tavır tavır merhaba Dostlukla...



Benzer belgeler
Kap y açt m. Karfl daireye tafl nan güleç yüzlü Selma Teyze yi gördüm.

TOPLUMSAL ETK NL KLER

Ak ld fl AMA Öngörülebilir

3. SALON PARALEL OTURUM XII SORULAR VE CEVAPLAR

alternatif cevabı olabilir fakat anlatmak veya vurgulamak istediğim konu insanların alışveriş merkezlerine ihtiyacı olsun olmasın gitme durumları.

RAPORU HAZIRLAYANLAR: Azime Acar & Ender Bölükbaşı. Filistin ile yatıp, Gazze ile kalkıyoruz.

Kan tl yoruz: Dersim de Zehirli Gaz Kullan lmad

Olas l k hesaplar na günlük yaflam m zda s k s k gereksiniriz.

Ertesi gün hastaneden taburcu olma vakti gelmi ti. Annesi odaya gelerek Can haz rlarken, babas hastane lemlerini yap yordu. Vitaboy hastaneden ç kman

eyve Metin Uf uf!.. Yani flu arkadafllar m da... Sanki benim ad m n önüne "Meyve" sözcü ünü koymasalar, "Aaa acaba bu çocuk kim?" diyecekler.

önce çocuklar Türkiye için Önce Çocuklar önemlidir

Topoloji değişik ağ teknolojilerinin yapısını ve çalışma şekillerini anlamada başlangıç noktasıdır.

Türkiye Cumhuriyeti ne YAHUD SOYKIRIMI SUÇLAMASI

ELAZIĞ - TUNCELİ ZİYARETİ

JOHN DEWEY DEN ATATÜRK E Ö RENC ANDI VE YURTTAfiLIK

Amerika Birleflik Devletleri nde dikkatimi ilk çeken her fleyin

Fevzi Pafla Cad. Dr. Bar fl Ayd n. Virgül (,) 2. Baz k saltmalar n sonuna konur.

Yalanc n n Hakk ndan Gelmek!

Matematikte sonsuz bir s fatt r, bir ad de ildir. Nas l sonlu bir s fatsa, matematikte kullan lan sonsuz da bir s fatt r. Sonsuz, sonlunun karfl t d

BİR ÖMRÜN HİKÂYESİ. Erkek Öğrenci. Yıl 1881 Ilık rüzgarlar esiyordu Selanik ovalarında ; Dağ başka, sokaklar başka başka ;

Mesle imizin ve hukuk devletinin teminat olan genç avukatlara arma and r. stanbul Barosu SEM Yürütme Kurulu

Hiçbir zaman Ara s ra Her zaman

HER ŞEYİN BAŞI SAĞLIK

Walt Whitman. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

TÜRK DÜNYASI TRANSPLANTASYON DERNE

yaz -tura at yor. Yaz gelirse birinci oyuncu, tura gelirse ikinci oyuncu kazanacak. Birinci oyuncu oyunun bafl nda ortaya 1 lira koyuyor.

BYazan: SEMA ERDO AN. ABD ve Avrupa Standartlar nda Fact-Jacie Akreditasyon Belgesi. Baflkent Üniversitesi nden Bir lk Daha

ZARLARLA OYNAYALIM. Önden = = + = Arkadan = = + + = = + + =

GÖRÜfiLER ÇOCUK ATATÜRK

Çocuk dergilerinin flaflmaz sorusudur: Afla daki karenin

Genel Yay n S ra No: /20. Yay na Haz rlayan: Av. Celal Ülgen / Av. Coflkun Ongun

Mustafa Kemal in Bursa da Ö retmenlere Konuflmas

Minti Monti. Kızak Keyfi. Kızak Bir Kış Eğlencesi KIŞIN SOKAK Yeni Yıl Kartı Hazırlayalım Kar Hakkında Neler Biliyorsun?

umhurbaflkan iken, Kendi ste iyle Kimya Ö rencisi Oldu

Yoga. Beden Ruh ile Bulufluyor

Başkan Acar Bursa da Sosyal Güvenlik Reformunu Anlattı

Beynimizi Nas l De ifltiriyor? Çeviri: DEN Z BENER

Bu yaz da 6 mant k sorusu sorup yan tlayaca z.

Bu yaz girifle gereksinmiyor. Do rudan, kan tlayaca m z

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

11. SINIF KONU ANLATIMLI. 2. ÜNİTE: KUVVET ve HAREKET 4. KONU AĞIRLIK MERKEZİ - KÜTLE MERKEZİ ETKİNLİK ÇÖZÜMLERİ

Benzersiz ördekler. sanat

19 ARALIK 2011 PAZARTESİ

C. MADDEN N ÖLÇÜLEB L R ÖZELL KLER

Çeviren: Dr. Almagül sina

Tavla ve Bilimsel Düflünce

Genel Yay n S ra No: /14 Cep Kitapl : XLV. Yay na Haz rlayan Av. Celal Ülgen - Av. Coflkun Ongun. Kapak Can Eren

Okumufl / Mete (Ed.) Anne Babalar için Do uma Haz rl k / Sa l k Profesyonelleri için Rehber 16.5 x 24 cm, XIV Sayfa ISBN

Yel kenin Everest Tepesi olarak kabul edilen Vendee Globe a katılmaktı ve bu umudun peşinde soluğu Fransa da almıştı.

Saymak San ld Kadar Kolay De ildir

L A SA A M. Ahmet Mercan

ANKARA ÜNİVERSİTESİ PSİKİYATRİK KRİZ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

6. Tabloya bakt m za canl lardan K s 1 CEVAP B. 7. Titreflim hareketi yapan herfley bir ses kayna d r ve. II. ve III. yarg lar do rudur.

En az enerji harcama yasas do an n en bilinen yasalar ndan

OYUNCU SAYISI Oyun bir çocuk taraf ndan oynanabilece i gibi, farkl yafl gruplar nda 2-6 çocuk ile de oynanabilir.

Pelitcik ve Sarıkavak Köyleri-Çamlıdere (04 Ekim 2009) Yazı ve fotoğraflar: Hüseyin Sarı (huseyinsari.net.tr)

Cimcime yemek masasına kurulmuş, ödev yapıyordu.

256 = 2 8 = = = 2. Bu kez de iflik bir yan t bulduk. Bir yerde bir yanl fl yapt k, ama nerde? kinci hesab m z yanl fl.

Bu dedi im yaln zca 0,9 say s için de il, 0 la 1 aras ndaki herhangi bir say için geçerlidir:

EVOK Güvenlik in hedefi daima bu kalite ve standartlarda hizmet sunmakt r. Hasan ERDEM R. Mustafa AL KOÇ. Yönetim Kurulu Baflkan.

PALANDÖKEN'E KATKILARIM

Okulumuz Bilgisayar Programcılığı Bölümü öğrencilerinden Gizem COŞKUN Çanakkale Şehitlerine adlı şiiri okudu.

20 EKİM 2009 SALI IMF DÜNYA BANKASI TOPLANTILARI SAYI 2

ç kar lmas için çal flt klar n ifade eden Türk, Her geliflinizde Baflkent OSB nin sürekli de iflti ini göreceksiniz dedi.

FOTOĞRAF SANATI KURUMU 4. ÇAMLIDERE KÖY GEZİSİ 5 Nisan 2009

Oyunlar mdan s k lan okurlardan -e er varsa- özür dilerim.

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

TOPLANTI BİLGİLERİ MUTLU GÜNLERİMİZ

Bundan sonra, alttan ikinci s ran n en sa ndaki çubu u so-

NTERNET ÇA I D NAM KLER

Toktamış Ateş'i kaybettik

Uçun kufllar uçun zmir e do ru

KES RLER. Bunlar biliyor musunuz? Bütün bir fleyin bölündü ü iki eflit parçadan her biri. Tam, bölünmemifl fley. Bütün elma gibi.

Ard fl k Say lar n Toplam

İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ENGELSİZ ÜNİVERSİTE KOORDİNATÖRLÜĞÜ VE ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM

Düello, herkesin bildi i üzere, iki kifli aras nda yap l r. Trielloyu

İşletme Gelişimi Atölye Soruları

Yeniflemeyen Zarlar B:

Canpolat Pamay. Zonguldak n baflö retmeni

ÜN TE V SOSYAL TUR ZM

TMMOB NfiAAT MÜHEND SLER ODASI ANKARA fiubes. KURULTAY SEKRETERYAS N N AÇ L fl KONUflMAS LKER GÜNDEZ

ÇOCUKLARLA BAfiBAfiA. M. Esad Coflan

KIRK YIL ÖNCEDEN BUGÜNE ÇA DAfi B R STRÜKTÜR DERS

Türk İşaret Dili sistemi oluşturuluyor

Rastgele Bir Say Seçme ya da Olas l k Nedir

Bir önceki yaz da, n bir tek tamsay oldu unda n n sihirli

Merkezi Sterilizasyon Ünitesinde Hizmet çi E itim Uygulamalar

YARGITAY 2. HUKUK DA RES

Dünyada ve Türkiye de Güncel Verilerle HIV/AIDS. Hacettepe Üniversitesi AIDS Tedavi ve Araflt rma Merkezi (HATAM)

Dinleme. Ö retmenin dedi i gibi iyi bir dinleyici oluyorum. Arkadafl m ilgiyle dinliyorum.

BURSA TABİP ODASI YÖNETİM KURULU KARARLARI

Umman Tarihinin Dönüm Noktalar

Yaz ma Aziz Nesin in özyaflamöyküsü Böyle Gelmifl Böyle

CO RAFYA GRAF KLER. Y llar Bu grafikteki bilgilere dayanarak afla daki sonuçlardan hangisine ulafl lamaz?

KASIM AYI VELİ BÜLTENİ

Bir tavla maç 5 te biter. Yani 5 oyun kazanan ilk oyuncu

Rafet El Roman. Amerika. Rafet El Roman. A memo. Burasý New York Amerika. Evler karýþtý bulutlara. Nasýl bir zaman. Nasýl bir yaþam.

Etkili letiflim. Mesaj n bafll takip eden metine göre çok daha fazla okunuyor.

Ekip Yönetimi çin Araçlar 85. Ekip olarak karfl laflt m z en büyük meydan okuma: Ekip olarak en büyük gücümüz:

GÖRÜfiLER. Uzm. Dr. Özlem Erman

Transkript:

tavır merhaba yerel süreli yay n Sahibi: dil Kültür Yay n Org. Rek. Film. Tic. Ad na: Muharrem Cengiz Genel Yay n Yönetmeni: Gamze Mimaro lu Sorumlu Yaz iflleri Müdürü: Ahu Zeynep Görgün Yaz flma Adresi: dil Kültür Merkezi stiklal Cad. Aznavur Psj. No: 212 Kat: 6 Beyo lu/ stanbul Tel: (212) 245 00 70-244 31 60 Faks: 244 81 02 e-posta: tavir@grupyorum.net Ankara: dilcan Kültür Merkezi fiirintepe Mah. 8.Cad. No:222 / B Mamak Ankara Tel: (312) 390 38 05 Hesap No: (TL): 1042-30000 596147 Gamze Mimaro lu fl Bankas Parmakkap / ST. (EURO): 1042-3010000 129062 Gamze Mimaro lu fl Bankas Parmakkap / ST. Ofset Haz rl k: TAVIR YAYINLARI Bask : ASPAfi Da t m: D-B-R kültür sanat yaflam nda tavır Kas m ve Aral k ay gündemiyle haz rlad m z bir say - m zda yine birlikteyiz. Bir y l geride b rakt k. 31 Aral k gecesi nereye baksak, karfl m za ç kt o iki kelime; holdinglerin gazete, TV reklamlar nda yine ayn kelimeler vard. Gözümüze sokarcas na s - r t yordu o iki kelime: Mutlu Y llar! Düzen, her senenin bafl nda bu ezber tekrar n dayat r zaten. Neonlar, reklamlar, gazete ve TV lerinden emreder: Mutlu y llar! Mutluluk nedir sahiden? 118 kez ölmüfl bir anaya, bir babaya sordunuz mu hiç mutluluk nedir diye? Babas yla birlikte öldürülen U ur Kaymaz n anas na mutlu y llar, öyle mi? Irak ta, Filistin de, Afganistan da emperyalizmin bombalar yla ölen halklara mutlu y llar, öyle mi? Kapitalizmin ucuz ifl gücü ve seks turizmi batakl na çevirdi i; önlenebilir bir do al afeti, katliam olarak yaflayanlara mutlu y llar, öyle mi? Burjuvalar n tuvalet ka d paras na bile yetmeyen asgari ücretle yaflamaya mahkum edilenlere de mutlu y llar, öyle mi? nanc n n gere i olarak bafl n örttü ü için süründürülen k zlara da mutlu y llar, öyle mi? Naz m n mutlulu u orada burada de il, Havana da bulmas bofluna de il elbette. Peki ya mutluluk nedir? Yoksa bu sözcü ün anlam n m unuttuk? De il elbette ve unutan varsa sözlü e bakabilir. Ya da Edip Cansever in dedi i gibi Gülemiyorsun ya, gülmek/ Bir halk gülüyorsa gülmektir. Ne de olsa, yeni bir y la girerken mutlu y llar yavflakl - ndan dahi iyi gelir zulam zdaki fliirler. Sonra da ustam z n o sözünü hat rlayal m birlikte;... Halk m z özgür olana dek, kendimizi özgür saymayaca z... Mutluluk bu cümleyi kurarak, düzenden firar etmek ve düzene isyan etmektir belki de... Mutluluk, halk n bütün özlemlerine eksiksiz ve sürekli olarak ulafl lana kadar sürdürülen kavga durumudur... Mutlulu u hak edenlere, mutluluk u runa Sergül gibi zaferlerle gidenlere; halk m za, bütün okurlar m za mutlu y llar... öyleyse Dostlukla...

tavır Ayl k Sanat Dergisi ISSN 1303-9113 3 felluce den selam var... 4 hukuksuzlu un ad... 5 deniz ve hayat 6 zafere kadar devrim! 8 filistin de çocuk olunmaz 11 mevdiven de il merdiven... 15 geliyor musun?

deneme felluce den selam var... levent karakaya ne! Tek bir dil bile konuflamaz, Burada kal r. diye. Yaflad klar m z, deneyimlerimiz, ileriyi görüflümüz, umudumuz, direncimiz, direniflimiz bu ah n yerde kalmayaca n gösterir. Irak m z, Filistin imiz ve tabi ki ana diye, yar diye sar ld m z topraklar m z Anadolu On y l da geçse, yüz y l da geçse bu sevda bitmez, bu atefl sönmez. Harland kça alev alev coflar; cofltukça sevdaya koflar, sevdal ya Yaflamak sadece Coni lere vaat edilmifl san lmas n. Onlar en kirli hayatlar yaflar, en pis havalar solur ve öylece ölürler. Biz ise en temiz ölümleri saf, onurlu ölümleri katar z önümüze. Onunla birlikte yürürüz. *** Kollar tafllarla vurula vurula k r lan Filistinli yi hat rlay n. Vietnam da vahfletten kaçan, ç r lç plak, yanm fl, yal nayak çocuklar ; Arjantin de insanlara at eti yedirten yoksullu- u, açl... Çeçenistan daki toplu mezarlar ; Anadolu da bir flafak vakti onlarca insan n yak larak katledilmesini... Yüzlerce tutsa n; fl ks zl n içine, beyaz n körüne gömülmesini. Bir de çocuk elleriyle f nd k kadar tafl atmaya çal flan Filistinli çocu u. Vatan n n etraf na bedenleriyle duvar ören Vietnaml lar. Che nin gül bahçeleri Latin ülkelerinin, dört bir yandan emperyalizme Non Pasaran deyiflini. Kör, beyaz, so uk ölüm hücrelerinde beden beden açl klar yla ve de onurlar yla direnenleri. Kuflak kuflak, toprak toprak tafl - nan direnifli. A tefller içinde Felluce: Yan yor ci erim Felluce nin yan klar ço ald kça direnifl de büyüyecek biliyorum. Bu yüzden atefli içimde tafl r m her gün. Teksasl Çavufl un oldu u her yerde zulüm boy verir. Bazen sansür, bazen yalan ve tecrit olur zulüm. Ölümler rmak olur akar sokaklarda Çocuk sesleri duyulmaz mahallelerde. Analar n memelerinden süt akar; bulamaz, emziremez çocu unu Felluce, yavrusunu yitirmifl bir anad r bugün. Bu yüzden z lg t susmaz, susturulamaz. flgalcinin tecavüzüne u ram fl bir kad n n gözleriyle bakar Felluce. Sonra çocuk olur; öfke olur, kabar r, kab na s maz art k. Sanmay n ki Felluce yan p kül olacak, soluksuz kalacak. Hay r! Felluce nin külleri direnifl tohumu olup, çölün ortas nda boy verecek. Kim demifl, kim görmüfl, kim duymufl ve bilmifl, tan k olmufl; bu ac lar n bitmeyece i- flte Felluce de böyle bir fley flgal içinde direniflin ad d r Felluce. Kuflatman n ortas nda gülen bir flehir... Bedeni buram buram, alev alev yanan bir kent; havada uçuflan füzelere ba r n açan bir direnifl oda. Felluce ye, bafl e medi i için ad na Hayalet Öfke dedikleri bir operasyon la sald rd - lar. Hastaneleri, ambulanslar bombalad lar. Yaralar asla sar lmas n istediler. Savafl kurallar n n, uluslararas hukukun gözünün içine baka baka Felluce nin bedenine bombalar ya d r yorlar. Sokaklar; kimyasal silahlar, misket bombalar, cans z bedenlerden geçilmez oldu. Köpekler, karn n insan etiyle doyuruyor. Açl ktan ot yiyen, susuzluktan damaklar patlayan, dudaklar çatlayan insanlar Sokaklarda kalmas n diye evlerin bahçelerine y kanmadan kefensiz gömülen ölüler. Düflman; aciz, yalanc, riyakar. Düflman, yüreksiz. Ölümler ekiyorlar topraklar m za, direnifl biçecekler. Felluce den selam var Bitmedi direnifl, bitmedi diyor selam nda. Tükenmeyece iz, ço alaca z. Yok edilsek de var olaca z. Ac bizde, öfke bizde. Zulüm bizeyse isyan bizde. Sömürü bizeyse, umut bizde. Ölüm bizeyse direnifl ve zafer de bizim ellerimizde. fiimdi Felluce den selam var. Gazam z mübarek olsun. Direniflimiz kutlu olsun!. 3

mektup hukuksuzlu un ad : celp gelmedi muharrem cengiz Tam dokuz ayd r tutukluyum. Son alt ayd r hukuksuzlu un ad "Celp gelmedi." oldu. Mahkemeye ç kar lmamam n nedenini hala ö renmifl de ilim. San r m devletin büyük s rlar ndan biri olsa gerek. Çünkü alt ayd r bu hukuksuzlu un ad konulmam flt r. Ad n biz koyal m, madem devlet bu hukuksuzlu u aç klayam yor öyleyse ad n koymak bize düfler. Bafll bafl na tutuklanmam bile bir komedi. 3 Mart 2004'te yeminli tan k olarak gitti im 6 No'lu DGM taraf ndan dinlendikten sonra gözalt na al n p tutukland m. Tan kt m; san k oldum, mahpus oldum! O dönem DGM diye bildi imiz mahkemeler, flimdi bir tabela de iflikli iyle ACM oldu. fiu anda yarg land m 11. ACM de bu yenilerini ekleyerek hukuksuzlu a devam ediyor. Filmin senaryosu önceden haz rlanm fl olmal ki ilk mahkemeye oyunun bir parças olarak getirilmem gerekiyordu. Öyle de oldu, mahkemeye getirildim ve daha ilk mahkememde tahliye olmam gerekirken bilinçli olarak tahliyem engellendi. Böylece oyunun birinci bölümü tamamlanm fl oldu. 4 Mahkemeye gidifl ve gelifllerin tam bir iflkenceye dönüfltürülmesi ise bafll bafl na ayr bir tecrit politikas F tiplerinde. Bu arada bir sonraki duruflma 24 A ustos 2004'e ertelendi. Yani F tiplerinde, tecrit alt nda bir üç ay daha kalmama karar verilmiflti nsan n insan yüzüne hasret kald hücrelerde yan bafl n zdaki insanlarla iletiflimi sa lamak için bile var gücümüzle ba rd - m z tecrit koflullar nda tam alt ay geride b - rakm flt m. Bu alt ay san ld kadar kolay geçmedi. F tiplerinde her fleyin yasak olmas, bir çok hakk m z n engellenmesi de cabas d r. Ad - n za gönderilen dergiler, kitaplar verilmez. Çünkü üç kitaptan fazlas yasakt r. D flar yla tek ba lant m z sa layan mektuplar didik didik edilir, e er idarenin hofluna gitmiyorsa birçok mektubunuz imha edilir. Bu koflullar alt nda insanlar y llarca tecrit ediliyor. Duruflma günü nihayet geldi. Duruflman z n oldu u, bir gün öncesinde hapishane idaresi taraf ndan haber verilir. Ben de mahkemeye ç kaca m için bir gün önceden haz rl m yapm flt m. Akflam say m geldi inde hücrede bulundu um arkadafllarla gardiyanlar n gelmesini bekliyoruz. O arada hem sohbet ediyoruz hem de hücrenin alt kenar nda volta at yoruz. Hücre kap s n açan gardiyanlar say m al p ç kt klar s rada ayn davada yarg land m arkadafl - ma "Yar n duruflman var biliyorsun de il mi?" dediler. O esnada birbirimize bak yoruz, ayn davadan yarg land m z halde benim es geçilip ona celp gelmifl olmas bizi flafl rt yor. Gardiyanlar "Oras n biz bilmeyiz, burada senin mahkeme celbin gözükmüyor. Biz bu durumu bir fley yapamay z, stanbul dan ça r n gelmemifl." deyip gidiyorlar. Aç klama?... F tiplerinde hiçbir fleyin aç klamas yoktur. Zaten sordu unuz hiçbir soruya cevap alamazs n z. Bu da keyfiyetin ayr bir ad d r ama as l keyfili i ve hukuksuzlu u ise 11. ACM'nin hakimleri ve savc lar yap yor. Çünkü duruflmaya neden götürülmedi imin cevab onlarda Anlafl lan o ki, yatt m z alt ay yetmemifl olacak. Neden mi? Neden yok dedim ya. lk duruflmada tahliye olmam gereken bu davada, tutuklanmamdaki uygulanan hukuksuzluk böylece devam ettirilmifl oluyor. Avukat m n; benim neden mahkemeye getirilmedi ime iliflkin sorular ; celbin baflka bir hapishaneye gönderildi i fleklinde cevaplanm flt r. Düflünün bu ülkede hakimler, savc lar böylesine komik cevapla hukuksuzluklar n pekifltirme keyfiyeti uyguluyorlar. Evet iflte böylece hak, hukuk, adalet arayanlara böyle komik gerekçeler sunarak oynad klar oyunu ne kadar ustaca sürdürdüklerini ortaya koymufl oluyorlar. Asl nda bütün bu sorular n cevab n biraz düflündü- ümüzde, neden bu komplolar n sürdü ünü görürüz. As l amac n, Grup Yorum u susturmak, elemanlar n tutuklayarak Grup Yorum u bitirmek oldu unu görürüz. Y llard r yaflad m z bask lar, iflkenceler, say s zca konser yasaklar n n olmas, kasetlerimizin toplat lmas, halka ulaflmam z engellemek için uygulanan her türlü bask, hukuksuzluk mubah görülüyor. Kald ki benim d fl mda grup arkadafllar m hsan Cibelik ve Ali Arac n n tutuklanmas bir tesadüf de ildir. Grup Yorum üzerinde oynanan oyunun bir parças da son süreçte pefl pefle gelen tutuklamalard r. Bunun tek aç klamas, Grup Yorum un susturulmak istenmesidir. Bu ülkede devletin hakimleri, savc lar bu yaz n n önünde halka adalet da t yor. flte hak ve adalet. Dokuz ay boyunca F tipinde ne kadar tutarsak kard r diyen devlet bakal m 25 fiubat 2005'te hangi bahaneyi bulacak? Ben de sizin gibi bekleyecek ve görece- im. Tekirda F Tipi Hapsihanesi nden hepinize kucak dolusu sevgiler...

deniz ve seval alp Denizin üstünde sal na sal na dolaflan ve ecnebi adlar tafl yan yelkenliler, tekneler, yollar batmaya yazg l - d r. Onlara de il, denize bak. Baki olan odur. Bak, bu deniz hep buradayd ki derinliklerinde Roma, Bizans ve Osmanl bat klar vard r. fiimdi hepsi arkeolojinin konusudur. Ama deniz ayn denizdir. Ve sömürünün atlas yelkenleriyle, zulüm rotas nda ilerleyen gemilerin diplerini çürütüyor hala. O gemilerin sahipleri, yar n n bat klar d r. Sen, sen ol; o gemilerin miçosu olma. Deniz ol. Dalgalar n ça r s na kulak ver. B rak kendini denize. O an, deniz ve insan baflbaflad r art k. B rak dalgalar denize çarps n, kirden ar n rs n. Korkma bo ulurum diye. Deniz, kimseyi bo maz. Bo ulanlar, kendi panik ve korkular n n mahkumudur. Onlar, hiçbir zaman denize ait olamam fllard r. Oysa b rakacaks n her fleyinle kendini denize; deryada damla olmay becereceksin. Ki berhudar olas n. O zaman dalgalarla flaha kalkars n. Deniz, diyorum; hayata benziyor. Ve o denizde, bo- ulmas gereken sen de ilsin. Yeter ki, damlas ol deryan n. Hayat n ve halk n durdurulmaz ak fl na kar fl. Teni ve yüre i yan k bir Adal olursun o zaman. Ki damla da sensin, derya da sen. Ve dalgalar nla flahlan p, flu hayat n üzerinde sal nanlar bo ars n... F rt na vaktidir. Hava rüzgar topluyor usul usul ve derinlerde dalgalar ço al yor. Büyüyor bir kas rga bu deryada. Damlaya damlaya büyüyor bu denizi öfkesi... "Hayat m z", diyorum; en çok denize benziyor. Ve bu macerada Hayyam hakl d r: "... Gönlüm dedi ki; ben sadece bir damlay m deryada Ben neredeyim, derya nerede diye sordu daima Böyle derken, bir gün deryaya kavuflunca gönlüm Gördü ki, kendinden baflka bir fley yoktu orada..." 5

makale zafere kadar devrim! yusuf aziz Ba ms zl k mücadelesi denince akla ilk gelen isimlerden biridir Filistin. Filistin deyince de akl m za çocuk generaller, feda eylemcileri, direnen bir halk, bir de Filistin poflusu içerisinde Yaser Arafat gelir. Yaser Arafat... Filistinliler in Ebu Ammar. Yar m as rd r, dünya halklar n n emperyalizmle olan kavgas n n komutanlar ndan biri; dünya halklar n n, ba ms zl k ve sosyalizm düflüncesinin dostu... 6 Yaln z Filistin e de il, bütün dünya halklar - na ba ms zl k düflüncesini tafl yan önder. Son an na kadar ba ms zl k savaflç s olarak yaflayan bir ç nar. Dünya halklar büyük, çok büyük bir de- erini kaybetti. Böyle ölmek, böyle yüzbinlerce insan taraf ndan omuzlarda tafl nmak her insana nasip olmaz. Çok az insan n cenaze töreninde yüzbinlerce insan ellerinde silahlarla ba- ms zl k yeminleri eder. Arafat, bir ömre neler s d rmad ki! O, bir halk n davas n dünyan n gündemine tafl d. Arap ordular - n n gelip kendilerini kurtarmas n bekleyen bir halktan; ba ms zl için dö üflen, dünyan n en direniflçi halk n yaratt. Halk n n ilk örgütlenmelerini yaratan kifliydi. Arap halklar nca bilinen ismi olan Ebu Ammar, Kurucu, davas ile özdeflleflmiflti. Hayat boyunca onlarca kez suikaste maruz kald, ony llarca ayn yatakta iki gece yatmadan yaflad. Dava arkadafllar ndan, ailesinden uzak kald. srail tanklar n n, helikopterlerinin kuflatmas nda yaflad ; çal flt, mücadelesini sürdürdü. S rt ndan hiç ç karmad üniformas ; ba ms zl a, özgürlü e duydu u özlemin bir ifadesiydi. Castro gibi onun da üniformas ndan hiç hofllanmad lar. Hofllanmayanlar n anlamaktan kaç nd klar bir fley de vard : Arafat lar, Castro lar bir dönemin son temsilcileri de- il, kendilerinden sonraki dönemlere örnek olan önderleriydi halklar n. Ebu Ammar, 55 y l boyunca suikastlere, katliamlara, ihanetlere boyun e medi. Üniformas n s rt ndan ç karmad. Arafat demek; bir ömür boyu, son nefesine kadar kavga adam olmak anlam na geliyor. Bütün dünya halklar n n sayg duydu u bu kahraman n kiflili ine yap lan sald r lar n hedefi, kendi de erlerimizdir. Arafat; yok edilmesi, yok edilemiyorsa y prat lmas gereken bir isimdir kimilerine göre. Oysa Arafat n yaflam n yitirdi i saatlerde, onlarca Filistinli genç kad n, do an çocuklar na Yaser Arafat ismini koydu. Direnen Filistin, ba ms zl k hedefine ulaflmakta kararl Filistin; binlerce komutan, binlerce Arafat yetifltirmekte gecikmeyecektir. Dünyan n dört bir yan nda; emperyalizme ve iflbirlikçilerine karfl ba ms zl k için savaflanlar, direnenler var oldukça Arafat da yaflayacakt r. Yar m as rd r süren Arafat yok etme çabalar, sonuç vermedi; bundan sonra da onun düflüncelerini yok etme çabalar sonuç vermeyecektir. Arafat, dünya halklar n n ba ms zl k savafl n n meflrulu unun sembollerinden biri olarak yaflamaya devam edecektir. Filistin halk ba- ms zl na ve özgürlü üne kavuflacak, Arafat da bu savafl n önderlerinden biri olarak tarihteki yerini alacakt r.

HAYATINDAN KES TLER: Yaser Arafat, 24 A ustos 1929 da orta halli bir tüccar n çocu u olarak Kahire de do du. 1948 y l ndaki Arap- srail Savafl n n ard ndan, ailesiyle birlikte Gazze ye göç etti. Ortaö renimini Gazze de tamamlayan Arafat, Kahire Üniversitesi nde inflaat mühendisli i e itimi gördü. Burada Müslüman Kardefller örgütüyle tan flt. M - s r da Filistin Ö renci Birli i ni kuran Arafat, 1952-1956 y llar aras nda bu örgütün baflkanl n yürüttü. Ö rencili i s ras nda askeri e itim ald ve M s r Ordusu saflar ndaki Filistin Birli i nde yer alarak 1956 Arap- srail Savafl na kat ld. M s r da bir süre inflaat mühendisli i yapt ktan sonra, Kuveyt e giderek kendi iflini kuran Arafat, 10 Ekim 1959'da Filistin Kurtulufl Örgütü nün (FKÖ) belkemi i El Fetih i kurdu. Arafat, 1964'te düzenlenen gizli bir konferansta, silahl mücadelenin bafllat lmas n savunan kanad n içinde yer ald. 1 Ocak 1965'te, srail hedeflerine karfl ilk askeri harekât gerçeklefltiren birli i komuta etti. flgal alt ndaki Bat fieria'da direnifl hareketini örgütleyen Arafat, fieria Irma boyunca üsler oluflturarak gerilla savafl n yönetti. El Fetih sözcüsü olarak uluslararas kamuoyunun önüne de ç kan Arafat; 1969'da Filistin Ulusal Konseyi'nin beflinci toplant s nda, bütün Filistin gruplar n bir çat alt nda toplayan Filistin Kurtulufl Örgütü'nün kurulufluna öncülük etti ve yürütme kurulu baflkanl n üstlendi. Arafat, Filistinli gerillalar n Ürdün'ü terk etmeye zorland ve yaklafl k 40 bin kiflinin yaflam n yitirdi i iç savaflta (1970-71) Filistin kuvvetlerinin bafl nda çarp flt. Ürdün'den ayr ld ktan sonra da siyasal ve askeri merkezini Beyrut'a tafl d. FKÖ'nün bütün Arap devletlerince Filistin halk n n tek yasal temsilcisi say ld 1974'te, BM Genel Kurulu'na gözlemci olarak kat lan ve burada bir konuflma yapan Yaser Arafat; baflta sosyalist ülkeler olmak üzere birçok ülkeyi ziyaret etti. Arafat, bu y llarda, Filistin'deki silahl mücadelenin uluslararas düzeydeki görüntüsünü de ifltiren ve Filistin sorununa bar flç çözüm arayan usta bir diplomat olarak sivrildi. 1975-76 Lübnan ç Savafl 'nda, Lübnan'a giren Suriye ordusunun sald r lar na karfl koyan Arafat; Lübnan' n fiilen bölünmesi üzerine, Filistinlilerin denetiminde kalan bölgelerde, FKÖ'nün gitgide devlet yap s kazanmas için çaba harcad. Bu dönemde gittikçe artan siyasi a rl - sayesinde, devletleraras sorunlarda arabuluculuk yapt. Haziran 1982'de Güney Lübnan'a giren srail'in Beyrut'u kuflatmas s ras nda, yaklafl k iki ay süren çetin bir direnifl gösteren Arafat; Filistinli gerillalar n kenti boflaltmas n sa lad. Ard ndan Beyrut'tan ayr ld ve Tunus'ta FKÖ'nün yeni merkezini kurdu. Arafat, özellikle iflgal alt nda yaflayan Filistin halk içindeki sayg nl n gittikçe artt rd. 15 Kas m 1988 de Filistin Ba ms zl k Bildirisi'ni yay mlad ve ba ms z Filistin Devleti'nin kuruluflunu ilan etti. BM'nin Cenevre Genel Kurulu'nda konufltu. Esas BM karargâh New York'taki Genel Kurul'da konuflmas na, ABD taraf ndan izin verilmedi. K sa bir süre sonra FKÖ Merkez Komitesi, Arafat' do rudan ''ba ms z Filistin Devleti'nin Baflkan '' ilan etme karar ald. Arafat, 1990 y l n n fiubat ve May s aylar nda yine ABD'nin vetosu yüzünden sviçre-cenevre'de toplanmak zorunda kalan BM Güvenlik Konseyi toplant s na kat ld ve burada kurula hitap etti. Gazze fieridi ve Bat fieria'n n baz bölgelerinde Filistin'e özerklik tan yan ilk genifl kapsaml bar fl anlaflmas n 13 Eylül 1993'te Norveç'in baflkenti Oslo'da imzalad. Birçok yerleflim biriminin Filistin Özerk Yönetimi'ne (FÖY) devredildi i ikinci kapsaml özerklik anlaflmas n ABD'nin baflkenti Washington'da, Rabin ile imzalad. ABD ile Rusya, anlaflman n resmi tan oldu. Arafat, yap lan ilk genel seçimle halkoyuyla da Filistin Özerk Yönetimi Baflkan oldu. 1999 y l nda, dönemin srail Baflbakan Ehud Barak ile Arafat, bar fl müzakerelerini yeniden bafllatt. 13 Eylül'e kadar tam kapsaml nihai bar fl anlaflmas n n haz rlanmas ve bir y la kadar bu anlaflman n imzalanmas ilkesi kabul edildi. srail askerlerinin çekilme takvimi belirlendi, Filistin'e liman yapma hakk tan nd. 2000 y l nda, srail muhalefetinin ''asker ve siyaset flahini'', bugünün Baflbakan, Likud (Birleflik) Parti Genel Baflkan Ariel fiaron'un Kudüs'te Haremmüflflerif'i ziyaret etmesiyle ikinci Filistin ntifadas patlak verdi. Arafat ve Barak, ABD Baflkan Bill Clinton' n arabuluculu unda M s r'da yap lan fiarm El fieyh zirvesinde ateflkes karar ald lar, ancak karar uygulanamad. 29 Mart 2002 de srail, Arafat a en fliddetli sald r s n düzenleyerek, Filistin liderinin karargâh n n da bulundu u Ramallah'a girdi ve Filistin yönetim birimlerini kuflatt. Arafat' n karargâh na bombal sald r düzenledi. srail askerleri, Arafat' n muhaf zlar yla 'oda oda' çat flt. srail Kabinesi, Arafat' ''düflman'' ilan etti. Arafat, srail Baflbakan Ariel fiaron'un ''daimi sürgün'' önerisini, ''Bat fieria'y terk etmektense ölürüm.'' yan t yla reddetti. 2002 y l nda fiaron'la yan yana oturan ABD Baflkan George Bush; Filistinlilere, Arafat' n yerine yeni bir lider getirmeleri ça r s nda bulundu. Arafat, 29 Mart 2002'den, tedavi görmek için Fransa'ya gitti i 29 Ekim 2004'e kadar Ramallah'taki karargâh nda tecrit halinde yafl yordu. 7

öykü filistinde çocuk olunmaz... nesrin taflc 8 Sizin eviniz hiç y k ld m? Bizim evlerimiz her gün y k l r. Evsiz kalmak çok kötü bir fley, insan n içinden çok fleyi al p götürür. Havada yürüyormufl gibi bir boflluk hissi dolar içimize. Ayaklar dönüp dolafl p habire evine tafl r insan. Okul dönüflü kendimi kaç defa y k lan evimizin önünde buldum. Evimiz flimdiye kadar defalarca y k lm flt. Yenisini yapana kadar akrabalarda kal rd k. Gün do madan ter içinde kalkt m bir sabaht yine. Gözlerimin önünde o gece hep rüyalar m n içinde. Evimizin son kez y k ld gece... Unutmam mümkün de il. Nas l unutulur ki? Annem, bafl m usulca gö süne al p, "Sen daha çocuksun, ileride unutursun, rüyalar na girmez. Ama sak n ola ki yüre in unutmas n, hep yans n öfkeyle." demiflti. Unutmak da çok uzak bize. Unutmay unuttuk biz. Abim; "Yaflad klar n unutan, insanl n da yitirir. srailliler'in yapt klar n unutmayaca z." derdi biz küçükleri etraf na toplay p. srailliler, tanklar yla, helikopterleriyle gelmiflti o gece. Tüm gece bombalar n, dozer g c rt lar n n sesine kar flm fl ç l klar duymufltum. Çocuklara bir fley olmas n diye hepimizi en güvenli gördükleri odaya koyarlar her akflam. Ninni gibi gelen silah sesleri aras nda uykuya dalard k. Patlamayla gözümü açt - mda kundakta yatan bebek ölmüfltü. Ölü yüzler, gözler görürdüm kafam çevirdi im her yerde. Kimi çocu un gözleri iki yafl nda, kiminin befl yafl nda donard. Kanayan yaralar vard hala. Hepsi kapand, biri kald ; ad ölüm olan. Mezarl k hiç uzak olmad bize. Annem, "Yüre imin yar s de il, hepsi burada." derdi, abimin mezar n okflarken. Ben hiç korkmuyordum bu mezarl ktan. Burada flehit olan yak nlar m yat yordu. fiehitlikten korkulmaz... Toprak hala uzakt hepimize. Çünkü yafl - yor ve savafl yorduk. Annemin gözyafllar daha kurumam flt. Dualar okunduktan sonra bir süre konufltum abimle. En büyük emelimin flehit olup yan na gelmek oldu unu söyledim. Abim flehit olal fazla olmad. O benim hem abim, hem ö retmenimdi. Çok güzel, tart l sapanlar yapard bize. Ancak kendisi sapan kullanmazd. Çünkü silah vard. Sapan kullanmay, askerlerin neresinden vurup, kendimizi nas l koruyaca m z anlat rd. Asl nda en güzel sapan, zeytin a ac ndan olurmufl. A açlar m z azald... Biz zaten çatals z sapanlar kullan yoruz. Taze mezarlar n oldu u yerde hep onurlu insanlar olur derler. Ölülerimizi gömmemize bile izin vermezler ço u zaman. Hatta mezar yapt rmam za bile. Hele de kahramanca ve düflmana çok kay p verdirerek flehitlik mertebesine eriflmifl olanlara... Abime de böyle yapt lar. O da bir feda eylemcisiydi. Aylarca tünel kazm fllar duvar n alt ndan. Tünelden geçip feda eylemi yapt. Kaç tane asker öldü ünü hiç söylemediler. Abimin cenazesini çok zor verdiler. Bugün annemin, üzerindeki çiçekleri gözyafllar yla sulad mezar bile çok görüyorlar bize. Mezar olmasa ne olacak ki? Art k abimin yerine ben büyüyorum. Bana da hep "Sen de abin gibi yüreklisin." diyor büyüklerim. Can m o gün hiç okula gitmek istemiyordu. Üstelik okul, duvar n di er taraf nda. srailli askerlerin bize kurflun s kan kanl ellerinin bedenime de mesi ürpertiyordu beni. Onlara olan nefretimi anlatmaya kelimeler yetmiyor... Ancak gitmem de gerekiyor okula. Onlar zaten okumam z istemiyorlar. Babam o nedenle her zaman söyler: "Okuyun, ö renin, bilin ki ülkemizi kural m, topraklar m z ala-

l m. Bu kamplarda yaflamaktan kurtulal m. Bizim de bir devletimiz olsun ki mazlumluktan kurtulal m" Kontrol noktas na do ru bakarken Hams gördüm. S rt nda çantas yla okula gidiyordu. srailli subay n ba rmas yla korkup kaçmaya bafllad. Benden bir yafl büyüktü Hams. On üç yafl ndayd. Hayat, srailli subay n namlusunun ucundayd. Kaç yordu... Hams, daha h zl, daha h zl... Hadi kofl kurtulman gerek... Silahlar n her zaman do rulturlar biz çocuklara. Sonra gözlerimize bakarlar. Ellerinde uzun namlulu silahlar, her taraflar z rhla kapl askerler gözlerimizde korku ararlar. Bilmezler ki göbe imiz süngüyle kesilip gözyafllar yla y kanm fl z. Pis pis gülerler sonra yere tükürüp. Gülmemize ise hiç dayanamazlar. Hele de yüzlerine bak p gülmemize. srailli subay ba rd nda gülüyordu Hams. Gamzeleri öyle güzel ç km flt ki tombul yanaklar n n ortas nda... Bir el silah sesiyle irkildim. Bir an ne yapaca m flafl rd m. Kanlar içinde yere y lm flt. S rt n s cakl k kaplam flt r flimdi. Il k l k akan kan bedenine yay l yordu. Ac s yüzüne vuruyor, ba ram yordu. Çekti i zd rap gözlerinden okunuyordu. Yüzükoyun uzanm flt yere. Gözleriyle etraf ndakilerden yard m bekliyordu. Bildi i tek fley hareket etmemesi gerekti iydi. Subay, silah n tekrar ona çevirdi. Bense bir duvar n arkas ndan olanlar izliyordum. Buldu um tafllar elime ald m. Bir anda gidip yard m ça rmay düflündüysem de, çaresizce ortada vurulmufl yatan k z çocu una bak p kald m. Öyle can ac yordu. Subay, Hams n bedenine arka arkaya s kt kurflunlar. Ölü bedeni her kurflun yiyiflte kan gölünün üstünde sars l yordu. Bir flarjörü boflaltt nda durabildi subay. Çevrede toplananlar n yüzünden okunan nefret ifadesine flafl rm fl gibi bakt burnundan soluyarak. Da lmalar n söyledi ba- rarak. Koflarak uzaklaflt m oradan. Bu nas l bir öfke ki, on üç yafl ndaki Hams n bedenine bir flarjörü boflalt p vücudunu lime lime etmiflti? Kofluyordum... Sokaklar h zl h zl dolafl - yordum ama kaçam yordum. Nas l ve nereye gidebilirdim ki? Her evde bir ac gizliydi. Filistin'de, Filistinli olmak suçtur. Hele çocuk olmak... Analar m z, zaten savaflal m diye do urur bizi. Hiç gören oldu mu parkta oyun oynayan Filistinli bir çocuk? Filistinde çocuk olunmaz. Biz hiç çocuk olmad k, olamad k. Hep sorarlar bize: "Büyüyünce ne olacaks n?" diye. "fiehit olaca m" deriz. Filistinli çocuklar flehit olmak için do- ar. Yürümeye bafllad zaman savaflç olur, tafl att zaman general... srailliler de biliyor bunu. Bu yüzden vuruyorlar bizi çocuk yaflta. Benim babam da çocuk olmam fl. Hem ben, çocuk oldum diyen kimseyi görmedim. Nas l bir fley çocuk olmak? Bizi öldürüyorlar ve evlerimizi y k yorlar. Bir Filistinli'ye ana avrat söv, "öl, geber" de veya ne dersen de ama "yehdin beytak" deme. Yahudiler hep böyle der. "Yehdin beytak yani, "eviniz y k ls n. Dedem anlat rd : ngilizler buradayken hep Yahudilerin evlerini y karm fl. fiimdi, onlar n iflini devralan srailliler, evleri y k lan, yak lansa biz Filistinliler. Y kmak, yakmak için o kadar çok bahaneleri var ki... ntifadadan önce, sadece direniflçilerin evlerine gelirlerdi. fiimdi hepimiz direniflçiyiz. O sabah habersiz geldiler. Uyurken dumanla uyand k. Kendimizi d flar ya zor att k. Saniyelere s an patlaman n ard ndan toz bulutu kalkt nda evimizden geriye moloz ve beton y n kalm flt. Elimdeki tafl s karak zeytinli e do ru yürüdüm. A açlar m z da yoktu ki art k... Nesilden nesile geçen, tek geçim kayna- m z olan zeytin a açlar m z... Duvara yak n diye dozerlerle kökünden sökmüfllerdi, gözümüzden sak nd m z zeytin a açlar m z. Toz bulutunun ard ndan devasa bir duvar görülüyordu. Nefret ediyordum bu duvardan. elimdeki tafl öfkeyle f rlatt m. Bir daha... bir daha... bir daha... Silah sesleri geliyordu yine. Operasyon var. Her an her yerde bir çat flman n içine düflerdik. H zla geçtim sokaklar. Yüzlerce arkadafl m karfl lam flt srailliler'i. Gaz bombalar n at p tar yorlard bizi. Biz de sapanlar m zla tafl f rlat yorduk tanklara. Z rhl araçlar yla geliyorlard. Tepemizde helikopterleriyle üstümüze mermi ya d r - yorlard. Ad m ad m çekiliyoruz... Elim kan yor. Tafl nas l tutuyorum? Tepemizde v z r v z r dönen helikopterin gölgesinde, bize atefl açan srailli askerlere do ru kofltum. Tank n üstüne at ld m. Tafllarla vurmaya bafllad m. Çelik z rha, halk m z n öfkesiyle vurdum elimdeki tafllar. Tafl toz edercesine... Ne bir ac, ne bir s z... Hiç bir fley hissetmeden sars ld bedenim. Tank n üstünde de ildim art k. Toz bulutu karard gözlerimin önünde. Akflam olmufltu sanki. Annemin kuca nda, son ninnisiyle uykuya dal yordum. Hiç uyuyamad m z tatl çocuk uykular na. Göz kapaklar ma çökmüfltü y k lan evimiz. Vücudum atefl gibi yan yordu. Dost, s - cak eller hissettim avuçlar mda. Telafll eller, telafll sesler... Çevreden gelen sesler içimdeki bofllukta yank lan yor, da l yordu ben anlamadan. Elinden tuttum Hams n. Kofltuk k rlara do ru. Kofltuk... Filistinde çocuk olunmaz... 9

fidan ın kocaman gülüşünü seçtim... deniz engin Böyle bir düzende insana dair hiçbir fley yokken, tam aksine emperyalizm insan yok etmek için elinden gelen her fleyi yap yorken, sa l m z, çevremizi (do am z ), insan özelliklerimizi yok etmeye çal fl yorken... Devrimcilikten baflka hayat yoktur demifl ya CHE. Gerçekten mümkün de il. Ben bu düzenin tüm nimetlerinden yararlanm fl biri olarak, e er devrimci olmasayd m, bugün ya kolumda bir i ne ile Almanya n n bir istasyonunda uyuflturucu bir can daha ald resmi çizerdim, ya da Allah bilir hangi batakhanede nefes al p veren umutsuz, geleceksiz, yar ns z olurdum. Evet, yaflamay ben devrimcilikle tatt m. Kavgayla tatt m. Yar n umuduyla... Nedeni, niçini, tüm yaflad klar m, yaflat lanlar çözerek tatt m yaflam. Yaflam n anlam n buldum büyük ailemizde. Evet, bence büyük ailemiz yaflam n anlam... O olmad nda yaflamak niye? Bugün düflünüyorum, niye bu kadar rahat can feda diyebiliyorum diye. Niye demeyeyim ki? Her fley bir kenara; bugün oligarfli pervas zca sald r yor hücrelerde bize...19 Aral k yaflad k biz. Ve oligarfli bizi, yaflam n anlam büyük ailemizi yok etmek için bugün bu kadar pervas z. Ettirmeyece iz. Etten, kemikten barikat olacak, ölecek, ölecek, ölece iz. Ama buna izin vermeyece iz. Çünkü büyük ailemiz halk n gelece i, umudu. Benim gibi milyonlar var, benim gibi umutsuz, çaresiz genç insanlar var. Ve bugün ben tüm gerçekleri biliyorsam bu büyük ailem sayesindedir. flte bunun için. 10 Ölmek bu kadar kolay m? Ölmeyi seviyor muyuz? Sorular na da cevab md r ayn zamanda. Hay r, yaflamay çok sevdi im için bugün ölüme yürüyorum. Gün gün, hücre hücre... Ve ölece im de. Benden önceki 116 flehidimiz gibi. Ölece im çünkü yoldafllar m ölsün istemiyorum. Çünkü halk m ölsün istemiyorum. ünkü umut ölsün istemiyorum. Evet, bugün yaflam n anlam ; Ölüm Orucu nda ölmek... Feda ile ölmek... Ve ben ölece im, çünkü yaflamak istiyorum. (Sergül Albayrak, A ustos 2004 ) Yar n n umudunu feda ile ölmekte buldu Sergül. Fidan la bir ilke tan k olurken yaflam n anlam na bir keskin çizgi de O koydu. 19 Aral k katliam nda en büyük gücü Fidan d. Gaz bombalar ndan zorland, nefes alamad. Gözlerinin önünde Fidan belirdi. Nefesini düzenledi. Aya a kalkt. Fidan n bafl nda bir kez daha yemin etti; Sana lay k olaca m. Fidan n kocaman gülüflünü seçtim. Siz hiç ölümüne bir gülüfle tan kl k ettiniz mi? Ya da kaç insan görüp tan kl k etmifltir acaba? Bilemiyoruz ama Sergül duydu, tan k oldu o kahkahalara. Duydu u, gördü ü Fidan n gülüflüydü. O dolu dolu, o kocaman güzel gülüflüydü Sergül ün seçti i gülüfl... Fidan o can ndan çok sevdi i vatan, o Ben size kurban olam. dedi i halk için atefllerde yanmaya giderken, yüzünde hep o gülüflü vard... Hani denir ya, A z kulaklar na var yordu. diye, iflte öyleydi. Fidan için mutluluktu fedan n ad... Bu mutlulukla çakma çakt, o kocaman gülüflüyle sonsuzlu a ulaflt. Yapmac ks z, hesaps z; sevginin, coflkunun cisimleflmifl haliydi o gülüfl... Sergül ün seçti i gülüfl... Sergül al p o sevgi gülüflünü koydu yüre inin tam ortas na. Koydu ve büyüttü durmadan. Kimi zaman sab rs zl kla, kimi zaman sab rla bekledi. Bekledi yükü omuzlayarak. Bekledi güçlenerek. Bekledikçe kahkahas n ço altarak. Ve o an geldi inde gözünün önünde Fidan vard. Gözyafllar mutluluktan akt. çine ak tmad, sald yaflam n anlam na bir damla gözyafl - n... Ve zaman gelince ç kar p yüre inden sald Taksim Meydan na kahkahas n. Fidan n kocaman gülüflünü seçtim. Fidan, Aral k n 19 unda Sergül e b rak p gülüflünü tutuflturdu bedenini... Sergül, Aral k n 26 s nda Fidan dan ald o gülüflle ateflledi bedenini. O gülüfl buluflturdu iki yi it Anadolu kad n - n sonsuzlukta. Rahat uyuyun yi it kad nlar m z. fiimdi ikinizin gülüflünü yüzlerce insan seçti, koydu yüreklerine. Zaman gelince ç kar p ateflleyecekler bir bir...

tart flma tribünlere dair bizim de sözümüz var: MEVD VEN DE L, MERD VEN TARAFTAR DE L DÜZEN! ahmet tunç B efliktafl ve Çaykur Rize futbol tak mlar aras ndaki maçta yaflanan bir cinayet, sadece medyan n spor kanad n de il; hemen her kesimini ilgilendirir oldu. flin ikiyüzlülü üne dair s ralama yapmak istedi imizde, o kadar çok fley birikti ki önümüzde, buraya hangi birini s d raca- m z flafl rd k. Olay n geliflimini anlatmayaca z; bunu bilmeyen kalmad. Biz tart flmalar çerçevesinden, ne isteniyor ve ne bekleniyor meselesine biraz de inmekten yanay z. En s - cak tepki; Sabah Gazetesi nde köfle yazar Savafl Ay dan geldi. Olay balland ra balland ra anlat yordu ertesi gün. Gece gelen telefonu, birinci sayfan n yeniden düzenlenece ini ve nas l görev bafl na kofltuklar n. O pazartesi sabah n n, Sabah nda bafll k tam olarak fluydu: Ölüm Stad! K rk y ll k nönü Stad, art k bu isimle an l yordu. Tabi sebepler de s ralan yordu. Yönetimin, aylard r hakem hatalar ve Befliktafl n ald kötü sonuçlar sebebiyle ortam germesi, faciaya çanak tutacak bir tribün dizayn yla sezona bafllamas, bedava biletler. flte bunlar bu cinayete sebep olmufltu. Ancak bir madde eksikti. Sabah a simsiyah bir fon üzerine bu bafll att ran sebep. Befliktafl yönetimi ve futbolcular n n Sabah Grubu na yönelik boykot karar. Sabah Gazetesi, sanki böyle bir olay pusuda bekler gibi bal klama dalm fl ve bu bafll uygun görmüfltü. Oysa yaflanan cinayet olay n n, tüm bunlarla hiçbir alakas yoktu. Evet, Befliktafl Kulübü kötü yönetiliyordu, kötü sonuçlar al yordu, yönetim her sezon durumu kötüye giden büyük kulüp yöneticileri gibi hakeme ve federasyona veryans n ediyordu, taraftar gruplar na bedava biletler de da t l yordu ama yaflanan olay bunlardan bambaflka bir sebebe dayan yordu. Bu daha ilk akflam bilinen bir fley olmas na ra men, bas n bunun üzerinden atlay p, baflka mecralara akmay daha uygun görüyordu. Bu, sadece Sabah Grubu na ait bir yaklafl m de ildi. Bu, bütün medyadaki hakim bak fl tarz yd. Ortam gerenler hakk nda yaz l p çizilirken geçmifle döndük ve haf zam z yoklad k. Sabah n birkaç bafll kalm flt akl m zda. 1989 y l nda Galatasaray-Steau Bükrefl yar final maç ndan sonra hakem ve Romenler için O... Çocuklar bafll n atm fl. Bir Çek tak m yla, Fenerbahçe nin yapaca rövanfl maç ndan önce de koca bir Oyuna Gelmeyin! bafll at lm flt. Ancak bu bafll n alt flöyle doldurulmufltu. Evet, onlar bize sald rd, dövdü, flu oldu bu oldu ama biz bunlar yapmayal m. fiöyle der gibiydi yaz : Aradan 15 gün geçti, belki unutulmufltur dur biz bir hat rlatal m da ortal k biraz flenlensin. flte bu Sabah Gazetesi, flimdi Türkiye ye ahlak dersi veriyor. Geçelim! nsanca Maç Seyretme Hakk Bafl n H ncal Uluç un çekti i ve kendine taraftar bulan bu slogan, maçlara giden taraftar n insanca maç seyredemedi inden yak n p, bu hakk n sa lanmas için tribünlere gitmeme ça r s yap yor bir süredir. Yaflanan cinayet olay n n öncesinde bafllayan bu kampanya ilk bak flta gayet olumlu bir altyap tafl yor. Ancak gerçeklerden ve gerçeklikten de bir o kadar uzak ve ütopik. H ncal Uluç, konufltu unda kula a güzel bir melodi gibi üflenen cümleleri f s ld - yor. Nesine itiraz edilebilir ki? Neredeyse 11

hepsine? nsanca maç seyretmek gayet güzel bir talep. Ancak, insanca yaflaman n mümkün olmad bir ülkede, bu talep hiç gerçekçi de il. En az ndan büyük kalabal klar için de il. Bu talebin gerçekleflebilece- i koflullar da var. Ancak o da futbolun ve tribünlerin elitleflmesi bir avuç zengin az nl n e lencesi haline gelmesi durumudur. Uluç ve onun benzerleri, ngiltere yi sürekli örnek gösteriyorlar. Modernlik ve uygarl n merkezi olarak sunuyorlar. Bir Allah n kulu da onlara sormuyor. Burjuva yönetim mekanizmas anlam nda bile sormuyor. Benim ülkemin insanlar n n cebine giren para ile ngiltere deki insan n cebine giren paray hiç düflünmüyor musun? diye. Biliyorlar ve görüyorlar ama dile getirmek baflka meselelere yol açar. Bundan dolay susuyorlar. Uluç a kat l yoruz. Tribünlere ailece gidilmeli ve e lenilmeli. Fakat, Uluç bize e lenmenin tan m n yapabilir mi? Tan mlarsa nas l? H ncal Uluç un köflesinde çeflitli günlerde kaleme ald ve nas l güzel anlatamam deyip balland ra balland ra anlatt e lence mekanlar na stadyumlar n localar n kapatanlar d fl nda kimler gidebilir? Tabi Uluç un çeliflkisi midir, ikiyüzlülü ü müdür bilinmez ama insanca maç seyretme hakk nda sundu u fikirlerin d fl nda her olaya düflünce sistemati iyle çeliflecek yaklafl mlar var. Befliktafl Çarfl Grubu nun, kapal tribünden aç k tribüne sürgün edilmesi ile ilgili karar geçen y l onaylarken, dünyan n her yerinde fanatik gruplar n kale arkalar nda oldu unu, Çarfl n n ise kapal tribünün en güzel bölümünde oturdu unu ileri sürüyordu. Sa olsun Çarfl Grubu da buna cevap olarak, Almanya dan, Fransa dan örnekler veriyordu. Kimse, buras bizim geleneksel yerimizdir, art k bu tribünler de bir de erdir demeyi akl na bile 12 getirmedi. Her fleyimizi Avrupa futbolu belirliyor. Gerçi memleketin di er ifllerine bak nca buna niye flafl r yoruz o da ayr bir konu ama... Kale arkas sürgünü, hangi insanca hakka s - yor? Bu niye hiç konuflulmuyor. Paras çok olanlar en güzel yeri parsellesin, bu fanatik çulsuz tayfa da paras kadar bir yere konumlans n anlay fl bu kampanyan n neresine denk düflüyor? Bu insanca maç seyretme talebi içine, neden hep en çok difl geçirilenler s d r l yor? Neden statlarda polisin yaflatt eziyet dile getirilmiyor? Bu ülkede bir maç seyrederken, kimse taraftarla bir sorun yaflayaca n akl na getirmez. Yaflanabilir olma ihtimaline karfl bu pek akla gelir bir ihtimal de ildir. Fakat polisle yaflanacak olanlar herkesin akl n n bir köflesindedir ve herkes polisin bulundu u uzak noktalarda maç seyretmeye özen gösterir. Polis bask s alt nda maç seyretme hali de ayr bir yaz konusu olacak kadar genifl bir alan kaplar. nönü de Yaflanan Cinayet Yukar da, insanca maç seyretme hakk - na giden yolun, insanca yaflama yolundan geçti ini söylemifltik. flte tam da nönü deki cinayeti yaratan budur. Eflitsiz, adaletsiz bir düzenin, yönetti i kesimi yozlaflt rmas - d r. Gözleri ve ak llar sadece stadyum ve yeflil sahalar görenler, bu durumu vahametle karfl lad. Do rudur. Onca polis aramas ndan geçilip, bozuk paralar dahi kap - da b rakt n z stadyumlara b çak sokulmas vahim bir durumdur. Ancak, stadyumlar n müdavimlerinin, çakmaklar n aramadan geçirmek için buldu u en temiz yol ayakkab içidir. Demek ki b çak da geçebiliyormufl. Ancak, böyle bir omuz atma tipi cinayetle sonuçlanan kavga modeli sokaklarda günde kaç kere yaflan yor? Cevab herkesçe malumdur. Kimse nedense bu cinayete götüren yolu tart flm yor? Belki k smen tart fl l yor ama en az ndan bu olayda hiç gündeme gelmiyor. Bunu da bir fliddete e imli toplum olma haliyle aç klamak çok yeterli de ildir. Oysa bu olayla ilgili tüm kalem oynatanlar, görüfl belirtenler, bir tribün terörü laf n dillerine dolam fllard r. Tamam, tribünde gruplar ve bunlar n menfaatleri vard r. Bu bilinmeyen bir fley de il. Peki, nas l oluyor bu durumlar? Kim besliyor? Çok klasik bir yöneticiler eliyle besleniyor yaklafl m her fleyi aç klamaya yeter mi? Beylik cümlelere kaçmadan tan mlamaya çal flmak güç olacak belki ama taraftarlar, tuttuklar kulübü ellerinde tutanlar için hiçbir fleydir. Onlar n her fley olmas koca bir yaland r! Onlar, yöneticiler için de futbolcular için de iflleri oldu u müddetçe dile getirilecek bir kalabal ktan baflka bir fley de ildir. Yöneticilerin ellerindeki koz, pazarl k gücüdür. Medya için ipsiz saps z tak m d r. Futbolcular için bofl tribünlere oynamaktansa kuru bir kalabal kt r. Hiçbir maç onlar için kazan lmaz. Tribünleri dolduranlar bu yalana kanmamal d r. Taraftar n futboldan rant elde etmesi meselesine gelince. Dünyan n savunma sanayiinden sonra en büyük sektörü oldu- u iddia edilen sektöründen söz ediyoruz. Kimlerin gözü yok ki bu rantta. Bir grup taraftar n da gözünün olmas gayet normal de il mi? Hakl l de il, normalli ini belirtiyoruz. Köfle yazarlar ndan kulüp baflkanlar na kadar koca bir sektörden söz ediyoruz. Peki, bu paray kim bas yor? Bugün linç edilen taraftarlar. Onlar olmazsa bu sektör de olmaz. fiimdi, birileri ç k p flu ekme in ucundan biz de yiyelim demifl çok mu? Tabi tabakan n en alt ndakiler, en alt seviyede oynayacaklard r oyunlar n. Ve en alttakilerin en az kazanc bile göze batar. Rant meselesinden daha vahimi fludur. Statlardaki düzenin sa lanmas na yönelik bütün önerilere bak n. Taraftar ortak söyledikleri flark lar d fl nda moleküllere ay rma planlar vard r. Bir halk örgütsüz b rakt lar. Örgütsüzlük, hep birey olarak kal p parçalanmay yaflatmaz. Birileri ç kar örgütler. Bunlar, hak ve özgürlükleri örgütleme derdinde olanlar de ilse, ç karlar için örgütleyen mafyac lard r. Görüntü bu mafyöz örgütlenmeyi da tmaya yöneliktir ama esas hesap, insanca haklar için ç t bile ç - karamayanlard r. Hep söylenir ya taraftar istiyor diye gitmem, yapmam, etmem... O taraftar n cebindeki son parayla, lükse lüks katar ama... Mesele uzun bir mesele. S ralasak tribünlere s maz. Merdivenlere taflar. Gözlemciler maç bafllatmaz. Bafllat r m yoksa? Bafllat rsa gözü aç k bir baflkan ç k p, kendini sütten ç km fl ak kafl k olarak tan - t r m bizlere? Görüyoruz ya sorular kesilmiyor. Sahi hangisi do ru? Mevdiven mi, merdiven mi?

gelene ine yaslanan ama müzikal aç dan kendine özgü bir çokseslilik tarz n süreç içerisinde gelifltiren bu isimler genifl bir sol gençli i etkilemeyi baflarm fllard. fiehirlerde, k rlarda vurulan, hapishanelerde katledilen devrimcilerin yafl tlar olan bu gençler onlar n öykülerini iflte bu genifl müzik yelpazesi içerisinde anlatmaya bafllad lar. Özellikle Zülfü Livaneli, bu isimler içerisinde üzerinde özenle durulmas gereken bir kiflili i oluflturur. 12 Mart la birlikte yurtd fl na ç kmak zorunda kalan Livaneli, yurtd fl nda yay nlad albümlerle ülkedeki sol gençli in ilgisini çekmifl, baflta Naz m Hikmet in olmak üzere devrimci-demokrat flairlerin fliirlerinden besteledi i flark lar yla dünya çap nda tan nan bir sanatç durumuna gelmiflti. Farkl ve ciddi bir müzikal aray fl n sonucunda ortaya ç kan Livaneli albümleri dönemin etkisini bugünlere kadar sürdüren en baflar l çal flmalar d r. Grup Yorum u etkileyen sanatç lar n bafl nda gelen Livaneli, geleneksel türküleri do rudan söyleyerek bir yorumcu olmak yerine dönemin güncel ruhunu yans tan, po- elefltiri ruhi su dan grup yorum a türkiye de sol-devrimci müzik-iii kayhan demir Ba lama ve gitar n birlikte çal n fl sihirli bir bulufl olsa gerek. 1960 larla birlikte yan yana gelen bu iki enstrüman gizemli bir köprünün iki aya olmufltu. Ba lama do u mistizmiyle birlikte Anadolu gelene ini, gitar da bat y temsil ediyordu. O günlerde Türkiye gençli i bat ile tan fl yor, sosyal-kültürel pek çok alanda bat yla ayn havay solumaya bafll yordu. Müzikte de Mahzuni fierif, Ali zzet Özkan gibi gelenekçiler d fl nda yeni bir kuflak ortaya ç k yor ve iflte bu ba lama-gitar birlikteli iyle ifade edilen yeni tarz albümlere, konser salonlar na tafl - n yordu. Önceki say da iflledi imiz devrimci afl klar n aksine daha flehirli olan bu yeni kuflak, o y llarda bugünkü popüler müzi in temellerini att klar n n belki fark nda de illerdi. Fark nda olduklar bu yeni tarz kula a çok hofl geliyordu, k smen milli, k smen baflka halklar n müzi- iydi. Bat sazlar yla yerli motiflerin iç içe örgüsünden ortaya ç kan bu müzik türünün ç k fl noktas olan bu dönem,asl nda birçok ayr flman n yafland bir dönemdi. Sadece bat enstrümanlar n kullanarak ngilizce ya da Frans zca flark söyleyenler bafll bafl - na bir grubu ifade ediyordu. Ço- unlukla asl Frans zca olan flark lara Türkçe sözler yazarak aranjman kültürünü yaratanlar bir baflka grubu. Arabesk yeni filiz vermifl, halk müzi i de TRT nin boyunduru undan kurtulma çabalar veriyordu. flte tam bu dönemde ortaya ç kan bu flehirli gençler yeni bir tarz n ilk habercileriydi. Fikret K z lok, Mo ollar, Cem Karaca, Edip Akbayram, Selda, Bar fl Manço iflte bu yeni dönemin ba lamal -gitarl sanatç lar yd. Bu ak ma araflt rmac lar Anadolu Pop demeyi uygun buluyorlar. Ayn ba lama-gitarda oldu u gibi gelene i ve dönemin popüler müzi i rock u birlefltiren bu gençler, ayn zamanda politik tercihlerini de ortaya koymaya bafllam fllard. Özellikle Selda ve Edip Akbayram flehirli müziklerinin kayna n Mahzuni fierif in geleneksel müzi ine yaslad lar. nce nce Bir Kar Ya ar Fakirlerin Üstüne gibi onlarca türkü, art k gençler taraf ndan tek bafl na ba lama ile de il bir rock orkestras n n temelini oluflturan gitar, bas ve davul ile birlikte çal n p söylenmeye bafllam flt. Daha çok, grup olarak çalan bu gençlere flehirli ozanlar olarak Zülfü Livaneli, Sad k Gürbüz ve Rahmi Saltuk gibi isimler de eklendi. Kökeni tam anlam yla Anadolu halk müzi i 13

litik hassasiyeti öne ç karan sözler de yazd. Yurtd fl nda olmas n n getirdi i baz avantajlar da kullanan Livaneli bat l müzisyenlerle birlikte bambaflka bir müzikal tarz ülkemize soktu. Ülkemizdeki sol-devrimci müzik denildi inde Ruhi Su dan sonra say lacak isimlerin bafl nda yer alan sanatç, 12 Eylül le birlikte ciddi bir savrulma yaflam fl, bütün sola bask lar artarken kendisine önce TRT nin kap lar aç lm fl, bugün burjuvazinin ak l hocal n yapan bir liberal durumuna gelmifltir. 70 li y llar n devrimcilerini Parka s yla, emekçilerini Tamirci Ç ra- yla anlatan Cem Karaca örne inde oldu u gibi Livaneli de bir dönem sonra yapt klar n art k savunamayacak duruma gelmifltir. Sad k Gürbüz ve Rahmi Saltuk ise bütün samimi ç k fllar na ra men 12 Eylül ün ard ndan kimliklerini koruyamam fl, üretememifl, kendilerini yenileyememifl, yaln zca belirli bir kesimin ilgilendi i bir marjinalli in ortas na düflmüfllerdir. Rahmi Saltuk her fleye ra men 1980 sonras ilk Kürtçe albüm olma özelli i tafl yan Hoy Nare ile birlikte olumlu bir tav r çizmeyi baflarabilmifl ender sanatç lardand r. Bu ç k fl da k sa sürmüfl ve bugün pek çoklar gibi gündemin çok uza nda bir yaflam içerisinde kalm flt r. 12 Mart n sola ve ayd nlara do rudan dayatt maddi ve manevi bask dan kurtulan genifl halk kesimleri, 70 li y llar n ortalar nda tekrar meydanlar doldurmaya, devrimciler örgütlenme alanlar n geniflletmeye bafllam flt. Toplumsal duyarl l kla bafllayan ciddi bir muhalif güç ortaya ç km fl, bu muhalefet k sa süre içerisinde dönemin müzisyenlerini de içine alm flt. Devrimci gecelerde 14 sahneye ç kan gelenekçi devrimci afl klar ve bu yeni genç flehirli ozanlar say - s z baflar l çal flmaya imza atm fllard. Mesajlar yla, toplumsal gerçekçili in önemli ürünlerinin verildi i bu dönem bugün bile etkisini sürdürmektedir. Fakat dönemin bütün bu sanatç lar siyasi yap lardan uzak durmufl, örgütlenme, örgütlü olma kavram na so uk yaklaflm fllard r. Bat da da bolca örne ini gördü ümüz protest bir muhalefetin ötesine gidememifl, bu örgütsüzlük de güçsüzlü ü beraberinde getirmifltir. 12 Eylül le birlikte devrimci muhalefet içerisinde yer alan isimlerle yaflad klar siyasal dinamizm, b çak gibi birbirinden ayr ld. Bu sanatç lar n bir k sm yurtd fl na ç karak geri dönmedi, bir k sm tutukland, bir k sm korkup albüm yapmaktan vazgeçti, albüm yapmak için daha az ya da hiç bedel ödemeyece i günlerin gelmesini beklemeye bafllad. Birkaç y l içerisinde bir hareketlilik neredeyse tamam yla ortadan silindi. Örgütsüz bu tip sanatç lar motive eden; genifl halk y nlar ve onlar n örgütlenmeleriydi. 12 Eylül iflte bu halk y nlar n bask yla kontrol alt na al nca ve bütün örgütlenmeleri, devrimcileri infazla, iflkenceyle, idamla, tutsakl kla slah etmeye bafllay nca zaten örgütsüz olan bu sanatç - lar da kabuklar na çekilmekten baflka bir yol bulamad lar. Öyle ki faflizme hapishanelerde direnen devrimcileri duyamayacak kadar çok korkmufllard. Ruhi Su usta, say s z bask ya maruz kald, sindirilmeye çal fl ld ve kansere yakalanmas n n ard ndan tedavi için yurtd fl na ç kmas bilinçli olarak engellenerek ölüme terk edildi. Ruhi Su nun ölümü asl nda bir dönemin bitti inin bir iflareti olarak alg lanmal d r. Devrimci gecelerde binlerce kifliyle birlikte sloganlar eflli inde marfllar, a tlar söyleyen, etkileyen ve etkilenen bu sanatç lar 12 Eylül le birlikte ya derin bir suskunlu un içerisine girdiler ya da olabildi ince hümanist bir çizgiye çekilerek bar fl, kardefllik ve hoflgörü perdesinin arkas na sakland lar. Yasall k izin verdi i sürece devrimci gecelere kat lmaya devam ettiler. Birer a abey, abla olarak faflizmi aç ktan lanetlemediler ve art k eskisi gibi marfllar okumad lar. Televizyonlarda, radyolarda bar fl mesajlar verdiler. Y lbafl programlar nda yeni y l n bar fl ve mutluluk içinde geçmesini dilediler ama yaln zca dilediler, her yeni y l n emekçiler için çok daha a r koflullarda yoksullukla geçece ini, bask n n azalmay p artaca n bildikleri halde daha fazlas n yapamad lar. Küçük farkl l klar tafl sa da bu dönemin flehirli müzisyen ve gruplar n n temel özelliklerini flu flekilde s ralayabiliriz: 1-Dönemin bütün sanatç lar geleneksel, ulusal enstrümanlar n yan s ra bat sazlar n kullanm fllard r. Dönemin popüler müzi i olan rock tan etkilenmifller, müzikal yap lar n geleneksel müzik ve bat müzi ini buluflturma üzerine kurmufllard r. 2- Mahzuni fierif ve Pir Sultan Abdal baflta olmak üzere pek çok gelenekçi halk ozanlar n n eserlerini yeni bir müzikal düzenlemeyle seslendirmifllerdir. 3- Konular toplumcudur, yoksulluk ve haks zl k eserlerinin en belirleyici yanlar n oluflturur. 4- Naz m Hikmet, Ahmed Arif baflta olmak üzere pek çok toplumcu flairin fliirlerini bestelemifller, sözlerini kendi yazd klar besteler de yapm fllard r. 5- Eserlerinde ve kat ld klar etkinliklerde sosyalist bir dünya propagandas yapm fllard r. 6- Bask ve yasaklamalar karfl s nda genel olarak pasifize olan bir tutum sergilemifllerdir. Örgütlülük düflüncesinden uzak durmufllard r. 7- Devrimci marfl kavram n ülkemize sokmufl, albümlerinde ve kat ld klar etkinliklerde marfllar seslendirmifllerdir. 8- Devrimci afl klar gibi kendilerinden sonra gelecek gençleri etkilemifl, onlara esin kayna olmufllard r. - devam edecek

deneme geliyor musun? ümit zafer 31 Aral kta gözlerini kapatanlar, 1 Ocak'ta ayn kanl dünyaya uyan yorlarsa; Noel Baba, bizim ellere u ray p dertlere derman, hasrete vuslat ç kartm - yorsa torbas ndan; ac ayn ac ysa, ve açl k daha da katmerliyse, ve zulüm hala ayn zulümse... de iflen bir fley yok demektir. Zaman ayn zamand r. De iflen sadece rakamlard r. Kötümser sözler mi bunlar? Öyle mi dersin? Oysa ben sana hakikatlerden bahsediyorum. Hakikatlerden ve baflka bir zaman yaratman n mümkünlü ünden. Biliyorum, "Böyle gelmifl böyle gider." diyenler de var sana. Çünkü böyle devam etmesini istiyorlar. Ve bu devaml - l k, onlar n zulmünden çok senin bu yalanlara inanmandan geçiyor. Zaman, her fleyin ilac d r, diyorlar; yalan! nanma sak n. Zaman denilen fley, zulme ve sömürüye boyun e dikçe, kendisinin tekrar ndan baflka bir fley de- ildir. Zaman, tek bafl na hangi kanayan yaraya merhem olmufl ki, seninkine olsun? Hangi yoklu u gidermifl, hangi açl doyurmufl ki bu güne kadar? Biliyorsan bana da söyle. Bak nas l birbirine benziyor günler, aylar ve y llar. Devran dönüyor, içindeki herkesin ve her fleyin posas n ç kartarak. Ve çocuklar büyüyor, ana-babalar ne denli didinirse didinsin, ayn kadersizlikle. Belki de kader denilen fley, bu kadersizliktir. Ve iflte sen, bu bahts zl a "Kaderimse çekerim." dedi in müddetçe, zaman hep ayn kalacak. Ve senin cefalar n n üzerinde yükselmeye devam edecek onlar n sefas. Oysa "Art k yeter!" demek mümkün. flte o zaman, yeni bir zaman bafllar. 15 Kavga zaman d r bu! Karanfilden y llarla büyüyen ve umutlu bir do rultuda süren bir zamand r ki ad na "tarih" deniyor zaten. Noel Baba de ildir zaman de ifltiren. Onun gücü yetmez böyle bir fleye. Ve geyikli arabas dolaflmaz bizim semalar m zda. Ki onun cübbesinin alt nda gizlenen emperyalizmin gücü yetse, zaman durdurmak ister. Bu saltanat böyle kals n, bu devran böyle dönsün diye. Ve lakin zaman durmaz, çünkü zaman gelece e tafl yanlar vard r. Zulme, sömürüye, iflgale eyvallah demeyen; onurlu ve umutlu insanlard r onlar. Haks zl - a bafl e meyen, adaletsizli e kuyruk sallamayan... Adal denir adlar na. Ma rur ve mazlumdurlar. Ve onca ac n n mahzunlu unu kimselere göstermezler, türkülerden baflka. Yaflamaya ve yaflatmaya de er bir zaman n emekçisidirler. Belki de bu nedenle çok ölürler, öldürürler ve asla ölmezler. Irak'ta ve Anadolu'da, Filistin'de ve her kavga meydan nda zalim zamanlar bitirmeye and içip, yeni bir zaman yaratanlard r onlar. fiimdi seçim senin. Ya Noel Baba n n peflinden gidip hep ayn zaman tekrar tekrar yaflayacaks n ya da yeni bir zaman yaratacaks n. Ama unutma, ilkinde "yeni" bir fley yoktur. Dolay s yla gelen de yeni bir y l say lmaz. kincisi kavga zaman d r ki yeni ad mlarla gelece e do ru gidilecektir. Hadi gidelim. Geliyor musun, kal yor musun? "... Hadi gidelim dostum Asi y ld zlar parlas n aln m zda Yenemezsek Ölürüz Ne ç kar..." ( Che)

öykü alevler anlat yordu ömrünün öyküsünü... ahmet dinç Yan yordu Muharrem... Yan yor, konufluyor ve soruyordu. "Peki ama..." diyordu; "Senin bedel ödemeni, mesela ölümü göze alman sa layacak hiçbir de- erin, gerekçen, nedenin yok mu yani? Bunu kendine hiç sordun mu?" Soru o kadar netti ki; ç plak bir cevap istiyordu. Keflke bu kadar sade olmasayd soru. O zaman, bir yalan gizleyecek denli süslü ve bir riyakarl giydirecek kadar çok cevap verebilirdi. Ama iflte soru gayet netti ve en az kendisi kadar da aç k bir cevap istiyordu. Soru yak c yd. Çünkü soruyu soran da yan yordu. Hem de öyle bir yan yordu ki, bütün yalanlar yak yordu. Onur. dedi Muharrem; Mühim bir fleydir. Bir öykü vard r, ben severim dedi sonra. Evvel zaman içinde... diyerek bafllarken gülümsedi; oysa anlataca- masal de ildi. Evvel zaman içinde, onursuzlu a düflürülmek istenen birisi, art k yapaca baflka bir fley kalmay nca, onurunu kurtarmak için yüre ini hançerlermifl. Bu bir gelenekmifl o zamanlar. Bu davran - fl gösterenin, dayat lan onursuzlu a mahkum olmad n n da göstergesiymifl. Böyle davranmayan n yaflam hakk varm fl ama art k onu bekleyen onursuz bir yaflamm fl. Herneyse; vaktin birinde bir adam, böyle bir durumla karfl laflm fl. Gelenek oldu u üzere flehrin meydan na gelmifl ve herkes etraf na toplanm fl. Ama bir türlü eli belindeki hançere gitmiyormufl. Zaman geçiyor ama adam davranm yormufl. Kafas önde, öylece bekliyor, bekliyor, bekliyormufl. Meydandaki kalabal k durumu anlam fl. Adam tercih etti i onursuzlu uyla baflbafla b - rak p da lacakken, adam n kar s öne f rlam fl. O ana kadar, kocas n n ölecek olmas na üzülen kad n; onun bu davran - 16 fl ndan sonra, kabullendi i onursuzlu a üzülmeye bafllam fl. Ve kocas n n yan na giderek, adam n belinden hançeri çekip alm fl. Adam n bir türlü çekemedi i hançer, art k kad n n elindeymifl. Sence ne yapacak kad n? diye sordu Muharrem. Sanki, sen olsan ne yapard n, gibi bir soruydu bu. Belki de de- ildi. Ama art k bütün sorular, cevaplar, masallar, türküler, fliirler ona ayna tutuyordu adeta. Öyle geliyordu... Bir fley demedi, diyemedi yine. Bafl önde ve suskun öylece durdu. Ayn öyküdeki adam gibi... Elbette, bir fley söyleyebilirdi ama o zaman olmas n istedi i durum ve olmas gereken çat fl rd. Adam flunu yaps n, kad n böyle davrans n demek kolayd, hem de en kolay. Ama bir fley derse, sanki adam ve kad n, kendisine dönüp peki sen ne yap yorsun? diyecek gibi geliyordu. Ki bu soru için onlara gerek yoktu zaten. Muharrem in alevleri soruyordu. ki çocuk anas fienay, 19 unda Canan ve 117 can... Soruyorlard iflte: Sen ne yapt n? Sen ne yap - yorsun? Sen ne yapacaks n? Verilecek her karfl l k, kim olundu unun da cevab yd asl nda. Muharrem, birer soruya dönüflen alevlerin içinde anlatmaya devam ediyordu: Evet, adam n bir türlü belinden çekemedi i hançeri, kad n çekip alm fl ve adam n karfl s na geçip Bak. demifl. Adam kafas n kald rm fl ve gözgöze gelmifller. Bak. demifl yine kad n. Saniyeler kadar k sa, as rlar kadar uzun bir an yaflanm fl. Ki onur denilen fley, o as rlardan süzülüp gelmifl o saniyeler. Meydan k p rt s z, adam suskunmufl ve kad n konufluyormufl. Bak. diyerek, meydandaki kalabal a dönmüfl kad n ve bu kez Bak n. demifl. Davranm fl hançere, saplanm fl kendi gö süne ve yere düflmeden önce Bak n, ac tm yor. demifl: Bak n ac tm yor! Muharrem yan yordu ac dan azade ve Bak n. diyordu, Ac tm yor. Ac tm - yor, çünkü onur her türden bedelin üstündedir ve as l ac tan ve ac tmas gereken, bafl öne düflüren onursuzluktur. ve alevler anlat yor öykünün kalan k sm - n. Kad n n bembeyaz giysisi, gö sünden süzülen kanla k pk rm z olmufl. K z l bir gelinlik giymifl adeta. Sonra meydandakiler kad n kucaklayarak omuzlar na alm fl. Meydan n ortas nda sadece o adam kalm fl; onursuzlu uyla birlikte ve tek bafl na. Yafl yor iflte. Art k saplayacak bir hançeri bile yok. Kalakalm fl öylece, yaln z ve yabanc art k... Sonra, kalabal n ters istikametine do ru yürümüfl, yerdeki kanlara basarak... Kocaman ve alevli bir soluk ald Muharrem. "Çi netmemek için, her fleyi göze alabilece in bir de erin var m?", dedi yeniden. Birey soruyu duymazdan geldi. Arkas n döndü Muharrem e ve halka ve tarihe ve insanl a; ters istikamete do ru, yerdeki kanlara basarak...

deneme umudun rüzgar çocukları... "Da lar ayd nlan yor Bir yerlerde bir fleyler yan yor Gün a ard a aracak Kokusu tütmeye bafllad! lg n atefl Anadolu topra uyan yor Ve bu anda, kalbi bir flahan gibi göklere sal p Ve p r lt lar görüp Ve çok uzak Çok uzaklara ça ran sesler duyarak Bir müthifl ve mukaddes macerada Ön safta, en ön s rada fiahlan p ölesi geliyor insan n..." (Kuva-i Milliye Destan ndan) Bir nehrin kendine yol açmas gibi, katre katre geliyor da lar. Ve e ilip öpüyor flehirlerin aln ndan; ki, bu ülkede flehirlerin aln, tepelerdeki kondulard r. Ve kentin kula na f s ld yor da : "Ey flehir, bir gün gelece im. Sokaklar n aya a, meydanlar n dansa kald raca- m. Bizim vuslat m z olacak insanlar n bayram. fiimdi, adresi aln - na yaz lm fl buseler gönderiyorum ve aln n Devrim'lerle öpüyorum, Songül ve Sabahattin'lerle. Yüre imdeki umudun, en güzel insanlar n yolluyorum sana. Mustafa Salih'leri yani... Al onlar, yadigar md r sana. Al kan içindelerse bil ki senin bahtiyarl n içindir... Ey flehir; onlarda gördü ün yaralar, binlerce mermi s k lsa da yokedilemeyen sevdam zd r. Ve en hayas z biçimde parçalanm flsa da l lar; bil ki, da lar dimdik ayaktad r hala... Ey flehir, da l lar gönderiyorum sana. yi bak onlara. yi bak, paramparça vücutlar na. rademizi k ramad klar için, k r kt r parmaklar. Kulaklar kesiktir, ba l l m z kesemedikleri için ve etleri parçalanm flt r, ideallerimizi parça parça edemediklerinden. Ki yaralar n n derinli inde boy atar halk n gazab... Ey flehir, yüre in darald nda gözlerini bana çevir. Ne yana baksan, beni göreceksin. Da lar yani ve da l lar. Bazen all yeflilli olurum, bazen karl boranl. Ama hep dik dururum... Ey flehir, zirvelerinde halaya duran umudun rüzgar çocuklar n yolluyorum sana. Sen de sokaklar n de dir onlar n aln na. Göreceksin, nas l da da t r bu üstündeki kirli keder bulutlar n. Ve sana bir kez daha da lar n yolunu gösterirler... Bir gün meydanlar na inece im ey flehir, Devrimler le. Ki o gün gelecek! fiimdi gelen o kara gözlü Devrim, o günün müjdecisidir. Ve da lar n inad, inanc ve rüzgar... Ve k z d r... 17

hapishaneden zindandan hücrelere hapishane türküleri Ozanlar n Tutsakl Hapishaneler üzerine yak lan türküler çokçad r.yüzlerce y ld r ne ac lar yaflanm fl ne çileler çekilmiflse flu ya da bu ölçüde türkülere dökülmüfltür. Hapishane türkülerinin çok olmas n n bir nedeni de budur. Cumhuriyetin kuruldu u günden bu yana geçen y llarda de iflmeyen tek fley, hapishanelerde uygulanan zulmün süreklili idir. Efli, dostu, tan d hapishaneye girmecan y ld r m Türkülerimiz... Yaflam etkileyen; iz b - rakan, yo un duygular yaratan... Kuflaktan kufla a tafl nan... Türkülerimiz Ana sütü gibi candan, ana sütü gibi helal Bir de hapishane türküleri Hapishaneler Halk m z n ba r nda yüzy llard r kanayan bir yara. Bundand r türkülerimizin de iflmeyen konular ndan birinin hapishaneler olmas. Osmanl zindanlar nda kald "ah" m z. Prangalar, zincirler, kürek mahkumlu- u Osmanl saltanat n n hüküm sürdü ü dönemlerde yaz lan türküler, a rl kl olarak o dönem yaflayan eflkiyalar, isyanc lar ve külhanbeylerini ifller ve de do all nda zindenleri (ya da zindan olarak kullan lan kaleleri.) Kimi Sepetçio lu türküsündeki gibi firar anlat r. 18 Çok zamanlar çektim kahr zindan Bize de mesken oldu Sinop un han Firar etme ile buldum umman Eflk ya dünyaya hükümdar olmaz. Sinop Kalesi nden uçtum denize Tam üç gün üç gece göründü Rize Ald m mavzerim yöneldim düze Eflk ya dünyaya hükümdar olmaz Kimi Yedikule türküsünde oldu u gibi zindanda çekilen çilenin zorlu unu anlatman n yan nda, her fleye ra men uslanmaz dikbafll külhanbeyi kültürünü yans t r: Haber uçtu devlete de Befl y l yatt m hapiste Yedi düvel zindan ndan Beterdir Yedikule Nargilemin marpucu da Gümüfltendir gümüflten Befl de il onbefl y l olsa Ben vazgeçmem bu iflten Kimi hapishane türküleri, Drama Köprüsü nde oldu u gibi d flar dan içeriye yollanan sözsüz selam anlat r. Mezar tafllar n Hasan koyun mu sand n Adam öldürmeyi Hasan oyun mu sand n Drama mapusunu Hasan evin mi sand n At martini Debreli Hasan da lar inlesin Drama mapusunda Hasan dostlar dinlesin Ve elbette ac lar anlat r zindan türküleri. Kürek mahkumlu u, prangalar, zincirler Hepsi Osmanl zaman ndan -yer yer biçim de ifltirerek de olsa- bugüne tafl nan zulüm ve eziyet uygulamalar d r. Bunlar da türkülerde dile gelir. Mapusun içinde üç a aç incir Elimde kelepçe boynumda zincir Oy zulum zulum bafl mda zulum uzak git ölüm Zincir salland kça her yan m sanc r Yatar m yatar m gün belli de il Oy zulum zulum bafl mda zulum uzak git ölüm Kimimiz onbefllik kimimiz kürek dam cezas na dayanmaz yürek Zindanlar Hapishaneye Dönüflüyor Cumhuriyetin kurulmas ndan sonra zindanlar, günümüzde devam eden flekliyle kapatarak cezaland rma temelinde kurulan hapishanelere b rak r yerini. lk zamanlar ortaya ç kan türküler, a rl kl olarak sosyal nedenlerle tutuklanan yada hapse konulan kiflileri, onlar n özgürlük sevdalar n, kederlerini, ac lar n ve sevinçlerini ifller. Tutsa a sab rla dayanmas ö ütlenir. Sabahattin Ali nin dizeleri türkü olur: D flarda deli dalgalar Gelir duvarlar yalar Seni bu sesler oyalar Ald rma gönül ald rma Dertlerin kalk nca flaha Bir sitem yolla Allah a Görecek günler var daha Ald rma gönül ald rma Kurflun ata ata biter Yollar gide gide biter Mapus yata yata biter Ald rma gönül ald rma Bazen mapusta biriken öfkeyi anlat r: Ç kar ç kar parmakl ktan bakar m Konya seni atafllara yakar m Birgün olur ben buradan ç kar m Yand m mapushane yand m senin elinden Hapishaneler, duygular n-de erlerin s - nand bir deney tahtas d r di er yan yla. Seven-sevmeyen ayr fl r; dost-kardefl belli olur. Mapus dam kara tafltan Gözüm kurumuyor yafltan Göklerdeki uçan kufltan Haber sald m almad n m? Zor günlerde belli olur Seven ile sevmeyenin Dertlerine derman olur Kardafl nedir bilmedin mi?