Ütopyanın Kısa Tarihi ve Türk Ütopyaları

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Ütopyanın Kısa Tarihi ve Türk Ütopyaları"

Transkript

1 Ütopyanın Kısa Tarihi ve Türk Ütopyaları Sadık Usta Araştırmacı, Yazar e-posta: Özet: Öteden beri ütopyanın Avrupa kökenli olduğu, tıpkı roman ve polisiye gibi Batı nın eseri olduğu ve Doğu toplumlarının ise onu ancak taklit edebileceği tezi ileri sürülmektedir. Bu çalışma gerçekten ütopyanın yalnızca Batıya özgü bir yazın alanı ve tür olup olmadığını ve Türklerin ütopyası olup olmadığını sorgulamaktadır. Türklerin gerçekten ütopyası olduğunu ileri süren çalışma, Türklerin ütopya kavramı ile tanışmalarının 19. Yüzyılın ortalarına denk düştüğünü ve Türk ütopyalarının Türkiye'nin 200 yıllık demokratikleşme ve özgürleşme tarihini derinden etkilediğini çeşitli örnekler üzerinden ele almaktadır. Anahtar Kelimeler: Ütopya, Ütopya tarihi, Türk Ütopyaları A Short History of Utopias and Turkish Utopias Abstract: It has always been argued that the utopian literature is of European origin, just like the detective novels, and that the Eastern societies could only imitate the utopian literature of Western societies. This study qustions whether utopian literature is unique to Western societies and do Turks have utopias or not. The study argues that Turks really have utopias by discussing several examples. The study claims that Turks have come across the utopian literature by the mids of 19 th century and Turkish utopias have deeply affected democratization and emancipation history through 200 years. Keywords: Utopias, History of Utopias, Turkish Utopias Giriş Türkiye de Ütopya kavramına yönelik ilginin oldukça arttığını görüyoruz. Bu çok sevindirici bir gelişmedir. Hatta bu ilginin akademik çevrede yoğunlaşması daha da sevindiricidir. Çünkü bu sayede ütopya bilimsel incelemelerin konusu da olacaktır. Birçok araştırmacının Ütopya temalı yüksek lisans tezi hazırladığına şahit olmak; Uşak Üniversitesi ne bağlı İletişim ve Eğitim Fakültesi nden hocaların da desteğiyle Ütopya temalı öykü yarışmalarının düzenlenmesini görmek çok sevindirici bir durum. Bu çabaların daha kapsamlı hale getirilmesinde yarar var. Neden? Çünkü ütopya felsefede arayışın ve sorgulamanın, siyasette modernleşme hamlelerinin, düşüncede gelişmenin, eylemde yaratıcılığın, yaşamda umudun Usta, S. 2017, Ütopyaların Kısa Tarihi ve Türk Ütopyaları, Toplum ve Demokrasi, 11 (23), Ocak-Haziran, s

2 Usta, S. 2017, Ütopyaların Kısa Tarihi ve Türk Ütopyaları alanıdır da ondan. Ütopya insanoğlunun bitmeyen, uçsuz bucaksız keşif alanıdır. Ütopyalar diyarı, insanoğlunun özlemlerinin coğrafyasıdır. Ütopyalar, ademoğlunun hem kendisini gerçekleştirme etkinliğinin nesnesidir hem de enerji kaynağıdır. Ütopya düş ülkesidir Hayat-ı Muhayyeldir, umut ve mutluluk ülkesidir Türklerin Ütopyası Var Mı? Öteden beri bazı aydınlarımız, ütopik eserlerin sadece Avrupa kökenli olduğunu, onun tıpkı roman ve polisiye gibi "Batı'nın bir eseri olduğunu, Doğu toplumlarınınsa onu ancak taklit edebileceği" tezini ileri sürerler. 1 Avrupamerkezciliğin bir yansıması olarak ortaya çıkan ''sivil toplumcu'' tez, ne yazık ki akademik çevrelerde de kısmen etkilidir. Bu görüşün sahiplerine bakılırsa; "bir gelecek tasarımı olan ütopya, ancak sorgulama ve eleştirme, isyan etme ve özgürleşme yetisine sahip Batılı toplumlarında var olabilir; Doğu toplumları miskindir, çünkü devletlerini despotlar yönetmektedir. Halkın en ufak özgürlük arayışını zalim metotlarla bastırmakta ve bu nedenle de Doğulu halklar kendi içinden yaratıcı düşünceyi çıkarması, mevcut düzeni eleştirmesi ve egemenlere isyan ederek verili düzeni parçalaması, yani yeniyi yaratması mümkün olamamaktadır. Bu özgürleşme hamleleri ancak gelişmiş ve aydınlanmış Batılı devletlerin yardımıyla başarılabilir". 2 Gerçekten böyle midir? Ütopyalar yalnızca Avrupalılara has bir yazın alanı ve türü müdür? Türklerin gerçekten ütopyası yok mu? Tabii ki var! Ancak Türklerin bu kavramla tanışmaları ve bunun seçkin örneklerini yaratmaları, 19. yüzyılın ortalarına denk düşer. Thomas More un kaleme aldığı Ütopya adlı eserinse felsefi, siyasi ve edebi açıdan incelenmesi ise ancak 450 sonra mümkün olmuştur. 1960'lı yıllardaki incelemelerin bir kısmıysa esas olarak Platon (Devlet), Thomas More (Ütopya) ve Thomas Campanella (Güneş Ülkesi) ile sınırlıdır. Bu eserler de sadece devlet felsefesi açısından ele alınmışlardır 'lerden sonra Türkiye'de siyasi ortamın yeniden canlanması, felsefe ve tarih alanına yönelik yoğun ilgi, sosyalist teoriye ilişkin araştırmalar, ekoloji ve kadın hareketinin gündemde olması, ütopya kavramını yeniden aydın ve düşünce insanları arasında bir inceleme konusu haline getirdi. Türk kökenli yazarların kaleme aldığı ütopyalar, akademik çevrelerde ancak 1980'li yılların ortalarından itibaren ve o da kısmi açıdan ele alındığını 1 Bütün bu görüşler için bkz. Usta, Ayrıca Ayhan Yalçınkaya, Türk ütopyaları hakkındaki doktora tezinde bu görüşü döne döne dile getirmektedir. Bkz. Yalçınkaya, Yukarıda mealen aktardığımız görüşleri ileri süren sivil toplumcu Birikim çevresi, bu anlayışı geçmişte birçok siyasi metinde dile getirmişti. Bu çevrenin Türk ütopyalarının olmadığına dair görüşleri Murat Belge'nin "Türk Usulü Ütopya" başlıklı yazısında şöyle ifade bulmaktadır: "Sanırım ütopya insanlarda nesnelerin ilişkilerinden çok, insanların insanlarla ilişkilerinde 'devrimci' denilebilir değişimler tasavvur etmeye bağlı bir şeydir. Bizim ütopyalarda bu pek yok. 'Sınıf farkları korunarak kalkınma' diye özetlenebilecek bir süreç düşünüyorlar; bu da 'ütopya' olmuyor." Bkz. Tempo, sayı 49/2008. Aynı tezler için bkz. Yalçınkaya, 2004, s.14, 15, 177, Son 40 yılın ütopya konulu tezlerinin bir listesi için bkz. Kır, 2007, s

3 Tematik Yazılar, Toplum ve Demokrasi, 11 (23), Ocak-Haziran, 2017, s şahit oluyoruz (Işın, 1981). Örneğin Hüseyin Cahit'in (Yalçın) ünlü eseri "Hayat-ı Muhayyel" bir ütopya örneği olarak ilk kez 80'li yılların sonunda incelenmiştir (Özgül, 1988). Sevindirici olansa, incelemelerin 90'lı yıllardan başlayarak hem genel yazın alanında 4 hem de akademik çevrelerde yeni araştırmalarla (Öztürk, 1992) 5 sürdürülmüş olmasıdır. Türk ütopyalarının araştırılması ve incelenmesine yönelik gecikmenin en önemli nedenlerinden biri söz konusu eserlerin Osmanlıca yazılmış ve birçoğunun bugün hâlâ günümüz Türkçesine aktarılmamış olmasıdır. İkinci nedense, ülkemizde ütopyalara yönelik merakın yeterli derecede uyan(dırıl)mamış olmasıdır. Şimdi ortaya bazı sorular atmakta yarar var. Aydınımız Ütopya kavramıyla ilk kez ne zaman tanıştı? Ütopya yazını ve bu türün örnekleri bizde ne zaman ortaya çıktı? Ülkemizde ütopyaya dair bir gelenek var mıydı? Ütopyaya ilişkin akademik çalışmalar ne zaman başladı ve günümüzde durum ne? Türk Ütopyaları Konuyu irdelediğimizde görüyoruz ki, sonuç beklediğimizden daha umut verici. Türkiye'de bu alanda yadsınamayacak derecede önemli bir birikim var; ancak bu birikime neredeyse elimizin ucuyla bile dokunamamışız. Kısaca şunu ileri sürebiliriz: Türkiye'de ütopya var ve bu ütopyalar Türkiye'nin 200 yıllık demokratikleşme ve özgürleşme tarihini derinden etkilemiştir. Sadece Ütopyalar mı? Tabii ki değil; aynı zamanda bu ütopyaları yazan yazarlar da eylem ve çabalarıyla özgürleşme davasına muazzam katkılarda bulunmuşlardır. Her şey ortada: Bunu anlamak için söz konusu ütopya yazarlarının (Ziya Paşa, Namık Kemal, İsmail Gaspıralı, Tevfik Fikret, Hüseyin Cahit Yalçın, Abdullah Cevdet, Kılıçzade Hakkı, Ahmet Ağaoğlu, Yakup Kadri Karaosmanoğlu) yaşamlarına bakmak yeterlidir. Türkiye nin demokratikleşme, bağımsızlaşma ve özgürleşme tarihi ile ütopyaların tarihi bir sarmaşık gibidir ve birbirinden ayrılmaz biçimde iç içe geçmişlerdir. Tarihimizdeki her demokratik girişim hem kendine özgü ütopyalarını yaratmış hem de bu ütopyalar, halkın demokratikleşme heyecanını ateşleyerek bilincini belirlemiş ve gelecek umudunu diri tutmuştur. 4 Birçok edebiyat dergisi, 1990'ların başından itibaren ütopya konusuna ilgi göstermiştir. Hatta Milliyet Sanat dergisi 1990 yılında "Abdi İpekçi Ütopya Yarışması" bile düzenlemiştir. Bkz. Milliyet Sanat, sayı 238/15, Nisan Öztürk'ün bu çalışması, hem ütopya araştırmaları alanında yapılan çalışmaların başında gelmektedir hem de yazar Türk edebiyatında, ütopyanın 150 yıllık birikiminin izini sürerek, "Türkiye'de ve Doğu'da ütopya vardır" tezini güçlü bir şekilde savunmaktadır. 3

4 Usta, S. 2017, Ütopyaların Kısa Tarihi ve Türk Ütopyaları Oscar Wilde, "Üzerinde Ütopya adası bulunmayan bir dünya haritası göz atmaya bile değmez" (Wilde, 1970: 35) derken ütopyaların etkin rolüne işaret etmektedir. Her özgürleşme programı, içerdiği ütopik vaatle geleceği yakalar. Siyasi programların ve manifestoların içerdiği ütopik vaatler kimi kez bu programların ve manifestoların zayıflığı olarak algılanır ancak aslında tersi doğrudur. Çünkü kitleleri harekete geçiren, onların yaratıcılıklarını ve enerjilerini ateşleyen, söz konusu siyasi programların ütopik unsurundan başka bir şey değildir. Gelecek tasarımlarının ütopik unsurunu yadsıyan her siyasi, sanat ve edebiyat akımı sonuçta siyaseti, sanat ve edebiyatı bir aktarmacılığa, sıradan bir manivelaya ve kullanım kılavuzuna dönüştürür! Demokratikleşme ve özgürleşme geleneğimiz Mithat Paşa ve Namık Kemal'le başlamış, ilk hamlesini 1876'da I. Meşrutiyet'le yapmış, ikinci hamlesini halkçı-devrimci Jöntürk atılımıyla ileriye taşımış ve bu özgürleşme hareketi en sonunda Atatürk'ün önderliğindeki Cumhuriyet in büyük modernleşme hamlesine dönüşmüştür. Tarihimizin ütopik tasarımları, ortaya çıktıkları andan itibaren yatağına sığmayan bir çağlayan gibi çağıldayarak akmış ve sonra da Cumhuriyet Devrimi'nin şelalesine dökülerek misyonlarını tamamlamışlardır. Peki, böylece bu tasarımların sonuna mı gelindi? Tabii ki hayır Ütopyalar bitmez... Bunu en iyi Yakup Kadri'nin 1930'lu yıllarda yazdığı Ankara romanında görürüz. Ne var ki, dil devrimiyle, 1927 yılında, Latince harflere geçildikten ve modernleşmede hızlı adımlar atılmaya başlandıktan sonra, eski dönemde yazılmış siyasi, felsefi ve edebi eserlere ilgi de azalmıştır. Dahası, ilerici kesimler yeni ve "modern" olana yönelerek bir bakıma bu eserlerin keşfini ihmal etmişlerdir. Bu yüzden, geçmiş dönemde yazılmış önemli eserlerimizin büyük bir kısmı arşivlerin tozlu raflarında unutulup gitmiştir. Bunları okuyabilme olanağına sahip olan Osmanlıcılarsa hem evrensel değerlere uzak olmaktan hem de demokratikleşme ve özgürleşme tarihimize cephe almaktan dolayı bu eserlerin anlamını bilememiş ve değerini hakkıyla verememişlerdir. Kavram Olarak Ütopya Ütopya terimi yazın alanında ilk kez Thomas More tarafından kullanılmıştır. O "Utopia" kavramını, 1516 yılında, Latince olarak kaleme aldığı ve adı "De optimo reipublicae statu, deque noua insula Utopia, libellus uere aureus, nec ninus salutaris quam festiuus" (More, 1987) 6 olan eserinde kullanmıştı. More bu eserinde, kurucusu Utopos olan ve dolayısıyla adını da oradan alan düşsel bir adayı betimlemektedir. 6 More'un eseri önce Löwen'de (1516) sonra Paris'te (1517) ve daha sonra da Basel'de (1518) yayımlandı. İngilizce çevirisi ise ilk kez 1551 yılında yayımlanmıştı. Lexikon der Philosophie adlı felsefe ansiklopedisine bakılırsa eserin ilk Almanca tercümesi 1524 yılında yapıldı. Bkz. Lexikon der Philosophie, Stuttgart, 1988, s Ayrıca Türkçesi için bkz. More,

5 Tematik Yazılar, Toplum ve Demokrasi, 11 (23), Ocak-Haziran, 2017, s Eski Yunancadan basit bir kelime oyunuyla türetilen bu kavram, yani U- topia, aslında "yok-ülke", "düş-ülke", "hayali-ülke" anlamındadır. Topos, Yunancada yer ve mekân demektir; "u" öntakısı ise birleştiği kelimeye olumsuzluk manası verir; tıpkı Fransızcadaki "a" öneki gibi (a-sosyal, a-politik vb.) veya Farsçadaki "na" öneki (namert, nahoş, naçar (çaresiz), naçizane (önemsiz bir şey), nadide (seçkin, eşi az bulunur), nadan) gibi. More un Ütopya sının anlamını belki bizdeki namahal (olmayan mekân, mahalle ve mahalli terimler de buradan gelir) terimi karşılayabilir. Ancak Hüseyin Cahit Yalçın çok gerçekçi ve anlamlı bir başka kavram türetmiştir: Hayat-ı Muhayyel. Her ne kadar bu kavram More tarafından türetilmiş olsa da özellikle eskiçağ tarihçileri ve dilbilimciler bu terimin bir benzerinin antikçağda da kullanıldığını belirtmektedirler. Homeros, Herodot ve özellikle de Strabon sıklıkla "Eu-tiopia" terimiyle "mutlu ülkenin insanları nı betimlemekte ve hatta Etiyopya adının da buradan geldiğini belirtilmektedirler. 7 Antikçağın önemli tarihçilerinden Sicilyalı Diodorus da Yunan Edebiyatı Tarihi'nde Etiyopyalılardan bahsederken, onların "en eski halklardan biri" olduğunu, "tufandan sonra uygarlığın yeniden orada baş gösterdiğini" söylemekte ve "onları onurlandırmak isteyen Tanrıların her yıl deniz seyahatine çıkarken onlarla birlikte zaman geçirdiklerinden" bahsetmektedir (Diodorus, 1998: 200). Etiyopyalılar, "ezelden beri dostluk, özgürlük ve birlik içinde yaşamakta, hiçbir yabancı saldırı dahi onların bu düzenlerini bozamamaktadır." (Diodorus, 1998: 200) "Mısırlılar bile uygarlıklarını onlara borçludurlar." (Diodorus, 1998: 38) "Tanrılar onların sofrasına otururlar" (Demandt, 1993: 175; Usta, 2005: Sunuş Bölümü). Onlar "herkesten uzun yaşar (Herodot, 1971: 3; Buch 17-26: 191), yeryüzünde görülmüş en güzel, en uzun ve en endamlı insanlardır" (Herodot, 1971: 190) ve ayrıca "bütün diğer halklardan farklı gelenek ve göreneklere sahiplerdir." (Herodot, 1971:190) Thomas More un eserini yazarken, antikçağ edebiyatından oldukça esinlendiğini görüyoruz; nitekim eserde antikçağ yazarlarından Herodot'un verdiği bilgilerle, Lukianos ve Aristophanes'in hicivleriyle ya da Platon'un felsefi görüşleriyle sıklıkla karşılaşıyoruz. Bir Yazın Geleneği Olarak Ütopya Avrupa'da 16. yüzyıldan itibaren, Thomas More'un Ütopya'sını örnek alan bir dizi yeni eserin yazıldığını görüyoruz. Bu yazın türü, yüzyıl gibi bir süre içinde öylesine çoğalmıştır ki 8 edebiyat çevreleri, söz konusu ütopik 7 Alexander Demandt, "Aithiopen" teriminin Homer'in destanlarında, Herodot'un ve Strabon'nun tarih ve coğrafya kitaplarında yer aldığını belirtir ve bunun "burada olmayan daha iyi ve güzel insanların diyarı" anlamına geldiğini aktarır. Bkz. Demandt, 1993, s.175 vd. Ayrıca bu konuda Marek Winiarczyk de ilginç bulgular saptamıştır. Winiarczyk, 2011 (özellikle Sunuş bölümü). 8 Michael Winter, antikçağdan 18. yüzyılın başına kadar yazılmış olan bütün ütopik eserler hakkında bilgi veren başarılı, devasa bir çalışmaya imza atmıştır. Bkz. Winter,

6 Usta, S. 2017, Ütopyaların Kısa Tarihi ve Türk Ütopyaları eserleri başlı başına bir disiplin altında toplamayı ve bunlara ansiklopedilerde yer vermeyi gerekli görmüştür. 9 İtalyan keşiş Thomas Campanella'nın Güneş Ülkesi (Campanella, 2005) ve İngiliz filozofu Francis Bacon'nın Yeni Atlantis'i (Bacon, 2004), Rönesans döneminde yazılmış diğer en ünlü ütopyaların başında gelirler. Ancak insanoğlu, ortaklaşacı toplumların kendi içinde bozulması, ahlaki çürümeye uğraması, sınıfların ortaya çıkarak sömürü düzenin kurulmasıyla birlikte eski eşit, kardeşçe ve özgür biçimde yaşadığı düzene özlem duymuştur. Sümer de Ütopik Özlemler Böylesi bir özlem ilk kez Sümer tabletlerinde görülmektedir. Sümer mitolojisinde cennet olarak tasvir edilen "T (D)ilmun Adası" ulaşılamayan bir yerdedir. Orada aslan ile kuzu koyun koyunadır. Savaş yoktur, çatışma yoktur; dulluk ve yaşlılık da yoktur. (Uhlig, 1993: ) Sümerolog Kramer, "Sümerlerin, çok eski bir dönemde mutlu yaşadıklarına dair anılara sahip olduklarını" belirtmektedir (Kramer, 1992: ). "Enmerkar" ve "Aratta Beyi" şiirleri, insanlığın günahkâr olmadan önceki bolluk ve huzurlu döneminden söz eder. Bu kırık tablette şu beyitler yer almaktadır: Eskiden yılanın olmadığı, Akrebin olmadığı bir devir vardı. Sırtlan yoktu, aslan yoktu. Ne vahşi köpek vardı, ne kurt; Ne korku vardı, ne dehşet: İnsanın rakibi yoktu. Eskiden, Şubur ve Hamazi ülkelerinin, Bunca(?) dilin konuşulduğu Sümer'in, Tanrısal yasalı büyük prens ülkesinin, Uri'nin, gerekli her şeyi sağlanmış ülkenin, Güvenlik içinde dinlenen Martu ülkesinin, Bütün evrenin, birlik içindeki(?) halkların Enlil'e tek bir dilde saygı sundukları bir devir vardı. Ama sonra, Efendi Baba, Prens Baba, Kral Baba, Enki, Efendi Baba, Prens Baba, Kral Baba, Öfkelenen(?) Efendi Baba, öfkelenen(?) Prens Baba, Öfkelenen(?) Kral Baba (Kramer, 1992: ) Nitekim MÖ 2550 yılında bir Sümer kent devleti olan Lagaş ta Urukagina nın bir halk ayaklanmasıyla iktidara geldiğini ve 10 yıl süren iktidarı boyunca yoksulları, dulları, yetimleri koruduğunu Sümer tabletlerinden biliyoruz. Özgürlük (Ama-gi Sümer de ortaya çıktığını da öğreniyoruz. ) kavramının ilk kez 9 Werner Krauss, söz konusu ütopyaların büyük bir kısmına Reise nach Utopia -Französische Utopien aus drei Jahrhunderten, Berlin, 1964 adlı eserinde yer vermektedir. 6

7 Tematik Yazılar, Toplum ve Demokrasi, 11 (23), Ocak-Haziran, 2017, s Günümüze kadar ulaşan tabletlere bakılırsa Urukagina nın toplumsal reformları şunlardı: O, balıkçıları, gemi tayfalarını, çobanları, köylüleri özellikle ekonomik açıdan korudu. Halktan toplanan ve tapınakta biriktirilen serveti halka paylaştırdı. Halkın sırtından büyük vurgunlar vuran devlet memurlarının, rahiplerin ve diğer görevlilerin gayri kanuni vergi ve ödemeleri ya tümden kesti ya da önemli oranda indirdi. Cenaze, miras, düğün, boşanma işlerinde hep ağır vergiler ödenmek zorundaydı. Hepsini kaldırdı. Mahkeme davalarının basitleştirilmesini sağlamakla kalmadı aynı zamanda ücretleri de ortadan kaldırdı. Kentlerde güvenliği sağlamakla kalmadı, ticaretin ve kentin surlarının dışında yer alan arazi ve tarlaları da koruma altına aldırdı. Üretimi güvence altına aldırdı. (Deimel, 1920: 3-31) Antikçağda Ütopya İnsanlığın yazın tarihine baktığımızda aynı temayı işleyen başka eserlerle de karşılaşıyoruz. Bu eserlerde hem ahlaki çürümeye ve bozulmaya dikkat çekilmektedir hem de geçmişte yaşanıldığı düşünülen bir "altın çağdan" bahsedilmektedir (Ovid, 2005; Hesiodos, 1977.). Birçok antikçağ yazarı eserlerinde altın çağ tasvirinde bulunarak toplumların bozulmasına (sınıfların, sömürünün ve toplumsal hiyerarşinin ortaya çıkışı) dikkat çekerler. 10 Bu türden eleştiri ve özlemlere sadece Akdeniz havzasında değil, aynı zamanda Hint Vedalarında ve Çin klasiklerinde de rastlıyoruz (Usta, 2013). Bu türden özlemleri, Sparta'nın ünlü lideri Likurgos'un hayatını anlatan yazarlar dile getirirler (Usta, 2015). Platon (Platon, 2007; Usta, 2015), Hippodamos (Aristoteles, 1971: 108 vd.), Kadıköylü Phaleas Hippodamos (Aristoteles, 1971: 123 vd), Lukianos, Aristophanes, Jambulos ve diğerleri de aynı özleme vurgu yaparlar. 11 Çok sonraları ise bu özlemlerin önce İslam coğrafyasında (9-12 yüzyıllarda) (Usta, 2001: 48-52) sonra da ve özellikle de 15. yüzyıl Avrupa'sında büyük köylü isyanları sırasında dile getirildiğini görüyoruz. Bunlar "binyılcı" özlemlerini ya "özgür diyarlarda" ya da "özgür zamanlarda" aramaktaydılar Usta, 2005, (Sunuş bölümü). 11 Ayrıca bkz. Usta, 2005; Berneri, 1982; Demandt, 1993: 175 vd.; Schafarewitsch, 1980; v. Pöhlmann, Özellikle de Rönesans'ın ilk dönemlerinde, yani erken uluslaşma sürecinde birçok halk hareketi özgürlük ve eşitlik davasını, Katolik Kilisesi'nin feodal beylerle birlikte oluşturduğu gerici ittifaka karşı yöneltmişti. Önderleri Jan Hüss'ün öldürülmesine karşı isyan eden Çekoslovaklar, 1425 yılında Taborit'te 10 süren eşitlikçi bir komün kurmuşlardı. Thomas Müntzer'in önderliğinde Kilise'ye ve feodal prenslere karşı isyan eden Alman köylüleri, onlarca yıl yöneticilerin korkulu rüyaları olmuşlardı yılında Münster'i ele geçiren Yeni Vaftizciler, kadınların bile siyasi haklarına kavuştukları bir yönetim ilan etmişlerdi. 15. yüzyılın başlarında Londra ve Paris'te ayaklanan köylü ve zanaatkârlar, meydanlarda kızıl bayraklar taşımışlar ve Aydınlanma döneminde yeniden keşfedilecek olan laik programlar ilan etmişlerdi. Bu hareketlerin ütopya kapsamında değerlendirilip değerlendirilmemesine ilişkin tartışmalar için bkz. Alfred Doren, Wunschräume und Wunschzeiten, Vorträge der Bibliothek Warburger (1924/25), Loren, 1927, s

8 Usta, S. 2017, Ütopyaların Kısa Tarihi ve Türk Ütopyaları Ütopya Kavramı Üzerine Tartışmalar More'un eseri sadece adıyla müstesna değildi, aynı zamanda içerik ve biçim açısından da en idealidir. Bu ise bir başka soruna, yani diğer eserlerin nasıl adlandırılacağına ve hangi kavram adı altında toplanacağına ilişkin bir soruna neden olmaktaydı. Bütün bu eserleri bir kavram altında toplayarak tümüne birden "ütopya" diyebilir miyiz? Bu soru, 19. yüzyılın sonlarından itibaren akademisyenler arasında ve özellikle de felsefeciler, sosyologlar ve edebiyat bilimcileri arasında hararetli bir tartışmaya neden olmuştu ki, bu tartışma bugün hâlâ devam etmektedir. 13 Ütopyayla ilgili olarak yapılan uzun tartışmaların sonucunda bazı olmazsa olmazlar saptanmıştı. Buna göre ütopya, "binyılcı" anlayışları dışlayarak "laik bir bilinç içermeli" ve "insanların özlem ve arzularının adresi olarak öte dünyayı göstermemelidir"; "bunlar doğrudan olmamakla birlikte içinden çıktıkları toplumların sorunlarına dair eleştirel unsurlar içermeli; mevcut toplumun çıkmazlarını göstererek alternatif bir dünya modeli" sunmalıdır; ayrıca bunlar, "edebi açıdan keyifli ve mevcut toplumsal ilişkileri parçalayan ve onları aşan bir perspektife" sahip olmalıdır (Neusüss, 1985: 15, 18, 100, 101) Saptamalara göre More'un Ütopya'sı bütün bu koşulları layıkıyla yerine getirmektedir. Ancak ondan önce yazılmış veya çeşitli başka araçlarla ortaya konulmuş olan metinlerse, en iyi durumda ya "binyılcı özlemler" ya "fantastik öyküler" ya da "özdeyiş" kategorisine girmektedir. 14 İnsanda Ütopik Bilinç Her ne kadar, ütopyanın toplumsal bir gelecek tasarısı olarak ortaya çıkışı, toplulukların kendi içinde farklılaştığı, üretim faaliyetinin çeşitlenerek iş bölümünü ortaya çıkardığı, kafa ile kol emeğinin birbirinden ayrılarak sınıfları meydana getirdiği ve dolayısıyla toplumsal yaşamı ve sömürüyü kurala bağlamak için devletlerin ortaya çıktığı döneme rastlıyorsa da, ütopik düşüncenin kökleri daha da eskilere, yani insanın insan olma sürecine kadar gitmeliydi. İnsanı diğer canlılardan ayıran en önemli faktör, yaşamsal faaliyetini önceden zihninde tasarlamasıdır. O alışılmış olduğu üzere, eylemden önce etkinliğinin sonucunu hesaplar, planlar yapar ve olasılıkları önceden zihninde canlandırır. Dolayısıyla o, düşünceyi, içinde bulunduğu mevcut verileri 13 Neredeyse her yıl mutlaka Avrupa'nın herhangi bir kentinde ütopya başlıklı bir uluslararası konferans düzenlenmektedir. Bu konferanslarda ütopya kavramı her açıdan ele alınır ve ütoplar dizisine yeni eserler eklenir. Sunulan bildiriler sık sık derlenerek ilgili olanların bilgisine sunulur. Bkz. Portmann, 1963; ayrıca Neusüss, olağanüstü bir çalışmaya imza atarak bugüne kadar bu konuyla ilgilenmiş olan en yetkin teorisyenlerin görüşlerini derlemiş ve okurların bilgisine sunmuştur. Bkz. Neusüss, Aynı şekilde temel bir eser olarak kabul edilen derleme için bkz. Voßkamp, Bu ayrımı Doren, birçok ütopik eseri inceleyerek ilk kez ortaya koymuştur. Bkz. A. Doren, Wunschräume, s

9 Tematik Yazılar, Toplum ve Demokrasi, 11 (23), Ocak-Haziran, 2017, s yadsıyarak, içinde yaşadığı doğal ortamı dönüştürerek, kurulu toplumsal verilerin sınırlarını parçalayarak ve aşarak oluşturur. Bir bakıma insanoğlu, verili koşulları yadsıyarak aşmayı, mevcut durumun sınırlarını zorlayarak dönüştürmeyi, ütopik düşünme özelliği sayesinde başarmaktadır. Bilindiği gibi gelecekteki şey, yani henüz gerçekleşmemiş ama gerçekleşebilir olan şey, önce insan zihninde yaratılır. İnsanoğlu, hem geçmişi kaybetmemek hem de geleceği elde etmek için eylemde bulunur. Ancak her iki nedensellik de aynı kapıya çıkar: İnsanoğlu her iki sonucu da hem görür hem de göremez; ama her iki durumda da sonucu, çıkış kapısını kafasında önceden yaratır. Zihinlerde yaratılan düş, imaj, tablo ve diyar aynı zamanda insanoğlunun enerjisini ateşleyen yegâne nedendir de. Yani insan enerjisinin kaynağı henüz var olmayan, ama gelecekte zuhur etmesi ve gerçekleşmesi muhtemel olandır. İnsan enerjisinin bitmez tükenmez kaynağının, aslında zihinlerimizdeki ütopya olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. İnsanoğlu her zaman, birbiriyle diyalektik bir ilişki içinde olan iki ruh halini aynı anda yaşar. Korku ve umut hem birbirinin zıddıdır hem de birbirinin varlık nedeni. Mevcut olanı, hem korkuyla koruruz hem de umut içinde yıkarız. Bir bakıma içinde yaşadığımız mevcut durumu ve toplumsal konumları hem koruruz hem de yıkarız. Her iki durumda da zihnimizde olasılıklar yaratır ve aynı anda ihtiyacımıza yanıt veren ama henüz gerçekleşmemiş olan olasılıkları gerçekleştirmeye yöneliriz. İşte insanoğlunun davranışını belirleyen ütopik yanımızın kökeni, insan olmaktan kaynaklanan bu özelliğimize dayanır. Sanatın ve edebiyatın, dolayısıyla estetik içeriğe sahip bütün kültürel ürünlerimizin nedeni bu değil midir? İnsanoğlu somut hayatta yaratamadıklarını ve yaşayamadıklarını estetik içerikli ürünlerle ortaya koymaz mı? Ütopya, "insanoğlunun yarı hayal, yarı düşünsel çabasının ürünü olan özlem ve arzularından kaynaklanmaktadır. Ancak bunlar sonradan başka dinamiklerle de kaynaşarak insanın oluşmakta olan yeni bilincini, özgürleşme iradesini ve gelişmeye ve ilerlemeye olan inancını meydana getirmektedir." (Heiß, 1973: 7) Ütopyanın Tarihsel İşlevi Ütopyalar, çoğunlukla toplumsal krizlere bir yanıt olarak ortaya çıkarak toplumların dönüşümünü amaçlarlar. Mevcut düzenin alternatifi olarak yansıtılan karşıt dünya, aynı zamanda yaratıcısının gözünde en iyi dünyadır. Tarihte görüldüğü gibi ütopyalar, sadece eleştirmekle kalmazlar, aynı zamanda fantastik ve masalımsı öykülerle toplumları aydınlatır ve böylece insanların özgürleşmesine önayak olurlar. Ütopyanın sorgulayan, sarsan ve aydınlatan bir işlev gördüğü, insanlık tarihinin her önemli dönemecinde yeniden ve yeniden kanıtlanmıştır. 9

10 Usta, S. 2017, Ütopyaların Kısa Tarihi ve Türk Ütopyaları Ütopyalar sadece eleştirmekle ve alternatif bir dünya sunmakla da kalmazlar; aynı zamanda hem dolaylı olarak kitlelerin örgütlenmesine yol açarlar hem de grupların kolektif etkinlerini biçimlendiren ve düzenleyen bir rol üstlenirler. Karl Mannheim de buna benzer bir gözlemde bulunur: "Her yerde görüldüğü gibi ütopik kurmaca, farklı sosyal grupların ortak ruh ve düşünsel araçlarının bir parçası olmaktadır; gruplar kendi etkinliklerini, ütopik kurmacanın mevcut gerçekliği aşan kavramlarına göre düzenleyerek, etkinliklerinin farklı bir açıdan gerçekliği kavramasını sağlamaktadırlar. Yani ütopik elementin sadece birleştirici bir güç olmadığını, aynı zamanda dipten dibe farklı sosyal grupların gerçekliğe ilişkin tasarılarını da birbiriyle bağlantılı hale getirmektedir." (Mannheim, 1995; Neusüss, 1985: 119.) Demek ki ütopyalar, sadece sosyal analizin bir aracı değil, aynı zamanda düşüncelerin farklılaşmasında da önemli bir rol oynayarak, okuryazar kesimlerin bilinçlerini de oluşturmaktadırlar. Osmanlı İmparatorluğu'nun son yüzyılıysa hem modernleşme hamleleri hem de ütopyalar tarihidir. Osmanlı'nın bütün zaafları ve yetmezlikleri, en çok bu son yüzyılda ortaya çıkmıştı. En büyük toprak kayıpları, bu son yüzyılda ortaya çıkmıştı. Askeri başarısızlıklar, toprak kayıpları, bürokrasideki çürüme, ekonomik tıkanıklık ve borçlanma, siyasi ve toplumsal karışıklıklar ve nitekim ilerici ve gerici darbeler hep bu son yüzyılda ortaya çıkmış ve Osmanlı'nın kaderini belirlemiştir. 1789'daki Büyük Fransız Devrimi sadece Avrupa'nın altını üstüne getirmedi, aynı zamanda orta vadede, Osmanlı topraklarından da ekonomik, siyasi ve toplumsal altüst oluşlara neden oldu. Devrimin büyük idealleri, "özgürlük, eşitlik ve kardeşlik" Osmanlı topraklarında da etkisini göstermekte gecikmedi. İstanbul'daki padişahlar, Batı'dan üzerlerine doğru gelen ekonomik, askeri ve siyasi akınları geleneksel yöntem ve tedbirlerle savuşturabileceklerini düşünmüşlerdi. Yenilikleri görmek ve bunlara ayak uydurmak, onlar açısından yozlaşmakla eş anlamlıydı. Tarih, Osmanlı yönetiminin tutuculuğunu ona bir dizi savaşı kaybettirerek, Balkan toprakları üzerindeki denetimini kaybettirerek cezalandırmıştı. En sonunda, Osmanlı'nın parçalanması olarak düşünülen "Doğu Sorunu", 1815 yılında Avrupa devletlerinin gündemine gelip oturmuştu. Durumun vahameti, felaketin gelip kapıyı çalması, hem ilerici hem de gelenekçi çevreleri hareketlendirmiş, yeni arayışlara sevk etmişti. İlk reform düşüncesi de "savaşların neden kaybedildiği, toprakların neden savunulamadığı ve bu çıkmazdan nasıl çıkılacağı" sorularıyla gündeme gelmişti. 10

11 Tematik Yazılar, Toplum ve Demokrasi, 11 (23), Ocak-Haziran, 2017, s Osmanlı'da Ütopik Girişimler İstanbul'daki yönetim, ilk başlarda, sorunun sadece askeri alanla sınırlı olduğunu ve askeri alanda yapılacak birkaç reformla sıkıntıların aşılacağını düşünüyordu. Ancak reformlar, yeni bir mülkiyet ilişkisi, yeni bir üretim tarzı ve yeni bir bilimsel-eğitimsel düzenleme yapıldığında kökleşebilir ve beklenen faydayı sağlayabilirdi. Ülkede Avrupa ile kıyaslanacak ciddi bir birikim yoktu; eğitim medreseyle sınırlı, ekonomi düzensizdi ve sadece köylü üretimiyle sınırlıydı, siyasi özgürlükse yok denecek kadar azdı. Yeni Osmanlıların liderleri -ki bunların başında Mithat Paşa, Ziya Paşa ve Namık Kemal gelir- krizden çıkışı ancak köktenci bir reformla mümkün görüyorlardı. Onlara göre sadece siyasi düzenlemeler düzlüğe çıkmak için yetmezdi. Siyasi düzenlemelere eşlik edecek ekonomik ve toplumsal reformların varlığı şarttı. Genç Osmanlıların lider kadrosu Londra ve Paris'te yaşamış, Batı'daki gelişmeleri gözlemleme olanaklarına sahip olmuş, Aydınlanmanın ve ilerici fikirlerin Batı toplumları üzerindeki etkilerine, bizzat görerek tanık olmuşlardı. 15 Bu nedenle de kaleme aldıkları edebi eserler, dönemin en yeni ve ileri fikirlerini dile getiren eserler olmuşlardır. Bunların başındaysa ütopyalar geliyordu. Peki, bizdeki ütopya yazınının serüveni nasıl başlamıştı? Osmanlı aydını, 19. yüzyılın ortalarında henüz kavram olarak ütopyayı bilmiyordu; fakat tarihimizin derinliklerinden gelen ve ütopik unsurlar içeren eserlere pek aşinaydılar. Dede Korkut Hikâyeleri, Binbir Gece Masalları, Farabi'nin Faziletli Devlet'i (İbn- Farabi, 1990), Mazdakların eşitlikçi gelenekleri 16, Karmatilerin ve Hürremilerin toplumcu girişimleri 17, Babai İsyanı (Ocak, 2000.), Kutadgu Bilig, Orhun Yazıtları, Battal Gazi Destanları, diğer hikâye ve söylenceler; Mevlana'nın, Yunus Emre'nin ütopik şiirleri, Alevi kitlelerin "Rıza Şehri" 18 gibi ütopik tasarılar, Simavnalı Bedreddin'in gelecek tasarısı (Werner, 2006; Werner, 1974) ve diğerleri Nizam-ül Mülk'ün Siyasetname'sinden de eşitlikçi düşüncenin, İslami ve Doğu geleneğinde ve özellikle de Anadolu'da etkin olduğunu görüyoruz (Nizam ül-mülk, 1987). 15 İbret gazetesinde çalışan Niyazi Bey, gazetenin 8. sayısında sadece Paris Komünü'nü değil I. Enternasyonal'i de savunmuştu. Buna benzer bir tutumu, sosyalist olmayan Namık Kemal de göstermişti. Bkz. Teber, 1986, s İran'da 6. yüzyılda Mazdak önderliğinde ortaya çıkan ve Zerdüşt geleneğini devam ettiren eşitlikçi bir hareket. 17 Karmatiler 10. ve 11. yüzyılda Basra'dan Yemen'e kadar geniş bir coğrafyada yaygınlık gösteren eşitlikçi bir hareket. 30 yıla yakın bir süre Kâbe'nin taşını bile alıp götüren bu hareket, Yemen'de 120 yıl hüküm sürmüştü. Hürremiler ise 10. yüzyılda Azerbaycan'da ortaya çıkan ve İsmaili tarikatına mensup eşitlikçi bir hareket. 18 Bir Alevi ütopyası olarak ifade edilen Rıza Şehri ile ilgili ayrıntılı bilgi mevcut değildir. Ancak bazı kaynaklarda aktarılan dörtlükler, Alevi geleneğinde görülen tipik eşitlikçi görüşleri ifade etmektedir. Bkz

12 Usta, S. 2017, Ütopyaların Kısa Tarihi ve Türk Ütopyaları Tarihsel olguların da gösterdiği gibi, her ilerici toplumsal hamle, ütopyalarla koyun koyuna ve iç içe gerçekleşir (Usta, 2006). Derinlemesine incelendiğinde görülecektir ki her toplumsal hamle, örneğin toplumu bir çatı altında birleştiren devletleşme hamleleri, aynı zamanda eşitlikçi ve demokratik hamlelerdir de. Osmanlı'da Ütopya ve Siyasi Rüyalar Türk aydını modernleşme sürecinde sadece Batı'nın romanıyla değil, aynı zamanda ütopyalarıyla da tanışmıştı. Uygarlıkların gelişim sürecini inceleyen Hilmi Ziya Ülken de, sıçramanın eşiğinde olan her toplum ve uygarlığın, eski uygarlıklara ait yazılı eser ve metinleri çevirerek ileriye doğru hamle yaptığını saptamaktadır (Ülken, 1997: 135). Bu süreç, bizde de böyle gelişmişti ve öncü aydınlar işe, Aydınlanma döneminin ünlü eserlerini çevirerek başlamıştı. Fenelon, Rousseau, Hugo, Daniel Defoe ve Alexander Duma Türkiye'de çevrilen ilk yazarlar arasındaydılar (Kudret, 2009: 12 vd.). Sonradan bu edebi eserleri felsefi eserler takip etmişti. Bir sonraki adımsa, yazarlarımızın kendi roman ve ütopyalarını yazmaları olacaktı. Başlarda ütopya kavramı doğrudan devralınmamıştı; bunlara önce "hayal", "muhayyelat" (Giritli Ali Aziz Efendi, 2006), "habnâme" 19 ve sonra "vakıanâme" denmişti (Öztürk, 1992). 19. yüzyılın sonlarında da bu türün örneklerinden biri olarak Hayat-ı Muhayyel (Yalçın, 1326.) yazılmıştı. Nitekim "ütopya" kavramı, 20. yüzyılın ortalarından itibaren gelip dilimize kökten yerleşmiştir (Usta, 2010). Türk ütopyası genel anlamda siyasi rüyalarla başlar ve sonra roman, hikaye ve şiirle devam eder. Türk yazın tarihinin ütopyalarına bakınca karşımıza verimli bir liste çıkar: 20 Ziya Paşa, Abdülaziz Han, Ziya Bey, Ali Paşa, Namık Kemal, Görülmüş bir Rüyadır, Magosa, Ali Suavi, Suavi Efendi nin Rüya -yı İcmailiyyesinin Telhisi, 1887 (Danışmend, 1942.) Dr. Abdullah Cevdet Bey, Mahkeme-i Kübra, Matbaa-i İctihad, Mısır, 1908 (Hanioğlu, 1987) Kılıçzade İsmail Hakkı, Pek Uyanık Bir Rüya, İçtihad, İstanbul, 1909 (Hanioğlu, 1987) İsmail Gaspıralı, Darürrahat Müslümanları, Tercüman, 1887 (Gaspıralı, 2005) 19 Bu konuda özgün bir çalışma için bkz. Özgül, Bu konuda en kapsamlı bilgiye Metin Kayahan Özgül ün yetkin ve özgün çalışmasında ulaşıyoruz. Türk Edebiyatında Siyasi Rüyalar, Hece Yayınları, İstanbul, Ayrıca bkz. Banarlı, Eserin yeni harflerle basımı, yayım yeri ve tarihi: Edibi Muhterem Ziya Paşanın Rüyası, Şirketi Mürettibiye Matbaası, İstanbul, Eserin yeni harflerle basımı, yayım yeri ve tarihi: Namık Kemal, Edibi Azam Merhum Namık Kemal Beyin Rüyası, Tefeyyüz Kitaphanesi,

13 Tematik Yazılar, Toplum ve Demokrasi, 11 (23), Ocak-Haziran, 2017, s İsmail Gaspıralı, Kadınlar Ülkesi, Tercüman, 1888 (Gaspıralı, 2005) Servet-i Fünun yazarlarının Yeşil Yurt ve Başka Dünyalar Düşü, Hüseyin Cahit Yalçın, Hayat-ı Muhayyel, 1897 (Yalçın, 1326) Teyfik Fikret, Yeşil Yurt Şiirleri, 1897 (Fikret, 1984) Halide Edip, Yeni Turan, 1912 (Adıvar, 1982) Yahya Kemal Beyatlı, Çamlar Altında Musahabe I, II, 1913 (Beyatlı, 2008, s.69 vd.) Ziya Gökalp, Kızıl Elma, 1915 (Gökalp, 2004) Müfide Ferit, Aydemir, 1918 (Tek, 2002) Ethem Nejat, Mesut Köy, 1918 (Öztürk, 1999; Nejat, 2001) Ahmet Haşim, O Belde, 1921 (Doğan, 2002, ) Abdülhak Hamit, Arziler, 1923 (Tarhan, 2002: 293 vd.) Ahmet Ağaoğlu, Serbest İnsanlar Ülkesinde, 1930 (Ağaoğlu, 1930) Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Ankara, 1934 (Karaosmanoğlu, 1996) İsmail Hakkı Baltacıoğlu, Rüyamdaki Okullar, 1936 (Baltacıoğlu, 1944) Memduh Şevket Esendal, Yurda Dönüş, 1940 (Esendal, 2007) Peyami Safa, Yalnızız, 1951 (Safa, 2008) Sevket Sürayya Aydemir, Toprak Uyanırsa, 1963 (Aydemir, 1993) Ziya Paşa nın Rüya sı Ziya Paşa Rüya sını Aydınlanma edebiyatının Türk aydınlarını etkisi altına aldığı bir atmosferde yazar. O büyük bir şair ve siyaset adamı olarak edebiyat yoluyla insan hak ve hürriyetlerini müdafaa etmek; eski dil ve sanat anlayışını değiştirerek Türk edebiyatına Aydınlanmacı bir çehre vermek istiyordu. O şiirlerinde halk diline ve halk zevkine önem verirdi. (Banarlı, s.868 vd) Londra da gönüllü sürgünde yaşayan Ziya Paşa nın amacı meşruti bir yönetim tesis ederek, halkın mutluluk ve refahını sağlamaktı. Yeni Osmanlı liderlerinden Ziya Paşa nın Rüya sı hem yönetime bir eleştiridir hem de alternatif bir toplum modelidir. Ziya Paşa eserine şu cümlelerle başlar: Dünkü Cuma günü sabahleyin gazeteleri ve mektupları okudum. Bunlarda ahvali şarkiyeye dair bir çok havadisi mükeddire gördüm. Canım pek sıkıldı. Efkâr da bürüdü. Belki eğlenirim diyerek badettaam kalktım. Kendi kendime düşünerek Hamiş Fort bahçesine girdim ve suyun kenarında mevzu kanapelerden birine oturdum. Elimi şakağıma dayayıp kâh suya ve kâh çimenzarı herdembahara nazarı ibret hayretle bakarak ve zihnimde vatanın giriftar olduğu ahvali pürmelâli tasavvur ederek endişeye müstağrak oldum... Bu endişeler içinde kederlenirken birden ortam değişir ve Ziya Paşa kendisini Boğaziçi nde bulur. Oradan Yıldız Sarayı na çıkar ve kendisini 23 Serveti Fünuncuların1890 lı yılların sonunda Yeni Zelanda da kurmak istedikleri eşitlikçi koloni hakkında bkz. Yalçın, 1999, s. 133 vd. Ayrıca Kudret, 2009b, s. 190 vd. 13

14 Usta, S. 2017, Ütopyaların Kısa Tarihi ve Türk Ütopyaları padişahın huzurunda bulur. Padişaha ülkenin içinde bulunduğu sefil durumu ve özellikle de Sırbistan ın, Mısır ın, Bosna nın ve Bulgaristan ın nasıl Batılı ülkeler tarafından kışkırtıldığını, sadrazamın yabancı elçilerin oyuncağı durumuna düştüğünü anlatır. Köylerin viraneye döndüğünü, Anadolu da açlığın kol gezdiğini, halkın günden güne artırılan vergilerle inim inim inletildiğini; israfın ve talan edilen hazinenin askeri tayın ve çarıktan yoksun bıraktığını; esnafın siftah yapmadan kapısına kilit vurduğunu anlatır (Ziya Paşa, 1932: 12 vd). Ona göre sefalet durumundan kurtulmak için millet meclisi açılmalı, yabancı sefaretlere hadleri bildirilmeli, halk aydınlatılmalı, okullar ve eğitim kurumları düzeltilmelidir; saray giderleri azaltılmalı, güçlü ve merkezi bir devlet erki tesis edilmelidir. Vatansever, halkçı ve özgürlükçü Ziya Paşa, görevden aldığı sadrazam Ali Paşa ya eyleminin muhtevasını Yunus Emre ye ait halkçı bir beyitle açıklar: Bir sinek bir kartalı kaldırıp vurdu yere, Yalan değil, gerçektir ben de gördüm tozunu! (Ziya Paşa, 1932: 33.) Namık Kemal in Rüya sı Her toplum kendi ütopyasını kendine has özgün bir üslupla yaratır. Namık Kemal ve diğerleri de böyle yapmıştır. Namık Kemal, hem çağdaşlarını yetiştirmiş hem de kendisinden sonra gelen kuşakları kuvvetle etkilemiş ender aydınlarımızdan biridir. Hüseyin Cahit Yalçın onun hakkında şunları söylüyor: Gençlerde yurt ve özgürlük aşkını uyandırmak bakımından Namık Kemal e bu ülke, sonsuza değin bir borç yükümlülüğüyle bağlı olmalıdır. (Yalçın, 1999: 54) Namık Kemal dostlarına, eserin ancak Avrupa da basılabileceğini belirtir, çünkü onu hiç kimse yayımlamaya cesaret edemeyecektir (Banarlı, 1998: 903). Namık Kemal in üslubu Ziya Paşa nın üslubundan hem daha radikaldir, hem de daha edebi. Namık Kemal Rüya sına Bir akşam üstü Boğaziçi nde deryaya hazır bir bağ köşküne gitmiş, garibane pencerenin köşesine oturmuştum (Namık Kemal, 1932: 3) diye başlar. Ardından güneşli bir sahrada tıpkı Fransız devriminin özgürlük abidesi gibi, bir bulut içinde hürriyet perisi doğar. Uğradığı yerleri canlandırır, şenlendirir. Bütün ağaçlar çiçeğe durur, meyve verir, dağlardan, taşlardan nur akar; her yer renklenir; derelerden elmaslar dökülür; bu doğa üzerinde öylesine bir etkide bulunur ki insanlar bile her an büyüdüklerini ve canlandıklarını hissederler. Her yer gelişme kaydeder. Ülke cennete döner. Orada herkes ahlaklıdır, bilinçlidir ve kafaca gelişmiştir; mahkemelerde adalet hüküm sürer; hükümet halkındır, hürriyet vardır; eğitim ve akıl sayesinde bütün insanlar mutludur. Gökyüzünde uçaklar, denizde hızlı giden araçlar, her yerde saraylar ve köşkler vardır. Ülkenin en yoksulu en zengin padişah kadar mutludur; en az zekâya sahip insanın beyni bile bir kütüphane kadar bilgi doludur; herkes orada kendince bir padişahtır. (Namık Kemal, 1932: 25-26) 14

15 Tematik Yazılar, Toplum ve Demokrasi, 11 (23), Ocak-Haziran, 2017, s Namık Kemal in Rüya sı sanki halka bir cennet vadeder. Rüya nın ütopik unsuru, Türk yazın tarihinde ilk kez bu derece göze çarpar. Eserinde halk iradesini, özgürlük kavramını, adalet ve eşitliği; bilimi, eğitimi, refah ve mutluluğu öne çıkaran Namık Kemal in 1871 Paris Komününü Hürriyet gazetesinde cansiperane bir şekilde savunduğunu ve Paris Komünü ayaklanmalarına katılan Türklerin çok yakın dostları olduğunu da bilmekte yarar vardır. Osmanlı nın etnik parçalanma sürecine girmesi, halkın sefalet içinde bulunması Jöntürk hareketinin güçlü bir şekilde gelişmesine yol açar. Muhalefet İttihat ve Terakki de birleşmiştir. Cemiyet, dönemin en önemli aydın birikimini saflarında toplamıştır. Siyasi ve toplumsal arayışlar, sadece Osmanlı topraklarında değil, aynı zamanda Rusya üzerinde yaşayan Türkler arasında da sürmektedir. Bu dönemde Türklerin birlik ve bütünlüğünü savunan Türkçü akım da adım adım gelişmektedir. 19. yüzyılın başındaki Türkçü akım, esas olarak cumhuriyetçi, devrimci ve halkçı bir karakter taşımaktadır. Dönemin en ilerici aydınları hem Türkçüdür hem de halkçı. Hatta birçoğu laiklikten yanadır. Bu akımın en dikkate değer temsilcilerinden biri de Ali Suavi ve Kırım kökenli İsmail Gaspıralı dır. İsmail Gaspıralı'da Ütopya Kuşkusuz Türk ütopya yazınının en seçkin örneklerinden ikisi, 19. yüzyılın sonlarında İsmail Gaspıralı 24 tarafından yazılmıştı. Sanayileşmeyle birlikte kapitalistleşen Rusya'nın toplumsal yapısı, görülmemiş hızla farklılaşmıştı. Üretim ve ticaret merkezleri olan kentlerde ortaya çıkan yenileşme ve fikir hareketleri ve özellikle de Aydınlanmacı ve Halkçı akım (Narodnizm) bir anda Türklerin yoğun olarak yaşadığı Kırım, İdil-Ural ve Azerbaycan bölgesini de etkisi altına almıştı. İsmail Gaspıralı, Osmanlı aydınlarıyla derin bir ilişkiye giren Rusya kökenli aydınların başında gelir. Nasıl ki Namık Kemal, modern Türk tarihinde kendisinden sonraki kuşakların bilincinde derin izler bırakmışsa, Gaspıralı da aynı şekilde Kırım, Azerbaycan ve Kazan'da yaşayan Türk kökenli genç devrimci kuşakların siyasi bilincini önemli oranda biçimlendirmişti. Gaspıralı yayımladığı dergi ve gazetelerde toplumsal sorunlara parmak basar, sosyalizmi, halkçılığı, aydınlanmayı ve özellikle de Batı'nın emperyalist tahakkümünden kurtulmayı amaçlayan Türkçülüğü işler. 25 Gaspıralı, Türk 24 Gaspıralı'nın hayatına ilişkin önemli bilgiler, Ötüken Neşriyat'ın yayımladığı İsmail Gaspıralı, Seçilmiş Eserleri, c.i, II, III başlıklı kitaplarından alınmıştır. Bu kitapları yayıma hazırlayan ve ayrıca her birine uzun sunuşlar yazarak bunların anlaşılmasını kolaylaştıran Prof. Dr. Yavuz Akpınar'a, kitapların hazırlanmasına emeği geçen bütün ekibe ve Ötüken Neşriyat'ın değerli yöneticilerine hem değerli emeklerinden yararlanmamıza hem de kitaplardan uzun uzun alıntılar yapmamıza izin verdikleri için çok teşekkür ederiz. 25 Bugün hâlâ günümüzde birçok solcu, 19. yüzyılın Türkçü akımlarını kendisinden saymaz ve bu akımları erken ırkçılığın bir türevi olarak görmeyi benimser. Halbuki o dönemin Türkçülüğü, geçen 15

16 Usta, S. 2017, Ütopyaların Kısa Tarihi ve Türk Ütopyaları lehçelerinin birliğini, sadeleşmesini ve halkın anlayacağı ortak bir dile kavuşmasını savunuyordu; çıkardığı dergi ve gazetelerde bütün Türklerin anlayabileceği ortak ve gelişmiş bir Türkçe kullanıyordu. Ondaki milliyetçiliğinin ilkeleri, "Dilde, fikirde ve işte birlik"ti. Gaspıralı, halkı aydınlatmak için Müslüman topluluklara yeni bir eğitim modeli önermekteydi; halkçı-demokratik bir eğitim anlayışı dile getiren "Usuli Cedid" akımı onunla anılıyordu. O, Saint-Simon, Owen ve Cabet'nin izinden gittiğini kanıtamaktadır. Gaspıralı, birçok siyasi makalenin yanı sıra roman ve hikâyeler de yazmıştı. Müslüman halkın aydınlanması için kaleme aldığı iki hayali-ütopik hikâyesi de bulunmaktadır. Bunlar Türk aydınları tarafından yazılmış ütopyalar içinde hem fikir hem de biçim açısından en dikkat çekici olanlarıdır. Ne yazık ki bunlar, uzun yıllar boyunca arşivlerin tozlu raflarında unutulmuştur. Frengistan Mektupları'nın bir bölümü olarak yayımlanan "Darürrahat Müslümanları" İspanya'nın Pirene Dağları'nın çevrelediği bir vadinin içinde yer alır. "Kadınlar Ülkesi" ise Orta Afrika çöllerinin derinliklerinde meskûndur. Her iki ütopyada da Müslüman halkların içinde bulundukları siyasi ve kültürel gerilik hedef alınmaktadır. Gasprıla'nın Darürrahat Müslümanları 26 adlı ütopyası, 1887 yılında Tercüman gazetesinde "Darürrahat Yahut Acaip Diyar-ı İslam" başlıklı gezi notları şeklinde yayımlanmıştır. Ütopya'ya "Cümle dostlarıma veda ziyareti edip ve aşinayı nazikanem matmazel Margarita'ya vedaname yazıp yola hazırlandım" diye başlayan Molla Abbas, Paris'ten yola çıkan trenle Güney İspanya'ya uzanır (Gaspıralı, 2005: 170). Yolda gördüğü düzenli kentler, muntazam yollar, bakımlı ve verimli bağ ve bahçeler onu büyüler. Doğasına hayran kaldığı Fransa ve İspanya, Avrupa'nın olağanüstü gelişmiş, modern ve düzenli iki uygar ülkesidir. Uzun bir yolculuktan sonra Endülüs topraklarına varan Molla Abbas, Endülüs Emevi Devleti zamanında inşa edilen El-Hamra Sarayı'nı ziyaret eder. Artık otele gidip gelmekten yorulan Molla Abbas, artık sarayın camiinin avlusunda yatıp kalkmaya başlar. yüzyılın 1930'lu yıllarından itibaren dünyada yükselişe geçen ve Türkiye'deki antikomünistleri de etkisi altına alan faşist dalganın ortaya çıkardığı Türkçülükten farklıydı. Önceki Türkçülük hakikiydi, sosyalist teoriden etkileniyor ve sosyalizmi benimsiyordu; Namık Kemal'in vatanseverliğini bayrak edinmişti ve Batı kapitalizminin imtiyazlarına karşıydı; bağımsız ve ulusal bir ekonomiden yanaydı; dinci bağnazlığa karşı mücadele ediyor ve Aydınlanma düşüncesini yaygınlaştırıyordu; Türk dilinin yabancı etkiden kurtarılmasını teşvik ediyor ve halkçı-devrimci tutumlar alıyordu. En önemlisi de Fransız Devrimi'nin dünyaya yaydığı "Özgürlük, Eşitlik ve Kardeşlik" ideallerine sıkı sıkıya bağlıydı. Sonraki Atlantikçi Türkçüler ise siyasi olarak ABD ve NATO'nun emrinde, ideolojik olarak gerici ve bağnaz, pratikte ise ırkçı ve faşistti. 26 Gaspıralı, 2005, s.169. Bu incelemede Ötüken Yayınları'nın baskısı esas alınmıştır, ancak Gaspıralı'nın Darürrühat Müslümanları başlıklı ütopyası, ilk önce Tercüman gazetesinin (1895) 9-15, 17-19, 21, no.lu sayılarında yayımlanmıştır. 16

17 Tematik Yazılar, Toplum ve Demokrasi, 11 (23), Ocak-Haziran, 2017, s Bir gece yarı uyanık yarı uykulu bir haldeyken, 12 peri kızının saray avlusunda dolaştığını görür ve gözlerine inanamaz. Molla Abbas önce bunu bir rüya zanneder, fakat kısa bir sonra bunun gerçek olduğunu fark edince hemen toparlanır ve bir tünele giren kızların peşine takılır. Fener ışığında yapılan birkaç saatlik bir yürüyüşten sonra tünel, aydınlık ve yeşillere doygun bir vadiye kurulu, dört tarafı yüksek dağlarla çevrili ve hem teknolojik hem de mimari açıdan gelişmiş bir "cennet-i mekâna" açılır (Gaspıralı, 2005: 188). Nitekim "Türkistan'da Zerefsan, Frengistan'da civar-ı Paris gayet hoş ve güzel yerlerdir, amma bunlar başka, Darürrahat daha başka!" Burası 500 senedir ne garbın ne de şarkın bildiği, dünya haritasında bile kayıtlı olmayan "yok ülkedir"; Müslümanların "Darürrahat Ülkesi". Buraya yerleşen Müslümanlar önce yaşlılardan oluşan 6 kişilik bir yönetici ihtiyar heyeti belirlemişler. Kadın erkek, yaşlı genç, okumuş cahil demeden toplu bir şekilde ülkeyi adım adım inşa etmişler. Ekin, pamuk ve bostan ekmişler; hayvancılığı geliştirmişler. Nüfus geliştikçe de bunları birbirinden farklı köylerde toplamış ve başlarına da bir yönetici seçmişler (Gaspıralı, 2005: 245). Darürrahat Diyarı'nda 300 bin Müslüman, "mesut ve bolluk içinde 40 köye dağılmış topluluklar halinde yaşamaktadır", ancak buradaki düzen, dünyanın hiçbir ülkesinde görülmeyecek kadar gelişmiştir. Caddeler ferah, her yer yeşillik içinde, konutların yapısı hem estetik hem de sağlık açısından en ileri mimariye göre tasarlanmıştır; odalar ferah, temiz ve sadedir; yerler arabesk tarzı minder ve döşeklerle donatılmıştır; ama yurttaşlar hem kendi aralarında hem de yöneticilerle en modern aletleri kullanarak iletişim kurmaktadırlar. Hatta yöneticilerin, kentleri ve yurttaşları gözetleyebildikleri bir de cam-aynalı bir aletleri de vardır. Darürahat ülkesinde her yurttaş kademe kademe eğitim görmektedir. Dini bağnazlık orada gericiliğin bir ifadesidir. Okuma yazma oranının son derece düşük olduğu bir ülkeden gelen Molla Abbas, diyalog ve sorularla kendi toplumunun içinde bulunduğu durumu sorgular. Başta Osmanlı İmparatorluğu olmak üzere Müslüman ülkelerin içinde bulundukları cehaleti ve geriliği gözler önüne seren Gaspıralı, okurunu Darürahat ülkesindeki yaşlı bir imamın sözleriyle daha da şaşırtır: Ne ayıp, ne korkunç gaflettir bu! Yahu oğlum, gözü bağlı kişi yürür mü? Toprağı bilmez, saban ekersiz; suyu bilmez su içersiz; dünyayı bilmez ömür ve gün edersiz Vah, ne yazık, vah ne gaflet Cenab-ı Hakk ıslah eyleye! (Gaspıralı, 2005: 210) Aslında isyan eden yaşlı Darürahat Müslümanı değil, Gaspıralı'nın kendisidir. Orada vatan toprakları Avrupa'daki gibi demir yollarla örülmüştür; orada otomobil de var, hem de Avrupa'daki gibi etrafa gürültü ve duman saçanından değil (Gaspıralı, 2005: 211) 19. yüzyılın sonlarında henüz sanayileşmenin ve kapitalist tüketimin yol açacağı çevre ve doğa kirliliği yoktur; ancak Gaspıralı 20. ve 21. yüzyılda insanlığın baş belalarından biri 17

18 Usta, S. 2017, Ütopyaların Kısa Tarihi ve Türk Ütopyaları olacak olan bu çevre ve doğa kirliliğine dikkat çeker ve "gürültü ve dumandan" bahseder! (Gaspıralı, 2005: 215) Gaspıralı'nın ütopyalarında kadınların konumu, özel bir yer tutar. Osmanlı'da kadının sokağa çıkması yasaktır; yanında erkek bulunmayan kadınlar, ya ahlak polisleri ya da bağnaz erkekler tarafından dövülerek cezalandırılırken, Darürrahat'ta kız-erkek ayrımı belirgin bile değildir. Serveti Fünun Döneminde Ütopya Tevfik Fikret in teşvikiyle Servet-i Fünuncular da Yeni Zelanda da eşitlikçi bir komün kurma projesine girişirler. Bu proje çeşitli nedenlerle gerçekleşemez, ancak birkaç öykü, anı ve şiirin yazılmasına esin kaynağı olur. Hüseyin Cahit Yalçın ın eşitlikçi ütopik öyküsü Hayat-ı Muhayyel (Yalçın, 1326) bunların en önemlisidir. Ayrıca Tevfik Fikret de bu düşün bir ifadesi olan birkaç şiir kaleme alır. Mehmet Rauf, Hüseyin Cahit Yalçın ve Halit Ziya Uşaklığil de bu projeden bahseden anılarını kaleme alırlar. 27 Anılarında Hüseyin Cahit Yalçın, Servet-i Fünuncularla ilgili olara şunları yazar: Servetifünun matbaası bir ulusçuluk ve yurtseverlik ocağıydı. Onun yazarları arasını sanat bağı ne kadar birbiriyle bağlıyorsa baskı yönetiminden ve Saraydan tiksinti, özgürlük ve meşrutiyete sevgi duygusu da onları o kadar birleştiriyordu. 28 Ankara Romanı Cumhuriyet döneminde yazılan ütopyaların içinde her açıdan en gelişmişi kuşkusuz Yakup Kadri Karaosmanoğlu nun Ankara sıdır. Ankara sadece Türk devrim tarihini anlatmakla kalmaz, aynı zamanda özlemi duyulan yeni toplumsal düzene de işaret eder. Kadro hareketinin siyasal programını ifade eden Ankara, hem edebi açıdan hem de siyasi açıdan bugün bile bize ışık tutmaya devam ediyor. Üç bölümden oluşan roman Selma Hanımın evlilikleri ışığında Türkiye nin katetmesi gereken toplumsal-siyasal düzene işaret ediyor. Romandaki Selma Hanım Anadolu dur, Türkiye dir. Seçtiği erkekler ise siyasal devrim programlarıdır. Ankara 20 yıl içinde özgürleşmiş, büyük bir ekonomik gelişme kaydetmiş, bilim ve teknikte inanılmaz bir başarı kazanmıştır. Kadın erkek eşitliği kesinkes sağlanmıştır. Özel mülkiyet vardır, ancak ülke ekonomisine devlet sosyalizmi hâkimdir. İnsanlar mutludur, tüketim budalalığı yoktur; sadelik halkın yaşam tarzı haline gelmiştir. Ülke tarımı ve sanayisi ülke 27 Daha geniş bilgi almak için bkz. Kudret, 2009b, s. 185 vd. Ayrıca bu konuyu geniş bir dosya halinde hazırlamış olan Kitap-lık dergisi için bkz. Kitap-lık, 2006 (Nisan). 28 Akt. Huyugüzel, 1982, s Ayrıca Bkz. Bengi, 2000, s

T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük ATATÜRK Ü ETKİLEYEN OLAYLAR VE FİKİRLER

T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük ATATÜRK Ü ETKİLEYEN OLAYLAR VE FİKİRLER 1 1789 da gerçekleşen Fransız İhtilali ile hürriyet, eşitlik, adalet, milliyetçilik gibi akımlar yayılmış ve tüm dünyayı etkilemiştir. İmparatorluklar yıkılmış, meşruti yönetimler kurulmaya başlamıştır.

Detaylı

Bilim,Sevgi,Hoşgörü.

Bilim,Sevgi,Hoşgörü. Bilim,Sevgi,Hoşgörü. Mehmet Akif Ersoy 20 Aralık 1873 27 Aralık 1936 Mehmet Akif Ersoy, Türkiye Cumhuriyeti nin ulusal marşı olan İstiklal Marşı nın yazarıdır. Vatan Şairi olarak anılır. Yahya Kemal Beyatlı

Detaylı

MEHMET RAUF - Genç Gelişim Kişisel Gelişim ( )

MEHMET RAUF - Genç Gelişim Kişisel Gelişim ( ) (1874-1931) Servet-i Fünun akımının önemli romancılarından biri olan Mehmet Rauf, 1875 de İstanbul da doğdu. Babası Hacı Ahmet Efendi, bir sağlık kurumunda çalışan bir memurdu. Önce Balat ta ki Defterdar

Detaylı

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ Gönderen admin - 31/01/ :14

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ Gönderen admin - 31/01/ :14 MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ Gönderen admin - 31/01/2012 23:14 1.Aşağıdaki sanatçılarımızdan hangileri Beş Hececiler grubunda yer alır? A) Orhan Veli Kanık Ahmet Kutsi Tecer B) Yusuf Ziya Ortaç Faruk Nafiz Çamlıbel

Detaylı

Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma

Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma İÇİNDEKİLER Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma 1. FELSEFE NEDİR?... 2 a. Felsefeyi Tanımlamanın Zorluğu... 3 i. Farklı Çağ ve Kültürlerde Felsefe... 3 ii. Farklı Filozofların Farklı Felsefe Tanımları... 5 b.

Detaylı

Vekiller Heyeti Kararı, Sıkıyönetim Komutanlığı ve Milli Güvenlik Konseyi'nce Kapatılan Siyasi Partiler

Vekiller Heyeti Kararı, Sıkıyönetim Komutanlığı ve Milli Güvenlik Konseyi'nce Kapatılan Siyasi Partiler Vekiller Heyeti Kararı, Sıkıyönetim Komutanlığı ve Milli Güvenlik Konseyi'nce Kapatılan Siyasi Partiler Açılış Tarihi Kapanış Tarihi Sona Eriş Nedeni 1 Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası 17.11.1924 05.06.1925

Detaylı

T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DERS NOTU I. DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ OSMANLI DEVLETİ NİN GENEL DURUMU. Ekonomik Durum:

T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DERS NOTU I. DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ OSMANLI DEVLETİ NİN GENEL DURUMU. Ekonomik Durum: T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DERS NOTU I. DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ OSMANLI DEVLETİ NİN GENEL DURUMU Ekonomik Durum: 1. Avrupa daki gelişmelerin hiçbiri yaşanmamıştır. Avrupa da Rönesans ve Reform

Detaylı

TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 8.SINIF KAVRAM HARİTASI. Mevlüt Çelik. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 8.SINIF KAVRAM HARİTASI. Mevlüt Çelik. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük YURDUMUZUN İŞGALİNE TEPKİLER YA İSTİKLÂL YA ÖLÜM TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 19.yy.sonlarına doğru Osmanlı parçalanma sürecine girmişti. Bu dönemde

Detaylı

JORGE LUIS BORGES PIERRE MENARD A GÖRE DON QUIXOTE & HOMER İN BAZI UYARLAMALARI. Hazırlayan: Rabia ARIKAN

JORGE LUIS BORGES PIERRE MENARD A GÖRE DON QUIXOTE & HOMER İN BAZI UYARLAMALARI. Hazırlayan: Rabia ARIKAN JORGE LUIS BORGES PIERRE MENARD A GÖRE DON QUIXOTE & HOMER İN BAZI UYARLAMALARI Hazırlayan: Rabia ARIKAN JORGE LUIS BORGES (1899-1986) ARJANTİNLİ ŞAİR, DENEME VE KISA ÖYKÜ YAZARIDIR. 20. YÜZYILIN EN ETKİLİ

Detaylı

TLL Uygulama. Aşağıdaki seçeneklerin hangisinde Hüseyin Rahmi Gürpınar a ilişkin bilgi doğru değildir?

TLL Uygulama. Aşağıdaki seçeneklerin hangisinde Hüseyin Rahmi Gürpınar a ilişkin bilgi doğru değildir? TLL1004 4. Uygulama 38. Aşağıdakilerden hangisinin türü ötekilerden farklıdır? D. Ötelerin Çocuğu Aşağıdaki seçeneklerin hangisinde Hüseyin Rahmi Gürpınar a ilişkin bilgi doğru değildir? E) Tekniği kusursuz

Detaylı

ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ DERSİ I.DÖNEM MÜFREDAT PROGRAMI

ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ DERSİ I.DÖNEM MÜFREDAT PROGRAMI HAFTALAR KONULAR 1. Hafta TÜRK DEVRİMİNE KAVRAMSAL YAKLAŞIM A-) Devlet (Toprak, İnsan Egemenlik) B-) Monarşi C-) Oligarşi D-) Cumhuriyet E-) Demokrasi F-) İhtilal G-) Devrim H-) Islahat 2. Hafta DEĞİŞEN

Detaylı

İ Ç İ N D E K İ L E R

İ Ç İ N D E K İ L E R İ Ç İ N D E K İ L E R ÖN SÖZ.V İÇİNDEKİLER....IX I. YURTTAŞLIK A. YURTTAŞLIĞI YENİDEN GÜNDEME GETİREN GELİŞMELER 3 B. ANTİK YUNAN-KENT DEVLETİ YURTTAŞLIK İDEALİ..12 C. MODERN YURTTAŞLIK İDEALİ..15 1. Yurttaşlık

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI EKİM 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI Ay Hafta Ders Saati Konu Adı YENİLEŞME DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI Kazanımlar Osmanlı

Detaylı

İBRAHİM ŞİNASİ 1826-1871

İBRAHİM ŞİNASİ 1826-1871 İBRAHİM ŞİNASİ 1826-1871 Hayatı ve Edebi Kişiliği İbrahim Şinasi 5 Ağustos 1826 da İstanbulda doğdu. 13 Eylül 1871 de aynı kentte öldü. Topçu yüzbaşısı olan babası Mehmed Ağa 1829 da Osmanlı Rus savaşı

Detaylı

İnci Hoca YEDİ MEŞALECİLER

İnci Hoca YEDİ MEŞALECİLER YEDİ MEŞALECİLER Cumhuriyet döneminde ortaya çıkan ilk edebi topluluktur. 1928 de Yedi Meşale adıyla ortaklaşa bir kitap çıkarıp bu kitabın ön sözünde şiirle ilgili görüşlerini açıklamışlardır. Beş Hececiler

Detaylı

İçindekiler. Değişim. Toplumsal Değişim. Değişim Eğitim ilişkisi. Çok kültürlülük. Çok kültürlü eğitim. Çok kültürlü eğitim ilkeleri

İçindekiler. Değişim. Toplumsal Değişim. Değişim Eğitim ilişkisi. Çok kültürlülük. Çok kültürlü eğitim. Çok kültürlü eğitim ilkeleri İçindekiler Değişim Toplumsal Değişim Değişim Eğitim ilişkisi Çok kültürlülük Çok kültürlü eğitim Çok kültürlü eğitim ilkeleri Değişim Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğünde; bir zaman dilimi içindeki değişikliklerin

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876)

BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876) BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876) I. Meşrutiyete Ortam Hazırlayan Gelişmeler İç Etken Dış Etken Genç Osmanlıların faaliyetleri İstanbul (Tersane) Konferansı BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876) Osmanlı

Detaylı

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları PA 101 Kamu Yönetimine Giriş (3,0,0,3,5) Kamu yönetimine ilişkin kavramsal altyapı, yönetim alanında geliştirilmiş teori ve uygulamaların analiz edilmesi, yönetim biliminin

Detaylı

-Anadolu Türkleri arasında efsane; menkabe, esatir ve mitoloji terimleri yaygınlık kazanmıştır.

-Anadolu Türkleri arasında efsane; menkabe, esatir ve mitoloji terimleri yaygınlık kazanmıştır. İçindekiler 1 Efsane Nedir? 2 Efsanenin Genel Özellikleri 3 Efsanelerin Oluşumu 4 Oluşumuyla İlgili Kuramlar 5 Efsanelerin Sınıflandırılması 6 Efsanelerde Konu ve Amaç 7 Efsanelerde Yapı, Dil ve Anlatım

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ. Doç. Dr. Rıza BAĞCI

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ. Doç. Dr. Rıza BAĞCI ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ ÖĞRENİM DURUMU Lisans: 1976-1980 Doç. Dr. Rıza BAĞCI İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ/TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ Yüksek Lisans: 1984-1987 EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL

Detaylı

11.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

11.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ EKİM AY HAFTA DERS SAATİ KONU ADI YENİLEŞME DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI TANZİMAT DÖNEMİ EDEBİYATININ OLUŞUMU KAZANIMLAR.Osmanlı Devleti ni güçlü kılan sosyal, siyasi düzenin bozulma nedenlerini.batı düşüncesine,

Detaylı

Sosyoloji. Konular ve Sorunlar

Sosyoloji. Konular ve Sorunlar Sosyoloji Konular ve Sorunlar Ontoloji (Varlık) Felsefe Aksiyoloji (Değer) Epistemoloji (Bilgi) 2 Felsefe Aksiyoloji (Değer) Etik Estetik Hukuk Felsefesi 3 Bilim (Olgular) Deney Gözlem Felsefe Düşünme

Detaylı

İnci Hoca TANZİMAT EDEBİYATI I. DÖNEM

İnci Hoca TANZİMAT EDEBİYATI I. DÖNEM TANZİMAT EDEBİYATI I. DÖNEM TANZİMAT EDEBİYATI I. DÖNEM ÖZELLİKLERİ İlk özel gazete Tercüman-ı Ahval ile başlar. Toplum için sanat anlayışı benimsenmiştir. Halkı aydınlatma amacıyla eser verildiği için

Detaylı

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Felsefe Bölümü DERS İÇERİKLERİ

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Felsefe Bölümü DERS İÇERİKLERİ GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Felsefe Bölümü DERS İÇERİKLERİ I.SINIF I.YARIYIL FL 101 FELSEFEYE GİRİŞ I Etik, varlık, insan, sanat, bilgi ve değer gibi felsefenin başlıca alanlarının incelenmesi

Detaylı

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ 1908 II. Meşrutiyete Ortam Hazırlayan Gelişmeler İç Etken Dış Etken İttihat ve Terakki Cemiyetinin faaliyetleri 1908 Reval Görüşmesi İTTİHAT ve TERAKKÎ CEMİYETİ 1908 İhtilâli ni düzenleyen

Detaylı

12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017)

12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017) 12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017) ÜNİTE: 2-KLASİK MANTIK Kıyas Çeşitleri ÜNİTE:3-MANTIK VE DİL A.MANTIK VE DİL Dilin Farklı Görevleri

Detaylı

TÜRKİYE'NİN TOPLUMSAL YAPISI

TÜRKİYE'NİN TOPLUMSAL YAPISI Editörler Doç.Dr. Gülay Ercins & Yrd.Doç.Dr. Melih Çoban TÜRKİYE'NİN TOPLUMSAL YAPISI Yazarlar Doç.Dr. Ahmet Talimciler Doç.Dr. Gülay Ercins Doç.Dr. Nihat Yılmaz Doç.Dr. Oğuzhan Başıbüyük Yrd.Doç.Dr. Aylin

Detaylı

29 Eylül 2010 Çarşamba (Canlı) DÜŞÜNCE KERVANI NDA FAŞİZM ÜZERİNE TARTIŞMALAR. CUMARTESİ SU TV. SAAT: (Tekrar)

29 Eylül 2010 Çarşamba (Canlı) DÜŞÜNCE KERVANI NDA FAŞİZM ÜZERİNE TARTIŞMALAR. CUMARTESİ SU TV. SAAT: (Tekrar) 29 Eylül 2010 Çarşamba (Canlı) DÜŞÜNCE KERVANI NDA FAŞİZM ÜZERİNE TARTIŞMALAR CUMARTESİ SU TV. SAAT: 23.00 (Tekrar) Faşizm, burjuvazinin en kanlı yönetim biçimlerinden birisi olarak sosyal yaşama damgasını

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ KASIM EKİM 017-018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ Ay Hafta Ders Saati Konu Adı Kazanımlar Test No Test Adı 1. 1. XIV. yüzyıl başlarında

Detaylı

DiJiTAL TÜRKÇE ANSiKLOPEDi

DiJiTAL TÜRKÇE ANSiKLOPEDi DiJiTAL TÜRKÇE ANSiKLOPEDi E N Z E N G İ N D İ J İ T A L T Ü R K Ç E K A Y N A K Okulpedia, Türkiye için özel olarak hazırlanmış en zengin dijital okul ansiklopedisidir. Binlerce sayfadan oluşan Okulpedia

Detaylı

19 EYLÜL MÜHENDİS, MİMAR, ŞEHİR PLANCILAR DAYANIŞMA GÜNÜ

19 EYLÜL MÜHENDİS, MİMAR, ŞEHİR PLANCILAR DAYANIŞMA GÜNÜ 19 EYLÜL MÜHENDİS, MİMAR, ŞEHİR PLANCILAR DAYANIŞMA GÜNÜ BASIN AÇIKLAMASI 19.09.2014 Bugün 19 Eylül. Bugün bu ülkenin mühendis, mimar ve şehir plancılarının örgütü TMMOB nin mücadele dolu tarihi açısından

Detaylı

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI 3-4 Aile bireyleri birbirlerine yardımcı olurlar. Anahtar kavramlar: şekil, işlev, roller, haklar, Aileyi aile yapan unsurlar Aileler arasındaki benzerlikler ve farklılıklar Aile üyelerinin farklı rolleri

Detaylı

Hatta Kant'ın felsefesinin ismine "asif philosopy/mış gibi felsefe" deniyor. Genel ahlak kuralları yok ancak onlar var"mış gibi" hareket edeceksin.

Hatta Kant'ın felsefesinin ismine asif philosopy/mış gibi felsefe deniyor. Genel ahlak kuralları yok ancak onlar varmış gibi hareket edeceksin. Diğer yazımızda belirttiğimiz gibi İmmaunel Kant ahlak delili ile Allah'a ulaşmak değil bilakis O'ndan uzaklaşmak istiyor. Ne yazık ki birçok felsefeci ve hatta ilahiyatçı Allah'ın varlığının delilleri

Detaylı

Prof. Dr. OKTAY UYGUN Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi DEMOKRASİ. Tarihsel, Siyasal ve Felsefi Boyutlar

Prof. Dr. OKTAY UYGUN Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi DEMOKRASİ. Tarihsel, Siyasal ve Felsefi Boyutlar Prof. Dr. OKTAY UYGUN Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi DEMOKRASİ Tarihsel, Siyasal ve Felsefi Boyutlar İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER...v GİRİŞ... 1 Birinci Bölüm Antik Demokrasi I. ANTİK DEMOKRASİNİN

Detaylı

DR. MUHAMMED HÜKÜM ÜN ŞAİR - SOSYOLOG: KEMAL TAHİR ADLI ESERİ ÜZERİNE

DR. MUHAMMED HÜKÜM ÜN ŞAİR - SOSYOLOG: KEMAL TAHİR ADLI ESERİ ÜZERİNE ALAN, Y. (2017). Dr. Muhammed Hüküm ün Şair - Sosyolog: Kemal Tahir Adlı Eseri Üzerine. Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi, 6(4), 2895-2900. DR. MUHAMMED HÜKÜM ÜN ŞAİR - SOSYOLOG: KEMAL

Detaylı

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER Modern Siyaset Teorisi Dersin Kodu SBU 601 Siyaset, iktidar, otorite, meşruiyet, siyaset sosyolojisi, modernizm,

Detaylı

Ekolojik Tasarımlar ve Sanat

Ekolojik Tasarımlar ve Sanat Ekolojik Tasarımlar ve Sanat Çevre, çok geniş kapsama sahip olan bir kavram olduğu için, tek bir tanım yerine bu konuda yapılmış araştırmalarda kullanılan çeşitli tanımları bulunmaktadır. Çevre: İnsanın

Detaylı

HAÇLI SEFERLERİ TARİHİ 3.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. HAÇLI SEFERLERİ Nedenleri ve Sonuçları

HAÇLI SEFERLERİ TARİHİ 3.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. HAÇLI SEFERLERİ Nedenleri ve Sonuçları HAÇLI SEFERLERİ TARİHİ 3.Ders Dr. İsmail BAYTAK HAÇLI SEFERLERİ Nedenleri ve Sonuçları Hristiyanlarca kutsal sayılan Hz. İsa nın doğum yeri Kudüs ve dolayları, VII. yüzyıldan beri Müslümanlar ın elinde

Detaylı

İŞLETME N.Ö. Ders Adı

İŞLETME N.Ö. Ders Adı İŞLETME N.Ö. DONEMNO : 1 GENEL İŞLETME I 0020050001 3 0 5 FİNANSAL MUHASEBE I 0020050002 3 0 5 İŞLETME MATEMATİĞİ I 0020050003 3 0 5 İKTİSADA GİRİŞ I 0020050004 3 0 5 ŞEHİR VE MEDENİYET 0020050005 2 0

Detaylı

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AVRASYA ARAŞTIRMALARI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI 2015 BAHAR DÖNEMİ DERS İÇERİKLERİ

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AVRASYA ARAŞTIRMALARI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI 2015 BAHAR DÖNEMİ DERS İÇERİKLERİ İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AVRASYA ARAŞTIRMALARI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI 2015 BAHAR DÖNEMİ DERS İÇERİKLERİ AVAR7045 TÜRKİYE'NİN AVRASYA POLİTİKALARI (zorunlu ders) Doç. Dr. Bekir Günay

Detaylı

3. SINIF PYP VELİ BÜLTENİ (07 Eylül-16 Ekim 2015 )

3. SINIF PYP VELİ BÜLTENİ (07 Eylül-16 Ekim 2015 ) 3. SINIF PYP VELİ BÜLTENİ (07 Eylül-16 Ekim 2015 ) Sayın Velimiz, Okulumuzda yürütülen PYP çalışmaları kapsamında; disiplinler üstü temalarımız ile ilgili uygulama bilgileri size tüm yıl boyunca her 6

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm ÖABT Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Konu Anlatımlı Soru Bankası ESKİ TÜRK DİLİ VE LEHÇELERİ...

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm ÖABT Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Konu Anlatımlı Soru Bankası ESKİ TÜRK DİLİ VE LEHÇELERİ... İÇİNDEKİLER Birinci Bölüm... 7 ESKİ TÜRK DİLİ VE LEHÇELERİ... 8 Türk Dillerinin Sınıflandırılması... 14 Türk Dillerinin Ses Denklikleri Bakımından Sınıflandırılması... 16 Altay Dilleri Teorisini Kabul

Detaylı

40 yılı aşkın bir süre, önce öğrenci, sonra değişik unvanlarla öğretim elemanı ve

40 yılı aşkın bir süre, önce öğrenci, sonra değişik unvanlarla öğretim elemanı ve 04.10.2010 Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sayın Cumhurbaşkanı, Muhterem Konuklar, 40 yılı aşkın bir süre, önce öğrenci, sonra değişik unvanlarla öğretim elemanı ve yönetici olarak içinde yer aldığım Ankara

Detaylı

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım İLETİŞİM, DİL VE KÜLTÜR 1. İletişim 2. İnsan, İletişim ve Dil 3. Dil Kültür İlişkisi DİLLERİN SINIFLANDIRILMASI VE TÜRKÇENİN DÜNYA DİLLERİ ARASINDAKİ YERİ 1. Dillerin Sınıflandırılması

Detaylı

MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR Mit, Mitoloji, Ritüel DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 Kelime olarak Mit Yunanca myth, epos, logos Osmanlı Türkçesi esâtir, ustûre Türkiye Türkçesi: söylence DR. SÜHEYLA SARITAŞ

Detaylı

ÖMER GÜNEY CHP MENEMEN BELEDİYE BAŞKAN A.ADAYI

ÖMER GÜNEY CHP MENEMEN BELEDİYE BAŞKAN A.ADAYI 1 26 EYLÜL 2013, Saygıdeğer Menemen Halkımla, Belediye Başkan Aday Adaylığımı açıkladığım o güzel gündeki konuştuklarımı ölümsüzleştirmek istedim. Sevgi ve Saygılarımla 2 Kıymetli Büyüklerim, Partimizin

Detaylı

SEÇMELİ DERSLER (Öğrenci aşağıda belirtilen en az 2 (iki) dersten başarılı olmalıdır.)

SEÇMELİ DERSLER (Öğrenci aşağıda belirtilen en az 2 (iki) dersten başarılı olmalıdır.) PSİKOLOJİ BÖLÜMÜ YAN DAL DERSLERİ DERSLER DERSİN KODU DERSİN ADI KREDİ PSİ 101 Psikolojiye Giriş I PSİ 10 Araştırma Teknikleri I PSİ 10 Psikoloji için İstatistik I PSİ 01 Sosyal Psikoloji I PSİ 0 Gelişim

Detaylı

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 11. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 11. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ AY EKİM HAFTA DERS SAATİ KONU ADI YENİLEŞME DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI EDEBİYATININ OLUŞUMU ÖĞRETİCİ METİNLER 2 KAZANIMLAR 1. Osmanlı Devleti ni güçlü kılan sosyal, siyasi düzenin bozulma nedenlerini belirler.

Detaylı

İlkçağ Anadolu Uygarlıklarında Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Yapı Bağlamında Kütüphane/Arşiv Kurumu

İlkçağ Anadolu Uygarlıklarında Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Yapı Bağlamında Kütüphane/Arşiv Kurumu İlkçağ Anadolu Uygarlıklarında Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Yapı Bağlamında Kütüphane/Arşiv Kurumu Prof. Dr. Bülent Yılmaz Hacettepe Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü E-posta : byilmaz@hacettepe.edu.tr

Detaylı

İKİNCİ BİNYILIN MUHASEBESİ İÇİNDEKİLER

İKİNCİ BİNYILIN MUHASEBESİ İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER B İ R İ N C İ C İ L T Kitap Hakkında 1 Başlarken 5 CENGİZ HAN MEDENİYETE YENİ YOLLAR AÇMIŞTIR 1. Cengiz Han ın Birlik Fikrinden Başka Sermayesi Yoktu 23 2. Birlik, Beraberlik ve Çabuk Öğrenme

Detaylı

İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE

İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ Türk toplumlarında ilk kez medrese denen eğitim

Detaylı

1: İNSAN VE TOPLUM...

1: İNSAN VE TOPLUM... İÇİNDEKİLER Bölüm 1: İNSAN VE TOPLUM... 1 1.1. BİREYİN TOPLUMSAL HAYATI... 1 1.2. KÜLTÜR... 3 1.2.1. Gerçek Kültür ve İdeal Kültür... 5 1.2.2. Yüksek Kültür ve Yaygın Kültür... 5 1.2.3. Alt Kültür ve Karşıt

Detaylı

Takvim-i Vekayi Gazetesi (1831)

Takvim-i Vekayi Gazetesi (1831) Takvim-i Vekayi Gazetesi (1831) Osmanlı Devleti sınırları dâhilinde 1831 de yayınlanmaya başlanan ilk Osmanlı Türk gazetesidir. Haftalık olarak yayınlanan ve Osmanlı Türkçesi dışında Arapça, Ermenice,

Detaylı

Üretimde iş bölümünün ortaya çıkması, üretilen ürün miktarının artmasına neden olmuştur.

Üretimde iş bölümünün ortaya çıkması, üretilen ürün miktarının artmasına neden olmuştur. Fabrika Sistemi Üretimde işbölümünün ortaya çıkması sonucunda, üretim parçalara ayrılmış, üretim sürecinin farklı aşamalarında farklı zanaatkarların (işçilerin) yer almaları, üretimde aletlerin yerine

Detaylı

Bu yüzden de Akdeniz coğrafyasına günümüz dünya medeniyetinin doğduğu yer de denebilir.

Bu yüzden de Akdeniz coğrafyasına günümüz dünya medeniyetinin doğduğu yer de denebilir. Sevgili Meslektaşlarım, Kıymetli Katılımcılar, Bayanlar ve Baylar, Akdeniz bölgesi coğrafyası tarih boyunca insanlığın sosyal, ekonomik ve kültürel gelişimine en çok katkı sağlayan coğrafyalardan biri

Detaylı

DEVLET TEŞKİLATINA TEORİK YAKLAŞIMLAR PROF. DR. TURGUT GÖKSU VE PROF. DR. HASAN HÜSEYIN ÇEVIK

DEVLET TEŞKİLATINA TEORİK YAKLAŞIMLAR PROF. DR. TURGUT GÖKSU VE PROF. DR. HASAN HÜSEYIN ÇEVIK DEVLET TEŞKİLATINA TEORİK YAKLAŞIMLAR PROF. DR. TURGUT GÖKSU VE PROF. DR. HASAN HÜSEYIN ÇEVIK 2 Takdim Planı Modernleşme Süreci Açısından Devlet Devlet-Toplum İlişkileri Açısından Devlet Teşkilatlanma

Detaylı

İletişim Yayınları SERTİFİKA NO

İletişim Yayınları SERTİFİKA NO İletişim Yayınları 265 Cemil Meriç Bütün Eserleri 15 ISBN-13: 978-975-470-356-6 1993 İletişim Yayıncılık A. Ş. 1-18. BASKI 1993-2016, İstanbul 19. BASKI 2017, İstanbul KAPAK Ümit Kıvanç UYGULAMA Hüsnü

Detaylı

SİYASET NEDİR? Araştırma Soruları

SİYASET NEDİR? Araştırma Soruları Kentsel Siyaset - 2 Doç. Dr. Ahmet MUTLU SİYASET NEDİR? Araştırma Soruları 1. Siyaset ve politika ne demektir? 2. Siyaset ne zaman ortaya çıkmıştır? 3. Siyaset-devlet ilişkisi nasıldır? 4. Geçmişten bugüne

Detaylı

ÖĞRETİM YILI DERS İNTİBAKLARI. I.YY ARY 105 Tarih Araştırma Yöntemleri 2+0 4,5 Z I.YY ARY 105 Tarih Araştırma Yöntemleri MS

ÖĞRETİM YILI DERS İNTİBAKLARI. I.YY ARY 105 Tarih Araştırma Yöntemleri 2+0 4,5 Z I.YY ARY 105 Tarih Araştırma Yöntemleri MS Fakülte/Yüksekokul : Edebiyat Fakültesi Böl./Program Tarih Bölümü Yarıyılı : Güz / Bahar ESKİ PROGRAM DERSİN YARIYIL KODU ADI (T+U 2012-2013 ÖĞRETİM YILI DERS İNTİBAKLARI YENİ PROGRAM DERSİN ECTS ECTS

Detaylı

YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ LİSANS TEZİ

YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ LİSANS TEZİ i YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ LİSANS TEZİ ÖZKER YAŞIN NIN 1969-1972 YILLARI ARASINDAKİ SAVAŞ GAZETESİNDEKİ KÖŞE YAZILARI BEYTULLAH TOPALOĞLU 20082978 LEFKOŞA,

Detaylı

10. SINIF TARİH DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

10. SINIF TARİH DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ KASIM EKİM 0. SINIF TARİH DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ AY HAFTA DERS SAATİ KONU ADI KAZANIMLAR TEST NO TEST ADI. OSMANLI DEVLETİ NİN KURULUŞU (00-5). XIV. yüzyıl başlarında Anadolu, Avrupa ve Yakın

Detaylı

SİYASİ DÜŞÜNCELER TARİHİ (TAR222U)

SİYASİ DÜŞÜNCELER TARİHİ (TAR222U) DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. SİYASİ DÜŞÜNCELER TARİHİ (TAR222U) KISA

Detaylı

ÜNİTE:1. Siyaset ve Siyaset Bilimi ÜNİTE:2. Siyasetin Dili: Kavramlar, Kurumlar ÜNİTE:3. Bir Örgütlü İktidar Olarak Devlet ve Siyasal Sistemler

ÜNİTE:1. Siyaset ve Siyaset Bilimi ÜNİTE:2. Siyasetin Dili: Kavramlar, Kurumlar ÜNİTE:3. Bir Örgütlü İktidar Olarak Devlet ve Siyasal Sistemler ÜNİTE:1 Siyaset ve Siyaset Bilimi ÜNİTE:2 Siyasetin Dili: Kavramlar, Kurumlar ÜNİTE:3 Bir Örgütlü İktidar Olarak Devlet ve Siyasal Sistemler ÜNİTE:4 Siyaset ve Birey: Siyasal Katılma ÜNİTE:5 1 Çağdaş Yönetim

Detaylı

TARİH BÖLÜMÜ ÖĞRETİM YILI DERS PROGRAMI

TARİH BÖLÜMÜ ÖĞRETİM YILI DERS PROGRAMI TARİH BÖLÜMÜ 2014-2015 ÖĞRETİM YILI DERS PROGRAMI I. YARIYIL ECTS II. YARIYIL ECTS BİL 150 Temel Bilgi Teknolojisi 4+0 5,0 TAR 107 İlkçağ Tarihi I 3+0 5,0 TAR 108 İlkçağ Tarihi II 3+0 5,0 TAR 115 Osmanlıca

Detaylı

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA TÜRKİYE DEKİ İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ VE STK LARIN DURUMUNU TARTIŞTI!

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA TÜRKİYE DEKİ İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ VE STK LARIN DURUMUNU TARTIŞTI! İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA TÜRKİYE DEKİ İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ VE STK LARIN DURUMUNU TARTIŞTI! Türkiye nin gündemine damgasına vuran önemli toplumsal ve politik konularının tartışıldığı

Detaylı

TANZİMAT EDEBİYATI ( ) HAZIRLAYAN: Döndü DERELİ D GRUBU-105

TANZİMAT EDEBİYATI ( ) HAZIRLAYAN: Döndü DERELİ D GRUBU-105 TANZİMAT EDEBİYATI (1860 1896) HAZIRLAYAN: Döndü DERELİ D GRUBU-105 TANZİMAT EDEBİYATI 1860'da Tercüman-ı Ahval Gazetesinin çıkmasıyla başlayan, Divan edebiyatı geleneklerini bir yana bırakarak Batı kültürüne

Detaylı

UNI 201 MODERN TÜRKİYE NİN OLUŞUMU I

UNI 201 MODERN TÜRKİYE NİN OLUŞUMU I UNI 201 MODERN TÜRKİYE NİN OLUŞUMU I Prof. Dr. Coşkun ÇAKIR Ders saati: Salı, 09.00 10.30 Perşembe, 09.00 10.30 Ders Asistanı: Mustafa Batman Ofis saati: Salı, 11.00-12.00 Perşembe, 11.00 12.00 Ders Tanımı

Detaylı

İÇİNDEKİLER GİRİŞ BİRİNCİ KİTAP

İÇİNDEKİLER GİRİŞ BİRİNCİ KİTAP İÇİNDEKİLER GİRİŞ Afrika ve Afrikalılar 13 BİRİNCİ KİTAP Bir Yuruba Efsanesi: Dünyanın Yaratılışı 23 Küçük Tanrı Obatala, Beş Parmaklı Beyaz Horoz ve Kara Kaplan 23 Kara Kaplan'la Beş Parmaklı Beyaz Horoz

Detaylı

Yrd.Doç.Dr. TUNCAY SAYGIN

Yrd.Doç.Dr. TUNCAY SAYGIN Yrd.Doç.Dr. TUNCAY SAYGIN Fen-edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü Türk İslam Düşünce Tarihi Anabilim Dalı Eğitim Bilgileri 1997-2001 Lisans Atatürk Üniversitesi 2001-2003 Yüksek Lisans Atatürk Üniversitesi

Detaylı

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Satmam demiş ihtiyar köylü, bu, benim için bir at değil, bir dost. Günün Öyküsü: Talih mi Talihsizlik mi? Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir adam yaşıyormuş. Çok fakirmiş. Ama çok güzel beyaz bir atı varmış. Kral bu ata göz koymuş. Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir

Detaylı

Tıbb-ı Nebevi İSLAM TIBBI

Tıbb-ı Nebevi İSLAM TIBBI Tıbb-ı Nebevi İSLAM TIBBI Tıbb-ı Nebevi İslam coğrafyasında gelişen tıp tarihi üzerine çalışan bilim adamlarının bir kısmı İslam Tıbbı adını verdikleri., ayetler ve hadisler ışığında oluşan bir yapı olarak

Detaylı

Tanzimat Edebiyatı. (Şiir-Roman) YAZARLAR Dr. Özcan BAYRAK Dr. Muhammed Hüküm Dr. Taner NAMLI Dr. Celal ASLAN

Tanzimat Edebiyatı. (Şiir-Roman) YAZARLAR Dr. Özcan BAYRAK Dr. Muhammed Hüküm Dr. Taner NAMLI Dr. Celal ASLAN Tanzimat Edebiyatı (Şiir-Roman) YAZARLAR Dr. Özcan BAYRAK Dr. Muhammed Hüküm Dr. Taner NAMLI Dr. Celal ASLAN Dr. Ahmet Faruk GÜLER Dr. Nuran ÖZLÜK Dr. Mehmet ÖZGER Dr. Macit BALIK Yayın Editörü: Doç. Dr.

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : GK. SEÇ. I: BİLGİ TOPLUMU VE TÜRKİYE Ders No : 0310250040 Teorik : 3 Pratik : 0 Kredi : 3 ECTS : 3 Ders Bilgileri Ders Türü

Detaylı

Fen - Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü

Fen - Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü http://ogr.kocaeli.edu.tr/koubs/bologna/genel/listesi_prn.cfm?ed=0 1 / 5 22.05.2018 15:50 Fen - Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü Adı 2017/2018 Listesi 1. YARIYIL TLU Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Detaylı

Giriş. evre, çalkantılı bir dönem, ağır bir kriz dönemidir. Gerçekten de siyasal düşünceler tarihine

Giriş. evre, çalkantılı bir dönem, ağır bir kriz dönemidir. Gerçekten de siyasal düşünceler tarihine Giriş Cumhuriyete Devreden Düşünce Mirası: Tanzimat ve Meşrutiyet in Birikimi başlıklı bu çalışma, Cumhuriyet Türkiyesi nde siyasal düşünce hayatına etki eden düşünce akımlarını inceleyen kapsamlı bir

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. 2014-2015 Yaşar Kemal in Romanlarında Toplumcu Gerçekçilik (devam ediyor)

ÖZGEÇMİŞ. 2014-2015 Yaşar Kemal in Romanlarında Toplumcu Gerçekçilik (devam ediyor) ÖZGEÇMİŞ 1. Adı Soyadı : Secaattin Tural 2. Doğum Tarihi : 15.07.1966 3. Unvanı : Doç. Dr. 4. Öğrenim Durumu : Doktora 5. Çalıştığı Kurum : Kırklareli Üniversitesi Derece Alan Üniversite Lisans Türk Dili

Detaylı

... SINIF TEMA ESASINA DAYALI YILLIK PLAN TASLAĞI

... SINIF TEMA ESASINA DAYALI YILLIK PLAN TASLAĞI ... İLKÖĞRETİM OKULU TÜRKÇE İ... SINIF TEMA ESASINA DALI YILLIK PLAN TASLAĞI 1. TEMA: DOĞA VE EVREN TEMEL DİL BECERİLERİ VE 1. Okuma kurallarını uygulama: 1.5 2. Okuduğu metni anlama ve çözümleme: 2.1,

Detaylı

MART UKS MATEMATİK KONULARI

MART UKS MATEMATİK KONULARI 2017-18 MART UKS MATEMATİK KONULARI 9. SINIF 10. SINIF 11. SINIF (MF-TM) 11. Sınıf (TS-ML) Mantık Kümeler Sıralama Kümeler Kümeler Kartezyen Çarpım Seçme Gerçek Sayılar Gerçek Sayılar Gerçek Sayılar Binom

Detaylı

Prof. Dr. İlhan F. AKIN SİYASÎ TARİH Beta

Prof. Dr. İlhan F. AKIN SİYASÎ TARİH Beta Prof. Dr. İlhan F. AKIN SİYASÎ TARİH 1870-1914 Beta Yayın No : 3472 Politika Dizisi : 08 1. Bası - Ocak 2017 - İstanbul (Beta A.Ş.) ISBN 978-605 - 333-801 - 7 Copyright Bu kitabın bu basısının Türkiye

Detaylı

ÖZEL EGEBERK ANAOKULU Sorgulama Programı. Kendimizi ifade etme yollarımız

ÖZEL EGEBERK ANAOKULU Sorgulama Programı. Kendimizi ifade etme yollarımız Disiplinlerüstü Temalar Kim Olduğumuz Bulunduğumuz mekan ve zaman Kendimizi ifade etme Kendimizi Gezegeni paylaşmak Bireyin kendi doğasını sorgulaması, inançlar ve değerler, kişisel, fiziksel, zihinsel,

Detaylı

1.Tarih Felsefesi Nedir? 2.Antikçağ Yunan Dünyasında Tarih Anlayışı. 3.Tarih Felsefesinin Ortaçağdaki Kökenleri-I: Hıristiyan Ortaçağı ve Augustinus

1.Tarih Felsefesi Nedir? 2.Antikçağ Yunan Dünyasında Tarih Anlayışı. 3.Tarih Felsefesinin Ortaçağdaki Kökenleri-I: Hıristiyan Ortaçağı ve Augustinus 1.Tarih Felsefesi Nedir? 2.Antikçağ Yunan Dünyasında Tarih Anlayışı 3.Tarih Felsefesinin Ortaçağdaki Kökenleri-I: Hıristiyan Ortaçağı ve Augustinus 4.Tarih Felsefesinin Ortaçağdaki Kökenleri-2: İslâm Ortaçağı

Detaylı

Elveda Rumeli Merhaba Rumeli. İsmail Arslan, Kitap Yayınevi, İstanbul, 2013, 134 Sayfa.

Elveda Rumeli Merhaba Rumeli. İsmail Arslan, Kitap Yayınevi, İstanbul, 2013, 134 Sayfa. Elveda Rumeli Merhaba Rumeli İsmail Arslan, Kitap Yayınevi, İstanbul, 2013, 134 Sayfa. Hamdi Fırat BÜYÜK* Balkan Savaşları nın 100. yılı anısına Kitap Yayınevi tarafından yayınlanan Elveda Rumeli Merhaba

Detaylı

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bu ders içeriğinin basım, yayım ve satış hakları Yakın Doğu Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi ne aittir. Bu ders içeriğinin bütün hakları saklıdır. İlgili kuruluştan

Detaylı

Bütün icat ve buluşlar insanların ihtiyaçlarından doğmuştur. Tekerlek, ulaşım ve taşıma ihtiyacından, telefon iletişim ihtiyacından doğmuştur.

Bütün icat ve buluşlar insanların ihtiyaçlarından doğmuştur. Tekerlek, ulaşım ve taşıma ihtiyacından, telefon iletişim ihtiyacından doğmuştur. BULUŞLARVE TEKNOLOJİK GELİŞMELER Bütün icat ve buluşlar insanların ihtiyaçlarından doğmuştur. Tekerlek, ulaşım ve taşıma ihtiyacından, telefon iletişim ihtiyacından doğmuştur. Buluşlar teknolojik gelişmeleri

Detaylı

SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Bugüne kadar nerelerde görev aldınız?

SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Bugüne kadar nerelerde görev aldınız? Reşadiye Öğrenci Meclisi Başkanı Yücel Bolat: Asla kin tutamam bana yapılan kötülüğü unutur geleceğe bakarım geçmişe takılmam. Bu davranışlarım da bana çok dost kazandırdı iletişimimi geliştirdi. SORU-

Detaylı

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler OLAY ÇEVRESINDE GELIŞEN EDEBI METINLER Oğuz Türkçesinin Anadolu daki ilk ürünleri Anadolu Selçuklu Devleti

Detaylı

2.SINIF (2013 Müfredatlar) 3. YARIYIL 4. YARIYIL

2.SINIF (2013 Müfredatlar) 3. YARIYIL 4. YARIYIL ERCİYES ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ 2014-2015 Eğitim Öğretim Yılı 1.ve 2.Öğretim (2010 ve Sonrası) Eğitim Planları HAZIRLIK SINIFI (YILLIK) KODU DERSİN ADI T U Kredi AKTS İLH001 ARAPÇA 26 0 26 26 Konu

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : YENİ TÜRK EDEBİYATI III Ders No : 0020110023 Teorik : 3 Pratik : 0 Kredi : 3 ECTS : 5 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili

Detaylı

Değerli S. Arabistan Cidde Uluslararası Türk Okulu

Değerli S. Arabistan Cidde Uluslararası Türk Okulu Uzun yıllar boyunca baskıcı rejimler ve zorba yönetimlere sahne olan çift başlı kartalların ülkesi Arnavutluk, şimdi yeniden ayağa kalkmaya çalışıyor. Özellikle dini ve kültürel açıdan büyük bir yıkımın

Detaylı

İKİNCİ MEŞRUTİYET DÖNEMİ Siyaset, Toplum, Ekonomi. Neslihan Erkan

İKİNCİ MEŞRUTİYET DÖNEMİ Siyaset, Toplum, Ekonomi. Neslihan Erkan İKİNCİ MEŞRUTİYET DÖNEMİ Siyaset, Toplum, Ekonomi Neslihan Erkan Meşrutiyetin İlk Seçimi Seçimin başlıca iki partisi: İttihat veterakki & Ahrar Fırkası İki dereceli seçim İttihat ve Terakki nin seçim zaferi

Detaylı

Darüşşafaka Cemiyeti Yönetim Kurulu adına hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum.

Darüşşafaka Cemiyeti Yönetim Kurulu adına hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum. Sayın Kaymakamım, Sayın Milli Eğitim Müdürüm, Sayın Belediye Başkanım, Okul Aile Birliğimizin değerli yöneticileri, Saygıdeğer Velilerimiz, Sevgili öğretmenlerimiz ve yöneticilerimiz, Saygıdeğer Bağışçılarımız,

Detaylı

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 1.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. Orta Asya Tarihine Giriş

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 1.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. Orta Asya Tarihine Giriş ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 1.Ders Dr. İsmail BAYTAK Orta Asya Tarihine Giriş Türk Adının Anlamı: Türklerin Tarih Sahnesine Çıkışı Türk adından ilk olarak Çin Yıllıklarında bahsedilmektedir. Çin kaynaklarında

Detaylı

SERVETİFÜNUN SANATÇILARI - I

SERVETİFÜNUN SANATÇILARI - I SERVETİFÜNUN SANATÇILARI - I TEVFİK FİKRET (1867 1915) Servetifünun edebiyatının öncüsü ve üstadı sayılmaktadır. Şiirlerinde aşk, doğa, aile, çocuk, acıma gibi bireysel duyarlılıkları karamsar bir bakış

Detaylı

bilgilerle feminizm hakkında kesin yargılara varıp, yanlış fikirler üretmişlerdir. Feminizm ya da

bilgilerle feminizm hakkında kesin yargılara varıp, yanlış fikirler üretmişlerdir. Feminizm ya da YANLIŞ ALGILANAN FİKİR HAREKETİ: FEMİNİZM Feminizm kelimesi, insanlarda farklı algıların oluşmasına sebep olmuştur. Kelimenin anlamını tam olarak bilmeyen, merak edip araştırmayan günümüzün insanları,

Detaylı

ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS

ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS.476-1453 Ortaçağ Batı Roma İmp. nun yıkılışı ile İstanbul un fethi ve Rönesans çağının başlangıcı arasındaki dönemi, Ortaçağ felsefesi ilkçağ felsefesinin bitiminden modern düşüncenin

Detaylı

Program. AÇILIŞ 15 EKİM 2014 10:00-12:00 İstanbul Üniversitesi Cemil Bilsel Konferans Salonu

Program. AÇILIŞ 15 EKİM 2014 10:00-12:00 İstanbul Üniversitesi Cemil Bilsel Konferans Salonu Program AÇILIŞ 15 EKİM 2014 10:00-12:00 İstanbul Üniversitesi Cemil Bilsel Konferans Salonu TEBLİĞLER 15-17 EKİM 2014 İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Konferans Salonları KAPANIŞ OTURUMU 17 Ekim

Detaylı

T.C. NEVŞEHİR HACI BEKTAŞ VELİ ÜNİVERSİTESİ. Fen Edebiyat Fakültesi Dekanlığı İLGİLİ MAKAMA

T.C. NEVŞEHİR HACI BEKTAŞ VELİ ÜNİVERSİTESİ. Fen Edebiyat Fakültesi Dekanlığı İLGİLİ MAKAMA Sayı : 10476336-100-E.531 29/01/2019 Konu : Ders İçerikleri-Çağdaş Türk Lehçerleri ve Edebiyatları Bölümü İLGİLİ MAKAMA Bu belge 5070 Elektronik İmza Kanununa uygun olarak imzalanmış olup, Fakültemiz Çağdaş

Detaylı

İNSAN VE TOPLUM BİLİMLERİ FAKÜLTESİ

İNSAN VE TOPLUM BİLİMLERİ FAKÜLTESİ FELSEFE FEL0* İLKÇAĞ FELSEFESİ 5 5 FEL04* FELSEFİ KAVRAMLAR VE TERİMLER 5 5 FEL06* VARLIK FELSEFESİ 5 5 FEL08* KLASİK MANTIK 4 5 5 FEL0* BİLİM TARİHİ 4 4 FEL0* İSLAM FELSEFESİ TARİHİ I +0 5 5 FEL04* AHLAK

Detaylı

Başkent Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü. Doç. Dr. S. EKER

Başkent Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü. Doç. Dr. S. EKER TÜRK DİLİ ÜZERİNE BİRKAÇ NOT Başkent Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Doç. Dr. S. EKER 1 Millî his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir Dilin millî ve zengin olması millî

Detaylı