TOBB-ETU, Iktisat Bölümü Parasal Iktisat - Kurum ve Politika (IKT 335) Konu Sonu Soru Çözümleri (Ozan Eksi)

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "TOBB-ETU, Iktisat Bölümü Parasal Iktisat - Kurum ve Politika (IKT 335) Konu Sonu Soru Çözümleri (Ozan Eksi)"

Transkript

1 TOBB-ETU, Iktisat Bölümü Parasal Iktisat - Kurum ve Politika (IKT 335) Konu Sonu Soru Çözümleri (Ozan Eksi) BÖLÜM 7: 1. Bir merkez bankas politika faizinde yapt ¼g de¼gişiklik, daha uzun vadeli faizleri etkilemezse, gelir ve en asyon düzeylerini etkileyemez. Neden? Merkez bankalar çok k sa vadeli (günlük ya da haftal k) politika faizini belirliyor. Bu kadar k sa vadedeki faizler de reel ekonomi üzerinde do¼grudan etkili de¼giller. Do¼grudan etkili olanlar özellikle orta ve uzun vadeli faizler. Bunlar yat r mlar n karl l ¼g n, hisse senedi yatlar n ve döviz kurlar n etkiliyorlar. Örne¼gin (orta ve uzun dönemdeki) faizler art kça yat r m projelerinin karl l ¼g düştü¼günden yat r m talebi azalabiliyor, ya da faizler artt kça yerli paraya olan talep art yor ve kur de¼gerleniyor, böylece ülkenin net ihracat düşüyor. Sonuç olarak toplam talepteki bu de¼gişiklikler ülkedeki arz ve talep dengesini, dolay s yla da milli gelir, en asyon ve işsizlik düzeylerini de¼giştiriyorlar. Peki merkez bankalar n n belirledi¼gi çok k sa vadeli faizlerle daha uzun vadeli faizleri etkileyebiliyorlar m? Ders kitab nda (1) numaral denklemde belirtildi¼gi gibi herhangi bir vadedeki faiz, onun vadesi boyunca geçerli olan daha k sa vadeli faizlerin ortalamas na eşit olmak durumunda. Böylece yat r mc lar birikimlerini uzun vadeli de¼gerlendirmek ya da birbirinin peşi s ra k sa vadelerle de¼gerlendirmek aras nda karars z kalabilirler. Sonuç olarak da çeşitli vadedeki faizler birbirleriyle dengede olmuş olur Bu sebeple de çok k sa vadeli faizler daha uzun vadeli (k sa, orta ya da uzun) faizleri etkileyebiliyorlar. Lakin daha uzun vadeli faizler sadece bugünkü çok k sa vadeli faizlere ba¼gl de¼gil, kendi vadeleri boyunca gerçekleşmesi beklenen tüm çok k sa vadeli faizlere ba¼gl. Dolay s yla MB lar ald klar ya da alacaklar n ima ettikleri kararlarla ileride gerçekleşmesi beklenen faizleri etkiledikleri ölçüde bugünkü k sa ve uzun dönem faizleri etkileyebiliyorlar. E¼ger çok k sa vadeli faizler, daha uzun vadedeki faizleri etkilemezse, gelece¼ge yönelik bekleyişler ön plana ç km yor. Ve de kredi arz ve talebi de¼gişmeyece¼ginden gelir en asyon ve işsizlik düzeyinde politika faizinin etkisi olmuyor. 1

2 2. "Para politikas yat r m harcamalar n sadece faiz hadlerini de¼giştirerek etkileyebilir." Bu ifade do¼gru mudur? Tart ş n z. Ifade yanl şt r. Para politikas yat r m harcamalar n kredi kanal yla da (bankalar n özel sektöre açabilecekleri kredi miktar n de¼giştirerek) etkileyebilir.. 3. Kal c gelir hipotezine göre, bir dönemden di¼ger döneme özel tüketim harcamalar ndaki de¼gişim (4c t ) tahmin edilemez: 4c t = a + u t : Denklemde özel türetim c, sabit terim a ve beklenen de¼geri s f r, varyans sabit, içsel ba¼g nt içermeyen hata terimi ise u ile ifade ediliyor. Denklemin sa¼g taraf nda aç klay c de¼gişken olarak herhangi bir ekonomik de¼gişken yok. Oysa merkez bankalar, para politikas n n kredi kanal yoluyla özel türetim harcamalar n (hem miktar hem de maliyet olarak) önemli ölçüde etkiledi¼gini düşünürler. Ampirik çal şmalar da kredi de¼gişkeninin tüketim harcamalar üzerinde etkili oldu¼gunu gösteriyorlar. Parasal aktarma mekanizmas çerçevesinde bu çelişkili durumu tart ş n. Kal c gelir hipotezine göre insanlar bügünkü tüketim kararlar n verirken sadece bugünkü gelir düzeylerini de¼gil, hayatlar boyunca kazanmay bekledikleri gelirleri hesaba katarak harcama (tüketim) yaparlar. Örne¼gin gelecek y l maaşlar n n artacaklar n düşünüyorlarsa bugünden tüketimlerini (bankadan borç alarak) art rmaya başlayabirler Bu hipoteze göre beklenmedik bir durum olmad kça (u t = 0 oldu¼gu sürece) tüketiciler bugünden yar na tüketimlerini art rmazlar. Zira tüketimlerini beklenen tüm de¼gişiklikleri hesaba katarak ayarlam şlard r Peki ya gelecekteki çok kazanacaklar n düşünüp tüketimlerini bugünden art rmak istiyor fakat bankalardan kredi alam yorlarsa? Işte soru bununla ilgili. Bankalar n verecekleri kredi miktar (kredi kanal ) harcamalar n art rmak isteyen tüketicilerin bankadan alabilecekleri borç üzerinde k s t koyuyor. Örne¼gin ülkedeki herkes ekonominin gelişece¼gini düşünüyor ve harcamalar n şimdiden art rmaya başl yor fakat bankalar buna yetecek kredi vermiyorsa, ancak krediler art kça harcamalar artabiliyor. Dolay s yla tüketimle banka kredileri aras nda soruda belirtildi¼gi do¼grusal bir ilişki ç k yor 2

3 4. Bir ülkede bir zamanlar kamu kesimi aç ¼g çok yüksek düzeydeymiş. Bu aç k hep iç borçlanma ile nanse edilmiş. Hazine nin borçlanma senetlerini (devlet tahvillerini) hep bankalar tutarm ş. Bu nedenle bankalar n varl klar n n yüzde 63 ü devlet tahvilinden oluşuyormuş. Daha sonra istikrar program uygulanm ş bu ülkede. Dört y l süresince her y l devlet tahvillerinin banka varl klar n n içindeki pay 10 ar puan düşmüş. Böylelikle dördüncü y l n sonunda tahvillerin varl klara oran yüzde 23 e inmiş. Aktarma mekanizmas n n kredi kanal n çal şt r r m bu gelişme? Bu gelişmenin reel kesime aç lan krediler, iç talep ve en asyon aç s ndan anlam nedir? Bankalar toplad klar mevduat n bir k sm n zorunlu karş l k ya da serbest olarak merkez bankas nda tutarlar. Bu miktar sabit kabul edelim. Gerisini ise ya reel sektöre yat r m kredisi olarak verirler (aktarma mekanizmas n n kredi kanal ), ya da (özellikle borçlu ülkelerde) kamu aç ¼g n nanse etmek üzere devlete faiz karş l ¼g kulland r rlar (devlet tahvili al rlar) Devlet tahvillerinin banka varl klar içindeki pay düştükçe (devletin borçlanma ihtiyac azald kça ) bankalar n reel kesime açabilecekleri krediler artar. Bu krediler yat r mlara ve tüketime dönüşerek ülkedeki toplam talebi art rarar milli geliri artt r rlar. Dolay s yla en asyonu art r c bir etkileri de olur. 5. Uluslararas nansal piyasalar n eklemleşmesi anlam nda küreselleşme, para politikas n s klaşt rarak bankalar n daha az kredi açmalar n sa¼glamak isteyen bir merkez bankas n n işini zorlaşt rabilir. Neden? Finansal küreselleşme sonucu piyasalar birbirine ba¼glant l ve birbirini nanse edebilir bir hale gelir. Merkez bankas s k para politikas uygulasa da, bankalar nakit ihtiyac n yurtd ş ndan borç alarak karş layabilir veya yurtd ş kesime ellerindeki tahvilleri satabilirler. Böylelikle, merkez bankas n n bankalar n kredi arz n azaltma iste¼gi yurtd ş taraf ndan (duruma göre k smen de olsa) engellenmiş, merkez bankas n n işi zorlaşm ş olur. 3

4 6. Özellikle nansal sistemde büyük çalkant lar n yaşand ¼g dönemlerde, nansal varl klar n yatlar keskin bir biçimde düşebiliyor. Bu gelişmeler, böyle varl klara sahip olan bankalar nas l etkilerler? Bu koşullar alt nda kredi arz ne yönde de¼gişir? Böyle bir durumda bu bankalar n varl k k s mlar ani bir şekilde de¼ger kaybeder. Bilançolar zay ar ve ellerindeki paray art k kredi yerine art k ellerinde tutmaya çal ş rlar. Bunun sonucunda kredi arz azal r, tüketim ve yat r m azal r. Böylelikle ekonomi daha da kötüye gidebilece¼ginden oluşan riskli ortamda kredi arz daha da azalabilir ya da kredi faizleri artabilir. Bu duruma örnek olarak yurtd ş na yabanc döviz cinsinden borçlanm ş (kredi alm ş) fakat verdi¼gi kredileri tl cinsinden vermiş (dolar borçlu tl alacakl ) bir bankan n, tl nin de¼ger kaybetmesi sonucu düşece¼gi ödeme zorlu¼gunu örnek gösterebiliriz 7. Hisse senedi yatlar nda da balon oluşabilir.(6) numaral denklem bunu gösteriyor. Böyle bir balon oluşur ve bu balon bir süre sonra patlarsa bunun ekonomi üzerine etkileri neler olur? Tart ş n. Öncelikle hisse seneti tutan herkesin balon patlad ¼g nda serveti azal r, bunun sonucunda hanehalk n n türetimi ve yat r m azal r. Dolay s yla toplam talep azal r ve ekonomide gerekli önlemler al nmazsa durgunluk başlayabilir. Bir de bu hisse senetlerine sahip olan şirketler olabilir. Balonun patlamas sonucu, ani yat düşüşü yüzünden şirketin de¼geri de azalm ş olur. Böyle bir durumda şirket yat r mlar n azalmak zorunda kalabilir, veya borçlanma kapasitesi düştü¼günden nansal darl k içine girebilir. 4

5 BÖLÜM 8: ENFLASYONUN NEDENLER I 1-) En asyon vergisi ile senyoraj geliri ayn şey midir? Ayn şey de¼gildir. Senyoraj para bas ld ¼g nda elde edilen gelirdir. (En asyon ç ks n ya da ç kmas n.) En asyon vergisi ise en asyon oluştukça ortaya ç kar (En asyon vergisi en asyonla birlikte kişilerin ellerindeki paran n sat n alma gücünün azalmas, ve bu miktar n da kamuya geçmesidir). s = M=P = M=M M=P = g m :m ev = P=P M=P = :m Yukar daki denklemleri kitaptan en asyonun denklemi: = g m g Y ile birliştirirsek bir yak nsama olarak aşa¼g daki denklemi elde edebiliriz s = ( + g Y )m ev = :m Yani en asyon yaratmayan bir para art ş (reel büyümeyle paralel giden, g m = g Y ) senyoraj geliri yaratabilir. Bir örnekle inceleyelim. Diyelim ki bir ülkede sadece bir tane mal ve bundan da 100 adet olsun. Pazar arz 100 tl ise (paran n dolaş m h z n 1 kabul edelim) dengede her mal n yat 1 tl olacakt r. Bu paran n hepsi özel kişilerde olsun. Şimdi diyelim ki ekonomide %3 lül reel bir büyüme olsun ve para art ş h z da buna eşit olsun. Ekonomide 103 tane mal ve 103 tl olaca¼g ndan (ya da arz ile para talebi beraber gidece¼ginden) en asyon oluşmayacakt r. Dolay s yla kişiler ellerindeki 100 tl ile halen 100 tane mal alabileceklerdir.lakin devlet bast ¼g 3 tl ile yeni üretilmiş 3 adet mal alabilecektir. Bu senyoraj geliridir. Ancak ekonomide reel büyüme olmazsa uzun vadede para art ş h z ile en asyon birbirlerine eşit olacaklar ndan senyoraj ile en asyon vergisi eşitlenmiş olur. Yani en asyon vergisi senyoraj n sadece bir k sm d r Peki daha yüksek en asyon daha fazla en asyon vergisi ve daha fazla senyoraj geliri anlam na gelir mi? Cevap hay r. Bu cevab m ayr nt s soru 3 de veriliyor 5

6 2-) 1990 lar n başlar ndan itibaren çok say da merkez bankas n n yasas nda de¼gişikli¼ge gidildi. Bu merkez bankalar n n kamu kesimine kredi açmalar yasakland. May s 2001 de de¼giştirilen TCMB Kanunu nun 56. maddesinde şöyle deniliyor: "Banka, Hazine ile kamu kurum ve kuruluşlar na avans veremez ve kredi açamaz..."kamu aç klar, bu aç klar n nansman biçimi ve senyoraj gelirlerinden yola ç karak, bu maddenin en asyon aç s ndan ne anlama geldi¼gini tart ş n z. Hazine TCMB dan para kullanaca¼g n bilirse harcamalar n düzeltmek için motivasyonu kalmaz (ya da azal r). Bu durumda bütçe aç klar n nanse etmek için TCMB sürekli para basacak, bütçe aç klar senyoraj gelirleriyle kapat lmaya çal ş l rken en- asyon dinami¼gi de ortaya ç kacakt r Üstelik bütçe aç klar n n para arz ile nansman ndan vazgeçilse bile, oluşan yüksek en asyon ortam nda ekonomik birimler uygulanaca¼g sözü verilen programlara inanm yabilir ve ileriye yönelik bekleyişlerini yüksek en asyon gerçekleşecekmiş gibi belirleyebilirler. Bu durumda (en asyon ataleti) tüm girdilerin yatlar bu bekleyişlere uygun biçimde art racak en asyonu sürderecektir Yukar da May s 2001 de de¼giştirilen maddeyle MB n n Hazine ye kredi açmas yasakland. Dolay s yla MB kendi asli görevi olan yat istikrar na dönebildi. Bu durumda piyasadaki ekonomik birimler de en asyonun düşece¼gine inand ve o tarihten bu yana %70 ler civar nda en asyonda kademe kademe düşüşler görüldü ve en asyon tek hanelere kadar indi. 3-) Reel para talebi denklemi şöyle: M P = Y [0:5 (r + e )]. Y=2000, r=0.05, e =0.10. Şimdilik en asyon bekleyişlerinin sabit oldu¼gunu düşünün. a. Farkl para arz art ş h zlar için (0.01, 0.10, 0.25 ve 0.30) için senyoraj gelirlerinin düzeyini hesaplay n z. Para arz art ş h z artt kça senyoraj gelirlerine ne oluyor? Neden? b. En asyon bekleyişleri para art ş h z na eşit olsun. Farkl para arz art ş h zlar için (0.01,0.10,0.25 ve 0.30), senyoraj gelirlerinin alaca¼g de¼gerleri hesaplay n z. Senyoraj gelirleri nas l de¼gişti? Para arz art ş h z yüzde 25 ten yüzde 30 a ç k nca senyoraj gelirindeki de¼gişimin yönü nedir; neden? c. Ilk iki ş kta senyoraj gelirindeki de¼gişimi aç s ndan temel farkl l k nedir? 6

7 a. M P = 2000(0; 5 (0; ; 10)) = 700 S = M M :M P = g m:m S 0;01 = (0; 01) 700 = 7 S 0;1 = (0; 1) 700 = 70 S 0;25 = (0; 25) 700 = 175 S 0;30 = (0; 01) 700 = 210 Görüldü¼gü üzere en asyon bekleyişleri sabitken para art ş h z n art rmak senyoraj gelirini düzenli olarak art r yor. b. S 0;01 = 1 [2000 (0; 5 (0; ; 01))] = 8; S 0;1 = 10 [2000 (0; 5 (0; ; 1))] = S 0;25 = 25 [2000 (0; 5 (0; ; 25))] = S 0;30 = 30 [2000 (0; 5 (0; ; 3))] = Senyoraj geliri ilk başlarda art yor, fakat 0,25 ten 0,30 a ç kt ¼g m zda para art ş h z senyoraj gelirini azaltm şt r. Bunun nedeni, insanlar n en asyon beklentilerinin de artm ş olmas d r. Böyle bir durumda kimse elinde para tutmak istemez ve kişilerin ellerindeki paradan vergi alma oran azal yo r. ( Insanlar n en asyon bekleyişlerinin de¼gişmesi bugün en asyon yaratt ve üzerinden vergi al nabilecek reel para miktar n n azalmas na yol açt.) c. Iki ş k aras ndaki temel fark, insanlar n en asyon bekleyişlerinin de¼gişmesidir. Ilk ş kta en asyon bekleyişleri sabitken insanlar n ellerinde tutmak isteyecekleri para miktar (para taban ) de¼gişmiyor. Dolay s yla ne kadar çok para bas l rsa o kadar en- asyon vergisi elde edilmiş oluyor. Ikinci ş k da en asyon bekleyişlerinin yükselişi insanlar n ellerindeki tutmak isteyecekleri reel para miktar n (M/P) azaltm ş, bu da s = M=M M=P eşitli¼ginden hareketle senyoraj gelirini başta olmasa da zamanla azaltmaya başlam şt r. 7

8 4-) Ayn dönem iki farkl ülke. Ilk dönemde para arz art ş h z yüzde 10. Ikincisinde ise yüzde 13. Ilkinde ekonomi reel olarak yüzde 1 oran nda büyüyor, ikincisinde ise reel büyüme h z yüzde 8. Bu bilgiler çerçevesinde hangi ülkede en asyon daha yüksek olabilir?neden? A dönemi g m = 4M M = 10 g y = 0; 01 B dönemi g m = 4M M = 13 g y = 0; 08 = g m g y A dönemi = 0; 1 0; 01 = 0; 09 B dönemi = 0; 13 0; 08 = 0; 05 A döneminde reel büyüme (ve insanlar n para talebi) yüzde 1 artt, fakat para arz yüzde 10 artt. Aradaki fark kadar, yüzde 9, en asyon yarat ld B döneminde reel büyüme yüzde 8 artt, fakat para arz yüzde 13 artt. Aradaki fark yüzde 5. Dolay s yla A dönemindeki en asyon B dönemine göre daha yüksektir. Not: Esasen B döneminde para art ş h z A dönemine göre yüksektir fakat B döneminde ayr ca üretilen mal ve hizmetlerin say s nda güçlü bir art ş oldu¼gu için mallar n yatlar A dönemindeki kadar artmam şt r. 5-) Her parasal genişleme en asyonist midir? Tart ş n. Paran n yat, paran n arz ve talebiyle belirleniyor: M=P = Y exp( exp( (r + e )) i) = Y Para art ş h z n n en asyonist olmas için (yani M artarken P nin de artmas için) öncelikle denklemin sa¼g taraf n n (para talebi) para art ş h z kadar artmamas gerekir. Yani M artarken para talebi daha fazla art yorsa (Y art yor veya beklenen en asyon düşüyorsa) parasal genişleme en asyonist olmayabilir 6-) Önceden uygulanaca¼g aç klanan bir para politikas n n uygulama dönemi geldi¼ginde, önceden aç klanan politikan n uygulanmamas n n nedenleri neler olabilir? Politika yap c ya verdi¼gi sözlerden sapmas n önerir misiniz? Tart ş n. Diyelim merkez bankas parasal bir art r ma gitmeyece¼gi sözünü versin, ve asgari ücretler de ekonomideki şu anki yat seviyesine göre belirlenmiş olsun (Unutmayal m ki bu ücretler nominal de¼gerle ve uzun süreli geçerli olmak koşuluyla belirleniyor) 8

9 Bu süre içinde merkez bankas sözünü tutmaz ve para arz artarsa işgücü yatlar olmas gereken yatlar n alt nda kal yor. Işverenler ucuza insan çal şt rm ş olma şans n yakalad klar ndan işgücü talebi art yor, ve ekonomide işssizlik azalm ş, ekonomi canlanm ş oluyor. Ayn zamanda ekonomideki yat seviyesi sabitken para arz art nca yüksek bir senyoraj geliri de (bu paran n alabilece¼gi çok miktarda mal) edilmiş oluyor Peki bu tip bir politikay önerir miyiz? Yukar daki politika k sa vadede kamu ve ekonomi için yararl olmuş olabilir. Ama merkez bankas bu durumda güvenilirli¼gini (karş daki bireyler ak ll ysa) kaybedecektir. Art k para arz n art rmayaca¼g m dese bile ekonomik birimler yatlar art racak, bu yat seviyesinde ekonomide hali haz rda olan para ekonomideki mallar almaya yetmeyece¼ginden resesyona girebilecektir. Son olarak da merkez bankas inand r c l ¼g n kaybetti¼gi için bundan sonra art k istese de (gerekse de) para politikas n n n bu arac n kullanma kabiliyeti azalacakt r Dolay s yla sonuçlar k sa vadede iyi, uzun vadede kötüdür (Ak ll birisine vedi¼giniz sözü tutmad ¼g n z durumda olabilece¼gi gibi). Barro-Gordon modeli sözünde durmaman n bu durumun aksine göre toplumsal refah aç s ndan daha kötü sonuçlara yol açabilece¼gini aç kça gösteriyor 7-) Barro-Gordon modelinde ele al nan üç durumda (kand rma, sözünde durma ve duruma ba¼gl davranma) da toplumsal kayb n ayn olmas na neler yol açabilir? Gösterin ve ekonomik anlam n yorumlay n. Merkez bankalar n n uygulayacaklar politika ile minimize etmeye çal şt klar toplumsal maliyet denklemi L t = t a(u t ku n ) 2 (1) Burada M artarken en asyon ve dolay s yla da toplumsam kay p (L) art yor. Bu istenmeyen bir durum. Ama e¼ger işsizlik do¼gal seviyesinin üstündeyse (k < 1) M artt ¼g nda ayn zamanda ekonomi canlan p işsizlik azald ¼g için L azal yor. Dolay s yla en uygun en asyonu ((1) i minimize eden) bulmak için bu denklemin en asyona göre türevi al n yor. Bu al şt rmalar yap ld ¼g nda aşa¼g daki sonuçlar elde ediliyor Bu modelde sözüne güvenilir ve sözünde duran merkez bankas n n izleyece¼gi politika sonucundaki toplumsal kay p L SD t = a 2 [(1 k)u n] 2 (E9) 9

10 Sözünde durmayan (kand ran) merkez bankas n n izleyece¼gi politika sonucundaki toplumsal kay p (piyasa 0 en asyon beklerken merkez bankas en asyon yarat rsa) L K t = a 2(1 + a 2 ) [(1 k)u n] 2 (E7) Piyasa taraf ndan merkez bankas n n duruma ba¼gl hareket etti¼gi düşünüldü¼günde (merkez bankas n n en asyon yarataca¼g piyasa taraf ndan kabullenilmiş olursa) oluşan toplumsal kay p L D t = a(1 + a2 ) [(1 k)u n ] 2 (E12) 2 Denklemlerden görüldü¼gü gibi e¼ger a = 0 olursa L SD t = L D t = L K t = 0 oluyor Peki bu ne demek? (1) numaral denklemde a katsay s işsizli¼gi do¼gal seviyesinden daha aşa¼g çekmeye verilen önemi gösteriyor. a = 0 ise en asyon yaratman n hiçbir espirisi (işsizlik üzerine etkisinin önemi) kalm yor. Ve optimal en asyon ((1) i minimize eden) t = 0 oluyor L SD t = L D t = L K t = 0 yapan bir de¼ger daha var: o da k = 1 de¼geri (Gerçi ilk cevap yeterli olurdu) Peki bu ne demek? k = 1 olursa denklem aşa¼g daki hali al yor Bir de şu denklemimiz var kitapta L t = t a(u t U n ) 2 U t = U n ( t e t) Ikinci denklem diyor ki e¼ger t = e t yaparsam U t = U n olacakt r. Dolay s yla da ilk denkleme göre L t = 0 olur.yani hem en asyonu hem işsizli¼gi do¼gal seviyesine getirebilirim, sorun yok Bu durumu görmek için AS-AD gra ¼gi çizebilirsiniz. Göreceksiniz ki talepteki şoklar (AD kaymalar ) merkez bankas n n politikalar yla savuşturulabiliyor (AD yerine geliyor). Dolay s yla hem en asyon hem de işsizlik do¼gal seviyesine geliyor. L t = 0 Ama AS deki bir şok (supply şoku) olursa merkez bankas AD yi art r p azaltmas na göre ya işsizli¼gi kontrol alt na alacak ya da en asyonu, ikisi birden olmuyor. Işte oradaki k6= 1 varsay m işsizlik ve en asyonun talep e¼grisiyle oluşacak kaymalardan farkl bir yerde keşişti¼gini, sistemde supply şoku oldu¼gunu gösteriyor. Dolay s yla merkez bankas AD yi nas l hareket ettirece¼gine, yan, işsizli¼gi mi en asyonu mu do¼gal seviyesine daha çok yaklaşt raca¼g na karar vermesi laz m. L t nin fonksiyonu da bu. 10

11 BÖLÜM 9: PARA POL IT IKASININ AMAÇLARI 1-) Şirketlerde ve bankalarda ne gibi bilanço bozukluklar olabilir? Bu bozukluklar para politikas n ne ölçüde etkiler? Bilanço bozukluklar n n nedenleri: Aç k döviz pozisyonu (Örne¼gin döviz borçu oup tl alacakl olmak; bu durum bilançoyu döviz kurundaki s çramalara karş k r lganlaşt r yor) Vade uyuşmazl ¼g (Varl klar uzun borçlar k sa vadedeyse likidite zorlu¼gu yaşanabilir. Bu durum yüksek faizli borçlanma aray ş do¼gurur) Sorunlu krediler (Verilen kredilerin, yap lan yat r mlar n, geri dönmemesi durumu) Sermaye yetersizli¼gi, Düşük Kald raç oran (Kald raç oran bankan n sermayesinin toplam varl klar na oran. Düşük kald raç oran düşük sermayeye işaret ediyor. Yukar da s ralanan sebeplerler bilançolardaki oluşabilecek kötüleşme e¼ger bankan n özsermayesi güçlüyse buradan karş lanabilir. Düşük sermaye durumunda bu durum sermayeyi s f ra, yani bankay, şirketi, batmaya götürür.) Likidite sorunu (Likidite sorunu sadece şirkete ya da bankaya has de¼gil, nansal sistemin bir sorunuysa likidite bulunmas için çok yüksek faizler ödenmek durumunda kal nabilecek. Bu da bilançoyu kötüye götüren bir başka etken) Bu bozukluklar para politikas n ne ölçüde etkiler? Para politikas n n 3 tane amac var: En temeli yat istikrar. Sonra bununla çelişmeden hükümetin istihdam (işsizlik) politikalar n desteklemek ve son olarak da nansal istikrar sa¼glamak Şirket bilanço bozukluklar o şirketin varl ¼g n tehdit etti¼ginden reel ekonomiyi direkt olarak etkiliyor. Banka bilanço bozukluklar ise ülkedeki nans sisteminin bozulmas na, bu da ülkedeki özel kesime verilen kredileri etkiledi¼ginden yine reel sektörü etkiliyor. Dolay s yla para politikas n n istikrar sa¼glamaya çal şt ¼g reel sektör ve nans sistemiyle do¼grudan ilgili bu bilanço bozukluklar Dolay s yla da merkez bankalar son kredi mercii olarak, sermaye yap s iyi fakat likidite zorlu¼gu yaşayan bankalara (veya özel durumlarda şirketlere) teminat karş l¼g kredi verebiliyorlar. Yine zorunlu karş l k oranlar n de¼giştirerek ve faiz kanal yoluyla sisteme likidite sa¼glayarak yukar da say lan sorunlar n bir k sm na çözüm getirebiliryorlar Kald ki bu bilanço bozukluklar yat istikrar n da dolayl olarak etkiliyor. Zira üst paragrafta bahsedilen sisteme likidite sa¼glanmas durumunda bu sefer de yat istikrar tehdit edilmiş oluyor 11

12 2-) Bir merkez bankas n n yat istikrar amac ile nansal istikrar amac çelişebilir mi? Nas l? Çelişirse o merkez bankas na ne tavsiye edersiniz? Tart ş n. Üstteki sorunun cevab nda da bahsetti¼gimiz gibi evet, çelişebilir. Örne¼gin; merkez bankas ülkedeki en asyon rakamlar ndan rahats z ise buna göre bir politika izlemek isteyebilir. Ancak ayn ülkede bir nansal istikrar sorunu varsa, örne¼gin bankalar likiditeye ihtiyaç duyuyorsa, merkez bankas yat istikrar politikas na ters düşerek para bas p bankalar n likidite ihtiyac n karş layabilir. TCMB n n, örne¼gin, yasa ile tan mlanm ş temel görevi yat istikrar n sa¼glamak. Daha sonra bununla çelişmiyorsa büyüme ve istihdam politikalar n, ve de nansal istikrar desteklemek. Dolay s yla öncelikli olarak yat istikrar na a¼g rl k vermek gibi gözükebilir. Di¼ger yandan merkez bankas na nansal sorunun mu ya da yat istikrar sorununun mu daha riskli oldu¼gunun cevab n bulmas n ve buna göre bir politika uygulamas n öneririm. Çünkü merkez bankas n n ilk amac n n yat istikrar olmas na ra¼gmen, nansal sorunlar n da daha büyük sorunlar yaratabilece¼gi ve baz durumlarda nansal sorunlara çözüm aramas n n daha önemli olabilece¼gi çeşitlli (2001, 2008) kriz dönemlerinde yaşananlarla örneklenmiştir 3-) Merkez bankalar n n son başvurma mercii olmalar ne demektir? Bu aç dan merkez bankalar na bir iş düşmemesi için neler yap lmas gerekir? Tart ş n. Merkez bankas, bankac l k sisteminde belirsizlik ve güvensizlik oluşmas (likidite fazlas olan bankalar n bile di¼gerlerine batacak orkusuyla borç vermemesi) ve fon çekilimlerinin h zlanmas halinde, haklar nda belirsizlik ve güvensizlik oluşan, ancak ödeme kabiliyeti olan bankalara, sistemik risk yaratmalar n n önlenmesi ve nansal sistemdeki belirsizli¼gin ve güvensizli¼gin giderilerek, nansal istikrar n korunmas amac yla likidite (bir teminat karş l ¼g ) kredi sa¼glayabilir Yine likidite zorlu¼guna düşen kurum e¼ger nansal sistemde büyük bir kurumsa (yani batamas halinde domino etkisi yaratabilecek bir kurumsa), bu kurumun TCMB nin sa¼glad ¼g krediyi ödeme kabiliyeti düşük de olsa TCMB taraf ndan fonlanabilir Bu aç dan merkez bankalar na bu tür bir son görev düşmemesi için, bankac l k ve sermaye piyasas denetleme ve düzenleme kurumlar n n (örne¼gin; BDDK,SPK, TCMB) gözetim ve denetleme görevlerini iyi bir şekilde yapmas ve bankalar n herhangi bir sermaye bozuklu¼gu ile karş laşmamas gerekir 12

13 4-) Bir bankan n bat r lamayacak kadar büyük olmas ne demektir? Bu tür bankalar daha fazla risk almaya e¼gilimli olurlar. Neden? para politikas aç s ndan tart ş n. Bir bankan n bat r lamayacak kadar büyük olmas demek, bir üst sorunun cevab nda tart ş ld¼g üzere nansal sistemin büyük bir oyuncusu olan bankan n batmas halinde borç alacak-verecek ilişkisinde oldu¼gu di¼ger bankalar nda bundan etkilenerek batma noktas na gelece¼ginden, o bankan n devlet taraf ndan kurtar lmas d r. Bu tür bankalar n daha fazla risk alma e¼giliminde olmalar n n sebebi e¼ger babatarlarsa devlet taraf ndan kurtar lacaklar n bilmeleridir. Bunu bildiklerinden banka yöneticileri daha kolay riskli işlere girerek yüksek prim kazanmaya çal ş rlar. Bu da esas nda nansal sistemde risk oluşturdu¼gundan para politikas n n amaçlar ile ilgilidir 5-) A¼gustos 2002 de bir ssempozyumda zaman n FED Başkan Alan Greenspan konuşuyor; "1990 lar n ortalar ndan itibaren ekonomideki ve nansal piyasalardaki gelişmeleri anlamak çabas politika yap c lar için özellikle meydan okuyucu bir u¼graş oldu... FED varl k yatar nda oluşan balonlara ilişkin baz sorunlara e¼gildi... Olaylar geliştikçe, bir balonu belirlemenin ne kadar zor bir iş oldu¼gunu, ancak o balon patlay p da varl ¼g böylece kan tland ktan sonra bu balonunun saptanabildi¼gini farkettik. Dahas, önceden belirlenebilseler bile, hep kaç nd ¼g m z bir keskin ekonomik daralmaya yol açmadan bu balonun büyümesinin engellenebilece¼gi hiç aç k de¼gildi." Para politikas taraf ndan tart ş n z. Mali varl k yatlar nda oluşan balonlar n engellenmesi, para politikas n n amaçlar ndan bir tanesidir. Çünkü bir mali varl k yat nda bir balon oluştuysa, bu balonun patlamas durumunda ekonomide büyük bir şok oluşacak, insanlar n servetleri aniden düşecek, borçlar n ödeyemeyecekler ve harcamalar kesilecek, şirket ve banka bilançolar kötüye gidecek ve balon yeterince büyükse her yönüyle büyük krizler ortaya ç kabilecekir. Dolay s yla balonlar hem nansal sistemini hem de reel ekonomiyi, yani para politikas n n birçok amac n direkt olarak etkilerler Ancak FED Başkan n n söyledi¼gi gibi bu balonlar n saptanmas oldukça zordur ve genellikle balon patlad ¼g nda bu yatlar n balon oldu¼gu anlaş lmaktad r. Lakin kendisi e¼ger balon oldu¼gu anlaş l rsa keskin ekonomik daralmaya yol açmadan bu balonun büyümesinin engellenebilece¼gi hiç aç k de¼gildi demesine karş n, bu balonun daha fazla büyümeden hemen (hatta kontrollü) patlat lmas gerekti¼gi tart ş labilir (mesela ev yatlar n n piyasadakinden düşük yatla teminat gösterilmesi) ki böylece balon daha fazla büyüyüp en son etkisi daha fazla olmas n 13

14 6-) Kredi piyasas n n önemi nedir? Neden merkez bankalar kredi piyasalar n n düzgün işlemesi ile ilgililer? Neden ayn duyarl l ¼g, sözgelimi buzdolab piyasas için göstermiyorlar? Kredi piyasas, borç almak isteyenlerle borç vermek isteyenleri bir araya getiren ve bir ülkenin nansal yap s n n gelişimi aç s ndan oldukça önemli bir piyasad r. E¼ger bir ülkede nansal piyasa sa¼gl kl de¼gilse, şirketler kesimi de sa¼gl kl kalmayacakt r. Çünkü, örne¼gin, sadece buzdolab piyasas n n bozuldu¼gunu düşünelim. Bu piyasadaki zor durumda kalan aktörler, kredi piyasas na başvurarak durumlar n uzun vadede düzeltebilirler. Ancak kredi piyasas n n bozulmas halinde tüm özel sektör ve hanehalk etkilenecek, dolay s yla sermayesi az olan kesim, borç da alamayarak piyasadan çekilmek zorunda kalacak (ya da ek yat r m yapamayacak), ekonomi küçülüp işsizlik artacakt r Genel olarak ise kredi piyasalar ülkelerindeki talebe olan etkileri ile ekonomilerinin (hatta yeterince büyüklerse di¼ger ekonomilerin) dengeleri üzerinde etkilidirler 7-) Neden bir merkez bankas, üretim düzeyinin potansiyel düzeyine yaklaşmas n ister? Bunu sa¼glayabilir mi? Nas l? Neden potansiyel üretim düzeyinin yükselmesine çal şm yor? Bunu gerçekleştiremiyor mu? Bir merkez bankas ülkenin potansiyel üretim düzeyine ulaşmas n ister zira potansiyel düzeyin alt nda bir üretim seviyesine sahip olan ülkeler işsizlik gibi ciddi sorunlarla karş laş rlar. Peki merkez bankalar bunu sa¼glayabilir mi? Esasen ülkenin potansiyel büyümesi, uzun vadeli büyüme trendidir. Bu da yat r m, teknoloji, verimlilik, insan gücü ve kalitesi gibi etkenlerle sa¼glan r. Bunlara üretim (arz) etkenleri diyelim. E¼ger ülkedeki talep arz ile birlikte gidiyorsa mesele yok. Zaten uzun dönemde talepte de¼gişiklik olsa bile yatlar n bu de¼gişikli¼ge uyum sa¼glayarak ekonomiyi (arz ve talebi) dengeye getirelece¼gi düşünülüyor (Klasik anlay ş). Özellikle de ülkedeki yap sal düzenlemeler de piyasalar n etkili çal şmalar na yard mc oluyorsa arz ve talebin dengeye gelmesi, yani üretimin potansiyel seviyeye ulaşmas daha kolay Lakin k sa dönemde yatlar esnek de¼gil (Keynezyen görüş). Dolay s yla, örne¼gin talepte beklentilerden do¼gan bir daralma oldu¼gunda, merkez bankalar genişletici para politikalar uygulayarak (bun yaln z başlar na yaparak veya genişletici maliye politikalar na destek vererek) iç ve d ş talebi de¼giştirerek düşen üretimin artmas n (potansiyel düzeyine ulaşmas n örne¼gin) sa¼glayabilirler (AS-AD gra klerini düşünün) Di¼ger yandan potansiyel düzey tam olarak bilinmedi¼ginden merkez bankas üretimi tam potansiyel seviyeye getirebilir demek biraz abes kaçabilir. Yine de merkez bankalar işsizli¼gi uzun vadeli oran nda sabit tutmaya çal şabilir diyebiliriz (Bölüm 5; Denklemler 1 ve E1) 14

15 Genişletici para politikas ile ülkede k sa süreli¼gine potansiyel üretim düzeyinin üstünde bir üretim seviyesine sahip olunabilir fakat potansiyel düzey art r lamaz. Belirtti¼gimiz gibi bu arz etkenlerine ba¼gl. Zaten üretim üretim potansiyel düzeyinin üzerine ç kar lsa bile böyle bir genişleme talebi arz n üzerine ç kararak en asyonist etki yapabilecektir 8-) Bir özlü deyiş: "Finansal sektörde, sürat felaket de¼gildir. As l felaket, çok sert fren yapmak zorunda kalmakt r."kat l yor musunuz? Finansal sektörün sa¼gl ¼g ve para politikas aç s ndan tart ş n. (Bu soru için yeterince mant kl olduklar sürece birden fazla cevap verilebilir san yorum. Benim cevab m aşa¼g da.) Bir ölçüde kat l nabilir. Örne¼gin bankalar n merkez bankas nda tutmak zorunda olduklar rezervlerin giderek azalt ld ¼g n düşünelim. Bunun sonucunda bankalar daha fazla kredi vererek karlar n art r r ve zorunlu karş l k oranlar na göre kredi verme miktarlar n ayarlad klar için likidite s k nt s çekmezler. Merkez bankas n n birden zorunlu karş l k oranlar n yükselti¼gini varsayarsak, bankalar bu durumda likidite s k nt s na düşüp borçlar n ödeyemeyebilir ve bu durum zincir etkisi yaratarak nansal sektörde bozukluklar n oluşmas na neden olabilir. Dolay s yla evet, çok h zl fren kötüdür Ama hali haz rda yüksek bir sürat bile ekonominide yüksek bi talep yaratabilecek, balonlar oluşabilecek, eninde sonunda bu balonlar n (h zl ya da yavaş) patlamas gerekebilecektir. Dolay s yla yüksek süratin kendisi de sonuçlar bak m ndan yeterince kötüdür Ayr ca bu mali balonlar n oluşmas s ras nda da (daha fren yapmadan) kişiler aras nda gelir transferleri olacak, yat r mlar yanl ş sektörlere yönlenebilecektir 15

16 BÖLÜM 10: MERKEZ BANKASI BA ¼GIMSIZLI ¼GI 1-) Merkez bankas n n araç ba¼g ms zl ¼g na sahip oldu¼gu bir ülkede kamu bütçesi aç k veriyor ve bu aç ¼g n milli gelire oran az msanmayacak boyutlarda. Aç k iç borçlanma ile nanse ediliyor. Reel faiz haddi yüksek denilebilecek bir düzeyde. Ekonomi politikas oluşturanlar n bütçe aç ¼g n k smaya niyetleri yok; aç ¼g n ileride de sürece¼gi anlaş l yor. Borcun giderek artaca¼g ve oldukça yüksek düzeylere ç kaca¼g konuşuluyor. Piyasalar bu nedenle tedirgin. Böyle bir ortam n, o ülkenin merkez bankas n n ba¼g ms zl ¼g üzerindeki olas etkileri nelerdir? Bu olas etkilerin en asyon üzerindeki yans malar neler olabilir? Tart ş n. Merkez bankas n n ekonomik ba¼g ms zl ¼g demek onun kamunun (devletin) borçlar n nanse etmek gibi bir yükümlülü¼günün olmamas demektir Di¼ger yandan sorudaki gibi bir ortamda merkez bankas n n üzerinde bütçe aç ¼g n - nanse etmesi için bir bask oluşur. Hükümet, merkez bankas n n ekonomik ba¼g ms zl ¼g n gerekirse bir kanun maddesiyle kald r p merkez bankas ndan borçlanmak ister. Merkez bankas n n hükümet için para arz n art rmas ise en asyonu sürekli olarak artt r r ve yat istikrar n n bozulmas na yol açar Esasen merkez bankas n n ekonomik ba¼g ms zl ¼g bir yasa ile kald r lmasa bile e¼ger bankan n politik ba¼g ms zl ¼g yoksa hükümet onu daha yüksek bir en asyon hede için zorlayabilir. 2-) Bir merkez bankas n n amaç ba¼g ms zl ¼g olup, araç ba¼g ms zl ¼g n n olmamas düşünülebilir mi? Tart ş n. Bir merkez bankas n n amac n kendi seçip, ama buna ulaşaca¼g arac n hükümet taraf ndan k s tlanmas garip olurdu. Hükümet zaten kar şsa amaçlara kar ş r. Amaçlar na kar şmad ¼g bir merkez bankas n n ona ulaşaca¼g arac na niye kar şs n? Tabii yine de daha uç bir durum düşünülebilir. (cevab n bundan sonras ndan sorumlu de¼gilsiniz.) Diyelim merkez bankas amac na ulaşmaya çal ş rken farkl alternati eri olsun. Bunlardan biri de hükümetin büyüme politikalar n etkilesin. Hükümet bu durumda araca kar şabilir Örne¼gin merkez bankas n n öncelikli hede yat istikrar d r. Dolay s yla yüksek bir en asyonu düşürme amac taş rken, yavaş yavaş ya da h zl bir biçimde düşürme seçenekleri varsa, o h zl düşürmeyi tercih ederken hükümet h zl düşürmesine kar şmak isteyebilir (çünkü bu talepte daralmaya ve resesyona yol açar.) Di¼ger yandan merkez bankas da kamu yarar na çal şt ¼g ndan ve hükümetle eşgüdüm içinde politikalar üretti¼ginden böyle bir durumun ortaya ç kmas çok olas olmayabilir. 16

17 3-) Araç ba¼g ms zl ¼g olan bir ülkede merkez bankas n n amaç ba¼g ms zl ¼g olmas da gerekir mi? Tart ş n. Araç ba¼g ms zl ¼g amaç ba¼g ms zl ¼g n gerektirmez. Demokratik seçimlerle işbaş na gelmiş parlamentonun ç kard ¼g yasa ile merkez bankas na baz amaçlar verilmiş olabilir. (en genel anlamda yat istikrar, nansla istikrar, hükümetin ekonomi ve istihdam politikalar n teşvik...) Baz amaçlar n da hükümet taraf ndan saptanabilece¼gi yine bu yasada yer alabilir. (Zaten al yor. Banka, hükümetle birlikte en asyon hedeifni tespit eder, buna uyumlu olarak para politas n belirler. Merkez bankas n n bu amaçlara hangi araçlarla ulaşabilece¼gi ise kendi profesyonel konusudur. Hükümetler kar şmak istemeyebilir 4-) Ba¼g ms zl ¼g n ekonomik aç dan önemi nedir? En asyon ve işsizlik aç s ndan tart ş n. Bir çok çal şmada merkez bankas ba¼g ms zl ¼g ile en asyon aras nda kuvvetli ve ters yönlü ilişki saptan yor. Merkez bankas n n ba¼g ms zl ¼g art kça en asyon düşüyor. (2001 krizi sonras Türkiye nin yaşad klar gibi.) Ayr ca, ba¼g ms zl k ve en asyon oynakl ¼g aras nda da benzer ilişki bulunmakta. Ancak reel büyüme h z, reel büyüme h z ndaki oynakl k, işszilik oran ve işsizlik oran aras ndaki oynakl k ile merkez bankas ba¼g ms zl ¼g aras nda net bir ilişki saptanm yor. Peki size bir soru? Biz işsizlik ile en asyon aras nda ters yönlü bir ilişki oldu¼gunu kabul ediyorken (Phillips curve ya da Nordhaus modelinde gösterildi¼gi gibi), yukar da da ba¼g ms zl k ile en asyon aras nda da ters yönlü bir ilişkinin bulundu¼gu söyleniyorken; neden merkez bankas ba¼g ms zl ¼g ile işsizlik oran aras nda bir ilişki bulunmuyor? Bunun muhtemel nedeni incelenen vadeler. Barro-Gordon modeli bu durumu aç kl yor esas nda K sa dönemde işssizlik ile en asyon aras nda negatif ilişki oldu¼gu do¼gru. Sürpriz bir para art ş ekonomiyi canland r p işssizli¼gi düşürebiliyor. Ama uzun dönemde art k ülkeye en asyon yerleşmişse işsizlik düzeyi sabit Bir ülkenin merkez bankas n n ba¼g ms zl ¼g n n o ülkedeki ekonomik göstergelere yans mas ise uzun dönem gerektirebilecek bir durum. Bunu test etmek için ya uzun dönemli veri kullanacaks n z, ya da Merkez bankalar ba¼g ms z ülkelerin en asyon ortalamas şu, ba¼g ms z olmayanlar n ise şu gibi ülke karş laşt rmas yapacaks n z. (Bu al şt rmada bu ülkelerin bizim ülkemizin zaman içinde farkl noktalardaki konumu oldu¼gunu düşünebilirsiniz.) Dolay s yla merkez bankas ba¼g ms zl ¼g ile o ülkedeki işssizlik oran n n ilişkili ç kmamas normal 17

18 5-) Baz iktisatç lar para politikas na ilişkin olarak anayasalara kurallar konulmas n öneriyorlar. Oysa bu tür bir uygulama pek görülmüyor. Öte yandan, 1990 lardan başlayarak ço¼gu demokratik ülkenin merkez bankas araç ba¼g ms zl ¼g na sahip oldu. Ayn merkez bankalar, yat istikrar n sa¼glamak ile görevlendirildiler. Nedenlerini, kurallara göre davranma ve duruma göre davranma çerçevesinde de¼gerlendirin. Birçok iktisatç, kurallar n konulmas n nansal krizlere karş bir önlem olarak görür. Merkez bankas n politikas n yaz l kurallar ile oluşturulmas gerekti¼gi savunulur. Ancak politikalar n yasalaşmas beraberinde s k nt lar da getiriyor. Sözgelimi 1990 l y llardan sonra artan nansal ve ekonomik küreselleşmenin etkisiyle ortaya ç kan gelişmeler ülkeleri beklenmedik şoklara maruz b rakt. Örne¼gin 2008 deki küresel krizi öngörebilen neredeyse kimse yoktu. Öngörülmeyecek ve ekonomiyi derinden etkileyecek bunca gelişme varken, tüm bu gelişmeleri dikkate alacak bir kural ya da kurallar bütünü tasarlamak imkans zd r. Bu aç dan duruma göre davranabilmek önem kazanm ş olur. Genel olarak para politikalar çok çabuk kullan labilen, esnek araçlard r. Dolay s yla politika araçlar kurallara ba¼glanacaksa, para politikas da maliye politikas gibi esnekli¼gini yitirir, bu politika kullan larak istenilen müdaheleler gerçekleştirilememiş olur Işin ideali, hem kurallara ba¼gl uygulamalar n olumlu tara ar n bünyesinde bar nd ran (örne¼gin ekonominin normal zamanlar nda en asyondan kaç nan), hem de araç ba¼g ms zl ¼g na sahip olup d ş şoklara karş esnek ve ak lc bir politika izleyen bir merkez bankas d r. 6-) Yasas, TCMB nin araç ba¼g ms zl ¼g na sahip oldu¼gunu belirtiyor. TCMB yöneticileri y lda iki kez Bakanlar Kurulu na ve Meclis e sunum yap yorlar ve gelen sorular yan tl yorlar. Bu araç ba¼g ms zl ¼g na ayk r m? TCMB Yasas de¼gişmeli mi? Merkez bankas n n amaçlar parlamento ve hükümet taraf ndan belirleniyor. Dolay s yla bu kurumlar n denetimin olmas normal. Ayr ca gerekli de. Çünkü merkez bankas ve hükümetin kamu yarar için eşgüdüm içinde çal şmas gerekiyor. Yani yukar daki konular merkez bankas n n amaçlar ile ilgili, araçlar ile ilgili de¼gil Di¼ger yandan e¼ger bu sunumlarda pralamento ya da hükümet, merkez bankas na (örne¼gin en asyonu %5 e indirirken) şu şu yolu takip edeceksin deseydi araç ba¼g ms zl ¼g na ayk r olurdu 18

19 7-) Merkez bankalar ço¼gu ülkede ba¼g ms zlaş rken, ayn ülkelerde maliye politikas n uygulayanlar için neden ba¼g ms zl k düşünülmüyor? Tart ş n. Esasen maliye politikas n n bir k sm ndaki de¼gişiklikler için de (vergi oranlar nda de¼gişiklikler yapmak, hükümet bütçesinin onay,...) parlamentoya başvurmak gerekiyor. Yani maliye politikas da tamamen hükümetin kontrolünde say lmayabilir. Tabii yine de özellikle merkez bankas na göre çok daha ba¼g ml. Peki neden ba¼g ms zt r lm yor? Asl nda bu konu son zamanlarda tart ş l yor. Örne¼gin Avrupa Birli¼gine dahil birçok ülke yüksek borç stokuna sahip oldu¼gundan, ülkelerin bütçelerinin oluşturulacak bir üst kurulun denetimine tabi olmas tart şmas var. Bu da hükümetlerin tek başlar na karar almamas, yani ba¼g ms zl k yönünde bir ad m demek Yine Avrupa Birli¼gi örne¼gi üzerinden gidersek zaten hali haz rda birli¼gin daha ileriki aşamalar na geçiş için konulmuş ve üye ülkelerin mali durumlar na ilişkin Maastricht kriterleri gibi baz kriterler de var. (Bütçe aç ¼g GSYH n n %3 ünü geçemez, borç stoku %60 n geçemez gibi) Ama yine de hükümetler genel olarak hem bütçe toplamlar hem de bu bütçenin kalemleri (harcamalar n nerelere yap laca¼g ) üzerinde yetkililer. Bunun nedeni de maliye politikas n n para politikas ndan farkl olarak bir çok araca, yani hükümetin harcamalar yönlendirebilece¼gi say s z kaleme sahip olmas. Bu kalemlerin her birinin de farkl sosyal gruplara etkileri birbirlerinden farkl, ve ço¼gu zaman da gelir da¼g l m n etkileyecek türde. Dolay s yla bu kalemlere demokratik yollardan seçişmiş hükümetler taraf ndan karar verilmesi gerekiyor. Para politikas ndaki durum ise farkl. Burada öncelikle amaç yat istikrar. (Artan üretime karş l k talebin dengede tutulmas.) Çok daha genel bir konu Ayr ca merkez bankalar n n ba¼g ms zlaşmas hem ülkede parasal istikrar sa¼glamak, hem de 4 ya da 5 sene gibi k sa sürelerle iktidara gelen hükümetler üzerinde bütçelerini parasal istikrar bozmadan toplad klar vergilerle denklemeleri yönünde bask oluşturmak aç s ndan (yani kamunun uzun vadeli yarar aç s ndan) önemli Son olarak da maliye politikas ndaki de¼gişiklikler için parlamentoya başvurmak gerekiyor. Komisyonlarda görüşülecek, tasar da de¼gişiklikler yap lacak, sonra tasar genel kurula gelecek. Uzun bir süreç. Oysa para politikas öyle de¼gil. Bugün karar al rs n z ve yar n uygulars n z. Para politikas n kurallara ba¼glad ¼g n zda çok esnek bir arac kullanmaktan vazgeçiyorsunuz, dolay s yla onu ba¼g ms z yapmakta bu yönden de fayda var. Ama maliye politikas n n kalemleri bu kadar esnek de¼gil. Ço¼gu zaman 5-10 senelik kalk nma programlar n n parçalar 19

20 BÖLÜM 11: MAL IYE POL IT IKASI ILE PARA POL I- T IKASI ARASINDAK I ETK ILEŞ IM 1-) Maliye politikas n dikkate almadan bir para politikas yürütmek mümkün mü? Tart ş n. Kitaptaki sevimsiz monetarist aritmetik denklemini kullanarak aç klarsak 1 P b t 1 + ( ) 1 1 ( ) j 1 P fda t+j = ( ) 1 1 ( ) j s 0 t+j (8) 1 + r g y 1 + r g y 1 + r g y 1 + r g y j=0 Bu denkleme göre devletin birikmiş borç stokunun GSYH ya oran (b t 1 ), ve gelecekte borçlanaca¼g miktarlar (yani gelecekte verece¼gi faiz d ş bütçe aç klar n n GSYH a oran, f da), ancak bugünkü ve gelecekteki senyoraj gelirleriyle (s0) yani para basarak kapat labiliyor. E¼ger kamu politikas aç k vermek yerine fazla verseydi (fdf: faiz d ş fazla) yukar daki denklem 1 P b t 1 = ( ) 1 1 ( ) j 1 P fdf t+j + ( ) 1 1 ( ) j s 0 t+j (7) 1 + r g y 1 + r g y 1 + r g y 1 + r g y j=0 şeklinde yaz labilirdi. Yani birikmiş borçlar sadece senyoraj gelirleriyle de¼gil kamunun gelecekteki tasarru lar kullan larak da kap t labilirdi. (8) numaral denklem gösteriyor ki özellikle de yüksek borç stokuna sahip, veya aç k veren ve vermeye devam edecek hükümetler eninde sonunda senyoraj gelirine ihtiyaç duyacak. Dolay s yla maliye politikas n dikkate almadan bir para politikas yürütmek özellikle de bu koşullar alt nda mümkün de¼gil Zaten merkez bankalar ekonomik ba¼g ms zl ¼ga bile sahip olsalar, e¼ger kamunun, yani devletin borcu yüksekse; ç kar lacak bir yasa ise merkez bankas ba¼g ms zl ¼g iptal edebilir. Bu duruma ülkede mali bask nl k (maliye politikas n n para politikas na önceli¼gi) var deniyor Ama e¼ger devlet büyük bir borca sahip de¼gilse maliye politikas n dikkate almadan bir para politikas yürütmek mümkün olabilirdi (7 numaral denklem) j=0 j=0 20

21 2-) Senyoraj gelirleri yok. Borç dinami¼gi denklemi: b t = (1 + r g y )b t 1 + fda t. D ş borçlanman n olmad ¼g bu ekonomide bütçeye ilişkin şu büyüklükler veriliyor: P = 1 (sabit); G t = 500; T t = 400; Y t = 2000; B t 1 = 1000; Y t 1 = 2000; r = 0; 05 (yüzde 5). a-) Gelir düzeyi sabit. b t ve b t 1 =? Borç oran ndaki de¼gişimin nedenlerini belirtiniz. Ilk önce yukar daki denklemde kullanca¼g m z de¼gişkenleri hesaplayal m Faiz d ş bütçe aç klar n n GSYH a oran (aşa¼g daki sonuca göre bu oran %5) fda t = P t(g t T t ) P t Y t = 1 ( ) = 0; 05 (E3) Borç stokunun GSYH ya oran Ülkedeki reel büyüme oran b t 1 = B t 1 P t Y t = = 0; 5 (E4) g y;t = Y t 1 = 2000 Y t = 0 (E10) Dolay s yla yukar daki denklemde bunlar yerine yazarsak ülkenin t zaman ndaki (GSYH ya oranla) borç stoku bulunmuş olur b t = (1 + r g y )b t 1 + (fda t s 0 t) (4) = (1 + 0; 05 0) 0; 5 + (0; 05 0) = 0; 575 Bu sonucagöre soruda sorulan borç oran ndaki art ş %7.5 olmuş oluyor b t b t 1 = 0; 575 0; 5 = 0; 075 Aç klama: Ülkede büyüme olmad ¼g için (g y;t = 0) borç stokunun GSYH içindeki pay de¼gişmedi, ama eski borca faiz ödenince borç artt ve (1 + r g y ) b t 1 = 1; 05 0; 5 = 0; 525 oldu. Üstüne bir de bu dönemki kamu aç klar eklenince (fda t = 0; 05) GSYH daki borç stokunun oran 0,575 oldu. Bu borç para bas larak azalt labilirdi ama bu yap lmad (s 0 t = 0). 21

22 b-) Reel faiz yüzde 4 e düşsün. Faiz d ş bütçe dengeye gelsin. Farkl büyüme h zlar için (yüzde 0, yüzde 2 ve yüzde 6) borç oranlar n hesaplay n z. Borç oranlar nas l de¼gişti? Neden? r = 0; 04 ve faiz d ş bütçe dengedeyse, yani bütçe aç k vermiyorsa (fda = 0) Soruda verilen büyüme h zlar için denklemler b 0;00 t = (1 + r g y )b t 1 + (fda t s 0 t) = (1 + 0; 04 0; 00) 0; 5 + (0 0) = 0; 52 b 0;02 t = (1 + r g y )b t 1 + (fda t s 0 t) = (1 + 0; 04 0; 02) 0; 5 + (0 0) = 0; 51 b 0;06 t = (1 + r g y )b t 1 + (fda t s 0 t) = (1 + 0; 04 0; 06) 0; 5 + (0 0) = 0; 49 Ülkedeki büyüme h z faizlerden azsa (g y = 0; 00 < r = 0; 04) borç stokunun oran art yor (b t = 0; 52 > b t 1 = 0; 5), büyüme h z art nca ise bu oran gitgide düşüyor. Zira borç stoku GSYH a üzerinden hesaplan yor. Ülke ne kadar büyürse borcu yüzde anlamda o kadar küçülmüş oluyor. c-) Şimdi büyüme h z yüzde 2 olsun. Faiz d ş bütçe dengede. Farkl reel faiz oranlar için (r = 0; 01, r = 0; 02, r = 0; 04) borç oranlar n hesaplay n z. Borç oranlar nas l de¼gişti? Neden? g y = 0; 02 ve faiz d ş bütçe dengedeyse (fda = 0) Soruda verilen faiz oranlar için denklemler b 0;01 t = (1 + r g y )b t 1 + (fda t s 0 t) = (1 + 0; 01 0; 02) 0; 5 + (0 0) = 0; 495 b 0;02 t = (1 + r g y )b t 1 + (fda t s 0 t) = (1 + 0; 02 0; 02) 0; 5 + (0 0) = 0; 5 b 0;04 t = (1 + r g y )b t 1 + (fda t s 0 t) = (1 + 0; 04 0; 02) 0; 5 + (0 0) = 0; 51 Yukard daki sorunun tersi bu soru. Eski borca ödenen faizler artt ¼g nda borcun GSYH daki pay art yor. E¼ger faizler büyümeden az olsa (r = 0; 01 < g y = 0; 02) borç stoku azalacak bile (b t = 0; 495 < b t 1 = 0; 5). Faiz oran büyüme oran na eşit olunca borç stoku ayn kal yor, ama faiz seviyesi büyüme oran n geçince borcun GSYH daki pay art yor 22

23 3-) Senyoraj gelirleri var. Borç dinami¼gi denklemi: b t = (1 + r g y )b t 1 + (fda t s 0 t). D ş borçlanman n olmad ¼g bu ekonomide bütçeye ilişkin şu büyüklükler veriliyor: P = 1 (sabit); G t = 500; T t = 400; Y t = 2000; B t 1 = 1000; Y t 1 = 2000; r = 0; 05; NK IK _ t = 200. Bu durumda bir önceki sorunun a ş kk na verdi¼giniz yan t nas l de¼gişir? Böyle bir politika önerir misiniz? Senyoraj geliri hariç soruda tüm verilenler 2. sorunun a ş kk nda verilenlerle ayn. O yüzden: fda t = 0; 05, b t 1 = 0; 5, g y;t = 0 Senyoraj geliri ise (NK _ IK: Merkez bankas ndan kullan lan kredi miktar ndaki de¼gişim) s 0 t = NK IK _ t NK IK _ t 1 = 200 P t Y t 2000 = 0; 1 (E6) Bunlar soruda verilen denklemde kullan rsak b t = (1 + r g y )b t 1 + (fda t s 0 t) (E4) = (1 + 0; 05 0) 0; 5 + (0; 05 0; 1) = 0; 475 Dolay s yla borç oran dünden bugüne %2.5 azald. b t b t 1 = 0; 475 0; 5 = 0; 025 Böyle bir politika önerir miyim? Esasen kamu borç stokunun en önemli düzelticisi yine kamu tasarru ar (f df). Kamu bunu elde etmek için harcamalar n k sabilir (G #), veya vergileri (T ") art rabilir. Ama bunlar bir şekilde yapmak istemiyorsa önermesemde para basmak zorunda harcamalar n nanse etmek için Peki bu ne ölçüde kötü? Bir önceki soruda reel büyüme ve senyoraj geliri 0. Bu da demek ki en asyon da yüzde 0 düzeyinde. Şimdi ise para miktar nda %10 luk bir art ş var. Bununda ülkede reel büyüme olmad ¼g için %10 civar nda bir en asyon yarataca¼g n düşünürsesek ( = g m g Y ), bu oran çok yüksek bir en asyon seviyesi olmad ¼g için san yorum kabul edilebilir diyebiliriz. Özellikle de e¼ger böyle bir hamle borçlar azaltt ¼g ndan ayn zamanda ülkenin risk primini, dolay s yla da borçlanma faizini (r) düşürecekse 23

24 4-) Metinde yer alan (2) numaral denklem çerçevesinde bir hükümet borç dinami¼gini etkileyen unsurlardan hangilerini kontrol edebilir? Tart ş n. Aşa¼g daki denkleme göre b t + b Y t P = fda t + (1 + r t 1)(1 + e t)b t 1 + (1 + t )(1 + g y;t ) (1 + ry P t 1)(1 + e t )(1 + " t )b Y t P 1 (1 + t )(1 + g y;t ) s 0 t (2) Hükümet yapaca¼g bütçeyle direkt olarak faiz d ş bütçe aç ¼g n kontrol eder E¼ger merkez bankas ba¼g ms z de¼gilse; hükümet merkez bankas arac l ¼g yla ülkedeki para arz n, dolay s yla en asyonu ve senyoraj gelirlerini de kontrol edebilir Kontrol edebildiklerini s ralad k. Maliye ve merkez bankas n politikalar n n etki edebilecekleri de¼gişkenler ise farkl ölçülerde de olsa yukar da borç stoklar hariç geriye kalan tüm de¼gişkenler 5-) Kamu borcunun ve en asyonun yüksek oldu¼gu ülkelerin hazineleri ço¼gu zaman en asyona endeksli tahvil satmak zorunda kal yorlar. Neden? Metindeki denklemlerden uygun gördüklerinizi kullanarak aç klamaya çal ş n Çünkü en asyon devletin borcunu reel anlamda azalt yor B t 1 P t = B t 1 P t 1 P t 1 P t = B t 1 P t 1 (1 + t ) Bu da demek oluyor ki borcu verenin alaca¼g miktar reel anlamda azal yor. Kitaptaki (E7) numaral denklem de bunu anlat yor zaten B t 1 P t Y t = B t 1 P t 1 Y t 1 P t 1 Y t 1 P t Y t = b t 1 1 (1 + t )(1 + g y ) (E7) Devletin borcu en asyon art kça azal yor, ülke büyüdükçe ise bu borcun (en asyon olmasa bile) yüzdesi azal yor Dolay s yla devlet kendi ç kard ¼g tahvillere talebi art rmak için bunlar en asyona endeksli yapmak durumunda kalabiliyor 24

25 6-) Sevimsiz monetarist aritmetik ile mali bask nl k aras nda bir ilişki var m? Tart ş n. Evet var. Sevimsiz monetarist aritmetik denklemi şu 1 P b t 1 + ( ) 1 1 ( ) j 1 P fda t+j = ( ) 1 1 ( ) j s 0 t+j (8) 1 + r g y 1 + r g y 1 + r g y 1 + r g y j=0 Bu denklem devletin borç stokunun GSYH ya oran n n (b t 1 ) ve kamunun gelecekte borçlanaca¼g miktarlar n ( f da), ancak bugünkü ve gelecekteki senyoraj gelirleriyle (s0), yani para basarak kapat labilice¼gini söylüyor Kamu aç klar n n para politikas (senyoraj geliri ile) kapat lmas konusu da mali bask nl k kavram n n tan m zaten. Yani önce mali harcamalar ma bak y m, aç ¼g m olursa merkez bankas düzeltsin j=0 1 P ( ) 1 1 ( ) j fda t+j > r g y 1 + r g y j=0 Esasen (8) numaral denklem bir k s t. Mali bask nl k varsa senyoraj gelirleri kullanmaya mecbursun diyor. Bu da illa mali bask nl k var anlam na gelmez. Demek istedi¼gim o denklemde faiz d ş aç ¼g n eksi işareti alaca¼g n düşünürsek, yani faiz d ş aç k de¼gil fazla verilmişse, denklem 7 numaral hali al yor 1 P b t 1 = ( ) 1 1 ( ) j 1 P fdf t+j + ( ) 1 1 ( ) j s 0 t+j 1 + r g y 1 + r g y 1 + r g y 1 + r g y j=0 Burada da parasal bask nl k var. Ama biz soruya cevab m z, (8) numaral denklemde faiz d ş aç ktan bahsedildi¼ginden (bütçe dengesinin denklemin soluna yaz ld ¼g ndan) hareketle verdik j=0 (7) 25

TOBB-ETU, Iktisat Bölümü Macroeconomics II (IKT 234) HW II (Ozan Eksi)

TOBB-ETU, Iktisat Bölümü Macroeconomics II (IKT 234) HW II (Ozan Eksi) TOBB-ETU, Iktisat Bölümü Macroeconomics II (IKT 234) HW II (Ozan Eksi) Mankiw 12-3: Iş yöneticileri/iş adamlar ve politika yap c lar ço¼gu zaman Amerikan Endüstrisinin rekabet edilebilirli¼gi (Amerikan

Detaylı

BÖLÜM 5: DÖV IZ KURUNUN BEL IRLENMES I

BÖLÜM 5: DÖV IZ KURUNUN BEL IRLENMES I TOBB-ETU, Iktisat Bölümü Parasal Iktisat - Kuram ve Politika (Fatih Ozatay) Bölüm 5-8 Konu Sonu Soru Çözümleri (Ozan Eksi) BÖLÜM 5: DÖV IZ KURUNUN BEL IRLENMES I 1-) Kapsanmam ş faiz haddi paritesini lira

Detaylı

TOBB-ETU, Iktisat Bölümü Para Teorisi ve Politikas (IKT 335) Ozan Eksi

TOBB-ETU, Iktisat Bölümü Para Teorisi ve Politikas (IKT 335) Ozan Eksi TOBB-ETU, Iktisat Bölümü Para Teorisi ve Politikas (IKT 335) Ozan Eksi Çal şma Sorular 1-) (Faizler) Y ll k %10 faizden bankaya koyulan 100 tl nin bir y l sonraki getirisini hesaplay n z? 2-) (Faizler)

Detaylı

TOBB-ETU, Iktisat Bölümü Macroeconomics II (IKT 234) Part III (Open Economy, Long-Run) HW 1-Cevaplar (Ozan Eksi) Each question is 10 points

TOBB-ETU, Iktisat Bölümü Macroeconomics II (IKT 234) Part III (Open Economy, Long-Run) HW 1-Cevaplar (Ozan Eksi) Each question is 10 points TOBB-ETU, Iktisat Bölümü Macroeconomics II (IKT 234) Part III (Open Economy, Long-Run) HW 1-Cevaplar (Ozan Eksi) Each question is 10 points Mankiw, Chapter 5, Problem 1-a) Tüketicilerin ekonominin gelece¼gine

Detaylı

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 85

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 85 EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 85 i Bu sayıda; 2013 Cari Açık Verileri; 2013 Aralık Sanayi Üretimi; 2014 Ocak İşsizlik Ödemesi; S&P Görünüm Değişikliği kararı değerlendirilmiştir.

Detaylı

TOBB-ETU, Iktisat Bölümü Macroeconomics II (IKT 234) Ozan Eksi Giriş - Cevaplar. 1 Ozan Eksi (TOBB-ETU)

TOBB-ETU, Iktisat Bölümü Macroeconomics II (IKT 234) Ozan Eksi Giriş - Cevaplar. 1 Ozan Eksi (TOBB-ETU) TOBB-ETU, Iktisat Bölümü Macroeconomics II (IKT 234) Ozan Eksi Giriş - Cevaplar 1 1-) (Faizler) Y ll k %10 basit faizden bankaya koyulan 100 tl nin 2 y l sonraki getirisini hesaplay n z? Cevap: Paran n

Detaylı

Para Arzı. Dr. Süleyman BOLAT

Para Arzı. Dr. Süleyman BOLAT Para Arzı 1 Para Arzı Bir ekonomide dolaşımda mevcut olan para miktarına para arzı (money supply) denir. Kağıt para sisteminin günümüzde tüm ülkelerde geçerli olan itibari para uygulamasında, paranın hangi

Detaylı

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ 12 NİSAN 2013-KKTC DR. VAHDETTIN ERTAŞ SERMAYE PIYASASI KURULU BAŞKANI KONUŞMA METNİ Sayın

Detaylı

TOBB-ETU, Iktisat Bölümü Macroeconomics II (IKT 234) Ozan Eksi Giriş Sorular

TOBB-ETU, Iktisat Bölümü Macroeconomics II (IKT 234) Ozan Eksi Giriş Sorular TOBB-ETU, Iktisat Bölümü Macroeconomics II (IKT 234) Ozan Eksi Giriş Sorular 1-) (Faizler) Y ll k %10 basit faizden bankaya koyulan 100 tl nin 2 y l sonraki getirisini hesaplay n z? 2-) (Faizler) Y ll

Detaylı

TOBB-ETU, Iktisat Bölümü Macroeconomics II (IKT 234) Ozan Eksi Çal şma Sorular - Cevaplar. 1 Ozan Eksi (TOBB-ETU)

TOBB-ETU, Iktisat Bölümü Macroeconomics II (IKT 234) Ozan Eksi Çal şma Sorular - Cevaplar. 1 Ozan Eksi (TOBB-ETU) TOBB-ETU, Iktisat Bölümü Macroeconomics II (IKT 234) Ozan Eksi Çal şma Sorular - Cevaplar 1 1-) (Faizler) Y ll k %10 basit faizden bankaya koyulan 100 tl nin 2 y l sonraki getirisini hesaplay n z? Cevap:

Detaylı

2) Global piyasada Alman otomobillerine olan talep artarsa, di er bütün faktörler sabit tutuldu unda euro dolara kar.

2) Global piyasada Alman otomobillerine olan talep artarsa, di er bütün faktörler sabit tutuldu unda euro dolara kar. EKON 436 2. Vize A Ad-Soyad renci No 1) Akbank' n u anki toplam mevduat n 100 milyar TL, toplam rezervinin 30 milyar TL ve toplam kredilerinin 70 milyar TL oldu unu kabul edelim. Zorunlu kar k oran ise

Detaylı

TOBB-ETU, Iktisat Bölümü Para Teorisi ve Politikas (IKT 335) Ozan Eksi Çal şma Sorular - Cevaplar. 1 Ozan Eksi (TOBB-ETU)

TOBB-ETU, Iktisat Bölümü Para Teorisi ve Politikas (IKT 335) Ozan Eksi Çal şma Sorular - Cevaplar. 1 Ozan Eksi (TOBB-ETU) TOBB-ETU, Iktisat Bölümü Para Teorisi ve Politikas (IKT 335) Ozan Eksi Çal şma Sorular - Cevaplar 1 1-) (Faizler) Y ll k %10 faizden bankaya koyulan 100 tl nin bir y l sonraki getirisini hesaplay n z?

Detaylı

AKP Döneminde Türkiye Ekonomisi

AKP Döneminde Türkiye Ekonomisi AKP Döneminde Türkiye Ekonomisi Refet S. Gürkaynak Bilkent Üniversitesi ve Bilim Akademisi 26 Şubat 2014 Refet S. Gürkaynak (Bilkent ve BA) AKP Döneminde Türkiye Ekonomisi 26/02/2014 1 / 44 Önemli bilgi

Detaylı

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası 2007 NİSAN EKONOMİ Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası Türkiye ekonomisi dünyadaki konjonktürel büyüme eğilimine paralel gelişme evresini 20 çeyrektir aralıksız devam ettiriyor. Ekonominin 2006 da yüzde

Detaylı

M IKRO IKT ISAT 2. V IZE SINAVI 19 ARALIK 2009

M IKRO IKT ISAT 2. V IZE SINAVI 19 ARALIK 2009 M IKRO IKT ISAT 2. V IZE SINAVI 19 ARALIK 2009 Soru 1: Aşa¼g daki gibi bir üretim fonksiyonu verilsin: = L 1=3 K 2=3 Eme¼gin yat w = ve sermayenin yat r = 1 olsun. a- Firma kadar ç kt üretmek istemektedir.

Detaylı

BBH - Groupama Emeklilik Gruplara Yönelik Büyüme Amaçlı Hisse Senedi Emeklilik Yatırım Fonu

BBH - Groupama Emeklilik Gruplara Yönelik Büyüme Amaçlı Hisse Senedi Emeklilik Yatırım Fonu BBH - Groupama Emeklilik Gruplara Yönelik Büyüme Amaçlı Hisse Senedi Emeklilik Yatırım Fonu BIST-100, Haziran da %11,28 lik düşerek 76.295 den kapandı. Aynı dönemde Bankacılık endeksi %15,41, Sanayi endeksi

Detaylı

MONOPOL VE MONOPSON. 1.1 Tekelde Toplam Has lat, Ortalama Has lat ve Marjinal Has lat

MONOPOL VE MONOPSON. 1.1 Tekelde Toplam Has lat, Ortalama Has lat ve Marjinal Has lat CHATER MONOOL VE MONOSON MONOOL Tek sat c ve sonsuz say da al c n n oldu¼gu piyasalard r.. Tekelde Toplam Has lat, Ortalama Has lat ve Marjinal Has lat Önce talep fonksiyonunu elde edelim. Daha sonra toplam

Detaylı

BURSA DAKİ ENBÜYÜK 250 FİRMAYA FİNANSAL ANALİZ AÇISINDAN BAKIŞ (2005) Prof.Dr.İbrahim Lazol

BURSA DAKİ ENBÜYÜK 250 FİRMAYA FİNANSAL ANALİZ AÇISINDAN BAKIŞ (2005) Prof.Dr.İbrahim Lazol BURSA DAKİ ENBÜYÜK 250 FİRMAYA FİNANSAL ANALİZ AÇISINDAN BAKIŞ (2005) Prof.Dr.İbrahim Lazol 1. Giriş Bu yazıda, Bursa daki (ciro açısından) en büyük 250 firmanın finansal profilini ortaya koymak amacındayız.

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 6 Haziran 2016, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 6 Haziran 2016, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 23 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya 1 DenizBank Ekonomi Bülteni

Detaylı

BBH - Groupama Emeklilik Gruplara Yönelik Büyüme Amaçlı Hisse Senedi Emeklilik Yatırım Fonu

BBH - Groupama Emeklilik Gruplara Yönelik Büyüme Amaçlı Hisse Senedi Emeklilik Yatırım Fonu BBH - Groupama Emeklilik Gruplara Yönelik Büyüme Amaçlı Hisse Senedi Emeklilik Yatırım Fonu BIST 100 endeksi, Nisan ayı içerisinde %0,2 lik artış göstererek 86.046 seviyesinden kapandı. Aynı dönem içerisinde

Detaylı

SORU SETİ 11 MİKTAR TEORİSİ TOPLAM ARZ VE TALEP ENFLASYON KLASİK VE KEYNEZYEN YAKLAŞIMLAR PARA

SORU SETİ 11 MİKTAR TEORİSİ TOPLAM ARZ VE TALEP ENFLASYON KLASİK VE KEYNEZYEN YAKLAŞIMLAR PARA SORU SETİ 11 MİKTAR TEORİSİ TOPLAM ARZ VE TALEP ENFLASYON KLASİK VE KEYNEZYEN YAKLAŞIMLAR PARA Problem 1 (KMS-2001) Kısa dönem toplam arz eğrisinin pozitif eğimli olmasının nedeni aşağıdakilerden hangisidir?

Detaylı

fonksiyonu, her x 6= 1 reel say s için tan ml d r. (x 1)(x+1) = = x + 1 yaz labilir. Bu da; f (x) = L

fonksiyonu, her x 6= 1 reel say s için tan ml d r. (x 1)(x+1) = = x + 1 yaz labilir. Bu da; f (x) = L Limit Bu bölümde, matematik analizde temel bir görevi olan it kavram incelenecektir. Analizdeki bir çok problemin çözümünde it kavram na gereksinim duyulmaktad r. Bunlardan baz lar ; bir noktada bir e¼griye

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 23 Mayıs 2016, Sayı: 21. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 23 Mayıs 2016, Sayı: 21. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 21 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya İnci Şengül 1 DenizBank

Detaylı

Türkiye Ekonomisi ve Küresel Krizde Makroekonomik Politikalar

Türkiye Ekonomisi ve Küresel Krizde Makroekonomik Politikalar Türkiye Ekonomisi ve Küresel Krizde Makroekonomik Politikalar Refet S. Gürkaynak Bilkent Üniversitesi Iktisat Bölümü 17 Aral k 2008 Refet S. Gürkaynak (Bilkent U.) Kriz ve Türkiye 17/12/08 1 / 18 ABD de

Detaylı

Banka Kredileri E ilim Anketi nin 2015 y ilk çeyrek verileri, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankas (TCMB) taraf ndan 10 Nisan 2015 tarihinde yay mland.

Banka Kredileri E ilim Anketi nin 2015 y ilk çeyrek verileri, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankas (TCMB) taraf ndan 10 Nisan 2015 tarihinde yay mland. 21 OCAK-MART DÖNEM BANKA KRED LER E M ANKET Doç.Dr.Mehmet Emin Altundemir 1 Sakarya Akademik Dan man nin 21 y ilk çeyrek verileri, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankas (TCMB) taraf ndan 1 Nisan 21 tarihinde

Detaylı

Brexit ten Kim Korkar?

Brexit ten Kim Korkar? EDAM Türkiye ve Avrupa Birliği Bilgi Notu Brexit ten Kim Korkar? Haziran 2016 Sinan Ülgen EDAM Başkanı 2 23 Haziranda İngiliz halkı, İngiltere nin AB de kalıp kalmayacağına dair bir halkoyuna katılacak.

Detaylı

Tam Rekabette Etkinlik

Tam Rekabette Etkinlik CHAPTER 10 Bu bölümde tam rekabet piyasalar na devletin müdahaleleri ve bu müdahaleler sonucunda piyasa denge yat ve miktar n n nas l etkiledi¼gini inceleyece¼giz. 1 Invisible Hand Tam rekabet piyasas

Detaylı

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR Bu rapor Ankara Emeklilik A.Ş Gelir Amaçlı Uluslararası Borçlanma Araçları Emeklilik Yatırım

Detaylı

Güz Dönemi Mikro Iktisat 2. Ö¼gretim 1. Vize S nav

Güz Dönemi Mikro Iktisat 2. Ö¼gretim 1. Vize S nav 2009-2010 Güz Dönemi Mikro Iktisat 2. Ö¼gretim 1. Vize S nav 17.11.2009 Ad ve Soyad : Numaras : Soru 1: Pozitif ve Negatif A¼g D şsall klar n şekil yard m yla aç klay n z (30 Puan). Tüketicilerin bireysel

Detaylı

BEH - Groupama Emeklilik Büyüme Amaçlı Hisse Senedi Emeklilik Yatırım Fonu

BEH - Groupama Emeklilik Büyüme Amaçlı Hisse Senedi Emeklilik Yatırım Fonu BEH - Groupama Emeklilik Büyüme Amaçlı Hisse Senedi Emeklilik Yatırım Fonu BİST-100 endeksi, Ekim ayı içerisinde %4,2 artarak ayı 77.620 seviyesinden kapattı. Aynı dönem içerisinde Bankacılık endeksi %4,1

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Emre HORASAN

Yrd. Doç. Dr. Emre HORASAN Yrd. Doç. Dr. Emre HORASAN Finansal Sistem; fonun arz ve talebini dengeleyen ve fonları zaman, miktar, vade ve kişiler bazında kullanılabilir hale getiren bir sistemdir. Finansal Sistemin görevleri: Malların,

Detaylı

CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. KATKI EMEKLİLİK YATIRIM FONU'NA AİT PERFORMANS SUNUM RAPORU

CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. KATKI EMEKLİLİK YATIRIM FONU'NA AİT PERFORMANS SUNUM RAPORU A. TANITICI BİLGİLER CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. KATKI EMEKLİLİK YATIRIM FONU'NA AİT PERFORMANS SUNUM RAPORU PORTFÖYE BAKIŞ Halka Arz Tarihi : 02/05/2013 YATIRIM VE YÖNETİME İLİŞKİN BİLGİLER 31/12/2015

Detaylı

Ekim. Günlük Araştırma Bülteni Gün Sonu RAPORU

Ekim. Günlük Araştırma Bülteni Gün Sonu RAPORU 30 Ekim Günlük Araştırma Bülteni Gün Sonu RAPORU Japonya Merkez Bankası (BoJ) faizlerde değişikliğe gitmedi Japonya Merkez Bankası (BoJ), 8 e 1 oy çokluğuyla para politikasında değişikliğe gitmeme kararı

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 16 Mart 2015, Sayı: 11. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 16 Mart 2015, Sayı: 11. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 11 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Çağlar Kuzlukluoğlu 1 DenizBank Ekonomi

Detaylı

1- Ekonominin Genel durumu

1- Ekonominin Genel durumu GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. GELİR AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU 2014 YILI 12 AYLIK FAALİYET RAPORU 1- Ekonominin Genel durumu 2014 yılı TCMB nin Ocak ayında faizleri belirgin şekilde arttırmasıyla

Detaylı

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU 3 AYLIK RAPOR

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU 3 AYLIK RAPOR ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU 3 AYLIK RAPOR Bu rapor Ankara Emeklilik A.Ş Gelir Amaçlı Uluslararası Borçlanma Araçları Emeklilik Yatırım Fonu

Detaylı

FONLAR GETİRİ KIYASLAMASI

FONLAR GETİRİ KIYASLAMASI MART 15 FON BÜLTENİ Güncel Ekonomik Veriler Büyüme Oranı(Yıllık) 4,00% Cari Açık/GSYİH 5,90% İşsizlik oranı(yıllık) 10,10% Enflasyon(TÜFE/Yıllık) 7,55% GSMH(milyar USD) 819,9 Kişi Başı Milli Gelir (USD)

Detaylı

ÖZEL SEKTÖR DI BORCU_2015 UBAT

ÖZEL SEKTÖR DI BORCU_2015 UBAT ÖZEL SEKTÖR DI BORCU_ UBAT Doç.Dr.Mehmet Emin Altundemir 1 Sakarya Akademik Dan man Söz konusu veriler, özel sektörün yurt d ndan sa lad k sa ve uzun vadeli kredilerin borçlu ve alacakl bilgileri, döviz

Detaylı

AVİVASA EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. DENGELİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR (AVD)

AVİVASA EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. DENGELİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR (AVD) AVİVASA EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. DENGELİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR (AVD) Bu rapor AvivaSA Emeklilik ve Hayat A.Ş. Dengeli Emeklilik Yatırım Fonu nun 01.01.2011-31.12.2011 dönemine ilişkin gelişmelerin,

Detaylı

Meriç Uluşahin Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkan Vekili. Beşinci İzmir İktisat Kongresi

Meriç Uluşahin Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkan Vekili. Beşinci İzmir İktisat Kongresi Meriç Uluşahin Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkan Vekili Beşinci İzmir İktisat Kongresi Finansal Sektörün Sürdürülebilir Büyümedeki Rolü ve Türkiye nin Bölgesel Merkez Olma Potansiyeli 1 Kasım

Detaylı

BÖLÜM 12: PARA POL IT IKASI REJ IMLER I - I (kitap

BÖLÜM 12: PARA POL IT IKASI REJ IMLER I - I (kitap TOBB-ETU, Iktisat Bölümü Parasal Iktisat - Kuram ve Politika (Fatih Ozatay) Bölüm 12-14 Konu Sonu Soru Çözümleri (Ozan Eksi) BÖLÜM 12: PARA POL IT IKASI REJ IMLER I - I (kitap yeni bas m, bölüm 13) 1-)

Detaylı

2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖN DEĞERLENDİRME NOTU

2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖN DEĞERLENDİRME NOTU 2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖN DEĞERLENDİRME NOTU I- 2008 Mali Yılı Bütçe Sonuçları: Mali Disiplin Sağlandı mı? Maliye Bakanlığı tarafından açıklanan 2008 mali yılı geçici bütçe uygulama sonuçlarına

Detaylı

MERKEZ YÖNET M KAPSAMINDAK KAMU DARELER NDE DÖNEM SONU LEMLER. Ömer DA Devlet Muhasebe Uzman. www.omerdag.net

MERKEZ YÖNET M KAPSAMINDAK KAMU DARELER NDE DÖNEM SONU LEMLER. Ömer DA Devlet Muhasebe Uzman. www.omerdag.net MERKEZ YÖNET M KAPSAMINDAK KAMU DARELER NDE DÖNEM SONU LEMLER Ömer DA Devlet Muhasebe Uzman I. Geçici Mizandan Önce Yap lacak lemler a) Faiz Tahakkuklar Dönen ve duran varl klar ana hesap grubu içindeki

Detaylı

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş DENGELİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU İKİNCİ 3 AYLIK RAPOR

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş DENGELİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU İKİNCİ 3 AYLIK RAPOR ANKARA EMEKLİLİK A.Ş DENGELİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU İKİNCİ 3 AYLIK RAPOR Bu rapor Ankara Emeklilik A.Ş Dengeli Emeklilik Yatırım Fonu nun 01.04.2004-30.06.2004 dönemine ilişkin gelişmelerin, Fon Kurulu

Detaylı

Emtia Fiyat Hareketlerine Politika Tepkileri Konferansı. Panel Konuşması

Emtia Fiyat Hareketlerine Politika Tepkileri Konferansı. Panel Konuşması Emtia Fiyat Hareketlerine Politika Tepkileri Konferansı Panel Konuşması Erdem BAŞÇI 7 Nisan 2012, İstanbul Değerli Konuklar, Dünya ekonomisinin son on yılda sergilediği gelişmeler emtia fiyatları üzerinde

Detaylı

RİSK ANALİZİ VE. İşletme Doktorası

RİSK ANALİZİ VE. İşletme Doktorası RİSK ANALİZİ VE MODELLEME İşletme Doktorası Programı Bölüm - 1 Portföy Teorisi Bağlamında Risk Yönetimi ile İlgili Temel Kavramlar 1 F23 F1 Risk Kavramı ve Riskin Ölçülmesi Risk istenmeyen bir olayın olma

Detaylı

ALPHA ALTIN RAPORU ÖZET 10 Kasım 2015

ALPHA ALTIN RAPORU ÖZET 10 Kasım 2015 ALPHA ALTIN RAPORU ÖZET 10 Kasım 2015 3 Kasım 2015 tarihli Alpha Altın raporumuzda paylaştığımız görüşümüz; RSI indikatörü genel olarak dip/tepe fiyatlamalarında başarılı sonuçlar vermektedir. Günlük bazda

Detaylı

Araştırma Notu 15/177

Araştırma Notu 15/177 Araştırma Notu 15/177 02 Mart 2015 YOKSUL İLE ZENGİN ARASINDAKİ ENFLASYON FARKI REKOR SEVİYEDE Seyfettin Gürsel *, Ayşenur Acar ** Yönetici özeti Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yapılan enflasyon

Detaylı

ALPHA ALTIN RAPORU ÖZET 26 Ocak 2016

ALPHA ALTIN RAPORU ÖZET 26 Ocak 2016 ALPHA ALTIN RAPORU ÖZET 26 Ocak 2016 19 Ocak 2016 tarihli Alpha Altın raporumuzda paylaştığımız görüşümüz; Kısa dönemde 144 günlük ortalama $1110.82 trend değişimi için referans takip seviyesi olabilir.

Detaylı

AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. PARA PİYASASI LİKİT KAMU EMEKLİLİK YATIRIM FONU

AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. PARA PİYASASI LİKİT KAMU EMEKLİLİK YATIRIM FONU 1 OCAK- 31 ARALIK 2015 DÖNEMİNE AİT PERFORMANS SUNUŞ RAPORU VE YATIRIM PERFORMANSI KONUSUNDA KAMUYA AÇIKLANAN BİLGİLERE İLİŞKİN RAPOR A. TANITICI BİLGİLER PORTFÖYE BAKIŞ Halka arz tarihi: 04/12/2003 YATIRIM

Detaylı

M2 Para Tanımı: M1+Vadeli ticari ve tasarruf mevduatları (resmi mevduatlar hariç)

M2 Para Tanımı: M1+Vadeli ticari ve tasarruf mevduatları (resmi mevduatlar hariç) PARA ARZI Dar tanımlı para arzı dolaşımdaki nakit ile bankacılık sisteminde vadesiz mevduatların toplamından oluşmakta, geniş tanımlı para arzı ise bu toplama bankacılık sistemindeki vadeli mevduatların

Detaylı

PARA POLİTİKASI AMAÇLARI VE ARAÇLARI TÜRKİYE UYGULAMASI

PARA POLİTİKASI AMAÇLARI VE ARAÇLARI TÜRKİYE UYGULAMASI 1 PARA POLİTİKASI AMAÇLARI VE ARAÇLARI TÜRKİYE UYGULAMASI Para Politikasının Amaçları 2 1. Fiyat İstikrarı: Enflasyonu yıllık yüzde 1-2 seviyelerinde devam ettirmek. TCMB nin şu an izlediği politika enflasyon

Detaylı

TÜRK YE CUMHUR YET MERKEZ BANKASI

TÜRK YE CUMHUR YET MERKEZ BANKASI TÜRK YE CUMHUR YET MERKEZ BANKASI Krizi Yönetmede Merkez Bankas n n Rolü ve Etkinli i Erdem Ba ç Ba kan Yard mc s stanbul Üniversitesi 22 May s 2009 1 Sunum Plan I. Fiyat stikrar ve Finansal stikrar II.

Detaylı

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR Bu rapor ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş Gelir Amaçlı Esnek Emeklilik Yatırım Fonu nun 31.12.2004-31.12.2005 dönemine ilişkin

Detaylı

SERMAYE ġġrketlerġnde KAR DAĞITIMI VE ÖNEMĠ

SERMAYE ġġrketlerġnde KAR DAĞITIMI VE ÖNEMĠ SERMAYE ġġrketlerġnde KAR DAĞITIMI VE ÖNEMĠ Belirli amaçları gerçekleştirmek üzere gerçek veya tüzel kişiler tarafından kurulan ve belirlenen hedefe ulaşmak için, ortak ya da yöneticilerin dikkat ve özen

Detaylı

FİNAL ÖNCESİ ÇÖZÜMLÜ DENEME PARA VE BANKA SORULAR

FİNAL ÖNCESİ ÇÖZÜMLÜ DENEME PARA VE BANKA SORULAR SORULAR 1- Değişimi yapılan finansal aracın hemen teslim edildiği ve ödemenin hemen yapıldığı piyasalar hangisidir? A) Birincil Piyasa B) İkincil Piyasa C) Organize Piyasa D) Tezgahüstü Piyasa E) Spot

Detaylı

TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜNÜN SORUNLARI VE GELECEĞİ

TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜNÜN SORUNLARI VE GELECEĞİ TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜNÜN SORUNLARI VE GELECEĞİ BANKACILIK DÜZENLEME VE DENETLEME KURUMU YENİ MEVDUAT SİGORTA SİSTEMİ ÖNERİSİ BANKA BİRLEŞME VE DEVİRLERİ Dr. Mehmet GÜNAL Ankara, Haziran 2001 ÖNSÖZ Türkiye

Detaylı

FİNAL ÖNCESİ ÇÖZÜMLÜ DENEME MALİYE POLİTİKASI 1 SORULAR

FİNAL ÖNCESİ ÇÖZÜMLÜ DENEME MALİYE POLİTİKASI 1 SORULAR SORULAR 1- Genişletici maliye politikası uygulanması sonucunda faiz oranının yükselmesine bağlı olarak özel yatırım harcamalarının azalması durumuna ne ad verilir? A) Dışlama etkisi B) Para yanılsaması

Detaylı

Doç.Dr.Mehmet Emin Altundemir 1 Sakarya Akademik Dan man

Doç.Dr.Mehmet Emin Altundemir 1 Sakarya Akademik Dan man 214 EK M-ARALIK DÖNEM BANKA KRED LER E M ANKET Doç.Dr.Mehmet Emin Altundemir 1 Sakarya Akademik Dan man nin 214 y dördüncü çeyrek verileri, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankas (TCMB) taraf ndan 9 Ocak 215

Detaylı

Groupama Emeklilik Fonları

Groupama Emeklilik Fonları Groupama Emeklilik Fonları BKB - Groupama Emeklilik Gruplara Yönelik Gelir Amaçlı Kamu Dış Borçlanma Araçları Emeklilik Yatırım Fonu Aralık ayında global piyasalara, Amerika da Mali uçurum tartışmaları

Detaylı

DÖVİZ. Döviz Kurları / Pariteler DÖVİZ PİYASASI GÖRÜNÜMÜ VERİ GÜNDEMİ. Ekonomik Notlar Makro Görünüm Teknik Görünüm

DÖVİZ. Döviz Kurları / Pariteler DÖVİZ PİYASASI GÖRÜNÜMÜ VERİ GÜNDEMİ. Ekonomik Notlar Makro Görünüm Teknik Görünüm DÖVİZ PİYASASI GÖRÜNÜMÜ Geçtiğimiz hafta ABD de tüketici güven endeksi beklentilerin üzerinde geriledi. ISM imalat endeksinde ise yükseliş trendinin korunduğu görülüyor. Hafta boyunca, doların güçlü seyrinin

Detaylı

23.12.2015. Euro Bölgesi 0,05% Japonya < 0.10% Parite EURUSD GBPUSD USDJPY USDTRY Altın Brent. Yüksek 1,0984 1,4908 121,311 2,9508 1080,85 36,69

23.12.2015. Euro Bölgesi 0,05% Japonya < 0.10% Parite EURUSD GBPUSD USDJPY USDTRY Altın Brent. Yüksek 1,0984 1,4908 121,311 2,9508 1080,85 36,69 Parite EURUSD GBPUSD USDJPY USDTRY Altın Brent Ülke Faiz Ülke Faiz Açılış 1,0913 1,4883 121,214 2,9159 1078,43 36,36 Türkiye 7,50% İngiltere 0,50% Yüksek 1,0984 1,4908 121,311 2,9508 1080,85 36,69 Düşük

Detaylı

Güncellenmiş Faiz Dersi

Güncellenmiş Faiz Dersi Güncellenmiş Faiz Dersi Faiz Nedir Nasıl Hesaplanır? Faiz Nedir? Piyasa açısından bakarsak faizi, tasarruf sahibinin, tasarrufunu, ihtiyacı olana belirli süre için kullandırmasının karşılığı olarak aldığı

Detaylı

AYDIN TİCARET BORSASI

AYDIN TİCARET BORSASI AYDIN TİCARET BORSASI AYDIN COMMODITY EXCHANGE MAYIS 2015 TÜRKİYE NİN TEMEL EKONOMİK GÖSTERGELERİ Ata Mahallesi Denizli Bulv. No:18 09010 AYDIN Tel: +90 256 211 50 00 +90 256 211 61 45 Faks:+90 256 211

Detaylı

Konsolide Gelir Tablosu (denetlenmemi )

Konsolide Gelir Tablosu (denetlenmemi ) Konsolide Gelir Tablosu (denetlenmemi ) Gelir Tablosu Sona Eren Üç Ayl k Dönem Sona Eren Dokuz Ayl k Dönem m. 30 Eylül 2010 30 Eylül 2009 30 Eylül 2010 30 Eylül 2009 Faiz ve benzeri gelirler 6,700 5,955

Detaylı

Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Şükrü Binay: YTL nin geleceği sıkı maliye politikasına bağlı

Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Şükrü Binay: YTL nin geleceği sıkı maliye politikasına bağlı Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Şükrü Binay: YTL nin geleceği sıkı maliye politikasına bağlı Yeni Türk Lirası operasyonunun başarılı olması için Türkiye ekonomisindeki düzelmenin devam etmesi gerekiyor.

Detaylı

ENFLASYON ORANLARI 03.07.2014

ENFLASYON ORANLARI 03.07.2014 ENFLASYON ORANLARI 03.07.2014 TÜFE Mayıs ayında aylık %0,31 yükselişle ile ortalama piyasa beklentisinin (-%0,10) bir miktar üzerinde geldi. Yıllık olarak ise 12 aylık TÜFE %9,16 olarak gerçekleşti (Beklenti:

Detaylı

BASIN DUYURUSU 2001 YILI PARA VE KUR POLİTİKASI

BASIN DUYURUSU 2001 YILI PARA VE KUR POLİTİKASI Sayı: 42 BASIN DUYURUSU 2001 YILI PARA VE KUR POLİTİKASI Gazi Erçel Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 22 Aralık 2000 Ankara 2001 yılında uygulanacak para ve kur politikasının çerçevesi, uygulama prensipleri

Detaylı

AR& GE BÜLTEN. Enflasyonla Mücadelede En Zorlu Süreç Başlıyor

AR& GE BÜLTEN. Enflasyonla Mücadelede En Zorlu Süreç Başlıyor Enflasyonla Mücadelede En Zorlu Süreç Başlıyor Ahmet KARAYİĞİT Makroekonomik göstergeler açısından başarılı bir yılı geride bıraktık. Büyüme, ihracat, faizler, kurlar, faiz dışı fazla gibi pek çok ekonomik

Detaylı

Dikkat! ABD Enerji de Yeni Oyun Kuruyor!

Dikkat! ABD Enerji de Yeni Oyun Kuruyor! Dikkat! ABD Enerji de Yeni Oyun Kuruyor! Dursun YILDIZ topraksuenerji 21 Ocak 2013 ABD Petrol İhracatçısı Olacak. Taşlar Yerinden Oynar mı? 1973 deki petrol krizi alternatif enerji arayışlarını arttırdı.

Detaylı

MİKRO İKTİSAT ÇALIŞMA SORULARI-10 TAM REKABET PİYASASI

MİKRO İKTİSAT ÇALIŞMA SORULARI-10 TAM REKABET PİYASASI MİKRO İKTİSAT ÇALIŞMA SORULARI-10 TAM REKABET PİYASASI 1. Firma karını maksimize eden üretim düzeyini seçmiştir. Bu üretim düzeyinde ürünün fiyatı 20YTL ve ortalama toplam maliyet 25YTL dir. Firma: A)

Detaylı

31.12.2011-31.03.2012 tarihleri arasında fon getirisi -%1,41 olarak gerçekleşirken, yönetici benchmarkının getirisi -%0,60 olarak gerçekleşmiştir.

31.12.2011-31.03.2012 tarihleri arasında fon getirisi -%1,41 olarak gerçekleşirken, yönetici benchmarkının getirisi -%0,60 olarak gerçekleşmiştir. GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. GELİR AMAÇLI KAMU DIŞ BORÇLANMA ARAÇLARI (EUROBOND) EMEKLİLİK YATIRIM FONU 2012 YILI 3 AYLIK FAALİYET RAPORU 1.- Ekonominin Genel durumu Dünya ekonomisi genel olarak 2011

Detaylı

1- Ekonominin Genel durumu

1- Ekonominin Genel durumu GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. GRUPLARA YÖNELİK HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 2015 YILI FAALİYET RAPORU 1- Ekonominin Genel durumu 2015 yılı yurtiçinde genel seçimler ve Merkez Bankası faiz tartışmaları,

Detaylı

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR Bu rapor ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş Gruplara Yönelik Gelir Amaçlı Kamu Borçlanma Araçları

Detaylı

01/01/2009 30/09/2009 DÖNEMİNE İLİŞKİN GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş

01/01/2009 30/09/2009 DÖNEMİNE İLİŞKİN GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş 01/01/2009 30/09/2009 DÖNEMİNE İLİŞKİN GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI (DÖVİZ) EMEKLİLİK YATIRIM FONU 9 AYLIK RAPORU BU RAPOR EMEKLİLİK YATIRIM FONLARININ KAMUYU AYDINLATMA

Detaylı

1 OCAK - 31 ARALIK 2015 HESAP DÖNEMİNE AİT PERFORMANS SUNUŞ RAPORU (Tüm tutarlar, aksi belirtilmedikçe Türk Lirası ( TL ) cinsinden ifade edilmiştir.

1 OCAK - 31 ARALIK 2015 HESAP DÖNEMİNE AİT PERFORMANS SUNUŞ RAPORU (Tüm tutarlar, aksi belirtilmedikçe Türk Lirası ( TL ) cinsinden ifade edilmiştir. A. TANITICI BİLGİLER PORTFÖYE BAKIŞ YATIRIM VE YÖNETİME İLİŞKİN BİLGİLER Halka arz tarihi: 16 Temmuz 2014 31 Aralık 2015 tarihi itibariyle Fonun Yatırım Amacı Portföy Yöneticileri Fon Toplam Değeri Portföyünde

Detaylı

MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının

MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının bağlantıları kontrol edilir. Güz ve Bahar dönemindeki

Detaylı

Konsolide Gelir Tablosu (denetlenmi )

Konsolide Gelir Tablosu (denetlenmi ) Konsolide Gelir Tablosu Konsolide Gelir Tablosu (denetlenmi ) m. 2010 2009 2008 Faiz ve benzeri gelirler 28,779 26,953 54,549 Faiz giderleri 13,196 14,494 42,096 Net faiz geliri 15,583 12,459 12,453 Kredi

Detaylı

2009 YILI UBAT AYINDA BÜTÇE G DERLER 25 M LYAR 808 M LYON TL, BÜTÇE GEL RLER 18 M LYAR 415 M LYON TL VE BÜTÇE AÇI I 7 M LYAR 393

2009 YILI UBAT AYINDA BÜTÇE G DERLER 25 M LYAR 808 M LYON TL, BÜTÇE GEL RLER 18 M LYAR 415 M LYON TL VE BÜTÇE AÇI I 7 M LYAR 393 UBAT 2009 DÖNEM 2009 YILI UBAT AYINDA BÜTÇE G DERLER 25 M LYAR 808 M LYON TL, BÜTÇE GEL RLER 18 M LYAR 415 M LYON TL VE BÜTÇE AÇI I 7 M LYAR 393 LYON TL OLARAK GERÇEKLE R. 2009 YILI UBAT AYINDA 9 M LYAR

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 22 Ağustos 2016, Sayı: 33. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 22 Ağustos 2016, Sayı: 33. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 33 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya 1 DenizBank Ekonomi Bülteni

Detaylı

ERGOĐSVĐÇRE EMEKLĐLĐK VE HAYAT A.Ş. GELĐR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI (EURO) EMEKLĐLĐK YATIRIM FONU 1 OCAK 30 EYLÜL 2009 HESAP DÖNEMĐNE AĐT

ERGOĐSVĐÇRE EMEKLĐLĐK VE HAYAT A.Ş. GELĐR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI (EURO) EMEKLĐLĐK YATIRIM FONU 1 OCAK 30 EYLÜL 2009 HESAP DÖNEMĐNE AĐT . GELĐR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI (EURO) EMEKLĐLĐK YATIRIM FONU 1 OCAK 30 EYLÜL 2009 HESAP DÖNEMĐNE AĐT PERFORMANS SUNUŞ RAPORU VE YATIRIM PERFORMANSI KONUSUNDA KAMUYA AÇIKLANAN BĐLGĐLERE ĐLĐŞKĐN

Detaylı

Tan mlar: Ürün tan mlar, Kategori tan mlar, Ödeme seçenekleri, Salon yerle im düzeni tan mlar n n yap lmas n sa lar.

Tan mlar: Ürün tan mlar, Kategori tan mlar, Ödeme seçenekleri, Salon yerle im düzeni tan mlar n n yap lmas n sa lar. BiberPOS Ana Menüsü: Sipari Al: Sipari alma ve ödeme i lemleri yap l r Kapat: Program kapat r. Tan mlar: Ürün tan mlar, Kategori tan mlar, Ödeme seçenekleri, Salon yerle im düzeni tan mlar n n yap lmas

Detaylı

Bas n toplant s (25/05/2006)

Bas n toplant s (25/05/2006) İSTİKRAR ENSTİTÜSÜ Bas n toplant s (25/05/2006) Türkiye Ekonomisi için çok önemli olacağ n düşündüğümüz bir Kurum un oluşturulma karar n aç klamak üzere huzurlar n zda bulunuyoruz. Ülkemiz 30 y l boyunca

Detaylı

2009-2010 Güz Dönemi Mikro Iktisat 1. Ö¼gretim 1. Vize S nav 17.11.2009

2009-2010 Güz Dönemi Mikro Iktisat 1. Ö¼gretim 1. Vize S nav 17.11.2009 009-010 Güz Dönemi Mikro Iktisat 1. Ö¼gretim 1. Vize S nav 17.11.009 Ad ve Soyad : Numaras : Soru 1: Tüketici seçiminde yard m ve makbuz karş l ¼g yard m durumunu şekil yard m yla aç klay n z. Siyasal

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, Şam da Emevi Caminde namaz kılmayı hayal eden Başbakan, hava sahamızı koruyabilmek için NATO dan Patriot füzeleri istemekte, gençlerimize adam gibi ölmekten bahsetmektedir.

Detaylı

MAHALL DARELERDE DÖNEM SONU LEMLER. Ömer DA Devlet Muhasebe Uzman. info@omerdag.net

MAHALL DARELERDE DÖNEM SONU LEMLER. Ömer DA Devlet Muhasebe Uzman. info@omerdag.net Slide 1 MAHALL DARELERDE DÖNEM SONU LEMLER (Belediyeler, il özel idareleri, ba l idareler ve mahalli idare birlikleri) Ömer DA Devlet Muhasebe Uzman info@omerdag.net Slide 2 I. Geçici Mizandan Önce Yap

Detaylı

Kasım. Günlük Araştırma Bülteni Sabah RAPORU

Kasım. Günlük Araştırma Bülteni Sabah RAPORU 02 Kasım Günlük Araştırma Bülteni Sabah RAPORU Williams henüz karar faiz artırımı kararı yok dedi San Francisco FED Başkanı John Williams FED in son toplantısının ardından Aralık ayından bahsetmesinin

Detaylı

7.36% 2.9% 17.9% 9.7% % Temmuz 18 Nisan 18 Temmuz 18 Ağustos 18

7.36% 2.9% 17.9% 9.7% % Temmuz 18 Nisan 18 Temmuz 18 Ağustos 18 ÖZET GÖSTERGELER Piyasalar USD/TRY 6.56 Altın (USD) 1,202 Ağustos 18 EUR/TRY 7.65 Petrol (Brent) 77.4 BİST - 100 92,723 Gösterge Faiz 24.5 Büyüme Sanayi Üretimi Enflasyon İşsizlik 7.36% 2.9% 17.9% 9.7%

Detaylı

Nakit Sermaye Artırımı Uygulaması (Kurumlar Vergisi Genel Tebliği (Seri No:1) nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No:9))

Nakit Sermaye Artırımı Uygulaması (Kurumlar Vergisi Genel Tebliği (Seri No:1) nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No:9)) Sirküler 2016 / 019 Referansımız: 0259 / 2016/ YMM/ EK Telefon: +90 (212) 29157 10 Fax: +90 (212) 24146 04 E-Mail: info@kutlanpartners.com İstanbul, 08.03.2016 Nakit Sermaye Artırımı Uygulaması (Kurumlar

Detaylı

Mart. Detaylı Enstrüman Analizi USD/TRY

Mart. Detaylı Enstrüman Analizi USD/TRY 10 Mart Detaylı Enstrüman Analizi USD/TRY USD/TRY de düşüş devam eder mi? Küresel piyasalarda artan risk iştahı ile gelişen ülke para birimleri Şubat ayından bu yana ABD doları karşısında güçlü bir seyir

Detaylı

Gündem 05.10.2015. Türkiye 7,50% İngiltere 0,50% Amerika 0,25% İsviçre -0,75% Euro Bölgesi 0,05% Japonya < 0.10%

Gündem 05.10.2015. Türkiye 7,50% İngiltere 0,50% Amerika 0,25% İsviçre -0,75% Euro Bölgesi 0,05% Japonya < 0.10% Parite EURUSD GBPUSD USDJPY USDTRY Altın Brent Açılış 1,1191 1,5129 119,923 3,0266 1113,65 47,94 Yüksek 1,1318 1,5237 120,406 3,0371 1141,40 48,47 Düşük 1,1151 1,5128 118,690 2,9874 1104,80 46,91 Kapanış

Detaylı

A N A L Z. Seçim Öncesinde Verilerle Türkiye Ekonomisi 2:

A N A L Z. Seçim Öncesinde Verilerle Türkiye Ekonomisi 2: A N A L Z Seçim Öncesinde Verilerle Türkiye Ekonomisi 2: Sektör Mücahit ÖZDEM R May s 2015 Giri Geçen haftaki çal mam zda son aç klanan reel ekonomiye ili kin göstergeleri incelemi tik. Bu hafta ülkemiz

Detaylı

Gürcan Banger Enerji Forumu 10 Mart 2007

Gürcan Banger Enerji Forumu 10 Mart 2007 Enerji ve Kalkınma Gürcan Banger Enerji Forumu 10 Mart 2007 Kırılma Noktası Dünyanın gerçeklerini kırılma noktalarında daha iyi kavrıyoruz. Peşpeşe gelen, birbirine benzer damlaların bir tanesi bardağın

Detaylı

BANKA MUHASEBESİ 0 DÖNEN DEĞERLER HESAP GRUBU

BANKA MUHASEBESİ 0 DÖNEN DEĞERLER HESAP GRUBU BANKA MUHASEBESİ 0 DÖNEN DEĞERLER HESAP GRUBU 0 DÖNEN DEĞERLER Dönen değerler bilançonun aktifinde yer alan, likiditesi en yüksek varlık grubu olup bu hesap grubunda yer alan hesapların ortak özelliği

Detaylı

KELEBEK MOBİLYA SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ. BİLANÇO (TL) Bağımsız Denetim'den (XI-29 KONSOLİDE)

KELEBEK MOBİLYA SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ. BİLANÇO (TL) Bağımsız Denetim'den (XI-29 KONSOLİDE) KELEBEK MOBİLYA SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ BİLANÇO (TL) Bağımsız Denetim'den (XI-29 KONSOLİDE) Geçmemiş Geçmemiş Dipnot Referansları 30.09.2009 31.12.2008 VARLIKLAR Dönen Varlıklar 27,180,536 28,730,807

Detaylı

Ekonomik Gündem Piyasalar haftanın ilk işlem gününe hafta sonu İngiltere de yayımlanan Brexit anketi ile birlikte oldukça hareketli başladı. Yayımlanan ankette Birlik içerisinde kalmak isteyenlerin sayısı

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 09 Haziran 2014, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler

Ekonomi Bülteni. 09 Haziran 2014, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Ekonomi Bülteni, Sayı: 23 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ercan Ergüzel Ezgi Gülbaş Ali Can Duran 1 DenizBank Ekonomi Bülteni

Detaylı

5.21% -11.0% 25.2% 10.8% % Eylül 18 Ağustos 18 Eylül 18 Ekim 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

5.21% -11.0% 25.2% 10.8% % Eylül 18 Ağustos 18 Eylül 18 Ekim 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar ÖZET GÖSTERGELER Piyasalar USD/TRY 5.50 Altın (USD) 1,225 Ekim 18 EUR/TRY 6.24 Petrol (Brent) 76.2 BİST - 100 90,201 Gösterge Faiz 24.4 Büyüme Sanayi Üretimi Enflasyon İşsizlik 5.21% -11.0% 25.2% 10.8%

Detaylı

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ 1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ 1. GİRİŞ Odamızca, 2009 yılında 63 fuara katılan 435 üyemize 423 bin TL yurtiçi fuar teşviki ödenmiştir. Ödenen teşvik rakamı, 2008 yılına

Detaylı

Haziran. Günlük Araştırma Bülteni Sabah RAPORU

Haziran. Günlük Araştırma Bülteni Sabah RAPORU 16 Haziran N Günlük Araştırma Bülteni Sabah RAPORU FOMC para politikasını korudu, Brexit referandumu kararda etkili oldu Dün gerçekleştirilen FOMC toplantısında politika yapıcılar para politikasını koruma

Detaylı