QUO VADİS KIRGIZİSTAN?: SOVYET SONRASI KIRGIZİSTAN DA İSLAMİ HAREKETLER ÖZET



Benzer belgeler
Afganistan'da Afyon Üretimi Dosyası (İnfografik)

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

Kafiristan nasıl Nuristan oldu?

1 İSMAİL GASPIRALI HER YIL BİR BÜYÜK TÜRK BİLGİ ŞÖLENLERİ. Mehmet Saray

YBÜ SBF Uluslararası İlişkiler Bölümü Lisans Programı Department of International Relations Undergraduate Curriculum

KIRGIZİSTAN DAKİ YABANCI DESTEKLİ ÜNİVERSİTELER VE DİĞER EĞİTİM KURUMLARI

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

İSLAM ÜLKELERİNDE NÜFUS ÖNGÖRÜLERİ 2050 ARALIK 2011

Batıdaki Genç Müslümanlar: Patlamaya Hazır Bombalar

TÜRKİYE NİN JEOPOLİTİK GÜCÜ

ULUSLAŞMA SÜRECİNDE SİVİL TOPLUM KURULUŞLARININ ROLÜ: ÖZBEKİSTAN HALK HAREKETİ ÖRNEĞİ *

Siyasi Parti. Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir.

Avrupa da Yerelleşen İslam

Devrim Öncesinde Yemen

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI DERS PLANLARI Z ULI5302 ULI5328

Erkan ERDİL Bilim ve Teknoloji Politikaları Araştırma Merkezi ODTÜ-TEKPOL

ÖN SÖZ... XI KISALTMALAR... XIII KAYNAKLAR VE ARAŞTIRMALAR... XV GİRİŞ... 1 I. ARNAVUTLUK ADININ ANLAM VE KÖKENİ...

LOJİSTİK SEKTÖRÜ BÜYÜME ORANLARI

SEL FELAKETİNE YÖNELİK ACİL YARDIM PROJESİ-AFGANİSTAN

Orta Asya da Çin ve Rusya Enerji Rekabeti

ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı,

Halk devriminin düşmanları: diktatör rejim ve karşıdevrimci gerici güçler

1. ABD Silahlı Kuvvetleri dünyanın en güçlü ordusu

Temmuz Ayı Tekstil Gündemi

ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.12, ARALIK 2016

SAYIN TAKİPÇİLERİMİZ,

Mirbad Kent Toplum Bilim Ve Tarih Araştırmaları Enstitüsü. Kadına Şiddet Raporu

ULUSLARARASI FİLİSTİN ZİRVESİ 2018

ABD Seçimleri ve Sonrası. Mümin Bumin SEZEN Sahipkıran Stratejik Araştırmalar Merkezi (SASAM) ABD Masası Direktörü

TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ?

BLOG ADRESİ :

KAMU MALİ YÖNETİMİNDE SAYDAMLIK VE HESAP VEREBİLİRLİĞİN SAĞLANMASINDAKİ GÜÇLÜKLER VE SAYIŞTAYLARIN ROLÜ: EUROSAI-ASOSAI BİRİNCİ ORTAK KONFERANSI

İÇİNDEKİLER. YAZAR HAKKINDA... v SÖZE BAŞLARKEN...vii İÇİNDEKİLER... xv KISALTMALAR LİSTESİ...xxi GİRİŞ... 1

Title of Presentation. Hazar Havzası nda Enerji Mücadelesi Dr. Azime TELLİ 2015 ISTANBUL

İktisat Tarihi

Demokrat Partiden Günümüze Siyasal Gelişmeler. XV. ve XVI. Yüzyıllarda Ortadoğu Ticaret Tarihi II

İÇİMİZDEKİ KOMŞU SURİYE

Sn. M. Cüneyd DÜZYOL, Kalkınma Bakanlığı Müsteşarı Açılış Konuşması, 13 Mayıs 2015

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ. Öğrenim Durumu: Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Uluslararası İlişkiler Ana Gazi Üniversitesi 2004

İRAN IN BÖLGESEL FAALİYETLERİ VE GÜÇ UNSURLARI ABDULLAH YEGİN

Cezayir'den yükselen bir ses: Yalnızca İslam hükmedecek!

Ortadoğu ve Afrika Araştırmacıları Derneği Yayınları Araştırma Eserleri Serisi Nu: 7. Emeviler den Arap Baharı na HALEP TÜRKMENLERİ

Hackerlar ortaya çıkardı: Birleşik Arap Emirlikleri İsrail yanlısı kurumları fonluyor!

İslam ın Orta Asya ve Kırgızistan daki Dinamikleri. YAZAR Kubangazy BUGUBAEV

değildir. Ufkun ötesini de görmek ve bilmek gerekir

KARDEŞ ÜLKE PAKİSTAN PAKİSTAN TEFRİŞAT PROJELERİ İPEKYOLU ASYA LAHOR KUR AN KURSU YENİ BİNAMIZ

Filistin Sahnesinde Faal Olan Gruplara Karşı Filistin Halkının Tutumu (Anket)

KARİKATÜRLERİN DİLİNDEN IRAK I ANLAMAK - 1

Yrd.Doç.Dr. MERVE İREM YAPICI

ÖZETLER VE ANAHTAR KELİMELER

İSLAM DÜNYASI İSTANBUL ÖDÜLLERİ

DÜŞÜNCE KURULUŞLARI: DÜNYADAKİ VE TÜRKİYE DEKİ YERİ VE ÖNEMİ. Düşünce Kuruluşları genel itibariyle, herhangi bir kâr amacı ve partizanlık anlayışı

İslam Dünyasından Darbe Girişimine Tepkiler

T.C. BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ GÖNEN MESLEK YÜKSEKOKULU TURİZM VE OTELCİLİK BÖLÜMÜ İNANÇ TURİZMİ

DEVLET TEŞKİLATINA TEORİK YAKLAŞIMLAR PROF. DR. TURGUT GÖKSU VE PROF. DR. HASAN HÜSEYIN ÇEVIK

KURAN IN ANLAMI İLE BULUŞMAK ARAŞTIRMASI

Güncel Jeo-Politik ve D-8 Cuma, 08 Aralık :55

NİSAN 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLERDE OTORİTE KAYNAK: SourceOECD

1979 İRAN İSLAM DEVRİMİ SONRASI TÜRKİYE-İRAN İLİŞKİLERİ. Ömer Faruk GÖRÇÜN

2. İlluminati hiçbir dine bağlı değildir. Bu yüzden örgütün hristiyanlık inancından beslendiği ya da şeytana taptığı yanlış bilgilerdir.

Aylık Dış Ticaret Analizi

Özbekistan da İslam, Siyasi Sistem ve Radikalizm

Dr. Öğr. Üyesi Abbas KARAAĞAÇLI. 1. Adı Soyadı : Abbas Karaağaçlı 2. Doğum Tarihi : Unvanı : Dr. Öğr. Üyesi 4.

Doç. Dr. Aylin GÜNEY Yaşar Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü

DÜŞÜNCE KURULUŞLARI. Şubat 2018

ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ

Vizyon Siyasi Kalkınma Merkezi tarafından düzenlenen Filistin Ulusal Projesi Görüşler ve Perspektifler Sempozyumu Filistin in çeşitli kesimlerinden

11 EYLÜL SALDIRISI VE YENİ DÜNYA: SOĞUK BARIŞ DÖNEMİ

PROF. DR. TANEL DEMİREL

Türkiye Irak İlişkilerinde Güvenlik ve Radikalleşme

Dersin İngilizce Adı Dersin Türkçe Adı Kurums al Kredi. Akademik İletişim

Avantaj Tahran da: Trump ın yeni Afganistan stratejisi İran için bir fırsat

İKİNCİ BİNYILIN MUHASEBESİ İÇİNDEKİLER

ORTA ASYA DA RADİKALİZM TEHDİDİ: GERÇEK Mİ? EFSANE Mİ?

ENERJİ GÜVENLİĞİ ÇALIŞTAYI Türkiye Nükleer Güç Programı 2030

Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak

SİYASET NEDİR? İnsan yaratılışı gereği sosyal bir varlıktır. İnsanlar eşit yaratılmamışlardır. SİYASET NEDİR?

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl. Uluslararası İlişkiler Bölümü. ve Uluslararası İlişkiler

ESP/SOSYALİST KADIN MECLİSLERİ

03-10TEMMUZ 2015 TOPLUMUN DİN ALGISI VE DİNE BAKIŞI

Bu durum, aşağıdakilerden hangisin gösteren bir kanıt olabilir?


TURKIVE'DE DINLER TARIHI

TÜRKİYE DE BULUNAN SURİYELİ MÜLTECİLER

TERÖR ÖRGÜTLERI TARAFINDAN SOSYAL MEDYANIN KULLANILMASI: IŞİD ÖRNEĞI KONFERANSI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.10, ARALIK 2016

İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI

HAZİRAN 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Kamu Yönetimi Trakya Üniversitesi 2001

Bu program ve akademik yıllarında birinci sınıfa başlayan öğrencilere uygulanacaktır.

BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU. FİLİSTİN MESELESİ 2 5 te B İ L G İ NOTU. Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi

Beyin Gücünden Beyin Göçüne...

Sayın Yönetim Kurulu Üyesi/ ve Meclis Üyesi Arkadaşlarım,/

Medikal Turizmde Tanıtım, Pazarlama Stratejileri ve Hedef Ülkeler

KONFERANS DEĞERLENDİRMESİ SERİSİ: 5

Öğretmenlik Meslek Etiği. Sunu-2

ÖRNEK SORU: 1. Buna göre Millî Mücadele nin başlamasında hangi durumlar etkili olmuştur? Yazınız. ...

TÜRKİYE DE ETNİK, DİNİ VE SİYASİ KUTUPLAŞMA. Dr. Salih Akyürek Fatma Serap Koydemir

Trinidad ve Tobago 1990: Latin Amerika'nın ilk ve tek İslam devrimi

Transkript:

OAKA Cilt:6, Sayı: 11, ss. 18-50, 2011 QUO VADİS KIRGIZİSTAN?: SOVYET SONRASI KIRGIZİSTAN DA İSLAMİ HAREKETLER QUO VADİS KYRGYZSTAN?: ISLAMIC MOVEMENTS IN POST-SOVIET KYRGYZSTAN İzzet Ahmet BOZBEY ÖZET Diğer Orta Asya devletleri gibi Kırgızistan da Sovyet sonrası dönemde İslami hareketlerin baş döndürücü bir hızla çoğalmasına sahne oldu. Kontrolsüz İslami hareketlerin radikal İslam a dönüşebileceğinden korkan Batı alarma geçti. Kırgız devlet adamları ise İslami hareketlerin kendi siyasi iktidarlarını tehdit etmesini daha endişe verici bulmaktadırlar. Kırgız siyasetçiler iktidarlarını koruyabilmek için İslami hareketlere karşı sert ve çoğu zaman demokratik olmayan önlemlere başvurmaktadırlar ve bu politikanın yumuşaması halinde radikal İslam ın ülkede hakim olacağı iddiasıyla yerlerini sağlamlaştırmaya çalışmaktadırlar. Ancak, bu düşünce ciddi hatalar barındırmaktadır. Güney Kırgızistan daki etnik olarak ezilen Özbekler, yoksullaşan kitleler ve dini baskı altında tutulanlar yolsuzluğa batmış, gittikçe anti-demokratikleşen ve ekonomik olarak çöken Kırgızistan da radikal İslami grupları bir kurtuluş olarak görmektedir. Her ne kadar komünist geçmiş ve Kırgızistan ın terörzede Afganistan a olan coğrafi yakınlığı Kırgızistan daki seküler siyasi yapıyı tehdit etse de, yolsuzluğa karışmış ve iktidar hırsına sahip siyasetçiler İslami aşırılık tehlikesini manipüle ederek kendi pozisyonlarını meşrulaştırmaktadırlar. Kırgızistan da istikrar ve huzura giden yol, halkın dini taleplerinin sistem tarafından içerilmesi ve daha şeffaf ve demokratik bir yönetişim anlayışından geçmektedir. Anahtar Kelimeler: Kırgızistan, Orta Asya, Hizbu t-tahrir, Radikal İslam, İslami Aşırılık, Özbekistan İslami Hareketi, İslam ABSTRACT Like the other Central Asian republics in the post-soviet era, Kyrgyzstan has witnessed the mushrooming of Islamic movements at a head-turning rate among its citizens. Fearing that unchecked Islamic movements might lead to radical Islam, the West has become alarmed. So do Kyrgyz statesmen, whose main fear is that Islamic movements pose a threat to their elevated status. In order to keep safe power in their hands, Kyrgyz politicians have taken strict and often undemocratic measures against Islamic movements which are frowned upon by Western democracies, and try to bolster their regime with the claims that should the official policy towards Islamic movements is softened, Radical Islam shall obtain. However, this line of thought is seriously flawed. Islamic movements like Hizbu t-tahrir are gaining ground in Kyrgyzstan because they respond to the plights of many groups within the Kyrgyz society: ethnically underprivileged Uzbeks in the South Kyrgyzstan, the impoverished masses and the religiously oppressed all find a heaven in radical Islamic groups in the corrupt, increasingly anti-democratic and economically failed Kyrgyzstan. Although the Communist past and Kyrgyzstan s proximity to terror-stricken Afghanistan are Ohio State Üniversitesi Doktora Öğrencisi. E-posta: bozbey79@yahoo.com 18

Quo Vadis Kırgızistan?: Sovyet Sonrası Kirgizistan da İslami Hareketler unmistakeably working against the stability of secular political structure in Kyrgyzstan, the corrupt and powermongering politicians manipulate the threat of Islamic extremism to legitimize their unpopular rules. It seems that, the road to stability and peace in Kyrgyzstan lies in more transparent and democratic governance which tolerates non-violent Islamic movements. Key Words: Kyrgyzstan, Central Asia, Hizb ut-tahrir, Radical Islam, Islamic Extremism, Islamic Movement of Uzbekistan, Islam GİRİŞ İslamın Kırgızistan ın sosyal, kültürel ve siyasi yaşamında sahip olduğu karmaşık rol, 2001 sonlarında başlayan Afganistan Savaşı/Amerikan işgali ile birlikte siyasi analizciler, akademisyenler ve siyasetçiler için her zamankinden daha ilginç bir konu halini aldı. Bu konu, Sovyet döneminde Batılı akademisyenlerce haklı nedenlerle büyük oranda gözardı edilmişti: çalışılabilecek kaynakların azlığına, az sayıdaki arşiv ve kaynağı Soğuk Savaş kontekstinde çalışmanın neredeyse imkansız oluşu eklendiğinde akademik çalışma yapmak bir hayli güçtü. 1 Ayrıca Kırgızistan Batılılar için göreceli olarak uzak bir yerdi; komünizmin gelişinden bile önce, bu dağlık topraklara ulaşım çok zordu. 2 Bu coğrafyada akademik çalışma yürütenler genelde ya bölge Müslümanlarını yönetmek, ehlileştirmek ve hatta Ortodoks Hristiyanlık a geçmeye ikna etmek amacıyla Çarlık rejimince görevlendirilen subay, din görevlileri veya akademisyenler ya da Rus olmayan az sayıda Batılı akademisyenlerdi. Bunların çalışmaları da genelde 1001 Gece Masalları ndan esinlenen Oryantalistik fanteziler ve emperyal gündemlerle yüklüydü. Orta Asya nın en büyük şehirleri olan Buhara ve Semerkant ı ilk defa gören Batılı seyyah ve gözlemciler rüya gibi ya da yüzlerce yıl öncesi bir tarihte donup kalmış bir Orta Asya görüyordu. Kırgızistan Cengiz Han döneminden beri değişmemiş; adeta donmuş bir ülke olarak tasvir ediliyordu. Kırgızistan Müslümanları ise, tipik 19. yüzyıl Batı imgeleminde Müslümanlara bakış açısından farksız biçimde, kültürel olarak aşağı, geri ve şiddete eğilimli insanlar olarak resmediliyordu. Sovyet döneminin din karşıtı politikaları bir yandan Sovyet akademyasının İslama bakış açısını ciddi şekilde sakatlıyor, öte yandan da yüzyıllarca Ortadoğu ve Hint alt-kıtasındaki diğer Müslüman toplumlarla yoğun kültürel ve ticari bağlara sahip olmuş olan Kırgızistan Müslümanlarının dini hayatlarında büyük bir kopuşa yol açıyordu. İbadet yerleri kapatılmıştı; az sayıdaki açık cami ve medresede de Sovyet rejimince sıkı bir biçimde kontrol edilen ve yönlendirilen resmi İslam dışındaki dini düşünce ve akımlar barındırılmıyordu. Bu şartlar altında Batılı akademisyenler de Kırgızistan ı sağlıklı bir şekilde çalışamıyordu. Sovyet rejiminin çökmesi ve Orta Asya Cumhuriyetleri nin bağımsızlıklarını kazanması sonrasında Kırgızistan a olan ilgi arttı. Ne var ki, bu çalışmalar genelde 1 2 Maria Elisabeth Louw, Everyday Islam in Post-Soviet Central Asia, (New York: Routledge, 2007). ss. 1-2. Walter R Ratliff, Pilgrims on the Silk Road: A Muslim-Christian Encounter in Khiva, (Eugene: Wipf & Stock, 2010), ss. 8-10. 19

İzzet Ahmet BOZBEY enerji ve İslami köktendincilik gibi uluslararası güvenlikle ilişkili boyutlara endeksli olarak yürütüldü. Kırgızistan Müslümanları bu gibi konuların dışında pek ele alınmadı. Aslında, genel anlamda dinin uluslararası ilişkiler çalışmalarında bir ana faktör olarak ele alınması da çok sıklıkla görülen bir durum değildir. Çoğu durumda din bir yan/ikincil etken olarak düşünülegelmiştir. Bu çalışmanın iki temel amacı bulunmaktadır. İlk olarak, Kırgızistan siyasetinin ve Kırgız bürokrasisinin Kırgızistan daki İslami hareketlere karşı geliştirdiği tutuma açıklık getirmeyi amaçlamaktadır. İkinci olarak da, İslamiyet in Kırgızistan özelinde bağımsızlık sonrası siyasi, kültürel ve toplumsal rolünü ve ülkenin 1991 sonrası yaşamakta olduğu değişime olan etkilerini ele almayı hedeflemektedir. Bunu yaparken, İslamiyet in Kırgız toplumunda ve siyasetinde çok yüzeyli görünümünü olabildiğince gerçekçi bir biçimde yansıtmayı da amaçlamaktadır. 1. Kırgızistan da İslam İslam Orta Asya da en az on iki yüzyıldır varlık göstermekle beraber, bölgedeki farklı topluluklarda farklı tezahürlere ve geçmişe sahiptir. Orta Asya Müslümanları arasında Özbekler geleneksel olarak İslamı en erken seçen ve Ortodoks İslam anlayışına en yakın olan grup olarak tanınmaktadırlar. Bunun en büyük nedeni olarak Özbeklerin büyük ölçüde yerleşik bir toplum olmaları ve İslami kültür merkezleri olan Buhara, Semerkant ve Hive benzeri kentlerde ve civarında yerleşik bulunmaları gösterilebilir. Buna ek olarak, Özbeklerin yoğunlaştığı bölgelerin İpek Yolu gibi ticaret yolları üzerinde bulunması da hacıların ve İslam bilginlerinin Özbek toplumunun İslam ile ilişkilerini derinden etkilemesine yol açmıştır. Kırgızlar ise, tıpkı kuzey komşuları olan Kazaklar gibi, farklı zamanlarda gruplar halinde İslamiyeti seçmiş, özellikle Özbek ve Tacik gruplarla iç içe bulundukları Fergana Vadisi civarında ve nispeten kolay ulaşılabilir olan bugünkü Güney Kırgızistan da yaşayan Kırgız kabileler dağlık Kuzey Kırgızistan daki kabilelere göre çok daha erken dönemlerde Sünni İslam ile tanışmışlardır. Kuzey Kırgızistan ın İslamiyet e tam olarak geçişi ise 19. yüzyıla kadar gerçekleşmemiştir. Dolayısıyla, Kırgızların Orta Asya da yerleşik topluluklar içinde İslamiyet i seçen en son etnik grup olduğu söylenebilir. 3 Bu nedenle, Kırgız toplumunun Orta Asya daki diğer etnik gruplara göre (özellikle Özbekler, Tacikler ve Uygurlar) İslam öncesi dini inanışlarla karışmış çok daha heterodoks bir İslam anlayışını benimsediği, Sovyet öncesi dönemde bile dindar olmadığı -Kırgızlar arasında dahi- yaygın kabul gören bir görüştür. 4 3 4 Daniyar Ashymov, The Religious Faith of the Kyrgyz, Religion, State & Society, Cilt:31, Sayı: 2, 2003. Julie McBrien & Mathijs Pelkmans, Turning Marx on his Head: Missionaries, Extremists and Archaic Secularists in Post-Soviet Kyrgyzstan, Critique of Anthropology, Cilt: 28, Sayı: 1, 2008. Ayrıca bkz., Maria Elisabeth Louw The Religious, The Secular and The Esoteric in Bishkek, Social Research Center, ss. 1-3, presented at the panel Challenging Interpretations of Islam in Central Asia at the eighth annual conference of the Central Eurasian Studies Society, Seattle, 18-21 Ekim 2007; Michael Fredholm, Islamic Extremism as a Political Force in Central Asia, Asian Cultures and Modernity Group Report, Sayı:5, Ekim 2003, s. 1. 20

Quo Vadis Kırgızistan?: Sovyet Sonrası Kirgizistan da İslami Hareketler Günümüzde, Kırgızistan da Müslümanların toplam nüfusa oranı % 86,3 tür. 5 Bu oran, 1991 yılında bağımsızlığın elde edilmesinden bu yana, Rus, Ukraynalı ve Alman gibi etnik grupların Kırgızistan dan özellikle Rusya ya göç etmeleri sonucu artış göstermektedir. Ülkedeki en büyük gayrimüslim grubu oluşturan Rus, Ukraynalı ve Almanların toplam nüfusa oranı 1979 yılında % 31,9 iken, bu oran 1999 yılında % 13,9 a düşmüştür. 6 Müslüman nüfusun çoğunluğunu ülke nüfusunun % 64,9 unu oluşturan Kırgızlar ile %13,8 ini oluşturan Özbekler teşkil etmektedir. 7 Müslüman nüfusun büyük çoğunluğu Sünni mezhebine bağlıdır. İslamiyet ten sonra en yaygın din, çoğu mensubunu toplumun % 8,4 üne karşılık gelen Rusların oluşturduğu Ortodoks Hristiyanlıktır. 8 2. Kırgızistan ın İslama Resmi Yaklaşımı Bağımsızlık sonrası Kırgızistan da, diğer Orta Asya devletlerinde olduğu gibi, dinin toplumsal ve siyasi sahnedeki rolü büyük bir değişim gösterdi. Kırgız toplumunun ve siyasetinin tecrübe etmekte olduğu bu dini uyanışı ve uyanışa karşı verilen tepkileri anlayabilmek için, Sovyet döneminin din politikası hakkında kısa bir bilgi vermekte yarar bulunuyor. Çünkü, Kırgız siyasetinin ülkede rolünü ve görünürlüğünü artıran İslami hareketlere karşı geliştirdiği tepkiler büyük oranda Sovyet döneminden miras kalan reflekslere dayanmaktadır. 2.1. Sovyetler Birliği nin İslam a Yaklaşımı Sovyetler Birliği nin dine bakış açısı Marksizmin dinlere yaklaşımı çerçevesinde şekillenmiştir. Marksist ideolojide din, kitleleri burjuva ve yönetici kesime karşı isyan etmekten alıkoyan, öbür dünya ya yönelik vaatlerle kitleleri dünyevi taleplerini azaltmaya, ellerinde olanla yetinmeye iten bir baskı aracı olarak görülür. Bu nedenle din, toplumdaki sınıf farklılıkları ortadan kalktıkça yok olacağı tahmin edilen, yok olması arzu edilen bir ancien régime kurumudur. Sovyetler Birliği de, Çarlık Rusyası ile özdeşleştirdiği Ortodoks Kilisesi ni ve geri, batıl olarak nitelendirdiği İslamiyet ve Musevilik gibi diğer dinleri yok etmek amacıyla şiddetli bir din karşıtı propaganda sürdürdü. 1917 1940 arasında en şiddetli biçimde devam eden bu süreçte kilise ve vakıf arazileri müsadere edildi, ibadet yerleri kapatıldı, din adamları öldürüldü ya da hapse atıldı, dini eğitim almak ve herhangi bir dini inanca sahip olmak yasaklandı. Her ne kadar genç Komünist rejimin ilk ve esas kurbanı Ortodoks Kilisesi idiyse de, özellikle 1925 sonrasında Sovyet rejiminin Orta Asya daki otoritesini artırmasıyla birlikte din karşıtı propaganda ve politika Kırgız topraklarında da hissedilmeye başlandı. Anti-İslami propaganda o denli etkiliydi ki, 1917 yılında Orta Asya da yaklaşık 20.000 cami bulunurken, bu sayı 1929 da 4000 e geriledi; Özbekistan da 1935 yılında sadece 60 cami kalmıştı. 9 5 6 7 8 9 PEW Forum on Religion & Public Life, Mapping The Global Muslim Population, (http://pewforum.org/uploadedfiles/topics/demographics/muslimpopulation.pdf). Wikipedia, (http://en.wikipedia.org/wiki/islam_in_kyrgyzstan). CIA Fact Book, Kyrgyzstan, (https://www.cia.gov/library/publications/the-world-factbook/geos/kg.html). U.S.Department of State, (http://www.state.gov/g/drl/rls/irf/2010/148795.htm). Ahmed Rashid, The Fires of Faith in Central Asia, World Policy Journal, Cilt: 18, Sayı: 1, Bahar 2001, ss. 46-47. 21

İzzet Ahmet BOZBEY Gosateizm yani devlet eliyle ateizm adı verilen bu politikanın, yine de, çok uzun bir süre aynı kararlılıkta sürdürüldüğünü söylemek mümkün değildir. 10 2. Dünya Savaşı nın Sovyet topraklarına sıçraması ile birlikte yumuşatılan din karşıtı politika, kısa süre içinde dinlerin sıkı devlet denetiminde ve güdümünde tutulduğu, Sovyet rejiminin dini kendi çıkarları doğrultusunda, kitlelerin sadakatini sağlamak için kullandığı bir siyasete dönüştü. Bu çerçevede, Sovyet Müslümanlarını temsilen dört Müftülük kuruldu. Her bir Müftülük, Müslümanların yoğun olduğu bölgelerde (Kuzey Kafkasya, Güney Kafkasya, Orta Asya ve Volga bölgesi) görev yapıyordu. Kısa adı SADUM olan Orta Asya ve Kazakistan Müftülüğü 1943 yılında, Orta Asya da İslamiyeti yönlendirebilmek ve Sovyet yönetiminin kontrolünde tutabilmek amacıyla, Çarlık döneminde Rusya Müslümanlarının temsil organı olan Orenburg Müslüman Dini Meclisi örnek alınarak kuruldu. 11 Müftülük, belirlenen sınırlar dahilinde dini eğitim veriyor ve açılmasına izin verilen az sayıdaki cami ve medresede görev yapacak din adamlarını yetiştiriyordu. Böylece Sovyet sistemi 20 yılı aşkın bir süre amansız biçimde savaşıp ortadan kaldıramadığı dinlerle yeni bir mücadele yöntemi bulmuş oldu. İbadet yerlerini, burada görev yapacak olan din adamlarını ve, en önemlisi, bu din adamlarının sahip olacağı bilgi sistemini Bourdieu cü tabirle kültürel sermayeyi- kontrol etmeyi hedefleyen Sovyet yönetimi, böylelikle dini cemaatleri de kontrolü altında tutmayı ve cemaatlerin sadakatini dini propaganda yoluyla berkitme amacını güdüyordu. Bu politikanın en önemli sonucu olarak Sovyet Müslümanları bir yandan ümmet ten soyutlandı, bir yandan da seküler bir İslam anlayışını benimsedi. İslamiyet bir kimlik belirleyicisi olma hüviyetini kazandı; Sovyet Müslümanları arasında İslam bir dizi ritüel ve inançtan çok, bir gelenek (tradition) olarak algılanmaya başlandı. Artık Kırgızlar için İslamiyet vahye dayanan birtakım dünyevi ve uhrevi değerler ve davranışlar bütünü olmaktan çıkıp, komşuları olan Ruslardan kendilerini ayırt etmeye yarayan bir kültürel/etnik kimlik işareti yine Bourdieu cü jargonda markör- halini aldı. Tamamen sekülerleşmiş, hatta ateist olan, hayatını İslamiyete refere etmeden sürdüren bir Kırgız, Ruslardan farkını ve Kırgızlığını, uhrevi içeriği tamamen boşaltılmış bir İslam kimliği ile iddia eder oldu. 12 Bu dönemde, Kırgız, Özbek, Tatar, Kazak vs. olmak Müslüman olmakla eş hal aldı; tıpkı, sekülerleşmiş/demistifiye edilmiş Ortodoksluk un Rus olmakla eş tutulması gibi. 13 Devlet tarafından dayatılan ve akademik çalışmalarda resmi İslam olarak adlandırılan tek tip bir İslam anlayışı toplumun bütününe kayıtsız şartsız egemen olmayı, diğer, alternatif İslam anlayışlarını ortadan kaldırmayı hedefliyordu. 14 10 11 12 13 14 David Kowalewski, Protests for Religious Rights in the USSR: Characteristics and Consequences, Russian Review, Cilt: 39, Sayı: 4, Ekim 1980. Kanatbek Murakhalilov, Kanybek Mamataliev, Omurzak Mamaiusupov, Islam in the Democratic Context of Kyrgyzstan: Comparative Analysis, Central Asia and the Caucasus, Cilt: 3, Sayı: 33, 2005, s. 46. Julie McBrien & Mathijs Pelkmans, Turning Marx on his Head: Missionaries, Extremists and Archaic Secularists in Post-Soviet Kyrgyzstan, ss. 90-91. Adeeb Khalid A Secular Islam: Nation, State and Religion in Uzbekistan, International Journal of Middle East Studies, Cilt: 35, Sayı: 4, 2003, ss. 573-98. T. Jeremy Gunn, Shaping an Islamic Identity: Religion, Islamism, and the State in Central Asia, Sociology of Religion,, Cilt: 64, Sayı: 3, 2003, s. 390. 22

Quo Vadis Kırgızistan?: Sovyet Sonrası Kirgizistan da İslami Hareketler Resmi İslam anlayışı, tüm çabalara rağmen yok edemediği, gerici ve batıl bulduğu diğer İslami yaklaşımları halk İslamı/folk İslam olarak adlandırıyordu. Resmi İslam her biri sıkı devlet güdümünde bulunan Müftülük, ilahiyat okulları, cami ve medreselerde hakimken, halk İslamı ise Sovyet denetiminden kaçabilmiş olan - veya her biri etnik Kırgız/Müslüman olan yerel Sovyet yetkililerince göz yumulan- türbe, -hem ölülerin gömüldüğü yer hem de Arapça daki orijinal anlamıyla ziyaret yeri demek olan- mezar ve yeraltı kurslarında Kırgızlara hitap etmekteydi. Daha çok bölgede Sovyet öncesi dönemde büyük ilgi gören evliyanın ve dini büyüklerin hatırasına saygı duymak, mezarlarda adak adamak ve dua etmekten ibaret olan Folk İslam ın, dini bilgiler bakımından fazla bir derinliğe sahip olmadığı, bağımsızlık sonrası bölgeyi ilk ziyaret eden ve gözlemleyenlerin yorumlarından anlaşılabiliyor. 15 2.2. 1991 Sonrası Kırgızistan da İslam: İslam ın Kırgız Politikasında Önemli Bir Faktör Haline Gelmesi Kırgızistan da İslama kitlelerin yeniden canlı bir ilgi göstermesi önce Afganistan Savaşı, sonra da Gorbaçov dönemi reformlarıyla mümkün oldu. 16 Kırgızistan Müslümanları arasında dini duyguların ortaya çıkışında Afganistan da görev yapan Müslüman Sovyet askerlerinin büyük etkisi bulunduğu söylenebilir. Sadece savaştıkları Mücahitler den etkilenen askerler değil, aynı zamanda Pakistan ve Suudi Arabistan daki medreselerde eğitim görmeye giden ve daha sonra Mücahitlere katılan Kırgızlar ve diğer Orta Asyalılar da bu dini dirilişin ilk adımını atmışlardır. Resmi ve daha geniş ölçekteki İslami diriliş ise, sadece birkaç yıl sonra, Sovyetler Birliği nin dağılması ve beş Orta Asya devletinin bağımsızlıklarına kavuşmasının ardından gerçekleşti. 1991 sonrasında bütün Orta Asya devletleri gibi Kırgızistan da İslamiyete yönelen büyük bir ilgiye sahne oldu. Yaklaşık yetmiş yıl boyunca dini hareketlerin devletçe yasaklandığı ve sıkı biçimde kontrol altında tutulduğu Kırgızistan da, Kırgız toplumu İslami geçmişine yönelik bir nostalji hissetmeye başladı. Yitirilmiş bir geçmiş olarak gördükleri ve hakkında fazlaca derin bilgiye sahip olmadıkları İslamiyetin toplumdaki görünürlüğü bir anda artmaya başladı. 17 Bir yandan Sovyet döneminde yeraltında faaliyet gösteren kurs ve camiler açığa çıkmaya başladı, bir yandan da Ortadoğu ve Güney Asya daki Müslüman ülkelerden resmi ve gayrı resmi İslami aktörler Kırgızistan da etkili olmaya başladı. Böylece, devlet ateizmi nedeniyle Kırgızlar arasında çok sınırlı olan dini eğitim ve bilgi birikimi bir anda artmaya başladı. Dini bilgiye olan erişimin önündeki engellerin kalkması, bu bilgileri Kırgız toplumuna ulaştıran kanalların da çeşitlenmesine neden oldu. Böylelikle, 1991 öncesinde sadece Sovyet sisteminin izin verdiği resmi İslam ve göz yumduğu Folk İslam ın barınabildiği Kırgızistan, dini bakımdan tam anlamıyla bir yeniden doğuşa sahne oldu. Sadece Kırgızistan da değil, tüm Orta Asya da çok sayıda 15 16 17 A.g.e., s. 390. Ahmed Rashid, The Fires of Faith in Central Asia, s. 48. T. Jeremy Gunn, Shaping an Islamic Identity: Religion, Islamism, and the State in Central Asia, s. 389. 23

İzzet Ahmet BOZBEY İslami topluluk aktif şekilde faaliyet göstermeye başladı: Suudi Arabistan ve diğer Körfez ülkelerinden gelen Vahhabilik gibi Selefi hareketler, Taliban ve Deobandiler gibi Pakistan, Hindistan ve Afganistan menşeli gruplar, Türkiye den gelen cemaatler ve zayıf da olsa İran Şiiliği. 18 Bu yeni çeşitlilik sadece İslami propagandacıların farklı ülkelerden gelmelerinden değil, aynı zamanda her bir kanalın farklı maddi kaynaklara, yaklaşımlara, değerlere, amaçlara ve metodlara sahip olmasından da doğmaktadır. Kimi gruplar politik bir varlığa kavuşup siyasi ajandalarını uygulamaya çalışırken, kimi gruplar ise siyasetten uzak durup eğitim ve İslamın kitlelere yeniden tanıtılması gibi propaganda faaliyetlerine yoğunlaşmaktadırlar. İslami bir yönetim anlayışının benimsenmesini hedefleyen bazı hareketler statükoyla şiddet yoluyla mücadele edilmesini savunurken, aynı hedefe sahip başka gruplar ise şiddeti bir araç olarak reddetmektedir. Başta ABD, Rusya ve İngiltere olmak üzere Batılı ülkeler tarafından kökten dinci olmak, Taliban la işbirliği yapmak ve El Kaide gibi uluslararası terör örgütlerine destek vermekle suçlanan hareketler bulunduğu gibi, aynı çevrelerce ılımlı İslam ın bölgedeki varlığına örnek olarak gösterilen gruplar da mevcuttur. 3. Kırgızistan da İslami Hareketler Bugün Kırgızistan da açık ya da gizli şekilde faaliyet gösteren çok sayıdaki dini gruptan ancak pek azı toplumda geniş bir kitleye hitap edebilmektedir. En etkili olanlar, yalnızca Kırgızistan sınırları içerisinde değil, tüm Orta Asya da faaliyet gösteren ve Ortadoğulu gruplardan etkilenen veya bunlarla doğrudan ve organik bağlantıya sahip olan Hizbu t-tahrir, Özbekistan İslami Hareketi ve Tebliğ Cemaati gibi gruplardır. 3.1. Hizbu t-tahrir-i İslami Hizbu t-tahrir-i İslami (İslami Özgürleşme/Kurtuluş Partisi), ya da kısa adıyla Hizbu t-tahrir (makalenin geri kalanında HT olarak anılacaktır) 1952 yılında Suudi Arabistan ve Ürdün de Takiüddin Nebhani (1909-1977) tarafından kurulmuştur. 19 Nebhani nin aynı zamanda Nazilerle işbirliği yapan Filistinli anti- Semitik çevrelerden etkilendiği ve İsrail karşıtı görüşlere sahip olduğu öne sürülmektedir. 20 Ayrıca, bazı uzmanlar hareketin Mısır da 1928 yılında Hasan el- Benna tarafından kurulmuş olan Müslüman Kardeşler in bir fraksiyonu olduğuna ve HT nin ilk üyelerinin bu organizasyondan devşirildiğine inanmaktadırlar. 21 Vahhabi doktrinden etkilenmiş olmakla beraber, ciddi farklılıklar gösterdiği düşünülen HT, faal olduğu ülkelerde silahlı mücadele olmadan, barışçıl yollarla 18 19 20 21 Svante E. Cornell, Regine A. Spector, Central Asia: More Than Islamic Extremism, The Washington Quarterly, Cilt: 25, Sayı: 1, 2002, s. 195. Ahmed Rashid, The Fires of Faith in Central Asia, s. 53. Mateen Siddiqui, The Doctrine of Hizb ut-tahrir, Zeyno Baran (Der.), The Challenge of Hizb ut- Tahrir: Deciphering and Combating Radical Islamist Ideology, (Washington: Nixon Center, 2004), ss. 1-2. David Commins, Taqi al-din al-nabhani and the Islamic Liberation Party, The Muslim World, Cilt: 81, Sayı: 3-4, 1991, s. 194. 24

Quo Vadis Kırgızistan?: Sovyet Sonrası Kirgizistan da İslami Hareketler şeriat düzenini hakim kılmayı amaçlar. 22 Kendi tanımına göre HT nin amacı, İslami hayatı Müslüman topluluklar arasında yeniden hakim kılmak ve İslam davasını tüm dünyaya ulaştırmaktır. 23 Tüm dünya Müslümanlarını tek bir halifelik çevresinde birleştirmeyi hedefleyen hareket, Ortadoğu ve Orta Asya da yasaklanmıştır, ancak birçok ülkede yer altı faaliyetlerini sürdürmektedir. 24 Avrupa da çeşitli ülkelerde de etkin olan harekete (www.hizb-ut-tahrir.org) adresinden ulaşılabilmektedir. 25 Dikkat çekici bir nokta, web sayfasının Arapça, İngilizce, Urduca, Almanca, Rusça ve Türkçe dillerinde hazırlanmış olmasına rağmen Orta Asya dillerinin seçenekler arasında bulunmamasıdır. Bu durum, HT nin Orta Asya ya odaklanmadığı şeklinde yorumlanmaktadır. 26 Yine de, uzmanlar, HT nin Orta Asya daki en önemli İslami hareket olduğu konusunda hemfikirdirler. 27 Ayrıca, HT nin Orta Asya da faal olan İslami hareketler içerisinde tutarlı bir ideolojiye sahip olan tek grup olduğu, Usame bin Ladin ve Taliban lideri Molla Ömer gibi figürlerin HT nin öğretilerini kullanarak hareketlerine meşruiyet kazandırdıkları öne sürülmektedir. 28 HT Orta Asya nın yeniden İslamlaştırılmasını hedeflemektedir. Bununla paralel olarak, İslam dünyasının tamamını kapsayacak şekilde hilafetin yeniden kurulmasını da amaçlayan HT nin Müslüman Kardeşler ve Camaat-i İslami ye göre çok daha güçlü bir global hilafet vurgusu yaptığı söylenebilir. 29 Aynı zamanda, tek hilafet bayrağı altındaki ümmet düşüncesiyle çelişen ve ümmeti farklı ulusal çıkarlara sahip milletlere bölen milliyetçilik kavramı Nebhani tarafından değersiz ve hatta insanlık dışı bulunur. 30 Öte yandan, bu nedenlerle HT nin diğer radikal İslami gruplara göre daha ütopik bir dünya görüşüne sahip olduğu düşünülmektedir. 31 HT nin siyasi gündemi, Orta Asya da sosyal adaletsizlikleri İslami yöntemlerle giderme fikri üzerine kuruludur. 32 Öyle ki, HT 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 Cholpon Chotaeva, Islam in the Social-Political Context of Kyrgyzstan, Central Asia and the Caucasus, Cilt: 6, Sayı: 24, 2003, ss. 51-52. Hizb-ut-Tahrir, (http://www.hizb-ut-tahrir.org/index.php/ar/def). Eric McGlinchey, Islamic Revivalism and State Failure in Kyrgyzstan, Problems of Post- Communism, Cilt: 56, Sayı: 3, Haziran 2009, s. 20. Ayrıca bkz., Charles Fugère, Muslims, National Security and the State in Uzbekistan, Unpublished PhD Thesis, Montréal, McGill University, 2005, s. 48. Türkiye den erişim mahkeme kararıyla engellenmektedir. Charles Fugère, Muslims, National Security and the State in Uzbekistan, Unpublished PhD Thesis, Montréal, McGill University, 2005, s. 48. Krzysztof Strachota & Maciej Falkowski, Jihad vs. The New Great Game: Paradoxes of Militant Islamic Threats in Central Asia, (Warsaw: Punkt Widzenia, 2010), s. 45. Ayrıca bkz., International Crisis Group, Central Asia: Islamists in Prison, Asia Briefing, Sayı: 97, 15 Aralık 2009, s. 3. Zeyno Baran, S Frederick Starr, Svante E. Cornell, Islamic Radicalism in Central Asia and the Caucasus: Implications for the EU, Silk Road Paper, 2006, s. 18. Husain Haqqani Understanding HT Ideology, Zeyno Baran (Der.), The Challenge of Hizb ut- Tahrir: Deciphering and Combating Radical Islamist Ideology, (Washington: Nixon Center, 2004), s. 35. Kristine Sinclair, The Caliphate as Homeland: Hizb ut-tahrir in Denmark and Britain, Unpublished PhD Dissertation, University of Southern Denmark, 2010, s. 96. Jean- François Mayer, Hizb ut-tahrir The Next Al-Qaida, Really?, PSIO Occasional Paper, Nisan 2004, ss. 14-15. International Crisis Group, Women and Radicalization in Kyrgyzstan, Asia Briefing, Sayı: 176, 3 Eylül 2009, s. 10. 25

İzzet Ahmet BOZBEY tarafından dağıtılan risale ve benzeri propaganda materyallerinde yolsuzluk ve yoksulluk gibi sosyal problemlerin şeriat düzeninin kurulmasıyla sona ereceği ifade edilmektedir. 33 Halifeliğin kurulmasının bu gibi ciddi ve köklü sorunları nasıl çözeceğine dair bir açıklama yapmayan HT daha çok altın standartlarına geri dönmek ve Hristiyanlar için cizye ve haraç koymak gibi ahistorik, pragmatik ve popüler sloganik ifadeler yoluyla Kırgızları ve diğer Orta Asya halklarını kendi davasına çekmeye çalışmaktadır. 34 Yine de, büyük ekonomik problemlerle ve yaygın yolsuzlukla mücadele eden Kırgızistan halkı için altyapısı zayıf bile olsa bu somut çözümler cezbedicidir. Özellikle de sosyo-ekonomik güvencesi bulunmayan kadınlar ve göçmen işçiler gibi ekonomik olarak kırılgan kesimlerin HT yi kendilerine yakın gördükleri bilinmektedir. 35 Buna ek olarak, Kırgız hapishanelerinde hapis cezasına çarptırılan HT mensuplarının bu hapishanelerde bulunan obshchak adlı mahkum network ünü kullanarak diğer mahkumlarla etkileşim kurdukları, kendilerine yandaş topladıkları ve politik mücadelelerine cezaevlerinde devam ettikleri belirtilmektedir. 36 Ayrıca, diğer tüm Selefi gruplar gibi HT de anti-amerikan, anti-siyonist, anti-israil ve anti-şii bir ideolojiye sahiptir. 37 HT siyasi hedeflerine ulaşmak için şiddeti ve terörü geçerli bir yol olarak kabul etmeyen ya da etmediğini ifade eden- bir harekettir. 38 HT bu tutumunda siyasi analizciler ve akademisyenler tarafından genelde ikna edici bulunuyorsa da, kimi akademik çevreler HT yi bizzat şiddete başvurmayan ancak mensupları şiddete dayalı cihat düşüncesini benimsemiş olan bir örgüt olarak tanımlamaktadır. 39 Bu nedenle, aynı çevreler HT yi şiddeti benimsememesi nedeniyle bir terörist organizasyon olarak değerlendirmemekte, fakat İslam devletini kurmayı nihai hedef olarak belirlediği gerekçesiyle Müslüman Kardeşler ve El Kaide ile aynı siyasi spektrumda görmektedirler. 40 Çok önemli olan bir nokta olarak, Orta Asya rejimleri HT nin şiddet yanlısı olduğunu iddia etmektedirler. 41 Bu nedenle, Kazakistan ve Kırgızistan hapishanelerinde tutuklu bulunan radikal İslamcıların çoğunluğunu HT mensupları oluşturmaktadır. 42 Ancak, Orta Asya rejimleri HT 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 Kanatbek Murakhalilov, Kanybek Mamataliev, Omurzak Mamaiusupov, Islam in the Democratic Context of Kyrgyzstan: Comparative Analysis, s. 52. Houriya Ahmed & Hannah Stuart, Hizb ut-tahrir: Ideology and Strategy, (London: The Centre for Social Cohesion, 2009), ss. 18-19. Crisis Group Asia Briefing, Women and Radicalization in Kyrgyzstan, Sayı: 176, 3 Eylül 2009, ss. 10-11. Ayrıca bkz., International Crisis Group, Central Asia: Migrants and the Economic Crisis, Asia Briefing, Sayı: 183, 5 Temmuz 2010, s. 14. International Crisis Group, Central Asia: Islamists in Prison, Asia Briefing, Sayı: 97, 15 Aralık 2009, ss. 1-3. Ayrıca bkz., International Crisis Group Women and Radicalization in Kyrgyzstan, Asia Briefing, Sayı: 176, 3 Eylül 2009, s. 6. Charles Fugère, Muslims, National Security and the State in Uzbekistan, s. 51. Hizb-ut-Tahrir Britain, (http://www.hizb.org.uk/wp-content4/uploads/2010/09/ht_media_pack.pdf). Zeyno Baran (Der.), The Challenge of Hizb ut-tahrir: Deciphering and Combating Radical Islamist Ideology, s. ix. Houriya Ahmed & Hannah Stuart, Hizb ut-tahrir: Ideology and Strategy, s. 3. Krzysztof Strachota & Maciej Falkowski, Jihad vs. The New Great Game: Paradoxes of Militant Islamic Threats in Central Asia, ss. 45-46. International Crisis Group, Central Asia: Islamists in Prison, Asia Briefing, Sayı: 97, 15 Aralık 2009, s. 1. 26

Quo Vadis Kırgızistan?: Sovyet Sonrası Kirgizistan da İslami Hareketler mensuplarının şiddet eylemlerine karıştığına dair inandırıcı bir kanıt sunamamışlardır. HT nin Kırgızistan da 1991 öncesi dönemde faaliyet göstermediği, bağımsızlık sonrası süreçte ise Afganistan ve Pakistan üzerinden ülkeye ve tüm Orta Asya ya giriş yaptığı düşünülmektedir. En çok Özbekistan da sempati toplamış olan HT nin Kırgızistan da özellikle ülkenin güneyinde yaşayan Özbek asıllılarca desteklendiği bilinmekte; fakat Kırgızistan çapında toplam kaç mensubu veya sempatizanı olduğu konusunda çelişkili bilgiler bulunmaktadır. 43 Öte yandan, HT nin Kırgızistan daki ilk örgütlenmesi Kırgızistan da yaşayan Özbekler tarafından değil, Özbekistan daki baskı ortamından kaçıp daha liberal olan Kırgızistan a sığınan Özbekistan Özbekleri tarafından gerçekleştirilmiştir. 44 HT nin mali kaynakları konusunda kesin bir veriye ulaşmak güçtür. Hareketin önceleri Suudi Arabistan kaynaklı Vahhabi gruplarca finanse edildiği düşünülse de günümüzde bu desteğin devam edip etmediği, ediyorsa hangi ölçüde ettiği bilinmemektedir. 45 Günümüzde HT nin İran, Suudi Arabistan ve Taliban tarafından finanse edildiği yönünde spekülasyonlar yapılmaktadır. 46 Ancak, HT nin Vahhabi ideolojisinden etkilendiği ve Sünni bir örgüt olduğu göz önünde bulundurulursa, İran kaynaklı finansman iddialarının doğruluğun ciddi şekilde sorgulanması gerektiği ortaya çıkmaktadır. Vahhabilik hareketinin keskin Şii karşıtı söylemlere sahip olması ve İran ın Ortadoğu da destekleyebileceği ve gerçekten desteklediği- Şii örgütlerin sayıca hiç de az olmaması, İslam ın orijinal haline dönmeyi hedefleyen, püriten, Sünni HT ile Şiilik propagandası yapmayı bir devlet politikası olarak gören İran arasında ilişkiyi hayli imkansız kılmaktadır. Bu nedenle, HT-İran ilişkisi anlamlı bir ideolojik tabana sahip değildir. Eğer varsa, ideolojik boyutu bulunmayan böyle bir ilişkinin sadece, o da kısa süreli ve ârızî olmak üzere, maddi çıkarlara dayanan, pragmatist bir menfaat birliği olduğu düşünülebilir. Böyle bir finansal çıkar ilişkisinin varlığı hakkında kuşkulara yol açabilecek bir diğer unsur da, bu tür iddiaların uzmanlar tarafından siyasi manipülasyon yapmak amacıyla, kasıtlı olarak dolaşıma sokulmuş olma ihtimalidir. 47 Batı dünyasının radikal İslam tehlikesi karşısında daha da diken üstünde olmaya başladığı bir dönemde, HT gibi ne kadar şiddet karşıtı olursa olsun- İslami köktendinci bir örgütün, nükleer programı ve anti-semitik, anti-israil söylemleri dilinden düşürmeyen politikacılarıyla İran gibi bir devletin ilişkilendirilmesi, bir yandan Orta Asya daki HT varlığının uluslararası sonuçlarını, bir yandan da İran ile Orta Asya ilişkilerini etkileyecektir. Barışçıl ve zararsız 43 44 45 46 47 Alexey Sukhov, Post-Soviet Radicalization of Islam in Kyrgyzstan: Hizb ut-tahrir, Central Asia and The Caucasus: Journal of Social and Political Studies, Cilt: 6, Sayı: 42, 2006, s. 108. A.g.e., s. 108. Mateen Siddiqui, The Doctrine of Hizb ut-tahrir, s. 6. A.g.e., s. 6. Washington DC de faaliyet gösteren muhafazakar bir düşünce kuruluşu olan Heritage Foundation da araştırmacı olarak görev yapan Ariel Cohen, HT nin Orta Asya da yıkıcı faaliyetlerde bulunduğuna ve ABD yönetiminin bu hareketi engellemesi gerektiğine ilişkin görüşlerine Orta Asya analizlerinde sık sık yer vermektedir. Benzer görüşler Nixon Center ın yayınlamış olduğu konferans tebliğlerinde de ifade edilmektedir. Bu görüşleri eleştiren bir makale için bkz. Jean- François Mayer, Hizb ut-tahrir The Next Al-Qaida, Really?, PSIO Occasional Paper, Sayı: 4, 2004. 27

İzzet Ahmet BOZBEY olarak görülebilecek HT nin İran dan finansal destek aldığı iddiası, HT nin Orta Asya daki faaliyetleriyle anti-demokratik yollarla mücadele eden Orta Asya Cumhuriyetlerine Batı dünyasından gelebilecek eleştirilerin dozunu düşürebilir. Aynı şekilde, böyle bir destek, Orta Asya Cumhuriyetlerini İran ile olan ilişkilerinde daha sert ve Batı yanlısı- bir tavır takınmaya itebilir. Özbekistan İslami Hareketi nin Afganistan daki NATO operasyonları sonucu etkinliğini yitirmesiyle HT nin Kırgızistan da varlığını artırarak Özbek asıllı Kırgız vatandaşları arasında daha çok destek bulmaya başladığı görülmektedir. Günümüzde Kırgızistan da kaç HT mensubu bulunduğuna dair net bir bilgi bulunmamaktadır. Muhtemel üye sayısı Crisis Group tarafından 2003 yılında 1000-2000 arası olarak tahmin edilmişken, 2008 yılında Kırgız Müftülüğü bu sayıyı 15.000 olarak açıklamış, sadece bir yıl sonra ise HT mensuplarının azalarak 1.630 kişiye indiklerini iddia etmiştir. 48 Bu bilgi karmaşasına ve eksikliğine rağmen, global bir İslami hareket olması nedeniyle Orta Asya daki varlığı dikkate değer bulunan HT nin Kırgızistan daki elverişli koşullardan yararlanarak faaliyetlerini artırması beklenebilir. 3.2. Özbekistan İslami Hareketi Sovyetler Birliği nin yıkılmasıyla ortaya çıkan kaotik dönemde toplumsal düzeni sağlamayı kendine görev edinen, dini hassasiyete sahip Adolat (Adalet) gibi vigilante gruplar Özbekistan daki erken İslami hareketleri oluşturur. 49 Belirli bir gündeme sahip olmayan, sadece ahlaki değerlerin aşınmasına tepki gösteren, çoğunluğu işsiz ve düşük sosyo-ekonomik kesimden gelen gençlerden oluşan bu gruplar suçlu gördükleri kişileri şiddete de başvurarak cezalandırmaktaydı. Ancak, kimisi legal olan bu hedefsiz gruplar zaman içinde kendileri haraç kesen suç örgütleri haline dönüştü. Kısa zamanda da, daha İslami gündeme sahip gruplar etkili olmaya başladı. Bu yeni dalga gruplardan biri de, kökleri Adolat hareketine dayanan Özbekistan İslami Hareketidir (ÖİH). 50 Kırgızistan da da faaliyet gösteren (ÖİH), esas olarak Özbekistan da sempatizan bulan ve Güney Kırgızistan daki Özbek nüfusa hitap eden bir illegal örgüttür. Tüm Orta Asya da ve Rusya Federasyonu na bağlı bazı kentlerde de faaliyet gösterdiği bilinmektedir. 1990 yılında Özbekistan ın Fergana Vadisi nde bulunan Namangan kentinde Tahir Yoldaş ve Cuma Namangani tarafından kurulmuştur. 51 Ancak, ilk yıllarından itibaren yasadışı ilan edilen ÖİH, sınırlarından kolayca geçilebilen Orta Asya Cumhuriyetlerinde varlık göstermeye başlamıştır. 1992-1997 yılları arasında Tacik İç Savaşı nda Birleşik Tacik Muhalefeti nin saflarında savaşan ÖİH, savaşın kaybedilmesi üzerine Afganistan a 48 49 50 51 International Crisis Group, Women and Radicalization in Kyrgyzstan, Asia Briefing, Sayı: 176, 3 Eylül 2009, s. 6. Dmitri Karmanov, The Radical Islamic Organizations of Central Asia, Central Asia and the Caucasus, Cilt: 6, Sayı: 30, 2004, ss. 51-52. Michael Feldholm, From the Ferghana Valley to Waziristan and Beyond: The Role of Uzbek Islamic Extremists in the Civil Wars of Tajikistan, Afghanistan and Pakistan, Islam, Islamism and Politics in Eurasia Report, Sayı:22, 25 Ağustos 2010, s. 2. Svante E Cornell, Narcotics, Radicalism, and Armed Conflict in Central Asia: The Islamic Movement of Uzbekistan, Terrorism and Political Violence, Cilt: 17, Sayı: 3, 2005, s. 626. 28

Quo Vadis Kırgızistan?: Sovyet Sonrası Kirgizistan da İslami Hareketler geçmiştir. Bu tarihten sonra Suudi Arabistan, Afganistan, Pakistan, İran, BAE ve Türkiye yi ziyaret ettiği ve bu ülkelerdeki radikal İslami gruplarla ilişkiye geçtiği bilinen Tahir Yoldaş ın Suudi, İran ve Türk gizli servislerinden finansla destek aldığı iddia edilmiştir. 52 ÖİH yi bölgede faaliyet gösteren birçok İslami hareketten örneğin en az ÖİH kadar önemli olan HT den- ayıran özelliği, seküler bölge devletlerini silahlı mücadele yöntemiyle, şiddet kullanarak yıkmaya çalışmasıdır. 53 ÖİH nin 1998 yılında Kabil de açıkladığı deklarasyona göre hareket Özbek ve Kırgız devletlerine karşı cihat yapmak ve seküler devlet yapısını yıkarak yerine İslami hükümleri tesis etmek amacıyla kurulmuştur. 54 Ayrıca tüm İslam alemini kapsayan bir halifeliğin de kurulması amaçlanmaktadır. 55 İslam Kerimov rejimini ateist Sovyet rejiminden farksız gören ÖİH, SSCB ve ABD gibi dış güçlerin ve onların Kerimov gibi yerli uzantılarının baskılarına karşı koyarak bir İslam devleti kurmayı hedeflemektedir. Kırgız hükümetine karşı cihat ilan edilmesinin nedeni ise Özbekistan da Kerimov rejiminin baskılarından kaçıp Kırgızistan a sığınan Özbeklerin Asker Akayev hükümetince Özbekistan a iade edilmesidir. 56 ÖİH bunları başarabilmek için, özellikle 1998 sonrasında, Taliban ve El Kaide ile yakın işbirliği yapmıştır. 57 Bu nedenlerle de ÖİH 2000 yılında ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından terörist organizasyonlar listesine dahil edilmiştir. Finansal kaynak elde etmek amacıyla bir yandan Ortadoğu ve Güney Asya daki radikal İslami gruplarla ve çeşitli gizli servislerle dirsek temasına geçen ÖİH nin çok önemli bir para kaynağının da uyuşturucu kaçakçılığı olduğu iddia edilmektedir. 58 Dünya afyon üretiminin yüzde 92 sini gerçekleştiren Afganistan ile Rusya Federasyonu ve Doğu Avrupa arasındaki uyuşturucu trafiğinin önemli bir rotasını oluşturan Orta Asya, ÖİH için ciddi bir kazanç kapısı oluşturmaktadır. 59 2000 li yıllarda Orta Asya ve Rusya da uyuşturucu kullanımının hızla arttığını not eden araştırmacılar, bu artıştan Orta Asya nın Afganistan dan gelen uyuşturucu trafiğinde oynadığı transit rolü sorumlu tutmaktadır. 60 Uyuşturucu trafiğinin, ekonomisi zayıf bölge ülkelerinde, özellikle de Tacikistan ve Kırgızistan da, devletin otoritesini zedelediği de bir gerçektir. Çok düşük maaşa sahip güvenlik görevlilerinin uyuşturucu tacirleriyle mücadele etmesi oldukça güçtür. 61 Bu durum, 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 Michael Feldholm, From the Ferghana Valley to Waziristan and Beyond: The Role of Uzbek Islamic Extremists in the Civil Wars of Tajikistan, Afghanistan and Pakistan, s. 4. Eren Tatari & Renat Shaykhutdinov, State Response to Religious Revivalism in Post-Soviet Central Asia, European Journal of Economic and Political Studies, Cilt: 2, Sayı: 3, 2010, s. 98. Rob Johnson, Oil, Islam and Conflict: Central Asia Since 1945, (London: Reaktion Books, 2007), s. 115; Michael Feldholm, From the Ferghana Valley to Waziristan and Beyond: The Role of Uzbek Islamic Extremists in the Civil Wars of Tajikistan, Afghanistan and Pakistan, ss. 5-7. Krzysztof Strachota & Maciej Falkowski, Jihad vs. The New Great Game: Paradoxes of Militant Islamic Threats in Central Asia, s. 39. Michael Feldholm, From the Ferghana Valley to Waziristan and Beyond: The Role of Uzbek Islamic Extremists in the Civil Wars of Tajikistan, Afghanistan and Pakistan, s. 7. A.g.e., ss. 114-116. A.g.e., s. 12. BBC News, (http://news.bbc.co.uk/2/hi/4south_asia/5308180.stm). Svante E Cornell, Narcotics, Radicalism, and Armed Conflict in Central Asia: The Islamic Movement of Uzbekistan, ss. 580-581. A.g.e., s. 581. 29

İzzet Ahmet BOZBEY ÖİH gibi örgütleri faaliyetlerini uyuşturucu kaçakçılığı yoluyla finanse etmeleri için adeta teşvik etmektedir. Özellikle 2005 yılına kadar Özbekistan da faal olan ÖİH, 1999 Andican Olayları nın ardından Afganistan a yerleşmiş ve Afgan topraklarını kullanarak Özbekistan, Tacikistan ve Kırgızistan da çeşitli saldırılar gerçekleştirmiştir. Bu tarihlerde Taliban ile beraber hareket eden ve Taliban kamplarında eğitim gören ÖİH militanları, ABD nin Afganistan ı işgalinin ardından Pakistan ın Veziristan bölgesine sığınmış, 2005 yılından sonra ise, NATO operasyonlarının sonucu olarak, etkinliklerini yitirmiştir. 62 Kırgızistan da ÖİH nin etkinliğini yitirmesiyle oluşan boşluğun HT tarafından doldurulduğu düşünülmektedir. 3.3. Tebliğ-i Cemaat Tebliğ-i Cemaat (Tebliğ) Muhammed İlyas Kandehlevi tarafından 1926 yılında Kuzey Hindistan da kurulan ve İslam da tecdid i hedefleyen bir harekettir. 63 Geç 19. ve erken 20. yüzyıllarda Hindistan da Müslümanlıktan Hinduizm e geçenlerin artması üzerine, modernleşmenin kıskacındaki İslam inancının orijinal köklerine geri dönmesini savunan Selefi bir düşünce olarak ortaya çıkan Deobandi hareketinin bir parçasıdır. Deobandi görüşü modern zamanlarda yaşanan İslamiyetin, yerel adetler ve diğer dinlerin uygulamaları gibi bidatlardan (Peygamber döneminde olmayıp, Peygamber in ölümünden sonra dine katılan İslami pratikler) temizlenmesini ve orijinal yani Peygamber zamanındaki- hali nasılsa günümüzde de o şekilde uygulanması gerektiğine inanan Vahhabilik gibibir dizi püritanik Selefi hareketlerdendir. Günümüzde Hindistan, Pakistan ve İngiltere de aktif olan Deobandi hareketi, Taliban ın da temel ideolojisini oluşturur; Taliban liderlerinin çoğu Pakistan daki Deobandi medreselerinde eğitim görmüştür. 64 Uzmanlar, Deobandi köklerine rağmen, Tebliğ i şiddet yanlısı olmayan, siyasetten uzak duran ve gayrı-müslimlere karşı misyonerlik faaliyetleri yürütmeyen bir hareket olarak nitelendirmektedir. 65 Tebliğ faaliyetlerini dindar olmayan Müslümanlarla birebir görüşme yoluyla sürdüren ve gönüllülük esasına dayanan bir grassroots hareketi olarak görülebilir. 66 Diğer İslami gruplarla işbirliği yapmadıkları gibi çatışma içinde de değildirler. Benzer bir tutumla, cihatçı İslam a da karşı çıkmaz veya destek vermezler. Tebliğ in Fransa ve İspanya da da yayılmaya başladığına dair bilgiler bulunmaktadır. 67 Günümüzde Tebliğ in 62 63 64 65 66 67 Michael Feldholm, From the Ferghana Valley to Waziristan and Beyond: The Role of Uzbek Islamic Extremists in the Civil Wars of Tajikistan, Afghanistan and Pakistan, s. 16. Metcalf, D. Barbara, Traditionalist" Islamic Activism: Deoband, Tablighis, and Talibs, Social Science Research Council, (http://essays.ssrc.org/sept11/essays/metcalf.htm). Goldberg, Jeffrey, Inside Jihad U.: The Education of a Holy Warrior, New York Times, 25 Haziran 2000, (http://www.jeffreygoldberg.net/articles/nyt/inside_jihad_u_the_education_o.php). Metcalf, D. Barbara, Traditionalist" Islamic Activism: Deoband, Tablighis, and Talibs, Social Science Research Council, (http://essays.ssrc.org/sept11/essays/metcalf.htm). A.g.e. Hasan, Khalid, Tableeghi Jamaat: All that You Know and don t, Daily Times, 13 Ağustos 2006, (http://www.dailytimes.com.pk/default.asp?page=2006\08\13\story_13-8-2006_pg3_4). 30

Quo Vadis Kırgızistan?: Sovyet Sonrası Kirgizistan da İslami Hareketler dünyada en yaygın İslami hareket olduğuna ve çoğu Hint alt-kıtasında olmak üzere 100-150 milyon mensubu bulunduğuna inanılmaktadır. 68 Tebliğ in Kırgızistan a girişi bağımsızlık sonrası döneme denk gelmektedir. Bu dönemde, daha az dindar Müslümanlar olarak gördükleri Kuzey Kırgızistan ve Kazakistan Müslümanlarına ulaşmaya çalışan Tebliğ, günümüzde Türkmenistan dışında tüm Orta Asya cumhuriyetlerinde etkindir. 69 Pakistan ve Hindistan da eğitim gören yerel mensuplarca sürdürülen faaliyetler bugün Fergana Vadisi nde yoğunluk kazanmıştır. Bu bakımdan Tebliğ, Güney Kırgızistan da yerleşik Özbek nüfustan destek gören ve mensuplarını da genelde bu etnik gruptan alan HT den ayrılmaktadır; çünkü Kırgızistan da faaliyette bulunan Tebliğ üyeleri çoğunlukla etnik Kırgızlardan oluşmaktadır. 70 Bu nedenle, Tebliğ in HT gibi bölge ülkelerindeki etnik eşitsizliklerden beslendiğini söylemek mümkün gözükmemektedir. Ayrıca, Tebliğ mensupları HT üyelerinden kendilerine gelen iletişim taleplerini reddettiklerini iddia etmektedirler. Bugün Tebliğ in Orta Asya da çoğu Kırgızistan da olmak üzere 10.000 mensubu bulunduğu düşünülmektedir. 71 Öte yandan, Tebliğ in bu mesafeli ve apolitik tutumu Kırgız ve Özbek makamlar tarafından ikna edici olmaktan uzak bulunmuştur. Bu ülke makamları Tebliğ i aşırılık yanlısı ve terörist olarak nitelendirmektedirler. 72 Bu nedenle hareket Özbekistan da yasaklanmış, Kırgızistan da ise yasaklanması konusunda çalışmalar sürdürülmektedir. 73 4. Kırgız Yönetiminin İslami Hareketlere Karşı Tavrı Kırgızistan da İslamiyete yönelik ilginin bağımsızlığın kazanılmasının ardından arttığı şüphe götürmez bir gerçektir. Bölge ülkelerindeki camilerin sayısının bağımsızlık sonrası hızla artış göstermesi buna kanıt olarak gösterilebilir. Örneğin, Kırgızistan genelinde 1991 yılında 39 olan cami sayısı 2001 yılında 2000 i bulmuştu. 74 Ancak, cami sayısı kadar, bu camilerin hangi kurumun ya da grubun etkisi altında bulunduğu da artan dindarlığın ve din anlayışında yaşanan değişimin bir göstergesidir. Bu bağlamda belirtmek gerekir ki, Kırgızistan da 2001 yılında faaliyet gösteren 2000 camiden ancak 931 i resmen kayıtlıydı. Bugün Kırgızistan da bulunan camilerin ne kadarının Kırgızistan Müftülüğü ne, ne kadarının devletçe varlığına izin verilen Müslüman gruplara, ne kadarının ise HT gibi devletçe yasaklanmış aktörlere bağlı olduğunu söylemek çok güçtür. Ancak, özellikle Güney Kırgızistan da HT ye bağlı camilerin sayıca fazla olduğu kabul 68 69 70 71 72 73 74 Wikipedia, (http://en.wikipedia.org/wiki/tablighi_jamaat). Rotar, Igor, Pakistani Islamic Missionary Group Establishes a Strong Presence in Central Asia, Eurasianet, 22 Temmuz 2007, (http://www.eurasianet.org/departments/insight/articles/eav072307a.s html). A.g.e. International Crisis Group, Central Asia: Islamists in Prison, Asia Briefing, Sayı: 97, 15 Aralık 2009, ss. 4-5. Tablighi Jamaat could be Banned in Kyrgyzstan, Interfax, 22 Temmuz 2009, (http://www.interfa x-religion.com/?act=news&div=6471). Pepraha.News, (http://www.fergananews.com/article.php?id=6066). Farideh Heyat, Re-islamization in Kyrgyzstan: Gender, New Poverty and the Moral Dimension, Central Asian Survey, Cilt: 23, Sayı: 3-4, Aralık 2004, s. 276. 31

İzzet Ahmet BOZBEY edilmektedir. Böylelikle, Kırgız hükümeti tarafından transnasyonal cihat ideolojisine sahip olmakla, Kırgızistan toplumu arasına nifak tohumları ekmekle ve hatta ülkeyi iç savaşa sürüklemekle suçlanan HT, ülkenin güneyinde Özbeklerin yoğun olarak yaşadıkları bölgelerde devletin tek-tip din yaklaşımından ayrı bir dini anlayışı etkin kılabilmektedir. 75 Orta Asya, El Kaide ve uluslararası terörizm gibi konularda adeta bir numaralı sanık durumunda olan Afganistan ile komşudur. Bu komşuluk ilişkisinin en yoğun biçimde hissedildiği ülkeler de, Afganistan ile sınır komşusu olan Özbekistan ve Tacikistan dır. Ancak, bölgedeki sınır güvenliğinin zayıf olmasından ötürü, Afganistan a komşu olmasa bile Kırgızistan özellikle Tacikistan yoluyla ülkeye kaçak giriş yapan HT ve ÖİH gibi illegal dini gruplara engel olamamakta, böylelikle Afganistan da yaşanan gelişmelerden doğrudan etkilenmektedir. Ayrıca, 1992-1997 yılları arasında süren Tacik İç Savaşı da bölgedeki sınır güvenliğini etkisiz kılmış, Afganistan ile bölge ülkeler arasındaki karşılıklı kontrol-dışı sınır geçişlerinin sıklaşmasına yol açmıştır. Bu nedenle Kırgızistan da politik, sosyal ve ekonomik istikrar Afganistan la yakından ilişkilidir. Afganistan da 2001 den bu yana yürütülmekte olan Amerikan müdahalesi ve Afganistan dan kaçan terör örgütlerinin Tacikistan ve Kırgızistan a sığınmaları da Kırgızistan da istikrarsızlık yaratan unsurlardır. Bütün bu gelişmeler ve Kırgızistan ın kırılgan bir coğrafyada bulunuşu ülkedeki dini hareketlerin devletçe denetimini daha da önemli hale getirmektedir. Kırgız resmi makamlarının ülkedeki İslami hareketlere yaklaşımı genelde komşu Orta Asya devletlerine göre daha hoşgörülüdür. Özellikle Özbekistan ın bu konuda çok katı olduğu, resmi dini görüşlerin dışında hiçbir dini fikre hayat şansı tanımadığı, bu düşünceleri Vahhabilik, İslami kökten dincilik, yıkıcı dış etki, terörizm gibi yaftalarla etiketlediği bilinmektedir. 76 Herhangi bir kanıta dayanmadan, sadece devletçe izin verilenlerin dışındaki dini görüşlere sahip olan insanlar kolaylıkla hapse atılmakta, işkenceye tabi tutulmaktadır. Başı örtülü kadınlar, hiçbir kanıta dayanmaksızın, kökten dinci oldukları iddiası ile hapse atılabilmektedir. 77 Özellikle de ÖİH nin 1999 yılında Taşkent te düzenlediği terörist saldırılarını bahane eden Kerimov un İslami hareketler ve genel olarak Müslüman Özbek halkı üzerinde kurduğu yoğun baskı devam etmektedir. Kamusal alanda dini sembolleri (başörtüsü, takke vb.) taşımak gibi en sıradan dindarlık ifadelerini bile terörizm ve Vahhabilik olarak damgalayan Kerimov yönetimi bütün bu insan hakları ihlallerinin Batı dünyasında yaratacağı tepkiyi azaltmak amacıyla terörizm kartına sıkça başvurmaktadır. Terörist damgası yiyen masum Özbek vatandaşlarının uğradığı insan hakları ihlalleri, terörizm konusunda hassas olan Batı dünyasında kuşkuyla karşılanmakta, bu mağdurların Özbek makamlarca ÖİH saldırıları ile, ilgisiz bile olsalar, bağlantıları ortaya konunca, Batı dünyası insan hakları ihlallerini terörle mücadele sürecinde kabul/ihmal edilebilir bir durum olarak görebilmektedir. Böylelikle Kerimov terörle mücadele söylemine sığınarak 75 76 77 Erkin Kurmanov, Hizb ut-tahrir in Kyrgyzstan, Central Asia and the Caucasus, Cilt: 3, Sayı: 15, 2002, ss. 119-126. T. Jeremy Gunn, Shaping an Islamic Identity: Religion, Islamism, and the State in Central Asia, s. 404. Ahmed Rashid, The Fires of Faith in Central Asia, s. 54. 32

Quo Vadis Kırgızistan?: Sovyet Sonrası Kirgizistan da İslami Hareketler Batı dünyasından maddi destek sağlamakta ve baskıcı rejimini devam ettirme imkanına kavuşmaktadır. Dahası, Kerimov un İslami radikalizmle savaşma adına rejim muhaliflerini sindirme politikası diğer Orta Asya Cumhuriyetlerine de sıçramaktadır. Bunun doğal bir sonucu olarak, zaten kapalı, baskıcı ve hatta totaliter olan Türkmenistan gibi ülkelerin yanında nispeten daha demokratik olan Kırgızistan gibi bölge ülkeleri de benzer sindirme politikalarını uygulamaya başlamaktadır. 78 Ayrıca Kerimov, İslami hareketlere Özbekistan a göre daha toleranslı olan Kırgızistan gibi ülkeleri terörizme karşı yumuşak davranmakla itham etmektedir. Böylece Kırgızistan da yaşanan dini hoşgörü ortamı Batı medyasında İslami terörizmin yayılma alanı olarak lanse edilmekte ve narin Kırgız demokrasisi büyük yara almaktadır. İslam karşıtı olarak nitelenebilecek Kerimov tarzı politikalar, bir taraftan Batı demokrasilerinden maddi yardım sağlama, bir diğer yandan muhalefeti sorunsuzca ezebilme ihtimaline kapıyı açtığı için, otoriter eğilimli Orta Asya hükümetlerince arzu edilir bir strateji olarak algılanmaktadır. Özbekistan da 1999, 2001 ve 2005 yıllarında meydana gelen terörist saldırıların Orta Asya devlet yönetimlerinde yarattığı alarm durumu kuşku yok ki gerçekçi korkulara dayanmaktadır. Ancak, bu korkunun bölge yönetimlerince barışçıl İslami hareketlerin terörist olarak yaftalanmasında, iktidarın demokratik yolarla bile olsa el değiştirmesi durumunda El Kaide gibi örgütlerin hakimiyeti eline geçireceği tehdidinde bulunarak ve her türlü muhalefeti ezerek iktidarlarının pekiştirilmesinde bir unsur olarak kullanıldığı da gerçektir. 79 Bununla beraber, Kırgızistan ın ve diğer Orta Asya Cumhuriyetleri nin de İslam konusundaki tutumunun sorunlu olmadığı düşünülmemelidir. Orta Asya devletlerinin İslami hareketlere kuşkulu ve sorunlu yaklaşımını kısmen açıklayabilecek ortak faktörler bulunmaktadır. Bu faktörler kısaca şöyle sıralanabilir: Orta Asya nın ortak Sovyet geçmişi, Orta Asya ülkelerinde demokratik kurumların zayıflığı ve iktidarı elinde bulunduran elitlerin otokratik karaktere sahip oluşu, bölgenin Afganistan ile coğrafi ve etnik yakınlığı ve iki bölge arasındaki ekonomik ve sosyal etkileşim, Orta Asya da siyasi sınırların belirlenmesinde etnik sınırların göz ardı edilmiş olması ve son olarak Orta Asya Cumhuriyetlerinde çok sayıda yabancı menşeli dini grup ve kuruluşun kontrol-dışı faaliyet göstermesi. 4.1. Sovyet Geçmişi Kırgızistan Sovyet döneminde, inişli çıkışlı da olsa, devlet ateizmi tecrübesi yaşamıştır. Bu sürecin bağımsızlık sonrası döneme etkisi, devletin dinlere karşı şüpheci, kontrol edici bakış açısı geliştirmesidir. Kırgızistan da yönetici kadrolar hala Sovyetler Birliği döneminde bürokrasiye adım atmış kişilerdir. Devlet 78 79 T. Jeremy Gunn, Shaping an Islamic Identity: Religion, Islamism, and the State in Central Asia, s. 402. Öyle görülmektedir ki, Ortadoğu daki otoriter rejimler de benzer bir tutum takınabilmektedir. Örneğin, 1978 yılından beri kesintisiz bir şekilde Yemen Cumhurbaşkanlığı görevini yerine getiren Ali Abdullah Salih, ülkede aylardan beri sürmekte olan protesto gösterileri başarılı olursa, El Kaide nin ülkedeki etkinliğini artıracağını ve hatta Yemen i kontrolü altına alabileceğini iddia etmektedir. Daha önce, Muammer Kaddafi de benzer iddialarda bulunmuştu. Saleh Says Coup, but Yemen Opposition Signs GCC Proposal to End his Presidency, Al Arabia News, 21 Mayıs 2011, (http://english.alarabiya.net/articles/2011/05/21/149963.html). 33

İzzet Ahmet BOZBEY yönetiminde, her zaman olduğu gibi, devamlılık esas olmuştur; Sovyet sonrası dönem de ancien régime den çokça etkilenmiştir. Bu nedenle bu bürokratların/siyasetçilerin karşılaştıkları sorunlara Sovyet döneminden kalma metotlarla cevap vermeye çalışması normal kabul edilebilir. Sovyet döneminde SADUM marifetiyle İslami kurumları, dini bilgi üretimini ve eğitimi tahakkümü altında bulunduran Kırgız nomenklaturası, Sovyet sonrası dönemde de benzer bir yapıyı Müftülük- yumuşatılmış bir şekilde de olsa kullanmaya devam etmektedir. Müftülükçe görevlendirilen din adamlarının çoğunun da Sovyet rejimi tarafından eğitilen kişiler olduğu göz önünde bulundurulursa, Kırgızistan ın Sovyet sonrası din politikasının, dine şüpheyle yaklaşmak, dini ve dindarları devlet kontrolü altında bulundurmak, dini bilgi üretimi ve yayımını devlet tekelinde tutmak, ülke/bölge dışından gelen ya da Ortadoğu/Hint alt kıtasından mülhem dini aktör ve düşüncelere düşmanca tavır takınmak ve yerel dini değerleri yüceltmek gibi Sovyet döneminden kalma refleksler sergilemesi daha anlaşılabilir bir hal almaktadır. Örneğin, Kırgızistan ın bağımsızlığını kazanmasından çok kısa bir süre sonra çıkarılan vicdan ve dini örgütlenme özgürlüğü konulu bir yasa, uzmanlar tarafından bu alanda Sovyet döneminde yürürlükte olan yasanın Kırgız versiyonu olarak nitelendirilmiştir. 80 Sovyet dönemindeki devlet ateizmi tecrübesinin bir diğer sonucu olarak, tüm Orta Asya halkları gibi Kırgızların da bağımsızlık sonrasında büyük bir dini uyanış yaşadığı gözlemlenmiştir. 81 Dini bilgileri son derece kıt olan ve o güne kadar sadece aile büyüklerinden öğrenebildikleri -kimi zaman yanlış ya da eksikbilgilerle yetinmiş kitleler 1990 sonrasında azalan dini baskıyla birlikte daha rahat biçimde dini görüşlerden yararlanma imkanına kavuştu. Bu erken dönemde, bir yandan Kırgız makamlarının din konusunda görece hoşgörülü tutumu, bir yandan da Ortadoğu, Türkiye, Pakistan gibi değişik coğrafyalardan gelen Müslüman grupların Kırgızistan da dini faaliyetlerde bulunması sayesinde Kırgız toplumu farklı İslami görüşlerle de tanıştı. Ancak bu görüşlerin bir kısmı Vahhabilik ve Deobandilik gibi- ya açıkça seküler Kırgız devlet yönetimini şeriat ile değiştirme hedeflerini beyan ettiği, ya da Kırgız yetkililerce böyle bir hedefe sahip oldukları düşünüldüğü için devletçe yasaklandı. Kırgız yöneticiler, Kırgız toplumunda Komünizm döneminin devlet ateizmi politikasından kaynaklanan bir din vakumu bulunduğunu belirterek, zararlı, yabancı mahreçli, radikal ve aşırı birtakım dini hareketlerin bu boşluktan faydalanarak Kırgızistan da yayılma zemini bulduklarından yakınmaktadırlar. Böyle bir vakumun yaşanmış ve hala yaşanmakta olduğu gerçeği göz ardı edilemez. Bu konuda Kırgız yönetiminin pek de haksız olmadığı söylenebilir. Ancak, burada sorun, hangi hareketlerin radikal, hangilerinin ılımlı olduğunu tespit etmesi gereken Kırgız siyaset yapıcıların bu önemli kararı verirken yararlandıkları kriterlerin önyargılı ve kendi siyasi emellerine hizmet edici mahiyette olmasıdır. 80 81 John Anderson, Religion, State, and Society in the New Kyrgyzstan, Journal of Church and State, Cilt: 41, Sayı: 1, 1999, s. 104. Farideh Heyat, Re-islamization in Kyrgyzstan: Gender, New Poverty and the Moral Dimension, s. 276. 34

Quo Vadis Kırgızistan?: Sovyet Sonrası Kirgizistan da İslami Hareketler 4.2. Gelişmemiş Demokratik Kurumlar ve Ekonomik Problemleri Maskeleme Arzusu Bölge ülke yönetimlerinin değişen düzeyde de olsa anti-demokratik ve kapalı özelliklere sahip olması, resmi İslam dışındaki İslami görüşlere karşı takındıkları tavra açıklık kazandırmaktadır. Kırgızistan ve diğer Orta Asya Cumhuriyetlerinin bağımsızlıklarının üzerinden yirmi yıl geçmiş olmasına rağmen neden hala demokratik bir yapıya kavuşmakta başarı gösteremedikleri uzun bir tartışma konusudur ve bu makalede hakkını vererek ele alınabilmesi mümkün değildir. Yine de, bölgede demokratik yapının aksak kalmasının nedenlerine ilişkin kısa bir yorum yapmak yararlı olacaktır. Orta Asya nın anti-demokratik yönetimlere ev sahipliği yapmasında bölgenin İslami demografisini tek faktör olarak göstermek kolaycılığa kaçmak ve aşırıindirgemecilik yapmaktır. Şüphesiz ki, İslam coğrafyasında -Türkiye gibi birkaç istisnai örnek kısmen dışarıda düşünülebilir- demokratik kurumların görece zayıf oluşu, indirgemeci bir yaklaşımla İslamın çoğulculukla sorunlu bir ilişkisi olduğu şeklinde yorumlanabilir. Öte yandan unutulmamalıdır ki, Müslüman olmayan birçok devletin de Çin, Myanmar, bazı Latin Amerika ülkeleri, Ermenistan, Ukrayna ve hatta 1980 lere kadar Güney Kore- demokrasi karnesi zayıflarla doludur. Demokratik kurumların sağlam köklere sahip olabilmesi bir ülkedeki yaygın dini inanıştan çok, o ülkenin sömürge geçmişinin olup olmaması, şeffaf bir devlet anlayışı, işleyen bir pazar ekonomisi ve sivil toplumun güçlü oluşu gibi birçok diğer faktör ile ilişkilendirilmelidir. Kaldı ki, yetmiş yıldan uzun süre devlet ateizmi ile yaşamış olan Kırgızistan da veya diğer bölge ülkelerinde İslamın son yirmi yılda demokratikleşmeye engel olduğunu düşünmek yanlış olacaktır. Sovyet döneminde dahi tarımsal üretime mahkum olmuş, Sovyetler Birliği nin uluslararası pazarlara daha yakın olan Ukrayna ve Batı Rusya gibi- diğer bölgelerinde üretilen mamullerin tüketicisi konumunda bulunan Orta Asya Cumhuriyetlerinin pazar ekonomisi olma potansiyelinin zayıf olması ve Sovyet döneminde Moskova dan gönderilen kaynak ve malların bir patronaj ağı dahilinde üleştirilmesiyle edinilen siyasi sadakate dayanan politik yapısı düşünüldüğünde, Orta Asya da şeffaf, demokratik kurumların güçlenmesinin hayli büyük sosyoekonomik değişimleri gerektiren bir süreç olduğu ortaya çıkmaktadır. 82 Ekonomik başarısızlıklar, yoksulluk, adam kayırma, rüşvet ve yolsuzluğun en şiddetli biçimde hissedildiği Kırgızistan yönetimi, bu sorunların üstünü örtmek için radikal İslami tehdit kartını sıkça kullanmaktadır. Toplumsal barışı geliştirmeyi hedefleyen sosyal politikaları uygulamaktansa, İslami teröre karşı mücadele söylemiyle hem ulusal hem de global ölçekte varlığını meşrulaştıran, siyasi gücü elinde bulunduran ve dolayısıyla ekonomik zenginlik kaynaklarına erişimi sınırlama imkanına sahip olan yönetici elit kesimler, sadece Kırgızistan değil, tüm Orta Asya demokrasisinin en zayıf halkasını oluşturmaktadır. 83 Sosyal düzende adalet ve siyasete katılımcılık tesis edilmeden, haklı ya da haksız nedenlere 82 83 Gregory Gleason, The Politics of Counterinsurgency in Central Asia, Problems of Post- Communism, Cilt: 49, Sayı: 2, Mart/Nisan 2002, s. 9. Jessica N. Trisko, Coping With the Islamist Threat: Analyzing Repression in Kazakhstan, Kyrgyzstan and Uzbekistan, Central Asian Survey, Cilt: 24, Sayı: 4, Aralık 2005, ss. 386-387. 35

İzzet Ahmet BOZBEY dayanan- radikal İslam söylemi ve bu söyleme dayanarak yeniden yaratılan ulusal ve uluslararası siyasi meşruiyet bölgedeki siyasi istikrarın önündeki en büyük engel konumundadır. Orta Asya devletlerinin anti-demokratik yapı arz etmeleri, ya da Kırgızistan örneğindeki gibi kolayca alevlenen etnik/dini çatışmalarla anında zedelenen, son derece kırılgan bir demokrasiye sahip olmaları, kuşkusuz İslami hareketlere karşı takınılan tavırda belirleyici rol oynar. 84 Demokratik rejimlerin sine qua non karakteristiklerinden olan inanç, ibadet ve örgütlenme özgürlüğü konularında, Kırgızistan ın önünde bu bakımdan Özbekistan ve Türkmenistan dan çok daha iyi durumda olsa bile- kat etmesi gereken uzun bir yol bulunmaktadır. Çünkü, Kırgızistan da demokratik kurumların zayıflığı radikal İslami gruplar için bir gelişme zemini oluşturmaktadır. Eski Kırgız Cumhurbaşkanı Kurmanbek Bakiyev in devrilmesiyle sonuçlanan 2010 olaylarından hemen önce bir HT mensubu tarafından ifade edildiği gibi, HT ideolojisinin yayılmasında Bakiyev in demokrasiden uzaklaşması ve Batı dünyasının otokratik rejimleri desteklemesi büyük rol oynamaktadır. 85 4.3. Orta Asya-Afganistan Etkileşimi Orta Asya nın Afganistan ile komşu olmasından ötürü, bu coğrafyada yaşamakta olan Özbek, Tacik, Kırgız, Türkmen gibi etnik gruplar Afganistan a da yerleşmişlerdir. Bu etnik gruplar sınırın öte yakasındaki akrabalarıyla kolaylıkla iletişim kurmakta ve alış veriş yapmaktadırlar. Yüzlerce yıldır süren bu karşılıklı etkileşim sonucu Afganistan ve Orta Asya kültürleri iç içe geçmiştir. Bu geçişlilik sayesinde Sovyet-Afgan Savaşı boyunca Orta Asya kökenli Sovyet askerleri mücahit gruplarla görüşmüş ve Afganistan ve Pakistan da bulunan medreselerde dini eğitim almışlardır. Bu tecrübe, Batılı analizciler kadar Orta Asyalı siyasetçiler tarafından da unutulmamış, Afganistan da askeri eğitim alan ÖİH gibi kimi şiddet yanlısı grupların özellikle Fergana Vadisi, Tacikistan ve Kırgızistan da rahatça varlık göstermeleri de bütün Orta Asya nın İslami radikalizm konusunda dikkatle izlenmesi gereken bir coğrafya olduğu düşüncesini pekiştirmiştir. 86 Buna ek olarak, Orta Asya nın Afganistan a coğrafi ve kültürel yakınlığı, devletlerin sınır güvenliğini ve kontrolünü sağlamakta başarısız oluşu kaçınılmaz olarak Taliban, Deobandilik, Vahhabilik ve benzeri Selefi dini akımların bölgeye sızmasına neden olmaktadır. Bu grupların El Kaide gibi terör örgütlerine destek sağlayabildikleri de bilinen bir gerçektir. Ayrıca, 2009 yılından bu yana çoğunluğu Güney Kırgızistan menşeli Özbek asıllı Kırgız vatandaşları olmak üzere gittikçe daha fazla sayıda Orta Asyalı gerillanın Kuzey Afganistan da faaliyet göstermekte olduğu gelen bilgiler arasındadır. 87 Bu durumda, bölge yönetimlerinin radikal İslami akımlara karşı hassas davranması beklenmeyen bir politika değildir. 84 85 86 87 Krzysztof Strachota & Maciej Falkowski, Jihad vs. The New Great Game: Paradoxes of Militant Islamic Threats in Central Asia, ss. 60-61. David Trilling, Kyrgyzstan s Islamist Blowback, The Nation, 10 Mayıs 2010, s. 18. Marian Abisheva & Timur Shaymergenov, Religious Political Extremism in Central Asia: Why and How It Is Spreading, Central Asia and the Caucasus, Cilt: 6, Sayı: 42, 2006, ss. 44-52. International Crisis Group, Tajikistan: The Changing Insurgent Threats, Asia Briefing, Sayı: 205, 24 Mayıs 2011, ss. 10-12 36

Quo Vadis Kırgızistan?: Sovyet Sonrası Kirgizistan da İslami Hareketler 2001 den bu yana devam etmekte olan Afganistan Savaşı bölge hükümetlerinin ABD ile terörle mücadele konusunda çeşitli düzeylerde işbirliği yapmasına neden olmaktadır. Kırgızistan Afganistan a yakınlığı dolayısıyla ABD nin özel ilgi gösterdiği bir ülke konumundadır. Kırgızistan da bulunan Manas Hava Üssü 2001 yılı Aralık ayından bu yana ABD güçlerine hizmet vermektedir. Kırgızistan daki Amerikan askeri varlığı, Manas Hava Üssü ne 40 km mesafede yine Kırgız topraklarında bulunan Kant Hava Üssü nde konuşlanmış olan Rusya açısından endişe kaynağıdır. 88 Öyle ki, ABD Hava Kuvvetleri nin Manas Hava Üssü ne yerleşmelerinden kısa bir süre sonra, 2002 yılında Rusya, Kırgızistan ın bağımsızlığını kazanmasından sonra fazlaca önem vermediği, Kant Üssü nde bir hava birimi konuşlandırmıştır. 89 Rusya nın Kırgızistan dan Manas Üssü nün Amerikan kuvvetlerince kullanımına son vermesini talep ettiği, talebinin reddedilmesi üzerine de 2010 yılında patlak veren ve dönemin cumhurbaşkanı Kurmanbek Bakiyev in devrilmesiyle sonuçlanan olayları desteklediği iddia edilmektedir. 90 Rusya bu iddiaları reddederken, Bakiyev in yolsuzluğa bulaşması ve akrabalarını kayırması nedeniyle Kırgızistan da yaşanan yoğun toplumsal huzursuzluğa işaret etmiştir. 91 Yine de uzmanlar Rusya nın desteği olmaksızın Kırgızistan protesto gösterilerinin bir devrime yol açamayacağı görüşündedir. 92 Görüleceği gibi, dikkat çeken bir yer altı zenginliğine sahip olmayan Kırgızistan, stratejik öneminden dolayı ABD ve Rusya nın etki çekişmesine sahne olmaktadır. İki ülke de bir yandan diğerinin Kırgızistan daki etkinliğini sınırlamak isterken, bir yandan da Kırgızistan a Afganistan ve Pakistan topraklarından sızan terör gruplarının bölge istikrarını tehdit etmesine engel olmaya çalışmaktadırlar. Bu duruma bağlı olarak, Rusya olduğu kadar ABD kaynaklı İslami radikalizm teorileri de, diğer Orta Asya devletleri gibi, Kırgızistan da kabul görmeye başlamıştır. 4.4. Ulusal Sınırlar ile Etnik Sınırların Uyumsuzluğu Kırgız, Tacik ve Özbek sınırlarının adeta iç içe geçtiği Fergana bölgesi, Narin ve Kara Derya ırmaklarıyla sulanan geniş bir alana yayılmış verimli toprakları ile 11 milyondan fazla kişiye ev sahipliği yapmaktadır. Özellikle Sovyet döneminde yoğun pamuk üretimi ile ön plana çıkan bölge, 1924 yılında Özbekistan ve Kırgızistan SSC nin sınırlarının yeniden çizilmesi ve 1928 de Tacikistan SSC nin kurulmasıyla üçe ayrılmış oldu. Sovyetler Birliği nin yıkılmasından önce fazla sorun yaratmayan bu parçalanmış yapı, 1991 sonrasında bölgede büyük problemlere yol açtı. Geniş, verimli bir ekonomik bölge üç devlet arasında paylaşılmış oldu; böylece Fergana Vadisi nin ekonomik birliği de ortadan kalktı. Sovyet döneminde birden fazla SSC sınırı içinde kaldığı halde sorunsuz bir şekilde 88 89 90 91 92 Wikileaks tarafından açıklanan belgelere göre, ABD yönetimi Çin in de bölgedeki Amerikan askeri varlığından rahatsızlık duyduğunu ve üssün kapatılması için çaba gösterdiğini düşünmektedir. 24 Kg. News Agency, (http://eng.24.kg/community/2010/11/29/15015.html). Kommersant, (http://www.kommersant.ru/doc/766827). NATO Russia, (http://nato-russia.org/?p=72). RIA Novosti, (http://en.rian.ru/russia/20100407/158472404.html). Stratfor Global Intelligence, Kyrgyzstan and the Russian Resurgence, 13 Nisan 2010, (http://www.strfor.com/weekly/20100412_kyrgyzstan_and_russian_resurgence). 37