Çözeltiler. Sıvılar. Dr. Mehmet AKÇİMEN AÜTF Acil Tıp A.D.

Benzer belgeler
SODYUM (Na + ) SODYUM METABOLİZMASI BOZUKLUKLARI HİPONATREMİ HİPONATREMİ. Plazma Na + : meq/l,

SIVI GEREKSİNİMİ ÇOCUKLARDA SIVI ELEKTROLİT TEDAVİSİ. Dr. Dilek DURMAZ AÜTF Acil Tıp ABD 25/05/2010. Vücut Sıvılarının Dağılımı

HİPERNATREMİ. Doç. Dr. Halil Yazıcı. İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı

VÜCUT SIVILARI. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN. Copyright 2004 Pearson Education, Inc., publishing as Benjamin Cummings

İntrasellüler Sıvı (Hücre İçi Sıvı) Extrasellüler Sıvı (Hücre Dışı Sıvı) Total Vücut Suyu 60 = 42 lt Vücut Sıvı Bölmelerini Etkileyen Faktörler

GÜÇSÜZLÜK VE ELEKTROLİT BOZUKLUKLARI. Dr.Ramazan KÖYLÜ Acil Tıp Uzmanı Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Hiponatremi yönetimi. Dr. Hayriye Sayarlıoğlu

Magnezyum (Mg ++ ) Hipermagnezemi MAGNEZYUM, KLOR VE FOSFOR METABOLİZMA BOZUKLUKLARI

SIVI ve ELEKTROLİTLER

Şuur Bozukluğu Olan Bir Hasta

Fizyoloji. Vücut Sıvı Bölmeleri ve Özellikleri. Dr. Deniz Balcı.

UYGUNSUZ ADH SENDROMU

Çocuklarda sıvı ve elektrolit tedavisi. Prof. Dr. Aydın Ece Dicle Üniv. Tıp Fak. Çocuk Sağ ve Hast AD

DEHİDRASYON: Vaka Temelli İnteraktif Tartışma

Sıvı - Elektrolit. Tintinalli 2011 Haldun Akoglu

Sıvı-Elektrolit & Anestezi

1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI SERUM FİZYOLOJİK İZOTONİK (%0.9) AMPUL

ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği

Arş.Gör.Dr. Ahmet UZUNDURUKAN

SIVI ELEKTROLİT TEMEL BİLGİLER: SODYUM

DEHİDRE KÖPEKLERDE BİKARBONATLI SODYUM KLORÜR SOLÜSYONUNUN HEMATOLOJİK VE BİYOKİMYASAL PARAMETRELERE ETKİSİ

Sıvı-Elektrolit ve Asit Baz Denge Farmakolojisi

SIVI-ELEKTROLİT VE ASİT BAZ DENGESİ. Dr. Nazan ÇALBAYRAM

SIVI ELEKTROLİT DENGESİZLİKLERİ. Çocuklarda sıvı elektrolit dengesizliklerini anlamak ve gerekli tedaviyi uygulayabilmek için

Sıvılar ve Sıvı Hesaplamaları

Arter Kan Gazı Değerlendirmesi. Prof. Dr. Tevfik Ecder İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı

Asit Baz Dengesi Hedefler

SIVI ELEKTROLİT TEMEL BİLGİLER: POTASYUM

İntradiyalitik Sıvı Elektrolit Bozuklukları

ADIM ADIM YGS LYS Adım BOŞALTIM SİSTEMİ 3

SODYUM ve POTASYUM. Dr GülĢen ÇIĞġAR Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp AD

Uygunsuz ADH Salınımı ve Serebral Tuz Kaybı Sendromları

PERİTON DİYALİZ HASTALARINDA SIVI KONTROLÜ

VAPTANLAR. Prof Dr Hülya Taşkapan İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı

Çocukta Sıvı-Elektrolit Dengesi. Prof. Dr. Aydın ECE Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları AD

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ...

ÖDEMATÖZ DURUMLARA YAKLAŞIM AİBÜ İZZET BAYSAL TIP FAKÜLTESİ NEFROLOJİ BİLİM DALI

27/04/16. Sunu Planı YANIKLI NON-SEPTİK HASTADA VOLÜM REPLASMANI. Patofizyoloji. Patofizyoloji. Yanık tipleri Patofizyoloji Volüm Replasmanı

BİYOKİMYASAL ÇÖZELTİLER

Klinik Biyokimya. Yrd.Doç.Dr.Filiz BAKAR ATEŞ

İLERİ KARDİYAK YAŞAM DESTEĞİ KURSU ASİT-BAZ DENGESİ VE KAN GAZI ANALİZİ

SIVI-ELEKROLİT İZLEMİ. Dr. Aykut SİFİLS Dokuz Eylül Üniversitesi

Hipoglisemi Tedavisi. Dr. Ömer Salt. Acil Tıp Uzmanı Yozgat/Türkiye

OLGULARLA SIVI ELEKTROLİT BOZUKLUKLARINA YAKLAŞIM. Doç.Dr. Ramazan ÇETİNKAYA Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği-2009

DR.YUSUF CAN YURT HİPONATREMİ 2014 REHBERİ

KAN VE SIVI RESÜSİTASYO N -1 AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI Dr.İlker GÜNDÜZ

MYOLOGIA CRUSH SENDROMU. Dr. Nüket Göçmen Mas

Kan Kaybı Sonrası Volüm Replasmanı

Prof.Dr.Abdullah SONSUZ Gastroenteroloji Bilim Dalı Eğitim yılı

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy

NEFROTİK SENDROM. INTERN DR. H.RUMEYSA DAĞ Eylül 2013

SIVI ELEKTROLİT TEMEL BİLGİLER: SU

GENEL SORU ÇÖZÜMÜ ENDOKRİN SİSTEM

SIVI ELEKTROLİT TEDAVİSİ. Dr.Esra TUNÇ YRD.DOÇ.Dr.Latif DURAN

PEDİATRİDE GÜNCEL DİYABET TEDAVİSİ. Dr. Ömer Tarım

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın

ASİT- BAZ DENGESİ VE DENGESİZLİKLERİ. Prof. Dr. Tülin BEDÜK 2016

HEMODİYALİZDE SIK KARŞILAŞILAN KOMPLİKASYONLAR ve YÖNETİMİ. Dr. Lale Sever

SEREBRAL TUZ KAYBI. Prof. Dr. Bülent Altun Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı

Hayatı Tehdit Eden Elektrolit Bozuklukları. Dr. Mutlu Kartal AÜTF Acil Tıp AD

Doç. Dr. Selçuk SELÇUK İstanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe EAH

ASİD BAZ DENGESİ. Prof Dr Salim Çalışkan

NEFRİTİK SENDROMLAR. Dr.LATİFE ERDOĞAN Ekim 2013

Anestezide Sıvı Tedavisi, Hesaplamalar ve Temel İlkeler

SICAK ÇARPMASI ELEKTRİK-YILDIRIM ÇARPMASI. Dr. Mehmet TUĞRUL İ.Ü.İstanbul Tıp Fakültesi Anesteziyoloji AD.

SIVI VE ELEKTROLİT DENGESİ BOZUKLUKLARI. Doç. Dr. Erim Gülcan

Sıvı Elektrolit Dengesi ve Tedavisi. Doç. Dr. Tülay ÖZKAN SEYHAN İTF. Anesteziyoloji A.D.

OSMOLARİTE ( mosm/lt)

Kan Akımı ml/dk. Kalp Debisi DOLAŞIM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ VII. Dr. Nevzat KAHVECİ

MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ. Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D.

Kenan ATEŞ Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı

Şok hastasına yaklaşım, kan ve sıvı resüsitasyonu. Dr. Murat ORAK Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı

Yoğun Bakımda Sıvı, Elektrolit, Asit-Baz. Prof. Dr. Reha Erkoç YYÜ Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları AD, Nefroloji BD, Van

KISA ÜRÜN BİLGİLERİ Pozoloji ve uygulama şekli Sadece berrak ve partikül içermeyen ampuller kullanılmalıdır.

/ Sıvı-Elektrolit Dengesi /

ALKOL ZEHİRLENMELERİ. Doç. Dr. Levent Avşaroğulları Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Kayseri

[embeddoc url= /10/VÜCUT-SIVILARI.docx download= all viewer= microsoft ]

Kronik Hemodiyalizde Diyalizat Sodyum ve Potasyum Düzeyleri. Dr. Oktay Oymak Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bölümü

Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı

Hücrede Madde Geçişi MADDE ALIŞ-VERİŞLERİ OSMOZ

İshallerin En Yaygın 6 Nedeni

ÜRİNER SİSTEM ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ

ÇOCUKTA AĞIZDAN SIVI TEDAVİSİ

HİPERKALSEMİ. Meral BAKAR Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji Gündüz Tedavi Ünitesi

Bölüm 04 Ders Sunusu. Hücre Zarlarından Geçiş

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı

Diyabetes Mellitus. Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı

Su ve elektrolit metabolizmasının ve Asid - baz dengesinin klinik değerlendirilmesi Doç. Dr. Nurten Özsoy

HÜCRE. Dicle Aras. Hücre bölünmesi, madde alışverişi ve metabolizması

Akut böbrek hasarının (ABH) önlenmesi: hangi sıvıyı tercih edelim? Doç.Dr. Halil Yazıcı İstanbul Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı

Hipoglisemi-Hiperglisemi. Dr.SEMA YILDIZ TÜDOV Özel Diabet Hastanesi İstanbul

Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri

SU VE SODYUM METABOLİZMASI. Doç. Dr. Aydın ÜNAL Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi

Total Osmolar Konsantrasyon: 1026 mosm/l Elektrolit Konsantrasyonları: Sodyum: 513 meq/l

FİZYOLOJİ LABORATUVAR BİLGİSİ VEYSEL TAHİROĞLU

MEMBRANLARDAN MADDE GEÇİŞİ. Prof. Dr. Taner Dağcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ab. D.

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

ALIM ÇIKIM TAKİBİ PROTOKOLÜ REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No

Engraftman Dönemi Komplikasyonlarda Hemşirelik İzlemi. Nevin ÇETİN Hacettepe Üniversitesi Pediatrik KİTÜ

Transkript:

Dr. Mehmet AKÇİMEN AÜTF Acil Tıp A.D. 1. ADH ve Aldosteron böbrekte nerelerde etkilidir? 2. Mol, ozmol, ozmolarite ve osmolalite nedir? 3. Kan glukoz düzeyi 600 mg/dl olan bir hastanın ölçülen Na değeri 140 meq/l dir. Hastanın düzeltilmiş Na değeri nedir? 4. 60 kg ağırlığındaki bir hastanın ölçülen Na değeri 121 meq/l dir. Hastanın Kompartmanlar Sıvılar Vücuttaki elektrolit konsantrasyonları %40 %5 %60 %15 %20 %40 Çözeltiler Bir çözücünün içindeki maddelerin konsantrasyonlarını tanımlamak için mol, ekivalan ya da osmol/litre terimleri kullanılır Bir mol, bir bileşik içindeki 6,02x10 23 molekülü temsil eder. Moleküler ağırlık, bir mol maddenin gram cinsinden kütlesidir. Ekivalan, bir maddenin moleküler ağırlığının, o maddenin yüküne oranıdır. Osmol, çözücü içindeki bir mol aktive parçacık miktarını gösterir. 1 mol NaCl: 1 mol Na + ve 1 mol Cl - 2 mol osmotik aktif parçacık 1 osmol NaCl = 0.5 mol NaCl Osmolarite, bir litre solüsyon içindeki osmol sayısıdır. Osmolalite, bir kilo çözücüdeki osmol sayısıdır.

Serum osmolaritesi=2 [Na + ]+[Glukoz]+[BUN ]. 18 2.8 Normal serum osmolaritesi 275 295 mosmol/l Normalde ölçülen serum osmolaritesi ile hesaplanan osmolarite arasındaki farkın 10 mosmol/l den fazla olmaması gerekir (osmolar gap) Osmolar gap varsa muhtemel sebepleri: Laboratuar hatası Serum su seviyesinde azalma Hiperlipidemi Hiperproteinemi Serumda düşük molekül ağırlıklı maddelerin varlığı Etonol Metanol İsopropil alkol Etilen glikol Aseton Etil eter Paraldehit Laktat Mannitol Alınan madde etanolse osmolar gaptan kan alkol seviyesi hesaplanabilir. Her 100 mg/dl etanol için osmolarite 22 mg/dl artar. Homeostazis Sıvı dengesini korumak için yetişkin bir insanın günde 2000 3000 ml sıvı almalıdır. Bu miktar çıkarılan idrar ve hissedilmeyen kayıpların toplamıdır. Hissedilmeyen kayıplar: Solunum yolu (500 700 ml) Deri (250 350 ml) Feçes (100 ml) Bu kayıplar ateş (500mL/gün/1C 0, ter (1500ml), GİS kayıplarıyla dramatik şekilde artar Elektrolitler Tüm elektrolit bozuklukları için hemen hemen aynı yaklaşım geçerlidir. hiper- durumlar genellikle 1. Miktardaki artış 2. Kompartmanlar arasındaki geçiş 3. Sıvı miktarındaki azalma sonucunda görülür. Aynı şekilde hipo- durumlar da 1. Miktarda azalma 2. Kompartmanlar arası geçiş 3. Sıvı miktarında artma ile kendini gösterir Sodyum (Na + ) 70 kg lık normal bir erkekteki Na yükü 40 50 meq/kg dır(toplamda ~ 2800 meq) %98 oranında ekstrasellüler sıvıda (ECF), ortalama 140 meq/l konsantrasyonda bulunur. İntrasellüler sıvıda (ICF) konsantrasyonu 10 12 meq/l kadardır Hücre içine pasif difüzyonla geçer, hücre dışına ATPaz bağımlı sistemlerle atılır.

ALDOSTERON ADH Hiponatremi Serum Na seviyesinin 135 meq/l altına düşmesi. Vücuttaki suyun artışına, sudan daha fazla Na nın azalmasına, vücuttaki su dağılımındaki değişikliklere ya da laboratuar hatalarına bağlı olabilir. Semptomların ortaya çıkışı toplam miktardan çok, serum seviyelerindeki değişikliklere bağlıdır. Genellikle 120 meq/l nin altındaki değerlerde (kronik düşmeler de dahil) semptomlar ortaya çıkmaya başlar. Pek çok semptom görülebilir: Konfüzyon Letarji Bulantı Kusma İştahsızlık Kas krampları Hipotermi Nöbet (Na seviyesi 113 meq/l altına inerse sıklık artar) Koma Patofizyoloji Santral Sinir Sistemi: Na seviyesinin düşmesiyle birlikte kan-beyin bariyerinden su beyne göç eder. hastalarda apati, ajitasyon, baş ağrısı, bilinç değişikliği, nöbet ve hatta koma görülebilir. Semptomların şiddeti ödeme olduğu kadar Na miktarına da bağlıdır. Akut hiponatremi; 24 saatte Na seviyesinin 120 meq/l nin altına düşmesi veya saatte Bu tür hızlı düşüşlerde yetişkinlerde mortalite oranı %50 leri bulur. Daha yavaş olan düşmelerde de hastalarda klinik bulgular (güçsüzlük, hemiparezi, ataksi, Babinsky pozitifliği )gözlenebilir.

Beynin hiponatremideki sıvı geçişlerine karşı 2 tane mekanizması vardır: 1. Hidrostatik basınç artınca interstisyel sıvı BOS a geçer ve araknoid villuslardan emilir. 2. Hücre içi Na, K ve organik osmolitleri azaltarak osmotik gradientin azalmasını sağlar. Beyin kendini bu mekanizmalarla korur. Bu yüzden hiponatremideki asıl tehlike; olayın kendisi değil, tedavisindeki hatalardır Hiponatremi tedavisinde Na, kaybedilme hızından daha yavaş bir hızda yerine konmalıdır. Aksi halde oluşan yüksek plazma ozmolaritesi hücre içi suyu hücre dışına çekerek beyin hasarına neden olur (osmotik demiyelinizan sendrom, santral Kardiyovaskuler Sistem: Hiponatremi sonucunda su ekstrasellüler alana ve hücre içine kaçar. Hipertonik yada izotonik ortamda gelişen hipovolemide şok gelişmesi daha zorken hiponatremik ortamda gelişen aynı değerdeki hipovolemide daha kolaydır. Antidiüretik hormon (ADH) tüm hiponatremik koşullarda salınır. Ancak durum paradoksaldır. Çünkü ADH, renal tübüllerden su tutulumunu sağlar. Bu da hiponatreminin derinleşmesine neden olur. Ayrıca ADH nın küçük miktarları bile periferik dokularda vazokonstrüktör etki yaparak hayati organlara kan akımının artmasını sağlar. Kas İskelet Sistemi: Pek çok hiponatremik kişide normal kas tonusu gözlenir. Ancak egzersiz sırasında kas güçsüzlükleri ve kramplar gelişmeye başlar. Kayıp elektrolitler yerine konduğu zaman semptomlar kaybolur. Renal Sistem: Böbreklerin hiponatremiye normal cevabı idrarın dilue edilmesidir. Ancak tersine ADH nın devreye girmesiyle su tutulur. İdrar [Na + ] 10 meq/l nin altındaysa renal Na metabolizması düzenlidir. [Na + ] 20 meq/l nin üzerinde ise ya renal hasarlanma vardır, yada natriüretik mekanizmalar devreye girmiştir.

Tanı: İdrar [Na + ] sıvı durumu hakkında bilgi vermez. Ancak yine de düşük Na değeri ölçülen kişilerde serum osmolalitesi ve ekstrasellüler sıvı volümünün hesaplanması yararlıdır. Bu, hiponatremik patolojilerin ayrımında işe Hipertonik Hiponatremi (P OSM >295) Bu durum, osmotik aktif partiküllerin intrasellüler alandan ekstrasellüler alana geçmesiyle görülür. Böylelikle su ekstrasellüler mesafeye geçer ve buradaki Na dilüe hale gelir. En sık nedeni hiperglisemidir. Her 100 mg/dl lik artışta serum [Na + ] 1,6 1,8 meq/l azalır. Tedavisi ekstrasellüler hipertonisiteyi, neden olan patolojiyi düzelterek geriletmektir. Sıvı açığı da çok sık eşlik ettiği için Na içeren İzotonik Hiponatremi (P OSM 275 295) Bu durum genelde yalancı hiponatremi olarak karşımıza çıkar. Plazma protein ve lipitlerinin yüksek olması, plazma akışkanlığını ve Na içeren plazma miktarını azaltır. Laboratuarda Na ölçümü volüme kitle olarak hesaplandığı için Na miktarı düşük çıkar. Bu yüzden bu çeşit hiponatremilerin tedavisine gerek yoktur. Hipotonik Hiponatremi (P OSM <275) Bu hiponatremi, hücresel fonksiyonlardaki düzensizlikler sonucu ortaya çıkar. Fonksiyonel ekstrasellüler sıvı volümüne ve idrar [Na + ] miktarın bağlı olarak alt gruplara ayrılır. Ekstrasellüler sıvı komponentlerinin ve plazma osmolalitesi ve elektrolitlerinin, idrar elektrolit ve osmolalitesinin belirlenmesi alt grupların ayrıştırılmasında yardımcıdır. Hipovolemik hiponatremi, su ve Na kaybının birlikte olduğu ve replasmanı sırasında hipotonik solusyonların kullanıldığı durumlarda ortaya çıkan bir hiponatremi çeşididir. Nakayıpları renal ya da ekstrarenal olabilir. Elektrolit ve su dengesindeki bozukluk böbreklerden su tutulmasına neden olur. 4 mekanizma ile gerçekleşir: 1. Glomerüler filtrasyonda azalma 2. Proksimal tübülden su ve solut emiliminde artma 3. Nefronun seyreltici bölümlerinde su ekskresyonunda azalma 4. Non-osmotik uyarılarla ADH salgısında artma

Na ve su kaybı renal olan hastalarda idrar [Na + ] 20 meq/l nin üzerindedir. Bu hastalarda klinikte hipovolemi, hiponatremiden deha ön plandadır. İzotonik solusyonların verilmesi ve altta yatan hastalığın tedavisi gereklidir. Övolemik hiponatremi, normal volüm ve hiponatremiyi tanımlar. Hastalarda minimal su kaybı vardır. Namiktarı neredeyse normaldir, ancak hastalarda hiponatremi semptomları ortaya çıkar. Bunlar genelde SSS hipotonisitesine bağlı semptomlardır. İdrar [Na + ] genelde 20 meq/l nin üstündedir ve serum ADH düzeyi artmıştır. Övolemik hiponatreminin en sık sebebi uygunsuz ADH sendromudur. 6 kriteri vardır: 1. Hipotonik hiponatremi 2. İdrar osmolaritesindeki uygunsuz artış 3. Artmış idrar [Na + ] 4. Övolemi tablosu 5. Normal adrenal, renal, kardiyak, hepatik ve tiroid fonksiyonları 6. Su kısıtlamasıyla düzeltilebilir Bu hastaların tedavisi su kısıtlamasıdır. Hipervolemik hiponatremi sıvı tutulumuna bağlı kilo alımı şeklinde ifade edilebilir. Hastalar genelde sıvı yüklenmesiyle (periferik, pulmoner ödem) karşımıza çıkarlar. Bu hastalarda su tutulumu yanında Na İki gruba ayrılırlar. 1. Renal yetmezlik olmaksızın gelişen ödem İdrar [Na + ] 20 meq/l nin altındadır. Siroz ve/veya asitli hastalar, KKY olanlar, nefrotik sendrom bu gruptadır. 2. ABY KBY li hastalar Bu hastaların idrar [Na + ] 20 meq/l nin üstündedir. Bu hastaların tedavisinde altta yatan hastalığa yönelik yaklaşımlar ve ılımlı Na ve su takviyesi vardır. Tedaviye diüretikler eklenebilir. Ciddi Hiponatremi Tedavisi Na seviyesinin 120 meq/l nin altında olması acil tedavisini gerektirir. İdrar elektrolitlerinin tayini tanı ve tedavinin yönlendirilmesi için önemlidir. Hipovolemik hastalarda Na defisiti tespit edilmeli ve normal salinle düzeltilmelidir. Toplam Na defisiti (meq/l)= (istenilen plazma [Na + ] ölçülen plazma [Na + ]) x toplam vücut sıvısı

[Na + ] 120 meq/l nin altındaysa veya hastada koma, nöbet gibi klinik durumlar varsa hipertonik solusyon (%3 NaCl) kullanılmalıdır. Ancak plazma [Na + ] saatte 0,5 1 meq/l den daha hızlı artmamalı. Nöbet durumlarında bu hız saatte 1 2 meq/l ye çıkarılabilir. Bu tedaviye diüretik eklenmesi sıvı yüklenmesini önlerken [Na + ] seviyesinin d h h l dü l i i ğl bili Tedavi komplikasyonları SSS, hepatik ya da renal bozukluklar olmaksızın komplikasyon gelişme riski %2 nin altındadır. Özellikle kronik hiponatremisi olanlarda hipertonik ortama bağlı olarak beyin hasarları oluşabilir. Tipik olarak hastalarda dizartri, disfaji, bilinçte dalgalanma, davranış değişiklikleri yada konvulsiyonlar görülebilir. Bu semptomlar günler haftalar içinde Hipernatremi Patofizyoloji: Serum [Na + ] değerinin 150 meq/l olmasıdır. En sık sebebi toplam vücut suyunun azalması, daha seyrek olarak da aşırı Na alımı veya atılımındaki azalmadır. En önemli savunma mekanizması susamadır. Plazma osmolalitesindeki %2 lik artış susamayı tetikler. Diabetes İnsipitus (Dİ) Problem, ADH ye santral veya periferik cevaptaki bozulmadır. İdrar osmolalitesi düşüktür İdrar Na 60 100 meq/kg ve İdrar osmolalitesi 200 300 mosmol/kg Hipotonik idrar oluşur Patogenezinde: 1.Santral (ADH salımında bozukluk) 2.Nefrojenik (böbreğin ADH ye duyarsızlığı) Santral ve nefrojenik Dİ nin tanısını koymak için su kısıtlama testi (osmolaliteyi >295 mosmol/l ye ulaştırmaya çalışmak) ve 5 U aköz vazopresin SC testi yapılır. Su kaybına cevaptaki eksiklik Dİ tanısı koydurur. Santral Dİ li hastalar vazopressine çok iyi yanıt verirlerken (idrar osm >800 mosm/l) nefrojenik Dİ li hastalarda cevap hiç yok ya da çok azdır. Semptomlar: Semptomlar [Na + ] 158 meq/l nin üzerine çıkınca görülmeye başlar. Nörolojik semptomlar ön plandadır. İrritasyon Ateş (hipovolemiye bağlı) Nöbet Koma Serum osmolalitesi 350 mosmol/kg nin üzerine çıkarsa mortalite ve morbidite riski

Hipernatremiye sıklıkla hipokalsemi eşlik eder vve nörolojik semptomları ağırlaştırır. Ancak mekanizma açık değildir. Hücresel sıvı kaybına bağlı olarak beyin dokusunda büzüşme sonucunda masif yada noktasal kanamalar gözlenebilir. Eğer hipernatremi günlerce sürerse beynin su miktarı normale dönmeye başlar. Bunun nedeni beyin hücrelerinde idiyojenik osmol adı verilen bir çeşit aminoasit olan torinin birikmesidir. Eğer hipertonisite k d k d t k l b Tedavi: Köşe taşı sıvı replasmanıdır. Hastalara normal salin (NS) ya da ringer laktat (RL) başlanmalı. Her ne kadar NS [Na + ] 154 meq/l olsa da, replasmanı aksine [Na + ] nun düşmesine yardımcı olur. Doku perfüzyonu sağlanana kadar hastalara bu sıvılar verilmeli. Perfüzyonsağlandıktan sonra hastalara %0,45 lik NaCl veya hipotonik sıvılar b l l İdrar çıkımı 0,5 ml/kg/sa olana kadar hastalara sıvı replasmanına devam edilmeli. Günlük [Na + ] düzeltme hızı 10 15 meq/l yi geçmemeli. Su defisiti (L)=TVS x ölçülen [Na + ] 140. 140 Genel bir kural olarak her bir L lik su defisitinde serum [Na + ] 3 5 meq/l artar. Hipernatremi yeni gelişmiş olsa bile idiyojenik osmoller beyin hücrelerinde birikebilir. Hızlı rehidratasyon, bu hastalarda hücre içi osmotik basınçta artmaya ve buna bağlı beyin ödemine neden olabilir. Sonuçta beyin ödeminden nöbete ve ölüme kadar giden hasarlar oluşabilir. Bu yüzden rehidratasyon yavaş yapılmalıdır.