Ekonomiyi canlandırmaya yönelik küresel vergi teşvik paketlerinin bir değerlendirmesi



Benzer belgeler
INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

İHRACATTA VE İTHALATTA TL KULLANIMI

Küresel Krizden Sonrası Reel ve Mali. Sumru Altuğ Koç Üniversitesi, CEPR ve EAF 14 Mayıs 2010

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

tepav Tasarruf kamudan başlar Nisan2012 N DEĞERLENDİRMENOTU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler

Büyüme Rakamları Üzerine Karşılaştırmalı Bir Değerlendirme. Tablo 1. En hızlı daralan ve büyüyen ekonomiler 'da En Hızlı Daralan İlk 10 Ekonomi

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

Sayın İlgili, Eğitimlerimize teşrifleriniz veya kurumunuz temsilcilerinin katılımını sağlamanız bizleri mutlu edecektir.

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter

2012 SINAVLARI İÇİN GÜNCEL EKONOMİ ÇALIŞMA SORULARI. (40 Test Sorusu)

BÖLGELERE GÖRE DEĞİŞMEKLE BERABER İŞSİZLİK ORANI YÜZDE 30 U AŞIYOR

ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME ( )

FİNANSAL TREND RAPORU MART - NİSAN 2017

RUS TÜRK İŞADAMLARI BİRLİĞİ (RTİB) AYLIK EKONOMİ RAPORU. Rusya ekonomisindeki gelişmeler: Aralık Rusya Ekonomisi Temel Göstergeler Tablosu

24 HAZİRAN 2014 İSTANBUL

1 OCAK ARALIK 2011 DÖNEMİ FAALİYET RAPORU

TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU

Eğitimlerimize teşrifleriniz veya kurumunuz temsilcilerinin katılımını sağlamanız bizleri mutlu edecektir.

NUROL YATIRIM BANKASI A.Ş YILI BİRİNCİ ÇEYREK ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

HAFTALIK BÜLTEN 26 EKİM EKİM 2015

DÜNYA BANKASI TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU TEMMUZ Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer. Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü

BAKANLAR KURULU SUNUMU

24 Haziran 2016 Ankara

Ekonomide Değişim. 15. ÇözümOrtaklığı Platformu. 15 Aralık

EKONOMİK GÖRÜNÜM MEHMET ÖZÇELİK

2010 OCAK MART DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

TÜRKİYE CERN FIRSATINI KAÇIRDI

tepav Mart2011 N POLİTİKANOTU Cari Açığın Sebebini Merak Eden Bütçeye Baksın Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

Ekonomi Bülteni. 18 Temmuz 2016, Sayı: 28. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

DÜNYA PLASTİK SEKTÖR RAPORU PAGEV

ÇİN HALK CUMHURİYETİNDEKİ DEVLET DESTEKLERİ

Ekonomi Bülteni. 15 Ağustos 2016, Sayı: 32. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Avrupa Birliği Lizbon Hedefleri ne UlaĢabiliyor mu?

Ekonomi Bülteni. 20 Şubat 2017, Sayı: 8. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

FİNANSAL RİSKLER & KORUNMA YÖNTEMLERİ

Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Nisan 2015

PAZAR BÜYÜKLÜĞÜ YATIRIM MALĐYETLERĐ AÇIKLIK EKO OMĐK VE POLĐTĐK ĐSTĐKRAR FĐ A SAL ĐSTĐKRAR

MECLİS TOPLANTISI. Ender YORGANCILAR Yönetim Kurulu Başkanı. 25 Şubat 2019

TÜRKİYE, DÜNYADA BÜYÜME ORANI EN DÜŞÜK VE SANAYİ ÜRETİMİ EN HIZLI AZALAN ÜLKELER ARASINDA BULUNUYOR

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

2006 YILI EGE BÖLGESİ NİN 100 BÜYÜK FİRMASI

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2015 LANSMANI 24 HAZİRAN 2015 İSTANBUL

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2006

SAĞLIK HARCAMALARINDA SON DURUM

5.21% -11.0% 25.2% 10.8% % Eylül 18 Ağustos 18 Eylül 18 Ekim 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

ÜLKELERİN 2015 YILI BÜYÜME ORANLARI (%)

2010 ŞUBAT AYI HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

tepav Ocak2013 N POLİTİKANOTU Fiyat ve Geri Ödeme Politikalarının İlaç Sanayii Üzerine Etkisi Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş PARA PİYASASI LİKİT EMEKLİLİK YATIRIM FONU(KAMU) YILLIK RAPOR

Endişeye mahal yok (mu?)

AR&GE BÜLTEN. Ülkemizde Vergi Gelirleri ve Yeni Uygulamalar

TÜRKİYE İŞ ve İNŞAAT MAKİNALARI ALT SEKTÖRÜ

Ernst & Young vergi bölümü olarak vergi eğitimleri konusundaki ihtiyacı görerek oldukça geniş kapsamlı eğitimler düzenlemeye karar verdik.

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 EKİM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

2010 OCAK AYI HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

Temel Ekonomik Gelişmeler

GENEL EKONOMİK DEĞERLENDİRME

TÜRKİYE EKONOMİSİNDE YAŞANAN GELİŞMELER VE 2011 YILI EKONOMİK BEKLENTİLERİ. Dr.Süleyman Yaşar. 17 Nisan 2011

Küresel İktisadi Görünüm

EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2011, No:5

V E R G İ A K T Ü E L

Ekonomik Araştırmalar ÖDEME DAVRANIŞLARI. Mayıs Şirketlerin işletme sermayesi ihtiyaçları için iyi stok yönetimi çok önemli

Temel Ekonomik Gelişmeler

Türkiye de Bankacılık Sektörünün Son Beş Yıllık Görünümü 2011

Ekonomi Bülteni. 22 Ağustos 2016, Sayı: 33. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Türkiye de Bankacılık Sektörü

1. Uluslararası Gelişmeler. 1.1 Küresel Büyüme

OECD Ticaretin Kolaylaştırılması Göstergeleri - Türkiye

2017 AĞUSTOS FİNANSAL TREND RAPORU

izlenmiştir. Çin Halk Cumhuriyeti 1949 yılında kurulmuştur. IMF'ye bağlıbirimler: Guvernörler Konseyi, İcra Kurulu, Geçici Kurul, Kalkınma Kurulu

21. YÜZYILDA TEMEL RİSKLER

2010 YILI OCAK-MART DÖNEMİ TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

MOTOSİKLET İTHALATINDA UYGULANMAKTA OLAN KORUNMA ÖNLEMİNİN UZATILMASINA YÖNELİK BAŞVURUNUN GİZLİ OLMAYAN ÖZETİ

KONUT SEKTÖRÜNÜN VERGİ YÜKÜ VE ÖNERİLER

LÜTFEN KAYNAK GÖSTEREREK KULLANINIZ 2013

Döneminde Türk Bankacılık Sektörü

Türkiye de Bankacılık Sektörü Mart

5.1. Ulusal Yenilik Sistemi 2023 Yılı Hedefleri [2011/101]

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2017 Mart Ayı İhracat Bilgi Notu

2005 E GİRERKEN. November 30, 2004

TÜRK TRAKTÖR VE ZİRAAT MAKİNELERİ A.Ş. Finansal Rapor Konsolide Olmayan Aylık Bildirim

İTKİB Tekstil, Deri ve Halı Şubesi

TEMEL MAKROEKONOMİK GÖSTERGELER - BÜYÜME

Enflasyon Gelişmeleri ve Para Politikası

Bu sunum, borç stoku ve borçlanma ile ilgili güncel bilgileri. kamuoyuna kapsamlı olarak sunmak amacıyla hazırlanmıştır.


Türkiye de Bankacılık Sektörü Eylül

TÜRKİYE'NİN GSYH PERFORMANSI TARİHSEL GELİŞİM ( )

TÜPRAŞ-TÜRKİYE PETROL RAFİNERİLERİ A.Ş. Finansal Rapor Konsolide Aylık Bildirim

Türkiye de melek yatırımcıların ve

Bütçeye Dair Kritik Sorular

AB NİN EKONOMİK YAPISIYLA İLGİLİ TEMEL BİLGİLER 1. Ülkelerin Yüz Ölçümü 2. Ülkelerin Nüfusu 3. Ülkelerin Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla 4.

Ekonomi Bülteni. 21 Kasım 2016, Sayı: 45. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Dünya Halı Pazarları ve Türkiye nin Durum Tespiti. Fazıl ALKAN Ar-Ge ve Mevzuat Şubesi 2008

Türkiye Ekonomisi 2014 Bütçe Büyüklükleri ve Bütçe Performansı Raporu

-2.98% -10.0% 19.7% 13.5% % Ocak 19 Ocak 19 Şubat 19 Şubat 19 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER.

2011 YILI DEMİR-ÇELİK SEKTÖRÜNÜN DURUMU

Aylık Dış Ticaret Analizi

Transkript:

Ekonomiyi canlandırmaya yönelik küresel vergi teşvik paketlerinin bir değerlendirmesi Can Ender Gökçe 1. Giriş Yaklaşık bir buçuk yıl önce, ABD bankalarının kredi verme zorluğu yaşamaları ile ilk olarak kendini gösteren finansal krizin, bugün artık dünyanın II. Dünya Savaşı ndan bu yana gördüğü en ciddi ve kapsamlı ekonomik daralmaya dönüşmüş olduğu, tüm ilgili uluslararası kurumlar ve otoriteler tarafından kabul görmüştür. Geçtiğimiz haftalarda çeşitli ülkelerin ekonomik göstergelerinin bir kısmı olumlu sinyaller vermeye başlamış olsa dahi, krizin sonunun geldiğini ve yukarıya dönüşün başladığını kesin bir şekilde söylemek mümkün değildir. OECD nin 23 Haziran 2009 tarihinde yaptığı bir açıklamada, Nisan ayı itibarıyla % 7,8 olan OECD ortalama işsizlik oranının, 2010 yılının sonlarına kadar % 10 civarlarında seyredeceği öngörülmektedir. 1 Ernst & Young, dünyanın önde gelen ekonomilerine sahip olan yirmi dört ülkenin, global krizin etkilerini hafifletmek amacıyla uygulamaya koyduğu mali teşvik paketlerinin incelendiği geniş kapsamlı bir çalışmayı ilk olarak Mayıs ayında yayınlamış bulunmaktadır. Bu çalışma, ilgili ülkelerdeki son gelişmeleri de içerecek şekilde güncellenmekte ve Ernst & Young ın internet sitesinden ulaşıma açık bulunmaktadır. 2 Bu yirmi dört ülkenin krize karşı uyguladıkları vergisel teşvik düzenlemelerinin karşılaştırılmalı olarak incelendiği, hükümetlerin çeşitli sorunlara yaklaşımlarındaki farklılıkların ortaya konulduğu ve teşvik uygulamaları ile ortaya çıkan fırsat ve risklerin değerlendirildiği bu çalışmanın ana hatlarını içeren bir özetini, bu sayımızda bir makale halinde okuyucularımıza sunmanın faydalı olacağına inanıyoruz. 2. Ekonomiyi canlandırmak için kullanılan genel önlem araçları Genel hatlarıyla incelendiğinde, dünyanın içinden geçtiği ekonomik daralmanın etkilerini hafifletme çabaları, esas olarak üç ana alanda yoğunlaşmaktadır. Bu alanlar; - parasal politika araçları, - piyasayı düzenleyen regülasyonlardaki değişiklikler, ve - ekonomiyi canlandırmaya yönelik mali destek paketleridir. Bazı ülkeler, kendi ihtiyaçları ve içinde bulundukları özel koşulları göz önüne alarak, bu üç alandan sadece birinde önlemler alma yoluna gitmişlerdir. Ancak, araştırmada konu edilen ülkelerin çoğunun bu üç alanda da çeşitli düzenlemeleri, farklı ağırlıklarda ve dönemlerde, birlikte uyguladıkları sonucuna ulaşmak mümkündür. 1 http://www.oecd.org/document/57/0,3343,en_2649_33927_43136377_1_1_1_1,00.html 2 http://www.ey.com/stimulus

Mali destek paketleri, temelde, kamu harcamalarının arttırılması ve vergi sisteminde değişiklikler yapılmasından oluşan iki ana araçtan oluşmaktadır. Genel olarak, devletler mali destek paketlerini, harcama politikaları ile vergi sistemlerinde yaptıkları değişikliklerin bir kombinasyonundan oluşturmaktadırlar. Bu konuda, Ernst & Young ın çalışması sonucunda ortaya çıkan bir sonuç oldukça dikkat çekicidir: Gerek uluslararası, gerekse de Türkiye kamuoyunda kamu harcamaları alanında yapılan yenilikler, vergi mevzuatında yapılan değişikliklere kıyasla çok daha fazla yer kaplamıştır. Ancak, son zamanlarda yayınlanan OECD raporunun da doğruladığı gibi, vergisel değişikliklerinin mali destek paketlerinin toplam net etkisi içindeki payı % 56 ya ulaşmaktadır (OECD ülkelerinin ortalaması). Bir başka deyişle, vergi alanındaki mevzuat ve uygulama değişiklikleri, bu çalışmanın yapıldığı tarih itibariyle, kamu harcamalarının arttırılmasından daha etkili sonuçlar vermiştir. Bu sebeple, dünyanın güçlü ekonomilerinin hükümetlerinin vergisel değişikliklere, değişen ekonomik koşullara cevap vermek amacıyla devam edebileceğini öngörmek zor değildir. 3. Mali destek paketlerinde yer alan vergisel değişikliklerin ortak yönleri Ekonomiyi canlandırmaya yönelik mali destek paketleri içinde vergisel teşviklerinin bu derece önem kazanması, birçok ülkenin ortak ve benzer alanlarda mevzuat ve uygulama değişikliklerine gitmesi ile ortaya çıkan bir gelişmedir. Bu alanlar, prensipte devletin bütçe gelirlerini göreceli olarak en az derecede etkileyecek, ancak reel ve finansal sektördeki canlandırıcı etkisi en fazla olması beklenen alanlar olarak ortaya çıkmaktadır. Bu alanları belirli kategorilere ayırmak gerekirse, şu şekilde bir sınıflandırmaya gidilebilir: 1. Amortisman uygulamalarındaki değişiklikler, 2. Kurum zararlarının ileriki yıllara taşınabilmesi (carryforward) ve cari yıl zararlarının geçmiş yıl karlarından düşülebilmesine (carryback) ilişkin düzenlemeler, 3. Kurumlar vergisi oranındaki indirimler, 4. Ar-Ge faaliyetleri için getirilen yeni teşvik ve indirim imkânları ile 5. Dolaylı vergiler alanında yapılan değişiklikler. Bu değişikliklerden biri ya da birkaçı, çok uluslu şirketlerin faaliyet gösterdikleri ülkelerin bazılarında uygulanmaktadır. Üstelik ekonomik krizin dip noktasının görüldüğü konusunda uzmanların henüz kesin bir görüş bildirmediği de göz önüne alındığında, bu alanlarda bugüne kadar yapılan teşvik edici düzenlemelerin devamının gelmesi de oldukça muhtemeldir. Devletler, mali politikalarını belirlerken, ekonomik göstergeleri olduğu kadar, kendileri ile benzer şartları taşıyan ülkelerin uygulamalarını da dikkate almaktadırlar. Bu nedenle, Ernst & Young ın çalışması, söz konusu ülkelerde faaliyet gösteren şirketlerin yöneticilerinin de mali politikaların oluşumundaki trendi takip edebilmesi açısından da önem taşımakta ve yol gösterici bir özellik kazanmaktadır. Ayrıca, gözden kaçırılmaması gereken bir başka husus da, bugünün politikalarının yarının sonuçları belirleyecek olması, krizden bir gün çıkıldığında, bugünkü politikaların olası etkilerinin ne şekilde oluşacağının hesaba katılmasıdır. Detaylarına az sonra yer vereceğimiz bu cömert vergisel teşviklerin ve agresif kamu harcamalarının bir sonucu da elbette ki, giderek büyümeye başlayan bütçe açıkları olacaktır. Hatta bu sonuçlar daha bugünden görülmeye başlanmıştır.

Türkiye nin bütçe dengesine ilişkin 2009 yılının Mayıs ayı verileri incelendiğinde, bu durum daha da belirgin bir şekilde anlaşılabilmektedir. İlk beş aylık sonuçlara göre, genel bütçe gelirleri yaklaşık 84 milyar TL iken, merkezi yönetim bütçe giderleri, faiz giderleri dahil olmak üzere yaklaşık 107 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. 3 Dolayısıyla, sadece beş ayda genel bütçe açığı yaklaşık 23 milyar TL ye ulaşmıştır. Faiz giderleri dışarıda bırakıldığında, devletin genel bütçesinin 3 milyar TL fazla verdiği görülmektedir ve bu oran da toplam gelirlerin yalnızca % 3,78 ine denk düşmektedir. Bundan sonraki bölümlerde, vergi teşviklerinin genel olarak uygulandığı alanların, hem makro hem de mikro ölçekteki sonuçlarını kısaca irdelenecek ve ülkelerin uygulamalarından örnekler verilecektir. 3.1. Amortisman uygulamalarındaki değişiklikler Araştırmada incelenen yirmi dört ülkenin on bir tanesi, şirketlerin yaptığı yatırımların daha kısa sürede amortize edilmesine, bir başka deyişle vergisel açıdan gider kaydedilmesine yönelik mevzuat değişikliklerinde bulunmuştur. Bu tür programların temel mantığı, işletmelerin yeni yatırımlarının değerlerini daha çabuk gider kaydetmelerine imkân sağlayarak, bu işletmelerin nakit akışlarının hızlanmasına yardımcı olmaktır. Ayrıca, bu yolla yatırım alternatiflerinin arttırılması ve ülke içerisindeki yatırım ortamının iyileştirilmesi amaçlanmaktadır. Global olarak görülen tipik yaklaşım, amortisman sürelerinin hızlandırılmasının 2009 yılı sonuna kadar satın alınan ya da üretilen iktisadi kıymetleri için uygulanmasıdır. Ancak bazı ülkeler 2010 ve hatta 2011 yılı sonuna kadar elde edilen sabit kıymetlerin de bu kapsama alınmasını sağlayarak, söz konusu teşvikin süresini daha uzun tutmayı tercih etmişledir. Yapısal olarak incelendiğinde ise, belirli tipteki yatırımlara öncelik verildiği görülmektedir. Örnek olarak, üretim, teknoloji, enerji tasarrufu sağlayan ve ulaşım için kullanılan araç ve cihazlara yapılan yatırımların amortisman uygulamalarındaki değişiklikler gösterilebilir. Bazı durumlarda ise, amortisman sürelerindeki hızlandırma uygulaması, sadece KOBİ lerin yatırımları için getirilmiştir. Çeşitli ülkelerdeki amortisman uygulamalarındaki değişikliklerden örnekler Bazı ülkeler, yatırımın yapıldığı sektöre göre bu uygulamayı başlatmışlardır. Örnek olarak Kanada, 2012 yılından önce edinilen üretim ve işleme ekipmanı için % 50 normal amortisman metodunun uygulanmasına izin vermiştir. Ayrıca, 27 Ocak 2009 ile Şubat 2011 tarihleri arasında alınan belirli bilgisayar ekipmanlarının bir yıl içerisinde gider kaydedilebilmesi sağlanmıştır. Bazı ülkeler bonus olarak nitelendirilebilecek yeni amortisman indirimleri getirmişlerdir. Örneğin, Rusya çeşitli tiplerdeki iktisadi kıymetler için tek seferlik amortisman oranını % 10 dan % 30 a yükseltmiştir. Ancak, bu bu uygulamadan yararlanılarak satın alınan sabit kıymetlerin beş yıl içerisinde işletme tarafından elden çıkarılması durumunda, bu teşvik ile elde edilen avantajlar kaybedilmektedir. 3 T.C. Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğü raporları

Almanya, 2009 ve 2010 yıllarında üretilen ya da satın alınan sabit kıymetler için azalan bakiyeler yöntemiyle amortisman ayrılmasına izin vermiştir (Bu metot, Almanya da daha önce uygulamadan kaldırılmıştı). Ayrıca, değinildiği üzere, Almanya hükümeti KOBİ kapsamına giren işletmelerin ürettiği veya satın aldığı bazı taşınabilir kıymetlerin özel amortismana tabi tutulmasına izin vererek, bu tür şirketlere teşvik sağlama amacını güden politikalar uygulamaktadır. 3.2. Zararların ileriye ya da geriye taşınabilmesi İçinde bulunduğumuz dönem, geçmişte sürekli olarak yüksek karlı olarak bilinen bazı sektörlerdeki şirketlerin dahi çok düşük kar rakamları açıkladıkları, hatta zarar ettikleri bir dönemdir. Mali zararlara sahip şirketlerin nakit akışına yardımcı olmak için, birçok ülkenin söz konusu zararların kullanımı ile ilgili değişikliklere gittiği gözlenmektedir. Bu kapsamda, Ernst & Young ın çalışmasında incelenen yirmi dört ülkenin yedi tanesi, söz konusu zararların kullanımı (kardan mahsubu) konusunda yeni imkânlar tanımışlar ya da var olan imkânları genişletme yoluna gitmişlerdir. Bu ülkelerden bazılarının, sadece geçmiş yıl zararlarının mahsup edilebileceği süreleri uzatmayı tercih ettiği görülmektedir. Bazıları ise, zararların geçmiş yıl karlarından mahsup edilebilmesine ilişkin uygulamalar ile ilgili çalışmalar yapmışlar ve yeni düzenlemeleri hayata geçirmişlerdir. Özellikle cari yılda oluşan zararların geçmiş yıl karlarından düşülebilmesi, geçmişte karlı durumdayken ekonomik kriz sebebiyle bu dönemde zarar eden şirketlere yardımcı olması nedeniyle hükümetlerin tercih ettiği önemli bir teşvik yolu olarak ortaya çıkmaktadır. Amortisman sürelerinin hızlandırılması uygulamasında olduğu gibi, bu uygulamadan da KOBİ ler oldukça önemli avantajlar elde edebilmektedirler. Çeşitli ülkelerdeki zararların ileriye ve geriye taşınabilmesine ilişkin örnekler Belirtildiği üzere, bu konuda en sık karşılaşılan değişikliklerden biri, zararların ileriye taşınabildiği sürelerin uzatılması olmuştur. Özellikle Uzak Doğu Asya ekonomilerinde bu uygulamanın tercih edildiği görülmektedir. Örneğin Güney Kore ve Tayvan, mali zararların takip eden beş yıl yerine on yıl için kullanılabilmesine olanak sağlamıştır. Cari yılda oluşan zararların geçmiş yıl karlarından düşülebilmesi olanağının (carryback) getirildiği ya da var olan bu uygulamanın genişletildiği ülkelerde, bu tür düzenlemelerin çeşitli sınırlamalar ve koşullar ile birlikte uygulamaya koyulduğu görülmektedir. İngiltere de zararların geçmiş yıl karlarından mahsubuna izin verilen süre bir yıldan üç yıla çıkarılmış, ancak son iki yılın karından düşülebilecek maksimum tutar 50.000 Pound ile sınırlandırılmıştır. ABD de, zararların geçmiş yıl karlarından mahsubuna ilişkin süre, sadece belirli şartları taşıyan KOBİ ler için uzatılmıştır. Benzer bir yaklaşımla, Japonya da zararların geriye taşınabilmesi uygulanmasına ilişkin yeni programını sadece küçük ve orta ölçekli işletmeler için başlatmıştır. Fransa, şirketlerin nakit akış hızlarını arttırmak için etkili olabileceği düşüncesiyle, oluşan zararların geçmiş yıl karlarından düşülmesinden doğan vergi alacaklarını doğrudan mükellefe iade etme uygulamasını devreye sokmuştur. Ancak, daha sonra mükellefe iade edilen tutarın doğruyu yansıtmadığının anlaşılması halinde yüksek cezaların uygulanması hükme bağlanmıştır.

Zararların geçmiş yıl karlarından düşülmesi ile birlikte getirilen kısıtlamalara ABD deki son dönemdeki gelişmeler açık örnek teşkil etmektedirler. Zararların geçmiş yıl karlarından düşülmesine ilişkin sürenin iki yıldan beş yıla çıkarılmasına ilişkin yasal düzenlemeler ABD nin hem Temsilciler Meclisi nde, hem de Senatosu nda kabul edilmiştir. Ancak, daha sonraki günlerde, kamu harcamalarının arttırılmasına ilişkin tartışmaların ABD kamuoyunda yoğunlaşması üzerine, bu alanda da bir geri adım atılmış ve geriye yönelik beş yıl için mahsup imkanının sadece geliri 15 milyon Amerikan Doları ya da daha az olan şirketler için uygulanabilir olması sonradan karara bağlanmıştır. 3.3. Kurumlar vergisi oranındaki indirimler Bir yandan vergi gelirlerini arttırmak için vergi tabanını genişletmek ve gelirlerin sürekliliğini sağlamak için çaba gösteren kamu yönetimleri, diğer yandan da şirketlerin yaşamasını sağlamak için kurumlar vergisi oranlarında indirimlere gitmektedirler. Yirmi dört ülkenin dokuzu, kurumlar vergisinde bir şekilde indirim yoluna gitmiş bulunmaktadır. Kurum kazançları üzerindeki vergi oranının azaltılması, şirketlerin bilançolarında farklı sonuçlara yol açabilmektedir. Örneğin, bu tür indirimler, geçmiş yıl zararları gibi ertelenmiş vergi varlıklarının değerini düşürme etkisine sahiptirler. Fakat öte yandan, kurumlar vergisi oranlarının düşürülmesi, ertelenmiş vergi borçlarının değerlerini de düşürebilmektedir (hızlandırılmış amortisman ya da yatırıma dönüştürülmemiş ve dağıtılmamış karlar gibi). Şirket yöneticilerinin, çeşitli ülkelerin kurumlar vergisi oranlarındaki indirimlerin olası etkilerini değerlendirirken bu unsurları dikkate almaları yerinde olacaktır. Çeşitli ülkelerdeki kurumlar vergisi indirimlerine ilişkin örnekler Bazı ülkeler, bütçe gelirlerini azaltıcı etkisini zamana yaymak amacıyla kurumlar vergisi oranlarındaki indirimleri dereceli olarak gerçekleştirmekte ve bu sayede ekonominin seyri düzeldiği zaman artması beklenen ekonomik aktivitenin bütçe dengesindeki bozulmayı gidereceğini planlamaktadırlar. Örneğin Güney Kore 2009 yılı için kurumlar vergisi oranını % 25 ten % 22 ye, 2010 yılında ise % 22 den % 20 ye düşüreceğini açıklamıştır. Bu yaklaşımı benzer şekilde yansıtan başka bir uygulama da Çek Cumhuriyeti nin önümüzdeki iki yıl içerisinde kademeli olarak gerçekleştireceği iki puanlık indirimdir. Kanada gibi diğer birtakım ülkeler ise, genel kurumlar vergisi oranında bir indirim yapmak yerine, önceki senelerde duyurdukları indirimlerden vazgeçmediklerini duyurmuşlardır. Kanada bu kapsamda, federal kurumlar vergisi oranını 2009 da % 19, 2010 da % 18, 2011 de % 16,5, 2012 de ise % 15 olarak uygulama planından vazgeçmemiştir. Ülkelerin çoğundaki kurumlar vergisi indirimleri, o ülkenin tüm vergi mükellefleri için geçerli kılınmıştır. Bazı ülkeler ise bu indirimleri sadece küçük ve orta ölçekli işletmeler için yapma yoluna gitmişlerdir. Bu ülkelerden Japonya, kurum kazançları üzerinde uygulanan gelir vergisi oranını, yıllık geliri 8 milyon Yen e kadar olan (yaklaşık 60,000 Euro) işletmeler için % 18 e düşürmüştür. Hollanda da ise 2009-2010 hesap dönemi içi öngörülen kurumlar vergisi oranı vergi matrahının 200.000 Euro tutarındaki kısmı için % 25 olacağı açıklanmıştır. Hollanda da, 2008 yılı için ise 275.000 Euro tutarındaki vergilendirilebilir matrah için % 20 kurumlar vergisi oranı uygulanmıştır. Son aylardaki gelişmelerden biri de Japonya nın yurtdışı kaynaklı temettü gelirlerinin % 95 ini kurumlar vergisinden istisna etmesi olmuştur. Bu düzenleme ile Japonya merkezli çokuluslu

şirketlerin yurtdışında elde ettikleri gelirleri Japonya ya transfer etmelerini özendirmek amaçlandığı aşikardır. Bu genel eğilimin aksine, ciddi bütçe sıkıntıları yaşayan ve para biriminin değer kaybetmesi ile ekonomisi, diğer ülkelere göre daha zorlu bir dönemden geçen Macaristan, kurumlar vergisi oranını % 16 dan % 19 a yükseltmeyi ve kurumlar vergisi matrahından indirilebilen bazı kalemlerde kısıtlamaya gitmeyi planlamıştır. Ekonomisi benzer sıkıntılar içinde bulunan İrlanda ise % 12,5 oranındaki kurumlar vergisi oranını değiştirme niyeti olmadığını açıklamış, ancak gerçek kişilerin vergi yüklerinde artışa sebep olan bazı düzenlemelere gitmiştir. Bu türden bütçe açıkları devletlerin üzerindeki baskıyı arttırdığı müddetçe, hükümetler kurumlar vergisi oranı konusundaki politikalarını belirlerken bu unsurları da dikkate almak durumunda kalacaklardır. 3.4. Ar-Ge faaliyetleri için getirilen yeni teşvik ve indirimler Ekonomik krizin etkili olduğu süre uzadıkça, şirketlerin bu duruma gösterdiği genel tepkilerden biri de, toplamdaki karlılık oranlarını koruyabilmek amacıyla Ar-Ge harcamalarını ciddi oranlarda kısmaktır. Bu duruma önlem olarak hükümetlerin, şirketlerin yeniliğe yatırım yapmalarını özendirici ek teşvikler getirdikleri ve yeni Ar-Ge faaliyetlerini kendi ülkelerine çekebilmek için bu alanda sağladıkları vergi avantajlarını genişlettikleri görülmektedir. Ernst & Young çalışmasının sonucunda, yirmi dört ülkenin on bir tanesinin bu alanda düzenlemeler yaptıkları belirlenmiştir. Ülkelerin genelinde görülen genel eğilim, Ar-Ge faaliyetleri için yapılan harcamalardaki indirim oranının arttırılmasıdır. Bunun yanında, Ar-Ge harcamalarına ilişkin indirimlerin geçmiş yıl karlarından düşülebilmesi, vergi iadesine imkan tanıyan düzenlemelerin kapsamının genişletilmesi ve Ar-Ge faaliyetleri için ayrılan karşılıkların kurumlar vergisi matrahından indirimine izin verilmesi gibi uygulamalar da görülmektedir. Bazı ülkeler ise, Ar-Ge faaliyetlerinin özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler için cazip getirilmesini amaçlayan düzenlemeler getirmişlerdir. Çeşitli ülkelerdeki Ar-Ge için getirilen yeni teşvik ve indirimlere ilişkin örnekler Ar-Ge faaliyetleri için getirilen vergi teşviklerinde KOBİ lere öncelik verme anlayışı, Güney Kore nin bu alandaki vergi politikasının ana eksenlerinden birini oluşturmuştur. Keza, Avustralya hükümeti de Ar-Ge harcamalarına ilişkin indirim oranının KOBİ ler için % 10 daha yüksek uygulanacağı yönünde yeni bir düzenlemeye gitmiştir. İrlanda, bir hesap dönemi içerisinde yapılan belirli ek Ar-Ge harcamaları için tanınan vergi indirimi oranını % 20 den % 25 e yükseltmiştir. Bu düzenleme ile İrlanda da yapılan Ar-Ge faaliyetleri için sağlanan vergi avantajı bu harcamaların % 37,5 i oranına kadar çıkabilmektedir. Ayrıca, İrlanda hükümeti, gayrimaddi haklar için yapılan yeni yatırımlar için de teşvikler sağlamayı planladığını açıklamış bulunmaktadır. Bazı ülkeler ise Ar-Ge ile ilgili mevzuatlarında, bu tür harcamaların geçmiş yıl karlarından düşülebilmesi veya devletten iade alınmasını içeren çeşitli mevzuat değişikliklerine gitmişlerdir. Bu ülkelerden İrlanda, cari yıl karının Ar-Ge harcamalarının tamamen indirilmesi için yeterli olmaması halinde, bu tutarların bir önceki yılın karından mahsubuna izin vermiştir. Bunun yanında, yine bu şekilde indirilemeyen Ar-Ge ile ilgili tutarların, Ar-Ge harcamalarının yapıldığı yılı takip eden üç yıl içerisinde iadesine izin veren bir uygulamayı başlatmıştır.

Yukarıda yer verilen uygulamaya bir başka örnek ise Fransa nın yeni yasalaştırdığı, daha önceki yıllarda kullanılamayan ve 2005, 2006 ve 2007 yıllarına ilişkin olan Ar-Ge indirim tutarlarının, belirli şartların sağlanması halinde, şirketlere iadesini sağlayan yeni düzenlemedir. Bu yasaya göre, eğer 2008 yılında yapılan Ar-Ge harcamalarına ait indirimler bu yılın vergi matrahından (matrahın yeterli olmaması nedeniyle) indirilemeyecek durumda olursa, iadenin hemen yapılması mümkün bulunmaktadır. İtalya da 2007 yılında uygulanmaya başlayan Ar-Ge indirim ve teşvik sisteminin genişletildiği izlenmektedir. Ekonomiye destek için yeni çıkarılan Kararname ile bu sistem, diğer ülke mukimi şirketler için ana yüklenici veya taşeron olarak faaliyet gösteren İtalyan şirketleri ile İtalyan şirketlerinin şubeleri için de, bu yabancı şirketlerin belirli ülkelerde mukim olması koşuluyla, geçerli olmak üzere genişletilmiştir. Japonya da halen tasarı aşamasında olan bir düzenleme ile Ar-Ge harcamalarına ilişkin indirimin maksimum oranının, şirketin belirli bir dönem için tahakkuk eden toplam vergisinin % 30 undan % 40 ına çıkarılması ve indirilemeyen tutarların bir yıl yerine üç yıl boyunca ileriye taşınabilmesi öngörülmektedir. 3.5. Dolaylı vergiler alanında yapılan değişiklikler Ekonomik krize karşı getirilen dolaylı vergilerdeki düzenlemelerin temel amacı, geçici olarak bu vergilerin oranlarında indirimlere giderek, mal ve hizmetlerin maliyetlerini düşürebilmek ve iç talebin canlı kalmasına yardımcı olabilmektir. Bugüne kadar yirmi dört ülkeden on beşinin ekonomik krizin etkilerini hafifletmek amacıyla dolaylı vergiler alanına yöneldiği gözlenmiştir. Genel bir eğilim, katma değer vergisinin ya genel oranını ya da bazı mal ve hizmetler üzerindeki oranını düşürmek olurken, bazı ülkeler ise daha önceden planladıkları KDV oranındaki artırımları erteleme veya tamamen gündemden kaldırma yaklaşımını benimsemişlerdir. Diğer bir önlem ise, şirketlerin çeşitli sebeplerle hak kazandıkları KDV iadelerinin geri ödemelerinin hızlandırılarak, bu şirketlerin nakit darlığına düşmelerini engellemeye yardımcı olmaktır. Çeşitli ülkelerdeki dolaylı vergiler alanında yapılan değişiklikler İngiltere, geçici bir süreliğine ülkede uygulanan genel KDV oranını % 17,5 ten % 15 e düşürmüştür. Otomobillerin teslimindeki KDV oranında indirime giden ülkeler ise, Çek Cumhuriyeti, Brezilya ve Çin Cumhuriyeti dir. Hollanda, ekonomik krizin etkisiyle daha önce açıklamış olduğu, KDV oranının % 19 dan % 20 ye çıkarılması planından vazgeçmiştir. İsviçre de, planlanmakta olan KDV oranı artışını ertelemiştir. Fransa, şirketlerin KDV alacaklarını üçer aylık dönemler yerine aylık olarak iadesi kararını alarak, şirketlerin nakit durumunu rahatlatmayı amaçlamıştır. Rusya ise, KDV iadesi için gerekli olan tevsik edici dökümanların vergi idaresine verilmesi için mükelleflere tanınan süreyi uzatmıştır. Belçika KDV iadelerinin ödemelerini hızlandırma çalışmalarını yürütürken, Çin Cumhuriyeti ise ihracat yapan şirketlerin geri alabilecekleri KDV iadesi oranını arttırmış, bunun yanında şirketlerin

sabit kıymet alımlarına ilişkin KDV tutarlarının, hesaplanan KDV lerinden hemen indirimine imkân tanımıştır. Yirmi dört ülke içerisinde KDV oranlarında artırıma gitmeyi seçen sadece iki ülke olduğu gözlenmektedir. Bu ülkeler, daha önce de belirtildiği üzere, bütçeleri kriz öncesinde dahi ciddi mali sıkıntı içinde olan Macaristan ve İrlanda dır. Halen Macaristan Parlamentosu nda görüşülen bir tasarı, genel KDV oranının 1 Temmuz 2009 den geçerli olmak üzere % 20 den % 25 e çıkarılmasını öngörmektedir (Bu oran, yasalaştığı takdirde, Avrupa Birliği ülkeleri içerisindeki en yüksek KDV oranı olacaktır). Bu gelişmelere ilave olarak, Macaristan da akaryakıt, tütün ve alkol ürünleri üzerindeki tüketim vergisinin arttırılması tartışmaları devam etmektedir. Dolaylı vergiler alandaki değişikliklerin bazıları, açık olarak ülkelerin kendi iç ekonomilerindeki talebi arttırma amacını gütmektedir. Hindistan, demir cevheri ihracatında uyguladığı özel ihracat vergisi nin oranını düşürmüş ve gümrük vergilerinde de çeşitli indirimlere gitmiştir. İlginç bir yaklaşım sergileyen Hong Kong ise, alkol ürünleri üzerindeki % 40 oranındaki vergiyi 2008 yılında kaldırmış, fakat 2009-2010 bütçe dönemi için tütün ürünleri üzerindeki tüketim vergisinin % 50 oranında arttırılmasını gündemine almıştır.