TOBB SEKTÖREL HABER BÜLTENİ

2010 TOBB SEKTÖREL HABER BÜLTENİ Türkiye Hayvancılık Meclisi 06.11.2010-08.11.2010

HAYVANCILIK SEKTÖRÜ HABER BÜLTENİ SARAY TARIM, TOPAL'I SON YOLCULUĞA UĞURLADI (HÜRRİYET) SARAY Tarım ve Hayvancılık A.Ş. Genel Müdürü Fevzi Topal önceki sabah İstanbul'da vefat etti ve dün Suluova'da toprağa verildi. Uzun yıllar Tarım Bakanlığı'nda çalışan ve 2005 yılında emekli olduktan sonra işadamı Necati Kurmel'in kurduğu Türkiye'nin en büyük ve en gelişmiş hayvancılık tesislerinden Saray Tarım ve Hayvancılık A.Ş.'nin genel müdürlüğüne getirilen Fevzi Topal, buradaki görevinde de bütün Türkiye'ye örnek olacak çağdaş hayvancılık uygulamalarına öncülük etti. Türkiye genelinde modern yöntemlerle hayvancılık yapılması için çalışan birikim sahibi isimler arasına duayen olarak da adlandırılan Fevzi Topal, evli ve 2 çocuk babasıydı. Topal, SETBİR Başkan Yardımcılığı ve TOBB Türkiye Hayvancılık Meclisi Başkanlığı görevlerini de yürütüyordu. BESİCİLERDEN 'SPEKÜLATÖR İSYANI (DÜNYA) Et fiyatlarını düşürmek amacıyla, hükümetin canlı hayvan ve et ithalatına izin vermesi besiciliği tehdit ediyor. Pek çok besi işletmesi, et ithalatı nedeniyle yatırım yapmaktan çekiniyor. İşletmeler, kesime gönderdikleri hayvanların yerine yenisini koyamıyor. Sektörde, ithalatın devam etmesi durumunda besiciliğin biteceği endişesi var. Besicilerin yaşadığı endişeyi, Türkiye'nin en büyük besi işletmelerinden Banvit, gazete ilanları ile duyurdu. Banvit'in gazetelere verdiği ilanda Türkiye'ye giren ithal etin besicileri yatırımdan caydırdığına dikkat çekildi. İlanda et ithalatı yerine besilik hayvan ithal edilmesi önerildi. Besicilerin isyanını gazete ilanı ile kamuoyuna duyuran Banvit A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Görener, DÜNYA'nın sorulan üzerine, Tarım Bakanlığı'nın et krizi konusunda en başta yanlış yaptığını ve bu yanlışta ısrar ettiğini söyledi. Görener: "En başında yanlış adım atıldı. 'Türkiye'nin yeterli hayvanı var' denildi. Oysa bilgi aldıkları yerde, işin kaynağında yanlışlar yapıldı. Türkiye'nin nüfusu artıyor. Kişi başına geliri artıyor. Fakat hayvan varlığının artması bir yana, azalıyor. Biz bunu söylerken Türkiye İstatistik Kurumu verilerine dayanarak söylüyoruz. Bakın, 1991'de Türkiye'nin büyükbaş hayvan sayısı 12.3 milyon baş. Bu 2009 sonu itibariyle 10.8 milyona gerilemiş. Sağmal inek sayısı aynı dönemde 6.1 milyon baştan, 4.1 milyon başa inmiş. Ülke nüfusu 57.3 milyondan, 72.5 milyona ulaşmış. Kişi başına gelir, aynı dönemde 2 bin 621 dolardan1 8 bin 578 dolara ulaşmış. Kırmızı et talebini belirleyen nüfus ve gelir artarken, et arzını belirleyen hayvan varlığı büyük oranda düşüyor. Sağmal hayvan sayısındaki azalma, sonuçta besi materyali arzını da kısmakta. Arz azalırken, talebin arıyor oluşu, her zaman fiyatları yukarı çeker. [2]

Dolayısıyla zamanında önlem alınmaması bugünkü krizi doğurdu" dedi. İkinci ilan "spekülatör" suçlamasına yanıt verecek Bakanlığın yaptığı en büyük yanlışlardan bir diğerinin 'besicilerin spekülatörlükle suçlanması' olduğunu vurgulayan Ömer Görener, bu konuda da kamuoyunu bilgilendirecek bir ilan vereceklerini söyledi. Besicilerin 'spekülatör' olarak adlandırılmasının kabul edilemeyeceğini vurgulayan Görener şunları söyledi: "Spekülatör damgasını sindiremiyorum. Her hafta 400-500 hayvan kesiyorum. Bu hayvanların yarısını kendi işletmemden, diğer yansını dışarıdan alıyorum. Müşterilerime et temin etmek zorundayım. Elimde yok diyemem. Dolayısıyla nasıl spekülatör olabilirim ki? Türkiye'de bir buzağının fiyatının 1.200 TL olmasına karşılık Avrupa Birliği'nde buzağı fiyatının ortalama 300 TL olduğunu belirten Görener, Avrupa da arpa, küspe ve yemin ülkemize göre daha ucuz olduğunu ifade etti: "Yapılan yanlışın faturası besiciye çıkarılmak istendiğinden ve veriler doğru okunmadığından, spekülatörlükle suçlanıyoruz. Türkiye'de 14-15 TL'ye satılan karkas ette, buzağının etkisi sadece 6 TL. Spekülasyon bunun neresinde?" Asıl spekülasyon ithalatta Asıl spekülasyonun ithalatta olduğunu belirten Ömer Görener, Et ve Balık Kurumu'nun ithal karkas et kilogram satış fiyatının 12 TL olduğunu, bu fiyat baz alındığında, ithal etin çok yüksek kârlarla satıldığını ileri sürdü. Görener'in hesaplamalarına göre, Avrupa'da ön kol karkas etin kilogram fiyatı 2 ila 2,80 euro arasında bulunuyor. Buna göre kilogram başına tahmini satın alma fiyatı 2,5 euro, tahmini nakliye 0,30 euro, yüzde 30 gümrük bedeli 0,85 euro. İthalatçıya karkas etin kilogramda maliyeti toplam 3.65 euroya ve 7.30 TL'ye ulaşıyor. Fakat ithal et yüzde 64'e ulaşan bir kar oranıyla 12 TL'den satılıyor. Ön kol yerine bütün dana dikkate alındığında aynı hesaplama yöntemi ile ithalatçının 1 kilo karkas et maliyeti 9 lira 4 kuruş iken, yüzde 33 kar oranıyla 12 TL'den marketlere toptan satılıyor. İthalat besiciliği bitirir Et üretiminin, tarla bitkileri üretiminin bir kademe ötesi olduğunu ve Türkiye'de üretilen -arpanın, küspenin ve mera bitkilerinin yine Türkiye'de üretilen buzağılara yedirilmesi sonucunda katma değer yaratıldığını hatırlatan Görener, üretim yaptığına dikkat çekti. Üretimi artına önlemler yerine, kesilmiş et, kasaplık canlı hayvan, besi materyali, ve buzağı ithalatı yapıldığını hatırlatan Görener, "Kesilmiş et ve kasaplık canlı hayvan ithalatı ülkemizin menfaatine değil. Çünkü Türkiye ve Avrupa Birliği'nin maliyet yapıları oldukça farklı. Bu farklılık aslında AB'nin daha fazla yağış alması, dolayısıyla meraya dayalı ucuz besicilik yapılmasından kaynaklanmıyor. Aslında AB'de de bizdeki gibi yarı entansif besicilik yapılır, mera beslemesi de vardır. Ama besi hayvanlarının asıl büyümesi, yedikleri yemler ile sağlanır. Sonuçta orada et daha ucuza mal edilmekte. Dolayısıyla daha ucuz bir maliyet altyapısına sahip ülkelerden kesilmiş et ve kasaplık canlı hayvan düşük veya sıfır gümrük vergisi ile ülkeye giriyorsa bu memleketimizde o üretimi yapanların cezalandırılması demektir. Bu alana yatırım azalır, ve [3]

sonunda tamamen ithalata bağlı konuma gelirsiniz. Besiciliği bitirirsiniz. Bu nedenle kesilmiş et ve kasaplık canlı hayvan ithalatı acilen durdurulmalı. Besiciliğin ve üretimin devam etmesi, et açığının kapatılması için, buzağı ve besi materyali ithalatı yapılmalı. Kesinlikle kesilmiş et ithal edilmemeli. İthal edilen her bir ton et, besicileri yatırımdan Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, Kurban Bayramı'ndan önce 130 milyon lira süt primi, 150 milyon lira da hububat primi ödeyeceklerini söyledi. Eker, Aksaray Organize Sanayi Bölgesi'ndeki Sütaş Entegre Tesislerinin açılışında yaptığı konuşmada, "Hayvancılık destekleri için icmaller yapılıyordu, dolayısıyla yıl içerisinde ödeme yapamıyorduk. 2010 yılının ilk 6 ayındaki icmaller toplandı, bugünden itibaren bayramdan önce, 130 milyon lira süt üreticisine süt primi ödeniyor. Artı hububat primlerinde de icmali yapılan 150 milyon lira da bayram öncesi ödenecek. Süt primleri de bundan sonra 3 ayda bir ödenecek" dedi. Süt tozunda da bugünden itibaren yeni bir çalışma başlattıklarını bildiren Eker, "Kota tekrar verilecek. Bizim amacımız süt fiyatları belli bir dengede dursun. Sanayicimizin ihtiyacını hissettiği yaklaşık 18 bin ton süt tozunun tamamının Türkiye'de üretilmesi için bir destekleme başlattık. Yani 2011 yılı başından itibaren yıllık 18 bin ton süt tozu üretiminin tamamını biz destekleyeceğiz. Sanayicimizi destekleyeceğiz. Sanayicimiz, çiftçimizi destekleyecek ve hayvancılık kazanacak" dedi. Süt hayvancılığının geliştirilmediği taktirde et hayvancılığının da gelişmeyeceğini söyleyen Eker, şunları kaydetti: "işin esası süt ve süt hayvancılığıdır. Biz süt hayvancılığını geliştirmezsek et hayvancılığını geliştiremeyiz. O yüzden süt hayvancılığını daha modern bir şekilde gerçekleştirmemiz ve daha verimli yapmamız üretim açısından çok önemli. Biz desteklerimizin önemli bir kısmını yem desteği olarak ödüyoruz. Türkiye, 7 yılda 8 milyon ton süt üretiminden 12.5 milyon ton süt üretimine çıktı. Hayvancılıkla ilgili toplumda negatif bir algı var. Yapılanlar yeteri kadar bilinmiyor. Halbuki Türkiye, tarım sektöründe 70 milyon insanını besleyen, 30 milyon turisti ağırlayan ve 11 milyar 200 milyon dolar gıda ve tarım ürünü ihracatı gerçekleştiren tarım üreticisi bir ülke." KURBAN BAYRAMI'NA bir hafta kala herkesi kurban telası aldı. Yetiştiriciler, aylardır besledikleri kurbanlıkları iyi bir fiyata satmanın hesabını yaparken, bu yıl kurbanlıkların önemli bir bölümünün ithal edilmesi beklemiyor. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı verilerine göre, Kurban Bayramı'nda kesilecek 2 milyon küçükbaş ve 500 bin büyükbaş hayvanın yaklaşık yarısı ithal edilecek. Bu çerçevede bakanlık şimdiye kadar 723 bin bas koyun ve 209 bin 517 bas büyükbaş hayvan ithalatı için izin belgesi verdi. Verilen izin belgelerine oranla, ithalatın düşük düzeyde gerçekleşmesi dikkat çekiyor. Bugüne kadar 723 bin bas koyun ithalatı için izin belgesi verilirken gerçeklesen İthalat 167 bin 536 bas oldu. Bayram yaklaşırken ithalatın daha da artması bekleniyor. [4]

Kasaplık büyükbaş canlı hayvanda ise, 209 bin 517 bas için ithalat izin belgesi verilmesine rağmen ithal edilen hayvan sayısı 125 bin 88 basta kaldı. İthal edilen büyükbaş hayvanların 99 bin 550 basını Et ve Balık Kurumu getirtti. Et ve Balık Kurumu'nun ithal ettiği hayvanların büyük bolumu ise kesilerek, et olarak piyasaya sürüldü. KURBANLIK DIŞINDAKİ ET İTHALATI DA ARTIYOR Köyişleri Bakanlığı bugüne kadar 270 bin ton et ithalatı için izin belgesi verdi. Ayrıca, 70 bin 540 besi hayvanı ithalatı için kontrol belgesi düzenlendi. Bunların yaklaşık 2 bin bası ithal edildi. Kurban Bayramı öncesinde ithalatın artarak devam etmesi ve kesimlerin artması nedeniyle et fiyatının bayramdan sonra düşmesi bekleniyor. Büyükbaş hayvan sayısı ET FİYATININ yükselmemesi ve besiciliğin yasaması için ithalatın mutlaka sınırlarının çizilmesi gerektiğim anlatan Banvit Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Görener, çözüm önerilerini söyle özetledi: "Ülke et açığı muhakkak buzağı ile veya besi materyali 'ithalatı ile dengelenmeli. Kesinlikle kesilmiş et ithalatı yapılmamalı, aksı halde besiciler yatırımdan imtina edecekler. Kasaplık canlı hayvan ithalatı sadece geçici olarak, gerekiyorsa yapılmalı. İthalatlarda ise düz gümrük oranları yerine muhakkak 'eşik değer' bazlı gümrükleme yapılmalı. Meralar kalıcı inşaat yapmamak ve hayvancılıkta kullanılma kaydı ile 10'ar senelik sürelerle özel sektör tarafından kiralanabilmek Ülkemizde yem bitkilerinin üretimi artırılmalı. AB'den devamlı olarak sütçü damızlık akısı sağlanmalı, bir master plan içerisinde sağmal inek sayısı artırılmalı. Birlikler ve fabrikalar arasındaki sut ihaleleri aylık veya 3 aylık değil, en az 6 aylık sürelerle yapılmalı, süt fiyatlarında istikrar sağlanmalı. Salgın mücadelesinde ihbarlar kolaylaştırılmalı. SAP, Brucella, Tüberküloz için acil eylem planları oluşturulup, uygulanmalı. Ette KDV bir sure için yüzde 1'e indirilmeli. Kayıt dışılık önlenmeli, bunun için ayrıca mezbaha ve hayvan pazarları devamlı ve etkin denetim altına alınmalı." Besicilerin yaşadığı sorunlar konusunda Sut ve Et Üreticileri Birliği (SETBIR) ve diğer kuruluşlardan gerekli desteği göremediklerini hatırlatan Görener: "Bugüne kadar kapımızı çalan olmadı. SETBIR çatısı altında da bazı ithalatçılar var. Ben orada kendimi evimde gibi hissetmiyorum, ithalatı fırsat bilip kendi ceplerini memleketin menfaatlerinin önünde tutan insanlar var. Bunlar ucuza ithal edip pahalıya satıyorlar" dedi. TZD Başkanı İbrahim Yetkin: Kurbanlık sayısı azalacak Bu arada Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) Başkanı İbrahim Yetkin, TZD'nin yaklaşan kurban bayramı nedeniyle hayvan pazarlarında yaptığı fiyat araştırmalarda, küçük bas hayvan fiyatlarının 550 lira, büyükbaş hayvanların ise 3 bin lira seviyelerinde gezdiğini tespit ettiklerini açıkladı. TZD Başkanı Yetkin, Ankara İçkale Otel'de düzenlediği basın toplantısında kurbanlık fiyatları hakkında kamuoyunu bilgilendirdi. Yetkin, gecen yıl kurban bayramında 600 bin büyükbaş, 2 milyon 200 bin koyun kesildiğini bildirdi ve [5]

bu sene kurban kesim sayısında düşüş olabileceğini açıkladı. Vatandaşları gebe ve dışı hayvan almamaları konusunda uyardı. 'KUŞ GRİBİ'TATBİKATINA ÖZEL İLGİ (GÜNBOYU) Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığının ortaklaşa yürüttüğü Salgın Yönetimi Eğitimi kapsamında İzmir'de "Kuş Gribi Tatbikatı" yapıldı. Çiğli ilçesine bağlı Kaklıç Mahallesindeki tatbikatta, kuş gribi görülmesi halinde yapılacaklar uygulamalı olarak ele alındı. Senaryo gereği bir vatandaşın tavuklarının öldüğü ihbarını alan sağlık görevlileri, tetkikler sonucunda tavuklarda kuş gribi belirledi. Bunun üzerine önce mahallenin giriş ve çıkışlarını kontrol altına alındı. Jandarma ekiplerinin de destek verdiği tatbikatta mahalleye giren ve çıkan araçlar dezenfekte edildi, canlı hayvan çıkışı engellendi. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı ekipleri, ölen tavuklarla aynı kümesteki canlı tavukları itlaf edilmek üzere sahibinden aldı. Sağlık görevlileri mahalleye asılan afişler ve mobil sağlık araçlarıyla mahalle sakinlerine kuş gribi ve alınması gereken tedbirler hakkında bilgiler verdi. Mahalledeki kümeslerde dezenfekte çalışmaları yapıldı. Sağlık görevlileri insanlara bulaşma riskini göz önünde bulundurarak vatandaşlarda sağlık taraması yaptı. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünden Doktor Mustafa Bahadır Sucaklı, 2005 yılından bu yana çeşitli ülkelerde hayvanlarda kuş gribi görüldüğüne ve hastalığın insanlara da bulaştığına dikkati çekti. Bu yıl Türkiye'nin çevresindeki [6] Bulgaristan, Romanya, İsrail gibi ülkelerde kuş gribine rastlandığını kaydeden Sucaklı, virüsün dikkatli takip edilmesi gerektiğini söyledi. Sucaklı, 3 günlük teorik eğitimin ardından, saha çalışmasını Kaklıç'ta gerçekleştirdiklerini, tatbikatların daha önceki yıllarda da yapıldığını sözlerine ekledi. HAYVAN SAYISINDA CİDDİ AZALMA (YENİ MESAJ) Beyaz ve kırmızı et üreticisi Banvit'in açıkladığı rakamlara göre, Türkiye'de son 18 yılda büyük baş hayvan sayısı önemli ölçüde azaldı. Türkiye'de 1991'de 12 milyon 339 bin büyük baş hayvan varken, bu sayı 2009'da 10 milyon 881 bine düştü. Aynı dönem içinde sağmal inek sayısı da 6 milyon 118 binden 4 milyon 113 bine geriledi. Kamuoyuna ilanen yapılan duyuruda son 18 yılda nüfusumuzun 57.3 milyondan 72.5 milyona yükseldiğine de işaret edildi. Üreticiye darbe vurulmasın Duyuruda 'daha ucuz bir maliyet altyapısına sahip ülkelerden kesilmiş et ve kasaplık canlı hayvan yetersiz gümrük vergisi ile ülkeye girerse memleketimizde o üretimi yapanları cezalandırmış oluruz" ifadelerine yer verildi. Duyuruda Türkiye'deki maliyet yapısına göre bir "gümrük eşik değeri" belirlenmesi ve gelecek ithalata bu eşik değeri kadar gümrük vergisi uygulaması yapılması" gerektiği belirtilerek, "Aksi halde ortalık her ithalatla birkaç kez köşeyi dönen spekülatörlerle dolacak" görüşü ifade edildi. "Kırmızı et krizi göz göre göre geldi ve gerekli tedbirler alınmadığı için şimdi et ithal eder hale geldik" denilen duyuruda,

"Zamanında besi buzağısı ithalatı yapılmış olsaydı bu konuma düşmezdik. Maalesef şimdi, kesilmiş et ve kasaplık canlı hayvan olarak yüz binlerce ton ete tekabül edecek ithalat yapılacağını düşünmekteyiz, bu da kısaca ülke besiciliğini bitirmektir, gelecekte daha da fazla ithalata bağımlı hale gelmektir" görüşü öne sürüldü. İlanda dile getirilen görüşlerden bazıları şöyle: "Bugün ülkemizde bir buzağı bin 250 lira iken, AB'de bir buzağı 300 liradır. AB'de arpa da, küspeler de, yem de, enerji de ülkemize göre daha ucuzdur, sonuçta orada et daha ucuza mal edilmektedir. Ülkemizdeki maliyet yapısına bir başka gözle bakarsak değişik koşullara göre 14 ila 16 TL/Kg karkas maliyetinin içerisindeki sadece 10 günlük buzağı fiyatı 6 TL/Kg olarak yansımaktadır. Diğer taraftan kesilmiş et ithalatçısı, AB'den 2,5 euro/kg'dan aldığı eti nakliye ve yüzde 30 gümrüğü ile 7,3 TL/Kg'a ülkemize mal edebilmektedir." TARIM VE HAYVANCILIK FUARI KAPILARINI AÇTI (MİLLİYET İZMİR EGE) Manisa'da düzenlenen 4'uncü Tarım ve Hayvancılık Fuarı (TEKONTARIM 2010), 102 firmanın katılımıyla başladı. Açılışta konuşan Vali Celalettin Güvenç, Türkiye'de fuarların öneminin yeni yeni kavrandığını vurguladı, "Yeni pazarlar, fuarlarla bulunuyor. Tarım kenti Manisa, bu bakımdan çok önemli bir fuara ev sahipliği yapıyor. Modern tarıma, damla sulama sistemine süratle geçmemiz şart. Tarım sigortası olmasa olmaz. Bunun yüzde 50'sini de zaten devlet ödüyor" diye konuştu. Manisa Ziraat Odası Başkanı Nuri Sorman, istihdamda tarımın payının yüzde 29 olduğunu, devlet desteklerinin artırılması gerektiğini belirtti. Tarım 11 Müdürü Ömer Çelik, "Manisa, ülkemizde kuru üzümün yüzde 92'sini, tütünün yüzde 28'ini, beyaz etin yüzde 10'unu, domatesin yüzde 9'unu üretiyor" dedi. Organizasyonu yapan SNS Fuarcılık yetkilileri, yoğun katılım sağlandığını bildirdi. Fuar, 7 Kasım'a kadar ziyaret edilebilecek. BAKAN EKER: GERÖEK KURBAN FİYATLARI BAYRAMA YAKIN BELLİ OLUR (GÜNBOYU) KURBAN bedellerinin manipülasyona açık olduğunu ifade eden Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker, gerçek fiyatların bayrama 5-6 gün kala ortaya çıkacağını söyledi. Eker, Türkiye'nin hayvan varlığı noktasında paniğe kapılmayı gerektirecek bir durumun söz konusu olmadığını vurguladı. Tarım Bakanı Mehdi Eker, canlı hayvan ithalatı ve kurbanlık fiyatlarını düzenlediği basın toplantısıyla değerlendirdi. Kurbanlık fiyatlarının fahiş göründüğünü ancak hakikati yansıtmadığına işaret eden Eker, "Bayrama 5-6 gün kala gerçek fiyatlar ortaya çıkar. İnsanlar piyasayı kontrol ediyor. Satıcı fiyatların artmasını istiyor, alıcı azalmasını istiyor. Ancak ücretlerin ne olacağını görmek için 1 hafta daha beklemeliyiz." ifadelerini kullandı. Türkiye'nin hayvan varlığında daralmanın söz konusu olmadığını belirten Eker, vatandaşların tedirgin olmasını gerektirecek bir hususun bulunmadığını kaydetti. İthal etin de gönül rahatlığıyla tüketilebileceğini savunan Mehdi Eker, "Dışarıdan getirdiğimiz [7]

hayvanlar sıhhi ortamlarda kesiliyor. En önemlisi de İslami usullere göre kesiliyor. Kontrolleri yapılıyor. Dolayısıyla burada bir sorun, bir sıkıntı görmüyoruz. Daha önce 10 bin tonu] aşkın et girişi oldu ülkemize. 255 bin tonluk et için de belge verildi. Bu tabii perakende fiyatlara da yansıdı. Karkas etin kilogramı 16,40 TL'ye mal oluyor Buna bir de KDV ekleyin. Artış bir miktar olur ancak fahiş olmamalıdır, bu kabul edilemez. Bu istismardır, spekülasyondur." dedi. İTHAL ETE DEVLETEN "TEMİZ" GARANTİSİ (GÖZLEM) İthal edilen kırmızı et ve canlı hayvanlarda hastalık riski tartışmaları devam ederken Tarım ve Köyişîeri Bakanlığı Koruma ve Kontrol Genel Müdürü Muzaffer Aydemir, ithalat edilen canlı hayvanlarla, kırmızı ette hastalık riskinin bulunmadığını bildirdi. Aydemir, "İthal edilen hiçbir hayvan deli dana riski taşımamaktadır ve bir kilogram kırmızı et dahi deli dana, hormon ve kalıntı testlerinden geçmeden ülkemize sokulmamaktadır" dedi. Aydemir, ithalat yapılan ülkelerde görevlendirdikleri resmi veteriner hekimler aracılığıyla gerekli kontrollerin bu ülkelerde yapıldığı gibi gümrük kapılarında da çok sıkı önlemler aldıklarını belirterek, şu değerlendirmeyi yaptı: "Gümrüklerdeki taze soğutulmuş etle ilgili aldığımız önlemler bu tür etlerin raf ömrünün kısa olmasından kaynaklanıyor. Ayrıca ithalatın yapıldığı ülke bu etlerin sağlıklı olduğunu tam garanti etmesi gerekiyor. Yine gümrüklerde görevlendirdiğimiz veteriner hekimler klinik muayeneleriyle bu [8] konudaki her türlü gözlem ve incelemeleri sonunda bu etlerin sağlıklı olduğunu tespit edilmesi üzerine Türkiye'ye girişine izin veriyor." Önlemler daha sıkı Kırmızı ette Deli Dana testinin mezbahada yapıldığını ve bu hastalığı taşımadığı kesin olarak teyit edilmiş olan kırmızı etlerin ithal edildiğini anlatan Aydemir, şöyle konuştu: "Canlı hayvan ithalatında aldığımız önlemler kırmızı ette aldığımızdan daha sıkı. Canlı hayvan ithalatında Dünya Hayvan Sağlık Teşkilatı'nın bilimsel kriterlerinin yanı sıra ihmal edilebilir risk grubu içerisinde saydığı ülkelerden ithalat yapıldı. Kasaplık canlı hayvanlar bir hafta içerisinde kesilmesi zorunluluğu bulunuyor. Bu hayvanların kesimi birinci sınıf mezbahalarda yapıldı." Koruma ve Kontrol Genel Müdürü Muzaffer Aydemir, söz konusu hayvanların kesim öncesi ve sonrası muayenelerinin yapıldığını risk materyallerini oluşturan lenf nodülleri, bağırsağın ilgili bölümleri, sinir doku ve kafatasının hastalık taşıyıp taşımadığına bakılmaksızın imha edildiğini anlatarak, şu bilgileri verdi: "İthal ettiğimiz etlerde Deli Dana Hastalığı yüzde sıfır, milyonda sıfır. Çünkü bununla ilgili bütün tedbirleri almış durumdayız." 2011'E İTHAL ET DAMGASI (YENİ ŞAFAK) 2011 Yılı Programında, "kırmızı et fiyatlarını belirli bir seviyeye indirmek için kullanılan ithalat izinlerinin, Et ve Balık Kurumu (EBK) Genel Müdürlüğünün pazar

payının düşüklüğü ile yaygın bir satış ve pazarlama ağına sahip olmaması nedeniyle yeterince etkili olamadığı" belirtildi. Programda, yılsonuna kadar kuruluşun gümrük vergisiz olarak 60 bin ton damızlık olmayan canlı sığır ithal etmesi için gerekli anlaşmaların imzalandığı ifade edildi. Büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinde karlılığı etkileyen en önemli unsur olan kaliteli kaba yem arzında destekleme politikalarıyla önemli miktarda artış sağlandığı, yem bitkilerinin kalite ve çeşit bakımından geliştirilmesi ve üretimlerinin artırılmasının sektör açısından önemini koruduğu vurgulandı. HAYVANCILIK PLANLI OLARAK YOK EDİLİYOR (DÜNYA) şikayet ettiğini ama damızlık İthalatının tamamen serbest olmasını istediklerine dikkat çekerek sözlerini söyle sürdürdü: "Bu çok çelişkili bir durum. Süt ve süt ürünleri stokları çok yüksek oranda ise damızlık ithal etmek, ülke hayvancılığını bilinçli olarak yok etmek anlamına gelir. Bizim gözlemlediğimiz de bu. Ülke hayvancılığı bilmeli olarak yok ediliyor." Tarım Bakanlığının makro düzeyde piyasaya müdahale edip etmeyeceğine karar vermesi gerektiğini belirten Sedat Güngör, "Bakanlık hedef fiyat, eşik fiyat, müdahale fiyatı ve verilecek destek miktarlarını belirleyerek ilan etmeli. Piyasaya müdahale bu şartlar çerçevesinde olmalı" diye konuştu. Aydın Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mehmet Sedat Güngör, ülke hayvancılığının planlı bir biçimde yok edilmek istendiğini belirterek, sadece besiciliğin değil hayvancılığın bütün olarak ithalat tehdidi altında olduğunu söyledi. Kurban bayramı öncesinde Aydın ve yöresinde canlı hayvan kilogram fiyatının 12 TL'ye kadar düştüğünü hatırlatan Güngör: "Bugün besiciler isyan etmekte haklı. Çünkü bir yandan ithalat sınırsız bir biçimde devam ediyor. Diğer tarafta yüksek fiyatla buzağı alanlar bayram öncesi düsen fiyatlar nedeniyle ciddi zarara uğrayacaklar. İthalat içerdeki üretimi bitirir. Biz bu nedenle en basından beri ithalata karsı olduk." açıklamasını yaptı. İthalatın kasaplık canlı hayvanla başladığını ve besi, karkas et, damızlık ithalatı ile devam ettiğini anlatan Güngör, sut sanayicilerinin stokların çok arttığından [9]