AYDIN BELEDİYESİ İÇME SUYU BAKİYE KLOR DEĞERLERİNİN SUYLA BULAŞAN HASTALIKLAR İLE İLİŞKİSİ



Benzer belgeler
Bursa da içme suyunun değerlendirilmesi

BURSA HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ. Erdinç ŞENOVA Çevre Sağlığı Şube Müdürü

İÇME SUYU ELDE EDİLEN VEYA ELDE EDİLMESİ PLANLANAN YÜZEYSEL SULARIN KALİTESİNE DAİR YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

ARASI EDİRNE BÖLGE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ İÇME KULLANMA SUYU İNCELEME SONUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ. Faruk YORULMAZ 1 ÖZET

Sağlık Hizmetlerinde Araştırma Ve İstatistiksel Yöntemler

YILLARI ARASI EDİRNE BÖLGE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ GIDA GÜVENLİĞİ İNCELEME SONUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ.

ŞEBEKE SULARINDA CL. PERFRİNGENS İN BİR İNDİKATÖR OLARAK ARAŞTIRILMASI. Yazarlar: Özlem Terzi, Yıldız Pekşen

Hastanelerde Su Kullanımı. M.Ali SÜNGÜ Amerikan Hastanesi Bakım ve Onarım Müdürü

İL HIFZISSIHHA KURUL KARARI. Trabzon İli Genelinde Kullanılan İçme ve Kullanma Suları İle İlgili Su Sanitasyon Çalışma Programının Hazırlanması

OKUL SAĞLINDA SU. Tacettin İnandı, Prof. Dr. Halk Sağlığı, Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi :08 1

Şartlarında Bakteriyel İnaktivasyon Sürecinin İndikatör

Su İle Bulaşan Hastalıklara Çok Paydaşlı Yaklaşım

S A H A A R A Ş T I R M A S I

TR63 BÖLGESİ MEVCUT DURUM ANALİZİ DEMOGRAFİK GÖSTERGELER

KANSER İSTATİSTİKLERİ

SAMSUN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ YENİ HİZMET ALANI

SEÇMELİ DERS ÖNERİ FORMU

Tuğba ÜNSAL. Bitlis Eren Üniversitesi Beslenme Ve Diyetetik Bölümü, Bitlis. Bitlis Devlet Hastanesi, Nöroloji ve Nöroşürji Kliniği, Bitlis

KIRIKKALE BELEDİYESİ KIRIKKALE DE SAĞLIKLI KENT PLANLAMASI

10. ÇEVRE İSTATİSTİKLERİ

Lejyoner Hastalığı Kontrol Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik

Akut İshalli Çocuklarda İshal Etkenleri, Çevresel Etkenler ve Diyette Doğal Probiyotik Tüketiminin İshal Şiddeti İle İlişkisi

CEV 314 Yağmursuyu ve Kanalizasyon

HIV/AIDS epidemisinde neler değişti?

DÜNYADA VE TÜRKİYEDE MESLEK HASTALIKLARI

KENTSEL SU YÖNETĠMĠNDE ÇAĞDAġ GÖRÜġLER VE YAKLAġIMLAR

Halk Sağlığı-Ders 8 Sağlık Düzeyinin Ölçülmesi ve Epidemiyoloji

Blue Aquawell Blue Tezgah Altı RO Su Arıtma Cihazı ARITAN VE KORUYAN TEKNOLOJİLER

DİCLE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DERS YILI DÖNEM III HALK SAĞLIĞI, BİYOİSTATİSTİK, TIP TARİHİ VE ETİK

SU ŞEBEKE VE ARITMA TESİSLERİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI GÖREV YETKİ VE SORUMLULUK YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve Teşkilat

HİJYEN VE SANİTASYON (LBV104U)

HİJYEN VE SANİTASYON

Kurumsal. Niçin Özdemirler Yemek? kurumsal

03.Kasım.2006 tarihinde Batman iline gidildi ve İl Sağlık Müdürlüğü, Kriz merkezi ve Belediye ziyaret edildi.

Üniversite Öğrencilerinde Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Belirtileri

309 HALK SAĞLIĞI-ADLİ TIP-DEONTOLOJİ- BİYOİSTATİSTİK

Su, evrende varolan canlı varlıkların yaşamlarını devam ettirebilmeleri için gerekli olan en temel öğedir. İnsan kullanımı, ekosistem kullanımı,

İÇME VE KULLANMA SULARINDA BEKLENMEYEN DURUMLAR: MALATYA ÖRNEĞİ

İSTANBUL ANADOLU YAKASI HAVA KİRLİLİĞİNİN PM10 ve PM2.5 AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ. Ufuk MALAK Prof.Dr. Kadir ALP

Ders Yılı Dönem-III

Erzurum İl Sağlık Müdürlüğü Kayıtlarında Yer Alan Bildirimi Zorunlu Bulaşıcı Hastalıkların Değerlendirilmesi

EK-7 KORUYUCU HİZMET GÖSTERGELERİ

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü GENELGE 2006/ 23

KENTLERDE SU YÖNETİMİ İLE UYUM POLİTİKALARI. Dr. Tuğba Ağaçayak

EK-7 KORUYUCU HİZMET GÖSTERGELERİ

HALK SAĞLIĞI VE AİLE HEKİMLİĞİ VI. DERS KURULU (20 NİSAN MAYIS 2015)

İNSANİ ACİL DURUMLARDA SU YÖNETİMİ

Buse Erturan Gökhan Doğruyürür Ömer Faruk Gök Pınar Akyol Doç. Dr. Altan Doğan

Aydın İlindeki Bazı Süt Sağım Tesislerinin Teknik Özellikleri. Technical Properties of Some Milking Parlours in Aydın Province

FEN BİLGİSİ ÖĞRETMEN ADAYLARININ FEN BRANŞLARINA KARŞI TUTUMLARININ İNCELENMESİ

Postmenopozal Kadınlarda Vücut Kitle İndeksinin Kemik Mineral Yoğunluğuna Etkisi

TEKİRDAĞ SU VE KANALİZASYON İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TESKİ

BİYOİSTATİSTİK Sağlık Alanına Özel İstatistiksel Yöntemler Dr. Öğr. Üyesi Aslı SUNER KARAKÜLAH

BİYOİSTATİSTİK. Ödev Çözümleri. Yrd. Doç. Dr. Aslı SUNER KARAKÜLAH

HASTALIK YÜKÜ FİNAL RAPOR

HALK SAĞLIĞI VE AİLE HEKİMLİĞİ

İçindekiler VII. Ön söz Çeviri editörünün ön sözü Teşekkür XV XIX XXI. I. Kısım Su teminine giriş

TESKİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ BÜNYESİNDE BULUNAN İÇME SUYU ARITMA TESİSLERİ

PROF. DR. AYLA SOYER İÇERİK. Soyer, A., İşletme Sanitasyonu, gıda güvenliği

SAĞLIK MESLEK LİSELERİ HEMŞİRELİK BÖLÜMÜ XII. SINIF BULAŞICI HASTALIKLAR VE BAKIMI DERSİ İŞLETMELERDE BECERİ EĞİTİMİ PROGRAMI

SU ÜRÜNLERİ SAĞLIĞI BÖLÜM BAŞKANLIĞI

KASKİ numune alma ekibinin yaptığı çalışma sonrasında Kayseri de bulunan bina ve işyerlerindeki depoların %98 inin kirli olduğu tespit edilmiştir.

SAĞLIK BAKANLIĞININ MESLEK HASTALIKLARI İLE İLGİLİ ÇALIŞMALARI

BEYAZ BAYRAK OKUL DENETİM FORMU

3.10. ÇEVRESEL SORUNLAR VE RİSK ALGISI

Mardin İlinde Üretilen Mısır Nişastasının Spesifikasyon Değerlerine Uygunluğunun Belirlenmesi - doi: / IAU.

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü

DERS X Küresel Sağlık Sorunları

Sınavlı ve Sınavsız Geçiş İçin Akademik Bir Karşılaştırma

Bir Sağlık Yüksekokulunda Öğrencilerin Eleştirel Düşünme Ve Problem Çözme Becerilerinin İncelenmesi

NEDEN GRİ SU? GRİ SU NEDİR?

GÜNLÜK HĠJYEN ALIġKANLIKLARI

ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ. ERZURUM HALK ÇEġMELERĠNĠN FĠZĠKSEL-KĠMYASAL- MĠKROBĠYOLOJĠK YÖNDEN ĠNCELENMESĠ VE DEĞERLENDĠRĠLMESĠ. Banu TULUK, Figen ORHAN

DENİZLİ İLİ ÇALIŞAN NÜFUSUN İÇME SUYU TERCİHLERİ VE ETKİLEYEN FAKTÖRLER. PAÜ Tıp Fak. Halk Sağlığı A.D Araş. Gör. Dr. Ayşen Til

AMAÇ İş yerinde bulunan ve sağlık açısından risk oluşturan faktörleri etkili bir şekilde kontrol altına alarak çalışanlar için sağlıklı ve güvenli bir

USBS Ulusal Su Bilgi Sistemi Projesi

T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü DAĞITIM GENELGE (2009/16)

Huzurevinde yaşayan yaşlı bireylerin yaşam ARAŞTIRMA kalitesi ve depresyon (Research düzeyleri Report) ve etkileyen faktörler

BELEDİYE HİZMETLERİNDE ÇÖZÜM ORTAĞINIZ

Biyosidal ürünlerin etkinliği ve güvenliğine ilişkin DSÖ gereklilikleri

Cukurova Medical Journal

HİDROLOJİ Doç.Dr.Emrah DOĞAN

Murat Nehri (Elazığ) nin Bazı Fizikokimyasal Parametreler Açısından Su Kalitesinin Belirlenmesi

Asist. Dr. Ayşe N. Varışlı

İçmesuyu Elde Edilen veya Elde Edilmesi Planlanan Yüzeysel Suların Kalitesine Dair Yönetmelik (79/869/AB ile değişik 75/440/AB)

GIDA KONTROLÜNDE HIFZISSIHHANIN ROLÜ. Mustafa ERTEK

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ BEDEN EĞİTİMİ ve SPOR BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNİN ÖSS ve ÖZEL YETENEK SINAVI PUANLARINA GÖRE GENEL AKADEMİK BAŞARILARI

Dünyadaki toplam su potansiyeli. Dünyadaki toplam su miktarı : 1,4 milyar km 3 3/31

Orta Anadolu da Son Yıllarda Yaşamış İnsan Femurlarının Antropometrik Analizi ve Kalkolitik Çağda Yaşayanların Femurları İle Karşılaştırılması

Hakkımızda. bir deneyden yenilikçi bir şirkete..

Dünyanın En Önemli Sağlık Sorunu: Kronik Hastalıklar. Dr. H. Erdal Akalın, FACP, FIDSA, FEFIM (h)

KONYA İLİ HAVA KALİTESİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ


Toplam alkalinite (CaCO3)

Su Yapıları I Su Kaynaklarının Geliştirilmesi

KEMER BARAJ GÖLÜ NDEKİ SAZANIN (Cyprinus carpio L., 1758) GONADOSOMATİK İNDEKS DEĞERİ VE ET VERİMİ

ÖRNEK BULGULAR. Tablo 1: Tanımlayıcı özelliklerin dağılımı

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr.

Okullarda Su Tüketimi %40 Azaltılabilir

MMO Đstanbul Şube su kalitesi denetim çalışmalarında aşağıdaki standartlar ve yöntemler uygulanmıştır.

Transkript:

TSK Koryucu Hekimlik Bülteni, 2006: 5 (1) ARAŞTIRMA AYDIN BELEDİYESİ İÇME SUYU BAKİYE KLOR DEĞERLERİNİN SUYLA BULAŞAN HASTALIKLAR İLE İLİŞKİSİ Şeniz AKGÖR*, Emine Didem EVCİ*, Pınar OKYAY*, Filiz ERGİN*, Gonca ATASOYLU*, Erdal BEŞER* *Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı AD, Aydın. ÖZET Amaçlar: 2004 yılında Aydın il merkezinde şebekenin değişik noktalarından alınan su numunelerinin bakiye klor miktarı ile suyla bulaşan hastalıkların (ishal, tifo, amipli ve basilli dizanteri) görülme sıklığı arasındaki ilişkinin değerlendirilmesidir. Gereç ve Yöntem: Haziran-Temmuz 2005 tarihleri arasında gerçekleştirilmiş retrospektif, tanımlayıcı bir çalışmadır. Bulgular: 2004 yılında 924 fiziksel ve kimyasal analiz yapılmıştır. Kış mevsiminde bakiye klor ortalaması 0,57±0,10 mg/l dir; 310 ishal vakası, 1 basilli dizanteri vakası tespit edilmiştir. Yaz mevsiminde bakiye klor ortalaması 0,46±0,13 mg/lt dir; 529 ishal vakası, 1 Amipli dizanteri vakası tespit edilmiştir.tüm mevsimlerde ishal ve bakiye klor değerleri arasında olumsuz yönde, zayıf, istatiksel yönden anlamlı olmayan bir ilişki vardır (kış için r= -0,242, p= 0,224; yaz için r= -0,148, p= 0,480). Sonuç: Mevsimlere göre her ne kadar ishal vakaları ile bakiye klor uygulamaları arasında anlamlı bir ilişki saptanmasa da, bakiye klor değeri arttıkça ishal vakalarının azaldığı görülmüştür. Anahtar kelimeler: Bakiye klor, su, kimyasal ve fiziksel analiz, ishal ABSTRACT THE RELATION BETWEEN RESUDUE CHLOR QUANTITY AND WATER RELATED DISEASES IN AYDIN Objectives: The correlation between the residue chlor quantity in water sampled in different points of Aydın province in 2004 and the incidence of infections via water (diarrhea, thyphoid fever, amoebic and bacillary dysentery) is studied. Materials and Methods: A retrospective definitive study is performed during June-July 2005. Results: 924 physical and chemical analysis are performed in 2004. In winter season, the mean residue chlor was 0,57±0,10 mg/lt; there were 310 diarrhea cases and a bacillary dysentery case. In summer season, the mean residue chlor was 0,46±0,13 mg/lt; there were 529 diarrhea cases and an amoebic dysentery. Both seasons determined that there was a negative correlation between diarrhea and the residue chlor quantity and there was a poor connection between them and it was statistically unsignificant (for winter r= -0,242, p=0,224; for summer r= -0,148, p=0,480) Conclusion: However there is no determined, expressive connection between diarrhea cases and residue chlor quantity it was seen that as the residue chlor quantity evaluated, the diarrhea cases were reduced. Keywords: Residue chlor, water, physical and chemical analysis, diarrhea Gönderildiği Tarih: 28 Ekim 2005, Kabul Tarihi: 8 Aralık 2005. Sorumlu Yazar (Corresponding Author): Şeniz AKGÖR, Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı AD, 09100, Aydın Tel: 0.256.2253166/132 E-posta: sakgor@adu.edu.tr 1

GİRİŞ Su yaşam için vazgeçilmez bir maddedir. Vücudumuzda çeşitli yaş gruplarına göre farklılıklar göstermekle birlikte ortalama % 70 oranında su vardır (1). Her insan, günde yaklaşık 2 litre temiz içme suyuna ihtiyaç duymaktadır ve bu miktar dünya nüfusu için yaklaşık 12 milyon m 3 /gün e ulaşmaktadır (2). Bu kadar hayati öneme sahip olan suyun sağlıklı, kaliteli ve yeterli düzeyde sunumu bir yaşam kalitesi ölçütü olarak kabul edilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) dünya toplumunun sağlığını koruma ve geliştirmeye yönelik bütün programlarında suyu yaşam kalitesinin önceliği olarak kabul etmektedir. Buna örnek olarak 21.Yüzyılda Herkes İçin Sağlık, Sağlıklı Şehirler Projesi, Güvenli Toplum, Çocuklar için Çevre ve Sağlık Eylem Planı verilebilir. Ek olarak Yerel Gündem 21 uygulamalarında da su, çevre ve sağlık programlarının en başında yer almaktadır. Suyun insan yaşamında karşıt iki işlevi vardır. İçinde bol miktarda mikroorganizma taşınabilmesi nedeniyle hastalıkların bulaşmasında en tehlikeli kaynaklardan biridir. Birey ve toplum hijyeninde en uygun temizlik maddesi olduğu için bulaşıcı hastalıkların önlenmesinde son derece yararlıdır (3). Suyun sağlıklı, kaliteli ve güvenli bir şekilde halka ulaşması için su politikaları ve su yönetimi esasları çeşitli uluslar arası belgelerle düzenlenmektedir. Ülkeler bunlardan yararlanarak oluşturdukları ulusal su mevzuatları doğrultusunda su yönetimlerini düzenlemektedirler. Türkiye de de su temini ve denetimi ile ilgili yasal düzenlemeler bulunmaktadır. 17 Şubat 2005 tarih ve 25730 sayılı İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelik halka teknik ve hijyenik şartlara uygun su sağlamayı amaçlamaktadır (4). Ayrıca içme suyu olarak kullanılan suların TSE 266 (Türk Standartları Enstitüsü) içme suyu standartına uygun olması öngörülmektedir (5). İçme kullanma sularının dezenfeksiyonunda klor kullanılması halinde uç noktalardan alınan numunelerde serbest bakiye klor miktarı en fazla 0,5 mg/l olmalıdır. (SB 17/02/2005 tarihli İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelik) Suların sağlıklı ve içilebilir hale getirilmesinde arıtma tesisleri ve sağlıklı şebeke hattı da önemlidir. Seçilecek tesisin yüzey ve yeraltı sularını işleyebilecek özellikte olması gerekir. Suların arıtımıyla ilgili tesislerin ve tekniklerin belirlenmesinde, kimyasal, biyolojik, bakteriyolojik, limnolojik (tatlı suların fiziksel ve kimyasal özelliklerini inceleyen bilim dalı), reolojik (maddenin sıvı haldeki özelliklerini inceleyen bilim dalı) incelemeler önemlidir (6). Dünya nüfusunun üçte birinin, (2.4 milyar insanın) su arıtma tesisleri yoktur. Türkiye de belediyelerimizin %60 ı kuyu, %35 i kaynak olmak üzere %95 i ve nüfusun % 70 i içme suyu ihtiyacını yeraltı sularından, %5 i yüzey sularından arıtarak karşılamaktadır. Yüzey sularının %85 i kaynak, %13 ü kuyu, %2 si akarsu, baraj, göl ve göletlerden sağlanmaktadır. Baraj ve göllerde biriken suların içilebilir ve kullanılabilir olması için temizlenmesi gerekir. Bu nedenle, su 2

TSK Koryucu Hekimlik Bülteni, 2006: 5 (1) şehir şebekesine ulaşıncaya kadar çeşitli işlemlerden geçirilir (4). Aydın (Merkez) İçme Suyu Arıtma Tesisi tüm bu özellikler dikkate alınarak Ocak 1994 tarihinde kurulmuştur. Tesis 43200 m 3 /gün su arıtacak kapasiteye sahiptir. Aydın merkezde Aytepe, Nazırlar, Kemer, 800 m 3 lük, Toplama deposu olmak üzere toplam beş adet depo bulunmaktadır. Kış döneminde haftalık programa göre haftada iki kez depolardan numune alınarak fiziksel ve kimyasal analizleri yapılmaktadır. Kış dönemi tesis giriş suyu debisi yeterlidir. Yaz döneminde ise giriş suyu debisi yetersiz olduğundan, 23 adet içme suyu derin kuyusu devreye alınmaktadır. Şehir merkezinde bulunan içme suyu kuyularının suları bağlı bulundukları şebeke hattına verilmeden önce klorlanmaktadır. Aydın merkezde haftada iki-üç kez şebekenin değişik noktalarından (depoya yakın ve uç noktalarından) toplam 24 mahalleden su numunesi alınmaktadır. Su ile bulaşan hastalıklar halk sağlığı açısından en tehlikeli olanlardır, çünkü görüldükleri anda çok sayıda kişiye birden yayılmaları ve patlamalar yapmaları söz konusudur (3). İçme ve kullanma suyu sorununu çözememiş olan ülkelerde görülen her dört hastalıktan birisi suyla bulaşan hastalıktır (7). DSÖ verilerine göre, dünyada her gün yaklaşık 250 bin kişi sağlıksız su kullanımından kaynaklanan (tifo, kolera, dizanteri vd.) hastalıklardan dolayı yaşamını kaybetmektedir. Çoğunluğunu çocukların oluşturduğu 2 milyon insan, yetersiz su kullanımı ve hijyene bağlı olan enfeksiyonlar sonucu ölmektedir. İçme sularının mikrobiyolojik kontaminasyonu halen Avrupa nın birçok yerinde, sudan kaynaklanan salgın hastalıklara neden olmaktadır (8). Türkiye de Ulusal Düzeyde Ölüme Neden Olan ilk 20 Hastalığın dağılımı incelendiğinde; ishalle seyreden hastalıkların 12. sırada yer aldığı görülmektedir. İshaller toplam ölümler içinde % 1,5 luk paya sahiptir. Cinsiyet dağılımında erkeklerde 12. sırada (%1,4) kadınlarda 10. sırada (%1,6) yer almaktadır (9). Kentsel alanda ishalle seyreden hastalıklar 13. sırada yer alıp, toplam ölümler içindeki oranı % 1,2; cinsiyet dağılımına göre erkeklerde %1,1; kadınlarda %1,3 dür. İshalle seyreden hastalıklar Türkiye Ulusal Düzeyde Kaybedilen Yaşam Yılları (YLD) neden olan ilk 20 hastalık içinde 7. sırada yer almaktadır. Toplam YLD ler içindeki payı %3,3; cinsiyet dağılımına göre erkeklerde %3,1 (7. sırada), kadınlarda %3,7 (6. sırada) dir. Batı Bölgesinde ishalle seyreden hastalıklar YLD ler içinde 9. sırada yer almaktadır. Cinsiyet dağılımına göre erkeklerde 10. sırada (%1,8), kadınlarda 11. sırada (%2,2) yer almaktadır (9). Türkiye Ulusal Düzeyde DALY ye neden olan ilk 20 Hastalığın dağılımı incelendiğinde; ishalle seyreden hastalıkların 11. sırada yer aldığı görülmektedir. İshaller toplam DALY ler içinde % 2,0 lik paya sahiptir. Cinsiyet dağılımında erkeklerde 10. sırada (%2,1), kadınlarda 12. sırada (%2,0) yer almaktadır. Kentsel alanda ishalle seyreden hastalıklar 13. sırada yer alıp, toplam DALY ler içinde %1,5; 3

cinsiyet dağılımına göre erkeklerde %1,4, kadınlarda %1,5 dır. Batı Bölgesinde ishalle seyreden hastalıklar DALY ler içinde 15. sırada yer almaktadır. Cinsiyet dağılımına göre erkeklerde 17. sırada (%1,2), kadınlarda 18. sırada (%1,2) dır (9). Türkiye de Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü verilerine göre 2003 yılında 772 151 ishal vakası ve 51 ishale bağlı ölüm; 2004 yılında 976 653 ishal vakası ve 103 ishale bağlı ölüm bildirilmiştir. Aydın ilinde ise; 2003 yılında 9 310 ishal vakası; 2004 yılında 12 016 ishal vakası bildirilmiştir. Her iki yılda da ishale bağlı ölüm görülmemiştir (10). Bu çalışmanın amacı, 2004 yılında Aydın il merkezinde şebekenin değişik noktalarından alınan su numunelerinin bakiye klor miktarı ile suyla bulaşan hastalıkların (ishal, tifo, amipli ve basilli dizanteri) görülme sıklığı arasındaki ilişkinin değerlendirilmesidir. GEREÇ VE YÖNTEM Bu çalışma 2005 yılı Haziran- Temmuz aylarında Aydın Belediyesi İçme Suyu Arıtma Tesisi (ASKİ) Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı AD. tarafından gerçekleştirilmiş retrospektif, tanımlayıcı bir çalışmadır. Aydın il merkezinde şebeke kontrol noktalarından alınan su numunelerinin tüm fiziksel ve kimyasal analizleri Aydın Belediyesi İçme Suyu Arıtma Tesisi (ASKİ) tarafından yapılmaktadır. Aydın merkezde haftada iki-üç kez şebekenin değişik noktalarından (depoya yakın ve uç noktalarından) toplam 24 mahalleden su numunesi alınmaktadır. Bakiye klor ölçüm değerleri, 2004 yılı kurumun kayıtlarından elde edilmiştir ve toplam 924 adettir. Aynı yıla ait ishal, tifo, amipli ve basilli dizanteri vaka sayıları Form 018 ler ile sağlık ocakları tarafından Sağlık Müdürlüğüne yapılan bildirimlerden alınmıştır ve toplam ishal vakası 1837 adettir; ek olarak 4 vaka amipli dizanteri ve 3 vaka basilli dizanteri tanısı almıştır. Sağlık Müdürlüğü tarafından toplanan ishal verileri 9 sağlık ocağı bölgesine aittir. Mahallelerde ölçülen bakiye klor değerlerinin aylık ortalaması mahallenin bağlı bulunduğu sağlık ocağının ortalama bakiye klor değeri olarak kabul edilmiştir. Böylece 24 mahalleden alınan su numuneleri sonuçlarının, mahallelerin bağlı olduğu sağlık ocaklarının vaka bildirimleri ile karşılaştırılması sağlanmıştır. Araştırma verileri SPSS 11,5 paket programında değerlendirilmiştir. Analizde, ortalama±standart sapma değerleri hesaplanmış, bakiye klor ölçümleri ile ishal vaka sayıları arasındaki ilişki Pearson korelasyon analizi ile değerlendirilmiştir. BULGULAR ASKİ tarafından 2004 yılı içinde toplam 924 fiziksel ve kimyasal analiz yapılmıştır. Analiz sonuçlarına göre; ortalama bakiye klor 0.50±0.22 mg/lt dir (Min: 0,0 mg/lt; Maks: 1,1 mg/lt.). Kış mevsiminde (Aralık-Ocak-Şubat) bakiye klor ortalaması 0,57±0,10 mg/l dir; 310 ishal vakası, 1 basilli dizanteri vakası tespit edilmiştir. İlkbahar mevsiminde (Mart-Nisan- 4

TSK Koryucu Hekimlik Bülteni, 2006: 5 (1) Mayıs) bakiye klor ortalaması 0,43±0,08 mg/lt dir; 425 ishal vakası, 2 Amipli dizanteri vakası tespit edilmiştir. Yaz mevsiminde (Haziran-Temmuz-Ağustos) bakiye klor ortalaması 0,46±0,13 mg/lt dir; 529 ishal vakası, 1 Amipli dizanteri vakası tespit edilmiştir. Sonbahar mevsiminde (Eylül-Ekim- Kasım) bakiye klor ortalaması 0,49±0,10 mg/lt dir; 573 ishal vakası, 1 Amipli dizanteri ve 2 Basilli dizanteri vakası tespit edilmiştir (Tablo 1). Kış, ilkbahar, yaz ve sonbahar mevsimlerinde ishal ve bakiye klor değerleri arasında olumsuz yönde, zayıf, istatiksel yönden anlamlı olmayan bir ilişki vardır (sırasıyla kış için r=-0,242, p=0,224; ilkbahar için r=0,069, p=0,749; yaz için r=-0,148, p=0,480; sonbahar için r=-0,062, p=0,779). Her ne kadar mevsimler ile bakiye klor ölçümleri arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir fark bulunmasa da bakiye klor değerleri düştükçe ishal vaka sayılarının arttığı görülmektedir (Tablo 1). Tablo 1. Bakiye Klor ve İshal Vakalarının Mevsimlere Göre Dağılımı, Aydın 2004. Mevsimler Bakiye Klor İshal Ort* SS** Sayı %*** r p Kış 0,57 0,10 310 16,9-0,242 0,224 İlkbahar 0,43 0,08 425 23,1-0,069 0,749 Yaz 0,46 0,13 529 28,8-0,148 0,480 Sonbahar 0,49 0,10 573 31,2-0,062 0,779 *Ortalama **Standart Sapma *** %ler toplam ishal vakası üzerinden alınmıştır. TARTIŞMA Bu çalışmada ishal vakalarının beklendiği üzere yaz ve sonbahar mevsimlerinde arttığı saptanmıştır. Mevsimlere göre her ne kadar ishal vakaları ile bakiye klor uygulamaları arasında anlamlı bir ilişki saptanmasa da, bakiye klor değeri arttıkça ishal vakalarının azaldığı görülmüştür. Bu sonuç, bakiye klor miktarının ishal vakalarının kontrolünde önemli yeri olabileceğini düşündürmektedir. Yaz aylarında beklenildiği üzere ishal vakalarının yüksek olduğu tespit edilmiştir. Ne var ki, yine bu dönemde bakiye klor ölçümleri en düşük seviyelere inmektedir. Bu durum yaz aylarında olası epidemiler açısından Aydın ilini riskli kılmaktadır. İlkbahar ve yaz aylarında olduğu gibi sonbahar mevsiminde de bakiye klor değerleri mevzuatta belirtilen 0,5 mg/l değerinin altındadır. Sonbahar mevsiminde (Eylül-Ekim-Kasım) ishal vakaları en yüksek seviyededir. Bunun nedeni olarak Aydın İlinde yaz mevsiminin Eylül ayına uzaması gösterilebilir. Bakiye klor değerlerindeki azalmanın nedenleri su analizindeki değişikliklere, 5

yaz mevsiminde izinlerin artması sonucu kontrol sıklığının azalmasına bağlanabilir. Günümüzde suyla bulaşan hastalıklarla ilgili çalışmalarda çoğunlukla etkene yönelik incelemeler esas alınmaktadır. Türkiye deki laboratuarların ishal etkenlerinin tanısında yetersiz kalması ya da yapılan çalışmaların şehir veya araştırma bölgesi ile sınırlı kalması nedeniyle problemin gerçek boyutları bilinmemektedir (10). Ayrıca ishalli hastalık bildirimlerinin standart tanımlara göre yapılmaması nedeniyle sorunlar yaşanmaktadır. Sağlık Bakanlığı tarafından geliştirilen yeni hastalık bildirim sisteminin soruna çözüm getirmesi beklenmektedir. Özellikle Belediyelerin halka sunulan suların sağlıklı, kaliteli ve güvenli olması konusundaki sorumluluklarını yerine getirmeleri önemlidir. Belediyelerin kendi oto kontrollerini yapabilmeleri için en pratik yöntem sudaki bakiye klor düzeyini izlemeleridir. Sağlık Müdürlüğü tarafından saptanan ishal vakalarının da etkene yönelik incelenmesi, bakiye klor düzeyi ile ilişkilendirilmesi ve sonuçların belediyelerle paylaşılması insan sağlığı açısından önemlidir. İki sektör arasındaki bu işbirliği ildeki veri ve bildirim sisteminin güvenilirliğini arttıracaktır. Aydın da 24 mahalle verileri ile gerçekleştirilen bu çalışma ve bu çalışmada karşılaşılan sorunlar iki sektörün işbirliğinde daha sonra yapılacak olan çalışmalar açısından bir örnek oluşturacaktır. KAYNAKLAR 1. Güler Ç, Çobanoğlu Z. Su Kirliliği, Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü. Çevre Sağlığı Temel Kaynak Dizisi. Ankara. 1994;12: 11-13. 2. Yassi A, Kjellström T, De Kok T,Guidotti T. Basic Environmental Health. New York, Oxford Unversity Press. 2001. p.210. 3. Aksakoğlu G, Ellidokuz H. Bulaşıcı Hastalıklarla Savaş İlkeleri, Açılım Yayıncılık, İzmir, 1996. 4. Çobanoğlu Z, Kesici C, Ökten Ç. Su Temini ve Denetimi ile İlgili Yasal Düzenlemeler. T.C.Sağlık Bakanlığı Yayını. Ankara, 2005. 5. Su Dünyası Dergisi. Devlet Su İşleri Yayını. 2003;5: http: //www.sudunyasi.com.tr/aralik2003_5/icme_suyu.htm (Erişim tarihi: 01/09/2005) 6. Çobanoğlu Z. Su Bilgisi (II. Sınıf) Sağlık Meslek Liseleri Çevre Sağlığı Bölümü. Ankara, 1998: 108-109. 7. Evci D, Kaba DA, Vaizoğlu S. Dünya Sağlık Örgütü Sağlık Şehirler Projesi Göstergeler, Soru Kağıdı. Çeviri, Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü. Ankara, 2001. 6

8. Akdur R, Aygün R, Aycan S, Evci D, Ekmekçigil A. Ulusal Çevre Sağlığı Programı. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü. Ankara, 2001: 36-38. 9. T.C. Sağlık Bakanlığı Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı Hıfzıssıhha Mektebi Müdürlüğü, Ulusal Hastalık Yük ve Maliyet-Etkililik Projesi. Hastalık Yükü Final Raporu, 2004. http: //www.hm.saglik.gov.tr/pdf/nbd/raporlar/hastalikyukutr.pdf (Erişim tarihi: 01/09/2005). 10. Aylık Epidemiyoloji Raporu. T.C. Sağlık Bakanlığı Refik Saydam Hıfzısıhha Merkezi Başkanlığı ve Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü. 2005;4(3): 134-136. 7