Köktürk Harfli Yenisey Yazıtlarındaki Kadını Bildiren Kelimelerin Anlamına Göre Eski Türklerde Kadın İmajı



Benzer belgeler
DENEY 2: PROTOBOARD TANITIMI VE DEVRE KURMA

Cümlede Anlam İlişkileri

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖN DEĞERLENDİRME NOTU

Topoloji değişik ağ teknolojilerinin yapısını ve çalışma şekillerini anlamada başlangıç noktasıdır.

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası

TEŞEKKÜR Bizler anne ve babalarımıza, bize her zaman yardım eden matematik öğretmenimiz Zeliha Çetinel e, sınıf öğretmenimiz Zuhal Tek e, arkadaşımız

DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

Cümlelerin mantıksal özellikleri

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır.

Doç.Dr.Mehmet Emin Altundemir 1 Sakarya Akademik Dan man

Rekabet Kurumu Başkanlığından, REKABET KURULU KARARI

SOSYAL ŞİDDET. Süheyla Nur ERÇİN

Emtia Fiyat Hareketlerine Politika Tepkileri Konferansı. Panel Konuşması

MİKRO İKTİSAT ÇALIŞMA SORULARI-10 TAM REKABET PİYASASI

HAYALi ihracatln BOYUTLARI

Sayın Valim, Sayın Rektörlerimiz, Değerli Hocalarımız ve Öğrencilerimiz Ardahan Üniversitesi Değerli öğrenciler, YÖK Kültür Sanat Söyleşileri

Banka Kredileri E ilim Anketi nin 2015 y ilk çeyrek verileri, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankas (TCMB) taraf ndan 10 Nisan 2015 tarihinde yay mland.

BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9

Öğrencilerimiz TED Kayseri Kolejinde Ulusal Sorunları ve Çözümleri Tartıştılar

Anaokulu /aile yuvası anketi 2015

DÜNYA EKONOMİK FORUMU KÜRESEL CİNSİYET AYRIMI RAPORU, Hazırlayanlar. Ricardo Hausmann, Harvard Üniversitesi

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

CÜMLE BİRİMLERİ ANALİZİNDE YENİ EĞİLİMLER

8. SINIF 4. ÜNİTE İSLAM DÜŞÜNCESİNDE YORUMLAR 1. Din Ve Din Anlayışı Kazanım :Din ve din anlayışı arasındaki farklılığı ayırt eder.

YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR

İNOVASYON GÖSTERGELERİ VE KAYSERİ:KARŞILAŞTIRMALI BİR ANALİZ. Prof. Dr. Hayriye ATİK 16 Haziran 2015

Akreditasyon Çal malar nda Temel Problemler ve Organizasyonel Bazda Çözüm Önerileri

Meriç Uluşahin Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkan Vekili. Beşinci İzmir İktisat Kongresi

BİYOEŞDEĞERLİK ÇALIŞMALARINDA KLİNİK PROBLEMLERİN BİR KAÇ ÖZEL OLGUYLA KISA DEĞERLENDİRİLMESİ Prof.Dr.Aydin Erenmemişoğlu

ELLE SÜT SAĞIM FAALİYETİNİN KADINLARIN HAYATINDAKİ YERİ ARAŞTIRMA SONUÇLARI ANALİZ RAPORU

SERMAYE ġġrketlerġnde KAR DAĞITIMI VE ÖNEMĠ

Endüstri Mühendisliğine Giriş. Jane M. Fraser. Bölüm 2. Sık sık duyacağınız büyük fikirler

Kadınları Anlamak Erkeklere Düşüyor

T.C. KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ TEZ YAZIM KURALLARI

1.Temel Kavramlar 2. ÆÍlemler

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU 3 AYLIK RAPOR

Sayın Bakanım, Sayın Rektörlerimiz ve Değerli Katılımcılar,

Akaryakıt Fiyatları Basın Açıklaması

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün

ZAĞNOS VADİSİ KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJESİ

Sürdürülebilir sosyal güvenli in önündeki zorluklar

İngilizce Öğretmenlerinin Bilgisayar Beceri, Kullanım ve Pedagojik İçerik Bilgi Özdeğerlendirmeleri: e-inset NET. Betül Arap 1 Fidel Çakmak 2

Ek 1. Fen Maddelerini Anlama Testi (FEMAT) Sevgili öğrenciler,

Resim 1: Kongre katılımı (erken kayıt + 4 günlük kongre oteli konaklaması) için gereken miktarın yıllar içerisindeki seyri.

MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının

B02.8 Bölüm Değerlendirmeleri ve Özet

ANALOG LABORATUARI İÇİN BAZI GEREKLİ BİLGİLER

Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi

Proje Yönetiminde Toplumsal Cinsiyet. Türkiye- EuropeAid/126747/D/SV/TR_Alina Maric, Hifab 1

SANAL DĠLĠN DĠLĠMĠZDE YOL AÇTIĞI YOZLAġMA HAZIRLAYAN: CoĢkun ZIRAPLI Ġsmail ÇEVĠK. DANIġMAN: Faik GÖKALP

BBY 310 BİLGİ SİSTEMLERİ TASARIMI TASARIM PLANI ÖDEVİ [HİLAL ŞEKER& GÜLÜMCAN KAYI]

Temel Bilgisayar Programlama

YÜKSEK HIZLI DEMİRYOLU YOLCULUKLARININ ÖZELLİKLERİ

Ara rma, Dokuz Eylül Üniversitesi Strateji Geli tirme Daire Ba kanl na ba

KİM OLDUĞUMUZ. Bireyin kendi doğasını sorgulaması, inançlar ve değerler, kişisel, fiziksel, zihinsel, sosyal ve ruhsal sağlık, aileleri,

KİTAP İNCELEMESİ. Matematiksel Kavram Yanılgıları ve Çözüm Önerileri. Tamer KUTLUCA 1. Editörler. Mehmet Fatih ÖZMANTAR Erhan BİNGÖLBALİ Hatice AKKOÇ

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.

1.3. NİTEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ GİRİŞ NİTEL ARAŞTIRMALARDA GEÇERLİK VE GÜVENİRLİK SORUNLARI... 2

DERS 1. Ben de Varım! Farklılıkları Gözetmek. DÜZEY: 3. Sınıf

Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi. Orman Endüstri Mühendisliği Bölümü PROJE HAZIRLAMA ESASLARI

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 85

ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Yılı Kurumsal Mali Durum ve Beklentiler Raporu

AMASYA ÜNİVERSİTESİ ETİK KURUL YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Tasarım ve Planlama Eğitimi Neden Diğer Bilim Alanlarındaki Eğitime Benzemiyor?

ÇÖKELME SERTLEŞTİRMESİ (YAŞLANDIRMA) DENEYİ

Araştırma Notu 15/177

Kırsal Kalkınmada Yönetişim. Şanlıurfa Örneği Ülker Şener-Evren Aydoğan

İşte Eşitlik Platformu tanıtıldı

KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL DERGİLER YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

AİLE DİNİ REHBERLİK BÜROSU

a) Birim sorumluları: Merkez çalışmalarının programlanmasından ve uygulanmasından sorumlu öğretim elemanlarını,

VAKIF MENKUL KIYMET YATIRIM ORTAKLIĞI A.Ş. (ESKİ UNVANI İLE VAKIF B TİPİ MENKUL KIYMETLER YATIRIM ORTAKLIĞI A.Ş. )

T.C. BİLECİK İL GENEL MECLİSİ Araştırma ve Geliştirme Komisyonu

ÖĞRENME FAALĠYETĠ GELĠġMĠġ ÖZELLĠKLER

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI PROJE FİŞİ

İçindekiler Şekiller Listesi

İçinde x, y, z gibi değişkenler geçen önermelere açık önerme denir.

Özet Metin Ekonomik Büyümenin Anlaşılması: Makro Düzeyde, Sektör Düzeyinde ve Firma Düzeyinde Bir Bakış Açısı

KURUL GÖRÜ Ü. TFRS 2 Hisse Bazl Ödemeler. Görü ü Talep Eden Kurum : Güreli Yeminli Mali Mü avirlik ve Ba ms z Denetim Hizmetleri A..

Balkanlar da Refah: Kısa Rapor

Konu 4 Tüketici Davranışları Teorisi

BÖLÜM 3 FREKANS DAĞILIMLARI VE FREKANS TABLOLARININ HAZIRLANMASI

YETİŞKİNLER DİN EĞİTİMİ Akdeniz Müftülüğü

Deprem Yönetmeliklerindeki Burulma Düzensizliği Koşulları

Başkan Acar Bursa da Sosyal Güvenlik Reformunu Anlattı

Tekrar ve Düzeltmenin Erişiye Etkisi Fusun G. Alacapınar

M i m e d ö ğ r e n c i p r o j e l e r i y a r ı ş m a s ı soru ve cevapları

Bu konuda cevap verilecek sorular?

KOOPERATİFLER HAKKINDA BİLMEK İSTEDİKLERİNİZ:

K12NET Eğitim Yönetim Sistemi

1 OCAK - 31 ARALIK 2015 HESAP DÖNEMİNE AİT PERFORMANS SUNUŞ RAPORU (Tüm tutarlar, aksi belirtilmedikçe Türk Lirası ( TL ) cinsinden ifade edilmiştir.

BİREYSEL SES EĞİTİMİ ALAN ÖĞRENCİLERİN GELENEKSEL MÜZİKLERİMİZİN DERSTEKİ KULLANIMINA İLİŞKİN GÖRÜŞ VE BEKLENTİLERİ

SPROGVURDERING OG SPROGSCREENING AF 3-ÅRIGE BØRN

S V L TOPLUM, YEREL YÖNET MLER VE GENÇL K AB ÜYEL YOLUNDA" S V L TOPLUMLA D YALOG TOPLANTISI 4 SONUÇ B LD RGES 11 ARALIK 2010, STANBUL

Fizik I (Fizik ve Ölçme) - Ders sorumlusu: Yrd.Doç.Dr.Hilmi Ku çu

TÜİK KULLANICI ANKETİ SONUÇLARI

Transkript:

2010 Yılı İtibarıyla Höşöö Tsaídam Bölgesi ve Orhun Vadisi Dil Araştırmaları Sayı: 11 Güz 2012, 57-66 Dîvânü ss. Lügati t-türk te Geçen Her Kelime Türkçe Kökenli midir? Köktürk Harfli Yenisey Yazıtlarındaki Kadını Bildiren Kelimelerin Anlamına Göre Eski Türklerde Kadın İmajı Nurdin Useev * 1 Özet: Makalede Köktürk harfli Yenisey yazıtlarında geçen ve kadını ifade eden kelimeler ele alınarak onların etimolojik yapısından ve anlamından hareketle Eski Türk kültüründe kadına nasıl bakıldığı saptanmaya çalışılmıştır. Örneğin, kişi kelimesinin hem erkeği, hem de kadını bildirmesi Eski Türklerde erkekle kadının aynı seviyede algılandığını göstermektedir. Ebçi kelimesinin morfolojik yapısı ve leksik anlamı kadının daha çok evde oturduğunu ve ev işleriyle uğraştığını gösterir. Sonuç olarak Eski Türklerde kadının daha çok aile içindeki görevi ve yerine göre adlandırıldığı, onlara hor bakılarak ikinci sınıf olarak algılanmadığı ortaya çıkmıştır. Anahtar sözcükler: Eski Türklerde kadın, Köktürk harfli Yenisey yazıtları, kadın imajı, ebçi, kişi. The Image of Women in Old Turks Within The Meaning of The Words Which Reported Women and Passed at The Kokturk Lettered Yenisey İnscriptions Abstract: In this article discussed the words which passed at the Kokturk lettered Yenisey inscriptions and expresses the women. And tried to determine how to looked at the woman in the old Turkish culture by considering the etymological structure and meaning of these words. For example, the word kishi informs men as well as women. This shows that in the old Turkish culture men and women are perceived as the same level persons. Morphological structure and lexical meaning of the word ebchi indicates that the women more staying home and dealing with household chores. As a result, has emerged that in the old Turkish society womans named according to the role within the family. Key words: woman in the old Turkish culture, the Kokturk lettered Yenisey inscriptions, the image of woman, ebchi, kishi. * Dr., Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi Türkoloji Bölümü, nuruseev@gmail.com 57

Nurdin Useev Giriş Kelimeler belirli bir varlığı, kavramı, olayı bildirmekle görevli dil birimleri olarak dünyayı algılamamızda, fikir yürüterek düşüncelerimizi sistemleştirmede çok önemlidir. Bunun yanı sıra kelimeler insanın insan hakkında bilgi edineceği en önemli kaynaktır. Kelimelerin kültürel ve bilişsel değer taşıdığı eskiden de biliniyordu. Şinasi Tekin milletlerin yaşayış tarzları kendileriyle birlikte doğar yine kendileriyle birlikte gelişir. Nihayet bir gün bu yaşayış tarzı yani dış ve iç alem karşısında takınılan belli tavırlar, belli davranışlar o milletin dilinde ifadesini, karşığını bulur. Buna göre kelimeler, bir çok dilcinin sandığı gibi yalnız bir ses ve fonemler yığınından ibaret değil; hislerin, düşüncelerin taşıyıcısıdır. Şu hâlde: dil veya tek tek kelimeler, belli bir yaşam tarzının, belli bir dünya görüşünün, yani belli bir medeniyetin veya kültürün maddeleşmiş, donmuş birer sembolüdür demektedir (Alyılmaz, 2008: 353). Makalemizde Köktürk harfli Yenisey yazıtlarında kadını bildiren ebçi, kişi, katın, kelin ve ög gibi kelimeler ele alınarak bunların etimolojisi ve anlamı saptanmaya çalışılmıştır. Bu çalışmanın amacı, yansıtıldığı kelimenin anlamından hareketle, kadınlara nasıl bakıldığını gün ışığına çıkarmaktır. Yazıtlarda kadınları tanımlayan aşağıdaki kelimeler kullanılmaktadır: a) Kunçuy. Çinceden alınan kunçuy eş, kadın anlamlarında yazıtlarda en çok geçen kelimelerden biridir: esiz elime, kunçuyıma, oglanıma, bodunıma, esizme, altmış yaşımda adırıltım (Değerli devletimden, eşimden, oğullarımdan, halkımdan, kıymetlilerimden altmış yaşımda ayrıldım) (Е 1, 1), kuydaki kunçuyımga adırıltım (Evdeki eşimden ayrıldım) (E 6, 4), kuyda kunçuyımka, özde oglımka bökmedim, esizime, teŋri elimke, başda begimke bökmedim, esizime (Evdeki eşime, vadideki oğullarıma doyamadım, değerlilerime, kutsal devletime, baştaki begime doyamadım değerlilerime) (Е 14, 2-3), kuyda kunçuyımka, oglımka, begimke, kadaşımka bökmedim (Evdeki eşime, oğullarıma, beğime, akrabalarıma doyamadım) (E 22, 23-4) vd. b) Ebçi. Evci, evde oturan anlamına gelerek kadını bildiren bu kelime birkaç yazıtta yer almaktadır: öz ebçi, kunçuyımka bökmedim (Öz kadın, eşime doyamadım) (E 100, 1), ebçime, begime bökmedim, adırıldım (Eşime, beyime doyamadım, [onlardan] ayrıldım) (E 109, 3). c) Kişi. Kadın anlamına gelen bu kelime yazıtlarda hem cariye, hem de eş anlamında geçmektedir: kuyda kişim, esizime (bökmedim) (Evdeki eşim, değerlime [doyamadım]) (E 61, 2), beş yegirmi yaşımda tabgaç kanga bardım. er erdemim üçün alpun altun-kümüşig, egritebe, elde kişi kazgandım (On beş yaşımda Tabgaç kağanına [sefere] gittim. Kahramanlığım sayesinde çok altıngümüş, eğri hörgüçlü develer, cariyeler kazandım) (E 11, 3). d) Yotuz. Eş, zevce anlamına gelen bu kelime birkaç yazıtta geçmektedir: 58

Köktürk Harfli Yenisey Yazıtlarındaki Kadını Bildiren Kelimelerin Anlamına Göre Eski Türklerde Kadın İmajı bodunuma, oglıma, yotuzıma adırıltım, seçlintim, ayıta, buŋa (Halkımdan, oğullarımdan, eşimden ayrıldım, boşandım, ne yazık, ne acı) (E 43, 1-2), kaŋ alp tarkan bodunıma, ayıta, kalıŋ kadaşımka bökmedim, esize, oglımka, yotuzımka bö(kmedim) (Ben) Kaŋ Alp Tarkan, halkıma, ne yazık, kalın (çok sayıdaki) akrabalarıma doyamadım, değerlilerime, oğullarıma, eşime doyamadım) (E 120, 1). e) Ög. Anne anlamına gelen ög kelimesi birkaç yazıtta bulunmaktadır: beş yaşımta kaŋsız kalıp, tokuz yegirmi yaşımga ögsüz bolup, katıglanıp, otuz yaşımga öge boltum. kırk yıl el tuttum, bodun başladım, taş yagıg yagıladım, elledim. (Beş yaşımda babasız kalıp, on dokuz yaşımda annesiz olup, katlanıp, otuz yaşımda baş, yönetici oldum. Kırk yıl devleti idare ettim, halkı yönettim, dış düşmanlarla savaştım, devlet sahibi ettim) (E 45, 2-4), on ay iltdi ögüm, kelürti ilimke (On ay [karnında] taşıdı annem, getirdi devletime) (E 28, 4), on ay iltdi ögim. oglan togdım, erin ulgattım (On ay [karnında] taşıdı annem. Oğul olarak doğdum, er olarak büyüdüm) (E 29, 5). f) Kız. Kız, dişi çocuk anlamına gelen kız kelimesi hem kız, dişi çocuk, hem de genel kadın anlamlarında birkaç yazıtta geçmektedir: urı kadaşımka, üç kinim, kız kadaşım, üç yançı, kalın kadaşımka bökmedim, ayıta, kinim, eçeli, (ö) gümke bökmedim, buŋa (Erkek akrabalarıma, üç akrabama, kız akrabalarıma, üç güvey, çok akrabama doyamadım, ne yazık, akrabalarıma, kız kardeşler, anneme doyamadım, ne acı) (Е 59, 7-8-9), kinim, kadaşım, esizime, oglanımkızıma, örüŋün-karam, esiz yüz elig erime, esizime (bökmedim) (Akrabakardeşlerim, kıymetlilerime, oğlanlarım-kızlarıma, beyazım (altın-gümüşüm)- siyahlarım (hayvanlarım), kıymetli yüz elli erime, kıymetlilerime (doyamadım)) (Е 45, 7), inim yiti, urım üç, kızım üç erti (Küçük kardeşim üç, oğulum üç, kızım üç idi) (E 47, 6). g) Kelin. Gelin, yeni evlenmiş kadın anlamına gelen bu kelime bir yazıtta yer almaktadır: kanım tülberi, kara bodun, külig kadaşım, esizime, içiçim er, üküş er, oglan er, küdegülerim, kız-kelinlerim bökmedim, esizime, ayıta (Padişahım Tülberi, halk, ünlü akrabalarım, kıymetlilerime, ağabeyciklerim erler, oğlan erler, güveylerim, kız-kelinlerim doyamadım kiymetlilerime, ne yazık) (Е 3, 6). h) Eçe. Abla anlamına gelen bu kelime bir yazıtta yer almaktadır: urı kadaşımka, üç kinim, kız kadaşım, üç yançı, kalın kadaşımka bökmedim, ayıta, kinim, eçeli, (ö)gümke bökmedim, buŋa (Erkek akrabalarıma, üç akrabama, kız akrabalarıma, üç güvey, çok akrabama doyamadım, ne yazık, akrabalar, kız kardeşler, anneme doyamadım, ne acı) (Е 59, 7-8-9). Yukarıda verilen kelimeleri iki gruba ayırmak mümkündür. Birincisi kadın-erkek ilişkisi yönünden ele alınacak olan ebçi, yotuz, kız, kelin kelimeleri; ikincisi de akrabalık ilişkileri içinde ele alınacak olan ög, eçe kelimeleridir. Kunçuy Çince den alıntı bir kelime olarak semantik açıdan ilgi uyandırmaz. 59

Nurdin Useev Ancak bu kelime aracılığıyla verilen eşin cümledeki diziliş sırası çok önemlidir. 1. Kadının İlk Sırada Anılması Yukarıda anlatıldığı gibi yazıtların büyük ve önemli kısmını yazıt sahibinin kendisi için önemli, değerli olan varlık ve kimseleri birer birer sayarak onlardan ayrıldığını ya da onlara doyamadığını dile getirdiği bölüm oluşturmaktadır. Bu bölümde verilen varlık ve kimseleri tespit etmekle Orta Çağ Türk erkeği için nelerin ve kimlerin değerli olduğunu anlayabiliriz. Örneğin, kuyda kunçuyımka, özde oglımka bökmedim, esizime, teŋri elimke, başda begimke bökmedim, esizime (Evdeki eşime, vadideki oğullarıma doyamadım, değerlilerime, kutsal devletime, baştaki begime doyamadım değerlilerime) (Е 14, 2-3) cümlesinde merhum evdeki eşine, vadideki oğullarına, kutsal devletine, yönetimdeki beyine doyamadığını anlatmaktadır. Demek ki onun için kendi ailesinin fertleri olan eşi, oğulları ve devleti ile beyi gibi sosyal varlıklar değerlidir. Bilindiği gibi insanlık, onun içinde Türk halkları da toplum içindeki ilişkilerde dil aracından başka da araçları kullanıyordu. Örneğin, Kırgız, Kazak gibi Türk halklarında gelen misafiri çadırın içinde ona verilen değere göre oturtuyorlardı. Değerli biri ise çadırın tör denilen saygın kısmına, istenmedik biri ise ulaga kelimesi ile adlandırılan kapı yanında oturtuluyordu. Yazıtlarda da merhum için değerli olan varlık ve kimselerin sıralanış düzeninde böyle bir mantığın olduğunu düşünmek mümkündür. Baktığımızda bunlar dağınık bir şekilde değil aralarındaki ilişkiye göre sıralanmaktadır. Örneğin yukarıda verilen kuyda kunçuyımka, özde oglımka bökmedim, esizime, teŋri elimke, başda begimke bökmedim, esizime (Evdeki eşime, vadideki oğullarıma doyamadım, değerlilerime, kutsal devletime, baştaki begime doyamadım değerlilerime) (Е 14, 2-3) cümlesinde ilk önce aile fertleri olan eşi ve oğulları ondan sonra da devleti ile beyi yer almaktadır. Aile fertlerinden de eşi birinci, oğulları da ikinci sırada anılmaktadır. Sosyal varlıklar olan devlet ile beyde de aynı sıralama mantığı uygulanır. İlk önce önemine göre devlet, ondan sonra bey gelmektedir. Demek ki yazıt sahibi için değerli olan varlık ve kimselerin cümle içindeki yerine göre de o varlık ve kimselere verilen değeri anlamak mümkündür. Zamanında Kormuşin in de şaşırdığı gibi yazıtlarda en çok yazıt sahiplerinin eşleri anılmakta, üstelik ilk sırada yer almaktadır. Bu durum Doğu da kadına verilen değerin yazıtlarda farklı olduğunu göstermektedir. Kormuşin, bu durumun ilk eşin oğullarının meşru mirasçı olarak vurgulanmak istenmesinden kaynaklandığını belirtir (Kormuşin, 2008: 244). Bize göre bir bakımdan doğru olduğu halde bu görüş gerçek değildir. Çünkü sayısı 180 e ulaşan yazıtlarda yazıt sahiplerinin iki ya da ikiden çok eşinin olduğu hakkında tek bir bilgi yoktur. Üstelik, eğer gerçekten büyük eşin oğulları öne çıkarılmak istenmişse, 60

Köktürk Harfli Yenisey Yazıtlarındaki Kadını Bildiren Kelimelerin Anlamına Göre Eski Türklerde Kadın İmajı o zaman onun büyük eş olduğunu gösteren ayrıca bir kelime kullanılması gerekmez miydi? Yazıtı okuyan birisi anılan oğulların hangi eşinden olduğunu nasıl anlar 1? Dolayısıyla burada eşin ilk anılması sadece eşine verdiği önemden ibarettir. Bu da Eski Türklerin kadına olan muamelesini, verdiği yüksek değeri göstermektedir. Bilindiği gibi Türk halklarında, onun içinde Kırgızlarda kadın Doğu halklarının çoğunda olduğu gibi ikinci sınıf biri olarak algılanmamıştır. Abramzon, N. A. Severtsov 2 ve İ. P. Yuvaçeev adlı araştırmacıların yazdıklarını örnek vererek Kırgız ve Kazak kadınlarının Orta Asya nın diğer halklarına göre daha özgür, durumlarının daha iyi olduğunu belirtmektedir (Abramzon, 1990: 276). Dolayısıyla yazıtlarda eşlerin ilk sırada anılması Eski Türk halklarının kadına verdiği önemin göstergesi olabilir. 2. Ebçi Kelimesi ya da Kadının Evde Oturması Yukarıda verilen ve kadını bildiren kelimelerin anlamı Eski Türklerdeki kadın imajını çizmek için bazı bilgileri vermektedir. Böyle kelimelerden biri ebçi kelimesidir. Söz konusu kelme ev, çadır anlamına gelen eb kelimesine /+çi/ ekinin getirilmesi ile yapılmıştır. Ele alınan kelime Kırgızcada boz çadırın kadına ait kısmı anlamına gelen epçi cak kelime grubunda bulunmaktadır. Bilindiği gibi /+çi/ eki meslek mensubu ya da bir işi sürekli yapan anlamında adlar türetmektedir (Tekin, 2003: 81). Demek ki ebçi kelimesi evde oturan, ev işini yapan anlamına gelen bir kelimedir. Bundan da şöyle bir sonuç ortaya çıkar. Kadınlar ebçi kelimesi ile verildiğine göre Eski Türk aile anlayışında kadınlar evde oturan, ev işine bakan birileri olarak algılanmış ve bu özelliğine göre de adlandırılmıştır. Kırgızlarda da son zamanlara kadar erkekler eşini bizdin üydögü (bizim evdeki) diye anma geleneği vardı (Abramzon, 1990: 277). Gerçekten de Eski Türk hayat tarzında, ekonomisinde gücü gerektiren işlerin (hayvan gütme, sefere çıkma, avlama) çok olduğunu hatırlarsak bu işlerin erkekler tarafından yapıldığı, kadınların da ev işilerini yaptığı anlaşılır. Ancak, ebçi kelimesinin yapısı bu kelimenin daha sonraki dönemlerde ortaya çıktığını düşündürtmektedir. Çünkü kadını bildiren kişi, katun kelimelerini yazıtlar dili verileriyle kök eke ayırmak zor iken, ebçi kelimesinin kök ve eki çok kolay anlaşılmaktadır. Ebçi kelimesinin daha sonra ortaya çıktığını kanıtlayan bir diğer örnek de E 100 yazıtında söz konusu kelimenin kunçuy kelimesinden önce gelerek onu niteleyen bir kelime görevinde bulunmasıdır: öz ebçi, kunçuyımka 1 Kormuşin özde oglum kelimelerindeki özde kelimesini kendi, öz şeklinde anlamlandırarak anılan oğullarının büyük eşinden kendi oğulları olduğunu gösteren bir kelime olarak açıklamaktadır. Ancak, özde kelimesi Tekin tarafından vadide şeklinde anlamlandırılmıştır. Bize göre de Tekin in anlamlandırılması gerçeğe yakındır. Çünkü kendi, öz anlamında kullandığı zaman öz ebçi, kunçuyımka bökmedim (Öz kadın, eşime doyamadım) (E 100, 1) cümlesinde olduğu gibi /+de/ buluma hâli eksiz öz kelimesini kullanması daha mantıklı olacaktı. 2 Severtsov Kırgız kadınlarını şöyle tasvir etmektedir: Kırgız kadınları çekingen, sıradan birileri değildir, cariye değil, kelimenin tam anlamında ev sahibesidir. 61

Nurdin Useev bökmedim (Öz kadın, eşime doyamadım) (E 100, 1). Bu cümlede ebçi kelimesi kunçuy kelimesinden önce gelerek onun özelliğini, evde oturmasını göstererek bir nitelik öğesi olarak yer almaktadır. Bize göre ebçi kelimesi ilk önce kuyda kelimesi gibi bir sıfat olarak kullanılmış, sonra sıfatların isimleşmesi, konversiyon olayı sonucu kadının kendisini bildirmeye başlamıştır. Bilindiği gibi bir varlık veya kavramı adlandırma onun en önemli özelliğine göre gerçekleşir. Kadını adlandırmada onun o dönemdeki belirli bir özelliği, daha doğrusu evde oturması göz önüne alınmıştır. Demek ki Eski Türk kültüründe kadın evde oturan birisi olarak algılanmıştır. Ancak kadını ebçi (evçi, evdeki) kelimesi ile adlandırmanın onu hor görme anlamına gelmediğini belirtmek gerekmektedir. Türk halklarında onun içinde Kırgızlarda kadın ocak sahibi, evin kutu olarak algılanmıştır. Her ne kadar günümüzde kadının toplum hayatındaki önemi artmışsa da onun en önemli görevi çocuk doğurarak insanlığı devam ettirmek, aile denilen küçük devletin düzenini koruyarak sağlamlaştırmaktır. Bunların çoğu da evde gerçekleşmektedir. Üstelik, son zamanlarda yapılan sosyolojik araştırmalara göre en sağlam, iyi aile olarak kocası çalışarak maddi yönden ailesini geçindiren, eşi de evde oturarak çocuklarına bakan aile sayılmıştır. Demek ki tercüme ettiğimizde evçi, evde oturan anlamına gelen ebçi kelimesi Eski Türklerdeki kadının ülküsel imajını, evde oturarak çocuklarına bakan, ocak sahibi, ev kutu olan kadının imajını çizmektedir. 3. Kişi Kelimesi ya da Erkek-Kadın Ayrıcalığı İnsanlık tarihinde din etkisi ile kadınlar erkeklerden aşağı görülmüş, hatta kadının erkek kaburgasından yapıldığı görüşü ortaya çıkmıştır. Bunun izi dillere yansımıştır. Örneğin Kırgızcada danışmak anlamını veren kabırgaga keŋeşüü (Kaburgaya danışmak) deyimi vardır (Osmonova vd., 2001: 232). Kurulduğu kelimelerden anladığımız kadariyle bu deyimdeki kabırga kadın, eş anlamına gelen bir kelimedir. Yani erkeğin belirli bir konu üzerinde evdeki eşine danışmasını bildirmektedir. Maslova bazı dillerde insan, kişi anlamına gelen kelimenin sadece erkeği bildirdiğini belirterek İngilizce a man (insan, erkek), Almanca das Man (insan, erkek) ve Fransızca in home (insan, erkek) kelimelerini örnek olarak vermektedir. Üstelik Rusçada dişil eki olan / şçina/ ekinin hep olumsuz anlama gelen kelimeler (çertovşçina [şeytancılık], dedovşçina [zorbalık]) yaptığını, kadın anlamına gelen jenşçina kelimesinin de Eski Slavca jeno kökünden geldiğini, jeno kökünün de hor bakma anlamını taşıdığını söylemektedir (Maslova, 2001: 124-125). İşte burada Eski Türkçedeki insan, kişi anlamına gelen kişi kelimesinin kadın anlamına da gelmesi çok ilgi çekicidir. Kişi kelimesi Eski Türkçede ve çağdaş Türk dillerinde kişi, insan, çiftin biri, erkek, kadın, eş anlamlarına gelmektedir (Levitskaya vd., 1997: 78-79; User, 2009: 246; Useev, 2011: 69). Örneğin, kişi kelimesi ilteriş kagan kazganmasar, 62

Köktürk Harfli Yenisey Yazıtlarındaki Kadını Bildiren Kelimelerin Anlamına Göre Eski Türklerde Kadın İmajı yok erti erser, ben özüm bilge tonyukuk kazganmasar, ben yok ertim erser, kapgan kagan türk sir bodun yerinte bod yeme, bodun yeme, kişi yeme idi yok erteçi erti (İlteriş Kağan kazanmasaydı, hiç olmasaydı, ben kendim Bilge Tonyukuk kazanmasaydım, olmasaydım, Kapgan kağan Türk Sir halkı yerinde boy da, halk da, insan da hiç olmayacaktı) (Tonyukuk, kuzey 1-2) cümlesinde genel insan, kişi anlamında geçmekteyken, E 18 Çaa-Hol VI yazıtındaki kuyda kişime, ayıta, adırılu bardımız (Evdeki eşimden, ne yazık, ayrılıp gittik) cümlesinde kadın, eş anlamında geçmektedir. Buna göre Eski Türklerde kadın erkek ayırımının yapılmadığını, her ikisinin insan, kişi anlamına gelen kişi kelimesi ile verilerek denk sayıldığını söylemek mümkündür. Özellikle kişi kelimesinin Türkiye Türkçesi ağızlarında çiftin biri anlamına gelmesi Türklerdeki kadınerkek ilişkisini anlamamız açısından çok ilginç ve heyecan vericidir. Bilindiği gibi ağızlar dilin eski unsurlarını koruma özelliğine sahiptir. Meliyoranskiy şöyle demiştir: çağdaş ağızlarda yazıtlarda bulunmayan birçok eski şekiller ve kelimeler bulunmaktadır. Dolaysıyla ağızlardaki bu kelimeler eski yazıtları anlamada ve dil bakımından araştırmada çok değerli, bazen de değiştirilmez verileri oluşturmaktadır (Meliyoranskiy, 1900: 2). Zayançkovskiy de ağızlarda çok eski kelimelerin bulunduğunu, eski yazıtlarda geçen bazı kelimelerin ağızlardaki eski kelimelerden haberdar olmadan açıklanamayacağını ve böylece ağızların söz varlığının tarihî-karşılaştırmalı olarak incelenmesinin çok önemli olduğunu ifade etmiştir (Zayançkovskiy, 1958: 133) 3. Dolayısıyla kişi kelimesinin Türkiye Türkçesi ağızlarında çiftin biri anlamında geçmesi Eski Türklerde kadın ve erkeğe ayrı ayrı bakılmadığı, her ikisi de eşit düzeydeki insan olarak kabul edildiğinin göstergesidir. Üstelik, cinslik kategorisinin olmayışı ve kadınlara ait özel eklerin bulunmayışı Türklerde kadınlara hor bakılmadığını göstermektedir. 4. Katun ve Kelin Kelimeleri ya da Dahil Edilmiş, Birleşmiş Olmak Yazıtlarda hatun, kağan hanımı anlamında geçen katun kelimesi ile gelin, genç kadın anlamına gelen kelin kelimesi kat- ve kel- fiil köklerine fiilden isim yapma / un/, /-in/ ekleri ile yapılmıştır (Tenişev vd., 2001: 297). Kat- fiil kökü Eski Türkçede ve çağdaş Türk dillerinde katmak, eklemek, koymak anlamlarına gelmektedir (Levitskaya vd., 1997: 336-337). Demek ki katun kelimesi katılmış, eklenmiş, dahil edilmiş demektir. Kat- fiil kökünden başka da akrabalık kelimeleri yapılmaktadır. Örneğin, Kumandı, Tuba dillerindeki katış- fiili evlenmek, katılmak birleşmek, irtibat kurmak anlamlarına gelmektedir 3 Bu konuda bak.: Kırgız Türkçesi Ağızlarında Köktürk Harfli Yazıtlara Ait Söz Varlığı, I. Uluslararası Uzak Asya dan Ön Asya ya Eski Türkçe Bilgi Şöleni, Afyon Kocatepe Üniversitesi, Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü ve Türk Dili Kurumu, Afyon Karahisar, Türkiye, 18-20 Kasım, 2009, I. Uluslararası Uzak Asya dan Ön Asya ya Eski Türkçe Bilgi Şöleni Bildirileri (Editörler: Doç. Dr. Cengiz Alyılmaz, Yard. Doç. Dr. Metin Yılmaz, Yard. Doç. Dr. Özgür Ay), Afyonkarahisar, 2010, s. 281-296. 63

Nurdin Useev (Levitskaya vd., 1997: 336-337). Kırgızcada katış kelimesi aralarında sıkı bağ, yakın ilişki olan kişileri bildirmektedir (KTS, 2010: 669). Kel- fiil kökünden türeyen kelin kelimesinin birincil anlamı gelen, gelmiş olan demektir. Dikkat ettiğimizde her iki kelime bir yerden bir yere yer değiştirmek, yeni bir yerde olmak anlamlarını taşıyan fiil köklerinden türemiştir. Yani bir varlığın ya da kimsenin yer değiştirmesi, yeni bir yerde bulunması söz konusudur. Bunu ele alınan kelimeler üzerinde somutlaştırırsak aşağıdaki sonuç çıkar. Türk halklarında bir kız evlendiği zaman gelenek gereği anne-babasının evinden ayrılarak kocasının anne-babasının evine gelmektedir. İşte bu durumdan dolayı yeni evlenmiş kadına kelin adı verilmektedir. Katın kelimesi daha çok gelinlik döneminden çıkmış, artık çoluk-çocuk sahibi bir kadına verilen isimdir. Demek ki katmak, eklemek, koymak anlamlarına gelen kat- fiil kökü aracılığıyla yapılan bu kelime kadının artık kocasıyla birleşmiş, yeni bir aile, eve dahil edilmiş olduğunu göstermiş olmaktadır. Üzerinde durulması gereken diğer bir husus yazıtlarda hatun, kağan hanımı anlamına gelerek yüksek anlam değerli, çok olumlu kelime olan katın kelimesinin bazı Türk dillerinde, örneğin Kırgızcada anlam kötüleşmesine uğrayarak hor görme, zayıf sayma anlamında daha çok erkekler için kullanılmasıdır. Kelime, küfür, tahkir anlamında daha çok erkekler için onların korkaklığını, sözünü tutmamasını ve zayıflığını, güçsüzlüğünü yermek amacıyla söylenmektedir. Çünkü Türk kültüründe erkeklerin cesur, güçlü ve sadık olması gerekmektedir. Korkaklık, fizikî bakımdan zayıflık kadınlara ait olan özelliklerdir. Ancak korkaklık, fizikî zayıflık kadınları hor gösterecek özelliklerden değildir. Fakat erkekler için bu özellikler hiçbir şekilde kabullenemeyecek niteliklerden olmasından dolayı bir erkeği tahkir etmek için, bu özellikleri göstermek amacıyla katın kelimesi kullanılmış, zaman geçtikçe de anlam kötüleşmesi sonucunda tahkir etme, küfür kelimesine dönmüştür. Ancak, bu anlamın kaynağı kadınlar değil, erkeklerdir. Yani erkekler için kullanılmıştır. 6. Ögsüz Kelimesi ya da Anne Anne anlamına gelen ög kelimesi iki durumda geçmektedir. Birincisi, yazıt sahibini karnında taşıyarak doğurması ile ilgili geçmektedir: on ay iltdi ögüm, kelürti ilimke (On ay [karnında] taşıdı annem, getirdi devletime) (E 28, 4), on ay iltdi ögim. oglan togdım, erin ulgattım (On ay [karnında] taşıdı annem. Oğul olarak doğdum, er olarak büyüdüm) (E 29, 5). İkincisi de yazıt sahibi annesiz kaldığını söylerken anılmaktadır: beş yaşımta kaŋsız kalıp, tokuz yegirmi yaşımga ögsüz bolup, katıglanıp, otuz yaşımga öge boltum. kırk yıl el tuttum, bodun başladım, taş yagıg yagıladım, elledim. (Beş yaşımda babasız kalıp, on dokuz yaşımda annesiz olup, katlanıp, otuz yaşımda baş, yönetici oldum. Kırk yıl 64

Köktürk Harfli Yenisey Yazıtlarındaki Kadını Bildiren Kelimelerin Anlamına Göre Eski Türklerde Kadın İmajı devleti idare ettim, halkı yönettim, dış düşmanlarla savaştım, devlet sahibi ettim) (E 45, 2-4). Burada dikkate değer durum ög kelimesinin şimdiki Türk dillerinde öksüz anlamına gelen şekliyle kullanılmasıdır. Tenişev in başında bulunduğu bilim adamları ög kelimesinin öksüz kelimesinde kullanılmasını çocuk için annenin önemli olduğunun göstergesi olarak açıklamaktadırlar (Tenişev vd., 2001: 300). Bunun doğru olduğunu Kırgızcadaki ataluu cetim arsız cetim, enelüü cetim erke cetim (Babası olan öksüz arsız öksüzdür, annesi olan öksüz şımarık öksüzdür) atasözü kanıtlamaktadır. Yani bu atasözünde annesi olan ancak babası olmayan çocukların durumunun babası olan ancak annesi olmayan çocukların durumundan daha iyi olduğu, bir başka deyişle çocuklar için annenin çok önemli olduğu belirtilmektedir. Sonuç Yukarıda anlatılanlardan çıkacak sonuç şudur: Eski Türk kültüründe kadınlar başka halklarda olduğu gibi hor görülmemiş, ikinci sınıf muamelesi görmemiştir. Bunu yazıtlarda ilk sırada eşin anılması, kişi kelimesinin hem insan, hem de erkek ve kadın anlamında kullanılması, dilimizde cins kategorisinin olmaması, bazı etnografik bilgiler kanıtlamaktadır. Kadını ifade eden bazı kelimeler daha çok onların ailedeki yerine göre verilmiştir. Böyle kelimelerden olan ebçi kadınların daha çok ev işiyle uğraşarak evde oturduklarını göstermekte, katın ve kelin kelimeleri ise kocanın evine geldiklerini ve yeni bir eve, aileye dahil edildiklerini bildirmektedir. Kısaltmalar: vd.: ve diğerleri E: Yenisey yazıtlarının numaralandırılmasında kullanılan kısaltma KTS: Kırgız Tilinin Sözdügü Kaynakça Abramzon, S. M., (1990), Kirgizı i İh Etnogenetiçeskiye i İstoriko-Kul turnıye Svyazi, Frunze. Alyılmaz, Cengiz, (2008), Anı / Ani Yer Adı Üzerine, Ahmet B. Ercilasun Armağanı, s. 352-365. Clauson, Sir Gerard, (1972), An Etymological Dictionary of Pre-Thirteenth-Century Turkish, Oxford. Kormuşin, İ. V., (1971), Leksiko-Semantiçeskoye Razvitiye Kornya *qa v Altayskih Yazıkah, Tyurkskaya Leksikologiya i Leksikografiya, Moskova, s. 9-29. Kormuşin, İ. V., (1986), Tekstologiçeskiye Razıskaniya v Oblasti Yeniseyskoy Runiki (K 65

Nurdin Useev Voprosu O Jenskih Pominal nıh Nadpisyah), Turgologica (K Vosmidesyatiletiyu Akademika A. N. Kononova), Leningrad, s. 165-171. Kormuşin, İ. V., (2008), Tyurkskiye Yeniseyskiye Epitafii: grammatika i tekstologiya, Moskova. KTS: Kırgız Tilinin Sözdügü, Bişkek, 2010. Levitskaya L. S ve diğer, (1997), Etimologiçeskiy Slovar Tyurkskih Yazıkov, Obşçetyurkskiye i Mejtyurkskiye Leksiçeskiye Osnovı Na Bukvı K, Қ, Moskova. Maslova, V. A., (2001), Lingvokul turologiya, Moskova. Meliyoranskiy, P. M., (1900), Arab-filolog O Turetskom Yazıke, Sankt-Petersburg. Osmonova, C. ve diğerleri, (2001), Kırgız Tilinin Frazeologiyalık Sözdügü, Bişkek, KTMÜ yayınları. Tekin, Talat, (2003), Orhon Türkçesi Grameri, 2. basım, İstanbul. Tenişev E. R ve diğerleri, (2001), Sravnitel no-istoriçeskaya Grammatika Tyurkskih Yazıkov, Leksika, genişletilmiş II. baskı, Moskova, Nauka. Useev, Nurdin, (2011), Yenisey Cazma Estelikteri I: Leksikası cana Tekstter (Yenisey Yazıtları I: Söz Varlığı ve Metinler), Bişkek: Kırgız Millî Bilimler Akademisi Dil ve Edebiyat Enstitüsü Yayınları. User, Hatice, Şirin, (2009), Köktürk ve Ötüken Uygur Kağanlığı Yazıtları, Söz Varlığı İncelemesi, Konya. User, Hatice, Şirin, (2011), Runik Türk Yazıtları Çerçevesinde Katun ve Kunçuy, Ötüken den İstanbul a Türkçenin 1290 Yılı (720-2010) Sempozyumu From Ötüken to Istanbul, 1290 Years of Turkish (720-2010) 3-5 Aralık 2010, İstanbul / 3th-5th December 2010, İstanbul, 2011, s. 281-292. Zayançkovskiy, A. A., Tartışma Konuşması, Voprosı Dialektologii Tyurkskih Yazıkov, Bakü, 1958, s. 132-134. 66