4.1.2. Gıdaları Hızlı Sindirebilmemizin Nedeni Birçok sindirim suyu, içerdiği kimyasallar sayesinde sindirimi hızlandırır. Örneğin, enzimler kompleks yapılı gıdaların gıda bileşenlerine ayrılmasında büyük öneme sahiptir. Böylece proteinler ve nişastalar yapı taşları olan amino asitlere ve glikoza ayrılır.
4.1.2. Gıdaları Hızlı Sindirebilmemizin Nedeni Neden mide, kendisini sindirmez? Sorusu akla gelebilir. Biz, her çeşit gıdayı alıp sindirmekte ve sindirilemeyen kısımları da atmaktayız. Sindirim sistemindeki kuvvetli asitler ve kimyasallar görevlerini mükemmel bir şekilde yaparlar. Bu durumda sindirim sisteminin duvarlarını kendi kendine sindirmeye karşı nasıl korumaktadır? Son derece viskoz bir sıvı olan sindirim salgısı, sindirim sistemi boyunca salgılanır ve adeta sindirim sisteminin duvarlarını bir sıva gibi kaplar. Oluşan bu mukoz tabaka, son derece kuvvetli asit özellikteki sindirim sıvılarının kimyasal özelliklerini sindirim kanalının duvarları boyunca değiştirir. Böylece sindirim sisteminin kendi kendisini sindirmesini önler.
4.2. Antiasitlerin (asit gidericiler) Kullanımı Gelişmiş ülke insanlarının en çok ihtiyaç duydukları şeylerden biri de antiasitlerdir. Örneğin A.B.D de yılda 1 milyar dolar civarında bir para antiasitlere harcanmaktadır. Bunlara her zaman gerek duyulmayabilir ve fazla kullanımı sorun oluşturabilir. Uzun süreli ve sık kullanımları kalp, böbrek ve kemik hastalıklarına neden olabilir. Antiasitleri kullanmada aşırıya kaçılmamalıdır.
Aşağıdaki birkaç basit kurala uyulduğu takdirde antiasit kullanmaya gerek kalmayabilir veya kullanımı en alt düzeye indirilebilir. Büyük lokmalardan kaçının. Onları sindirmek için daha çok asit salgısına ihtiyaç vardır. Yavaş yemek yiyin. Hızlı yemek asit üretimini artırır. Kafeinden (çay, kahve) uzak durun veya azaltın. Çünkü midenin daha fazla asit üretmesine neden olur. Alkol ve sigarayı bırakın veya azaltın. Çünkü mide iç yüzeyini tahriş eder. Yemekten sonra yatmayın. Yiyeceklerin mideden bağırsaklara geçişini zorlaştırır. Aynı nedenle yatmadan önce fazla yemek yemeyin. Vücudunuzu sımsıkı saran elbiseler giymeyin. Midenizi sıkıştırır, mide asitlerinin yemek borusuna geri gitmesine neden olabilir, bu da yanma hissi uyandırabilir.
4.3. Stresin Sindirim Sistemine Etkisi Beyinle sindirim sistemi arasındaki bağlantı herkes tarafından bilinmektedir. Sinirler beyinden yemek borusuna, mideye, safra kesesi, pankreas, ince bağırsak ve kalın bağırsağa gider. Gıdayı kokladığınız ya da ona baktığınız zaman, bu sinirler mide ve bağırsak kasılmalarını uyarır ve sindirim sıvılarının salgılamasını sağlar. Stres, sinir sisteminin aşırı derecede aktivitesine yol açar. Bu durum sindirim sistemi aktivitesini de hızlandırır. Bu nedenle stres ülser oluşumu yanında diğer rahatsızlıkların da ilerlemesine neden olur.
4.4. Gıdaların Gaz Yapması Vücutta oluşan gazın az bir kısmı teneffüs ettiğimiz hava ile gelmekte, büyük bir kısmı ise bağırsak bakterileri tarafından üretilmektedir. Buna da çoğunlukla bitkisel gıdalar yol açar. Gazdaki kuvvetli kokular, fasulye ve diğer baklagiller, karnabahar, lahana, brokoli gibi sülfür içeren gıdalardan kaynaklanır. Bu tür gıdaların az miktarda tüketilmesiyle gaz oluşumunu azaltmak mümkündür. Geğirme ise karbonatlı içeceklerin içilmemesi veya az içilmesi, çiklet ve sigaradan uzak durulmasıyla giderilebilir.
4.5. Bazı İlaçlarla Yiyecek ve İçecekler Arasındaki Etkileşim Hasta olduğumuz zaman belirli gıdaların yenmesi yararlıdır. Örneğin soğuk algınlığında halk arasında sıcak bir çorba içilmesi önerilir. Fakat birçok kişi gıdaların yapısında bulunan kimyasal bileşenler ile tedavide kullanılan ilaçlar arasında etkileşim olduğunu ve bunun da ilacın etkinliğini azalttığını bilmez. Bu nedenle ilaçları reçete ile almak ve kullanma talimatına uymak gerekir. Herhangi bir şüphe durumunda ise hekime başvurmak gerekir. Bununla birlikte bazı gıdalar ilaç tedavisinin etkisini arttırabilir.
Aşağıda, ilaçlarla bazı gıdalar ve içecekler arasındaki etkileşime ait çeşitli örnekler verilmiştir. Yüksek miktarda kalsiyum içeren süt ürünleri, bazı antibiyotiklerin ve demir içeren ilaçların (vücuda demir takviyesi amacıyla) fonksiyonlarını olumsuz yönde etkilemektedir. Kalsiyum, antibiyotikler ve demir ile birleşerek bunların sindirim sisteminden emilimini engeller. Bu tür ilaçların aç karnına kullanılması gerekir. Antibiyotik alımında alkol alınmamalı ve greyfurt tüketilmemelidir. Greyfurt detoksifikasyonu engeller. Alkol ise kan dolaşımını hızlandırır ve vücuda etki etmeden dışarı atılmasına neden olur. Yüksek lifli diyetler bazı ilaçların (Örneğin, Tylenol) absorbsiyonunu azaltır. Yüksek proteinli diyetler aspirin emilimini arttırabilir. Kafein; kahvede, bazı çaylarda ve yumuşak içkilerde bulunur. Astım ve bronşitler için alınan theophyline ile ilgilidir. Bu ilaçların kafein içeren gıdalar ve içkilerle birlikte alınmaması gerekir.
Bira ve şarap gibi alkollü içeceklerin ilaçlarla birlikte alınmaması gerekir. İçkiden dolayı baş ağrısı çekenler bunu gidermek için bazen aspirin kullanmaktadır. Aspirin ise kanamalı ülsere neden olabilir. Alkol antihistaminlerle kombine olduğunda merkezi sinir sistemine depresif etkide bulunarak, uyuşukluk gibi durumlara yol açabilir. Bu nedenle; herhangi bir iş makinesi ya da araba kullanacaksanız veya beslenme ile ilgili bir test yaptıracaksanız bu durumu dikkate almanız gerekir. Diğer Tedaviler: Gebeliği önleyici haplar folik asit emilimini, antiasitler ise sürekli kullanıldıklarında demir absorbsiyonunu azaltır. Bazı idrar söktürücü ilaçlar potasyum eksikliğine neden olabilir. Böyle durumlarda et, süt ürünleri, meyve-sebze (özellikle muz) ve tüm hububat ürünleri gibi yüksek potasyum içeren gıdalar tüketilmelidir. Bazı steorit ilaçlar da vücudun amino asit kullanımını engeller ve kemiklere gidecek kalsiyum miktarını azaltırlar.
4.6. Karaciğerin Vücudumuzdaki Fonksiyonları Karaciğer son derece faal bir organdır ve her yemekten sonra burada birbirinden farklı yüzlerce kimyasal reaksiyon meydana gelir. Açlık halindeki bir insanın karaciğeri bile son derece yoğun çalışır. Çünkü bu insanı açlığın olumsuz etkisinden korumak için vücudun her yerindeki besin maddelerini harekete geçirir. Ayrıca absorbe edilen yağların ve karbonhidratların da bir kısmını depolar.
KARACİĞER En büyük ve en önemli organlardan birisidir. Enerji için yağ ve karbonhidrat depolanması Kandaki glikoz seviyesinin regülasyonu Kan proteinlerinin sentezlenmesi Demir ve bazı vitaminlerin sentezlenmesi Nikotin, alkol gibi zararlılarla, zararlı toksinlerin detoksifikasyonu Sindirimdeki rolü safra kesesinde depolanan safra tuzlarının üretimini sağlamak 11
4.6. Karaciğerin Vücudumuzdaki Fonksiyonları Detoksifikasyon, zararlı maddelerin kimyasal yollarla zararsız hale dönüştürüldüğü sistemdir. Karaciğer, yiyecek ve içeceklerdeki zararlı maddeleri detoksifiye eder. Alkol, karaciğer tarafından detoksifiye edilen en tanınmış toksindir. Bununla birlikte uzun süre alkol kullanımı siroza neden olabilir.
4.6. Karaciğerin Vücudumuzdaki Fonksiyonları Sindirilip absorbe edilen bütün gıda bileşenleri karaciğerden geçip vücudun her hücresine gönderilir. Bazen besin maddeleri hücrelere nakledilmek üzere burada adeta ambalajlanır. Örneğin A vitamini yağda çözünür, fakat kan bu vitamini ancak suda çözünebilir formda hücrelere taşıyabilir. Karaciğer, yağda çözünen A vitaminine bir protein bağlayarak kan yoluyla suda çözünür formda taşınmasını sağlar.
PANKREAS Bu küçük organ mide ile ince bağırsak arasındadır. - Kan şekeri regülasyonunda gerekli hormonları (insülin ve glukagon ) - Sindirim salgıları üretir ve ince bağırsağa gönderir. 14
PANKREAS 1200-1500 ml pankreatik su bağırsağa geçer. Bu sıvıda; su, sodyum bikarbonat ve sindirim enzimleri bulunur. 15
SODYUM BİKARBONAT Asidik kimüsü nötralize etmek için kullanılır (mideden gelen kimüs ph 1-2 de). Pankreatik sindirim enzimlerinin çalışabilmesi için hafif alkali ortam gereklidir. 16
Amilaz Karboksipeptidaz Lipaz Pankreatik sindirim enzimleri Kimotripsin Proteaz Tripsin 17
Tüm enzimler inaktif formda sentezlenir. İnce bağırsakta aktif forma geçerler. -Bağırsağı korumak için. Niçin? 18
SİNDİRİM ENZİMLERİ Tripsin ve kimotripsin: protein ve peptitleri daha kısa zincirlere parçalar. Karboksipeptidaz: proteinlerin sindirimini peptitlerin sonundaki amino asitleri ayırarak sağlar. 19
BAĞIRSAK DUVARI İnce bağırsak duvarı sindirim prosesini tamamlamak küçük molekülleri absorbe etmek görevi olan hücrelerle kaplıdır. Bu hücreler kendi dış membranlarında çeşitli enzimleri bulundurur. 20