TÜRKİYE DE PSİKOLOJİ VE DİN PSİKOLOJİSİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "TÜRKİYE DE PSİKOLOJİ VE DİN PSİKOLOJİSİ"

Transkript

1 T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ FELSEFE VE DİN BİLİMLERİ ANA BİLİM DALI DİN PSİKOLOJİSİ BİLİM DALI TÜRKİYE DE PSİKOLOJİ VE DİN PSİKOLOJİSİ Ayhan KÖSE YÜKSEK LİSANS TEZİ Danışman Doç. Dr. Abdülkerim BAHADIR Konya

2

3 I ÖNSÖZ Pozitivist bir bakış açısıyla bakıldığında insanı ve onun çevresi ile olan ilişkilerini konu edinmiş olan Psikoloji nin, en son gelişmiş bilimlerden biri olması manidardır. Oysa insan ve davranışlarını konu alan psikolojinin tarihi çok eskilere uzanmaktadır. Bilimin geçmişiyle şimdi arasındaki ilişkiler bütününü ortaya çıkarması bakımından yapılacak bir çalışma ise ayrı bir önem arz etmektedir. Bilimsel yöntemlerin uygulandığı, doğa bilimleri gibi objektif yaklaşımların sergilendiği dönem, Psikoloji nin bağımsız bir disiplin olmasından önce olmuştur. Psikoloji nin yeni ve ayrı bir çalışma alanı olarak görüldüğü, özgün araştırmaların ortaya konduğu dönem ise Avrupa ve Amerika daki psikologlar yoluyla şekillenmiştir. Batı da Psikoloji nin aldığı bu seyre karşın modern anlamda Psikoloji nin Türkiye deki gelişimi, Avrupa ve Amerika daki psikologların eserlerinden yapılan tercümeler vasıtasıyla olmuştur. Böylece Avrupa ve Amerika dan ithal edilen psikoloji geleneği, Türk toplumundaki Batılılaşma çabalarının etkisiyle de kendince bir orijinallik kazanamamıştır. Diğer taraftan, Türkiye de Psikoloji nin gelişiminde psikologlar toplumunda oluşan sorunların çözümünde bazı konulara ağırlık vermişlerdir. Ayrıca psikologların kendi etkilendikleri ekollerin yaklaşımlarını Türkçe ye aktarmaları da Türkiye de Psikoloji nin oluşum aşamalarını teşkil etmiştir. Bu çalışma, daha önce yeterince aydınlatılmadığı göz önüne alınarak Türkiye Psikoloji tarihine katkı sağlayacağı düşüncesiyle ortaya konulmuştur. Üç bölüm halinde düzenlenen çalışmanın birinci bölümünde, modern psikolojinin şekillenmesini sağlayan ekoller ve savunucuları konu edilmiştir. Bu kısımda, Batı da Din Psikolojisi nin gelişim çizgisi de aktarılmıştır. Bütün içerisindeki özeli oluşturan Türkiye psikoloji tarihi ise, ikinci bölümde ele alınmıştır. Bu kısımda, Türkiye bilim hayatının temelini oluşturan İslam geleneğinde psikoloji anlayışı açıklandıktan sonra ana hatlarıyla Türkiye psikoloji tarihi, klasik ve modern ayrımı yapılarak işlenmiştir. Son bölümde ise Türkiye de Din Psikolojisi nin gelişimi ele alınmıştır. Çalışmanın bu kısmı ise, daha çok telif eserler esas alınarak tamamlanmıştır. Hem Türk Psikoloji Tarihi hem de Türk Din Psikolojisi, kendilerine has özgünlükleriyle bahis konusu edilmiştir. Bununla beraber Türk Psikoloji

4 II Tarihi nin ilkleri kabul edilebilecek eserler de ayrı ayrı psikoloji dalları bakımından önemli olmasından dolayı tespit edilmeye çalışılmıştır. Araştırma konusunun seçiminde ve araştırmanın her aşamasında görüş ve yorumlarıyla çalışmanın şekillenmesini sağlayan değerli danışman hocam Doç. Dr. Abdülkerim BAHADIR a teşekkür ederim. Ayhan KÖSE Konya 2008

5 III İÇİNDEKİLER Önsöz... I İçindekiler... III Kısaltmalar... V Giriş... 1 I. BÖLÜM BATIDA PSİKOLOJİ VE DİN PSİKOLOJİSİ A. PSİKOLOJİNİN DOĞUŞU VE GELİŞİMİ ) Klasik Psikoloji Anlayışı ) Modern Psikoloji Anlayışı... 9 B. PSİKOLOJİ TARİHİNDE ORTAYA ÇIKAN EKOLLER ) Yapısalcılık ) İşlevselcilik ) Davranışçılık ) Gestalt Psikolojisi ) Psikanaliz ) Hümanist Psikoloji ) Bilişsel Psikoloji C. BATIDA DİN PSİKOLOJİSİNİN TARİHÇESİ... 36

6 IV II. BÖLÜM TÜRKİYE DE PSİKOLOJİNİN DOĞUŞU VE GELİŞİMİ A. İSLAM GELENEĞİNDE PSİKOLOJİ B. TÜRKİYE DE KLASİK PSİKOLOJİ C. TÜRKİYE DE MODERN PSİKOLOJİ ) Çeviri Eserler ) Telif Eserler ) Dergiler III. BÖLÜM TÜRKİYE DE DİN PSİKOLOJİNİN DOĞUŞU VE GELİŞİMİ A. DİN PSİKOLOJİSİNDE TELİF ESERLER B. DİN PSİKOLOJİSİNDE TERCÜME ESERLER SONUÇ KAYNAKÇA

7 V KISALTMALAR a.g.e. a.g.m. a.g.t. a.y. ATÜEF ATÜİF AÜDTCF AÜİF AÜİFİİE C Çev. EÜEF EÜİF İÜ İÜEF İÜTPÇ Matb. MEB Mecm. MÜİF MÜİFV OMÜİF : Adı geçen eser : Adı geçen makale : Adı geçen tez : Aynı yer : Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi : Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi : Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi : Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi : Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslami İlimler Enstitüsü : Cilt : Çeviren : Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi : Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesi : İstanbul Üniversitesi : İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi : İstanbul Üniversitesi Tecrübî Psikoloji Çalışmaları : Matbaası : Milli Eğitim Bakanlığı : Mecmuası : Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi : Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Vakfı : Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi s. : Sayfa S. : Sayı SDÜİF : Süleyman Demirel Üniversitesi İlahiyat Fakültesi

8 VI TDV UÜİF Yay. Haz. Yay. : Türkiye Diyanet Vakfı : Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi : Yayına Hazırlayan : Yayınları

9 1 GİRİŞ Sahası ve sınırları farklı olan bilim ve din, bireyin zihinsel ve duygusal ihtiyaçlarını tatmin etme bakımından büyük bir ilişki içerisindedirler. İnsan ruh ve beden olarak bir bütün teşkil etmektedir. Bilim ve dinde bu bütün içerisinde yerlerini almışlardır. 1 Bilimin amacı, bütün tabiatı içinde insan ve insanın bütün ilişkileri de dâhil olduğu halde tam ve eksiksiz olarak anlamaktır. 2 İşte bu amacı benimseyen bilimlerden biri de psikolojidir. Psikoloji, her ne kadar ruh bilgisi anlamına gelse de, aslında o ruhu incelemez ve Ruh var mıdır? Ruh ölümsüz müdür? gibi sorulara cevap aramaz. Çünkü bu soruların cevabı Modern Psikoloji açısından bilimin problemini değil; felsefe ve dinin konusu oluşturmaktadır. Bilim gözlenebilen olayları inceler ve bu olaylar arasındaki değişmeyen ilişkileri, bir başka değişle kanunları bulmaya çalışır. Bu bakımdan bir bilim olan psikolojinin konusu da canlı varlıkların duyuş, düşünüş ve davranışlarıdır. Fakat psikoloji uzun zaman iç hayat olaylarının bilimi veya zihinde geçen bilinç olaylarının bilimi olarak tanımlanmıştır. Bu tanımlara göre psikolojinin konusu ise insanın iç âlemidir. Bu dönemi psikolojinin klasik dönemi olarak tanımlamak uygun olacaktır. Diğer taraftan günümüzde ise psikoloji modern dönemini yaşamaktadır. Çünkü psikoloji, doğa bilimlerimin metotlarını kullanan tecrübî bir bilim olmuştur. Bu dönemin ilk işareti ise psikoloji problemlerinin çözümü girişimlerine bilimsel metotların adapte edilmesiyle, 19. yüzyılın son çeyreğinde kendini göstermiştir. Bu işaret 1879 yılında, Leipzig de ilk psikoloji laboratuarının kurulması ile olmuştur. 3 Psikoloji tarihinde Avrupa da Leipzig laboratuarı ile başlayan bu değişim kısa zamanda Amerika da da kendini göstermiştir. Bilimler coğrafi sınırlar tanımaksızın insanları etkilemişlerdir. İnsansın duyuş, düşünüş ve davranışlarını kendine konu edinmiş olan Psikoloji de kısa zamanda farklı insan gruplarını etkilemiştir. Bu bağlamda Türkiye de de modern 1 Habil Şentürk, Din Psikolojisi, Esra Yay., Konya 1997, s Orhan Türkdoğan, Bilimsel Değerlendirme ve Araştırma Metodolojisi, MEB Yay., İstanbul 1995, s Duane P. Schultz - Sydney Ellen Schultz, Modern Psikoloji Tarihi, (Çev. Yasemin Aslan), 2. Basım, Kaknüs Yay., İstanbul 2002, s. 29.

10 2 psikoloji anlayışı kendini göstermiştir. Fakat Türkiye de Psikoloji bilimi bağımsız bir anlayışla oluşmamış, özellikle Avrupa ve Amerika daki psikoloji anlayışları çerçevesinde şekillenmiştir. Psikolojinin bir alt dalı olan Din Psikolojisi ise, diğer din konulu insan bilimlerinde (Din Felsefesi, Din Sosyolojisi gibi) olduğu gibi Batı da en çok yüzyıllık bir geleneğe sahip olmuştur. Buna karşın Türkiye de Din Psikolojisi, çok az tanınan yeni bir araştırma alanı olduğu için, bu alanda yapılan araştırmaların ve araştırmacıların sayısı Batı ya nazaran oldukça sınırlı sayıda olmuştur. 4 Araştırmada Türkiye de psikoloji ve din psikolojisi tarihinin seyri ortaya çıkarılmaya çalışılırken bu alanda yazılmış eserler ve makaleler öncelikle ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu aşamada da özellikle yazılan ilk eserler ve yazarları belirlenmeye çalışılırken, diğer taraftan Türkiye de modern psikolojinin şekillenişinde hangi ülkelerin ve ekollerin etkileri olduğu tespit edilmeye çalışılmıştır. Araştırma tarihi süreç içerisinde oluşturulmaya çalışılırken psikolojiyle ilgili olarak yazılmış ve yayınlanmış çeviri eserler, telif eserler ve makaleler temel alınmıştır. Ayrıca konu ile ilgili doktora ve yüksek lisans tezleri de incelenmiştir. Tarihi bir süreç işlendiği için, ayrıca eğitim tarihi kitapları ve dönemin tarihi hakkında bilgi veren kitaplara da müracaat edilmiştir. Bunlardan ayrı olarak birde bibliyografik eserler incelenerek varsa kayıp eserler, bu sürece dahil edilmeye çalışılmıştır. Böylece araştırmanın amacı da, Türkiye deki klasik ve modern psikoloji anlayışlarının tarihinin ortaya konulması olarak belirlenmiştir. Özelde ise Türkiye de 1950 öncesi din psikolojinin tarihi gelişimini ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu ise öncelikle Batıdaki psikoloji ve din psikolojisi tarihinin ortaya konulmasını zorunlu kılmıştır. 4 Hayati Hökelekli, Din Psikolojisi, TDV Yay., Ankara 1993, s. XII

11 3 I. BÖLÜM BATIDA PSİKOLOJİ VE DİN PSİKOLOJİSİ

12 4 Modern çağda gelişmeye başlayan psikolojinin kökleri, yeniçağdaki gelişmelere dayanmaktadır. 15. yüzyılda coğrafya alanındaki yeni buluşlarla birlikte bilim alanında meydana gelen büyük gelişmeler Yeniçağı doğuran etmenlerin belirleyicisi olmuştur. Kopernik ( ), Galile ( ) ve Kepler ( ) gibi bilim adamlarının astronomi alanındaki keşifleri, Newton un ( ) fizik, Harvey in ( ) fizyoloji alanındaki buluşları ise Yeniçağdaki bilim anlayışının öncüleri olmuşlardır. Böylece yapılan çeşitli icat ve keşifler sayesinde insanlar doğayı bir ölçüde kontrolleri altına alabilmişlerdir. Bu gelişmelerin neticesinde de pozitif bilimler gelişmiştir. Fizik ve doğa bilimleri alanındaki bu buluşların psikolojiye doğrudan bir yararı olmamış; ancak psikologlar, pozitif bilimlerde kullanılan belli başlı araştırma metotlarına karşı ilgi duymuşlardır. 5 A. PSİKOLOJİNİN DOĞUŞU VE GELİŞİMİ 1) Klasik Psikoloji Anlayışı Psikoloji kökleri itibariyle en eski disiplinlerden biri olduğu kadar, en yeni disiplinlerden de birisi olmuştur. Modern bilimin gereği olarak kabul edilen yaklaşımlar ve kullanılan teknikler, psikolojinin köklerini dayandırdığı eski felsefeyi Modern Psikoloji den ayırmış ve Psikoloji nin ayrı bir disiplin olarak ortaya çıkmasını sağlamıştır. Hâlbuki 19. yüzyılın son çeyreğine kadar filozoflar insan doğasını bir takım kurgulara, sezgilere ve kendi sınırlı kişisel tecrübelerine dayalı genellemeler yoluyla incelemişlerdir. Bellek, öğrenme, motivasyon, algı, rüyalar ve irrasyonel davranışlar gibi insan doğası hakkında bugün sorulan sorular, yüzyıllar önce bu filozoflar tarafından benzer şekilde sorulmuştur. 6 5 Feriha Baymur, Genel Psikoloji, İnkılâp Yay., İstanbul 1994, s Schultz Schultz, a.g.e., s

13 5 Yunan felsefesinde ateş, hava, toprak ve su elemanlarının yanında, bunların birbirleriyle kaynaşma ve birleşmesini sağlamak için sevgi ve nefret gibi maddî olmayan prensiplerin ortaya konulmasıyla, yeni bir düşünüş filizlenmiştir. İşte bu düşünüş ilim ve felsefede, ruh ve madde ikiliğini ilk defa meydana çıkarmıştır. Sokrat la (M.Ö ) birlikte ruhun ve şuurun tetkiki için bir yol açılmıştır. O kendini bil düsturuyla objektif şeylerden başka bir de sübjektif durumlar olduğunu ifade etmiştir. Demokritos (M.Ö ) da Sokrat gibi düşünmüş ve ruhun öznel durumları olduğunu, ruhun da tıpkı başka maddeler gibi atomlardan fakat ateşin atomları gibi pürüzsüz, yuvarlak ve vücudun her tarafına dağılmış atomlardan birleşik olduğunu söylemiştir. Demokritos, duyularla edinilen algıların eşyadan çıkan buhar gibi parçacıkların duyu organlarımıza gelip dokunmasıyla olduğunu da ifade etmiştir. Her duyumun nihayet dokunma duyusuna ulaşacağını düşünen Demokritos, materyalist bir psikoloji anlayışını da ortaya koymuştur. Fakat Eflatun (M.Ö ), ruhu bu kadar maddî düşünmemiş ve ruh bilimini ayrı bir bilgi dalı olarak kabul etmiştir. Bu sebeple de o, ruh hakkındaki bilgileri fiziğin bir dalı gibi kabul etmiştir. Ayrıca Eflatun, insan ruhunun Tanrı tarafından yaratılmış, evrenin ruhunun niteliklerine sahip ve kendiliğinden hareketli bir hayat prensibi olduğunu söylemiştir. Eflatun da ruh bahsinde en dikkate değer nokta ise ruhun ezelî âlemde (deneme âlemiyle temasa girmeden önce) ideaları görmüş olmasından dolayı, deneme âlemine girdikten sonra bu ideaların eksik kopyalarıyla temasa geçtikçe, bu temaslarla önceden ruhun gördüğü ideaları hatırladığını söyleyerek, bütün bilginin hatırlamadan ibaret olduğunu ifade etmesi olmuştur. 7 Bu anlayışlara karşın ilimler sınıflamasında psikolojiye De Anima= Kitabü n-nefs diye yer veren 8 Aristo (M.Ö ), biyoloji yoluyla psikolojiye girerken; beden ruh içindir dedikten sonra ruhu bir hayat gücü olarak kabul etmiştir. O, bilgilere duyum ve algıyla ulaşıldığı gibi, psikoloji bilgilerine de duyum, algı ve deneyle varılacağı düşüncesini ilk defa savunan kişi olmuştur. Ona göre kendi kendine hareket eden ve değişen şeyler hayatî olan şeylerdir. Hayat ise kendi kendine 7 Abdülhak Adnan Adıvar, Tarih Boyunca İlim ve Din, 2. Basım, Remzi Kitabevi, İstanbul 1969, s Hilmi Ziya Ülken, Felsefeye Giriş, 2. Basım, AÜİF Yay., Ankara 1958, s. 55.

14 6 hareketten ibarettir ve bu hareketin prensibi de ruhtur. 9 Bu anlayışıyla ruhu, öğretmeni Eflatun dan farklı kabul eden Aristo, böylece ruhu bedenin bir fonksiyonu olarak kabul etmiştir. Bu sebeple de o, organizmanın sahip bulunduğu yeme-içme, cinsiyet gibi çeşitli fonksiyonları bedendeki ruh şeklinde açıklamıştır. 10 Bu yüzden de Aristo ruhu, yalnız akıl ve bilinç olarak değil, belki bütün hayatî olayların (beslenme, duyumlar ve hareketin) prensibi olarak kabul etmiştir. İşte Aristo, bu pek modern görülen yoldan ruhbilime girerken; bir yandan olayları gözlemleme, diğer yandan da iç gözlem usulünü kullanmıştır. Fakat onun bu psikoloji anlayışı yine de metafiziğinin etkisi altında kalmış ve tecrübî bir psikoloji bu devirde kurulamamıştır. 11 Aristo dan sonra Yunan, Roma ve Ortaçağda psikoloji, hep felsefenin çerçevesi içinde kalarak ayrı bir bilim dalı olamamıştır. 12 Felsefenin etkisinde kaldığı için de bütün Ortaçağ ve Yeniçağda psikolojinin konusu, genel olarak ruh adı verilen mistik bir nesne olmuştur. Ancak Ortaçağ ve Yeniçağda, bu konu eski zamanlara göre daha felsefî bir niteliğe bürünmüştür. Bu sebeple de Ortaçağ ve Yeniçağda bilimsel bir psikolojiden söz edilmemekle beraber, bir ruh felsefesi gelişme göstermiştir. Bu dönemlerde psikoloji konuları felsefe içinde yer almış ve sadece spekülasyon yoluyla bu alandaki bilgiler genişletilmeye çalışılmıştır. Ayrıca Ortaçağ ve Yeniçağda ruhun ve ruhsal olayların ne olduğuna ilişkin türlü kuramlar ortaya atılmış ve Ruh var mıdır yok mudur? Varsa, nasıl bir şeydir? Ruh ve beden arasındaki ilişkilerin iç yüzü nedir? gibi problemler üzerinde uzun tartışmalar olmuştur. 13 Başlangıcı eski Yunanistan da, Heraklitus tan (M.Ö ) ve Eflatun dan gelen bir görüşe katılan bazı Ortaçağ ve Yeniçağ düşünürleri, ruhun var olduğunu ileri sürmüşlerdir. Onlar, madde bir görüntüden ibaret olup; maddesel olmayan yani fiziksel ve kimyasal oluşumlarla açıklanamayacak olan ruh, evrenin asıl cevherini 9 Adıvar, a.g.e., s Lütfi Öztabağ, Yeni Psikoloji, Remzi Kitabevi, İstanbul 1974, s Adıvar, a.g.e., s Adıvar, a.g.e., s Baymur, a.g.e., s

15 7 meydana getirir görüşünü benimsemişlerdir. Böyle düşünenlere spiritüalistler denilmiştir. Yine başlangıcı eski Yunan filozoflarından Demokritos a dayanan başka bir görüşü benimseyen düşünürlerce de ruh adı verilen bağımsız bir varlığın olmadığı ileri sürülmüştür. Onlar, fiziksel ve kimyasal kanunlar, yaşamın bütün biçimlerini açıklamaya yeter, ruh bedenin bir fonksiyonundan ibarettir görüşünü benimsemişlerdir. Böyle düşünenlere ise materyalistler denilmiştir. Bu dönemde en çok tartışılan konu, beden ve ruhun birbiriyle olan ilişkileri meselesi olmuştur. 14 Beden ve ruh ilişkisini açıklamak için 17. yüzyılda Descartes ( ), düalizmi ileri sürerken; bir düşünen ruhtan, bir de bedeni içine alan ve devamlı hareket halinde olan madde âleminden söz etmiştir. Descartes ruhu, yerel (mekânî) ilişkileri olmayan; ancak zaman içinde var olan bellek gücüne sahip, insanda kişilik ve benlik olarak kendini gösteren ve ilgileri, gayeleri bulunan kendine özgü bir varlık olarak açıklamıştır. 15 Descartes, fiziği hayvan ve insan hareketlerinin izahına tatbik etmeye çalışmıştır. Böylece de, hareketlerin esasını bugün refleks dediğimiz hareketlere çevirirken, bu reflekslerde sinirler içinde, duyu organlarından beyne oradan adalelere giden bir meylin bulunduğunu düşünmüştür. Böylece Descartes, ruhu beyinde lokalize etmeye çalışmış ve ruhun bazı hallerde sinirler içindeki hareketlere müdahale ettiğini zannetmiştir. O, düşünme gücüyle de insan ruhunun maddî olmadığını kabul etmiştir. 16 Descartes te beden ve ruh birbirine indirgenemez görüşü, ruh beden ilişkisi konusunda sonuç oluşturmuş; buna karşılık Spinoza da ( ) ise çift yanlı gerçek kuramı ruh beden ilişkisine yeni bir yön vermiştir. Bu kuramla, ruh ve beden bir varlığın iki yanı, iki yönden görünüşü olmuş ve bu görüşüyle Spinoza, bütün varlığı teke indirgemiştir. Fakat o, bu bir varlığın ne olduğunu açıklama imkânı bulamamıştır. 17 Ruh beden ilişkisinde görüş belirten bir diğer filozof Hobbes e göre ( ), organizmadaki ruhî süreçlerin esası bir hareketten ibaret olduğu için 14 Baymur, a.g.e., s Baymur, a.y. 16 Rober S. Woodworth, Bugünün Psikoloji Cereyanları, (Çev. Muzaffer Şerif Başoğlu), AÜDTCF Yay., Ankara 1943, s Baymur, a.g.e., s. 287.

16 8 ruh olayları harekete dönüştürülebilirdir. 18 Bu düşüncesiyle, Descartes ten farklı düşünen Hobbes, duyu organlarına dışarıdan gelen kuvvet, sinirlere, oradan beyne, en son kalbe geçer ve bu iç hareket tepkiye dönüşmediği sürece hatıralar ve fikirler halinde kalır görüşünü benimsemiştir. O, bütün ruhî süreçleri umumî bir hareket esasına dönüştürürken; onları fizikî hareketler mahiyetinde de görmüştür. Fakat Hobbes in doğuştan gelen zihnî güçlerin psikolojisine karşı olan bu tepkisi kökten olmasına rağmen teferruat itibariyle aksak kalmıştır. Bu yüzden de bu düşünüş tarzını devam ettirmek daha sonraki İngiliz Psikolojisi nin işi olmuş ve Çağrışım Psikolojisi (Association Psychology) bu görevi üstlenmiştir. 19 Diğer taraftan 18. yüzyılda yaşamış olan İskoçyalı filozof David Hume ( ), Platon dan beri süregelen animizmi ilk olarak etkili bir biçimde eleştirirken, ilahi ve canlı bir cevher olarak ruhun varlığına ilişkin hiçbir yaşantının, hiçbir kanıtın bulunmadığını ileri sürmüştür. Ona göre ruh adı verilen şey, içsel yaşantılardan ibarettir. Bunlar da birçok algılar, tasarımlar, anılar ve duyguların bir koleksiyonudur. Ona göre ruhtan değil, ancak ruhsal olaylardan söz etmek mümkündür. Böylece de ilk defa Hume, ruh yerine ruhsal olayları psikolojinin konusu olarak ileri sürmüş ve onun bu düşüncesi, Modern Psikoloji nin konusuna ışık tutmuştur. 20 Ruh hakkında çeşitli filozoflar tarafından ortaya atılmış iddialar sadece teorikte kalmıştır. Hiçbir filozof ve bilgin onu gördüğünü, onun görünür yönlerini bildiğini ya da deneysel bilgisine sahip bulunduğunu iddia etmemiştir. Psikoloji nin deneysel bir bilim olarak kurulmasına kadar geçen süreçte, Biyoloji nin hâkim olduğu bir psikoloji anlayışı kendini göstermiş, organizma üzerinde dolaşım, sindirim, dokunma gibi deneyler yapılmaya başlanmıştır yılında İngiliz Harvey, dolaşım olayını açıklayan deneylere başlamıştır yılında Reamur ise sindirim üzerinde çalışmalar yapmaya başlamıştır. Aynı çalışmayı 1780 de Splanzani de yapmıştır. Organizma üzerinde yapılan bu çalışmalar, onun daha çok tanınmasına 18 Öztabağ, a.g.e., s Woodworth, a.g.e., s Baymur, a.g.e., s. 287.

17 9 yardımcı olmuş ve organizmanın tepki ve davranışlarının ruh ile değil, daha başka olaylarla açıklanabileceği ortaya konulmuştur. 21 Bütün bu tartışmalar göstermiştir ki, 19. yüzyıla kadar psikoloji, hep felsefenin çerçevesi içinde kalmış ve bu dalla bilginlerden daha fazla filozoflar meşgul olmuşlardır. Hâlbuki Psikoloji, 19. yüzyılda artık felsefeden ayrı ilmî, tecrübî bir alana geçmeye başlamıştır. 22 2) Modern Psikoloji Anlayışı Yeni başlangıca önderlik eden psikolojinin temelini oluşturan klasik psikoloji anlayışına dikkatle bakıldığında o dönemde bile modern vasıflara haiz birçok psikolojik unsur göze çarpmaktadır. Son zamanlardaki tetkikler, Eflatun ve Aristo dan bugüne kadar psikoloji sahasında kıymetli buluşlara rastlandığını göstermiştir. Ancak klasik psikoloji devirlerinde, modern olarak tanıdığımız psikologlar nazarında içinden çıkılamayan, başka şeylere aktarılması mümkün olmayan unsurlarla yüklü konuları içeren, fizikî dünya ile pek az ilişkisi olan bir psikoloji anlayışı hâkim olmuştur yüzyıl başlarına gelinceye kadar psikoloji, felsefenin bir dalı gibi, çoğu zaman metafizik teorilerle karışık bir halde yol alırken; ya metafiziğin veya ilâhiyatın içine karışıp gitmiştir. İngiltere de 18. yüzyılda kurulan, iç gözleme dayalı deneyci usul senelerine kadar Ruhbilim e hâkim olmuştur. Fransa da ise fizyolojik ve patolojik olaylarda ruhun çeşitli belirtileri incelenmeye başlayınca, deneysel psikoloji düşüncesi ortaya çıkmıştır. Bu suretle de Fransa da Ruhbilim, 19. yüzyılda metafiziğin elinden kurtularak daha ziyade fizyologların ve hekimlerin eline geçmiştir. Hâlbuki bu dönem de Almanya da üniversitelerde sırf akılcı bir anlayış Ruhbilim e yön vermiştir. Böylece Immanuel Kant ( ) ve Leibniz in 21 Öztabağ, a.g.e., s Adıvar, a.g.e., s Woodworth, a.g.e., s. 4-5.

18 10 ( ) akılcılığı ile açıklanmaya başlayan psikoloji, iç gözlem metodunun da kullanıldığı bir bilim olmuştur. Ayrıca 1825 yılında J. Friedrich Herbart ( ), bütün zihnî-ruhî faaliyetlerin etkeni olarak kabul ettiği ruhun beyinde olduğunu Psychologie als Wissenschaft adı altında yayınladığı eserinde söylemiştir yüzyılın sonları, 18. yüzyıl ve 19. yüzyılın başlarına kadar hâkimiyetini sürdüren John Locke ( ), David Hume ( ) ve James Mill ( ) insan bilgisinin yaşantılar yoluyla kazanıldığını benimseyerek kendilerinden sonra gelen psikologlara yön göstermişlerdir. 25 Bu araştırmacıların düşüncesi, insanı araştırırken kontrollü gözlem ve deneyin güvenilir yol olarak benimsenmesinde en büyük etken olmuştur yüzyılın son yarısındaki durumu incelendiğinde psikoloji, ruh ve şuurun aslı, menşei ve bedenle ilişkisi gibi eski meselelerini bıraktıktan sonra konularını deney ve gözlemle inceleyen modern bilimlerden birisi olmuştur. 27 Diğer taraftan evrim teorisinin psikoloji üzerindeki etkisi, özellikle hayvan davranışlarıyla insan davranışlarının karşılaştırılmasıyla deneysel psikolojiye daha geniş bir yol açılmıştır. 28 Galile zamanında fizik ilmindeki gelişmelerin psikoloji üzerinde derhal tesirini gösterdiği gibi 19. yüzyılın başlarında da yeni gelişmekte olan iki bilim Psikoloji ye tesir etmiştir. Kimya nın hayret edilecek başarıları, bir ruhî kimya fikrine yol açmış ve karmaşık ruhî hadiseler atomlarına tahlil edilmeye çalışılmıştır. Bazı Çağrışımcılar da bu fikri birçok hadisenin izahında kullanmışlardır. Böylece örneğini kimyadan alan ve ruhî sahada basitleri ve karmaşıkları meydana çıkarması lazım gelen tahlilci bir psikoloji fikri ortaya atılmıştır. Fizyoloji nin Psikoloji üzerinde tesiri ise, Kimya dan daha etkili olmuştur. Buna da psikolojinin problemleri ve kullanacağı usuller itibariyle, Fizyoloji ye daha yakın olması sebep olmuştur Adıvar, a.g.e., s Sibel Arkonaç, Psikoloji, 3. Baskı, Alfa Yay., İstanbul 2003, s Schultz Schultz, a.g.e., s Woodworth, a.g.e., s Adıvar, a.g.e., s Woodworth, a.g.e., s. 6-7.

19 11 Fizyoloji özellikle 1830 lu yıllarda Alman fizyologu Johannes Müller in ( ) etkisiyle deneysel hale gelmiştir. Yine Almanya da Weber ( ) ve Fechner ( ) psikofizik bahsi üzerinde keşifler yapmışlardır. Fizyologların özellikle beyin fonksiyonları üzerindeki araştırmaları ise Fizyoloji ile Psikoloji nin kullanacağı ortak yöntemlerin belirlenmesinde etkili olmuştur. 30 Bunun sonucunda da başarıları önceden ispatlanmış bilimsel araç ve yöntemler, insan doğasına ilişkin meselelere uygulanmıştır. Psikoloji, 19. yüzyılın sonları ile 20. yüzyılın başlarında daha çok fizyolojik bir karakter almıştır. Özellikle Amerika da oldukça taraftar bulan Davranış Psikolojisi, bütün ruhî olayları hemen hemen şartlı reflekslere bağlayacak derecede basit ve pozitivist bir yola girmiştir. Fransa, İngiltere ve Almanya üniversitelerinde ise tecrübî psikoloji yanında iç gözlem (introspection) yöntemine dayalı ruhbilim dersleri de verilmeye devam etmiştir. 31 Yapılan çalışmalar büyük bir bilimsel değişikliği meydana getirmiş ve böylece 19. yüzyılın ikinci yarısında insanda bazı psişik olayları pozitif bilim metotları ile inceleyen bilim adamları ortaya çıkmıştır. Bunlar özellikle duyusal algılama süreci üzerinde durmuşlardır. Böylelikle psikolojik olayların en yalın öğeleri sayılan duyum ve algılar üzerinde incelemelere girişen birçok bilim adamına öncü olmuşlardır. 32 Bunlardan Weber, fizyolojiyi esas alarak beş duyu üzerine eserler yazmıştır. Luch, 1852 de vücut hareketleri ve zihin hareketleri arasındaki ilişkiyi ispat etmeye çalışmıştır. Bunun devamı olarak da Wilhelm Wundt ( ), Fizyolojik Psikolojinin İlkeleri (Grundzüge der Physiologishen Psychologie) eserini yazmıştır. Bütün bu gelişmeler neticesinde de Psikoloji de tecrübî dönem başlamıştır. 33 Psikoloji nin doğuşu, Avrupa Düşüncesi nin Pozitivizm, Empirisizm ve Materyalizm akımlarıyla yoğrulduğu bir döneme rastlamıştır. Psikoloji adı ile bilinen ayrı bir çalışma alanının ilk işareti, psikoloji problemlerinin çözümü girişimlerine 30 Adıvar, a.g.e., s. 407; Schultz Schultz, a.g.e., s Adıvar, a.g.e., s Baymur, a.g.e., s Mustafa Rahmi Balaban, Ruhiyat Makaleleri, Maarif Vekâleti, İstanbul 1922, s. 6.

20 12 bilimsel metotların uyarlanmasıyla, 1879 yılında Almanya nın Leipzig şehrinde Wilhelm Wundt tarafından dünyanın ilk psikoloji laboratuarının kurulmasıyla başlamıştır. 34 Wundt: Psikoloji laboratuarı şuuru bertaraf etmek için kurulmamıştır, sıhhatli ve ince içebakışları en iyi surette kolaylaştırmak için kurulmuştur düşünceleriyle laboratuarını kurmuştur. 35 Wundt, orada tıpkı fizyoloji laboratuarında olduğu gibi duyumlar üzerine yapılan deneylerden başka daha yüksek ruhî fonksiyonlar (hafıza, hayal gücü, dikkat, çağrışım, heyecan, irade gibi) üzerinde deneyler yapmaya da başlamıştır. Böylece Psikoloji, modern bilimler sınıfına doğru adım adım ilerleme yoluna girmiştir. Diğer taraftan tecrübî psikoloji kürsüleri ve laboratuarları, deneyle araştırılabilecek meselelerle uğraşmayı tercih ederken; ruhun aslını aramak ve bedenle ilişkisini tespit etmek gibi karmaşık meselelerle uğraşmayı felsefeye bırakmışlardır. 36 Ayrıca Wundt, 1881 yılında deneysel raporlar içeren bir psikoloji dergisi olan Felsefe Çalışmaları (Philosophische Studien) nı yayınlamaya başlamıştır. Bu gelişmelerin ardından 1887 de G. Stanley Hall ( ) Amerika da basılmış ilk psikoloji dergisi olan Amerikan Psikoloji Dergisi (The Journal of American Psychology) ni çıkarmıştır. Daha sonra 1888 yılında Pennsylvania Üniversitesi James Mckeen Cattell e ( ) dünyada ilk kez ilan edilen şekliyle, psikoloji profesörü unvanı vermiştir de ilk bilimsel psikoloji organizasyonu olan Amerikan Psikoloji Derneği (American Psychological Association-APA) kurulmuştur. Bir İngiliz psikologu olan William Mc Dougall ( ) ise 1908 de psikolojiyi alan literatüründe ilk kez davranış bilimi olarak tanımlamıştır. 37 Bu gelişmelerle beraber pozitivist bir bilim dalı olarak Psikoloji, hızlı bir gelişim sürecine girmiştir. Psikoloji nin gelişme süreci sırasında konusunu teşkil eden olaylara ve bunların nasıl incelenebileceğine ilişkin türlü görüşler ortaya atılmıştır. Özellikle 1890 ve 1930 yılları arası, Psikoloji için bir tartışma ve kaynaşma dönemi olmuştur. Psikolojinin temel öğeleri ve ilkeleri üzerinde önemli araştırmaların süregeldiği bu 34 Schultz Schultz, a.g.e., s Woodworth, a.g.e., s Adıvar, a.g.e., s Schultz Schultz, a.g.e., s

21 13 dönemde, beden ve zihin ilişkileri, psikolojide bilincin yeri, çözümlenecek temel ünitelerin içeriği gibi konularda Yapısalcıların, İşlevselcilerin, Davranışçıların, Gestaltçilerin ve Psikanalistlerin tartışmaları psikoloji dergilerinin sayfalarını doldurmuştur. 38 B. PSİKOLOJİ TARİHİNDE ORTAYA ÇIKAN EKOLLER Bilim veya sanat dalında belli bir metot ve görüşü benimseyen kimselerin meydana getirdiği birliğe ekol denilmektedir. Psikoloji de ise ekol, aynı düşünce yapısına sahip, düşünce hareketinin lideri ile birlik oluşturan bir grup psikologun aynı sistematik yöntemi paylaşarak ortak problemler üzerinde çalışmaları ve görüş belirtmeleri demektir. Psikolojinin gelişim süreci sırasında onun alanını teşkil eden konuların neler olduğu ve bunların nasıl inceleneceği konusunda farklı görüşlerin ortaya atılmıştır. Bu görüşlerde psikoloji ekollerinin ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır. 39 Bu şekilde oluşan ekollerden Yapısalcılık, Felsefe ve Psikoloji deki ilk çalışmalardan meydana gelirken, bu ilk düşünce ekolünü İşlevselcilik, Davranışçılık ve Gestalt Psikolojisi izlemiştir. Bu ekollerden sonra temasıyla, metotlarıyla ve amaçlarıyla olmasa da ana hatlarıyla psikiyatrinin zihinsel hastalıkları tedavi girişimleri ve bilinçaltı doğası hakkındaki felsefî düşüncelerinden ortaya çıkan Psikanaliz, bu ekollerden bir diğeri olmuştur lili yıllarda Davranışçılık a ve Psikanaliz e bir tepki olarak gelişen Hümanist akımın daha önceki Gestalt Psikolojisi nin prensipleriyle ortak noktaları olmuştur yılı dolaylarında Bilişsel Hareket, Davranışçılık a başarılı bir şekilde meydan okuyarak, psikoloji tanımlamasını bir kez daha değiştirmiştir. 40 Farklı görüşlere sahip olmakla birlikte psikolojinin gelişimine katkı sağlayan psikologların oluşturduğu bu ekoller, oluşumlarında tarihsel bir sıra izlemiş ve adeta birbirlerinin eksik noktalarını telafi etmişlerdir. 38 Baymur, a.g.e., s Schultz Schultz, a.g.e., s. 29; Woodworth, a.g.e., s Schultz Schultz, a.g.e., s. 52.

22 14 Psikoloji ekollerinin oluşumunda hiç şüphesiz Descartes, John Locke, George Berkeley ( ), David Hume, David Hartley ( ), James Mill ve J. Stuart Mill ( ) gibi filozofların katkıları göz ardı edilemez. Psikoloji nin modern bir bilim olmasında Deneysel Psikoloji nin rolü ise oldukça büyük olmuştur. Deneysel Psikoloji nin en rahat gelişme alanı bulduğu ülke Almanya olmuştur. Ancak Helmholtz ( ), Weber, Fechner ve Wundt gibi Alman bilim adamları Fizyoloji de oldukça iyi bir eğitim almış olmalarına rağmen Deneysel Psikoloji nin Almanya da gelişmesinde etkin olan sebep, ülkenin lehine olan şartlar olmuştur. Bu dönemde Almanya, bilim adamlarına yeni bilimsel teknikleri öğrenmeye ve uygulamaya yönelik büyük fırsatlar sağlarken; o dönemde bir bilim adamının geçimi için gerekli imkânları fazlasıyla sunmuştur. 41 Her ekol, zamanında mevcut olan psikoloji usullerine karşı bir isyan olarak meydana atılmasına karşın, ilk ortaya çıktığı zamanki radikal görüntüsü biraz başarı kazandığı zaman durulmuş ve ekol yerleşmiştir. Kendi devirlerinde Descartes ve Hobbes de zamanın geleneksel psikoloji anlayışlarına karşı isyan etmişlerdir. Böylece 1900 senelerindeki psikoloji de daha evvelki bir isyanın mahsulü olmuştur. Bu hareketleriyle Descartes ve Hobbes, bize yeni psikoloji dediğimiz hareketin başlangıçlarını vermişlerdir. 42 Onların bu hareketinin etkisiyle de Leipzig deki çalışmalarını bitirerek ülkelerine dönen genç psikologlar çalışmalarını aynı heyecanla devam ettirmişlerdir. Hepsi psikoloji alanındaki araştırmalara yeni bir şey katmak çabası içinde olmuşlardır. Böylece bu psikologlar Wundt un çalışmalarından ilham alarak, Avrupa ve Amerika nın birçok ülkesinde, Leipzig laboratuarına yenilerini eklemişlerdir. Ayrı ülkelerde ve ayrı laboratuarlarda yapılan araştırmalar ise yeni fikirlerin ve görüşlerin ortaya çıkmasına imkân hazırlamıştır. Bu farklı görüşler de yeni bir takım psikoloji ekollerinin ortaya çıkmasına yol açmıştır. Böylece psikolojinin 19. yüzyılda kuruluşundan sonraki safha, bu ekollerin tartışmaları şeklinde devam etmiştir. 41 Schultz Schultz, a.g.e., s Woodworth, a.g.e., s. 4.

23 15 1) Yapısalcılık (Strukturalism) Şuuru yapı bakımından inceleyen Yapısalcı (Strukturcu) Psikoloji, Amerika da yeni psikoloji hareketlerinin kendisine meydan okumasına kadar birkaç yıl gelişme imkânı bulmuştur. 43 Struktur, yapı, bünye gibi anlamlara gelirken; Psikoloji de şuurun yapısını inceleyen ve psikolojinin konusu olarak şuurun hallerini, bir fizikçinin maddenin atomlarını incelemesi gibi, yapı bütününü elamanlarına ayırarak, analiz yaparak inceleyen psikoloji anlayışına denilmiştir. Bu ekolün kurucusu, fizyologların kullandıkları metotları psikolojiye uyguladığı için tecrübî psikolojinin de kurucusu kabul edilen Wilhelm Wundt olmuştur. 44 Wundt, ilk psikoloji laboratuarını kurduğu zaman psikolojinin konusunu, ferdin doğrudan doğruya yaşantıları, yani bilinç ve bilinci meydana getiren zihinsel olaylar olduğunu ileri sürmüştür. Bireyin yaşantılarının çok karmaşık olması sebebiyle Wundt un psikolojisin de kullandığı yöntemi ise içebakış olmuştur. 45 Wundt, psikolojinin amacını da bilinçli deneyimleri öğelerine ayırmak olarak ifade etmiştir. Oysaki gerçekte amacı, bilinç ile ilgili felsefi bazı görüşlere deneysel bir takım temeller bulmak olmuştur. 46 Diğer taraftan Wundt, bilincin öğelerinin organize edilmesine de ayrı bir önem vermiştir. O, öğelerin bütün oluşturacak şekilde organize olması sürecini, yaratıcı sentez ve psişik sonuçlar yasası ile açıklamıştır. Wundt, bilinçli deneyimleri açıklayabileceğini savunduğu bu sürece, tamalgı öğretisi demiştir. 47 Wundt un sistemi ruh ve bedenin ikiliği ile birbirine paralel oldukları görüşüne dayanmıştır. 48 Wundt, çalışmalarını yürütürken bilinçli deneyim için duyusal elementler yanında bir başka öğe olarak, duyguların olduğunu da görmüştür. O na göre, her bilinçli deneyimde kişi, hem dış dünyaya hem de iç dünyaya tepki 43 Schultz Schultz, a.g.e., s Arkonaç, a.g.e., s. 6-7; Baymur, a.g.e., s M. Reuchlin, Psikoloji Tarihi, (Çev. Selmin Evrim), Anıl Yayınevi, İstanbul 1964, s. 16; Baymur, a.g.e., s. 289; Schultz Schultz, a.g.e., s Baymur, a.g.e., s Schultz Schultz, a.g.e., s Reuchlin, a.g.e., s. 16.

24 16 göstermektedir. Duygulara ilişkin bu yaklaşımı ise özellikle öğrencisi Titchener le ( ) arasında büyük tartışmalara sebep olmuştur. 49 İngiliz Edward Bradfort Titchener, Wundt un içebakış psikolojisini benimsemiş ve laboratuarında bu metodu, psikolojinin çeşitli alanlarında uygulamaya çalışmıştır. Titchener in Amerika da temsil ettiği atomcu psikolojiye Bilinç Psikolojisi ya da Structualism (zihin yapısı ile ilgili psikoloji) denilmiştir. Titchener in yaymaya çalıştığı psikolojinin atomcu karakteri aynı yüzyılda, başarılı bir gelişim gösteren fizik ve kimyanın, maddenin atomlarını arama gayretinden ileri gelmiştir. Nasıl ki fizik ve kimya, maddenin atomlarını arayıp bulmuşsa Titchener de psikolojide aynı şekilde bir çalışma yapmıştır. Ona göre psikoloji, içinde basit duyumlar bulunan bilinç hallerini bizzat kendi yapısı bakımından ele almalıdır. Çünkü bütün karmaşık hallerinin içinde duyum, duygu gibi basit elemanlar vardır. Bu sebeple Titchener e göre psikoloji, sadece bilinçle meşgul olmalı, bilinç hallerini tasvir etmelidir. Denekler, bilinç hallerini tasvir etmek için de iç gözleme başvurmak zorundadır. Şu halde psikoloji bilinç yapısını inceleyen bir bilimdir ve metodu da iç gözlemdir. 50 Psikolojinin konusu ise, bilinç deneyimleri ve yaşantıları olmalıdır. 51 Psikoloji nin Fizik, Kimya ve Biyoloji gibi bilimler yanında yer alabilmesi için atomcu ve analizci karakterini muhafaza etmesi gereklidir. 52 Titchener, görüşlerinin kaynağı olarak hocası Wundt u göstermiştir. Oysa son veriler, onun sadece hocasının kendi görüşlerini destekleyen yanlarını tercüme ettiğini göstermiştir. Yoksa Titchener, tam anlamıyla Wundt un düşünce sisteminin takipçisi olmamıştır. 53 Bu nedenden ötürü aslında Yapısalcılık Titchener in sistemine verilen bir isim olmalıdır. O, hocası Wundt un tam algıya verdiği önemi yararsız sayıp dikkate almamış ve onun yerine bilincin yapısını şekillendiren elemanlar üzerinde yoğunlaşmıştır. Ayrıca Empiristlerin ve Çağrışımcıların zihnin içerikleri 49 Frank J. Bruno, Psikoloji Tarihine Giriş, (Çev. Nesrin Hisli), EÜEF Yay., İzmir 1982, s Öztabağ, a.g.e., s ; Schultz Schultz, a.g.e., s Baymur, a.g.e., s. 289; Schultz Schultz, a.g.e., s Öztabağ, a.g.e., s Schultz Schultz, a.g.e., s. 120.

25 17 (zihnin elamanları) ve çağrışım aracılığıyla oluşan mekanik bağlantı üzerinde yoğunlaşmalarını da onaylamıştır. Titchener in görüşüne göre psikolojinin asıl görevi; basit bilinçli deneyimlerin doğasını keşfetmek yani bilinci, kendini oluşturan ayrı parçalara analiz etmek ve bunu yaparken de bilincin yapısını keşfetmek olmalıdır. 54 2) İşlevselcilik (Functionalism) Çok dar ve sınırlayıcı olarak görülen Wundt ve Titchener in psikoloji anlayışına karşı ilk başkaldırı yirmi yıl sonra 1900 de Chicago Üniversitesinde geliştirilen Amerikan psikoloji sisteminin kendi türündeki ilk örneği olan İşlevselcilik (Fonctionalizm) ile olmuştur. İşlevselcilik, zihin işlevleriyle veya organizmanın bulunduğu çevreye uyum sağlamasıyla ilgilenmiştir. Bu anlayışla işlevselcilerde zihni, zihnin organizasyonu (temel elemanların bir yapı taşı) açısından incelemekten ziyade bu süreçler kümesi veya gerçek dünyada pratik sonuçlara sebep olan işlevleri açısından araştırmışlardır. 55 Bu yönüyle İşlevselcilik, aslında Wundt Psikoloji sine ve Titchener Yapısalcılığı na karşı dikkatle ele alınmış bir karşı çıkış olmuştur. 56 İşlevselcilerin tam olarak karşı oldukları, süregelen faaliyetlerin veya bilinç işlevlerinin hiçbirini dikkate almayan psikolojinin ilk tanımları olmuştur. Ayrıca onlar, organizmanın bulunduğu çevreye uyum sağlama işlevinin üzerinde çok durmalarından dolayı da psikolojinin mümkün olan tüm uygulamalarıyla ilgilenmişlerdir. 57 William James in ( ) geliştirmeye çalıştığı İşlevselcilik, aktivitelerle meşgul olmuştur. İsminden de anlaşılacağı gibi bu akım, insan zihnini sadece muhteva bakımından değil, fonksiyon ve işleyiş bakımından da ele almıştır. James, Wundt ve Titchener in kabul ettiği bilinci inkâr etmemiştir. Fakat bilinci bir 54 Schultz Schultz, a.g.e., s Baymur, a.g.e., s. 290; Bruno, a.g.e., s Arkonaç, a.g.e., s Schultz Schultz, a.g.e., s. 194.

26 18 işe yararlılığı ve işe yaradığı yönü ile ele almıştır. İşlevselcilik in insan bilincini görmüş olduğu iş bakımından ele alması Charles Darwin e ( ) dayandırılmıştır. Darwin ve Francis Galton un ( ) çalışmalarıyla değişim geçiren İşlevselcilik, bilinç süreçlerinin yapısı veya içeriğinden ziyade bu süreçlerin nasıl işlediği üzerinde yoğunlaşmıştır. Nasıl ki Darwin, canlıların hayatlarını devam ettirebilmeleri için çevrelerine uymalarını esas kabul etmiş ve bu uyumda bütün organların ayrı ayrı rollerini temel olarak almışsa, tıpkı bunun gibi James de, zihnî süreçleri yaşayan organizmaların kendilerini çevrelerine intibak ettirici bir iş görmesi bakımından ele almıştır. Açıkça James, organizma intibaklarına hizmet bakımından bilincin biyolojik bir fonksiyon işlevi gördüğünü kabul etmiştir. 58 James bilincin, psiko-fizik faaliyetlerde bir fonksiyonu bulunduğunu ve onu fonksiyon gören bir organ olarak gördüğünü: Çok muhtemeldir ki bilinç de, bütün fonksiyonlar gibi bir işe yaramak için meydana gelmiş olsun şeklinde ifade etmiştir. James e göre bilincin bu fonksiyonu da bilmek ve tanımaktır. Böylece James ve onun gibi düşünenlere göre bilinç, organizma intibaklarına yarayacak olan bilgiyi sağlamaktadır. James, Amerika da İşlevselciliğin meydana gelmesinde açıkça görülen bir tesire sahip olmuştur. İşlevselcilere göre psikoloji, sadece zihin yapısı ve bilinci değil, öğrenme ile geliştirilen insan davranışlarını ve yeni uyarıcılar karşısında fert düzenlenmelerini de inceleyen bir bilim olmalıdır. 59 Çünkü İşlevselciler psikolojiyi, Yapısalcıların anladığı gibi pasif bir bilinç bilimi olarak kabul etmemişlerdir. 19. yüzyılın sonunda ve 20. yüzyılın başında, işlevsel psikolojinin bir düşünce ekolü olarak resmen gelişimi sürecinde, İngiltere den ABD ye doğru bir yönelme başlamıştır. İşlevselciliğin ABD de gelişmesinde etkili unsur ise ülkenin sosyal, ekonomik ve politik karakteri olmuştur. 60 Bu sebeple Amerikan psikolojisi yönlendirme ve tavır açısından işlevselcidir. Amerika da çevremize uyum sağlamamıza yardım eden ve destek olan test etme, öğrenme, algı ve diğer işlevsel 58 Arkonaç, a.g.e., s Öztabağ, a.g.e., s Schultz Schultz, a.g.e., s. 225.

27 19 süreçler üzerinde önemle durulması ise bunun kanıtıdır. 61 William James, Amerika da işlevsel psikolojinin en önemli habercisi olurken, kendisinin zihinsel ve psişik olaylara olan ilgisi ise eleştiri noktası olmuştur. 62 İşlevselciliğin kurulmasında doğrudan katkıları olan diğer iki psikolog da, John Dewey ( ) ve J. Rowland Angell ( ) olmuştur. 63 Böylece Uygulamalı Psikoloji ABD de hızla gelişmiş ve İşlevselciliğin 1850 lerin ortalarından başlayıp bugüne dek uzanan oldukça uzun bir tarihi meydana gelmiştir. 64 3) Davranışçılık (Behaviorism) 1913 yılında Yapısalcılık ve İşlevselcilik e karşı kökten bir tepki hareketi ortaya çıkmıştır. Bu basit bir tepki olmayıp, gerçek bir devrim olmuş; her iki bakış açısının ileri gelenlerine karşı toptan bir savaş açılmıştır. Wundt un anladığı anlamda bir psikolojiye, ilk defa kökten bir tepki gösteren ekol Davranışçılık (Behaviorism) olmuştur. İngilizce bir kelime olan Behavior: Davranış, tavır ve hareket anlamlarına gelmektedir. Davranışçılığın temel ilkeleri 1913 yılında John Watson ( ) tarafından formüle edilirken, ekolün kurucusu da kendisi olmuştur. Watson, deneysel yordamı ve hayvan psikolojisi ilkelerini (kendisinin faaliyet gösterdiği alanı) insana uygulamak istemiştir. Onun bu düşüncesi ise Davranışçı akımın en temel yaklaşımı kabul edilmiştir. 65 Davranışçı Psikoloji, kişinin gözlenebilen ve ölçülebilen davranışlarını incelemeyi psikolojinin tek bilimsel yöntemi olarak savunmuştur. 66 Bu görüşe göre şuur hallerinin, onu yaşayan kimse dışında bilinmesi imkansızdır. Bu bakımdan da 61 Schultz Schultz, a.g.e., s Bruno, a.g.e., s Baymur, a.g.e., s Schultz Schultz, a.g.e., s Reuchlin, a.g.e., s. 27; Schultz Schultz, a.g.e., s Hökelekli, Din Psikolojisi, s. 5; Baymur, a.g.e., s. 292; Reuchlin, a.g.e., s. 27; Schultz Schultz, a.g.e., s. 328.

28 20 şuur halleri bilimsel incelemeye uygun değildir. Bilimsel yöntem, herkesin gözleyebildiği olayları içine aldığından psikolojideki olaylar da aynı tarzda ele alınmalı ve görünen davranışın incelenmesi en geçerli yol olmalıdır. Bu bakımda Davranışçılık, insanın içinde olup biten biyolojik ve zihinsel süreçlerle ilgilenmemiştir. Bunun yerine çevredeki uyarıcı durumlarla, buna bağlı olarak ortaya çıkan davranış arasındaki ilişkiyi inceleme konusu edinmiştir. 67 Davranıştan ise organizmanın tabii tepkilerini kastetmişlerdir. Organizmanın bu tabii tepkileri ise iki türlüdür. 1) İnsanın doğarken getirdiği ilk tepkilerdir ve bunlar öğrenilmemiştir. Mesela, yeni doğmuş bir çocuğun başını sağa sola döndürmesi, emmesi, ağlaması, el kol hareketleri vb. bunlar birer öğrenilmemiş tepkidir. 2) Sonradan öğrenilmiş bütün hareketler ve tepkilerdir. 68 Davranışçılar, hayvanlarla ilgili çalışmalar yapmışlardır. Bunlardan Rus fizyolojist Ivan Petrovitch Pavlov ( ), yalnız refleks hareketlerine göre hükümler çıkarma usulünü kabul etmiş ve Reflekseloji (Reflexolojie) adlı bir ilim tesis etmiştir. 69 Böylece Pavlov ve Vlademir M. Bekhterev in ( ) çalışmalarıyla Davranışçılık şartlı refleks psikolojisi haline gelmiştir. 70 Daha sonraları Ortodoks Davranışçılık, zamanla önceki katı düşüncelerini yumuşatmış ve Yeni Davranışçılık adı altında önemli değişikliklere uğratmıştır. Bu yeni yaklaşımın en önemli temsilcileri Edward C. Tollman ( ), Edwin R. Guthrie ( ), Clark L. Hull ( ) ve Burrhus F. Skinner ( ) olmuşlardır. 71 Yeni Davranışçılar verilerini açıklamak üzere oluşturdukları yeni sistemlerinde birkaç nokta üzerinde hemfikir olmuşlardır. Bu noktalar ise şunlar olmuştur: Psikolojinin esası, öğrenme çalışmalarıdır. Ne kadar karmaşık olduğu dikkate 67 Hökelekli, a.g.e., s. 5; Baymur, a.g.e., s Öztabağ, a.g.e., s Ali Haydar Taner, Psikoloji, Devlet Basımevi, İstanbul 1937, s Öztabağ, a.g.e., s Bruno, a.g.e., s. 89.

29 21 alınmaksızın davranışların çoğunluğunu, koşullanma yasalarıyla açıklamak mümkündür. Psikoloji işlemcilik ilkesini uyarlamak zorundadır. 72 Davranışçı Psikoloji nesnel bir bilim olmak için tüm ruhsal kavram ve terimleri reddetmiş; bununla beraber bilinç kavramını da yok saymıştır. Çünkü o görülemez, dokunulamaz ve hareket ettirilemezdir. 73 Davranışçılar bu katı tutumlarından dolayı tenkide uğramışlardır. Çünkü Davranışçıların üzerinde çok önemle durduğu objektiflik ilkesine bütünüyle uymak mümkün değildir. Davranışçılar insanın iç yaşayışlarını, objektif olarak incelenemez diyerek konu dışı bırakmışlardır. Bu ekolün bütün öğrenmeyi bir uyarıcı-tepki modeli ile açıklamaya çalışması, çok karmaşık olan bir takım zihnî faaliyetleri açıklamada basit kalmaktadır. Davranışçıların şartlanma ile çevre faktörlerini düzenleyerek insan davranışlarını kontrol altına alma üzerinde durmaları, insanın bir takım kabiliyet ve özellikleri ile hürriyeti bakımından tenkit edilmiştir. 74 4) Gestalt Psikolojisi (Gestalt Psychology) Wundt un anladığı anlamda psikolojiye karşı gelen bir diğer ekol de Gestalt ekolü olmuştur. Almanca bir kelimesi olan gestalt: şekil, örüntü, biçim anlamlarına gelmektedir. Ekol 1912 de Frankfurt ta kurulmuştur. 75 Bu psikoloji ekolünün kurucusu Wolfrang Köhler ( ) olurken, Köhler ile birlikte Karl Koffka ( ) ve Max Wertheimer ( ) de ekolün başlıca temsilcileri sayılmışlardır. Psikolojideki bu yeni anlayış Davranışçılığın Amerika da yıllarında yayılmaya başladığı sırada Almanya da gelişmeye başlamıştır. Ancak 72 Arkonaç, a.g.e., s. 9; Schultz Schultz, a.g.e., s Öztabağ, a.g.e., s. 13; Schultz Schultz, a.g.e., s Doğan Cüceloğlu, İnsan ve Davranışı, Remzi Kitabevi, İstanbul 1991, s ; Arkonaç, a.g.e., s. 8 9; Baymur, a.g.e., s Öztabağ, a.g.e., s. 14.

30 yıllarında Koffka ve Köhler in Amerika ya yerleşmeleriyle gelişimine burada devam etmek durumunda kalmıştır. 76 Gestalt Psikolojisi her şeyden önce Wundtcu çalışmaların bir yönü olan elementçilik üzerinde yoğunlaşmıştır. Onlar bilincin değerini kabul etmiş ancak bilincin atomlarına veya elementlerine ayrılmak suretiyle analiz edilmesini eleştirmişlerdir. Davranışçılar ise bilincin varlığını kabul bile etmemişlerdir. Gestalt ekolü diğer yönden de Wundtcu Psikoloji ye bir karşı çıkış hareketidir. Ama aslında ekol, Wundtcu sistemin hem yeni bakış açılarına esin kaynağı olduğunu hem de yeni psikoloji sistemlerinin başlatılmasına hizmet ettiğini göstermesi bakımından büyük bir öneme sahip olmuştur. 77 Gestaltçı psikoloji bilginleri ruhsal hayatın yalınç elemanlarını bulmak maksadıyla, Wundtçular gibi analiz yapmaya karşı durmuşlardır. Ruhsal olayların meydana gelmesinde bütünlüğü hâkim unsur saymışlardır. Psikoloji nin de bu bütünlüklerle uğraşması gerektiğini savunmuşlar ve Gestaltçılar, bütün ruhsal olayları bünyeleşmiş bütünler (organized whole) olarak ele almışlardır. Ruhsal hayatımızda olduğu kadar bedenî yaşayışımızda da bünyeleşmiş bütünleri kabul etmişlerdir. Bedenimizin bir yerinde olan aksamadan her tarafının etkilenmesini ve sıçrama, sevinme, üzülme olaylarında bedenimizin, bütün olarak bir anlam göstermesini buna örnek göstermişlerdir. 78 Gestalt ekolü, Psikoloji ye şuurun esas ve temelini teşkil eden gestaltleri, onun faktör ve kanunlarını, birbiri ile olan ilişkilerini bulup çıkarmak vazifesini yüklemişlerdir. Diğer taraftan da Psikoloji ve Fizyoloji için de yeni ufuklar açmışlardır. 79 Yine Gestaltçiler, hareketlerimizde bir bünyeleşme ve bütünlük kabul etmeleri bakımından Davranışçılardan da farklı düşünmüşlerdir. 80 Gestalt hareketinin savunduğu düşüncelerin tarihsel öncüsü, algının birliği üzerinde odaklanma fikri olmuştur. Bu fikir Alman filozof Immanuel Kant ın 76 Baymur, a.g.e., s Bruno, a.g.e., s Öztabağ, a.g.e., s Mümtaz Turhan, Felsefi ve İçtimai Konferanslar: Gestalt Nazariyesi, Çığır Dergisi Neşriyatı, Ankara 1938, s Öztabağ, a.g.e., s. 14.

31 23 çalışmalarında görülmüştür. Kant algısal davranışın birliği üzerinde önemle durarak psikolojiyi etkilemiştir. Onun Nesneleri algıladığımızda küçük parçacıklardan oluşan zihinsel durumlarla karşılaşırız. Bununla birlikte bu elementler çağrışımın mekanik süreci yoluyla değil de, anlamlı bir şekilde organize edilirler. Zihin algı süreci içerisinde birimsel bir deneyimi şekillendirir veya oluşturur 81 şeklindeki düşüncesi, Gestalt psikologlarının insanı bütünüyle anlamaya çalışmalarının altındaki felsefî temeli oluşturmuştur. 5) Psikanaliz (Psychoanalism) Bu psikoloji akımına Derinlik Psikolojisi adı da verilmiştir. Çünkü bu ekol, Wundtçuların anladığı anlamda bilinçle değil; bilincin altında, derinliklerinde kalan kısımla, yani bilinçaltı olaylarıyla meşgul olmaktadır. Üstelik insanın ruhsal faaliyetlerinin esasını da bilinçaltı olaylara mahsus kılmışlardır. Bu sebeple Psikanalistlere göre bilinç olaylarını incelemek, ruhsal olayların mahiyetini anlamak için yeterli değildir. Çünkü bilinç olayları, esas ruhsal hayatımızı idare eden bilinçaltı olayların yüzeyinde bulunurki, Psikoloji de kendisine konu olarak bilinçaltını almalı ve incelemelerine oradan başlamalıdır. 82 Psikanaliz ekolü, ilhamını geçmişteki psikoloji kavgalarından değil, tıp ilminden almıştır. Kurucusu da Viyanalı bir doktor olan Sigmund Freud ( ) dur. Freud, klinik arkadaşı olan J. Breuer le ( ) bazı gözlemler yapmışlardır. Bu gözlemler sırasında sinir hastalığına tutulmuş olan kimselerin nöbet esnasında, günlük hayatla ilgisi yokmuş gibi görünen sözler sarf ettiklerini gözlemlemişlerdir. Bu iki psikolog, dikkatlerini buna çevirmişler ve sinir hastalığına tutulmuş kimselerin nöbet esnasında sarf ettikleri sözlerin tamamen günlük hayatlarındaki olaylarla ilgili olduğunu tespit etmişlerdir. Freud, sinir hastalarında gözlenen olayların günlük hayatta arzu edilip, gerek toplumun gerekse 81 Schultz Schultz, a.g.e., s Öztabağ, a.g.e., s. 12.

ÜNİTE:1 Psikolojinin Tanımı ve Kapsamı. ÜNİTE:2 Psikolojide Araştırma Yöntemleri. ÜNİTE:3 Sinir Sisteminin Yapısı ve İşlevleri

ÜNİTE:1 Psikolojinin Tanımı ve Kapsamı. ÜNİTE:2 Psikolojide Araştırma Yöntemleri. ÜNİTE:3 Sinir Sisteminin Yapısı ve İşlevleri ÜNİTE:1 Psikolojinin Tanımı ve Kapsamı ÜNİTE:2 Psikolojide Araştırma Yöntemleri ÜNİTE:3 Sinir Sisteminin Yapısı ve İşlevleri ÜNİTE:4 Bilişsel Psikoloji 1 ÜNİTE:5 Çocuklukta Sosyal Gelişim ÜNİTE:6 Sosyal

Detaylı

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ Psikoloji RPD 101 Not II Uz. Gizem ÖNERİ UZUN Psikolojide Ekoller & Yaklaşımlar *1879 da Alman psikolog Wilhelm Wundt tarafından kurulan psikoloji laboratuarı

Detaylı

PSİKOLOJİ 9.11.2015. Konular. Psikolojinin doğası. Konular. Psikolojinin doğası. Psikoloji tarihi. Psikoloji Biliminin Doğası

PSİKOLOJİ 9.11.2015. Konular. Psikolojinin doğası. Konular. Psikolojinin doğası. Psikoloji tarihi. Psikoloji Biliminin Doğası Konular nin Doğası Tarihi Antik dönemler PSİKOLOJİ Biliminin Doğası psikolojinin başlangıcı Günümüz k ler Biyolojik perspektif Davranışçı perspektif Bilişsel perspektif Psikanalitik perspektif Subjektif

Detaylı

Psikoloji Psychology Psyche ology Ruh/zihin inceleme

Psikoloji Psychology Psyche ology Ruh/zihin inceleme Psikoloji Psychology Psyche ology Ruh/zihin inceleme Beden/Zihin Problemi Mentalizm Psikofizik Etkileşimselcilik MONİZM ZİHİN/ BEYİN SORUNU DUALİZM Materyalizm Psikofizik Paralelcilik >Psikoloji bilimler

Detaylı

ÜNİTE PSİKOLOJİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER PSİKOLOJİDE TEMEL YAKLAŞIMLAR

ÜNİTE PSİKOLOJİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER PSİKOLOJİDE TEMEL YAKLAŞIMLAR HEDEFLER İÇİNDEKİLER PSİKOLOJİDE TEMEL YAKLAŞIMLAR Modern Psikolojinin Gelişimi Psikoloji Tarihinde Düşünce Ekolleri Yapısalcılık İşlevselcilik Psikanalizm Davranışçılık Gestalt Psikolojisi Hümanizm (İnsancıl

Detaylı

DAVRANIŞ BİLİMLERİ-II (SOS114U)

DAVRANIŞ BİLİMLERİ-II (SOS114U) DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. DAVRANIŞ BİLİMLERİ-II (SOS114U) KISA

Detaylı

PSİ173 Psikolojiye Giriş, Prof.Dr. Hacer HARLAK [ADÜ- FEF]

PSİ173 Psikolojiye Giriş, Prof.Dr. Hacer HARLAK [ADÜ- FEF] İnsanın beyni ile davranışları arasında nasıl bir ilişki vardır? Rüyalar ne anlama gelir? Maymunlar işaret dili öğrenebilir mi? Bir sınavdan önce niçin bazı kişilerin elleri terler? Kendine zarar verici

Detaylı

I. ÜNİTE PSİKOLOJİ BİLİMİNİ TANIYALIM

I. ÜNİTE PSİKOLOJİ BİLİMİNİ TANIYALIM I. ÜNİTE PSİKOLOJİ BİLİMİNİ TANIYALIM Yeryüzünün en karmaşık canlısı insandır. İnsanoğlu dünyamız için önemlidir; çünkü çevresi üzerinde en büyük etkiyi o yapar, kültür ve medeniyeti o oluşturur, geleceği

Detaylı

Doç.Dr.Nilüfer.Nilüfer Alçalar

Doç.Dr.Nilüfer.Nilüfer Alçalar İnsanı Tanımak,İnsanı Anlamak (Psikoloji) Prof. Dr. Güler Bahadır Doç.Dr.Nilüfer.Nilüfer Alçalar İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Önce biz tanışalım 2 3 İnsanı Tanımak dersinin amacı

Detaylı

DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN TEMEL KAVRAMLARI

DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN TEMEL KAVRAMLARI 1 DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN TEMEL KAVRAMLARI Örgütte faaliyette bulunan insan davranışlarının anlaşılması ve hatta önceden tahmin edilebilmesi her zaman üzerinde durulan bir konu olmuştur. Davranış bilimlerinin

Detaylı

Eğitimin Psikolojik Temelleri

Eğitimin Psikolojik Temelleri Eğitimin Psikolojik Temelleri Eğitim sürecinin daima iki boyutu olmuştur. Bunlardan birincisi yukarıda değindiğimiz toplumsal ya da sosyal boyut, diğeri ise bireysel boyuttur. Eğitim ne kadar sosyal amaçlarla

Detaylı

DAVRANIŞ BİLİMLERİ DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN İNCELENDİĞİ SİSTEMLER

DAVRANIŞ BİLİMLERİ DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN İNCELENDİĞİ SİSTEMLER DAVRANIŞ BİLİMLERİ DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN İNCELENDİĞİ SİSTEMLER Doç. Dr. Mahmut AKBOLAT Davranış Bilimleri I. Fizyobiyolojik Sistem A Biyolojik Yaklaşım II. Psikolojik Sistem B. Davranışçı Yaklaşım C. Gestalt

Detaylı

Uzaktan Eğitim. Doç.Dr. Ali Haydar ŞAR

Uzaktan Eğitim. Doç.Dr. Ali Haydar ŞAR Uzaktan Eğitim Doç.Dr. Ali Haydar ŞAR Kurucuları: Max wertheimer, Wolfgang,Köhler, Kurt Koffka ve Kurt Lewin Gestalt kuramına göre bütün,parçaların toplamından daha fazladır ve birey, bütünü parçalarına

Detaylı

PSİKOLOJİNİN AMAÇLARI

PSİKOLOJİNİN AMAÇLARI PSİKOLOJİNİN KONUSU Psikoloji insan davranışlarını inceleyen bilim dalıdır. İnsan merak eden, öğrenme ihtiyacında olan bir varlıktır. Hem kendini hem de kendi dışındaki dünyayı anlamak ister. Elde ettiği

Detaylı

Psikoloji. Prof. Dr. Güler Bahadır İ. Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı

Psikoloji. Prof. Dr. Güler Bahadır İ. Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Psikoloji Prof. Dr. Güler Bahadır İ. Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Amaç Psikolojiyi tanımlamak; psikolojinin tarihçesini, ekollerini ve uygulama alanlarını açıklamak G. Bahadır 2 Öğrenim

Detaylı

DAVRANIŞ BİLİMLERİNE GİRİŞ

DAVRANIŞ BİLİMLERİNE GİRİŞ DAVRANIŞ BİLİMLERİNE GİRİŞ DAVRANIŞIN TANIMI Davranış Kavramı, öncelikle insan veya hayvanın tek tek veya toplu olarak gösterdiği faaliyetler olarak tanımlanabilir. En genel anlamda davranış, insanların

Detaylı

ÜNİTE:1. Sosyal Psikoloji Nedir? ÜNİTE:2. Sosyal Algı: İzlenim Oluşturma ÜNİTE:3. Sosyal Biliş ÜNİTE:4. Sosyal Etki ve Sosyal Güç ÜNİTE:5

ÜNİTE:1. Sosyal Psikoloji Nedir? ÜNİTE:2. Sosyal Algı: İzlenim Oluşturma ÜNİTE:3. Sosyal Biliş ÜNİTE:4. Sosyal Etki ve Sosyal Güç ÜNİTE:5 ÜNİTE:1 Sosyal Psikoloji Nedir? ÜNİTE:2 Sosyal Algı: İzlenim Oluşturma ÜNİTE:3 Sosyal Biliş ÜNİTE:4 Sosyal Etki ve Sosyal Güç ÜNİTE:5 1 Tutum ve Tutum Değişimi ÜNİTE:6 Kişilerarası Çekicilik ve Yakın İlişkiler

Detaylı

BÖLÜM 1 1. PSİKOLOJİYE GİRİŞ 1.1. Psikolojinin Tanımı ve Amacı

BÖLÜM 1 1. PSİKOLOJİYE GİRİŞ 1.1. Psikolojinin Tanımı ve Amacı BÖLÜM 1 1. PSİKOLOJİYE GİRİŞ 1.1. Psikolojinin Tanımı ve Amacı Psikoloji yaşamı inceleyen bir bilim olarak tanımlanmıştır. Psikoloji sözcüğü Eski Yunancadan gelmektedir. Eski Yunancada bulunan psyhhe(ruh)

Detaylı

DAVRANIŞ BİLİMLERİ TIPSAL PSİKOLOJİYE GİRİŞ. Doç. Dr. Lü)ullah Beşiroğlu

DAVRANIŞ BİLİMLERİ TIPSAL PSİKOLOJİYE GİRİŞ. Doç. Dr. Lü)ullah Beşiroğlu DAVRANIŞ BİLİMLERİ TIPSAL PSİKOLOJİYE GİRİŞ Doç. Dr. Lü)ullah Beşiroğlu DAVRANIŞ (Behavior): Organizmanın doğrudan veya dolaylı olarak gözlenebilen tüm etkinlikleridir. Duygular, tutumlar, zihinsel süreçler

Detaylı

Ders Adı : DİN PSİKOLOJİSİ Ders No : Teorik : 3 Pratik : 0 Kredi : 3 ECTS : 4. Ders Bilgileri. Ön Koşul Dersleri

Ders Adı : DİN PSİKOLOJİSİ Ders No : Teorik : 3 Pratik : 0 Kredi : 3 ECTS : 4. Ders Bilgileri. Ön Koşul Dersleri Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : DİN PSİKOLOJİSİ Ders No : 00004003 Teorik : 3 Pratik : 0 Kredi : 3 ECTS : 4 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili Öğretim

Detaylı

21.10.2009. KIŞILIK KURAMLARı. Kişilik Nedir? Kime göre?... GİRİŞ Doç. Dr. Halil EKŞİ

21.10.2009. KIŞILIK KURAMLARı. Kişilik Nedir? Kime göre?... GİRİŞ Doç. Dr. Halil EKŞİ KIŞILIK KURAMLARı GİRİŞ Doç. Dr. Halil EKŞİ Kişilik Nedir? Psikolojide kişilik, kapsamı en geniş kavramlardan biridir. Kişilik kelimesinin bütün teorisyenlerin üzerinde anlaştığı bir tanımlaması yoktur.

Detaylı

Temel Kavramlar Bilgi :

Temel Kavramlar Bilgi : Temel Kavramlar Bilim, bilgi, bilmek, öğrenmek sadece insana özgü kavramlardır. Bilgi : 1- Bilgi, bilim sürecinin sonunda elde edilen bir üründür. Kişilerin öğrenme, araştırma veya gözlem yolu ile çaba

Detaylı

Wertheimer, Köhler ve Kofka tarafından geliştirilmiş bir yaklaşımdır. Gestalt psikolojisi, bilişsel süreçler içerisinde özellikle "algı" ve "algısal

Wertheimer, Köhler ve Kofka tarafından geliştirilmiş bir yaklaşımdır. Gestalt psikolojisi, bilişsel süreçler içerisinde özellikle algı ve algısal Gestalt Psikoloji Wertheimer, Köhler ve Kofka tarafından geliştirilmiş bir yaklaşımdır. Gestalt psikolojisi, bilişsel süreçler içerisinde özellikle "algı" ve "algısal örgütlenme" konularında yoğunlaşmış

Detaylı

11/26/2010 BİLİM TARİHİ. Giriş. Giriş. Giriş. Giriş. Bilim Tarihi Dersinin Bileşenleri. Bilim nedir? Ve Bilim tarihini öğrenmek neden önemlidir?

11/26/2010 BİLİM TARİHİ. Giriş. Giriş. Giriş. Giriş. Bilim Tarihi Dersinin Bileşenleri. Bilim nedir? Ve Bilim tarihini öğrenmek neden önemlidir? Bilim Tarihi Dersinin Bileşenleri BİLİM TARİHİ Yrd. Doç. Dr. Suat ÇELİK Bilim nedir? Ve Bilim tarihini öğrenmek neden önemlidir? Bilim tarihi hangi bileşenlerden oluşmaktadır. Ders nasıl işlenecek? Günümüzde

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : İSLAM FELSEFE TARİHİ I Ders No : 0070040158 Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 3 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili

Detaylı

EĞİTİMİN FELSEFİ TEMELLERİ. 3. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL

EĞİTİMİN FELSEFİ TEMELLERİ. 3. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL EĞİTİMİN FELSEFİ TEMELLERİ 3. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL FELSEFENİN ANLAMI Philla (sevgi, seven) Sophia (Bilgi, bilgelik) PHILOSOPHIA (Bilgi severlik) FELSEFE

Detaylı

PSİKOLOJİDE TEMEL YAKLAŞIMLAR

PSİKOLOJİDE TEMEL YAKLAŞIMLAR PSİKOLOJİDE TEMEL YAKLAŞIMLAR Uzun yıllar felsefenin içinde kalan psikoloji Wilhelm Wundt un ilk psikoloji laboratuarını kurması ile (1879) bağımsız pozitif bir bilim haline gelmiştir. Böylece psikolojinin

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...III ÜNİTE: 1. PSİKOLOJİ VE GELİŞİM PSİKOLOJİSİ15

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...III ÜNİTE: 1. PSİKOLOJİ VE GELİŞİM PSİKOLOJİSİ15 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...III ÜNİTE: 1. PSİKOLOJİ VE GELİŞİM PSİKOLOJİSİ15 Bilimin Anlamı ve Özellikleri...17 Psikoloji...18 Gelişim Psikolojisi...25 Öğrenme Psikolojisi...26 Psikolojide Araştırma Yöntemleri...26

Detaylı

4 GİRİŞ BİLİŞ NEDİR?

4 GİRİŞ BİLİŞ NEDİR? Bilişsel Öğrenme 2 Öğrenme kuramları, araştırmacılar tarafından öğrenme olgusunu açıklamak üzere ortaya konulmuş açıklamalardır. Bir öğrenme kuramı, organizmanın davranışlarında meydana gelen ve hastalık,

Detaylı

Gestalt Kuramı. Doç. Dr. Tülin ŞENER

Gestalt Kuramı. Doç. Dr. Tülin ŞENER Gestalt Kuramı Doç. Dr. Tülin ŞENER Wertheimer, Köhler ve Koffka nın çalışmaları bu kurama önemli ölçüde katkı getirmiştir. Algıyla ilgili ilk araştırmalar Gestalt psikologları tarafından yapılmıştır.

Detaylı

DİKKAT!...BU ÖZET 8 ÜNİTE 29 SAHİFEDİR.BURDA İLK ÜNİTE

DİKKAT!...BU ÖZET 8 ÜNİTE 29 SAHİFEDİR.BURDA İLK ÜNİTE DİKKAT!...BU ÖZET 8 ÜNİTE 29 SAHİFEDİR.BURDA İLK ÜNİTE GÖSTERİLMEKTEDİR PSİKOLOJİ KISA ÖZET KOLAY AÖF Kolayaöf.com 0362 233 8723 Sayfa 2 içindekiler 1.ünite PsikolojininDoğası 4 2.ünite-Psikolojide Araştırma

Detaylı

GİRNE AMERİKAN ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMENLİĞİ AKTS

GİRNE AMERİKAN ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMENLİĞİ AKTS GİRNE AMERİKAN ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMENLİĞİ AKTS Dersin Adı Psikolojiye Giriş Dersin Kodu OKÖ105 Dersin Türü Zorunlu Dersin Seviyesi Lisans Dersin AKTS kredisi 4 Haftalık Ders

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...III

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...III İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...III Ünite:I Eğitim Psikolojisinde Bilimsel Araştırma Yöntem ve Teknikleri 13 Psikoloji ve Eğitim Psikolojisi 15 Eğitim Psikolojisi ve Bilim 17 Eğitim Psikolojisi ve Bilimsel Araştırma

Detaylı

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ Psikoloji RPD 101 Not I Uz. Gizem ÖNERİ UZUN Psikoloji *Psikoloji, pscyhe (ruh) ve logy (bilim) kelimelerinin birleşiminden meydana gelmektedir. *Psikoloji, hayvan

Detaylı

Ders İzlencesi Eğitim Yılı ve Güz Dönemi Program adı: ÇOCUK GELİŞİMİ PROGRAMI

Ders İzlencesi Eğitim Yılı ve Güz Dönemi Program adı: ÇOCUK GELİŞİMİ PROGRAMI Ders İzlencesi 2016 2017 Eğitim Yılı ve Güz Dönemi Program adı: ÇOCUK GELİŞİMİ PROGRAMI Dersin adı: Genel Psikoloji Dersi veren öğretim görevlisi: Gözde AKKAYA Dersin veriliş şekli: Yüz yüze Dersin genel

Detaylı

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Felsefe Bölümü DERS İÇERİKLERİ

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Felsefe Bölümü DERS İÇERİKLERİ GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Felsefe Bölümü DERS İÇERİKLERİ I.SINIF I.YARIYIL FL 101 FELSEFEYE GİRİŞ I Etik, varlık, insan, sanat, bilgi ve değer gibi felsefenin başlıca alanlarının incelenmesi

Detaylı

İSMAİL TAŞ, MEHMET HARMANCI, TAHİR ULUÇ,

İSMAİL TAŞ, MEHMET HARMANCI, TAHİR ULUÇ, Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : İSLAM AHLAK ESASLARI VE FELSEFESİ Ders No : 0070040072 Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 4 Ders Bilgileri Ders Türü

Detaylı

Psikoloji, insan ve hayvan davranışlarının gözlenebilir ve ölçülebilir olanları ile zihinsel süreçleri inceleyen pozitif bir bilim dalıdır.

Psikoloji, insan ve hayvan davranışlarının gözlenebilir ve ölçülebilir olanları ile zihinsel süreçleri inceleyen pozitif bir bilim dalıdır. PSİKOLOJİNİN ALANI Psikolojinin Tanımı: Psikoloji "Psyche" ve "Logos" kelimelerinin birleşmesiyle meydana gelen "Ruhbilim anlamında Yunanca bir kelimedir. Böyle bir tanımlama bugünkü psikolojinin anlamını

Detaylı

philia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi

philia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi FELSEFE NEDİR? philia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi Felsefe değil, felsefe yapmak öğrenilir KANT Felsefe, insanın kendisi, yaşamı, içinde

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS EVRENSEL İNSANİ DEĞERLER İLH

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS EVRENSEL İNSANİ DEĞERLER İLH DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS EVRENSEL İNSANİ DEĞERLER İLH320 6 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Seçmeli

Detaylı

BILIMSEL Eğitimde ortaya çıkan problemlere bilimsel arastırma yöntemlerini kullanarak çözüm arama EKONOMİK Mevcut olanaklarla uyumlu,

BILIMSEL Eğitimde ortaya çıkan problemlere bilimsel arastırma yöntemlerini kullanarak çözüm arama EKONOMİK Mevcut olanaklarla uyumlu, PROGRAMIN TEMELLERİ PROGRAMIN TEMELLERİ BILIMSEL Eğitimde ortaya çıkan problemlere bilimsel arastırma yöntemlerini kullanarak çözüm arama EKONOMİK Mevcut olanaklarla uyumlu, SOSYAL Programlar bireyin sosyal

Detaylı

1. Sosyolojiye Giriş, Gelişim Süreci ve Kuramsal Yaklaşımlar. 2. Kültür, Toplumsal Değişme ve Tabakalaşma. 3. Aile. 4. Ekonomi, Teknoloji ve Çevre

1. Sosyolojiye Giriş, Gelişim Süreci ve Kuramsal Yaklaşımlar. 2. Kültür, Toplumsal Değişme ve Tabakalaşma. 3. Aile. 4. Ekonomi, Teknoloji ve Çevre 1. Sosyolojiye Giriş, Gelişim Süreci ve Kuramsal Yaklaşımlar 2. Kültür, Toplumsal Değişme ve Tabakalaşma 3. Aile 4. Ekonomi, Teknoloji ve Çevre 5. Psikolojiye Giriş 1 6. Duyum ve Algı 7. Güdüler ve Duygular

Detaylı

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi Akts Felsefeye Giriş IV

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi Akts Felsefeye Giriş IV Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi Akts Felsefeye Giriş IV 2+0 2 2 Ön Koşul Dersler Yardımcıları Amacı Öğrenme Bu dersin genel amacı; felsefe adı verilen rasyonel faaliyetin ne olduğu, nasıl ortaya çıktığı,

Detaylı

SOSYOLOJİSİ (İLH2008)

SOSYOLOJİSİ (İLH2008) DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. DİN SOSYOLOJİSİ (İLH2008) KISA ÖZET-2013

Detaylı

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 Psikoanalitik Halkbilimi Kuram ve Yöntemleri DR. SÜHEYLA SARITAŞ 2 KONULAR Psikoanalitik Halkbilimi Kuram ve Yöntemleri Kurucuları ve Okullar ( W. Wundt Okulu,

Detaylı

1. ÜNİTE İÇİNDEKİLER EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1

1. ÜNİTE İÇİNDEKİLER EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... iii YAZARLAR HAKKINDA... iv 1. ÜNİTE EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1 Giriş... 2 Eğitim Psikolojisi ve Öğretmen... 3 Eğitim Psikolojisi... 3 Bilim... 6 Psikoloji... 8 Davranış... 9 Eğitim...

Detaylı

GESTALT KURAMıN ORTAYA ÇıKıŞı

GESTALT KURAMıN ORTAYA ÇıKıŞı GESTALT KURAMI HAYVANLARDA ZE GESTALT KURAMıN ORTAYA ÇıKıŞı Gestalt hareket, 1912 de Almanya Wertheimer in yazdığı bir makale ile başlamıştır. Gestalt kuramının ilkeleri Wertheimer,Köhler ve Koffka tarafından

Detaylı

Öğrencilerimize bu ortamı hazırlamak bölüm olarak temel görevimizdir.

Öğrencilerimize bu ortamı hazırlamak bölüm olarak temel görevimizdir. Genel Bilgiler Bölümümüz, 2009 yılında Karabük Üniversitesi Edebiyat Fakültesi bünyesinde kurulmuştur. Henüz yeterli sayıda öğretim elemanı bulunmadığı için bölümümüze öğrenci alımı yapılmamaktadır. Bölümümüzde

Detaylı

İSLAM KURUMLARI VE MEDENİYETİ

İSLAM KURUMLARI VE MEDENİYETİ DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. İSLAM KURUMLARI VE MEDENİYETİ KISA ÖZET

Detaylı

BEDEN EĞĠTĠMĠ VE SPOR

BEDEN EĞĠTĠMĠ VE SPOR BEDEN EĞĠTĠMĠ VE SPOR YÜKSEK OKULU Müdür: Doç. Dr. ġahin Ahmedov - sahmedov@neu.edu.tr Yüksek Lisans Programları Program Yürütücüsü Telefon e-mail Beden Eğitimi ve Spor Anabilim D. Doç. Dr. Cevdet Tınazcı

Detaylı

ZAMAN TÜNELİ "Psikoloji Bilimi"nin Geçmişine Yolculuk

ZAMAN TÜNELİ Psikoloji Biliminin Geçmişine Yolculuk ZAMAN TÜNELİ "Psikoloji Bilimi"nin Geçmişine Yolculuk 387-335 Plato: Kimi bilgilerimizi doğuştan getiririz ve beynimiz, zihinsel işleyişlerin gerçekleştiği yerdir. Aristotle: Doğuştan getirdiğimiz herhangi

Detaylı

Kişilik Psikolojisi (PSY 401) Ders Detayları

Kişilik Psikolojisi (PSY 401) Ders Detayları Kişilik Psikolojisi (PSY 401) Ders Detayları Ders Adı Ders Kodu Dönemi Ders Saati Uygulama Saati Laboratuar Saati Kredi AKTS Kişilik Psikolojisi PSY 401 Güz 3 0 0 3 7 Ön Koşul Ders(ler)i PSY301, Dersi

Detaylı

Öğrenme nedir? Büyüme ve yaşa atfedilmeyecek yaşantılar sonucunda davranış ve tutumlarda meydana gelen nispeten kalıcı etkisi uzun süre

Öğrenme nedir? Büyüme ve yaşa atfedilmeyecek yaşantılar sonucunda davranış ve tutumlarda meydana gelen nispeten kalıcı etkisi uzun süre Öğrenme nedir? Büyüme ve yaşa atfedilmeyecek yaşantılar sonucunda davranış ve tutumlarda meydana gelen nispeten kalıcı etkisi uzun süre değişimlerdir. Öğrenmede değişen ne???? İnsan ve hayvan arasında

Detaylı

30 GÜNDE EĞİTİM BİLİMLERİ

30 GÜNDE EĞİTİM BİLİMLERİ KPSS KONU LÜĞÜ 30 DE EĞİTİM BİLİMLERİ GELİŞİM PSİKOLOJİSİ ISBN: 978-605-9340-97-7 Bu kitabın basım, yayın ve satış hakları Kısayol Yayıncılık a aittir. Anılan kuruluşun izni alınmadan yayınların tümü ya

Detaylı

BİLİŞSEL PSİKOLOJİ VE BİLGİ İŞLEME MODELİ BİLGİ İŞLEME SÜREÇ VE YAKLAŞIMLARI

BİLİŞSEL PSİKOLOJİ VE BİLGİ İŞLEME MODELİ BİLGİ İŞLEME SÜREÇ VE YAKLAŞIMLARI BİLİŞSEL PSİKOLOJİ VE BİLGİ İŞLEME MODELİ BİLGİ İŞLEME SÜREÇ VE YAKLAŞIMLARI BİLİŞSEL PSİKOLOJİ Neisser (1967) yılında bilişsel psikolojiyi; «Biliş terimi, duyusal girdilerin dönüştürüldüğü, azaltıldığı,

Detaylı

DERS PROFİLİ. Siyaset Kuramı I POLS 305 Güz 5 3+0+0 3 5

DERS PROFİLİ. Siyaset Kuramı I POLS 305 Güz 5 3+0+0 3 5 DERS PROFİLİ Dersin Adı Kodu Yarıyıl Dönem Kuram+PÇ+Lab (saat/hafta) Kredi AKTS Siyaset Kuramı I POLS 305 Güz 5 3+0+0 3 5 Ön Koşul Yok Dersin Dili Ders Tipi Dersin Okutmanı Dersin Asistanı Dersin Amaçları

Detaylı

İÇİNDEKİLER. BİRİNCİ BÖLÜM Seval FER, İlker CIRIK. İKİNCİ BÖLÜM Sertel ALTUN, Esma ÇOLAK

İÇİNDEKİLER. BİRİNCİ BÖLÜM Seval FER, İlker CIRIK. İKİNCİ BÖLÜM Sertel ALTUN, Esma ÇOLAK İÇİNDEKİLER SUNUŞ /iii İÇİNDEKİLER /v ÖĞRENME ÖĞRETME KURAM ve YAKLAŞIMLARINA GİRİŞ / vi BİRİNCİ BÖLÜM Seval FER, İlker CIRIK TEMEL KAVRAMLAR Yasa, İlke, Kuram, Strateji, Model, Yöntem, Teknik, Taktik,

Detaylı

AST101 ASTRONOMİ TARİHİ

AST101 ASTRONOMİ TARİHİ AST101 ASTRONOMİ TARİHİ 2017-2018 Güz Dönemi (Z, UK:2, AKTS:3) 4. Kısım Doç. Dr. Kutluay YÜCE Ankara Üniversitesi, Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü Antik Yunan Bilimi Sokrat Öncesi Dönem

Detaylı

Sosyal Psikoloji GİRİŞ

Sosyal Psikoloji GİRİŞ Sosyal Psikoloji Prof. Dr. Turgut Göksu GİRİŞ Turgut Göksu 1 İki farklı bakış ve iki farklı tanım SOSYAL PSİKOLOJİ sosyolojik sosyal psikoloji 1908 Amerikalı ROSS Social Psychology psikolojik sosyal psikoloji

Detaylı

İÇİNDEKİLER. BÖLÜM 1 EĞİTİM PSİKOLOJİSİ: ÖĞRETİM İÇİN YAPILANMA Prof. Dr. Ayşen Bakioğlu - Dilek Pekince EĞİTİM ve PSİKOLOJİ... 3 İYİ ÖĞRETMEN...

İÇİNDEKİLER. BÖLÜM 1 EĞİTİM PSİKOLOJİSİ: ÖĞRETİM İÇİN YAPILANMA Prof. Dr. Ayşen Bakioğlu - Dilek Pekince EĞİTİM ve PSİKOLOJİ... 3 İYİ ÖĞRETMEN... İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 EĞİTİM PSİKOLOJİSİ: ÖĞRETİM İÇİN YAPILANMA Prof. Dr. Ayşen Bakioğlu - Dilek Pekince EĞİTİM ve PSİKOLOJİ... 3 İYİ ÖĞRETMEN... 6 Yansıtıcı Öğretmen... 8 İyi Öğretmenden Sahip Olması Beklenen

Detaylı

1.Hafta. Klinik Psikoloji Nedir? Kimlere Klinik Psikolog Ünvanı Verilir? Prof.Dr.Nilhan Sezgin ders yılı Prof.Dr.

1.Hafta. Klinik Psikoloji Nedir? Kimlere Klinik Psikolog Ünvanı Verilir? Prof.Dr.Nilhan Sezgin ders yılı Prof.Dr. 1.Hafta Klinik Psikoloji Nedir? Kimlere Klinik Psikolog Ünvanı Verilir? Prof.Dr.Nilhan Sezgin 2018-19 ders yılı 8.11.2018 Prof.Dr.Nilhan Sezgin, 1 Psikoloji davranışı inceleyen temel bir bilimdir ve canlıların

Detaylı

DUYGULAR - 1 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ

DUYGULAR - 1 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ DAVRANIŞ BİLİMLERİ ve İLETİŞİM DUYGULAR - 1 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ Duygu ile ilgili alanyazında araştırmacıların, biyolojik temelli olan, diğer hayvanlarla paylaşılan, tüm kültürlerde görülen ve evrensel

Detaylı

SINIF YÖNETİMİNİN TEMELLERİ

SINIF YÖNETİMİNİN TEMELLERİ SINIF YÖNETİMİNİN TEMELLERİ Yrd. Doç. Dr. Çetin ERDOĞAN cerdogan@yildiz.edu.tr Sınıf Nedir? Ders yapılır Yaşanır Zaman geçirilir Oyun oynanır Sınıf, bireysel ya da grupla öğrenme yaşantılarının gerçekleştiği

Detaylı

ÖĞRENME KURAMLARI. Davranışçı Kuram Bilişsel Kuram Duyuşsal Kuram

ÖĞRENME KURAMLARI. Davranışçı Kuram Bilişsel Kuram Duyuşsal Kuram ÖĞRENME KURAMLARI Davranışçı Kuram Bilişsel Kuram Duyuşsal Kuram DAVRANIġÇI KURAMLAR Davranışçı kuramlar, öğrenmenin uyarıcı ile davranış arasında bir bağ kurularak geliştiğini ve pekiştirme yoluyla davranış

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...III

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...III İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...III Bölüm I: Eğitim Psikolojisinde Bilimsel Araştırma Yöntem ve Teknikleri 13 1.1.Eğitim 16 1.2.Psikoloji 16 1.2.1.Psikolojinin Tarihçesi 18 1.2.1.1. 19.Yüzyıl Öncesi 18 1.2.1.2. 19.Yüzyıl

Detaylı

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ Ders Tanıtım Formu Dersin Adı Öğretim Dili PSİKOLOJİYE GİRİŞ Türkçe Dersin Verildiği Düzey Ön Lisans () Lisans (X) Yüksek Lisans() Doktora( ) Eğitim Öğretim Sistemi Örgün Öğretim (X) Uzaktan Öğretim( )

Detaylı

Sosyal Bilimler Enstitüsü. Beden Eğitimi ve Spor (Ph.D) 1. Yarı Yıl

Sosyal Bilimler Enstitüsü. Beden Eğitimi ve Spor (Ph.D) 1. Yarı Yıl Sosyal Bilimler Enstitüsü Beden Eğitimi ve Spor (Ph.D) 1. Yarı Yıl BES601 Spor Bilimlerinde Araştırma Yöntemleri K:(3,0)3 ECTS:10 Spor alanında bilimsel araştırmaların dayanması gereken temelleri, araştırmaların

Detaylı

BULANIK MANTIK (FUZZY LOGIC)

BULANIK MANTIK (FUZZY LOGIC) BULANIK MANTIK (FUZZY LOGIC) Bulanık mantık ilk olarak 1965 yılında Lütfü Aliasker Zade nin yayınladığı bir makalenin sonucu oluşmuş bir mantık yapısıdır ve yayınladığı Fuzzy Sets makalesinde bulanık kümelerin

Detaylı

FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ

FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ FELSEFENİN BÖLÜMLERİ A-BİLGİ FELSEFESİ (EPİSTEMOLOJİ ) İnsan bilgisinin yapısını ve geçerliğini ele alır. Bilgi felsefesi; bilginin imkanı, doğruluğu, kaynağı, sınırları

Detaylı

FELSEFE BÖLÜMÜ LİSANS PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ I.YARIYIL DERSLERİ

FELSEFE BÖLÜMÜ LİSANS PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ I.YARIYIL DERSLERİ FELSEFE BÖLÜMÜ LİSANS PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ I.YARIYIL DERSLERİ FEL-101 Felsefeye Giriş Felsefenin temel problem, kavram, akım ve alt disiplinlerine genel bir giriş. FEL-103 Eskiçağda Felsefe Kredi (Teorik-Pratik-Lab.)

Detaylı

Psikolojinin Felsefi Temelleri (PSY 112) Ders Detayları

Psikolojinin Felsefi Temelleri (PSY 112) Ders Detayları Psikolojinin Felsefi Temelleri (PSY 112) Ders Detayları Ders Adı Ders Kodu Dönemi Ders Saati Uygulama Saati Laboratuar Saati Kredi AKTS Psikolojinin Felsefi Temelleri PSY 112 Bahar 3 0 0 3 7 Ön Koşul Ders(ler)i

Detaylı

225 ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ. Yrd. Doç. Dr. Dilek Sarıtaş-Atalar

225 ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ. Yrd. Doç. Dr. Dilek Sarıtaş-Atalar 225 ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ Yrd. Doç. Dr. Dilek Sarıtaş-Atalar Bilgi Nedir? Bilme edimi, bilinen şey, bilme edimi sonunda ulaşılan şey (Akarsu, 1988). Yeterince doğrulanmış olgusal bir önermenin dile getirdiği

Detaylı

BİLİŞSEL NÖROBİLİM BİLGİ İŞLEME SÜREÇ VE YAKLAŞIMLARI

BİLİŞSEL NÖROBİLİM BİLGİ İŞLEME SÜREÇ VE YAKLAŞIMLARI BİLİŞSEL NÖROBİLİM BİLGİ İŞLEME SÜREÇ VE YAKLAŞIMLARI Beyni Keşfetme Dünya üzerinde keşifler genelde coğrafi keşiflerle başlamıştır. Ortalama 1120 gr ağırlığındaki jelatinimsi yapısıyla beyni keşfetme

Detaylı

Birey ve Çevre (1-Genel)

Birey ve Çevre (1-Genel) Birey ve Çevre (1-Genel) Prof. Dr. Turgut Göksu PA GBF Öğretim Üyesi tgoksu@hotmail.com Turgut Göksu 1 DAVRANIŞ NEDİR? İnsanların (ve hayvanların) gözlenebilen veya herhangi bir yolla ölçülebilen hareketlerine

Detaylı

İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE

İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ Türk toplumlarında ilk kez medrese denen eğitim

Detaylı

Psikoloji, davranışları ve zihinsel süreçleri inceleyen bir bilim dalıdır.

Psikoloji, davranışları ve zihinsel süreçleri inceleyen bir bilim dalıdır. PSİKOLOJİNİN TANIMI Bir davranışın tek bir açıklaması olmayabilir, hatta birden fazla açıklamanın aynı anda doğru olabileceği olmalıdır. Psikoloji, davranışları ve zihinsel süreçleri inceleyen bir bilim

Detaylı

UYGULAMALI DAVRANIŞ ANALİZİ. UDA nın Kökenleri

UYGULAMALI DAVRANIŞ ANALİZİ. UDA nın Kökenleri UYGULAMALI DAVRANIŞ ANALİZİ UDA nın Kökenleri Bilişsel açıklamalar Wertheimer Algılanan şeyler arasındaki ilişkiler algılanan şeylerden daha önemlidir. Neyin görüldüğü ve duyulduğu görülen veya duyulan

Detaylı

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi Sayı : Tarih : 1.1.216 Diploma Program Adı : SOSYOLOJİ, LİSANS PROGRAMI, (AÇIKÖĞRETİM) Akademik Yıl : 21-216 Yarıyıl

Detaylı

BAYRAM DALKILIÇ, HÜSAMETTİN ERDEM,

BAYRAM DALKILIÇ, HÜSAMETTİN ERDEM, Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : MANTIK Ders No : 0070040047 Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 3 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili Öğretim Tipi Ön

Detaylı

Sosyal Psikolojiye Giriş (PSY 201) Ders Detayları

Sosyal Psikolojiye Giriş (PSY 201) Ders Detayları Sosyal Psikolojiye Giriş (PSY 201) Ders Detayları Ders Adı Ders Kodu Dönemi Ders Saati Uygulama Saati Laboratuar Saati Kredi AKTS Sosyal Psikolojiye Giriş PSY 201 Güz 3 0 0 3 5 Ön Koşul Ders(ler)i Dersin

Detaylı

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T + U Kredisi AKTS Bilim Tarihi ve Felsefesi GKS Ön Koşul Dersler

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T + U Kredisi AKTS Bilim Tarihi ve Felsefesi GKS Ön Koşul Dersler Dersin Adı Kodu Yarıyılı T + U Kredisi AKTS Bilim Tarihi ve Felsefesi GKS003 2+0 2 3 Ön Koşul Dersler Dersin Dili Türkçe Dersin Türü Seçmeli Dersin Koordinatörleri Dersi Veren Dersin Yardımcıları Dersin

Detaylı

MehMet Kaan Çalen, 07.04.1981 tarihinde Edirne nin Keşan ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Keşan da tamamladı. 2004 yılında Trakya

MehMet Kaan Çalen, 07.04.1981 tarihinde Edirne nin Keşan ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Keşan da tamamladı. 2004 yılında Trakya ÖTÜKEN MehMet Kaan Çalen, 07.04.1981 tarihinde Edirne nin Keşan ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Keşan da tamamladı. 2004 yılında Trakya Üniversitesi, Tarih Bölümü nden mezun oldu. 2008 yılında

Detaylı

Fen - Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü

Fen - Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü http://ogr.kocaeli.edu.tr/koubs/bologna/genel/listesi_prn.cfm?ed=0 1 / 5 22.05.2018 15:50 Fen - Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü Adı 2017/2018 Listesi 1. YARIYIL TLU Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Detaylı

ÜNİTE PSİKOLOJİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I

ÜNİTE PSİKOLOJİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I HEDEFLER İÇİNDEKİLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I Gelişim Psikolojisinin Alanı Gelişim Psikolojisinin Temel Kavramları Gelişimi Etkileyen Faktörler Gelişimin Temel İlkeleri Fiziksel Gelişim Alanı PSİKOLOJİ Bu

Detaylı

Gelişim Psikolojisi (PSY 203) Ders Detayları

Gelişim Psikolojisi (PSY 203) Ders Detayları Psikolojisi (PSY 203) Ders Detayları Ders Adı Ders Kodu Dönemi Ders Saati Uygulama Saati Laboratuar Saati Kredi AKTS Psikolojisi PSY 203 Güz 3 0 0 3 5 Ön Koşul Ders(ler)i PSY 102 Psikolojiye Giriş II Dersin

Detaylı

BİTİŞİKLİK KURAMI. Hzl: ELİF ŞİRİNGÜL ASLIHAN AKBAĞ

BİTİŞİKLİK KURAMI. Hzl: ELİF ŞİRİNGÜL ASLIHAN AKBAĞ BİTİŞİKLİK KURAMI Hzl: ELİF ŞİRİNGÜL ASLIHAN AKBAĞ JOHN BROADUS WATSON (1889-1958) Güney Carolina, Greenvilel'de yoksul bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Watson, katılık ölçüsünde dindar bir anne

Detaylı

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni SANAT FELSEFESİ Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni Estetik güzel üzerine düşünme, onun ne olduğunu araştırma sanatıdır. A.G. Baumgarten SANATA FELSEFE İLE BAKMAK ESTETİK Estetik; güzelin ne olduğunu sorgulayan

Detaylı

4. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (10 Eylül-19 Ekim 2012)

4. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (10 Eylül-19 Ekim 2012) 4. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (10 Eylül-19 Ekim 2012) Sayın Velimiz, Sizlerle daha önce paylaştığımız gibi okulumuzda PYP çalışmaları yürütülmektedir. Bu kapsamda 6 PYP disiplinler üstü teması ile ilgili

Detaylı

OKUL ÖNCESİNDE OYUN VE HAREKET ETKİNLİĞİ

OKUL ÖNCESİNDE OYUN VE HAREKET ETKİNLİĞİ OKUL ÖNCESİNDE OYUN VE HAREKET ETKİNLİĞİ Oyun bir çocuğun en önemli işidir. Çocuklar oyun ortamında kendilerini serbestçe ifade edip, yaşantılarını yansıtırlar ve dış dünyaya farketmeden hazırlık yaparlar.

Detaylı

Yapılandırmacı anlayışta bilgi, sadece dış dünyanın bir kopyası ya da bir kişiden diğerine geçen edilgen bir emilim değildir.

Yapılandırmacı anlayışta bilgi, sadece dış dünyanın bir kopyası ya da bir kişiden diğerine geçen edilgen bir emilim değildir. Yapılandırmacılık, pozitivist geleneği reddetmekte; bilgi ve öğrenmeyi Kant ve Wittgeinstein'nın savunduğu tezlerde olduğu gibi özneler arası kabul etmektedir. Bu bakış açısından yapılandırıcı öğrenme,

Detaylı

Hazırlayan. Ramazan ANĞAY. Bilimsel Araştırmanın Sınıflandırılması

Hazırlayan. Ramazan ANĞAY. Bilimsel Araştırmanın Sınıflandırılması Hazırlayan Ramazan ANĞAY Bilimsel Araştırmanın Sınıflandırılması 1.YAKLAŞIM TARZINA GÖRE ARAŞTIRMALAR 1.1. N2tel Araştırmalar Ölçümlerin ve gözlemlerin kolaylık ve kesinlik taşımadığı, konusu insan davranışları

Detaylı

Fen Edebiyat Fakültesi

Fen Edebiyat Fakültesi MOLEKÜLER BİYOLOJİ ve GENETİK AMERİKAN KÜLTÜRÜ ve EDEBİYATI PSİKOLOJİ MATEMATİK MÜTERCİM TERCÜMANLIK HALİÇ SENİ BEKLİYOR MOLEKÜLER BİYOLOJİ ve GENETİK Genetik, canlılıkla ilgili özelliklerin nasıl kazanıldığını

Detaylı

Sosyal Bilimler Enstitüsü. Beden Eğitimi ve Spor Öğretimi (Yüksek lisans,tezli) 1. Yarı Yıl

Sosyal Bilimler Enstitüsü. Beden Eğitimi ve Spor Öğretimi (Yüksek lisans,tezli) 1. Yarı Yıl Sosyal Bilimler Enstitüsü Beden Eğitimi ve Spor Öğretimi (Yüksek lisans,tezli) 1. Yarı Yıl BES505 Spor Bilimlerinde Araştırma Teknikleri K:(3,0)3 ECTS:8 Bilimsel araştırma niteliği ve tanımı özellikleri,

Detaylı

DAVRANIŞ BİLİMLERİ ÜZERİNE YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ

DAVRANIŞ BİLİMLERİ ÜZERİNE YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ DAVRANIŞ BİLİMLERİ ve İLETİŞİM DAVRANIŞ BİLİMLERİ ÜZERİNE YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ Davranış Bilimleri üzerine Davranış Bilimleri insan davranışını, davranışa etki eden toplumsal, psikolojik, grupsal ve

Detaylı

İçindekiler. Ön Söz Çeviri Editörünün Sunuşu. xvii xix

İçindekiler. Ön Söz Çeviri Editörünün Sunuşu. xvii xix İçindekiler Ön Söz Çeviri Editörünün Sunuşu xvii xix KISIM BİR Öğrenmeye Giriş 1 Bölüm 1 Öğrenme Nedir? 1 Öğrenme, Davranış Değişikliğine Neden Olmalı mı? 2 Nispeten Kalıcı Olan Nasıl Kalıcıdır? 3 Öğrenme

Detaylı

Bilimin Doğası ve Bilim Tarihi

Bilimin Doğası ve Bilim Tarihi Bilimin Doğası ve Bilim Tarihi Dersin Adı Bilimin Doğası ve Bilim Tarihi Dersin Kodu 1206.6102 Dersin Türü Zorunlu Dersin Seviyesi Dersin AKTS Kredisi 3,00 Haftalık Ders Saati (Kuramsal) 3 Haftalık Uygulama

Detaylı

Bilim ve Araştırma. ar Tonta. H.Ü. Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü

Bilim ve Araştırma. ar Tonta. H.Ü. Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü Bilim ve Araştırma Yaşar ar Tonta H.Ü. Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü tonta@hacettepe.edu.tr http://yunus.hacettepe.edu.tr/~tonta/tonta.html Bilim Evrenin ya da olayların bir bölümünü konu olarak seçen,

Detaylı

REHBERLİK VE İLETİŞİM 2

REHBERLİK VE İLETİŞİM 2 REHBERLİK VE İLETİŞİM 2 Yrd. Doç Dr. M. İsmail Bağdatlı mismailbagdatli@yahoo.com İletişim, Davranış değişikliği meydana getirmek üzere düşünce, bilgi, duygu, tutum ve becerilerin paylaşılması sürecidir.

Detaylı

Psikoloji Biliminin Öyküsü

Psikoloji Biliminin Öyküsü Psikoloji Biliminin Öyküsü Beyin, tüm evrendeki en karmaşık fiziksel nesnedir. Owen Gingerich, Astronom Yrd. Doç. Dr. İbrahim YİĞİT Şubat 2018 Konular ve Sorular Psikoloji, zihni, benliği (kişinin kendisini)

Detaylı

30 GÜNDE EĞİTİM BİLİMLERİ

30 GÜNDE EĞİTİM BİLİMLERİ KPSS KONU LÜĞÜ 30 DE EĞİTİM BİLİMLERİ PSİKOLOJİSİ ISBN: 978-605-2329-00-9 Bu kitabın basım, yayın ve satış hakları Kısayol Yayıncılık a aittir. Anılan kuruluşun izni alınmadan yayınların tümü ya da herhangi

Detaylı