FETHİYE-GÖCEK ÖZEL ÇEVRE KORUMA BÖLGESİ NDEKİ ALAN KULLANIM DEĞİŞİMLERİNİN EKOLOJİK PLANLAMA KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ Zeynep Rabiye ARDAHANLIOĞLU

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "FETHİYE-GÖCEK ÖZEL ÇEVRE KORUMA BÖLGESİ NDEKİ ALAN KULLANIM DEĞİŞİMLERİNİN EKOLOJİK PLANLAMA KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ Zeynep Rabiye ARDAHANLIOĞLU"

Transkript

1 FETHİYE-GÖCEK ÖZEL ÇEVRE KORUMA BÖLGESİ NDEKİ ALAN KULLANIM DEĞİŞİMLERİNİN EKOLOJİK PLANLAMA KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ Zeynep Rabiye ARDAHANLIOĞLU Doktora Tezi Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dalı Prof. Dr. Yahya BULUT Yrd. Doç.Dr. İsmail ÇINAR 2014 Her hakkı saklıdır

2 ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ FETHİYE-GÖCEK ÖZEL ÇEVRE KORUMA BÖLGESİ NDEKİ ALAN KULLANIM DEĞİŞİMLERİNİN EKOLOJİK PLANLAMA KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ Zeynep R. BOZHÜYÜK ARDAHANLIOĞLU PEYZAJ MİMARLIĞI ANABİLİM DALI ERZURUM 2014 Her hakkı saklıdır

3 T.C. ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TEZ ONAY FORMU FETHİYE-GÖCEK ÖZEL ÇEVRE KORUMA BÖLGESİ NDEKİ ALAN KULLANIM DEĞİŞİMLERİNİN EKOLOJİK PLANLAMA KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ Prof. Dr. Yahya BULUT danışmanlığında, Zeynep R. BOZHÜYÜK ARDAHANLIOĞLU tarafından hazırlanan bu çalışma.../.../... tarihinde aşağıdaki jüri tarafından Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dalı nda Doktora tezi olarak oybirliği/oy çokluğu ( / )ile kabul edilmiştir. Başkan :... İmza : Üye :... İmza : Üye :... İmza : Üye :... İmza : Üye :... İmza : Yukarıdaki sonuç; Enstitü Yönetim Kurulu.../.../.. tarih ve....../ nolu kararı ile onaylanmıştır. Prof. Dr. İhsan EFEOĞLU Enstitü Müdürü Not: Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaklardan yapılan bildirişlerin, çizelge, şekil ve fotoğrafların kaynak olarak kullanımı, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunundaki hükümlere tabidir.

4 ÖZET Doktora Tezi FETHİYE-GÖCEK ÖZEL ÇEVRE KORUMA BÖLGESİ NDEKİ ALAN KULLANIM DEĞİŞİMLERİNİN EKOLOJİK PLANLAMA KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ Zeynep R. BOZHÜYÜK ARDAHANLIOĞLU Atatürk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dalı Danışman: Prof. Dr. Yahya BULUT Ortak Danışman: Yrd. Doç. Dr. İsmail ÇINAR Akdeniz kıyısında yer alan Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi, özellikle son on yıldır turizm ve kentleşme baskısı altındadır. Bu baskılar, Bölge nin doğal dokusunda değişmelere yol açmıştır. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi ndeki alan kullanım değişimlerinin ekolojik planlama kapsamında değerlendirilmesini amaçlayan bu çalışmada, yılları arasındaki arazi örtüsü değişimleri 1984, 1995, 2003 ve 2011 yıllarına ait Landsat uydu görüntüleri kullanılarak belirlenmiştir. Kontrolsüz sınıflandırma ile sınıflandırılan uydu görüntüleri, CORINE arazi örtüsü sınıflandırmasına göre altı sınıf olarak sınıflandırılmıştır. Sınıflandırma işleminden sonra görüntüler, ikili olarak karşılaştırılarak meydana gelen değişimler ortaya konmuştur yılları arasındaki toplam değişim sonuçlarına göre; su yüzeylerinde 526 ha, orman alanlarında 1619 ha, maki alanlarında 677 ha, tarım alanlarında 1392 ha ve diğer sınıfında 333 ha azalma, yapay yüzeyler sınıfında ise 4547 ha artış meydana gelmiştir. Sınıflandırma sonrasında meydana gelen değişimler, peyzaj metrikleri ile de değerlendirilmiştir. Çalışmanın son aşamasında Bölge nin, ekolojik planlama kapsamında ekolojik yönden riskli alanları tespit edilmiştir. Ekolojik risk değerlendirmesinde belirlenen her bir faktör için risk haritaları oluşturulmuştur. Ekolojik risk değerlendirmesi sonuçlarına göre Bölge nin 7275 ha (%15,45) i düşük derecede, ha (%47,38) i orta derecede, ha (%37,18) i ise yüksek derecede risk düzeyine sahiptir. Bölge nin mevcut alan kullanım durumu ve ekolojik risk haritası karşılaştırıldığında ise değişimin ekolojik riski yüksek olan alanlarda daha fazla yaşandığı sonucuna varılmıştır. Elde edilen bulgular doğrultusunda Bölge nin koruma statüsünün özellikle doğal dokunun bozulduğu alanlarda ekolojik planlama kapsamında yeniden değerlendirilmesi, doğal dokunun bozulmadığı ve ekolojik risk değeri yüksek olan alanlarda ise mutlak koruma zonu ile korunması gerektiği tespit edilmiştir. 2014, 296 sayfa Anahtar Kelimeler: Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi, alan kullanım değişimi, ekolojik planlama, ekolojik risk değerlendirmesi, peyzaj metrikleri. i

5 ABSTRACT Doctora Thesis THE EVALUATION OF CHANGES IN THE USAGE OF AREA WITHIN ECOLOGICAL PLANNING IN FETHIYE-GÖCEK SPECIAL PROTECTION AREA Zeynep R. BOZHÜYÜK ARDAHANLIOĞLU Atatürk University Graduate School of Natural and Applied Sciences Department of Landscape Architecture Supervisor: Prof. Dr. Yahya BULUT Co Adviser: Yrd. Doç.Dr. İsmail ÇINAR Fethiye-Göcek Special Protection Area which is located in the Mediterranean Coast line is under pressure of tourism and urbanisation especially in the last decade. Those pressures caused changes in the natural structure of the area. This study aims to evaluate the usage changes in Fethiye-Göcek Special Protection Area within ecological planning. The evaluation is made for the years between 1984 and The changes in the land cover were determined for 1984, 1995, 2003 and 2011 by using the Landstat satellite images which belong to year The satellite images which were classified by using uncontrolled classification system were reclassified under six groups according to CORINE land cover classification system. After classification images were compared and changes were determined. According to results for the years between a decrease was observed in water surfaces, forest, maquis, and agricultural areas and in other classes. In water class 526 ha, forest class 1619 ha, maquis class 677 ha, agricultural class 1392 ha and in other class a decrease was observed. On the other hand an increase was observed in the artificial surfaces. In artificial surfaces class 4547 ha increase was observed in 27 years. After classification of the results the changes were evaluated by using landscape metrics. In the last part of the study the ecologically under danger places of the area were determined with in ecological planning. According to Ecological risk evaluation, the 7275 ha (15,45%) of the area has low risk, the ha (47,38%)of the area has medium risk and ha (37,18%) of the area has high risk. When the recent land usage of the area and ecological risk map were compared it was concluded that the change was seen mostly in areas having high risk. In the light of findings it was determined that the protection status should be reevaluated in the areas where natural structure was damaged within ecological planning and the areas with the high risk and the areas where natural structure isn t damaged should be protected with the level of sovereign absolute protection. 2014, 296 pages Keywords: Fethiye-Gocek Special Environmental Protection Area, land use change, ecological planning, ecological risk evaluation, landscape metrics. ii

6 TEŞEKKÜR Oldukça yoğun ve güzel bir süreci tamamlayabilmenin sevinç ve mutluluğunu yaşamaktayım. Tez çalışmam süresince bana her konuda sağladığı desteklerinden ve yardımlarından dolayı danışman hocam Sayın Prof. Dr. Yahya BULUT a çok teşekkür ederim. Atatürk Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi fakülte dekanı, Sayın Prof. Dr. Hasan YILMAZ hocama saygılarımla çok teşekkür ederim. Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü öğretim üyelerinden Sayın Doç. Dr. Avni BİRİNCİ ye her tez izleme komitesinde sağladığı katkılarından dolayı çok teşekkür ederim. Yardımcı danışmanım olan Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Fethiye A.S.M.K. Meslek Yüksek Okulu Peyzaj ve Süs Bitkileri Programı öğretim üyesi Sayın Yrd. Doç. Dr. İsmail ÇINAR a teşekkür ederim. Sayın Öğr. Gör. Nihat KARAKUŞ a, Ortaca Meslek Yüksek Okulu Peyzaj ve Süs Bitkileri Programı öğretim görevlilerinden Sayın Öğr. Gör. Serdar SELİM e, Pamukkale Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Peyzaj Mimarlığı öğretim üyelerinden Sayın Doç. Dr. Murat ZENGİN e, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Göksun Meslek Yüksek Okulu Mimarlık ve Şehir Planlama öğretim görevlilerinden Sayın Öğr. Gör. Mehmet DENİZDURAN a, Atatürk Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Peyzaj Mimarlığı bölümü öğretim üyelerinden Sayın Yrd. Doç. Dr. Nalan DEMİRCİOĞLU YILDIZ a ve Sayın Yrd. Doç. Dr. Metin DEMİR e, Dalaman Anadolu Lisesi Müdürü Sayın Ramazan CAN a, Adnan Menderes Üniversitesi Ziraat Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü öğretim üyelerinden Sayın Arş. Gör. Dr. Birsen Kesgin ATAK a çok teşekkür ederim. Resmi ve özel kurum ve kuruluşlardan Fethiye Belediyesi ne, Özel Çevre Koruma Kurumu Muğla il Müdürlüğü ne ve Körfez Haritacılık a teşekkür ederim. Canım oğlum Hamza Akif e bu süreçte bana gösterdiği sabır için çok teşekkür ederim. Rahmetli canım babam Prof. Dr. Mehmet Emin BOZHÜYÜK e ve canım annem Nevim BOZHÜYÜK e en derin teşekkürlerimi sunarım. Zeynep R. BOZHÜYÜK ARDAHANLIOĞLU Kasım, 2014 iii

7 İÇİNDEKİLER ÖZET... i ABSTRACT... ii TEŞEKKÜR... iii ŞEKİLLER DİZİNİ... vii ÇİZELGELER DİZİNİ... xii 1. GİRİŞ Korunan Alan Kavramı Korunan alanların tarihsel süreç içerisindeki gelişimi Türkiye'deki korunan alan sistemi Özel Çevre Koruma Bölgeleri Uzaktan Algılama ve Coğrafi Bilgi Sistemleri Uzaktan algılama Coğrafi bilgi sistemleri Alan Kullanımlarının Sınıflandırılması Ekolojik Planlama Ekolojik risk (hassasiyet) değerlendirmesi Peyzaj Metrikleri (Peyzaj Strüktür İndeksleri) KAYNAK ÖZETLERİ Korunan Alanlar Konusunda Yapılmış Çalışmalar Çalışma Alanı ve Yakın Çevresi İle İlgili Olarak Yapılmış Çalışmalar Ekolojik Planlama ve Ekolojik Risk Konusunda Yapılan Çalışmalar Peyzaj Metrikleri Konusunda Yapılan Çalışmalar Zamansal Değişim Konusunda Yapılan Çalışmalar MATERYAL ve YÖNTEM Materyal Yöntem ARAŞTIRMA BULGULARI Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesinin Doğal Özellikleri Coğrafi konum iv

8 Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesinin toprak özellikleri Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin jeolojik yapısı Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin tektonik özellikleri Jeomorfolojik yapı İklim Hidroloji Topoğrafik yapı Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi biyoçeşitliliği Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin doğal ve kültürel kaynak değerleri Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesinin Sosyo-Ekonomik Özellikleri Sosyo-Demografik yapı Bitkisel üretim ve hayvancılık Turizm Ekonomik yapı Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi ndeki korunan alanlar Alan Kullanımlarının Zamansal Değişimi Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin tarihsel gelişimi ve değişimi Alan kullanım değişimlerinin uzaktan algılama ile belirlenmesi Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde meydana gelen zamansal değişimlerin karşılaştırılması Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde meydana gelen zamansal değişim ve dönüşüm matrisleri Doğruluk değerlendirmesi Peyzaj Strüktür İndeksleri (Peyzaj Metrikleri) Analiz Sonuçları Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi ekolojik risk değerlendirmesi TARTIŞMA ve SONUÇ KAYNAKLAR EKLER EK v

9 EK EK EK EK EK EK EK EK EK ÖZGEÇMİŞ vi

10 ŞEKİLLER DİZİNİ Şekil 1.1. Coğrafi bilgi sistemlerinin genel fonksiyonları Şekil 1.2. Peyzaj ekolojisindeki leke, koridor ve matrisler Şekil 1.3. Ekolojik planlama kapsamında yapılan ekolojik risk (hassasiyet) değerlendirmesinde kullanılan katmanlar Şekil 1.4. Forman (1995) e göre Mekansal dönüşümün süreçleri ve ekolojik etkileri Şekil 3.1. Çalışma alanının konumu Şekil yılına ait Landsat uydu görüntüsü Şekil yılına ait Landsat uydu görüntüsü Şekil yılına ait Landsat uydu görüntüsü Şekil yılına ait Landsat uydu görüntüsü Şekil 3.6. Temel peyzaj indeksleri ve açıklamaları Şekil 3.7. Topoğrafya risk haritasının oluşturulmasında kullanılan altlık haritalar Şekil 3.8. Toprak risk haritasının oluşturulmasında kullanılan altlık haritalar Şekil 3.9. Toplam ekolojik risk haritasının oluşturulmasında kullanılan altlık haritalar Şekil Yöntem akış şeması Şekil 4.1. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi büyük toprak grupları haritası. 81 Şekil 4.2. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi arazi kullanım kabiliyet sınıfı haritası Şekil 4.3. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi arazi kullanım kabiliyet alt sınıfı haritası Şekil 4.4. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi erozyon haritası Şekil 4.5. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi toprak derinliği haritası Şekil 4.6. Fethiye ve yakın çevresi genelleştirilmiş tektonostratigrafik sütun kesiti Şekil 4.7. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi jeoloji haritası Şekil 4.8. Fethiye ve yakın çevresinin jeomorfoloji haritası (Can 2010) Şekil 4.9. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi sıcaklık haritası Şekil Aylık ortalama yağış grafiği Şekil Ortalama günlük toplam güneşlenme süresi (Dinler 2014) vii

11 Şekil Rüzgâr diyagramı Şekil Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi hidroloji haritası Şekil Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi eğim haritası Şekil Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi bakı haritası Şekil Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi yükseklik haritası Şekil Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi bazı bitki türleri Şekil Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde gözlenen bazı kuş türleri Şekil Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi biyoçeşitlilik haritası Şekil Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi bitki birlikleri haritası Şekil Ölüdeniz Tabiat Parkı ndan çeşitli görünümler Şekil Belcekız Şekil Kıdrak plajı Şekil Kelebekler vadisi Şekil Babadağ dan bir görünüm Şekil Oyuktepe koylarından görünümler Şekil Bedri Rahmi koyu Şekil Göbün koyu Şekil Katrancı koyu Şekil Gemiler koyu ve adası Şekil Günlüklü koyu Şekil Çalış tan görünümler Şekil Kral mezarları Şekil Fethiye kalesi Şekil Kayaköy den görünümler Şekil Telmessos tiyatrosu Şekil Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi yerleşim yerleri haritası Şekil Fethiye den genel görünüm Şekil Çamköy den görünüm Şekil Çiftlik beldesinden görünümler Şekil Göcek ten görünümler Şekil Karaçulha dan görünümler viii

12 Şekil Hisarönü nden görünümler Şekil Ovacık tan görünümler Şekil Gökçeovacık köyü Şekil İnlice köyünden görünümler Şekil Keçiler köyü Şekil Yanıklar köyü Şekil Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin tarihleri arasındaki toplam nüfusu Şekil Tarım ve sera alanlarından bir görünüm Şekil Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırları içerisindeki korunan alanlar Şekil Telmessos amfi tiyatrosu ve su sarnıcı Şekil Karagözler Mahallesi nin farklı tarihlere ait hava fotoğrafları Şekil Fethiye imar planı Şekil İmar etapları ve mahalleler Şekil Fethiye ova tabanının farklı tarihlerdeki görünümleri Şekil Tarihsel süreç içerisinde sahil bandından görünümler Şekil Ova tabanından görünümler Şekil Çalış bölgesinin farklı tarihlerdeki görünümleri Şekil Göcek in farklı tarihlerdeki görünümleri Şekil Göcek in farklı tarihlerdeki hava fotoğrafları Şekil Ölüdeniz-Belcekız mahallesi ova tabanından farklı tarihlerdeki görünümler Şekil Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi yıllarına ait Landsat uydu görüntülerinden çıkarılan çalışma alanı sınırları Şekil Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi yıllarına ait Landsat uydu görüntülerinden çıkarılan çalışma alanı sınırları Şekil Su yüzeyleri Şekil Orman alanları Şekil Maki alanları Şekil Tarım Alanları Şekil Yapay yüzeyler ix

13 Şekil Diğer (çıplak yüzeyler ve sahil kumulları) sınıfı Şekil Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin 1984 yılına ait sınıflandırılmış görüntüsü Şekil Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin 1995 yılına ait sınıflandırılmış görüntüsü Şekil Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin 2003 yılına ait sınıflandırılmış görüntüsü Şekil Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin 2011 yılına ait sınıflandırılmış görüntüsü Şekil Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin yılları arasındaki alan kullanım değişimi Şekil Göcek-Fethiye ve Ölüdeniz yerleşimlerinin yılları arasındaki değişimleri Şekil Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin yılları arasındaki alan kullanım değişimi Şekil Göcek-Fethiye ve Ölüdeniz yerleşimlerinin yılları arasındaki değişimleri Şekil Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin yılları arasındaki alan kullanım değişimi Şekil Göcek-Fethiye ve Ölüdeniz yerleşimlerinin yılları arasındaki değişimleri Şekil Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin yılları arasındaki alan kullanım değişimi Şekil ve 2011 yıllarına ait sınıflandırma sonuçları grafiği Şekil Göcek-Fethiye ve Ölüdeniz yerleşimlerinin yılları arasındaki değişimleri Şekil Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi topoğrafya risk haritası Şekil Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi toprak risk haritası Şekil Mevcut alan kullanımı yönünden risk durumu Şekil Hidroloji risk durumu Şekil Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi toplam ekolojik risk haritası x

14 Şekil 5.1. Göcek-Fethiye-Ölüdeniz yerleşimlerinin yılı değişim görüntüleri Şekil 5.2. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi yerleşim birimlerinin ekolojik risk değerlendirmesi haritası Şekil 5.3. Fethiye yerleşimi ekolojik risk haritası ve ekolojik risk değeri yüksek olan alanlar Şekil 5.4. Göcek yerleşimi ekolojik risk haritası ve ekolojik risk değeri yüksek olan alanlar Şekil 5.5. Ölüdeniz yerleşimi ekolojik risk haritası ve ekolojik risk değeri yüksek olan alanlar xi

15 ÇİZELGELER DİZİNİ Çizelge 1.1. Türkiye de bulunan korunan alanlar... 9 Çizelge 1.2. Türkiye deki özel çevre koruma bölgeleri Çizelge 1.3. CORINE arazi sınıfları Çizelge 1.4. Ekolojik Planlama Yöntemleri Çizelge 1.5. Temel peyzaj metrikleri ve açıklamaları Çizelge 3.1. Landsat görüntülerinin spektral özellikleri Çizelge 3.2. CORINE arazi örtüsü sınıflandırmasına uygun olarak atanan sınıflar Çizelge 3.3. Ekolojik risk değerlendirmesine katılan faktörler ve alt faktörler Çizelge 3.4. Topoğrafya faktörünün etki ve risk dereceleri Çizelge 3.5. Mevcut alan kullanım durumu faktörünün etki ve risk dereceleri Çizelge 3.6. Toprak faktörünün etki ve risk dereceleri Çizelge 3.7. Hidroloji faktörünün etki ve risk dereceleri Çizelge 4.1. Büyük Toprak Grupları ve kapladığı alanlar Çizelge 4.2. Arazi Kullanım Yetenek Sınıfları ve kapladığı alanlar Çizelge 4.3. Arazi kullanım kabiliyet alt sınıfları ve kapladığı alanlar Çizelge 4.4. Erozyon dereceleri ve kapladıkları alanlar Çizelge 4.5. Toprak derinlikleri ve kapladıkları alanlar Çizelge 4.6. Jeolojik formasyonlar ve kapladığı alanlar Çizelge 4.7. Fethiye Meteoroloji İstasyonunun özellikleri Çizelge 4.8. Aylık ortalama sıcaklıklar Çizelge 4.9. En yüksek ve en düşük sıcaklıklar Çizelge Sıcaklık dereceleri ve kapladıkları alanlar Çizelge Ortalama yağış miktarı Çizelge Toplam güneşlenme süresi ve ortalama güneş radyasyonu şiddeti Çizelge Ortalama rüzgâr hızı Çizelge Eğim sınıfları Çizelge Eğim grupları ve kapladıkları alanlar Çizelge Bakı grupları ve kapladıkları alanlar Çizelge Yükseklik grupları ve kapladıkları alanlar xii

16 Çizelge Yıllara Göre Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi Yerleşim Birimleri Nüfusu (Kişi) Çizelge CORINE arazi örtüsü sınıflandırmasına uygun olarak atanan sınıflar Çizelge yılı için yapılan sınıflandırmaya göre her bir sınıfın kapladığı alanlar Çizelge yılı için yapılan sınıflandırmaya göre her bir sınıfın kapladığı alanlar Çizelge yılı için yapılan sınıflandırmaya göre her bir sınıfın kapladığı alanlar Çizelge yılı için yapılan sınıflandırmaya göre her bir sınıfın kapladığı alanlar Çizelge yılları arasındaki değişim oranları Çizelge yılları arasındaki değişim oranları Çizelge yılları arasındaki değişim oranları Çizelge yılları arasındaki değişim oranları Çizelge yılları arasındaki dönüşüm matrisi Çizelge Sınıflandırılan görüntülerinin genel doğruluk ve Kappa İstatistik değerleri Çizelge Parça sayısı metriğinin sonuçları Çizelge Parça yoğunluğu metriğinin sonuçları Çizelge Ortalama parça büyüklüğü metriğinin sonuçları Çizelge Ortalama şekil indeksi metriğinin sonuçları Çizelge Topoğrafya risk durumu ve kapladığı alanlar Çizelge Toprak risk durumu ve kapladığı alanlar Çizelge Toplam risk durumu ve kapladığı alanlar xiii

17 1 1. GİRİŞ İnsanoğlu var olduğu günden beri temel yaşam ihtiyaçlarını karşılamak için doğadan yararlanmıştır. Bu yararlanma sırasında insan, doğaya uyum sağlaması gerektiğini öğrenmiş ama aynı zamanda doğal çevreye de müdahale edip onu değiştirmiştir. Özellikle sanayi devriminin başlamasından sonra insanların büyük bir çoğunluğu da kentsel ortamlara doğru yönelmişlerdir. Bu yöneliş ise beraberinde doğal ortam tahribatlarını getirmiştir (Uyar 2013). Doğal ortam, var olduğu günden beri insan elinin değmediği alanlar olarak tanımlanmaktadır. Ancak bu doğallık üzerindeki her müdahale, doğal ortamın bozulması ile sonuçlandığından doğal olan alanlar artık yerini insan eli ile oluşan yapay alanlara bırakmaktadır. Bir bütün halinde düşünülmesi gereken doğal kaynak değerlerinin herhangi bir basamağında meydana gelen bir hasar hiç şüphesiz bütün sistemin etkilenmesi anlamını taşımaktadır. Doğal kaynak değerlerinin üzerinde oluşan tahribatlar, bugün geniş başlıklar altında toplanan, hava kirliliği, toprak kirliliği, su kirliliği, katı atık kirliliği, deniz kirliliği, radyoaktif kirlilik, yanlış arazi kullanımları gibi çevre sorunlarını da beraberinde getirmiştir. Tüm bu sorunların temeleinde ise insan kaynaklı yanlış ve bilinçsiz kullanım vardır. Son yıllarda doğal kaynak değerlerinin artık tükenmez olduğu değil yeri doldurulamaz olduğu gerçeğinin farkına varılmıştır. Bu fark ediş doğayı koruma kavramının gelişmesini sağlamıştır. Doğal kaynak değerlerinin bilinçli veya akılcı kullanımlardan bahsedebilmek, herhangi bir müdahalenin yarınını hesaba katmakla mümkün olur. İşte bu durumda sürdürmek veya sürdürülebilirlik kavramının açılımı olan; gelecek kuşaklara devretmekten bahsedilebilir. Günümüzde tüm doğa koruma çalışmalarının temelinde de sürdürülebilirlik vardır.

18 2 Alan kullanımlarının geleceğe dönük olarak kullanım şekillerine karar vermek, planlama çalışmalarının temelini oluşturmaktadır. Korunan alanlarda sağlıklı bir kullanımdan bahsedebilmek planlama sürecinin başarılı bir şekilde uygulanmasına bağlıdır. Korunan alanlarda alan kullanımı planlanırken ekolojik planlama yaklaşımı dikkate alınmalıdır. Ekolojik planlama, canlıların yaşam sisteminin devamı ve onların çoğalabileceği durumları sindirerek çevreden gelen enerji ve bileşenlerin bertaraf edilerek toplum için mekansal planlamalar yapılmasıdır (Meier 2003). Ekolojik planlama ile kısıtlı doğal kaynaklar ve hassas ekolojik dengelerin devamı sağlanırken insanların da ihtiyaçları karşılanmaktadır (Özügül 2006). Planlama ve koruma bir bütün halinde düşünüldüğünde korunan alanlarda uygulanacak planlamaların ekolojik temele dayandırılması büyük önem taşımaktadır. Aksi takdirde büyük ölçekli alanların korunmasının devamlılığını sağlamak, bu alanlardaki doğal ekolojik sürecin bozulması ile sonuçlanacağından mümkün olamayabilir. Korunan alanlarda uygulanacak planlamalarda geleceğe dönük olasılıkların hesaba katılması ve belirli dönemler halinde izlenmesi de yapılacak planlama çalışmalarında önemli olan bir diğer konudur. Son yıllarda hızla gelişen teknoloji sayesinde özellikle uzaktan algılama ve coğrafi bilgi sistemleri, planlama çalışmalarında rahatlıkla kullanılmaktadır. Alan büyüklüğü açısından daha geniş alanlarda yapılacak planlama çalışmalarında sıkça tercih edilen bu tekniklerin en önemli avantajı zamandan yana sağladıkları tasarruftur. Planlama çalışmalarında gelecek alan kullanımları planlanırken geçmişteki alan kullanım durumları da hesaba katılmalıdır. Bu bağlamda özellikle alan kullanımlarındaki zamansal değişimlerin belirlenmesi planlamacılara birçok kolaylık sağlamaktadır.

19 Korunan Alan Kavramı Koruma kavramı temelde, yaşamın sürdürülmesi için gereken ve geleceğe yönelik kaynak değerlerinin zaman içinde yok olmasını önlemek için geliştirilen ve optimum kullanım yöntemlerini belirleyen önlemler bütünüdür (Gül ve Şahin 2010). Doğal alanların, sahip oldukları biyolojik çeşitlilik, doğal-kültürel, tarihi ve peyzaj kaynak değerlerinin sadece bugün için değil, aynı zamanda gelecek nesillerin de bu değerlerden yararlanabilmeleri amacıyla korunmaları gerekmektedir (Baykal 2006). Doğal çevrenin korunmasında üzerinde durulması gereken konu, korumanın olabilirliğinin artırılması gereğidir (Tankut 2005). Korunan alanların doğal ve kültürel özelliklerini yitirmeden kullanılması ve gelecek kuşaklara aktarılması için koruma-kullanma dengesi doğrultusunda planlanması, planlamaya uygun yönetilmesi, kullanımdan kaynaklanan etkilerin ölçülebilmesi için izleme çalışmalarının yapılması ve gerekiyorsa planlama sürecinin yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir (Sayan 2011) Korunan alanların tarihsel süreç içerisindeki gelişimi Doğa korumaya yönelik çalışmalar 2000 yıl öncesine kadar dayanmaktadır. Ayrıca bir alanın sahip olduğu peyzaj güzelliği, florası, faunası ve halkın belirli bir süre için de olsa yararlanması amacıyla bu alanların koruma altına alınma fikri de Hollanda'da doğmuştur. Doğa koruma çalışmalarının tarihsel olarak seyrine bakıldığında ilk çalışmaların aşağıda sıralandığı şekilde gerçekleştiği görülmektedir; Roma'da meyve ağaçlarının korunması için önlemler alınmıştır. MÖ III. yy.da Hindistan Magadaha hükümdarı Ağoka 6 aylığa kadar olan yavru ve gebe hayvanların öldürülmesini yasaklayan buyruğunu ilan etmiştir. Günümüzden 2500 yıl önce Manyas Gölü çevresine "Cennet" adı verilen Manyas Gölü ve çevresini Persler koruma altına almıştır.

20 yılında İngiltere'de kartal, doğan, atmaca ve balıkçıl kuşlarının korunması istenmiştir yılında İngiltere'de, havanın kirletilmesini yasaklayan bir yasa çıkarılmıştır. XI. ve XII. yüzyıllarda Roma egemenliği altında bulunan Batı Avrupa ülkelerinde, su kaynaklarının ve havanın kirletilmesinin önüne geçmek amacıyla birçok karar alınmış ve uygulanmıştır. Doğayı koruyan ilk örgütler bu dönemde ortaya çıkmıştır yılında Dortmund (Almanya)'da tarım alanları ve otlakların ağaçlandırılması belirli yasalara bağlanmıştır yılında Orange Prensi ve Lahey Valisi, Lahey Ormanı'nın değiştirilmeden korunması konusunda anlaşmışlardır. Fatih Sultan Mehmet bir çevre vakfı kurdurmuş, Haliç'in korunması ve erozyonun engellenmesi için girişimlerde bulunmuştur (Anonim 2005). Koruma kavramı tarihsel süreç içerisinde 18. yüzyıldan itibaren ivme kazanmıştır. İlk zamanlar kazılardan elde edilen objelerin korunmasını kapsarken, 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren anıt eserlerin korunmasını da kapsamaya başlamıştır. Dünyada gerçekleştirilen koruma faaliyetlerinden birkaç tanesi aşağıda verilmiştir; İngiltere de 1894 te National Trust for Places of Historic Interest or Natural Beauty, 1895 yılında Amerika da The American Scenic and Historic Preservation Society, 1904 yılında Hollanda da Society for the Preservation of Natural Landmarks kurulmuştur. Ayrıca 1906 yılında Fransa da la protection des sites et monuments naturel de caractère artistique (Tabiat Anıtlarının ve Sit Alanlarının Korunması) kanunu çıkarılmış ve İsveç te doğal anıt ve milli parklarla ilgili 2 kanunun parlamentoda kabul edilmesi ile doğa koruma ve miras kavramı hukuksal bir boyut kazanmıştır yılında UNESCO (Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilatı) nın önderliğinde Dünya Doğayı Koruma Birliği (IUCN) nin kurulması ile koruma çalışmaları örgütlü hale gelmiştir.

21 li yıllardan itibaren koruma hareketinin ivme kazandığı görülmektedir. Bu yıllarda Ramsar Sözleşmesi, CITES (Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme) Sözleşmesi, Bern Sözleşmesi ve Dünya Doğal ve Kültürel Mirasının Korunması Sözleşmesi gibi dört önemli uluslararası sözleşme imzalanmıştır lı yıllardan itibaren dünya ve Avrupa ölçeğinde geliştirilen çeşitli koruma programlarının da katkısıyla, günümüzde dünya yüzeyinin %10 undan fazlasını çeşitli statülerde koruma başarısına ulaşılmıştır (Özbay 2008; Vuruşkan ve Ortaçeşme 2009). Doğal ve kültürel mirasın korunması 2000 li yıllarda devletlerin ve toplumların en çok ilgisini çeken konulardan biri olup, Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği ve çeşitli organlarının çalışmalarının odaklandığı bir alan durumundadır. Korumaya ilişkin birçok uluslararası düzenlemenin yanında, doğal ve kültürel çevrenin (mirasın) korunması artık insan hakları ile birlikte değerlendirilmeye başlanmıştır (Özdemir 2005). Doğa koruma kavramının ortaya çıkışı ile birlikte dünya genelinde doğa korumaya yönelik birçok gelişme yaşanmıştır. Koruma konusunda dünyadaki en etkin kurumların başında gelen Dünya Doğayı Koruma Birliği (IUCN) e göre korunan alan, Doğanın ve ilişkili ekosistem servisleri, hizmetleri ve kültürel değerlerin uzun vadeli korunması amacıyla açıkça tanımlanmış coğrafi sınırları olan, tanınmış, adanmışlık içeren ve yasal veya diğer etkin yöntemlerle yönetilen alandır olarak tanımlanmaktadır (Anonim 2014a). Korumada ex-situ (doğal yaşam alanı dışında koruma ya da yapay koruma) ve in-situ koruma (doğal yaşam alanında koruma ya da yerinde koruma) yaklaşımları izlenmektedir. Ex-situ koruma; gen bankaları, tohum bankaları, hayvanat bahçeleri, botanik bahçeleri vb. kuruluşlarla gerçekleştirilir. Ancak, ex-situ korumada türler ile çevre arasındaki etkileşim devam etmemektedir. Diğer taraftan in-situ koruma alanlarında önlenmesi mümkün olmayan doğal süreçler sonucu olabilecek zararlar, türlerin bu alanlar dışında da korunması ihtiyacını doğurmaktadır. Bu nedenle ex-situ ve

22 6 in-situ koruma çalışmaları birbirini tamamlayıcı programlar olarak yürütülmektedir (Anonim 2010a). Korunan alanlar, temelde sahip oldukları zenginlikler dolayısıyla korunmalarının yanında ekonomik, ekolojik, kültürel ve sosyal yönden de birçok fayda sağlamaktadırlar. Bunlardan bazıları; Yaşam alanları tehdit altında olan bitki ve hayvan türlerine güvenli sığınaktırlar. IUCN kırmızı listesindeki türlerin %80 i korunan alanlar içerisindedir. Birçok ana besin kaynağını (bitkiler, balıklar ve tıbbi bitkiler) ve birçok türe ev sahipliği yapan yaşam alanlarını korurlar ve desteklerler. Kültürel, mimari ve geleneksel yaşamların korunmasına katkı sağlarlar. İçme suyu kaynağıdırlar. Fırtına, taşkın ve kuraklığa karşı engel ve tampon bölgeler oluşturarak doğal felaketlerin etkilerini azaltırlar. Sürdürülebilir kalkınmanın en başarılı örneklerinin uygulandığı örnek yerlerdir. Katılımcı karar verme ve yönetim anlayışıyla en iyi yönetim modellerini ve örneklerini sunarlar. Dinlence ve rekreasyon olanağı sunarlar (Anonim 2014a) Türkiye'deki korunan alan sistemi Türkiye, doğal ve kültürel kaynak değerleri yönünden oldukça zengindir. Ayrıca sahip olduğu konum itibariyle biyoçeşitlilik açısından da önemli bir potansiyele sahiptir. Özellikle 1950 sonrası hızlanan sanayileşme sürecinden sonra artan insan ihtiyaçları talebi Türkiye de de doğal kaynak tahribatını beraberinde getirmiştir. Bu tahribatların önlenmesi amacıyla önemli olarak görülen doğal kaynak değerleri birçok farklı koruma statüsü ile koruma altına alınmaya başlamıştır. Türkiye, tarihi ve sosyal açılardan olduğu gibi biyolojik çeşitlilik açısından da bir köprü ve kavşak noktası olarak yeryüzündeki 37 ayrı bitki coğrafyası bölgesinden üçünün

23 7 (Avrupa Sibirya, Akdeniz ve İran Turan) kesiştiği coğrafya olması nedeniyle zengin bir biyolojik çeşitliliğe sahiptir. Ayrıca dünyada acil koruma altına alınması gereken biyolojik çeşitlilik açısından zengin 34 sıcak noktadan üçü de (Kafkasya, Akdeniz, İran- Anadolu) Türkiye de bulunmaktadır. Türkiye nin ev sahipliği yaptığı biyolojik çeşitlilik değerleri farklı koruma alanı statüleri ve farklı kanunlarla koruma altındadır. Bu koruma statülerinin bir kısmı ulusal mevzuata göre, bir kısmı da uluslararası sözleşmelere dayanarak oluşturulmuştur yılı içerisinde "Türkiye'nin Korunan Alanları Bilgi Sistemi" Projesi kapsamında gerçekleştirilen çalışmayla Türkiye nin karasal korunan alan büyüklüğü 5 milyon 647 bin 568 ha olarak tespit edilmiştir. Bu alanın ülke yüzölçümüne oranı %7,24 tür (Anonim 2014a). Türkiye de doğal çevrenin korunmasına Cumhuriyet in ilk yıllarından beri önem verilmiştir yılında Yozgat Çamlığı Milli Parkı nın ilk milli parkın ilan edilmesi köklü bir doğa koruma yaklaşımını yansıtmaktadır li yıllardan itibaren Türkiye de çevre koruma politikaları kurumsallaşmaya başlamıştır yılında Başbakanlığa bağlı olarak kurulan Çevre Genel Müdürlüğü, 1989 yılında Çevre Müsteşarlığına dönüştürülmüş ve yerini 1991 de kurulan Çevre Bakanlığı na bırakmıştır. Çevre Bakanlığı 2003 yılında Orman Bakanlığı ile birleştirilerek Çevre ve Orman Bakanlığı adını almıştır (Anonim 2007) yılında ise kurumun adı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak değiştirilmiştir. Doğa koruma konusunda Türkiye de gerçekleştirilen politikalar; 1937 yılında çıkarılan 3116 ve 3167 Sayılı Kanunlar, doğa ve yaban hayatının korunmasında yürürlüğe giren ilk yasalardır yılında kabul edilen 6831 Sayılı Orman Kanunu nun 25. maddesi ile; Milli Park rejimi ve Mesire Yerleri ihdas etme imkanı, 1956 yılında Belgrat Ormanı Mesire Yeri, 1958 yılında Yozgat Çamlığı Milli Parkı, 3167 Sayılı Kara Avcılığı Kanunu na göre Belgrat Geyik Üretme İstasyonu tesis edilmiştir.

24 çevre politikalarının kurumsallaşması 1984 Çevre Genel Müdürlüğü 1989 Çevre Müsteşarlığı 1991 Çevre Bakanlığı 2003 Çevre ve Orman Bakanlığı Uluslararası sözleşmelere taraf olma süreci V.Beş Yıllık Kalkınma Planları ve yıllık programları çevre ve tarım sektörlerinde biyolojik çeşitliliğin sürdürülebilir korunmasına yönelik politikalar ortaya konulmuş, Kalkınma Planında, Türkiye nin biyolojik çeşitliliğinin korunması, geliştirilmesi ve ekonomik değer olarak kazandırılması bir öncelik olarak kabul edilmiştir (Anonim 2010a) Kalkınma Planı da, çevrenin korunması ve kaynakların sürdürülebilir kullanımı gibi unsurları kapsayacak şekilde tasarlanmıştır. Ayrıca ulusal mevzuat açısından Türkiye deki doğa koruma ile ilgili çalışmalar şu şekildedir; Anayasada; tarihinde kabul edilen Anayasa nın; 63. maddesi; devletin, tarih, kültür ve doğal varlıklarını ve değerlerini korumasını, bu amaçla destekleyici önlemler almasını öngörmektedir. Anayasa nın 45. maddesiyle tarım arazilerinin, çayır ve meraların amaç dışı kullanımının önlenmesi ve 69. maddesiyle ormanların korunma ve geliştirilmesi ile ilgili hükümlere yer verilerek, dolaylı da olsa, biyolojik çeşitliliğin korunması, yaptırımlarla güvence altına alınmıştır. Habitat koruma konusunda; Milli Parklar Kanunu, Özel Çevre Koruma Bölgelerine İlişkin Kanun Hükmünde Kararname, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, Çevre Kanunu, Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği, Orman Kanunu, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu, Milli Ağaçlandırma ve Erozyon Seferberlik Kanunu ve ÇED Yönetmeliği çıkarılmıştır.

25 9 Tür koruma konusunda; Uluslar arası Sözleşmeler: CITES, Bern, RAMSAR, Biyolojik Çeşitlilik ve Barcelona Sözleşmeleri, Kara Avcılığı Kanunu. Su Ürünleri Kanunu, Hayvanları Koruma Kanunu çıkarılmıştır. Uluslararası sözleşme ve protokoller; Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi (1997), Cartegana Protokolü (2004), CITES Sözleşmesi (1996), Barselona Sözleşmesi (1988), Bükreş Sözleşmesi (1994), Kültürel ve Doğal Mirasın Korunması Sözleşmesi (1983), Erozyonla Mücadele Sözleşmesi (1998), Avrupa Peyzaj Sözleşmesi (2003), Bern Sözleşmesi (1984), Ramsar Sözleşmesi (1994) imzalanmıştır. Ulusal doğa koruma kategorileri; Doğa Koruma Alanları yönetim rejiminin veya koruma statüsünün içerdiği kuralların niteliğine göre, (Milli Park, Tabiat Parkı, Tabiatı Koruma Alanı, Tabiat Anıtı, Yaban Hayatı Koruma Sahası, Yaban Hayatı Geliştirme Sahası, Özel Çevre Koruma Bölgesi, Muhafaza Ormanı, Doğal Sit vb.) değişik adlarla anılmaktadır (Anonim 2010a). Türkiye de günümüze kadar ilan edilmiş koruma statüleri ve korunan alanlar sistemi içinde yer alan korunan alanlar Çizelge 1.1 de görülmektedir (Anonim 2014a); Çizelge 1.1. Türkiye de bulunan korunan alanlar (Anonim 2014a) Korunan Alan Türü Korunan Alan Değeri Sayı Milli Park Ulusal 40 Tabiatı Koruma Alanı Ulusal 31 Tabiat Parkı Ulusal 184 Tabiat Anıtı Ulusal 107 Yaban Hayatı Geliştirme Sahası Ulusal 80 Muhafaza Ormanı Ulusal 58 Doğal Sit Ulusal 1273 Özel Çevre Koruma Bölgesi Bölgesel 16 Ramsar Alanı Küresel 14 Biyosfer Rezervi Küresel 1 Dünya Miras Alanı Küresel 13

26 Özel Çevre Koruma Bölgeleri Özel Çevre Koruma Bölgeleri; tarihi, doğal, kültürel v.b. değerler açısından bütünlük gösteren ve gerek ülke gerek dünya ölçeğinde ekolojik önemi olan alanlardır. Bu alanlar; özelliklerinin geleceğe ve gelecek nesillere ulaştırılmasını ve doğal kaynakların korunarak kullanılmasını teminen, 2872 sayılı Çevre Kanununun 9. maddesi ve Türkiye nin taraf olduğu Akdeniz de Özel Koruma Alanlarına ilişkin protokol gereğince Bakanlar Kurulu tarafından ilan edilmiştir (Anonim 2009) yılında 383 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı kurulmuştur (Anonim 2009). Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı, ülke ve dünya ölçeğinde ekolojik önemi olan çevre kirlenmesine ve bozulmasına duyarlı alanları, tabii güzelliklerin ileriki nesillere ulaşmasının emniyet altına almak üzere gerekli düzenlemelerin yapılabilmesi amacıyla, Özel Çevre Koruma Bölgesi olarak tespit ve ilan etmeye, bu alanlarda uygulanacak koruma ve kullanma esasları ile Plan ve Projelerin hangi Bakanlıkça hazırlanıp yürütüleceğini belirlemeye yetkilidir (Anonim 2006). Kurum Başkanlığının Özel Çevre Koruma Bölgelerinde yürüteceği görevlerden bazıları şunlardır; Milletlerarası koruma sözleşmeleri ve çevre mevzuatı da dikkate alınarak, koruma ve kullanma esaslarının belirlenmesi, imar planlarının yapılması, mevcut her ölçekteki plan ve plan kararlarının revize edilmesi onaylanması, Kamu kurum ve kuruluşlarınca yapılan veya yaptırılacak enerji sulama araştırma orman yolu ve benzeri tesisler ile tabii kaynak kullanım tesisleri ve bunların müştemilatının koruma ve kullanma esaslarının uygunluğunun incelenmesi, Özel Çevre Koruma Bölgelerinin sahip olduğu çevre değerlerinin korunması ve mevcut sorunların giderilmesi için tüm tedbirlerin alınması,

27 11 Özel Çevre Koruma Bölgelerinin kara, kıyı, akarsu, göl ve deniz kaynaklarının verimliliklerinin korunması, geliştirilmesi ve tüketilmesi, stoklarının yeniden kurulması için gerekli araştırma ve incelemelerin yapılması veya yaptırılması, Özel Çevre Koruma Bölgelerinin korunması için her türlü icraatta bulunulması, araştırma ve incelemeler yapılması veya yaptırılması, gerektiğinde tüm kamu kurum ve kuruluşları ile ilgili dernekler ve milletler arası kuruluşlarla işbirliği sağlanması hususlarıdır (Anonim 2009). Türkiye de 16 adet özel çevre koruma bölgesi bulunmaktadır. Bu bölgeler Çizelge 1.2 de belirtilmiştir (Anonim 2014b). Ayrıca özel çevre koruma bölgeleri sayısı az olmasına rağmen kapsadıkları alan büyüklüğü en fazla olan korunan alanlardır. Çizelge 1.2. Türkiye deki özel çevre koruma bölgeleri (Anonim 2014b) Bölge ismi İlan tarihi Alanı (km 2 ) Nüfusu (Kişi) Türkiye Yüzdesi (%) Gökova %0,010 Köyceğiz %0,040 Dalyan Fethiye- Göcek %0,140 Patara %0,030 Kaş- Kekova %0,002 Göksu Deltası %0,040 Belek %0,030 Foça %0,030 Datça- Bozburun %0,030 Pamukkale %0,010 Gölbaşı %0,130 Ihlara %0,008 Tuzgölü %0,460 Uzungöl %0,030 Saros Körfezi %0.063 Finike Denizaltı Dağları Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesi: Gökova ÖÇKB flora ve faunasıyla ekolojik yönden öneme sahip bir bölge olup, Kızılçam (Pinus brutia) ve Günlük Ormanları

28 12 (Liquidambar orientalis) büyük bir değer taşımaktadır. Gökova kıyılarında su samuru (Lutra lutra) tespit edilmiş olup, bölgede yer alan Boncuk Koyu Kum Köpekbalığının (Carcharhinus plumbeus) Akdeniz deki tek yavrulama alanıdır. 2. Köyceğiz Dalyan Özel Çevre Koruma Bölgesi: Bölgenin önemi, temelde sucul ekosistem yapısına dayanmakta ve hidrobiyolojik açıdan hemen hemen bütün sucul habitat tiplerini içermektedir. Köyceğiz Gölünün Dalyan ağzıyla denize açıldığı alanın doğusunda yer alan İztuzu kumsalı ve batısında yer alan Dalyan Kumsalı Caretta caretta türü deniz kaplumbağasının Akdenizdeki en önemli üreme alanlarından biri olarak bilinmektedir. 3. Fethiye Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi: Fethiye-Göcek ÖÇKB Muğla İlinin Akdeniz Bölgesi sınırlarında 816,02 km 2 lik alanda 16 yerleşim birimini içine alır. Bölgede kıyı boyunca küçük koylar ve körfezler bulunmaktadır. Bölgede bitki örtüsü makiler ve yüksek yerlerde konifer ormanlarından meydana gelir. Ayrıca taban suyu yüksek olan dere içleri ve deltalarda endemik tür olan Günlük Ağacı (Liquidamber orientalis) Ormanları bulunmaktadır. Akdeniz havzası ıçinde 5 türle temsil edilen deniz kaplumbağalarından Caretta caretta, Chelonia mydas türlerinin üreme alanlarından bir tanesi de Fethiye Kumsalıdır yılında Barselona Sözleşmesi gereğince Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilen bölge aynı zamanda sit alanıdır. 4. Patara Özel Çevre Koruma Bölgesi: Bölge, tarihi ve kültürel eserlere, eşsiz doğal zenginliğe ve güzelliğe sahiptir. Özellikle Türkiye'nin Akdeniz kıyı sahillerinde deniz kaplumbağaların 17 yumurtlama ve üreme sahasından biri olan Patara Kumsalı, 1.derece önemli yumurtlama ve üreme alanı olarak koruma altındadır. 5. Kaş Kekova Özel Çevre Koruma Bölgesi: Bölgeye adını veren Kekova, bölge içinde yer alan en büyük adadır. Kekova adası, Anadolu yakasına yapışık bir boğaz oluşturarak uzanır. Kıyıya paralel uzanan Sıcak Yarımadası ve Kekova Adası bir iç deniz niteliği taşıyan Ölüdeniz i oluşturur. Bölge, genelde Akdeniz iklim tipine uygun makilik ve yer yer çam ağaçlarıyla kaplıdır.

29 13 6. Göksu Deltası Özel Çevre Koruma Bölgesi: Orta Doğunun ve Avrupa'nın en önemli sulak alanlarından biri olan Göksu Deltası, nadir ve nesli tükenme tehlikesi altında olan çeşitli kuş türlerinin yaşam, üreme, beslenme ve konaklama yeridir. Birçok kuş türü Göksu Deltası'nı kışlama ve kuluçka alanı olarak kullanmaktadır. 7. Belek Özel Çevre Koruma Bölgesi: Bu bölgede dağınık vaziyette antik kalıntılar mevcuttur. Ayrıca Gündoğdu köyünün Aktaş mevkiini içine alan sahilde büyük bir arkeolojik sit alanı mevcuttur. Yörede tarım alanları geniş yer kaplamaktadır. 8. Foça Özel Çevre Koruma Bölgesi: Tarihi, kültürel zenginliğin mitolojideki yeri bakımından önemli olan arkeolojik doğa ve mimari değerlerin bir bütün olarak yer aldığı Foça, arkeolojik, doğal ve kentsel sit alanları bulunması nedeniyle birçok kıyı yerleşim birimine göre daha az yapılaşma gösteren ve nispeten bozulmamış bir yerleşim merkezidir. Kentin doğusunda yer alan alanların büyük bir bölümü zeytinliklerden oluşmaktadır ve bu alanların büyük bir kısmı da I. ve II. derece doğal sit alanı olarak belirlenmiş alanlardır. Bölgenin taşıdığı önemin büyük bir bölümü binlerce yıldır burada yaşayan ve hatta ilçeye adını veren Akdeniz fokundan (Monachus monachus) kaynaklanmaktadır. 9. Datça Bozburun Özel Çevre Koruma Bölgesi: Datça Yarımadasında tarihi, doğal, arkeolojik, kentsel vb. açılardan korunması gereken sit alanları yer almaktadır. Bölge Ege ve Akdeniz i birleştiren bir konumda olması nedeniyle özellikle yat turizmi açısından önem arz etmektedir. Datça Yarımadasının güney kısmında yer alan Gebekum kumul alanı, bitki örtüsü ile birlikte hassas bir alanı oluşturur. Bunun yanında bölgedeki diğer kumul alanlar da benzer hassaslığa sahiptir. 10. Pamukkale Özel Çevre Koruma Bölgesi: Travertenler, Kadı Deresi yakınındaki Domuz Çukuru adı verilen alandan başlayarak kuzeydeki Nekropol'ün son mezarının yakınından akan Çaltık Deresine kadar uzanır. 50 metre yüksekliginde yaklaşık 3 km uzunluğunda ve m genişliğindeki bu travertenlerin oluşumunu 3 kaynaktan çıkan termal sular sağlar.

30 Gölbaşı Özel Çevre Koruma Bölgesi: Gölbaşı yerleşimi yakın çevresinde bulunan Mogan-Eymir gölleri doğal konumları gereği yer üstü ve yeraltından birbirleri ile bağlantılı olup, Mogan Gölü kuzey çıkışından itibaren Eymir Gölü'ne bağlantılıdır. Aynı zamanda Ankara'nın en önemli rekreasyon alanı olan Eymir ve Mogan Göllerinin sahip oldukları doğal değerler, bölgenin Ankara Metropolüne yakın olması nedeniyle kentsel ve endüstriyel tehdit altındadır. 12. Ihlara Özel Çevre Koruma Bölgesi: Denizden 1220 m yükseklikte bulunan yöre, jeolojik olarak Pliosen devrinde Hasan ve Erciyes Dağlarının volkanik aktiviteleri sonucu oluşan Kayaçlarla örtülüdür. Bölgede birçok termal kaynak bulunmaktadır. Bunlardan halen açık olan Yaprakhisar Köyü'nün yanındaki Ziga Kaplıcası'nın suyunun sıcaklığı 60 C ye kadar çıkmaktadır. Vadi tamamıyla doğal ve arkeolojik sit kapsamındadır. 13. Tuz Gölü Özel Çevre Koruma Bölgesi: Tuz gölü, kışın kapladığı geniş su alanı ile su kuşları için önemli bir kışlama bölgesidir. Uluslararası kriterlere göre A sınıfına giren bir sulak alandır. Türkiye'nin tuz ihtiyacının %70 inin karşılandığı Tuz Gölü'nün evsel atıklarla kirlenmesi insan sağlığını da tehdit etmektedir. Ayrıca Tuz Gölü ve onunla ekolojik etkileşim içerisinde bulunan alandaki nüfusun çok yoğun olması nedeniyle kontrol edilemeyen kentsel atıklar bölgenin biyolojik değerlerini tehdit etmektedir. 14. Uzungöl Özel Çevre Koruma Bölgesi: Trabzon'a 99 km ve Çaykara ilçesine 19 km uzaklıkta, deniz seviyesinden 1090 m yükseklikte bulunan, dik yamaçları ve muhteşem orman örtüsü ile Uzungöl Özel Çevre Koruma Bölgesi, 149,12 km 2 lik bir alanı kaplamaktadır. Vadinin ortasında bulunan ve yamaçlardan düşen kayaların Haldizen deresinin önünü kapatmasıyla oluşmuş göl, "Uzungöl" olarak bilinir ve çevreye aynı ad verilmiştir. 15. Saros Körfezi Özel Çevre Koruma Bölgesi: Saros Körfezi, içinde barındırdığı zengin balık çeşitleri nedeniyle deniz biyologları ve dalış meraklıları arasında büyük ve doğal bir akvaryum olarak nitelendirilir. Kaptan Cousteau 1970'li yıllarda gemisi

31 15 "Calipso" ile Türkiye'yi ziyareti sırasında bu Körfezde dalış yapmış "Kızıl Denizin Kuzey versiyonu olarak" nitelendirmiştir (Anonim 2014b) Uzaktan Algılama ve Coğrafi Bilgi Sistemleri Gelişen teknoloji ile birlikte özellikle büyük ölçekli alanlarda çalışmak uzaktan algılama ve coğrafi bilgi sistemleri ile daha kolay olmaktadır. Korunan alanlarda da yapılacak planlama çalışmalarında önemli bir araç olan uzaktan algılama ve coğrafi bilgi sistemleri planlamacılara birçok konuda yardımcı olmaktadır. Bu iki sistem korunan alanların izlenmesi ve planlanmasında birlikte kullanılmaktadır. Alan kullanımlarının şekillendirilmesinde coğrafi bilgi sistemleri ve alan kullanımlarındaki değişimlerin gözlemlenmesinde de uzaktan algılama sistemleri kullanılmaktadır. Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) ve Uzaktan Algılama (UA) teknikleri, doğada meydana gelen birçok değişimi zamanında, hızlı ve doğru bir şekilde belirleme imkânı veren ileri teknolojilerdir. Özellikle arazi kullanım değişimleri, bitki örtüsü, ekim alanı tahmini, mera, orman, erozyon, toprak ve jeoloji gibi konuların temel bilgi gereksinimlerinde ve arazi örtüsü veya arazi kullanımının belirlenerek tematik haritalarının üretilmesinde yaygın olarak kullanılmaktadırlar. Ülkelerin doğal kaynaklarının mevcut varlıklarının ve potansiyellerinin belirlenmesi, zamansal değişimlerinin izlenmesi, güncelleştirilmesi amacıyla yapılacak çalışmalarda, yersel çalışma destekli, amaca uygun uzaktan algılama verilerinin kullanılması doğru, hızlı ve düşük maliyetli veri/bilgi elde edilmesi açısından çok büyük önem taşımaktadır. Arazi örtüsü ve/veya kullanımının belirlenmesi gerek planlama gerekse doğal çevrenin korunması açısından son derece önemlidir (Musaoğlu 1999; Ayata 2009; Çölkesen 2009). Alan kullanım kararları alınırken zamansal değişimlerin gözlenmesi sağlıklı kararlar vermede önemli rol oynamaktadır. Kontrolsüz olarak gelişen kullanımlar geri dönüşü mümkün olmayan tahribatlara neden olmaktadır. Son yıllarda uzaktan algılama tekniklerinin gelişmesi ile bu değişimleri gözlemleyebilmek daha kolay olabilmektedir.

32 16 Uydu görüntüleri işlenerek analizlerinin yapılmasını konu alan uzaktan algılama tekniklerinin son yıllarda çok hızlı bir şekilde gelişmesini takiben, coğrafi bilgi sistemleri ve uzaktan algılama birbirini destekleyen ve birçok sektörde mükemmel çözümler sunan iki ana dal haline gelmiştir (Aydal 2009) Uzaktan algılama Uzaktan algılama, yeryüzünden belirli uzaklıklara, atmosfere veya uzaya yerleştirilen platformlara monte edilmiş ölçüm aletleriyle yeryüzünde bulunan doğal ve yapay objeler hakkında bilgi alma ve değerlendirme teknikleri olarak tanımlanabilmektedir. Bu platform uçak, balon, uzay aracı ya da uydu olabilmektedir. Günümüzde tüm bilim dalları uzaktan algılamayı kullanmaktadır. Jeolojik çalışmalarda yeryüzü şekillerinin incelenmesi, doğal afetler, yapısal jeoloji ve özellikle doğal kaynakların incelenmesi vb. önemli kullanım alanları bulunmaktadır. Bununla birlikte, hidrojeoloji, botanik, tarım ve meteoroloji alanlarında etkili şekilde kullanılmaktadır (Anonim 2014c). Uzaktan algılama tekniğinin temeli, yeryüzü elemanları ile bunların çevrelerine yönelik bilgilerin hiçbir fiziksel ilişkiye girmeden, belirli uzaklıklardan algılanan görüntülerin ölçülmesi, sayısallaştırılması ve yorumlanması temeline dayanır. Uzaktan algılamanın temel kuralı, algılayıcının görüntü alanına giren cisimlerin yüzeyinden yansıyan veya yüzeyinden salınan enerjinin algılanıp kayıt edilmesidir. Her cisim kendine özgü yansıma veya sıcaklık salma özelliği gösterir (Urfalı ve Altınbaş 2006). Uzaktan algılama teknolojileri arazi kullanımının izlenilmesinde sıkça başvurulan yöntemlerden biri haline gelmiştir. Özellikle uydu sensörlerinin ürünleri olan uydu görüntülerinin farklı zamanlarda elde edilmiş ve dijital ortamlarda saklanabiliyor olması, çeşitli periyotlardaki arazi kullanım biçimlerinin göreceli olarak birbirleriyle karşılaştırılabilmelerine imkân sağlamaktadır. Bu durum geniş arazi parçalarının belirli zaman aralıklarında geçirmiş olduğu değişimlerin izlenilmesine ve tespit edilecek değişim sonuçlarının istatistiksel açıdan değerlendirilmesine olanak tanımaktadır (Kavzaoğlu ve Çetin 2005).

33 17 Bir uzaktan algılama sisteminde algılayıcı enerjiyi algılar, ölçer ve miktarını bilgisayarın okuyabileceği bir sayıya çevirir. Yörüngedeki uzay aracı bu kodları sinyaller ile yeryüzündeki uydu yer istasyonuna gönderir. Bu sinyaller sayı dizinlerine, sayılar küçük resim elemanlarına çevrilir ve bunlar bir araya geldiklerinde görüntünün tamamını oluştururlar. Dijital görüntüler raster formatındadır. Bir raster x ve y koordinatları ile tanımlı gridlerden oluşur. Bu gridlerin her birine piksel adı verilir. Aynı zamanda piksel büyüklüğü gerçekte yeryüzünde karşılık geldiği alanın boyutlarıdır ve mekansal çözünürlüğü ifade etmektedir (Tanrıtanır 2013). Çözünürlük, bir görüntüleme sisteminde kayıt edilen detayların ayırt edilebilirlik ölçüsüdür. Uydu Görüntüleri için 4 farklı çözünürlük tanımlanmaktadır; Mekansal Çözünürlülük: Mekansal çözünürlülük, sensörün tasarımına ve yüzeyden yüksekliğine ilişkin bir fonksiyondur. Bir görüntüde fark edilebilir en küçük detay ve görülebilen en küçük hedef boyutunu tanımlar. Çok büyük nesnelerin görülebildiği görüntülerin çözünürlüğü düşük, küçük nesnelerin ayırt edilebildiği görüntüler ise yüksek çözünürlüklüdür. Spektral Çözünürlük: Görüntünün elektromanyetik spektrumda kapladığı aralığın (bant aralığı) büyüklüğüdür. Spectral çözünürlüğün iyi olması bir kanal yada bandın algıladığı dalga boyu aralığının küçük olduğunu gösterir. Radyometrik Çözünürlük: Radyometrik çözünürlük sensörün parlaklık farklılıklarına olan hassasiyetini belirtmektedir. Görüntünün radyometrik çözümlemesi, enerji kapsamındaki çok ince farklılıkları ayırt etme (Dinamik aralık-dn) kabiliyeti olarak da tanımlanmaktadır. Bu çözümleme sayısal numaralarla ifade edilmektedir. Zamansal Çözünürlük: Zamansal çözünürlük bir uzaktan algılama sisteminin aynı bölgeyi görüntüleme sıklığı ile ilgilidir (Ün 2012). Son yıllarda yapılan çalışmalarda uzaktan algılama teknolojilerinin kullanımında uydu görüntülerinden faydalanılmaktadır. Uzaktan algılamada yaygın kullanılan uydular ise Landsat, Aster, Spot, Irs 1c, Bilsat, Ikonos, Quıckbırd, Orbvıew, Envısat ve Radarsat gibi uydulardır.

34 Coğrafi bilgi sistemleri Coğrafi Bilgi Sistemleri, konumsal veri ve ilişkili bilgilerin toplandığı, depolandığı, görselleştirildiği, yönetildiği, analiz edildiği ve sorgulandığı, veri, bilgisayar donanım ve yazılımından oluşan bir sistemdir. Yeryüzünü modellemek üzere kullanılan bu sistemde belirli veri grupları (örn. yollar, binalar) farklı katmanlarda tutulur. Bu katmanlarda tutulan her grafik gösterim gerçek dünyada o objenin konum, koordinat ve şekil özelliklerini taşır ve veri tabanında da temsil ettiği nesneye ait bilgiler ile ilişkili olarak saklanır (Tanrıtanır 2013). CBS (Coğrafi Bilgi Sistemleri), coğrafi verilerin toplanması, bilgisayar ortamına aktarılması, depolanması, işlenmesi, analiz edilmesi ve sunulması amacıyla bir araya getirilmiş bilgisayar donanımı, yazılım, insan kaynakları ve coğrafi bilgilerden oluşan bir bütündür (Anonim 2014c). Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS), günümüzde pek çok alanda uygulama olanağına sahiptir. Ormancılık, tarım, mera, yaban hayatı, turizm, ulaşım, kentsel veya kırsal yerleşim vb. alanlarda, orman yangın riskleri, orman yollarının, tarım ve nadas alanlarının belirlenmesi, mera alanlarının değişimi, vb. pek çok sorunun tespit ve analizinde kullanılmaktadır. Toplumun ihtiyaç ve beklentilerini karşılayacak şekilde bir yandan ekolojik, fiziksel ve biyolojik koşullara uyan ve diğer yandan ekonomik, sosyal, kültürel, çevresel, yasal ve politik amaçları sağlayan arazi kullanım şekli ve planlaması kararı doğal kaynak yönetiminin en temel ve kapsamlı kararlarından biridir. Bu süreçlerde bilgi; metin ve harita ortamlarında bulunmakta, ilgili uzman görüşü ile planlama ve analizler yapılmaktadır (Kahraman ve Kahraman 2010). Coğrafi Bilgi Sistemi, sadece haritaları üreten bir program sistemi değildir. Farklı ölçeklerde, farklı projeksiyonlardaki haritaların üretiminin yanı sıra, bu haritaların kullanımına yönelik bir analiz sistemidir. En büyük avantajı, harita üzerindeki grafik bilgilerin, birbirleri ile veya kriterler bazında, mekansal ve mantıksal ilişkilerini vermesidir. Ayrıca bölgesel planlamada çevrenin yıpranmasının en aza indirilmesi,

35 19 yaşam alanı olarak seçilen arazinin doğru kullanılması açısından yerel yönetimlerin söz konusu hizmetleri bilgi sistemlerini kullanarak yerine getirmesi en önemli adımdır (Erbulak ve Şen 2006; Aydal 2012). Veri tabanına girilmiş olan bilgiler vasıtasıyla aynı özellik grubuna giren mekansal veriler birbirlerinden renk ve sembol olarak ayırt edilir. Böylece harita üzerinde farklı bilgiler sunulmuş olur (Şekil 1.1). Coğrafi Bilgi Sistemlerinde amaç coğrafi bilginin; üretimini, yönetimini, analiz ve network üzerindeki dağıtık veri tabanlarından coğrafi verileri tüm insanların paylaşabileceği profesyonel bilgi sistemi teknolojisini sunmaktır. Coğrafi veri yapısı temel olarak mekânsal ve tanımlayıcı bilgiler olmak üzere iki gruba ayrılır. Mekansal veriler, özelliklerin yerini, şeklini ve diğer mekansal veriler ile ilişkilerini belirler. Tanımlayıcı bilgiler ise özelliklere ait bilgilerin veri tabanında tutulmasıdır (Anonim 2014c). Şekil 1.1. Coğrafi bilgi sistemlerinin genel fonksiyonları (Anonim 2014c) Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS), coğrafik mekansal verileri sayısal tespit edebilme ve üzerinde çalışılabilme, kaydedilebilme ve yeniden düzenleyebilme, modelleyebilme, analiz edebilme ve bunları alfa nümerik ya da grafik olarak sunabilme teknik ve yöntemlerine sahiptir. Bunlarla beraber önemli olan, CBS nin kullanıcıya geometrik ve

36 20 geometrik olmayan verilerin kompleks ve mantıksal içerikteki alansal ilişkilerinin tespitinde yardımcı olmasıdır (Rıchter et al. 1997; Vogiatzakis 2003) Alan Kullanımlarının Sınıflandırılması Alan kullanım durumunun belirlenmesinde uzaktan algılama teknikleri kullanılarak gerçekleştirilen arazi kullanım durumu tespiti hata oranı düşük ve hesaplanabilir bir yöntemdir. Ancak birbirinden bağımsız olarak ortaya konulmuş pek çok uzaktan algılama veri analiz ve değerlendirme yöntemi vardır. Bu nedenle uzaktan algılama çalışmalarında kullanılan sınıflandırma kriterlerine CORINE programı çerçevesinde ortak standartlar getirilmeye çalışılmıştır (Yılmaz ve Erdem 2011). Avrupa Birliği ülkeleri kendi arazi varlıklarını, arazi kullanım şekillerini ve arazi örtü tiplerini CORINE (Coordination of Information on Environment) Çevre Bilgilendirme Eşgüdümü adı verilen bir proje bağlamında belirlemektedir yılında başlayan ve tüm AB ülkeleri tarafından kullanılan bu proje sayesinde kullanılacak tek bir değerlendirme ölçütü temel alınarak tüm Avrupa kara parçasına ait standart bir veri tabanı oluşturulması amaçlanmıştır (Altınbaş ve Türk 2004). Avrupa Birliği Komisyonu (CEC) tarafından CORINE (Coordination of Information on the Environment Çevre Bilgi Düzeni) arazi örtüsü programı başlatılmıştır. CORINE programı, Avrupa Komisyonu tarafından yürütülmüştür yılı itibariyle 13 ülkede CORINE veritabanları oluşturulmuştur (Aydınoğlu ve Yomralıoğlu 2009). Uydu görüntüleri üzerinden arazi örtüsü/kullanımının belirlenmesi için en yaygın olarak kullanılan yöntem söz konusu görüntülerin sınıflandırılmasıdır. Görüntü sınıflandırma işleminin esası görüntü üzerindeki çeşitli spektral özelliklere sahip piksellerin, önceden belirlenen arazi örtüsü sınıflarından benzer olduğu bir sınıfa atanması olarak ifade edilebilir. Uzaktan algılamada uydu görüntülerinin sınıflandırılmasında kontrollü ve kontrolsüz sınıflandırma olarak bilinen iki yaklaşım vardır. Kontrolsüz sınıflandırma, genellikle arazi hakkında herhangi bir bilgiye sahip olunmadığında veya arazi hakkında bir ön bilgi elde etmek için kullanılan bir yaklaşımdır. Bu yöntemde görüntü

37 21 piksellerinin sahip olduğu spektral özellikler kullanılarak benzer özelliklere sahip piksellerin spektral sınıflar oluşturması ile işlem gerçekleştirilir. Kontrollü sınıflandırma olarak bilinen yaklaşımda, sınıflandırma öncesinde tüm görüntüyü temsil eden ve sınıfları belli olan sınırlı sayıdaki piksellerin kullanımı söz konusudur (Çölkesen 2009). Lillesand et al. (2004) e göre, sayısal görüntü sınıflandırma, bir görüntüdeki tüm piksellerin sınırlı sayıdaki sınıflar içerisinde gruplandırılması işlemidir. Spektral sınıflandırma, desen tanıma (pattern recognition), doku analizi (textural analysis), değişim belirleme (change detection) işlemleri sınıflandırmanın farklı türleridir. Bu işlemler üç temel konu üzerine odaklanmaktadır: sınıflandırma, yani bir görüntüdeki farklı özelliklerin belirlenmesi, ayırt edilebilir şekillerin ve uzaysal desenlerin ayrımı ve bir görüntüdeki zamana bağlı değişimlerin tanımlanmasıdır (Ekercin 2011). Sommer et al. (1998) a göre, son 30 yıldır Uzaktan Algılama teknikleri arazi kullanımının belirlenmesi çalışmalarında kullanımı çok yaygın bir yöntem olarak gelişmiştir. Ayrıca teknolojideki gelişmeye bağlı olarak arazi kullanım türlerindeki değişimlerin yanında doğal kaynakların en güncel biçimde izlenmesi bu tekniklerin programlı bir biçimde kullanımını gerektirmiştir. Bu nedenle CORINE arazi kullanımı sınıflandırma yöntemi uzaktan algılama tekniklerini esas almaktadır. Haritalamada düzeylerin belirlenmesinde harita ölçeği bir diğer belirleyici etkendir. Hazırlanan arazi kullanım haritaları 1: 'dan daha küçük ölçekte ise ayırım 1. düzeyde, ölçek 1: : arasında ise ayırım 2. düzeyde ve ölçek 1: veya daha büyük ise yapılacak ayırım 3. düzeyde olabilmektedir (Başyiğit 2004). CORINE sınıflandırma sistemi üç farklı arazi sınıflandırma düzeyini içermektedir. Birinci düzey arazi sınıfları; yapay düzeyler, tarım alanları, ormanlık ve doğal alanlar, sulak alanlar ve su kütlesi olmak üzere beş genel arazi sınıfından oluşmaktadır. İkinci düzey arazi sınıfları ise birinciye göre daha detaylı hazırlanmış onbeş tane arazi sınıfından oluşmaktadır. CORINE üçüncü düzey arazi sınıfları ise hem birinci hem de ikinci düzeye göre daha detaylı hazırlanmış 44 arazi sınıfından oluşmaktadır (Çizelge 1.3) (Kılar 2012).

38 22 Çizelge 1.3. CORINE arazi sınıfları (Başyiğit 2004) Düzey 1 Düzey 2 Düzey Şehir yapısı Kesintisiz şehir yapısı Kesintili şehir yapısı 1.Yapay yüzeyler 1.2.Endüstriyel, ticari ve taşıma birimleri Endüstriyel veya ticari alanlar Karayolu, demiryolu ağları ve buna bağlı araziler Liman alanları 2. Tarım Alanları 3. Orman ve yarı doğal alanlar 1.3.Maden, çöp ve inşaat Alanları 1.4.Tarım dışı yapay yeşil alanlar 2.1.Tarıma elverişli alanlar 2.2.Çok yıllık ürünler Hava alanları Maden alanları Çöp boşaltım alanları İnşaat artıkları boşaltım alanları Yeşil yerleşim alanları Spor ve dinlenme alanları Sulanmayan işlenen araziler Geçici olarak sulanan alanlar Çeltik tarlaları Sebze yetiştirilen alanlar Bağ, üzüm bağı Meyve bahçeleri Zeytinlik 2.3. Meralar Meralar 2.4.Karışık tarım alanları Yıllık bitkiler ile çok yıllık bitkilerin birliği Karışık kültivasyon desenler Temelde tarım arazileri ancak dolarak doğal örtünün de yer aldığı araziler Orman tarımı arazileri 3.1. Ormanlar Geniş yapraklı ormanlar Kozalaklı ağaçlar Karışık ağaç ormanları 3.2.Fundalık veya otsu bitkilerin karışım alanları 3.3.Az veya hiç bitki içermeyen çıplak alanlar Doğal çayır Fundalık (maki) Tek birimli vejetasyon Kesintili ormanlık-çalılık Sahil kumu ve kum düzlükleri Çıplak kayalık Zayıf bitki örtüsü alanları Yanmış alanlar Buzullar ve kar düşen alanlar

39 23 Çizelge 1.3. (devam) 4.Su altında kalmış içsel alanlar 5.Su varlığı 4.1.Islak alanlar İç Bataklıklar Bataklıklar 4.2.Su altında kalmış kıyı Tuzlu alanlar Alanları Deniz etkisi altındaki alanlar 5.1. İçsel su alanları Suyolları Su toplulukları 5.2. Doğal sular Kıyı lagünleri Göller Deniz ve okyanuslar 1.5. Ekolojik Planlama Son yıllarda yapılan çalışmalarda doğal ve kültürel peyzaj elemanlarının matematiksel olarak modellenmesinden daha çok, peyzaj içerisinde geçen süreçlerin irdelenmesi ve bu süreçlerden yola çıkılarak plan kararlarının alınmasına yönelik çalışmalar ağırlık kazanmaktadır. Bu kapsamda da peyzaj ekolojisinin dünyadaki gelişimine koşul olarak, peyzaj planlamada peyzajın yapı, fonksiyon ve değişiminin ortaya konularak yine peyzajın doğal ve kültürel verilerinin sentezinin yapıldığı, peyzaj yapısı ile birlikte peyzaj içerisinde gerçekleşen su, erozyon, vb. süreçlerin analizlerinin yapıldığı çalışmalar gelişim göstermektedir (Uzun vd 2010). Ülkesel kapsamdan yerel boyutlara değin, doğal değerlerin korunması ve geliştirilmesini ön planda tutan ekolojik planlama sisteminin karşılığı olan peyzaj planları, yasalarla istenen ve yapılması zorunlu biçimlere getirilmelidir. Peyzaj Planlama; doğal ve kültürel süreçlerin ve kaynakların tanımladığı yaşam ortamlarının, koruma-kullanım dengesinin sağlanması ile kentsel, kırsal ve endüstriyel, turistik ve benzeri kullanımlarda var olan ve olası çevre sorunlarının giderilmesi ve önlenmesi temelinde, kamu ve toplum yararını gözeterek açık ve/veya yeşil alanların oluşturulmasında, koruma, onarım, yenileme, restorasyon ve yönetimi ile plan ve projelerin uygulanmasını içeren planlamadır olarak tanımlanmaktadır. Peyzaj planlama aşamaları ise; peyzaj envanteri, peyzaj analizi, ekolojik sınıflama, peyzaj diagnozu, peyzaj analizi, koordinasyon ve uygulamadır (Anonim 2008a).

40 24 Peyzaj planlama, fiziksel bir planlama olması açısından yapılan çalışmalarda değişken veya sabit olsun doğal ortam özelliklerinin yönlendirici olması esasına dayanan bir yaklaşımdır (Karafakı 2013). Bir başka ifade ile; peyzaj planlama, ekolojik ve özellikle peyzaj ekolojisi temeline dayalı olarak yürütülen ve öncelikle peyzajı biçimlendiren mekanizmaların analizini gerektiren bir eylem alanıdır. Bu yaklaşımda, biyotik ve abiyotik öğeler, içinde bulundukları peyzajın yapısı, fonksiyonu ve değişimi kapsamında analiz edilirler (Şahin 2013). Peyzaj planlama, peyzajı bir bütün olarak ele aldığından ekolojik bir yaklaşım söz konusu olmaktadır. Eğer bir peyzaj dokusu bir bütün halinde düşünülüp planlanmazsa koruma kavramından da bahsetmek mümkün olmayacaktır. Genellikle Türkiye de yaşanan çevresel sorunların çözümü sorun ortaya çıktıktan sonra olmaktadır. Bu durum planlama çalışmalarının geleceğe dönük olarak yapılmamasından kaynaklanmaktadır. Plan kararlarının alınması zorunlu bir adımı olan peyzaj planlama çalışmaları doğal çevrenin korunması ve geliştirilmesini amaçlanmaktadır. Alanın sahip olduğu doğal ve kültürel özellikler göz önünde bulundurularak oluşturulmuş altlıklar, planlama hiyerarşisinde peyzaj özelliklerinin analiz edilmesi aşamasında büyük öneme sahiptir. Nitekim peyzaj özellikleri dikkate alınmadan yapılan planlama çalışmaları günümüz sanayi toplumlarının gelecek nesillere miras bırakma yükümlülüğü olan doğal ve kültürel kaynakların öngörüsüzce tüketilmesine sebep olacaktır (Erdoğan vd 2013). Doğal kaynakların yönetiminde ve geleceğe dönük olarak sürdürülebilir bir şekilde kullanımının sağlanmasında en önemli basamak planlama çalışmalarının yapılmasıdır. İnsan kaynaklı her bir faaliyet doğa üzerinde bir tahribata neden olmaktadır. Bu tahribatların derecesine göre doğada ekolojik yönden dengeler bozulmakta ve bir çok çevresel problem ortaya çıkmaktadır. Bu tahribatların en önemlisi ise yanlış alan kullanımlarıdır. Günümüzde doğal kaynak değerleri yanlış arazi kullanımları nedeniyle yoğun bir baskı altındadır. Kalkınmada esas olan bu kaynakların, sürekliliği ve korunması kaçınılmaz

41 25 bir gerçektir. Bu kaynakların sınırlı olması, kaynaklar üzerindeki baskıların azaltılması ve kaynakların kendisini yenileyebilmesi amacıyla planlama çalışmaları yapılmaktadır (Zengin ve Yılmaz 2008). Alan kullanım kararlarının üretilmesinde ekolojik yaklaşım bugün artık genel kabul görmüş bir yaklaşımdır. Planlamada ekolojik yaklaşımın temeli, 1960 larda ortaya çıkan, 1980 lere kadar çevresel kaygı 1980 sonrası ise buna ek olarak yaşam kalitesi ve sürdürülebilirlik kavramlarını gündeme getiren gelişim ve değişimlerdir (Şahin 2003). Ekolojik yaklaşımlı planlama yönteminde son yıldır birçok arayış olmuş, ancak bu arayışların arasında hiçbir zaman büyük bir farklılık olmamıştır. Plancı ve çalışma grubunu oluşturan araştırmacıların meslek disiplinlerine göre yaklaşımlarında değişiklikler vardır. Ama genel olarak değerlendirme kriterleri ve ölçütlerinde McHarg ın yöntemi temel alınmıştır (Ayaşlıgil 2011). McHarg ekolojik planlama sürecini şöyle özetlemiştir: Doğadaki bütün sistemler hayatta kalma ve başarılı olmayı amaçlar, hayatta kalmanın göstergesi doğal sistemlerdeki düzen-uyum-sağlıktır. Bu koşulları sağlamak için sistemlerin en uygun ortamda bulunmaları ve bulundukları yere uyum sağlamaları gerekir. Bir çevrenin bir sistem için uygunluğu, en az seviyede işleyiş ve uyumunu gerektirir. Bunun yanı sıra çevrenin alan kullanımına uygunluğu insan sağlığı, yaşam kalitesinin yükseltilmesi ve sağlıklı ortamların oluşumu için önemli bir unsurdur. Ekolojik planlama sosyoekonomik gelişme hedeflerinin doğal sistemlerle çelişmediği, uzun süreli ekonomik yararın gözetildiği bir planlama yöntemidir. Ekolojik planlama ile insan ihtiyaçları karşılanırken aynı zamanda doğal kaynakların en uygun ve sürdürülebilir kullanımları ve ekolojik dengelerin devamlılığının sağlanması amaçlanır. Ekolojik planlama entegre bir planlama sistemidir ve bu sistemde doğal, yapay, sosyal tüm kaynaklar gözetilir. Ekolojik planlamada izlenecek süreç şu şekilde olmalıdır: Mevcut durumun analizi ve kaynakların envanterinin oluşturulması,

42 26 Önceliklerin belirlenmesi, Kullanıcıların ve getirilmek istenen kullanımın yapısının irdelenmesi Gelecek tahmini ve risk analizi Değerlendirme Her aşamada katılımcı desteği alarak mekansal planlamanın ortaya konması (Uslu vd 2013). Arazi kullanım planları ve politikaları Türkiye de tam anlamıyla uygulanamamaktadır. Bugün verimsiz, eğimli sahalar tarım arazisi olarak kullanılırken diğer taraftan yanlış imar planları sonucu I. sınıf tarım arazileri üzerinde ise yerleşim yerleri ve sanayi kuruluşları ile geri dönüşü olmayan kullanımlar söz konusudur. Türkiye de hızlı nüfus artışına bağlı olarak su kaynakları, tarım alanları, yeşil alanlar kısaca arazi kullanımında çok kısa sürelerde değişimler ortaya çıkmış, orman alanları ve su havzaları yoğun bir yerleşim tehdidi ile karşı karşıya kalmıştır (Duran ve Günek 2004). Altan (1982) a göre; Ekolojik planlamanın temelini, alanın ekolojik açıdan analizinin oluşturmakta olduğu belirlenmiştir. Temel peyzaj faktörlerinin analizi ile yapılan planlamaların tarihi 1912 lere kadar gitmektedir yılında Hannover Teknik Üniversitesi, Buchwald and Langer (1969), tarafından teorik temellere oturtulan bu yöntem birçok çalışmada kullanılmıştır. Planlama amacına göre seçilen toprak, jeoloji, hidroloji, doğal potansiyel ve bitki örtüsü, alan kullanımı gibi aynı ölçekteki haritaların çakıştırılması ile ekolojik sentez haritaları elde edilmiştir. Doğal verilere dayanarak, optimal kullanımı ve getirdiği önlemleri belirten bu planlamanın ana amacı alanın doğal potansiyelini değiştirmeden uzun sürede verimli bir şekilde kullanmaktır (Cengiz 2009). Çizelge 1.4 de ekolojik planlama yöntemleri gösterilmektedir.

43 PEYZAJ UYGUNLUK YAKLAŞIMI II PEYZAJ UYGUNLUK YAKLAŞIMI I 27 Çizelge 1.4. Ekolojik Planlama Yöntemleri (Tozar 2006) Ekolojik Planlama Yöntem Adı Geliştiren Kişi ve Ülkesi Gestalt Yöntemi A. HILLS, KANADA Arazi Yetenek NRCS, Sistemi A.B.D. Fizyografik Birim A. HILLS, Yöntemi KANADA Kaynak Örneği P.LEWIS, Yöntemi A.B.D. Uygunluk Yöntemi Ekolojik Birim Sınıflandırma Yöntemi Kaynak Araştırma Yöntemi Yer Belirleme Değerlendirme Stratejik Uygunluk Yöntemi Golany Yöntemi Amaç Alan kullanımlarını destekleyen arazi yeteneklerinin belirlenmesi Arazi yetenek sınıflarına göre alanın uygunluk derecesini ortaya koymak Faktörler bakımından alanın uygunluk, yetenek ve fizibilitesinin belirlenmesi Nadir özelliklere sahip doğa parçalarının belirlenmesi, peyzajın ekolojik ve kültürel bütünlüğünün sağlanması I.McHARG, Ekolojik açıdan en uygun yerlerin A.B.D. belirlenmesi, doğal kaynakların sürdürülebilirliğinin sağlanması A.B.D. Yetişme ortamı faktörleri ve aralarındaki ilişkilerin analiz edilerek planlama alanının karakterinin belirlenmesi A.B.D. Ekolojik dengenin ve verimliliğin sürdürülebilirliğinin sağlanmasını amaçlar A.B.D. Belirli fonksiyonlara ekolojik özellikler açısından uygun alanların belirlenmesi Doğal dengenin sürdürülebilirliğini A.B.D. sağlayacak kullanımlar ile toplum istekleri arasındaki dengeyi sağlamak G.GOLANY A.B.D. Yeni bir kent için yer seçimi Değerlendirme Faktörleri Değerlendirme Tekniği Görsel özellikler Uydu ve hava fotoğrafları ile gözlemlere dayanarak alan kullanım kararları verilir. Toprak yapısı Toprağın verimliliği ve kısıtlayıcı özelliklerine göre arazi yetenek sınıflaması Ekolojik ve sosyoekonomik Biyolojik verimliliğine göre alan faktörler fizyografik birimlere bölünür. Rekreasyonel Doğal, kültürel ve görsel özellikleri ile kaynaklar konumları ve dağılımları haritalandırılır ve mutlak koruma alanları olarak tanımlanır. Ekolojik faktörler Abiyotik, biyotik, sosyo-kültürel faktörler Ekolojik ve sosyoekonomik faktörler Ekolojik ve sosyoekonomik faktörler Ekolojik ve sosyoekonomik faktörler Ekolojik ve sosyoekonomik faktörler Her bir ekolojik faktör haritalandırılır. En son haritalar çakıştırılarak kullanımlara uygun/uygun olmayan bölgeler belirlenir. Tek faktör, birden çok yetişme ortamı faktörü analiz edilerek ve ekolojik birimler tanımlanarak oluşturulur. Arz: Peyzajın alan kullanımlarını destekleyen ekolojik özellikleridir. Talep: Uygunluğu belirleyen faktörlerdir. Kullanımların olası çevre etkileri değerlendirilir. Alternatif öneriler arasından en uygun olanı seçilir. Makro ölçekli planlarda kullanılan bir yöntemdir. Geri dönüşümlüdür. Küçük ve eşit kare hücrelere ayrılan her birim belirlenen kriterlere göre puanlanır.

44 Ekolojik risk (hassasiyet) değerlendirmesi Ekonomik büyümenin iki temel ayağı olan sanayileşme ve kentleşme çevre kalitesinde azalmalara yol açmaktadır. Doğal kaynakların enerji, hammadde ve arazi kaynakları gibi nedenlerle sömürülmesi birçok çevre sorununu beraberinde getirmiştir. Bu çevre sorunlarına ilaveten insanların temel gereksinimlerinden olan temiz hava ve kullanılabilir su miktarları da giderek azalmaktadır. Ekolojik planlamanın temelini sürdürülebilir arazi kullanımını sağlamak ve doğal kaynakların uygun kullanımını gerçekleştirmek oluşturmaktadır (Forman 1995). Ekolojik planlama kapsamında belirlenen arazi kullanım planları esasında gelecekteki en uygun arazi kullanımlarını belirlemektedir (Collins et al. 2001). Bu amaçla yapılan planlamalarda arazi kullanımının ekonomik, sosyal, kültürel, çevresel ve ekolojik yönleri dikkate alınmaktadır (Mc Donald and Brown 1995; Leitao and Ahern 2002). Ekolojik planlama, aynı zamanda özellikle belirli bir bölgeye uygulanabilecek arazi kullanımının en iyi biyofiziksel ve sosyo-kültürel sistemlerini okuyan bir yöntemdir. Ekolojik planlama 1970 li yıllarda, peyzaj ekolojisinin temel yapısal elemanları olarak bilinen leke, koridor ve matris ile ilişkilendirilmiştir (Şekil 1.2). Bu sayede ekolojik değeri yüksek olan alanlar için ekolojik risk (duyarlılık) değerlendirmesi yöntemi geliştirilmiştir (Dhanapal 2012). Şekil 1.2. Peyzaj ekolojisindeki leke, koridor ve matrisler (Dhanapal 2012).

45 29 Verilerin depolaması, analiz edilmesi, görüntülenmesi ve raporlanması işlemlerinin kolaylıkla yapılabildiği coğrafi bilgi sistemleri ekolojik ve çevresel planlama çalışmalarında yaygın olarak kullanılmaktadır. Ekolojik planlama yöntemine dayanan ve bir bölgenin ekolojik riskini veya ekolojik hassasiyetini belirleyen bu değerlendirme yönteminde aşağıda belirtilen bileşenlere ihtiyaç duyulmaktadır (Şekil 1.3). Ekolojik risk değerlendirmesinde kullanılacak kriterlerin tanımlanması Temel veri ve ihtiyaçların tanımlanması Haritaların hazırlanması Coğrafi bilgi sistemlerinde çakıştırma ve Sonuçların değerlendirilmesi Şekil 1.3. Ekolojik planlama kapsamında yapılan ekolojik risk (hassasiyet) değerlendirmesinde kullanılan katmanlar (Dhanapal 2012) Ekolojik hassasiyetlerin belirlendiği bu yöntemle arazinin ekolojik önemi yüksek olan alanlarının korunması amaçlamaktadır. Genellikle çok kriterli karar verme yönteminin uygulandığı coğrafi bilgi sistemleri uygulamalarında gerekli haritalar çakıştırılarak

46 30 ekolojik değeri yüksek olan alanlar tespit edilmektedir (O Sullivan and Unwin 2003; (Jorgensen 2003). Son on yıldır ekolojik ve çevresel planlamaların coğrafi bilgi sistemleri ile yapılabiliyor oluşu planlamacılara birçok kolaylığı da beraberinde sağlamaktadır. Hem gelecek alan kullanımlarının hem de ekolojik hassasiyeti yüksek olan alanların belirlenebildiği ekolojik planlama ve ekolojik risk (hassasiyetlerin) değerlendirmesi, özellikle korunan alanların gelecek dönemlerdeki kullanımlarının şekillenmesinde çok önemli rol oynamaktadır Peyzaj Metrikleri (Peyzaj Strüktür İndeksleri) Peyzajlar durağan değildirler ve sürekli olarak bir değişim içindedirler. Bu değişim genellikle insan kaynaklı alan kullanımlarına bağlı olarak yaşanmakta bazen de iklim olaylarının neticesinde gerçekleşmektedir. Peyzaj yapısındaki değişim ekosistemler arasındaki etkileşimlerin değişmesine de neden olmaktadır. Peyzajlar sahip oldukları ekolojik fonksiyonlar ve geçirdikleri değişimler ile değerlendirilirler (Farina 2000; Wu and Hobbs 2002; Gergel and Turner 2002). Steinhardt et al. (2005) e göre coğrafi bilgi sistemlerinin 1990 lı yılların başlarından itibaren peyzajın mekansal ve zamansal strüktürel çeşitliliğinin tespiti ve analizinde kullanım yeri bulmaya başladığı dönemlerde peyzaj strüktürünün tespiti ve analizine yönelik peyzaj metrikleri oluşturulmuştur. Bu metrikler sayesinde doğal ve antropojen olarak peyzaj strüktüründe sebep olunan değişimlerin, yaşam alanı kalitesi, biyolojik çeşitlilik ve ekosistemlerin besin maddesi döngüsüne etkisini ifade eden değerlendirmeler yapılabilmektedir (Güngöroğlu 2011). Peyzaj yapı ve fonksiyonlarının anlaşılabilmesi ve peyzaj değişimi üzerinde yorumlar yapılabilmesi, farklı peyzajların peyzaj ekolojisi prensiplerine göre karşılaştırılabilmesi için bazı peyzaj ölçümlerinin yapılması ve araziye uygulanması gerekmektedir. Peyzaj ekolojisinin Türkiye deki planlama çalışmalarında kullanımı oldukça sınırlıdır. Halbuki

47 31 doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımında biyolojik çeşitliliğin korunması ve yönetimini amaçlayan peyzaj ekolojisi çalışmalarında kullanılan peyzaj metrikleri, peyzaj yapısının sayısal bir şekilde tanımlanmasını ve peyzajın işleyişinin objektif şekilde anlaşılmasını sağlayacaktır (Benliay ve Yıldırım 2013). Forman (1995) e göre, peyzaj yapı elemanı olarak üç temel öğe tanımlamaktadır: leke (patch), koridor ve matris. Bu tanımlama günümüzde patch-corridor-matrix model olarak yaygın bir şekilde kabul görmektedir. Meffe and Carroll (1997) e göre, peyzajda iki şekilde değişim olabilir: Mozaik içinde yeni peyzaj öğeleri (leke ve koridor) oluşabilir, bunların şekli-ölçüsü değişebilir ya da bunlardan bir ya da birden fazlası tamamen yok olabilir. Örneğin yeni yapı alanlarının oluşması, ağaç kesimleri ve yangınlar ya da bir alanın ağaçlandırılması peyzajdaki bu tür değişimleri işaret etmektedir. İkinci şekilde ise peyzaj bileşenlerinin yapısında, işlevinde ya da kompozisyonunda olan değişimlerdir (Deniz vd 2006). Peyzaj strüktür indeksleri peyzajın geçirdiği değişimin ve bu değişimin aşamalarının tespitinde etkili araçlardan biridir. Forman (1997) a göre peyzaj dönüşümü 3 aşamada gerçekleşmektedir. Birinci aşamada delinme ve bölünme süreçleri etkilidir. Bir orman dokusu içerisinde konutların yapılması delinmeye bir örnektir. Bu konut adaları arasında kurulan yol bağlantıları ya da diğer lineer altyapı koridorları peyzajın parçalara ayrılmasına neden olurlar. İkinci aşamada parçalanma (fragmantasyon) ve küçülme süreçleri etkili olur (Eşbah vd 2009). Fragmantasyon süreklilik gösteren peyzaj elemanlarının ya da peyzaj matrisini oluşturan bir alan kullanımının bir birlerinden izole parçalar haline gelmeleridir. Bu sürecin devamı halinde bu parçalar daha da küçülecek ve aralarındaki mesafeler daha da artacaktır. Üçüncü aşamada ise geriye kalan parçaların aşamalı olarak yok olduğu görülür. Bu aşamanın sonucunda yeni bir matris oluşur, örneğin peyzaj matrisi ormandan kentsel matrise dönüşmüştür veya doğal matris artık bir tarımsal matris

48 32 olmuştur (Şekil 1.4) Fragmantasyon ve takip eden süreçleri bir peyzajın ekolojik işleyişi ve kalitesi üzerinde belirleyici rol oynarlar (Eşbah vd 2009). Küçük parçalara bölünmüş habitatlar, az oranda faunayı barındırmakta ve bu az oranda fauna da daha fazla nesli tükenme tehlikesi altında kalmaktadır. Kısaca parçalılığın insanlar tarafından artırılması ve mekansal üstünlük kurma isteği, yaşam için faydalı olan birçok türün yok olmasýna ve doðal dengenin bozulmasýna neden olmakta; sürdürülebilir kullanımı önlemektedir (Tağıl 2006). Şekil 1.4. Forman (1995) e göre Mekansal dönüşümün süreçleri ve ekolojik etkileri (Deniz vd 2006). Peyzaj metrikleri, peyzajın yapısının belirlenmesi, peyzajdaki işleyişlerin ve değişimin anlaşılmasında temel veri niteliğindedir. Bu amaçla kullanılan metriklere peyzaj strüktür indeksleri denmektedir (Çizelge 1.5). Peyzajın yapısı ve fonksiyonu ile ilgili belirgin bağlar kurulduğunda, peyzaj strüktür indeksleri planlamacılar açısından oldukça faydalı araçlar olabilirler. Strüktür indeksleri ekolojik süreçlerin anlaşılması, modellerin oluşturulması, farklı planlama alternatiflerinin objektif olarak mukayese edilmesi ve

49 33 planlama çalışmalarının ekosistemler üzerindeki etkilerinin tahmin edilmesinde rol alabilirler (Eşbah vd 2009). Peyzajlar çoğunlukla insan faaliyetlerinin etkisine bağlı olarak zaman içerisinde değişime uğramaktadır. Peyzajlardaki insan etkisine bağlı olarak görülen değişim ile birlikte pek çok olumsuzluklar ortaya çıkmaktadır. Peyzajdaki değişimlere bağlı olarak yaşam alanları yok olmakta ve daralmaktadır. Peyzajların önemli niteliklerinden biri olan fonksiyon (enerji ve madde akışı) yerine getirilememektedir. Bu durum alandaki önemli biyolojik göstergelerden biri olan yaban yaşamını olumsuz olarak etkilemektedir (Gökyer 2012). Peyzajdaki değişim, ekosistemlerin biyofiziksel özelliklerinde yıl içinde (mevsimsel) veya yıllar arasında zaman değişkenine bağlı olarak meydana gelen nitel ve/veya nicel farklılaşmaları ifade eden ve hareket, parçalanma, birleşme şeklinde gözlenen bir olgu olarak tanımlanabilir. Peyzaj değişiminde ifade edilen değişimler şu şekildedir; Yersel değişkenlik, en yalın ifadesi ile peyzajın sahip olduğu heterojenite düzeyi olarak tanımlanabilir. Zamana bağlı değişkenlik; değişim dendiğinde genel olarak bir tarihten diğerine herhangi bir yeryüzü parçasının canlı ve cansız unsurlarında meydana gelen farklılaşma kastedilir. Değişim bileşenleri; parçalanma, birleşme ve hareket ile nitel ve nicel değişimler, değişimi farklı özellikleriyle tanımlamada kullanılan unsurlardır. Değişimin sayısal ifadesi, farklı tarihlerdeki arazi örtüsü miktarlarının birbiriyle kıyaslanarak aradaki değişimin artış ya da azalma biçiminde ortaya konması, basit ve kolay uygulanabilir olması nedeni ile peyzaj değişimlerinin belirlenmesinde en sık kullanılan sayısal yöntemdir (Alphan 2006). Jaeger (2000) e göre peyzaj yapısının ölçülmesi; peyzaj gelişimini ortaya koymak, peyzajlarda zaman içinde ortaya çıkan parçalılığı değerlendirmek ve yapısal özellikler

50 34 ile peyzaj fonksiyonu ve peyzaj değişimi arasındaki ilişkileri belirlemek için gereklidir (Gökyer 2009). Çizelge 1.5. Temel peyzaj metrikleri ve açıklamaları (Gökyer 2012) Peyzaj Ölçümleri Sınıf alanı- SA (Class Area-CA) Toplam peyzaj alanı- TPA (Total Landscape Area-TLA) Leke sayısı- LS (Number of the patches-np) Ortalama leke boyutu- OLB (Mean Patch Size-MPS) Toplam kenar-tk (Total Edge-TE) Ortalama şekil indisi-oşi (Mean shape index-msi) Shannon çeşitlilik indisi-sçi (Shannon s Diversity İndex- SDI) Shannon düzen indisi-sdi (Shannon s Evennes İndex- SEI Toplam öz alan-töa (Total Core Area- TCA) Ortalama öz alan-oöa (Mean Core Area- MCA) Açıklaması Peyzaj içindeki bir leke sınıfına ait toplam alanı (ha) ifade eder. Peyzaj içindeki tüm lekelerin toplam alanını(ha) ifade eder. Peyzaj içindeki bir leke sınıfına yada peyzajın tümüne ait leke sayısını ifade eder. Peyzaj içindeki bir leke sınıfının yada peyzajın içerdiği tüm lekelerin ortalama boyutunu (ha) iafde eder. Peyzaj içinde bir sınıfa ait yada peyzajın içerdiği tüm lekelerin kenar uzunluğunu (m) ifade eder. Peyzaj içindeki lekelerin şekil karmaşıklığını ifade eder. OŞİ 1 dir. Şekil indisi 1 e eşit olduğunda lekeler dairesel ya da karedir. Şekil indisi 1 den büyük olduğunda leke şekilleri düzensizleşir ya da peyzaj içindeki leke kenar uzunlukları artmış olur. Peyzaj içindeki çeşitliliği ölçer. Shannon çeşitlilik indisi 0 değer alır. SÇİ 0 olduğunda peyzaj tek lekeden oluşmaktadır. SÇİ değeri arttığında farklı leke tipleri sayısının ve peyzaj içinde diğer lekeler arasındaki oranlarının arttığı anlaşılır. Peyzaj içinde leke tiplerinin dağılımının düzenli olup olmadığını ölçer. Shannon düzen indisi 0 SDI 1 arasında değer alır. Peyzaj tek bir leke tipini içeriyorsa SDI 0 değerini alır. SDI 0 a yaklaştığında lekelerin peyzaj içindeki dağılımının düzensiz olduğu anlaşılır. SDI 1 e eşit olduğunda leke tipleri arasındaki alansal dağılımın oldukça düzenli olduğu anlaşılır. Bir leke sınıfına ait her lekenin öz alanlarının (ha) ya da peyzaj alanı içindeki tüm leke sınıflarına ait öz alanların (ha) toplamıdır. Öz alanların ortalama boyutunu (ha) ölçer.

51 35 Çizelge 1.5. (devam) En yakın komşuluk-eyk (Mean Nearest Neighbour-MNN) Ortalama yakınlık indisi-oyi (Mean Proximity Index-MPI) Birbiri içinde dağılım indisi-bid (Interspersion Juxtaposition Index-IJI) Leke izolasyonunu (yalnızlığı) ölçer. En yakın komşuluk bir lekeye en yakın mesafedeki (m) diğer lekeyi ifade eder. Yalıtım (yalnızlık) ve parçalılık derecesini ölçer. En yakın komşuluk değerlerini kullanarak hesaplamalar yapar. OYİ 0 a eşit olduğunda komşuluk mesafesi içinde aynı tip leke bulunmamaktadır. OYİ nin değeri arttığında tanımlanan komşuluk mesafesi içindeki aynı tip lekelerin alanları artmaktadır. Lekelerin yakınlığını (bitişiklik) ölçer. Değer 0 a yaklaştığında lekeler düzensi bir dağılım gösterir. Değer 100 e yaklaştığında ise lekelerin düzenli bir dağılım gösterdiği anlaşılır. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi korunan bir alan olmasına rağmen özellikle son on yıldır turizm ve kentleşme baskısı altındadır. Bu baskılar, Bölge nin doğal dokusunda değişmelere yol açmıştır. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi ndeki alan kullanım değişimlerinin ekolojik planlama kapsamında değerlendirildiği bu çalışma, Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde yılları arasında gerçekleşen arazi örtüsü değişimlerini tespit etmek (arazi örtüsü değişimlerinin miktarlarını ve değişim yönlerini belirlemek) ve Bölge nin ekolojik değeri yüksek olan alanlarını ekolojik planlama kapsamında belirlemek amacı ile yapılmıştır.

52 36 2. KAYNAK ÖZETLERİ 2.1. Korunan Alanlar Konusunda Yapılmış Çalışmalar Kurum (1992), yaptığı çalışma ile Ankara kenti çevresindeki Beynam Ormanının rekreasyon potansiyel, ve koruma alanlarının belirlenerek genel planlama ilkelerini saptamayı amaçlamıştır. Cengiz (1996), Artvin kenti içinde yer alan Kafkasör Ormanının, doğal potansiyelinin belirlenerek, koruma-kullanma dengesi içinde planlama ilkelerinin saptanması amacıyla bu çalışmayı yapmıştır. Doğal ve kültürel değerler açısından büyük bir kaynağa sahip olan Ihlara vadisi ve yakın çevresinin doğal yapısı oluşturan faktörler ayrıntılı olarak incelenmiş ve çeşitli anket çalışmaları sonucunda alanın koruma ağırlıklı kullanımının daha uygun olacağı sonucuna varılmıştır (Gülkal 1999). Bafa gölü ve çevresinin koruma kullanım olanaklarının irdelendiği bu çalışmada; göl ve çevresinin bütün olarak algılanıp bu konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunulmuştur (Akarsu 2000). Türkiye ve Dünya daki koruma alanları ve bunların uygulama, planlama, milletlerarası işbirliği ve kamuoyunun bilgilendirilmesi ile ilgili bilgiler verilmiştir (Karakoç ve Erkoç 2001). Kalem (2001), yaptığı çalışmada, bölgesel düzeydeki planlama kararlarında, turizm alan ve merkezlerinin ilan edilmesinde ve benzeri planlama süreçlerinde, alanın turistik kullanım değerinin yanı sıra doğal ve kültürel değerlerin korunmasını da bir girdi olarak hesaba katarak alanın kullanılabilir turizm potansiyelini ortaya koyacak bir yöntem geliştirmeyi amaçlamaktadır.

53 37 Kaplan (2003), çalışmasında Milli parklar kanunu çerçevesinde korunan alanlarda yapılması gerekenler konusunu değerlendirmek ve korunan alanlar için uygun yasal ve yönetsel önermeler ortaya koymayı amaçlamaktadır. Doğal sit uygulaması altında Türkiye ve özellikle Ege kıyı bölgesinde doğal peyzajları korumak için kullanılan yöntemlerdeki aksaklıkları ortaya koyma yolunda bir yöntem geliştirmeyi amaçlayan bir çalışmadır (Türkyılmaz vd 2003). Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı nın turizm ve rekreasyonel açıdan kullanılabilirliğinin geliştirilmesi ve arttırılmasına yönelik değerlendirmeler yapılarak, alanın karşı karşıya kaldığı yasal, yönetsel ve çevresel sorunlara ilişkin birtakım çözüm önerileri getirilmiştir (Öztürk 2005). Korunan alanlarda doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımının sağlanmasında, ziyaretçilere yönelik, tanıtım, bilgilendirme ve bilinçlendirme yoluyla, etkin bir rol oynayan park yapıları, hizmetler ve bunların özelliklerinin ne olması gerektiği araştırılmış ve genel özellikleri belirlenmiştir (Baykal 2006). Araştırmada, Terkos Gölü nün doğal ve kültürel çevresinin korunması ve geliştirilmesine yönelik temel aracın ve unsurun belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla, doğal ve kültürel çevre kavramları ile doğal ve kültürel çevrenin korunması ve geliştirilmesine yönelik yaklaşımlar araştırılmıştır (Baylan ve Karadeniz 2006). Demirayak (2006), Türkiye de mevcut koruma alanları statülerini, ilgili tüzel düzenlemeleri ve günümüze kadar izlenen koruma politikalarını tespit ve analiz etmek ve uluslararası koruma statüleri ile beraber değerlendirmek, yalnız günümüzün değil, geleceğin de gereksinim ve koşullarını dikkate alan yeni bir alan koruma yaklaşımı önermektedir.

54 38 Doğanay (2006), Türkiye nin doğa koruma açısından uygulama alanında kurumsal çatışmalar, çevre kirliliği, biyogüvenlik, personel eksikliği, Avrupa Birliği standartlarına uyum eksikliği gibi sorunların olduğu savunulmaktadır. Pamukkale Özel Çevre Koruma Bölgesi çevresinde yapılan bu çalışmada Pamukkale de katılımcı sürdürülebilir çevre yönetimi değerlendirmesi yapılmış ve yönetim için bazı sonuçlara ve önerilere yer verilmiştir (Eğe 2006). Korunan alanlarda daha etkin yönetim modellerinin oluşturulması konusunda bilgiler vermektedir (Gaston et al. 2006). Türkiye deki politik ve ekonomik değişim dönemleri incelendiğinde çıkarılan temel yasaların bu dönemlerle çakıştığı, son yıllarda ise artık Avrupa da uygulanan çağdaş koruma düzeyine ulaşmaya başladığı açıklanmaktadır (Kejanlı vd 2007). Bu çalışmada, Türkiye nin, AB doğa koruma politikasına uyumlu hale getirmesi gereken ulusal doğa koruma kriterlerine ilişkin mevcut durumun ve sorunların ortaya konması amaçlanmış ve uluslararası koruma kriterleri ayrıntılı olarak incelenmiş, ardından Türkiye deki doğa koruma kriterlerine ilişkin mevcut durum ortaya konmuştur. AB ne üyelik sürecinde doğa koruma konusunda yapılması gerekenlerin daha iyi anlaşılması için Natura 2000 e ilişkin bilgiler aktarılmış ve Türkiye nin bu bağlamda bulunduğu noktaya değinilmiştir (Caner 2007). Rekreasyon ve turizm faaliyetlerinin Avustralya nın korunan alanlarındaki biyoçeşitlilik ve vejetasyon üzerindeki etkilerinin incelendiği bu araştırmada bu yörelerdeki doğal vejetasyonun bu baskılardan dolayı tehdit altında olduğu sonucuna varılmıştır (Pickering 2007). Tunçer (2007), Ürdün de yer alan bazı eko-turizm ve kültürel turizm alanlarında; doğal ve kültürel değerlerin korunmasına yönelik yapılan çalışmaların bazıları aktarılmış,

55 39 korumaya yönelik yapılmakta olan çalışmalar irdelenerek sürdürülebilir kalkınma ana fikri doğrultusunda öneriler geliştirilmiştir. Doğal hayatın sürdürülebilirliği açısından önemli alanlarda turizmin kontrolsüz gelişerek doğal çevreye ve insanlara zarar vermesini önlemek için koruma-kullanma dengeli turizm yönetim planlarının gerektiği sonucuna varılmıştır (Yazıcı 2007). Zengin (2007), halk ile resmi kurum ve kuruluşları karşı karşıya getiren doğal sit kararlarının oluşturduğu sorunları, bilim ve yasalar kapsamında ortaya çıkarmaya, bu açıdan da çözüme ulaştırıcı önerileri sunmaya çalışmaktadır. Korunan alanlardaki kurumların yetki karmaşası, korunan alandaki yetersiz kaynak araştırmaları, planın özellikle uygulama kısmında büyük problemlere neden olan yerel halk katılımının yetersizliği gibi sorunların çözümü için etkili bir yönetim planı sürecinin gerektiği sonucuna varılmıştır (Özbay 2008). Ormanların doğal ve kültürel değerlerinin kaybedilmesinden önce koruma altına alınması gerektiğinden yola çıkılarak Sarıkamış ormanlarının koruma yönünden taşıdığı değerler saptanmıştır. Sarıkamış ormanlarının milli park statüsünde korunmasının gerekliliği belirlenmiştir (Özer ve Yılmaz 2008). Bu çalışmada su havzalarında, su veriminin optimizasyonu temelinde, koruma kullanma dengesinin oluşturulması için kriterlerin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu, su havzalarının sürdürülebilirliği temel alınarak gerçekleştirilmiştir. Koruma-kullanma kriterleri su havzalarındaki planlama, yönetim modelleri, yasal düzenleme ve uygulamalara çerçeve oluşturmak amacı ile hareket edilmiştir (Özkan 2008). Akten (2009), Analitik Hiyerarşi Süreci (AHS) yöntemini kullanmış ve Gölcük Tabiat Parkının planlama ve yönetsel açıdan önemli sorunları olduğunu, parkta rekreasyonel faaliyetler sonucunda meydana gelen olumsuz etkilerin etkinlik düzeyleri sırasıyla bitki

56 40 örtüsü, görsel kalite, su kalitesi, toprak kalitesi, gürültü kirliliği, hava kalitesi ve fauna şeklinde olduğunu tespit etmiştir. Sarıemir (2009), Ankara Gölbaşı Mogan Parkı nın Gölbaşı Özel Çevre Koruma Bölgesi ne olan etkilerini saptayarak, alanın sürdürülebilir kullanımının nasıl sağlanacağının belirlenmesi amaçlanmıştır. Türkiye deki doğal korunan alanların tanıtımı yapılarak bu alanlarda; silvikültürel önlemlerin gerekliliği, bu önlemlerin belirlenmesindeki önemli kriterler ve öncelik durumları dikkate alınarak milli park kanunlarına göre alınabilecek bazı silvikültürel önlem öneriler açıklanmaktadır (Alptekin vd 2010). Demir (2010), yaptığı çalışma sonucuna göre İspir Yedigöller çevresini doğa koruma kriterleri yönünden oluşturulan bölgeleme sistemine göre koruma bölgelerine ayırmış ve Tabiat Parkı statüsünde korunması gerekliliğini belirlemiştir. Bu çalışmada Muğla-Bodrum Yarımadası örneğinden hareket edilmiş ve Türkiye deki Doğal sit alanları ndaki mevcut durum analizi yapılmış ve öneriler getirilmiştir (Gül ve Şahin 2010). Sims (2010), uydu görüntülerinden faydalanarak Thailand da korunan alanlardaki koruma politikalarını ve turizmin bu bölgeleri nasıl etkilediği konusunda çalışma yapmıştır Çalışma Alanı ve Yakın Çevresi İle İlgili Olarak Yapılmış Çalışmalar Çalışma alanı ile ilgili ilk eser ilk eser Piri Resi in Kitab-ı Bahriye adlı eserdir. Piri Reis bu eserinde Güneybatı Anadolu kıyılarının haritalarını çizmiş ve Teke kıyıları hakkında bilgiler vererek Fethiye körfezi girişindeki Şövalye adasından bahsetmiş ve buradaki kaya mezarları hakkında bilgiler vermiştir. Ayrıca Katip Çelebinin Cihannüma adlı

57 41 eserinde ve Evliya Çelebi Seyahatname adlı eserinde Fethiye hakkında bilgiler vermiştir. Evliya Çelebi eserinde Fethiye den ve buradaki kaya mezarlarından kısaca bahsetmiştir (Can 2010). Yörede en eski jeoloji çalışmalarını Tchihatcheff ( ), Tietze (1885) ve Cuinnet (1894) adlı araştırıcılar yapmış ve yörenin genel jeolojisi hakkında bilgiler vermişlerdir (Avşarcan 1991). Fethiye Orman İşletme Müdürlüğü mıntıkasında sabit yangın gözetleme noktaları ile sabit ve seyyar yangın söndürme ekip merkezlerinin tespiti hakkında yapılan bu çalışmada yöre ormanlarının yangına hassaslık derecesini tespit için, geçmişte çıkan yangın adedi esas alınarak 100 ha da çıkan yıllık yangın adedi ve yanan alandan yararlanılmıştır. Buna göre ormanlar en çok tehlikeli alandan en az tehlikeli alana kadar 5 duyarlık derecesine ayrılmıştır (Yücel 1986). Fethiye Körfezi ve Jeomorfolojisinin araştırıldığı bu çalışmada, Fethiye Ovası nın doğu batı doğrultulu faylar tarafından oluşturulmuş tipik bir depresyon olduğuna değinilmiştir. Ancak depresyonunun oluşumunda fayların özelliklerine göre tipik torbalaşmadan çok çarpılan fay bloklarının alçalmasından meydana geldiğini ileri sürmekte ve depresyonu oluşturan malzemelerin genelinin birikinti yelpazelerine ait olduğunu belirtmiştir (Avşarcan 1991). Fethiye'deki turistik tesislerin mimari açıdan değerlendirilmesi amacını taşıyan bu çalışmada Fethiye'deki fiziksel planlama ilkelerine uymayan turizm gelişmesinin bölgeyi etkilediği gibi turizm adına oluşturulan çarpık yapılaşmanın oluşturduğu çevre problemlerinin yörenin turizm geleceğini tehlikeli boyutlara götürebileceği gibi konular üzerinde durulmuştur (Doğan 1992). Özden (1992), Bu çalışmada, sedimantasyon olayının mekanizması, boyutları, sedimantasyona bağlı çevre problemleri ile kanallardan kaynaklanan ve bu olayla

58 42 birlikte ele alınması gereken diğer çevre sorunları incelenmiş; problemlerin halline yönelik çözümler önerilmiştir. Bu çalışma ile yılları arasında Baba Dağ (Fethiye-Muğla) florası ortaya çıkarılmıştır. Muğla ili, Fethiye ilçesi güney doğusunda yer alan araştırma bölgesi Akdeniz iklimi etkisi altındadır. Araştırma bölgesinde 79 Familya, 333 cins ve 404 tür tespit edilmiştir (Körüklü 1997). Fethiye ile Belceğiz körfezi kıyılarının morfolojik özelliklerinin ele alındığı bu çalışmada ayrıca, kıyı kullanımı ve kıyıya ilişkin planlamalara katkı sağlamak amaçlanmıştır (Söğüt 1997). Çınar (1999), Fethiye merkezi yerleşiminde biyoklimatik sorunların azaltılmasına yardımcı olabilecek kentsel dokunun ortaya konulması amaçlanmıştır. Erdoğan (2000), Fethiye-Kayaçukuru Ovasının planlanmasında yol gösterebilecek sonuçlar bulunmuştur. Ayrıca sürdürülebilir/çevre dostu gelişim planlamasının geliştirilen bu karar/planlama destek sistemi gibi bir sistemin yokluğunda ve yalnız klasik planlama teknikleri ile yapılmasının zorluğu tartışılmıştır. Sılaydın (2000), çalışmada, çeşitli ülkelerde gelişen ve uygulanan ziyaretçi yönetim planı yaklaşımları incelenmiş, günümüz turizm planlaması içindeki yeri tanımlanmış ve mevcut pratikler değerlendirilmiştir. Ayrıca, incelenen örnekler değerlendirilerek, ziyaretçi yönetim planlarının içeriği, amaçları ve işleyişi açıklanmıştır. Çalışma kapsamında bu planın Göcek'e uygulanması hedeflenmiştir. Topal (2000), Bu çalışmada, Ölüdeniz Bölgesinden kış aylarında toplanan deniz suyu ve sediman örnekleri su kalitesini belirlemede önemli parametreler olan sodyum, sülfat, klor, amonyum, nitrat, fosfat, silikon Al, Fe, Mn, Zn, Cr, V, Zn, Pb ve Cu içeriklerini tayin için analiz edilmiş, böylelikle Ölüdeniz bölgesindeki suyun kalitesi kimyasal ve ekolojik yönden değerlendirilmiştir.

59 43 Bu çalışmada; 1980 sonrası turizm politikalarının mekansal sonuçlarının izlenebilmesi açısından Fethiye örneği incelenmiştir. Bu amaçla öncellikle ülke turizm politikalarının önemli bir parçasını oluşturan turizm amaçlı yasal ve ekonomik düzenlemeler 1980 yılı sonrası ağırlıklı olmak üzere tartışılmış ve turizm amaçlı fiziki planlar ve bunların mekansal sonuçları araştırılmıştır (Sarıhan 2002). Göcek koyları için oluşturulacak bölgesel bir yat turizmi yönetim planında faydalanılacak bilgileri tespit etmeyi amaçlayan bu çalışmada; kullanıcı profili ve kullanıcıların bölgeyle ilgili değerlendirmelerini almak üzere 2000 ve 2001 yıllarının yaz aylarında iki anket uygulaması yapılmıştır (Demircioğlu 2003). Aydilek (2005), yaptığı çalışmada Fethiye bölgesinde yabancı yerleşim profilinin oluşturulması ve yabancıların neden Fethiye'de gayrimenkul sahibi olmak isteklerine etki eden faktörler araştırılmıştır. Bu çalışmada, geçmişten günümüze önemli bir yerleşim birimi olan Fethiye'nin Osmanlı Devleti'nin son dönemlerini de içine alan kısa bir değerlendirmesi, idari ve nüfus yapısı ve ekonomik, sosyal, siyasal hayatı ile eğitim ve kültür alanındaki gelişmeleri ortaya konmuştur (Pınar 2006). Sarabat (2006), Fethiye'nin kentsel ekolojisini ortaya konmaya çalıştığı çalışmasında Fethiye ilçesine ait, ekolojik yapı, bölgenin iklimi, ekonomik yapısı, tarihsel gelişimi, çevre sorunları gibi konular hakkındaki verileri elde etmiştir (Sarabat 2006). Fethiye deki yabancı göçünün ne olduğunu, ilçeye yerleşenlerin neden geldiklerini, nasıl yerleştiklerini, bölgeye ne tür katkılarının olduğunu, yerleşenlerin bölgeden memnun olup olmadıkları tespit edilmiştir (Avcı vd 2008). Sanver (2008), uzaktan algılama tekniğini kullanarak ve Ikonos-2 uydu görüntülerinden faydalanılarak 2002 ve 2007 yılları arasında Fethiye Güney-Ölüdeniz-Kayaköy yerleşimlerindeki mekansal gelişme izlenmiştir ve 2007 yılları arasındaki arazi

60 44 değişimi belirlenmiş, kentsel yayılmanın çevre üzerine etkileri incelenmiştir. Çalışmanın en temel bulgusu, 5 yıl gibi kısa bir süre içinde orman ve tarım alanlarının hızla yapılaşmış çevreye dönüşmesidir. Akdu (2009), turizm planlamasında alternatif bir yaklaşım olarak düşünülen katılımcı turizm planlamasının uygulanma durumunu ve yerel halk, özel sektör, yerel yönetim, sivil toplum kuruluşları ve meslek birliklerinin katılımcı turizm planlaması hakkındaki düşüncelerini ortaya çıkarmak amaçlanmıştır. Dirlik (2009), Fethiye deki yerleşik yabancıların bu yöredeki iktisadi, kültürel, sosyal ilişkilerinden kaynaklanan sorunların niteliği üzerinde durulmuş ve yerleşik yabancıların sosyo-demografik ve ekonomik durumu, yerleşme kararlarını etkileyen faktörler, Fethiye'de yaşamayı tercih etme nedenleri gibi konular hakkında araştırma yapılmıştır. Can (2010), Fethiye Ovası ve yakın çevresinde doğal ortam-insan ilişkileri üzerinde durulmuştur. Fethiye Ovası ve yakın çevresinde beşeri faaliyetlerin doğal ortam özelliklerinin denetiminde gerçekleştiği sonucuna varılmıştır. Fethiye - Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin sosyo-ekonomik, tarihi ve kültürel değerlerin araştırılması çalışmasında, bölgenin genel, sosyal, ekonomik, tarihi ve kültürel özellikleri ile halkın özel çevre koruma bölgesine ilişkin tutum ve davranışları belirlenmeye çalışılmıştır (Anonim 2010b). Pirhan (2010), Fethiye ilçesinin Güneydoğusunda yer alan Akdağ'ın (3050m) flora ve vejetasyonunu üzerinde yapılan çalışmalar sonucunda bölgede 69 Familya ait 307 cins ile tür ve tür altı düzeyde 699 takson tespit edilmiştir. Paul Hope (2010), Fethiye/Çalış Bird Reserve A Natural History adlı kitabında iki yıla yakın bir süre Fethiye Çalış sulak alanını gözlemlemiş ve Şat Deltasına yaşayan ve

61 45 konaklayan kuş türlerini sınıflandırarak, sulak alandaki biyolojik hayatı kitabında işlemiştir. Kırsal turizm konusu açıklanmaya çalışılarak Fethiye nin sahip olduğu değerler bakımından kırsal turizmin gelişmesinin gerekliliği belirtilmiştir (Uçar 2010). Türkoğlu (2011), yaptığı tez çalışmasında Fethiye de turizm sektöründe istihdam imkânlarının göç üzerinde etkili olduğu sonucuna varmıştır. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi tür ve habitat izleme projesi kapsamında Fethiye kumsal alanlarında deniz kaplumbağaları (caretta caretta, chelonia mydas) popülasyonlarının araştırılması izlenmesi ve korunması projesi kapsamında Fethiye- Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi içerisinde yer alan Çalış, Yanıklar ve Akgöl Kumsalındaki deniz kaplumbağalarının üreme ve yuva bilgileri 2012 yaz sezonunda araştırılmıştır (Başkale vd 2012). Şahin (2012), Fethiye Şat Deltası sulak alanında yaşanan sorunları araştırarak çözüm önerilerinde bulunmuştur. Burgucu (2013), Muğla nın Fethiye ilçesini ziyaret eden İngiliz turistler ile anket uygulaması yapılmıştır. Anket formunda yer alan sorular, Türkiye nin yurt dışındaki tanıtımının yeterliliğini ölçme düzeyinde hazırlanmıştır. Sonuç olarak, Türkiye nin yurt dışındaki tanıtımının etkinliği analiz edilerek, değerlendirilmiştir. Doğan (2013), Muğla ili Fethiye ilçesi kuzeyinde İncirli ve Ören Köyleri civarında yapılan bu çalışmada tarihli 179 yörünge 34 sıra numaralı Landsat 7 ETM+ uydu görüntüsü, tarihli 36.5, 29.5 koordinatlı ASTER sayısal yükseklik modeli ve tarihli çalışma alanını içeren ASAR-C radar görüntüsü kullanılarak bölgenin tektonostratigrafisi açıklanmaya çalışılmıştır.

62 Ekolojik Planlama ve Ekolojik Risk Konusunda Yapılan Çalışmalar Mc Harg (1969), insanların kullanımına açılan doğanın, koruma ve kullanma dengesinin kurulmasındaki, ana etkenin doğal yapı ile doğal oluşumlara bağlı kalınması olduğunu, bu nedenle de doğanın çok yönlü olduğunu, ayrıntılı ve yorumlanarak incelemesi sonucu alanın değişik kullanımlar için kapasitelerinin saptanabileceğini açıklamıştır. Bauer (1973) tarafından ortaya konulan ekolojik peyzaj değerlendirme yöntemi; peyzaj alanlarının ekolojik değerinin saptanması amacıyla geliştirilmiştir. Değerlendirme ölçütleri biyotop faktörleri ve doğal sistemin kullanım fonksiyonu olmak üzere iki grup altında toplanmıştır. Her ölçüte göre etkinlik değerlerinin toplamı peyzajın ekolojik değerini vermektedir (Köseoğlu 1982). Kolay (1995), çevre sorunlarının çevreye zarar vermeyen ve mevcut sorunları çözebilecek, doğa ile uyumlu arazi kullanım politikalarının belirlenmesini amaçlayan bu çalışmada; ekolojik planlama ilkelerinin belirlenebilmesi için, mevcut planlama politikaları irdelenmiş ve birbirleriyle karşılaştırılmalarının gerekliliği savunulmuştur. Çalışmanın sonucunda, Ekolojik Planlama prensipleri oluşturulmuş ve bu konuda halk katılımının önemi ortaya çıkmıştır. Kısakürek (1997), kaynakların sürdürülebilir kullanımı ve ekolojik planlama doğrultusunda Kahramanmaraş Ahır Dağı'nın optimal alan kullanımının ortaya konulması amaçlanmıştır. Sonuç olarak Kahramanmaraş Ahır Dağı'nın mevcut alan kullanımlarının optimal alan kullanımı ile paralellik göstermediği belirlenmiştir. Mansuroğlu (1997), kaynakların sürdürülebilir kullanımı ve ekolojik planlama ilkeleri doğrultusunda Düzce ovasının optimal alan kullanımının ortaya konulması amaçlanmıştır. Sonuç olarak, Düzce ovasında mevcut alan kullanımlarının öneri optimal alan kullanım planı ile paralellik göstermediği belirlenmiştir.

63 47 Yılmaz (1998), Erzurum Ovası nın optimal alan kullanımının belirlenmesini amaçlayan bu çalışmada, Erzurum Ovasındaki alan kullanımları optimal olmadığı, tarım için uygun alanlarda yerleşim ve sanayinin baskın olduğu, çayır-mera için uygun alanlarda tarım yapıldığı, rekreasyon ve koruma için uygun alanların gözardı edildiği belirlenmiştir. Duman (1999), öncellikle tek ailelik konutlarda uygulanmaya başlanan ekolojik plan lama yaklaşımı konutlarda ekolojik planlama başlığı altında incelenmiş ve daha sonra toplu konut alanlarının seçilmesi, belirlenmesi ve planlanmasında kullanılacak ekolojik ilkeler belirlenmiştir. Belirlenen bu ilkeler doğrultusunda Ankara-Eryaman 5. Etap Toplu Konut Alanı değerlendirilmiş ve sonuçta toplu konut alanının bir bölümü için bir tasarım yapılmıştır. Hacıkadiroğlu (1999), Akdeniz Bölgesinde yer alan Batı Antalya'daki Kaş, Kale (Demre), Finike ve Kumluca kıyı bölgesinde son yıllarda görülen fiziksel değişimler incelenmiştir. Araştırmada, kıyı bölgesindeki fiziksel değişimler incelenirken; jeolojik açıdan kıyı çizgisi üzerindeki fiziksel değişimler ve alan kullanımlarında görülen fiziksel değişimler araştırılmıştır. Yılmaz ve Yılmaz (2000), yaptıkları çalışmada Erzurum ilini ekolojik planlama kapsamında değerlendirmişlerdir. Bozbay (2002), Gökçeada örneğinde ekolojik planlama çerçevesinde peyzaj analizi yapmayı amaçlayan bu çalışmada; gerek doğal güzellikleri, gerekse adaya özgü sosyo - kültürel dokuyu koruyabilmek için peyzaj analizi çerçevesinde ayrıntılı ekolojik bir analiz ve planlamanın yapılması gerektiği sonucuna varılmıştır. Avcıoğlu (2003), Datça Yarımadası koruma planlamasına ekolojik yönden bakan ve entegre bir yönetim olan ekosistem yönetimi ve ekolojik bölge koruma yaklaşımları açısından incelenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre, yoğun insan kullanımı ve baskısının bulunduğu alanlarda, ilgi gruplarının koruma çalışmalarına etkin katılımı, başarıya ulaşmada en önemli araç olduğu belirtilmiştir. Datça Yarımadası gibi insan baskısının

64 48 yüksek olduğu alanlarda, ilgi gruplarının katılımını sağlayan ekolojik bölge koruma ve ekosistem yönetimi gibi yaklaşımların uygulanması önerilmiştir. Karaelmas (2003), havza bazında ekolojik yapının korunmasını hedef alarak farklı alan kullanım seçeneklerini bütünleştirecek, havza toplumunun sosyo-ekonomik yapısını da dikkate alarak kalkınmayı sağlayacak optimal alan kullanımının oluşturulması amacıyla gerçekleştirilmiştir. Sonuç olarak, Çerkeş Havzasında mevcut alan kullanımının optimal alan kullanımı ile çelişki içinde olduğu belirlenmiştir ve bu çelişkileri en aza indirecek öneriler ortaya konmuştur. Bu çalışmada, Küçükçekmece Gölü nün doğal, kültürel ve tarihi değerlerinin tespit edilmesi, bölge ile ilgili sorunların tanımlanması ve çözüme yönelik bazı önerilerin geliştirilmesi hedeflenmiştir. Çalışmada Ekolojik Planlama prensipleri doğrultusunda doğal ve kültürel çevrenin peyzaj analizi yapılmıştır (Akşehirli 2005). Nanhuanshan Milli Parkının ekolojik duyarlılığını belirlemek için yapılan çalışmada coğrafi bilgi sistemleri kullanılmıştır. Ekolojik planlamanın temelinin ekolojik risk analizi olduğunu belirten çalışmada yedi ekolojik faktör belirlenmiştir. Bunlar, eğim, bakı, yükseklik, drenaj, bitki örtüsü çeşitliliği, peyzaj değeri ve ışıktır (Huali et al. 2005). Erdemli ilçesi mücavir alanı sınırları içinde ekolojik yönden sürdürülebilir alan kullanımı ortaya konulmaya çalışıldığı bu çalışmadan elde edilen sonuçlara göre, mevcut alan kullanımlarının sürdürülebilir alan kullanımı bulgularıyla paralellik göstermediği, alanın büyük bölümünde tarım alanlarının, yerleşim, sanayi ve ulaşım için kullanıldığı, sonuçta tarım alanlarının uygun yetenekte olmayan eşik alanlara, maki ve bozuk orman sahalarına yöneldiği ortaya çıkmaktadır (Alkan 2006). Tozar (2006), ekolojik sistemlerin doğal dengesini bozmadan insan yaşamı ve sağlığı için gerekli en uygun ortamların planlanmasını amaçlayan ekolojik planlama ve geliştirilen yöntemler incelenmiştir.

65 49 Özügül (2006), Önerli İçme Suyu Havzasının yerleşmeye uygunluk değerlendirmesi ekolojik planlama yaklaşımı çerçevesinde geliştirilen analitik bir model önerisi ile yapılmıştır. Wujiang şehrinin batı kesiminin ekolojik yönden riskli alanlarının belirlendiği bu çalışmada coğrafi bilgi sitemleri kullanılarak Overlay analizi yapılmıştır. Duyarlılık düzeyleri düşük, orta ve yüksek olarak belirlenmiştir. Sonuç olarak çalışma alanının %48,63 ünün yüksek duyarlılıkta olduğu bulunmuştur (Yin et al. 2006). Zengin (2007), çalışmasında Ardahan Kura Nehri ve yakın çevresinde ekolojik yapıya uygun Optimal Alan Kullanımlarını belirlemiştir. Sonuç olarak zengin potansiyel kaynak değerlerine sahip olan Ardahan Kura Nehri ve yakın çevresi yanlış alan kullanımları ve planlama eksiklikleri nedeniyle mevcut potansiyelden yeterince faydalanamadığı belirlenmiştir. Ulun (2008), gen kaynaklarına sahip tarım alanları ile yüksek tür ve çeşit zenginliğine sahip kumul ve orman alanlarının mevcut durumlarının korunması ve bu alanlardaki faaliyetlerin denetimli olması gerekliliği ortaya konmuştur. Alanın ekolojik planlama ilkelerine uygun koruma kullanma kararları oluşturularak sürdürülebilir alan yönetimi geliştirilmiştir. Peyzaj ekolojisi temelli peyzaj planlama yaklaşımı ve peyzaj yönetim modelinin geliştirildiği bu çalışmada ilk olarak peyzaj planlamada, mekânı tanımlayıcı ölçütler olarak doğal Süreçler (müdahaleler), İnsan Etkinlikleri (müdahaleleri) ve Habitat Lekeleri belirlenmiş ve bu ölçütler Peyzaj Kırılganlığı açısından analiz edilmiştir (Uzun ve Yılmaz 2008). Coğrafi bilgi sistemleri kullanılarak Songjianhu bölgesinin ekolojik duyarlılığının kapsamlı bir şekilde değerlendirildiği bu çalışmada koruma ve gelişim alanları belirlenmiştir. Sulak alanların korunması ile ilgili önlemler belirtilmiştir (Yihua et al. 2009).

66 50 Şangay şehrinin ekolojik yönden hassasiyetinin belirlendiği bu çalışmada beş duyarlılık faktörü belirlenmiştir. Analitik hiyerarşi süreci ile belirlenen bu faktörler; nehirler ve göller, tarihi eserler ve orman parkları, jeolojik afetler, toprak kirliliği, ve arazi kullanımlarıdır. Coğrafi bilgi istemleri mekansal analizi tekniği ile birleştiren, bu faktörlerin hassasiyetleri, son derece duyarlı, orta duyarlı, düşük duyarlı ve duyarsız olmak üzere dört derecede sınıflandırılmıştır. Sonuç olarak duyarsız alanlar %37.07, düşük duyarlı alanlar %5.94, orta duyarlı alanlar %38.16 ve yüksek duyarlı alanlar %18.83 olarak bulunmuştur (Cao and Liu 2010). Güzelmansur (2012), çalışmasında ekolojik faktörler ve sosyo ekonomik yapıyı dikkate alınarak Amik Ovası ve çevresinin sürdürülebilir alan kullanım planlanma önerisinin geliştirilmesini amaçlamaktadır. Özhancı (2014), Bayburt'un sahip olduğu doğal ve kültürel değerlerinin korunması ve rasyonel kullanılması amacıyla, ilin ekolojik duyarlılık zonları tespit edilmiş, kırsal peyzaj karakter tipleri ortaya konularak, kırsal peyzaj tanımlaması ve sınıflandırılması yapılmıştır Peyzaj Metrikleri Konusunda Yapılan Çalışmalar Ekolojik süreçlerin dinamiklerini açıklamada yardımcı olan peyzaj metriklerinin türlerin devamlılığının sağlanmasında önemli göstergeler olduğunu belirten bir çalışmadır (Tischendorf 2001). Amazon tropikal yağmur ormanının 1992, 2000 ve 2003 yıllarına ait Landsat uydu görüntüleri sınıflandırmaya tabii tutularak meydana gelen değişim gözlenmiştir. Sonrasında Fragstats programı kullanılarak peyzaj metrikleri sonuçları ortaya konmuştur (Mendonça 2004). Araştırmada tarihsel süreçte Aydın kentsel alanındaki dönüşümün, kırsal ve kentsel açık alanlara etkileri incelenerek elde edilen bulgular; Aydın kentsel alanının ekolojik

67 51 değerinin arttırılmasına yönelik öneriler oluşturulmasında, planlama ve tasarım kriterlerinin yönlendirilmesinde kullanılmıştır (Deniz 2005). Kalifaorniya daki Santa Clara nehrinin peyzaj dokusu arazi kullanım haritası kullanılarak ortaya konulmuştur. Bu çalışmada temel olarak parça yoğunluğu ve şekil sayısı metrikleri kullanılmıştır (Kearns et al. 2005). Coğrafi Sörvey ve Alan Kullanım Analizi (LUDA) veri tabanından elde ettikleri 85 alan kullanım haritası ile yaptıkları çalışmada 26 metrikten altı tanesini kullanarak peyzajın yapısını açıklamışlardır. Bu metrikler; ortalama şekil indeksi, parça alanı, sınıf sayısı, parça yoğunluğu, parça sayısı ve ortalama parça büyüklüğüdür (Riitters et al. 1995). Kuzeybatı Anadolu'da yer alan, Balıkesir Ovası ve yakın çevresinde arazi kullanımı/arazi örtüsünde (AKAÖ) ve peyzaj paterninde meydana gelen değişimin; habitat parçalılığının ve habitat kalitesinin ortaya konması amaçlanmıştır (Tağıl 2006). Gökyer (2009), peyzajın akılcı bir şekilde kullanımını sağlamak için havza sınırlarına göre Bartın Kenti ve Arıt Havzası örneğinde peyzaj değerlendirme gerçekleştirilmiştir (Gökyer 2009). Ege Bölgesinde Aydın ili sınırları içindeki Dilek Yarımadası Büyük Menderes Deltası Milli Parkı ve Bafa Gölü Tabiat Parkı örneğinde, GIS ve peyzaj strüktür indekslerini kullanarak koruma alanlarının ve çevrelerindeki peyzajın geçirdiği değişimin karakteristikleri saptanmış ve ileriye dönük koruma amaçlı öneriler sunulmuştur (Eşbah vd 2009). Peyzajın yapısı ve süreçlerinin karakterizasyonunu belirlemek amacı ile peyzaj ve ekosistem düzeyinde peyzaj strüktür indeksleri kullanılmıştır (Uuemaa et al. 2009).

68 52 Kor (2011), araştırmasında yılları arası Güzelçamlı Beldesi kentsel alanında mekansal dönüşümleri, ayrıca gelişen kentsel alanın Milli Park sınırındaki etkilerini incelemeyi hedeflemektedir. Araştırmada kullanılan analizler peyzaj ekolojisi yaklaşımı ile peyzaj strüktürü metriklerini kullanarak CBS ortamında gerçekleştirilmiştir. Bulgular doğrultusunda çalışma alanın ekolojik yapısını ve işleyişini iyileştirmeye yönelik bir dizi öneriler geliştirilmiştir. Kahramanmaraş ilinde yılları arasındaki arazi örtüsü/arazi kullanımı (AÖ/AK) değişiminin zamansal ve mekansal dinamiklerini, uydu görüntüleri, peyzaj patern metrikleri ve değişim analizi ile ortaya koymaktadır (Oğuz ve Zengin 2011). Peyzajın yapısı ile biyoçeşitlilik arasındaki bağlantı peyzaj metrikleri kullanılarak ortaya konmuştur (Walz 2011). Peyzaj değişimi; mekansal, ekolojik ve sosyolojik analizlerle üç boyutlu olarak analiz edilmiştir. Böylece peyzaj yapısı, fonksiyonu ve değişimi arasındaki ilişki ortaya konulmaya çalışılmıştır. Böylece, koruma - kullanma dengesi kapsamında yapılacak sürdürülebilir bir peyzaj planlamasının da temelleri atılmıştır (Aksu 2012). Eroğlu (2012), Doğu Karadeniz Bölgesi Trabzon ili Çaykara ilçesi sınırları içerisinde bulunan dağlık alan yol koridorlarında gerçekleştirilmiş olan bu çalışmada, söz konusu alanların sahip oldukları peyzaj karakterinin belirlenmesi ve bunda etkili olan bitki örtüsünün tanımlanması amaçlanmıştır. Araştırma alanında 368 bitki taksonu tespit edilmiş, ayrıca kompozisyon alanları peyzaj metriklerine göre değerlendirilmiştir. Kastamonu-Bartın Küre Dağları Milli Parkı örneğinde korunan alan ve yakın çevresi arasındaki etkileşimin anlaşılması amaçlanarak bir peyzaj karakter analizi gerçekleştirilmiştir. Alanın peyzaj deseni üç düzeyde belirlenmiştir. I. düzeyde peyzaj karakter tipleri, II. düzeyde peyzaj karakter alanları ve III. düzeyde köy peyzaj karakter tipleri elde edilmiştir. Elde edilen peyzaj deseninin peyzaj metrikleri aracılığıyla peyzaj çeşitliliği, peyzaj parçalanması ve kenar etkisi değerleri hesaplanmıştır (Görmüş 2012).

69 53 McGarigal (2012), peyzaj metrikleri ve tanımlamalarını içeren bu çalışmada her bir metrik ayrıntılı olarak açıklanmıştır. Temel peyzaj metrikleri, bu metriklerin ekolojik süreçlerle bağlantıları ve peyzaj planlama çalışmalarıyla ilişkileri incelenmiştir (Benliay ve Yıldırım 2013) Zamansal Değişim Konusunda Yapılan Çalışmalar Kolay (1995), çevre sorunlarının çevreye zarar vermeyen ve mevcut sorunları çözebilecek, doğa ile uyumlu arazi kullanım politikalarının belirlenmesini amaçlayan çalışmasında; ekolojik planlama ilkelerinin belirlenebilmesi için, mevcut planlama politikaları irdelenmiş ve birbirleriyle karşılaştırılmalarının gerekliliği savunulmuştur. Çalışmanın sonucunda, Ekolojik Planlama prensipleri oluşturulmuş ve bu konuda halk katılımının önemi ortaya konulmuştur. Bu çalışmada, Ankara yerleşim alanı arazi örtüsündeki değişim yılları itibarıyla izlenmiştir. Ayrıca, yılları arasındaki arazi örtüsünde oluşan değişimler tespit edilmiştir. Kent alanındaki ve tarım alanlarındaki değişimler izlenmiştir (Demirbüken 1996). Gültekin (1999), Landsat-TM uydu verileri yardımıyla, Şanlıurfa'nın 1989 ve 1996 yıllan arası yerleşim alanları değişimi tespit edilmiştir ve 1996 yıllarına ait Landsat-TM uydu görüntüleri üzerinde yapılan alan sorgulaması sonucu,1989 yılında Şanlıurfa'nın yerleşim alanı 1400 ha, 1996 yılında ise 2122 ha, yılları arası yerleşim alanlarındaki değişim oranı ise yaklaşık %52 olarak saptanmıştır. Eryılmaz (2000), sadece uydu görüntülerinin analizi üzerinde durulmuştur. Bu gaye ile Landsat TM uydu görüntüleri kullanılarak, Çanakkale ilinde 1992 ve 1998 yılları arasında arazi kullanımında meydana gelen değişmeler saptanmıştır. Daha sonra uydu görüntüleri analiz sonuçları yerel kaynak verileriyle karşılaştırılmış, analizin doğruluk

70 54 derecesi saptanmış ve Çanakkale ilinin arazi kullanımı üzerine bir durum değerlendirmesi yapılmıştır. Aşık (2001), 1985 ve 1995 arasında hızlı kentleşmenin yaşandığı Ankara'nın kuzeybatı çeperine uygulanan bir değişim belirleme projesi sunulmaktadır. Değişimin belirlenmesi ve analizi, çok aşamalı bir değişim belirleme yaklaşımı kullanılarak, uzaktan algılama ve coğrafi bilgi sistemleri (CBS) entegrasyonunda yapılmıştır. Çalışma alanında farklı kullanımların ortaya çıktığı ve bu gelişme eğiliminin gelecekte de devam edecek gibi göründüğü sonucuna varılmıştır. Kıyı bölgelerindeki arazi örtüsü/alan kullanımı değişimlerinin Burnaz kıyı kumulları örneğinde incelendiği bu çalışmada yılları arasındaki değişimler elirlenmiştir. Kıyı kumulları, kumul vejetasyonu, tarım alanları artarken sazlık bataklık alanlar azalmıştır (Doygun vd. 2003). Arlı (2004), kıyı alanlarında uzaktan algılama yöntemi ile değişimlerin belirlenmesi konulu bu çalışmada, Çandarlı Körfezi çalışma alanı olarak seçilmiş, elde edilen sonuçlara göre, kaynak kullanımları ve insan aktivitelerinin yönü ve yoğunluğuna ilişkin kıyı bölgesi programlarında karar verme mekanizmalarınca kullanılabilecek çıkarımlarda bulunulmuştur. Minnesota kentinin 1986, 1991, 1998 ve 2002 yıllarındaki arazi örtüsü değişimi Landsat uydu görüntülerini kullanarak tespit edilmiştir (Yuan et al. 2005). Peyzajda meydana gelen değişimlerin nitel ve nicel özelliklerinin belirlenmesine esas oluşturacak bir çerçeve sunmayı amaçlamıştır. Elde edilen bulgular, kıyı peyzajının yüksek yersel değişkenliğe sahip olduğunu göstermiştir (Alphan 2006). Demirtaş (2007), Kentleşmenin peyzaj üzerine etkilerini değerlendirmek amacıyla 1975, 1990, 1995, 2000, 2005 yıllarının uydu görüntülerinin sayısallaştırılması ile hazırlanan

71 55 haritaların CBS aracılığıyla haritalar ve uydu görüntüleri üzerinden kentsel doku analizi ve peyzaj değerlendirmesi gerçekleştirilmiştir. Ege bölgesinin kuzeyinde yer alan Aliağa ve Çandarlı ilçeleri arasında kalan ve Bakırçay deltasını da kapsayan kıyı alanında , yılları arasında meydana gelen değişimlerin belirlenmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir (Kesgin 2007). Fiziki coğrafya unsurlarının son derece zengin olduğu Yalova ilinde arazi kullanımının dönemsel değişimleri uzaktan algılama teknikleri ile incelenmiştir (Bahadır 2007). Tarhan (2007), tezin temel amacı uzaktan algılama ve coğrafi bilgi sistemi kullanarak çevresel değişimlerin düzenli aralıklarla takibini sağlamak ve de güncel veri tabanı oluşturmak, yeni bir CBS tabanlı değişim saptama sistemi geliştirmektir. Farklı zamanlara ait uzaktan algılama verilerinin değerlendirilmesi ile seçilen çalışma alanında kıyı çizgisindeki ve kıyı bölgesi kullanımındaki değişimin belirlenmesi amaçlanmıştır (Doğan 2008). Bu çalışmada, yılları arasındaki süreçte Avrupa nın 24 ülkesinde meydana gelen değişimler CORINE arazi örtüsü temel alınarak değerlendirilmiştir. Bu değerlendirmede değişimleri yoğunlaşma, ormansızlaşma, ağaçlandırma gibi alt sınıflar belirlenmiştir (Feranec et al. 2010). Daqing şehrinin Heilongjiang Eyaletindeki yılları arasındaki arazi kullanımı Landsat uydu görüntüleri kullanılarak arazi örtüsü değişimi belirlenmiş ve gelecekteki alan kullanım senaryoları modellenmiştir (Yu et al. 2011). Zonguldak ve yakın çevre arazilerinin geçmiş ve şimdiki arazi örtü/kullanım haritalarını Uzaktan Algılama ve CBS teknolojileri kullanarak üretmek ve arazi örtü/kullanım türlerinin zamansal değişimlerinin araştırıldığı çalışmada 1987, 2000 ve 2010 yıllarına

72 56 ait Landsat uydu görüntüleri temin edilerek, görüntü zenginleştirme ve sınıflandırma işlemleri gerçekleştirilmiştir (Bayık 2012). Denizdurduran (2012), Kahramanmaraş ili nin arazi kullanımının ortaya konulması ve Kahramanmaraş Merkez ilçe ile Elbistan Ovasında arazi kullanımında meydana gelen zamansal değişimlerin tespit edilerek ortaya konulmuştur. Bu amaçla Kahramanmaraş ilinin 2008 ve 2010 yıllarına ait Terra Aster uydu görüntüleri ile 1985, 2000 ve 2010 yıllarına ait Landsat TM ve Landsat ETM+ uydu görüntüleri kullanılmıştır. Çiğli İlçesi nde 1984 ve 2009 yıları arasında meydana gelen alan kulanım değişimlerinin kıyı alanları üzerindeki etkilerinin belirlenmesi amacıyla gerçekleştirilen bu çalışmada kentsel ve endüstriyel kaynaklı yapılaşma alanlarının 25 yıl içerisinde 10 kat büyüdüğü tespit edilmiştir (Doygun vd. 2012). Konya iline ait Spot 1986, 1996 ve 2005 yıllarına ait uydu görüntüleri kullanılarak değişim incelenmiştir. Bu uydu görüntüleri üzerinde yapılan kontrollü sınıflandırma yöntemi ile yıllara göre Konya ilinin arazi üzerindeki değişimi, yapılaşmanın yönü, tarım ve sanayi alanlarının nasıl geliştiği ve yeşil alanların nasıl etkilendiği incelenmiştir (Karayol 2012). Antalya ilinin Beldibi ve Manavgat kıyıları arasındaki bölgenin arazi kullanımdaki değişimlerinin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda 1984 ve 2011 yıllarına ait Landsat uydu görüntüleri temin edilmiş ve arazi sınıflandırmasına tabi tutulmuştur (Kılar 2012). Korgavuş (2012), Rize Merkez ilçesinin yılları arasındaki kültürel peyzaj dokusunun; arazi kullanım şekilleri ve arazi örtüsünün zamansal değişiminin Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) yardımı ile tespit edilmiş ve bu değişimin altında yatan sosyoekonomik ve doğal çevre faktörleri irdelenmiştir.

73 57 Bozkaya (2013), Landsat 5 TM uydu görüntüleri uzaktan algılama teknikleriyle işlenmiş, kontrolsüz ve kontrollü olarak sınıflandırılmış ve son olarak ekran üzerinden sayısallaştırılarak, bu yıllara ait arazi kullanım haritaları elde edilmiştir. Elde edilen haritalar kullanılarak 1984 ve 2010 yılları arasında meydana gelen arazi kullanımı/örtüsü değişimi tespit edilmiş, ikinci aşamada ise Markov Chain tabanlı üç farklı model aracılığı ile 2030 yılı için arazi kullanım tahminleri yapılmıştır. Sayı (2013), 2000, 2006 ve 2010 yıllarında alınan Landsat TM/ETM uydu görüntüleri kullanılarak Çanakkale ilinin orman, mera, tarım, su, yerleşim çıplak alan sınıflarını içeren Arazi Kullanım ve Bitki Örtüsü (AKBÖ) haritaları yapılmıştır. AKBÖ sınıflarının alanları hesaplanarak , ve yılları arasında meydana gelen değişimler karşılaştırılmış, toplam değişen/değişmeyen alanlar belirlenmiştir. Sultan Sazlığı Milli Parkı nda, yılları arasında sulak alanda meydana gelen değişimlerin belirlenerek sulak alan sınırlarındaki değişim dinamiği tespit edilmiştir (Kesikoğlu 2013).

74 58 3. MATERYAL ve YÖNTEM 3.1. Materyal Çalışma alanı, Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi dir. Muğla iline bağlı bir ilçe olan Fethiye, tarihin bilinen en eski çağlardan beri bir yerleşim birimidir. Denize olan kıyısı ve farklı coğrafi özellikleri birçok doğal kaynak değerinin oluşmasına sebep olmuştur km 2 lik alan kaplayan ilçe sınırlarının 816,02 km 2 si ilçenin sahip olduğu doğal kaynak değerleri açısından 1988 yılında Özel Çevre Koruma Bölgesi olarak ilan edilmiştir. Kıyısal uzunluğu 235 km, denizalanı 345 km², karasal alanı ise 471 km 2 dir. Bölge aynı zamanda, Doğal Sit ve Arkeolojik Sit Alanı olarakta koruma altındadır. Bölge sınırları içerisinde birçok alan da yine farklı koruma statüleri ile korunmaktadır. Bölge nin denize olan kıyısı birbirinden güzel koyların oluşmasına olanak sağlamıştır. Etrafı yüksek dağlarla çevrili olan Bölge nin ova tabanı ise verimli tarım topraklarından oluşmaktadır. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi, Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile tespit ve ilan edilmiştir. Daha sonra, tarih ve Sayılı Resmi Gazete de yayımlanan tarih ve 90/77 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 2. sınır değişikliği yapılmış, tarih ve Sayılı Resmi Gazete de yayımlanan tarih 2006/11266 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Fethiye - Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi son halini almıştır. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi; Muğla İli nin Akdeniz Bölgesi sınırları dahilinde, 816,02 km² lik alanda 12 yerleşim birimini içine almaktadır (Şekil 3.1.). Bu yerleşim birimleri Fethiye ilçe merkezi ve ilçe merkezine bağlı Göcek, Karaçulha, Ölüdeniz, Çiftlik ve Çamköy beldeleri ile Gökçeovacık, İnlice, Kargı, Kayaköy, Keçiler ve Yanıklar köylerinden oluşmaktadır (Anonim 2010b). Barselona Sözleşmesi gereğince Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilen bölge aynı zamanda sit alanıdır. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi, Kültür Bakanlığı na

75 59 bağlı İzmir II nolu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından Doğal Sit ve Arkeolojik Sit Alanı olarak ilan edilmiştir. Dalaman Kemer Şekil 3.1. Çalışma alanının konumu Çalışmada alan kullanım değişimlerinin belirlenmesi ve ekolojik planlama kapsamında değerlendirmesi amaçlarına yönelik olarak elde edilen veriler araştırmada kullanılan diğer materyallerdir. Alan kullanım değişimlerinin belirlenmesi için internet erişimi üzerinden ( 8 Ağustos 1984, 6 Temmuz 1995, 28 Temmuz 2003 ve 18 Temmuz 2011 yıllarına ait Landsat uydu görüntüleri temin edilmiştir. Uydu görüntüleri seçilirken görüntülerin aynı mevsimde olmasına ve görüntülerin bulutsuz olmasına dikkat edilmiştir (Şekil 3.2, Şekil 3.3, Şekil 3.4, Şekil 3.5).

76 60 Şekil yılına ait Landsat uydu görüntüsü Şekil yılına ait Landsat uydu görüntüsü

77 61 Şekil yılına ait Landsat uydu görüntüsü Şekil yılına ait Landsat uydu görüntüsü Landsat-I (TM:Thematic Mapper), 1972 yılında NASA tarafından uzaktan algılama çalışmalarında kullanılmak üzere fırlatılan ilk uydudur. Pasif algılayıcı bir uydudur. Landsat 1 ardından 2, 3, 4, 5, 6, ve en son 1999 yılında Landsat 7 (ETM+ : Enhance

78 62 Thematic Mapper) uydusu yörüngeye oturtulmuştur. Landsat uydusu, yeryüzünden 705 km yükseklikteki yörüngede dönmektedir. Yeryüzü üzerinde aynı alanı 16 günde bir taramaktadır (Uysal ve Görmüş 2011). Landsat-1, 2, 3 uyduları birinci jenerasyon uydular olarak adlandırılmıştır ve bu uydular benzer yörünge ile çok spektrumlu tarayıcı (MSS) özelliklerine sahiptirler. Landsat-4, 5, 6 uyduları ise MSS ve sonradan geliştirilen tematik tarayıcı (TM) sistemlerini taşımaktadır. Landsat-7 uydusu ise geliştirilmiş tematik görüntüleyici (Enhanced Thematic Mapper: ETM+) algılayıcısını taşımaktadır. Landsat ETM+ algılayıcısı, yüksek çözünürlüklü veri sağlayabilme özelliğinde, 8 bantlı ve radyometrik çok bantlı bir tarayıcıdır (Kahya 2005). Landsat uydu görüntülerinin spektral özellikleri Çizelge 3.1 de belirtilmiştir. Çizelge 3.1. Landsat görüntülerinin spektral özellikleri (Uysal ve Görmüş 2011). Band Spektral Aralık Çözünürlük (m) Mavi Yeşil Görünür Kırmızı Yakın Yakın KÖ 30 Kızılötesi Kızılötesi KÖ Termal TKÖ 60 Kızılötesi Kızılötesi Orta KÖ 30 PAN Uydu görüntülerinin işlenmesi için ERDAS Imagine 9.1 programı kullanılmıştır. Zamansal değişim sürecinde meydana gelen dönüşümlerin belirlenmesi için ise ENVI 4.1. programı kullanılmıştır. Araştırma alanına ait verilerin oluşturulmasında kullanılan diğer materyaller ise şunlardır;

79 63 Özel Çevre Koruma Bölgesi kurum başkanlığı tarafından yaptırılan ve 2012 yılında tamamlanan Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi Biyoçeşitlilik projesi, Muğla Özel Çevre Koruma İl Müdürlüğü nden temin edilerek aşağıda belirtilen verilere ulaşılmıştır. -Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırları WGS 84 koordinatlarında, -Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi sayısal eşyükselti eğrileri, -Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi hidrolojisi, -Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi biyoçeşitliliği, - Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi jeolojisi, Tarım ve Köy İşleri Genel Müdürlüğü nün 1998 basım tarihli Muğla İli Arazi Varlığı raporundan temin edilen 1/ ölçekli toprak envanteri haritaları kullanılarak aşağıda belirtilen haritalar oluşturulmuştur; -Büyük toprak grupları haritası, -Arazi kabiliyet yetenek sınıfları haritası, -Sınırlayıcı toprak özellikleri haritası, -Erozyon durumu haritası, -Toprak derinliği haritası, -Mevcut alan kullanımları haritası, -Arazi kullanım kabiliyet alt sınıfı haritaları Fethiye Belediye sinden elde edilen imar etapları, Fethiye Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü nden yıllarına ait iklim verileri, TUİK (Türkiye İstatistik Kurumu) den elde edilen nüfus verileri, Çalışma alanından çekilmiş fotoğraflar, İnternet ortamından ve Fethiye Belediyesi arşivinden temin edilen çeşitli yıllara ait eski fotoğraflar,

80 64 Çalışmada yardımcı veri olarak; Milli Savunma Bakanlığı Harita Genel Komutanlığı 1/25000 ölçekli ve 1993 basım tarihli topoğrafik haritalardan da faydalanılmıştır (Q22-d1,Q22-d2, Q22-d3, Q22-d4, Q21-b3, Q22-e1) Yöntem Fethiye- Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde alan kullanım değişimlerinin ekolojik planlama kapsamında değerlendirilmesi için geliştirilen yöntemde, araştırma alanı ile ilgili gözlem, inceleme, veri toplama işlemleri yapılarak, yurtiçi ve yurtdışı çalışmalarda benzer amaçlarla kullanılan farklı yöntemler, çalışma alanına uygun olacak şekilde yorumlanmıştır. Ekolojik planlama kapsamında ekolojik değeri yüksek olan bölgelerin tespitine yönelik ekolojik risk değerlendirmesi yapılmıştır. Ekolojik risk değerlendirmesi için [Mc Harg (1992), Lyle (1985), Huali et al., (2005). Yıldız (2006), Alkan (2006), Yin et al., (2006), Zengin (2007), Özyurt (2009), Cengiz (2011), Aksu (2012)] çalışmaları incelenerek çalışma amacına uygun bir yöntem geliştirlmiştir. Alan kullanım değişimlerinin belirlenmesi için [Yuan et al. (2005)., Feranec et al. (2010)., Demirtaş (2007), Onur (2007), Denizdurduran (2012) ve Kılar (2012)] yöntemlerinden yararlanılmış ve bu yöntemlerin geliştirilmesi ile araştırma amacına uygun bir yöntem oluşturulmaya çalışılmıştır. Yöntemin uygulanabilirliği içinde Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Uzaktan Algılama tekniklerinden faydalanılmıştır (Şekil 3.10). Çalışmanın yöntem basamakları şu şekildedir; 1. Çalışmanın ilk aşamasında; amaç ve sınırlar belirlenerek yazılı ve görsel veriler temin edilmiştir. 2. Çalışmanın ikinci aşamasında, bölgenin doğal ve kültürel kaynak değerlerine ait literatür taraması ve fotoğraf çekimleri yapılmıştır.

81 65 3. Çalışmanın üçüncü aşamasında, elde edilen veriler bilgisayar ortamına aktarılmıştır. Sayısal olmayan veriler ARCGIS 9.3 programında sayısallaştırılmıştır. Muğla ili arazi varlığı haritasının ARCGIS 9.3 programında sayısallaştırılması ile; Arazi Kullanım Kabiliyet Sınıfları (AKKS) Toprak derinliği Erozyon Büyük toprak grupları Sınırlayıcı toprak özellikleri Toprak drenajı ve Alan kullanım durumu haritaları oluşturulmuştur. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi biyoçeşitlilik projesinden temin edilen sayısal eşyükselti eğrileri haritası kullanılarak; Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin sayısal yükseklik modeli (DEM), bakı ve eğim haritaları oluşturulmuştur. Ayrıca Jeoloji haritası ve biyoçeşitlilik haritaları da projedeki veriler altlık kullanılarak oluşturulmuştur. 4. Çalışmanın dördüncü aşamasında, literatür taraması ile elde edilen yazılı ve görsel kaynaklar kullanılarak Bölge nin tarihsel süreç içerisinde nasıl bir değişim yaşadığı belirlenmiştir. Bölge de üç önemli yerleşim birimi olan Fethiye, Göcek ve Ölüdeniz in tarihsel süreç içerisindeki değişimi ayrı ayrı ele alınmıştır. Her bir yerleşim biriminde yaşları arasında değişen rastgele seçilmiş 50 kişi ile birebir görüşme yapılarak Bölge de yaşanan değişimler hakkında röportaj yapılmıştır. 5. Çalışmanın beşinci aşamasında, literatür taraması ve görüşmelerden elde edilen değerlendirmenin sonrasında alan kullanım değişimleri uzaktan algılama teknikleri kullanılarak sayısal olarak ifade edilmiştir. Bu amaçla öncelikle, internet erişimi üzerinden ( 8 Ağustos 1984, 6 Temmuz 1995, 28 Temmuz 2003 ve 18 Temmuz 2011 yıllarına ait Landsat uydu

82 66 görüntüleri temin edilmiştir. Landsat uydu görüntüleri ERDAS Imagine 9.1 programında işlenerek sınıflandırılmıştır. Bölge nin arazi kullanım durumunun homojen bir yapı göstermemesinden dolayı sınıflandırma işlemi kontrolsüz sınıflandırma yöntemi uygulanarak gerçekleştirilmiştir. Öncelikle uydu görüntülerinin her birisine hata payını en aza indirgemek amacıyla 100 er sınıf atanmıştır. Düzey 2 seviyesine göre sınıflandırılan görüntülere recode (sınıf birleştirme) yapılarak görüntüler altı sınıf şeklinde birleştirilmiştir (Çizelge 3.2). Çizelge 3.2. CORINE arazi örtüsü sınıflandırmasına uygun olarak atanan sınıflar DÜZEY 1 DÜZEY Deniz 1. Su yüzeyleri 1.2. Göl 1.3. Akarsular 2. Orman Alanları 2.1. Geniş yapraklı ormanlar 2.2. İğne yapraklı ormanlar 3. Maki Alanları 3.1. Tek ve çok yıllık otsu türler 4.1.Tarıma elverişli alanlar 4. Tarım Alanları 4.2.Çok yıllık ürünler 4.3. Seralar 4.4.Karışık tarım alanları 5.1. Şehir yapısı 5.2.Endüstriyel, ticari ve taşıma birimleri 5.Yapay yüzeyler 5.3.Maden, çöp ve inşaat alanları 5.4.Tarım dışı yapay yeşil alanlar 6.1. Bitki örtüsü içermeyen çıplak yüzeyler 6. Diğer 6.2. Sahil kumulları 6. Çalışmanın altıncı aşamasında sınıflandırılan görüntüler için doğruluk değerlendirmesi yapılmıştır. Doğruluk analizinde 2003 ve 2011 görüntüleri için Google Earth programı, 1984 ve 1995 yılının görüntüleri için topoğrafik haritalar yardımcı veri olarak kullanılmıştır. Kappa doğruluk değeri aşağıda belirtilen formülle hesaplanır.

83 67 Yukarıda belirtilen formülde: toplam piksel sayısı (satırdaki ve sütundaki), r: satır sayısı, Xi+ : i satırındaki piksel toplamı, X+i : i sütunundaki piksel toplamını göstermektedir (Kansu 2006). 7. Çalışmanın yedinci aşamasında sınıflandırılan görüntüler ikili olarak karşılaştırılmıştır. Bu karşılaştırmalar , , ve yılları arasında yapılmıştır. İkili karşılaştırmalarda öncelikle her kullanım sınıfında meydana gelen değişimler hektar olarak belirlenmiştir. Karşılaştırılma yapılan ilk tarihteki alan miktarı ikinci tarihteki alan miktarından çıkarılarak değişimin artış ve azalış miktarları belirlenmiştir. Artış ve azalış miktarlarının yüzdelik oranları bulunduktan sonra bu yüzdeler karşılaştırma yapılan tarihler arasındaki yıl sayısına bölünerek her bir sınıfın yıllık değişim yüzdeleri belirlenmiştir. 8. Çalışmanın sekizinci aşamasında kontrolsüz sınıflandırma işlemi yapılan her bir uydu görüntüsü ENVI 4.1 programı kullanılarak ikili olarak karşılaştırılmış ve dönüşüm matrisleri bulunmuştur. Bu karşılaştırmalar , , ve yılları için yapılmıştır. En son olarak toplam değişimin daha anlaşılır olması için yılları arasındaki toplam dönüşüm matrisi değerlendirilmiştir. 9. Çalışmanın dokuzuncu aşamasında sınıflandırma yapılan görüntüler ARCGIS 9.3 programında vektör formatına dönüştürülmüştür. Vektör formatına dönüştürülen görüntülerden Patch Analys programı yardımıyla temel peyzaj metrikleri elde edilmiştir.

84 68 Peyzajın zamansal süreç içerisinde geçirdiği değişimin anlaşılmasında yardımcı olan temel peyzaj metriklerinden beş tanesi çalışmanın amacına uygun olarak yorumlanmıştır. Bu metrikler; peyzajdaki oran, parça sayısı, parça yoğunluğu, ortalama parça büyüklüğü ve ortalama şekil indeksidir. Temel peyzaj metriklerinin hesaplanmasında kullanılan eşitlikler Şekil 3.6. da belirtilmiştir. Şekil 3.6. Temel peyzaj indeksleri ve açıklamaları (Eşbah vd 2009) 10. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde özellikle 2000 li yıllardan sonra artan yapılaşma, çalışma alanının ekolojik yapısında bozulmalara yol açmaktadır. Bu amaçla çalışmanın bu aşamasında Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin ekolojik değeri yüksek olan alanlarını belirlemek amacı ile ekolojik risk değerlendimesi yapılmıştır. Bu amaçla konu ile ilgili farklı meslek disiplinlerinden oluşan uzman grubu oluşturulmuştur. Uzman grubu; 4 peyzaj mimarı, 1 ziraat mühendisi 1 toprak uzmanı, 1

85 69 biyolog ve 1 jeoloji mühendisinden oluşmaktadır. Uzman grubunun oluşturulmasından sonra çok kriterli karar verme tekniği kullanılarak ekolojik risk değerlendirmesine katılacak faktörlere verilecek puanlar belirlenmiştir. Ekolojik risk değerlendirmesine katılan faktörler ve alt faktörler Çizelge 3.3 de belirtilmiştir. Çizelge 3.3. Ekolojik risk değerlendirmesine katılan faktörler ve alt faktörler Faktörler Topoğrafya Toprak Mevcut Alan Kullanımı Hidroloji Alt Faktörler Yükseklik Eğim Bakı Arazi Kullanım Yetenek Sınıfı Büyük Toprak Grupları Toprak derinliği Erozyon Orman Maki Tarım Yerleşim Çıplak yüzeyler Deniz Göl Akarsu Ekolojik risk değerlendirmesine katılacak her bir faktörün eşit derecede öneme sahip olmayacağı düşüncesiyle her bir faktör için etki ve katkı dereceleri belirlenmiştir. Etki dereceleri 3=çok etkili, 2=etkili, l=az etkili, olmak üzere üç grup üzerinden değerlendirilmiştir. Risk dereceleri ise 3=yüksek, 2=orta, l=düşük, 0=etkisiz olmak üzere dört grup üzerinden puanlanmıştır. Risk puanlarının hesaplanırken etki dereceleri risk dereceleri ile çarpılmıştır. Ekolojik risk değerlendirmesi için öncelikle bütün altlık haritalar raster formatına dönüştürülmüş ve çalışma alanı Arcgis 9.3. programında 10x10m lik plankarelere bölünmüştür. Her bir faktörün etki ve risk değerlerinin birbiri ile çarpılması ile elde edilen sonuç her bir plankarenin alacağı sonucu belirlemektedir. Plankarelere ait puanlar

86 70 toplandıktan sonra her bir faktör için ayrı ayrı risk haritaları oluşturulmuştur. Risk haritaları oluşturulurken alt faktör haritaları altlık olarak kullanılmıştır. Topoğrafya risk haritası için kullanılan haritalar yükseklik, eğim ve bakı haritalarıdır. Bu haritalar Arcgis 9.3. programında çakıştırılarak topoğrafya risk haritası elde edilmiştir (Şekil 3.7). Topoğrafya risk haritası Şekil 3.7. Topoğrafya risk haritasının oluşturulmasında kullanılan altlık haritalar Toprak risk haritası için ise toprak faktörüne ait alt faktör haritaları altlık olarak kullanılmıştır. Bu haritalar; Büyük toprak grupları haritası, Erozyon haritası, Arazi kullanım yetenek sınıfı haritası ve Toprak derinliği haritalarıdır. Bu haritalar, Arcgis 9.3. programında çakıştırılarak toprak risk haritası elde edilmiştir (Şekil 3.8).

87 71 Şekil 3.8. Toprak risk haritasının oluşturulmasında kullanılan altlık haritalar Her bir faktör için ayrı ayrı oluşturulan bu haritaların toplam risk puanlarından elde edilen minimum değer ile maksimum değer arasındaki fark bulunup üçe bölünerek elde edilen değer minimum değere eklenmiş ve düşük, orta ve yüksek olacak şekilde risk düzeyi gruplandırılmıştır. Risk düzeyleri, toplam risk haritasında da düşük, orta ve yüksek olmak üzere üç sınıfa ayrılmıştır. Ekolojik risk değerlendirmesine katılan faktörler; topoğrafya, toprak, mevcut alan kullanım durumu ve hidrolojidir. Ayrıca her bir faktöre ait alt faktörler de risk değerlendirmesine katılmıştır. Her bir faktörün risk haritası en son olarak Arcgis 9.3. programında çakıştırılarak toplam risk haritası oluşturulmuştur. Elde edilen risk haritalarının çakıştırılması ile oluşturulan toplam risk haritasında kullanılan alt haritalar (Şekil 3.9);

88 72 Topoğrafya risk haritası, Toprak risk haritası, Mevcut alan kullanım durumu risk haritası ve Hidroloji risk haritasıdır. Şekil 3.9. Toplam ekolojik risk haritasının oluşturulmasında kullanılan altlık haritalar Topoğrafya risk değerlendirmesinde, topoğrafya faktörünün etki derecesi ve kullanılan alt faktörlerin risk dereceleri Çizelge 3.4 de, mevcut alan kullanım durumunun etki derecesi ve kullanılan alt faktörlerin risk dereceleri Çizelge 3.5 de gösterilmiştir. Topoğrafya faktörünün etki derecesi 2, mevcut alan kullanım durumunun etki derecesi ise 3 olarak belirlenmiştir.

89 73 Çizelge 3.4. Topoğrafya faktörünün etki ve risk dereceleri TOPOĞRAFYA Değerlendirme Faktörleri ve Alt Birimleri (Etki Derecesi=2) Yükseklik m m m m 00 m + Eğim %0-2 %2-6 %6-12 %12-20 %20-30 %30 + Bakı Güney Kuzey KB, GB, KD, GD, Risk Derecesi Çizelge 3.5. Mevcut alan kullanım durumu faktörünün etki ve risk dereceleri MEVCUT ALAN KULLANIM DURUMU Değerlendirme Faktörleri ve Alt Birimleri (Etki Derecesi=3) Alan Kullanımları Orman Maki Tarım Yerleşim Çıplak yüzeyler Risk Derecesi Toprak risk değerlendirmesinde, toprak faktörünün etki derecesi ve kullanılan alt faktörlerin risk dereceleri Çizelge 3.6 da gösterilmiştir. Toprak faktörünün etki derecesi 3 olarak belirlenmiştir.

90 74 Çizelge 3.6. Toprak faktörünün etki ve risk dereceleri TOPRAK Değerlendirme Faktörleri ve Alt Birimleri (Etki Derecesi=3) Arazi Kullanım Yetenek Sınıfı I.Sınıf II.Sınıf III.Sınıf IV.Sınıf V. Sınıf VI.Sınıf VII.Sınıf VIII.Sınıf Büyük Toprak Grupları Alüviyal toprak Kolüvyal toprak Alüviyal sahil Hidromorfik alüviyal toprak Kahverengi orman Kireçsiz kahverengi orman Kireçsiz kahverengi toprak Kırmızı Akdeniz Kahverengi Akdeniz Yüksek dağ-çayır Çıplak kaya Toprak derinliği Sığ (20-50cm) Çok sığ (0-20 cm) Erozyon Hafif Orta Şiddetli Çok şiddetli Risk Derecesi Hidroloji faktörünün etki derecesi ve kullanılan alt faktörlerin risk dereceleri Çizelge 3.7 de gösterilmiştir. Hidroloji faktörünün etki derecesi 3 olarak belirlenmiştir.

91 75 Çizelge 3.7. Hidroloji faktörünün etki ve risk dereceleri HİDROLOJİ Değerlendirme Faktörleri ve Alt Birimleri (Etki Derecesi=3) Deniz m >100 m Göl m >100 m Akarsu m >100 m Risk Derecesi Çalışmanın son aşamasında Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin mevcut arazi kullanım durumu ve ekolojik risk değerlendirmesi haritasının karşılaştırılması yapılmıştır. Alan kullanım değişimleri ekolojik planlama kapsamında değerlendirilerek Bölge de sürdürülebilir bir kullanımın devam edebilmesi için çeşitli çözüm önerilerinde bulunulmuştur.

92 Şekil Yöntem akış şeması 76

93 77 4. ARAŞTIRMA BULGULARI 4.1. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesinin Doğal Özellikleri Coğrafi konum Fethiye - Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi, Muğla İli nin Akdeniz Bölgesi sınırları içinde ve il merkezinin 120 km güneydoğusunda yer almaktadır. Mendos Dağı nın eteğinde, iç körfezin hemen doğu kenarında yer almaktadır. Teke Yarımadası nın batı kesiminde yer alan Fethiye ilçesi, kuzeyde Denizli ve Burdur illeri, doğuda Elmalı ilçesi ile Antalya ili, güneyde Eşen Çayının denize döküldüğü Çayağzı, batıda Kapıdağ Yarımadası ile sınırlanmıştır. Fethiye - Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi; Türkiye nin güneybatısında 36,15 ve 37,00 derece kuzey enlemleri ile 28,50 ve 29,50 derece doğu boylamları arasında yer alır. 816,02 km² lik alan kaplayan bölge 12 yerleşim birimini içine almaktadır. Bölgenin güney kıyıları, birdenbire yükselen sarp dağlarla kaplıdır. Fethiye Körfezi nden sonra karada devam eden ve Fethiye İlçe alanını da kapsayan çöküntü alanlarıyla deniz ve Eşen Havzası arasını dolduran kütle, Babadağ adını almış olup, ormanlarla kaplı kıyı kuşağına dek sokulmaktadır. Yörede, 3. zamanın sonlarıyla 4. zamanda yoğun tektonik hareketler, çökme ve yükselmelerle yeni koy ve burunların ortaya çıkmasına yol açmıştır. Çökmeler sonucu akarsuların açtığı vadiler deniz sularıyla dolmuş, ara ve yan vadiler, karaya iyice sokulan koylar ve körfezlere dönüşmüştür (Anonim 2008b; Anonim 2010b). Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi, Kültür Bakanlığı na bağlı İzmir II no lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından Doğal Sit ve Arkeolojik Sit Alanı olarak ilan edilmiştir tarih ve 88/13019 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Özel Çevre Koruma Bölgesi olarak tespit ve ilan edilmiştir tarih ve 2000/580 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesinde sınır genişletilmesi yapılmıştır (Anonim 2011a).

94 Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesinin toprak özellikleri Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesinin toprak özellikleri; büyük toprak grupları, arazi kullanım kabiliyet sınıfları, sınırlayıcı toprak özelliği, erzoyon, arazi kullanım kabiliyet alt sınıfı ve toprak derinliğine göre sınıflandırılmıştır. Toprak özelliklerindeki her bir sınıf açıklanırken Toprak ve Arazi Sınıflaması Standartları Teknik talimatı esas alınmıştır (Anonim 2014d) a. Büyük toprak grupları Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi ndeki büyük toprak grupları aşağıda belirtildiği gibidir; Alüviyal Topraklar: Genellikle taze tortul depozitler üzerinde oluşan bu genç topraklarda katmanlar bulunmaz veya bulunsa bile, çok zayıf gelişmiştir; buna karşılık, değişik özellikte mineral katlar bulunur. Bu topraklar çoğunlukla taban suyunun etkisi altındadır. Tarım bakımından çok önemli olan bu topraklar, iklimin elverdiği bütün kültür bitkilerini yetiştirmeğe elverişlidir. Verim çok yüksekten çok düşüğe kadar değişebilir. Alüviyal topraklar, Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde 1190 ha lık alan kaplamaktadır. Hidromorfik Alüviyal Topraklar: Bu topraklar şimdiki halleri ile tarıma uygun değildir. Bu toprakların bazısı yılın büyük bir bölümünde yüzeyde veya yüzeye yakın taban suyuna sahiptir. Yüzey drenajı ve dahili drenaj çok bozuktur veya drenaj hiç yoktur. Tabansuyundaki yükselip alçalmalar toprağın bunun üzerinde kalan kısmında art arda gelen yükseltgenme ve indirgenmelere yol açar. Bunun sonucu mavimsi gri indirgenme ve kırmızımsı yükseltgenme (oksitlenme, pas) lekeleri oluşur. Hidromorfik alüviyal topraklar, Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde 124 ha lık alan kaplamaktadır.

95 79 Kahverengi Orman Toprakları: Bu topraklar yüksek kireç içeriğine sahip ana madde üzerinde oluşmuştur. Zayıf gelişmiş katmanlara sahiptirler. Reaksiyonları nötr veya kalevidir. Alt toprağın aşağı kısımlarında kireç birikmesi görülür. Drenajları iyidir. Kahverengi orman toprakları, Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde 463 ha lık alan kaplamaktadır. Kireçsiz Kahverengi Orman Toprakları: Bu topraklarda üstte koyu renkli bir kat ve altta bundan biraz farklı bir kat bulunur. Topraklar kireçsizdir ve reaksiyon asit, nötr veya kalevidir. Doğal verimlilikleri fazla değildir. Kireçsiz kahverengi orman toprakları; Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde ha lık alan kaplamaktadır. Bölge sınırları içerisinde en fazla alan kaplayan toprak grubudur. Kireçsiz Kahverengi Topraklar: Üst toprak yumuşak veya biraz sıkıdır. Alt toprak daha ağır bünyeli ve daha serttir. Kireç yıkanmasına rağmen, reaksiyon nötr veya alkalidir. Doğal drenaj iyidir. Doğal bitki örtüsü çalı ve otlar ile karışık orman veya fundalıktır. Kireçsiz Kahverengi topraklar; Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde 473 ha lık alan kaplamaktadır. Kırmızı Akdeniz Toprakları: Bu toprakların en belirgin karakteristikleri bütün profilin kiremit kırmızısı rengi ve üst topraktaki organik madde azlığıdır. Kurak yaz mevsiminde bu topraklarda bitkilerin yararlanabileceği su yoktur. Ayrıca, bu topraklardaki fosfattan bitkiler yeterince yararlanamamaktadır. Bu topraklar çoğunlukla sığ, taşlı ve kayalı olduğundan, otlatmaya pek elverişli değildir. Drenajları iyi olduğundan, bu topraklarda tuzluluk problemi yoktur. Kırmızı Akdeniz toprakları; Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde ha lık alan kaplamaktadır. Kireçsiz kahverengi orman topraklarından sonra en fazla alan kaplayan ikinci toprak grubudur. Kahverengi Akdeniz Toprakları: Bu topraklar da kireçsizdir. Toprak reaksiyonu nötr veya hafif kalevidir. Alt toprak üstten daha killidir. Birçok özellikleri Kırmızı Akdeniz

96 80 topraklarınınkilere benzemektedir. Kahverengi Akdeniz toprakları; Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde 9092 ha lık alan kaplamaktadır. Kolliviyal Topraklar: Dik eğimlerin eteklerinde yerçekimi, toprak kayması, yüzey akışı veya yan dereler ile kısa mesafelerden taşınarak biriktirilmiş ve kolliviyum denen materyal üzerinde oluşmuş bu topraklar gençtir ve karakteristikleri daha çok çevredeki arazi topraklarınınkine benzemektedir. Yağış ve akışın şiddetine ve eğim derecesine göre değişik parça büyüklüklerini içeren katlar ihtiva ederler. Bu katlar alüviyal topraklardaki gibi birbirine paralel değildir. Drenajları iyidir. Tarım altında olanlar sulandıklarında iyi verim verirler (Anonim 2014d). Kolliviyal topraklar; Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde 4530 ha lık alan kaplamaktadır. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi ndeki büyük toprak gruplarının kapladığı alanlar Çizelge 4.1 de büyük toprak grupları haritası ise Şekil 4.1 de gösterilmiştir. Çizelge 4.1. Büyük Toprak Grupları ve kapladığı alanlar Büyük Toprak Grupları Alan (ha) Oran (%) Alüviyal sahil 920 1,95 Alüviyal toprak ,53 Çıplak kaya ,91 Hidromorfik alüviyal toprak 124 0,26 Irmak taşkın yatağı 143 0,30 Kahverengi orman 463 0,98 Kireçsiz kahverengi orman ,87 Kireçsiz kahverengi toprak 473 1,00 Kırmızı Akdeniz ,16 Kahverengi Akdeniz ,30 Kolliviyal toprak ,62 Yüksek dağ-çayır 52 0,11 Toplam ,00

97 Şekil 4.1. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi büyük toprak grupları haritası 81

98 b. Arazi kullanım yetenek sınıfları Araziler, kullanma kabiliyetine göre; üzerinde erozyona sebep olunmadan en iyi, en kolay ve en ekonomik bir şekilde tarım yapılabilen birinci sınıf ile, hiç bir tarıma elverişli olmayan, çayır veya ormanlık olarak dahi kullanılamayan, ancak doğal hayata ortam teşkil edebilen veya insanlar tarafından dinlenme yerleri ve milli park olarak kullanılabilen sekizinci sınıf arasında yer alırlar. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi ndeki arazi kullanım yetenek sınıfları şu şekildedir; I. Sınıf Arazi: Birinci sınıf arazi; alışılmış ziraat metotları uygulanabilen düz veya düze yakın, derin, verimli ve kolayca işlenebilen toprakları ihtiva eden arazidir. Topraklar iyi drenaja sahiptirler, su taşkın zararlarına maruz değildirler. I. sınıf araziler Fethiye- Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde 2396 ha lık alan kaplamaktadır. II. Sınıf Arazi: İkinci sınıf arazi ancak bazı özel tedbirler alınmak suretiyle kolayca işlenebilen iyi bir arazidir. II. sınıf araziler Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde 694 ha lık alan kaplamaktadır. III. Sınıf Arazi: Orta derecede meyillilik, erozyona fazla hassasiyet, fazla ıslaklık, yüzlek toprak, taban taşının varlığı, fazla kumluluk veya çakıllılık, düşük su tutma kapasitesi ve az verimlilik bu sınıf araziye ait olan özelliklerdir. III. sınıf araziler Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde 2542 ha lık alan kaplamaktadır. IV. Sınıf Arazi: Dördüncü sınıf arazi, özellikle devamlı olarak çayıra tahsis edilmeye müsait arazi sınıfıdır. Fazla meyil, erozyon, kötü toprak karakterleri ve iklim bu sınıf topraklar üzerinde yapılacak ziraatı sınırlayıcı faktörlerdir. IV. sınıf araziler Fethiye- Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde 781 ha lık alan kaplamaktadır. V. Sınıf Arazi: Beşinci sınıf arazi kültür bitkileri yetiştirmeye müsait olmadığından çayır ve orman gibi uzun ömürlü bitkilere tahsis edilir. V. sınıf araziler Fethiye-Göcek

99 83 Özel Çevre Koruma Bölgesi nde 154 ha lık alan kaplamaktadır. En az alan kaplayan arazi yetenek sınıfıdır. VI. Sınıf Arazi: Altıncı sınıf arazi, ormanlık veya çayır olarak kullanılmada dahi orta derecede tedbirler alınmasını icap ettiren arazidir. Fazla meyillidir ve şiddetli erozyona maruz kalır. VI. sınıf araziler Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde 4601 ha lık alan kaplamaktadır. VII. Sınıf Arazi: Yedinci sınıf arazi, çok meyilli, erozyona fazla uğramış, taşlı ve arızalı olup, yüzlek, kuru, bataklık veya diğer bazı elverişsiz toprakları ihtiva eder. VII. sınıf araziler Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde ha lık alan kaplamaktadır. En fazla alan kaplayan arazi yetenek sınıfıdır. VIII. Sınıf Arazi: Sekizinci sınıf arazi, kültivasyona ve çayır veya ormanlık olarak kullanılmaya mani özellikleri ihtiva eder. Bu tür araziler doğal hayata ortam teşkil ettikleri gibi, dinlenme yeri olarak da kullanılır veya akan sulara su toplama havzası olanak muhafaza edilirler (Anonim 2014d). VIII. sınıf araziler Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde 1497 ha lık alan kaplamaktadır. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi ndeki arazi kullanım kabiliyet sınıflarının kapladığı alanlar Çizelge 4.2 de arazi kullanım kabiliyet sınıfları haritası ise Şekil 4.2 de gösterilmiştir. Çizelge 4.2. Arazi Kullanım Yetenek Sınıfları ve kapladığı alanlar Arazi Kullanım Yetenek Sınıfı Alan (ha) Oran (%) I ,09 II 694 1,47 III ,40 IV 781 1,66 V 154 0,32 VI ,77 VII ,11 VIII ,18 Toplam ,00

100 84 Şekil 4.2. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi arazi kullanım kabiliyet sınıfı haritası

101 c. Arazi kullanım kabiliyet alt sınıfı Arazi yetenek sınıflamasında sınırlayıcı faktörün önemine göre alt yetenek sınıflaması da yapılır. Kullanımındaki hakim problem erozyon veya erozyona duyarlılık var ise kabiliyet sınıfının yanına (e); kötü drenaj, yaşlık sorunu, yüksek taban suyu, sel basması var ise (w); kök bölgesi sınırlamaları (toprak sığlığı, taşlılık, tuzluluk, alkalilik, düşük rütübet tutma kapasitesi, verimsizlik gibi) var ise (s); iklimsel sınırlamalar (yetersiz sıcaklık, nem, don..vb) var ise (c) veya bu sınırlamaların birlikte olması halinde (ws, es, se, ce gibi) semboller konularak ifade edilir (Anonim 2014d). Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi ndeki arazi kullanım kabiliyet alt sınıfının kapladığı alanlar Çizelge 4.3 de, arazi kullanım kabiliyet alt sınıfı haritası da Şekil 4.3 de görülmektedir. Çizelge 4.3. Arazi kullanım kabiliyet alt sınıfları ve kapladığı alanlar Arazi Kullanım Kabiliyet Alt Sınıfı Alan (ha) Oran (%) Drenaj bozukluğu 960 2,04 Drenaj-tuzluluk 645 1,37 Erozyon 830 1,76 Erozyon-tuzluluk ,92 Toprak yetersizliği 210 0,45 Toprak yetersizliği-bozuk drenaj 170 0,36 Toprak yetersizliği-erozyon ,77 Sorun yok ,32 Toplam ,00 Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin arazi kullanım kabiliyet alt sınıfına göre ha lık alanda erozyon ve tuzluluk görülmektedir ve en fazla alan kaplayan arazi kullanım kabiliyet alt sınıfıdır ha lık alanda da toprak yetersizliği ve erozyon görülmektedir ha lık alanda ise herhangi bir sorun bulunmamaktadır.

102 86 Şekil 4.3. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi arazi kullanım kabiliyet alt sınıfı haritası

103 d. Erozyon Topraklarda büyük tahribata yol açan erozyon, toprak materyalinin koparılıp taşınmasıdır. Toprakların maruz kaldığı erozyon sınıfları şu şekildedir; 1. Derece Hafif Erozyon: Bu sınıf orijinal A ve/veya E horizonunun bir kısmını, ortalama olarak %25 ten daha azını kaybetmiş toprakları içerir. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde 5491 ha lık alanda 1.derece erozyon görülmektedir 2. Derece Orta Şiddette Erozyon: Bu sınıf, ortalama olarak, orijinal A ve/veya E horizonlarının yüzde 25 ila 75 ini kaybetmiştir. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde 2457 ha lık alanda 2.derece erozyon görülmektedir 3. Derece Şiddetli Erozyon: Bu sınıf, ortalama olarak, orijinal A ve/veya E horizonlarının yüzde 75 veya daha fazlasını kaybetmiştir. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde ha lık alanda 3.derece erozyon görülmektedir 4. Derece Çok Şiddetli Erozyon: Bu sınıf orijinal A ve/veya E horizonlarının horizonlarının kalınlığı 20 cm den daha az ise, en üstteki 20 cm nin tamamını kaybetmiştir (Anonim 2014d). Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde ha lık alanda 4.derece erozyon görülmektedir ve bölgede en fazla görülen erozyon tipidir. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi ndeki erozyon dereceleri Çizelge 4.4 de erozyon haritası ise Şekil 4.4 de gösterilmiştir. Çizelge 4.4. Erozyon dereceleri ve kapladıkları alanlar Erozyon derecesi Alan (ha) Oran (%) , , , ,13 Toplam ,00

104 Şekil 4.4. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi erozyon haritası 88

105 e. Toprak derinliği Toprak derinliği, genel olarak, kültür bitkilerinin köklerinin işleyebildiği, su ve besin maddelerinden yararlanabildiği derinliği ifade etmektedir. Derin, iyi drene olan ve arzulanan tekstür ve yapıya sahip topraklar, çoğu ürünlerin yetiştirilmesine elverişlidir. Toprak derinliği ile besin ve su tutma kapasitesi sıklıkla, özellikle yaz bitkilerinde ürün verimini tayin eder. Çoğu bitkinin kökü elverişli bir toprakta 90 cm veya daha derine uzanır. Bitkiler, su ve besin maddelerini üst topraktan almakla birlikte, yapılan denemeler 150 cm ye kadar olan derinliğin bitki gelişimini önemli derecede etkilediğini ve bitkiler için yararlı olduğunu göstermiştir. Maksimum üretim sağlamak için topraklar en az 180 cm derinliğe sahip olmalıdır. Türkiye de etkili toprak derinliğine ait kabul edilmiş ve halen kullanılmakta olan standart ölçüler şöyledir (Anonim 2014d); Çok derin topraklar Derin topraklar Orta derin topraklar Sığ topraklar Çok sığ topraklar >150 cm cm cm cm 0-20 cm Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi ndeki toprak derinliklerinin kapladığı alanlar Çizelge 4.5 de, toprak derinliği haritası da Şekil 4.5 de görülmektedir. Çizelge 4.5. Toprak derinlikleri ve kapladıkları alanlar Toprak derinliği Alan (ha) Oran (%) 0-20 cm , cm ,24 Toplam ,00 Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi ndeki toprakların ha cm lik derinliğe, ha ise 0-20 cm derinliğe sahiptir.

106 Şekil 4.5. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi toprak derinliği haritası 90

107 Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin jeolojik yapısı Bölgenin genel stratigrafik yapısını genç yaşlı, otokton üniteler, bunların üzerine gelen güneybatı Toros napları ile bölgede geniş yer kaplayan peridotit napları (ofiyolitler) ve ovaları meydana getiren alüvyon alanlar teşkil eder. Fethiye civarındaki Mesozoik kireçtaşları, Göcek ve civarında görülen Alt Miyosen yaşlı detritik eserler ile Senomaniyen'den Akitaniyen'e kadar sürekli kireçtaşı oluşumları otokton ünitelerdir. (Anonim 2012a). İnlice Ovası nın doğusundaki kısımda ise peridodit napının altında diyabaz, onun altında ise Trias, Kretase ve Permiyen serileri gelmektedir. Yanıklar ve Kargı köy yerleşik alanlarının alüvyonları ise peridotitler üzerindeki genç oluşumlardır. Bölge, Türkiye Tektonik Birlikleri Bölümlenmesinde Toritler ünitesi içinde yer almaktadır. Hersiniyen ve Alp Orojenozinin etkisi altında kalmıştır (Anonim 2011b). Şekil 4.6. Fethiye ve yakın çevresi genelleştirilmiş tektonostratigrafik sütun kesiti (Anonim 2012a)

108 92 Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi ndeki başlıca jeolojik formasyonlar şu şekildedir; Alüvyonlar (Qay): Akarsu yataklarında, çöküntü alanlarında ve ovalardaki kum, çakıl ve çamur birikintileridir. Yer yer genç göl oluşumları da kapsamaktadır. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde 7317 ha lık alan kaplamaktadır. Yamaç Molozu ve Birikinti Konileri (Qym): Dağ yamaç ve eteklerinde, köşeli çakıllı gevşek veya az derecede tutturulmuş yamaç molozu ve birikinti konilerinden oluşur. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde 1527 ha lık alan kaplamaktadır. Eski Akarsu Taraça Dolguları (Qt): Yuvarlak çakıllı, orta derece tutturulmuş konglomeralardan oluşur. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde, sadece çakıl taşından oluşan formasyonlar 112 ha lık alan, traverten, çakıl taşı ve kumtaşı ile birlikte bulunan formasyonlar ise 217 ha lık alan kaplamaktadır. Kayaköy Dolomiti (Ktr): Dolomit ve dolomitik rekristalize kireçtaşlarından oluşan birimde zaman içinde maruz kalmış olduğu tektonik hareketlere baplı olarak kırıklıçatlaklı yapılar yani ikincil gözeneklilik oldukça iyi gelişmiştir. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde 6548 ha lık alan kaplamaktadır. Babadağ Formasyonu (Jkb): Formasyon, ince-orta-kalın tabakalı kalsitürbidit ara seviyeli, ince orta tabakalı, bej, gri, krem, kirli sarı renklerde çört yumru ve bantlı, bol radyolarlı mikritik kireçtaşlarından oluşmaktadır. Kalınlığı Fethiye bölgesinde 850 metreye kadar ulaşmaktadır. Babadağ formasyonu, Dogger-Maestrihtiyen arasında yamaç-havza ortamında çökelmiştir. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde 7635 ha lık alan kaplamaktadır. Sandak Formasyonu (Js): Sandak birimi genelde masif, yersel kalın tabakalı, siyah koyu gri, yersel açık gri renkli sık erime boşluklu dolomit ve az oranda da dolomitik kireçtaşlarından oluşur. Birim içinde breş görünümlü düzeylere sıkça rastlanır. Birimde

109 93 bazen silisifiye düzeyler ve/veya çörtlü dolomit kireçtaşı, korunmuş oolitli kireçtaşı vb. seviyeler görülebilir. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde 1027 ha lık alan kaplamaktadır. Marmaris Peridotiti (Kmo): Marmaris peridotiti, yer yer serpantinleşmiş utramafik kayaçlardan oluşur. Diğer kaya türlerine oranla daha yaygın olan harzburjitlerin, aşınma yüzeyleri, kızıl, kızıl kahve, yeşilimsi gri, kırılma yüzeyleri siyahımsı yeşil, yeşilimsi gri, koyu gri, koyu yeşil renklidir. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde ha lık alan kaplamaktadır. Faralya Formasyonu (Tf): Birim üstte birbiriyle girik bazik volkanit, ince orta-kalın tabakalı, bej, krem, gri, yeşil, kirli sarı, pembe vb. renklerde kireçtaşı ve çört elemanlı breş, çörtlü mikrit, kalsitürbidit, kumtaşı, kiltaşı, konglomera vb. kaya türleri kapsar. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde 1162 ha lık alan kaplamaktadır. Karaböğürtlen Formasyonu (Kka): Birimin en alt seviyesinde düzenli bir fliş istifi yer alırken bunun üzerinde olistostromal bir seviye, en üstte ise aşırı tektonizmaya uğramış, kaotik görünümlü bir seviye yer alır. İstif en altta ince katmanlı, kalkarenit ara katkılı düzenli marn ve killi kireçtaşı ile başlar ve matrisi killi, elemanları köşeli çört ve çörtlü kireçtaşından oluşan bir konglomera ve kiltaşı seviyesi ile devam eder. Formasyonun üst ilişkisi tektonik olup kalınlığı m arasında değişir. Fethiye- Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde 2461 ha lık alan kaplamaktadır. Çameli Formasyonu (Plç): Gölsel kiltaşı, marn, kumtaşı vb. kaya türlerinden oluşan formasyondur. Temel birimler ile yer yer tektonik dokanaklıdır. Formasyon içerisinde geçirimliliği düşük olan birimlerin daha fazla etken olmasından dolayı geçirimsiz olarak tanımlanmıştır. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde 535 ha lık alan kaplamaktadır. Çövenliyayla Formasyonu (Trçö): Kızıl, kızıl kahve, yeşil, yeşilimsi gri, koyu yeşil vb. renklerde spilit, spilitleşmiş bazalt, olivinli bazalt ve dyabazlardan oluşan birim, aşırı

110 94 derecede deformasyona uğramıştır. Yer yer yastık yapıları gösterir. Birim içinde genelde kızıl kahve renkli radyolarit, çört ve şeyl düzeyleri bulunur. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde 838 ha lık alan kaplamaktadır. Ağaçlı Formasyonu (Ja): Algli kireçtaşlarından oluşan formasyon masif bir özellik gösterdiğinden geçirimliği düşüktür (Anonim 2012a). Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde 1613 ha lık alan kaplamaktadır. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin jeolojik formasyonlarının kapladığı alanlar Çizelge 4.6 da, jeoloji haritası ise Şekil 4.7 de gösterilmiştir. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde en fazla alan kaplayan jeolojik formasyon peridoditlerdir. Bölgede ha alan kaplamaktadır. Bunu sırasıyla çörtlü kireçtaşı ve alüvyonlar takip etmektedir. En az alan kaplayan jeolojik formasyon ise çakıl taşıdır. Çizelge 4.6. Jeolojik formasyonlar ve kapladığı alanlar Jeolojik Yapı Alan (ha) Oran (%) Alüvyon ,54 Birikinti konileri ,24 Çakıltaşı 112 0,24 Çamurtaşı, kumtaşı 535 1,14 Çört 382 0,81 Çörtlü kireçtaşı ,21 Dolomıt ,90 Kireçtaşı ,18 Kumtaşı, çamurtaşı ,23 Lıyas, kireç taşı,dolomit ,42 Metabazik kayalar ,19 Perıdotıt ,20 Spilit, bazalt, tüf 838 1,78 Traverten, çakıltaşı, kumtaşı 217 0,46 Volkanit, çökel kaya ,47 Toplam ,00

111 Şekil 4.7. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi jeoloji haritası 95

112 Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin tektonik özellikleri Batı Anadolu ve onun devamını oluşturan Ege Denizi, günümüzde başlıca K-G ve GB- KD yönlü genleşme tektoniğinin etkisi altında bulunmaktadır. Bu genişleme rejiminin kontrolünde gelişen D-B, KD ve KB gidişli faylar günümüzde Batı Anadolu da depremsellik açısından en aktif fay sistemini meydana getirmektedir. Bu rejimin etkisi altında olan Fethiye ilçesininde yer aldığı Muğla yöresi, Senozoik ve Kuvaterner de yoğun tektonik hareketlerle alçalma ve yükselme hareketlerine maruz kaldığından yer yer Paleozoik oluşumlar açığa çıkmıştır. Yörenin çok engebeli oluşunda da bu gelişmenin payı büyüktür (Anonim 2012a). Fethiye ve dolayları, Bakanlar Kurulu nun 18 Nisan 1996 tarih ve 96/8109 sayılı kararı ile yürürlüğe giren Türkiye Deprem Bölgeleri Haritasında 1. Derece Deprem Bölgesi olarak belirlenmiştir. Çalışma alanında; Babadağ, Fethiye ve Ölüdeniz fayları bulunmaktadır. Bunlara ek olarak çok sayıda küçük faylar yer almaktadır (Anonim 2011b). Fethiye ve yakın çevresindeki faylar aşağıda belirtilmiştir. Çakmakdere Fayı: Köyceğiz Gölü ile Günlük Mevkii arasında, normal bir faydır. D-B doğrultulu olup, Köyceğiz Gölü'ne doğru KD-GB'ya yönlenerek, Köyceğiz Gölü içinde kaybolur. Güney kanadı yükselmiş, kuzey kanadı ise alçalmıştır. Çandır Fayı: Horozlar Mahallesi ile Üçtepeler arasında izlenir. Batı ucu Üçtepeler Mevkii'nde denize girerek kaybolur. Çandır Mahallesi'nde ise alüvyonun altında kaybolur ve tekrar çıkar. Zeytinalanı Fayı: Fayın büyük bir kısmı çalışma alanı dışında uzanır. Batı ucu çalışma alanı içinde görülür. KB-GD doğrultuludur ve D-B'ya yönelerek çalışma alanını terkeder. Bu fay Yangı Mahallesi'nde alüviyal yelpaze altında kaybolur. Yaklaşık m lik bir düşey atıma sahiptir.

113 97 Gündektepe Fayı: Yangı Mahallesi'nden (Fethiye O21-a2) KD'ya doğru uzanarak çalışma alanı dışına çıkan oblik bir faydır. Yangı Mahallesi'nde alüviyal yelpazenin içinde kaybolur. Çalışma alanında 2 km lik bir uzunluğa sahiptir. Karadonlar Fayı: Ortaca-Dalaman Havzası'nın batı kesimini kontrol eden faydır Görünür 350m lik bir düşey atıma sahiptir. Halen aktif durumda olduğu düşünülmektedir. Kıptı Mahallesi'nden Osmaniye Mahallesi'ne kadar uzanmaktadır. 15 km ye yakın bir uzunluğa sahiptir. Kargıcak Fayı: Kargıcak Kuyusu'ndan Çobandağı Sırtı'na kadar devam eden normal bir faydır. Görünür uzunluğu 2 km den fazladır. Aşı Fayı: Çökek Birimi (Bodrum Napı) ile Tavas Napı'nı bir araya getiren önemli faylardan biridir. Mergenli Mahallesi ile Aşı İskelesi arasında uzanır. Görünür uzunluğu 6 km kadardır. Bu fayların dışında, çalışma alanının doğusunda birçok küçük fay görülmektedir. Bunlar genelde düşey atımlı normal faylardır. Ayrıca çok miktarda doğrultu atımlı faylar mevcuttur Jeomorfolojik yapı Fethiye çevresi 3. jeolojik zamanda yoğun tektonik hareketlere uğramış, meydana gelen çökme ve yükselmeler yüksek dağların yanı sıra çok sayıda koy ve burunların oluşmasına yol açmıştır. Çökmeler sonucunda akarsuların açtığı vadiler deniz sularıyla dolmuş karaya iyice sokulan koylar ve körfezlere dönüşerek Fethiye çevresinde birçok doğal güzellik meydana getirmiştir. Fethiye ve yakın çevresi dağlık bir bölgedir. Orta ve Batı Toroslar ın batı uçları, denize paralel olarak ilçenin kuzeyinde bir duvar gibi yükselir. Ancak yüksekliklerin azaldığı bölgelerde, az eğimli yapısı, kireçli örtü tabakası görülür. Güneydoğusunda Ölüdeniz in yanı başında yükselen Babadağı 1960 m yükseklikte, dünyada zirvesi denize en yakın (5 km) dağ olma özelliğini taşımaktadır (Şekil 4.8).

114 a. Dağlık alanlar Fethiye Ovası ve yakın çevresinde dağlık alanlar en geniş alanı kapsar. Dağlar, Teke yarımadası dağları içinde yer alır ve güneybatı-kuzeydoğu ile güney-kuzey yönünde uzanış gösterir. Mendos (Arı) Dağı: Doğu batı doğrultulu kütlevi bir özellik taşıyan Mendos Dağı (1750 m), hemen bütün yönlerden faylı bir geniş dağlık alandır. Doğu yamacı eşen grabenin batı tarafındaki horsta karşılık gelmekte batı yamacı ise basamaklı yapısı ile Fethiye Ovası na inmektedir. (Avşarcan 1991). Baba Dağı: Mendos dağının güneyinde yer almaktadır. Jeolojik ve jeomorfolojik olarak Mendos dağının devamını meydana getirmektedir. Deniz seviyesinden başlayıp 1968 m ye hemen ulaşan bütün yörede ihtişamla görünen bu dağlık alan araştırma alanının en önemli yükseltisini meydana getirir. Ahat Dağı: Bu dağ inceleme alanının kuzeyindeki yüksek kesimde yer alır. Çayboğazı derenin kollarıyla derin bir şekilde yarılmış olan bu kesimin güneyini, aralarındaki dirençsiz formasyonların aşınmasıyla oluşmuş depresyonların ayırdığı tepelik, arızalı bir alan, kuzeyi ise üzerlerinde yer yer yüksek düzlüklerin bulunduğu yayvan sırtlardan meydana gelen bir plato görünümündedir (Avşarcan 1991). Haticeana Dağı: Ahat Dağı nın hemen doğusunda morfolojik doğrultusu yine kuzeybatı güneydoğu olan Haticeana dağı kütlesi yer almaktadır. Haticeana dağının yapısını Triyas-Liyas yaşlı dolomitler ve Jura Üst Kratese yaşlı masif kalkerler oluşturmaktadır(avşarcan 1991). Geyran Dağı: Çalışma alanının kuzeyinde yer alan Üzümlü depresyonunun doğusunda adeta bir duvar gibi yükselen ihtişamlı bir görüntü sergilemektedir.

115 b. Platolar Araştırma alanı tektonik olarak çok aktif bir alanda yer aldığından dolayı platolar değişik yükseltilerde ve küçük parçalar halinde düzlükler şeklinde belirmiş olup daha çok aşınım yüzeyi parçaları olarak görünmektedir. Ahat dağı kuzeyinde sırtlar üzerinde yer alan düzlükler m rakımı civarında uzanmaktadır. Fethiye Ovasının kuzeyinde alçak tepelik alanların üzerinde yer alan bu düzlükler dağınık olarak bulunurlar. Bu alçak platoları oluşturan düzlükler arasındaki belirgin yükselti farklarının nedeni sahanın tektonik aktivitesi olmalıdır. Nitekim yer yer bu düzlükler arasındaki yükselti farkı 400 m yi bulur. Yine bu alçak plato düzlüklerine inceleme alanının güneyinde yer alan Kaya yarımadası üzerinde ve Mendos dağının doğu kesiminde rastlanılmaktadır. Bu aşınım yüzeyleri üzerindeki düzlüklerde tarımsal faaliyetler yürütülmektedir (Can 2010) c. Ovalık alanlar Fethiye körfezinin çevresinde Fethiye, Kargı, Üzümlü ve Seki havzası düzlükleri 3. zamanda oluşan kalker yapılı dağlarla çevrilidir. Bu ovalarda alüvyonlu gevşek yapıdaki topraklar bulunmaktadır. Bölgede bulunan önemli ovalar; Eşen ovası; eski bir koyun alüvyonlarla dolmasıyla oluşmuş bir delta ovasıdır. Kocaçay ırmağının ağız kesiminde 125 m yüksekliğinde 8,6 km genişliğinde bir deltadır. Seki Ovası; İlçenin en yüksek (750 m) ovası olan ve bu yüzden Seki Yaylası adı verilen geniş bir düzlüktür.10,1 km uzunluğundadır. Fethiye ve Kargı Ovası; Fethiye körfezinin doğusunda yer alan ve Patlangıç Ovası da denilen bu geniş kıyı düzlügünün alanı 7,1 km 2 dir. Turizmin gelişmesi sonucu yapılaşma nedeniyle tarım alanı olma özelliği azalmıştır (Sarabat 2006). Fethiye körfezi kuzeyinde ve doğusunda, akarsuların birikim faaliyetleri sonucunda Yanıklar köyü batısı ile Karagedik mahallesi arasında geniş bir kıyı düzlüğü mevcuttur. Çayboğazı deresi (Kargı Çayı), Değirmen boğazı deresi ve Gön deresi (Susambeleni deresi) tarafından getirilen alüvyonların biriktirilmesi ve yamaç akıntıları ile

116 100 oluşturulmuş kollüvyal yamaç depolarının birleşmesi, kıyıdaki dalga hareketlerinin etkisiyle meydana gelmiştir. Söz konusu kıyı düzlüğünün kıyısında, uzun bir kumsal, kıyının hemen gerisinde ise oldukça geniş bir sulak-bataklık ortam mevcuttur (Can 2010). Şekil 4.8. Fethiye ve yakın çevresinin jeomorfoloji haritası (Can 2010).

117 İklim Fethiye de karakteristik Akdeniz iklimi hüküm sürmektedir. Yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılık ve yağışlı geçer. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin iklim verileri Fethiye Meteoroloji İstasyonundan elde edilmiştir (Çizelge 4.7). Çizelge 4.7. Fethiye Meteoroloji İstasyonunun özellikleri İstasyon Adı İstasyon Tipi Enlem Boylam Yükseklik (m) Kuruluş Tarihi Fethiye Büyük Klima 36 37` K 29 07` D a. Sıcaklık Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde Akdeniz iklimi hakimdir. Bölgede yazlar kurak ve sıcak, kışlar ise ılık ve yağışlı geçmektedir. Fethiye de yıllık ortalama sıcaklık 18.3 C dir. Ortalama sıcaklığın en yüksek olduğu aylar Temmuz ve Ağustos ayları, en düşük olduğu ayları ise Ocak ve Şubat aylarıdır (Çizelge 4.8). Çizelge 4.8. Aylık ortalama sıcaklıklar Fethiye (Aylar) Ortalama Sıcaklık ( C) Ortalama En Yüksek Sıcaklık ( C) Ortalama En Düşük Sıcaklık ( C) I II III IV V VI VII VIII IX X XI XII Yıllık 10,1 10,7 12,8 16,1 20,4 25,0 27,7 27,5 23,9 19,2 14,3 11,3 18,3 15,9 16,3 18, ,4 31,4 34,4 34,4 31,2 26,6 21,1 17,2 24,7 5,4 5,7 7,2 10,2 13,9 17,7 20,4 20,4 17,1 13,2 9,2 6,8 12,3 Fethiye de sıcaklık Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında 40 C nin üzerindeki sıcaklıklara ulaşmaktadır. Kasım, Aralık, Ocak, Şubat ve Mart aylarında ise 0 C nin

118 102 altındaki sıcaklıklar görülmektedir tarihinde 44.3 C ile en yüksek sıcaklığa, tarihinde ise -4.4 C ile en düşük sıcaklığa ulaşmıştır (Çizelge 4.9). Çizelge 4.9. En yüksek ve en düşük sıcaklıklar Fethiye I II III IV V VI VII VIII IX X XI XII En Yüksek 24,8 26, ,5 35,4 42,7 44, ,6 38, ,6 Sıcaklık ( C) En Düşük -2,7-4,4-1,9 0,2 5,5 10, ,8 9 3,6-1 -2,3 Sıcaklık ( C) Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin sıcaklık haritası Enterpolasyon yöntemi uygulanarak oluşturulmuştur. Buna göre sıcaklık yüksekliğe bağlı olarak yükseklik her 100 metre artışta 0,5 o C azalır. Ortalama sıcaklık Fethiye de18.3 C olduğuna göre Enterpolasyon yöntemi ile yüksekliğe göre sıcaklık durumu Çizelge 4.10 da sıcaklık haritası da Şekil 4.9 da verilmiştir. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde 17,3-18,3 C sıcaklığa sahip alan miktarı %47,66 oranı ile en fazla alan kaplayan sıcaklık derecesidir. 16,3-17,3 C sıcaklık derecesine sahip alan miktarı ise %30,29 dur. 9,3 C sıcaklık derecesine sahip olan alanlar ise en az alan kaplamaktadır. Çizelge Sıcaklık dereceleri ve kapladıkları alanlar Sıcaklık Alan (ha) Oran (%) 18.3 o C-17,3 o C ,66 17,3 o C-16,3 o C ,29 16,3 o C-15,3 o C ,79 15,3 o C-14,3 o C ,15 14,3 o C-13,3 o C ,28 13,3 o C-12,3 o C 672 1,43 12,3 o C-11,3 o C 681 1,45 11,3 o C-10,3 o C 479 1,02 10,3 o C-9,3 o C 385 0,81 9,3 o C < 54 0,11 Toplam ,00

119 103 Şekil 4.9. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi sıcaklık haritası

120 b. Yağış Fethiye de yıllık ortalama toplam yağış 853 mm dir. Bu yağışın %55 i kışın, %19 u ilkbahar, %25 i sonbahar ve %1 i yazın düşmektedir. Bölgeye en fazla yağış tarihinde mm olarak düşmüştür. (Anonim 2012a). Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin yıllık ortalama yağış miktarı Çizelge 4.11 de, aylık ortalama yağış grafiği ise Şekil 4.10 da görülmektedir. Çizelge Ortalama yağış miktarı Fethiye I II III IV V VI Yıllık Ortalama Yağış Miktarı (mm) VII VIII IX X XI XII Ortalama Yağış Miktarı (mm) I II III IV V VI VII VIII IX X XI XII Şekil Aylık ortalama yağış grafiği c. Güneşlenme süresi ve şiddeti Güneşlenme süresi bir yerin güneşin doğuşu ile batışı arasında geçen sürede güneş ışığına maruz kaldığı süredir. Bu süre enlem derecesi ve mevsim şartlarına göre değişiklik göstermektedir Ayrıca yeryüzü örtüsünün değişmesi güneş radyasyonunun

121 105 yeryüzünü ısıtması ve yer radyasyonunun miktarını etkilemektedir. Ölçümlere göre Fethiye de güneşlenme süresinin ortalama değeri 8 saat 15 dakikadır. Fethiye de güneşlenme şiddeti (Güneş Radyasyonu) cm 2 de ortalama cal/cm 2 /dakikadır (Çizelge 4.12, Şekil 4.11). Fethiye aralık ayında en az, temmuz ayında en fazla güneş ışığından faydalanır (Dinler 2014). Çizelge Toplam güneşlenme süresi ve ortalama güneş radyasyonu şiddeti (Dinler 2014) Ortalama toplam güneşlenme süresi ve ortalama güneş radyasyonu şiddeti (cal/dak) dağılımı tablosu Parametre Ortalama Günlük Toplam Güneşlenme Süresi (sa-da) Ortalama Global Güneşlenme Şiddeti (cal/cm²) Rasat S. (YIL) Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Şekil Ortalama günlük toplam güneşlenme süresi (Dinler 2014) d. Rüzgâr Rüzgâr, üç belirgin özelliği olan bir iklim elemanıdır. Bunlar rüzgârın yönü, hızı (şiddeti) ve (esme sıklığı) frekansıdır. Bir bölgede belirli süre içinde en çok esen rüzgâra

122 106 hakim rüzgâr denir. Rüzgârın hızı havanın hareketidir (Çizelge 4.13). Fethiye nin hakim rüzgâr yönü (ENE) Doğu kuzeydoğu dur. Fethiye de hâkim rüzgâr yönü (ENE) Doğukuzeydoğu dur. İkinci hakim yön, (WSW) Batı güneybatı yönüdür. Özellikle Kuzey-Güney yönünden esen rüzgâr yok denecek kadar azdır (Şekil 4.12.). Fethiye çevresinin yüksek dağlarla çevrili olması hâkim rüzgâr yönünü belirlemektedir. Aynı rüzgâr mevsimsel değişiklik olmadan yıl içinde düz bir seyir izlemektedir. Fethiye nin ortalama rüzgâr hızı 1.6 m/saniyedir. Bu itibarla rüzgâr yönünden çok sakin bir konumdadır. Yılda ortalama 2-3 gün (Rüzgâr hızı: 60 Km/saat veya daha fazla) fırtına, yine yıl içinde ortalama 22 kuvvetli rüzgârlı gün yaşanmaktadır (Dinler 2014). Çizelge Ortalama rüzgâr hızı Fethiye Uzun Yıllar Ortalama Rüzgâr Hızı Parametre Rasat S. (YIL) Ortalama Rüzgâr Hızı (m/sec) FETHIYE YILLARINA AİT RÜZGAR DİYAGRAMI N NNW NNE NW NE WNW ENE W E WSW ESE SW SE Hakim Ruzgar Yönü ve Esme Sayısı SSW SSE ENE S Şekil Rüzgâr diyagramı (Dinler 2014) Hidroloji Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırları içerisinde bulunan yüzey (akarsu, göl) ve yeraltı suyu kaynakları aşağıda belirtilmiştir (Şekil 4.13).

123 a. Göller Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırları içerisinde kalan göller Kocagöl, Akgöl, Baldınaz Gölüdür. Küçükdalyan Gölünün ise bir bölümü bölge sınırları içerisinde kalmaktadır. Kocagöl: Özel Çevre Koruma Bölgesi içindeki en büyük yüzey suyu kaynağı, Dalaman ilçesine yaklaşık 6 km mesafede bulunan Kocagöldür. Kocagöl, Kapıkargın Köyü sınırları içinde olup köyün güneydoğusuna uzanmaktadır. Kocagöl genelde etrafı farklı yaşlarda kireçtaşı birimleri ile çevrili olduğundan göl alanı karstik bir çöküntü görünümüne sahiptir. Gölün geçmişte daha geniş yer kapladığı ve kısmen alüvyonlarla dolarak sahasının daraldığı tahmin edilmektedir. Göl, tatlı su ve deniz suyu karışımı olan acı su karakterindedir. Akgöl: Fethiye ilçesine yaklaşık 15 km uzaklıkta bulunan Kargı yerleşim alanı içinde yer almaktadır. Göl, deniz sınırında yer almakta olup göldeki su seviyesine bağlı olarak (genelde yağışlı mevsimlerde) göl denize boşalmakta, kurak dönemlerde ise göl seviyesi çekilerek denizle bağlantısı yok olmaktadır (Anonim 2012a) b. Akarsular Özel Çevre Koruma Bölgesi genelinde sürekli ve mevsimsel akarsular bulunmaktadır. Mevsimsel akarsular İnlice Çayı, Çayboğazı Deresi, Sinekli Deresi ve Çerçi Deresi dir. İnlice Çayı: Kızıldağ dan doğan çay, Göcek yerleşim alanının doğusundan denize dökülmektedir. Çayboğazı Deresi: Özel Çevre Koruma Bölgesi dışında, Arpuçak ve Kızıl derelerinin birleşmesinden oluşan Çayboğazı Deresi, Özel Çevre Koruma Bölgesi içinde irili ufaklı birçok yan dereyi de katarak Akgöl ün doğusundan denize dökülmektedir. Sinekli Deresi: Suuçan ve Karacasu derelerinin birleşmesiyle oluşan Sinekli Deresi, Özel Çevre Koruma Bölgesi içinden doğmaktadır. İrili ufaklı birçok mevsimsel dereyi

124 108 de katan Sinekli Deresi, Çalışır burnundan denize dökülmektedir. Deredeki akım yağışlı mevsimle birlik artamaya başlamakta Nisan-Mayıs aylarında maksimum olmaktadır. Çerçi Deresi: Özel Çevre Koruma Bölgesi dışında, Üzümlü beldesi yakınlarından doğan Çerçi Deresi, irili ufaklı pek çok mevsimsel dereyi katarak Fethiye yerleşim alanında alüvyon formasyonda kaybolmaktadır (Anonim 2012a). Şekil Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi hidroloji haritası

125 Topoğrafik yapı Yeryüzü şekli bir alanın peyzaj yapısının şekillenmesi üzerinde çok önemli bir etkendir. Bu etki diğer peyzaj faktörlerinin de katkısıyla daha da artabilir. Yağışın tipi, şiddeti ve miktarı, yüzeysel suların hareketleri ve dolaylı olarak ta erozyonun şiddetini ve şeklini belirler. Hakim rüzgâr yönü, şiddeti ve esiş hızı, aralığı yeryüzü şekline bağlı rüzgâr erozyonu oluşmasında etkili olur. Hava akımı, rüzgar koridorları oluşturur. Sert rüzgarların etkisi altında kalan yamaçlar veya korunaklı mikro klima alanları oluşturur (Tozar 2006). Fethiye körfezi doğu kesiminde daha önce küçük bir körfez olan ancak bugün ovayı oluşturan alan, tektonik hareketler ile çökmüştür. Çöken saha çevreden körfeze akan akarsular tarafından gelen malzemelerin körfezi doldurmalarıyla bugünkü Fethiye Ovası oluşmuştur. Ovanın kuzey kesiminde de derelerin meydana getirdikleri birikinti koni ve yelpazelerinin birleşmesi ile oluşmuş oldukça geniş ve eğimli dolgu alanı yer almaktadır. (Can 2010) a. Eğim Arazilerin sahip oldukları eğim; toprak koruma, sürüm, bitki adaptasyonu gibi konulardan dolayı önemlidir. Eğim, dağlık, tepelik veya bozuk arazilerde erozyon zararını arttığı gibi, sürümde de güçlük çekilmesine neden olur. Bu sebepten dolayı da arazinin değeri düşmektedir. Eğim derecesinin fazla olması erozyon tehlikesini artırdığı gibi, infiltrasyon, bitki seçimi ve sulama yöntemini de etkiler. Diğer taraftan eğimin olmaması veya çok az olması drenaj üzerinde olumsuz etki yapabilir. Eğim genellikle toprak etütlerinde yüzde ile ifade edilmektedir. Eğim, çeşitli bileşenlere sahiptir: derece (diklik), komplekslik, uzunluk ve bakı (yöney) dir. Eğim derecesi (dikliği, gradyanı); toprak yüzeyinin yataya göre eğikliği olup, yüzde veya derece olarak ifade edilir. Kısaca 100 metre yatay mesafedeki metre olarak yükseklik değişmesi olarak tanımlanabilir.

126 110 Eğim kompleksliği; yüzeyin şeklini ifade etmektedir. Birçok yerde toprağın iç özellikleri eğimin kompleksliği ile eğim derecesinden daha sıkı ilişkilidir. Eğim kompleksliği yüzey akışının ve onunla birlikte görülen sedimantasyonun miktar ve hızı üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Eğim uzunluğu; Belli bir noktadaki gözlemler bakımından, toplam eğim uzunluğuna ilaveten suyun o noktaya gelmesine katkıda bulunan eğimin uzunluğudur. Eğim bakısı; toprak yüzeyinin baktığı yöndür. Toprak ve Arazi Sınıflaması Standartları Teknik Talimatı nda belirtilen esaslara göre eğim sınıfları Çizelge 4.14 de belirtilmiştir. Çizelge Eğim sınıfları Eğim Yüzdesi (%) Eğim Sınıfı 0-2 Düz veya düze yakın 2-6 Hafif eğimli 6-12 Orta eğimli Dik eğimli Çok dik eğimli 30+ Sarp Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin eğim grupları Çizelge 4.15 de eğim haritası ise Şekil 4.14 de gösterilmiştir. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde en fazla alan kaplayan eğim grubu %0-2 yani düz veya düze yakın eğim grubudur. En az alan kaplayan eğim grubu ise %2-6 hafif eğimli olan eğim grubudur. Bölgenin %26,18 i ise %30 üzerinde eğime sahiptir. Çizelge Eğim grupları ve kapladıkları alanlar Eğim Grupları (%) Alan (ha) Oran (%) , , , , , ,18 Toplam ,00

127 111 Şekil Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi eğim haritası

128 b. Bakı Bakı bir arazi parçasının eğime bağlı olarak ana ve ara yönlere doğru baktığı yönü, arazinin yönelişini ifade eder. Bakı faktörü, güneş enerjisinin alınmasında son derece önemlidir. Bakılar sıcaklık, yağış, ışıklanma ve evapotransprasyon bakımından büyük farklılıklar oluştururlar. Bir arazinin bakısı ara ve ana yönler olmak üzere 8 yöne (K, KD, D, GD, G, GB, B, KB) göre belirlenir (Tozar 2006). Güney bakarlı alanlar birçok açıdan avantaj sağlarken, kuzey bakarlı alanlar daha az avantajlıdır. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin bakı grupları Çizelge 4.16 da eğim haritası ise Şekil 4.15 de gösterilmiştir. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde en fazla alan kaplayan bakı grubu %29,33 oranı ile düz alanlardır. Günaybatı bakarlı alanlar ise düz alanlardan sonra %12,86 oranı en fazla alan kaplayan ikinci bakı grubudur. En az alan kaplayan bakı grubu ise doğu bakarlı alanlardır. Çizelge Bakı grupları ve kapladıkları alanlar Bakı Durumu Alan (ha) Oran (%) Düz Kuzey Kuzeydoğu Doğu Güneydoğu Güney Güneybatı Batı Kuzeybatı Toplam ,00

129 113 Şekil Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi bakı haritası

130 c. Yükseklik Denizden yükseklik, bazı iklim özelliklerini etkiler. Özellikle yağış miktarı, sıcaklık, hava nemi ve hava hareketleri gibi klimatik faktörler denizden yükseklikle değişir. Ayrıca denizden yükseldikçe belirli yükselti kuşaklarında iklime bağlı olarak bazı ekolojik karakteristikler kendini göstermektedir (Tozar 2006). Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde ova tabanı 0 m deniz seviyesinden itibaren yükselmeye başlayarak en doğuda yaklaşık 150 m rakımına kadar ulaşmaktadır. Fethiye Ovası, batıdan Fethiye körfezi kıyıları ile Akdeniz, doğudan Fethiye Ovası nı Eşen grabeninden ayıran eşik saha, güneyde ise Babadağı (1968 m) ve Mendos Dağı (1750 m) kütlesi ile sınırlanmıştır. Sahanın kuzeyi ise Kızıldağ, Ahat dağı (Çal tepesi 1259 m), Haticeana dağı (1079 m), Geyran dağı (Geçmiş tepe 1346 m) ve Dolukızlan Tepesi (923 m) gibi dağlık tepelik alanlar tarafından kuşatılmıştır (Can 2010). Fethiye- Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin yükseklik grupları ve kapladıkları alanlar Çizelge 4.17 de, yükseklik haritası Şekil 4.16 da gösterilmiştir. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde m yükseklikteki alanlar %47,66 oranı ile en fazla alan kaplayan yükseklik grubudur. En az alan kaplayan yükseklik grubu ise 1800 m nin üzerinde olan alanlardır. Çizelge Yükseklik grupları ve kapladıkları alanlar Yükseklik (m) Alan (ha) Oran (%) m , m , m , m , m , m 672 1, m 681 1, m 479 1, m 385 0,81 > 1800 m 54 0,11 Toplam ,00

131 115 Şekil Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi yükseklik haritası

132 Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi biyoçeşitliliği Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi biyoçeşitlilik açısından da oldukça zengin bir bölgedir yılında yapılmış olan Fethiye Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi Karasal Biyolojik Çeşitliliğin Tespiti Projesi çalışma alanı sınırları içerisinde yapılmış en kapsamlı biyoçeşitlilik tespit çalışmasıdır. Proje kapsamında bölgedeki bitki toplulukları, habitat sınıfları, bitki türleri, memeli, kuş, iki yaşamlı, sürüngen ve böcek türleri üzerine ayrıntılı çalışmalar yapılmıştır. Alanda yapılan floristik çalışmalar sonucunda 71 familyaya ait 261 cins ve bu cinslere ait de 408 takson tespit edilmiştir. Bu taksonlardan 52 si Türkiye ye özgü endemiktir (Şekil 4.17). Erysimum serpentinicum (Kaya zarifesi) Alkanna mughlae (Yalı havacivası) Tulipa armena var. Lycia (Likya lalesi) Crocus cancellatus subsp. lycius (Likya çiğdemi) Şekil Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi bazı bitki türleri (Anonim 2012a)

133 117 Şekil 4.17 (devam) Cyclamen trochopteranthum (sıklamen) Fritillaria forbesi (ince lale) Orchis anatolica (Anadolu orkidesi) Iberis carica (yenidünya çiçeği) Chionodoxa forbesii (Çin sümbülü) Allium neapolitanum (Napoli soğanı) Fethiye-Göcek ÖÇKB sınırları içinde 126 kuş türü saptanmıştır. Bölgenin kuşlar açısından en önemli alanları Kocagöl, Baldırnaz Gölü ve Küçük Dalyan Gölü ve çevresindeki sulak alanlardır (Şekil 4.18).

134 118 Podiceps cristatus (bahri) Phalacrocorax carbo (karabatak) Ardeola ralloides (alaca balıkçıl) Alectoris chukar (kınalı keklik) Parus major (büyük baştankara) Fringilla coelebs (bayağı ispinoz) Carduelis carduelis (saka kuşu) Miliaria calandra (tarla kiraz kuşu) Şekil Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde gözlenen bazı kuş türleri (Anonim 2012a)

135 119 Bölgede 17 tür memeli türü tespit edilmiştir. Tespit edilen türlerden IUCN koruma kriterlerine göre Zarar Görebilir (VU) statüsünde olan Myotis capaccinii (Uzunparmaklı Yarasa) hariç diğer bütün türler Düşük Risk (LC) statüsünde yer almaktadır. Bölge için en önemli memeli türü Lutra lutra dır Bölge 6 iki yaşamlı ve 18 sürüngen türünü de barındırmaktadır. Bölgede tespit edilen Lyciasalamandra fazilae (Fazıla kara smenderi) endemik bir türdür ve IUCN koruma kriterlerine göre Tehlike Altında (EN) olan türler içindedir. Bu tür Türkiye de sadece Gökbel-Dalyan ile Fethiye arasındaki bölgede yayılış göstermektedir. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesinde, yükseklik farklarının çok olmaması, bitki örtüsünün genelde tüm alanda benzer dağılış göstermesi ve alanın büyük bir kısmının orman habitatlarıyla örtülü olması nedeniyle böcek gruplarının dağılımı bakımından bir homojenlik göze çarpmaktadır. Bölgede 117 böcek türü tespit edilmiştir. Böcek türleri içinde endemik tür tespit edilememiş olup IUCN tehlike kategorisi belirlenmiş tüm türlerin tehlike kategorisi Düşük Risk tir (LC). Özel Çevre Koruma Bölgesi içinde bazı alanlar barındırdığı tür çeşitliliği ve insan kullanımları ile ilişkileri bakımından hassas bölge olarak tanımlanmıştır. Bitki ve hayvan türleri için elde edilen sonuçlar üst üste çakıştırılarak biyolojik çeşitlilik bakımından en önemli alanlar elde edilmiş, bu alanlar da mevcut arazi kullanımları (turizm, yerleşme, ziraat vb.) ile ilişkilendirilerek hassas bölgeler elde edilmiştir (Anonim 2014b). Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin biyoçeşitlilik haritası Şekil 4.19 da gösterilmiştir.

136 120 Şekil Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi biyoçeşitlilik haritası (Anonim 2012a dan geliştirilerek)

137 a. Flora (Bitki Örtüsü) Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde yapılan Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi Biyoçeşitliliği projesinde tespit edilen sonuçlara göre bölgenin vejetasyonu; orman, maki, frigana ve bataklık vejetasyonu olarak sınıflandırılmıştır (Şekil 4.20). Şekil Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi bitki birlikleri haritası (Anonim 2012a dan geliştirilerek)

138 122 1.Orman Vejetasyonu: Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi Akdeniz ikliminin etkisi altında olduğu için özellikle orman vejetasyonu çok iyi gelişmiştir. Orman vejetasyonunu oluşturan Pinus brutia (kızılçam) ve Liquidamber orientalis (sığlagünlük) ormanları klimax safhadadır. Liquidamber orientalis (sığla-günlük) ormanları Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi içinde sınırlı alanlarda temsil edilmektedir. Bölge de en iyi temsil edildiği yerler Günlüklü ve İnlice çevresidir. Bununla birlikte bölge sınırları içinde hemen hemen tüm dere boylarında yayılış göstermektedir. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi biyolojik çeşitliliğin tespiti projesinden elde edilen verilere göre her bir vejetasyon kendi içerisinde birliklere ayrılmaktadır. Liquidambaretum orientalis ve Pinetum brutiae birlikleri orman vejetasyonu içerisindeki birliklerdir. Liquidambaretum orientalis birliği; Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi içinde sınırlı alanlarda temsil edilmektedir. Alanda en iyi temsil edildiği yerler Günlüklü ve İnlice çevresidir. Bununla birlikte ÖÇKB sınırları içinde hemen hemen tüm dere boylarında yayılış göstermektedir. Bu ormanların habitatı son derece hassastır. Bu ormanlar taban suyu seviyesi yüksek, organik madde bakımından zengin, asitli, düz alüvyal alanları tercih ederler ve habitatlarda %100 örtüş oluştururlar. Aynı zamanda bu habitatlar tarım yapmaya da son derce elverişlidir. Bu nedenle bu ormanlar sürekli baskı altında kalmış ancak koruma önlemleri alındıktan sonra sınırlı alanlarda korunabilmiştir. Türkiye için endemik olan bu birlik alan içinde Günlüklü koyunda ve İnlice güneydoğusunda güzel topluluklar oluşturur. Genel örtüşün %100 ü bulduğu bu habitatlarda yüzey suyu sürekli mevcut ve taban suyu da oldukça yüksektir. Bu habitatlar için en büyük tehdit taban suyunun düşmesi ve yüzey su akışının engellenmesidir. Aetheorhizo bulbosae-pinetum brutiae birliği; Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin hakim vejetasyonunu kızılçam (Pinus brutia) ormanları oluşturur. Kızılçam ormanları, Fethiye nin güney ve doğusunda yer alan Belen Dağı, Karadağ, Geymene Dağı, Elmalıdağ, Mendos ve Babadağ batı sırtları, Karınca Dağ, Kapıdağ, Domuz Adası,

139 123 Tersane Adası, Belenkirse, Ekincik Tepe ve Otlutaş Dağı çevrelerinde ve İnlice doğusundan başlayarak Fethiye nin kuzeyine kadar Özel Çevre Koruma Bölgesi içindeki tüm alanları içine alır. 2.Maki Vejetasyonu: Quercus aucheri-oleetum europaeae ve Lilio-Arbutetum andrachnea birlikleri maki vejetasyonu içerisinde yer alır. Quercus aucheri-oleetum europaeae birliği: Quercus aucheri-oleetum europaeae birliği, Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde çok yaygın değildir. Büyük ölçüde Kaya Köy batısında Değirmentepe çevresinde yayılış gösteren bu birliğin floristik kompozisyonu zengindir.. Birliği oluşturan çalı formundaki bitkilerin örtüşü %70-80 arasında otsu türlerin örtüşü ise %10-40 arasında değişmektedir. Bu birlik endemik olduğu ve içinde de lokal yayılışlı birçok endemik türü barındırdığı için birliğin bulunduğu alanların korunması son derece önem arz etmektedir Lilio-Arbutetum andrachnea birliği: Lilio-Arbutetum andrachne birliği, Fethiye- Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi'nde çok yaygın değildir. Çalışma alanından tespit edilen bu birlik kısmen tahribat görmüştür. Göcek kuzeyinde kalker ana kayalar üzerinde gelişen bu birlik klimax safhada olup kuzey bakılı yamaçları tercih etmektedir. 3.Frigana vejetasyonu: Alysso-Genistetum acanthocladae birliği frigana vejetasyonu içerisinde yer almaktadır. Alysso-Genistetum acanthocladae birliği: Bu birlik, Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi içinde kızılçam ormanlarının tahribi sonucu gelişmiştir. Bu nedenle bu birlik genel olarak yerleşim yerlerine yakın orman sınırlarında en iyi gelişimini yapar. Birlik Fethiye nin güneyinde Karadağ çevresinde, Yanıklar, Karagedik ve Kargı çevrelerinde görülmektedir. 4.Bataklık Vejetasyonu: Cladio-Schoenetum nigricantis birliği bataklık vejetasyonu içerisinde yer almaktadır.

140 124 Cladio-Schoenetum nigricantis birliği: Bu birlik, Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi içinde özellikle Baldınaz Gölü, Kocagöl ve Akgöl çevrelerinde yayılış gösterir. Floristik kompozisyon zayıf olmakla birlikte örtüş %100 dür. Floristk kompozisyon içinde yer alan türlerin örtüş yüzdeleri küçük habitat değişimine paralel olarak sürekli değişir (Anonim 2012a) b. Hayvan Varlığı Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi için 2012 yılında Özel Çevre Koruma kurum başkanlığı tarafından yaptırılan Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi biyoçeşitlilik projesi bölge için yapılmış en kapsamlı projedir. Bu projenin sonuçlarına göre; Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde yapılan arazi çalışmaları sonucunda 17 memeli türü tespit edilmiştir. Bunlardan 1 tür böcekçil, 3 tür yarasa, 7 tür kemirici, 5 tür yırtıcı, 1 tür ise çift toynaklılardandır. Yapılan çalışmalarda tespit edilen türler içinde Sus scrofa (domuz) nın yerleşim alanları haricinde hemen hemen her lokalitede izlerine rastlanmıştır ve çalışma alanında populasyon seviyesi en yüksek türdür. Koruma statüleri bakımından önemli bir tür olan Lutra lutra (su samuru) nın proje alanı içinde Kocagöl ve bu gölü besleyen kanallarda yaşadığına dair kayıtlar bulunmaktadır. Ayrıca bölgede 117 böcek türü tespit edilmiştir. Proje ekibinin saha çalışmalarından elde ettiği bulgulara göre, Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırları içinde 126 kuş türü saptanmıştır. Bölgede, 16 takım ve 44 kuş familyasına ait toplam 126 kuş türünün olduğu belirlenmiştir. Bu kuş türlerinden, 72 tanesi ötücü olmayan kuşlar ve 54 tanesi ötücü kuşlar kategorisinde yer almaktadır. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi içinde yapılan çalışmalarda 1 semender, 5 kuyruksuz kurbağa, 2 kaplumbağa, 9 kertenkele ve 7 yılan olmak üzere toplam 24 Amphibi ve Reptil türü tespit edilmiştir. Bu türlerden Lyciasalamandra fazilae endemik bir türdür ve IUCN koruma kriterlerine göre Tehlike Altında (EN) olan türler içindedir. Kara kaplumbağası olan Testudo graeca türü IUCN kriterlerine göre Hassas (VU) konumundadır (Anonim 2012a).

141 125 Dünya denizlerinde yaşayan deniz kaplumbağası türlerinin hepsi yayılış alanlarının tamamında veya önemli bir bölümünde nesli yok olma tehlikesinde olan "Tehlike Altındaki Türler" ya da yakın gelecekte muhtemelen tehlike altında olacak "Tehdit Altındaki Türler" kategorisinde bulunmaktadır. Uluslararası Doğal Hayatı Koruma Birliği (IUCN) tarafından yayınlanan kırmızı listede Türkiye'nin Akdeniz sahillerinde düzenli olarak yuva yapan iki türden Chelonia mydas "tehlikede", Caretta caretta ise "tehdit altında" olan hayvanlar olarak tanımlanmaktadır. Çünkü bu tür deniz kaplumbağalarının populasyonları, insan aktivitelerinin bir sonucu olarak farklı derecelerde büyük oranda azalmıştır. Bu türlerden ikisi (Caretta caretta ve Chelonia. mydas) Türkiye nin Akdeniz sahil şeridi boyunca 17 kumsala çıkarak yumurta bırakmaktadır Bern sözleşmesi ile koruma altına alınan bu iki türden Caretta caretta nesli tehdit altında, Chelonia mydas ise nesli tehlike altında olan türler arasında gösterilmiştir. Caretta caretta, Fethiye kumsalında yumurta bıraktığından önemli bir konumdadır (Başkale vd 2012). Akdeniz havzası içinde 5 türle temsil edilen deniz kaplumbağalarından 3 türü (Caretta Caretta, Chelonia Mydas, Dermochelys Coriacea) Türkiye deniz sularında tespit edilmiştir. Bern Sözleşmesi ve CITES ile koruma altına alınan Caretta Caretta ve Chelonia Mydas türlerinin üreme alanlarından birisi de Fethiye Kumsalı dır (Anonim 2010a) Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin doğal ve kültürel kaynak değerleri Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi, doğal ve kültürel zenginlikler yönünden önemli bir potansiyele sahiptir. Bu zenginlikler nedeniyle bölgede birçok alan farklı koruma statüleri ile de korunmaktadır. Bölge aynı zamanda henüz tam olarak bozulmamış doğası, deniz kıyıları ve coğrafik özellikleri yönüyle de Türkiye de turizm açısından önemli bir merkezdir.

142 a. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi ndeki doğal kaynak değerleri Ölüdeniz: Ölüdeniz, kuzeyinde Fethiye ilçesi, güneyinde Faralya köyü ve Akdeniz, batısında Kayaköy ve doğusunda Mendos dağı ile sınırlıdır. Ölüdeniz, Ege Denizi ve Akdeniz in kesiştiği noktada Akdeniz Bölgesinin batı ucunda yer alan bir turizm merkezidir. Fethiye ye uzaklığı 12 km dir. Ölüdeniz, Fethiye İlçe merkezinin güney kısmını, Ölüdeniz Belediyesinin Ovacık, Belcekız ve Hisarönü mahalleleri ile Kayaköy yerleşmesini içine alan toplam 107 km 2 lik bir alanı içermektedir. Denizden yükseklik Ovacık ve Hisarönü mahallelerinde ortalama 315 m dir. Ovacık, Fethiye-Belcekız-Ölüdeniz yolu üzerinde denizden uzak ve yüksekte yayla konumunda, eski yerleşimlerin arasına dağılmış otel ve pansiyonların yer aldığı bir yerleşimdir. Hisarönü, Fethiye-Ovacık karayolu üzerinde yer alır. Yakın zamana kadar köy niteliğinde olan mahalle günümüzde turizm amaçlı kullanılmaktadır. Önemli bir turizm merkezi olan Ölüdeniz beldesi sınırları içinde Ölüdeniz - Kıdrak Tabiat Parkı vardır. Bu alan aynı zamanda birinci derece sit alanıdır, Tabiat parkı, Fethiye ilçe merkezine uzaklığı 16 km dir. Tabiat parkı, 1978 yılında günü birlik Orman İçi Dinlenme Yeri olarak tesis edilmiş olup 29/12/1983 gün ve MP.1/5-311 sayılı Bakanlık Oluru ile Kıdrak Orman İçi Dinlenme Yeri ile birlikte 950 ha lık alan Tabiat Parkı olarak ilan edilmiştir. 13/11/1982 gün A-4020 sayılı Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıları Yüksek Kurulunca 1.derece doğal sit alanı olarak ilan edilmiştir. Aynı zamanda Özel Çevre Koruma Bölgesi içindedir (Şekil 4.21).

143 127 Şekil Ölüdeniz Tabiat Parkı ndan çeşitli görünümler Belcekız: Kuzeybatısında Kumburnu ve Ölüdeniz yer alan Belcekız çok az eğimli düz bir ova üzerine kurulmuştur ve etrafı dik dağlarla çevrilidir. Kıyı şeridinin Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı nca tanzim edilmesiyle otel, motel ve pansiyon hizmetleri veren turistik amaçlı bir merkez durumuna gelmiştir. Bu yöre 1978 yılında Tabiat Parkı olarak belirlenmiş olup 1. derecede doğal sit alanıdır. Ölüdeniz ile ulaşım bağlantısı Fethiye-Belcekız- Kıdrak yolu ile sağlanmaktadır (Şekil 4.22).

144 128 Şekil Belcekız Kıdrak Plajı; Fethiye ye 18 km ve Ölüdeniz e 3 km mesafede bulunmaktadır (Şekil 4.23). Şekil Kıdrak plajı Kelebekler Vadisi; Ölüdeniz den 7 km uzaklıkta, ortalama 350 m yükseklikte dağlarla çevrili kanyon, Haziran-Eylül ayları arasında görülen Jarsey tiger cinsi kelebeklerden almıştır (Şekil 4.24).

145 129 Şekil Kelebekler vadisi Babadağ: Önemli bitki alanlarından bir tanesi olan Babadağ 1975 m yükseklikte bulunmaktadır. Babadağ florasında dünya çapında nadir ve tehlike altında olarak tanımlanmış 50 adet endemik bitki bulunmaktadır. Babadağ aynı zamanda günümüzde yamaç paraşütü faaliyetlerinin yapıldığı Türkiye nin en önemli merkezidir (Şekil 4.25). Şekil Babadağ dan bir görünüm

146 b. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin adaları ve yarımadaları Şövalye Adasından başlayarak, Fethiye körfezinin batı ve kuzeybatısındaki irili ufaklı adaların hepsine birden On iki Adalar denir. Bu adalardan her biri ayrı özellik ve güzelliğe sahiptir. Bu adaların başlıcaları, Şövalye Adası, Kızılada, Yassıca Adaları, Domuz (Prens) Adası, Zeytin Adası, Tersane Adası, Kleopatra Hamamı ve Deliktaş Adası dır. Ayrıca Bölge de birçok koy bulunmaktadır. Oyuktepe Koyları: Aksazlar, Samanlık, Kalemya ve Boncuklu koylarıdır. Fethiye nin batısında yer alan bu koylar, ulaşımın kolay olması dolayısıyla ile daha çok günübirlikçiler tarafından ziyaret edilmektedir (Şekil 4.26). Aksazlar Koyu Küçük Samanlık Koyu Büyük Samanlık Koyu Kuleli Koyu Şekil Oyuktepe koylarından görünümler

147 131 Bedri Rahmi Koyu: Tersane Adası nın kuzeybatısında yer alan koyun girişinde 1974 yılında ünlü ressam Bedri Rahmi EYÜPOĞLU tarafından bir kaya üzerine yapılmış büyük bir balık resmi dikkati çeker (Şekil 4.27). Şekil Bedri Rahmi koyu (Anonim 2014e) Göbün Koyu: Domuz Adası nın güneyindeki dar bir boğazın güneyinde yer alan çam ve zeytin ağaçları ile kaplı bir koydur. Koyda, Kaunos kaya mezarları ve kalıntılar bulunmaktadır (Şekil 4.28). Şekil Göbün koyu (Anonim 2014f)

148 132 Katrancı Koyu: Fethiye den Muğla ya doğru 17. km de bulunan çam ağaçları ile kaplı bir orman içi dinlenme yeridir. (Şekil 4.29). Şekil Katrancı koyu Gemiler Koyu ve Adası; Kayaköy den batıya doğru uzanan yolun sonundaki çam ve zeytin ağaçları ile çevrili küçük koyun karşısında yer alan Gemiler Adası içinde bulunduğu koydan adını almakla birlikte eski zamanlarda Aya Nicola Adası olarak bilinmektedir. Kara ile arasında yatların barınmasına çok elverişli bir boğaz oluşturan adaya Kayaköy üzerinden kara yoluyla ulaşılabildiği gibi, Fethiye Körfezi çıkışıyla Şövalye Adası ndan sonra soldaki kıyıları izleyerek, Şahin ve İblis Burunlarını içine alan deniz yolu ile de ulaşılabilir (Şekil 4.30). Şekil Gemiler koyu ve adası

149 133 Küçük Kargı (Günlüklü) Koyu: Muğla yönünde 19.km de bulunan koy, ilaç ve parfüm yapımında kullanılan günlük ağaçlarının (Liquidamber oriantalis) dünya üzerinde ender yetiştiği yerlerden biridir (Şekil 4.31). Şekil Günlüklü koyu Çalış; Fethiye ye 5 km uzaklıkta bulunan Çalış Plajı, Fethiye nin belli başlı eğlence ve dinlence merkezlerinden birisidir. 5 km lik plaj uzunluğuna sahiptir (Şekil 4.32). Çalış genel görünüm (Anonim 2014g)

150 134 Şekil Çalış tan görünümler c. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi ndeki kültürel kaynak değerleri Tarihin bilinen en eski çağlarından beri yerleşim birimi olarak varlığını sürdüren Fethiye de birçok antik kalıntı ve tarihi değer bulunmaktadır. Bunlardan bazıları şunlardır; Likya Uygarlığına Ait Kral Mezarları: Fethiye nin güneyinde yer alan dik kayalık yamaç üzerine oyularak yapılmış 3 ü tapınak tipinde diğerleri sivil mimari örneklerini yansıtan birçok kaya mezarları bulunmaktadır. Kaya Mezarlarının tümü Helenistik dönemde yapılmış dolayısıyla Fethiye nin yaşadığı tüm medeniyetlere tanıklık etmiştir (Şekil 4.33). Şekil Kral mezarları

151 135 Fethiye Kalesi: Şehrin güneyinde yükselen kalenin, Aziz John'un şövalyelerine ait olduğu sanılmaktadır. Şehrin ilk kurulduğu yer olan kale, bir surla çevrili olup bugün bu surların altında Roma, üzerinde de Orta Çağ'da yapılan surlar görülmektedir (Şekil 4.34). Şekil Fethiye kalesi Kayaköy: Fethiye ye 8 km uzaklıktadır. Kayaköy ün geçmişi filolojik açıdan M.Ö. 3 binlere dek gitmektedir. Kentin yamaçlarındaki yapıların tamamı, Osmanlı İmparatorluğu nun geç dönemlerinde, azınlıklara tanınan haklarla, 19. yüzyılın 2. yarısı ile 20. yüzyılın ilk çeyreğinde yerleşen Rumlar tarafından yapılmıştır. Türkiye Cumhuriyeti nin kuruluş yıllarında bölgede yasayan Rumlar'ın, Batı Trakya daki Türkler ile değiş tokuş edilmesi sonucu kent boşaltılmıştır. Kentteki yapılar, kapı, pencere ve üst örtü sisteminin doğal etkenlerle yok olmasıyla, hayalet kent görünümü almıştır. Terk edilen kentte, kullanıldığı dönemde, her biri 50 m 2 den büyük olmayan, manzara ve ışık açısından birbirinin önünü kapatmayan, genellikle alt katları kiler olan ikişer katlı, girişte çatıdaki yağmur sularının toplandığı zemin altı sarnıçların olduğu, konut bulunmaktadır. Konutların yanı sıra evlerin arasına serpiştirilmiş çok sayıda şapel, iki büyük kilise, okul binası ve bir gümrük binası yer almaktadır. Kayaköy hem kentsel sit hemde 1. Derece Arkeolojik Sit alanıdır (Şekil 4.35).

152 136 Şekil Kayaköy den görünümler Telmessos Tiyatrosu: Erken Roma döneminde yapılan ve M.S. II. yüzyılda onarım geçiren Telmessos Tiyatrosunun tüm unsurları yapılan kazı çalışmaları sonunda ortaya çıkarılmıştır. Bir diozoma ile iki oturma grubuna sahip olan tiyatronun üst oturma sıralarının tamamı kordon çalışmasında dolgu malzemesi olarak kullanılmıştır. Mevcut 4 giriş ve çıkışlardan biri bozulmuş diğerleri sağlam kalmıştır. Tiyatroda bugünkü haliyle kişi oturabilmektedir. Tiyatronun orijinalindeki oturma kapasitesi ise yaklaşık olarak 6000 kişidir (Şekil 4.36). 5 bin yıllık geçmişi bulunan Telmessos Antik Tiyatrosu'nun sütunları 1960'lı yıllarda liman dolgu malzemesi olarak kullanıldığı, 1990'lı yıllara kadar ise moloz yığınları altında kaldığı bilinmektedir. Hatta üzerine ev yapılarak kaybolması sağlanan Telmessos Antik Tiyatrosu, 1991 yılında yapılan kazı çalışmaları ile yeniden ortaya çıkarılmıştır (Anonim 2013a).

153 137 Şekil Telmessos tiyatrosu (Anonim 2013a) Antik Kentler; Fethiye müzesine bağlı örenyerleri ve bulundukları yerler şu şekildedir; Balbura, Çobanisa da, Termessus, Kınık da, Telandrus, Arpacık da, Deadala, Kertmeç te, Oınoanda, Anbarkavak da, Araxa, Ören de, Telmessos, merkezde, Aloanda, Kabaağaç ta, Karmlassos, Kayaköy de, Tersane adası ise Göcek te bulunmaktadır Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesinin Sosyo-Ekonomik Özellikleri Sosyo-Demografik yapı Muğla ilinin Fethiye ilçesi sınırları içerisinde yer alan Fethiye- Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi, 6 belde ve 6 köyden oluşmaktadır (Şekil 4.37). Özel Çevre Koruma Bölgesi Fethiye Merkez İlçe, Ölüdeniz, Karaçulha, Çamköy, Çiftlik, Göcek belde belediyeleri ile Gökçeovacık, İnlice, Kargı, Yanıklar, Kayaköy ve Keçiler köylerinden oluşmaktadır. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin yılları arasındaki nüfus verileri Çizelge 4.18 de verilmiştir.

154 138 Şekil Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi yerleşim yerleri haritası Fethiye İlçe Merkezi: Muğla ilinin güneydoğusunda, Teke yarımadasının batı kesiminde yer alan Fethiye ilçesi, kuzeyde Denizli ve Burdur illeri, doğuda Elmalı ilçesi ile Antalya ili, güneyde Esen Çayının denize döküldüğü Çayağzı, batıda Kapıdağ Yarımadası ile sınırlanmıştır (Şekil 4.38).

155 139 Şekil Fethiye den genel görünüm (Anonim 2014h) Çamköy Beldesi: Çamköy Beldesi nde 2013 yılı nüfus verilerine göre, 4406 kişi yaşamaktadır. Çamköy Beldesi nin %80 i tarımsal faaliyette bulunmaktadır. Seracılık ve turfanda sebze üretimi temel gelir kaynağıdır (Şekil 4.39). Şekil Çamköy den görünüm Çiftlik Beldesi: Çiftlik Beldesi nde 2013 yılı nüfus verilerine göre 3021 kişi yaşamaktadır. Belde 1998 yılında belediye tüzel kişiliğini kazanmıştır. Belde halkının %40 ı tarımsal faaliyette bulunmaktadır. Seracılık gelişmiştir. Turfanda sebze üretimi yapılmaktadır. Diğer önemli gelir kaynağı turizm faaliyetlerinden elde

156 140 edilmektedir. Beldede turistik işletme olarak 4 otel, 2 pansiyon ve 4 restoran bulunmaktadır (Şekil 4.40). Şekil Çiftlik beldesinden görünümler Göcek Beldesi: Göcek Beldesi nde 2013 yılı nüfus verilerine göre, 4285 kişi yaşamaktadır. Belde 1989 yılında belediye tüzel kişiliğini kazanmıştır. Belde dışarıdan göç almaktadır. Yaz mevsiminde nüfus iki kat artmaktadır. Beldenin temel geçim kaynağını turizm faaliyetleri oluşturmaktadır. Belde de toplam 964 yatak kapasitesine sahip 37 konaklama hizmeti veren işletme bulunmaktadır (Şekil 4.41). Şekil Göcek ten görünümler

157 141 Şekil 4.41 (devam) Karaçulha Beldesi: Karaçulha Beldesi nde 2013 yılı nüfus verilerine göre, kişi yaşamaktadır. Belde 1970 yılında belediye tüzel kişiliğini kazanmıştır. İlçe topraklarının bir kısmı Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırları dışındadır. Beldenin geçim kaynaklarını %80 oranında tarımsal faaliyetler oluşturmaktadır. Tarımın yapılanışı büyük oranda seracılık üzerine şekillenmiştir (Şekil 4.42). Şekil Karaçulha dan görünümler

158 142 Ölüdeniz Beldesi: Ölüdeniz Beldesi nde 2013 yılı nüfus verilerine göre, 4708 kişi yaşamaktadır. Belde 1992 yılında belediye tüzel kişiliğini kazanmıştır. Hisarönü (Şekil 4.43) ve Ovacık (Şekil 4.44) yerleşimlerinin de içerisinde bulunduğu Belde sınırları içerisinde sabit 3150, yazın ikamet eden 2000 ve yaklaşık 1000 tane de İngiltere uyruklu yabancı yerleşimci hane mevcuttur. Şekil Hisarönü nden görünümler

159 143 Şekil Ovacık tan görünümler Gökçeovacık Köyü: Gökçeovacık Köyü nde 2013 yılı nüfus verilerine göre, 355 kişi yaşamaktadır. Köyde turistik tesis olarak toplam 50 yatak kapasitesine sahip 1 otel ve 6 pansiyon ile doğa sporlarına yönelik 50 kişilik 1 kamping bulunmaktadır. Bu tesisler yabancı uyruklu kişiler tarafından işletilmektedir (Şekil 4.45). Şekil Gökçeovacık köyü İnlice Köyü: İnlice Köyü nde 2013 yılı nüfus verilerine göre, 871 kişi yaşamaktadır. Temel gelir kaynağı turizmden gelmekte ve mevcut işgücü turizm sektöründe çalışmaktadır. İnlice ve Divre Çayları köyden geçmektedir. (Şekil 4.46).

160 144 Şekil İnlice köyünden görünümler Kargı Köyü: Kargı Köyü nde 2013 yılı nüfus verilerine göre, 1564 kişi yaşamaktadır. Turistik tesis olarak 4 pansiyon bulunmaktadır. Yatak kapasitesi 100 civarındadır. Köyün temel geçim kaynakları sırasıyla sera, narenciye, sebze üretimi ve turizmden elde edilen gelirlerden oluşmaktadır. Kaya Köyü: Köyde 2013 yılı nüfus verilerine göre, 739 kişi yaşamaktadır. Köyde turistik tesisi olarak apart otel ve pansiyonlardan oluşan 20 tesis bulunmaktadır ve bu tesislerin toplam yatak kapasitesi 300 civarındadır. Köyün temel geçim kaynağı %90 oranda turizm faaliyetlerinden elde edilmektedir. Keçiler Köyü: Köyde 2013 yılı nüfus verilerine göre, 199 kişi yaşamaktadır. Köy, Orman Köyü vasfındadır. Hayvan yetiştiriciliği önemli bir gelir kaynağıdır. Köyde turistik tesis olarak 10 apart pansiyon ve 150 yatak kapasitesi bulunmaktadır. Bu tesislerin işletmecileri yabancı uyrukludur. Köye yabancı uyruklu yaklaşık 20 hane yerleşmiştir (Şekil 4.47).

161 145 Şekil Keçiler köyü Yanıklar Köyü: Köyde 2013 yılı nüfus verilerine göre, 2009 kişi yaşamaktadır. Köyün nüfusu yaz mevsiminde 3 kat artmaktadır. Köyde arıcılık, seracılık, narenciye ve sebze üretimi yapılmaktadır (Şekil 4.48). Köy halkının büyük çoğunluğunun serası bulunmaktadır. Köyün turizm değeri ve potansiyeli oldukça yüksektir. Köyde turistik tesis olarak yatak kapasitesi civarında olan iki tatil köyü, 50 yatak kapasitesine sahip 2 pansiyon, 50 yatak kapasitesine sahip bungalov evler ve gecede 400 kişi kapasiteli kamping alanı bulunmaktadır (Anonim 2010b). Şekil Yanıklar köyü

162 146 Çizelge Yıllara Göre Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi Yerleşim Birimleri Nüfusu (Kişi) Yıllara Göre Fethiye - Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi Yerleşim Birimleri Nüfusu ( ) Yerleşim Birimleri Fethiye Merkez Çamköy Çiftlik Göcek Karaçulha Ölüdeniz Gökçeovacık İnlice Kargı Kayaköy Keçiler Yanıklar Toplam

163 147 Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölge nüfusunun yılları arasında den a yükseldiği görülmektedir (Şekil 4.49). Bölge nüfusu yaklaşık olarak dört katlık bir artış göstermiştir. Nüfus artışının en fazla olduğu yerleşimler Fethiye merkez, Karaçulha, Ölüdeniz ve Göcek tir. Şekil Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin tarihleri arasındaki toplam nüfusu Bitkisel üretim ve hayvancılık Fethiye - Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde tarihsel olarak tarım faaliyetlerinin, bölgede yerleşik düzene geçişle ön plana çıktığı görülmektedir. Gerek iklim, gerek su ve gerekse bilgi açısından tarım 1960 yıllarına kadar çok sınırlı kalmış ve bu dönemde hububat yetiştiriciliği ile uğraşılmıştır yıllarından sonra, Fethiye ye bağlı Kargı ve Yanıklar ile Dalaman Devlet Üretme Çiftliği nde yapılan tarım uygulamalarıyla ve bunların anlatılmasıyla Göcek ve köylerinde pek çok radikal değişiklik yapılmıştır. Su borularıyla taşıma ve uzak yerlerden su getirme, havuzlar inşa etme, toprağı gübreleme, yeni (dönemin koşullarına göre) tarım araçları kullanma ve yeni ürünleri (muz, domates, fasulye ve sofra salata ürünleri vb.) yetiştirme gibi uygulamalar, tarımdaki gelişmenin en önemlilerindendir yılından sonra ise seracılığın gündeme geldiği görülmektedir. Şekil 4.50 de tarım ve sera alanları görülmektedir.

164 148 Şekil Tarım ve sera alanlarından bir görünüm Hayvancılık açısından Fethiye de büyükbaş ve küçükbaş hayvan üretiminde düşüş yaşanırken, bal üretiminde artış söz konusudur. %54 ü ormanlarla kaplı olan Fethiye İlçesi nde, özellikle çam balı üretimi için gerekli olan floranın bulunması nedeniyle yaygın olarak gezginci arıcılık yapılmaktadır. Balıkçılığın Göcek te önemli yeri bulunmaktadır. Genelde Akdeniz sularına has balıklardan; logos, orfoz, akya, sinarit, fangri, turna, lambuka, uskumru, iskaroz, levrek, mercan, izmarit, çipura, barbun, palamut, kefal, karagöz, lopa ve sokan en çok avlanan türlerdir. Özellikle İnlice ve Göcek koylarında daha bol bulunan balıklardan günlük satım yapılmaktadır (Anonim 2010b) Turizm Fethiye, sahip olduğu doğal güzellikler nedeniyle turizm yönünden bir cazibe merkezidir. Ayrıca, geleneksel deniz-kum-güneş turizminin yanında birçok turizm çeşidi içinde güçlü bir potansiyele sahiptir.

165 149 Fethiye de turizm hareketleri, yakın çevredeki kıyı yerleşimlerine göre daha geç başlamıştır. Bodrum ve Marmaris te 1960 lı yıllarda turizm önem kazanmaya başlarken Fethiye de 1970 li yıllara rastlamaktadır (Kurt 2009). Fethiye de turizmin gelişmesi 1980 li yıllarda verilen turizm teşvik kredileriyle ivme kazanmıştır. Muğla İl Kültür ve Turizm Müdürlüğüne göre 1987 yılında bakanlık belgeli tesis sayısı sadece beş iken 2008 yılına gelindiğinde bu rakam 5928 e ulaşmıştır yılında Fethiye ye gelen yabancı turist sayısı 400 binken 2011 yılında yaklaşık 750 bin olmuştur. Yabancı turist sayısı neredeyse iki katına çıkmıştır. Fethiye de turizm, her geçen yıl daha da gelişmekte ve uluslararası pazarda pazar payını çoğalmaktadır. (Uçar 2010). Yabancı turist sayısı 2013 yılında da 700 bin kişi civarındadır. Bölgede yapılabilecek turizm çeşitlerini kırsal turizm, ekoturizm, agroturizm gibi birçok başlık altında toplayabiliriz. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde yapılabilecek turizm çeşitleri ve rekreatif faaliyetler; Kültür turizmi, yayla turizmi, yat turizmi- mavi yolculuk, botanik turizmi, bisiklet turizmi, kuş gözlemciliği, kelebek gözlemciliği, yamaç paraşütü, rafting, kürek sporu, rüzgâr sörfü, yelkencilik, sualtı dalış, jeep safari, binicilik, trekking, sportif olta balıkçılığı, foto safari, av turizmi ve biniciliktir Ekonomik yapı Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin ekonomisi daha çok tarım ve turizme dayanmaktadır. Resmi istatistikler bulunmamakla birlikte, Fethiye de yaklaşık kişinin doğrudan turizm alanında (oteller, ajanslar ve lokantalar) çalıştığı tahmin edilmektedir. Göcek ise tamamen turizme dayanmaktadır (Anonim 2013c). Fethiye - Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi yerleşim yerleri içinde büyük ölçekli sanayi tesisi bulunmamaktadır. Daha önce faaliyette olan Krom Tesisleri kapatılmıştır. Karaçulha Belediyesi sınırları içinde olan Sebze Hali ve Çamköy Beldesi nde bulunan paketleme tesisleri büyük ölçekli sayılabilecek tesislerdendir. Diğer belde ve köylerde

166 150 mevcut ticari işletmeler, turizme yönelik orta ve küçük ölçekli işletmelerdir. Fethiye de turizme yönelik ticari işletme olarak 73 seyahat acentesi, 521 otel-motel-pansiyon- apart işletmesi, 694 restoran-bar-kafeterya-disko ve kulüp işletmesi ve 198 deniz taşıtları işletmesi (yat, tekne vb.) bulunmaktadır. Ölüdeniz Beldesi nin turistik yatak kapasitesi otel, apart, pansiyon ve ev pansiyon olarak toplam civarındadır. Günübirlik çalışan 14 tur teknesi bulunmaktadır. Restoran-kafeterya sayısı yaklaşık 200 dür. Beldenin liman ve iskelesi bulunmamaktadır. Göcek Beldesi nin temel geçim kaynağını turizm faaliyetleri oluşturmaktadır. Belde de toplam 964 yatak kapasitesine sahip 37 konaklama işletmesi hizmet vermektedir. Köy yerleşimlerinden; Kargı Köyü nde turizme yönelik 4 pansiyon bulunmaktadır. Yatak kapasitesi 100 civarındadır. Keçiler Köyü nde turizme yönelik 10 apart pansiyon ve 150 yatak kapasitesi bulunmaktadır. Bu tesislerin işletmecileri yabancı uyrukludur. Köye yabancı uyruklu yaklaşık 20 hane yerleşmiştir. Turizmden elde edilen gelir hizmet sektörü ağırlıklarıdır. Yanıklar Köyü nün turizm değeri ve potansiyeli oldukça yüksektir. Köyde turistik tesis olarak yatak kapasitesi civarında olan iki tatil köyü, 50 yatak kapasitesine sahip 2 pansiyon, 50 yatak kapasitesine sahip bungalov evler ve gecede 400 kişi ağırlayabilen kamping alanı bulunmaktadır. Tatil köylerinin içinde bulunan çarşıların köye katkısı yoktur. Köy halkı turizm sektöründe ağırlıklı olarak işçi olarak çalışmaktadır. Gökçeovacık Köyü nde turistik tesis olarak toplam 50 yatak kapasitesine sahip 1 otel ve 6 pansiyon ile doğa sporlarına yönelik 50 kişilik 1 kamping bulunmaktadır. Bu tesisler kamping alanı hariç yabancı uyruklu kişiler tarafından işletilmektedir (Anonim 2010b) Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi ndeki korunan alanlar Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırları içerinde kentsel sit, doğal sit, arkeolojik sit, anıt ağaç ve tabiat parkı olmak üzere birden fazla koruma statüsüne sahip birçok alan bulunmaktadır (Şekil 4.51). Bu alanlardan 28 tanesi doğal sit, 4 tanesi

167 151 kentsel sit, 60 tanesi arkeolojik sit, 46 tanesi de anıt ağaçtır. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırları içerinde bulunan korunan alanlar EK 2 de verilmiştir. Şekil Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırları içerisindeki korunan alanlar (Orman Bölge Müdürlüğü korunan alanlar haritasından (Anonim 2014i) geliştirilerek) 4.3. Alan Kullanımlarının Zamansal Değişimi Çalışmanın bu aşamasında Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin alan kullanımlarının zamansal değişimi belirlenmiştir. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi ndeki alan kullanımlarının zamansal değişimi belirlenirken öncelikle bölgede tarihsel süreç içerisinde nasıl bir değişimin yaşandığı literatür taraması, eski resimler ve yapılan röportajlarla değerlendirilmiştir. Bölge sınırları içerisinde yer alan Göcek ve Ölüdeniz Bölümleri de ayrı ayrı ele alınmıştır. Bu değerlendirmeden sonra bölgedeki zamansal değişim çalışma alanının tümü için uzaktan algılama teknikleri kullanılarak sayısal olarak belirlenmiştir.

168 Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin tarihsel gelişimi ve değişimi Antik çağlardaki adı Telmessos olan Fethiye, Anadolu uygarlıklarının en eskilerinden biri olan Likya Devletinin batıda Karya sınırındaki en önemli kentidir. Kuruluşuna ilişkin kesin bir bilgi bulunmamasına rağmen elde edilen yazılı belgelerde kentin geçmişinin M.Ö 5.yy a kadar uzandığı belirtilmektedir yılında Menteşeoğullarının eline geçen kent, 1424 yılında Osmanlı topraklarına katılmasıyla uzak şehir anlamında Meğri adını almıştır yılında Muğla nın bir kazası haline gelen Fethiye, Muğla iline bağlanmıştır yılında Şehit Pilot Fethi Beyin anısına "Fethiye" adı verilmiştir. (Anonim 2013d). Fethiye körfezinin doğu kesimindeki ovanın yer aldığı sahanın çok eski zamanlarda tektonik hareketler ile çöktüğü bilinmektedir. Çöken saha Kargı (Çayboğazı), Susambeleni (Sinekli), Çerçi, Üzümlü ve Murtbeli dereleri tarafından doldurulmuş ve sonuçta Fethiye Ovası meydana gelmiştir. Ovanın kuzey kesiminde bu derelerin meydana getirdikleri birikinti koni ve yelpazelerinin birleşmesi ile oluşmuş oldukça geniş ve eğimli dolgu alanı meydana gelmiştir (Güçlü 2000). Fethiye ye ait ilk görseller lü yılların başında resmedilen gravürlerdir. Bu gravürlerden göze çarpan ilk detay o yıllarda denizin kıyı kesiminin bugün bulunduğu konumdan daha da içeride oluşudur. Telmessos amfi tiyatrosunun bulunduğu bölgedeki görsellere bakıldığında daha önceleri deniz olan alan günümüzde farklı bir kullanıma sahiptir. O yıllarda deniz olan alanlar günümüzde doldurulmuştur. Amfi tiyatronun bulunduğu bölge, 1992 yılında Fethiye Müzesi nin yaptırdığı kazılarda keşfedilmiştir. Fakat o yıllarda hak ettiği değeri görememiştir. Amfi tiyatro yaklaşık olarak bir senedir restore edilmektedir. Tarihin en eski çağlarına ışık tutan bu tarihi eserin üst tarafında görülen yapılaşmalar tarihi dokuya hiç yakışmamaktadır (Şekil 4.52). Yine bu duruma benzer bir şekilde bugünkü konumu Fethiye Turizm Tanıtım Eğitim Kültür ve Çevre Vakfının hemen yanında olan sarnıcında etrafının neredeyse tamamen deniz olduğunu görülmektedir. Hatta eski çağlarda bu bölgede kurulan antik kentin kalıntılarının da halen deniz altında olduğu söylenmektedir (Şekil 4.52).

169 153 Telmessos Tiyatrosu 1809 (Fethiye Belediyesi arşivi) 1809 (Fethiye Belediyesi arşivi) 2013 (Anonim 2013b) Su sarnıcı 1900 (Fethiye Belediyesi arşivi) 2014 Şekil Telmessos amfi tiyatrosu ve su sarnıcı

170 154 Türkiye nin birinci derece tehlikeli deprem kuşağı içinde yer alan Fethiye de değişik tarihlerde çok şiddetli depremler olmuştur. Fethiye de tarihsel süreç içerisinde 529, 1851, 1852, 1855, 1856, 1864, 1870, 1890, 1926,1940 ve son olarak 1957 yıllarında büyük ve yıkıcı depremler meydana gelmiştir depremi, Fethiye şehrini tamamen yıkmıştır lı yıllarda 1500 nüfusu bulunan şehrin sakinleri, deprem sonrası Kaya köyüne göç etmişlerdir. 24 Nisan 1957 tarihinde meydana gelen deprem sonrasında da kentin büyük bir kısmı, özellikle konut bölgeleri yıkılmıştır. Deprem sonrasında kenti sadece bir toz bulutu olarak gördüklerini ifade edenler olmuştur (Sönmez ve Sönmez 2013) depreminden sonra tamamen yıkılan yapıların yerine yeniden yapılaşma süreci başlamıştır. O dönemde Howard ın bahçe kent modeline uygun biçimde bahçeli sıra evlerden oluşan bir yapılaşma düzeni benimsenmiştir. Yeniden inşa edilen kent, iki bölgeden oluşan bir anlayışla planlanmıştır. Birinci bölge, ticari merkez ve merkezin bitişiğinde yer alan konut alanlarından oluşmaktadır. İkinci bölge ise kentin batı kesimine doğru uzanan konut bölgesidir. Batı kesiminde bugünkü rıhtımın bulunduğu bölge, deprem öncesinde de Karagözler Mahallesi olarak adlandırılmaktadır. Deprem sonrasında ise kentin, bu bölgede yer alan taşlık ve kayalık zemin üzerinde batıya uzanan sırtlarda genişlemesine karar verilmiş; Karagözler Mahallesi, Birinci Karagözler ve İkinci Karagözler olmak üzere iki konut mahallesi halinde batıya doğru uzatılmıştır (Sönmez ve Sönmez, 2013). Deprem sonrasında Karagözler Mahallesi nden başlayan yapılaşma süreci ile Fethiye kent merkezi yeniden şekillenmeye başlamıştır (Şekil 4.53.). Karagözler Mahallesi ve civarı günümüzde daha çok turizm amaçlı kullanılmaktadır.

171 155 Karagözler 1975 (Fethiye Belediyesi arşivi) 1985 (Fethiye Belediyesi arşivi) 2010 (Can 2010) Şekil Karagözler Mahallesi nin farklı tarihlere ait hava fotoğrafları

172 156 Fethiye genelinde 1980 sonrasında ise hızlı bir yapılaşma süreci başlamıştır. Karagözler Mahallesi nden başlayan kentleşme süreci Fethiye nin 816,02 km 2 lik kısmına 1988 yılında Özel Çevre Koruma Bölgesi statüsü verilmesi ile Özel Çevre Koruma Kurumu tarafından yaptırılan imar planları ile şekillenmeye başlamıştır. İmar planları genel olarak aşağıda belirtilen etaplar ile beş kısımda gerçekleştirilmiştir. Fethiye Belediyesi nden temin edilen imar değişiklikleri paftasına göre planlama etapları aşağıdaki şekilde gerçekleştirilmiştir (Şekil 4.54.). Fethiye I.etap uygulama imar planı (1989) Fethiye II. etap uygulama imar planı (1991) Patlangıç Uygulama imar planı (1992) Çatalarık-Çerçi Deresi ıslah imar planı (1993) Karagedik Islah imar planı etaplarıdır (1996). İlk olarak 1989 yılında yaptırılan Fethiye I. Etap uygulama imar planı, Karagözler Mahallesi nin bir kısmı ve Patlangıç Mahallesi nin tamamı için gerçekleştirilmiştir. Böylece ova tabanına yayılan kentleşme hareketi hız kazanmaya başlamıştır yılında gerçekleştirilen Fethiye II. Etap uygulama imar planı ile kent gelişmesi ova tabanının kuzey ve kuzeydoğu yönlerinde genişlemeye devam etmiştir (Şekil 4.54). Fethiye de belirli dönemlerde de yine imar planı değişiklikleri yapılmaya devam etmiştir. EK 4 de yılları arasında gerçekleştirilen imar planı değişiklikleri verilmiştir yılları arasında çeşitli büyüklüklerde 114 adet imar planı değişikliği gerçekleştirilmiştir (Anonim 2014). İmar planının ana kısmı ise esasında iki etap halinde gerçekleştirilmiştir. Diğer tüm değişiklikler bu iki etabın devamı şeklinde gerçekleştirilmiştir. I. Etapta Karagözler Mahallesi nin bir kısmı, Cumhuriyet, Kesikkapı, Tuzla, Taşyaka, Patlangıç, Menteşeoğlu, Babataşı ve Akarca Mahalleri, II. Etapta ise Foça, Yeni, Çatalarık ve Karagedik Mahalleleri planlanmıştır (Şekil 4.55).

173 157 Şekil Fethiye imar planı Şekil İmar etapları ve mahalleler Günümüzde Fethiye ovasında oldukça yoğun bir yapılaşma faaliyeti mevcuttur. Ayrıca ovanın kıyı yakını kesimlerindeki sulak-bataklık sahalar, drenaj ve dolgu çalışmaları ile önemli ölçüde ortadan kaldırılmış ve yerleşime açılmıştır lu yıllarda ova tabanının neredeyse tamamı sulak-bataklık alan iken günümüzde ova tabanı tamamen yapılaşmaya açılmıştır. Verimli tarım topraklarının bulunduğu ova tabanı 1980 li yıllardan sonra da yapılaşma baskısı altında kalmaya devam etmiştir. O yıllarda yöre halkının en önemli geçim kaynağının tarımsal faaliyetler olduğu bilinmektedir yılında bölgenin Özel Çevre Koruma Statüsü kazanması ile eş zamanlı olarak başlayan turizm hareketleri de yapılaşma sürecinin hız kazanmasına sebep olmuştur yılına ait olan görselde Fethiye ova tabanının neredeyse tamamının yapılaştığı görülmektedir. Sulak alanlar kurutulup doldurulmak sureti ile alan değişimleri şekillenmeye başlamıştır. Ova tabanına ait farklı tarihlerdeki değişimler aşağıdaki resimlerde verilmiştir (Şekil 4.56, Şekil 4.57, Şekil 4.58).

174 (Fethiye Belediyesi arşivi) 2010 (Can 2010) Şekil Fethiye ova tabanının farklı tarihlerdeki görünümleri

175 (Fethiye Belediyesi arşivi) 1927 (Fethiye Belediyesi arşivi) 1940 (Fethiye Belediyesi arşivi) 1960 (Fethiye Belediyesi arşivi) 1980 (Fethiye Belediyesi arşivi) 2013 (Anonim 2013g) Şekil Tarihsel süreç içerisinde sahil bandından görünümler

176 (Anonim 2013h) 1956 (Anonim 2013i) 2013 (Anonim 2013j) Şekil Ova tabanından görünümler

177 161 Bölgeye Özel Çevre Koruma Statüsünün verilmesi ve buna bağlı olarak planlanması sonucunda büyük sermaye grupları yatırım yapmaya başlamıştır. Büyük ölçekli tatil köyleri, otel ve motellerin inşası bu dönemde gerçekleştirilmiştir li yıllarda ise ülkenin stratejik konumlarını ve kıyı bölgelerini doğrudan etkileyen 4916 Sayılı Yasa ile yabancılara taşınmaz satışı kolay hale getirilmiştir (Dinç 2005). Bu yasa ile Fethiye de de yabancıların mülk edinme süreci hız kazanmıştır. Fethiye de yabancıya mülk satışı ilk defa 1990 lı yılların başında başlamıştır. Bu dönemde mülk satın almak isteyenler, genellikle bölgenin coğrafi yapısı, ekolojik çevrenin korunmuşluğu, güneş, yerel halkın yabancılara dolayı tutumundan dolayı bölgeyi tercih etmişlerdir. Yabancıların bölgeye yerleşemeye başlaması ve bölgeye olan talebin artması 1990 lı yılların sonuna doğru emlak sektöründe yeni bir yapılanmaya neden olmuştur. Bu dönemde bazı yabancılar, konut satın alma işlemlerinin uzun sürmesi, bölgeyi daha iyi tanıma gibi gerekçelerle konutu satın alma yerine kiralama yolunu tercih etmişlerdir. Bu bağlamda, özellikle Çalış Plajı ve civarında yabancılara önemli sayıda konut kiralanmıştır (Avcı vd 2008). Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde Caretta caretta deniz kaplumbağalarının yuvalama alanı oluşu ve sınırları içerisinde küçük bir kuş cenneti barındırması ile ayrı bir öneme sahip olan Çalış Bölgesi bu süreçte en fazla değişime uğrayan bölümlerden birisidir. Yabancıların konutları da genellikle Çalış Bölgesi ndedir. Çalış Bölgesi nde hem kıyı kesiminde hem de dolgu sahası denilen bölgede çok sayıda otel, motel ve pansiyon bulunmaktadır. Günümüzde de turizm amaçlı değerlendirilen bölgede eski dönemde sulak-bataklık olan alanlar tamamen yapılaşmaya açılmıştır (Şekil 4.59).

178 (Fethiye Belediyesi Arşivi) 2014 (Anonim 2014j) Şekil Çalış bölgesinin farklı tarihlerdeki görünümleri Çalış Burnu 2014 (Anonim 2014j)

179 163 Fethiye de alan kullanım değişimlerinin tarihsel süreç içerisinde nasıl bir gelişme yaşadığı yönünde yapılan görüşmeler derlenerek verilen ifadeler doğrultusunda aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır; Fethiye nin, 1985 yılından önce Anadolu nun tipik bir kıyı kasabasıyken 1980 li yıllarda medyada Fethiye-Göcek isminin duyulmaya başlamasıyla aile otellerinin kurulmaya ve turizm gelişmeye başladığı, tarım ön plandayken hızlı bir yapılaşma süreci başladığı, tarım konusunda tarla bitkileri üretiminden seracılığa yönelmenin gerçekleştiği ifade edilmektedir. Kentleşme konusunda 1999 yılından sonra yol ve çevre düzenlemesi, kordonda kıyı bandı çalışması konusunda güzel gelişmeler olduğu ancak neredeyse her yerin yapılaştığı ifade edilmektedir. Ayrıca, yeşil alanlar azalmış, kıyı bantları ticari alanlar olmuş, bazı imar uygulamalarında keyfiyetten ve siyasetten kaynaklanan olumsuzluklar sonucunda hızlı ve çarpık yapılaşmalar ile şehirde bir doku oluşmadığı ve binaların etrafındaki açık alanların geleceğe dönük planlanmadığı, konutlar etrafındaki yeşil alanlara çok az yer verildiği de belirtilmiştir yılına kadar kent Çalış mevkisine, 2000 yılından sonra da Taşyaka- Patlangıç mahallelerine doğru yayılmış, 2010 yılından sonra da imar için açılacak arazilerin bitmesiyle, yamaçlara doğru kentleşme ve yerleşim başlamış. Dışarıdan göç olayının ise halen devam ettiği belirtilmektedir. Turizm sayesinde toprakların değer kazanması ile serası olan birçok kişi daha kolay para kazanmak adına birçok tarım alanını turizme dönüştümüş. Yirmi yıl önce sera ve yeşil alan daha çokken birçok toprak sahibi arsasını turizme kazandırmış veya kat karşılığı arsalarını çok katlı binalara çevirmişler. Tarım alanlarının daralması, turizm ve ticaret alanlarının genişlemesi, sulak alanların konut ve turizm sahalarına dönüşmesi belirtilen diğer hususlardır. Özel çevre koruma statüsünün alan kullanım değişimlerini nasıl etkilediği konusundaki görüşler ise şu şekildedir;

180 164 Özel Çevre Koruma statüsünün olumlu ve olumsuz özelliklerinden bahsedilmiştir. Özellikle sulak alanların inşaata açılmış olması bir olumsuzluk olarak görülmektedir. Ancak Özel Çevre Koruma ile kıyıların yağmalanmasının önlenmiş oluşu, liman ve çevresindeki tarihi dokunun korunması, kentleşmenin yavaşlayarak çok katlı binalara izin verilmemesinin olumlu bir durum olduğu ifade edilmektedir. Turizmin etkileri konusundaki ifadeler ise; geleneksel yapının zedelendiği özellikle gençleri olumsuz etkilendiği yönünde olmuştur. Yapılan görüşmeler sonucunda öne çıkan değerlendirmelere bakıldığında, Fethiye nin daha çok tarım ile geçinen kendi haline bir yerleşim yeri iken özellikle turizmin bölgeye gelişinden sonra hızlı bir yapılaşma içerisine girdiği görülmektedir. Kent-kasaba ikilemi içerisinde kalan ilçede birçok arsanın tarım alanından yapılaşmaya dönüştüğü görülmektedir. Koruma olgusunun yapılaşmayı sadece kontrollü bir şekilde sağladığı yönündeki görüşler ağırlık kazanmaktadır. Göcek Bölümü nde Değişim; Göcek in, eski çağdaki adı Daidala dır. Göcek, geçmişte Likya uygarlığının gelişmiş iki kenti olan Telmesos (Fethiye) ve Kaunos (Dalyan) arasında kalmış bir Likya yerleşimidir. Göcek adının ise göçerlerin bu yörede yerleşik düzene geçmesiyle başladığına inanılmaktadır. Göcek, 1989 yılına kadar muhtarlıkla yönetilmiş, 1989 yılından sonra, belediye örgütlenmesi kurularak belde olmuştur. Göcek, İnlice, Gökçeovacık ve Karacaören yerleşim birimlerinde yaşayan insanların, 19. y.y ın ilk yarısına kadar göçer olarak yaşadıkları, bu dönemde tek geçim kaynağının da tarım ve hayvancılık olduğu bilinmektedir. Yazın yayla, kışın sahil bölgesinde hayvanları otlatmak ve ekim dikim yapmak için göç eden yöre insanları, Osmanlı Devleti nin 1858 yılında Arazi Nizamnamesi adıyla çıkardığı kanundan sonra Osmanlı topraklarında her vatandaşın tapulu arazi alma ve kullanma yetkisine sahip olması ile birlikte Göcek, İnlice, Gökçeovacık ve Karacaören yerleşim birimlerinde yaşayan insanlar da diğer insanlar gibi tapulu arazilere sahip olmuşlardır. Bu dönemden sonra göçerler olarak asırlarca süre gelen göçerlik hayatı yerleşik düzene geçmiştir.

181 165 Yerleşik düzene geçiş ile yörede tarım ön plana çıkmıştır. Gerek iklim, gerek su ve gerekse bilgi açısından tarım 1960 yıllarına kadar çok sınırlı olmakla birlikte Göcek te bu dönemde sadece avlularda ve kuru tarım denilen hububat yetiştiriciliği ile uğraşıldığı bilinmektedir yılından sonra; Fethiye-Kargı ve Yanıklar ile Dalaman Devlet Üretme Çiftliği nde yapılan tarımı gören ve öğrenen kişiler sulu tarımla birlikte birçok yeni ürünü yetiştirmeye başlamışlardır yılından sonra yörede seracılık başlamıştır. Cumhuriyetin ilk yılları, Göcek te çıkarılan krom ve manganez madenlerinin naklinin yapıldığı yıllardır. Madencilik şirketlerinin yörede kurulmasıyla bitkisel üretim ve hayvancılıkla uğraşan bölge halkına iş imkânı oluşmuştur. Göcek te de alan kullanımlarının değişiminin 1980'li yıllarda başladığı görülmektedir li yıllarda küçük ve sessiz bir köy olan Göcek, Türkiye'deki turizm bilincinin gelişmesiyle keşfedilmiş ve bu tarihten sonra hızla büyümüş ve bölgedeki önemi artmıştır (Anonim 2014n). Göcek halkının yaşam akışını değiştiren en önemli aşama turizmdir. Tarihi dokusu, doğal güzelliği, otantik yapısı ve mavi ile yeşilin sevgiyle kucaklaştığı Göcek yöresi, turizmin tüm potansiyelini üzerinde taşımaktadır. Her yöreye nasip olmayan bu potansiyelin keşfi; yıllarında başlamıştır. Dalaman Hava Limanı nın hizmete girmesi ve dönemin Başbakanı Turgut Özal ın yörede tatil yapması, Göcek adının gündeme taşınmasına neden olmuştur. Fakat o dönemde köy olan Göcek te altyapı yetersizliği ve turistik herhangi bir tesisin bulunmayışı birçok sıkıntı yaşanmasına sebep olmuştur. Halk mevcut evlerini pansiyon yapmış ve sahil kesimine turizme yönelik restoran ve eğlence yerleri açılmıştır. Ancak yeterli hizmetlerin gelmediği ve halkın isteği üzerine belediyelik olmaya karar verilmiş, gerekli çalışmalar yapılmış ve 1989 yılında Göcek, belediye statüsüne kavuşmuştur (Anonim 2014n). Fethiye Körfezi içerisinde yer alan ve Göcek Koyu olarak anılan sahil bandında, yoğunlaşmış olan yerleşimin, denize açılan güney yönü hariç etrafı dik Toros Dağları yla çevrilidir ve bu nedenle oldukça sınırlı bir araziye sahiptir. İçerisinde bulunduğu körfezin coğrafi konumunun getirdiği avantajla sakin ve korunaklı bir liman işlevi gören Göcek Körfezinde doğa harikası birçok koy vardır. Benzersiz koyları ve

182 166 irili ufaklı adaları ile yeşil ve mavinin bütünleştiği bölge uluslar arası alanda da ilgi çeken bir turizm beldesi olarak tanınmaktadır (Top vd 2013). Göcek merkezinde dört ayrı uluslararası marina bulunmaktadır tarihinde Özel Çevre Koruma sınırları ile koruma altına alınan Göcek'te çok katlı binalar ve tesisler bulunmamaktadır. Konaklama tesislerinin çoğunluğu az odalı otel, apart otel ve pansiyon şeklindedir. Bugün halkın %75 inin uğraşı alanı içine giren turizmin, her geçen gün önemi daha da artmaktadır. Yöreye gelen turistleri memnun edebilmek için yeni arayışlara girilmiş ve alternatif turizm ile yöre şenlikleri gündeme getirilmiştir. Günümüzde yörede çok sayıda Turizm Acenteleri ve konaklama yerleri hizmet vermektedir. Günlük gezi turları, turizm ofisleri, yat turizm şirketleri, belediye ve özel marinalar yöre turizminin gelişmesine katkıları olmaktadır. Yörenin en büyük geliri yat turizmidir (Anonim 2014n). Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde Göcek bölümünde alan kullanım değişimlerini tetikleyen en önemli unsur turizm faaliyetleri olmuştur. Daha öncede bahsedildiği gibi 1990 lı yıllardan sonra ismi duyulmaya başlayan Göcek kısa bir süre içerisinde gelişmeye başlamıştır. Bu durum 2000 li yıllarda daha da hızlı yaşanmıştır. Göcek te etrafı dağlarla çevrili olan bir belde olduğundan dağların çevrelediği ve verimli toprakların bulunduğu bir ova tabanına sahiptir. Ova tabanının düz bir zeminden meydana geliyor olmasından dolayı Göcek te de yapılaşma faaliyetleri Fethiye de olduğu gibi ova tabanından başlamıştır (Şekil 4.60, Şekil 4.61). Ova tabanındaki çoğu tarım arazisi yerleşime açılmıştır. Günümüzde ise ova tabanının neredeyse tamamen dolmasından dolayı yapılaşma orman alanlarına doğru kaymaktadır.

183 (Anonim 2013h) 2014 Şekil Göcek in farklı tarihlerdeki görünümleri

184 (Anonim 2014k ) 2014 (Anonim 2014l) Şekil Göcek in farklı tarihlerdeki hava fotoğrafları

185 169 Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin Göcek bölümünde alan kullanım değişimlerinin tarihsel süreç içerisinde nasıl bir gelişme yaşadığı yönünde yapılan görüşmelerden ortaya çıkan sonuçlar ise şu şekildedir; Göcek te alan kullanım değişimlerini en çok turizmin etkilediği ifade edilmektedir. Ayrıca, pansiyonculukla başlayan turizm serüveni butik apart otellerle devam ettiği, daha çok yat turizminin geliştiği, halkın deniz işleriyle uğraşmaya başladığı, gençlerin ise ilköğretimi bitirdikten sonra teknelerde çalışmaya başlamaları, bu işten alınan ücretlerin gençlere daha cazip geldiği ifade edilmiştir. Turizmin ön plana çıkmasıyla ve özellikle 2000 yılı sonrası arazi fiyatlarındaki ciddi artışlarla beraber Göcek te hayat tamamen değişmiş, ev kiraları artmış, birçok apart otel inşa edilmiş ve beş tane marina yapılmış. Turizmin gelişmesi ile insanlar maddi ve manevi olarak değişmiş, yat turizmi önem kazanmış, halkın birçoğu turizme yönelmiş, Türk kültüründen uzaklaşılarak yabancılara özenilmiş. Göcek te yat turizminin önem kazanmasıyla birçok kişi arsasını büyük paralara satmış daha sonra sattıkları yerlerde hizmetçi, şoför, bahçıvan olmuşlar, gelişen yat turizmi ile birlikte maaşların yüksek olması ve kolay iş diyerek okumayan gençler teknelerde çalışmaya başlamış. Birçok tarım alanı yapılaşmaya başlamış ve betonlaşma artmış, tarım ve hayvancılık azalarak üretimden tüketime geçilmiş, yabancı turistlerin şikâyetinden ötürü Göcek te harman dövülemez olmuş. Ne köy ne kent durumundayız, kendi köyümüzde yabancılaştık ifadeleri belirtilen diğer husulardır. Özel çevre koruma statüsünün değişimi olumlu etkilediği, çok katlı binaların yapımını önlediği, ancak denizlerin kirlenmesini önleyemediği, önceden denize girilen yerlerde şimdi denize girilemez olduğu da belirtilmektedir. Marinaların kurulmasıyla yerli halkın sahilde oturabileceği alanlar azalarak sadece teknesi olan zenginlerin girdiği yerlere dönüşmüş.

186 170 Göcek te yapılan görüşmelere göre, Göcek teki zamansal değişimi en çok turizmin etkilediği görülmektedir. Göcek te, alan kullanım değişimlerinde ve burada yaşayan yerli halkın yaşam tarzını değiştirmede en önemli faktör olmuştur. Ölüdeniz Bölümü nde Değişim; Ölüdeniz, Fethiye nin en gözde turizm merkezi olması ile bilinmektedir. Literatürde Ölüdeniz hakkında anlatılan efsaneye göre, kayaların üzerinde sevdiğini bekleyen Belcekız sevdiğinin öldüğünü görünce kendini kayalardan atıp intihar etmiş. O tarihten sonra kızın öldüğü yere Belcekız, oğlanın öldüğü yere ise Ölüdeniz denmiş (Anonim 2013f). Ölüdeniz bu efsane ile eski çağlardan beri bilinmektedir. Fakat turizm amaçlı kullanışı yöreye yabancıların gelişinin başladığı 1990 lı yıllara rastlamaktadır. Bölge nin Özel çevre statüsü kazanması ve yabancıların mülk edinmeye başladığı süreçte Ölüdeniz bölümü de alan değişimlerinden nasibini almıştır. Ölüdeniz bölümü, Hisarönü, Ovacık, Belcekız ve Kayaköy mahallelerinden oluşmaktadır. Bu mahallelerden Ovacık ve Hisarönü Ölüdeniz e olan yakınlığı ve yaz aylarında şehir merkezine göre en az beş derecede daha serin oluşundan dolayı hızlı bir yapılaşma sürecine girmiştir. Ovacık ve Hisarönü nde yabancıların mülk edinme süreçleri de 2000 li yıllarda daha da hızlı gelişmiştir. Birçok otel ve pansiyonun bulunduğu bu bölümler günümüzde de turistik amaçlı tesis olarak kullanılmaktadır. Ölüdeniz Tabiat Parkı nın da sınırları içerisinde bulunduğu Belcekız mahallesi de ova yapısına sahip olma özelliğindedir lı yıllarda tarım amaçlı kullanılan bu alan günümüzde tamamen yapılaşarak turizm amaçlı kullanıma açılmıştır. Ova tabanında neredeyse hiç boş alan kalmamıştır (Şekil 4.62.). Ölüdeniz i cazibe merkezi haline getiren bir diğer faktör de Babadağ dır. Yamaç paraşütü yapmak için bölgeye çok sayıda yerli ve yabancı turist gelmektedir. Ölüdeniz, sahip olduğu doğal kaynak değerleri ve eşsiz doğası ile günümüzde de giderek artan bir popülariteye sahiptir.

187 (Fethiye Belediyesi arşivi) 2014 Şekil Ölüdeniz-Belcekız Mahallesi nde yılları arasındaki yoğun yapılaşma

188 172 Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin Ölüdeniz bölümünde alan kullanım değişimlerinin tarihsel süreç içerisinde nasıl bir gelişme yaşadığı yönünde yapılan görüşmelerde belirtilen ifadelerden ortaya çıkan sonuçlar ise şu şekildedir; Ölüdeniz in doğal ve turistik değerinin 1980 lerden sonra anlaşılmasının ardından bölgeye yerli ve özellikle yabancı turist ziyaretleri artmış ve dolayısıyla talep doğrultusunda pansiyon, otel, tatil köyleri gibi turistik tesisler inşa edilmeye başlanmış. Hızlı, plansız ve çarpık yapılaşma, alt yapı sorunları, kıymetli alanların ve verimli toprakların yapılaşma nedeniyle kaybedilmesi bölgede yaşanan olumsuz gelişmeler olarak ifade edilmektedir. Ölüdeniz de aşırı, düzensiz ve plansız yapılaşma, alt yapı yetersizliği, sağlık ve güvenlik problemleri ve kimliksiz bir turizmin oluşmasına neden olmuş, Ovacık Hisarönü nde otelcilik gelişmiş, otel adet ve kalitesi hızla artmış. Aynı alanlarda villasite tipi, İngilizlere yönelik inşaatlar aşırı artmış, Ölüdeniz in ulusal ve uluslararası tanınırlığı, plaj ve lagün özelliği hızla artmış. Hem artan turizm, hem de vila-site tipi ve çoğu yabancı ağırlıklı yapılaşmanın alan kullanım değişimlerinde eşit ağırlıklı faktörler olduğu belirtilmektedir. Babadağ, 1992 yılından itibaren yamaç paraşütü tutkunlarının ilgisini görmüş, bu durum paraşüt iniş pisti olan Ölüdeniz-Belcekız sahilinin de tanınırlığını artırmış. Ölüdeniz Belcekız sahilinin Kelebekler Vadisi gibi turistik sit alanlarına giden teknelere çıkış noktası oluşu gibi olumlu hususlara rağmen günümüzde Ölüdeniz, Hisarönü ve Ovacık ta alt yapı problemlerinin yaşandığı halen fosseptik çukuru sistemi kullanıldığı, Ölüdeniz-Hisaönü-Ovacık ın Babadağ ve Mendos Dağı kaynaklı içme-kullanma suyu olmadığı, suyun Fethiye den pompalandığı ve suyun daha pahalı olduğu ifade edilmektedir. Fethiye Ölüdeniz Yolu ancak 2005 yılında tek ve dar yol olmaktan kurtulmuş, geniş bir yol haline gelebilmiş, Ölüdeniz Belde Belediyesi nin yol-kanalizasyon altyapı inşaatlarına yönelik bir maddi gücü, bütçesi çeşitli nedenlerle hiç olamamış, Belediye bu nedenle hemen hemen sadece kültürel etkinlikler, festivaller, konserler organizasyonu ile sınırlı kalmış.

189 173 Ölüdeniz, 1988 yılından sonra Fethiye Göcek Özel Çevre Koruma Alanı nın önemli bir parçası olmasına; planlama yetkisi, izin ve denetleme yetkisinin Özel Çevre Kurumunda olmasına rağmen, hak ettiği havzasal alt ve üst yapı planlaması ve yatırımlarını alamadığı, Bölge nin halen 2011 Haziran tarihli değişiklik doğrultusunda, Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak ikiye ayrılan bakanlıklardan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı na bağlı, Özel Çevre Korumadan dönüşen Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü nün planlama ve izin yetkisi altında olduğu ve yöreye yönelik ciddi koruma ve altyapı inşaatı projelerinin gündemde olmadığı belirtilmektedir. Yeni Belediyeler Kanunu uygulamaları kapsamında, Muğla Büyükşehir Belediyesi ve Fethiye Belediyesi nin sorumluluk alanına giren bölge için bu yeni statü 30 Mart 2014 ten itibaren yeni bir şans, yeni bir fırsat, yeni bir umut oluşturmakla birlikte; anılan Belediye lerin her ikisinin de muhalif belediye olma özelliği de negatif bir unsur olduğu buna karşın, Orman Genel Müdürlüğü ve Fethiye İlçe Orman Müdürlüğü nün, Ölüdeniz ve çevresi için yaptıkları çok önemli koruma ve tanıtım çalışmalarının başarılı olduğu belirtilmektedir. Özel Çevre Koruma Statüsünün değişim ve gelişime olumlu ve olumsuz etkilerinin olduğu belirtilmektedir. Yörede çok katlı yapılanmayı ve kıyı yağmasını önemli ölçüde engellediği, buna karşılık temizlik, arazi kullanımı, bürokrasi ve eleman yetersizliği gibi hususlarda çok etkili olmadığı belirtilmektdedir. Havzasal Özel Çevre Koruma planlamaları yapılmışsa da bürokratik karmaşa yetki karmaşası ve finansal nedenlerle uygulanamamış. İşletmecilerin yerli ve yabancı turist hareketlerini doğrudan etkileyen deprem, vergi uygulamaları, uçak fiyatı artışı gibi negatif unsurlar; esnafın aşırı fiyat kırması ile Ölüdeniz, ucuz turizm bölgesi ve ucuzcu turist cenneti imajını oluşturduğu ama bu durumun aksine Ölüdeniz in doğa ve doğa sporları turizminin, hava ve su sporları turizminin, arkeoloji ve tarih turizminin ön plana çıkarılması gerektiği vurgulanmaktadır. Son yıllarda yabancıların mülk edinmesinin önünün açılması ile apart, villa vb inşaat süreci başlamış, Bölg enin turistik değeri ve uygun fiyatlı olması buraya yurtdışından göçü ve işgücü ihtiyacı için de yurtiçinden göçü tetiklemiş.

190 174 Özel Çevre Koruma statüsünün belirli bölgelerin doğal yapılarının korunması amaçlı faaliyetlerin desteklenmesi ve buralarda yapılaşmaya izin verilmemesini sağladığı, bir dereceye kadar kentleşme ile doğal varlıklar arasına sınır çektiği ifade edilmektedir. Ölüdeniz de yapılan görüşmelere göre Ölüdeniz bölümünde de alan kullanım değişimlerini belirleyen en önemli faktörün turizm olduğu görülmektedir. Özel çevre koruma statüsünün bölgede değişimi kısmen olumlu olarak etkilediği görülmektedir. Koruma statüsünün bölgede çok katlı binaların yapılmsını önlemiş oluşu olumlu bir özellik olarak görünmesine rağmen çoğu siyasi kaynaklı olan birçok sorunun devam ediyor oluşu ise olumsuz bir özellik olarak gösterilmektedir. Özellikle büyük tatil köylerinin yapıldığı dönemlerde o dönemin hükümetleri ile ilgili olarak yaşanan siyasal sorunların Bölge de halen devam ettiği görülmektedir. Ölüdeniz in sahip olduğu birçok doğal kaynak değeri Bölge nin tanınırlığının artmasının en önemli nedeni olarak görülmektedir. Ancak Bölge de çözülemeyen siyasal sorunlar önceki dönemlerde yaşanan karmaşıklığa neden olarak gösterilmektedir. Ayrıca bölgenin hak ettiği değeri görmediği genel olarak turistler tarafından ucuz tatil bölgesi olarak bilindiği ortaya çıkan diğer sonuçlardandır Alan kullanım değişimlerinin uzaktan algılama ile belirlenmesi Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi ndeki yılları arasındaki alan kullanım değişimlerini belirlemek amacı ile uzaktan algılama teknikleri kullanılmıştır. Bu amaçla internet erişimi üzerinden ( temin edilen 8 Ağustos 1984, 6 Temmuz 1995, 28 Temmuz 2003 ve 18 Temmuz 2011 yıllarına ait olan Landsat uydu görüntüleri ERDAS Imagine 9.1. programında sınıflandırılmıştır. Görüntüler seçilirken her bir görüntünün aynı aylar arasında ve bulutsuz görüntüler olmasına dikkat edilmiştir. Temin edilen Landsat uydu görüntülerine öncelikle bant birleştirme işlemi yapılmıştır. Görüntü bantlarının birleştirme işleminden sonra geometrik ve radyometrik

191 175 düzeltmeleri yapılan uydu görüntüleri çalışma alanının sınırlarına uygun olarak kesilmiştir (Şekil 4.63, Şekil 4.64). Çalışma alanının sınırlarının kesilip çıkarılmasından sonra görüntüler, arazi örtüsünün heterojen bir yapıya sahip olmasından dolayı kontrolsüz sınıflandırmaya tabii tutulmuştur. Görüntüler sınıflandırılırken ISODATA algoritmasına göre kontrolsüz sınıflandırılmıştır. Sınıflandırmada görüntülerin her birisine renk dağılımının gerçeğe daha yakın olduğu band kombinasyonlarında 100 sınıf atanarak sınıflandırma yapılmıştır. Şekil Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi yıllarına ait Landsat uydu görüntülerinden çıkarılan çalışma alanı sınırları

192 176 Şekil Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi yıllarına ait Landsat uydu görüntülerinden çıkarılan çalışma alanı sınırları Kontrolsüz sınıflandırmada, küme merkezleri geçici olarak hesaplanarak, piksellerin dahil olacağı sınıflar belirlenir ve bu işlem, küme merkezlerinin konumlarında değişim olmayana kadar devam etmektedir. Sınıflandırma işleminde spektral uzunluğun belirlenmesinde, Euklid ve Mahalanobis gibi uzaklıklar kullanılmaktadır. Sıralı kümeleme (Sequential Clustering), statiksel kümeleme (Statistical Clustering), tekrarlı ardışık kümeleme (ISODATA Clustering- Iterative Self Organising Data Analysis Techniques) ve RGB kümeleme (RGB Clustering) gibi farklı kontrolsüz sınıflandırma türleri vardır. Bunlardan ISODATA algoritması uygulamada, iyi sonuç vermesi nedeniyle yaygın olarak kullanılmaktadır (Ekercin 2011). Görüntülere atanan 100 sınıfın sınıflandırma işleminden sonra bu sınıflar CORINE arazi örtüsü sınıflandırması arazi tipine uygun olarak altı sınıf şeklinde birleştirilmiştir. Bu sınıflar Çizelge 4.19 da gösterildiği gibidir.

193 177 Çizelge CORINE arazi örtüsü sınıflandırmasına uygun olarak atanan sınıflar DÜZEY 1 DÜZEY Deniz 1. Su yüzeyleri 1.2. Göl 1.3. Akarsular 2. Orman Alanları 2.1. Geniş yapraklı ormanlar 2.2. İğne yapraklı ormanlar 3. Maki Alanları 3.1. Tek ve çok yıllık otsu türler 4.1.Tarıma elverişli alanlar 4. Tarım Alanları 4.2.Çok yıllık ürünler 4.3. Seralar 4.4.Karışık tarım alanları 5.1. Şehir yapısı 5.2.Endüstriyel, ticari ve taşıma birimleri 5.Yapay yüzeyler 5.3.Maden, çöp ve inşaat alanları 5.4.Tarım dışı yapay yeşil alanlar 6.1. Bitki örtüsü içermeyen çıplak yüzeyler 6. Diğer 6.2. Sahil kumulları Çalışma alanından alan kullanım sınıflarına ait örnekler Şekil 4.65, Şekil 4.66, Şekil 4.67, Şekil 4.68, Şekil 4.69 ve Şekil 4.70 de gösterilmiştir. Şekil Su yüzeyleri

194 178 Şekil Orman alanları Şekil Maki alanları

195 179 a b Şekil Tarım Alanları (a,b (Anonim 2014m)) Şekil Yapay yüzeyler (Anonim 2014m)

196 180 Şekil Diğer (çıplak yüzeyler ve sahil kumulları) sınıfı a. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesinin 1984 yılı sınıflandırma sonuçları Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin 1984 yılına ait Ladsat uydu görüntüsünden yapılan sınıflandırma sonuçlarına göre her bir sınıfın kapladığı alanlar Çizelge 4.20 de sınıflandırma görüntüsü ise Şekil 4.71 de gösterilmiştir. Çizelge yılı için yapılan sınıflandırmaya göre her bir sınıfın kapladığı alanlar Sınıf Alan (ha) % Su yüzeyleri (Deniz,göl, akarsu ve sulak alanlar) ,62 Orman (Geniş yapraklı ve iğne yapraklı ormanlar) ,79 Maki (Maki türleri) ,57 Tarım (Ekili-dikili alanlar, sera alanları) ,99 Yapay yüzeyler (Kent yerleşimi, yollar, limanlar,) 899 1,10 Diğer (Çıplak yüzeyler ve sahil kumulları) ,93 Toplam ,00

197 yılı için yapılan sınıflandırma sonuçlarına göre; su yüzeyleri, ha, orman alanları, ha, maki alanları, ha, tarım alanları, ise 2439 ha lık alanı kaplamaktadır. Kent yerleşimi gibi alanlarında içinde bulunduğu yapay yüzeyler 899 ha lık alanı kaplarken sahil kumulları ve çıplak yüzey olarak adlandırılan herhangi bir bitki dokusunun veya yerleşimin olmadığı diğer sınıfı da 2392 ha lık alan kaplamaktadır. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin 1984 yılı sınıflandırılmış görüntüsüne göre (Şekil 4.71) Fethiye ilçe merkezinde tarım alanlarının ağırlıkta olduğu görülmektedir lü yıllar henüz Bölge nin turizm anlamında tam olarak tanınmadığı, göç almadığı ve nüfus yoğunluğunun az olmasından dolayı yapılaşmanın da fazla olmadığı yıllardır. Aynı şekilde Göcek ve Ölüdeniz yerleşimlerinde de yapılaşma faaliyetlerinin çok fazla olmadığı görülmektedir yılı bölgeye Özel Çevre Koruma Bölgesi statüsünün verildiği yıl olup, lı yıllar bölgedeki doğal güzelliklerin tahrip edilmediği ve ekolojik yıpranmanın henüz başlamadığı yıllardır. Fethiye de 1984 yılı öncesinde birçok yıkıcı depremin meydana geldiği ve 1957 yılında meydana gelen depremden sonra yeniden şekillenmeye başladığı bilinmektedir. O yıllarda kentleşme süreci Karagözler tarafında başlamıştır. Bu süreçte yutdışından gelen bilim adamlarının Fethiye kent yerleşimini Değirmenbaşı tarafına taşınmasını önermişlerse de bu öneri kabul edilmeyerek şehrin tekrar aynı yere kurulmasına karar verilmiştir yılı sonrasında yörenin özel çevre koruma statüsü kazanması ile birlikte kabul edilen imar planları, ilçe merkezi yerleşiminin ova tabanındaki tarım alanları üzerine ve dolgu sahası denilen yerdeki bataklıkların doldurulması ile oluşan alana inşa edilmesini öngörmüştür (Dirlik 2012). Bu tarihten sonra kent yerleşimi ova tabanına doğru gelişmeye başlamıştır.

198 Şekil Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin 1984 yılına ait sınıflandırılmış görüntüsü

199 b. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesinin 1995 yılı sınıflandırma sonuçları Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin 1995 yılına ait uydu görüntüsünden yapılan sınıflandırmaya göre her bir sınıfın kapladığı alanlar Çizelge 4.21 de sınıflama görüntüsü ise Şekil 4.72 de gösterilmiştir. Çizelge yılı için yapılan sınıflandırmaya göre her bir sınıfın kapladığı alanlar Sınıf Alan (ha) % Su yüzeyleri (Deniz,göl, akarsu ve sulak alanlar) ,35 Orman (Geniş yapraklı ve iğne yapraklı ormanlar) ,18 Maki (Maki türleri) ,06 Tarım (Ekili-dikili alanlar, sera alanları) ,26 Yapay yüzeyler (Kent yerleşimi, yollar, limanlar,) ,42 Diğer (Çıplak yüzeyler ve sahil kumulları) ,73 Toplam , yılı için yapılan sınıflandırma sonuçlarına göre; su yüzeyleri ha, orman alanı ha, maki alanı ha, tarım alanı ise 1840 ha lık alanı kaplamaktadır. Kent yerleşimi gibi alanlarında içinde bulunduğu yapay yüzeyler 1159 ha alan kaplarken sahil kumulları ve çıplak yüzey olarak adlandırılan herhangi bir bitki dokusunun veya yerleşimin olmadığı alanlar da 3858 ha alan kaplamaktadır. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin 1995 yılı sınıflandırılmış görüntüsünde (Şekil 4.72) Fethiye ve Ölüdeniz bölgesinde yapay yüzeylere dönüşümün başladığı görülmektedir yılları arasındaki süreçte Fethiye artık tanınmaya başlamış ve özellikle yabancılar tarafından göç almaya başlamıştır. Bu yıllarda Ölüdeniz Bölgesi nde turistik tesislerin yapımı başlamış ve yabancılar özellikle Hisarönü ve Ovacık Mahallelerine yerleşmeye başlamışlardır.

200 Şekil Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin 1995 yılına ait sınıflandırılmış görüntüsü

201 c. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesinin 2003 yılı sınıflandırma sonuçları Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin 2003 yılına ait uydu görüntüsünden yapılan sınıflandırmaya göre her bir sınıfın kapladığı alanlar Çizelge 4.22 de sınıflama görüntüsü ise Şekil 4.73 de gösterilmiştir. Çizelge yılı için yapılan sınıflandırmaya göre her bir sınıfın kapladığı alanlar Sınıf Alan (ha) % Su yüzeyleri (Deniz,göl, akarsu ve sulak alanlar) ,95 Orman (Geniş yapraklı ve iğne yapraklı ormanlar) ,78 Maki (Maki türleri) ,91 Tarım (Ekili-dikili alanlar, sera alanları) ,85 Yapay yüzeyler (Kent yerleşimi, yollar, limanlar,) ,99 Diğer (Çıplak yüzeyler ve sahil kumulları) ,52 Toplam , yılı için yapılan sınıflandırma sonuçlarına göre; su yüzeyleri ha, orman alanı ha, maki alanı ha, tarım alanı ise 1511 ha alan kaplamaktadır. Kent yerleşimi gibi alanlarında içinde bulunduğu yapay yüzeyler 4078 ha alan kaplarken sahil kumulları ve çıplak yüzey olarak adlandırılan herhangi bir bitki dokusunun veya yerleşimin olmadığı alanlar da 1235 ha alan kaplamaktadır. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin 2003 yılı görüntüsünde (Şekil 4.73) Fethiye bölgesinde ova tabanına doğru yapılaşma hareketi hız kazanmıştır. Aynı şekilde Göcek ve Ölüdeniz yerleşimlerinin ova tabanlarına doğru yayılan bir yapılaşma hareketi gözlenmektedir yılları arasındaki süreçte bölge, sürekli dışarıdan göç almaya başlamıştır. Ölüdeniz Bölümü içerisinde yer alan Ovacık ve Hisarönü nde turistik motel ve pansiyonların sayısı hızla artarak yapılaşma süreci çok hızlı gelişmiştir.

202 Şekil Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin 2003 yılına ait sınıflandırılmış görüntüsü

203 d. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesinin 2011 yılı sınıflandırma sonuçları Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin 2011 yılına ait uydu görüntüsünden yapılan sınıflandırmaya göre her bir sınıfın kapladığı alanlar Çizelge 4.23 de sınıflama görüntüsü ise Şekil 4.74 de gösterilmiştir. Çizelge yılı için yapılan sınıflandırmaya göre her bir sınıfın kapladığı alanlar Sınıf Alan (ha) % Su yüzeyleri (Deniz,göl, akarsu ve sulak alanlar) ,97 Orman (Geniş yapraklı ve iğne yapraklı ormanlar) ,82 Maki (Maki türleri) ,74 Tarım (Ekili-dikili alanlar, sera alanları) ,28 Yapay yüzeyler (Kent yerleşimi, yollar, limanlar,) ,67 Diğer (Çıplak yüzeyler ve sahil kumulları) ,53 Toplam , yılı için yapılan sınıflandırma sonuçlarına göre; su yüzeyleri ha, orman alanı ha lık alan, maki ha lık alan tarım alanı ise 1047 ha lık alanı kaplamaktadır. Kent yerleşimi gibi alanlarında içinde bulunduğu yapay yüzeyler 5446 ha lık alanı kaplarken sahil kumulları ve çıplak yüzey olarak adlandırılan herhangi bir bitki dokusunun veya yerleşimin olmadığı alanlar da 2059 ha lık alan kaplamaktadır. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin 2011 yılı görüntüsüne göre 2000 li yıllarda başlayan yapay yüzeylere dönüşümün daha da hızlandığı görülmektedir. Ölüdeniz, Göcek ve Fethiye de özellikle ova tabanı neredeyse tamamen yerleşime açılarak ekolojik doku hızla bozulmaya başlamıştır.

204 Şekil Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin 2011 yılına ait sınıflandırılmış görüntüsü

205 Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde meydana gelen zamansal değişimlerin karşılaştırılması Arazi örtüsü sınıflandırma işleminden sonra sınıflandırılan görüntüler ikili olarak karşılaştırılarak değişim alanlarının yılık artış ve azalış oranları belirlenmiştir. Bu karşılaştırmalar; , , ve yılları arasında yapılarak değişimlerin artış ve azalış oranları hektar bazında belirlenmiş, sonrasında ise değişim yüzdeleri belirlenmiştir. Belirlenen bu yüzdeler her ikili karşılaştırma için arada geçen yıl sayısına bölünerek yıllık artış ve azalış miktarları bulunmuştur a. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde yılları arasındaki alan kullanım değişimleri Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde yılları arasındaki 11 yıllık zaman diliminde meydana gelen yıllık zamansal değişim sonuçları Çizelge 4.24 de, alan kulanım değişimlerinin grafiği ise Şekil 4.75 de gösterilmiştir. Çizelge yılları arasındaki değişim oranları Alan Kullanım Sınıfları ve Kapladıkları Alanlar 1984 (ha) 1995 (ha) Değişim Miktarları (ha) Değişim Yüzdesi (%) Su yüzeyleri (Deniz,göl, akarsu ve sulak alanlar) ,62 Orman (Geniş yapraklı ve iğne yapraklı ormanlar) ,75 Maki (Maki türleri) ,25 Tarım (Ekili-dikili alanlar, sera alanları) ,56 Yapay yüzeyler (Kent yerleşimi, yollar, limanlar,) ,92 Diğer (Çıplak yüzeyler ve sahil kumulları) ,29 Çizelge 4.24 den elde edilen sonuçlara göre her bir alan kullanım sınıfında meydana gelen değişimler aşağıda belirtilmiştir;

206 190 Su yüzeylerinde meydana gelen değişim; yılları arasındaki 11 yıllık zaman diliminde su yüzeylerinde 217 ha azalma gerçekleşmiştir. Azalış oranı yıllık %0,06 oranında olmuştur. Orman yüzeylerinde meydana gelen değişim; yılları arasındaki 11 yıllık zaman diliminde orman yüzeylerinde 497 ha azalma gerçekleşmiştir. Azalış oranı yıllık % 0,16 oranında olmuştur. Maki yüzeylerinde meydana gelen değişim; yılları arasındaki 11 yıllık zaman diliminde maki yüzeylerinde 413 ha azalma gerçekleşmiştir. Azalış oranı yıllık % 0,30 oranında olmuştur. Tarım yüzeylerinde meydana gelen değişim; yılları arasındaki 11 yıllık zaman diliminde tarım yüzeylerinde 599 ha azalma gerçekleşmiştir. Azalış oranı yıllık % 2,23 oranında olmuştur. Yapay yüzeylerde meydana gelen değişim; yılları arasındaki 11 yıllık zaman diliminde yapay yüzeylerde 260 ha artış gerçekleşmiştir. Artış oranı yıllık %2,63 oranında olmuştur. Diğer (Çıplak yüzeyler ve sahil kumulları) sınıfında meydana gelen değişim; yılları arasındaki 11 yıllık zaman diliminde diğer olarak sınıflandırılan yüzeyde (çıplak yüzeyler ve sahil kumulları) 1466 ha artış gerçekleşmiştir. Artış oranı yıllık %5,57 oranında olmuştur. Elde edilen sonuçlara göre su yüzeyleri, orman, maki ve tarım alanlarında azalma, yapay yüzeyler ve diğer sınıfında ise artış meydana gelmiştir yılları arasında herhangi bir bitki örtüsü veya bir kullanım içermeyen çıplak araziler ve kumulların atandığı diğer olarak belirtilen sınıftaki artış en çok göze çarpan artıştır. Tarım ve maki yüzeylerindeki azalış bu alanlarda yerleşim faaliyetlerinin hızlanmasından ve bu alanların yerleşime açılmasından dolayıdır.

207 Alan Büyüklüğü (ha) Yılları Arasındaki Değişim Su yüzeyleri Orman Maki Tarım Yapay yüzeyler Diğer Alan Kullanım Sınıfları Şekil Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin yılları arasındaki alan kullanım değişimi yılları arasında meydana gelen değişimler Şekil 4.76 da daha ayrıntılı bir şekilde görülmektedir yılları arasında Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin Göcek kısmında pek fazla değişim gerçekleşmemiştir. Ancak Fethiye ve yakın çevresinde yapay yüzeylerde meydana gelen artış göze çarpmaktadır. Yapay yüzeyler, Fethiye bölümünde tarım alanları üzerine bir baskı oluşturmaktadır. Bu süreçte tarım alanlarında 599 ha lık bir azalma gerçekleşmiştir. Ölüdeniz bölümünde ise Hisarönü tarafında ve Belceğiz Mahallesi nin ova tabanında yapay yüzeylere doğru bir dönüşümün başladığı gözlenmektedir.

208 yılı sınıflandırma görüntüsünde Göcek-Fethiye ve Ölüdeniz yerleşimleri 1995 yılı sınıflandırma görüntüsünde Göcek-Fethiye ve Ölüdeniz yerleşimleri Şekil Göcek-Fethiye ve Ölüdeniz yerleşimlerinin yılları arasındaki değişimleri

209 b. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde yılları arasındaki alan kullanım değişimleri Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde yılları arasındaki 8 yıllık zaman diliminde meydana gelen zamansal değişim sonuçları Çizelge 4.25 de verilmiştir. Alan kulanım değişimlerinin grafiği ise Şekil 4.77 de gösterilmiştir. Çizelge yılları arasındaki değişim oranları Alan Kullanım Sınıfları 1995 yılına ait değerler (ha) 2003 yılına ait değerler (ha) Değişim Miktarları (ha) Değişim Yüzdesi (%) Su yüzeyleri (Deniz,göl, akarsu ve sulak alanlar) ,96 Orman (Geniş yapraklı ve iğne yapraklı ormanlar) ,18 Maki (Maki türleri) ,64 Tarım (Ekili-dikili alanlar, sera alanları) ,88 Yapay yüzeyler (Kent yerleşimi, yollar, limanlar,) ,86 Diğer (Çıplak yüzeyler ve sahil kumulları) ,98 Çizelge 4.25 den elde edilen sonuçlara göre her bir alan kullanım sınıfında meydana gelen değişimler aşağıda belirtilmiştir; Su yüzeylerinde meydana gelen değişim; yılları arasındaki 8 yıllık zaman diliminde su yüzeylerinde 331 ha azalma gerçekleşmiştir. Azalış oranı yıllık % 0,12 oranında olmuştur.

210 194 Orman yüzeylerinde meydana gelen değişim; yılları arasındaki 8 yıllık zaman diliminde orman yüzeylerinde 329 ha azalma gerçekleşmiştir. Azalış oranı yıllık %0,15 oranında olmuştur. Maki yüzeylerinde meydana gelen değişim; yılları arasındaki 8 yıllık zaman diliminde maki yüzeylerinde 693 ha artış gerçekleşmiştir. Artış oranı yıllık %0,70 oranında olmuştur. Tarım yüzeylerinde meydana gelen değişim; yılları arasındaki 8 yıllık zaman diliminde tarım yüzeylerinde 329 ha azalma gerçekleşmiştir. Azalış oranı yıllık %2,24 oranında olmuştur. Yapay yüzeylerde meydana gelen değişim; yılları arasındaki 8 yıllık zaman diliminde yapay yüzeylerde 2919 ha artış gerçekleşmiştir. Artış oranı yıllık %31,48 oranında olmuştur. Diğer (Çıplak yüzeyler ve sahil kumulları) sınıfında meydana gelen değişim; yılları arasındaki 8 yıllık zaman diliminde diğer olarak sınıflandırılan yüzeyde (çıplak yüzeyler ve sahil kumulları) 2623 ha azalma gerçekleşmiştir. Azalış oranı yıllık %8,50 oranında olmuştur. Elde edilen sonuçlara göre su yüzeyleri, orman alanları, tarım alanları ve diğer sınıfında azalma, maki alanları ve yapay yüzeyler sınıfında ise artış meydana gelmiştir yılları arasında meydana gelen değişimler Şekil 4.78 de daha ayrıntılı bir şekilde görülmektedir. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi, özellikle 2000 li yıllardan sonra Bölge nin turizm yönünden önem kazanması sebebiyle hızlı bir yapılaşma süreci içerisine girmiştir. Ölüdeniz beldesi sınırları içerisinde yer alan Hisarönü ve Ovacık neredeyse tamamen yapılaşmıştır. Bu yıllarda yabancıların artan konut talebini karşılamak, bu

211 Alan Büyüklüğü (ha) 195 hızlı yapılaşmanın bir diğer önemli sebebidir. Fethiye kent merkezinde ise çoğu tarım alanı yerleşime açılmıştır Yılları Arasındaki Değişim Su yüzeyleri Orman Maki Tarım Alan Kullanım Sınıfları Yapay yüzeyler Diğer Şekil Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin yılları arasındaki alan kullanım değişimi Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde yılları arasında dikkat çeken en önemli durum yapılaşma yüzeylerinin %31,48 gibi bir oranla ciddi bir artış göstermiştir. Bir önceki bölümde de belirtildiği gibi bölgede 2000 li yıllar yapılaşma sürecinin hız kazandığı kırılma noktasıdır ve 2003 yılları arasındaki değişimin yönü her iki yıl için yapılan sınıflandırılmış görüntülerden anlaşılmaktadır. Verimli tarım topraklarının bulunduğu oava tabanlarından başlayan yapılaşmalar yayılarak devam etmiştir. Ölüdeniz bölgesindede değişim en hızlı yaşandığı yıllar 2000 li yıllardır. Bu bölgedeki Hisarönü ve Ovacık mahallerinde kısa bir süre içerisnde birçok turistik tesis yapılmıştır.

212 yılı sınıflandırma görüntüsünde 2003 yılı sınıflandırma görüntüsünde Göcek-Fethiye ve Ölüdeniz yerleşimleri Göcek-Fethiye ve Ölüdeniz yerleşimleri Şekil Göcek-Fethiye ve Ölüdeniz yerleşimlerinin yılları arasındaki değişimleri

213 c. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde yılları arasındaki alan kullanım değişimleri Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde yılları arasındaki 8 yıllık zaman diliminde meydana gelen zamansal değişim sonuçları Çizelge 4.26 da verilmiştir. Alan kulanım değişimlerinin grafiği ise Şekil 4.79 da gösterilmiştir. Çizelge yılları arasındaki değişim oranları Alan Kullanım Sınıfları 2003 yılına ait değerler (ha) 2011 yılına ait değerler (ha) Değişim Miktarları (ha) Değişim Yüzdesi (%) Su yüzeyleri (Deniz,göl, akarsu ve sulak alanlar) ,06 Orman (Geniş yapraklı ve iğne yapraklı ormanlar) ,88 Maki (Maki türleri) ,37 Tarım (Ekili-dikili alanlar, sera alanları) ,71 Yapay yüzeyler (Kent yerleşimi, yollar, limanlar,) ,55 Diğer (Çıplak yüzeyler ve sahil kumulları) ,72 Çizelge 4.26 dan elde edilen sonuçlara göre her bir alan kullanım sınıfında meydana gelen değişimler aşağıda belirtilmiştir; Su yüzeylerinde meydana gelen değişim; yılları arasındaki 8 yıllık zaman diliminde su yüzeylerinde 22 ha artış gerçekleşmiştir. Artış oranı yıllık %0,01 oranında olmuştur.

214 198 Orman yüzeylerinde meydana gelen değişim; yılları arasındaki 8 yıllık zaman diliminde orman yüzeylerinde 793 ha azalma gerçekleşmiştir. Azalış oranı yıllık % 0,36 oranında olmuştur. Maki yüzeylerinde meydana gelen değişim; yılları arasındaki 8 yıllık zaman diliminde maki yüzeylerinde 957 ha azalma gerçekleşmiştir. Azalış oranı yıllık %0,92 oranında olmuştur. Tarım yüzeylerinde meydana gelen değişim; yılları arasındaki 8 yıllık zaman diliminde tarım yüzeylerinde 464 ha azalma gerçekleşmiştir. Azalış oranı yıllık % 3,84 oranında olmuştur. Yapay yüzeylerde meydana gelen değişim; yılları arasındaki 8 yıllık zaman diliminde yapay yüzeylerde 1368 ha artış gerçekleşmiştir. Artış oranı yıllık %4,19 oranında olmuştur. Diğer (Çıplak yüzeyler ve sahil kumulları) sınıfında meydana gelen değişim; yılları arasındaki 8 yıllık zaman diliminde diğer olarak adlandırılan yüzeylerde 824 ha artış gerçekleşmiştir. Artış oranı yıllık %8,34 oranında olmuştur. Elde edilen sonuçlara göre su yüzeyleri, orman alanları, maki alanları ve tarım alanlarında azalma, diğer sınıfı ve yapay yüzeyler sınıfında ise artış meydana gelmiştir. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi özellikle 2000 li yıllardan sonra bölgenin turizm yönünden önem kazanması sebebiyle hızlı bir yapılaşma içerisine girmiştir yılları arasında meydana gelen değişim Şekil 4.80 de daha ayrıntılı bir şekilde görülmektedir.

215 199 Şekil Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin yılları arasındaki alan kullanım değişimi 2000 li yıllarda artmaya başlayan yapılaşma süreci 2010 lu yıllarda da hız kazanarak devam etmiştir. Fethiye-Göcek ve Ölüdeniz yerleşimlerinin ova tabanlarında bulunan verimli tarım alanları kentsel alanlara dönüşmüştür. Tarım alanları üzerinde oluşan baskı bu süreçte de devam etmiştir. Ölüdeniz Belcekız Mahallesi ova tabanında, Hisarönü ve Ovacık mahallelerinde birçok turistik amaçlı tesis yapılmıştır yılları arasında süreçte maki alanları 957 ha ile önemli bir azalma yaşamıştır. Maki alanlarından sonra orman alanlarında da 793 ha lık bir azalma görülmektedir. Bu durum, ilerleyen dönemlerde orman ve maki alanları üzerine bir baskı oluşacağı ön görüsünü kuvvetlendrimektedir. Nitekim günümüzde ova tabanında uygun yer kalmadığından dolayı Ölüdeniz de yapılaşma orman alanlarına doğru ilerlemeye başlamıştır. Aynı durum Fethiye ve Göcek te de söz konusdur. Her üç yerleşim biriminde de yerleşime açılabilecek alanların daralmasından dolayı orman ve maki alanlarına doğru bir baskı göze çarpmaktadır.

216 yılı sınıflandırma görüntüsünde Göcek-Fethiye ve Ölüdeniz yerleşimleri 2011yılı sınıflandırma görüntüsünde Göcek-Fethiye ve Ölüdeniz yerleşimleri Şekil Göcek-Fethiye ve Ölüdeniz yerleşimlerinin yılları arasındaki değişimleri

217 d. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde yılları arasındaki alan kullanım değişimleri Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde yılları arasındaki toplam 27 yıllık zaman diliminde meydana gelen zamansal değişim sonuçları Çizelge 4.27 de verilmiştir. Alan kulanım değişimlerinin grafiği ise Şekil 4.81 de gösterilmiştir. Çizelge yılları arasındaki değişim oranları Alan Kullanım Sınıfları 1984 yılına ait değerler (ha) 2011 yılına ait değerler (ha) Değişim Miktarları (ha) Değişim Yüzdesi (%) Su yüzeyleri (Deniz,göl, akarsu ve sulak alanlar) ,51 Orman (Geniş yapraklı ve iğne yapraklı ormanlar) ,70 Maki (Maki türleri) ,32 Tarım (Ekili-dikili alanlar, sera alanları) ,07 Yapay yüzeyler (Kent yerleşimi, yollar, limanlar,) ,78 Diğer (Çıplak yüzeyler ve sahil kumulları) ,92 Çizelge 4.27 den elde edilen sonuçlara göre her bir alan kullanım sınıfında meydana gelen değişimler aşağıda belirtilmiştir; Su yüzeylerinde meydana gelen değişim; yılları arasındaki 27 yıllık zaman diliminde su yüzeylerinde 526 ha azalma gerçekleşmiştir. Azalış oranı 27 yıllık zaman dilimde yıllık % 0,06 oranında olmuştur. Orman yüzeylerinde meydana gelen değişim; yılları arasındaki 27 yıllık zaman diliminde orman yüzeylerinde 1619 ha azalma gerçekleşmiştir. Azalış oranı yıllık %0,21 oranında olmuştur.

218 202 Maki yüzeylerinde meydana gelen değişim; yılları arasındaki 27 yıllık zaman diliminde maki yüzeylerinde 677 ha azalma gerçekleşmiştir. Azalış oranı yıllık %0,20 oranında olmuştur. Tarım yüzeylerinde meydana gelen değişim; yılları arasındaki 27 yıllık zaman diliminde tarım yüzeylerinde 1392 ha azalma gerçekleşmiştir. Azalış oranı yıllık %2,11 oranında olmuştur. Yapay yüzeylerde meydana gelen değişim; yılları arasındaki 27 yıllık zaman diliminde yapay yüzeylerde 4547 ha artış gerçekleşmiştir. Yapay yüzeyler sınıfı 1984 yılında 899 ha lık alan kaplarken 2011 yılında 5446 ha lık alan kaplamıştır. Değişimin en fazla yaşandığı alan kullanım sınıfıdır. Artış yüzdesi %505,78 oranında gerçekleşirken, artış oranı yıllık %18,73 oranında olmuştur. Diğer (Çıplak yüzeyler ve sahil kumulları) sınıfında meydana gelen değişim; yılları arasındaki 27 yıllık zaman diliminde diğer olarak adlandırılan yüzeylerde 333 ha azalış gerçekleşmiştir. Azalış oranı yıllık %0,01 oranında olmuştur. Şekil Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin yılları arasındaki alan kullanım değişimi Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde yılları arasındaki toplam değişim sonuçlarına göre; su yüzeyleri, orman alanları, maki alanları, tarım alanları ve çıplak yüzeyler ve sahil kumullarının diğer olarak adlandırıldığı diğer sınıfında azalma meydana gelmiştir. Yapay yüzeyler sınıfında ise neredeyse altı katlık bir artış olmuştur.

219 203 Bölge, özellikle 1995 yılı sonrasında giderek artan bir yapılaşma sürecine girmiştir. Bu süreç Fethiye ve Ölüdeniz yerleşimlerinde daha hızlı gelişirken Göcek yerleşiminde 2000 li yıllarda hız kazanmıştır. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin her üç yerleşim biriminde yılları arasında meydana gelen değişim Şekil 4.83 de daha ayrıntılı bir şekilde görülmektedir. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde yılları arasındaki toplam değişim sonuçları grafiği Şekil 4.82 de gösterilmiştir ve 2011 yılları arasındaki süreçlerde su yüzeylerinde, orman ve tarım alanlarında azalış gerçekleşmiştir. Maki alanlarının yılları arasındaki artışı özellikle diğer (çıplak yüzeyler ve sahil kumulları) sınıfında meydana gelen azalış ile ilişkili olabilme ihtimalini düşündürmektedir. Yapay yüzeyler sınıfı ise ve 2011 yılları arasındaki bütün süreçlerde artış göstermiştir. Şekil ve 2011 yıllarına ait sınıflandırma sonuçları grafiği

220 yılı sınıflandırma görüntüsünde Göcek-Fethiye ve Ölüdeniz yerleşimleri 2011yılı sınıflandırma görüntüsünde Göcek-Fethiye ve Ölüdeniz yerleşimleri Şekil Göcek-Fethiye ve Ölüdeniz yerleşimlerinin yılları arasındaki değişimleri

221 Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde meydana gelen zamansal değişim ve dönüşüm matrisleri Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde arazi örtüsündeki değişimler sınıflandırma sonrası karşılaştırma tekniği uygulanarak belirlenmiştir. ENVI 4.1 yazılımı kullanılarak bu tekniğin uygulanması ile değişim alanlarındaki den- e (fromto) dönüşüm bilgisi elde edilmiştir. Sınıflandırılan her iki görüntü ENVI ortamında üst üste çakıştırılarak değişim matrisi oluşturulmuştur. Değişim matrisi sınıflar arasındaki değişim bilgisini gösterirken, sınıflar arasındaki dönüşümleri de tanımlamaktadır. Matris içindeki sütunlar son yıla ait alan kullanım sınıfını tanımlarken dönüşüm bilgisini de içermektedir. Satırlar ise, ilk yıla ait alan kullanım sınıfları ile alan ve yüzde olarak değişim miktarındaki azalma veya artmayı göstermektedir. Değişim matrisindeki negatif veriler (-) azalma olduğunu, pozitif veriler (+) ise artış olduğunu ifade etmektedir (Kesgin 2007). Bu yönteme bağlı olarak yapılan değişim tespitinde bir sınıftan diğer bütün sınıflara olan değişim matris formatında elde edilmiştir. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde meydana gelen zamansal değişimin dönüşüm matrisleri sırasıyla; , , ve yılları için belirlenmiştir. Daha genel ve anlaşılır bir değerlendirme olacağı düşünülerek çalışma alanının sadece yılları arasında geçirdiği toplam dönüşüm matrisi Çizelge 4.28 de verilmiştir. Matrisin köşegeni boyunca gözlenen değerler her iki tarihte değişmeden kalan alan miktarlarını göstermektedir. Sütun değerleri sonraki tarihte belirli bir örtü tipine dönüşümün önceki tarihteki hangi sınıflardan gerçekleştiğini, satırlar ise önceki tarihteki belirli bir örtü tipinin sonraki tarihte hangi kategorilere dönüştüğünü göstermektedir. Matrisin satır toplamları örtü kategorilerinin önceki tarihteki, sütun toplamları ise sonraki tarihteki toplam alanını vermektedir (Alphan 2006).

222 206 Çizelge yılları arasındaki dönüşüm matrisi 1984 (%) 2011(%) Orman Maki Tarım Yapay Yüzeyler Diğer Su yüzeyleri 0,05 0,13 0,00 0,11 1,67 Orman 69,32 40,90 25,09 5,74 6,63 Maki 23,33 35,73 23,23 15,72 24,04 Tarım 1,34 2,73 12,11 15,09 3,51 Yapay yüzeyler 5,02 14,74 34,58 56,82 31,57 Diğer 0,94 5,77 4,99 6,52 32,58 Toplam 100,00 100,00 100,00 100,00 100,00 Sınıf değişimi 30,68 64,27 87,89 43,18 67,42 Görüntü farkı -9,22-0,61-48,85 528,13-13,93 Her bir sınıfın dönüşüm sınıfları ve miktarları şu şekildedir; Su yüzeyleri sınıfında meydana gelen dönüşüm; yılları arasındaki 27 yıllık zaman diliminde su yüzeylerinde önemli bir dönüşüm gözlenmezken %1,67 oranında alan herhangi bir kullanım içermeyen diğer sınıfına dönüşmüştür. Bu durum büyük bir olasılıkla kıyı bandında gerçekleşen dolgu faaliyetleridir. Orman sınıfında meydana gelen dönüşüm; yılları arasındaki 27 yıllık zaman diliminde orman alanlarının %69 u yine orman olarak kalırken %40 ı maki alanına %25 i tarım alanına ve %5 i ise yerleşim alanına dönüşmüştür. %6 sı ise kullanım dışı ve herhangi bir bitki örtüsü içermeyen alanlara dönüşmüştür. Bu dönüşümün sebebi de o tarihler arasında Fethiye de meydana gelen orman yangınlarıdır. Muğla Orman Bölge Müdürlüğü nün 2011 yılı orman yangınları değerlendirme raporundaki verilere göre Fethiye de yılları arasında meydana gelen orman yangını sayısı 288 dir. Ayrıca yapılaşma sürecinin bu tarihler arsında hız kazanmasından dolayıdır.

223 207 Maki sınıfında meydana gelen dönüşüm; yılları arasındaki 27 yıllık zaman diliminde maki alanlarının %23 ü orman alanına dönüşürken %35 i maki olarak kalmıştır. %23 lük kısım tarım alanına, %15 lik kısmı da yapay yüzeylere dönüşmüştür. %24 ü de kullanım dışı ve herhangi bir bitki örtüsü içermeyen alanlara dönüşmüştür. Tarım sınıfında meydana gelen dönüşüm; yılları arasındaki 27 yıllık zaman diliminde tarım alanlarının %1 i orman alanına, %2 si maki alanına, %15 i yapay yüzeylere, %3 ü ise kullanım dışı ve herhangi bir bitki örtüsü içermeyen alanlara dönüşmüştür. %12 si ise tarım alanı olarak kalmıştır. Yapay yüzeyler sınıfında meydana gelen dönüşüm; yılları arasındaki 27 yıllık zaman diliminde %56 oranındaki alan yapay yüzey olarak kalmıştır. Diğer sınıfında meydana gelen dönüşüm; yılları arasındaki 27 yıllık zaman diliminde %32 oranında alan diğer sınıfı olarak kalırken %6 sı yapay yüzeylere, %4 ü tarım alanına, %5 i maki alanına ve yaklaşık %1 oranında alan da orman alanına dönüşmüştür. Toplam sınıf değişimine bakıldığında orman alanları %30,68 oranında maki alanları %64,27 oranında, tarım alanları %87,89 oranında, yapay yüzeyler %43,18 oranında ve diğer olarak adlandırılan sınıf %67,42 oranında değişim geçirmiştir yılları arasındaki süreçte en fazla değişimin yaşandığı kullanım sınıfı tarım alanları olmuştur Doğruluk değerlendirmesi Sınıflandırma işleminden sonra görüntülere doğruluk analizi yapılmıştır. Doğruluk analizinde 2003 ve 2011 görüntüleri için Google Earth programı, 1984 ve 1995 yılının görüntüleri için de topoğrafik haritalar yardımcı veri olarak kullanılmıştır.

224 208 Sınıflandırılmış uydu görüntülerinin doğruluklarının belirlenmesi amacıyla iki farklı yöntem yaygın olarak kullanılmaktadır: Bu yöntemlerden birincisi; Chi-Kare (X²) testi ile hatalı sınıflandırılan piksellerin belirlenmesi, ikincisi ise Hata matrisi ve Kappa katsayısı ile doğruluk analizidir. Hata matrisi çapraz sıralama olarak ta bilinmektedir. Kappa indeksi ve hata matrisinin (çapraz sıralama) her ikisi de, iki farklı haritadaki kategorilerin mümkün olan tüm kombinasyonlarının mantıksal değerlerini hesaplamaktadır. Hata matrisi olarak da bilinen çapraz sıralama matrisindeki köşegen değerleri, birinci tarihten ikinci tarihe sınıf değerleri değişmeyen, köşegen dışında kalan değerler ise değişen değerleri ifade etmektedir. Kappa, doğru bir şekilde sınıflanan test alanlarının oranını ifade eden bir ölçü aracıdır. (Rosenfield and Fitzpatrick-Lins 1986; Alphan 2004; Derse 2010; Ekercin 2011; Genç vd 2013). Cohen (1960) tarafından bulunan KAPPA, uzaktan algılama görüntülerinden yararlanılarak tespit edilen, yüzey örtüsü ve yüzey kullanımı bilgilerinin doğruluk değerlendirilmesinde kullanılmaktadır. İstatiksel analiz amacıyla kullanılan Kappa katsayısı, hata matrisinin satır-sütun toplamları ve köşegeni üzerindeki elemanlar kullanılarak elde edilir ve 0 ile 1 arasındadır. Jensen (1996) a göre, bu hata matrisinin sütunları referans verileri, satırları ise sınıflandırılmış görüntüyü temsil etmektedir. Hata matrisi Kappa katsayısı ile istatistik olarak analiz edilmektedir. 0 ile 1 arasında değişen bu katsayı, hata matrisinin satır ve sütun toplamları ile köşegeni üzerindeki elemanlar kullanılarak hesaplanmaktadır Test piksellerinin sayısının her bir sınıf için en az 50 adet olması önerilmektedir. Kappa istatistik değeri sınıflamanın doğruluğunun ne kadar iyi olduğunu gösterir. Kappa değerinin (k) 1 olması istenilen en ideal durumdur. (Kuşçu 2005; Kahya 2005; Ekercin 2011). Çalışmanın bu aşamasında, Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin alan kullanım değişimlerinin belirlenmesi için sınıflandırılan her bir görüntü için doğruluk değerlendirmesi yapılmıştır. Sınıflandırılan dört görüntü için genel doğruluk ve Kappa İstatistik (%) değerleri ERDAS Imagine 9.1 programında bulunmuştur. Doğruluk değerlendirmesinde her bir görüntüye 250 referans noktası atanmıştır. Doğruluk değerlendirmesi sonucunda bulunan değerler Çizelge 4.29 de belirtilmiştir.

225 209 Çizelge Sınıflandırılan görüntülerinin genel doğruluk ve Kappa İstatistik değerleri Tarih Genel Doğruluk Kappa İstatistik % , , , , Peyzaj Strüktür İndeksleri (Peyzaj Metrikleri) Analiz Sonuçları Peyzajın zamansal süreç içerisinde geçirdiği değişimin anlaşılmasında yardımcı olan temel peyzaj metriklerinden beş tanesi çalışmanın amacına uygun olarak yorumlanmıştır. Bu metrikler; peyzajdaki oran, parça sayısı, parça yoğunluğu, ortalama parça büyüklüğü ve ortalama şekil indeksidir. Bu indekslerden; Peyzajdaki oran: Peyzajdaki oran, peyzaj kompozisyonu içerisindeki her bir sınıfın peyzaj yüzdesini ortaya koyan metriktir. Bu oran 1 ile 100 arasında değişir. Bu metriğin sonuçları 1984, 1995, 2003 ve 2011 yıllarına ait sınıflandırma sonuçlarında verildiği için bu kısımda tekrar edilmemiştir. Parça sayısı: Parça sayısı metriği parçalanmışlık ile ilgili bilgiler vermektedir. Parçalanma, peyzajın ekolojik kalitesinde düşüşe neden olur. Türlerin peyzaj içerisindeki hareketliliği bir ölçüde parça sayısı ile ilişkilidir, çünkü parçaların artması demek farklı alan kullanımları arasında sınırların artması demektir, bunlarda hareketleri engelleyen birer bariyer vazifesi görebilirler. Parça sayısı ayrıca diğer indekslerin uygulanmasında temel veri olarak da önemlidir (Eşbah vd 2009). Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde parça sayısı metriğinin sonuçlarına göre her bir sınıfta meydana gelen değişimler Çizelge 4.30 da belirtilmiştir.

226 210 Çizelge Parça sayısı metriğinin sonuçları Parça Sayısı Su yüzeyleri Orman Maki Tarım Yapay yüzeyler Diğer Elde edilen sonuçlara göre; Su yüzeyleri ve orman sınıflarındaki parça sayısı , , yılları arasındaki bütün süreçlerde azalma göstermiştir. Maki sınıfında; ve yılları arasındaki süreçte parça sayısında artış, yılları arasında ise parça sayısında azalma olmuştur. Tarım sınıfında; yılları arasında parça sayısında azalma, yılları arasında artış ve yılları arasında ise parça sayısında azalma olmuştur. Yapay yüzeyler sınıfında ise parça sayısı sürekli olarak artış göstermiştir. Parça yoğunluğu: Herhangi bir peyzaj elemanının ekolojik işlevi, peyzaj mozaiğinde kendine benzer başka elemanların olması ile bağlantılıdır. Bu yüzden bir peyzajdaki belirli bir sınıfa ait parça yoğunluğunun ortaya konması, o peyzaja ait ekolojik işleyişler hakkında tahminler yapılmasını sağlamaktadır. Parça yoğunluğunda azalma izolasyonun bir göstergesidir. İzole olmuş peyzaj elemanları arasında enerji ve materyal değişimi zorlaşacağından türlerin azalması veya kaybı daha hızlı olacaktır (Eşbah vd 2009). Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde parça yoğunluğu metriğinin sonuçlarına göre her bir sınıfta meydana gelen değişimler Çizelge 4.31 de belirtilmiştir.

227 211 Çizelge Parça yoğunluğu metriğinin sonuçları Parça Yoğunluğu Su yüzeyleri 2,63 2,51 2,54 2,53 Orman 21,87 21,63 21,88 18,44 Maki 21,85 24,65 24,09 20,34 Tarım 5,57 4,15 3,74 2,69 Yapay yüzeyler 2,35 2,69 7,29 8,07 Diğer 4,68 6,63 2,21 3,65 Elde edilen sonuçlara göre; Su yüzeyleri sınıfında; yılları arasında parça yoğunluğunda azalma, yılları arasında artış ve yılları arasında ise azalma gerçekleşmiştir. Orman sınıfında; yılları arasında parça yoğunluğunda azalma, yılları arasında artış, yılları arasında ise azalma gerçekleşmiştir. Maki sınıfında; yılları arasında parça yoğunluğunda artış, ve yılları arasında ise azalma gerçekleşmiştir. Tarım sınıfında , , yılları arasındaki bütün süreçlerde parça yoğunluğunda azalma gerçekleşmiştir. Yapay yüzeyler sınıfında , , yılları arasındaki bütün süreçlerde parça yoğunluğunda artış gerçekleşmiştir yılları arasındaki artış ise diğer süreçlere göre daha fazla oranda gerçekleşmiştir. Diğer sınıfında; yılları arasındaki süreçte parça yoğunluğunda artış, yılları arasında ise parça yoğunluğunda azalma gerçekleşmiştir yılları arasında ise parça yoğunluğunda artış gerçekleşmiştir. Ortalama parça büyüklüğü: Peyzajdaki parça büyüklüğü pek çok faktörü direk etkilediği için bir peyzaj analizinde elde edilmesi gereken en önemli bilgidir. Büyük parçaların ekolojik açıdan önemli çekirdek bölgelerini barındırmaları daha kolaydır. Parçalar küçüldükçe kenar etkisi artacaktır. Büyük parçaların küçüklere göre çok daha fazla tür barındırdığı defalarca ispatlanmış bir gerçektir, bu sebepten peyzajın fonksiyonlarını anlamak adına gösterge niteliğinde kullanılabilir. Fragmantasyonu ölçen indeksler grubunda önemli bir rol oynar (özellikle PN ile beraber kullanımında). Örneğin, parça sayısının fazla değişmediği durumlarda, ortalama parça büyüklüğünde

228 212 azalma olmuşsa irdelenen sınıfta fragmantasyon artmış demektir. Ortalama parça büyüklüğü tek başına yorumlandığında bazı durumlarda yeterli olmayabilir, bu yüzden toplam alan, parça yoğunluğu ve büyüklüğü varyansı ile birlikte kullanımı gerekebilir. ( Eşbah vd 2009). Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde ortalama parça büyüklüğü metriğinin sonuçlarına göre her bir sınıfta meydana gelen değişimler Çizelge 4.32 de belirtilmiştir. Çizelge Ortalama parça büyüklüğü metriğinin sonuçları Ortalama Parça Büyüklüğü Su yüzeyleri Orman 21 21,87 25,36 37,51 Maki 2,30 2,16 2,16 2,57 Tarım 1,13 1,58 0,89 1,11 Yapay yüzeyler 0,60 1,53 2,63 3,31 Diğer 1,68 2,09 1,02 1,38 Çizelge 4.33 de belirtilen sonuçlara göre; Su yüzeyleri, orman ve yapay yüzeyler sınıfında; , , yılları arasındaki bütün süreçlerde ortalama şekil büyüklüğünde artış gerçekleşmiştir. Maki sınıfında; yılları arasında ortalama şekil büyüklüğünde azalma, yılları arasında ise değişme olmamıştır yılları arasında ise artış gerçekleşmiştir. Tarım sınıfında; yılları arasında ortalama şekil büyüklüğünde artış, ve yılları arasında azalma gerçekleşmiştir. Diğer sınıfında; yılları arasında ortalama şekil büyüklüğünde artış, ve yılları arasında azalma gerçekleşmiştir. Ortalama Şekil indeksi: Parçaların geometrik olarak ne kadar karmaşık oldukları hakkında bilgiler vermektedir. Parçaların büyüklükleri ve şekilleri o parçanın çevresindeki peyzajla olan etkileşimini belirler. Kompleks, girintili çıkıntılı parçalarda bu etkileşim fazladır. Ayrıca bu tür parçalarda kenar bölgeleri daha fazla olduğu için

229 213 ekolojik açıdan önemli olan çekirdek bölge aynı büyüklükteki kompakt şekillere göre daha azdır (Eşbah vd 2009). Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde ortalama şekil indeksi sonuçlarına göre her bir sınıfta meydana gelen değişimler Çizelge 4.33 de belirtilmiştir. Çizelge Ortalama şekil indeksi metriğinin sonuçları Ortalama Şekil İndeksi Su yüzeyleri 1,31 1,36 1,42 1,51 Orman 1,40 1,36 1,39 1,41 Maki 1,37 1,39 1,39 1,36 Tarım 1,32 1,33 1,32 1,30 Yapay yüzeyler 1,29 1,33 1,32 1,30 Diğer 1,30 1,30 1,25 1,28 Elde edilen onuçlara göre; Su yüzeyleri sınıfında; , , yılları arasındaki bütün süreçlerde ortalama şekil indeksinde artış gerçekleşmiştir. Orman sınıfında; yılları arasında ortalama şekil indeksinde azalma, ve yılları arasında artış gerçekleşmiştir. Maki sınıfında; yılları arasında ortalama şekil indeksinde artış gerçekleşmiştir yılları arasında değişim olmamış, yılları arasında ise azalma gerçekleşmiştir. Tarım sınıfında; yılları arasında ortalama şekil indeksinde artış, ve yılları arasında ise azalma gerçekleşmiştir. Yapay yüzeyler sınıfında; yılları arasında ortalama şekil indeksinde artış, ve yılları arasında ise azalma gerçekleşmiştir. Diğer sınıfında; yılları arasında ortalama şekil indeksinde değişme olmamış, yılları arasında azalma, yılları arasında ise artış gerçekleşmiştir.

230 Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi ekolojik risk değerlendirmesi Çalışmanın bu aşamasında Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin ekolojik değeri yüksek olan alanlarını belirlemek amacı ile ekolojik risk değerlendirmesi yapılmıştır. Bu amaçla uzman grubunun yaptığı değerlendirme neticesinde öncelikle her bir faktörün risk değerlendirmesi ayrı ayrı yapılmış sonrasında elde edilen tüm faktörlerin risk haritaları Arcgis 9.3 programında çakıştırılarak toplam risk haritası oluşturulmuştur a. Topoğrafya risk durumu Bir alanın bulunduğu topografik yapıya, yükseltiye, reliyefe bağlı olarak sahip olduğu konumsal değerinin saptanması planlamada önemli bir yer tutmaktadır. Alanın konumundan dolayı kazandığı potansiyel değer, bu alanda planlama açısından en uygun fonksiyonun alan kullanımının belirlenmesinde ve en doğru şekilde alana yerleştirilmesinde yönlendiricidir ve önemli bir çok kriteri barındırır. Ancak bunun dışında alanın ekolojik açıdan topografik yapı özelliklerine bağlı olarak sahip olduğu ekolojik değerinin de planlamada yönlendirici etkisi çok önemlidir. Topoğrafyanın planlamaya etkisinde ana etkin faktörler; yükselti, reliyef, eğim ve bakıdır (Tozar 2006). Topoğrafya kent planlamalarında da önemli bir yer tutmaktadır. Kent planlaması için öngörülen bir alanın topoğrafyası yer seçimini etkileyebilecek en önemli parametredir. Diğer taraftan topoğrafya aynı zamanda bir alanın eğim özelliklerini de belirlemektedir. Topoğrafya faktörünün dikkate alınarak yapıldığı planlar gelecekteli alan kullanımlarının daha sağlıklı şekillenmesini sağlayacaktır (Kasapoğlu 2012). Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin topoğrafya yönünden riskli alanları bulunurken alt faktörler olarak eğim, bakı ve yükselti değerlendirmeye katılmıştır. Topoğrafya faktörünün etki derecesi uzmanların ortak görüşleri alınarak 2 olarak belirlenmiştir. Arcgis 9.3. programında raster formatına çevirilen eğim, bakı ve yükseklik haritaları üst üste çakıştırılarak topoğrafya risk haritası elde edilmiştir.

231 215 Topoğrafya risk durumunun belirlenmesinde yükseklik yönünden risk derecesi en yüksek olan alanlar yüksekliği m arasında olan alanlar, eğim yönünden risk derecesi en yüksek olan alanlar eğimi %0-6 arasında olan alanlar, bakı yönünden risk derecesi en yüksek olan alanlar güney bakarlı alanlardır. Yapılan değerlendirme neticesinde Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin topoğrafya yönünden riskli alanları ve kapladıkları alanlar Çizelge 4.34 de topoğrafya risk haritası ise Şekil 4.84 de gösterilmiştir. Çizelge Topoğrafya risk durumu ve kapladığı alanlar Risk Derecesi Alan (ha) Oran (%) Düşük ,72 Orta ,20 Yüksek ,08 Toplam ,00 Çizelge 4.34 e göre Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin 7875 ha (%16,72) topoğrafya yönünden düşük derecede riske, ha (%56,20) orta derecede riske sahipken, ha (%27,08) ise yüksek derecede riske sahiptir. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde topoğrafya yönünden riskli alanlara bakıldığında Fethiye-Göcek-Ölüdeniz ve Kayaköy yerleşimlerinin ova tabanları topoğrafya yönünden yüksek risk düzeyine sahiptir. Bu alanlarda yüksekliğin 0-200m, eğimin %0-6 arasında olması ve genellikle güney bakarlı alanlar olmasından dolaı topoğrafya yönünden risk düzeyleri yüksek çıkmıştır.

232 216 Şekil Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi topoğrafya risk haritası

233 b. Toprak risk durumu Ekolojik risk değerlendirmesinde toprak faktörünün etki derecesi 3 olarak belirlenmiştir. Toprak risk durumunun belirlenmesi için seçilen alt faktörler, arazi kullanım yetenek sınıfı, büyük toprak grupları, toprak derinliği ve erozyon olarak belirlenmiştir. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi için yapılan ekolojik risk değerlendirmesine göre toprak faktörünün risk dercelerinin kapladığı alanlar Çizelge 4.35 de toprak faktörü risk haritası ise Şekil 4.85 de gösterilmiştir. Çizelge 4.35 e göre Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin toprak faktörü bakımından 9966 ha (%21,16) sı yüksek derecede riske, ha (%66,23) ü orta dercede riske, 5942 ha (%12,61) i ise düşük derecede riske sahiptir. Çizelge Toprak risk durumu ve kapladığı alanlar Risk Derecesi Alan (ha) Oran (%) Düşük Orta Yüksek Toplam , , , ,00 Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde toprak yönünden riskli alanlara bakıldığında özellikle her üç yerleşim biriminde de günümüzde yerleşim alanı olarak kullanılan bölgelerin toprak yönünden de yüksek düzeyde riske sahip olduğu görülmektedir.

234 218 Şekil Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi toprak risk haritası

235 c. Alan kullanım yönünden risk durumu Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde ekolojik risk değerlendirmesine katılan bir diğer faktör olan alan kullanım durumudur. Şimdiki alan kullanımlarının değerlendirmesinde 2011 yılı Landsat uydu görüntüsündeki sınıflandırma esas alınmıştır. Günümüzde yerleşim alanı olarak kullanılan alanlarda ekolojik yapı bozulduğundan bu alanlarda ekolojik risk 0 olarak verilmiştir. Alan kullanım durumundaki risk değerlendirmesine değerlendirmeye katılan diğer alan kullanımları ise orman, maki, tarım, yerleşim ve çıplak yüzeyler içeren alan kullanımlarıdır. Mevcut alan kullanım durumu gelecekte yapılacak planlamara yön vermesi açısından ekolojik risk değerlendirmesine katılmıştır. Günümüzde orman ve tarım alanı olarak kullanılan alanların ekolojik risk değeri en yüksek düzeyde, maki alanlarının risk düzeyi orta düzeyde ve çıkpal yüzeylerin bulunduğu alanların risk düzeyi düşük derecede olacak şekilde belirlenmiştir. Alan kullanım yönünden riskli alanların belirlendiği değerlendirme sonucunda Fethiye- Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin alan kullanım durumu yönünden riskli alanlarının haritası Şekil 4.86 da gösterilmiştir. Orman alanlarının ve tarım alanlarının bulunduğu alanlar yüksek derecede risk düzeyine sahiptir.

236 220 Şekil Mevcut alan kullanımı yönünden risk durumu

237 d. Hidroloji risk durumu Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin hidroloji risk durumunun değerlendirmesinde bölge sınırları içerisinde kalan akarsu, göl ve deniz kıyılarına 100 m olan mesafeler için Arcgis 9.3. programında buffer zone atılarak bu alanlar için ekolojik risk derecesi yüksek olacak şekilde uzmanlar tarafından puan değerlendirmesi yapılmıştır. Su kaynaklarına 100 er metre olan mesafeler dışındaki alanlarda ise hidroloji yönünden risk derecesi düşük düzeydedir. Fethiye-Göcek Özel Çevre koruma Bölgesinin hidroloji rik durumu haritası Şekil 4.87 de belirtilmiştir. Şekil Hidroloji risk durumu

238 e. Toplam ekolojik risk durumu Ekolojik risk değerlendirmesine katılan toprak, topoğrafya, hidroloji ve mevcut alan kullanım durumu faktörlerinin çakıştırılması ile ekolojik değeri yüksek olan alanların haritası elde edilmiştir. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi için yapılan ekolojik risk değerlendirmesine göre risk derecelerinin kapladığı alanlar Çizelge 4.36 da ekolojik değeri yüksek olan alanların haritası ise Şekil 4.88 de gösterilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nin ha (%37,18) si yüksek derecede riske, ha (%47,38) si orta dercede riske, 7275 ha (%15,45) i ise düşük derecede riske sahiptir. Çizelge Toplam risk durumu ve kapladığı alanlar Risk Derecesi Alan (ha) Oran (%) Düşük ,45 Orta ,37 Yüksek ,18 Toplam Toplam değerlendirme kriterlerinden elde edilen sonuçlara göre, Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde yüksek derece riske sahip olan alanların genellikle verimli tarım topraklarının bulunduğu ve topoğrafik eğimin düze yakın olduğu alanlar olduğu görülmektedir. Bu alanlar günümüzde kent yerleşiminin bulunduğu Fethiye Ovası, Kayaköy ve Yanıklar köyü civarındaki alanlardır. Ayrıca Göcek teki ova tabanı ve Ölüdeniz Tabiat Parkı sınırları içerisinde bulunan Belcekız Mahallesi nin ova tabanı çoğunlukla yüksek derecede riske sahip olan alanlardır. Bölge de ova tabanı özelliği gösteren Fethiye, Göcek, Belcekız Mahallesi ve Kayaköy verimli tarım topraklarından meydana gelmiştir.

239 223 Toplam ekolojik risk değerlendirmesi haritası 2011 yılı için yapılan alan kullanım değişimi haritası ile karşılaştırılarak değişim ekolojik yönü tespit edilmiştir. Uzaktan algılama teknikleri ile yapılan değerlendirmeye göre, yılları arasındaki 27 yıllık zaman diliminde alan kullanım değişiminin ova tabanlarında gerçekleştiği görülmektedir. Ekolojik riski yüksek olan alanlarda yapılaşma faaliyetlerinin olmaması gerekirken tarihsel süreç içerisinde bu alanların yapılaşması ile bu alanlardaki ekolojik döngüde değişime uğrayarak doğal ekolojik özelliklerini kaybetmişlerdir. Kayaköy Bölgesi henüz çok fazla değişime maruz kalmamıştır. Ekolojik risk değerlendirmesine göre ekolojik değeri yüksek bir alan olduğu için gelecek yıllar için bu durum dikkate alınarak bu bölgedeki ekolojik dokununun bozulmaması için bölgedeki koruma mutlak surette olmalıdır. Ölüdeniz beldesi sınırları içerisinde kalan Hisarönü ve Ovacık mahallelerinin bulunduğu bölgede ekolojik risk orta derecededir. Ekolojik risk düzeyi düşük olan alanlar ise genellikle çıplak yüzeylerin bulunduğu alanlardır. Bölge de gelecekte yapılacak planlamaların ekolojik planlama hesaba katılarak yapılması büyük önem taşımaktadır. Özellikle korunan alanlarda ekolojik planlamalar hesaba katılmazsa etkin bir korumadan bahsetmek zor olacaktır. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde yapılacak planlamalarda ekolojik planlamanın dikkate alınması Bölge de sürdürülebilir bir kullanımın sağlanmasında yardımcı olacaktır. Ekolojik değeri yüksek olan alanların korunması daha öncelikli hale getirilmelidir. Gelecekteki alan kullanımlarının sağlıklı şekillenmesi ekolojik planlamaların etkin bir şeklide uygulanmasına bağlıdır.

240 224 Şekil Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi toplam ekolojik risk haritası

241 TARTIŞMA ve SONUÇ Statüsü her ne olursa olsun etkin bir korumadan bahsedebilmek, geleceğe dönük olarak gerçekleştirilen planlamalarla olabilmektedir. Planlama çalışmaları bütüncül olarak düşünülmediğinde doğal kaynak değerlerinin korunabilirliğinden bahsetmek oldukça güç olacaktır. Bütüncül planlamanın vazgeçilmez ayağı da peyzaj planlama çalışmalarıdır. Planlama çalışmalarında önemli bir konuda korunan alanlara sıkıştırılan doğal kaynak değerleri için yapılan planlamaların biyotayı korumaya yönelik olmakla birlikte parçacıl oluşudur. Burada, bir ekosistem öğesi olarak biyotayı koruma önlemleri alınırken bu biyotanın ya da habitatın bağlı olduğu sistem planlama kapsamı dışındadır. Bu durumda sistemin elden çıkması riski, beraberinde habitatı da tehdit etmektedir (Duran ve Günek 2007). Korumada esas amaç, sürdürülebilirliğin sağlanmasıdır. Koruma-kullanma dengesinin sağlanamadığı durumlarda bütüncül koruma anlayışından bahsetmek mümkün değildir. Bu durumda planlamacılara düşen, koruma-kullanma dengesinin gerçekleşmesini sağlamaktır. Yedi bölgeden oluşan Türkiye de her bir bölgenin kendi sınırları içerisinde farklı farklı doğal güzellikleri mevcuttur. Fakat özellikle coğrafi koşulların ve iklim şartlarının etkisi ile nüfus yerleşimi olarak tüm bölgeler aynı ağırlığa sahip değildir. Dünyanın diğer bütün ülkelerinde olduğu gibi, Türkiye de de kıyı alanları hem yerleşim hem de turizm anlamında insanlar tarafından en fazla tercih edilen bölgelerdir. Bu yoğun talep kıyı bölgelerinin korunmasını daha da önemli hale getirmektedir. Turizm, bir ülkenin ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda kazanım elde etmesini sağlayan en önemli hizmet sektörlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle turizm potansiyeli bulunan gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler uluslararası turizm faaliyetlerine ağırlık vermektedirler (Çetintaş ve Bektaş 2008). İkinci Dünya Savaşı sonrasında ticari havayolu endüstrisinin oluşturulması ve 1950 li yıllarda jet uçaklarının

242 226 kullanılması ile turizm önemli ölçüde büyümüştür li yıllara gelindiğinde ise dünyada en fazla istihdamın yapıldığı en geniş sektör halini almıştır (Aslan 2008). Türkiye de özellikle 20 yy. ın 2. yarısından itibaren kırsal alanlardan kentlere göçün artması beraberinde kıyı alanlarında düzensiz-plansız bir yerleşimi ve yapılaşmayı getirmiştir. Bu dönemde uygulanan politikalar ve verilen teşvikler de, turizm yatırımlarına ek olarak sanayi kollarının da kıyı zonuna yerleşmesine yol açmıştır. (Cihangir vd 2007). Türkiye de özellikle ekonomik büyüme ve istikrar, istihdamın arttırılması, bölgesel gelişmişlik düzeyinin dengelenmesi, yatırım yoluyla sanayileşme politikalarının yönlendirilmesi, ekonominin dış rekabete açılması gibi politikalara ağırlık verilmektedir. Bu amaçla birçok yasal düzenleme gerçekleştirilmiş, kalkınma planları uygulanmaya başlanmıştır yılında yürürlüğe giren, 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu, yürürlük tarihinden bugüne turizm sektörünün ülke gündeminde kalmasına, turizm için olmazsa olmaz olan konaklama, yeme-içme-eğlence gibi alanları kapsayan sektörel gelişime katkı sağlamaktadır. Örneğin; 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu nun yürürlüğe girdiği 1982 yılından bugüne, ülkemize gelen turist sayısında yaklaşık 22 kat, turizm gelirlerinde ise yaklaşık 62 kat artış kaydedilmiştir. Söz konusu rakamlarda turizm işletmelerine sağlanan teşvik ve destekler önemli bir paya sahiptir (Anonim 2012b). Türkiye Otelciler Federasyonu tarafından yayınlanan turizm raporunda, Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) 2012 yılı verilerine göre, dünya genelinde turist sayısı 1 milyar 35 milyona çıkarken turizm gelirleri de 1 trilyon 75 milyar dolar olduğu belirtilmiştir. Örgüte göre Türkiye, dünya genelinde; turist sayısında ulaştığı 35,6 milyon turist sayısı ile 6. sırada, 25,7 milyar dolar gelir ile 12. sırada yer almaktadır. Doğal güzellikler ve özellikle de deniz kıyılarının yanlış alan kullanımlarının ve turizm baskısının altında olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Günümüz insanı üzerinde oluşan

243 227 yoğun kent baskısı ve iş temposu doğal alanlara olan özlemi artırmaktadır. Özellikle yaz aylarında yoğun bir kullanıma sahip olan bu alanlar sadece yerli turistlerin değil yabancı turistlerinde çok fazla talep ettikleri alanlardır. Artan talep daha fazla yapılaşmayı da beraberinde getirmektedir. Kıyı alanları, turistik tesislerin kullanımına açılırken çoğu verimli tarım toprağı ve orman alanı da çarpık yapılaşmadan nasibini almaktadır. Korunması gerekli en önemli doğal kaynak değerlerinden birisi olan kıyı ve deniz alanları üzerindeki bu baskıların giderilmesine ve bu sorunların çözümüne yönelik olarak bu alanların sürdürülebilirlik ilkesi çerçevesinde doğal yapısını bozmadan, koruma ve kullanma dengesi gözetilerek değerlendirilmesi amacıyla; temelde etkin bir uygulama ve denetim süreci içeren bir yapısal düzenleme ve altyapı oluşturulmalıdır (Top vd 2013). Kıyı bölgelerinde özellikle kıyı kesiminin turistik tesisler için ayrılması kıyı tahribatının en önemli sebebidir. Turizm, ekonomik anlamda yüksek gelirler sağlayan bir sektördür. Ancak diğer bütün alanlarda olduğu gibi güçlü olanın elinde tekelleşen bu sektör, sadece belirli bir kesime yüksek kazançlar sağlayan bir rant kapısı oluşturmaktadır. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi, 1988 yılında ilan edilen ve Akdeniz in kıyı kesiminde yer alan Türkiye nin ilk özel çevre koruma bölgesidir. Bölge, korunan bir alan olmasına rağmen ülkenin kıyı kesiminde yer almasının da etkisi ile özellikle son on yılda çok hızlı gelişen kentleşme ve turizm baskısından etkilenmiştir. Bölgede yaşanan alan kullanımlarının zamansal değişimlerinin ekolojik planlama kapsamında değerlendirildiği bu çalışmada elde edilen bazı sonuçlar şu şeklidedir; Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde Fethiye, Göcek ve Ölüdeniz üç önemli yerleşim birimidir. Bu yerleşim birimlerinde alan kullanımlarındaki değişimi etkileyen en önemli faktörün Fethiye de kentleşme, Göcek te yat turizminden kaynaklanan turizm hareketleri ve Ölüdeniz de de özellikle Ölüdeniz lagününün dünya çapında bir ün kazanmasıyla eş zamanlı olarak artan turizm faktörü olduğu görülmektedir. Güney Ege Bölgesi Turizm Strateji Belgesi verilerine göre, Türkiye de turistlerin en çok tercih ettiği turizm destinasyonları varış noktası bazında Ölüdeniz, 5.

244 228 sırada yer almaktadır. Ayrıca Ölüdeniz sınırları içerisinde yer alan Hisarönü ve Ovacık ta da alan kullanım değişimlerinin ana faktörü özellikle yabancıların mülk edinme faaliyetlerinden dolayı gerçekleşen yapılaşma faktörü olmuştur. Fethiye nin sahip olduğu jeomorfolojik özellikler nedeniyle etrafı yüksek dağlarla çevrili korunaklı bir ova yapısındadır. Ova tabanı tamamen alüvyon birikintilerinden oluşmuş verimli toprakları bünyesinde barındırmaktadır. Fethiye Ovası, tarım için son derece uygun bir alan iken Ova nın çevresinde düzlük alanların sınırlı oluşu kentleşmenin ova tabanında yayılmasına neden olmuştur yılları arasındaki 27 yıllık zaman diliminde ova tabanı neredeyse tamamen yerleşime açılmıştır (Şekil 5.1). Bölge nin korunan bir alan olmasına rağmen ova tabanının yerleşime açılması ve verimli tarım topraklarının kaybedilişi bölgenin yeteri kadar korunamadığını göstermektedir. Göcek, 1930 lu yıllarda madencilik ile geçimini sağlarken 1950 li yıllarda tarıma yönelim başlamıştır lı yıllarda özellikle koylarının güzelliğinin ün kazanması nedeni ile geçim kaynağı turizm olmaya başlamıştır. Göcek te, bu süreçten sonra tarım alanları Fethiye de olduğu gibi kentleşme baskısı ile karşı karşıya kalmış ve tarım toprakları yerleşim alanlarına dönüşmeye başlamıştır (Şekil 5.1). Yüzölçümü olarak Fethiye merkezi kadar büyük olmaması nedeni ile ova tabanındaki kentleşme baskısı son yıllarda orman alanlarını tehdit etmeye başlamıştır. Göcek te son beş yıldır orman alanlarına doğru gerçekleşen bir yapılaşma söz konusudur. Ölüdeniz, Hisarönü, Ovacık ve Kayaköy beldelerinden oluşan bir yerleşim bir birimidir. Ölüdeniz deki alan kullanımlarının değişimini etkileyen en önemli durum turizm olmuştur. Yabancıların mülk edinmeye başladığı 1990 lı yıllarda bu iki beldedeki alanlar hızla yerleşime açılmaya başlamıştır. Bu beldelerde tarım alanı olarak kullanılan alanlar yerleşime dönüşmüştür (Şekil 5.1). Ayrıca Ölüdeniz lagününün Belcekız tarafında turistik otel ve pansiyonlar hızla çoğalmıştır.

245 Şekil 5.1. Göcek-Fethiye-Ölüdeniz yerleşimlerinin yılı değişim görüntüleri Önemli bir turizm merkezi olan Ölüdeniz beldesi sınırları içerisinde Ölüdeniz- Kıdrak Tabiat Parkı vardır. Bu alan aynı zamanda birinci derece sit alanıdır. Ölüdeniz in Belcekız sahil bandını da içerisine alan bölge tabiat parkı sınırları içerisinde kaldığından bu kesimde kıyıya yakın bir yapılaşma olmamıştır. Ancak, Belcekız Mahallesi olarak geçen ova düzlüğü tamamen yerleşime açılarak yapılaşmıştır. Belcekız Mahallesi nin ova tabanı da verimli tarım topraklarına sahipken son 30 yılda tamamen yerleşime

246 230 açılmıştır. Bu alanda düze yakın alanlar hemen hemen dolduğu için son beş yıldır da orman dokusuna doğru sokulan bir yapılaşma burada da söz konusudur. Fethiye de de nüfusun hızlı bir şekilde artması ile birlikte tamamen yapılaşan ova tabanından sonra orman dokusu üzerine tahripler başlamıştır. Ayrıca özellikle Çalış Bölgesi, yabancıların mülk edinişinin çok fazla yaşandığı bir bölgedir. Bu bölgedeki sazlık bataklık alanlar da kısa sürede kurutulup doldurularak yapılaşmaya açılmıştır. Sazlıkların kesimi de halen devam etmektedir. Ölüdeniz belde sınırları içerisinde yer alan Kayaköy, verimli tarım topraklarına sahip olması yönünden önemli bir konuma sahiptir. Bu bölgede nüfus artışının çok hızlı yaşanmaması doğal dokunun korunmasına sebep olmuştur. Kayaköy de ciddi anlamda bir alan kullanım değişikliğinin olmaması olumlu bir gelişmedir. Birçok kanun ve yönetmeliklerle korumanın devam ettiğini düşünmek yaşanan gelişmelerle tamamen ters düşmektedir. Bir alanı koruyabilmek devamlılığını sağlamak ile mümkün olabileceğinden yasa ve yönetmeliklerde kalan uygulama esasları yazılı bir metinden öteye gidememektedir. Maalesef bu konuda yeterli uygulamalar bulunmamaktadır. Bu duruma bir örnek vermek gerekirse; 6200 sayılı DSİ Kuruluş Kanunu ve Bataklıkların Kurutulması hakkında Kanun, Ramsar Sözleşmesi'nde yer alan hükümlerle ve Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği ile çelişmektedir. DSİ bataklıkları kurutmakla görevlendirilmiş, Çevre Bakanlığı ise korumakla görevlendirilmiştir. Turizmi geliştirmek amacıyla hazırlanan Turizmi Teşvik Kanunu ile Çevre Kanunu, Bern Sözleşmesi ve özellikle 383 Sayılı Özel Çevre Koruma Kurumu ile ilgili Kanun Hükmünde Kararname ile çelişmektedir (Eşbah vd 2009). Ayrıca, 383 No'lu Özel Çevre Koruma Kurumu mevzuatı; üyesi olunan uluslararası kuruluşların doğa, biyolojik çeşitlilik, orman yönetimi alanında sürekli geliştirmekte olduğu metodolojiden tamamıyla uzak, zayıf, genel, yeterince teknik olmayan ve ilgili

247 231 diğer hükümlerine nicel ve nitel ve oran olarak verdiği ağırlıkla, bugün biyoçeşitliliğin muhafazası ve gerçek anlamda yönetiminin aleyhine uygulanmasına neden olacak derecede esnek bir belgedir. Özel Çevre Koruma Kurumu'nun 383 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamesinde biyoçeşitlilik için fayda-maliyet analizi çalışmasının bulunmaması, 383 No'lu Kanun Hükmünde Kararname'nın içeriğinin uluslararası ölçekte bir yaklaşıma dayanmaması, bir koruma alanı kuruluşu olan kurumun mevzuatında biyoçeşitliliğe ağırlık verilmemesi, hatta 'biyoçeşitlilik' teriminin dahi geçmemesi biyoçeşitliliğin, kirlilik ve imar planı lehine çok zayıf kalmasına sebep olmaktadır (Eşbah vd 2009). Kurum ve yetki karmaşasına bir başka örnekte deniz kıyıları için söz konusudur. Kıyı alanlarının planlamasında söz sahibi olan kurumların aynı bölge üzerinde söz sahibi olan diğer kurumlarca yapılan planların iptali için yargıya gitmekte, dolayısıyla yetki kargaşası planlama sürecinin uzamasına neden olmaktadır. Kıyı alanları planlamasında söz sahibi kurumlar, başta valilik, belediyeler olmak üzere, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı, Çevre ve Orman Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Tarım Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı, Özel Çevre Koruma Kurumu, Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu, Denizcilik Müsteşarlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Milli Savunma Bakanlığını sayabiliriz. Bunun yanında planlamada söz sahibi veya danışman olarak görev yapan, mimarlar odası, şehir plancıları odası gibi odalar ile sivil toplum kuruluşları gibi değişik kurum ve kuruluşlarda kıyı alanlarının planlamasında müdahil olmaktadır (Uzal 2006). Sadece bu birkaç örnek bile Türkiye de halen planlama konusunda birçok eksikliğin olduğunu göstermektedir. Bu durum korunan alanların planlamasını daha da karmaşık hale getirmektedir. Bölge de üzerinde durulması gereken bir diğer önemli da konu deniz kirliliğidir. Özellikle yaz sezonunda Fethiye, Göcek ve Ölüdeniz de oldukça yoğun bir deniz trafiği yaşanmaktadır. Bölgede günübirlik tekne turlarının sayısı oldukça fazla olup, yaz

248 232 sezonunda çok sayıda kişiyi bölgenin koylarında dolaştırmaktadırlar. Bu yoğun kullanım da daha fazla deniz kirliliğini beraberinde getirmektedir. Bölge de birbirinden güzel birçok koy bulunmaktadır. Bu koylar, sahip olduğu doğal güzellikler nedeniyle yoğun bir şekilde günübirlik olarak hem tekneler hem de yerli halk tarafından gezilmektedirler. Günübirlik olarak kullanıma açılan bu koylarda da yoğun talebe bağlı olarak gelişen bir baskı söz konusudur. Özellikle Göcek Bölgesi ndeki koylarda yatların yaz sezonunda çok yoğun oluşu ve bu koylarda demir atarak bekleyişleri deniz faunası içinde bir tehdit oluşturmaktadır. Günümüzde birçok yat, doğal ortamlarda (koylarda) demir atarak beklemektedirler. Bu yoğun kullanımın çevresel kirlilik şeklinde yarattığı olumsuz etki, herkes tarafından az çok bilinirken maalesef su altındaki kaynakların tekne ve yat faaliyetlerinden nasıl etkilendiği konusu, uzmanlarının dışında çok az kişi tarafından bilinmektedir. Demir atılmaması konusunda hassasiyeti olan koyları ziyaret eden teknelerin, bağlama sistemlerini kullanmalarını özendirecek bir uygulamayla bu alanların korunmaları daha etkin bir şekilde sağlanmalıdır (Top vd 2013). Özellikle Göcek te bu duruma hassasiyetle dikkat edilmelidir. Muğla ilinin 2012 yılında büyükşehir olmasından sonra Göcek, Hisarönü, Ovacık ve Belcekız Fethiye ye mahalle olarak bağlanmıştır. Bu durumun yeni yerleşim yerlerinin açılmasını daha da hızlandıracağı beklenmektedir. Bu yerlerin Fethiye ye bağlanışı, zaten birçok konuda kurum ve kavram karmaşası yaşanan bölgede çözülmesi gereken sorunların halledilmeden, etkin bir planlama yapılmadan gerçekleşmesi, Fethiye de birçok kaynak değerinden elde edilen gelirlerin Muğla ya aktarılacak oluşu yakın vadede Bölge de sorunların daha da artmasına sebep olacaktır yılında Özel Çevre Koruma Bölgesi olarak ilan edilmesinden günümüze kadar geçen yaklaşık 30 yılda Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde artan taleplerin karşılanması ile eş zamanlı olarak gerçekleştirilen kentleşme faaliyetleri Fethiye, Göcek,

249 233 Hisarönü ve Ovacık merkez yerleşimlerinde korumanın yeteri kadar sağlanamadığını göstermektedir yılları arasındaki 27 yıllık zaman diliminde ortaya çıkan toplam değişim sonuçlarına göre; su yüzeylerinde 526 ha, orman alanlarında 1619 ha, maki alanlarında 677 ha, tarım alanlarında 1392 ha ve diğer sınıfında 333 ha azalma, yapay yüzeyler sınıfında ise 4547 ha artış meydana gelmiştir. Zamansal değişim sürecinde alan kullanım değişimlerinden en fazla etkilenen kullanım sınıfı orman alanları olmuştur. Orman alanlarından sonra tarım alanları gelmektedir. Yapay yüzeyler ise 27 yıllık zaman diliminde yaklaşık olarak altı kat artış göstermiştir. Bölge sınırlarının neredeyse yarısının orman dokusundan meydana geliyor oluşu önemli bir avantajdır. Günümüzde bölgeye genel olarak bakıldığında orman dokusunun hakim olması olumlu bir gelişmedir. Ancak bölgenin popülaritesi her geçen gün daha da artmaktadır. Bu durum Bölge de tarım ve maki alanlarından sonra orman alanlarının da tahrip edilmesini beraberinde getirecektir. Son beş yıldır orman tahribatının başlamış oluşu bu öngörüyü kuvvetlendirmektedir. Günümüz insanının değişen yaşam şartları ve artan tüketim ihtiyaçlarının doğal kaynaklar üzerinde oluşturduğu baskılardan en önemlisi yanlış alan kullanımlarıdır. Özellikle kentleşme olgusunun Türkiye de giderek artması birçok yanlış uygulamayı da beraberinde getirmektedir. Tarımsal alanların ve ormanlık alanların yerleşime açılarak tahrip edildiği birçok örnek mevcuttur. Korunan alanlarda koruma-kullanma dengesinin sağlıklı olarak kurulamadığı tüm planlamalar eksik kalmaktadır. Kısa vadede bulunan çözümlerle noktasal olarak korunan bu alanlar küçük parçalara sıkıştırılmaktadırlar. Eğer bu bölgelerde ekonomik kazançlar ön planda ise maalesef koruma olgusu bir kenara bırakılmaktadır. Bu durumda yasalar ve yönetmelikler koruma hususunda yeterli kalmamaktadırlar.

250 234 Koruma statüleri ilan edilirken birçok yasa ve yönetmeliğe dayandırılmakta ancak bu bölgelerde gerçekleşen insan kaynaklı baskılar göz ardı edilmektedir. Önemli bir örnek teşkil eden Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi, son 30 yılda birçok değişime sahne olmuştur. Verimli tarım toprakları kaybedilmiş, sulak alanları kurutulmuş, deniz kıyıları kirlenmiş ve orman dokusu da giderek tahrip edilmeye başlamıştır. Bölge nin bu şartlar altında yeteri kadar korunan bir alan olduğunu söylemek zordur. Bölgedeki ekonomik gelir sağlayan en önemli durum, yerel halkın tarım arazilerini satarak konutlara dönüştürmesidir. Son beş yılda arsa ve ev fiyatlarını çok ciddi rakamlara ulaşması arsa satışını hızlandırmış ve yapılaşma daha da fazla hız kazanmıştır. Özel Çevre Koruma Kurum Başkanlığı tarafından sürekli imar planı değişikliği yapılarak yeni alanlar imara açılmaktadır. EK 3 de Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi nde yılları arasında gerçekleştirilen imar planı değişiklikleri görülmektedir. 1991, 2005 ve 2011 yılları en fazla imar değişikliği yapılan yıllardır. Aslında bu yıllar Bölge de alan kullanım değişimleri için kırılma noktasının yaşandığı yıllardır. Özel çevre koruma statüsü, Bölge de yaşanan yapılaşmayı önleyememiş ancak yavaşlatmıştır. Bölge nin birici derece deprem kuşağında olmasından dolayı yüksek katlı binalara izin verilmemesi bir avantaj gibi görünse de toprak kaybını geri döndüremeyeceği ve bu alanlarda artık geri dönüşü mümkün olmayan tahribatlara neden olduğu bir gerçektir. Bölge nin ekolojik değeri yüksek olan alanlarını tespit etmek amacı ile ekolojik planlama kapsamında ekolojik risk değerlendirmesi yapılmıştır. Ekolojik risk değerlendirmesi sonuçlarına göre Bölge nin 7275 ha (%15,45) i düşük derecede, ha (%47,38) i orta derecede, ha (%37,18) i ise yüksek derecede risk düzeyine sahiptir. Bölge de en fazla risk düzeyine sahip alanlar orta derecede riske sahiptir. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi ndeki yerleşim birimlerinin ekolojik risk durumları Şekil 5.2 de görülmektedir.

251 235 Şekil 5.2. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi yerleşim birimlerinin ekolojik risk değerlendirmesi haritası Şekil 5.2 de de görüldüğü gibi özellikle ova tabanlarının olduğu bölgeler yüksek derecede risk düzeyine sahiptir. Bölge de gelecekte yapılacak olan planlamalarda bu durum dikkate alınmalı ve doğal dokunun bozulmadığı ve yüksek derecede risk düzeyine sahip olan alanlara mutlak koruma statüsü getirilerek bu alanların korunması sağlanmalıdır.

252 236 Düşük derecede risk düzeyinin bulunduğu alanlar genellikle Bölge de çıplak yüzeylerin bulunduğu kesimlerdir. Bölge de adaların bulunduğu bölgeler ve deniz kıyısına bakan yamaçlar orta derecede yüksek risk düzeyine sahiptir. Bu yamaçların orman dokusundan oluşuyor oluşu bu alanlarda da risk düzeyini yükseltmektedir. Ayrıca Fethiye-Göcek ve Ölüdeniz yerleşimlerinde ekolojik risk değeri yüksek olan alanlar Şekil 5.3, Şekil 5.4, ve Şekil 5.5 de gösterilmiştir. Ekolojik risk değerlendirmesi haritası, 2011 yılına ait sınıflandırma görüntüsü ile karşılaştırıldığında yüksek derecede riske sahip olan ve verimli tarım topraklarından oluşan ova tabanlarının neredeyse tamamen yerleşime açıldığı görülmektedir. Ekolojik riskdeğeri yüksek olan alanların mutlak şekilde korunması gerekirken yapılaşmaya açılması Bölge de etkin bir korumanın sağlanamadığını göstermektedir. Türkiye de korunan alanlarda yapılacak planlamaların ekolojik temele dayandırılmaması hem doğal doku tahribatlarına hem de biyoçeşitlilik kayıplarına neden olmaktadır. Özellikle kıyı kesimlerinde oluşan yoğun talep bu alanları korumanın daha etkin bir şekilde gerçekleştirilmesini gerektirmektedir. Ülkesel ölçekte yapılacak planlamalara peyzaj planlamanın dahil edilmemesi bir başka eksikliktir. Yakın gelecekte yoğun kullanım talebinin yaşanacağı koruma bölgelerinde özellikle taşıma kapasitesi hesaba katılarak planlamalara dahil edilmelidir. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi için de yoğun bir kullanıma sahip olan sahil kemsilerinin taşıma kapasiteleri belirlenerek bu doğrultuda planlamaların yapılması daha etkin bir planlamayı sağlayacaktır.

253 237 Şekil 5.3. Fethiye yerleşimi ekolojik risk haritası ve ekolojik risk değeri yüksek olan alanlar

254 238 Şekil 5.4. Göcek yerleşimi ekolojik risk haritası ve ekolojik risk değeri yüksek olan alanlar

255 239 Şekil 5.5. Ölüdeniz yerleşimi ekolojik risk haritası ve ekolojik risk değeri yüksek olan alanlar

Hanife Kutlu ERDEMLĐ Doğa Koruma Dairesi Başkanlığı 10.12.2009 Burdur

Hanife Kutlu ERDEMLĐ Doğa Koruma Dairesi Başkanlığı 10.12.2009 Burdur Hanife Kutlu ERDEMLĐ Doğa Koruma Dairesi Başkanlığı 10.12.2009 Burdur - Doğa Koruma Mevzuat Tarihçe - Ulusal Mevzuat - Uluslar arası Sözleşmeler - Mevcut Kurumsal Yapı - Öngörülen Kurumsal Yapı - Ulusal

Detaylı

TÜRKİYEDE DOĞA KORUMA UYGULAMALARI VE AB SÜRECİNE UYUM ÇALIŞMALARI

TÜRKİYEDE DOĞA KORUMA UYGULAMALARI VE AB SÜRECİNE UYUM ÇALIŞMALARI T.C ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI DOĞA KORUMA VE MİLLİ PARKLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TÜRKİYEDE DOĞA KORUMA UYGULAMALARI VE AB SÜRECİNE UYUM ÇALIŞMALARI ANKARA 09.11.2010 SUNUM İÇERİĞİ - Türkiye nin Biyolojik Zenginliği

Detaylı

Denizlerimizi ve Kıyılarımızı Koruyalım

Denizlerimizi ve Kıyılarımızı Koruyalım Denizlerimizi ve Kıyılarımızı Koruyalım Denizlerimiz ve kıyılarımız canlı çeşitliliği bakımından çok zengin yerler. Ancak günümüzde bu çeşitlilik azalma tehlikesiyle karşı karşıya. Bunun birçok nedeni

Detaylı

KORUNAN ALANLARDA ÇEVRE BİLİNCİ VE EĞİTİMİ

KORUNAN ALANLARDA ÇEVRE BİLİNCİ VE EĞİTİMİ KORUNAN ALANLARDA ÇEVRE BİLİNCİ VE EĞİTİMİ Dr. Jale SEZEN Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü Tabiat Varlıklarını Koruma Şubesi,Tekirdağ TABİAT VARLIKLARI VE KORUNAN ALANLAR Jeolojik devirlerle, tarih öncesi

Detaylı

ÇEVRE VE DOĞA KORUMAYLA İLGİLİ ULUSAL VE

ÇEVRE VE DOĞA KORUMAYLA İLGİLİ ULUSAL VE TÜRKİYE NİN TARAF OLDUĞU ULUSLARARASI SÖZLEŞMELER ÇEVRE VE DOĞA KORUMAYLA İLGİLİ ULUSAL VE ULUSLARARASI ÖRGÜTLER DERS 5 TÜRKİYE NİN TARAF OLDUĞU ULUSLARARASI SÖZLEŞMELER 1-Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının

Detaylı

2-TUZ GÖLÜ ÖZEL ÇEVRE KORUMA BÖLGESİ. Nesli Tehdit ve Tehlike Altında Olan Tür ve Habitatların Korunması Peygamber Çiçeği.

2-TUZ GÖLÜ ÖZEL ÇEVRE KORUMA BÖLGESİ. Nesli Tehdit ve Tehlike Altında Olan Tür ve Habitatların Korunması Peygamber Çiçeği. - GÖLBAŞI ÖZEL ÇEVRE KORUMA BÖLGESİ 00 NA KADAR GERÇEKLEŞTİRİLEN Çevre Eğitimi Yerel Yönetimler 99-Sürekli Eymir ve Mogan Göllerinin Korunmasına Yönelik Jeoloji ve Hidrojeoloji İncelemesi Anadolu Botanik

Detaylı

DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3

DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3 DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3 İnsan yaşamı ve refahı tarihsel süreç içinde hep doğa ve doğal kaynaklarla kurduğu ilişki ile gelişmiştir. Özellikle sanayi devrimine kadar

Detaylı

Fonksiyonlar. Fonksiyon tanımı. Fonksiyon belirlemede kullanılan ÖLÇÜTLER. Fonksiyon belirlemede kullanılan GÖSTERGELER

Fonksiyonlar. Fonksiyon tanımı. Fonksiyon belirlemede kullanılan ÖLÇÜTLER. Fonksiyon belirlemede kullanılan GÖSTERGELER Fonksiyonlar Fonksiyon tanımı Fonksiyon belirlemede kullanılan ÖLÇÜTLER Fonksiyon belirlemede kullanılan GÖSTERGELER Fonksiyona uygulanacak Silvikültürel MÜDAHALELER 2) ETÇAP Planlarının Düzenlenmesine

Detaylı

GÖLBAŞI ÖZEL ÇEVRE KORUMA BÖLGESĐNDE ALAN YÖNETĐMĐ VE ÇEVRE DÜZENĐ PLANI KARARLARININ CBS DESTEĞĐ ĐLE OLUŞTURULMASI

GÖLBAŞI ÖZEL ÇEVRE KORUMA BÖLGESĐNDE ALAN YÖNETĐMĐ VE ÇEVRE DÜZENĐ PLANI KARARLARININ CBS DESTEĞĐ ĐLE OLUŞTURULMASI TMMOB COĞRAFĐ BĐLGĐ SĐSTEMLERĐ KONGRESĐ 2009 02-06 Kasım 2009, Đzmir GÖLBAŞI ÖZEL ÇEVRE KORUMA BÖLGESĐNDE ALAN YÖNETĐMĐ VE ÇEVRE DÜZENĐ PLANI KARARLARININ CBS DESTEĞĐ ĐLE A. Erdoğan 1, S. Meriç 2 1 Dr,

Detaylı

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI I. Hafta Yrd. Doç. Uzay KARAHALİL Sunum Akışı Tanışma Ders İçeriği Derste Uyulacak Kurallar Ödev ve Sınavlar Derse Giriş Ders Akışı Dünya da ve Türkiye de Doğa Korumanın Tarihsel

Detaylı

AVRUPA TOPLULUĞU PEGASO PROJESİ

AVRUPA TOPLULUĞU PEGASO PROJESİ AVRUPA TOPLULUĞU PEGASO PROJESİ 20 Şubat 2013 KÖYCEĞİZ - DALYAN ÖZEL ÇEVRE KORUMA BÖLGESİ ALAN ÇALIŞMALARI AKDENİZ KIYI VAKFI Tanım BARSELONA SÖZLEŞMESİ 16 Şubat 1976 da, Barselona da Akdeniz ülkeleri

Detaylı

Editör Doç.Dr.Hasan Genç ÇEVRE EĞİTİMİ

Editör Doç.Dr.Hasan Genç ÇEVRE EĞİTİMİ Editör Doç.Dr.Hasan Genç ÇEVRE EĞİTİMİ Yazarlar Doç.Dr.Hasan Genç Doç.Dr.İbrahim Aydın Doç.Dr.M. Pınar Demirci Güler Dr. H. Gamze Hastürk Yrd.Doç.Dr. Suat Yapalak Yrd.Doç.Dr. Şule Dönertaş Yrd.Doç.Dr.

Detaylı

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI TABİAT VARLIKLARINI KORUMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Büyükşehir Belediye Alanlarında Tabiat Varlıklarının Yönetimi

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI TABİAT VARLIKLARINI KORUMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Büyükşehir Belediye Alanlarında Tabiat Varlıklarının Yönetimi T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI TABİAT VARLIKLARINI KORUMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Büyükşehir Belediye Alanlarında Tabiat Varlıklarının Yönetimi Osman İYİMAYA Genel Müdür 12-13 Mayıs Karadeniz Teknik Üniversitesi

Detaylı

ÇAKÜ Orman Fakültesi Havza Yönetimi ABD 1

ÇAKÜ Orman Fakültesi Havza Yönetimi ABD 1 Uymanız gereken zorunluluklar ÇEVRE KORUMA Dr. Semih EDİŞ Uymanız gereken zorunluluklar Neden bu dersteyiz? Orman Mühendisi adayı olarak çevre konusunda bilgi sahibi olmak Merak etmek Mezun olmak için

Detaylı

Sevim Yasemin ÇİÇEKLİ 1, Coşkun ÖZKAN 2

Sevim Yasemin ÇİÇEKLİ 1, Coşkun ÖZKAN 2 1078 [1025] LANDSAT 8'İN ADANA SEYHAN BARAJ GÖLÜ KIYI ÇİZGİSİNİN AYLIK DEĞİŞİMİNİN BELİRLENMESİNDE KULLANILMASI Sevim Yasemin ÇİÇEKLİ 1, Coşkun ÖZKAN 2 1 Arş. Gör., Erciyes Üniversitesi, Harita Mühendisliği

Detaylı

Murat TÜRKEŞ ve Telat KOÇ Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü, Çanakkale

Murat TÜRKEŞ ve Telat KOÇ Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü, Çanakkale (*)Türkeş, M. ve Koç, T. 2007. Kazdağı Yöresi ve dağlık alan (dağ sistemi) kavramları üzerine düşünceler. Troy Çanakkale 29:18-19. KAZ DAĞI YÖRESİ VE DAĞLIK ALAN (DAĞ SİSTEMİ) KAVRAMLARI ÜZERİNE DÜŞÜNCELER

Detaylı

Alanın Gelişimi ile İlgili Kriterler

Alanın Gelişimi ile İlgili Kriterler KORUNAN ALANLAR Korunan alanlar incelenip, değerlendirilirken ve ilan edilirken yalnız alanın yeri ile ilgili ve ekolojik kriterler değil, onların yanında tarih, kültürel ya da bilimsel değerleri de dikkate

Detaylı

ve 20 Tekne Kapasiteli Yüzer İskele

ve 20 Tekne Kapasiteli Yüzer İskele MUĞLA İLİ, FETHİYE İLÇESİ, GÖCEK MAHALLESİ, 265 ADA 1 PARSEL, 266 ADA 1 PARSEL 433 ADA 1 PARSEL ve 20 Tekne Kapasiteli Yüzer İskele 1 İÇİNDEKiLER BÖLUM -1: TAŞINMAZLARA YÖNELiK MEVCUT DURUM ANALiZi...

Detaylı

YABANI MEYVELER ve KULLANıM ALANLARı. Araş. Gör. Dr. Mehmet Ramazan BOZHÜYÜK

YABANI MEYVELER ve KULLANıM ALANLARı. Araş. Gör. Dr. Mehmet Ramazan BOZHÜYÜK YABANI MEYVELER ve KULLANıM ALANLARı Araş. Gör. Dr. Mehmet Ramazan BOZHÜYÜK Dünyada kültüre alınıp yetiştirilmekte olan 138 meyve türünden, yaklaşık 16'sı subtropik meyve türü olan 75'e yakın tür ülkemizde

Detaylı

TABİAT VARLIKLARINI KORUMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ENERJİ VE ÇEVRE POLİTİKALARI AÇISINDAN RESLER VE KORUNAN ALANLAR. Osman İYİMAYA Genel Müdür

TABİAT VARLIKLARINI KORUMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ENERJİ VE ÇEVRE POLİTİKALARI AÇISINDAN RESLER VE KORUNAN ALANLAR. Osman İYİMAYA Genel Müdür TABİAT VARLIKLARINI KORUMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ENERJİ VE ÇEVRE POLİTİKALARI AÇISINDAN RESLER VE KORUNAN ALANLAR Osman İYİMAYA Genel Müdür Enerji hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olarak başta sanayi, teknoloji,

Detaylı

BÜTÜNLEŞİK KIYI ALANLARI YÖNETİMİ

BÜTÜNLEŞİK KIYI ALANLARI YÖNETİMİ BÜTÜNLEŞİK KIYI ALANLARI YÖNETİMİ PROF.DR.LALE BALAS GAZİ ÜNİVERSİTESİ DENİZ VE SU BİLİMLERİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ DÜNYA %29 Kara %71 Su RUZGAR TÜRKİYE GELGIT DALGALAR YOGUNLUK FARKLILAŞMASI 10

Detaylı

Hedef 1: KAPASİTE GELİŞTİRME

Hedef 1: KAPASİTE GELİŞTİRME Proje, Küresel Çevre Fonu (GEF) mali desteğiyle, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü tarafından Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Gıda Tarım ve Hayvancılık

Detaylı

BALIKESİR-ÇANAKKALE PLANLAMA BÖLGESİ 1/100.000 ÖLÇEKLİ ÇEVRE DÜZENİ PLANI 3. FAALİYET RAPORU

BALIKESİR-ÇANAKKALE PLANLAMA BÖLGESİ 1/100.000 ÖLÇEKLİ ÇEVRE DÜZENİ PLANI 3. FAALİYET RAPORU BALIKESİR-ÇANAKKALE PLANLAMA BÖLGESİ 1/100.000 ÖLÇEKLİ ÇEVRE DÜZENİ PLANI 3. FAALİYET RAPORU TEMMUZ 2012 YÜKLENİCİ: DOĞUKAN & BHA İŞ ORTAKLIĞI 1 "Balıkesir-Çanakkale Planlama Bölgesi 1/100 000 Ölçekli

Detaylı

Muğla ili kıyılarında turizm kaynaklı kıyı değişimlerinin uzaktan algılama ve coğrafik bilgi sistemi teknikleri kullanarak değerlendirilmesi

Muğla ili kıyılarında turizm kaynaklı kıyı değişimlerinin uzaktan algılama ve coğrafik bilgi sistemi teknikleri kullanarak değerlendirilmesi Kaynak : KULELI, T., ERDEM, M., GUCLU, K., ERKOL, L., (2008)Muğla Đli kıyılarında turizm kaynaklı kıyı değişimlerinin uzaktan algılama ve coğrafik bilgi sistemi teknikleri kullanarak değerlendirilmesi.

Detaylı

12 Mayıs 2016 PERŞEMBE

12 Mayıs 2016 PERŞEMBE 12 Mayıs 2016 PERŞEMBE Resmî Gazete Sayı : 29710 YÖNETMELİK Orman ve Su İşleri Bakanlığından: TAŞKIN YÖNETİM PLANLARININ HAZIRLANMASI, UYGULANMASI VE İZLENMESİ HAKKINDA YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam,

Detaylı

ULUSAL HAVZA YÖNETİM STRATEJİSİ

ULUSAL HAVZA YÖNETİM STRATEJİSİ ULUSAL HAVZA YÖNETİM STRATEJİSİ Bayram HOPUR Entegre Projeler Uygulama Şube Müdürü Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü www.cem.gov.tr 3. Ulusal Taşkın Sempozyumu- 29.04.2013 İstanbul ULUSAL

Detaylı

Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı. Coğrafi Bilgi Sistemleri Çalışmaları

Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı. Coğrafi Bilgi Sistemleri Çalışmaları Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı Coğrafi Bilgi Sistemleri Çalışmaları Özel Çevre Koruma Bölgeleri K a r a d e n i z E g e A k d e n i z Toplam Alan: 12112 km 2 Top. Karasal (göllerle) Alan: 10347 km

Detaylı

Aksaray Üniversitesi Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü

Aksaray Üniversitesi Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü Aksaray Üniversitesi Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü TÜRKİYE DE YENİ İLLERİN KENTSEL GELİŞİM SÜRECİNİN COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ İLE BELİRLENMESİ: AKSARAYÖRNEĞİ H.M.Yılmaz, S.Reis,M.Atasoy el

Detaylı

TÜRKİYE PEYZAJI (FAKÜLTE)

TÜRKİYE PEYZAJI (FAKÜLTE) TÜRKİYE PEYZAJI (FAKÜLTE) YRD.DOÇ.DR.IŞIL KAYMAZ, 2017, ANKARA ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ BU SUNUMU KAYNAK GÖSTERMEDEN KULLANMAYINIZ YA DA ÇOĞALTMAYINIZ! Peyzaj kavramı insanlar tarafından algılandığı

Detaylı

COĞRAFİ YAPISI VE İKLİMİ:

COĞRAFİ YAPISI VE İKLİMİ: TARİHİ : Batı Toroslar ın zirvesinde 1288 yılında kurulan Akseki İlçesi nin tarihi, Roma İmparatorluğu dönemlerine kadar uzanmaktadır. O devirlerde Marla ( Marulya) gibi isimlerle adlandırılan İlçe, 1872

Detaylı

SU ve BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK SEMPOZYUMU. Çukurova Deltası Arazi Örtüsü/Kullanımı Değişimlerinin İzlenmesi

SU ve BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK SEMPOZYUMU. Çukurova Deltası Arazi Örtüsü/Kullanımı Değişimlerinin İzlenmesi SU ve BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK SEMPOZYUMU Çukurova Deltası Arazi Örtüsü/Kullanımı Değişimlerinin İzlenmesi Yrd.Doç.Dr. Anıl AKIN Bursa Teknik Üniversitesi, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü, aakin@student.cu.edu.tr

Detaylı

SUALTI ARAŞTIRMALARI DERNEĞİ UNDERWATER RESEARCH SOCIETY

SUALTI ARAŞTIRMALARI DERNEĞİ UNDERWATER RESEARCH SOCIETY SUALTI ARAŞTIRMALARI DERNEĞİ UNDERWATER RESEARCH SOCIETY 13 Eylül 2012 Sayı: SAD-12/26 Konu: İzmir İli Karaburun İlçesinde kıyı tahribatı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel

Detaylı

GÖKSU DELTASI KIYI YÖNETİMİNİN DÜNÜ VE BUGÜNÜ ÖZET

GÖKSU DELTASI KIYI YÖNETİMİNİN DÜNÜ VE BUGÜNÜ ÖZET 6. Ulusal Kıyı Mühendisliği Sempozyumu 197 GÖKSU DELTASI KIYI YÖNETİMİNİN DÜNÜ VE BUGÜNÜ Sibel MERİÇ Jeoloji Yüksek Mühendisi Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı Ankara,TÜRKİYE sibelozilcan@gmail.com Seçkin

Detaylı

Natura 2000 Alanlarının Belirlenmesi ve Tayin Süreci Bulgaristan Örneği

Natura 2000 Alanlarının Belirlenmesi ve Tayin Süreci Bulgaristan Örneği Natura 2000 Alanlarının Belirlenmesi ve Tayin Süreci Bulgaristan Örneği Ventzislav Vassilev, REC Bulgaristan 30 Ocak- 1 Şubat 2018 AB ye Katılım Öncesi Bulgaristan daki Koruma Alanları 20. Yüzyıl başları

Detaylı

PEYZAJ MİMARLIĞI ANABİLİM DALI

PEYZAJ MİMARLIĞI ANABİLİM DALI PEYZAJ MİMARLIĞI ANA Doç. Dr. Selma ÇELİKYAY ( Bilim Başkanı ) İstanbul Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi Mimarlık Fakültesi Mimarlık Ens./Anabilim / Bilim Mimar Sinan Şehir ve Bölge Planlama Kentsel

Detaylı

Arazi örtüsü değişiminin etkileri

Arazi örtüsü değişiminin etkileri Aksaray Üniversitesi Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü Rize İlinin Arazi Örtüsündeki Zamansal Değişimin (1976 ) Uzaktan Algılama ve Coğrafi Bilgi Sistemi İle Belirlenmesi Yd Yrd. Doç. Dr. Sl

Detaylı

ÇOK ZAMANLI UYDU GÖRÜNTÜLERİ VE CBS İLE ALİBEYKÖY BARAJI VE YAKIN ÇEVRESİNİN ARAZİ KULLANIMI ÖZELLİKLERİNİN BELİRLENMESİ

ÇOK ZAMANLI UYDU GÖRÜNTÜLERİ VE CBS İLE ALİBEYKÖY BARAJI VE YAKIN ÇEVRESİNİN ARAZİ KULLANIMI ÖZELLİKLERİNİN BELİRLENMESİ ÇOK ZAMANLI UYDU GÖRÜNTÜLERİ VE CBS İLE ALİBEYKÖY BARAJI VE YAKIN ÇEVRESİNİN ARAZİ KULLANIMI ÖZELLİKLERİNİN BELİRLENMESİ Yasemin Özdemir, İrfan Akar Marmara Üniversitesi Coğrafya Bölümü Marmara Üniversitesi

Detaylı

AKDENİZ FOKUNUN Monachus monachus TÜRKİYE DE KORUNMASI ULUSAL EYLEM PLANI

AKDENİZ FOKUNUN Monachus monachus TÜRKİYE DE KORUNMASI ULUSAL EYLEM PLANI Birleşmiş Milletler Çevre Programı AKDENİZ EYLEM PLANI Özel Koruma Alanları için Bölgesel Eylem Merkezi N 32 / RAC/ SPA / 2011 AKDENİZ FOKUNUN Monachus monachus TÜRKİYE DE KORUNMASI ULUSAL EYLEM PLANI

Detaylı

İÇİNDEKİLER İKİNCİ BASKIYA ÖNSÖZ...VII BİRİNCİ BASKIYA ÖNSÖZ...IX İÇİNDEKİLER...XI KISALTMALAR...XXI

İÇİNDEKİLER İKİNCİ BASKIYA ÖNSÖZ...VII BİRİNCİ BASKIYA ÖNSÖZ...IX İÇİNDEKİLER...XI KISALTMALAR...XXI İÇİNDEKİLER İKİNCİ BASKIYA ÖNSÖZ...VII BİRİNCİ BASKIYA ÖNSÖZ...IX İÇİNDEKİLER...XI KISALTMALAR...XXI BİRİNCİ BÖLÜM ÇEVRENİN KORUNMASI, ÇEVRE HAKKI 1. ÇEVRENİN KORUNMASI...1 I. Çevre Kavramı...1 Çevresel

Detaylı

Doğa, Çevre, Doğal Kaynak ve Biyolojik Çeşitlilik

Doğa, Çevre, Doğal Kaynak ve Biyolojik Çeşitlilik TEMEL KAVRAMLAR Doğa, çevre, Doğal Kaynak ve Biyolojik Çeşitlilik Kavramları Yabanıl Alan, Yabanıllık ve Yaban Hayatı Kavramları Doğa Koruma Kavramı ve Kapsamı Doğal Kaynak Yönetiminin Genel Kapsamı Doğa,

Detaylı

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞINCA ÇALIŞMALARI YÜRÜTÜLEN ÖNERİ KORUMA KATEGORİLERİ DEĞERLENDİRMESİ

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞINCA ÇALIŞMALARI YÜRÜTÜLEN ÖNERİ KORUMA KATEGORİLERİ DEĞERLENDİRMESİ ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞINCA ÇALIŞMALARI YÜRÜTÜLEN ÖNERİ KORUMA KATEGORİLERİ DEĞERLENDİRMESİ MEVCUT SİT KATEGORİLERİ ÖNERİ SİT KATEGORİLERİ 1.DERECE DOĞAL SİT ALANLARI BU ALANLARDA, BİTKİ ÖRTÜSÜ, TOPOGRAFYA,

Detaylı

BALIKESİR de. Yatırım Yapmak İçin 101 Neden

BALIKESİR de. Yatırım Yapmak İçin 101 Neden BALIKESİR de Yatırım Yapmak İçin 101 Neden Coğrafi Konum 1. Türkiye nin ekonomik hareketliliğinin en yüksek olduğu Marmara Bölgesi nde yer alması, 2. Marmara ve Ege Denizi ne kıyılarının bulunması, 3.

Detaylı

PARK-BAHÇE VE PEYZAJ MİMARİSİ

PARK-BAHÇE VE PEYZAJ MİMARİSİ PARK-BAHÇE VE PEYZAJ MİMARİSİ Yrd.Doç.Dr. Simay KIRCA 2017-2018 Güz Yarıyılı DERS 5 KÜLTÜREL PEYZAJLAR Kültür; toplumların yaşam biçimleri, gelenek ve göreneklerinin, üretim olanaklarının bileşkesi olarak

Detaylı

COĞRAFYA-2 TESTİ. eşittir. B) Gölün alanının ölçek yardımıyla hesaplanabileceğine B) Yerel saati en ileri olan merkez L dir.

COĞRAFYA-2 TESTİ. eşittir. B) Gölün alanının ölçek yardımıyla hesaplanabileceğine B) Yerel saati en ileri olan merkez L dir. 2012 LYS4 / COĞ-2 COĞRAFYA-2 TESTİ 2. M 1. Yukarıdaki Dünya haritasında K, L, M ve N merkezleriyle bu merkezlerden geçen meridyen değerleri verilmiştir. Yukarıda volkanik bir alana ait topoğrafya haritası

Detaylı

Büyükşehir Alanlarında Kırsal Arazisi Kullanımına Yönelik Plan Altlık Gereksinimleri,

Büyükşehir Alanlarında Kırsal Arazisi Kullanımına Yönelik Plan Altlık Gereksinimleri, Büyükşehir Alanlarında Kırsal Arazisi Kullanımına Yönelik Plan Altlık Gereksinimleri, KIRSAL ARAZİ YÖNETİMİNDE ANALİTİK VERİLERİN ELDE EDİLMESİ VE SENTEZ PAFTALARININ ÜRETİLMESİ; Prof. Dr. Yusuf KURUCU

Detaylı

1972 Dünya Miras Sözleşmesi

1972 Dünya Miras Sözleşmesi 1972 Dünya Miras Sözleşmesi Dünyada kültürel ve çevresel açıdan evrensel üstün değer taşıyan tarihsel alan ve doğal bölgelerin korunması Dünya Miras Listesi 745 Kültürel 188 Doğal 29 Karma (Doğal ve kültürel)

Detaylı

UZUN DEVRELİ GELİŞME PLANI HAZIRLAMA SÜRECİ VE BÖLGELEME

UZUN DEVRELİ GELİŞME PLANI HAZIRLAMA SÜRECİ VE BÖLGELEME UZUN DEVRELİ GELİŞME PLANI HAZIRLAMA SÜRECİ VE BÖLGELEME DOĞA KORUMA VE MİLLİ PARKLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Milli Parklar Daire Başkanlığı Cihad ÖZTÜRK Orman Yüksek Mühendisi PLANLAMA NEDİR? Planlama, sorun

Detaylı

Yıllar 2015 2016 2017 2018 2019 PROJE ADIMI - FAALİYET. Sorumlu Kurumlar. ÇOB, İÇOM, DSİ, TİM, Valilikler, Belediyeler ÇOB, İÇOM, Valilikler

Yıllar 2015 2016 2017 2018 2019 PROJE ADIMI - FAALİYET. Sorumlu Kurumlar. ÇOB, İÇOM, DSİ, TİM, Valilikler, Belediyeler ÇOB, İÇOM, Valilikler 1. HAVZA KORUMA PLANI KURUM VE KURULUŞLARIN KOORDİNASYONUNUN 2. SAĞLANMASI 3. ATIK SU ve ALTYAPI YÖNETİMİ 3.1. Göl Yeşil Kuşaklama Alanındaki Yerleşimler Koruma Planı'nda önerilen koşullarda önlemlerin

Detaylı

7.2 Peyzajın yapısı/strüktürü: Organizmaların Kolonizasyon Deseni

7.2 Peyzajın yapısı/strüktürü: Organizmaların Kolonizasyon Deseni 7.2 Peyzajın yapısı/strüktürü: Organizmaların Kolonizasyon Deseni 7.2.1 Leke-Koridor-Matris Yaklaşımı: Leke Yapısı Çeviri: Doç. Dr. Şükran Şahin Şükran Şahin 2018/Sayfa No 1 7.2.1.1 Leke Boyutu P1. SINIR

Detaylı

YGS-LYS ALAN SIRA DERS İÇERİK SINIF

YGS-LYS ALAN SIRA DERS İÇERİK SINIF MART 1. Nüfus LYS-1 Nüfus politikaları *Nüfus politikası nedir, niçin uygulanır *Nüfus politikaları LYS-2 Nüfus ve ekonomi *Nüfusun dağılışını etkileyen faktörler *Yerleşme doku ve tipleri *Yapı tipleri

Detaylı

SEÇ 422 KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI

SEÇ 422 KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI SEÇ 422 KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI V. Hafta Yrd. Doç. Uzay KARAHALİL Ödev Konuları Gelibolu Tarihi Yarımadası MP ında statü konusunda yeni gelişmeler (Emre ÖZDEMİR, Fatih AKARSU, Osman KICI) Altındere

Detaylı

29.06.2011 Tarih ve 645 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile, Merkezi Manisa olan, İzmir, Aydın ve Muğla İllerini Kapsayan, Orman ve Su İşleri

29.06.2011 Tarih ve 645 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile, Merkezi Manisa olan, İzmir, Aydın ve Muğla İllerini Kapsayan, Orman ve Su İşleri 1 29.06.2011 Tarih ve 645 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile, Merkezi Manisa olan, İzmir, Aydın ve Muğla İllerini Kapsayan, Orman ve Su İşleri Bakanlığı IV. Bölge Müdürlüğü Kurulmuştur. 2 Şube Müdürlüğü

Detaylı

İNSAN VE ÇEVRE A. DOĞADAN NASIL YARARLANIYORUZ? B. DOĞAYI KONTROL EDEBİLİYOR MUYUZ? C. İNSANIN DOĞAYA ETKİSİ

İNSAN VE ÇEVRE A. DOĞADAN NASIL YARARLANIYORUZ? B. DOĞAYI KONTROL EDEBİLİYOR MUYUZ? C. İNSANIN DOĞAYA ETKİSİ İNSAN VE ÇEVRE A. DOĞADAN NASIL YARARLANIYORUZ? B. DOĞAYI KONTROL EDEBİLİYOR MUYUZ? C. İNSANIN DOĞAYA ETKİSİ A. DOĞADAN NASIL YARARLANIYORUZ? Canlıların hareket etme, büyüme ve yaşamlarını sürdürebilmeleri

Detaylı

KENTSEL PLANLAMANIN TEMEL NİTELİKLERİ

KENTSEL PLANLAMANIN TEMEL NİTELİKLERİ KENTSEL PLANLAMANIN TEMEL NİTELİKLERİ Kentsel planlama toplum yararını esas alan güvenli ve sürdürülebilir yaşam çevresi oluşturmaya yönelik bir kamu hizmetidir. Kent planlama, mekan oluşumunun nedenlerini,

Detaylı

ARAZİ KULLANIM PLANLAMASI

ARAZİ KULLANIM PLANLAMASI ARAZİ KULLANIM PLANLAMASI ön koşul kavramsal uzlaşı niçin planlama? toplumsal-ekonomikhukuksal gerekçe plan kapsam çerçevesi plan yapımında yetkiler planın ilkesel doğrultuları ve somut koşulları plan

Detaylı

BuNLarI BiLiYOr muyuz?

BuNLarI BiLiYOr muyuz? BuNLarI BiLiYOr muyuz? D B Turmepa Kimdir? eniztemiz Derneği/ TURMEPA, ülkemiz kıyı ve denizlerinin korunmasını ulusal bir öncelik haline getirmek ve gelecek nesillere temiz denizlerin kucakladığı yaşanabilir

Detaylı

Güney Akım Açık Deniz Boru Hattı Türkiye Bölümü

Güney Akım Açık Deniz Boru Hattı Türkiye Bölümü Güney Akım Açık Deniz Boru Hattı Türkiye Bölümü Çevresel ve Sosyal Etki Değerlendirmesi (ÇSED) - Ekler Haziran 2014 Ek 2.1: Ulusal Mevzuat URS-EIA-REP-203876 Genel Çevre Kanunu, Sayı: 2872 ÇED Yönetmeliği

Detaylı

6.1. SU VE TOPRAK YÖNETİMİ İSTATİSTİKLERİ 2. Mevcut Durum

6.1. SU VE TOPRAK YÖNETİMİ İSTATİSTİKLERİ 2. Mevcut Durum 6.1. SU VE TOPRAK YÖNETİMİ İSTATİSTİKLERİ 2. Mevcut Durum Su kalitesi istatistikleri konusunda, halen Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ) tarafından 25 havzada nehir ve göl suyu kalitesi izleme çalışmaları

Detaylı

Bulgaristan da Doğa Koruma Veri Tabanı ve Bilgi Sistemi

Bulgaristan da Doğa Koruma Veri Tabanı ve Bilgi Sistemi Bulgaristan da Doğa Koruma Veri Tabanı ve Bilgi Sistemi Ventzislav Vassilev, REC Bulgaristan 30 Ocak - 1 Şubat 2018 Natura 2000 için bilgi sistemi ve veri tabanına neden ihtiyacımız var? Türler ve habitatlar

Detaylı

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır.

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır. PLATO: Çevresine göre yüksekte kalmış, akarsular tarafından derince yarılmış geniş düzlüklerdir. ADA: Dört tarafı karayla

Detaylı

KORUNAN ALANLAR ULUSAL SINIFLANDIRMASI

KORUNAN ALANLAR ULUSAL SINIFLANDIRMASI KORUNAN ALANLAR ULUSAL SINIFLANDIRMASI 01a Mutlak Koruma Alanı 01a.01 Kesin Korunacak Hassas Alan Kaynak değerlerinin korunması için alan kullanımı ve alana tüm etkilerin sınırlandırıldığı, gerektiğinde

Detaylı

T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü KORUNAN ALAN İSTATİSTİKLERİ METAVERİLERİ

T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü KORUNAN ALAN İSTATİSTİKLERİ METAVERİLERİ KORUNAN ALAN İSTATİSTİKLERİ METAVERİLERİ I. Analitik Çerçeve ve Kapsam, Tanımlamalar ve Sınıflamalar a) Analitik Çerçeve ve Kapsam: Korunan alan istatistikleri; korunan alanlar (milli park, tabiat parkı,

Detaylı

Kıyısal Arazi Değişimlerinin Belirlenmesinde Uzaktan Algılama ve CBS nin Kullanımı Side-Manavgat Kıyıları Örneği

Kıyısal Arazi Değişimlerinin Belirlenmesinde Uzaktan Algılama ve CBS nin Kullanımı Side-Manavgat Kıyıları Örneği Kıyısal Arazi Değişimlerinin Belirlenmesinde Uzaktan Algılama ve CBS nin Kullanımı Side-Manavgat Kıyıları Örneği Arzu Özlem ALPASLAN 1*, Veli ORTAÇEŞME 2 1, 2 Akdeniz Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Peyzaj

Detaylı

T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI DOĞA KORUMA VE MİLLİ PARKLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Eğitim Tanıtım Ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü

T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI DOĞA KORUMA VE MİLLİ PARKLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Eğitim Tanıtım Ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI DOĞA KORUMA VE MİLLİ PARKLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Eğitim Tanıtım Ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü SAYI : B.18.0.DMP.0.00.02.010.01.../09/2007 KONU : Doğa Turları G E N E L G

Detaylı

CORINE LAND COVER PROJECT

CORINE LAND COVER PROJECT CORINE LAND COVER PROJECT Coordination of Information on the Environment ÇEVRESEL VERİLERİN KOORDİNASYONU ARAZİ KULLANIM PROJESİ Arazi İzleme Sistemi T.C ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI BİLGİ İŞLEM DAİRE BAŞKANLIĞI

Detaylı

Muhteşem Bir Tabiat Harikası SULTAN SAZLIĞI MİLLİ PARKI

Muhteşem Bir Tabiat Harikası SULTAN SAZLIĞI MİLLİ PARKI Muhteşem Bir Tabiat Harikası SULTAN SAZLIĞI MİLLİ PARKI Harikulade bir tabii oluşum olan Milli Park, eşine az rastlanan tatlı ve tuzlu su ekosistemlerini bir arada bulundurması ve Afrika ile Avrupa arasındaki

Detaylı

KOYLARIMIZ, MAVİ YOLCULUK VE DENİZ TURİZMİ NİN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ

KOYLARIMIZ, MAVİ YOLCULUK VE DENİZ TURİZMİ NİN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ KOYLARIMIZ, MAVİ YOLCULUK VE DENİZ TURİZMİ NİN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ İMEAK DTO Yönetim Kurulu Üyesi M.Faruk OKUYUCU İMEAK DTO Deniz Turizmi & Kaynakları Birim Yetkilisi İpek BAYRAKTAR SAPMAZ 26-27 Şubat 2016

Detaylı

TÜRKİYE SULAKALANLAR KONGRESİ SONUÇ BİLDİRGESİ 22-23 Mayıs 2009 Eskikaraağaç Bursa

TÜRKİYE SULAKALANLAR KONGRESİ SONUÇ BİLDİRGESİ 22-23 Mayıs 2009 Eskikaraağaç Bursa TÜRKİYE SULAKALANLAR KONGRESİ SONUÇ BİLDİRGESİ 22-23 Mayıs 2009 Eskikaraağaç Bursa Ülkemizde sulakalanların tarihi, bataklıkların kurutulmasının ve tarım alanı olarak düzenlenmesinin tarihiyle birlikte

Detaylı

Analitik Etütlerin Mekansal Planlamadaki Yeri ve Önemi

Analitik Etütlerin Mekansal Planlamadaki Yeri ve Önemi Analitik Etütlerin Mekansal Planlamadaki Yeri ve Önemi 3.ULUSAL TAŞKIN SEMPOZYUMU 29-30 NİSAN 2013 Haliç Kongre Merkezi, İSTANBUL Cemal KAYNAK Teknik Uzman -Y.Şehir Plancısı İller Bankası A.Ş. Mekansal

Detaylı

COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ

COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ HRT 105 HARİTA MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ Ders 8 COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ Yrd.Doç.Dr. H. Ebru ÇOLAK Kamu Ölçmeleri Anabilim Dalı www.gislab.ktu.edu.tr/kadro/ecolak Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) Geographical

Detaylı

Ö:1/5000 25/02/2015. Küçüksu Mah.Tekçam Cad.Söğütlü İş Mrk.No:4/7 ALTINOLUK TEL:0 533 641 14 59 MAİL:altinoluk_planlama@hotmail.

Ö:1/5000 25/02/2015. Küçüksu Mah.Tekçam Cad.Söğütlü İş Mrk.No:4/7 ALTINOLUK TEL:0 533 641 14 59 MAİL:altinoluk_planlama@hotmail. ÇANAKKALE İli, AYVACIK İLÇESİ, KÜÇÜKKUYU BELDESİ,TEPE MAHALLESİ MEVKİİ I17-D-23-A PAFTA, 210 ADA-16 PARSELE AİT REVİZYON+İLAVE NAZIM İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ AÇIKLAMA RAPORU Ö:1/5000 25/02/2015 Küçüksu Mah.Tekçam

Detaylı

Arazi Kullanımı Veri Kaynakları ve Yöntem. Öğrt.Gör.Dr. Rüya Bayar

Arazi Kullanımı Veri Kaynakları ve Yöntem. Öğrt.Gör.Dr. Rüya Bayar Arazi Kullanımı Veri Kaynakları ve Yöntem Öğrt.Gör.Dr. Rüya Bayar Arazi Kullanımı doğal ortam insan etkileşimine bağlı olarak ortaya çıktığı için, bu çalışmalarda Coğrafyanın veri kaynaklarını kullanır.

Detaylı

YAYLALARDAKİ ARAZİ KULLANIM DEĞİŞİMİNİN CBS İLE İZLENMESİ: TRABZON ÖRNEĞİ. Yrd. Doç. Dr. Mustafa ATASOY

YAYLALARDAKİ ARAZİ KULLANIM DEĞİŞİMİNİN CBS İLE İZLENMESİ: TRABZON ÖRNEĞİ. Yrd. Doç. Dr. Mustafa ATASOY YAYLALARDAKİ ARAZİ KULLANIM DEĞİŞİMİNİN CBS İLE İZLENMESİ: TRABZON ÖRNEĞİ Yrd. Doç. Dr. Mustafa ATASOY AKSARAY ÜNİVERSİTESİ Mühendislik Fakültesi Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü TMMOB Harita

Detaylı

Düzce ve Batı Karadeniz Bölgesindeki Endemik ve Nadir Bitki Taksonlarının Ex-situ Korunması Amacıyla

Düzce ve Batı Karadeniz Bölgesindeki Endemik ve Nadir Bitki Taksonlarının Ex-situ Korunması Amacıyla Düzce ve Batı Karadeniz Bölgesindeki Endemik ve Nadir Bitki Taksonlarının Ex-situ Korunması Amacıyla Küçük Ölçekli Botanik Bahçesi Oluşturulması ve Süs Bitkisi Olarak Kullanım Olanaklarının Belirlenmesi

Detaylı

MANİSA İLİ ALAŞEHİR İLÇESİ İSTASYON MAHALLESİ

MANİSA İLİ ALAŞEHİR İLÇESİ İSTASYON MAHALLESİ MANİSA İLİ ALAŞEHİR İLÇESİ İSTASYON MAHALLESİ 1329 ADA 1 PARSEL 1/5000 VE 1/1000 ÖLÇEKLİ İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ AÇIKLAMA RAPORU HAZIRLAYAN ŞEHİR VE BÖLGE PLANCISI DİLEK ÇAKANŞİMŞEK 2017 MANİSA 1 İÇİNDEKİLER

Detaylı

KORUNAN ALANLARDA YAPILACAK PLANLARA DAİR YÖNETMELİK

KORUNAN ALANLARDA YAPILACAK PLANLARA DAİR YÖNETMELİK YETKİ ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI NIN TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA 644 SAYILI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMEDE DEĞİŞİKLİK YAPAN 648 SAYILI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME Madde-13/A. (c) Milli parklar, tabiat parkları,

Detaylı

DÜZCE NİN ÇEVRE SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ ÇALIŞTAYI 4 ARALIK 2012 I. OTURUM OTURUM BAŞKANI: PROF. DR. SÜLEYMAN AKBULUT

DÜZCE NİN ÇEVRE SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ ÇALIŞTAYI 4 ARALIK 2012 I. OTURUM OTURUM BAŞKANI: PROF. DR. SÜLEYMAN AKBULUT DÜZCE NİN ÇEVRE SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ ÇALIŞTAYI 4 ARALIK 2012 I. OTURUM OTURUM BAŞKANI: PROF. DR. SÜLEYMAN AKBULUT YÖNETİCİ ÖZETİ Düzce Valiliği ve Düzce Üniversitesi nin birlikte düzenlemiş olduğu

Detaylı

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ULUSAL BİLDİRİMLERİNİN HAZIRLANMASI PROJESİ 6. ULUSAL BİLDİRİM TURİZM BÖLÜMÜ

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ULUSAL BİLDİRİMLERİNİN HAZIRLANMASI PROJESİ 6. ULUSAL BİLDİRİM TURİZM BÖLÜMÜ İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ULUSAL BİLDİRİMLERİNİN HAZIRLANMASI PROJESİ 6. ULUSAL BİLDİRİM TURİZM BÖLÜMÜ Özgür ZEYDAN Öğr. Gör. Dr. Kasım 2014 Ankara Sunum Planı Önceki bildirimlerde Turizm bölümleri İklim Değişikliği

Detaylı

Doğaya Gereksinimimiz Var

Doğaya Gereksinimimiz Var Biyolojik Çeşitlilik Ana Tema Önerilen Süre Kazanımlar Öğrenciye Kazandırılacak Beceriler Yöntem ve Teknikler Araç ve Gereçler Biyolojik çeşitlilik, doğanın zenginliğidir. -2 ders saati Biyolojik çeşitliliğin

Detaylı

ÇEVRE POLİTİKAMIZ MONTEBELLO RESORT HOTEL

ÇEVRE POLİTİKAMIZ MONTEBELLO RESORT HOTEL ÇEVRE POLİTİKAMIZ MONTEBELLO RESORT HOTEL olarak SÜRDÜRÜLEBİLİR ÇEVRE kavramı temelinden yola çıkarak tüm faaliyetlerimizden dolayı meydana gelen çevresel etkileri minimize etmek ve çevrenin korunmasına

Detaylı

HAVZA SEÇİMİ YÖNTEM VE KRİTERLERİ

HAVZA SEÇİMİ YÖNTEM VE KRİTERLERİ Orman ve Su İşleri Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü HAVZA SEÇİMİ YÖNTEM VE KRİTERLERİ Toprak Muhafaza ve Havza Islahı Dairesi Başkanı Havza? Hidrolojik olarak; Bir akarsu tarafından parçalanan, kendine

Detaylı

Doğal Su Ekosistemleri. Yapay Su Ekosistemleri

Doğal Su Ekosistemleri. Yapay Su Ekosistemleri Okyanuslar ve denizler dışında kalan ve karaların üzerinde hem yüzeyde hem de yüzey altında bulunan su kaynaklarıdır. Doğal Su Ekosistemleri Akarsular Göller Yer altı su kaynakları Bataklıklar Buzullar

Detaylı

Mağaraların ve Mağara Doğasının Korunması İçin İşbirliğinin Geliştirilmesi Projesi EGE MAĞARA ARAŞTIRMA VE KORUMA DERNEĞİ

Mağaraların ve Mağara Doğasının Korunması İçin İşbirliğinin Geliştirilmesi Projesi EGE MAĞARA ARAŞTIRMA VE KORUMA DERNEĞİ Bu hibe programı Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti tarafından finanse edilmektedir. Mağaraların ve Mağara Doğasının Korunması İçin İşbirliğinin Geliştirilmesi Projesi EGE MAĞARA ARAŞTIRMA

Detaylı

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI V. Hafta Yrd. Doç. Uzay KARAHALİL Uzun Devreli Gelişme Planı-Uludağ MP Uludağ, 6831 sayılı Orman Kanunu nun 25. maddesi gereğince, 20.09.1961 tarih ve 6119-5 sayılı Bakanlık

Detaylı

Biyoloji bilimi kısaca; canlıları, bu canlıların birbirleriyle ve çevreleri ile olan ilişkisini inceleyen temel yaşam bilimidir.

Biyoloji bilimi kısaca; canlıları, bu canlıların birbirleriyle ve çevreleri ile olan ilişkisini inceleyen temel yaşam bilimidir. . Biyoloji bilimi kısaca; canlıları, bu canlıların birbirleriyle ve çevreleri ile olan ilişkisini inceleyen temel yaşam bilimidir. Biyolojik Çeşitlilik ise; Populasyonların gen havuzlarındaki gen çeşitliliği

Detaylı

Konu: Askıdaki Plana İtiraz Tarih:

Konu: Askıdaki Plana İtiraz Tarih: Konu: Askıdaki Plana İtiraz Tarih: 11.01.2016 Sayı: 16.16.0011 YILDIRIM BELEDİYESİ İMAR VE ŞEHİRCİLİK MÜDÜRLÜĞÜ NE BURSA Yıldırım İlçesi, Mevlana ve Ulus Mahalleleri sınırlarındaki yaklaşık 14 ha lık Riskli

Detaylı

EDİRNE UZUNKÖPRÜ DOĞAL ORTAMI TEMİZ HAVASI İLE SÜPER BİR YAŞAM BURADA UZUNKÖPRÜ DE. MÜSTAKİL TAPULU İMARLI ARSA SATIŞI İSTER YATIRIM YAPIN KAZANIN

EDİRNE UZUNKÖPRÜ DOĞAL ORTAMI TEMİZ HAVASI İLE SÜPER BİR YAŞAM BURADA UZUNKÖPRÜ DE. MÜSTAKİL TAPULU İMARLI ARSA SATIŞI İSTER YATIRIM YAPIN KAZANIN EDİRNE UZUNKÖPRÜ MÜSTAKİL TAPULU İMARLI ARSA SATIŞI Yunanistan sınırına 6 kilometre uzaklıkta yer alan Edirne nin Uzunköprü ilçesi, Osmanlı İmparatorluğu nun Trakya daki ilk yerleşimlerinden biri. Ergene

Detaylı

KORUNAN ALANLAR DERS 6

KORUNAN ALANLAR DERS 6 KORUNAN ALANLAR DERS 6 Korunan alanlar uluslararası ve ulusal düzeylerdeki uzun yıllara dayalı bilgi ve deneyimler sonucunda bugün doğa korumanın vazgeçilmez bir unsuru haline gelmiştir. Korunan alan düşüncesinin

Detaylı

BİYOMLAR SUCUL BİYOMLAR SELİN HOCA

BİYOMLAR SUCUL BİYOMLAR SELİN HOCA BİYOMLAR SUCUL BİYOMLAR SELİN HOCA SUCUL BİYOMLAR Sucul biyomlar, biyosferin en büyük kısmını oluşturur. Fiziksel ve kimyasal özelliklerine göre tuzlu su ve tatlı su biyomları olmak üzere iki kısımda incelenir.

Detaylı

COĞRAFYA ARAZİ KULLANIMI VE ETKİLERİ ASLIHAN TORUK 11/F-1701

COĞRAFYA ARAZİ KULLANIMI VE ETKİLERİ ASLIHAN TORUK 11/F-1701 COĞRAFYA ARAZİ KULLANIMI VE ETKİLERİ ASLIHAN TORUK 11/F-1701 Türkiye de Arazi Kullanımı Türkiye yüzey şekilleri bakımından çok farklı özelliklere sahiptir. Ülkemizde oluşum özellikleri birbirinden farklı

Detaylı

Çevre Alanında Kapasite Geliştirme Projesi Düzenleyici Etki Analizi Ön Çalışma

Çevre Alanında Kapasite Geliştirme Projesi Düzenleyici Etki Analizi Ön Çalışma Çevre Alanında Kapasite Geliştirme Projesi Düzenleyici Etki Analizi Ön Çalışma Yaban Kuşlarının Korunması Direktifi 2009/147/EC İçerik Kuş Direktifi Ön DEA raporu Rapor sonrası yapılanlar İstişare Süreci

Detaylı

ATAŞEHİR İLÇESİ HAVA KALİTESİ ÖLÇÜMLERİ DEĞERLENDİRMESİ

ATAŞEHİR İLÇESİ HAVA KALİTESİ ÖLÇÜMLERİ DEĞERLENDİRMESİ ATAŞEHİR İLÇESİ HAVA KALİTESİ ÖLÇÜMLERİ DEĞERLENDİRMESİ Ekim 2018 Prof. Dr. Mikdat KADIOĞLU Prof. Dr. Hüseyin TOROS İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü ÖNSÖZ Hepimiz sağlıklı,

Detaylı

ORMAN YOLLARININ UZAKTAN ALGILAMA VE CBS İLE PLANLANMASININ DEĞERLENDİRİLMESİ

ORMAN YOLLARININ UZAKTAN ALGILAMA VE CBS İLE PLANLANMASININ DEĞERLENDİRİLMESİ ORMAN YOLLARININ UZAKTAN ALGILAMA VE CBS İLE PLANLANMASININ DEĞERLENDİRİLMESİ Arş. Gör. Burak ARICAK Arş. Gör. Erhan ÇALIŞKAN Öğrt. Gör. Dr. Selçuk GÜMÜŞ Prof. Dr. H.Hulusi ACAR KAPSAM Giriş Orman yollarının

Detaylı

Havza İzleme ve Değerlendirme Sisteminin (HİDS) Geliştirilmesi Projesi. Türkiye Çölleşme Modeli ve Risk Haritasının Oluşturulması İş Paketi

Havza İzleme ve Değerlendirme Sisteminin (HİDS) Geliştirilmesi Projesi. Türkiye Çölleşme Modeli ve Risk Haritasının Oluşturulması İş Paketi Havza İzleme ve Değerlendirme Sisteminin (HİDS) Geliştirilmesi Projesi Türkiye Çölleşme Modeli ve Risk Haritasının Oluşturulması İş Paketi 19 Aralık 2014, Türkiye Çölleşme Modelinin Değerlendirilmesi Çalıştayı,

Detaylı

MANİSA İLİ SARUHANLI İLÇESİ

MANİSA İLİ SARUHANLI İLÇESİ MANİSA İLİ SARUHANLI İLÇESİ UYGULAMA İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ PLAN AÇIKLAMA RAPORU ÖLÇEK:1/1000 Pafta No: K19-d-02-a-3a / K19-d-02-a-4b PİM PLANLAMA BÜROSU Yılmaz Şevket KOCATUĞ / Şehir Plancısı Yarhasanlar

Detaylı

İşletme Amaçları ve Koruma Hedefleri Ormancılığın ve orman işletmesinin en önemli görevi, toplumun orman ürün ve hizmetlerine olan ihtiyacını karşılamak olduğundan, işletmenin amaç veya hedeflerini saptaya

Detaylı

ÖSYM YGS / SOS M Diğer sayfaya geçiniz.

ÖSYM YGS / SOS M Diğer sayfaya geçiniz. 17. 18. Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti sadece iki şeye güvenir. Biri millet kararı, diğeri en elim ve güç şartlar içinde dünyanın takdirlerine hakkıyla layık olan ordumuzun kahramanlığı; bu iki şeye güvenir.

Detaylı

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI III. Hafta Yrd. Doç. Uzay KARAHALİL Köprülü Kanyon Milli Parkının Kısa Tanıtımı Gerçekleştirilen Envanter Çalışmaları Belirlenen Orman Fonksiyonları Üretim Ekolojik Sosyal

Detaylı

İşletme Amaçları ve Koruma Hedefleri Ormancılığın ve orman işletmesinin en önemli görevi, toplumun orman ürün ve hizmetlerine olan ihtiyacını karşılamak olduğundan, işletmenin amaç veya hedeflerini saptaya

Detaylı

UZAKTAN ALGILAMA TEKNOLOJİLERİ ile ARAZİ ÖRTÜSÜ ve ARAZİ KULLANIMININ BELİRLENMESİ

UZAKTAN ALGILAMA TEKNOLOJİLERİ ile ARAZİ ÖRTÜSÜ ve ARAZİ KULLANIMININ BELİRLENMESİ Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü Toprak ve Su Kaynakları Ulusal Bilgi Merkezi UZAKTAN ALGILAMA TEKNOLOJİLERİ ile ARAZİ ÖRTÜSÜ ve ARAZİ KULLANIMININ BELİRLENMESİ Demir DEVECİGİL Alpaslan SAVACI Doç. Dr. D.Murat

Detaylı