ADANA İLİ HAVUTLU BELDESİ NDE YAŞ KADINLARDA CİNSEL İŞLEVDE MENOPOZUN ETKİSİ. Dr. Seda TEPE UZMANLIK TEZİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ADANA İLİ HAVUTLU BELDESİ NDE 35-64 YAŞ KADINLARDA CİNSEL İŞLEVDE MENOPOZUN ETKİSİ. Dr. Seda TEPE UZMANLIK TEZİ"

Transkript

1 T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HALK SAĞLIĞI ANABİLİM DALI ADANA İLİ HAVUTLU BELDESİ NDE YAŞ KADINLARDA CİNSEL İŞLEVDE MENOPOZUN ETKİSİ Dr. Seda TEPE UZMANLIK TEZİ TEZ DANIŞMANI Prof. Dr. Gülseren AĞRIDAĞ ADANA-2012

2 T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HALK SAĞLIĞI ANABİLİM DALI ADANA İLİ HAVUTLU BELDESİ NDE YAŞ KADINLARDA CİNSEL İŞLEVDE MENOPOZUN ETKİSİ Dr. Seda TEPE UZMANLIK TEZİ TEZ DANIŞMANI Prof. Dr. Gülseren AĞRIDAĞ TF2009LTP48 Bu Tez Çukurova Üniversitesi Araştırma Fonu Tarafından: TF2009LTP48 No lu Proje Olarak Desteklenmiştir. ADANA 2012

3 TEŞEKKÜR Tezimin her aşamasında desteğini hissettiğim, yardım ve katkılarını benden esirgemeyen, bilimsel açıdan bana iyi bir yol gösterici olan tez danışmanım Sn. Prof. Dr. Gülseren AĞRIDAĞ a, uzmanlık eğitimim süresince değerli bilgi, deneyim ve tecrübelerinden faydalandığım, benim ve diğer asistan arkadaşlarımın her zaman yanında olduğunu bildiğim, değerli hocam Sn. Muhsin AKBABA ya, tezimin hazırlanması aşamasında kıymetli vaktini bana ayırıp gösterdiği sabır ve iyi niyetle yardımlarını esirgemeyen Sn. Yrd. Doç. Dr. Ertan KARA ya, eğitimime olan değerli katkılarından dolayı hocalarım Ç.Ü.T.F. Halk Sağlığı Anabilim Dalı öğretim üyeleri; Prof. Dr. Necdet AYTAÇ, Prof. Dr. Elçin YOLDAŞCAN, Doç. Dr. Ferdi TANIR, Yrd. Doç. Dr. Önder KARAÖMERLİOĞLU, Yrd. Doç. Dr. Hakan DEMİRHİNDİ ye, asistanlık eğitimim süresince birlikte çalıştığım, değerli asistan arkadaşlarıma, özveri, anlayış ve sabırla beni bu günlere getiren, hakkını asla ödeyemeyeceğim kıymetli anneme, varlığı ve sevgisiyle bana güç veren değerli eşim Tugay a ve hayatımın anlamı biricik oğlum Eray a Teşekkür Ederim. Dr. Seda TEPE I

4 İÇİNDEKİLER TEŞEKKÜR... I İÇİNDEKİLER... II TABLOLAR LİSTESİ... VII KISALTMALAR LİSTESİ... IX ÖZET ve ANAHTAR KELİMELER... XI ABSTRACT and KEY WORDS... XII 1. GİRİŞ ve AMAÇ GENEL BİLGİLER Cinsel Fonksiyon Cinsel Fonksiyonun Fizyolojisi Kadın Cinsel Endokrinolojisi Cinsel Fonksiyon Bozuklukları (CFB) Kadın Cinsel Fonksiyon Bozukluklarının Sınıflandırılması Cinsel İstek Bozuklukları Uyarılma Bozuklukları Orgazm Bozuklukları Cinsel Ağrı Bozuklukları Kadın Cinsel Fonksiyon Bozukluğu (KCFB) nda Etiyolojik Faktörler Nörojenik Faktörler Vasküler Faktörler Hormonal Faktörler Müskülojenik Faktörler Psikojenik Faktörler Menopoz ve Cinsellik Menopoz Döneminde Cinsel Fonksiyon Değişiklikleri Menopoz Döneminde Cinselliği Etkileyen Faktörler Hormonlar Hastalıklar Duyu Organlarının Hassasiyetinde Değişme II

5 Mental Değişimler Cerrahi Tedavi, Kemoterapi ve Radyoterapi Kültürel Yapı Menopozda Cinselliğin Algılanışı Menopoz Semptomlarının Cinsel Yaşama Etkisi Somatik Semptomların Cinsel Yaşama Etkisi Psikolojik Semptomların Cinsel Yaşama Etkisi Ürogenital Semptomların Cinsel Yaşama Etkisi Menopoz Dönemindeki Cinsel Fonksiyon Kayıplarında Tedavi Yaklaşımları Hormon Replasman Tedavisi (HRT) Androjen Tibolon Raloksifen Vazoaktif Ajanlar Fosfodiesteraz (PDE) İnhibitörleri Nöronal Endopeptitaz İnhibitörleri Alternatif ve Tamamlayıcı Tedavi Yöntemleri Klitoral Vakum Cihazı Sakral Kök Stimulasyonu Akupunktur Menopoz Dönemindeki Cinsel Yaşam Değişiklikleri ile Başa Çıkma Yöntemleri MATERYAL VE METOD Araştırma Bölgesi ve Özellikleri Araştırma Hipotezleri Araştırmanın Tipi Çalışma Evreninin Belirlenmesi Örneklem Büyüklüğünün Belirlenmesi ve Seçimi Araştırmada Kullanılan Bağımsız Değişkenler: Araştırmada Kullanılan Bağımlı Değişkenler Verilerin Toplanması III

6 Kadın Cinsel Fonksiyon Ölçeği (KCFÖ) Beck Depresyon Ölçeği (BDÖ) Ön Uygulama Verilerin Değerlendirilmesi Araştırmanın Sınırlılıkları Araştırmanın Etik Yönü Araştırma Desteği BULGULAR Kadınların Sosyodemografik Özellikleri Kadınların Evlilik Bilgileri Kadınların Birliktelik Durumları Kadınların Eş Bilgileri Kadınların Doğurganlık Durumlarına Ait Bilgiler Katılımcıların İstemli (küretaj) ve İstemsiz Düşük Yapma Durumları Katılımcıların Doğum Bilgileri Katılımcıların Menopoz Durumlarına Ait Bilgiler Kadınların Menstruasyon Durumları ve Menopoz Süreleri Katılımcıların Sağlık Sorunları Katılımcıların Eşlerinin Sağlık Sorunları Katılımcıların Alışkanlık Durumları Katılımcıların Sürekli Kullandıkları İlaçlar Katılımcıların Halen Kullandıkları Doğum Kontrol Yöntemleri Katılımcıların Farklı Doğum Kontrol Yöntem Kullanım Durumu Kadınların Genital Enfeksiyon Geçirme Durumları Katılımcıların İlk Cinsel Deneyim Bilgileri Katılımcıların Eşleri İle Olan İlişki Durumu Kadınların Cinsel Tacize Uğrama Durumu Cinsel Tacizin Gerçekleştiği Yer ve Taciz Eden Kişi Bilgisi Katılımcıların Evlilik Dışı İlişki Bilgileri Kadınların Yaşları ile KCFÖ Puanlarının Karşılaştırılması Kadınların Eşlerinin Yaşları ile KCFÖ Puanlarının Karşılaştırılması IV

7 4.24. Kadınların Aile Tipi, Gelir Düzeyi ve Sosyal Güvence Durumu ile KCFÖ Puanlarının Karşılaştırılması Cinsel Partner Varlığı ile KCFÖ Puanlarının Karşılaştırılması Medeni Durum ile KCFÖ Puanlarının Karşılaştırılması Evlilik Şekli ile KCFÖ Puanının Karşılaştırılması Evliliğin Cinsellik, Mutluluk Yönünden Algılanışı, Eşe Olan Hissin ve Evlilik Süresinin KCFÖ Puanları ile Karşılaştırılması Kadınların ve Eşlerinin Eğitim Durumları ve Mesleklerinin KCFÖ Puanları ile Karşılaştırılması Evde Söz Sahibi Olma Durumu ile KCFÖ Puanlarının Karşılaştırılması Kadınların Gebelik, Doğum, Sezeryan ve Çocuk Sayısı ile Düşük ve Küretaj Durumunun KCFÖ Puanları ile Karşılaştırılması Kadınların Alışkanlıklarının KCFÖ Puanları ile Karşılaştırılması Kadınların Sağlık Sorunları ve İlaç Kullanım Durumlarının KCFÖ Puanları ile Karşılaştırılması Katılımcıların Eşlerinin Sağlık Durumları ile KCFÖ Puanlarının Karşılaştırılması Kadınların Doğum Kontrol Yöntemi Kullanımlarının KCFÖ Puanları ile Karşılaştırılması Kadınların Genital Enfeksiyon Geçirme Durumları ile KCFÖ Puanlarının Karşılaştırılması Kadınların Menopoz Durumunun KCFÖ Puanlarının Karşılaştırılması Medeni Durum ve Menopoz Durumu ile KCFÖ Puanlarının Karşılaştırılması Cinsel Partner Varlığı ve Menopoz Durumu ile KCFÖ Puanlarının Karşılaştırılması Kadınların ilk Cinsel Beraberlik Bilgilerine Göre KCFÖ Puan Dağılımı Katılımcıların Aylık İlişki Sayısı ile KCFÖ Puan Karşılaştırılması Yaş, Menopoz ve KCFÖ Puan Karşılaştırılması KCFÖ Merkezi Eğilim ve Değişim Ölçüleri Kadınların Yaş Grupları, Aile Tipi, Gelir Düzeyi ve Sağlık Güvence Durumu ile Beck Ölçeği Puanlarının Karşılaştırılması V

8 4.45. Aylık İlişki Sayısı ve Cinsel Partner Durumu ile Beck Ölçeği Puanlarının Karşılaştırılması Kadınların Menopoz Durumu ile Beck Ölçeği Puanlarının Karşılaştırılması Kadınların Eğitim Durumları ve Medeni Durumları ile Beck Ölçeği Puanlarının Karşılaştırılması Eş Eğitim Durumu, Mesleği ve Sağlık Durumu ile Beck Ölçeği Puanlarının Karşılaştırılması Evlilikle İlgili Özelliklerin Beck Ölçeği Puanı ile Karşılaştırılması Beck Ölçeğinde Alınan Puanla KCFÖ Puanlarının Karşılaştırılması Yaş Grupları ve Beck Ölçek Puanlarının KCFÖ Puanları ile Karşılaştırılması Yaş ve Menopoz Durumunun Beck Ölçek Puanı ile Karşılaştırılması Aylık İlişki ile Menopoz Durumu Karşılaştırması Kadının ve Eşinin Eğitim Durumunun Aylık İlişki Sayısı ile Karşılaştırılması MSDÖ Merkezi Eğilim ve Değişim Ölçüleri TARTIŞMA Cinsel İşlev ve Sosyodemografik Faktörler Cinsel İşlev ve Menopoz Cinsel İşlev ve Depresyon SONUÇ VE ÖNERİLER KAYNAKLAR EKLER VI

9 TABLOLAR LİSTESİ Tablo No: Sayfa No: Tablo 1. Katılımcıların Yaş Dağılımı Tablo 2. Kadınların Sosyodemografik Özellikleri Tablo 3. Katılımcıların İlk Evlilik Yaşı Dağılımı Tablo 4. Katılımcıların Evlilik Sürelerinin Dağılımı Tablo 5. Kadınların Evlilik Bilgileri Tablo 6. Kadınların Birliktelik Durumları Tablo 7. Katılımcıların Eşlerinin Yaş Dağılımı Tablo 8. Kadınların Eş Bilgileri Tablo 9. Kadınların Doğurganlık Durumlarına Ait Bilgiler Tablo 10. Katılımcıların İstemli ve İstemsiz Düşük Bilgileri Tablo 11. Katılımcıların Doğum Bilgileri Tablo 12. Katılımcıların Menopoz Durumlarına Ait Bilgiler Tablo 13. Kadınların Menstruasyon Durumları ve Menopoz Süreleri Tablo 14. Katılımcıların Sağlık Sorunları Tablo 15. Katılımcıların Eşlerinin Sağlık Sorunları Tablo 16. Katılımcıların Alışkanlık Durumları Tablo 17. Katılımcıların Sürekli Kullandıkları İlaçlar Tablo 18. Katılımcıların Halen Kullandıkları Doğum Kontrol Yöntemleri Tablo 19. Katılımcıların Farklı Doğum Kontrol Yöntem Kullanımı Tablo 20. Kadınların Genital Enfeksiyon Geçirme Durumları Tablo 21. Katılımcıların İlk Cinsel Deneyim Bilgileri Tablo 22. Katılımcıların Eşleri İle Olan İlişki Durumu Tablo 23. Kadınların Cinsel Tacize Uğrama Durumu Tablo 24. Cinsel Tacizin Gerçekleştiği Yer ve Taciz Eden Kişi Bilgisi Tablo 25. Katılımcıların Evlilik Dışı İlişki Bilgileri Tablo 26. Kadınların Yaşları ile KCFÖ Puanlarının Karşılaştırılması Tablo 27. Kadınların Eşlerinin Yaşları ile KCFÖ Puanlarının Karşılaştırılması Tablo 28. Kadınların Aile Tipi, Gelir Düzeyi ve Sosyal Güvence Durumu ile KCFÖ Puanlarının Karşılaştırılması Tablo 29. Cinsel Partner Varlığı ile KCFÖ Puanlarının Karşılaştırılması Tablo 30. Medeni Durum ile KCFÖ Puanlarının Karşılaştırılması Tablo 31. Evlilik Şekli ve akrabalık durumu ile KCFÖ Puanının Karşılaştırılması Tablo 32. Evliliğin Cinsellik, Mutluluk Yönünden Algılanışı, Eşe Olan Hissin ve Evlilik Süresinin KCFÖ Puanları ile Karşılaştırılması Tablo 33. Kadınların ve Eşlerinin Eğitim Durumları ile KCFÖ Puanlarının Karşılaştırılması Tablo 34. Evde Söz Sahibi Olma Durumu ile KCFÖ Puanlarının Karşılaştırılması Tablo 35. Kadınların Gebelik, Doğum, Sezeryan ve Çocuk Sayısı ile Düşük ve Küretaj Durumunun KCFÖ Puanları ile Karşılaştırılması Tablo 36. Kadınların Alışkanlıklarının KCFÖ Puanları ile Karşılaştırılması Tablo 37. Kadınların Sağlık Sorunları ve İlaç Kullanım Durumlarının KCFÖ Puanları ile Karşılaştırılması Tablo 38. Katılımcıların Eşlerinin Sağlık Durumları ile KCFÖ Puanlarının Karşılaştırılması Tablo 39. Kadınların Doğum Kontrol Yöntemi Kullanımlarının KCFÖ Puanları ile Karşılaştırılması VII

10 Tablo 40. Kadınların Genital Enfeksiyon Geçirme Durumları ile KCFÖ Puanlarının Karşılaştırılması Tablo 41. Kadınların Menopoz Durumunun KCFÖ Puanlarının Karşılaştırılması Tablo 42. Medeni Durum ve Menopoz Durumu ile KCFÖ Puanlarının Karşılaştırılması Tablo 43. Cinsel Partner Varlığı ve Menopoz Durumu ile KCFÖ Puanlarının Karşılaştırılması Tablo 44. Kadınların ilk Cinsel Beraberlik Bilgilerine Göre KCFÖ Puan Dağılımı Tablo 45. Katılımcıların Aylık İlişki Sayısı ile KCFÖ Puan Karşılaştırılması Tablo 46. Yaş Menopoz ve KCFÖ Puan Karşılaştırılması Tablo 47. KCFÖ Merkezi Eğilim ve Değişim Ölçüleri Tablo 48. Kadınların Yaş Grupları, Aile Tipi, Gelir Düzeyi ve Sağlık Güvence Durumu ile Beck Ölçeği Puanlarının Karşılaştırılması Tablo 49. Aylık İlişki Sayısı ve Cinsel Partner Durumu ile Beck Ölçeği Puanlarının Karşılaştırılması Tablo 50. Kadınların Menopoz Durumu ile Beck Ölçeği Puanlarının Karşılaştırılması Tablo 51. Kadınların Eğitim Durumları ve Medeni Durumları ile Beck Ölçeği Puanlarının Karşılaştırılması Tablo 52. Eş Eğitim Durumu, Mesleği ve Sağlık Durumu ile Beck Ölçeği Puanlarının Karşılaştırılması Tablo 53. Evlilikle İlgili Özelliklerin Beck Ölçeği Puanı ile Karşılaştırılması Tablo 54. Beck Ölçeğinde Alınan Puanla KCFÖ Puanlarının Karşılaştırılması Tablo 55. Yaş Grupları ve Beck Ölçek Puanlarının KCFÖ Puanları ile Karşılaştırılması Tablo 56. Yaş ve Medeni Durumun Beck Ölçek Puanı ile Karşılaştırılması Tablo 57. Aylık İlişki ile Menopoz Durumu Karşılaştırması Tablo 58. Kadının Eğitim Durumunun Aylık İlişki Sayısı ile Karşılaştırılması Tablo 59. Eşin Eğitim Durumunun Aylık İlişki Sayısı ile Karşılaştırılması Tablo 60. MSDÖ Merkezi Eğilim ve Değişim Ölçüleri VIII

11 KISALTMALAR LİSTESİ ABD AFUD AIDS AP BBT BDÖ CETAD CFB DHAE DHAES DHT DİE DM DSM-IV DSÖ ER ES ETF FSFI HRT ICD 10 KCFÖ KDT MRI MRS MSDÖ NO OKS PDE-5 PID : Amerika Birleşik Devletleri : American Foundation for Urologic Disease : Acquired İmmune Deficiency Syndrome : Aile Planlaması : Bilgisayarlı Beyin Tomografisi : Beck Depresyon Ölçeği : Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma Derneği : Cinsel Fonksiyon bozukluğu : Dehidroepiandrosteron : Dehidroepiandrosteron Sülfat : Dihidrotestosteron : Devlet İstatistik Enstitüsü : Diabetes Mellitus : Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders : Dünya Sağlık Örgütü : Östrojen Reseptör : Emekli Sandığı : Ev Halkı Tespit Fişi : Female Sexual Function Index : Hormon Replasman Tedavisi : International Clasıfıcation Of Disease-10 : Kadın Cinsel Fonksiyon Ölçeği : Kantitatif Duysal Test : Magnetic Resonance Imaging : Menopause Rating Scale : Menopoz Semptomlarını Değerlendirme Ölçeği : Nitrik Oksid : Oral Kontraseptif : Fosfodiesteraz tip-5 Pelvik İnflamatuvar Hastalık IX

12 RIA SED SERM SGK SPSS SSK SSRI TNSA VIP WHO : Rahim İçi Araç : Sosyo-Ekonomik Düzey : Selektif Östrojen Reseptör Modülatörü : Sosyal Güvenlik Kurumu : Statistical Package for Social Sciences : Sosyal Sigortalar Kurumu : Seçici Serotonin Geri Alım İnhibitörleri : Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması : Vazoaktif İntestinal Peptid : World Health Organization X

13 ÖZET Adana İli Havutlu Beldesi nde Yaş Kadınlarda Cinsel İşlevde Menopozun Etkisi Amaç: Adana ili Havutlu Mahallesi ni temsil eden bir örnekte yaş kadın populasyonunda menopozun cinsel fonksiyon üzerine etkilerini tespit etmek, premenopoz ve postmenopoz dönemi kadınlarda cinsel işlev bozukluğu prevelansını saptamak, cinsel işlev bozukluğunun bazı sosyoekonomik, kültürel ve demografik değişkenlerle ilişkilerini incelemek, elde edilecek sonuçlar doğrultusunda menopoz ve cinsel işlev bozukluğu konusuna yönelik öneriler oluşturabilmektir. Gereç Yöntem: Bu çalışma Havutlu Mahallesi içinde yaş kadınlarda cinsel fonksiyon bozukluğu sıklığı, menopozun etkisi ve diğer etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla planlanmış kesitsel bir araştırmadır. Çalışma sistematik yöntem ile Havutlu Aile Sağlığı Merkezine kayıtlı kişiler arasından seçilen 47 yaş üstü 181, 47 yaş altı 179 kadınla araştırmacı tarafından yüz yüze görüşülerek yapıldı. Görüşmeler sırasında sosyodemografik, sosyoekonomik özellikler, evlilik ve cinsel yaşam ile ilgili sorular içeren anket formu, kadın cinsel fonksiyon ölçeği, Beck depresyon ölçeği ve menopoz semptomlarını değerlendirme ölçeği uygulandı. Bulgular: Çalışmamızda postmenopoz grupta % 69,9 oranında cinsel fonksiyon bozukluğu varken, premenopoz grupta % 33,7 oranında cinsel fonksiyon bozukluğu saptandı. Menopoz cinsel fonksiyon bozukluğu için bir risk faktörü olarak saptandı. Kadınlardan depresyon belirtisi olanlarda olmayanlara oranla cinsel fonksiyon bozukluğu görülme sıklığı anlamlı şekilde yüksek bulundu. Araştırmamızda kadının ve eşin yaş grubu, kadının ve eşin eğitim durumu, kadının va eşin mesleği, partner yokluğu, görücü usulü evlilik yapma, akraba evliliği, evlilik süresi, kadının evlilikte cinselliğe bakışı, eşe olan his, evde söz sahibi olma durumu, cinsellikle ilgili ilk bilgi alınan kaynak, doğum sayısı, gebelik sayısı, çocuk sayısı, doğum şekli, düşük yapma, kadının ve eşin sağlık sorunları, kadının doğum kontrol yöntemi kullanımı, aylık ilişki sayısı, menopozda olma ve depresyon cinsel fonksiyon bozukluğu üzerinde etkili bulunan faktörler olarak belirlendi. Çalışmamızda gelir düzeyi, aile tipi, çay, kahve, sigara, alkol gibi alışkanlıklar, menopoz süresi, ilk ilişki yaşı, ilk ve son gebelik yaşı cinsel işlev üzerine etkisiz bulundu. Sonuç: Bu çalışmanın sonuçlarına göre menopozda olmak, depresyona yatkın veya depresyonda olmak, yaşın ileri olması, eşin yaşının ileri olması, eş kaybı ve partner yokluğu, 4 ve üstü doğum yapmış olmak, düşük eğitim düzeyi, akraba evliliği, görücü usulü evlilik yapmak cinsel fonksiyonları olumsuz etkilemekteydi. Anahtar Kelimeler: yaş kadın, cinsel fonksiyon bozukluğu, menopoz XI

14 ABSTRACT The Effect of Menopause on Sexual Function at Years old women in Province of Adana Havutlu Purpose: The aim is in a sample of year old women population that represent province of Adana Havutlu, to establish the effects of menapause on sexual functions, prevalence of sexual function disorder in premenopausal and postmenopausal period of women, to investigate the relation between sexual function disorder and some socioeconomic, cultural, and demographic variables, to form recomendations for the menopause and sexual function disorder issue according to the results obtained. Material and Method: This study is a cross-sectional research which planned to determine the sexual function disorder incidence, the effect of menopause and the other factors affecting in year old women at Havutlu Town. Study was performed face to face interviews by the researcher with a systematical method chosing among over age of 47 of 181, under age of 47 of 179 women which were Havutlu Family Health Center registered. During the interviews questionnaire including questions about sociodemographic, socio-economic, marital, sexual life, women's sexual function scale, Beck Depression Inventory and menopause symptom scale was applied. Results: In our study the sexual function disorder was found in 69,9% of postmenopause group and 33,7% of premenopause group. Menopause found to be a risk factor for sexual function disorder. Women who had depression signs showed significantly higher incidence of sexual function disorder incidence than who had not. In our research women s and spouse s age, women s and spouse's education level, women s and spouse s profession, absence of partner, arranged marriage, consanguinity durateon of marriage, women's view of sexuality in marriage, emotion to spouse, to influenced situation at home, received the first information source about sexuality, number of births, number of pregnancies, number of children, type of delivery, miscarriage, women and spouse s health problems, women s use of birth control method, the number of sexual intercourse per month, menopause status and depression were determined to be factors that impact on sexual function disorder. In our study, income level, family type, habits such as drinking tea, coffee, smoking, asumption alcohol, duration of menopause, age at first intercourse, age at first and last pregnancy found to be ineffective on sexual function. Conclusion: According to the results of this study being menopause, being prone to depression or depression, to be advanced age, spouse s advanced age, partner loss and lack of partner, gave birth to 4 and above, low educational level, consanguineous marriages, arranged marriage impacted sexual functions negatively. Key Words: years old women, sexual function disorder, menopause. XII

15 1. GİRİŞ ve AMAÇ Menopoz kadın yaşamının önemli aşamalarından biridir. Toplumda yaygın olarak menopoz sonrası öncelikle cinsel doyum olmak üzere yaşamın tüm yönleri ile değiştiği düşünülür. Dünya Sağlık Örgütü ne (WHO) göre menopoz ovaryum aktivitesinin yitirilmesi sonucunda menstruasyonun kalıcı olarak sonlanması dır. 1 Klinik olarak ise son adet kanamasından sonraki 12 ay boyunca hiç adet görmeme olarak tanımlanır. Menopoz dönemi aynı zamanda birçok kadının, özel ve toplumsal yaşamında değişikliklerin olduğu bir dönemdir. Düzenli adet görmenin birçok kültürde doğurganlık ve dişiliğin göstergesi olması, birçok kadının menopozu kadınlığını kaybetmek olarak değerlendirmesine yol açabilmektedir. Postmenopoz dönemde kadınların, menopozla uyumlu bir şekilde cinsel ilgilerinin azalacağı ve cinsel yetersizlik endişesi duyacakları inancı yaygındır. Yaşın ilerlemesi ile birlikte ortaya çıkan, kronik medikal hastalıklar, romatizma yada osteoporoz gibi fiziksel rahatsızlıkların, hareketliliği ve çevikliği azaltarak cinsel aktivitenin engellenmesine neden olduğu görüşü vardır. 2 Menopoz döneminde ortaya çıkan anatomik, fizyolojik ve psikolojik faktörlerin cinsel fonksiyon bozukluklarına yol açtığı kanısı vardır. Menopoz dönemindeki seksüel değişimler 3 kategoride toplanabilir: 1. Kadının seksüel kimliği: Meme, genital sistemdeki seks karakterlerinde, koku, tat ve dokunma duyularında, saç vs. gibi görsel karakterlerdeki değişimler, vagina mukoza atrofisi ve mental yaşlanma gibi sebepler kadınlık içgüdüsünde azalmaya yol açmaktadır. 2. Kadının seksüel fonksiyonu: Libidoda azalma, seksüel uyarılmanın güçleşmesi, orgazm güçlükleri ortaya çıkmaktadır. 3. Çiftler arası ilişki: Biyolojik seksüel ilişki bağlarının zayıflaması, erkeğe ait problemler görülebilir. 2 Kadın cinsel işlev bozukluklarının nedenlerinin organik (fiziksel), psikolojik, kültürel ve sosyal olarak çeşitli boyutları vardır. Kadının seksüel istek ve inhibisyonlarında organik, fizyolojik ya da hormonal nedenler etkili olabildiği gibi, travmatik deneyimler ya da psikolojik çatışmalar da gizli ve önemli bir rol oynayabilmektedir. Kadın cinsel eğitimi, toplumsal değerler, tutumlar ve davranışlar 1

16 kadın cinsel işlev bozukluklarında karşımıza çıkan sosyal ve kültürel etkenler olarak yer almaktadır. 3 Cinsel işlev bozukluklarının normal popülasyonda görülme sıklığıyla ilgili, ülkemizde geniş kapsamlı araştırmalara pek rastlanmamakla birlikte bu konuda batı toplumlarında çeşitli çalışmalar mevcuttur. Laumann, Paik ve Rosen in 1999 senesinde yayımladıkları araştırma sonuçlarına göre; Birleşik Amerika da normal popülasyonu temsil eden yaşları arasındaki 1749 kadınla yapılan çalışmalarda son 12 ay içinde cinsel işlev bozukluğu görülme sıklığını % 43 olarak bulmuşlardır. 4 Çayan ve arkadaşlarının 179 kadın üzerinde yaptıkları çalışmada, yaşları 18 ile 66 arasında olan farklı sosyokültürel kesimden kadınlara Kadın Cinsel Fonksiyon Ölçeği- KCFÖ (Female Sexual Function Index -FSFI) anketi uygulamış ve % 46,9 oranında cinsel fonksiyon bozukluğu tespit etmiştir. Sigara kullanımı, evlilik süresi, geçirilmiş pelvik operasyonlar ve kontrasepsiyon yöntemlerinin cinsel fonksiyon bozukluğu üzerine anlamlı etkisi saptanmaz iken, ileri yaş, düşük eğitim düzeyi, çalışmama, kronik hastalık öyküsü, çok sayıda doğum varlığı ve menopozun kadınlarda cinsel fonksiyonu olumsuz etkilediği bildirilmiştir. 5 Cinsel işlev bozukluklarının toplumda yaygın olduğu, ancak pek az hastanın yakınmaları için yardım aradığı tahmin edilmektedir. Türk toplumunda cinsel sorunların klinik özellikleri ve yaygınlığına ilişkin yapılmış araştırma sayısı oldukça azdır. Sorunun yaygınlığı, ancak tüm nüfusumuzu kapsayacak geniş çaplı epidemiyolojik çalışmalar aracılığıyla sağlanabilir. Araştırmamızın amacı, Adana ili Havutlu Mahallesi ni temsil eden bir örnekte yaş kadın popülasyonunda menapozun cinsel fonksiyon üzerine etkilerini tespit etmek, premenopoz ve postmenopoz dönemi kadınlarda cinsel işlev bozukluğu prevelansını saptamak, cinsel işlev bozukluğunun bazı sosyoekonomik, kültürel ve demografik değişkenlerle ilişkilerini incelemek, elde edilecek sonuçlar doğrultusunda cinsel işlev bozukluğu konusuna yönelik öneriler oluşturabilmektir. 2

17 2. GENEL BİLGİLER İnsan hayatı çeşitli yaşam evrelerinden oluşmaktadır. Bütün bu evrelerde kadın, toplumsal yapı içinde yetişkin rollerini gerçekleştirirken, tam zamanlı çalışan, eş, annebaba olma, toplumsal ve mesleki bir gruba bağlı olma, evle ilgili işleri yürütme, çocuk sahibi olma ve büyütme, değişik toplumların içinde yer alma ve sorumluluklarını yerine getirme, belli bir ekonomik yaşam düzeyine ulaşma, bunu sürdürme, eşi ile özdeşleşme ya da eşten boşanarak ayrı yaşamaya uyum sağlama, bazı bedensel değişiklikleri kabullenme ve değişimlere uyum sağlama, yaşlanan ana-babası ya da kardeşleri ile uyum içinde yaşamayı öğrenme, emeklilik sonrası hayata uyum, bedensel ve fiziksel gerilemelere, bunların sonucunda ortaya çıkabilecek sağlık sorunlarına uyum sağlama, torunların yetiştirilmesine yardımcı olma, torunlarla sağlıklı bir iletişim kurma, eşin ölümüne uyum sağlama, memnuniyet verici bir yaşam ortamı kurma gibi gelişim görevlerini de yerine getirir. 6 Bütün bu gelişim ödevlerini yerine getiren kadın, bir yandan da orta yetişkinlik döneminde yaşanan klimakterium ve menopoz gibi biyolojik ve psikolojik değişimler yaratan bu sürece uyum sağlamak, olası sorunlarla baş etmek ve bütün bu sürecin içinde cinsel işlevlerini yaşamak durumundadır. Menopoz, kadın cinselliği üzerine sıklıkla negatif etkilerin görüldüğü anatomik, fizyolojik ve psikolojik bir süreçtir. Postmenopozal kadınlarda en sık görülen cinsel problem, hipoaktif cinsel istek bozukluğudur. Etiyolojisi multifaktöriyeldir. Bu sebeplerin içinde erkeğin impotansı, çiftlerin cinsel anlaşmazlığı gibi çevresel tetikleyici faktörler ve kadının psikolojik ve fizyolojik durumu ile ilgili bilinen ve bilinmeyen pek çok faktör vardır. Çok sayıda çalışmada, postmenopozal kadınlarda hipoaktif cinsel istek bozukluğunun oranı % 31 ile % 49 arasında değişmektedir. Ancak, bu konuda yapılan çalışmalarda elde edilen sonuçlar sınırlıdır. 7,8 Cinsel sağlık, genel sağlık ile sıkı bir ilişki gösterdiğinden menopoz döneminde cinselliğe yaklaşımın, menopozun bütünü içinde ele alınması, kadının yaşamının kendisi ve ailesi ile birlikte planlanması, yaşam kalitesini etkileyecek her bir parametrenin dikkate alınması en uygun olanıdır. 9,10 3

18 2.1. Cinsel Fonksiyon İnsanda normal cinsel fonksiyonun nörolojik, mental, vasküler ve endokrin sistemleri de kapsayan çok karmaşık bir yapısı vardır. Cinsellik canlı yaşamının sürekliliği için gerekli, üremeye yönelik en temel doğa koşulu olarak tanımlanmaktadır. Sanılanın aksine, cinsellik insanın anne karnında başlar ve yaşama sürecinin her evresinde ölüme kadar psikolojik, fizyolojik ve sosyokültürel faktörlerden etkilenerek gelişir. Bu faktörlerin doğru uyarıları cinselliğin uygun bir zeminde sağlıklı olarak gelişimini sağlar. Bu da sağlıklı bedensel ve zihinsel gelişimin anahtarıdır. Bireyin yaşantısının biyolojik, psikolojik, kişiler arası ve davranışsal olarak önemli bir yönü olan cinsellik; yaşa, cinsiyete, kişisel tutumlara, örf ve adetlere dayanarak her birey tarafından farklı şekilde tanımlanmaktadır. Cinsel sağlık; cinsel açıdan bedensel, duygusal ve toplumsal tam bir iyilik hali olup, kadın-erkek, genç-yaşlı bütün insanlar için temel bir haktır. Bireyin genetik yapısı, psikoseksüel gelişimi, geçmiş cinsel deneyimleri, toplumsal değer yargıları, cinsiyete özgü rol ve beklentileri, cinsel inanışları, geçirilen hastalık ve ameliyatlar cinsel davranış ve cinsel sağlığı etkileyen faktörlerdir Cinsel Fonksiyonun Fizyolojisi İnsan cinselliği ile ilgili ilk kapsamlı araştırma Kinsey ve arkadaşları tarafından yayınlanmıştır. Bu araştırma 1938 ile 1952 yılları arasındaki, insanın cinsel davranış biçimleri ile ilgili istatistiklerin derlenmesinden oluşmaktadır. Kinsey ve arkadaşlarının çalışmalarını takiben Masters ve Johnson tarafından yürütülen ve 10 yılı aşkın bir araştırmanın ardından sonuçları ilk kez 1966 yılında İnsanda Cinsel Davranış adlı kitapta yayınlanan çalışma ise bugün bile insan cinsel fizyolojisi ile ilgili bilgilerimizin temelini oluşturmaktadır. Masters ve Johnson, insan cinselliğini ilk kez laboratuar ortamında incelemiş, yüzlerce gönüllü kadın ve erkek denek üzerinde sürdürdükleri çalışmalarında, deneklerin cinsel uyaranlara verdikleri yanıtları doğrudan gözleyerek ve nesnel ölçüm yöntemlerini kullanarak cinsel tepki sürecinin bütün evrelerini kaydetmişlerdir. 12,13 Kadınların cinselliği konusunda Masters ve Johnson ile Kinsey den sonra en kapsamlı araştırmayı Hite S yılları arası ABD de yapmıştır. Hite a göre cinsellik tüm kültürel yaşantının bir parçasıdır; cinsellikte kadının yeri, onun toplumdaki rolünün bir aynasıdır. 14 Cinsel yanıtın bu temel evrelerinin, nörobiyolojik ve 4

19 fizyolojik yönlerinin anlaşılması için ilk defa 1966 da Masters ve Johnson tarafından cinsel yanıt siklusu tanımlanmıştır ve 4 faz içerir. Bunlar: 1) Uyarılma evresi: Masters ve Johnson a göre insanda cinsel yanıt sürecinin, ilk evresi olan uyarılma evresi, herhangi bir somatojenik ve psikojenik uyarılma sonucu ortaya çıkabilir. 10, 16, 17 Uyarılma fazı parasempatik sinir sistemi ile oluşturulur. Temel olarak erotik duygu ve düşüncelerin belirmesi, erkekte ereksiyon ve kadında lubrikasyonun ortaya çıkması ve bedende yaygın olarak vazokonjesyon ve miyotoni ile karakterizedir. Bu dönemde kadınlarda taşikardi, hızlı nefes alma, kan basıncında artma, genel bir ısınma hissi, göğüslerde gerginlik, myotoni, göğüs uçlarında ereksiyon, deride renklenme ve koyulaşma gözlenir. Kadınların yaklaşık olarak 3/4 ü bu uyarılmayı yaşar. 18,19 2) Plato evresi: Etkili cinsel uyarının devam etmesi ve cinsel heyecanın artmasıyla birlikte kadın ya da erkek, ikinci evre olan plato evresine girer. Bu evrede haz duygusu ve cinsel gerilim giderek yükselir ve kişinin orgazma geçebileceği noktaya kadar sürer. Uyarı ya da dürtü yetersizse ya da uyarı tümüyle sona erdiyse kişi orgazmik rahatlamaya ulaşamayacak ve yavaş yavaş plato evresindeki gerilimin yerini çözülme evresi alacaktır. 18,19 3) Orgazm evresi: Orgazmik fonksiyon tarihi süreç içinde çok uğraşılmasına karşın en az anlaşılan, yaygın ve kabul edilebilir bir tarifi yapılamayan cinsel fonksiyon olmuştur. Cinsel uyarı ile artmış müsküler ve vasküler gerilimin çözülmesi olarak tanımlanmıştır. Orgazmik fonksiyon cinsel siklusun en kısa süren dönemi olmasına karşın, tüm cinsel hisler içinde en güçlü ve en doyurucu olanıdır. 18,19 Orgazm Yunanca şehvetli heyecan anlamına gelen orgazmus sözcüğünden türemiştir. Kadın orgazmı hakkında birçok yazar yorum yapmış ve tanımlamıştır. Masters ve Johnson, orgazmı, cinsel uyarı sonucu oluşmuş olan vazokonstrüksiyon ve myotoninin rahatladığı birkaç saniye ile sınırlı evre olarak tanımlamışlardır. Kişi, orgazmı öznel olarak pelviste odaklanmış biçimde algılar. Orgazm hissi özellikle klitoral bölge ve vajinada yoğunluk kazanır. Süresi ve yoğunluğu konusunda bireysel 10, 16, 17 farklılıklar çok fazladır. Genel bir tanımla kadında orgazm, sonucunda bir mutluluk ve tatmin hissini vererek cinsel olarak indüklenen vazokonjesyonu çözen, sıklıkla uterus ve anüs 5

20 kontraksiyonları ve myotoni ile birlikte vajinayı saran pelvik çizgili kasların istemsiz, ritmik kontraksiyonlarının eşlik ettiği bilinç düzeyini değiştiren değişken, geçici ve en yüksek sınırda yoğun bir zevk duyma halidir. Orgazm ile birlikte, kan akımı, solunum sayısı, serum prolaktin, vazopresin, oksitosin, adrenalin seviyeleri artmaktadır. Özelikle prolaktin orgazm ile birlikte artar ve 60 dakika yüksek kalabilir. Erkekler ve kadınlar arasındaki orgazmda farklılıklar mevcuttur: Erkeklerden farklı olarak kadınlar kısa zaman aralıklarıyla çoklu orgazm yaşayabilirler, Kadınlar uzun süre etkili olabilen orgazmı yaşayabilirler (buna status/extend orgasm denir) Pelvik kas kasılmalarında kaydedilmiş farklılıklar vardır. Spesifik olarak erkeklerde bulunan bölünmüş ritmik patern kadınlarda görülmez. Erkeklerde, bir kere başladıktan sonra, seksüel stimulasyon dursa bile orgazm gerçekleşir. Ancak kadınlarda klitoral ya da vajinal orgazm ortasında stimulasyon durursa, orgazm da durur. Orgazm, kadında klitoris ve vajinada, erkeklerde ise penis ve prostatta yoğunluk kazanır. Kadında memelerde, labiumlarda, klitoriste ve uterusta bu evreye özgü değişikler görülmez. Masters ve Johnson kırk yıllık gözlemleri ve tarifleri sonucu orgazmda görülen değişiklikleri üçe ayırmıştır: i- Yaklaşan orgazmı gösterenler: Labia minörde renk değişiklikleri ii- Gerçek orgazm esnasında meydana gelenler: Vajinal ritmik kontraksiyonlar, uterin kontraksiyonlar, anal sfinkter kontraksiyonları iii- Orgazm gerçekleştiğini gösterenler: Areola konjestiyonu, artmış post orgazmik vajinal nabız amplitüdü, artmış plazma prolaktin düzeyi Orgazm sempatik sinir sistemi tarafından oluşturulan miyotik bir cevaptır. Sempatik sinir sistemi bu aşamanın özelliği olan klonik kasılmaları kontrol eder. Orgazm 3-25 saniye sürer ve bilinç hafif bir şekilde bulanıktır. Orgazm sırasında 18, 19, 20, 21 klitoriste bir değişiklik gözlenmez. 4)Çözülme evresi: Cinsel döngünün son evresidir. Kadında ve erkekte orgazmdan ya da orgazmın gerçekleşmediği durumlarda plato evresinden sonra genital bölgelerde ve bedenin diğer bölgelerinde önceki aşamalarda oluşmuş olan fizyolojik değişikliklerin dakikalar içinde aynı sırayı takip ederek kaybolması ile karakterizedir. 6

21 Bu evrenin süresi cinsiyete, orgazmın yaşanıp yaşanmadığına ya da hangi yoğunlukta yaşandığına ve cinsel uyarının sürüp sürmediğine göre değişir. Kanın genital bölgeden çekilmesi ve cinsel gerilimin aniden boşalması ile gerçekleşir ve bütün vücudu dinlenme konumuna getirir. Terleme vardır. 19 Kadınlarda, etkili uyarıyı yeniden alma durumunda, çözülme evresinin herhangi bir noktasından bir başka orgazm evresine 10, 16, 17 girme potansiyeli vardır. Bu dört evre bugünkü bilgilerimiz ışığında da geçerli kabul edilmektedir. Ancak, cinsel işlev bozukluklarının sınıflandırılması ile ayırıcı tanı ve tedavi açısından asıl önemli olan evreler ise uyarılma ve orgazm evreleridir. Plato evresi, esas olarak fizyolojik açıdan uyarılma evresinin bir bölümü olarak kabul edilmektedir. 12 Seks terapisinin kurucularından biri olan Helen Singer Kaplan 1979 yılında bu fazları değiştirmiştir ve arzu kelimesini ekleyerek; a) Arzu b) Uyarılma c) Orgazm olmak üzere 3 faza ayırmıştır. Bu sınıflama DSM IV de yer alan cinsel fonksiyon bozukluğu tanımına temel oluşturmuştur. Günümüzde cinsel döngü AFUD un (American Foundation for Urologic Disease) 2000 yılında öngördüğü şekilde; a) Cinsel istek ( sexual desire) b) Uyarılma (sexual arousal) c) Orgazm (orgasm) d) Çözülme (resolution), olarak yeniden sınıflandırılmıştır. Plato evresi kullanılmamaktadır. 16,17 Cinsel istek kişinin cinselliğe ilgisini gösterir ve üç ayrı komponenti bulunur. 22 dürtü, inanışlar/ değerler, motivasyon Dürtü cinsel isteğin biyolojik komponentidir. Cinsel düşünceler, hisler, fantezi veya rüyalar, yakındaki karşı cinse artmış ilgi, cinsel arayışa yönelme ve artmış cinsel organ hassasiyeti ile kendini gösterir. Düşen testosteron seviyelerinden etkilenir. İkinci komponent kişinin cinsel aktivite ile ilgili beklentilerini, inanış ve değerlerini yansıtır. Bunlar ne kadar olumlu ise kişi o derecede cinsel davranışa yönelim gösterir. Cinsel 7

22 isteğin üçüncü komponenti ise psikolojik ve kişiler arası motivasyonu olarak karşımıza çıkar. Cinsel istek üzerine en büyük etkisi olan bu komponenttir. Bugüne kadar cinsel dürtü, yani cinsel isteğin biyolojik komponenti ile ilgili çok sayıda araştırma yapılmıştır Kadın Cinsel Endokrinolojisi Merkezi sinir sisteminde hipotalamus, cinsel işlevler üzerindeki etkisi en iyi bilinen bölgedir. Hipotalamus eşlerin birbirleriyle olan ilişkilerini, seks hormonlarının salınımını düzenleyen limbik sistemin bir parçasıdır. Dopaminerjik uyarı bu sistemi aktive eder, seratoninerjik uyarı ise inhibe eder. Hipotalamusa iç ya da dış uyaranlar ulaşır. Uyarılmayı görsel, işitsel, taktil öğeler (dokunma/temas) ve düşünme tetiklemektedir. Hipotalamustaki paraventriküler nükleus vazopressin ve oksitosin salgılayarak diğer sistemlerle bağlantı kurar, limbik sistemi etkiler. Gelen cinsel uyarılara cevap olarak merkezi sinir sisteminde uyarılar, medyan ön beyin demeti, mezensefalon, pons, spinal kord, pelvik pleksus aracılığı ile genital organlara ulaşmaktadır. Hipogastrik (sempatik) ve pelvik (parasempatik) sinirlerden lifler alan pelvik gangliyon, mesane, üretra, vajina, uterus ve klitorise dallar verir. Pelvik gangliyonun en büyük dalı olan kavernozal dalı klitorisi innerve eder. Kavernozal sinirin uyarılması ile klitoriste NO (Nitrik oksit) aracılı vazodilatasyon olur. Pudental sinir, perine, klitoris ve üretranın duyusal inervasyonunu sağlar. Östrojenin bu sinirin duyarlılığını arttırıcı etkisi bulunmaktadır. Pelvik ve hipogastrik sinirler ise iç 10, 16, 17, 23 genital organların duyusunu almaktadır. Uyarılma sırasında, genital sistem dışında diğer sistemlerde bazı değişiklikler olur. Bunlar; taşikardi, kan basıncında artış, vücutta kızarıklıklar, kas tonusu artışı, hiperventilasyon, memelerde büyüme, meme başı ereksiyonudur. Uyarılma fazında ortaya çıkan uterin kontraksiyonlar, orgazm sırasında hipogastrik sinir aracılığı ile sempatik sistemin kontrolü altında düzenli kontraksiyonlar halini alır. Yeterli cinsel uyarılma sonucu orgazm ortaya çıkar. Orgazmda, paraventriküler nükleus anahtar rol oynar. Orgazm sırasında paraventriküler nükleus komşuluğunda oksitosin salgılanır. Oksitosinin artan kas tonusu ve ritmik kasılmalarla ilişkili olduğu kabul edilmektedir. Orgazm sürecinde sempatik sistem baskındır. Epinefrin ve norepinefrin orgazm sırasında pik yaparlar. Hemen sonrasında ise düşmeye başlarlar. Orgazm esnasında 0,8 8

23 saniye aralıklı pelvik çizgili kas kontraksiyonları oluşur. Bu kontraksiyonlar 5-60 saniye sürer. 10,17 Korku ve anksiyete oluşturan ortamlardan uzak olunduğunda, östrojen ve progesteronun etkisi altında dişi memelilerde çiftleşme davranışı ortaya çıkar. Normal 10, 16, 17 dişi siklusunda bu üreme davranışı ovulasyonla senkronizedir. Östrojenler; santral sinir sistemi, genital sistem ve genel sağlıkla ilgili organları içeren birçok dokunun fizyolojik fonksiyonunun sürdürülmesinde rol oynar. Östrojenler: 1. Vazoprotektif ve vazodilatatör etki ile vajinal, klitoral ve üretral arteriyel kan akımını arttırır. 2. Nitrik oksit sentetaz salınımını regüle eder ve nitrik oksit sentezletir. Östrojen düzeyinde azalma, vajinal nitrik oksit düzeyinde azalma, vajinal duvar fibrozisini arttırır. 3. Östrojen vajinal epitel, stroma ve düz kas hücrelerini etkileyerek vajinal katlantıların kalınlığını ve vajinal kayganlığı düzenler. Östrojen düzeyinin düşmesi (50 pg/ml nin altında) ile duvar kalınlığı incelir, daha çabuk hasar görür ve vajinal ortam daha az asidik hale gelir. Bunun sonucunda vajinal kuruluk, disparoni oluşur ve kadın cinsel fonksiyon bozukluğu meydana gelir. Seks steroidleri kadının cinsel fonksiyonunu içeren tüm yapıların anatomik ve fonksiyonel bütünlüğünü sürdürmede çok önemli rol oynar. Steroidler: 1. Nörötransmiterlerin sentez, sekresyon ve geri alımını, 2. Vasküler ve nonvasküler düz kas kontraktilitesini, 3. Epitelyumun müsifikasyon, keratinizasyon ve geçirgenliğini, 4. Otokrin parakrin büyüme faktörleri, vazoaktif ve trofik maddelerin üretimini regüle ederler. Androjenler; üreme fonksiyonlarının gelişmesinde, direkt olarak ya da östrojenlere dönüşmesi aracılığı ile sekonder seks karakterlerinin gelişmesi ve sürdürülmesinde temeldir. Kadınlardaki major androjenler; dehidroepiandrosteronsülfat (DHEAS), dehidroepiandrosteron (DHEA), androstenedion, testosteron ve dihidrotestosteron (DHT) dur. Androjenlerin kadın cinsel fonksiyonları ve libidosu üzerine olan etkileri tam olarak anlaşılmamıştır. Bununla birlikte kadın seksüel 9

24 fonksiyonunda özellikle libidonun uyarılması ve cinsel isteğin devamlılığında androjenlerin önemli rolleri mevcuttur. 24 Plazma androjen seviyesinin düşük olması, seksüel cevapta, orgazmda, cinsel motivasyonda azalma ve cinsellikten kaçınma şeklinde belirti verebilmektedir. Menopozal dönemdeki sadece östrojen tedavisine yanıt vermeyen bir örnek vaka serisinde, implantlarla yapılan androjen tedavisi libidoda, seksten zevk almada, orgazma ulaşma yeteneğinde ve cinselliğin başlatılmasında önemli bir gelişmeye neden olmuştur Cinsel Fonksiyon Bozuklukları (CFB) Dünya Sağlık Örgütü (WHO), cinsel disfonksiyonu, farklı nedenlere bağlı olarak, kişinin istediği halde cinsel ilişkiye girememesi olarak tanımlamıştır. 17 DSM IV tanımlamasında Cinsel Fonksiyon Bozuklukları (CFB); insandaki cinsel yanıt döngüsünün istek, uyarılma ve orgazm evrelerindeki fizyolojik süreçlerden birinde oluşan aksamaya bağlı olarak gelişen bozukluklardır. Kadın cinsel fonksiyon bozukluğu yaşa bağımlı, progresif ve kadınların % sini ilgilendiren, yaşam kalitesini olumsuz etkileyen multifaktoriyel bir sorundur. CFB, her iki cinste cinsel yanıt döngüsünde ve cinsel istekte bozukluklar ile karakterize, psikofizyolojik değişikliklere bağlı olarak ortaya çıkan bir sorundur. Cinsel fonksiyonlar, herhangi bir stres, emosyonel bozukluk ya da cinsel fonksiyon ve fizyolojinin iyi bilinmemesinden olumsuz olarak etkilenebilir. Bu durum kişiler için oldukça zordur ve yaşam kalitesini azaltır. 25 American Foundation of Urologic Disease (AFUD) tarafından 1998 yılında, beş ülkeden CFB üzerine uzman 19 bilim adamı toplanarak, DSM-IV ün mevcut çerçevesi üzerinde çalışarak, özellikle tanımlamalarda bazı değişiklikler yaparak güncel kadın cinsel işlev bozuklukları sınıflandırması oluşturulmuştur. Bu çalışma, 2000 yılında ortak bildiri şeklinde yayımlanmıştır. 17,26 10

25 Kadın Cinsel Fonksiyon Bozukluklarının Sınıflandırılması Cinsel İstek Bozuklukları a- Hipoaktif Cinsel İstek Bozukluğu: Cinsel fantazi veya düşüncelerin ve/veya cinsel aktivite veya cinsel aktiviteye yanıt verme arzusunun, kişisel sıkıntıya neden olacak şekilde, kalıcı veya tekrarlayan kaybı (veya yokluğu) olarak tarif edilmiştir. 17 DSM-IV te sürekli olarak yada yineleyici bir biçimde, cinsel fantezilerin ve cinsel etkinlikte bulunma isteğinin az olması yada hiç olmaması olarak tanımlanmaktadır. En sık rastlanan sorun cinsel istek bozukluğu yani libido kaybı olup yaklaşık CFB olan kadınların % 32 sinde görülmektedir. 27 Cinsel istek genellikle cinsel yanıt döngüsünün ilk evresi olarak değerlendirilir. İstek sadece psikolojik bir durum gibi görünse de sıklıkla hormonal dengesizlik ya da tedavi gibi fiziksel durumlardan etkilenmektedir. Yaşlanma, gebelik, kronik hastalıklar, nörolojik hastalıklar, endokrin hastalıklar, bazı ilaçlar, stres, beden imgesi ile ilgili kaygılar, anksiyete, depresyon, ilişkilerde sorun, cinsel travma vs. cinsel istek bozukluğuna neden olan faktörlerdir. Cinsel isteğin az olması kadınlarda cinsellikle ilgili en yaygın şikâyetlerdendir. İsteğin olması çeşitli faktörlere bağlıdır; biyolojik güdü, yeterli özgüven, cinsellikle ilgili önceki deneyimlerin olumlu olması, uygun bir cinsel eşin olması, birlikte olunan kişi ile cinsellik dışındaki alanlarda da iyi bir ilişkinin olması gibi. Bu alanların herhangi birinde sorun olması cinsel isteğin azalması ile sonuçlanabilir. Azalmış cinsel istek bozukluğu bazı durumlarda tüm cinsel eşlere ya da tüm cinsel aktivitelere genellenebilir. Genellikle diğer cinsel sorunlarla (orgazm olamama, kayganlaşma olmaması gibi) birlikte görülse de cinsel isteği az olan bazı kişiler cinsel olarak uyarılır ve orgazma ulaşırlar. Kadınların yaklaşık % 33'ünün hayatlarının bir döneminde cinsel ilgi ya da istek azalmasıyla karşı karşıya kalacağı tahmin edilmektedir. 4 Cinsel temas ve doyum gereksinimi kişilere göre değişebildiği gibi aynı kişide de zaman içinde farklılıklar gösterebilir. b- Cinsel Tiksinti Bozukluğu: Kalıcı veya tekrarlayıcı olarak, bir partnerle olan cinsel ilişkiye, fobik tiksinti hissi duyma ve ondan uzak durma ve bu durumun kişisel sıkıntıya neden olması halidir. 17 Cinsel Tiksinti Bozukluğu DSM-IV de sürekli olarak yada yineleyici biçimde, bir cinsel eş ile genital cinsel ilişki kurmaktan aşırı tiksinti duyma ve bundan tümüyle 11

26 kaçınma olarak tanımlanmaktadır. Cinsel tiksinti duygusu olan bireyler cinsel aktivitelerden kaçınırlar, kendilerine cinsel yönden yaklaşıldığında korku, kaygı ya da iğrenme ifade ederler. Bu sorun travma sonrası stres bozukluğu gibi başka psikolojik sorunlarla birlikte görülebilir. Bu bozukluk tecavüze uğrama ya da çocuklukta istismar gibi cinsel saldırıya maruz kalınan durumlarda, cinsel birleşmenin ağrılı olduğu durumlarda ya da cinsel dürtü ile utanç, suçluluk hissetme sonucunda ortaya çıkabilir Uyarılma Bozuklukları Kalıcı veya tekrarlayıcı olarak; sübjektif heyecanın, genital (lubrikasyon/kabarıklık) veya diğer somatik yanıtların yokluğuyla belli olan, yeterli cinsel heyecana ulaşamama veya sürdürememe ve bu durumun kişisel sıkıntıya neden olması durumudur. 17 DSM IV tanımlamasına baktığımızda, uyarılma bozukluğu sürekli olarak ya da yineleyici bir biçimde, cinsel uyarılmanın yeterli bir ıslanma-kabarma tepkisini sağlayamama yada cinsel etkinlik bitene dek bunu sürdürememe olarak tanımlanmaktadır. Bu rahatsızlık belirgin sıkıntıya ve kişiler arası ilişki zorluklarına neden olur. 29 Kadınlarda, ana problem vajinal kuruluk veya ıslanma yetersizliğidir. Uyarılma bozukluğu olan kadınların cinsel istek ve fantezileri vardır, partnerleri ile ilgili bir sorunları yoktur. Sebeplere baktığımızda doğal menopoz, cerrahi, tıbbi menapoz ve endokrin bozukluklar olabilir. Uyarılma problemleri her yaşta görülebildiği halde, bu problemlerin yaşla birlikte arttığı gösterilmiştir. 4 Yaşlı, postmenopozal kadınlarda genç kadınlara göre daha az vaginal kan akımı ve genital genişleme vardır. Östrojendeki azalma vaginal kan akımında ve lubrikasyonda azalmaya ve buna bağlı olarak disparoni ve isteksizliğe neden olur. Cinsel uyarılma bozukluğu, üç alt tipe ayrılır: 30 a. Genital cinsel uyarılma bozukluğu, genital cinsel uyarılmanın olmadığı ya da yetersiz olduğu, minimal vulvar kabarıklık veya vajinal lubrikasyonla karakterize durumdur. b. Subjektif cinsel uyarılma bozukluğu, cinsel memnuniyet, heyecan ve uyarılma hislerinin hiçbir tip cinsel uyaranla ortaya çıkmayacak biçimde belirgin şekilde azalması ya da yok olmasıdır. 12

27 c. Kombine subjektif ve genital cinsel uyarılma bozukluğu, genital uyarılma yetersizliği veya yokluğu şikayeti ile birlikte, cinsel uyarılmanın (subjektif cinsel heyecan ve cinsel memnuniyet) hiçbir tip cinsel uyaranla ortaya çıkmayacak biçimde, belirgin olarak yok olması ya da azalmasıdır Orgazm Bozuklukları Yeterli bir cinsel uyarı ve uyarılma fazını takiben orgazma erişmenin sürekli veya tekrarlayıcı olarak güç olması, gecikmesi ya da olmaması ve bu durumun kişisel sıkıntıya neden olması halidir. 17 DSM-IV e göre orgazm bozukluğu, normal cinsel uyarılma fazını takiben sürekli veya rekürren olarak orgazmda gecikme veya orgazm olamama durumu olarak tanımlanır. Bu durum ameliyatlar sonrası, travma veya hormonal yetmezlik sonucu ortaya çıkabilir. Cinsel eğitim ve deneyimin yetersizliği, cinsel tekniklerin bilinmemesi ve cinsel mitlerin yaygınlığı nedeni ile ülkemizde orgazm bozukluklarının yüksek oranlarda görüldüğünü söyleyebiliriz Cinsel Ağrı Bozuklukları a. Disparoni: AFUD, ağrılı cinsel birleşmeyi vaginaya tamamen giriş veya vaginaya girmeye teşebbüs ve/veya penil vaginal cinsel ilişki ile sabit veya tekrarlayan ağrı şeklinde tanımlamıştır. DSM -IV de cinsel işlev bozuklukları arasına dâhil edilmesine rağmen bu bir ağrı bozukluğu olarak düşünülmüştür. İki tip disparoni vardır: i. İnsersiyonel disparoni, ağrı eksternal genitaller ve vajinayla sınırlı ii. Derin disparoni, birleşme esnasındaki hareketler ve postkoital pelvis içinde ağrı. Nedenler arasında; endometriozis, pelvik inflamatuvar hastalık (PİD), üretrit, enflamatuvar vajinit gibi fiziksel nedenler, seksüel anksiyete, hastalık, hamilelik gibi psikolojik nedenler sayılabilir. Disparoni sonucu kadınlarda azalmış lubrikasyon, kan akımı ve klitoral hassasiyet meydana gelebilir. b. Vajinismus: Tekrarlayıcı veya kalıcı olarak, vajina distal 1/3 kısmının kaslarının, vajinal penetrasyonu engelleyecek şekilde, istemsiz olarak kasılması ve bu durumun kişisel sıkıntıya neden olması halidir

28 DSM-IV te vajinismus bir cinsel işlev bozukluğu olarak sınıflandırılmıştır ve cinsel ağrı bozuklukları alt kategorisine dahil edilmiştir. Ana tanı kriteri; vaginanın dış üçte birindeki kaslarda, tekrarlayan ya da sürekli, istem dışı ve cinsel ilişkiye engel olan spazmın olmasıdır. Vaginal kas spazmı, kolaylıkla gözlemlenebilir ve bazı vakalarda ağrıya sebep olacak kadar şiddetli ya da uzun süreli olarak tanımlanmıştır. Vajinismus her ne kadar bir cinsel ağrı bozukluğu olarak kabul ediliyor olsa da, tanısı için ağrının gerçekleşmesi gerekli değildir. DSM-IV e göre bu bozukluk genç kadınlarda, cinselliğe karşı olumsuz yaklaşımı olan kadınlarda ve cinsel kötüye kullanım yada travma hikayesi olan kadınlarda daha yaygındır. 31 Amerikan Kadın Doğum ve Jinekoloji Okulunun vajinismus tanımı; DSM-IV sınıflandırmasının ilk kriteri olan, cinsel ilişkiye engel olacak şekilde bir vaginal kas spazmının varlığını ve ayrıca bu vaginal spazmın penetrasyonu ağrılı, zor veya imkansız hale getirmesini ifade eder. 32,33 İlk belirtiler ya psikolojik ya da fizyolojik kaynaklı olan önceki ağrılı deneyimlerle bağlantılı olabilir ve belirtilen hiçbir organik sebep mevcut değildir. DSM-IV ün aksine; ağrı, esas unsurdur. c- Non-koital cinsel ağrı: Tekrarlayıcı veya kalıcı olarak, non-koital cinsel uyarılarla genital ağrı oluşması durumudur Kadın Cinsel Fonksiyon Bozukluğu (KCFB) nda Etiyolojik Faktörler Yapılan çok sayıda araştırmalar sonucu insanda cinsel fonksiyonun merkezi sinir sistemi ve endokrin sistem ile nörokimyasal, nörofizyolojik ve psikolojik süreçlerin karşılıklı etkileşimi ile karakterize karmaşık bir olay olduğu ortaya konmuştur. Her türlü psikiyatrik sorun, bedensel hastalık ya da ilaç, hormonlar, fiziksel etkenler cinsel yaşamı belirgin şekilde etkileyebilir. KCFB nda etiyolojik faktörler 5 grupta sınıflanabilir Nörojenik Faktörler Seksüel disfonksiyonu etkileyen özellikli patolojiler multipl skleroz, spinal kord travması, disk hernisi, lumbosakral pleksus patolojileri ve periferik nöropatiler olarak sayılabilir. Spinal kord hasarının cinsel fonksiyonlar üzerindeki etkisi travmanın seviyesine ve ağırlığına göre değişmektedir. Yapılan çalışmalarda T6 (torakal vertebra 6) ve üzeri travmalı, vücut kontrolü olan hastaların orgazma ulaşabildikleri görülmüştür. 14

İÇİNDEKİLER KABUL VE ONAY ÖNSÖZ...

İÇİNDEKİLER KABUL VE ONAY ÖNSÖZ... i ÖNSÖZ Günümüz dünyasında gerek bilimsel, gerekse teknolojik alandaki gelişmelerin etkisiyle insan ömrü her geçen gün daha da artmaktadır. İlerleyen yaşlardaki insan nüfusunun artışı ile bu dönemin önemi

Detaylı

TANI, TEDAVİ VE ARAŞTIRMA AÇISINDAN CİNSEL BOZUKLUKLAR VE DSM 5. Prof. Dr. Cem İncesu Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı

TANI, TEDAVİ VE ARAŞTIRMA AÇISINDAN CİNSEL BOZUKLUKLAR VE DSM 5. Prof. Dr. Cem İncesu Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı TANI, TEDAVİ VE ARAŞTIRMA AÇISINDAN CİNSEL BOZUKLUKLAR VE DSM 5 Prof. Dr. Cem İncesu Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Açıklama (2011-2013) Danışman: Pfizer Konuşmacı: Pfizer

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Selda Çelik Sağlık Bilimleri Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi

Yrd. Doç. Dr. Selda Çelik Sağlık Bilimleri Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Yrd. Doç. Dr. Selda Çelik Sağlık Bilimleri Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Cinsellik yaşamın doğal, sağlıklı ve ayrılmaz bir parçasıdır. Dünya Sağlık Örgütü cinsel sağlığı; cinsellikle ilişkili olarak

Detaylı

Yazar Ad 41 Prof. Dr. Haluk ÖZEN Cinsel hayat çocuk yaştan itibaren hayatımızın önemli bir kesimini oluşturur. Yaşlılık döneminde cinsellik ayrı bir özellik taşır. Yaşlı erkek kimdir, hangi yaş yaşlanma

Detaylı

MENOPOZ. Dr. Serdar Balcı, Dr. Eser Çolak. Başkent Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum

MENOPOZ. Dr. Serdar Balcı, Dr. Eser Çolak. Başkent Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum MENOPOZ Dr. Serdar Balcı, Dr. Eser Çolak Başkent Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum 1 MENOPOZ NEDİR?? Son adet(mesntruasyon) periyodudur Oniki aylık bir süre ile menstruasyonun durmasıdır Östrojenin

Detaylı

GEBELİK VE POSTPARTUM DÖNEMLERİNDE CİNSELLİK

GEBELİK VE POSTPARTUM DÖNEMLERİNDE CİNSELLİK GEBELİK VE POSTPARTUM DÖNEMLERİNDE CİNSELLİK Doç.Dr. Nevin Hotun Şahin Florence Nightingale Hemşirelik Fakültesi Kadın Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği AD Dalı Doç.Dr.Nevin Öğretim Üyesi ŞAHİN Cinsellik

Detaylı

CİNSEL İŞLEV BOZUKLUKLARINDA DSM 5

CİNSEL İŞLEV BOZUKLUKLARINDA DSM 5 CİNSEL İŞLEV BOZUKLUKLARINDA DSM 5 NE GETİRDİ, NE GÖTÜRDÜ, NE EKSİK? Prof. Dr. Cem İncesu Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi CİNSEL BOZUKLUKLAR / DSM V Disiplinler arası standardizasyon Kanıta dayalı

Detaylı

MENOPOZ. Menopoz nedir?

MENOPOZ. Menopoz nedir? MENOPOZ Hayatınızı kabusa çeviren, unutkanlık, uykusuzluk, depresyon, sinirlilik, halsizlik şikayetlerinin en büyük sebeplerinden biri menopozdur. İleri dönemde idrar kaçırma, kemik erimesi, hipertansiyona

Detaylı

İnsan Cinsel Yaşantısının Psikofarmakolojisi

İnsan Cinsel Yaşantısının Psikofarmakolojisi İnsan Cinsel Yaşantısının Psikofarmakolojisi Prof. Hv.Tbp. Kd.Alb. Mesut ÇETİN GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Psikiyatri Kliniği Direktörü-İstanbul 1 Klinik Psikofarmakoloji Bülteni GATA Haydarpaşa Eğitim

Detaylı

POSTMENOPOZAL KADINLARDA CİNSEL YAŞAM KALİTESİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

POSTMENOPOZAL KADINLARDA CİNSEL YAŞAM KALİTESİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ AİLE HEKİMLİĞİ ANABİLİM DALI POSTMENOPOZAL KADINLARDA CİNSEL YAŞAM KALİTESİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Dr. DUYGU KAPDAĞLI UZMANLIK TEZİ TEZ DANIŞMANI Prof. Dr. NAFİZ

Detaylı

Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) Dr. Çağlayan Üçpınar Nisan 2005

Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) Dr. Çağlayan Üçpınar Nisan 2005 Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) Dr. Çağlayan Üçpınar Nisan 2005 Travma Nedir? Günlük rutin işleyişi bozan, Aniden beklenmedik bir şekilde gelişen, Dehşet, kaygı ve panik yaratan, Kişinin anlamlandırma

Detaylı

UZMAN KLİNİK PSİKOLOG KAHRAMAN GÜLER CİNSEL DOYUM KAVRAMI Cinsel Doyumun Tanımı

UZMAN KLİNİK PSİKOLOG KAHRAMAN GÜLER CİNSEL DOYUM KAVRAMI Cinsel Doyumun Tanımı UZMAN KLİNİK PSİKOLOG KAHRAMAN GÜLER CİNSEL DOYUM KAVRAMI 1.2.1. Cinsel Doyumun Tanımı Cinselliğin evlilik ilişkisi içerisinde çok can alıcı ve bağlayıcı bir gücü olup, sağlıklı yaşanan cinsellik çiftin

Detaylı

Gelişim Psikolojisi Ders Notları

Gelişim Psikolojisi Ders Notları Gelişim Psikolojisi Ders Notları Doç. Dr. Şaziye Senem BAŞGÜL www.gunescocuk.com Tanımlar Büyüme: Organizmada meydana gelen sayısal (hacimsel) değişiklikler Olgunlaşma: Potansiyel olarak var olan işlevin

Detaylı

Erken boşalmamak için en iyi yardımcı kaynak için burayı tıklayın

Erken boşalmamak için en iyi yardımcı kaynak için burayı tıklayın Prematür Ejakülasyon (Erken Boşalma) Erkekler arasında Erken gelmek, Erken orgazm veya Hızlı boşalmak olarak da ifade edilen erken boşalma, cinsel ilişki sırasında erkeğin vajinaya girmeden, giriş sırasında

Detaylı

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem. KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem. Onkoloji Okulu İstanbul /2014 SAĞLIK NEDİR? Sağlık insan vücudunda; Fiziksel, Ruhsal, Sosyal

Detaylı

KANSER VE CİNSEL YAŞAM

KANSER VE CİNSEL YAŞAM KANSER VE CİNSEL YAŞAM Doç. Dr. Ülgen Okyayuz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri A.D. Klinik Psikoloji Öğretim Üyesi Son zamanlarda kanserin tedavisinde ilgi sadece tanı ve agresif tedaviyle

Detaylı

PARKİNSON HASTALIĞI. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

PARKİNSON HASTALIĞI. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak PARKİNSON HASTALIĞI Yayın Yönetmeni Prof. Dr. Rana Karabudak TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü Türk Nöroloji Derneği (TND) 2014 Beyin Yılı Aktiviteleri çerçevesinde hazırlanmıştır. Tüm hakları TND

Detaylı

Yetişkin Psikopatolojisi. Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy Ege Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Bornova İZMİR

Yetişkin Psikopatolojisi. Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy Ege Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Bornova İZMİR Yetişkin Psikopatolojisi Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy Ege Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Bornova İZMİR Yetişkin psikopatolojisi içerik: Sınıflandırma sistemleri Duygudurum bozuklukları Anksiyete bozuklukları

Detaylı

Baş ağrısı, başta ve bâzen de boyun veya sırtın üst kısmında gerçekleşen ağrılara verilen ortak isimdir. Yaygın ağrı şikâyetlerinden biridir ve hemen

Baş ağrısı, başta ve bâzen de boyun veya sırtın üst kısmında gerçekleşen ağrılara verilen ortak isimdir. Yaygın ağrı şikâyetlerinden biridir ve hemen Baş ağrısı, başta ve bâzen de boyun veya sırtın üst kısmında gerçekleşen ağrılara verilen ortak isimdir. Yaygın ağrı şikâyetlerinden biridir ve hemen hemen tüm insanlar değişik nedenlerle baş ağrısından

Detaylı

Vajinal Gençleştirne Vajinal Daraltma Stres Üriner İnkontinans Tedavisi İdrar Kaçırma Tedavisi Vajinal Kuruluk Menopoz Sonrası Rehabilitasyon Tekrarlayan Enfeksiyonlar Doğum Sonrası Rehabilitasyonu Labia

Detaylı

Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetin Kadın Sağlığına Etkileri. Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadele Projesi

Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetin Kadın Sağlığına Etkileri. Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadele Projesi Aile İçi Şiddetin Kadın Sağlığına Etkileri 1 Öğrenim Hedefleri Toplumsal cinsiyet ayrımcılığının, yaşam dönemlerine göre kadın sağlığına olan etkilerini açıklar, Toplumsal cinsiyet ayrımcılığı ile kadına

Detaylı

DİABETLİ HASTALARDA CİNSEL SAĞLIK

DİABETLİ HASTALARDA CİNSEL SAĞLIK DİABETLİ HASTALARDA CİNSEL SAĞLIK Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi Üroloji Kliniği OP. DR. ÜNSAL ÖZKUVANCI Genel bilgiler Şeker hastalığı bir çok organı etkilediği gibi cinsel fonksiyonları da olumsuz

Detaylı

www.powerboyworld.com

www.powerboyworld.com www.powerboyworld.com PowerBoy aşk ilişkilerinde cinsel mutluluğu ve güveni artırmaya yardımcı olan kaliteli ürünler üretmektedir. Biz bunu Aşk Sanatı Felsefemiz olarak adlandırıyoruz. Ürünlerimiz PowerBoy

Detaylı

KRONOLOJİK YAŞ NEDİR?

KRONOLOJİK YAŞ NEDİR? Yaşlılık YAŞ NEDİR? Yaş;Kronolojik ve Biyolojik yaş olarak iki biçimde açıklanmaktadır. İnsan yaşamının, doğumdan içinde bulunulan ana kadar olan bütün dönemlerini kapsayan süreci kronolojik yaş ; içinde

Detaylı

Arka Beyin Medulla Omuriliğin beyne bağlandığı bölge kalp atışı, nefes, kan basıncı Serebellum (beyincik) Kan faaliyetleri, denge Pons (köprü)

Arka Beyin Medulla Omuriliğin beyne bağlandığı bölge kalp atışı, nefes, kan basıncı Serebellum (beyincik) Kan faaliyetleri, denge Pons (köprü) SİNİR SİSTEMİ BEYİN Belirli alanlar belirli davranış ve özelliklerden sorumlu. 3 kısım Arka beyin (oksipital lob) Orta beyin (parietal ve temporal lob) Ön beyin (frontal lob) Arka Beyin Medulla Omuriliğin

Detaylı

Ufuk Memioğlu. Üroloji AD

Ufuk Memioğlu. Üroloji AD İLERİ YAŞTAK TAKİ ÇİFTLERDE CİNSEL YAŞAM AM Ufuk Memioğlu Ankara Üniversitesi Tıp T p Fakültesi Üroloji AD Yaşlılık genetik faktörlere beslenme şekline hayat tarzına ve ek başka patolojilere bağlı olarak

Detaylı

Zorlu Yaşantılar Sonrası Stres Belirtileri (Travma Sonrası Stres Bozukluğu)

Zorlu Yaşantılar Sonrası Stres Belirtileri (Travma Sonrası Stres Bozukluğu) Zorlu Yaşantılar Sonrası Stres Belirtileri (Travma Sonrası Stres Bozukluğu) Huriye Tak Uzman Klinik Psikolog Türk Kızılayı Bağcılar Toplum Merkezi Sağlık ve Psikososyal Destek Programı Asistanı İÇERİK

Detaylı

KADINDA C NSEL AKT V TE VE C NSEL filev BOZUKLUKLARI

KADINDA C NSEL AKT V TE VE C NSEL filev BOZUKLUKLARI C NSEL P ROBLEM, K ISIRLI I O LANLAR KADINDA C NSEL AKT V TE VE C NSEL filev BOZUKLUKLARI İstanbul Tıp Fakültesi HASTA OKULU Androloji Bilim Dalı nca hazırlanmıştır BANA 3 SORU SOR Herkes sağlıkla ilgili

Detaylı

PSİKOLOJİK BOZUKLUKLAR. PSİ154 - PSİ162 Doç.Dr. Hacer HARLAK

PSİKOLOJİK BOZUKLUKLAR. PSİ154 - PSİ162 Doç.Dr. Hacer HARLAK PSİKOLOJİK BOZUKLUKLAR BU DERSTE ŞUNLARı KONUŞACAĞıZ: Anormal davranışı normalden nasıl ayırırız? Ruh sağlığı uzmanları tarafından kullanılan belli başlı anormal davranış modelleri nelerdir? Anormal davranışı

Detaylı

GÖREVLENDIRME KARARLARI

GÖREVLENDIRME KARARLARI Portal Adres GÖREVLENDIRME KARARLARI : www.hakimiyet.com İçeriği : Gündem Tarih : 21.01.2015 : http://www.hakimiyet.com/genel/gorevlendirme-kararlari-h783915.html 1/3 GÖREVLENDIRME KARARLARI 2/3 GÖREVLENDIRME

Detaylı

YAŞLILIKTA PSİKO-SOSYAL YAŞAM

YAŞLILIKTA PSİKO-SOSYAL YAŞAM YAŞLILIKTA PSİKO-SOSYAL YAŞAM Yaşlıların Psiko-Sosyal Özellikleri İnsanın yaşlılığında nasıl olacağı ya da nasıl yaşlanacağı; yaşadığı coğrafyaya, kalıtsal özelliklere, Psiko-sosyal ve Sosyo-ekonomik şartlara,

Detaylı

DİSFONKSİYONEL İŞEME (İŞEME FONKSİYON BOZUKLUĞU) NEDİR?

DİSFONKSİYONEL İŞEME (İŞEME FONKSİYON BOZUKLUĞU) NEDİR? DİSFONKSİYONEL İŞEME (İŞEME FONKSİYON BOZUKLUĞU) NEDİR? Tuvalet eğitimi döneminde, nörolojik olarak normal bazı çocuklarda yanlış edinilmiş işeme alışkanlıkları neticesinde ortaya çıkan işeme fazındaki

Detaylı

İNFERTİL KADINLARDA CİNSEL FONKSİYONLARA ETKİ EDEN FAKTÖRLER

İNFERTİL KADINLARDA CİNSEL FONKSİYONLARA ETKİ EDEN FAKTÖRLER T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÜROLOJİ ANABİLİM DALI İNFERTİL KADINLARDA CİNSEL FONKSİYONLARA ETKİ EDEN FAKTÖRLER Dr. Dinara TASHBULATOVA UZMANLIK TEZİ TEZ DANIŞMANI Doç. Dr. Atilla ARIDOĞAN

Detaylı

CİNSEL TERAPİ EĞİTİMİ SERTİFİKA PROGRAMI

CİNSEL TERAPİ EĞİTİMİ SERTİFİKA PROGRAMI CİNSEL TERAPİ EĞİTİMİ SERTİFİKA PROGRAMI Bu programın amacı cinsellik, cinsel gelişim, cinsel bozukluklar, cinsel kimlik durumları, cinsel yönelim, parafililer, cinsel istismar ve cinsel işlev bozuklukları

Detaylı

Orta yaş kadınların çoğu için psikososyal ve fiziksel semptomlarla ilişkili olarak reprodüktif dönemin sonu ve menopozun başlangıcını gösterir

Orta yaş kadınların çoğu için psikososyal ve fiziksel semptomlarla ilişkili olarak reprodüktif dönemin sonu ve menopozun başlangıcını gösterir Orta yaş kadınların çoğu için psikososyal ve fiziksel semptomlarla ilişkili olarak reprodüktif dönemin sonu ve menopozun başlangıcını gösterir Aynı zamanda sağlıksız yaşam stilinin birikmiş etkilerinin

Detaylı

ÖZET Amaç: Yöntem: Bulgular: Sonuçlar: Anahtar Kelimeler: ABSTRACT Rational Drug Usage Behavior of University Students Objective: Method: Results:

ÖZET Amaç: Yöntem: Bulgular: Sonuçlar: Anahtar Kelimeler: ABSTRACT Rational Drug Usage Behavior of University Students Objective: Method: Results: ÖZET Amaç: Bu araştırma, üniversite öğrencilerinin akılcı ilaç kullanma davranışlarını belirlemek amacı ile yapılmıştır. Yöntem: Tanımlayıcı-kesitsel türde planlanan araştırmanın evrenini;; bir kız ve

Detaylı

KADINLARDA İDRAR KAÇIRMA NEDİR VE NASIL TEDAVİ EDİLİR? İdrar kaçırma nedir- nasıl tanımlanır? Bu bir hastalık mıdır?

KADINLARDA İDRAR KAÇIRMA NEDİR VE NASIL TEDAVİ EDİLİR? İdrar kaçırma nedir- nasıl tanımlanır? Bu bir hastalık mıdır? KADINLARDA İDRAR KAÇIRMA NEDİR VE NASIL TEDAVİ EDİLİR? İdrar kaçırma nedir- nasıl tanımlanır? Bu bir hastalık mıdır? İdrar kaçırma her türlü istem dışı idrarın tutulamaması yani kaçırma halidir. Bu durum,

Detaylı

Değerlendirme. Seksüel Anamnez Detaylı bir medikal ve psikolojik anamnez Partnerle görüşme Medikal anamnez Seksüel anamnez

Değerlendirme. Seksüel Anamnez Detaylı bir medikal ve psikolojik anamnez Partnerle görüşme Medikal anamnez Seksüel anamnez Dr. MANSUR DAĞGÜLLİ Epidemiyoloji Memnun edici seksüel performansa izin verecek yeterli ereksiyonu sağlamak ve devam ettirmedeki kalıcı yetersizlik Hem etkilenen kişiler hem de onların partner ve ailelerinin

Detaylı

İNFERTİLİTE NEDENLERİ. İlknur M. Gönenç

İNFERTİLİTE NEDENLERİ. İlknur M. Gönenç İNFERTİLİTE NEDENLERİ İlknur M. Gönenç ERKEK İNFERTİLİTE NEDENLERİ Endokrin Bozukluklar Hipotalamik disfonksiyon (Kallmann) Hipoffizer yetmezlik ( tm., rad, cerrahi ) Hiperprolaktinemi, Adrenal hiperplazi

Detaylı

Zeka Gerilikleri Zeka Geriliği nedir? Sıklık Nedenleri

Zeka Gerilikleri Zeka Geriliği nedir? Sıklık Nedenleri Zeka Geriliği nedir? Zeka geriliğinin kişinin yaşına ve konumuna uygun işlevselliği gösterememesiyle belirlidir. Bunun yanı sıra motor gelişimi, dili kullanma yeteneği bozuk, anlama ve kavrama yaşıtlarından

Detaylı

Kronik Böbrek Hastalarında Eğitim Durumu ve Yaşam Kalitesi. Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği, Prediyaliz Eğitim Hemşiresi

Kronik Böbrek Hastalarında Eğitim Durumu ve Yaşam Kalitesi. Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği, Prediyaliz Eğitim Hemşiresi Kronik Böbrek Hastalarında Eğitim Durumu ve Yaşam Kalitesi Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği, Prediyaliz Eğitim Hemşiresi Giriş: Kaliteli yaşam; kişinin temel ihtiyaçlarını karşıladığı,

Detaylı

İnsomni. Dr. Selda KORKMAZ

İnsomni. Dr. Selda KORKMAZ İnsomni Dr. Selda KORKMAZ Uykuya başlama zorluğu Uykuyu sürdürme zorluğu Çok erken uyanma Kronik şekilde dinlendirici olmayan uyku yakınması Kötü kalitede uyku yakınması Genel populasyonda en sık görülen

Detaylı

HEMODİYALİZ HASTALARININ GÜNLÜK YAŞAM AKTİVİTELERİ, YETİ YİTİMİ, DEPRESYON VE KOMORBİDİTE YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ

HEMODİYALİZ HASTALARININ GÜNLÜK YAŞAM AKTİVİTELERİ, YETİ YİTİMİ, DEPRESYON VE KOMORBİDİTE YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ HEMODİYALİZ HASTALARININ GÜNLÜK YAŞAM AKTİVİTELERİ, YETİ YİTİMİ, DEPRESYON VE KOMORBİDİTE YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ 22.10.2016 Gülay Turgay 1, Emre Tutal 2, Siren Sezer 3 1 Başkent Üniversitesi Sağlık

Detaylı

Tedaviye Başvuran İnfertil Çiftlerde Kaygı, Öfke, Başa Çıkma, Yeti Yitimi Ve Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi

Tedaviye Başvuran İnfertil Çiftlerde Kaygı, Öfke, Başa Çıkma, Yeti Yitimi Ve Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi Tedaviye Başvuran İnfertil Çiftlerde Kaygı, Öfke, Başa Çıkma, Yeti Yitimi Ve Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi Dr. Gülcan Güleç, DR. Hikmet Hassa, Dr. Elif Güneş Yalçın, Dr.Çınar Yenilmez, Dr. Didem

Detaylı

DERS : ÇOCUK RUH SAĞLIĞI KONU : KİŞİLİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

DERS : ÇOCUK RUH SAĞLIĞI KONU : KİŞİLİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER DERS : ÇOCUK RUH SAĞLIĞI KONU : KİŞİLİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER A) BİYOLOJİK ETMENLER KALITIM İÇ SALGI BEZLERİ B) ÇEVRE A) BİYOLOJİK ETMENLER 1. KALITIM Anne ve babadan genler yoluyla bebeğe geçen özelliklerdir.

Detaylı

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR Prof. Dr. Mehmet Ersoy DEMANSA NEDEN OLAN HASTALIKLAR AMAÇ Demansın nedenleri ve gelişim sürecinin öğretmek Yaşlı bireyde demansa bağlı oluşabilecek problemleri öğretmek

Detaylı

GEBELİĞİN PSİKO-SOSYAL VE KÜLTÜREL BOYUTU

GEBELİĞİN PSİKO-SOSYAL VE KÜLTÜREL BOYUTU GEBELİĞİN PSİKO-SOSYAL VE KÜLTÜREL BOYUTU A R A Ş. G Ö R. Z E Y N E P K I R I K K A L E L İ Gebelik dönemi fizyolojik olduğu kadar kalıcı psikolojik değişikliklere de neden olmaktadır. Anne karnında gelişen

Detaylı

O Gelişim, organizmanın döllenmeden başlayarak bedensel, zihinsel, dil, duygusal ve sosyal yönden en son aşamaya ulaşıncaya kadar sürekli ilerleme

O Gelişim, organizmanın döllenmeden başlayarak bedensel, zihinsel, dil, duygusal ve sosyal yönden en son aşamaya ulaşıncaya kadar sürekli ilerleme BİREY GELİŞİMİ O Gelişim, organizmanın döllenmeden başlayarak bedensel, zihinsel, dil, duygusal ve sosyal yönden en son aşamaya ulaşıncaya kadar sürekli ilerleme kaydeden değişimidir. O Gelişim; organizmanın

Detaylı

Postmenopozal Kadınlarda Vücut Kitle İndeksinin Kemik Mineral Yoğunluğuna Etkisi

Postmenopozal Kadınlarda Vücut Kitle İndeksinin Kemik Mineral Yoğunluğuna Etkisi Özgün Araştırma / Original Investigation Postmenopozal Kadınlarda Vücut Kitle İndeksinin Kemik Mineral Yoğunluğuna Etkisi Effect of Body Mass Index on the Determination of Bone Mineral Density in Postmenopausal

Detaylı

AKUT LENFOBLASTİK LÖSEMİ TANILI ÇOCUKLARIN İDAME TEDAVİSİNDE VE SONRASINDA YAŞAM KALİTELERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. Emine Zengin 4 mayıs 2018

AKUT LENFOBLASTİK LÖSEMİ TANILI ÇOCUKLARIN İDAME TEDAVİSİNDE VE SONRASINDA YAŞAM KALİTELERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. Emine Zengin 4 mayıs 2018 AKUT LENFOBLASTİK LÖSEMİ TANILI ÇOCUKLARIN İDAME TEDAVİSİNDE VE SONRASINDA YAŞAM KALİTELERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Dr. Emine Zengin 4 mayıs 2018 Lösemiye bağlı Psikososyal Geç Etkiler Fiziksel Görünüm (Saç

Detaylı

Palyatif Bakım Hastalarında Sık Gözlenen Ruhsal Hastalıklar ve Tedavi Yaklaşımları

Palyatif Bakım Hastalarında Sık Gözlenen Ruhsal Hastalıklar ve Tedavi Yaklaşımları Palyatif Bakım Hastalarında Sık Gözlenen Ruhsal Hastalıklar ve Tedavi Yaklaşımları Doç. Dr. Özen Önen Sertöz Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD Konsültasyon Liyezon Psikiyatrisi Bilim Dalı Ankara,

Detaylı

Vajinal Kuruluk ve Disparoni. Prof.Dr.Tufan Bilgin BURSA

Vajinal Kuruluk ve Disparoni. Prof.Dr.Tufan Bilgin BURSA Vajinal Kuruluk ve Disparoni Prof.Dr.Tufan Bilgin BURSA Dis Kötü, acı, zorluk, rahatsızlık Paroni Yatakta yanına uzanma Coitalgia Cinsel Aktivite Fazları Uyarılma/heyecanlanma Plato Orgazm Relaksasyon

Detaylı

İnfertilite ile depresyon ve anksiyete ilişkisi

İnfertilite ile depresyon ve anksiyete ilişkisi İnfertilite ile depresyon ve anksiyete ilişkisi Y R D. D O Ç. D R. M İ N E İ S L İ M Y E TA Ş K I N B A L I K E S İ R Ü N İ V E R S İ T E S I TIP FA K Ü LT E S İ K A D I N H A S TA L I K L A R I V E D

Detaylı

DOĞUM SONRASI CĠNSEL SORUNLAR VE ETKĠLEYEN ETMENLERĠN ĠNCELENMESĠ

DOĞUM SONRASI CĠNSEL SORUNLAR VE ETKĠLEYEN ETMENLERĠN ĠNCELENMESĠ T.C. ADNAN MENDERES ÜNĠVERSĠTESĠ SAĞLIK BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ DOĞUM-KADIN SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI HEMġĠRELĠĞĠ ANABĠLĠM DALI HDK-YL 2009 0001 DOĞUM SONRASI CĠNSEL SORUNLAR VE ETKĠLEYEN ETMENLERĠN ĠNCELENMESĠ

Detaylı

ABSTRACT $WWLWXGHV 7RZDUGV )DPLO\ 3ODQQLQJ RI :RPHQ $QG $IIHFWLQJ )DFWRUV

ABSTRACT $WWLWXGHV 7RZDUGV )DPLO\ 3ODQQLQJ RI :RPHQ $QG $IIHFWLQJ )DFWRUV ÖZET Amaç: Araştırma, Aile Planlaması (AP) polikliniğine başvuran kadınların AP ye ilişkin tutumlarını ve bunu etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla yapılmıştır. Yöntem: Tanımlayıcı tipteki bu araştırma

Detaylı

Açıklama 2008-2010. Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK

Açıklama 2008-2010. Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK Açıklama 20082010 Araştırmacı: YOK Danışman: YOK Konuşmacı: YOK TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU VE UYKU Hypnos (Uyku Tanrısı) Nyks (Gece Tanrısı) Hypnos (uyku tanrısı) ve Thanatos (ölüm tanrısı) Morpheus

Detaylı

YETİŞKİNLERDE MADDE BAĞIMLILIĞI DOÇ. DR. ARTUNER DEVECİ

YETİŞKİNLERDE MADDE BAĞIMLILIĞI DOÇ. DR. ARTUNER DEVECİ YETİŞKİNLERDE MADDE BAĞIMLILIĞI DOÇ. DR. ARTUNER DEVECİ CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PSİKİYATRİ A.D. Madde deyince ne anlıyoruz? Alkol Amfetamin gibi uyarıcılar Kafein Esrar ve sentetik kannabinoidler

Detaylı

Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri

Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri Hastalıkların tedavisinde kat edilen yol, bulaşıcı hastalıklarla başarılı mücadele, yaşam koşullarında düzelme gibi

Detaylı

ERKEN ÇOCUKLUKTA GELİŞİM

ERKEN ÇOCUKLUKTA GELİŞİM 9.11.2015 ERKEN ÇOCUKLUKTA GELİŞİM Konular Doğum öncesi gelişim aşamaları Zigot Doğum öncesi çevresel etkiler Teratojenler Doğum Öncesi G elişim Anneyle ilgili diğer faktörler Öğr. Gör. C an ÜNVERDİ Zigot

Detaylı

Bir Üniversite Hastanesinin Yoğun Bakım Ünitesi Hemşirelerinde Yaşam Kalitesi, İş Kazaları ve Vardiyalı Çalışmanın Etkileri

Bir Üniversite Hastanesinin Yoğun Bakım Ünitesi Hemşirelerinde Yaşam Kalitesi, İş Kazaları ve Vardiyalı Çalışmanın Etkileri Bir Üniversite Hastanesinin Yoğun Bakım Ünitesi Hemşirelerinde Yaşam Kalitesi, İş Kazaları ve Vardiyalı Çalışmanın Etkileri Didem Yüzügüllü, Necdet Aytaç, Muhsin Akbaba Çukurova Üniversitesi Halk Sağlığı

Detaylı

Demans ve Alzheimer Nedir?

Demans ve Alzheimer Nedir? DEMANS Halk arasında 'bunama' dedigimiz durumdur. Kişinin yaşından beklenen beyin performansını gösterememesidir. Özellikle etkilenen bölgeler; hafıza, dikkat, dil ve problem çözme alanlarıdır. Durumun

Detaylı

Cinsiyet Hormonları ve Nörogelişimsel Bozukluklar

Cinsiyet Hormonları ve Nörogelişimsel Bozukluklar Cinsiyet Hormonları ve Nörogelişimsel Bozukluklar Geç-dönem Bozukluklar Depresyon Kaygı Bozuklukları Yeme Bozuklukları Travma Sonrası Stres Bozukluğu Nörogelişimsel Bozukluklar Otizm Dikkat Eksikliği Hiperaktivite

Detaylı

NİKOTİN BAĞIMLILIĞI VE DİĞER BAĞIMLILIKLARLA İLİŞKİSİ

NİKOTİN BAĞIMLILIĞI VE DİĞER BAĞIMLILIKLARLA İLİŞKİSİ NİKOTİN BAĞIMLILIĞI VE DİĞER BAĞIMLILIKLARLA İLİŞKİSİ Doç. Dr. Okan Çalıyurt Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD, Edirne Temel Kavramlar Madde kötüye kullanımı Madde bağımlılığı Yoksunluk Tolerans

Detaylı

Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinoloji Kliniği

Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinoloji Kliniği Ergenlik Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinoloji Kliniği Nelerden konuşacağız? Ergenlik nedir? Ergenlik sürecinde vücutta nasıl değişiklikler olur? Üreme organları nelerdir ve nasıl

Detaylı

GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİ YATAN HASTA DEĞERLENDİRME FORMU

GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİ YATAN HASTA DEĞERLENDİRME FORMU Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİ YATAN HASTA DEĞERLENDİRME

Detaylı

Aşırı doğurganlığın anne ve çocuk sağlığına etkileri İstenmeyen gebelikler ve isteyerek düşükler

Aşırı doğurganlığın anne ve çocuk sağlığına etkileri İstenmeyen gebelikler ve isteyerek düşükler Aşırı doğurganlığın anne ve çocuk sağlığına etkileri İstenmeyen gebelikler ve isteyerek düşükler Doç. Dr. Günay SAKA DÜTF HSAD 10.05.2010 1 Amaç : Tıp Fakültesi Dönem III öğrencileri, aşırı doğurganlık,

Detaylı

AMİGDALA ve. Albert Long Hall, Boğazi. aziçi Üniversitesi 4-55 Nisan 2008. Limbik Sistem ve Emosyonlarımız antısı ve ifade edilmesinde

AMİGDALA ve. Albert Long Hall, Boğazi. aziçi Üniversitesi 4-55 Nisan 2008. Limbik Sistem ve Emosyonlarımız antısı ve ifade edilmesinde LİMBİK K SİSTEM S STEM AMİGDALA ve CİNSELLİK Prof. Dr. Ertan Yurdakoş İ.Ü.. Cerrahpaşa a Tıp T p Fakültesi Fizyoloji A.D. Limbik Sistem ve Emosyonlarımız Emosyonların yaşant antısı ve ifade edilmesinde

Detaylı

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011 Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri Sena Aydın 0341110011 PATOFİZYOLOJİ Fizyoloji, hücre ve organların normal işleyişini incelerken patoloji ise bunların normalden sapmasını

Detaylı

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HUZURSUZ BACAK SENDROMU, UYKU KALİTESİ VE YORGUNLUK ( )

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HUZURSUZ BACAK SENDROMU, UYKU KALİTESİ VE YORGUNLUK ( ) HEMODİYALİZ HASTALARINDA HUZURSUZ BACAK SENDROMU, UYKU KALİTESİ VE YORGUNLUK (2.0.20) Gülay Turgay, Emre Tutal 2, Siren Sezer Başkent Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu, Diyaliz Programı

Detaylı

CİDER (Cinsellik Araştırmaları Derneği) Cinsellik, Cinsel İşlev Bozuklukları ve Tedavileri Eğitimi

CİDER (Cinsellik Araştırmaları Derneği) Cinsellik, Cinsel İşlev Bozuklukları ve Tedavileri Eğitimi CİDER (Cinsellik Araştırmaları Derneği) Cinsellik, Cinsel İşlev Bozuklukları ve Tedavileri Eğitimi I. Modül: Cinsellik 1. Eğitim Günü 1. Ders; 09.00-10.30 (Prof. Dr. Ali Bozkurt veya Prof. Dr. Selçuk Aslan)

Detaylı

MENAPOZ DÖNEMİ MENAPOZ DÖNEM VE HORMONLAR

MENAPOZ DÖNEMİ MENAPOZ DÖNEM VE HORMONLAR MENAPOZ DÖNEMİ VE HORMONLAR DR.ALEV ÖKTEM Menapozun Nedeni Overlerdeki oositlerin üreme yaşlanması sırasında ovülasyon ve atrezi nedeniyle tükenmesidir Kronolojik yaş üreme yaşlanmasının tespiti için çok

Detaylı

EMDR GÖZ HAREKETLERİ İLE SİSTEMATİK DUYARSIZLAŞTIRMA VE YENİDEN İŞLEME. (Eye Movement Desensitization and Reprossesing)

EMDR GÖZ HAREKETLERİ İLE SİSTEMATİK DUYARSIZLAŞTIRMA VE YENİDEN İŞLEME. (Eye Movement Desensitization and Reprossesing) EMDR GÖZ HAREKETLERİ İLE SİSTEMATİK DUYARSIZLAŞTIRMA VE YENİDEN İŞLEME (Eye Movement Desensitization and Reprossesing) Travma Sonrası Stres Bozukluğu, Panik Atak ve Sınav Kaygısı ndan Kısa Sürede Kurtulmanın

Detaylı

İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ HEMŞİRELİK BÖLÜMÜ

İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ HEMŞİRELİK BÖLÜMÜ Dersin Kodu HEM 00352 Dersin Adı AFETLERDE HEMŞİRELİK BAKIMI VE İLK YARDIM Yıl III Yarı Yıl Bahar 1- Afetlerde hemşirelik bakımı ve ilk yardıma giriş 2- Hasta ve yaralının muayenesi ve değerlendirilmesi

Detaylı

AÇIKLAMA Araştırmacı: Yok. Konuşmacı: Yok. Danışman: Yok

AÇIKLAMA Araştırmacı: Yok. Konuşmacı: Yok. Danışman: Yok AÇIKLAMA 2015-2017 Araştırmacı: Yok Konuşmacı: Yok Danışman: Yok " Her konuşmacımız, konuşmasının en başında son 3 sene içinde ilaç endüstrisi ile gerçekleştirdiği konuşmacı, araştırmacı, danışman, kitap

Detaylı

İnmede Tedavisi BR.HLİ.102

İnmede Tedavisi BR.HLİ.102 BR.HLİ.102 Serebral Felç (İnme) ve Spastisitede Botoks Spastisite Nedir? Spastisite belirli kasların aşırı aktif hale gelerek, adale katılığına, sertliğine ya da spazmlarına neden olmasıyla ortaya çıkan

Detaylı

Cinsel Kimlik Bozuklukları

Cinsel Kimlik Bozuklukları Endokrinolog Gözü ile Cinsel Kimlik Bozuklukları Dr. Kürşad Ünlühızarcı Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji Bilim Dalı Cinsel Kimlik Bozukluğu (Transseksüalite) Bir kişinin normal seksuel

Detaylı

DOĞAL AİLE PLANLAMASI YÖNTEMLERİ

DOĞAL AİLE PLANLAMASI YÖNTEMLERİ DOĞAL AİLE PLANLAMASI YÖNTEMLERİ DOĞAL AİLE PLANLAMASI YÖNTEMİ DENİLİNCE AKLINIZA NELER GELİYOR? DoĞal Aile Planlaması Yöntemleri Dünya Sağlık Örgütü, doğal aile planlaması yöntemlerini, menstrüel siklusun

Detaylı

BASKETBOL OYUNCULARININ DURUMLUK VE SÜREKLİ KAYGI DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ

BASKETBOL OYUNCULARININ DURUMLUK VE SÜREKLİ KAYGI DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ KKTC YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BASKETBOL OYUNCULARININ DURUMLUK VE SÜREKLİ KAYGI DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ Edim MACİLA BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR PROGRAMI YÜKSEK LİSANS TEZİ LEFKOŞA,

Detaylı

KADIN CĠNSEL FONKSĠYON BOZUKLUĞU TANI VE TEDAVĠSĠNDE YENĠLĠKLER

KADIN CĠNSEL FONKSĠYON BOZUKLUĞU TANI VE TEDAVĠSĠNDE YENĠLĠKLER KADIN CĠNSEL FONKSĠYON BOZUKLUĞU TANI VE TEDAVĠSĠNDE YENĠLĠKLER Doç. Dr. Abdullah ARMAĞAN Süleyman Demirel Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Üroloji Anabilim Dalı, Isparta Çalışan Model: Kadın Seksüel Fonksiyonunu

Detaylı

HOŞGELDİNİZ. Dr. Dilek İnce Günal Nöroloji AD Öğretim Üyesi

HOŞGELDİNİZ. Dr. Dilek İnce Günal Nöroloji AD Öğretim Üyesi HOŞGELDİNİZ Dr. Dilek İnce Günal Nöroloji AD Öğretim Üyesi Multipl Skleroz (MS) nedir? n Kronik, potansiyel olarak kişiye zorluk çıkarabilecek n Merkezi sinir sistemini (beyin ve omurilik) etkileyen bir

Detaylı

MEME KANSERLİ KADINLARDA CİNSEL YAŞAM DEĞİŞİKLİKLERİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLERİN BELİRLENMESİ

MEME KANSERLİ KADINLARDA CİNSEL YAŞAM DEĞİŞİKLİKLERİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLERİN BELİRLENMESİ MEME KANSERLİ KADINLARDA CİNSEL YAŞAM DEĞİŞİKLİKLERİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLERİN BELİRLENMESİ Aytül Yüntem Uzm. Hem.Nermin Güdüloğlu Uzm. Hem.Ayşegül İnce Uzm.Hem.Elif Akbal Prof. Dr.Haluk Onat Prof. Dr. Necdet

Detaylı

ZİHİN ENGELLİLER VE EĞİTİMİ TANIM, SINIFLANDIRMA VE YAYGINLIK

ZİHİN ENGELLİLER VE EĞİTİMİ TANIM, SINIFLANDIRMA VE YAYGINLIK ZİHİN ENGELLİLER VE EĞİTİMİ TANIM, SINIFLANDIRMA VE YAYGINLIK Zihinsel yetersizlik için kullanılan terimler Tutumlarda ve uygulamalardaki değişiklikler, kullanılan terimleri de değiştirme çabalarına neden

Detaylı

BİLİNÇ. Doç. Dr.Lütfullah Beşiroğlu

BİLİNÇ. Doç. Dr.Lütfullah Beşiroğlu BİLİNÇ Doç. Dr.Lütfullah Beşiroğlu 1 Tanım Belirli bir anda aktif olan düşünce, duygu, algı ve anıların tümüne olan FARKINDALIK hali. İzlenimlerimiz ve eylemlerimiz üzerinde bilgi sahibi olmak Farkındalık

Detaylı

DR. NUMAN BAYDİLLİ. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Ana Bilim Dalı

DR. NUMAN BAYDİLLİ. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Ana Bilim Dalı DR. NUMAN BAYDİLLİ Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Ana Bilim Dalı 1 Aşırı aktif mesane (AAM) Altta yatan bir enfeksiyon veya patoloji olmaksızın Sık idrara çıkma (frequency) Ani sıkışma hissi

Detaylı

Zihinsel Bozukluk Belirtileri ve Semptomları

Zihinsel Bozukluk Belirtileri ve Semptomları Zihinsel Bozukluk Belirtileri ve Semptomları Zihinsel Bozuklukları Kavrama Zihinsel bozukluklar hakkında daha fazla bilgi edinin Daha önce zihinsel gerilik olarak bilinen zihinsel bozukluk (ID), bireyin

Detaylı

T.C. ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMLARI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL ZORUNLU DERSLER

T.C. ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMLARI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL ZORUNLU DERSLER T.C. ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMLARI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL ZORUNLU DERSLER PSH 501 - Ruh Sağlığı ve Psikiyatri Hemşireliği Temelleri

Detaylı

Yaşlılarda düzenli fiziksel aktivite

Yaşlılarda düzenli fiziksel aktivite Düzenli fiziksel aktivite ile kazanılmak istenen yaşam kalitesi artışı özellikle yaşlı nüfusta önemli görülmektedir. Bu kısımda yaşlılar için egzersiz programı oluşturulurken nelere dikkat edilmesi gerektiği

Detaylı

Annenin Psikolojisi İle İlgili Distosi

Annenin Psikolojisi İle İlgili Distosi Annenin Psikolojisi İle İlgili Distosi Eylemin psikolojisi Kadının psikolojik olarak eyleme ve doğuma uyumu ile ilgilidir. Bu da doğrudan doğum sürecinin seyrini etkiler. Bu faktörlerden herhangi birinin

Detaylı

Histeri. Histeri, Konversiyonun kelime anlamı döndürmedir.

Histeri. Histeri, Konversiyonun kelime anlamı döndürmedir. Histeri, Konversiyonun kelime anlamı döndürmedir. Konversiyon bozukluğu, altta yatan organik bir neden bulunmaksızın ortaya çıkan, bayılma, felç olma ve duyu kaybı gibi nörolojik belirtilerdir. Hastalar

Detaylı

Doç. Dr. Fatih Öncü. Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Doç. Dr. Fatih Öncü. Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Doç. Dr. Fatih Öncü Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikolojik taciz Bedensel Ruhsal Bedensel ve ruhsal Çalışma hayatında mobbing veya psikolojik

Detaylı

ÜNİTE II- KADIN GENİTAL ORGANLARININ ANATOMİ VE FİZYOLOJİSİ

ÜNİTE II- KADIN GENİTAL ORGANLARININ ANATOMİ VE FİZYOLOJİSİ ÜNİTE II- KADIN GENİTAL ORGANLARININ ANATOMİ VE FİZYOLOJİSİ Genital Organlar Dış Genital Organlar İç Genital Organlar Kemik Kısımları (Pelvis ) Siklus Oluşumu ve Hormonlar Oval ve Menstrual Siklus Halkası

Detaylı

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar Prof.Dr.Mitat KOZ 1 İskelet Kasının Egzersize Yanıtı Kas kan akımındaki değişim Kas kuvveti ve dayanıklılığındaki

Detaylı

Ruhsal Travma Değerlendirme Formu. APHB protokolü çerçevesinde Türkiye Psikiyatri Derneği (TPD) tarafından hazırlanmıştır

Ruhsal Travma Değerlendirme Formu. APHB protokolü çerçevesinde Türkiye Psikiyatri Derneği (TPD) tarafından hazırlanmıştır Ruhsal Travma Değerlendirme Formu APHB protokolü çerçevesinde Türkiye Psikiyatri Derneği (TPD) tarafından hazırlanmıştır A. SOSYODEMOGRAFİK BİLGİLER 1. Adı Soyadı:... 2. Protokol No:... 3. Başvuru Tarihi:...

Detaylı

Uykuyla İlişkili Hareket Bozuklukları. Dr. Kemal HAMAMCIOĞLU

Uykuyla İlişkili Hareket Bozuklukları. Dr. Kemal HAMAMCIOĞLU Uykuyla İlişkili Hareket Bozuklukları Dr. Kemal HAMAMCIOĞLU ICSD-2 (International Classification of Sleep Disorders-version 2) 2005 Huzursuz bacaklar sendromu Uykuda periyodik hareket bozukluğu Uykuyla

Detaylı

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR!

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR! LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR! Lenfödem, lenf sıvısının dolaşımındaki yetersizlik yüzünden dokular arasında proteinden zengin sıvı birikimine bağlı olarak şişlik ve ilerleyen

Detaylı

TOPLUMU TANIMA TOPLUMUN TANIMI TOPLUMUN ÖZELLİKLERİ TOPLUMUN ÖZELLİKLERİ TOPLUMUN ÖZELLİKLERİ TOPLUMUN ÖZELLİKLERİ

TOPLUMU TANIMA TOPLUMUN TANIMI TOPLUMUN ÖZELLİKLERİ TOPLUMUN ÖZELLİKLERİ TOPLUMUN ÖZELLİKLERİ TOPLUMUN ÖZELLİKLERİ TOPLUMU TANIMA TOPLUMUN TANIMI Toplum; sosyal gereksinimlerini karşılamak için etkileşen ve ortak bir kültürü paylaşan çok sayıdaki insanın oluşturduğu bir birlikteliktir. 1. Toplumdaki kişiler demografik

Detaylı

OBEZİTE ÇOCUK SAHİBİ OLMA ORANINI AZALTIYOR! AKŞAM GAZETESİ

OBEZİTE ÇOCUK SAHİBİ OLMA ORANINI AZALTIYOR! AKŞAM GAZETESİ OBEZİTE ÇOCUK SAHİBİ OLMA ORANINI AZALTIYOR! AKŞAM GAZETESİ İnfertilite (Kısırlık); döl oluşturma yeteneğinin azalması ya da yokluğu ile karakterize edilen tıbbi bir durumdur. Hem erkeklerde, hem de kadınlarda

Detaylı

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ...

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ... BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ... 1 Bilinmesi Gereken Kavramlar... 1 Giriş... 2 Hücrelerin Fonksiyonel Özellikleri... 2 Hücrenin Kimyasal Yapısı... 2 Hücrenin Fiziksel Yapısı... 4 Hücrenin Bileşenleri... 4

Detaylı