YGS TARİH NOTLARI BİLAL ÇAĞLAR



Benzer belgeler
YERYÜZÜNDE YAŞAM ANADOLU VE MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI

İLK ÇAĞ UYGARLIKLARI MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI MISIR UYGARLIĞI İRAN UYGARLIĞI HİNT UYGARLIĞI ÇİN UYGARLIĞI DOĞU AKDENİZ UYGARLIĞI

HELEN VE ROMA UYGARLIKLARI

Arap Yarımadasından Mezopotamya'ya gelen Sami kökenli bir kavimdir.

İlk Uygarlıklar MEZOPOTAMYA MEDENİYETLERİ

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 1.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. Orta Asya Tarihine Giriş

Şehir devletlerinin merkezlerinde tapınak bulunurdu. Yönetim binası, resmî yapılar ve pazar meydanları tapınağın etrafında yer alırdı.

Tarihin Çeşitleri Hikayeci Tarih: Nakilci tarih yazımıdır. Eski Yunan Tarihçisi Heredot'la başlar.

Türklerin Anayurdu ve Göçler Video Ders Anlatımı

Asya Hun Devleti (Büyük Hun Devleti) Orta Asya da bilinen ilk teşkilatlı Türk devleti Hunlar tarafından kurulmuştur. Hunların ilk oturdukları yer

Anadolu eski çağlardan beri insanların dikkatini çekmiş, önemli bir yerleşim ve uygarlık merkezi olmuştur.

TARİHİN BİLİİMİNE GİRİŞ

Yazı Menu. 1 - Anadolu Uygarlıkları. Hititler. Frigyalılar. Lidyalılar. Urartular. İyonyalılar. 2 - Kültür ve Uygarlık. Devlet Yönetimi.

TANER ÖZDEMİR TÜRK TELEKOM NURETTİN TOPÇU SOSYAL BİLİMLER LİSESİ TARİH ÖĞRETMENİ ZAMAN VE TAKVİM

TARİH 1.

- M.Ö 2000 yıllarında Anadolu ya gelerek Kızılırmak çevresinde devlet kurmuşlardır.

Hitit Devleti M.Ö 1200 yılında Anadolu ya gelen Frigyalılar tarafından yıkıldı.

İSLAMİYET ÖNCESİ TÜRK TARİHİ TEST

Yunan Medeniyeti kendinden sonraki Hellen ve Roma Medeniyetleri üzerinde etkili olmuştur.

10. Ege ve Yunan Uygarlığı

III. ÜNİTE: İLK TÜRK DEVLETLERİ 2. KONU: ORTA ASYA DA KURULAN İLK TÜRK DEVLETLERİ

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 6.ders. Dr. İsmail BAYTAK. İlk Türk Devletleri KÖKTÜRK DEVLET

Hazırlayan Muhammed ARTUNÇ 6.SINIF SOSYAL BİLGİER

TARİH DERSİ YGS YAZ TATİL ÖDEVİ

İnsanların var oluşundan yazının icadına kadar olan döneme denir. Tarih öncesi devirlerin birbirinden

Uygarlığın Doğuşu ve İlk Çağ Uygarlıkları Video Flash Anlatımı 2.ÜNİTE: UYGARLIĞIN DOĞUŞU VE İLK UYGARLI

Tarih Bilimi ve Tarihe Yardımcı Bilim Dalları Video Ders Anlatımı I. ÜNİTE TARİH BİLİMİNE GİRİŞ A- TARİH BİLİMİ. I - Tarih Biliminin Konusu

Tarihin Faydalandığı Bilim Dalları

Sorular 1. Aşağıdaki fotoğraflardan hangisi veya hangileri insanla ilgili özellikleri göstermektedir? I II III

tamamı çözümlü tarih serkan aksoy

ESKİÇAĞ TARİHİ ve UYGARLIKLARI-III 2.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. Eski BATI Hellen Kavramı Yunan Arkaik Çağı ve Ege Göçleri

Tarih Dokuzuncu Sınıf Ünite Konuları Video Ders Anlatımı 1. ÜNİTE: TARİH BİLİMİ 1. KONU: TARİH BİLİMİNE GİRİŞ. 1. İnsan ve Tarih. 2.

TARİH BİLİMİNE GİRİŞ

Editörden... YGS -LYS TARiH SORU - CEVAP

UYGARLIĞIN DOĞUŞU VE İLK UYGARLIKLAR

COĞRAFİK UYGARLIKLAR. Mezopotamya ya kurulmuş devletler: Sümerler, Akadlar, Babiller, Assurlar ve Elamlılar dır. SÜMERLER AKADLAR ASSURLAR BABİLLER

AVRUPA DA MEYDANA GELEN TEKNİK GELİŞMELER : 1)BARUTUN ATEŞLİ SİLAHLARDA KULLANILMASI: Çinliler tarafından icat edilen barut, Çinlilerden Türklere,

TARİH KPSS İSLAMİYETTEN ÖNCE TÜRK DEVLETLERİNDE KÜLTÜR VE MEDENİYET ARİF ÖZBEYLİ

Administrator tarafından yazıldı. Perşembe, 18 Ağustos :29 - Son Güncelleme Perşembe, 18 Ağustos :42

ANADOLU UYGARLIKLARI (RÖLYEF) KABARTMA ESERLERİ. Burcu Aslı ÖZKAN

İçindekiler. 1. Ünite TARİH BİLİMİ. 2. Ünite UYGARLIĞIN DOĞUŞU ve İLK UYGARLIKLAR. 3. Ünite İLK TÜRK DEVLETLERİ. 4. Ünite İSLAM TARİHİ ve UYGARLIĞI

İÇİNDEKİLER. Tarihteki Önemli Buluşlar Bilim, Türk ve İslam Devletlerinde yaşayan bilginler ile yükseliyor Coğrafi Keşifler...

İlkçağ Anadolu Uygarlıklarında Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Yapı Bağlamında Kütüphane/Arşiv Kurumu

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 3 FRİGLER 1

/uzmankariyer /uzmankariyer /uzmankariyer

T.C. SİNOP ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLGİLER ENSTİTÜSÜ TARİH TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

İktisat Tarihi II

9. SINIF TARİH DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ MİMARLIK BİLGİSİ YUNAN UYGARLIĞI

Uygarlık Tarihi Notları 1. Hicri Yılın Miladi Yıla Çevrilmesi:

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ

HAÇLI SEFERLERİ TARİHİ 3.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. HAÇLI SEFERLERİ Nedenleri ve Sonuçları

UYGARLIĞIN DOĞUŞU VE İLK ÇAĞ UYGARLIKLARI

EMEVİLER VE ABBASİLER DÖNEMİ

İktisat Tarihi II. IV. Hafta

4. Yazılı belgeler dikkate alınırsa, matematiğin M.Ö yılları arasında Yunanistan da başladığı söylenebilir.

TARİH BOYUNCA ANADOLU

1.1 COĞRAFİ KONUM Bir yerin Dünya üzerinde bulunduğu konuma coğrafi konum denir. Coğrafi konum, matematik ve özel konum olarak ikiye ayrılır.

SORU CEVAP METODUYLA TEKRAR (YÜKSELİŞ-DURAKLAMA VE AVRUPA)

Türkiye'nin En Çok Satan. TARİH ten

İktisat Tarihi II. 2. Hafta

Asya Hun Devleti (Büyük Hun Devleti): Asya Hun Devleti (Büyük Hun Devletî):

BATI MÜZİĞİ TARİHİ 1. ÜNİTE İLK ÇAĞ DÖNEMİ MÜZİĞİ

PRT 403 Geç Asur-Geç Babil Arkeolojisi. 8. Sanherib Dönemi (Siyasi tarih, mimari ve kabartmalar).

Ölçek değişince değişen özellikler. Ayrıntı. Küçültme oranı. Gösterilen alan

Bozkır hayatının başlıca ekonomik faaliyetleri neler olabilir

Avrupa Tarihi. Konuyla ilgili kavramlar

TARİHİN BAŞLANGICI ve ÇAĞLAR

Nihat Sami Banar!ı, Resimli Türk Edebiyatı Tarihi, s 'ten özetlenmiştir.

AST101 ASTRONOMİ TARİHİ

Eğitim Tarihi. Eğitimin Doğuşu ve Gelişimi

URARTU UYGARLIĞI. Gülsevilcansel YILDIRIM

Konuyla ilgili kavramlar

tamamı çözümlü tarih serkan aksoy

1. YERYÜZÜNDE YAŞAMIN BAŞLAMASI

İLKÇAĞ MEDENİYETLERİ

2B. MEZOPOTAMYA, MISIR, İRAN, HİNT, ÇİN VE DOĞU AKDENİZ UYGARLIKLARI 1. MEZOPOTAMYA UYGARLIĞI 2. MISIR UYGARLIĞI 3. İRAN UYGARLIĞI 4.

Sikkeler: (Sağda) Tanrısal gücün simgesi Ammon/Zeus un koç boynuzuyla betimlenen İskender. (Solda) Elinde kartal ve asa tutan Tanrı Zeus

En eski uygarlıklardan biri olan Mısır Uygarlığı Nil nehri vadisinde gelişmiştir. Mısır mimarisinin en önemli yapıtları Mısır Piramitleri dir.

ESKİ İRAN DA DİN VE TOPLUM (MS ) Yrd. Doç. Dr. Ahmet ALTUNGÖK

HELLENİSTİK DÖNEM UYGARLIĞI 2.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. İSKENDER Gençlik yılları

M.Ö. 1200' LERDEN GÜNÜMÜZE ANADOLU UYGARLIKLARI

Edirne Tarihi - Bizans Döneminde Edirne. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

İSLÂM ÖNCESİ İRAN DA DEVLET VE EKONOMİ -SÂSÂNÎ DÖNEMİ- (M.S )

9. SINIF TARİH I DERS NOTLARI

TARİH UYGULAMA TESTİ 1 ASF. ÜNİTE 1: TARİH BİLİMİNE GİRİŞ Tarih Bilimine Giriş. 4. Tarihi Olay: Tarihi süreç içerisinde belirli bir

Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak

tarih ve 495 sayılı Eğitim Komisyonu Kararı Eki

YAZILI SINAV SORU ÖRNEKLERİ TARİH

TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ

TARİH BÖLÜMÜ ÖĞRETİM YILI DERS PROGRAMI

ASTRONOMİ TARİHİ. 1. Bölüm Bilim Tarihine Genel Bakış. Serdar Evren 2013

2-Haritaların ölçekleri değiştiğinde bir takım özellikleri de değişir. Aşağıdakilerden hangisi değişen özelliklerden biri değildir.

HAÇLI SEFERLERi Orta Çağ'da Avrupalıların Müslümanların elinde bulunan ve Hristiyanlarca kutsal sayılan Kudüs ve çevresini geri almak için

3/23/2016 HEMŞĠRELĠK TARĠHĠ VE DEONTOLOJĠ

YILDIRIM BEYAZIT ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH BÖLÜMÜ LİSANSÜSTÜ PROGRAMLARI

Tarih Öncesi Çağlar - PREHĠSTORĠK DEVĠRLER

Makedonya Cumhuriyeti ; 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiştir.

Tokat ın 68 km güneybatısında yer alan Sulusaray, Sabastopolis antik kenti üzerinde kurulmuştur.

Transkript:

1 YGS TARİH NOTLARI BİLAL ÇAĞLAR TOKAT GAZİ OSMAN PAŞA LİSESİ, TARİH ÖĞRETMENİ

TARİH 9 I. TARİH BİLİMİ TARİHİN TANIMI VE KONUSU: Tarih; insanların geçmişteki siyasi, sosyal, kültürel faaliyetlerini, neden-sonuç ilişkisi içinde yer ve zaman göstererek, belgelere dayalı olarak objektif olarak inceleyen bir bilimdir. Tarihin konusu; insanların geçmişteki siyasi, sosyal, ekonomik, kültürel ve dini faaliyetleridir Tarihte Olay ve Olgu Olay; hayat içinde tek tek meydana gelen, başlangıcı ve bitişi belli olan kısa süreli gelişmelerdir. Örnek; Haçlı Seferleri, Malazgirt Savaşı, İstanbul un Fethi Olgu; olayların sonuçlarına bağlı olarak ortaya çıkan uzun süreli, daha soyut ve süreklilik gösteren gelişmelerdir. Örnekler: Olay Olgu Kavimler Göçü > Derebeyliğin Avrupa da yaygınlaşması, Malazgirt Savaşı > Anadolu nun Türkleşmesi, Fransız İhtilali > Milliyetçilin yaygınlaşması, Sanayi İnkılâbı > Sömürgeciliğin Hızlanması Tarihte Sebep-Sonuç, Yer-Zaman İlişkisi Tarihi olaylar bir zincirin halkaları gibi birbirine bağlıdır. Olaylar arasında sebep-sonuç ilişkisi vardır. Bir olay kendisinden önceki bir olayın sonucunu ve kendisinden sonraki bir olayın sebebini oluşturabilir. Tarihte her olay belli bir mekânda gerçekleşir. Tarihi olayların oluşumunda coğrafi özelliklerin (mekânın) etkisi vardır. TARİHİN YÖNTEMİ: Tarihin yöntemi fen bilimlerinden farklıdır. Çünkü tarihi olaylar laboratuar ortamında tekrar edilemez, üzerinde deney ve gözlem yapılamaz. Tarih geçmişte yaşanmış, sona ermiş ve aynı şekilde tekrarlanmayan olayları inceler. Tarihin yöntemi; olayların geçmişten günümüze ulaşan izlerini, kalıntılarını (belgelerini) inceleyip değerlendirmektir. Tarihi olayların incelenmesi ve takip edilmesinde gereken yöntem aşamaları şunlardır: 1. Kaynak Arama(Araştırma): Tarihi olaylardan günümüze ulaşan belgelerin tespit edilmesi ve ortaya konmasıdır. Belge (kaynak); geçmişten günümüze kalan ve tarihi olaylar hakkında bilgi veren her türlü malzemelerdir. a. Birinci elden kaynaklar: Tarihi olayın geçtiği döneme ait her türlü belgelerdir. b. İkinci elden kaynaklar: Olaylın geçtiği döneme yakın ya da o dönemin kaynaklarından yararlanılarak meydana getirilen eserlerdir. Ayrıca tarihi kaynakları türüne göre de sınıflandırabiliriz: a. Yazılı Kaynaklar; Her türlü yazılı belgeler b. Sözlü Kaynaklar; Destan, efsane, hikâye, şiir c. Kalıntılar; Arkeolojik buluntular d. Sesli ve Görüntülü Kaynaklar; cd, film, ses kaydı, fotoğraf, resim vb. 2. Verileri Tasnif etme(sınıflandırma): Verilerin önemine, güvenilirliğine ve kronolojik sıraya göre bir sistem dâhilinde sınıflandırılmasıdır. 3. Verileri Tahlil Etme (Çözümleme, Analiz): Elde edilen bilgilerin yeterli olup olmadığının kontrol edilmesidir. 4. Tenkit Etme (Eleştiri): Verilerin gerçekliği ve bilgi açısından güvenirliliğinin belirlenmesidir. İç tenkit; yazar görüşlerinin eser üzerindeki etkilerinin araştırılması ve verilen bilgilerin farklı kaynaklarda nasıl yer aldığına bakılmasıdır. Dış Tenkit ise; eserin adı, yazarı, basıldığı yer, basım tarihi ve benzeri özelliklerin tespit edilmesidir. Belgelerin orijinalliği, tarihi ve benzeri yönlerinin araştırılmasıdır. 5. Terkip Yapma (Birleştirme): Elde edilen bilgilerin birleştirilerek sonuca ulaşılması aşamasıdır. Tarih Araştırmalarında Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar: 1) Konuyla ilgili çeşitli kaynaklardan yararlanılmalıdır. 2) Konuyla ilgili kaynak taraması yapılmalı, bütün belgeler değerlendirilmelidir. 3) Olayın meydana gediği yer ve zaman mutlaka belirtilmelidir. 4) Olaylar arasında neden- sonuç ilişkisi kurulmalıdır. 5) Tarihi olaylarla ilgili kural konulamaz, genelleme yapılamaz. 6) Konular tarafsız bir şekilde incelenmeli ve aktarılmalıdır. 7) Doğru değerlendirmeler yapmak için olayın üzerinden belirli bir süre geçmiş olmalıdır. 8) Tarihi olaylar günümüzün değer yargılarıyla değil, olayın geçtiği dönemdeki şartlar dikkate alınarak yorumlanmalıdır. TARİHİN TASNİFİ: Zamana Göre Tasnif: Tarihi olayların kronolojik sıraya ve çağlara bölünmesiyle yapılan tasniftir. Örnek: Tarih Öncesi, İlk Çağ, Orta Çağ, Yeni Çağ, Yakın Çağ, IV. Yüzyıl, V. Yüzyıl Mekâna Göre Tasnif: Tarihi olayların geçtiği kıta, bölge, ülke ve şehirlere göre tasnifidir. Coğrafi tasnif de denir. Örnek: Asya Tarihi, Ortadoğu Tarihi, Türkiye Tarihi, Amasya Tarihi Konuya Göre Tasnif: İnsanların siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel alanlarda gösterdikleri faaliyetlere bakılarak yapılan tasniftir. Örnek: Bilim Tarihi, Sanat Tarihi, İktisat Tarihi, İslam Tarihi, Felsefe Tarihi, Eğitim Tarihi ZAMAN VE TAKVİM: Zamanı ölçmek için hazırlanan çizelgeye takvim denir. Takvimde yıl, ay, hafta ve gün gibi temel birimler kullanılmıştır. Takvimler genel olarak ay ve güneşin hareketlerine göre düzenlenmiştir. 2

3 Ay yılı; Ay ın Dünya etrafındaki 12 defa dönüşü esas alınarak yapılmıştır. Bir Ay yılı 354 gündür. İlk defa Mezopotamya toplumları tarafından kullanılmıştır. 1926 yılından itibaren sadece mali işlerde kullanılmaya devam edilmiş, 1982 yılında, mali yılbaşının 1 Ocak tarihine alınmasıyla kaldırılmıştır. Güneş yılı; Dünyanın Güneş etrafındaki bir defalık dönüş süresi olup 365 gün 6 saattir. Güneş takvimi ilk defa Eski Mısırlılar tarafından kullanılmıştır. Ay yılı ile Güneş yılı arasında bir yılda 11 günlük fark vardır. Toplumlar kendileri için önemli gördükleri önemli olayları takvim başlangıcı saymışlardır: a) Yahudiler: Yaradılış günü, MÖ 3761, b) Eski Yunan: İlk Olimpiyat yılı, MÖ 776, c) Eski Roma: Roma nın kuruluş yılı, MÖ 753, d) Hıristiyanlar: Hz. İsa nın doğumu, Milat (0), e) Müslümanlar: Peygamberimizin Medine ye Hicreti (Miladi 622). Türklerin Kullandığı Takvimler: 1) 12 Hayvanlı Türk Takvimi: Yıllar hayvan isimleriyle adlandırılmıştır. Bu hayvanlar; Sıçan, Sığır, Pars, Tavşan, Ejder, Yılan, At, Koyun, Maymun, Tavuk, Köpek, Domuz. Güneş yılı esasına göre düzenlenen bu takvimde bir yıl 365 gün 5 saattir. Aylar sayılarla belirtilmiştir. Her 12 yılda bir başa dönülmüştür. İslam öncesi Türk devletlerinde, Çinliler ve Tibetlilerde kullanılmıştır. 2) Hicri Takvim: Ay yılı esasına göre hazırlanan bu takvimde bir yıl 354 gündür. Ay yılı, Ay ın dünyanın etrafında 12 defa dönmesi sonucunda geçen zamandır. Takvim başlangıcı Hicret tir (622). Miladi Takvimle arasında bir yılda 11 günlük fark vardır. Bu fark her 33 yılda, bir yıla tekabül eder. İlk kez Hz. Ömer devrinde kullanılmaya başlanmıştır. Türkiye de 1 Ocak 1926 tarihinden itibaren miladi takvime geçilmiştir. Günümüzde dini günlerin ve bayramların belirlenmesinde kullanılmaktadır. 3) Celali Takvim: Güneş yılı esasına göre yapılmıştır. 1 yıl 365 gün 6 saattir. Büyük Selçuklu hükümdarı Melikşah ın emriyle, Ömer Hayyam başkanlığındaki bir heyet tarafından hazırlanmıştır. Hicri 471 (Miladi 1079) ramazan ayının 10. gününe rastlayan Nevruz; hem yılbaşı hem de tarih başlangıcıdır. Babürlüler zamanında Takvim-i İlahi adıyla bir süre kullanılmıştır. 4) Rumi Takvim: Bir yıl 365 gün 6 saat olarak kabul edilmiştir. Takvim başlangıcı Hicret tir. Yılbaşı ise Mart başıdır. Miladi takvimle arasında 584 yıllık fark vardır. Osmanlı İmparatorluğu nda mali işlerde karşılaşılan güçlükleri(vergi, maaş vb.) ortadan kaldırmak amacıyla 1677 yılından itibaren kullanılmaya başlanmıştır. 1839 (Hicri 1255) yılından itibaren bütün resmi işlerde kullanılmıştır. 5) Miladi Takvim: Güneş yılı esasına gör düzenlenen bu takvimde bir yıl 365 gün 6 saattir. Takvim başlangıcı Hz. İsa nın doğumudur (milat). Yılbaşı 1 Ocak tır. Miladi takvimi geliştirenler; Mısırlılar, Julius Sezar ve Papa XIII. Gregorius tur(1582). Ülkemizde 1 Ocak 1926 tarihinden itibaren kullanılmaya başlanmıştır. TARİH ÖĞRETİMİNİN FAYDALARI: a) Tarih, insanlara, vatan ve millet kavramları ile milli ve kültürel değerleri öğretir. b) Milli birlik ve beraberlik anlayışının kuvvetlenmesini sağlar. c) İnsanların geçmişten ders alıp geleceğe yön vermelerini sağlar. d) Devlet yöneticilerine devletin nasıl yönetileceği konusunda yardımcı olur. e) İnsanlara karşılaştıkları durumları tarihi olaylarla bağlantı kurarak mantıklı bir sonuca varma yeteneği kazandırır. f) İnsanların aralarındaki sorunları barış yoluyla çözümlemelerine yardımcı olur. g) Tarih öğretimi bu günkü uygarlığın nasıl meydana geldiğini öğretir. h) Uygarlıkların tüm toplumların katkısıyla oluştuğunu öğretir. i) Geçmişten ders çıkararak geleceğine yön vermeyi sağlar. TARİHİ OLAYLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ: Her tarihi olay, meydana geldiği dönemin sosyal, siyasal ve ekonomik ortamına bağlıdır. Bu nedenle tarihi olayları değerlendirirken, olayın meydana geldiği dönemin koşulları mutlaka göz önünde tutulmalıdır. Tarihçi olayları değerlendirirken mensubu olduğu toplumun değerlerinden bağımsız hareket etmeli, tarafsız olmalıdır. Tarihi Bilgilerin Değişebilir Özelliği: Tarihte bilgiler olayın geçtiği döneme ait verilere dayanır. Zamanla yeni belge ve bulguların elde edilmesiyle hem yeni bilgiler elde edilebilir, hem de mevcut bilgiler değişebilir. TARİH YAZICILIĞININ GELİŞİMİ: İlk tarih yazıcılığını Hititler analler yazarak başlatmışlardır. Tarih anlayışı belli aşamalardan geçerek günümüzdeki bilimsel tarih anlayışına ulaşmıştır. Göktürkler, Orhun Kitabeleri, Ruslar, Kronikler ve Osmanlılar Vakayinameler yazmışlardır. Hikâyeci Tarih: Tarihi olayların neden-sonuç ilişkisi üzerinde durulmadan hikâye tarzında yazılmasıdır. Efsane ve masal türü bilgilere de yer verilmiştir. Herodot un Historia sı bu türün ilk örneğidir. Avrupa ve İslam dünyasında XVIII. yüzyıla kadar bu türde eserler yazılmıştır. Öğretici Tarih: Toplumdaki birlik ve beraberliği güçlendirmek, ahlaki değerleri geliştirmek amacıyla kişilerin iyi yönleri ön planda tutularak yazılan eserlerdir. Bu tarzın ilk temsilcisi Thukydides tir. XIX.

yüzyıla kadar Avrupa ve İslam dünyasında bu türde eserler yazılmıştır. Araştırmacı Tarih: 19. yüzyılda doğmuştur. Olayların nedenleri, sonuçları başka olaylar ile ilgisi araştırılarak kaynaklara dayandırılarak ve tarafsız bir biçimde yazılan tarih çeşididir. 2. Türklerde tarih Yazıcılığı: Osmanlılar Döneminde Tarih Yazıcılığı Osmanlılarda tarih yazıcılığında temel amaç, devletin başarılarını gelecek nesillere aktarmaktır. XVIII. yüzyıla kadar olayları devlet tarafından görevlendirilen şehnameci denilen görevliler yazardı. XVIII. yüzyıldan itibaren vakanüvislik ortaya çıkmıştır. Devlet görevlisi olan vakanüvisler, bir yandan kendilerinden önce yazılanları, toplamışlar diğer yandan da kendi dönemlerine ait olayları kaydetmişlerdir. Osmanlılar İslamiyet öncesi Türk Tarihi ni büyük ölçüde ihmal etmiş İslam merkezli bir tarih anlayışını benimsemişlerdir. Osmanlılardan ilk vakanüvis Naima Efendi dir. Naima Tarihi adlı bir eseri vardır. Bundan başka Hoca Saadettin Efendi, Peçevi Selaniki ve Ahmet Cevdet Paşa da ünlü tarihçilerdir. Cumhuriyet Döneminde Tarih Yazıcılığı: Cumhuriyet döneminde yeni tarih anlayışının ortaya çıkmasında Atatürk ün büyük rolü olmuştur. Türklerin İslam ı kabul etmeden önce de zengin bir kültüre, parlak bir uygarlığa sahip olduklarını, dünya uygarlığına ve siyasetine önemli katkı sağladıkları görüşünü savunan Atatürk, Türklerin tarihini araştırmaya büyük önem vermiştir. Türk milletinin tarihinin araştırılarak ortaya çıkarılması için 1931 yılında Türk Tarih Kurumu nu kurmuştur. TARİHİN FAYDALANDIĞI BİLİM DALLARI: Coğrafya: Coğrafi mekânın özelliklerinin insan topluluklarının üzerindeki etkilerini ortaya çıkarmak için tarihe yardımcı olur. Arkeoloji: Tarihi kalıntıları ve eserleri ortaya çıkaran kazı bilimidir. Antropoloji: İnsanların fiziki yapısını inceleyerek sistemli ve karşılaştırmalı olarak insan ırklarını sınıflandırır. Etnografya: Toplumların öz kültürlerini, örf ve adetlerini inceler. Hukuk: Toplu halde yaşayan insanların birbirleriyle ve devletle olan ilişkilerini düzenleyen kurallardır. Kronoloji: Tarihi olayların oluş zamanını ve sırasını inceler. Edebiyat: Duygu ve düşünceleri söz veya yazı ile anlatma sanatıdır. Felsefe: Akıl ve mantık ilkelerine uygun düşünmeyi esas alan bir bilimdir. Olayların doğru tahlili ancak o dönemin felsefesinin doğru bilinmesiyle mümkün olur. Paleografya: Eski yazıların tür ve şekillerini ve uğradıkları değişimleri inceler. Epigrafya: Anıtlar, taşlar ve kitabelerdeki yazıları çözümler ve yorumlar. Kimya: Belgelerin orijinalliğinin ve hangi döneme ait olduğunun belirlenmesinde tarihe yardımcı olur. Karbon 14 metoduyla kalıntıların yaşını tespit eder. Sanat Tarihi: Sanat eserlerinin değerlendirilmesi ve toplumun sanata bakış açısını belirlemeye çalışır. Heraldik: Armaları inceler. Sicillografi: Mühür bilimi, Jeneloji: Soy kütüğü bilimi, Toponimi: Yer adları bilimi Antroponimi: İnsan Adları Bilimi Onomastik: Ad bilimi Sosyoloji: Toplumların özelliklerini ve yaşayışlarını inceler. Filoloji: Diller ve diller arasındaki ilişkileri inceler. Diplomatik: Devletlerin iç ve dış yazışmalarında kullandıkları belgeleri inceler. Nümizmatik (Meskûkât): Geçmişte basılmış paraları inceler. İstatistik: Belirli bir amaç için veri toplama, tablo ve grafiklerle özetleme, sonuçları yorumlama, özellikler arasındaki ilişkiyi araştırma bilimidir. İstatistiksel veriler tarihi bir olayın değerlendirilmesinde önemli bir yere sahiptir. Ekoloji: Canlıların birbirleriyle ve çevreyle ilişkilerini inceler. Doğal dengedeki bozulmanın insan yaşamı, olayların oluşumu ve tarihin akışını nasıl etkilediği konusunda tarihe yardımcı olur. TAKVİM ÇEVİRME Takvim çevirmede bazı formüller kullanılır. Ancak yaklaşık sonuçlar verebilir. Günü gününe çevirmeler için cetvellerden yararlanılır (Faik Reşit Unat, Hicri Takvimleri Miladi Takvime Çevirme Kılavuzu, TTK Basımevi, Ankara, 1988 ). 1. Miladiden Hicriye Çevirme: H= (M - 622) + (M - 622) / 33 Örnek: 2007 yılını Hicri yıla çeviriniz. Çözüm: H=(2007 622) + (2007 622) / 33 H=1385 + 1385 / 33 H=1385 + 41,9 > 42 H= 1427 Not: Gerçekte 2007 yılı, Hicri 1428 yılına karşılık gelmektedir. 2. Hicriden Miladiye Çevirme: M= (H + 622) H / 33 Örnek: 1428 hicri yılını miladi yıla çeviriniz. Çözüm: M= (1428 + 622) 1428 / 33 M= 2050 43 M= 2007 3. Miladiden Rumiye: R= M 584 4. Rumiden Miladiye: M= R+ 584 1902 Miladi yılını Rumiye çeviriniz. Çözüm: 1902 584=1328 1321 Rumi yılını Miladiye çeviriniz. Çözüm: 1321+584=1902 II. İLKÇAĞ UYGARLIKLARI TARİH ÖNCESİ DEVİRLER: Tarih Öncesi Devirlerin Özellikleri: a) Bu devirler kullanılan araç-gereçlere göre adlandırılmıştır. b) Sırasıyla taş, toprak ve madenler kullanılmış, giderek daha dayanıklı ve kullanılışlı araç-gereçler yapılmıştır. c) Toplumlar arası iletişim yavaş olduğu için bu devirler dünyanın her bölgesinde aynı anda yaşanmamıştır. d) Mısır gibi dış etkilere kapalı toplumlarda sırayla, Anadolu gibi dış etkilere açık toplumlarda savaş, istila, göç ve ticaret gibi gelişmelerin sonucunda birden fazla dönem aynı anda yaşanmıştır. 4

5 e) Mesela Taş devrinde yaşayan bir toplum, maden devrini yaşayan başka bir toplumla karşılaşırsa madenleri kullanmaya başlar. Eski Taş Devri(Paleolitik) (MÖ 600.000-10.000): İnsanlar küçük topluluklar halinde avcılık ve toplayıcılık yaparak yaşamışlardır. Mağaralarda yaşayan bu insanlar, mağara duvarlarına resimler yaptılar. Buzul çağlarının yaşandığı bu devirde insanlar soğuktan korunmak için hayvan postlarından giysiler yapmışlardır. Bu dönemden kalan buluntular; çakmak taşından yontulmuş ilkel el baltaları, kemik ve ağaçtan yapılmış araçlar ve silahlardır. Dünyada Paleolitik Dönem İzleri: Altamira(İspanya), Lasque(Fransa). Türkiye de Paleolitik Dönem İzleri: Karain, Beldibi ve Belbaşı Mağaraları(Antalya), Yarımburgaz Mağarası(İstanbul). Yontma Taş Devri(Mezolitik) (MÖ 10.000-8.000): Buzul çağı sona ermiş, iklim şartları yumuşamıştır. İnsanlar avcılık ve toplayıcılığa devam etmişlerdir. Mağara yaşamı devam etmiştir. Dönemin sonlarına doğru ateş bulunmuştur. Dünyada Mezolitik Dönem İzleri: Kuldara Bölgesi(Güney Tacikistan), Türkiye de Mezolitik Dönem İzleri: Beldibi(Antalya), Macunçay(Ankara), Baradiz(Göller Yöresi), Tekkeköy(Samsun) Cilalı Taş Devri(Neolitik) (MÖ 8.000-5.500): İnsanlar yerleşik yaşama geçmiş, tarımsal faaliyetler başlamıştır. Köylerin kurulması ile toplumsal hayat başlamış, iş bölümü yapılmış ve can ve mal güvenliğinin sağlanması için askerlik anlayışı doğmuştur. Toplumda hukuk kuralları ortaya çıkmıştır. Ortak giderlerin karşılanması için vergiler toplanmaya başlanmış ve mimari faaliyetler başlamıştır. El sanatları başlamıştır (Dokumacılık ve seramik). Toplumlar arası ticari faaliyetleri başlamıştır. Çok tanrılı din anlayışı ortaya çıkmıştır. Türkiye de Neolitik Dönem İzleri: Çatalhöyük(Konya), Çayönü (Diyarbakır), Sakçagözü (Gaziantep). Maden Devirleri Devirleri(MÖ 5.500-1.200): Bakır Çağı: İlk işlenen maden bakırdır. Türkiye deki yerleşim merkezleri; Alacahöyük(Çorum), Beycesultan(Denizli), Kumtepe(Çanakkale), Truva(Çanakkale), İkiztepe(Samsun) Tunç Çağı: Bakır ile kalay karıştırılarak tunç bulunmuştur. Bu devirde ilk şehir devletleri kurulmuştur. Mezopotamya da Sümer, Akad ve Anadolu da Hitit Devleti ortaya çıkmıştır. Türkiye deki Tunç çağı merkezleri; Ahlatlıbel(Ankara), Kültepe(Kayseri). Anadolu da tarihi devirler MÖ 2000-1800 yıllarında başlamıştır. İlk yazıyı Asurlu tüccarlar getirmişlerdir. Kayseri Kültepe de Karum denilen Asurlu tüccarlara ait pazaryeri bulunmuştur. Maden Devirleri Devirleri(MÖ 5.500-1.200): Demir Çağı: Demirin bulunup işlenmesiyle birlikte daha dayanıklı silahlar ve aletler yapılmaya başlanmıştır. Büyük devletler kurulmaya başlanmıştır. Devrin sonunda yazı bulunmasıyla tarih devirlerine geçilmiştir. Anadolu da tarih öncesinde kurulan bazı yerleşim yerleri varlıklarını daha sonraki devirlerde de devam ettirmişlerdir. Bunlar Hacılar(Burdur), Truva(Çanakkale), Alişar(Yozgat) ve Alacahöyük(Çorum)dur. Kültür: Bir millete ait maddi ve manevi değerler bütünüdür. Bu değerler göç, savaş ve ticaret gibi yollarla dünyanın farklı bölgelerine taşınmış ve kültürler arası etkileşim meydana gelmiştir. Uygarlık Bütün insanlığın benimsediği milletlerarası ortak değerlerdir. MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI: Mezopotamya Mezopotamya, Dicle-Fırat nehirleri arasında kalan bölgedir. Bağdat ın güneyine Aşağı Mezopotamya (Kalde ülkesi), Bağdat ın kuzeyine Yukarı Mezopotamya (Asur ülkesi) denir. Taş olmadığından kerpiç kullanılmıştır. Bundan dolayı günümüze kadar fazla bir eser kalmamıştır. Tarihte ilk uygarlıklar burada ortaya çıkmıştır. Mezopotamya Neden Bu Kadar Önemlidir? Göç yolları üzerindedir. Toprakları verimlidir. İklim elverişlidir. Irmaklar sulamada faydalıdır. SÜMERLER (MÖ 4000- MÖ 2350): Mezoptamya da ilk şehir(site) devletlerini(ur, Uruk, Larsa, Lagaş) kurmuşlardır. Ziggurat adı verilen tapınakları yedi katlıydı. Gözlemevi olarak da kullanılmıştı. Sitelerin başında Patesi veya Ensi denilen rahip-krallar bulunurdu. Bir patesi çevre sitelere hâkim olursa Lugal, bütün Sümer ülkesine hâkim olursa Lugal Kalma denirdi. Krallar ve rahipler en üst toplumsal sınıfı oluştururdu. Halk hürler ve kölelerden oluşmuştu. Ordu yaya ve savaş arabalı askerlerden oluşmuştu. Sümerler çok tanrılı bir inanca sahipti. Ahiret inançları yoktu. Gılgamış, Yaratılış ve Tufan destanları Sümerlere aittir. Kara sabanı kullanmışlar, sulama kanalları yapmışlar ve tarımı geliştirmişlerdi.

6 Ay yılı esaslı takvimi geliştirdiler. Matematikte dört işlemi kullanmışlar, bölme ve çarpma cetvelleri hazırlamışlar, yüzey ve hacim ölçmeyi öğrenmişler, daireyi 360 dereceye bölmüşlerdi. Çivi yazısını bulmuşlardır(mö 3500). Çivi yazısı mabetlere getirilen ürünlerin tespitiyle doğdu. Rahiplerin yönetimini yıkan Lagaş sitesi kralı Urukagina (MÖ 2375) ilk yazılı kanunları yaptı. Elamlar tarafından yıkıldılar. AKATLAR (MÖ 2350 - MÖ 2100): MÖ 4000 lerde Arabistan dan gelen ve Orta Mezopotamya ya yerleşen Samiler tarafından kurulmuştur. Kurucuları I. Sargon dur. Başkent Agade şehriydi. İlk merkezi büyük imparatorluğu kurdular. İlk düzenli ve sürekli orduyu kurdular. Zafer anıtları günümüze kadar gelmiştir. Sümerler tarafından yıkılmıştır. ELAMLAR (MÖ 3000 - MÖ 640): Sümer ülkesinin doğusuna Elam denilmiştir. MÖ 3000 yıllarında merkezi Sus şehri olan Elam Krallığı kurulmuştur. Elamlılar Sümer egemenliğine son vermişlerdir. Madencilik, çanakçömlek yapımı ve seramik sanatında ilerlemişler ve çivi yasını kullanmışlardı. Asurlular tarafından yıkılmışlardır. BABİLLİLER: I. Babil Krallığı (MÖ 2100 1800): MÖ III. binde Arabistan dan çıkan Samilerin bir kolu olan Amurrular, Akad ülkesine yerleşerek Babil Krallığı nı kurdular. 6. hükümdar Hammurabi kendi kanunlarını yapmıştır. Dine dayalı devlet yerine gücünü ordudan alan mutlak krallık anlayışını benimsemiştir. Ceza, mülkiyet ve ticaret alanlarında dönemin en gelişmiş kanunlarını yapmıştır. Kısasa kısas prensibini benimsemiştir. I. Babil Devleti MÖ 1800 yıllarında Hitit kralı I. Mürşil in saldırısıyla yıkıldı. II. Babil Krallığı (612-539): Babilliler Medler ile birleşerek Asur devletini yıktılar ve II. Babil Krallığı nı kurular. Meşhur hükümdar Nabukadnezar Yahudi Devleti üzerine seferler yaparak Kudüs ü zapt etmiş ve Yahudileri Babil e sürmüştür. II. Babil devleti Pers kralı Kirus tarafından ortadan kaldırılmıştır (MÖ 539). Babilliler Sümerlerin etkisi altında kalmışlar ve tapınaklarına ziggurat adını vermişlerdir. Babil in Asma bahçeleri ve Babil Kulesi önemli mimari eserlerdir. ASURLULAR(MÖ 2000- MÖ 609): Arabistan dan gelerek Yukarı Mezopotamya ya yerleşmişler ve askeri güce dayanan bir imparatorluk kurmuşlardır. Başkenti Ninova dır. Koloni ticaretiyle uğraştılar. Asurlular Anadolu da ticaret kolonileri (Kültepe, Alişar, Boğazköy) kurmuşlardır. Bu kolonilerde Karum adı verilen pazarlar vardı. Asurlular çivi yazısını kullanmışlardır. Anadolu ya yazıyı Asurlular getirmiştir. Tarihte bilinen ilk kütüphaneyi Ninova da kurmuşlardır. ORTA ASYA UYGARLIĞI: Orta Asya da kurulan kültür merkezlerinin tarihi MÖ 5000 yıllarına kadar uzanmaktadır. Yapılan arkeolojik kazılar sonucunda yontma taş çağına kadar uzan kültür bölgeleri ortaya çıkarılmıştır. Bu kültürlerden kuzeyde olan göçebe toplulukların kültürüdür. Diğeri ise, güneyde daha çok akarsu boylarına yerleşmiş toplulukların kültürüdür. Anav Kültürü (MÖ 4500-1000) Türkmenistan ın başkenti Aşkabat yakınlarındaki Anav bölgesinde yapılan kazılarda ortaya çıkarılmıştır. Orta Asya nın en eski kültürüdür. Bu kültürün insanların yerleşik hayata geçmiş, tuğladan yapılmış evler yapmışlardır. Tarım yapmışlar, koyun, keçi, sığır ve deve gibi hayvanları beslemişlerdir. Elde edilen buluntular dokumayı ve seramikten eşya yapmayı bildiklerini göstermektedir. b) Afanasyevo Kültürü (MÖ 3000 1700): Altay ve Sayan dağlarının kuzeybatısındaki bozkırlarda gelişmiştir. Avcı ve savaşçı bir toplumdur. Koyun ve at gibi hayvanları beslediği bilinmektedir. Kartalı kutsal bir hayvan olarak kabul etmişlerdir. Yapılan kazılarda ayrıca çeşitli bakır eşyalar, çakmak taşından yapılmış ok uçları, kemikten yapılmış iğnelerde bulunmuştur. Afanasyevo kültürü geniş bir bölgeyi etkileyerek Orta Asya uygarlığının temelini oluşturmuştur. c) Kelteminar Kültürü (MÖ 3000 ler): Harezm bölgesinde (Aral Gölünün güneyi Ceyhun Nehri havzası) yapılan kazılarda ortaya çıkarılmıştır. Bu kültürün mensuplarının balıkçılık ve hayvancılık ile geçimlerini sağlamışlardır. Yerleşik bir hayat şekli yaşadıkları anlaşılmaktadır. ç) Andronova Kültürü (MÖ 1700 1200): Altay-Tanrı dağları, Güney Sibirya ve Hazar Denizi nin doğusuna kadar olan bölgede oluşmuş bir kültürdür. Orta Asya kültürleri içinde yayılma alanı en geniş olanıdır. Afanasyevo kültürünün devamı olarak da kabul edilebilir. Bu kültürün insanları, atı binek ve yük hayvanı olarak kullanmışlardır. Bakır, tunç ve altından yapılmış eşyalara bu kültürde rastlanır. Bu kültürün izlerine Batı Türkistan da da rastlanmaktadır. Bu kültürün en önemli buluntuları; geniş ağızlı kulpsuz ve süslü kaplar, taş kaşıklar, ok uçları, kemik iğneler, kabzalar, hançerler, saplı baltalar ile inci, küpe gibi süs eşyalarıdır. d) Karasuk Kültürü (MÖ 1200 700): Yenisey Irmağı nın kollarından biri olan Karasuk Nehri nden adını alan bu kültürdür. Orta Asya uygarlığında demir madeni ilk olarak bu kültürde işlenmiştir. At, deve, koyun ve sığır beslemişlerdir. Yün eğirmesini ve dokumasını, keçeden çadır yapmasını öğrenmişler ve üzeri çadırla örtülü dört tekerlekli arabalar yapmışlar ve kullanmışlardır. e) Tagar Kültürü (MÖ 700 100): Altay dağları bölgesinde (Abakan ve Minnisk-Minusinsk bölgesinde) görülmüş olan bu kültür, en yeni ve gelişmiş olanıdır. Bu kültüre ait tunçtan iki yanı keskin bıçaklar,

7 hançerler, çok sayıda ok uçları, altın süs eşyaları, iğne, tarak gibi eşyalar bulunmuştur. Ayrıca eşya üzerinde görülen kabartma hayvan başları, gelecekteki Orta Asya sanatlarına temel teşkil etmiştir. İSKİTLER (MÖ 700. YY. - MÖ 2. YY.): Önceden Tanrı dağları ile Fergana bölgesinde yaşayan İskitler (Sakalar) daha sonra Karadeniz in kuzeyine göç ederek burada varlık sürdürmüşlerdir. Medlerle birleşerek Urartu devletini yıkmışlar ve Perslerle savaşmışlardır. Perslerle yaptıkları savaşlar Alp Er Tunga destanına konu olmuştur. Atlı göçebe bir toplum olan İskitler Göktanrı inancına sahiptiler. İskitler, altın ve gümüş işçiliğinde ustaydılar. Sanatta hayvan üslubunu kullanmışlardır. MISIR UYGARLIĞI: Mısır ın etrafı çöller ve denizlerle çevrilidir. Nil nehri ülkeye hayat verir. Mısır da ilk zamanlarda Nom adı verilen şehir devletleri ortaya çıkmıştır. MÖ 3000 de kral Menes ülkede siyasi birliği sağlamıştır. Böylece tanrı krallar yönetimi başlamıştır. Mısırlılar, Kuzey Suriye hâkimiyeti için Hitit Devleti ile savaştılar ve tarihte bilinen ilk yazılı antlaşmayı(kadeş Antlaşması MÖ 1280) yaptılar. Persler, Ege göçleriyle iyice zayıflayan Mısır Devleti ni yıkarak bir eyalet haline getirdiler. Daha sonra Mısır a Büyük İskender, Ptoleme Devleti ve Romalılar egemen oldular. Mısır toplumu; kâtipler, rahipler, askerler, tüccarlar, zanaatkârlar, çiftçiler ve köleler olarak çeşitli sınıflara ayrılmıştı. Memurların içinde kâtiplerin önemli bir yeri vardı. Mısırlılar en çok tarımla uğraşıyor, deniz kenarında balıkçılık yapıyor, ülkenin güneyindeki maden yataklarını işletiyorlardı. Uzak ülkelerle denizaşırı ticaret yapıyorlardı. Mısır krallarına firavun denilirdi ve tanrı olarak kabul edilirdi. Bunun yanında Amon, Ra gibi başka tanrılar da vardı. Firavun Akhenaton, devrinde tek bir tanrıya tapılmasını emretti, ancak başarılı olamadı. Mısırlılar resim (hiyeroglif) yazısını kullanmışlardır. Bu yazıyı 1822 de Fransız bilgin Jean-François Şampolyon ilk defa okudu. Mısırlılar, bilim alanında ilerlediler; güneş takvimini geliştirdiler, pi sayısını buldular. Nil in her yıl taşması, kaybolan tarla sınırlarının yeniden tespiti geometriyi geliştirdi. Ahiret inancından dolayı mumyacılık, tıp ve eczacılık gelişti. Mısırlılar mimarlık alanında da önemli başarılar elde etiler. Büyük tapınaklar (Karnak, Luksor ), kaya mezarları, piramitler(keops, Kefren ve Mikerinos ) yaptılar. Heykeltıraşlık sanatında çok ilerlediler. MEDLER(MÖ. 7. YY. - MÖ 550): 7. yüzyıl sonlarında İran ın batı bölgesinde Medlerin başına geçen Keyaksar dağınık halde bulunan boyları topladı. İskitleri Medya dan çıkardı. Babillilerle birleşerek Asur devletini yıktı. Batıya doğru ilerleyerek Anadolu hâkimiyeti için Lidya kralı Alyat ile çarpıştı; ancak kesin bir sonuç alamadı. Kızılırmak sınır olmak üzere barış yapıldı. Keyaksar dan sonra Persler, Medlerin başkenti Ekbatan ı zapt ederek bu devlete son verdiler. PERSLER (MÖ 550-MÖ 331): Devletin kurucusu II. Kirus tur. Pers Devleti yaptığı fetihlerle Hindistan dan Anadolu ya, Mezopotamya dan Mısır a kadar uzanan İlkçağın en geniş imparatorluklarından biri haline geldi. Karadeniz in kuzeyindeki İskitler ile savaştılar. MÖ 486 da Salamis deniz savaşında Yunan donanmasının Persleri bozguna uğratması Persleri iyice zayıflattı. Büyük İskender çıktığı Asya seferiyle Pers Devletini yıkarak topraklarını ele geçirdi. Anadolu MÖ 543 333 yılları arasında Pers egemenliğinde kalmıştır. Pers Devleti, içinde birçok kavmin yaşadığı bir imparatorluktu. Merkeziyetçi bir devlet olan Pers devletinin başında Ahameniş sülalesinden krallar bulunurdu. Devletin başkenti Persepolis idi. Ülke satraplıklara ayrılmıştı. Şah gözü ve şah kulağı denilen görevliler satraplıkları teftiş ederlerdi. Pers ordusu, kalabalık bir orduydu Pers, Med Turanlı askerlerden oluşurdu. Persler Zerdüştlük dinine inanmışlardı ve ateşgede denilen tapınakları vardı. Bu dinde iyilik tanrısı Hürmüz ve kötülük tanrısı Ehrimen vardı. Persler Mezopotamya ve Yunan sanatlarının etkisinde kalmışlar ve Pers üslubu meydana getirmişlerdir. Kralları için Persepolis ve Sus ta büyük saraylar yapmışlardı. Nakş-i Rüstem deki kral mezarları ve Darius un Bisütun da bulunan kitabesi önemli anıtlardı. HİNT UYGARLIĞI (MÖ 3000-2400): Hindistan tarih boyunca birçok kavmin istilasına uğramıştır. İlk uygarlık MÖ 4000 de İndus nehri kıyısında ortaya çıkmıştır. MÖ 1500 lerde Hindistan a gelen Ariler, nüfusları az olduğu için kast sistemini kurdular. Bu yüzden siyasi birlik sağlanamadı. Hindistan da Brahmanizm ve Budizm dinleri varlık göstermiştir. Sınıfsal ayrıma yol açan Kast sistemi beş guruba ayrılır: a) Brahmanlar (Din adamları) b) Kşatriyalar (Racalar, askerler, asiller) c) Vaysiyalar (Tüccarlar ve çiftçiler) d) Südralar (Zanaatkârlar ve işçiler) e) Paryalar (Kast sisteminin dışındakiler) ÇİN UYGARLIĞI: Çin uygarlığı, Sarı Irmak ve Gök Irmak çevresinde gelişmiştir. MÖ 3. yüzyılda siyasi birliği sağlamıştır. Orta Asya ya ve İpek Yolu na hâkim olmak için Türklerle savaşmışlardır. Türklere karşı Çin Seddi ni yapmışlardır. Çinliler Göktürk Devleti ni bölerek egemenlik altına almışlar, sınırlarını İran dan Kore ye, Moğolistan dan Güneydoğu Asya ya kadar genişletmişlerdir. Tanrının Oğlu unvanını taşıyan imparatorun kutsal olduğuna inanılırdı. Çinliler, ordu, devlet yönetimi ve din konusunda Türklerden etkilenmişlerdir. Çin de toplumsal yapı soylular (egemen sınıf) ve köylülerden oluşuyordu. Ülke ekonomisi tarıma dayanıyordu. İpek yolu ticareti de önemliydi. Çin de tarımın dışında ipekli dokumacılık, porselen, madeni eşya imalatı, heykelcilik, tapınak mimarisi çok gelişmişti.

8 Pusula, kâğıt, mürekkep, barut, seramiği ilk kez Çinliler bulmuşlardı. Çin de Konfüyüsçülük, Taoizm ve Budizm yayılmıştı. DOĞU AKDENİZ UYGARLIKLARI FENİKELİLER Lübnan dağları ile doğu Akdeniz kıyıları arasındaki bölgede yaşayan Fenikeliler, Sami kavimlerdendir. Şehir devletleri (Biblos, Sidon, Tir) halinde yaşamışlardır. Toprakları tarıma elverişli olmadığı için deniz ticareti ve koloniciliğe yönelmişler Karadeniz, Ege ve Akdeniz kıyılarında birçok koloniler kurmuşlardır. Romalılarla uzun zaman mücadele eden Kartaca bu kolonilerin en önemlisiydi. Kartacalı Hannibal Pön savaşlarında Romalılarla mücadele etmiş, fakat başarılı olamamıştır. Harf yazısı (alfabe), cam ve boyayı Fenikeliler buldular. 22 harfli Fenike Alfabesini buldular. İBRANİLER: Sami asıllı bir kavim olan İbraniler, Eski çağda Filistin e gelerek yerleştiler. 1044 yılında Davut tarafından bir krallık kuruldu. Devletin merkezi Kudüs şehriydi. Süleyman zamanı, en parlak zamanlarıdır. Süleyman ın ölümünden sonra devlet İsrail ve Yuda devletleri olarak ikiye ayrıldı. İsrail devletine Asurlular Yuda devletine ise Babilliler son verdiler. Bir daha devlet kuramayan İbraniler, sırasıyla Pers, İskender ve Roma egemenliğine girdiler. Roma egemenliği altında çıkardıkları bir isyan sonucunda MÖ 70 yılında yurtlarından sürüldüler. İbraniler ilk kez tek tanrılı bir din olan Musevilik e inanmışlardı. Ancak bu dini millileştirmişlerdir. Mescid-i Aksa yı (Süleyman Tapınağı) yapmışlardır. ANADOLU UYGARLIKLARI: HİTİTLER(MÖ 1700- MÖ 700): Hititlerden önce Anadolu da Hattiler vardı. Hattiler(MÖ 2500- MÖ 1700) kültür ve inanç bakımından Hititleri etkilemişlerdir. Hatti kültürüne ait önemli eserler Alacahöyük te bulunmuştur. Hititler MÖ 2000 yılı başlarında Kafkaslardan Orta Anadolu ya gelerek Kızılırmak boylarına yerleştiler. Merkezi Hattuşaş olan Hitit Devleti ni kurdular. Hitit siyasi tarihi üç dönem halinde incelenmektedir: a) Eski Devlet(MÖ 1800- MÖ 1400), b) Yeni Devlet(MÖ 1400- MÖ 1200) ve c) Geç Hitit Şehir Devletleri(MÖ 1200- MÖ 700) Hititler Kuzey Suriye egemenliği için Mısırla savaşmış ve Kadeş Antlaşması nı(mö 1280) imzalamıştır. Hitit kralı aynı zamanda başkomutan, baş yargıç ve baş rahipti. Kralların yetkilerini asillerden oluşan Pankuş Meclisi sınırlardı. Kraliçe (Tavananna) kral olmadığı zaman ona vekâlet ederdi. Sosyal yapı; kral ve ailesi, asiller, rahipler, sanatçılar, askerler, memurlar ve kölelerden oluşuyordu. Heykel ve kabartma sanatlarında gelişmişlerdir. Yazılıkaya ve İvriz kabartmaları en önemli örneklerdir. Hititler, Asurlulardan aldıkları çivi yazısını kullanmışlardır. Tanrılara hesap vermek amacıyla anal denilen yıllıklar yazmışlardır. Mezopotamya'dan aldıkları kanunları geliştirmişler, medeni hukuk ve ceza hukuku alanlarında ilerlemişlerdir. Hititlerin inancı çok tanrılıydı. Bu yüzden Anadolu ya Bin Tanrı İli denilmiştir. Ahiret inancı zayıftı. En büyük tanrıları Arinna, Teşup ile Hepat tır. İYONYALILAR(MÖ XII. YY.-VII. YY.): İyonya, İzmir ve Büyük Menderes arasındaki bölgedir. Akalar burada şehir devletleri kurmuşlardır(efes, Milet, Foça ve İzmir). Deniz ticaretiyle uğraşmış ve Karadeniz kıyısında koloniler(sinop, Samsun ve Trabzon) kurmuşlardır. İyonya da bilim ve felsefe gelişmiştir. Homeros (Edebiyat), Ksenefon (Coğrafya), Hipokrat (Tıp), Diojen (Felsefe), Herodot (Tarih) gibi bilim adamları çıkmıştır. Thales ilk güneş tutulmasını hesaplamıştır. Pisagor ilk defa dünyanın yuvarlak olduğunu öne sürmüştür. İyonyalılar mimaride ilerlemişler, İyon Nizamını geliştirmişlerdir. Fenike alfabesini kullanmışlardır. İyonya da bilimin ve felsefenin gelişmesinde etkili olan faktörler: a) Denizcilikle uğraşan İyon şehir devletlerinin zenginleşmesi, b) Zenginlerin bilginleri ve sanatçıları desteklemeleri, c) Ön Asya dan gelen ticaret yollarının bitişme noktasında bulunması, d) Demokratik yönetimlerin olması (özgür düşüncenin gelişmesi). URARTULAR (MÖ 900- MÖ 600): Asya kökenli Hurriler tarafından kurulmuştur. Devletin kurucusu I. Sardur dur. Başkenti Tuşpa dır(van). Asurlulara karşı mücadele etmişlerdir. Kimmer saldırılarıyla sarsılan Urartular Medler tarafından yıkılmışlardır. Çok tanrılı bir dine inanmışlardır. En büyük tanrıları savaş tanrısı Haldi dir. Ölümden sonraki hayata inandıkları için mezarlarını ev ve oda biçiminde yapmışlar ve içine ölenleri eşyalarıyla gömmüşlerdir. Temel geçim kaynakları tarım ve hayvancılıktır. Tarımı geliştirmek için sulama kanalları ve bentler yaptılar. Maden işçiliği, kaya oymacılığı ve kabartma sanatlarında ilerlediler. Çivi yazısını kullandılar. FRİGYALILAR (M.Ö. 800 MÖ 676): İlk siyasi birliklerini MÖ 750 yıllarında kuran Frigyalıların başkenti Gordion, bilinen ilk kralı Gordios tur. Anadolu ya Boğazlar yoluyla gelmişlerdir. Kral Midas zamanında çok güçlenmişlerdi. MÖ 700 yıllarında Kafkaslardan gelen Kimmer saldırılarıyla iyice zayıflamışlar, Lidya ve Pers egemenliğine girmişlerdi. Ekonomileri tarım ve hayvancılığa dayanıyordu. Tarımı korumak ve geliştirmek için sert kanunlar yapmışlardı. Buna göre saban kırmak ve öküz kesmenin cezası ölümdü. Çok tanrılı bir inançları vardı. En önemli tanrıları bereket tanrıçası Kibele dir.

9 Kerestecilik, kuyumculuk, kaya mimarisi, maden işlemeciliği, seramik sanatı ve dokumacılık gelişmiştir. Tapates adı verilen halı ve kilim dokumuşlardır. Fabl denilen hayvan hikâyeleri ilk kez burada görülür. LİDYALILAR (MÖ 687 546): Lidya, Gediz ve Küçük Menderes arasındaki bölgedir. Lidyalılar, MÖ 1200 lerde bölgeye gelerek yerleşmişlerdir. Kral Giges tarafından kurulan devletin başkenti Sardes şehridir. Lidyalılar, ticaretler uğraşmışlar ve Kral Yolu nu (Sard- Ninova arasında) yapmışlardır. Tarihte ilk kez parayı kullanmışlardır. Orduya önem vermeyip paralı asker kullandıkları için kısa zamanda Persler tarafından yıkıldılar. Kral mezarları yığma tepeler(tümülüsler) şeklindedir. EGE VE YUNAN UYGARLIĞI Ege ve Yunan uygarlığı; Ege adaları, Yunanistan ve Batı Anadolu da yaşayan toplumların meydana getirdikleri bir uygarlıktır. GİRİT (MÖ 3500- MÖ 1200): Ege uygarlıklarının ilki Girit adasında kurulmuştur. Şehir devletleri halinde yaşadılar. Bunların en önemlisi Knossos dur. Dor saldırıları sonucunda yıkıldılar. Ekonomileri balıkçılık, tarım, ticarete dayalıydı. Coğrafi konumundan dolayı çevre kültürlerle yakın ilişkiler kurmuştur. Ahiret inancı vardır. MİKEN (MÖ 2000- MÖ 1200): MÖ 2000 yıllarında Mora yarımadasına ulaşan Akalar Miken şehrini kurdular. Çanakkale boğazına sahip olmak için Truvalılarla savaştılar. Akaların egemenliğine MÖ 1200 lerde Dorlar son verdi. ESKİ YUNAN UYGARLIĞI (MÖ 1200- MÖ 337): Dorlar, Yunanistan ve Ege adalarını ele geçirerek Akaların egemenliğine son verdiler. Yunanistan da polis adı verilen şehir devletleri (Atina, Isparta, Korint Larissa, Teb) kurdular. Bu şehir devletlerinden Sparta oligarşik, Atina demokratiktir. Tarımsal arazilerin az olması nedeniyle şehir devletleri deniz ticareti yapmışlar ve Ege, Karadeniz ve Akdeniz de koloniler kurmuşlardır. Koloni; bir devletin kendi toprakları dışında siyasi, ekonomik, dini sebeplerle ele geçirdiği ve yönettiği şehirlere denilir. Halk, siyasi haklara sahip yurttaşlar, siyasi hakları olmayan özgür yurttaşlar, hiçbir hakkı olmayan köylüler ve köleler olarak sınıflara ayrılmıştı. Sınıflar arası mücadeleler sonucunda bir takım hukuki düzenlemeler yapılmıştır. Dragon soyluların ayrıcalıklarını korumaya yönelik yasalar yaptı. Solon soyluların ayrıcalıklarına son verdi. Doğuştan köleliği kaldırdı. Klistenes sınıflar arası farklılıkları kaldırarak demokrasi anlayışını geliştirdi. Eski Yunanlılar çok tanrılı bir inanca (Zeus, Artemis, Apollon, Hera) sahiptiler. Tanrılarını insan şeklinde ve ölümsüz olarak düşünmüşlerdir. Yunanistan da heykeltraşlık ve mimari gelişmiştir. Yunanlılar tarih, matematik, tıp aritmetik, geometri, astronomi ve felsefe alanlarında çalışmalar yaptılar. Sokrates, Platon ve Aristo ilk filozoflardır. Yunanlılar Fenike alfabesini alarak geliştirmişlerdir. M.Ö. 776 da ilk olimpiyat oyunları Atina da yapılmıştır. Olimpiyatlar Yunanlılar arasında kültürel birliğin oluşmasında etkili olmuştur. Bu şehir devletleri Yunanistan ı ele geçirmek isteyen Perslere karşı başarılı oldular. Pers savaşlarından sonra Atina ile Sparta arasında Peleponnes savaşları yapıldı ve Sparta bu savaşlardan üstün çıktı. Makedonyalı Büyük İskender MÖ 337 de Yunan şehir devletlerini hâkimiyeti altına aldı. İSKENDER İMPARATORLUĞU (MÖ 359 MÖ 323): MÖ VII. yüzyılda Yunanistan ın kuzeyinde kurulan Makedonya devleti II. Filip zamanında Balkanların büyük kısmını ve Yunanistan ı egemenlik altına alarak Helen birliğini kurdu. Onun ölümünden sonra yerine oğlu Büyük İskender geçti (MÖ 336). Büyük İskender Asya seferine çıkarak Pers devletine son verdi ve topraklarını ele geçirdi. Daha sonra Hayber geçidini aşarak Hindistan a kadar ilerledi. Ancak ordusundaki isteksizlik nedeniyle Babil e döndü, Arabistan a yapacağı sefere hazırlık yaptığı sırada hastalanarak öldü (323). İskender, Persepolis sarayının protokolünü kabul etmişti. Mali alanda yenikliler yapmış ve altın para bastırmıştı. Şehirler kurarak askeri üsler meydana getirmişti. İskender in ölümüyle İmparatorluk dağıldı ve yeni devletler kuruldu: a) Mısır da: Ptolemeler (MÖ 321-30), b) Anadolu dan Hindistan a kadar: Selevkoslar (MÖ 321-64), c) Makedonya da: Antigonitler (MÖ 279-16), Selevkos un MÖ 280 deki ölümü üzerine Anadolu da yerel krallıklar kuruldu: a) Kuzey Batı Anadolu da: Bitinya Krallığı, b) Karatenizin güney kıyılarında: Pontus Krallığı, c) Orta Anadolu da: Kapadokya Krallığı, d) Batı Anadolu da: Bergama Krallığı, Büyük İskender in Asya seferi sonucunda Yunan kültürü ve Asya kültürleri kaynaşarak Helenistik Uygarlığı meydana getirmiştir. Helenistik dönem boyunca Bergama, Efes, Milet, Selefkiye, Antakya ve İskenderiye gibi şehirler çok gelişmiş, bilim ve kültür merkezleri olmuştur. ROMA UYGARLIĞI: İtalya da uygarlık orta taş çağından itibaren başlamış ve MÖ 3000 yıllarında yeni taş çağını yaşamıştır. Yarımadaya zaman içinde büyük göçler olmuştur. Sırasıyla İtalikler, Etrüskler, Fenikleiler ve Yunanlılar gelmişlerdir. Roma şehri M.Ö. 753 de Romulus tarafından kurulmuştur. Krallık (MÖ 753- MÖ 510): Kral, İhtiyarlar Meclisi tarafından teklif edilmiş, Kuria adı verilen halk meclisi tarafından seçilmiştir. Kral Senatoya kaşı sorumluydu.

10 Cumhuriyet (MÖ 510- MÖ 27): Cumhuriyet döneminde devlet konsül adı verilen iki yüksek memur (bir yıllık süre ile) tarafından yönetilmiştir. Konsüller birbirlerine ve senatoya karşı sorumluydular. Başlıca görevleri orduya komuta etmek, senatoyu toplantıya çağırmak, vergilerin toplanmasını sağlamaktı. Cumhuriyet döneminde Roma genişleyerek İtalya yarımadası ve Akdeniz in batısında bulunan yerleri egemenliği altına almıştır. Daha sonra Makedonya, Suriye ve Mısır ı zapt eden Roma, Doğu Akdeniz in fethini tamamlamıştır. Kartacalılarla yaptıkları Pön savaşlarıyla tüm Akdeniz e egemen olmuşlardır. Roma da çıkan sınıfsal çatışmalar ve dış saldırılardan yararlanmak isteyen bazı komutanlar ve konsüller yönetimi ele geçirmek istemişlerdi. Bunlardan biri de Julius Caesar dı. Julius Caesar MÖ 50 de kendini ömür boyu diktatör seçtirmiştir. İmparatorluk (MÖ 27-395): MÖ 27 yılında Oktavianus a Augustus unvanı verilerek imparatorluk devri başlamıştır. Bu devirde halkın refah seviyesi yükselmiştir. Ancak III. yüzyıldan itibaren Roma imparatorluğu güç kaybetmeye başlamıştır. Merkezi otoritenin bozulması, kavimler göçü, uzun süren savaşlar ve iç karışıklar gibi nedenlerle imparatorluk 395 yılında ikiye bölünmüştür. a) Batı Roma İmparatorluğu (başkent Roma), b) Doğu Roma İmparatorluğu (395-1453) (başkent İstanbul), Batı Roma İmparatorluğu 475 yılında barbar kavimlerin saldırılarıyla yıkılmıştır. Doğu Roma İmparatorluğu(Bizans): En parlak dönemi Justinyanus dönemidir (527 565). Bizans XI. Yüzyılın ikinci yarısında Büyük Selçuklu devletiyle Malazgirt Savaşı nı(1071), Anadolu Selçuklu devletiyle de Miryakefalon Savaşı nı yapmıştı. Türklerle yaptığı savaşlarda yenilerek Anadolu yu Türklere bırakmıştır. 1453 yılında İstanbul un Osmanlılar tarafından fethedilmesiyle yıkılmıştır. Krallık döneminde Senato ile Kuria adı verilen halk meclisi kralı seçerdi. Cumhuriyet döneminde senatonun seçtiği iki konsül ülkeyi yönetirdi. Sezar ın ölümüyle Oktavianus kendini Augustus unvanıyla imparator ilan etmiştir. Roma imparatorluğunun çok geniş sınırlara sahipti. Güçlü ve disiplinli bir ordusu vardı. Ordunun temelini lejyon denilen askeri birlikler meydana getirmiştir. Roma toplumunda halk, Patriciler (asiller), Plepler (zanaatkârlar) ve köleler olmak üzere üçe ayrılırdı. Particiler ile plepler arasında uzun süren çatışmalar sonucunda sınıfsal farklılıkları ortadan kaldırmak için On İki Levha Kanunları yapılmıştır. Böylece plepler de memur ve asker olma hakkını elde etmiştir. Roma hukuku günümüz Avrupa hukukunun temelini oluşturmuştur. Romalılar ilk dönemlerde tarım ve hayvancılıkla uğraşmışlardı. Zamanla Akdeniz ve çevresinin Roma egemenliğine girmesi sonucu, ticari faaliyetler gelişmiştir. Latince konuşan Romalıklar, Yunan kültürü ve edebiyatının etkisinde kalmışlardı. Tarih yazıcılığı ve hitabet sanatında gelişmişlerdi. Latin Alfabesi ni kullanmışardır. Mısırlıların Güneş Takvimi ni geliştirerek kullanmışlardır. Hıristiyanlığın Yayılışı: Romalılar önceleri Yunan tanrılarına tapıyorlardı. Daha sonra Hıristiyanlık yayılmaya başlamıştır. Hıristiyanlık, 313 yılında Milano Fermanı ile serbest bırakılmış, 381 yılında Roma nın resmi dini haline gelmiştir. Kavimler göçünden sonra hızla yayıldı. Hıristiyanlıkta ilk mezhep ayrılıkları 325 İznik Konsülü ile başlamıştır. 451 yılında Kadıköy Konsülü ile İstanbul Kilisesi Roma dan ayrıldı. Böylece Hıristiyan dünyasında iki ana mezhep ortaya çıktı: a) Katolik Kilisesi (merkezi: Roma, ruhani lideri Papa), b) Ortodoks Kilisesi (merkezi: İstanbul, ruhani lideri Patrik), Bizans İmparatorluğu thema denilen eyaletlere bölünmüştür. Şehirleri tekfur denilen valiler yönetmiştir. Helen kültürünü benimseyen Bizans, Ortodoks mezhebini kabul etmiş ve resmi dil olarak Grekçeyi kullanmıştır. Anadolu da Roma dönemi Eserleri a) Aspendos Tiyatrosu, b) Bozdoğan Kemeri, c) Augustus Tapınağı, d) Ankara daki Roma Hamamı e) Çemberlitaş Bizans Devri Eserleri İstanbul da Ayasofya, Aya İrini, Hora, Sergios, Baküs kiliseleri, Efes teki Meryem Ana kilisesi, İstanbul da Binbirdirek ve Yerebatan sarnıçları. III. İLK TÜRK DEVLETLERİ TÜRK ADININ ANLAMI VE KÖKENİ: a) Uygur metinlerinde; güç, kuvvet anlamındadır. b) Kaşgarlı Mahmud a göre; olgunluk çağı demektir. c) Çin metinlerinde; miğfer anlamına gelir. d) Ziya Gökalp e göre; türeli; nizamlı, geleneklerine bağlı demektir. e) Arminius Vambery e göre türeyen, çoğalan f) Genel olarak; güçlü, kuvvetli manasına kullanılır. Türk Adı ilk defa Ne Zaman Kullanıldı? Türk adından ilk olarak Çin yıllıklarında bahsedilmiştir. Bizanslılar, İranlılar ve Araplar VIII. yüzyıldan itibaren Türkçe konuşan topluluklara Türk adı verilmiştir. Hangi Topraklara Türkiye Denildi? VI. Yüzyıl (Bizans Kaynakları): Orta Asya IX. - X. Yüzyıllar: Volga nehrinden Orta Avrupa ya kadar uzanan bölge XII. Yüzyıldan İtibaren: Anadolu XIII. Yüzyıl: Mısır ve Suriye ORTA ASYA NERESİDİR? Orta Asya; doğuda Kingan dağlarından, batıda Hazar denizi ve İtil boylarına, güneyde Hindikuş ve Karanlık Dağlarından, kuzeyde Sibirya ya kadar uzanır.

11 Türklerin ilk ana yurdu; Altay-Sayan Dağları nın kuzeybatısı, Tanrı Dağları nın kuzeyi, Aral Gölü nün çevresi ve Hazar Denizi nin doğusunda kalan bölgedir. Orta Asya, geniş bozkırların ve çöllerini bulunduğu bir bölgedir. Altay dağları, Ötüken dağları, Sayan dağları bölgenin önemli dağlarıdır. Amuderya, Siriderya, Orhun ve İrtiş ırmakları vardır. Karasal iklimin etkili olduğu bölgede yazlar sıcak ve kurak kışlar soğuk geçer. ORTA ASYA KÜLTÜRLERİ Orta Asya da kurulan kültür merkezlerinin tarihi MÖ 5000 yıllarına kadar uzanmaktadır. Arkeolojik kazılar sonucunda yontma taş çağına kadar uzan kültür bölgeleri ortaya çıkarılmıştır. Yapılan kazılarda bu bölgelerde yaşayan insanların yerleşik hayata geçtikleri, tuğla ve kerpiçten evler yaptıkları, tarımla uğraştıkları, çanak-çömlek yapımını bildikleri, madenleri işledikleri ortaya çıkmıştır. Anav Kültürü (MÖ 4500-1000): Türkistan ın Aşkabat yakınları Afanesyevo Kültürü (MÖ 3000-1700): Altay-Sayan dağlarının kuzey batısı Andronova Kültürü (MÖ 1700-1200): Hazar Denizinin Kuzey doğusundan Ural dağlarına kadar uzanan geniş bölge Karasuk Kültürü (MÖ 1200-700): Karasuk nehri kıyısı Tagar Kültürü (MÖ 700-100): Abakan bölgesi GÖÇLERİNİN SEBEPLERİ VE SONUÇLARI (Başlama: MÖ XVI. yy. Yoğunlaşma: MÖ XII. yy ile MS IV. ve IX. yy.) Göçlerin Sebepleri: a) İklim değişikliğine bağlı olarak kuraklık, salgın hastalıklar, otlakların daralması, b) Nüfus artışı ve toprakların yetersiz kalışı, c) Boylar arası mücadeleler, dış baskılar, yeni yurtlar bulma arzusu, d) Türklerin bağımsızlığına düşkün olmaları Göçlerin Sonuçları: a) Orta Asya dan göç ederek çok geniş bir coğrafi bölgeye yayıldılar. b) Türkler göç ettikleri bölgelerdeki farklı kültürleri etkilediler ve etkilendiler. c) Bu etkilenmeler sonucunda Türk boyları arasında siyasi, sosyal, kültürel ve dini farklılıklar meydana geldi. d) Göç eden Türk boyları gittikleri yerlerde yeni Türk devletleri kurdular. ASYA HUN DEVLETİ (MÖ 4. YY. - 216) Tarihte bilinen ilk Türk devletidir. Devletin merkezi Ötüken şehriydi. Hunlarla ilgili ilk yazılı belge MÖ 318 tarihli Çin ile yapılan bir antlaşmadır. Teoman Dönemi (MÖ 220 209): Bilinen ilk hükümdarı Teoman dır. Türk topluluklarını bir bayrak altında toplamıştır. Çin topraklarının bir kısmını ele geçirmiştir. Mete Dönemi (MÖ 209-174): Onluk sisteme dayanan ilk düzenli orduyu kurdu. İç karışıklıkları önledi. Tunguzlar ve Yüeçilerle savaşarak onları egemenlik altına aldı. Çin e birçok seferler düzenleyerek yenilgiye uğrattı. Çin ile bir antlaşma yapılmıştır(mö 200). Bu antlaşmaya göre Çin kuzeyindeki bozkırları Hunlara bırakmayı ve vergi vermeyi kabul etmiştir. Mete nin Çin Politikası: Mete Çin i mağlup etmesine rağmen vergi almakla yetinmiş, Çin e yerleşmeye karşı çıkmıştır. Çünkü Türklerin milli benliklerini yitireceklerini düşünüyordu. Asya Hun devleti Mete zamanında en geniş sınırlarına ulaşmıştır. Hun Devleti ile Çin İpek yolu egemenliği için sık sık mücadele etmişlerdir. Mete den sonra iç karışıklıklar ve Çin ile yapılan mücadeleler Hun devletini zayıflatmıştı. Bu dönemde çok güçlenen Çin, Hun devletini yıkmak için Türk boylarını birbirine düşürmüş ve Türk halkını rahata ve lükse alıştırmıştır. Uzun süren Çin savaşları Hun devletini yıprattı. Hunların İpek Yolu egemenliği sona erdi ve taht kavgalarıyla devlet ikiye bölündü: Batı Hunları (MÖ 58-38): Çi Çi nin Tanrı Dağları ile Isık Göl bölgesinde kurduğu bir devlettir. Çin tarafından yıkılmıştır. Batı Hun Halkı Aral gölü çevresine göç etmek zorunda kaldı. Güney Hunları (MÖ 58-48): Güney Hunları ise MS 48 de ikiye ayrıldılar: Kuzey Hunları (48-156); bir süre Sibirya ve Çungarya bölgelerinde bağımsız yaşadılar, Siyenpi saldırılarıyla yıkıldılar. Daha sonra Batı Hunlarına katıldılar. Güney Hunları (48-216) ise Çin sınırına yerleşip 216 yılına kadar varlıklarını sürdürdüler. Çin Siyaseti: a) Çin Türklerle mücadele etmek için farklı yöntemler kullanmıştır. Türk akınlarını durdurmak için Çin Seddi'ni yaptırmıştır. b) Çin prenseslerini Hun Hakanlarıyla evlendirerek, prensesin yanında Hun sarayına çok sayıda hizmetçi gönderdiler. Bu hizmetçiler casusluk faaliyetinde bulunarak, Türkler hakkında bilgi topladılar. c) Türk beylerine hediyeler göndererek, onları kendilerine bağlamaya ve ekonomik olarak Çin'e bağımlı yaşamaya alıştırdılar. d) Hediyeleri ve ekonomik yardımları birden keserek Türkleri itaat altına almaya çalıştılar. e) Türk beylerini birbirlerine karşı kışkırtarak parçalanmasını sağladılar. KAVİMLER GÖÇÜ (375): Kavimler Göçü Batı Hunlarının MS 375 yılında Volga (İtil) nehrini aşarak Batı'ya doğru ilerlemeye başlaması üzerine, başlamıştır. Hunların önünde bulunan Germen kavimleri (Ostrogotlar, Vizigotlar, Gepitler, Vandallar) batıya göç etmeye başladılar. Kavimler Göçünün Sonuçları: a) Roma İmparatorluğu; Doğu ve Batı olmak üzere ikiye ayrıldı (395). Batı Roma İmparatorluğu 476 yılında Germen kavimlerinin saldırılarıyla yıkıldı.

12 b) Avrupa'nın etnik yapısı değişerek yeni milletler ortaya çıktı. Bu günkü İngiltere, Fransa, İspanya ve Almanya gibi devletlerin temelleri atılmıştır. c) Türkler Avrupa Hun Devleti ni kurdular. Türk kültürü Avrupa da yayılma göstermiştir. d) Avrupa'da feodalite (derebeylik) rejimi ortaya çıktı. e) Avrupa da kilise güçlenmiş ve skolâstik düşünce egemen olmuştur. f) Kavimler Göçü İlk çağın bitişi, Ortaçağın başlangıcı olarak kabul edilir. AVRUPA HUN DEVLETİ (375-468): Balamir önderliğinde Karadeniz in kuzeyinden batıya geçerek kısa zamanda Tuna boylarına ulaştılar(375). Uldız döneminde öncelikle Doğu Roma yı etkisiz hale getirme ve arkasından Batı Roma üzerine yürüme politikası uygulanmıştır. Uldız ın ölümünden sonra Hunların yönetimine Karaton, Rua daha sonra Attila ve Bleda geçmiştir. Attila Dönemi(434 453): Margos Antlaşması(434): a) Çeşitli nedenlerle ülkelerini terk eden Hunlar Doğu Roma Devleti ne kabul edilmeyecek. Romalı mülteciler ve esirlerin her biri için Avrupa Hunlarına sekiz altın fidye ödenecektir. b) Romalılar, Hunların hâkimiyetindeki kavimlerle antlaşma yapmayacak. c) Ticari faaliyetler belli sınır kasabalarında devam edecek. d) Romalıların Hunlara verdiği vergi 300 libre altın yerine 700 libre altın olacak. Devletin en parlak dönemidir. Kaynaklarda Attila tanrının kırbacı diye bahsedilir. I. Balkan Seferi(442): Attila, Margos Antlaşmasına uymayan Bizans üzerine sefere çıkarak Trakya üzerinden Bizans a ilerledi. Bizans ın isteği üzerine barış yapıldı, Bizans ın ödediği vergi artırıldı. II. Balkan Seferi(447): Yıllık vergisini vermeyen Bizans üzerine yeniden sefere çıkan Attila, İstanbul yakınlarındaki Büyük Çekmece ye kadar ilerledi. Yapılan Anatolyos Antlaşması yla Bizans ın ödediği vergi üç katına çıkarıldı. Galya Seferi(451): Batı Roma ordusuyla Katalanum savaşını yaptı. Savaşta her iki taraf da ağır kayıplar verdi(451). İtalya Seferi(452): Attila Alp dağlarını aşarak İtalya ya girdi. Papa nın ricası üzerine Roma ya girmekten vazgeçti. Attila'nın ölümünden sonra Cermen kavimleri ve Bizans ın saldırıyla Avrupa Hun Devleti yıkıldı. I. KÖKTÜRK DEVLETİ (552-659) : Bumin Kağan (552-553): Devletin kurucusu Bumin Kağan, başkenti Ötüken dir. Bumin Kağan ın kardeşi İstemi Yabgu ülkenin batı topraklarını yönetmiştir. Mukan Kağan (553-572): Kök Türklerin en parlak dönemidir. Ülkenin doğusunu kendisi, batısını amcası İstemi Yabgu yönetmiştir. Avarlar ile savaşarak onların batıya göç etmelerine sebep oldu. Kitanları ve Kırgızları egemenlik altına aldı. Çin hanedanlarını(çu ve Çi) baskı altına alarak Akhunlar üzerine seferler düzenledi. İstemi Yabgu nun Batı Siyaseti: İstemi Yabgu İpek yolunu kontrol etmek amacıyla Akhunlara karşı İran'daki Sasani devletiyle işbirliği yaptı. Yapılan savaşlar sonucunda Akhun Devleti yıkılarak toprakları Sasaniler ve Göktürkler tarafından paylaşıldı. Sasanilerin İpek Yolu ticaretini engellemeye başlaması üzerine İstemi Yabgu; bu defa da Sasanilere karşı Bizans ile işbirliği yaparak, Sasani devletinin zayıflamasını sağladı. İstemi Yabgu Orta Asya nın batı bölgelerinin Türkleşmesini sağlamıştır. Ta-po Kağan (572-581): Ta-po Kağan ülkenin doğusunu İşbara nın, batısını da Jo-tan ın idaresine vermişti. Tapo Kağan, Maniheizmi kabul ederek bu dinin yayılmasına çalıştı. İstemi Yabgu nun oğlu Tardu Kağan olmak istiyordu. Bu yüzden Tapo Kağan ile arası açıldı. Çin'in kışkırtması ile Doğu ve Batı Göktürk devletleri olarak ikiye ayrıldı: Doğu Köktürk Devleti (582-630): İşbara Kağan (582-587), Çin ile yaptığı mücadelede başarılı olamadı. Çin Türkleri asimile etmeye ve Köktürklere bağlı kavimleri ayaklanmaya teşvik etti. Ülkede kıtlık ve salgın hastalıklar ortaya çıktı. Kimin Kağan(600-609) Çince konuşmaya ve Çinliler gibi yaşamaya başladı. Şi-pi Kağan devrinde devlet yeniden güçlenmiş, ülkede düzen sağlanmış ve Çin e seferler düzenlenmişti. Çu-lo Kağan devrinde Çinliler tekrar üstünlüğü ele geçirdiler. Doğu Köktürk Devleti, Kie-li Kağan (620-630) devrinde Çin egemenliğine girdi. Batı Köktürk Devleti (582-659): Batı Göktürk kağanı Tardu nun amacı, Doğu Göktürk Devletini de egemenlik altına almaktı. Çıktığı Çin seferinde Çinliler su kuyulularını zehirlediği için ordusunun büyük kısmı zehirlendi. Tardu öldükten sonra, kağanlar Çin baskısına dayanamayıp Çin egemenliğine girdiler (659). II. KÖK TÜRK (KUTLUK) DEVLETİ (682-744): I. Kök Türk Devleti nin yıkılmasıyla, Çin in egemenliğinde yaşayan Türkler, 50 yıl süren bir esaret dönemi yaşadılar. Bu süre içinde defalarca Çin e karşı ayaklandılar. Bunlardan biri de Kürşad ayaklanmasıydı. Kutluk Kağan (682-692): 682 Yılında Kutluk Kağan ın başlattığı ayaklanma başarılı oldu. Türkler yeniden bağımsızlıklarına kavuştular. Kutluk Kağan İlteriş unvanını aldı. Devletin merkezi Ötüken şehriydi. İlteriş Kağan Tonyukuk u vezir tayin etti. Daha sonra devletin merkezini Karakurum a taşıdı. Çin i baskı altında tutmak, devletin yiyecek, giyecek vb. ihtiyaçlarını karşılamak için Çin e 46 sefer yaptı(682-687). Kapgan Kağan (692-716): İlteriş Kağan dan sonra kardeşi Kapgan Kağan geçti.

13 Temel amacı Çin i baskı altında tutarak, bütün Kök Türk boylarını Türk egemenliğinde toplamaktı. Çin e başarılı yaptığı akınlar sonucunda Çin Türk esirlerini serbest bıraktı. Türklere tohumluk darı, tarım aletleri ve kumaş verdi. Kapgan Kağan döneminde Türk boylarının çoğu egemenlik altına alınmış ve Türk birliği büyük ölçüde sağlanmıştır. Kapgan Kağan ın sert ve kırıcı tavrı ve Çin in kışkırtmaları iç isyanlara sebep odu. Kapgan Kağan bu isyanları bastırmaya çalıştığı sırada pusuya düşürülerek öldürüldü. Bilge Kağan (716-734): II. Kök Türk Devleti en parlak devrini Bilge Kağan zamanında yaşamıştır. Ülkeyi kardeşi Kültigin ve veziri Tonyukuk ile yönetti. Tahta çıktıktan sonra isyanları bastırıp iç karışıklıkları düzelttikten sonra Karlukları, Kırgızları, Türgişleri ve Uygurları yeniden egemenlik altına almıştır. Bilge Kağan Çin ile de savaşmış ancak onlarla barış yapmıştır. 727 de Tonyukuk ve 731 de Kültigin ölmüştür. Bilge Kağan Kitanlara karşı bir zafer daha kazandıktan sonra öldü(734). Bilge Kağan'dan sonra zayıflayan devlet; Karluk, Basmil ve Uygur Türkleri tarafından 744 yılında yıkıldı. Kök Türk Devleti nin Türk Tarihindeki Önemi: a) Tarihte Türk adıyla kurulan ilk devlettir. b) Orhun Anıtları nı dikerek (II. Kök Türk zamanında) Türk tarihi ve Türk edebiyatının ilk yazılı kaynaklarını oluşturmuşlardır. c) Milliyetçilik duygusu, Fransız İhtilali nden 1000 yıl önce Kök Türkler döneminde en yüksek seviyede yaşanmıştır. d) Asya Hun Devleti nden sonra Türkleri tarihte ikinci defa tek bayrak altında toplamayı başarmışlardır. e) İslam dan önceki Türk devletleri içinde sınırları en geniş ve en güçlü olanıdır. f) Batı Türkistan ın Türkleşmesini sağlamışlardır. g) Köktürk alfabesini kullanmışlardır. UYGUR DEVLETİ (744-840): Devletin kurucusu Kutluk Bilge Kül Kağan başkenti Ötüken şehrinden Ordubalık (Karabalgasun) şehrine taşımıştır. Moyen- Çur (747-759): Moyen-Çor dönemi Uygurların en parlak dönemidir. Moyen-Çur Karluk, Basmil ve Türgişleri kendine bağladı. Müslüman Araplar ile Çinliler arasında yapılan Talas Savaşı nda(751) Abbasilere yenilen Çinliler güç kaybına uğramışlardı. Bu durumdan yararlanan Uygurlar, Çin in Tarım havzasını ele geçirdiler. Moyen-Çor, Çin imparatoruna yardım etti ve vergiye bağladı. Moyen- Çur, Türk boyları üzerine seferler yaparak onları yönetimi altına almıştır. Bögü Kağan (759-780): Çin ile savaşarak pek çok şehrini işgal etmiş ve ganimetler ele geçirmişti. Onun döneminde devlet çok zenginleşmiş ve büyük saraylar yapılmıştır. Çin seferinden dönerken Mani dinini tanıyarak bu dini kabul etti. Zamanla Mani dinini benimseyen Uygurlar mücadeleci ve savaşçı özelliklerini yitirdiler. Bu dinin de etkisiyle yerleşik hayata geçtiler. Baga Tarkan (780-789) Bögü Kağan ın veziriydi. Onu öldürerek Kağan oldu. Ülke düzenini sağlamak için kanunlar çıkardı. Daha sonra Çin entrikaları ve diğer kavimlerle mücadeleler yüzünden devlet zayıfladı. Kırgızlar Uygur devletine son verdiler(840). Uygur Devleti nin yıkılmasından sonra Uygurların çoğunluğu Karluk ülkesine, Çin sınırlarına Beşbalık ve Turfan a yerleştiler. Kansu (Sarı) Uygur Devleti (840-1226): Uygurların bir kısmı Kansu bölgesine göç ederek Kansu Uygur Devleti ni kurdular. Bu devlet, Çin ile ticari ilişkiler kurmuş ve Budizmi benimsemiştir. Ancak siyasi ve askeri açıdan güçlenememiştir. Doğu Türkistan (Turfan) Uygur Devleti (856-1209): Beşbalık, Turfan, Kuça ve Tanrı Dağları çevresine yerleşerek burada bir devlet kurdular. Ticaret yaparak ekonomik yönden güçlenmişlerdir. Tarım ve sanatta başarı gösterdiler. Mengli Kağan devrinde bağımsızlığı ilan ettiler ancak siyasi yönden etkili olamadılar. Budizmi kabul ederek birçok tapınalar yaptılar. Kâğıt yapımı ve hareketli matbaa tekniğini uyguladılar. 1209 da Moğol egemenliğine girdikten sonra Moğollara devlet teşkilatlanmasında ve Türk kültüründen etkilenmelerinde öncülük etmişlerdir. DİĞER TÜRK DEVLETLERİ Avarlar: Orta Asya da Avar Devleti ne Kök Türkler son verince, Avarlar batıya doğru ilerleyerek 558 de Tuna boylarına ulaştılar. Bayan Han önderliğinde 565 yılında Macaristan da bir devlet kurdular. 619 yılında tek başına, 629 yılında da Sasanilerle ortaklaşa İstanbul u kuşattılar ancak sonuç alamadılar. İstanbul u ilk defa kuşatan Türkler Avarlardır. Slav topluluklarının göç etmesine neden olarak, bunların doğu Avrupa ve Balkanlara inmesini sağladılar. Böylece Balkanların Slavlaşmasında etkili oldular. 805 yılında Franklar tarafından yıkıldılar. Bulgarlar: Hunların Ogur Türkleriyle karışımından Bulgarlar ortaya çıkmıştır. Bulgarlar, 630 yılında Kök Türk Devleti nin yıkılması üzerine Kubrat yönetiminde Büyük Bulgar Devleti ni kurdular. Hazar saldırılarıyla Bulgar Devleti sona erince Bulgarların bir kısmı Tuna nehri, bir kısmı da Volga nehri kıyılarına göç etmek zorunda kaldı. Tuna Bulgar Devleti (679 864): Tuna boylarına (Bulgaristan) göç eden Bulgar Türkleri Asparuh yönetiminde Tuna Bulgar Devleti ni kurdular. Tuna Bulgarları Bizans ile mücadele etmişler ve Slavları egemenlik altına almışlardır. Kurum Han zamanında Bizans ı kuşattılar. Boris Han zamanında Hıristiyanlığı kabul ettiler. Nüfuslarının az olması ve Hıristiyanlığı kabul etmeleri nedeniyle Slavların arasında eriyip yok oldular. İdil (Volga) Bulgar Devleti (679-1018): Büyük Bulgarya Devleti nin yıkılmasından sonra Volga kıyılarına giden Bulgarlar burada İdil Bulgar Devleti ni kurdular. Devletin başkenti Bulgar şehriydi. IX. ve XII. yüzyıllar arasında Avrupa nın en önemli bir ticaret merkezlerinden biriydi.

14 Almış Han zamanında (X. yüzyıl) Müslüman oldular. 1237 yılında Altınorda Devleti tarafından yıkıldı. Altınorda Devleti nin parçalanmasıyla kurulan Kazan Hanlığı nın esas kitlesini oluşturdu. Kama Bulgarlarına bugün Kazan Türkleri denilir. Hazarlar: I. Kök Türk Devleti nin yıkılmasıyla 630 yılında Hazar Denizinin kuzeyi ve Kafkaslar bölgesinde Hazar Kağanlığı kuruldu. Bizans- Sasani savaşlarında Bizans ı destekleyerek Sasanilerin zayıflamasında etkili oldular. Müslüman Araplar ile Hazarlar arasındaki savaşlar Hz. Osman zamanında başladı ve Emeviler döneminde şiddetlendi. VIII. ve IX. yüzyıllarda Doğu Avrupa nın en büyük devleti haline geldiler. Hazarlar Peçenek akınları ile zayıflamış ve ticaret yolları üzerindeki denetimini kaybetmiştir. Hazar Devleti ne 968 yılında Ruslar son vermiştir. Hazarlar ticareti geliştirdiler. Bölgede huzuru ve ulaşım güvenliğini sağladıkları için bu döneme Hazar Barış Çağı (VII.-IX. yüzyıllar) denilmiştir. Hazar yöneticileri Museviliği benimsediler. Ancak halk arasında Hıristiyanlık ve Müslümanlık da yayılmıştı. Macarlar: Volga nehri ile Ural Dağları arasında yaşayan Fin-Ugor kavimleri, V. yüzyılda Don nehri kıyılarına ulaştılar. Buradaki Ogur Türkleriyle karışması sonucunda Macar kavmi ortaya çıkmıştır. Avar ve Sibir baskısı sonucunda göç ederek Macaristan a geldiler ve 896 yılında Macar Devleti ni kurdular. XI. yüzyılda Hıristiyanlığı kabul ederek bundan sonra Türklük özelliklerini kaybettiler. Macarlar genel olarak konargöçer olup çadırlarda yaşamışlardır. Slavlara ve Ruslara karşı savaşlarda başarılı olmuşlardır. Peçenekler: Önceleri I. Kök Türk Devleti ne bağlı olarak yaşadılar. Talas Savaşı ndan sonra Karlukların baskısıyla batıya göç ederek Volga boylarına yerleştiler. Bu bölgeden Hazar ve Oğuz baskıları sonucunda X. yüzyıl sonlarında Karadeniz in kuzeyine gelerek yerleştiler. Ruslarla yüzyıldan fazla mücadele ederek onların güneye inmesini engellediler. XI. yüzyılın sonlarında Oğuzların saldırıları sonucunda Balkanlara geldiler. Peçeneklerin bir kısmı Bizans ordusunda görev aldılar. Malazgirt Savaşı nda Bizans ordusundaki Peçeneklerin bir kısmı Selçuklu ordusuna katıldı. Balkanlarda güçlenen Peçenekler Bizans ile şiddetli bir mücadeleye giriştiler. Çaka Beyliği ve Anadolu Selçukluları ile ittifak yaparak Bizans ı baskı altına aldılar. Ancak Bizans kurnaz bir politikayla, Kıpçaklar ı Peçenekler üzerine saldırtmış ve Peçeneklerin dağılmasına sebep olmuştur. Kıpçaklar: Önceleri Balkaş Gölü ve İrtiş ırmağı arasındaki bölgede yaşayan Kıpçaklar, X. yüzyılın sonlarında Karahıtayların baskısıyla batıya göç ederek Doğu Avrupa ya yerleştiler. Burada Rus prenslikleriyle şiddetli mücadeleler yaptılar. Kıpçakların bir kısmı Balkanlara inerek Bizans ile anlaşıp Peçeneklere ağır bir darbe vurdular(1091). XIII. Yüzyılda Moğol ilerleyişi karşısında Macaristan a indiler ve Hıristiyanlığı kabul ettiler. Kıpçakların bir kısmı da yurtlarında kalıp Altınorda Devleti nin hizmetine girdiler ve bu devletin Türleşmesini sağladılar. Kıpçakların birçoğu Eyyubi ve Memluk devletlerinin ordularında görev yaptılar. Karadeniz in kuzeyindeki topraklara Kıpçak Bozkırları denilmektedir. Kıpçakların Oğuz Türkleriyle yaptığı mücadeleler Dede Korkut Hikâyeleri nde anlatılır. Codex Cumanicus; Kıpçak Türk şivesi ile yazılan Latin, Fars ve Kuman dilleri üzerine yazılmış bir sözlüktür. Oğuzlar: Önceleri, Gök Türk ve Uygur egemenliğinde yaşadılar. Uygur Devleti ni yıkılmasından sonra Seyhun bölgesine yerleştiler. Seyhun bölgesindeki Oğuzların bir kısmı, Kıpçak ve Karluk baskıları sonucunda Karadeniz in kuzeyine göç ettiler. XI. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Kıpçak ve Rus baskıları yüzünden Balkanlara inmişlerdir. Balkanlara inen Oğuzların bir kısmı, Bizans ordusunda görev aldılar ve Malazgirt Savaşında Selçuklu saflarına geçtiler. Seyhun bölgesinde kalan Oğuzlar bu bölgede Oğuz-Yabgu Devleti ni kurdular. X. yüzyılın sonlarına doğru İslamiyet i kabul eden Oğuzlar, Büyük Selçuklu Devleti ni kurdular ve Anadolu yu fethettiler. Tarihte Türk milletinin siyasi, kültür ve medeniyet alanında en büyük rolü oynayan koludur. 24 Oğuz Boyu vardır. Sibirler: Issık Gölü civarında Asya Hun Devleti ne bağlı olarak yaşadılar. Sibirler V. yüzyılda Avarların baskısıyla göç ederek Ural-Altay Dağları bölgesine yerleştiler. VI. Yüzyıl başlarında Doğu Avrupa ya gelen Sibirler, Sasanilerle anlaşarak, Bizans a karşı savaştılar. Anadolu ya ilk Türk akını Avrupa Hunları tarafından, ikinci akın Sibirler tarafından yapılmıştır. Avarlar, Bizanslılar ve Sasaniler ile yaptıkları savaşlar sonucunda zayıflayan Sibirler, İstemi Han zamanında Kök Türk Devleti ne bağlandılar. Daha sonra Hazarların egemenliğine girdiler. Bugünkü Sibirya adı Sabir Türklerinden gelir. Başkırtlar: Ural Dağlarının çevresinde yaşayan Başkırtlar, IV.- X. yüzyıllar arasında çeşitli Türk boylarına bağlı varlıklarını sürdürdüler. Cengiz Han döneminde Moğol egemenliğine girdiler. XIII. Yüzyılda Altınorda Devleti ne bağlanarak Müslüman oldular. XVII. Yüzyılda Rus egemenliğine giren Başkırtlar, bağımsızlıklarını kazanmak için zorlu mücadeleler verdiler. Özellikle 1730-1736 yıllarındaki isyan Ruslar tarafından kanlı bir şekilde bastırıldı. 1872 yılında tamamen Rus egemenliğine giren Başkırtlar, günümüzde Rusya Federasyonu na bağlı Başkırdistan Özerk Cumhuriyeti olarak varlığını sürdürmektedir. Türgişler:

15 Türgişler, önceleri Kök Türk Devleti nin egemenliğinde yaşadılar. II. Kök Türk Devleti nin yıkılmasıyla bağımsızlıklarına kavuştular(717). Bilinen ilk hükümdarları Baga Tarkan dır. Kendi adına para bastıran ilk Türk hükümdarıdır. Su-lu Kağan zamanında Maveraünnehir bölgesine giren Emevilerle mücadele ederek Orta Asya nın Müslümanların eline geçmesine engel oldular. Su-lu Kağan ın ölümünden sonra Sarı ve Kara Türgişler olmak üzere ikiye ayrıldılar. Sarı Türgişler Altay Dağlarının kuzeyinde, Kara Türgişler de Talas vadisinde yaşadılar. 766 yılında Karluklar Türgişlerin siyasi varlıklarına son verdiler. Kırgızlar: Asya Hunları zamanında İrtiş nehri civarında yaşadılar. Daha sonra Yenisey ırmağı bölgesine yerleştiler. Bir süre Kök Türk ve Uygur egemenliğinde kaldılar. 840 yılında Uygur Devleti ni yıkarak merkezi Ötüken olan bir devlet kurdular. 1207 yılında Cengiz Han zamanında Moğolların egemenliğine girdiler. Kırgızlar, Cengiz Han a bağlanan ilk Türk kavmidir. XIX. yüzyılda Rus egemenliğine giren Kırgızlar, 1916'da Ruslara karşı milli isyan başlatmışlar, ancak Rus çarı tarafından ağır bir şekilde cezalandırılmışlardır. 1991 de Sovyet Rusya nın dağılmasıyla bağımsızlıklarını kazandılar. Dünyanın en uzun destanı olan Manas Destanı Kırgızlara aittir. Karluklar: Altay dağlarının batısında Kök Türk egemenliğinde yaşayan Karluklar, Basmil ve Uygurlarla birlikte Kök Türk Devleti ni yıktılar. Daha sonra Uygur egemenliğine giren Karluklar Uygurlarla anlaşamayınca batıya göç ettiler. 766 yılında Türgiş Devleti ni yıkarak Talas nehri civarında bir devlet kurdular. Balasagun şehrini başkent yaptılar. Müslüman Araplar ile Çinliler arasındaki Talas Savaşı nda (751) Çin e karşı Arapları destekleyerek Çinlilerin yenilmesini sağladılar. Böylece Orta Asya nın Çinlileşmesini önlediler. İslamiyet i kabul eden ilk Türk topluluğu olan Karluklar, Karahanlı Devleti nin kurulmasında etkili oldular. XII. yüzyılda Karahıtayların ve Moğolların egemenliği altına girmişlerdir. Kimekler: VII. yüzyılda Altay Dağlarının kuzeybatısı ile İrtiş Irmağının orta bölgelerinde Kök Türk egemenliğinde yaşadılar. Kök Türk Devletinin yıkılmasından sonra bağımsız hale geldiler. X. yüzyılda Kitanların baskıları sonucunda Ural Dağlarının güney bölgelerine göç etmek zorunda kaldılar. XI. yüzyıla gelindiğinde Kimeklerin boy birliğine dayalı yapısı bozuldu. İyice zayıflayan Kimekler Kıpçakların egemenliğine girdiler. Kimeklerde ülke 11 ile ayrılmış, her ilin başına hakanın soyundan gelen ve tutug denilen yöneticiler görevlendirilmişti. ESKİ TÜRK DEVLETLERİNDE KÜLTÜR VE UYGARLIK Devlet Yönetimi: Devlete il denilmiştir ve kutsaldı kabul edilirdi Doğu-batı, sağ-sol diye ikili teşkilatla yönetilirdi. Ortada (merkezde) asıl hükümdar, sağ ve solda ise hanedan üyelerinden yabgular bulunurdu. Kut Anlayışı: Türkler devleti yönetme yetkisinin tanrı tarafından verildiğine inanıyorlardı. Bu yönetme hakkına Kut diyorlardı. Kut un kan yoluyla hükümdarın tüm erkek çocuklarına geçtiğine inanılırdı. Bütün hanedan üyelerinin hükümdar olma hakkına sahip olması sık sık taht kavgalarına yol açıyordu. Bu durum Türk devletlerini ya iç savaş sonucu istikrarsızlığa, ya da bölünmeye götürüyordu. Hükümdar: Bütün hanedan üyesi erkeklerin hükümdar olma hakları vardı. Hükümdar unvanları: Şanyü, Tanhu, Hakan, Han, Yabgu, İlteber, İdi-kut, gibi. Türklerde devlet hükümdar ailesinin ortak malı sayılırdı. Ülke hükümdarın sağlığında oğulları arasında paylaştırılırdı. Her prensin (Tekin) hükümdar olma hakkı vardı. Hükümdarın görevleri devleti adaletle yönetmek, ülkede huzur ve düzeni sağlamak, Türk boylarını bir bayrak altında toplamak ve muhtaç insanlara yardım etmekti. Bu durum sosyal devlet anlayışının bir gereğiydi. Hatun denilen hükümdar eşleri de devlet yönetiminde söz sahibiydi. Hükümdar seferde iken devleti idare eder, meclise katılır ve yabancı elçileri kabul ederdi. Kurultay(toy, kengeş) denilen meclis devlet yönetiminde etkiliydi. Kurultayda hükümdarın ölümü, savaş veya milli felaketlerde kurultay toplanırdı. Devlet Yönetimiyle İlgili Bazı Terimler: Ayukı: hükümet, Aygucı(vezir), Yabgu (ülkenin batı kanadını yöneten hanedan üyesi), Buyruk(Bakan), Tamgacı(Dış siyaset işlerini yürüten görevliler), Tigin: (hükümdar çocukları), Şad: (yönetici olarak tayin edilen hanedan mensupları), Tudun(denetim ve vergi işlerinden sorumlu görevli), Apa(sivil yönetici), Tarkan(ordu komutanı). Toplum Tapısı: Türkler önceleri göçebe yaşamışlar, Uygurlarla beraber yerleşik hayata geçmeye başlamışlardır. Aile Türk toplumunun temeliydi. Ataerkil bir aile yapısı vardı. Tek kadınla evlilik yaygındı. Kadın toplumda saygın bir yeri vardı. Türk toplumunda mülkiyet köle sınıfı yoktu. Boy beyleri, töreye göre boyu idare ederlerdi. Yılın belli zamanlarında toy denilen şölenler yapılmıştır. Bu eğlenceler toplumdaki birliği ve dayanışmayı artırmıştır. Türk toplumunu oluşturan birimler: Oguş (Aile), Urug (Soy), Boy, Budun (Millet), İl (Devlet). Ordu: Türk ordusu ücretli değildi. Her Türk aynı zamanda askerdi yani kadın-erkek her an savaşa hazırdı. Türk ordusunun temeli atlı askerlerden meydana geliyordu. Mete onluk sisteme dayanan ilk ordu teşkilatını kurmuştur. Türk ordusunda ok, yay, kement, kılıç, kargı, süngü, kalkan gibi silahlar kullanılmış ve savaşlarda genellikle Turan taktiği uygulanmıştı.

16 Hukuk: Türklerde yazılı olmayan hukuk kurallarına töre denilirdi. Türk hukuku ilk kez Uygurlar tarafından yazılı hale getirilmiştir. Hükümdarın başkanlık ettiği ve siyasi suçlara bakan yüksek mahkemeye yargu adı verilirdi. Yarganlar idaresindeki mahkemeler ise adi suçlara bakarlardı. Kısa süreli hapis cezaları uygulanmıştır. Din ve İnanış: Totemizm(Tabiat kuvvetlerine inanma): Dağ, ağaç, göl, kaya gibi varlıkların gizi güçlere sahip olduklarına inanırlardı. Atalar Kültü: Ölmüş büyüklere ve atalara ait hatıralar kutsal sayılır ve saygı gösterilirdi. Şamanizm: Kam veya şaman adı verilen kişilerin, kötü veya iyi ruhlarla temas sağladıklarını inanılarak, bunların büyücülük ve sihir özelliklerine başvururlardı. Türkler arasında ayrıca Mani dini, Budizm, Musevilik, Hıristiyanlık gibi dinler de yayılmıştı. Göktanrı Dini: Türklerin İslam dan önceki en yaygın diniydi. Bu dine göre; Gök Tanrı, evreni yaratan ve gökte oturan tek bir tanrıdır. Ahiret inancı olduğu için, ölüleri atı, eşyası ve silahıyla birlikte gömüyorlardı. Cennet e Uçmağ, cehenneme ise Tamu diyorlardı. Mezarlara(kurgan) ölünün, sağlığında öldürdüğü düşman sayısı kadar balbal adı verilen küçük heykeller dikerlerdi. Ölüleri için yuğ adı verilen cenaze törenlerinde yas tutarlardı. Ölen kişi için yakınlarına yuğ aşı verilirdi. Ekonomik Hayat: Göçebe bir hayat yaşayan Türklerin temel geçim kaynağı hayvancılıktı. Hayvancılığa bağlı olarak dokumacılık da yapılırdı. Ticaret önemli bir gelir kaynağıydı. Türkler et, deri canlı hayvan, kösele, silah ve madeni ürünler, hayvansal gıdalar ve dokumalar satarlar, tarım ünleri, ipek kumaş ve giyim eşyası alırlardı. Türk ülkeleri İpek Yolu üzerindeydi. Çin-Türk mücadelesinin temel nedeni İpek Yolu na hâkim olmaktı. Ayrıca Hazar ve Bulgar ülkelerinden başlayıp, Ural, Sibirya ve Altaylar üzerinden Çin'e giden yola Kürk Yolu deniliyordu. Türkler bu yolla sansar, samur, kunduz, vaşak gibi av hayvanlarının kürklerinin ticaretini yapıyorlardı. Özellikle demircilikte ileri gitmişlerdir. Yazı, Dil ve Edebiyat: Türkler 38 harfli Göktürk Alfabesi ile 18 harfli Uygur Alfabesini kullanmışlardır. VIII. yüzyıla ait Orhun Kitabeleri II. Göktürk Devleti zamanında Bilge Kağan(735), Kültigin(732) ve vezir Tonyukuk(727) adlarına dikilmişlerdir. Yolluğ Tigin isimli bir Türk prensi tarafından yazılmıştır. Bu yazılar 1893 yılında Danimarkalı bilgin Vilhelm Thomsen tarafından okunmuştur. Törenlerde saz eşliğinde koşuk denilen şiirler söylenirdi. Ölüler için düzenlenen ve yuğ adı verilen törenlerde sagu denilen ağıtlar söylenmiştir. Türk atasözlerine sav denilirdi. Başlıca Türk Destanları: Hunlar, Oğuz Kağan destanı İskitler(Saka), Alper Tunga ve Şu destanları Göktürkler, Ergenekon ve Bozkurt destanları Uygurlar, Göç ve Türeyiş destanları Kırgızlar, Manas destanı Bilim ve Sanat: Türkler 1 yılı 365 gün 5 saat olarak hesaplayarak, 12 hayvanlı Takvim i oluşturmuşlardır. Bu takvimde yıllara hayvan isimleri(sıçan, Sığır, Pars, Tavşan, Ejder, Yılan, At, Koyun, Maymun, Tavuk, Köpek, Domuz) verilmiştir. Uygurlar tahta harflerden matbaayı ve pamuktan kâğıdı yapmışlardır. Eşya ve binalarda hayvan üslubu denilen, hayvan figürlerini kullanmışlardır. Kurgan denilen mezarların başına balbal denilen heykeller dikmişlerdir. Halı dokumacılığında ilerlemişlerdir. IV. İSLAM TARİHİ VE UYGARLIĞI İSLAMİYET İN DOĞUŞU SIRASINDA DÜNYA: Avrupa: İslam ın doğduğu yıllarda, Avrupa da Hıristiyanlık yayılmıştı. Kavimler Göçü sonrasında kurulan Ostrogot, Vizigot ve Frank krallıkları kurulmuştu. Orta Doğu ve Balkanlarda Bizans İmparatorluğu hâkimdi. Avrupa da derebeylik rejimi yaygınlaşmıştı. İran ve Orta Asya: İran da Sasaniler devleti vardı ve Mecusilik inancı yaygındı. Orta Asya da Göktürkler; Göktanrı inancı, Budizm, Mani dini ve Şamanizm inançlarına sahiptiler. Çin, Hindistan ve Japonya: Sui Hanedanının hâkim olduğu Çin de Konfüçyüs, Taoizm, Budizm inançları yayılmıştı. Siyasi birliğin mevcut olmadığı Hindistan da Hinduizm, Budizm gibi çeşitli dinler mevcut olup toplum, eşitsizliğe dayanan Kast sistemi ile tabakalara ayrılmıştı. Japonya da ise, Japonların milli dini Şintoizmin yanında Budizm ve Taoizm inançları yayılmıştı. İslamiyet in Doğuşu Sırasında Arabistan: Büyük bir bölümü çöllerle kaplı Arabistan, Asya nın güneybatısında bir yarımadadır. Yarımada üç bölgeye ayrılır; Hicaz, Yemen ve Necid. Hicaz ve Yemen bölgeleri yaşamaya elverişli coğrafya ve iklime sahiptir. İslamiyet ten önce Arabistan da siyasi birlik kurulamamıştı. Güney Arabistan da Main, Seba ve Himyeri devletleriyle, Kuzey Arabistan da Nabati, Gassani, Hire ve Kinde devletleri kurulmuştu. İslam öncesi döneme cahiliye dönemi denir. Bu dönemde putperestlik inancı vardı. Arap toplumu; siyasi, sosyal, kültürel, ekonomik ve ahlaki yönden çöküntü yaşıyordu. Toplumda kadının değeri yoktu; mal gibi alınıp satılırdı. Kız çocukları diri diri toprağa gömülürdü. Arabistan da kabileler arasında savaşlar, kan davaları, çok kadınla evlilik ve köle ticareti yaygındı.

17 Ekonominin temeli kervan ticareti olup, hayvancılık da önemli bir yer tutardı. Yemen de tarım yapılırdı. Hicaz bölgesinde üç tane şehir vardı; Mekke, Medine ve Taif. Mekkeliler ticaretle, Medineliler tarımla geçinirlerdi. Taif Mekkeli zenginlerin yazlık şehriydi. Şehirlerde yaşayıp sanat ve ticaretle uğraşanlara medeni, çölde göçebe yaşayıp deve ve koyun besleyenlere bedevi denirdi. Kureyş kabilesinin yaşadığı Mekke de iki aile ön plandaydı; Haşimoğulları ile Ümeyyeoğulları. Bu iki aile sürekli birbirleriyle iktidar mücadelesi vermiştir. Kabileler arasında haram aylarda savaş yapılmaz, bu aylarda Araplarca kutsal sayılan Mekke de Ukaz Panayırı düzenlenir; alışveriş, şiir, hitabet ve at yarışları, gibi etkinlikler düzenlenir ayrıca Kâbe deki putlar da ziyaret edilirdi. Bu etkinlikler Arabistan da kültürel birliğin oluşmasını sağlamıştı. En yaygın inanç putperestlik olup merkezi Mekke şehriydi. Kâbe de 360 civarında put vardı. Ayrıca Hıristiyanlık, Musevilik, Haniflik ve Mecusilik inançları da görülmekteydi. HZ MUHAMMED İN HAYATI: Hz. Muhammed in Çocukluğu ve Gençliği: Hz. Muhammed 571 yılında Mekke de doğdu. Babası Abdullah, annesi Amine dir. Hz. Muhammed Haşimoğulları ailesindendir. Dedesi Abdülmuttalip Mekke nin ileri gelenlerinden olup Kureyş kabilesinin önderiydi. Hz. Muhammed in babası doğmadan öldüğü için altı yaşına kadar annesi büyütmüş sonra sekiz yaşına kadar dedesi daha sonra dedesi de ölünce onu amcası Ebu Talip himaye etmiştir. Amcası Ebu Talip in himayesinde büyüyen Hz. Muhammed ticaret kervanlarıyla Suriye ve Yemen bölgesini tanımış ticari yaşamın yöntem ve kurallarını öğrenmiştir. Hz. Muhammed gençliğinde dürüstlüğü ve güvenilirliği(el-emin) ile tanınmış Mekke nin zengin hanımı Hz. Hatice ile evlenmiştir. Hz. Muhammed gençliğinde ticaretle uğraşmıştır. Peygamber Oluşu ve Peygamberliği: Hz. Muhammed hiçbir zaman putlara tapmamış, Haniflik inancını tercih etmiştir. Kırk yaşına geldiğinde sık sık Nur dağındaki Hira mağarasına giderek orada günlerce ibadet ve tefekküre dalıyordu. 610 yılında bir gün Hira mağarasında Cebrail meleği ilk vahiyi getirdi. İlk vahiden sonra üç yıl vahiy gelmemiş, üçüncü yıl içinde gelen vahiyle İslam a davet görevi başlamıştır. Hz. Muhammed, İslam dinini ilk önce kendi yakınlarına tebliğ etti. Hz. Hatice, Hz. Ali, Hz. Zeyd ve Hz. Ebubekir ilk Müslüman olanlardı. Mekke Döneminde: Hz. Muhammed davetini önceleri gizlice(üç yıl), daha sonra açıkça tebliğ etmiştir. Mekkeli Müşrikler İslam ın yayılmasını engellemek için Müslümanlara baskı ve işkence yapmaya başladılar. Mekkeli müşrikleri İslam a karşı çıkmalarında; a) Zenginlerin ekonomik çıkarlarını kaybetmekten korkmaları, b) İslam ın bütün insanları eşit olarak görmesi, c) İslam ın putları yasaklaması, d) Geleneklere bağlılık, e) Kabile üstünlüğü anlayışı ve kötü alışkanlıklar, etkili olmuştur. Mekkelilerin baskı ve işkenceleri artınca, Müslümanların bir kısmı Habeşistan a hicret etti. Habeş kralının Müslümanlara iyi davranması üzerine bir yıl sonra başka bir kafile daha Habeşistan a gitti. İslam ın Mekke de yayılmaya devam etmesi üzerine müşrikler, Müslümanlara karşı boykot uygulamaya başladılar. Onlarla her türlü ilişkiyi kestiler. Bu durum üç yıl sürdü. 619 yılında Hz Hatice ve Ebu Talip öldü (Hüzün yılı). 620 yılında İslam ı yaymak amacı ile Taif e giden peygamberimiz orada Taifli müşriklerin şiddetli tepkileri ile karşılaşmış ve üzgün bir şekilde Mekke ye dönmüştü. 621 yılında Medineli 12 kişi ile Akabe de görüştü(1. Akabe Biatı). 622 yılında 73 erkek 2 kadın (2. Akabe Biatı) görüştü. Hicret ve Medine Şehir Devletinin Kuruluşu: Peygamberimiz, Hz. Ebubekir ile 622 de Mekke den Medine ye hicret etti. Peygamberimiz, Mekkeli Müslümanlar (muhacir) ile Medineli Müslümanları (ensar) kardeş ilan etti. Medine de yaşayan Müslümanlar ile Yahudiler arasında bir vatandaşlık antlaşması yaptı. Peygamberimiz Medine de bütün kan davalarını kaldırdı. Ardından Mescid-i Nebevi inşa edildi. Peygamberimiz Medine de bir şehir devleti kurmuştu. Bu devletin başkanı, yargıcı ve komutanı kendisiydi. Hicret in Sonuçları: a) Medine İslam devleti kuruldu. b) İslam ın yayılması için uygun bir ortam oluşmuştur. c) Hicret, Hz. Ömer in halifelik döneminde takvim başlangıcı kabul edilmiştir. Vatandaşlık Antlaşması: a) Diyetlerle fidyelere ait kurallara önceden olduğu gibi bundan sonra da uyulacaktır b) Museviler din özgürlüğüne sahip olacaktır. c) Yahudiler ve Müslümanlar üçüncü bir tarafa savaş ilanına mecbur kalırsa birbirlerine yardım edecektir. d) İki taraf da Kureyşli müşrikleri korumayacaktır. e) Medine ye bir saldırı durumunda şehrin korunması için taraflar birlikte hareket edecektir. f) İki taraftan biri bir düşmanla barış yaparsa iki taraf da barış şartlarına uyacaktır. g) Üzerinde ihtilafa düşülen bir konuda, Allah ın Resulü ne başvurulacaktır. Hz. Muhammed in Siyasi ve Askeri Faaliyetleri: Bedir Savaşı (624): Peygamberimiz Müslümanların Mekke de kalan mallarına karşılık, Suriye den Mekke ye dönen bir kervanı ele geçirmek için harekete geçti. Ancak kervanbaşı Ebu Süfyan saldırıya uğrayacağını haber alarak Mekke den yardım istedi. Mekkeliler

18 bin kişilik bir kuvvetle harekete geçtiler. Bedir de yapılan savaşı Müslümanlar kazandılar. Savaşın Sonuçları: a) Müslümanların yaptıkları ve kazandıkları ilk savaştır. Müslümanların kendine güveni artmıştır. Mekke nin Arabistan daki itibarı sarsılmıştır. b) Ganimet dağıtımı ve esirlere muamele gibi konularda İslam savaş hukukunun temelleri atılmıştır. c) Esir alınan Mekkelilerden zengin olanlar fidye karşılığında, okur-yazar olanlar ise 10 çocuğa okuma yazma öğretmek şartıyla serbest bırakılmışlardır. d) Antlaşmaya uymayan Ben-i Kaynuka Yahudileri Medine den çıkarılmıştır. Uhud Savaşı (625): Mekkelilerin, Bedir yenilgisinin intikamını almak istemeleri ve Medine Yahudilerinin kışkırtması gibi nedenlerle; Mekkeliler 3000 kişilik bir kuvvetle Medine üzerine yürüdüler. Savaş Uhud dağı eteğinde oldu, Müslümanlar okçuların yerlerini terk etmeleri yüzünden savaşı kaybettiler ve Uhud dağına doğru çekildiler. Mekkeliler de Bedr in intikamını almış olduklarına inanarak çekip gittiler. Savaşın Sonuçları: a) Müslümanların ilk yenilgisidir. Müslümanlar Peygamberimize itaatin önemini kavramışlardır. b) Mekkeliler, Müslümanları tek başlarına yok edemeyeceklerini anlamışlardır. c) Mekkelilerle gizlice anlaşan Ben-i Nadir Yahudileri Medine den çıkarılmıştır. d) Peygamberimiz savaştan sonra Mekke-Medine arasındaki kabileleri kazanarak Mekke yi yalnız bırakma gayesi gütmüştür. Hendek Savaşı (627): Mekkelilerin, İslam devletine son darbeyi vurmak istemeleri, Hayber ve Medine Yahudilerinin Mekkelileri kışkırtması gibi nedenlerle, Mekkeliler çeşitli kabilelerden topladıkları on bin kişilik bir ordu ile Medine üzerine yürüdüler. Selmani Farisi nin teklifiyle Medine nin kuzey bölümüne hendekler kazıldı. Mekkeliler ilk defa gördüğü bu savunma taktiği karşısında başarılı olamadılar ve kuşatmayı kaldırıp çekildiler. Savaşın Sonuçları: a) Mekkeliler savunmaya, Müslümanlar taarruza geçmişlerdir. b) Müslümanlar Medine yi savunacak güce ulaştıklarını ispatlamışlardır. Arap kabileleri arasında İslam yayılmıştır. c) Mekkelilerle işbirliği yapan Ben-i Kureyza Yahudileri Medine den çıkarılmıştır. Hudeybiye Antlaşması (628): Hz. Muhammet 628 yılında Kâbe yi ziyaret etmek için 1500 kişiyle yola çıktı. Ancak Mekkeliler Müslümanların şehre girmesini engellediler. Uzun görüşmelerden sonra iki taraf arasında Hudeybiye Antlaşması imzalandı. Buna göre; a) İki taraf arasında on yıl savaş olmayacak. b) Müslümanlar Kâbe yi ertesi yıl hac mevsiminde ziyaret edecek. c) Velisinin izni olmadan Hz. Muhammed e sığınanlar geri teslim edilecek. Mekke ye sığınan Müslümanlar geri verilmeyecek. d) Arap kabileleri Mekkeliler ve Müslümanlardan istedikleri tarafı tutabilecekler, ancak Mekkeliler ve Müslümanlar kendilerini destekleyen kabilelere herhangi bir yardım yapmayacaklardı. Hudeybiye Antlaşmasının Önemi: a) Mekkeliler Müslümanları hukuken tanımışlardır b) İki taraf arasında gerginlik azalmış ve İslam Mekkeliler arasında yayılmıştır. c) Mekke kervanları Medine topraklarından geçmeye başlamış, Müslümanların ticari hayatı canlanmıştır. d) Antlaşma gereği Medine ye alınmayan Müslümanlar, Mekke kervanlarına saldırmaya başlayınca, Mekkeliler Müslümanlara başvurarak antlaşmanın bu maddesinin değiştirilmesini istemişlerdir. Hayber in Fethi (629): Hendek savaşında Hayber Yahudilerinin Mekkelileri desteklemesi sebebi ile Hayber fethedilmiştir. Hayber in Fethiyle; a) Medine-Şam ticaret yolu güvenlik altına alınmıştır. b) Arabistan da Müslümanlara karşı direnebilecek bir Yahudi merkezi kalmamıştır. Mute Savaşı (629): Müslümanların Bizans ile yaptıkları ilk savaştır. Bizans a bağlı Gassaniler in bir Müslüman keşif kolunu pusuya düşürüp şehit etmeleri üzerine Hz. Muhammed üç bin kişilik bir orduyu Zeyd b. Harise komutasında Suriye ye gönderdi. İslam ordusu yüz bin kişilik Bizans ordusuyla yaptığı savaşta yenildi. Halid b. Velid kumandayı eline alarak, daha fazla kayıp vermeden geri çekilmeyi başardı. Mekke nin Fethi(630): Mekkelilerin Hudeybiye Antlaşmasına uymamaları üzerine Hz. Muhammed on bin kişilik bir kuvvetle Mekke yi fethetti. Böylece; Müslümanların karşısındaki en büyük engel ortadan kalktı. Müslümanlar en büyük güç haline geldi. İslam ın yayılışı hızlandı. Huneyn Savaşı ve Taif Seferi (630): Müslümanları yok etmek için Hevazin ve Sakif kabileleri birleşerek Huneyn vadisinde pusu kurdular. Peygamberimiz on bin kişilik bir orduyla sefere çıktı. İslam ordusu savaşı kazandı. Müşriklerin bir kısmı Taif e sığındı. Tebük Seferi (631): Bizans ın büyük bir orduyla Arabistan üzerine yürüdüğü haberi üzerine Hz. Muhammed otuz bin kişilik orduyla Suriye ye sefere çıktı. Haberin asılsız olduğu anlaşılınca geri döndü. Veda Haccı ve Peygamberimizin Vefatı: Peygamberimiz 632 de veda haccını yaptı. Mekke ye gelen Hz. Muhammed, Arafat dağının eteğinde kalabalık bir Müslüman topluluğuna bir konuşma yaptı.

19 Peygamberimiz Veda Hutbesi nde bütün insanların eşit olduğunu, bütün Müslümanların birbiriyle kardeş olduğunu, birbirlerinin canlarına ve mallarına kastetmemelerini, cahiliye döneminde görülen kötü alışkanlıkların, kumarın, kan davalarının ve zulmün kaldırıldığını belirtti. Peygamberimiz, Veda Haccı ndan sonra Şam ticaret yolunun güvenliğini sağlamak için Bizans üzerine bir sefere karar verdi ve bir ordu hazırladı. Ordunun başına Üsame Bin Zeyd i tayin etti. Bu sırada hastalanarak 08 Haziran 632 tarihinde 63 yaşındayken vefat etti. DÖRT HALİFE DEVRİ (632-661): Halife: Peygamberimizden sonra İslam devletinin başına geçen ve onun peygamberliği dışındaki devlet başkanlığıyla ilgili tüm yetkilerine sahip olan kişidir. Dört Halife döneminde halifeler seçimle devlet başkanı olmuşlardır. Hz. Ebubekir Dönemi (632-634) Hz. Ömer in teklifiyle halife Hz. Ebubekir seçildi. Onun halife seçilmesinde, ilk Müslümanlardan olması, önemli işlerde Hz. Muhammed in onu vekil yapması, maddi ve manevi en fazla fedakârlık yapanlardan birisi olması etkili oldu. Üsame b. Zeyd komutasındaki ordu Suriye ye gönderilmiş, yöredeki kabileleri egemenliği altına alarak geri dönmüştür(632). Hz. Ebubekir devrinde yalancı peygamberler ortadan kaldırılmıştır (Müseyleme, Tuleyha, Esved El-ensi, Sicah). Zekât vermeyen kabileler itaat altına alındı. Kur an-ı Kerim kitap haline getirildi (Zeyd b. Sabit başkanlığındaki heyet). Hz. Ebubekir Dönemi Fetihleri: Halid b. Velid emrindeki ordu Hire bölgesini ele geçirdi. Amr b. As komutasındaki ordu Filistin bölgesinde, Ebu Ubeyde b. Cerrah emrindeki ordu ise Şam ın güneyinde, fetihlere girişti. Halid b. Velid Bizanslıların üzerine gönderdiği Gassani birliklerini Ecnadin de bozguna uğrattı. İslam orduları Yermük Savaşını (634) kazandılar, böylece Suriye nin kapıları açılmış oldu. Hz. Ömer Dönemi (634-644): Irak, İran ve Horasan ın Fethi: Kadisiye Savaşı (636): Sa d b. Ebi Vakkas komutasındaki ordu Kadisiye de Sasani ordusunu yendi. Irak Müslümanların eline geçti ve İran yolu açıldı. Sasanilerin başkenti Medain ele geçirildi (637). Daha sonra Ahvaz ve ve Huzistan Müslümanların eline geçti. Nihavend Savaşı (642): Numan b. Mukarrin emrindeki İslam ordusu Nihaved savaşını kazanınca Sasani Devleti yıkıldı. İran Müslümanları eline geçti. Suriye, Filistin ve Mısır ın fethi: Yermük savaşından sonra, Ebu Ubeyde b. Cerrah ın emrindeki İslam ordusu Şam ı ele geçirdi. Daha sonra Suriye nin fethi tamamlandı(639). Suriye nin fethedildiği yıl Kudüs kuşatıldı. Patriğin isteği üzerine Hz. Ömer bizzat gelerek Kudüs ü teslim aldı. Amr b. As, 639 da Mısır üzerine yürüyerek 642 de Mısır ı fethetti. İslam Devleti nin örgütlenmesi: a) Ülke toprakları idari birimlere ayrıldı ve illere valiler atandı. b) Mali ve askeri divanlar kuruldu. c) Adli teşkilat oluşturularak illere kadılar atandı. d) Düzenli ordu kuruldu. Ordugâh şehirler kuruldu(cünd). e) Devlet hazinesi; Beytülmal oluşturuldu. f) Askeri ikta sisteminin temelleri atıldı. g) Askeri posta teşkilatı kuruldu. h) Hicri takvim kabul edildi. Hz. Osman Dönemi (644-656): Yapılan Fetihler: 651: Ahnef b. Kays emrindeki İslam ordusu Horasan ve Toharistan ı fethederek Ceyhun ırmağına ulaştı. Müslümanlar Türklerle ilk defa karşılaştılar. 652: İslam orduları Kafkasları aşarak Hazar ülkesine girdiler. Belencer de yenilip Kafkasların güneyine çekildiler. 646: İskenderiye önlerinde Bizanslıları Amr b. As mağlup etti. 647: Mısır Valisi Abdullah b. Sa d, Libya çölünü aşarak Tunus u ele geçirdi. İlk İslam donanmasını Muaviye b. Ebu Süfyan kurdu. 649-653: Kıbrıs vergiye bağlandı. 655: Zatüs-Savari deniz savaşında Bizans donanması yenilgiye uğratıldı. Girit ve Malta adalarına seferler yapıldı, Rodos fethedildi. Kur an-ı Kerim in Çoğaltılması: Fetihlerle birlikte sınırların genişlemesi, İslam ın yayılması, insanların dini kaynağından öğrenme ihtiyacının artması üzerine Kur an çoğaltılarak önemli merkezlere gönderilmiştir. Böylece Kur an-ı Kerim in aslı korunmuş, Müslümanların inançlarını kaynağından daha kolay bir şekilde öğrenmeleri sağlanmıştır. İç Karışıklar ve Hz. Osman ın Şehadeti: Ümeyye ailesinden olan kişilerin yönetimde etkin hale gelmeleri ve bazı valilerin kötü uygulamaları sebebiyle Mısır, Kufe, Basra ve Şam da isyanlar çıkmıştı. Mısır, Kufe ve Basralı isyancılar Medine ye gelerek halifeden Mısır valisinin değiştirilmesini istediler. Hz. Osman bu isteği reddedince, isyancılar halifenin evini kuşattılar ve onu şehit ettiler. Hz. Ali Dönemi (656-661): Hz. Ali dönemi iç karışıklar içinde geçmiş ve bu dönemde fetihler olmamıştır. Hz. Ali halifeliğini kabul etmeyen Hz. Aişe, Talha ve Zübeyir in başını çektiği muhalif grup ve Şam valisi Muaviye nin başını çektiği grup ile mücadele etmiştir. Cemel Vakası (656): Bu olayda Hz. Ali, Hz. Aişe, Talha ve Zübeyir in başını çektiği muhalif grubu yenerek dağıtmıştır. Hz. Aişe nin devesinin etrafında geçtiği için Cemel (deve) olayı adını almıştır. Bu olaydan sonra Hz. Ali başkenti Kufe ye taşımıştır. Sıffin Savaşı (657): Hz. Ali, halifeliğini kabul etmeyen Şam valisi Muaviye ile Sıffin de savaştı.

20 Savaşta kesin sonuç alınamayınca, taraflar kimin halife olması gerektiği konusunu hakemlerin kararına bıraktılar. Ancak hakemlerin verdiği karar da tarafları memnun etmeyince Hz. Ali nin ordusunda bölünmeler oldu. Böylece üç muhalif grup ortaya çıktı: Hz. Ali taraftarları (Şiiler), Hariciler, Hz. Ali nin Şehadeti: Hariciler Hz. Ali, Muaviye ve Amr b. As ı öldürmek için eş zamanlı bir suikast planı hazırladılar. Bu suikastta Hz. Ali, Abdurrahman b. Mülcem adındaki bir harici tarafından şehit edildi. Muaviye ve Amr ise kurtuldular. Hz. Ali nin şehadetiyle dört halife dönemi sona erdi. EMEVİLER DEVRİ (661-750): Hz. Ali nin şehadetinden sonra Kufe halkı, Hz. Hasan ı halife seçti. Ancak Hz. Hasan Muaviye ile mücadele edemeyip bir anlaşma yaparak halifelikten çekildi. Muaviye, Hz. Hasan ile yaptığı anlaşmaya göre; kendisinden sonra, Hz. Hasan ın küçük kardeşi Hz. Hüseyin in halife olmasını kabul etmişti. Ancak Hasan ın ölümünden sonra antlaşmaya aykırı olarak oğlu Yezid i veliaht tayin etti. Böylece Muaviye döneminde halifelik saltanata dönüştü. Devletin merkezi Kufe den Şam a taşındı. Muaviye nin halife olmasıyla İslam tarihinde Emeviler devri başlamış oldu. Muaviye Dönemi (661-680): a. Bizans Üzerine yapılan Seferler: b. I. İstanbul Kuşatması (668), Süfyan bin Avf El-Ezdi kumandasında yapıldı. Bu seferde Ebu Eyyub El-Ensari şehit düştü. c. II. İstanbul Kuşatması (674), beş yıl sürdü ve İslam donanması ağır kayıplar verdi. d. 2. Doğuda ve Batıda Yapılan Fetihler: e. Doğuda merkezi Merv olan Horasan vilayeti kuruldu ve 50 bin asker buraya yerleştirildi. f. İslam orduları Maveraünnehir e girerek Buhara, Semerkant ve Tirmiz şehirlerini vergiye bağladı. g. İslam orduları Tunus u fethettiler. Ukbe bin Nafi, 670 de Kayravan şehrini kurarak askeri bir üs haline getirdi. Yezid Dönemi (680-683): Kerbela Olayı (680): Hz. Ali nin oğlu Hz. Hüseyin, Yezid in halifeliğini tanımadı. Bu arada Kufeliler Hz. Hüseyin i halife seçmek için onu Kufe ye davet ettiler. Ancak Kerbela denilen yerde Hz. Hüseyin ve arkadaşları Yezid in askerleri tarafından şehit edildiler. Kerbela Olayı, Emevi hanedanına olan düşmanlığı artırdı. İslam dünyasındaki ayrılıklar (Şii-Sünni) daha da derinleşti. Abdülmelik Dönemi (685-705): a) İç Karışıklıklar ve Bunların Giderilmesi: Abdullah bin Zübeyr in Hilafet Davası: Hz. Ebubekir in torunu Abdullah bin Zübeyir, kendisini Hicaz da halife ilan etmişti. Abdülmelik in gönderdiği Haccac bin Yusuf, Mekke yi muhasara etti. Abdullah bu muhasarada öldü. Muhtar Es-Sekafi İsyanı: Abdülmelik devrinde, Irak ta Muhtar, Hz. Hüseyin in intikamını almak bahanesiyle isyan etti. Ancak Hicaz da isyan eden Abdullah Bin Zübeyr ile arası açıldı. Abdullah kardeşi Musab emrinde büyük bir orduyu Kufe ye göndererek Muhtar ı öldürttü. b) Devlet Teşkilatında Yapılan Yenilikler: Arapça resmi dil ilan edildi, Devlet dairelerinde Araplara görev verildi. İlk İslam parası bastırıldı. Posta teşkilatı kuruldu. I. Velid Dönemi (705-715): a) Anadolu ve Kafkasya da yapılan Fetihler: İslam orduları Adana, Ankara, Ereğli ve Amasya yı aldılar. Azerbaycan ve Kafkasya seferinde Bender ve çevresi ele geçirildi. b) Kuzey Afrika ve İspanya da Yapılan Fetihler: Musa bin Nusayr emrindeki İslam ordusu Berberileri yenerek Kuzey Afrika ya hâkim oldu. Tarık bin Ziyad emrindeki 12.000 kişilik İslam ordusu Cebel-i Tarık boğazını geçerek İspanya ya geçti. Kadiks Savaşı nda Vizigot kralı Rodrik i te yenerek bu krallığa son verdi (711). Daha sonra Müslümanlar bütün İspanya yı fethettiler ve buraya Endülüs adını verdiler. c) Maveraünnehr ve Türkistan da Yapılan Fetihler: 705 yılında Horasan valisi Kuteybe bin Müslim Toharistan a girerek Buhara, Semerkant, Fergana ve Belh şehirlerini fethetti. 712 yılında Emevi orduları Hindistan ın İndüs bölgesini fethettiler. Ömer Bin Abdülaziz Dönemi (717-720): Dürüstlüğü ve adaletiyle meşhur olan Ömer, devrinde Şiilere hoşgörülü davrandı. Ehl-i Beyt e hakaret edilmesini yasakladı. V Vergilerin adil bir şekilde toplanmasına çalıştı. II. Yezid Dönemi (720-724): Emevilerin çöküş döneminin başladığı bir dönem olarak değerlendirilir. İsyanlar, Arap kabileleri arasındaki rekabet ve savaşlar başladı. Hişam Dönemi (724-743): Puvatye Savaşı (732): Emevilerin Endülüs valisi Abdurrahman El- Gafıki, Frank kralı Charles Martel emrindeki Frank ordusuyla Puvatye de (Poitiers) yaptığı savaşta yenilerek geri çekildi. Bu savaş, Müslümanların Batı Avrupa daki fetihlerinde bir dönüm noktası oldu; Müslümanlar Avrupa karşısında gerilemeye başladı. Doğudaki Fetihler: Horasan valisi Nasr bin Seyyar Maveraünnehr in doğusundaki Türk illerinin bir kısmını zapt etti. Emevilerle Hazarlar arasındaki savaşlar devam etti. Mervan bin Muhammed 737 de Hazarları mağlup etti. 740-741 yıllarında Bizans la savaşlar yapıldı. İç Olaylar: Hz. Hüseyin in torunu Zeyd Irak ta isyan etti, fakat isyan bastırıldı. Kuzey Afrika da Berberiler isyan ettiler. Abbasoğulları Emevilere karşı mücadeleye başladılar.