Antenatal hidronefrozlu bebeklerde tanısal değerlendirme



Benzer belgeler
ÜRĠNER SĠSTEMĠN OBSTRUKTĠF LEZYONLARININ POSTNATAL ĠZLEMĠ. Dr.Aytül Noyan

CERRAHİ Üreteropelvik Bileşke Darlığı (UPD) Abdurrahman Önen FEBPS, FAAP-U, FEAPU

ÇOCUKLARDA TEK TARAFLI ANTENATAL HİDRONEFROZH

ANTENATAL HİDRONEFROZDA TAKİP PROTOKOLLERİ

Antenatal Hidronefroz: Hangi Tetkik, Ne Zaman, Ne Sıklıkta?

İşeme Eğitimi Olmayan Çocukta İdrar Yolu Enfeksiyonu ve VUR

Çocuk Ürolojisinde Tanı Yöntemleri. Doç Dr Haluk EMİR Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı

VUR de VCUG Ne Zaman, Kime?

Antenatal Pelvik Dilatasyon Saptanan Bebeklerin Postnatal Değerlendirilmesi

VUR de VCUG Ne Zaman, Kime?

Doğum öncesi belirlenen hidronefrozun değerlendirilmesi

Konjenital Hidronefrozda Görüntüleme ve Güncel Bilgiler

Obstrüktif Üropatilerde Tanı ve Yaklaşım. Prof Dr Sabahattin Altunyurt Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD İZMİR

Antenatal Hidronefroz Saptanan Bebeklerin Doğum Sonrası Değerlendirilmesi ve Sonuçlar

Antenatal hidronefrozlara yaklaşım ve ciddi obstrüktif hidronefrozların uzun süre takibi

FETAL HİDRONEFROZLU OLGULARDA DOĞUM SONRASINDA OBSTRÜKTİF ÜROPATİ GELİŞME ORANLARI

ANKARA ÜNĠVERSĠTESĠ BĠLĠMSEL ARAġTIRMA PROJELERĠ KOORDĠNASYON BĠRĠMĠ KOORDĠNATÖRLÜĞÜNE

Perinatal Hidronefroz: Etiyoloji ve Böbrek Fonksiyonlarına Etkisi

ÇOCUKLARDA ĠDRAR YOLU ENFEKSĠYONLARI. Dr.Aytül NOYAN Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nefroloji Bilim Dalı

DOĞUMSAL BÖBREK ANOMALİLERİ İNT. DR. SİNEM İLHAN

Olgularla CAKUT yönetimi

KONJENİTAL OBSTRÜKTİF ÜROPATİ

Çocukluk Çağı İdrar Yolu Enfeksiyonunda Görüntüleme ve İzlem. Dr. Alper Soylu Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nefroloji Bilim Dalı İzmir

Dr. Aslıhan Yazıcıoğlu, Prof. Dr. Aydan Biri Yüksek İhtisas Üniversitesi Koru Ankara Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD

Prof Dr Salim Çalışkan. İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Nefrolojisi

İdrar Yolu Enfeksiyonu Bulunan Çocuklarda Üriner Sistem Anormallikleri Sıklığı

OBSTRÜKTİF ÜROPATİLER:

VEZİKOÜRETERAL REFLÜ. Doç.Dr. Nurcan Cengiz

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Nefroloji Bilim Dalı Olgu Sunumu. 9 Haziran 2016 Perşembe

Üriner Sistem Enfeksiyonları PROF.DR.SEVİNÇ EMRE

Prof. Dr. İrfan Orhan Fırat Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Üroloji AD, Androloji BD, Elazığ.

Selçuk Yüksel. Pamukkale Üniversitesi Çocuk Nefroloji Bilim Dalı

İDRAR YOLU ENFEKSİYONLARI

Prenatal Diagnosis of Posterior Urethral Valve with Fetal MR Urography İsmail Güzelmansur 1, Hanifi Bayaroğulları 2, Vefik Arıca 3, Orhan Oyar 4

Üreteropelvik Bileşke Darlıklarında Tanı ve Takip

Vezikoüreteral Reflüde Güncel Profilaksi Algoritimleri. Dr. Ömer Acar İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı

FETAL H DROTORAKS VE H DRONEFROZ: PRENATAL G R fi M

İdrar Yolu Enfeksiyonu Tanı. Dr. Z. Birsin Özçakar Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nefroloji B.D.

Üreteropelvik bileşke darlığı

Antenatal Hidronefroz Bulgusu ile Tanı Konulan Primer Vezikoüreteral Reflülü Olgularda Cerrahi Tedavi: 21 Olgunun Değerlendirilmesi

DOĞUMSAL BÖBREK VE ÜRİNER SİSTEM ANOMALİLERİNDE PRENATAL RİSK FAKTÖRLERİ

Tek taraflı multikistik displastik böbrek: Antenatal tanı ve postnatal hasta yönetimi

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI

NEONATOLOJİDE YENİLİKLER. Doç. Dr. Esra Arun ÖZER Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yenidoğan Kliniği

İçerik AKUT APANDİSİT TANISINDA TESTLERİN DEĞERİ VE KULLANIMI. Testler. Öykü ve fizik muayene. Öykü

İnsizyonel Ektopik Gebeliğin Doğru Yönetimi Nasıl Olmalıdır?

ÇOCUKLUK ÇAĞINDAN ERİŞKİN DÖNEME BÖBREK HASTALIKLARI. Vezikoüreteral reflü ve obstrüktif nefropatiler

VEZİKOÜRETERAL REFLÜ KİME ÜRODİNAMİ YAPIYORUM? Dr.A.Rüknettin ASLAN Haydarpaşa Numune EAH 1.Üroloji Kliniği

Üriner enfeksiyon ve Vezikoüreteral reflü

Trikoryonik Triamniyotik Üçüz Gebelikte Monofetal Cantrell Pentalojisi

Olgu Sunumu 2014 DEÜ TIP FAKÜLTESİ DERGİSİ CİLT 28, SAYI 2, (AĞUSTOS) 2014, 69-73

GEBELİKTE SİFİLİZ. Dr. Mustafa Özgür AKÇA Bursa Yüksek İhtisas E.A.H. Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği

Multikistik Displazik Böbrek Hastalığı

REFLÜLÜ HASTAYI NASIL TEDAVİ ETMELİYİM?

Ektopik Gebelik. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK

ÇOCUKLUK ÇAĞINDA İDRAR YOLU ENFEKSİYONLARI

kinci Trimester Hafif Fetal Pyelektazi Olgular nda Antepartum Seyir ve Postpartum Yönetim

İYE PATOFİZYOLOJİ İYE PATOFİZYOLOJİ BAKTERİÜRİYİ ETKİLEYEN KONAK FAKTÖRLERİ

RENAL ARTER DARLIĞI VE HİPERTANSİYON TEDAVİSİ Medikal tedavi daha iyi

ÇOCUK NEFROLOJİ BİLİM DALI

Engraftman Dönemi Komplikasyonlarda Hemşirelik İzlemi. Nevin ÇETİN Hacettepe Üniversitesi Pediatrik KİTÜ

DÜZCE TIP FAKÜLTESİ DERGİSİ DUZCE MEDICAL JOURNAL

İdrar Yolu Enfeksiyonu Bulunan Çocuklarda Üriner Sistem Anormallikleri Sıklığı

Prostat Kanseri Tarama ve PSA Dr. Cemil Uygur 30 Mayıs 2009 Eskişehir

ÇOCUKLARDA DİYALİZ. Prof. Dr. Mesiha Ekim. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nefrolojisi Bilim Dalı

OP. DR. YELİZ E. ERSOY BEZMİALEM VAKIF ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GENEL CERRAHİ AD İSTANBUL

Kombine İntrakavernozal Enjeksiyon ve Görsel Uyarı Testleri nin Erektil Disfonksiyon Tanısında Rolü

SPİNA BİFİDA VE NÖROJEN MESANE TANILI HASTALARDA MESANE İÇİ HYALURONİK ASİD UYGULAMASI

MEME KANSERİNDE GÖRÜNTÜLEME YÖNTEMLERİ

PRİMER SİLİYER DİSKİNEZİ HASTALARININ KLİNİK DEĞERLENDİRMESİ

Hazırlayan ekip : Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Çalışma Grubu. Üyeler - Dr.Baktash Morrad - Dr.Ayşe Hüseyinoğlu - Dr.

OLGU SUNUMU. Doç.Dr. Egemen Eroğlu Çocuk Cerrahisi ABD

Giriş Güncel cerrahide tanı ve tedavi planlamalarında ultrasonografinin önemli bir yeri bulunmaktadır. Ultrasonografinin cerrah tarafından gerçekleşti

Vezikoureteral Reflü NASIL YAKLAŞALIM? Dr Esra Baskın Baskent Üniversitesi Ped Nefroloji Bilim Dalı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Nefroloji BD Olgu Sunumu 24 Ekim 2017 Salı

Kötü prognostik faktörlere sahip bir. olgusunun neonatal lobektomi ile

TOKSOPLAZMA İNFEKSİYONUNUN LABORATUVAR TANISI UZM.DR.CENGİZ UZUN ALMAN HASTANESİ

PELVİK TRAVMALARDA GÖZDEN KAÇMAMASI GEREKENLER

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ

Pulmoner Emboli Profilaksisi. Tanım. Giriş. Giriş Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD. Pulmoneremboli(PE):

TÜRKİYE MİLLİ PEDİATRİ DERNEĞİ

PEDİATRİK URETEROSKOPİK GİRİŞİMLERDE ZOR OLGULAR

Tıp Araştırmaları Dergisi: 2008 : 6 (3) :

Kısa Serviks Tanı ve Yönetim. Prof.Dr.Sermet Sağol EÜTF Kadın Hastalıkları ve Doğum AD

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr.

Kliniğimizde fetusun ikinci trimester ultrasonografik taramasında pes ekinovarus saptanan hastaların perinatal ve ortopedik sonuçları

Üroonkoloji Derneği. Prostat Spesifik Antijen. Günümüzdeki Gelişmeler. 2 Nisan 2005,Mudanya

Küçük renal kitlelerde aktif izlem

Böbrek kistleri olan hastaya yaklaşım

Gebelik ve Enfeksiyonlar. Prof.Dr. Levent GÖRENEK

ERKEK AÜSS OLGU SUNUMLARI DR.CÜNEYD ÖZKÜRKCÜGİL DR.EMRE AKKUŞ DR.ABDULLAH GEDİK DR.FATİH TARHAN

Dr Gökhan ORCAN, Dr Figen PALABIYIK, Dr Zeynep YAZICI Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Radyolojisi Bilim Dalı, Bursa

Hipertansiyon Tedavisinde Güncel Yaklaşımlar Dr. Mehmet KANBAY Nefroloji B.D. İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tıp Fakültesi

Progesteronun Preterm Doğumları ve Düşüğü Önlemede Yeri Var mıdır? Prof. Dr. Feride Söylemez A.Ü.T.F Kadın Hastalıkları ve Doğum AD

İnfektif Endokardit 2015 Rehberi nde neler değişti?

Paratiroid lezyonlarında USG ve Sintigrafinin Karşılaştırılması

Yeni Doğanda Nörojen Mesane

Konjenital Kalp Hastalarýna Eþlik Eden Üriner Sistem Anomalilerinin Tanýsýnda Sineürografi ve Renal Ultrasonografinin Yeri

Ürolojik ve Nefrolojik Problemleri Olan Çocuklarda MAG3 Kitinin DTPA Kitine Göre Avantajı

Nida Temizkan Dinçel SUAM İzmir DrBehçet Uz EAH

Transkript:

Türk Üroloji Dergisi - Turkish Journal of Urology 2011;37(1):47-53 47 Çocuk Ürolojisi / Pediatric Urology Derleme / Review Antenatal hidronefrozlu bebeklerde tanısal değerlendirme Diagnostic evaluation of infants with antenatal hydronephrosis Koray Ağras Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, 2. Üroloji Kliniği, Ankara Özet Antenatal hidronefroz (ANH) fetal dönemde en sık rastlanılan patolojidir. ANH nın çoğunlukla spontan olarak düzeldiği gösterilmiştir; düzelmeyen olgular ise yakın izlem sayesinde başarılı bir şekilde tedavi edilebilmektedir. Bu bilgiye rağmen, maalesef ülkemizde ANH saptanması nedeniyle düşük önerilen bebeklerin sayısı az değildir. Hidronefroz her zaman obstrüksiyonla eş anlamlı değildir. Hangi olgularda obstrüksiyon olup, hangilerinde renal hasar ortaya çıkabileceğinin doğru bir şekilde değerlendirilmesi klinisyenin en önemli görevidir. ANH lı olgularda prenatal girişimler deneysel düzeydedir. Bu nedenle ANH saptanan bebeklerin postnatal dönemde yakından izlenmeleri çok önemlidir. Postnatal dönemdeki izlemlerin en önemli amacı erken cerrahiden fayda görecek olguların belirlenebilmesidir. Bu derleme ANH saptanan bebeklerde tanısal değerlendirme prensiplerinin tartışılması için yazılmıştır. Anah tar söz cük ler: Antenatal hidronefroz; diüretik renografi; işeme sistoüretrogramı; ultrasonografi; yenidoğan. Abstract Antenatal hydronephrosis (ANH) is the most common pathology during fetal life. It was shown that ANH mostly resolves spontaneously; unresolved cases can be managed effectively by means of close follow-up. However, unfortunately the number of fetuses with ANH recommended for abortion is not rare in our country. Hydronephrosis does not always mean obstruction. It is the clinician s responsibility to correctly determine in whom obstruction is present and when obstruction will eventually lead to renal damage. Prenatal intervention is experimental in cases with ANH. Therefore postnatal close follow-up of these cases is vital. The most important goal of postnatal follow-up is to select the patients who would benefit from early surgical intervention. This review was undertaken to discuss the issues in diagnostic evaluation of neonates with antenatal hydronephrosis. Key words: Antenatal hydronephrosis; diuretic renography; neonates; ultrasonography; voiding cystourethrogram. Geliş tarihi (Submitted): 07.12.2010 Fetal ultrasonografinin (USG) rutin kullanımı birçok intrauterin anomalinin erkenden tespit edilmesine olanak sağlamaktadır. Bu anomaliler içinde en sık görüleni hidronefroz olup, tüm konjenital anomalilerin %50 sini teşkil etmektedir. [1] Binlerce hamile kadının dahil edildiği prospektif çalışmalarda, fetüslerin %0.6-1.4 ünde antenatal hidronefroz izlendiği tespit edilmiştir. [2,3] Antenatal hidronefrozların yaklaşık %60 ı geçici ve fizyolojik hidronefrozlardır (Tablo 1). Erkek/dişi oranı 2/1 olup, olguların %20-40 ı bilateraldir. Etkilenen fetüslerde %8 e varan oranlarda pozitif aile öyküsü (renal agenezi, multikistik böbrek, reflü nefropatisi, polikistik böbrek) mevcuttur. Hidronefroz her zaman obstrüksiyonla eş anlamlı olmadığı gibi, etkilenen böbreğin fonksiyonun bir göstergesi de değildir (Tablo 2). Hatta neonatal hidronefroz, çoğu olguda cerrahi gerekmeksizin kendiliğinden kaybolmakta veya iyileşmektedir. [2] Burada asıl problem, hangi böbreklerin ameliyat edileceği, hangilerinin takip edilmesinin daha uygun olacağı konusudur. Bu nedenle ebeveynlere postnatal izlem hakkında bilgi verilmeli, maliyeti de hesaba katılarak mantıklı ve etkili bir izlem politikası güdülmelidir. Tanımlar Yenidoğan döneminde rastlanan hidronefrozları daha iyi standardize ve kategorize etmek amacıyla, Fetal Üroloji Topluluğu (Society of Fetal Urology, SFU) renal parankimin ve pelvikalisyel sistemin uzun

48 Türk Üroloji Dergisi - Turkish Journal of Urology 2011;37(1):47-53 Tablo 1. Antenatal hidronefrozun nedenlerinden bazılarının görülme sıklığı [2] Antenatal hidronefroz nedeni Sıklık (Toplama göre %) Geçici hidronefroz 48 Fizyolojik hidronefroz 15 Üreteropelvik darlık 11 Vezikoüreteral reflü 9 Megüreter (obstrükte veya obstrükte olmayan) 4 Multikistik displastik böbrek 2 Üreterosel 2 Renal kistler 2 Posterior üretral valf 1 Tablo 2. Pediatrik hidronefroz nedenleri Obstrüktif nedenler Üreteropelvik darlık Üreterovezikal darlık Ektopik üreter Üreterosel Posterior üretral valf Üretral atrezi Anterior üretral valf Konjenital üretra darlığı Non-obstrüktif nedenler Vezikoüreteral reflü Primer non-obstrüktif megaüreter Megakalikozis Nörojenik mesane Fetal katlantılar Hidronefrozla karışan durumlar Ekstrarenal pelvis Multikistik displastik böbrek Peripelvik kistler Yenidoğan böbrekleri (sonolüsen renal sinüs) aksının USG görüntüsüne dayanarak bir derecelendirme geliştirmiştir (Tablo 3). Bu derecelendirmeye göre postnatal hidronefrozlar içerisinde sadece evre III ve evre IV ün klinik olarak anlamlı olduğu düşünülmektedir. Hidronefroz derecesi tanımlamasında kullanılan diğer bir yöntem, renal pelvisin maksimum anteroposterior (AP) çapını ölçmektir (Tablo 4). Renal AP çapın anormal olarak kabul edeceğimiz eşik değerinin ne olacağıyla ilgili farklı görüşler mevcuttur ve AP çap gestasyonel yaşla beraber değişiklik gösterir. Birçok klinisyen gebeliğin geç döneminde AP çapın 6 mm den büyük olmasını postnatal izlem endikasyonu olarak kabul etmektedir. [4] Sonuç olarak, prenatal hidronefrozun USG ile değerlendirilmesi literatüre göre hem SFU derecesine, hem de AP çapa dayanılarak yapılabilir. AP çap ölçümü birçok merkezde daha yaygın olarak kullanılmakla birlikte, hastanın hidrasyonu ve renal pelvis anatomisindeki farklılıklar (ekstrarenal pelvis gibi) yanlış değerlendirmelere yol açabilir. Bu nedenle bazı otörler, hidronefroz değerlendirmesinin AP çapa göre değil de, SFU derecelendirmesine göre yapılmasının daha sağlıklı olacağını belirtmektedirler. Prenatal değerlendirme Antenatal hidronefrozun prenatal dönemde USG ile dikkatli ve doğru bir şekilde değerlendirilmesinin iki faydası vardır: 1) Fetüsün renal fonksiyonlarının prognozunun belirlenmesine yardımcıdır. Antenatal hidronefrozun derecesi arttıkça, postnatal renal anormallik oranı da artmaktadır. Bir çalışmada, AP çap >20 mm olduğunda, %94 olguda cerrahi ya da uzun süre yakın takip gerektirecek derecede renal fonksiyonlarda anormallik tespit edilmiştir. Bu oranın AP çapın 10-15 mm arasında olması halinde yarıya indiği; AP çap <10 mm olduğunda ise sadece %3 olduğu bulunmuştur. [5] Hidronefrozun antenatal dönem sırasında da rezolüsyon gösterdiği bilinmektedir, ancak hidronefrozun daha sonradan tekrarlayabileceği ve bu olguların da postnatal dönemde izlenmesinin önemli olduğu belirtilmiştir. [6] 2) Antenatal hidronefrozun olası etyolojisini tahmin etmede faydalıdır. Örneğin hafif hidronefrozlarda tanı sıklıkla vezikoüreteral reflüyken, şiddetli hidronefrozun en sık sebebi üreteropelvik darlıktır (özellikle AP çap >15 mm ise). Posterior üretral valf (PUV), prenatal USG de kolaylıkla tanınabilir. Erkek bebekte bilateral hidronefroza ek olarak, dilate üreterlerin izlenmesi, dilate ve kalın duvarlı bir mesane izlenmesi, posterior üretranın dilate görünmesi (anahtar deliği bulgusu) tanıyı koydurur. PUV hayatı tehdit edebilir ve bu olgularda gebelik esnasında renal fonksiyonların durumunun ve en önemlisi de amnion sıvısı miktarının bilinmesi

Ağras K. Antenatal hidronefrozlu bebeklerde tanısal değerlendirme 49 Tablo 3. Konjenital hidronefrozlarda SFU (Society for Fetal Urology) evrelemesi Evre Santral renal kompleks Renal parankim kalınlığı 0 İntakt Normal I Pelviste çok hafif genişleme Normal II Pelvis ve kalikslerde belirgin genişleme Normal III Pelvis ve kalikslerde ileri düzeyde genişleme Normal IV Pelvis ve kalikslerde aşırı genişleme Azalmış Evre I ve II genelikle zamanla rezolüsyona uğradığından, periodik USG kontrolleri ile takip edilebilir. Evre III ve IV ise sintigrafik kontrollerle takip edilmelidir. Tablo 4. Hidronefroz derecesini tanımlamada renal pelvisin maksimum antero-posterior (AP) çapının ölçümüne dayalı sınıflama AP çap Hidronefroz derecesi 5-8 mm Hafif hidronefroz 9-12 mm Orta şiddette hidronefroz >12 mm Şiddetli hidronefroz Bu sınıflamaya göre AP çapın cut-off değeri 8 mm olarak alınırsa, klinik anlamlı hidronefrozları yakalayabilmedeki duyarlılık oranı %91, özgüllük oranı %72 dir. önemlidir. [7] Amnion sıvısı miktarı normalse, postnatal dönemde böbrek ve pulmoner fonksiyonların iyi olacağı düşünülür. Tam tersine, eğer oligohidramnioz varsa hem böbrek hem de pulmoner fonksiyonlar kötü olacaktır ve uzun sürmesi halinde yaşam mümkün olmayabilir. Bu aşamada yapılan USG de, fetal böbreğin kortikomedüller farklılaşması izlenebiliyorsa prognoz iyidir. Aksine ekojenite artışı ile birlikte, kortikal kistlerin olması renal displazi lehinedir. Fetal mesaneden aspire edilen idrarda, idrar proteinleri (albumin ve beta2-mikroglobulin) ve elektrolitlerin (sodyum, klor, osmolalite) bakılması da prognozu belirlemeye yardımcıdır. İdrar protein düzeylerinin düşük olması (total protein <20 mg/dl) ve tübüler emilimin olduğuna dair bulgular (fetal idrarda sodyum <100 mmol/l, klor <90 mmol/l, osmolalite <210 mosm/l) iyi prognozu göstermektedir. [8] Fetal idrar kalsiyum düzeyinin yüksek olması renal displazinin en hassas göstergesidir. Ayrıca beta2-mikroglobulin düzeyinin 13 mg/dl den yüksek olması halinde fetal ölüm riski vardır. Fetal böbrek fonksiyonları dinamik olduğundan, bu ölçümler tercihen tekrarlanmalı ve mümkünse birden fazla belirleyici eş zamanlı olarak değerlendirilmelidir. Prenatal değerlendirme yapılmış ve PUV tespit edilmişse, bu olguların çok az bir kısmında intrauterin girişim endikasyonundan bahsetmek mümkün olabilir. Bunun için en önemli endikasyon progresif oligohidramnioz varlığıdır. Böyle bir durumda, USG bulguları ve idrar belirleyicilerine göre fetal böbrek fonksiyonları iyi ise intrauterin girişim yapılmalıdır. Aksi halde ileri derecede renal displazi varlığında yapılan girişimin anlamı olmayacaktır. Yapılacak intrauterin girişimlerden biri perkütan yolla veziko-amniotik kateter yerleştirilmesidir. [9] Bir diğer teknik de üretral valflerin perkutan in utero ablasyonudur. [8,10] Her iki tekniğin böbrek fonksiyonlarını ne kadar düzelttiği tartışmalıdır. PUV tespit edilen 14 fetüslük bir seride, intrauterin valf ablasyonu ile %43 fetal mortalite olduğu bildirilmiştir. [10] Ayrıca prematür eylem, maternal enfeksiyon ve düşük gibi riskler de göz önüne alındığında, bu tür kompleks girişimlerin sadece tecrübeli merkezlerde yapılması gerektiği ortaya çıkmaktadır. Klinisyenlerin en sık karşılaştığı tablo, prenatal USG de başka bir patoloji olmaksızın rastlanılan antenatal hidronefrozdur. Çoğu olguda ciddi oligohidramnioz veya başka ciddi fetal anomali yoktur. Bu durumda doğuma kadar beklenilmeli ve normal doğuma izin verilmelidir. Postnatal değerlendirme Postnatal değerlendirmede antenatal hidronefrozun en sık sebepleri geçici ve fizyolojik hidronefrozlardır. Genellikle büyük obstrükte olmayan renal pelvise ve/veya ekstrarenal pelvise sekonderdirler ve bu olgular tüm hidronefrozluların yaklaşık %65 ini teşkil eder. [2] Bu olguların doğal seyirleri genellikle benigndir. Anderson ve ark. [11] postnatal hafif dilatasyon (AP çap 6-11 mm) saptanan ve reflüsü olmayan 208 olguluk bir seriyi ortalama 11 yıl 2 ay takip etmişler ve izlem süresince cevap alınan 146 olgunun %8 inde idrar yolu enfeksiyonu, %11 inde radyolojik olarak

50 Türk Üroloji Dergisi - Turkish Journal of Urology 2011;37(1):47-53 tespit edilen üst üriner sistem anomalisi, %2.4 ünde renal skar ve ciddi üriner obstrüksiyon saptamışlardır. Bu sonuçlara göre, asemptomatik olan hafif hidronefrozlu olgulara 18-24. aylarda kontrol USG si yapılmasını, sadece semptomatik olan hafif hidronefrozlu olgulara ileri tetkik yapılmasını önermişlerdir. Başka bir seride, hidronefrozlu 45 bebek 30 ay boyunca takip edilmiş ve olguların 30 unda hafif hidronefroz bulunmuştur. Bunların hepsi iyileşmiştir. Geri kalan 15 bebekte şiddetli hidronefroz mevcut olup, bunların da çoğunda zamanla sintigrafik düzelme olduğu görülmüştür. [12] Koff ve Campbell in [13] 5 yıl boyunca 104 olguyu takip ettiği serisinde sadece 7 olgu (%5) cerrahi (pyeloplasti) gerektirmiştir. Buradan da anlaşılacağı üzere şiddetli neonatal hidronefrozlarda dahi zamanla iyileşme görülebilmektedir. Ancak AP çapı 3 cm den fazla olan olguların %25 inin bir yıl içinde cerrahiye gittiği de unutulmamalıdır. [3,12,14] Hidronefrozlu bir bebeğin değerlendirilmesinde fizik muayenenin önemli yeri vardır. Abdominal kitle varlığı (üreteropelvik darlık veya multikistik displastik böbrek), inmemiş testis ve karın ön duvarı defektlerinin birlikteliği (Prune-Belly sendromu) veya mesanenin palpe ediliyor olması (posterior üretral valf) önemli bulgulardır. Şekil 1 de prenatal hidronefrozlu bir yenidoğanın postnatal değerlendirmesinin nasıl yapılacağı anlatılmıştır. [15] Değerlendirmenin ilk adımı üriner sistem USG dir. Hidronefroz unilateralse ve beraberinde üreteral dilatasyon veya mesane anomalisi yoksa USG yapılması için acele edilmemelidir. Çünkü yenidoğanlarda 24-72. saatlerde relatif oliguri görülür ve bu esnada yapılan USG de hidronefroz izlenmeyebilir (yalancı negatiflik). Bu olgularda önerilen, USG nin 7-10. günlerde yapılmasıdır. Bilateral hidronefrozlu olgularda ise, özellikle üreter dilatasyonu veya mesane anomalisi de eşlik ediyorsa, doğumdan sonraki ilk 48 saatte USG yapılmalıdır. İlk USG den 6 hafta sonra kontrol USG yapılması önerilmektedir. [2] Yenidoğan hidronefrozunda antibiyotik profilaksisi gerekip gerekmediği konusunda kılavuzlara dayalı çok az kanıt mevcuttur. Birçok merkezde rutin olarak kullanılmakla beraber, kural olarak prenatal anomali tespit edilen ve işeme sistogramı (VCUG) gibi postnatal değerlendirmeleri bekleyen tüm yenidoğanlarda antibiyotik profilaksisi başlanmalıdır. [15] Şu olgularda antibiyotik profilaksisi uygulanmayabilir: 1. AP çap 10 mm ve izole renal genişlemesi olan olgular 2. Kontralateral böbreğin normal olduğu, kontralateral ve ipsilateral üreteral dilatasyonun izlenmediği multikistik displastik böbrekli olgular 3. Ektopik ancak sağlıklı böbreği olan olgular Yenidoğanlarda bilurubinin albumine bağlamasını engellediğinden profilaktik antibiyotik olarak trimetaprim-sülfamethoksazol kullanılmamalıdır. Bunun yerine oral amoksisilin, 10 mg/kg/gün dozunda günde tek doz olacak şekilde başlanmalıdır. Prenatal hidronefrozu olup, mesane çıkım obstrüksiyonundan şüphelenilen olgularda, 48 saat içinde VCUG yapılmalıdır. [2] Bu tetkikin unilateral hidronefrozu olan çoğu olguda birinci ayın sonunda elektif olarak yapılması daha uygundur. hidronefrozlu olguların 1/3 ünde vezikoüreteral reflü mevcuttur. Hatta postnatal USG si normal olan bebeklerin 1/4 ünde vezikoüreteral reflü olduğu bildirilmiştir. [16] Bu nedenle bazı otörler VCUG nin tüm yenidoğan hidronefrozlu olgularda değil de, bilateral hidronefrozu olan, üreteral dilatasyonu veya unstabil hidronefrozu saptanan olgularda yapılmasını önermektedirler (Tablo 5). hidronefrozu olup tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonu olmayan olgularda, USG de eğer üreteral dilatasyon yoksa VCUG çekilmeyebilir. [17] Diüretik renografi, reflü olmayan olgularda ileri derecede dilate olmuş üst üriner sistemin boşalmasını göstermede ve renal fonksiyonları değerlendirmede en iyi yöntemdir. Mesaneye kateter takılması ve intravenöz radyonüklid madde enjeksiyonunu takiben bebeğin 60 dakika kadar stabilizasyonunu gerektirdiğinden relatif olarak non-invazif bir testtir. Böbrek fonksiyonları ve drenajı hakkında kantitatif bulgu vermektedir. Bu amaçla renal uptake değeri daha Tablo 5. İşeme sistoüretrogramı yapılması için kesin endikasyonlar Şiddetli bilateral hidronefroz Şüpheli infravezikal obstrüksiyon Dilate üreter Duplike böbrek Anormal ekojenite Anormal mesane Piyeloplasti öncesi

Ağras K. Antenatal hidronefrozlu bebeklerde tanısal değerlendirme 51 fazla olan ve tübüler sekresyonla atılan merkapto asetil triglisin (MAG-3) kullanılması önerilir. Dietilen triamin pentaasetik asit (DTPA) bu amaçla kullanılabilirse de, klerensi glomerüler filtrasyon hızına bağımlıdır. Tetkikin ilk 30 dakikasında böbrekte boşalma olmazsa, hastaya diüretik (genellikle furosemid) verilir. Obstrükte olmayan hidronefrotik sistemler genelde diüretik sonrasında boşalırlar, obstrükte olanlar ise boşalmazlar. Birçok olguda arada kalınır ve bu noktada klinisyenin tecrübesi çok önemlidir. Kass ve ark., [18] obstrüksiyonu tanımlamada, radyoaktif izotopların böbrekteki yarılanma ömrünü gösteren t1/2 değerini kullanmışlardır. Buna göre t1/2 nin 10 dakikadan az olması obstrüksiyon olmadığını, 20 dakikadan fazla olması obstrüksiyon olduğunu, 10-20 dakika arasında olması ise şüpheli olduğunu göstermektedir. Bununla beraber diüretik renografi ve t1/2 ölçümleri, işlemin tekniğine, hastanın hidrasyon durumuna, renal fonksiyonlara ve anatomiye bağlıdır. Örneğin ileri derecede hidronefrotik ve kötü fonksiyon gösteren bir böbrek, obstrükte olmasa bile, renografide hızlı boşalmayacaktır. Diüretik renografideki bu sorunlar nedeniyle bazı otörler, diferansiyel veya izole renal fonksiyonlara bakmanın daha doğru olacağını ileri sürmüşlerdir. Örneğin, diferansiyel renal fonksiyonun %40 ın altına düşmesi veya belli zaman aralığından sonra yapılan görüntülemede renal fonksiyonda %5 ten fazla düşme olması birçok klinisyen tarafından cerrahi endikasyonu olarak kullanılmaktadır. [19] Ancak bu eşik değerleri tartışmalı olup, diferansiyel renal fonksiyon için eşik değerinin %35 hatta %25 olmasını önerenler de vardır. [3] Diüretik sintigrafinin tetkiki yapan kişiye oldukça bağlı olduğu ve yalancı pozitif/negatif sonuçların %15 oranında izlendiği akılda tutulmalıdır. Bilateral renal patoloji olması halinde kısıtlı bilgi vermesi, anatomik bilgi vermemesi diüretik renografinin en önemli dezavantajlarıdır. Ama yine de diüretik renografi renal fonksiyonu ve drenajı iyi gösterdiğinden çok değerli bir tetkiktir. Sintigrafik tetkikler arasında, renal parankimin değerlendirilmesinde dimerkapto süksinik asit (DMSA) sintigrafisi kullanılmalıdır. DMSA proksimal tübüllere bağlanır ve renal skarların gösterilmesinde faydalıdır. Hidronefroz değerlendirmesinde öncelikli bir tetkik değildir (Şekil 1). Son yıllarda birçok araştırıcı hidronefrozların değerlendirmesinde alternatif test olarak manyetik rezonans (MR) ürografiyi kullanmaktadır. Radyasyon riski olmayan bu tetkik, özellikle şiddetli hidronefrozu ve kötü böbrek fonksiyonları olan yenidoğanlarda faydalıdır. [19] Bilateral renal patoloji veya kötü böbrek fonksiyonları olması halinde dahi çok iyi anatomik ve fonksiyonel bilgi vermektedir. T2 kesitlerinde hidronefroz net olarak izlenebilir, hatta obstrüksiyonun yeri lokalize edilebilir. Böbrek fonksiyonlarının durumu ve renal parankimin değerlendirilmesi de gadolinumlu T1 kesitleriyle yapılır. Gadolinumun nonnefrotoksik olması önemli bir avantajdır. Günümüz şartlarında bu tetkik pahalıdır. Ayrıca sedasyon veya anestezi gerektirdiğinden yaygın olarak kullanılmamaktadır. Ancak bazı merkezlerde gadolinumlu MR ürografi, diüretikli sintigrafi yerine kullanılmaya başlanmıştır. [20] Özetle bilinmesi gerekenler şunlardır: 1. Hidronefrozlu olgularda prenatal tedavi amaçlı girişim çok nadiren gereklidir. İyi seçilmiş olgularda bile, yapılacak prenatal girişimin faydası tartışmalıdır. 2. Postnatal hidronefroz obstrüksiyonla eş anlamlı değildir. Obstrüksiyonu ayırt edebilmek için görüntüleme yöntemlerine başvurulmalıdır. 3. Postnatal görüntülemede, unilateral hidronefrozlu olguda 7-10. günde renal USG, 1. ayda VCUG yapılmalıdır. Hidronefroz çok belirgin ise MAG-3 sintigrafisi tercih edilmelidir. 4. Prenatal değerlendirmede mesane çıkımında obstrüksiyon düşünülüyorsa, doğumdan sonraki 48 saat içerisinde renal USG ve VCUG yapılmalıdır. 5. Bebek doğduğunda reflü ekarte edilene kadar oral amoksisilin (10 mg/kg/gün) ile antibiyotik profilaksisine başlanmalıdır. 6. Cerrahi tedavi endikasyonları; azalmış diferansiyel böbrek fonksiyonu (<%40), baseline değere göre böbrek fonksiyonunda >%5 azalma, hidronefrozda progresif artış, şiddetli unilateral hidronefroz (AP çap >5 cm), soliter böbrekte şiddetli hidronefroz, şiddetli bilateral hidronefroz (AP çap >3 cm), ateşli tekrarlayan enfeksiyonlar ve ailenin tedaviye uyumsuzluğudur. [17] 7. Şiddetli hidronefrozu olanların (AP çap >3 cm) %25 i cerrahi gerektirmektedir. Sonuç Postnatal hidronefrozun renal hasar bırakıp bırakmayacağının kestirilmesi oldukça zor olup, ciddi kli-

52 Türk Üroloji Dergisi - Turkish Journal of Urology 2011;37(1):47-53 Prenatal USG Bilateral veya unilateral hidronefroz var Üreter dilatasyonu ve/veya mesane patolojisi* yok Bilateral veya unilateral hidronefroz var Üreter dilatasyonu ve/veya mesane patolojisi* var AP çap <15 mm AP çap 15 mm Bilateral Postnatal USG 1-3 günde Postnatal USG 7-14. günlerde İYE varsa VCUG MAG3 VCUG 3. ayda USG tekrarı Primer VUR PUV VUR yok Üretral obstrüksiyon yok (Olası UP veya UV darlık) AP çap 11 mm AP çap >12 mm DMSA Cerrahi MAG3 Üriner USG 18-24. aylarda Hasta semptomatikse MAG3 Şekil 1 Prenatal hidronefrozlu olgularda postnatal tanısal değerlendirme. [11,15] *Mesane patolojisi=dilate mesane veya mesane duvarının kalınlaşması. MAG3: 99m-teknesyum merkaptoasetil-triglisin ile diüretik renografi, DTPA: 99m-teknesyum dietil-triamin pentaasetik asit ile diüretik renografi, DMSA: 99m-teknesyum-dimerkaptosüksinik asit, İYE: İdrar yolu enfeksiyonu, VUR: Vezikoüreteral reflü, PUV: Posterior üretral valf, VCUG: İşeme sistogramı, UP: Üreteropelvik, UV: Üreterovezikal. nik tecrübe gerektirmektedir. Prenatal hidronefrozların çoğunluğu spontan olarak rezolüsyona uğramakla beraber, önemli sayıda olguda renal hasar ilerleyici olabilmektedir. Gelecekte yapılacak olan temel ve klinik araştırmalar sayesinde, bu hastalara uygun yaklaşım veya ameliyat edilecek olguların hangi kriterlere göre seçileceği daha da netleşecektir. Çıkar çatışması Yazarlar, herhangi bir çıkar çatışmasının söz konusu olmadığını bildirmişlerdir. Kaynaklar 1. Liang CC, Cheng PJ, Lin CJ, Chen HW, Chao AS, Chang SD. Outcome of prenatally diagnosed fetal hydronephrosis. J Reprod Med 2002;47:27-32. 2. Woodward M, Frank D. Postnatal management of antenatal hydronephrosis. BJU Int 2002;89:149-56. 3. DiSandro MJ, Kogan BA. Neonatal management. Role for early intervention. Urol Clin North Am 1998;25:187-97. 4. Odibo AO, Raab E, Elovitz M, Merrill JD, Macones GA. Prenatal mild pyelectasis: evaluating the thresholds of renal pelvic diameter associated with normal postnatal renal function. J Ultrasound Med 2004;23:513-7. 5. Grignon A, Filion R, Filiatrault D, Robitaille P, Homsy Y, Boutin H, et al. Urinary tract dilatation in utero: classification and clinical applications. Radiology 1986;160:645-7. 6. Harding LJ, Malone PS, Wellesley DG. Antenatal minimal hydronephrosis: is its follow-up an unnecessary cause of concern? Prenat Diagn 1999;19:701-5. 7. Coplen DE. Prenatal intervention for hydronephrosis. J Urol 1997;157:2270-7.

Ağras K. Antenatal hidronefrozlu bebeklerde tanısal değerlendirme 53 8. Roth JA, Diamond DA. Prenatal hydronephrosis. Curr Opin Pediatr 2001;13:138-41. 9. McLorie G, Farhat W, Khoury A, Geary D, Ryan G. Outcome analysis of vesicoamniotic shunting in a comprehensive population. J Urol 2001;166:1036-40. 10. Holmes N, Harrison MR, Baskin LS. Fetal surgery for posterior urethral valves: long-term postnatal outcomes. Pediatrics 2001;108:E7. 11. Anderson NG, Fischer J, Leighton D, Hector-Taylor J, McEwing RL. Management in children of mild postnatal renal dilatation but without vesicoureteral reflux. Pediatr Nephrol 2010;25:477-83. 12. Koff SA, Campbell K. Nonoperative management of unilateral neonatal hydronephrosis. J Urol 1992;148:525-31. 13. Koff SA, Campbell KD. The nonoperative management of unilateral neonatal hydronephrosis: natural history of poorly functioning kidneys. J Urol 1994;152:593-5. 14. Takla NV, Hamilton BD, Cartwright PC, Snow BW. Apparent unilateral ureteropelvic junction obstruction in the newborn: expectations for resolution. J Urol 1998;160:2175-8. 15. Thomas DFM. Fetal urology and prenatal diagnosis. In: Docimo SG, Canning DA, Khoury AE, editors. Clinical pediatric urology. 5th ed. United Kingdom: Informa Healthcare; 2007. p. 19-34. 16. Zerin JM, Ritchey ML, Chang AC. Incidental vesicoureteral reflux in neonates with antenatally detected hydronephrosis and other renal abnormalities. Radiology 1993;187:157-60. 17. Belarmino JM, Kogan BA. Management of neonatal hydronephrosis. Early Hum Dev 2006;82:9-14. 18. Kass EJ, Majd M, Belman AB. Comparison of the diuretic renogram and the pressure perfusion study in children. J Urol 1985;134:92-6. 19. Riccabona M. Assessment and management of newborn hydronephrosis. World J Urol 2004;22:73-8. 20. Elmore J, Kirsch JA. Assessment of renal obstructive disorders: ultrasound, nuclear medicine, and magnetic resonance imaging. In: Docimo SG, Canning DA, Khoury AE, editors. Clinical pediatric urology. 5th ed. United Kingdom: Informa Healthcare; 2007. p. 447-60. Yazışma (Correspondence): Doç. Dr. Koray Ağras. Angora Evleri, Şahin Sok. E-4 Blok, No: 11, 06800 Beysukent, Ankara, Türkiye. Tel: 0312 291 25 25/4360 e-posta: kagras@yahoo.co.uk doi:10.5152/tud.2011.010