ÜNİTE 3 Öğrenme. Amaçlar. İçindekiler. Öneriler



Benzer belgeler
ÖĞRENME. Temel Kavramlar

ÖĞRENME KLASİK VE EDİMSEL KOŞULLAMA

EDİMSEL KOŞULLANMA. Doç. Dr. Tülin ŞENER

BİTİŞİKLİK KURAMI. Hzl: ELİF ŞİRİNGÜL ASLIHAN AKBAĞ

Eğitim bilimlerinde birbiri ile karışan kavramlar.

Edimsel Koşullama ÖĞRENMEDE ÖDÜL VE CEZANIN ROLÜ. Doç.Dr.Hacer HARLAK

ÖĞRENME. Temel Kavramlar. Doç.Dr.Hacer HARLAK

ÖĞRENMEDE DAVRANIŞSAL YAKLAŞIMLAR Sevim Çiftçi

Öğrenme, Örgütsel Öğrenme

ÖĞRENME KURAMLARI. Davranışçı Kuram Bilişsel Kuram Duyuşsal Kuram

BĠLĠŞSEL GELĠŞĠM. Jean Piaget ve Jerome Bruner. Dr. Halise Kader ZENGĠN

Eğitimin Psikolojik Temelleri

Davranışçı Öğrenme Kuramı Klasik koşullanma Koşullanma süreci Koşullanma ilkeleri Bitişiklik Habercilik Olumlu habecilik Olumsuz habercilik

Değerlendirme. Psikolojiye Giriş. Haftalık okuma raporları. Arasınav (%30) Final (%35) Haftalık okuma raporları (%15) Kitap inceleme (%20)

TÜKETİCİ DAVRANIŞLARI SORU VE CEVAPLARI

EĞİTİM-ÖĞRENME-ÖĞRETİM İLİŞKİSİ VE TEMEL KAVRAMLAR

Şu davranışçılar da sadist midir, anlamadım gitti yahu!!! Biri zavallı köpekleri et,et diye inletir, biri de kedileri kafese kapatır.

Psikoloji biliminin konusu gözlenebilir davranışlardır.

EDIMSEL KOŞULLANMA ELİF GÖKALP TAŞ EMEL DOKUR MERMERDAŞ

ADIM ADIM YGS LYS Adım DAVRANIŞ 2

GESTALT KURAMI Gestalt kuramcılarına göre bütün, parçaların toplamından daha anlamlıdır ve farklıdır. Birey herşeyi bir bütün olarak algılama

UYGULAMALI DAVRANIŞ ANALİZİ. UDA nın Kökenleri

Trafik Psikolojisi Trafik psikolojisi,

ÖZEL ÇEKMEKÖY NEŞELİ ANAOKULU. PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK ve REHBERLİK BÜLTENİ ÇOCUKLARDA DAVRANIŞ GELİŞİMİ

Etoloji(Davranış Bilimi) :Doğal koşullarda hayvan davranışını inceleyen bilim dalına denir.

BÖLÜM I GELİŞİM İÇİNDEKİLER 1. ÜNİTE 2. ÜNİTE. ÖNSÖZ... v YAZARLAR HAKKINDA... vii

ÜNİTE PSİKOLOJİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I

Pavlovian koşullamada uyarıcı ilişkileri.

III.Ünite: ÖĞRENME, DÜġÜNME, BELLEK

DUYGUSAL ZEKA. Birbirinden tamamen farklı bu iki kavrama tarzı, zihinsel yaşantımızı oluşturmak için etkileşim halindedirler.

BAĞLAŞIMCILIK. HAZIRLAYAN: Mustafa GÜNENDİ

Komisyon KPSS ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ TAMAMI ÇÖZÜMLÜ 20 DENEME. E-ileti: ISBN

ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ TARAMA-1 (UĞUR YILMAZER)

TANIM. Aşağıdaki gelişim alanlarının bir kaçında ağır ve yaygın yetersizlik ile karekterize edilir;

1. ÜNİTE İÇİNDEKİLER EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1

OKULA BAŞLARKEN OKULA BAŞLAMA SÜRECİ

TERAKKİ VAKFI ÖZEL ŞİŞLİ TERAKKİ ANAOKULU EĞİTİM YILI Bilgi Bülteni Sayı:7 4 5 YAŞ ÇOCUKLARININ GELİŞİM BASAMAKLARI

Psikoloji sağlıklı insanın bilincini ögelerine analiz eden bilim dalıdır.

SINIF YÖNETİMİNİN TEMELLERİ

Anadolu Üniversitesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik Merkezi SOSYAL FOBĐ

Davranışçı Yaklaşımlar Kuramı - 1. Yönetici tarafından yazıldı Salı, 07 Temmuz :30 - Son Güncelleme Pazar, 26 Eylül :26

boarding school lunchtime Dr. Abdullah ATLİ

DAVRANIŞI BİÇİMLENDİRME TEKNİKLERİ

III.ÜNÝTE ÖÐRENME, DÜÞÜNME, BELLEK

Soru-2: Buna göre Emre, Kohlberg in ahlak gelişim kuramında hangi evrede yer almaktadır?

KPSS'de 4 soru hatalı iddiası

Sosyal Öğrenme. Sosyal Öğrenme

Eğiticilerin Sınıf Yönetimi Yeterliklerinin Geliştirilmesi. Doç.Dr. Ali E. Şahin Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi

ÜNİTE 4 Algılama. Amaçlar. İçindekiler. Öneriler

GELİŞTİRMENİN KURAMSAL TEMELLERİ PROGRAM GELİŞTİRMENİN PSİKOLOJİK TEMELLERİ. Temel Kavramlar. Temel Kavramlar. Program Geliştirme ve Psikoloji

10 yaş döneminin gelişim özelliklerine dil-bilişsel, bedensel, motor, duygusal, FATİH HANOĞLU

Ders İzlencesi Eğitim Yılı ve Güz Dönemi Program adı: ÇOCUK GELİŞİMİ PROGRAMI

KLASİK (TEPKİSEL) KOŞULLANMA-(Pavlov) nötr(ilişkisiz) koşullu uyarıcı Nötr(ilişkisiz) Uyarıcı:

EĞİTİM PSİKOLOJİSİ İÇİNDEKİLER EĞİTİM-ÖĞRENME İLİŞKİSİ ÖĞRETME KURAM VE YAKLAŞIMLARI TEMEL KAVRAMLAR A. DOĞUŞTAN GELEN DAVRANIŞLAR

GELİŞİM DÖNEMİ VE ÖZELLİKLERİ

Yaşam Boyu Sosyalleşme

DAVRANIŞ BİLİMLERİ ÖĞRENME VE ÖĞRENME TEORİLERİ

Öğrenmeye Bilişsel Yaklaşım

Öğrenme Psikolojisi Özel Sorularının Çözümleri

Gestalt Kuramı. Doç. Dr. Tülin ŞENER

ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL TASARIMI

30 GÜNDE EĞİTİM BİLİMLERİ

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

YAŞAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK SPOR KÜLTÜR MÜDÜRLÜĞÜ PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK BİRİMİ VERİMLİ DERS ÇALIŞMA YÖNTEMLERİ PLANLI DERS ÇALIŞMA

ŞARTLI REFLEKS, REFLEKS VE DAVRANIŞ

Öğrenmede Davranışsal Yaklaşımla Mehtap Turan

KENDİNİ GELİŞTİRME ve KENDİ KENDİNE (ÖZ) YÖNETİM

Ders 3: Çok Fazla Hayvan?

ÜNİTE 11 Dil ve İletişim

O Psiko-motor gelişim farklı değişikliklere uğrasa da bireyin tüm yaşamı boyunca devam eden bir süreçtir.

Eğitim Bilimlerine Giriş

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

Öğrenme kuramları, kendi içinde davranıģçı ve biliģsel öğrenme kuramları olarak iki ana başlık altında incelenirler.

NÖROMOTOR GELİŞİM Prof. Dr. Sevin Altınkaynak. Prenatal motor gelişim-1: Prenatal motor gelişim-3. Prenatal motor gelişim-2

3/B SINIFI ARALIK AYLARI BÜLTENİ

ALGI VE ALGISAL ÖRGÜTLEME YASALARI

BİTİŞİKLİK VE BAĞDAŞIMCILIK KURAMLARI. John Broadus Watson Edwin Ray Guthrie Edward Lee Thorndike

EŞ ZAMANLI İPUCU İLE ÖĞRETİM DERS PLANI

Öğrenme (Learning) Prof. Dr. Güler Bahadır Dr.Nilüfer Alçalar İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı

4 GİRİŞ BİLİŞ NEDİR?

ĠNSAN NASIL ÖĞRENĠR?

BİLİŞSEL AÇIDAN ÇOCUK GELİŞİMİNİN BASAMAKLARI

BÖLÜM Öğrenme - Bellek Düşünme - Bilinç Öğrenme

4-6 YAŞ ÇOCUĞUNUN GELİŞİM ÖZELLİKLERİ GELİŞİM ALANLARI 1- PSİKOMOTOR GELİŞİM 2- SOSYAL-DUYGUSAL GELİŞİM 3-ZİHİNSEL ALAN VE DİL GELİŞİMİ

İNSAN NASIL ÖĞRENİR?

Eğitim: İstendik davranış değiştirme ya da oluşturma. Öğrenme: Bireyin kendi yaşantısı yoluyla davranışlarında meydana gelen değişmeye denir.

BÖLÜM Organizma ve Çevre İlişkileri Organizma, Davranış ve Zihinsel Süreçler Çevre Fizik Çevrenin Organizmayı Etkilemesi

MEB Okul Öncesi Yeni Programına Uygun MAYIS AYLIK PLAN. 11 Eylül eğiten kitap

LÜTFEN KAYNAK GÖSTEREREK KULLANINIZ 2014

Çocuğunuzun uyumu, öğrenimi ve gelişimi

BİLGİSAYAR DESTEKLİ ÖĞRETİM. TemplatesWise.com

ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ

ÖĞRENME Prof. Dr. Bahri EMRE

Kişinin çevresiyle etkileşimi sırasında kişide ve çevrede oluşan gözlenebilir ve ölçülebilir değişikliklere davranış denir.

ÖĞRENME ÇEŞİTLERİ A. İLİŞKİSEL OLMAYAN ÖĞRENME

Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi Aile Bülteni SINIRLAR VE DİSİPLİN

Okula o gün kırmızı çizgili gömleğinizle gittiniz. Arkadaşlarınız size çok yakıştığını söyledi. Sonraki davranışınız ne olurdu?

BİLİŞSEL SÜREÇLER Abdurrahman İNAN

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...III ÜNİTE: 1. PSİKOLOJİ VE GELİŞİM PSİKOLOJİSİ15

Transkript:

ÜNİTE 3 Öğrenme Amaçlar Bu üniteyi çalıştıktan sonra, Öğrenmenin tanımını bilecek, Klasik koşullanma, davranışçılık ve edimsel koşullanma teorilerini kavrayacak, Öğrenmenin nasıl meydana geldiğini anlayacaksınız. İçindekiler Öğrenme Nedir? Klasik Koşullanma - Pavlov Davranışçılık- Watson Edimsel Koşullanma- Skinner Özet Değerlendirme Soruları Yararlanılan ve Başvurulabilecek Kaynaklar Öneriler Bu üniteyi daha iyi kavrayabilmek için, bu konuyu nasıl öğrendiğinizi ve öğrenmenin hangi aşamadan sonra meydana geldiğini düşününüz. "Öğrendim" dediğimiz olay nedir? Bunu arkadaşlarınızla tartışınız. Hayvanlar ve çocuklar üzerinde öğrenme denemeleri yapınız. Bunlardan birini ünite içinde bulacaksınız. Kendi deneylerinizle, ünitedekini neden-sonuç ilişkileri açısından karşılaştırınız. Ödüllendirme ve ceza konusunda ünite sonundaki denemeyi yapınız ve üzerinde düşününüz.

1. GİRİŞ Şimdi birlikte ortaöğretim yıllarımızda karşılaşmış olabileceğimiz bir yaşantımızı hatırlayalım. Pazartesi sabahı saat 10.00'da bir dersin sonuna doğru, öğretmen bir sonraki gün vereceği ödevi tartışıyor. Bazı öğrenciler ödev hakkında soru sorarken bazıları ise sessizce dinliyor. Bu arada bir kısım öğrenciler de boşluğa bakarak düşünceye dalıyor. Siz de tartışmaları dinlemeye çalışıyorsunuz ama dikkatiniz sürekli başka yere kayıyor. Arkadaşlarınızı, okuduğunuz bir kitabı, hafta sonu yapacağınız bir işi düşünüyorsunuz. Birden düşüncelerinizi bir zil sesi bölüyor. Aniden yerinizden kalkıyorsunuz ve ne yaptığınızın farkında değilsiniz. Bir çoğunuzun bu tür deneyimleri olmuştur. Zil çaldığında düşünmeden yerinizden aniden fırlayıp kalkmanız bir içgüdü müdür? Hayır! Bu öğrenilen bir davranıştır. Okul yılları bize, zil çalması ile sınıfın dağılması arasında bir ilişki olduğunu öğretir. Yani zil çaldığı an hepimiz dışarı çıkarız. Bu iki olay arasında kuvvetli bir bağ vardır. Gerçekten zil sesini duyduğumuz an otomatikman dersin bittiğini, sınıftan çıkmamız gerektiğini düşünürüz. Eğer zil çalmasına rağmen öğretmen hâlâ derse devam ediyorsa, o zaman öğretmen boş sınıfa hitap ediyor demektir. Çünkü onu dinleyen yoktur. Burada sadece zilin çalması ile sınıfın dağılması arasındaki ilişkiyi öğrenmiyoruz. Bu iki olayın insan üzerinde ne gibi etkileri olduğunu da öğreniyoruz. "Ders bitti artık başka ders başlayacak" gibi. Ders arasındaki kısa sürede iyi bir dinlenme programı yapmayı ve diğer derse geç kalmadan girmeyi öğreniyoruz. Öğrendiğimiz ikinci tür bir davranış neden ve sonuç ilişkisidir. "Eğer ikinci dersime geç kalırsam, bunun olumsuz sonuçları olabilir", gibi bir sonuca varırız. Belli alışkanlıklar ve tutumlar edinmemiz, belirli kişilik özelliklerini oluşturmamız, dünyayı farklı yolla algılamamız öğrenme yoluyla gerçekleşir. Şimdi öğrenmenin tanımını inceleyelim. 2. ÖĞRENME NEDİR? Öğrenme tekrar ve yaşantılar sonucu davranışlarda meydana gelen oldukça kalıcı bir değişmedir. Bu tanımı inceleyecek olursak; öğrenme davranışta bir değişikliktir; bu değişiklik kötü veya iyi olabilir. Buna örnek verecek olursak, sigara ve içki içimi, anormal davranış- - 36 -

larda bulunma, bazı şeylerden korkmak ve hoşlanmak birer öğrenmedir. Bu değişiklikler tekrar ve yaşantılar sonucu meydana gelir. Örneğin, bir çocuk sobaya elini dokundurduğunda, eli yandığı için, bir daha o sobaya dokunmayacağını öğrenir. Öğrenme devamlı bir değişmedir. Bu değişmeler süreklidir ve zaman içinde meydana gelir. 2.1. Öğrenmede Uyarıcı - Tepki İlişkisi Öğrenme kuramlarının hemen hepsinde uyarıcı - tepki arasındaki bağlantıdan söz edilir. Uyarıcı, fiziksel çevrede, duyu organını harekete geçiren herhangi bir nesne, enerji ya da enerji değişmesidir. Tepki ise organizmanın bir uyaran karşısında gösterdiği herhangi bir bedensel, zihinsel ya da duygusal bir davranıştır.? Uyarı ile tepki arasındaki ilişki nasıl açıklanabilir? Uyarıcı - tepki ilişkileri iki temel süreçten bir tanesi ile açıklanmaktadır. Uyarıcı, tepkiden önce gelir. Örneğin açlıktan doğan bir uyarı, çocuğun ağlama tepkisine yol açabilir. Derste zilin çalması uyarıdır, sınıfı terk etme ise tepkidir. Uyarılar(U) tepkilere(t) neden olur. Bu yaklaşım U -T yoluyla ifade edilir. Bazen tepki uyarı öncesi oluşur. Örneğin acıkan bir bebek ağlayarak uyarısını gösterir, çok kısa bir süre içinde, ağlamanın yetişkinin dikkatini çekeceğini öğrenir. Bu yüzden bebek, yetişkinin dikkatini çekmek, onu etkilemek için ağlama uyarısını kullanmayı öğrenir. Bebek yaptığı uyarımlar ve çerçevesinde bu uyarılara gösterilen tepki arasındaki ilişkiyi öğrenir. - 37 -

3. KLASİK KOŞULLANMA - PAVLOV Uyarımla ilgili çalışma, bir psikolog tarafından değil de bir Rus fizyoloğu olan İvan Pavlov (1849-1936) tarafından yapılmıştır. Pavlov, 1900 yıllarından önce hayvanlar üzerinde deneyler yapmaya başlamıştır. Laboratuvarda hazımsızlık çalışmaları yapan Pavlov, köpeklere et verildiği zaman, ürettikleri salya miktarını ölçmek istedi. Bunu yapmak için bir ameliyat tekniği ve bir aygıt geliştirdi. Ameliyat salyanın ağızdan dışarıya akmasını engelliyordu. Bu işlemden sonra ağızdan gelen salya damlaları önce bir kapta toplanıyor, sonra da bir tüpten aşağı akmaya başlıyordu. Böylelikle salya tüpteki havayı itiyor, hava da termometreye benzeyen bir aracın içindeki renkli sıvıyı itiyordu. Şekil 3.1'deki bu sistem sayesinde Pavlov, her salgılamada salya miktarını dakik olarak ölçme olanağını bulmuştur. Resim 3.1. Rus Fizyoloğu İvan Pavlov Şekil 3.1. Pavlov'un Klasik Koşullanma Denemesi? Klasik koşullanmanın prensipleri nelerdir? Pavlov'un deneyleri, aynı konu üzerinde daha sonra yapılacak araştırmalar için bir standart oluşturdu. Bu deneyler, klasik koşullanma ya da birleşik öğrenme olarak tanımlanır. - 38 -

Pavlov, klasik koşullanma yoluyla öğrenmenin nasıl olduğunu bir köpeğin salya salgılamasını zil sesine koşullayarak kanıtlamıştır. Pavlov, bir köpeğin ağzına yiyecek koymadan önce zil çalmış ve hemen ardından köpeğin ağzına yiyecek koymuştur. Önceleri köpek zil sesini duyunca salya salgılamamıştır. Köpeğe zil sesinden sonra yemek verilme işlemi tekrarlanınca köpek geçirdiği bir yaşantı sonucu zil sesi ile yiyecek arasında bir bağlantı kurmuştur. Zil sesi bir bakıma yiyeceğin yerine geçmiş ve yiyeceğin uyandırdığı tepkiyi uyandırmıştır. Pavlov'un yaptığı bu araştırmaya klasik koşullanma adı verilmiştir. Klasik koşullanma, koşulsuz ve koşullu etkilerin birleşimlerini içerir. 3.1. Koşulsuz Uyarıcılar Koşulsuz uyarıcılar, her zaman aynı tepkisel davranımı uyandıran uyarıcılardır. Pavlov'un deneyinde, daha koşullanmadan önce bile, köpeğin ağzına konan yiyecek salya salgılama davranımına neden olmuştur. Bu davranıma neden olan uyarıcı koşulsuz uyarıcı olur. Yani burada koşulsuz uyarıcı yiyecektir. 3.2. Koşullu Uyarıcı Koşullu uyarıcı, öğrenilmiş olan bir uyarıcıdır. Başlangıçta etkisiz olan, fakat koşulsuz bir uyarıcıyla eşleştirilmesi sonucu koşullu davranımı uyandırır hale gelen uyarıcıdır. Pavlov'un deneylerinde, zil daha önce öğrenilmiş koşullu uyarıcıdır. Çünkü o koşulsuz uyarım olan yiyecek uyarımı ile birleştirilip koşullu uyarım haline sokulmuştu. Bu bileşke klasik koşullanmanın anahtarıdır. Köpeklerin salgılama yapmak için zil sesine tepki göstermeleri doğuştan değildir. Bunu, uyarıcı - tepki olayı sonucu öğrenirler. Pavlov, köpeklerin yiyeceklere karşı gösterdikleri doğal tepkileri koşullanmamış tepkiler olarak tanımlarken, köpeklerin zil sesine karşı gösterdikleri tepkileri koşullu tepkiler olarak tanımlar. Koşullanmış uyarıcıların tepki üretmesi için uzun süre geçmesi gerekmez. Uyarıcı - tepki bileşimi ve deneyin bir sonucu olarak, koşullu uyarıcılar koşullanmamış uyarıcıların yerini almaya başlar. Pavlov'un koşullanmaya bilimsel yaklaşımı, çift uyarımlarla kendi deneyimlerimizi güzel bir biçimde açıklar. Sinemaya gittiğimiz zaman ışıklar aniden söndürüldüğünde arkadaşımızla konuşmayı bırakıp filmin başlamasını bekleriz. Ya da araba kullanırken, bir siren sesi duyduğumuz zaman yolun kenarına çekilip ambulansın veya geçiş üstünlüğü olan aracın geçmesini bekleriz. Ama sinemaya hiç gitmemiş, hiç siren sesi duymamış kişi bunlara aynı tepkiyi göstermez. Biz tüm bu farklı sinyallerin birleşimini öğreniriz. Bunlar bizim günlük öğrenmelerimizden doğan sonuçlardır. Bunların bazısı doğal, bazısı ise doğal değildir. Ama ikisinin de iki ortak özelliği vardır: - 39 -

Uyarıcı ve tepki, yer ve zamana bağlı olarak birbirinin neden ve sonucudur. Uyarının bulunduğu yerde kesin olarak tepki de vardır. Uyarıcı - tepki ilişkisinin güvenilir ve geçerli olduğu, hergün yaşadığımız olaylarla kanıtlanmaktadır. Bu birleşim sayesinde sabahtan akşama kadar gözümüzün önünde meydana gelen olayları anlatmakta güçlük çekmeyiz.? Koşullu öğrenme ile ilgili çalışmalar nelerdir? Pavlov'un çalışmaları pek çok psikoloğu koşullu öğrenme konusunda çalışmaya teşvik etti. Pavlov koşullu öğrenme konusunda dört önemli gelişme üzerinde durdu. Bunlar: genelleme, ayırdetme, söndürme ve kendiliğinden geri gelme. 3.2.1. Genelleme Psikologlar, iki ya da daha fazla uyarıcıya, hayvanların aynı biçimde tepki gösterdiğini görmüşlerdir. Bu bir genellemedir. Genelleme bireyin şartlı uyarıcılar veya bunlara benzer uyarıcılar karşısında, derece derece koşullu tepkiler yapabilme gücünü kazanmasıdır. Örneğin; Pavlov'un köpekleri özel bir zile koşullandırıldıkları halde, ayrı tonda herhangi bir zil sesi duyduklarında hemen salgı yapmaya başlıyorlardı. İnsanlarda da durum böyledir. Bebek bıyıklı bir adam tarafından korkutulmuş ise daha sonra gördüğü tüm bıyıklı adamlardan korkabilir. Genellemenin olumlu ya da olumsuz yönleri de vardır. Genelleme yararlıdır. Çünkü; öğrendiğimiz herhangi bir duruma benzer bir durumda ne yapacağımızı biliriz. Siren sesinin geçiş üstünlüğü olan bir aracın yaklaştığını belirttiğini öğrendiğimizde, farklı araçların farklı siren seslerine uyum sağlamamız daha kolaydır. Bazen grup içinde bireyler hakkında da genellemeler yaparız. Eğer kızıl saçlı birinden hoşlanmıyorsak, bundan sonra hiçbir neden yokken kızıl saçlı kişilere karşı antipati duyarız. Bu yüzden genellemenin olumsuz yanları da vardır. Buna bağlı olarak genelleme bizi bireyler ve olaylar hakkında yanlış düşünmeye de itebilir. 3.2.2. Ayırdetme Bazı durumlarda genelleme yapamayız. Örneğin; bir öğle yemeği zili ile derse giriş zilini birbirine karıştırmayız. Bu iki benzer sesi ayırdetmeyi öğreniriz. Çevremizdeki birçok nesnenin farkılılıklarını ayırdetmeyi öğreniriz. Ayırdetme genellemenin tam tersidir. Ayırdetme insanlar için değer taşır. Eğer bizim için anlamlı olmayan uyarıcılara aynı tepkiyi gösterseydik, zamanımızın çoğunu ve enerjimizi boşa harcamış olurduk. Değişen çevremizle uyum sağlama esnekliğimi- - 40 -

zin eksikliği ortaya çıkardı. Bunun yerine insanoğlu değişen olaylarla birlikte davranışlarını değiştirebilir. Yeni uyarıcılara yanıt verir ya da tepki göstermez veya eskilere daha az dikkat eder. Bu ayırdetme yeteneği bizim esnekliğimizin bir diğer örneğidir. 3.2.3. Söndürme Acaba, sürekli olarak zil sesinden sonra köpeğe besin verilmezse durum ne olur? Pavlov bunu denemiş, her zil sesinden sonra salgılama uyarımı zayıflamış ve zamanla kaybolmaya başlamıştır. Köpekler gereksiz zil ve sinyallerin hepsine tepki göstermemektedir. Bu durum koşullu öğrenmede söndürme şeklinde açıklanmaktadır. Psikologlar, söndürmeyi, işlemler sonucunda koşullanmış davranımda görülen zayıflama olarak tanımlar. 3.2.4. Kendiliğinden Geri Gelme Söndürmenin anlamı, bir tepkinin sonsuza dek kaybolması mıdır? Hayır! Bu tepki bastırılmış ama tamamen gitmemiştir. Pavlov deneylerinde bunu ortaya çıkardı. Söndürme meydana geldikten sonra, Pavlov yiyecek vererek ve yiyecek vermeyerek zili çaldı. Salgılama hemen tüm gücüne yakın olarak yine ortaya çıktı. Tepki tamamen kaybolmadı. Yani söndürülmüş bir koşullu davranımda zaman içinde görülen artışa kendiliğinden geri gelme diyoruz. Bu daha çok, terkedilmiş zararlı ve tehdit edici davranışları olan insanlarda daha sık görülür. Birkaç yıl sonra, eski alışkanlıklar bir uyarıcı ile birlikte tekrar ortaya çıkar. Yeni oluşan durum kendisi için bir tehlike oluşturmasa bile, bir endişe kaynağı olabilir. 4. DAVRANIŞÇILIK - WATSON Bir Amerikalı psikolog olan John B. Watson, insan davranışlarını etkileyen en önemli faktörün çevre olduğunu vurguladı. Çevremizin bizi şekillendirdiğine inandı. "Bir düzine sağlıklı bebek verin bana, kendi özel dünyamda onları yetiştireceğim. Onlar için herhangi bir şey istemeden, onları doktor, avukat, sanatçı, esnaf hatta dilenci veya hırsız olarak yetiştirebilirim." dedi. Watson'a hiçbir zaman bir düzine çocuk verilmedi. Sadece bir tane verildi, o da kısa bir süre için. Watson, korkusu olmayan bir çocuğun, ona yapılan bir uyarı ile çok korkak olabileceğini vurguladı. Watson ve arkadaşları Albert adındaki 11 aylık bir erkek çocuğunu ele aldı. İlk zamanlar Albert, kendine beyaz bir tavşan sunulduğunda sevinç gösterilerinde bulunmuş ve hayvandan uzaklaşmak için hiç bir çaba göstermemiştir. Ancak daha sonra kendisine beyaz bir tavşan gösterilirken çok şiddetli bir gürültü duyması sağlanmıştır. Şiddetli gürültüler genellikle çocuklar için korku uyarıcılarıdır. Ses, Albert'in geriye doğru çekilmesine neden olmuştur. Beyaz tavşanın gösterilip, hemen arkasından şiddetli gürültünün verilmesi işlemi birçok kez tekrar - 41 -

edilmiştir. Daha önce korku uyandırmamış olan beyaz tavşan, Albert'e yeniden gösterilince, bu kez tavşanın sadece görünümünden bile korkan Albert ondan uzaklaşmaya çabalamıştır. Hatta bu korkuyu diğer tüylü beyaz nesnelere, örneğin bir insan yüzündeki beyaz sakala karşı da gösterebilmiştir. Bir başka psikolog Mary Cover Jones, tavşanlardan korkan üç yaşındaki Peter isimli bir çocukla Watson'un deneylerine devam etti. İlk önce tavşanın ona hiçbir zarar vermeyeceğini göstermek için, tavşanla, çocuğun gözlerinin önünde oynadı. Daha sonra tavşan ortaya çıktığında, korku görülmedi. Bir gün Peter yemeğini yerken, tavşan odanın bir ucunda, iç kapının yanına bırakıldı. Peter, hayvandan gözlerini ayırmadan yemeğini yemeğe devam etti. Hergün tavşan yavaş yavaş biraz daha yakına bırakıldı. Sonunda, tavşan çocuğun yanında iken mutlu bir biçimde yemeğini yiyebildi ve hatta tavşan kucağında iken çocuk yemek yemeğe devam etti. Uygulama 1 Albert ve Peter'in durumları, davranışın öğrenmeyle ilişkisini gösteren bir örnektir. Peter'in deneyi, günümüzde terapi yöntemlerinden biri olarak kullanılıyor. Korkulan şeyleri hoş bir hale getirerek ya da onun güzel yanlarını göstererek yavaş yavaş kişilere etki etmeye çalışılırsa, korkular azalacaktır. Korkulan nesneyi ortadan kaldırmak yeterli değildir. Korkuyu azaltmak için ilgili nesnelerin çok güzel bir yanını ortaya çıkarmak gereklidir. Siz de, bir çocuk ve bir kediyle bu deneyi yapabilirsiniz. Eğer şartlar uygunsa! 5. EDİMSEL KOŞULLANMA - SKİNNER Psikolog B.F.Skinner edimsel koşullanma kuramını ortaya koymuştur. Edimsel koşullanma durumundaki bir organizma bir takım davranışlar ortaya koyar: Dolaşır, koklar, nesnelere bakar, onları iter; fakat klasik koşullanmada olduğu gibi belirli bir uyandırılmış davranış göstermez. Sonunda yaptığı davranışlardan biri ödüle götürür ya da cezadan kaçınmasını sağlar. Edimsel koşullanma ödüle götüren ya da cezadan kurtaran bir davranışın yapılmasını öğretmektir. Bu konuda şöyle bir deney yapılmıştır. Aç bir fare, bir deney kafesi içine bırakılır. Bu sırada raslantı sonucu kafesin içindeki mandala dokunur ve kafesin al- Resim 3.2. B.F.Skinner - 42 -

tındaki kaba yiyecek düşer. Fare yiyeceği yer ve böylece ödüllenmiş olur. Bundan sonra tekrar tekrar aynı yere bırakılan fare, daha kısa zamanda mandala dokunur. Başlangıçta gelişigüzel davranış gösteren fare bir sonraki deneyde mandala daha çabuk yaklaşmaya başlar ve en sonunda da doğrudan doğruya mandala basıp yiyeceği elde eder. Böylece öğrenilmiş bir "edim", yani davranış oluşur.? Olumlu ve olumsuz pekiştirme nedir? Klasik koşullanma deneylerinde, koşullu ve koşulsuz uyarıcıların (örneğin, zil sesi, et) beraber verilmesi söz konusu idi. Edimsel koşullanmada, istenen davranışın ortaya çıkma sayısını arttıran her uyarıcıya pekiştirme adı verilir. Pekiştiricileri olumlu ve olumsuz pekiştiriciler olarak ikiye ayırabiliriz. Olumlu pekiştiriciler, verildiği zaman davranışın ortaya çıkma olasılığı fazladır. Örneğin su, yiyecek, övgü gibi. Olumsuz pekiştiriciler, ortadan kaldırıldığı, ya da verilmediği zaman davranışın ortaya çıkma olasılığı fazladır. Örneğin elektrik şoku, aşırı gürültü gibi. 5.1. Öğrenmede Ödül ve Ceza Ödül sözcüğü, olumlu pekiştirici kavramıyla eş anlamlı olarak kullanılır. Fakat ceza kavramı olumsuz pekiştirici kavramı ile eş anlamlı olarak kullanılmaz. Ceza, istenilmeyen davranışlara verilir ve bu davranışın ortaya çıkma olasılığını azaltır. Olumsuz pekiştirici ise, istenen davranış ortaya çıktığında kullanılmaz. Olumsuz pekiştirici, istenen davranışın ortaya çıkma olasılığını artırır. Skinner'e göre davranışlar, hem olumlu hem de olumsuz pekiştiriciler ile belli bir biçime sokulabilir. Skinner, buna "biçimlendirme" diyor. Bir edim ne kadar çabuk ödüllendirilirse o kadar sağlam olarak benimsenmektedir.? Başarı ile ödül arasındaki süre uzarsa ne olur? Başarı ile ödül arasındaki süre uzarsa buna "ödülün gecikmesi" denir. Aradan ne kadar çok zaman geçerse koşullanmanın etkisi de o kadar azalır. - 43 -

Pekiştiricilerin miktarı da önemlidir. Ödül ne kadar büyükse, başarı o kadar yüksek olmaktadır. Şimdi de ödüllendirme biçimleri üzerinde duralım. Ödüllendirmenin dört biçimi vardır. 5.1.1. Belli Aralıklı Ödüllendirmeler Bu tür ödüllendirmelerde, ödüllendirilen başarılı davranışlar arasında, belli zaman aralıklarının bulunması gerekir. Örneğin, her gün bir kere ödüllendirme gibi. 5.1.2. Belli Oranlarda Ödüllendirmeler Burada belli zaman aralığı yerine, belli oranlarda ödül verilir. Örneğin, her davranıştan sonra ödül verme gibi. 5.1.3. Değişik Aralıklı Ödüllendirmeler Başarılı davranışların ödüllenmesi için belirli zamanlar yerine değişik zamanlar seçilir. Örneğin, 10 dakika sonra, 5 dakika sonra, 3 dakika sonra, ödül verme gibi. 5.1.4. Değişik Oranlı Ödüllendirmeler Bazen 3, bazen 5, bazen de 7 başarıya ödül verilir. Ödül sonrasında çalışma açısından bir duraklama söz konusu değildir. Çünkü kişi, ödülün ne zaman verileceğini kestiremez ve çalışmaya devam eder.? Ceza, davranışı değiştirmede gerçekten etkin bir yol mudur? Ceza son derece bilinçli kullanılmalıdır. Cezanın sakıncaları vardır. Cezanın etkisi önceden kestirilemez. Bunun yanında ödüllendirmenin etkisini önceden kestirmek güç değildir. Ödüllendirme "yaptığını tekrar et" anlamına gelir. Ceza ise "Yaptığını bir daha yapma!" anlamına gelir. Ancak bireyin neyi yapması gerektiği konusuna bir açıklık getirmez. - 44 -

İstenilen davranışın ne olduğu konusunda bir fikri olmayan birey, cezanın getirdiği karışıklıkla daha önce yaptığından daha kötü bir davranışa yönelebilir. Bir ikinci sakıncası da; ortaya çıkardığı yan etkilerinden kaynaklanır. Cezalanan birey, cezalandıranı veya cezalandığı ortamı sevmemeye başlar ve bu kişiden ve ortamdan uzak durur. Diğer bir sakınca da ceza bireyin gururunu son derece incitebilir. Bunun sonucu bireyden karşıt tepkiler gelebilir. Cezalandırmanın sakıncalarını gözönünde bulundurarak etkin öğrenme durumları yaratılabilir. Bunlardan birkaçı aşağıda sıralanmıştır. Cezalandırılan davranışın yanında, yapılması istenen davranışın ne olduğu anlatılmalı ve istenen davranış meydana geldiğinde bu ödüllendirilmelidir, Ceza verilmeden önce bireyin uyarılması gerekir, Bir davranış cezalandırıldığında bunun nedeni bireye açık seçik anlatılmalıdır, Ceza, istenmeyen davranış her ortaya çıkışında tutarlı bir biçimde uygulanmalıdır. Uygulama 2 Sizin de ödüllendirme biçimleri konusunda deneyimleriniz var mı? Ödüllendirme biçimlerini, bir çocuğa uygulayın ve sonuçlarını gözleyin. Şimdi birlikte bir koşullanma yoluyla öğrenme denemesi yapalım. Üç- dört yaşında bir çocuğu bir masaya oturtun. Çocuğun sağ elini masaya koymasını sağlayın. Siz de sağ elinizi masaya koyun. "Hop" diyerek çocukla birlikte elinizi kaldırın. Bunu birkaç kere tekrarlayın. Daha sonra, "Hop" dedikten sonra siz elinizi kaldırmayın. Çocuğun elini kaldırdığını göreceksiniz. Çocuk, "Hop" sesine koşullanmıştır. Özet Öğrenme, bireyin kendi yaşantıları aracılığıyla davranışlarında değişiklik oluşturma sürecidir. Başka bir deyişle, öğrenme, deneyimlerden doğan sonuçların davranışlara yansıyarak meydana getirdiği kalıcı değişmelerdir. Öğrenme ile ilgili kavramların hemen hemen hepsinde uyarıcı - tepki arasındaki bağlantıdan söz edilir. Öğrenme konusunda Pavlov, Watson, Skinner çeşitli denemeler yapmışlardır. Bu denemelerin tümü, öğrenmenin meydana gelişi ile ilgilidir. - 45 -

Pavlov klasik koşullanma deneyi yaptı, klasik koşullanma koşullu ve koşulsuz etkilerin bileşimidir. Watson, insan davranışlarını etkileyen en önemli etmenin çevre olduğunu vurguladı. Skinner ödüle götüren ve cezadan kaçınan davranışları inceledi. Değerlendirme Soruları Aşağıdaki soruların cevaplarını bulunuz. Cevaplayamadığınız sorularla ilgili bölümleri tekrar okuyunuz. 1. Bireyin yaşantıları aracılığıyla davranışlarında değişiklik oluşturma sürecine ne diyoruz? A) Öğrenme B) Eğitim C) Şartlanma D) İletişim kurma E) Sezgi 2. Aşağıdakilerden hangisi insan davranışını etkileyen en önemli faktörün çevre olduğunu vurgulamıştır? A) Pavlov B) Skinner C) Freud D) Watson E) Piaget 3. Aşağıdaklerden hangisi öğrenmenin tanımı ile ilgili değildir? A) Öğrenme davranışlardaki değişimle ilgilidir. B) Öğrenme süreklidir. C) Öğrenme direkt olarak görünmez, sadece öğrenen kişinin davranışları incelenerek farkedilir. D) Öğrenme, akıldaki bir değişimdir. E) Öğrenme, her zaman istenen bir davranış değişikliğidir. - 46 -

4. Fiziksel çevrede duyu organını harekete geçiren herhangi bir nesne ya da enerji değişmesine ne ad verilir? A) Duygusal davranış B) Uyarıcı- Tepki C) Uyarıcı D) Tepki E) Tepkisel davranış 5. Bireyin şartlı uyarıcılar karşısında, derece derece koşullu tepkiler yapabilme gücünü kazanmasına ne denir? A) Genelleme B) Söndürme C) Kendiliğinden geri gelme D) Ayırdetme E) Şartlandırma 6. Aşağıdakilerden hangisi, cezalandırma yoluyla etkin bir öğrenme meydana getirmeye yardımcı olamaz? A) Ceza verildikten sonra birey uyarılmalıdır. B) Ceza, istenmeyen davranış her ortaya çıktığında tutarlı bir biçimde uygulanmalıdır. C) Bir davranış cezalandırıldığında bunun nedeni bireye açık seçik anlatılmalıdır. D) Cezalandırmak istediğimiz davranışın, cezalandırılış nedeni anlatılmalıdır. E) Cezalandırılan davranışın yanında, yapılması istenen davranışın ne olduğu anlatıl malı ve istenen davranış meydana geldiğinde bu ödüllendirilmelidir. - 47 -

Yararlanılan ve Başvurulabilecek Kaynaklar Daha geniş bilgi edinmek isterseniz, yazarın da yararlandığı aşağıdaki kaynaklara başvurabilirsiniz. Atkinson, Richard. Atkinson, R.Smith, Hilgard. Introduction to Psychology, 9 th ed. Harcourt, Brace Javanovıch Pub. Sandiego, 1985. Başaran, İbrahim Ethem. Eğitim Psikolojisi. Gül Yayınevi. Ankara, 1982. Cüceloğlu, Doğan. İnsan ve Davranışı. Remzi Kitabevi, İstanbul, 1992. Fidan, Nurettin. Öğrenme ve Öğretme. "Kuramlar, İlkeler, Yöntemler". Tekışık Matbaası. Ankara, 1982. - 48 -