HAÇLI SEFERLERİ DÖNEMİNDE GELİŞEN DOĞU-BATI TİCARETİNİN DOĞAL BİR SONUCU: KÜLTÜREL ETKİLEŞİM Zeynep GÜNGÖRMEZ ÖZET



Benzer belgeler
DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

İngilizce Öğretmenlerinin Bilgisayar Beceri, Kullanım ve Pedagojik İçerik Bilgi Özdeğerlendirmeleri: e-inset NET. Betül Arap 1 Fidel Çakmak 2

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

Tablo 45 - Turizm İşletme Belgeli Tesislerde Konaklama ve Belediye Sayıları

T.C. BİLECİK İL GENEL MECLİSİ Araştırma ve Geliştirme Komisyonu

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.

Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu Genel Başkanı olarak şahsım ve kuruluşum adına hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ

Demiryolu Taşımacılığı ve Bilişim Teknolojileri. Mete Tırman

BİREYSEL SES EĞİTİMİ ALAN ÖĞRENCİLERİN GELENEKSEL MÜZİKLERİMİZİN DERSTEKİ KULLANIMINA İLİŞKİN GÖRÜŞ VE BEKLENTİLERİ

Akreditasyon Çal malar nda Temel Problemler ve Organizasyonel Bazda Çözüm Önerileri

İZMİR TİCARET ODASI MİDİLLİ İŞ VE İNCELEME GEZİSİ HAZİRAN 2013 DIŞ EKONOMİK İLİŞKİLER VE ULUSLARARASI ORGANİZASYONLAR MÜDÜRLÜĞÜ

2016 Ocak ENFLASYON RAKAMLARI 3 Şubat 2016

KADININ STATÜSÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Tarımda Kadınların Finansmana Erişimi Esra ÇADIR

HAYALi ihracatln BOYUTLARI

Analiz aşaması sıralayıcı olurusa proje yapımında daha kolay ilerlemek mümkün olacaktır.

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN. GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL

Kıbrıs ın Su Sorunu ve Doğu Akdeniz in Hidrojeopolitiği

TOHUMCULUK ÜRETİM. Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı,

DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

YEMEK HİZMETLERİ MEMNUNİYET ÖLÇÜM ANKETİ DEĞERLENDİRME RAPORU

ELLE SÜT SAĞIM FAALİYETİNİN KADINLARIN HAYATINDAKİ YERİ ARAŞTIRMA SONUÇLARI ANALİZ RAPORU

I. EIPA Lüksemburg ile İşbirliği Kapsamında 2010 Yılında Gerçekleştirilen Faaliyetler

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası

Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi

ÖZET ...DEĞERLENDİRMELER...

2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖN DEĞERLENDİRME NOTU

KİTAP İNCELEMESİ. Matematiksel Kavram Yanılgıları ve Çözüm Önerileri. Tamer KUTLUCA 1. Editörler. Mehmet Fatih ÖZMANTAR Erhan BİNGÖLBALİ Hatice AKKOÇ

2015 Ekim ENFLASYON RAKAMLARI 3 Kasım 2015

DÜNYA EKONOMİK FORUMU KÜRESEL CİNSİYET AYRIMI RAPORU, Hazırlayanlar. Ricardo Hausmann, Harvard Üniversitesi

Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan:

DENEY 2: PROTOBOARD TANITIMI VE DEVRE KURMA

YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ

Yurda Oönen İşçi Çocukları için Açılan Uyum Kursları ve Düşündürdükleri

YÜKSEK HIZLI DEMİRYOLU YOLCULUKLARININ ÖZELLİKLERİ

Halkla İlişkiler ve Organizasyon

OSMAN HAMDİ BEY ÜLKEMİZE MÜZECİLİK

SOSYAL ŞİDDET. Süheyla Nur ERÇİN

İşte Eşitlik Platformu tanıtıldı

Dünya Çavdar ve Yulaf Pazarı

KELÂMÎ MEZHEPLER VE FIRKALAR. Adem Sezgin UZUN 1

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI ANTALYA SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ SAĞLIK YATIRIMLARI

ZAĞNOS VADİSİ KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJESİ

TÜİK KULLANICI ANKETİ SONUÇLARI

MUŞ ALPARSLAN ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ ORMAN FAKÜLTESİ

10. Performans yönetimi ve bütçeleme bağlantıları

Ekonomik Rapor ULUSLARARASI MAL PİYASALARI 67. genel kurul Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği /

İNOVASYON GÖSTERGELERİ VE KAYSERİ:KARŞILAŞTIRMALI BİR ANALİZ. Prof. Dr. Hayriye ATİK 16 Haziran 2015

M i m e d ö ğ r e n c i p r o j e l e r i y a r ı ş m a s ı soru ve cevapları

REFORM EYLEM GRUBU BİRİNCİ TOPLANTISI BASIN BİLDİRİSİ ANKARA, 8 KASIM 2014

Anaokulu /aile yuvası anketi 2015

Danışma Kurulu Tüzüğü


ANKARA ÜNİVERSİTESİ SENATO KARAR ÖRNEĞİ

8. SINIF 4. ÜNİTE İSLAM DÜŞÜNCESİNDE YORUMLAR 1. Din Ve Din Anlayışı Kazanım :Din ve din anlayışı arasındaki farklılığı ayırt eder.

: Prof. Dr. Nurettin KALDIRIMCI : Kenan TÜRK, Dr. Murat ÇETİNKAYA, Reşit GÜRPINAR, Fevzi ÖZKAN, Dr. Metin ARSLAN, Doç. Dr.

Sayın Valim, Sayın Rektörlerimiz, Değerli Hocalarımız ve Öğrencilerimiz Ardahan Üniversitesi Değerli öğrenciler, YÖK Kültür Sanat Söyleşileri

ELEKTRİK ÜRETİM SANTRALLERİNDE KAPASİTE ARTIRIMI VE LİSANS TADİLİ

ULAKBİM Danışma Hizmetlerinde Yeni Uygulamalar: Makale İstek Sistemi ve WOS Atıf İndeksleri Yayın Sayıları Tarama Robotu

Tıp Fakültesi Dönem Temsilcileri Grubu Yönergesi

MEYVE SULARI. Hazırlayan Nilüfer YILMAZ T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi

2.000 SOSYOLOG İLE YAPILAN ANKET SONUÇLARINA DAİR DEĞERLENDİRMEMİZ. Anayasa nın 49. Maddesi :

GALATA YATIRIM A.Ş. Halka Arz Fiyat Tespit Raporu DEĞERLENDİRME RAPORU SAN-EL MÜHENDİSLİK ELEKTRİK TAAHHÜT SANAYİ VE TİCARET A.Ş.

Araştırma Notu 15/177

ın Kısa süre içinde çıkacak mesajını verdiği karar Bakanlar Kurulu ndan geçti ve Resmi Gazete

Emtia Fiyat Hareketlerine Politika Tepkileri Konferansı. Panel Konuşması

Doç.Dr.Mehmet Emin Altundemir 1 Sakarya Akademik Dan man

GÜMRÜK ETKİNLİKLERİ BİLGİ ŞÖLENİ

Rekabet Kurumu Başkanlığından, REKABET KURULU KARARI

Dünya Hububat Pazarında Neredeyiz?

DÜNYA KROM VE FERROKROM PİYASALARINDAKİ GELİŞMELER

Sayın Bakanım, Sayın Rektörlerimiz ve Değerli Katılımcılar,

3201 Debagatte Kullanılan Bitkisel Menşeli Hülasalar Ve Türevleri Debagatte Kullanılan Sentetik Organik, Anorganik Maddeler Müstahzarlar

BODRUM'A LELEG YOLU YAPILIYOR

Son yıllarda Türkiye de artan enerji talebiyle birlikte

Bunlar dışında kalan ve hizmet kolumuzu ilgilendiren konulardan;

SORU: Bölgeye katkı sağlayacak özel bir proje sahibi iktisadi kalkınma programında %50 hibeden fazlasını karşılayamıyorsa bir destek var mı?

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç

Doç. Dr. Mehmet Durdu KARSLI Sakarya Üniversitesi E itim fakültesi Doç. Dr. I k ifa ÜSTÜNER Akdeniz Üniversitesi E itim Fakültesi

KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL DERGİLER YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9

SANAL DĠLĠN DĠLĠMĠZDE YOL AÇTIĞI YOZLAġMA HAZIRLAYAN: CoĢkun ZIRAPLI Ġsmail ÇEVĠK. DANIġMAN: Faik GÖKALP

İçindekiler Şekiller Listesi

DEMİRYOLUNUN GELİŞTİRİLMESİ İÇİN YENİ YAPILANMA SERBESTLEŞME TÜRKİYE DEMİRYOLU ALTYAPISI VE ARAÇLARI ZİRVESİ EKİM 2013 İSTANBUL TÜRKİYE

Atatürk Anadolu Lisesinde Tablet Bilgisayar Dağıtımı Yapıldı

KAMU İHALE KANUNUNA GÖRE İHALE EDİLEN PERSONEL ÇALIŞTIRILMASINA DAYALI HİZMET ALIMLARI KAPSAMINDA İSTİHDAM EDİLEN İŞÇİLERİN KIDEM TAZMİNATLARININ

Üniversiteye Yeni Başlayan Öğrencilerin İnternete İlişkin Görüşleri (Akdeniz Üniversitesi Örneği)

FOTOĞRAF SANATI KURUMU 4. ÇAMLIDERE KÖY GEZİSİ 5 Nisan 2009

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü :18

KONFRUT GIDA SANAYİ VE TİCARET A.Ş.

GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ YAZ OKULU YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM

MADDE 2 (1) Bu Yönerge, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ve değişiklikleri ile İzmir Üniversitesi Ana Yönetmeliği esas alınarak düzenlenmiştir.

SIRA SAYISI: 279 TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR

SERMAYE ġġrketlerġnde KAR DAĞITIMI VE ÖNEMĠ

Dünyaya barış ve refah taşıyor, zorlukları azimle aşıyoruz

T.C. NUH NACİ YAZGAN ÜNİVERSİTESİ YAZILIM KULÜBÜ TÜZÜĞÜ. BİRİNCİ BÖLÜM Kuruluş Gerekçesi, Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Ara rma, Dokuz Eylül Üniversitesi Strateji Geli tirme Daire Ba kanl na ba

Transkript:

123 HAÇLI SEFERLERİ DÖNEMİNDE GELİŞEN DOĞU-BATI TİCARETİNİN DOĞAL BİR SONUCU: KÜLTÜREL ETKİLEŞİM Zeynep GÜNGÖRMEZ ÖZET Ortaçağda tüccar kültürel alışverişin en önemli etkeni olarak karşımıza çıkmaktadır. Doğu ile batı arasında gidip gelen tüccarlar, sadece ticari emtia taşımakla kalmamış aynı zamanda uygarlığın da en önemli taşıyıcıları olmuşlardır. Haçlı Seferleri başlamadan önceki dönemde Doğu ya nadir de olsa İtalyan tüccarları olan Venedik, Ceneviz ve Pisalıların gidip geldikleri bilinmektedir. Bu ticaret Batı da az bulunan Doğu nun lüks ürünlerinin taşınması şeklinde gerçekleşmiş ve Batı toplumu içerisinde sadece burjuvaların satın alabildiği Doğu ürünleri konusunda merak uyanmıştır. Haçlı Seferlerinin başlaması sonucu Doğu Akdeniz e yerleşen Hristiyanların, daha önce hiç görmedikleri pek çok ticari emtianın varlığı araştırmacılar tarafından sıklıkla dile getirilmiştir. Çalışmamızda Haçlı Seferleri ile Doğu Akdeniz e gelen İtalyan Şehir Devletlerinin bölgede kurdukları yarı-özerk ticaret kolonileri ile buradaki ticari faaliyetleri yürütmesinden bahsetmiş bulunmaktayız. Söz konusu koloniler vasıtasıyla burada kendilerine bir yaşam tesis eden İtalyanlar ile bölge halkı arasında kaçınılmaz bir etkileşim söz konusu olmuş ve bunun sonucunda her iki taraf birbirinden çok şey öğrenmiştir diyebiliriz. Kültürel etkileşim konusunda en somut örnekler her iki tarafın günlük yaşamda sergiledikleri davranışlar incelendiğinde kolaylıkla görülmektedir. Ticari emtiaların ortak isimlendirilmesi, giyim ve yemek tarzlarındaki benzerlik, mimari yapıların tesis edilme biçimleri gibi pek çok unsurda bahsi geçen etkileşimi görmek mümkündür. Batı nın özellikle çeşitli sanayi ürünlerinde Doğu yu taklit ettiği ve bölgede gördüğü tesisleri aynen Avrupa ya taşıdığı konusu da kaynaklarda karşılaştığımız bir durumdur. Söz konusu tesisler arasında şeker üretimi, kumaş boyama atölyeleri ve özellikle cam sanayisi gösterilebilir. Anahtar Kelimeler: Haçlılar, İtalyanlar, Ticaret, Etkileşim, Doğu Akdeniz A Natural Result Of East-West Trade That Was Developed Crusade Perıod: Cultural Interactıon ABSTRACT The "merchant" is the most important factor of cultural exchange in the middle ages. Merchants who commuters between east and west not only move merchandise, but only move civilization. In the period before the Crusades, the known, Italian merchants that Venice, Genoa and Pisa rarely come and go to the East. This trade luxury transportation of goods in society can only buy bourgeois is awakened curiosity about Eastern products. As a result of the commencement of the Crusades when the Christians settled in the eastern Mediterranean, they have never seen before, the presence of many commercial commodity has been voiced by researchers. In our study, we have talked about the Crusades and the Eastern Mediterranean from the Italian city-states in the region have established trading colonies where semi-autonomous conduct commercial activities. we can say that this colony where they plant a living among the people of the region is an inevitable interaction with the Italians were concerned, and as a result, both sides have learned a lot from each other. The most concrete examples of cultural interaction in everyday life, the behavior of both sides can be easily seen when examined. Common nomenclature of merchandise, clothing and food similarities in style, architecture and many other elements of the establishment referred to in forms of interaction can be seen. Various industrial products, especially in the West and in the East had seen in plants that imitation or just move to Europe, we face a situation in which the source is subject. It is shown that among the facilities as sugar production, dyeing workshop and especially the glass industry. Key Words : The Crusaders, Italian, Trade, Interaction, Eastern Mediterranean Giriş 1096-1291 yılları arasında yaklaşık iki yüz yıllık bir dönemi kapsayan Haçlı Seferleri hem Avrupa hem de İslam tarihi açısından oldukça önemli bir olaydır. Avrupa da Haçlı Seferleri ile Bu çalışma XI-XIII. Yüzyıllarda Doğu Akdeniz de Ticaret konulu doktora tezimizden üretilmiştir. Dr. Arş. Gör. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ortaçağ Tarihi ABD, ezgungormez@hotmail.com 123

124 ilgili pek çok çalışma yapılmış olup mesele farklı disiplinden bilim insanları tarafından çok yönlü olarak incelenmiştir. Ülkemizde de özellikle son yirmi yıllık dönemde Haçlı Seferleri ile ilgili ciddi çalışmalar mevcuttur. Söz konusu dönem başta tarihçiler olmak üzere ilahiyatçılar ve ekonomistler gibi farklı disiplinlerden bilim insanları tarafından incelenmiştir. Bizim böyle bir çalışma hazırlama hususundaki amacımız meseleye dini, siyasi veya ekonomik boyuttan farklı olarak sosyo-kültürel açıdan bir yorum getirmeye çalışmaktır. Haçlı Seferleri ile Doğu topraklarında kurulan Hristiyan hakimiyeti ve bu hakimiyetin tesisinde büyük yardımları olan, İtalyan Şehir Devletleri nden; Venedik, Ceneviz ve Pisalıların Doğu topraklarındaki yerli Müslüman, Hristiyan ve Yahudilerle gerçekleştirdikleri ticari münasebetler sonucu ortaya çıkan kültürel etkileşim Ortaçağ tarihini etkileyen önemli bir konudur. HAÇLI SEFERLERİ VE DOĞU AKDENİZ DE İTALYAN KOLONİLERİNİN KURULMASI Haçlılar için İngilizcede kullanılan crusade kelimesi Latincede haç anlamına gelen crux kelimesinden türemiş ve Batı da manevi boyuttaki büyük seferleri ifade etmek amacıyla kullanılmıştır. Haçlı seferlerinin başlaması özellikle batılı araştırmacılar tarafından dini nitelikli bir hareket olarak değerlendirilmek istenmiş, bu amaçla haklılık payı sağlanmaya çalışılmıştır. Oysa ki Haçlı hareketinin sadece dini amaçlı olmadığı ve Haçlıların sokaklarından süt ve bal akan bereketli Doğu topraklarına ulaşmak ve buradaki zenginlikten pay sağlamak istedikleri söz konusu alanda çalışma yapan araştırmacılar tarafından sıklıkla dile getirilmiştir (Runciman, 1992: 299; Coulton, 1930: 198) 1096 yılı Haçlı seferlerinin başlangıç yılı olarak kabul edilmiştir ancak bu tarihten önceki dönemde de Hristiyanlar arasında birleşerek Doğu ya yürüme fikri birçok kere dile getirilmiştir. Örneğin; Heraklios 622-624 yılları arasında Ermeniler ve diğer Hristiyanlara çok sayıda bildiri dağıtmış ve Müslümanlara karşı birlik olmayı teklif etmiştir (Regan, 2001: 78-79). Yine aynı amaçla Bizans İmparatoru VII. Mikhail, 1074 yılında, Papa VII Gregorius e Türklere karşı birleşmeyi tekli etmiş hatta O ndan ücretli asker talep etmiştir. Nihayet 1096 yılında aynı düşünceden hareketle Papa II. Urbanus ile Bizans İmparatoru Alexios I. Komnenos arasında Haçlı zihniyeti üzerinde anlaşmaya varılmıştır. Konuyu izaha çalışan hem Batılı tarihçiler hem de İslam tarihçileri Haçlı Seferlerinin başlangıcı olarak 1096 (H. 490) yılını işaret etmişlerdir (İbnü l-adim, 1996: 234; İbnü l-esir, 2009: 2176; Gesta Francorum, 1962: 43; Mikhail, 37; Devâdâri, 1971: 285; Demirkent, 1997: 5 7; Riley-Smith, 1995: 35). Papa II. Urbanus un Clermont konsilinde yaptığı coşkulu vaazı ve sonrasında kitleler halinde İstanbul yakınlarında toplanan Haçlı kalabalıkları, Bizans İmparatoru Alexios a ve İsa ya yeminler edip kıyafetleri üzerlerine iliştirdikleri Haç işaretleri ile akın akın Doğu topraklarına ilerlemişlerdir. Haçlılar, 10 Mart 1098 de Urfa Haçlı Kontluğu nu, 3 Haziran 1098 de Antakya Prinkepsliğini, 15 Temmuz 1099 da Kudüs Haçlı Krallığını ve 12 Temmuz 1109 yılında da Trablus Haçlı Kontluğunu, Kıbrıs Haçlı Krallığı, 15 Ekim 1097 de Maraş Haçlı Senyörlüğü, kurdular. Ayrıca Haçlılar Doğu nun zengin ticaret şehirlerinden olan; Arsuf u 1101 de, Akka yı da 1104 de, Sayda yı 1110 da, Sur u 1124 de ve Askalan ı 1153 de ele geçirmişlerdir (İbnü l-adim, 1996: 236-237; İbnü l-esir, 2009: 2180; İbn Kalanisi, 1983:221; Meteos, 2000:153; Gesta Francorum, 1962: 44-45; Mikhail, 40; Kedar, 2002: 243; Küçüksipahioğlu, 2002: 687; Gökhan, 2008:5-32; Hillenbrand, 1999: 330). Haçlı liderleri Doğu ya hareketleri sırasında genellikle deniz yolunu tercih etmişlerdir. Çünkü kara yolu Anadolu üzerinden geçmektedir ve bölgeye hakim olan Selçuklular, Haçlılar karşısında başarılı mücadeleler sergileyerek onları yıpratmaktadır. Deniz yolunun tercih edilmesi Haçlı liderlerini İtalyan Şehir Devletlerine muhtaç duruma düşürmüştür. Durumu kendi lehlerine değerlendirmek için İtalyanlar Haçlılarla çeşitli imtiyaz anlaşmaları yapmışlar ve Doğu Akdeniz de ele geçirilen liman şehirlerinin üçte birine sahip olmak şartıyla Haçlıları Doğu ya taşımışlardır. Venedikliler, Cenevizliler ve Pisalıların her biri savaş dönemlerinde ganimet ve esirlerin toparlanması, silah temin edilmesi ve Müslüman savaş gemilerine karşı denizde saldırılar gerçekleştirilmesi gibi görevler yürütürken barış dönemlerinde ise bölgedeki kolonileri vasıtasıyla 124

125 ticari faaliyetlerde bulunmuşlardır (Pryor, 2004: 129; Abulafia, 2012: 334; Heyd, 2008:144; Sevim, 2000: 23-24). Doğu Akdeniz in liman şehirlerini Akka, Beyrut, Trablus, Sur, Sayda, Lazkiye, Süveydiye, Yafa ve Hayfa olarak sıralayabileceğimiz coğrafi bakımdan yan yana sıralanmış şekilde görülen küçük şehirlerdir. Ancak ticari açıdan oldukça gelişmiş oldukları için bölge halkı refah içindedir. The Gesta Tancredi de Haçlıların Doğu Akdeniz in yukarıda saydığımız ticaret şehirlerine hakim olduklarında bu şehirlerin zenginliği karşısında hayrete düştüklerine ve sahip oldukları çok sayıda gıda maddesi, para, silah, esir v.b. ganimetlerden fazlasıyla memnun olduklarına dair bilgiler mevcuttur (The Gesta Tancredi, 2005:128). Venedikliler, Cenevizliler ve Pisalılar Doğu Akdeniz de kurdukları kolonilerle sadece ticareti organize etmiyorlar, aynı zamanda bölgenin ekonomik anlamdaki tüm imkanlarını kullanıyorlardı. Yerel halkı da sürece dahil eden İtalyanlar tarımsal faaliyetleri modernize ederek ticari değeri yüksek emtiaların üretimini sağlıyor, yer altı kaynaklarının elverişliliği ölçüsünde bunlar için tesisler kurarak maden işletmeleri kuruyorlardı (Heyd, 2000:366). Siyasiler arasında gerçekleşen uzun süreli kuşatmalar, meydan savaşları bazen de katliamlar- İtalyanlar tarafından kurulan toplumsal düzeni etkilemiyor onlar Doğu nun egzotik ürünlerinin pazarlarını tekellerine almaya devam ediyorlardı. Doğu da kazanılan zenginlikler kısa zaman sonra İtalyan Şehir Devletleri arasında rekabete yol açmıştır. Konu ile ilgili olarak Abu l-farac İtalyanların Haçlılardan imtiyaz edinme yarışı içerisinde olduklarından ve sık sık aralarında münakaşalar yaşandığından da bahsetmiştir (Abu l-farac, 1999, II: 567). DOĞU-BATI TİCARETİ VE KÜLTÜREL ETKİLEŞİM Haçlı Seferleri döneminden önce Doğu Akdeniz de özellikle Hindistan ve Çin kaynaklı ticaret ürünleri mevcuttu ve bunların ticareti Arap, Türk ve Yahudi tüccarlar tarafından organize ediliyordu. Haçlıların bölgeye gelmesi ile Doğu ile Batı arasındaki transit ticaret ağı kesintisizleşmiş ve özellikle İtalyan tüccarlar tarafından Batı ya taşınan ürünler büyük ilgi görmüştür. Hatta bu süreçte Batı da, Doğu nun zenginlik göstergesi lüks ürünlerini kullanan yeni bir sosyal sınıf ortaya çıkmıştır. Haçlılar birçok gıda maddesi ile ilk kez doğuda karşılaşmışlardır. Burada Fulcher of Chartres tarafından aktarılan bir hikâyeyi vermek yerinde olacaktır. Fulcher kroniğinde; Askalan civarında ağaçların arasında farklı bir meyve ağacı gördüğünü ve bunun daha önce gördüklerine hiç benzemediğini, meyvelerden biraz toplayıp kırdığında ise içinden bir miktar siyah duman çıktığını anlatmıştır (Fulcher of Chartres, 1969: 146). Metinde bu meyve ile ilgili olarak; meyvenin boyutu ve şekli, ağacın yapısı, özelikleri ve yaprak şekli ile ilgili herhangi bir bilgi bulunmadığından bunun ne olduğu konusunda biz de bir fikir edinebilmiş değiliz ancak bu meyvenin zamanında toplanmadığı için çürümüş bir ceviz olması muhtemeldir. Bilindiği üzere ceviz meyvesinin yeşil renkteki dış kabuğu zamanla siyaha döner ve elle tutulduğunda da toz haline gelir. Fulcher in kroniğinde meyve ile ilgili paragrafın hemen devamında kış şartları bastırmadan Kudüs e ulaştıklarını kaydetmiştir. Bu durum bizim tahminimizi güçlendirmektedir çünkü söz konusu meyvenin ceviz olduğunu varsayarsak, karşılaşılan dönem yaz sonu olduğu için ceviz çürüyüp toz şeklinde dağılabilmektedir. el- Ömeri nin Askalan da yetişen meyvelerle ilgili verdiği önemli bilgiler arasında ceviz ağaçlarının da bulunduğunu nakletmesi yukarıdaki tahminimizi güçlendirmektedir. Haçlıların bu ve buna benzer şekilde doğuda ilk defa karşılaştıkları ve hayretlerini belirttikleri meyveler olduğunu bilmekteyiz (el-ömeri, 1985: 25). Doğu ya özgü çeşitli baharatlar, aromatik sakızlar, şeker kamışı, susam, keçiboynuzu, darı, pirinç, kayısı, kavun, limon, incir, nar, zeytin, şeftali, hurma, portakal, ıspanak, muz v.s. gibi ticari emtiaların her biri Haçlıların ilk defa Doğu da karşılaştıkları ürünler arasında sıralanabilir. Gıda maddeleri dışında; çeşitli kumaşlar, halılar, fildişi, cam, ayna, inci, değerli taşlar, gümüş, emaye, cam ve seramikten yapılan çeşitli ev eşyaları Doğu dan Batı ya aktarılan ürünler arasında gösterilebilir (Hillenbrand, 1999: 389; Tez, 2001:159; Prawer, 1972: 353; Runciman, 1992: 18-24; Sédillot, 1983: 177; Er, 2006:129; Hitti, 1957: 618). 125

126 Özellikle barış zamanlarında yaşanan yoğun ticari faaliyetler sonucu iki taraf sosyokültürel açıdan birbirleri tanıma fırsatı bulmuş ve bu durum günümüze kadar sürecek bir kültürel etkileşimi de beraberinde getirmiştir. Batılı araştırmacı Richard A. Newhall Haçlı seferleri dönemi sonunda Hristiyanların yaşam biçimleri ve bakış açıları değişmiştir şeklindeki ifadesi ile aslında konumuzu tam olarak özetlemektedir (Newhall, 1963: 99). Doğu ya yerleşen Haçlılar zamanla onların adetlerini benimsemişler, onlar gibi giyinmeye başlamışlar ve yerli Hristiyanlarla gerçekleştirdikleri evliliklerle onlar gibi yaşamışlardır. Haçlılarda özellikle iklim, fiziksel koşullar ve beslenme alışkanlıkları konusunda önemli değişiklikler görülmüştür. Haçlıların Avrupa dan getirdikleri kendilerine has alışkanlıklar zamanla doğu kültürü içerisinde erimiş ve onlar yerli kültüre adapte olamaya başlamışlardır (Benvenisti, 1970: 371; Suiatola, 1997: 20; Hitti, 1957: 621; Lewis, 2006: 219; Sédillot, 1983: 175-177) Kültürel etkileşim konusunda somut örnekler vermek gerektiğinde Haçlıların günlük yaşamı üzerinde kısaca bir gezinti yapmak yeterli olacaktır. Haçlılarda önceden mevcut olmayan ve Doğu adetleri içerisinde yer alan; uzun sakallar bırakmak, pamuk veya ketenden yapılmış uzun elbiselerle sokakta dolaşmak, Haçlı Kadınlarında görülen gösterişli takılar ve makyaj yapmak, Haçlı evlerinde sofraları süsleyen yağı-baharatlı doğu yemekleri, çeşitli meyvelerin karıştırılması ile hazırlanmış meyve suları gibi çoğaltılabilecek örnekler mevcuttur (Hitti, 1957: 619; Benvenisti, 1970: 372-373-378). Üsame İbn Münkız ın anlattığı bir hikaye burada konumuzu tamamlar niteliktedir. Üsame, Antakya da bir haçlının evine konuk olmuş ve kendisine hazırlanan yemekler konusunda çekinceli bir tutum sergilemiştir. Bunun üzerine ev sahibi kendisine çekinmemesini, evinde doğunun baharatlı ve lezzetli yemeklerinin Mısırlı hizmetçi kadınlar tarafından hazırlandığını belirtmiştir. Üsame, bunun üzerine hazırlanan yemeklerden yemiş ve Haçlı evlerinde doğu kültürünün adaptasyonuna bizzat şahit olmuştur (Üsame İbn Münkız, 1992: 189). Ticari emtianın isimleri incelendiğinde Doğu ile Batı kavramları arasındaki benzerlik dikkate şayan bir mahiyettedir. Örneğin önemli ihraç ürünlerinden olan gıda maddelerinin isimleri her iki dilde de benzer şekildedir. Portakal anlamındaki Arapça narange sözcüğü batı dillerine orange olarak aktarılmıştır. Örnekleri çoğaltmak gerekirse; lemon limon, spinach ıspanak, artichokes enginar, saffron safran, aniline anilin olarak kullanılmaktadır. Benzer şekilde gemicilik, ekonomi ve bankacılık ile ilgili çeşitli terimler; alabora, borsa, banka, kambiyo, fabrika, manifatura, firma, lira, makine, marka, kanepe, kasa, kahvaltı, gazette, limonata, lokanta, manto, moda, madalya ve posta kelimelerinin her iki dildeki karşılıkları neredeyse aynıdır (Turan, 1990: 345-347; Prawer, 1972: 364; Tez, 2001:159). Araştırmacıların çoğu tarafından kültürel etkileşimin anahtarı olarak Arapça gösterilmiştir. Haçlılar tarafından öğrenilen ve etkin bir şekilde kullanılan Arapça kültürel etkileşimde önemli bir araç olmuştur. Jonathan Riley-Smith in ifadesine göre Üsama İbn Münkız gibi önemli emirlerin Fransızca konuşmamasına karşın Haçlı liderlerinden olan Renould of Challiton, Renould of Sidon ve William of Tyre nin iyi derecede Arapça yazıp konuşuyorlardı (Riley-Smith, 1995: 235). Haçlıların hem doğuda yaşamlarını sürdürebilmeleri hem de ticari ilişkilerini geliştirebilmeleri için Arapçayı öğrenmeleri gerekiyordu. Özellikle Tüccarlar ticaret olanakları ve koşulları hakkında bilgi edinmek ve ticari faaliyetlerini sürdürebilmek için Arapça konuşmak zorundaydılar. Hal böyleyken Haçlıların Arapça öğrenmeleri doğal bir olgudur buna karşın hiçbir Doğulunun Fransızca veya Latince öğrenmemiş olması da önemli bir konudur (Hitti, 1957: 615/621; Goitein, 1967: 57; Lewis, 2010: 218; Hillenbrand, 1999: 333; Karlıağa, 1996:67; Hallam, 1989: 134). Arapça sadece günlük yaşam dili olmamış, XII. yüzyılda önemli İslam düşünürlerinden İbn Sina ve İbn Rüşd ün eserleri de Arapça dan Latince ye çevrilmiştir. Çeviri faaliyetleri sonucu özellikle ilaç sektörü ve tıp ilimlerinde de etkileşim göze çarpmaktadır. Doğu doktorları tarafından kullanılan yöntemler batıya nakledilmiştir diyebiliriz. Güney İtalya nın önemli şehirlerinden olan ve Hipokrat Şehri olarak tanınan Salerno da bulunan Tıp okulunda da Arapça dan çevrilmiş eserlerin derslerde incelendiği bilgisi mevcuttur. Ayrıca batılıların doğu ilimlerini iyi idrak etme 126

127 amacıyla çeviri faaliyetlerine Kuran ı-kerim den başladıkları da edindiğimiz bilgiler arasındadır (Hitti, 1957: 614; Üçyiğit, 1955: 42-43) Kültürel etkileşim açısından önemli bulduğumuz bir takım olgularla konumuzu açıklamayı sürdürmek gerekirse Haçlılar hayatın farklı alanlarında kullandıkları birçok öğeyi Doğululardan öğrenmişlerdir. Örneğin; şövalye ve atlarına ağır metallerden elbiseler giydirmek, posta güvercinleri kullanmak, geceleri haberleşmeyi sağlamak için ateş yakmak, spor turnuvaları düzenlemek, yel değirmenlerini ve nehir suyuyla çalışan değirmenleri kullanmak, çeşitli hayvan figürlerini savaş aletleri, bayrak ve armalar üzerinde kullanmak, Doğulu devletlerininkine benzer mahiyette para bastırmak gibi sayabileceğimiz birçok kültür unsurunu doğudan nakletmişlerdir (Hitti, 1957: 615-616; Hillenbrand, 1999: 398; Şeşen, 2002: 83). Haçlıların Doğu da ilk kez karşılaştıkları ürünler arasında şeker ilk sıralarda yer almaktadır. Doğu da şeker ve kand sözcüğü ile ifade edilen şeker kamışı Batı dillerine sugar ve candy kelimeleri ile geçmiştir. Haçlılar şeker üretim tesislerinin işleyişini kısa zamanda öğrenmişler ve şeker ticareti ile yetinmeyerek bu tesisleri aynen Batı ya kurarak şeker üretimine başlamışlardır (Lewis, 2010:201-202). Doğu dan Batı ülkelerine nakledilen en önemli sanayi tesislerinden birisi de cam sanayidir. Aynı zamanda sanatkârlık da gerektiren cam ustalığı konusunda İtalyanlar kısa sürede mahir bir hale gelmişler ve Venedik ve Ceneviz de cam ustaları görülür hale gelmiştir. Avrupa da camdan üreilmiş ev eşyaları çok beğenilmiş ve burjuvaların evlerinin yanı sıra kiliseleri de süsleyen nadide objelerden olmuştur. Önemli Haçlı kaynaklarından The Gesta Tancredi de Akka ve Sur da cam işiyle uğraşan yerlilerden bahsedilmiştir. Eserde Doğu Akdeniz de İtalyanların bu sanatı öğrenmeleri konusunda da önemli bilgiler mevcuttur (The Gesta Tancredi, 2005: 99). Suriye Tarihçilerinden P. Hitti, kültürel etkileşim konusunda oldukça ilgi çekici bir örnek vererek konuyu farklı bir boyuta taşımıştır. O, Templier şövalyelerinin çeşitli ayinlerini Haşhaşi tarikatına benzetmiş ve Haşhaşilerden etkilenmiş olabileceklerini vurgulamıştır (Hitti 1957: 616). Mesele incelendiğinde benzerlik görülmektedir ancak bu konu ile ilgili yorum yapabilmek için elbette ki müstakil bir araştırmaya gereksinim duyulmaktadır. Doğu ile Batı arasındaki kültürel etkileşim; ticaret, hukuk, sanat, edebiyat ve mimaride de kendisini hissettirmektedir. Örneğin Latin edebiyatında jokerler Lazkiye den, aktörler Beyrut tan sirkciler, Sur dan balerin ve dansçılar Kayseriye den ve güreşçiler de Askalan dan figüre edilmiştir (Benvenisti 1970: 29). Kültürel etkileşim elbette ki tek yönlü değildir. İtalyan Şehir Devletleri tarafından bölgede tesis edilen yaşam biçimi yerli Müslümanlar tarafından benimsenmiştir. Haçlılar Doğu da kurdukları yerleşmelerde özellikle mimari alanında Roma Bizans etkisini hissettirmişlerdir. Ayrıca özellikle İtalyan tüccarlar ticari sahada önemli gelişmelere imza atmışlar ve onların yenilikleri Doğulular tarafından Bizzat uygulanmıştır. Bu yenilikleri Pusula, haritalar, banka, kredi ve ticari ofis sistemi olarak sıralayabiliriz (Hitti 1957: 301/620; Kramers 1934: 30; Üçyiğit 1955: 33; Husain 2007: 4-5; Nomiku 1997: 39). Haçlı seferlerinin sona ermesi sadece siyasi anlamda söylenilebilecek bir sözdür diyebiliriz. Çünkü Haçlıların iki yüz yıl gibi bir süre Doğu topraklarında yaşamaları sonucu öğrendikleri Avrupa tarihini uzun süre etkileyecek Feodalite rejiminin yıkılması, Rönesans ve Reform gibi önemli tarihi olayların gelişmesine vesile olmuştur (Selen 1960: 51). SONUÇ İslam ve Hristiyan dünyası arasında yaşanan savaşlar sadece Haçlı Seferleri döneminde yaşanmamış bu dönemden önce de çeşitli mücadeleler görüldüğü gibi sonraki dönemde de iki medeniyetin yüzyıllar boyunca birbirleriyle savaştıkları görülmüştür. Haçlı Seferleri 1291 yılında son Haçlı kalesi olan Akka nın Memluklular tarafından ele geçirilmesi ile sona ermiştir. 1096-1291 yılları, kültürel etkileşim açısından yoğun bir dönem olarak geride bırakılmış, her iki medeniyetin birbirleri üzerinde bıraktıkları izler ise Haçlı Seferlerinden sonra da uzun süre devam etmiştir. Dönemin kaynaklarında gene itibari ile siyasi olaylarla ilgili bilgiler bulunması kültürel etkileşim konusunu ortaya çıkarma anlamında zorluk olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak burada 127

128 seyahatnameler ve döneme tanık olanların yazdıkları anılar kültürel etkileşim açısından somut örnekler vermişlerdir. Yukarıda verdiğimiz örnekler kapsamında konuyu değerlendirmek gerekirse Haçlılar ile Müslümanlar arasında kültürel etkileşim en çok günlük yaşam unsurlarında karşımıza çıkmaktadır. Konuşma dilinde kullanılan benzer tabirlerin yanı sıra giyim-kuşam, ev dizayn biçimleri ve pişirilen yemekler konusunda her iki medeniyette de yoğun bir benzerlik bulunmaktadır. Günlük yaşamı askeri ve ticari uygulamalar takip etmiş, savaş aletleri, kuşatma düzenekleri açısından her iki tarafın birbirini taklit ettiği gözlemlenmiştir. Ticari uygulamalarda ise etkileşim Batı dan Doğu ya nakledilen bankacılık, çek, senet, kredi, kefil gibi uygulamalar Müslüman tacirler tarafından öğrenilerek uygulanmıştır. Haçlı Seferlerinin sonuçlarına bakıldığında elde edilen tek kazancın ticaretin gelişmesi ve sosyo-kültürel etkileşimin yaşanması ile her iki tarafın yaşam tarzlarındaki değişiklikler olduğu rahatlıkla görülebilir. 128

129 KAYNAKÇA ABULAFIA, D. (2012) Büyük Deniz, Akdeniz de İnsanlık Tarihi, Çev. Gül Çağalı Güven, İstanbul: Alfa Yayınları. ABU L-FARAC, (1999) Gregory Abu l-farac Tarihi, C.II, Çev. Ömer Rıza Doğrul, Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları. BENVENISTI, M. (1970) The Crusaders In The Holy land, New York: The Macmillan Company. COULTON, G.G. (1930) Crusades, Commerce and Adventure, London: Thomas Nelson Press. DEMİRKENT, I. (1997) Haçlı Seferleri Tarihi, İstanbul: Dünya Yayıncılık. DEVÂDÂRİ, (1971) Ebu Bekr b. Abdullah b. Aybek İbnü d-devâdârî, Kenzü'd-Dürer ve Câmiü'l- Gurer, C.8., Ed-Dürretü'z-Zekiyye fî Ahbari'd-Devleti't-Türkiyye, Kahire. ER, İ.H. (2006) Cennet Doğuda Bir Yerdedir, Haçlı Seferlerinin Değişen Yüzü, Ankara: Elips EL-ÖMERİ, (1985) İbn Fadlullah el-ömeri, Mesalik el-ebsar fi Memalik el-emsar, Kahire 129 Kitabevi, FLEET, K. (2009) Byzantium to Turkey 1071-1453, Volume I, New York: Cambridge University Press. FULCHER OF CHARTES, A History of the Expedition to Jerusalem 1095-1127, Trans. F.R. Ryan, Knoxville: The University of Tennessee Press, GESTA FRANCORUM, Et Aliorum Hierosolimitanorum, 1962. The Deeds of the Franks and the Other Pilgrims to Jerusalem, Edit. Rosalind Hill, New York: Thomas Nelson and Sons Ltd. GOITEIN, S.D. (1967) Mediterranean Trade Preceding The Crusades: Some Fact and Problems, Offprint Diogenes: 59, p. 47-62. GÖKHAN, İ., (2008) Maraş Haçlı Senyörlüğü, Türk Dünyası Araştırmaları, Sayı: 172, Ankara, ss.1-36. HALLAM, E. (1989) Chronicles of the Crusades, New York: Weidenfeld and Nicolson Press. HEYD, W. (2000) Yakın-Doğu Ticaret Tarihi, Çev. Enver Ziya KARAL, Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları HILLENBRAND, C. (1999) The Crusades Islamic Perspectives, Edinburgh: Edinburgh University Press. HITTI, P.K. (1957) History of Syria, Including Lebanon and Palestine, London: St. Martin s Press. HUSAIN, A.A. (2007) Approaching Islam and The Religious Cultures of the Medieval and Early Modern Mediterranean, A Faithful Sea, Edit. A. Husain-K.E.Fleming, pp. 1-27. İBNÜ L-ADİM, (1996) Ebu l-kasım Kemaleddin Ömer b. Ahmed İbnü l-adim, 660/1262, Zübdetü l-haleb min Tarihi Haleb, Darü -Kitab El-Alemiyye, Beyrut-Lübnan. İBNÜ L-ESİR, (2009) El-Kamil Fi t Tarih, I-II, Al-Maktaba, Sayda-Beyut-Lübnan İBN KALANİSİ, (1983) Zeyl-ü Tarihi Dımaşk, Dar l-hasan, Dımaşk. KARLIAĞA, B. (1996) İslam-Hristiyan Diyaloğu ve Akdeniz Ülkelerinde İslam-Hristiyan Ortak Yaşamı, Diyanet İlmi Dergisi, Cilt: 32, Sayı:3, ss. 65-105. KEDAR, B. Z. (2002) The Subjected Muslim of the Frankish Levant, The Crusades, Edit. Thomas F. Madden, Blackwell Publishing, UK, p. 233-264. KRAMERS, J.H. (1934) İslam Medeniyeti Tarihinde Coğrafya ve Ticaret, Çev. Ömer Rıza, İstanbul: Asarı İlmiye Kütüphanesi Neşriyatı, İlmi Eserler Serisi: 5. KÜÇÜKSİPAHİOĞLU, B., (2002) Haçlı Devletleri, Türkler, C.VI, Ankara: Yeni Türkiye Yayınları, ss. 687-694. LEWIS, B., (2006) Uygarlık Tarihinde Araplar, İstanbul: Pegasus Yayınları. (2010) Ortadoğu, Çev. Selen Y. Kölay, Ankara: Arkadaş Yayınları. NEWHALL, R.A. (1963) The Crusades, USA: Berkshire Studies in Europen History. NOMIKU, H. A. (1997) Haçlı Seferleri, Çev. Kriton Dinçmen, İstanbul: İletişim Yayınları.

130 PRAWER, J. (1972) The Latin Kingdom of Jerusalem, European Colonialism in the Middle Ages, Israel:Keter Press. PRYOR, J.H., (2004) Akdeniz de Coğrafya, Teknoloji ve Savaş Araplar, Bizanslılar, Batılılar Çev. Füsun-Tunç Tayanç, İstanbul: Kitap Kitabevi. REGAN, G. (2001) First Crusader Byzantium s Holy Wars, United States of RILEY-SMIYH, J. (1995) The Crusades, New York: Oxford University Press, ve Türkler, America. Macmillan Press, RUNCİMAN, S (1992) Haçlı Seferleri Tarihi, C. II, Çev. Fikret Işıltan, Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları. SEDILLOT, R. (1983) Değiştokuştan Süpermarkete Tarih Boyunca Tacirlerin ve Ticaretin Öyküsü, İstanbul: Cep Kitapları A.Ş. SELEN, H.S. (1960) Ticaret Tarihi, İstanbul: İnkılap Yayınları, Yeni Matbaa. SEVİM, A., (2000) Anadolu nun Fethi Selçuklular Dönemi, Ankara. Türk Tarih Kurumu Yayınları. SUISTOLA, J. (1997) Tarih Boyunca Doğu-Batı/Hristiyan-Müslüman İlişkileri, Uluslararası Selahaddin Eyyubi Sempozyumu, 23-24 Kasım 1996, Diyarbekir, ss. 17-21. SÜRYANİ MİKHAİL VAKAYİNAMESİ, Çev: Hrant D. Andreasyan, Türk Tarih Kurumu Tercümeler Kısmı Basılmamış Notlar. ŞEŞEN, R. (2002) Eyyubiler, Türkler, C.V, Ankara: Yeni Türkiye Yayınları, ss. 60-76. TEZ, Z., (2001) Bilim ve Teknikte Ortaçağ Müslümanları, Ankara: Nobel Yayın Dağıtım. THE GESTA TANCREDI, (2005) The Gesta Tancredi of Ralph of Caen, A History of the Normans on the First Crusade, Trans. B.S. Bachrach-D.S. Bachrach, Great Britain: ASHGATE. TURAN, Ş. (1990) Türkiye-İtalya İlişkileri, I, Selçuklulardan Bizans ın Sona Erişine, İstanbul: Metis Yayınları URFALI METEOS, 2000. Vekayiname, Çev. Hrant D. Ansreasyan, Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları. ÜÇYİĞİT, E. (1955) Ortaçağ İslam Medeniyetinin Avrupa Medeniyeti Üzerindeki Tesirleri, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, I-II, ss. 31-45. ÜSAME İBN MÜNKIZ, (1992) İbretler Kitabı (Kitab el-itibar), Selahaddin Eyyubi nin Danışmanlarından Emir Üsame nin Anıları, İstanbul: Ses Yayınları. 130