2013 EZBER HADİS OKUMA YARIŞMASI

Transkript

1 2013 EZBER HADİS OKUMA YARIŞMASI

2 Rahman ve Rahim olan Allah ın adıyla, ÖNSÖZ Yeni ve tatlı bir heyecanla bu yıl 6. sını düzenleyeceğimiz Ezberden Hadis Okuma Yarışması kitapçığını hazırlamış bulunuyoruz. Değerli öğrencilerim! Öncelikli olarak neden hadis ve neden ezberden okuma gibi iki konuya kısaca değinmek faydalı olacaktır. Hadis diyoruz çünkü Rahmet Peygamberini en güzel ve doğru olarak anlamak ve takip etmek istiyoruz. Bunun yolunun da uydurmasını, zayıfını, sahihini, ahad hadisini, mütevatir hadisini ve diğer ilgili bütün konulara vakıf olarak, çok ince çalışmalarla hadis vasıtasıyla olacağına kaniyiz. Bunu yapacak olanlar da bizleriz. Yani inanan insanlar ve onların içinden çıkacak olan Rasulullah ın takipçisi olmayı şiar edinmiş, ilmiyle amil, Allah yolunun divanesi ve kelimenin gerçek anlamıyla âlim Müslümanlar yapacaktır. Yani bizim neslimiz, yani bizim öğrencilerimiz, yani sizler! Bunları gönül okşamak için söylemiyorum. Bu ifadelerimi gerçek anlamıyla telaffuz ediyorum. Lütfen siz de bu anlamıyla anlayın. Neden ezberden okuma? Şunu hemen belirtelim ki bizim amacımız sadece ezberden okuma değil. Eğer işin burada kalacağını öngörmüş olsaydık kesinlikle bu işe teşebbüs etmezdik. Zira insanın hayatına yön vermeye namzet olmayan hiçbir birikimin kıymeti harbiyesi olmadığını biliyoruz ki hepimizin hatırlayacağı üzere Allah bu tür insanları Kitaplar yüklü merkep olarak tanımlamış ve yine ilmiyle amel etmeyenleri de Yapmadığınız şeyi neden söylüyorsunuz. diyerek uyarmıştır. Dolayısıyla biz hadisleri ezberlemekle aslında bu işin yani hadisle iştigal etme işinin bir yerinden başlamış oluyoruz. Elbette bu burada kalmayacak. Hadisleri kaynaklarından ve ehlinden klasik ya da modern yöntemlerle öğrenerek, onları anlayıp, yorumlayıp asrın idrakine nakşedip güzel bir örnek olmanın huzuruyla bayrağı gelecek nesillere devredeceğiz Konu hakkında söylenecek çok söz var. Onları daha sonraki zeminlere bırakıyorum. Ancak başta bütün yoğunluklarına rağmen bu yarışmanın organizesinde görev alan idareci ve öğretmen arkadaşlarıma, hassaten yarışmaya iştirak eden Hz. Muhammed (s.a.v.) aşığı ve onun yolunun takipçisi öğrencilerime, her türlü ilgi, alaka ve desteğini yanımızda hissettiğimiz Okul Aile Birliği Yönetim Kurulu üyelerimize teşekkür eder, çalışmalarında muvaffakıyetler dilerim. Dualarınızda yer almak ve nice güzel organizelerde buluşmak ümidiyle sizleri Allah a emanet ediyorum. Dareyn saadeti dualarımla! [1] Dr. Ethem Karaçoban Gebze Anadolu İmam Hatip Lisesi Müdürü

3 س ي د ا إل س ت غ ف ا ر أ ن ت ق و ل: ا لل ه م أ ن ت ر ب ل إ لو إ ل أ ن ت خ ل ق ت ن و أ ن ا ع ب د ك و أ ن ا ع ل ى ع ه د ك و و ع د ك م ا اس ت ط ع ت أ ع وذ ب ك م ن ش ر م ا ص ن ع ت أ ب وء ل ك ب ن ع م ت ك ع ل ي و أ ب وء ب ذ ن ب ف اغ ف ر ل ف إ ن و ل ي غ ف ر الذ ن و ب إ ل أ ن ت. 1.Hadis: Şeddad b. Evs (r.a.) den, Hz. Peygamber in (s.a.v.) şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: "İstiğfar dualarının en üstünü şu şekilde dua etmendir: "Allah ım! Sen benim Rabbimsin. Senden başka kulluğa lâyık hiçbir ilâh yoktur. Beni sen yarattın. Ben senin kulunum ve gücüm yettiği ölçüde sana verdiğim söz ve vaadin üzerinde duruyorum. Yaptığım kötü şeylerin şerrinden sana sığınırım. Bana ihsan etiğin nimetleri ikrar, günahımı itiraf ederim. Beni bağışla. Çünkü günahları ancak sen bağışlarsın." م ن ك ا ن ي ؤم ن ب الل و و ال يو م ن إ ل ج ار ه اآل خ ر ف ل ي ح س ل ي س ك ت. اآلخ ر و م ن ف ل ي ك ر م ض ي ف و ب الل و ي ؤ م ن ك ا ن و م ن و ال ي و م ك ا ن اآلخ ر ب الل و ي ؤ م ن ف ل ي ق ل و ال ي و م أ و خ ي ا 2.Hadis: Ebû Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Kim Allah'a ve âhirete inanıyorsa misafirine ikrâm etsin. Kim Allah'a ve âhiret gününe inanıyorsa komşusuna ihsanda (iyilikte) bulunsun. Kim Allah'a ve âhirete gününe inanıyorsa ya hayır söylesin veya sükût etsin." Buhârî, Edeb: 31, [2] ي ا ا ل ن ة الن ا س أ ي ه ا ب س ال م. ت د خ ل وا ن ي ا م و الن ا س ب الل ي ل و ص ل وا الط ع ا م و أ ط ع م وا الس ال م أ ف ش وا 3.Hadis: Abdullah ibn Selâm (r.a) dan rivayet edildiğine göre Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: -Ey insanlar! Selamlaşmayı yaygınlaştırınız, yemek yediriniz, geceleyin halk uyumuşken siz namaz kılınız. (Böyle yaparsanız) selâmetle cennete girersiniz. İbn Mace, 1334

4 ل و ي ع ل م النا س م ا ف الن د ا ء و الص ف ا ل و ل ث ل ي د وا ل س ت ه م وا و ل و ي ع ل م و ن م ا ف الت ه ج ي ل س ت ب ق وا إ ل ي و و ل و و الص ب ح ل ت و ه ا و ل و ح ب و ا. إ ل أ ن ي س ت ه م وا ع ل ي و ي ع ل م و ن م ا ف ال ع ت م ة 4.Hadis: Ebû Hüreyre (r.a) dan rivayet edildiğine göre Resûlullah (s.a.v) buyurdular ki: İnsanlar ezandaki ve birinci saftaki fazileti bilselerdi, ezan okumak ve ilk safta bulunmak için kur a çekmekten başka İmkân da olmasaydı, mutlaka kur a çekerlerdi. Eğer namaza erken gelmenin faziletini bilselerdi erken gelmek için yarışırlardı. Yatsı ve sabah namazlarının ecir ve sevabını bilselerdi -sürünerek de olsa- o namazlara gelirlerdi. Muvatta, 1-87/3 م ن ال ت م س ر ض اء اهلل ب س خ ط الن اس ك ف اه اهلل ر ض اء الن اس ب س خ ط اهلل و ك ل و اهلل إ ل الن اس. ال ت م س م ؤ ن ة الن اس و م ن 5.Hadis: Hz. Âişe (ra): Ben Resûlullah ı (sav) şöyle buyururken işittim: Kim, insanların hoşnutsuzluğuna rağmen Allah ın rızasını kazanmayı isterse, Allah onu insanların sıkıntılarından kurtarır. Kim de Allah ın hoşnutsuzluğuna rağmen insanların hoşnutluğunu kazanmak isterse, Allah insanları ona musallat eder. (T2414 Tirmizî, Zühd, 64) ا لر ؤ ي ا ث ال ث : ف ب ش ر ى م ن الل و و ح د يث الن ف س و ت و يف م ن الش ي ط ان. فإ ذ ا [3] ر أ ى أ ح د ك م ر ؤ ي ا ت ع ج ب و ف ل ي ق ص ع ل ى أ ح د. و ل ي ق م ي ص ل ي. إ ن ش اء. و إ ن ر أ ى ش ي ئا ي ك ر ى و ف ال ي ق ص و 6.Hadis: Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Rü'ya üç kısımdır: Biri Allah'tan bir müjdedir. Biri nefsin konuşmasıdır. Biri de şeytanın korkutmasıdır. Biriniz hoşuna giden bir rü'ya görecek olursa, dilerse onu anlatsın. Eğer hoşuna gitmeyen bir şey görürse onu kimseye anlatmasın, kalkıp namaz kılsın."

5 ت ب س م ك ف و ج و أ خ يك ل ك ص د ق ة و أ م ر ك ب ال م ع ر وف و ن ه ي ك ع ن ال م ن ك ر ص د ق ة. و إ ر ش اد ك الر ج ل ف أ ر ض الض ال ل ل ك ص د ق ة. و ب ص ر ك ل لر ج ل الر د يء ال ب ص ر ل ك ص د ق ة. و إ م اط ت ك ا ل ج ر و الش و ك ة و ال ع ظ م ع ن الط ر يق ل ك ص د ق ة. و إ ف ر اغ ك م ن د ل و ك ف د ل و أ خ يك ل ك ص د ق ة. 7.Hadis: Ebu Zerr (r.a) tan rivayet edildiğine göre, Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmaktadır: (Din) kardeşinin yüzüne gülmen, senin bir sadakadır. İyiliği emredip kötülükten alıkoyman, bir sadakadır. Yabancısı bulunduğu bir yerdeki kimseye yol gösterip yardımcı olman, bir sadakadır. Gözünden rahatsız olan bir kimseye yardımcı olman, senin için bir sadakadır. Yollardan insanların gelip geçmesine engel olabilecek taş, kemik, diken (gibi) şeyleri gidermen senin için bir sadakadır. Kendi kabından ihtiyacı olan bir kimsenin kabına bir şeyler boşaltıvermen yine senin için bir sadakadır. (Tirmizî, Birr 36 (1956)) و ال ذ ى ن ف س م م د ب ي د ه! ل ي س م ع ب أ ح د م ن ىذ ه ا ل م ة ي ه ود ى و ل ن ص ر ا ن ث ي وت و ل ي ؤ م ن ب ال ذ ى أ ر س ل ت ب و إ ل ك ان م ن أ ص ح اب الن ار. 8.Hadis: Ebû Hüreyre den nakledildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: Muhammed in (s.a.v.) varlığını elinde tutan Allah a yemin ederim ki bu ümmetten bir Yahudi veya Hıristiyan beni işitir, sonra da benim kendisiyle gönderildiğim (vahy)e iman etmeden ölürse mutlaka cehennemliklerden olur. (M386 Müslim, Îmân, 240) ط و ب ل م ن آم ن ب و ر آ ن م ر ة و ط و ب ل م ن آم ن ب و ل ي ر ن س ب ع م ر ار. 9.Hadis: Enes b. Mâlik ten rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sav), Ne mutlu, beni görüp de iman edenlere! sözünü bir kere söyledi. Ne mutlu, beni görmeden iman edenlere! ifadesini ise yedi defa tekrarladı. (HM12606 İbn Hanbel, III, 155) [4]

6 م ن ي أ خ ذ ىذ ه ال ك ل م ات ف ي ع م ل ب ن أ و ي ع ل م م ن ي ع م ل ب ن ق ل ت : أن ا ي ا ر س ول الل و ف أ خ ذ ب ي د ى ف ع د خ سا. ق ال : ا ت ق ال م ح ار م ت ك ن أ ع ب د الن اس و ار ض ب ا ق س م الل و ل ك ت ك ن أ غ ن الن اس و أ ح س ن إ ل ج ار ك ت ك ن م ؤ م نا و أ ح ب ل لن اس م ا ت ب ل ن ف س ك ت ك ن م س ل ما و ل ت ك ث ر الض ح ك ت يت ال ق ل ب. الض ح ك ف إ ن ك ث ر ة 10.Hadis: Hz. Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Bir gün, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) ashabına: "Şu kelimeleri kim "benden" alıp onlarla amel edecek ve onlarla amel edecek olana öğretecek?" buyurdular. Ben hemen atılıp: "Ben! Ey Allah'ın Resulü!" dedim. Aleyhissalâtu vesselâm elimden tuttu ve beş şey saydı: Haramlardan sakın, Allah'ın en abid kulu ol! Allah'ın sana ayırdığına razı ol, insanların en zengini ol! Komşuna ihsanda bulun, mü'min ol. Kendin için istediğini başkaları için de iste, Müslüman ol! Fazla gülme. Çünkü fazla gülmek kalbi öldürür." Tirmizî, Zühd 2, (2306); İbnu Mace, Zühd 24, (4217). ت ع ل م وا ال ق ر آن ف اق ر ء وه و أ ق ر ء ه ف إ ن م ث ل ال ق ر آن ل م ن ت ع ل م و ف ق ر أ ه و ق ام ب و ك م ث ل ج ر اب م ش و م س ك ا ي ف وح ب ر حي و ك ل م ك ان و م ث ل م ن ت ع ل م و ف ي ر ق د و ى و ف ج و ف و ك م ث ل ج ر اب و ك ئ ع ل ى م س ك. 11.Hadis: Ebû Hüreyre den gelen rivayete göre, Allah Resûlü (sav) şöyle buyurdu: Kur an ı öğrenin, onu okuyun ve okutun. Kur an ı öğrenen, okuyan ve gereğini yapan kimse, her tarafa koku yayan misk dolu bir kaba benzer. Kur an ı öğrenen (fakat onu çevresine yaymayan), yatıp uyuyan kimse ise ağzı bağlı koku yaymayan bir misk kabına benzer. (T2876 Tirmizî, Fedâilü l-kur ân, 2) [5]

7 أ ن ت ل ب ي ة ر س و ل الل و ص لى الل و ع ل ي و و س ل م : ل ب ي ك ا لل ه م ل ب ي ك ل ك ل ب ي ك إ ن ا ل م د و الن ع م ة ل ك و ال م ل ك ل ش ر ي ك ل ك. ل ش ر ي ك ل ب ي ك 12.Hadis: Abdullah ibn Ömer (r.a) dan rivayet edilmiştir ki, Resûlullah (s.a.v) in telbiyesi şöyle idi: Lebbeyke Allahümme lebbeyk, lebbeyke lâ şerikeleke lebbeyke, innelhamde venni mete leke vel mülke lâ şerike lek. (Yârab, davetine tekrar tekrar icabet ettim, bütün emirlerini yerine getirmek için huzuruna geldim. (Rabbim senin her davetine icabet borcumdur.) Senin saltanatında eşin ve ortağın yoktur. Hamd senindir, nimet senindir, mülk de senindir, bütün bunlarda eşin ve ortağın yoktur.) Ebu Davud, 1812 ا ل ك ي س م ن د ان ن ف س و و ع م ل ل م ا ب ع د ال م و ت و ال ع اج ز م ن أ ت ب ع ن ف س و ى و اى ا و ت ن ع ل ى اهلل. 13.Hadis: Şeddâd b. Evs ten nakledildiğine göre, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: Akıllı kişi kendisini hesaba çeken ve ölümden sonrası için çalışandır. Aciz kişi ise arzularına uyup bir de Allah tan bağışlanma umandır. (T2459 Tirmizî, Sıfatü l-kıyâme, 25) و ال ذ ي ن ف س ي ب ي د ه ل ت أ م ر ن ب ال م ع ر وف و ل ت ن ه و ن ع ن ال م ن ك ر. أ و ل ي وش ك ن الل و أ ن ي ب ع ث ع ل ي ك م ع ق اب ا م ن و ث ت د ع ون و ف ال ي س ت ج اب ل ك م. 14.Hadis: Huzeyfe ibnu l-yemânî (r.a) tan rivayet edildiğine göre, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmaktadır: Nefsim elinde olan Allah a yemin ederim ki, mutlak surette (insanlara) iyilikleri emredecek ve kötülüklerden alıkoyacaksınız. Böyle yapmazsanız Allah size mutlaka bir ceza gönderir. O zaman O na dua edersiniz de duanız kabul olunmaz. (Tirmizî, Fiten 9 (2169); Ahmed b. Hanbel, Müsned, 5/454) [6]

8 ر غ م أ ن ف ر ج ل د خ ل ع ل ي و ر م ض ان ث ا ن س ل خ و ل ي غ ف ر ل و و ر غ م أ ن ف ر ج ل أ د ر ك أ ب و ي و أ و أ ح د ه ا و ى و ع ن د ه ف ل م ي ص ل ع ل ي. ح ي و ل ي د خ ل و ا ل ن ة و ر غ م أ ن ف ر ج ل ذ ك ر ت 15.Hadis: Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Ramazan girip çıktığı halde günahları affedilmemiş olan insanın burnu sürtülsün. Anne ve babasına veya bunlardan birine yetişip de onlar sayesinde cennete girmeyen kimsenin de burnu sürtülsün. Ben yanında zikredildiğim zaman bana salat okumayan kimsesinin de burnu sürtülsün!" Tirmizî, Daavat 110, (3539). إ ن ا ل ال ل ب ي و إ ن ا ل رام ب ي و بي ن ه م ا أ م ور م ش ت ب ه ات ل ي ع ل م ه ن ك ث ي م ن الن اس ف م ن ات ق ى الش ب ه ات اس ت ب ر أ ل د ين و و ع ر ض و و م ن و ق ع ف الش ب ه ات و ق ع ف ا ل ر ام ك الر اع ي ي ر ع ى ح و ل ا ل م ى ي وش ك أ ن ي ق ع ف يو. أ ل و إ ن ل ك ل م ل ك ح ى و إ ن ح ى الل و م ار م و. أ ل وإ ن ف ا ل س د م ض غ ة إ ذ ا ص ل ح ت ص ل ح ا ل س د ك ل و و إ ذ ا ف س د ت ف س د ا ل س د ك ل و أ ل وى ي ال ق ل ب. 16.Hadis: Nu'man İbnu Beşir (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Şurası muhakkak ki, helaller apaçık bellidir, haramlar da apaçık bellidir. Bu ikisi arasında (haram veya helal olduğu) şüpheli olanlar vardır. İnsanlardan çoğu bunları bilmez. Bu durumda, kim şüpheli şeylerden kaçınırsa, dinini de, ırzını da korumuş olur. Kim de şüpheli şeylere düşerse harama düşmüş olur, tıpkı koruluğun etrafında sürüsünü otlatan çoban gibi ki, her an koruluğa düşebilecek durumdadır. Haberiniz olsun, her melikin bir koruluğu vardır, Allah'ın koruluğu da haramlarıdır. Haberiniz olsun, cesette bir et parçası var ki, eğer o sağlıklı olursa cesedin tamamı sağlıklı olur, eğer o bozulursa, cesedin tamamı bozulur. Haberiniz olsun bu et parçası kalptir." [7]

9 أ ر ب ع م ن ك ن ف يو ك ان م ن اف ق ا خ ال ص ا و م ن ك ان ت ف يو خ ص ل ة م ن ه ن ك ان ت ف يو خ ص ل ة م ن الن ف اق ح ت ي د ع ه ا: إ ذ ا اؤ ت ن خ ان و إ ذ ا ح د ث ك ذ ب و إ ذ ا ع اى د غ د ر و إ ذ ا خ اص م ف ج ر. 17.Hadis: Abdullah b. Amr ın rivayet ettiğine göre, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: Şu dört özellik kimde bulunursa o, tam bir münafık olur. Kimde bu niteliklerden biri bulunursa onu terk edinceye kadar kendisinde münafıklıktan bir özellik vardır: Kendisine bir şey emanet edildiğinde hıyanet eder. Konuştuğunda yalan söyler. Söz verdiğinde cayar. Husumet sırasında haktan sapar. (B34 Buhârî, Îmân, 24) الب ي ع ان ب ا ل ي ار م ا ل ي ت ف ر ق ا ف إ ن ص د ق ا و ب ي ن ا ب ور ك و ك ت م ا م ق ت ب ر ك ة ب ي ع ه م ا. ل م ا ف ب ي ع ه م ا و إ ن ك ذ ب ا 18.Hadis: Hakîm b. Hizâm ın naklettiğine göre, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: Alışverişte bulunanlar birbirlerinden ayrılmadıkları sürece kararlarını değiştirme hakkına sahiptirler. Eğer doğruyu söyler ve (malın ayıbını) açıkça dile getirirlerse, alışverişlerinde kendilerine bereket ihsan edilir. Ama yalan söyler ve kusurları gizlerlerse alım satımlarının bereketi yok olur gider. (M3858 Müslim, Büyû, 47; B2079 Buhârî, Büyû, 19) " و ال ذ ى ن ف س ى ب ي د ه ل ت د خ ل وا ا ل ن ة ح ت ت ؤ م ن وا و ل ت ؤ م ن وا ح ت أ د ل ك م ع ل ى ش ى ء إ ذ ا ف ع ل ت م وه ت اب ب ت م أ ف ش وا الس ال م ب ي ن ك م ". أ و ل ت اب وا. 19.Hadis: Ebu Hureyre (r.a.) den rivayet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.s.) şöyle buyurdu: "Nefsim elinde olan zâta yemin ederim ki, imân etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe imân etmiş olmazsınız! Yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz şeyi haber vereyim mi? Aranızda selamı yaygınlaştırın!" İbn Maceh, Kitabu l-edeb [8]

10 أ ت د ر ون م ا ال غ ي ب ة ق ال وا: ا لل و و ر س ول و أ ع ل م. ق ال : ذ ك ر أ ح د ك م أ خ اه ب ا ي ك ر ه. ف ق ال ر ج ل : أ ر أ ي ت إ ن ك ان ف أ خ ى م ا أ ق ول ق ال : إ ن ك ان ف ق د ا غ ت ب ت و. و ا ن ل ي ك ن ف يو م ا ت ق ول ف ق د ب ه ت و. ف يو م ا ت ق ول 20.Hadis: Hz. Ebû Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Gıybetin ne olduğunu biliyor musunuz?" "Allah ve Resulü daha iyi bilir!" dediler. Bunun üzerine: "Birinizin, kardeşini hoşlanmayacağı şeyle anmasıdır!" açıklamasını yaptı. Orada bulunan bir adam: "Ya benim söylediğim onda varsa, (Bu da mı gıybettir?)" dedi. Aleyhissalâtu vesselâm: "Eğer söylediğin onda varsa gıybetini yapmış oldun. Eğer söylediğin onda yoksa bir de bühtanda (iftirada) bulundun demektir." Ebû Dâvud, Edeb 40, (4874); Tirmizi, Birr 23, (1935); Müslim, Birr 70 (2589). ك ن ت خ ل ف الن ب ص لى اهلل ع ل ي و و س ل م ي و م ا ف ق ال : "ي ا غ ال م! إ ن أ ع ل م ك ك ل م ات ا ح ف ظ اهلل حي ف ظ ك ا ح ف ظ اهلل ت د ه ت اى ك إ ذ ا س أ ل ت ف أ س أ ل اهلل و إ ذ ا اس ت ع ن ت ف اس ت ع ن ب اهلل و اع ل م أ ن ا ل م ة ل و اج ت م ع ت ع ل ى أ ن ي ن ف ع وك ب ش ى ء ل ي ن ف ع وك إ ل ب ش ى ء ق د ك ت ب اهلل ل ك و إ ن اج ت م ع وا ع ل ى أ ن ي ض ر وك ب ش ى ء ل ي ض ر وك إ ل ب ش ى ء ق د ك ت ب اهلل ع ل ي ك..." 21.Hadis: İbn Abbâs anlatıyor: Bir gün Hz. Peygamber in (sav) arkasında (bineğe oturmuş gidiyor) idim, bana şöyle buyurdu: Evlâdım! Sana bazı sözler öğreteceğim: Allah ı(n hakkını) koru ki O da seni korusun. Allah ı(n hakkını) koru ki O nu hep yanında bulasın. Bir şey isteyeceğinde Allah tan iste. Yardım dileyeceğinde Allah tan yardım dile. Şunu bilmelisin ki bütün toplum (varlık âlemi) bir konuda senin yararına bir şey yapmak için bir araya gelse, ancak Allah yazmışsa sana destek verebilirler. Yine (bütün varlık âlemi) bir konuda sana zarar vermek için bir araya gelse, ancak Allah yazmışsa sana zarar verebilirler (T2516 Tirmizî, Sıfatü l-kıyâme, 59) [9]

11 ل ي ز ول ق د م ا ع ب د ي و م ال ق ي ام ة ح ت ي س أ ل ع ن أ ر ب ع : ع ن ع م ر ه ف يم ا أ ف ن اه و ع ن ع ل م و م ا ع م ل ب و و ع ن م ال و م ن أ ي ن ا ك ت س ب و و ف يم ا أ ن ف ق و و ع ن ج س م و ف يم ا أ ب ال ه 22.Hadis: Ebu Berze (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kıyamet günü, dört şeyden sual edilmedikçe, kulun ayakları "Rabbinin huzurundan" ayrılamaz: Ömrünü nerede harcadığından, İlmiyle ne amelde bulunduğundan, Malını nerede kazandığından ve nereye harcadığından, Vücudunu nerede çürüttüğünden." Tirmizî, Kıyamet 1, (2419). ي ق ول اهلل ع ز و ج ل : أ ن ا ع ن د ظ ن ع ب د ى ب و أ ن ا م ع و ح ي ي ذ ك ر ن إ ن ذ ك ر ن ف ن ف س و ذ ك ر ت و ف ن ف س ى و إ ن ذ ك ر ن ف م ل ذ ك ر ت و ف م ل ى م خ ي ر م ن ه م و إ ن ت ق ر ب م ن ش ب ر ا ت ق ر ب ت إ ل ي و ذ ر اع ا و إ ن ت ق ر ب إ ل ذ ر اع ا ت ق ر ب ت م ن و ب اع ا و إ ن أ ت ا ن ي ش ى أ ت ي ت و ى ر و ل ة. 23.Hadis: Ebû Hüreyre nin rivayet ettiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: Yüce Allah buyuruyor ki: Kulum beni nasıl düşünüyorsa ben öyleyim. O beni anarken ben onunla beraberim. O beni kendi başına anarsa, ben de onu kendim anarım. O beni bir topluluk içinde anarsa, ben onu daha hayırlı bir topluluk içinde anarım. O bana bir karış yaklaşırsa, ben ona bir arşın yaklaşırım. O bana bir arşın yaklaşırsa, ben ona bir kulaç yaklaşırım. O bana yürüyerek gelirse, ben ona koşarak giderim. (M6805 Müslim, Zikir ve dua ve tevbe ve istiğfar, 2) [10]

12 أ ر أ ي ت م ل و أ ن ن ه را ب ب اب أ ح د ك م ي غ ت س ل ف يو ك ل ي و م خ س م ر ات م ا ت ق ول و ن ي ب ق ى ذ ل ك م ن د ر ن و ش ي ئا م ث ل الص ل و ات ا ل م س ي ح وا الل و ب ا ا ل ط اي ا. ق ال وا: ل ي ب ق ى ذ ل ك م ن د ر ن و ش ي ئا. ق ال : ف ذ ل ك 24.Hadis: Hz. Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in şöyle söylediğini işittim: "Sizden birinizin kapısının önünden bir nehir aksa ve bu nehirde hergün beş kere yıkansa, acaba üzerinde hiç kir kalır mı, ne dersiniz?" "Bu hal, dediler, onun kirlerinden hiçbir şey bırakmaz!" Aleyhissalâtu vesselâm: "İşte bu, beş vakit namazın misalidir. Allah onlar sayesinde bütün hataları siler." buyurdu. Buhârî, Mevâkît: 6; Müslim, Mesâcid: 282, (666); Tirmizî, Emsâl: 5, (2872); Nesâî, Salât: 7, (1, 231); Muvatta, Sefer: 91, (1, 174). أ ي ه ا الن اس ا ت ق وا اهلل و أ ج ل وا ف الط ل ب. ف إ ن ن ف س ا ل ن ت وت ح ت ت س ت و ف ر ز ق ه ا و إ ن أ ب ط أ ع ن ه ا. ف ات ق وا اهلل و أ ج ل وا ف الط ل ب. خ ذ وا م ا ح ل و د ع وا م ا ح ر م. 25.Hadis: Câbir b. Abdullah ın naklettiğine göre, Allah Resûlü (sav) şöyle buyurmuştur: Ey insanlar! Allah karşısında takva sahibi (sorumluluğunuzun bilincinde) olun ve dünyevî isteklerinizde mutedil davranın. Çünkü hiç kimse kendisi için takdir edilen rızkını yiyinceye kadar ölmeyecektir, rızkı gecikse bile! Öyleyse Allah karşısında takva sahibi olun ve dünyevî isteklerinizde mutedil davranın. Helâl olanı alın, haram olanı terk edin. (İM2144 İbn Mâce, Ticâret, 2) [11]

13 ي ا م ع ش ر م ن آم ن ب ل س ان و و ل ي د خ ل اإل ي ان ق ل ب و : ل ت غ ت اب وا ال م س ل م ي و ل ت ت ب ع واع و ر ا ت م ف إ ن و م ن ات ب ع ع و ر ا ت م ي ت ب ع اهلل ع و ر ت و و م ن ي ت ب ع اهلل ع و ر ت و ف ب ي ت و. ي ف ض ح و 26.Hadis: Ebû Berze el-eslemî den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: Ey diliyle iman edip, kalbine iman girmemiş olan kimseler! Müslümanların gıybetini yapmayınız ve onların gizli hâllerini araştırmayınız. Çünkü her kim onların gizli hallerini araştırırsa Allah da onun gizli hâlini araştırır. Allah kimin gizli hâlini araştırırsa onu evinde (gizlice yaptıklarını ortaya çıkararak) bile rezil eder. (D4880 Ebû Dâvûd, Edeb, 35) ا ل س ت ح ي اء م ن الل و ح ق ا ل ي اء أ ن ت ف ظ الر أ س و م ا و ع ى و ال ب ط ن و م ا ح و ى ف ع ل و ل ت ذ ك ر ال م و ت و ال ب ل ى. و م ن أ ر اد اآل خ ر ة ت ر ك ز ين ة الد ن ي ا. ف م ن ف ق د اس ت ح ي ا م ن الل و ح ق ا ل ي اء. ذل ك 27.Hadis: Abdullah ibn Mes'ud (r.a) tan rivayet edilmiştir: Resulullah (s.a.v): Allah tan hakkıyla hayâ etmek; baş ve başta bulunan organlarla, karın ve karnının içerisine aldığı organları her türlü günah ve haramlardan korumak, ölümü ve toprak altında çürümeyi daima hatırlamaktır. Ahireti isteyen kimse, dünyanın süsünü bırakır. İşte kim bu şekilde davranırsa Allah tan hakkıyla haya etmiş olur buyurdu. (Tirmizî, Sıfâtu l-kıyâmet 24 (2458); Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/387) م ا م ن م ص يب ة ت ص يب ال م س ل م إ ل ك ف ر اهلل ب ه ا ع ن و ح ت الش و ك ة ي ش اك ه ا. 28.Hadis: Hz. Peygamber in (sav) eşi Hz. Âişe nin (ra) naklettiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: Batan bir diken bile olsa Müslüman ın başına gelen her bir musibeti, Allah onun günahlarına kefaret kılar. (B5640 Buhârî, Merdâ, 1) [12]

14 ا لل ه م ل ك أ س ل م ت و ب ك آم ن ت و ع ل ي ك ت و ك ل ت و أ ن ب ت و إ ل ي ك خ اص م ت و إ ل ي ك ح اك م ت. ف اغ ف ر ل م ا ق د م ت و ما أ خ ر ت و أ س ر ر ت و م ا أ ع ل ن ت أ ن ت ال م ق د م و أ ن ت ال م ؤ خ ر ل إ ل و إ ل أ ن ت ب ك م ا 29.Hadis: İbni Abbas radıyallahu anhümâ dan rivayet edildiğine göre Resûlullah (sav) hep şöyle dua ederdi: Allahım! Sana teslim oldum, sana inandım, sana güvendim. Yüzümü, gönlümü sana çevirdim, senin yardımınla düşmanlara karşı mücâdele ettim. Kitabın ile hükmettim. Şimdiye kadar yaptığım, bundan sonra yapacağım, gizlediğim, açığa vurduğum günahlarımı affeyle! Öne geçiren de sen, geride bırakan da sensin. Senden başka ilâh yoktur. Buhârî, Teheccüd 1, Daavât 10, Tevhîd 8, 24; 35. Müslim, Müsâfirîn 199, 201, Zikir 67. Ayrıca bk. EbûDâvûd, Salât 119; Tirmizî, Daavât 29; Nesâî, Kıyâmü l-leyl 9; İbniMâce, İkâme 180 ع ل ي ك م ب ق ي ام الل ي ل! ف إ ن و د أ ب الص ا ل ي ق ب ل ك م. و إ ن ق ي ام الل ي ل ق ر ب ة إ ل الل و و م ن ه اة ع ن اإل ث و ت ك ف ي ل لس ي ئ ات و م ط ر د ة ل لد اء ع ن ا ل س د. 30.Hadis: Ebu Ümâme (r.a.) tan rivayet edildiğine göre Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmaktadır: Gece namazına devam ediniz. Çünkü gece namazı, sizden önce (geçen ümmetlerdeki) salih kimselerin âdetidir. Gece namazı; Allah a yakınlığı sağlar, günahlardan sakındırır, (işlenen) kötülüklere kefarettir ve hastalığı vücuttan kovar. (Tirmizî, Deavat 102 (3549)) م ث ل ال ذ ى ي ق ر أ ال ق ر آن و ى و ح اف ظ ل و م ع الس ف ر ة ال ك ر ام و م ث ل ال ذ ى ي ق ر أ [13] ال ق ر آن و ى و ي ت ع اى د ه و ى و ع ل ي و ش د يد ف ل و أ ج ر ان. 31.Hadis: Hz. Âişe nin (ra) naklettiğine göre, Allah Resûlü (sav) şöyle buyurmuştur: Kur an ı ezberleyip usulünce okuyan kişi, şerefli elçiler (melekler)le birliktedir. Kur an ı zorlanarak da olsa okumaya çalışan kişiye ise iki kat ecir vardır. (B4937 Buhârî, Tefsîr, (Abese) 1)

15 أ م ر ن ا الن ب ص ل ى اهلل ع ل ي و و س ل م ب س ب ع : ب ع ي اد ة ال م ر يض و ات ب اع ال ج ن ائ ز و ت ش م يت ال ع اط س و ن ص ر الض ع يف و ع و ن ال م ظ ل وم و إ ف ش اء الس ال م و إ ب ر ار ال م ق س م Hadis: Berâ b. Âzib (ra) şöyle demiştir: Peygamber (sav) bize şu yedi şeyi emretti: Hastayı ziyaret etmek, cenazeyi (kabre kadar) takip etmek, aksırana Allah tan rahmet dilemek, zayıfa yardım etmek, mazluma yardım etmek, selâmı yaymak ve yemin edenin yeminini tasdik etmek. (B6235 Buhârî, İsti zân,8) إ ذ ا خ ر ج الر ج ل م ن ب ي ت و ف ق ال : ب س م اهلل ت و ك ل ت ع ل ى اهلل ل ح و ل و ل ق و ة إ ل ب اهلل. ق ال : ي ق ال ح ين ئ ذ : ى د يت و ك ف يت و و ق يت Hadis: Enes b. Mâlik in naklettiğine göre, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: Kişi evinden çıkacağı zaman, Bismillâh, tevekkeltü alâllah, lâ havle velâ kuvvete illâ billâh (Allah ın adıyla. Allah a tevekkül ettim. Güç ve kuvvet sadece Allah tandır.) dediğinde (ona) şöyle denilir: (İşte şimdi) sana rehberlik edilir, ihtiyaçların karşılanır ve korunursun... (D5095 Ebû Dâvûd, Edeb, ) إ ن أ و ل م ا حي اس ب ب و ال ع ب د ي و م ال ق ي ام ة م ن ع م ل و ص ال ت و. ف إ ن أ ف ل ح و أ ن ح و إ ن ف س د ت ف ق د خ اب و خ س ر. ص ل ح ت ف ق د 34.Hadis: Ebu Hureyre (r.a.)'tan rivayet edildiğine göre Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmaktadır: "Kulun kıyamet günü işlediği amellerden hesaba çekileceği ilk şey, namazdır. Eğer kulun kıldığı namaz düzgün ise kul kurtulmuştur, başarmıştır. Eğer bozuk olursa o zaman kul zarardadır, hüsrandadır." (Ebu Dâvud,Salat (864); Tirmizî,Salat (413)) [14]

16 ل ت د ع وا ع ل ى أ ن ف س ك م و ل ت د ع وا ع ل ى أ و ل د ك م و ل ت د ع وا ع ل ى خ د م ك م و ل ت د ع وا ع ل ى أ م و ال ك م ل ك م. ل ت و اف ق م ن الل و س اع ة ن ي ل ف يه ا ع ط اء ف ي س ت ج ي ب 35.Hadis: Hz. Câbir (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Nefislerinizin aleyhine dua etmeyin, çocuklarınızın aleyhine de dua etmeyin, hizmetçilerinizin aleyhine de dua etmeyin. Mallarınızın aleyhine de dua etmeyin. Ola ki, Allah'ın duaları kabul ettiği saate rastgelir de, istediğiniz kabul ediliverir." Ebû Dâvud, Salât 362, (1532). أ ث ق ل ص ال ة ع ل ى ف يه م ا ال م ن اف ق ي ص ال ة ال ع ش اء و ص ال ة ال ف ج ر و ل و ي ع ل م ون م ا ل ت و ه ا و ل و ح ب وا و ل ق د ه م ت أ ن آم ر ب الص ال ة ف ت ق ام ث آم ر ر ج ال ي ص ل ى ب الن اس ث أ ن ط ل ق م ع ى ي ش ه د ون الص ال ة ف أ ح ر ق ع ل ي ه م ب ي وت ه م. ب ر ج ال م ع ه م ح ز م م ن ح ط ب إ ل ق و م ل 36.Hadis: Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Münafıklara en ağır gelen namaz yatsı namazıyla sabah namazıdır. Eğer bu iki namazdaki hayrın ne olduğunu bilselerdi, emekleyerek de olsa onları kılmaya gelirlerdi. "Nefsimi kudret eliyle tutan Zât'a kasem olsun!" Ezan okutup namaza başlamayı, sonra halkın namazını kıldırması için yerime birini bırakmayı, sonra da beraberlerinde odun desteleri olan bir grup erkekle namaza gelmeyenlere gitmeyi ve evlerini üzerlerine yıkmayı düşündüm." Buhârî, Ezân: 29, Husûmât: 5, Ahkâm: 52; Müslim, Mesâcid: 252, (651); Muvatta, Salâtu'l-Cemâ'a: 3, (1, ); Ebû Dâvud, Salât: 47, (548, 549); Tirmizî, Salât: 162, (217); Nesâî, İmâmet: 49, (2, 107). [15]

17 إ ن اهلل ل ي ق ب ض ال ع ل م ا ن ت ز اع ا ي ن ت ز ع و م ن ال ع ب اد و ل ك ن ي ق ب ض ال ع ل م ب ق ب ض ال ع ل م اء ح ت إ ذ ا ل ي ب ق ع ال ا ت ذ الن اس ر ء وس ا ج ه ال ف س ئ ل وا ف أ ف ت و ا ب غ ي ع ل م ف ض ل وا و أ ض ل وا. 37.Hadis: Abdullah b. Amr b. el-âs, Allah Resûlü nü (sav) şöyle derken işittiğini nakleder: Kuşkusuz Allah, ilmi kullarının arasından çekip almaz. Bilâkis âlimlerin vefatıyla ilmi alır. Sonunda hiç âlim kalmayınca, insanlar cahil kimseleri önder edinirler. Onlara birtakım sorular sorulur, onlar da bilgisizce fetva verirler. Böylelikle hem kendileri sapar hem de (insanları) saptırırlar. (B100 Buhârî, İlim, 34) ك ان ي ق ول : "ا لل ه م! إ ن أ ع وذ ب ك م ن ال ع ج ز و ال ك س ل و ا ل ب و ال ب خ ل و ا ل ر م و ع ذ اب ال ق ب ا لل ه م! آت ن ف س ى ت ق و اى ا و ز ك ه ا أ ن ت خ ي ر م ن ز ك اى ا أ ن ت و ل ي ه ا و م و ل ى ا ا لل ه م! إ ن أ ع وذ ب ك م ن ع ل م ل ي ن ف ع و م ن ق ل ب ل ي ش ع و م ن ن ف س ل ت ش ب ع و م ن د ع و ة ل ي س ت ج اب ل ه ا. 38.Hadis: Zeyd b. Erkam şöyle demiştir: Allah Resûlü (sav) buyurdu ki; Allah ım! Acizlikten, tembellikten, korkaklıktan, cimrilikten, bunaklıktan, kabir azabından sana sığınırım. Allah ım! Nefsime, senden sakınma şuurunu (takvasını) ver ve nefsimi arındır. Onu en iyi arındıracak olan sensin. Onun koruyucusu da onun efendisi de sensin. Allah ım! Fayda vermeyen ilimden, huşû duymayan kalpten, doymayan nefisten ve kabul edilmeyen duadan sana sığınırım. (M6906 Müslim, Zikir ve dua ve tevbe ve istiğfar, 73) [16]

18 م ا م ل آد م ى و ع اء ش ر ا م ن ب ط ن ب ح س ب ا ب ن آد م أ ك ال ت ي ق م ن ص ل ب و ف إ ن ك ان ل م ال ة ف ث ل ث ل ط ع ام و و ث ل ث ل ش ر اب و و ث ل ث ل ن ف س و. 39.Hadis: Mikdâm b. Ma dîkerib in işittiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: İnsanoğlu, mideden daha kötü bir kap doldurmamıştır. Hâlbuki birkaç lokma insanın belini doğrultmasına yeter. Eğer mutlaka dolduracaksa (midesinin) üçte birini yemeğe, üçte birini içeceğe ayırsın ve diğer üçte birini de nefes alıp vermek için boş bıraksın. (T2380 Tirmizî, Zühd, 47) م ا أ ك ر م ش اب ش ي خ ا ل س ن و إ ل ق ي ض اهلل ل و م ن ي ك ر م و ع ن د س ن و. 40.Hadis: Enes b. Mâlik in rivayet ettiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: Bir genç, ihtiyar bir kimseye yaşından dolayı hürmet ederse, Allah da ona yaşlılığında kendisine hürmet edecek birisini hazırlar. (T2022 Tirmizî, Birr ve sıla, 75) ح ف ظ ت م ن ر س ول اهلل ص لى اهلل ع ل ي و و س ل م : "د ع م ا ي ر يب ك إ ل م ا ل ي ر يب ك ف إن الص د ق ط م أ ن ين ة و إ ن ال ك ذ ب ر يب ة." 41.Hadis: Ebu l-havrâ es-sa dî anlatıyor: Hasan b. Ali ye Resûlullah tan (sav) ne ezberledin? diye sordum. Dedi ki, Resûlullah tan (sav) şunu ezberledim: Seni şüphelendireni bırak, şüphelendirmeyene bak. Çünkü doğruluk kalbin (tereddütsüz biçimde) sükûnete ermesidir. Yalancılık ise şüpheden ibarettir. (T2518 Tirmizî, Sıfatü l-kıyâme, 60) [17]

19 ل ق ي ن ك ع ب ب ن ع ج ر ة ف ق ال : أ ل أ ى د ى ل ك ى د ي ة إ ن الن ب ى ص ل ى اهلل ع ل ي و و س ل م خ ر ج ع ل ي ن ا ف ق ل ن ا: ي ا ر س ول اهلل ق د ع ل م ن ا ك ي ف ن س ل م ع ل ي ك ف ك ي ف ن ص ل ى ع ل ي ك : ق ال : "ق ول وا ا لل ه م ص ل ع ل ى م م د و ع ل ى آل م م د ك م ا ص ل ي ت ع ل ى آل إ ب ر اى يم إ ن ك ح يد م يد. ا لل ه م آل م م د ك م ا ب ار ك ت ع ل ى آل إ ب ر اى يم إ ن ك ح يد م يد." ب ار ك ع ل ى م م د و ع ل ى 42.Hadis: Abdurrahman b. Ebû Leylâ şöyle demiştir: Kâ b b. Ucre, benimle karşılaşınca, Sana bir hediye vereyim mi? dedi (ve şöyle devam etti) Bir gün Peygamber (sav) yanımıza geldi. Biz, Ey Allah ın Resûlü! Sana nasıl selâm vereceğimizi öğrendik. Peki, sana nasıl salâvat getireceğiz? dedik. Allah Resûlü de şöyle buyurdu: Allah ım! Muhammed e ve Muhammed ailesine, tıpkı İbrahim ailesine rahmet eylediğin gibi rahmet et. Şüphesiz sen, övgüye en lâyık ve şanı en yüce olansın. Allah ım! Muhammed e ve Muhammed ailesine, tıpkı İbrahim ailesine bereket ihsan ettiğin gibi bereket ihsan eyle! Şüphesiz sen övgüye en lâyık ve şanı en yüce olansın. deyin. (B6357 Buhârî, Deavât, 32; M908 Müslim, Salât, 66) إ ذ ا و ض ع ت ا ل ن از ة و اح تم ل ه ا الن اس أ و الر جا ل ع ل ى أ ع ن اق ه م ف إ ن كا ن ت صا ل ة قا ل ت : ق د م و ن ق د م و ن و إ ن كا ن ت غ ي ر صا ل ة ق ال ت : ي ا وي ل ه ا يء إ ل اإل ن س ان و ل و م ع و ل ص ع ق أ ي ن ت ذ ى ب ون ب ا ي س م ع ص و ت ا ك ل ش 43.Hadis: Ebû Saîd el Hudrî ra den rivayet edildiğine göre Resûlullah (sav) şöyle buyurdu: Ölü tabuta konulup da insanlar (veya erkekler) onu omuzladığı zaman, eğer iyi bir kişi ise Beni çabuk götürünüz, beni çabuk götürünüz! diye seslenir. Eğer iyi olmayan biri ise, Eyvah!. Bu tabutu nereye götürüyorsunuz? der. O cenâzenin sesini insandan başka her şey duyar. Eğer insan bu sesi duysaydı, bayılırdı. Buhârî, Cenâiz 50, 53, 90. Ayrıca bk. Nesâî, Cenâiz 44 [18]

20 س ب ع ة ي ظ ل ه م الل و ف ظ ل و ي و م ل ظ ل إ ل ظ ل و : إ ما م عا د ل و شا ب ن ش أ ف ع ب اد ة الل و ت عا ل. و ر ج ل ق ل ب و م ع ل ق ب ال م س اج د. و ر ج ال ن ت ابا ف الل و. و ج ا ل. ع ل يو. و ت ف ر ق ا ع ل يو و د ع ت و ا م ر أ ة ذ ات م ن ص ب ر جل جت م عا ا ف ق ال : إ ن أ خا ف الل و. و ر ج ل ت ص د ق ب ص د ق ة ف أ خ فا ىا ح ت ل ت ع ل م ش ا ل و ما ت ن ف ق ي ين و. و ر ج ل ذ ك ر الل و خ ال يا ف ف اض ت ع ي ن اه 44.Hadis: Ebû Hüreyre radıyallahu anh den rivayet edildiğine göre Resûlullah (sav) şöyle buyurdu: Başka bir gölgenin bulunmadığı Kıyamet gününde Allah Teâlâ, yedi sınıf insanı, arşının gölgesinde barındıracaktır: Âdil devlet başkanı, Rabbine kulluk ederek temiz bir hayat içinde serpilip büyüyen genç, Kalbi mescidlere sevgi ile bağlı müslüman, Birbirlerini Allah için sevip birliktelikleri ve ayrılıkları Allah için olan iki insan, Güzel ve mevki sahibi bir kadının gayr-i meşru davetine Ben Allah tan korkarım diye yaklaşmayan yiğit, Sağ elinin verdiğini sol elinin bilemeyeceği kadar gizli sadaka veren kimse, Tenhâda Allah ı anıp göz yaşı döken kişi. Buhârî, Ezân 36, Zekât 16, Rikak 24, Hudûd 19; Müslim, Zekât 91. Ayrıca bk. Tirmizî, Zühd 53; Nesâî, Kudât 2 م ن ح اف ظ ع ل ى أ ر ب ع ر ك ع ات ق ب ل الظ ه ر و أ ر ب ع ب ع د ى ا ح ر م ع ل ى الن ار. 45.Hadis: Ümmü Habîbe (r.anhâ) dan rivayet edildiğine göre, Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmaktadır: Kim öğle namazın(ın farzın) dan önce ve sonra dört rekat namaz kılmaya devam ederse o kimse cehennem ateşinden kurtulur. (Ebu Dâvud, Salatu t-tatavvu 7 (1269); Tirmizî, Salat (427, 428)) [19]

21 ح ق ال م س ل م ع ل ى ال م س ل م س ت " ق يل : م ا ى ن ي ا ر س ول اهلل! ق ال : "إ ذ ا ل ق يت و ع ط س ف س ل م ع ل ي و و إ ذ ا د ع اك ف أ ج ب و و إ ذ ا اس ت ن ص ح ك ف ان ص ح ل و و إ ذ ا ف ح م د اهلل ف س م ت و و إ ذ ا م ر ض ف ع د ه و إ ذ ا م ات ف ات ب ع و. 46.Hadis: Ebû Hüreyre den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: Müslüman ın Müslüman üzerindeki hakkı altıdır. Onlar nedir ey Allah ın Resûlü? diye sorulunca şöyle demiştir: Onunla karşılaştığın zaman selâm ver, seni davet ettiğinde ona icabet et, senden nasihat istediğinde nasihat et, aksırıp Allah a hamd ettiğinde ona duayla karşılık ver, hastalandığında onu ziyaret et ve öldüğünde cenazesine katıl. (M5651 Müslim, Selâm, 5) إ ي اك م و ا ل ل وس ف الط ر ق ات. ق ال وا ي ا ر س ول الل و! م ا ل ن ا ب د م ن م ال س ن ا ن ت ح د ث ف يه ا. ف ق ال : إ ذ ا أ ب ي ت م ا ل ال م ج ل س ف أ ع ط وا الط ر يق ح ق و. ق ال وا: و م ا ح ق و ي ا ر س ول الل و ق ال : غ ض ال ب ص ر و ك ف ا ل ذ ى و ر د الس ال م و ا ل م ر ب ال م ع ر وف و الن ه ي ع ن ال م ن ك ر. 47.Hadis: Ebû Saîd el-hudrî (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) (bir gün): "Sakın yollarda oturmayın!" buyurmuştu. "Ya Resulullah dediler, oturmadan edemeyiz, oralarda (oturup) konuşuyoruz." "Mutlaka oturacaksınız, bari yola hakkını verin!" buyurdu. Bunun üzerine: "Ey Allah'ın Resûlü, onun hakkı nedir?" diye sordular. "Gözlerinizi kısmak, (gelip geçeni) rahatsız etmemek, selama mukabele etmek, emr bi'lma'ruf nehy-i ani'lmünker yapmaktır!" dedi." Buhârî, İsti'zân: 2 Mezâlim. 22; Müslim, Libas: 114, (2121); Ebû Dâvud, Edeb: 13, (4815). [20]

22 م ن ت ع ل م ع ل م ا م ا ي ب ت غ ى ب و و ج و اهلل ل ي ت ع ل م و إ ل ل ي ص يب ب و ع ر ض ا م ن الد ن ي ا ل ي د ع ر ف ا ل ن ة ي و م ال ق ي ام ة. 48.Hadis: Ebû Hüreyre den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: Allah ın rızası için öğrenil(mesi gerek)en bir ilmi, sırf dünya menfaati elde etmek için öğrenen bir kimse kıyamet günü cennetin kokusunu (dahi) alamayacaktır. (D3664 Ebû Dâvûd, İlim, 12; HM8438 İbn Hanbel, II, 338) ل ح س د إ ل ف اث ن ت ي : ر ج ل آت اه اهلل م ال ف س ل ط و ع ل ى ى ل ك ت و ف ا ل ق و ر ج ل آت اه اهلل ح ك م ة ف ه و ي ق ض ى ب ه ا و ي ع ل م ه ا. 49.Hadis: İbn Mes ûd un (ra) işitip naklettiğine göre, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: Ancak iki kişiye haset (gıpta) edilir. Bunlar, Allah ın kendisine mal verdiği ve onu hak yolunda harcayan kimse ile Allah ın kendisine (ilim ve) hikmet verdiği ve ona göre karar verip, onu başkalarına da öğreten kimsedir. (B1409 Buhârî, Zekât, 5; M1896 Müslim, Salâtü lmüsâfirîn ve kasruhâ, 268) ا لد ع اء ى و ال ع ب اد ة "ث م ق ر أ )و ق ال ر ب ك م اد ع و ن أ س ت ج ب ل ك م إ ن ال ذ ين ي س ت ك ب ون ع ن ع ب اد ت ى س ي د خ ل ون ج ه ن م د اخ ر ين ( 50.Hadis: Nu mân b. Beşîr den rivayet edildiğine göre, Hz. Peygamber (sav): Dua ibadetin ta kendisidir. buyurmuş ve sonra şu âyeti okumuştur: Rabbiniz şöyle buyurdu: Bana dua edin ki duanıza icabet edeyim. Bana kulluk etmeyi kibirlerine yediremeyenler aşağılanmış hâlde cehenneme gireceklerdir. (Mü min, 40/60) (T3372 Tirmizî, Deavât, 1; D1479 Ebû Dâvûd, Tefrîu ebvâbi l-vitr, 23) [21]

23 ل ي ت و ض أ ر ج ل ف ي ح س ن و ض وء ه و ي ص ل ى الص ال ة إ ل غ ف ر ل و م ا ب ي ن و و ب ي الص ال ة ح ت ي ص ل ي ه ا. 51.Hadis: Humrân dan nakledildiğine göre, Hz. Osman abdest aldıktan sonra, Hz. Peygamber den (sav) şu hadisi işittiğini nakletmiştir: Bir kimse abdest alır ve güzelce abdest almaya özen gösterir, ardından da namaz kılarsa, bu abdestle namaz arasında işlediği (günahlar) mutlaka bağışlanır. (B160 Buhârî, Vudû, 24; M540 Müslim, Tahâret,5) إ ذ ا أ ص اب ت أ ح د ك م م ص يب ة ف ل ي ق ل : إ ن ا ل ل و و إ ن ا إ ل ي و ر اج ع ون ا لل ه م! ع ن د ك أ ح ت س ب م ص يب ت ف آج ر ن ف ي ه ا و أ ب د ل ل خ ي ر ا م ن ه ا. 52.Hadis: Ümmü Seleme nin (ra) naklettiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: Birinizin başına bir musibet geldiği zaman, Biz Allah a aidiz ve yine O na döneceğiz. Allah ım! Musibetimin ecrini senden bekliyorum, bundan dolayı bana ecir ihsan et, benim için onu daha hayırlısıyla değiştir. desin. (D3119 Ebû Dâvûd, Cenâiz, 17-18; M2126 Müslim, Cenâiz, 3) إ ن ا ل ال ل ب ي و ا ن ا ل ر ام ب ي و ب ي ن ه م ا م ش ت ب ه ات ل ي ع ل م ه ن ك ث ي م ن الن اس ف م ن ات ق ى الش ب ه ات اس ت ب ر أ ل د ين و و ع ر ض و و م ن و ق ع ف الش ب ه ات و ق ع ف [22] ا ل ر ام. 53.Hadis: Nu mân b. Beşîr, parmaklarıyla iki kulağını göstererek, Resûlullah ı (sav) şöyle derken işittiğini nakletmektedir: Helâl bellidir; haram da bellidir. İkisinin arasında ise birtakım şüpheli şeyler vardır ki insanların çoğu bunları bilmezler. Kim şüpheli şeylerden sakınırsa, dinini ve ırzını (namus ve haysiyetini) korumuş olur. Kim de şüpheli şeylere düşerse, harama düşmüş olur... (M4094 Müslim, Müsâkât, 107)

24 ك و ن اف خ ال ك ي الص ال ح و ا ل ل ي س الس و ء ك ح ام ل ال م س أ ن حي ذ ي ك و إ ما أ ن ت ب ت ا ع م ن و و إ ما أ ن ت د م ن و ر حي ا ط ي ب ة حي ر ق ث ي اب ك وإ ما أ ن ت د ر حي ا خ ب يث ة ". م ث ل ا ل ل ي س " إ ن ا ك إ ما ف ح ام ل ال م س و ن اف خ ال ك ي إ ما أ ن 54.Hadis: Ebu Musa el-eş arî (r.a) den rivayet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.s.) şöyle buyurdu: İyi ve kötü arkadaşın hali, güzel koku satanla körük çekenin haline benzer. Misk satan ya sana güzel kokusundan bir miktar meccanen verir ya satın alırsın ya da güzel koku koklamış olursun. Körük çeken kimse ise, ya elbiseni yakar ya da körüğün kötü kokusundan rahatsız olursun. Müslim, Kitabu l-birri ve s-sıleti ا ل م س ل م م ن س ل م ال م س ل م ون م ن ل س ان و و ي د ه و ال م ه اج ر م ن ى ج ر م ا ن ه ى اهلل ع ن و. 55.Hadis: Abdullah b. Amr dan (ra) nakledildiğine göre, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: Müslüman, elinden ve dilinden Müslümanların emin olduğu kimsedir. Muhacir de Allah ın yasakladığını terk eden kimsedir. (B10 Buhârî, Îmân, 4) ا ج ت ن ب وا الس ب ع ال م وب ق ات " ق ال وا: ي ا ر س ول اهلل و م ا ى ن ق ال : "الش ر ك ب اهلل و الس ح ر و ق ت ل الن ف س ال ت ح ر م اهلل إ ل ب ا ل ق و أ ك ل الر ب ا و أ ك ل م ال ال ي ت يم و الت و ل ي و م الز ح ف و ق ذ ف ال م ح ص ن ات ال م ؤ م ن ات ال غ اف ال ت. 56.Hadis: Ebû Hüreyre (ra) anlatıyor: Hz. Peygamber (sav), Helâk edici yedi şeyden sakının! buyurdu. Sahâbîler, Yâ Resûlallah! Bu yedi şey nedir? diye sordular. Resûlullah şöyle buyurdu: Allah a şirk koşmak, sihir yapmak, Allah ın haram kıldığı bir canı haklı bir sebebe dayanmaksızın öldürmek, faiz yemek, yetim malı yemek, savaşın kızıştığı anda meydandan kaçmak, iffet sahibi ve hiçbir şeyden haberi olmayan mümin kadınlara zina iftirasında bulunmak. (B2766 Buhârî, Vesâyâ, 23) [23]

25 ر ف ع ال ق ل م ع ن ث ال ث ة : ع ن الن ائ م ح ت الص ب ح ت ي ك ب ر. ي س ت ي ق ظ و ع ن ال م ب ت ل ى ح ت ي ب ر أ و ع ن 57.Hadis: Hz. Âişe den (ra) rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: Üç kişiden sorumluluk kaldırılmıştır: Uyanıncaya kadar uyuyandan, akıllanıncaya kadar deliden ve buluğ (ergenlik) çağına gelinceye kadar çocuktan. (D4398 Ebû Dâvûd, Hudûd, 17) إ ن اهلل ي ر ضى ل ك م ث ال ث ا و ي ك ر ه ل ك م ث ال ث ا: ف ي ر ض ى ل ك م أ ن ت ع ب د وه و ل ق يل ت ش ر ك وا ب و ش ي ئ ا و أ ن ت ع ت ص م وا ب ب ل اهلل ج يع ا و ل ت ف ر ق وا و ي ك ر ه ل ك م و ق ال و ك ث ر ة الس ؤ ال و إ ض اع ة ال م ال. 58.Hadis: Ebû Hüreyre nin naklettiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: Hiç şüphe yok ki Allah sizin için şu üç şeyden razı olur, şu üç şeyden de hoşlanmaz: O na kulluk etmenizden, O na hiçbir şeyi ortak koşmamanızdan ve hep beraber Allah ın ipine sımsıkı sarılıp bölünmemenizden razı olur. Dedikodu yapmaktan, gereksiz çok soru sormaktan ve malı israf etmekten ise hoşlanmaz. (M4481 Müslim, Akdiye, 10) ا لص ل و ات ا ل م س و ا ل م ع ة إ ل ا ل م ع ة و ر م ض ان إ ل ر م ض ان م ك ف ر ات م ا ب ي ن ه ن إ ذ ا اج ت ن ب ال ك ب ائ ر. 59.Hadis: Ebû Hüreyre nin rivayet ettiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: Büyük günahlardan kaçınıldığı takdirde, beş vakit namaz ile cuma bir sonraki cumaya kadar ve Ramazan diğer Ramazan a kadar, aralarında işlenen günahların bağışlanmasına vesiledir. (M552 Müslim, Tahâret, 16) [24]

26 م ن س أ ل ك م ب اهلل ف أ ع ط وه و م ن د ع اك م ف أ ج يب وه و م ن أ ى د ى ل ك م ف ك اف ئ وه ف إ ن ل ت د وا م ا ت ك اف ئ وه ف اد ع وا ل و. 60.Hadis: İbn Ömer in naklettiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: Allah adına sizden bir şey isteyene verin, sizi davet edene icabet edin, size hediye verene karşılık verin. Karşılık verecek bir şey bulamazsanız, onun için dua edin. (HM5703 İbn Hanbel, II, 96) ت ع ل م وا م ن أ ن س اب ك م م ا ت ص ل ون ب و أ ر ح ام ك م ف إ ن ص ل ة الر ح م م ب ة ا ل ى ل م ث ر اة ف ال م ال م ن س أ ة ف ا ل ث ر. ف 61.Hadis: Ebû Hüreyre den nakledildiğine göre, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: Akrabalık ilişkilerinizi sürdürebilmeniz için neseplerinizi (sülâlenizi) tanıyınız. Çünkü akrabalık bağlarının canlı tutulması ailede sevgiyi güçlendirir, malı artırır ve ömrü uzatır. (T1979 Tirmizî, Birr ve sıla, 49; HM8855 İbn Hanbel, II, 374) ك ل س ال م ى ع ل ي و ص د ق ة ك ل ي و م ي ع ي الر ج ل ف د اب ت و ي ح ام ل و ]ع ل ي ه ا[أ و ي ر ف ع ع ل ي ه ا م ت اع و ص د ق ة و ال ك ل م ة الط ي ب ة و ك ل خ ط و ة ي ش ي ه ا إ ل الص ال ة ص د ق ة و د ل الط ر يق ص د ق ة. 62.Hadis: Ebû Hüreyre den (ra) nakledildiğine göre, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: Vücuttaki bütün eklemler için her gün sadaka vermek gerekir. Bineğine binmek isteyen kişiye yardım etmek veya eşyasını bineğine koyuvermek sadakadır. Güzel söz ve namaza giderken atılan her adım sadakadır. Yol göstermek sadakadır. (B2891 Buhârî, Cihâd, 72) [25]

27 م ن س ن ف اإل س ال م س ن ة ح س ن ة ف ل و أ ج ر ى ا و أ ج ر م ن ع م ل ب ا ب ع د ه م ن غ ي أ ن ي ن ق ص م ن أ ج ور ى م ش ى ء و م ن س ن ف اإل س ال م س ن ة س ي ئ ة ك ان ع ل ي و و ز ر ى ا و و ز ر م ن ع م ل ب ا م ن ب ع د ه م ن غ ي أ ن ي ن ق ص م ن أ و ز ار ى م ش ى ء. 63.Hadis: Münzir b. Cerîr in, babası (Cerîr b. Abdullah) yoluyla naklettiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: Kim İslâm da güzel bir davranışa öncülük ederse hem (kendi yaptığının) sevabını, hem de kendisinden sonra o işi yapanların sevaplarını alır. Üstelik onların sevaplarından da bir şey eksilmez. Kim de İslâm da kötü bir davranışa ön ayak olursa, hem kendi günahını, hem de kendisinden sonra onu yapanların günahını alır. Yine onların günahından da bir şey eksilmez. (M2351 Müslim, Zekât, 69) ث ال ث م ن ف ع ل ه ن ف ق د ط ع م ط ع م اإل ي ان : م ن ع ب د اهلل و ح د ه و أ ن و ل إ لو إ ل اهلل و أ ع ط ى ز ك اة م ال و ط ي ب ة ب ا ن ف س و ر اف د ة ع ل ي و ك ل ع ام و ل ي ع ط ى ال ه ر م ة و الد ر ن ة و ل ال م ر يض ة و ل الش ر اط الل ئ يم ة و ل ك ن م ن و س ط أ م و ال ك م ف إ ن اهلل ل ي س أ ل ك م خ ي ر ه و ]ل [ ي أ م ر ك م ب ش ر ه. 64.Hadis: Abdullah b. Muâviye el-ğâdirî nin naklettiğine göre, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: Üç şey vardır ki onları yapan kimse imanın tadını almış olur: Allah tan başka ilâh olmadığına inanarak, tek olan Allah a kulluk etmek; malının zekâtını gönül rızasıyla, içine sinerek ve her sene düzenli olarak vermek; zekât olarak yaşlı, uyuz, hasta, çelimsiz ve sütü az olan hayvanı vermeyip, mallarınızın orta hallisinden vermek. Çünkü Allah, sizden malınızın en iyisini istemedi; fakat en kötüsünü verin diye de emretmedi. (D1582 Ebû Dâvûd, Zekât, 5) [26]

28 ي ا ب ن إ ن ق د ر ت أ ن ت ص ب ح و ت س ى ل ي س ف ق ل ب ك غ ش ل ح د ف اف ع ل ي ا ب ن م ع ى ف ا ل ن ة. و ذ ل ك م ن س ن ت و م ن أ ح ي ا س ن ت ف ق د أ ح ب ن و م ن أ ح ب ن ك ان 65.Hadis: Enes b. Mâlik diyor ki, Resûlullah (sav) bana şöyle buyurdu: Yavrucuğum! Kalbinde herhangi birine karşı bir aldatma (samimiyetsizlik) bulunmadan sabahlayabilecek ya da akşamlayabileceksen, bunu yap! Yavrucuğum! İşte bu benim sünnetimdendir. Kim benim sünnetimi yaşatırsa, beni sevmiş demektir. Kim de beni severse, cennette benimle birlikte olur. (T2678 Tirmizî, İlim, 16) ك ل ع م ل اب ن آد م ي ض اع ف ا ل س ن ة ب ع ش ر أ م ث ا ل ا إ ل س ب ع م ائ ة ض ع ف. ق ا ل الل و ت عا ل : ا ل الص و م ف إ ن و ل و أ ن ا أ ج ز ى ب و ي د ع ش ه و ت و و ط ع ام و م ن أ ج ل ي: ل لص ائ م ف ر ح ت ان ف ر ح ة ع ن د ف ط ر ه و ف ر ح ة ع ن د ل ق اء ر ب و و ل ل وف ف م الص ائ م أ ط ي ب ع ن د الل و م ن ر يح ال م س ك. 66.Hadis: Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah'ı (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Ademoğlunun her ameli katlanır. (Zira Cenab-ı Hakk'ın bu husustaki sünneti şudur:) Hayır ameller en az on misliyle yazılır, bu yediyüz misline kadar çıkar. Allah Teâla Hazretleri (bir hadiskudsîde) şöyle buyurmuştur: "Oruç bu kaideden hariçtir. Çünkü o sırf benim içindir, ben de onu (dilediğim gibi) mükâfatlandıracağım. Kulum benim için şehvetini, yiyeceğini terketti." "Oruçlu için iki sevinç vardır: Biri, orucu açtığı zamanki sevincidir, diğeri de Rabbine kavuştuğu zamanki sevincidir. Oruçlunun ağzından çıkan koku (halûf), Allah indinde misk kokusundan daha hoştur." [27]

29 ق ال اهلل ع ز و ج ل : إ ن ف ر ض ت ع ل ىى أ م ت ك خ س ص ل و ات و ع ه د ت ع ن د ى ع ه د ا أ ن و م ن ج اء حي اف ظ ع ل ي ه ن ل و ق ت ه ن أ د خ ل ت و ا ل ن ة و م ن ل حي اف ظ ع ل ي ه ن ف ال ع ه د ل و ع ن د ى. 67.Hadis: Saîd b. el-müseyyeb in Ebû Katâde b. Rib î den naklettiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: Yüce Allah şöyle buyurdu: Senin ümmetine beş vakit namazı farz kıldım ve onları, vaktinde ve hakkını vererek kılanları cennete koyacağımı kendi katımda vadettim. Namazları düzenli kılmayanlar için ise katımda böyle bir vaat yoktur. (D430 Ebû Dâvûd, Salât, 9) س أ ل ت ر س ول اهلل ص لى اهلل ع ل ي و و س ل م ع ن ال ب و اإل ث ف ق ال : "ا ل ب ح س ن ا ل ل ق و اإل ث م ا ح اك ف ص د ر ك و ك ر ى ت أ ن ي ط ل ع ع ل ي و الن اس. 68.Hadis: Nevvâs b. Sem ân el-ensârî anlatıyor: Allah Resûlü ne (sav) iyilik ve kötülüğün ne olduğunu sordum. O da şöyle buyurdu: İyilik, güzel ahlâktır. Kötülük ise gönlünü huzursuz eden ve insanların bilmesini istemediğin şeydir. (M6516 Müslim, Birr ve sıla, 14) س أ ل ت ر س ول اهلل ص ل ى اهلل ع ل ي و و س ل م : أ ى ا ل ع م ال أ ح ب إ ل اهلل ق ال : "الص ال ة ع ل ى و ق ت ه ا" ق ل ت : ث م أ ى ق ال : "ث ب ر ال و ال د ي ن "ق ل ت : ث أ ى ق ال : "ث ا ل ه اد ف س ب يل اهلل." 69.Hadis: Abdullah b. Mes ûd (r.a.) şöyle dedi: Resûlullah a (sav), Amellerin Allah katında en güzeli hangisidir? diye sordum. Vaktinde kılınan namaz. buyurdu. Sonra hangisidir? dedim, Sonra, anne babaya iyilik yapmak. buyurdu. Sonra hangisidir? deyince, Sonra, Allah yolunda cihat etmek. buyurdu. (M254 Müslim, Îmân, 139; B5970 Buhârî, Edeb, 1) [28]

30 أ ل إ ن أ وت يت ال ك ت اب و م ث ل و م ع و أ ى ل ع س ى ر ج ل ي ب ل غ و ا ل د يث ع ن و ى و م ت ك ئ ع ل ى أ ر يك ت و ف ي ق ول ب ي ن ن ا و ب ي ن ك م : ك ت اب اهلل ت ع ال ف م ا و ج د ن ا ف يو ح ال ل ا س ت ح ل ل ن اه و م ا و ج د ن ا ف يو ح ر اما ح ر م ن اه و إ ن م ا ح ر م ر س ول اهلل ك م ا ح ر م و اهلل. 70.Hadis: Mikdâm İbnu Ma'dîkerib (ra) anlatıyor: Rasûlüllah (sav) buyurdular ki: Haberiniz olsun, bana Kitap ve bir o kadar da (sünnet) verildi. Haberiniz olsun, koltuğunda oturmuş, kendisine benim bir hadisim ulaştığında (hadisi kabul etmeyip) bir adamın: "Biz sizinle aramızda hüküm olarak sadece Allah'ın Kitabını kabul ederiz. Onda nelere helâl denmişse onları helâl biliriz. Nelere de haram denmişse onları haram sayarız" diyeceği zaman yakındır. Bilin ki, Rasûlüllah'ın haram kıldıkları da tıpkı Allah'ın haram ettikleri gibidir. Ebu Dâvud, Sünne: 6 م ا ك ان ال ف ح ش ف ش ى ء إ ل ش ان و و م ا ك ان ا ل ي اء ف ش ى ء إ ل ز ان و. 71.Hadis: Enes (b. Mâlik) ten rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: Ahlâksızlık bulunduğu şeyi çirkinleştirir; hayâ ise bulunduğu şeyi süsler. (T1974 Tirmizî, Birr ve sıla, 47) م ن أ ن ظ ر م ع س ر ا أ و و ض ع ل و أ ظ ل و اهلل ي و م ال ق ي ام ة ت ت ظ ل ع ر ش و ي و م ل ظ ل إ ل ظ ل و. 72.Hadis: Ebû Hüreyre den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: Kim darda kalan borçluya zaman tanırsa yahut (alacağının tamamını veya bir kısmını) borçluya bağışlarsa, Allah onu, başka hiçbir gölgenin olmadığı kıyamet gününde kendi arşının gölgesinde gölgelendirecektir. (T1306 Tirmizî, Büyû, 67; M7512 Müslim, Zühd ve rekâik, 74) [29]

31 ك ن ا ع ن د ر س ول اهلل ص ل ي اهلل ع ل ي و و س ل م ف ج اء ر ج ل ف س ل م ف ق ال : الس ال م ع ل ي ك م. ف ر د ع ل ي و ر سول اهلل ص لي اهلل ع ل ي و و س ل م الس ال م ث ج ل س و ق ا ل الن ب ص لي اهلل ع ل ي و و س ل م : ع ش ر ث ج اء آخ ر ف ق ال : الس ال م ع ل ي ك م و ر ح ة اهلل. ف ر د ع ل ي و ف ج ل س ف ق ال : ع ش ر ون ث ج اء آخ ر ف ق ال : الس ال م ع ل ي ك م و ر ح ة اهلل و ب ر ك ات و. ف ر د ع ل ي و ف ج ل س ف ق ال ث ال ث ون. 73.Hadis: İmrân İbnu Husayn (ra) anlatıyor: Biz Rasûlüllah (sav) ın yanında iken bir adam gelerek selam verdi ve: Esselâmu aleyküm! dedi. Resulullah (sav) selamına karşılık verdi. Adam da oturdu. Resulullah (sav); On (sevap kazandı!) dediler. Sonra birisi daha geldi. Esselâmu aleyküm ve rahmetullâhi! dedi. Aleyhissalâtu vesselâm onun selamına da karşılık verdi. Adam oturdu. Aleyhissalâtu vesselâm Yirmi! dediler. Sonra biri daha geldi ve: Esselâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtuhu dedi. Resulullah, selamına karşılık verdi, adam da oturdu. Hz. Peygamber bu sefer: Otuz! buyurdular. Ebû Dâvud, Edeb: 143. إ ن الر ج ل ل ي ت ك ل م ب ال ك ل م ة م ن ر ض وا ن الل و ت ع ال م ا ك ا ن ي ظ ن أ ن ت ب ل غ م ا ب ل غ ت ي ك ت ب الل و ب ا ر ض و ان و إ ل ي و م ي ل ق اه و إ ن الر ج ل ل ي ت ك ل م ب ال ك ل مة م ن س خ ط الل و م ا ك ان ي ظ ن أ ن ت ب ل غ م ا ب ل غ ت ي ك ت ب الل و ل و ب ا س خ ط و إ ل ي و م ي ل ق اه. 74.Hadis: Ebû Abdurrahman Bilâl İbni'l-Hâris el-müzenî radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Kul, Allah'ın hoşnut olduğu bir sözü söyler, fakat onunla Allah'ın rızâsını kazanacağı hiç aklına gelmez. Halbuki Allah, o söz sebebiyle, kendisine kavuştuğu kıyamet gününe kadar o kimseden hoşnut olur. Yine bir kul da Allah'ın gazabını gerektiren bir söz söyler fakat o sözün kendisini Allah'ın gazabına çarptıracağını düşünmez. Oysa Allah, o kimseye o kötü söz sebebiyle kendisine kavuşacağı kıyamet gününe kadar gazap eder." Muvatta, Kelâm 5; Tirmizî, Zühd 12. Ayrıca bk. İbni Mâce, Fiten 12 [30]

32 "ق ال اهلل ع ز و ج ل : إ ذ ا ى م ع ب د ى ب ح س ن ة و ل ي ع م ل ه ا ك ت ب ت ه ا ل و ح س ن ة ف إ ن ع م ل ه ا ك ت ب ت ه ا ع ش ر ح س ن ات إ ل س ب ع م ائ ة ض ع ف و إ ذ ا ى م ب س ي ئ ة و ل ي ع م ل ه ا ل أ ك ت ب ه ا ع ل ي و ف إ ن ع م ل ه ا ك ت ب ت ه ا س ي ئ ة و اح د ة." 75.Hadis: Ebû Hüreyre nin naklettiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: İzzet ve celâl sahibi Allah şöyle buyurdu: Kulum iyi bir iş yapmaya niyet eder de yapmazsa ona bir iyilik (sevabı) yazarım. Ama onu yaparsa on kattan yedi yüz kata kadar iyilik (sevabı) yazarım. Eğer (kulum) bir kötülük yapmaya niyet eder de yapmazsa onu (bir günah olarak) yazmam. Fakat onu yaparsa ona bir kötülük (günahı) yazarım. (M335 Müslim, Îmân, 204; B6491 Buhârî, Rikâk, 31) إ ن ا ا ل ع م ال ب الن ي ة و إ ن ا إل م ر ئ م ا ن و ى ف م ن ك ان ت ى ج ر ت و إ ل اهلل و ر س ول و ف ه ج ر ت و إ ل اهلل و ر س ول و و م ن ك ان ت ى ج ر ت و ل د ن ي ا ي ص يب ه ا أ و ام ر أ ة ي ت ز و ج ه ا ف ه ج ر ت و إ ل م ا ى اج ر إ ل ي و. 76.Hadis: Ömer b. el-hattâb ın (ra) naklettiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: Ameller niyete göredir. Herkes sadece niyetinin karşılığını alır. Kim Allah ve Resûlü için hicret ederse, hicreti Allah ve Resûlü nedir. Kim de erişeceği bir dünyalık veya evleneceği bir kadından dolayı hicret ederse, onun hicreti de hicretine sebep olan şeyedir. (M4927 Müslim, İmâre, 155; B1 Buhârî, Bedü l vahy, 1) ا ت ق اهلل ح ي ث م ا ك ن ت و أ ت ب ع الس ي ئ ة ال ح س ن ة ت ح ه ا و خ ال ق الن اس ب خ ل ق ح س ن. 77.Hadis: Ebû Zerr in rivayet ettiğine göre, Resûlullah (sav) ona şöyle buyurmuştur: Nerede olursan ol, Allah a karşı sorumluluğunun bilincinde ol! Kötülüğün peşinden iyi bir şey yap ki onu yok etsin. İnsanlara da güzel ahlâka uygun biçimde davran! (T1987 Tirmizî, Birr ve sıla, 55) [31]

33 ا لل ه م ل ك ا ل م د أ ن ت ق ي و م الس مو ات و ا ل ر ض و م ن ف يه ن و ل ك ا ل م د أ ن ت م ل ك الس مو ات و ا ل ر ض و م ن ف يه ن و ل ك ا ل م د أ ن ت ن ور الس مو ا ت ن و ل ك ا ل م د أ ن ت ا ل ق ق و و ع د ك ا ل ق و ل ق اء ك ح و ا ل ر ض و م ن ف يه و ق و ل ك ح ق و ا ل ن ة ح ق و الن ار ح ق و الن ب ي ون ح ق و م م د ح ق و الس اع ة ح ق ا لل ه م ل ك أ س ل م ت و ب ك ا م ن ت و ع ل ي ك ت و ك ل ت و إ ل ي ك أ ن ب ت و ب ك خ اص م ت و إ ل ي ك ح اك م ت ف اغ ف ر ل م ا ق د م ت و م ا أ خ ر ت و م ا أ س ر ر ت و م ا أ ع ل ن ت و م ا أ ن ت أ ع ل م ب و م ن أ ن ت ال م د م و أ ن ت ال م ؤ خ ر ل ا ل و إ ل أ ن ت. 78.Hadis: Hz.İbnu Abbâs (ra) anlatıyor: Rasûlüllah (sav) teheccüt namazı kılmak üzere geceleyin kalkınca şu duayı okurdu: "Allahım, Rabbimiz! Hamd sadece sanadır. Sen göklerin, yerin ve içindekilerin ayakta tutanısın, hamd yalnızca senin içindir. Sen göklerin, yerin ve içindekilerin nûrusun, hamd yalnızca sanadır. Sen göklerin, yerin ve içindekilerin sahibisin, hamd yalnızca sanadır. Sen gerçeksin, va'din de gerçektir. Sana kavuşmak kesin, sözün gerçektir. Cennet gerçek, cehennem gerçektir. Peygamberler de, Muhammed (sav) de gerçek (peygamber)dir. Kıyamet de gerçektir. Allah ım tüm irademi sana teslim ettim, sana inandım, sana güvenip dayandım ve daima sana yöneliyorum, senin verdiğin güç ve kuvvetle düşmanlarla mücadele ediyorum ve sadece senin hükmüne müracaat ediyorum. İşlediğim ve işleyeceğim gizli ve açık tüm günahlarımı bağışla. İlerleten sen, gerileten de sensin. Senden başka ilah yoktur. Buhârî, Teheccüt 1 م ن أ ح ب ل ل و و ا ب غ ض ل ل و و أ ع ط ى ل ل و و م ن ع ل ل و ف ق د اس ت ك م ل اإل ي ان. 79.Hadis: Ebû Ümâme den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: Kim Allah için sever, Allah için nefret eder, Allah için verir, Allah için engel olursa, imanını kemale erdirmiş olur. (D4681 Ebû Dâvûd, Sünne, 15) [32]

34 ا لط ه ور ش ط ر اإل ي ان أ و ت ل - و ا ل م د ل ل و ت ل ال م يز ان و س ب ح ان اهلل و ا ل م د ل ل و ت ل ن م ا ب ي الس م او ات و ا ل ر ض Hadis: Ebû Mâlik el-eşârî den nakledildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: Temizlik imanın yarısıdır. Elhamdülillâh mizanı doldurur. Sübhânallah ve Elhamdülillâh göklerle yer arasını doldururlar (M534 Müslim, Tahâret, 1) - ي ت ب ع ال م ي ت ث ال ث ة ف ي ر ج ع اث ن ان و ي ب ق ى و اح د ي ت ب ع و أ ى ل و و م ال و و ع م ل و ف ي ر ج ع أ ى ل و و م ال و و ي ب ق ى ع م ل و. 81.Hadis: Abdullah b. Ebû Bekr anlatıyor: Enes b. Mâlik ten işittiğime göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: Üç şey ölüyü (mezara kadar) takip eder; ikisi geri döner, biri kalır. Ailesi, malı ve ameli onu takip eder. Ailesi ve malı geri döner, ameli kalır. (M7424 Müslim, Zühd ve rekâik, 5) ر ض ى الل و ع ن ها ق ال ت : ك ان ر س ول الل و ص لى الل و ع ل ي و و س ل م إ ذ ا ع ن ع ائ ش ة أ خ ذ م ض ج ع و ن ف ث ف ي د ي و و ق ر أ ال م ع و ذ ت ي و ق ل ى و الل و أ ح د و ي س ح ب م ا أ ف ع ل و ج ه و و ج س د ه ي ف ع ل ذ ل ك ث ال ث م ر ات ف ل ما اش ت كى ك ان ي أ م ر ن أ ن ذ ل ك ب و. 82.Hadis: Hz. Âişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) yatağına girdiği zaman, ellerine üfleyip Muavvizeteyn'i ve Kul hüvallahu ahad'i okur ellerini yüzüne ve vücuduna sürer ve bunu üç kere tekrar ederdi. Hastalandığı zaman aynı şeyi kendisine yapmamı emrederdi". Buhârî Fedâilu'l-Kur'ân 14, Tıbb, 39, Daavât 12; Müslim, Selâm 50, (2192); Muvattâ, Ayn 15, (2, 942); Tirmizî, Daavât 21, (3399); Ebû Dâvud, Tıbb 19, (3902) [33]

35 ب اد ر وا ب ا ل ع م ال ف ت ن ا ك ق ط ع الل ي ل ال م ظ ل م ي ص ب ح الر ج ل م ؤ م ن ا و ي س ى ك اف ر ا ا و ي س ى م ؤ م ن ا و ي ص ب ح ك اف ر ا ي ب يع د ي ن و ب ع ر ض م ن الد ن ي ا. 83.Hadis: Ebû Hüreyre den nakledildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: Gecenin zifiri karanlıklarına benzeyen fitneler ortaya çıkmadan (salih) ameller yapmakta acele edin! Zira o zaman kişi mümin olarak sabaha çıkacak, kâfir olarak akşamlayacak yahut mümin olarak akşamlayacak, kâfir olarak sabaha çıkacak; dünyevî çıkarlar karşılığında dinini satacaktır. (M313 Müslim, Îmân, 186) م ث ل ال م ؤ م ن ي ف ت و اد ى م و ت ر ا ح ه م و ت ع اط ف ه م م ث ل ا ل س د إ ذ ا اش ت ك ى م ن و ع ض و ت د اع ى ل و س ائ ر ال ج س د ب الس ه ر و ال ح مى. 84.Hadis: Nu mân b. Beşîr in naklettiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: Müminler, birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamet ve şefkat göstermede, tıpkı bir organı rahatsızlandığında diğer organları da uykusuzluk ve yüksek ateşle bu acıyı paylaşan bir bedene benzer. (M6586 Müslim, Birr ve sıla, 66; B6011 Buhârî, Edeb, 27) ا ض م ن وا ل س ت ا م ن أ ن ف س ك م ا ض م ن ل ك م ا ل ن ة ا ص د ق وا إ ذ ا ح د ث ت م و أ و ف وا إ ذ ا و ع د ت م و أ د وا إ ذ ا اؤ ت ن ت م و اح ف ظ وا ف ر وج ك م و غ ض وا أ ب ص ار ك م و ك ف وا [34] أ ي د ي ك م. 85.Hadis: Ubâde b. es-sâmit ten nakledildiğine göre, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: Kendi adınıza altı şeyi bana garanti edin, ben de size cenneti garanti edeyim: Konuştuğunuzda doğru söyleyin, söz verdiğinizde yerine getirin, size (bir şey) emanet edildiğinde onun gereğini yapın, namusunuzu muhafaza edin, gözlerinizi (bakılması yasak olandan) çevirin ve ellerinize sahip olun. (HM23137 İbn Hanbel, V, 323)

36 ف ق ال : " الس ال م ع ل ي ك م د ا ر ق و م م ؤ م ن ي و إ نا إ ن ش اء الل و ب ك م ل ح ق و ن و د د ت أ نا ق د ر أ ي ن ا إ خ و ان ن ا ق ال وا : أ و ل س ن ا إ خ و ان ك ي ا ر س و ل الل و ق ا ل : أ ن ت م أ ص ح ا ب و إ خ و ان ن ا ال ذ ي ن ل ي أ ت وا ب ع د ف ق ال وا : ك ي ف ت ع ر ف م ن ل ي أ ت ب ع د م ن أ م ت ك ي ا ر س و ل الل و ف ق ا ل. أ ر أ ي ت ل و أ ن ر ج ال ل و خ ي ل غ ر م ج ل ة ب ي ظ ه ر ي خ ي ل د ى م ب ه م أ ل ي ع ر ف خ ي ل و ق ال وا : ب ل ى ي ا ر س و ل الل و ق ال : ف إ ن ه م ي أ ت و ن غ ر ا م ج ل ي م ن ال و ض و ء و أ ن ا ف ر ط ه م ع ل ى ا ل و ض أ ل ل ي ذ اد ن ر ج ا ل ع ن ح و ض ي ك م ا ي ذ ا د ال ب ع ي الض ال أ ن اد يه م أ ل ى ل م ف ي ق ا ل : إ ن ه م ق د ب د ل وا ب ع د ك ف أ ق ول : س ح ق ا س ح ق ا " 86.Hadis: 17-Ebu Hureyre (r.a.) den rivayet edildiğine göre( Rasûlullah (s.a.s.) bir mezarlığa uğradı ve) şöyle buyurdu: Allah ın selamı üzerinize olsun mümin halkın yurdu, Allah ın izniyle biz de size yetişeceğiz, kardeşlerimi görmeyi çok isterdim. Dediler ki: Ey Allah ın rasülü biz senin kardeşlerin değil miyiz? Rasulullah: Siz benim arkadaşlarımsınız, kardeşlerimiz ise henüz gelmediler. O ümmetinden henüz gelmemiş olanları nasıl tanıyacaksınız diye sorulunca, Rasulullah: Bir adamın yağız ve doru at sürüsü içinde alnı ve ayakları alacalı bir takım atları olsa, o adam atlarını tanımaz mı? buyurdu. Elbette tanır, ey Allahın Rasulü dediler. Onlar da abdestten dolayı böyle alınları ve ayakları parlak gelecekler. Ben havuzuma onlardan önce varacağım. Şunu bilin ki, bir takım adamlar benim havuzumun başından kayıp develerin kovulduğu gibi kovulacaklar. Ben onlara beri gelin! diyeceğim, ama bana, onlar senden sonra (dinde) değişiklikler yaptılar, denilecek, ben de (öyleyse) uzak olsunlar! uzak olsunlar! diyeceğim.» Müslim, Kitâbu t-tahâre [35]

37 أ ن ه م ذ ب وا ش اة ف قال النب ص لي اهلل ع ل ي و و س ل م ي م ن ها إ ل ك ت ف ه ا ق ا ل: ب ق ي ك ل ه ا غ ير ك ت ف ه ا. ق ب : م ا ب ق ي م ن ه ا ق ال ت: م ا 87.Hadis: Aişe (r.anha) dan rivayet edildiğine göre Rasûlüllah (s.a.v.) ailesi bir koyun kesmişlerdi. Peygamber (s.a.v.): Ondan ne kaldı? buyurdu. Hz. Aişe (r.anha) Ancak kürek kemiği kaldı hepsini dağıttık cevabını verdi. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.): Desene bir kürek kemiği hariç hepsi duruyor, buyurdu. Tirmizi, Sıfat-ul kıyame 35. ع ل ي ك م ب الص د ق ف إ ن الص د ق ي ه د ى إ ل ال ب و إ ن ال ب ي ه د ى إ ل ا ل ن ة و م ا ي ز ال الر ج ل ي ص د ق و ي ت ح ر ى الص د ق ح ت ي ك ت ب ع ن د اهلل ص د يق ا و إ ي اك م و ال ك ذ ب ف ا ن ال ك ذ ب ي ه د ى ا ل ال ف ج ور و إ ن ال ف ج ور ي ه د ى إ ل الن ار و م ا ي ز ال الر ج ل ي ك ذ ب و ي ت ح ر ى ال ك ذ ب ح ت ي ك ت ب ع ن د اهلل ك ذ اب ا. 88.Hadis: Abdullah (b. Mes ûd) tarafından nakledildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: Doğruluktan ayrılmayınız. Muhakkak ki doğruluk iyiliğe, iyilik de cennete götürür. Kişi devamlı doğru söyler ve doğru olanı ararsa Allah katında sıddîk (özü sözü bir olan kişi) olarak yazılır. Yalandan sakının! Çünkü yalan kötülüğe, kötülük de cehenneme götürür. Kişi yalan söyleyip yalanı araştıra araştıra Allah katında yalancı olarak yazılır. (M6639 Müslim, Birr ve sıla, 105) ل و أ ن ك م ك ن ت م ت و ك ل ون ع ل ى اهلل ح ق ت و ك ل و ل ر ز ق ت م ك م ا ت ر ز ق الط ي ر ت غ د و خ اص ا [36] و ت ر وح ب ط ان ا. 89.Hadis: Ömer b. el-hattâb ın naklettiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: Eğer siz gereği gibi Allah a tevekkül etmiş olsaydınız, tıpkı sabahleyin kursakları boş olarak çıkıp (akşam) doymuş bir şekilde dönen kuşların rızıklandırıldığı gibi sizler de rızıklandırılırdınız. (T2344 Tirmizî, Zühd, 33; İM4164 İbn Mâce, Zühd, 14)

38 م س ت يح و م س ت ر اح م ن و. ق ال وا: ي ا ر س ول الل و م ا ال م س ت ي ح و ال م س ت ر اح م ن و ق ال : ا ل ع ب د ال م ؤ م ن ي س ت يح م ن ن ص ب الد ن ي ا و و ص ب ه ا و ال ف اج ر ي س ت يح م ن و ال ع ب اد و الش ج ر و الد و اب. 90.Hadis: Ebu Katade (radıyallahu anh) anlatıyor: (Bir cenaze geçirilmişti. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)): "Hem o istirahata kavuştu, hem de ondan istirahata kavuşuldu" buyurdular. Bunun üzerine, yanındakiler: "Ey Allah'ın Resulü, "istirahata kavuşan" ve "ondan istirahata kavuşan" kimdir, bu ne demektir?" diye sordular. Şu açıklamayı yaptı: "Mü'min kul (ölünce) dünyanın yorgunluk ve ağrılarından kurtulur. Facir (ölünce) ondan da kullar, ağaçlar ve hayvanlar kurtulur." Buhârî, Rikak 42; Müslim, Cenaiz 61, (950); Muvatta, Cenaiz 54, (1, 241, 242); Nesâî, Cenaiz 48, 49, (4, 48). ص ال ة الر ج ل ف ج اع ة ت ض ع ف ع ل ى ص ال ت و ف ب ي ت و و س وق و خ سا و ع ش ر ي ن ض ع فا وذ ل ك أ ن و إ ذ ا ت و ض أ ف أ ح س ن ال و ض وء ث خ ر ج إ ل ال م س ج د ل ت ر ج و إ ل الص ال ة ل ي ط خ ط و ة إ ل ر ف ع ت ل و ب ا د ر ج ة و ح ط ت ع ن و ب ا خ ط يئ ة فإ ذ ا ص ل ى ل ت ز ل ال م ال ئ ك ة ت ص ل ى ع ل ي و م ا د ام ف م ص ال ه : ا لل ه م ص ل ا لل ه م ار ح و. و ل ي ز ال أ ح د ك م ف ص ال ة م ا ان ت ظ ر الص ال ة. 91.Hadis: Hz. Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kişinin cemaatle kıldığı namazın sevabı evinde ve çarşıda (iş yerinde) kıldığı namazından yirmibeş kat fazladır. Şöyle ki, abdest alınca güzel bir abdest alır, sonra mescide gider, evinden çıkarken sadece mescid gâyesiyle çıkmıştır. Bu sırada attığı her adım sebebiyle bir derece yükseltilir, bir günahı affedilir. Namazı kıldı mı, namazgâhında olduğu müddetçe melekler ona rahmet okumaya devam ederler ve şöyle derler: "Ey Rabbimiz buna rahmet et, merhamet buyur." Sizden herkes, namaz beklediği müddetçe namaz kılıyor gibidir." Buhârî, Ezân: 30, Cuma: 2; Müslim, Salât: 272 (649); Ebû Dâvud, Salât: 49, (559); Tirmizî, Salât: 245, (330); İbnu Mâce, Mesâcid: 16, (788). [37]

39 حي ض ر ا ل م ع ة ث ال ث ة ن ف ر : ف ر ج ل ح ض ر ى ا ي ل غ و و ى و ح ظ و م ن ه ا و ر ج ل ح ض ر ى ا ي د ع و ف ه و ر ج ل د ع ا الل و إ ن ش اء أ ع ط اه و إ ن ش اء م ن ع و و ر ج ل ح ض ر ى ا ا ل ب إ ن ص ات و س ك وت و ل ي ت خ ط ر ق ب ة م س ل م و ل ي ؤ ذ أ ح دا ف ه ى ك ف ار ة ل و ا ل م ع ة ال يت ت لي ه ا و ز يا د ة ث ال ث ة أ ي ام و ذ ل ك ا ن اهلل ت ع ال ي ق ول : م ن ج اء ب ا ل س ن ة ف ل و ع ش ر أ م ث ا ل ا. 92.Hadis: Abdullah İbnu Amr İbni'l-Âs (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Cuma namazına üç (grup) insan katılır: 1) Kişi var, namaza katılır, boş konuşma yapar. Bunun namazdan hissesi, o konuşmasıdır. 2) Kişi var namaza gelir duâ eder. Bu kimse Allah'a duâda bulunmuştur, Allah dilerse onun istediğini hemen verir, dilerse vermez. 3) Kişi vardır, namaza gelir sadece dinler ve sükut eder, mü'minlerin arasından yararak geçmez, kimseye eza vermez. Onun bu namazı, daha önce geçen cumaya ve fazladan da üç güne kadar (günahlarına) kefarettir. Bu hal Cenâb-ı Hakk'ın şu sözüne binaendir: "Kim bir hayır yaparsa bu kendisinden on misliyle kabul edilir" (En'âm 160). Ebû Dâvud, Salât: 235, (1113). ا ن ص ر أ خ اك ظ ال م ا أ و م ظ ل وم ا. " ف ق ال ر ج ل : "ي ا ر س ول اهلل أ ن ص ر ه إ ذ ا ك ا ن م ظ ل وم ا أ ف ر أ ي ت إ ذ ا ك ان ظ ال م ا ك ي ف أ ن ص ر ه " ق ال : " ت ج ز ه أ و ت ن ع و م ن الظ ل م ف إ ن ذ ل ك ن ص ر ه. 93.Hadis: Enes in (ra) naklettiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurdu: Zalim de olsa mazlum da olsa kardeşine yardım et. Bunun üzerine birisi, Ey Allah ın Resûlü! Eğer mazlum ise yardım ederim, ancak zalimse ona nasıl yardım edeceğim? dedi. Resûlullah buyurdu ki, Onu zulümden uzaklaştırırsın veya onun zulmüne engel olursun. Ona yapacağın yardım işte budur. (B6952 Buhârî, İkrâh, 7) [38]

40 إ ي اك م و الظ ن ف إ ن الظ ن أ ك ذ ب ا ل د يث و ل ت س س وا و ل ت س س وا و ل ت ن اف س وا و ل ت اس د وا و ل ت ب اغ ض وا و ل ت د اب ر وا و ك ون وا ع ب اد الل و إ خ و ان ا ك م ا أ م ر ك م الل و ت عا ل : ال م س ل م أ خ و ال م س ل م ل ي ظ ل م و و ل ي ذ ل و و ل حي ق ر ه. ب س ب ام ر ئ م ن الش ر أ ن حي ق ر أ خ اه ال م س ل م. ك ل ال م س ل م ع ل ى ال م س ل م ح ر ام م ال و و د م و و ع ر ض و. إ ن الل و ل ي ن ظ ر إ ل ص و ر ك م و أ ج س اد ك م و ل ك ن ي ن ظ ر إ ل ق ل وب ك م و أ ع م ال ك م. ا لت ق و ى ى ه ن ا ا لت ق و ى ى ه ن ا ا لت ق و ى ى ه ن ا و ي ش ي إ ل ص د ر ه. أ ل ل ي ب ع ب ع ض ك م ع ل ى ب ي ع ب ع ض و ك ون وا ع ب ا د الل و إ خ و ان ا. و ل حي ل ل م س ل م أ ن ي ه ج ر أ خ اه ف و ق ث ال ث. 94.Hadis: Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Sakın zanna yer vermeyin. Zira zan, sözlerin en yalanıdır. Tecessüs etmeyin, haber koklamayın, rekâbet etmeyin, hasedleşmeyin, birbirinize buğzetmeyin, birbirinize sırt çevirmeyin, ey Allah'ın kulları, Allah'ın emrettiği şekilde kardeş olun. Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona (ihânet etmez), zulmetmez, onu mahrum bırakmaz, onu tahkîr etmez. Kişiye şer olarak, müslüman kardeşini tahkir etmesi yeterlidir. Her müslümanın malı, kanı ve ırzı diğer müslümana haramdır. Allah sizin suretlerinize ve kalıblarınıza bakmaz, fakat kalplerinize ve amellerinize bakar. Takva şuradadır- Takva şuradadır- Takva şuradadır- eliyle göğsünü işaret etti-: Sakın ha! Birinizin satışı üzerine satış yapmayın. Ey Allah'ın kulları kardeş olun. Bir müslümanın kardeşine üç günden fazla küsmesi helâl olmaz." Buharî, Nikâh: 45, Edeb: 57, 58, Ferâiz: 2; Müslim, Birr: 28-34, ( ); Ebu Dâvud, Edeb: 40, 56, (4882, 4917); Tirmizî, Birr: 18, (1928). [39]

41 أ ف ض ل ال ف ض ائ ل أ ن ت ص ل م ن ق ط ع ك و ت ع ط ى م ن م ن ع ك و ت ص ف ح ع م ن ش ت م ك. 95.Hadis: Sehl b. Muâz b. Enes in, babasından naklettiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: Faziletlerin en üstünü, seninle akrabalık bağlarını kesenle ilişkini sürdürmen, sana vermeyene vermen, sana kötü söz söyleyeni bağışlamandır. (HM15703 İbn Hanbel, III, 439) ا لس خ ى ق ر يب م ن الل و ق ر يب م ن الن اس ق ر يب م ن ا ل ن ة ب ع يد م ن الن ار و ال ب خ يل ب ع يد م ن الل و ب ع يد م ن الن اس ب ع يد م ن ا ل ن ة ق ر يب م ن الن ار و ل اى ل س خ ى أ ح ب إ ل الل و ت عا ل م ن ع اب د ب يل. 96.Hadis: Hz. Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Sehâvet sahibi Allah'a yakındır, insanlara yakındır, cennete yakındır, cehennemden uzaktır. Cimri ise Allah'tan uzaktır, insanlardan uzaktır, cennetten uzaktır, cehenneme yakındır. Câhil sehâvet sahibini Allah, cimri ibadet düşkününden daha çok sever."tirmizî, Birr: 40, (1962) "م ن ع ا د م ر يض ا أ و ز ا ر و ت ب و أ ت م ن ا ل ن ة م ن ز ل" م ش ا ك ب و ط ا ط ب ت أ ن م ن ا د ن اد اه الل و ف ل و أ خ ا 97.Hadis: Ebû Hureyre (r.a) den rivayet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.s.) şöyle buyurdu: Kim bir hastayı veya bir din kardeşini Allah rızası için ziyaret ederse, bir Dellal şöyle bağırır: İyi ettin attığın adımlar hayırlı olsun, Cennette (güzel) yerler edindin. Tirmizî, Kitabu l-birri ve s-sılati an Rasulillah [40]

42 ج ل ل ي د خ ل ا ل ن ة م ن ك ان ف ق ل ب و م ث ق ال ذ ر ة م ن ك ب : ق ال ر ج ل : إ ن الر حي ب أ ن ي ك ون ث و ب و ح س ن ا و ن ع ل و ح س ن ة. ق ال :" إ ن اهلل ج يل حي ب ا ل م ال ا ل ك ب ر : ب ط ر ا ل ق و غ م ط الن اس. 98.Hadis: Abdullah b. Mes ûd un anlattığına göre, bir gün Hz. Peygamber (sav) Kalbinde zerre kadar kibir bulunan kimse cennete giremez. buyurdu. Bunu duyan bir adam, Ama insan elbisesinin ve ayakkabısının güzel olmasından hoşlanır! deyince, Allah Resûlü, Allah güzeldir, güzelliği sever. Kibir ise hakkı inkâr etmek ve insanları küçük görmektir. buyurdu. (M265 Müslim, Îmân, 147) و ات ق وا الش ح ف إ ن الش ح أ ى ل ك م ن ك ان ق ب ل ك م ح ل ه م ع ل ى أ ن س ف ك وا د م اء ى م و اس ت ح ل وا م ار م ه م. 99.Hadis: Câbir b. Abdullah tan nakledildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: Cimrilikten sakının! Çünkü cimrilik, sizden öncekileri birbirlerinin kanını dökmeye ve kendilerine haram kılınanları çiğnemeye sevk ederek helâk etti. (M6576 Müslim, Birr ve sıla, 56) [41]

43 م ن ن ف س ع ن م س ل م ك ر ب ة م ن ك ر ب الد ن ي ا ن ف س اهلل ع ن و ك ر ب ة م ن ك ر ب ي و م ال ق ي ام ة و م ن ي س ر ع ل ى م ع س ر ي س ر اهلل ع ل ي و ف الد ن ي ا و اآل خ ر ة و م ن س ت ر ع ل ى م س ل م س ت ر اهلل ع ل ي و ف الد ن ي ا و اآل خ ر ة و اهلل ف ع و ن ال ع ب د م ا ك ان ال ع ب د ف ع و ن أ خ ي و. 100.Hadis: Ebû Hüreyre den nakledildiğine göre, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: Kim bir Müslüman ın dünya sıkıntılarından bir sıkıntıyı giderirse, Allah da onun kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir. Kim darda kalan bir kimsenin işini kolaylaştırırsa, Allah da dünya ve âhirette onun işlerini kolaylaştırır. Kim bir Müslüman ın ayıbını örterse, Allah da dünya ve âhirette onun ayıplarını örter. Kul, kardeşinin yardımında olduğu sürece, Allah da onun yardımcısı olur. (D4946 Ebû Dâvûd, Edeb, 60) [42]

44 2013 EZBER HADİS YARIŞMASINA KATILAN ÖĞRENCİLERİMİZ Sınıfı Adı Soyadı 9-A Elif Yakar 9-A Müberra Dumlupınar 9-B Fatma Korkmaz 9-B Edanur Öztürk 9-B Rümeysa Kese 9-B Rümeysa Sancak 9-B Ayşenur Sarıcaoğlu 9-B İrem Özdemir 9-B Zehra Özkara 9-C Merve Yılmaz 9-C Meryem Yürükli 9-C Aleyna Hacıahmetoğlu 9-C Nesibe Güven 9-D Şule Yazıcı 9-D Züleyha Yiğit 9-E M. Rabbani Tatar 9-E Osman Çankaya 9-E Ahmet Fatih Özcan 9-E Caner Yıldız 9-E M. Emin Güzeltepe 9-F Aslıhan Koç 9-F Melek Tuncer 9-G Onur Erten 9-G Sefa Kurnaz 9-H Ayşegül Yıldırım 10-A Aynur Okumuş 10-A Fulya Özden 10-A Funda Özden 10-A Şeymanur Balcı 10-A Firdevs Gögem 10-A Kübra Gülbay 10-A Nurullah Yıldız [43] Sınıfı Adı Soyadı 10-A Büşra Zembilcioğlu 10-A Betül Bulut 10-A Emine Şeyma Yavuz 10-B Furkan Çimen 10-B Elif Yılmaz 10-B Elif Ayrancı 10-B Kevser Altunbaş 10-B Yasemin Canyigit 10-B Betül Ayluçtarhan 10-B Betül Yayık 10-C Şühedanur Seven 10-C Merve Turan 10-C Merve Tilki 10-C Sibel Özdemir 10-C Yasemen Tazegül 10-C Leyla Tarla 10-C Melike Çimen 10-C Esra Köseoğlu 10-C Zeynep Akyol 10-C Gülay Özbitirgiç 10-E Sefa Kaya 10-G Betül Güzelbaba 10-G Fatma Aydemir 10-G Sümeyra Aydın 10-G Sevilay Tepe 10-İ Büşra Üngör 10-İ Tuğba Yurt 10-İ Merve Usta 10-İ Neslihan Gül 10-İ Yağmur Ergün 11-A Elif Yıldız 11-A Servet Ses

45 Sınıfı Adı Soyadı 11-A Furkan Karaçoban 11-A Furkan Nazik 11-A Davut Akyüz 11-A Yunus Emre Kılıç 11-A Zeynep Güzeltepe 11-B Muhammet Çöpcü 11-C Hatice Aksu 11-C Merve Aslan 11-C Yüsra İzin 11-C Sümeyye Yaylacı 11-C Enise Hande Başaran 11-D Havva Korkulu 11-D Nezahat Çiloğlu 11-D Fatma Bayram 11-D Fatma Kaya 11-E Kader İlbuğa 11-E Habibe Dursun 11-E Meryem Yıldırımtaş 11-E Yusuf Muvaffak 11-E Şeydanur Aslan 11-E Ceylan Aktaş 11-E Battalgazi Tat 11-E Merve Kılıç 11-E Ayşenur Göktürk 11-E Beyzanur Baş 11-E Rahime Reyhan Karataş 11-E Meryem Okur 11-E Merve Küçükyıldız 11-E Cemile Yorulmaz 11-E Medine Ok 11-E Fatma Uygun 11-E Ümmühan Araç 11-F Melek Gülcü Sınıfı Adı Soyadı 11-F Rabia Gülcü 11-F Aytül Zilif 11-F Beyza Topcu 11-F Leyla Demir 11-F Şeyma Nişancı 11-F Nazlı Emeksiz 11-F Mustafa Tüylü 11-F Büşra Saraç 11-F Hilal Dumlu 11-F Sonnur Korkmaz 11-F Rümeysa Katı 11-F Songül Kahraman 11-F Eda Tolan 11-F Mahmut Örs 11-F Asuman Kadıoğlu 11-G Fatma Sülün 11-G Sedanur Karaman 11-G Rumeysa Kahraman 11-G Ayşenur Armut 11-G İlknur Yeter 11-G Feyzanur Duran 11-G Ebrar Aydoğmuş 11-G Eda Nur Alan 11-G Büşra Albayrak 11-G Berivan Emiştekin 11-H Mücahit Töngel 12-D Büşra Yıldırım 12-D Zehra Boz 12-D Betül Şeyda Tokgöz 12-G Sümeyye Betül Topçu [44]

46 HADİS YARIŞMASINDA UYGULANACAK KURALLAR 1. Yarışmada tecvid kuralları uygulanmayacaktır. 2. Hadis sonlarındaki duruşlara dikkat edilecektir. 3. Hareke hatalarından dolayı 1 puan düşülecektir. 4. Hadisin metninde yarışmacı unuttuktan sonra hatırlarsa 5 puan düşülecektir. 5. Hadisin metninde yarışmacı unuttuktan sonra sunucu hatırlatırsa 10 puan düşülecektir. 6. Anlamdaki atlamalardan dolayı 2 puan düşülecektir. 7. Metindeki harf atlamalarından dolayı 2 puan düşülecektir. 8. Hadisin metni 70 puan üzerinden değerlendirilecektir. 9. Hadisin anlamı 30 puan üzerinden değerlendirilecektir. 10. Hadisler 100 puan üzerinden değerlendirilecek, öğrencinin hadise vukufiyeti, vurgusu ve mahreci +10 puan üzerinden değerlendirilecektir. [45]

47 ÖDÜLLER UMRE UMRE UMRE DİZÜSTÜ BİLGİSAYAR BİR TAM ALTIN BİR YARIM ALTIN [46]