HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI. 21 24 Kasım 2013 / SAMSUN



Benzer belgeler
ONÜÇÜNCÜ DAİRE USUL KARARLARI. Anahtar Kelimeler : Dava Açma Süresi, Yazılı Bildirim, Başvuru Mercii ve Süresi, Hak Arama Hürriyeti

Prof. Dr. Zehra ODYAKMAZ Ümit KAYMAK İsmail ERCAN THEMIS İDARİ YARGI

TÜRK MİLLETİ ADINA. T.C. D A N I Ş T A Y ALTINCI DAİRE EsasNo : 2012/915 Karar No : 2013/8099. Temyiz Eden (Davacı) Vekili. Karşı Taraf (Davalı)

Prof. Dr. Zehra ODYAKMAZ Ümit KAYMAK İsmail ERCAN THEMIS İDARİ YARGI

Anahtar Kelimeler : İmar Planının Yargı Kararıyla İptali, İmar Hukukunda Kazanılmış Hak, Yapı Ruhsatı

Anahtar Kelimeler : Yargılamanın yenilenmesi, kesinleşen mahkeme kararı, özel tüketim

Prof. Dr. Zehra ODYAKMAZ Ümit KAYMAK İsmail ERCAN THEMIS İDARİ YARGI

Prof. Dr. Zehra ODYAKMAZ Ümit KAYMAK İsmail ERCAN THEMIS İDARİ YARGI

İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDA HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE. Stj. Av. Belce BARIŞ ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI. 31 Ekim 03 Kasım 2013 / BURSA

Anahtar Kelimeler : Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı, Kamulaştırma, Mülkiyet Hakkının Korunması, Ek Protokol - 1

Temyiz Eden (Davalı) : Antalya İl Özel İdaresi

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTISI RAPORU TOPLANTI RAPORU

İçindekiler Önsöz 5 Kısaltmalar 19 Giriş 21 Birinci Bölüm İDARÎ YARGININ GELİŞİMİ VE TÜRK YARGI TEŞKİLATININ GENEL GÖRÜNÜMÜ I. YARGISAL DENETİMİNDE

Anahtar Kelimeler : Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Ek 1 Nolu Protokol

T.C. KARTAL BELEDİYE BAŞKANLIĞI 7.DÖNEM 4.TOPLANTI YILI MART AYI TOPLANTILARININ 2.BİRLEŞİMİNE AİT M E C L İ S K A R A R I D I R

DANIŞTAYIN SÜRESİNDE AÇILMAYAN DAVAYLA İLGİLİ KANUN YARARINA BOZMA KARARI

Ek 2: Dava Dilekçesi. İstanbul Nöbetçi İdare Mahkemesi. Sayın Başkanlığına. İstanbul 2. İdare Mahkemesi 2008/1445 E

14. Daire 2012/679 E., 2014/2401 K. "İçtihat Metni"

İPTAL İSTEMİNDE BULUNAN DAVACI: TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI MALATYA

T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

Sirküler Rapor /70-1 ANAYASA MAHKEMESİNİN ÖZEL USULSUZLUK CEZASIYLA İLGİLİ BAŞVURUYA İLİŞKİN KARARI

Anahtar Kelimeler : Türkiye İş Bankası Anonim Şirketi, bireysel başvuru, Anayasa Mahkemesi, ücret

İPTAL İSTEMİNDE BULUNAN DAVACI: TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi

T.C. ERZURUM PALANDÖKEN İLÇE BELEDİYE ENCÜMEN KARARI

T.C. ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ BELEDİYE MECLİSİ. Karar N0: KARAR

EMLAK VERGİSİNDEN MUAF OLAN TAŞINMAZLA İLGİLİ DÜZENLENEN ÖDEME EMRİNE İLİŞKİN KANUN YARARINA BOZMA KARARI

ANAYASA MAHKEMESİ NE BİREYSEL BAŞVURU YOLU AÇILDI

T.C. DANIŞTAY Yedinci Daire. Anahtar Kelimeler : Katma Değer Vergisi, Müteselsil Sorumluluk, Ek Tahakkuk, İdari İşlemin İcrailiği

T.C. KARTAL BELEDİYE BAŞKANLIĞI 7.DÖNEM 5.TOPLANTI YILI OCAK AYI TOPLANTILARI'NIN 3. BİRLEŞİMİNE AİT M E C L İ S K A R A R I D I R

Uzun Sok. Kolotoğlu İşhanı Kat: 3 No:75 - TRABZON Temyiz Eden ve Karşı Taraf (Davalı) : Karayolları Genel Müdürlüğü - ANKARA

Tapu Dairesi Başkanlığı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /32,46

İDARÎ YARGILAMA USULÜ KANUNU NUN 4. MADDESİ VE DİLEKÇELERİN KAYDA GİRİŞ TARİHİ

T.C. D A N I Ş T A Y Dördüncü Daire Esas No : 2010/8630 Karar No : 2013/4481 Anahtar Kelimeler : Haciz, Ödeme Emri, (BS) Formu Özeti : sayılı

İDARİ YARGILAMA USULÜ HUKUKU 3-B K. Burak ÖZTÜRK İDARİ YARGIDA DAVA AÇMA SÜRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

T.C. KARTAL BELEDİYE BAŞKANLIĞI 7.DÖNEM 5.TOPLANTI YILI EYLÜL AYI TOPLANTILARININ 3.BİRLEŞİMİNE AİT M E C L İ S K A R A R I D I R

- KARAR- -Yapı yaklaşma mesafelerinin doğu, batı, kuzey ve güney cephelerinden 5'er m. bırakılmış,

İdare Hukuku - İdari Yargı Ders Notları

İDARİ YARGILAMA USULÜ HUKUKU 3-B K. Burak ÖZTÜRK İDARİ YARGININ GÖREV ALANI

659 SAYILI KHK ya GÖRE İDARİ DAVALARIN TAKİBİ

"Tüketici Aleyhine Başlatılacak İcra Takibinde Parasal Sınır" "Tüketici Aleynine Ba~latllacak icra Takibinde Parasal ~ınırn

Danıştay Başkanlığı na İletilmek Üzere. İstanbul İdari Mahkemesi Başkanlığı na;

Anahtar Kelimeler : Merciine Tevdi Kararı, Süre Aşımı Dava Açma Süresi

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK. /Geç. 3.

Trabzon üçüncü noteri olan davalı ise, süresinde zamanaşımı itirazında bulunmuştur.

T.C. DANIŞTAY SEKİZİNCİ DAİRE. Esas No : 2011/103. Davacı ve Yürütmenin Durdurulmasını isteyen : Türk Tabipleri Birliği. Vekii : Av.

D A N I Ş T A Y ONUNCU DAİRE Esas No : 2011/10572

T.C. KARTAL BELEDİYE BAŞKANLIĞI 7.DÖNEM 4.TOPLANTI YILI MART AYI TOPLANTILARININ 2.BİRLEŞİMİNE AİT M E C L İ S K A R A R I D I R

T.C. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU RET KARARI :F.Y.

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21

II. ANAYASA MAHKEMESİNİN YETKİSİNİN KAPSAMI

ĐDARĐ YARGI FĐNAL SINAVI

Davacı ve Yürütmenin Durdurulmasını isteyen: Türk Tabipleri Birliği. Vekili : Av. Mustafa Güler Strazburg Cad. 28/28 Slhhiye/ANKARA

MALİYE BAKANLIĞI BAŞHUKUK MÜŞAVİRLİĞİ VE MUHAKEMAT GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İÇ GENELGELER

İDARİ YARGI DERSİ (VİZE SINAVI)

KAMU İHALE KURULU KARARI

T.C. KARTAL BELEDİYE BAŞKANLIĞI 7.DÖNEM 5.TOPLANTI YILI OCAK AYI TOPLANTILARI'NIN 3. BİRLEŞİMİNE AİT M E C L İ S K A R A R I D I R

Sirküler Rapor /108-1

T.C. D A N I Ş T A Y ONBEŞİNCİ DAİRE Esas No : 2014/9315 Karar No : 2015/9212

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/18-21

KIDEM ZAMMI ÜCRETE UYGULANAN AYRI ZAMDIR ÖNCE KIDEM ZAMMI UYGULANIR DAHA SONRA TOPLU SÖZLEŞMEDEKİ NISBİ ZAM UYGULANIR Y A R G I T A Y İ L A M I

SEKİZİNCİ DAİRE KARARLARI. Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) : İzmir Defterdarlığı Milli Emlak Dairesi Başkanlığı

KESİN SÜRE VERİLİRKEN GİDERLERİN KALEM KALEM AÇIKLANMASI GEREKTİĞİ

T.C. KARTAL BELEDİYE BAŞKANLIĞI 7.DÖNEM 5.TOPLANTI YILI TEMMUZ AYI TOPLANTILARININ 2.BİRLEŞİMİNE AİT M E C L İ S K A R A R I D I R

Karar N0: KARAR-

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

HASAN GÖK KORUMA ALANLARINDAKİ İMAR UYGULAMALARI

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR NURAN CEYLAN ÖZBUDAK BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/2890)

İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün görev, yetki ve sorumlulukları;

T.C. D A N I Ş T A Y Dördüncü Daire. Anahtar Kelimeler: Abonelik Sözleşmesi, Gecikme Faizi, Tahsil Edilince Beyanname Verilmesi

Karar NO: KARAR-

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... VII İÇİNDEKİLER... IX ŞEKİL LİSTESİ...XVI KISALTMALAR...XVII

K amulaştırma Hukuku nda Acele K amulaştırma Uygulaması

3194 SAYILI İMAR KANUNU NUN 18. MADDESİNE GÖRE YAPILAN ARAZİ VE ARSA DÜZENLEMELERİNDE YAŞANAN SORUNLAR Cafer ERGEN

İdari Dava Açma Ve Takip Etme Süreci

Ba ve Bs FORMLARININ VERİLMEMESİ NEDENİYLE ADİ ORTAKLIK ADINA KESİLEN CEZAYLA İLGİLİ KANUN YARARINA BOZMA KARARI YAYIMLANDI

idare tarafından karşılıklı olarak istenilmektedir.

İMAR PLANLARININ VE İMAR PLANI DEĞİŞİKLİKLERİNİN İPTALİ DAVALARINDA SÜRE Vedat CANBOLAT

T.C. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU (OMBUDSMANLIK)

Karar N0: KARAR-

KLİNİK BİYOKİMYA UZMANLARI DERNEĞİ


İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ TAŞINMAZLAR

İÇİNDEKİLER. Giriş 1 SORUŞTURMA EVRESİ. 1. SORUŞTURMA KAVRAMI ve SORUŞTURMANIN AMACI 3 2. SORUŞTURMANIN YÜRÜTÜLMESİNDEN SORUMLU MERCİ

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /5,41

15 ve 16 ncı MADDE GEREĞİNCE YAPILAN TERKLERİN İHDASI (1)

İTİRAZIN KONUSU: günlü, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu nun;

: HÜSEYİN DARTAL İl Sağlık Müdürlüğü, Merkeı/ŞANLIURF A TÜRK MİLLETİ ADINA

ANAYASA MAHKEMESİNDEN VERGİ USUL KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

: Kazan Malmüdürlüğü - Kazan/ANKARA

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BARIŞ DERİN BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/13462)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

T.C. D A N I Ş T A Y. Vergi Dava Daireleri Kurulu. Anahtar Kelimeler : Emlak Vergisi, Takdir Komisyonu Kararı, m2 Birim Değer Tespiti

Yargıtay 13, Hukuk Dairesinden:

Karar N0: KARAR

T.C. D A N I Ş T A Y Yedinci Daire

Transkript:

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI 21 24 Kasım 2013 / SAMSUN Grup Adı Grup Konusu Grup Başkanı Grup Sözcüsü : 6. Daire : Plan, Parselasyon, Kamulaştırma Davaları : Emin SINMAZ (Danıştay Üyesi) : İsmet CAN (Danıştay Tetkik Hâkimi) Raporlama Heyeti : İsmet CAN (Danıştay Tetkik Hâkimi) Özlem ŞİMŞEK (Danıştay Savcısı) Halil GÜNEY (Erzurum İdare Mah. Başkanı) Murat TEKELİOĞLU (Ankara İdare Mah. Üyesi) TOPLANTI RAPORU 1-) İmar hukukunda taşınmaz mülkiyetine yönelik elatma nedeniyle hangi yargı kolunun görevli olduğu hususu tartışıldı. Uyuşmazlık idari işlemlerden olan imar planı veya imar uygulaması işleminden kaynaklanıyor ise bu tür uyuşmazlıklarda idare mahkemeleri görevlidir. Niteliği itibariyle bu işlem hukuki elatma şeklinde adlandırılmaktadır. Eğer herhangi bir imar hukukundan kaynaklanmayan doğrudan taşınmaza el atılmasından kaynaklanan uyuşmazlıklarda adli yargı mahkemeleri görevlidir. Bu eylem ise fiili elatma olarak adlandırılmaktadır. Bu hususta Kamulaştırma Kanunu nun Geçici 6. maddesindeki değişiklikler tartışıldı. Ayrıca yukarıda belirtilen açıklamalarla paralel nitelikte Uyuşmazlık Mahkemesi nin E:2011/238 sayılı kararını da değinildi. bulunmaktadır. 2-) Hukuki elatma davalarında fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak suretiyle açılan davalarda alınacak harçlar ile vekalet ücreti konusu tartışıldı. Örneğin bir taşınmazın imar planında yeşil alan olarak ayrılmasına karşın 15 yıl boyunca kamulaştırılmaması nedeniyle uğranılan zararın tazmini isteniyor ise maktu veya nisbi harçlardan hangisi alınacağı hususu ele alındı. Çünkü uygulamada, fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak kaydıyla maktu harç alınmasını gerektirecek 1

miktarda tam yargı davası açılmaktadır. Daha sonraki süreçte tazminat miktarı artırılacak ise nisbi harç yatırılıp yatırılmayacağı hususu tartışıldı. Bu davalarda alınacak harç miktarının 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu nun Geçici 6. maddesinin 10. ve 13. fıkraları kapsamında nisbi harca konu olup olmayacağı hususunun yasa koyucunun amaçları doğrultusunda değerlendirilmesi gerektiği tartışıldı. Düzenleme yeni olduğundan bu konuda yerleşik bir içtihat bulunmamaktadır. Kesin bir kanaat belirtilmeksizin konu değerlendirildi. Farklı görüşler ileri sürüldü. Ayrıca, 2942 sayılı Kanunun Geçici 6. maddesinde yer alan 3194 sayılı İmar Kanunu nda öngörülen başvuru ve işlemler tamamlandıktan sonra idari yargıda dava açılabilir ifadesi dikkate alındığında bu tür davalarda idari merci tecavüzünden bahsedildiği ancak 2577 Sayılı Yasanın 13. maddesinden kaynaklanmayan uyuşmazlıklarda idari mercii tecavüzünün söz konusu olmayacağı, idareye başvuruyu öngören 2942 sayılı Kanunun Geçici 6. maddesine 2013 yılında eklenen ifade ile yeniden idareye başvuru yapılması gerektiğinin öngörüldüğü, bu öngörünün özel bir nitelik taşıdığı hususunda değerlendirmeler yapıldı. 3-) Hukuki elatma nedeniyle açılacak davalarda öncelikle bu tür durumlarda ortada bir idari işlemin mi yoksa bir eylemin mi söz konusu olduğu hususu değerlendirilmesi gerektiği, bu tür uyuşmazlıkların idari işlemden kaynaklandığı ve davaların 2577 sayılı Kanunun 12. maddesi kapsamında ele alınması konusunda tartışmalar yapıldı. Bu davalarda taşınmazları için yapılan giderlerin örneğin; emlak vergisi vb. tazminat kalemleri arasında kabul edilip edilemeyeceği tartışıldı. Ayrıca ödenen emlak vergisi kaleminin vergilendirmeye ilişkin bir konu olmayıp taşınmaza yönelik bir harcama niteliği taşıdığı, bu kapsamda ele alınması gerektiği ifadelerde bulunuldu. 4-) Davacıların taşınmazları ile ilgili olarak plan değişikliği talebinde bulunmaları halinde 2577 sayılı Kanunun 10. maddesi kapsamında yapılan bir başvuru olarak değerlendirilmektedir. Dolayısıyla bu başvuru üzerine tesis edilecek plan değişikliği isteminin reddine yönelik işlemler üzerine plan dava konusu edilebileceği değerlendirildi. 5-) İmar planlarına karşı açılacak davalarda dava açma ehliyeti üzerine değerlendirilme yapıldı. Şehir plancıları, mimarlar odası, ziraat mühendisleri odası, Tema Vakfı gibi imar planı faaliyetleri ile doğrudan ilgili olanlar tarafından açılan davalarda dava açma ehliyetinin bulunduğu yolundaki değerlendirmeler paylaşıldı. Danıştay Altıncı Dairesince sözü geçen odaların şubeleri tarafından açılan davalarda da dava açma ehliyetinin bulunduğu yolundaki 2

kararları aktarıldı. Sivil toplum örgütlerinden olan dernekler tarafından imar planlarına karşı açılan davalarda dernek tüzüklerinde amaçlarının somutlaşması, alana özgülenmesi,genel ve soyut nitelik taşımaması durumunda bu derneklerin dava açma ehliyetinin kabul edildiği ifade edildi. 6-) Belediye Meclisi üyeleri tarafından açılan davalarda, belediye meclisi kararlarında dava açan belediye meclis üyesinin görüşmeye katılmaması, katılmış ise kararda karşı oy kullandığının belirlenmesi gerektiği, buna yönelik olarak karar tutanağında ya da müzakerelerde bu yöndeki oy ve görüşlerinin arandığı yolundaki içtihatlar paylaşıldı. Belediye meclisi üyesi tarafından muhalefet şerhini karara işletilemediği durumlarda dilekçe ve benzeri yollarla taleplerinin belediyeye aktarılması gerektiği konusunda tartışmalar yapıldı. Aksine durumlarda dava açma ehliyetinin kabul edilmediği yolundaki kararlar paylaşıldı. Belediye meclis üyesinin aynı zamanda semt sakini olması durumunda bu sıfatıyla dava açılması durumuda değerlendirildi. Semt sakini sıfatıyla dava açabilmesine engel oluşturulup oluşturulmadığı yönünde tartışmalar yapıldı. 7-) İmar planlarına karşı mülkiyet hakkına dayalı olarak açılan davalar konusu değerlendirildi. Tapuda kayıtlı malik ya da taşınmazdan tapuya şerh verilmek suretiyle yararlanan kişiler tarafından dava açma hakkının bulunduğu, bunların dışındakilerin dava açma ehliyetinin imar planına yönelik dava açma ehliyetinin bulunmadığı yolundaki içtihatlar paylaşıldı. Ancak taşınmazdan yararlanan ancak tapu kayıtları lehlerine hak bulunmayan kişiler tarafından idarelere yapılan başvurular üzerine idarenin tesis ettiği işlemlerin bu başvuru ile sınırlı olarak yargısal denetime tabi tutulduğuna ilişkin kararlarında bulunduğu hususu paylaşıldı. 8-) Taşınmazın el değiştirmesi durumunda önceki malikin açtığı davalarda ehliyetin devam edip etmeyeceği hususu tartışıldı. Bu durumda 2577 sayılı Kanunun 26. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı değerlendirildi. Bu hususta Dairenin uygulamasının,imar Hukukunun sujesinin taşınmaz olması, taşınmaz maliki olmaması ancak davanın malik tarafından açıldığı gözetilerek yeni malikin veya varislerin açılan davayı devam ettirme hakkının bulunduğu hususu paylaşıldı. 9-) Parselasyon işlemlerinde kişinin taşınmazı, parselasyon işleminin tesis tarihinden sonra alması, davanın hisse daha sonra açılması halinde dava açma ehliyetinin bulunduğu ancak 3

davanın süresinde açılıp açılmadığının ayrıca değerlendirmeye konu edilmesi gerektiği konusuna dikkate alındığı yolunda paylaşım yapıldı. 10-) Parselasyon işlemi birel işlemdir. Bu işlemin tebliği ya da tebliğe esas oluşturacak şekilde Tebliğat Kanununda öngörülen şekilde öğrenme hallerinin bulunması halinde bu tarihten itibaren dava açma süresinin başlayacağı konusu tartışıldı. Söz konusu hallerin bulunmaması halinde dava açma süresinin davacının öğrendiğini belirttiği tarihte başladığı yolundaki değerlendirmeler Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu Kararı çerçevesinde paylaşıldı. 11-) Tebliğat Kanunu kapsamında davacının parselasyon işleminden beyan ettiği tarihin dışında başka bir suretle haberdar olunduğuna ilişkin somut belge ve bilgilerin bulunması halinde bu tarihin dava açma süresinin başlangıcında dikkate alınmasına ilişkin değerlendirmeler yapıldı. Örneğin; davacının daha önce belediye ile yapılan bir yazışmada parselasyon işlemi sonrasında oluşan parselin ada ve parsel numarasını veya parselasyona ilişkin belediye encümeni kararının tarih ve sayısını belirtiyor ise burada davacının parselasyon işleminden haberdar olduğuna ilişkin değerlendirmeler paylaşıldı. Yine satın alınan bir parselin tapu/devir işlemleri sonrasında da ilgililerin daha önceki bir parselasyon işlemlerinden haberdar olduğu kabul edilmektedir. Ancak uygulamada 3194 sayılı İmar Kanunu nun 18. maddesi uyarınca yapılan parselasyon işlemleri sonrasında idarenin talebi üzerine re sen tapu düzenleniyor ve davacıların bu tapu kaydının yenilendiğinden de haberleri olmayabiliyor. Bu durumda ise davacının parselasyon işleminden haberdar olduğuna karine teşkil etmeyeceği yolunda değerlendirmeler yapıldı. 12-) İmar planlarında dava açma süresini başlatan uygulama işlemleri tartışıldı. İmar planının uygulama işlemleri (parselasyon, kamulaştırma, imar çapı, yapı ruhsatı vb.) ile plan uyarınca yapılan inşaî faaliyetler olarak değerlendirilerek bunların planların uygulaması olarak kabul edildiği konusu paylaşıldı. İmar durumu belgesi bir alanın yapılaşma durumunu ortaya koyan bir belge olduğu ancak imar planında yeşil alanda kalan taşınmaz için imar durumu belgesi verilmesi isteminin kabul edilmemesi halininde dava açma süresinin başlangıcına esas alınabileceği yolunda değerlendirmeler yapıldı. 4

13-) 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu uyarınca kamulaştırma davalarında dava açma süresi Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından yapılacak tebligattan itibaren başlamaktadır. Mahkemece yapılan tebligatta kamulaştırmaya ilişkin bilgi ve belgelerin yer almaması halinde usulüne uygun olarak yapılmış bir tebligattan söz edilemeyeceğinden davacının bu tebligat üzerine katıldığı duruşmada ayrıntılı olarak bilgi ve belgeleri edildiği tarihten itibaren sürenin başlatıldığı yolunda verilen bir karar paylaşıldı. 14-) Danıştay Altıncı Dairesince 1/1000 ölçekli uygulama imar planının askı süresi içerisinde yapılan itiraz üzerine bu plan ile birlikte dayanağı olan 1/5000 ölçekli nazım imar planına karşı da birlikte dava açılmasının kabul edildiği yolundaki kararları değerlendirildi. 1/1000 ölçekli uygulama imar planında değişiklik yapılması istemiyle yapılan başvurunun zımnen reddi üzerine de bu plan ile birlikte dayanağı nazım imar planına da dava açılabileceği konusundaki görüşler paylaşıldı. 15-) İmar durumu belgesi alınmasıyla birlikte 1/5000 ölçekli nazım imar planına karşı dava açılabilir mi konusunda değerlendirmeler yapıldı. Kural olarak imar durumu belgesi ve parselasyon işlemleri 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarının uygulaması mahiyetindedir. Ancak kimi uyuşmazlıkların uygulama imar planına göre uygulama işlemi tesis edilmeyip nazım imar planına göre tesis edilmesi halinde uygulama işlemine dayanak oluşturan işlemin 1/5000 ölçekli nazım imar planı olması durumunda bu plana karşı açılacak davanın süresinde olması gerektiği yolunda tartışmalar yapıldı. 16-) İmar planlarının/plan değişikliklerinin 3194 sayılı Kanunun 8. maddesinde yapılan değişiklikle birlikte planın askıya çıkartılmak suretiyle ilan edilmesinin yanı sıra internet sitesinde de ilan edilmesi zorunluluğunun getirildiğine değinildi. İmar planlarının ilan zorunluluğu yerine getirilmeden bu planın uygulanması üzerine açılan davaların uygulama işlemi üzerine süresi içerisinde açılmış davalar kapsamında olduğu yolundaki içtihatların tartışıldığı, yargılamanın devamı sırasında ilana ilişkin gerekliliğinin yerine getirilmesi halinde planın diğer unsurları yönünden yargısal incelemesine devam edilmesi yolundaki kararlar paylaşıldı. İmar planının askı süresi içerisinde dava konusu edilmesi halinde, erken açılmış dava olarak nitelendirilmesi yerine davanın devamı sırasında ilan sürecinin tamamlanması durumu da 5

dikkate alınarak davanın bu yönden reddedilmesi yerine dava açma hakkının sona ermemesi konusunda yargılamaya devam edilmesi gerektiği yolundaki yaklaşımlar paylaşıldı. 17-) 2577 Sayılı yasanın 12. maddesi kapsamında açılan Tazminat davalarında süreye ilişkin Danıştay Altıncı Dairesinin E:2012/6889 sayılı karara değinildi. Bu kararda tam yargı davalarının açılması safhasında ayrıntılı bir şekilde değerlendirmenin yapıldığı, dava açma süresi yönünden ışık tutacağı konusunda görüşler aktarıldı.(uyap tan yapılacak aramalarda da ilgili kelimeler Aksaray Yıldırım Apartmanı) 18-) İmar Hukukunda feragat konusu tartışmaya açıldı. İmar planlarında feragat talebinin kabul edilmesinde önemli olan hususun davanın kamu yararına ilişkin olup olmadığı, bu yönde mahkemece yürütmenin durdurulması ya da dava konusu işlemin iptali yolunda bir kararın bulunup bulunmadığı noktasına değinildi. Kamu yararı amacıyla açılan davalarla bireysel yarara açılan davalarda feragat konusuna değinilerek kamu yararı amacıyla açılan davalarda feragat konusunun kabul edilmediğine ilişkin kararlar değerlendirildi. 19-)Planlama süreçlerindeki değişiklikler nedeniyle görülmekte olan davaların konusuz kalıp kalmadığı hususu tartışıldı. Davaların görümü sırasında imar planlarında değişiklik yapıldığının uygulamada görüldüğü, bu durumun doğrudan davayı konusuz bırakmadığı, davanın konusuz kalmasının dava açma nedenlerini ortadan kaldıracak nitelikte plan değişikliği yapılması halinde mümkün olduğu, aksine değerlendirmenin yargılamanın özüyle uyuşmayacağı, etkin yargılama faaliyetiyle bağdaşmayacağı konusunda değerlendirmeler yapılarak, karar verilmesine yer olmadığı yolunda karar verilmesinin etkin bir yargısal inceleme sonucunda verilmesinde yarar olacağı yolunda görüşler aktarıldı. Bu nedenle hangi durumlarda mahkemelerce karar verilmesine yer olmadığına karar verilecektir? Kural olarak dava konusu edilen işlemde daha sonra idaresince planlama sürecine ilişkin kullanım kararlarında davacının dava açma nedenlerini sona erdiren bir değişiklik yapılması, örneğin davacının talebi yönünde yapılan değişiklik, planın iptali vb. durumlarda mahkemece karar verilmesine yer olmadığına karar verilebilir. Ancak kullanım kararları, fonksiyon değişikliği gibi planlamanın asli unsurlarına ilişkin bir değişikliğe neden olmayan sadece şekli nitelikteki plan değişiklikleri söz konusu ise Karar Verilmesine Yer Olmadığı kararı verilebileceği, aksi takdirde uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerektiği yolunda tartışmalar 6

yapıldı. Parselasyon işlemlerinde de benzer bir yöntemin uygulanması yolunda görüşler aktarıldı. 20-) Hukuki elatma davalarında husumet konusu tartışıldı. Bu davalarda taşınmazın kullanılamamasından dolayı uğranılan zararın tazmini isteniyorsa husumetin zararı doğuran idareye yöneltilmesi gerekmektedir. Örneğin; davacının talebi planlamadan dolayı uğradığını ileri sürdüğü zararın tazminini istiyorsa planı yapan idarenin (Bakanlık, belediye vs..) hasım mevkiine alınması; davacı taşınmazının bedelinin tazminini istiyor ise kamulaştırmayı yapacak olan idarenin hasım mevkiinde bulunması gerektiği yolunda değerlendirmeler yapıldı. 21-) Plan hiyerarşisinde, dikkat edilmesi gereken husus alt ölçekli planların, üst ölçekli planlara aykırı olamayacağıdır. Mevzuatımızdaki imar planları 1/100000 ölçekli çevre düzeni planları, 1/25000 ölçekli çevre düzeni planları, 1/25000 1/5000 ölçek arasında yapılacak nazım imar planları ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planları olarak sıralanabilir. Plan hiyerarşisi, imar planı davalarında dikkate alınacak en önemli hususlar arasında yer almaktadır. Bazı durumlarda alt ölçekli plan, üst ölçekli plana uygun ancak ilgili yönetmelik hükümleri ile uyumlu olamayabileceği, öncelikle üst ölçekli plan esaslarına uygun olması gerekmektedir. Kural olarak planlamada, bazı hallerde sadece planlar arası uyum yeterli olmayabilir. Alt ölçekli planın yasada tanımlayan niteliğinin yanı sıra diğer yasal düzenlemelere de aykırılık teşkil etmemesi gerekmektedir.bu durumlarda ilgili mevzuat hükümlerinde öngörülen düzenlemeler de dikkate alınmalıdır. 22-) Uyuşmazlıkların çözümü aşamasında genellikle hangi hallerde bilirkişi incelemesi yoluna gidilmelidir? Keşif ve bilirkişi incelemesi yapılması yolunda Grup Sözcüsü Danıştay Tetkik Hakimi İsmet Can tarafından hazırlanan ve rapor ekinde yer alan Keşif Yapılması Bilirkişi İncelemesi Yaptırılması başlıklı çalışmaya dikkat çekildi. Öncelikle dava dilekçesi ve savunmada yer alan beyanlar dikkate alınmak suretiyle delillerin değerlendirilmesi olayın hukuki bilgi ile çözümlenme olanağı bulunmadığı kanaatine ulaşılması halinde bilirkişiye başvurulması gerekmektedir. Dolayısıyla her davanın delil ve taraf beyanlarına dikkat edilmek suretiyle değerlendirme yapılması gerekmektedir. İmar 7

planının dava konusu edilmesi halinde üst ölçekli plana uygun olup olmadığı, plan müellif karnesinin yeterli bulunup bulunmadığı gibi konularda dosya üzerinde inceleme yapılarak bilirkişi incelemesi yaptırılmaksızın karar verilebileceğine ilişkin örnekler üzerinde duruldu. Bu kapsamda öncelikle mahkemece bilirkişiye başvurulmadan önce dava konusu plana ait taşınmazın işaretlendiği pafta örneği, bir önceki ve sonraki kullanım kararları (lejantları), plan notları, plan açıklama raporu, üst ölçekli imar planındaki konumunu gösteren bilgi ve belgelerin istenilmesi ve bu suretle taşınmazın imar durumunun genel hatlarıyla belirlenmesi gerekmektedir. 23-) İmar planı davalarında şehir plancıları, dava dilekçesindeki iddialara göre, planın hazırlanmasında görev alan uzmanlık konularında görev yapan kişilerin de bilirkişi olarak seçilmesi mümkündür. (Jeolog, çevre mühendisi, harita mühendisi gibi.) Üniversitelerin ilgili bölümlerinden uzmanların bilirkişi olarak görevlendirilmesi tercih edilmekle bu hususta bir zorunluluk bulunmamaktadır. Parselasyon dosyalarında ise dava dilekçesinde ileri sürülen iddialar da dikkate alınmak suretiyle bilirkişi tayini yoluna gidilmelidir. Parselasyon dosyalarında esas olarak harita ve kadastro mühendisliği alanında uzmanların görevlendirilmesi uygun görülmektedir. Bunun yanı sıra eğer dava dilekçesinde davacı tarafından kendisine eşdeğer yer verilmediğini ileri sürülmesi halinde bilirkişi heyeti arasında gayrimenkul değerlemesi konusunda uzmanlığı olan kişilerin görevlendirilmesi gerekebilir. Bilirkişi raporlarının Mahkemece yargısal inceleme sonucu verilecek karara esas olacak şekilde inceleme ve değerlendirilmeye tabi tutulmasından sonra ve taraf itirazları da dikkate alınarak uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesi gerekmektedir. 24-) Hukuki elatma davalarında tazminat konusu tartışmaya açıldı. Değer tespiti konusu ve hangi tarihten itibaren tazminata hükmedileceği tartışıldı. Danıştay Altıncı Dairesinin 10.04.2013 günlü, E:2009/9791, K:2013/2472 sayılı kararında bu hususa ilişkin ilkeler üzerinde duruldu. 2003 tarihli imar planında yola ayrılan taşınmazın 5 yıllık imar programı döneminde amacı doğrultusunda kullanılması üzerine 2008 yılında açılan taşınmaz bedeline ilişkin tazminat davasında davacı aleyhine bozulan adil dengenin tazminat yoluyla giderilmesi yolundaki bozma kararı değerlendirildi. 8

Bu tür davalarda taşınmaz bedelinin davanın açıldığı tarih esas alınarak gerçek değer esas alınarak yapılması yolundaki görüşler açıklandı. Hüküm altına alınacak taşınmaz bedelinin ilgili idarece kamulaştırma sonucu taşınmazın idare adına tapuda devri sırasında kamulaştırma bedeline esas alınması yolunda karar gerekçesinde yer verilmesi gerektiği konusunda görüşler açıklandı. Kural olarak bu davalarda taşınmazsın mevcut durum itibariyle değeri esas alınarak karar verilmesi gerekir. Eğer ilgili taşınmazını kullanamaması nedeniyle zarara uğradığı belirtiyor ise bu talep de dikkate alınarak bu husus da tazminat kalemleri arasında kabul edilir. Ancak davacının taşınmazını kullanamaması nedeniyle uğradığını ileri sürdüğü zararı belgelendirmesi veya bu durumu somut olarak ortaya koyması gerekmektedir. Burada hükmedilen tazminatın sebepsiz zenginleşme oluşturmaması hususu da dikkate alınmalıdır. Taşınmazın bedeli olarak hükmedilecek miktarın idarece sonradan yapılacak kamulaştırmada esas alınarak mahsup edilmesi gerekir. Aynı zamanda bu tür davalarda manevi tazminata hükmedilmemesine engel olmadığı, uyuşmazlığın niteliğine göre yapılacak değerlendirmenin yargı merciine ait olduğu konusuna değinildi. 25-) Kentsel Dönüşüme ilişkin uyuşmazlıklar tartışıldı. 5393 sayılı Kanunun 73. maddesinde yer alan düzenlemeye atıf yapıldı. Anılan hükümde 2010 yılında yapılan değişiklik sonrasında kentsel dönüşüm uygulamalarının kapsamı genişlemiş bulunmaktadır. Kanunun önceki halinde eskiyen kent dokusunun yenilenmesi amacı ağır basarken mevcut düzenleme uyarınca üzerinde yapılaşma bulunmayan arazinin de kentsel dönüşüm uygulaması suretiyle değerlendirilmesi mümkün hale getirilmiştir. Kentsel dönüşüm sınırı tespiti de planlamanın bir önceki safhasıdır. Sınır tespiti işlemlerinde eğer davacı parseline yönelik iddialarla dava açılmış ise bu kısma yönelik inceleme yapılması, eğer alanın tümünün kentsel dönüşüme konu edilemeyeceği belirtiliyor ise daha kapsamlı bir inceleme yapılması suretiyle uyuşmazlık çözümlenmelidir. Madde metninin kapsadığı alan çok geniştir. Bu tür davaların çözümünün de plan davalarına ilişkin ilkeler dikkate alınmak suretiyle değerlendirme yapılması gerekmektedir. 9

Kentsel dönüşüm sınırı ilan edilmeden önce bir plan yapılması gerekliliği bulunmamaktadır. Nitekim kanun metninde yer alan imarlı ya da imarsız ifadesiyle de bu husus vurgulanmış bulunmaktadır. 26-) Parselasyon işlemlerinden (imar uygulamaları) doğan uyuşmazlıklar tartışıldı. Parselasyon işlemleri iki şekilde yapılır. 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi ve 2981 sayılı Kanunun 10-c maddesi uyarınca yapılır. Parselasyon işlemi, imar planı yapılan alanlarda, sırasıyla dayanağı 1/1000 ölçekli uygulama imar planı veya 1/1000 ölçekli ıslah imar planına uygun hale getirilerek yapılaşmaya elverişli imar parselleri üretilmesi sağlanmasıdır. 2981 sayılı Kanunun 10-c maddesi uyarınca yapılacak parselasyon işlemleri bir ıslah imar planına dayalı olarak yapılır. 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi uyarınca tesis edilecek parselasyon işlemleri ise 1/1000 ölçekli uygulama imar planına dayalı olarak yapılır. Ölçeği itibariyle ıslah imar planları da 1/1000 ölçeğinde olabilir. Ancak kapsadığı alan itibariyle ıslah imar planları ile uygulama imar planları farklılık arz etmektedir. Islah imar planları genellikle düzensiz yapılaşmaların yaygın olduğu bölgelerin ıslahı amacıyla ve bir defaya mahsus olarak yapılır. Dairenin içtihatları ıslah imar planında değişiklik yapılamayacağı şeklindedir. Çünkü ıslah imar planı bir defaya mahsus olmak üzere düzensiz yapılmanın ıslahı amacıyla yapılır. Asıl olan daha sonra düzenli bir bölgenin oluşturulması amacıyla 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarının yapılmasıdır. 2981 sayılı Kanunun Ek-1 maddesi uyarınca tesis edilecek parselasyon işlemlerinde, parselasyon işlemini gerçekleştirecek idareye ferdileştirme / hisse çözümü yapma yetkisi verilmiştir. Ancak bu yetki 3194 sayılı Kanunun 18. maddesinde bu yetki bulunmamaktadır. Dolayısıyla alanda var olan hisse çözümü/ ferdileştirme işlemi Ek-1. maddenin birlikte uygulanması ile mümkündür. Bu konuya ilişkin olarak ayrıntılıların Danıştay Altıncı Dairesinin 13.02.2013 günlü, E:2010/1740, K:2013/809 sayılı kararında bulunabileceği konusu açıklandı. 2981 sayılı Kanunun 10-c maddesi ile 3194 sayılı Kanunun 18. maddesinin düzenlendiği alanlar ve dayanağı imar planları farklı olduğundan anılan iki madde hükmünün bir arada uygulanması mümkün değildir. 10

27-) Parselasyon kural olarak bir kez yapılır. Bu husus da parselasyon ilkelerindendir. İmar planı değişikliği, yargı kararı veya bazı hataların düzeltilmesi amacıyla tekrar parselasyon işlemi yapılabilir. Ama en önemlisi yeniden düzenleme ortaklık payı alınamaz. Parselasyon işlemlerinde dağıtım ilkeleri konusuna değinildi. Bu ilkelerin kaynağı esas olarak 3194 sayılı Kanunun 18. maddesiyle İmar Kanununun 18 inci Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi İle İlgili Esaslar ve Dair Esaslar Hakkında Yönetmelik hükümleri olduğu konusunda açıklamalar yapıldı. Örneğin, parselasyon sonucunda taşınmazın malikine mümkün olduğunca bulunduğu alandan yer verilmesi gerekmektedir. İmar planında kamu kullanımına ayrılan alanlarda (yol, yeşil alan gibi) alanlarda kişilere bulunduğu yerden imar parseli verilmesi olanağı bulunmadığından eşdeğer yer verilmesi gerekmektedir. Yine müstakil parsel maliklerine uygulama sonucunda yine müstakil parsel verilmesi yolundaki ilkeler açıklanarak dava konusu olaylarda bu konudaki incelemelerde mülkiyet hakkı da hassasiyet gösterilmesi üzerinde duruldu. Yine parselasyon işlemine ilişkin düzenleme sınırının da ilgili yönetmelikte belirlenen ilkelere uygun şekilde geçirilmesi gerekmektedir. Parselasyon işlemleri sonrasında kapanan kadastral yolların, alınacak düzenleme ortaklık payından düşülmesi gerekmektedir. Bu alanların idare adına tescil edilmesi suretiyle taşınmaz el edilemez. 28-) Plan değişikliği taleplerinin belediye başkanı tarafından reddedilmesi halinde açılan davalarda, bu talebin belediye meclisine havale edilmesi gerektiğinden bahisle iptal kararı verilmiş ve bu karar davacı tarafından temyiz edilmiş ise dairece işin esasının değerlendirilmesi gerektiği belirtilmek suretiyle bozma kararı veriliyor. Ancak bu karar idare tarafından temyiz ediliyorsa onama kararı verilmektedir. Burada amaç, davacının talebinin karşılanması işin esasının incelenmesinin sağlanması, davacının bu konudaki talebinin sürüncemede bırakılmamasıdır. 29-) Bir proje veya plan uyarınca tesis edilecek kamulaştırma işlemlerinde proje veya planın dava konusu edilmemesi durumunda kamulaştırma işlemi plan veya projeye uygunluğu yönünden yargısal incelemeye konu edilerek davanın esası hakkında karar verilmesi gerektiğine değinildi. 11

30-) Büyükşehir belediyelerinin ilçe belediyelerinin imar planı değişikliklerini reddetme yetkisi kanunda açıkça belirtilmemiş olmasına rağmen Büyükşehir belediyelerine tanınan plan değişikliği işlemlerini onama veya değiştirerek onama yetkisinin bulunduğuna ilişkin düzenlemenin, aynı zamanda plan değişikliği önerilerini reddetme yetkisini de içerdiği dairece kabul edilmektedir. EKLER : 1-Danıştay Altıncı Dairesinin E:2009/9791, 2-Danıştay Altıncı Dairesinin E:2010/1740, 3-Danıştay Altıncı Dairesinin E:2011/6769, 4-Danıştay Altıncı Dairesinin E:2012/6889, 5-Danıştay Altıncı Dairesinin E:2013/3169, kararları 6-Danıştay Tetkik Hâkimi İsmet Can tarafından hazırlanan Keşif Yapılması Bilirkişi İncelemesi Yaptırılması Başlıklı İncelemesi 12