Lenfanjiyoleiomyomatozise bağlı iki taraflı nüks spontan pnömotoraks



Benzer belgeler
Pnömotoraks. Akif Turna. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı.

Primer spontan pnömotoraks tedavisinde torakoskopik büllektomi ve plevral abrazyon

Göğüs Cerrahisi Alkın Yazıcıoğlu. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi

Cerrahi Tedavi Uygulanan Spontan Pnömotorakslı Olguların Analizi #

ASEMPTOMATİK BİLATERAL PNOMOTORAKS

SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GÖĞÜS CERRAHİSİ ANABİLİM DALI EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DÖNEM-V DERS PROGRAMI

A.B.D de her yıl yaklaşık spontan pnömotoraks vakası geliştiği rapor edilmektedir İnsidansı henüz tam olarak bilinmemektedir

Tanı: Metastatik hastalık için patognomonik bir radyolojik. Tek veya muitipl nodüller iyi sınırlı veya difüz. Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak

Ulusal Akciğer Kanseri Kongresi İleri Evre Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanserlerinde Neoadjuvan Tedavi Sonrası Pulmoner Rezeksiyon Sonuçlarımız

Abstract. mesothelioma

Plevral Boşluğun Nadir Enfeksiyonları Plevral boşlukta sıklıkla gözlenen enfeksiyonlar parapnömonik

Pnömotoraks Tanım Akciğerler ile göğüs duvarı arasındaki plevral boşlukta hava birikmesine pnömotoraks denilmektedir.

PROGRESİF DİSPNE İLE SEYREDEN NADİR BİR AKCİĞER TÜMÖRÜ: PULMONER FİBROM A Rare Pulmonary Tumor Proceeding Progressive Dispne: Pulmonary Fibroma

Patogenez Bronşektazi gelişiminde iki temel mekanizma rol oynar

Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Göğüs Cerrahisi Sedat Gürkok. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

NEDENLERİ. Endometrial polipler ile sigara kullanımı, doğum kontrol hapı kullanımı ve yapılan doğum sayısı arasında bir ilişki yoktur.

Torakotomiyle Sağaltılan Primer ve Sekonder Spontan Pnömotoraks Hastalarının Karşılaştırılması ve Torakotominin Değeri

Torakotomi Sonrası Ekspansiyon Kusuru ve Apikal Pnömotoraksta Posterior İnterkostal Tüp Torakostominin Etkinliği #

AKCİĞER APSESİNDE CERRAHİ TEDAVİ

Yalancı Pnömotoraks Pseudopneumothorax Göğüs Cerahisi

1/3 Üst Üst loblar AL süp. seg. 2/3 Alt. Gurney JW. Radiology 1988;167: Ventilasyon %30 Perfüzyon %5 Lenf akımı: TB,Sarkoidoz Silikoz, E.G.

Akciğer Kanserinde Güncel Tanı ve Tedavi Yaklaşımı

Abstract. Özet. Giriş. Olgu Sunumu. Başvuru: Kabul: Yayın:

Post-travmatik Dev Psödokist Post-traumatic Giant Pseudocyst Göğüs Cerahisi

Bingöl de Yeni Kurulan Göğüs Cerrahisi Kliniğindeki 550 Günün Değerlendirilmesi ve İlk Kez Yapılan Akciğer Kanseri Tanısı ile Cerrahi Tedavisi

İDİOPATİK İNTERSTİSYEL PNÖMONİLER (IIP) DE RADYOLOJİK BULGULAR. Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji ABD İzmir

Vaka Sunumu Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanserinde(KHDAK) Hedefe Yönelik Tedavi Seçenekleri

Multipl Myeloma da PET/BT. Dr. N. Özlem Küçük Ankara Üniv. Tıp Fak. Nükleer Tıp ABD

Göğüs Cerrahisi Alkın Yazıcıoğlu. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi

Plevral aralıkta hava birikmesi. Akciğer kollapsı

Çocukluk çağı akciğer dev kist hidatiklerinde cerrahi tedavi

Küçük Hücre-Dışı Akciğer Kanserinde Cerrahi Tedavi. 18 Ocak 12 Çarşamba

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK

MİDE KANSERİNDE APOPİTOZİSİN BİYOLOJİK BELİRTEÇLERİNİN PROGNOSTİK ÖNEMİ

Bilateral Pnömotoraks ile Seyreden Sağ Ana Bronş Rüptürü: Olgu Sunumu

İnvazif Fungal İnfeksiyonlarda Tanı Klinik-Radyolojik Yaklaşım. Dr.Özlem Özdemir Kumbasar

KARACİĞER KİST HİDATİĞİNİN PERKÜTAN TEDAVİSİNDE SEKDİNGER VE TROKAR TEKNİKLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI. Dr. Mustafa Özdemir

Akciğer Dışı Tümör Olgularında İzole Mediasten FDG-PET Pozitif Lenf Nodlarının Histopatolojik Değerlendirilmesi

Malign Plevral Sıvılar ve Mezotelyoma. Dr. İhsan Atila Keyf

DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR

Erken Evre Akciğer Kanserinde

HAMDİ ÖZŞAHİN,GÜRKAN YETKİN,BÜLENT ÇİTGEZ,AYHAN ÖZ, MEHMET MİHMANLI, MEHMET ULUDAĞ

Spinal Tumors. Başar Atalay M.D. Yeditepe University Faculty of Medicine Department of Neurosurgery. Tuesday, April 3, 12

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim Öğretim Yılı. Dönem 4 GÖĞÜS HASTALIKLARI STAJ TANITIM REHBERİ

Papiller Tiroid Karsinomunda Santral Lenf Nodu Diseksiyonu

Açık kalp cerrahisi sonrasında gelişen plevral efüzyonlarda yaklaşım

ikisi birden rol oynayabilir (non-hodgkin Lenfoma) Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi

SEMİNOM-DIŞI TESTİS TÜMÖRLERİNİN TEDAVİSİNDE RADYOTERAPİ. Doç. Dr. Mert Saynak

TRAKEA CERRAHİSİNDE TEMEL PRENSİPLER

Küçük Hücre-Dışı Akciğer Kanserinde Cerrahi Tedavi. 01 Kasım 2010 Pazartesi

3. OLGU. Tüberküloz Kursu 2008 Antalya

Sol Pnömotoraks ile Santral Kitle Pnömonektomi Sonrası Kontralateral Pnömotoraks

Bir Hastada Astım Hastalığı İle Karıştırılan Yabancı Cisim Aspirasyonunda Röntgen Grafisinin Önemi: Ne Umduk,Ne Bulduk?'

Dönem 3 Konu: Amaç: Öğrenim Hedefleri: Konu: Amaç: Öğrenim Hedefleri: Konu: Amaç: Öğrenim Hedefleri: Konu: Amaç: Öğrenim Hedefleri:

Vaka Eşliğinde Güncel Pratik Yaklaşım: Oligometastatik Meme Kanserine Yaklaşım. Prof. Dr. Feyyaz ÖZDEMİR K.T.Ü Tıbbi Onkoloji B.D.

Küçük Hücreli Dışı Akciğer Karsinomlarının EGFR Mutasyon Analizinde Real-Time PCR Yöntemi ile Mutasyona Spesifik İmmünohistokimyanın Karşılaştırılması

MEME KANSERİ TARAMASI

Ender Pulmoner Bir İntertisyel Patoloji: Pulmoner Lenfanjiyoleiomiyomatozis Olgusu

SPONTAN PNÖMOTORAKS VE TEDAVİSİ. Dr. Refik Ülkü Dicle Göğüs Cerrahisi

Toraks BT Angiografi Pulmoner emboli tanısı

Video yardımlı bir göğüs cerrahisi işlemi gerçekleştirebilmek

Olgu Sunumu. Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Özkan Saydam

TAKD olgu sunumları- 21 Kasım Dr Şebnem Batur Dr Büge ÖZ İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Patoloji AD

Spontan hemopnömotoraksın tedavisi; İki olgu.

Renal Anjiomiyolipoma ve Akciğerde Lenfanjiomiyomatozis: Olgu Sunumu +

Ventilatör İlişkili Pnömoni Tanısında Endotrakeal Aspirat Kantitatif Kültürü ile Mini-Bal Kantitatif Kültürü Arasındaki Uyum

Alt Solunum Yolu Enfeksiyonları Erken Komplikasyonları Akciğer absesi,pnömatosel ve Ampiyem. Dr.Fazilet Karakoç

PLEVRAL EFFÜZYON VE AMPİYEM

ERKEN LOKAL NÜKS GELİŞEN VULVA KANSERİ: OLGU SUNUMU

Endometriozis. (Çikolata kisti)

Pulmoner Emboli Profilaksisi. Tanım. Giriş. Giriş Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD. Pulmoneremboli(PE):

Lokal Hastalıkta Hangi Hasta Opere Edilmeli? Doç. Dr. Serdar Akyıldız E ge Ü n i v e r sitesi Tı p Fakültesi K B B Hastalıkları Anabilim D a l ı

NADİR Mİ, YOKSA?! Doç. Dr.Hülya KAŞIKÇIOĞLU. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi HAZİRAN 2010

İnvazif Mantar Enfeksiyonlarının Takibinde Takım Çalışması DR. AHMET ÇAĞKAN İNKAYA HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TİP FAKÜLTESİ

Spontan Pnömotoraks Tedavi Sonuçlarının Kantitatif Değerlendirilmesi

Mide Tümörleri Sempozyumu

Uzamış hava kaçağı ve inatçı plevral boşluk yönetiminde Heimlich valfinin etkinliği

OLGU 3 (39 yaşında erkek)

Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı 5. Sınıf ders programı:

Dr.Aydın Çiledağ Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ABD

Karsinoid Tümörler Giriş Sınıflandırma: Göğüs Cer rahisi rahisi Göğüs Cer Klinik:

Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir

LAPAROSKOPİK KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNİN ERKEN DÖNEM SONUÇLARI:251 OLGU

Yetmifldört yafl nda, 60 paket/y l sigara içme

Kist Hidatikli 44 Olguya Klinik Yaklaşım

Video Yardımlı Torakoskopik Cerrahi ile Lateral Torakotominin Tanı ve Tedavi Etkinliği Bakımından Karşılaştırılması

HIV & CMV Gastrointestinal ve Solunum Sistemi

Hemoptizinin Nadir bir Nedeni: Lokalize Bronşektazi ve Pulmoner Venöz Malformasyon Birlikteliği

Ektopik Gebelik. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK

Bilateral Senkron Akciğer Tümörlerinde Cerrahi. Adem GÜNGÖR Ulusal Akciğer Kanseri Kongresi Mart 2013 Kapadokya

PROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ

Primeri Bilinmeyen Aksiller Metastazda Cerrahi Yaklaşım. Dr. Ali İlker Filiz GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Genel Cerrahi Servisi

HIV Enfeksiyonu ve Tüberküloz Birlikteliğinin Değerlendirilmesi

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın

Böbrek kistleri olan hastaya yaklaşım

PLEVRAL MALİGN MESOTELYOMA: HİSTOPATOLOJİK TİP VE GİRİŞİMSEL TANI YÖNTEMLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

TORAKS RADYOLOJİSİ. Prof Dr Nurhayat YILDIRIM

PLEVRAL EFFÜZYON VE AMPİYEM

Düşük yüzdeli travmatik pnömotoraksta tedavi

Transkript:

Türk Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Dergisi 2013;21(4):1118-1122 doi: 10.5606/tgkdc.dergisi.2013.5722 Olgu Sunumu / Case Report Lenfanjiyoleiomyomatozise bağlı iki taraflı nüks spontan pnömotoraks Bilaterally recurrent spontaneous pneumothorax due to lymphangioleiomyomatosis Sami Karapolat, 1 Mesut Erbaş, 2 Talha Dumlu, 3 Havva Erdem, 4 Banu Karapolat, 5 Selim Erekul 6 1 Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi, Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı, Düzce, Türkiye 2 Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi, Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı, Düzce, Türkiye 3 Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi, Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı, Düzce, Türkiye 4 Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi, Patoloji Anabilim Dalı, Düzce, Türkiye 5 Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi, Genel Cerrahi Anabilim Dalı, Düzce, Türkiye 6 Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Patoloji Anabilim Dalı, Ankara, Türkiye Pulmoner lenfanjiyoleiomyomatozis oldukça nadir görülen bir interstisyel akciğer hastalığıdır. Klinik tablo genellikle nüks spontan pnömotoraks ve progresif dispne şeklindedir. Kesin bir tedavi seçeneği olmamakla birlikte, yıllar içerisinde akciğer parankiminde oluşan multikistik destrüksiyonla solunum yetmezliğine neden olmaktadır. Otuz dokuz yaşında kadın hasta ani başlayan nefes darlığı ve yaygın göğüs ağrısı yakınmaları ile kliniğimize başvurdu. Oskültasyonda her iki akciğerde solunum seslerinde azalma tespit edildi. Akciğer grafisinde iki taraflı pnömotoraks gözlenmesi üzerine iki taraflı tüp torakostomi uygulandı. Toraks tomografisinde sağda daha fazla olmak üzere her iki akciğerde yerleşmiş birkaç ince duvarlı kistik yapı tespit edildi. Hastaya sağ posterolateral torakotomi ile büllektomi, apikal kama rezeksiyonu, apikal parietal plörektomi ve geri kalan plevral alanlara mekanik plevral abrazyon yapıldı. Hastada bir ay sonra oluşan sol nüks pnömotoraks nedeni ile sol posterolateral torakotomi ile büllektomi, bül ligasyonu, apikal kama rezeksiyonu, apikal parietal plörektomi ve geri kalan plevral alanlara mekanik plevral abrazyon uygulandı. Histopatolojik inceleme ile hastaya lenfanjiyoleiomyomatozis tanısı konuldu. İki yıllık takip süresinin sonunda pnömotoraks nüksü gözlenmedi. İki taraflı nüks spontan pnömotoraks gelişen premenopozal kadınlarda lenfanjiyoleiomyomatozis mutlaka akılda tutulmalıdır. Bu hastalarda konservatif yöntemlerle pnömotoraksın sıklık ile nüks etmesi nedeni ile erken dönemde cerrahi tedavi yapılmalıdır. Anah tar söz cük ler: Lenfanjiyoleiomyomatozis; pnömotoraks; göğüs cerrahisi; tomografi. Pulmonary lymphangioleiomyomatosis is an extremely rare interstitial lung disease. The clinical presentation is generally recurrent spontaneous pneumothorax and progressive dyspnea. No definitive treatment option is available and it leads to respiratory failure due to multicystic destruction of the lung parenchyma in the following years. A 39-yearold female patient was admitted to our clinic with the complaints of sudden onset dyspnea and diffuse chest pain. Auscultation revealed decreased respiratory sounds in both lungs. Chest X-ray showed bilateral pneumothorax and bilaterally tube thoracostomy was performed. Thoracic tomography demonstrated a few thin-wall cystic structures in both lungs with a higher number on the right side. We performed bullectomy, apical wedge resection, apical parietal pleurectomy and mechanic pleural abrasion on residual pleural spaces through right posterolateral thoracotomy. One month later, we performed bullectomy, bulla ligation, apical wedge resection, apical parietal pleurectomy and mechanic pleural abrasion on residual pleural spaces through left posterolateral thoracotomy due to the left recurrent pneumothorax. The patient was diagnosed with lymphangioleiomyomatosis based on the histopathological examination. No recurrent pneumothorax was observed at the end of the two-year followup period. Lymphangioleiomyomatosis should be kept in mind in premenopausal women who have bilaterally recurrent spontaneous pneumothorax. Early surgical treatment should be planned in these patients due to multiple pneumothorax recurrences with conservative procedures. Key words: Lymphangioleiomyomatosis; pneumothorax; thoracic surgery; tomography. Available online at www.tgkdc.dergisi.org doi: 10.5606/tgkdc.dergisi.2013.5722 QR (Quick Response) Code Geliş tarihi: 21 Haziran 2011 Kabul tarihi: 10 Aralık 2011 Yazışma adresi: Dr. Sami Karapolat. Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi, Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı, 81000 Konuralp, Düzce, Türkiye. Tel: 0232-426 69 89 e-posta: samikarapolat@yahoo.com 1118

Karapolat ve ark. Pulmoner lenfanjioleiomyomatozis Lenfanjiyoleiomyomatozis (LAM) nadir görülen, etyolojisi bilinmeyen, daha çok üreme çağındaki kadınları etkileyen, perivasküler, peribronşiyal ve perilenfatik alandaki atipik düz kas hücrelerinin (LAM hücreleri) nonneoplastik anormal proliferasyonu ile karakterize, multisistem tutulumu gösterebilen, kesin ve etkili tedavisi olmayan bir hastalıktır. Olguların klinik gidişatı farklılıklar gösterse de LAM genelde yavaş ilerleyerek sonuçta solunum yetmezliğine neden olmaktadır. Lenfanjiyoleiomyomatozisin 10 yıllık mortalite oranı %40-91 arasında değişmektedir. Her ne kadar patogenezi halen tam olarak bilinmese de hormon replasman tedavisi, eksojen östrojen alımı veya gebelik gibi durumlarda olgularda klinik olarak kötüleşme oluşması nedeni ile hastalığın ilerlemesinde hormonal faktörlerin önemli bir rol oynayabileceği düşünülmektedir. [1] Lenfanjiyoleiomyomatozis sporadik veya tüberoskleroz ile birlikte görülebilir ve spontan pnömotoraks (%40-80), lenfadenopatiler, büyük kistik lenf dokuları, şilöz plevral-abdominal efüzyon ve anjiyomiyolipomlar ile kendini gösterebilir. [2] Akciğer tutulumunun baskın olduğu pulmoner LAM formunda hava yolu daralması-tıkanması, bülparankimal kist oluşumu ve tekrarlayan pnömotoraks atakları oluşmaktadır. [3] Olguların yaklaşık olarak yarısında başlangıç pnömotoraks atağı ile olmakta ve sıklık ile nefes darlığı, çabuk yorulma ve öksürük gibi semptomlar görülmektedir. [4] Pulmoner LAM direkt akciğer grafilerinde herhangi bir patolojik görünüme neden olmayabileceği gibi tüm akciğer alanlarını tutan retiküler veya miliyer değişiklikler ile de karşımıza çıkabilmektedir. Toraks bilgisayarlı tomografisinde (BT) ise akciğerlerde homojen olarak yayılmış çok sayıda, iyi sınırlı, ince duvarlı, yuvarlak veya oval şekilli kistler görülmektedir. Bu olguların semptomları ve radyolojik bulguları LAM tanısını düşündürse de genellikle kesin tanı için akciğer biyopsisi gerekli olmaktadır. Histopatolojik olarak küçük iğsi şekilli ve büyük epiteloid benzeri hücreler olmak üzere iki çeşit LAM hücresi tanımlanmıştır. Bu hücrelerin immünohistokimyasal olarak monoklonal antikor HMB 45 (human melanoma black) ile boyanması tanı koydurucudur. [5] Bu makalede bizler kliniğimizde takip ve tedavi ettiğimiz bir LAM olgusunun analizini başlıca klinik sunum şekli, radyolojik bulgular, tanı konulması ve uygulanan cerrahi tedavi açısından literatür verileri eşliğinde tartışmayı amaçladık. OLGU SUNUMU Otuz dokuz yaşında kadın olgu ani başlayan nefes darlığı ve yaygın göğüs ağrısı yakınmaları ile kliniğimize başvurdu. Öz geçmişinde ve soy geçmişinde özellik olmayan olgunun yapılan fizik muayenesinde oskültasyonda her iki akciğerde solunum seslerinde azalma tespit edildi. Laboratuvar incelemeleri normal değerlerde idi. Olgunun arka-ön akciğer grafisinde iki taraflı pnömotoraks gözlenmesi üzerine lokal anestezi altında iki taraflı tüp torakostomi uygulandı (Şekil 1). Ameliyat sonrası 3. gün çekilen toraks BT sinde sağda daha fazla olmak üzere her iki akciğerde yerleşmiş birkaç ince duvarlı kistik yapı tespit edildi. Bunun üzerine olguya sağ arka-yan torakotomi yapıldı. Eksplorasyonda oblik fissürde derin yerleşimli aktif hava kaçağının olduğu rüptüre subplevral bül görüldü ve büllektomi, apikal kama rezeksiyon, apikal parietal Şekil 1. Arka-ön akciğer grafisinde sağda daha fazla olmak üzere iki taraflı pnömotoraks gözlenmektedir. Şekil 2. Olgunun ilk ameliyatında sağ oblik fissürde yerleşmiş hava kaçağının olduğu büllöz lezyon görülmektedir. 1119

Turk Gogus Kalp Dama (a) (b) Şekil 3. Rezeke edilen akciğer dokusunun histopatolojik incelemesi ile lenfanjiyoleiomyomatozis tanısı konulmuştur (a) H-E x 100, (b) Smooth muscle actin x 200. plörektomi ve geri kalan plevral alanlara mekanik plevral abrazyon uygulandı (Şekil 2). Histopatolojik inceleme sonucu pnömonik konsolidasyon alanları ve şiddetli plörit şeklinde bildirildi. Ameliyat sonrası dönemde komplikasyon oluşmayan olgu 7. gün taburcu edildi. Şekil 4. Olgunun kontrol toraks bilgisayarlı tomografisinde her iki akciğerde yaygın, farklı boyutlarda, ince duvarlı kistik lezyonlar tespit edilmiştir. Olgu bir ay sonra ani başlayan nefes darlığı ve sol yan ağrısı yakınmaları nedeni ile yeniden değerlendirildi. Arka-ön akciğer grafisinde sol nüks pnömotoraks gözlenmesi üzerine lokal anestezi altında sol tüp torakostomi uygulandı ve olguda klinik düzelme sağlandı. Gerekli ameliyat öncesi hazırlıklar tamamlanarak 2. gün sol arka-yan torakotomi yapıldı. Eksplorasyonda sol akciğerde yaygın olarak yerleşmiş çok sayıda ve çeşitli büyüklüklerde aktif hava kaçağının olduğu subplevral büller ile parankim içi yerleşimli kistik yapılar tespit edildi. Büllektomi, bül ligasyonu, apikal kama rezeksiyonu, apikal parietal plörektomi ve geri kalan plevral alanlara mekanik plevral abrazyon uygulandı. Alınan akciğer doku örneklerinin histopatolojik incelemesi sonucunda parankimdeki küçük kistik boşlukların çevresinde yerleşmiş iğsi görünümde düz kas hücrelerine benzeyen morfolojide hücreler ve interstisyel alanda kalınlaşma gözlendi (Şekil 3a, b). İmmünohistokimyasal boyamada ise HMB 45 ile bu hücrelerde granüler boyanma tespit edilmesi üzerine LAM tanısı konuldu. Ameliyat sonrası dönemde komplikasyon oluşmayan olgu 6. gün taburcu edildi. Bir ay sonra çekilen kontrol toraks BT sinde her iki akciğerde yaygın olarak yerleşmiş, boyutları yaklaşık olarak 0.5x0.5 cm den 3x3 cm ye kadar değişebilen ince duvarlı kistik lezyonlar tespit edildi (Şekil 4). Tüberoskleroz açısından araştırılan ancak kanıt bulunamayan olguya semptomatik tedavi dışında herhangi bir medikal tedavi uygulanmadı. Klinik ve radyolojik olarak yakın takip altında olan olguda iki yıllık sürenin sonunda pnömotoraks nüksü gözlenmedi. TARTIŞMA Çalışmamız LAM nin iki taraflı nüks pnömotoraksa neden olabileceği, toraks BT sinde akciğerlerde değişik boyutlarda kistik yapıların görülebileceği, kesin tanının histopatolojik inceleme ile konulabileceği ve cerrahi tedavi ile pnömotoraks nüksünün önlenebileceği bilgilerini teyit etmektedir. Pulmoner LAM fizyopatolojisi bronşiyal, alveoler septum, perivasküler alan ve lenfatiklerde bulunan düz kas hücrelerinin proliferasyonu sonucu küçük hava 1120

Karapolat ve ark. Pulmoner lenfanjioleiomyomatozis yollarında tıkanma oluşması şeklindedir. Böylece pulmoner kistler ve bunların rüptürü ile oluşan pnömotoraks kliniği ortaya çıkmaktadır. Kistik yapıların ince duvarlı, yaygın ve subplevral yerleşim gösterebilme özellikleri nedeni ile oluşan iki taraflı pnömotoraks ve fazla sayıda pnömotoraks nüksleri göğüs cerrahisi kliniklerinde sık olarak rastlanan primer spontan pnömotoraks olgularındaki tablodan farklılık göstermektedir. Almoosa ve ark. [6] çalışmalarında LAM tanısı konulan 193 olgunun 1404 ünde (%73) nüks pnömotoraks ve toplamda 623 pnömotoraks atağı oluştuğunu tespit etmişlerdir. Yazarlar sekiz olguda (%4) ise iki taraflı pnömotoraksın LAM nin başlangıç belirtisi olduğunu belirtmişlerdir. Olgumuzda klinik sunumun iki taraflı pnömotoraks ile başlamasına ilaveten kısa aralıklarla nükslerin oluşması LAM yi düşündürdü ve ameliyatta alınan akciğer doku örneklerinin histopatolojik incelemesi ile kesin tanı konuldu. Radyolojik incelemeler LAM tanısı için ilk basamağı oluşturmaktadır. Direkt akciğer grafilerinde buzlu cam görünümü veya değişik boyutlarda pnömotoraks alanları saptanabilir. Ancak özellikle ince kesitli toraks BT leri ile her iki akciğerde yaygın olarak görülen çeşitli büyüklüklerde, yuvarlak şekilli, düzgün sınırlı ve ince duvarlı kistik yapıların görülmesi tanı için daha fazla yardımcı olmaktadır. Histopatolojik inceleme LAM olgularında özellik arz etmektedir ve burada immünohistokimyasal yöntemlerin ayrı bir önemi vardır. Lenfanjiyoleiomyomatozis hücrelerinde immünfloresan boyalarla alfa-aktin, vimentin ve desmin varlığının gösterilmesi düz kas hücre proliferasyonunu ortaya koymaktadır. Ayrıca sadece LAM hücrelerinden salınan HMB 45 antijeni tanıda yüksek duyarlılığa ve özgüllüğe sahip bir belirteçtir. [7] Lenfanjiyoleiomyomatozis hücrelerinden epiteloid benzeri yapıda olanlar yüksek oranda ancak iğsi kenarlı hücreler daha az sıklıkla HMB 45 ile pozitif reaksiyon vermektedir. [8] Lenfanjiyoleiomyomatozis hücrelerinde östrojen, progesteron ve büyüme faktörlerine ait reseptörler de tespit edilebilmektedir. Olgumuzda akciğer parankiminde gözlenen kistik boşlukların çevresinde yerleşmiş iğsi görünümde düz kas hücrelerine benzeyen yapıların streptavidin biotin peroksidaz yöntemi ile araştırılan HMB 45 ile reaksiyon verdiği görüldü ve LAM tanısı kesinleştirildi. Genel olarak göğüs cerrahisi kliniklerinin pratik uygulamalarında pnömotorakslardaki cerrahi tedavi endikasyonları arasında nüks pnömotoraks ve iki taraflı pnömotoraks ilk sıralarda yer almaktadır. Bu olgularda standart cerrahi tedavi bleb rezeksiyonu yanında apikal mekanik abrazyon veya plörektomi yapılmasıdır. Bu girişim sıklıkla aksiller/arka-yan torakotomi veya video yardımlı torakoskopik cerrahi (VYTC) ile yapılmaktadır. Birçok olgu tarafından oldukça iyi tolere edilen VYTC işlemi minimal morbiditeye sahiptir, ameliyat sonrası dönemde pulmoner fonksiyonlar korunmaktadır ve oluşan ağrının kontrolü daha kolay olmaktadır. Bu avantajlar olguların hastanede kalış süreleri ve toplam maliyetlerini önemli oranda azalmaktadır. Bizler burada her iki tarafta da arka-yan torakotomiyi tercih ettik. Bununla beraber bu olgu için sağ tarafa uygulanan ilk cerrahi işlemde VYTC nin kullanılabileceğini ancak sol tarafta VYTC nin yeterli kolaylığı sağlayamayacağını düşünmekteyiz. Aslında sağ tarafta hava kaçağı olan sadece bir bölgenin bulunması nedeniyle VYTC başarı ile yapılabilirdi. Ancak olgunun ağır klinik sunumu bizleri arka-yan torakotomiye yönlendirdi. Halbuki VYTC buradaki gibi birçok pnömotoraks olgusunda uygulanabilir ve nadir de olsa gerekli olduğu durumlarda torakotomiye geçilebilir. Olgumuzda bir aylık kısa bir süre içerisinde hızlı bir ilerleme izlendi, parankim içi yerleşimli kistik oluşumların sayısında anlamlı artış oluştu ve sol torakotomide çok sayıda hava kaçağı olan subplevral yerleşimli büller tespit edildi. Bu tip yaygın tutulumun olduğu durumlarda VYTC genellikle hava kaçağı kontrolünü sağlayabilmekte ancak bazen takipte uzamış hava kaçağı veya nüks pnömotoraksa rastlanabilmektedir. İstenmeyen bu durumların oluşumunu engelleyebilmek için VYTC de büllöz alanların stapler ile yapılan rezeksiyon işlemine endoloop ligasyon, argon plazma koagülasyon, lazer, Vicryl örgü (mesh) ile stapler hattının desteklenmesi ve fibrin yapıştırıcı gibi doku adezyonu sağlayıcıların kullanıldığı ek teknikler ilave edilmektedir. [9] Bu imkânların kliniklerde yaygın olarak bulunmaması ve maliyete getirdikleri artışlar bizleri torakotomi insizyonuna yönlendirmektedir. Arka-yan torakotomi sağladığı geniş görüş alanı ile tüm akciğerin rahatlıkla incelenmesine ve hava kaçağı olan bölgelerin hepsinin tespit ve tedavi edilmesine imkan vermiştir. Sonuç olarak, oldukça nadir olmasına rağmen özellikle üreme çağındaki kadınlarda görülen iki taraflı ve nüks pnömotoraks olgularında LAM mutlaka hatırlanmalıdır. Lenfanjiyoleiomyomatozis tanısı her ne kadar semptom ve radyolojik bulgularla desteklense de kesin tanı için mutlaka akciğer doku biyopsilerinin immünohistokimyasal yöntemlerle incelenmesi gerekmektedir. [10] Ayrıca bu olgularda klasik pnömotoraks cerrahi uygulamaları ile daha fazla pnömotoraks nüksünün olması önlenebilmektedir. 1121

Turk Gogus Kalp Dama Çıkar çakışması beyanı Yazarlar bu yazının hazırlanması ve yayınlanması aşamasında herhangi bir çıkar çakışması olmadığını beyan etmişlerdir. Finansman Yazarlar bu yazının araştırma ve yazarlık sürecinde herhangi bir finansal destek almadıklarını beyan etmişlerdir. KAYNAKLAR 1. Garzon JC, Ng CS, Lee TW, Yim AP. Video-assisted thoracic surgery for pneumothorax in LAM. Heart Lung Circ 2007;16:300-2. 2. Hohman DW, Noghrehkar D, Ratnayake S. Lymphangioleiomyomatosis: A review. Eur J Intern Med 2008;19:319-24. 3. Young LR, Almoosa KF, Pollock-Barziv S, Coutinho M, McCormack FX, Sahn SA. Patient perspectives on management of pneumothorax in lymphangioleiomyomatosis. Chest 2006;129:1267-73. 4. Urban T, Lazor R, Lacronique J, Murris M, Labrune S, Valeyre D, et al. Pulmonary lymphangioleiomyomatosis. A study of 69 patients. Groupe d Etudes et de Recherche sur les Maladies Orphelines Pulmonaires (GERM"O"P). Medicine (Baltimore) 1999;78:321-37. 5. Taveira-DaSilva AM, Steagall WK, Moss J. Lymphangioleiomyomatosis. Cancer Control 2006;13:276-85. 6. Almoosa KF, Ryu JH, Mendez J, Huggins JT, Young LR, Sullivan EJ, et al. Management of pneumothorax in lymphangioleiomyomatosis: effects on recurrence and lung transplantation complications. Chest 2006;129:1274-81. 7. Xu F, Yang Y, Xia JY, Chen XY, Wang HY, Shen HH. Clinical profiles of pulmonary lymphangioleiomyomatosis in the mainland of China. Chin Med J (Engl) 2009;122:1473-6. 8. Kelly J, Moss J. Lymphangioleiomyomatosis. Am J Med Sci 2001;321:17-25. 9. Chughtai T, Perron E, Simon M, Deslauriers J. Bullous and bleb diseases of the lung. In: Shields TW, Locicero III J, Reed CE, Feins RH, editors. General thoracic surgery. Philadelphia: Lippincott Williams & Wilkins; 2009. p. 1077-98. 10. Cansever L, Kocatürk CI, Şahin F, Yıldız P, Bedirhan MA. Pulmoner lenfanjioleiomyomatozis: Nadir görülen yaygın parankimal akciğer hastalığı. Tur Toraks Der 2011;12:124-6. 1122