KÜÇÜK DEN ZKIZI Çok, çok eski zamanlarda, denizlerin dibinde uygar bir ülke vard. Ülke halk yar s bal k, yar s insan yarat klard. Ülkeyi çok iyi kalpli, çal flkan, halk n n mutlulu u için çal flan bir kral yönetiyordu. Kral, denizlerin dibindeki görkemli saray nda sevgili kar s ve alt k z ile birlikte mutlu bir yaflam sürüyordu. Ülke halk tüm yaflamlar n deniz dibinde geçiriyorlar, ancak belirli zamanlarda kimi koflullarla su yüzüne ç kabiliyorlard. Bu koflullar n en bafl nda, su yüzüne ç kabilmek için belirli bir yaflta olmak geliyordu. flte bu nedenle ülkede yaflayan küçükler o yafla gelene kadar su yüzüne ç kam yorlar, su üstü dünyas n ancak büyüklerinden dinlemekle yetiniyorlard. Orada günefl vard. Günefl kocaman, çok kocaman bir atefl parças yd. Her yeri s t yordu. Deniz diplerinde çok so uk olan su, orada güneflin etkisiyle s n yor, her yer s cac k oluyordu. 4 5
Geceleri ise güneflin yerini ay al yordu. Ay, günefl kadar s tm yordu, günefl kadar parlak de ildi ama çok güzel bir görüntüsü vard. Yukar da ay oldu u geceler, yeryüzü insanlar çok nefleli oluyorlar, geç saatlere kadar deniz k y - s nda e leniyorlard. O s rada su yüzüne ç km fl deniz dibi yarat klar varsa, onlar da k y ya uzak bir yerde durarak flark - lar söylüyorlar, bu e lencelere kat l yorlard. Onlar n flark lar n duyan insanlar bir y n öykü uyduruyor, bu seslerin sihirli sesler oldu u ve sihirli bir ülkeden geldi i yolunda masallar anlat - yorlard. Kral n en küçük k z da henüz su yüzüne ç kmam flt. Fakat o günlerde bu izni alacak yafla gelmiflti. Bir gün sonra deneme için k sa bir süreli ine su yüzüne ç kacak, önce gündüz, sonra gece yeryüzünü görecek, denizin yüzünde k sa bir süre kalacak, ondan sonra kendisine uzun süreli ç k fl izni verilecekti. O gün annesi küçük k zla uzun uzun konufltu. Yukar ya ç k nca görece i fleyleri ayr ayr anlatt. Karfl laflaca tehlikeli durumlarda ne yapmas gerekti- ini belirtti. Küçük k z, annesini dikkatle dinledi. Zaten uzun süreden beri dersler al yor, yeryüzü konusunda bilmesi gerekenleri ö reniyordu. Ertesi gün küçük prenses kalbi heyecandan çarparak kardeflleriyle vedalaflt. Büyük bir h zla yüzerek denizin üstüne, yeryüzü dünyas na ç kt. Orada, k y daki kocaman evleri, evlerin önünde sa a sola kofluflan insanlar gördü. Hiçbirinin kuyru- u yoktu. Ayak denen uzant lar üzerinde ne güzel yürüyor, ne güzel kofluyorlard! K z bunlara çok flaflt. Gece, yeryüzü dünyas baflka bir güzellikle göründü. Evlerin fl klar yanm fl, gecenin karanl içinde sanki kendisine göz k rp yordu. Küçük prenses kendisine tan nan süre içinde tüm bu güzellikleri gördü. Deniz dibinde hiç bilmedi- i havay soludu. Sonra, yeniden yukar ya ç kaca- günü düflünerek afla ya indi. Kendisini merakla bekleyen annesi ve kardeflleri ile kucaklaflt. Gördüklerini büyük bir heyecanla anlatmaya bafllad. Asl nda annesi olsun, kardeflleri olsun, onlar da yukar ya ilk ç k fllar nda ayn durumu yaflam fllard. 6 7
Büyüyene kadar çevrelerinde duyup dinledikleri görüntüleri ilk kez gerçek olarak karfl lar nda görünce önce korkmufllar, heyecanlanm fllar, sonra buna al flm fllard. Hepsi, ülkelerinin tam üstünde olan k y lara ç km fllar, bu nedenle hepsi ayn kenti, ayn k y lar görmüfllerdi. Onlar için yeryüzü dünyas ile deniz dibi dünyas aras nda pek fazla bir ay r m yoktu. Ancak küçük k z için durum bambaflkayd. Deniz yüzüne yeniden ç kaca günü merakla bekliyordu. Bu arada yemeden içmeden kesildi. Bütün günlerini yukar ya ç kaca günü düflünmekle geçirmeye bafllad. çinde tuhaf bir duygu vard. Her fleyiyle bural yd. Deniz dibi ülkesinin yarat idi. Ancak içinden bir ses ona yeryüzü dünyas ile de iliflkisi oldu unu söylüyor gibiydi. Bu yüzden ablalar ile konuflmaz oldu. Sarayda düzenlenen e lencelere de kat lm yor, yaln z bafl na, karanl k yosun ormanlar nda oturmay tercih ediyordu. Bir gün babas, k z n n bu durumunu annesi ile konuflurken ne yapmalar gerekti ini düflündüler. Kraliçe, kocas na: Onu bir an önce yukar ya göndermezsek belki de üzüntüsünden hastalanacak, dedi. Sen bu ülkenin kral oldu una göre, k z n zaman gelmeden de yukar ya gönderebilirsin. Kral, k z n n durumuna çok üzülüyordu. Ama kurallar bozmay hiç düflünmüyordu. Bunun için: Bunun olana yok, dedi. Ne yap p edelim k z - m z biraz oyalayal m. Üzüntüsünü unuttural m ona. Bu sözler üzerine kraliçe, k zlar n ça rarak küçük k z n durumunu anlatt. Onlar da küçük kardeflleriyle yak ndan ilgilenmeye bafllad lar. Onu bir an olsun yaln z b rakmad lar. Neyse ki, ablalar ile beraber olunca özlem ve üzüntülerini biraz olsun unuttu. Sonunda beklenen gün geldi çatt. Küçük k z, kardeflleri ve annesi ile vedalaflarak, bu kez uzun bir süre kalmak için yeryüzü dünyas na do ru yüzmeye bafllad. Su yüzüne ç kt nda günefl ufukta kayboluyordu. Do u ufkunda gecenin ilk mavilikleri yay l yordu. Rüzgâr sakindi. Deniz durgun, hava tertemizdi. 8 9
K z n su yüzüne ç kt yerin hemen yak n nda üç direkli bir gemi vard. Ama sadece bir yelkenini açm fl, durgun sular n üzerinde sakin sakin ilerliyordu. Geminin güvertesinden yay lan müzik sesleri genç k z n kula na kadar geldi. O da gemiye biraz daha yaklaflt. Sesleri dinledi. Hava biraz daha karar nca geminin fl klar yand. Direkler aras nda bayraklar, flâmalar dalgalanmaya bafllad. Denizk z gemiye biraz daha yaklaflt. En afla - daki pencerelerden içeride olanlar görmeye çal flt. Oradan bak nca içeride çok fl k giyimli kad nlar, adamlar gördü. Bunlar içinde kara kafll, kara gözlü bir delikanl dikkatini çekti. Bu, o ülkenin prensi idi. O gece gemide yafl günü kutlan yordu. Onun flerefine gemiden, karadan havaî fiflekleri at l yor, müzik sesi göklere yay l yordu. Gemide herkes yiyip içiyor, nefle içinde dans edip gülüyordu. Küçük denizk z gözlerini prensten ay ram yordu. Zaman zaman ortal ayd nl a bo an havaî fifleklerinin ayd nl nda onu daha iyi görebiliyordu. O zaman kalbi heyecanla çarp yordu. Ama elinden hiçbir fley gelmiyordu. Sadece geminin oldu u yerde yalpalamalar n n el verdi i ölçüde prensi görebiliyordu. Üstelik görülmemek için de çok dikkatli davran yordu. O s rada derinliklerde sular kabarmaya bafllad. Ancak deniz dibinde yaflayanlar n duyabilecekleri bir u ultu yükseldi. Deniz yüzeyi de k p r k p r dalgalanmaya bafllad. Denizk z müthifl bir f rt nan n yaklaflmakta oldu unu hemen anlad. Geminin kaptan gemicilere emir vererek tüm yelkenleri açt rd. Gemi, f rt naya yakalanmadan k - y ya varabilmek için gerekli manevralara bafllad. Ama art k çok geç kalm fllard. Çünkü iri dalgalar ard ard na geliyorlar, giderek daha yüksek, daha fliddetli ve öldürücü oluyordu. Rüzgâr korkunç ç l klarla esiyor, zaman zaman çakan flimflekler ortal a büsbütün korkunç bir görünüm veriyordu. Çok geçmeden geminin büyük dire i korkunç bir çat rd ile k r ld. Güverteye düfltü. Gemiden bo- uk feryatlar, korkulu ç l klar yükseldi. Denizk z gemiye biraz daha yaklafl nca güvertedeki adamlar görebildi. Zavall c klar çaresizlik içinde oraya buraya kofluyorlar, kimileri kendini güverteden denize at yor, kurtulmaya çal fl yordu. Gemide korkunç bir telâfl ve kargafla görülüyordu. 10 11
Sonunda gemi dalgalara daha fazla karfl koyamad. Yan taraftan vuran kocaman bir dalga ile çat rdamaya, oldu u yerde h zla dönmeye bafllad. Az sonra da tüm tahtalar parça parça da ld. Denizin yüzü insan ç l klar, ba rmalar, imdat isteyen seslerle doldu. Ama dalgalar öylesine güçlüydü ki, çok iyi yüzme bilenler bile k sa sürede denizin dibine indi. Küçük denizk z bu s rada batmakta olan gemiye iyice yanaflt. Umutsuz hareketlerle yüzmeye çal flan genç prensi kollar ndan yakalad. Denizk z n n ilk görüflte âfl k oldu u prens, dalgalarla bo uflmaktan yenik düflmüfl, bay lm flt. Küçük denizk z bayg n prensi çeke çeke k y ya vard. Neyse ki, k y da dalgalar engine oranla daha azd. Bu bak mdan onu kumsala çekmek zor olmad. Denizk z bayg n prensi orada, kumlar n üzerine yat rarak so uktan donmufl kollar n, ayaklar n ovmaya, bir an önce kendisine gelmesi için gerekenleri yapmaya bafllad. Bir yandan da onun yüzüne bak yor, ne kadar genç ve yak fl kl oldu unu görüyor, ay ld anda ne yaz k ki, onun yan nda olmamas gerekti ini ac ac düflünüyordu. O s rada yak ndaki evlerden olay gören k zlar kofla kofla k y ya geliyorlard. çlerinden biri bayg n adam daha uzaktan tan d. Aman Tanr m, prens hazretleri, diye hayk rd. Küçük denizk z hiç vakit geçirmeden suya dald. K zlar n oraya gelip bayg n prense yard m ettiklerini gözleriyle gördükten sonra dalgalar aras nda kayboldu. _ Küçük denizk z ülkesine döndü. Ama bu kez eskisinden daha kederli ve üzgündü. Çünkü prense âfl k olmufltu. Onsuz yapamayaca n, onun yan nda olmad kça yaflayamayaca n anl yordu. Bunlar ablas na anlatt. Bir yandan da a l yordu. Ablas da kardeflinin bu durumuna çok üzüldü. O da a lad. ki kardefl bafl bafla uzun süre konufltular. Sonunda ablas ona bir büyücünün yerini tarif etti. E er o büyücü ile anlaflabilirse, büyücü küçük k z n kuyru unu aya a dönüfltürebilir, bu durumu ile yeryüzü insanlar na t pat p benzer ve sevdi i adam n yak n nda bulunabilirdi. 12 13
Küçük denizk z, ablas ndan yerini ö rendi i büyücüye gitti. Ona ne istedi ini söyledi. Büyücü kad n ona: Bu iste ini yerine getirebilirim, dedi. Ama çok iyi düflünmek gerekir küçük han m. Sonunda bafl na gelebileceklerden hiçbir sorumluluk kabul etmem. Ne gibi sorumluluk, diye sordu k z. Sana birkaç damla sihirli bir içki içirece im. Bu içkiyi içtikten k sa bir süre sonra kuyru un sertleflecek, bir süre sonra da iki güzel baca n olacak, dedi. Ah, ne iyi, ne iyi, diye heyecanla el ç rpt küçük denizk z. Küçük denizk z tüm bu anlat lanlar hep bafl n sallayarak dinledi. Büyücüye: Hepsine raz y m, dedi. Hepsine raz y m. Yeter ki sevgili prensin yan nda olay m. Büyücü kad n onun sözünü kesti: Bundan sonras n da dinle öyle karar ver, dedi. Küçük denizk z büyücü kad n ne söylese raz yd. Onun tek iste i prensin karfl s na ç kabilece i ayaklar n n olmas yd. Büyücü kad n aç klad : Bundan baflka benim hakk m da vermelisin. Yapaca m iflin karfl l kolay kolay ödenemez. Sen denizler ülkesinin en güzel sesli k z s n. Bu sesinle sevgili prensini büyülemek istersin. Fakat hizmetime karfl l k ben senden sesini istiyorum k z m. Sana içirece- im sihirli ilâç seni güzel bacakl bir yeryüzü insan yapacak. Ama sesin de benim olacak. Bunlar duyan küçük prenses y ld r mla vurulmufla döndü. Büyücü kad na: Ama nas l olur bu, dedi. Benden sesimi al rsan z prensin dikkatini ne ile çekebilirim? Güzel vücudunla, diye yan t verdi büyücü. Hofl, uyumlu yürüyüflün, güzel gözlerin sana büyük bir üstünlük verecek. Hem unutma ki güzel bacaklar nla hiçbir insan n dans edemeyece i gibi dans ederek dikkatleri üzerine çekeceksin. Bunlar sessizce dinleyen k za bakt. Omuzlar ndan tutarak sarst : Ne o, vazgeçtin galiba, dedi. Kuyru unun yerine güzel iki baca n olsun istemiyor musun yoksa? Her fleyi enine boyuna düflünen prenses sonunda kad n n bütün söylediklerini kabul etti. Kad n keskin bir b çak ç kard. K z n dilini kesti. 14 15
Onu da fokur fokur kaynayan kazana att. Duydu- u ac dan bayg n düflen k z n kendine gelmesi için bir süre bekledi. Bu arada durmadan kazan kar flt rd. Bir süre sonra k z kendine geldi. Dilini kestikten sonra büyücünün kesik yere sürdü ü merhem etkisini göstermiflti. Ac s da dinmiflti. K z n ay ld n gören büyücü, kazandan bir kepçe ald, onu bir barda a boflaltt. K za içirdi. K z bu ac s v y yüzünü buruflturarak içti. Ayn anda tüm bedeninde bir uyuflukluk bafllad. Büyücü bir süre sonra k za: Haydi yukar ç k, Tanr yard mc n olsun, dedi. K z büyücünün yan ndan ayr ld. Yukar ya, denizin yüzeyine ç kt. Orada bir kayal kta oturarak kuyru undaki de iflmeleri izledi. Gerçekten ilâç etkisini gösterdi ve küçük k z n kuyru u yerine iki güzel bacak olufltu. Küçük denizk z, bacaklar n öyle be endi, öyle be endi ki, içinden büyücü kad na tekrar tekrar teflekkür etti. Sesini yitirmifl olmas na üzülmedi. _ Sonra yüze yüze prensin oturdu u yal n n r ht m - na ç kt. Orada oturup prensin gelmesini bekledi. Biraz sonra prens oradan geçerken k z gördü. Çok be endi. Hemen onu saray na alarak en güzel giysileri verdi. Nereden geldi ini, kim oldu unu sordu. Ama hiçbir yan t alamad. Çünkü küçük k z n sesini büyücü alm flt ve yaflam n n sonuna kadar konuflamayacakt. Böylece küçük denizk z prensin arkadafl olarak saray nda yaflamaya bafllad. Prens k z çok be eniyor, bir saniye olsun yan ndan ayr lm yordu. Sarayda verilen bir baloda denizk z öyle güzel dans etti ki, orada bulunan tüm konuklar k z n güzelli ini ve danstaki becerisini öve öve bitiremediler. Ancak bu güzel k z n hiç konuflmamas herkesin dikkatini çekti. Onun için çeflitli öyküler uydurdular. Küçük k z yeni yaflam ndan çok hoflnuttu, mutluydu. Çünkü konuflup duygular n anlatamasa bile prensle her gün birlikteydi. Prens onu yan ndan hiç ay rm yor, her yere birlikte götürüyordu. Buna karfl n k z n ayaklar çok a r yordu. Kimi günler prensle birlikte at gezisi yap yorlard. 16 17
Hele bu gezilerden sonra ayaklar n n ac s na dayanam yor, geceleyin hiç kimseye görünmeden r ht mda ayaklar n denize sokarak biraz olsun ac lar n dindirebiliyordu. Böylelikle ertesi sabah sevgili prensin yan nda tüm gençli i ve canl l yla haz r oluyordu. Ancak küçük k z n kötü yazg s a lar n örmeyi sürdürüyordu. Böyle mutlu, nefleli günlerin sonunda prens; k za, gelin getirmek için komflu ülkeye gidece ini, kendisini de birlikte götürece ini söyleyince birden büyücünün söylediklerini hat rlad : Prens bir baflkas ile evlenirse kendisi ölecekti. Birlikte gemiye binip komflu ülkeye yol al rlarken küçük k z bu gezinin, kendi yaflam n n sonu olaca - n ac ac düflünüyordu. Üzüntülü bir yolculuktan sonra komflu ülkeye geldiler. Burada kendilerini bekleyen prensesi alarak dü ün için geri döndüler. Bütün bir gece düflünen denizk z sonunda prensesi öldürmeye karar verdi. Çünkü birkaç gün sonra dü ün olup prens evlenince kendi yaflam son bulacakt. Bu amaçla eline geçirdi i bir b çakla prensesin uyumakta oldu u kamaraya girdi. Zavall k zca z, m fl l m fl l uyuyordu. Denizk z ona do ru yaklaflt, yaklaflt. Kolunu kald rd. Tam hançeri vuracakken birden durdu. Yapmak üzere oldu u kötü davran fltan büyük bir utanç duyarak hançeri yere att. B ça n düfltü ü yerde anîden, göz kamaflt r c bir nur yükseldi. Küçük k z da bu nurun içinde gö e yükseldi. Çevrede çok hofl bir flark göklere do ru yükselirken küçük denizk z da çevresini saran perilerle birlikte gö e yükseldi ini hissetti. flin tuhaf, o da güzel sesiyle bu flark ya kat l yor, yan ndaki meleklerle birlikte sevgilisini mutlulu a götüren gemiyi havadan izliyor, içinden sevgili prensinin mutlu olmas için dualar ediyordu. _ 18 19