÖÜERİ T aralığı yalnız, T aralığı ise yalnız kaynaktan ışık alabilir aralığı her iki kaynaktan ışık alabileceğinden, + ( + yeşil) = renkte görünür I II O IV III

Detaylı

NAFAKA. Nafakasının yiyecek sınıfları ekmek veya un, tuz, yağ, sabun, odun ve her ihtiyaçta kullanılmak üzere laz

NAFAKA. Nafakasının yiyecek sınıfları ekmek veya un, tuz, yağ, sabun, odun ve her ihtiyaçta kullanılmak üzere laz NAFAKA 1 - İbni Nüceym Fetvalarından: "Hind, kendisini boşayan kocasından hamile olduğunu ifade edip, gebelik Açıklama: Kadın ister fakir isterse zengin olsun, ister Müslüman isterse ehl-i kitaptan bulunsun,

Detaylı

Asker hemen komutanı süzerek cevap vermiş; 1,78! Komutan şaşırmış;

Asker hemen komutanı süzerek cevap vermiş; 1,78! Komutan şaşırmış; Yemek Temel, Almanya'dan gelen arkadaşı Dursun'u lokantaya götürür. Garsona: - Baa bi kuru fasulye, pilav, üstüne de et! der. Dursun: - Baa da aynısından... Ama üstüne etme!.. Ölçüm Bir asker herkesin

Detaylı

Kurbanın Mahiyeti, Vücubu ve Şer î Hikmeti Pazartesi, 31 Ağustos :59

Kurbanın Mahiyeti, Vücubu ve Şer î Hikmeti Pazartesi, 31 Ağustos :59 Kurban Yüce Allah ın rahmetine yaklaşmak için ibadet niyeti ile kesilen özel hayvandır. Kurban bayramı günlerinde (ilk üç günde) böyle Allah rızası için kesilen kurbana (Udhiyye), bunu kesmeğe de tazhiye

Detaylı

İslam da İhya ve Reform, çev: Fehrullah Terkan, Ankara Okulu Yayınları, Ankara 2006.

İslam da İhya ve Reform, çev: Fehrullah Terkan, Ankara Okulu Yayınları, Ankara 2006. Faz lur Rah man: 21 Ey lül 1919 da Pa kis tan n Ha za ra şeh rin de doğ du. İlk öğ re ni mi ni Pa kis tan da Ders-i Niza mî ola rak bi li nen ge le nek sel med re se eği ti mi şek lin de biz zat ken di

Detaylı

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ. EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ www.almuwahhid.com 1 Müellif: Şeyhu'l-İslam İbni Teymiyye (661/728) Eser: Mecmua el-feteva, cilt 4 بسم هللا الرحمن الرحيم Selefin, kendilerinden sonra gelenlerden daha alim, daha

Detaylı

ATAM MARŞI ... œ. œ. œ. œ. œ. -œ. œ œ bœ. œ œ nœ ... œ œ œ Œ œ œ. & b 1- &b œ j œ j œ j œ œ œ nœ œ. . œœ œ œ œ œ. œ Œ. œ œ. œ œ j œ.

ATAM MARŞI ... œ. œ. œ. œ. œ. -œ. œ œ bœ. œ œ nœ ... œ œ œ Œ œ œ. & b 1- &b œ j œ j œ j œ œ œ nœ œ. . œœ œ œ œ œ. œ Œ. œ œ. œ œ j œ. q=100 ATAM MARŞI Söz ve Müzik: Ziya AYDINTAN Eşlik Düzenleme:Ercan BAŞ 2 &b4 { Piano q=100.......... 2 & b - 4 œ œ œ œ œ œ œ œ œ œ œ intro...? 2 b 4 œ œ œ œ œ œ œ. œ. œ. œ. œ. -œ œ. œ. œ. œ. œ. œ. œ..

Detaylı

Fiilden İsim Yapma Ekleri

Fiilden İsim Yapma Ekleri Fiil kök ve gövdelerinden, isimler yapmakta kullanılan eklerdir. Bu eklerin sayıca çok ve işlek olması, Türkçenin fiilden isim yapmaya elverişli bir dil olduğunun da göstergesidir. 1. -gan, -gen; -kan,

Detaylı

YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLERİN BANKALAR KANUNU NUN 46 NCI MADDESİNE GÖRE YAPACAKLARI TASDİKE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR HAKKINDA YÖNETMELİK

YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLERİN BANKALAR KANUNU NUN 46 NCI MADDESİNE GÖRE YAPACAKLARI TASDİKE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR HAKKINDA YÖNETMELİK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLERİN BANKALAR KANUNU NUN 46 NCI MADDESİNE GÖRE YAPACAKLARI TASDİKE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR HAKKINDA YÖNETMELİK 13 298 YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLERİN BANKALAR KANUNU NUN 46 NCI MADDESİNE

Detaylı

Mehir hakkında Dinimizin Bildirdikleri

Mehir hakkında Dinimizin Bildirdikleri Mehir hakkında Dinimizin Bildirdikleri Karabük ten Ali Kılınç: Mehirle ilgili dinimizin emirleri nelerdir? Düğün nişan gibi mesut günlerde hanım kızlarımıza erkek tarafından takılan takıların mülkiyeti

Detaylı

Afetler ve İlişkilerimiz

Afetler ve İlişkilerimiz Afetler ve İlişkilerimiz DEPREM KAYIPLARIMIZ VE YAS Sayfa 2 DEPREM, KAYIPLAR VE EŞLER ARASI İLİŞKİLER Sayfa 10 DEPREM, KAYIPLAR VE DOSTLUKLAR Sayfa 14 DEPREM KAYIPLARIMIZ VE YAS Aşa ğı da ki bil gi ve

Detaylı

Kurban Nedir Ve Niçin Kesilir?

Kurban Nedir Ve Niçin Kesilir? Kurban sözlükte yaklaşmak, yakınlaşmak gibi anlamlara gelmektedir. Kurban, Allah a yaklaşmak ve onun hoşnutluğunu kazanmak amacıyla belirli bir zamanda uygun nitelikteki bir hayvanı kesmektir. Kesilen

Detaylı

Paragraftaki açıklamaya uygun düşen atasözü aşağıdakilerden hangisidir?

Paragraftaki açıklamaya uygun düşen atasözü aşağıdakilerden hangisidir? 1) İnsanlar, dağlar gibi yerlerinden kımıldamayan cansızlar değildir. Arkadaşlar, tanışlar birbirlerinden ne kadar uzakta olursa olsun ve buluşmaları ne kadar güç olursa olsun, günün birinde bir araya

Detaylı

Orucun tutulacağı günler olduğu gibi tutulmayacağı günlerde vardır. Resûlüllah sav bizzat bunu yasak etmiştir.

Orucun tutulacağı günler olduğu gibi tutulmayacağı günlerde vardır. Resûlüllah sav bizzat bunu yasak etmiştir. Hastalık ve Yolculukta: Eğer bir insan hasta ise ve yolcu ise onun için oruç tutmak Kur an-ı Kerim de yasaktır. Bazı insanlar ben hastayım ama oruç tutabilirim diyor veya yolcuyum ama tutabilirim diyor.

Detaylı

ATIŞLAR BÖLÜM 5. Alıştırmalar. Atışlar ÇÖZÜMLER. 3. a) I. Yol Ci sim t sa ni ye de ye re düş sün. 1. a) Cismin serbest bırakıldığı yükseklik,

ATIŞLAR BÖLÜM 5. Alıştırmalar. Atışlar ÇÖZÜMLER. 3. a) I. Yol Ci sim t sa ni ye de ye re düş sün. 1. a) Cismin serbest bırakıldığı yükseklik, ATIŞAR BÖÜM 5 Alışırmalar ÇÖZÜMER Aışlar a) Cismin serbes bırakıldığı yükseklik, 0 6 80 m olur b) Cis min 5 sa ni ye de al dı ğı yol, 0 ( 5 ) 5 m olur Cis min son sa ni ye de al dı ğı yol, 5 80 5 55 m

Detaylı

TORK. τ = 2.6 4.sin30.2 + 2.cos60.4 = 12 4 + 4 = 12 N.m Çubuk ( ) yönde dönme hareketi yapar. τ K. τ = F 1. τ 1. τ 2. τ 3. τ 4. 1. 2.

TORK. τ = 2.6 4.sin30.2 + 2.cos60.4 = 12 4 + 4 = 12 N.m Çubuk ( ) yönde dönme hareketi yapar. τ K. τ = F 1. τ 1. τ 2. τ 3. τ 4. 1. 2. AIŞIRMAAR 8 BÖÜM R ÇÖZÜMER R cos N 4N 0 4sin0 N M 5d d N ve 4N luk kuv vet lein çu bu ğa dik bi le şen le i şekil de ki gi bi olu nok ta sı na gö e top lam tok; τ = 6 4sin0 + cos4 = 4 + 4 = Nm Çubuk yönde

Detaylı

ULUSLARARASI USKUDARSEMPOZYUMU

ULUSLARARASI USKUDARSEMPOZYUMU ULUSLARARASI.... USKUDARSEMPOZYUMU V 1-5 Kasım 2007 BİLDİRİLER CİLT I EDİTÖR DR. COŞKUN YILMAZ USKUDAR SEMPOZYUMU V KURULU Prof. Dr. Mehmet Prof. Eriinsal Prof. Dr. Mustafa Uzun Prof. Dr. Zekeriya Prof.

Detaylı

MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ

MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ ÖLÜ ÜRESEL YNLR OEL SORU - Eİ SORULRN ÇÖZÜLERİ 4 a a a d Şe kil de ö rül dü ğü i bi, ve ışık ışın la rı yansı ma lar so nu u ken di üze rin den e ri dö ner CEVP Şekilde örüldüğü ibi, aynalar arasındaki

Detaylı

Ceviz Fidanı-Ağacı İklim ve Toprak İstekleri

Ceviz Fidanı-Ağacı İklim ve Toprak İstekleri Yavuz-1 CEVİZ (KR-2) Ceviz yetişen tüm bölgelerde yetişir. Özellikle geç donların görüldüğü yerlerde yetiştirilmesi tavsiye edilir. Verimsiz bir çeşittir. Nisbi Periyodisite görülür. Meyvesi oval şekilli

Detaylı

ÝÇÝNDEKÝLER. 1. ÜNÝTE Kümeler. 2. ÜNÝTE Bölünebilme Kurallarý ve Kesirler

ÝÇÝNDEKÝLER. 1. ÜNÝTE Kümeler. 2. ÜNÝTE Bölünebilme Kurallarý ve Kesirler ÝÇÝNDEKÝLER 1. ÜNÝTE Kümeler KÜMELER... 13 Ölçme ve Deðerlendirme... 19 Kazaným Deðerlendirme Testi - 1... 21 Kazaným Deðerlendirme Testi - 2 (Video lü)... 23 KÜMELERLE ÝÞLEMLER... 25 Ölçme ve Deðerlendirme...

Detaylı

Zekatla ilgili çeşitli sual cevaplar

Zekatla ilgili çeşitli sual cevaplar Sual: Hayat sigortası yaptırdım. Her yıl belli miktar parayı yatırıyorum. 20 yıl sonra toplu olarak ödeme yapacaklar veya toplu ödeme istemezsem aylık olarak ödeyecekler (aylık maaş gibi). Burada biriken

Detaylı

Birinci kadın; Oğlunun çok hareketli olduğunu, ellerinin üzerinde dakikalarca yürüyebileceğini söyledi.

Birinci kadın; Oğlunun çok hareketli olduğunu, ellerinin üzerinde dakikalarca yürüyebileceğini söyledi. Marifetli Çocuk Üç kadın ellerinde sepetleriyle pazardan dönüyorlardı. Dinlenmek için yolun kenarındaki kanepeye oturdular. Çocukları hakkında sohbet etmeye başladılar. Birinci kadın; Oğlunun çok hareketli

Detaylı

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir.

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir. İBADET 1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir. 2 İslam ın şartı kaçtır? İslam ın şartı beştir.

Detaylı

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI ŞEYH MUHAMMED NASIRUDDİN EL-ELBANİ 1 KİTAB VE SÜNNETE DAVET YAYINLARI 1435 HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI ŞEYH MUHAMMED NASIRUDDİN EL-ELBANİ irtibat kitabvesunnet@gmail.com

Detaylı

Abdullah Öcalan. Weşanên Serxwebûn 85

Abdullah Öcalan. Weşanên Serxwebûn 85 Abdullah Öcalan Ta rih gü nü müz de giz li ve biz ta ri hin baş lan gı cın da giz li yiz Abdullah Öcalan Ta rih gü nü müz de giz li ve biz ta ri hin baş lan gı cın da giz li yiz Weşanên Serxwebûn 85 Abdul

Detaylı

3. Sınıf Matematik Karışık Problemler. Karışık Problemler

3. Sınıf Matematik Karışık Problemler. Karışık Problemler Karışık Problemler 1. Ceyhun un 56 tane bilyesi vardı. 56 tane de babası ona aldı. Sonra Ceyhun bu bilyelerin 23 tanesini kaybetti. Acaba Ceyhun un geriye kaç bilyesi kaldı? 2. Bir çoban 126 tane koyunundan

Detaylı

Morpa Kampüs Çocukları Okuma Yazmaya Hazırlamanın ve Öğretmenin Neden En Kolay Yolu?

Morpa Kampüs Çocukları Okuma Yazmaya Hazırlamanın ve Öğretmenin Neden En Kolay Yolu? Morpa Kampüs Çocukları Okuma Yazmaya Hazırlamanın ve Öğretmenin Neden En Kolay Yolu? l Çünkü Morpa Kampüs te Okuma Yazmaya Hazırlık Çalışmaları için özel bölüm var. Bu bölümde okul öncesi eğitimi almış

Detaylı

KÜRESEL AYNALAR BÖLÜM 26

KÜRESEL AYNALAR BÖLÜM 26 ÜRESE AYNAAR BÖÜ 6 ODE SORU DE SORUARN ÇÖZÜER d d noktası çukur aynanın merkezidir ve ışınlarının izlediği yoldan, yargı doğrudur d noktası çukur aynanın odak noktasıdır d olur yargı doğrudur d + d + dir

Detaylı

EZBERLEMİYORUZ, ÖĞRENİYORUZ. Hafta Sonu Ev Çalışması BEZELYE TANESİ

EZBERLEMİYORUZ, ÖĞRENİYORUZ. Hafta Sonu Ev Çalışması BEZELYE TANESİ Hafta Sonu Ev Çalışması BEZELYE TANESİ Zamanın birinde bir bahçe varmış. Bahçede bir bezelye varmış. Bezelye bahçede büyümüş. Tohum vermeye başlamış. Bir bezelye tanesi kabuğundan ayıklanmış. Evin çocuğu

Detaylı

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır. BÜYÜKLERİN HİKMETLİDEN SÖZLERİ Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır. Buyruldu ki; Faziletli kimseler için (hiçbir yer) gurbet sayılmaz. Cahilin ise

Detaylı

ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ

ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ÇEVRE KORUMA VE KONTROL DAİRESİ BAŞKANLIĞI BİTKİSEL ÜRETİM VE UYGULAMA ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ AKADEMİ MERKEZİ FALİYETLERİ ADIM ADIM DIANTUS CARYOPHYLLUS(KARANFİL) YETİŞTİRİCİLİĞİ Hazırlayan:Ramazan

Detaylı

MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ

MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ 1. BÖÜM A DAGAARI MDE SRU - 1 DEİ SRUARIN ÇÖZÜMERİ 5. T 1. uvvet vektörünün dengeden uzaklaşan ucu ile hız vektörünün ları çakışık olmalıdır. Buna göre şeklinde CEVA C 2. Dal ga la rın gen li ği den ge

Detaylı

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz. Söylenen her söz, içinden çıktığı kalbin kılığını üzerinde taşır. Ataullah İskenderî Söz ilaç gibidir. Gereği kadar sarf edilirse fayda veriri; gerektiğinden fazlası ise zarara neden olur. Amr bin As Sadece

Detaylı

TORK VE DENGE BÖLÜM 8 MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ. 4. Kuvvetlerin O noktasına

TORK VE DENGE BÖLÜM 8 MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ. 4. Kuvvetlerin O noktasına BÖÜM 8 R VE DEE MDE SRU - 1 DEİ SRUARI ÇÖZÜMERİ 1 1 yönü (+), yönü ( ) alınırsa kuvvetlerin noktasına torkları, x = d d = d olur evha 1 yönünde, d lik torkla döner d d 1 d 4 uvvetlerin noktasına göre torkların

Detaylı

GÜZEL SÖZLER. (Derleyen; Veyis Susam) * Ne kadar çok olsa koyunun sürüsü, Ona yeter imiş kasabın birisi. * Alçak, ölmeden önce, birkaç kere ölür.

GÜZEL SÖZLER. (Derleyen; Veyis Susam) * Ne kadar çok olsa koyunun sürüsü, Ona yeter imiş kasabın birisi. * Alçak, ölmeden önce, birkaç kere ölür. GÜZEL SÖZLER (Derleyen; Veyis Susam) * Ne kadar çok olsa koyunun sürüsü, Ona yeter imiş kasabın birisi. * Alçak, ölmeden önce, birkaç kere ölür. Yiğit ise sadece bir kere.. 1 / 23 * Âlimin benzer misali,

Detaylı

Bioredworm- S(Solid)-Katı ve Bioredworm-L(Liquid)-Sıvı Uygulama tablosu Bitki Türü Gübre Türü Uygulama dönemi Dozlar / saf gübre olarak /

Bioredworm- S(Solid)-Katı ve Bioredworm-L(Liquid)-Sıvı Uygulama tablosu Bitki Türü Gübre Türü Uygulama dönemi Dozlar / saf gübre olarak / Kök gelişimini ciddi oranda desteklediği için, özellikle dikim esnasında granül gübrenin kullanılması tavsiye edilir. Üreticilerin, topraktaki besin ihtiyacını tespit edebilmeleri için toprak analizi yaptırmaları

Detaylı

SIVI BASINCI. 3. K cis mi her iki K. sı vı da da yüzdü ğü ne gö re ci sim le re et ki eden kal dır ma kuv vet le ri eşittir. = F ky 2V.d X.

SIVI BASINCI. 3. K cis mi her iki K. sı vı da da yüzdü ğü ne gö re ci sim le re et ki eden kal dır ma kuv vet le ri eşittir. = F ky 2V.d X. BÖÜ SIVI BSINCI IŞTIRR ÇÖZÜER SIVI BSINCI 4a a a a a a a a a a 4a ka bı nın ta ba nın a ki sı vı ba sın cı, 4ag ka bı nın ta bı nın a ki sı vı ba sın cı, ag ve ba sınç la rı ta raf ta ra fa oran la nır

Detaylı

MUHTELİF FIKHÎ MESELELER.. Hünsânın Şehâdeti. Dilsizin Yemini. Yazı. Boğazlanmış Koyunlar. Islak Ve Pis Elbise. Koyun Başını Ütülemek.

MUHTELİF FIKHÎ MESELELER.. Hünsânın Şehâdeti. Dilsizin Yemini. Yazı. Boğazlanmış Koyunlar. Islak Ve Pis Elbise. Koyun Başını Ütülemek. MUHTELİF FIKHÎ MESELELER.. Hünsânın Şehâdeti Dilsizin Yemini Yazı Boğazlanmış Koyunlar Islak Ve Pis Elbise. Koyun Başını Ütülemek. Hükümdarın Bir Araziye Harâc Koyması Harâc Ehlinin Âciz Kalması Kazaya

Detaylı

Birinci İtiraz: Cevap:

Birinci İtiraz: Cevap: Bazı din bilginleri tutulmalarla ilgili bazı itirazlarda bulunarak bu konuda şüpheler uyandırmaya çalışmışlardır. Ulemaların itirazlarından bazıları cevaplarıyla birlikte aşağıya sıralanmıştır. Birinci

Detaylı

Zekât, Arap dilinde iki mânâya gelir: Bunlardan birisi temiztir. Nitekim Allah Teâlâ'nın:

Zekât, Arap dilinde iki mânâya gelir: Bunlardan birisi temiztir. Nitekim Allah Teâlâ'nın: ZEKAT Zekâtın Mânâsı Zekât, Arap dilinde iki mânâya gelir: Bunlardan birisi temiztir. Nitekim Allah Teâlâ'nın: "Onların mallarından sadaka al; bununla onları (günahlar-1 n) temizlersin, onları arıtıp yüceltirsin."

Detaylı

Hilalin bir ülkede görülmesiyle oruca başlamak. Muhammed b. Salih el-useymîn. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

Hilalin bir ülkede görülmesiyle oruca başlamak. Muhammed b. Salih el-useymîn. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin Hilalin bir ülkede görülmesiyle oruca başlamak ] ريك Turkish [ Türkçe Muhammed b. Salih el-useymîn Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 2011-1432 الصيام برؤ ة واحدة» اللغة الرت ية «بن صالح

Detaylı

BU KALEM UN(UFAK)* SEL YAYINCILIK. Enis Batur un yayınevimizdeki kitapları:

BU KALEM UN(UFAK)* SEL YAYINCILIK. Enis Batur un yayınevimizdeki kitapları: BU KALEM UN(UFAK)* Enis Batur un yayınevimizdeki kitapları: 60 mm Dizüstü Meşkler ve İçcep Meşkleri Elma / Örgü Teknikleri Üzerine Bir Roman Denemesi Bu Kalem - Bukalemun Bu Kalem - Melûn Bu Kalem - Un(Ufak)

Detaylı

FIKIH KÖŞESİ YAZILARI Zekât ve Fitre Müslümanlar zekât ve fitrelerini şahıslardan ziyade kuruluşa verebilir mi? Zekât ve Fitre ibadetleri, sosyal

FIKIH KÖŞESİ YAZILARI Zekât ve Fitre Müslümanlar zekât ve fitrelerini şahıslardan ziyade kuruluşa verebilir mi? Zekât ve Fitre ibadetleri, sosyal FIKIH KÖŞESİ YAZILARI Zekât ve Fitre Müslümanlar zekât ve fitrelerini şahıslardan ziyade kuruluşa verebilir mi? Zekât ve Fitre ibadetleri, sosyal dayanışma ve İslamî değerlerin mali olarak desteklenmesi

Detaylı

Birden fazla umre yapmanın hükmü ve iki umre arasındaki süre ne kadar olmalıdır? Muhammed Salih el-muneccid

Birden fazla umre yapmanın hükmü ve iki umre arasındaki süre ne kadar olmalıdır? Muhammed Salih el-muneccid Birden fazla umre yapmanın hükmü ve iki umre arasındaki süre ne kadar olmalıdır? حكم تكر لعمر م يكو بينهما ] تريك Turkish [ Türkçe Muhammed Salih el-muneccid Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza

Detaylı

MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ

MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ 3. BÖÜ GAZ BASINCI ODE SORU - 1 DEİ SORUARIN ÇÖZÜERİ 3. ı ı Z ı 1. I II III,, muslukları açıldığında: I düzeneğinde: aptaki yüksekliği arttığından, kabın tabanına yapılan toplam basınç artar. Borudaki

Detaylı

dinkulturuahlakbilgisi.com KURBAN İBADETİ Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

dinkulturuahlakbilgisi.com KURBAN İBADETİ Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com KURBAN İBADETİ Memduh ÇELMELİ KURBAN: AYET ve HADİSLER Biz, her ümmet için Allah ın kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanların üzerlerine onun adını anarak kurban kesmeyi meşru kıldık. İlahınız,

Detaylı

20 Mart Vızıltı. Mercanlar Sınıfından Merhaba;

20 Mart Vızıltı. Mercanlar Sınıfından Merhaba; Mercanlar Sınıfından Merhaba; 20 Mart Vızıltı Bu hafta konumuz ormanlar idi. Orman nedir? Ormanların önemi ve faydaları nelerdir? Ormanları koruma konusunda üzerimize düşen görevler nelerdir? gibi sorular

Detaylı

OKUL ÖNCESİ DİN VE AHLÂK EĞİTİMİ

OKUL ÖNCESİ DİN VE AHLÂK EĞİTİMİ OKUL ÖNCESİ DİN VE AHLÂK EĞİTİMİ Değerler Eğitimi Merkezi Eserin her türlü basım hakkı anlaşmalı olarak Değerler Eğitimi Merkezi Yayınları na aittir. Değerler Eğitimi Merkezi Yayınları bir Ensar Neşriyat

Detaylı

Kur'an-ı Kerimde tevafuk mucizesi Kainatta tesadüf yok, tevafuk vardır

Kur'an-ı Kerimde tevafuk mucizesi Kainatta tesadüf yok, tevafuk vardır Kur'an-ı Kerimde tevafuk mucizesi Kainatta tesadüf yok, tevafuk vardır Tevafuk birbirine denk gelmek, birbiriyle uygun vaziyet almak demektir. Tevafuklu Kur anda tam 2806 Allah lafzı pek az müstesnalar

Detaylı

VE R M L ÇA LIŞ MA NIN L KE LE R

VE R M L ÇA LIŞ MA NIN L KE LE R Ve rim li ça lış ma nın il ke le ri ni açık la ya bi lir mi si niz? VE R M L ÇA LIŞ MA NIN L KE LE R Bil di ği niz gi bi, Ba şa rı lı Ol mak için dü zen li, prog ram lı, is tek li, is tik râr lı bir şe

Detaylı

inancım inancım inancım ÜNİTE

inancım inancım inancım ÜNİTE inancım inancım inancım 5. ÜNİTE Meleklere İman 1. Me lek le rin Özel lik le ri 2. Me lek le rin Gö rev le ri 3. Me lek ler den Baş ka Gö rün me yen Var lık lar ÜNİTE 5 M E L E K L E R E İ M A N ÜNİTE

Detaylı

AKTAY TURİZM YATIRIMLARI VE İŞLETMELERİ A.Ş. ANASÖZLEŞME TADİL TASARISI

AKTAY TURİZM YATIRIMLARI VE İŞLETMELERİ A.Ş. ANASÖZLEŞME TADİL TASARISI AKTAY TURİZM YATIRIMLARI VE İŞLETMELERİ A.Ş. ANASÖZLEŞME TADİL TASARISI ESKİ METİN YÖNETİM KURULU VE SÜRESİ: Madde 7: Şirket işlerinin idaresi, genel kurul tarafından, hissedarlar arasından en çok üç yıl

Detaylı

NİKAH-II (Rükün ve Şartları)

NİKAH-II (Rükün ve Şartları) İSLAM HUKUKU-I DERS -8 NİKAH-II (Rükün ve ) Prof. Dr. Abdülaziz BAYINDIR & Doç. Dr. Servet BAYINDIR İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyeleri DERSİN AKIŞI Rükünleri Rükünlerde Aranan Şartlar

Detaylı

1. sınıflar için. Öğretmen El Kitabı

1. sınıflar için. Öğretmen El Kitabı 1. sınıflar için Öğretmen El Kitabı HAZIRLAYANLAR Prof. Dr. Selahiddin Ö ÜLMÜfi (Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi) Yrd. Doç. Dr. Cem BABADO AN (Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi)

Detaylı

Anlamı. Temel Bilgiler 1

Anlamı. Temel Bilgiler 1 Âmentü Haydi Bulalım Arkadaşlar aşağıda Âmentü duası ve Türkçe anlamı yazlı, ancak biraz karışmış. Siz doğru şekilde eşleştirebilir misiniz? 1 2 Allah a 2 Kadere Anlamı Ben; Allah a, meleklerine, kitaplarına,

Detaylı

SERBEST MUHASEBECİLER, SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLERİN MESLEKİ FAALİYETLERİNDE UYACAKLARI ETİK İLKELER HAKKINDA

SERBEST MUHASEBECİLER, SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLERİN MESLEKİ FAALİYETLERİNDE UYACAKLARI ETİK İLKELER HAKKINDA SERBEST MUHASEBECİLER, SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLERİN MESLEKİ FAALİYETLERİNDE UYACAKLARI ETİK İLKELER HAKKINDA YÖNETMELİK 23 424 SERBEST MUHASEBECİLER, SERBEST MUHASEBECİ

Detaylı

MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ

MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ . BÖÜ ONDNSTÖRR OD SORU - Dİ SORURIN ÇÖÜRİ 4. enerji(j). Bir kondansatörün sığası yapısına bağlıdır. üküne ve uçları arasındaki elektriksel potansiyel farkına bağlı değildir. 4 sabit 4 P 4.0 4.0 4 0 5

Detaylı

GAZ BASINCI. 1. Cıva seviyesine göre ba- sınç eşitliği yazılırsa, + h.d cıva

GAZ BASINCI. 1. Cıva seviyesine göre ba- sınç eşitliği yazılırsa, + h.d cıva . BÖÜ GZ BSINCI IŞTIRR ÇÖZÜER GZ BSINCI 1. Cıva seviyesine göre ba- sınç eşitliği yazılırsa, P +.d cıva.g Düzenek yeterince yüksek bir yere göre götürülünce azalacağından, 4. Y P zalır zalır ve nok ta

Detaylı

İmama Sonradan Yetişen Namazları Nasıl Kılar? Cumartesi, 16 Ocak :02. Müdrik

İmama Sonradan Yetişen Namazları Nasıl Kılar? Cumartesi, 16 Ocak :02. Müdrik Müdrik Müdrik "idrak etmiş, yetişmiş, kavuşmuş" gibi anlamlara gelir. İlmihal ıstılahında, namazı tamamen imamla birlikte kılan kimseye müdrik denir. İmama en geç birinci rek atın rükûunda yetişen kimse

Detaylı

Hz. Adem den Hz. Muhammed (s.a.v.)e güzel ahlakı insanda tesis etmek için gönderilen dinin adı İslam dır.

Hz. Adem den Hz. Muhammed (s.a.v.)e güzel ahlakı insanda tesis etmek için gönderilen dinin adı İslam dır. Necip Fazık Kısakürek in gençliğe hitabındaki aynı manadır yazımın başlığında ki kim var? 'Kim var? ' diye seslenilince, sağına ve soluna bakmadan fert fert 'ben varım! ' cevabını verici, her ferdi 'benim

Detaylı