DİŞ KÖK GELİŞİMİNİN CİNSİYET TAYİNİNDE KULLANILABİLİRLİĞİ



Benzer belgeler
DİŞ GELİŞİMİ VE ANOMALİLERİ

Yrd. Doç. Dr. Sibel Koçak

EMBRİYOLOJİ VE GENETİK DERSİNE GİRİŞ ARŞ. GÖR. KEVSER İLÇİOĞLU

Mine dokusunun yapısı, organik ve inorganik yapı bileşenleri

ADIM ADIM YGS LYS. 73. Adım ÜREME BÜYÜME GELİŞME EMBRİYONİK ZARLAR İNSAN EMBRİYOSUNUN GELİŞİMİ-1

KRANİYOFASİYAL YAPININ BÜTÜN OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ. Prof. Dr. Hatice Gökalp

Prof. Dr. Gökhan AKSOY

Kas Dokusunun Gelişimi. Doç.Dr. E.Elif Güzel

ENDOTEL YAPISI VE İŞLEVLERİ. Doç. Dr. Esra Atabenli Erdemli

Prof.Dr.Engin Ersöz 2.sınıf ders notları

ENDODONTİK TEDAVİDE BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ

Hücre. 1 µm = 0,001 mm (1000 µm = 1 mm)!

Prenatal devre insan ve memeli hayvanlarda uterus içerisinde geçer. Kanatlı hayvanlarda ise yumurta içinde kuluçkada geçen devredir.

! Prof.Dr.Engin+Ersöz sınıf+ders+notları+

ÇOCUKLARDA FİZİKSEL AKTİVİTE VE FİZİKSEL UYGUNLUK PROF. DR. ERDAL ZORBA

PROF. DR. ERDAL ZORBA

ÜNİTE PSİKOLOJİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I

FORAMEN APİKALE'NİN DİŞ KÖKLERİNİN ANATOMİK APEKSLERİYLE İLİŞKİSİ. Tayfun ALAÇAM*

Organizmanın en sert dokusudur. Kemik dokusunun hücreler arası maddesinin içinde kollajen teller ve inorganik elemanlar bulunur. İnorganik elemanlar

ÖZGEÇMİŞ. 1. Adı Soyadı: BELDE ARSAN. İletişim Bilgileri: Adres: Okan Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Akfırat-Tuzla / İSTANBUL

Endokrin Sistem. Paratiroid Tiroid Pankreas Surrenal bez. Dr.Murat TOSUN

2) Deri ve epidermal oluşumların meydana gelişi :

BÜYÜME. Vücudun ya da vücut bölümlerinin boyut olarak artması Yaşamın ilk 20 yılında görülen en önemli biyolojik süreçtir.

MENOPOZ. Menopoz nedir?

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ

SANKO ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS KURULU 102: HÜCRE VE DOKU SİSTEMLERİ

GİRNE ÜNİVERSİTESİ, DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ DÖNEM II ( )- I. DERS KURULLARI HAFTALIK DERS PROGRAMI

ÖZGEÇMİŞ. 1. Adı Soyadı: BELDE ARSAN. İletişim Bilgileri: Adres: Okan Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Akfırat-Tuzla / İSTANBUL

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger

HİSTOLOJİ. DrYasemin Sezgin

Hücreler arası Bağlantılar ve Sıkı bağlantı. İlhan Onaran

Şekil 1. Mitoz bölünmenin profaz evresi.

ÇOCUKLARDA BÜYÜME VE GELİŞMENİN İZLENMESİ

Prof. Dr. Gökhan AKSOY Prof. Dr. Cenk CURA Prof. Dr. Ebru ÇAL

II.Hayvansal Dokular. b.bez Epiteli 1.Tek hücreli bez- Goblet hücresi 2.Çok hücreli kanallı bez 3.Çok hücreli kanalsız bez

KALP KASI Kalpte ve kalpten çıkan büyük damarlarda bulunur. Miyofilamanların organizasyonu iskelet kasındakilerle aynıdır; histolojik kesitlerde

Prof. Dr. Ferit ÖZATA

GELİŞİM İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

İSKELET YAPISI VE FONKSİYONLARI

ÖZGEÇMİŞ. 1. Adı Soyadı: BELDE ARSAN. İletişim Bilgileri: Adres: İstanbul Okan Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Akfırat-Tuzla / İSTANBUL

Özofagus Mide Histolojisi

T.C. 8. SINIF I. DÖNEM. ORTAK SINAVI 27 KASIM 2014 Saat: 09.00

DERİ VE EKLERİ. Doç. Dr. Belgin CAN

BEYİN GELİŞİMİNİN HİKAYESİ

Kadın Genital Organlarının Anatomi ve Fizyolojisi. 10.Sınıf Kadın Sağlığı Hastalıkları ve Bakımı

GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ DEKANLIĞI

Hatice ALÇİN İnönü Üniversitesi ve Selçuk Üniversitesi Endodonti Anabilim Dalı Ortak Doktora Programı

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ. DİŞ HASTALIKLARI ve TEDAVİSİ ANABİLİM DALI

Periodontoloji nedir?

HAYVANSAL HÜCRELER VE İŞLEVLERİ. YRD. DOÇ. DR. ASLI SADE MEMİŞOĞLU RESİM İŞ ZEMİN KAT ODA: 111

KAYNAMALI ISI TRANSFERİ DENEYİ. Arş. Gör. Emre MANDEV

KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK

Epitel hücreleri glikokaliks denen glikoprotein örtüsü ile çevrilidir. Epitel hücrelerinin birbirine yapışmasını sağlar. Epitel hücrelerinin üzerine

GÖRÜNTÜ İŞLEME HAFTA 2 SAYISAL GÖRÜNTÜ TEMELLERİ

ERGENLİKTE HİJYEN SAĞLIK VE KİŞİSEL BAKIM. Hazırlayan Okul Rehber Öğretmeni İrem YILDIRIM

Doç. Dr. Alev Gürol BAYRAKTAROĞLU

Tarifname DENTİN FORMASYONUNU TEŞVİK EDEN BİR KOMPOZİSYON

FZM 220. Malzeme Bilimine Giriş

Örtü Epiteli Tipleri:

Doç. Dr. Alev Gürol BAYRAKTAROĞLU

Öğr. Gör. Dr. İlker BÜYÜK, Botanik, 3. Hafta: Bitkisel Dokular KOLONİ VE DOKULAŞMA

TARİHÇE BÖLÜMLER. Fakültemiz Klinik Bilimler Bölümü altında hizmet veren sekiz Anabilim Dalı bulunmaktadır.

ÇEVRESEL SİNİR SİSTEMİ SELİN HOCA

HÜCRE MEMBRANINDAN MADDELERİN TAŞINMASI. Dr. Vedat Evren

Diagnostik Görüntüleme ve Teknikleri

DOKU. Dicle Aras. Doku ve doku türleri

Dişlerin Ark İçerisindeki ve Karşılıklı İlişkileri. Prof. Dr. Mutahhar Ulusoy

DENİZ BİYOLOJİSİ Prof. Dr. Ahmet ALTINDAĞ Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı

Kalın Barsak Mukoza. Villi yoktur Kıvrımlar yoktur. Distal bölümde (Rectal) vardır DR. OKTAY ARDA

METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS

BİR OLGU NEDENİYLE CLEIDOCRANIAL DYSOSTOSIS

Prof. Dr. Ferit ÖZATA

Deri, vücudun sa lam ve koruyucu dı örtüsüdür. Salgı bezleri, tırnaklar,tüyler ile deri bir organ ve sistemdir. En geni organdır (Yakla ık 1.

ADIM ADIM YGS LYS Adım DUYU ORGANLARI 3 GÖRME DUYUSU VE GÖZ

Çayın Bitkisel Özellikleri

GELİŞİMİN 1. VE 2. HAFTASI

Canlılarda mitoz, amitoz ve mayoz olmak üzere üç çeşit bölünme görülür.

12. SINIF KONU ANLATIMI 24 STOMA VE TERLEME (TRANSPİRASYON)

ÜST ÇENE SAĞ I. BÜYÜK AZI DİŞİ MORFOLOJİSİ

ADLİ DENTAL ANTROPOLOJİ: (DENTAL ANTROPOLOJİ AÇISINDAN MİNNETPINARI VE GÜLLÜDERE TOPLUMLARININ DİŞLERİNİN KARŞILAŞTIRMALI ANALİZİ)

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy

ORTODONTİ. Dersin Kodu Dersin Adı Z/S T U K DOR 603 Ortodontik tanı yöntemleri, Fonksiyonel analiz,

HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücrenin fiziksel yapısı. Hücre membranı proteinleri. Hücre membranı

İskelet ve kemik çeşitleri nelerdir?

GİRİŞ. Faylar ve Kıvrımlar. Volkanlar

Doç. Dr. Fatih ÇALIŞKAN Sakarya Üniversitesi, Teknoloji Fak. Metalurji ve Malzeme Mühendisliği EABD

A. TOHUMLU BİTKİLERİN TEMEL KISIMLARI

KEM K OLU UMU ki çe it kemik olu umu vardır. 1)Ba dokusu aracılı ıyla süngerimsi kemik olu umu 2)Kıkırdak doku aracılı ıyla sıkı kemik olu umu

Ekran, görüntü sergilemek için kullanılan elektronik araçların genel adıdır.

Anatomik Sistemler. Hastalıklar Bilgisi Ders-2 İskelet-Kas-Sinir Sistemleri

12. SINIF KONU ANLATIMI 9 BİTKİSEL DOKULAR MERİSTEM

Zeytinyağı ve Çocukluk İnsanın çocukluk döneminde incelenmesi gereken en önemli yönü, gösterdiği bedensel gelişmedir. Doğumdan sonraki altı ay ya da

Fizyoloji PSİ 123 Hafta Haft 8 a

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ...

Mayoz Bölünmenin Oluşumu

AMPHİOXUS TA ZİGOT TAN SONRAKİ GELİŞMELER

MANDİBULA HAREKETLERİNİN OKLÜZAL MORFOLOJİYE ETKİLERİ

DİŞ SERT DOKULARININ HİPOPLAZİLERİ

Kök :Tohumdan ilk gelişen organdır.

ADOLESANLARDA FĠZĠKSEL BÜYÜME VE CĠNSEL GELĠġME

Transkript:

T.C Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı DİŞ KÖK GELİŞİMİNİN CİNSİYET TAYİNİNDE KULLANILABİLİRLİĞİ BİTİRME TEZİ Stj. Diş Hekimi: Ömer Kazım TOPRAK Danışman Öğretim Üyesi: Prof. Dr. Aytaç KOÇAK İZMİR-2013

T.C Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı DİŞ KÖK GELİŞİMİNİN CİNSİYET TAYİNİNDE KULLANILABİLİRLİĞİ BİTİRME TEZİ Stj. Diş Hekimi: Ömer Kazım TOPRAK Danışman Öğretim Üyesi: Prof. Dr. Aytaç KOÇAK İZMİR-2013

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ 1. GİRİŞ VE AMAÇ 2. DİŞ GELİŞİMİNİN BAŞLANGICI 2 2.1. Diş gelişim safhaları... 3 2.2. Pulpa oraganının gelişimi....5 2.3. Dentinogenezis....7 2.4. Amelogenezis... 9 2.5. Kron maturasyonu....10 2.6. Kök gelişimi....12 2.6.1. Tek kök oluşumu.. 13 2.6.2. Birden fazla kökün oluşumu....14 3. MATÜR DİŞ ANATOMİSİ..15 4. GEREÇ YÖNTEM...15 5. BULGULAR.23 5.1. Ortalama uzunluk.....23 6. TARTIŞMA..25 7. SONUÇ.....26 8. ÖZET.26 9. KAYNAKLAR..31

ÖNSÖZ Diş kök gelişimin cinsiyet tayininde kullanılabilirliği konulu tezimi hazırlarken yardımlarını esirgemeyen değerli hocam sayın Prof.Dr. Aytaç KOÇAK a, eğitim ve öğretim hayatım boyunca maddi ve manevi desteğini esirgemeyen aileme teşekkürü bir borç bilirim. İzmir- 2013 Stj. Diş Hekimi Ömer Kazım TOPRAK

1. GİRİŞ VE AMAÇ Kız ve erkek çocuklar arasındaki fiziksel, bilişsel, duygusal ve sosyal yönden farklar vardır. Bu farklar annedeki ovumun babanın sperm hücreleri ile fertilize olduğu anda başlar ve hayat boyu devam eder. Gelişim anlamında kesinlikle en etkileyici dönem hamileliğin başından üç yaşa kadar olan dönemdir. Fiziksel, duygusal, sosyal, bilişsel gibi çeşitli yönlerden kızlar erkeklerden daha erken gelişirler, aradaki mesafe gittikçe açılarak ergenlik dönemine kadar devam eder. Aradaki fark 6 yaşlarında ortalama 6 aylıkken ergenlikte 2 yıla kadar çıkmaktadır. Ergenlikten sonra bu fark yavaş yavaş azalır. Çalışmanın amacı, kız ve erkeklerin gelişimdeki farklılıkların diş gelişimi üzerinde olan etkisini araştırmak, oluşan farklıkların cinsiyet tayininde kullanılabilirliğini belirlemektir. Bu amaçla; alt 1. molar dişlerin mezyal kök uzunlukları ölçümünün cinsiyet tayininde kullanılabilirliği tartışılmıştır.

2. DİŞ GELİŞİMİNİN BAŞLANGICI Dişler; mine organının geliştiği oral epitel hücreleri ve dental papilla hücrelerinin çoğaldığı mezenşimal hücrelerden olmak üzere 2 tip hücreden gelişir. Mine; mine organından, dentin ise dental papilla hücrelerinden gelişir. Epitel ve mezenşim hücrelerinin interaksiyonu dişlerin formasyonunda önemlidir (1, 2, 3, 4). Baş ve boyundaki krista nöralis hücreleri mezenşim hücreleriyle eş anlamlıdır. Bu hücreler epitel hücreleriyle birlikte dişlerin gelişimine ve tükürük bezlerinin gelişimine katılırlar. Aynı zamanda yüzün kemik, kıkırdak, sinir ve kaslarının formasyonunda rol oynarlar. Krista nöralis hücrelerinin rolü tam olarak bilinmemektedir, ancak nöral boğumlardan çıkarak baş ve çene kısmına göç ettikleri ve fonksiyonlarına başladıkları bilinmektedir. Krista nöralis hücreleri epitel hücrelerini indükleyerek oral epitel hücrelerinin prolifere olmasını sağlar ve bunun sonucu olarak dental lamina gelişir. Bu diş gelişimine ait ilk belirtidir. Dental lamina, mandibula ve maksilla boyunca, alttaki mezenşim dokusuna invaginasyonunu gerçekleştirir. Dental lamina üzerinde, süt dişi tomurcuklarının oluşacağı 20 alan belirir. Bu tomurcuklardan daha sonra süt dişleri gelişir. Dental lamina rehberliğinde aynı zamanda 32 daimi dişin tomurcuğu da gelişir. Alttan gelen daimi kesici diş germleri süt kesicilerin lingualinde gelişmeye başlar. Daimi dişlerin geliştiği dental laminanın lingual uzantısına daimi diş laminası denir. Üzerinde süt dişi germleri bulunduran dental lamina posteriora doğru gelişimine devam eder ve daimi dişler bu laminanın arka bölümünde ve 2. süt azıların distalinde oluşan dental laminadan gelişir. Dental laminadan gelişen son diş doğumdan 15 yıl sonra gelişmeye başlayan 3. molar diştir. Bu dişler 2

süt dişleri olmadığı için daimi diş laminasından değil genel laminadan gelişir. Böylece dental lamina, prenatal 6.haftadan başlayarak doğumdan sonra 15. yıla kadar 52 dişin gelişiminden sorumludur. Süt dişlerinin tomurcukları anteroposterior yönde gelişir. Bu sebeple ön dişlerin gelişimi arka dişlere göre daha ilerdedir. Süt dişleri gelişip sürmeye başladıktan sonra daimi dişlerin tomurcukları daha yeni gelişmeye başlar (1, 2, 3, 4, 5). 2.1. DİŞ GELİŞİM SAFHALARI Bir dişin oluşması her ne kadar devamlılık gösterse de özellikleri farklı olan bazı safhalar gözlenir. Bu safhalar; tomurcuk, takke ve çan safhasıdır. Diş gelişim sırasında mine organının aldığı şekillere göre safhalar isimlendirilir (6, 7, 8, 9). Tomurcuk safhasında (Şekil 1) epitel hücreleri komşu mezenşim hücrelerine doğru prolifere olur ve mine organı oluşur (Şekil 1). Epitelyal omurcuk yavaş yavaş konkav yüzey oluşturarak mine organı take safhasına geçer (Şekil 2). Bu safhada mine organı ve dental papilla bulunur ve bu yapılar dental folikül ile çevrilidir. Mine organı ve bitişiğinde bulunan dental papilla çoğalarak çan safhasına geçerler (Şekil 3 4). Bu safhada mine organı konveks yüzeyde dış mine epitel hücrelerine konkav yüzeyde ise iç mine epitel hücrelerine, stratum intermediuma ve mine organının geri kalan kısmını oluşturan yıldızsı retikulum hücrelerine diferansiye olur (Şekil 5). Bu diferensiasyon safhasıdır ve 2 özellik gösterir. İç mine epitel hücreleri gelecekteki diş kronunun şeklini belirler ve ameloblastlara farklılaşır. Bu ameloblastlar gelecekteki mine hücrelerini oluşturur. Çan safhasında 3

dental papillanın çevresindeki hücreler odontoblastlara farklılaşarak dentini oluştururlar (Şekil 5) (1, 2, 3, 4, 5, 9, 10). Şekil 1: Tomurcuk safhası; E-mine organı, P-dental papilla, S-yüzey epiteli Şekil 2: a) Takke safhası, b) Geç çan safhasında dental laminanın parçalanması (a) (b) Şekil 3: a) Erken çan safhası, b) Çan safhası, c) Geç çan safhası (a) (b) (c) 4

2.2. PULPA ORGANININ GELİŞİMİ Genç dental papilla dişin çevresindeki dokulara göre daha yoğun hücrelerle çevrilidir. Yüksek hücre yoğunluğu papillanın büyümesine ve bölünmesine neden olur. Böylece mine organın büyüme hızıyla arasındaki hızı koruyacaktır. Pulpanın ortasında birkaç büyük kan damarı ve çevresinde küçük kan damarları görünür. Diş gelişimi sırasında az sayıda küçük sinirler eşlik eder. Dişlerin sürmeye başlamasıyla ve fonksiyona geçmesiyle birlikte büyük miyelinli sinirler pulpada artar. Dental papillanın periferindeki hücreler farklılaşarak ameloblastlara dönüşürler. Özetle; dental papilla hücreleri ilk olarak iç mine epitel hücrelerini indükleyerek odontoblastlara dönüşmesini sağlarlar. Odontoblastlar mine oluşumundan önce dentini oluşturmaya hazır hale gelirler (9, 10). 5

Şekil 4: Diş gelişimine ait safhaların şematik görüntüsü ab- ameloblast bm- bazal membran cb- sementoblast de- dental epitelyum dp- dental papilla ds- dental sak dt- dentin ek- mine knotu ob- odontoblast oe- oral epitel oee- dış mine epiteli pa- preameloblast pd- periodontal ligament si- stratum intermedium sr- stratum retikulare iee- iç mine epitel hücreleri inisiasyon safhası geç çan safhası (diferansiasyon) tomurcuk safhası sekretuar faz takke safhası çan safhası 6

2.3. DENTİNOGENEZİS Odontoblastların dentin formasyonuna başladıkları sürece, dentinogenezis denir. Dental papilla dentin ile çevrili hale gelerek pulpa adını alır. Dentini oluşturan odontoblastlar pulpanın etrafında yer alarak dentin matriksini salgılarlar. Odontoblastlar pulpaya doğru ilerledikçe kollagen fibril ve organik madde yapısındaki predentin çökelmeye başlar (Şekil 5). Şekil 5: Dental dokuların gelişimi 1-ameloblast, 2-mine, 3-predentin (dentin), 4-odontoblast, 5-pulpa Odontoblastlar fonksiyona geçince hücre çekirdekleri hücrede bazal membrana doğru hareket eder ve diğer hücre organelleri belirgin hale gelir. Bu hücreler dış veziküller ile hücrenin apikalinde ve hücre boyunca protein salgılarlar. Dentin matriksi ilk depolandığı zaman kollagen mineralize değildir ve predentin olarak tanımlanır. Kollagen matriks şekillenirken odontoblastlar mine-dentin bağlantısının oluşacağı yöne doğru hareket ederler. Dentinogenezis 2 fazda gerçekleşir; 1) Kollagen matriksinin oluşumu 2) Trikalsiyum fosfat (hidroksiapatit )kristallerinin depozisyonu 7

İnisyal kalsifikasyon yüzeyde veziküller içinde kristaller ve kollagen fibriller görünümündedir. Kristaller fibrillerin uzun aksı doğrultusunda dizilirler, büyürler, dağılırlar ve predentini, dentine dönüştürürler. Sadece pulpa sınırında kalsifiye olmamış kollagen matriks bandı bulunur. Matriks oluşumu sürecinde yapıda ve ve mineralizasyon süreçleri yakından ilişkilidir. Mineralizasyon dentindeki mineral yoğunluğu kademeli olarak artar. Kollagen henüz mineralize olmamış predentin günlük olarak birikir. Önceden oluşan kısımlar kalsifiye olarak dentini oluşturur. Dentini formasyonu tabakalar (inkremental) halinde gerçekleşir. İnkremental çizgi, dişin sert dokularında ve kemikte günlük birikime bağlı olarak oluşan mikroskobik görünümündeki çizgiye verilen addır. Kron oluşumu ve erüpsiyonu esnasında günde 4µ dentin oluşurken dişin okluzyona ulaşmasından sonra günde 1µ dan az dentin oluşur. Dentinin tabakalar şeklinde depolanması ve mineralizasyonu minedentin sınırında pulpa boynuzlarına tekabül eden kısımda başlar, tüberküllerde ritmik olarak devam eder ve kron tamamlanıncaya kadar sürer. Kök gelişimi dişlerin sürmesi esnasında ve sonrasında devam eder (9, 10, 11). 8

2.4. AMELOGENEZİS Mine-dentin sınırında dentinin birkaç mikrometre birikiminden sonra ameloblastlar mine depozisyonuna başlar. Çan safhasında iç mine hücreleri farklılaşarak silindirik şekle dönüşürler ve aktif sekretuar ameloblastlara dönüşürler. Ameloblastalar diferansiye olur ve fonksiyonel fazlara geçiş yaparlar. Bu fazlar; 1) Morfogenez 2) Organizasyon ve diferansiasyon 3) Sekresyon 4) Maturasyon 5) Proteksiyon Sekresyon safhası sırasında ameloblastların apikalinde Tomes uzantıları (kısa konik uzantılar) gelişir. Hücre ve Tomes uzantıları arasında bağlantı kompleksi oluşur, buna terminal bar aparatı denir. Bu bağlantı ile komşu hücreler arasında ilişki korunur. Ameloblastlar uzadıkça endoplazmatik retikulumda matriks sentez edilir golgi aparatına gönderilir ve membran granüllerinde paketlenir. Veziküller hücrelerin apikaline doğru hareket ettikçe içerikleri dışa çıkar ve mine-dentin sınırında depolanır. Dentin yüzeyinde depolanan ilk mine, mine-dentin bağlantısını oluşturur. Matriks oluşumu mine-dentin sınırı boyunca bir büyüme merkezinden başlar ve krona doğru lateral yönde devam eder. Ameloblastlar sekresyona başlayınca üstte bulunan stratum intermedium hücreleri büyür ve iğ şeklinde olan hücreler piramit şeklini alır. Bu hücreler mine formasyonu sırasında ameloblastlar ile yakın ilişkidedir. Bu 9

iki tip epitelyal hücre desmozomlar ile tutunurlar. Mine gelişimi için gerekli maddeler dış mine epitelinden kan damarları ile gelir ve stratum retikularede (Şekil 6) filtre edilerek önce stratum intermedium hücrelerine daha sonra da bir mine proteini olan amelogeninin sentez edileceği ameloblastlara aktarılırlar (1, 3, 4, 5). Şekil 6: Mine organı 1-iç mine epitel hücreleri 2-dental papilla 3-dış mine epitel hücreleri 4-stratum retikulare 5-dental folikul 6-oral kavıte epiteli 2.5. KRON MATÜRASYONU Amelogeninin depozisyonundan kısa bir süre sonra matriks mineralize olmaya başlar. Minerallere ait küçük kristaller hızlıca boyuna ve enine büyürler. Mineral miktarının inisiyal depozisyonu, total mineralizasyonun yaklaşık %25 ini oluşturur. %75 i inisiyal depozisyondan daha uzakta büyüyen kristaller tarafından oluşturulur (%5 i ise sudur). Minenin 10

mineralizasyonu matriks depozisyonunu takip eder. İlk matriks depozisyonu mine-dentin sınırında oluşur. Matriks oluşumu ve mineralizasyon tüberkül tepelerinden başlar ve lateral yönde krona doğru devam eder. En sonunda kronun servikal bölgesi mineralize olur. Oluşan olgun mine proteinine enamelin adı verilir. Minenin mineral içeriği dentinden daha üstündür. Dentinde mineral içeriği %69 iken, minenin yaklaşık %96 dır. Tüm vücut dokularında en yüksek konsantrasyonda mineral minede bulunur. Yüksek mineral içeriğinden dolayı maturasyon sırasında nerdeyse suyun tamamı ve organik maddeler kaybolur. Ameloblastlar matriks depozisyon fazını tamamlandıktan sonra terminal bar aparatı kaybolur ve mine pürüzsüz hale gelir. Bu fazda ameloblastların fonksiyonları ve görünümleri değişir, hücrelerin apikal sonlanmaları mine yüzeyi boyunca büzülürler. Ameloblastların boyları ve içindeki organellerin sayısı azalır. Mine matürasyon safhasına eriştikten sonra, ameloblastlar mineden suyu ve organik matriksi absorbe etmek için daha aktif hale gelirler. Minede mineral içeriğinin artması protein ve sıvı kaybına bağlıdır. Bu değişim süreci tüm minede maturasyon safhasında meydana gelir ancak bu son fazla sınırlı değildir dişler sürdükten sonra bile minedeki mineralizasyon devam eder (3, 5, 6). Son olarak ameloblastlar mine yüzeyinde organik kütikülü salgılarlar ve mineyi hemidesmozomlar ile bu organik örtüye bağlarlar. Hemidesmozom bağlantılar ameloblastlar tarafından gelişir. Kütikülün gerçekleştiği faz ameloblast fonksiyonlarının koruyucu fazı olarak tanımlanır. Ameloblastlar fonksiyonlarını tamamlamadan önce tüberküllerde mine kalınlığını tamamlar. Mineralizasyon ilk olarak kronlarda başlar servikal kısım en son mineralize 11

olur. Tüberkül tepelerindeki mine matriksinin inkremental depozisyonu ile hacmi artar (Şekil 7). Kronların hacmi iç mine epitel hücrelerinin tüberküller arasındaki proliferasyonu ile artar. Kron boyundaki artış ameloblastların iferansiasyonunu takiben mine formasyonu ile gerçekleşir. Mine gelişiminin başlamasından formasyonu tamamlanıncaya kadar kronun hacmi 4 kat artar. Minenin tamamlanması mineral içeriğine ve kron hacmine bakılarak belirtilir. Mineralizasyonun son safhasını takiben ameloblastlar primer kütikülü sekrete ederler (12, 13, 14). Şekil 7: Mine depozisyonu 1-dış mine epiteli 2-pulpa 3-ameloblast 4-mine 5-dentin 6-odontoblast 2.6. KÖK GELİŞİMİ Kron oluşumunu tamamladıktan sonra iç ve dış mine epitel hücreleri bir araya gelerek Hertwig epitel düğümü adı verilen birleşme alanını oluştururlar. Servikal bölgede bir kıvrım oluşur ve buradan hücrelerin aşağıya prolifere olması sonucu iki katlı hücre tabakasından oluşan kök kını (Hertwig epitel kını) oluşur. İç mine epitel hücreleri kronda mine formasyonu için 12

ameloblastları indüklerken, kökte odontoblastları indükler ve kök dentininin oluşmasını sağlar. Kök kını sement ve minenin birleştiği yerde gelişmeye başlar ve kökü oluşturmak için uzar. Kökün uzunluğu, kurvatürü, kalınlığı, sayısı bu hücrelere ve yakınındaki pulpa mezenşim hücreleri ile olan interaksiyonuna bağlıdır. Kök kınının iç kısmındaki hücreler odontoblastları dentin yapımı için stimüle ederken, dışındaki hücreler kök yüzeyinde kütiküler membranı (enameloid) oluşturmak için birikir. Bundan sonra kök kını parçalanmaya başlar, rezorbe olur. Kök kını uzamaya devam ederken en uçta pulpaya doğru yaklaşık 45 derecelik bir kıvrım yapar. Bu bölgeye epitelyal diyafram denir. Epitelyal diyafram pulpanın apikal kısmını kuşatır ve burası daha sonra apikal kısmı oluşturur. Kök kını uzarken odontoblastlar pulpal sınır boyunca dentin üretirler. Bu, kronda oluşan dentinin kökteki devamıdır. Dentin krondan epitelyal diyaframa doğru gittikçe daralır. Kök pulpasında hücre sayısı artarak pulpa proliferasyon zonu meydana gelir. Kök oluşumu tamamlanıncaya ve apikal foramen 1-3 mm olana kadar dentinogenezis devam eder. Kök uzunluğu arttıkça diş sürmeye devam eder böylece kök için yer sağlanmış olur. Kökün uzaması ve diş sürmesi aynı oranda gerçekleşir (4, 6, 15). 2.6.1 TEK KÖK OLUŞUMU Tek köklü dişlerde kök kını epitel hücrelerinin dentin ve pulpayı tüp şeklinde kuşatmasıyla oluşur. Kök kını üzerinde enameloid tabakası oluştuktan kısa bir süre sonra kök kını parçalanır. Bunun sonunda kök dentin dıştaki mezenşim ile temasa geçer, onu indükleyip sementoblastlara dönüşür ve sementoid sekresyonu başlar. Sementoid non-kalsifiyedir ama 13

kısa bir süre sonra mineralize olur ve olgun sement oluşur. Kök kını devamlılık göstermez dentin yapımı başlayınca kının tabakaları hızlıca rezorbe olur. Ancak epitelyal diyafram kök tamamlanıncaya kadar varlığını sürdürür (1, 4, 5). 2.6.2 BİRDEN FAZLA KÖKÜN OLUŞUMU Çoklu köklerin oluşumu furkasyon oluşumu başlayana kadar tek kök oluşumuna benzer. 2 veya daha fazla alanda epitelyal diyafram hücreleri karşı taraftaki uzantıları ile kontağa gelene kadar aşırı miktarda büyürler. Bu uzantılar kaynaşır ve tek bir yerdeki açıklık 2 veya 3 açıklığa bölünür. Epitelyal diyafram her açıklığın çevresini kuşatır ve her kök aynı oranda büyümeye devam eder. Çoklu köklerde her kök tek kökmüş gibi gelişir. Kök kını parçalandıktan sonra ve epitel kılıfları kök yüzeyinden rezorbe olduktan sonra kök yüzeyinde sement formasyonu başlar. Mine-sement sınırındaki sement aselüler, diş sürdükten sonra kök apeksinde gelişen sement selülerdir. Sement kemik veya dentin gibi tabakalar halinde oluşur. Sementsadece tamirin gerekli olduğu durumlarda aktif hale geçer onun dışında durgundur (1, 2, 5). 14

3. MATÜR DİŞ ANATOMİSİ Şekil 8: Gelişimini tamamlamış alt 1. Molar diş 4. GEREÇ VE YÖNTEM Bu çalışmada Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi Anabilim Dalı nın radyografi arşivinden yararlanılmıştır. Çalışmada alt 1. molar dişlerinin kök gelişimini tamamlamış, kök anomalisi olmayan ve 1. molar dişlerinden kök kanal tedavisi görmemiş elli kız elli erkek çocuk hastanın panaromik filmleri kullanılmıştır. Hastaların cinsiyetleri ve 1. molar dişlerinin meyzal kök uzunlukları kaydedilmiştir. Çalışmaya önce panaromik filmlerin aynı ölçekte olması için ölçeklendirme ile başlanmıştır. Ölçeklendirme ve kesin ölçüm için AutoCAD 15

2013 programından yararlanılmıştır. Her radyografinin aynı ölçekte olmasını sağlamak amacıyla alt 1.molar dişlerin kron boyutları 3 cm olarak sabitlenip bütün radyografiler bu şekilde ölçeklendirilmiştir. Kron boyu için mezyobukkal tüberkülün en uç noktası ve mine-sement sınırı referans noktası olarak kabul edilmiştir. İlk işlem radyografileri çalışma programına çağırmaktır. Bunun için INSERT sekmesinden Raster image Reference seçilir. Dosyadan radyografi seçilir ve çalışma ekranına çağırılır (Şekil 9). Şekil 9: Resimlerin çağırılması Resim çağırma işleminden sonra alt 1. molar dişlerin kron boylarını ölçmek için Aligned butonu seçilir ve kron boyu referans noktalarından belirlenir. Bu buton yatay ölçmeyi sağlayacağı için devrik dişlerde de işlem kolaylığı sağlamak amacıyla seçilmiştir (Şekil 10 11). 16

Şekil 10: ALİGNED seçimi Şekil 11: Kron boyu belirlenmesi Kron boyu belirlenmesinden sonra kron boyunu 3 cm olarak sabitleme ve ölçeklendirme işlemlerine geçilir. Bunun için ilk yapılacak işlem kırmızı renk ile belirlenen kron boyu doğrultusunda gerçek boyutu 3 cm olan bir çizgi çizmektir. İlk olarak kırmızı çizgi araç çubuğundan seçilir (Şekil 12). Klavyeden L (line) ve ENTER komutu verilir. 17

Şekil 12: Kırmızı seçimi Tüberkülün en uç noktası seçildikten sonra doğrultu ayarlanır ve çıkan komut başlığına 3 cm lik çizgi komutu verilir ve kırmızı çizgi çizilmiş olur (Şekil 13-14). Şekil 13: LİNE komutu ve doğrultu seçimi 18

Şekil 14: 3 cm lik kırmızı çizgi görünümü İlk aşamada belirlenen kron boyunun 3 cm olarak ayarlanması için klavyeden SC (scale) komutu verilir ve sürükle bırak işlemi ile tüm resim seçilir (Şekil 15-16). Şekil 15 : SC komutu 19

Şekil 16 : Resim seçimi Sonra tekrardan tüberkülün en uç noktası (çalışma ekranında base point yazacaktır) tıklanır ve ve klavyeden R ve ENTER komutları verilir (Şekil 17). Bundan sonra yapılacak işlem mine-sement sınırındaki siyah çizginin (end point) kırmızı çizginin bitim noktasına taşımasıdır. Siyah çizgi ucu tıklanır ve kırmızı çizgi bitim noktasına gelinerek burada ikinci tıklama yapılır. Bu şekilde bütün resim kronu 3 cm olan 1. Alt molar dişe göre ölçeklendirilmiş olur (Şekil 18-19-20). Şekil 17 : R komutu 20

Şekil 18: Siyah çizginin (end point) seçilmesi Şekil 19: Kırmızı noktanın bitimine taşınması Şekil 20 :Ölçeklendirme 21

Bütün bu ölçeklenirme işlemlerinden sonra ölçüm için Aligned yeniden seçilir ve ölçüm yapılır. Ölçüm için referans noktalar mine sement sınırı ve radyolojik apekstir (Şekil 21). Şekil 21 : Kök boyu ölçümü 22

5. BULGULAR 5.1 ORTALAMA UZUNLUK Bu yöntemle her hastanın kök boyu 3 kere ölçülmüş ve ortalaması alınmıştır (Tablo 1-2). Tablo 1: Kız ölçüm ortalaması Kız 1.ölçüm Kız 2.ölçüm Kız 3.ölçüm Kız ölçüm ortalaması Kız 1. ölçüm Kız 2.ölçüm Kız 3.ölçüm 1 4,93 4,9 4,91 4,91 26 5,68 5,74 5,89 5,77 2 5,29 5,25 5,3 5,28 27 4,91 4,97 5,11 4,99 3 4,62 4,62 4,61 4,61 28 6,03 6,1 6,05 6,06 4 4,7 4,7 4,7 4,7 29 5,42 5,48 5,57 5,49 5 5,73 5,65 5,71 5,69 30 5,21 5,2 5,31 5,24 6 5,85 5,8 5,79 5,81 31 5,87 5,71 5,74 5,77 7 6,18 6,2 6,05 6,14 32 6,55 6,21 6,39 6,38 8 6,15 6,07 6,24 6,15 33 4,78 4,75 4,84 4,79 9 5,71 5,87 5,83 5,8 34 7,14 7,01 7,2 7,11 10 6,45 6,13 6,42 6,33 35 6,36 6,61 6,54 6,5 11 8,63 8,3 8,41 8,44 36 5,86 5,85 5,79 5,83 12 6,93 6,83 6,91 6,89 37 5,23 5,19 5,31 5,24 13 6,3 6,11 6,32 6,24 38 5,35 5,35 5,39 5,36 14 7,01 7,1 6,97 7,02 39 6,21 6,44 6,23 6,29 15 9,01 8,64 8,77 8,8 40 5,77 5,9 5,93 5,86 16 5,79 5,71 6,04 5,84 41 7,38 7,31 7,2 7,29 17 5,44 5,3 5,35 5,36 42 5,49 5,29 5,31 5,36 18 6,71 6,43 6,4 6,51 43 6,11 6,2 6,15 6,15 19 7,11 7,18 7 7,09 44 6,63 6,44 6,6 6,55 20 5,01 5,13 5,1 5,08 45 5,88 5,9 5,67 5,81 21 4,76 4,8 4,91 4,82 46 5,67 5,83 5,79 5,76 22 5,28 5,4 5,44 5,37 47 7,29 7,45 7,39 7,37 23 5,85 5,93 5,95 5,91 48 5,61 5,94 5,87 5,8 24 7,17 6,98 7,1 7,08 49 6,89 6,46 6,72 6,69 25 6,23 6,28 6,2 6,23 50 7,15 7,47 7,31 7,31 genel ort. Kız ölçüm ortalaması 6,06 23

Tablo 2: Erkek ölçüm ortalaması Erkek 1.ölçüm Erkek 2.ölçüm Erkek 3.ölçüm Erkek ölçüm ortalaması Erkek 1.ölçüm Erkek 2.ölçüm Erkek 3.ölçüm 1 6,35 6,41 6,45 6,4 26 5,37 5,59 5,41 5,45 2 7,37 7,56 7,33 7,42 27 6,38 6,2 6,27 6,28 3 6,41 6,34 6,49 6,41 28 5,08 5,36 5,11 5,18 4 4,72 4,65 4,53 4,63 29 6,22 6,26 6,23 6,23 5 5,15 5,07 5,01 5,07 30 7,13 6,89 6,94 6,98 6 6,69 6,84 6,43 6,65 31 6,34 6,11 6,16 6,2 7 8,95 8,73 8,78 4,63 32 7,45 7,61 7,66 7,57 8 5 5,13 5,17 5,1 33 5,89 5,74 5,8 5,81 9 5,62 5,62 5,66 5,63 34 6,11 6 6,05 6,05 10 6,48 6,31 6,56 6,45 35 6,77 6,52 6,59 6,62 11 7,18 7,23 7,45 7,28 36 5,32 5,51 5,34 5,39 12 7,81 7,67 7,65 7,71 37 6,39 6,07 6,18 6,21 13 8,16 8,53 8,41 8,36 38 7,46 7,57 7,32 7,45 14 6,64 6,34 6,77 6,58 39 6,45 6,71 6,68 6,61 15 6,31 6,04 6,29 6,21 40 4,87 4,9 4,78 4,85 16 5,71 5,5 5,76 5,65 41 5,01 5,17 5,48 5,22 17 6,3 6,33 6,3 6,31 42 7,37 7,11 7,19 7,22 18 6,91 7,05 6,96 6,97 43 6,53 6,67 6,32 6,5 19 5,35 5,43 5,11 5,29 44 6,97 6,86 7,03 6,95 20 6,24 6,67 6,34 6,41 45 5,41 5,37 5,28 5,35 21 5,83 5,34 5,44 5,53 46 5,21 5,14 5,35 5,23 22 6,93 6,87 6,73 6,84 47 6,06 5,95 5,91 5,97 23 5,73 5,83 5,47 5,67 48 7,34 7,78 7,42 7,51 24 6,42 6,11 6,06 6,19 49 6,35 6,09 6,15 6,19 25 5,24 5,23 5,12 5,19 50 6,57 6,23 6,34 6,38 genel ort 6,2 Erkek ölçüm ortalaması 24

Belirlenen ortalamalar ile kız ve erkeklerin ortalama değerleri arasında istatistiksel anlamda önemli bir farkın olup olmadığını %5 yanılma payı ile hesaplanmış ve İstatistik testine göre; ( t hesaplanan t tablo(98,0.05) ) yani ortalama uzunluklar arasındaki değer farkı tablo değerinden (kritik değer) küçük olduğu saptanmış böylece kızların ortalama değeri ile erkeklerin ortalama değeri arasında istatistiki bakımdan önemli bir fark bulunmamıştır. 6. TARTIŞMA Çevresel, yapısal ve kalıtsal etkenlere gelişmenin başlama yaşı cinsiyet, ırk, iklim ve çevre koşulları, beslenme ve kalıtsal özelliklere bağlı olarak her çocukta farklı şekilde seyredebilir. Kız çocukları, erkeklerden ortalama 2 yıl önce ergenlik dönemine girmektedir. Ergenlik döneminde, cinsel gelişme kızlarda 10, erkeklerde 12 yaş civarında başlar. Sıcak iklimler ve deniz seviyesinde yaşayan topluluklarda ergenliğe girme soğuk iklimlerde ve yüksek rakımlı yerlerde yaşayanlara göre daha erken başlar. Bu dönemde salgılanan hormonların etkisiyle, hızlı boy ve kilo artışı, vücut oranlarında değişiklikler ile cinsiyet özellikleri ortaya çıkar. İlk diş çıkarma zamanı daha çok ırsi eğilimlere bağlıdır yani sizin veya eşinizin dişleri erkenden çıkmışsa bebeğinizde de aynı şekilde olması olasıdır. Ancak bu konuyla ilgili ülkemizde yapılmış kapsamlı bir çalışma bulumamaktadır. Çalışmamız da rutin olarak hastaneye baş vuran ve gelişim dönemini tamamlamamış hastalardan yararlanılmıştır. Çalışmamızın verilerine göre kabul edilen kron boyutunda erkek hastaların kök uzunluklarının ortalaması 25

6,20 cm, kız hastalarının kök uzunluklarının ortalaması ise 6.06 cm olarak belirlenmiştir. İstatistiksel olarak cinsiyetler arasında anlamlı bir fark yoktur. 7. SONUÇ Diş gelişimi üzerinde hormonların, enfeksiyonların ve ilaçların, vitaminlerin, çevresel faktörlerin ve genetiğin etkisi azımsanmayacak kadar yüksektir. Bu gibi etkenler diş gelişim mekanizmasını etkileyerek sürme zamanıda değişikliklere ve gelişim anomalilerinin oluşmasına neden olmaktadır.. Çalışmada da görüldüğü gibi, kız ve erkeklerde diş gelişim ölçümleri birbirine yakın bulunmuştur. Diş boyutlarındaki saptanan minimal farklılığın sebebi ise genetiğe bağlandığı ve ırsi bir paralellik gösterdiği kabul edilmiştir.bu nedenle kök uzunluklarına göre cinsiyet tayini yapmak araştırıcıları hatalı sonuçlara götürebilir. 8. ÖZET Bu çalışmada Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş ve çene Radyolojisi Anabilim dalının radyografi arşivinden yararlanılmıştır. Çalışmada alt 1. molar dişlerinin kök gelişimini tamamlamış, kök anomalisi olmayan ve 1. molar dişlerinden kök kanal tedavisi görmemiş 50 kız 50 erkek çocuk hastanın panaromik filmleri kullanılmıştır. 26

Alt 1. molar dişlerin kron boyutları 3cm olarak sabitlenip bütün radyografiler bu şekilde ölçeklendirilmiştir. Kron boyu için mezyo-bukkal tüberkülün en uç noktası ve mine-sement sınırı referans noktası olarak kabul edilmiştir. AutoCAD ile her hastanın kök boyu 3 kere ölçülmüş ve ortalaması alınmıştır. İstatistik sonucuna göre hesaplanan değer tablo değerinden (kritik değer) küçük olduğu için hipotez testi reddedilememiştir. Böylece kızların ortalama değeri ile erkeklerin ortalama değeri arasında istatistiki bakımdan önemli bir fark bulunmamaktadır. 27

9. KAYNAKLAR 1) Bhaskar, S. N. Development and growth of the teeth, 1986, 11, 22-7 2) Avery, J. K. Oral development and histology, 1988, 13-2, 144 3) Baume, L. J. The biology of pulp and dentine 1980, 25-3, 42-7 4) Tencate, A.R. Oral histology, development, structure and function 1989, 9-2, 301-04 5) Scott, J. H, Symons, N. İntroduction to dental anatomy 1974 6) Welbury, R. R., Paeditiatric dentistry, 1986,4, 200-15 7) Crawford,P.J.M and Aldred M.J. X-linked amelogenesis imperfectapresentation 1992 8) Witkop.C.J.Jr. Amelogenesis imerfecta, dentinogenesis imperfecta and dentin dysplasia, Journal of Oral pathology 1992, 17, 547-53 9) Langman, J, Sadler T.W. Langman s medikal embriyoloji 1979, 11,176-83 10) Avery,J.K.,Essentials of Oral Histology and Embryology A clinical Approch 1980 11) Knell B, Ruhstaller P, Schmeling A. Dental age diagnostics by means of radiographical evaluation of the growth stages of lower wisdom teeth, International Journal of Legal Medicine, 2009, 123-6, 465-469 12) Selvig, K.A. The fine structure of human cementum, Acta OndontolScand 1965, 23, 423 41 28

13) Aldred, M.J. Unusual dentinal changes in dentinogenesis imperfecta associated with osteogenesis imperfecta, Oral Surg Oral Med Oral Pathol, 1992, 461 64 14) Fitzgerald, C, Rose, J.C. Dental Development and Subadult Age Assessment Using the Microstructural Growth Markers of Teeth, in Biological Anthropology of the Human Skeleton 2000, 10, 456-471 15) Thesleff I. The genetic basis of tooth development and dental defects, American Journal of Medical Genetics 2006, 140, 2530-2535 29