T.C SAĞLIK BAKANLIĞI ÜNİVERSİTELİLER ARASI REKLAM YARIŞMASI KONU: OBEZİTENİN ÖNLENMESİ VE FİZİKSEL AKTİVİTENİN TEŞVİKİ 2010-2011 1
SAĞLIK BAKANLIĞI ÜNİVERSİTELER ARASI REKLAM YARIŞMASI ÖNSÖZ VE GENEL KATILIM ŞARTLARI Sağlık Bakanlığı, Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Sağlığın Teşvik ve Geliştirilmesi Daire Başkanlığı nın Türkiye genelinde İletişim, Güzel Sanatlar, İletişim Bilimleri, Sanat ve Tasarımla ilgili lisans ve yüksek lisans öğrencilerinin OBEZİTENİN ÖNLENMESİ VE FİZİKSEL AKTİVİTENİN TEŞVİKİ konulu reklam yarışması için davet ediyor. Yarışmada dereceye girenler genel mecralarda kamuoyuna duyurularak, katılan herkese Sağlık Bakanlığı tarafından katılım sertifikası verilecektir. Yarışmaya katılanlar arasından reklam ajansı başına birinciye 3000 TL, ikinciye 2000 TL, üçüncüye 1000 TL ödül verilecektir. KAMPANYANIN AMACI: Üniversite öğrencileriyle, Sağlık Bakanlığı birlikte hareket ederek reklam kampanyası aracılığıyla obezitenin önlenmesi konusunda topluma bilinç kazandırıp, toplumu fiziksel aktivite konusunda bilinçlendirmek ve fiziksel aktiviteye teşvik etmek. Ayrıca, halkımıza doğru iletişim yolları ve metotları kullanarak, kısa ve uzun vadede Obezitenin engellemesi, obez olanların sağlıklı yaşama döndürülmesi ayrıca sağlıklı yaşam için düzenli spor yapmaları için insanların özendirilmesi (yürüyüş, koşu, egzersiz gibi). Sağlık Bakanlığının yaptığı yarışma bütüncül pazarlama iletişimi yarışması olup, reklam kampanyasında yer alan rapordaki iletişim konumlanması, strateji, yaratıcı çalışmalar ve entegre pazarlama, değerlendirmedeki en önemli kıstaslardan olacaktır. HEDEF KİTLE: Genel olarak halkımızın tümünü ilgilendiren bu konuda, gençler ve çocuklar öncelikli hedef kitlemizdir. 2
ANLATIM STRATEJİSİ VE REKLAM TONU: Öncelikle hedef kitlemize Obezitenin ve hareketsiz yaşamın getirdiği sakıncaları, mesajlarda çok fazla korku öğeleri vermeden, gerekirse eğlenceli bir şekilde anlatabilmek. Amaç uzun ve kısa vadede davranış değişikliği olduğu için reklâm kampanyamızın hedef kitle üzerinde inandırıcı, çarpıcı ve samimi olması gerekmektedir. Reklamlarda verilen mesajlar toplumda herkes tarafından anlaşılabilir, net ve açık mesajları içermelidir. MEDYA KULLANIMI: Her türlü mecra, toplumun her kesimine ulaşmak amacıyla kullanılacak olup, bu mecraların hepsinden faydalanılabilinir. KAMPANYA BÜTÇESİ: Kampanyanın bütçesi olabilirlik sınırları içerisinde düşünülmelidir. Bütçenin ne kadar olabileceği henüz belirlenmemiş olup daha sonra belirlenecektir. 3
SAĞLIK BAKANLIĞI OBEZİTENİN ÖNLENMESİ VE FİZİKSEL AKTİVİTENİN TEŞVİKİ KONULU REKLAM YARIŞMASI KURALLARI KATILIM: Yarışma için lisans ve yüksek lisans öğrencisi olma şartı vardır. Yarışmaya katılım ücretsidir. Her okuldan istenilen sayıda reklam ajansı yarışmaya katılabilir. Reklam ajansları en fazla 5 en az 3 kişilik öğrenci grubuyla yarışmaya katılabilir. Bir reklam ajansına katılan bir öğrenci, diğer başka bir reklam ajansına katılamaz. Her takımın bir danışman hocası bulunabilir, danışman hoca istediği her takıma danışmanlık yapabilir. Yarışmaya seçici kurul ve seçici kurul üyelerinin birinci derecede yakınları dışında Türkiye genelinde İletişim, Güzel Sanatlar, İletişim Bilimleri, Sanat ve Tasarımla ilgili lisans ve yüksek lisans tüm öğrencileri katılabilir. alamazlar. Ajans çalışanları her türlü araştırmayı yapabilirler ama dışarıdan profesyonel yardım Yarışamaya katılan reklam ajansları gerçek hayatta olan reklam ajansılarının birer kopyasıdır. Bu yüzden her reklam ajansının gerçek reklam ajanslarında olduğu gibi, bölümleri ( Araştırma, Yaratıcı bölüm, Müşteri ilişkileri vs) bulunacak ve her bölümle ilgili sorumlu bölüm başkanları bulunacaktır. Gerçek reklam ajanslarında olduğu gibi, herkes sorumlu olduğu birimler hakkında bilgilere sahip olacak ve konusuna hâkim olacak, ayrıca reklam ajansı başkanları liderliği ele alarak sunumu yapacak, ajans başkan yardımcısı ajans ile Sağlık Bakanlığı arasındaki koordinasyonu sağlayacaktır. AJANS BROŞÜRÜ: Öncelikle yarışmaya katılan reklam ajansları kendi tanıtımlarını yapacaklardır. Reklam ajansına ait bir broşürde, kendilerine ait bir isim ve logo ile birlikte ajansın varoluş sebebini anlatan, felsefesini özetleyen bir misyon belirleme yazısı hazırlanmalı ve ajans çalışanlarının birlikte çektirdikleri resim ile her öğrencinin isimle ajans dosyasına konmalıdır. Ayrıca ajansın organizasyon şeması da bu ajans dosyasında olacaktır. 4
MATERYALLER: Reklam kampanyasının yaratıcı stratejisini, amacını, hedef kitlesini, reklam uygulama açıklamalarını içeren bir rapor hazırlanacak ve dosyaya konacaktır. Raporla birlikte her medyada yayınlanması planlanan, reklâm, senaryo, metin, desen, jingle ve storyboardları ( Word, power point, Jpeg, Windows Media Player gibi) günlük hayatta sıkça kullanılan yaygınlaşmış, her PC de kolay açılabilecek formatları olması gerekmektedir. Etkin iletişim ve hedef kitleye her yerde ulaşabilmek için tüm mecralarda çalışma yapılması önerilmektedir. ÇALIŞMA ŞEKLİ: Reklâm yarışmasına katılan öğrencilerin sunumları özgün ve tutarlı olmalı. Danışman hocalarından öğrenci-öğretim üyesi ilişkisi içerisinde yardım alabilirler. Araştırma sonucu elde edilen bilgilere nereden ulaştıklarını sunum sırasında sorulduğu zaman ispat edebilmelidirler. Sağlık Bakanlığından sadece reklam brief i hakkında bilgi istenmelidir. İstenen bu bilgiler elektronik ortamda yazılı olarak başvuruyla yapılmalıdır. Brief le ilgili olarak cevaplanması istenilen bilgilerle ilgili olarak cevaplar tüm yarışmacı reklam ajanslarının başkanlarına mail olarak gönderilecektir. DEĞERLENDİRME: Reklam ajansları tarafından yapılan çalışmalar posta yolu ile aşağıda yazılı olan iletişim adresine gönderilecektir. Çalışmalar Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen komisyon üyelerince değerlendirilecektir. Beğenilen reklam çalışmalarından 10 tanesi 15.02.2011 tarihinden sonra idarenin belirleyeceği bir tarihte Ankara İlinde Sağlık Bakanlığı binasında seçici komisyona sunum yapacaktır. Yarışmanın birincisi, ikincisi ve üçüncüsü bu sunumlar sonucunda belirlenecektir. 5
SUNUM: Sunumlar Sağlık Bakanlığı tarafından oluşturulacak komisyona yapılacaktır. Her reklam ajansı en fazla 30 dakika sunum yapma imkânına sahiplerdir. Kampanya raporu 50 sayfayı geçmemeli ve 2 kopya olarak hazırlanmalıdır. Diğer reklam malzemeleri de 2 kopya hazırlanacaktır. Kampanya raporunun kapağında okulun ve ajansın ismi bulunmalı, birinci sayfada danışman öğretim üyesi ile birlikte, takımdaki öğrencilerin isimleri ve görevleri de yazılmalıdır. Rapor ve diğer reklam ürünleri, mecrasına göre basılabilir, çoğaltılabilir, renklendirilebilir şekilde yapılacaktır. Sunum sırasında verilen tüm ürünler, Sağlık Bakanlığına ait olup, sunum yapan reklam ajansına geri verilmeyecektir. Sunum yapılan ürünlerin telifinin alınmaması ve telife konu olmaması gerekir. Sağlık Bakanlığı kampanyanın telif, basım, gösterim, kullanma ve her istediği uygun kuruluşa devredebilme gibi, tüm hakları Sağlık Bakanlığı na aittir. Sunum araçları: Görsel sunum perde üzerinde projektör kullanarak yapılacaktır. Gerekli donanım sunum sırasında temin edilecektir. Bilgisayar Katılımcılar sunuma kendi bilgisayarlarıyla getirebilirler. Getirilen bilgisayarlar taşınabilir (laptop) olmalıdır. Laptop maksimum 1024*768 çözünürlükte çalışmalıdır. Daha yüksek çözünürlükteki bilgisayarların görüntüsü perdeye verilemeyecektir. Sunumun bir kopyası CD-ROM, DVD-ROM a kopyalanmalı ve kopyalanan reklam kampanyaları, PC de Microsoft PowerPoint (2007) XP versiyonunda çalışabilecek şekilde kopyalanmalı ve yarışma öncesi teknik ekibe teslim edilecektir. Jazz, zip, floopy gibi ortamlardaki sunumlar kabul edilmeyecektir. Sunumun bahsedilen programda çalışmıyor olması katılımcının sorumluluğundadır 6
BİLGİ: Yarışmayla ilgili bilgileri www.saglik.gov.tr adresinden ve stesviki@gmail.com mail adresine elektronik ortamda yazılı olarak başvurarak alabilirsiniz. ZAMANLAMA: Reklam ajanslarının, reklam kampanyalarını postayla son teslim tarihi: 15.02.2011 dir. Beğenilen reklam çalışmalarından 10 tanesi 15.02.2011 tarihinden sonra idarenin belirleyeceği bir tarihte Ankara İlinde Sağlık Bakanlığı binasında seçici kurula sunum yapacaktır. İLETİŞİM BİLGİLERİ: Adres: Mithatpaşa Cad. No: 3 Sağlık Bakanlığı, Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü, B Blok 4. Kat 11 Numara Sıhhıye-Çankaya ANKARA Tel: 0312 585 13 67 0312 585 13 12 7
KAMPANYA STRATEJİ BİLGİLERİ (KAMPANYA ÖZETİ) 1- OBEZİTE NEDİR OBEZİTENİN OLUŞUM NEDENLERİ: İnsanın büyümesi, gelişmesi, sağlıklı ve üretken olarak uzun süre yaşaması için gerekli olan besin öğelerini yeterli ve dengeli miktarda alıp vücutta kullanabilmesidir. Karın doyurmak, açlığı bastırmak, canının çektiği şeyleri yemek veya içmek değildir. Günlük yaşamda bireylerin (gebe, emzikli, bebek, okul çocuğu, genç, yaşlı, işçi, sporcu, kalp-damar, şeker, yüksek tansiyon hastalığı, solunum yolu bozuklukları vb.) yaşa, cinsiyete, yaptığı işe, genetik ve fizyolojik özelliklerine ve hastalık durumuna göre değişen günlük enerjiye ihtiyacı vardır. Sağlıklı bir yaşam sürdürmek için, alınan enerji ile harcanan enerjinin dengede tutulması gerekmektedir. Obezite genel olarak bedenin yağ kütlesinin yağsız kütleye oranının aşırı artması sonucu boy uzunluğuna göre vücut ağırlığının arzu edilen düzeyin üstüne çıkmasıdır. Obezite günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin en önemli sağlık sorunları arasında yer almaktadır. Obezite genel olarak bedenin yağ kütlesinin yağsız kütleye oranının aşırı artması sonucu boy uzunluğuna göre vücut ağırlığının arzu edilen düzeyin üstüne çıkmasıdır. Anlaşılacağı üzere obezite; besinlerle alınan enerjinin (kalori) harcanan enerjiden fazla olması ve fazla enerjinin vücutta yağ olarak depolanması (%20 veya daha fazla) sonucu ortaya çıkan, yaşam kalitesini ve süresini olumsuz yönde etkileyen bir hastalık olarak kabul edilmektedir. 2- OBEZİTE VE FİZİKSEL AKTİVİTEDE MEVCUT DURUM DEĞERLENDİRMESİ: Dünya da özellikle, modern tabir edilen toplumlarda, çok hızlı bir şekilde artan dengesiz ve düzensiz beslenmenin de tetiklediği, Obezite hastalığı ve bunun hem sebebi hem de sonucu olan hareketsiz yaşamla gelen birçok hastalık bulunmaktadır. İnsan ömrünün çok uzun olmadığı dönemlerde obezite; güç, refah ve sağlık göstergesi iken, günümüzde tedavi edilmesi gereken bir hastalık, bir halk sağlığı problemi olarak kabul edilmeye başlanmıştır. Modern toplumun en büyük handikaplarından olan zaman kıtlığı probleminden dolayı Türk aile mutfağı normalde çok fazla kalorili ve sağlıksız gıdalardan oluşmamışken, modern yaşamdaki zamansızlığın da etkisiyle Fastfood kültürü de iyice yaygınlaşmış ve bu Fastfood 8
kültürü gitgide toplumuza ve özellikle çocuk ve gençlere iyice yerleşmiştir. Annemizin mutfağı denilen mutfakta özellikle zeytinyağlı sağlıklı yiyecekler fazla şekilde yer tutarken, çocuklar bu yemekleri artık tercih etmemekte ve birçok hastalığa yol açan (Kalp-damar, kolesterol gibi) hamburger, pizza, kola, cips gibi gıdalar tüketilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre dünyada 400 milyonun üzerinde obez ve yaklaşık 1.6 milyardan fazla kilolu birey bulunmakta ve 2015 yılında bu rakamın sırasıyla 700 milyon ve 2.3 milyara ulaşabileceği tahmin edilmektedir. Obezite, ülke ekonomilerini doğrudan veya dolaylı olarak etkilemektedir.. Obezite ile ilgili sağlık harcamaları gelişmiş ülkelerde tüm sağlık harcamalarının %2-7'sini oluşturmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri (ABD)'nde obezitenin doğrudan maliyetinin hastalığın tanı ve tedavisi ile ilgili olan harcamaların, sağlık harcamalarının %7'sini (yaklaşık 70 milyar dolar), Fransa ve Avustralya'da sağlık harcamalarının %2'sini ve Hollanda'da ise %4'ünü oluşturduğu bildirilmektedir. Dolayısıyla harcamaların (erken ölüm ve hastalık nedeniyle çalışamayan insanlara verilen ücretleri yansıtan verim kaybını da içeren harcamalar) ise ABD'de 48 milyar dolar olduğu tahmin edilmektedir "Sağlıklı Beslenelim, Kalbimizi Koruyalım (SBKK)" Projesi çerçevesinde yaklaşık her iki kadından biri ve beş erkekten biri obez "aşırı şişman" konumunda bulunuyor. 30 yaş üzeri kadın ve erkekler üzerinde yapılan araştırmaya göre, Türkiye'de erkeklerde obezite görülme oranı yüzde 21.2 olarak tespit edilirken, kadınlarda bu oran yüzde 41.5 olarak belirlendi. Gerek kadın, gerekse erkeklerdeki ortalama değerler incelendiğinde her yaş ortalamasının şişman olarak nitelendirilecek kategoride olduğu ortaya çıktı. Kent ve kırsal kesimde yaşayanlar arasında obezite oranları açısından istatistiksel olarak önemli bir farklılığın olmadığı görüldü. Araştırmaya göre, kentlerde yaşayanların yüzde 34.7'si obez iken, kırsal alanda yaşayanlarda bu oran yüzde 35.9 oldu. Yine aynı araştırmaya göre Türkiye de bireylerin sadece %3,5 inin düzenli olarak fiziksel aktivite yaptığı tespit edilmiştir. Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı, Hıfzıssıhha Mektebi Müdürlüğü tarafından yapılan Ulusal Hane halkı Araştırmasına Ulusal Hastalık Yükü Araştırması na göre; ülkemizde 18 yaş üstü bireylerin ortalama günde 1.64 porsiyon meyve ve 1.57 porsiyon sebze tükettikleri ve bu oranın bölgelere ve kırsal/kentsel yerleşim yerlerine göre farklılıklar gösterdiği tespit edilmiştir. DSÖ raporları ve Türkiye ye Özgü Beslenme Rehberi nde belirtildiği üzere vücut ağırlığının denetimi ve yeterli ve dengeli beslenme için günde en az 5 porsiyon meyve ve sebze 9
tüketilmesi önerilmektedir. Bu önerilere göre ülkemizde meyve ve sebze tüketiminin yetersiz olduğu görülmektedir Ayrıca aynı araştırmaya göre ülkemizde 18 yaş üzeri bireylerin %20.32 sinin hareketsiz yaşadığı, %15.99 unun yetersiz düzeyde fiziksel aktivite yaptığı saptanmıştır. On sekiz yaş ve yukarısında fiziksel hareketliliği haftada 150 dakika ve üzerinde olan birey oranı erkeklerde %71.12, kadınlarda %58.12 ve toplamda %63.69 dur. Türkiye genelinde normal kiloluların oranı yüzde 48.2 olurken, düşük kiloluların oranı da yüzde 4.2 olarak hesaplandı. Kentsel yerlerde, düşük kilolu kadınların oranı yüzde 6.2 oldu. 2008 Türkiye Sağlık Araştırması, 1-18 Nisan 2008 tarihleri arasında, Türkiye toplam ve kır-kent tahmini verebilecek düzeyde belirlenen 7 bin 910 hanede gerçekleştirilmişti. Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından yapılan bir araştırmaya göre; Türkiye'de kadınların şişmanlık oranının, Avrupa ortalaması olan yüzde 20'nin çok üzerinde Yüzde 46 gibi çok ciddi bir rakamda, Avrupa'da erkekler, şişmanlıkta yüzde 15'i bulurken bizde ise yüzde 16 civarında. Türk halkının beslenme alışkanlığına bakıldığında, temel besin ekmek ve diğer tahıl ürünleridir. Günlük enerjinin ortalama %44 ü sadece ekmekten, %58 i ise ekmek ve diğer tahıl ürünlerinden sağlanmaktadır. Yıllar içerisinde besin tüketim eğilimi incelendiğinde ekmek, sütyoğurt, et ve ürünleri, taze sebze ve meyve tüketiminin azaldığı; kurubaklagil, yumurta ve şeker tüketiminin ise arttığı söylenebilir. Genelde toplam yağ tüketim miktarında önemli farklılık olmamasına karşın, bitkisel sıvı yağ tüketim miktarının katı yağa oranla arttığı gözlenmektedir. Fiziksel aktivitenin yetişkinlerde cinsiyetle ilişkisinin incelendiği bir çalışmada 20-29 yaş kadınların fiziksel aktivite düzeyinin kadınların %50 sinde çok hafif ve hafif, %45 inde orta ve %5 inde ise orta üstü düzeyde olduğu, erkeklerin fiziksel aktivite düzeyinin ise kadınlardan daha fazla olduğu ve aktivite düzeyinin yaş ilerledikçe azaldığı rapor edilmiştir. 11-12 yaş grubunda çocuklarda yapılan bir çalışmada erkek çocukların %76.1 inin, kız çocuklarının ise %34 ü fiziksel olarak aktif bulunduğu bildirilmiş, okul saatlerinde erkeklerin %94.6 sının, kızların ise yalnızca %17 sinin fiziksel aktivitelere katıldığı belirtilmiştir. Okul çağı çocuklarının fiziksel aktivite düzeyinin incelendiği bir çalışmada çocukların %76 sının yürüyerek, %21 inin ise servisle okula gittikleri bildirilmiştir. Çocukların %22 sinin düzenli olarak spor yapmadığı, %43 ünün sokakta oynadığı, bilgisayar kullanma sürelerinin ise günde 1.28 saat olduğu raporlanmıştır. Aynı çalışmada, fiziksel aktivite düzeyi (PAL) değerlendirildiğinde hafta içinde %73 ünün hafta sonunda ise %62 sinin sedanter (PAL < 1.39) yaşam sürdüğü bulunmuştur. Yapılan bir başka çalışmada ise okul öncesi ve ilkokul çocuklarının %62 sinin günde 2 saatten, %8,3 ünün ise 4 saatten fazla TV izlediği belirtilmiştir. 10
Metabolik Sendrom Derneği nin yaptırdığı araştırmaya göre l Türk toplumun kendine has yaşam tarzı da bulunmaktadır. Örneğin toplumumuzun büyük bir kısmı da o veya bu sebepten dolayı, düzenli olarak yürüyüş, koşu, bisiklete binme gibi spor faaliyetlerine katılmamaktadır. Bu da obezite ortalamasının Türkiye de artmasına sebep olmaktadır. Olduğu görülüyor. Amerika ve Avrupa'da her 5 kişiden biri diyet yaparken, Türkiye'de bu sayı her 7 kişiden 1'e düşüyor. Uluslararası araştırma kuruluşu GFK'nın araştırmasına göre; Türkler diyet yapmayı sevmiyorlar. Fazla kilolardan hoşlanmıyoruz ama diyet yapmayı da hiç mi hiç sevmiyoruz. Uluslararası bir araştırma kuruluşu olan GfK'nın 20 ülkede 20 bin 795 kişi ile yaptığı anketten çıkan sonuca göre, Türkler diyetten hiç hoşlanmıyor. Çıkan sonuçları diyetisyenler de doğruluyor. Araştırmaya göre Avrupa ve Amerika'da geçen iki sene içinde her 5 kişiden biri diyet yaparken, Türkiye'de bu oran her 7 kişiden 1 kişiye düşüyor ve Türklerin yaptığı diyetler de kısa sürüyor. Ve tabii hem yemek yemeği çok seviyoruz, hem de sofranın zenginliğine çok önem veriyoruz. Uzmanlar, haftada yarım ila 1 kilo vermenin ideal olduğunu söylüyor. Çünkü hızlı verilen kiloları geri alması da daha kolay oluyor. Öğrenciler arasındaki durum ise özelikle okul kantinlerinde fastfood tarzı yemeklere devam edilmekte, okul yönetimleri ve öğretmenler bu gıdaların zararları hakkında öğrencilere bilgi vermemektedir. Ailelerde ise durum şu; Aileler alışveriş yaparken aldıkları gıdaların faydasını ve zararını pek gözetmeden, sadece ürünlerin tatlarına ve reklâmlarına bakarak, özelikle çocukların isteklerine göre alışveriş yapmaktadırlar. 3-FAZLA KİLOLULUK VE OBEZİTEYE NEDEN OLAN FAKTÖRLER Obeziteye neden olduğu bilinen çok sayıda faktör içinde, aşırı ve yanlış beslenme ve fiziksel aktivite yetersizliği en önemli nedenler olarak kabul edilmektedir. Bu faktörlerin yanı sıra genetik, çevresel, nörolojik, fizyolojik, biyokimyasal, sosyo-kültürel ve psikolojik pek çok faktör birbiri ile ilişkili olarak obezite oluşumuna neden olmaktadır. Tüm dünyada özellikle çocukluk çağı obezitesindeki artışın sadece genetik yapıdaki değişikliklerle açıklanamayacak derecede fazla olması nedeniyle, obezitenin oluşumunda çevresel faktörlerin rolünün ön planda olduğu kabul edilmektedir. Obezitenin oluşmasında başlıca riskler ve riski etkileyen faktörler arasında sıralanmaktadır. 11
Aşırı ve yanlış beslenme alışkanlıkları Yetersiz fiziksel aktivite Yaş Cinsiyet Eğitim düzeyi Sosyo - kültürel etmenler Gelir durumu Hormonal ve metabolik etmenler Genetik etmenler Psikolojik problemler Sık aralýklarla çok düşük enerjili diyetler uygulama Sigara- alkol kullanma durumu Kullanılan bazı ilaçlar (antidepresanlar vb.) Doğum sayısı ve doğumlar arası süre Obezitenin gelişmesinde dikkat edilmesi gereken faktörlerden biri de yaşamın ilk yıllardaki beslenme şeklidir. Yapılan çalışmalarda, obezite görülme sıklığının anne sütü ile beslenen çocuklarda, anne sütü ile beslenmeyen çocuklara göre daha düşük oranlarda olduğu, anne sütü verme süresinin, tamamlayıcı besinlerin türü, miktarı ve başlama zamanlarının obezite oluşumunu etkilediği bildirilmektedir 4-FAZLA KİLOLULUK VE OBEZİTENİN YOL AÇTIĞI SAĞLIK SORUNLARI Obezite; vücut sistemleri (endokrin sistem, kardiyovasküler (kalp ve damar) sistem, solunum sistemi, gastrointestinal (mide, bağırsak) sistem, deri, genitoüriner (üreme sağlığı) sistem, kas iskelet sistemi) ve psikososyal durum üzerinde yarattığı olumsuz etkilerden dolayı pek çok sağlık sorunlarına neden olmaktadır. Obezitenin çeşitli hastalıklarla ilişkisi bilinmekte olup belirli bir nüfustaki hasta sayısının, toplam nüfusa oranını ve bu hastalığa bağlı ölüm oranını arttırıcı etkisi de ortaya konulmuştur. Fazla kilolu olma Avrupa Bölgesinde her yıl 1 milyondan fazla ölümün ve hasta olarak geçirilen 12 milyon yaşam yılının sorumlusudur. Obezitenin neden olduğu sağlık sorunları/risk faktörler: İnsülin direnci - Hiperinsülinemi Tip 2 Diyabet Hipertansiyon 12
Koroner arter hastalığı Hiperlipidemi - Hipertrigliseridemi Metabolik hastalık tablosu Safra kesesi hastalıkları Bazı kanser türleri (kadınlarda safra kesesi, endometriyum, yumurtalık ve meme kanserleri, Erkeklerde ise kolon ve prostat kanserleri) Osteoartrit (Kireçlenme) Felç Uyku apnesi (Uykuda solunumun çok kısa sürelerle durması) Karaciğer yağlanması Astım Solunum zorluğu Gebelik komplikasyonları Menstruasyon düzensizlikleri (Adet düzensizliği) Aşırı kıllanma Ameliyat öncesi ve sonrası istenmeyen durum riskinin artması) Ruhsal sorunlar: Anoreksiya nevroza (yemek yememe), Toplumsal uyumsuzluklar Kas-iskelet sistemi problemleri 13