Tıp etiği açısından insan hakları, tıp ve sağlıkla ilgili uluslararası bildirgeler
İnsan Hakları nedir? İnsan Hakları ile ilgili çok farklı tanımlar yapılabilir. Ancak genel kabul gören tanımı Bütün insanların, insan olması hasebiyle sahip olduğu temel hak ve özgürlükler şeklinde tanımlanmaktadır. İnsan hakları, özgürlükçü siyaset bilimi teorilerine göre, devletin var oluş nedeni olarak kabul edilmektedir. İnsan hakları insan olmaktan dolayı sahip olunan ve doğrudan insanlık onurunu korumayı amaçlayan bir takım özel haklardır
HAK ve İNSAN HAKLARI HAK: Hukuk düzeninin kişilere tanıdığı yetkilerdir. Bir ilişkinin her iki ucunda bulunan taraflar karşılıklı hak ve ödevlere sahiptir. Taraflardan biri için hak olan diğer taraf için ödevdir. İNSAN HAKLARI: İnsanın yüce, kutsal ve dokunulmaz varlığına bağlı bulunan değerlerdir. Bir arada yaşayan insanlar zaman içinde birbirlerinin egemenlik alanlarına karşı kendilerini koruyan düzenlemelere gereksinim duydu. Egemenlik alanlarına karşı insanları koruyan, yeni insan hakları kavramları doğmuş ve düzenlenmiştir. ( kadın hakları, tüketici hakları, hasta hakları vs. )
İNSAN HAKLARI İnsan haklarının tarihsel gelişiminde haklar, üç kuşağa ayırılır. 1.Kuşak Haklar: 19. y. y başına kadar. 2.Kuşak Haklar: 1950 yıllara kadar 3.Kuşak Haklar: Günümüze kadar
HASTA HAKLARI NEDİR? Sağlık hizmetlerinden faydalanma ihtiyacı bulunan fertlerin, sırf insan olmaları vasfıyla sahip bulundukları ve T.C. Anayasası, milletlerarası antlaşmalar, kanunlar ve diğer mevzuat ile teminat altına alınmış bulunan haklarını ifade eder. (Hasta Hakları Yönetmeliği 1998, Madde 4-e) Hasta hakları kavramı, genelde hasta-sağlık çalışanı ya da hastahastane (kurum) ilişkisinde ortaya çıkan hak unsurlarını ifade eder. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, Madde 56, 1982 Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir.
AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ 1948 (AİHS) AVRUPA KONSEYİ bünyesinde hazırlanan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, 4 Kasım 1950 tarihinde ROMA da imzaya açılmış ve 3 Eylül 1953 tarihinde Avrupa konseyine üye devletler tarafından kabul edilerek yürürlüğe girmiştir. İnsan haklarının korunmasını bir denetim mekanizmasına bağlayan İLK SÖZLEŞME olma özelliği taşımaktadır. İMZA TÖRENİ ROMA Avrupa Konseyi, 1949 yılında Türkiye nin de dahil olduğu 10 devlet tarafından kurulmuştur.
AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ(1950) Herkes düşünce, vicdan, din özgürlüğüne sahiptir. Hiç kimse köle ve kul halinde tutulamaz. Herkesin yaşam hakkı yasanın koruması altındadır. Bir suç ile itham edilen herkes, suçluluğu yasal olarak sabit oluncaya kadar suçsuz sayılır. Herkesin kişi özgürlüğüne güvenliğine hakkı vardır. Herkes özel ve aile hayatına, konutuna ve haberleşmesine saygı gösterilmesi hakkına sahiptir.
AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ (AİHM) AİHS ile üye olsun olmasın devletlerin insan hakları ihlallerinden dolayı iç hukuk yollarının tüketilmesine rağmen ihlalin devam etmesi halinde AİHM ne bireysel başvuru hakkı tanınmaktadır.
İNSAN HAKLARINA GİRİŞ Bir tarihsel süreç olarak incelendiğinde Batıda modern devletin gelişimi öncesinde de İNSAN HAKLARI ndan söz etmek mümkündür. Antik Yunan döneminde, Orta Çağda İnsan Hakları anlayışının izlerine MAGNA KARTA gibi belgelere rastlanmaktadır. İnsan Haklarına birbirinden farklı yaklaşan öğretiler de söz konusudur. İki ana yönelim olarak Liberal insan hakları anlayışı ve Marksist insan hakları anlayışları ortaya çıkmıştır. Günümüzde ise daha geniş çapta kabul gören liberal insan hakları anlayışıdır. Genel olarak bakıldığında devlet ile birey/yurttaş ilişkisinde bireyi devlete karşı koruma amacına siyasal iktidarı sınırlandırma amacına yönelik bir anlayıştan söz edilebilir.
İnsanın doğuştan eşit ve özgür olduğu anlayışı çerçevesinde insan, insan olarak doğması niteliği ile hak sahibi olmaktadır. Bu anlayışa göre, insanların hakka sahip olması için siyasal bir toplum içinde olması gerekmez. İnsanlar doğmakla beraber bu haklara sahip olurlar. Bu nedenle insan hakları devleti ve toplumu önceleyen haklardır. Yani devletten önce vardırlar.
İnsan Hakları ne demektir? İnsanın salt insan olması nedeniyle öznesi olduğu, onun tüm yönleriyle kişiliğini ve değerini korumayı ve bunları geliştirmeyi amaçlayan evrensel ilke ve kurallar bütününe insan hakları denir. İnsan hakları insanın sahip olduğu haklar değil, insanın sahip olması gereken haklardır. İnsan hakları yazılı hukukun dışındaki ve üstündeki haklardır. İnsan hakları; tüm insanlığın ortak değerleri, erişmeyi amaçladığı ortak ülkülerdir. İnsan hakları anayasadaki haklarla sınırlı değildir.
Temel Haklar; Yazılı hukuk tarafından tanınan ve var olan haklara denir. Temel (Anayasal) Haklar olarak da bilinir. Bu kavram ülkemize ilk defa 1961 Anayasası ile girmiştir. Bu anayasada kişi hakları: 1 Sosyal 2 Siyasal 3 Ekonomik haklar olarak sınıflandırılmıştır.
Kişi Hak ve Özgürlükleri; Kişisel hak ve özgürlükler, hem insan haklarından hem de anayasal (Temel) haklardan daha dar kapsamlıdır. Klasik ya da geleneksel hakları ifade eder. Toplu hak ve özgürlükleri yani Sosyal hakları dışlar. Birinci kuşak haklardandır.
A insan Haklarıyla İlgili Başka Kavramlar: Kişi:Hakların öznesi olan insan hukuk önünde kişi sayılır. Tüm insanlar eşittir. Hak: Hukuk düzeninin koruduğu çıkarlara hak denir. Özgürlük:Hukuk düzeninin yasaklamadığı davranışlara özgürlük denir. Ödev: Bir temel hakkın sınırlandırılması sonucunda oluşan hukuki duruma denir. Doğal hak:insan olarak doğmaktan kaynaklanan haklara doğal hak denir.
Bazı Özgürlükler; 1. Düşünce kanaat ve ifade özgürlüğü 2. Basın özgürlüğü 3. Din ve vicdan özgürlüğü 4. Haberleşme Özgürlüğü 5. Yerleşme ve seyahat özgürlüğü 6. Toplantı Hakkı ve yürüyüş özgürlüğü 7. Bilim ve sanat özgürlüğü
Bazı Haklar; 1. Çocuk Hakları (Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 1989)(130 ülke, Biz 1990) 1. Çevrenin korunması hakkı 2. Telif ve patent hakkı 3. Hayvan Hakları 4. Hasta Hakları
Ülkemizde İnsan Hakları Evreleri; BİRİNCİ 1876 öncesi 1839 Tanzimat Fermanı Sultanın kulu ÜÇÜNCÜ 1924 Anayasası sonrası Güvencesiz Doğal İnsan Hakları Egemenlik ulusundur. DÖRDÜNCÜ 1961 Anayasası sonrası Güvenceli çağdaş insan haklarına dayalı devlet İKİNCİ 1876 Anayasası sonrası Padişah+Meclis BEŞİNCİ 1982 Anayasası sonrası Sınırlamanın kurula dönüşmesi İnsan haklarına saygılı devlet
Cenevre Bildirgesi Helsinki Bildirgesi Sidney Bildirgesi Oslo Bildirgesi Tokyo Bildirgesi Sao Paolo Bildirgesi Lizbon Bildirgesi Venedik Bildirgesi
Dünya Tabipler Birliğinin Yayınladığı Bildirgeler Cenevre Bildirgesi (Mesleki Bağlılık Yemini) Hekimlik Ahlakı Uluslararası Yasası Bütün Ulusal Bakım Sistemleri İçin Sağlık Sunulmasında Bakımı On İki İlke Helsinki Bildirgesi Aile Planlamasına İlişkin Duyuru Sidney Bildirgesi (Ölüme İlişkin Duyuru) Oslo Bildirgesi (Tedavi Amaçlı Düşüğe İlişkin Duyuru) Bilgisayarların Tıpta Kullanılışına İlişkin Duyuru Tokyo Bildirgesi
Dünya Tabipler Birliğinin Yayınladığı Bildirgeler Sao Paola Bildirgesi Hekimlerin Ölüm Cezalarına Katkılarıyla İlgili Karar Lizbon Bildirgesi Venedik Bildirgesi Boks Yapmaya İlişkin Öneriler Hekimlik Alanında Çalışanların İnsan Haklarına Ve Bireysel Özgürlüklerine İlişkin Bildirge Ruh Sağlığına Yönelik (Psikotrop) İlaçların Kullanılışı Ve Kötüye Kullanılışına İlişkin Duyuru Canlı Organların Ticaretine İlişkin Duyuru Açlık Grevleri Konusunda Malta Bildirgesi Spor Hekimliğinde Sağlık Bakımının İlkelerine İlişkin Bildirge Dünya Tabipler Birliği'nin İnsan Hakları Konusundaki Kararı Dünya Tabipler Birliği'nin İnsan Hakları Bildirgesi
Etiğinin tarihsel köşe taşları Tetikleyen olaylar Etik köşetaşları Sifiliz çalışmasının başlaması- 1932 Nazi Deneyleri Nuremberg Kodu 1947 Thalidomide Trajedisi Helsinki Bildirgesi 1964 Beecher ın makalesi 1966 Alabama Sifiliz Çalışmasının sonu (1932-1972) Belmont Raporu 1979 CIOMS un ilkeleri 1982 NÖB
Helsinki Bildirgesi 1964 İnsanlar üzerindeki biyomedikal araştırmalar için hekimlere yol gösterici öneriler Temel İlişkiler Mesleki Bakımla Birlikte Tıbbi Araştırma (Klinik Araştırmalar) İnsanları İçeren Tedavi Dışı Biyomedikal lar (Klinik-dışı araştırmalar)
Helsinki Bildirgesi İnsan Gönüllüler Üzerindeki Tıbbi Araştırmalarda Etik İlkeler Haziran 1964 te Helsinki de yapılan 18. DTB Genel Kurulunda kabul edilmiş ve daha sonra üzerinde aşağıda belirtilen Genel Kurullarda değişiklik yapılmıştır: 29. DTB Genel Kurulu, Tokyo, Japonya, Ekim 1975 35.DTB Genel Kurulu, Venedik, İtalya, Ekim 1983 41. DTB Genel Kurulu, Hong Kong, Eylül 1989 48. DTB Genel Kurulu, Somerset West, Güney Afrika Cumhuriyeti, Ekim 1996 52. DTB Genel Kurulu, Edinburgh, İskoçya, Ekim 2000 53. DTB Genel Kurulu, Washington DC, ABD, Ekim 2002 (Açıklama notu ekli olarak) 55. DTB Genel Kurulu, Tokyo, Japonya, Ekim 2004 (Açıklama notu ekli olarak) 59. DTB Genel Kurulu, Seul, Kore Cumhuriyeti, Ekim 2008 64.DTB Genel Kurulu, Fortaleza, Brezilya, Ekim 2013
Dünya Tabipler Birliği (DTB) Helsinki Bildirgesi 2013 Giriş Genel İlkeler Riskler, Yükler ve Yararlar Savunmasız Gruplar ve Kişiler Bilimsel Gereklilikler ve Araştırma Protokolleri Araştırma Etik Kurulları Özel Yaşam ve Gizlilik Aydınlatılmış onam Plasebo Kullanımı Araştırma Sonrasına İlişkin Hükümler Araştırmaların Kayıt Edilmesi, Bulguların Yayımlanması ve Yaygınlaştırılması Klinik Uygulamalarda Kanıtlanmamış Girişimlerin Kullanımı NÖB
Lizbon Bildirgesi 1981 Hasta Hakları Hastanın hekimini özgürce seçme hakkı vardır. Hastanın dışarıdan herhangi bir karışma olmadan klinik ve ahlaki yargılara özgürce varabilen bir hekim tarafından bakılmaya hakkı vardır. Hastanın, yeterli bilgileri aldıktan sonra tedaviyi kabul etmeye ya da yadsımaya hakkı vardır. Hastanın, kendisiyle ilgili tıbbi ve kişisel gizliliğine gereken saygıyı göstermesini beklemeye hakkı vardır. Hastanın, saygın bir şekilde ölmeye hakkı vardır. Hasta dini veya ruhi telkin ve teselliyi kabul reddetme hakkına sahiptir. bilgilerin hekimden veya
Tokyo Bildirgesi Tokyo Bildirgesi olarak bilinen, Gözaltında ve Mahkumiyette İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı ya da Aşağılayıcı Muamele veya Cezalar Konusunda Hekimler İçin Kılavuz dur. Hekimin, işkence ya da zalimane, insanlık dışı veya aşağılayıcı uygulamaları kolaylaştıracak ya da mağdurun bu tür işlemlere karşı direncini azaltacak herhangi bir imkân, araç, madde ya da bilgi sağlamayacağının vurgulandığı bildirgede, Hekimin temel görevi, insanların sıkıntılarını gidermek ve hafifletmektir ve kişisel, kolektif ya da siyasal nitelikteki hiçbir gerekçe bu üst ilkeye üstün gelemez vurgusu yapılır.
Daha fazla bilgi için http://www.ttb.org.tr/kutuphane/uluslararasi_belgeler.pdf