ORTADOĞU SU MESELESİNDE TÜRKİYE VE GERÇEKLER



Benzer belgeler
Su Yapıları I Su Kaynaklarının Geliştirilmesi

15 Mayıs 2009 al-dimashqiyye Salonu

ÇYDD: su, değeri artan stratejik bir nitelik kazanacaktır.

16-22 Mart 2009 tarihleri arsında İstanbul da düzenlenecek olan 5. Dünya Su Forumunda Sınıraşan ve Sınıroluşturan Suların durumu da ele alınacak!

SULAMA VE ÇEVRE. Küresel Su Bütçesi. PDF created with pdffactory trial version Yrd. Doç. Dr. Hakan BÜYÜKCANGAZ

Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi TÜRKİYE 10. ENERJİ KONGRESİ TÜRKİYE NİN ENERJİ PAZARINA KUZEYDOĞU ANADOLUNUN KATKISI

Tablo : Türkiye Su Kaynakları potansiyeli. Ortalama (aritmetik) Yıllık yağış 642,6 mm Ortalama yıllık yağış miktarı 501,0 km3

Su, evrende varolan canlı varlıkların yaşamlarını devam ettirebilmeleri için gerekli olan en temel öğedir. İnsan kullanımı, ekosistem kullanımı,

T.C. DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI

Ortadoğu'da su ve petrol (*) İki stratejik ürünün birbiriyle ilişkisi... Dursun YILDIZ. İnş Müh Su Politikaları Uzmanı

Diyarbakır Ticaret Borsası Laboratuar Rapor No:002-08

SINIRAŞAN SULAR SORUNU KAPSAMINDA GÜNEYDOĞU ANADOLU PROJESİ NİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Pompaj Depolamalı Hidroelektrik Santral i kısaca açıklayarak avantajlarını ve teknik detaylarını kısaca özetleyebilir misiniz? "PHES"LERE İLGİ ARTIYOR

GAP ta 'BAŞARI DESTEĞE BAĞLI'

ORTADOĞU SU SORUNU ve TÜRKİYE

Ekonomiyi Etkileyen Etmenler (Faktörler): 1- Coğrafi Etmenler. 2- Doğal Kaynaklar. 3- Teknolojik Gelişmeler. 4- İhtiyaç ve İstekler

Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi TÜRKİYE 10. ENERJİ KONGRESİ

GENEL HATLARI İTİBARİYLE ABD, AB VE TÜRK SU HUKUKU

Su Yapıları II. Yrd. Doç. Dr. Burhan ÜNAL. Yrd. Doç. Dr. Burhan ÜNAL Bozok Üniversitesi n aat Mühendisli i Bölümü

GAP ve Türk Dış Politikası

TÜRKİYE DE SU KAYNAKLARI GELİŞTİRME POLİTİKALARINA YÖNELİK TESPİTLER VE ÖNERİLER

SU KAYNAKLARIMIZ ve SINIR AŞAN AKARSULARIN YERİ VE ÖNEMİ

2. İstanbul Uluslararası Su Forumu Bakanlar Toplantısı 3 Mayıs 2011 Conrad İstanbul Otel Başkan Özeti

Enerji için su,su için enerji kavramları enerji ve su gündeminde artık daha fazla ve daha birlikte bir şekilde yer almaya başlamıştır.

Sürdürülebilir Kalkınma - Yeşil Büyüme. 30 Mayıs 2012

TÜRKİYE'DE HİDROELEKTRİK POTANSİYELİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

DÜNYA SERAMİK SAĞLIK GEREÇLERİ İHRACATI. Genel Değerlendirme

Türkiye-Kosova Serbest Ticaret Anlaşması IV. Tur Müzakereleri. Caner ERDEM AB Uzman Yardımcısı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü

AVRUPA BİRLİĞİ SU ÇERÇEVE DİREKTİFİ VE BU ALANDA TÜRKİYE DE YÜRÜTÜLEN ÇALIŞMALAR

Çimento Sektörü ve 2010 Beklentileri

Hasankeyf ve Dicle Vadisi Sempozyumu Sonuç Bildirgesi

BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU. FİLİSTİN MESELESİ 2 5 te B İ L G İ NOTU. Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi

2008 Yılı. Petrol ve Doğalgaz. Sektör Raporu

İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI

AR& GE BÜLTEN ARAŞTIRMA VE MESLEKLERİ GELİŞTİRME MÜDÜRLÜĞÜ. Zeytinyağının Ülkemiz Ekonomisine Katkıları, Sorunları ve Beklentileri

ULUSLARARASI ENERJİ AJANSI NIN 2012 DÜNYA ENERJİ GÖRÜNÜMÜ RAPORU

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

TÜRKİYE NİN JEOPOLİTİK GÜCÜ

TÜRKİYE NİN DIŞ TİCARETİNDE SERBEST TİCARET ANLAŞMALARI HAKKINDA BİLGİ VE DEĞERLENDİRME NOTU

T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi

Hidroelektrik Enerji. Enerji Kaynakları

İSİPAB Dördüncü Müslüman Kadın Parlamenterler Konferansı Raporu nun Sunumu

Araştırma Notu 15/179

Entegre Su Havzaları Yönetimi

İÇİMİZDEKİ KOMŞU SURİYE

SU POLĠTĠKALARI ve GÜVENLĠĞĠ TEZLĠ YÜKSEK LĠSANS PROGRAMI

İNŞAAT SEKTÖRÜNÜN DIŞ PİYASALARDAKİ DURUMU

1. DOĞAL ÜZERİNDEKİ ETKİLER. PDF created with pdffactory trial version

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

A.ERDAL SARGUTAN EK TABLOLAR. Ek 1. Ek 1: Ek Tablolar 3123

Kadınların Ġstihdama Katılımı ve YaĢanan Sorunlar

Doç. Dr. Birgül GÜLER 1. DÜNYA BANKASI ve TARIM SEKTÖRÜ KREDİLERİ

TÜRKİYE NİN HİDROLİK ENERJİ KAYNAKLARI VE EÜAŞ IN BÖLGEMİZE KATKISI

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2015 LANSMANI 24 HAZİRAN 2015 İSTANBUL

TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE HIRVATİSTAN CUMHURİYETİ ARASİNDA DOSTLUK VE İŞBİRLİĞİ ANTLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN

ELEKTRİKTE DOĞAL GAZIN ARTAN STRATEJİK ÖNEMİ ve SU KAYNAKLARIMIZ. Dursun YILDIZ USİAD Genel Başkan Danışmanı

AB Bütçesi ve Ortak Tarım Politikası

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

II. ULUSAL TAŞKIN SEMPOZYUMU

GAP EYLEM PLANI. (14 Mart 2008)

Su ayak izi ve turizm sektöründe uygulaması. Prof.Dr.Bülent Topkaya Akdeniz Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü

Havza Ölçeğinde Sektörel Su Tahsis Planı Uygulaması

TÜRK DIŞ POLİTİKASINDA SORUNSUZ ALAN KALDI MI?

MADDELER T.C. İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ GENÇLİK MECLİSİ YÖNETMELİĞİ

ENERJİ. Sürekli, Güvenilir ve Ekonomik olarak karşılanmalıdır.

Bazı Anlaşmaların Yürürlüğe Girdiği Tarihlerin Tespit Edilmesi Hakkında Karar

Sınıraşan Sular ve Türkiye

Savurganlık Ekonomisi KAYNAKLARIMIZI VERİMSİZ KULLANIYORUZ (*)

Bir İçme ve Kullanma Suyu Şebekesinin Performansı

Ortadoğu birliğine doğru ilk adım mı?

KENYA ÜLKE RAPORU Temmuz 2013 A.Ç.

Varant nedir? Varantların dayanak varlığı ne olacak? İlk uygulamada borsa endeksleri ve dolar/tl olacak.

topraksuenerji-kuzey Çin'de kuraklık çok büyük bir tehdit oluşturuken hükümetin aldığı önlemler de bu tehlikenin daha da artmasına neden oluyor.

RAPOR NO: 7. Etiyopya Barajı ve Nil'in Dokunulmazlığı

ULUSLARARASI SU DAYANIŞMA YILI

EKONOMÝDE GELÝÞMELER

Filistin Sahnesinde Faal Olan Gruplara Karşı Filistin Halkının Tutumu (Anket)

KÖRFEZ DE SAVAŞ. KAZANIM : Körfez Savaşlarının Türkiye ye siyasi, Sosyal, Askeri ve Ekonomik etkilerini değerlendirir.

KENTLERDE SU YÖNETİMİ İLE UYUM POLİTİKALARI. Dr. Tuğba Ağaçayak

MERİÇ NEHRİ TAŞKIN ERKEN UYARI SİSTEMİ

SAYIN TAKİPÇİLERİMİZ,

ORSAM BÖLGESEL GELİŞMELER

ÇÖLLEŞME VE EROZYONLA MÜCADELE KOMİSYONU

II- ÖNCELİKLERİN TANIMLARI VE ÖNCELİKLER ÇERÇEVESİNDE AB MEVZUATINA UYUM, UYGULAMAYA YÖNELİK KURUMSAL YAPILANMA VE FİNANSMAN TABLOLARI

Bütçeye Dair Kritik Sorular

Tablo 4- Türkiye`de Yıllara Göre Turunçgil Üretimi (Bin ton)

OLGUN AKBULUT ANAYASAL DİNSEL ÇOĞULCULUK

Araştırma Notu 12/124

1. Nüfus değişimi ve göç

Sera Gazlarının İzlenmesi ve Emisyon Ticareti. Politika ve Strateji Geliştirme. Ozon Tabakasının Korunması. İklim Değişikliği Uyum

ENERJİ ALTYAPISI ve YATIRIMLARI Hüseyin VATANSEVER EBSO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Enerji ve Enerji Verimliliği Çalışma Grubu Başkanı

AKDENİZ PARLAMENTER ASAMBLESİ. İkinci Komite

2001 yılında Marakeş te gerçekleştirilen 7.Taraflar Konferansında (COP.7),

13013 تيوكلا - ةافص لا 2921 :ب.ص (965) (965) :نوفلت (965) :ص كاف

Doç. Dr. Mehmet Azmi AKTACİR HARRAN ÜNİVERSİTESİ GAP-YENEV MERKEZİ OSMANBEY KAMPÜSÜ ŞANLIURFA. Yenilenebilir Enerji Kaynakları

Kömür, karbon, hidrojen, oksijen ve azottan oluşan, kükürt ve mineral maddeler içeren, fiziksel ve kimyasal olarak farklı yapıya sahip bir maddedir.

ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.12, ARALIK 2016

PAGEV - PAGDER. Dünya Toplam PP İthalatı

Dr. Tuğba Evrim MADEN Hidropolitik Uzmanı

Transkript:

ORTADOĞU SU MESELESİNDE TÜRKİYE VE GERÇEKLER Prof. Dr. Ali İhsan Bağış Hacettepe Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Su tarih boyunca hayati önemde olduğu gibi günümüzde de giderek daha da önemli bir konu haline gelmiştir. Sunduğu fırsatlarla bütün canlıların olduğu gibi insanlığında devamını sağlayan su, diğer yandan doğal felaketlere de neden olabilmektedir. 4000 yıldan bu yana Ortadoğu daki nehirlerle sulanan topraklar, bu toprakların bölünmesi ve paylaşımı yönünde çatışmalara sahne olmuştur. Ortadoğu nun bu yöresi aynı zamanda uygarlıklar ve dinlerin merkezi ve bunların mücadele merkezi olagelmiştir. Tarih boyunca insanın suyla olan ilişkisinde ekonomik ve sosyal gelişme su ve barışın birlikte olmasıyla sağlanmıştır. 1

Son yıllarda dünyada; hızlı nüfus artışına, küresel çevre sorunlarına, düzensiz kentleşmeye, sanayileşmeye ve sulama uygulamalarındaki yanlışlıklara ve aksaklıklara bağlı olarak bir su kıtlığının başlayacağı öngörülmektedir. Ne var ki, bu durum küresel boyuttan ziyade, daha çok ülkelerin coğrafi konumlarına göre bir sorun teşkil etmektedir. Aslında Kuzey ülkeleri için bu söz konusu değildir. Geçmişte ufak tefek problemlerin dışında su konusunda ciddi anlaşmazlıklara girmemiş olan Avrupa ve Kuzey Amerika devletleri bu sorunları çatışmadan çözebilmişlerdir. İleride de bu konuda çatışmayacaklar gibi görünmektedir. Bunun iki nedeni vardır; Suyun, yağmurun, bu bölgelerde bol olması ve bu ülkelerin demokratik gelişmesi. Toplumsal bir demokrasinin konsensüsü sayesinde Avrupa daki birtakım ülkeler arasında bu sorun makul bir biçimde, kavga etmeye gerek kalmadan çözülebilir. Ortadoğu ve Kuzey Afrika da ise su sıkıntısı mevcuttur. Ortadoğu da yenilenebilir olmayan su kaynakları hoyratça kullanılmaktadır. Bunun başlıca nedenleri yüzeysel suyun yeterli olmaması ve yeraltı kaynakların bilinçsizce tüketilmesidir. Bunun yanında tarımsal sulamada eski ve geri yöntemler kullanılmaktadır. Ayrıca geçmişte sadece 6 milyon olan bölge nüfusu hızlı bir şekilde artmıştır ve artmaya da devam etmektedir. Bu müsrif tutum bölgedeki su sorununu daha da büyük bir problem haline getirmektedir. Türkiye, İsrail ve Ürdün ün bir kısmında sulamada ileri tekniklerin kullanılması ise istisnâî bir durum arz etmektedir. Ortadoğu da İsrail, Ürdün, Filistin in bulunduğu yerlerde gerçekten de ciddi boyutlarda su kıtlığı yaşanmaktadır. Bu durumda Ortadoğu yu, su sıkıntısı konusunda üçe ayırarak irdelemek gerekir. Birinci gruba Türkiye, Irak ve Suriye yi alabiliriz. Bu ülkelerde su konusunda hayati bir sorun bulunmamaktadır. Diğer yandan, Filistin, İsrail ve Ürdün de yeraltı suları bakımından bir sıkıntı mevcuttur. Bu konuda en kötü durumda olan ülke Suudi Arabistan dır. Kuzey Afrika da ise en önemli problem Nil Havzası nda yaşanmaktadır. Mısır için bir hayat damarı olan Nil Nehri, bu ülke ile diğer yukarı kıyıdaş ülkeler arasında giderek şiddetlenen bir sorun olarak devam 2

etmektedir. Burada önemli olan nokta Mısır ın Nil olmadan var olamayacağıdır. Suriye ve Irak ise Mısır gibi, tek bir su kaynağına bağlı değillerdir. Dolayısıyla Suriye ve Irak anlaşma yollarını ararlarsa çok iyi ikame edilebilecek şansları vardır. Bu tablo gerçekçi bir şekilde ele alınmalıdır. Son yıllarda bölgedeki su sıkıntısı ve mevcut uzlaşmazlıklar göz önüne alındığında hemen savaş ve çatışma senaryoları üretilmektedir. Bunlar genelde İsrail güdümlü ve Batı kaynaklı olduğu gibi maalesef bölge içinden de gelmektedir. Bunun en büyük nedeni ise ne yazık ki, Ortadoğu düşünce sisteminin rasyonel olmayıp daha ziyade retorik söylemler ile çoğu zaman gerçeği gizlemesinden kaynaklanmaktadır. Bu bağlamda Türkiye yi ve komşularıyla olan ilişkilerini değerlendirecek olursak, Burada çok önemli bir hususun özellikle belirtilmesinde yarar vardır. Türkiye dışında haksız ve yanlış bir şekilde Türkiye nin su zengini bir ülke olduğuna dair propaganda yapılagelmektedir. Aslında Türkiye, Suriye ve Irak su fakiri ülkeler değillerdir. Ancak Türkiye, bütün bölgeyi su bakımından besleyecek bir durumda da değildir. Ne var ki, Ortadoğu da su konusunda temel oyunculardan biri olan Türkiye bir yandan su zengini bir ülke olmadığını ifade ederken diğer yandan da fizibilite çalışmaları DSİ tarafından yapılmayan (?) ve Özal döneminde ABD tarafından empoze edilen Barış Suyu Projesi nin bir devamı olan Manavgat tan su satışı konusunda ne kadar hevesli olduğunu göstererek dünya kamuoyunun kafasında bir soru işareti oluşturmaktadır. Burada Türkiye nin yapması gereken, daha açık ve net bir şekilde Manavgat çayının, Seyhan ve Ceyhan nehirlerinin doğrudan denize döküldüklerini baştan izah edebilmesiydi. Türkiye nin Fırat ve Dicle den yararlanma konusundaki çabalarının daha fazla sınırlandırılmasını istemek, Türkiye nin egemenlik haklarının sınırlandırılması olduğu gibi iyi komşuluk ilişkilerine de sığmaz. 3

Geçmişten günümüze çeşitli hukuksal görüşler kısaca özetlenecek olursa: 1. Mutlak Egemenlik Görüşü (Harmon Doktrini) Bu görüş ilk kez 1895 yılında ABD ile Meksika arasındaki Rio Grande uyuşmazlığında uygulanmış olup yukarı kıyıdaş olan ABD nin mutlak egemenliğini kabul eden bir görüştür. Bu görüş bazı olumsuz yönleri içerdiğinden artık terk edilmiştir. 2. Doğal Bütünlük Görüşü Bu görüş tamamen aşağı kıyıdaş ülkelerin yararına bir görüş olup mutlak egemenlik görüşüne bir tepki olarak doğmuştur. 3. Kullanımda Öncelik Bu görüş mutlak egemenlik görüşünün biraz daha esnek şeklidir ve yukarı kıyıdaş devlet tarafından kullanılması aşağı kıyıdaş ülkenin önceliği olduğunu kabul etmektedir. 4. Hakkaniyete Uygun Kullanım Bu görüş ülkeler tarafından en fazla rağbet gören ve uluslararası komisyon tarafından da benimsenen bir görüştür. Türkiye, Suriye ve Irak dışında diğer komşularıyla (Meriç üzerinde Bulgaristan ve Çoruh üzerinde Gürcistan ile) su konusunda ciddi sorunlar yaşamadığı gibi Fırat Dicle Havzası nda da olumlu ve yapıcı politikalar sergilemiştir. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu nun Devletlerin Ekonomik Hak ve Yükümlülükleri hakkındaki 12 Aralık 1974 tarihli kararının 3. maddesine göre sınır aşan sular konusunda kaynakları paylaşan ülkeler diğer 4

kıyıdaş ülkelere esaslı zararlar vermemek ve kıyıdaş ülkelerin hukuksal menfaatlerini ihlal etmemek yani nehir sularından hakkaniyet ölçüleri içerisinde faydalanma ve paylaşılmasına dikkat etmek zorundadırlar. Hukuksal görüşler arasından hakkaniyete uygun kullanım görüşüne dayanan ve uluslararası hukuk komisyonunun ülkelerin hareket etmesini istediği ilkeler bunlardır. etkenler, 1. Coğrafi, hidrografik, iklimsel, ekolojik ve doğal nitelikteki diğer 2. Kıyıdaş devletlerin sosyal ve ekonomik ihtiyaçları, 3. Kullanımın diğer kıyıdaş ülkelere olan etkileri, 4. Sınır aşan sular mevcut potansiyel kullanımları, 5. Sınır aşan suyun doğal özelliklerinin korunması, geliştirilmesi ve su kaynaklarının ekonomik kullanımı, bu amaca yönelik alınan tedbirlerin mahiyeti Türkiye bu yaklaşımlara gereken özeni göstermiştir. Nitekim, Türkiye Keban Barajı nın dolumu sırasında tarafların ortak iradeleriyle Fırat nehrinden önce 350 m³/sn, sonra da 450 m³/sn ve 1987 geçici protokolüne göre 1990 yılında Atatürk Barajı nın rezervuarında su tutulması sırasında 500 m³/sn su bırakmıştır. Türkiye nin bu olumlu yaklaşımına bir diğer örnek ise Türkiye nin Körfez Savaşı nda Amerika ve Batı dan suyu kesmesi yönünde aldığı telkinlere yanaşmamasıdır. Diğer ülkelerle beraber Irak a karşı koalisyon içinde olmuş ama yine de hidropolitiği açısından Batı nın telkinine uyarak suyu kesmemiştir. Yani, Türkiye yine iyi niyetinin bir ifadesi olarak, suyu bir silah olarak kullanma yoluna gitmemiştir. Oysa ki, Suriye terörist PKK yı besleyerek ve Türkiye nin ikazlarına rağmen bu tutumundan vazgeçmeyerek Türkiye den 5

bu yönde taviz alabileceğini düşünmüştür. Hatta bununla da kalmayarak Arap ülkelerini ve Arap Ligi ni de sürekli yanlış bilgilerle etkilemeye çalışmıştır. Türkiye nin tüm iyiniyetli uyarılarına rağmen, tavrını değiştirmeyen Suriye ye karşı Ekim 1998 de Türkiye, Suriye sınırına askeri yığınak yapma zorunluluğu duymuştur. Durumun ciddiyetini ve vehametini anlayan Hafız Esad, PKK başı Abdullah Öcalan ı ülkesinden çıkarmak zorunda kalmıştır. Türkiye nin baraj yapımına karşı çıkan Suriye ve Irak birçok meseleyi inatla görmezlikten gelmektedirler. Suriye, Fırat ve Asi nehirleri üzerinde birçok baraj yapmakta fakat bu barajların önemli bir kısmı gereken teknik özelliklere haiz olmadığından gerek sulama gerekse elektirik enerjisi üretiminde yetersiz kalmaktadır. Özellikle Suriye deki Tabka Barajı eski Sovyet Rusya nın geri teknolojisi ile yapıldığından bu konuya çarpıcı bir örnek olarak gösterilebilir. Fırat ve Dicle üzerinde yapılan barajlar Suriye ve Irak ı sel taşkınlarından kurtardığı gibi, her iki nehir üzerindeki suların düzenli akışının sağlanmasına (regule edilmesine) katkıda bulunmaktadır. Her iki ülkenin barajlarındaki suyun buharlaşma oranı Türkiye deki barajlardaki buharlaşmaya nazaran oldukça fazladır. Erozyona karşı yapılan ağaçlandırma gibi finansman yükü ağır harcamalara katkıda bulunmak bir yana, Türkiye nin dış dünyadan bulmaya çalıştığı dış kredileri de engellemeye çalışmaktadırlar. Dünyanın her tarafında üretilen tarımsal ürünlere yönelik maalesef çeşitli tarımsal ilaçlar kullanılmaktadır. Esasen komşu ülkelerin suyun daha temiz kalması için drenaj ve diğer masraflara katılması ve bu konuda Türkiye ile işbirliğine girmeleri onların da menfaatleri gereğidir. Böylece karşılıklı bağımlılığın artırılması yoluyla sosyal ve ekonomik alanlarda gerçekleşecek olan işbirliği bu üç ülkenin kalkınma hamlelerini hızlandıracaktır. Türkiye bölgelerarası az gelişmişliği asgariye indirme amacıyla Güneydoğu Anadolu Projesi ni (GAP) 1980 li yıllarda uygulama yoluna gitmiştir. GAP entegre bir proje olup sosyal ve ekonomik kalkınmayı hedeflemektedir. Barajlar 6

ve hidroelektrik santralleri sayesinde Türkiye, enerji açığını da büyük ölçüde asgari düzeye indirecektir. Sulamayla birlikte önce tarıma dayalı sanayileşme gelişecek ve buna bağlı olarak bölgenin refah düzeyi de yükselmiş olacaktır. Böylece GAP bölge insanı için bir cazibe merkezi haline gelecektir. Ancak proje henüz tamamlanamamıştır. GAP tan beklenen verimin ve ekonomik kalkınmanın sağlanması için projenin bir an önce bitirilmesi lazımdır. Bu konuda dış finansman bulmakta güçlük çeken Türkiye gerekirse GAP için bir seferberlik ilan etmelidir. Türkiye sorunun kalıcı çözümü için de gerekli gayreti sarf etmiştir. Sınır aşan sular konusunda yaşanan anlaşmazlığı günümüz uluslararası ortamında hukuk yoluyla çözmenin pek imkanı yoktur uluslararası ilişkilerde ihtilaf her zaman hukuksal boyutuyla düşünülmemelidir. Hiçbir ülke kendi siyasi iradesi dışında bir uyuşmazlığı hukuksal veya siyasi yollardan çözümlemeye zorlanamaz. Gerekli olan siyasi çözüm arayışı içerisinde 1980 yılından 1987 ye kadar Türkiye, Irak ve Suriye arasında Fırat ve Dicle konusunda yaşanan uyuşmazlığa bir çare bulmak üzere Ortak Teknik Komite oluşturulmuştur. Ne var ki, bu toplantılardan bir sonuç alınamadığından, Türkiye soruna bir çözüm arayışı içine girerek Üç Aşamalı Plan ı ileri sürmüştür. Meseleye gerçekten bir çözüm olabilecek olan bu plan bugün de geçerliliğini korumaktadır. Bu plana göre: 1. Su kaynaklarının envanter çalışmaları yapılmalı, 2. Toprak kaynaklarının envanter çalışmalarını kapsamalı, 3. Su ve toprak kaynaklarının envanter çalışmalarının sonuçları bu aşamada değerlendirilerek bir sonuca varılmalıdır. 7

Böylece sınır aşan akarsuların hakça, makul ve optimum kullanımı sağlanabilecektir. Ne var ki, Suriye ve Irak bu plana karşı çıkmışlar ancak buna karşılık alternatif bir plan da sunamamışlardır. Bugüne kadarki çabalar ve şartlar ışığında henüz bir çözüme varılamadığı görülmektedir. Türkiye nin sorunu çözmek için yaptığı girişimlere karşın Suriye ve Irak bu çözüm önerilerine yanaşmamıştır. Irak taki son durum yeni bir tablo ortaya çıkarmaktadır. Biz bugüne kadar bu sorunun çözümünün yabancı ülkelerin müdahalesi olamadan, Türkiye, Irak ve Suriye arasında bir çözüme gidilmesinin zorunluluğunu savunduk. Ancak bugün Amerika Birleşik Devletleri nin Irak ı işgalinden sonra durum çok nazik ve Türkiye açısından tehlikeli bir boyut kazanmıştır. Bu nedenle Suriye Türkiye ye çok daha olumlu yaklaşır ve işbirliği içine girerek bir durum değerlendirmesi yapma fırsatını kaçırmamalıdır. Nitekim Adana Mutabakat ından bugüne kadar Türkiye Suriye ilişkileri olumlu bir yönde seyretmektedir. Yukarıda da vurguladığımız gibi karşılıklı bağımlılık esasından hareket ederek işbirliği dışında başka bir çözüm de görülmemektedir. Dikkat edilirse, Ortadoğu da savaş senaryolarının üreticisi büyük ölçüde İsrail li ve Musevi kökenli ABD li yazarlardır. Aslında İsrail bu senaryolar sonucunda şayet Golan daki su kaynaklarını kayıp veya terk etme gibi bir durumla karşılaşır ise bu kaybı Fırat suları üzerinden telafi etme politika ve planlarını gözden ırak tutmamak gerekir. Başka bir deyişle, Golan daki su kaynakları İsrail de kalırsa, Türkiye Fırat üzerinden Suriye ye daha fazla su bırakmak zorunda kalabilir. Nitekim, son günlerde ABD tarafından gündeme getirilen Büyük Ortadoğu Projesi de bu bakımdan dikkatle ve hassasiyetle incelenmelidir. 8

Sonuç olarak, Türkiye bugüne kadar hidroelektrik üretimi için çok büyük ve önemli projeler gerçekleştirmiş olmasına rağmen bununla yetinmemeli ve yeni projeleri hayata geçirmesi hususunda ısrarlı olmalıdır. Çünkü bugün Türkiye büyük oranda dış kaynaklı ve pahalı doğalgaz enerjisine bağımlı hale gelmiş bulunmaktadır. Unutmamak gerekir ki, bugün Türkiye maalesef hidroelektrik potansiyelinin sadece % 30 unu değerlendirilebilirken, hidroelektriğin ülke toplam enerji üretimi içindeki payı da 1998 yılından bu yana giderek azalmaktadır. 22 Mart 2004 9