MARKA HAKKI NEDİR VE MARKA BAŞVURUSU YAPILIRKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN UNSURLAR "Sınai Mülkiyet" kavramı genel tanımı ile, sanayide ve tarımdaki buluşların, yeniliklerin, yeni tasarımların ve özgün çalışmaların ilk uygulayıcıları adına ve ticaret alanında üretilen ve satılan malların üzerindeki üreticisinin ve satıcısının ayırt edilmesini sağlayacak işaretlerin sahipleri adına kayıt edilmesini ve böylece ilk uygulayıcıların ürünü üretme ve satma hakkına belirli bir süre sahip olmalarını sağlayan gayri maddi bir hakkın tanımıdır. Sınaî Mülkiyet Hakları, Patentler, Faydalı Modeller, Ticaret ve Hizmet markaları, Tasarımlar, Coğrafi İşaretler, Entegre Devrelerin Topografyalarından oluşmaktadır. Sınaî Mülkiyet Hakları arasında Türkiye'de en yaygın haliyle bilinen ve bu anlamda en çok ilgi çeken markalardır. Bu anlamda öncelikle markanın ne anlama geldiğini belirlemek gerekecektir. MARKA NEDİR? Bir teşebbüsün, mal veya hizmetlerini bir başka teşebbüsün mal veya hizmetlerinden ayırt etmeyi sağlayan tanıtıcı işaretlerin tümünü marka olarak nitelemek mümkündür. Kişi adları, özellikle sözcükler, şekiller, harfler, sayılar, harflerden ya da rakamlardan meydana gelen anlamlı ya da anlamsız gruplar marka olarak kullanılabileceği gibi malların biçimi veya ambalajları gibi çizimle görüntülenebilen veya benzer biçimde ifade edilebilen, baskı yoluyla yayımlanabilen ve çoğaltılabilen her türlü işaret de marka olarak kullanılabilir.
HİZMET MARKASI NE DEMEKTİR? Bir hizmetin sunulması sırasında kullanılan ve bu hizmeti benzer hizmetlerden ayırma işlevi gören tanıtıcı işaretler " hizmet markası "dır. Hizmetleri sunanlar tarafından kullanılan markalar hizmet markasıdır. Büro hizmetleri, reklam ve tanıtım hizmetleri, muhasebe, mali müşavirlik, yönetim ve danışma hizmetleri, ticari ve sınai ürünler için eksperlik hizmetleri, fiyat analizi, üçüncü şahıslar adına faaliyette bulunan ithalat ve ihracat acenteleri, distribütörlük hizmetleri, büro makineleri ve donanımlarının kiralanması, bankacılık ve sigortacılık, gayrimenkul işleri, inşaat hizmetleri, taşımacılık hizmetleri, mobilyacılık hizmetleri, haberleşme, taşımacılık, metal işlemleri, eğitim hizmetleri, eğlence ve spor hizmetleri, yiyecek ve içecek hizmetleri, bilimsel araştırma, mühendislik hizmetleri, mimari danışma, mimarlık, bilgisayar hizmetleri gibi.. Marka koruması tescil yoluyla elde edilir. Tescilli markanın koruma süresi 10 yıldır. Bu süre onar yıllık dönemler halinde yenilenir. MARKA, tüketici ve üretici açısından 1- Garanti 2- Kaynak Göstermek 3- Reklam, tanıtım 4- Ayırt etme Özelliklerini kapsar. Markanın taşıdığı bu dört unsur, hem üretici açısından, hem de tüketici açısından çok büyük önem taşır. Tüketici almış olduğu ürünü, üzerindeki markaya göre değerlendirir. Almış olduğu ürün tüketici tarafından beğenilmiş ise tüketici o markalı ürünü piyasadan arayacak ve her zaman satın alacaktır. Aksi halde o markalı ürünü almayacak ve bir zarara uğramış ise yasal yollara başvurabilecektir. Bu da tüketicinin korunması açısından markanın önemini göstermektedir. Bu durum markaya bir nevi "garantili" özelliği vermektedir. Üretici açısından değerlendirirsek; marka üretici açısından en önemli reklam unsurudur. Ürünün piyasada tutulmasını, tanınmasını sağlar ve rekabet ortamını oluşturur. Üreticiler, tescilli marka kullanarak haksız rekabet ile mücadele ve önleme bakımından önemli bir adım atmış olacaktır. Sayfa 2 / 5
Günümüzde tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de piyasaya sunulmakta olan malların ve hizmetlerin öne çıkan en belirgin özelliklerinden biri marka unsurudur. Malların ve hizmetlerin gerek iç piyasaya gerekse dış pazara sunulması sırasında üretici firmaların MARKA TESCİLİNE VE MARKA KORUMASINA ciddi bir yaklaşım göstermeleri ticari alanda varlıklarının ve etkinliklerinin devamlılığı açısından kaçınılmazdır. Ülkemizde markaların korunmasına yönelik ilk düzenleme 1871 tarihli Alamet-i Farika Nizamnamesidir. Daha sonra 1965 tarihli İsviçre Hukukundan esinlenerek hazırlanmış olan 551 Sayılı Markalar Kanunu ile dünyadaki gelişmelere uyum sağlanmaya çalışılmıştır. Avrupa Birliği ile bütünleşme süreci aşamasında Gümrük Birliği süreci içinde ise Türkiye'nin uyum yasalarını yürürlüğe koyması yükümlülüğünün bir parçası olarak 27.06.1995 tarihinde yürürlüğe giren ve halen uygulanmakta olan 556 Sayılı Markaların Korunması Hakkında K.H.K. ve 4128 Sayılı Yasa ile uluslararası anlaşmalara ve düzenlemelere paralel bir mevzuata kavuşulmuştur. 556 Sayılı KHK ile özellikle son 20 yıldan bu yana yaşanmakta olan teknolojik gelişmelerin, özel sektörün hızlı gelişiminin, iç ve dış ticaretin nicelik ve nitelik olarak artmasının sonucunda ortaya çıkan marka hukukuna özgü sorunların etkin bir şekilde çözülerek düzenlenebilmesinin temelleri atılmış bulunmaktadır. Bu düzenlemeler aynı zamanda Türkiye'de yatırım yapmayı düşünen ya da hali hazırda yatırımları olan yabancı orijinli firmaların etkin ve işlerliğe sahip bir marka mevzuatının varlığı nedeniyle Türkiye'deki girişimlerini ve bakış açılarını rahatlatmaktadır. Marka başvurusu yapılırken dikkat edilecek hususlar Türkiye' de marka başvurularının yapıldığı tek yetkili kurum Türk Patent Enstitüsü'dür. Türkiye'de bulunan gerçek ve tüzel kişiler tek başlarına ya da Türk Patent Enstitüsü' ne kayıtlı ve yetkili Marka Vekilleri ile başvuruda bulunabilirler. Marka başvurusu yapmak Türkiye'de ne yazık ki kolay ve herkesin kendi başına yapabileceği bir başvuru olarak algılanmaktadır. Birçok firma kendi başına ya da ehil olmayan insanlar vasıtasıyla marka başvurusunda bulunmaya çalışmaktadır. Marka başvurusu küçümsenecek ve kolay görülecek bir başvuru sistemi değildir. Yaklaşık 12-14 ayı kapsayan bir sürecin konunun uzmanı yetkili bir vekil vasıtasıyla yürütülmesinde büyük fayda vardır. Birçok ticari Sayfa 3 / 5
işletme bu konuda kendi başına ya da ehil olmayan kişiler vasıtasıyla yaptığı başvurular sonucunda hem maddi hem de manevi zararlara uğrayabilmekte ve haklarını yitirmektedir. Bir başvuru maliyetinin (üç sınıfta tek bir marka başvurusu için) Türk Patent Enstitüsü harçları dâhil olmak üzere vekillik ücretleriyle birlikte yaklaşık bir milyarı bulduğu dikkate alındığında ve sürecin ortalama bir yıl olduğu göz önünde bulundurulacak olursa başvuruların dikkatli biçimde yapılmasında büyük fayda vardır. Marka başvurusu yapacak olan şahısların öncelikle dikkat etmesi gereken hususlar şunlardır: - Marka başvurusu yapacakların markayı kullanmadan yani piyasada marka henüz bilinmeden başvuru yapmaları gerekir. - Birçok işletme ticaret unvanlarındaki ibarenin aynı zamanda marka olarak tescil edildiğini düşünmektedir. Ticaret unvanı ve marka farklı kavramlardır. Birçok firmanın ticaret unvanını aynı zamanda marka olarak kullandığı gerçek bir durum olmakla birlikte unvanın ticaret siciline kayıt edilmesi ile marka hakkı korunmuş olmaz ve marka tescil edilmiş anlamına gelmez. Bu anlamda bir şirket daha kurulma aşamasındayken unvanını aynı zamanda markası olarak kullanacaksa bu durumu da dikkate alarak marka tescilini yaptırmalıdır. - Bir şirket ticaret siciline kayıt ettirdiği markayı aynı zamanda marka olarak kesin kullanacaksa henüz daha şirket kurulmadan gerekli araştırmaları yaparak markanın başkası üzerinde tescili olup olmadığına ya da benzer markalar olup olmadığına kesinlikle bakmalıdır. - Marka başvurusu, marka araştırması yapılmadan yapılmamalıdır. - Marka araştırmaları kesinlikle marka başvurusunun yapıldığı yer olan Türk Patent Enstitüsü'nde yapılmalıdır. Özel şirketlerin ücretsiz olarak yaptığı marka araştırmaları kendilerine ait veri tabanları üzerinden yapıldığından bu tür araştırmaların gerçekleri yansıtma konusunda eksiklikleri olabileceği aşikârdır. - Türk Patent Enstitüsü'nde yapılmış bir marka araştırması raporu Türk Patent Enstitüsü'nde kayıtlı ve yetkili bir vekil tarafından yorumlanmalı ve vekilin önerileri dikkate alınmalıdır. - Marka başvurusu yapılırken özellikle yabancı markaların isimleri, tanınmış markaların isimleri, kalite, nitelik belirten, dini işaret ve kamusal değerler olmuş Sayfa 4 / 5
kelimeler seçilmemelidir. Bu konuda eğer vekil ile çalışırsanız gerekli bilgilendirmeyi mutlaka vekiller yapacaktır. - Vekil ile çalışmaya karar verdiğinizde sadece ücretler açısından vekilleri değerlendirmemelisiniz. Ücret belirleyici olabilir fakat önemli olan verilen hizmetin kalitesi ve güvenilirliğidir. Sonuçta bir defa yapacağınız ve 10 yıl süre ile hakkınızı koruyacağınız marka hakkınızın tescil maliyetinin aslında sizin en büyük sermayeniz olan markanıza ilişkin olduğunu daima göz önünde tutun. Hukuk bilgisinden yoksun, ehil olmayan vekillerin yaptığı başvurularda daima eksiklik ortaya çıkabilir. Bunu ileride ancak bir sorunla karşılaştığınızda görebilirsiniz. Avukat İbrahim EKDİAL * * Türk Patent Enstitüsüne kayıtlı Patent - Marka Vekili Tekstyle Dergisi 2004 Sayı 3, Sayfa 59 Bütün hakları saklıdır. Sayfa 5 / 5