İktisat Tarihi II 09.03.2018
Şimdi bir insanın durumu büyük mülkün çerçevesi içinde çok sayıda kiracıya dağıtılmış toprakla olan ilişkilerine göre belirleniyordu. Katı bir hiyerarşiye sahip olan toplumda en önemli yer ekonomik ve manevi üstünlüğü olan kiliseye aitti. Kilise yalnızca çağın büyük manevi otoritesi değil, aynı zamanda büyük mali gücüydü
Ticaretin Canlanışı
Kuzey Avrupa nın iki denizi; Baltık ve Kuzey denizleri de Akdeniz benzeri bir manzara ortaya koyuyorlardı Rusların İstanbul da 9.yyda ahitname ile düzenlenmiş ticari avantajları vardı. Kıta Avrupa sı kısa sürede, biri Batı Akdeniz ve Adriyatik te, ötekisi Baltık ve Kuzey Denizi nde ortaya çıkan iki büyük ticari kımıldanmanın gücünü sınırlarında duymaya başladı. Kilisenin tetiklediği ateşli imanın, Batı daki ekonomik gelişmeye, her şeye rağmen, büyük ölçüde katkıda bulunduğu kabul edilmelidir
Haçlılarca kurulan geçici prensliklerin kısa süre sonra Türkler tarafından yıkılması İtalyan kentlerinin durumunu sarsmadı. Deniz ticaretinin canlanışını, bunun kıtaya doğru nüfuz edişi izledi. İskandinavların istilasıyla ticaretin ortadan kaldırılışı, doğal olarak bu ihracatı sekteye uğrattı.
Akdeniz ticareti, Batı Avrupa yı kendi yörüngesine çekmeye devam ettiği sürece, İtalya, İspanya ve Afrika da kentsel hayat devam etti. Kentler yalnızca dinsel değil, fakat aynı zamanda Manor a ilişkin yönetim merkezleriydi. Dinsel kent gibi din dışı burg da geçimini toprakla sağlıyordu. Avare dolaşan topraksız insanlara kendisini sunan yeni tür bir hayat, ortaya koyduğu kazanç vaadiyle, onlar için karşı konulmaz bir cazibe teşkil ediyordu
Burjuvazinin ihtiyaç ve eğilimleri, Batı Avrupa nın geleneksel örgütlenmesiyle öylesine bağdaşmazdı ki, derhal şiddetli bir muhalefet yarattı Geleneksel hukuk, dar, biçimsel usulleri ile varlığı ticaret ve endüstriye dayalı olan bir nüfus için yeterli olamazdı. Yargısal özerkliğe yönetsel özerklik eşlik etti Kilise dışı büyük lordlar, kentlerin gelişmesinin kendileri için ne denli yararlı olduğunu kısa sürede kavradılar
Ortaçağların her döneminde, burjuvazinin etkisi, sayısal önemiyle güçlü bir zıtlık ortaya koymuştur Manor toprağının tümü lordun yararına resimler ve çalışma yükümlüğü içeriyordu. Buraların mülkiyeti lordun elindeydi. Her manor, yargısal bir bütünlük ortaya koyduğu gibi, dinsel yönden de bir bütünlük ortaya koyuyordu.
Senyörlerin sömürüsüne ilişkin düşünceler, bir parça kestirmedir. Bu manorlarda, haftada bir ila üç gün lordun toprağında çalışan köylülerin kazandıkları çok az bir şeydi. Çalışma yükümlülüğü ve ayni resimler, kiracılar üzerinde ağır bir yük oluyordu Batı Avrupa nın nüfusu, 10. yyın ortalarından itibaren artış gösterdi
12. yyın ilk yarısında, manastırların tarıma açtıkları yeni topraklar kendileriyle birlikte yeni bir ekonomik örgüt türü ortaya çıkardılar. Senyörlük haklarına gelince, doğal olarak bunlar artık «hote» ler için sorun değildi. Yeni kentin köylülerinin manorun vilainlerinden farklı olması kadar, burg lularla da pek çok benzerliklerinin olduğunu görmek önemlidir.
Köylünün kişisel özgürlüğü, lordun köy arazisine ilişkin olarak saklı tuttuğu haklarla hala sınırlıydı. Ville neuve Avrupa toprağını 11. yyın sonundan itibaren dönüştürme, işinin bir görünümüydü. Aslına bakılırsa, doğal ekonomi denen şey, saf biçimiyle hiçbir zaman var olmamıştır. Para kullanımının yaygınlaşması nakit hacmini artırdı
Yeni ihtiyaçları tatmin edecek parasal kaynakları bulmakta zorlanan çok sayıda soylu, önce borca daha sonra da iflasa sürüklendi Serflere özgürlüklerinin satılması köle sınıfının varlığını sona erdirmedi. Ticaretin artan etkisi, tarımda bir uzmanlaşmayı meydana getirdi Birkaç ülkeye özgü olan gelişmeleri çok fazla genelleştiremeyiz.
9. yydan itibaren yolların durumu çok kötüydü. Kışın su ve çamur batağı halinde olan yollarda bir yerden başka bir yere gitmek hemen hemen olanaksızdı. Pusulanın yaygınlaştığı döneme kadar, gemiler kıyı boyunca seyretmek zorunda kalıyorlardı. 15. yya kadar, ticari anlamda ilk koruma belirtileri kendisini açığa vurmadı
Yabancılar her yerde özel vergilere tabi idiler. ve anlaşmalarla korunmadıkları sürece malları, el konulma tehlikesiyle karşı karşıya idi Fiyatların esas olarak ithal edilen malın nedretine bağlı olduğu bir çağda, sefer ne kadar uzun olursa, kar olasılığı da o kadar büyük olurdu