Yat ıl ı Okul Eğitiminin işitme Özürlülerin Ruh Durumlarına Yaşar TATAR, Murat D. ÇEKIN, Selda UZUN ÖZET Yat ılı okul eğitiminin işitme özürlülerin ruh durumlarına etkisini anlamak amac ıyla, I7'si yatılı, 63'ü gündüzlü olan 80 işitme özürlü deneğe SCL-90-R Ruhsal Semptom Tarama Testi uygulad ık. Yat ılı işitme özürlülerin ailesiyle kalan işitme özürlülerden daha yüksek ruhsal semptom indeks ortalamalar ına sahip olduğnu tesbit ettik. Sonuçları ve muhtemel sebeplerini de ğerlendirerek bu sahada yapılm ış diğer çalışmalarla karşılaştırdık. Yat ılı okul e ğitiminin i şitme özürlüler için sak ıncalı olabileceği kanaatine vardık. Anahar kelimeler: İşitme özürlü-sağır, yatılı okul, SCL-90-R Düşünen Adam; 1997, 10 (3): 52-56 SUMMARY To know about the psychological effects o residental school on hearing-impaired/deaf students, we applied SCL- 90-R symptom-distress check list-revised on 80 deaf student of whom 17 were residental and 63 mainstreamed. We found that deaf residental students had higher average of syn ıptom indexes than deaf students who lived with family. We evaluated the results and possible factors and compared with other studies in this field. We concluded that residental school education might be harmful for deaf students. Key words: Hearing-impaired, deaf, residental school, SCL-90-R GİRİŞ İçinde bulunulan çevrenin ve bu çerçevede yat ılı okullarda eğitimin işitme özürlülerin ruhsal durumlarını nasıl etkilediği tart ışma konusu olmu ştur. Bazı kaynaklar i şitme özürlüde gözlenecek olumsuz davranışları yorumlamada çevrenin, ailenin ve sağır birliklerine üyeliğin mulaka gözönünde bulundundmas ı ve bu davran ışların çevreden nas ıl edinildiğinin incelenmesi gerekti ğini savunurlar (1 '2). dirmektedir (3). Özek bunu, "sa ğır çocuk herkesin sağır olduğu bir bölgede doğup yaşasayd ı problemleri farkl ı olacakt ı" şeklinde özetler (2). Furfey ve Harte, i şitme özürlüler ile i şitenler arasında ilişki olduğunu ve i şitme özürlülerin de homojen bir grup olmadığın ı; işitme özürlülerin topluma başarılı uyumu için hem sosyal çevrenin hem de işitme özürlü ki şinin planla hareket etmesi gerektiğini söylerler (4). McAndrew, i şitme özürlü çocuklar ın çevreleri tarafından sosyal ve zihni faaliyetlerden uzalda ştırıldığı için farkl ılıkların oluştuğunu, ileri yaşlarda sosyalleşmedeki art ışın da bu durumu aç ıkladığın ı bil- Steinberg, i şitme özürlülerin de ğerlendirilmesinde, kendilerini i şitenlerin kültürlerine ait hissedenler, normal okullarda okuyanlar, toplumun konu ştuğu dili kullananlar ve i şitme özürlü cemaatine ait veya Marmara Üniversitesi Beden E ğitimi ve Spor Yüksekokulu Spor Sağ lık Bilimleri Anabilim Dal ı 52
Yatılı Okul Eğitiminin işitme Özürlülerin Ruh Durumlar ına işitme özürlü ana-baba taraf ından büyütülmü ş olup işaret dilini kullananlann hep birbirinden farkl ı olduğunu savunmuştur (5). Furth, işitme özürlü olmaya uyum sağlayıp kendini i şitme özürlülerin toplumuna ait hissedenlerin problemlerinin daha az olaca ğını iddia eder (6). İşitme özürlüler, özürlüler içinde kendi özürlerinden insanlarla biraraya gelme e ğilimi en fazla olan gruptur. Furth bunu, "bütün fiziksel özürlüler içinde i şitme kendi üyelerini biraraya getirebilen tek gruptur; bu sebeple biz i şitme özürlüleri bir sosyal altgrup olarak de ğerlendirebiliriz" şeklinde özetlemektedir (6). İşitme özürlü cemaati, i şitme özürlülerin sadece bir araya geldikleri grup de ğil, ayn ı zamanda ortak bir haberle şme sistemi kullanan bir sosyal altgruptur. Bu tecrit olmada ortak ileti şim sistemi kadar i şiten toplumun olumsuz tav ırlarından uzak kalma isteği de önemli yer tutar. Bu durum ilgilerde k ısıtlama meydana getirse de, bazı aç ılardan kendilerini geli ştirmelerine ve kendi içlerinde de olsa sosyalle şmelerine fırsat tan ıdığından, sosyal ve ruhsal geli şmelerinde önemlidir. i şitme özürlü cemaatinde göz temas ının kurulmas ı, fi ziksel yakınl ık, dikkati çekme manevralan, çe şitli toplu ritüeller, bilhassa gizlilik kurallar ı (fis ıldaşma olamayacağından, kendi topluluklar ında iken konu şmalarinda gizlilik söz konusu de ğildir) onları normal toplumdan çok daha farkl ı kılar (5 ' 6). İzolasyon, üzerinde ittifak edilen nadir i şitme özürlü özelliklerden birisi olagelmi şin Gjendinger, i şitme özürlü çocuğun, grup oyunlarıyla toplumsallaşman ın başladığı 3 yaş civarında yaln ızlığa itileceğini savunurken (7) Özek, çocu ğun grup oyunlar ında hareketin hakim oldğu devrede rahat ili şki kurabilece ğini ancak hareketin yerini kelimelerin almaya ba şladığı 5-6 yaş civarında yaln ızlığa itilece ğini söylemektedir (2). İşitme kaybı, çocuk ile çevresi aras ındaki ilişkileri her yönden etkilemekte, özellikle ileti şim açısından ciddi problemlerin doğmas ına sebep olmakta (8) ve işitme özürlü çocuk nisbi bir izolasyon içinde bilyümek zorunda kalmaktad ır. Özellikle 13-18 ya ş grubu gençlerde, zaten mevcut olan yaln ızl ık hissine işitme özürünün de eklenmesiyle s ıkıntı halledilmez boyutlara ulaşmaktad ır. Zira fiziksel özürlü genç- lerin arkada şları tarafından kabulü daha zordur. Normal okullara gittikleri zaman uyum problemleri ç ıkmakta ve öğretmenleriyle meseleleri daha büyük olmaktadır (1 '4 ' 9). Kendilerini gruptan ayr ı görmektedirler. Yat ılı okullar ise çocu ğun en büyük dayanağı olan aileden ay ı- racağı için ek s ıkıntılar doğurur (9). Brennan, gençlerde gözlenen yaln ızlık hissine geli şim değişiklikleriyle sosyal ve ferdi unsurlar ın etkili oldu ğunu; özürün varl ığın ın yalnızlık ve izolasyonu artt ırdığını söyler (10). Arkadaş ilişkilerinde ileti şim kurmada ve kendi ba ş- larıa hareket kabiliyeti kazanmada kar şılaştıkları zorluk sonucu, i şitme özürlü çoculdar kendilerini toplumdan izole edecektir. Ayr ıca "denial" (yadsıma) ve "repsession" (bast ırma) savunma mekanizmas ı olarak kullarulacaklanndan kendilerini yaln ız hissetmeye daha da meyilli olacaklard ır (9). Lyon, yatılı okulda okuyan 87 sa ğır erkek üzerinde "Thurstoe Ki şilik Envanteri"ni kullanarak yapt ığı araştırmada, i şitme özürlülerin sosyalle şmelerini işitenlerden en az iki kat a şağı bulmu ştur (4). Başka bir çalışmada Gregory ayn ı sonuca ulaşmıştır (4). Charlson ve ark. i şitenlerle karma ve i şitme özürlülere mahsus yat ıl ı okullarda okuyan ve okullar ında başarılı görülen 13-18 yaş grubu 23 i şitme özürlü öğrencide izolasyonu ara ştırmışlardır. Başarılı da olsalar işitme özürlü öğrencilerin kendilerini çe şidi zamanlarda, de ğişik kademelerde izole hissettiklerini gözleyerek, bunu ileti şim eksikliğine ve okul ortamındaki veya kendi fizik yap ılarındalci değişikliklere bağlamışlardır. Öğrenciler, kendilerini derslere vererek ya da arkada şlarını ileti şime zorlayarak bu meseleyi a şmaya çal ıştıklarını söylerni şlerdir. İzolasyon aç ıs ından en iyi uyumu ailesi i şitme özürlü olan yatılı öğrencilerin sağladığı görülmüştür (9). Schlesinger ve Meadow'un yapt ıkları çalışmada, yatıl ı okullarda okuyan i şitme özürlü çocuklar ın % 12'si öğretmenleri ve dan ışmanları tarafından "ciddi emosyonl bozukluğa sahip" olarak tan ımlan ırken, bu oran i şiten çocuklarda % 2.4 olarak belirtilmi ştir (11). Andrew, yat ılı okullarda okuyan 25 işitme özürlü çocuk üzerinde Rorschach testi uygulad ığı çalışmas ıda onlar ı işitenlerden daha rijid bulmu ştur (4). Watt ve Davis, yat ılı okullardaki işitme özürlü öğ- 53
Yat ılı Okul Eğitiminin işitme Özürlülerin Ruh Durumlar ına rencilerde can s ıkıtısı ve depresyonu yüksek bulduldann ı söylemektedirler (12). GEREÇ ve YÖNTEM Araştırmada 63'ü ailesi ile birlikte, 17'si yat ılı okullarda kalan, 14-21 ya ş grubu (ort. 16.9±1.7), toplam 80 i şitme özürlü denek üzerinde gerçekle ştirilmiştir. Yatılı okuyan denekler, i şitme özürlülere mahsus olan Mimar Sinan Sanat Ortaokulunun yat ılı kıs ım öğrencileri aras ından, kalan denekler ise yine Mimar Sinan Sanat Okulunda gündüzlü okuyan ö ğrenciler ve Istanbul'da çe şitli okullarda gündüzlü okuyan ve ailesi ile birlikte kalan total i şitme özürlü (sağır) deneklerden rastgele seçilmi ştir. Araştırmada yer alan deneklerin 1 l'i ilkokul, 68'i ortaokul ve l'i lise seviyesinde e ğitim alm ıştır. Deneklerden 3'ü (% 3.75) be ş yaşından, 32'si (% 40) üç yaşından itibaren ve 45 (% 56.25)'i ise do ğu ştan i şitme özürlü olduğunu beyan etmi şir. Çalışmam ızda SCL-90-R (Symptom-Distress Check List-Revised: Ruhsal Semptom Tarama Testi) kullanılmıştır. Test, deneklerin kendi kendilerine okuyup cevapladıklan 90 sorudan oluşur. Deragotis ve ark. tarafından son şekli verilen (13) ve her bir sorusu ruhsal-bedensel bir belirtiye i şaret eden testin hazırlan ışında klinik-dışı psikiyatri hastalar ının semptomatik davran ışları esas al ınmıştır. 10 alt boyutu vardır; her bir alt boyuta ait soru say ıs ı şöyledir: somatizasyon: 12, obsesif-kompulsif bozukluk: 10, kişileraras ı duyarl ılık: 9, depresyon: 13, anksiyete: 10, hostilite: 6, fobik anksiyete: 7, paranoid dü şünceler: 6, psikotizm: 10, uyku-yeme bozukluldanyla ilgili ek belirtiler: 7. Her bir soru son bir ayda belirtinin olup olmamas ına göre 5 şıktan biriyle cevaplan ır: 0 (hiç), 1 (çok az), 2 (orta derecede), 3 (oldukça fazla), 4 (ileri derecede). Toplam puan ın cevaplanan soru sayısına bölünmesiyle Genel Semptom İndeksi (GS İ), her bir alt boyuta ait puan toplam ının o bölümdeki soru say ıs ına bölünmesiyle de o alt boyutun indeksi bulunur. Indeksler 0.00 ile 4.00 aras ında değişir. Bulunan sonuçlar 1.00 üzerindeyse belirtilerin psikopatoloji s ın ırını aştığı kabul edilir (13). Test daha çok grup taramalannda tercih edilmektedir. Grup değerlendirmelerinde hem GS İ hem alt boyut puanlar ı toplanıp denek say ıs ına bölünerek o gruba ait ortalama bulunmu ş olur. Testin ülkemiz için güvenilirlik ve geçerlili ği ile çe şitli çalışmalar yap ılmıştır (13). Test ülkemizde çok say ıda araştırmada kullan ılmıştır (14-20) Araştırmam ızda bu testin kullan ılmas ında, testin güvenilirliği ve geçerlili ği kadar i şitme özürlülerde kullan ılabilir olmas ı da rol oynam ıştır. Ülkemizde bu konuda i şitme özürlüler için standardize edilmi ş bir test yoktur ve karma şık olmayan "Self-Report Test" lerin bu amaçla kullan ılabileceği uluslararas ı kabul görmüştür (21). SCL-90-R içerdiği soru say ısın ın azlığı ve sorulann kısa-öz olmas ı sebebiyle kullanıma en uygun testlerden biridir. Ara ştırmam ızda testin psikoizm ve uyku-yeme bozukluklar ıyla ilgili ek belirtiler alt boyutlar ı kullan ılmamışır. Denekler 5-10'arl ık gruplar halinde veya birebir teste tabi tutulmu ş; az say ıda denek ve az say ıda soru için i şaret dilini bilen ve i şiten öğretmen, çalıştırıc ı ve dernek yöneticilerinden cevaplar ı etkilemeyecek şekilde yard ım al ınmıştır. Bütün deneklerin aynı şart ve ortam içerisinde bulunduklar ı; deneklerde yeterli koordinasyon kuruldu ğu, deneklerin soruları doğru okuyup tam olarak anlad ıklan ve doğru cevap verdikleri; denekleri e ğitimleri, sosyoekonomik düzeyleri ve ya şları aras ındaki farkl ılıkların sonucu etkilemeyecek düzeyde oldu ğu ve değerlendirmenin hatas ız yap ıldığı varsay ılmıştır. Çalışmam ızın istatistiki aç ıdan değerlendirilmesinde Student t testi kullan ılmıştır. Bu testin özellikle denek say ıs ının 30'dan az oldu ğu çalışmalarda öteki yöntemlere kıyasla daha güvenli oldu ğu kabul edilmektedir (22). BULGULAR Yatılı okulda kalan 17 ki şi ve ailesi ile birlikte kalan 63 ki şinin verileri kar şılaştırıldığında (Tablo 1 ve Şekil 1), yat ılı okulda kalan grubun bütün alt boyutlara ve GS İ'ne ait ortalamalann ırı daha yüksek olduğu görülmektedir. t testi ile analiz edildi ğinde, obsesif-kompulsif bozukluk, anksiyete ve fobik anksiyete hariç diğr alt boyutlar ve GS İ ortalamalan 54
Yatılı Okul Eğitiminin işitme Özürlülerin Ruh Durumlar ına Tablo 1. Yat ıl ı okulda ve ailesi ile birlikte kalan i şitme özürlülerde semptom indeksleri Yat ılı okulda Ailesi ile birlikte t değeri Anlaml ı l ık düzeyi Somatizasyon 1.024±0.376 Obsesif-kompulsif bozukluk 0.982±0.440 Kişileraras ı duyarlı l ık 1.143±0.541 Depresyon 1.067±0.334 Anksiyete 0.929±0.442 Hostilite 1.196±0.549 Fobik anksiyete 0.882±0.512 Paranoid dü şünceler 1.072±0.543 GS İ 1.027±0.287 0.691±0.304 0.844±0.323 0.838±0.285 0.848±0.299 0.795±0.323 0.946±0.338 0.782±0.335 0.809±0.404 0.805±0.304 3.752 1.416 3.100 2.579 1.376 2.295 0.951 2.171 3.871 p<0.001 p<0.01 p<0.001 n yatılı okulda=17 n ailesi ile birlikte=63, t critical two tail (p=0.05):1.990, t critical two tail (p=0.01):2.640, t critical two tail (p=0.001):3.419 n ola kill ript art. had tob. paran «İ Şekil 1. Yat ı l ı okulda ve ailesi ile birlikte kalan i şitme özürlülerin karstla şurilinasi. aç ısından gruplar aras ındaki farkın istatistiki olarak anlaml ı olduğunu söyleyebiliriz. Yat ılı okulda kalan grubun obsesif-kompulsif bozukluk, anksiyete ve fobik anksiyete d ışındaki semptom ortalamalar ı psikopatoloji s ınırının üstündedir. TARTIŞMA Özürlü olmayan ki şilerde aileden ayr ı olmanın meydana getirece ği ruhsal değişimlerin incelenmesi genellikle yeti ştirme yurtlanndaki çocuklar üzerinde yap ılmıştır. Doğan ve Göğüş, 16-19 yaş grubuyla yaptıkları çalışmada, yeti ştirme yurtlarında kalan öğrencilerin ortalama genel semptom indeksini (GS İ : 1.42), ailesiyle kalan öğrencilerinkinden (GS İ: 0.91) anlaml ı düzeyde yüksek bulmu şlard ır (16). Kırkıpar ise, yeti ştirme yurtlar ında kalan 15-18 ya ş grubu (ort. 16.3) erkeklerle ailesiyle kalan 15-18 ya ş grubu (ort. 16.0) erkek ö ğrencilerin verilerini kar şılaştırmış; yeti ştirme yurtlar ında kalan öğrencilerin ortalama genel semptom indeksini (GS İ: 0.88±0.07), ailesiyle kalan erkek ö ğrencilerinkinden (GS İ : 0.76±0.06) anlaml ı düzeyde yüksek olarak tesbit edilmiştir (17). Her iki çal ışmada da ailelerinden ayr ı olanlarda indeksin, aileden ayr ı olmak dışında ailenin tamamen yokluğu, yeti ştirme yurdunda kalman ın olumsuzluğu gibi unsurlara ba ğlı olarak de ğişebileceği de gözönüne al ınabilir. Bunun yan ında K ırp ınar' ın grubunun sadece erkeklerden olu şmas ı farkl ılıkta bir etken olarak gösterilebilir. Fakat özellikle Do ğan- Göğü ş grubundaki a şırı yüksekliğin bir sebebinin de "aileden ayr ılık" olduğu gözard ı edilemez. Yatılı okullarda okuyan i şitme özürlülerin ruhsal semptomlar ının yüksek ç ıkmas ı Schlesinger ve Meadow'un (11) görüşleriyle ayn ı doğrultudad ır Charlsson ve ark. yapt ıkları çalışmada, i şitme özürlülere mahsus yat ılı okullarda okuyanlar ın karma okullarda okuyan i şitme özürlülere göre izolasyon aç ısından daha iyi uyum gösterdikleri bildirilmi ştir (9). Bu, bizim sonuçlanm ıza s ıt gibi görünmektedir. Ancak bizim çal ışmam ızda, yatılı olmayan i şitme özürlülerin aileleri ile kalmakta ve i şitme özürlülere mahsus okullarda okumakta oldu ğunu; dolay ıs ıyla aile ile beraber olman ın ve işitme özürlülere mahsus okulda ortak bir "dil" kullanarak emosyonu ifade etme ve rahatlama imkan ı bulmanın olumlu etkilerini taşıyacağını hesaba katmal ıy ız. Çal ışmam ızda, kişileraras ı duyarl ılık ortalamas ının yat ılı okullarda e ğitim alanlar ında yüksek ve psikopatoloji sm ınn ın üstünde olmas ı, yat ılı okulların sosyalle şme aç ıs ından olumsuz etkileri olduğunu bildiren Lyon ve Georgy'nin (4) görüşlerine uymaktadır. Depresyon aç ısından de ğerlendirildiğinde, yatılı okullarda okuyan i şitme özürlülerin ortalamalar ının ği Watt ve Davis'in ( (12) yüksekligörü şleriyle paraleldir. 55
Yat ılı Okul Eğitiminin işitme Özürlülerin Ruh Durumlar ına SONUÇ Aileden ayr ı olarak ruhsal semptomlar aç ısından olumsuz bir durumduur. İşitme özürlülerin yat ılı okulda eğitim görmesi ayn ı "dili" kullanan çok sayıda ki şiyi biraraya getirmesi aç ısından olumlu gibi görünse de, çocu ğu başta ailesi olmak üzere çevresinden ayırdığı için onar ılmas ı mümkün olmayacak sakıncaları da beraberinde getirebilmektedir. İşitme özürlülerin e ğitimine yön verilirken bu durum dikkate al ınmal ıdır. KAYNAKLAR 1. Hallahan DP, Kauffmann Exceptional children. Prentice- Hall, Englewood,1989. 2. Özek H: i şitme özürlü çocuklarda zeka geli şimi ve eğitimin etkisi. İ.Ü. Cerrahpa şa Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dal ı - Yayınlanmam ış doktora tezi, İstanbul, 1981. 3. Ozbaydar B: Sağır ve işiten çocuklarda baz ı kognitif proseslerin karşılaştırılmas ı. İ.U. Edebiyet Fakültesi Matbaas ı, Istanbul, 1976. 4. Wiley J: A psychology of auditory impairment. ın Cruckshank WM (ed). Psychology of exceptional children and youth. Prentice-Hall, New Jersey, p.414, 1971. 5. Steinberg A: Issues in providing mental health services to hearing-impaired person. Hospital and Cummuniy Psychiatry 4:380-9, 1991. 6. Furth HG: Deafness and leaming. Wadsworth, Belmont, 1973. 7. Ünlü S: İşitme engelli çocuklar ı olan ailelerin uzaktan öğretim ve eğitilmesi. Anadolu Univ Aç ıköğretim Fak Yay ınlar ı, Eskişehir, 1987. 8. Busquet D: La vie quotidenne de l'enfant sound. Rev Prat 19:1738-42, 1990. 9. Charlson E, Strong M, Gold R: How successful deaf teenagers experience and cope with isolation. Am Ann Deaf 3:261-70, 1992. 10.Brennan T: Loneliness and adolescence. In Peplau L, Perlman D (eds). Loneliness, John Wiley & Sons, Newyork, 86-98, 1982. 11.Harris IR: Impulse control of deaf children: Research and clinical issues. In Liben LS (ed). Deaf children: Development perspectives. Acad Press, Newyork, 137-55, 1978. 12. Watt JD, Davis FE: The prevalence of proneness and depression among profoundly deaf residental school adolescent. Am Ann Deaf 5:403-19, 1991. 13. Dağ İ: Belirti tarama listesi (SCL-90-R)'nin üniversite ö ğ- rencileri için güvenirlili ği ve geçerlili ği. Türk Psikiyatri Dergisi 1:5-12, 1991. 14.Fidaner H, Fidaner C: Bir k ız meslek lisesinde ruh sa ğlığı taramas ı ve sosyal faktörler. XX. Nörolojik Bilimler ve Psikiyatri Kongresi Bildirileri, Bursa, 1984. 15. Çuhadaroğlu F: Üniversite öğrencilerinde psikiyatrik semptom dağı l ım ı. XXII. Ulusal Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Kongresi Bildirileri, Marmaris, p.15-20, 1986. 16. Doğan, Göğüs AK: Yeti ştirme yurtlar ıda symptom check list-90 (SCL-90) ile yap ılan bir çal ışma. XXII. Ulusal Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Kongresi Bildirileri, Marmaris p.415-8, 1986. 17.K ırp ınar İ: Erzurum yeti ştirme yurdunda kalan gençlerde ruhsal belirtiler dağıl ımı. Türk Psikiyatri Dergisi 4:265-8, 1992. 18.Kocaba şoğlu N: Diabetes mellitus hastal ığında multifaktöryel psikiyatrik dağılımı. Yay ınlanmam ış uzmanl ık tezi, İstanbul, 1991. 19. Önen R, Kaptanoğlu C, Aksaray G, Dilbaz N ve ark. Hekimlerde ruhsal belirti dağıl ım ı üzerine bir çal ışma. Dü şünen Adam Dergisi 1-2:3-15, 1993. 20. ikizler HC, Tatar Y, Karagözo ğlu C: 14-16 ya ş grubunda sporun toplumsallaşma üzerindeki etkisinin SCL-90-R ile ara ş- t ırılmas ı. Yeni Symposium-Yay ınlanmam ış makale, 1994. 21. Anastasia A: Psychological Testing. MacMillan Publishing Company, Newyork, 1982. 22. Atta LV, McCollough C: Statistical concepts.macgraw-hill Inc, Şeni ş F (Adapte çeviri): istatistik, Anadolu Üniv Aç ıköğretim Fak Yay ınları, Eski şehir, p.222-8, 1990. 56