Mesanenin ürotelyal karsinomları üzerine epidemiyolojik bir çalışma An epidemiologic study on urothelial carcinomas of bladder



Benzer belgeler
Sigara çenlerde ve çmeyenlerde Akci er Kanseri: Genel Özelliklerde Farkl l k Var m?

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK

GÖREV ANALİZİ 2. YAZILMA ÖĞRENİM HEDEFİ. Mesane ve üreterin normal ve patolojik özelliklerini belirler

Mardin Piyasasında Tüketime Sunulan Bulgurların Bazı Fiziksel Özelliklerinin Türk Standartlarına Uygunluklarının İstatistikî Kontrolü

Patoloji Arşivindeki 10 Yıllık Kanser ( ) Olgularının Genel Değerlendirilmesi

DÜZCE TIP FAKÜLTESİ DERGİSİ DUZCE MEDICAL JOURNAL

KORELASYON VE REGRESYON ANALİZİ

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

GENEL BİYOLOJİ UYGULAMALARINDA AKADEMİK BAŞARI VE KALICILIĞA CİNSİYETİN ETKİSİ

KANSER HASTALARINDA PALYATİF BAKIM VE DESTEK SERVİSİNDE NARKOTİK ANALJEZİK KULLANIMI

Araştırma 2010 DEÜ TIP FAKÜLTESİ DERGİSİ CİLT 24, SAYI 3, (EYLÜL) 2010, S: Güven ASLAN, Elnur MAMMADOV

Doç. Dr. Mehmet Durdu KARSLI Sakarya Üniversitesi E itim fakültesi Doç. Dr. I k ifa ÜSTÜNER Akdeniz Üniversitesi E itim Fakültesi

YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ

ELLE SÜT SAĞIM FAALİYETİNİN KADINLARIN HAYATINDAKİ YERİ ARAŞTIRMA SONUÇLARI ANALİZ RAPORU

ADRENAL KORTİKAL KANSER TEDAVİSİNDE LAPAROSKOPİK CERRAHİ

GEKA NİHAİ RAPOR TEKNİK BÖLÜM. 1. Açıklama

Araştırma Notu 15/177

HAYALi ihracatln BOYUTLARI

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün

Ortaö retim Alan Ö retmenli i Tezsiz Yüksek Lisans Programlar nda Akademik Ba ar n n Çe itli De i kenlere Göre ncelenmesi: Mersin Üniversitesi Örne i

Üniversiteye Yeni Başlayan Öğrencilerin İnternete İlişkin Görüşleri (Akdeniz Üniversitesi Örneği)

Kolorektal Adenokarsinomlarda Tümör Tomurcuklanmasının Kolonoskopik Biyopsi ve Rezeksiyon Materyalleri Arasındaki Uyumu

Radyasyon Koliti Oluşturulmuş Sıçanlarda Ghrelinin Barsak Anastomozu Üzerine Etkisi Dr. Ebubekir Gündeş

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU 3 AYLIK RAPOR

NIJERYA DAN GELEN YOLCUDA EBOLAYA RASTLANMADI

Ayşe YÜCE Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD.

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN. GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL

Acil Servis Çalışanlarına Karşı Şiddet. Keziban Uçar Karabulut

Suç Duyurusu: Dilovası = Sanayi = Hava Kirliliği = Akciğer Kanseri? / Onur Hamzaoğlu

Sürdürülebilir sosyal güvenli in önündeki zorluklar

ADAYENER C., ERDEN D., ŞENKUL T., KARADEMİR K., BAYKAL K., İŞERİ C. GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Üroloji Kliniği, İSTANBUL

Ek 1. Fen Maddelerini Anlama Testi (FEMAT) Sevgili öğrenciler,

This information on (4) Breast cancer and genetics is in Turkish Göğüs kanseri ve genetiği (İngilizce'si Breast cancer and genetics)

THE ETIOLOGICAL ROLE OF SMOKING IN HEAD AND NECK TUMORS

Balkanlar da Refah: Kısa Rapor

TÜİK KULLANICI ANKETİ SONUÇLARI

BÖLÜM 7 BİLGİSAYAR UYGULAMALARI - 1

Dr.Bahar Müezzinoğlu Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi

Binalarda Enerji Verimliliği ve AB Ülkelerinde Yapılan Yeni Çalışmalar

ONKOLOJİDE SIK KULLANILAN İSTATİSTİKSEL YÖNTEMLER VE SAĞKALIM EĞRİLERİ

DÜNYA EKONOMİK FORUMU KÜRESEL CİNSİYET AYRIMI RAPORU, Hazırlayanlar. Ricardo Hausmann, Harvard Üniversitesi

Graves Hastalığında Nodül Sıklığı, Nodüllerin Ultrasonografik ve Sitopatolojik Özellikleri

İÇİNDEKİLER. 1 Projenin Amacı Giriş Yöntem Sonuçlar ve Tartışma Kaynakça... 7

VİTAMİN D VE İMMÜN SİSTEM VİTAMİN D

Dünyada ve Ülkemizde Meslek hastalıkları

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş.

Bir Ana Çocuk Sağlığı Aile Planlaması Merkezi ne Başvuran Hastaların Değerlendirilmesi

BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9

Diyabette Öz-Yönetim Algısı Skalası nın (DÖYAS) Türkçe Versiyonu: Geçerlik ve Güvenirlik Değerlendirme

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç

2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖN DEĞERLENDİRME NOTU

Doç.Dr.Mehmet Emin Altundemir 1 Sakarya Akademik Dan man

TOBB ETÜ LİSANSÜSTÜ BURSLU ÖĞRENCİ YÖNERGESİ* (*) Tarih ve S sayılı Senato oturumunun 4 nolu Kararı ile Kabul edilmiştir.

Yakıt Özelliklerinin Doğrulanması. Teknik Rapor. No.: 942/

BUĞDAY RUŞEYMİ (WHEAT GERM)

K z Ergenlerin Ergenlik Fizyolojisine liflkin Bilgi Düzeyleri (Manisa Örne i)

ARAŞTIRMA. 3 Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon A.B

Rekabet Kurumu Başkanlığından, REKABET KURULU KARARI

İNOVASYON GÖSTERGELERİ VE KAYSERİ:KARŞILAŞTIRMALI BİR ANALİZ. Prof. Dr. Hayriye ATİK 16 Haziran 2015

GALATA YATIRIM A.Ş. Halka Arz Fiyat Tespit Raporu DEĞERLENDİRME RAPORU SAN-EL MÜHENDİSLİK ELEKTRİK TAAHHÜT SANAYİ VE TİCARET A.Ş.

Denizli l Merkezinde Ya ayan Eri kinlerin Sigara çme Özellikleri

HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI MALİ SEKTÖRLE İLİŞKİLER VE KAMBİYO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YURTDIŞI DOĞRUDAN YATIRIM RAPORU 2013

TORASiK RADYOTERAPi UYGULANAN AKCİĞER KANSERi TANILI HASTALARDA FARKLI SET-UP POZiSYONLARINDAKi TEDAVi ALAN DEViASYONLARININ incelenmesi

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

BÖLÜM 3 : SONUÇ VE DEĞERLENDİRME BÖLÜM

İç basınç (P; atm), ozon oranı (O; %) ve sıcaklık (T; C) parametrelerinin değiştirilmesiyle elde edilmiştir.

Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulaması Yönetmeliğinin Getirdiği Yenilikler

Anaokulu /aile yuvası anketi 2015

T.C. Hitit Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. İşletme Anabilim Dalı

SERMAYE ġġrketlerġnde KAR DAĞITIMI VE ÖNEMĠ

AYDIN TİCARET BORSASI

2016 Ocak ENFLASYON RAKAMLARI 3 Şubat 2016

Approved. Özellikler Test/Standart Tanım Hacimce katı madde ISO 3233 Parlaklık Derecesi (GU 60 ) ISO 2813

UROK 2012 Sözlü Sunum 32, 33 ve 34 e Bir Bakış. Doç. Dr. Mustafa Vecdi ERTEKİN Özel Universal İtalyan Hastanesi Radyasyon Onkolojisi

MESANE TÜMÖRLERİNİN DOĞAL SEYRİ

SEYAHAT PERFORMANSI MENZİL

Duygu Karacan, Ayça Pınar Nas, Güldeniz Uzar, Doruk Demirel, Yunus Emre Özdemir, İlke Aktuğ Buzkan

2015 Ekim ENFLASYON RAKAMLARI 3 Kasım 2015

ALMANYA DA 2011 OCAK AYI İTİBARİYLE ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK ALANINDA MEYDANA GELEN ÖNEMLİ GELİŞMELER. 1. İstihdam Piyasası

Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi

Ara Dönem Faaliyet Raporu MART 2014

MEYVE SULARI. Hazırlayan Nilüfer YILMAZ T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi

LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir.

BİREYSEL SES EĞİTİMİ ALAN ÖĞRENCİLERİN GELENEKSEL MÜZİKLERİMİZİN DERSTEKİ KULLANIMINA İLİŞKİN GÖRÜŞ VE BEKLENTİLERİ

BÖLÜM 3 FREKANS DAĞILIMLARI VE FREKANS TABLOLARININ HAZIRLANMASI

FORMAL AFET EĞİTİMLERİNİN FARKINDALIK ve TUTUM ÜZERİNE ETKİLERİNİN KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİLERİ ÜZERİNDE ARAŞTIRILMASI

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit


İŞLEVSEL DÜZENLEMELERİN, ENGELLİ HASTA MEMNUNİYETİNE OLAN YANSIMASI ERCİYES TIP ÖRNEĞİ

MİKRO İKTİSAT ÇALIŞMA SORULARI-10 TAM REKABET PİYASASI

İngilizce Öğretmenlerinin Bilgisayar Beceri, Kullanım ve Pedagojik İçerik Bilgi Özdeğerlendirmeleri: e-inset NET. Betül Arap 1 Fidel Çakmak 2

T.C. BİLECİK İL GENEL MECLİSİ Araştırma ve Geliştirme Komisyonu

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır.

MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ AKADEMİK DEĞERLENDİRME VE TEŞVİK ESASLARI

Özet Metin Ekonomik Büyümenin Anlaşılması: Makro Düzeyde, Sektör Düzeyinde ve Firma Düzeyinde Bir Bakış Açısı

1.3. NİTEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ GİRİŞ NİTEL ARAŞTIRMALARDA GEÇERLİK VE GÜVENİRLİK SORUNLARI... 2

Transkript:

Dicle Tıp Dergisi / A. Keleş ve ark. Mesanenin ürotelyal karsinomları 2011; 38 (3): 329-334 Dicle Medical Journal doi: 10.5798/diclemedj.0921.2011.03.0042 ÖZGÜN ARAŞTIRMA / ORIGINAL ARTICLE Mesanenin ürotelyal karsinomları üzerine epidemiyolojik bir çalışma An epidemiologic study on urothelial carcinomas of bladder Ayşenur Keleş 1, İpek Işık Gönül 2, Uğur Fırat 1, Mehmet Küçüköner 3 1 Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı, Diyarbakır, Türkiye 2 Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı, Ankara, Türkiye 3 Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Onkoloji Bilim Dalı, Diyarbakır, Türkiye Geliş Tarihi / Received: 01.01.2011, Kabul Tarihi / Accepted: 13.01.2011 ÖZET Amaç: Bu çalışmada mesane ürotelyal kanserlerinin, bilinen çevresel faktörler eşliğinde epidemiyolojik analizinin yapılması amaçlanmıştır. Gereç ve yöntem: Retrospektif olan bu çalışmaya 350 si erkek (%83.4), 70 i kadın (%16,6) hasta olmak üzere toplam hastaya ait mesane transüretral rezeksiyon, sistektomi ve sistoprostatektomi patoloji arşiv materyallerinde; histopatolojik olarak ürotelyal karsinom ve düşük malign potansiyelli papiller ürotelyal neoplazi tanısı almış vakalar dahil edildi. Tümör tipi, yaş-cinsiyet, invaziv-noninvaziv gibi parametrelere ait veriler değerlendirilerek istatistiksel analizleri yapıldı. Bulgular: Bu çalışmada düşük malign potansiyele sahip papiller ürotelyal neoplazi %24.7, düşük dereceli ürotelyal karsinom %46.1 ve yüksek dereceli ürotelyal karsinom %29.0 oranlarında bulundu. Mesane ürotelyal karsinomlarının erkeklerde kadınlara göre 5 kat daha fazla görüldüğü saptandı. Ayrıca, yüksek dereceli papiller ürotelyal karsinomun kadınlara kıyasla daha çok erkeklerde (sırasıyla %23,1 ve %31,2), düşük dereceli papiller ürotelyal karsinomun ise erkeklere kıyasla daha çok kadınlarda (sırasıyla %18,5 ve %32,9) görüldüğü saptandı. Sonuç: Çalışma sonucunda, mesane ürotelyal karsinomlarının erkeklerde kadınlara göre daha fazla görüldüğü ve ayrıca lamina propria ve muskularis propria invazyonu gösteren yüksek dereceli ürotelyal karsinomların da yine erkek cinsiyette daha yüksek oranda bulunduğu tesbit edildi. Bu tümörlerin, özellikle de yüksek dereceli olan tiplerinin neden erkek cinsiyette daha sık görüldüğüne ilişkin kapsamlı klinik ve deneysel çalışmalara ihtiyaç vardır. Anahtar kelimeler: Mesane, ürotelyal karsinom, epidemiyoloji, ABSTRACT Objectives: In this study, the epidemiological analysis of the bladder cancers was performed accompanied by the known environmental factors. Materials and methods: In this retrospective study, pathology archival materials of patients (350 men (83.4%) and 70 women (16.6%)), consisting of bladder by transurethral resection, cystectomy and cystoprostatectomy specimens, histopathologically diagnosed as urothelial carcinoma and papillary urothelial neoplasia with low malignant potential, were included. For bladder carcinomas, the parameters such as tumor types, age, sex, and invasiveness of tumor were evaluated and analyzed. Results: In the study, it was found that 24.7% of papillary urothelial neoplasia with low malignant potential, 46.1% of low-grade urothelial carcinoma, and 29.0% of high grade urothelial carcinoma. The rate of bladder urothelial carcinomas was 5 times greater in men than in women. In addition, the high-grade papillary urothelial carcinoma was seen more frequently in men than in women (31.2% and 23.1% respectively), while low-grade papillary urothelial carcinoma was seen more frequently in women than in men (32.9% and 18.5% respectively). Conclusion: The bladder urothelial carcinoma was more common in men than women, and high-grade urothelial carcinoma invading the lamina propria and the muscularis propria also found in a higher ratio in male. Further clinical and experimental studies are needed to explore the cause of high frequency of high-grade types in male gender. Key words: Bladder, urothelial carcinoma, epidemiology Yazışma Adresi /Correspondence: Dr. Ayşenur Keleş Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı, Diyarbakır, Türkiye Email: anur.keles@yahoo.com Copyright Dicle Dicle Tıp Tıp Derg Dergisi / Dicle 2011, Med J Her Cilt hakkı / Vol 38, saklıdır No 3, / 329-334 All rights reserved

330 A. Keleş ve ark. Mesanenin ürotelyal karsinomları GİRİŞ Erkeklerde kadınlara oranla daha sık görülen mesane kanseri dünyada tüm kanserlerin %3.2 sini oluşturmaktadır ve gelişmiş ülkelerdeki prevalans gelişmekte olan ülkelerdekinin yaklaşık 6 katıdır. Her yıl yaklaşık olarak erkeklerde 260.000, kadınlarda 76.000 yeni vaka saptanmaktadır. Mesane karsinomlarında erkek/kadın oranı dünya genelinde 3.5:1 ve erkeklerde ortalama görülme yaşı 62 dir. Bu tümör esas olarak orta-ileri yaşlı beyaz erkeklerin hastalığı olup gelişmiş ülkelerde mesane kanserinin en sık tipi mesane epitelinden köken alan ürotelyal karsinomlardır. 1,2 Mesane karsinomu ile ilişkili primer çevresel etyolojik faktörlerden olan sigara kullanımı ve mesleki maruziyet gelişmiş ülkelerde daha fazladır. 3,4 Mesane karsinomu ile ilişkili saptanan moleküler değişiklikler prognozun belirlenmesinde katkı sağlamakla birlikte, halen en önemli prognostik faktörler histopatolojik inceleme ile saptanan patolojik evre ve tümör derecesidir. Kesin tanı ise sistoskopik olarak çıkarılan lezyonun patolojik incelenmesi ile konulmaktadır. 1 Çevresel faktörler yanısıra ırk, cinsiyet ve yaş özellikleri de mesane karsinom gelişimi için belirleyici risk faktörlerindendir. 4 Sigara içiciliği ve aromatik aminlere mesleki maruziyet en önemli çevresel faktörler olup; fenasetin, klornafazin ve kemoterapötik ajanlardan başta siklofosfamid olmak üzere alkilleyici ajanlar olan melfalan ile tiotepa da mesane kanseri riskini artırmaktadır. 5,6 Mesane karsinomunda en sık rastlanılan ve hastaların %85 inde görülen semptom, ağrısız makroskopik hematüridir. Bu semptom erken dönemde ortaya çıkar ve noninvaziv tümörlerde dahi rastlanabilir. Mesane karsinomu hastalarının büyük bir kısmında, asemptomatik olsa bile, en azından mikroskopik hematüri mevcuttur. 1 Mesane tümörlerinin sınıflaması konusunda 1998 WHO/ISUP (World Health Organization / International Society of Urological Pathology) konsensus buluşmasında, bazı histolojik kriterler kabul edilmiş ve yüzeyel papiller tümörlerin sınıflanmasının temelini oluşturmuştur. 1998 WHO/ISUP sınıflama sistemine göre papiller ürotelyal tümörler; LMP-PUN (Düşük Malign Potansiyelli Papiller Ürotelyal Neoplazi), LG-PUCa (Düşük Dereceli Papiller Ürotelyal Karsinom) ve HG-PUCa (Yüksek Dereceli Papiller Ürotelyal Karsinom) olmak üzere üç alt grupta toplanmıştır. birçok çalışma ile klinik etkinliği ortaya konmuş olan 1998 WHO/ ISUP sınıflama sistemi, çok küçük birkaç değişiklikle, 2003 ve 2004 te tekrar kabul edilmiştir. Diğer yandan mesane karsinomunda noninvaziv tümörler, lamina propriaya sınırlı tümörler ve kas invazyonu gösteren tümörler arasındaki istatistiksel anlamlı prognostik farlılık, birçok araştırmacı tarafından ortaya konmuş olup invaziv hastalıkta tümör evresi, en önemli prognostik faktör olarak saptanmıştır. 7,8 Bu çalışmamızın amacı, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi hasta popülasyonunda mesanenin ürotelyal karsinomlarının ortalama görülme yaşını, erkek/kadın oranını, yüksek dereceli, düşük dereceli, kas invazyonu gösteren, lamina propria invazyonu gösteren ve non-invaziv tümörlerin oranını, bu tümörlerin cinsiyet dağılımını ve evre ile tümör derecesi arasındaki oransal ilişkiyi saptayarak çevresel etkenlerle mukayeseli epidemiyolojik veri elde etmek ve literatür eşliğinde varsa dünya ortalamaları ile aradaki farkları saptayarak mesane tümörlerine yaklaşım konusunda yeni veriler ışığında analizler sunmaktır. GEREÇ VE YÖNTEM Bu çalışmada, gerekli etik komite izni alındıktan sonra Ocak 1997 - Ocak 2009 tarihleri arasında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalında incelenen mesane transüretral rezeksiyon (TUR), sistektomi ve sistoprostatektomi spesmenlerine ait arşiv materyali retrospektif olarak taranmıştır.histopatolojik olarak Ürotelyal karsinom ve düşük malign potansiyele sahip papiller ürotelyal neoplazi tanısı almış olan hasta çalışmaya dahil edilmiştir. Bir hastaya ait birden çok TUR materyaline ilişkin sonuç varlığında, ilk materyale ait tanı dikkate alınmıştır. Sistektomi ya da sistoprostatektomi materyali gelen hastalarda ise radikal rezeksiyon tanısı esas alınmıştır. Hastane veri tabanından hastaların yaş ve cinsiyetleri kaydedilmiştir. Patoloji raporlarından tümör derecesi, lamina propria invazyonu ve muskularis propria invazyonu varlığı saptanarak, bütün tümörler WHO 2004 derecelendirme sistemine göre yeniden derecelendirilmiş ve kaydedilmiştir. Verilerin istatistiksel analizi SPSS 11.5 paket programında yapılmıştır. Tanımlayıcı istatistikler ortalama +/- standart sapma şeklinde gösterilmiştir. Kategorik değişkenler gözlem sayısı yüzde (%) olarak ifade edilmiştir. Kategorik karşılaştırmalar için ki-kare testi kullanılmış olup, p<0.05 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiştir.

A. Keleş ve ark. Mesanenin ürotelyal karsinomları 331 BULGULAR Çalışmaya dahil edilen vakada ilk tanı ortalama yaşı 63.23+/-11.04 yıl (minimum 32-maksimum 90 yıl) olarak saptandı. Vakaların 350 sini (%83.4) erkek, 70 ini (%16,6) kadın hastalar oluşturmakta idi. Erkek/kadın oranı 5:1 olarak hesaplandı. Tümör derecesine göre dağılım göz önüne alındığında; tümörlerin ünü (%24.7) düşük malign potansiyele sahip papiller ürotelyal neoplazilerin (LMPUN), ünü (%46.1) düşük dereceli ürotelyal karsinomların (LGPUCa), sini (%29.0) yüksek dereceli ürotelyal karsinomların (HGPUCa) oluşturduğu gözlendi. HGPUCa erkeklerde kadınlardan daha yüksek oranda saptanmış olup, tümör derecelerinin erkek ve kadınlardaki oransal farklılığı istatistiksel olarak anlamlı bulundu. Kadınlarda toplam 70 tümörün 9 unda (%12.9), erkeklerde ise toplam 350 tümörün 84 ünde (%24) muskuler tabakaya invazyon saptandı. Vakaların 233 ünde (%55.3) lamina propria (LP) invazyonu 93 ünde (%22.1) muskularis propria (MP) invazyonu (Resim 1) mevcut olmakla birlikte, 164 vakada (%39.0) materyal muskularis propria tabakası içermediğinden bu tabakaya invazyon değerlendirilemedi. Lamina propria invazyonu (LPINV) ile tümör derecesi karşılaştırıldığında, düşük dereceli ve yüksek dereceli papiller ürotelyal karsinomlarda saptanan LPINV oranları arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulundu (Tablo 2,3). Muskularis propria (MP) invazyonu ile tümör derecesi karşılaştırıldığında (Tablo 4,5) düşük dereceli ve yüksek dereceli papiller ürotelyal karsinomlarda rastlanan MP invazyon oranları arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulundu. Tablo 1. Tüm ör derecelerinin cinsiyete göre dağılımı Erkek Kadın LMPUN LGPUCa HGPUCa 81 (%23,1) 23 (%32,9) (%24,8) 160 (%45,7) 34 (%48,6) (%46,2) 109 (%31,2) 13 (%18,5) (%29) 350 70 Tablo 2. Tümör derecelerinin lamina propria invazyonu ile karşılaştırılması LMPUN LGPUCa HGPUCa LPINV (+) LPINV (-) 3 (%2,9) 112 (%57,7) 118 (%96,6) 233 (55,5) 101 (%97,1) 82 (%42,2) 4 (%3,3) 187 (%44,5) LPINV: Lamina propria invazyonu Tablo 3. Lamina propria invazyonu ile tümör derecelerinin karşılaştırılması LPINV(+) LPINV(-) LMPUN LGPUCa HGPUCa 3 (%1,3) 101 (%54) (24,8) 112 (%48,1) 82 (%43,9) (%46,2) 118 (%50,6) 4 (%2,1) (%29) 233 187 LPINV: Lamina propria invazyonu Tablo 4. Tümör derecelerinin muskularis propria invazyonu ile karşılaştırılması LMPUN MPINV (+) MPINV (-) MP yok 0 (%0) LGPUCa 19 (%9,8) HGPUCa 74 (%60,7) 93 ( %22,1) 63 (%60,6) 78 (%40,2) 22 (%18) 163 (%38,8) 41 (%39,4) 97 (%50) 26 (%21,3) 164 (%39,1)

332 A. Keleş ve ark. Mesanenin ürotelyal karsinomları MP: Muskularis propria MPINV: Muskularis propria invazyonu Tablo 5. Muskularis propria invazyonunun tümör dereceleri ile karşılaştırılması MPINV(+) MPINV(-) MP YOK LMPUN LGPUCa HGPUCa 0 (%0) 63 (38,6) 41 (%25) (%24,8) 19 (20,4) 78 (%47,9) 97 (%59,1) (%46,2) 74 (79,6) 22 (13,5) 26 (15,9) (%29) 93 163 164 MP: Muskularis propria MPINV: Muskularis propria invazyonu Resim 1. Yüksek dereceli papiller ürotelyal karsinomda muskularis propria invazyonu (H&E boyama, x100) TARTIŞMA Mesane kanseri tüm dünyada, prostat kanserinden sonra en sık görülen ürolojik malign tümör olup, orta-ileri yaşlı beyaz erkeklerde prevalansı en yüksek kanserler arasında ikinci sırada yer almaktadır.9,10 Dünya genelinde yüksek bir insidansa sahip olması, tedaviye yönelik harcamaların zaman içerisinde giderek artması ve gelişimine çevresel faktörlerin büyük oranda katkıda bulunuyor olması, mesane karsinomunu önemli halk sağlığı problemlerinden biri haline getirmiştir. 5 Mesane karsinom insidansı bölgeler arasında dikkate değer ölçüde farklılıklar göstermektedir. Bu farklılıklar büyük oranda çevresel ve genetik etiyolojik faktörlere bağlanmaktadır. Mesane karsinom insidansındaki değişim bölgeler arasında farklılık göstermekle birlikte, tüm dünya geneli göz önüne alındığında hafif bir artış eğilimi dikkati çekmektedir. Sigara içme yoğunluğu ve süresi korelasyon gösterebileceğinden bir değişken ile ilişkili sonuçlar diğer değişken tarafından etkilenebilir. 4 Ancak 11 ayrı vaka-kontrol çalışmasının kombine analizinin sunulduğu bir çalışmada hem sigara içme yoğunluğu hem de sigara içme süresinin bağımsız risk faktörleri olarak mesane karsinom riskini artırdığına dair güçlü veriler elde edilmiştir. 11 Sigara kullanımı, mesane karsinom insidansı üzerindeki aşikar etkisi yanı sıra prognozu da etkilemektedir. Kanada dan yapılan bir çalışmada; mevcut sigara içicilerde, sigarayı bırakmış olanlara kıyasla, rekürrenssiz sağ kalım sürelerinde anlamlı derecede azalma görüldüğü bildirilmiştir. 12 Sigara kullanımı tümör evresi ile de belirgin korelasyon göstermektedir. Mitra ve arkadaşlarının çalışmasında, invaziv mesane karsinomu gelişimine dair rölatif riskin, sigara kullananlarda hiç kullanmamış olanlara oranla daha yüksek olduğu bildirilmektedir. Ayrıca, sigara kullanma süresi ve yoğunluğu arttıkça, invaziv karsinom gelişme riskinin de arttığı saptanmıştır. 13 Mesane karsinomlarının %77 si erkeklerde görülmektedir. 14 Etyolojisinde yer alan primer risk faktörleri olan sigara kullanımı ve mesleki maruziyet, mesane karsinomunda erkek cinsiyetin ön plana çıkmasında etkilidir. 15 Erkeklerde kadınlara oranla invaziv mesane karsinomu gelişme riski de daha yüksektir. Almanya dan bildirilen bir çalışmada kas invazyonu gösteren tümör yüzdesi erkeklerde %39.8, kadınlarda %34.5 olarak belirtilmiştir. 2 Bizim çalışmamızda da literatür ile uyumlu olarak, kas invazyonu gösteren ürotelyal karsinom oranı erkeklerde %24, kadınlarda %12.9 olarak saptanmıştır. Bu durum, erkeklerde sigara kullanma oranının daha yüksek olması ile ilişkilendirilebilir. Dünya genelinde mesane karsinomu için erkek/kadın oranı 3.5:1 olarak bildirilmekle birlikte, bu oran bizim çalışmamızda 5:1 olarak bulunmuştur. Bunun muhtemel nedenleri arasında, vaka sayısının nispeten

A. Keleş ve ark. Mesanenin ürotelyal karsinomları 333 düşük olmasına bağlı olarak bu çalışmanın popülasyonu tam doğrulukla temsil etmiyor olabileceği yanı sıra, Türkiye de kadınlardaki sigara kullanımının gelişmiş ülkelere kıyasla daha düşük olması ve erkeklerin sağlık merkezlerine ulaşım oranının daha yüksek olması sayılabilir. Genel olarak tüm dünyada erkeklerde alkol kullanım oranı daha yüksek olmakla birlikte, Türk toplumunda kadın-erkek oranları arasındaki fark daha belirgindir. Bu durum da mesane karsinomunun erkeklerdeki yüksek insidansına katkıda bulunuyor olabilir, çünkü vücutta etanol metabolizmasının ilk ürünü olan asetaldehit, DNA hasarına yol açmakta ve dolayısı ile kanser riskini arttırmaktadır. 16 Mesane karsinomlarında klinik ve morfolojik faktörler konvansiyonel olarak prognozu belirlemekte iken, yaş ve cinsiyet de prognostik faktörler arasında yer almaktadır. Cho ve arkadaşlarının, Ta ve T1 evre ürotelyal karsinomlu hastaları içeren çalışmalarında; tümör boyutu, tümör multifokalitesi, evresi ve derecesinin yaş arttıkça arttığı ve yaş grupları arasındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu ortaya konmuştur. Ürotelyal karsinomda tümör morfolojisi, tümör derecesi ile yakından ilişkili ve özellikle erken evre tümörlerde (Ta, T1) önemli bir prognostik belirteçtir. Çeşitli çalışmalarda elde edilen bulgular; yalnızca invazyon derinliğinin değil, invazyon patterninin ve bu patternin homojenite/heterojenitesinin de tümör evresi ve dolayısı ile prognoz üzerinde etkili olduğunu düşündürmektedir. 17 Moleküler düzeydeki değişikliklerin saptanması, mesane karsinomlarının prognozunun belirlenmesinde önemli katkılar sağlamakla birlikte; günümüzde halen en önemli prognostik faktörler, dikkatli ve doğru bir patolojik inceleme sonucu elde edilen patolojik evre ve tümör derecesidir. Literatürde patolojik evre ile tümör derecesinin büyük oranda korelasyon gösterdiği bildirilmektedir. 18 Yüksek dereceli tümörler, düşük dereceli tümörlere göre çok daha yüksek oranlarda kas invazyonu ile karakterlidir. Bizim çalışmamızda da literatür ile uyumlu şekilde, yüksek dereceli tümörlerin %60.7 sinde, düşük dereceli tümörlerin ise %9.8 inde kas invazyonu saptanmıştır. Kas invazyonu gösteren tümörler, düşük dereceli non-invaziv tümörlerden yalnızca klinik ve patogenetik açıdan değil, etiyolojik açıdan da farklılıklar göstermektedir. Sigara kullananlarda, kullanmayanlara oranla invaziv karsinom gelişme riski daha yüksektir. Bu durum, invaziv karsinomların erkeklerde kadınlara göre daha yüksek oranda saptanmasını da kısmen açıklamaktadır. Sigara, ürotelyal karsinom ile ilişkisi net olarak ortaya konmuş ve mesane karsinomlarının büyük kısmının gelişiminden sorumlu tutulan bir etiyolojik faktör olmasının yanı sıra, prognozla da ilişkili olması nedeni ile ön plana çıkmaktadır. Ancak daha önemlisi, özellikle insidansı ve ilişkili sağlık harcamaları giderek artan mesane karsinomu bir halk sağlığı problemi olarak düşünüldüğünde, sigaranın önlenebilir bir etken olmasıdır. Biz bu çalışma sonuçlarına göre, toplumda sigara kullanım oranında azalma olduğu takdirde buna paralel bir şekilde mesane karsinom insidansında da anlamlı derecede azalma görülebileceğini düşünüyoruz. KAYNAKLAR 1. Eble JN, Sauter G, Epstein JI et al. Pahology and Genetics of Tumors of the Urinary System and Male Genital Organs. Tumors of the urinary system. IARC Pres, Lyon 2004:89-120. 2. Horstmann M, Witthuhn R, Falk M, Stenzl A. Gender-specific differences in bladder cancer: a retrospective analysis. Gen Med 2008;5(4):385-94. 3. Delclos GL, Lerner SP. Occupational risk factors. Scand J Urol Nephrol 2008;42(218):58-63. 4. Janković S, Radosavljević V. Risk factors for bladder cancer. Tumor 2007;93(1):4-12. 5. Malats N. Genetic epidemiology of bladder cancer: scaling up in the identification of low-penetrance genetic markers of bladder cancer risk and progression. Scand J Urol Nephrol 2008;42(218):131-40. 6. Nilsson S, Ullen A. Chemotherapy-induced bladder cancer. Scand J Urol Nephrol 2008;42(218):89-92. 7. Mills SE, Carter D, Greenson JK, Oberman HA, Reuter V, Stoler MH. Urinary tract and male genital system. Sternberg s Diagnostic Surgical Pathology, Volume 3. 4th ed. Baltimore, Buenos Aires, Hong Kong, London, New York, Philadelphia, Sydney, Tokyo. Lippincott Williams&Wilkins 2004:2035-82. 8. Rosai J. Urinary tract. Rosai and Ackerman s Surgical Pathology, Volume 1. 9th ed. Edinburgh, London, New York, Oxford, Philadelphia, St Louis, Sydney, Toronto. Mosby 2004:1317-1360. 9. Bermejo JL, Sundquist J, Hemminki K. Sex-spesific familial risks of urinary bladder cancer and associated neoplasms in Sweeden. Int J Cancer 2009;124(9):2166-71. 10. Scosyrev E, Noyes K, Feng C, Messing E. Sex and racial differences in bladder cancer presentation and mortality in the US. Cancer 2009;115(1):68-74. 11. Boffetta P. Tobacco smoking and risk of bladder cancer. Scand J Urol Nephrol 2008;42(218):45-54. 12. Fleshner N, Garland J, Moadel A, Herr H, Ostroff J, Trambert R, O Sullivan M, Russo P. Influence of smoking status

334 A. Keleş ve ark. Mesanenin ürotelyal karsinomları on the disease-related outcomes of patients with tobaccoassociated superficial transitional cell carcinoma of the bladder. Cancer 1999;86(11):2337-45. 13. Mitra AP, Cote RJ. Molecular pathogenesis and diagnostics o bladder cancer. Annu Rev Pathol 2009;4:251-85. 14. Parkin DM. The global burden of urinary bladder cancer. Scand J Urol Nephrol 2008;42(218):12-20. 15. Wu X, Ros MM, Gu J, Kiemeney L. Epidemiology and genetic susceptibility to bladder cancer. BJU Int 2008;102(9):1207-15. 16. Pelucchi C, Tavani A, La Vecchia C. Coffee and alcohol consumption and bladder cancer. Scand J Urol Nephrol Suppl 2008;42(218):37-44. 17. Bircan S, Candır Ö, Kapucuoglu N. The effect of tumor invasion patterns on pathologic stage of bladder urothelial carcinomas. Pathol Oncol Res 2005;11(2):87-91. 18. Narayana AS, Loening SA, Slymen DJ, Culp DA. Bladder cancer: factors affecting survival. J Urol 1983;130(1):56-60.