BALKANLARDA TTFAK ARAYII VE TÜRKYE BRNC BALKAN TTFAKI



Benzer belgeler
Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

I.DÜNYA SAVAŞI ve BALKANLAR

Musul Sorunu'na Lozan'da bir çözüm bulunamadı. Bu nedenle Irak sınırının belirlenmesi ileri bir tarihe bırakıldı.

2. Bölgesel Kalkınma ve Yönetiim Sempozyumu Ekim 2007, zmir

Fevzi Karamw;o TARIH 10 SHTEPIA BOTUESE

KNC DÜNYA HARB ÖNCES TÜRK-NGLZ-FRANSIZ ORTAK DEKLARASYONU TURKISH-ENGLISH-FRENCH JOINT DECLARATION ON THE EVE OF THE SECOND WORLD WAR Figen ATABEY

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

KOÇ ÜNVERSTES SOSYAL BLMLER (KÜSB) KULÜBÜ TÜZÜÜ

BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876)

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Lozan Barış Antlaşması

stanbul, 11 Ekim /1021

BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI, (1)

RAN SLÂM CUMHURYET ANKARA BÜYÜKELÇS SAYIN FROOZ DAWLATABAD LE RÖPORTAJ. Kırmızı Çizgi dergisinde yayımlanan bu röportajı

Esrar kullanımı dengeleniyor, gençler arasında gördüü rabetin azaldıına dair belirtiler var

Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923)

AMER KA B RLE K DEVLETLER SAYI TAYI

MÜZK ETM YÖNETM ve DEERLENDRME LKLER *

d-italya nın Akdeniz de hakimiyet kurma isteği

İKİ SAVAŞ ARASINDA AVRUPA

BELEDYELERDE NORM KADRO ÇALIMASI ESASLARI

Fevzi Karamuc;o TARIH 11 SHTEPIA BOTUESE LIBRI SHKOLLOR

Türkiye Üzerindeki Sovyet Talepleri ve Türk-Sovyet likileri ( ) Soviet Demands on Turkey and Turkish-Soviet Relations ( )

GENEL HATLARIYLA ATATÜRK DÖNEM TÜRKYE NN KL LKLER

BURSA DA GÖREV YAPAN MÜZK ÖRETMENLERNN ULUDA ÜNVERSTES ETM FAKÜLTES GÜZEL SANATLAR ETM BÖLÜMÜ MÜZK ETM ANABLM DALI LE LETM VE ETKLEM

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Ergin AYAN (2009). Willermus Tyrensis in Haçlı Kronii ( ), Karadeniz Dergisi Yayınları, Ankara, 160 s, ISBN

NGLZ BELGELERNDE TÜRKYE NN BALKANLARDAK POLTKASINA DAR BR MEMORANDUM

MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI

ÜNVERSTELERN GÖREVLER

NOT: BU SORULAR VE CEVAPLARI SINAVA GRENLER TARAFINDAN TESPT EDLENLLERDR. EKSKKLKLER VE FARKLILIKLAR OLABLR.

ETK LKELER BANKACILIK ETK LKELER

İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... III GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DÜNYADA SİYASİ DURUM 1. Üçlü İttifak Üçlü İtilaf...

şçindekiler şçindekiler SUNU...11 YENşDEN YAYINLANIIN GEREKÇELERş...17 şlk YAYINLANIIN ÖNSÖZÜ...19 şkşncş YAYINLANIA ÖNSÖZ...23

JENS STOLTENBERG İLE SÖYLEŞİ: NATO-RUSYA İLİŞKİLERİ VE BÖLGESEL İSTİKRARSIZLIK

İKV DEĞERLENDİRME NOTU

BLG SSTEMLERNN GÜVENLNE LKN OECD REHBER LKELER- GÜVENLK KÜLTÜRÜNE DORU

TÜRK-RUS ÝLÝÞKÝLERÝ: SORUNLAR VE FIRSATLAR. Prof. Dr. Ýlter TURAN

II. DÜNYA SAVAI SONRASI SOVYET RUSYA NIN BOAZLARLA LGL TALEPLER AFTER THE WORLD WAR II THE DEMANDS CAME FROM SOVIET RUSSIA ABOUT BOSPHORUS Ömer ERDEN

Avrupa Konseyi Proje No EC/1062

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ II Yrd. Doç. Dr. Mehmet AYDIN

GÜNCEL GELMELER IIINDA LKÖRETM: MATEMATK-FEN-TEKNOLOJ-YÖNETM

GENEL KÜLTÜR DERS NOTLARI Gönderen : caner - 02/12/ :36

T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DERS NOTU I. DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ OSMANLI DEVLETİ NİN GENEL DURUMU. Ekonomik Durum:

OSMANLI DI BORÇLARININ EKONOMK VE SYAS SONUÇLARI Nedim DKMEN (*)

MİLLİ MÜCADELE TRENİ

TÜS AD YÖNET M KURULU BA KANI ARZUHAN DO AN YALÇINDA IN GLOBAL L DERL K FORUMU AÇILI KONU MASI. 11 Mayıs 2007 Bahçe ehir Üniversitesi, stanbul

HAZİRAN AYINDA ÖNE ÇIKAN GELİŞMELER. AB Liderleri Jean-Claude Juncker in AB Komisyonu Başkanı Olması İçin Uzlaştı

TÜRKYE OTOMOBL SPORLARI FEDERASYONU

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

STANBUL TEKNK ÜNVERSTES FEN BLMLER ENSTTÜSÜ

SINIF ÖRETMEN ADAYLARININ NTERNET KULLANIMINA LKN TUTUMLARININ DEERLENDRLMES

PORTER MODEL: ULUSLARARASI REKABET ÖZLEM ÖZ ODTÜ LETME BÖLÜMÜ

ZİYARETÇİ ARAŞTIRMASI ÖZET SONUÇLARI 2 7 Ekim 2012

!" # $%! "# $$ $! " % % # $ &&& " '( % )* " '(

1946 BELEDYE SEÇMLER VE BU SEÇMLERDE KADIN SEÇMENLERN DURUMU. Kadir EKER ÖZET

9-10 Еким/Касым те.

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

Prof. Dr. İlhan F. AKIN SİYASÎ TARİH Beta

MUSK MUALLM MEKTEBNDEN GÜNÜMÜZE MÜZK ÖRETMEN YETTRME PROGRAMLARINDAK YAYLI ÇALGI ÖRETMNE LKN SINAMA-ÖLÇME-DEERLENDRME DURUMLARININ NCELENMES

TÜRKİYE NİN DIŞ TİCARETİNDE SERBEST TİCARET ANLAŞMALARI HAKKINDA BİLGİ VE DEĞERLENDİRME NOTU

2. Bölgesel Kalkınma ve Yönetiim Sempozyumu Ekim 2007, zmir

01/05/ /05/2016 TARİHLERİ ARASINDAKİ EŞYA TAŞIMA GEÇİŞLERİ

IV.HAFTA XX.YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI İMPARATORLUĞU

ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ DERSİ I.DÖNEM MÜFREDAT PROGRAMI

Bu model ile çalımayı öngören kuruluların (servis ve içerik salayıcılar),.nic.tr sistemi ile uyumlu, XML tabanlı yazılım gelitirmeleri gerekmektedir.

Avrupa da Uyuturucu imdi Her Zamankinden Daha Ucuz

AVRUPA BİRLİĞİ VE ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ ŞUBESİ

A) Siyasi birliklerini geç sağlamaları. B) Sömürge alanlarını ele geçirmek istemeleri. C) Sanayi devrimini tamamlayamamaları

RUSYA-UKRAYNA ENERJ KRZ STRATEJK BR DEERLENDRME

!" # $%!" ## #! " $ $ # $ %%%! &' % ()! &'

İÇİNDEKİLER İLKSÖZ... 1

ABD NİN KURULMASI VE FRANSIZ İHTİLALİ

ÖN SÖZ... XI KISALTMALAR... XIII KAYNAKLAR VE ARAŞTIRMALAR... XV GİRİŞ... 1 I. ARNAVUTLUK ADININ ANLAM VE KÖKENİ...

BOYASAN TEKSTL SANAY VE TCARET ANONM RKET Sayfa No: 1 SER:XI NO:29 SAYILI TEBLE STNADEN HAZIRLANMI YÖNETM KURULU FAALYET RAPORU 31 MART 2010 TBARYLE

üzere 1/2000 veya 1/5000 ölçekte düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve raporu ile bir bütün olan plandır. Çevre Düzeni Planı;10) (Deiik -

ÜYE DEVLET HÜKÜMETLERİ TEMSİLCİLERİ KONFERANSI. Brüksel, 25 Ekim 2004 CIG 87/1/04 EK 2 REV 1. Konu :

İÇİNDEKİLER. A. Tarih B. Siyasal Tarih C. XIX.yüzyıla Kadar Dünya Tarihinin Ana Hatları 3 D. Türkiye"nin Jeo-politik ve Jeo-stratejik Önemi 5

TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE HIRVATİSTAN CUMHURİYETİ ARASİNDA DOSTLUK VE İŞBİRLİĞİ ANTLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN

2. Bölgesel Kalkınma ve Yönetiim Sempozyumu Ekim 2007, zmir

TÜRKYE, YUNANSTAN VE AVRUPA LKLERNDE KIBRIS

!" # $%! "# $$ $! " % % # $ &&& " '( % )* " '(

T.C. BÜYÜKÇEKMECE BELEDYES

BALKAN AVASLARI. alkan Savaşları, I. Dünya. Harbinin ayak sesleri niteliğinde olan iki şiddetli silahlı çatışmadır. Birinci Balkan Savaşı nda

SOSYAL BÝLÝMLER 1 TESTÝ (Sos 1)

OSMANLI İMPARATORLUĞUNU SARSAN SON SAVAŞLAR HANGİLERİDİR?

T.C. ADNAN MENDERES ÜNVERSTES SOSYAL BLMLER ENSTTÜSÜ TARH ANA BLM DALI TAR YL MLL MÜCADELE BALARINDA AYDIN SANCAI ( )

VII. ULUSLARARASI BALKAN BÖLGESİ DÜZENLEYİCİ YARGI OTORİTELERİ KONFERANSI MAYIS 2012, İSTANBUL

OSMANLI-AVRUPA LKLER ÇERÇEVESNDE SIRBSTAN IN BAIMSIZLI INDEPENDENCE OF SERBIA WITHIN THE FRAME OF THE OTTOMAN EMPIRE - EUROPEAN RELATIONS Serap TOPRAK

Yüksek Lisans: Hacettepe Üni., Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, Tarih Blm. 1985

Haftalık ders sayısı 2, yıllık toplam 74 ders saati Kategoriler Alt kategoriler Ders içerikleri Kazanımlar Dersler arası ilişki IV.

Bu proje Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilmektedir. ÇALIŞMA HAYATINDA SOSYAL DİYALOĞUN GELİŞTİRİLMESİ PROJESİ

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ

KNC BALKAN SAVAI'NDA ROMANYA ROMANIA IN THE SECOND BALKAN WAR Abidin TEMZER

AB ve sosyal politika: giri. Oturum 1: Roma dan Lizbon a

Elveda Rumeli Merhaba Rumeli. İsmail Arslan, Kitap Yayınevi, İstanbul, 2013, 134 Sayfa.

MOLDOVA CUMHURİYETİ ÜLKE RAPORU. Hazırlayan: Hande Türker ULUSLARARASI İLİŞKİLER MÜDÜRLÜĞÜ

AVRUPA OTOMOTİV PAZARI 2014 YILI OCAK AYINDA %5 ARTTI.

! " #$!" ## #! " $ $ # $ %%%! &' % ()! &'

Transkript:

T. C. SELÇUK ÜNVERSTES SOSYAL BLMLER ENSTTÜSÜ TARH ANABLM DALI ATATÜRK LKELER VE NKILÂP TARH BLM DALI BALKANLARDA TTFAK ARAYII VE TÜRKYE BRNC BALKAN TTFAKI YÜKSEK LSANS TEZ Danıman Yrd. Doç. Dr. Mustafa ARIKAN Hazırlayan Nurulay Funda AYDEMR KONYA 2007 1

ÇNDEKLER ÖNSÖZ iv GR... 1 BRNC BÖLÜM BALKAN TTFAKI ÖNCES AVRUPA BALKANLAR VE TÜRKYE I-ttifak Öncesi Avrupa ve Balkanlar 2 II-Büyük Devletler ve Balkanlarla likileri. 6 III-ttifak Öncesi Türk Dı Politikası ve Türkiye nin Milletler Cemiyetine Girii 10 IV-Türkiye nin Balkan Politikasına Etki Eden Unsurlar. 16 V-Atatürk ün Balkan Politikası... 20 VI- Türkiye nin Balkan Devletleriyle likileri 28 A- Türk Yunan likileri. 28 B- Türk Bulgar likileri 40 C- Türk Romen likileri 42 D- Türk Yugoslav likileri 49 E- Türk Arnavut likileri... 50 VII- ttifak Öncesi Türkiye de Yönetim... 52 VIII- kili Görümeler ve Konferanslar Dönemi... 52 A- Birinci Balkan Konferansı (5 Ekim 1931)... 55 B- kinci Balkan Konferansı (20 26 Ekim 1931). 57 1- kinci Balkan Konferansı Hazırlık Çalımaları 57 2- Konferansın Açılıı Öncesi Yapılan Hazırlıklar 60 3- Konferansın Açılıı 63 4- Açılı Oturumunda Yapılan Konumalar. 64 i

5- kinci Balkan Konferansı nın Sonuçları. 66 C- Üçüncü Balkan Konferansı (23 26 Ekim 1932)... 70 D- Dördüncü Balkan Konferansı (5 11 Kasım 1933)... 71 E-Balkan Konferanslarının Sonuçları 72 KNC BÖLÜM BALKAN TTFAKI I- ttifak Hazırlıkları. 74 A- Avrupa Devletleri le likiler..., 74 B- Balkan Devletleri le likiler 77 II- ttifakın Amacı Kapsamı ve Nitelii 87 III- ttifakın mzalanması... 92 IV- Balkan Anlama Misakı Metni ve Ek Baıtlar. 103 V- Askersel Sözlemeler... 109 VI- Balkan ttifakı Örgütü 115 VII- ttifakın Sınırları... 116 VIII- Türkiye ve Yunanistan ın ttifaka Koyduu Çekinceler. 118 A- Pakt a Türkiye nin Koyduu Çekince. 119 B- Pakta Yunanistan ın Koyduu Çekince... 126 IX- ttifaktan Beklentiler. 133 X-Basında Balkan ttifakı. 135 A- Türk Basınında Balkan ttifakı 135 B- Yabancı Basında ttifak Haberleri 142 XI- ttifakın Kuruluuna Tepkiler. 153 A-talya ve Bulgaristan ın Tepkileri. 153 B- Avrupa Devletlerinin Tepkileri.. 158 ii

C- Avrupa Sorunlarında Pakt Devletlerinin Tutumları 163 XII- Balkan ttifakı Grubunun Faaliyetleri... 169 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM BALKAN TTFAKI NIN MZALANMASINDAN SONRAK GELMELER I- Montrö Boazlar Sözlemesi ve Balkan ttifakı. 174 II- Akdeniz Sorunları ve Balkan Devletleri... 180 III- Bulgar Yugoslav Paktı ve Balkan ttifakına Etkisi.. 182 IV 1938 Türk Yunan Anlaması.. 186 V- Balkan ttifakı le Bulgaristan Arasında Anlama 186 VI- Dobruca Sorununda Türkiye nin Dostça Giriimleri.. 188 VII- Türk - ngiliz - Fransız ttifakı ve Balkanlar.. 189 VIII- II. Dünya Savaı Balangıcında Balkanlar ve Türkiye. 195 IX- Romanya nın Parçalanması. 202 X- talya nın Yunanistan a Saldırması (Ekim 1940). 202 XI- Balkan ttifakının Sonu ve Türkiye nin Balkan ttifakını Canlandırma Teebbüsü 204 A- Alman stilasının Etkileri... 204 B- Türkiye nin ttifakı Canlandırma Teebbüsü ve ttifakın Sonu. 207 C- Pakt Hakkında Yapılmı Olan Deerlendirmeler..... 211 SONUÇ.. 214 BBLYOGRAFYA. 216 EKLER.. 221 iii

ÖNSÖZ Osmanlı mparatorluu nun parçalanmasından sonra, Osmanlı dan ayrılan Balkan Devletleri arasında siyasi istikrarın salanması oldukça uzun bir zaman almıtır. I. Dünya Savaı ile büyük ölçüde sınırları çizilen Balkan Devletleri için artık güvenliklerinin salanması barı yoluyla mümkündü. Çünkü uzun savalardan sonra maddi ve manevi çok büyük kayba urayan devletler, barı yoluyla sınırlarının güvenliini korumak istiyorlardı. Bu nedenle Balkanlarda yava yava bir yakınlama ve birlik oluturma çabaları göze çarpmaktadır. 1930 lu yıllara gelindiinde Milli Mücadeleyi baarıyla tamamlayan Türkiye için de Balkanlardaki istikrarın salanmasının önemi büyüktü. Bunun için Türkiye Balkanlardaki birlik çalımalarında büyük çaba gösteren devletlerden olmutur. Hatta Türkiye ve Yunanistan Balkanlardaki ittifakın öncüsü olmulardır. Türkiye, Yunanistan, Yugoslavya ve Romanya 1934 yılında Balkan ttifakını gerçekletirmilerdir. Böylece daha yakın zamana kadar Avrupa nın barut fıçısı olarak addedilen ve büyük bir husumetle birbirini kıran milletlerin sava meydanı olan Balkanlar corafyası, artık barut ve kan kokusundan ziyade dostluk ve barı rüzgârlarının estii bir bölge olma yoluna girmitir. Bu ekilde Balkan birliini salamak amacıyla yola çıkan devletler aynı zamanda dünya sulhuna da hizmet etmeyi amaç edinmilerdir. Daha önce de Balkan Birlii çalımaları konusunda bir çok aratırma yapılmı olduu halde, Balkan ttifakı hakkında hazırlanmı bir tez çalıması bulunmamaktadır. Döneminin gündemini çok megul eden bu ibirlii çalımalarına, bugün yeteri kadar deinilmedii için konunun önemi tam olarak anlaılamamıtır. Bu konuda dönemin Cumhuriyet, Akam, Milliyet gibi gazetelerinden ayrıntılı bilgi edindiimiz gibi, Türkiye Büyük Millet Meclisi Zabıt Cerideleri, Dıileri Bakanlıınca hazırlanan Türk Dı Politikası kitabı ve smail Soysal ın Yusuf Hikmet Bayur a Armaan ve Türkiye nin Siyasal Andlamaları kitaplarından da ana kaynak olarak faydalanmı bulunuyoruz. Bu konuyu Türk dı politikası çerçevesinde incelediimiz için dı politika hakkında yazılan eserler de bize yol gösterici olmutur. Bu kaynaklara ulaabilmek için; stanbul Üniversitesi Kütüphanesi, Milli Kütüphane, Beyazıt Devlet Kütüphanesi, Türk Tarih Kurumu, Devlet Arivleri Genel Müdürlüü Babakanlık Cumhuriyet Arivi, Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüü ve TBMM Kütüphanelerinde aratırma yaptık. iv

Bu çalımamın hazırlanması safhasında yardımlarını gördüüm Hocam Sayın Yrd. Doç. Dr. Mustafa Arıkan a, özverileri için Mustafa Aydemir, Nurhayat Aydemir, Gökhan Aydemir ve Cemal ahin e, ayrıca bu süreçte bana kolaylık gösteren herkese can-ı gönülden teekkür ederim. Konya 2007 Nurulay Funda AYDEMR v

GR Türkiye, Atatürk döneminde dı dünya ile olan ilikilerinde, içteki durum nedeniyle barıçı bir dı politika izleme yolunu tutmutur. çerde yeniliklerle memleketi medeniletirmeye çalıan ve demokratik hayata hazırlayan Atatürk, sulh ilkesi ile de Türkiye Cumhuriyeti nin dı politikada izleyecei yolu göstermi bulunuyordu. Çünkü Lozan dan sonra, uluslar arası ilikiler bakımından Osmanlı mparatorluu nun yerini almı bulunan Türkiye nin stratejik önemi daha da artmıtır. Bu yeni dönemde Türkiye, Avrupa nın bütün güçlü devletleri ile komu durumuna gelmiti. Sovyetler Birlii Dou Bölgesinde; ngiltere Irak ve Kıbrıs vasıtasıyla; Fransa Suriye mandasıyla; talya ise On ki Ada ve Meis Adası nı ele geçirdii için Türkiye ile sınır komusu olmulardı. Kendi içinde gerçekletirdii inkılâpları baarıya ulatırmak zorunda olan Türkiye, bütün devletlerle iyi geçinmek durumundaydı. Türkiye artık hem batılı devletlerle ilikilerini gelitirmek, hem de Sovyetler Birlii ile olan iyi ilikilerini sürdürmek ve bu politikanın doal bir sonucu olarak da giderek kutuplama ve gruplama eilimi gösteren uluslar arası ilikiler ortamında denge esasına dayalı bir genel dı politika uygulamak istiyordu. Ancak Türkiye iç meselelerini hallettikten sonra, Avrupa devletlerinin 1929 ekonomik bunalımıyla sarsılmasından etkilenmi ve bu durumda da sömürgeci politikalar izlemek yerine kolektif barı ve güvenliin hararetli bir savunucusu olarak, anti-revizyonist bir politika izlemitir. Netice olarak da, revizyonist devletlerin saldırgan tutumlarına karılık, hem kendi bölgesinde bir güvenlik ve barı kuaı meydana getirmeye, hem de bütün dünya ülkelerinin barı ve güvenliini salamaya büyük gayret göstermitir. Tez çalımamızın konusu olan Balkan ttifakı da, Türkiye nin ve dier imzacı Balkan devletlerinin bu gayret ve ibirlii çalımalarının bir ürünü olmutur. Bu ittifakla imzacı devletler Avrupalı devletlere, özellikle saldırgan bir tutum sergileyen talya ya, alet olmaktan kurtulmayı amaç edinmiler ve kendi iradeleriyle bölgesel güvenliklerini muhafaza etmeye çalımılardır. 1

BRNC BÖLÜM BALKAN TTFAKI ÖNCES AVRUPA BALKANLAR VE TÜRKYE I-ttifak Öncesi Avrupa ve Balkanlar I. Dünya Savaı ndan sonra, Rus Çarlıı, Avusturya-Macaristan mparatorluu ve Alman mparatorluu nun yıkılmasıyla Avrupa da bir boluk meydana gelmi, barıın ve istikrarın salanabilmesi için bu boluun doldurulması gerekmitir. Barı anlamalarının toprak hükümleri geçici bir barı salamı, ancak II. Dünya Savaı nın çıkmasını engelleyememitir. Çarlık Rusya sının yıkılmasıyla Avrupa da; Osmanlı mparatorluu nun yıkılmasıyla ise, Orta Dou da kuvvetler dengesi bozulmutur. Savaın galipleri ngiltere ve Fransa emperyalist emelleri peinde komaya devam etmektedir. Almanya ise Versay ın getirdii düzene çok fazla tahammül edemeyecektir 1. Avrupa da I. Dünya Savaı sonunda Versay ve öbür barı antlamalarıyla kurulan statüko, Milletler Cemiyeti 2 sisteminin yanı sıra, 1925 Locarno Baıtları ve 1928 Briand-Kellog Paktı ile 1930 lara dek güçlendirilmi gibi görünüyordu. Sava sonunda kurulan Polonya, Çekoslovakya ve Baltık Devletleri ya da geniletilen Romanya, Sırp-Hırvat-Sloven Devleti ve Yunanistan statüko yanlısı, Almanya, Macaristan ve Bulgaristan ise, ona karı olduundan, revizyonist sayılıyordu. ngiltere, Fransa bu statükonun koruyucusu durumunda idi. Amerika Birleik Devletleri, Senato nun Versay Antlaması nı ve MC Yasası nı reddetmesinden sonra, Avrupa ilerinden elini kolunu çekmiti. Sovyetler Birlii 1917 Devriminin yarattıı sorunlar içinde, henüz güçsüz, büyük dostlardan yoksun ve 1934 yılına dek, MC Örgütünden de uzak bulunuyordu. talya yenen müttefik devletlerarasında bulunmasına karın, beklentilerine kavuamamı olmanın verdii bir kızgınlık içinde idi. Faist yönetimin baındaki Mussolini emperyalist emeller besliyor ve Habeistan ı istilaya hazırlanıyordu. Japonya da Uzakdou da genileme peinde kouyordu. 1931 Eylülünde Çin e saldıracak ve 1933 Martında da MC den çekilecekti 3. 1 Fahir Armaolu, 20. Yüzyıl Siyasî Tarihi, C 1-2, Alkım Yayınevi, 14. Baskı, stanbul t.y., s. 151. 2 Milletler Cemiyeti bundan sonraki kısımlarda MC eklinde kısaltılacaktır. 3 smail Soysal, Yusuf Hikmet Bayur a Armaan, TTK yay., Ankara 1985, s. 126. 2

Versay ın Almanya için ortaya koyduu haksızlıı onarmak parolası ile yola çıkıp savaımını yürüten Hitler 1933 balarında babakan ve ertesi yıl Führer olunca Avrupa nın siyasal havasında bulutlar kararmaya balamıtı. Nitekim 1932 ubatından beri Cenevre de çalımalarını sürdüren Silahsızlanma Konferansı çıkmaza girince, Hitler bundan Almanya için olumlu bir sonuç alınamayacaını ileri sürerek, 14 Eylül 1933 de hem bu konferanstan, hem de MC den çekilmeye karar vermiti. Almanya artık, Versay Antlaması nın yasasına karın, silahlanmaya balıyordu. 1935 Martında zorunlu askerlii koyacak, 1936 Martında da Ren bölgesini askerletirmekle Versay ı yok edecekti. Öte yandan, dünyada o zamana dek ei görülmemi 1929 1934 ekonomik bunalım fiyatları düürmü, isizlii arttırmı, sosyal sorunları tehlikeli bir düzeye getirmiti 4. I. Dünya Savaı ndan sonra Balkan devletleri bir dizi iç ve dı huzursuzluklar içine girmitir. ç huzursuzlukların nedenlerini, iktidar mücadeleleri, çok unsurlu etnik yapı, ekonomik durumun kötülüü ve bunların sonucu olarak kurulan Faist dikta rejimleri eklinde özetlemek mümkündür. Dı huzursuzlukların nedeni ise, Balkanlarda revizyonist Bulgaristan ile anti-revizyonist dier Balkan devletleri arasındaki çekimedir. Buna, Balkanların Avrupa nın büyük devletleri arasındaki çıkar çatımalarının bir sahnesi haline gelmesini de eklemek gerekir 5. Balkan devletleri arasında ilikiler, 1875 1914 döneminde Avrupa nın büyük devletlerinin birbirleriyle rekabet içinde ve kendi çıkarları dorultusunda izledikleri politikaların da etkisiyle, öylesine karmaık bir duruma girmiti ki, bu durumu anlatabilmek üzere bulunan Balkanisation terimi batı dillerinde her siyasal kargaa ve parçalanma için kullanılır olmutu. Bundan baka, Balkanların barut fıçısı anlamında, poudriere durumunda görülmesi de, 1914 de I. Dünya Savaı nı balatan Sarayova suikastı ile dorulanmakta gecikmemiti 6. 1919 da Avusturya ile yapılan Saint-German ve Bulgaristan ile Neuilly, 1920 de Macaristan ile yapılan Trianon Barı Antlamaları Balkanların haritasını deitirmiti 7. Balkanlar Osmanlı idaresi zamanından beri Türkiye için bir tehdit kaynaı olmutur. 1912 1913 Balkan Harbi nin acı tecrübesi hâlâ hatırlardaydı. I. Dünya savaından sonra kurulan düzen, Balkanların yeniden karımasına uygun bir ortamdı ve özellikle 4 Soysal, Bayura Armaan, s.127. 5 Oral Sander, Balkan Gelimeleri ve Türkiye, AÜSBF yay., Sevinç Matbaası, Ankara 1969, s.5. 6 Soysal, a.g.e., s.125. 7 Aynı eser, s.127. 3

1919 Neuilly Antlamasını deitirmek isteyen Bulgaristan ın durumu tehlikeli görülmekteydi 8. Sırbistan Krallıı, Karada dan baka, Avusturya Macaristan dan Hırvatistan, Slovenya, Bosna-Hersek ve Batı Banat ı alarak, büyük bir Sırp-Hırvat-Sloven Devleti durumuna gelmi ve 12,5 milyon nüfusa sahip olmutu. Bunun 5,5 milyonu Sırp, 4 milyonu Hırvat, 1,1 milyonu Sloven, yaklaık yarımar milyonu Alman, Macar ve Arnavut, 150 bini Türk ve benzeri idi. Devletin baındaki Kral Alexander ülkeyi önce 1921 Anayasasına göre demokrasi rejimi ile 1929 1931 döneminde ise diktatörce yönetmitir. Eylül 1931 Anayasası ile de devletin adı Yugoslavya olmutur. Yeniden çoulcu demokrasi kurulmutur. Kral, Fransa yı ziyareti sırasında, 9 Ekim 1934 günü, ayrılık yanlısı Hırvat Ustai leri ile Bulgar Komitecilerinin bir suikastı sonucu öldürülünce, yerine naip olarak Prens Paul geçmiti. Paul ülkenin yönetimini gene parlamento düzeni içinde, güçlü bir yönetim yanlısı Babakan Stoyadinaviç e bırakmıtı. Yugoslavya için en önemli sorun Hırvatları ulusa kaynatırmak olacaktı. Dı sorun olarak ise batıda talya tehdidinden baka, Bulgaristan ın Makedonya ile ilgili savları bulunuyordu 9. Romanya, I. Dünya Savaı ndan en kazançlı çıkan devlet olmutu. Avusturya- Macaristan dan Transilvanya yı, Bukavinya ve Dou Banat ı elde etmi, savata Bulgar igaline giren Güney Dobruca yı geri almı, ayrıca 1917 Ekim devrimi üzerine Rusya çökünce Besarabya daki Romenlerin önce baımsızlık, sonra Romanya ya balanma kararı üzerine, 1918 de ilk kez bu ülkeye de sahip olmu, böylece Romen Ulusal Birlii ni gerçekletirmiti. Ancak, 17 milyon nüfusu ile Balkanların bu en büyük ülkesi içinde, Transilvanya da ki Macarlar bata olmak üzere, Yahudi, Alman, Rus, Ukraynalı, Bulgar, Slovak ve Türklerden oluan 4,5 milyon azınlık bulunuyordu. Artık Romanya yı kaygıya düüren balıca konu komuları Macaristan, Bulgaristan ve daha sonraları Sovyetler Birlii nin savları olacaktı. Romanya Krallıı, savatan sonra 1937 sonuna dek çoulcu demokrasi rejimi ile yönetilmiti. Ancak, 1931 de kurulup Almanya daki nazilerin yolunu tutan Demir Muhafızlar güçlenince Kral 2. Karol da karııklıı önlemek ve yönetimi elinde tutabilmek üzere, 1938 e parlamento ve partileri 8 Türk Dıileri Bakanlıı, Türk Dı Politikasında 50 Yıl Cumhuriyetin lk On Yılı ve Balkan Paktı(1923-1934), C.III, Ankara 1974, s. 362. 9 Soysal, a.g.e., s.127. 4

daıtıp diktatör durumunda girmiti 10. Yunanistan, 1919 Neuilly Barı Antlaması ile Bulgaristan dan Ege üzerinde Dedeaaç Bölgesini geri almasına karılık, 1922 de Anadolu da yenilgiye urayınca bir çöküntü içine dümü, 4,5 milyon nüfusuna Anadolu dan ve Balkanlardan gelen 1,5 milyon dolayındaki göçmenin yerletirilmesi sorunlarıyla karılamıtı. Anadolu yenilgisi üzerine Kral Konstantin tahtını olu 2. George a bırakmıtı. Ancak Aralık 1923 de Krallık kaldırılınca, yapılan halk oylaması sonucunda 1 Mayıs 1924 de Cumhuriyet ilan edilmiti. 1928 de Venizelos Babakan oluncaya dek ülke parti çekimeleri ve darbeler içinde yaamıtı. 1932 seçimlerini Liberaller yitirince Venizelos çekilmi, yerine 1933 de Çaldaris Babakan olmutu. 1934 de General Kondilis yönetimin baına geçmi ve bir halk oylaması ile Krallıı (2.George) geri getirmiti. 1936 Parlamento seçimlerini de kralcılar kazanmıtı. Ancak o yıl iktidarı ele alan Metaxas, 1941 de ölünceye dek Yunanistan da diktatörlüünü sürdürecekti. Yunanistan ın Türkiye ile bir sorunu kalmamıtı. Buna karılık, Bulgarların Yunan Makedonyası ve Ege üzerindeki savları ona kaygı verecek nitelikte idi. Öte yandan, Yunanistan Güney Arnavutluk ta Kuzey Epir savlarını sürdürecek, ancak zamanla Arnavutluk talyan etki ve kontrolüne girince, oradan da kaygıları artacaktı 11. Arnavutluk 1913 de baımsızlıını kazanmısa da, iki Balkan komusu sınırlarının belirlenmesi ii uzamı gitmi, ancak 1925 de yapılan bir antlama ile bugünkü sınırları saptanabilmiti. Bu küçük devlet yoksul ve güçsüzdü, sorun çıkartacak durumu yoktu. Üstelik Yunanistan ın Kuzey Epir savları onu kaygılandırıyordu. Bulgaristan ve Türkiye ile dostluu gelitirmee çalııyordu. ster istemez talya'nın koruyuculuuna sıınacaktı. talya'nın ekonomik yardımlarını, 1926 da bir Dostluk ve Güvenlik Antlaması ile 1927 de bir ttifak Antlaması izleyecekti. Böylece talya Balkanlarda bir köprübaı kurmu olacaktı 12. Bulgaristan, I. Dünya Savaı nda igal ettigi Güney Dobruca yı Romanya ya, 1913 de elde ettii Ege üzerindeki toprakları da Yunanistan a vermi, Makedonya (Sırp ve Yunan bölümleri) üzerindeki emellerini gerçekletirmek öyle dursun, Sırbistan Strumica, Tsaribrod ve Bossilevgrad ı bırakmak zorunda kalmıtı. Ayrıca, komularına sava için önemli bir zarar gideri ödemei ve ordusunun 33 bin kiiyi geçmemesini 10 Soysal, a.g.e., s.128. 11 Soysal, a.g.e. s.128-129. 12 Aynı eser, s.129. 5

kabul etmiti. Küçülen bu Bulgaristan ın nüfusu 4,5 milyon dolayında idi. Bunun içinde, Bulgar Batı Trakyasında önemli sayıda (%8,5) Türk azınlıı yaıyordu. 1918 yılından 1943 e dek devletin baındaki Kral 3. Boris ülkeyi önceleri çok partili rejimle, Mayıs 1935 hükümet darbesinden sonra da diktatörce yönetecekti. Bu ikinci dönemde Kösivanof un babakanlıı 5 yıl sürmü, II. Dünya savaı baladıktan sonra, 1940 ubatında yerine Filov geçmiti. Küçültülen Bulgaristan, tıpkı Almanya ve Macaristan gibi, barı antlamasının gözden geçirilip düzeltilmesi gerektiini ileri sürüyordu. Makedonya nın dil ve kültür bakımından Bulgar olduu, ancak giderek Sırplatırıldıı savındaki Bulgar Hükümeti, Sofya da kurulan gizli Makedonya Örgütünü destekliyor, zaman zaman Makedonya Komitecilerinin Yugoslavya sınırlarına saldırılarını ho görüyordu 13. Yunan-Bulgar ilikileri de 1926 yılına dek gerginliini sürdürmütü. Bulgaristan yeniden Ege ye çıkmak isteini saklamıyordu. Sınırda kanlı olaylar 1925 de iki ülkeyi savaın eiine getirmi, sava ancak MC Konseyinin ie karımasıyla önlenebilmitir. Buna karılık, Bulgaristan ın Romanya ile ilikileri, Dobruca sorunu nedeniyle, souk olmakla birlikte sınır üzerinde bir gerginlik yoktu 14. II- Büyük Devletler ve Balkanlarla likileri ki sava arası dönemin uluslararası ilikilerinde en çok dikkati çeken husus, dünyanın revizyonist ve anti revizyonist devletler olarak iki kampa bölünmü olmasıydı. Yeniden kamplamaya balayan dünyayı yeni bir savatan alıkoymak maksadıyla gerçekletirilen silahsızlanma çabaları önemli engellerle karı karıya kalmı ve 1933 yılına kadar sürdürülmütür. Bu dönem içerisinde Washington Deniz Silahsızlanması Konferansı, Londra Deniz Silahsızlanması Konferansı, Locarno Antlamaları, Briand-Kellogg Paktı, Litvinof Protokolü ve Kara Silahsızlanması Konferansı yapılmıtır. ki dünya savaı arasındaki silahsızlanma giriimlerine bakıldıında, savaların askeri araçlarının dizginlenmesine, bu savalara asıl neden olan siyasal uyumazlıkların çözümlenmesinden ve ortak bir güvenlik anlayıı gelitirilmesi çabalarından çok daha fazla önem verildii ve bunun sonucunda da idealist beklentilerin büyük bir hezimete uradıı görülmektedir 15. 13 Soysal, a.g.e., s.129-130. 14 Aynı eser. s.130. 15 Hikmet Öksüz, Atatürk Döneminde Balkan Politikası(1923-1938), Türkler, Yeni Türkiye yay., C.XVI, Ankara 2002, s. 631. 6

Birinci Dünya Savaı sonrası bloklama hareketleri Tuna ve Balkanlar bölgesinde de kendini göstermitir. Bu bölgede Almanya nın baını çektii revizyonist grup içerisinde Avusturya, Macaristan ve Bulgaristan yer alırken; bunlara karı Fransa nın önderliinde Çekoslovakya, Romanya ve Yugoslavya anti-revizyonist blou meydana getirmitir. Balkanlar ve Tuna bölgesinde 1921 yılında Çekoslovakya, Romanya ve Yugoslavya arasında Küçük Antant kurulunca Fransa bunu Almanya ya karı kullanmak istemitir. Fransa, Ocak 1924 te Çekoslovakya, 10 Haziran 1926 da Romanya ve 11 Kasım 1927 de Yugoslavya ile yaptıı ikili anılamalarla Küçük Antanta balandı. Fransa nın nüfuz alanına giren Küçük Antanta balı devletler, o tarihten itibaren tüm uluslararası gelimelerde, revizyonist hareketleri engellemek ve yeni uluslararası düzeni korumak amacı ile birlikte hareket etmeye baladılar. 1929 da süreli olmaktan çıkan Küçük Antant, 1933 te devamlı bir statüye kavutu. Bu oluum, ekonomik nedenler ve üye devletlerin komu büyük devletlerle olan toprak uyumazlıkları nedeniyle baarılı olamamıtır 16. Sovyetler Birlii, 1930 lara dek kendi iç ileriyle uraa gelmi, kendisine karı bir anti-sovyetik blok olumasını önlemek üzere dı dünya ile barı içinde yaamaa özen göstermi, Silâhsızlanma Konferanslarına büyük istekle katılmı, Almanya ve kimi komuları ile dostluk ve tarafsızlık paktları yapmı, 1928 de Savaın Yasaklanmasına likin Briand-Kellogg Paktını sevinçle karılayıp imzalamakla kalmamı, 1929 da Moskova da komularıyla yaptıı Litvinof Protokolü ile onu Dou Avrupa da hemen uygulamaya koymutu. Ancak, dousunda Japonya nın 1931 de Mançurya ya saldırısından sonra, batısındaki Almanya da Nazilerin iktidara geldiini görünce, bir yandan silahlanmaya hız verirken, öte yandan hem Fransa ile hem de komularıyla yaklamak ve onlara güven vermek istemiti. Fransa, Polonya, Finlandiya, Letonya ve Estonya ile 1932 de Saldırmazlık ve Tarafsızlık Paktlarından baka, Saldırının Tanımı konusunda, Dou Avrupa komuları ve ran ile 1933 Londra Andlaması nı baıtlayıp hem dıtan, hem de içten bir komünist isyanı gibi saldırılardan kaçınmayı yükümlenmiti. 1934 te MC ye de katılan SSCB nin Dıileri Komiseri Litvinof, 1939 yılına dek saldırıya karı savaımın ve toplu güvenlik sisteminin ampiyonluunu yapacaktı 17. 16 Öksüz, a.g.e. s. 631. 17 Soysal, a.g.e., s. 132. 7

Türkiye Sovyetler Birlii ile 1920 Haziranından beri siyasal ilikiler sürdürürken, öbür Balkan Devletleri, anti-komünist politikaları nedeniyle, uzun süre Moskova dan uzak durmutu. Yunanistan 1924 de ilikiler kurmu, daha sonra Yugoslavya onu izlemi, Bulgaristan ve Romanya ise ancak 1934 Haziranında Sovyetler Birlii ni resmen tanımıtı 18. Rusya nın Balkanlara tarihsel ilgisi biliniyordu. Toprak bakımından, 1918 de Romanya ya geçen Besarabya yı ilk fırsatta geri almak isteyecei de kukusuzdu. Sovyet hükümeti Balkan Devletlerini kendisine balı tutmak isteyecekti. Kaldı ki, Moskova, Balkan ülkelerindeki komünist partilerini desteklemekten geri durmayacaktı. Ancak, Balkan Paktı hazırlıkları sırasında, Sovyet Hükümeti böyle bir Pakta karı görünmek istememiti. Paktın Batılı Devletlerin etkisi altına girip girmeyeceine dikkat ediyordu 19. ki sava arası dönemde sınır uyumazlıkları, azınlık sorunları ve ekonomik krizin zayıflatmı olduu Balkanlar kolayca büyük devletlerin nüfuz alanına girmiti. Bu dönemde Fransa, talya ve Almanya nın takip etmi olduu böl ve yönet politikası Balkanlarda çok iyi iliyordu. Fransa, Dou Avrupa da Almanya ve Sovyet Rusya ya karı nüfuz alanı oluturmaya çalıırken; talya, Bulgaristan ile iyi ilikiler kurabilmek için Bulgar Kralı Boris ile Giovanna adlı prensesi evlendirmiti 20. talya nın Balkanlara ilgisinin sebeplerinden biri, Balkan sorunları ile kendi çıkarları açısından ilgilenen Fransa ya karı denge kurma endiesiydi 21. Bulgaristan ile sıkı ilikiler kuran talya Yugoslavya yı zor duruma sokmak için, Bulgaristan daki Makedonya Örgütüne yardımdan geri durmamıtı. talya, Arnavutluk ta kurmakta olduu köprübaından hareketle, Balkanları etkisi altında tutmak istiyordu. Onun bu tutumu Fransa ve ngiltere de kaygı uyandırıyordu. Öte yandan, talya 1928 de Yunanistan dan baka, Türkiye ile de bir Tarafsızlık, Uzlatırma ve Yargısal Çözüm Andlaması imzalamı, ayrıca 1930 da Türk-Yunan Dostluk Andlamasının gerçeklemesinde de yardımcı bir rol oynamıtı. O dönemde talya nın istedii kendi liderliinde, Yunanistan ve Türkiye den baka, Bulgaristan ın da katılacaı bir güvenlik sistemi oluturmaktı. Böyle bir eyi gerçekletirebilirse 18 Soysal, a.g.e., s. 132. 19 Aynı eser, s. 132-133. 20 Öksüz, a.g.e., s. 631. 21 Dıileri, a.g.e., s. 310. 8

Yugoslavya yı kuatmı olacak ve zamanla onu da bu sisteme katılmak zorunda bırakarak, Balkanlarda Adriyatik ten Dou Akdeniz e ve Karadeniz e uzanan talyan etki bölgesi kurmak olanaını elde edecekti 22. Almanya ya gelince; Hitler in önce Versay ın balarını kırmak, sonra Douya doru genilemek istedii belli olmutu. Ancak Balkanlarda bir istilâ niyeti görünmüyordu. 1929 1934 dünya ekonomik bunalımının sarsıntısı içinde olan Balkan ülkelerinin tarım ürünleri ve ham maddelerini, onlar için en elverili koullarda, satın alıyor, böylece Balkanları ekonomik bakımdan etkisi altında tutuyordu. En büyük yakınlıı kukusuz revizyonist Bulgaristan da buluyor, Türkiye ile de dostluu gelitirmek istiyordu. 1936 sonlarında Alman-talyan Mihver i kurulduktan sonra Balkanlarda etkisi büsbütün artacaktı 23. 1930 lardaki ekonomik kriz sonucu Balkan ülkeleri yava yava Almanya nın kontrolü altına girmeye balamı, Fransa nın ise bu bölgedeki politikaları iflas etmitir 24. ngiltere; MC Yasası ve Locarno güvenlik sistemi dıında yükümlülüklerden kaçınıyor, Versailles Andlamasında az çok deiiklikler yapılarak, Almanya yı yumuatmak gereine inanıyor, Avrupa da barıı korumak, Akdeniz de imparatorluk yollarını güven içinde tutmak, o nedenle Balkanlarda Yunanistan, Yugoslavya ve - Musul sorunu 1926 da çözüme kavuturulduuna gore- Türkiye ile dostluu gelitirmek istiyordu. Yunanistan zaten onun etkisi altında idi. Türkiye yi Sovyetler Birlii nden uzaklatırmaya çalıacaktı. Bir zorunluluk olmadıkça -ki bu zorunluluk 1935 de talya nın Habeistan a saldırısıyla ortaya çıkacaktı- bu devletlerle balarını andlamalar yapmaksızın korumak niyetinde idi 25. Balkanlara yönelik nüfuz mücadelelerinin younlatıı 1930 lu yılların balarında olası savaı Balkan sınırlarının dıında tutmak ve bölgesel ittifak anlayıını gerçekletirip bir Balkan Birlii meydana getirmek amacıyla Balkan ülkeleri arasında bir dizi konferanslar düzenlenmitir 26. 22 Soysal, a.g.e., s. 131. 23 Aynı eser, s. 131-132. 24 Öksüz, a.g.e., s. 631. 25 Soysal, a.g.e., s. 131. 26 Öksüz, a.g.e., s. 631. 9

III-ttifak Öncesi Türk Dı Politikası ve Türkiye nin Milletler Cemiyetine Girii ki sava arası dönemde uluslararası ortamı, nitelii modern tarihte eine az rastlanmı bir durum gösterdi. ki önemli gelime, kıtayı kilitlemiti. Bunlardan birincisi, döneme kesin damgasını vuran revizyonist - statükocu kavgasıydı. I. Dünya savaını bitiren temel barı antlaması olan Versailles in uygulanamaz derecede katı oluu barıı önlemi, savaın hemen arkasından, galip çıkan ngiltere ve Fransa ile yenik çıkan Almanya arasında mücadele yine balamıtı. kinci gelime, 1929 yılında patlayan büyük dünya ekonomik bunalımı oldu. Bu iki gelimenin orta ve kısa vadede birtakım önemli sonuçları olacaktır. Orta vadede, ekonomik bunalım ortamında sürekli çatıma yüzünden savata zaten zayıflamı olan enerjisini tüketen Avrupa, artık yava yava merkez i oluturan bir dünya sistemi olmaktan çıkacak, ABD ve SSCB gibi ülkelerin yanında ikincil bir konuma razı olacaktır. Kısa vadedeki sonuç ise; bunalıma giren merkez in artık kıta içinde bir Pax 27 oluturma yeteneini yitirmesi sayesinde müdahaleden kurtulan çevre ülkelerin ciddi bir göreli dı özerklik kazanmalarıdır 28. Genç Türkiye için bu ortam 3 açıdan bir nimet olmutur. Birincisi, dı göreli özerklik kazananlar arasında kendiside bulunmaktadır. kincisi, revizyonist-statükocu kavgasından iki tarafta jeostratejik önemi büyük Türkiye ye yaklamaya çalıacaktır. Üçüncüsü, tarih içindeki büyük korkusu Rusya, 1917 den sonra kendini toparlamaya çalıtıından, bir tehdit olmaktan çıkmı ve hatta bu koullarda deerli bir dost olmutur. Türkiye bu nimeti, Osmanlıdan gelen ve M. Kemal in ustalıı ve gerçekçiliiyle birleen denge politikası sayesinde çok iyi deerlendirecektir 29. Türkiye, yapabildii sürece güç dengesine büyük baarıyla oynadı. Burada dikkate alınması gereken 3 grup devlet bulunuyordu.1- ngiltere-fransa, 2- Almanya- talya, 3- SSCB 30. Türk Dı Politikasının 31 Atatürk tarafından çizilen ve Tevfik Rütü Aras a uygulatılan genel stratejisi bu gruplar hakkında u yaklaımlara sahipti 32 : 27 Belli bir gücün egemen olmasıyla kurulan barı düzeni. 28 Baskın Oran, Türk Dı Politikası Kurtulu Savaı ndan Bugüne Olgular, Belgeler, Yorumlar, C.I, letiim yay., stanbul 2001, s. 242. 29 Aynı eser, s.242. 30 Aynı eser, s:253. 31 TDP eklinde kısaltılacaktır. 32 Oran, a.g.e., s. 253-254. 10

1- Birinci grupla mevcut sorunları öncelikle çözümlemek; nitekim özellikle Musul un verilerek ngiltere ile bütün pürüzlerin giderilmesi, arkasından Yunanistan la dostluk ilikisi kurulması ve nihayet MC ye girilmesiyle bu amaca varılacaktır. 2- kinci gruba uzak durmak ve özellikle talya nın tehditlerine karı koymak. Atatürk, Türkiye deki rejim bu gruptan çok esinlendii halde hiçbir zaman bu grupla yakınlamayı ve özelliklede ittifak yapmayı düünmedi. Onu, yalnızca, birinci gruba bir karı aırlık olarak algıladı. Bunda kendisinin batıyı Anglo Sakson balamında yorumlayıının, kiisel doa olarak maceradan uzak oluunun, birde Alman yanlısı Enver Paa karıtı oluunun izlerini bulmak mümkündü. Dier yandan 12 adalara yerlemi faist talya nın Mare nostrum 33 sloganı ve Antalya konusundaki açık tehditleri Türkiye nin talya ve Almanya dan iyice uzaklamasına yol açtı ve bu politika, bu iki devletin Türk dı ticaretindeki aırlıkları savaa yaklatıkça çok büyük boyutlara ulatıı halde gerçekletirildi. 3-3. grubu oluturan SSCB den, tarih boyunca rastlananın aksine, bu dönemde hiçbir tehdit gelmedi. Tam aksine o sırada devletçi politikanın büyük gereksinme duyduu planlamaya çok önemli katkılarda bulundu. Türkiye SSCB ile oluan bu dostluktan 1. ve 2. gruba karı aırlık oluturmakta yararlandı. 1923 1930 yılları arasında Türkiye nin Avrupa Devletleri ile olan ilikileri Lozan da halledilemeyen konuların çözümüne yönelik görümelerden ibaret olmutur. Bu döneme aynı zamanda komularla olan ilikileri düzenleme dönemi de diyebiliriz. Lozan ın çözümleyemedii üç temel mesele vardı. Bunlar: ngiltere ile Musul sorunu, Fransa ile Osmanlı Borçları Meselesi ve Yunanistan ile de Nüfus Mübadelesi Meselesi idi 34. ngiltere ile olan problem 5 Haziran 1926 da MC nin de kararıyla yapılan Ankara Antlaması ile çözümlenmitir. Bu antlama bugünkü Türk-Irak sınırını çizmi, ancak Türkiye nin Musul u kaybetmesiyle sonuçlanmıtır. Fransa ile olan Osmanlı Borçları meselesi 1928 de imzalanan antlamalarla bir çözüme balandı. Fakat bu zamana kadar yapılan müzakereler bir hayli gerginlik dourmutu. Ancak Türkiye 1928 e kadar dier 33 Akdeniz den bahsederken bizim deniz manasındaki bu kelimeyi kullanmıtır. 34 Armaolu, a.g.e., s. 321. 11

meselelerle 35 birlikte borçlar meselesini de halledince iki devlet arasında bir yakınlama söz konusu oldu. Türkiye nin Sovyetler Birlii ile olan ilikileri 1923 1930 arasında çok iyi olmakla beraber, Musul meselesinin halledilmesi, Fransa ve talya ile dostluk anlamalarının imzalanmı olması, 1930 sonrasında SSCB yi Türkiye nin dayandıı tek büyük devlet olmaktan çıkaracaktır 36. Lozan dan sonra Türkiye talyan ticaret münasebetleri kısmen gelime göstermitir, diyebiliriz. Faist talya ile Türkiye arasındaki ticari münasebetlerdeki gelimeye ramen, 1928 e kadar siyasi ilikilerin gelitii pek söylenemez. Bunun en büyük sebebi, Mussolini talyasının Roma mparatorluunu canlandırmak, sömürgecilik ve yayılma politikalarının Türkiye de uyandırdıı endiedir. Hatta bu konuda talya nın Anadolu yu igal için harekete geçeceine dair söylentiler de eksik olmamı ve bu söylentiler Türkiye de talya ya karı devamlı bir güvensizlik dourmutur. Bu güvensizliin önemli kaynaklarından biri de, Musul sorunu sırasında Fransa gibi talya nın da ngiltere yi desteklemesiydi 37. 1926 1927 yıllarında, ngiltere ile Musul anlamazlıının sona erdirilmesi, Türkiye nin Fransa ve talya ile de münasebetlerinin düzelmesine yol açmıtır. Fransa nın Yugoslavya ile anlaması, talya nın da Yunanistan ile Türkiye ye karı yakınlamasını salamıtır. Hatta 1928 de Türkiye ile talya arasında bir Tarafsızlık ve Uzlama Antlaması imzalanmıtır. Fakat bu anlama, talya nın 1930 lardan itibaren, sömürgecilik politikasını iddetlendirmesi üzerine, beklenen sonucu getirmemi ve iki devletin yolları birbirinden ayrılmıtır. Bunun üzerine Türk ngiliz ilikilerinde yakınlama görülmütür 38. 1930 yılından sonra görülen ideoloji ve çıkar gruplamaları karısında Türkiye nin davranıı, II. Dünya Savaı ile sonuçlanan felakette memleketin kaderini tayin edecek durumda idi. Türkiye I. Dünya Savaı ndan sonra galip devletlerin insafsızca hareketlerine maruz kalarak bir sömürge statüsüne indirilmek istendii ve 35 Bu meseleler; Türkiye Suriye sınırının tesbiti, Türkiye deki Fransız misyoner okulları meselesi ve Adana Mersin demiryollarının satın alınması meselesi idi. 36 Armaolu, a.g.e., s. 321. 37 Aynı yer. 38 Mehmet Gönlübol ve Dierleri, Olaylarla Türk Dı Politikası, C.I, 6. Baskı, AÜSBF yay., Ankara 1987, s. 93. 12

birçok haksız muamelelere maruz kaldıı halde dı politikasının hedeflerini tayin ederken hissi sebeplerle hareket etmemitir. Memleketin çıkarları ile milletlerarası politika gerçeklerini telif eden bir yol seçmitir. Eer Türkiye hissi sebeplerle hareket etmi olsaydı revizyonist gruba katılması pekala mümkün olabilirdi. Ancak, Türkiye nin dı politikasının ana hedeflerini tayin etmek görevini üzerine almı bulunan Atatürk, Türkiye nin yeni sınırları ile tatmin edilmi olduunu kabul ederek memleketi yeni maceralara sürükleyebilecek davranılardan daima kaçınmıtır. Türkiye nin Yurtta sulh, cihanda sulh düsturunu dı politikasının esası olarak kabul etmesi milletlerarası alanda yeni gruplama hareketlerinin baladıı zamana tesadüf eder. Atatürk, Türkiye nin barıçı bir dı politikayı kendisine hedef ittihaz ettiini 1 Kasım 1931 de yaptıı bir konumada öyle ifade etmitir: Türkiye nin emniyetini gaye tutan, hiçbir milletin aleyhinde olmayan bir sulh istikameti bizim daima düsturumuz olacaktır. Böylece Türkiye barıçı devletlerle daha sıkı ibirlii yapma yoluna gitmitir. Gerçekten Türkiye bu devre içinde izledii dı politikada barıçı emeller yanında güvenlik endiesini de ön plana almı ve milletlerarası toplumda ekillenmeye balayan ortak güvenlik vasıtalarını desteklemek, baka deyimle barıın korunmasında yardımcı olmak için çaba sarfetmitir. Nitekim Atatürk 1 Kasım 1933 de yaptıı bir konumada, Türkiye nin barıın korunması çabalarına katılmasını u sözlerle teyid etmitir: Türkiye Cumhuriyeti beynelmilel sulh ve emniyeti kuvvetlendirmek için, kendi tesiri ve iktidarı olan sahada aynı arzuda olanlarla beraber, hayırlı faaliyetlerde bulunmutur. Öte yandan, Türkiye nin daha Milli Mücadele sırasında iyi münasebetler kurduu ve bu münasebetini Lozan dan sonra da devam ettirdii güçlü komusu Sovyetler Birlii nin Almanya ve Japonya nın baskıları altında anti-revizyonist devletlerle daha iyi münasebet kurması, Türkiye nin bu gruba yönelen dı politikasını yürütebilmesini kolaylatırmıtır 39. Türklerle Yunanlılar yüzlerce yıl boyunca çarpımılar ve nihayet 1923 de hesaplarını tasfiye etmilerdi. Bundan sonra Türkiye ile iyi geçinmek hatta onunla ibirlii etmek Yunanlıların menfaatlerine olduu kadar Türklerin de menfaatlerine uygun geliyordu 40. Çünkü Yunanistan, Bulgarların Yunan Makedonyası ve Ege üzerindeki savlarından endie duyuyordu. Yunan Bulgar ilikileri de 1926 yılına dek 39 Gönlübol, a.g.e., s. 93. 40 Aptülahat Akin, Atatürk ün Dı Politika lkeleri ve Diplomasisi, nkılap ve Aka Kitabevleri, C.I, stanbul 1966, s. 138-139. 13

gerginliini sürdürüyordu. Bulgaristan yeniden Ege ye çıkmak isteini saklamıyordu 41. Dolayısıyla Balkanlarda emel ve gaile korkusu olmayan yegane devletin yani Türkiye nin dostluunu araması tabiidir. Bu hal muhtelif nisbette dier Balkan Devletleri için de böyledir. Türkiye Balkan Devletleri içinde, onlardan herhangi birisiyle önemli bir sorunu kalmamı tek devletti. Türkiye de, daha 1926 yılında tüm Balkan Devletleri arasında sınırların karılıklı olarak güvence altına alınması amacıyla, 1925 Locarno Antlamalarına benzer toplu bir güvenlik sisteminin kurulması yolunda bir giriimde bulunmutu. Ancak bundan bir sonuç alınamamıtı 42. Bu dönemde Türkiye nin dı ilikileri uluslar arası ilikilerin genel çizgisinden çok, kimi devletlerin Türkiye ye karı izledikleri siyasete ve davranılara göre düzenlenmitir. Türkiye nin Kurtulu Savaı esnasında sorun yaamadıı Arnavutluk, Bulgaristan ve Yugoslavya ile dostluk anlamaları imzalaması, fakat diplomatik alanda sorun yaadıı Romanya ve hem savata, hem de sava sonrasında sorunlar yaadıı Yunanistan ile önceleri ikili anlamalar yapmaması bu siyasetin en belirgin yansımalarıdır. Türkiye öncelikli olarak ikili anlamalar yoluyla Balkanlardaki siyasetini yönlendirmitir. Bu kapsamda Arnavutluk ile 15 Aralık 1923 te, Bulgaristan la 18 Ekim 1925 te Ankara da Dostluk Anlaması; Yugoslavya ile ise 28 Ekim 1925 te Barı ve Dostluk Anlaması imzalamıtır 43. 1930 yılına doru Avrupa da belirli bir durum alan gruplama hareketi milletlerarası barı ve güvenliin yeni tehlikelerle tehdit edilmeye baladıını açıkça gösteriyordu. Bu durum karısında o zamana kadar kendi iç meseleleri ile fazla megul olması sebebiyle milletlerarası politikanın dıında kalan Türkiye statüskocu batılı devletlerin önem verdii bir devlet olmaya balamıtı. Türkiye nin milletlerarası politikadaki aırlıının artmaya balaması Avrupa da bir birlik kurulması için Fransız Dıileri Bakanı Aristide Briand ın tevikiyle giriilen çalımalarda kendisini göstermitir. Gerçekten, Briand ın Avrupa Birlii projesinde Türkiye ve Sovyetler Birlii nin dıarıda bırakılması birçok Avrupa devleti tarafından tasvip edilmemitir. Briand ın 17 Mayıs 1930 da Avrupa Devletlerine gönderdii memoranduma verdikleri 41 Soysal, a.g.e., s. 129-130. 42 smail Soysal, Türkiye nin Siyasal Andlamaları, C.I, TTK yay., Ankara t.y.s. 456. 43 Dokuzuncu Askerî Tarih Semineri Bildirileri I, Genelkurmay ATASE ve Genelkurmay Denetleme Bakanlıı yay., Ankara 2005, s. 453-454. 14

cevaplarla birçok devlet özellikle Türkiye nin Avrupa Birliine alınmasını istediklerini bildirmilerdir. Esasen, Türkiye bu birlik projesi ortaya atılmadan önce Kellog-Briand Misakını imzalamı ve Silahsızlanma Konferansı çalımalarına katılmıtı. Bu ekilde Türkiye, milletlerarası ibirliine fiilen itirak etmi oluyordu 44. M. Kemal, uluslar arası alanda yapılan silahsızlanma konferanslarından olumlu netice alınamadıını ve milletimizin müdafaasının sulhla korunmasının önemine deinmektedir. Bu sebeple de sulh ve emniyeti terakki ettirmek için Türkiye nin kendi tesiri ve iktidarı olan alanda, aynı arzuda olanlarla birlikte faaliyetlerde bulunduunu ve ibirlii çalımalarını artırdıını söylemitir 45. I. Dünya Savaı ndan sonra milletlerarası barıın korunması ve ibirliinin salanması için kurulan en önemli tekilat üphesiz MC idi. Balıca amacı ise; Versailles Antlaması ile tesbit edilen sava sonrası düzenin devamını salamaktı. Türkiye bu savata yenilgiye uradıı için tekilatın asil üyeleri arasına alınmamıtı 46. Türkiye nin büyük bir fedakârlıkta bulunması ile sonuçlanan Musul olayında tekilatın ngiltere nin etkisi altında hareket etmesi, Türkiye de MC aleyhine bir tepki uyandırmıtı. 1930 yılından sonra tekilat içinde statüskonun korunmasını isteyen devletlerin çounlukta bulunması Türkiye yi tekilata yaklatırmıtır. Çünkü Türkiye statüskocu devletlerle meselelerini hallettikten sonra bu devletler grubu ile iyi münasebet kurmutu. Türkiye nin MC ye girmesinde önemli dier bir husus Sovyetler Birlii nin tekilata karı tutumuydu. Sovyetler Birlii 1932 yılına kadar batılı devletlerle iyi münasebetler kuramadıı için Türkiye de bu tarihe kadar tekilata girmek için müracaatta bulunmamıtı 47. Dıileri Bakanı Tevfik Rütü Aras ın da Meclis konumalarında belirttii gibi, Türkiye MC Meclisinin üyesi olmak artıyla tekilata girmeyi prensip itibariyle kabul ediyordu. Fakat Cemiyet Meclisinde daimi üyelik sadece büyük devletlere verildii için Türkiye nin bu haktan istifade edemeyecei açıktı. Türkiye nin Cemiyet Meclisinin üyesi olarak tekilata girmesi mümkün olmadıı halde böyle bir artı ileri sürmesinin sebebi 1931 yılında henüz MC ye girmek istemediinden ileri geliyordu. Çünkü 44 Gönlübol, a.g.e., s. 94-95. 45 Atatürk ün Söylev ve Demeçleri, C:I, Türk nkılap Tarihi Enstitüsü Yayımları:1, (1919-1938), stanbul 1945, s. 360. 46 Aynı eser, s. 95. 47 Gönlübol, a.g.e., s. 95. 15

Sovyetler Birlii ile 1925 yılında Paris te yapılan Dostluk ve Tarafsızlık Antlamasını yenileyen 17 Aralık 1929 tarihli Protokol hükümlerine göre, Akid taraflardan biri komularını ilgilendiren siyasi taahhütlere girerken dierinin tasvibini alacaktı. Bu sebeple, Türkiye 1932 yılında MC ye girmeyi kabul ettii zaman Sovyetler Birlii nin tasvibini almıtır 48. Türkiye, Atatürk ün direktifleri üzerine, MC ye kendisi müracaat ederek deil, tekilat tarafından davet edilerek girmek istiyordu. Böylece TBMM, 9 Temmuz 1932 de, yapılan daveti kabul ettiine dair bir heyeti umumiye kararı almıtır. Türkiye nin MC ye girmesi muamelesi 18 Temmuz 1932 de Genel Kurul un ittifakla aldıı bir kararla tamamlanmıtır 49. Türkiye nin MC ye katılması Sovyetleri pek honut etmedi. Fakat Türkiye, Sovyetler Birlii herhangi bir devlete saldırmadıkça, Paktın 16. ve 17. maddelerinde öngörülen zorlama tedbirlerinin haksız bir ekilde Sovyetlere karı yöneltilmesine asla rıza göstermeyecei hakkında teminat verdi. Ancak Sovyetlerin honutsuzluunun asıl sebebi, Türkiye nin kendisinden ayrılıp Batılı devletlerle ibirliine gitmesi endiesi idi. Fakat bu endie uzun süreli olmadı. Çünkü Nazi Almanyasının ortaya çıkması ve Japonya nın Mançurya ya saldırması üzerine kolektif güvenlik ve barı sistemine balanan Sovyet Rusya da 1934 yılında tekilata girerek statüskocu gruba katılmı oluyordu 50. Türkiye MC ne girdikten sonra Misak a sadık kalmı ve tekilatın organlarının aldıı kararlara uymutur. IV-Türkiye nin Balkan Politikasına Etki Eden Unsurlar Türkiye; Yunanistan, ngiltere, Fransa ve hatta talya'ya karı bir ölüm ve kalım savaı vermi ve bunun neticesinde, I. Dünya Harbi nin getirdii politik nizamı deitirerek millî haklarını geni ölçüde salamıtır. Sevr sistemiyle kendisine kabul ettirilmek istenen baları koparırken mücadelesi Avrupa politik ilikileri açısından I. Dünya Savaının bir nevi devamı gibi görülmü ve esasen kabul etmedii Sevr sistemi, üç sene içinde Lozan sistemine, yani tarafların rızalarıyla, küçülen bir sisteme dönmütür. Temellerinde Atatürk ün getirdii ve sınırları «Misak-ı Millî» ile tespit 48 Gönlübol, a.g.e., s. 96. 49 Aynı eser, s. 97-98. 50 Armaolu, a.g.e., s. 337. 16

edilmi millî devlet kavramı yatan bu sistem, hem galipler, hem de maluplar tarafından kabul edildii için Almanya, talya ve Bulgaristan gibi bazı memleketlerin temin çabasında oldukları bir revizyonizm sayılmamıtır 51. Türkiye nin, bilhassa deien dünya siyasal artları altında kaygı duyduu en önemli mesele Boazların statüsü ve savunması konusu idi. Bütün 19. asır boyunca olduu gibi Türkiye nin politikasını ve Türkiye ye karı politikaları etkilemi olan Boazların, etkilerini bu defa da er veya geç göstermesi kaçınılmaz bir olay idi 52. Hem Türkiye, hem de Sovyetler Birlii, farklı artların etkisiyle de olsa, savatan yeni siyasi ve sosyal nizamlarla ortaya çıkmılardı. Türkiye nin savaı, belki Sovyetlerinkinden de çok emperyalizme karı bir sava idi. ki memleket arasında bu unsurlardan kuvvet alan yakınlama tarihî çatımaların geriye bırakılacaı ve yeni bir dostluun geliecei ümidini yaratmı ve Türkiye nin dı siyaseti de bu esasa göre ayarlanmıtı. Böylece, Türkiye bu nazik devresinde, ananevi olarak 13. asırdan beri tehdit kaynaı olan kuzeyini güven altına almıtır. Bu dostluun Sovyetler Birlii için de aynı derecede deerli olduuna, üphe yoktur. Türkiye Sovyetleri güneyden müdahaleye karı emniyet altına almı ve Sovyetlere karı teebbüslere de alet olmamıtır. Sovyetler, Devrimden sonra Batı sınırlarında komularından hiçbiri ile anlama halinde olmadıkları gibi, bir süre sonra Dou dan da Japonya dan gelebilecek tehlikeleri hissetmeye balamılardır 53. Türkiye, Sovyet dostluk siyasetine açık kalplilikle balanmıtır ve Sovyetlerin üphesini çekecek hiçbir teebbüste bulunmamaya dikkat ederek, esasen iki devletin ortak çıkarlarına uygun düen dı siyasetini, her önemli adımda, Sovyetlerle uygunlatırmaya çalımıtır 54. Cumhuriyetten sonra Türk liderlerinin dirayetli idaresi, devrimler ve Türkiye nin Batılılama, çabaları dünyanın Türkiye yi giderek baka çehre ile görmesi sonucunu vermitir. Yurtta Sulh Cihanda Sulh ilkesi ile tanımlanan Türk siyaseti, eski dümanlarla dost olmanın ortamını hazırlamı ve batı âleminin uygarlık seviyesine yükselmeye azmetmi Türkiye ile bu âlem arasındaki ilikilerin her sahada kısa denilebilecek bir zamanda gelitii görülmütür, 1930 lara doru artık ngiltere ve 51 Dıileri, a.g.e., s. 355. 52 Aynı eser, s. 356. 53 Aynı yer. 54 Aynı eser, s. 357. 17

Yunanistan la, Hatay meselesi dıında Fransa ile esaslı güçlükler halledilmi, 1928 yılında, Türkiye nin deniz komusu talya ile bir dostluk ve tarafsızlık antlaması imzalanmıtır. Bu ilikiler arttıkça, Sovyetler Birlii nin, Türkiye nin dayandıı tek devlet olmaktan çıkması gibi bir sürece girilmitir. Bunlar Sovyet - Türk ilikilerinin gevemesi anlamına gelmezdi ve dı siyaseti alanında sıkı ilikiler eskisi gibi devam etmekteydi. Bir taraftan Türkiye nin kaçınılmaz bir gelime sonucu Batı ile ilikilerinin gelimesi, dier taraftan hâlâ çok az dostu bulunan Sovyetler Birlii nin, bu yıllardaki komularıyla ittifak zinciri kurma siyaseti Sovyet Hariciye Komiser Yardımcısı Karahan ın 1929 Aralık ayında Türkiye yi ziyareti sırasında yenilenen 17 Aralık 1925 tarihli Dostluk ve Bitaraflık Muahedesine yeni bir madde ilâve edilmesi sonucunu vermitir: Akidlerden her biri, kendisi ile dier tarafın kara veya denizden dorudan doruya komuluunda bulunan sair devletlerarasında neredilmi vesikalar haricinde hiçbir taahhüt mevcut olmadıını beyan eder. Akidlerden her biri dier tarafa iblâ etmeksizin ibu tarafın kara veya denizden dorudan doruya komuluunda bulunan devletlerle siyasî mukaveleler akdine matuf müzakerelere girimemei ve bu kabil mukaveleleri ancak mevzuu bahis tarafın muvafakati ile akdetmei taahhüt eder. u kadar ki, bu devletlerle tabii münasebatın tesisi veya idamesi maksadına matuf olan ve neredilecek bulunan vesikalar yukarıdaki taahhütten hariçtir. 55 T. Rütü Aras ın, Pakt görümeleri sırasında Atina dan gönderdii mutabakat ile Suriç ile ükrü Kaya nın Ankara da, Baydur ile Litvinof un Moskova daki görümeleri, yine T. Rütü Aras ın Sovyetlerin titizliini kastederek, «Bu Paktın esas ruhu, hiçbir Balkanik Devletin hariçte birine alet olarak dier Balkan Devleti aleyhine hareket edememesinin teminidir... Büyük Devletlerin holanmadıı da budur» eklindeki beyanları, Türkiye nin gösterdii dikkati ve buna karılık Sovyetlerin, talyan ve Fransız anlamaları vesilesiyle aynı hassasiyetle davranmayarak Türkiye ye üstünkörü bilgi verdiini göstermektedir 56. Bu artlar altında, Balkan ülkeleri arasındaki ibirlii ancak 1929 Dünya Ekonomik Krizi nin patlamasıyla gerçekleebildi. Baka bir deyile Türkiye 1929 yılından itibaren Balkan ibirliini gerçekletirmek amacıyla diplomatik alanda önemli adımlar attı. Bu tarihten itibaren Türkiye nin Balkan politikasını üç döneme ayırmak mümkündür: Birinci dönem 1929 Dünya Ekonomik Krizi ile balayıp, 1934 yılında 55 Dıileri, a.g.e., s. 358-359. 56 Aynı eser, s. 359. 18

imzalanan Balkan Paktı ile sona erer. Balkan Paktı ile balayan ikinci dönem, 1936 Montrö Antlaması na kadar sürer. Üçüncü dönem ise, 1939 Türk-ngiliz-Fransız Üçlü ttifakı na kadar devam eden dönemdir 57. 1929 Dünya Ekonomik Krizi öncelikle çok seri iki sava arası TDP de dönüm noktasını oluturur. Türkiye 1929 yılından itibaren hem ekonomisine hem politikasına 1920 lerden daha deiik bir yön vermeye çalıtı. Krizin genel olarak ilk etkileri ekonomi alanında görüldü. Kriz ekonomileri tarıma dayalı olan Balkan ülkelerini sanayilemi ülkelerden daha fazla etkiledi. Bunun sonucunda tarım ülkeleri ile sanayilemi ülkeler arasındaki ekonomik farklar daha da derinleti. Örnein sanayilemi ülkeler krizden dolayı tarım ülkeleri ile ticareti kısıtlamı olduklarından Balkan ülkelerinin dı ticareti büyük açıklar vermeye baladı. Ekonomilerini krizden kurtarmak amacıyla bu ülkeler yeni politikalar gelitirmeye baladılar. Bunun en belirgin örnei Türkiye deki devletçilik politikasıdır. Kriz sadece ekonomiye yansımadı, aynı zamanda politik bir istikrarsızlık da dourdu. Bu durum Türkiye nin daha önce önerdii Balkan Paktı fikrini bu sefer daha ciddi olarak ele almasını saladı. Benzer ekonomik yapılara sahip Balkan ülkelerinin amacı ekonomik ve politik sorunlarını birlikte ele almaya ve çözmeye çalımaktı. Türk basını Balkan ibirliini destekleyen makaleler yayınlamaya baladı. Örnein Cumhuriyet Gazetesi nde 1932 yılında çıkan bazı makaleler Balkan ülkeleri arasında ticaretin gelitirilmesinin yararlı olacaını, petrolün Amerika yerine Romanya dan alınabileceini yazdı 58. Mussolini, Ankara nın tedirginliini dorularcasına, Ekim 1932 detorino da yaptıı konumada, ancak dört büyük güç (talya, Almanya, ngiltere ve Fransa) ibirlii yaparsa ekonomik krizin üstesinden gelinebilecei ve de Avrupa da barıın salanabileceini dile getirdi ve 1933 yılında Dört Güç Paktı fikrini ngiltere Babakanı MacDanold a önerdi. Bu öneriye Balkan ülkelerinin tepkisi sert oldu. Ankara kendi ülkesinin kaderinin dört büyük gücün ibirliiyle belirlenemeyeceini belirtti. Bükre ve Belgrad da bu güçlerin kendi aralarında dier ülkelerin haklarını etkileyecek anlamalara girmemeleri gerektiini açıkladı. Dört Güç Paktı olasılıı, zaten ibirliine karar vermi olan Balkan ülkelerini daha da aktif olmaya itti. Mussolini nin Torino da yaptıı konumayla aynı zamanda toplanan Üçüncü Balkan Konferansı sırasında 57 Dilek Barlas, Türkiye nin 1930 lardaki Balkan Politikası, Çada Türk Diplomasisi: 200 Yıllık Süreç, 15-17 Ekim 1997 Sempozyuma Sunulan Tebliler, TTK, Ankara 1999, s. 362. 58 Barlas, a.g.m., s. 362. 19

bölgede statüskoyu ve barıı korumaya dayanan bir Balkan Antantı nın kurulmasına karar verildi 59. V-Atatürk ün Balkan Politikası Mustafa Kemal Türkiye sinin dı siyasada güttüü amaç, Atatürk ün de ifade ettii gibi, arsıulusal barıı korumak ve güven içinde yaatmaktı 60. Bu dorultuda Yurtta Sulh, Cihanda Sulh ilkesinin bir gerei olarak yeni Türkiye Cumhuriyeti 1923 ile 1937 arasında tam 26 dostluk antlaması imzalamıtır. Bunlarla karılıklı ilikiler, dostluk esası üzerine kuruluyordu. Atatürk bir harbin çıkmasını önleyebilmek için caydırıcı bölgesel paktların yararlı olacaına inanıyordu 61. M. Kemal, memleketimizi her gün daha çok kuvvetlendirmeyi, her sahada her türlü ihtimallere karı koyabilecek bir halde bulundurmayı ve dünya hadiselerinin tüm safahatını büyük bir teyakkuzla takip etmeyi, sulhsever siyasetin dayanacaı esasların balangıcı kabul etmitir. Cumhuriyet hükümeti en yakın komularıyla olduu kadar, en uzak komularıyla da dostluk münasebetleri tesis etmeye uramıtır 62. Dünya uluslarının mutluluuna çalımak, dier bir yoldan kendi huzur ve mutluluunu salamaya çalımak demektir... nsanlıı bir vücut ve bir ulusu bunun bir parçası saymak gerekir. Bir vücudun parmaının ucundaki acıdan dier bütün kısımlar etkilenir... Uluslar gam ve keder bilmemelidirler. eflerinin görevi, yaamı nee ve evkle karılamak hususunda uluslara yol göstermektir. nsanları mutlu edecek tek araç, onları birbirine yaklatırmak, onlara birbirini sevdirmek, karılıklı maddi ve manevî gereksinmelerini salamaya yarayan hareket ve enerjidir. Dünya barıı içinde insanlıın mutluluu, ancak bu yüksek ülkü yolcularının çoalması ve baarılı olmasıyla mümkün olacaktır... nsanlık savatan uzak durmalıdır, çünkü ulus, hayatî tehlike ile karılamadıkça, sava bir cinayettir... Ancak, sava zorunlu ve yaamsal olursa göze alınabilir. 63 sözleriyle M. Kemal dı politikada önem verdii hususları da vurgulamıtır. Nitekim Atatürk; 1920 1923 yılları arasındaki Kurtulu ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti nin kurulu günlerinde, TBMM Bakanı ve Cumhurbakanı olarak milli siyaseti idare ederken esas fikrini öyle ifade ediyordu: Biz millet olarak kuvvet 59 Barlas, a.g.m., s. 363. 60 Söylev, s. 367. 61 M. Kemal Karahasan, Mustafa Kemal Atatürk ün Barı Felsefesinin Iıı Altında Türkiye Yugoslavya likileri, XI. Türk Tarih Kongresi, C. VI, TTK, Ankara 1994, s. 2535. 62 Söylev, s. 396. 63 Karahasan, a.g.m., s. 2537. 20